29.7.08

ERGENEKON İDDİANAMESİ 751 - 800 SAYFALAR,

MUZAFFER' in kendini yaraladığını öğrendiğini ve villaya gittiğini, bu arada RAFET ARSLAN' ı aradığını. Hastane ve ambulansı aramasını söylediğini. Eve ulaştığında MUZAFFER TEKİN in evin üst katında sırtını duvara dayamış, ayaklanm uzatmış vaziyette oturduğunu. Vücudunda kurumuş kan lekeleri olduğunu, temizlenmiş bir bölge olduğunu, açık ama kanamayan bir yarası olduğunu. Şuurunun açık olduğunu, bilincinin yerinde olduğunu. Bunu görünce " bunu yapmaya hakkın yok, başına bir şey gelse bizden bilecekler, biz zan altında kalacağız" dediğini. Onun da " yok ben not yazdım, MAHMUT' a verdim, bunu basma verin " dediğini. O sırada MAHMUT un geldiğini, notlan aldığını. MUZAFFER TEKİN ' in yarasını kontrol ettiğini. 2 cm. genişliğinde 1,5-2 mm. derinliğinde dudak şeklinde keşi gibi bir şey olduğunu, yaralanmaya benzemediğini. Bunun üzerine kendisine hastane ayarlandığını, hastaneye götürmek üzere çıktıklannda hastaneye gitmek istemediğini. "Abimin Maltepe' de bir evi var, oraya gidelim " dediğini. Abisinin evini bilmediğini, anahtarı da olmadığını, onun için anahtar gelene kadar dolaştıklannı. Bu arada RAFET ARSLAN' a da MUZAFFER' in hastaneye gitmek istemediğini, bu sebeple kendisini ikna etmesini söylediğini. Daha sonra RAFET in yanlanna geldiğini ve iki araç ile hastaneye gittiklerini.Kendisi, İSMAİL PAKER, RAFET ARSLAN, YURDAKUL ÇAĞMAN ve MUZAFFER ile hastaneye gittiklerini. Tedavi olmasını beklediklarini. Daha sonra polislerin geldiğini, olayın nerde ve ne şekilde olduğunu sorduklannı. MAHMUT' un bilebileceğini söylediğim ve MAHMUT' u aradığını, hastanenin yakınında olduğunu, MAHMUT' un yanında da MUSA ÇAKIR olabileceğini düşündüğü bir şahsın olduğunu. Sonra polislerin onlan da aldığını. MAHMUT' un evine gittiklerini, Jandarma ekiplerinin orada olduğunu.Hastaneye gelirken MUZAFFER TEKİN ' in isteği üzerine basma bilgi verdiğini. Basma " MUZAFFER TEKİN kendisini yaraladığını, hastaneye götürülüyor" dediğini. Daha sonra kendisini gözaltına aldıklannı. Ankara' ya götürüldüğünü. Mahkemenin turuklamadığmı, hakkında daha sonra takipsizlik karan verildiğini. Bu olayı o zamanki ifadelerinde de aynen bu şekilde anlattığını. Ertesi gün Savcılığa silahını almaya gittiğinde MUZAFFER TEKİN ile İşçi Partisinin avukatı OSMAN AYDIN ŞAHİN* in de orada olduklarını. Bunu görünce MUZAFFER TEKİN ' in fırkiyatma uymayan biri olduğunu gördüğünü ve bundan sonra görüşmeme karan verdiğini.DOĞU PERİNÇEK ile daha önce bir çalışmasının olduğunu. Ulusal Kanalın Danışmanlığını yaptığını. Daha sonra da kendi isteği ile aynldığım. Bunun nedeninin Türkmenlerle alakalı bir programı yayından kaldırtmasının olduğunu. Gerekçesinin de Barzani ve Talabani' nin bu programdan hoşlanmayacağını söylemesinin olduğunu. Amacının Türkiye' ye hizmet etmek olmadığını, Kürtlere ve Talabani' ye yardımı olduğu hissine kapılarak oradan aynldığım ve aralannda bir husumet oluştuğunu. Aynca Danıştay saldınsmm ulusalcılar tarafından yaptınlması ile alakalı olarak emniyette sorulan soruya da geçmişteki solculann eylemlerinin ve bilgilerinin böyle bir işi yaptırmaya yeterli olduğu kanısını söylediği için hakkında bir çok davalar açıldığını. Açılan davalann devam ettiğini. Bir davanın reddedildiğini. Bu olaydan sonra DOĞU PERİNÇEK sitesinde kendi hakkında asılsız haberler yapılmaya başladığını. Aynca dergilerinde de aleyhinde yazılar yazmaya başlandığını.Kendisinin MİT' çi olduğuu, geçmişte hıristiyan olduğunu, hata Fetullahçı olduğunu, cia ve mossad ajanı olduğunu ve MUZAFFER TEKİN ' i öldürmek için pusu kurduğunu söyleyen yazılar yazdıklanm. Danıştay saldmsmda da MUZAFFER TEKİN ' in kendisinin tuzağa düşürdüğünü, teslim olmaması için ikna ettiğini ve yaralı iken hastaneye götürmeyip dolaştırdığını DOĞU PERİNÇEK in tv. kanallannda, dergide ve sitesinde söylediğini.
Soruldu ;İSMAİL PAKER' i de MUZAFFER TEKİN ile birlikte 2005 yılında katıldığı bir konferans çıkışında tanıdığını. İSMAİL PAKER ile MUZAFFER in önceden tanışdıklanm. İSMAİL PAKER in ticaret ile uğraştığım. MUZAFFER TEKİN ' in bu olaylan çıkınca İSMAİL PAKER ' in de MUZAFFER ile görüşmeyi kestiğini. Bu sebeple düşmanlık beslediğini.


OKTAY YILDIRIM' ı MUZAFFER TEKİN vasıtası ile tanıdığını. Vatansever Güç Birliğinin bir toplantısında tanıdığını. Kendisi ile hiç anlaşamadığını. Hatta Danıştay olayında sorgudayken acikistihbarat.com sitesinde sahibi olan BEHİÇ GÜRCİHAN ile birlikte hakkında olumsuz iddialar yayınladığını. MUZAFFER TEKİN ' in CEM ERSEVER vari bir operasyon ile yok etmek istediğini söylediğini. Bunun üzerine OKTAY ile ilişkisini kestiğini. İkisi ile de 13 aydır görüşmediğini. OKTAY' m Kuvai Milliye ile irtibatını da bilmediğini .Ümraniye' de ele geçirilen bombalar konusunu hiç bilmediğini.
KUDDUSİ OKKIR'ı da yine aynı konferansta tanıdığını, zaman zaman görüşmelerinde KUDDUSİ OKKIR'm da olduğunu ve zaman zaman yaptıkları toplantılara da kendisini de çağırdıklarını, ancak son 13 aydır gitmediğini, devletin yeniden yapılanması mastır planını duymadığını,
GAZİ GÜDER, ASUMAN ÖZDEMİR' i ve MUZAFFER ŞENOCAK' ı tanımadığını,
MUZAFFER TEKİN'den ele geçirilen CD' den haberi olmadığmı,kendisinde ele geçirilen klasördeki lobi, gladyo, mafya, kürdistan nasıl kurulacak, masonik bilderberg çetesi, Kasım Gülek, Bilderberg nedere, içindekiler, faili meçhul cinayetler vs. diğer bilgileri de hep internetten aldığını, diğer notlarında yazılarıyla alakalı bilgiler ve notlar olduğunu,
ALPARSLAN ASLAN' ı tanımadığını, Şemdinli dosyasını internetten ve Ankara' daki gazetecilerden aldığını, Sarem' e zaman zaman gittiğini, Emniyet ifadesinin doğru olduğunu,
Kendisinde ele geçirilen emniyetteki Fetullahçı yapılanma ile alakalı olarak aslında Emin Çölaşan' a yazılmış olduğunu, posta kutusunu isimsiz olarak bırakıldığını, bu konuları hiç yazmadığını, Emin Çölaşan'm da bu konulan hiç yazmadığını, mektup içeriğindeki olayların gerçek ile bağdaşıp bağdaşmadığını bilmediğini, hatta mektup imzasız olduğu için çok itibar etmediğini, içeriğini de araştırmadığını, Polis teşkilatı içerisinde de böyle bir yapılanma olduğunu sanmadığını, iddia edildiği şekilde kendisinin FetuUahçılarla her hangi bir alakasının olmadığını, hatta bu tür oluşumlara karşı olduğunu, bu sebeple 4 yıldır yazdığı Önce Vatan gazetesinden de ayrıldığını, MUZAFFER TEKİN ve buna bağlı ekibin kendi aralarındaki yazışmalarda Fetullahçı ve Mitçi olduğunu iddia ettiklerini, hatta bundan 4-5 ay kadar öne telefonla birisinin kendisini tehdit ettiğini, MUZAFFER TEKİN ile olan konulardan ötürü bu konuda da savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ve Valilik makamından da koruma istediğini, MUZAFFER TEKİN'in İşçi Partisi Genel Başkanı DOĞU PERİNÇEK ile aynı görüşleri savunduğunu, Avukatı yukarıda belirttiği gibi OSMAN AYDIN ŞAHİN olduğunu ve Çağlayan Mitingine de ikisinin yan yana katıldığını, bunun basında da çıktığını, hakkındaki iddialarında tamamen bu tür insanların uydurmaları olduğunu, bunları kabul etmediğini, yasadışı oluşumlarla da bir alakasının olmadığını,
Doğuş Factoring olayı ile bir alakasının olmadığını, AYHAN PARLAK' ı MUZAFFER TEKİN'in ofisinde gördüğünü, SEMİH TUFAN GÜLALTAY'ın MUZAFFER TEKİN'in ile irtibatı olduğunu kendisinden duyduğunu, Doğuş Factoring olayını basından takip ettiğini, Danıştay saldırısında da ifade verirken sorduklarını, çok bilgisi olmadığından bir şey söylemediğini, ALPARSLAN ASLAN' m Doğuş Factoring' in avukatı olduğunu daha sonra öğrendiğini,
MUZAFFER TEKİN ' in beyanları ile ilgili; ERTAÇ GİRAY'm kendisinin avukatı olduğunu, ancak iddia edildiği gibi zorla MUZAFFER TEKİN ' e vekalet verdirtmediklerini, bilakis zorla kendisinin ricada bulunduğunu, ancak sadece resmi arama sırasında avukatı ERTAÇ GİRAY'm orada bulunduğunu, konunun Danıştay saldırısı ile alakalı olduğunu anlayınca da daha sonra ilgilenmediğini, MUZAFFER TEKİN ' in dediği gibi "seni alıp savcıya götürüp sonra tekrar savcının yanından alacağım" şeklinde bir şey olmadığını,
MUZAFFER TEKİN ' in iddia ettiği gibi Ankara* dakı Vantanseverler Güçbirliği oluşumuna katılmadığını, İstanbul' daki AKM 'toplantısında bu konuda bir oluşum

749


yapılmasının konuşulduğunu, zaten MUZAFFER ile orada tanıştıklanm, MUZAFFER TEKİN ' in abilik misyonu olmadığını gördüğü için kendisine "sen bizim başımız ol" şeklinde bir şey söylemediğini, MUZAFFER TEKİN ' in bürosuna sadece emekli albayların geldiğini zaman zaman gördüğünü, askeri gelenekler çerçevesinde yüzbaşı iken ordudan ayrıldığı için benden düşük rütbeli insanlara komutanım diye hitap etmediğini, kendini de albay olarak da tanıtmadığını,
Evinden çıkan MİT Müsteşarlığının Başbakanlığa hitaben yazılmış olan yazıyı internetten aldığını, bu yazının internette mektup olarak yayınlandığını, kendisinin de konusunu ilgilendirdiği için internetten aldığı bir çok evrak gibi alıp dosyasına koyduğunu,
Hakkındaki iftiralan kabul etmediğini, DOĞU PERİNÇEK ile siyasal olarak ayrı görüşlere sahip olduklarından itibaren Danıştay olayından sonra da MUZAFFER TEKİN ' in sağ kolu olan OSMAN AYDIN ŞAHİN ile birlikte gördüğünden ötürü bu şahıslarla ilişkilerini kestiğini, ayrıca ulusalcılık tabirini de kabul etmediğini, Kuvva ve Kuvai Milliye prensibini de benimsemediğini, beyan etmiştir.
MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK25.01 2006 tarihli ek ifadesinde
Daha önce bu konularda ifade verdiğini, O ifadelerine ekleyecek bir husus olmadığını, Mete YALAZANGİL, Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU, Saipir DEBLEBİZADE isimli şahısları tanımadığını,
Veli KÜÇÜK'ü tanıdığını, 2006 yılında konferanslardan tanıdığım, VKGB'nin oluşumunda bulunmadığını, hazırlık çalışmalanna katılmadığını, Ancak kuruluş tanışma toplantılanna katıldığını, Kuddusi OKKIR ile orada tanıştıklanm, Kuddusi OKKIR ile bir kere de orada görüştüklerini, Tuncay GÜNEY' i tanımadığını, Fikret EMEK'in devre arkadaşı olduğunu ancak 15 yıldır görüşmediğini,
Veli KÜÇÜK' den elde edilen Ergenekon, Lobi vb. belgeler sorulduğunda; bu belgelerle alakasının olmadığını,
Daha önceki ifadesine konu aramalarda evinden çıkan Masonik Bilderberg, Mafya, Türkiye' de mafyanm yeniden yapılanması belgeleri sorulduğunda; evinde çıkan Lobi ve Mafya belgelerinin bu yapıyı deşifre etmeye yönelik belgeler olduğunu,
Türkiye'de mafyanın yeniden yapılmasına ilişkin belgeler sorulduğunda; Bunları internet ortamından aldığını,
Kürdistan nasıl kurulacak başlıklı 10 sayfadan ibaret belge sorulduğunda; daha önce ulusal kanalda 2003 yılında danışmanlık yaptığını ancak nereden kimden aldığını hatırlamadığım,
Octopus Mafia İstanbul Eylül 2000 başlıklı 30 sayfalık belge, Osmanlıdan Günümüze Masonik Bilderberk Çetesi başlıklı 76 sayfalık belge, Ab Katılım Ortaklığı belgesi, İçindekiler ile başlayan 13 maddelik 99 sayfalık belge sorulduğunda; Bu belgeleri nereden kimden aldığını hatırlamadığını ancak Ulusal kanalda haber merkezi bölümünde çalıştığı dönemde aldığını, Ancak kimden ve nasıl aldığını bilmediğini,
Dosyada mevcut e-mailleri okunup sorulduğunda; Bunlan ajanlık ve bilgi sızdırmak için yapmadığını, Show TV. de çalıştığı dönemde arkadaşına gelen maillerle alakalı karşı tarafa cevaplar yazdığını,
Diğer istihbarı bilgi nitelikli el yazısı dokümanlar sorulduğunda; nereden geldiğim bilmediğini, gazeteci olduğu için gelmiş olabileceğini,
Veli KÜÇÜK'ten çıkan dokümanlar ayn ayn sorulduğunda; Veli KÜÇÜK'ten çıkan belgelerle kendi belgelerinin benzerliğinin neden kaynaklandığını bilemediğini, Kendisinde bu belgelerin olduğunu bilmediğini, ondan almadığını,
Devletin Yeniden Yapılanması belgesini 'ben hiç duymadığını ve görmediğini, Kuddusi OKKIR'm hazırladığı bu belgeyi bilmediğini,

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından gönderilen bu konudaki inceleme tutanakları, belge ve bilgisayar inceleme tutanakları okunup sorulduğunda; bilgisayarında böyle bir belge olmaması gerektiğini ve hatırlamadığını,
Muzaffer TEKİN ile aralarının açıldığı için Danıştay olayından sonra hiç görüşmediklerini,
Mete YALAZANGİL'in savcılıkta vermiş olduğu beyanları okunup sorulduğunda; iddia edildiği gibi Mete YALAZANGIL'i tanımadığını, iddia edildiği gibi Ataşehir'de iftara katılmadığını, Çünkü Danıştay olayının Mayıs ayında olduğunu ve 2006 yılının Ramazan ayında Ekim Kasım aylan olabilir bu tarihlerde MUZAFFER TEKİN ile görüşmüyor olduğunu,
Belirttiği gibi Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU ile tanışmadığım ve görüşmediğini, Saipir DEBLEBİZADE ile görüşmeyip tanışmadığını,
Güler KÖMÜRCÜ'yü tanıdığını, kendisini gazeteci olmalan vesilesi ile tanıdığını ve aralannda duygusal bir ilişkinin de olduğunu,
Telefon numarasının 0 532 341 29 02 olduğunu,
Dosyada mevcut 32-68, 32-69, 32-70 numaralı tapeler okunup sorulduğunda; telefon numarasının kendisine ait olduğunu, ancak bu şahısları tanımadığını, Her hangi bir yerde görüştüğünü de hatırlamadığını, daha önce tanımıyorum demiş olsa da şu an anımsadığını, SAİPİR DEBLEBİZADE'yi Muharrem olarak tanıdığını ve Azeri olarak bildiğini, bu şahsı 2006 yılında Kadıköy'de Muzaffer TEKİN'in olduğu ortamda tanıdığını,
Dosyada mevcut GÜLER KÖMÜRCÜ ile olan görüşmeleri okunup sorulduğunda: Katolik nikahı konusunun espri olduğunu, 32-72 numaralı tapede geçen "Saygı ÖZTÜRK'ün özel bir haberi var, Ergenekon lobi diye , sen de uzun uzun varsın" şeklindeki konu ve devamında 32-73 numaralı VEDAT YENERER ile yapılan görüşmede
Genel Kurmay Başkanına hakaret etmek istemediğim,
Güler KÖMÜRCÜ ile olan görüşmede Kurtlar Vadisindeki Hüseyin isimli şahıs beni anlatmıyor şeklinde söylediğini,
Dosyadaki diğer deliller okunup sorulduğunda; Aleyhine olanlan kabul etmediğini ve Ergenekon, Kuvva-i Milliye ve bunun gibi derneklere üye olmadığını,
c-Elde edilen deliller,
MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK'ÜN AJANDA BULUNAN EL YAZISI NOTLAR
• TSK'nın gözde birimleri Emniyet tarafından dinleniyor. Daha 10 kadar dosya var.
• İdeoloji vurgulanmamak ve halk ideolojide birleştirilmeye çalışılmamak
• Apo-Hadep gibi konular üzerinde durulmamak
» Sivil toplum örgütlerini toplamalı
• Milli mücadele başlatılmalı Kuvvayi Milliye mücadeleye alet edinmemeli
• Atatürkçülük genel olarak ele aimmalı herkese mal edinmeli tekelleştirilmemeli.
• AKP'de ki Kürt milletvekilleri teskere ilişkisi işlenmeli. (Hem yıldızlı hem
yuvarlak içine alınmış)
® HANGİ İslam Ülkesi başka bir İslam ülkesinin işgalini kabul eder. (Hem yıldızlı hem yuvarlak içine alınmış)
• Aydın DOĞAN-TUSİAD planı Kemal ERVİŞ yeni lider olmalı.
• YSK üyeleri nasıl seçiliyor kim bunlar ekonomik ihtiyaçları yetenek ve siyasi durumları. Eski Yargıtay üyeleri ile konuşulabilir. *- %

• Harekatın adı toplumsal alanı kucaklayacak isim olmalı.
• Ulusal TV dışında programa katılmalı.
• Bülent ECEVİT ile görüşülsün ABD Eceviti iktidardan indireli, teskere konusunda ne düşünüyor.
• İlhan SELÇUK ziyaret edilmeli.
• Uluç GÜRKAN ile görüşülsün (bende olacam) durum analizi yapılsın.
• Devlet kademesi ile başka irtibat var mı
• İlişkimiz başka birileri tarafından biliniyor mu
• Mevcut ilişkiler bizimkiler ile ilişkilendirilmeyecek. Bu ilişkiler normal seyrinde devam ettirilecek bizim ilişkimizdeki içerik kesinlikle diğer ilişkilere dâhil edilmeyecek.
• Ben %100 buranın çalışanı ve belli revizyonda bulunan insan olacam.
• Kanal + Derginin danışmanlığını yapacam.
• Medya ve Basında sizinle görünecem.
• Son derece gizlilik prensibi içerisinde konuşmalar yapılacak.Bu konuşmalar direk irtibatmış gibi yansıtılmayacak.(iç ilişkilerde)
• Adamalarınıza çok iyi talimat vermelisiniz ki aynı ortamda kazaya sebep olmasınlar. Kendimi bireysel olarak yıpratamam buna izin veremem ve yukarısı bunu hiç istemez.
• En kısa zamanda bu durum düzeltilmeli.
• 2.Avrasya konferansı 2000 İstanbul Ticaret odası- sanayi odası Maliye Bakanlığı destekleyenler.
• Maddi imkan desteği sağlanır ve birlikte yapılırsa sonuç alınabilir.
» Gürbüz ÇAPAN katılımcı olmak istiyor. İzin verilmesini istiyor.MİT bir çok
bulaştırdı. Tedbir kararları kaldırılırsa daha rahat hareket
edebilir.(olmayacağını hemen belirttim)
• Formül CHP+DSP+MHP+İP
• 25 EKİM yürüyüşü desteklenecek
• Platforma Em.Org.Korg katılımı sağlansın.
• Halkçılık sempozyumundan neden asker çekildi.
• Avrasyacılık Anıl ÇEÇEN nin düşüncesine Türk dünyası dahil edilsin.
» İlhan ALİYEV'e tebrik mesajı gönderilmeli.Azerbaycan ve Türk dünyasının bağımsızlık vurgusu yapılmalı.
• Avrasyacılık kavramında "Alfabe Birliği"-"Kültür Birliği" vurguîanmah.(Kafatascıların elinden alınmalı)
• Antiemparyalist çizgisi öne çıkarmamalı.Statükocu-Prestijli-Emperyal çizgide hareket edilmeli.
• Parti ismini düşünelim.
• Norveç Azerbaycan'da ne arıyor dosya hazırlayalım.
• Genel Durum
• Siyasi Yapılanma
® K.M karargahının oluşturulması
• Karargah işlevlerinin belirlenmesi
• Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve diğer organizasyonlar ile koordine.
30.11.2003
1 SHP YTP DEHAP (DTP) Bölgesel ittifak
2AKP .<•-*- " ^ 3 CHP Tasfiye 4 DSP Zayıf SONUÇ 1- linçi ittifaktan Kürtçü potansiyel (insiyatif) 2- 2inci belli dinci potansiyel (insiyatif) 3- Milli eksen yok 4- Provakasyon olur 5- Müdahale zorlaşır 6- Ordu demokrasiye aykırı kalır. AKP bölünmeîi ve uygun olanlar çekilmeli. Nasıl bir hareket planı var Milli hükümet düşünülüyor mu Kuvayi Milliye Ayakta kalacak Uluslararsı platform (Rusya) Türkiye sıkıştırılacak. 3.üncü dünyalaştırılacak. ABD'nin askeri gücünün yetmediği yere operasyon yaptırılacak. Fail CIA Mossad Yürütme Konseyi Necati ÖZGEN ile görüş. 8 Aralık İstanbul Üniversitesi 14:00 Panel Rauf DENKTAŞ konuşmacı ayrıca 3 kişi 1 kişi daha olabilir em. Gen. Rus heyeti 11 Arahk'da geliyor Generaller ile toplantı yapmak istiyorlar. Yüksek konseye 3-4 kişi katılabilir. Azerbaycan Kominist partisi ile iyi ilişkiler var ondan yararlanılabilir. Slavların geçmişi değil Türk'lerin de geçmişi. Türkeşlilik Cengizin mirası Slav ve Türk milletleri birlikte ortak bir strateji oluşturuyordu. Rusya Avrasya devleti globazizasyon hareketi uyarısı bir strateji Tuncer KILIÇ mesaj gönderdi Hünkar iskelesi antlaşması Slav Türk birlikteliği Zekeriyanm ajanadasma yazdığı telefon lardan bazıları: Hurşit TOLON, Hırant DİNK, Nihat GENÇ, Kemal KERİNÇSİZ, Emin GÜRSES, Hikmet ÇİÇEK, Metin KÜLÜNK, Adil SERDAR, Edip BAŞER, Ümit ÖZDAĞ, Vural SAVAŞ, Mehmet EYMÜR, Hanefi AVCI, Mahir KAYNAK, Turan YAZGAN, Murat AKSU Gamalı Haç resmi ve Üç Hilal resmini yan yana çizerek birleştirmeye çalıştığı, Mitingler düzenlenmeli Doğu-Batı ayrımı yapmadan halka gidilmeli Sorgulatılmak tartışılmak istenenler Türk-Kürt Alevi-Sunni gibi Dini ve Etnik yapay sorunlar Dijital veriler den elde edilenler, "66 DARBE ÇAĞRICILAR VE KARŞI HAMLE 06MYS05.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Söz konusu dosya incelendiğinde darbe karşıtı ifadelerin de yer almasına rağmen, TSK'nm fîziken askeri müdahalenin gereklerini yerine getirme gücüne eskisinden çok daha fazla sahip olduğu, ülkenin içinde bulunduğu koşullara bakılınca mevcut durumun önceki askeri müdahaleler devrine göre daha müsait olduğu, darbeyi isteyen muhalif grupların ise son iki yıldır bu müdahalenin hayata geçmesi için^,yoğun çaba harcadığı, darbe unsurlarının en önemli olanı ise yani darbeyi yapacak iradenin ise bugün her şeye rağmen eksik olduğu, yönünde ifadeler yer almaktadır. "156 ÇETE VE TERÖR ÖRGÜTÜ 07MRT06.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Söz konusu dosya incelendiğinde Veli KÜÇÜK, Ümit OGUZTAN ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahıslardan ele geçirilen örgütün organize suç örgütleri ile ilgili amaç ve planlarının yer aldığı MAFİA isimli belgede yer alan mafyanın ortadan kaldırılması yerine re organize edilerek amaçlar doğrultusunda kullanılması hususu göz önüne alındığında; Söz konusu yazının içinde yer alan "Eğer böyleyse, çeteleşme eğilimi bu kadar çoksa birileri oturup bunun nedenini araştırsın. İnsanlar neden bu kadar eğilimliler. Çok değil 80-85 yıl öncesine kadar çeteler ve çetecilik bu günkü Cumhuriyetin temelini atmada olumlu anlamda söz sahibi olmuştu." ve "Şunu da hatırlatalım ki, Atatürk de zamanında, gerekirse çeteci olurum demişti..." ifadelerinin paralellik arz ettiği, Kurtuluş Savaşımız sırasında oluşan olağan üstü hallerde uygulanan yol ve yöntemlere PERDELEME AMACIYLA ATIFTA BULUNULDUĞU değerlendirilmektedir. "HABER BİLGİ NOTU (III) 11 Aralık 2005 Pazar.doc" isimli MSword belgesi tespit edilmiştir. Söz konusu belge incelendiğinde MİT Müsteşarı Emra TANER'in bu göreve atanması ile AKP hükümeti ile yakın ilişki içerisine girdiği, Emre TANER'in Kuzey Irak'ta Barzani ile görüşmesinin TSK'yı rahatsız ettiği, bu tür girişimlerin kurumlar arası güveni sarstığı, Hakpar kurucu ve yöneticisi eki milletvekillerinden Şerafettin ELÇİ'nin AKP içindeki kurt kökenli milletvekilleri ile görüştüğü bu durumdan genel başkanın rahatsızlık duyduğu, Milli Savunma Bakanlığında Bakan, müsteşar ve yardımcısının bir toplantı yaptığı İran ile ilgili hükümetin yapacağı olumlu olumsuz beyanlarla ilgili askeriyeninde görüşünün alınması gerektiği ve tenkit edici beyanlar içermemesi gerektiği, Genel Kurmay Başkanı'mn görev süresinin uzatılmasının engellenmesi amacıyla Şemdinli, Yüksekova, Hakkari olayları ile bu olayları protesto eden illerdeki eylemleri TSK içerisinde bir kesim tarafından (üst yönetim) planlandığı ifade edildiği görülmüştür. "HABER BİLGİ NOTU (IV) 08 Ocak 2006 Pazar.doc" isimli MSword belgesi tespit edilmiştir. Cüneyd Zapsu Florida Tampa'da ABD Askeri Komuta Merkezi'nin bulunduğu Mac Dili Hava Üssü'ne son iki ay içerisinde 3 kez gittiği, ABD lehinde bir takım çalışmaların yapılmasının karalaştmldığı, bir başka toplantıda ise hükümete iletilmek üzere kapalı zarf içerisinde diğer istek ve talepler verildiği, Org. Yaşar Büyükanıt'm ABD ziyareti sırasında kendisine; AKP hükümetinin uluslar arası ilişkilerde ve diplomaside yetersiz olduğu, bir müttefik ülke olarak ortak çıkarları göz ardı ettiği, özellikle bölgesel konularda çelişkili davrandığı bu nedenle hem NATO'nun hem iki ülke çıkarlarının zedelendiği, ifade edildiği görülmüştür. Ayrıca söz konusu belgenin "Bu iki konudaki bilgiler eksik henüz tamamı ulaşmadı." Şeklinde sonlandınldığı görülmüştür. Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ERGENEKON terör örgütü adına istihbari faaliyetlerde bulunduğu, siyasal iktidar ve TSK arasında bir çatışma ortamının oluşturulması için dezenformasyon amaçlı fişleme mahiyetinde bilgiler toplayarak kaos ortamı ve darbe zemini hazırladığı anlaşılmaktadır. "BİLGİ NOTU İNSAN KAÇAKÇILIĞI.doc" ve "DEĞERLENDİRME İNSAN KAÇAKLÇILIĞI.doc" isimli MSword belgesi tespit edilmiştir. Söz konusu belge incelendiğinde ülkemizde insan kaçakçılığı yapan bir örgüt ve bu örgütün mensupları ile ilgili isim, telefon numaralan ve örgütte üstlenmiş oldukları görevleri ile ilgili detay bilgilerin yer verildiği görülmüştür. Söz konusu örgüt mensuplarının kısa süre cezaevinde kaldıktan sonra tahliye oldukları aynı işe devam ettikleri, sık sık telefon değiştirdikleri, sayılarının çok kalabalık olduğu ifade edilmiştir. ERGENEKON Terör örgütünün mafya gruplarını kontrol altında tutma amacına uygun olarak büyük rantın elde edildiği İnsan Kaçakçılığı hakkında bilgilerin toplandığı anlaşılmıştır. "GSR.DOC" isimli MSword belgesi tespit edilmiştir. Söz konusu belge incelendiğinde Piyade Binbaşı Erol GÖRMAN'm İSAF irtibat subayı olarak Afganistan'da yapmış olduğu görev ile ilgili GİZLİ gizlilik derecesine sahip görev dönüş raporu olduğu görülmüştür. ERGENEKON Terör örgütü üyesi Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün TSK'ya ait GİZLİLİK dereceli raporu bulundurduğu anlaşılmıştır. "agsk akademieki.ppt" isimli PowerPoint dosyası tespit edilmiştir. Söz konusu dosya incelendiğinde Genel Plan ve Prensipler Başkanlığının HİZMETE ÖZEL gizlilik derecesine sahip Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği konusunda hazırlanmış sunum olduğu görülmüştür. ERGENEKON Terör örgütü üyesi Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün TSK'ya ait Hizmete Özel GİZLİLİK dereceli raporu bulundurduğu anlaşılmıştır. Ergenekon Terör Örgütü operasyonu kapsamında göz altına alınarak tutuklanan örgüt üyesi M.Zekeriya ÖZTÜRK 22.06.2007 tarihinde vermiş olduğu ifadesinde "2001 yılı Nisan aynıda kendi isteği ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nden istifa ettiğini" beyan etmesine rağmen, 2001 yılı Nisan ayından sonra oluşturulan ve yukarıda örnekleri verilen "HİZMETE ÖZEL" ve "GİZLİ" gizlilik derecesine sahip bir çok askeri word dosyası ve Power Point sunumlarının bulunduğu görülmüştür. ERGENEKON Terör örgütü üyesi Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün bilgisayarında bulunan GSM mesaj içerikli dosyalardan Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün örgüt üyeleri Güler KÖMÜRCÜ, Kemal KERİNÇSİZ, Kuddisi OKKIR, Muzaffer TEKİN ile Levent TEMİZ ve Emre GÜLALTAY isimli şahıslar ile iltisaklı olduğu görülmüştür. Levent TEMİZ, Kemal KERİNÇSİZ, Hukukçular Birliği tarafından Nevruz Kutlaması, Finansbank'ın satılmasının protestosu, Şemdinli davasına müdahil olarak katılımın sağlanması, Terörün protesto edilmesi, Hrant DİNK'in protesto edilmesi, Danıştay'a saldırının protesto edilmesi, Selanik'te dikilen Pontus Rum soykırım anıtının protesto edilmesi, Soykırım tasarısının potesto edilmesi, Perihan Maden'in protesto edilmesi, Ermeni patriğinin Türkiye ziyaretinin protesto edilmesi, Ruhban okulunun açılışının protesto edilmesi, Orhan Pamuk'un davasını müdahil olarak katılımın sağlanması, Elif Şafak davasına müdahil olarak katılımın sağlanması, Necip Hablemitoğlu'nun öldürülmesinin protesto edilmesi, insan haklarını savunma ve Kibrisin satışına hayır eylemleri ile ilgili davet mesajlarının gönderildiği anlaşılmıştır. Davet mesajlarına baktığımızda ERGENEKON Terör örgütü tarafından ülkemizde kaos ortamı oluşturulması yönünde provakatif eylemlerin yapıldığı, toplumun çatışma ortamına itilmeye çalışıldığı davetler olduğu görülmektedir. Ayrıca söz konusu mesajlar arasında operasyon kapsamında göz altına alman ERGENEKON Terör örgütü üyesi şahısların katılımcı olduğu panellere davet mesajlarının bulunduğu anlaşılmıştır. 5325959046 numaralı telefondan "MUZAFFER TEKİNİ SAKLANMAYA İKNA EDEREK BASINI YAKIP BUTUN BU OPERASYONA ZEMİN HAZIRLADINIZ BİLEREK VEYA BİLMEYEREK ADAM OLSAN EN YAKIN SİLAH ARKADAŞINI" ifadesi yer alan mesajın geldiği görülmüştür. Mesajdan da anlaşılacağı gibi ERGENEKON Terör örgütü tarafından gerçekleştirilen Danıştay saldırı sonrası eylemi gerçekleştiren örgüt üyesi Alparslan ARSLAN'm yakalanması sonucu örgütün planlarının bozulduğu görülmüştür. Şahsın bilgisayarında kayıtlı bulunan msn görüşmelerinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK tarafından vatanın işgal altında olduğu, bu vatanın bu insanlarla kurtarılamayacağı, örgüt militanlarının kendilerinin yaktığını, bizimde kendimizi yakarsak olacağını ama insanların kılından bile ürktüklerini ifade ettiği, görüştüğü şahsın her şeye hazır olduğunu belirterek kendilerini yakabileceğini belirttiği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün karşısındaki şahsın duygulan temiz ve hazır biri olduğuna inandığını ancak daha ADAMA İHTİYAÇLARI OLDUĞUNU, yok olacaksa yok ederek gideceğini, ne çerkezi ne lazı bunlar bunlar kaç kişi ne isterler sence demesi üzerine karşıdaki şahsın YOK EDİCEZ zaten abi dediği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK görüştüğü şahsın, abi ben o zaman hemen resmi kıta görevimi biraz daha erteliyim şu işler tam otursun, 2007 nin onuncu ayma kadar tecilliyim demesi üzerine Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün tamam bunun zamanını ayarlarız, DİĞER DERNEKLERİNİ HEMEN KURMALARINI GEREKTİĞİNİ ifade ettiği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün Sevgi hanımla Kemal görüştümü acaba demesi üzerine karşıdaki şahsın heralde abi bilgim yok şeklinde cevap verdiği görülmüştür. Diğer bir msn görüşmesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün karşıdaki şahsa sadece bir nefer olduğunu ancak başkasının neferi olmadığını, karşıdaki şahsın Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'e beyninin yıkandığını neyin mücadelesini verdiğini, ülkeyi kimlerden kurtardığını sorması üzerine Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün çeşitli düşmanlardan şeklinde cevap verdiği, Karşı taraftaki şahsın düşman aklı idare eden üç beş üstün güç sahibi, yani para, iktidar, ordu her şeyi var Türkiye'yi isteyen de o, vermeyen de o, senin gibiler, onların satranç piyonları dediği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün karşıdaki şahsa hitaben Kemal ve Hanefi'nin kendisinin gergin tavırlarından rahatsız olduğunu, karşıdaki şahsın germe adamlar rahat çalışsın, gerilirlerse sana bazı şeyleri yansıtmayabilirler, ya da görmezden gelebilirler şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün "ehem şey, hımmm, öh öhö, bak küçük kız, böyle şeyler gizlenir, yoksaaaaa, başka amcalar duyar" şeklindeki beyanı göz önüne alındığında karşıdaki şahsı olası bir takip ile ilgili uyardığı ve kolluk kuvvetlerini amca olarak nitelendirdiği anlaşılmıştır. Başka bir msn görüşmesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahıs hayati tehlike nedeni ile dilekçe verdiğini, iki numara tarafından tehdit edildiğini ancak stratejik davrandığını, karşıdaki şahsın biri de mi kattın araya diye sorması üzerine Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Bunun arkasında MT ve ağabeyi vardı salt o herifle bağım olmadığı anlaşılsın diye yaptım tek sebep bu" şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. Söz konusu görüşmenin devamında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ne istiklal mahkemesi nerede o eski erdem şeklinde beyanda bulunması üzerine karşı taraftaki şahsın "Kurulur kurulur, gör bak, savaş kapıya dayansın, nasıl kuruluyor bir günde ibret olsun geleceğe diye yargıla as, yargıla as" diyerek cevap verdiği anlaşılmıştır. EREGENEKON Terör örgütünde önemli bir konuma sahip olan Zekeriya ÖZTÜRK'ün yapmış olduğu msn görüşmelerinde örgütün amaçları hakkında önemli ipuçları verdiği, örgütün ülkemizde etnik milliyetçiliğe dayalı çatışma ortamı oluşturmak istediğini, ülkemizin işgal altında olduğunu göstermeye çalıştığı, ülkemizde tekrar İstiklal Mahkemelerinin kurulmasmı istediği, örgütün nihai hedefleri arasında olan ülkemizin en seçkin kurumu bütün Türk milletinin ordusu TSK'nin darbe yapması için gerekli zeminin oluşturulmasına çalıştığı,- örgütün henüz yapılanmasını tamamlamadığını daha bir çok örgüt üyesine ihtiyaç olduğunu, bunun da sağlanabilmesi için sivil toplum örgütü adı altında bir çok derneklerin kurulması gerektiğini, sivil toplum örgütlerini kontrol altmda tutan ERGENEKON Terör örgütü üyeleri Sevgi ERENEROL ve Kemal KERİNÇSİZ'in görevlerini yapıp yapmadığı konusunda da bilgi edinmek istediği, MT ve ağabeyinden kasıt Muzaffer TEKİN ve Veli KÜÇÜK olduğu Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan ARSLAN ile irtibatının anlaşılmaması için savcılığa ve polise tehdit aldığına dair dilekçe verdiği anlaşılmıştır. Ayrıca Örgüt üyesi Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'e ait digital verilerde; Şemdinli olayı ile ilgili Van Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma ile alakalı olarak soruşturmaya esas teşkil eden tüm evrakların taranmış olduğu ayrıca tüm klasörlerin içinde ne olduğunu gösterir fihrist oluşturulduğu, Türkiye2023 Derneğine ait tüzüğün olduğu ancak kurucu ve organlarının isimlerinin bulunmadığı, Örgüt üyesi Ümit SAYIN tarafından örgüt üyesi Doğu PERİNÇEK'e gönderilen mektubun ve örgüt üyesi Adnan AKFIRAT ile yapmış olduğu msn görüşmelerinin bulunduğu, "184 AĞIR DARBE DİBE, KALKIŞMA DEVLETE 20HZRN06.doc" isimli MSword belgesinde "Türk olan, Milli olan, Emniyeti olan bir devlet. MİT ile TSK bu tuzağa düşmedi ama soğuk havanın etkisi hala sürüyor. Polis asker ilişkisi en uzak dönemini yaşamaya devam ediyor. Polise birileri görev vermiş Askeri dinle, izle ve gözle. Neden ve kim bu tuzağın üç kurum arasında açılmasını ister?" şeklinde ifadelerin yer aldığı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına hakaret içeren power point sunusu olduğu, Kurulması planlanan KONGRETÜRK isimli bir yapılanmayla ilgili bilgiler verildiği, Cumhuriyetimizin kongreler ruhu ile doğduğu, öz değerlerimizin günün koşullarına uyarlanarak yeniden yapılanması gerektiği, her gün muhtelif standart ve isimlerde; ki basın bilerek yada bilmeyerek "manipülasyon, dezenformasyon " haberler yaydığı, KONGRETÜRK'ün aynı zamanda diğer Türk devletlerini de bir kongre etrafında değerlendirmeyi amaçlamakta olduğu, ERGENEKON Terör Örgütü üyeleri Veli KÜÇÜK, Oktay YILDIRIM, Kemal KERİNÇSİZ, Muzaffer TEKİN ile bayrak mitinglerinin fotoğraflarının bulunduğu görülmüştür. "KİŞİYE ÖZEL BİLGİ NOTU.doc" isimli MSword belgesinde Ülkemizde milliyetçi kesimi temsil eden Milliyetçi Hareket Partisinin yeniden yapılanması altmda ERGENEKON Terör örgütü tarafından yönlendirilebilecek bir pozisyona getirmeye çalıştığı, ülkemizin en köklü ve hassas değerlere sahip bir partimizin bir çok sansasyonel eylemin içine çekmeye çalıştığı, Ümit ÖZDAĞ'm MHP Genel Başkanlığına aday olmasının sağlanarak bu adaylığı üzerinden bazı planların yapıldığı, bu planlardan bazılarına baktığımızda ERGENEKON Terör örgütünün amaçlarını açıkça ortaya çıktığı ve örgüt üyesi Veli KÜÇÜK'ün suç örgütü lideri Sedat PEKER ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinde de belirttiği gibi Veli KÜÇÜK tarafından yapılandırılmak istenen yeni oluşumun ne amaçla yapılmak istendiği ve örgüt üyesi Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'e bu amaç doğrultusunda görev verildiğinin net olarak görüldüğü anlaşılmıştır. Yeni oluşum çerçevesinde yapılmak istenenler belgede şu şekilde belirtilmiştir. Mümkün ise MHP Kongresinde kavga ve kargaşa çıkarmak, Kongre salonu önünde basının ve halkın izleyeceği arbede çıkartmak. Arbede saatini kongreye katılım tamamlanmadan önceki zamana denk getirmek. Böylece olayların duyulmasını sağlamak ve katılımcıları olumsuz ycjnde-etkileyerek kongre salonuna gelme isteklerinin kırmak, / '_ i* ■• - ~ Ümit Özdağ kongre salonuna girebilirse burada yanındakiler ile basının dikkatini çekmek kongre düzeninin sarsmak, Kullanıma müsait belli sayıda ve bazı özelliklerde kişilerle (suç işlemeye eğilimli, kaybedecek değeri olmayan, eskiden devletin güvenlik güçleri içerisinde görev almış ve çeşitli suçlardan dolayı görevden el çektirilmiş, hala bazı gayri meşru yapılar içerisinde faaliyet gösteren, silah kullanmaya eğilimli) kongre salonu önünde suni olaylar yaratmak, mümükünse infial yaratmak, fırsat oluştuğunda ateşli silah kullanmak, Bu sayede MHP kongresinde ortaya çıkabilecek potansiyel gücü eritmek, MHP etkisini azaltmak, halk ve kamuoyu nezdinde; MHP"nin hala silahların kullanıldığı, eskiden olduğu gibi şiddet ve saldırı yöntemlerinin devam ettirildiği, modern ve güncel olmaktan uzak bir parti imajı ile tekrar hatırlatmak ve itibar infazı yapmak, Not: 1 -Bilgiler özet olarak derlenmiş olup, genelde Ü. Özdağ çevresinde oluşturulan ekip ve ona destek veren gruplar içerisinden elde edilmiştir. Kaynaklar güvenilirdir. Bir başka açıdan düşünülürse, amaç korku ve endişe yaymak olarak planlandığı düşünülebilir. 2- Bununla beraber bazı kişilerin Doğu PERİNÇEK ile çok iyi ilişkide olduğu ve bu grubun Ümit ÖZDAĞ ile yakın temas içerisinde hareket ettiği gerçeği unutulmamalıdır. 3- Yine bu grubun eski bazı MHP kökenlileri de içinde barındırdığı ve/fakat hiç bir zaman parti içinde etkilli olamadıklan, bu gün bu nedenle hmç içerisinde olduklan dikkate alınmalıdır. Başanlı bir kongre olmasını dilerim. Saygılanmla." Şeklinde olduğu görülmüştür. ERGENEKON Terör örgütü üyeleri Veli KÜÇÜK ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK Ümit ÖZDAG'ı MHP'nin genel başkanlığına getirmek için her türlü çalışmayı yapmış fakat bunu başaramayınca bu kez de kongrede ki potansiyeli yok etmeyi, kavga, kargaşa, kaos ve anarşi meydana getirmeyi planlamıştır. Böylelikle bir taraftan MHP'nin kamuoyundaki prestijini yok etmeyi amaçlarken diğer taraftan da, MHP'nin tabanını oluşturan gençleri sokağa çekerek, ÜLKEMİZDE KAOS VE ANARŞİ OLUŞTURMAYI AMAÇLADIKLARI görülmüştür. Ümit ÖZDAĞ'm etrafında bir ekip oluşturulduğu, bu grubun Ümit ÖZDAĞ ile beraber hareket ettiği, Doğu PERİNÇEK ve Ümit ÖZDAĞ'm ise dirsek temasında olduğu anlaşılmıştır. Bazı eski MHP'lilerin de Ümit ÖZDAĞ ile beraber hareket ettiği anlaşılmıştır. Söz konusu bilgi notunda kongrede kavga çıkartılması, bu kavgayı kongre başlamadan önceye getirilmesi ve fırsat bulunması halinde silah kullanmasının planlandığı, bunun neticesinde de kamuoyu nezdinde MHP'nin şiddet ve saldın yöntemlerine devam ettiği mesajını vermek istendiği anlaşılmıştır. Yukanda yer alan cep telefonu mesajlannda "MHP kongresinden kim kazançlı çıktı bundan sonra nasıl olacak selamlar ENGZ" ifadesinin de bu belgeden sonra anlam kazandığı görülmüştür. Örgüt üyesi Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün digital verilerinde çocuk ve hayvan pornosunun da olduğu görülmüştür. Aramalarda bir çok örgütsel dokümanın çıktığı, alevi yapılanmasıyla alakalı raporun çıktığı, ankarada Danıştay dosyasından Devletin Yeniden Yapılanması isimli dokümanın pover point olarak sunumunun bulunduğu, d-Telefon görüşmeleri, Tape:3268, 17.07.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU arasındaki görüşmede ö/etle; T.HACIBEKTAŞOĞLU'NUN 2 ~ ^p^^tf-^>-

"serbest kaldık haber vereyim dedim" dediği, M.Z.OZTURK'ün "ha bıraktılar mı?" diyerek yanıt verdiği, T.HACIBEKTAŞOĞLU'nun "bıraktı şimdi yoldayız teslim aldık" dediği, M.Z.OZTURK'ün "tamam çok sevindim" dediği, T.HACIBEKTAŞOĞLU'nun "vereyim bir saniye" dedikten sonra telefonu Saipir PEBZLEYİDZE isimli şahsa verdiği ve S.PEBZLEYİDZE'nin "Selamualeyküm komutan" dediği, M.Z.OZTURK'ün "Alikümselam yiğitim benim ya" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "şimdi sen mi diyesen geçmiş olsun ben mi diyem" "bunlar bizi yıpratamazlar abi" dediği, M.Z.OZTURK'ün "boşver onları sen yanmızdakileri böyle seni yapanlan dikkat böyle" "kandıranları şey yapanlan dikkat et oturur konuşuruz yavrucuğum bir ara" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "senle özel işlerim var benim" dediği, M.Z.OZTURK'ün "tamam anladım beni seni anladım" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "ya bunaldım artık vallahi" dediği, M.Z.OZTURK'ün "bunalmışsmdır bunalmışsmdır" "o şeylere diğer boktan adamları falan şey yapma" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin " tamam komutan" dediği,
Tape:3269, 19.07.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Saiper
DEBZLEYİDZE arasındaki görüşmede özetle; S.PEBZLEYİDZE'nin "Selamünaleyküm komutan" "hayırlı kandiller" diyerek birbirlerinin kandillerini kutladıklan, daha sonra S.PEBZLEYİDZE'nin "biraz uyudum rahatladım" dediği, M.Z.OZTURK'ün "iyi iyi hadi sevindim sevindim" dediği, "keyfin yerinde dimi" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "Salı çarşambaya ikameti alıyorum" "ne zaman görüşelim seninle" dediği, M.Z.OZTURK'ün "şimdi yoğunum önümüzdeki hafta yapalım bari" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "tamam seçimlerden sonra zaten bir görüşelim" dediği, M.Z.OZTURK'ün "tamam" diyerek onayladığı, S.PEBZLEYİDZE'nin "tamam komutan" dediği, M.Z.OZTURK'ün "tamam Muharrem oldu" dediği,
Tape:3270, 24.07.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Saipir PEBZLEYİDZE arasındaki görüşmede özetle; S.PEBZLEYİDZE'nin "Selamıaleyküm komutan" "ne zaman görüşelim" dediği, M.Z.OZTURK'ün " Muharremciğim şimdi yoğunum" "bu hafta işlerimi halledeyim de görüşelim" "bu hafta sonu Cuma günü telefonlaşalım" "ona göre ayarlayalım bari" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "tamam komutan" dediği,
Tape:3271 05.08.2007 tarihinde MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK ile GÜLER KÖMÜRCÜ arasındaki görüşmede özetle; O sıralarda İtalya'da bulunan GÜLAY KÖMÜRCÜNÜN "BURADA YAŞAYABİLİRMİYİZ MEHMET, BEN TÜRKİYE'YE AİTLİK DUYGUMU KAYBETTİM " VE "ARTIK BEN HALK DÜŞMANIYIM" dediği MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK'ÜN DE; "HUKUK HUKUK, DİLEKÇEM HAZIR. ŞU AN HUKUK KISMI BİTSİN. VATANDAŞLIKTAN ÇIKMAK İÇİN DİLEKÇEMİ GÖNDERCEM" şeklinde ki görüşmeden yapılan Milletvekilliği seçimi sonrası kendi siyasi fikir ve görüşlerini benimsedikleri siyasi partinin basan elde edememesi ve iktidara fikirlerini benimsemedikleri bir partinin gelmesi neticesinde artık Türkiye'de yaşanamayacağı ve Türk vatandaşlığından çıkarak yurtdışında yaşama düşüncelerinin olduğunu anlaşılmaktadır.
Tape:3272, 10.08.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Güler
KÖMÜRCÜ arasındaki görüşmede özetle; G.KÖMÜRCÜ'nün "şey ne diyecem bir tane Tempo al" dediği, M.Z.OZTURK'ün "tamam ne oldu ne var?" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Sen de varsın bir de ee Saygı ÖZTÜRK'ün özel bir haberi var Ergenekon ve Lobi diye bir şeyden bahsediyorlar" dediği, M.Z.OZTURK'ün -"tamam alıyım tamam" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "uzun uzun sen de varsın" dediği.


Tape:3273 28.08.2007 tarihinde MEHMET ZEKERİYA OZTURK ile VEDAT YENERER arasındaki görüşmede özetle; MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK'ÜN "...HA BU ŞUNU GÖSTERİYOR GELDİĞİMİZ NOKTA ŞUNU GÖSTERİYOR LAİKÇİLER VAR BİR KEMALCİLER VAR...." VEDAT YENERER'İN DE "...ORDUNUN İÇİNDE DİMİ..." şeklinde ki sorusuna "... EVET İKİNCİLER VAR İKİNCİ CUMHURİYETÇİLER BİR GÜLENCİLER VAR..." şeklinde ki devam eden görüşmede, MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK'ÜN "...O BUNAK İSTİFA ETMEZ ALGILAMAZ BİLE YANİ...", "....BEN KOMANDOYDUM DAĞLARDA DOLAŞTIM VEDAT YA HANGİ KÖPEĞİN EMRİ İLE GİTTİĞİMİ MERAK EDİYORUM, ŞİMDİ HANGİ SOYSUZUN EMRİ İLE GİTTİĞİMİ SORGULUYORUM DAHA ANLATABİLDİM Mİ...." Şeklindeki görüşmeden Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün Türk silahlı kuvvetlerine ağır hakaretlerde bulunduğu, Genelkurmay başkanına küfürler ettiği anlaşılmaktadır.
MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK TAPELERİ:
24.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile X Şahıs arasındaki görüşmede özetle; Zekeriya'nm "Şeyi soracam sana ya. Bu Antep'te bir şey var petrol şirketi var. Emin Emin Dış Ticaret Petrol." "...Petrol yapmıyolar da, şeye mal veriyorlar Irak'a." "Colaturka falan gibi şeyler." "Ülker şeylerini" "Onu bi sorayım dedim. Sahiplerini tanıyor musun diye." "Ya da Barzani'nin böyle burdaki şeyleri var mı?" dediği, X Şahsın "Kendi büroları var Mersin'de, Antep'te ortakları var." dediği, Zekeriya'nm "İşte onu soruyorum işte. Onlar kim yani Mersin'deki ortakları abi şeyleri kim?" "...ya bi baksana şunlara bi." dediği, X Şahsın "Öğrenmeye çalışayım mı?" dediği, Zekeriya'nm "Valla sevinirim. Mersin'i de Antep'i de." "Tamam aklında olsun. Neçirvan'm bu neydi onun amcası Şıhzaman mıydı, Barzani'nin." "...onlara bi bak da, şeylere bak." "Öğrenmek istiyoruz." dediği, X Şahsın "... bulaşma ha." "MEDYADA GENE GÖZÜKME... tamam abim." dediği,
25.10.2007 tarihinde Güler _ KÖMÜRCÜ ile Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK
arasındaki görüşmede özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "Buldun mu?" diye sorduğu, Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Evet evet buldum" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Yoksa yarın getireyim" dediği, Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Yok yok buldum canım gerek yok" ".. taksideyim şimdi" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Aklım sende" dediği, Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Ya tamam neyse kes şunları lütfen haa tamam" dediği,
26.10.2007 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile Zekeriya ÖZTÜRK arasındaki görüşmede özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "Çok başarılı çok beğendim" "Kurtlar Vadisini" "Yani ... yani işte bundan sonrasını uzatmaya gerek yok o Zafer yada Muzaffer karakterini derhal vatan haini çetecisi bunun söyleyip hepse göndermek lazım
önümüzdeki ... bu ... sızdırılan bölümde aynı şekilde enselenip aynı hapse atılması lazım ki içerde bir birlerinin hesaplarını görsünler" "İşte orda söylüyor zaten bi Hüseyin diye bir karakter var Hüseyin denilen karakter kuvvetle muhtemel Mit'in içerisindeki bir grubun sızdırdığı karakter" diyerek diziden bahsettiği, Zekeriya ÖZTÜRK'ün de, Hüseyin ismiyle kendisine mesaj atmasının bu yüzdenmi olduğunu sorduğu,
26.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Güler KÖMÜRCÜ arasındaki görüşmede özetle; Güler'in Zekeriya'ya Kurtlar Vadisi Pusu dizisindeki Hüseyin'e benzetildiğini söylediği, Zekeriya'nm ise "Peki sen bunları söylemeden önce. İşte bu şeyi izlemişsinde Kurtlar Vadisini. Muzaffer yok. Hüseyin bana niye, öyle benimsin Hüseyin

diye çekiyosun. Benim Hüseyinle ne ilgim var." Dediği, Güler'in "Ya açık konuşmak gerekirse, Hüseyin tiplemesini sana benzetmeye çalışıyolar." Dediği, Zekeriya'nm "Hüseyin'in ordaki rolü ne?" diye sorduğu, Güler'in "Söylüyorum ya Teşkilatın içerisine bir grubun sızdırması." "Zafer'in yardımcısı. Sonra diyorlar ki bak bunu sızdıranlar hakim olamazsak öldürür müsünüz? Öldürürürüz deniyor." Dediği, Zekeriya'nm "Kime diyolar bunu? Diye sorduğu, Güler'in "Hüseyin'e" dediği, Zekeriya'nm "Ya Muzaffere hakim olamazsak öldürür müsün diyolar? Dediği, Güler'in onayladığı ve "Şimdi bu böyle uzatılır. Senin Hüseyin olmadığını, kendin bilmiyor musun?" dediği, Zekeriya'nm "Ben Muzafferin yardımcısı olmadım ki hiç bi zaman." "... böyle bi konuda niye ...telefondan böyle yayın yapıyosun?" dediği, Güler'in "Allah Allah ne gerek yani, ben dizi film anlatıyorum." Dediği, Zekeriya'nm "YO DİZİ FİLM ANLATIYOSUN DA" "Bİ TARAFTAN İMA EDİYOSUN YANİ." Dediği,
26.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Güler KÖMÜRCÜ
arasındaki görüşmede özetle; Güler'in mail adresine gelen mailleri kastederek "Sapık okurlarım eksik." "Güler Hanım çok güzel gözüküyorsunuz. Tahlillerinizi de beğeniyorum. Aynı zamanda sizi sizinle..." "Tanışmak istiyorum. Bir meslektaş olarak iyi anlaşabileceğimize eminim ne dersiniz? Ulaş ÇELİKHAN." "Çeiikhan ulaş Çelikhan 72 hotmail.com" dediği, Zekeriya'nm "Hı yani çoluk çocuk ismi yani." Dediği, Güler'in "Canım yani öyle olması gerekiyo mu" dediği, M.Z. ÖZTÜRK' ün "Dedim ya o karşı tarafın şeyidir o" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Bıyığı terlememiş memur bey" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Yani memur olduğu belli canım işte yani" dediği,
26.10.2007 tarhinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Güler KÖMÜRCÜ arasındaki görüşmede özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Konuştun mu şeyle bilmem ne anneyle" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Yok daha konuşmadım ya" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Ya ne gerek var dimi oraya gitti geri zekalı" ".... televizyona" "Sen mi gariban ..." dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Hı bilmiyorum şey demişler ülkücülerin televizyonu falan demişler" "Tuncay'ı dinliyoruz şimdi Tuncay'da" "İşte Talabani üzerinden olayı değerlendiriyorlar" dediği,
28.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Güler KÖMÜRCÜ
arasındaki görüşmede özetle; "e@ D 8 @COK ÖFKELİYİM SANA VE SENİN
GİBİ OYNAYAN BİR GRUBA. HEPİNİZ AYNISINIZ KANDIRDIĞINIZ KENDINIZSINIZ. REKABETİNİZ KENDİ İÇİNİZDE. ALLAH BELANIZI VERSİN. Gi" şeklinde mesaj gönderildiği,
15.11.2007 tarihinde M.Zekeriya ÖZTÜRK ile Tutkun..?' arasındaki görüşmede özetle; TUTKUN'un "Üstad şimdi kitaplar konusunda olumsuz bir durum var" "Çünkü sen beni biliyorsun yani ben dikkat ediyorum böyle şeylere" "Söz üzerine kurulu kimseye verme ben isim misim zikretmiyorum tabi de" "Bazı dostlarım var ya araştırma anlamında paylaşmak istedim diye sorduğumda biz hani kesinlikle istemiyoruz bunu falan dendikleri için peki dedim ben" "Yapacakta bir şey yok sen beni anlarsın yani" dediği,
15.11.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Tutkun...? arasındaki görüşmede özetle; Mehmet'in "Şeyi sorucam. O gün sohbetimiz de konuştuklarımızda hemfikiriz değil mi? Orda bir değişiklik var mı?" dediği, Tutkun'un "Hayır orda bir değişiklik yok. Şimdi ben süreci bekliyoruz biz yani." "Şu &on E-mail meselesi atmıştın ya." "Hı hı onda biraz zamanlamasını bekleyeceğiz."' "Doğru zamanda doğru işi



ry(U& ?'... ^EK^cb^7

yapayım diye de bekliyorum." "O yüzden kimseyle konuşmuyorum." "Onun dışında da bir sorun yok yani hiç problem yok." Dediği, Mehmet'in "O maille ilgili mi diyorsun?" dediği, Tutkun'un "Evet işte genel olarak ta söylüyorum sorun yok." Dediği, Mehmet'in "Tamam o zaman tamam. BEN O SÜRECİ ŞEY YAPIYORUM, DEVAM ETTİRİYORUM AYNI ŞEKİLDE, BİLGİN OLSUN YANİ." Dediği, Tutkun'un "Tamam tamam. Ben de yani biraz hareketlense ortalık şimdi pat diye söylesek." "HENÜZ OPERASYONUN NE OLUP OLMAYACAĞI BELLİ DEĞİL YANİ." Dediği, Mehmet'in "O MAİL DE Kİ O GİDİŞ KONUMUZ AYRI. ONUN DIŞINDA ÖBÜR ÖNEMLİ KONUYU DİYORUM. İLK KONUYU ONU DA BEN SÜRECİ BAŞLATIYORUM YANİ ŞİMDİ BİLGİN OLSUN YANİ." dediği,
18.11.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Güler KÖMÜRCÜ/Kerem arasındaki görüşmede özetle;
KEREM' in "İyidir iyidir, Memleketi toparlayabilecek miyiz Mehmetcim ... napacaz..." dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün" Yani siyahı artık yeşil olarak algılayan toplum nasıl... şey değişir" dediği, KEREM' in "Abi şimdi telefonlar dinleniyormuş onun için ben çok rahat konuşamıyorum" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün ".. çok doğru ... şey yapmıştım Güler'e bir soru göndermiştim espiri olsun diye içimizdeki kanaat önderleri" "Tahlillerini... onu öğrenmek istiyorum da o yüzden sordum yani" dediği,
23.11.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Kemal... arasındaki görüşmede özetle; KEMAL' in "Bu JİTEMDE herhangi bir tanıdığınız var mı sizin?" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Yok, şeyim yok yani" dediği, KEMAL' in "Ya bu Aydınlıkevlerden bir tane Binbaşı var bilgisayarm başında duran" "Bu bu ibnenin ben adını soyadını öğrenmek istiyorum ya" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Bilmiyorum hiç hiç bilmiyorum Aydmlıkevler'de mi?" "Yok hiç bilmiyorum ne oldu hayrola" dediği, KEMAL' in "Benim hakkımda araştırma yapıyormuş ta" "Tak telefonlarımı kapattı kendi de telefonlarını kapattı" "Hiç bir şekilde ulaşama ama adını soyadını bulamıyoruz, yani bilen var biliyo bilen insanda bana vermiyor" dediği,
29.11.2007 tarihinde M.Zekeriya ÖZTÜRK ile İbrahim..?/Tahsin..?' arasındaki görüşmede özetle; İBRAHİM'in "Binbaşı İbrahim, alo" "...burda Tahsin var, Baki var Ercüment var otuduyoduk işte eski günlerden falan" "İşte şöyledir böyledir, bilmem biliyorsunuz konuları komutanım" dediği, M.ZEKERİYA'mn "Televizyonlar gösteriyodur o derebaşları bilmem neleri boşaltılan köyler falan filan..." dediği, İBRAHİM'in "Valla komutanım şimdi o boşaltılan yerlere bişey söylesem yani belki sizde biliyorsunuzdur o derebaşınm oralara Van'dan bilmem nerden falan göçer möçer tipli herifler getirmişler" "Büsürü koyunlarını moyunlarmı getirmişler, bu AK PARTİLİ Van'lı manii adamlar oruspu çocukları büyük ihtimalle şey yaptılar teröristler aç kalmasın kışın harekat mareket yaparsak gitmediler galiba Kuzey Irak'a, ondan sonra orda yesinler diye koyun sürüsü getirmişler" "Yani o herif varya Van'lı adam varya Cemil ÇİÇEK Milli Eğitim Bakanı komutanım büyük ihtimalle o göndermiştir" dedikten sonra telefonu yanında bulunan TAHSİN'e verdiği, M.ZEKERİYA'mn TAHSİN'e hitaben "Valla gelecektim bu bayramda da, oo Gabar'da şehitler odluya" "Şey yapmadım burda basın bildirisi falan işte okutturdum hazırladım falan hala ben bu işlerle ilgileniyorum" dediği,
18.12.2007 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK arasındaki görüşmede özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün.JUsfeak ensteresan mesaj geldi de merak ettim şöyle diyor" "E-mail sevgili kardeşim'Güler işsizliğinden dolayı bir süre

sırtına yük olan Eşrefini borusana soktuk" "Borusana soktuk işsizliğinden dolayı sırtına yük olan Eşrefini borusana soktuk sana da geçmiş olsun" dediği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Eşrefini" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Ya Kuşçubaşı Eşref tiplemesinden yola çıkıyor" dediği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün "kapat tamam" "Kapat ya aman bokunu çıkarttılar vallahi nedir bunlar ya" dediği,
22.12.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZÜRK ile Güler KÖMÜRCÜ arasındaki
görüşmede özetle; GULER'in "Hayatım arıyorum seni evden arıyorum burdan rahat
konuşamıyorum tamam" dediği,
07.01.2008 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZÜRK ile İbrahim..? arasındaki
görüşmede özetle; İBRAHİM' in " Komutanım siz mi aradınız beni", "Ali ERGİN,
Ruşenle gidiyoz herkesi tanıyor", "Zaman gazetesinde mi yazıyorsunuz komutanım",
dediği, MEHMET' in " Zaman ... düşmanlar söyler Zamanda yazıyo falan diye", "bu
süreç bitmedi ya hiçbir yerde bişey yapmıyorum şimdi" " Kemdi internet sitem var
orda", "bıktırdı bu ülke beni ya vallahi billahi", " ...çok garip bi ülkeyiz ciddi
söylüyorum çok garip bi ülkeyiz", "bu ülkede hayat kadını standardmdaki fahişe
standardmdaki ahlak dersi veriyor aileye" " Hırsız ülkeye şey dersi veriyo şerefsiz
hırsız" " Dürüstlük dersini hiç Vatan Severlik veriyor", "popülizm için bu yükseliş için
kariler için o sahte kariyer için yapılamayacak şey yok", " bunun böyle olacağını da
biliyordunuz", dediği, İBRAHİM' in " Evet " dediği, MEHMET' in " Tuncay ÖZKAN sen
kimsin ya Hulki CEVİZOĞLU sen kimsin ya, kimsin öbür televizyon sen kimsin ya,
hainler var bide hayin orospu çocukları akademisyenler var" "Biz olma olamanıız
gerektiği için böyle olduk" dediği, İBRAHİM' in " Silopi ye geliyorum burda herkes
voleyi vurmuş", " Jeeple geziyor Mercedesle geziyoruz biz" dediği, MEHMET' in "
Selamlarımı söyle Ruşen'e"," canına okuyacam onun son dönem için tamam" dediği,
09.01.2008 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ/M.Zekeriya ÖZTÜRK ile Alev
TÖRÜNER arasındaki görüşmede özetle; Görüşmenin başında Güler KÖMÜRCÜ Alev
TÖRÜNER ile karşılıklı sohbet ettikten sonra Güler'in telefonu yanında bulunan
M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'e verdiği, ALEV'in M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'e hitaben "Biz öğlen
yemek yedik hanımlar bu Atatürkçü Düşünce Derneğinin şeyi Yeniköy Şubesine üye
kaydediyorlarmış bizim arkadaşlar onlarda" "Bugünde onların en yüksek başındaki
Orgeneral kim" dediği, M.ZEKERİYA'nın "Şener Eruygur Paşa" dediği, ALEV'in "Kaç
milyonda iki yiz kırk kişiyiz diyo şey iki yüz kırk bin kişiyiz diyo ayıptır yani diyo"
dediği, M.ZEKERİYA'nın "Doğruda ama birazcık o zaman şikayet ediyorlarsa dışarıyı bi
dinlesinler kulak versinler ne oluyo İşçi Partisinin arka bahçesine döndü orası" "E tabi
yani bu yıllardır bilmen gerçek bu" "Asker İşçi partisi o yüzden zaten orayı arka bahçe
haline getirdi geliyor onlardan iki kelime öğreniyor gidiyo Aydmhkta yazıyo Ulusal
kanalda yayınlıyor" "Onlar gibi düşünen adam oluyor askerlerde oraya sinek gibi
üşüşüyo yani emeklileri" "Yani acayip bir döngü yarattılar Masonik bir yarım bir yaklaşım
bile olabilir yani orda" "Ha yani nedir Atatürkçü Düşünce Derneği ben bir kısımmı
gördüm Ankara Hiltonda Tuncay Özkan geliyodu Cumhuriyet Kadının olarak
çıkmışlar yaşa Tuncay hoşgeldin iyiki geldin iyiki sen varsın sen olmazsan biz
mahvolmuştuk diye sloganlar atıyolardı" dediği, ALEV'in "Zaten biliyosun ADD
İnglizcede ADD Dikkat Dağınıklığı ,Dikkat Bozukluğu demek hastalık adı" dediği,
M.ZEKERİYA'nın "Doğru söylüyosun yani öyle ... Allahtan Halk ingilizceyi bilmiyor"
"Çok kişinin haberi yok yo bayrak hareketinde olay böyleydi zaten Tuncay Özkanın militer
şeyleri geldi paramiter güçleri geldi" "Koruma halkası oluşturdular CHP ile ADD ile
falan böyle yani buraya hizmet ediyor artık..." dediği, „ "

_ 09.01.2008 tarihinde M.Zekeriya ÖZTÜRK/Güler KÖMÜRCÜ ile Alev TÖRÜNER'arasındaki görüşmede özetle; GÜLER'in ALEV'e hitaben "...Yaman'a şey göndereceğim Çetin Doğan paşanın çok güzel bir analizi var onu göndereceğim e-mail atacağım" "...çok güzel bir analiz göndermiş bayılacaksın, önümüzdeki sene 3.Dünya Savaşı bekliyorum diyor" dediği,
11.01.2008 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK arasındaki görüşmede özetle; GÜLER'in "Hani biri vardı bana mesaj atmıştı hatırlıyor musun birinin davetinde görmüştüm Sizi yakından tanımak istiyorum diye" "Şimdi aradı biraz önce Güler dedi sana bir şey söyleyeceğim dedi söyle dedim bak söylemiştim dedi seni yakından tanıyacağım paylaşacak çok şeyimiz olacak diye artık rahatlıkla olacak çünkü hakkımda soruşturma başlatıldı bende bugün emekli olmaya karar verdim ayrılıyorum dedi" "O Jeopolitikte yazıyormuş oradaki yazıları jeopolitikte" "Oradaki yazıları kamu düzenini bozucu bozulduğu için şey Savunma bakanlığı tarafından soruşturma başlatılmış" "Tanışacaksınız kamu düzenin bozucusu olarak" "Nerden acaba rüşvet falan mı diyosun" dediği, M.ZEKERİYA'nm "Yok Yakın temastan" dediği, GÜLER'in "Bence de .. öyle tahmin ettim siyasallaşmak demek istiyorsun değil mi" dediği, M.ZEKERİYA'nm "Tabi canım" "AKSAK TİMURLA YAKINLAŞMAKTAN" dediği,
13.01.2008 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile M.Zekeriya ÖZTÜRK arasındaki görüşmede özetle; GÜLER'in "...Dinç Bilgin açıklıyo yine bütün manşetleri bize Paşalar attırırdı Sabahta" dediği, M.ZEKERİYA'nm "İyi aferim güzel Paşalarda attırmasaymış" dediği, GÜLER'in "Her neyse canım bişey okudum paylaşıyorum ..." dediği, M.ZEKERİYA'nm "Salak adam" "Paşalar da ondan salak" dediği, GÜLER'in "Hayır öyle bişey olduğunu zannetmiyorum çamur atıyo demek istiyorum" dediği, M.ZEKERİYA'nm "neyse durup dururken atamazsın yani" "O Paşalar zaten Eks şimdi canım" dediği,
e-Diğer şüpheli ve tanık beyanları
Kuddusi OKKIR isimli şahıs İlimiz Kadıköy İlçesi 19 Mayıs Mahallesi Ş.Günaltay Caddesi Özgür Kule Apt No: 196 d:9 sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen cd'lerin incelenmesi neticesinde 86 ile numaralandırılmış cd içerisinde; 1-DÜZELTİLECEKLER DOSYA İÇERİSİNDE, ÖZEL KLASÖR İÇERİSİNDE; "ZEL 001, ÖZEL 002, ÖZEL 003, ÖZEL 004, ÖZEL 005, ÖZEL 006, ÖZEL 007, ÖZEL 008 isimleri ile numaralandırılmış word belgeleri ve TÜRKAN SAYLAN hakkında word belgesi ile ilgili olarak alman ifadesinde; "...M.Ö olarak bahsettiği şahsın Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK olduğunu, kendisini tanımadığını, Çanakkale'den arkadaşı Nadide ALTIN'm kendisinden Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü araştırmasını istediğini, kendisinin bu nu kabul etmediğini Nadide'den ısrarla araştırma yapmasını isteyen mesajlann gelmeye başlamasıyla basından birkaç arkadaşına sorduğunu, bu arada DANIŞTAY cinayetinin olduğunu, Nadide ALTIN'm kendisini arayarak Zekeriya ÖZTÜRK'ün gözaltına alındığını fakat ne için alındığını çevresinden öğrenmesini söylediğini, kendisinin panik olduğunu ve polisin kulağına gitmesinden korktuğunu, Nadide ALTIN isimli arkadaşım devamlı olarak kendisini arayarak Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün göz altındayken kendi isimlerini verip vermediğini öğrenmeni istediğini, bunun sebebinin ise Danıştay cinayetinin işlendiği gün Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Nadide ALTIN ve Sevilay DÜZGÖREN isimli şahısların Muzaffer TEKİN'in ofisinde olduğunu. Zekeriya ÖZTÜRK'ün ifadesinde Nadide ve Sevilay'm sisimlerinin geçmediğini öğrenerek şahıslara söylediğini,

Nadide ALTIN'm Mehmet Zekeriya OZTURK'ün MİT teşkilatında çalıştığını büyük önemli görevler üstlendiğini söylediğini, Behiç GÜLCİHAN ile arkadaşı Nadide için Zekeriya ÖZTÜRK'ün özel hayatı ile ilgili bilgi almak maksadı ile buluştuğunu, Behiç'in Danıştay olayından başlayarak bilgi verdiğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisiyle röportaj yapmak istediğini, Muzaffer TEKİN'in ve bütün iplerin kendi elinde olduğunu Behiç'e söylediğini, Muzaffer TEKİN'in bittiğini, kendi devrinin başladığını, o yüzden kendisiyle röportaj yapmasını istediğini böylece Behiç'in ve kendisinin patlama yapacağını söylediğini, Ayrıca Behiç GÜLCİHAN'm Muzaffer TEKİN'in nüfus cüzdanının Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'te olduğunu bu sırada Oktay YILDIRIM'da orada bulunduğunu, Behiç GÜLCİHAN'm yine kendisine Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün Muzaffer TEKİN intihar ettikten sonra kendisini onu yaralı olarak bulduğunu ve bütün kanallara ve gazetelere cep telefonundan haber verdiğini, reklâmını yapmaya başladığını söylediğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisini araştırdığını öğrenmesi üzerine Gazi GÜDER'den yardım istediğim, Gazi GÜDER'in Zekeriya ÖZTÜRK'ü tanımadığını ancak Kuddusi OKKIR'm tanıdığını herhangi bir olumsuzluk durumunda gerekli cevabı vereceklerini söylediğini, daha sonra e-maillerde kendisine iltifat ettiğini ve karıncalar ordusunda aktif olarak çalışması gerektiğini, küçük bir örgütlenme ile Türkiye'nin her yerine ulaşıp herkesi aydınlatacağını söylediğini beyan etmiştir.
Şüpheli Bekir ÖZTÜRK'ün Emniyette Alman ifadesinde;
Oktay YILDIRIM isimli şahsın tutuklandığı gün Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisinden Oktay YILDIRIM'm avukatının telefonunu istediği, bundan başka görüşmesinin olmadığını beyan etmiştir.
Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in Emniyette Alman ifadesinde;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ajan provakatör olduğunu, Mehmet EYMÜR'e bağlı olarak çalıştığını, geçmişte Hıristiyan yapılarak kiliselere sokulduğunu, ajan olarak kullanıldığını, cebinde 7-8 ayrı kimlik taşıdığını ve devamlı yalan söylediğini, Ordudan istifaya zorlanmış ve çıkartılmış emekli subayım diyerek 3-4 sene evvel bir süre ulusal kanalda çalıştığını, karışık işler çevirdiğini, ulusal kanala birkaç kez silahlı girmeye çalışması nedeniyle birkaç ay çalıştıktan sonra işten atıldığını beyan etmiştir.
"Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Ulusal Kanal ve Aydınlık dergisinde çalıştımı? Çalıştı ise hangi yıllarda ve hangi görevlerde çalıştı? Bu şahsı kimin referansı ile aldınız?" şeklinde sorulduğunda;
"Yukarıda belirttim. Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK emekli binbaşı diye kendini tanıtarak, ulusal kanalda çalışmak için başvurmuş, arkadaşlanmız yaptıkları mülakat sonunda subay emeklisi olmasına da güvenerek işe almışlar. Fakat çok kısa zamanda çok sık yalan söylediği binaya silahla girmek istediği ve cebinde 7-8 ayrı kimlik taşıdığı ve geçmişte hıristiyan olarak kiliselere gittiği tespit edilince birkaç ay sonra işten atıldı. Silahla binaya girmek için birkaç teşebbüste bulunması da şüpheleri yoğunlaştırdı. Bir kışkırtıcı ajandır. Aydınlık dergisinde kapak yapılmıştır. Ordudan istifaya zorlandığı saptanmıştır." Dediği,
"Siz ifadenizin başlangıcında, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK için "ajan provokatör olduğunu, Mehmet EYMUR e bağlı çalıştığını söylediniz.
Siz yakalandıktan sonra ikametinizde yapılan aramada, kapağında "MASONIK
BILDIRBERG ÇETESİ" yazan (76) sayfadan oluşan kitapçık şeklinde belge ele geçirilmiş, bu
belgenin kapağı üzerine el yazısı ile mavi tükenmez kalemle "30 Mart 2000" "Eroğin trafiği
S. 60" ibaresinin yazılı olduğu, belge içersindeki bazı sayfalardaki satırların mavi tükenmez
kalemle altlarının çizildiği görülmüştür, __ - ,,r

ERGENEKON soruşturması kapsamında daha önceden yakalanan ve sizin ajan provokatör diye belerttiğiniz Mehmet Zekeriye ÖZTÜRK'ün ikametinde yapılan aramada, aynı belge yani kapağında "MASONİK BİLDİRBERG ÇETESİ" yazan ve (76) sayfadan oluşan, kitapçık şeklinde belge ele geçirilmiş, bu belgenin kapağı üzerinde de "30 Mart 2000" "Eroğin trafiği S. 60" yazdığı, yazı karakterinin aynı olduğu fakat bunun fotokopi olduğu, ayrıca Mehmet Zekeriya ÖZTURK den çıkan belgenin içeriğindeki sayfalardaki altı çizili satırların da sizdeki belgelerle birebir eşleştiği, fakat Zekeriya ÖZTURK teki belgelerin fotokopi olduğu görülmüştür.
Dolayısıyla Mehmet Zekeriya ÖZTURK ten çıkan belgeler, sizden çıkan belgelerden fotokopi edilerek temin edildiği anlaşılmaktadır. Diğer bir dikkat çekici hususta, yakalanan Veli KÜÇÜK'ün ikametinde yapılan aramada da, aynı belgenin bulunduğu, ancak belgenin üzerinde diğer iki belgede bulunan el yazısının olmadığı görülmüştür.
ifadenizde Mehmet Zekeriya ÖZTURK'ü ajan provokatör olarak suçlamanıza rağmen, sizde aslı bulunan bir belgenin, fotokopisinin bu şahısta çıkmasını nasıl açıklıyorsunuz? " şeklinde sorulduğunda;
"Bahsettiğiniz metin fotokopi ile çoğaltılmış bir kitaptır. Bu kitabı mafyokrasi kitabımı hazırladığım zaman Aydınlık arşivinden mafyaya ilişkin diğer kitaplarla birlikte aldım. Şimdi hatırlamıyorum, fakat üzerindeki notlar ve altı çizilen yerler benim kalemimden çıkmış olabilir. Kitabı alırken bir nüshasının aydınlık arşivinde kalması ve bir başvuru kitabı olarak yararlanılması için bıraktım. Nitekim mafya haberlerinde bu belge muhabirlere verilen başlıca kitaplar arasındadır. Zekeriya ÖZTURK konuya ilişkin bir haber yaptığı zaman kendisine verilmiş olması gerekir." Şeklinde dediği,
"Mehmet Zekeriya ÖZTURK Danıştay saldırısı olayı ile ilgili alınan ifadesinde; 2002 yılında sizinle tanıştığını, danışmanlığınızı yaptığını, 2 yıl kadar yanınızda kaldığını, işçi partisinin Rusya ve Çin başta olmak üzere diğer birçok sosyalist ülkenin etkisi ve kontrolünde olduğunu, ayrıca Doğu PERINÇEK'in yani sizin daha çok Rusya ve Çin istihbaratlarıyla yakın ilişki içersinde olduğunuzu, onlar tarafından yönlendirildiğinizi, ayrıca Alman ve ingiliz istihbaratlarıyla da diyaloglarınızın olduğunu beyan etmiştir. Bu iddialarla ilgili ifadenizi veriniz. " Şeklinde sorulduğunda;
Mehmet Zekeriya ÖZTURK hiçbir zaman benim danışmanım olmadı. Danışmanlarıma bakılırsa hangi nitelikte insanların bu işi yapabilecekleri görülür.
Danışmanlarım üniversite hocaları, yüksek rütbeli subaylar, bürokraside yüksek görevler yapmış insanlar, emniyet müdürleri gibi seçkin şahsiyetlerdir. Başka devletlerle ilişkiler konusundaki iftiraların hepsi ancak kışkırtıcı ajanların görev üstlenerek yapabilecekleri suçlamalardır. Ben 40 yıldır Amerika önünde boyun eğmeyen, Lozanda pariste berlinde bu milletin başının dik tutmasına önderlik eden, vatanımızın ayrılmaz parçası olan güneydoğuda Türk bayrağını dalgalandıran partinin başkanıyım. İşçi partisi hiçbir devlet ve örgüt tarafından kontrol edilemez. Kendi karar organları vardır. Türk devleti dahi işçi partisini yönetemez. Hele yabancı devletler tarafından yönetilmek bizim için en ağır suçtur ve şerefsizliktir. Beni bütün Türkiye bilir, vatanımın ve devletimin bağımsızlığı ve bütünlüğü için en önde mücadele eden ve 40 yılllık hayatımda karakter ve kişiliğimi ispatlamış bir adamım. Hiçbir devlet benim üzerimde etkili olamaz. Bu tür ilişkilerimin olmadığını en iyi Türkiye'nin güvenlik örgütleri bilir. Onlara sorarsanız gereken cevabı alırsınız.
"Mehmet Zekeriya ÖZTURK aynı ifadesinin devamında Doğu PERINÇEK'in yani sizin son dönemlerde asker kanadına yakın görünmek^ için TSK 'nın stratejilerine benzer politika ürettiğini, Doğu PERINÇEK ve lider grubunun 2003 yılından itibaren TSK'nın

yanında gözükmesinin gerçek sebebinin mevcut siyasi yapının dağıtılarak mecliste kendilerine birkaç sandalye edinmek olduğunu, bu nedenle 2003 yılından itibaren partinin bir askeri darbeyi dört gözle beklediğini, TSK'nın darbeyi yapamadığı için ağır bir dille eleştirildiğini, İşçi Partisi ve Doğu PERINÇEK'in mevcut illegal orijinli alt yapı kadrolarıyla bir eylem yaptırabileceğini, planlayabileceğim veya plan ve eyleme destek verebileceğini, Av. Alparslan ARSLAN'ın siyasi görüşünün Doğu PERINÇEK'in son dönem politik açılımlarına ters düşmediğini, Alparslan ARSLAN ve benzeri şahısların Perinçek için profil ve eylemsel yapılarının tercih sebebi olduğunu. Doğu PERINÇEK'in istek ve amaçlarına ulaşmak için her yolu deneyebileceği bir yapıda olduğunu beyan etmiştir. * Bu iddialarla ilgili ifadenizi veriniz. " Şeklinde sorulduğunda;
Bütün bu suçlamaları Türk Milleti, milletimizin önde gelen kurumlan, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Teşkilatı değerlendirecek birikim ve yeteneğe sahiptir.dediği.
Şüpheli EMİN GÜRSES'in Emniyette Alman ifadesinde;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün yakalanan bombalardan sonraki bir beyanatıyla ilgili kendisini telefonla aradığını, Telefonda bana demeci hakkında teksip gönder diye tehditvari bir görüşme yaptığını, bir defada bir açılışta Orgenaral Necati ÖZGEN ile görüşürken yanlarına geldiğini, Necati ÖZGEN'in Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü kaba saba konuşmasından dolayı yanından kovduğunu, bundan başka hakkında medyadan bazı bilgiler edindiğini, Zekeriya ÖZTÜRK hakkında şüpheli şahıstır ifadesini çok duyduğunu, Zekeriya'nm farklı kimlikler taşıdığını onu tanıyanlardan duyduğunu beyan etmiştir.
Şüpheli FERİT İLSEVER'in Emniyette Alman ifadesinde;
"Zekeriya ÖZTÜRK'ün birkaç hafta Ulusal kanala gelip gittiğini, daha sonra şüpheli hareketlerinden dolayı atıldığım, Kamuoyundaki beyanlarından dolayı Doğu PERİNÇEK ve İşçi partisi tarafından kendisine Şişli Adliyesinde dava açıldığını, davanın halen devam ettiğini beyan etmiştir.
Şüpheli FİKRET EMEK'in Emniyette Alman ifadesinde;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü devre arkadaşı olarak tanıdığını, 1987 yılında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile birlikte İsparta Eğirdir Komando Okulunda beraber kurs aldığını, Zekeriya'nm kursta sakatlık geçirerek kursu bitiremeden ayrıldığını, bu tarihten sonra bir daha kendisini görmediğini beyan etmiştir.
Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'nün Emniyette Alınan ifadesinde;
Zekeriya ÖZTÜRK'ü yaklaşık bir buçuk yıldır şahsen tanıdığını, kendisinin erkek arkadaşı olduğunu, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisine Muzaffer TEKİN ile görüşmediğini, bütün arkadaşlıklarının bittiğini ve noktalandığını, sebebinin ise çeşitli anlaşmazlıklar olarak söylediğini, Zekeriya ÖZTÜRK ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinin çoğunun espiri, özel görüşme, hatırlamadığı ve bilmediği şeklinde cevap verdiği anlaşılmıştır.
Şüpheli HABİB ÜMİT SAYIN'm Emniyette Alman ifadesinde;
Soruşturma kapsamında daha önce yakalanarak hakkında adli işlem yapılan Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ÜN hitachi marka -30031657007 seri numaralı laptopunun yapılan incelemesinde; sizin Doğu PERİNÇEK'e 4 mart 1997 tarihinde yazmış olduğunuz yeni kemalist devrim yapılması konularını içeren doküman ele geçirilmiştir. Bu doküman ve içeriği hakkında detaylı bilgi veriniz. Şeklinde sorulduğunda
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü yaklaşık,,3-4 yıl önce bir çay bahçesinde Behiç GÜRCİHAN vasıtasıyla tanıdığını, Zekeriya'nm deh saçması bir takım iddialarının olduğunu,

bir daha kendisiyle görüşmesinin olmadığını, Zekeriya OZTURK'den elde edilen Doğu PERİNÇEK'e 4 mart 1997 tarihinde yazmış olduğu Kemalist Devrimin yapılması konulanm içeren dokümanı Zekeriya ÖZTÜRK'e kendisinin vermediğini beyan etmiştir.
Şüpheli HALİL BEHİÇ GÜRCİHAN'm Emniyette Alınan ifadesinde;
Zekeriya ÖZTÜRK ile yapmış olduğu röportaj ile ilgili Kuddusi OKKIR'm bilgisayanndan çıkan bilgilerin ve Ayşe Asuman ÖZDEMİR ile yapmış olduğu sohbette yazılı hale getirilen metnin bazı doğulan içermekle beraber yalan ve yanlışlarla dolu olduğunu, Asuman'm iki kişi arasında geçen bir sohbeti çarpıtarak yazılı hale getirerek bunu şahsı ile ilgili olmayan üçüncü şahıslara yollamasının ne mantıki ne de hukuki bir gerekçesinin olmadığını, metin ile ilgili gerçek ve doğru bilgilerin "Muzaffer TEKİN intihar etmeden bir gece önce bir gece sonra" başlıklı yazısında bulunduğunu, olayın aslının Zekeriya ÖZTÜRK'ün Muzaffer TEKİN adına kendisiyle röportaj yapmak istediğini, kendisinin de hangi sıfat ile röportaj yapmak istediğini sorması üzerine Zekeriya ÖZTÜRK'ün Muzaffer TEKİN'in en yakın silah arkadaşı olduğunu söylediğini, bunun üzerine kendisinin sen Muzaffer TEKİN'den en az 10 yaş küçüksün onun en yakın silah arkadaşı olmana imkan yok dediğini,. Muzaffer TEKİN ile tek bir şartla röportaj yapacağını söyleyerek yazılı olarak Muzaffer TEKİN'e soracağım sorulan verebileceğini, sorulan Muzaffer TEKİN'e götürmesini ve el yazısı ile cevaplar geri getirmesini istediğini, aksi takdirde Muzaffer TEKİN adına kendisiyle röportaj yapıp töhmet altında kalamayacağını söylediğini, bunun üzerine Zekeriya ÖZTÜRK'ün cebinden Muzaffer TEKİN'in kimliğini çıkartarak gösterdiğini, bu hareket karşısında kendisinin masada bulunan şahıslara ben bu noktadan sonra Muzaffer TEKİN'in sağlığından endişeliyim dediğini, daha sonra Zekeriya'ya Muzaffer TEKİN'in kimliğinin kendisinde ne aradığını sorduğunu ve tartışmaya başladıklannı, ardından Zekeriya ÖZTÜRK'ün sitesinde bulunan köşesini çıkartmasını istediğini, kendisinin de bunu kabul ettiğini ve bulunduğu ortamdan aynldığmı,
Asuman ÖZDEMİR ile Kadıköy'de Epsilon Cafede gündüz vakti buluşarak 2-3 saat oturup sohbet ettiklerini, bu sohbet esnasında Asuman'm M. Zekeriya ÖZTÜRK'ün evli olup olmadığını, sevgilisi olup olmadığını sorduğunu, bu buluşmanın Danıştay Saldınsmdan sonra gerçekleştiği için gündem de Danıştay saldmsınm olduğunu, Asuman'a Zekeriya ÖZTÜRK'ün bütün kanallara ve gazetelere haber verdiğini dolaştığını anlattığını, bildiği kadanyla da evli olduğunu anlattığını, Asuman ÖZDEMİR'in kendisine Zekeriya ÖZTÜRK'ün arkadaşı ile beraber Muzaffer TEKİN'in ofisine yakın bir yerde ofis tuttuğunu söylediğini, kendisinin de bütün bu yaşananlara rağmen Zekeriya ÖZTÜRK'ün Muzaffer TEKİN ile bağlantısını koparmayacağını koparmamaya çalışacağını söylediğini,
Danıştay olayı sonrasında Zekeriya ÖZTÜRK'ün bu olayın medyaya yansıyışı ile ilgili oynadığını düşündüğü role dair yazı yazdığının doğru olduğunu, Zekeriya ÖZTÜRK'ün Danıştay olayının öncesine kadar kendi sitesinde köşe yazısı yazdığını, Oktay YILDIRIM'm yazdığı yazılann Oktay YILDIRIM'a ait olduğunu, ortak bir çalışmanın söz konusu olamadığını, kendisine göre Zekeriya ÖZTÜRK'ün bilerek veya bilmeyerek Muzaffer TEKIN'i medya da Kaçak Yüzbaşı olarak lanse edilmesine dolayısıyla TSK'ya yönelik yaratılmak istenen komu oyunun oluşturmasında rol oynadığını beyan etmiştir.
Şüpheli Hüseyin GAZİ OGUZ'un Emniyette Alman ifadesinde;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile bir kez Pendik Palmiye kafe restaurantta aynı ortamda bulunduğunu, samimiyetinin olamadığını beyan etmiştir.
Şüpheli KUDDUSİ OKKIR'm Emniyette Alman ifadesinde;

Ankara'ya Vatan Sever Güç Birliği Derneği toplantısına gittiklerini, Ankara gezisinin kendisi için hayal kırıklı olduğunu, bunun nedeninin ise dernek dergisinde ve broşürde anlatılardan çok farklı bir ortam gördüğünü, bu görüşü diğer arkadaşlarının da paylaştığını, Ankara gezisinden sonra da ilginç bir durumun ortaya çıktığını, İstanbul'da tanışdığı arkadaşları ile Ankara da ki dernek ile işbirliği yapmak üzere tanıştıklarını, bu dernek ile ilişkilerinin kalmaması üzerine sadece birbiri ile tanışan arkadaşlar haline düştüklerini, yaz başında İstanbul ilindeki arkadaşlar ile dostluk ve arkadaşlar sınırlarını aşmayan piknik gezileri ve Hüseyin Görüm'ün işyerinde buluştuklarını, bu buluşmalara zaman zaman farklı arkadaşlarında gelip gittiğini, bu toplantılara Muzaffer Tekin, kendisi, Hüseyin Görüm, Rafet ve Can Albay, Zekeriya ÖZTÜRK ve şu an ismini hatırlayamadığı birçok insanın gelip gittiğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü Vatansever Güç Birliği Derneği vasıtası ile tanıdığını, ancak samimi olmadığını, hatırladığı kadarı ile Muzaffer TEKİN isimli şahsın bürosunda tanıştığını, yaklaşık birkaç ay görüşmüşlüğünün olduğunu, herhangi birisinin tanışmalarına aracı olmadığını, Danıştay saldırısı olduğu esnada Muzaffer TEKİN isimli şahsın yanında olmadığını, Muzaffer TEKİN'in intihar etmesi ve hastaneye kaldırılması konusunda bir bilgisinin olmadığını, İsmail PAKER, M. Zekeriya ÖZTÜRK, Ertaş GİRAY, Rafet ARSLAN( Rafet Paşa olarak bilirim) isimli şahıslar ile 2004 yılında daha önceden bahsettiğim gibi Vatan Sever Güç Birliği İstanbul şubesi çalışmalarında ve sonrasında tanıştığını ve 2-3 aylık bir görüşmesinin olduğunu beyan etmiştir.
Şüpheli Mahmut ÖZTÜRK'ün Emniyette Alman ifadesinde;
Muzaffer TEKİN ile olan tanışıklığının 1982 yılında Tuzla piyade okulunda başladığını, kendisinin bölük komutanı olduğunu, kendisinin Astsubay olmasına yardımcı olduğunu, 1984 yılında mezun olup Kars iline gittikten sonra 1998 yılına kadar kendisini ile hiç görmediğini ve irtibatının da olmadığını, 1998 yılında emekli olup İstanbul iline geldiğinde kendisi ile Kadıköy ilçesi Akbank şubesinde tesadüfen karşılaştığını, o sıralar Muzaffer TEKIN'in fueloil satış işleriyle uğraştığını, oturduğu apartmanın yöneticisi olması nedeniyle apartmana yakıt almak için kendisiyle görüştüğünü, bu görüşmelerin komutanı olması hasebiyle artık rutin olarak devam etmeye başladığmı,2006 yılında meydana gelen Danıştay saldırısında Muzaffer TEKİN'inde isminin karışmasıyla aranmaya başlaması üzerine kendisinin Beykoz ilçesi Çavuş başında bulunan evine geldiğini, fakat arandığını ve yarın gidip savcılığa teslim olacağını gece geç saatlerde söylediğini, sabah kalkıp markete alış verişe gittiğini geri döndüğünde Muzaffer TEKİN'in intihara teşebbüs ettiğini ve kanlar içerisinde yattığını, kendisinin hemen hastaneye ve Güvenlik kuvvetlerine haber verdiğini, kendisini tek başına taşıyamayacağı için akşam Muzaffer TEKİN ile birlikte eve gelen fakat gece evden ayrılarak giden binbaşı emeklisi Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' ü ve Yurdakul ÇAGMAN'ı ( elektirik işleriyle uğraşan esnaf) telefon ile arayarak olayı kısaca anlattığını, 15-20 dakika sonra şahısların geldiğini ve Muzaffer TEKİN'i Acıbadem hastanesine kaldırdıklarını, bu intihar ve Danıştay saldırısı olayları ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında serbest bırakıldıklarını, bu olaydan sonra Muzaffer TEKİN ile olan ilişkilerini sınırladığını, çünkü yaşanan olayları çözemediğini, manevi olarak yıprandığını ve ticari hayatının çok büyük zarara uğradığını, bundan sonra meydana gelen hiçbir olayda Muzaffer TEKİN ile bir araya gelmediğini, Muzaffer TEKİN'in Cumhuriyet mitingleri ve bir çok sivil toplum olaylarına gittiğini basından takip ettiğini beyan etmiştir.
Şüpheli FİKRİ KARADAĞ'ın Emniyette Alınan ifadesinde;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahsı Muzaffer TEKİN'in Kadıköy'deki bürosuna Muzaffer TEKİN'in yanma gidip gelirken gördüğünü, kendisinin subay olduğunu söylediğini, şahısla özel olarak görüşmüşlüğünün olmadığım, beyan etmiştir.

Şüpheli METE YALAZANGIL'in Emniyette Alınan ifadesinde;
"Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü 2006 yılında Muzaffer TEKİN'in ofisine uğradığında gördüğünü, Muzaffer TEKİN'in Zekeriya ÖZTÜRK'ü emekli binbaşı ve şu anda bir dergide köşe yazarlığı yaptığını söyleyerek tanıştırdığını, kendisi ile başka bir görüşmesinin olmadığını beyan etmiştir.
Şüpheli MUAMMER KARABULUT'un Emniyette Alınan ifadesinde;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahsı tanımadığını beyan etmiştir.
Şüpheli RAFET ARSLAN'ın Emniyette Alman ifadesinde;
Muzaffer TEKİN'in 2006 yılında Zekeriya ÖZ'ü emekli bir subay ve Önce Vatan Gazetesinde gazeteci olarak kendisi ile tanıştırdığını, Zekeriya ÖZTÜRK ile birebir dostluğu ve arkadaşlığının olmadığını, Danıştay saldırısının olduğu akşam Muzaffer TEKİN, Zekeriya ÖZTÜRK, İsmail PAKER ve kendisinin birlikte Fenerbahçe Orduevinde yemek yedikleri sırada Muzaffer TEKİN'i eşinin aradığını ve kapıda polis olduğunu söylediğini, daha sonra Muzaffer TEKİN'in Polisin arama yapmak için evine geldiklerini söyleyerek ayaklandığını, bu esnada Zekeriya ÖZTÜRK ve İsmail PAKER'in komutanım sen dur biz bir bakalım diyerek Muzaffer TEKİN'in evine gittiklerini, yaklaşık iki saat sonra eski Sarıyer savcısı Ertaç GİRAY ile birlikte geri döndüklerini, konunun Danıştay'a yapılan saldın ile ilgili olduğunu ve Muzaffer TEKİN'in bu olayla ilişkilendirildiğini söylediklerini, bunun üzerine Muzaffer TEKİN'in nasıl böyle bir şey olur, en ufak bir adım geçse canıma kıyarım dediğini, beraber Muzaffer TEKİN'in sakin olması için uyardıklarını, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı doğrultusunda arama karan verildiğinin anlaşılması üzerine avukat Ertaç GİRAY'm yann ben bu konuyu öğrenir savcıya götürür ifadeni veririz dediğini, daha sonra kendisinin eve gittiğini, Muzaffer TEKİN ise o gece kalmak için Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün evine gittiğini, Muzaffer TEKİN'in intihar girişiminde bulunduğunu kendisine Yurdakul isimli bir şahsın verdiğini,Muzaffer'in yanında olduğunu ve durumunun iyi olduğunu söylediğini, kendisinin Muzaffer'i derhal hastaneye getirmelerini söylediğini, ve buluşma yapmak üzere harekete geçtiğini, Muzaffer'in ağabeyinin Muzaffer'i Acıbadem hastanesine götürün dediğini, yolda Muzafferi getiren Citroen marka aracı kullanan Yurdakul isimli şahısla buluştuğunu, Muzaffer'in aracın arka koltuğunda yattığını gördüğünü, aracı getiren Yurdakul isimli şahsa hemen Acıbadem hastanesine çekmesini söylediğini, Hastaneye gelir gelmez Muzaffer'i acil müdahale yapmak üzere içeri aldıklarını, Hastane'de gerekli tedavisinin yapıldığını beyan etmiştir.
Şüpheli Saipir DEBZLELVİDZE'nin Emniyette Alman ifadesinde;
Muzaffer TEKİN, Mete YALAZANGİL, Rafet ARSLAN, Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahıslan tanıdığını, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü Muzaffer TEKİN'in ofisinde birkaç kez gördüğümden dolayı emekli subay ve gazeteci olarak tanıdığını, kendisi ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını beyan etmiştir.
Şüpheli SERHAN BOLLUK'un Emniyette Alman ifadesinde;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü tanıdığını, tarihten üç yıl kadar önce Ulusal Kanal Haber Merkezinde üç ay kadar çalıştığını, kendisini Emekli Binbaşı olarak tanıttığını, bir takım şüpheli hareketleri olduğunu saptadıklannı, çalışanlara 10 değişik kimlik gösterdiğini ve kendisinin aslında binbaşı değil yüzbaşı olduğunu öğrendiklerini, çok tutarsız ifadelerinin olduğunu, bunun üzerine kendisini işten çıkardıklarını,'Danıştay suikastin de adınım geçmesi üzerine Zekeriya ÖZTÜRK ile ilgili Aydınlık Dergisinde ajan provokatörü sıfatıyla kapak
770 " -' ' _ f
/----> //U • *> <—-
ö— r /»tâ* • <^W^


haberi yaptıklarını, Ergenekon soruşturmasında da şahsın adının geçmesi üzerine yine aynı şekilde ajan provokatörü olarak kapak haber yaptıklarını, Zekeriya ÖZTÜRK'ün işten atıldıktan sonra MİT'e gidip İşçi Partisi ve Aydınlık Dergisi aleyhinde uzun uzun ifadeler verdiğini bildiğini beyan etmiştir.
Şüpheli SEVGİ ERENEROL'm Emniyette Alman ifadesinde;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü bir iki kez basın açıklamalarına katılmasından dolayı tanığını beyan etmiştir.
Şüpheli VEDAT YENERER'in Emniyette Alınan ifadesinde;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün 2005 yılında önce Vatan Gazetesinde köşe yazılan yazdığı dönemde kendisini aradığını ve emekli asker olduğunu, Doğu ve Güneydoğuda aktif olarak terör üzerine çalıştığını anlattığım, kendisinin de Önce Vatan Gazetesinde yazdığı köşe yazılarını kendisine ait internet sitesinde yayınlayabileceğini söylediğini, daha sonra şahsın yazılarını yayınladığını, 2006 yılında Leventte bulunan iş yerine geldiğini, Güneydoğudaki terör olaylarından konuştuklarını, Danıştay saldırısı sonrasında, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü televizyonda gördüğünü, Danıştay saldırısı sonrası yakalanıp serbest kaldıktan sonra telefonla kendisini aradığını ve olayda ismi çıkan tanımadığım Muzaffer TEKINTe birlikte ilişkilerini duyduğunu söyleyerek konuyu sorduğunu, Zekeriya ÖZTÜRK'ün Muzaffer TEKİN ile kendisini ilişkilendirdiklerini anlattığını, yaptığı görüşmelerden birinde kendisine Güler KÖMÜRCÜ'yü tanıdığını anlattığını, hatırladığı kadarı ile Zekeriya ÖZTÜRK'ün Sevgi ERENEROL'dan bahsettiğini ve Ortodoks kilisesinde bazı toplantılar yaptıklarını söylediğini, kendisini de toplantılara davet ettiğini ancak gitmediğini, daha sonraki dönemde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisini telefonla arayarak Şişli'de bir avukatlık bürosuna çağırdığını, ancak kendisinin gitmediğini, kendisine Başbakan Tayip ERDOĞAN, Necmettin ERBAKAN ve bazı şahısların birlikte namaz kılarken çekilmiş bir fotoğrafını gönderdiğini ve yayınlamasını istediğini, fotoğrafın fotomontaj olduğunu zannettiğinden Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü aradığını ve rahatsızlığını anlattığını, bu fotoğrafın daha önce yayınlanmış olduğunu anladığından yayınlamadığını beyan etmiştir.
Şüpheli VELİ KÜÇÜK 'ün Emniyette Alınan ifadesinde;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile kendisini gazeteci Güler KÖMÜRCÜ'nün tanıştırdığını, kendisinin emekli asker olduğunu öğrendiğini, Güler KÖMÜRCÜ'nün kendisine ev ziyaretine geldiğinde yanında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahsıda getirdiğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile bilahare Güler KÖMÜRCÜ'nün yanında telefon ile görüştüğünü, bundan başka bir ilişkisinin olamadığını, Mahmut Astsubayı bilahare tanıdığını, Danıştay saldırısının akşamı Muzaffer TEKİN'in yanında Mahmut ile birlikte İsmail PAKER'in de olduğunu duyduğunu, şahıslan kendisinin tanımadığını Zekeriya ÖZTÜRK'ün tanıdığını, Muzaffer Tekin'in isminin saldınyla ilişkili olarak basında yansıdığında teslim olmaması yolunda ikna edildiği şeklinde bilgiler intikal ettiğini, konu hassas olduğu için defterine yazdığını beyan etmiştir.
Şüpheli YUSUF BİRİŞİK'in Emniyette Alman ifadesinde;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü hatırladığı kadarı ile 2006 yılında birkaç ay Ulusal Kanalda çalıştığı dönemde kendisi ile birkaç kez karşılaştığını, ancak selamlaşmadan öte bir tanışıklığının olamadığını beyan etmiştir.
Şüpheli ZEKİ YURDAKUL ÇAĞMAN'm Emniyette Alınan ifadesinde;

2006 Mayıs ayında Muzaffer TEKIN'in kendisini arayarak Mahmut OZTURK ün çavuşbaşmda bulunan villasına gitmek istediğini, kendisinin orayı bulamayacağından dolayı götürüp götüremeyeceğini sorduğunu, kendisini götürmek için buluştuğunda Muzaffer TEKİN'in yanında Zekeriya ÖZTÜRK ve İsmail PAKER'in olduğunu, Muzaffer TEKİN'in kendisini yaraladığı gün tek başıma arabası ile villaya gittiğini, villada Mahmut ÖZTÜRK'ü ve Muzaffer TEKİN'i gördüğünü, Muzafer TEKİN'in yaralı bir vaziyette yerde yattığını, Daha sonra villaya İsmail PAKER ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün beyaz bir arabayla geldiğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile birlikte Muzaffer TEKİN'i hastaneye götürmek için yola çıktıklanm, İsmail PAKER ve Mahmut ÖZTÜRK'ün kendi arabalanyla peşlerinden geldiğini, yolda Rafet ARSLAN'ı da aldıklannı, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendi arabasından inerek İsmail PAKER'in arabasına bindiğini ve daha sonra hastaneye gittiklerini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü 2006 yılı içersinde Muzaffer TEKİN'in ofisinde tanıdığım, kendisim gazeteci olarak tanıttığını, şahıs ile samimiyetinin olmadığını beyan etmiştir.
Mehmet EYMÜR,17,06,2008 tarihinde tanık olarak alman İfadesinde;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahsı Güler KÖMÜRCÜ isimli bayanla Maslak Prenses Otele geldiklerinde gördüğünü, kendisinin Amerika'da olduğu sırada (tahmini 1999-2000 yılı olabilir) Güler KÖMÜRCÜ'nün Amerika'ya geldiğini, Güler KÖMÜRCÜ nün O dönem akşam gazetesinden aynlmış olduğunu ve Amerika'da Haber Türk kanalının temsilciliğini yaptığını, bu dönemde komşusu olduğu için tanıştıklanm, Güler KÖMÜRCÜ'nün daha sonra Türkiye'ye döndüğünü ancak Amerika'ya geldiği dönemlerde kendisine uğradığını, ilişkilerinin bu şekilde devam ettiğini, kendisinin ABD'de Güler KÖMÜRCÜ ye ev bulma vesair gibi günlük konularda yardımcı olduğunu, Türkiye'ye döndükten sonra da görüşmeye devam ettiklerini hatta eşinin dahi Güler KÖMÜRCÜ ile görüştüğünü, Güler KÖMÜRCÜ'nün Veli Küçük ile son dönemde görüştüğünü bilmediğini, hatta Veli Küçük Amerika'da yapılan Türk asamblesi toplantısına geldiğinde Güler Kömürcü'nün Veli Küçük ve eşini gezdirdiğini öğrendiğini, ABD'de yapılan bu toplantıya Başbakan R,Tayyip ERDOGAN'm da katıldığını bildiğini, bu dönemden tanıdığı M,Zekeriya ÖZTÜRK ve Güler KÖMÜRCÜ oteline geldiklerini kendisi ile görüşmek istediklerini beyan etmeleri üzerine otelin lobisinde ikisi ile görüştüğünü M,Zekeriya ÖZTÜRK'le de bu şekilde tanışmış olduğunu, sohbet sırasında kendisine Muzaffer TEKİN'in Doğu PERİNÇEK'in doldurmasıyla çok kızdığını PERİNÇEK'in Muzaffer TEKİN'e bu operasyonlan Mehmet EYMÜR yaptırıyor dediğini söylediğini, aynca bir Web sayfası kuracağını beyan ettiğini, sonra aynldıklanm o günden sonra da görmediğini, Mehmet Zekeriya Öztürk hakkında Güler'le birlikte oldukları haricinde bir bilgi sahibi olmadığını,
f-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi,
Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK alman Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahsın kullanmakta olduğu 05323412902 nolu
GSM hattının kayıtlannm yapılan analizinde;
Aynı operasyon kapsamında hakkında işlem yapılan: -Zeki Yurdakul ÇAĞMAN' m 05322201077 nolu GSM hattı ile 25 kez görüştüğü, -Veli KÜÇÜK' ün kullandığı 05336439665 nolu GSM hattı ile 32 kez görüştüğü, -Saipir DEBZLELVİDZE' in kullandığı 05396877191 nolu GSM hattı ile 5 kez görüştüğü, -Semih Tufan GÜLÜLTAY' m 05324431634 nolu GSM hattı ile 6 kez görüştüğü, -Kuddusi OKKIR' m kullandığı 05337624601 nolu GSM hattı ile 71 kez görüştüğü, -Muzaffer TEKİN' in kullandığı 05322919293 nolu GSM hattı ile 338 kez görüştüğü, -Halil Behiç GÜRCİHAN' un 05325959046 nolu GSM hattı ile 100 kez görüştüğü, -İsmail YILDIZ' m kullandığı 05333131898 nolu GSM hattı ile 14 kez görüştüğü, -Hüseyin GÖRÜM' un kullandığı 05056588812 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü,

-Mahmut ÖZTÜRK un kullandığı 05322455605 nolu GSM hattı ile 4 kez görüştüğü, -Mete YALAZANGİr un kullandığı 05357747903 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Emin GÜRSES' in kullandığı 05322066768 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğü, -Oktay YILDIRIM' in kullandığı 05058108791 nolu GSM hattı ile 26 kez görüştüğü, -Güler KÖMÜRCÜ' nun kullandığı 05322136100 nolu GSM hattı ile 6052 kez görüştüp, -Bekir ÖZTÜRK' un kullandığı 05054513129 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Kemal KERİNÇSİZ' in kullandığı 05322143354 nolu GSM hattı ile 253 kez görüştüp, -Sevgi ERENEROL' un kullandığı 05323678060 nolu GSM hattı ile 7 kez görüştüp, -Vedat YENERER' in kullandığı 05322457989 nolu GSM hattı ile 25 kez görüştüp, yapılan analizden tespit edilmiştir.
DOSYADA MEVCUT TUTANAKLARDAN,
1-07.05.2006 Günü saat 12.15 sıralarında Beyoğlu ilçesi Galatasaray meydanında Hukukçular Birliği ve Milli Güç platformu, Vatansever Güç Birliği, Türkiyem Topluluğu, Aydınlar Ocağı, Türk Dünyası İnsan Haklar Derneği, Anadolu Dostluk ve Türkmen Derneği, Şehit Anaları Derneği tarafından Yunanistan'ın Selanik'te açmayı planladığı "Pontus Soykırımı Anıtı"nı protesto etmek için basın açıklaması düzenlendiği, Kemal KERİNÇSİZ, av. Özcan PEHLİVANOĞLU, Mualla ERKUT tarafından topluluğa hitap edildiği, Yunanistan Konsoloslup önüne siyah çelenk bırakıldığı bu eyleme Şüpheliler Oktay YILDIRIM, Muzaffer TEKİN, M.Zekeriya ÖZTÜRK, Emin GÜRSESin katıldığı, Güvenlik şube müdürlüpnün olay esnasında çekmiş oldup kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşıldığı.
2-07.06.2006 Günü saat 11.25 sıralarında Eminönü ilçesi Sultanahmet adliyesi önünde Perihan MAĞDEN'in Vicdani Ret konusunda yargılanmasıyla ilgili 50 kişilik gruba Gönül APAYDIN tarafından basın bülteni okunmuştur. Büyük Hukukçular birliği
yazılı -petnkart^Perihan sen Şehit anası değil, ancak Deniz anası olabilirsin ,vicdani retçilik PKK'ya Hizmettir- ABD Hizmetindeki Fettullah Ordu ve Emniyetten Kirli elini çek-Küreselciler tarikatlar siyasi iktidar Şeytan üçgenini Bozacağız- yazılı dövizler taşınmış. "Her Türk asker doğar-Burası Türkiye ya sev ya terk et-Türkiye Türktür Türk kalacak-Katil ABD işbirlikçi AKP-Asker Doğduk Asker Ölürüz" şeklinde sloganların atıldığı tespit edilmiştir.. Aynı pn İstanbul adliyesi 2.Asliye Ceza mahkemesinde Perihan MAĞDEN'in sanık olarak yargılandığı davanın görülmesi sırasında basın açıklaması yapan gruptaki bazı şahıslarca sözlü sataşma olayının yaşanması üzerine;Adliye binası içerisindeki koridora çevik Kuvvet Şube Müd.Görevli Polisler alınarak, beklemekte olan Perihan MAĞDEN avukatları ile yanlarında bekleyen Şanar YURDATAPAN, Ayşe KULİN, Cüneyt ÖZDEMİR, Ataol BEHRAMOĞLU'nun bulundup grup ile Av.Kemal KERİNÇSİZ, M.Zekeriya ÖZTÜRK, Levent TEMİZ, Sevgi ERENEROL isimli şahıslarında bulundup, özellikle avukatlar ve gaziler davaya müdahil olmak için ellerinde dilekçeleri ve avukatları ile birlikte gelen şehit yakınlarından oluşan grup arasında, koridorda tampon oluşturulmak suretiyle muhtemel bir olayı önlemek için gerekli Güvenlik tedbirleri alınmıştır.Grubu av. Kemal KERİNÇSİZ'in yönlendirdiği ve grup içerisinde slogan atılması üzerine, herkesin duyabileceği şekilde gruba ve grubu yönlendiren şahıslara gerekli uyarıların yapıldığı.
Ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan EKER VE Güvenlik Savcısı Abdülaziz ÖZATLAN ile birlikte yapılan değerlendirmede, bir müdahale söz konusu oldupnda olayın büyüyebileceği, müdahalenin adliye içerisindeki düzeni ve görülmekte olan duruşmaları olumsuz etkileyebileceğinden dolayı duruşma bitene kadar alman Güvenlik tedbirlerinin devam etmesi ve fiili bir durumda müdahale edilmesi kararının alındığı. Şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ Sevgi ERENEROL, M,Zekeriya ÖZTÜRK ve Oktay


YILDIRM'm birlikte katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
3-12.06.2006 Saat 13.15 sıralarında Beyoğlu İlçesi Mete caddesi üzerinde bulunan AB Birliği Bilgi Merkezi önünde Türkiye'm Topluluğu ve Türk Ortodoks Patrikhanesi tarafından "Türkiye'nin AB üyeliği müzakere süreci" ile ilgili basın açıklaması düzenlendiği, Sevgi ERENEROL tarafından basın açıklamasının okunduğu, üzerinde Büyük Hukukçular Birliği yazılı çelengin AB bürosu önüne bırakıldığı, bu eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM ve M. Zekeriya ÖZTÜRK'ün katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşıldığı. Böylece şüphelinin örgütün her aşamasında eylem ve faaliyetlerde yer aldığı.
Şüphelinin ordudan ayrıldığı, stratejik araştırmalar ve yazılar yazdığını beyan ettiği, şüphelinin VKGB ve Kuvva-i Milliye Derneklerinin oluşum çalışmalarına katıldığı, ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN, MİLLİ IRGAT(KOD) Kuddusi OKKIR ile birlikte tüm eylem ve faaliyetlere iştirak ettiği, evinde ele geçirilen belgelerin diğer şüphelilerde bulunan belgelerle benzerlik arz ettiği, her ne kadar Danıştay olayından sonra ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN ile aralarının açıldığı ve bir daha görüşmediklerini beyan etmiş iseler de; ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN ile uzaktan akraba olduğu, Mete YALAZANGİL' in beyanına göre 2006 yılı Ramazan ayında ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN' in vermiş olduğu iftara katılması, yine Oktay YILDIRIM' da ele geçirilen bombalardan sonra da ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'i arayıp görüşmeye çalışması, şüphelinin İsmail PAKER (Kod) İsmail EKSİK ile birlikte ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e bağlı olarak faaliyetlerini sürdürdüğü, şüphelinin ajandasında bulunan notlarda Ergenekon örgütüne ait toplantılara katılıp, toplantılarda alman kararlan not ettiği ve yine şüphelinin e-mail bilgilerinde William William XX-TEAM isimli bir Amerikalı şahıs ile muhtemelen örgüt adına görüşmeler yaptığı, bu şahıs ile sürekli buluşup bazı bilgileri kendisine yüz yüze ilettiği,
Yine şüphelide ele geçirilen bilgi ve dokümanlarda kişilerin özel hayatına ait verileri kaydettikleri, örgütün genel stratejisine uygun olarak çeşitli kişiler ve memurlar hakkında kişisel verileri istihbarat raporlan şeklinde kaydettiği, şüpheliler Şemdinli davası olarak bilinen davaya ait bütün evraklann scaner ile taranmış olarak bilgisayar ortamında bulunduğu, bu bilgileri internetten aldığını beyan etmiş ise de bilgilerin tamamının dosyadan gizli telefon konuşmalan ve yazışmalan dair tüm evraklar ile HTS raporu dökümlerinin de bulunduğu, yine şüphelide gizlilik ibareli uluslararası insan kaçakçılığı isimli örgütsel içerikli dokümanın raporunun bulunduğu, aynca şüphelinin ayrıntılı emniyet ifadesinde bulunan bir çok bilgi ve belgenin şüphelide bulunduğu, bazı bilgi ve belgelerin kendisine posta yoluyla gönderildiğini, bazı kişilere ait kendi el yazısı ile yazmış olduğu notları nereden aldığını hatırlamadığını, ancak kendisine çeşitli yerlerden geldiğini söylediği,
Yine şüphelide Büyük Hukukçular Birliğinin 27.10.2006 tarihli toplantı gündeminin bulunduğu, bu gündemde papa kampanyası için yapılacak çalışmalar, boğazda gemi ile yapılacak protestolar, Hablemitoğlu davası, Milli Güç Birliği ve Ayasofya gibi konulann bulunduğu ve yine şüphelide Lobi Ergenekon belgesi olarak adlandmlan ERGENEKON terör örgütünün sivil unsurlannm yapılanmasını düzenleyen LOBİ-ERGENEKON isimli dokümanın çok eski tarihli bir suretinin bulunduğu, yapraklannm sararmış olduğu ve orijinal bir dosyada fotokopi çekildiği ve internetten indirilmediği, sayfalann uçlannm sararmış ve eskimiş olması şüphelinin muhtemelen bu belgeyi orijinal suretinden çok eski tarihlerde fotokopi olarak aldığı, şüphelinin internet yazışmalannda ZİKOQ ve MERYEM AYKUT (Kod) isimlerini kullanarak örgütün yabancı ülke misyonlarıyla olan irtibatlannı sağladığı,

E-mail görüşmelerinin içeriğinde şüphelinin ülkeler arası casusluk faaliyetlerinde bulunduğu, muhtemelen Ergenekon dokümanmdaki "bu konudaki tecrübeli yabancı devletlerle iş birliği yapılması zorunludur" şeklindeki hükme istinaden şüphelinin William William XX-THAM ile 23.06.2001 tarihli e-mail görüşmesinde "DEVİD İLE YAPTIĞIM TELEFON GÖRÜŞMESİNDE SİZİ İKNA ETMEK VE GÜVENİNİZİ KAZANMAK, HER TÜRLÜ GÜVENLİĞİNİZİ ALABİLİR, GARANTİLER VEREBİLİR VE BİRLİKTE ÇALIŞMA ORTAMI SAĞLAYABİLİRİM, BİZİM DE ÇOK GÜÇLÜ BİR EKİBİMİZ VE İMKÂNLARIMIZ VAR, BUNU BİLİN. AYRICA TÜRKLERİN DE ÇOK GÜVENİLİR VE ÇOK İYİ İMKANLARI OLAN SERVİS GRUPLARI VAR. HANGİSİNİ TERCİH EDERSENİZ ONUNLA İSTEKLERİNİZİN YERİNE GETİRİLMESİ KOŞULU İLE BEN DE SİZİNLE BERABER OLARAK ÇALIŞABİLİRSİNİZ" şeklinde mesajların bulunduğu,
Yine 26.11.2001 tarihli mesajlarda da yine aynı şahıs ile "SİZİN İÇİN UYGUNSA BİR ARAYA GELİP PLAN PROGRAM VE KOORDİNE YAPARAK İŞ YAPALIM. SENİNLE BİREBİR GÖRÜŞMEK KONUSUNDA ISRAR EDİYORUM. AKSİ TAKDİRDE GEREKSİZ KOMPLO TEORİLERİ ÜRETEN BOŞ İNSANLAR KONUMUNA GİRECEĞİZ." şeklinde mesajların bulunduğu,
Şüpheliden ele geçirilen dokümanlarda ERGENEKON çalışma alanlarından MAFİA isimli örgütsel dokümanın Veli KÜÇÜK' ten çıkan orijinal metininden çekilmiş fotokopisinin bulunduğu. Bu doküman içeriğinden Türk mafyasının ERGENEKON belgesine göre örgütlenmesi için "Türkiyede Mafyanın Yeniden Reorganizasyonu başlıklı belgenin bulunduğu. Şüphelinin bu belgeleri örgütün üst düzey yöneticilerinin katıldığı toplantılardan almış olabileceği. Şüpheli ele geçirilen bu blgenin orjinallerinin şüpheli Veli KÜÇÜK'ten elde edildiği, doküman içeriğinde Susurluk raporundan ve öncesindeki faili meçhul cinayetlerden ayrıntılı olarak bahsedildiği, dünya mafyası ve dünyayı yöneten diğer sivil toplum kuruluşlarından dünyanın gerçek sahibiymiş gibi bahsedildiği ve Türkiye'de mafyanın yeniden örgütlenmesi amacıyla yapılması gerekli faaliyetlerin belirtildiği, Şüpheli haberim yok dediği halde Danıştay olayında gözaltına alındığında yapılan incelemelerde bilgisayarından ERGENEKON terör örgütünün sızma, yayılma ve taban edinme süreçlerini anlatan Devletin Yeniden Yapılanması isimli dokümanında bulunduğu,
Yine şüpheli tarafından yazılan ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNe sunulmak üzere hazırlandığı anlaşılan ULUSLARARASI İNSAN TİCARETİ RAPORU, (GİZLİ/ÖZEL) yazılı belgenin ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN işleyişini anlatan diğer örgütsel içerikli dokümanlara benzediği anlaşıldığından, şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ün ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN sunulmak üzere örgüt içi rapor yazdığı anlaşılmaktadır. Raporun sadece başlık ve giriş kısmının bulunduğu diğer bölümlerinin elde edilemediği.
Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün diğer şüpheliler Veli KÜÇÜK, Güler KÖMÜRCÜ, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN, Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL, Vedat YENERER, Halil Behiç GÜRCİHAN, Oktay YILDIRIM, Mahmut ÖZTÜRK, Semih Tufan GÜLALTAY, Kuddusi OKKIR, Mete YALAZANGİL Saipir DEBLEBVİDZE, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN, İsmail YILDIZ, Emin GÜRSES ve Hüseyin GÖRÜM ile örgütsel irtibatlarının ve telefon görüşmelerinin bulunduğu,
Tanımadığını beyan ettiği Saipir DEBLEBVİDZE ve Mete YALAZANGİL ile telefon görüşmelerinin bulunduğu ve Muharrem (Kod) adıyla şüpheli Saipir'e hitap ettiği mevcut telefon görüşmelerinden anlaşılmıştır.
Şüphelide çıkan ERGENEKON-LOBİ isimli ^dokümanın uygulanmasına yönelik yazı ve örgütsel içerikli yazılar ve hem ZAFER(Kod) Muzaffer TEKİN, hem de Mete

YALAZANGIL ile olan irtibatlan hem de Danıştay saldmsı olayındaki beyanında Hüseyin GÖRÜM'ün kendisine hitaben askeri eğitim verilen gençlere "askeri silah eğitiminizi de komutanız verecek" şeklinde görev verilmesi Veli KÜÇÜK'le olan irtibatlan, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üst düzeyinde görevli olan şüpheliler Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ ve Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ve Kuvvai Milliye Derneği ile irtibatlı şüpheliler Oktay YILDIRIM, Bekir ÖZTÜRK, Kuddusi OKKIR ve Hüseyin GÖRÜM'le irtibatlan göz önüne alındığında,
Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN özel görevli yöneticisi konumunda olduğu örgütün üst düzey sorumlulannm katıldıklan toplantılara katılıp aldığı notlan ajandasına yazdığı ve verilen görevleri alt birimlerdeki örgüt üyelerine ilettiği, aynca örgüt adına bazı kişilerle alakalı Kişilerin siyasi felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlanna veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydetme suçunu da işlediği, örgütün tetikçi kanadı olan şahıslarlada irtibatlanm gizlice devam ettirdiği anlaşıldığından;
Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün üzerine atılı eylemlerine uyan TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 135/2,43/2 maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
23- ŞÜPHELİ RAFET ARSLAN a-Emniyet beyanında
Kendisinin 1951 yılında Erzincan ili Çayırlı ilçesinde doğduğunu, ilk ve Orta okulu Samsun ili Terme ilçesinde okuduğunu, 1966-1969 yılları arasında Kuleli Askeri Lisesini okuduğunu, 1972 yılında Kara Harp okulundan, 1973 yılında topçu ve füze okulundan mezun olduğunu, Daha sonra Babaeski, Erciş ve Adana İllerinde çeşitli birliklerde görev yaptığını, 1980 yılında malulen emekliye ayrıldığını, Emekli olduktan sonra Çağlayan da inşaat malzemeleri satışı üzerine dükkan açtığını, 3 yıl kadar çalıştırdığını, Daha sonra yaklaşık 3-4 yıl kadar tekstil işi yaptığını, sonra Kadıköy 'de Halk sigorta acenteci ligini 1995 yılına kadar yaptığını, 2005 yılına kadar da babasının yanında plastik ev eşyaları satışı yaptığını,, şuan herhangi bir iş yapmadığını, Geçimini ailesinden kalma emlak satışından yaptığını,
ikametinde yapılan aramada elde edilen ve 1-16 ya kadar kendinden numaralandırılmış "türlüye 'de derin devletin ve istihbaratın bugünkü yapısı" başlıklı bilgisayar çıktısı doküman elde edilmiştir, elde edilen bu dokümanı nereden, ne amaçla, kimden aldınız, bu doküman hakkında detaylı olarak açıklamalarda bulununuz.
Kendisinin bu dokümanları tarihten yaklaşık 3 ay kadar önce arkadaşı Muzaffer TEKIN'in Kadıköy'de ki kendisine ait bürosuna gittiğinde okuması için verdiğini,) Muzaffer TEKIN'in bu dokümanları internetten indirdiğini, ikametinde yapılan aramada; 1 adet 17 şubat 1997yılında çıkan "kuva-yı medya" isimli kitapçık elde edilmiştir, elde edilen bu kitapçık hakkında detaylı açıklamalarda bulununuz.
Kendisinin bu dergiyi okumak için 1997 yılında aldığını, o dönemde bu derginin haftalık olarak bayilerde satılmakta olduğunu, Şuan çıkıp çıkmadığını bilmediğini, Bu sayısından başka da satın almadığını, bu sayıyı satın almasındaki ki amacın, dergi içerisinde ki Baha KIVANÇ isimli şahsın yazmış olduğu yazının dikkatini çektiği için satın aldığını,
Kendisinin Muzaffer TEKİN 'i Kuleli Askeri Lisesinden 1966 yılından beri tanıdığını, kendisinin devre arkadaşı ve çok sevdiği"ve'samimi bir arkadaşı olduğunu, kendisinin şahıs ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığını, Muzaffer TEKIN'e ait büroya

2005 yılının sonlarından itibaren sohbet amaçlı olarak haftada en az 3-4 kez uğradığını, Genelde büroya emekli olmuş ordu mensupları ve devre arkadaşlarının geldiğini, kendisi ile görev yapmış subay, astsubay er ve erbaşların da geldiklerini,
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRKün ifadesinde geçen konu ve şahıslar hakkında Zekeriya Öztürk'ü kendisine 2006yılında) Muzaffer TEKİN'in bürosunda Güneydoğu da görev yapmış, emekli bir subay olduğunu ve şuan Önce Vatan isimli gazete de gazetecilik yaptığı şeklinde söyleyerek tanıştırdığını, Kendisi ile birebir dostluğunun ve arkadaşlığının olmadığını, arkadaşlığının Muzaffer TEKİN 'e olan yakınlığından kaynaklandığını, İsmail PAKER isimli şahsı 2006 yılında Muzaffer TEKİN 'in bürosunda Muzaffer TEKİN Denetleme kurumunda çalışmış emekli memur olarak tanıştırdığını, daha sonra samimiyetlerinin ilerlediğini ve arkadaş olduklarını, Oktay YILDIRIM'ı yine Muzaffer TEKİN 'in bürosunda 2006 yılında Güneydoğu'da görev yapmış emekli astsubay olarak tanıştırdığını. Kendisi ile fazla bir samimiyetinin olmadığını, ancak Muzaffer TEKİN 'in hastane de yattığı süre içerisi ve Ankara 'da ki mahkeme sürecinde sürekli Muzaffer TEKİN 'in yanında bulunduğundan dolayı ara sıra Oktay YILDIRIM'ın ziyaret amaçlı gelip gittiğini, Son altı ayda da kendisi ile hiç görüşmediğini,, sadece bir defa kendi cep telefonundan hal hatır sormak için Oktay YILDIRIM'ı aradığını, Danıştay saldırısının olduğu akşamı Muzaffer TEKİN , kendisi, Zekeriya OZTÜRK ve ismail PAKER ile birlikte Fenerbahçe Orduevinde yemek yediklerini, Muzaffer TEKİN'in eşinin aradığı, "kapıda Polis olduğunu söyleyen birileri var" "kapıyı açayım mı" diye sorduğunu, Muzaffer TEKİN'in de eşine "Polis olduklarından emin ol ve kapıyı aç" dediğini ve telefonu kapattığını, Muzaffer TEKİN kendilerine hitaben "Polis arama yapmak için eve gelmiş, ben eve gideyim" diye ayaklandığı, bu esnada Zekeriya OZTÜRK ve ismail PAKER 'inde "komutanım sen dur biz bir bakalım konu nedir" dedikleri ve ikisinin Muzaffer TEKİN 'in evine gittikleri, yaklaşık iki saat sonra eski Sarıyer savcısı Ertaç GİRAY ile birlikte geri döndükleri, "mevzu karışık Danıştaya yapılan saldırı ile ilişkilendiriliyorsun" dedikleri, daha sonra Muzaffer TEKİN'in "nasıl böyle bir şey olur, en ufak bir adım geçse canıma kıyarım" dediği, bunun üzerine orada bulunanların Muzaffer TEKİN 'e sakin olmasını söyledikleri, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı doğrultusunda arama kararı verildiği anlaşılması üzerine avukat Ertaç GİRAY'ın "yarın ben bu konuyu öğrenir savcıya götürür ifadeni veririz" dediği, daha sonra kendisinin evine, Muzaffer TEKİN ise o gece kalmak için Mehmet Zekeriya OZTÜRK'ün evine gittiği,
Kuddusi OKKIRm ifadesinde geçen dernek ve yapılan toplantıların konusu, toplantıya katılan ve ifadede ismi geçen şahıslar hakkında;
Kendisinin Ankara 'da yapılan dernek çalışması ve piknikten haberinin olmadığını, Ancak Ankara 'da ki Vatansever Güçler Birliği isimli dernek olduğunu bildiğini, derneğin kurucusu ve başkanını bilmediğini, ancak derneğin İstanbul Şubesinin Hüseyin GÖRÜM isimli şahsın kuracağı şeklinde duyduğunu ve Hüseyin GÖRÜM'ü ilk kez yine Hüseyin GÖRÜM'e ait Maltepe 'de bulunan işyerinde kuru fasulye pilav yemeye gittiğinde gördüğünü, Bu yemeğe kendisini Muzaffer TEKİN'in davet ettiğini, Kuddusi ORKIR isimli şahsı da ilk kez bu yemekte gördüğünü, Kuddusi OKKIR'ı bir de Muzaffer TEKİN 'in bürosunda gördüğünü, kendisi ile hiçbir samimiyetinin olmadığını, bu yemeğin ve toplantıların amacının Ankara 'da bulunan Vatansever Güçler Birliği Derneğinin İstanbul Şubesini kurmak Muzaffer TEKİN 'in bu dernek içinde Hüseyin GÖRÜM'ün yer almasını istediklerini, ancak Muzaffer'in bu dernek içerisinde yer almadığını, İfade de ismi geçen şahıslardan Hüseyin GÖRÜM'ün derneğin istanbul Şubesini açmakla görevli olduğunu bildiğini, kendisi ile herhangi bir samimiyetinin olmadığını, Can Albay isimli şahsın beden eğitimi öğretmenliği yaptığını bildiğini, kendisi ile herhangi bir samimiyetinin olmadığını, Muzaffer TEKİN ve Zekeriya OZTÜRK ile olan ilişkilerinin ifadesinin önceki bölümlerinde geçtiği şeklinde olduğunu, bu davetten yaklaşık bir hafta sonra) Muzaffer TEKİN bürosundan Hüseyin GÖRÜM 'u kovduğunu ve "bir daha
buraya gelmeyin " şeklinde söylediğini. /p
il

kendisine ait olan 1 adet sony ericson marka cep telefonu ve bu telefonunuzda kayıtlı mesajların yapılan incelenmesinde:
1. İnbox 0538 985 75 57 numaralı telefondan; MUZO KOMUTANI, BİRİLERİ ALÇAKÇA KULLANDI TEMİZLİĞİNİ, VATAN SEVGİSİNİ KULLANDI. M.TEKIN'İ DEĞİL, SALAKLAR TÜRK BAYRAĞINI TUTUKLADILAR. H.BAKIRCI
2. Inbox 0555 328 55 35 numaralı telefondan; KOMUTANIM GERÇEKTEN ÇOK ÜZGÜNÜM AMA BİR YERDEN DE MUTLUYUM BU HAİNLERİN BİZE CEZA GÖRDÜKLERİ BİZİM İÇİN ÖVÜNÇ HATTA RÜTBEDİR. YAPABİLECEĞİM NE VARSA LÜTFEN SADECE SÖYLEYİN. HAKAN
3. Inbox 0538 985 75 57 numaralı telefondan; MUZAFFER KUMANDAN, ADIN ÜSTÜNDE SENİN MUZAFFERİYETİNİ, ANASI KANSIZ PARTİ AKAP NIN KÜÇÜK SEÇİM HESAPLARI KİRLETEMEZ, VATANSEVERLİĞİNİ DE. H.BAKIRCI 18.06.07 ŞEKLİNDE MESAJLARDA GEÇEN KONULAR HAKKINDA DETAYLI BİLGİSİ SORULDUĞUNDA;
Kendisine sorulan mesajlardan 1 ve 3 nolu mesajları çeken ve avukatlık yapan Hasan BAKIRCI isimli şahsa ait olduğunu, kendisini 5-6 aydan beridir tanıdığını, fazla bir samimiyetinin olmadığını, bu mesajları ne amaçla çektiğini bilmediğini, 2 nolu mesajı çeken şahıs ise ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN 'in Kıbrıs'ta askeri olan bir şahsın oğlu olabileceğini, şahsın kendisinde telefonunun olmadığını, kendisine gönderilen bu mesajların ne amaçla gönderildiğini bilmediğini ve bu mesajlara ne bir karşılık verdiğini nede arama yaptığını,
Kendisine sorulan şahıslardan ifadesinin önceki bölümlerinde detaylı olarak açıkladığı Oktay YILDIRIM, Muzaffer TEKİN , MİLLİ IRGAT (KOD) Kuddusi OKKIR ve Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahısları tanıdığını,
Ayrıca sorulan diğer şahıslardan;
Mahmut ÖZTÜRK: Danıştay saldırısı sonrasında Muzaffer TEKİN 'in, Mahmut ÖZTÜRK'ün evinde kaldığını bildiğini, Kendisi ile Muzaffer TEKİN 'in bürosunda yaklaşık bir yıl önce tanıştığını,, herhangi bir samimiyetinin olmadığını,. Kendisini emekli Astsubay olarak tanıdığını,. Kendisinin petrol işi yaptığını tahmin ettiğini, Ahmet Erden ARSLAN kendisinin kardeşi olduğunu,, bunun haricinde kendisine sorulan şahıslan tanımadığını ve bilmediğini,
b- Savcılık ifadesinde Şüpheli Rafet ARSLAN;
1980 yılında Yüzbaşı rütbesinde iken Kara Kuvvetleri Komutanlığından malulen emekliliğe aynldığım, önce inşaat malzemeleri işi yaptığını, daha sonra Halk Sigorta Acenteliği yaptığını, daha sonra da babasının yanında çalıştığını, şu an bir iş yapmadığını,

MUZAFFER TEKİN'in askeri liseden beri arkadaşı olduğunu, MUZAFFER TEKİN' in ofisinin emekli askerlerin ve arkadaşlarının zaman zaman gelip gittiği yer olduğunu, yerin Kadıköy Merkezde olduğundan herkesin rahatlıkla gelebileceği bir yer olduğunu, Zaman zaman emekli paşalarında geldiğini, kendi devrelerinden Tuğ ve Tümgenarellikten emekli olanların zaman zaman orada buluştuğunu Pazartesi ve Cuma hariç hergün oraya gitiğini, Pazartesi günleri TESUT derneğine gittiğini, kendi devreleri dışında emekli albaylar ve değişik şahıslarında geldiğini, İBRAHİM ŞAHİN' i birkaç sefer gördüğünü, MAHMUT ÖZTÜRK'ün gelip gittiğini, OKTAY YILDIRIM'm 6-7 ay evveline kadar gelip-gittiğini, bir ara Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Derneği için gelen birkaç şahsı kovduğunu, Onlara siz bu işleri para için yapıyorsunuz, organize suç örgütü gibisiniz, dediğini, kovduğunu, METE Hoca diye tanıdığı METE YALAZANGİL'in bir iki kere geldiğini, bir seferinde araba kiralamak için geldiklerini, bir seferinde de Doğruyol Kadıköy Sekreteri olduğundan hayırlı olsun demeye MUZAFFER'le gittiklerini, AYDIN YÜKSEK ve MUZAFFER ŞENOCAK'ı tanımadığını, bunlap##W^.görmediğini, M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün Danıştay saldırısına kadar süjejdf^ geldiğyij^ancak bu olaydan sonra


gelmediğini, İSMAİL PAKER'in zaman zaman geldiğini, son iki üç ay da telefonla aradığını, ZEKERİYA ÖZTÜK ile arasındaki sorunun Danıştay saldırısında İşçi Partisini ve başka şahıslan suçlamasından ötürü aralanmn açıldığını,
Danıştay saldırısının olduğu akşam kendisi, MUZAFFER, ZEKERİYA ve İSMAİL PAKER'in birlikte olduklannı, yemekte MUZAFFER'in evi aranacak diye gitmek istediğini, ZEKERİYA ve İSMAİL PAKER'in biz konuya bakalım, nedir, dediklerini, ancak MUZAFFER' i bırakmadıklannı, daha sonra Danıştay saldınsı ile alakalan olduğunu öğrenince ZEKERİYA'nm evine gittiklerini, son gün MAHMUT ÖZTÜRK' ün evinde kalarak sabah kendini bıçakla yaraladığını, daha sonra İSMAİL PAKER ve ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün hastaneye götürmek için arabaya aldıklannı, ancak götürmediklerini, bu aşamada telefonda getirmelerini ve yerlerini öğrendiğini, ticari taksi tutarak Maltepe'ye gittiğini, sonra Acıbadem Hastanesine götürdüğünü, sonra polislerin geldiğini, devre arkadaşlan ve emekli subaylann geldiğini, daha sonra da Ankara'ya götürdüklerini, MUZAFFER'in Ankara' da serbest bırakıldığını, bu olaydan beri de ZEKERİYA ile aralanmn iyi olmadığını, ZEKERİYA'nm gelmediğini, ancak İSMAİL PAKER geldiğini, Bazen de kendisini aradığını, televizyona birlikte çıkıp bu konulara açıklama talabini MUZAFFER'in kabul etmediği için aralanmn bozulduğunu söylediğini
SEMİH TUFAN GÜNALTAY'ı tanımadığını, hiç görmediğini, bombalan gazeteden duyduğunu,
Çantasından çıkan "Türkiye' de Derin Devlet ve İstihbaratın Bugünkü Yapısı" yazının Doç. Dr. Ümit Sayın' a ait olduğunu, bu yazıyı internetten MUZAFFER'in indirdiğini, kendisine verdiğini, kendisinin de okuduğunu, diğer yazıların kendisine ait olduğunu, seçim sistemleri ve propaganda isimli kitap yazacağını, Türkiye'deki seçim sistemini ve Dohont sisteminin çeşitli versiyonlanm karşılaştırmak amacıyla aldığı notlan olduğunu, Ümit Sayın'ın derin devletle alakalı yazısının genel olarak Türkiye' de derin devletin olmadığını yüzeysel olarak anlattığını,
2000 yılma kadar MHP' de Şişli İlçe Başkanlığı yaptığını, ancak daha sonra siyaseti bıraktığını, kendisindeki yazılann eski olduğunu, O yıllara ait siyasi yazılar olduğunu,
HÜSEYİN GÖRÜM' ü bir sefer gördüğünü, KUDDİSİ OKUR'u bir sefer MUZAFFER'in ofisinde gördüğünü, KOSKEP'le ilgili bir konuda biri ile görüştüğünü, 2006 yılının başlannda olduğunu, kendisinin bir daha görmediğini,
Kendisine çekilen masajlardan ikisini HASAN BAKIRCI isimli Avukat'm çektiğini, HAKAN denilen şahsın Kıbns'daki erinin oğlu olabileceğini, ya da bir film yapımcısı olabileceğini, iki HAKAN'm da MUZAFFER'in ofisine geldiğini, mesajlann MUZAFFER' in tutuklanmasından sonra kendisine geldiğini, neden gönderildiğini bilmediğini,
Şüphelinin 25.06.2007 tarihli ek ifadesinde;
"Lüzum üzerine şüpheliye MUZAFFER TEKİN' e ait ofiste bulunan kırmızı klasör ve içindeki belgeler ile METE YALAZANGIL' in bırakmış olduğu iddia edilen CD soruldu:
Kendisinin masanın üzerinde kırmızı bir klasör görmediğini, kendisine gösterdiğimiz Devletin Yeniden Yapılanması ve AK Parti adaylarına ilişkin listeleri görmediğini, kendisinin her gün vakit geçirmek için büroya gittiğini, büronun 2 odadan müteşekkil olduğunu, kendisinin gittiğimde dış bölümde oturduğunu, ZAFER(MUZAFFER)'in odasında kendine ait eşyalan olduğundan O olmadığı zaman dışanda oturduğunu, özel misafirleri geldiğinde genelde asker kökenli olduklan için konuşmalarda kendisinin yanlannda oturduğunu, ara kapı ve dış kapının açık olduğunu, içeride özel bir şey konuşulmadığını, dışanda oturanlann konuşulanlan duyabildiğini,
METE YALAZANGİL' i tanıdığını, ancak- CD *yi getirip kendisine vermediğini, kendisinin orada olması halinde ise alıp MUZAFFER'in masasına koymuş olacağını,

bilgisayardan hiç anlamadığını, işyerinde de bilgisayar olmadığını, AYDIN YÜKSEK'i şimdi gördüğünü, önceden hiç tanımadığını, büroya geldiğini görmediğini, METE Hoca ile gelmişse de kendisinin olmadığını,
Dosyada 19.06.2007 tarihli bilgi alma tutanağı okunup, sorulduğunda; O ifadesinde de bir seferinde Gaziler Derneğinden şahıslar geldiğini, kendi okudukları Türkülerin CD Terini bıraktıklarım, bunun gibi zaman zaman MUZAFFER yokken gelen eşyaları aldığını, kendisi geldiğinden de verdiğini" şeklinde beyanda bulunduğu,
c)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
1-Büyük Hukukçular Birliği Derneği'nde yapılan aramada elde edilen
ö.No'lu CD:Sevgi ERENEROL,Muzaffer TEKİN,Kemal KERİNÇSİZ.Rafet ARSLAN isimli şahısların da bulunduğu 2005 yılında Büyük Hukukçular Birliğinin yapmış olduğu toplantı resmi ve Basın Bildirisi CD'nin belirtilen dosyaların bir kopyası alınarak CD'ye aktarılmış olduğu,
2- Muzaffer TEKİN'in cep telefonunun rehberinde "RAFET ARSLAN 0532 208 45 21" şeklinde kayıtlı olduğu,
3-Sevgi ERENEROL ile 15.12.2007 günü, saat;13.35'te yaptığı telefon görüşmesinde;
d)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
METE YALAZANGİL ifadesinde;
Rafet ARSLANT 2006 yılında Muzaffer TEKİN'in vermiş olduğu iftar yemeğinde gördüğünü, daha sonra Muzaffer TEKİN'in ofisine gittiğinde orada gördüğünü, 2007 yılı Ocak-Şubat aylarında İlçe Genel Sekreteri olduğu dönemde Aydın YÜKSEK isimli şahsın, Muzaffer ŞENOCAK tarafından 150000 YTL dolandırıldığını ve bu nedenle kendisinden yardım istemesi üzerini, kendisinin de Muzaffer TEKİN'i aradığını, Aydm ile birlikte Muzaffer TEKİN'in Kuşdilinde bulunan ofisine gittiklerini, Ofisinde Muzaffer TEKİN, Rafet ARSLAN, Rafet'in kardeşi olduğunu, Aydın YUKSEK'in Muzaffer ŞENOCAK tarafından dolandırıldığını anlattığını, anlatırken Muzaffer ŞENOCAK'ın Özel Kuvvetlerde görevli yüzbaşı veya binbaşı olarak görevli olduğunu da söylediğini, bunun üzerine Muzaffer TEKİN'in birkaç arkadaşına telefon açtığını, aradan bir ay kadar geçtikten sonra Aydm YUKSEK'in Kadıköy Hasanpaşa'da bulunan işyerine gelerek Muzaffer TEKİN'e verilmek üzere içerisinde Muzaffer ŞENOCAK'a ait adresler, kart vizitleri ve iletişim bilgilerinin olduğunu söylediği bir CD bıraktığını, aynı gün öğleden sonra Muzaffer TEKİN'in Kuşdilindeki ofisine gittiğini ve içeride Rafet ARSLAN ve kardeşi Ahmet ASLAN'm olduğunu gördüğünü, CD'yi Muzaffer TEKİN'e verilmek üzere Rafet ARSLAN'a bıraktığını,
22.06.2007 günü akşam saatlerinde Muzaffer TEKİN'in yanından tanıdığı ve
ismini Kürşad olarak bildiği şahsın kendisini telefonla arayarak, Beşiktaş'ta mahkemede
olduklarını, yanında Rafet ARSLAN'm bulunduğunu ve kendisi ile görüşmek istediğini söylediğini, Rafet ARSLAN'm kendisine telefon numarasını savcının istediğini CD den dolayı olduğunu söylediğini, kendisinin de aramış olduğu telefon numarasını verebileceğini söylediğini,
Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ifadesinde;
Rafet ARSLAN'm Muzaffer TEKİN'in devresi olduğunu, "17 Mayıs Alparslan ARSLAN 10:30 Danıştay, ile başlayan ve M.TEKİN, Mahmut ÖZTÜRK, Rafet ARSLAN, İsmail PAKER, Yurdakul isimleri ve tarih ve saat yazıların olduğu doküman" ile ilgili; bu notu Danıştay olayında gözaltına alındığında ifadesi esnasında hatırlamak maksadıyla almış olduğu notlar olduğunu, olayın olduğu zamanda Muzaffer .TEKİN, Rafet ARSLAN ve ismini


1 '^V3^2r^

hatırlayamadığı birkaç şahısla birlikte Muzaffer TEKİN'in ofisinde bulunduklarını, olayları hatırlamak maksadıyla çizmiş olduğu notlar olduğunu,
Muzaffer TEKİN' Kadıköy ilçesinde bulunan bürosuna 13 aydır gitmediğini, 13 ay öncesi birçok emekli asker ve sivil vatandaşın gelip gittiğini, her zaman kalabalık bir büro olduğunu, ancak isim olarak tanımadığını, Raf et ARSLAN'ın o büroda herhangi bir görevinin olup olmadığını bilmediğini, Rafet ARSLAN ile de 13 aydır hiçbir şekilde görüşmdiğini, büroya gelen insanların Muzaffer TEKİN'e abi ve komutanım şeklinde hitap ettiklerini,
Danıştay olayının olduğu gün Muzaffer TEKİN ile Rafet ARSLAN, İsmail PAKER ve kendisinin birlikte olduklarını, Muzaffer TEKİN'in yaralandığını öğrendikten sonra Muzaffer TEKİN'i hastaneye götürmek için villaya giderken Rafet ARSLAN'ı arayarak hastane ayarlamalannı söylediğini, Acıbadem hastanesini ayarladığını söylediğini, hastaneye birlikte götürdüklerini,
Şüpheli İSMAİL EKSİK beyanında, RAFET ARSLAN'ı Muzaffer TEKİN vasıtası ile tanıdığını, kendisini emekli subay olarak tanıdığını, Danıştay saldın olduğu gün Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisine Muzaffer TEKİN'in intihar ettiğini söylediğini, tamam deyip Göztepe kavşağına Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü almaya gittiğini, daha sonra Yurdakul'u yoldan alarak Çavuşbaşı'ndaki villaya gittiklerini, Muzaffer TEKİN'i hastaneye götürmek üzere çıktıklarını, Muzaffer TEKİN'nin hastaneye gitmek istemediğini söylemesi üzerine Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün Rafet ARSLAN'ı arayıp ikna etmesini söylediğini, Rafet ARSLAN'ın Maltepe'yi bilmediği için bir noktada beklemesini söyleyip kendisini arabasıyla bulunduğu yerden alarak Muzaffer TEKİN'in yanma getirdiğini, Muzaffer TEKİN ile görüşerek Kadıköy Acıbadem hastanesine götürdüklerini beyan etmiştir.
Şüpheli SAİPİR DEBZLELVİDZE beyanında Rafet ARSLAN isimli şahsı Muzaffer TEKİN'in ofisine gidip geldiği esnada çoğunlukla orada olduğundan dolayı tanıdığını, herhangi bir ilişkisinin olmadığını beyan etmiştir.
Şüpheli Kuddusi OKKIR ifadesinde; Rafet ARSLAN'ı Rafet Paşa olarak bildiğini, 2004 yılında daha önceden bahsettiği gibi Vatan Sever Güç Birliği İstanbul şubesi çalışmalarında ve sonrasında tanıştığını, 2-3 aylık bir görüşmesi olduğunu beyan etmiştir.
Şüpheli Halil Behiç GÜRCİHAN beyanında ; Rafet ARSLAN'ı Muzaffer TEKİN'in yakın arkadaşı olması hasebiyle ofisinde gördüğünü ve orada tanıştığını beyan etmiştir.
Şüpheli ZEKİ YURDAKUL ÇAĞMAN beyanında ; Rafet ARSLAN'ı Muzaffer TEKİN'in ofisinde gördüğünü, kendisi ile bir samimiyeti olmadığını, Muzaffer TEKİN in yakın arkadaşı olarak bildiğini ve sürekli yanında gördüğünü, Danıştay saldmsı sonrası Muzaffer TEKİN intihar etmeye kalkışınca Mahmut ÖZTÜRK, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, İsmail PAKER ile birlikte hastaneye götürmek istediklerini, yolda giderken Muzaffer TEKİN ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün Rafet ARSLAN ile telefon görüşmesi yaptılannı, Rafet ARSLAN' onlara "beni de Maltepe'den alın ve birlikte geçelim" dediğini, Maltepe'den Rafet ARSLAN'ı aldıklannı, Rafet ARSLAN'ın kendi arabasına bindiğini, Muzaffer TEKİN'i acile götürdüklerini beyan etmiştir.
Şüpheli HÜSEYİN GÖRÜM beyanında ; Ergenekon isimli oluşum hakkında her hangi bir bilgisinin olmadığını, ancak 2005 yılının Ocak ayında Kadıköy'de İkizoğlu İş Hanının 3. katında bulunan Muzaffer TEKİN' e ait büroya çay içmeye uğradığında büroda Kuddusi OKKIR, Rafet Albay, Nedim Albay Hüseyin BEYAZIT ve kendisini Jitemci olarak tanıtan Mustafa ALPAY ve 6-7 tane asker kökenli şahıs olduğunu, orada Kuddusi Okkır'm "Ayrık Otu" isimli bir oluşumdan söz ettiğini, dosyasını çıkarıp birini Muzaffer TEKİN' e verdiğini gördüğünü, aynı dosyadan "Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği" isimli derneğine sadece verdiğini söylediğini beyan etmiştir.-'-"-"' --

Şüpheli Sevgi ERENEROL beyanında ; Rafet ARSLAN'm Muzaffer TEKİN'in arkadaşı olduğunu, 1994 yılında kendisi MHP İl Başkanlığında iken onun Şişli İlçe Teşkilatında olduğunu, şuan Muzaffer TEKİN'i ziyarete beraber gittiklerini, çünkü cezaevinde Muzaffer TEKİN'i Rafet ARSLAN ve Kürşat RÜSTEMOĞLU ile kendisinin ziyaret edebileceğini beyan etmiştir.
15.12.2007 günü Sevgi ERENEROL'un Rafet ARSLAN isimli şahsı arayarak;
SEVGİ ERENEROL : Rafet paşam günaydın dediği, hal hatır sormadan sonra
SEVGİ ERENEROL : Sultanahmet adliyesinin önünde bir basın açıklaması
yapacağız SEVGİ ERENEROL : olarak sizlerin bu işe sahip çıkmasını rica edicem
dediği, Rafet ARSLAN: Tamam sevgi hammcım dediği ve basın açıklaması için saat 12 için randevulaştıkları anlaşılmaktadır.
KUDDUSİ OKKIR İFADESİNDE; " Ankara gezisinden sonra da ilginç
bir durum ortaya çıkmıştı, istanbul tanışan arkadaşlar Ankara da ki dernek ile işbirliği yapmak üzere tanışmıştı. Ancak bu dernek ile ilişkimiz kalmayınca sadece birbiri ile tanışan arkadaşlar haline düştük. Yaz başında istanbul ilindeki arkadaşlar ile dostluk ve arkadaşlar sınırlarını aşmayan piknik gezileri ve Hüseyin Görüm"ün işyerinde buluştuk. Bu buluşmalara zaman zaman farklı arkadaşlarda gelip gitti. Bu toplantılarda Muzaffer TEKİN , ben, Hüseyin Görüm, Rafet ve Can Albay, Zekeriya Oztürk ve şu an ismini
hatırlayamadığım birçok insan gelip gitti " şeklinde ifade vermiştir, hakkınızda ifade
veren Kuddusi OKKIR isimli şahıs ile olan ilişkiniz ve Kuddusi OKKIRın ifadesinde geçen dernek ve yapılan toplantıların konusu, toplantıya katılan ve ifadede ismi geçen şahıslar hakkında detaylı açıklamaları soruluduğunda;
Yine KUDDUSİ OKKIR İFADESİNDE; İsmi geçen İsmail PAKER, M.
Zekeriya Oztürk, Ertaş GİRAY, Rafet ARSLAN(Rafet Paşa olarak bilirim) isimli şahıslar ile 2004 yılında daha önceden bahsettiğim gibi Vatan Sever Güç Birliği İstanbul şubesi çalışmalarında ve sonrasında tanıştım. 2-3 aylık bir görüşmem olmuştur, şeklinde ifade vermiştir
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Rafet ARSLAN'm Ordudan malulen emekli olduğu, şüpheli Mehmet Zekeriya OZTÜRK ile irtibatının bulunduğu, Danıştay saldırısından sonra birlikte kritik yapmak için birarada yemek yedikleri, Şüpheli Rafet ARSLAN her ne kadar savunmalarında ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN ile sadece arkadaş olduğunu beyan etmiş ise de; şüphelinin geçmişte Milliyetçi Hareket Partisinde görevli olduğu ve son bir iki yıldır sürekli ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in ofisine gelip gittiğini beyan etmiş, ayrıca ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in bütün aktivitelerine katıldığı, şüphelinin ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in ofisine geldiğinde ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in ofisine girmeyip sürekli kendine ait bölümde durduğunu beyan ettiği, ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN ile siyasal görüş ayrılıkları olmasına rağmen sürekli irtibat halinde olup, toplantı ve aktivitelere katıldığı, VKGB'nin kuruluş toplantılarına katıldığı, Hüseyin GÖRÜM'ün Fabrikasmdaki yemeklere iştirak ettiği, kendisini Rafet Albay olarak tanıttığı (MİLLİ IRGAT(KOD) Kuddusi OKKIR'm beyanlarına göre) ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in internetten indirdiği Derin Devlet isimli yazının şüpheli de bulunduğu ve ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in ofisinde kendine ait bölümde sürekli durması da şüphelinin ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e bağlı olarak ERGENEKON terör örgütünde örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, örgüt talimatları gereğince ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in bürosunda görevli olarak bulunduğu böylece ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu anlaşıldığından,

Şüpheli Rafet ARSLAN'm Ergenekon terör örgütü üyesi olmak eylemi nedeniyle TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
24-ŞÜPHELİ ZEKİ YURDAKUL ÇAĞMAN:
a-Emniyet beyanında ;
1969 yılında Ordu iline bağlı Aybastı ilçesinde doğduğunu, Lise 3 'e kadar Aybastı da okuduğunu, Aybastı 'da Üniversite sınavına hazırlık dershanesi olmadığından dolayı lise son sınıfı Yozgat ilinde okuduğunu, 1986 yılında Yozgat imam Hatip Lisesinden mezun olduğunu 1989 yılında askerlik hizmeti için Kırklareli iline gittiğini, askerden geldikten sonra 1992 yılında Seher GELEN isimli bayan ile evlendiğini, 1994 yılına kadar Ordu ilinde babasının yanında arıcılıkla uğraştığını, daha sonra 1994 yılının sonlarına doğru istanbul Merter'e geldiğini ve ihraç fazlası tekstil ürünleri üzerine işyeri açtığını, bu sırada Bağcılar ilçesinde ikamet ettiğini, Daha sonra 1997 yılında Göztepe'de bir işyeri aztığını,, 1998 yılında Anadolu yakası Göztepe'de Obje Tekstil şirketini kurduğunu, 2001 krizine kadar Avrupa 'ya tekstil ihracatı yaptığını, Bu dönemde Mahmut OZTURK ile birlikte tekstil işi yaptığını, ifadesinin ilerleyen bölümlerinde Mahmut OZTURK ile olan ilişkisini ayrıntılı olarak anlatacağını, 2001 yılında bu şirketi kapattığını, 2003 yılına kadar herhangi bir iş yapmadığını ve 2003 yılının başında halen çalıştırmakta olduğu Destan Elektrik Limited şirketini kurduğunu ve yukarıda belirttiği Ümraniye adresinde ikamet ettiğini, 3 çocuk babası olduğunu,
...kendisinin bu malzemeler hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını, kendisinin bu olayı sadece basından duyduğunu, Ali YIGIT isimli şahsı tanımadığını, ele geçen malzemelerinde Oktay YILDIRIM' a ait olduğunu basından duyduğunu, kendisinin Oktay YILDIRIM'ı 2000yılından buyana tanıdığı, Kendisi ile tanışmasının Mahmut OZTURK ile aynı binada oturduğu dönemde, Oktay YILDIRIM'ın Mahmut ÖZTÜRK'ü ziyarete geldiğinde olduğunu, Oktay YILDIRIM'ın o zamanlar bacağından tedavi gördüğünü ve emekli olmak üzere olduğunu, kendisiyle ilişkisinin Mahmut ÖZTÜRK'ten dolayı olduğunu, Oktay YILDIRIM ve Mahmut ÖZTÜRK'ün 2004 veya 2005 yıllarında bir yıl ortak olarak Beyazıt'ta nargile cafe işletmeciliği yaptıklarını ve daha sonra anlaşamayarakr aralarının açıldığını, Hatta o tarihten bu zamana kadar konuşmadıklarını bildiğini, kendisinin Oktay YILDIRM ile ilişkisinin sadece gördüğüyle selamlaşmaktan ibaret olduğunu, Bir keresinde Mahmut OZTURK ile ortak işlettikleri cafeye gittiğini, gitmesinin sebebinin de Mahmut ÖZTÜRK'e hayırlı osun demek için olduğunu, kendisinin hiçbir zaman Oktay YILDIRIM ile ayrı bir ortamda görüşmediğini ve buluşmadığını, Oktay YILDIRIM'ın birkaç kez kendisinin işyerine hal hatır sormak için, çay içmek için ve bir keresinde de alışveriş yapmak için geldiğni, kendisine hiçbir zaman ne bombadan nede bir silahtan bahsetmediğini, Zaten Oktay YILDIRIM ile fazla bir samimiyetinin olmadığını, Oktay YILDIRIM'ın www.acikistihbarat.com isimli sitede yazı yazdığını bildiğini, Oktay YILDIRIM'ın bir iki yazısını okuduğunu ve genelde terörle mücadele ile ilgili kendi uzmanlık alanı ile ilgili yazılarının olduğunu,
Kendisinin bu doküman hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını, bu dokümanı ilk defa gördüğün ve duyduğunu, Muzaffer TEKİN 'i 1999 yılından bu zamana kadar tanıdığını, Muzaffer TEKİN ile kendisini Mahmut ÖZTÜRK'ün tanıştırdığını,. Mahmut OZTURK ile birlikte Muzaffer TEKİN 'in Kadıköy'de bulunan ofisine gittiklerini ve orada tanıştıklarını, Zaman zaman Muzaffer TEKİN 'in ofisine uğradığını, Bu ziyaretlerinin amacının bir hal hatır sorma, geçerken uğrama ve bir çay içme ziyaretleri olup on onbeş dakika sürdüğünü, Yine Muzaffer TEKIN'in kendisinin işyerinden alışveriş yapmış olup,


kendisinin ofisinde de elektrik tesisatını tamir ettiklerini, Muzaffer TEKIN'e abi diye hitap ettiğini, Muzaffer TEKİN'in de kendisine ismi ile hitap ettiğini, Muzaffer TEKİN ile resmi bir ilişkisinin olduğunu, fazla samimiyetinin olmadığını,
2006 Mayıs ayında Muzaffer TEKİN'in kendisini arayarak Mahmut OZTURK'ün çavuşbaşında bulunan villasına gitmek istediğini, kendisinin orayı bulamayacağından dolayı kendisinin götürüp götüremeyeceğini kendisine sorduğunu, kendisinin de götürebileceğini söylediğini ve akşam vakti kendisini Maltepe Yanyolda bulunan bir caminin önünden aldığını, yanında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve İsmail PAKER'in olduğunu, ve hep birlikte Beykoz 'daki villaya gittiklerini, villaya gittikten on onbeş dakika sonra Mahmut OZTURK'ün geldiğini ve Mahmut ÖZTÜRK gelir gelmez kendisinin , Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve ismail PAKER olmak üzere ayrıldıklarını. İsmail PAKER ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü Kadıköy'e bıraktığını, daha sonra eve gittiğini, kendiisinini yanında Muzaffer TEKİN aranıyor gibi bir mevzunun konuşulmadığını ve kendisinin Muzaffer TEKİN 'in arandığını bilmediğini, Muzaffer TEKİN'in arandığını yaralandığı sabah öğrendiğini, Muzaffer TEKİN 'in Mahmut OZTURK'ün Beykoz'daki villasında kaldığı dönemde Muzaffer TEKİN 'in yaralandığını Mahmut OZTURK'ün kendisini telefonla arayarak söylediğini ve kendisinden yardım istediğini, kendisinin de tek başına arabası ile villaya gittiğini, Orada Mahmut ÖZTÜRK'ü ve Muzaffer TEKİN 'i gördüğünü, Muzafer TEKİN'in yaralı bir vaziyette yerde yattığını, Daha sonra villaya İsmail PAKER ve Mehmet Zekeriya OZTURK'ün beyaz bir arabayla geldiğini, Muzaffer TEKİN 7 kendisinin ve Mahmut ÖZTÜRK birlikte üst kattan kendisinin arabasına kadar taşıdıklarını, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK 'te kendisinin arabasına bindiğini ve kendisinin, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK Muzaffer TEKİN birlikte hastaneye gitmek için yola çıktıklarını, ismail PAKER ve Mahmut OZTURK'ün kendi arabalarıyla kendilerinin peşlerinden geldiğini, Yolda giderken Muzaffer TEKİN ve Mehmet Zekeriya OZTURK'ün Rafet ARSLAN ile telefon görüşmesi yaptıklarını, Rafet ARSLAN'ın onlara "beni de Maltepe'den alın ve birlikte geçelim" dediğini, kendilerinin de Maltepe'den Rafet ARSLAN'ı aldıklarını, Rafet ARSLAN kendisinin arabasına bindini ve Mehmet Zekeriya OZTURK'ün kendisinin arabasından inerek İsmail PAKER 'in arabasına bindğini ve daha sonra hastaneye gittiklerini, Hastaneye gittiklerinde Muzaffer TEKİN 'in abisi Rıza TEKİN'in orada olduğunu, Muzaffer TEKİN 'i acile götürdüklerini, Muzaffer TEKİN 'i abisi Rıza TEKIN'e teslim ettiklerini ve kendisinin işi olması nedeniyle müsade istediklerini ve ayrıldığını, Bu olaydan iki gün sonra Jandarma'nın kendisini aradığını ve Beykoz jandarma komutanlığına gittiğini, bu olaydan dolayı burada bir gün gözaltında kaldığını, kendisini savcılığa sevk ettiklerini ve daha sonra savcılıktan serbest kaldığını, Yaklaşık bir hafta sonra da polis tarafından gözaltına alındığını kendisini Ankara iline götürdüklerini ve üç gün gözaltında kaldığını, ve savcılığa sevk edildiğini, daha sonra savacılıktan serbest bırakıldığını. Daha sonraki zamanlarda mahkemeye tanık olarak çağrıldığını ve gittiğini,
Danıştay olayından yaklaşık üç ay sonra kendisinin Muzaffer TEKİN 'nin ofisine giderek geçmiş olsun ziyaretinde bulunduğunu, Daha sonra ne kendisini aramadığını, kendisinin de şahsı aramadığını, ve o tarihten bu zamana kadar herhangi bir görüşmesinin olmadığını, Muzaffer TEKİN 'in herhangi bir oluşum içerisinde yer alıp almadığını bilmediğini,
Bu dokümandan(lobi) hiçbir şekilde bir bilgisinin olmadığını, Oktay YILDIRIM'm Reina isimli iş yerinde çalıştığını bilmediğini, Oktay YILDIRM ile nasıl tanıştığını ve kendisi ile olan ilişkisini ifadesinde belirttiğini,
Toplumsal mutabakatı ve güven duygusunu bozarak siyasal kamplaşma ve çatışmaları boyutlandırabilme potansiyeli taşıyabilecek ve bu bağlamda kamu güvenliğini etkileyebilecek provakatif eylemlere karşı zamanında tedbîr alınması ve muhtemel eylemlerin önlenmesi amacıyla sürdürülen çalışmalarımı/da ba/ı devlet büyüklerimize ve üst düzey


bürokratlara yönelik "suikast türü silahlı eylem "gerçekleştirmeyi planlayan çıkar amaçlı yasadışı bir teşekkül oluşturduğunuz ve bu teşekkül içerisinde bağlantılı olduğunuz mete yalazangil, tuncay hacıbektaşoğlu ve salpir pebzlevıdze isimli şahıslarla olan ilişkilerinizi ve bu suikast türü silahlı eylem planı soruldruğunda;
Tuncay hacıbektaşoğlu ve salpir pebzlevıdze isimli şahıslarla olan ilişkilerinizi ve bu suikast türü silahlı eylem planı ile ilgili bildikleri sorulduğunda;
Kendisinin Devlet büyüklerine ve üst düzey bürokratlara karşı herhangi bir silahlı eylem hazırlığı içersinde olduğunun doğru olmadığını, kendisinin bu tür silahlı eylem fikrine karşı olduğunu.bu tarz eylem duyumu veya bir teklif alsa buna ilk karşı çıkacak biri olacağını, Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU ve Selpir PEBZLEVIDZE isimli şahısları daha önceden tanımadığını, bu şahısları gözaltında iken ilk defa gördüğünü, herhangi bir ilişkisinin olmadığını, Mete YALAZANGİL isimli şahsı 1996 yılından beri tanıdığını, o dönemde Küçük yalı da Akrabam Mustafa GÜLEN ile ticari ortaklık yaptıklarından dolayı tanıdığını, Kendisi ile zaman zaman görüştüğünü ayrıca Muzaffer TEKİN in ofisinde de birkaç kez gördüğünü, arkadaş olduklarını bildiğini, kendisinin böyle bir eylem fikri siyasi ve dünya görüşüne ters olduğu, şiddet ile karşı çıkacağını, böyle bir şey duysa kim olursa olsun ilk ihbarcısı kendisinin olacağını, kendisinin bu tarz bir eylem içersinde olmadığı ve bu tarz bir eylemin Ülkeye büyük zarar vereceğini düşündüğünden kim veya kimler yaparsa yapsın karşı olduğunu, kendisinin bu olayların içersinde geçen yıldan bu yana isminin geçiş sebebinin sadece yaralı bir insanı insanlık görevi olarak hastaneye götürmesi olduğunu, bu şahsın Muzaffer TEKİN değil başkası olsa insani görevi yapacağını, ancak onların fikir ve görüşleri doğrultusunda hareket etmediğini, bu sorudaki ithamdan dolayı son derece rahatsız olduğunu. Söyleyeceklerinin bu soru ile alakalı bundan ibaret olduğunu, kendisinin herhangi bir çıkar amaçlı teşekkül veya yasadışı bir oluşum içersinde asla yer almadığını bu iddiayı da kabul etmediğini,
Mahmut OZTÜRK'ü 1996 yılından beri tanıdığını kendisi ile ticari ilişkiler nedeni ile tanıştığını aynı apartmanda 6 yıl oturduklarını bu nedenle ailece görüştüğü bir şahıs olduğunu,
ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN'i 1999 yılından beri tanıdığını, Mahmut ÖZTÜRK sayesinde kendisi ile tanıştığını, ilişkilerini ifadesi içerisinde detaylı olarak anlattığını,
Oktay YILDIRIM'ı 2000 yılından beri tanıdığını, Mahmut ÖZTÜRK sayesinde kendisi ile tanıştığını, ilişkilerini ifadesi içersinde detaylı olarak anlattığını,
Raf et ARSLAN'ı Muzaffer TEKİN'in ofisinde gördüğünü, kendisi ile bir samimiyetinin olmadığını, Muzaffer TEKİN' in yakın arkadaşı olarak bildiğini ve sürekli yanında gördüğünü.
Mehmet Zekeriye ÖZTÜRK'ü 2006 yılı içersinde Muzaffer TEKİN in Ofisinde tanıdığını, kendisini gazeteci olarak tanıttığını, samimiyetinin ve ilişkisinin omadığını,
Mete YALAZANGIL'i 1996 yılından beri tanıdığını, Küçükyalı da akrabası ile ortaklık yaptıklarını, Kendisi ile zaman zaman görüştüğünü ayrıca Muzaffer TEKİN in ofisinde de birkaç kez gördüğünü arkadaş olduklarını bildiğini
Bunların dışında kendisine gösterilen resimlerdeki şahıslan tanımadığını ayrıca birlikte gözaltında olduğu şahıslardan sadece Mete YALAZANGİL isimli şahsı tanıdığını diğer şahıslan daha önce görmediğini ve tanımadığını,
b- Savcılık Beyanında Şüpheli Zeki Yurdakul ÇAĞMAN ;
Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesini tekrar ettiğini Oktay Yıldırım isimli şahsı, hemşerisi ve komşusu olan Mahmut Oztürk'e sık sık misafirliğe gelmeleri nedeniyle tanıdığını, Oktay Yıldırım ile Mahmut Öztürk'ün uzun yıllar aynı askeri birlikte görev yaptıklarını istanbul'da bir süre ticarette yaptıklarını bildiğini, Bundan iki üç yıl kadar önce

Mahmut Oztürk ile Oktay Yıldırım Beyazıtta ortak olarak bir nargile cafe açtıklarını, Oktay Yıldırım çay içmek için işyerine uğradığını,. Bu görüşmelerimiz sırasında www.acikistihbarat.com isimli sitede yazılarının yayınlandığını kendisine anlattığını, 2006 yılının Mayıs ayında Muzaffer TEKİN in, Mahmut Öztürk'ün evinde kendi kendisini yaralamasıyla ilgili Emniyette yazılı ifade verdiğini, bu ifadesinin doğru olduğunu, Danıştay davası olarak bilinen Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyada da ayrıntılı olarak ifade verdiğini, O olayda şüpheli olarak ifadesinin alındığını,
Oktay Yıldırımın iş yerinde yapılan aramada ele geçen dokümanlarla hiçbir ilgisinin olmadığını, Kemal Şahin, ismail YILDIZ, Fikret Emek isimli kişileri tanımadığını, bunların işyerlerinde ve evlerinde ele geçen silah ve dokümanlarla hiçbir ilgisinin olmadığını, şüpheli Mete Yalazangili bir akrabası ile ortak ticaret yapmalarından dolayı tanıdığını, Muzaffer TEKİN in ofisinde de birkaç kez gördüğünü, birlikte gözaltında bulunduğum Tuncay ve Salpir isimli kişileri tanımadığını beyan etmiştir.
c)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
28.10.2005 günü saat 11.00 sıralarında Fener Rum patrikhanesi önünde Milli Güç Platformu, Hukukçular Birliği, Milliyetçi İşadamları Derneği, Türk Ortodoks Kilisesi, Noel Baba Vakfı tarafından "Patrikhane Yunanistan'a" konulu protesto eylemi yapıldığı, Fener Rum patrikhanesi önündeki topluluğa önce Kemal KERİNÇSİZ tarafından kısa bir konuşma yaptıktan sonra, Noel Baba Vakfı Başkanı Muammer KARABULUT'UN basın açıklamasını okuduğu, Patrikhane kapışma "Patrikhane Yunanistan'a, Hukukçular Birliği ve Milli Güç Platformu" yazılı siyah çelenk bırakıldığı, Kemal KERİNÇSİZ, Hayrettin ERTEKİN, Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN in katıldığı,
Yurdakul ÇAĞMAN isimli şahsın kullanmakta olduğu 05322201077 nolu GSM hattının kayıtlarının yapılan analizinde;
-Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' in kullandığı 05323412902 nolu GSM hattı ile 30 kez görüştüğü,
-Oktay YILDIRIM'ın kullandığı 05058108791 nolu GSM hattı ile 11 kez görüştüğü,
-Mahmut ÖZTÜRK' ün kullandığı 05322455605 nolu GSM hattı ile 245 kez görüştüğü, -Mahmut ÖZTÜRK' ün kullandığı 05438324409 nolu GSM hattı ile 4 kez görüştüğü,
-Muzaffer TEKİN' in kullandığı 05322919293 nolu GSM hattı ile 176 kez görüştüğü,
-Oktay YILDIRIM' m kullandığı 05425315368 nolu GSM hattı ile 10 kez görüştüğü,
-Murat ÖZKAN' ün kullandığı 05322526065 nolu GSM hattı ile 3 kez nolu görüştüğü, -Murat ÖZKAN' ün kullandığı 05323344275 nolu GSM hattı ile 17 kez görüştüğü
-Mete YALAZANGİL' in kullandığı 05357747903 nolu GSM hattı ile 79 kez görüştüğü, anlaşılmıtır.
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile ilişkisinin olmadığını beyan ettiği ancak 30 kez telefon görüşmesinin bulunduğu anlaşılmaktadır
d)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Mete YALAZANGİL ifadesinde;
TOPLUMSAL MUTABAKATI VE GÜVEN DUYGUSUNU BOZARAK SİYASAL KAMPLAŞMA VE ÇATIŞMALARI BOYUTLANDIRABİLME POTANSİYELİ TAŞIYABİLECEK VE BU BAĞLAMDA KAMU GÜVENLİĞİNİ ETKİLEYEBİLECEK PROVAKATİF EYLEMLERE KARŞI ZAMANINDA TEDBİR, ALINMASI VE MUHTEMEL EYLEMLERİN ÖNLENMESİ AMACIYLA SÜRDÜRÜLEN ÇATIŞMALARIMIZDA BAZI

DEVLET BÜYÜKLERİMİZE VE UST DÜZEY BÜROKRATLARA YÖNELİK "SUİKAST TÜRÜ SİLAHLI EYLEM "GERÇEKLEŞTİRMEYİ PLANLAYAN ÇIKAR AMAÇLI YASADIŞI BİR TEŞEKKÜL OLUŞTURDUĞU VE BU TEŞEKKÜL İÇERİSİNDE BAĞLANTILI OLDUĞU ZEKİ YURDAKUL ÇAĞMAN, TUNCAY HACIBEKTAŞOĞLU VE SAİLPİR PEBZLEVIDZE İSİMLİ ŞAHISLARLA OLAN İLİŞKİLERİNİZİ VE BU SUİKAST TÜRÜ SİLAHLI EYLEM PLANI ile ilgili sorulan soruya; "Zeki Yurdakul ÇAĞMAN : 1996-1997 yıllarında Ser Dış Ticarette ortağım olan ve eski milli tekvondocu olan Mustafa GÜLEN'in hemşerisi olması sebebi ile Küçükyalıdaki GÜLEN spor salonunda Mustafa GÜLEN vasıtası ile tanıştım. 2000-2001 yıllarında Muzaffer TEKİN beni aradı. Nerdesin diye sordu. Bende iş yerimde olduğumu söyledim. Kadıköy tarafına bir iki saat içinde geçersen ofise uğra bir dostun var dedi. Bende söylediği zaman dilimi içinde ofisi uğradığımda Yurdakul ÇAĞMAN'ı ofiste gördüm. Sohbet ettik Ümraniye Dudulu civarında toptan elektirik malzemeleri sattığını, daha sonra çıkarıp dükkan kart vizitini verdi. Bende aynı şekilde kart vizitimi verdim. Zaman zaman telefonla arayarak görüşürdüm kendisinin daha önceden güreşçi olduğunu bildiğimden manevi bir bağımız vardı. Kendisi iyi bir kişidir. 2006 yılının Ramazan ayında Muzaffer TEKİN'in Ataşehir Fanıiliy cafede iftar yemeğinde kendisini gördüm bu iftar yemeğinde yaklaşık 20-25 kişi kadar vardı bu şahıslardın bildiğim İsmail PAKER, Oktay YILDIRIM, Zekeriya ÖZTÜRK, Mahmut ÖZTÜRK ve Rafet ARSLAN vardı. Benim bu şahıslar ile yukarıda anlatıklanm dışında hiçbir ilişkim yoktur. Benim her hangi bir devlet büyüğüne veya bir şahısa yönelik suikast türünden bir eylem planım asla yoktur ve burada ismi geçen diğer şahıslardan bir duyumda almadım ve böyle bir eylem planlarının olduğunu bilmiyorum. Benim bu şahıslarla her hangi bir teşekkül ve örgütsel bir bağım yoktur." dediği
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ifadesinde;
İlerleyen günlerde Ankara'ya gidip savcıya teslim olacağını söyledi. Daha sonra ordu evinden ayrıldık. Ertaç GİRAY kendi evine gitti biz Muzaffer TEKİN'e ev ayarlamak için çıktık. Muzaffer TEKİN yaralandığı günün sabahı bana Yurdakul ÇAĞMAN'dan telefon geldi. Muzaffer TEKİN'in kendisini kalbinden bıçaklayarak kendisini intihar ettiğini söyledi ve durumunun ağır olduğunu söyledi. Bunun üzerine ben İsmail PAKER'in otosu ile beraber Mahmut ÖZTÜRK'ün Çavuşbaşmdaki villasına yola çıktık,
e)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Zeki Yurdakul ÇAĞMAN'm, ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'i tanıdığı Mete YALAZANGİL ile eskiden beri görüştüğü, şüpheliler Oktay YILDIRIM, Mahmut ÖZTÜRK, Rafet ARSLANTa irtibat halinde olduğu,
Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'le samimiyetinin olmadığını beyan ettiği halde birçok defa telefonla görüştüğü, Danıştay saldırısından sonra yapılan kritik yemeğine katıldığı ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in intihar girişiminden sonra hastaneye götürmek için gelen grubun içinde olduğu ve yine başbakana suikast yapılacağı ihbarına konu diğer şüpheliler Saphir DEBLEBVİZADE ve TUNCAY HACIBEKTAŞOĞLU ile birlikte ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in tutuklanmasından sonra Mete YALAZANGİL'e bağlı olarak çalışmalara başladıkları ve ihbar üzerine yakalandıkları, şüphelinin sivil olmasına rağmen ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN, Mahmut ÖZTÜRK ve Mete YALAZANGİL ile olan ilişkileri, Oktay YILDIRIM ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile normal iş ve komşuluk ilişkisinden öte emir komuta zincirine bağlı olarak hiyerarşik yapıda ERGENEKON terör örgütünün gizli yapılanmasına bağlı ilişki olduğu, gözaltına alındıkları şahısların daha sonra Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü arayıp bilgi verdikleri, Mete YALAZANGİL vasıtasıyla Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'e bağlı olarak çalıştıkları anlaşıldığından;

Şüpheli Zeki Yurdakul ÇAĞMAN'm ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmak eylemi nedeniyle TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
25-ŞÜPHELİ TUNCAY HACIBEKTAŞOĞLU a-Emniyet beyanında özetle;
1974 yılında Trabzon iline bağlı Of ilçesinde dünyaya geldiğini, Of ilçesine bağlı Pazarönü Köyünde İlkokulu okuduğunu, 1991 yılı sonunda ailesiyle birlikte istanbul Fatih 'e yerleştikleri, 1994 yılına kadar burada demir doğrama işlerinde çalıştığını 1994 yılında Manisa 'da askerlik yaptığını, 1995 yılı sonunda askerden döndüğünü, askerden döndükten sonra askeriyeden firar olayı ilgili 63 gün teskereden sonra cezaevinde yattığını Şu an eşi olan Nuray HACIBEKTAŞOĞLU ile 2001 yılında evlendiğini, devamlı olarak yazları çay toplamak amacı ile memleketi olan Trabzon a kış aylarında da istanbul ilinde bulunduğunu, Bir erkek ve bir kız çocuğu babası olduğunu, daha önceden ismi Ali Baba Resturant olan iş yerinde sahne düzeni işi ile uğraşmakta olduğunu, iş yerini iş yeri sahibi Hasan ALAGOZ ün sağlık nedenlerinden dolayı işletememesi üzerine borçlarını üstlenerek devraldığını ve ismini Oz Mavi Deniz olarak değiştirdiğini halen bu Restoranı işletmekte olduğunu, Bu iş yerinde 4 adet işçi çalıştırmakta olduğu, aynı anne ve babadan olma 7 kardeş oldukları,
Öz geçmişinde belirttiği gibi 1996 yılında askeriyeden firar olayı ilgili 63 gün cezaevinde yattığını ayrıca 1998 yılının ilk aylarında Hürriyeti Tahtit suçu ile alakalı istanbul Bahçelievler de yakalandığını çıkarıldığı Mahkemece tutuklandığını, 28 gün Cezaevinde yattıktan sonra tahlile edildiğini ve bu davadan beraat ettiğini, 2007 yılı Mart aylarında Bakırköy de Polisin yaptığı bir uygulama sonucu Saypır DEBZLELVIDZE isimli çeçen asıllı şahıs ile birlikte gözaltına alındığını kendisini "ruhsatsız Silah bulundurmak" Saypır DEBZLELVIDZE"nın ise "vizesiz Türkiye de bulunmak" suçundan gözaltına alındığı, kendisinin bu suçtan dolayı çıkarıldığı Mahkeme tarafından serbest bırakıldığını, Saypır DEBZLELVIDZE'nın ise yabancılar Şubesinde gözaltında kalmaya devam ettiğini, bunun haricinde kendisine başka herhangi bir işlem yapılmadığını, yakın akrabaları ile ilgilide işlem yapılmadığını.
Kendisinin bu doküman hakkında hiçbir ilgisinin ve bilgisinin olmadığını, Muzaffer TEKİN isimli şahsı tanıdığını, kendisinin 2006 yılı sonları 2007 yılının başlarında Mavi Karadeniz isimli Radyoda Reklam bölümünde çalıştığı esnada Saypir DEBZLELVIDZE isimli şahsın Muzaffer TEKİN in Kadıköy de bulunan ofisine götürdüğü, kendisinin Muzaffer TEKİN in ofisine gitme amacının çalıştığı radyo için reklam temin etmek olduğu, ofise gittiğinde Reklam dosyasını ofisin girişinde bulunan bir şahsın kendisinden alarak Muzaffer TEKİN' e vereceğini söylediği, kendisinin o gün Muzaffer TEKİN ile görüşüp tanışmadığını, Saypir DEBZLELVIDZE'in Muzaffer TEKİN i ne zamandan beri tanıdığını bilmediğini, Saypir DEBZLELVİDZE in kendisini Muzaffer TEKİN'in yanına götürmesinin sebebinin Muzaffer TEKİN in reklam verebileceği geniş bir çevreye sahip olabileceğinden dolayı olduğu, 2007 yılı Mart aylarında Bakırköy de Polisin yaptığı bir uygulama sonucu Saypır DEBZLELVIDZE isimli şahıs ile birlikte gözaltına alındığını, kendisinin "ruhsatsız Silah bulundurma", Saypır DEBZLELVIDZE'nın ise vizesiz Türkiye de bulunmak suçundan dolayı gözaltına alındığı, kendisinin bu suçtan dolayı çıkarıldığı Mahkeme tarafından serbest bırakıldığını, Saypır DEBZLELVİDZE'nın ise yabancılar Şubesinde gözaltında kalmaya devam ettiği, bu olaydan sonra Saypır DEBZLELVİDZE kendisine Muzaffer TEKİN in yanına gidip kendisi için yardım edip edemeyeceğini sormasını istediği, kendisinin de Muzaffer TEKİN in yanına gittiğini ve ilk tanışmasının bu şekilde olduğu, Muzaffer TEKİN'in yanına ofisine gittiğinde Saypir DEBZLELVIDZE in durumunu anlattığı ve yardım


edip edemeyeceğini sorduğu, Muzaffer TEKİN'in kendisine Saypir DEBZLELVIDZE'e yardımcı olamayacağını söylediği ve ofisten ayrıldığını, bu görüşmesinden yaklaşık 20-25 gün sonra Muzaffer TEKİN'in kendisini cep telefonundan arayarak Saypır DEBZLELVIDZE hakkında bir gelişme olup olmadığını sorduğunu, kendisinin de Muzaffer TEKIN'e herhangi bir gelişme olmadığını söylediği ve reklam konusundan dolayı yardımcı olup olamayacağını sorduğu, Muzaffer TEKIN'in ilgileneceğini söylediği ve telefonu kapattıği, bu görüşmeden sonra tarihlerini tam olarak hatırlamadığı bir zamanda Muzaffer TEKİN' i cep telefonundan aradığı ve reklam konusunda yardımcı olup olamayacağını sorduğu, olumlu bir yanıt alamadığı,. Muzaffer TEKİN ile bir daha görüşmediğini, Muzaffer TEKİN' in tutuklandığını 20-25 gün sonra gazeteden öğrendiğini, Muzaffer TEKİN ile olan ilişkisinin bundan ibaret olduğu, kendisinde çıkan dokümanlardan haberinin olmadığını ve bu dokümanları hiç görmediğini,
Saypir DEBZLELVİDZE'nın şu anda kendisiyle birlikte gözaltında olan şahıs olduğu, Kendisini 2003 yılında tanıdığını, Esenler Atışalanı 'nda Kasap dükkanı işlettiği dönemde Bahçelievler de ismini şu an hatırlamadığı bir kahvehanede Samsunlu ismail olarak tanıdığı şahıs vasıtası ile Saypır DEBZLELVİDZE ile tanıştığını, kalacak yerinin olmadığından dolayı kendisinin Kasap dükkanında indir bindir işleri yapacak bir elemana ihtiyacı olduğundan dolayı yanına aldığını ve iş yerine götürdüğü, dükkanında yatıp kalktığı ve işlerinde kendisine yardımcı olduğu, ortalama aylık 400 YTL para verdiği, yeme, içme ve barınma ihtiyacını karşıladığı, kendisinin Türkiye de kaçak olduğunu bilmediğini, 2004 yılının ortalarına kadar kendisinin dükkanı devredene kadar bu ilişkinin böyle devam ettiğini, kendisine ait olan dükkanı devrettikten sonra bir müddet kendi başının çaresine baktığı, nerede yatıp kalktığını bilmediğini, ara sıra yanına gelip gittiği, 2006 yılı ortalarında Radyo Reklam işine girdiği dönemde yanına gelip gittiğinde sigara ve yemek parası konusunda yardımcı olduğunu, ailesi Memlekette iken Saypir DEBZLELVİDZE"nin evinde kaldığı, kendisi ile olan ilişkisinin bundan ibaret olduğu, Saypir DEBZLELVİDZE'nın Muzaffer TEKİN' i ne zaman nerde ve ne şekilde tanıdığı konusunda bir bilgisinin olmadığını,
Soruldu toplumsal mutabakatı ve güven duygusunu bozarak siyasal kamplaşma ve çatışmaları boyutlandırabilme potansiyeli taşıyabilecek ve bu bağlamda kamu güvenliğini etkileyebilecek provakatif eylemlere karşı zamanında tedbir alınması ve muhtemel eylemlerin önlenmesi amacıyla sürdürülen çalışmalarımızda bazı devlet büyüklerimize ve üst düzey bürokratlara yönelik "SUİKAST TÜRÜ SİLAHLI EYLEM "GERÇEKLEŞTİRMEYİ PLANLAYAN ÇIKAR AMAÇLI YASADIŞI BİR TEŞEKKÜL OLUŞTURDUĞUNUZ VE BU TEŞEKKÜL İÇERİSİNDE BAĞLANTILI OLDUĞUNUZ METE YALAZANGİL, ZEKİ YURDAKUL ÇAĞMAN VE SALPİR PEBZLEVIDZE isimli şahıslarla olan ilişkilerinizi ve bu suikast türü silahlı eylem planı ile ilgili bildikleriniz sorulduğunda;
Kendisinin bu suçlamayı kabul etmediğini, kendisine sorulmuş olan isimlerden
Saypir İsimli şahıs ile Mete YALAZANGİL isimli şahısı tanıdığını, Saypir isimli
şahıs ile olan ilişkisini ifadesinin üst kısmında anlattığını, Mete YALAZANGİL ile 2006 yılı sonlarında tanıştığını, kendisinin Kadıköy DYP ilçe binasına Radyo için Reklam almak amacı ile gittiği sırada orada reklam için görüştüğü kişi olduğunu, kendisini spor hocası olarak tanıttığı ve DYP ilçe Teşkilatında görevli olarak tanıttığı, reklam konusunda kendisi ile konuştuğu ve daha önce Kasap işi ile uğraştığını söylediği, kendiside toptan et işi yapmak istediğini ve bunun için depo ayarlamaya çalıştıklarını ve kendisine pazarlama konusunda yardım edip edemeyeceğini sorduğu, kendisininde et geldiği zaman yardımcı olabileceğini söylediği kendiside reklam konusunda yardımcı olacağını söylediği, daha sonraki günlerde Saypır ile birlikte reklam için DYP binasına Mete ile görüşmeye gittiğini ancak orda olmadığı için görüşemediğini, DYP ilçe teşkilatına gitme sebebinin partilerin seçim zamanı reklam verebilecekleri nedeni ile olduğu, daha sonraki görüşmelerde et işinin olamayacağını kendisinin de DYP den ayrıldığını Erke isimli güvenlik şirketinde çalışmaya başladığını


söylediği, kendisinin de Saypir DEBZLELVIDZE ile birlikte yanına gittiği, Reklam konusu ile ilgili kendisini Trabzon vakfından bir şahsa yönlendirdiğini, kendisinin de bu şahsı telefonla arayarak reklam konusunda gerekli teklifleri verdiğini, ancak bir sonuç alamadığı yine daha sonra 1 ay içersinde Erke isimli güvenlik şirketine gittiğini, Mete ile şirkette olmadığı için görüşemediğini ve radyo reklamı ile ilgili bir teklif dosyası bıraktığı, dosya ile alakalı kendisine geri dönüş yapılmadığı en son olarak Saypir DEBZLELVIDZE isimli arkadaşının Yabancılar Şubesinde gözaltında bulunduğu sırada Muzaffer TEKIN'e Saypir için birşey yapıp yapamayacağını sormaya gittiği sırada tekrar orada gördüğü ve selamlaştığı, başka bir konuşmanın geçmediği,
Kendisinin herhangi bir devlet büyüğüne veya bürokrat bir şahsa suikast türü silahlı bir eylem planının asla olmadığını, ne Mete YALAZANGIL nede Saypir DEBZLELVIDZE başka bir şahıs veya şahıslarla çıkar amaçlı bir teşekkül veya yapılanma içersinde yer almadığını, böyle bir iddiayı kabul etmediğini,
Şüpheli Mete YALAZANGIL 25.08.2007 tarihli emniyet beyanında "Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU: 2006 yılının Eylül ayında Muzaffer TEKİN 'in Kadıköy'deki bürosunda tanıştım bu tanışma esnasında, yaklaşık 7-8 kışı vardı. Bu şahıslardan sadece Rafet ARSLAN ve kardeşi Ahmet ASLAN'ı tanıyordum. Bu arada ismini sonradan öğrendiğim Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU isimli şahısla ayaküstünde sohbet ederken, kendisi bana Güngören Çamlıkahvede toptan kasap market işi yaptığını söyledi. Bende kendimin spor hocalığı ve aynı zamanda Kadıköy Doğru Yol Partisinde Genel Sekreterlik yaptığımı kendisine söyledim. Yaklaşık 10-15 dakika kadar görüştükten sonra ayrıldım. Ben kendisine telefonumu vermedim ancak o beni 2007 yılının Ocak ayında 0535 774 79 03 nolu telefonumdan arayarak, bir akrabası ile gelip görüşmek istediğini ben de Kadıköy'de Erke Güvenlik şirketin Genel Koordinatörlük yaptığımdan dolayı, buraya gelmelerini söyledim. İsmini hatırlamadığım bir akrabası ile birlikte yanıma gelerek, akrabasını benimle tanıştırdı Karadeniz Fm'de ve televizyonda sanatçı olarak çıktığını ve aynı zamanda ortağı olduğunu söyledi. Karadeniz Fm için ilan ve reklam topluyoruz bize yardımcı olabilirmisin dedi. Bende kendisine bu işlerden anlamadığımı ama yardımcı olabileceksem araştırıp bilgi vereceğimi söyledim. Şu anda görüşebileceğimiz birileri var mı diye sordu. Bende yanlarında telefon açarak Kadıköy de bulunan Of vakfını aradım arkadaşlar görüşebileceğini söyleyerek ben de kendilerine adres ve telefonları vererek gittiklerinde benim ismimi söylemelerini söyledim ve yanımdan ayrıldılar. Daha sonra beni telefonla arayarak gidip görüştüklerini katolok bıraktıklarını ve onlarında geri döneceklerini söyledi. Bir süre sonra tekrar telefonla beni arayarak görüşmek istediğini ben de kendisine parti de olduğumu gelip görüşebileceğimizi söyledim. Bana gelerek biraz konuştuktan sonra Romanya'da et çok ucuz olduğunu tanıdık var mı oradan et getirebilirmiyiz dedi. Bende et işinin normal şartlarla getirilmediğini, Bakanlar kurulu karan ile özel şirketlere verildiğini söyledim. Eğer böyle bir firma varsa ancak bu şekilde olabileceğini izah ettim. Ağabey sende yine araştır yardımcı olmaya çalış diyerek ayrıldık. Bir süre sonra tekrar beni telefonla arayarak görüşmek istediğini bende kendisine parti de olduğumu ve görüşebileceğimi
söyledim. Daha önceden Muzaffer TEKİN 'in yanında tanıdığım Saipir
(DEBZLELVİDZE) isimli şahsı Kafkasyalı ve sporcu olarak tanıdığım şahısla beraber
Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU yanıma geldi. Tekrar et konusu açarak yardımcı olabilirmisin
araştırma yaptın mı dedi bende bu iş bizi aşar yapamayacağımı kanaat getirdiğimden,
kendisine olmaz dedim. 2007 yılının Nisan-Mayıs ayında Muzaffer TEKİN beni arayarak,
müsaitsen benim ofisime uğrarmısm dedi bende yaklaşık bir ya da bir buçuk saat sonra ofise
gittim. Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU'nun oturduğunu gördüm. Muzaffer TEKİN bana
Tuncay ve arkadaşı Saipir Bakırköy'de Asayiş uygulamasında beraber alındıklarını Tuncay'ın
üstünden bir silah çıktığını Mahkemenin Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU'nu serbest bırakıp,
Saipir İsimli şahsın pasaportunun vizesinin bittiğini ve Yabancılar Şubesine teslim

edildiğini, Saipir yakalandıkları akşam polislerin yanından kendisini aradığını söyledi.
Yardımcı olmasını istediği benimde tanıdığım Yabancılar Şubesinde ve Emniyet'te tanıdığım olmadığını kendilerine yardımcı olamayacağımı söyledim. Bu konuda bana yardımcı olabilirimsin diyerek sordu bende kendisine hayır yardımcı olamayacağımı söyledim ve ofisten ayrıldım. Başkaca herhangi bir yerde görüşmedim." ŞEKLİNE BEYANDA BULUNUMUŞTUR. BU KONU HAKKINDA DETAYLI BİLGİSİ SORULDUĞUNDA:
Mete YALAZANGİL'ın kendisi hakkında vermiş olduğu ifade genel hatları ile doğrudur ancak kendisi ile tanışması Muzaffer TEKİN in ofisinde değil DYP Kadıköy ilçe binasında olmuştur. Saypır DEBZLELVİDZE'nın gözaltında bulunduğu sırada Muzaffer TEKİN'in Mete YALAZANGİL 'i arayıp aramadığı konusunda bir bilgisinin olmadığını, ayrıca Et ticareti talebi ilk olarak kendisinden geldiğini, kendisi ile et ve reklam işi için görüştüğünün doğru olduğunu, ifadesinin üst kısmında bu konuları anlattığını,.
Kendisine isimleri sayılan ve resimleri gösterilen şahıslardan Muzaffer TEKİN Mete YALAZANGİL ve Saypır DEBZLELVİDZE isimli şahısları tanıdığını, bunlarla olan ilişkilerini ifadesi içerisinde detaylı olarak anlattığını diğer şahısları tanımadığını,
b-Savcılık ifadesinde Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU
Oktay Yıldırım, Ali Yiğit, Fikret Emek, BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ isimli şahısları tanımadığını, bu şahıslarda ele geçen doküman ve silahlarla ilgisinin olmadığını, Birlikte gözaltına alındığı Saipir isimli şahsı 2003 yılında Samsunlu birisinin yanında tanıdığını, kalacak yeri olmadığından, Samsunlu ismail isimli şahısın adı geçenin kendisinin evinde kalmasını ve çalışmasını teklif ettiğini.o tarihte kendisinin Esenler Ateşalanı 'nda kasap dükkanının olduğunu, Saipir'in burada kendisinin yanında hamal olarak çalıştığını Saipir 'in Muzaffer TEKİN le nasıl tanıştığını bilmediğini,Bu yılın Mart ayında bir Asayiş uygulamasında kendisinin üzerinde ruhsatsız silah yakalandığını, Saipir'in de yabancılar şubesi tarafından gözaltına ahndğını,serbest bırakılınca Saipir'in Muzaffer TEKİN e git kendisinden yardım iste dediğini kendisinin de Muzaffer TEKİN ile görüştüğünü, kendisine yardımcı olamayacığını söylediğini, daha sonra kendisini aradığını, Saipirin durumunun ne olduğunu sorduğunu,
Mete Yalazangil ile yurtdışından et getirip getiremeyeceği hakkında konuştuklarını, Mete YALAZANGİL'IN kendisi hakkında vermiş olduğu ifadelerin doğru olduğu
Şeklinde beyanda bulunduğu,
c-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Yurdakul ÇAĞMAN ifadesinde;
TOPLUMSAL MUTABAKATI VE GÜVEN DUYGUSUNU BOZARAK SİYASAL KAMPLAŞMA VE ÇATIŞMALARI BOYUTLANDIRABİLME POTANSİYELİ TAŞIYABİLECEK VE BU BAĞLAMDA KAMU GÜVENLİĞİNİ ETKİLEYEBİLECEK PROVAKATİF EYLEMLERE KARŞI ZAMANINDA TEDBİR ALINMASI VE MUHTEMEL EYLEMLERİN ÖNLENMESİ AMACIYLA SÜRDÜRÜLEN ÇALIŞMALARIMIZDA BAZI DEVLET BÜYÜKLERİMİZE VE ÜST DÜZEY BÜROKRATLARA YÖNELİK "SUİKAST TÜRÜ SİLAHLI EYLEM "GERÇEKLEŞTİRMEYİ PLANLAYAN ÇIKAR AMAÇLI YASADIŞI BİR TEŞEKKÜL OLUŞTURDUĞU VE BU TEŞEKKÜL İÇERİSİNDE BAĞLANTILI OLDUĞU METE YALAZANGİL, TUNCAY HACIBEKTAŞOĞLU VE SALPİR PEBZLEVIDZE İSİMLİ ŞAHISLARLA OLAN İLİŞKİLERİ VE BU SUİKAST TÜRÜ SİLAHLI EYLEM PLANI İLE İLGİLİ sorulan soruya; "Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU ve Selpir PEBZLEVIDZE isimli şahıslan daha önceden tanımıyorum bu şahısları gözaltında iken ilk defa burada gördüm herhangi bir ilişkim yoktur" dediği
Saipir DEBZLELVİDZE ifadesinde; ■ * . . v «*

AİLE YAPISI VE ÖZ GEÇMİŞİ ile ilgili sorulan soruya; "Bir gün Samsunlu İsmail
ile beraber 2002 yılında dolaştığımızda Bahçelievler Soğanlıda ismini hatırlamadığım bir
kahveye gittik. Burada hemşerisi olan şu anda benimle beraber gözaltında bulunan Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU ile tanıştım. Bu arada arkadaşlığımız ilerledi Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU ile görüşmeye devam ettik. Kendisinin Ateş tuğlada ismini şimdi hatırlayamadığım bir kasap dükkanı vardı. 2002 yılının son aylan idi, bende çalışmadığımdan beni yanma aldı. Dükkanda yatıp kalkıyordum çok soğuk olduğu zamanlar Soğanlıda bulunan evine götürürdü. Daha sonra evlerinde kalmaya başladım ayrıca memleketleri Trabzon'a çay toplamaya gittim. 2005 yılında kasap dükkânını işler olmadığından dolayı kapattı. Bu arada Tuncay'ın amcasının oğlu Faik HACIBEKTAŞOĞLU Karadeniz Fm'nin sahibi idi para kazanmamız için bize reklâm bulmamızı söyledi. Biz de Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU ile beraber sağ sola gidip reklam almaya çalıştık. Yaklaşık bir buçuk sene kadar bu işle uğraştık.2007 yılının Mart ayında asayiş uygulaması esnasında Bahçelievler'de Hundai kiralık bir arabada Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU kendisine ait ruhsatsız bir silahı yakalattı. Benimde vize geçtiğinden dolayı gözaltına alındık. Ben yabancılar şubesinde 18.07.2007 tarihinde serbest kaldım. Ben içeride iken Bakırköy Zuhurtbaba da bulunan Mavi Deniz Restaurantı Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU alarak dükkanın çalıştırma ruhsat işleri ile uğraşmakta. Ben de burada kalmaktayım" dediği
İSTANBUL 10. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN 16.06.2007 TARİH VE TEK.TAK.NO:2007/668 SAYILI KARARINA İSTİNADEN MUZAFFER TEKİNİN İLİMİZ KADIKÖY İLÇESİ OSMANAĞA MAHALLESİ KUŞDİLİ CADDESİ EKİZOĞLU İŞHANI NO: 47 SAYILI İŞYERİ ADRESİNDE YAPILAN ARAMADA ELDE EDİLEN METARYALLERİN İNCELEMESİNDE;
49-50 NOLU SAYFA; PROJELER BAŞLIĞI ALTINDA YAPILANMANIN KISA SÜREDE TABANA YAYILMASI VE TOPLUMSAL İLETİŞİMİN ÇAĞDAŞ OLANAKLARLA KURULABİLMESİ VE SİSTEMİN FİNANSAL İHTİYAÇLARININ KARŞILANABİLMESİ İÇİN ŞU PROJELER ÖNERİLİR; 1-LOKAL MEDYA PROJESİ 2-ON-LİNE RATİNG ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME SİSTEMİNİN YURT GENELİNE KURULMASI 3-DİJİTAL ANKET PROJESİ 4-TÜRK DIŞ TİCARET LOBİ HAREKETİ PROJESİ, 5-İSO PROJESİ 6-TERCÜME PROJESİ, 7-KOBİ'LERİNÖRGÜTLENMESİ, 8-TEKNOKAR VENAVİGASYONPROJESİ9-MİLLİ TEKNOLOJİK ALT YAPISI İHTİYAÇLAR HARİTASININ ÇIKARILMASI, 10-MİLLİ ARGE YAPILANMASI PROJESİ, 11-EĞİTİM PROJESİ 12-TURİZM PROJESİ 13-MİLLİ İLETİŞİM SİSTEMİ YAZILIM PROJESİ 14-MİLLİ DEVLET YÖNTEMİ SİMİLASYON (BENZETİM) PROJESİ, 15-SİNEMA SANAYİSİ PROJESİ, 16-HUZUR VE SAĞLIK KÖYLERİ PROJESİ, 17-DİŞ İLİŞKİLER PROJESİ, 18-TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ PROJESİ, ŞEKLİNDE BİLGİLER BULUNDUĞU TESPİT EDİLDİĞİ VE BU DOKÜMANLARDA ANLATILMAK İSTENENLERİN NELER OLDUĞU ile ilgili sorulan soruya; "Ben Muzaffer TEKİN isimli şahsı 2001 yılında, Lalelide Mardinli bir tekstil dükkanında çalıştığımda, Rusya ya kargo yolladığım esnada ismini hatırlamadığım bir kargo
firmasında ticaret yapan Fahrettin 45 yaşlarında Azerbeycanlı eski bir doktor ile
tanıştık benim çalıştığım dükkana da arada sırada gelip giderdi. 2001 Ramazan ayında tekrar
mal almak için geldiğinde Fahrettin işin yoksa gel beraber gezelim diyerek dükkandan
ayrıldım. Beni Sultanahmet'e daha sonra Kadıköy'e geçtik tam iftar saatinde, Fahrettin
bana benim bir Türk arkadaşım var Moskova'da inşaat işi ile uğraşıyor ismini söylemedi. Biz bir ara geldiğimizde burada bulunan eski bir komutan var dedi. Kadıköy'de kuşdilinde bulunan ofisine gittik. İçeride 6-7 kişi vardı iftar hazırlığı yapıyorlardı. Hepsi zaten oruç tutmuyorlardı. Muzaffer TEKİN isimli şahıs ise sigara içiyor oruç tutmuyordu. Beni
Fahrettin İsimli şahıs Muzaffer TEKİN ile Kafkasyalr ve sporcu diyerek tanıştırdı. Bana
Muzaffer TEKİN çıkarıp kart viziten verdi. İftarımız açtık bir az sohbet ettikten sonra çay içip

hemen kalktık. Ofisinde tanışırken aldığım kart vizitenden Ramazan Bayramında Ankisörlü telefondan cep telefonunu arayarak bayramlaştmı. 2003 yılında Muzaffer TEKİN'i ziyaret etmek amacı ile Kadıköy'de bulunan ofisine gittim. İçeride 4-5 kişi vardı kendilerini tanımıyorum selam verip Muzaffer TEKİN'in yanma geçtim önce beni tanımada aradan uzun
bir süre geçtiğinden bende kendisine, Fahrettin Azerbeycanlı eski bir doktorla 2001
Ramazan ayında iftar geldiklerini söylediğimde, beni hatırladı ve bana Fahrettin isimli
şahıs gelip gelmediğini sordu. Bende kendisine Fahrettin isimli şahsı bir senedir
görmediğimi söyledim. Biraz ayak üstünde muhabbet ettikten sonra tekrar uğramamı görüşelim diyerek ayrıldım. 2003 yılında Tuncay HACIBEKTAŞOGLU ile beraber Muzaffer TEKİN'in Kadıköy'de bulunan ofisine ziyarete gittik. Muzaffer TEKİN ofiste oturuyordu selam verdik Tuncay HACIBEKTAŞOGLU ile beraber kasap dükkanı çalıştırdığımızı söyledim birer çay içip biraz sohbet ettikten sonra kalktık. Daha sonra zaman zaman ziyarete giderdim. 2005 yılında Tuncay HACIBEKTAŞOGLU ile beraber Karadeniz Fm reklam bulmak için, Muzaffer TEKİN'in ofisine gittik. Gerek kendisi için gerekte çevresinde tanıdıklarına vermek amacı ile reklam tanıtım klasörü bıraktık. Oda kendisinin bu konuda ilgileneceğini söyledi. Bu arada bayramlarda ve kandillerde kendisini arardım yada mesaj çekerdim bir büyüğüm olduğundan dolayı, 2006 yılında Danıştay olayında kendisinin gerek yaralanması gerekte gözaltına alınmasından dolayı çok şaşırdım. Yaklaşık olaydan iki ay sonra kadıköy'de bulunan ofisine ziyaret edip geçmiş olsun diye gittim. Ağabey bu nedir diye sorduğumda Muzaffer TEKİN benim bu olayla bir alakam yok dedi. 19.01.2007 günü beni cep telefonumdan arayarak kendisinin Taksimde olduğunu Ermeni Soykırımını protesto etmek için burada bulunduklarını söyledi. Bende kendisini böyle olaylara katılmayacağını söyleyerek telefonu kapattım. 25.01.2007 günü Muzaffer TEKİN'in Kadıköydeki ofisine tek başıma giderek, biraz oturup sohbet ettikten sonra kalktım. Yukarıda gösterdiğiniz ve okuduğunuz dokümanlar için benim herhangi bir bilgim yoktur Master Planı diye bir şey duymadım." Dediği
Mete YALAZANGİL ifadesinde; TOPLUMSAL MUTABAKATI VE GÜVEN DUYGUSUNU BOZARAK SİYASAL KAMPLAŞMA VE ÇATIŞMALARI BOYUTLANDIRABILME POTANSİYELİ TAŞIYABİLECEK VE BU BAĞLAMDA KAMU GÜVENLİĞİNİ ETKİLEYEBİLECEK PROVAKATİF EYLEMLERE KARŞI ZAMANINDA TEDBİR ALINMASI VE MUHTEMEL EYLEMLERİN ÖNLENMESİ AMACIYLA SÜRDÜRÜLEN ÇALIŞMALARIMIZDA BAZI DEVLET BÜYÜKLERİMİZE VE ÜST DÜZEY BÜROKRATLARA YÖNELİK "SUİKAST TÜRÜ SİLAHLI EYLEM "GERÇEKLEŞTİRMEYİ PLANLAYAN ÇIKAR AMAÇLI YASADIŞI BİR TEŞEKKÜL OLUŞTURDUĞU VE BU TEŞEKKÜL İÇERİSİNDE BAĞLANTILI OLDUĞU ZEKİ YURDAKUL ÇAĞMAN, TUNCAY HACIBEKTAŞOGLU VE SAİLPİR PEBZLEVIDZE İSİMLİ ŞAHISLARLA OLAN İLİŞKİLERİNİZİ VE BU SUİKAST TÜRÜ SİLAHLI EYLEM PLANI ile ilgili sorulan soruya; "Tuncay HACIBEKTAŞOGLU : 2006 yılının Eylül ayında Muzaffer TEKİN'in Kadıköy'deki bürosunda tanıştım bu tanışma esnasında, yaklaşık 7-8 kışı vardı. Bu şahıslardın sadece Rafet ARSLAN ve kardeşi Ahmet ASLAN'ı tanıyordum. Bu arada ismini sonradan öğrendiğim Tuncay HACIBEKTAŞOGLU isimli şahısla ayak üstünde sohbet ederken, kendisi bana Güngören Çamlıkahvede toptan kasap market işi yaptığını söyledi. Bende kendimin spor hocalığı ve aynı zamanda Kadıköy Doğru Yol Partisinde Genel Sekreterlik yaptığımı kendisine söyledim. Yaklaşık 10-15 dakika kadar görüştükten sonra ayrıldım. Ben kendisine telefonumu vermedim ancak o beni 2007 yılının Ocak ayında 0535 774 79 03 nolu telefonumdan arayarak, bir akrabası ile gelip görüşmek istediğini ben de Kadıköy'de Erke Güvenlik şirketin Genel Koordinatörlük yaptığımdan dolayı, buraya gelmelerini söyledim. İsmini hatırlamadığım bir akrabası ile birlikte yanıma gelerek, akrabasını benimle tanıştırdı Karadeniz Fm'de ve televizyonda sanatçı olarak çıktığını ve aynı zamanda ortağı olduğunu söyledi. Karadeniz Fm için ilan ve reklam topluyoruz bize yardımcı olabilirmisin dedi. Bende kendisine bu işlerden
793


anlamadığımı ama yardımcı olabileceksem araştırıp bilgi vereceğimi söyledim. Şu anda görüşebileceğimiz birileri var mı diye sordu. Bende yanlarında telefon açarak Kadıköy de bulunan Of vakfını aradım arkadaşlar görüşebileceğini söyleyerek ben de kendilerine adres ve telefonları vererek gittiklerinde benim ismimi söylemelerini söyledim ve yanımdan ayrıldılar. Daha sonra beni telefonla arayarak gidip görüştüklerini katolok bıraktıklarım ve onlarında geri döneceklerini söyledi. Bir süre sonra tekrar telefonla beni arayarak görüşmek istediğini ben de kendisine parti de olduğumu gelip görüşebileceğimizi söyledim. Bana gelerek biraz konuştuktan sonra Romanya'da et çok ucuz olduğunu tanıdık var mı oradan et getirebilirmiyiz dedi. Bende et işinin normal şartlarla getirilmediğini, Bakanlar kurulu karan ile özel şirketlere verildiğini söyledim. Eğer böyle bir firma varsa ancak bu şekilde olabileceğini izah ettim. Ağabey sende yine araştır yardımcı olmaya çalış diyerek ayrıldık. Bir süre sonra tekrar beni telefonla arayarak görüşmek istediğini bende kendisine parti de olduğumu ve görüşebileceğimi söyledim. Daha
önceden Muzaffer TEKİN in yanında tanıdığım Saipir (DEBZLELVİDZE) isimli şahsı
Kafkasyalı ve sporcu olarak tanıdığım şahısla beraber Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU yanıma geldi. Tekrar et konusu açarak yardımcı olabilirimsin araştırma yaptın mı dedi bende bu iş bizi aşar yapamayacağımı kanaat getirdiğimden, kendisine olmaz dedim. 2007 yılının Nisan-Mayıs ayında Muzaffer TEKİN beni arayarak, müsaitsen benim ofisime uğrarmısm dedi bende yaklaşık bir yada birbuçuk saat sonra ofise gittim. Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU'nun oturduğunu gördüm. Muzaffer TEKİN bana Tuncay ve arkadaşı Saipir Bakırköy'de Asayiş uygulamasında beraber alındıklarını Tuncay'ın üstünden bir silah çıktığını Mahkemenin Tuncay
HACIBEKTAŞOĞLU'nu serbest bırakıp, Saipir İsimli şahsın pasaportunun vizesinin
bittiğini ve Yabancılar Şubesine teslim edildiğini, Saipir yakalandıkları akşam polislerin
yanından kendisini aradığını söyledi. Yardımcı olmasını istediği benimde tanıdığım Yabancılar Şubesinde ve Emniyet'te tanıdığım olmadığını kendilerine yardımcı olamayacağımı söyledim. Bu konuda bana yardımcı olabilirimsin diyerek sordu bende kendisine hayır yardımcı olamayacağımı söyledim ve ofisten ayrıldım. Başkaca herhangi bir yerde görüşmedim." Dediği,
d)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüphelilerin başbakana suikast şüphesiyle gözaltına alındıktan sonra, iki şüphelinin şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile yaptıkları; Tape:3268, 17.07.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU arasındaki
görüşmede özetle; T.HACIBEKTAŞOĞLU'nun "serbest kaldık haber vereyim dedim" dediği, M.Z.ÖZTÜRK'ün "ha bıraktılar mı?" diyerek yanıt verdiği, T.HACIBEKTAŞOĞLU'nun "bıraktı şimdi yoldayız teslim aldık" dediği, M.Z.ÖZTÜRK'ün "tamam çok sevindim" dediği, T.HACIBEKTAŞOĞLU'nun "vereyim bir saniye" dedikten sonra telefonu şüpheli Saipir PEBZLEYİDZE'ye verdiği ve S.PEBZLEYİDZE'nin "Selamualeyküm komutan" dediği, M.Z.ÖZTÜRK'ün "Alikümselam yiğitim benim ya" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "şimdi sen mi diyesen geçmiş olsun ben mi diyem" "bunlar bizi yıpratamazlar abi" dediği, M.Z.ÖZTÜRK'ün "boşver onları sen yanınızdakileri böyle seni yapanları dikkat böyle" "kandıranları şey yapanları dikkat et oturur konuşuruz yavrucuğum bir ara" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "senle özel işlerim var benim" dediği, M.Z.ÖZTÜRK'ün "tamam anladım beni seni anladım" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "ya bunaldım artık vallahi" dediği, M.Z.ÖZTÜRK'ün "bunalmışsındır bunalmışsındır" "o şeylere diğer boktan adamları falan şey yapma" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin " tamam komutan" dediği, aralarındaki örgütsel irtibat bulunduğu,
Şüpheli Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU'nun şüpheli Mete YALAZANGİL ile ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in ofisinde tanıştırıldığı, yine Saipir DEBZLELVİDZE ile ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN tarafından tanıştırıldığı ve bu şahısla birlikte gözaltına

alındığı, ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in ofisindeki örgütün gizli toplantılarına katıldığı, ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN talimatları doğrultusunda Mete YALAZANGİL ve Saipir DEBZLELVİDZE ile birlikte örgütsel faaliyetlerde bulundukları ve Saipir DEBZLELVİDZE ile birlikte gözaltına alınınca Ergenekon terör örgütü yöneticilerinden ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'den yardım istediği ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in de şüpheli Mete YALAZANGİL'e bu konuda görev verdiği, şüpheliler arasındaki ilişkilere bakıldığında aralarındaki ilişkinin normal iş ilişkileri olmadığı örgütsel ilişki olduğu, talimatları Mete YALAZANGİL ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ten aldıkları, tutuklanmadan önce de talimatları Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN'den aldıkları böylece Ergenekon terör örgütü ile organik bir bağ içinde olduğu anlaşıldığından;
Şüpheli Tuncay HACIBEKTAŞOGLU' nun Ergenekon terör örgütü üyesi olmak eylemine uyan, TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
26-ŞÜPHELİ SAİPİR DEBZLELVİDZE a-Emniyet beyanında ;
1972 Çeçenistan Grozni'de doğduğunu, Bir yıl sonra babasının inşaat mühendisi olmasından dolayı Dağıstan 'a gittiğini, 5-6 yıl burada yaşadıktan sonra, yine babasının işinden dolayı Azerbaycan 'in Baku şehrine gittiğini, Öğrenimini Baku 'de inşaat mühendisi olarak tamamladığını, 1991 yılında Sn.Petersburg'da Rusya ordusunda er olarak askere gittiğini, 1 yıl sonra Rusya Genel Kurmayına dilekçe vererek gönüllü olarak Azerbaycan da Ermenistan 'a Karabağ savaşında savaşmak için dilekçe vererek ayrıldığını ve 1992 yılında Azerbaycan 'a giderek Karabağ da Ermenistan 'a karşı 1994 yılına kadar savaştığını, 1994 yılında Çeçenistan savaşı çıkınca Çeçenistan 'a gönüllü olarak gittiğini 1 ay kadar kaldıktan sonra silah getirmek için Azerbaycan 'a gittiğini, Azerbaycan 'dan temin edilen uzun namlulu silahları Teyyar isimli şahıs ile birlikte küçük bir kamyon ile Çeçenistan'a götürürken Dağıstan-Çeçenistan sıralarında Rusya ordusunun kurmuş olduğu pusu sonucunda silahları bırakarak Teyyar isimli şahıs ile birlikte kaçtıklarını, 1 ay kadar Dağıstan 'da saklandıktan sonra birlikte Azerbaycan Baku'ye döndükleri, 1995 yılında Sibirya ya tekstil ticaret yapmak için gittiğini 1-2 yıl kadar bu tekstil işini yaptığını, 1996 yılında Sibirya da King-Boks Avrasya kupası şampiyonasına katılarak 1. olduğunu,. 1997 yılında Ukrayna'ya ticaret yapmak için gittiğini, 1999 yılında Türkiye'ye gezmek amaçlı geldiğini, Bir süre istanbul Aksaray'da pansiyonlarda kaldığını, 3-4 ay kadar Lalelide bir deri dükkanında tercüman olarak çalıştığını, 7-8 ay kadar Aksaray kavşağı civarında bulunan Mardin'li bir şahsın yanında tekstil işlerinde çalıştığını, Mardin'li şahsın yanında çalıştığı dönemde tanıştığı
minibüsü ile tekstil toptancılığı ve servisçilik yapan Samsunlu ismail Müşterilerine
tercümanlık yaptığı, Bir gün Samsunlu İsmail ile beraber 2002 yılında dolaştıklarında
Bahçelievler Soğanlıda ismini hatırlamadığı bir kahveye gittikleri, Burada hemşerisi olan şu anda beraber gözaltında bulunan Tuncay HACIBEKTAŞOGLU ile tanıştığını,. Bu arada arkadaşlıklarının ilerlediğini, Tuncay HACIBEKTAŞOGLU ile görüşmeye devam ettikleri, Kendisinin Ateş tuğlada ismini şimdi hatırlayamadığı bir kasap dükkanının bulunduğu, 2002 yılının son ayları idi, kendisinin yanında çalışmaya başladığı, dükkanda yatıp kalkıyordu, çok soğuk olduğu zamanlar Soğanlıda bulunan evine götürdüğü, daha sonra evlerinde kalmaya başladığı ayrıca memleketleri Trabzon 'a çay toplamaya gittiği 2005 yılında kasap dükkânını işler olmadığından dolayı kapattığı bu arada Tuncay'ın amcasının oğlu Faik HACIBEKTAŞOGLU'nun Karadeniz Fm'nin sahibi olduğu, kendilerine para kazanmaları için reklâm bulmasını söylediği, kendilerininde Tuncay HACIBEKTAŞOGLU ile beraber sağ sola gidip reklam almaya çalıştıkları,. Yaklaşık bir bucuk sene kadat^bu işle uğraştıkları,2007 yılının Mart ayında asayiş uygulaması esnasında Bahçelievler 'de Ilundaı kiralık bir arabada

Tuncay HACIBEKTAŞOGLU'nun kendisine ait ruhsatsız bir silahı yakalattığını, kendisinin de vize geçtiğinden dolayı gözaltına alındığını,. Kendisinin yabancılar şubesinde 18.07.2007 tarihinde serbest kaldığını, kendisinin içeride iken Bakırköy Zuhurtbaba da bulunan Mavi Deniz Restaurantı Tuncay HACIBEKTAŞOGLU'nun alarak dükkanın çalıştırma ruhsat işleri ile uğraşmakta olduğunu, kendisinin de burada kalmakta olduğunu, aynı anne babadan iki kardeş olduklarını,anne ve babasının sağ olup Dağıstan'da kaldıklarını, Kardeşi Faik DEBZLEL VİDZE ise Baku 'de İnşaat 'a çalıştığını ve evli iki çocuğunun bulunduğunu,
Kendisinin 1999 yılında Ukrayna'dan pasaport aldığını, Bu pasaportla 1999 yılında sadece Türkiye'ye geldiğini, bu pasaportun beş yıllık süresinin olduğunu, 2007 Mart ayında gözaltına alındığında, 22.03.2007 günü mahkemeye çıktığını ve mahkeme Pasaportunun günü geçtiğinden dolayı el koyduğunu.
Kendisinin 2003-2004 yılında Ağıska Türklerinin Yenibosnada bulunan yerine kayıt olduğunu, Sadece ikamet almak için ancak herhangi bir işine yaramadığını, Başkaca herhangi bir sendika, dernek ve benzeri bir kuruluşa üyeliğinin bulunmadığını,
Kendisinin Muzaffer TEKİN isimli şahsı 2001 yılında, Lalelide Mardinli bir tekstil dükkanında çalıştığında, Rusya ya kargo yolladığı esnada ismini hatırlamadığı bir kargo
firmasında ticaret yapan Fahrettin 45 yaşlarında Azerbeycanlı eski bir doktor ile
tanıştığını, kendisinin çalıştığı dükkana da arada sırada gelip gittiğini, 2001 Ramazan ayında
tekrar mal almak için geldiğinde Fahrettin işin yoksa gel beraber gezelim diyerek
dükkandan ayrıldığını, kendisini Sultanahmet'e daha sonra Kadıköy'e geçtiklerini tam iftar
saatinde, Fahrettin kendisine "benim bir Türk arkadaşım var Moskova'da inşaat işi ile
uğraşıyor" dediğini, ismini söylemediğini, "Biz bir ara geldiğimizde burada bulunan eski bir komutan var" dediğini, Kadıköy'de kuşdilinde bulunan ofisine gittiklerini, içeride 6-7 kişi olduğunu, iftar hazırlığı yaptıklarını, Hepsinin oruç tutmadıklarını, Muzaffer TEKIN'in ise
sigara içtiğini ve oruç tutmadığını, kendisini Fahrettin isimli şahıs Muzaffer TEKİN ile
Kafkasyalı ve sporcu diyerek tanıştırdığını, kendisine Muzaffer TEKİN çıkarıp kart vizit verdiğini, iftarını açtıktan ve bir az sohbet ettikten sonra çay içip hemen kalktıklarını, Ofisinde tanışırken aldığı kart vizitenden Ramazan Bayramında Ankisörlü telefondan cep telefonunu arayarak bayramlaştığını, 2003 yılında Muzaffer TEKİN 'i ziyaret etmek amacı ile Kadıköy 'de bulunan ofisine gittiğini, içeride 4-5 kişi olduğunu, kendilerini tanımadığını, selam verip Muzaffer TEKİN 'in yanına geçip önce kendisini tanımadığını, kendisinin de
Muzaffer TEKİN e; Fahrettin Azerbey canlı eski bir doktorla 2001 Ramazan ayında iftar
geldiklerini söylediğinde, kendisini hatırladığını ve kendisine Fahrettin isimli şahıs gelip
gelmediğini sorduğunu, kendiisinin de Muzaffer TEKİN E Fahrettin isimli şahsı bir
senedir görmediğini söylediğini, Biraz ayak üstünde muhabbet ettikten sonra ayrıldığını, 2003 yılında Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU ile beraber Muzaffer TEKİN 'in Kadıköy'de bulunan ofisine ziyarete gittiğini, Muzaffer TEKIN'in ofiste oturduğunu, Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU ile beraber kasap dükkanı çalıştırdıklarını söylediğini, birer çay içip biraz sohbet ettikten sonra kalktıklarını, Daha sonra zaman zaman ziyarete gittiğini, 2005 yılında Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU ile beraber Karadeniz Fm reklam bulmak için, Muzaffer TEKİN 'in ofisine gittiklerini, Gerek kendisi için gerekte çevresinde tanıdıklarına vermek amacı ile reklam tanıtım klasörü bıraktıklarını, oda kendisinin bu konuda ilgileneceğini söylediğini, Bu arada bayramlarda ve kandillerde kendisini aradığını, yada mesaj çektiğini, bir büyüğü olduğundan dolayı, 2006 yılında Danıştay olayında kendisinin gerek yaralanması gerekte gözaltına alınmasından dolayı çok şaşırdığını, Yaklaşık; olaydan iki ay sonra Kadıköy 'de bulunan ofisine ziyaret edip geçmiş olsun diye gittiğini, "Ağabey bu nedir" diye sorduğunda Muzaffer TEKIN'in "Benim bu olayla bir alakam yok" dediğini, 19.01.2007 günü kendisini cep telefonundan arayarak kendisinin-Taksimde olduğunu Ermeni Soykırımını protesto etmek için burada bulunduklarını'söylediğini, kendisinin de Muzaffer



m

TEKİN'e böyle olaylara katılmayacağını söyleyerek telefonu kapattığını, 25.01.2007 günü Muzaffer TEKİN 'in Kadıköydeki ofisine tek başına giderek, biraz oturup sohbet ettikten sonra kalktoığım, gösterilen ve okunan dokümanlar için kendisinin herhangi bir bilgisinin olmadığını, Master Planı diye bir şey duymadığını,.
Toplumsal mutabakatı ve güven duygusunu bozarak siyasal kamplaşma ve çatışmaları boyutlandırabilme potansiyeli taşıyabilecek ve bu bağlamda kamu güvenliğini etkileyebilecek provakatif eylemlere karşı zamanında tedbir alınması ve muhtemel eylemlerin önlenmesi amacıyla sürdürülen çalışmalarımızda bazı devlet büyüklerimize ve üst düzey bürokratlara yönelik "SUİKAST TÜRÜ SİLAHLI EYLEM "GERÇEKLEŞTİRMEYİ PLANLAYAN ÇIKAR AMAÇLI YASADIŞI BİR TEŞEKKÜL OLUŞTURDUĞUNUZ VE BU TEŞEKKÜL İÇERİSİNDE BAĞLANTILI OLDUĞUNUZ METE YALAZANGİL, ZEKİ YURDAKUL ÇAĞMAN VE TUNCAY HACIBEKTAŞOGLU isimli şahıslarla olan ilişkilerinizi ve bu suikast türü silahlı eylem planı ile ilgili bildikleri sorulduğunda;
Kendisinin devlet büyüklerine yada her hangi bir şahsa suikast yapma gibi bir oluşumun içinde olmadığını, Tuncay HACIBEKTAŞOGLU'nu ifadesinin akışı içerisinde anlattığını, Mete YALAZANGİL isimli şahsı 2006 yılında Muzaffer TEKİN 'in Kadıköy 'de bulunan ofisinde otururken tanığını şahsı kendisine Mete hoca olarak Muzaffer TEKIN'in tanıştırdığını, Bu şahsın uzak doğu sporları hocası aynı zamanda Voleybol takımda masör olduğunu söylediğini, kendisini de sporcu olduğundan dolayı biraz sohbet ettiklerini, Bu şekilde tanıştıklarını, Aynı yıl içerisinde Tuncay HACIBEKTAŞOGLU ile birlikte Mete YALAZANGİL 'in görevli olduğu Kadıköy DYP ilçe binasına radyo reklamı için gittiklerini, kendilerine bu konuda yardımcı olmasını rica ettiklerini, ayrıca daha sonra Mete YALAZANGİL 'in çalışmış olduğu, Erke güvenliğe bir iki kez gittiklerini, Kendisi ile reklam alabilmek için görüştüklerini, radyonun reklam dosyalarından bıraktıklarını, Ancak bir sonuç alamadıklarını, Ayrıca kendisi ile et ticareti içinde bu dönem içerisinde görüşmelerinin olduğunu, Yurt dışından ucuz et getirip satmayı düşündüklerini, ancak bürokratik engeller çıktığından bunu da gerçekleştiremediklerini, Bunların haricinde Mete YALAZANGİL ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN isimli şahsı daha önceden tanımadığını, şu anda gözaltında bulunduğundan dolayı tanıdığını, Bu şahısla herhangi bir ilişkisinin olmadığını, kendisinin herhangi bir suikast eylemi içerisinde bulunduğu iddialarını kabul etmediğini, kendisinin bu tarz eylemlerle her hangi bir ilişkisinin olmadığını.
Birlikte gözaltında bulunduğu TUNCAY HACIBEKTAŞOGLU VERMİŞ OLDUĞU İFADESİNDE "Saipir DEBZLELVİDZE isimli şahıs şu anda benimle birlikte gözaltında olan şahıstır. Kendisini 2003 yılında tanıdım. Esenler Atışalanm da Kasap dükkanı işlettiğim dönemde Bahçelievler de ismini şu an hatırlamadığım bir kahvehanede Samsunlu İsmail olarak tanıdığım şahıs vasıtası ile Saipir DEBZLELVİDZE ile tanıştım kalacak yerinin olmadığından dolayı benimde Kasap dükkanında indir bindir işleri yapacak bir elemana ihtiyacım olduğundan dolayı yanıma aldım ve iş yerime götürdüm kendisi benim dükkanımda yatıp kalkardı işlerimde bana yardımcı olurdu ortalama aylık 400 YTL para verirdim yeme, içme ve barınma ihtiyacını karşılardım kendisinin Türkiye de kaçak olduğunu bilmiyordum. 2004 yılının ortalarına kadar ben dükkanı devredene kadar bu ilişki böyle devam etti Dükkanımı devrettikten sonra bir müddet kendi başının çaresine baktı nerede yatıp kalktığını bilmiyorum ara sıra yanıma gelip giderdi. 2006 yılı ortalarında Radyo Reklam işine girdiğim dönemde yanıma gelip gittiğinde sigara ve yemek parası konusunda yardımcı olurdum Ailem Memlekette iken Saipir DEBZLELVİDZE isimli şahıs benim evimde kaldığı olmuştur. kendisi ile olan ilişkim bundan ibarettir. Saypir DEBZLELVİD-ZE-in Muzaffer TEKİN i ne zaman nerde ve ne şekilde tanıdığı konusunda bir, -bilgim yoktur." BEYANLARDA BULUNMUŞTUR BU KONULAR HAKKINDA beyanı'sorulduğunda;.

Kendisinin ifadesinin akışı içerisinde bu konu hakkında bilgi verdiğini, Tuncay HACIBEKTAŞOGLU'nun kendisinin hakkında vermiş olduğu ifade genel hatlarıyla doğru olduğunu,.
METE YALAZANGİL'İN ENİYETTE ALINAN İFADESİNDE:
". Daha önceden Muzaffer TEKİN 'in yanında tanıdığım Saipir
(DEBZLELVİDZE) isimli şahsı Kafkasyalı ve sporcu olarak tanıdığım şahısla beraber Tuncay HACIBEKTAŞOGLU yanıma geldi. Tekrar et konusu açarak yardımcı olabilirimsin araştırma yaptın mı dedi bende bu iş bizi aşar yapamayacağımı kanaat getirdiğimden, kendisine olmaz dedim. 2007 yılının Nisan-Mayıs ayında Muzaffer TEKİN beni arayarak, müsaitsen benim ofisime uğrarmısm dedi bende yaklaşık bir ya da bir buçuk saat sonra ofise gittim. Tuncay HACIBEKTAŞOGLU'nun oturduğunu gördüm. Muzaffer TEKİN bana Tuncay ve arkadaşı Saipir Bakırköy'de Asayiş uygulamasında beraber alındıklarını Tuncay'ın üstünden bir silah çıktığını Mahkemenin Tuncay HACIBEKTAŞOGLU'nu serbest bırakıp,
Saipir İsimli şahsın pasaportunun vizesinin bittiğini ve Yabancılar Şubesine teslim
edildiğini, Saipir yakalandıkları akşam polislerin yanından kendisini aradığını söyledi.
Yardımcı olmasını istediği benimde tanıdığım Yabancılar Şubesinde ve Emniyet'te tanıdığım olmadığını kendilerine yardımcı olamayacağımı söyledim. Bu konuda bana yardımcı olabilirimsin diyerek sordu bende kendisine hayır yardımcı olamayacağımı söyledim ve ofisten ayrıldım. Başkaca herhangi bir yerde görüşmedim." şekline beyanda bulunumuştur. bu konu sorulduğunda;
Mete YALAZANGIL in kendisinin hakkında vermiş olduğu ifade genel hatları ile doğru olduğunu, şahıs ile Muzaffer TEKİN in ofisinde tanıştığını, Reklam ve et ticareti ile görüşmelerinin olduğunu, kendilerinin sporcu olduğundan karşılaştıklarında bazen de spordan konuştuklarını başka herhangi bir ilişkisinin olmadığını,
Kendisine sorulan şahıslardan;
Muzaffer TEKİN'İ, Mete YALAZANGIL'i, Rafet ARSLAN'ı, Tuncay HACIBEKTAŞOGLU'nu ve Mehmet Zekeriya OZTURK isimli şahısları tanıdığını, Rafet ARSLAN isimli şahsı Muzaffer TEKİN 'in ofisine gidip geldiği esnada çoğunlukta orda olduğundan dolayı tanıdığını, Herhangi bir ilişkisinin olmadığını, Mehmet Zekeriya OZTURK 'ü ise Muzaffer TEKİN 'in ofisinde birkaç kez ofisinde gördüğünden dolayı emekli subay ve gazeteci olarak tanıdığını, Kendisi ile herhangi bir ilşikisinin olmadığını, diğer şahısları tanımadığını,
b-Savcılık İfadesinde Şüpheli Saipir DEBZLELVİDZE;
Çeçenistan Grozni doğumlu, olup Rusya vatandaşı olduğunu, Türk hükümetinin verdiği ikamet tezkeresi ile Türkiye 'de bulunduğunu, Türkçeyi çok iyi konuştuğunu, Tercüma gerek duymadan Türkçe ifade verebileceğini, Emniyet Müdürlüğünde 25.08.2007 tarihinde vermiş olduğu ifadesini kabul ettiğini,1999 yılında Türkiye'ye geldiğini,. Samsunlu ismail isimli şahsın yanında tercümanlık yaptığını, bu şahısın kendisini 2002 yılında Tuncay Hacıbektaşoğlu ile tanıştırdığını, Tuncay'ın yanında kasap dükkanında çalışmaya başladığını. Tuncay'ın 2005 yılında kasap dükkanını kapattığını, Muzaffer TEKİN ile tarihten yaklaşık 5-6 sene önce Türkiye'ye ilk geldiği yıllarda tanıştığını, O zaman Aksaray'da dericilik yapan esnafa tercümanlık yaptığını,. Fahrettin isimli bir rus vatandaşı mal almak için çalışmış olduğu dükkana geldiğini, Fahrettin 'in kendisine birlikte Muzaffer TEKİN'i ziyarete gitmeyi teklif ettiğini, Kadıköy'de bulunan Rıza Petrol isimli iş yerine bir Ramazan günü birlikte gittiklerini, büroda orada bulunanlarla birlikte iftar yaptıkların,. Çay içip ayrıldıklarını, ondan sonrada 5-6 yıllık süreçte 7 \eya 8 kez Muzaffer TEKİN in Rıza Petrol isimli işyerine gittiğini,. Reklam almak için kendisine teklif \erdiklerini, Yanında
__^2 Ç^yiS^ 798 , ^--p^^f^^^


Tuncay Hacıbektaş oğlu 'nun da olduğunu, Bu kişilerde ele geçen silah ve dokümanlarla bir ilgisinin olmadığını Mete Yalazangil 'i Muzaffer TEKİN in bürosunda gördüğünü,
Pasaportunun süresi geçmiş olduğu için 4 buçuk ay yabancılar şubesinde kaldığını, Bir ay on gün önce ikamet tezkeresi alarak serbest kaldığını, ele geçen silah ve bombalarla bir ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.
c-Örgütsel irtibatları.
Şüphelilerin göz başbakana suikast şüphesiyle gözaltina alındıktan sonra, serbest kalınca iki şüphelinin Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile yaptıkları görüşme,
tape: 3268, 17.07.2007 tarihinde saat: 19.04 sıralarında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU isimli şahıs arasında yapılan telefon görüşmesinde özetle; T.HACIBEKTAŞOGLU'NUN "serbest kaldık haber vereyim dedim" dediği, M.Z.OZTURK'ün "ha bıraktılar mı?" diyerek yanıt verdiği, T.HACIBEKTAŞOGLU'nun "bıraktı şimdi yoldayız teslim aldık" dediği, M.Z.OZTURK'ün "tamam çok sevindim" dediği, T.HACIBEKTAŞOGLU'nun "vereyim bir saniye" dedikten sonra telefonu Saipir PEBZLEYİDZE isimli şahsa verdiği ve S.PEBZLEYIDZE'nin "Selamualeyküm komutan" dediği, M.Z.OZTURK'ün "Alikümselam yiğitim benim ya" dediği, S.PEBZLEYIDZE'nin "şimdi sen mi diyesen geçmiş olsun ben mi diyem" "bunlar bizi yıpratamazlar abi" dediği, M.Z.OZTURK'ün "boşver onları sen yanımzdakileri böyle seni yapanlan dikkat böyle" "kandıranları şey yapanlan dikkat et oturur konuşuruz yavrucuğum bir ara" dediği, S.PEBZLEYIDZE'nin "senle özel işlerim var benim" dediği, M.Z.OZTURK'ün "tamam anladım beni seni anladım" dediği, S.PEBZLEYIDZE'nin "ya bunaldım artık vallahi" dediği, M.Z.OZTURK'ün "bunalmışsmdır bunalmışsmdır" "o şeylere diğer boktan adamları falan şey yapma" dediği, S.PEBZLEYIDZE'nin " tamam komutan" dediği,
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Saipir DEBZLELVİDZE'nin deşifre olmamak için Muharrem (Kod) adını kullandığı, Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU ile beraber ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN ve Mete YALAZANGİL'e bağlı olarak faaliyet gösterdiği, ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN ile arasında hiçbir iş ilişkisinin bulunmamasına rağmen ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in bu şüpheliyi nezaretten kurtarmak için Mete YALAZANGİL'e talimat verip yardımcı olmasını söylemesi ve şüphelinin TUNCAY HACIBEKTAŞOĞLU ile ilişkileri ve ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in ofisindeki toplantılara katılıp emir ve talimatlara uygun hareket ettiği, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN'in tutuklanmasının ardından yerine bakan şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile irtibatlannı devam ettirdiği, serbest kaldığında telefon edip şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'e "bunlar bizi yıpratamazlar abi" dediği, M.Z.OZTURK'ün "boşver onlan sen yanımzdakileri böyle seni yapanlan dikkat böyle" "kandıranlan şey yapanlan dikkat et oturur konuşuruz yavrucuğum bir ara" dediği, S.PEBZLEYIDZE'nin "senle özel işlerim var benim" dediği, M.Z.OZTURK'ün "tamam anladım beni seni anladım" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "ya bunaldım artık vallahi" dediği, tüm bunlar göz önüne alındığında;
Şüphelinin ERGENEKON terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği anlaşıldığından eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Saydı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.


27-ŞUPHELI İSMAİL EKSİK
a-Emniyet beyanında
Kendisinin 1964 yılında İstanbul Maltepe ilçesinde doğduğunu, ilkokul, ortaokul ve lise eğitiminden sonra, çeşitli işlerde çalıştığını, askere gittiğini, 2003 yılından günümüze kadar serbest olarak Müşavirlik ve aracılık hizmetleri işleri ile uğraştığını, aynı zamanda Dönercioğlu Gıda şirketinde küçük bir hisse sahibi olduğunu, Pasaportunun bulunduğunu ve iş amaçlı Romanya ve Irak ülkelerine gittiğini,
İkametinde yapılan aramada ele geçen ve CD-122 şeklinde numaralandırılan CD içerisinde Hakan YALÇINKAYA'ya ait fotoğraflı sürücü belgesi ön ve arka yüzü. Sevgi YILMAZ isimli şahsa ait fotoğrafı kesilmiş Marmara Ünv. öğrenci kimlik kartının ön ve arka yüzleri olduğu sorulduğunda;
İkametinden çıkan 144 Adet CD'nin kendisine ait olmadığım, beraber aynı evde yaşadıklan Hasan Tamer EKSİK ve Fuat Taner EKSİK isimli çocuklanna ait olduğunu, bu yüzden kendisine sorulan CD hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını, CD'de geçen Hakan YALÇINKAYA isimli şahsı tanımadığını, fakat çocuklannın 2-3 tane Hakan isminde arkadaşının olduğunu, bunlardan birisi olabileceğini, kendisinin sadece birini tanıdığını, ama soy ismini bilmediğini, Sevgi YILMAZ isimli şahsıda tanımadığını, ancak oğlu olan Hasan Tamer EKSİK'in ücretli olarak ders verdiğini, Sevgi YILMAZ'ın da oğlunun ders verdiği şahıslardan biri olabileceğini, CD içerisinde Sevgi YILMAZ'a ait öğrenci kimlik kartının ve Hakan YALÇINKAYA'ya ait Sürücü Belgesinin ne amaçla bulunduğunu bilmediğini,
İkametinde yapılan aramada ele geçen ve CD-141 şeklinde numaralandınlan CD içerisinde; Hasan YALÇINKAYA'ya ait fotoğraflı ehliyetin ön ve arka yüzü, Tülay KIYICI'ya ait fotoğraflı Marmara Ünv. öğrenci kimlik kartı olduğu sorulduğunda;
Hasan YALÇINKAYA isimli şahsı tanımadığını, 141 Nolu CD içerisinde bulunan ve Hasan YALÇINKAYA'ya ait olduğu belirtilen sürücü belgesini ne amaçla bulunduğunu ve kimin bulundurduğunu bilmediğini, ancak çocuklanndan birisinin bulundurmuş olabileceğini, çünkü CD'lerin çocuklanna ait olduğunu, aynca Tülay KIYICI'nm oğlu olan Hasan Tamer EKSİK'm nişanlısı olduğunu, kendisinin İstanbul da bulunan Irmak Kolejinde öğretmen olduğunu, Marmara Üniversitesinden mezun olduğunu, oğlu olan Hasan Tamer EKSİK'in nişanlısına ait olan Marmara Üniversitesi Öğrenci Kimlik kartını CD'ye aktarmış olabileceğini, ama ne amaçla bulundurduğunu bilmediğini,
İkametinde yapılan aramada ele geçen ve CD-130 şeklinde numaralandınlan CD içerisinde, Hasan Tamer EKSİK'e ait fotoğrafsız sürücü belgesi ön ve arka yüzü (fotoğrafı kesilmiş şekilde) aynca Sevgi YILMAZ'a ait Marmara Ünv. Öğrenci kimlik kartına ait ön ve arka yüzü bulunan, fotoğrafı kesilmiş ve fotoğraf kısmi boş olan kimlikler sorulduğunda;
Kendisine sorulan Hasan Tamer EKSİK'in ifadesinin üst kısmında belirttiği gibi büyük oğlu olduğunu, kendisinin sürücü belgesinin olduğunu, 130nolu CD içerisinde bulunan oğluna ait fotoğrafsız sürücü belgesinin bulunmasında haberinin olmadığını, fotoğrafsız olmasının sebebinin ise çocuklannın bilgisayar da bazen oyun oynadıklannı, bu esnada kendilerine ait sürücü belgesindeki fotoğrafı bilgisayar üzerinde kesmiş olabileceklerini, kendisinin Hasan TAMER'e ait sürücü belgesini hiç kullanmadığını, zaten kendisine ait (B) sınıfı sürücü belgesinin olduğunu,.
Patlayıcı madde bulundurmak ve eylemsel faaliyette bulunabileceği değerlendirilen şahıslar ile irtibatlı olmak iddiası ile gözaltına alman şahıslann müdürlüğümüzde vermiş olduklan ifadelerde; sizi İsmail PAKER olarak beyan etmektedirler? PAKER soyadını kullanıyor musunuz? PAKER soyadını kullanarak herhangi bir işlem yaptınız mı? Sizin soyadınızı neden PAKER olarak biliyorlar? Bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;


Babasının ve dedesinin 2. Dünya Savaşından sog^J^ısya'dan göç ederek ilk önce Kars'a, daha sonra İstanbul'a geldiklerini, kendilerinigf^^ıŞka Teklerinden olduklannı ve

Hiç yorum yok: