29.7.08

ERGENEKON İDDİANAMESİ 601 - 650 SAYFALAR,

birilkte bu mitinge katıldıklarını. Bilahare Danıştay saldırısından sonra gözaltına alınıp serbest bırakılmasını müteakip geçmiş olsun ziyareti için yine bürosuna gittiğini. Bu olaydan 2 ay kadar sonra da yine MUZAFFER TEKİN in basma dava açmaya hazırlandığını Kendisinin basın arşivi kuvvetli olduğu için eksik gazete nüshalarını istediğini,ve kendisine onları verdiğini. Ancak kendisi ile bir arkadaşlık ilişkisinin olmadığmı.Yaşçada kendisinden büyük olduğunu ve bu şahsın ofisinde başbaşa kalabilmek gibi bir durum da olmadığını. Çünkü ofisinin sürekli ziyaretçilerle dolu olan birisi olduğunu.Kendisinin de oradaki genel sohbetlere iştirak ettiğini. Genelde de gündeme dair memleket meseleleri konuşulduğunu. RAFET ARSLAN isimli şahısı MUZAFFER TEKİN ' in arkadaşı olması sebebi ile tanıdığını. Kendisi ile başka bir diyalogu olmadığını. Ancak MUZAFFER TEKİN bu olay sebebi ile gözaltına alındıktan sonra kendisini arayarak durumu sorduğunu. MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK ile 2005 yılında internet üzerinden tanıştığını. Kendisi ile mailleşerek telefonlaştıklarmı ve sonra buluştuklarını. Bu şahsında kendi sitesinde yazılar yazdığını. Sonra kendisi ile aralarının açıldığını. Kendisi ile bu olaydan sonra da bir daha görüşmediklerini. AYŞE ASUMAN ÖZDEMİR ile geçen yıl internet ortamında tanıştıklarını, 2 kez de kendisi ile görüştüğünü. İsmini saydığı bu kişilerden OKTAY YILDIRIM, MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK ve AYŞE ASUMAN ÖZDEMİR' in yazar olduklarını. Genelde internette yazılar yazdıklarını.
www.acikistihbarat.com adlı internet sitesini 2005 yılının başında kendisinin açtığını. Sitenin sorumluğu ve içerik sorumluluğununkendisine ait olduğunu. Sitede yayınlanacak yazılan tümüyle kendisinin karar verdiğini, nihai karannda kendisinden geçtiğini.
OKTAY YILDIRIM ile düzenli olarak görüşürdüklerini. Kendisinin arkadaşı olduğunu. Bu şahsın malulen asker emeklisi olduğunu. Bu kişinin 27 adet el bombası sahibi olduğu gerekçesi ile tutuklanmasının medyada yansıtılma şeklini yazılarında komplo olarak nitelendirdiğini ve hem medyayı hem de kamuoyunu bilgilendirmek maksadıyla bu şekilde yazdığını. Çünkü OKTAY YILDIRIM' ı tanıdığı kadan ile sözü edilen olay ile bağdaştıramadığı için kendisi ile ilgili kişisel görüşlerini ve medyanın yansıtmasmdaki yanlışlılan ortaya koyduğunu. Bombaların Hasdal Kışlasmdaki çöplükten bulunmak suretiyle ele geçirildiğini basının yazdığını.Basmm bu yansıtış biçimini böyle bir şey olamayacağı için hicvettiğini. Aynı şekilde sitesinde değişik tarihlerde " Tekin intahar etmeden bir gece önce bir gece sonra" , "devlet bahçesinde milliyetçilik ve kemal beyin hataları" ve "medyanın görmediği oktay'm bombaları ve ulusalcı çete" başlıklı yazılannda yine benzer gerekçelerle olaylann medyada yansıtılış biçimine karşı kendi doğrulanm aktarmak maksadıyla belirtilen şekilde bu yazılan yazdığını.
AYŞE ASUMAN ÖZDEMİR in Danıştay Cinayetinden yaklaşık 1 ay kadar sonra kendisinden MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK ile ilgili bilgi talep ettiğinin, doğru olduğunu.Olaylann şöyle gelişmiştiğini. Danıştay cinayeti sonrasında MUZAFFER TEKİN ' in intahanndan önceki gace ZEKERİYA ÖZTÜRK ün kendisini arayarak bu olayla ilgili bir röportaj yayınlayalım dediğini.Kendisin de önce senin konu ile ilgili yorumunu dinleyeyim, ona göre gerekli karan veririm dediğini.Bunun üzerine Kadıköy' de buluştuklannı, bir yerde oturup ve sohbet etmeye başladıklannı. Kendisi ile) MUZAFFER TEKİN adına onunla röportaj yapmasını istediğini.Kendisinin de " senin sıfatın ne ki ben seninle MUZAFFER TEKİN adına röportaj yapayım diye sorduğunu. Onun da kendisinin MUZAFFER TEKİN ' in en yakın silah arkadaşı olduğunu söylediğini MUZAFFER TEKİN ile aralannda en az 10 yaş fark olduğunu ve gerçeğin böyle olmadığını bildiğini söyleyerek bu talebi reddettiğini. Kendisine MUZAFFER TEKİN ' in yerini biliyorsa yazılı olarak sorular verebileceğini ve ancak MUZAFFER TEKİN ' in el yazısı ile cevaplar gelirse bunu yayınlayabileceğini, aksi takdirde hem etik hem de hukuki açıdan töhmet altında kalacağını " söylediğini. ZEKERİYA ÖZTÜRK ün bunun üzerine kendisini inandırmak adfila cebinden MUZAFFER TEKİN ' in
600 İ ' ^
kimliğini çıkardığını. Kendisinin de " bu kimliğin sende olması çok şüpheli, sende ne işi var deyince sinirlendiğini ve avukat tutmak gerekçesi ile kendisinden aldığım söylediğini. Bunun üzerine ben geçmişte yaşanan CEM ERSEVER olayını kendisine hatırlatarak bunun kendisine çok şüpheli gözüktüğünü ve bu konuşmanın kendi açısından bittiğini " söylediğini. Bütün bu konuşmalar sırasında yanında OKTAY YILDIRIM' m da bulunduğunu. Tüm bu konuşmalara da şahit olduğunu. Bu konuşma sonrasında da ZEKERİYA ÖZTÜRK ün köşesini sitesinden çıkarmasını söylediğini kendisinin de bunu kabul ettiğini.
Kamuoyunda Atabeyler çetesi olarak bilinen kişilerle ilgili olarak AYŞE ASUMAN ÖZDEMİR ile konuştuğunu, ancak MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK ün Atabeyleri sattığı tarzında kendisine hiç bir şey söylemediğini. Çünkü Atabeylerle ilgili medyada okuduğu kadan ile bilgi sahibi olduğunu. AYŞE ASUMAN ÖZDEMİR' in neden böyle bir şey söylediğini bilmediğini. ZEKERİ YA ÖZTÜRK' ün bu kişilerle bir bağlantısı olup olmadığını da bilmediğini. ASUMAN ÖZDEMİR' e Genel Kurmay Başkanı aleyhine yazılar yazmasını söylediği hususunun da doğru olmadığını.
Ankara ' daki Danıştay saldırısı sonrasında AYŞE ASUMAN ÖZDEMİR isimli şahıs ile Kadıköy Epsilon Kafede sohbet maksadıyla buluştuklarmı.Yazar oldukları için Danıştay saldırısı konusunda analizlerini karşılıklı olarak paylaştıklarını. Bu sırada MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK' ü sorduğunu, kendisinden bilgi istediğini,kendisinin de ZEKERİYA' nın bütün medyaya haber vermek maksadıyla dolaştığını söylediğini. Anladığı kadan ile MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK, MUZAFFER TEKİN ' in arkadaşı olduğu için bu kişi ile röportaj yapılmasını sağlamaya çalıştığını. Yukanda da belirttiği gibi bunu kendisine de teklif ettiğini. ASUMAN m ZEKERİYA ÖZTÜRK' ün ZAFER (KOD) MUZAFFER TEKİN ' in ofisine yakın bir yerde onun arkadaşı ile birlikte bir ofis tuttuğunu söylediğini ve bu sebeple ZEKERİYA' nın MUZAFFER TEKİN ile bağlantısını koparmamaya çalışacağını söylediğini. Bu konuşmanın aynen anlattığı şekilde gerçekleştiğini. İddia edildiği gibi ZEKERİYA ÖZTÜRK' ün MUZAFFER' in devri bitti benim devrim başladı gibi bir söz söylediği hususunun doğru olmadığını.
www.2023platformu.org isimli siteyi 2003-2004 yıllannda kendisinin oluşturduğunu. Adresinde yapılan aramada ele geçen buna ilişkin dokumaman görmediğini ama 2023 platformunu tanıtan bir metin ile aynca o metnin sunum hali şeklinde bir başka metinin olduğunu. Elde edilen belgelerin bunlar olabileceğini. Sözünü ettiği site Cumhuriyetin 100. yılında tam bağımsız bir Türkiye' ye nasıl ulaşabileceğimizi hedefleyen ve bu yolda projeler üretmeye çalışan bir düşünce platformu olduğunu. Ancak bu sitenin atıl durumda bulunduğunu.
Bilgisayannda ve fiash diskinde yapılan incelemelerde; flash diskinde silinmiş halde bomba şeması ve buna ilişkin ingilizce metodunun bulunduğu bir belgeye rastlandığını, yaptığı araştırma gereğince ben her türlü dokümanı topladığını. İnternetten anarchist cookbook isimli bir dokümanı indirdiğini hatırladığını. Hatırladığı kadan ile bunun anarşizim düşünce ekolünü açıklayan bir kitap olduğunu. Ancak bu düşünceyi tasvip etmediğini, araştırma maksadıyla indirdiğini. Ancak yine evinde ele geçtiği söylenen "film canister freball" başlıklı belgeden haberi olmadığım. Yine bomba yapımına ilişkin olduğunu düşündürecek dokümanlardan de haberi olmadığını. Bunların indirdiği dokümanın eki olarak gelmiş olabileceğini hatırlamadığını. Ancak Ankara Emniyet Müdürlüğü adına şirket bünyesinde çalışırken yurt dışında aldığı kurs sırasında bu fiash diskin kendisine çalışma aracı olarak verildiğini ve bünyesindeki silinmiş dosyalann bulunmasının istendiğini. Bu diskteki emniyet müdürlüğünce ele geçirilen bu belgelerin bu esnada eğitim amaçlı olarak flash diske kaydedilmiş bilgilerde olabileceğini. Sözünü ettiği eğitimin 2003 yılı civannda olduğunu.Bomba yapımı ile bir ilgi ve alakasının olmadığını.

/ "-

Ekli "Devletin yeniden yapılanması için öneriler" başlıklı belge fotokopisi gösterildi, soruldu ;Bu konu ile hiç bir bilgisinin olmadığım. İlk kez emniyet müdürlüğünde bunu gördüğünü.
Gözaltına alınmadan önceki hafta içerisinde acıkistihbarat sitesinde "Yeni yazarımız yakında yaymda.Dr. Şerefsiz Ödlek" başlıklı bir köşe açıldığının doğru olduğunu. Bununla ilgili olarak ÜMİT SAYIN' m şikayeti üzerine Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğünde ifade verdiğini. Bu köşenin ÜMİT SAYIN ile bir alakası olmadığını, kastının ÜMİT SAYIN olmadığını, toplumsal olayları hicvetmek üzere MAHLAS isimle kendisinin yazacağı bir site olduğunu beyan ettiğini. ÜMİT SAYIN' m gereksiz yere bu ismi üstüne alındığını söylediği. Devekuşu benzetmesi olsun diye de kafasını kuma gömmüş bir adamın fotoğrafını köşeye eklediğini.Kimseye hakaret etmediklerini ve tehdit de etmediklerini.
Her hangi bir suç örgütü ile ilgi ve alakasının olmadığını. Tehdit suçlamasını kabul etmediğim. Yine hakaret şeklindeki yorumlara da katılmadığını. Söz konusu fotoğrafın kafası kuma gömülmüş bir adam resmi olduğunu, bu köşede mizahi bir karakter yaratmak amacı ile Dr. Şerefsiz Ödlek Mahlas ismi kullanıldığını. Bu amaçla bu köşede yazı yazılacağını. Diğer dosya şüphelileri ile ilgisini belirttiği şekilde açıkladığını. Suçlamaları reddettiğini, serbest bırakılmayı talep etiği,
07/06/2008 tarihli ek ifadesinde,
Daha önce aynı suç ile ilgili olarak ifade verdiğini. Aynen tekrar ettiğini,
Kendisinin olmayan bir örgütün üyesi olmak ile suçlandığını. Böyle bir örgüt olup olmadığını Var ise örgütün şeması ne olduğunu, birimleri neler olduğunu. Kendisinin hangi biriminde görevli olmakla suçlandığını,
Kendisine Ergenekon terör örgütünün teori, senaryo ve propaganda biriminde görevli olup olmadığı hususu sorulduğunda; suçlamayı kabul etmediğini,
ERGÜN POYRAZ ile 2 kez karşılaştığını. ERGÜN POYRAZ' m kitabının taslağını aldığını, Ergün POYRAZ in yayıncı aradığını yayıncı bulmasına yardımcı olmaya çalıştığını.
ERGÜN POYRAZ' m ifadesi okunup, sorulduğunda; kendisinin ifadeyi kabul etmediğini Çünkü patrikhanede bir kutlama kokteyl olduğunu Bu kokteyl sırasında Ergun POYRAZ m bizzat kitabının bastırılması için kendisinden ricada bulunduğunu ve CD ortamında daha önceki aramalarda kendisinden elde edilen kitap taslağını verdiğini. Kendisinin bu taslağı bir iki yayın evine götürdüğünü. Hatta Güncel Yayıncılığa götürdüğünü. Bu yayınevinin CD.' yi alıp, çıktı olarak bir suretini kendisine verdiğini. Yayınevinin İnceleyip basıp basmayacağına karar vereceğini.
Kendisinin ERGÜN POYRAZ ile daha önceden tanışmadığını. Patrikhanede tanışınca kendisine Ergun POYRAZ'm kitabının yayınlanması için teklifte bulunduğunu. Hatta bir süre sonra Ergun POYRAZ kendisini telefonla arayarak Togan yayınevi ile anlaştığını, kitabını Ergun POYRAZ'm bastıracağını söylediğini. Daha sonra da bir sefer ÜMİT SAYIN, Ergun POYRAZ ile görüşmeye giderken kendisini de çağırdığını. Karaköy' de Ergun POYRAZ ile görüştüğünü. Başka bir irtibatının olmadığını. Ergun POYRAZ'm kendi sitesinde bir kaç kere yazdığını. Kendisinin bu siteyi 2004 yılının sonu 2005 yılının başında kurduğunu. Kendisinin herhangi bir dernek üyesi olmadığını.
SEVGİ ERENEROL ile de KEMAL KERİNÇSİZ aracılığı ile tanıştığını. Boğazlıyan Kaymakamı ile alakalı bir mitingde SEVGİ ERENEROL ile tanıştığını.
KEMAL KERİNÇSİZ ile de o civarlarda tanıştığım ancak tam hatırlamadığını.
BEKİR ÖZTÜRK ile OKTAY YILDIRIM' m İstanbul şube başkanı olduğu Kuvai Milliye Derneğinin toplantısında tanıştığını.
OKTAY YILDIRIM'ı daha önceden tanıdığım. Oktay YILDIRIM'm kendisine e-posta attığını. Kendi sitesini takip ettiğini. Kendisinin Oktay YILDIRIM'a teklif ettiğini vekendi sitesinde yazmaya başladığını. , ' "~ ~
#$£ ^ '.■?<&£^pz^-p
HABIP UMIT SAYIN'm da daha önceden yazdığını ancak OKTAY YILDIRIM tutuklandıktan sonra yazı yazmamaya başladığını ve aralarının bozulduğunu. Davalık olduklarını.
GÜLER KÖMÜRCÜ ile 2-3 kez gazeteci olarak konuştuğunu.
VELİ KÜÇÜK ile hiç tanışmadığını.
MUZAFFER TEKİN ile 2 kez ofisinde karşılaştığını.
Kuvai Milliye Derneğinin Üsküdar Aşmalı Konaktaki toplantılarına iki kez iştirak ettiğini. Kendisinin İLHAN SELÇUK' u tanımadığını. DOĞU PERİNÇEK ve arkadaşlarını bilmediğini. Ancak 1994 yılında Cumhuriyet Gazetesinde kısa bir süre çalıştığını ama İLHAN SELÇUK' u tanımadığını.
ALİ İHSAN GÜRCİHAN'm babası olduğunu. Kendisi babasının emekli olduğu tarihi bilmediğini. Babasına sorulmasını istediğini.
ERGÜN POYRAZ' m kitabında kullandığı "iç tehdit raporu" ve irticai örgütlenmelerle ilgili rapor"da babasının imzasının olup olmadığını bilmediğini. Ama kendisindeki kitapta babası ile alakalı bir ibare olmadığını. Babasından hiç bir zaman resmi belge ve bilgi almadığını. Bütün telefon görüşmelerinin kayıt altında olduğunu. Bu iddiayı ortaya atanların bunu kanıtlamasını istediğini.
Ayrıca kendisine gösterilen Dağıtım Arz yazısında da gizli raporun birçok askeri kuruma dağıtıldığının, ayrıca MGK' ya dağıtıldığının yazıda olduğunu. MGK'nın sivil bir kuruluş olduğunu
Son aramalarda elde edilen gizli ibareli ve hizmete özel ibareli bazı resmi evrakların nereden geldiği hususları sorulduğunda; gazeteci olduğunu, kaynaklannı açıklamak zorunda olmadığını, bunlann kendisine posta ile kapısının önüne gelmiş evraklar olduğunu. Bu evrakların hiçbir yerde yayınlanmadığını
2023 Platformu'nun kendisine ait olduğunu. 2005 yılında bir sivil toplum örgütü kurmak amacı ile planladığını. 2005 yılında Taksim' de Kervansaray Otelde 2 defa toplantılannm olduğunu oldu. Sitelerinde toplantıyı duyurduklanm ilgilenen insanlar geldiğini. Herkese açık bir toplantı olduğunu. Dinamik yakalayamayacaklannı gördükleri için bu yöndeki çalışmalan bıraktıklannı. "İcra Kurulu Toplantısı" yazan yazılarda yine bu oluşum için yaptıklan çalışmalarla alakalı olduğunu
"Sayın Kusoğlu" başlıklı 99 tarihli yazının kendisine ait olduğunu. Ancak bu şahsı hatırlayamadığını.
Dosyadaki belge üzerindeki tarihlerin 2000 yılı olduğu görülüp sorulduğunda; kendisinin aslında bu konudaki çalışmalann 1998 yılında başladığını 2005 yılma kadar devam ettiğini. Ancak daha sonra bu konuda bir dinamik yakalayamayacaklannı anlayınca vazgeçtiklerini
"2023/7 bir vakıf, dernek veya sivil toplum örgütünün ötesinde bir harekettir" tabiri ile de 2023 yılı içinde Türkiye'nin ilk yedi ülke arasına girmesini hedefleyen bir misyon ve zihniyeti kasdedildiğini
"Uzlaşmayıcı bir hareket değildir" tabiri yabancı dış güçlerle uzlaşmayan milli bir hareket olduğunu
"Demokratik bir örgüt değildir" tabiri ile düşünülen sivil toplum örgütünün kurallanndan bahsedildiğini,
"Yapılabilecekler hakkında" diye başlayan bölüm bir anayasa taslağı olmadığı, bir öneri olarak düşünülen bir çalışma olduğunu
Dosyada mevcut PKK ve Adli Tıp başlıklı Şebnem FİNCAN isimli klasörde bulunan yazılarla alakalı olarak sorulduğunda; CD'nin kendisine bir kaynaktan ulaştığını; Ancak hiç bir yerde CDyi kullanmadığını. ŞEBNEM KORUR FİNCANCI'nın ÜMİT SAYIN ile itilaflı biri olduğunu, aralannm iyi olmadığını. Kendisinin bu konuda kaynağım saklı tutma hakkını kullandığını

CD. içerisinde;
Ermeni soykırımı ile alakalı yazılar, Adli Tıp Enstitüsünde olanlar, Avrupa Birliğinden İşkence konusunda rapor, Sevgili hocam diye başlayan Drej anlar ve İzollu aşireti başlıklı yazı ve arkasında TC. Başkanlık Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığına, konu inceleme, Başbakanlığa başlıklı yazı ve devamında susurluk olayına ilişkin raporun ve akabindeki diğer belgelerin olduğu CD. lerin kendisine ayrı geldiğini. Kendisinin getiren kaynağa güvenmediği için ve bilgisayarına bir truva atı programı bulaşacağı şüphesi ile CD.' yi hiç açmadığını, içine bakmadığını ve arşivine kaldırdığını. Bilgisayarında da bu CD.' nin açıldığına ve içeriğine dair hiç bir iz bulunmadığı bunun kanıtı olduğunu.
17 numaralı CD. içerisinde bulunan belgelerde 2023 oluşumu hakkındaki sorular-cevaplar bölümünün devamında iletişim hiyerarşisi başlıklı bölümlerin kendisine ait olduğunu. Burada dernek ile alakalı iletişimin nasıl olacağını ve bir olay sırasında en etkili ulaşımın iletişim zinciri şeklinde olacağını kendisinin planladığını. Burada bir gizlilik veya başka bir niyet olmadığını. Telefon maliyetinin az olması için yapıldığını. Her hangi bir başka bir amacı olmadığını
Bilgi Kuvvetleri Komutanlığı başlıklı yazılar kendisinin bizzat yazıp yayınladığı yazılar olduğunu
İkametinde yapılan aramada elde edilen, hp marka dizüstü bilgisayar içerisindeki, ıbmtravelstar marka, seri numarası 9zs81393 olan bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede "kirikay.doc" isimli bir msword dosyası tespit edildiği; bu dosya incelendiğinde;
"Süleymaniye Baskınının intikamının alınması konusuyla ilgili "OPERASYON KIRIKAY" adı altında bir çalışmanın yapılacağı, söz konusu operasyonun 3 yıl süreceği,
Temel protokol başlığı altında GİZLİ ligin esas olduğu, konu ile ilgili telefonda, e-posta üzerinden veya takip edilebilir herhangi bir mecra üzerinden ASLA haberleşilmeyeceği,
Konu hakkında yüz yüze konuşulurken bile mümkün olduğunca ALTERNATİF SÖZCÜKLER (parantez içindekiler) üzerinden konuşulacağı,
Konu hakkında hiçbir yazılı metin; Internet bağlantılı bir bilgisayar üzerinde bulundurulmayacağı,
Konu hakkında; temasta olan hiçbir kurum veya kişiye konuya sözedilmeyeceği, SENARYO en fazla üç kişi arasında bilineceği ve operasyonda yer alacak diğer elemanlara bile ayrıntılar en son ana kadar saklanacağı,
Konu hakkında soru ile karşılaşıldığında, karşı tarafa "bu tarz bir şeyi yapmanın mümkün olmadığı", "devletin zaten bunun intikamını aldığı" söylenip; varolan çalışmanın film çalışması olduğu vurgulanacağı ve her türlü dezenformatif bilgi verilerek dikkatler dağıtılacağı ifadelerinin yer aldığı görüldüğü. SÖZ KONUSU BELGEDE;
Albay Mayville'in (BAŞKAN)
Albay Mayville'e emir verenlerin (KURUL)
Operasyon'un (GÖZLEM)
1 SENE'nin (YAĞMUR DÖNEMİ )
2 SENE'nin (GÖKKUŞAĞI DÖNEMİ)
3 SENE'nin ( ALACAKARANLIK ) Hareket Planının (SENARYO) Korkut Eken'in (IŞIKÇI))
Başına çuval geçirilen askerlerimiz'in (OYUNCULAR)
TSK'nin (Hollyvvood) olarak kodlandığı anlaşıldığı
Bu konunun kendi yazdığı bir roman çalışması olduğu. 2 yıl önce başladığı. 2 hafta önce de kitabını yazdığı. Bu bilgiler romanın içindeki çalışmalar ve kendi yazdığı senaryo yazılan olduğu. Romanın konusunun Kınkay teşkilatı diye bir teşkilatın anlatılması olduğu.

Kendisinin MUZAFFER TEKİN'le ve onda ele geçirilen CD.' nin içinde Süleymaniye konusunun işlenmesi ile alakalı bir bilgisinin olmadığı. Kendisinin MUZAFFER TEKİN ile telefonla görüşmüşlüğünün olmadığım. Danıştay olayı sonrası tanıştırdıklarım, MUZAFFER TEKİN'in ofisine gidip 2 kez sohbet ettiğini, onun dışında telefonla dahi görüşmediğini.
MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK zamanında kendisinin sitesinde yazdığını. Danıştay olayından sonra MUZAFFER TEKİN' i yanlış yönlendirdiği için kavga ettiğini ve ayrıldığını.
İSMAİL YILDIZ'm SESAR'm başkanı olduğunu, 2002-2005 yıllan arasında SESAR' m başkan yardımcılığını yaptığını, Çeşitli raporlar kaleme aldığını ve bazı yazılarda yazdığını, İSMAİL YILDIZ'dan çıkan gizli bilgi ve belgelerle alakası olmadığım, kendisinin sadece web sitesini yönettiğini, Bu sitenin sesar.com.tr adı altında yayın yaptığını.
Dosyada mevcut telefon, iletişim, analiz dokümanları sorulduğunda; 0 532 595 90 46 numaralı telefonun kendisine ait olduğunu.
Dosyadaki raporda MUZAFFER TEKİN ile 37 defa görüştüğü hususu sorulduğunda; 'görüşmüş isem de bunlar geçmiş olsun vb. demek için falandır' şeklinde beyanda bulunduğu,
Kendisinin yukarıda telefon ile görüşmediğini söylemiş ise de isnat edilen suçla ilgili görüşmesinin olmadığını, Yoksa haber için falan görüşmüşümdür dediği.
KEMAL KENİÇSİZ ile eskiden görüştüğünü, Ancak daha sonra aralarında ihtilaf olduğunu, son olarak tutuklanmadan 1 ay önce KEMAL'in ofisinde görüştüğünü, Bunun dışında bir irtibatının olmadığını.
GÜLER KÖMÜRCÜ gözaltına alınıp serbest bırakılmasından sonra bir kaç sefer telefonda görüştüğünü. Daha önceden de görüştüğünü.
OKTAY YILDIRIM ile ayda bir iki defa yüz yüze görüştüğünü. OKTAY ile 2006 yılında tanıştığını. Telefonla da sık sık görüştüğünü. MUAMMER KARABULUT ile görüştüpnü hatırlamadığını
Dosyada mevcut raporda 3 defa görüştüğü hususu sorulduğunda; site ile alakalı görüşmüş olabileceğini.
AYŞE ASUMAN ÖZDEMİR ile Kadıköy'de iki kere yüz yüze görüştüğünü. Bir de Boğazlıyan Kaymakamının Beyazıt'taki mitinginden sonra evine götürdüklerinde evinde bir çay içtiklerini.
İkametinde yapılan aramalarda elde edilen dijital malzemelerin incelemesinde milletvekillerialbum.xls isimli bir dosya bulunduğu, bu dosyası incelendiğinde;
"Bir çok milletvekili ile ilgili kişisel bilgilere yer verildikten sonra kişilerin siyasi, felsefi veya ırki kökenlerine ilişkin verilerin yer aldığı görülmüştür. Ayrıca listede yer alan bazı milletvekillerinin karşısında "İyi İzlenmeli, Takip Dışı, Değerlendirme Dışı" GİBİ ifadelerin bulunduğu görülmüştür.
Bu listelerin kim tarafından, ne amaçla hazırlandığı, bu listeleri kimden ne şekilde temin ettiği hususu sorusuna:
Bu dosyalan SESAR'daki görevi sırasında SESAR'ın bilgisayarlannm yedeğini almakla yükümlü olduğunu, O yedekler arasında arşivde yer alan bir rapor olduğunu, zaten kişisel bilgisayanmda değil, SESAR'm kendisine tahsis ettiği dizüstü bilgisayar içerinde bulunduğunu, Raporu kendisinin yazmadığını,
İkametimde yapılan aramalarda elde edilen Acer marka laptop içeriğinde yapılan incelemede seagate_6ej00txl_20gbmarka belleğin yapılan incelemesinde "bunu-da-okuyun-yavsaklar.doc" isimli bir belge elde edilmiştir, belgenin yapılan incelemesinde;
"Sizi gidi yavşaklar,
Kendinizi çok teknolojik bir şeyler zannediyorsunuz di mi..Elinize geçirdiğiniz dosyalan bir halt zannedip seviniyorsunuz di mi...
Sizler salaksınız....
Benim telefonumu dinletip ............. bir gün kopanlacak o kafalarınızı başka yere
soksamz daha iyi ederseniz yavşak o...
Ben telefonda da , her yerde de........ sizin ananızı s...., bacınızı s.... sürece bana kimse
karışamaz...aslında kendi evimde olduğu sürece............. de kimse karışamaz....
O kendinizi çok teknolojik zannetmenizi sağlayan............. ve bakın bakalım beyninizin
içinden bir ses geliyor mu....beni dinlemek kolay...siz kendi beyninizin içini dinleyin...ordan bir ses duymakta çok zorluk çekeceksiniz...
Sizler birer salaksınız...
Elalemin özel hayatına karışmayın...çünkü sizin kimler olduğunuzu tespit ettiğimde ben sizin bütün özel ve genel hayatınıza öyle bir karışacağım ki...ortalık karışacak...
Haydin yallah taş arabaları sizi...ha bu arada...çok iyi yemleniyorsunuz, my documents'in altındaki her belgeye hatim indirip, rapor edin emi...
FBI'in.... sizi..."
Şeklinde hakaretvari cümlelerin olduğu görülmüştür, bu belgelerin ne amaçla yazıldığı sorusuna;
Bilgisayarına girildiği yolunda duyumlar aldığını Bu nedenle böyle bir yazı yazdığını,
Genel Kurmay İstihbarat Başkanlığı hizmete özel başlıklı ABD İstihbarat kuruluşları konulu dosya şeklindeki belgeler sorusuna; Anonim bir kaynaktan geldiğini, Türkiye devleti ile alakalı olmadığını, Amerikan istihbaratını anlattığını, Açık kaynaklardan rahatlıkla derlenebilecek bilgiler olduğunu,
Dosyada mevcut SEVGİ ERENEROL, KEMAL KERİNÇSİZ ve şüphelinin bulunduğu fotoğraf sorusuna; Çanakkale' de ordu komutanı olan orgeneral rütbesindeki bir şahsın SEVGİ ERENEROL ve KEMAL KERİNÇSİZ' e plaket verdiğini, Bununda normal bir ziyaret sonrası verilen plaket olduğunu,
Haziran Ağustos 2001 gizli ibareli SPGMY/SPGY başlıklı belli başlı dış politika gelişmelerine ilişkin Özet Değerlendirme konulu yazı sorusuna; Bu yazının muhtemelen Dışişleri Bakanlığı kaynaklı kendisine gönderilmiş olan yazıların içinde bulunan bir yaz olduğunu, Gizli olduğu içinde kullanmadığını ve arşivine kaldırdığını,
"Başbakanlık iç genelge" başlıklı Ekim 2007 tarihli müsteşar imzalı genelgenin başbakanlıktaki kaynağından gelmiştir. Bunun ile alakalı haber de yaptığını, Çağlayandaki Cumhuriyet Mitingine katıldığını, Asmali Konaktaki 2-3 toplantıya gittiğini, Gizli yasadışı hiç bir toplantıya katılmadığını,
İkametinde elde edilen gizli ibareli "Dışişleri Bakanı İsmail Cem' in ABD ziyareti" başlıklı yazılar ve altındaki hizmete özel başlı yazılar sorusuna; bunların haber kaynağından geldiğini, Ancak gizli olduğu için hiç bir yerde kullanmadığını, arşivine kaldırdığını, Yazı içeriğinde bir çok görüşme notları ile raporlar ve gizlilik ibareli yazılar ve hizmete özel ibareli bir çok yazının bulunduğu dosyanın yazılı olarak geldiğini, Bunları hiç bir şekilde yayınlamadığını,
Yine aynı dosya içinde bulunan "Dışişleri bakanı İsmail CEM' in Washington ziyareti" başlıklı gizli ibareli yazıların İngilizcesi ve Türkçesinin bulunduğu anlaşılmıştır. Dosyada mevcut ajanda notlan sorusuna; ajanda notlarının kendisine ait olduğunu Bu ajandalar gazeteci olarak haber kaynaklan ile yapmış olduğum görüşmelere ilişkin almış olduğum notlar olduğunu, Diğer ajandalannda kendisine ait olduğunu, Yeniden Müdafi Hukuk Hareketi ile alakalı yazılan ERTUĞRUL ZAKAYİ ÖKTE'den aldığını,
Daha önceki aramalarda bulunan gizlilik ibareli çok gizli kişiye özel yazılmış yazılan ADİL SERDAR SAÇANLAR' m kendisine paylaşmak için verdiğin, ADİL SERDAR SAÇANLARI' in daha önce kendisinin sitesinde^yazı yazdığını,
Evin yapılan aramada,İden 48'e kadar tarafımızdan numara verilen ve el yazması not şeklinde hazırlanmış fazıl duygulu ile Rest Kafe' de buluştuk ibaresiyle başlayan ve içeriğinde ALİ OSMAN ZOR servis elemanı muamelesi yapıyor, EL KAİDEYİ açıkça savunuyor ikiz kuleleri onların yaptığına emin ve ABD yi onların vurduğuna emin ABD ye çalıştığı ortaya çıksa... FAZIL DUYGUN. İSMAİL YILDIZ ve HAYRULLAHLA düzenli görüşüyor onlara bayağı pirim veriyor, çarşamba cemaati konusunda da ketum davrandı, dergi 1500-2000 satıyor ibareleriyle devam eden 3 sayfadan 8 sayfaya kadar olan, FAZIL DUYGUN ve ALİ OSMAN ZOR ile yapmış olduğunuz el yazımı dokümanlar görülmüştür. Bu doküman ile alakalı olarak soruldu;
FAZIL DUYGU ve ALİ OSMAN SOY Baran Dergisinin yöneticilerinden olduğunu. Baran Dergisinin İBDA/C nin yayın organı olarak bilindiğini. Kendisinin daha önce gözaltına alındığı için Kendisi ile Ergenekon konusunda röportaj yapmak istediklerini. Kendisinin de kabul etmediğni. Not içeriğinde geçen İSMAİL YILDIZ ve HAYRULLAH MUHMUD ÖZGÜR' ün FAZIL DUYGUN ve ALİ OSMAN ZOR ile bunların düzenli görüştüğünü ve İSMAİL YILDIZ' ı çok övdüklerini bu görüşmede Kendisine anlatıldığını. Kendiside de not olarak aldığım. İçeriğinin doğru olduğunu.
Evinde yapılan aramada bulunan el yazması not şeklinde hazırlanmış 20 Ekim FATMA YAŞAR PAŞA ve eşi ile Ankara' da trt binası kavşağmdaki Hacıbey Lokantasında akşam yemeği ibaresiyle başlayan ve içeriğinde, MİT bilgi paylaşıyor ama keçiboynuzu gibi önümüze yıkıyor diyor, polisin kendilerine yardımcı olması için yolladığı elamanlar ise çok okuyor hepsi çok eğitimli çok iyi sunumlarla geliyorlar ABD lilere silahlann çıktığı depolara kadar bilgi veriyorlardı diyor, EDİP BAŞER'in HİLMİ ÖZKÖK ve AYTAÇ YALMAN' la arası hiç iyi değildi yaşar paşa ile arası çok iyidir dedi ve aşağıdaki olayı anlattı, tayip ERDOĞAN BAŞER'i MİT müsteşarı yapmak istedi, başer konuyu ÖZKÖK'e açmış özkök karşı çıkmış oranın kadrosu korgeneral demiş. Buna rağmen genelgesi hazırlanmış ÖZKÖK yine devreye girmiş ve genelge iptal edilmiş AYTAÇ YALMAN HİLMİ ÖZKÖK' e bu mit in başına gelmesin bizim hakkımızda dosya hazırlar demiş, ibareleriyle devam eden 8 sayfadan 11 sayfaya kadar olan, el yazımı dokümanlar görülmüştür, bu dokümanlar ile alakalı,
Haber kaynağımı gizli tutuyorum cevabını verdiği.
2012 İlk Şehit isimli Ergenekon hikaye bu Kınkaym Romanı isimli BEHİÇ GÜRCİHAN imzalı kitap ibraz edildiğinde. 54. sayfasında Kınkay başlıklı bir bölüm olduğu, "Aydın' m bir köyü 18 Ağustos 1984" başlıklı köyde küçük bir çocuğun başından geçen bir hikayenin anlatıldığı Çuval operasyonu ile her hangi bir alakasının olup olmadığı sorulduğunda ; Kendisinin burada 84 yılında şehit olan ilk askerimizin cenazesine katılan ve üçlemenin diğer kitaplarında daha da merkezi bir rol oynayacak olan Kınkay teşkilatının bir üyesinin bu cenazeyi izlemesini anlattığını.
Evinde yapılan aramada,İden 48'e kadar numara verilen ve el yazması not şeklinde hazırlanmış 'FATMA İLE PASTANEDE OTURURKEN / ANKARA 21 EKİM 2007' ibaresiyle başlayan ve Kanal Türkün kurulumunda bizzat doğan'm İNAN KIRAÇ aracılıyla 3 milyon $ var iddiasında ibaresiyle biten ve 12. sayfasında geçen bu not ile alakalı,
Haber kaynağı ile yaptığı görüşmenin notu olduğunu.
Evinizde yapılan aramada,İden 48'e kadar numara verilen ve el yazası not şeklindehazırlanmış emniyetin yakın adamı gazeteci ile sohbet sütiş beyoğlu 16 Haziran ibaresiylebaşlayan, mersin limanında barzaninin sigara şirketleri olayından sonra üzerine çok gelindiği,ZEKERİYA ÖZTÜRK le Kadıköyde buluşmuşlar MUZAFFER TEKİN haberinden sonra onabelge vermiş, GÜLER KÖMÜRCÜ aramış ZEKERİYA ÖZTÜRKE dikkat et i.... bilgi verirdemiş, MUZAFFER TEKİN in Doğuş Faktöring bünyesinde uyuşturucu operasyonlanndakullandığını belgeler olduğunu, seher yeli dizisinin galasında Reına da naci şaşmazın yanmaÖzel Kuvvetlerden bir albayın ve ÜMİT ÖZDOGAN'ın . ulusalcılara yakın................... birinin
607 j
ıs*
geldiğini NACİ ŞAŞMAZA iki saat boyunca değerlendirmesi için bütün MUZAFFER TEKİN olayını anlattıklarını söyledi, Alman Vakıflarının DTP ye yaptıkları dekontları sanki yarın yaymlayacakmış gibi anlatı , herkesin bizim hakkımızda FETTULLAHÇI dediğini
söyledi ...... bu söylentiyi yayanlardan birinin TUNCAY ÖZKAN olduğunu, Ümraniye
davasında savcı çete ile VELİ KÜÇÜK arasında bağlantı aramış dedi MUZAFFER TEKİN ile VELİ KÜÇÜK arasında bağa kurmak zor dedim aralan o kadar iyi değil dedim OKTAY' ı arada harcarlar ve siz altı aydır haksız yere içeride olan bu adamlar hakkında tek haber yapmıyorsunuz dedim, HIRANT DİNK cinayeti sonrasında cinayeti VELİ KÜÇÜK üzerine çekmeye çalışan avukatı Doğan s...elli röportaj vermeye kendisinin zorladığını söyledi. ibarelerinin bulunduğu 19. sayfadan 24. sayfaya kadar geçen bu notla ile ilgili,
Gazeteci bir arkadaşı ile yapmış olduğu sohbet olduğunu. Haber kaynağını açıklamayacağını
Evinde yapılan aramada,İden 48'e kadar numara verilen ve el yazması not şeklinde hazırlanmış fsy ZAHİDE UÇAR KEMAL ÇAPRAZ (ufuk ötesi ) KEMAL KERİNÇSİZ i ziyaret 29/11/2007 ibaresiyle başlayan, kemal beyi ofisinde akşam ziyaret ettik, konuşma çoğunlukla benimle KEMAL BEY arasında geçti oktaylarm MUZAFFER TEKİNlerin soruşturma süreciyle ilgili yaşananları anlattı, savcı ZEKERİYA ÖZ'ü HSYK ya şikayet etmiş yüzüne karşı siz Cumhuriyetin değil cemaatlerin savcısısınız demiş kavga etmişler, en son pazartesi iddianameyi çıkaracağını söylemiş( 31 aralık) başsavcı yanma çağırmış uyarmış savcıyı bir an önce hazırlansın diye iddianameyi, savcı bombaların çürük olmadığına emin diyor hatta el bombalarını patlatıp vidoya çektirmiş, bu görüşmeden yaklaşık 1 2 hafta sonra medyada ergenekon operasyonu olarak yansıyan operasyon ile kemal kerinç siz göz altına alındı ibarelerinin bulunduğu 29. ve 30. sayfada geçen bu notla ilgili,
KEMAL KERİNÇSİZ ile yaptığı görüşmeden aldığını.
3929 no Tu iletişim tespit tutanağından; 15.07.2007 tarihinde, saat 13:48 sıralarında
MURAT......... isimli şahısla yaptığınız görüşmenizde sizin; "SEDAT PEKER MUAMELESİ
ÇEKTİLER YOLDA ABİ SANKİ BİR MAFYA BABASI YAKALANDI FALAN
ZANEDERSİN"DİYORSUNUZ MURAT........... İSİMLİ ŞAHIS İSE SİZE "NE SORDULAR
SANA" DİYE SORUYOR SİZDE "OKTAY İLE İLGİLİ ZOR DURUMDA BIRAKACAK
BİR ŞEY SÖYLEMEMİ BEKLİYORLARDI BENDEN" DİYORSUNUZ. MURAT ................
İSİMLİ ŞAHIS İSE ".... ya üzüldüm ben ben o yüzden öyle yazdım sana şifreli gibi yazdım hani buraya kaçmak istersen buyur ben şey yapim ayarlıyım diye onu o anlamda yazdım"
DEVAM EDEN GÖRÜŞMEDE MURAT.............. İSİMLİ ŞAHIS İSE "Valla herhangi bi
yardıma ihtiyacın olursa bana lütfen bildir ne bileyim ee mahkeme masrafıydı bilmem neyiydi falan benim şu an yapabileceğim bitek onlar ama olabilir yani olur bişey olur" şeklindeki görüşme sorulduğunda;
Bu görüşme Kendisine ait olduğunu. SEDAT PEKER muamelesinden kasıt Kendisinin yolda evine giderken alındığını, bunu kastettiğini. OKTAY YILDIRIM ile alakalı bir şey biliyorsa anlatmasının istendiğini.
kendisinin Ergenekon ile alakalı yazmış olduğu kitabı da Gladyo' ya Mektuplar Ergenekon Tiyatrosunda Son Sahne kitabın da iki ay önce yayınlanmış olduğunu. Son 4 yıldır yazdığı yazıların derlemesi ve Kendisinin burada Ergenekon u eleştiren yazılar yazdığını ve bizzat bazı olayları Ergenekon un yaptığını, LOBİ olayını, Cumhuriyet Gazetesi ve Danıştay olayını da Ergenekon un yaptığını söylediğini.
3931, 3932, 3935, 3966 VE 3981 nolu iletişim tespit tutanaklarında AHMET CEYHAN isimli şahısla ile yaptığı görüşmelerin içeriklerinin doğru olduğunu
AHMET CEYHAN'm Kuvvai Milliye' nin Konya sorumlusu olduğunu , Kendisi ile Aşmalı Konak toplantılarında görüştüğünü.
3937 no'lu iletişim tespit tutanağıyla alakalı, . *- *'" ~.
ERKUT ERSOY' u Daha önceden tanımadığını. Kendisini DSS' nin toplantılarına çağırdıklarını. Taksim' de bir toplantılarına katıldığını. Bu görüşmede de Erkut ERSOY un sürekli Kendisini telefonda suçlu duruma düşürmeye çalıştığını.
3940, 3949, 3950, 3951, 3954, 3955, 3957, 3958, 3959, 3960, 3961, 3962, 3963, 3964, VE 3973 nolu iletişim tespit tutanaklarında FATİH YURTSEVEN isimli şahısla ile yaptığınız görüşmelerde özetle; "BİLGİSAYAR KONUSUNDA, SERVÖR, LİNKLER GİBİ TEKNİK KONULARDA, SİZİN KENDİ SİTENİZLE ALAKALI OLARAK BİLGİ ALDIĞINIZ" şeklinde görüşme okunup, sorulduğunda ;
Kendisinin aeikistihbarat .com sitesinin sahi olduğunu. FATİH YURTSEVEN ' de bu sitenin programlamasını yaptığını. Siteyi yeni bir sunucuya taşımayı düşündüğü için geçmişteki tecrübesine istinaden fikrini almak istediğini, Örgüt ile ilgili bir görüşme olmadığını, sitesi ile alakalı bir görüşme olduğunu.
3941 no'lu 10.08.2007 tarihli görüşme okunup sorulduğunda;
Görüşme yaptığı EMİNE BEHİYE ERSİN' i şu anda hatırlamadığını. Ancak Kendisinin okurlanmdan birisi olabileceğini. Bir siteye sahibi olduğunu. Zaman zaman Kendisi ile fikir teatisinde bulunmak için okurlarının kendisini aradıklanm onlarla görüştüğünü. Fikirlerini paylaştıklannı.
Görüşme içinde geçen çekirdek kadronun ne olduğu ve sisteme karşı olmasından ne kastedildiği sorulduğunda ;
Sisteme karşıdan kastın muhalif bir site olması olduğu . Bu konuşmada bir okuru ile geleceğe yönelik siyasi bir örgütlenmenin yapısına dair düşünce ve kanaatlerini paylaştığını. HABİP ÜMİT SAYIN' m Cumhuriyet Başsavcılığımızda vermiş olduğu 23.05.2008 tarihli ek ifadesi okunup, sorulduğunda;
ÜMİT SAYIN ile Kendisi arasında olan hakaret davasının beraat ile sonuçlandığını. ÜMİT SAYIN'ın kendisi hakkında anlatmış olduğu " gizemli bir kişi olduğu, bu soruşturmada kilit isim olduğu" şeklindeki beyanlanmn doğru olmadığı. Ümit SAYIN m hezeyanlan olduğunu. OKTAY YILDIRIM ile ÜMİT SAYIN' m Kadıköy' de bulunan ve tarif ettiği Seyhan Kafede kendisinin tanıştırdığını. Tarihini tam olarak hatırlamadığını. O kafe o zamanlarda kendisi dahil OKTAY YILDIRIM, ZEKERİYA ÖZTÜRK, ÜMİT SAYIN gibi bir çok ismin geldiği bir mekan olduğunu. Bunun Seyhan Kafenin yetkililerine sorularak da teyit edilebileceğinin. ÜMİT SAYIN' ı Seyhan Kafenin sahiplerinin de tanıdığını. Kendisinin ÜMİT SAYIN ile 2006 yılında tanıştığını, Beşiktaş iskelesinde buluştuklannı. Ümit SAYIN m kendisini 1995 ' li yıllardan beri tanıyor olduğunu öğrendiğini. KTB ( Kemalist Türk Birliği) mail grubu olarak kendisinin yazılannı kullandıklannı. O tarihlerde Planet şirketinin olduğunu ve Türkiye' nin ilk haber şirketi olan XN isimli haber sitesinde yer alan yazılardan bir kısmını alıp KTB mail grubunda yayınlamış olduklannı. O zamanlar kendisi ile veya şirketin elemanlanndan biri ile internet üzerinden görüşmüş olabileceklerini. Ümit SAYIN m kendisini tanıdığını söylediğini, ancak kendisi Ümit SAYIN ı hatırlamadığını. Kendisinin KTB mail grubuna dahil olmadığını. Ümit SAYIN dahil etti ise bilmediğini. 2006 yılında tanıştıktan sonra yaklaşık ayda 2 kez görüştüklerinin doğru olduğunu. Her seferinde buluşmak için Ümit SAYIN m kendisini aradığını, bu konuda kayıtlardan tespit edilebileceğini. Özellikle Seyhan Kafede buluştuklannı ya da Seyhan Kafenin biraz ilerisinde bulunan sahildeki barlardan birisinde buluştuklannı. Ümit SAYIN'ın sürekli kendisine gizli örgüt kurmaktan bahsettiğini. Ümit SAYIN m Bahsettiği örgütün askeri ve akademisyenleri de içine alan bir yapılanmadan söz ettiğini kendiside de sürekli Ümit SAYIN'a bunun bir çözüm olmadığını, ülkenin bu şekilde kurtanlamayacağmı ve bu gibi çabalann insanlan kışkırtacağını, temas kurduğu askerlere zarar vereceğini anlatmaya çalıştığını,
HABİP ÜMİT SAYIN'ın sürekli kendisine akademisyenlerden ve askerlerden oluşan gizli bir örgüt kurulmasını, yeni bir anayasa yapılmasını .söylediğini. Kendisin de bu konulan ciddi bulmadığını, aynntısım sormadığını ve Umıt SAYIN'a tersi yönde telkinde
bulunduğunu. Aynca bu davramşlan ile temas ettiği askerleri ve orduyu zan altında bırakacağını söylediğini.
Kendisinin ÜMİT SAYIN' ı OKTAY YILDIRIM ve ZEKERİYA ÖZTÜRK ile tanıştırdığını. Ama onlann sürekli o kafeye takıldıklan için orada karşılaşmış olabileceğini.
Kendisinin OKTAY YILDIRIM ve ZEKERİYA ÖZTÜRK ile nasıl tanıştığını yukanda anlattığını. Kendisi hiç bir şekilde HABİP ÜMİT SAYIN' a MİT ile irtibatı olduğunu ima etmediğini, söylemediğini, gizli örgüt kurulması konusunda kendisinin bahsettiği gibi Ümit SAYIN'in kendisine söylediğini, kendisi Ümit SAYIN'ı frenlemeye çalıştığını.
HABİP ÜMİT SAYIN, BEKİR ÖZTÜRK' ün kuvaimilliye.net sitesinde yazı yazmak istediğini, kendisinin aracı olmasını Ümit SAYIN'm söylediğini. Kendisi Ümit SAYIN istediği için aracı olduğunu. Ümit SAYIN yazılan hem acikistihbarat.com' da hem de kuvaimilliye.net sitesinde yayınladığını. Hatta bir ara BEKİR ÖZTÜRK, ÜMİT SAYIN' m yazılanm siteden kaldırmak istediğini, kendilerinin engel olduğunu.
Kendisinin ÜMİT SAYIN ile bu konularda e-posta yoluyla yazışmalanmız vardı. Bu yazışmalar bu söylediklerinin kanıtı olarak alınabileceğini. Aynca telefon kayıtlan incelenirse 2 senelik tanışıklığını boyunca bir iki istisna dışında sürekli Ümit SAYIN'ın kendisini aradığının görüleceğini. Bu da aralanndaki ilişkinin ÜMİT SAYIN' in ifadesinde resmetmeye çalıştığı tablo ile alakasının olmadığının ek kanıtı olduğunu.
Gözlemciler grubu yukarıda bahsettiği 2023 platformu için hazırlamış olduklan bir grupta. Ancak o dinamiği yakalayamadıklan için bu gözlemciler kamuya açık toplantılara katılıp o konulara haber şekline dönüştüreceğini. Herhangi bir istihbarat toplama açık toplantılarda provokasyon yapma gibi bir görevi olmadığını.
Kendisine glodyanm böyle bir çalışma yaptığını nereden bildiği sorulduğunda; kendisinin bir gazeteci olduğunu, bu konuda bir çok kaynak okuduğunu. Örnek olarak Daniel Gasner'in Nato' nun gizli ordulan kitabını gösterebileceğini. Bu yapılann nasıl çalıştığı 1940'lardan 19501 erden beri dünya ve ulusal literatürde mevcut olduğunu. Kendisi de ülkedeki gelişmelere bakıp yabancı devletlerin ülkeye yönelik emellerine bakıp toplumsal gelişmeleri de yan yana koyduğunda Türkiye' de yeni bir sürecin inşaa edilmeye başlanıldığını gördüğünü ve kendi çapında kendi çevresini buna karşı uyardığını.
3952 no Tu iletişim tespit tutanağından; 24.10.2007 tarihinde, saat 15:46 sıralannda, RAFET ARSLAN isimli şahısla yaptığı görüşmede kendisiyle buluşmak istediği şeklindeki görüşme okunup sorulduğunda;
RAFET ARSLAN' ı MUZAFFER TEKİN' in arkadaşı olarak tanıdığım. Danıştay saldmsı sonrasında MUZAFFER TEKİN' in ofisinde tanıştığını.
Yazılannda ve kitabında da belirttiği üzere MUZAFFER TEKİN olayı gündeme düştüğünde ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün kendisini aradığını ve kendisine bu konu ile ilgili bir röportaj vereyim dediğini. Kendisi de Zekeriya ÖZTÜRK'e bu konuya bakış açısını öğrenmeden röportaj yapmayacağını söylediğini ve bunu konuşmak için yine Kadıköy'de buluştuğunu. ZEKERİYA ÖZTÜRK kendisine gece boyunca MUZAFFER TEKİN' in en yakın arkadaşı olduğunu anlattığını ve sürekli röportaj yapmasını ısrar etti. Kendisi konuşmalara şahit olması için OKTAY YILDIRIM'ı çağırdığını. OKTAY YILDIRIM kendilerine katıldıktan sonra ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün MUZAFFER TEKİN'i yanlış yönlendirdiklerim, MUZAFFER TEKİN'in bir suçu yoksa doğrudan gidip polise ifade vermesi gerektiğini, bu şekilde onu yanlış yönlendirerek medyaya malzeme yarattıklannı söylediğini. Aynca ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün yaş olarak MUZAFFER TEKİN' in en yakın silah arkadaşı olamayacağını, ZEKERİYA ÖZTÜRK ile MUZAFFER TEKİN adına röportaj yapmayacağını, ama isterse MUZAFFER TEKİN' in yazdığı ve ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün imzasının bulunduğu bir kağıt getirirse onu yayınlayabileceğini söylediğini. Bunun üzerine ZEKERİYA ÖZTÜRK cebinden MUZAFFER TEKİN' in nüfus1 cüzdanını çıkanp ve bak
610

kimliği bile bende dediği. Kendisi de bunun üzerine OKTAY YILDIRIM' a dönüp CEM ERSEVER olayını hatırlattığını. "OKTAY bu bana çok CEM ERSEVER koktu, ben bu noktadan itibaren MUZAFFER TEKİN' in sağlığından endişeliyim, benim için bu konuşma bitmiştir" dediğini ZEKERİYA ÖZTÜRK ile kavgalı bir şekilde mekândan ayrıldığını. O konuşmanın sabahında OKTAY YILDIRIM kendisini arayarak "haklıymışsın, senin dediğin gibi oldu, bu sabah MUZAFFER TEKİN intihar girişiminde bulundu" dediği ve devamında "Acıbadem hastanesine getirildiğini, Oktay YILDIRIM'm da orada olduğunu, gelebilirse görüşmek istediğini" söylediği. Evine de yakın olduğu için Acıbadem hastanesine gittiğini ve gün boyunca bir gazeteci olarak gelişen olayları takip ettiğini.
3965 no'lu iletişim tespit tutanağından; 18.11.2007 tarihinde, saat 20:29 sıralarında, sistemde BAKİ TÜRK adına kayıtlı FAZIL DUYGUN isimli şahısla yaptığı görüşmesinde kendisine; "AYLIK DERGİSİNDEN, BULUŞMAK İSTEDİĞİNDEN, YAZDIĞI YAZILARDAN VE TÜRK GENÇLİĞİ HAREKETİNDEN" 3970 no'lu iletişim tespit tutanağından 14.12.2007 tarihinde saat 12:20 sıralarında, fazıl duygun isimli şahısla yaptığı görüşmesinde kendisine; "OKTAY SİNANOĞLU VE OSMAN PAMUKOĞLU'NU SORUYOR" şeklindeki görüşme sorulduğunda;
Türk Gençliği hareketinin bir yazısının sitesinde kullandıkları için Genel Kurmay tarafından haklarında dava açıldığını. Bu çerçevede yargılamalarının Bodrum' da sürdüğünü. Bu kişilerle de bu davanın seyiri ve koordinasyonu ile ilgili görüştüğünü. Onun dışında bir bağlantısı olmadığım.
3959 no'lu iletişim tespit tutanağından 13.12.2007 tarihinde, saat 15:22 sıralarında ve 3988 no'lu iletişim tespit tutanağında 10.02.2008 tarihinde saat 19:05 sıralarında ENGİN ZORBA isimli şahısla yaptığını görüşmelerde kendisi ile; "BULUŞMAK İSTEDİĞİNİ SÖYLÜYOR SİZDE HER ZAMAN Kİ YERDE BULUŞALIM DİYORSUNUZ" bu görüşme deki ENGİ ZORBA'yı OKTAY YILDIRIM' m arkadaşı olması nedeniyle yaklaşık bir yıldır tanıdığını. ENGİ ZORBA'nm arkadaşı olduğu için arkadaşlık çerçevesinde ve tutuklu bulunan OKTAY YILDIRIM' m durumu ile ilgili sohbet etmek maksadıyla buluştuklarını.
TUTKUN AKBAŞ'm şu anda Kanal l'de muhabir olarak çalıştığını. Gündemdeki olaylara dair yaptığı değerlendirmeler ve iki gazeteci olarak bilgi paylaşımı olduğunu.
Yeni derin devlet eski derin devlete karşı sözünden kastettiğinin Türkiye'de yeni çağın gerekleri doğrultusunda Gladyo kabuk değiştirmektedir ve bu çerçevede küresel güçlerle uyumsuz kadroların tasviye edilerek yeni emperyalist plana uyumlu kadroların yükselmesinin esas olduğu. Bu doğrultuda ülkesini savunan ülkesi adma kaygı duyup meşru yollardan bir şeyler yapmak isteyen insanlar gladyonun kontrolündeki meczup, mafyöz ve çete yapılan üzerinden lekelenmeye ve kamuoyu yaratılmaya çalışılmakta olduğunu.
SELİM AKKURT'u ve MEHMET FİKRİ KARADAĞ'I tanımadığını ancak basından ve değişik kaynaklardan öğrendiği kadarı ile FİKRİ KARADAĞ tespit edilemeyeceğini düşünerek ankesörlü telefondan SELİM AKKURT ile tetikçi olarak görüşme yaptığını, kendisi de bu davranışın salakça olduğunu ve ulusalcılığın bu gibi isimlerle lekelenmeye çalışıldığım söylediğini.
Aydınlık Dergisinde Yalova' da özel eğitim kampları olduğu ve bunu tespit eden bir MİT elemanının öldürüldüğüne dair yalanlanmayan haberler çıktığını. Kendisi de konuşmasında bu haberi örnek gösterdiğini. Bahçeşehir Üniversitesinde terörle mücadele adı altında FBI' in da içinde olduğu özel eğitim ve kurs programlar düzenlendiği açık kaynaklardan da bulanabileceğini. Bu konuşmasında buna gönderme yaptığını.
Konuşma içinde DNL olarak yazılmış olan aslında DND (Alman İstihbarat Servisi) Türkiye'deki derin yapılanmalar içerisinde Alman istihbaratının rolü de bir çok kaynakta açıkça belirtildiğini. Buna gönderme yaptığını ,s'', *"\
föS.'Y. *:%« :yf^k^xT^"t
3974 no'lu iletişim tespit tutanağı sorulduğunda; kendisinin görüşme yaptığı kişinin OKTAY YILDIRIM' m avukatı olan YILDIRIM ÇAVUŞOĞLU olduğu, operasyon sırasında KEMAL KERİNÇSİZ'in tutuklanıp tutuklanmadığı konusunda bilgi alıp haber yapmak için aradığını.
3980 no'lu iletişim tespit tutanağında MURAT.............. isimli şahıs size "BENCE BU
ÜLKEDE YANİ TÜRKİYE'DE BİR ŞEY YAPILABİLECEKSE BASINLA MASINLA ZANNETMİYORUM OSUN BE BEHİÇ BU SAATTEN SONRA YANİ" diyor sizde "BİZ
ABİ KENDİ YAPIMIZI KURACAĞIZ DA İŞTE" diyorsunuz MURAT.............. isimli şahıs ise
size "ORDUYU KAŞIMAK LAZIM HA BİRE İRİTE ETMEK LAZIM ORDUNUN ACZİNİ YÜZENE VURACAKSIN BENİM İNANCIM ÖYLE YANİ BİLMİYORUM"
diyor sizde MURAT....... isimli şahsa "ÖYLE YAPACAKSIN TABİ ARTI AMA ORDUNUN
KENDİNE YETECEK HALİ YOK ŞU ANDA" şeklindeki görüşme okunup sorulduğunda;
Bu görüşmeyi İngiltere' de olan MURAT isminde bir okuru ile yaptığını hatırladığını. Bu konuşmada yapıdan kastettiği kendi siyasal örgütlenmesi olduğu. ..Bu konuda genelkurmayı birçok yazısında eleştirdiğini. Eleştirmeye devam edeceğini, 3987 no'lu iletişim tespit tutanağından;
4007 no'lu iletişim tespit tutanağından; 31.03.2008 tarihinde, saat 15:38 sıralarında, S.ERSİN ÖZTOPAL isimli şahısla yapılan başbakan m sağlığı ile ilgili görüşme okunup sorulduğunda;
Görüşme yaptığı kişinin AKP İstanbul Teşkilatında görevli bir arkadaşı olduğunu daha önceden de başbakanın sağlık durumu ile endişelerini paylaştığını ve buna dikkat edilmesi gerektiğini söylediğini. Bu çerçevede kendisine kendi kaynaklarından ulaşan Bangladeşli doktor ile ilgili bilgiyi paylaştığını. Arkadaşının kendi gözlemleri ile kendi kaygılarını doğruladığını gördükten sonra kendisi arayıp ek bilgi almak maksadıyla sohbet ettiğini. Kendisi de bu tarz ek bilgiyi zaten daha önce verdiğini, isterse yüz yüze görüşmeleri gerektiğini söylediğini. Görüşmenin bundan ibaret olduğunu.
Başkanın Ecevitleştirilmesi ile ilgili sorulduğunda; Başbakan Ecevitin iktidardaki son dönemlerinde belli doktorların marifeti ile özellikle zayıflatıldığı ve akli melekelerinin zaafa uğratıldığı yönünde iddialar kamuoyuna yansıdığını. Bunu kastettiğini.
Başkan ERDOĞAN' a teşhis koyan Güven Hastanesinin bayan doktorunun basit bir grip virüsünden vefat ettiği açık kaynaklarda ( medya) da yer aldığını, kendisi başbakanın hastalığının tedavisi için değişik ilaçlar uygulayan Bangladeşli doktordan duyduğu endişesini dile getirdiğini. Bu konuda elinde somut bir bilgi mevcut olmayıp bu iddia bir iddia olarak aktarıldığını.
Daha sonra SÜLEYMAN'm nikahına gittiğini. Ancak bu konuyu konuşmadığını, kendisi bu görüşlerinin kesinlik kazanmadığı için her hangi bir yerde yazmadığını. Kimse ile paylaşmadığını.
Digital inceleme tutanakları sorulduğunda; bir kısım dosyaların şifreli olduğu hatırlatılarak sorulduğunda; güvenlik amacı ile bazı dosyalarına şifre koyduğunu, bazılarının da mail yoluyla gelirken karşı tarafın koymuş olduğu şifreler dediğini. Şifrelerin mail içerisinde yazılı olduğunu. Şu anda ezberinde olmadığını.
Unicorn.doc isimli dosya okunup sanal psikolojik savaştan ne kastettiği sorulduğuda; yurt dışında Türkiye aleyhine propaganda yapan merkezlere karşı sistematik bir karşı propaganda mekanizması oluşturmak adına Genel Kurmay Başkanlığının ilgili birimlerine sunduğu bir proje olduğunu.
toprakmehmet.doc isimli dosya okunup sorulduğunda; ABDULLAH AĞAR isimli yazarın Toprak MEHMET' e susamışsa başlıklı kitabı ile ilgili OKTAY YILDIRIM' a yazdığı yazı olduğu.
invictus@ixir.com isimli e-posta adresini kendisinin kullandığını. ixir 1996-1997 yıllarında kapandığını. Bu yazı içerisinde , geçen "başlangıçtaki TSK ile olan
bağlantılanmızdaki gerek mali gerek fiziksel bağ bir daha bu bünyede sakın bu kelime geçmesin, bana bu konulardaki sorularınızı yüz yüze sorun, söz konusu kurum ile bağlantımızın kurulduğunu zaten daha önceden de var olduğunu söylemiştim..." şeklindeki beyanları ile neyi kastettiği tekrar sorulduğunda;
Burada kasdettiğinin yukarıda bahsettiği proje çerçevesinde yazılımcılardan ve editörlerden bir ekip oluşturması gerektiği, O ekibi oluşturmak adına temas kurduğu arkadaşlan sürekli TSK ile bağlantının niteliğini sorduklarını, kendisi de projenin gizliliği dolayısıyla bu bağlantıyı uluorta sormamaları gerektiğini belirtilen bir konu olduğunu. Kendilerinin bu projeleri ile ilgili ön çalışmalarının Genel Kurmaya ulaştığını, daha sonra YÖK ile ilgili toplantılar yapıldığını. Ancak proje daha sonra gerçekleşmediğini.
fahrisahin44@hotmail.com isimli e-posta adresinden gelen Yeniden Müdafai Hukuk Hareketi isimli derneğin 17.03.2002 tarihinde Grant Haliç otelinde yaptığı genel kurulda derneğin asil ve yedek yönetim kurulu üyeleri ile denetim kurulu asil ve yedek üyelerinin isimlerinin gönderildiği görülmekle sorulduğunda; kendisinin de bu toplantıya davetli olduğunu. Gidemediği için e-mail olarak bana gönderildiğini.
o.calli@gmx.net isimi e-posta adresini OZAN BAYRAM kullanırdı dediği, Mailin içinde "bu arada Ankara' da mossadm mekanlan nerede, küçük bir eylem yapalım, MİT' çiler öğrensin, bir de 20 Ocakda ABD başkanlık yemini varmış, o zamanda CAI' çocuklarına karşı bir eylem yapabiliriz şeklindeki ibarelerle ilgili olarak sorulduğunda; bunlan kendisine OZAN BAYRAM'ın gönderdiğini kendisi provakatif içeriği dolayısıyla her hangi bir cevap yazmadığını. Kendisine gönderilen maillerin içeriğini gönderenlerin bağladığını. Ozan BAYRAM kendisinin sahibi olduğu acikistihbarat.com'un kurucu ortaklanndan olduğunu. 2006 yılının ortasında yayın çizgisi konusunda anlaşamadıklanndan dolayı aynldığım.
uzayhacaoglu@hotmail.com isimli e-posta adresi Ankaradan arkadaşı olan Uzay HACAOGLU isimli bayan arkadaşına ait olduğunu. E-posta içerisinde bulunan "Hani Ankaraya falan geliyon ya bir takım neidiü belirsiz kişilerle toplantı falan yapıyon merak ettim. Beni de götürsene sahi söylüyorum bak. Sorarlarsa zararsızdır. 'Konu mankeni' falan dersin ok mi bak. Sahiden söylüyorum. Söz siz konuşurkene gülmiyicem. Şaka bi yana bu teklif ciddi" şeklindeki ifadelerde bahsedilen toplantılann ne tür toplantılar olduğu sorulduğunda; gazeteci olduğunu Ankara'da değişik haber kaynaklanyla görüşmeler yaptığını. Artı görüşme yaptığı insanlar arasında bu maili yazan Uzay HACIOGLU'nun kocası Selcan HACIOGLU'nun da olduğunu. Uzay HACIOGLU'nun assoiciated press ajansında gazeteci olduğunu. Uzay'm kocasından ne idiü berilsiz şeklinde söz etmekten hoşlandığını. Bu mailde de ona espiri bir şekilde gönderme yaptığını. Ortada gizli bir toplantı söz konusu olmadığını.
acikistihbarat.com isimli sitemde Oktay YILDIRIM, Habib Ümit SAYIN, Fatma Sibel YÜKSEK, Zeki BİNGÖL'ün yazı yazmakta olduğu. Eskiden de Zekeriya ÖZTÜRK'ün yazı yazdığı. Aynca maillerini Ayşe Asuman ÖZDEMİR, Hayrettin ERTEKİN, Ümit OĞUZTAN, Bekir ÖZTÜRK, Adnan AKFIRAT'a gönderdiğini. Çünkü yüzlerce mail geldiğini ve kendisin de onlara cevap yazdığını. Hayrettin ERTEKİN'in enternetgrup isimli mail grubu olduğunu, kendi yazılannı Hayrettin ERTEKİN'in yazılanymış gibi mail gruplanna gönderdiği için mail üzerinden tartıştığım. Bu tartışmanın kayıtlan kendisinin mail kayıtlannda olduğunu. Asuman ÖZDEMİR ile bir kaç defa mailleştiğini. Bekir ÖZTÜRK'le zaman zaman aynı yazılan paylaştığı, Adnan AKFIRAT'la da bir site sahibi olarak sitede yayınladığı içerikle ilgili yazışmış olabileceği. Özellikle bir yazışma takviminin olmadığını.
c-Elde edilen deliller
Şüpheli Halil Behiç GÜRCİHAN ait, SEAGATE marka, seri numarası 6EJ00TXL olan
hard diski üzerinde yapılan incelemede; ^^''■^'"'"ii%%s..
// ~ «.. * *%-^\
il ir > ^ ' ' ** x—"

2. TOPRAK MEHMET.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "TOPRAK MEHMET.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde TOPRAK MEHMET'E SUSAMIŞSA başlıklı 17-05-2007 tarihli metnin operasyon kapsamında gözaltına alınarak tutuklanan Oktay YILDIRIM adıyla yazıldığı görülmüştür.
3. "TÜRKİYE'DE BARIŞINI ARAMAK.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "TÜRKİYE'DE BARIŞINI ARAMAK.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde TÜRKİYE'DE BARIŞINI (?) ARAMAK, BELASINI ARAMAK, YÂDA TÜRKİYE'Yİ BELAYA SÜRÜKLEMEK başlıklı 23-01-2007 tarihli metnin operasyon kapsamında gözaltına alınarak tutuklanan Oktay YILDIRIM adıyla yazıldığı görülmüştür.
4. "MUSA'NIN ÇOCUKLARI KİM.rtf isimli bir metin belgesi tespit edilmiştir. "MUSA'NIN ÇOCUKLARI KİM.rtf isimli Metin Belgesi incelendiğinde operasyon kapsamında gözaltına alman Ergün POYRAZ ve Kemal KERİNÇSİZ isimli şahısların katılacağı televizyon programı ile ilgili duyuru metni olduğu görülmüştür.
5. "projeteklifkapakyazisi.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "projeteklifkapakyazisi.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde raporumuzun alt bölümlerinde bulunan "proje-tanitim.doc"isimli belgede yer alan Yunanistan'ın sanal topolojisinin tespiti ve Internet üzerindeki etkinliğinin nötralize edilmesi projesi ile ilgili olarak Behiç GÜRCİHAN adıyla Hava Pilot (E) Korgeneral Erdoğan Öznal'a hitaben yazılan metin olduğu görülmüştür.Söz konusu belgede projenin istenildiği takdirde diğer çalışma grupları bünyesinde de kullanılabilecek teknik altyapı ve diğer sistematiklerin oluşturulmasında da öncü olacağı ve bir bölgesel güç olma yolunda ciddi ekonomik ve jeopolitik sınırlamalarla karşı karşıya olan Türkiye'nin, etkili ve koordineli bir politika ile sanal coğrafyada güç projeksiyonunu nasıl küresel düzeye etkinlikle yansıtabileceğinin güzel bir örneğini oluşturacağı ifadelerinin yer aldığı görülmüştür.
6. proje-tanitim.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir, "proje-tanitim.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Yunanistan'ın sanal topolojisinin tespiti ve Internet üzerindeki etkinliğinin nötralize edilmesi konusu ile ilgili proje önerisinin hazırlandığı, proje sorumlusu olarak Halil Behiç GÜRCİHAN'm isminin yazıldığı, behic.gurcihan@consultant.com prje sorumlusunun e posta adresi olarak verildiği, projenin amacı, konusu, zamanlaması, önemi, safhaları, bütçesi ve yönetimi ile ilgili detay bilgilere yer verildiği görülmüştür.Söz konusu belge içerisinde Projenin 4 aylık deneme süreci için toplam 26.082.021.000 TLTik bir bütçe öngörüldüğü, Yunanistan'ın sanal coğrafya üzerindeki propaganda ve bağlantılı faaliyetlerini takibe alınarak, içerik ve teknik bazda gerekli karşılıkların verileceği, Proje bünyesinde Behiç Gürcihan Proje Sorumlusu, Süleyman Şahin Programcı /Koder, Özer Karalar Web Master, Mehmet Akçin Tarayıcı isimli şahıslardan müteşekkil bir ekibin oluşturulacağı, projenin koordinasyonundan ve belirtilen takvim içerisinde yürütülmesinden SAEMK'ya karşı proje sorumlusunun mesul olacağı, ifadelerinin yer aldığı görülmüştür.
7. "tuzuk.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir, "tuzuk.doc" isimli MSvvord belgesi incelendiğinde Türkiye 2023 isimli derneğin tüzüğünün olduğu görülmüştür. Derneğin kurucularına ilişkin isimleri görülmüştür.
8. "tutanak(250300).doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "tutanak(250300).doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde İcra Kurulu Toplantı Tutanağı başlıklı ve 25 MART 2000 tarihli belge içerisinde sözcü Behiç G. isminin karşısında invictus2572@yahoo.com e posta adresinin yazılı olduğu görülmüştür.
10. "................. " isimli bir "pdf' dosyası tespit edilmiştir, "zekeriya-ozturk-ifade-
bolum-bir.pdf isimli Dosya şifreli kırılmaya çalışılıyor
11. çok sayıda "emi" dosyası tespit e^!Mi(ştn*^Bahsı geçen "emi" dosyasıincelendiğinde, ,f t % 3 ^\
11.1 invictus@ixir.com isimli e posta adresinden 0618034@yahoogroups.com isimli e posta adresine gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır. Söz konusu e postada "Baslangiçtaki TSK ile olan baglantilarimizdaki gerek mali gerek fiziksel bag Bir daha bu bünyede sakin bu kelime geçmesin. Bana bu konudakisorulariniziyüzyüze sorun. Sözkonusu kurum ile baglantimizin kurulduğunu zaten daha önceden de varolduğunu söylemiştim. Çocuklar benim kim olduğum, baglantilarim konusunda taa en basta söylediklerimiz unuttunuz mu? Bu baglarin ve ilişkinin zaman geçtikçe azalacagini mi düşünüyorsunuz." ifadelerin yer aldığı görülmüştür. E postanın "Kolay gelsin B.G." ifadesi ile sonlandırılması göz önüne alındığında söz konusu e postanın Behiç GÜRCİHAN isimli şahıs tarafında yazıldığı ve invictus@ixir.com isimli e posta adresinin yine aynı şahıs tarafından kullanıldığı değerlendirilmiştir.
11.2 fahrisahin44@hotmail.com isimli e posta adresinden, Behiç GÜRCİHAN'm kullanmış olduğu invictus@ixir.com isimli e posta adresine gönderildiği anlaşılmıştır. Söz konusu e postada Y.M.H.H.(Yeniden Müdafi Hukuk Haeketi) isimli derneğin 17/03/2002 tarihinde Grand Haliç Otelinde yaptığı genel kurulda, derneğin Asil ve Yedek Yönetim Kurulu üyeleri ile Denetim Kurulu Asil ve Yedek Üyelerini seçilen şahıslann isimlerinin yer aldığı görülmüştür.
11.3 "emi" dosyası incelendiğinde o.calli@gmx.net isimli e posta adresinden bgurcihan@superonline.com isimli e posta adresine gönderildiği anlaşılmıştır.Söz konusu e postada "levent temiz" isimli şahsın Hrant DİNK ile ilgili basın açıklaması yapması sonrasında hakkında açılan dava ile ilgili olarak destek talebi ile bilgi@acikistihbarat.com'a göndermiş olduğu e posta olduğu görülmüştür.
11.4 o.calli@gmx.net isimli e posta adresinden bgurcihan@superonline.com isimli e posta adresine gönderildiği anlaşılmıştır. Söz konusu e postada "Bu arada Ankara'da Mossad'ın mekanları nerde?... Küçük bir eylem yapahm..MİT'çiler öğrensin.:)) Birde 20 ocak'da ABD başkanlık yemini varmış..O zaman da CIA çocuklarına karşı bir eylem yapabiliriz.." ifadelerinin yer aldığı görülmüştür.
11.5 fahrisahin44@hotmail.com isimli e posta adresinden invictus@ixir.com isimli e posta adresine gönderildiği anlaşılmıştır.Söz konusu e postanın "Sayın Behiç Bey" hitabı ile başladığı ayrıca "Ana sayfada Yeniden Müdafaa-i Hukuk Hareketine "Derneği" kelimesi eklmesi" ifadesinin yer aldığı görülmüştür.
11.6 uzayhacaoglu@hotmail.com isimli e posta adresinden invictus@ixir.com isimli e posta adresine gönderildiği anlaşılmıştır.Söz konusu e postada Uzay isimli şahsın Behiç GÜRCİHAN'a hitaben "Hani Ankaraya felan geliyon ya bi takım ne idüğü belirsiz kişilerle toplantı felan yapıyon. Merak ettim beni de götürsene.. :)) Sahi sölüyom bak. Sorarlarsa zararsızdır "konu mankeni" felan dersin:)) Oki mi bak sahiden sölüyom. Söz siz konuşurkene gülmücem:)) Şaka bi yana bu teklif ciddi.." ifadelerinin yer aldığı görülmüştür.
12. "acik-yazisma.dbx" dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen dosyanın adı, özellikleri ve örnek teşkil edeceği düşüncesiyle içerisinde bulunan E-posta mesajı incelendiğinde umitsayin@gmail.com isimli e posta adresinden bgurcihan@superonline.com isimli e posta adresine gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır.Söz konusu e postada Ümit SAYIN isimli şahsın Behiç GÜRCİHAN isimli şahsa hitaben Özel Büro isimli mail grubundan alınarak, Açık İstihbarat isimli siteye konulan "BİLDERBERG NEDİR" isimli yazının kendisine ait olması ve isim belirtilmemesi nedeni ile Özel Büro isimli mail grubu ile irtibata geçmesini talep ettiği görülmüştür. Bu bağlamda Behiç GÜRCİHAN isimli şahsın söz konusu mail grubu ile de iltisaklı olduğu değerlendirilmiştir umitsayin@gmail.com ve bgurcihan@superonline.com isimli e posta adreslerinin karşılıklı birbirlerine göndermiş oldukları e postalar olduğu anlaşılmıştır .Ümit SAYIN tarafından TANDOĞAN-ÇAĞLAYAN-GÜNDOĞDU MİTİNGLERİ! DERİN MUHTIRA OLDU MU, ŞİMDİ PAMUK ŞEKJ^^kâı ile kaleme alınarak, Açık

İstihbarat isimli internet sitesinde bulunan köşesine konmak üzere göndermiş olduğu yazısında darbenin övülmesi ve darbe çağrısı yapılması nedeni ile Behiç GÜRCİHAN tarafından eleştirildiği, bunun üzerine Ümit SAYIN'm söz konusu yazıyı köşesine koymaktan vazgeçtiği görülmüştür.
13. "Gönderilmiş Öğeler.dbx" dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen dosyanın adı, E-posta mesajı incelendiğinde bgurcihan@superonline.com isimli e posta adresinden ziya_yilmaz@globalsoft-tr.com isimli e posta adresine gönderildiği anlaşılmıştır.Söz konusu e postada "Yeni Milis; vatandaş bazında metodolojiyi; 2023 Platformu Tanıtım Metni 'de, genel durum tespitini ve gelecek planının kaba özetini içeriyor." İfadesinin yer aldığı görülmüştür.
14. e posta mesajları incelendiğinde Behiç GÜRCİHAN isimli şahsın operasyon kapsamında yakalanan Ayşe Asuman ÖZDEMİR, Ümit SAYIN, Hayrettin ERTEKİN, Ümit OĞUZTAN, Oktay YILDIRIM, Bekir ÖZTÜRK, Adnan AKFIRAT ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahıslar ile iltisakh olduğu değerlendirilmiştir.
15. E-posta mesajı incelendiğinde ridvangunel@yahoo.com isimli e posta adresi ile bgurcihan@superonline.com isimli e posta adreslerinin karşılıklı göndermiş olduklan e postlar olduğu görülmüştür.Rıdvan GÜNEL isimli şahıs tarafından Muzaffer TEKİN ismi etrafında yurtdışı ziyaretler çerçevesinde içeriğinde uyuşturucu ticareti olan bazı iddialarm gündeme getirilebileceği, Gülen odaklı bir yerlerde delil imal edildiği ve dikkatli olmaları konusunda uyarması üzerine,Behiç GÜRCİHAN'm Muzaffer ile Oktay'ın arası Kemal Kerinçsiz'in ofisinde Oktay'a gerçekleşen saldırı sonrasında bozulduğu ve bir daha da düzelmediği
Muzaffer Tekin ile Kemal Kerinçsiz'in kanka olduğu ve Oktay'la irtibatını kestiği ifade edilmiştir.
16. E-posta mesajı incelendiğinde bgurcihan@superonline.com isimli e posta adresi ile umitsayin@gmail.com isimli e posta adreslerinin karşılıklı gönderdikleri e postalar olduğu görülmüştür. Ümit Sayın isimli şahsın kendisine kuleli@yahoogroups.com isimli mail grubundan gelen e postayı Behiç GÜRCİHAN isimli şahsa gönderdiği söz konusu e postada, Atabeyler grubunun özel kuvvetler komutanlığı içersinde bulunan 300 den fazla olan gerilla eğitim mangasından biri olduğu, opersayonu yapan emniyet güçlerinin bu oluşumu 6 aydır takip ettikleri, zamanlaması hükümetin danıştay saldırısı psikolojik harbini kaybettiği döneme geldiği, amacın kamuoyunu tekrar tsk ya karşı düşünmeye zorlamak olduğu, özel kuvvetler komutanlığı içindeki bu hareketin emniyet içindeki mı6 cı nurcu operasyon gücünü deşifre etmek için bilerek yaptırıldığı, genel kurmay başkanlığı önünde bu dosyları basma sızdıran bizzat askerler olduğu şeklinde ifadelerin bulunduğu ve Behiç GÜRCİHAN'm söz konusu e postadaki bilgileri "doğru" diyerek teyit ettiği görülmüştür.
17. E-posta mesajı incelendiğinde dewrinceli2 l@hotmail.com isimli e posta adresi ile bgurcihan@superonline.com isimli e posta adreslerinin karşılıklı göndermiş olduklan e postalar olduğu görülmüştür.dewrinceli21@hotmail.com isimli e posta adresini kullanan Salim Uçar isimli şahsın "yeni milis konulu yazınızı ilgi ile okudum yeni ve ulusal derin devlet yapılanmasında bir türk milliyetçisi olarak üzerime düşeni yapmak isterim.43 yaşında üniversite mezunu ve devlet memuruyum.uzak doğu sporları.internet bilgisayar konulaına hakimim" şeklinde beyanda bulunması üzerine,Behiç GÜRCİHAN'm "Telefonunuzu iletebilirseniz sizinle bir arkadaşımız ön temas kuracak ve karşılıklı görüşme sonrasında siz bizi; biz de sizi daha yakından tanıma fırsatı bulacağız. Bana ayrıca O 532 5959046 nolu telefondan da ulaşabilirsiniz, Şu anda Çanakkale'de sizinle bağlantıya geçebilecek bir arkadaşımız yok; o yüzden sizden biraz sabır rica ediyorum. Kısıtlı imkanlarla ancak belli bir hızla örgütlenebiliyoruz o yüzden en kısa zamanda sizinle görüşmek için gerekli ortamı yaratacağız.-Sizin bu arada İstanbul'a gelme
durumunuz olursa bana ulaşabileceğiniz numarayı biliyorsunuz" dediği,Salim UÇAR isimli şahsın "bir hususu anlamak isterim Behiç bey bu derin devletin yeniden oluşturulması çalışmalarında türk silahlı kuvvetlerinin belirleyici bir rolü olacak mıdır.ömer lütfü mete türkiyede derin devletin olmadığını, oluşmasının gerekli olduğunu ve bunun ordu kanalıyla olacağını söyler.dünyanm ciddi devletlerinde de ordu belirleyici lokomotif konumdadır.bu konuda ordumuzun yardımı olacak mıdır.kuruluş eğitim gibi alanlarda .saygılarımla" demesi üzerine,Behiç GÜRCİHAN'm "Söz konusu konulann ayrıntılarını konuşmak bu mecra açısından uygun değil fakat bizim örgütlenmemizin "derin devlet" olarak karikatürleştirilen ve herkesin ağzına pelesenk olan muğlak yapı ile alakası olmayıp; buülkeninsahipleriolanbiz vatandaşların ülkelerine sahip çıkmaları için gerçekleştirdikleriuzun vadeli; çok katmanlı ve çok boyutlu bir örgütlenmeyi içermektedir.Kurumlar değil; kadrolar esastır." şeklinde cevap verdiği görülmüştür.
18. "Kopya tepe.pst" isimli E-posta arşiv dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen Dosyaşifreli olduğu için şifre kırılma aşamasında...............
2 NOLU delile ait inceleme sonucu
Halil Behiç GÜRCİHAN isimli şahsa ait, HP marka dizüstü bilgisayar içerisindeki, IBMTravelstar marka, seri numarası 9ZS81393 olan bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede;
1. "Kopya milletvekillerialbüm.xls" isimli bir Excel dosyası tespit edilmiştir. "Kopya milletvekillerialbum.xls" isimli Excel dosyaları incelendiğinde bir çok milletvekili ile ilgili kişisel bilgilere yer verildikten sonra kişilerin siyasi, felsefi veya ırki kökenlerine ilişkin verilerin yer aldığı görülmüştür. Aynca listede yer alan bazı milletvekillerinin karşısında "İyi İzlenmeli, Takip Dışı, Değerlendirme Dışı" gibi ifadelerin bulunduğu görülmüştür.
2. "kirikay.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir, "kirikay.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde Süleymaniye Baskınının intikamının alınması konusuyla ilgili "OPERASYON KIRIKAY" adı altında bir çalışmanın yapılacağı, söz konusu operasyonun 3 yıl süreceği, Temel protokol başlığı altmda GİZLİ ligin esas olduğu, konu ile ilgili telefonda, e-posta üzerinden veya takip edilebilir herhangi bir mecra üzerinden ASLA haberleşilmeyeceği,Konu hakkında yüzyüze konuşulurken bile mümkün olduğunca ALTERNATİF SÖZCÜKLER (parantez içindekiler) üzerinden konuşulacağı,Konu hakkında hiçbir yazılı metin; Internet bağlantılı bir bilgisayar üzerinde bulundurulmayacağı,Konu hakkında; temasta olan hiçbir kurum veya kişiye konudan sözedilmeyeceği, SENARYO en fazla üç kişi arasmda bilineceği ve operasyonda yer alacak diğer elemanlara bile ayrıntılar en son ana kadar saklanacağı,Konu hakkında soru ile karşılaşıldığında, karşı tarafa "bu tarz bir şeyi yapmanın mümkün olmadığı", "devletin zaten bunun intikamını aldığı" söylenip; varolan çalışmanın film çalışması olduğu vurgulanacağı ve her türlü dezenformatif bilgi verilerek dikkatler dağıtılacağı ifadelerinin yer aldığı görülmüştür. Söz konusu belgede; Albay Mayville'in (BAŞKAN),Albay Mayyille'e emir verenlerin (KURUL),Operasyon'un (GÖZLEM) ,1 SENE'nin (YAĞMUR DÖNEMİ ),2 SENE'nin (GÖKKUŞAĞI DÖNEMİ),3 SENE'nin ( ALACAKARANLIK ),Hareket Planının (SENARYO),Korkut Eken'in (IŞIKÇI)),Başma çuval geçirilen askerlerimiz'in (OYUNCULAR),TSK'nin (Hollywood) olarak kodlandığı anlaşılmıştır.
3. "sanal-cografya-haritalandirma-projeteklif-kopya.DOC" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "sanal-cografya-haritalandirma-projeteklif-kopya.DOC" isimli MSword dosyası incelendiğinde Irak merkezli Kürtçülük akımlarının sanal topolojisinin tespiti ve Internet üzerindeki etkinliğinin nötralfee edilmesi konusu ile ilgili proje önerisinin hazırlandığı, proje sorumlusu olarak Halil Behiç - GÜRCİHAN'm isminin
yazıldığı, behic.gurcihan@consultant.com prje sorumlusunun e posta adresi olarak verildiği, projenin amacı, konusu, zamanlaması, önemi, safhalan, bütçesi ve yönetimi ile ilgili detay bilgilere yer verildiği görülmüştür.Zamanlama başlığı altında bulunan "Onaylamanıza müteakip proje mevcut yapısı ile veya daha da geliştirilerek uzatılarak, kurumsallaştınlabilir." İfadesi dikkate alındığında söz konusu projenin belli bir makama sunulmak üzere hazırlandığı ve onay alınması hitamında hayata geçeceği değerlendirilmiştir. Deneme amaçlı ilk dört aylık süreç için 26.082.021.000 TL bütçe talep edildiği görülmüştür.
4. "turkiye2023-sunum.ppt" isimli bir PowerPoint dosyası tespit edilmiştir. "turkiye2023-sunum.ppt" isimli PowerPoint dosyası incelendiğinde 2023 olarak adlandırılan bir platform ile ilgili hazırlanan sunum olduğu görülmüştür.Söz konusu belgede Behiç GÜRCİHAN'ın kim olduğu ile ilgili bilgilere yer verildikten sonra durum tespiti, metedoloji tespiti, temel prensipler, dinamikler ve hareket planı başlıkları altında işlendiği anlaşılmıştır.Yeni milis başlığı altında bilgi milisi, sermaye milisi, sosyal milis, teknoloji milisi ve operatif milis olarak beş isim altında kategorize edildiği ve çeşitli şemalar ile organizasyon yapılarına yer verildiği görülmüştür.Projeler bölümünde ulusal hukuk forumu isimli bir yapıdan bahsedildiği, amacının Türkiye'yi savunurken; Türkiye lehine faaliyet gösterirken veya aleyhine faaliyet gösterenlere karşı mücadele ederken zor durumda kalan vatanseverlerin savunmasını profesyonel avukatlar ve mekanizmalar yoluyla üstlenilmesi olarak tanımlandığı görülmüştür. Gözlemciler isimli projenin, Türkiye aleyhine gerçekleştirilen kamuya açık veya kapalı faaliyetlerde fiziki olarak boy gösterip, söz konusu faaliyeti sadece izleyip; kaydederek, psikolojik taciz uygulayacak tek tip giyinmiş kadın ve erkek toplulukları olarak tanımlandığı görülmüştür.
5. "ChkPt_book.pdf' isimli bir "pdf dosyası tespit edilmiştir. "ChkPt_book.pdf isimli Dosyanın şifresi kırılmaya çalışılıyor...
3 NOLU DELİLE ait İNCELEME SONUCU
Halil Behiç GÜRCİHAN isimli şahsa ait, 77 Nolu Disket üzerinde yapılan incelemede;
1. "2023-7.doc" isimli bir MSvvord dosyası tespit edilmiştir. "2023-7.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde 2023 gurubu olarak adlandırılan oluşum ve yapısı ile ilgili olarak oluşturulduğu görülmüştür. Söz konusu belge içerisinde örgüt içinde her kişi, örgüte dahil ettiği kişilerle iletişimden ve onların koordinasyonundan sorumlu olduğu, bir üye çağrı durumlarında önce sorumlusu ile iletişime geçmekle yükümlü olduğu, üye ile doğrudan bağlantıya sorumlusu dışında ancak merkez yönetim kurulu geçebileceği,Böyle bir oluşumun zamanı geldiğinde, Türkiye'nin güçlenmesinde çıkan olmayan iç ve dış çevreler için bir tehdit oluşturacağı gerçeği nedeniyle, oluşumun yapısında gerekli güvenlik mekanizmaları en baştan itibaren uygulanmaya başlanacağı,Örgütlenme yapısı bir ağ benzeri olup, hiyerarşik kurallar ve disiplin çerçevesinde oluşmuş bir yapı içerisinde olduğu,Bir üyeye sorumluluğu altındaki üyelere ulaştırılmak üzere bir mesaj geldiği takdirde bu mesaj en geç 2 saat içinde sorumluluğu altındaki üyelere ulaştırılması, acil kodlu mesajlar en geç 15 dakika içinde ulaştırılması gerektiği,Herkesin kendisine verilen üye numarasını ezberlemek ve yazışmalarda ve iletişim araçları üzerinden yapılan konuşmalarda bu üye numarasını kullanmak zorunda olduğu yönünde beyanlarm bulunduğu görülmüştür. DİSKET-53
-465-539. İsimli dosyada; . Milliyetçi Hareket Partisi Yöneticileri tarafından kurulan ya da MHP ile ilişkisi olan vakıflar.
7. EĞİTİMCİ OLARAK ADLANDIRILAN BAZI KİŞİLERİN ALPASLAN TÜRKEŞ, PARTİ YÖNETİCİLERİ, PARTİ GENÇLİK KOLLARI ÜLKÜCÜ
DERNEKLER, SENDİKALAR VAKIFLAR ve ŞİRKETLERLE MALI İLİŞKİ ve BAĞLANTILARI.
Alpaslan TÜRKEŞ'in Parti Eğitimcilerine Hergün Gazetesi Bölge Muhabiri adı altında ödediği Maaşlar:
ÜGD, ÜYD ve GENÇLİK KOLLARIYLA MALİ İLİŞİĞİ.
8. MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ, ALPASLAN TÜRKEŞ ve DİĞER PARTİ YETKİLİLERİNİN YURTDIŞI MALİ İLİŞKİLERİ.
MHP Yurtdışı Görevlilerinin Mali İlişkileri:
8.4. FRANSA'DAKİ ÜLKÜCÜ KİŞİ VE KURULUŞLARLA MALİ İLİŞKİLER ile ilgili konulann yer aldığı word dosyalan.
-639-726 isimli dosyada
I. ADANA OLAYLARI
II. ANKARA OLAYLARI:
a. KAYAŞ-KÖSTENCE, TÜRKÖZÜ ÖRGÜTÜ VE EYLEMLER:
b. ABİDİNPAŞA ÖRGÜTÜ VE EYLEMLERİ:
c. KARTALTEPE ÖRGÜTÜ VE EYLEMLERİ
d. ETLİK-AYVALI ÖRGÜTÜ VE EYLEMLERİ:
e. ETLİK-ESERTEPE ÖRGÜTÜ VE EYLEMLERİ:
f. GÜLVEREN ÖRGÜTÜ VE EYLEMLERİ:
g. MİSKET VE ŞAHAP GÜRLER MAHALLESİ ÖRGÜTLERİ VE
EYLEMLERİ:
h. TOPRAKLIK BÖLGESİ ORGUTU VE EYLEMLERİ: ı. HASKÖY ÖRGÜTÜ VE EYLEMLERİ:
i. İSKİTLER, KARŞIYAKA VE MUTLU MAHALLESİ ÖRGÜTLERİ VE EYLEMLERİ:
j. KIRIKKALE ÖRGÜTÜ VE EYLEMLERİ: başlıklarının yer aldığı örgütlenmeleri anlatan word dosyalan. -759-878 isimli dosyada E. EYLEM SANIK İLİŞKİLERİ:
MHP GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU: başlıklı toplam 587 şahsın eylemlerini anlatan dosya
-senaryo-su isimli dosyada III. SİLAH YÖNÜNDEN ÖRGÜTLENME:
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezinin silah yönünden örgütlenmesini anlatan 63 sayfalık Word dosyası,
727-758 isimli dosyada
MHP' nin Toplam 6 ilde gerçekleştirilen olaylan anlatan 22 sayfalık Word dosyası 879-945 isimli dosyada
-Eylemlerin yasal tanımını anlatan 60 sayfalık Word dosyası görülmüş DİSKET-77 2023-7sema isimli dosya ÖRGÜT İÇİ İLETİŞİM HİYERARŞİSİ
Aşağıdaki şema örgütün iletişim ağı ile ilgili bir kesittir. Örgüt içinde her kişi, örgüte dahil ettiği kişilerle iletişimden ve onlann koordinasyonundan sorumludur. B, A, Z ve Y'nin sorumlusu olup, B bu kişiler için sorumlu konumundadır. Bir sorumluluk grubu idari bir birim değil, iletişim ve koordinasyon birimidir. Bir üye çağrı durumlarmda önce sorumlusu ile iletişime geçmekle yükümlüdür. Üye ile istisnai durumlar dışında herzaman sorumlusu aracılığı ile bağlantıya geçilecektir. Üye ile doğrudan bağlantıya sorumlusu dışında ancak merkez yönetim kuruUıgeçebilir. Bir üyeye ulaşabilmek için tüm gerekli bilgiler sorumluda bulunur. Şikayetler öncelikle sorumlu tarafından halledilmeye
çalışılır, bu gerçekleşmediği durumda sorumlu doğrudan merkez yönetim kurulunu sorundan haberdar edebilir. Üye şikayeti ile ilgili en geç 2 hafta içinde tatmin edici bir ilerleme kaydedilmediği durumda, şikayetini gelişen olaylan da ekleyerek, yazılı olarak Merkez Yönetim Kurulu'na bildirebilir. Merkez Yönetim Kurulu en geç bir hafta içinde üyeye yazılı olarak veya yüzyüze şikayeti ile ilgili görüşlerini , açıklamaları, gelişmeleri ve çözümleri iletmek zorundadır.
C : B'nin sorumlusu
B : A'nin sorumlusu
B ve C, A'nın üstsorumluları
A,Z,Y, B'nin sorumluluk grubu
ÖRGÜTLENME: (HÜCRE YAPILANMASININ OLUŞUMU)
Örgütlenme yapısı bir ağ benzeri olup, hiyerarşik kurallar ve disiplin çerçevesinde oluşmuş bir yapıdır.
Merkezden çepere doğru yayılan bu yapının hiyerarşisi, idari ve iletişim hiyerarşisi olarak ikiye ayrılmıştır. İletişim hiyerarşisi Şema A ve B'de görüldüğü şekilde her üyenin kendine bağlı üyelerden oluşan sorumluluk grupları oluşturmasına dayanırken, idari hiyerarşi Şema C'de belirtildiği gibidir.
Herkes kendisi oluşuma dahil olduktan sonra 1-2 ay içinde kendi alt sorumlusu olarak, sorumlusu tarafmdan kendisine belirtilen kadar sayıda güvendiği ismi bulacak ve kendisinin bağlı olduğu genel sorumlular ve oluşum başkanından oluşan kabul heyeti ile tanıştırıp onayı aldıktan sonra, oluşuma belirlenen prosedür çerçevesinde dahil edecektir.
İdari Yapı
Merkez Yönetim Kurulu çalışma grubunun daimi üst organıdır. Çalışma grubunun kurucu üyelerinden ibarettir. Bu kurulun içtüzüğü kurul üyeleri tarafmdan belirlenir ve sadece oluşum başkanına karşı sorumludur. Kurul periyodik yayınlar ve duyurularla çalışma grubu üyelerini ilgili gelişmelerden haberdar eder.
Çalışma grubu üyeleri arasından her sene kura ile 25 veya çalışma grubunun toplam üye sayısının %1'i kadar(hangisi daha fazla ise) kişi seçilir ve bu kişiler Merkez Danışma Meclisi'ni oluştururlar. Merkez Danışma Meclisi örgütün genel işleyişi, izlenecek politikalar ve yöntemler konularında Merkez Yönetim Kurulu için tavsiye kararlan alır. Aynca kendi bünyesinden çalışma grubunun uyguladığı her bir proje için proje denetleme komisyonlan oluşturur, projeleri bu komisyonlar aracılığı ile denetler ve Merkez Yönetim Kurulu'na projelerin gidişatı ile ilgili durum raporlan sunar. Proje denetim komisyonunun bir proje hakkında uyan mesajı yayınlaması durumunda, merkez yönetim kurulu, proje grubu ve proje denetleme komisyonu konuyu görüşmek üzere toplanır ve bu toplantıda alman kararlar Merkez Danışma Kurulu'na iletilir.
Merkez Danışma Meclisi'nin her toplantısında Merkez Yönetim Kurulu'ndan bir kişi gözlemci olarak bulunur. Bu kişinin oy hakkı yoktur ve istenildiği takdirde tartışılan konu ile ilgili görüşlerini dile getirir.
Proje Gruplan Çalışma Grubunun üstlendiği her proje için Merkez Yönetim Kurulu tarafmdan davet yoluyla oluşturulur.En az 3 kişiden oluşan bu gruplar tasarlama aşamasından, hayata geçirilmesi aşamasına kadar üstlendikleri projeden sorumludur. Her proje grubunun bir sorumlusu vardır ve üst organlara karşı bu kişi sorumludur. Her proje grubu kendi çalışma tüzüğünü kendi oluşturur. Proje gruplan üstlendikleri projeyi belirledikleri zaman içinde en iyi şekilde yapmakla görevlidir ve doğrudan Merkez Yönetim Kuruluna karşı sorumludurlar. Bir üye en fazla iki proje grubunda yer alabilir. Proje gruplan proje denetim komisyonlan tarafından denetlenir ve proje denetim komisyonu ile belirlenen periyotlarda biraraya gelir. Proje gruplrjsüstleop_dikleri proje ile ilgili bir çalışma takvimini proje koordinasyon sekretaryasma suf8r4ar fye çafttaıa takvimleri onaylandıktan
sonra projeyi gerçekleştirme aşamasına geçerler. Proje grupları en az haftada bir kez toplanmak zorundadır. Proje ile ilgili gelişme raporları her hafta proje koordinasyon sekreteryasma sunulur.
Proje Koordinasyon Sekreteryası yürümekte olan projelerle ilgili koordinasyon ve sekreterya işlemlerini yürütür. Sekreterya koordinasyon ve bilgilenme amacı ile proje grupları ile toplantı talep edebilir ve proje grupları her hafta sekreteryaya projenin gidişatı ile ilgili yazılı rapor sunar. Sekreterya koordinasyon ve bilgi eksiklikleri ile ilgili proje gruplarını uyarabilir ve proje grubu uyan doğrultusunda en geç iki hafta içinde tedbir almadığı durumda, durumdan Merkez Yönetim Kurulu'nu haberdar eder.
KARAR ALMA PRENSİPLERİ
Her iletişim ve idari grubun bir sorumlusu bulunur. Sorumlu kendi grubunun sekreterya ve koordinasyon işlemlerini yürütür. Sorumlunun grubunu makul bir süre içinde toplantıya çağırma hakkı vardır. Grupta sorumlunun karşı olduğu bir karar alınamaz.
Merkez Yönetim Kurulu alman kararlan gerekli açıklamalan yaparak değiştirme, iptal etme veya askıya alma hakkına sahiptir.
Bu oluşumun merkezden dışa doğru yayılan bir ağ olduğu ve dolayısı bu ağ içindeki bir zincirdeki aksamanın bir çok noktayı etkileyebileceği unutulmamalı ve bu sorumluluk bilinci ile hareket edilmelidir.
İLETİŞİM PRENSİPLERİ
2023/7 grubu bir insan ağıdır, dolayısı ile üyeler arası iletişim ve koordinasyon büyük önem taşımaktadır.
Bir üyeye sorumluluğu altındaki üyelere ulaştmlmak üzere bir mesaj geldiği takdirde bu mesaj en geç 2 saat içinde sorumluluğu altodaki üyelere ulaştmlmalıdır. Acil kodlu mesajlar en geç 15 dakika içinde ulaştmlmak zorundadır. Bir üyeye sorumlusu üzerinden değil de, doğrudan ancak merkez yönetim kurulu üyeleri tarafından ulaşılabilir. Bu durumda üye sorumlusunu kendisine iletilen mesaj hakkında en geç 1 saat içinde haberdar eder.
Her üye kendi sorumluluğu altındaki kişiler için sekreterya görevini üstlenir. 8Hücre yapılanması)
Yapılan her toplantının yeri ve saati, gündemi ve alman kararlar sözlü veya yazılı olarak merkez yönetim kuruluna geçilir. Toplantılara proje ile ilgili grup üyeleri, projeyi denetlemekle görevli merkez danışma kurulu üyeleri ve merkez yönetim kurulu üyeleri dışında hiçkimse, oluşum üyesi olsalar dahi, uzmanlıklara gereksinim duyulmasından dolayı çağnlmadıklan sürece katılamazlar.
Herkes kendisine verilen üye numarasını ezberlemek ve yazışmalarda ve iletişim araçları üzerinden yapılan konuşmalarda bu üye numarasmı kullanmak zorundadır.
Oluşuma dahil olduktan sonra cep telefonu yoksa en kısa zamanda mesaj sistemine sahip bir cep telefonu veya çağn cihazı satın alınmalıdır.
Genel sorumluya size ulaşılması için bütün gerekli telefon, e-mail ve fax numaralan verilecektir. Adres verilmeyecektir. Mevcut temas noktalanndan bir günü aşan sürelerde uzaklaşılması durumunda genel sorumlu haberdar edilecek ve yeni temas noktalan kendisine iletilecektir.
FİNANSMAN
Yasal olarak Türkiye 2023/7 Vakfına verilmesi gereken minimum aidatın yanısıra oluşuma dahil olan her kişi gerektiği takdirde gerekli olan harcamalara aktarmak üzere aşağıdaki tabloda yer alan miktarlan taahhüt edecek ve taahhüt ettiği bu miktar o ay için kendisinden istenmese bile, istendiği ay, istenmeyen aylann birikmiş taahhütleri ile birlikte sorumlunun talimatlan doğrultusunda aktarmayı en geç iki iş günü içerisinde sağlayacaktır. Yine kendisine en geç bir ay içerisinde aktardığı miktann katkıda bulunduğu harcama ile ilgili faturanın kopyalan ulaştmlacaktır.
Üyeden taahhüt ettiği miktar ancak Merkez Yönetim Kurulu veya sorumlusu tarafından çağrı yoluyla istenebilir. Üye çağrı ulaştıktan en geç iki gün içinde taahhüt ettiği miktarı belirtilen hesaba yatırmak zorundadır. Taahhüt ettiği miktaı geçerli bir mazaret göstermeden en geç bir hafta içinde yatırmayan üyeler uyarılır ve aynı hatayı ikinci kez tekrarlamaları durumunda çalışma grubu üyeliğinden çıkanlırlarHer üye yapılan her harcama ile ilgili hesaplan incelemeyi Merkez Yönetim Kurulu'ndan talep edebilirve bu talep en geç bir hafta içinde yerine getirilmek zorundadır.Uye yapılan harcamalarla ilgili belgelerin bir kopyasını alabilir. Çalışma Grubunun muhasebesi Merkez Yönetim Kurulu tarafından tutulur ve Merkez Yönetim Kurulu altı ayda bir Merkez Danışma Kurulu'na grubun muhasebesi ile ilgili brifing verir. Her yıl ise Merkez Yönetim Kurulu çalışma grubunun bütçesini Merkez Danışma Kuruluna sunar. Kurul çoğunlukla bütçeyi reddettiği takdirde Merkez Yönetim Kurulu, Danışma Kurulu'nun belirleyeceği bir komisyonla ile birlikte çalışarak bütçeyi yeniden düzenler. Yeni düzenleme Merkez Danışma Kurulu tarafından üçte iki çoğunlukla reddedilmezse devreye girer, reddedildiği takdirde aynı süreç tekrarlanır.
Şüpheli de yapılan aramalarda 2023 platformu isimli gizli oluşum içeren ve gizlilikte ve kendi konumunun tartışılmaz olduğu ve yetkilerinin sadece kendisinde bulunduğu belgenin ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN diğer belgeleriyle benzeşen dokümanlardan olduğu, örgütün amaçları doğrultusunda hazırlandığının anlaşıldığı, belge hazırlanması itibarıyla legal görünümlü türkiyeye hizmet etme amaçlan güden gibi görünsede gizli amaçlan Bizzat ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN taban kazanması ve uzun vadede örgütün sürekli gelir elde etmesi aynca hücre yapılanması sisteminin yaygmlaştınhp, ani bir emirle tüm hücrelerin tek merkezden harekete geçirilip örgütün emir ve talimattan doğrultusunda eylemlerde kullanılacağı anlaşılmaktadır.
şüpheli Ergün POYRAZ m yazdığı Tarikat ticaret, siyaset ve cinayet isimli kitabınbasılmadan önceki halinin vord belgesi olarak çıktısının bulunduğu, Bu kitap yazılaniçerisinde İrticai Örgütlerin Tehdit Değerlendirmesi başlıklı bölümdeki tarikatlarla alakalıbölümün şüpheli Ergün POYRAZ da ele geçirilen askeri iç erikli gizli bilgi ve belgelerinbulunduğu klasörlerden de çıktığı, aynca Ergün POYRAZ da bu raporun paraflı ve imzalıgizlilik ibareli resmi askeri dağıtım yazısımnda çıktığı. 24 mayıs 2002 tarihli Genel KurmayBaşkanlığının yazıdığı "İrticai Örgütlerin Tehdit Değerlendirmesi" adlı GİZLİ ibareliAskeri Belge _ Altındaki imzalarda Ş.Md.V.Alb.A.F.ENGİN, D.Bşk.
Tümg.A.İ.GÜRCİHAN', yazılı olduğu İstihbarat Başkanı Korgeneral Hüseyin GÖKSU imzası ile dağıtımının yapıldığı belgeden anlaşılmaktadır.
bu yazı ile alakalı Genel Kurmay Başkanlığım askeri savcılığına yazılan yazıya verilen 04.12.2007 tarih ve 2007/581-425.Y.Y sayılı cevabi yazı da yazının B-l 7,8 no'lu inceleme bölümlerinde, Ergün POYRAZ isimli şahıstan elde edilen İrticai Örgütlerin Tehdit Değerlendirmesi" başlıklı yazının yetkili makamların kanun ve düzenleyici ile işlemlere göre açıklanması yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken belgelerden olduğu bildirilmiştir.
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Halil Behiç GÜRCİHAN'm acikistihbarat.com isimli internet sitesinin sahibi olduğu, bu sitede Oktay YILDIRIM'm da yazı yazdığı, Oktay YILDIRIM' m tutuklanması üzerine bu siteden aynlan H.Ümit SAYIN ile alakalı olarak "Doktor Şerefsiz Ödlek" başlığı ile kendi tabanlanna yakın internet sitelerine yazan insanlan tehdit ettiği, şüphelinin Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN ile irtibatının bulunduğu, ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'i ofisinde ziyaret etmiş olması, Ayşe Asuman ÖZDEMİR ile görüştüğü anlaşılmış olup, aynca şüphelinin BÜLENT (Kod) İsmail YILDIZ ve Ergün POYRAZ ile irtibatlannm bulunduğu, SESAR isimli ınternet sitesinde yayınlanan bir grup yazının da şüphelinin bilgisayarlanndan çıktığı, ayrıca şüphelinin 2023 platformu ile
alakalı olarak yazmış olduğu taslaklar, MİLİS GÜCÜ.... ve yine internette yazmış olduğu "Medyanın Görmediği Oktay'ın Bombalan ve Ulusalcı Cephe" başlıklı yazı ve "Kuvvacınm Basılma Rehberi ve Bizim Oktay" başlıklı yazı içeriklerinde de adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunun işlendiği, şüphelinin örgütün yapılanmasında basın yoluyla kamuoyu oluşturmak ve örgüt tabanının yayılmasını sağlamaya yönelik olarak, örgütün medya ve strateji bölümünde görevli üyesi olduğu, örgüt içinde kendilerine muhalefet edip ayrılan şahıslarla alakalı olarak da topladıkları istihbari bilgileri internette yayınlayıp ayrılan kişileri kamuoyunda yıpratmaya çalıştıkları, ayrıca bilgisayarında bulunan bomba düzenek şemaları ve şifreli konuşma ile alakalı notlar ve şüphelilerden BÜLENT (Kod) İsmail YILDIZ ve Ergün POYRAZ ile olan ilişkileri, bu ilişkilerin gizlilik bazında tutulması hususları göz önüne alındığında şüphelinin örgüt üyesi olduğu,
25.12.2006 tarihli yazısında da Bekir ÖZTÜRK' e hitaben "sizde bir dernek kurmak istiyorsunuz, biz de bu konuda aynşmak yerine biz sizin toplantınıza gelip sizin oluşumunuza destek verelim, siz de bizim toplantımıza gelip bizim oluşumumuza destek verin, bu yolda iki ayn grup olarak aynı hedefe yürüyelim" şeklindeki yazısı ve aynı yazı içeriğinde Zeynep ORUNCAK isimli kendi site yazarlannm ulusalcı cephe denilen grubu Rusya ve Hıristiyanlığa hizmet etmek ile suçladığı, "İsa' nm Bozkurtlan" başlıklı yazısı sebebi ile Doğu PERİNÇEK' den Ergün POYRAZ' a kadar geniş bir yelpazenin üzerine alındığı, bu sebeple bu tür hatalann yapılmaması gerektiğini belirtilen yazılan göz önüne alındığında yazı içeriğinde farklı isimler altında kurulan dernek ve sivil toplum kuruluşlannm aslında Ergenekon çatısı altında planlanmış amaca yürümek için farklı kesim ve kişilere hitap etmeye yönelik kurulmuş örgütün birimleri olduğu ve yine bu yazı içeriğine bakıldığında cephenin bölünmemesi gerektiğini ve birbirleri ile bu tür bir husumet içinde olmamalan, düşmanlanna koz vermemeleri gerektiği, yine yazı içeriğinde Türk Ortodoks Patrikhanesi basın sözcüsü şüpheli Sevgi ERENEROL'un da Oktay YILDIRIM ve grubu ile birlikte hareket ettikleri, Büyük Hukukçular Birliği, Milli Mücadele Platformu ve Milli Güç Platformu gibi oluşumların da kurulduğu, yine yazı içeriğinde kontrol edemediği yapılar içinde olmamayı tercih ettiği için değil hepimiz kontrol ettiğimiz yapıları tercih ederiz şeklinde kurulan derneklerin hedef ve gayesinin de vatan sevgisi ön plana çıkarılarak Ergenekon oluşumunun farklı versiyonlarda hayata geçirilmesini sağlamak olduğunun anlaşıldığı,
Aynca şüpheli Oktay YILDIRIM tutuklandıktan sonra "KUVVACININ BASILMA REHBERİ" başlıklı yazı yazdığı ve diğer yazı içeriklerinde de Oktay YILDIRIM'a komplo kurulduğunu, bombalann çöplükten alındığını belirterek yapılan soruşturmayı kamuoyunda haksız göstermeye çalışmak suretiyle adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunuda işlediği, Şüphelinin tüm eylem ve faaliyetlerini, yazılanm ve kendisininmiş gibi lanse ettiği "milis gücü" kurma şeklindeki faaliyetlerini ERGENEKON terör örgütü adına yaptığı ve bu örgütün üyesi olduğu, şüpheliler Ergün POYRAZ ve BÜLENT (Kod) İsmail YILDIZ'la diğer örgüt üyeleri arasında irtibatı sağlayarak örgütün stratejik kararlannı irtibatlı olduğu diğer örgüt üyelerine iletme görevi olduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli Ergün POYRAZ'da elegeçirilen "İrticai Örgütlerin Tehdit Değerlendirmesi" başlıklı gizlilik içeren belgelerle alakalı olarak, Belgenin kitap metinlerinde kullanılması, devlete ait gizli bilgi ve belgelerin elegeçirilmesi ve amacı dışında kullanılmasını da suç olarak kanunlanmızda düzenlendiğinden, bu konu ile alakalı olarak Ergün POYRAZ ek ifadesinde şüpheli Halil Behiç GÜRCİHAN'm kitabını bastırmak için istediğini ve kendisinin de bunu kabul etmediğinden vermediğini beyan etmiş ise de; kitabın tamamının word belgesi olarak Halil Behiç GÜRCİHAN'da çıkması bu beyanın doğru olmadığını, şüpheli Halil Behiç GÜRCİHAN'm devlete ait gizli belgeleri ele geçirmek, bulundurmak ve amacı dışında kullanmak, suçlannı^^âynca'Mediği anlaşılmaktadır.
Ayrıca "operasyon kırık ay" başlıklı metinde sinema senaryosu adı altında, Süleymaniyedeki Çuval olayının sürekli olarak gündeme getirilip Türk ordusunun olay sebebiyle psikolojik olarak yıpratılıp, aynı zamanda hükümeti de bu sebeple yıpratıp dezenformasyona uğratıp ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN darbe ortamına zemin hazırlanması için kaos ortamı oluşturmak için şüphelinin internet sitesini ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlan doğrultusunda kullanıp propaganda ve taban oluşturma faaliyetlerinde kullandığı,
Aynca Kuvvai Milliye Derneği ile ilgisi olmamasına rağmen bu dernek Başkanı Bekir ÖZTÜRK ve Oktay YILDIRIM'ı yönlendirdiği anlaşılmıştır.
Şüpheli Halil Behiç GÜRCİHAN'a ait, HP marka dizüstü bilgisayar içerisindeki, IBM Travelstar marka, seri numarası 9ZS81393 olan bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede;
"Kopya milletvekillerialbum.xls" isimli Excel dosyaları incelendiğinde bir çok milletvekili ile ilgili kişisel bilgilere yer verildikten sonra kişilerin siyasi, felsefi veya ırki kökenlerine ilişkin verilerin yer aldığı görülmüştür. Aynca listede yer alan bazı milletvekillerinin karşısında "İyi İzlenmeli, Takip Dışı, Değerlendirme Dışı" gibi ifadelerin bulunduğu görülmüş ve şüphelinin hukuka aykm olarak bir kısım milletvekillerini fişlediği anlaşılmıştır.
Şüpheli Halil Behiç GÜRCİHAN'da bir kısım gizli kamera görüntüleri ele geçirilmiş olup, bu görüntülerin gizli olarak alınıp kaydedilmesi özel hayatın gizililiğini ihlal suçu olarak düzenlenmiş ise de; bu konuda bir şikayet bulunmadığından sevk maddesi tesis edilmemiştir. Şüphelinin örgüt üyeliği, kişisel verileri hukuka aykm olarak kaydetme suçlan ile adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlannı işlediği anlaşıldığından;
Şüpheli Halil Behiç GÜRCİHAN'ın üzerine atılı eylemlerine uyan; TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5., TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 334, TCK'nun 288 ve 135/2-1,43/2. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
9-ŞÜPHELİ İSMAİL YILDIZ ; a-Şüpheli emniyet beyanında;
Bilgisayarında çıkan -doc. safini _kaybedenler dosyası içerisinde:
"SAFINI KAYBEDENLER" CEMAATLER, TARİKATLAR Ve SİYASAL İSLAMCILAR (!)HANGİ SAFTA?
Elbette bu ülkede yaşayan insanların çok şükür ki büyük çoğunluğu, hem de çok büyük bir çoğunluğu Müslüman!
Bu ülkeyi kuranlar da Müslüman Türkler!
Yani bu Devlet bizim.
Bu topraklar bizim. Bu vatan bizim.
Bu ülkeyi savunan ordu bizim.
Bu ülkenin, bu devletin bütün kurumlan bizim.
Bu kurumların bir kısmının kötü yönetilmesi, bir kısmının performans düşüklüğü, bir kısmının ideolojik saplantılar içinde bulunması, bir kısmının verimsizliği gibi sayılabilecek kusurlar veya yanlışlar o kurumları "bizim" olmaktan çıkarmaz.
Aksine o kurumlara daha fazla sahip çıkmamızı ve bu konuda daha dikkatli, daha duyarlı, daha ilgili ve daha hassas davranmamızı gerektirir.
Tıpkı bu ülkede yaşayan bir "Müslüman'ın" ister kendi zaafları, ister eğitimsizliği, ister bilgi yetersizliği isterse Modernizm' in getirdiği gr^kleaaler^ dolayısıyla İslami yaşantısmdaki eksiklikler ve kusurlar dolayısıyla onu "aforoz" edememeğimiz gîMs^

O kimsenin kusurları onu "bizim" indiririniz olmak^^^karmaz.
Aksine; "anlayacağımız bir dille" konuşmak gerekirse, eğer biz kendimizde islam için bir iddia görüyorsak, toplumun önüne böyle bir misyonla çıkmışsak ve biz bir "gönül eriysek" o insana karşı daha duyarlı, daha müşfik, daha hassas ve daha dikkatli olmak zorundayız.
Zahiri, yani görünen şartlara göre bir karar vermek durumundaysak bile bu ülkede "hain"lerin dışında en kötü insanımız için söyleyebileceğimiz söz bile; "bizim yitik çocuğumuz" demekten öte geçemez.
Ne yazık ki günümüz Türkiye' sinde "müstesna" olanlar dışında cemaat, tarikat ve siyasal İslamcılar' m pek çoğu kendi dışmdakileri hep "öteki" olarak algılamaktadır.
Dolayısıyla "devlet" ve "ordu" da onlar için birer "öteki" olarak "ele geçirilecek" ya da "fethedilecek" kaleler olarak gözükmektedir.
Bu anlayış ve yanlış şimdi de onlan "devlet" ve "ordu" düşmanlığına getirip dayamıştır.
"Biz"den olanlar ve olmayanlar ayırımı bu cemaat, tarikat ve siyasal İslamcıları kendi devletleri ve kendi ordularına "düşman" görür hale getirmiştir.
Böylece kendilerini de "düşman safına" itmişlerdir.
Ancak bu durum spontane olarak ya da sosyolojik bir gerçeklik olarak ortaya çıkmışdeğildir. Öyle olsa sorunu kendi "iç" meselemiz olarak görüp "aramızda" halledebilirdik.
Fakat sorun Türkiye için bir "güvenlik sorunu" haline gelmiştir.
Çünkü bu ülkedeki bir çok cemaat, tarikat ve siyasal İslamcı görünümlü yapılar Yabancı Ülkeler tarafmdan Türk Devletine karşı kullanılan birer truva atı haline gelmiştir.
Bu yapıların "beyin takımı" olarak nitelendirilebilecek "iç halkaları" Türk Ruhu'na sahip olamayan ve hatta Müslüman bile olmayan "iblis"ler ve "dönme"ler tarafından kuşatılmış vaziyettedir.
İslam gibi son ve yüce bir din bu sahte önderler eliyle Müslümanların boynuna takılmış bir "tasma" haline getirilmiştir.
Allah, kitap, din, iman, peygamber diyerek kendi "müntesip"lerini kandıran bu alçak adamlar onlan tıpkı Çanakkale'deki Hintli Müslümanlar gibi ABD, AB, VATİKAN, NATO, İSRAİL, ERMENİ ve İNGİLİZ saflarına sürmüşlerdir.
Devletin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin "irtica" diye nitelendirdiği "olgu" budur.
Son yaşadığımız olaylar bu gerçeği çok net bir şekilde bir kez daha ortaya koymuştur.
Halbuki Yüce Allah Kur'an' da; "Yemin olsun ki o kuvvetlere, saf halinde duranlara,
O haykırıp da sürenlere,
O yolda Kur'an okuyanlara ki,
Şüphesiz sizin ilahınız birdir," buyurmaktadır.
Hem de S AFFAT suresinde.
Ve Kur'an' da diğer bir surenin adı da üstelik yine SAFF!
Ve Allah SAFF Sure' sinde de;
"Haberiniz olsun ki, Allah kendi yolunda kurşunla perçinleştirilmiş bir bina gibi saf tutarak çarpışanlan sever" buyurmaktadır.
Yani Allah hepimizi kendi yolunda saf tutmaya çağırmaktadır.
Yahudilerin, Hıristiyanların, Vatikan'ın, Siyonistlerin, ABD'nin AB'nin saflarında değil!
Ve bu satırlardaki tercüme sizlerin karşısına dikildiğiniz Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk döneminde;
"T.B.M.M tarafmdan kararlaştınlan ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kendisine teklif edilen meşhur Hak Dini Kur'an Dili adlı Kur'an tefsirini hazırlayan Elmalılı M. Hamdi YAZIR'm" Kur'an-ı Kerim Meali'nden aktanldı.
Siz! Bu ülkenin cemaatleri, tarikatlan, siyasal İslamcılan, bu ülkenin "saf ve temiz Müslümanlan" söyler misiniz?
HANGİ SAFTASINIZ!
Konuşlandığınız mevzilere bir bakın.
Sizin kurduğunuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinin en büyük tehditleriyle karşıkarşıya kaldığı bu günlerde sizler kimin "askerisiniz"' ,-'"'" "%
ABD, AB, NATO, Pentagon, İngiltere, Almanya, Fransa, İsrail, Vatikan, Papa, Apo, Barzani, Talabani, Ermeni' si, Rum' u, Yunan' ı hepimizi "iç"ten ve "dış"tan kuşattığı bu günde "efendileriniz" sizi nereye getirip bıraktılar? Durduğunuz saflara bir bakın! Durduğunuz yer "işgal ordularının" saftandır!
Tıpkı İngiliz Ordularıyla Çanakkale önlerine gelen Hintli, Pencaplı, Senegalli Müslüman askerler gibi.
Pek çoğunuz Çanakkale' ye geziler düzenliyor.
18 Martlarda da "Çanakkale Geceleri" adı altında etkinlikler yapıyorsunuz.
O topraklarda şehit olarak yatan binlerce Mehmetçik bu gün sizin aynı safta bulunduğunuz ve kendisinden medet umduğunuz Batı' nın bizi yok etme planlarına karşı savaşırken can verdi.
İşte o Çanakkale önlerine gelen Müslüman askerleri İngilizler; I. Dünya Harbinde Müslüman ülkeler halkım propaganda bombardımanına tutarak kandırmışlardı. Çanakkale Muharebeleri'nde savaşmak üzere sömürgelerden getirdikleri Müslüman askerler Almanlarla savaşmaya geldiklerini sanıyorlardı.
Propagandaya göre Almanlar Osmanlı Müslüman halifesini esir almışlardı ve Hintli askerlerde halifeyi kurtaracaklardı. İngilizler bunun dini bir borç olduğunu telkin etmişler ve inandırmışlardı.
İngilizlerin bu propagandasını sezen Türkler de karşı propaganda faaliyetine başlamışlardı. Cephede İngiliz siperlerine yönelik olarak Ezan okutmuşlardı. Ezan sesini duyan Hintli Müslümanlar irkilmiş gerçeği anlamışlar ve savaş çabalannı azaltmışlardı. İngilizler de bundan sonra pek Müslüman asker kullanmak istememişlerdi.
Hintli Müslüman askerler Ezan sesiyle içine düştükleri tuzaktan uyanmışlardı.
Ya sizler ne ile uyanacaksınız?
Medeniyetler Arası Diyalog ve BOP Eş Başkanı Erdoğan "Müslüman topraklanm işgal eden ABD askerlerinin evlerine sağ salim dönmeleri için dua ettiğini" söylüyor.
Ama Güneydoğu'da PKK' nm şehit ettiği "bizim askerlerimize" "kelle" diyor!
Bu ülkenin varlıklarını yabancılara satarken "kurumsal mutabakat" aramıyor!
Telekom' u, Telsim' i, Aria' yi, Tüpraş' ı yabancılara satarken "kurumsal mutabakat" biç aklına gelmiyor.
Azınlıklar için "Vakıflar Yasasını" çıkarırken "kuramsal mutabakat" aramıyor.
"Maden" ve "Petrol Yasalanm" çıkanrken "kurumsal mutabakat" aramıyor.
Akdamar Kilisesi'ni açarken "kurumsal mutabakat" aramıyor.
Ama iş "başörtüsü sorununa" gelince "kurumsal mutabakat anyor.
Ve siz "Müslümanlar" da hala AKP ve RTE' den medet umuyorsunuz.
Aynı safta duruyorsunuz?
Ne kadar da safsınız!
Fethullah Hoca' da RTE' nin Medeniyetler Arası Diyalog hayali gibi Vatikan' la kol kola Dinler Arası Diyalog çabası peşinde.
Halbuki Allah Kur'an' da hepinizin bildiği gibi "Allah indinde tek din İslam' dır" buyuruyor.
Hoca (!) ise Hıristiyanlığa ve Yahudiliğe (Bahailiğe mi desek) meşruiyet kazandırma gayretinde! Papa'yla aym safta!
Sözün kısası bu saatten sonra Cemaatlerin, Tarikatlann, Siyasal İslamcıların AKP' nin, RTE' nin, Gül' ün, Annç' m, Şener' in, Fethullah Hoca' mn ve benzerlerinin, yani bu güne kadar Allah, Kitap, Din, İman, Kur'an diyerek "Müslümanlar"m sırtından geçinen ne kadar adam varsa Türk Devletine ve İslam'a sadakatlerini kanıtlama borçlan vardır.
Çünkü saflar giderek aynşıyor.
Ve ihtimal bazı "kelle"ler alınacaktır!
Sonra kimse çıkıp "biz halifeyi kurtarmaya geldiğimizi zannediyorduk" demesin!
Bizden söylemesi!
Devam edeceğiz... Saygılar SESAR 7 Mayıs 2007
şeklinde dosya içeriği sorulduğunda;
Yazıyı kendisinin yazdığım, yazmasındakı amacın sıydsukonjektör ile ilgili bir yorum yapmak olduğunu, bu yazının www.sesar.com tr isimli ınternet s'ıjesınde de yayınlandığını,
Kuvvai Milliye Derneği merkezine Internet yolu ile gittiğini, "bazı kelleler alınacaktır" kelimesinin, Atatürk' ün saltanatın Kaldırılması sırasında söylemiş olduğu bir söz olduğunu, Ankara'da bu tarz kelimelerin görevden alınma manasında kullanıldığını, RTE ibaresi ile Recep Tayip ERDOĞAN ı ima ettiğini,,
BEHİÇ İSİMLİ WORD DOSYASI İÇERİSİNDE
DOC T İSİMLİ DOSYA İÇERİSİNDE: bulunan yazıyla alakalı
T.C. DEVLETİ,
SİZ "DİN TACİRİ SAHTE DİN ADAMLART'NIN
SALYANGOZ SATIŞINA
ŞERH KOYACAK DEĞİLDİR!
NE VAR Kİ SİZLER
SALYANGOZA BASIP DA DÜŞÜNCE
"NEDEN DÜŞTÜK!" DEMEYESİNİZ!
"MİTİNG"İN M'SİNİ VERMEYEN TV'LER,
MALATYA'DAKİ "İNCİL SHOW"U
CANLI VERDİLER!
Trabzon'daki Rahip Santaro Cinayeti ve Hrant Dink Suikastı'nın ardından 18 Nisan 2007 itibarıyla bir şok gelişme daha yaşandı ve Malatya'da misyonerlik faaliyetleri yürüttüğü belirtilen bir yayınevinde üç kişi boğazı kesilerek öldürüldü.
"BARBAR TÜRKLER!" tabelasını cilalayıp parlatan bu yeni gelişme ile birlikte Türkiye Kiliseler Birliği Yetkilileri de soluğu basın mensuplarının karşısında alarak bugün itibarıyla sahnelere atıldılar.
Kendilerini başrol oyuncusu zanneden bu üçüncü sınıf figüranların, mitingin m'sini vermeyip sabah programlarında göbek atanları vermeyi tercih eden tv'lerce baştan sona canlı olarak verilmeleri de hayli iyi oldu; zira iki cümlede bir İsa Mesih'e bağlılıklarını bildirip Hıristiyanlık ve incil'in sevgi yolu olduğunu belirten Dolar'a endeksli bu inanmışlar (!) süper bir reklam fırsatı yakalamış oldular!
İki cümle de bir İsa Mesih'in ve İncil'in "sevgi yolu" oluşundan dem vurup "Bizler Cüneyt Arkm'ın filmleri ile büyüdük! O filmlerde hep kiliseler mevcuttu. Ve Türkiye yıllar yılı kuvvetli bir Hıristiyanlık ve yabancı düşmanlığı ile yoğruldu; insanlara hep bu düşmanlık tohumlan aşılandı!" diyen bu üçüncü sımf oyunculara Hz. Muhammed (S.A.V.) ve son hak din olan İslam'ın kitabı Kur'an-ı Kerim'in ne anlattığını ve neyi teşvik ettiğini sormak lazım!
İncil "sevgf'den söz ediyor da;
İncil'i, Tevrat'ı ve Zebur'u
sözde değil özde bir sevgiyle kucaklayan Kur'an-ı Kerim
acaba neden söz ediyor?
Tabi amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olursa argüman sıkıntısı da yaşanmaz! İşte Türk Kamuoyu'nu şaşkına çeviren ve basın toplantısı demeye bin şahit isteyen Malatya'daki incil Show'dan inciler...
Türkiye Protestan Kiliseleri Birliği Başkanı İhsan Özbek;
"Birileri bu olaydan sonra çıkıp utanmadan 'Müslüman Mahallesi'nde salyangoz satıyorlardı!' derse buna da şaşırmayacağız! Müslüman Mahallesi'nde salyangoz satılmazmış! Gerekirse satarız ve satacağız!"
Bu üçüncü sımf reklamcı ve figüranların verdikleri beyanatlara göre "misyonerlik faaliyeti" denilen şey, "özgür ve 'Laikim!' diyen bir ülkede, inanılan dini tebliğ etmek"miş ve bu tebliğ (!), bu tabi hak (!), öcüleştiriliyormuş!
Güneydoğu ve Doğu Anadolu halkının başına PKK'nın dışında bir de, kişileri maaşa bağlamak aşamasına varıncaya kadar Hıristiyanlaştırmaya çalışarak bir başka belayı musallat etmek ve kişilerin maddi imkansızlıklarını sömürerek "inanç" olarak sunulan bir konsepti parayla satışa çıkarmak nasıl bir hak, nasıl bir tebliğ, nasıl bir özgürlüktür acaba?
İnançlarım para karşılığı Müslüman Halk'a kakalayıp, insanların maddi imkansızlıklarıüzerinden "din ticareti" yaparak "TÜRKİYE'Yİ TÜRKSÜZLEŞTİRME OPERASYONU"nun enönemli sac ayaklarından birini oluşturmaya çalışan bu utanfflyskarakterlerin zeytinyağı gibi üsteçıkışlarını izledikçe midemiz kalkıyor! » *

621 , _
Ve sözde basın toplantısmdan,yani birçok tv'nin canlı verdiği incil Show'dan diğer inciler...
"Türkiye Ortaçağ karanlığına gömülmüştür! Uzun süredir ırkçılık ve Hıristiyanlığa nefret tohumlan ekiliyordu, şimdi bunlar biçiliyor! Yabancı düşmanlığı sürekli olarak körükleniyor!
Trabzon'daki Rahip Santaro, Hrant Dink ve bu vahşet aynıdır! Ne yazık ki şimdi de yine aynı senaryoları konuşacağız! Yine aynı koro çıkıp, kendi yarattıklan kan üzerlerine sıçramasın diye olayı karanlık güçlere ve gizli istihbarat servislerine ihale edip, 'Yine birileri Türkiye'yi karıştırmak istiyor!' diyecek ve aynı nefret şarkısını söyleyecekler!"
"Bugün Türkiye'de Ortaçağ'daki gibi cadı avı var. Hergün misyonerlerin hain planlan üzerine yazı çıkıyor. Bu bir cadı avıdır. Bugün birilerine misyoner demek, onu saldmya ve katledilmeye açık hale getirmektedir."
"Türkiye tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar büyük bir tehdit altındadır. Bu tehdit, Türkiye'nin tahammülsüz ve hoşgörüsüz bir yer haline gelmesidir."
"Türkiye'deki can güvenliğimiz tehlike altındadır. Üçü de Protestan Hıristiyanlar'm şehitleridir. Türkiye'de artık Protestanlar'm kanı döküldü."
Mikserleme çalışmalarında üzerine olmayan Batı,
unutmasın ki; cami duvarı ile ecel arasındaki korelasyona dahil olmak için çırpınanların helvasını kavurmakta da Türkler'in üzerine yoktur!
Kimse "AB-BOP makasına malzeme edilen azınlıklar, terör, misyonerlik, laiklik vs. türünden çürüğe çıkmış argümanlar" üzerinden kendini zorlamaya kalkmasın artık!
Zira takkeler düşeli keller görüneli bir hayli zaman oluyor. Bu tavırda ısrar etmek isteyenler, kar-zarar hesaplanm buna göre yapsalar iyi ederler...
Cinayet Zinciri Neyi Hedefliyor?
2006 Şubat'mda işlenen Rahip Santaro, Hrant Dink ve Alman uyruklu misyoner cinayetlerinin üç hedefi olduğu görülüyor;
1) TSK'yı bloke etmek (TSK bu tuzağa düşmeyecek!)
2) RTE'yi veya AKP konseptini cumhurbaşkanı yapmak
3) AB'nin Türkiye hakimiyetini tesis etmek
Dink Cinayeti'nin en önemli amacı, Ermeniler'e yönelik bir sempati inşa etmekti. Bunu başaramaz ise en azından Türk Toplumu'nu Ermeniler'e karşı nötr hale getirmekti.
Ne de olsa soyunda Horik, Grigos gibi isimler olan biri Cumhurbaşkanlığı'na hazırlanıyordu. Bunun hazmedilebilmesi için Hrant Dink üzerinden bir "sempati" imal edilerek bazı dirençleri kırmak gerekiyordu.
RTE'NİN ALMANYA ZİYARETİNİN HEMEN SONRASI Büyükanıt Paşa'nın AB'yi ve ABD'yi uyardığı, RTE'nin değişimini "sözde" diye nitelediği,
AKP Hükümeti'nin Türkiye'yi 1923 öncesi şartlara götürdüğünü söylediği, Milyonu aşkın kişinin Ankara'da devlete ve kaderine el koyduğunu vurguladığı, MİT Müsteşan'mn "ulus devlef'in tehlikede oluştuğunu ilan ettiği, Salı günü Hükümet'in AB Müktesebatı için "yol haritası"nın detaylanm açıkladığı, AB'ye karşı Türkiye'de tepkinin oluştuğu, "Milliyetçilik yükseliyor!" yaygarasının kopartıldığı, AKP'nin Cumhurbaşkanlığı için Almanya'dan destek arayışına çıktığı, RTE'nin Merkeple resim vermek ihtiyacı hissettiği ve AKP'nin cumhurbaşkanlığı konusunda iyice çalıya dolandığı bir anda
MALATYA'DA BİR ALMAN UYRUKLU MİSYONER ÖLDÜRÜLDÜ! Cinayeti işleyenleri değil, işletenleri araştmyoruz. Ama herkes yine tetiği çektirene değil, çekene yoğunlaştı. İlginçtir, Rahip Santaro, Hrant Dink ve Alman uyruklu misyoneri öldürenlerin hepsi aynı yaş grubundan. Ve yine ilginçtir, her üç cinayette de tetiği çektirene değil, çekene yoğunlaştı.
OYSA OYUN AÇIK!
DÜN HIRİSTİYAN EKALLİYETLER ÜZERİNDENOSMANLI'YI YÖNETMEYE __
VE KANALİZE ETMEYE ÇALIŞANLAR ji^f'-s *S*ÎVBUGÜN MİSYONER CİNAYETLERİ ÜZERİJ&EN ■* 3,
sTJKs
a
TÜRKİYE'Yİ YÖNETME
VE KATEGORİZE ETME AMACINDALAR!
AKP'nin içerde devletin ve milletin ağırlığının arttığı bir dönemde AB aracılığı ile üzerindeki presi dağıtmaya yönelik arttığı "kaynağı belli" destek görmesi öncelikle AKP'liler'i "Biz ne yapıyoruz?" sorusunu sormaya yöneltmeli!
AB ve ABD çizgisinin, AKP'nin üzerindeki presi kırmak için bazı maşalarını feda etmesi, eskimiş ve sonuç alması zor bir taktiktir artık.
"RTE CUMHURBAŞKANI OLURSA!" SİMÜLASYONU
Bu noktada iktidar olmuş AKP'nin Türkiye'yi 1923 öncesi şartlara sürüklediğinin ve "ulus devlet"i tasfiye noktasına getirdiğinin en yetkili ağızlardan ifade edildiğini bir kenara not edip, bir simülasyon yapalım!
RTE Cumhurbaşkanı Veya AKP'ni Seçtiği Biri Çankaya'da
1. Şok Suikast!
Fener Patriği Bartholomeos bir suikast sonucu öldürülüyor! AB, ABD ve Yunanistan ortalığı ayağa kaldırıyor!
Türkiye'nin iç işlerine müdahale, Ruhban Okulu'nun açılması, misyonerlik faaliyetlerine ve kiliselere Diyanet bütçesinden pay verilmesi gündeme geliyor.
2. Şok Suikast!
Ermeni Patriği Mutafyan öldürülüyor! Yine AB, ABD, Ermenistan ayakta! Sözde Ermeni Soykırımı'm tanıyoruz! Ermeniler'in toprak ve tazminat talepleri ile karşılaşıyoruz.
3. Şok Suikast!
İshak Alaton (Ki şu anda gerçek başbakandır!) öldürülüyor! İsrail Türkiye'deki tüm örtülü operasyonlanm meşrulaştırıyor. İsrail "Kürt Kartı"m daha sağlam tutuyor. ABD, İsrail, AB ve Siyonistler Türkiye'yi prese alıyor. Neticede yönetim onların eline geçiyor.
Bütün bunlar olurken, şu ana kadar olageldiği gibi RTE ve AKP'liler "Pembe Türkiye" tablosu çizmeye devam ediyorlar. Aynen Saddam'm Enformasyon Bakam El-Sahaf m yaptığı gibi.
Fethullah Hoca (!) bu cinayetlerden sonra Diyanet'in yerine kurulan Diyalog Dairesi Başkanı olarak göreve başlıyor.
"Laiklik" tadil ediliyor. Tekke ve zaviyeler yeniden açılıyor. Atatürk'ün heykelleri Lenin ve Saddam'm heykel ve büstleri gibi yıkılıyor.
Bu simülasyonun da gerçekleşme ihtimali bir hayli yüksektir!
Batı'mn maşası Türkiye Kiliseler Birliği'nin yöneticilerine ya da rahip eskisi Dolar Hıristiyanlarına gelince,
1) Türk Milleti'ne ve Türk Devleti'ne meydan okumaya yeltenmeyiniz! Avrupa'nın ve Anadolu'nun önemli bir kısmı, Müslüman Türk'e meydan okuyanların mezarlarıyla doludur!
2) Batı'mn maşası olmayı hemen bırakın!
3) Müslüman Mahallesi'nde salyangoz satma denemesine diyeceğimiz bir şey yok. Ama salyangoza basıp düşerseniz "Ben niye düştüm?" demeyesiniz!
4) Avrupa'da Hıristiyanlar'm çocuklarına bile satamadığınız "İncü"i Türkiye'de hiç satamayacağınızı biz biliyoruz. Olmayacak bir işe harcayacağınız enerjiye ne diyebiliriz ki?
5) Rahip eskisi Dolar Hıristiyanlan sizin üzerinizden AB ve sair devletler gelirse, yani "kerata" olursanız bedelim ödersiniz!
6) Tahrik etme amacınız olduğu ortaya çıkıyor.
7) Din adamı tahrik etmez, germez, meydan okumaz; anarşiye zemin hazırlamaz!
8) Din adamı olmadığınız belli. Bundan böyle "din adamı" muamelesi değil, "Batı'mn ajanları" muamelesi göreceksiniz!
9) "Din adamı" kan üzerinden din propagandası yapmaz.

10) "Din adamı" Yunus gibi, Mevlana gibi, Hacı Bektaş Veli gibi, Ahmet Yesevi gibi olur. Yani sizin gibi "din adamı görüntülü provokatör" olmaz!
11) "Din adamı" ağzını bozmaz. Sahte din adanılan da sizin gibi davranıp "insan bozması" falan diyorlar. Üslubunuz kimliğinizi ele veriyor.
Bizce ajanlığı bırakıp "insan" olunuz... -^.5*
f.
SESAR
FUAT ERMİŞ'
a, 1
şeklinde dosya içeriği sorulduğunda;
Yazıyı kendisinin yazdığını, muhtemelen Fuat ERMİŞ'in bu yazıyı Sesar internet sitesinden indirilmiş olabileceğini, gündemle ilgili bir yorum yaptığını, olabileceklere dikkat çektiğini,
SORULDU: salonda bulunan şömine üzerinde;
siyah renkli Klasör içerisinde;
-(31) sayfalık "Gizli SINIR TİCARETİ RAPORU" başlıklı A62 şeklinde numaralandırılmış bilgisayar çıktısı dokümanda yapılan incelemede; T.C. Bayrağı ve Maliye Bakanlığı antetli, GİZLİ kaşesi vurulmuş, SINIR TİCARETİ RAPORU başlıklı, 19/08/1999 tarihi atılmış kapak altında, her sayfasının alt ve üst kısmına GİZLİ kaşesi vurulduğu, Sınır Ticareti ve Sınır Ticaretinin Dış Ticaretteki Payı, bu konudaki Anayasal ve yasal çerçeveler ile İstatistiki bilgiler, İran ile sınır olan Van, Ağrı ve Hakkari illerimizin sınır kapılarından yapılan sınır ticaretinin incelenmesi, bunun Sosyal ve Ekonomik boyutu ile Dış Ticaret Mevzuatı, Petrol sektörü, Kamu Maliyesi yönlerinden değerlendirilmesi olduğu, 19/08/1999 tarihli Sonuç bölümünün sonunda da muhtelif Daire Başkanları, Şube Müdürleri, Şube Müdür Yardımcıları, Dış Ticaret Uzmanları, ve Katip' in isim - soy isim ve imzalarının olduğu görülmüştür.
-"TC İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİ SAYI: 18/61" başlıklı C62 numara ile numaralandırılmış bilgisayar çıktısı dokümanda yapılan incelemede; İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen Mülkiye Başmüfettişi Özcan ERDOĞAN tarafından düzenlenen 26/ 09/2001 tarihli 1996 - 2001 yıllan arası İstanbul' da görev yapmış İstanbul Valisi, İstanbul Eski Valisi, İstanbul Vali Yardımcısı, İstanbul İl Özel İdare Müdürü, İstanbul İl Özel İdare Müdür Yardımcısı, İl Daimi Encümen Üyesi, İl Özel Daimi Eski Üyesi hakkında düzenlenen (100) sayfa inceleme raporu olduğu görülmüştür
-Klasöre takılı vaziyette tarafımızdan klasör üzerine turuncu kalemle (62) numara ile numaralandırılmış "392 sayfalık İHALELER konulu İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİ SAYI:86/25" başlıklı fotokopi dokümanda yapılan incelemede; İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin yapmış olduğu çeşitli ihalelerinin Tefdiş edilmesi neticesinde Mülkiye Müfettişleri tarafından hazırlanmış olan Tefdiş dosyası olduğu görülmüştür.
-"67sayfalık İNCEME ARAŞTIRMA RAPORU SAYI: 18/7" başlıklı D62 numara ile numaralandırılmış bilgisayar çıktısı dökümün yapılan incelemede; İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen Mülkiye Başmüfettişi tarafından düzenlenmiş Dilucu Sınır kapısından yapılan Sınır Ticaretinin İnceleme ve Araştırma Raporu olduğu görülmüştür.
(103) sayfalık "İNCELEME VE ARAŞTIRMA RAPORU" başlıklı B62 numara ile numaralandırılmış bilgisayar çıktısı dokümanda yapılan incelemede; İçişleri Bakanlığınca görevlendirilen Müfettiş' in "Adana - İçel (Çukurova) bölge raporu" ile "Mersin Üniversitesi Raporunda" bahsi geçen konu ve şahıslar hakkında hazırladığı, İnceleme ve Araştırma Raporu olduğu"
Bu dokümanları nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
Bu dokümanların 2000 yılında dönemin başbakan yardımcısı eski başbakan Mesut YILMAZ in gündem analizlerini yazdığı dönemde ANAP genel merkezi tarafından, işinde yardımcı olması maksadı ile verildiğini,
1 adet 5 sayfadan ibaret 'Hain ve Siyonist uşağı Bir Başbakan' başlıklı, 'Sonra kalkmadı ise söylenecek söz kalmadı demektir' ibaresi ile son bulan el yazması doküman içeriğinde ; Başbakan ve bakanlar kuruluna hakaret ile hainlikle suçlandığı anlaşılan yazılar olduğu ,tespit edilmiştir? bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiniz? açıklayınız?
Bu yazı bana aittir gündemle alakalı yazdım
SORULDU: 1 adet 1 sayfadan ibaret 'kişiler Halit Bozkurt ( Kültür Bakanlığından Müfettiş , kendisini sivil general olarak tanıtıyor- -Derin devletin Ankara daki bir numarası olarak takdim ediyor" Başlıklı , "İran Askeri Ataşesi ? İrtibat Bürosuna sıkça
gidip geliyor" ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı dokümanda ; Çeşitli şahıslar hakkında bilgiler olduğu tespit edilmiştir? Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
Bu dokümanı hatırlıyorum bu doküman SESAR a posta yolu ile 4 Ay kadar önce geldi kimin gönderdiğini bilmiyorum isimsiz olarak geldi.
1 adet iki sayfadan ibaret "Mustafa Oğuz Kurmay Albay İletişim D.Bşk." Başlıklı "Arz ederim" ile son bulan dokümanda; Anayurt Gazetesi ve Yılmaz Çamdal hakkında bilgi notu olduğu tespit edilmiştir, bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
1 adet bir sayfadan ibaret "Sıddık Arslan" başlıklı "Müsteşar yardımcılarından" ibaresi ile son bulan dokümanda; Çeşitli şahıs isimleri ve meslek kuruluşlarının isimlerinin özenle not alındığı görülen yazı olduğu tespit edilmiştir? Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
2003-2004 yıllarında Sıddık ARSLAN'ın s Turizm Bakanlığında bir göreve talip olduğunu, kendisi ile bu konuda görüştüklerini, bu görüşmede aldığı notlar olduğunu,
1 adet bir sayfadan ibaret "Halil İbrahim Akça" başlıklı "05324714432" ibaresi ile son bulan dokümanda; İhaleler ve yatırım ödeneklerini dağıtığı iddia edilen şahıs isim ve telefonu olduğu bilgiler olduğu tespit edilmiştir. Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
1 adet bir sayfadan ibaret "Baba adı :Ahmet" başlıklı "Doğdum yeri Sivas Gürün " ibaresi ile son bulan dokümanda; İsmi belli olmayan bir şahsın kimlik bilgilerinin olduğu tespit edilmiştir, Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
Yazının kendisine ait olduğunu, ancak ne amaçla yazdığımı hatırlamadığını, atama işi olabileceğini,
1 adet "Fahrettin Bozdağ" başlıklı "Cemaatin önde geleni" ibaresi ile son bulan Posta Zarfı üzerine yazılmış el yazması dokümanda; Çeşitli şahıslar hakkında bilgilerin not alındığı el yazması bilgiler olduğu tespit edilmiştir. Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
Bir önceki soruda sorulan konu ile ilgili aynı amaçla ve aynı anda yazıldığını,
1 adet bir sayfadan ibaret "Kemal Şahin" başlıklı "Emekli Oldum" ibaresi ile son bulan dokümanda; Kemal Şahin isimli emekli polisin görev yerleri ve öz geçmişi hakkında bilgilerin olduğu, 1 adet bir sayfadan ibaret "Görevler ve Özgeçmişin 2" başlıklı "Timlerini Komutan vekili olarak yönettim" ibaresi ile son bulan dokümanda; Mit denetimi Ergenekon faaliyetlerine katılması hakkında bilgiler olduğu 1 adet "Ergenekon Organizasyon" başlıklı "Faaliyetinin Önlenmesi" ibaresi ile son bulan dokümanda; Organizasyonun amaç kapsam ve uygulanan faaliyet konularını, 1 adet bir sayfadan ibaret "Murat Yücel" başlıklı "İstanbul Gaziantep Bingöl" ibaresi ile son bulan dokümanda; Bir kuruluş şeması şeklinde hazırlanan çeşitli isimlerin bulunduğu ve bu isimlerin şemada yerleştirildiği el yazması doküman olduğu tespit edilmiştir. Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
(Kemal ŞAHİNLE alakalı notlarla ilgili) Hatırladığı kadarı ile 2000 yılında Kemal ŞAHIN isimli bir şahsın ofisine geldiğini, bu şahsı ilk defa gördüğünü, Kemal ŞAHIN'in çok önemli görevler yaptığını özal harakatçı olduğunu söylediğini, bunun üzerine Kemal ŞAHIN'e bir kart vizit verdiğini ve çıktığını, yaklaşık üç dakika kadar görüştüklerini, yaklaşık bir ay kadar sonra Kemal ŞAHIN'in telefonla aradığını, ikisinin de istanbul'da olması sebebiyle buluştuklarını, Kemal ŞAHIN'in çocuğunun hasta olduğunu söyleyerek para istediğini, ancak kendisinin para vermediğini ve soğuk davrandığını, Kemal ŞAHIN'in biraz dengesiz bir şahıs olduğunu, dolayısı ile iletişim kurmadıklarını, Kemal ŞAHİN ile bir daha görüşmediğini,
Kendisine sorulan 5 sayfa el yazması dokümanın SESAR 'a posta yolu ile geldiğini, gönderenin isminin olmadığını, dokümanın içeriği hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını, ne amaçla kendisine gönderildi bilmediğini,
1 adet 4 sayfadan ibaret "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı" başlıklı "Menzilciler sayılarının azlığı ve MHP yi destekleme eyiliminde olmaları risklerini asgariye indirmektedir" ibaresi ile son bulan dokümanda; 99 seçimlerinde Alanya da bulunan cemaatlerin destekledikleri partiler ile ilgili bilgilerin olduğu tespit edilmiştir, bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
Bu dokümanın nasıl kendisine geldiğini hatırlamadığını, ancak Mesut YILMAZ'a gündem analizi yazdığı dönemde geldiğini tahmin ettiğini,
İSTANBUL 11. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN 17.07.2007 GÜN VE 2007/1536 SAYILI ARAMA KARAR YAZISINA İSTİNADEN 18.07.2007 GÜNÜ ANKARA İLİ ÇANKAYA İLÇESİ TUNUS CADDESİ RENK APARTMANI 91/1 SAYILI İŞYERİNİZDE EL KOYULAN DOKÜMANLARDAN (BİLGİSAYAR ÇIKTISI VE EL YAZMASI) İSTANBUL 11. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN 17.07.2007 GÜN VE 2007/1536 SAYILI İNCELEME KARARI DOĞRULTUSUNDA YAPILAN İNCELEMESİNDE İÇERİKLERİNİN:
1 adet 1 sayfadan ibaret "Acil 21.8.04." başlıklı "Çınar Bahçacı" ibaresi ile son bulan dokümanda; Çınar Bahçacı isimli şahıs hakkında notlar tutulduğu değerlendirilen yazıda Çınar Bahçacı nm sözleri olduğu değerlendirilen Bu Telekom Projesinin direk Başkan a olduğu oraya atanmasının kendisini özelleştirmede çok güçlü kılacağını ve kendilerine her türlü yaran olacağını anlattığı yazı olduğu tespit edilmiştir, bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
Yukarda daha önceden bahsettiği Çınar BAHÇACI isimli şahsın bir tayin işi ile ilgili bir not olduğunu,
1 adet 10 sayfadan ibaret kırmızı kalemle yazılmış "Genel Kurmay Başkanı Korgeneral Özkök Fethullah Hocacımı " başlıklı "Ofisinin dinlenmesinden oluşur" ibaresi ile son bulan dokümanda; AKP danışmanlarında biri ile yemekte karşılaştık ibaresi ile devam eden yazının içeriğinde karşılaştığı AKP li ile Röpertaj şeklindeki sahbet esnasında AKP hakkında birçok konuyu konuştukları ayrıca Irak ta Türk Askerinin Başına Çuval Geçirilme hadisesini de konuştuklarını ve bu hadisede Başbakan ve Dışişleri bakanı Abdullah Gül ve bir Emekli Paşanın bilgileri dahilinde olduğu şeklinde iddiaların not alındığı el yazması yazı olduğu tespit edilmiştir, Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
Bu yazının SESAR 'da yayınlanan bir yazının notları olduğunu, bu yazı ile alakalı Mahkeme sürecinin devam ettiğini,
5 sayfadan ibaret "Gizli Günlü Acildir " başlıklı "Bu satırlar tarihe" ibaresi ile son bulan dokümanda; Anayurt gazetesi ile ilgili bilgilerin bulunduğu yazı olduğu tespit edilmiştir. Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
Bu yazının kendisine Ankara Merkezde Anayurt Gazetesinde Çalışan Hasan Hüseyin MEMİŞ tarafından verildiğini, ancak henüz okumadığını,
1 adet 3 sayfadan ibaret "Seçilmiş Önderler Toplantısı " başlıklı "Zaman geçti" ibaresi ile son bulan dokümanda; Masonların Türkiye Üzerinde Siyasi İktisadi emellerinin yapmak istediklerinin ve gerçekleştirdiklerini inandıkları konuların not alındığı el yazması doküman sorulduğunda;
Yazının kendisine ait olduğunu, ismini hatırlamadığı bir kitaptan aldığı notlar olduğunu,
4 sayfadan ibaret "Sayın Wilson " başlıklı "Kontrol Projesir" ibaresi ile son bulan dokümanda; Türkiye İle Amerika ilişkilerinin olurr^sijgfefelari konulan ve Başbakan ve Melih
Gökçek hakkında öngörülerin yazıldığı ve ayrıca başka öngörüler sesar tarafından yazıldığı değerlendirilen el yazması yazı sorulduğunda;
Yazının kendisine ait olduğunu, www.sesar.com.tr de yayınlandığımı ve halen yayında olduğunu,
67 sayfadan ibaret "Gizli ibareli İletişim tespiti " başlıklı fotokopi dokümanda; İbrahim Bilgihan TAŞDELEN in telefon Mahkeme kararı ile dinlenmesinin Tutanağı oluğu tespit edilmiştir. Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
Yazının kendisine ait olduğunu, isimsiz olarak 2006 yılı başlarında posta yolu ile geldiğini, bu yazının Ankara'da birçok gazeteciye gönderildiğini, kimin gönderdiğini bilmediğini,
1 adet 60 sayfadan ibaret "Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Soruşturma raporu " başlıklı dokümanda; 29.07.2004 tarihli Akaryakıt Kaçakçılığı hakkında Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Soruşturma raporu olduğu tespit edilmiştir. Bu dokümanı nereden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
Bir önceki sorudaki yazı ile aynı anda bu yazının isimsiz olarak 2006 yılı başlarında posta yolu ile geldiğini, bu yazının Ankara'da birçok gazeteciye gönderildiğini, kimin gönderdiğini bilmediğini,
MEHMETZEKERİYA ÖZTÜRK un 2003 yılı sonunda Ankara'ya gelerek "Ulusal TVde sratejik danışmanıyım, Doğu PERINÇEK'in danışmanıyım " diyerek iş istediğini ancak iş vermediklerini, birkez daha iş talebi ile ilgili görüştüklerini ancak iş vermediklerini, sonra hiç görüşmeğini, tanışıklığının bu kadar olduğunu,
HALİL BEHİÇ GÜRCİHAN: 2001-2003 yıllarında SESAR da raporları hazırladığını, bu işi istanbul 'da yaptığını, üç yıl beraber çalıştıklarını, sadece iş arkadaşlığı olduğunu, en son 2006 yılında istanbul Adliyesinde karşılaştıklarını,
BEKİR ÖZTÜRK : 2006 yılında iki veya üç belediye başkanı ile ziyaret ve tanışma amacı ile bürosuna geldiği için tanıştığını, daha sonra bir telefon görüşmesinde "siz Fethullahçı imişsiniz" diyince aralarına bir soğukluk girdiğini ve görüşmediklerini, Ümraniye olayından sonra kendisini aradığını ve " ziyaret etmek istiyorum " dediğini, yanına geldiğinde sıkıntılı olduğunu, Bekir OZTURK'e genel olarak "dikkatli olun yabancı istihbarat servisleri sizleri kullanabilir" dediğini, yanlışa düşmemesi konusunda tavsiyede bulunduğunu,
b-Savcılık İfadesinde ŞÜPHELİ İSMAİL YILDIZ;
"SESAR araştırma şirketinin müdürü olduğunu, bu şirkette danışmanlık yaptığını internet sitesinin olduğunu, internet sitesinin sesar.com.tr' ollduğunu, internetteki sesar imzalı yazıları kendisinin yazdığını, bütün yazılan kendisinin yazdığını, başka bir yazalan olmadığını kendisine ait olduğunu,think thank kuruşulu şeklinde partilerin genel başkanları ile anlaşarak onlara danışmanlık yaparak seçim sratejileri ve gündemdeki konulan tahlil edip çeşitli yönlendirmeler yaptıklannı, son 3 yıl Ak parti ile çalıştıklanm, 2003-2004 yıllannda ak parti ile çalıştığını, 2004-2005 yılında DYP ile çalıştıklanm, daha sonra da ekonomik faaliyetlerinin olmadığını, anlaşmalanmn şifai olduğunu yazılı anlaşma yapılmadığım, ancak iş yaptığı zaman faturalannı keserek parayı aldıklannı, şüphelilerden BEHİÇ GÜRCİHAN ı tanıdığını 3 yıl önce firmasında ücretli olarak çalıştığını, raporlan düzelttiğini email ortamında çalıştıklanm , diğerlerini tanımadığını.
MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK ün kendilerinden iş talep ettiğini, kendisine iş vermediğini, GAZİ GÜLER KUDDİSİ OKKIR, ASUMAN ÖZDEMİR, HÜSEYİN GÖRÜN, TANER ÜNAL ı tanımadığını, BEKİR ÖZTÜRK ile tanışırtığmı ancak aralannda iş ilişkisi ve görüşme olmadığını, FUAT ERMİŞ ile hiçbir hukukunun olmadığını gözaltında tanıştığını, OĞUZ EVREN KILIÇ ı OĞUZ olarak tanıdığını ke^lîn^rne^sitesinin tasanınım yaptığını,
aralarında o tür bir ilişki olduğunu, halen kendisine borcu olduğunu, KEMAL KERINÇSİZ i tanımadığını HAYRULLAH MAHMUT ÖZGÜR ü tanıdığını arkadaşı olduğunu, arasıra yazdığı yazılan mail gurubundan alıp sitesine koyduğunu, ancak altına HAYRULLAH MAHMUT a aittir diye yazdıklarını,
SORULDU: SAFINI KAYBEDENLER başlıklı yazıyı kendisinin yazdığını, orada kelleler alınacaktır, sonra kimse çıkıp biz halifeyi kurtarmaya geldik demesin, den kasıt kellenin gitmesinin, koltuğun gitmesi manasında olduğunu yoksa tehdit manasında olmadığını, ayrıca orada dinler arası diyalok ile alakalı da bazı hatalar yapıldığını, toplumsal barışın bozulmaması gerektiğini, dinler arası diyalok çalışmalarının da toplum barışını bozduğunu söylediğini, yoksa fethuUahcılan savunmadığını, o yazıda RTE diye bahsettiğinin RECEP TAYYİP ERDOĞAN olduğunu.
SORULDU: TC DEVLETİ SİZ DİN TACİRİ SAHTE DİN ADAMLARININ, diye başlayan yazı soruldu; yazıyı kendisinin yazdığını mayıs ayının ortalanndan sonra yazdığı bir yazı olduğunu, burada soyunda horig girigos gibi isimler olan biri cumhurbaşkanlığına hazırlanıyor derken ABDULKADİR AKSU yu kastettiğini, o arada Türkiye'deki son yıllarda işlenen azınlıklara yönelik cinayetleri vurgulayarak bundan sonrada bu tür cinayetlerin işlenmesi yabancı devletlerin işine yarar diye yazdığını,
RTE Cumhurbaşkanı olursa simülasyonu, başlıklı konu soruldu; bu yazıda da Türkiye'de 3 tane şok suikast ihtimalini yazıp bunu sözde hükümetin işine yarayacak gibi görünsede uluslararası alanda devletin zazanna olacağını belirtmek istediğini, yoksa herhangi bir şekilde bu tür dinler arası veya dini liderleri tehdit veya bu tür insanlann öldürülmesi gerektiğini kastetmediğini, sitesinin medyaya hitap ettiğini, politikacılara hitap ettiğini, halka hitap etmediğini,sitesine ancak 500 kişi girip çıktığını, AHMET ÜLGEN ve ERGÜN POYRAZ ı tanımadığım.
Büromda ve bilgisayarlanmda bulunan bazı gizlilik içeren belgelerin posta yolu ile çeşitli zamanlarda gelmiş belgeler olduğunu, çeşitli kurumlara gündem yazdığı için o belgelerden zaman zaman istifade ettiğini ancak bir kısım gizli belgelerin askere gittiği sırada ofiste kaldığını, bazı milletvekili bakan ve kamu görevlilerine ilişkin bilgi mahiyetindeki notlann çeşitli siyasetçiler tarafından kendisine verildiğini ancak bunlan yazmadığını, gelmiş olan evraklar olduğunu, çıkan diğer kişisel notlann bazı ihalelere ilişkin notlar olduğunu tamamen mesleki olarak verilmiş bilgile olduğunu, bunlan depolamadığını,
KEMAL ŞAHİN in bürosuna geldiğini, tanışmak istediğini söylediğini, dengesiz bir şahıs olduğunu bir kart vizit verdiğini ve ofisten çıktığım, özgeçmiş raporunu posta ile göndermiş olabileceğini, onun gönderdiği belgelerde de ergenekonun oluşumuna ait belgeler KEMAL ŞAHİN tarafından gelmiş olabileceğini hatırlamadığını, bir numara denilen şahsı bilmediğini, tanımadığını bu belgelerin KEMAL ŞAHİN in gönderdiği belgeler içinde olabileceğini,örgütsel faaliyetinin olmadığını, yazılannda hedef gösterme amacının olmadığını, göstermiş olduğunuz el yazısı ile yazılmış notlann ak partiye danışmanlık dönemine ait notlar olduğunu, bir kısmmmda bilgisayarda yazacağı yazılar için aldığı notlar olduğunu.
SORULDU: devlete ait Milli Güvenlik Siyaset ve strateji belgesini Yeşil Ok isimli siteden aldığını, ak partililerin de getirdiğini, yine emniyet ifadesinde sorulan ve dosyada mevcut yazılann büyük çoğunluğunu internet sitesinde yayınladığını, daha sonra mahkeme karan ile bu yaymlann durdurdulduğunu, bu sebeple bu yazılan internette bulunamayabileceğini davalann devam ettiğini, bu yazılan askerleri ihtilale çağn amacıyla yazmadığını, kendi şahsi görüşlerini yazdığını ve herkesi siyasi sükunete davet ettiğini, el yazısı notlannda ele geçen 2023 Başlıklı yazı ve notlann kendisine ait olmadığını ak partiden gelmiş olabileceğini,
TSK Laikler Üzerinden Ajan Avı Baslamıştnv-Mesajı Doğru Okuyunuz, başlıklı
yazının kendisine ait olduğunu, bu yazının da tahrik ve ihtilal çağrısı niteliğinde olmadığını,
■s *
4
şahsi görüşleri olduğunu, burada da ordunun ihtilal yapmamasını anayasaya sadık kalmasını sürekli çağrı yaptığını, Alman Usulü, diye başlayan yazıyı HAYRULLAH MAHMUT un kendisine email olarak yazdığını, diyer yazıların da HAYRULLAH MAHMUT' tan gelen yazılar olduğunu, aralarında fikir alışverişi olduğunu, Masonların Türkiye Yapılanması, notlarının kendisine ait olduğunu, bir kitaptan aldığını, diğer yazıların da kendisine ait yazılar ve dökümünlar olduğunu , örgüt üyesi olmadığını, fikir üreten bir insan olduğu şeklinde beyanda bulunduğu,
c-Elde edilen deliller
-(31) sayfalık "Gizli SINIR TİCARETİ RAPORU"başlıklı; T.C. Bayrağı ve Maliye Bakanlığı antetli, GİZLİ kaşesi vurulmuş, SINIR TİCARETİ RAPORU başlıklı, 19/08/1999 tarihi atılmış kapak altında, her sayfasının alt ve üst kısmına GİZLİ kaşesi vurulduğu, Sınır Ticareti ve Sınır Ticaretinin Dış Ticaretteki Payı, bu konudaki Anayasal ve yasal çerçeveler ile İstatistiki bilgiler, İran ile sınır olan Van, Ağrı ve Hakkari illerimizin sınır kapılarından yapılan sınır ticaretinin incelenmesi, bunun Sosyal ve Ekonomik boyutu ile Dış Ticaret Mevzuatı, Petrol sektörü, Kamu Maliyesi yönlerinden değerlendirilmesi olduğu, 19/08/1999 tarihli Sonuç bölümünün sonunda da muhtelif Daire Başkanları, Şube Müdürleri, Şube Müdür Yardımcıları, Dış Ticaret Uzmanları, ve Katip' in isim - soy isim ve imzalarının olduğu,
-"TC İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİ SAYI: 18/61" başlıklı bilgisayar çıktısı dokümanda yapılan incelemede; İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen Mülkiye Başmüfettişi Özcan ERDOĞAN tarafından düzenlenen 26/ 09/2001 tarihli 1996 -2001 yılları arası İstanbul' da görev yapmış İstanbul Valisi, İstanbul Eski Valisi, İstanbul Vali Yardımcısı, İstanbul İl Özel İdare Müdürü, İstanbul İl Özel İdare Müdür Yardımcısı, İl Daimi Encümen Üyesi, İl Özel Daimi Eski Üyesi hakkında düzenlenen (100) sayfa inceleme raporu olduğu,
392 sayfalık İHALELER konulu İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİ SAYI:86/25" başlıklı fotokopi dokümanda yapılan incelemede; İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin yapmış olduğu çeşitli ihalelerinin Tefdiş edilmesi neticesinde Mülkiye Müfettişleri tarafından hazırlanmış olan Tefdiş dosyası olduğu,
-"67 sayfalık İNCEME ARAŞTIRMA RAPORU SAYI: 18/7" başlıklı bilgisayar çıktısı dokümanda yapılan incelemede; İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen Mülkiye Başmüfettişi tarafından düzenlenmiş Dilucu Sınır kapısından yapılan Sınır Ticaretinin İnceleme ve Araştırma Raporu olduğu görülmüştür.
(103) sayfalık "İNCELEME VE ARAŞTIRMA RAPORU" başlıklı dokümanda yapılan incelemede; İçişleri Bakanlığınca görevlendirilen Müfettiş' in "Adana - İçel (Çukurova) bölge raporu" ile "Mersin Üniversitesi Raporunda" bahsi geçen konu ve şahıslar hakkında hazırladığı, inceleme ve araştırma raporu olduğu
5 sayfadan ibaret 'Hain ve Siyonist uşağı Bir Başbakan' başlıklı, 'Sonra kalkmadı ise söylenecek söz kalmadı demektir' ibaresi ile son bulan el yazması doküman içeriğinde ; Başbakan ve bakanlar kuruluna hakaret ile hainlikle suçlandığı anlaşılan yazılarla alakalı olarak:
1 sayfadan ibaret 'kişiler Halit Bozkurt ( Kültür Bakanlığından Müfettiş , kendisini sivil general olarak tanıtıyor Derin devletin Ankara daki bir numarası olarak takdim ediyor" Başlıklı , "İran Askeri Ataşesi ? İrtibat Bürosuna sıkça gidip geliyor" ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı dokümanda ; Çeşitli şahıslar hakkında bilgilerle alakalı olarak ve 1 adet bir sayfadan ibaret "Buluşma noktalan" başlıklı, "olayın içinde olup olmadığı bilinmiyor ibaresi ile son bulan dokümanda; Genel Kurmay Başkanı orgeneral Büyükanıt m Albay Kazım Baran ile devre arkadaşı olduğu bunlarla birlikte ancak olayın içine dahil olup olmadığı bilinmediği şeklinde yazılar olduğu ne olduğu belli olmayan bir olaydan bahsedildiği ve bazı asker şahısların bu olayla ilgili olup olmadığı yönünde araşJ«Sayâpîîdjğı anlaşılan yazılar.
iki sayfadan ibaret "Mustafa Oğuz Kurmay Albay İletişim D.Bşk." Başlıklı "Arz ederim" ile son bulan dokümanda; Anayurt Gazetesi ve Yılmaz Çamdal hakkında bilgi notu olduğu
bir sayfadan ibaret "Nihat Varol Hakim" başlıklı "Aldığı biliniyor" ibaresi ile son bulan dokümanda; Hakim Nihat Varol hakkında Mit ajanı olduğu , TMSF ile ilgili işlere para alarak takip ettiği, Yargıda operasyon kabiliyeti olduğu, şeklinde iddiaların olduğu yazı,.
bir sayfadan ibaret "Sıddık Arslan" başlıklı "Müsteşar yardımcılarından" ibaresi ile son bulan dokümanda; Çeşitli şahıs isimleri ve meslek kuruluşlarının isimlerinin özenle not alındığı görülen yazı olduğu
bir sayfadan ibaret "Halil İbrahim Akça" başlıklı "05324714432" ibaresi ile son bulan dokümanda; İhaleler ve yatınm ödeneklerini dağıtığı iddia edilen şahıs isim ve telefonu olduğu bilgiler olduğu.
1 adet "Fahrettin Bozdağ" başlıklı "Cemaatin önde geleni" ibaresi ile son bulan Posta Zarfı üzerine yazılmış el yazması dokümanda; Çeşitli şahıslar hakkında bilgilerin not alındığı el yazması bilgiler olduğu.
ERGENEKON mit YAPILANMASI İLE ALAKALI. 1 adet bir sayfadan ibaret "Murat Yücel" başlıklı "İstanbul Gaziantep Bingöl" ibaresi ile son bulan dokümanda; Bir kuruluş şeması şeklinde hazırlanan çeşitli isimlerin bulunduğu ve bu isimlerin şemada yerleştirildiği el yazması doküman olduğu.
32 sayfadan ibaret "Milli güvenlik Siyaset belgesi " başlıklı "Yapılan işlemler ile birlikte sunularak işlemin devamı sağlanacaktır" ibaresi ile son bulan dokümanda; 5 bölümden oluşan İç Güvenlik Stratejisi belge olduğu.
3 sayfadan ibaret "Seçilmiş Önderler Toplantısı " başlıklı "Zaman geçti" ibaresi ile son bulan dokümanda; Masonların Türkiye Üzerinde Siyasi İktisadi emellerinin yapmak istediklerinin ve gerçekleştirdiklerini inandıklan konulann not alındığı el yazması doküman olduğu
4 sayfadan ibaret "Sayın Wilson " başlıklı "Kontrol Projesir" ibaresi ile son bulan dokümanda; Türkiye İle Amerika ilişkilerinin olumsuzluklan konulan ve Başbakan ve Melih Gökçek hakkında öngörülerin yazıldığı, ve aynca başka öngörüler sesar tarafından yazıldığı değerlendirilen el yazması yazı olduğu
60 sayfadan ibaret "Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Soruşturma raporu " başlıklı dokümanda; 29.07.2004 tarihli Akaryakıt Kaçakçılığı hakkında Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Soruşturma raporu olduğu olduğu,
Bilgisayarlannda yapılan incelemelerde askeri gizlilik içeren ve Genel Kurmay Başkanlığı ile KKK ve Özel Kuvvetler Komutanlığının bilgisayarlarından alındığı anlışılan çok sayıda gizli belgeler raporlar ve power point sunumlarının bulunduğu.
Aynca sesar adlı sitede yayınlanmış ekli inceleme tutanaklarında bulunan hükümete karşı isyan askeri itatsizliğe tahrik ve diğer konulalarla alakalı yazıların bulunduğu,
Şüpheli BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ suçlamalan kabul etmemiş ise de şüphelinin sesar sitesi adı altında kendisinin yazmış olduğunu iddia ettiği yazılar içerik olarak halkı hükümete itaatsizliğe ve askeri hükümete itaatsizliğe tahrik niteliğinde yazılar olduğu, özellikle kendi beyanlannda internet sitesinin fazla kullanıcısının bulunmadığını, yaklaşık 500 kişi tarafından sitesinin kullanıldığı, yazılarının stratejik yazılar olduğunu beyan edip etrafına topladığı Kemal ŞAHİN, Mehmet Murat YÜCEL, Feridun Refik NUHOĞLU gibi şahıslara da kendisini derin devlet olarak tanıtıp Genel Kurmay Ve Devletin stratejilerini kendilerinin belirlendiğini ve bu şekilde topladığı bu^^affl^ra da değişik şahıslar hakkında istihbari bilgiler toplattığı, yine şüphelide ele geçen.^rgenc&on yaslanması şeklindeki şemada
da sanki oluşumun resmi bir oluşummuş gibi gösterilmeye çalışıldığı, bu şekilde etrafındaki adamlara da çeşitli görevler verdiği, ayrıca ergenekon yapılanması gereği kendilerinin strateji üretim merkezi olduğunu beyan edip örgütün genel görüşlerini aktaracak nitelikte sitesinde yazdığı yazılann bu amaca uygun olarak Kuvva-i milliye Derneği başkanı şüpheli Bekir ÖZTÜRK' ün muafakatı ile kuvvaimilliye sitesinde şüpheli Fuat ERMİŞ tarafından yayınlandığı, özellikle,
T.C. DEVLETİ, SİZ "DİN TACİRİ SAHTE DİN ADAMLARF'NIN SALYANGOZ SATIŞINA ŞERH KOYACAK
DEĞİLDİR! NE VAR Kİ SİZLER SALYANGOZA BASIP DA DÜŞÜNCE "NEDEN DÜŞTÜK!" DEMEYESİNİZ!
"MİTİNG"İN M'SİNİ VERMEYEN TV'LER, MALATYA'DAKİ "İNCİL SHOW"U CANLI VERDİLER!
Başlıklı yazı incelendiğinde, yazının devamında Cinayet Zinciri Neyi Hedefliyor? Alt başlığı ile devam eden bölümde 2006 Şubat'mda işlenen Rahip Santaro,
Hrant Dink ve Alman uyruklu misyoner cinayetlerinin üç hedefi olduğu görülüyor;
1) TSK'yı bloke etmek (TSK bu tuzağa düşmeyecek!)
2) RTE'yi veya AKP konseptini cumhurbaşkanı yapmak
3) AB'nin Türkiye hakimiyetini tesis etmek
Dink Cinayeti'nin en önemli amacı, Ermeniler'e yönelik bir sempati inşa etmekti. Bunu başaramaz ise en azından Türk Toplumu'nu Ermeniler'e karşı nötr hale getirmekti.
Ne de olsa soyunda Horik, Grigos gibi isimler olan biri Cumhurbaşkanlığı'na hazırlanıyordu. Bunun hazmedilebilmesi için Hrant Dink üzerinden bir "sempati" imal edilerek bazı dirençleri kırmak gerekiyordu.
RTE'NİN ALMANYA ZİYARETİNİN HEMEN SONRASI
Büyükanıt Paşa'nın AB'yi ve ABD'yi uyardığı, RTE'nin değişimini "sözde" diye nitelediği, AKP Hükümeti'nin Türkiye'yi 1923 öncesi şartlara götürdüğünü söylediği,
Milyonu aşkın kişinin Ankara'da devlete ve kaderine el koyduğunu vurguladığı,
MİT Müsteşan'nm "ulus devlef'in tehlikede oluştuğunu ilan ettiği, Salı günü Hükümet'in AB Müktesebatı için "yol haritası"nm detaylarını açıkladığı,
AB' ye karşı Türkiye' de tepkinin oluştuğu, "Milliyetçilik yükseliyor!" yaygarasının kopartıldığı, AKP'nin Cumhurbaşkanlığı için Almanya'dan destek arayışına çıktığı,
RTE'nin MerkelTe resim vermek ihtiyacı hissettiği ve AKP'nin cumhurbaşkanlığı konusunda iyice çalıya dolandığı bir anda MALATYA'DA
BİR ALMAN UYRUKLU MİSYONER ÖLDÜRÜLDÜ! Cinayeti işleyenleri değil, işletenleri araştırıyoruz. Ama herkes yine tetiği çektirene değil, çekene yoğunlaştı. İlginçtir, Rahip Santaro, Hrant Dink ve Alman uyruklu misyoneri öldürenlerin hepsi aynı yaş grubundan. Ve yine ilginçtir, her üç cinayette de tetiği çektirene değil, çekene yoğunlaştı.
OYSA OYUN AÇIK! DÜN HIRİSTİYAN EKALLİYETLER ÜZERİNDEN OSMANLI'YI YÖNETMEYE VE KANALİZE ETMEYE ÇALIŞANLAR BUGÜN MİSYONER CİNAYETLERİ ÜZERİNDEN TÜRKİYE'Yİ YÖNETME VE KATEGORİZE ETME AMACINDALAR!
AKP'nin içerde devletin ve milletin ağırlığının arttığı bir dönemde AB aracılığı ile üzerindeki presi dağıtmaya yönelik arttığı "kaynağı belli" destek görmesi öncelikle AKP'liler'i "Biz ne yapıyoruz?" sorusunu sormaya yöneltmeli!
AB ve ABD çizgisinin, AKP'nin üzerindeki presi kırmak için bazı maşalarını feda etmesi, eskimiş ve sonuç alması zor bir taktiktir artık.
"RTE CUMHURBAŞKANI OLURSA!" SÎMÜLASYONU
Bu noktada iktidar olmuş AKP'nin Türkiye'yi 1923 öncesi şartlara sürüklediğinin ve "ulus devlef'i tasfiye noktasına getirdiğinin en yetkili ağızlardan ifade edildiğini bir kenara not edip, bir simülasyon yapalım!
RTE Cumhurbaşkanı Veya AKP'ni Seçtiği Biri Çankaya 'da
1. Şok Suikast!
Fener Patriği Bartholomeos bir suikast sonucu öldürülüyor! AB, ABD ve Yunanistan ortalığı ayağa kaldırıyor!
Türkiye'nin iç işlerine müdahale, Ruhban Okulu'nun açılması, misyonerlik faaliyetlerine ve kiliselere Diyanet bütçesinden pay verilmesi gündeme geliyor.
2. Şok Suikast!
Ermeni Patriği Mutafyan öldürülüyor! Yine AB, ABD, Ermenistan ayakta! Sözde Ermeni Soykınmı'nı tanıyoruz! Ermeniler'in toprak ve tazminat talepleri ile karşılaşıyoruz.
3. Şok Suikast!
İshak Alaton (Ki şu anda gerçek başbakandır!) öldürülüyor! İsrail Türkiye'deki tüm örtülü operasyonlanm meşrulaştmyor. İsrail "Kürt Kartı"nı daha sağlam tutuyor. ABD, İsrail, AB ve Siyonistler Türkiye'yi prese alıyor. Neticede yönetim onların eline geçiyor.
Bütün bunlar olurken, şu ana kadar olageldiği gibi RTE ve AKP'liler "Pembe Türkiye" tablosu çizmeye devam ediyorlar. Aynen Saddam'm Enformasyon Bakanı El-Sahaf m yaptığı gibi.
Fefhullah Hoca (!) bu cinayetlerden sonra Diyanet'in yerine kurulan Diyalog Dairesi Başkanı olarak göreve başlıyor.
"Laiklik" tadil ediliyor. Tekke ve zaviyeler yeniden açılıyor. Atatürk'ün heykelleri Lenin ve Saddam'm heykel ve büstleri gibi yıkılıyor.
Bu simülasyonun da gerçekleşme ihtimali bir hayli yüksektir!
Batı'nm maşası Türkiye Kiliseler Birliği'nin yöneticilerine ya da rahip eskisi Dolar Hıristiyanlarma gelince,
1) Türk Milleti'ne ve Türk Devleti'ne meydan okumaya yeltenmeyiniz!Avrupa'nın ve
Anadolu'nun önemli bir kısmı, Müslüman Türk'e meydan okuyanların mezarlarıyla doludur!
2) Batı'nm maşası olmayı hemen bırakın!
3) Müslüman Mahallesi'nde salyangoz satma denemesine diyeceğimiz bir şey yok. Ama
salyangoza basıp düşerseniz "Ben niye düştüm?!" demeyesiniz!
4) Avrupa'da Hıristiyanlar'ın çocuklarına bile satamadığınız "İncif'iTürkiye'de hiç
satamayacağmızı biz biliyoruz. Olmayacak bir işe harcayacağınız enerjiye ne diyebiliriz ki?
5) Rahip eskisi Dolar Hıristiyanlan sizin üzerinizden AB ve sair devletlergelirse, yani "kerata"
olursanız bedelini ödersiniz!
6) Tahrik etme amacınız olduğu ortaya çıkıyor.
7) Din adamı tahrik etmez, geımez^ojeydan okumaz; anarşiye zeminhazırlamaz! """" ""**
8) Din adamı olmadığınız belli. Bundan böyle "din adamı" muamelesideğil, "Batı'nm ajanları" muamelesi göreceksiniz!
9) "Din adamı" kan üzerinden din propagandası yapmaz.
10) "Din adamı" Yunus gibi, Mevlana gibi, Hacı Bektaş Veli gibi, Ahmet Yesevi gibi olur. Yani sizin gibi "din adamı görüntülü provokatör" olmaz!
11) "Din adamı" ağzını bozmaz. Sahte din adamları da sizin gibi davranıp "insan bozması" falan diyorlar. Üslubunuz kimliğinizi ele veriyor.
Bizce ajanlığı bırakıp "insan" olun.
SESAR FUAT ERMİŞ'
Yazı içeriğinden de açıkça anlaşıldığı gibi şüphelilerin Türk Ortodoks Patrikhanesi ile birlikte hareket ettikleri, patrikhanede ayinlere katıldıklan, işin ilginç tarafı bu yazıda geçen ve Türkiye' de şimdiye kadar çeşitli suikastler sonucu öldürülen yabancı din mensuplanndan bu grup dışındaki tüm din ve mezheplerin ileri gelenlerine karşı suikastler düzenlendiği ve suikast düzenlenmeyen mezhep ve din mensuplarının da yazıda belirtildiği gibi şok suikast sonucu öldürülebileceği ve sonrasında çıkacak olaylann similasyonu dedikleri hayali canlandırmalann yapıldığı, aslında burada örgütün tabanına ve henüz deşifre edilemeyen gizli ve küçük hücreler halinde yapılandığı anlaşılan silahlan gruplanna da bundan sonraki hedeflerin gösterildiği. Bu ierikli tüm yazılann kuvvaimilliye sitesinde de yayınlandığı, aynı yazıların şüpheli Ergün POYRAZ, Halil Behiç GÜRCİHAN ve Kuvva-i Milliye Derneği başkanı Bekir ÖZTÜRK' ün bilgisayarında da bulunması ve kendi internet sitelerinde yazıların yayınlanıp değişik kitlelere de duyurulması göz önüne alındığında; ERGENEKON örgütünün aralarında hiyerarşik ve hukuki bir irtibat yok gibi görünen farklı sahalardaki gruplarının aslında aynı strateji merkezinden yönlendirildiğini göstermektedir.
Şüpheli BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ' m bilgisayarlarında Genel Kurmay Başkanhğı ve Türk Silahla Kuvvetlerine ait bilgisayarlardan alındığı anlaşılan bir çoğu gizlilik içeren belge, bilgi ve power point sunumlarının olduğu, hatta bu bilgilerden bir kısmının da Türkiye' nin dış devletlere karşı yürüttüğü stratejik ve askeri gizli politikalarına ilişkin olduğunun anlaşıldığı,
ŞÜPHELİDE ELE GEÇİRİLEN BELGELERLE ALAKALI OLARAK YAPILAN ARAŞTIRMALARDA:
1) 31.03.21999 tarihli Cemaatler ve İslami Akımlar İzleme Birimi hazırlandığı anlaşılan MİT Müsteşarlığı başlıklı 4 sayfalık yazı ile alakalı olarak MİT Müsteşarlığı tarafından verilen 24.08.2007 tarihli cevapta BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ' m teşkilat ile bağlantısına ve bahse konu belgelere ilişkin her hangi bir bilgi kaydına rastlanmadığının belirtildiği,
2) Yine şüphelide ele geçirilen Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kuruluna ait gizlilik ibareli yazı ile alakalı olarak bu kurum ile her hangi bir alakasının bulunamadığı, raporun BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ' a resmen verilmediği, ancak raporun çeşitli kurumlara ve Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği 24.08.2007 tarihli yazı ile belirtilmiştir.
3) Yine şüphelide ele geçirilen İç İşleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliğine ait çeşitli gizli soruşturma raporlan ile alakalı olarak yazılan yazıya verilen cevapta;

- BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ' a İç İşleri Bakanlığınca her hangi bir görev verilmediği,
- Belgelerin kendisine resmen verilmediği, ""' ^^
- 12.07.2001 tarih ve 117/53 sayılı inceleme araştırma raporunun devletin içsiyaseti ve güvenliği bakımından önemli bir belge olduğu,
- Mülkiye Baş Müfettişi Özcan ERDOĞAN başkanlığındaki bir komisyon tarafından düzenlenen 26.01.2001 tarihli 18/7 sayılı inceleme ve araştırma raporunun ülkemizin iç ve dış siyasal yararları bakımından önemli bir belge olduğu,
- Diğer raporların önemli bir belge olmadığı,
- Raporlarm bakanlıkça her hangi bir yerde yayınlanmadığı,
- Gizlilik derecesi bulunanların gizliğinin değiştirildiğine ilişkin her hangi bir işlem yapılmadığı,
28.08.2007 tarihli Teftiş Kurulu Başkanlığınca gönderilen yazıdan anlaşılmıştır.
4) Şüpheli hakkında Genel Kurmay Başkanlığına yazılan yazıya verilen cevapta şüphelinin Genel Kurmay Başkanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde her hangi bir görevinin bulunmadığı, bilgisayarında ele geçirilen bilgilerin 2003 yılındaki bazı değerlendirmeleri içerir Türk Silahlı Kuvvetlerine ait bilgiler olduğu, Özel Kuvvetler Komutanlığı kurslannda verilen brifinglerle benzerlik gösterdiği, bu bilgileri nasıl elde ettiğine dair Genel Kurmay Başkanlığında her hangi bir duyum, bilgi ve belge bulunmadığı, ancak konunun Özel Kuvvetler Komutanlığı yetkilerinin de içinde bulunduğu bir heyet tarafından ayrıntılı olarak incelenmesinin gerektiği Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının 06.08.2007 tarihli yazısı ve eklerinden anlaşıldığı,
5) Bu konuda Genel Kurmay Askeri Savcılığından alman 25.09.2007 tarihli yazı içeriğinde,
BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ' daki belgelerin heyet tarafından incelenmesi neticesinde, bir kısmının "GİZLİ' gizlilik derecesindeki Ülke Stratejik İstahbarat dokümanlardaki bilgileri içerdiği, bilgilerden önemli bir bölümünün 2003 yılı ve öncesine 2 adet çalışmadaki bilginin ise 2004 yılını kapsadığı görülmektedir.
Yapılan çalışmalarda kullanılan "GİZLİ" gizlilik derecesindeki üç dokümanın askeri birliklerin yamsıra bazı sivil kurumlara da gönderildiği (Dış işleri Bakanlığı, MGK Genel Sekreterliği, MİT Müsteşarlığı), CD.' de yer alan bilgilerin;
Ülkelerle ilgili gizli kalması gereken bilgi ve değerlendirmeleri içermesi, Bu bilgilerin açıklanması veya ilgili ülkelerin eline geçmesi halinde ülkelerin ikili ilişkileri ile güvenlik politikalarını etkileyecek olması sebebi ile devletin veya iç veya dış siyasal yararları bakımından bakımından önemli bir belge olduğu, halen gizli kalması gereken bilgilerden olduğu değerlendirilmektedir denilmiş,
Bilgisayarında askeri bilgiler ele geçirilen Siyasi Ekonomik Sosyal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme (SESAR) Başkanı BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ, Türk Silahlı Kuvvvetleri (TSK) çalışanı olmadığı gibi TSK ile ilgisi de yoktur. Bu bilgileri nasıl elde ettiğine dair Genel Kurmay Başkanlığında her hangi bir duyum bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Denildiği ayrıca daha sonra şüpheli ye ait hard disk imajları genel kurmay başkanlığı askeri savcılığına gönderilmiş olup, gelen cevabi yazıda,
Önceki incelemelerle aynı sonuçların elde edildiği belirtilmiştir.
Bu CD.' 1er delil olarak adli emanete konulmuş olup içerikleri hem şüpheli hem de avukatlarına verildiği takdirde devletin gizli sırlarının ifşa olması ihtimaline binaen bu CD.' lerin sadece mahkemenizce incelenip gerektiğinde gizli oturumda sadece konu ile alakalı şüpheli ve vekilinin de bulunduğu ortamda incelenmesi, ancak hiçbir şekilde suretinin verilmemesi, bu sebeple gizlilik içerikli belge ve CD.' 1er üzerindeki gizlilik ve kısıtlılık kararının dava sonucuna kadar devam^giroe^jL dava kesinleştikten sonra da ilgili mercilerine gönderilmesinin gerektiği, bpr-'für belgelelrkbulundurmanın suç olduğu,

ve mahkemeye karşı devlet sırrı niteliğinde bile olsa gizliliğin ileri sürülemeyeceği, ancak bu konuda sadece mankemece gerekli incelemenin yapılacağı CMK da Devlet sırrı niteliğindeki belgeler başlığı altında belirtilmiştir.
d-Şüpheli hakkındaki diğer beyanlar
Şüpheli BEKİR ÖZTÜRK beyanında, " İSMAİL YILDIZ ı Kasım 2005'den bu yana tanınm. Ben kendisinin Tunus Caddesinde bulunan ofisine gittim. Tanışmak amacıyla gittim. Çok sık görüşmeyiz. 2007 Haziran ayında 2 kez görüştük. Bu görüşmemiz internet sitemizde yayınlanacak bir yazı ile alakalıydı " dediği,
KUVVAİ MİLLİYE DERNEĞİ GENEL MERKEZİNDE YAPILAN ARAMADA EL KOYULAN DELL MARKA LAPTOP İÇERİİSİNDE bulunan -DOC. SAFİNİ KAYBEDENLER DOSYASI İÇERİSİNDE BULUNAN YAZIsı bana Tigem Vakfı tarafından Mail olarak gönderildi okuduktan sonra gelen Mail i haber olarak algılayıp Kuvvai Milliye Derneği Sitesine kopyaladım Bu yazıyı ben yazmadım Bu yazı Sesar şirketi sahibi İsmail YILDIZ m yazısıdır Bu şahsı daha önceden tanımam Bu yazı zaten Sesar sitesinde de yayında vardır " dediği
Şüpheli KEMAL ŞAHİN: " Ben bu dokümanda(İsmail YILDIZda ele geçirilen ERGENEKON MİT yapılanması başlıklı yazı) belirtilen İsmail YILDIZ isimli şahsı tanırım, bu şahsı ifademin ilerleyen safhalan da detaylı bir şekilde anlatacağım. Adı geçen diğer şahıslan tanımıyorum, bu doküman hakkında bir bilgim yoktur "
" İsmail YILDIZ ile 2000 yılında tanışmadım. Kendisinden herhangi bir şekilde para istemedim, Kendisinde ele geçen dokümanın 2004 yılında İstanbul'da Emekli olmam nedeni ile sivil hayata uyum sendromu içerisindeyken hayali bir düşünce olarak yazıp hazırladım. İsmail YILDIZ'ın eline ne şekilde geçtiğini bilmiyorum. Kendisi ile 2002 yılında Ankara'da bulunan SESAR isimli iş yerinde Ahmet ÇİNALİ ile beraber giderek tanıştım. Kendisinden bana iş bulmasını söyledim oradan Ahmet CİNALİ ile ayrılmadan önce kartvizit aldım, yaklaşık 5 ay kadar sonra beni telefonla aradı İstanbul'da olduğunu söyledi The Marmara Oteli önünde olduğunu söyledi burada buluştuk, buradan İSBAK Genel Müdürlüğü yanma gittik ve İŞBAK Genel Müdürü ile beni tanıştırdı, İsmail YILDIZ Genel Müdüre benim için iş bulmasını söyledi ve oradan ayrıldık. 3 ay sonra beni tekrar telefonla aradı, Üsküdar'da olduğunu söyledi Üsküdar'da buluştuk bana iş ayarlayacağını, Türkmenistan eski Türkiye Büyükelçisini koruyup koruyamayacağımı sordu bende para konusunda anlaşırsak koruyacağımı söyledim. Daha sonra benimle bu konu ile ilgili görüşmedi, aradan yaklaşık 7 ay geçtikten sonra tekrar beni telefonla aradı, İstanbul'da olduğunu Çemberlitaş'm yanında görüşmek istediğini söyledi burada buluştuk, kendisinin buluşmaya gelirken bir çok kişi tarafından telefonla aranarak hakaret edildiğini söyledi, bir daha benimle görüşmek istemediğini söyleyerek panik atak şeklinde yanımdan aynldı, bu süreden sonra bugüne kadar kendisi ile hiçbir şekilde görüşmedim " dediği
Savcılık beyanında, İsmail YILDIZ ı 2002 yılında Ahmet CİNALİ'nin vasıtası ile tanıdım, Ahmet CİNALİ'ye bana iş bulmasını söyledim. Ankara'da iş bulabileceğimi söyledi. Birlikte Ahmet CİNALİ'nin Hundai Marka siyah minibüsü ile gittik. Daha sonra SESAR olarak olduğu yere İsmail YILDIZ ile tanıştırdı. Ben kendisine bana iş bulup bulamayacağını söyledim ve kendimi anlatım. Bana kart verdi ve telefon numaramı aldı " dediği
Ben emekli polis memuruyuml. 2002 yılında geçirdiğim sendromdan ötürü hayali olarak hazırlamış olduğum "MİT Ergenekon Kuruluşu" başlıklı yazı ve o yazının içeriğinden ötürü buraya geldim. Göstermiş olduğunuz yazılar bana aittir. Ben İSMAİL YILDIZ' ı polis memuru BİROL AVANOZ vasıtası ile taşındığım AHMET CİNALİ' nin yönlendirmesi ile tanıdım. Kendisi bana iş bulmak için bir kaç kez görşümeye davet etti. Ancak daha sonra beni aramadı. Bilaharede benim pisikopat olduğumu söyleyje^ksfeşam iş bulmayacağını söyledi. Bana gösterdiğiniz belgeyi ben bizzat kendim hazarlâmm. Ancâl%unu İSMAİL YILDIZ' a
nasıl verdiğimi, ne şekilde ne zaman verdiğimi hatırlamayorum. REFİK NUHOĞLU' nu da yine BİROL AVANOZ vasıtası ile tanıdım. Kendisinin eski özel harekatçı olduğunu öğrendim ve zaman zaman görüşüyordum. Toplam 5 kez görüştüm. 5 hafta önce de güvenlik şirketi sebebi ile kendisi ile görüştüm. MEHMET MURAT YÜCEL' i de REFİK NUHOĞLU benim ile tanıştırdı. Kendisi Ortaköy' de kahvede oturup REFİK NUHOĞLU, MURAT YÜCEL ve ben birlikte görüştük. İşle ilgili danıştım. Telekomda güvenlik amirliği ayarlayabileceğim söyledi, ayarlayamadı, kendisi ile bir irtibatım olmadı. Ben diğer şüphelileri tanımam. Ergenekon yapılanması denen şeylerde benim hayal ürünümdür. Benim özel veya resmi bir görevim yoktur dedi. Ben İSMAİL YILDIZ' m dediği gibi kendisine verdiğim ishitbarat karşılığında para istemedim dedi. İSMAİL YILDIZ bu konuda iftira atmaktadır. İSMAİL YILDIZ' m bürosunda ben, REFİK NUHOĞLU ve MURAT YÜCEL görüştük. Kendisini vali olarak tanıttı. Bir arada uzun boylu, düz saçlı oturan bir şahıs vardı. Onun da eski vali olduğunu, meclis komisyonlarında görevli olduğunu söyledi " dediği
İsmail Yıldız'ı , Ahmet Cinali vasıtasıyla tanıdım, Birol Abanoz İstanbul Terörle Mücadele Şubesinde çalıştığı için oradan tanıyorum. Birol Abanoz beni Ahmet Cinali ile tanıştırdı, kendisini önceden tanıyormuş, Ahmet Cinali'nin çevresi vardır, sana yardımcı olarak dedi. Birol Abanoz , Ahmet Cinali ile beni İstanbul'da tanıştırdı, akabinde Ahmet Cinali aracılığı ile İsmail Yıldız'm yanma gittim, ben eski emniyetçiyim, maddi sorunum var, iş arıyorum dedim, İsmail Yıldız yardımcı olabileceğini söyledi, bana kart verdi, telefon numaramı istedi, telefon numaramı verdim, daha sonra ben İstanbul'a döndüm, 3-4 ay sonra İstanbul'dan bana telefon açtı, gel görüşelim dedi, Marmara Otelinde olduğunu söyledi, İsmail Yıldız , İSBAK'daki genel müdürü tanıdığını söyledi, O'nun yanma gidelim sana iş bulabiliriz dedi, onun yanma gittik, genel müdür ismimi telefonumu aldı, oradan ayrıldık, İsmail Yıldız Ankara'ya geri döndü, aradan 5-6 ay geçti, bana iş bulduğunu söyledi, Üsküdar'a gelmem halinde bulduğu işten bahsedeceğini söyledi, oraya gittim, İsmail Yıldız bana Türkmenistan Eski Büyükelçesinin koruma ekibi aradığını söyledi, ben de yasal zeminde anlaşırsak çalışabileceğimi söyledim, daha sonra kendisi oradan ayrıldı, 7-8 ay benimle görüşmedi, 7-8 ay sonra tekrar beni telefonla aradı, Çemberlitaş'da görüşelim dedi, Çemberlitaş'da görüştük, ben sana iş bulamam, beni rahatsız etme dedi, bu olay 2003 yılında oldu, o tarihden sonra kendisi ile ne telefonla ne de yüzyüze herhangi bir şekilde görüşmedim " dediği
Ben Mit Ergenekon Kuruluşu Milli İstihbarat Teşkilatı ile başlayan 5 sayfadan ibaret belgeyi spor salonunda kendim hazırladım, hiçbir şekilde İsmail Yıldız'a vermedim, İsmail Yıldız'm bürosundan bu belgenin nasıl çıktığını bilmiyorum, ayrıca Ergenekon isimli yasadışı bir kuruluşla ilgim yoktur " dediği
HAYRULLAH MAHMUD ÖZGÜR: " 17 numaralı doküman içeriğinin: El
yazması, 'Hançer Operasyonu' başlı altında, 1-DD ile barış...3-14 Şubat'a dönüş......................... İş
Dünyası Operasyonu, Bürokrasi Operasyonu, Medya Operasyonu şeklinde not bulunduğu, görülmüştür .BU DOKÜMANLAR HAKKINDA DETAYLI BİLGİ VERİNİZ.
"17 Numaralı Doküman ise İsmail YILDIZ tarafından 2003 yılında Cem UZAN'a verilmiştir. Cem UZAN'a Türkiye'de sorun çözme taktiğine dair bir yol haritasıdır.Bunun içeriği Nedim ŞENER'in "Korku İmparatorluğu" isimli kitabında yayınlanmıştır. Bu kitap Uzanlar Hakkındadır. Bu doküman Cem UZAN'a yapılan teklifinin müsvettesidir " dediği
" Ben 2003 yılında Star'm temsilcisi iken SESAR'm başkanı İsmail YILDIZ ile tanıştım. Sonrasında İsmail YILDIZ ile olan dostluğum arttı. Sonraki dönemlerde Fahri ve ücretsiz SES AR'a medya konusunda danışmanlık yaptım. Hatta İsmail YILDIZ beni onura etmek için Başdanışman olarak kart bastırdı. Benim yazılarım internette e-mail zincirlerinde yer alır ve SESAR 'da kendi düşüncelerine uygun olan yazılarımı beni onore etmek için yayınlamıştır. Ben SESAR ve herhangi bir internet sitesinde yazı yazmıyorum " dediği
Ben bana sormuş olduğunuz şahıslardan İsmaü^ILDIZ ve Behiç GÜRCİHAN isimli şahıslar dışında kalanları tanımıyorum. İsma'ÎÎ^YILDI^tişimli şahıs ile 2003 yılında
/■■■<■"' \ *3\
tanıştım kendisi SES AR'm başkanıdır. Kendisi ile dostluğumuz vardır. Özellikle son iki yıldır çok sık görüşürüz. Benim yazılarımdan bir çoğu SESAR'm internet ortamında yayınlanmıştır. Benim yazılarımın SES AR'da yayınlanmasından herhangi bir sıkıntım yoktur. SES AR başkanı İsmail YILDIZ benim yazılanmdan seçtiklerini bu internet sitesinde yayınlar. İsmail YILDIZ her hangi bir yasadışı oluşum içerisinde yer almayan bir kişidir. Vatanını seven, işini iyi yapan mesleki yeteneklerine saygı duyduğum biridir.
Behiç GÜRCİHAN ile de 2003 yılında İsmail YILDIZ vasıtasıyla tanıştım. Kendisini SESAR bakan yardımcısı olarak tanıtırdı. Fakat kendisi ile 3 yıldır konuşmuyorum. Kendisini üslubunu sevmem hiç samimiyetim yoktur " dediği
Ben şüphelilerden BEHİÇ GÜRCİHAN ve İSMAİL YILDIZ'ı tanırım.
Ben Sesar Araştırma ve Geliştirme Merkezinde baş danışman olarak çalışmadım, ancak beni İSMAİL YILDIZ onure etmek için böyle bir kart bastırdı. Bu kartada baş danışman yazmış, ben zaman zaman kendisine bazı konularda bilgiler veriyordum. Ben kendisi ile 2003 yılından beri Sesar' da tanıştım. Kendisi bize Haber Türk' deki yazılan yazdığım dönemde tanışmıştık. Daha sonra fikir alış verişi oluyordu. Ancak aramızda paraya bağlı bir iş alış verişi yoktur. Ben yazılan yazar gönderirim, kendisi beğendiği yazıları sitesinde Sesar ismi ile yayınlardı " dediği
Ben BEHİÇ GÜRCİHAN' ı zaman zaman Star Gazetesinde İSMAİL YILDIZ' dan aldığı fikirleri yazması ile tanıyorum " dediği
EMİN ŞİRİN: " İsmail YILDIZ ve Ergün POYRAZ isimli şahıslarla yüzyüze görüştüm. Eğer fotoğrafım çekilmiş ise bu normal herkesin bulunabileceği bir ortamda çekilmiştir. Bir gizli toplantıda çekilmesi mümkün değildir. Her iki şahısla olan ilişkimi de ileriki ifademde beyan edeceğim " dediği
Adı geçen şahıslardan İsmail YILDIZ isimli şahsı SESAR'm sahibi olarak tanınm. Kendisi ile ilişkimiz SESAR'da çalışan Hayrullah Mabmud'un takriben 2-3 sene kadar evvel aleyhime yazdığı bir yazıyı tenkit etmek üzere telefonla oldu. Sonra 1-2 kere görüştüm. Bana "Güya stratejik araştırmalar yapan, askerlerle iyi teması olan" bir kişi olarak kendini tanıttı. Kendisini itimat edilir bulmadım, çünkü kendisine Ankara'da nüfuz ticareti yapan çok insan var, İsmail YILDIZ'da bana bu intibaı verdi. Bilahare de bir temasım olmadı " dediği
İsmail YILDIZ'ı SESAR'm başkanı olarak tanınm. Kendisi ile ilk defa yanında çalışan Hayrullah Mahmud'un aleyhime yazdığı bir yazıyı tenkit etmek üzere telefonla aradığımda görüştüm. Bilahare kendi talebi üzerine görüşmemiz de oldu. Yukanda da belirttiğim gibi özellikle askerlerle ilişkisi olduğunu iddia eden stratejik araştırmalar yaptığını söyleyen ama konuşmalannda itimat telkin etmediğinden bir daha görüşmedim " dediği
12-13 numaralı fotoğraf soruldu; bu resimlerdeki benim. İSMAİL YILDIZ ile 2 yıl önce millet vekili iken İSMAİL YILDIZ' m talebi üzerine onun seçmiş olduğu Akgün Sinemasına yakın bir muhallebicide görüşürken çekilmiş resimlerdir " dediği
İSMAİL YILDIZ ile daha önce bir sefer HAYRULLAH MAHMUT isimli şahsın aleyhinde yazdığı yazıyı tenkit etmek için görüşmüştüm. 6 ay kadar sonra İSMAİL YILDIZ beni telefonla arayarak önemli şeyler görüşeceğini belirterek beni fotoğrafın çekildiği mekana davet etti. Ben de millet vekili olmam sıfatıyla davete icabet ettim. Kendisinin askerlerle en yakın temasta olan kişi olduğunu, Türkiye' deki genel stratejilerin üretimine katkıda bulunduğunu, SESAR isimli şirketin sahibi olduğunu ve iş birliği yapmanın faydalı olacağını söyledi. Siyasi olarak iş birliği yapılmasını ve Ak Partinin yıpratılıp yerine bir alternatif çıkanlması konusunda tekliflerde bulundu. Ben konuşma tarzından şahsın nüfus taciri olduğunu düşündüğümden kendisine itibar etmedim. Bir daha görüşmedim. Benim bu konuda telefon kayıtlanma bakılabilir " dediği
Şüpheli ERGUN POYRAZ : " Ben İsmail YILDIZ isimli şahsı SESAR isimli
İnternet sitesinde yazmış olduğu yazılardan dolayı tanıyorum, yaklaşık bir yıl kadar önce aynı
internet sitesinde, Tayip ERDOGAN'm Masonluğu^ hakkına%^yazılan bir yazından dolayı
//• '* \ * -\\
% ■■ A.
il "> -h V-—- v^\

kendisinden konu hakkından bilgi almak için, telefonla görüşmemiz oldu. Bunun haricinde yüz yüze bir defa görüştüm ondan sonra yazı ile ilgili bir dava açılmadığını öğrenince yazıyı kendi kitabıma aldım. Bir daha hiç görüşmedim. Bu yukarıda bahsedilen doküman hakkında herhangi bir bilgim yoktur " dediği
İSMAİL YILDIZ ile birbuçuk senedir görüşmüyorum. OKTAY YILDIRIM ile yaklaşık bir senedir görüşmüyorum. Ben İSMAİL YILDIZ ' İN merkez valisi olarak kendisini tanıttığını bilmiyorum " dediği
İsmail Yıldız'm Sesar adlı bir internet sitesinin olduğunu biliyorum, orada bir yazı yayınlamışlardı, o yazıyı da Star Gazetesinden Faruk Mangırcı isimli bir muhabir daha doğrusu köşe yazarı bu alıntıyı yapmıştı, yazı içeriği ilginç olduğu için bu yazıyı kitabıma almak istedim, bu yazıyı kitabıma almam için ön araştırma yapmam gerekiyordu, eğer bu siteye veya Faruk Mangırcı'ya dava açıldı ise bu yazıya almama imkan kalmıyordu, bu nedenle dava açılıp açılmadığını sordum, onlar da açılmadığını söylediler, o nedenle bu yazıyı kitabıma koydum, bu konuyu İsmail Yıldız'a , ilgili olan alıntı yapan kişilere sordum, bu şekilde bir görüşmemiz oldu, onun dışında bir görüşmemiz olmadı, bu görüşmeyi de yaklaşık bir yıl önce yapmıştım " dediği
Şüpheli MEHMET MURAT YÜCEL: " Muhtemelen sene 2001 dönemindeKemal ŞAHİN beni telefon ile arada ve bana Ankara'da çok güçlü bir şirket var. Bu şirketGüvenlik konusunda çalışmak istiyor bir görüşme ayarlayayım dedi bende tamam dedim.Kemal ŞAHİN Bu görüşme için tarih vermişti ama hatırlamıyorum. Bu görüşmeye giderkenben Feridun Refik NUHOĞLU'nu da çağırdım ve beraber Ankara Tunus Caddesinde bulunanYenigün İnşaattın girişte sağ ofise girdik. İçeriye girdiğimde içeride Kemal ŞAHİN, AhmetCİNALÎ, patron masasında tombul yanaklı tıknaz, 47-48 yaşlarında hatırladım kadarıylaismini Bülent olarak hatırladığım şahıs kendisini "Merkez Valisi" olarak tanıttı. Bu şahısınismail YILDIZ isimli şahıs olduğunu burada teşhis ettim. Yanında bulunum diğer Şahıs isekendisim asker olarak tanıttı. Ama şu anda rütbe söyleyip söylemediğini hatırlamıyorum.Bülent (Kendisini Merkez Valisi Olarak Tanıtan İsmail YILDIZ ). isimli şahıs önce banakendtnVve şirket hakkında bilgi vermemi istedi. Bende yaptığım işi ve şirketimi özelliklerimianlattım. Kendîfgfi bizi güvenli konulan için çağırdıklannı söyledi bir süre sonra Bülent(Kendisini Merkez Valisi Olarak Tanıtan İsmail YILDIZ) isimli şahıs Türkiye'nin meseleleriile alakalı görüş bildirdi. Daha sonra Bülenl (Kendisini Merkez Valisi Olarak Tanıtan İsmailYILDIZ) isimli şahıs hepimize hitaben "Devlet içerisinde çok güçlü ilişkilerimiz var sizlerile beraber çalışalım" dedi. Devlet konulan ile ilgili kitap vb. çalışmalar yapacaklannı bukonuda da birlikte hareket etmemizi söyledi. Bende bunun üzerine bizim şirketimiz ihaleleregiriyor bu tarz devlet işleri yapmıyoruz, dedim. Bülent (Kendisini Merkez Valisi OlarakTanıtan İsmail YILDIZ), isimli şahıs sorgular gibi sorular soruyordu hatta bir ara FeridunRefik NUHOGLU ile aralannda bir gerginlik yaşandı. Kemal ŞAHİN hiç konuşmadı. SonraBen Bülent (Kendisini Merkez Valisi Olarak Tanıtan İsmail YILDIZ) isimli şahsa "Sizdevletin hangi kurumu adına konuşuyorsunuz" dedim oda bana "Benim gerek askeri gereksivil bir çok tanıdığım var dedi. Her işi yaptımız." Bu arada klasörler içerisinde bir şeylergöstererek kendisini devletin kurumu gibi lanse etmeye çalışıyordu. İş ve ticaret amaçlıgörüşme farklı konulara kayınca ben ve Feridun Refik NUHOGLU odadan çıktık. KemalŞAHİN bizi uğurlamak için dışanya çıktığında Kemal ŞAHIN'eAü adamlar tekin şahıslardeğil dikkat et" dedim. Birkaç gün sonra ben bu toplandığımız yerin kime artAlçluğunuöğrenmek amaçlı muhtarlığa giderek kime.ait olduğunu öğrendim. Çünkü bu şahıslardanŞöJA şüphelenmiştim ve Yenigün İnşaata (Mithat YENİGÜN) ait olduğunu öğrendim. Bugörüşmelerimizi ve topladığım bilgiyi isimlerini hatırlamadığım Devletin ilgili birimlerindeçalışan tanıdığım arkadaşlara aktardım. Hatta bir süre sonra Kemal ŞAHİN ile yaptığımtelefon görüşmesinde bu şahıslar ile bir daha görüşmemesini söyledim ve 2003 yılma kadarKemal ŞAHİN ve diğer şahıslar ile görüşmedim Feridun Refik NUHOGLU ile 3-4 keztelefon ve yüz yüze görüştük" dediği ' ' ""
İSMAİL YILDIZ' ı BÜLENT ismi ile kendisinin merkez valisi olarak tanıyordum. Kendi şerketimize ait iş görüşmesi için gittik. Ancak kendisini birşey zannettiği için ben bundan hoşlanmadım. Kendisi ile bir kez görüştük, bir daha da görüşmedik. Kendisinin davranışlarından şüphelendim, oturduğu yerin adresinin bir başka firmaya ait oludğunu öğrendim. Daha sonra da bunun güvenilmez adam olduğunu anlayınca arkadaşlarıma da haber verdim " dediği
Ben örgüt yapılanmasını kabul etmiyorum, ben bunları menfaat çetesi olarak görüyorum. Benim bilgisayarım yoktur, çete ile de alakam yoktur, ancak biz kendini BÜLENT olarak tanıtan merkez valisi olduğunu söyleyen daha sonra İSMAİL YILDIZ olduğunu gördüğüm şahsın bürosuna gittiğimizde AHMET CİNALİ' de ordaydı. İSMAİL YILDIz' m yanında kendisini güvenlik işlerine bakan biri olarak tanıttı. Bir daha da görmedi. Ergenekon yapılanması içerisinde de değilim " dediği
Kemal Şahin Refik Nuhoğlu'na Ankara'da Tunus Caddesinde çevresi çok geniş olan, etkili ticari işler yapan insanlar var bunlarla sizi tanıştırayım demiş, Refik'de bana söyledi, beraber dosyalanmızı aldık, oraya gittik, İsmail Yıldız denilen şahıs kendisini Bülent olarak tanıttı, merkez vali yardımcısı olduğunu söyledi, biz şirketimizi tanıttık, hangi işleri yapacağımızı ve hangi işleri yaptığımızı söyledik, kendisini devlet adamı olarak göstererek birtakım sorular sordu, bunun üzerine biz de sinirlenerek biz buraya ticari konularda görüşüecektik diyerek orayı terkettik, bize PKK konusunda ne düşünüyorsunuz, devletin şu sorunları nasıl çözülür dedi, bazı yayınlar yapacağını söyledi, bunun üzerine aramızda tartışma oldu, daha sonra oradan ayrıldık " dediği
FERİDUN REFİK NUHOĞLU: " Ben İSMAİL YILDIZ ' ı tanımam, ancak KEMAL ŞAHİN' i tanırım. KEMAL ŞAHİN ile zaman zaman görüşmelerimiz olurdu. Emniyette özel harekatta çalışırken istifa ettim. Daha sonra da BOTAŞ' a girdim. İSMAİL YILDIZ' a da iş için gittik. Ben Ergenekon diye güvenlik şirketinde çalışıyorum. Bu güvenlik şirketinin sahibi KAZIM ALBAYRAK' dır. Bu şirket şu anda kapandı. 2000 senesinde açılmıştı, ben o şirkette bir müddet danışman olarak çalıştım. Ergenekon şirketi adına İSMAİL YILDIZ'ı tanımadığım için gittiğimde kendisinin isminin BÜLENT olduğunu, vali muavini olduğunu bana söyledi. O şahsın hareketlerini beğenmediğim için ayrıldım. Kendisini derin devlet olarak tanıttı. Devletin her kesiminde uzantıları olduğunu, genel kurmay ile bağlantısı olduğunu beyan etti. Yanında albay olduğuinu beyan eden biri vardı, ancak ismini bilmiyorum, daha sonra biz ordan çıktık. Hayatım boyunca da bir daha görüşmedim. Ben KEMAL ŞAHİN' e de bir daha bu insanlarla görüşmemesini söyledim. Kendim de KEMAL ile iş bulmak için zaman9 zaman görüştüm. Ancak onun dışında bir irtibatım olmadı. Benim şemadan haberim yoktur. KEMAL ŞAHİN' in uydurduğu bir şeydir. Benim Ergenekon yapılanmasında hiç bir ilgim yoktur. ERG Ergenekon çalıştığım şirketin adı idi. Benim diğer şüphelilerden MEHMET MURAT YÜCEL çocukluk arkadaşımdır. Birlikte Ergenekon şirketinde çalıştık. Kendisi spor hocası benim gibi. Ben de spor hocasıyım. Ben KEMAL' in yaptığı yapılanmayı neden yaptığını bilemiyorum. Ben MEHMET MURAT YÜCEL ile İSMAİL YILDIZ' m yanma iş görüşmesi için gittiğimde İSMAİL YILDIZ' da oradıydı ve orada bulunan bir iki şahısta sürekli kendilerinin makam sahibi olduğunu, kimisi albay, kimisi vali olduğunu söylüyordu. Ayrıldık, bir daha da İSMAİL YILDIZ ile görüşmedik dedi. BİROL AVANOZ emniyetten benim devre arkadaşımdır. AHMET CİNALİ ile beni KEMAL ŞAHİN tanıştırdı. Kendisinin albaylardan çevresi olduğunu ve bize güvenlik şirketi ayarlayacağını söyledi. Ben AHMET CİNALİ ile bir kere görüştüm " dediği
M.MURAT YÜCEL' in ifadesi okundu, soruldu ; İSMAİL YILDIZ kendisini merkez vali yardımcısı olarak tanıttı " dediği
İSMAİL YILDIZ' da ele geçirilen istihbarat bilgi notlarını biz yazıp vermedik. Ben diğer şahıslan tanımam. Bizim yanımızda suikast planı.^1f şeyîefSs^uşulmadı " dediği
" Ben İsmail Yıldız'ı tanımıyorum, Kemal Şahin'i tanırım, Kemal Şahin'i Terörle Mücadele'de görev yapan Birol Abanoz vasıtasıyla tanıdım, Birol Abanoz, Kemal Şahin'i bana getirdi, Kemal Şahin' in de güvenlik amiri olduğunu söyledi, benim de güvenlik amiri olduğumu bildiği için tanışmamı istedi, Kemal Şahin ile 2001 yılında tanıştık, emekli olana kadar çok fazla görüşmedim, görüştüğümüz zamanda emekli olduktan sonra iş bulursan bana haber ver, aynı güvenlik şirketinde beraber çalışmz dedi, boş bulduğumuz yerde çalışmak istiyorduk, 2001 yılında Kazım Albayrak'm kurmuş olduğu Ergenekon adlı güvenlik şirketinde 6-7 ay güvenlik danışmanı olarak çalıştım, ondan sonra ayrıldım. Kemal Şahin'in vasıtasıyla Ankara'da bir yere gittik, biz oraya güvenlik ile ilgili bir iş için gitmiştik, orada güvenlik adına ihale alacaktık, isminin Bülent olduğunu ve vali yardımcısı olduğunu söyleyen birisiyle tanıştık, bir albay ile tanıştık, çok enteresan sorular sordular, ben de kızdım, bana Hakkarideki 101.sınır taşını bilir misin dedi, niye bunu sorduğunu söyledim, sosyolojik sorular sordu, ben cevap vermedim, kızdım, sorulan sorularak Mehmet Murat Yücel cevap verdi, daha sonra oradan ayrıldık " dediği
e-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli İsmail YILDIZ'm Ergenekon terör örgütü içinde kendisine bağlı alt birimin yöneticisi konumunda olduğu, ancak örgütün tamamı içinde üst düzey yönetici konumunda olmadığı bu haliyle örgüt içinde özel görevi haiz üyelerden olduğu, emekli polisleri ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN MİT yapılanması adı altında örgütlediği ve bu konuda projeler üreterek Türkiye çapında örgütlenme gayreti içinde olduğu,
Gerek şüphelide çıkan belgeler, gerek şüphelinin yazmış olduğu bir çok yazının içeriği, gerek Kemal ŞAHİN, Refik NUHOĞLU ve Mehmet Murat YÜCEL gibi şüphelilerin beyanları göz önüne alındığında; şüphelinin kendisini devletin ve Genel Kurmay Başkanlığının stratejilerini belirleyen kişi olarak gösterdiği, deşifre olmamak için Bülent (Kod) adını kullandığı, kendisini vali diyerek lanse edip etrafına topladığı emekli polis ve değişik şahısları, ERGENEKON terör örgütünün MİT yapılanması adı altında örgütlemeye çalıştığı, örgütlediği kişilere istihbari nitelikte raporlar hazırlattığı ve bu kişilerden özgeçmiş raporları aldığı,
İllegal olarak ele geçirdiği gizli askeri ve siyasi belgeleri yazılarında kullandığı, yine örgütün diğer üyeleri ile bu bilgileri paylaştığı, örgütün diğer organize birimi olan Kuvvai Milliye derneğinin bu yazıları alıp sitesinde kendi isimleriyle yayınladıkları, Şüphelinin Ergün Poyraz'ı tanımadığını beyan etmesine rağmen şüpheli Ergün POYRAZ'm bu şüpheli ile tanışıp görüştüğünü beyan etmesi, ayrıca telefon fihristinde Ergün POYRAZ'm numarasının da bulunması, şüphelinin bilgisayarından elde edilen bilgilerle Ergün POYRAZ'm bilgisayarından elde edilen bilgilerin benzer içerikli olması hususları göz önüne alındığında şüpheliler arasında bir bilgi alış verişinin olduğu ve örgütsel irtibatlarının bulunduğunu anlaşılmıştır.
Şüpheli Bekir ÖZTÜRK, şüpheli İsmail YILDIZ'm internet sitesinde yazdığı yazıları Kuvvai Milliye.net sitesinde hem de Fuat ERMİŞ imzasıyla yayınlattığı, sözde araları açık olmasına rağmen Danıştay saldırısından sonra da Bekir ÖZTÜRK'le görüşüp ona talimatlar verdiği,
Şüpheli Kemal ŞAHİN ile VATANSEVER KUVVETLER GÜÇ BİRLİĞİ'nin kurucuları arasmda bulunan Ahmet CİNALİ vasıtasıyla tanışmaları bu şahsın da doğrudan Veli KÜÇÜK'le irtibatlı olması hatta bazı istihbari ve suikast içerikli elyazması belgelerin suretinin Veli KÜÇÜK'ün evin.dt^^6 Çıkması, şüpheli İsmail YILDIZ'm bu kanaldan da Veli KÜÇÜK'le irtibati^§Öuğnnu*^termektedir.
Şüpheli ismail YILDIZ'm ERGENEKON-LOBI yapılanmasında Araştırma ve Bilgi Toplama, Analiz ve Değerlendirme, İletişim ve Propaganda birimlerinde görevli olduğu yazılarından, yazı içeriklerinden, devletin ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üst kademelerinde görevli şahıslara hakarete varacak derecede yazılar yazıp isnatlarda bulunması, örgütten az sayıda kişiyle ve sadece iletişim birimindeki şahıslarla görüşüp kendine bağlı gruba istihbarat toplattırması ve internet sitesinin çok az kullanıcısının olması, özel olarak kurduğu kurye servisi sayesinde özel bilgileri üyelerine kuryeler vasıtasıyla göndermesi ve bazı kişiler için özel araştırmalar yapıp kişisel raporlar hazırlaması,
Şüpheliler Halil Behiç GÜRCİHAN ve Bekir ÖZTÜRK'e zaman zaman dikkatli olun istihbarat servisleri sizi kullanabilir şeklinde uyarılarda bulunması, Hayrullah Mahmut ÖZGÜR ile birlikte ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN farklı şekillerde propagandasını yapıp taban oluşturma gayreti içinde bulundukları, devlete ait gizli bilgi ve belgeleri ele geçirip bunları tahsis oldukları amaçtan başka yerde kullandığı, ayrıca yazılarında içerik olarak askerleri ve askeri idareye bağlı olarak görev yapan diğer kişileri kanunlara karşı itaatsizliğe, askeri disiplini veya askerlik hizmetine ilişkin görevlerini ihmale yöneltme ve tahrik etme ve kişisel verileri kaydetme suçlarını işlediği, ayrıca yazılarında Hükümete karşı isyana tahrik suçlarını da işlediği anlaşıldığından,
Şüpheliden ele geçirilen belgelerin incelenmesinde; belirli partilere mensup bütün milletvekilleri ile ilgili kişisel bilgilere yer verildikten sonra kişilerin siyasi, felsefi veya ırki kökenlerine ilişkin verilerin yer aldığı ve fişlendiği, kiminin dinci olduğu, kiminin ajan olduğu şeklinde yazılı dokümanlar ve yine çeşitli kişiler ve üst düzey memurlar hakkında istihbari bilgiler topladıkları ele geçirilen belgelerden anlaşılmıştır. Bu fişleme maksatlı verilerin AK Partinin bölünmesiyle alakalı olarak milletvekillerinin ankete alınıp anket sonrası Ak Partiden kopabilir, Aynlmaz-menfaatçi, CIA ajanı, MOSSAD AJANI, MI6 MİT ajanı gibi ibarelerle ayrıntılı olarak dini görüş ve irki özelliklerinin de ayrıntılı yer aldığı anlaşılmıştır. Buradan da şüpheli İsmail YILDIZ m ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlan arasında bulunan siyasi partileri kontrol etme gerektiğinde suikast yapma şeklindeki amaçlarını bilerek bu konuda çeşitli yazılar yazdığı gibi fiili olarak ta bu örgütsel çalışmaların içinde yer alarak, halkı hükümete karşı isyana tahrik suçunu da işlediği anlaşılmaktadır.
Şüpheli İsmail YILDIZ'm ERGENEKON terör örgütünün özel vazifeli üyesi konumunda olduğu anlaşıldığından;
Şüphelinin eylemlerine uyan, TCK'nun 313/1, 314/2, 319/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3, 220/4 ve 313/4. maddelerinin yollaması ile TCK'nun 326, 327, 135/2-1,43/2. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
İÖ-ŞÜPHELİ KEMAL ŞAHİN :
a-Emniyet beyanında
Kendisinin emekli özel harekatçı polis memuru olduğu, çeşitli güvenlik şirketlerinde çalıştığı, şüphelilerden BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ' ı tanıdığını, BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ' in bürosunda ele geçirilen el yazması ERGENEKONUN KURULUŞ ŞEMASI' m kendisinin hazırladığını, hazırlamakta her hangi bir amacının olmadığını, BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ ile 2002 yılında Ankara' da VKGB sopştuîffimndan tutuklu bulunan Ahmet CİN ALİ ile birlikte gidip tanıştığını ve kendisinden Jf İstediğini ve^tanbul' da The Marmara
Otelde buluştuğunu, daha sonra kendisini arayıp Üsküdar' da tekrar buluştuğunu, Türkmenistan eski büyükelçisini korumak ile alakalı olarak iş teklif ettiğini, özgeçmiş raporunu kendisinin yazdığını, ne zaman ve ne şekilde yazdığını hatırlamadığını,
"Görevler ve Özgeçmişim 2" başlıklı yazı ve Ergenekon' un mit yapılanması şeklinde çizilmiş kroki ve başında şüphelilerden Nuh Refik NUHOĞLU, Mehmet Murat YÜCEL ve kendi isminden oluşan yazıyı yazdığını ve bu şahıslarla eski özel harekatçı olmaları sebebi ile sık görüştüğünü ve yazdığı diğer yazıların kendi duyduğu istihbari bilgiler yazdığını ancak o tarihten beri de BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ ile görüşmediğini beyan etmiş,
b-Savcılık beyanında;
Şüphelinin " emekli polis memuru olduğunu, 2002 yılında geçirdiği sendromdan ötürü hayali olarak hazırlamış olduğu "MİT Ergenekon Kuruluşu" başlıklı yazı ve o yazının içeriğinden ötürü buraya geldiğini, Göstermiş olduğunuz yazıların kendisine ait olduğunu, İSMAİL YILDIZ ile polis memuru BİROL ABANOZ vasıtası ile taşındığını, AHMET CİNALİ' nin yönlendirmesi ile tanıdığını, Kendisini iş bulmak için bir kaç kez görüşmeye davet ettiğini, Ancak daha sonra aramadığını, Bilaharede pisikopat olduğunu söyleyerek iş bulmayacağını söylediğini, gösterdiğiniz belgeyi bizzat kendisinin hazırladığını, Ancak bunu İSMAİL YILDIZ' a nasıl verdiğini, ne şekilde ne zaman verdiğini hatırlamadığını, REFİK NUHOĞLU' nu da yine BİROL ABANOZ vasıtası ile tamdığmı,Kendisinin eski özel harekatçı olduğunu öğrendiğini ve zaman zaman görüştüğünü, Toplam 5 kez görüştüğünü. 5 hafta önce de güvenlik şirketi sebebi ile kendisi ile görüştüğünü, MEHMET MURAT YÜCEL' i de REFİK NUHOĞLU vasıtası ile tanıdığını, Kendisi ile Ortaköy' de kahvede oturup REFİK NUHOĞLU, MURAT YÜCEL ile birlikte görüştüklerini, İşle ilgili konuştuklarını, Telekom da güvenlik amirliği ayarlayabileceğim söylediğini, ayarlayamadığmı, kendisi ile bir irtibatının olmadığını, diğer şüphelileri tanımadığını, Ergenekon yapılanması denen şeylerde kendisinin hayal ürünü olduğunu,özel veya resmi bir görevinin olmadığını, İSMAİL YILDIZ' m dediği gibi kendisine verdiği istihbarat karşılığında para istemediğini İSMAİL YILDIZ'm bu konuda iftira attığını, İSMAİL YILDIZ' m bürosunda REFİK NUHOĞLU ve MURAT YÜCEL ile görüştüklerini,Kendisini vali olarak tanıttığını, Büroda uzun boylu, düz saçlı oturan bir şahıs olduğunu Onun da eski vali olduğunu, meclis komisyonlarında görevli olduğunu söylediğini, AHMET CİNALİ ile bir gün görüşmeye gittiğinde yanında ALİ isimli bir şahıs olduğunu, O şahsın VELİ KÜÇÜK, Tacekistan Genel Kurmay Başkanı ve Ticaret Bakanına İsrail istihbaratı tarafından suikast yapılacağını söylediğini,Emniyet ifadesinin doğru olduğunu, Örgüt üyesi olmadığını, kendi kendine verdiği bir zarar olduğunu, Yaptıklarından pişman olduğunu" beyan etmiştir.
c-Elde edilen deliler
Kemal ŞAHİN'den elde edilen, (1) adet 012149-2149 numaralı, 9 mm Parabellum tipi fişek atar CANİK 55.1 marka yan otomatik tabanca ve (14) adet fişek, incelenmek üzere ilimiz Kriminal Polis Laboratuarına gönderilmiş, alman 2007/11774 nolu ekspertiz raporunda; söz konusu tabancanın ateşleme iğnesinin uç kısmı kırık olduğu için çapma uygun fişekleri patlatamadığı, bu haliyle 6136 sayılı yasaya göre yasak olan silahlardan olmadığı, ancak basit bir ameliye ile iğne kısmına takılacak pim, çivi vs. ile atışa hazır hale gelebileceği ve 6136 sayılı yasaya aykırılık teşkil edebileceği, (14) adet fişekten deneme atışlarında patladıklarının görüldüğü, laboratuar yöntemleri ile tabancadan elde edilen boş kovanların faili meçhul olaylarla alakasının bulunmadığı bildirilmiş olup ekspertiz raporu dosya içerisine eklenmiştir.
d-Hukuki değerlendirme
Şüpheli Kemal ŞAHİN'in ERGENEKON^OTgu%»iin üyesi olduğu, örgüt yöneticilerinden İsmail YILDIZ'a özgeçmiş raporu verdiği, örgüt»adına istihbari bilgileri
toplayıp üst amiri olan BÜLENT (Kod) ismail YILDIZ'a göndererek Ergenekon terör örgütü üyesi olmak ve kişisel verileri kaydetme suçlarını işlediği anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal ŞAHİN'in eylemlerine uyan, TCK'nun 314/2, 6136 Sayılı Kanunun 13/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 135/2-1,43/2. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
11-ŞÜPHELİ MEHMET MURAT YÜCEL ;
a-Emniyet beyanında
Feridun Refik NUHOGLU ile özel harekattan tanıştığını, Kemal ŞAHİN' i de spor organizasyonlarından tanıdığını, daha sonra Feridun Refik NUHOĞLU' un Kemal ŞAHİN ile samimiyeti arttırdıkları, Kemal ŞAHİN ' in bir gün kendisini telefonla arayarak kendisini Ankara' ya çalıştığı Erg Ergenekon Grup isimli şirkete çağırdığım, kendisine devlet kurumlarında güvenlikçi olarak iş bulacağını söylediği, bir gün yine Kemal ŞAHİN kendilerini Ankara' ya çağırdığında içeride Kemal ŞAHİN ve Ahmet CİNALİ' nin oturduğu, patron masasında da kendisini merkez valisi olarak tanıtan BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ' m oturduğu, yanında bulunan diğer şahsın ise kendisini asker olarak tanıttığı, BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ' m kendisini BÜLENT olarak tanıştırdığı, daha sonra BÜLENT (BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ) denilen şahsın kendisini "devlet içerisinde çok güçlü ilişkilerimiz var, beraber çalışalım" diyerek sürekli kendilerine sorgular gibi sorular sorduğu, BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ' a devletin hangi kurumu adına konuşuyorsunuz dediğinde ise "benim gerek askeri gerek sivil bir çok tanıdığım var, her işi yaptırırız" şeklinde oradaki klasörleri gösterdiği, daha sonra oradan kendisinin ayrıldığını ve Kemal ŞAHİN' e bu adama dikkat et dediğini, daha sonra Kemal ŞAHİN ile bir daha görüşmediğini, Feridun Refik NUHOĞLU ile görüştüğünü, daha sonra Kemal ŞAHİN' in kendisine Ankara' daki adamlar gerçekten yaramaz adamlarmış, artık görüşmüyorum dediğini, 2007 Temmuz ayma kadar da kendisi ile bir daha görüşmediğini, kendisinin her hangi bir grubun sorumluluğunu almadığını, Kemal ŞAHİN ' in şemayı nerede yazdığını bilmediğini, kendisinin her hangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, kendisinde ele geçirilen ruhsatsız tabancayı 1997 yılında satın aldığını, her hangi bir şekilde taşımadığını, örgütlere ve çetelere karşı olduğunu,
b-Savcılık beyanında özetle;
Emekli beden eğitimi öğretmeni olduğunu, devlette çalışmadığını, boks olarak faaliyet göster-diğini, Şüpheliler-den KEMAL ŞAHİN ve REFİK NUHOGLU' nu tanıdığını, KEMAL ŞAHIN ile birlikte çalışmadığını, Ergenekon Savunma Sanayi Güvenlik Şirketinin Ankara Şubesinde koordinatör olarak çalıştığını, Şu anda bir sondaj şirketinde çalıştığını, Ergenekon yapılanması içiresinde olmadığını, MİT de her hangi bir görevinin olmadığını. 1998 yılından beri ruhsatsız tabancayı evimde bulundurduğunu, Koruma amaçlı bulundurduğunuJSMAİL YILDIZ' ı BÜLENT ismi ile kendisine merkez valisi olarak tanıttığınıj şirkete ait iş görüşmesi için gittiklerini, kendisini birşey zannettiği için bundan hoşlanmadığını, Kendisi ile bir kez görüştüklerini, bir daha da görüşmediklerini,Kendisinin davranışlarından şüphelendiğini, oturduğu yerin adresinin bir başka firmaya ait olduğunu öğrendiğini, Daha sonra da bunun güvenilmez adam olduğunu anlayınca arkadaşlarına da haber verdğini, diğer şüphelileri tanımadığını,ör güt üyesi olmadıklarını.MIT Ergenekon yapılanması içerisinde de bulunmadığını, KEMAL ŞAHIN psikolojik problemi olduğu için çizmiş olduğunu,6-7 senedir KEMAL ŞAHIN ile görüşmediğini,İSMAİL YILDIZ ile de görüşmediğini, örgüt yapılanmasını kabul etmediğini,un lan menfaat çetesi olarak gördüğünü, bilgisayarı olmadığını, çete ile de alakasının bulunmadığını, kendini BÜLENT olarak tanıtan

Hiç yorum yok: