29.7.08

ERGENEKON İDDİANAMESİ 1701 - 1750 SAYFALAR,

olacak başka siyasetçi yok hepsi" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Yani ondan sonra ulusalcı şeyler işadamları" dediği tespit edilmiştir.
Tape :1325, 09.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle, G.KÖMÜRCÜ ile selamlaştıktan sonra İbrahim BENLİ'nin "Valla (Arka Planda İbrahim yanındaki şahsa hitaben: Merhaba hoş geldiniz) işte toparlandık böyle" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün de Gökçealiye geldiklerini söylediği, İbrahim BENLİ'nin "İstikbalin oradan yedi kilometre sonra Gökçeali köyüne gireceksin tamam mı" "Köye girince bak köye girdikten sonra bana bir alo de ben seni oradan yönlendireceğim" dediği tespit edilmiştir.
Tape: 1331, 20.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle;Bir süre bayramlaştıktan sonra, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Aynı şekilde aynı şekilde ben de bayramını kutluyorum... çok selam bir de İbrahim o günkü hani tanışmıştık Berk Yarbay Berk" dediği, İbrahim BENLİ'nin "EVET SAVCI YARBAY" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Adı neydi Bahattin yok neydi adı" dediği, İbrahim BENLİ nin "Şimdi o yarbayımız bir başka dostun vasıtasıyla" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Selam söyle" dediği,
Tape : 1489, 23.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle; İbrahim BENLİ'nin Güler KÖMÜRCÜ ile buluşmak istediği, Çatalca da olduğunu söyledikten sonra "G.KÖMÜRCÜ' nün "Tamam o zaman ...dört gibi falan iyi mi yaklaşınca alo de tamam" "Çok sevdiğim bir arkadaşım var Ermenistanın Türkiye temsilcisi sayemde tanışın işte" dediği, sizinde "İyi ben buradan çıkıp oraya gelirim" dediğiniz tespit edilmiştir.
Tape :1338, 28.12.007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle;Bir süre Pakistan da Buttonun öldürülmesi konusuyla ilgili konuştukları, ilerleyen konuşmada Güler KÖMÜRCÜ'nün "...garip bir şey hissediyorum biliyor musun Ermenilerde tuhaf bir hareketlenme var Türkiye'deki Kripto Ermenilerde gizli Ermenilerde" diyerek Türkiye'de ki gizli Ermenilerin yönetimi ele geçirmeye çalıştığından bahsettiği, Faruk SÜREN'in de Kripto Ermeni olduğu, bunun gibi birçok iş adamı ve şahsın bulunduğunu anlattığı, devamında Güler KÖMÜRCÜ'nün "... ben kime yazı yazıyorum benim yazımı Güruh anlar mı" ".. ? sana uyan diyorum bende zaten sen Güruhu boş ver" "SANA NE HALKTAN YA ÇOK AFFEDERSİN YANİ BU İŞÇİ PARTİSİ OLABİLİRSİNİZ AMA HALK BENİ HİÇ İLGİLENDİRMİYOR %5 BENİ İLGİLENDİRİYOR" "%5 uyansın işte uyanması gereken SEN BEN O DÜN AKŞAM" "konuşan arkadaşın boş ver sen Güruh'u sen Güruh le ne olmuş hiç önemli değil sen önemli yerdesin ben önemli yerdeyim arkadaşın önemli yerde akıl olarak ruh olarak cesaretli olarak bizler farklıyız bizim Organize olmamız lazım sen Güruhu boş ver" dediği, İbrahim'in "Nasıl organize olacağız" dediği, Güler'in de teknolojik imkanları kullanmaktan bahsederek "..türbanı serbest bırakamıycak KRİPTO ERMENİ'SİNE KRİPTO YAHUDİSİ TÜRKİYE Yİ TEMSİL EDEMİYCEK FETHULLAHÇI YA DÖNÜŞTÜREMİYCEK PEKİ NASIL YAPACAĞIM BEN SEN O ŞİMDİ HUKUĞUN İÇERİSİNDE SENİN BENİM GİBİ DÜŞÜNEN YOK MU YÜZLERCE HAKİM SAVCI VAR POLİSİN İÇERİSİNDE SENİN BENİM GİBİ DÜŞÜNEN YOK MU YÜZLERCE VAR" "Böyle demorilize bırak halk uyansm HALKTAN BANA NE BEN HALK'A YAZI YAZMIYORUM Kİ SİZE YAZI YAZIYORUM BEN" dediği, İbrahim'in "Öncü öncü tabi ki yani hiç bir devrim deyin öncüsüz olmaz" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "İşte onu demek istiyorum bu kadar" "Aynı aynı öncü bu sefer %3 ,%5 olacak" "Tek kişi değil öncü bu sefer öncü bu sefer 10 bin kişi 20 bin kişi olacak bu kadar" "Odan sonra halkı dönüştürürüz biz
t £■' * <\ m ama şu 10 bin kişi yan yana gelemiyoruz 10 bin kişi arasında" "Sen çok etkili bir adamsın hem de çok güzel ruhu olan bir adamsın" dediği, ŞÜPHELİ İBRAHİM BENLİ'NİN ADININ GEÇTİĞİ TAPELER Tape :1327, 09.12.007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile Erol'un yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; EROL' un "...perşembeden önce şey yapacağız tedbir almak gerek yani" dedikten sonra bir süre Okmeydanı ve Kağıthane ilçelerindeki provokasyonlardan bahsettikten sonra G.KÖMÜRCÜ' nün "Ondan sonra yemeğe içeride çok şımardım Erol kapıdan girdim (Arka Planda Güler yanındaki şahsa hitaben: Elli kişi var mıydı) elli elli beş kişi vardı çiftlik sahibi işadamı davet ne olur gelir misin... İşadamları şey işte bir tanesi geldi işte ben sizi şefkatle ve saygıyla okuyorum şefkatle okumak neyse yarbay bilmem kim Çorluda sizinkiler beni pek seviyor şefkatle" "Ondan sonra neyse bir sürü işadamı vardı böyle tek sıra halinde onlarla müthiş popülerdim yanıma gelip resim çektirdiler VE BOMBA BAŞHEKİM VARDI BİLİYOR MUSUN" "DOĞU PERİNÇEK" dediği, EROL' un "Hı vakit kaybediyorsunuz böyle toplantılarda Güler hanım" "Avrupa'da bu Nurettin Demirtaş'ın bir takım demeçleri var şu anda İstanbul karıştı ama Yüksekova'dan insan Yüksekova'dan da adımızı listelere karıştırmayalım diye serzeniş" dediği, "sonra Gazi mahallesi Kağıthane ve Okmeydanı'nda KARŞI TEDBİR ALMAYI DÜŞÜNÜYORUM" dediği tespit edilmiştir. Tape : 1328, 09.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile Murat arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "Çatalca'da İbrahim Benli diye bir işadamı var onun bir atmış yetmiş kişi vardı" diyerek İbrahim BENLİ isimli şahsın Çatacadaki bir çiftlikte yaptığı toplantıya katıldığını, Murat'ın "Neyse anladım yine adamakıllı bir adamın çiftliğine gitmişsiniz ya başka çiftliğe gitseydiniz yazacaktım valla" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "...BİR SÜRÜ İŞADAMI VARDI SAVCI VARDI EMNİYET MÜDÜRÜ VARDI DOĞU PERİNÇEK DE VARDI" dediği, Murat'ın anlaşılamayan bir konuyla ilgili ".... gitmedin değil mi" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Git lan manyak onların çiftilkleri de mi oralarda" dediği, Murat'ın "Gürpınar'da" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Bak senden daha iyi kim bilecek işte bak nasıl biliyorsun sen nasıl biliyorsun onları" dediği, Murat'ın "Çatalca bölgesi YÜZDE DOKSANI İMALATHANEDİR onun için çiftiklere dikkat edin yani" dediği, ilerleyen konuşmasında, Güler KÖMÜRCÜ'nün Kuzey Irakla ilgili yazdığı haberlerin aynen çıktığından bahsettikleri, Tape : 1329, 09.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile Turan ÇÖMEZ arasındaki yaptıkları görüşmede, G.KÖMÜRCÜ' nün İbrahim BENLİ den bahsederek "...hani seni tanıştırmıştım işadamı şeyde yemek yerken Teşvikiye'de... vardı BİLMEM KİMİN SPONSORU evde böyle atmış kişilik bir yemek vermişti ..." "DOĞU PERİNÇEK VARDI ORADA" dediği, T.ÇÖMEZ' in "Ne diyor" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Bir şey demiyor ben en köşede oturdum" "Yaşar Hacısalihoğlu da vardı söyledi üzgün nasıl duruyom gördün mü" dediği, T.ÇÖMEZ' in "Yaşarla beraberdik" dediği tespit edilmiştir. Tape : 1403, 22.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile Erol arasındaki telefon görüşmesinde özetle;Güler KÖMÜRCÜ'nün ".. .geçen hafta sana söyledim sanıyorum bunu evet senle o gün akşam konuşmuştuk bu DOĞU PERİNÇEK'İN ŞEYLERİNDEN SPONSORLARINDAN bir iş adamı Çatalca'da evinde davet verdi söyledim mi sana" "...orda bi tane birisi geldi yanıma işte ben sizi şeyle..»okuyorum şevkatle okuyorum diye" ..Yarbay Savcı Yarbay" "Bahadır Berk diye birisi":'&iv.dahde mesaj atmış sizi yakından tanımak istiyorum falan diye ben tabi memnuniyetle kardeşim falan yaptım" dediği, Erol'un "Kolordu var Çorluda" "Orda normal ... Askeri Mahkemede var" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... bugün görüşücem öğlen sonuda yani şenlen biraz ön bilgi alayım neyin nesi diye" dediği, Erol'un "Yani Harp okulu mezunu olupta sonradan dışarıdan ... hukuku bitirmiş olabilir" "Mesafeli ol da bir de araştır bakalım" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... daha çağırmadım ki daha randevu vermedim önce araştırmadan randevu verir miyim" "Önce bi soriyim Ankaraya da tabi öyle biri vardır adını kullanıyordur ben onu nasıl emin olucam önada bir yöntem öğret" dediği, Erol'un "Görüştükten sonra emin olduktan sonra bile maksadı önemli öncelikli maksadını tespit etmeye çalış" dediği, Tape :1404, 22.12.007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile Recep Rıfkı DURUSOY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;G.KÖMÜRCÜ' nün "Özür dilerim tekrar özür bin kere, ya bişi sorcam, şimdi geçen sana söylemişmiydim, bu Doğu PERİNÇEK in hani sponsoru bi davet vardı, orda bi Yarbay Savcıyla tanıştım" dediği, R.R.DURUSOY' un "Yes" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Askeri savcı Bahadır BERK, adam şimdi üç gündür bana sürekli mesaj atıyor bi görüşelim, bi görüşmemiz lazım falan diye, şimdi adamla bugün öğleden sonra görüşecem de öğlen falan gibi fakat bişeyden huylandım, yani biraz bana bişeyler anormal geldi" dediği, Tape : 1337, 27.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile Hikmet.... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hikmet'in "Şimdi geçen hafta Sabahattin Önkibar yazdı bugün sen yazdın Önkibar şeye söyle İlker Türkmene MİTe Mitle ilgili dizide söylediğine şey yapıyor nedir MİT şeyi düşmanlığı herhalde diyor babasının Yassıadada MİT müsteşarı olarak CİA ile işbirliği yapmaktan yargılandığını hatırladı filan diye şey yapıyor bugün de sen yazdm bunlar değiştirmek mi istiyorlar bunu" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... tabi görmüyor musun ya da herhalde bir şeye zorluyorlar yani kadro değişimi" "O çucuk da baksana dikkat et Ferhat bilmem kime Fetoşun işte işi kalemleri ben Amerika'dayken yani 2003 yılı falan mıydı acaba 2002 de olabilir patlar bu emri ziyarete geldi bu ondan sonra işte iki üç gün kaldı Eymür'de sonra Eymür'de kalmadı da Eymür'le Eymür'ü ziyaret etti Eymür'le oldu ondan sonra gittikten sonra bir sene sonra Eymüre bindirdi yani o Fetoşiye kalemlerindendir" "Ferhat Ünlü" dediği, Sabah gazetesinde çıkan haberlerden, MİT in kadrosunun değiştirilmesi için çalışma yapıldığı şeklinde siyasi gündemi değerlendirdikleri, ilerleyen konuşmalarda Doğu PERİNÇEK ten bahsettikleri, aynca Koray AYDIN'm BAHÇELİ ye karşı MHP de adaylığa hazırlandığından bahsettikleri, konuşmanın devamında Güler KÖMÜRCÜ'nün "en iyi dostum kim biliyormusun" diyerek iş adamı İbrahim BENLİ olduğunu söylediği, Hikmet'in de İbrahim BENLİ nin kim olduğunu sorması üzerine, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Sizin adamınız a a bismillah işadamı yok mu hani" dediği, bu şahsın evinde verdiği davetten bahsederek ".. .geçen iki hafta önce evinde yemek davet verdi" ".. .içeride bir sürü işçi partili Doğu bey bir şey söylüyor eşi falan da var işte ne bileyim Kemal Alemdaroğlu şey işte Fikret ne hoca Ercan hoca ondan sonra Yaşar Hacısalihoğlu eşleri falan böyle kalabalık bir işçi partili gruplar işte piyano çalıyorlar arya söylüyorlar ben de içeride nasıl ... biliyorlar bilior musun beni görmen gerekiyordu" diyerek toplantıdan bahsettiği, Hikmet...'in de "Şimdi genel başkan Ankara'da bugün birazdan yola çıkar" "...Ufuk Söylemez geldi bir sohbet ettiler şey bunlar Ufuk Söylemez Mehmet Haberal bir kişi daha şimdi aklıma gelmiyor Hasan Ünal filnan yani bu ekip Kamuran İnan ha pardon Kamuran İnan" "... Ufuk Söylemez bir şey yapıyorlar yani ulusalcı akil adamları bir araya getirme toplantısı gibi bir şey" dediği, Tape : 3669, 13.03.2008 tarihinde, Adnan AKFIRAT ile Doğu PERİNÇEK arasındaki telefon görüşmesinde özetle;Doğu PERİNÇEK'm "İbrahim BENLİ ile sözleştin değil mi" "...halledersin o işi ben gelmiyorum gelmeyim»" "...bu iş görüşmesine döndü sizin olmanız yeter benim hiç bulunmama gerek yok merkezinde siz olun o temelde gitsin" "..gördün mü zamanda Avrupa Parlamentosu Raporu" "...adamlar ordan devletin içine sıçratın diyorlar" "..Şemdinli Şemdinliden başlayan operasyon devam ediyor" "Doğrudan Genel Kurmay Başkanını hedef alıyor" dediği, Adnan AKFIRAT'm "O şeyi yolladı mı elinize ulaştı mı Tuncay GÜNEY'in ifadesi" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Yok o şey şey ifadesi Serhan söyledi ama o şeymiş yani o şeyden dolandırıcılık ifadesiymiş o öbürüne .." "O ifadeler bu şeyler falan varım o Kuzey Irak" dediği, Adnan AKFIRAT'm "Yok onlar işte onlar dava konusu olmamışki onlar sadece almışlar almışlar sadece soruşturma için kullanılıyor" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Yani onlar gece tutulan diğer ifadeler" dediği, Adnan AKFIRAT'm "Evet yani orda da bi suç var bunun için söylüyorum" dediği, e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları; Şüpheli İbrahim BENLİ'den elde edilen dokümanların incelemesinde; Şüpheliler Kemal ALEMDAROĞLU, Ferid İLSEVER, Doğu PERİNÇEK, Güler KÖMÜRCÜ, Emin GÜRSES ve Mehmet Adnan AKFIRAT ile irtibatlı olduğu, Şüpheli İbrahim BENLİ'nin telefon görüşmeleri ve içerikleri incelendiğinde; Şüpheliler Mehmet Adnan AKFIRAT, Doğu PERİNÇEK ve Güler KÖMÜRCÜ ile irtibatlı olduğu, Şüpheli İbrahim BENLİ'nin telefon ve sim kart rehberinde; Emin GÜRSES-05322066768, Doğu PERİNÇEK-05556052971, Serhan BOLLUK-05333959324, Ferid İLSEVER-05332771564, Güler KÖMÜRCÜ-05322136100 şeklinde kayıtlan rastlandığından adı geçen şüphelilerle irtibatlı olduğu, Soruşturma kapsamında haklarında yasal işlem yapılan şüphelilerin telefon ve sim kart kayıtlan incelendiğinde; Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in ,Şüpheli M.Çayan GÜNGÖR'ün Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'nün, Şüpheli Ferid İLSEVER'in, Şüpheli Serhan BOLLUK'un ve Şüpheli Yusuf BEŞİRK'in telefon ve sim kart rehberinde İbrahim BENLİ-05336388434 şeklinde kayıtlara rastlandığından adı geçen şüpheliler ile irtibatlı olduğu, Diğer Şüpheli şahıslann beyanlan göz önüne alındığında; Şüpheliler Mehmet Adnan AKFIRAT, Doğu PERİNÇEK, Ferid İLSEVER, Serhan BOLLUK ve Güler KÖMÜRCÜ ile irtibatlı olduğu, f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları; Şüpheli Mehmet Adnan AKFIRAT"m Emniyette Alman İfadesinde; İbrahim BENLİ"yi şahsen tanıdığını, 13.03.2008 günü saat : 15.48'de Adnan AKFIRAT ile Doğu PERİNÇEK arasındaki telefon görüşmesi ile ilgili olarak, Bu görüşmeyi kendisinin yaptığını, İbrahim BENLİ ile sözleştiğini konuyu görüştüğünü, Bindallı sanat Galerisinde yapılan kokteyle bazı iş adamlarının geldiğini, İş adamlarını İbrahim BENLİ'nin davet ettiğini, Kokteylden sonra iş adamlan ile yemeğe gittiklerini, kendisi iş adamlarına Çin"de yatırım konusunda bilgi vereceğini, Doğu PERİNÇEK"in de geleceğini, ancak iş görüşmesi olduğundan dolayı katılmak istemediğini, Sonrasında Yakuplu lokantasında yemek yediklerini, İş adamlan olarak; Vahit..., Süleyman..ve isimlerin hatırlamadığım 7-8 iş adamının olduğunu, Tuncay GÜNEY"in ifadesinin Doğu PERİNÇEK"e yolladığını, İbrahim BENLİ'nin - Sanayici* olduğunu Çin İş Geliştirme ve Dostluk Derneğinin yönetim kurulu üyesi olduğunu, u *•„ Şüpheli Mehmet Adnan AKFIRAT'm Savcılıkta Alman ifadesinde; Ulusal Kanal televizyonunun 29 Ekim 2000 tarihinde kurulduğunu, bundan daha önce Cumhuriyet gazetesi ile birlikte ulusal bir televizyon kurulmasının gündeme geldiğini ancak o dönemde mali imkânlar yetersiz olduğu için İlhan SELÇUK"un siz yapın biz destekleyelim dediğini, İlhan SELÇUK"un da çeşitli toplantılara katıldığını, birlikte ulusal bir televizyon kurulması amacıyla bu toplantılara katıldığını, İlhan SELÇUK ile Doğu PERİNÇEK"in zaman zaman bu tür konularla alakalı görüşmeler yaptıklarını, Yeditepe İletişim AŞ diye bir yayın şirketlerinin olduğunu, bu şirket altında 1995-2000 yılma kadar Yeditepe Kanalı adı altında İstanbul da bölgesel yayın yaptıklarını, 2000 yılından sonra Türkiye çapında yayın yapma karan aldıklann ve bu karardan sonra kanallannm adının ULUSAL KANAL olduğunu, 2000 yılından itibaren İbrahim BENLİ, Murat KARA YALÇIN, Hüseyin Macit YUSUF gibi bazı şahıslan da şirket bünyesine alarak kanalın Türkiye çapma yayılması için teknik vericiler ve malzemeler alındığını ve ulusal yayma başlanıldığını, o dönem itibariyle küçük küçük bölgesel çaplı kişiler şirketin belli bir hissesine ortak olmak suretiyle bir gelir elde edildiğini, bu gelirlerin toplanmasıyla şirket ulusal yayma başladığını, Tuncay GÜNEY"in iddia ettiği şekilde Devlet BAHÇELİ"den para alınma imkanı olmadığını ancak o dönem itibariyle Mehmet PERİNÇEK'in Rus arşivlerinde Ermeni belgelerinin alınması ile alakalı bir Başbakanlık tanıtma fonundan bu belgelerin tercümesinin yapılması için bir ödeme talep edildiğini ama bu projenin kabul edilmediğini, kanal dediği şekilde kurulmuş olduğunu, Aynca televizyon araştırma ve geliştirme projesi olarak bahsedilen belgenin Ulusal kanalın kurulması gerçeği ile hiçbir alakası olmadığını, Gürbüz ÇAPAN'la da hisse devri konusunda Şüpheli Doğu PERİNÇEK"in Emniyette Alman İfadesinde; İbrahim BENLİ eski tersane işçisi, tekstil sanayicisi, iş adamı ve İP İstanbul 3. bölge milletvekili adayı olduğunu, tersane işçiliğinden beri tanıdığını, vatansever, güvenilir bir iş adamı olduğunu, Güler KÖMÜRCÜ'nün değişik kişilerle, 09.12.2007 günü saat:19.44, 22.12.2007 günü saat:09.09 tarihlerinde yaptığı telefon görüşmelerinde, İbrahim BENLİ'nin Çatalcadaki davetine, bir çok iş adamı, savcı, emniyet müdürünün katıldığını, aynca bu toplantıda Savcı Yarbay Bahadır BERK isminde biriyle tanıştığını, İbrahim BENLİ için "Doğu Perinçek'in şeylerinden sponsorlanndan" dediğinin tespit edilmesi ile ilgili olarak; İbrahim BENLİ"nin İstanbul 3. bölge milletvekili adaylan olduğunu, Seçimlerde parti üyesi olduğu için aidat ödenti ve bağışlan olduğunu, Hepsinin makbuzlu olduğunu ancak sponsor tabir edilecek bir katkısının olmadığını, 19.24 da Güler KÖMÜRCÜ ve Erol... isimli şahıs arasında yapılan telefon görüşmesinde; Güler KÖMÜRCÜ'nün bir iş adamının çiftlik evinde verdiği, elli, ellibeş kişilik davete katıldığından bahsettiği, bu davete iş adamlan ve değişik kesimlerden kişilerin katıldığından bahsettiği ve ".. BOMBA BAŞHEKİM VARDI BİLİYOR MUSUN" "DOĞU PERİNÇEK" dediği ve Telefon görüşmelerinden, Güler KÖMÜRCÜ'nün bahsettiği davetin iş adamı İbrahim BENLİ tarafından verildiği anlaşılan yemek ile ilgili olarak; Ayıp olduğunu, milletin birbirleri ile buluşmasını yemek yemesini suç göstermenin bu operasyonun kanun dişiliğinin vardığı boyutlan sergilemekte olduğunu, O yemekte Türkiye'nin seçkin opera sanatçılan, keman ustası profesörler, sanatçılann yer alıp, şarkılar ve türküler söylendiğini, Şüpheli Ferid İLSEVER"in Emniyette Alınan İfadesinde 07.02.2008 tarihinde saat 18:45 sıralarında İbrahim isimli şahıs ile telefon görüşmesi ile ilgili olarak; '• -y' f
■ " -i- / * :!

gereğince TCK, 314/2, 6136 Sayılı Kanunun 13/1-3 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
54- ŞÜPHELİ YUSUF BEŞİRİK
a)-Emniyet ifadesinde;
1974 yılında Araklı'da doğduğunu 1976 yılında ailesinin İstanbul'a göç ettiği için İlk Orta ve Liseyi İstanbul da okuduğunu, Liseyi 1992 yılında İstanbul Kabataş erkek lisesini bitirerek Üniversiteyi çeşitli nedenlerden dolayı okuyamadığını, çeşitli işlerde çalıştığını, 1999 yıllarında İşçi Partisin Genel Başkanı Doğu Perinçek in özel şoförü olarak işe başladığını, 2001 yılında Vatani görevini yapmak için askere gittiğini Acemi Birliğini Manisa Doğu Kışla Avcı er eğitim taburu, usta birliğinin ise Çanakkale Gelibolu 2. Kolordu Komutanlığı muhafız bölüğü olduğunu, 2003 Mayıs ayında Askerden terhis olarak 2004 yılı ocak ayında evlendiğini askerden geldikten sonra eski işine devam ettiğini halen Doğu PERİNÇEK'in özel şoförlüğünü yaptığını anne ve babasının sağ olduğunu Orhan, Nurhan, Burhan isimli kardeşleri olduğunu, bugüne kadar pasaport almadığım ve yurtdışına çıkış yapmadığını, afiş asmak suçundan bir kez yakalandığım Savcılık tarafından serbest bırakıldığını, herhangi bir sendika, dernek ve benzeri kuruluşlara üyeliği bulunmadığını, herhangi bir terör örgütüne üyeliğinin olmadığını ve herhangi bir terör örgütüne katılmadığını, Ergenekon örgütü üyesi olmadığını,
12.05.2007 günü Ümraniye İlçesinde Ali YİĞİT'in ikametindeki aramada bulunan 18 adet el bombaları ve malzemeler ile ilgili
Bu olayı basından duyduğunu ve konu hakkında herhangi bir bilgisinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Veli KÜÇÜK ve Tuncay GÜNEY isimli şahıstan elde edilen Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim Ve Geliştirme Projesi 29 Ekim 1999 İstanbul isimli doküman hakkında bildiklerini anlatması istenilince
Kendisinin Ergenekon örgütü üyesi olmadığını, kendisine sorulan Ergenekon isimli dokümanı ilk kez burada duyduğunu, bu konu hakkında bir bilgiye sahip olmadığını,
Oktay YILDIRIM, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Muzaffer TEKİN(9. Sayfadan sonrası ) ve Sevgi ERENEROL isimli şahıslardan elde edilen LOBİ ÇOK GİZLİ ARALIK 1999/ İSTANBUL başlıklı doküman hakkında bUdiklerini anlatması, LOBİ yapılanması üyesi olup olmadığı, konumu ve ilişkide bulunduğu şahısları anlatması istendiğinde;
Lobi isimli bu dokümandan haberi olmadığını, hiçbir yerde görmediğini, daha önce hiç okumadığını,
İkametinde yapılan aramada elde edilen 2001 yılma ait ajandasının 1 Ocak Pazartesi sayfasında el yazması olarak yazılmış;
Komiser Kemal
Ayten Ersan cmeyeti izleyen kadın (Devrim EREN)
Jan. Yüzbaşı Ümit — istihbaratçı
Aslan.
HSG Halkın silahlı gücü.
Komiser Temel-Kema'in ortağı - § -
Aşur Güven —Ölen Terörist
(Cemal Ersan)

Celal ADANALI -CIA 'ci Emniyet Müdürü Selda -Kemal'in sevgili Reklamcı Gözek
şeklinde yazılar olduğu görülmüş bahse konu yazıları kimin yazdığı ve yazılar hakkında detaylı açıklama yapması istendiğinde;
Kendisine sormuş olduğunuz yazıların 2003 yılı sonlarında Metal fırtına isimli romanı okuduğunda bu tarz bir roman da kendisinin yazabilirim hissi ile yazmaya çalıştığı romammdaki karakterleri oluşturmaya çalıştığı sırada tuttuğu notlar olduğunu, HSG Halkın Silahlı Gücünün tamamen hayal ürünü olduğunu, böyle bir birim olmadığını, diğer isimlerinde roman kahramanı olduğunu, tanıdığı kişilerin isimleri olmadığını, hayalimden roman için oluşturduğu isimler olduğunu,
0535 296 96 77 nolu numaranın kime ait olduğu, kendisine ait ise kendisi dışında bu numarayı kullanan başka birisinin olup olmadığı ile ilgili
Numaranın kendisine ait ve kendi üzerine kayıtlı olduğunu, kendisinin kullandığını ancak 5-6 aydır Doğu PERINÇEK'in cep telefonu olmadığından araçta seyahat halinde iken Doğu PERINÇEK'e ulaşmak isteyenlerin bu numarayı aradığını, parti sekreterinin de Doğu beye gelen telefonları bu şekilde yönlendirdiği için genelde Doğu PERINÇEK'in kendi telefonunun kullandığını, aynı zamanda arama yapacağı sırada da bu telefonu kullandığını, bu nedenle kendisine ait bu telefonu Doğu PERINÇEK'in kullandığını, başkada kimsenin kullanmadığını,
\.'ttcarijgfggııekon isimli yasadışı yapılanma içerisinde oldukları tespit edilen ve gözlem altında kalan şahıslardan tanıdıkları ve ilişkileri ile ilgili olarak;
M. Zekeriya ÖZTÜRK :Kendisini hatırladığı kadarı ile 2006 yılında
birkaç ay Ulusal Kanalda çalıştığı bu dönemde birkaç kez karşılaştığını ancak selamlaşmadan öte bir tanışıklığının olmadığını
Muzaffer TEKİN :Şahsı tanımadığını sadece basından ismini duyduğunu
Veli KÜÇÜK : Şahsı tanımadığını ismini basından duyduğunu
Sevgi ERENEROL :Şahsı tanımadığını ismini basından duyduğunu birkaç
kez de İşçi partisinin basın açıklamalarında Doğu PERİNÇEK'e destek vermek için geldiğini gördüğünü,
DoğuPERİNÇEK :1995 yılında çocukluk arkadaşının dayısı olan Tahir
isimli şahıs vasıtası ile İşçi Partisine gidip gelmeye başladığını, gençlik kollarındaki
gençlerle arkadaşlıklar kurduğunu, İşçi Partisi Gençlik Örgütüne üye olduğunu, 1999 yılında Genel Başkan Doğu PERİNÇEK'in şoförü Akif ŞENOĞLU isimli şahsın Doğu PERINÇEK'in şoförlüğünü yapıp yapamayacağını sorduğunda kendisinsin bu iş teklifini kabul ettiğini, o tarihten bu yana Doğu PERİNÇEK'in özel şoförlüğünü yaptığını,
M. Adnan AKFIRAT :Ulusal kanalda uzun yıllar çalıştığını bu nedenle kendisi ile tanışıklığı olduğunu, kendisi ile arkadaşlık ilişkileri olduğunu,
FeridİLSEVER :Ulusal kanalın genel yayın yönetmeni olduğunu, kendisi ile
arkadaşlık ilişkileri olduğunu,
Serhan BOLLUK :Aydmhk dergisinde çalıştığını, arkadaşlık ilişkileri olduğunu,
Yusuf TUNÇER :İşçi Partisinin genel merkezinde çalışan olarak bildiğini fazla bir tanışıklığı olmadığını,
Aydın GERGİN :Kendisinin Doğu PERİNÇEK'in ikinci şoförü olduğunu, iş
arkadaşlığı ilişkisi ile kendisini tanıdığını, başka bir ilişkisi olmadığını, Mahir Cayan GÜNGÖR :4-5 Ay önce Doğu PERİNCEK in yanında işe başladığını, hem şoförlük hem de güvenlik nedeni ile Doğu PERİNÇEK'in yafflnda bulunduğunu,

Aykut TOKAK :İşei Partisinin genel merkezinde çalışan olarak bildiğini, fazla bir
tanışıklığı olmadığını,
b)-Aramalarda elde edilen deliller;
Şüphelinin Bahçelievler ilçesi Siyavuşpaşa mahallesi, Akasya sokak Emek Apartmanı
No: 14/11 sayılı adresinde yapılan aramada;
(1) adet QUANTUM marka CT:23975512QLILE01 seri nolu 40 GB harddisk,
(1) adet WESTERN DİGİTAL marka WMAOM 1441287 seri nolu 10 GB. harddisk,
(1) adet MAXTOR marka C 21292SC seri nolu harddisk,
(1) adet kahverengi renkli 2001 yılma ait ajanda,
Üst aramasında;
(1) adet Nokia 1600 marka 352270/01/2607266 IMEİ numaralı cep telefonu,
(1) adet 0101280044601 seri nolu Turkcell Simkart,
c)-Telefon görüşmeleri;
Tape :3811, 26.02.2008 tarihinde, Doğu PERİNÇEK ile Erkan ... arasında yaptıklan görüşmesinde özetle;Doğu PERINÇEK'in "Erkan.. Ulusal Strateji Merkezine 7-8 tane iskemle koydur" "Tuğran'ı da çağır" "Turan, Ferid, Sen" "beş dakika sonra geliyorum ben" dediği ve görüşmeden sonra şüpheli Yusuf BEŞİRİKin Ferid İLSEVER'i toplantdıya çağırdığı ve toplantıda Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU'nun da olduğu ,
Tape :3811-2, 26.02.2008 tarihinde Ferid İLSE VER ile görüşmesinde özetle;Görüşmede Yusuf BEŞİRİK'in "Ferid abi toplantı başlamıştı ben söyledim." Dediği, Ferid İLSEVER'in "Tamam bi şey yapı ver toplantı bitince kimler var dedin Kemal Alemdaroğlu." dediği, Yusuf BEŞİRİK'in "Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU Erkan Ünser Turan Özgür Serhan Bolluk var." dediği, Ferid İLSEVER'in "Toplantı bitince bana bilgi ver." dediği,
Şeklindeki görüşmlerden örgütsel içerikli toplantılara Ferid İLSEVER Serhan BOLLUK' gazeteci olmadığı halde Kemal ALEMDAROĞLU' ve Yusuf BEŞİRİKin de katıldığı, bizzat organizeyi şüpheli Doğu PERİNÇEK'in yaptığı anlaşılmaktadır.
Tape :3817, 29.02.2008 tarihinde, CEMALETTİN KORKUT ile görüşmesinde özetle;Cemalettin KORKUT isimli şahsın Doğu PERİNÇEK in telefonunu aradığı, telefonu Yusuf BEŞİRİK'in açtığı, ve "Başkan bir toplantıda konutanım." dediği, Doğu PERİNÇEK'i bir ekonomi toplantısında olduğunu belirttikten sonra Cemalettin KORKUT'un "Evet ben 7-8 defa aradım BU ŞEYİN SON ÇEKİLME İLE İLGİLİ HAREKAT İLE İLGİLİ BİR KONUYU ARZEDECEKTİM KENDİSİNE OLDUKÇA ÖNEMLİ belki bu toplantıda da şey yapılabilir görüşülebilir isterseniz söyleyin kendisine." dediği ve görüşmenin son erdiği,
d)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
Şüpheli Yusuf BEŞİRİK'in telefon ve sim kart rehberi incelendiğinde;
Ferid İLSEVER-05332771564, Emin GÜRSES-05322066768, Aykut TOKAK-05444112726, İbrahim BENLİ-053363 88434, Nusret SENEM-0532426923, Serhan BOLLUK-05333959324, Mahir Cayan GÜNGÖR-05353322685 şeklinde kayda rastlandığından adı geçen şüpheliler ile irtibatlı olduğu,
Soruşturma kapsamında haklarında yasal işlem yapılan şüphelilerin telefon ve sim kart
kayıtlan incelendiğinde; -% ... \-"-' '"-
' .'-*."■'% '„<■.• Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in telefon ve sim kart rehben&e YiısüfÖEŞİRİK-053 52969677 1713 ^ ■;;' .ju^ ^ r-y- Şüpheli Ferid ILSEVER'in telefon ve sim kart rehberinde Yusuf BEŞIRIK-05352969677 Şüpheli Hikmet ÇEÇEK'in telefon ve sim kart rehberinde Yusuf BEŞİRİK-05352969677 Şüpheli M.Çayan GÜNGÖR'ün telefon ve sim kart rehberinde Yusuf BEŞİRİK-05352969677 Şüpheli Nusret SENEM'in telefon ve sim kart rehberinde Yusuf BEŞİRİK-05352969677 Şüpheli Yusuf TUNCER'in telefon ve sim kart rehberinde Yusuf BEŞİRİK-05352969677 şeklinde kayda rastlandığından adı geçen şüpheliler ile irtibatlı olduğu, e)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları; Şüpheli Aydın GERGİN: Yusuf BEŞİRİK'in İşçi Partisinde çalışmakta olduğunu, Doğu PERİNÇEK in yanında gezen refakat eden telefonlarını ve randevularını ayarlayan kişi oyduğunu v bu nedenle tanıdığını, herhangi bir ilişkilerinin olmadığını, Şüpheli Aydın TOKAK: Yusuf BEŞİRİK, Mahir Cayan GÜNGÖR ve Aydın GERGİN'in Doğu PERİNÇEK'in şoförleri ve Yusuf TUNCER'in kendisi gibi parti çalışanı olduğunu, bu şahıslar bu vesilelerle tanıdığını, Mahir Cayan GÜNGÖR: Yusuf BEŞİRİK, Yusuf TUNÇER, Aydın GERGİN ve Aykut TOKAK isimli şahıslan parti üyeleri nasıl tanırsa öyle tanımakta olduğunu, parti arkadaşlığı dışında herhangi bir ilişkilerinin olmadığını, Yusuf TUNCER: Yusuf BEŞİRİK'in İşçi Partisinin Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK in yanında gördüğünü ve şahsen bir tanışıklıklarının olmadığını, Adnan AKFIRAT: Yusuf BEŞİRİK: Doğu PERİNÇEK"in şoförü olarak bildiğini, Doğu PERİNÇEK: Yusuf BEŞİRİK İşçi partisi üyesi, partide günlük işlerinin yürütülmesinde yardımcıları arasında yer aldığını, Hikmet ÇİÇEK: Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL, Güler KÖMÜRCÜ, Ümit OĞUZTAN, Tuncay GÜNEY, Ferid İLSEVER, Serhan BOLLUK, Adnan AKFIRAT, Kemal ALEMDAROĞLU, Yusuf BEŞİRİK, Yusuf TUNCER, Aydın GERGİN, Aykut TOKAK, İlhan SELÇUK, Doğu PERİNÇEK, Hayati ÖZCAN, Nusret SENEM ve Ergün POYRAZ ile irtibatlı olduğu, Serhan BOLLUK: Yusuf BEŞİRİK; Kendisi İşçi Partisi İstanbul il örgütünde görev yaptığını, 7-8 yıldır tanıdığını, f)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi; Yusuf beşirik Tape :381, 26.02.2008 tarihinde, Doğu PERİNÇEK ile Erkan ... arasında yaptıkları görüşmesinde özetle;Doğu PERİNÇEK'in "Erkan.. Ulusal Strateji Merkezine 7-8 tane iskemle koydur" "Tuğran'ı da çağır" "Turan, Ferid, Sen" "beş dakika sonra geliyorum ben" dediği ve görüşmeden sonra şüpheli Yusuf BEŞİRİKin Ferid İLSEVER'i toplantdıya çağırdığı ve toplantıda Kemal Yalçın ALEMDAROGLU'nun da olduğu, Tape :3811-26.02.2008 tarihinde, Ferid İLSEVER ile görüşmesinde özetle;Görüşmede Yusuf BEŞİRİK'in "Ferid abi toplantı başlamıştı ben söyledim." Dediği, Ferid İLSEVER'in "Tamam bi şey yapı ver toplantı bitince kimler var dedin Kemal Alemdaroğlu." dediği, Yusuf BEŞİRİK'in "Kemal Alemdaroğlu Erkan Ünser Turan Özgür Serhan Bolluk var." dediği, Ferid İLSEVER'in "Toplantı bitince bana bilgi ver." dediği, şüphelinin gizli toplantılara da katıldığı anlaşılmaktadır. ,' M \\ " . ■ **y v *y - -i" ' * (M Şüpheli Yusuf BEŞİRİK'in İşçi Partisi Gençlik Örgütüne üye olduğunu, 1999 yılından beri Doğu PERİNÇEK'in özel şoförlüğünü yaptığı, İşçi Partisi genel başkanı olan Doğu PERİNÇEK'in kendine ait bir telefon kullanmamasına rağmen şüpheliye ait telefonu örgütsel içerikli görüşmelerinde kulandırdığı, uzun süredir Doğu PERİNÇEK'in yanında olması sebebiyle Doğu PERİNÇEK'in örgütsel içerikli tüm faaliyetlerini bilebilecek durumda olduğu, İşçi Partisi genel baskınlığı yapan bir şahsın telefonunun bulunmaması hayatın olağan akısına ters düşeceğinden, şüphelinin bilerek telefonunu Doğu PERİNÇEK'e kullandırdığı,buradaki amacın İşçi Partisi genel başkanı olan Doğu PERİNÇEK'in illegal faaliyetlerinden ötürü teknik takibi atlatabilmek için bu şüpheliye ait telefonu örgütsel işlerde kullandığı anlaşılmış olmakla, aralarandaki ilişkinin işçi patron ilişkisi olmadığı ve örgütsel konumu gereğince illegal olayları bildiği ve bilebilecek durumda olması, örgütsel içerikli toplantıların organizesi işlerini talimatlar doğrultusunda yaptığı, hususlan göz önüne alındığında, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyesi olmaksızın örgütün amacını bilerek ve isteyerek örgüte yardımda bulunduğu anlaşıldığından; Şüpheli Yusuf BEŞİRİK'in ERGENEKON terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek eylemi nedeniyle, TCK'nun 314/3 ve 220/7 maddeleri yollaması ile TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. gereğince cezalandırılması talep edilmiştir. 55- ŞÜPHELİ İLHAN SELÇUK a)-Emniyet ifadesinde; "1925 yılında Aydm'da doğduğunu, çeşitli okullarda okuduğunu, babası asker olduğu için çeşitli illeri dolaştıklarım, Adana Erkek Lisesini bitirdiğini, İstanbul Hukuk Fakültesinden mezun olduğunu, üç sene serbest avukatlık yaptığını, sonra basın mesleğine intisab ettiğini, önceleri "Dolmuş" isimli bir mizah dergisinde basın hayatına girdiğini, sonra Yeni İstanbul, Tanin ve Vatan gazetelerinde çalıştığını, 1962 yılında Cumhuriyet Gazetesinde yazar olarak geçtiğini ve halen bu gazetede görev yapmakta olduğunu, 2001 yılı Kasım ayından bu yana gazetenin imtiyaz sahibi ve başyazarı olduğunu, Askerlik görevini 1958 yılında Demirci Astsubay Okulu ve Burdur Topçu Eğitim Alayında yaptığını, geçimini belirttiği gibi gazeteden aldığı 6.000 YTL ile sağlamakta olduğunu, başkaca bir geçim kaynağının olmadığını, 12 Mart 1973'te İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından eski TCK 141'de ifade bulan komünizm propagandası ve komünist örgüte üye olma suçlamasıyla gözaltına alındığını ve 8 (sekiz) ay tutuklu kaldıktan sonra beraat ettiğini, bundan başka herhangi bir göz altısının bulunmadığını, Cep telefonu kullanmadığını, herhangi bir lakabının, takma adı veya kullandığı ikinci bir isminin olmadığını, "Yüzbaşı Selahattin'in Romanı" , "Japon Gülü", "Düşünüyorum Öyleyse Vurun" gibi pek çok kitabının olduğunu, Kitaplarının birçoğunun Cumhuriyet Gazetesinde yazdığı köşe yazılarının derlemesi olduğunu, Türkiye Gazeteciler Cemiyetine üye ve Cumhuriyet Vakfı'mn da başkanı olduğunu, ERGENEKON dosyası kapsamında haklarında yasal işlem yapılan şahıslar sorulduğunda; Sorulan şahısların hiçbirini tanımadığını ve isimlerini ilk defa duyduğunu ancak duymuş olabilirse de hatırlamadığım, Emin GÜRSES'in adını bildiğim, Doğu PERİNÇEK'in ilk kez 1968 yıllarında öğrenci hareketlerinde ismini duyduğunu, daha sonraki dönemde de bu şahsın basın ve, siyasal yaşamda yer aldığı için ismini duyduğunu, siyasi parti lideri olduğu için ziyaretine ajaS&ra geldiğini, bunun haricinde herhangi bir ilişkilerinin olmadığını, kendisiyle herhangs^ty^ tüzel kişilik içinde yer almadıklarını, ancak Doğu PERİNÇEK'in girişimini yaptığı Talat Paşa Komitesine davet edilmesine rağmen kabul etmediğini, Ferid İLSEVER'i 1990'lı yıllardan sonra Aydınlık Dergisi ve İşçi Partisindeki faaliyetlerinden tanıdığını, ara sıra görüştüklerini, Kemal ALEMDAROGLU'nu İstanbul Üniversitesi Rektörü olduğu dönemden beri tanıdığını, rektör olarak gazeteye geldiğini, gazete temsilcileri olarak İstanbul Üniversitesine gittiklerinde görüştüklerini, rektörlüğü döneminden sonra da mesafeli de olsa dostluklarının devam ettiğini, Veli KÜÇÜK'ü basından bilmekte olduğunu, JİTEM başkanı olarak hatırladığını, kendisiyle hiç görüşmüşlüklerinin olmadığını, herhangi bir ilişki ve husumetlerinin olmadığını, Muzaffer TEKİN, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Taner ÜNAL'ı tanımadığını, Kuvayı Milliye Derneği, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği veya Ulusal Birlik hareketiyle herhangi bir irtibatının olmadığını, Yakalanan şahıslardan el konulan "ERGENEKON", "Lobi", "Arenadaki Sanat", "Usiad", "Jitemci ve Mit'ci gazeteciler", "Televizyon Analiz", "Dergi", "Ulusal medya 2001", "Mit Medya ve Ajan Gazeteciler" başlıklı belgelerden bilgisinin olmadığını, "ERGENEKON" isimli belge ve belge içeriğinde bahsedilen oluşum hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını, "LOBİ" isimli belge ve belge içerinde bahsedilen oluşum hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını, Cumhuriyet Gazetesinin asli sahibinin Cumhuriyet Vakfı olup Cumhuriyet Vakfının iştiraki olan birden çok şirket olduğunu, Gazeteye finansman temin etmek amacıyla Vakfın bünyesinde Yeni gün Holding A.Ş. isimli şirketin bu şirketlerden birisi olduğunu, bu şirketin hissedarlarının; Turgay CİNER'den, Mehmet Emin KARAMEHMET'e, Aydın DOĞAN'dan İnan KIRAÇ'a kadar yaklaşık 185 kişi olduğunu, Ancak bu şirketin söz ve yetki sahibinin imtiyazlı ortağı olan Cumhuriyet Vakfı olduğunu, Cumhuriyet Gazetesinin Genel Yayın Müdürünün İbrahim YILDIZ olduğunu, Cumhuriyet Gazetesinde çalışmış olduğu süre içersinde gazetenin satılması veya herhangi bir medya kuruluşuyla birleştirilmesi konusunda yıllardan beri pek çok dedikodu üretildiğini ancak resmi bir teklif gelmediğini, böyle bir teklif gelse de bir vakıf gazetesi oldukları için gazetenin satılmasının olanaksız olduğunu, Tuncay GÜNEY isimli şahsı tanımadığını, "LOBİ" faaliyetleri çerçevesinde çeşitli birimlerin oluşturulması gerektiğinden bahsedildiği, bu birimlerden "İLETİŞİM VE PROPAGANDA" biriminin amaçlara uygun olarak medya kuruluşlarını bilgilendirmek, yönlendirmek ve bu yolla kontrol altında tutmak görevinin olduğu, ayrıca faaliyetlerde amaçlara uygun kamuoyu oluşturulması ve kamuoyunun desteğinin sağlanması çalışmalarını yürüteceği belirtildiği ve Cumhuriyet gazetesinde görevli olduğu süre içerisinde bu yönde herhangi bir kişi veya kurumdan teklif gelip gelmediği sorulduğunda; Böyle bir teklifin gelmediğini ve kimsenin de böyle bir şeye cesaret edemeyeceğini, Yakalanan şahıslardan el konulan "Ulusal Medya 2001" başlıklı dokümanda "Cumhuriyet Gazetesi, oluşturulması zorunlu "Ulusal Medya"nın yazılı yayın kanadını oluşturmaya uygun bir isimdir. Görsel yayın kanadını ise; Perinçek grubunun henüz emekleme dönemindeki "Ulusal Tv" oluşturabilir. Ancak bu televizyonun bünyesinde de ameliyat zorunluluğu vardır. Eğer gerekli ameliyat yapılmaz ise; ne Cumhuriyet ve ne de Ulusal Tv, Türk halkının Kemalist ideoloji çerçevesinde birleştirilmesini gerçekleştiremez. Çünkü, halkın gözünde her iki yayın grubu da "objektif" ve ^bağımsız" yayın organı olarak değerlendirilmemektedir " şeklindeki ifadelerle ilgili sorulduğunda; Bu belgeyi hazırlayan şahısların senaryo ürettiklerini, Cumhuriyet Gazetesinin zaten ulusal ve Atatürk'ün kurduğu bir gazete olduğunu ve böyle bir gereksinim olmadığını, Yine aynı belge içerisinde "İlhan Selçuk, donanımlı geniş bir kültürel birikimine sahip, son derece mütevazı görünümlü bir portre olmakla birlikte, bencilliğe sarmalanmış büyük bir ihtiras olarak karşımıza çıkar. Cumhuriyet Gazetesinin bugünlere ulaşmasında büyük ve değerli katkıları olduğu gibi, bugün içinde bulunduğu koşullarında sorumlusu olarak öne çıkan bir isimdir. ...Selçuk'un ellerinde can çekişme noktasında, bitkisel yaşama giren Cumhuriyet Gazetesine Selçuk'un, can verebileceği görüşünün öne sürülmesi akıl dışıdır. " Şeklindeki ibareler ile ilgili olarak sorulduğunda; Bu belgeyi yazan şahısların kimler olduğunu bilmediğini, kendi kendilerine senaryo üretmiş olduklarını, fazla bir şey söyleme ihtiyacı da hissetmediğini, Cumhuriyet Gazetesinin yayın politikasının Cumhuriyet Vakfı'nm senedinde yazılı olduğunu, Cumhuriyet Gazetesini Atatürk'ün kurduğunu ve Cumhuriyet Gazetesinin Yunus NADİ'den beri Laik Atatürk Cumhuriyetini savunmak ve yüceltmek, demokratik düzeni savunmak için gerekli yayını yaptığını, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetinin Bağımsızlığını korumak için de kendisini görevli saydığını, Yine aynı dokümanın devamında "İLHAN SELÇUK'SUZ CUMHURİYET OLMAZ (MI?)-CUMHURİYET İLHAN SELÇUK'SUZ VAR OLAMAZ (MI?)" başlığı altında; "Cumhuriyet gazetesi, 1940 'lı yıllardan gelen bir geçmişe sahiptir. Savaş dönemi politikası üzerinde varlık bulan bir gazetedir. Bu özelliğinden ötürü de Türkiye'nin iç kargaşaya sürüklendiği dönemlerde öne çıkan bir gazete olmasıyla dikkat çeker. Cumhuriyet gazetesinin geniş halk kitlelerini kucakladığı her dönem, Türkiye'nin kaos ortamına sürüklendiği dönemleri içerir. Cumhuriyet gazetesi kadroları, uzlaşmacı ve ılımlı olmak yerine daima çıplak bir yalınlık içinde çarpıcı haberlerden yola çıkarak sert muhalefet üslubu sergilemişlerdir. " şeklindeki beyanlar sorulduğunda; Bunun bir suçlama olduğunu ve buna yanıt vermeyi yersiz bulduğunu, Gürbüz ÇAPAN'ı uzun yıllar önce belediye başkanı olarak tanıdığını, Belediye Başkanlığı döneminde bir dostluk ilişkilerinin olduğunu ve hatta bahsettiği Yenigün Holding A.Ş'nin hissedarlarından olduğunu, Şevket SABANCI'nm işadamı olarak dostu olduğunu, Mete AKYOL'u gazeteci olarak uzun yıllardır tanıdığını ve dostluk ilişkilerinin olduğunu, Uzun yıllardır gazetecilik yaptığmı,ayrıca bugün bulunduğu konum ve işleviyle pek çok kişiyi tanıdığını, pek çok kişiyle tanışmış görüşmüş olabileceğini, dostluk yelpazesinin çok geniş olduğunu, 2001 yılında yakalanan Tuncay GÜNEY ifadesinde: "Veli KÜÇÜK'ün Cumhuriyet Gazetesini ERGENEKON bünyesinde kullanabilmek amacıyla satın almayı çalıştığını, bu çerçevede Ulusal Sanayiciler iş Adamları Derneği (USİAD) ile çırağın sarayında kapalı kapılar ardında bir toplantı yaptığını, bu toplantıda Veli paşanın LOBİ yapılanmasını anlattığını ve bir gazete ile bir televizyona ihtiyaç olduğunu söylediğini, bu noktada da Cumhuriyet gazetesini almayı düşündüklerini söylediğini, daha sonraki günlerde konuyla ilgili ENKA tesislerinde Veli KÜÇÜK, Gürbüz ÇAPAN, Ferid İLSEVER, Kemal ÖZDEN ve Ümit ÜLGEN ile bir toplantı yapıldığını" beyan ettiği Konuyla ilgili Veli KÜÇÜK ifadesinde; ENKA tesislerinde yapılan toplantıyı doğruladığı ve kendisinin de bu toplantıya katıldığını söylediği hatırlatılıp sorulduğunda; Cumhuriyet Gazetesinin satılamayacağını beyan ettiğini, zaten toplantıya katıldığı beyan edilen şahısların da Cumhuriyet Gazetesini satmaya yetkili olmadığını, bunlardan sadece Gürbüz ÇAPAN'm Yenigün Holding'de bir miktar hissesi olduğunu, O'nun hissesini satmaya çalışmış olabileceğini, ancak bunun Cumhuriyet Gazetesinin satılması anlamına gelmeyeceğini, belirttiği gibi o holdingin sadece Cumhuriyet Gazetesine finansman desteği sağlamak amacıyla kurulduğunu, Cumhuriyet Gazetesinin yayın politikasında bir etkisinin '■) - ■*' i olmadığını, Cumhuriyet Gazetesini yayınlayanın başka bir şirket olduğunu ve Gürbüz ÇAPAN'm bu şirketle de herhangi bir irtibatının olmadığını, "Bugüne kadar düzenlenen operasyonlarda, örgütün yönetici kadrosundan elde edilen "ULUSAL MEDYA 2001" başlıklı doküman içersinde, bir bölümde, "İlhan SELÇUK kimdir" başlığının olduğu ve altında sizinle ilgili bilgilerin bulunduğu, devamında "GURBUZ ÇAPAN- İLHAN SELÇUK-DOĞUPERINÇEK VE CUMHURİYET GAZETESİ başlığı altında " PERİNÇEK, İlhan SELÇUK ve Gürbüz ÇAP AN'ı bir araya getirerek, /inansal sorunlarında üstesinden gelinebileceğini düşünmüştür. Ancak PERİNÇEK'in hesabı tutmamış, kendisinden çok daha deneyimli olan ilhan SELÇUK, Perinçek'i devre dışı bırakarak Gürbüz ÇAPAN ile anlaşmayı bırakmıştır. Bu anlaşmaya göre ÇAPAN hisselerin %40'ını satın almıştır. Daha sonra %60 hisseyi de satın alan ÇAPAN, Cumhuriyet Gazetesinin sahibi olmuştur" şeklinde yazdığı ve aynı belgenin içeriğinde, Cumhuriyet Gazetesinde gerçekleştirilecek kadro hareketinin ardından, yayın politikasının yeniden belirlenmesi gerektiğinin yazıldığı, ayrıca Gazeteci patronlar hakkında yazılar olduğu hatırlatılarak Yazıda iddia edildiği gibi Gürbüz ÇAPAN ile aranızda bir ilişki oldu mu? Yazı içersindeki iddialar doğrumudur? " Şeklinde sorulduğunda; Gürbüz ÇAPAN'la ilişkisini belirttiğini ve Gürbüz ÇAPAN'm sadece Yenigün Holding'in 185 hissedarının arasında olduğunu ve bunun dışında bahsedilen belgedeki iddiaların tümünün uydurma olduğunu, 27.02.2008 günü saat 10.04'te Server..? isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Telefon görüşmesindeki şahsın Anayasa Hukukçusu Prof. Server TANİLLİ olduğunu, Starzburg'da yaşadığını, aynı zamanda Cumhuriyet'in köşe yazan olduğunu, Starzburg'tan her gelişte Cumhuriyet Gazetesine uğrayıp ve ülke sorunları tartışıldığını, görüşmede iki dost olarak ülke sorunları hakkında bilgi alışverişinde bulunduklarını ve başkaca bir amacının olmadığını, 03.03.2008 günü saat: 10.56 da Alev..? isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Görüşme yaptığı kişinin Cumhuriyet Vakfı Başkan Yardımcısı Alev COŞKUN olduğunu, Cumhuriyet Vakfı olarak bir televizyon kurmak istediklerini, hatta ondan önce de çeşitli kanallarda Cumhuriyet adına Cumhuriyet markalı yayın yapmak istediklerini, bunun için değişik temaslarda bulunduklan bir dönemde yapılan görüşme olduğunu, bu temaslardan bir tanesinin Ulusal Kanal'm sahibi Doğu PERİNÇEK, diğeri ise Kanal B'nin sahibi Mehmet HABERAL ile olduğunu, Ankara temsilcileri M.B.'m Mehmet HABERAL ile arasının iyi olmadığı için aracı olabilecek birisini düşündüklerini ve Kemal ALEMDAROĞLU'nun hem Doğu PERİNÇEK, hem de Mehmet HABERAL ile iyi ilişkiler içinde olduğunu bildikleri için adlanna bu girişimde bulunmasını istediklerini, Kemal ALEMDAROĞLU'nun girişimlerinden bir sonuç çıkmadığını, 05.03.2008 günü saat: 16.50 da E.K. ile yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Bu görüşmeden önce gazetede bulunan Hikmet ÇETİNKAYA isimli yazar arkadaşlan hakkında görüştüklerini, bu konunun gazetenin iç işi olduğunu, daha sonra gazetenin Ankara'nın Çankaya ilçesinde Ankara Temsilciliği için yeni kiraladıklan binanın restorasyonu ve eski binadan taşınma masraflan için sponsorlar üzerine yaptıklan görüşme olduğunu, Şuan bulunduklan binanın sahibinin Aydın DOĞAN olduğunu, Aydın DOĞAN taşmmalan karşılığında, taşınmadan kaynaklanan giderler konusunda yardımcı olacağını, yine yeni taşmacaklan binanın Çankaya Belediyesi smırlannda olduğundan Çankaya Belediyesinin restorasyonda desteği olacağım, 14.03.2008 günü saat:13.17 de M.B.' la yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; .- * • v ^ Görüşmeyi yaptığı kişinin gazetenin Ankara temsilcisi M.B. olduğunu ve kendisiyle hükümetin yeni çıkarmayı planladığı Sosyal Güvenlik Yasa tasarısıyla ilgili görüştüklerini, Mustafa'nın halk kıpırdanıyor ve eylem yapmaya başladı derken, bu yasaya tepki olarak sendikaların eylem yapmasından bahsetmekte olduğunu, görüşmede geçen Hüseyin isimli şahsın gazetede idare müdürü olan Hüseyin GÜRER olabileceğini, çünkü Ankara'daki büroyla O'nun ilgilendiğini, bu konuda yaptıkları bir görüşme olabileceğini, 17.03.2008 günü saat:10.38'de Ezgi..? ile yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Görüşmedeki Ezgi isimli şahsın gazetedeki sekreteri Ezgi TOK' olduğunu ve gün boyu yapacağı görüşmelerini hatırlattığını, Adnan AKFIRAT'tan el edilen (8) sekiz sayfalık bir belge içeriği incelendiğinde 8. sayfasında "örgüt şeması" başlığı altında, bir listenin olduğu, bu listelerin "ASKER, MİT, POLİS, SİVİL, EMEKLİ SUBAY" başlıkları altında yazılan isimlerden oluştuğu... SİVİL başlığı altında, ilhan SELÇUK, ...yazdığı hatırlatılarak sorulduğunda; Adnan AKFIRAT'ı tanımadığını ve yazıda bahsi geçen Çevik BİR liderliğindeki bir darbe girişimi hakkında bilgisinin olmadığını, belgedeki örgüt şemasında kendisini sivil kanadın bir sorumlusuymuş gibi gösterdiklerini ve bunun tamamen saçmalık olduğunu, Çevir BİR'le muvazzaf askerken görüşmediğini, ancak emekli olduktan sonra kendisiyle tanışıklıklarının olduğunu, bazen görüştüklerini, ancak bahsettiği gibi bu darbe iddiası konusunda normal bir vatandaş gibi kamuoyundaki iddialar dışında bir şey bilmediğini, bu belgenin tamamen saçmalık olduğunu, belgede bahsi geçen Doğu PERINÇEK'in kendisini Çevik BİR konusunda uyarmasının da başka bir saçmalık olduğunu, bu saçma iddialar hakkında daha fazla bir şeyler söylemek istemediğini, 04.02.2008 günü saat: 10.59 da Perihan.... isimli bayanla yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Perihan isimli şahsın bir aile dostu olduğunu ve Doktor Gürbüz BARLAS'm baldızı ve Mehmet BARLAS'm akrabası olduğunu, görüşme içersinde "çatışmanın yükselmesi, büyümesi lazım" derken; Ülkemizin ılımlı bir İslam Cumhuriyetine dönüştürülmesi için ABD tarafından organize edilen beynelminel bir proje olduğunu, bu projeye karşı halkın direniş göstermesini olumlu bulduğunu, burada çatışma derken kast ettiği iki fikir arasındaki çatışma olduğunu, buradaki çatışma sözcüğü ile hukuksal anlamda sivil toplum örgütleri ile örgütlenerek muhalefet etmeyi kast ettiğini, yoksa kast ettiğinin hukuk dışı bir çatışma olmadığını, hukuk dışı bir çatışmanın hiçbir zaman amaca hizmet edemeyeceğini, bugün Türkiye'de Atatürk Cumhuriyeti'nin yok olacağına yönelik ciddi bir korku ve kuşku olduğunu, bazen dostlarının kendisini arayarak bu korku ve kuşkularını dile getirdiklerini, bu görüşmenin de bu bağlamda yapılmış bir görüşme olduğunu, 07.02.2008 günü saat: 12.51 de I.Y. isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Görüşmeyi yaptığı İbrahim YILDIZ'ın Gazetenin Genel Yayın Müdürü olduğunu, Rahmi KOÇ'un dostu olduğunu, sırası geldiğinde buluşup konuştuklarını, bu görüşmelerinin çok sık olmadığını, ama bu görüşmelerin önemli olduğunu, Türkiye'de o konumda bulunan bir insanın görüşlerini bir gazeteci için öğrenmenin kendi açısından önemli olduğunu, görüşmede de Rahmi KOÇ'un yanma gideceğinden bahsettiğini, kendisiyle dünyanın ve Türkiye'nin ahvali hakkında görüştüklerini, gazeteci olması nedeniyle Turgay CİNER, Mehmet Emin KARAMEHMET, Şevket SABANCI, Aydın DOĞAN gibi şahıslarla da ara sıra görüştüğünü, Görüşme içersinde, "YALNIZ 2 TANE ŞEY VAR EĞER KAPATMA DAVASI AÇILIRSA" "BİR DE ÜSTÜNE EKONOMİK KRİZ GELİRSE TÜRKİYE BİRAZ KARIŞIRSA BELKİ Bİ UMUTLAR DOĞABİLİR" "ÇÜNKÜ NORMAL YOLLARDAN BUNLARI MÜMKÜN DEĞİL YANİ'1 demekteki kastının; belirttiği gibi Atatürk Cumhuriyeti tehlike altında olduğunu ve iki tane kırmızı çizgimizin bulunduğunu, birisinin bölünmezlik, birisinin laiklik olduğunu, bunları çiğnetmemeyi Atatürkçülerin görev bildiğini, Görüşmedeki ekonomik kriz beklentisini de izah etmek istediğini, Türkiye'de her ne kadar ekonomi iyi idare ediliyor gibi görünse de esasında yüksek faiz borçlanma ve dışa bağımlılığını devam etmekte olduğunu, yine ülkenin limanlan, yollan, köprüleri, bankalan yani her şeyin satılmakta olduğunu, yani sata sata yediğimizi, halkımızın bu ekonominin iyiye gitti yönünde gittiği hayalinden uyanması için bir ekonomik bunalıma ihtiyacı olduğuna inandığını, Türkiye biraz daha kanşırsa derken; Türkiye'nin zaten hali hazırda çok kanşık bir durumda olduğunu, ama halkın yeterli tepkiyi verdiğini düşünmediğini, Türkiye biraz daha kanşırsa derken halkın hükümete yeterli tepkiyi vermesini kast ettiğini, yani burada da yine hukuk dışı bir kanşıklıktan bahsetmediğini, hukuk dışı kanşıklığm hiçbir zaman olumlu sonuç vermeyeceğini, 08.02.2008 günü sat:20.20 de Mehmet... isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Görüşmenin ilk kısımlarında ruhen problemleri olan halazadesi M.B. isimli şahısla Cumhuriyet'i geleceğe nasıl devir edeceği konusunu görüştüğünü, M.B.'nin yalnız bir insan olduğunu, onun bu yalnızlığım gidermek için Cumhuriyet'ten ve dünyadan haber verdiğini, umutsuzluğunu ve moral kırgınlığını gidermek için de gerçek dışı bazı şeyler söylemiş olabileceğini, amacın ona gelecek konusunda umut vermek olduğunu, zaten konuşmanın tümünden de anlaşılanın bu olduğunu, Cumhuriyet gazetesinin gelişmesi ve gerektiğinde diğer medya sektörlerine girebilmesi ve rekabet ortamına uyum sağlayabilmesi için Cumhuriyet Vakfı'nm açılmasını, künyesinin zenginleşmesini düşündüğünü, bu kapsamda ülkemizin Laik Atatürkçü iş adamlanndan destek aradıklannı, İlhan KIRAÇ'm Vakıf danışma kurulu başkanı olduğunu, aynca Koç grubundan Hakan GÖREN isimli şahsında Vakıf Yönetim Kurulu üyeliğine seçildiğini, vakıf yönetim kurulunu ismen de daha da zenginleştirmeye çalıştıklannı, bu görüşmelerin genel anlamda bununla ilgili olduğunu, Görüşmede Mehmet'in "Hayır yani bu herifleri berheva etmek lazım, Türkiye olduktan sonra neye yarar yani ama artık iç savaştan başka bi şeyde temizlemiyicek bu işi öyle görünüyor yani. " dediği, kendisinin "İÇ SAVAŞ OLMAZDA YANİ BİR NOKTA DA EĞER ORTALIK KARIŞIRSA, HEM EKONOMİK HEM SİYASİ OLARAK BELKİ ASKER GELİRSE BİR ŞEY OLABİLİR. " dediği, Mehmet'in "ASKER GELEBİLİR Mİ? ARTIK İLHAN." dediği, İlhan'ın "E MECBUR OLACAK" dediği, Mehmet'in "HAYIR YANİ GELSE BECEREBİLİR Mİ BU ADAMLAR ÇOK ŞEY YAV." dediği yönündeki beyanlarıyla ilgili sorulduğunda; Bu görüşmelerin hasta olan halazadesini dünyaya katmak için söylenmiş beyanlar olduğunu, kendi görüşlerinin belli olduğunu, her gün gazetesindeki köşesinde ifade ettiğini, Başyazılannda dile getirdiğini, Yayın Kurulundaki arkadaşlanna söylediğini, Yayın Kurulunda alman kararlarla gazete siyasetinin belirlendiğini, telefon konuşmalarındaki ileri geri söylemlerin o anki hissiyatı olduğunu, gerçek görüşlerinin yazılan olduğunu, Görüşmede "ŞÖYLE OLACAK GALİBA ANAYASA MAHKEMESİ SON OLARAK KENDİSİNİ TASFİYE EDİLMEDEN BU AKP HAKKINDA PARTİNİN KAPATILMASI KARARINI VERİRSE O ZAMAN ORTALIK BÜSBÜTÜN BİRBİRİNE KARIŞIR. " Şeklindeki beyanı sorulduğunda; Zaten Yargıtay Başsavcısının iddianameyi hazırlamasıyla ülkenin kanştığmı, Gazete manşetlerine de bu olayın yansıdığını, Anayasa Mahkemesi ne karar verirse versin ortalığın daha da kanşacağım, çünkü iktidann Anayasa Mahkemesini tanıma niyetinde olmadığını, bunun bir durum tespiti olduğunu, 08.02.2008 günü saat:12.49 İbrahim ... isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi içerisinde, "YARGI KAPATMA KARARINA DOĞRU GİDİYOR, HABERİNİ DE VERDİLER. " Şeklinde ki beyanı sorulduğunda; , \ <;~.v Gazetenin Ankara'da istihbarat kaynaklarının olduğunu, bu kaynakların tahminlerde de bulunduklarını, kendi aralarında bu bilgileri değerlendirdiklerini, zaten Yargıtay Başsavcısının da dava açmadan önce AKP'yi uyardığını, davanın açılacağını bilmek için bu bilgilerin yeterli olduğunu, Görüşmenin devamında "ATATÜRK DEVRİMLERİ ASLINDA TOPLUMDA YERLEŞMİŞ TE, BUPEZEVENKLER TÜRBAN ÜZERİNDEN YÜRÜYORLAR. YANİve SANIYORUM ÇOK ZOR, ÇOK ZOR. DÜN İŞTE ORADA, TOPLANTIDA KONUŞULAN VE YİNE SÖYLEDİĞİ, RAHMİ BEY'İN SÖYLEDİĞİ, ACABA, YANİ, SINIR AŞILDI MI? GERİYE DÖNÜŞ, ARTIK OLANAKSIZ MI DİYE? " Şeklindeki beyanı sorulduğunda; Görüşmede geçen toplantının tarihten birkaç ay önce Rahmi KOÇ'un Nakkaştepe'deki holding binasında verdiği ve dostlarını çağırdığı sohbet toplantısı olduğunu, toplantıya Sabancı Üniversitesi Rektörü Tosun TERZİOĞLU, Koç Üniversitesi rektörü, Ömer KOÇ ve ismini şu an hatırlayamadığı bir ilahiyat profesörü ve birkaç kişinin daha katıldığını, bu görüşme esnasında Rahmi KOÇ'un "bu halka İslam dinini nasıl doğru anlatabiliriz1'' diye bir konu ortaya attığını, bu konu bağlamında arkadaşlarının fikirlerini söylediklerini, Rahmi KOÇ'un "sınır aşıldı mı" demesinin kendisine özgü deyim olmadığını, Türkiye'de birçok çevre ve kişinin bu sınırın aşıldığını ve Atatürk Cumhuriyetinde işin bittiğini, geriye dönülemeyeceğini düşünmekte olduğunu, 10.02.2008 günü saat: 16.14 de İbrahim İsimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi okunup, kendisinin "Vallaha Anayasa Mahkemesi eğer radikal bir karar alırda siyasal iktidar partisini kapatırsa ." "Türban bir yana Türkiye başka bir sürece girer. KAPATMASI DA GEREKİR BANA SORARSAN." "YANİ BAŞKA BİR ÇIKIŞ YOLU GÖRMÜYORUM. Ne olacak o zaman hemen başka bir parti kuracaklar iktidardakiler ama gayr-i meşru duruma düşmüş olacaklar." dediği hatırlatılarak sorulduğunda; Bu görüşmelerin gazetenin yönetimi için genel yayın müdürüyle yaptığı görüşmeler olduğunu, o dönemde Yargıtay Başsavcısının AKP'yi kapatma davasını açacağını ve Anayasa Mahkemesinin de AKP'yi kapatabileceğini tahmin ettiğini fakat bu fikir gelişen olaylara göre değişebileceğini, sorulan telefon konuşmasında bunun dışındaki görüşmelerin tamamen işiyle alakalı İ.Y.beyle yaptığı görüşmeler olduğunu, 10.02.2008 günü saat: 10.41 de XBayan ve sonrasında Gürbüz.... ile yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Görüşmeyi yaptığı kişinin doktor Gürbüz BARLAS olduğunu, telefon görüşmesinin başlangıcında ismi tespit edilemeyen x bayanın ise Gürbüz BARLAS'm eşi Ferhan BARLAS' olduğunu, bu şahsın bahsettiği toplantının ayrıntılarım sormadığını, bu toplantının nerede yapıldığını bilmediğini, Gürbüz Bey'in yapılmış bir sempozyuma katılmış olabileceğini, Bir gazeteci yazar olarak ülkenin gün geçtikçe daha istikrarsız bir ortama doğru gittiğini düşündüğünü ve bir yazar olarak istikrarsızlığın karışıklık getireceğini söylediğini, bu fikrinde yalnız olmadığını, çok geniş bir halk kitlesinin de böyle düşündüğünü, kuşku ve korkunun büyüdüğünü, ne olacak? sorusunun hep gündemde olduğunu, böyle bir istikrarsızlık ortamında hakem olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin devreye girip istikrarsız ortamı yatıştırabilmesini değerlendirmesinin normal olduğunu, kaldı ki bu konuda ülkenin istikrarsızlaşmaması için iktidarı uyaran çok sık yazılar yazdığını, 14.02.2008 günü saat: 12.59 da ibrahim.... isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Cumhuriyet Televizyonu kurmak istediklerini, bu kanal için de Tuncay ÖZKAN'm sahibi bulunduğu Euro türk isimli kanalın frekansı üzerinden yapmayı düşündüklerini, fakat olmadığını, televizyon konusundaki teşebbüslerinden vazgeçmiş olmadıklarını, bu çabalarının durmadığını, adı geçen televizyonlarda program saati almayı • düşündüklerini, Kemal ALEMDAROĞLU'nun Kanal B televizyonunun sahibi Mehmet HABERAL'a yakın olduğu için yardım etmeyi vaat ettiğini ve eğer bu televizyonlarda program^saati alabilselerdi bunun bir bağımsız televizyon kadar etkili olacağını ve Cumhuriyet Televizyonu gibi olacağını, Büyükelçilerle Ankara Temsilcilerinin sık sık buluşup konuşmalarının doğal olduğunu, M.B.'m da gazetenin Ankara Temsilcisi olduğunu, bu kapsamda toplantıya katıldığını ve görüşmenin içeriği konusunda pek bir bilgisinin olmadığını, Elçin POYRAZLAR'm Washington temsilcileri olduğunu, Di ek CHENEY'e yakın çevrelerle haber temin etmek amacıyla temaslarda bulunmakta olduğunu, yalnız Dick CHENEY değil Washington'da gereken şekilde gazeteciliğini yapmakta olduğunu, Elçin POYRAZLAR'm Dick CHENEY ile bizzat hiç görüşmediğini ancak yakın kaynaklarla görüşmüş olabileceğini, Erdoğan'a rakip bir aday konusunda Dick CHENEY ile görüşmesinin mümkün olmadığını, Dick CHENEY'in Türkiye için önemli bir kişi olduğunu ve Ankara'ya gelip gittiğini ve bu günkü iktidara rakip bir iktidar için Cumhuriyet'in Washington temsilcisiyle temasının düşünülemeyeceğini, 14.02.2008 günü saat:11.40 sıralarında Bülent....isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Görüşmeyi yaptığı şahsın Bülent TANLA olduğunu, Türkiye'de dinci sermaye dinci medya laik sermaye ve laik medyayı ele geçirmeye çalıştığını, bu Türkiye'yi ılımlı islam devleti haline sokmanın bir yöntemi olduğunu, bu kapsamda Aydın DOGAN'm da "ipinin çekildiğini" düşündüğünü, Bülent Bey'e konu ile ilgili fikirlerini ifade ettiğini, Görüşmede "Bazı şeyler var konuşacak çünkü dün gece bu Rektörler beni bir yere götürdüler falan filan Borsa Lokantasına" ve "ORADA BİR BASKI KURDULAR ÜSTÜMDE" derken; Bahsi geçen yemekte Kemal ALEMDAROĞLU, Tonguç GÖRKER ve eski rektör Bülent BERKARDA'nm da olduğunu, kendisinden Türkiye'de pek çok kesimin sol muhalefeti kendisinin birleştirebileceği yönünde bir beklenti içersinde olduklarını, O akşam yemeğinde de ismini saydığı arkadaşlarının bu konuda telkinlerde bulunduklanm, bunun muhalefetin kapsamında, Halk Partisi ve Demokratik Sol Partinin de olduğunu, bunların uzlaşmasını ancak kendisinin yapabileceğini düşündükleri için baskı yaptıklarını, 15.02.2008 günü saat: 12.26 sıralarında ibrahim ile yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; M.B.'ın Ankara temsilcisi olduğu için Ankara'da olan biten her şeyden haberdar olmak istediğini, bu kapsamda Amerika büyükelçisi ile görüşmesinin normal olduğunu, Cumhuriyet Gazetesi olarak Amerika politikaları hakkında sert muhalefet yaptıkları için bir dönem Amerikan Büyükelçiliği ile aralarının pek sıcak olmadığını, bu temasın bir dönüşümün habercisi olduğunu, 15.02.20078 günü saat:11.50 sıralarında Alev...? isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Görüşmeyi yaptığı şahsın Cumhuriyet Vakfı Başkan yardımcısı Alev COŞKUN olduğunu, Rauf DENKTAŞ'm başkanlığında olan Talat Paşa Komitesi'nin bir toplantı tertip ettiğini ve bu toplantıya Cumhuriyet Gazetesi olarak davet edildiklerini, gidemeyeceğini söylediğini, ancak başkan yardımcısı Alev COŞKUN'a gitmesini tavsiye ettiğini, 16.02.2008 günü saat:10.44 de Mehmet isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; İfadesinde belirttiği gibi M.B.'nin yalnız ve ruhen sıkıntıda olan halazadesi olduğunu, Kendisi ile böyle uzun görüşmeler yaparak kendisini rahatlatmayı, yalnızlığını ve ümitsizliğini yok etmeyi amaçlamakta olduğunu, Konuşmaların bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiği, 22.02.2008 günü M. Ç. ile yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Görüşmeyi yaptığı Murtaza ÇELİKER'in bir işadamı olduğunu ve Bülent ECEVİT'in yakın dostu olduğunu, kendisini yemeğe davet eden Aysel Hanım'm da Hukuk Fakültesi dekanı ve Murtaza beyin eşi olduğunu;* yemeğe katılacak olan Osman BERKMEN'in Mehmet KARAMEHMET'in çok güvendjği-;bir işadamı ve dostu olduğunu, Mehmet Emin KARAMEHMET'in holdingteki ortağı olduğunu ve aynı zamanda Medya Grubu Başkanı olduğunu, Sanayi Odası Başkanını da toplantıda ilk kez gördüğü Tanıl KÜÇÜK olduğunu, ismini saydığı şahısların memleketin durumundan kaygı duyduklarını ve bu konu üzerinde akşam yemeğinde sohbet ettiklerini, 19.02.2008 günü saat:12.36 da M.B. ile yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Görüşmeyi Ankara Temsilcileri M.B. ile yaptığını, İfadesinde daha önce belirttiği bir Cumhuriyet Televizyonu kurulması ve 4 ayrı televizyonda program yapılması konularmı görüştüklerini, ayrıca günlük siyasi gelişmeler üzerine yorumlar yaptıklarını, Görüşmede M.B. 'in "ÇANKAYA BELEDİYESİ ARTIK ONLAR İLE İLİŞKİMİZ BİZİM böyle HANİ İKİ RESMİ KURUM GİBİ artık DEĞİL YANİ FALAN yani o tür şeyler var ilhan Abi ama benim çok büyük bir şikayetim yok doğrusunu isterseniz yani bu tür gıcık diyebileceğim gereksiz şeyler abi yani mesala DİYELİM Kİ BELEDİYEDEN BÖYLE BİR GELİR GELİYOR BÖYLE BİR KALEM YOK ZATEN GAZETE DE YANİ BÖYLE BİR GELİR KALEMİ YOK SIFIRDAN GELİYOR GAZETEYE AMA BU NASIL GELECEK BUNUN MUHASEBESİNİ ŞÖYLE YAPALIM SİZ ELDEN PARA ALMAYIN BİZİM HESABIMIZA GEÇSİN ŞİMDİ BEN BAŞKAN A BAŞKAN BİZE BUNU YAPIYORSUN AMA BUNU RESMİ KAYDA GEÇİR BİLMEM NE şimdi. " derken ne kastettiği sorulduğunda; Çankaya Belediyesi ve İzmir Belediyesinin gazetenin Ankara ve Ege eklerinin sponsorları olduğunu, Çankaya Belediyesinin reklam vermekte olduğunu, Bu reklamın maliyeti olarak çok büyük bir para gelmemekte olduğunu, İstanbul bürolarının ve Ankara-İzmir bürolarının arasında sürekli sıkıntı olduğunu, Merkez muhasebenin, Ankara ve İzmir'i harcamalar konusunda serbest bırakmak isteyeceğini, Ankara ve İzmir'de bulunan tüm personele ödemelerin banka kanalı ile yapıldığını, burada M.B.'m Ankara'daki muhabir çocuklara günlük avans işlemlerinde kullanılmak için Merkezin onayına gerek olmadan kimi sponsorluk gelirlerini tahsil etmek istemekte olduğunu, Merkez muhasebesinden yana olan şikayetlerini kendisine ilettiğini, bu kapsamda yapılan görüşme olduğunu, 20.02.2008 günü saat:12.12 de İ.Y. ile yaptığı telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Bu görüşmeyi İ.Y.ile yaptığını, genel yayın müdürü olduğu için her gün iş gereği görüşme yaptıklarını, Elçin POYRAZLAR isimli Washington temsilcilerinin Dick Cheney'in 3 danışmanı ile habercilik bağlamında görüştüğünü ve bu görüşme ile ilgili İ.Y.'m kendisine bilgi verdiğini, Dick Cheney'in danışmanlarının Elçin POYRAZLAR'a neden Ak Parti'ye karşı kim çıkabilir? diye sorduklarını bilmediğini, fakat Amerika'nın Türkiye'de tüm gelişmeleri takip eden ve Türkiye'nin yazgısına egemen olmak isteyen, bölgeyi de bu kapsamda elinin altında bulundurmak isteyen büyük bir devlet olduğunu ve bu sondajları tüm çevreler ve gazeteler ile yapmakta olduklarını, 23 Ocak 2008 tarihli köşe yazsınzda "İktidar Partisi Zanlı" başlıklı bir yazı yazdığı, yazının içeriğinde "Savcı kırmızı çizgiyi çiğneyip bölücülük ya da dincilik yapan siyasi partiye dava açmasın görür gününü." Şeklinde bir yazı yazdığı,. 05.02.2008 günü yaptığı telefon görüşmelerinde de Ak Partiye kapatma davası açılmasının ülkede ekonomik kriz çıkmasının ve biraz da karışıklık çıkmasının umut olacağını söylediği, bu görüşmelerden yaklaşık bir hafta sonra yani 13.02.2008 günü Doğu PERİNÇEK ile Merdan ARSLAN arasında yapılan telefon konuşmasında Merdan ARSLAN'ların Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri olarak 5-6 kişilik bir heyet şeklinde yüksek yargıdan bir kısım şahıslarla görüştüklerini, son derece kararlı olduklarını, kendilerinden toplum desteği oluşturmalarını istediklerini söyledikleri, bütün bu veriler birlikte değerlendirildiğinde söz konusu dava açılmadan uzun bir süre önce kendisinin bilgisi olduğu hatta yazmış olduğu yazıda tehdit eder şekilde "Cumhuriyet başsavcısı''gerekli davayı açmazsa GÖRÜR GÜNÜNÜ" dediği hatırlatılarak, söz konusu yargı makamlaırCıl^görüşülmesi konusunda bir yönlendirmesi olup olmadığı ve bu konular ile ilgili Doğu PERINÇEKya da başka şahıslarla bir görüşme yapıp yapmadığı sorulduğunda; Merdan ARSLAN ile Doğu PERİNÇEK'in kendi aralannda yapmış olduğu telefon görüşmesinde bahsedilen 5-6 kişilik Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcisi arasında olmadığını, bu şahısların bu Adli Makamları ziyaret etmesinden de bilgi ve ilgisinin olmadığını, Yargıtay Başsavcısı hakkında "görür gününü" derken, görevini yapmayan bir savcının yasalarca belirtilen sınırlarda gereken yaptırımı alacağını kast etmekte olduğunu, Fıkra dilinde yazıyı okutmak için bazı deyimler deyişler kullandıklarını, "Görür gününü" deyiminin de bu kapsamda kullanıldığını, Gözaltına alınmadan önceki son yazısının bu sorunun cevabı olduğunu, ekonomik ve kriz ve kargaşa ortamını umut etme ile ilgili sorulan da ifadesinde daha önce cevapladığını, Yürütülmekte olan soruşturma kapsamında, örgüt üyesi Güler KOMURCU'nün telefonları dinlenmiş olup, Güler KÖMÜRCÜ'nün 27.12.2007 tarihinde Hikmet isimli bir şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; İbrahim BENLİ'ye yemek davetine gittiğini, bu yemekte Doğu PERINÇEK, Kemal ALEMDAROĞLU, Yaşar HACISALİHOĞLU, Ercan Hoca ve isimlerini saymadığı çok sayıda kişinin bulunduğunu anlattığı okunarak bu toplantıya katılıp katılmadığı, böyle bir toplantıdan haberinin olup olmadığı sorulduğunda; Güler KÖMÜRCÜ'yü gıyaben tanıdığını, yazılarını okuduğunu, İbrahim BENLİ'yi tanımadığını ve bu yemek toplantısından herhangi bir bilgi ve ilgisinin olmadığını, "05-10-11 Mayıs 2006 tarihlerinde, Cumhuriyet Gazetesinin Şişli'deki Merkez binasına atılan el bombaları ile ilgili bir bilgisi ve değerlendirmesi olup olmadığı sorulduğunda; Bu olayla ilgili bilgilerinin Danıştay dava dosyasında mevcut olan bilgiler olduğunu, Beşiktaş'taki ikametinde yapılan aramada, el yazısıyla yazılmış notlar bulunan ve bu notun içeriğinde alt alta, "M.PAMUKOĞLU, Erol MÜTERCİMLER, Erdal Avukat, Mustafa HAS yazdığı, devamında "M.PAMUKOĞLU bir ekip kurdum. Sana yardımcı olacak. Büyük kulüpte PAMUKOĞLU, M.HAS ve .... Var. Erol MÜTERCİMLER sonradan Gölcük te buluşacağım. Erdalla birlikte .... Erol MÜTERCİMLER de geliyor. Oral ÇELİK te birlikte, İzmit Gölcük te toplandınız. M.PAMUKOĞLU o toplantıda yok. Erol MÜTERCİMLER, Erdal'a kalk gidelim, Erol MÜTERCİMLER le arada beşyüzbin dolar verirsen bu işi yaparız" yazan doküman sorulduğunda; Not kağıdmdaki yazıların kendisine ait olduğunu, not kağıdında yazan M.PAMUKOĞLU'nun yeminli mali müşavirleri Mustafa PAMUKOĞLU olduğunu, Erol MÜTERCİMLER'in yazar olduğunu ve eskiden beri tanıdığını ancak samimi olmadığını, Oral ÇELİK'i medyadan Abdi İpekçi'nin faillerinden olarak bildiğini, bu şahısla bir ilişkilerinin olamayacağını, notlarda geçen Büyük Klübün Cadde Bostan'da bulunan siyasetçilerin, gazetecilerin gittiği bir lokal olduğunu, "bir ekip kurdum sana yardımcı olacak" derken ne kastettiğini hatırlamadığını, almış olduğu eski notlar olduğunu, şu an hatırlayamadığını, Gölcük'teki buluşma konusu ile bilgisinin olmadığını, şu an hatırlamadığını, notlarda geçen 500 bin dolar konusunu hatırlamadığını, eski tarihli almış olduğu notlar olduğunu," beyan etmiştir. b)-Savcılık ifadesinde özetle; "Emniyette ifade verdiğini, ERGENEKON örgütünden medyada çıkan isimlerden hiçbirini tanımadığını ancak Doğu PERINÇEK ve Kemal ALEMDAROĞLU'nu tanıdığını, Doğu PERİNÇEK'i 1968 yılında öğrenci eylemlerinden tanıdığını ayrıca parti genel başkanı olması sebebiyle de zaman zaman diğer parti*, başkanları gibi gazeteyi ziyarete geldiğini, oradan tanışıp konuşmuşluklannm olduğunu,"' ,* Cumhuriyet Gazetesi ile alakalı olarak kendişinesşkünan Ulusal Medya-2001 başlıklı belge ile alakalı olarak sorulduğunda; '' -i//" V "- Cumhuriyet Gazetesinin vakfın malı olup sahibinin (mütevelli heyetinin) gazete çalışanları olduğunu ancak gazeteye ait YENİGÜN HOLDİNG A.Ş. isimli bir şirkette bağlı olarak çalışmakta olduğunu ancak bu şirketin birçok hissedarının bulunduğunu, bu şirkette Cumhuriyet Vakfının imtiyazlı ortak olduğunu, şirketin ana sözleşmesinde bunun yazılı olduğunu, kendisinin dışımda veya gazetenin bu şirketle olan ilişkilerini zaman zaman bazı şahısların eline hisselerinin geçmesi için farklı konuşmalar yapılmış olabileceğini, halende birçok gazetenin aynı meyanda hisselerinin alınıp satılması ile ilgili farklı görüşmelerin her zaman yapıldığını, Doğu PERİNÇEK ile aralarında herhangi bir emir ve talimat verme şeklinde bir konumun olmadığını, böyle bir şeyin olamayacağını, yanma kim gelirse gelsin bunlan kovma ve dışlama gibi bir konumda olmayacağını, Kemal ALEMDAROĞLU'nu Rektörlüğünden tanıdığını, İstanbul Üniversitesinde olduğu dönemden tanıştıklarını, Daha önce ifadesine başvurulan şüpheli VELİ KÜÇÜK'ün beyanında geçen Cumhuriyet Gazetesinin USİAD Başkanı KEMAL ÖZDEN tarafından satın alınması ile ilgili TUNCAY GUNEY'in ifadesinde geçen beyanlarıyla ilgili olarak sorulduğunda; Kemal ÖZDEN'i hatırlamadığım Veli KÜÇÜK'ü JİTEM'in Başkanı olarak gazeteden duyduğunu, kendisi ile görüşmüşlüğünün olmadığını, Tuncay GÜNEY'i tanımadığım, belirttiği gibi Cumhuriyet Gazetesinin vakfa ait olduğunu ve özel şahıslara satılmasının mümkün olmadığını, kendileri haricinde böyle bir toplantı yapılmış ise de haberinin olmadığını, Gürbüz ÇAPAN'm hissesinin hiçbir zaman belirtildiği gibi %40-%60 olmadığını, şuanda %10 hissesi olan Yenigün Holding A.Ş'de birçok şahsın hissesinin bulunduğunu, bunların içinde Aydın DOĞAN, Turgay CİNER, Mehmet Emin KARAMEHMET gibi birçok şahsın olduğunu, Gürbüz ÇAPAN'm vakfın yönetim kurulunda olmadığını, "Ulusal Medya 2001" başlıklı belge içerisinde geçen "Uğur MUMCU örneğinde olduğu gibi kendisini Kuvva-i Milliyeci olarak görüp tanımlamaktadır" şeklindeki ibare ile alakalı olarak sorulduğunda; Kuvva-i Milliye Türkiye'yi işgal eden yabancı ve emperyalist güçlere somut adlarıyla İngilizlere, Fransızlara, Yunanlılara ve ortaklarına karşı memleketi Atatürk'ün deyişiyle halas eylemek için direniş anlamına geldiğini, bu örgütlerin halkın bağrından çıkmış ve halkın bu eğilimini Mustafa Kemal ATATÜRK'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktıktan sonra örgütlediğini, Kuvva-i Milliyenin milli kurtuluşçuluk ve Atatürkçülük olduğunu, bunların hepsini bir arada düşünmek ve bu sentezi savunmak gerektiğini, Türkiye'nin yabancı bir devletin mandası olması ya da işgali altına düşmesinin düşünülemeyecek bir felaket olacağını ve Kuvva-i Milliyeyi milliyetçilikle, Atatürkçülükle, çağdaşlıkla, laiklikle bir arada düşünmek gerektiğini, neden laiklikle bir arada düşünmek gerekir hususunda; çünkü Türkiye işgal altında iken ümmetçiler, halifeciler, dinciler Türkiye'nin işgalini desteklediklerini, eğer ümmetçilikten, dincilikten, kurtulup ta milliyetçilik fikrine bir toplum erişemezse ne laikliği gerçekleştireceğini ne de demokrasiyi gerçekleştireceğini, bu nedenle Kuvva-i Milliyeci olduğunu fakat Kuvva-i Milliyenin bütün boyutları ile idrak edilmesi gerektiğini düşündüğünü, Anayasal düzeni benimsediğini, Anayasanın temel ilkelerine sadık kalındığı takdirde de hiçbir yöneticinin ihanet içinde olacağını zannetmediğini, Cumhuriyet Gazetesinin kuruluşunun belgede iddia edildiği şekilde Alman Nazi İstihbarat servisi tarafından kurulmadığını, bizzat Atatürk'ün talimatı ile 1924 yılında Cumhuriyet'in ilan edildiğini duyuran Yunus NADİ tarafından İstanbul'da kurulduğunu, o dönemde Almanların zaten 1. Dünya Savaşında yenilmiş, Türkiye'de böyle bir şey yapacak durumda olmadıklarını, /,, % t- 1725 „ ' ' r_^ r"~T~~™~~ Belgede belirtildiği gibi Ulusal Kanal ile Cumhuriyet gazetesinin birlikteliği ve ortaklığı herhangi bir şekilde gündeme gelmediğini, pazarlık konusu dahi yapılmadığını, Kanal 6 televizyonu ile de böyle bir irtibat ve teklif olmadığını, Bugün Türkiye'de Büyük Orta Doğu projesinden ve Amerika'da yayınlanan bir haritadan bahsettiğini, bugün Türkiye büyük bir tehdit altında olduğunu, bu realiteyi elle tutulacak kadar hissetmek gerektiğini, ikinci olay gene Türkiye'de bugün askerle sivil iktidar ve laikle anti-laik arasında bir bölünme olduğunu, yani bunlar realite olduğunu, tehdit altında olduğunu, Türkiye'de aynı zamanda bir Amerika'nın desteklediği ılımlı İslam devleti olma tehditi olduğunu, bunun da bir tehdit olduğunu, bu kadar rahat olamadığını, Kuvva-i Milliyeci olduğunu ve zaman zaman telefonda öfkelenip şunu bunu söylese de asıl fikriyatının yazılarında olduğunu, yoksa bütün yazılarında herhangi bir askeri harekatın olmayacağını olmaması gerektiğini söylediğini, bütün yazılarında ama bu istikrarsızlık ve bu sürüklenişin bizi nereye götüreceği orada bir tereddütünün olduğunu şimdi neden askeri harekatı istemeyeceğini onu da söyleyemeyeceğini, Türkiye'de daha önceki harekatların Amerikan desteği ile yapıldığını, 12 Eylül'de Amerikalıların "Bizim Oğlanlar Bu İşi Kıvırdılar" dediklerini, bir noktada eğer şu anda dünyanın bütün bölümüne hakim ve Türkiye'de çok büyük etkisi olan Kuzey Irak'ı da işgal eden Amerika'nın durumuna bakmazsak Türkiye'de sağlıklı bir analiz yapamayacağımızı yoksa Türkiye'de herhangi bir askeri harekatı istemediğini, Türkiye'de şuanda bir istikrarın olmadığını, istikrarsızlığa ve kargaşaya doğru sürüklendiğini, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) Amerika'nın Türkiye'yi bölmek için resmen bölmek için uygulamaya koyduğu projedir, böyle bir projenin varlığı karşısında Türkiye'de karışıklık ve ekonomik istikrarsızlık çıkarılması, bu projeye hizmet eden bir davranış olmaz mı? şeklinde sorulduğunda; Anlattığı şekilde memleketin halini güllük-gülistanlık görmediğini ancak her ne kadar telefon görüşmelerimde velev ki ancak askerin memleketi kurtarabileceğini söylemiş ise de bunun kendisine ait bir suç olabileceğini soruşturma konusu örgüt ile bir bağlantısının olduğunu göstermeyeceğini, mesela Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının kapatma kararı ve 71 kişi hakkında siyasetten men kararının hukuki bir müdahale olduğunu ve kanunları uygulama yolunda görevini yaptığını, kanaatinin bu olduğunu, gazetenin genel yayın yönetmeni ile yaptığı günlük görüşmelerin sadece kendisini bağladığını, bu görüşmelerinden herhangi bir örgütle bağlantılı olduğunu düşünmenin aşırı bir yorum olacağını, ERGENEKON Terör Örgütü ile alakalı sorulduğunda; Böyle bir örgütün olduğunun ortaya çıktığını, bu örgütle herhangi bir irtibatının olmadığı gibi bu örgütün bazı üyeleriyle de aralarında husumetler ve davalar olduğunu, Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalar ile ilgili Danıştay dosyasında da bazı bombalarla alakalı taleplerde bulunduğunu, bunların içinde Muzaffer TEKİN ve Alparslan ARSLAN'm görev yaptığı yerlere ilişkin irtibatların araştırılmasının gazete avukatları tarafından istendiğini, mahkemenin bu hususları araştırmadığını, Telefon görüşmelerinde geçen "Y... Ba....nı sizin yemeklere katılmış" şeklindeki ibarenin doğru olmadığını, Ankara Şubelerindeki arkadaşların zaman zaman yemekli toplantılar tertip ettiklerini, bu toplantılara emekli yargı mensupları, emekli askerler, emekli üst düzey bürokratların katıldığını, bu görüşmelerde her seferinde bir kişi uzmanlık alanında konuşmalar yaptığını, zaman zaman bu kişiye sorular sorulduğunu, bu kişinin de soruları ve gündemdeki olayları anlattığını, son konuşmalarında İlahiyatçı Doçent Şahin FİLİZ'in katıldığını ve türban tartışmaları hakkında bazı görüşlerini açıkladığını, bu konuda daha sonra gazetede yazı dizisi olarak çıktığını, "Aytaç Yalman Gelsin" şeklindeki görüşmesi ile alakalı alarak sorulduğunda; Tamamen gazetenin iç ilişkileri ile alakalı zaman zaman yazdıkları ve gazetede yazılan yazılarla alakalı fikir alışverişi için yapılmış görüşmeler olduğunu ayrıca Yargıtay'dan görevli katıldıysa hatırlamadığını, hepsini hatırlamasının mümkün olmadığını, Ergün POYRAZ'ı tanımadığını, İSMAİL YILDIZ'ı tanıdığını, telefon konuşmalarında zaman zaman maksadım aşan öfkeyle bazı kelimeler kullanmış ise de bunun kendisinin üslubu olduğunu, gazeteciliğin verdiği fikri görüş açıklamaları olduğunu, Adnan AKFIRAT'tan ele geçirilen 8 sayfalık belge içerisinde "ÇEVİK BIR-EROL OZKASNAK ekibinin AMERİKANCI DARBE GİRİŞİMİ YAPACAKLARI ve bu darbenin sivil toplum darbesi olacağı yönetime el konulunca değişik makamlara gelecek kişilerin isimlerinin yazıldığı listenin bulunduğu belge okunup sorulduğunda; Kesinlikle böyle bir oluşumla ilgisinin alakasının olmadığını, Adnan AKFIRAT'ı tanımadığını, darbe girişiminden de haberinin olmadığım, Doğu PERİNÇEK'in kendisini herhangi bir şekilde uyarmadığmı, USİAD ile bir irtibatının olmadığını, Yurtdışı seyahati olarak, 1964 yılında Amerika'ya, 1966'da SSCB'ye ve daha sonra Fransa'ya gezi amaçlı gidip geldiğini, Askeri darbelere karşı yaklaşımının herkesçe bilindiğini, bunlara karşı olduğunuvelev ki bir askeri darbe olursa buna kendisini ve başyazarı ve imtiyaz sahibi olduğu gazete adına karşı çıkacağının bilinmesinin gerektiğini, şuanda Türkiye'de bir darbe şartlarmm olduğunu da düşünmediğini, Dosyada mevcut 16/03/2008 tarihli saat 17:09 telefon görüşme tutanağı okunup tutanak içeriğinde "SAVCININ ÇOK SELAM SÖYLEDİĞİ, bu iş çatışmaya gidebilir, bir korkusunu dile getirmiş, orada ben görevi yaptım, falan demiş, yazabilirsiniz de yazmayabilirsiniz de ortada bırakmış, ben diyorum ki yarın bir gün daha bekleyelim, belki yarın da telefonda konuşup şimdi bu savcının lehine mi aleyhine mi karar veremedik, çünkü adamı zor durumda bırakan bir şey yapmayalım, işte bak Cumhuriyet'e konuştu..." şeklindeki görüşme yaptığı İBRAHİM isimli şahıs ile yaptığı görüşme okunup sorulduğunda; Bu görüşmeyi gazetenin genel yayın yönetmeni İbrahim YILDIZ ile yaptıklarını, bu görüşmede Mehmet FARAÇ'm gazetenin muhabiri olduğunu, Başsavcı ile görüşüp görüşmediğini bilmediğini, ancak görüşmenin olduğu gün "iddianame" başlıklı bir yazı kaleme aldığını, kesinlikle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile görüşmediğini ancak birkaç gün sonra başka gazete yazarlarının yazmış olduğu (FEHMİ KORU) yazısına cevap olarak kendi yazdığı bir yazı içerisinde "başsavcı görevini yaptı" şeklinde yazı içinde bir bölüm olduğunu, Talat TURAN'ı tanıdığını, ordudan atıldığını, gazeteleri bir alakasının olmadığını, 29/02/2008 tarihli görüşme okunup görüşme içerisinde "bir müdahale olmazsa Türkiye elden gitti" şeklinde neyi kastettiği sorulduğunda; Daha önceki verdiği ifadeler gibi olduğunu, 19/03/2008 tarihli görüşme okunup sorulduğunda; Güncel görüşmeler olduğunu Yargıtay C.Başsavcısmm iddianamesi ile ERGENEKON soruşturmasının irtibatlandınlmasmm kendilerine de tuhaf geldiğini, o konuda espirili konuştuklarını, konuştuğu şahsın gazetenin yayın kurulu başkan yardımcısı olduğunu," beyan etmiştir. c)-Aramalarda elde edilen deliller; Beşiktaş ilçesi Kültür mahallesi Barış Sokak Gazete Muhabirleri sitesi B6 Blok No:2/2 sayılı adresinde yapılan arama neticesinde ele geçirilen ; İstanbul Emniyet Müdürlüğünce; l'den îll'e#t kadar numaralandırılmış bilgisayar ve faks çıktısı dokümanların incelenmesinde^®^ ıf' , (35. sayfasında) El yazması "Sayın İlhan Selçuk'un dikkatine !" ile başlayan ANKARA'DA BÜYÜK BULUŞMA "Cumhuriyetçi" isimler ilk defa bir araya geliyor Devlet E. Bakanı Kamuran İnan imzasıyla Ankara'da 14 Ocak 2008 Pazartesi günü sınırlı katılımlı bir toplantı düzenlendi. Toplantıya Cumhuriyet değerlerini, Atatürk milliyetçiliğini, üniter yapıyı savunan, tanınmış gazeteci, yazar, siyaset ve devlet adamı ile akademisyen, diplomat ve iş adamlarının çağrılmış olduğu belirtildi, şeklinde başlayan ve birçok siyasetçi, bilim adamı, gazeteci, sendikacı, büyükelçi, emekli generaller ve hukukçuların isimlerinin yeraldığı davet niteliğinde yazı olduğu, soruşturma kapsamında bulunan, şüpheliler İlhan SELÇUK, Doğu PERİNÇEK ve Güler KÖMÜRCÜ'nün de davetliler arasında isimlerinin bulunduğu görülmüştür. (106-108 sayfalarda) 17 Mart 2008 tarihli, Sayın İlhan Selçuk Ağabey hitabı ile başlayan, "Konu: Cumhuriyet Gazetesi için yazı" şeklinde olan İP Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK imzalı "Yargıtay Başsavcısının kapatma davası açması üzerine bir yazı hazırladım. Parti yasaklan konusunda Türkiye'de kitabı olan tek hukukçuyum. Anayasa Mahkemesi kararlannda ve Yargıtay Başsavcılığı İddianamelerinde kitabımdan çok uzun alıntılara yer verilmiştir. Lütfen okumanızı ve Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanmasını dilerim. Saygılanmla" ön girişinden sonra "Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül iktidarı yasadışıdır" ile başlayan yazı olduğu görülmüştür. İstanbul Emniyet Müdürlüğünce l'den 220'ye kadar numaralandırılmış bilgisayar ve faks çıktısı doküman, Gizli ve Zata Mahsustur 30 Sayılı Genel Durum Raporunun Hususi Eki ibareli Cenup-Şark Anadolu Hakkında Bazı Notlar başlığı altında Anadolu'nun Coğrafi Durumu, Halk ve Yaşayışı v.b. konular içeren Saygılanmla Arz ederim Van: 15/9/947 Maliye Müfettişi Burhan Ulutan ibaresi ile biten doküman, (52-53 şeklinde numaralandmlmış) Üzerinde 30 AUG 2006 13:10 Cumhuriyet Ankara 0 312 4195027 şeklinde faks alındı bilgisi yazan Başbakanlık Müsteşan Ömer DİNÇER Hakkında bilgi Notu başlıklı, Ömer Dinçer'in beyanlan ve değerlendirmesini içerir 2 sayfa doküman, (150-158 şeklinde numaralandmlmış) Doğu PERİNÇEK tarafından hazırlanmış "Kuşatma Nerden ve Nasıl Yarılır" başlıklı 16 Kasım 2003 tarihli Milli Hükümetin kurulmasının anlatıldığı, "...Kuşatma iç cepheden ve Tayyip Erdoğan hükümetinin düşürülmesi ile yanlır... Tayyip Erdoğan hükümeti nasıl bertaraf edilebilir ve Milli Hükümet nasıl kurulabilir? Tayyip ERDOĞAN iktidan, Millet-Ordu işbirliği ile bertaraf edilebilir. Millet-Ordu işbirliği, hiçbir zaman saray darbesi anlamını taşımamaktadır. Millet-Ordu işbirliğinin unsurlan milli Kuvvetler olarak adlandınlacaktır. Milli Kuvvetler şöyle sıralanabilir: — Halk Hareketi — Milli Güçbirliği — Meclisteki milli Kuvvetler —Ulusal Medya (Ulusal Kanal vb) —Türk Ordusu Milli Kuvvetlerin esas belirleyici unsuru, halk-'hareketleridir. Bugün Halk Hareketini oluşturan kuvvetler jşunlardır. "%•'•. —İşçi hareketi —Kamu emekçileri hareketi —Üniversite ve gençlik hareketi —Köylü Hareketi Mİlli sanayici ve tüccarlar mücadelesi Milli Güçbirliği, hem halk hareketini siyaset düzleminden desteklemek ve hem de yerel seçimlerde AKP'nin durumunu pekiştirmesine imkan vermemek için, milletin ihtiyacıdır. Milli Güçbirliği, aynı zamanda AKP yönetimine muhalefet eden bütün partilerin ihtiyacıdır. AKP iktidarını yıkmak için, ABD güdümlü medyanın toplum içindeki etkisinin kmlması ve bu amaçla ulusal bir medyanın kurulması şarttır. Türkiye'ye karşı yürütülen psikolojik harekat yeterli bir direnmeyle karşılaşmadan ilerlemekte ve yeni mevziler kazanmaktadır. Türkiye halkının bilinci karatılmakta, maneviyatı sarsılmakta ve halk güçlerinin oluşması önlenmektedir. Bu durumda ulusal Kanal başta olmak üzere Ulusal Medya araçları geliştirilmeli ve etkin kılınmalıdır...." Şeklinde ibareler içerir doküman, Üzerinde el yazması olarak "İlhan Abi, Sabih Kanadoğlu'nun kitabına sunuş yazması için bu kitabı gönderiyorum M.B. (Kanadoğlu, Ankara"da ki yemekte sizden rica etmişti)" şeklinde el yazı bulunan içindekiler 5 nolu sayfa ile başlayan ve 189 nolu sayfa ile son bulan hukuki konular içeren kitabın fotokopisi, (1) Adet "M. Pamukoğlu " ibaresi ile başlayan, "Rapor..." ile son bulan el yazması doküman El yazması üzerinde: M. Pamukoğlu, Erol Mütercimler, Erdal Avukat, Mustafa Ha... M Pamukoğlu Bir ekip kurdum sana yardımcı olacak Büyük Klüp'te Pamukoğlu M.Hüs....güray var Mütercimler Sonradan Gölcük'te buluşacağız Erdal'la birlikte Erol Mütercimler de geliyor Oral Çelik'le birlikte İzmit Gölcük'te toplanırız M.Pamukoğlu o toplantıda yok Erol Mütercimler Erdal'a Erol mütercimler Arabada 500 bin dolar verirsen bu işi yaparız Erol'un dağıtıldığı rapor" şeklinde yazı bulunan doküman, olduğu tespit edilmiştir. Şişli ilçesi Prof. Nurettin Mazhar Ökten sokak No:2 sayılı adreste kurulu bulunan Cumhuriyet Gazetesi İstanbul Merkez binasındaki ofisinde elde edilen; (1) adet S/N:WCAM9A536894 seri nolu WESTER\' dijital marka harddisk 'in incelenmesi sonucu, herhangi bir suç unsuruna rastlanmamış olup'iade edilmiştir. d)-Teiefon görüşmeleri; (Jf~'\<: ." A'.- -ft ^TS^f* Tape:3885, 04.02.2008 günü saat: 10.59 sıralarında İlhan SELÇUK ile P. K.' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; İ.SELÇUK' un "Pe.. nasılsın?" "Vallaha bu çatışma büyüyerek sürecek" "Sürecek bence Çatışma olması iyi bir şey, herkes efendim susup otursaydı." "O zaman büsbütün fena olurduk." "Şimdi yani bu çatışmanın yükselmesi büyümesi lazım," "...hesaplaşmayada gitmesi gerekiyor anlaşılan." "Ama çoğu kişide bu var, İstanbul dada var, yani eylem Ankara da ama İstanbul dada büyük hareket var" dediği, P.KUTLAR' m "İlhancığım çokta güzel yazıyorsun hepsini güzel güzel anlatıyorsun ama" "Anlayana" dediği, İ.SELÇUK' un "Dün şeydeydik, Memolardaydık, efendim işte Yaşar KEMAL, Çetin ALTAN, Ali SİRMEN," dediği, P.KUTLAR' in "Bunlar hep eski arkadaşlar yav." Dediği, İ.SELÇUK' un "Çok güzel bir hava oldu herkes birbiri ile sarılıp öpüşüp koldaştı," dediği, P.KUTLAR' m "Hı iyi yapmışsın, siyaset konuşuldu mu?" dediği, İ.SELÇUK' un "...Çetin gır gır birazda Çetin in morali bozukmuş gelmesi iyi olmuş," dediği, P.KUTLAR' in "Altan Öymen'de var." Dediği, İ.SELÇUK' un "Altan Öymen yoktu, işte şey gelmez mi, Mehmet Çetin'in oğlu Mehmet Altan gelmez mi?" dediği, P.KUTLAR' m "Eyvah eyvah" "Ne bakımdan? yazık ya" dediği, İ.SELÇUK' un "Efendim şey oldu süngüsü düştü" dediği, P.KUTLAR'm "Çok düştü çok düştü, yazılarında da her şey düştü canım yazılarında da hiç şey yok" "Oktay Ekşi bile bayağı güzel karşı çıkıyor bunlara" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet Hürriyet' te yazıpta bunlara vurunca herkesin hoşuna gidiyor ama öbürlerinin avukatları da var tabi iki taraflı idare ediyor," dediği, P.KUTLAR' m "Kanadoğlu bir Kanadoğluna bayılıyorum," "Şu Rektörlerin çıkışı da çok güzel oldu İlhancığım," dediği, Tape:3886, 07.02.2008 günü saat: 12.51 sıralarında İlhan SELÇUK ile Fatoş/İ.Y.n yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; İ.SELÇUK' un "İşte şimdi bugün 4'te şeye gidecem" dediği, İ.Y.' m "Nakkaştepe'ye gideceksiniz" dediği, İ.SELÇUK' un "Koç'a gidecem," dediği, İ.Y.' m "Orda tartışmaları falanda verecez, şimdi aslında bugün yeni Yar... Başkanı Saat 4'te konuşacak" dediği, İ.SELÇUK' un "Adamın adam iyi" dediği, İ.Y.' m "İyi bir iki seferde sizin toplantılara katılmış" "Ankara'daki toplantılara katılmış" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet" dediği, İ.Y.' m "...şimdi bunlar dikkat ederseniz abi bir yandan türban diyorlar, bir yandan da Meclise bu Yar., la ilgili bir yasayı getirmeye çalışıyorlar, onun içinde yapılacak konuşma önemlidir bugünkü konuşma" dediği, İ.SELÇUK' un "Büyük bir şey başladı İbrahim yani" dediği, İ.BENLİ' nin "Evet yani yargıyla siyaset, siyaset demeyim de yargı ile AKP arasında bir kavga önümüzdeki günlerde söz konusu, dikkat ederseniz Asker artık burda sesini çıkarmıyor" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet" dediği, İ.Y.' m "Bence akıllı davranıyor, sesini çıkarmasın şimdi. Böyle bir şey var" dediği, İ.SELÇUK'un "Siyaset yargıya saldırıyor" "Aslında başlık bile olabilir" "Şey olabilir AKP" "Bilmem ne yani zaten artık bu olay türban sorunu olmaktan çıktı" "Çıktı bu başka bir olay yaşıyoruz" "...bu dün sana şeyi yolladım, Ali NESİN'in yazısını bu çocuk kafayı yemiş" dediği, I.Y.'ın "Abi okudum hiç bir geri adım atma şeyi yok ki, aynen devam ediyor" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet kafayı yemiş, efendimmm bugün babasının şeyini veriyor" "...babası diyor ki bütün din eğitimini kaldırın yani diyor okuduktan sonra kızlar elbet örtünür diyor" "Ya bu kafayı yemiş bu Ali NESİN" dediği, İ.Y.' in "...biz şimdi Aziz NESİN'in kitapları demiştiniz ya abi" "Ordan laiklikle ilgili bölümleri alıp yayınlayacaz ama Ali NESİN'i de direk hedef alan bir şey de yapmak istemiyoruz abi, değmez boşver" dediği, İ.SELÇUK' un "Bizim efendim ee PAMUKOĞLU'nu ona şey tanıştırdık da PAMUKOĞLU onun vakfına yardım ediyor falan" dediği, İ.Y.' m "Hı yardım ediyor" "Enayilik yaptı" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet, öyle bir şey yapmayalım" dediği, İ.Y.' m "Evet o vakfa destek çıkanlar arıyorlarmış diyorlarmış ki biz desteğimizi çekiyoruz" "Ya oraya destek çıkanlar belli işte belli insanlar ediyor abi,.niye bu işlere girersin, niye karışırsın ya" dediği, İ.SELÇUK' un "...matematikçi falan ama aklı ermiyor bu işlere, ya da şunu yaptı iktidarla işi var vakıfta" dediği, İ.Y.' m "Oda olabilir" "...bana gönderdiğiniz açıklamada ama onları da yalanlıyor, yani böyle söylüyorlar benim hiç bir işim yok vakıfla falan hükümetle diyo" dediği, İ.SELÇUK' un "Yo yo biliyorum ben PAMUKOĞLU'da biliyor olayı","PAMUKOĞLU'da biliyor" dediği, İ.Y.' m "Bugün YÖK Genel Kurulu toplanıyor, bugüne kadar toplamadılar, işte Başkan atadılar, yeni üyeler atadılar ve Genel Kurul toplanıyor bugün" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet, YÖK elden gidiyor" dediği, İ.Y.' m "Evet" dediği, İ.SELÇUK' un "Gidiyor, yani her şey elden gidiyor, tuhaf bir durum var, bakalım ne olacak, şimdi YALNIZ 2 TANE ŞEY VAR EĞER KAPATMA DAVASI AÇILIRSA" "BİRDE ÜSTÜNE EKONOMİK KRİZ GELİRSE TÜRKİYE BİRAZ KARIŞIRSA BELKİ Bİ UMUTLAR DOĞABİLİR, YANİ" dediği, İ.Y.' m "Yoksa bu devam eder" dediği, İ.SELÇUK' un "ÇÜNKÜ NORMAL YOLLARDAN BUNLARI MÜMKÜN DEĞİL YANİ" "Çok açık görünüyor, bi kere adam kararlı geri adım falan atmıyor" "Mesela Emre bir öneri getirdi şeyde ee" "Bu BARLAS'la olan şeyde, oda şu diyor ki, garanti versin diyor bilmem ne falan, bugün bazı şeylerde yazmışlar onu, eee yani kardeşim ee güven duygusu da vermiyor, yürü yürüyü yürüyüşüne açık bırakıyor bütün kapıları" "Tuhaf bir hali var, Mehmet BARLAS'ta da bir küçük değişim var..." " Yalpalanıyor gibi, nerden kulağına kar suyu kaçtıysa" "İki tarafa da açık kapı bırakıyor" dediği, İ.Y.' m "Açık kapı bırakılıyor, bugün Can DÜNDAR'da Büyükelçinin mektubunu yayınlamış, ilginç işte kızları 3 senede kapattılar diyor ya, İran meselesi" dediği, İ.SELÇUK'un "Efendim ee yani olay bugün Mehmet Ali BİRAND'da ilginç bir yazı yazmış" "Yani ona da bir gözat, efendim der ki AKP güven vermiyor der" dediği, İ.Y.' m "...Fethiye Rotary Kulüpten geldiler sabah bana, onu size anlatayım da abi" "...Yunus NADİ Kültür ve Sanat Günleri düzenlemek istiyoruz...liseli çocuklar katılsınlar, şiir, öykü ve röportaj ve orada bir Yunus NADİ heykeli yapmaz istiyoruz..." "Bunu ben Alev abiye vereyim abi, ilgilensinler adamlar Fethiye'den kalkıp buraya gelmişler" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet, bak M. Ali BİRAND "MHP'nin gerçek kimliği şimdi anlaşıldı, Ulusalcı kesimin bir bölümü AK Partiyi durduracağı varsayımıyla son seçimlerde MHP'ye oy vermişti, MHP ehveni şer demişlerdi, şimdi Laik Demokratik Türkiye'nin geleceği açısından MHP'nin daha tehlikeli olduğunu anlıyorlar" yani şey var adamda" dediği, İ.Y.' m "Mustafa şeyi aramış Aydın DOĞAN'ı size söylemiş, yurt dışında demişler, bilginize" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet evet, dün İnan KIRAÇ'la Mustafa'yı konuşturdum, ee" dediği, Tape:1827, 08.02.2008 günü saat:20.20 sıralarında İlhan SELÇUK ile Mehmet' in yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; MEHMET' in ".. .İlhan olucak gibi değil artık teslim oldum bittim yapıcak bi şey yok. Geçen günde başımdan bi olay geçti bi eksiğimiz oydu oda oldu" "Yav Turhan bir şey söyledi bana, devretmek istiyor şeyleri falan biraz kenara çekilip kendi yalnız yazı yazacak filan gibilerden öyle bir fikrin mi var" dediği, İ.SELÇUK'un "Şimdi Mehmet tabi hayatta iken ve elim ayağım tutarken bu sorumlulukları başkalarma devretmem gerekiyor..." dediği, MEHMET'in "Peki var mı öyle bi kimseler. İlhan" dediği, İ.SELÇUK'un "İşte bu vakıf meselesinde vakfı açmak lazım açtık ta onu. Efendim bir takım adamlar oraya şeyler yaptım getirdim .. .Gazete de Vakıf Yönetim Kurulunda bir icra kurulu oluşturdum 3 kişilik. Oraya BALBAY, bizim avukat Akın AT ALAY ve İ.Y.ı oturttuk. İşte gazetede mümkün olduğu kadar böyle bir örgütlenme yapmak istiyorum" dediği, MEHMET' in "Giricekler tabi birbirlerine. Tabi yaptığın seni çok akıllıca birilerine devretmek ve kontrol etmek onları çok akıllıca bi şey ama var mı öyle adamlar, yapabilecekler mi" dediği, İ.SELÇUK' un ";;:lYani herkes bu gazete yaşasın diyor ve elinden geleni yapmaya çalışıyor. MeselaJ)u İnajıJKTRAÇî var. Koç un şeyi falan" "O nu getirdik Vakıf danışma kurulu başkanı/yapt^. Oda yanma iki tane yardımcı aldı, biri Osman BERKMEN,biri Erdoğan TOPRAK..." "Efenim Vakfm yönetim kuruluna Hakan diye bir çocuk aldık. KOÇ şeyinin reklam bilmem nesi falan filan" "İşte Ersin AKGÜÇ Gazeteye işte şeyler yürütücekler" dediği, MEHMET' in "Balbay filan diyosun" dediği, İ.SELÇUK' un "Efendim işte bu KOÇ müthiş ilgi gösteriyor, KOÇ grubu. Onlarda şimdi anladılar anyayı konyayı" dediği, MEHMET'in "Geç kaldılar ama" dediği, İ.SELÇUK' un "CUMHURİYET in ne demek olduğunu. Fakat bu iktidar sermayeyi Dincileştirmek, İslamlaştırmak için alıp yürüyor yani" dediği, MEHMET' in "Hayır yani bu herifleri berheva etmek lazım, Türkiye olduktan sonra neye yarar yani. Ama artık iç savaştan başka bi şeyde temizlemiyicek bu işi öyle görünüyor yani" dediği, İ.SELÇUK' un "İÇ SAVAŞ OLMAZ DA YANİ BİR NOKTA DA EĞER ORTALIK KARIŞIRSA, HEM EKONOMİK HEM SİYASİ OLARAK BELKİ ASKER GELİRSE BİR ŞEY OLABİLİR" dediği, MEHMET' in "ASKER GELEBİLİR Mİ? ARTIK İLHAN" dediği, İ.SELÇUK' un "E MECBUR OLACAK" dediği, MEHMET' in "HAYIR YANİ GELSE BECEREBİLİR Mİ BU ADAMLAR ÇOK ŞEY YAV" dediği, İ.SELÇUK' un "İŞTE ORTALIK BİRBİRİNE GİRDİ Mİ ÇOK ŞEY GİBİ GÖRÜNEN ADAMLAR" dediği, MEHMET' in "Sinerler mi diyorsun" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet" "Yani bir noktada her şey çok zor. Çünkü Türkiye yi şey yaptılar. Yani bir noktada DİNCİ EGEMENLİK, TARİKATLAR VE CEMAATLER" "MEDYA Yi DA ELE GEÇİRDİLER. APTAL AYDIN DOĞAN' la APTAL TURGAY CİNER ve APTAL MEHMET KARAMEHMET birbirleri ile uğraşırken adamlar aldılar ele şimdi. İşte Sabah grubu da bir adama geçti oda Tayyip Erdoğan m adamı falan" "Amerika yaptı Mehmet, Amerika yaptı" dediği, MEHMET' in "Valla İlhan Amerika yaptı..." dediği, İ.SELÇUK' un "E işte sonu kötü oldu işin ATATÜRK CUMHURİYETİ elden gidiyor" dediği, MEHMET'İN "MAALESEF MAALESEF İLHAN... Şimdi ben tabi bi şey bilmiyorum senin kadar sen tabi işin içindesin eskiden beri tutturdukları bir şey var yok Anayasa mahkemesi yok bilmem ne kanunu yav bunlarla olur mu bu iş İlhan. Yani Anayasa mahkemesi ne yapabilir herifler kanun yapma yetkisini her şeyi değiştirebilirler yani, ne yapılabilir artık. VAR MI BİR ÜMİT?" dediği, İ.SELÇUK' un "ŞÖYLE OLACAK GALİBA ANAYASA MAHKEMESİ SON OLARAK KENDİSİNİ TASFİYE EDİLMEDEN BU AKP HAKKINDA PARTİNİN KAPATILMASI KARARINI VERİRSE O ZAMAN ORTALIK BÜSBÜTÜN BİRBİRİNE KARIŞIR" "Anayasa mahkemesinin yetkisi var. Ondan sonrada yav şimdi bu moda kanalında deminden beri şeye bakıyorum, efendim Brezilya karnavalı. Yav ne kadar kadınlar şişmanlamış ya. Allah Allah. Ama müthiş bir olay yav" dediği, Tape:1835, 08.02.2008 günü saat:12.49 sıralarında İlhan SELÇUK ile İ. Y.' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; İ.Y.' m "...bu miting ile ilgili, her taraftan şey yağıyor, yani katılımı her halde büyük olacak. Bugün Ankara büroya da gitmişler, Mustafa'ya gitmişler, işte Cumhuriyet bu işi destekleyince. Farklı oluyor, kitlesel oluyor, kimse farklı görüş iletmiyor gibi şeylerde var. Ona bakıyoruz. Bu YARGI ile bunlar uğraşacaklar nasıl olsa. Şimdi bugün Meclis'te tekrar YARGITAY YASASINIDA görüşüyorlar abi..."dediği, İ.SELÇUK' un "Mesala bugün Ertuğrul Özkök ün yazısı baya bir muhalefet yazısı" ".. .bir yerde bir hesaplaşma olacak heralde...yargı kapatma kararına doğru gidiyor, haberini de verdiler...çünkü göğsünde KAPATILMIŞTIR levhası dururken, AKP bi şey yapamaz. Bir şey yapabilir, isim değiştirir" dediği, İ.Y.' m "Bir çatışma ortamı çıksın istiyorlar" dediği, İ.SELÇUK' un "... İki tane rapor hazırlarsın, birisi herkese verilmez..." "Bir nokta da, İbrahim tabi bunun çeşitli nedenleri vardır ama bu aramızda sır" "Yani ben dedim ki, bir; Herkese verilmeyecek, yani ilan edilmeyecek olan bilgileri ayrı bir rapor yaparsın" "Eskiden de öyle yapıyorduk ya..." "Biz Şahin FİLİZ'in yani şeyini, yâ^ı dizisini yayınladık. Fakat, orada Cumhuriyetçi Yazarlara da verip veriştiriyoE*-fjpen isimdi onun bu yazısını, alacağım köşeme, belki öfkesinde haklı ama, yani Cumhuriyet Gazetesini ayırmalıydı" dediği, İ.YLIDIZ' m "Geçen, Yalçın Küçük de, KanalTürk'te, Şahin FİLİZ'in kitabından bahsetti. Cumhuriyet'te de dizi yazısı yayınlanıyor falan dediler" dediği, İ.SELÇUK' un "...Bizim düşündüğümüz şeyi, efendim yapamadık ama iyi oluyor. Onu, ben düşündüğümüz şeyi dünkü toplantıda anlattım" "...Yani şunu yapacağız dedim, onu yazı olarakta yazacağım. Atatürk devrimi hangi ayetleri kaldırdı, Mahsus bugünkü yazıyı onun için yazdım" "Ya da hangi erkek. Şimdi yani bu Atatürk devrimleri aslında toplumda yerleşmiş te, bu pezevenkler türban üzerinden yürüyorlar. Yanive, sanıyorum çok zor,çok zor. Dün işte orada, toplantıda konuşulan,ve, yine,söylediği, RAHMİ Bey'in söylediği, acaba, yani, sınır aşıldı mı? Geriye dönüş, rtık olanaksız mı diye" "Peki, İbrahim, bugün beni şeye bırakır mısın" dediği, İ.Y.' m "Tamam, estağfurullah abi. Turgay aramış, o da şöyle bir niyeti var, bir gün diyor ki; İlhan abi gelsin bi burayı görsün diyor. Dedim haftaya gelir..." dediği, İ.SELÇUK' un "Tabi, Turgay da tadını aldı medyanın" dediği, İ.Y.' m "Tabi tabi. Yani Turgay, Karamehmet, Aydın Doğan eğer birlikte olabilselerdi" dediği, İ.SEL^UK' un "Turgay'ın orada rolü büyük" "Aydın Doğan'ın da büyük" "Aydın Doğan abilik etmesi lazımdı" dediği, İ.Y.'ın "İkisi de çok sıradan şeylerden" dediği, İ.SELÇUK' un "Turgay'ı bende bir gün çağırayım da gelsin, bende giderim yani, öbür Ahmet ÇALIK'a da gideriz. Biz ilişkilerimizi Cumhuriyet adına sürdürüyoruz" "Şimdi dünkü şeyde, İbrahim konuşamadık, olay şöyle oldu, ben daha çok dinledim herkes konuştu monuştu. İçlerinden doğru dürüst konuşan yoktu. Hele o Sabancı Üniversitenin Rektör'ü TOSUN" "...Alevilere de hoş görü gösterilmeli gibi laflar atarak ama ne söylediği belli değil falan. Şimdi ben dedim ki, bu işin kökeni dışarıda, eğer palavra değilse bu BOP, MOP, ılımlı islam devleti şeyi orada Türkiye'nin nasıl kuşatıldığmı birinci bölümde anlattım. Efendim ikinci bölümde, yani kuşatıldığmı ve bu İslamcılığın kaynağının dışarıda olduğunu, Amerika da olduğunu falan, zaten Fethullah'ta orada ya" "İkinci bölümde, bu operasyon nasıl iktidara geçti, AKP, onu anlattım, Ama bunlar o kadar çarpıcı ki, yani herkes, bir de şeye şaştım yav, bilmiyorlar ya İbrahim" "Sonra, Ömer Koç var ya" "O, aşağı kadar, arabaya kadar geldi, yemek, yemek istiyor, o da her halde zannediyorum çok yararlı olur" dediği, İ.Y.' m "Şey, Ali yok muydu abi" "Ali ile Mustafa yok, sadece Ömer vardı" dediği, İ.SELÇUK' un "Ömer KOÇ vardı. Efendi bir çocuk, aklı başında, söylediği şeylere baktım gayet aklı başında şeyler söyledi. Yani aynı fikirleri paylaşıyoruz. Ama bilmiyorum, O Rahmi'nin oğlu değil mi" dediği, Tape:1830, 10.02.2008 günü saat: 16.14 sıralarında İlhan SELÇUK ile İ. Y.' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; İ.SELÇUK' un "...işte başyazıyı yazdık" "Biraz düşündüm Amerikayı fazla mı devreye soktum diye başyazı da ama artık bugün Hürriyet' i gördün heralde","Yani bizi de solladı keratalar" dediği, İ.Y.'ın "Abi bu işler böyle" "...böyle bir şey var yani büyük bir tepki var, yani bir kaosa gideceği bir korku var, ikinci Cumhuriyetçilerin bazıları da mesela bakıyorsun değişiyorlar falan" "O anlamda Anayasa Mahkemesi herhalde bütün bunları dikkate alacaktır diye düşünüyorum abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Anayasa, hı. Vallaha Anayasa Mahkemesi eğer radikal bir karar alır da siyasal iktidar partisini kapatırsa" "Türban bir yana Türkiye başka bir sürece girer.kapatması da gerekir bana sorarsan","yani başka bir çıkış yolu görmüyorum, ne olacak o zaman hemen başka bir parti kuracaklar iktidardakiler ama gayr-i meşru duruma düşmüş olacaklar" "Tuhaf bir olay yaşıyoruz bakalım şeyden satışlar nasıl gidiyor İbrahim" dediği, İ.Y.'ın "...yüksektir bu hafta hep yüksek gelmişti ya pazarda yüksek gelir" "Mitingler falan etkiliyor" dediği, İ.SELÇUK' un "Miting iyidi miting iyidi" dediği, İ.Y.' nv'MM hiç yok böyle şeyler önemli olsun yani. sadece gazete köşelerinde yazılarla haberler olftıriyor -bu işler meydanlara çıkılması lazım" dediği, İ.SELÇUK' un "Çok iyi çok*ıyâ" deYANI BİR OLAY OLURSA, ORDU MORDU^LUSALÇILAR AMERİKA İLİŞKİLERİ BOZULUR DİYE DfeM>RMk"'^
" FİLAN TÜRKİYE İLE
ani Amerika'nın galiba

*'

kulağına kar suyu kaçtı" dediği, İ.Y.'m "Balbayı akşam aramışlar demişler ki sizinle yine ayrıca görüşeceğiz demişler, Bire bir" dediği, İ.SELÇUK' un "Şimdi biz bugün çok iyi yapmışız, Manşetimiz çok iyi" dediği, İ.Y.'m "E ŞİMDİ BİRİNE MÜEBBET VERDİN" "Gerisi kaldı" dediği, İ.SELÇUK' un "...MEHMET AĞAR DA İYİ DE, ŞU ŞEYİ KOYDUK MU YAV, MURAT KARAYALÇIN" "Şey diyecektim, hı bu Oray EĞİN diye bir çocuk var" dediği, İ.Y.'m "Evet kafalar karışık. Bugün şeye koydum, Cumhuriyet Yazarları falan, içeri aldık, haber yaptık. AKP için çalışan kalemler. İlhan Selçuk'a, Türklüğe hakaret suçlaması, Ertuğrul ÖZKÖK'e hamam böceği benzetmesi diye" dediği, İ.SELÇUK' un "...farkında değil aptal yani bir noktada, şimdi bir SAVCI BUNU İHBAR SAYIP DAVA AÇSA. NE DURUMA DÜŞECEK FARKINDA DEĞİL ...İŞLER TÜRKİYE DE KARIŞIK İŞİN İÇİNDEN NASIL ÇIKILACAK KİMSEDE BİLMİYOR yani" "Bu Gül Atmaca yi sen tanıyor musun" "...Şimdi, MESELA O REKTÖRLERİN ŞEYİNE GİTTİK, DUMAN OLDUK YAV. Bir noktada" dediği, İ.Y.'m "Şeyin selamı var abi, Atilla ATEŞ VE Fikret BOZTEPE'NİN SELAMI VAR.ESKİ HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI VE KARA KUVVETLERİ KOMUTANI" dediği, İ.SELÇUK' un "...bu KOMUTANLAR BİRAZ İLGİ BEKLİYORLAR galiba. Aytaç YALMAN da ancak beni çağırırsanız gelirim demişti" dediği, İ.Y.'m "Ben de öyle söyledim, ATEŞ PAŞAYA dedim ki İLHAN ABİ SİZİ BEKLİYOR, sizinle konuşacak çok şeyiniz var dedim" dediği, İ.SELÇUK' un "ŞU BÜLENT ARINÇ VAR YA AĞLADI" "Şimdi o normal bir olay değil o. Bunlar şey, yani o konuşuyor, o ağlıyor, matrak yazı olur ama içeriğinde de durmak lazım..." "BUNLAR DENGESİZ VE DİNCİ KERATALAR, Bunlardan hayır gelmez" dediği,
Tape:3893, 15.02.2008 günü saat:11.50 sıralarında İlhan SELÇUK ile Alev'in yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
ALEV in "Bende şimdi bir şey yok abi fazla bir şey Oktay beyin selamı var sana çok teşekkür etti falan dün gece oraya gittik o Oktay SÖNMEZ var ya" ".. .TALAT PAŞA o gece söylediler ya TALAT PAŞA KOMİTESİ BİLMEM NE FALAN." "BİZİ DE DAVET ETMİŞLER AMA BEN PEK BU İŞÇİ PARTİSİNİN ŞEYLERİNE FAZLA" dediği, İ.SELÇUK' un "VALLAHA GİT İYİ OLUR YANİ BİR ORTADA" dediği, ALEV in "İlişki kurmak." Dediği, İ.SELÇUK' un "Efendim Oraya zannediyorum İşçi partisinin dışında da bir takım kişiler" dediği, ALEV in "Çok insan geliyor birde Denktaş m Başkanlığında" dediği,
Tape:1833 16.02.2008 günü saat:10.44 sıralarında İlhan SELÇUK ile M...' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "Son bir hafta 3-4 kişiyle üst katta benim odada şu anda neler oluyor, çünkü şu anda bi şeyler oluyor bu Başbakan sinirli. Amerika hem bizim Cumhuriyet'in WASHİNGTON'daki muhabirini orda çağırdı, hem burda BALBAY' ı çağırdı hem bilmem ne falan. Bütün bu istihbarat bi şey arıyorlar. Ve ne yapacakları belli değil. Fakat Yav Mehmet geldi Kuzey Irak ı işgal etti PKK'yı himayesine aldı terörü himayesine aldı. Ve terörü kışkırttı Türkiye ye saldırttı Türkiye yi dize getirdi ondan sonra şimdi orayı bombalamaya izin verdi. Terörü himaye eden efendim adam geliyor oradan KJraktan Amerika komşusu oldu Türkiye'nin KJrakta, işgali altında K.Irak, yani bizim G.Doğu nun komşusu Amerika istese bir anda bitirir Terörü, şimdi Şimdi böyle iken biz Afganistan da NATO da Amerika ile birlikte El Kaide ye karşı Türkiye'nin askeri birliği var. Yav akıl alırmı bunu Allahını seversen." Dediği, MEHMET' in "Bütün bunları anlattı adam detayları ile yav." Dediği, İ.SELÇUK' un "...fakat bizim halkımız bir alem tabi, çok felaket çok felaket senin faksın varmı?" "...bugün çıkan yazı Kıbrıs'taki Popodppulos kbniişuyor diyor ki...imtiyazlı ortaklık için özel ortaklık için bile bizim onayımız gerekir diyor, şimdi adamın iki dudağının arasmdasm yav yani bunları yazıyorsun her' gün ^bplum kımıldamıyor yav, Neyse ŞİMDİ


BİRAZ KIMILDAMAYA BAŞLADI BİRAZ AZICIK ÇOK AZ BİR ŞEY" dediği, MEHMET' in "Ben hiç zannetmiyorum Aydınlar bile işin farkında değil" dediği, İ.SELÇUK' un "Yav Şey ya Doğu PERİNÇEK gitti İsviçre'de dediki Ermeni soykırımı yoktur olmamıştır. Adamı mahkemeye verdiler İsviçrede ceza verdiler. Burda bizim Türkiye'de Boğaziçi Üniversitesinden, Sabancı Üniversitesine kadar ve bütün medyada Ermeni soykırımı vardır diyen bi sürü adam var ortada ya. Yani Türkiye inanılır bir durumda değil insanların akılları başlarından gitmiş." Dediği, MEHMET' in "Zaten şey
söylüyor tımarhane Cumhuriyeti, " dediği, İ.SELÇUK' un "BİTİRİCEKLER
TÜRKİYE'Yİ EĞER BİR ŞEY OLMAZSA BİR SÜPRİZ OLMAZSA" dediği, MEHMET' in "Bitirmeme kararırını da onlarım alacaklar diyorsun" dediği, İ.SELÇUK' un "Toplumda belli olmaz BİR ASKER KALDI FALAN FİLAN BİRDE ONUN ETRAFINDA YARGIÇLAR." Dediği, MEHMET' in "Asker ne yapabilir be İlhan cim ne yapabilir. Silahı çekicek Allah Allah diye karşıdan gelen kardeşi babası heriflerin ya oda bitti." Dediği, İ.SELÇUK' un "Dediğiniz doğru bi anlamda ÇÜNKÜ İNSAN DEĞİŞTİ İNSANLAR ARTIK AKLIYLA HAREKET ETMİYOR DİN DİYE Bİ ŞEY, DÜŞÜNEBİLİYORMUSUN yav kadının diyorlar örtünmesi özgürlüğüdür böyle bi şey olurmu" dediği, MEHMET' in "Tamamen ters bi şey. Adamda aynen bunu anlattı programda işin enteresan tarafı Menderes le başladı diyor. ... Özal da ters bi şeyle karşılaşıyor anlayamadı dilini yuttu diyor adam diyo filan. Ama öldü arkasından filan" "İlhancığım yazmak konuşmak yetmiyor, bunları sistemli bir şekilde santranç oynar gibi koymak lazım. Bu zamana kadar adam nerdemiş niye beklemiş işte şimdi bunu ortaya çıkarıyor anlamıyorum."dediği, İ.SELÇUK' un "Halka kim götürür, siyasi partilerin görevi ne, Halk partisi," dediği,
Tape:1838 19.02.2008 günü saat:12.36 sıralarında İlhan SELÇUK ile X bayan/BALBAY' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;


İ.SELÇUK'un "...Bülent YENER ile galiba itişip kakışıyorlar işte orada bir Bülent vardı onun bir şeyi çıktı problemi onu tasfiye edilmesi gerekiyordu ... Bülent YENER biraz kaknemlik mi ediyor" "...Serdar memnun Bülent'ten ne sen memnunsun nede İbrahim memnun ortada böyle bir olay var, Ersin'i de kışkırtıyor galiba Bülent" dediği, BALBAY'm "....memnunluk memnun değilik duygusunu çok lüks buluyorum eğer orda gerekli ise ve onunla çalışacaksak çakşırız abi..." dediği, İ.SELÇUK' un "...Er..in Akgüç ...bu işleri sen Erol ERKUT, Bülent YENER, Hüseyin GÜLER üçü anlaşamadılar bunun üzerine Erol'u efendim vakfa aldık bilmem ne Ersin i öyle istedi Erol ile kim çalıştı Güray ÇAPAN çalıştı yani baktık ki gazeteye yani Günay ÇAPAN gelmiş 2 milyon dolar getiriyor fakat bizim Hüseyin ile Bülent istemiyorlar adamı. Yani anlıyor musun Cumhuriyet in zorluğunu bunun üzerine onlan pasif tarafa aldık ve oraya Erol u oraya koyduk Günay ÇAPAN, Erol ile çalıştı parasmı koydu efendim dolar 613 bin lira iken efendim getirdi 2 milyon doları sonra dolar efendim 1 milyar 200 bin iken de 1 milyon dolarını aldı oda karlı çıktı. Şimdi de efendim zeytinleri elinde kalmış onlan satayım diye şimdi olay manzara-i umumiye bu. Şimdi burada Balbay bir Serdar'ı bir kere sakinleştirelim ben bu Bülent YENER meselesine falan bi bakayım efendim çünkü sorun çözmek yerine sorun çıkarmak üzerine istiyor galiba" dediği, BALBAY'm "...ÇANKAYA BELEDİYESİ ARTIK ONLAR İLE İLİŞKİMİZ BİZİM böyle HANİ İKİ RESMİ KURUM GİBİ artık DEĞİL YANİ FALAN... DİYELİM Kİ BELEDİYEDEN BÖYLE BİR GELİR GELİYOR BÖYLE BİR KALEM YOK ZATEN GAZETE DE YANİ BÖYLE BİR GELİR KALEMİ YOK SIFIRDAN GELİYOR GAZETEYE AMA BU NASIL GELECEK BUNUN MUHASEBESİNİ ŞÖYLE YAPALIM SİZ ELDEN PARA ALMAYIN- BİZİM HESABIMIZA GEÇSİN ŞİMDİ BEN BAŞKAN'A BAŞKAN BİZE BUNU YAPIYORSUN AMA BUNU RESMİ KAYDA GEÇİR BİLMEM NE şimdi" dediği, İçSEm^^-un^Efendim Şimdi artık herkes

Hiç yorum yok: