29.7.08

ERGENEKON İDDİANAMESİ 2001 - 2050 SAYFALAR,

ERTEKİN'e parayı gönderdiklerini, sadece 300-400 YTL'lik bir kısmının kaldığını, Bu dönem içerisinde kesinlikle şahıslarla aralarında kavga veya küfür olmadığını ve kimseyi darp etmediğini,
24.07.2007 günü saat: 22.27'de X şahısla yaptığı telefon görüşmesindeki; Ali'nin "Akşam PAŞAM arıyo, ben seni biliyorum tamam mı NORMALDEN arıyorsun zannediyordum bülbül gibi ötüyorum, bu Faruk'u dövdüm" dediği, X şahsın "Kalabalık gitseydiniz" dediği, Ali'nin "800 MİLYON HARAÇ ALDIM, 850 MİLYON DAHA DOĞRUSU, 1450 KALDI DEDİM" "Ya dedi nasıl kalır 1400, s..ktir lan dedim bu geçerlidir" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırladığını, bu görüşmeyi Bursa'da bulunan Ali SATIK'm yanında çalışan Murat..? isimli şahısla yaptığını, "Paşam" derken herhangi birini kastetmediğini, kendisinin herkese bu şekilde hitap ettiğini, bunlann hepsinin şaka olduğunu, kimsenin adına haraç almadığını,
21.11.2007 günü saat:23.09 da X şahısla (546 595 58 59) yaptığı telefon görüşmesindeki; X şahsın "Abi biz misafirle görüştük bugün" "Yaklaşık iki saat filan bir görüşme oldu gerekenleri söyledim 400 bin dolarlık senetleri yarm biz alıyoruz" "ilkin senle görüşecek" "O şeyleri falan ahyo bilgin olsun" şeklindeki görüşmesi sorulduğunda;
Kendisinin bu görüşmeyi hatırlamadığını, bu görüşmeyi kendisinin yapmadığını,
Askeri personelden kimleri tanıdığı sorulduğunda;
Bir dönem Muşta görev yapan Mustafa Kemal TUTKUN paşa ile görev ile ilgili görüştüğünü ancak şu anda görüşmediğini, ayrıca Muş alay komutanı Naim KURT ile görüştüğünü, bu şahıslada emekli olduktan sonra görüşmediğini, Muş Emniyet İstihbaratı Şube Müdürü ile de PKK konusunda yardım amaçlı görüşmelerinin olduğunu, daha önceki dönemlerde yani geçici köy koruculuğu yaptığı dönemlerde istihbarat birimleri ile görüştüğünü, ancak kod isimi kullandıkları için görüştüğü şahısların gerçek kimliklerin bilmediğini,
05.09.2007 günü saat:18.22'de Mastafa..? (534 301 54 40) isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi hatırlatılıp MUSTAFA'NIN "Dün beni aldılar Ali. Ağzımı gözümü yamulttular" "Evden çağırdılar aşağıya indim aldılar götürdüler ormana" "Tanıyorum biraz isimlerden bahsetti telefonda konuşulmayacak şeyler var" "Bazı büyük isimler saydı biz bunlardanız şudur budur" "Bi milletvekili öldürüldü ya o yüzden diyorum" "O milletvekili öldürüldü ya hani arabasında vuruldu, onu öldüren biziz şudur budur" dediği, Ali'nin "Telefonda konuşmamda onun anasmı s..kerim ben" dediği, X şahsın "Sen birşey yapmıyorsan bana bir emanet vereceksin ben ucuz mucuz bulacam" dediği, Ali'nin "Onlarla görüşeğiz" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını, Mustafa isimli şahısı tanımadığını, kendisinin Mustafa isimli abisinin olduğunu, ancak abisinin bu işlerle uzaktan yakından ilgisinin olmadığını,
18.10.2007 günü saat:11.31 de H.İBRAHİM (506 548 50 88) ile yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırladığını, görüşmeyi Halil İbrahim isimli, Etilerde bir kuaför dükkanı işleten şahısla yaptığını, görüşmede Halil ibrahim'in sevgilisinin bir dönem Ankara da kalacak yer araması ile ilgili olduğunu, H.İbrahim'in kendisinden bu konuda yardım istediğini,
28.10.2007 günü saat: 19.44 te H.İBRAHİM (506 548 50 88) ile yaptığı telefon görüşmesinde; X şahsın "3.koIordu astsubay lojmanları sosyal tesisleri, aldığın andan itibaren doğal olarak bağlı olan Beşiktaş'taki Orhaniye'yi de veriyorlar sana" dediği, Ali'nin "Hangisi şanslıysa onu alacağız paralı olanı alacağız" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırladığını, görüşmeyi de Halil İbrahim ile yaptığını, şahsın berber olduğu için 3. kolordu tesislerinin kuaför işini almaya çalıştığını, bu konu ile ilgili görüşme yaptıklarını, kendisinden askeriyede olan tanıdıklanyla konuşmasını istediğini, ancak bu konu ile ilgili kendisinin askeriyeden kimseyle görüşmediğini,
17.12.2007 günü saat: 12.49 da .?. Emniyet Müdürlüğünü aradığı (0436 216 10 17) ve yaptığı telefon görüşmesinde; telefonu açan görevliye Mustafa isimli biri ile görüşmek istediğini söyledikten sonra "Cizreli Ali deyin jandarmadan" "Cizreli Ali Jandarma istihbarattan de" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırladığını, Muş ilinde olduğu bir sırada Muş Emniyet müdürlüğü Narkotik Şube de çalışan Polis memuru Mustafa..? ile görüşmek istediği için bu şekilde yaptığını, Emniyet Müdürlüğünü aradığını ve Mustafa..? isimli görevliyle görüştüğünü, daha önce Jandarma istihbaratına muhbirlik yaptığı için kendisini bu şekilde tanıttığını, uyuşturucu ile ilgili bilgi edindiğinde bunu narkotik birimlerine bildirdiğini, bu zamana kadar muhbirlik yaptığı için Muş emniyetinden de resmi olarak para aldığını,
29.12.2007 günü saat: 16.25 te Gönül..? isimli şahısla (546 746 22 41) yaptığıtelefon görüşmesindeki; Ali'nin "PAŞAMIN bazı malzemeleri var onları almayagidiyoruz şuanda" "Senle her zaman görüşebiliriz ama bu bizim mevzuyla ilgili kaçıklıkolmuyo" "YANİ ORDA RAPOR VERMEMİZ LAZIM NE BOK YEDİK NE YEDİKNE YEMEDİK ANLADINMI" "MİLLETİ VATANI KURTARMAYACAĞIM ARTIK,Allah izin verirse bu iş bitecek artık kendileri vatanı korusun" "Eğerki bana bıraksalarben beş arkadaşamı toplar GECEDE 20 KİŞİYİ ÖLDÜRÜRÜM, kimin ne olduğunubiliyoruz kimin ne kahpe yaptığını biliyoruz ama fırsat yok İŞTE NEYMİŞ ADALETVARMIŞ YOK KAMU VARMIŞ" görüşme içeriği sorulduğunda;
Malzemelerini alacağı şahsın kim olduğunu hatırlamadığını, görüşmede geçen konunun PKK terör örgütü ile ilgi olduğunu, medyada çıkan şehit haberleri ile ilgili "Bana bıraksalar 20 kişi ile gider hepsini öldürürüm" dediğini, ancak adaletin bunu engellediğini böyle bir şeye izin vermediğini kastettiğini, "Kahpe" diye bahsettiği nin PKK olduğunu, Türk adaletine güvendiğini,
03.02.2008 günü saat:17.12'de Mekin..? (532 428 25 56) Ue yaptığı telefongörüşmesindeki; Mekin'in "O sana zarf atmış para muhabbetine, sen canını sıkma bizbirbirimize yardım edeceğiz" dediği, Ali'nin "Yemin ederim istanbul ikinci başkanıgeldi Emniyet Müdürlüğüne" "Tuttum ellerinden elimi attım bunun omzuna eyvallahdedim, Paşamda şaşırdı hayırdır dedi Ali yine birşeyler karıştırmaz sinirliydim ya"şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
29.06.2007 günü saat:12.10 da X şahısla (506 548 50 88) yaptığı telefon görüşmesinde; X şahsın Haliç'te bulunan Hadımköy Spor tesisleri başkanının Fatoş..? isimli bayanı dövmeye kalktığından bahsettiği, Ali'nin "Hemen iki dakikada öğrenirim kim olduğunu" "Ben onu hallederim bizim Kıvırcık Sedat'ı arayacam, bizim orada dostlarımız var, bir daha öyle akıllı olsun" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını, ancak görüşmeyi Halil İBRAHİM ile yapmış olabileceğini,
09.10.2007 günü saat: 15.47 de X şahısla (536 415 45 36) yaptığı telefon görüşmesindeki; Ali'nin "Ulan ben senin avradını s.kecem bu cuma günü a.ına koyacam senin" "Ben sana ne yapacam görürsün" dediği, X şahsın "Seni savcılığa da verdim" dediği, Ali'nin "Ver senin o SAVCINI DA S.KECEM oğlum" "SENİN O SAVCIMDA S.KECEM OĞLUM. Şerefini s.ktiğimin o.ospu çocuğu" "Ben senin için iki tane adamı cezaevine gönderirim" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Telefon görüşmesini ve görüşmeyi kiminle yaptığını hatırlamadığını,
30.10.2007 günü saat: 22.49 da Ahmet..? (532 200 11 27) isimli şahısla yaptığıtelefon görüşmesindeki; Ahmet'in "Bu Abdullah ÇATLI olaymı anlattım dayı" "Senimkanları olan adamsın" dediği, Ali'nin "Havaalanmdayım BİRŞEY VERECEKTİM
SANA en yakın sendin çünkü" "BİŞEY SANA BIRAKACAKTIM DA BEN UÇAĞA BİNECEKTİM bi yere gidiyorum" "Gerek kalmadı ATEŞE'DE bir arkadaş çağırdım onlar geldiler" "Diyorsun Abdullah ÇATLI bilmem ne zıkım olduda uzaklaştı" dediği, Ahmet'in "O zaman yanımızda görmek istedik ya halen devam ediyo çok kötü güzelleştik" "Bizim şimdi birşeylere ihtiyacımız olacak" "Şimdi biz bi savaş patlattık ne kadar büyüğümüz var ne kadar ahilerimiz var bilmiyorum ama bize bi ulaşmaları lazım artık bıçakta kemiğe dayandı BENİM ÇOK ACAYİP BİÇİMDE MÜHİMMATA İHTİYACIM VAR HABERİN OLSUN" dediği, Ali'nin "Telefonda bunlar konuşulacak işler değil" diyerek yüz yüze görüşmek istediği, Ahmet'in "Mete abi" "O işide bi gözden geçirelim önada zıplayacaz tamamım dayı" şeklindeiki görüşme içeriği sorulduğunda;
Telefon görüşmesini yaptığı şahsın Ahmet KÜTÜK olduğunu, şahsın Kumburgazlı olduğunu, bu şahsın insan kaçakçılığı yaptığını, Emniyetle bu şahsı yakalatmak için çalışmalar yaptığını, Ahmet KÜTÜK ile telefon görüşmeleri yaptığmıve onun güvenini kazanarak yakalanmasını sağladığını, şahsın neden Abdullah ÇATLI dan bahsettiğini bilmediğini, kendisinden silah ve fişek istediğini, kendisinin de şahsı yakalatmak için bunu kabul ettiğini, ancak kendisinin Devlete muhbirlik yaptığını duyduğu için şahsın gelmediğini, kendisinin Ahmet KÜTÜK isimli şahsın güvenini kazanmak için bu şekilde davrandığını,
09.01.2008 günü saat:15.09 da Ahmet..? (554 845 45 84) ile yaptığı telefongörüşmesindeki; Ali'nin "Dinleceksin sözümü. Ondan sonra yola geleceksin oğlumherkes dünya kadar para kazanıyor. Bizim dünya kadar paramız var" dediği, Ahmet'in"Yapcaz işte işallah Ali abi, senin dediğin iş ne" dediği, Ali'nin "Ahmet o o arkadaşlarne oldu" "O iki tane onlara güveniyormusun" diye sorduğu, Ahmet'in "onlar yaramazya, onlar yararda o konular öyle muhabetteleri biliyorsun Ali abi sevmiyorumsertliği"dediği, Ali'nin "iyi bitane araba sana ayarlayahm oğlum" dediği, Ahmet'in"Abi Müjdat hapiste ötekisini de görmüyorum ne zamandır" "Yarın geleceğim abisana" dediği, Ali'nin "Bak başkasını çağırırım" "yarım saatte gel" "Beşiktaş'ta yerimiz"dediği, Ahmet'in "Tamam abi elimde güzel ekip var bi geliyim konusalımda ben aslındao işleri sevmiyorum, sertli sert olmayı sevmiyorum" şeklindeki görüşme içeriğisorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin insan kaçakçısı Ahmet KÜTÜK olduğunu, bu şahsın doğudan ve batıdan temin ettiği insanları Avrupa'ya kaçırdığını, hatta PKK üyelerini de Avrupa'ya kaçırdığını, kendisinin Ahmet KÜTÜK ile irtibatlı olarak onun güvenini sağlamaya çalıştığını, çünkü bu şahsı Muş veya İstanbul emniyetine yakalatabilmeyi sağladığı takdirde ikramiye almayı düşündüğünü, şahsı yanma çağırmasına rağmen Ahmet KÜTÜK'ün, kendisinin muhbirlik yaptığını bildiğinden dolayı yanma gelmediğini,
23.01.2008 günü saat:10.08'de Ahmet..? isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen; Ali'nin "Başka bir kimlikle gittim" "Fatih adliyesindeyim savcı beyin yanma gelmişim ondan sonra arattırdım ben şimdi" şeklindeki beyanları sorulduğunda;
Görüşme yaptığı kişinin Ahmet KÜTÜK olduğunu, Ahmet KÜTÜK'ü yanma çağırdığında gelmediğini, sebebini sorduğunda şahsın Büyükçekmece de polisçe yakalandığını söylediğini, bunun doğru olup olmadığını kontrol etmek amacı ile karakolu aradığını ve Ahmet KÜTÜK'ün kullanmış olduğu sahte kimlik olan Can VARDAR ismini sorduğunu, ancak kendisine bu konuda bilgi vermediklerini, telefon görüşmesinde Can VARDAR olarak birinin tutuklanmadığını öğrendiğini^jAime,.KÜTÜK yakalandığında Can VARDAR sahte kimliğini kullandığını söylediğini^)rüs*f^ae2^aşka bir kimlikle gittim" derken bunu kastettiğini,
30.01.2008 günü saat:19.22'de Çağrı..? ile (543 345 15 15) yaptığı telefon görüşmesinde geçen; Çağrı'nın "Vatan caddesindeki otelin adı neydi bi abilerin oteli varya" "Hani ağabeylerin ya MAFYALARIN VAR YA, BİZİM DOSTLARIMIZIN YA" "Bunlar meşhur abüer mafya herifler" dediği, Ali'nin "BİLİYORUM BİZİM DOSTLARIMIZ BUNLAR" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Telefon görüşmesini yaptığı şahsın Çağrı ....? İsimli, soy ismini bilmediği bir kişi olduğunu, şahsın nereli olduğunu bilmediğini, muhtemelen Gaziantepli olabileceğini, şahsın bir üniversite de okuduğunu duyduğunu, kendisine telefon açarak Vatan caddesinde bulunan AKGÜN otelini sorduğunu, bunu sorarken de "MAFYALARIN, abilerin ya" diyerek sorduğunu, kendisinin de "Biliyorum onlar bizim dostlarımız" şeklinde cevap verdiğini, görüşmede geçen otelin AKGÜN oteli olduğunu, bu otelin sahibini tanımadığını ve orada dostlarının olmadığını, sadece hava atmak için bu şekilde konuştuğunu,
28.01.2008 günü saat:16.49'da Ömür..? İle (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Adamlar bugün gelmiş" "Demişler ki biz Cizreli Alinin ortağıyız" "Adını duymuş tırsmışlar yarın yine gideriz alırız abi tamam 5 i" dediği, Ali'nin "Senin hatırın için yoksa ben başka şekil yaparımda benim şey biraz farklıdır bu bölgede anladın mı ne demek istiyorum" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
*28.01.2008 günü saat:16.52'de Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Ali'nin "Sen bunları çağırıyorsun" "Zeytinburnu'nda bir yere gelin" "Para konusunda bizim paramız problem değil demi" Paralı gelsinler de onları başka şekilde konuşacağız oğlum onlar telefonda olmaz anladın mı ne demek istediğimi" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
28.01.2008 günü saat:18.23'te Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Ali'nin "Yarın sende gel onların dükkanına gidelim olmazsa o köpekleri bir daha çağırtırım kulaklarını keserim bu sefer birdaha o aileye karışmasınlar" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
28.01.2008 günü saat:18.19'da Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Ali abi hallolmuş olay adamlar tamam size dokunmayız demişler" "Bunlarda demişki Hayrettin ertekin'in yeğeni benim kızımın arkadaşı" "Öyle hallolmuş yani" "Ben bi şey ayar çekerim" dediği, Ali'nin şahısların kendisini arayarak özür dileyeceklerini söyledikten sonra "Bu insanlar ömür boyu orada hayatını sürdürecekler ama niye?. Bizden dolayı." "Ben derimki; bu bölge benim bölgemdir karışmayın! Karışmazlar çekinirler" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
28.01.2008 günü saat:20.44'te Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Beni ZEZENIN adamı aradı" "Özür diledi kusura bakmayın dedi" "Ali abiye ulaşamadık dedi" dediği, Ali'nin "Bunlar bizi tamdı artık bunlara yarın bu arkadaşlarımıza cezasını versinler bu iş bitsin" "Onlara kendimi bir şekil yaptırıcam bir yere yollayacağım ben o adamları" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Telefon görüşmelerini kendisinin yapmadığını,
29.01.2008 günü saat:19.35'te Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Abi ben konuştum cart curt ediyorlar" " dedim abi böyle söyledi parayı versin bitsin dedim" "Uzattıkça uzatıyorlar abi sen artık ne yapacaksan yap" dediği, Ali'nin "Beni arasm bu" dediği, Ömür'ün "Kız mı annesi mi çocuk mu" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Telefon görüşmelerini kendisinin yapmadığını/' * -
02.02.2008 günü saat:10.57'de Murat..? ile (535 615 5491) yaptığı telefon görüşmesinde; Ali'nin "Araba çalıntı ondan dolayı alınmışlar" "Mahkemesi Kadıköy'de yapılacak" "Amir bey dedi ki; Ali biz gereğini yaparız." "Yüzde birmilyon bu işler böyle Muradım" "Ne yapalım iş bize düştü demek ki" "Başka müdürler var dedik hani görüşmemiz daha iyidir" "Bakarız şimdi ben adliyeye geçeceğim" "Duruşmaya gidecekse konuşeceğiz" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
02.02.2008 günü saat:12.05'te Murat..? ile yaptığı telefon görüşmesinde; Ali'nin "Bunu bugün çıkartacaklar nöbetçiye" "Şimdi buna bi şeyler yapmamız lazım çıkartmamız için gerçi ben Ali için birşey yapmak istemiyorum ama" "Bi dostla görüştüm de dostlardan birisi yardımcı olacak bu herife" "Çıktıktan sonra BUNA BIRŞEYLER ATACAĞIZ bu pezevenk verir mi" dediği, Murat'ın "Zorlar NE KADAR İSTİYORLAR" dediği, Ali'nin "IKI ÜÇ FİLAN VERİRİZ IKI VERİRİZ ama bunun şeyi zordur sana söyleyeyim çenç olaymda birşeyler olmuş" "Hırsızlık varmış" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
*02.02.2008 günü saat:13.32'de Murat..? ile yaptığı telefon görüşmesinde; Ali'nin "Emniyete haber verdik" "Sana söylediğim şekil yani bizim iki tane güzel dostum var" "Orda görevli değil de başka bi yerde" "Rica edecekler" dediği, Murat'm "NE DİYORLAR BEDEL NE" diye sorduğu, Ali'nin "IKI IKI OLSUN IKI VERELİM" "Gereğini yapsınlar biz paslaşırız sonra" "Savcıya haber vermişler vermeseydiler sorun kalmazdı" şeklindeki görüşme içeiriği sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını,
El konulan 0630940 seri numaralı hafıza kartının içeriği sorulduğunda;
Hafıza kartında çıkan resimlerin kendisine ait olduğunu, resimde silahlı olarak poz verenin oğlu Veysel Emre TONÇER olduğunu, resimleri tarihten 2,5 yıl kadar önce Muş ilinde iken evinde çektiğini, İlk üç resimde geçen 14 lü tabancanın ruhsatsız olduğunu ve üzerinde taşıdığını, Köy Koruculuğunu bıraktığı için üzerinde tabanca olduğunu, bir dönem Muş İl Jandarmaya istihbarat amaçlı çalıştığını, Muhbirlik yaptığını, O dönemde Muş İl Jandarmaya üzerinde silahla girerken yakalandığını ve silahla ilgili hakkında işlem yapıldığını,
4. Resimdeki silahın 14 lü tabir edilen bir tabanca olduğunu, 1994 yılında, PKK itirafçısı olduğunu ve Jandarma İstihbarata çalışmaya başladığını, resmin Cudi Dağında çekildiğini, bir dönem Jandarma da, PKK için istihbarat sağlarken, operasyonlara da katıldığını, fotoğrafta görülen tabancanın da o dönem kendisine resmi olarak verilen tabanca olduğunu, sonradan bu görevden ayrıldıktan sonra tabancayı iade ettiğini,
2005 veya 2006 yılında askerliğini Muş İl Jandarma Alay Komutanlığı İstihbarat bölümünde yaptığını, askerliğini sivil istihbaratta yaptığı için, sivil kıyafetler kullandığını, elindeki A4 olarak tabir edilen silahın kendisine zimmetlenen otomatik tüfek olduğunu, yine elindeki tabanca'nm da kendisine zimmetli bir tabanca olduğunu" beyan etmiştir.
b) Savcılık ifadesinde özetle;
Emniyette vermiş olduğu ifadelerini aynen tekrar etiğini, arama sırasında çalıştığı dükkanın Hayrettin ERTEKİN'e ait olduğunu, bahse konu dükkan da 7 aydır gümüş tamirciliği yaptığını, daha sonraki dönemde Azerbaycanlı ustasının iş yerine uzun bir dönem gelmemesi üzerine onun yerine çalışmaya başladığını, iş yerinde kullandığı oda da Hayrettin'e ait bir buzdolabının bulunduğunu, iş yerinde kendisine ait özel herhangi bir vergi levhası, belge veya kira kontratı gibi belgelerinin bulunmadığını, dükkanın mülkiyetinin METE..? isminde bir şahsa ait olduğunu, kendisinin çahş'tığtiş yeri için kira ödemediğini,
Herkesin kendisini CİZRELİ ALİ olarak bildiğini, 1990 yılında Cizre 'de PKK terör örgütüne katıldığını, 1 yıl Kuzey Irakta askeri ve siyasi eğitimden sonra önce Çukurca'ya sonrada Muş'a savaşçı olarak gönderildiğini, 1993 yılı 10. ayında Muş ilinde güvenlik güçlerine teslim olduğunu, o dönem içerisinde SASON korucu başı ile Hasköy Korucu başının hayatını kurtararak teslim olduğu için Diyarbakır'da 3 Nolu DGM'de yargılandığını, PKK itirafçısı olarak hiçbir ceza almadığını, mahkemesinin devam ettiği dönemlerde Şırnak bölgesinde askeriyeye yardımcı olduğunu, daha sonra mahkemeden beraat karan çıkması üzerine Muş'ta jandarma istihbaratta askerlik görevini yaptığım, kendisinin aslen Şırnak Cizre'li olduğunu, terhis olduktan sonra geçici köy korucusu olarak Muş Merkez Hasköy ilçesinde 12-13 yıl çalıştığını, abisi MUSTAFA TONÇER'in İstanbul'da Artı Özel Güvenlik şirketinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, 1995-1997 yıllarında Bingöl'de bir operasyon sırasında itirafçı bir şahıs olan ADİL TİMURTAŞ ile tanıştığını, ADİL TİMURTAŞ'm Diyarbakır JİTEM Grup Komutanlığında görevli olduğu dönemde kendisinin askerlik yaptığını, Bingöl ili Genç ilçesi kırsal alanında PKK terör örgütü ile çatışmaya girdiklerini, bu operasyon da ADİL TİMURTAŞ'm komutanı olduğunu, daha sonraki dönemlerde bu şahısla samimiyetini ilerlettiğini, kendisinin 1994 yılında Elazığ'da Zeki Yüzbaşının komutanı olduğu Elazığ JİTEM Grup Komutanlığına bağlı olduklarını,
2006 yılı yaz ayında İstanbul'a geldiğini, o dönemde ADİL TİMURTAŞ'm İstanbul' da olduğunu, bu şahsın kendisine iş bulacağını söylemesi üzerine Beşiktaş'a gittiğini ve şahısla görüştüğünü, daha sonra kendisini Hayrettin ERTEKİN'in Beşiktaş ta bulunan ofisine götürdüğünü ve orada işe başladığını, bu işten aylık olarak yaklaşık 450 YTL maaş aldığını, maaşını KAAN DUT'tan aldığını, yapmış olduğu gümüş işinden kalan bahşişlerle aylık gelirinin toplamda 600-700 YTL yi bulduğunu,
Kendisinin ERGENEKON terör örgütü üyesi olmadığını, örgütün ismini ilk defa duyduğunu, zaman zaman Hayrettin ERTEKİN'in alacağı ile ilgili konularda Bursa'ya gidip geldiğini, ancak illegal hiçbir iş yapmadığını, itirafçı olduğu dönemde Muş, Şırnak ve Bingöl'de JİTEM görevlileri ile birlikte her türlü PKK konusunda mücadele ettiğini, JİTEM'de görev yaptığı sırada komutanlarının Şehit Kadir KILAVUZ Binbaşı, Cem ERSEVER Binbaşı, Şırnak bölgede ALİ Binbaşı, Silopi'de RIDVAN Yarbay, Muş'ta ZEKİ Binbaşı, Naim KURT Albay, İstihbarat Şube Müdürü Kenan Sefa BÜYÜKAYDIN, Yavuz ERTÜRK paşa, Muş İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Osman ERKOL, Mustafa Kemal TUTKUN paşa, (Muş Güvenlik Komutanı) ile itirafçılardan Adil TİMURTAŞ, Muammer SONAR, Bedirhan KURT, Hüseyin (KOD) Hüseyin BİLBİL (CİZRELİ), ibrahim BABAT, Mehmet DÖRTYAMA, Abdülkadir AYGAN, Eyüp (SİLOPİLİ), SAKALLI ve YEŞİL (kod) Mahmut YILDIRIM arkadaşı olarak belirttiği şahıslarla 1993 yılı 10. ayından 1995 yılı sonlarına kadar JİTEM'de faaliyetlere katıldığını, YEŞİL (KOD) Mahmut YILDIRIM ile Muş Şenyayla'da 1995 yılında kırsalda operasyonlara katıldığını, ancak şu anda Mahmut YILDIRIM'm nerede olduğunu bilmediğini,
Cem ERSEVER'in öldürülmesi olayı ile ilgili basından duydukları dışında özel bir bilgiye sahip olmadığını, kendisinin Veli KÜÇÜK ile bizzat yüz yüze görüşmediğini, sadece medyadan ismini duyduğunu, Muzaffer TEKİN, Oktay YILDIRIM ve diğer kişilerle görüşmediğini, herhangi bir irtibatının olmadığını, şuanda irtibat halinde olduğu ve görüştüğü hiçbir komutan olmadığını, ancak itirafçılardan Muammer SONAR ile görüştüğünü, ancak Muş Emniyet Müdürlüğü ile irtibatlı olarak yaklaşık 2 ay kadar önce Muş İstihbaratına bilgiler vererek 3 kilo saf esrar ve tabancayı polise yakalattığını, bu işten de 500-600 YTL ikramiye aldığını,
Kendisinin telefon rehberinde kayıtlı olan "Bİ TANEM" in kız arkadaşı Gönül..? isimli bayana, "ADİL AZO" olarak kayıtlı olan 0535 705 49 23 numaralı telefonun, Adil TİMURTAŞ'm arkadaşı Abuzer..? isimli şahsa, Ahmet ARK,'şeklinde kayıtlı olan 0555 498 35 23, 542 241 53 81 numaralı telefonların, Ahmet FAHRİ joîarak kayıtlı 0537 443 43 31,

0544 788 37 76 numaralı telefonlara, Ahmet MURAT olarak kayıtlı 0535 541 11 42, 0537 895 72 32 numaralı telefonların kendisinin insan kaçakçılığını yaptığını bildiği ve yakalatmak için uğraştığı Ahmet KÜTÜK isimli şahsın arkadaşlarına ait olduğunu ancak bu şahısların isimlerini bilmediğini,
Kendisinin tarihten 1 yıl kadar önce Ahmet KÜTÜK'ü Kurtuluş'ta yakaladığını, şahsa "SEN İNSAN KAÇAKÇILIĞI YAPIYORSUN" dediğini, şahsında kendisine yardımcı olma konusunda söz verdiğim, bunun üzerine İpsala Jandarma da bölük komutanı Mustafa..? üsteğmen ile yanındaki uzman çavuşla irtibata geçtiğini, o dönemde eşinin rahatsızlanması üzerine Muş a gittiğini, Ahmet KÜTÜK'ün o sırada kendisini cep telefonun dan aradığmıve insan kaçakçılığı ile ilgili iblgiler verdiğini, kendisinin de bu bilgileri ilgili birimlere ileterek kaçakçılık yapan şahıslan yakalattığını, bunun üzerine Ahmet KÜTÜK'ün kendisini aramamaya başladığını, bunun üzerine kendisinin Ahmet KÜTÜK ve etrafmdakileri aramaya başladığını, o dönemde Van ve Nusaybin civannda PKK üyesi iki kişinin teslim olması ile ilgili olarak Muş İstihbarat Şube Müdürü ve Kaçakçılık Şube Müdürü ile koordineli olarak bir çalışma hazırlığı içinde olduğunu ancak o dönemde Hayrettin ERTEKİN'in işyerindeki sekreterinin kendisini aradığını ve "Senin silahın alınmış, gel" dediğini, kendisinin de Mardin'den uçağa binerek 20-21 Şubat 2008 tarihinde İstanbul'a geldiğini, İstanbul'a geldiğinde Kaan DUT'un adliyeye gideceğiz demesi üzerine kendisinin teslim olduğunu,
Telefon sim kart çözüm tutanağında bulunan ARK ADİL İST 0535 706 78 55 yazılı numaranın Adil TİMURTAŞ'm arkadaşı olan ancak ismini hatırlamadığı şahsa ait olduğunu, Avk. Mustafa..? 0216 445 63 08, Avk. ÖMER..? 0532 333 51 19 numaralı telefon sahipleri ile Hayrettin ERTEKİN'in bürosunda tanıştığını, ajandasında bulunan "B özel hark g k 0537 343 36 23" numaralı telefon numarasının Bingöl Özel Harekat Grup komutanı olan daha sonra Ankara'ya tayini çıkan HASAN..? binbaşıya ait olduğunu,
Bilal ASBY 0505 292 29 84 yazılı telefon numarasının Silopi'den silah arkadaşı olan Bilal..? (Astsubay) isimli şahsa ait olduğunu, BUCAKLARLEVENT 0542 336 11 21 , 0537 559 82 49 yazılı telefon numaralannm BUCAK aşiretinden olduğunu söyleyen Levent..? isimli şahsa ait olduğunu, Hayrettin abi 0542 433 07 71, 0212 259 09 99 numaralı telefon numaralannm Hayrettin ERTEKİN'e ait olduğunu, "J ark osta 0537 211 32 81 numaralı telefonun Jandarmadan bir arkadaşına ait olduğunu ancak ismini hatırlayamadığını, KOMUTAN 0536 474 62 97 numaralı telefon ile KOMUTAN GAZİ 0532 482 92 07 numaralı telefonun ismini hatırlayamadığı komutanlanna ait olduğunu, Mahir SONAR 0536 657 87 60, 0505 236 36 60 numaralı telefonlann itirafçı olan Muammer SONAR'a ait olduğunu,
İletişim tespit tutanaklarında "PAŞA" diye hitap ettiği kişinin kim olduğu sorulduğunda;
Kendisinin çocuğuna bile "Paşam" şeklinde hitap ettiğini, özel bir kişiye PAŞAM diye hitap etmediğini,
24/07/2007 tarihinde saat 22:27 den 22:29 arasında yapmış olduğu görüşme sorulduğunda;
Kendisinin bu görüşmeyi Bursa'da Oto tamirciliği yapan soy ismini hatırlamadığı Murat..? isimli şahısla yaptığını, görüşmeyi şaka amaçlı yaptığını, kendisinin hiç bir kimseden haraç almadığını, görüşmede "AĞAM" diye bahsettiği kişinin Hayrettin ERTEKİN olduğunu, kötü amaçlı olarak yapılan bir görüşme olmadığını,
05/09/2007 tarihinde kendisine ait 0544 380 88 48 numaralı telefondan 0534 301 54 40 numaralı telefonu arayarak Mustafa..? isimli şahısla yapmış olduğu görüşme okunup;
"Orada MİLLETVEKİLİ ÖLDÜRÜLDÜ-""SA^ HANİ ARABASINDA VURULDU, ONU ÖLDÜREN BİZİZ, ÖYLEMİ YA, M BİZİ DE ÖLDÜRSÜNLER, TELEFONDA KONUŞMA, ONJIN AVRADINI --/SİNKAF*% EDERİM, BEN
' \ -V *
* ^ ¥ f- *
MAHVOLDUM, SIKINTIYA DÜŞTÜM, NE OLUR BİR GÖRÜŞELİM, SEN BİRŞEY YAP, SEN BİRŞEY YAPMIYORSAN BANA BİR EMANET VERECEKSİN, BEN UCUZ MUCUZ BULACAM, BEN SENDEN ALACAĞIM, HEPSİNİN ANASINI AVRADINI SİNKAF EDECEĞİM" şeklindeki görüşmeleri soruluduğunda;
Kendisinin bu görüşmeyi kiminle yaptığını hatırlamadığını, öldürülen milletvekilinin kim olduğunu bilmediğini, emanet olarak bahsedilen şeyin de ne olduğunu bilmediğini,
03/10/2007 tarihli görüşme tutanağındaki "AĞAYI GÖNDERDİK YURTDIŞINA ÇİN'E" olarak bahsettiği kişinin kim olduğu sorulduğunda,
Bahse konu şahsın Hayrettin ERTEKİN olduğunu, kendisinin Hayrettin ERTEKİN'e "AĞA" şeklinde hitap ettiğini, tüm konuşmalarda geçen (AĞA) mn Hayrettin ERTEKİN olduğunu,
09/10/2007 tarihinde yapmış olduğu görüşmede sövmüş olduğu savcmm kim olduğu sorulduğunda;
Böyle bir görüşmeyi hatırlamadığını,
28/10/2007 tarihli görüşme sorulduğunda;
Görüşmede geçen "BEN PAŞAMLA BERABERİM, ŞİMDİ BİLMEM LAZIM, YARIN BEN TELEFONLARA CEVAP FELAN VERMEM, PAŞAM ŞEYLER VAR, BİRİFİNGLER VAR, BİLMEM NELER VAR, ONLA BERABER OLACAĞIM ÇÜNKÜ..." derken beraber olacağını söylediği paşanın paşa Ethem ERDAĞLI olduğunu, kendisinin 3.Kolordu Komutanı olduğunu, bir yakınının kolordu da yapmak istediğini, görüşmenin bundan ibaret olduğunu,
28/10/2007 tarihli görüşmesi sorulduğunda;
Halil İBRAHİM isimli arkadaşının 3.Kolordunun astsubay-subay tesislerindeki kuaför salonunu tutacağını, buranın teklif verme usulü ile tutulacağını, görüşmede geçen "6 Milyar" konusunun ise söz konusu yerin tadilatı ile ilgili olduğunu,
Bazı görüşmelerinde " TELEFONLA GEREK YOK, BU KONUYU TELEFONLA GÖRÜŞMEYELİM" şeklinde niye görüştüğü, neden telefonla bazı şeyleri görüşmek istemediği sorulduğunda;
Yapmış olduğu görüşmelerin Ahmet KÜTÜK'le yapılmış olan görüşmeler olduğunu, şahsı yakalatmak maksadı ile bu şekilde konuştuğunu,
17/12/2007 tarihli görüşmede kendisini "CİZRELİ ALİ JANDARMA İSTİHBARATTAN" şeklinde tanıtmasının sebebi sorulduğunda;
Daha önceden Jandarma İstihbaratta çalıştığı için ve kod adı olarakta "Cizreli Ali" ismini kullandığından herkesin kendisini o şekilde tanıdığını, o yüzden bu şekilde konuştuğunu,
Ahmet..? ismindeki şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesinde Ahmet'in kendisine "BİZ BİR SAVAŞ PATLATTIK, NE KADAR BÜYÜĞÜMÜZ VAR, NE KADAR ABİLERİMİZ VAR BİLMİYORUM, AMA BİZE BİR ULAŞMALARI LAZIM, ARTIK BIÇAKTA KEMİĞE DAYANDI, BENİM ÇOK ACAYİP BİR ŞEKİLDE MÜHİMMATA İHTİYACIM VAR, HABERİN OLSUN" dediği, kendisinin de "OĞLUM TELEFONLARDA BUNLAR KONUŞULACAK İŞLER DEĞİL..." şeklinde cevap verdiği hatırlatılarak bahse konu görüşme sorulduğunda;
Bu görüşmeyi Ahmet KÜTÜK isimli şahısla yaptığını, şahsın kendisinin Devlet için çalıştığını bilmediğini, kendisine zarf atığını, Ahmet KÜTÜK'ün güya mühimmat ve silah bulup PKK'lı öldüreceğini, ancak kendisinin buna inanmadığını, şahsa hiçbir şekilde silah ve mühimmat temin etmediğini, Ahmet KÜTÜK'ün 30 yaşlarında sarışın 1,75 boylannda Kumburgaz'lı bir şahıs olduğunu, daha önce de polis tarafından Büyükçekmecede 3-4 ay önce yakalandığını, ancak sahte kimliğinde Can VARDAR olarak geçtiği için serbest bırakıldığını, Can VARDAR ismini kullanan kişinin Ahmet KÜTÜK olduğunu, Kurtuluş'ta
bir kahveye takıldığını, ikamet olarak Kumburgaz'da Merkez Çarşı'da tek katlı bir evde oturduğunu,
28/01/2008 tarihli Ömür..? isimli şahısla yapmış olduğu görüşme de "BANA BU ADAMLARI GETİR, YANIMA ZEYTİNBURNU'NA 5 MİLYAR LİRA İLE Mİ GELSİNLER, ZEYTİNBURNU'NA OĞLUM PARALI GELSİNLER DE ONLARI BAŞKA ŞEKİLDE KONUŞACAĞIZ, OĞLUM ONLAR TELEFONDA OLMAZ, ANLADIN MI NE DEMEK İSTEDİĞİMİ MARİNAYA GELİN" şeklindeki beyanları sorulduğunda;
Görüştüğü şahsın Hayrettin ERTEKÎN'in yeğeni olan Ömür ERTEKİN olduğunu, görüşmede geçen Marina'ya getirilecek olan kişileri anlayamadığını, Bostancı'da bir galerinin olduğunu, 5 milyar olayının da ne olduğunu hatırlayamadığını, kendisinin adını kimlerin kullandığını hatırlayamadığını,
03/02/2008 tarihinde Mekin..? isimli Düzceli şahısla yaptığı görüşme sorulduğunda;
Mekin..? isimli şahsın soy ismini bilmediğini, Bitlis'li olduğunu bildiğini, şahsın Düzce de çalıştığını, şahsa sadece zarf attığını, şahsın Devlete yakın olup olmadığını öğrenmek istediğini, görüşmede "PAŞA" olarak bahsettiği kişinin Hayrettin ERTEKİN olduğunu, MELTEM RÜZGARI isimli teknenin Hayretin ERTEKİN'e ait olduğunu,
Dosya içerisinde bulunan HÜSEYİN ÇALIŞKAN'ın ifadesi sorulduğunda;
Hüseyin ÇALIŞKAN'ın çalıştığı pasajda altın gümüş tadilat işi yapan bir şahıs olduğunu, 5 numaralı işyerinin bina sahibinin METE olduğunu ancak burayı Hayrettin ERTEKİN'in kullandığım,
Arama sırasında ele geçirilen GLOCK marka silahı Silopi'den yaklaşık 1,5 yıl kadar önce Iraklı Basri..? ismindeki bir şahıstan 1.000 YTL'ye aldığını, silahın renginin siyah olduğunu, iki adet şarjörünün bulunduğunu, birinin boşta, birinin silaha takılı vaziyette bulunduğunu, silahın ağzında mermi olup olmadığını hatırlayamadığını, şarjörün ise tam dolu olmadığını, içinde kaç tane mermi olduğunu da hatırlayamadığını, kendisine Hayrettin ERTEKİN'in "Silahı sen sahiplen" şeklinde bir talimat vermediğini, silahın kendisinin olduğu için suçunu kabul ettiğini,
3713 saydı Terörle Mücadele Yasasının 20.maddesi okunup, kendisine PKK itirafçısı olduğu ve bazı operasyonlara katıldığı yönündeki ifadelerinin kendisi için gizlilik kurallarının ihlali olabileceği tekrardan hatırlatıldığında;
Kendisinin PKK itirafçısı olduğunu, bunu Muş ilinde herkesin bildiğini, bu durumu PKK'nm da bildiğini, hatta tarihten 1,5 yıl önce kendisini bir düğünde PKK'lılarm vurduğunu, kendisini sağ ayağından yaraladıklanm, bu nedenle ifadesinde belirttiği hususlar da gizlenecek bir durumun olmadığını beyan etmiştir.
c) Aramalarda elde edilen deliller;
İlimiz Sultanbeyli Beldesi Fatih mahallesi Fırat caddesi Kumral sokak No.8 K.2 D.2 sayılı adresinde 27.02.2008 günü yapılan aramada;
-(1) adet üzerinde RAİN UNFORMATİON TECKNOLOGİES ibareli silah ve gri renkli bilgisayar kasası,
-(1) adet üzerinde RHAPSDOY ibaresi bulunan CD,
-(1) adet üzerinde U-TEK-RS-MMC ibareleri bulunan 256 megabayt hafıza kartı,
-(1) adet üzerinde 0630940 seri numaralı multimedya 63 megabayt hafıza kartı,
-(1) adet üzerinde 89902860310066050280 S-12K seri numaralı avea sim kartı bulunarak el konulmuştur.
İnceleme Tutanakları
Şüpheli'nin İlimiz Sultanbeyli Beldesi Fatih mahallesi Fırat caddesi Kumral sokak No.8 K.2 D.2 sayılı ikametinde yapılan aramada el konulan (1) adet üzerinde RHAPSDOY
i f—■ -
ibaresi bulunan CD'nin incelemesinde; içersinde herhangi bir kaydın olmadığı ve "boş" olduğu, el konulan (1) adet 0630940 seri numaralı 64 Mb'lık hafıza kartının içeriğinde; Abdulmuttalip TONÇER'in silahlarla çekilmiş fotoğraflarının olduğu tespit edilmiştir. d) Telefon görüşmeleri;
Tape:J 00004, 28.06.2007 günü saat:22.26 da x şahısla (542 485 58 58) yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in "Bu kavadm adreslerini felan aldım" dediği, X şahsın "O şey vardiya gelin tarafı yardımcı olduğun, onların numaraları lazım bu ipnelerle bir görüşmem lazım, hasta var hastaya reçete yazdırılacaktı" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in Pazartesi hepsini hallederim hepsini bir araya getiririz" dediği,
Tape:J 00005, 29.06.2007 günü saat: 12.10 da X şahısla (506 548 50 88) yaptığı telefon görüşmesinde; X şahsın Haliçte bulunan Hadımköy spor tesisleri başkanının Fatoş isimli bayanı dövmeye kaltığından bahsettiği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Hemen iki dakikada öğrenirim kim olduğunu" "Ben onu hallederim bizim Kıvırcık Sedatı arayacam, bizim orada doslarımız var, bir daha öyle akıllı olsun" dediği
Tape:J 00009, 12.09.2007 günü saat:18.02 de x şahısla (546 595 58 59) yaptığı telefon görüşmesinde; Abdulmuttalip TONÇER' in "Belki yarın hatta öbürsü gün çocukları gönderecem" dediği, X şahsın "Tamam abi durumlarda biraz kritik bilgin yok heralde" "Bir sıkıntı var bişey oldu telefonda olmaz geldiğinde görüşelim" dediği
Tape:J 00010, 03.10.2007 günü saat:16.11 de Akm..? (533 304 05 21) isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; Akm'm "Kardeşini darp ediyorlar hiç haberin yok" "Maslağın orda otoparkçıyla didiştik" "Onlara bir ekibin intikal etmesi gerekiyor" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Onların a..ına koyarım merak etme" dediği, Akm'm "O tarafa gideriz belki" "Sen hazırlıklı ol" dediği
Tape:J 00012, 09.10.2007 günü saat:15.47 de x şahısla (536 415 45 36) yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Ulan ben senin avradını s..kecem bu cuma günü a..ma koyacam senin" "Ben sana ne yapacam görürsün" dediği, X Şahsın "Seni savcılığa da verdim" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in "Ver SENİN O SAVCINI DA S..KECEM OĞLUM" "SENİN O SAVCINI DA S..KECEM OĞLUM, şerefini s..ktiğimin orospu çocuğu" "Ben senin için iki tane adamı cezaevine gönderirim" dediği
Tape:J 00014, 28.10.2007 günü saat: 19.36 da X şahısla (506 548 50 88) ile yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Ben PAŞAMLA beraberim" "Alacağın yerin tam adresini istiyor" dediği
Tape:J 00015, 28.10.2007 günü saat: 19.44 te X şahısla (506 548 50 88) ile yaptığı telefon görüşmesinde; X Şahsin "3.kolordu Astsubay lojmanları sosyal tesisleri aldığm andan itibaren doğal olarak bağlı olan Beşiktaştaki Orhaniyeyi de veriyorlar sana" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Hangisi şanshysa onu alacağiz paralı olanı alacağız" dediği,
Tape:J 00017, 30.10.2007 günü saat:22.49 da Ahmet..? (532 200 11 27) isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; Ahmet'in "Bu ABDULLAH ÇATLI olayını anlattım dayı" "Sen imkanları olan adamsın" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Havaaîanındayım birşey verecektim sana en yalan sendin çünkü" "Bişey sana bırakacaktım da ben uçağa binecektim bi yere gidiyorum" "Gerek kalmadı Ateşe'de bir arkadaş çağırdım onlar geldiler" "Diyorsun ABDULLAH ÇATLI bilmem ne zıkım olduda uzaklaştı" dediği, Ahmet'in "O zaman yanımızda görmek istedikya halen devam ediyo çok kötü güzelleştik" "Bizim şimdi birşeylere ihtiyacımız olacak" "Şimdi biz bi savaş patlattık ne kadar büyüğümüz var ne kadar abilerimz^var bilmiyorum ama bize bi ulaşmalar! lazım artık bıçakta kemiğe«dayandı %eniW çok acayip biçimde mühimmata ihtiyacım var haberin olsun" /dediğİ^Cİ^eli Aİi (Kod) Abdulmuttalip
TONÇER'nin "Telefonda bunlar konuşulacak işler değil" diyerek yüz yüze görüşmek istediği, Ahmet'in "Mete abi" "O işide bi gözden geçirelim önada ziplayacaz tamammi dayı" dediği
Tape:J 00019, 16.12.2007 günü saat:22.15 te x bayanla (546 746 22 41) yaptığı telefon görüşmesinde; "Çıkacam biletlerim hepsi hazırda burada olaylar var bugünde hava saldırısı oldu Kanimasi bölgesinde" "izin alabilirsek direk çıkıyoruz zaten olaylar uzamazsa" "Eroin yakalandı Hakkari'de Meşene dağda" dediği
Tape:J 00020, 17.12.2007 günü saat:12.49 da .?. Emniyet Müdürlüğünü aradığı (0436 216 10 17) ve yaptığı telefon görüşmesinde; Telefonu açan görevliye Mustafa isimli biri ile görüşmek istediğini söyledikten sonra "Cizreli Ali deyin jandarmadan" "Cizreli Ali jandarma İstihbarattan de" dediği
Tape:J 00023, 23.12.2007 günü saat: 12.46 da x şahısla (505 354 15 54) yaptığı telefon görüşmesinde; X şahsin "Muşa gelince ara" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Tamam o çocuklarla konuştum haberin olsun. Geldiğimiz zaman paslaşırız" dediği, X şahsin "Hadi bayram sonrası birşeyler yapak ha" dediği
Tape:J 00024, 29.12.2007 günü saat: 16.25 te Gönül..? isimli şahıs ile (546 746 22 41) yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Paşamın bazı malzemeleri var onları almaya gidiyoruz şuanda" "Senle herzaman görüşebiliriz ama bu bizim mevzuyla ilgili kaçıklık olmuyo" "Yani orda rapor vermemiz lazım ne pok yedik ne yedik ne yemedik anladmmı" "Milleti vatanı kurtarmayacağım artık, Allah izin verirse bu iş bitecek artık kendileri vatanı korusun" "Eğerki bana bıraksalar BEN BEŞ ARKADAŞAMI TOPLAR GECEDE 20 KİŞİYİ ÖLDÜRÜRÜM, kimin ne olduğunu biliyoruz kimin ne kahpe yaptığını biliyoruz ama fırsat yok işte neymiş adalet varmış yok kamu varmış" dediği
Tape:J 00025, 09.01.2008 günü saat:15.09 da Ahmet..? isimli şahıs (554 845 45 84) ile yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Dinleyeceksin sözümü ondan sonra yola geleceksin oğlum herkes dünya kadar para kazanıyor. Bizim dünya kadar paramız var" dediği, Ahmet'in "Yapcaz işte işallah Ali abi senin dediğin iş ne" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in "Ahmet o o arkadaşlar ne oldu" "O iki tane onlara güveniyor musun" diye sorduğu, Ahmet'in "Onlar yaramaz ya, onlar yararda o konular öyle muhabettleri biliyorsun Ali abi sevmiyorum sertliği"dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "İyi bitane araba sana ayarlayalım oğlum" dediği, Ahmet'in "Abi Müjdat hapiste ötekisini de görmüyorum ne zamandır" "Yarın geleceğim abi sana" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Bak başkasmı çağırırım" "Yarım saatte gel" "Beşiktaş'ta yerimiz" dediği, Ahmet'in "Tamam abi elimde güzel ekip var bi geliyim konuşalım da ben aslında o işleri sevmiyorum, sertli sert olmayı sevmiyorum" dediği
Tape:J 00028, 16.01.2008 günü saat:12.59'da Ahmet ile yaptığı telefon görüşmesinde; Ahmet'in "Bi şeyler yapalım ya gerçekten ihtiyaç var" "Var mı elinde iş Ali abi" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Valla ben aradıklarımı arıyorum" dediği, Ahmet'in "Sen kimseyi arama bizim ekip yeter ben sana söyliyeyim sana yemin billahi bizim ekip yeter" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Cumhur geçen gün Aveayı açmış attım bi mesaj" "Dedi sana bulacam, dedim oğlum seni ibne yapacam" dediği, Ahmet'in "O kimdi onu kopartan kimin parasını almıştı yemişti o" "O çok büyük parayı vurdu" "Eko dem yokmu İkitelli de onun sahibi o" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Hemen gidelim ona ya" "Onu ben bırakırmıyım" dediği
Tape:J 00031, 23.01.2008 günü saat:10.08'de Ahmet ile yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin t'Başka bir kimlikle gittim" "Fatih Adliyesindeyim savcı beyin yanma gelmişim ondan sqhra adattırdım ben şimdi"
"Söyledim onlara amir ile görüştüm yok dedi Can VARDAR diye öyle birisini tutuklamamışlar" dediği, Ahmet'in "isim Sen Ne Diye Sorguladm" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Can VARDAR diye bi dostum var içeri almışsınız akşam" "Araştrmadan hareket etme sen yanıma gel savcı beyin yanma tekrar gidecez""Tek gelde birkaç konu varda sana sen yapabileceksen söyle onlarla git konuş tartış yapamıyorsan başka şekil olur" dediği
Tape:J 00034, 28.01.2008 günü saat:16.49'da Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Adamlar bugün gelmiş" "Demişler ki biz Cizreli Ali'nin ortağıyız" "Adını duymuş tırsmışlar yarın yine gideriz alırız abi tamam 5 i" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Senin hatrm için yoksa ben başka şekil yaparımda benim şey biraz farklıdır bu bölgede anladm mı ne demek istiyorum" dediği
Tape:J 00035, 28.01.2008 günü saat:16.52'de Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Sen bunlan çağırıyorsun" "Zeytinburnunda bir yere gelin" "Para konusunda bizim paramız problem değil demi" "Paralı gelsinler de onları başka şekilde konuşacağiz oğlum onlar telefonda olmaz anladm mı ne demek istediğimi" dediği
Tape:J 00040, 28.01.2008 günü saat:18.19'da Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Ali abi hallolmuş oluy adamlar tamam size dokunmayız demişler" "Bunlarda demişki HAYRETTİN ERTEKIN'IN yeğeni benim kızımın arkadaşı" "Öyle hallolmuş yani" "Ben bi şey ayar çekerim" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin şahısların kendisini arayarak özür dileyeceklerini söyledikten sonra "Bu insanlar ömür boyu orada hayatını sürdürecekler ama niye bizden dolayı" "Ben derimki bu BÖLGE BENİM BÖLGEMDIR KARIŞMAYIN KARIŞMAZLAR ÇEKİNİRLER" dediği
Tape:J 00042, 28.01.2008 günü saat:20.44'te Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Beni ZEZENIN adamı aradı" "Özür diledi kusura bakmayın dedi" "Ali abiye ulaşamadık dedi" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "BUNLAR BİZİ TANIDI ARTIK bunlara yarin bu arkadaşlarımıza cezasını versinler bu iş bitsin" "Onlara kendimi bir şekil yaptırıcam bir yere yollayacağım ben o adamları" dediği
TaperJ 00047, 29.01.2008 günü saat: 19.35'te Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Abi ben konuştum cart curt ediyorlar" " Dedim abi böyle söyledi parayı versin bitsin dedim" "Uzattıkça uzatıyorlar abi sen artık ne yapacaksan yap" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "BENİ ARASIN BU" dediği, Ömür'ün "Kız mı annesi mi, çocuk mu" dediği,
Tape:J 00049, 02.02.2008 günü saat:10.57'de Murat..? ile (535 615 5491) yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Araba çalıntıdan dolayı alınmışlar" "Mahkemesi Kadıköyde yapılacak" "Amir bey dediki Ali biz gereğini yaparız" "Yüzde birmilyon bu işler böyle Muradım" "Ne yapaim iş bize düştü demek ki" "Başka müdürler var dedik hani görüşmemiz daha iyidir" "Bakarız şimdi ben Adliyeye geçeceğim" "Duruşmaya gidecekse konuşeceğiz" dediği
Tape:J 00050, 02.02.2008 günü saat:12.05'te Murat..? ile yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Bunu bugün çıkartacaklar nöbetçiye" "Şimdi buna bi şeyler yapmamız lazım çikartmamiz için gerçi ben Ali için birşey yapmak istemiyorum ama" "Bi dostla görüştümde dostlardan birisi yardımcı olacak bu herife" "Çıktıktan sonra buna birşeyler atacağız bu pezevenk verir mi" dediği, Murat'ın "Zorlar Ne Kadar istiyorlar" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "iki üç filan veririz iki veririz ama bunun şeyi zordur sana söyleyeyim çenç olayında birşeyler olmuş" "hırsızlık varmış" dediği f, *' ,x ^
Tape:J 00051, 02.02.2008 günü saat:13.32'de Murat..? ile yaptığı telefon görüşmesinde; Abdulmuttalip TONÇER'in "Emniyete haber verdik" "Sana söylediğim şekil yani bizim iki tane güzel dostum var" "Orda görevli değilde başka bi yerde" "Rica edecekler" dediği, Murat'in "NE DİYORLAR BEDEL NE" diye sorduğu" Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "iki iki olsun iki verelim" "Gereğini yapsınlar biz paslaşırız sonra" "Savcıya haber vermişler vermeseydiler sorun kalmazdı" dediği
Tape:J 00055, 03.02.2008 günü saat:17.12'de Mekin..? (532 428 25 56) ile yaptığı telefon görüşmesinde; Mekin'in "O sana zarf atmış para muhabbetine sen canını sıkma biz birbirimize yardım edeceğiz" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Yemin ederim istanbul ikinci başkani geldi Emniyet Müdürlüğüne" "Tuttum ellerinden elimi attım bunun omzuna eyvallah dedim, paşamda şaşırdı hayırdır dedi Ali yine birşeyler karıştırmaz sinirliydim ya" dediği tespit edilmiştir.
e) Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
Şüphelilerden Hayrettin ERTEKİN isimli şahsın yanında çalıştığı, Şüphelinin ikametinin aranması esnasında şahsa hitaben "YUKARI BİZE AİT DEĞİLDE ATÖLYEDE ÇEKMECE DE ALİYE AİT BİŞEY VAR. ONU YOK ET" şeklinde mesaj çektiği, ayrıca şüpheli hayrettin ERTEKİN 'in şüpheliyi alacağını tahsil etmesi için bursa iline gönderdiği, şüpheli hayrettin ERTEKİN'den aramalar sırasmda elde edilenkuru sıkıtabancanm kendisine ait olduğunu söylemesi için şüphelinin avukatının yönlendirmesi ile adliyeye geldiği anlaşılmıştır.
f) Diğer şüpheli ve tanık beyanları;Kaan DUT, Emniyet'te alman ifadesinde;Abdülmutalip TONÇER'in ile ilişkisi sorulduğunda;
"Kendisinin Abdulmuttalip TONÇER'i Ali..? olarak tanıdığını, yakalandıktan sonra gerçek kimliğini öğrendiğini, şahsın aynı pasajda altın-gümüş atölyesinin bulunduğunu, kendisinin de kuyumcu olması sebebiyle ara sıra tamir işleri için şahısla görüştüğünü,
Abdulmuttalip TONÇER ile Hayrettin ERTEKİN in tanıştıklarını bildiğini, ancak aralarındaki ilişkinin düzeyinden haberinin olmadığını,
25.02.2008 günü Beşiktaş'ta bulunan istanbul C. Başsavcılığına kimlerle birlikte ve ne maksatla gittiği sorulduğunda;
25.02.2008 günü Hayrettin ERTEKIN'in avukatı Fatih..? isimli şahsın iş yerinden kendisini aradığını ve 22.02.2008 günü yapılan aramada bulunan kuru sıkı tabanca ile ilgili ifade vermek için Beşiktaşta bulunan İstanbul adliyesine gitmesini söylediğini, kendisinin de ifade vermek için adliyeye gittiğinde Abdulmuttalip TONÇER ve Fatih..? isimli avukatın dışarıda beklediklerini gördüğünü, avukat Fatih..? in kendisine savcıya çıkıp söz konusu tabanca ile ilgili olarak ifade vermesini istediğini,
22.02.2008 günü saat:07.57 de Hayrettin ERTEKIN'in kendisine gönderdiği mesajda "YUKARI BİZE AİT DEĞİLDE ATÖLYEDE ÇEKMECE DE ALİYE AİT BİŞEY VAR. ONU YOK ET" şeklindeki mesaj sorulduğunda;
Mesajda geçen Ali..?nin Abdulmuttalip TONÇER olduğunu, ancak ifadesinde de belirttiği gibi şahsı Ali..? olarak tanıdığını, mesajda bahsi geçen ve Hayrettin ERTEKİN'in yok etmesini istediği şeyin ne olduğunu bilmediğini beyan etmiştir.
Kaan DUT, savcılıkta alınan ifadesinde özetle;
Kendisinin emniyette ifade verdiğini, ancak kendisinin patronu olan Hayrettin ERTEKIN'in Avukatı FATİH IŞIL'ın adliyeden telefonla kendisini aradığını, kendisine, Adliyeye glmesini söylediğini, Daha sonra tekrar arayarak "Bir tanesi Ali'ninmiş öteki de seninmiş de" şeklinde ifade vermesini istediğini, kendisinin de adliyeye gittiğini, daha sonra Adliyeden emniyet güçlerince alındığını, Emniyette gaz tabancasının kendisine ait olduğunu söylediğini, ancak gaz tabancasının patronu Hayrettin ERTEKİN'% ajt olduğunu,
ALİ diye bildiği şahsın ABDÜLMÜTTALİP TONÇER olduğunu, şahsı aynı pasajda atölyesi olduğundan ve 2 yıldır atölyeyi işlettiğinden tanıdığını, zaman zaman dükkana geldiğini, Ali'nin genelde patronu olan Hayrettin ERTEKİN'in ofisine çıktığını" beyan etmiştir.
Hayrettin ERTEKİN, Savcılık ifadesinde özetle;
22/02/2008 tarihi saat 07:57'de Kaan DUT'a göndermiş olduğu "Yukari bize ait değil de atölye de çekmecede Ali'ye ait birşey var onu yok et" şeklindeki SMS mesajı sorulduğunda;
"Kaan DUT'un, abisi HAYRULLAH ERTEKİN, EDİZ AYDIN ve ÇAĞRI ERTEKİN'in ortak olduğu Beşiktaş'taki ERGOLD Kuyumculuk dükkanının sorumlusu ve işleticisi olduğunu, Ali..? isimli şahsın da üst katta kuyumcu atölyesi olan ABDULMUTTALIP TONÇER olduğunu, bahse konu mesajda bahsettiği ve yok edilmesini istediği şeyin ALI..? olarak bahsettiği ABDÜLMÜTTALİP TONÇER'in atölyesinde bulunan çekmecedeki GLOCK marka ruhsatsız tabanca olduğunu, "Polis arama yapacak pasajı açın." diye ALI'yi aradığında Ali'nin kendisine silahının olduğunu söylediğini, kendisinin de Kaan DUT'u uyarma gereği hissettiğini,
Kendisinin ruhsatlı veya ruhsatsız herhangi bir silahının olmadığını, ele geçirilen GLOCK marka tabancanın ABDÜLMÜTTALİP TONÇER'e ait olduğunu, Abdülmuttalip TONÇER'in PKK itirafçısı olup Devlete bağlı birisi olduğunu, komutanların söylemesi üzerine şahsa pasajın içinde küçük bir oda verdiğini, tezgah kurduğunu, kaynak ve cila işlerini yaptığını, üç tane çocuğunun olduğunu, gözü kör olan çocuğunu Dünya Göz Hastanesinde tedavi ettirdiğiini, insanlık namına kendisine kendisi ve oğlunun yardımcı olduğunu, Abdülmuttalip TONÇER'in silahının olacağını hiç tahmin etmediğimi, çünkü şahsın silah alabilecek kadar parasının olmadığını, Ümraniye'de amcasının yanında kaldığını, haftada 100 YTL civarında para kazandığını,
Aramalarda el konulan malzemeler ile ilgti İstanbul Kriminal Polis Laboratuarının 25/02/2008 tarih 2008/2510 Uzmanlık sayılı ekspertiz raporu hakkındaki beyanı sorulduğunda;
GLOCK marka tabanca, bir adet şarjör, şarjöre basılı 6 adet mermi ile 50 adet beyaz şeffaf poşetteki 9mm çaplı merminin kendisine ALI diye hitap ettikleri ABDÜLMUTTALİP TONÇER'e ait olduğunu " beyan etmiştir. g) Hukuki durumunun değerlendirmesi;
Şüpheli Abdülmuttalip TONÇER'in, 1990 yılında PKK terör örgütüne katıldığı, yaklaşık 3 yıl örgüt içinde faaliyet gösterdikten sonra 1993 yılında bir çatışmadan sonra güvenlik güçlerine teslim olduğu, daha sonra JİTEM içinde faaliyet gösterdikten sonra İstanbul'a gelerek yine PKK itirafçısı olan Adil TİMURTAŞ aracılığıyla Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ile tanışıp onun işyerinde çalışmaya başladığı,
Şüphelinin iletişim tespit tutanakları incelendiğinde; şüpheli Abdülmuttalip TONÇER'in illegal faaliyetler yürüttüğü, ERGENEKON terör örgütünün en çok önem verdiği gizliliğe azami riayet ettiği, telefon görüşmesi yaptığı sırada bir kısım konulann telefonda konuşulmayacağını muhatabına bildirdiği Bu cümleden olarak;
Tape:J 00017, 30.10.2007 günü saat:22.49 da Ahmet..? (532 200 11 27) isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; Ahmet'in "Bu ABDULLAH ÇATLI olayını anlattım dayı" "Sen imkanları olan adamsın" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdülmuttalip TONÇER'in "Havaalanmdayım birşey verecektim sana en yakın sendin çünkü" "Bişey sana bırakacaktım da ben uçağa binecektim bi yere gidiyorum" "Gerek kalmadı Ateşe'de bir arkadaş çağırdım onlar geldiler" "Diyorsun ABDULLAH ÇATLI bilmem ne zıkım oldu da uzaklaştı" dediği, Ahmet'in "O zaman yanımızda görmek istedikya halen devam ediyo çok kötü güzelleştik" "Bizim şimdi birşeylere ihtiyaciîöız^îslacak" "Şimdi biz bi savaş patlattık ne kadar büyüğümüz var ne kadar abileriım^^&bimjiyorum ama bize
bi ulaşmalar! lazım artık bıçakta kemiğe dayandı benim çok acayip biçimde mühimmata ihtiyacım var haberin olsun" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in "TELEFONDA BUNLAR KONUŞULACAK İŞLER DEĞİL" diyerek yüz yüze görüşmek istediği, Ahmet'in "Mete abi" "O işide bi gözden geçirelim önada ziplayacaz tamam mi dayı" dediği,
Tape:J 00009, 12.09.2007 günü saat:18.02 de x şahısla (546 595 58 59) yaptığı telefon görüşmesinde; Abdulmuttalip TONÇER' in "Belki yarın hatta öbürsü gün çocukları gönderecem" dediği, X şahsın "Tamam abi durumlarda biraz kritik bilgin yok heralde" "Bir sıkıntı var bişey oldu TELEFONDA OLMAZ GELDİĞİNDE GÖRÜŞELİM" dediği,
Tape:J 00035, 28.01.2008 günü saat: 16.52'de Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in "Sen bunları çağırıyorsun" "Zeytinburnun da bir yere gelin" "Para konusunda bizim paramız problem değil demi" "Paralı gelsinlerde onları başka şekilde konuşacağiz oğlum onlar TELEFONDA OLMAZ anladın mı ne demek istediğimi" dediği, gizli birtakım faaliyetler içinde olduğu ve telefonlarının teknik takipte olması ihtimalini gözönüne alarak bir çok konuyu telefonda görüşmekten imtina ettiği, gizlilik prensibine uyduğu anlaşılmıştır.
ERGENEKON terör örgütü mensuplarının tipik özelliklerinden biri olan kendilerini devletin görevlisiymiş gibi gösterme veya derin devletin adamı izlenimi verme tavrını Şüpheli Abdulmuttalip TONÇER'in de gösterdiği anlaşılmıştır. Bu cümleden olarak;
Tape:J 00020, 17.12.2007 günü saat:12.49 da .?. Emniyet Müdürlüğünü aradığı (0436 216 10 17) ve yaptığı telefon görüşmesinde; Telefonu açan görevliye Mustafa isimli biri ile görüşmek istediğini söyledikten sonra "Cizreli Ali deyin jandarmadan" "Cizreli Ali jandarma İstihbarattan de" dediği,
Tape:J 00050, 02.02.2008 günü saat:12.05'te Murat..? ile yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Bunu bugün çıkartacaklar nöbetçiye" "Şimdi buna bi şeyler yapmamız lazım çikartmamiz için gerçi ben Ali için birşey yapmak istemiyorum ama" "Bi dostla görüştüm de dostlardan birisi yardımcı olacak bu herife" "Çıktıktan sonra buna birşeyler atacağız bu pezevenk verir mi" dediği, Murat'ın "Zorlar Ne Kadar istiyorlar" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "iki üç filan veririz iki veririz ama bunun şeyi zordur sana söyleyeyim çenç olayında birşeyler olmuş" "hırsızlık varmış" dediği,
Tape:J 00051, 02.02.2008 günü saat:13.32'de Murat..? ile yaptığı telefon görüşmesinde; Abdulmuttalip TONÇER'in "Emniyete haber verdik" "Sana söylediğim şekil yani bizim iki tane güzel dostum var" "Orda görevli değilde başka bi yerde" "Rica edecekler" dediği, Murat'in "NE DİYORLAR BEDEL NE" diye sorduğu" Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "iki iki olsun iki verelim" "Gereğini yapsınlar biz paslaşırız sonra" "Savcıya haber vermişler vermeseydiler sorun kalmazdı" dediği,
Tape:J 00055, 03.02.2008 günü saat:17.12'de Mekin..? (532 428 25 56) ile yaptığı telefon görüşmesinde; Mekin'in "O sana zarf atmış para muhabbetine sen canını sıkma biz birbirimize yardım edeceğiz" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Yemin ederim istanbul ikinci başkani geldi Emniyet Müdürlüğüne" "Tuttum ellerinden elimi attım bunun omzuna eyvallah dedim, paşamda şaşırdı hayırdır dedi Ali yine birşeyler karıştırmaz sinirliydim ya" dediği tespit edilmiştir.
Şüpheli Abdulmuttalip TONÇER kendisini istihbarat elemanı olarak lanse ettiği, hatta alman ifadesinde "kendisinin Muş Emniyet Müdürlüğü ile irtibatlı olarak yaklaşık 2 ay kadar önce Muş İstihbaratına bilgiler vererek 3 kilo saf esrar ve tabancayı polise yakalattığını, bu işten de 500-600 YTL ikramiye aldığını," beyan etmiş ise-de^Muş Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak durum sorulmuş olup, Muş Emniyet Milutlfğ%ıün 23/02/2008 gün ve B.05.1.EGM.4.49.00.14.04.(505)08 Sayılı cevabi yâzMndaj^uMrkğümüz görevlilerince
Abdulmuttalip TONÇER isimli şahısla ihtiyaç duyulan bilgi ve belge temini için irtibata geçilmediği ve hakkında tanzim edilen dosyanın bulunmadığı yapılan arşiv tetkikinden anlaşılmıştır" şeklinde cevap verilmiştir.
Şüpheli Abdulmuttalip TONÇER, ERGENEKON terör örgütü içerisinde şüpheli Hayrettin ERTEKİN' e bağlı olarak faaliyet yürüttüğü, yapmış olduğu eylemlerle ilgili olarak Hayrettin ERTEKİN'e rapor sunduğu, askeri ihale alma, tehdit, gasp (haraç alma), darp eylemlerini gerçekleştirdiği iletişim tespit tutanaklarında yapılan görüşmelerde geçmiş ancak her bir olayın mağdur ve müştekisi tespit edilememiş olup olaylar sadece konuşmalarda belirtildiği tam olarak delilleri ortaya konamadığı için sevk maddesi tertip edilmemiştir. Bu cümleden olarak;
Tape:J 00024, 29.12.2007 günü saat: 16.25 te Gönül..? isimli şahıs ile (546 746 22 41) yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (KOD) Abdulmuttalip TONÇER' in "Paşamın bazı malzemeleri var onları almaya gidiyoruz şu anda" "Senle herzaman görüşebiliriz ama bu bizim mevzuyla ilgili kaçıklık olmuyo" "Yani orda rapor vermemiz lazım ne pok yedik ne yedik ne vemedik anladınmı" "Milleti vatanı kurtarmayacağım artık, Allah izin verirse bu iş bitecek artık kendileri vatanı korusun" "Eğer ki bana bıraksalar BEN BEŞ ARKADAŞAMI TOPLAR GECEDE 20 KİŞİYİ ÖLDÜRÜRÜM, kimin ne olduğunu biliyoruz kimin ne kahpe yaptığını biliyoruz ama fırsat yok işte neymiş adalet varmış yok kamu varmış" dediği, bu konuşmalarından da şüpheli Abdulmuttalip TONÇER'in her türlü konuda bağlı olduğu Hayrettin ERTEKİN'ERGENEKON terör örgütü rapor sunduğu, ERGENEKON terör örgütünün amaçlan doğrultusunda öldürmek te dahil olmak üzere her türlü eylemi gerçekleştirebileceğim beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tape:J 00004, 28.06.2007 günü saat:22.26 da x şahısla (542 485 58 58) yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in "Bu kavadm adreslerini felan aldım" dediği, X şahsın "O şey vardiya gelin tarafı yardımcı olduğun, onların numaraları lazım bu ipnelerle bir görüşmem lazım, hasta var hastaya reçete yazdırılacaktı" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in Pazartesi hepsini hallederim hepsini bir araya getiririz" dediği,
Tape:J 00005, 29.06.2007 günü saat: 12.10 da X şahısla (506 548 50 88) yaptığı telefon görüşmesinde; X şahsın Haliçte bulunan Hadımköy spor tesisleri başkanının Fatoş isimli bayanı dövmeye kaltığmdan bahsettiği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Hemen iki dakikada öğrenirim kim olduğunu" "Ben onu hallederim bizim Kıvırcık Sedatı arayacam, bizim orada doslarımız var, bir daha öyle akıllı olsun" dediği
Tape:J 00009, 12.09.2007 günü saat:18.02 de x şahısla (546 595 58 59) yaptığı telefon görüşmesinde; Abdulmuttalip TONÇER' in "Belki yarm hatta öbürsü gün çocukları gönderecem" dediği, X şahsın "Tamam abi durumlarda biraz kritik bilgin yok heralde" "Bir sıkıntı var bişey oldu telefonda olmaz geldiğinde görüşelim" dediği
Tape:J 00010, 03.10.2007 günü saat:16.11 de Akın..? (533 304 05 21) isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; Akm'ın "Kardeşini darp ediyorlar hiç haberin yok" "Maslağın orda otoparkçıyla didiştik" "Onlara bir ekibin intikal etmesi gerekiyor" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Onların a..ına koyarım merak etme" dediği, Akm'm "O tarafa gideriz belki" "Sen hazırlıklı ol" dediği
Ş^f\^^>
Tape:J 00012, 09.10.2007 günü saat:15.47 de x şahısla (536 415 45 36) yaptığıtelefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Ulan ben seninavradını s..kecem bu cuma günü a.ana koyacam senin" "Ben sana ne yapacamgörürsün" dediği, X Şahsın "Seni savcılığa da verdim" dediği, Cizreli Ali (Kod)Abdulmuttalip TONÇER'in "Ver SENİN O SAVCINI DA S..KECEM OĞLUM" "SENİNO SAVCINI DA S..KECEM OĞLUM, şerefini s..ktiğinıpf-0.r^spu çocuğu" "Ben seniniçin iki tane adamı cezaevine gönderirim" dediği *.'İL f* %
Tape:J 00015, 28.10.2007 günü saat: 19.44 te X şahısla (506 548 50 88) ile yaptığı telefon görüşmesinde; X Şahsin "3.kolordu Astsubay lojmanları sosyal tesisleri aldığın andan itibaren doğal olarak bağh olan Beşiktaştaki Orhaniyeyi de veriyorlar sana" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Hangisi şanshysa onu alacağiz paralı olanı alacağız" dediği,
Tape:J 00025, 09.01.2008 günü saat:15.09 da Ahmet..? isimli şahıs (554 845 45 84) ile yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Dinleyeceksin sözümü ondan sonra yola geleceksin oğlum herkes dünya kadar para kazanıyor. Bizim dünya kadar paramız var" dediği, Ahmet'in "Yapcaz işte işallah Ali abi senin dediğin iş ne" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'in "Ahmet o o arkadaşlar ne oldu" "O iki tane onlara güveniyor musun" diye sorduğu, Ahmet'in "Onlar yaramaz ya, onlar yararda o konular öyle muhabbetleri biliyorsun Ali abi sevmiyorum sertliğf'dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "İyi bitane araba sana ayarlayalım oğlum" dediği, Ahmet'in "Abi Müjdat hapiste ötekisini de görmüyorum ne zamandır" "Yarın geleceğim abi sana" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Bak başkasmı çağırırım" "Yarım saatte gel" "Beşiktaş'ta yerimiz" dediği, Ahmet'in "Tamam abi elimde güzel ekip var bi geliyim konuşalım da ben aslında o işleri sevmiyorum, sertli sert olmayı sevmiyorum" dediği
Tape:J 00028, 16.01.2008 günü saat:12.59'da Ahmet ile yaptığı telefon görüşmesinde; Ahmet'in "Bi şeyler yapalım ya gerçekten ihtiyaç var" "Var mı elinde iş Ali abi" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Valla ben aradıklarımı arıyorum" dediği, Ahmet'in "Sen kimseyi arama bizim ekip yeter ben sana söyliyeyim sana yemin billahi bizim ekip yeter" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Cumhur geçen gün Aveayı açmış attım bi mesaj" "Dedi sana bulacam, dedim oğlum seni ibne yapacam" dediği, Ahmet'in "O kimdi onu kopartan kimin parasmı almıştı yemişti o" "O çok büyük parayı vurdu" "Eko dem yokmu İkitelli de onun sahibi o" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Hemen gidelim ona ya" "Onu ben bırakırnuyım" dediği,
Tape:J 00031, 23.01.2008 günü saat:10.08'de Ahmet ile yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Başka bir kimlikle gittim" "Fatih Adliyesindeyim savcı beyin yanma gelmişim ondan sonra arattırdım ben şimdi" "Söyledim onlara amir ile görüştüm yok dedi Can VARDAR diye öyle birisini tutuklamamışlar" dediği, Ahmet'in "isim Sen Ne Diye Sorguladm" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Can VARDAR diye bi dostum var içeri almışsınız akşam" "Araştrmadan hareket etme sen yanıma gel savcı beyin yanma tekrar gidecez""Tek gelde birkaç konu varda sana sen yapabileceksen söyle onlarla git konuş tartış yapamıyorsan başka şekil olur" dediği,
Tape:J 00034, 28.01.2008 günü saat:16.49'da Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Senin hatrm için yoksa ben başka şekil yaparımda benim şey biraz farklıdır bu bölgede anladm mı ne demek istiyorum" dediği,
Tape:J 00035, 28.01.2008 günü saat:16.52'de Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "Sen bunları çağırıyorsun" "Zeytinburnunda bir yere gelin" "Para konusunda bizim paramız problem değil demi" "Paralı gelsinler de onları başka şekilde konuşacağız oğlum onlar telefonda olmaz anladm mı ne demek istediğimi" dediği,
Tape: J 00040, 28.01.2008 günü saat:18.19'da Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Ali abi hallolmuş oluy adamlar tamam size dokunmayız demişler" "Bunlarda demişki HAYRETTİN ERTEKIN'IN yeğeni benim kızınım arkadaşı" "Öyle hallolmuş yani" "Ben bi şey ayar çekelim" dediği, Cizreli Ali (Kod)
Abdulmuttalip TONÇER'nin şahısların kendisini arayarak özür dileyeceklerini söyledikten sonra "Bu insanlar ömür boyu orada hayatını sürdürecekler ama niye bizden dolayı" "Ben derimki bu BÖLGE BENİM BÖLGEMDIR KARIŞMAYIN KARIŞMAZLAR ÇEKİNİRLER" dediği,
Tape:J 00042, 28.01.2008 günü saat:20.44'te Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Beni ZEZENIN adamı aradı" "Özür diledi kusura bakmaym dedi" "Ali abiye ulaşamadık dedi" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "BUNLAR BİZİ TANIDI ARTIK bunlara yarin bu arkadaşlarımıza cezasını versinler bu iş bitsin" "Onlara kendimi bir şekil yaptırıcam bir yere yollayacağım ben o adamları" dediği,
Tape:J 00047, 29.01.2008 günü saat:19.35'te Ömür..? ile (535 795 66 54) yaptığı telefon görüşmesinde; Ömür'ün "Abi ben konuştum cart curt ediyorlar" " Dedim abi böyle söyledi parayı versin bitsin dedim" "Uzattıkça uzatıyorlar abi sen artık ne yapacaksan yap" dediği, Cizreli Ali (Kod) Abdulmuttalip TONÇER'nin "BENİ ARASIN BU" dediği, Ömür'ün "Kız mı annesi mi, çocuk mu" dediği tespit edilmiştir.
Şüpheli Abdulmuttalip TONÇER' in şüpheli Hayrettin ERTEKİN ile birlikte illegal faaliyetlerin içinde olduğu ve ERGENEKON terör örgütü içinde ayrıca örgütün gücünü kullanarak kişilere karşı şiddet kullanarak kendilerine çıkar sağladıkları anlaşılmıştır.
ERGENEKON soruşturması kapsamında yapılan aramalar sırasında Hayrettin ERTEKİN'in işyerinde ele geçirilen Glock marka silahla ilgili olarak şüpheli Abdulmuttalip TONÇER Cumhuriyet Başsavcılığımıza gelerek söz konusu silahın kendisine ait olduğu yönünde ifade vermiştir.
Ancak; şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in iletişim tespit tutanaklarına göre:
Tape: 1815/1816, 22.02.2008 tarihi, saat: 07.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in Kaan DUT' a gönderdiği mesajda; "YUKARİ BİZE AYİT DEĞİL DE ATÖLYEDE ÇEKMECEDE ALİYE AİT BİSEY VAR ONU YOK ET" aynı gün saat: 07.59 sıralarında " "EDİLMESİ GEREKEN BİZİM ÇEKMECEDE BİŞEY VAR"
Tape: 1817/1818, 22.02.2008 tarihi, saat:07.59 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'e Kaan DUT'un gönderdiği mesajlarda; "TAMAMDA NE MESALA"
Aynı gün saat: 08.22 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in Kaan DUT'a gönderdiği mesajda; "BAK GÖR-RSÜN" şeklindeki SMS mesajları ve şüpheli Hayrettin ERTEKİN Cumhuriyet Başsavcılığımıza mevcutlu olarak getirildiğinde Avukatının telefonunu kullanarak Kaan DUT ile yaptığı görüşmelerde:
Tape:1825, 25.02.2008 günü saat:18.51'de Fatih..?/Hayrettin ERTEKİN ile Kaan..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Fatih'in "He Kaan Bey" "Bi saniye (Arka planda Fatih Hayrettin ERTEKİN' e hitaben: Neydi nasıl) (Arka Planda Hayrettin ERTEKİN konuşmasına devam ederken: Ali Ali de gelsin)" "Ali de gelsin" dediği, Kaan'ın "Tamam" diyerek onayladıktan sonra Fatih'in "(Arka planda Hayrettin ERTEKİN: BENİM ATÖLYEM İŞTE SİLAH DA BANA AİT DESİN) ATÖLYE YANİ ÇIKAN ŞEY ALİ' YE AİT" "ÖBÜRÜ DE SANA AİT' Kaan 'Tamam' Fatih "Şeyde aşağıda kasa kapıda savcının çağırdığını söyleyeceksiniz tahkikatla ilgili savcı Mehmet Beyin çağırdığını söyleyeceksiniz yukarı çıkacaksınız tamam mı" dediği, Kaan'ın "Tamam anlaşıldı abi" şeklindeki görüşmeleri ve Kaan DUT'un Cumhuriyet Başsavcılığımızda verdiği ifadesinde:
"... kendisinin patronu olan Hayrettin ERTEKİN'in Avukatı FATİH IŞIL 'in adliyedentelefonla kendisini aradığını, kendisine, Adliyeye gelmesini söylediğini, Daha sonra tekrararayarak "Bir tanesi Ali'ninmiş öteki de seninmiş de" şeklinde ifade vermesini istediğini,kendisinin de adliyeye gittiğini, daha sonra Adliyeden emniyet güçlerince alındığını,Emniyette gaz tabancasının kendisine ait olduğunu söylediğini, ancak gaz tabancasınınpatronu Hayrettin ERTEKİN'e ait olduğunu, f ■■.;jii , t".\
L/1 i/ a y/r fcf.ı i/t \'->fj
fs/^M,
'■•^./feüH^ı
t
ALİ diye bildiği şahsın ABDÜLMÜTTALİP TONÇER olduğunu, şahsı aynı pasajda atölyesi olduğundan ve 2 yıldır atölyeyi işlettiğinden tanıdığını, zaman zaman dükkana geldiğini, Ali'nin genelde patronu olan Hayrettin ERTEKÎN'in ofisine çıktığını" beyan etmiş olup tabancaların kendilerine ait olduğu şekilnde ifade vermelerini istediğini açıkça beyan etmiştir.
Bu açıklamalarımız ışığında; şüpheli Abdulmuttalip TONÇER yasadışı ERGENEKON terör örgütü üyesi olan Hayrettin ERTEKİN ile birlikte hareket ederek onun örgütsel faaliyet kapsamında illegal olarak yürüttüğü eylemlerin gerçekleştirilmesi yönündeki emir ve talimatlarını eksiksiz olarak yerine getirdiği, bu cümleden olarak kendi beyanına göre de şüpheli Hayrettin ERTEKÎN'in talimatı ile Bursa'da bir tahsilat (haraç) işini gerçekleştirdiği, yine soruşturma kapsamında şüpheli Hayrettin ERTEKİN'den ele geçirilen GLOCK marka tabanca ve eklerinin kendisine ait olmadığı halde örgütsel tavır takınarak diğer örgüt mensubunu cezadan kurtarmak için onun suçunu üstlendiği, faaliyetlerinde gizliliği temin ve deşifre olmamak için Cizreli Ali kod adını kullandığı böylece yasadışı ERGENEKON terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği yönünde kamu davasının açılmasını gerektirecek yeterli şüphe oluştuğu anlaşıldığından;
Şüpheli Abdulmuttalip TONÇER'in Yasadışı ERGENEKON terör örgütü üyesi olmak suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun hakkında başkasının suçunu üstlenme eyleminden dolayı 5237 Sayılı TCK'nun 270, 53, 58/9 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.
61- ŞÜPHELİ MURAT ÖZKAN
a)-Emniyet ifadesinde;
"1993 yılında Kıbrıs'ta Üniversiteyi kazanıp 1 yıl okuduktan sonra bıraktığını, daha sonra demir doğrama işinde çalıştığını, 2004 yılı sonlarında Eminönü ilçesinde Hanedan Cafe'yi Mahmut ÖZTÜRK ve Oktay YILDIRIM ile birlikte açtıklarını ve 6 ay çalıştırdıklarını, Mahmut ÖZTÜRK isimli şahısın akrabası olduğunu, Oktay YILDIRIM'm ise Mahmut'un arkadaşı olduğunu, her ikisinin de askeriyeden emekli olduğunu, Oktay YILDIRIM'la geçimsizliğinden dolayı işyerini Oktay'ın tanıdığı arkadaşına devrettiklerini, 2006 Aralık ayından itibaren Mahmut ÖZTÜRK'le birlikte Oto Center K Bl. No: 30 Yüzyıl Bağcılar'da Oto galeri dükkanım çalıştırdıklarını, yurtdışı olarak Kıbrıs'a gittiğini, her hangi bir yasadışı örgüte üyeliğinin olmadığını,
Ali YİĞİT'i Ümraniye'de evinde bombaların çıktığı akrabası olan Mahmut ÖZTÜRK isimli şahsın vasıtasıyla tanıdığını, her ikisinin de bomba ve malzemelerin ele geçmesi olayından sonra tutuklandığını, Ali YİĞİT'in cezaevinden çıktığında kendisinin telefonunu akrabası olan Mahmut OZTÜRK'ün verdiğini ve mahkeme ile ilgili olarak tutukluluğa itiraz dilekçesini vermesini istediğini, Ali YİĞİT isimli şahısla yüz yüze iki kez, telefonla ise birkaç kez görüştüğünü, Ümraniye'de bir evde yakalanan bombalar ve malzemeler hakkında ise basından Ali YİĞİT isimli şahsın evinde yakalandığını öğrendiğini,
19.11.2007 Tarihinde Pınar GÜNER ile yapmış olduğu telefon görüşmesi ile ilgili; bu şahsı Mahmut OZTÜRK'ün yazıhanesinde 7-8 yıldan beri sekreter olarak çalıştığını bildiğini, kendisi ile bu telefon görüşmesini cezaevinde olan Mahmut OZTÜRK'ün isteğiyle gerçekleştirdiğini, Mahmut OZTÜRK'ün cezaevinden kendisini telefonla aradığım, Pmar'la görüşmesini kendisi ve Oktay YILDIRIM isimli şahısla olan ilişkisi hakkında ne biliyor ise savcılığa giderek anlatmasını, Mahmut ÖZTÜK ile Oktay YILDIRIM'm geçmişte bir ticari ortaklıkları oldukları, 2 yıldan beri aralarında herhangi bir ticari ortaklıklarının olmadığı, bu şahısla her hangi bir ilişkisinin kalmadığı hakkında Cumhuriyet Savcılığına ifade vermesi için kendisinden ricada bulunduğunu, bu konuyu vekili olan. Avukat Nuri Seçkin ALBAYRAM'a anlattığını, Onun da kendisine Pmar'ın ifadesine gerek olmadığını ve bu konuda tanık
dinlettiklerini, Pmar' m tanıklığına gerek kalmadığını söylediğini, Pınar GÜNER ile bu konu haricinde telefonla her hangi bir konu görüşmediğini,
28.11.2007 Tarihinde Aydın TUNCEL'le yapmış olduğu telefon görüşmesi ile ilgili olarak sorulduğunda; bu şahsın Mahmut ÖZTÜRK ile beraber çalıştığı sırada yerine geldiğini, Aydın TUNCEL isimli şahıs Mahmut ÖZTÜRK' ün emekli olmadan önce askeri olduğunu, hatırladığı kadarı ile yanlarına bir kez geldiğini, Mahmut OZTURK'ün tutuklandığını duyunca durumunu öğrenmek için aradığını,
29.11.2007 Tarihinde Müge TEKİN'le yapmış olduğu telefon görüşmesi ile ilgili, bu şahsm Muzaffer TEKİN' in eşi olduğunu, Mahmut ÖZTÜRK için cezaevine gittiğinde tanıştığım, 29.11.2007 günü cezaevinde açık görüş olduğundan Müge TEKİN ile Mahmut ÖZTÜRK' ün görüştüğünü, Mahmut OZTURK'ün Akdeniz Petrol'ün sahibi olduğundan geçmiş tarihte Orduevine kalorifer yakıtı verdiğini, ancak faturasını kestiği halde parasını tahsil edemediğini, Müge TEKİN'den yardım istediğini, konu hakkında kendisinin bilgisi olduğu için telefonla aradığını, konuyu kendisine anlattığını ancak konuyu tam anlayamadığı için Müge TEKİN'in yanında bulunan Faik BÜYÜKTEOMAN'a telefona verdiğini, konuyu ona da anlattığını onun da kendisine yardımcı olacağını söylediğini, halen parayı tahsil edemediğini, Faik BÜYÜKTEOMAN' la ilişkisinin bundan ibaret olduğunu,
20.12.2007 Tarihinde İsa ÖZTÜRKTe yapmış olduğu telefon görüşmesi ile ilgili, bu şahsm Mahmut OZTURK'ün kardeşi olduğunu, kendisinin kullandığı 05323344275 nolu telefonu akrabası olan Zafer ÖZSOY isimli şahsa ait olduğu, kendisinin Turkcell' e borcu olduğundan dolayı telefonu Zafer ÖZSOY adına aldığını, 20.12.2007 tarihindeki geçen telefon konuşmasını Mahmut OZTURK'ün kardeşi İsa ÖZTÜRK'le yaptığını, konuşma içerisinde geçen "MUZAFFERİN EKİBİ TAM TEŞKİLAT GELMİŞTİ" demesindeki kaşıtın Muzaffer TEKİN' in ziyaretine çok kalabalık insan geldiği için bunu bir sitem amacıyla söylediğini,
17.12.2007 tarihinde B... Albay isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesi ile ilgili olarak, Mahmut ÖZTÜRK'e ait Akdeniz Petrol'ün Fenerbahçe orduevine kalorifer yakıtı verdiğini, ancak parasını alamadığını, İsa ÖZTÜRK ile birlikte kendisinin Orduevinin Müdürü olan B... Albayla parayı ne zaman alacağını konuştuğunu, bu konu hakkında telefonla veya yüz yüze B... Albayla birkaç kez görüştüğünü,
34 UE 1613 plakalı aracında yapılan aramada ele geçen üç sayfadan ibaret olan doküman ile ilgili olarak sorulduğunda;
Ali YİĞİT cezaevniden çıktıktan sonra, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisiniaradığını, ellerinde ifadelerin olduğunu ve Ali YİĞİT ile bir randevu almasını istediğini,kendisinin de Ali YİĞİT'i arayarak Avukatlarla ifadeler hakkında toplantı yapacaklarınısöylediğini, Ali YİĞİT'in de Ümraniye'deki evinin yakınında bulunan Balık lokantasınagelmelerini istediğini, kendisinin Mahmut OZTURK'ün kardeşi İsa ÖZTÜRK ve vekili NuriSeçkin ALBAYRAM'ı alarak Ali YİĞİT'in vermiş olduğu adrese gittiklerini, KemalKERİNÇSİZ ve Av. Engin ÇELİKKADIGİL'i de arayarak bu adrese çağırdığını, AvukatKemal bey'in Ali YİĞİT'e daha önce vermiş olduğu ifadeleri okuduğunu ve doğru olupolmadığını sorduğunu, Ali'nin de bu ifadelerin kendisine ait olmadığını söylediğini, bununüzerine Av. Kemal Bey'in de Ali YİĞİT'e tekrar ifade vermesi gerektiğini söylediğini,Ali'nin de ifade vermek istediğini söylediğini, Kemal beyin de konuyla alakalı tümhususları not aldığını, bir hafta sonra Ali YİĞİT'in savcılığa ifade vermeye gitmediğiniöğrendiğini, Avukatı Seçkin ALBAYRAM'm kendisine toplantıda geçen hususlarla alakalısavcılıkta tanıklık yapıp yapmayacağını sorduğunu, kendisinin kabul ettiğini, Av.KemaPintutmuş olduğu notları kendisine verdiğini, notlarda geçen hususların tamamıyla o gün AliYİĞİT'in anlattığı konulardan ibaret olduğunu, O notların.da o günden beri arabasındaolduğunu, /y' ?.' i
05.11.2007 tarihinde Saat 11:40 Sıralarında Av. Kemal KERİNÇSİZ'le yaptığı telefon görüşmesi ile ilgili, görüşmede kastedilen tanıklık konusunu kayıtlardan da okunduğu gibi ilk defa kendisine Kemal KERİNÇSİZ'in teklif ettiğini, kendisinin de kabul ettiğini, görüşmede Kemal beyin kendisinin Ali YİĞİT'le görüşüp boş bırakmaması ve aynı davadan tutuklu bulunanların onun beyanlarmdan dolayı tutuklu kaldıkları hususunda Ali YİĞİT'i aramasını istediğini, fakat kendisinin bu görüşmeden sonra Ali YİĞİT'i aramadığını, bilahare tanıklığının kabul edildiğini yine Kemal beyin bildirdiğini, kendisinin de ifadesini verdiğini, boş bırakmamakla da neyi kastettiğini bilmediğini" beyan etmiştir.
h)-Savcılık ifadesinde;
"Kolluk ifadesini tekrarladığını, ERGENEKON Terör Örgütünü ortağı ve akrabası olan Mahmut ÖZTÜRK'ün yargılandığı davadan dolayı Avukatlardan duyduğunu, Mahmut ÖZTÜRK'ün cezaevinden kendisini arayarak Oktay YILDIRIM ile aralarında geçen diyalogu ve belli bir müddet ortaklık yaptıktan sonra ayrılmalarını sekreteri olması nedeniyle en iyi bilen kişi olan Pınar GUNER'in savcılığa gidip tanıklık yapmasını söylemesini istemesinden dolayı Pınar GÜNER ile bu amaçla görüştüğünü, ancak Avukatları Nuri Seçkin ALB AYRAM'm daha önce bu konuda başka şahitler dinlendiğinden onun dinlenmesine gerek kalmadığını söylediğini,
Sorulması üzerine de;
Muzaffer TEKİN'in eşi olan Müge TEKİN ile yapmış olduğu görüşmenin, Mahmut ÖZTÜRK'ün orduevine kalorifer yakıtı vermesi nedeniyle olan alacağına ilişkin olduğunu, kendisinin Mahmut ÖZTÜRK ile galeri dükkanında ortak olduklarını, Mahmut ÖZTÜRK'ün ayrıca Akdeniz Petrol adı altında tankerle kalorifer yakıtı getirip satma işinin olduğunu, cezaevine girmeden önce Fenerbahçe Orduevine kalorifer yakıtı vermiş olduğunu, daha sonra ise işi takip edemediği için cezaevi görüşü sırasında aynı koğuşta kaldığı Muzaffer TEKİN'in eşi Müge TEKİN'e durumu anlatmış olduğunu, Mahmut ÖZTÜRK'ün kendisinin telefonunu verdiği için Müge TEKİN'in de kendisini aradığını, kendisinin Faik BÜYÜKTEOMAN'ı tanımadığını, Müge TEKİN'in telefonu bu kişiye verdiğini, kendisinin de durumu ona izah ettiğini, ancak henüz parayı alamadıklarını,
vxGfeW~
Aracında yapılan aramada ele geçirilen Ali YİĞİT ile ilgili olan notlar ile ilgiliolarak sorulduğunda; hatırladığı kadarı ile kendilerinin olayla ilgili olarak ikinci defa ifadevermelerinden bir hafta önce Ümraniye'de bulunan Kardak isimli balık lokantasında kendisi,İsa ÖZTÜRK, Seçkin ALBAYRAM, Av.Kemal KERİNÇSİZ, Av.Engin ÇELİKKADIGİL,Ali YİĞİT ve yanındaki tanımadığı iki akrabası ve abisi ile birlikte oldukları halde birgörüşme yapıldığını, bu görüşmede Ali YİĞİT'in daha önce vermiş olduğu ifadelerinAv.Kemal KERİNÇSİZ tarafından satır satır okunduğunu, bunun üzerine Ali YİĞİT'inkendisinin söylemediğini veya yanlış anlaşıldığını söylediği konulan anlattığını, Av.KemalKERİNÇSİZ'in de Ali YİĞİT'in anlattıklarını not aldığını, Ali YİĞİT'in bu görüşmedeyeniden ifade vereceğini söylediğini, ancak tekrar ifade vermeye gelmediğini öğrendiğini,daha sonra bu konuda telefonda görüştükleri Kemal KERİNÇSİZ'in Ali YİĞİT'in ifadevermemesinden dolayı kendilerinin balık lokantasında geçen görüşmeyi savcılıktaanlatmalarını isteyerek tanıklık yapıp yapamayacaklarını sorduğunu, kendisinin de kabulettiğini, anlatılan konuları akılda tutmaları mümkün olmadığından dolayı ikinci defa ifadevermek için gelirken Kemal KERİNÇSİZ'in görüşmede tuttuğu notları yanlarınaaldıklarını, en son yakalandıklarında arabada çıkan notların söz konusu görüşmede KemalKERİNÇSİZ tarafından tutulan notlar olduğunu, kendilerinin de ifadelerinde Ali YİĞİT'insöylemiş olduğu şeyler dışında farklı bir şey söylemediklerini, kendisi kulakları ile neduyduysa savcılıktaki ifadesinde onları söylediğini, Ali YİĞİT'in daha önce söyledikleriniinkar ettiğini, "■" ,
3350 nolu tapede ismi geçen Aydın TUNCEL'in, Mahmut OZTURK'ün görev yaptığı sırada yanında askerlik yapan bir kişi olduğunu, Mahmut ÖZTÜRK cezaevine girmeden önce bir kere yanlarına geldiği için tanıdığını, Mahmut OZTURK'ün durumunu öğrenmek için telefon açmış olduğunu,
3205 numaralı tapedeki 05.11.2007 tarihli Kemal KERİNÇSİZ ile yaptığı ve Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine "SEN YİNE DE BU AKŞAM BU VATANDAŞA Bİ NASILSIN AYAKLARINA BİR TELEFON AÇARSAN, NE YAPTIN NE ETTİN BAK İŞTE BU ADAMLAR SENİN BEYANLARINDAN ÖTÜRÜ YATIYOR MATIYOR" , "ONU DA BİŞEYE ALIRSAN ÇOK İYİ OLUR" sözlerini söylediği, kendisinin de "Tamam" diyerek onayladığı görüşmeden sonra, tamam demesine rağmen Ali YİGİT'i aramadığını, Kemal KERİNÇSİZ'in "ONU DA BİŞEYE ALIRSAN ÇOK İYİ OLUR" sözü ile ne anlatmak istediğini bilmediğini,
Soruşturma kapsamındaki kişilerden Veli KÜÇÜK'ü medyadan duyduğunu, Mahmut OZTURK'ün ortağı ve akrabası olduğunu, Oktay YILDIRIM'ı da Mahmut ÖZTÜRK aracılığı ile emekli asker olarak tanıdığını, Ali YİĞİT ve Muzaffer TEKİN'i bu davadan dolayı tanıdığını, Zeki Yurdakul ÇAGMAN'ı da MAHMUT OZTURK'ün bir araba alış verişinden dolayı arkadaşı olarak tanıdığım, kendisinin bu örgütün üyesi olmadığım, yasadışı herhangi bir işi olmadığını beyan etmiştir.
c)-Aramalarda elde edilen deliller;
Şüpheli Murat ÖZKAN'm İlimiz Bakırköy İlçesi Kartaltepe Mahallesi Terakki Caddesi Özpmar Apt. No:28/12 sayılı ikametinde yapılan aramada;
- (1) adet 358051/01/852793/8 IMEI nolu Nokia 6300 marka cep telefonu ile üzerinde takılı vaziyette 0303290149889 seri nolu Turkcell sim kart,
- (1) adet Nokia 2610 marka 352771/01/930205/8IMEİ NOLU Cep Telefonu, telefonda takılı vaziyette 0501060063392 seri nolu Turkcell sim kart, yine telefonun içerisinde 0101010143657ser nolu Hazır Kart sim kart ile telefon içerisinde 8990029258070279364L6969 seri nolu sim kart,
- (1) adet Casper Marka 0000606523 seri nolu notebook dizüstü Bilgisayar,
- (1) adet J510064124E2 seri nolu MMC Pro Memory 256 MB Hafıza kart,
- (1) adet S06GJ10L270493 seri nolu Samsung marka 80 GB Hard Disk,
- (1) adet Sony mark MP 60 ibareli el yazısı ile " Nişan Esra" yazılı Video kaset,
- (1) adet Murat ÖZKAN adına tanzimli TR-I233193 seri nolu pasaport,
- (35) adet 1' den 35'e kadar numaralandırılmış CD,
- (2) adet İve 2 ile numaralandırılmış DVD CD,
- (2) adet 1 ve 2 ile numaralandırılmış disket
- (1) adet 4JV6GİD8 seri nolu SEAGATE marka 80 GB Hard Disk,
Şüpheli Murat ÖZKAN'm İlimiz Bağcılar İlçesi Oto Center Akdeniz Otomotiv K.Blk. No: 30 sayılı iş yerinde yapılan aramada;
- (1) adet "Gecekondudan Devlet sırrı çıktı" başlıklı gazete kupürü,
- (1) adet 21 Haziran 2007 Posta Gazetesi "Ümraniye Olayına Baskın Yeter" başlıklı gazete kupürü,
- (1) adet Ümraniye soruşturmasında Yazar POYRAZ tutuklandı gazete kupürü,
- (1) adet Yüzbaşı Muzaffer TEKİN ve Mahmut ÖZTÜRK' e ait fotoğraf arkasında (El Yazısıyla Mahmut ÖZTÜRK adıyla imzalı)
- (2) adet 1 ve 2 ile numaralandırılan CD,
- 1' den 5' e kadar numaralandırılan " Merhaba canım Tuğba' nın da stajının, Kübra ise Avukat, Canım sana bir notum ve Leyla hanımın notu" ile başlayan el yazması doküman,
- (1) sayfa el yazması "Yavrukuşum-46@Hotmail.Com" mail adresiyle başlayandoküman, ,. " ' •
- (1) sayfa el yazması "Aliermisece@mynet".ile başlayan el yazılı doküman,
-(1) adet kahverenkli Akdeniz Petrol ibareli telefon numaralan bulunan ajandaya (Şubat 25 Çetin Bayla başlayan) ,
Şüpheli Murat ÖZKAN'm 34 U 1613 plaka sayılı Volvo marka otosunda yapılan aramada ele geçirilen;
- (3) sayfadan oluşan 1, 2, 3 olarak numaralandırılan "Mehmet ÖZTÜRK", "yazılı ve görsel basını hiç kullanmadım", "Tanımadığım gibi Çavuşbaşmdaki Villasını bilmem" ibare ile başlayan bilgisayar çıktısı doküman ele geçirilerek konulmuştur.
l)Dokümanlarm incelenmesinde;
Şüpheli Murat ÖZKAN'm ikamet ve iş yerinde; yapılan aramada elde edilen dokümanların yapılan incelemesinde;
İlgi soruşturma ile ilgili basında çıkmış haberlere ait gazete 3 sayfa kupürü,
1 adet üzerinde Muzaffer TEKİN ile Mahmut ÖZTÜRK'ün bulunduğu fotoğraf olduğu,
1 adet aliermisece@mynet ile başlayan dokümanın olduğu tespit edilmiştir.Şüpheli Murat ÖZKAN'a ait 34 UE 1613 plakalı aracında yapılan aramada ele
geçirilen l'den 3'e kadar numaralandırılmış dokümanın, şüphelilerin beyanlarından da anlaşılacağı üzere, aynı soruşturma kapsamında yakalanan Ali YİĞİT ile daha sonra yakalanarak tutuklanan Muzaffer TEKİN'in Avukatı Kemal KERİNÇSİZ ve Mahmut ÖZTÜRK'ün Avukatı Nuri Seçkin ALBAYRAM'm Ümraniye'deki bir balık restoranında buluştuklan ve Ali YİĞİT'in verdiği ifade ile ilgili konuştuklan anlaşılmaktadır. Ali YİĞIT'i tekrar ifade vermeye ikna ettikleri ve ifadesini nasıl değiştirmesi gerektiği yönünde Kemal KERİNÇSİZ'in aldığı notlar olarak değerlendirilmiştir. Ali YİĞİT ifadesini değiştirmeyince toplantıda hazır bulunanlara tanıklık yaptırma cihetine gidildiği kanaatine vanlmıştır.
2)Bilgisayar incelemesinde:
Şüpheli Murat ÖZKAN'm ikametinden elde edilen ;
(1) adet S06GJ10L270493 seri nolu samsung marka 80 GB hard diskin yapılan incelemesinde.
1- doc klasörü içerisinde,
-Toplam iki sayfadan oluşan "intihar bir düzmecemi diye başlayıp, Levent ALBAYRAK İstanbul özel istihbarat" diye biten ve Muzaffer TEKİN hakkında bilgi verilen toplam iki sayfadan oluşan (tekin) isimli Word belgesi görülmüştür.
"Silah merakı vardı" diye başlayıp, "Levent ALBAYRAK İstanbul" ibaresiyle biten ve Alparslan ARSLAN hakkında bilgi veren. (ARSLAN) isimli Word belgesi görülmüştür.
"Sinirli ve agresif bir yapısı vardı" diye başlayıp, "Levent ALBAYRAK İstanbul Foto Hülyanın e mailine atıldı" ibaresiyle biten ve Alparslan ARSLAN hakkında bilgi veren.(Ankara) isimli Word belgesi görülmüştür.
2 - resimler klasörü içerisinde;
FOTO(l).jpg. yazılı resmin Muzaffer TEKİN'in askeri bir kurumda sivil ve asker şahıslarla birlikte askeri flama ile çektirdikleri resim olduğu,
FOTO(2).jpg. yazılı resmin Muzaffer TEKİN'in resminin Türk Bayrağı ve Atatürk portresi ile fotomontajlanarak elde edilen fotoğraf olduğu,
FOTO(3).jpg. yazılı resmin asker üniformalı bir kişinin resmi üzerinde "Son Canavar" isimli Necati OCAKÇI tarafından 24.3.1985 tarihinde yazıldığı anlaşılan Muzaffer TEKİN'e ithafen yazılan şiirin olduğu,
FOTO(7).jpg. yazılı resmin Muzaffer TEKİN adına düzenlenmiş rütbesi "vatan aşığı" yazılı mühürsüz ve seri numarasız olduğu görülen takdirname fotoğrafı olduğu görülmüş bu takdirname ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı'na ait olup olmadığı, ait ise bu belgenin yasa gereği veya niteliği bakımından gizli belgelerden olup olmadığının sorulması üzerine; Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'mn 02.06.2008 tarih, 2008/303 S.O. sayılı yazısı ile verilen cevapta "Muzaffer TEKİN adına" 4üzenfenmiş takdirnamenin
s\ İr7) * '>':>- "'* ^
/ 20/3//? #■/••/'/» M 3 --*--------- .
sahte bir evrak olduğu ve Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgisinin olmadığı" bildirilmiştir.
FOTO(8).jpg. yazılı resmin üzerinde Türkiye haritası şeklinde bayrak, Atatürk portresi, Muzaffer TEKİN'in resmi ve Muzaffer TEKİN'e yazılmış şiirin yer aldığı resim olduğu,
KADl.jpg. yazılı resmin Muzaffer TEKİN'in resmi üniforma ile çektirdiği resim olduğu,
KADl.jpg. yazılı resmin Muzaffer TEKİN adına düzenlenmiş "Kıbrıs Barış Harekatına Katılma Belgesi" olduğu,
Kontra_ilişkiler_agi_artık_gizlene yazılı resmin "Oktay YILDIRIM Tekin'i ilk tebrik edenlerdendi" şeklinde basında çıkan Muzaffer TEKİN ile Oktay YILDIRIM'm birlikte çekilmiş resimlerinin olduğu,
Kuvva-i Reina yazılı resmin Oktay YILDIRIM'm büro olduğu anlaşılan bir yerde çekilen fotoğrafı olduğu, arka planda FOTO(2) ve FOTO(3) te yer alan resimlerin göründüğü,
Muzaffer tekin.jpg. yazılı resmin Muzaffer TEKİN'in katıldığı bir cenaze töreninde çekilen fotoğrafı olduğu,
Muzo(l).jpg. - Muzo(2).jpg. - Muzo(3).jpg. - Muzo(4).jpg. - Muzo(5).jpg. -Muzo(6).jpg. - Muzo(7).jpg. - Muzo(8).jpg. - Muzo(9).jpg. yazılı resimlerin Muzaffer TEKİN'in Danıştay saldırısı sonrası aranır durumdayken intihara teşebbüs etekten sonra kaldırıldığı Acıbadem Hastanesi Acil servis girişinde çekildiği anlaşılan ve genellikle görevli polislerin görüldüğü fotoğraflar olduğu,
Oy-l(l).jpg - Oy-2(l).jpg - Oy-3(l).jpg yazılı resimlerin Muzaffer TEKİN, Oktay YILDIRIM ve Kemal KERİNÇSİZ'in katıldıklan bir basın açıklamasında birlikte çekilen fotoğraflar olduğu,
-yemin20e2bl2e20e2bl2fby[l] - yeminnn215792432153592eby[l] -yeminnn215792432153592ekc[l] yazılı resimlerin Kuvay-i Milliye Derneği Genel Başkam M. Fikri Karadağ ve Hüseyin GÖRÜM isimli şahısların basında da yer alan silah üzerine yemin yaptırdıkları töreninin fotoğrafları olduğu görülmüştür.
- (1) adet 4JV6GPDB seri nolu Seagate marka 80 GB Hard Disk'in ve Casper marka 0000606523 seri nolu dizüstü bilgisayarın içerisinde bulunan Seagate_120GB_SN_5LZ3HR8K seri nolu hard diskin yapılan incelemesinde herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır.
- (1) adet J510064124E2 seri nolu MMC Pro Memory 256 MB Hafıza kartının yapılan incelemesinde herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır.
-(2) iki adet Disketin yapılan incelemede herhangi bir suç unsuruna rastlanılmamıştır.
-Murat ÖZKAN isimli şahsın ikamet adresinde ve işyeri adresinde elde edilen toplam 41 adet CD ve DVDTerin yapılan incelemesinde herhangi bir suç unsuruna rastlanılmamıştır.
d)-Teîefon görüşmeleri;
Tape: 3025, 05.11.2007 tarihi, saat: 11.40 sıralarında, Kemal KERİNÇSİZ'in, Ümraniye soruşturmasıyla alakalı olarak, Murat ÖZKAN isimli şahsa, Ali YİĞİT isimli tanıkla görüşmesini isteyerek Murat ÖZKAN'a hitaben; "SEN YİNE DE BU AKŞAM BU VATANDAŞA Bİ NASSIN MAŞSIN AYAKLARINDA Bİ TELEFON AÇARSAN, NE YAPTIN, NE ETTİN BAK İŞTE BU ADAMLAR SENİN BEYANLARINDAN ÖTÜRÜ YATIYO MATIYO" demesi üzerine Murat ÖZKAN 'm da "TAMAM ABİ" diyerek, Ali YİĞİT ile konuşmayı kabul ettiği, kendisinin de soruşturma ile alakalı olarak tanıklık yapacağım kabul ettiği,
Tape: 3347 19.11.2007 tarihi, saat: 14:21 sıralarında MURAT ÖZKAN ile PINAR GÜNER isimli şahısla yapılan telefon görüşmesinde MURAT ÖZKAN'm "...ŞİMDİ AVUKATLA GÖRÜŞÜCEM SENİ EE ŞAHİT OLARAK DİNLp*TJRME ŞEYİMİZ VAR
DURUMUMUZ VAR..." yine "...YANİ ŞEY HUSUSUNDA EE MAHMUT ABİ İLE OKTAY ARASINDA GEÇEN MEVZULARI BİLİYORSUN SONUÇTA 7-8 SENELİK SEKRETERİSİN BU DURUMLARI BİLİYORSUN SAVCIYA İSTEKTE BULUNACAĞIZ KABUL EDERSE SENİ BİR ORAYA GÖTÜRECEĞİZ..." şeklindeki görüşmede Mahmut ÖZTÜRK ve Oktay YILDIRIM lehine şahitlik yapması ve lehte ifade vermesi için bir dönem sekreterlik yapan Pınar isimli şahıs ile görüşme yaptığı anlaşılmıştır.
Tape: 3350 28.11.2007 tarihi, saat: 14.19 sıralarında MURAT ÖZKAN ile AYDIN TUNCEL isimli şahısla yapılan telefon görüşmesinde AYDIN TUNCEL'in tutuklu bulunan MAHMUT ÖZTÜRK'ün durumunu sorduğu, MURAT ÖZKAN'in da "VALLA YILBAŞINA DOĞRU ÇIKMASINI BEKLİYORUZ ALLAH İZİN VERİRSE" "YA İLK MAHKEMEDE ÇIKMASI KESİN ONDAN BİR SIKINTIMIZ YOKTA" şeklinde cevap verdiği,
Tape: 3353 20.12.2007 tarihinde saat: 19:44 sıralarında MURAT ÖZKAN ile İsa ÖZTÜRK ile yapılan telefon görüşmesinde İsa ÖZTÜRK'ün "..MAHMUT ABİNİN SELAMI VAR DİYON NERDE GÖRDÜN LAN MAHMUT ABİNİ.." MURAT ÖZKAN'ın "...TELEFON ETTİ BU GÜN BANA..." Dediği, İsa ÖZTÜRK'ün "...HE HEH HEH MUZAFFER'İN MUZAFFERİN EKİBİ TAM TEŞKİLAT GELMİŞTİR..." dediği, MURAT ÖZKAN'ın "... TAM KADRO CANIMMM..", diyerek İsa ÖZTÜRK'ün "Tam Teşkilat' sözünü "Kadro" olarak çaktırmadan düzeltmeye çalıştığı "...DEDİM BENİM ANAM BABAM YOK ELİNİ ÖPMEYE GELDİM DEDİM.." şeklindeki görüşmeden Ümraniye'de elde edilen el bombalan sonrasında tutuklanan Mahmut ÖZTÜRK'ü cezaevinde ziyarete gittiği anlaşılmıştır.
e)-Diğer şüpheîilerîe örgütsel irtibatları;
Şüpheli Kemal KERİNSİZ ile ortak hareket ederek yürütülen soruşturma ile ilgili açıklayıcı bilgiler veren Ali YİĞİT'in ifadesini değiştirmesi yönünde gerçekleştirilen Ümraniye'deki balık restoranındaki görüşmeyi planlayıp organize etmiştir
f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Kemal KERİNÇSİZ ifadesinde;
"Murat ÖZKAN'ı Ümraniye davası şüphelileri ve tanıkları olmaları ve onlarla olan ilgileri nedeniyle tanıdığını,
3025 sayılı tapede Murat ÖZKAN' la yapılan görüşmede "Ali YIGIT in yeniden ifade vermesi konusunda BOŞVERİLMEMESİ" şeklindeki beyanları okunup sorulduğunda;
Şüpheli Ali YIGIT' in cezaevinden tahliye olduktan sonra derhal aynı günde veya bir gün sonra önce Murat ÖZKAN'ı Müge TEKİN'i ve Muzaffer TEKİN'in kardeşi RIZA TEKÎN'i arayarak kendisinin hatalı yazılan ve gerçekte beyan etmediği ifadeleri yüzünden Muzaffer TEKİN' in ve Mahmut ÖZTÜRK' ün cezaevinde yattığını ve bundan vicdanen rahatsız olduğunu ifade ederek telefonla aramış olduğunu, bunun üzerine yukarıda ismi geçen 3 kişinin Muzaffer TEKİN'in Avukatları olarak kendisine ve Avukat ENGİN BEYE bu konuyu anlattıklarını, Ali YIGIT' in cezaevinde kaldığından dolayı yıprandığını, Trabzon' da ailesinin yanına giderek biraz dinleneceğini daha sonra İstanbul' a gelip bu konuda gerekirse yeniden ifade verebileceğini, yine yukarıdaki 3 kişiye beyan etmiş olduğunu, aradan bir süre geçtikten sonra Murat ÖZKAN kendisine telefon açarak Ali YİĞİT'in Trabzon'dan geldiğini kendileri ile görüşmek istediğini söylemiş olduğunu, kendisinin de Murat ÖZKAN'a böyle bir görüşmenin yapılabileceğini görüşme yeri konusunda da tamamen Ali YIGIT'in söylediği yere gidebileceklerini belirttiklerini, bir müddet sonra Murat ÖZKAN' in söz konusu toplantının yerini Ümraniye'de bir balıkçı dükkanı olarak verdiklerini, bu adresi Avukat ENGİN BEY'le Avukat SEÇKİN BEY'e de bildirdiğini, bu sebeple oraya gelmesini istediğini, kendisinin de söylenen saatte kendi vasıtasıyla söz konusu balıkçı dükkanına gittiğini, toplantıya en az 10-12 kişinin katıldığını, Ali YİĞİT'in abisi dahil akrabaları ile birlikte kalabalık bir şekilde geldiklerini, toplantıda Muzaffer TEKİN vekili olarak 'kendisinin, ve> Avukat ENGİN'in,
Mahmut ÖZTÜRK'ün vekili Avukat SEÇKİN ve Mahmut ÖZTÜRK'ün kardeşi İsa ÖZTÜRK ve ortağı Murat ÖZKAN ile Ali YİĞİT ve isimlerini bilemedi birçok akrabasının katılmış olduklarını, karşılıklı tanışmadan sonra geçmiş olsun dileklerinde bulunduklarını, Ali YIGIT'e Emniyette verdiği ifadeyi okuyarak bu ifadeyi verip vermediğini sorduklarını, Ali YIGIT'in kesinlikle bu ifadeyi vermediğini olayın gerçeğini bire bir cümlelerle herkesin huzurunda anlattığını, anlatımlarını not şeklinde yazdığını, aldığını notu tek tek herkesin huzurunda cümle cümle Ali YİĞİT'e tekrar okuyarak ifadenin bu şekilde olup olmadığını sorduğunu, Ali YİĞİT'in verdiği ifadesinin hatalı olduğunu, okutmadan imzalatılmış olduğunuvekil arkadaşının ifadenin sonunda geldiğini, bu sebeple ne yazıldığını bilmediğinden imzalamak zorunda kaldığını, ama gerçeğin kendisinin anlatığı gibi olduğunu, bunun için "yarın Savcılığa gidip ifademi yeniden vereceğim" dediğini, kendisinin de daha önce Savcı Zekeriya ÖZ'e bu konuyu anlatıp Ali YİĞİT'in yeniden ifadesini alıp almayacağını sorduğunu, sayın savcının da gelirse alırım dediğini, ancak ertesi gün Avukatının tesirinde kalarak belki de muhtemelen Avukatın sorumluluğu doğabileceğinden ifade vermeye gitmemiş olduğunu, kendilerinin de bunun üzerine o toplantıda bulunan kişileri tanık olarak dinlettiklerini, Murat ÖZKAN'ın arabasında yapılan aramada ele geçen ifade tutanaklarının söz konusu toplantıda almış oldukları notlar olduğunu " beyan etmiştir.
g)- Şüpheli Murat ÖZKAN'ın Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Ümraniye'de ele geçirilen el bombalan ve bağlantılı olan kişiler hakkında ifade veren ve şüphelilerin arasındaki örgütsel bağlantıların ortaya çıkmasına katkıda bulunan Ali YİĞİT üzerinde cezaevinde iken Mehmet DEMİRTAŞ ile Oktay YILDIRIM 'in baskı ve tehdit uygulayarak gerçek beyanı dışında kendilerinin lehlerine olarak hazırlayıp verdikleri farklı bir ifadeyi ezberletmeye çalıştığı bilindiği halde Ali YİĞİT cezaevinden tahliye olduktan sonra da benzer şekildeki ifadeyi vermesi için şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in Ali YİĞİT'i boş bırakmaması gerektiği yönündeki telefondaki talebi üzerine Şüpheli Murat ÖZKAN'ın, Ali YİĞİT ile bir toplantı yapılmasını temin ettiği, bu toplantı sonrasında da Ali YİĞİT'in yine ifadesini değiştirmemesi üzerine, şüpheli Kemal KERİNÇSİZ tarafmdan yazılıp kendisine verilen ve arama sırasında arabasında ele geçirilen ifadeyi ezberleyerek örgüt üyeleri lehine ikinci kez tanık olarak ifade vermek suretiyle; yasadışı ERGENEKON terör örgütü içinde hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettiğine ilişkin kamu davasının açılmasını gerektirecek yeterli şüphenin oluştuğu anlaşıldığından;
Şüpheli Murat ÖZKAN hakkında 5237 Sayılı TCK'nun 314/3 ve 220/7. maddesi yollaması ile TCK'nun 314/2, Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince cezalandırılması şüpheli hakkında TCK'nun 53/1-2/3, 54/1, 58/9 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.
62- ŞÜPHELİ SATILMIŞ BALKAŞ a) Emniyet ifadesinde,
"1973 yılında Kastamonu da doğduğunu, lise Mezunu olduğunu, 1993 yılında askerliğini yaptığını, çeşitli temizlik işlerinde çalıştıktan sonra Met Güvenlik şirketine başvurarak güvenlik görevlisi olduğunu, 2004 yılından beri Sakıp SABANCI'nm mezarında Güvenlik Görevlisi olarak çalıştığını, evli ve çocuksuz olduğunu, aynı anne ve babadan olma iki kardeş olduklarını, Pasaportu olmadığını, bugüne kadar Legal veya illegal yollardan yurtdışına çıkmadığını, Güvenlik Kuvvetleri tarafından bugüne kadar kendisi ve aile fertlerinden biri için herhangi bir işlem yapılmadığını, Kastamonu-Araç-Bahçecik köyü yardımlaşma ve dayanışma derneğine üye olduğunu, herhangi bir terör örgütüne üyeliği olmadığım, Ümraniye de elde edilen el bombalan hakkında görsel basın ve gazetelerden gördüğü ve okuduğu bilgiler haricinde herhangi bir bilgisinin' bulunmadığını, Kemal
KERİNÇSİZ isimli şahsı internet haberlerini okurken ve Rum Ortodoks Patrikhanesine karşı yürüttüğü mücadeleyi fikir olarak desteklediği için kendisinin telefonunu internetten aldığını ve mücadelesinden dolayı kendisine teşekkür etmek için aradığını, bayramlarda ve özel günlerde kendisini aradığını, 3336 numaralı, 16.12.2007 tarihli iletişim Tespit tutanağında Kemal KERİNÇSİZ ile yapılan birbirinin devamı niteliğindeki iki mesaj hakkında sorulduğunda, mesajı kimsenin telkin ve yönlendirmesi ile çekmediğini, 2004 yılında üniversite sınavına hazırlanırken okuduğu Atatürk İlke ve İnkılap tarihi derslerinde Kuvayi Milliye Derneğini tanıdığını ve kendinde Kuvayi Milliye fikrinin geliştiğini, mesajda adı geçen paşaların isimlerini internetten öğrendiğini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisinin gönderdiği mesajlara karşılık vermediğini, bunun üzerine bahse konu mesaj hakkında Kemal KERNİÇSİZ isimli şahsın cep telefonunu aradığını ve mesajın içeriği hakkında soru sorduğunu, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine hitaben "bu gibi konuların telefonda konuşulamayacağmı, kendisini aşan konular olduğunu" beyan ederek telefonu kapattığını, 22.01.2008 günü adresinde yapılan aramada elde edilen yazılı dokümanlar hakkında sorulan sorulara vermiş olduğu cevapta, 3 numara ile numaralandırılmış "Sayın Dilek EKER" ile başlayan yazılı dokümanı çalıştığı işyerinde ki konfeksiyon bölümünde Dilek isimli bir bayana duygusal anlamda bir şeyler yazması için vermiş olabileceğini, 7 numara ile numaralandırılmış tarihini hatırlamadığı "bu bir gerçektir" isimli Word belgesini roman yazma hevesinden dolayı böyle bir çalışma ürünü olduğunu, "Bu ülke de bazı politikacıları idam mı bekliyor? Bu ülkeyi hainler yönetmiş" şeklinde söylemlerin bulunduğu 5 ve 6 numaralı dokümanları 2002 yılında yapılan genel seçimler de partilere vererek kime oy vermeleri gerektiği yönünde fikir edinmeleri için kendisi tarafından hazırlanan bir not olduğunu" beyan etmiştir.
b)-Savcılık ifadesinde;
"Kolluk ifadesini tekrarladığını, kendisinin Sakıp SABANCI'nm mezarı başında güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, soruşturma kapsamındaki kişilerden Av.Kemal KERİNÇSİZ'i internetteki haber sitelerinden gördüğünü ve telefonunu aldığını, daha sonra ise bürosuna giderek tanıştığını, Kemal KERİNÇSİZ'e gönderdiği 16 Aralık 2007 tarihli "KEMAL BEY BAZI VATANDAŞLAR GENELKURMAY BAŞKANININ DARBE YAPAMAYACAĞINI AKP İKTİDARININ İPİNİ ÇEKEMEZ DİYORLAR, PEKİ KİM ÇEKER, ORGENERAL ERDAL CEYLANOĞLU (EDOK) VE ORGENERAL HASAN IGSIZ (2.0RDU KOMUTANI) BU GENERALLERDEN BİRİSİ OLSA OLURDU" şeklindeki telefon mesajını boş bulunduğu için dalgınlık ile çektiğini, daha sonradan da telefon açıp mesajı alıp almadığını sorduğunu, Kemal KERİNÇSİZ'in mesajını aldığını ancak birşey söylemesi halinde kendisini alıp bir yere koyacaklarını söylediğini, mesajda geçen EDOK'un Eğitim ve Doktrin Komutanı anlamına geldiğini, daha önce Kemal KERİNÇSİZ ile aralarında darbe v.s. konulan konuşmadıklarını, kendisi otobüste bu şekilde konuşulduğunu duyduğu için mesaj çektiğini, bundan pişmanlık duyduğunu, kendisinin herhangi bir yasadışı oluşum içinde olmadığını, ele geçirilen bomba ve mühimmatlarla ilgisinin bulunmadığını" beyan etmiştir.
c)-Aramalarda elde edilen deliller;
Şüpheli Satılmış BALKAŞ'm; Nartanesi Sokak No: 13/5 Küçükbakkalköy -KADIKÖY adresinde yapılan aramada;
-(6) adet 1 'den 6'ya kadar numaralandırılmış CD,
-(1) adet Samsung marka HD1230IJ model Hard Disk (PEFCACB1N22058) 120 Gb. SN:SOAEJ1PP300580
-(2) adet 1 'den 2'ye kadar numaralandırılmış disket, -Samsung marka D520 model 353134/01/501451/7 İMEİ nolu cep telefonu, -(1) adet telefon üzerine takılı 01.04.150675496 seri nolu Turkcell hazır kart, -(1) adet Kingston marka DTI0/1GB 014169-316A00LF;sen nolu flash disk,
-(1) ile numaralandırılan Sn.Alim CAN ibaresi ile başlayan tel:216 573 11 43 ibaresi ile biten,
-(2) ile numaralandırılan "Sn.A.Rafet MESTÇİOĞLU" ibaresi ile başlayıp "Satılmış BALKAŞ" ibaresi ile biten,
-(3) ile numaralandırılan "Sn.Dilek EKER" ibaresi ile başlayıp "Ben de sizlere vesile oluyorum diye yazıyorum" ile biten el yazımı not,
-(4) ile numaralandırılan "milletler hizmet bekler" ibaresi ile başlayıp "Belediyeyi seç (Satılmış)" ibaresi ile biten büyük harflerle yazılı bilgisayar çıktısı,
-(5) ile numaralandırılan "Ülkemizde" ibaresi ile başlayıp "bekliyorum" ile biten büyük harflerle yazılı bilgisayar çıktısı,
-(6) ile numaralandırılan "Bu memleketi hainler yönetmiş" ibaresi yazılı bilgisayar çıktısı,
-(7) ile numaralandırılan "Bu bir gerçektir" ibaresi ile başlayıp arka sayfasında "Satılmış pişman olmayacağız yarma " ile biten el yazımı doküman,
Üst Aramasmda;
-(1) adet, 8990029252770487955L6969 Vodafone marka sim kart, -(1) adet, 0705170279257 sim plus hazır kart elde edilmiştir.
l)Dokümanların incelenmesinde;
l'den 7'e kadar numaralandırılmış yazılı Dokümanlarm yapılan incelemesinde,
1 Numaralı dokümanın; Satılmış BALKAŞ tarafından Doğu Türkistan Göçmenleri Derneği üyesi olan Alim CAN isimli şahısa kendisi ile irtibata geçmesi için yazılmış faks ile çekileceği değerlendirilen bir yazı olduğu,
2 Numaralı dokümanın; Satılmış BALKAŞ tarafından A. Rıfat MESTÇİOĞLU isimli askeri personele yazılmış mektup olduğu,
3 Numaralı dokümanın; Satılmış BALKAŞ tarafından Dilek EKER isimli şahısa yazılmış mektup olduğu,

4 Numaralı dokümanın; "Millet Hizmet Bekler Fakat Hizmet Alabilmek Önemlidir. Milletler Hizmet Alabilecekleri Belediyeleri Seçmelidirler. Hizmet Almak İstediğin Belediyeyi Seç. Satılmış" şeklinde bilgisayar çıktısı olduğu,
5 Numaralı dokümanın; "ÜLKEMİZDE BAZI POLİTİKACILARI İDAM SEHPASI BEKLİYOR MU?" şeklinde bilgisayar çıktısı olduğu,

6 Numaralı dokümanın; "BU MEMLEKETİ HAİNLER YÖNETMİŞ" şeklinde bilgisayar çıktısı olduğu,
7 Numaralı dokümanın; Satılmış BALKAŞ tarafından yazılmış içeriğinde yazmış olduğu kitap ile ilgili bilgilerin bulunduğu el yazması doküman olduğu tespit edilmiştir.
2)Bilgisayar incelemesinde:
Satılmış BALKAŞ'tan elde edilen Samsung marka HD1230IJ model Hard Disk, (6) adet CD, (2) adet disket ve (1) adet Kingston marka flash diskin yapılan incelemesinde herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır.
d)-Telefon görüşmeleri;
Tape: 3072 , 16.12.2007 tarihi, saat: 22:03 sıralarında, şüpheli Satılmış BALKAŞ tarafından, Kemal KERİNÇSİZ'e; « KEMAL BEY. BAZİ VATANDAŞLAR. GENEL KURMAY BASKANİNİ DARBE YAPAMAYACAĞIN AKP.IKTİDARİNİNJPİNİ ÇEKEMEZ DİYORLAR.PEKİ KİM ÇEKER.ORG.ERDAL CEYLANOGLU. (EDOK)VE ORG HASAN IGSIZ. ZORDU KOMUTANI. BU GENARALLERDEN BİRİSİ OLSA OLURDU...." Şeklinde iki adet mesaj gönderildiği^" * ..-^N»
16.12.2007 günü saat : 22.05'de Satümfş BAIK£^ge Kemal KERİNÇSİZarasındaki telefon görüşmesinde özetle; u u> ^ /tfjj3*N
Satılmış BALKAŞ'm "TAMAM ALDIN MI MESAJIMI" dediği, Kemal KERİNÇSİZ'in "HA ALDIM" dediği, Satılmış BALKAŞ'm "DOĞRU BİLMİYORUM DOĞRU MU DÜŞÜNDÜK AMA" dediği, Kemal KERİNÇSİZ'in "VALLA SATILMIŞ'IM ŞİMDİ BUNLARI SEN TELEFONDA KONUŞURSAN BİZİ ALIR YERE KOYARLAR" "ÇÜNKÜ BU İNSANLARIN NEYİ NE ŞEKİLDE ALGILADIKLARI BİLE BELLİ DEĞİL" "ARTIK NORMAL BASİT Bİ KONUŞMA BİLE ADETA SUÇ KONUSU SAYILIYO ANLATABİLDİM Mİ BENİM CAN KARDEŞİM" dediği, Satılmış BALKAŞ'm "ANLADIM EFENDİM AMA YANİ BEN TESPİTİMİN DOĞRU OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM" dediği görülmüştür.
e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
Şahsın örgüt içindeki ilişkisinin Kemal KERİNÇSİZ ile olduğu, Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ, Savcılık ifadesinde adı geçen Satılmış BALKAŞ'ı tanımadığını beyan etmesine karşın, ifadesinin ilerleyen bölümlerinde şahsın kendisine gönderdiği "KEMAL BEY BAZI VATANDAŞLAR GENEL KURMAY BAŞKANINI DARBE YAPAMAYACAĞINI AKP İKTİDARININ İPİNİ ÇEKEMEZ DİYORLAR PEKİ KİM ÇEKER ORG. ERDAL CEYLANOGLU (EDOK) VE ORGENARAL HASAN IGSIZ (2.0RDU KOMUTANI) BU GENERALLERDEN BİRİ OLSAYDI OLURDU' şeklindeki mesaja yönelik sorulan soru üzerine vermiş olduğu cevapta" Ben kesinlikle bu tür mesajları konuşmaları tasvip etmiyorum, zaten cevabımı da telefonda veriyorum, bu tür ordu ile ilgili ulu orta yapılacak konuşmaların kurumları yıpratmaktan başka bir işe yaramayacağı inancında olduğumdan her zaman karşı gelmişimdir, ancak karşımdaki insanları kırmamak için bunu yumuşak bir üslupla geçiştirmişimdir, burada da telefon sahibine katılmadığım açıkça ifade edilmiştir.'1'' şeklinde verdiği cevaptan da anlaşılacağı üzerine adı geçen şahısla karşılıklı mesaj lastiğim ve telefonla konuştuğunu kabul etmekte böylece şahsı tanıdığı anlaşılmıştır.
Yapılan telefon görüşme analizinde de şüpheli Satılmış BALKAŞ'm, Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ile toplam 71 kez görüşme yaptığı tespit edilmiştir.
f)- Şüpheli Satılmış BALKAŞ'm Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Satılmış BALKAŞ'm kendi beyanına göre önceleri fikirlerini beğendiği için yasadışı ERGENEKON terör örgütünün özel görevli üyelerinden olan şüpheli Kemal KERİNÇSİZ 'in telefon numarasını internetten aldığını, kendisine bayram ve yılbaşı gibi özel günlerde mesaj çektiğini, daha sonra bürosuna gidip tanıştığını beyan etmiş olup, Kemal KERİNÇSİZ ifadesinde Satılmış BALKAŞ'ı tanımadığını beyan ederek, şüpheli Satılmış'ı tanıdığını gizleme ihtiyacı duymuştur. Telefon görüşme analizleri neticesinde de şüpheli Satılmış BALKAŞ'm 01/01/2000 tarihinden operasyon tarihine kadar olan süre içinde ERGENEKON terör örgütünün özel görevlilerinden olan Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ile 71 kez görüştüğü, bu şekliyle örgütsel irtibatının olduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli Satılmış BALKAŞ'm yukarıda belirttiğimiz askeri darbe yapılması yönündeki telefon mesajını göndermesinin dalgınlığına geldiği yönündeki savunması dahi gerçek amacım ortaya koyması açısından yeterlidir. Bir kişinin durup dururken herhangi birine askeri darbe yapılması gerektiğini telefon mesajı olarak göndermesi hayatın olağan akışına uygun değildir, önceye dayalı bir ilişkisi ve irtibatı olmasa böyle bir eylemde bulunmaz, aralarında fikir ve amaç birliği olmasa böyle bir şeye cesaret edemez, mesajı gönderen ile karşı tarafta mesajı alan şahıs arasında sıkı bir ilişkinin varlığı yadsınamaz, ayrıca şüphelinin evinde yapılan aramada ele geçirilen dokümanlardan da aynı düşünceyi paylaştıkları açıkça anlaşılmış olup şüpheli Satılmış BALKAŞ'm yasadışı ERGENEKON terör örgütü ile süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden organik bir bağ kurduğu ve terör örgütü üyesi olmak ve halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyana tahrik suçlarını işlediği hususunda yeterli şüphe teşkil eden delil elde edildiği anlaşıldığından;
Şüpheli Satılmış BALKAŞ hakkında 5237 Sayüı TCK'nun 314/2, 313/1, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5 ve TCK'nun 53, 54/1, 58/9 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.
63-ŞÜPHELİ ASİM DEMİR
a) Emniyet İfadesinde;
"Sivas'ta doğduğunu, İlkokul mezunu olduğunu 1996 yılında Ali KOCAOĞLU'nun kızı Gülşah ile evlendiğini, bu evliliğinden 2 çocuğunun olduğunu, 2004 yılında Küçükçekmece- Sefaköy'de Kaymakamlığın karşısında Okyanus Cafe isimli iş yerini açtığım ve 1 yıl süreyle burayı çalıştırdığını, 2003 yerel seçimlerinde Küçükçekmece ilçesinde MHP'den aday olan Avukat Kemal KERİNÇSİZ isimli şahıs ile tanıştığını, o tarihlerde Küçükçekmece Kanarya Mahallesi'nde bulunan Ülkü Ocaklan'nda takıldığını, bu vesileyle kendisiyle çalıştığını, parti ve seçim çalışmalarına katıldığını, 2004 yılından sonra işyerini kapattığını, en son olarak 2003 yerel seçimlerinden tanıdığı Avukat Kemal KERINÇSIZ'in yanma gelerek kendisinden iş talebinde bulunduğunu, kendisinin de bürosunda çaycılık ve evrak getir-götür işlerine bakmasını söylediğini halen burada ücret karşılığında çalıştığını kalacak yerinin olmamasından dolayı kendisinin başkanlığını yaptığı dernekte kaldığını, bir arkadaş vasıtasıyla tanıştığı kendisiyle birlikte gözaltına alınan Müzeyyen ŞEN isimli şahısla yakalandığı günün akşamı beraber olduklarını, geç vakit olması nedeniyle kendisini kalmış olduğu derneğe getirdiğini ve dernekte kaldığını, yakalandığında onun da dernekte olduğundan dolayı birlikte gözaltına alındıklarını, pasaportu olmadığını, herhangi bir dernek, sendika veya partiye üyeliğinin bulunmadığını,
Kullanmakta olduğu 0536 528 62 18 numaralı hattın kardeşi Sebahattin DEMİR adına kayıtlı olduğunu, Büyük Hukukçular Birliği Derneği'nde yapılan aramada elde edilen 30 adet "Türk Milleti Atatürk'ün evine yakışan cumhurbaşkanını seçiyor" ibaresi ile başlayıp "Büyük Türk Milleti Cumhuriyet İçin Elele" ile biten dokümanın ve 2. sayfasında Cumhurbaşkanlığı küresel işbirlikçilerinin eline geçtiğinde işgal edilecek makamlar ve yetkiler başlığı altında cumhurbaşkanının atayacağı makamlar ve kullanacağı yetkiler alt alta sıralandığı -3. ve 4. sayfasında Türkiye Cumhuriyeti Nasıl Bir Cumhurbaşkanı İle Temsil Edilmelidir? başlığı altında Cumhurbaşkanın sahip olması gereken tecrübe-bilgi, yabancı güçlerin denetiminde olmayan, "Türkiyelilik", "alt ve üst kimlik" gibi fantezilerle uğraşmayan, manevi değerleri ve inancı istismar etmeyen gibi özelliklerin alt alta sıralandığı ve ayrıca Cumhurbaşkanlığı yemini ile sonlandmlmış altında büyük Türk Milleti Cumhuriyet için elele ibaresiyle son bulduğu anlaşılan dokümanlar hakkında herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, bir ara Kemal KERİNÇSİZ ile aralarının bozulduğunu bu esnada artık dernekte kalmadığını, yaklaşık iki ay sonra derneğe tekrar geri döndüğünde bahse konu belgeleri gördüğünü kimin tarafından ve ne zaman getirildiği konusunda herhangi bir bilgisinin bulunmadığını ve bahse konu belgelerin bir yerlerde dağıtıldığına şahit olmadığını, kendisiyle birlikte gözaltına alman şahıslardan;
Kemal KERİNÇSİZ'i ikamet olarak kullandığı Büyük Hukukçular Derneği Başkam olarak tanıdığını, kendisiyle olan tanışıklığını detaylı olarak yukarıda anlattığını,
Sevgi ERENEROL'u Kemal KERİNÇSİZ vasıtası ile tanıdığını, Kemal KERİNÇSİZ'in Orhan PAMUK hakkında açmış olduğu davanın duruşmasında Şişli Adliyesinde Kemal KERİNÇSİZ ile buluştuğu zaman tanıdığını,
Atilla AKSU isimli şahsı Kemal KERİNÇSİZ'e Adliyeden evrak getirip götürürken tanıdığını
3329 no'lu iletişim tespiti tutanağından; 07.11.2007 tarihi, saat 17:20 sıralarında Kemal KERİNÇSİZ ile telefon görüşmesi yaptığı ve burada "şeyi aldım yani Atilla 'dan gizli belgeler var demiştin ya.. " şeklinde beyanlarda bulunduğu konuşma için, bahse konu telefon görüşmesini hatırlamadığını, Atilla AKSU isimli .şahıstan hgrhangi bir belge almadığını,
Kemal KERİNÇSİZ ve Atilla AKSU isimli şahısla olan ilişkilerini daha önceden detaylı anlattığını,
3331 no'lu iletişim tespiti tutanağından; 15.12.2007 tarihi, saat 14.58 sıralarında Selahattin Demir adına kayıtlı 0536 528 62 18 numaralı hattan Kemal Kerinçsiz ile yaptığı telefon görüşmesi için; konuşmada adı geçen bayanın 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Kalemindeki müdür olduğunu İsimini hatırlamadığını Kemal KERİNÇSİZ'le Başbakan'a açtığı tazminat davası ile ilgili konuştuklarını sandığını, dava sonucu ile ilgili Kemal KERİNÇSİZ'e yapacağı tebligatı kendisine elden verdiğini kendisinin de Kemal KERİNÇSİZ'e götürdüğünü,
3330 no'lu iletişim tespiti tutanağından; 17.12.2007 tarihi, saat 19.54 sıralarında 0536 325 90 50 numaralı hattan arayan bir bayan şahısla yaptığı telefon görüşmesi için; Zeytinbumu'nda ikamet eden bir arkadaşı olduğunu, kendisiyle arkadaşlıktan öte herhangi bir bağının olmadığını konuşmada geçen makineden kasıt kendisine ait olan kurusıkı silah olduğunu, Zaten bu silahın yakalandığı dernekte yapılan aramada bulunduğunu" beyan etmiştir.
b) Savcılık İfadesinde;
"Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in yanında çaycı olarak aylık 500 YTL maaşla çalıştığını, bazen de Adliyeye dosya getir-götür işini yaptığını, kendisinin Büyük Hukukçular Derneğinde yatıp kalktığını, gözaltına alman kişilerden Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL ve Müzeyyen ŞEN'i tanıdığını, Sevgi ERENEROL'u basın açıklamasında ve Orhan PAMUK ile ilgili davanın duruşma günleri Adliye önündeki protestoda gördüğü için tanıdığını, kendisinin Ümraniye ilçesinde ele geçen el bombalan ile ilgisininolmadığını, sonu 62 18 ile biten telefon hattının kardeşi Sebahattin DEMİR'e ait olduğunu, Büyük Hukukçular Derneğinde ele geçen dokümanlan kimin koyduğunu bilmediğini, kendisinin 2007 yılı içerisinde 2 ay kadar Kemal KERİNÇSİZ'in yanından aynldıktan sonra geri döndüğünü, iş ile ilgili Adliyeye gidişleri nedeni ile Atilla AKSU'yu tanıdığını, ancak merhabalığı olmadığını, savcılık kaleminde çalışıyor olabileceğini,
Sorulması üzerine ise ;
07.11.2007 tarihi, saat 17:20 sıralannda Kemal KERİNÇSİZ ile yapılan görüşmeyi tam olarak hatırlamadığını, kendisinin ilkokul mezunu olduğunu, gizli belgeler ile ilgisi olamayacağını, bu görüşmenin şaka amaçlı olabileceğini, kendisinin Atila AKSU'dan bir şey almadığını,
15.12.2007 tarihi, saat 14:58 sıralannda yapılan telefon görüşmesinin, Kemal KERİNÇSİZ'in başbakan aleyhine açtığı davaya ilişkin tebligatın kendisine elden verilmesi ile ilgili olduğunu, görüşmede geçen müdüre hanımın Kartal Adliyesi 2.Sulh Hukuk Mahkemesi Müdürü olduğunu,
17.12.2007 tarihi, saat 19:54 sıralanndaki telefon görüşmesini, Sabiha DEĞİRMENCİ ile yaptığını, görüşmede makine sözünden kurusıkı silahı kastettiğini, kendisinin dükkanını batırdığını, mafyacılık oynayan kişilerin kendisinden haraç istediğini, bu nedenle iş yerini kapattığını, kurusıkı silahı o tarihlerde aldığını, yakın zamanda silah almadığını, görüşmede geçen sözlerin şaka mahiyetinde söylendiğini,
Kemal KERİNÇSİZ'in Kartal Adliyesinde görevli müdüre hanım ile önceye dayalı bir ilişkisi olup olmadığını bilmediğini, ancak olay günü Kartal Adliyesine giderek başbakana açılan davayla ilgili karar örneğini aldığım,bu sırada müdüre hanım ile Kemal KERİNÇSİZ'in telefonla görüştüklerini, içeriğinin doğru olduğunu,kendisinin kaldığı Büyük Hukukçular Derneğinde her hangi bir silah ve patlayıcı madde olmadığını,
Büyük Hukukçular Derneğinde çantası içinde ele geçen Bora marka silahın kendisine ait olup kuru sıkı olduğunu zannederek 2006 yılında hatırlamadığı birisinden aldığını,
İ •'"' <* L-~-r-v * , *^
Sabiha DEĞİRMENCİ ile yaptığı görüşmeŞîi^^aka mahiyetinde olduğunu, görüşmede "yeni aldım bir tane ya " sözü ile herhangi Şir şey kastetmediğini beyan etmiştir
\
<=g>-—J
c) Aramalarda elde edilen deliller;
Şüpheli Asim DEMİR'in Hoca Üveys Mahallesi Cemil Sakarya sokak Güler Ap.No:2/6 Büyük Hukukçular Derneği FATİH sayılı adresinde Sekreter odasında
yapılan aramada elde edilen 9 adet CD'nin yapılan incelemesinde,
Ö.No'lu CD'de Sevgi ERENEROL, Muzaffer TEKİN, Kemal KERİNÇSİZ, Rafet ARSLAN isimli şahısların da bulunduğu 2005 yılında Büyük Hukukçular Birliğinin yapmış olduğu toplantı resmi ve Basın Bildirisi bulunduğu,
Oktay YILDIRIM isimli şahsın Yeni Hayat Dergisi için yazmış olduğu yazılardan derginin 3. sayfasında "Bu bir Dip Dalgasıdır" başlığı altına yazının olduğu,
Şüpheli Asim DEMİR'in yakalandığı yerde ele geçirilen
"Seagate_10GB_SN_7DBUTlK" marka hard diskinde yapılan incelemede,
Asim_DEMİR_Seagate_10GB_SN_7DBlJTlK isimli klasör içerisinde bulunan, "EXPORT" klasörü içerisindeki 1.2) _AYASOFYA TÜZÜK ll.doc isimli 12 sayfadan oluşan ve (imaj programı ile kurtarılan silinmiş belge) "Ayasofya Derneği Tüzüğü" başlığı altında dernek tüzüğünün aşağıdaki gibi olduğu;
Aynı adreste yapılan arama sırasında 1 Adet ÇAKARD Marka çanta içerisinde 9765 seri numaralı cal 9 mm KNALL BORA-MK-19 Marka kurusıkıdan bozma toplu tabanca ele geçirildiği;
Kriminal incelemesi sonucu tanzim edilen 24.01.2008 tarihli ve 2008/1105 sayılı ekspertiz raporuna göre:
"9765 numaralı silah 9 mm çaplı, ses ve gaz fişeği istimal eden BORA Marka MK-19 Model 6'h toplu bir tabanca olduğu, ateşleme sisteminde görev alan mekanik aksamının sağlam ve işler durumda olduğu, namlusu içerisinde ateşli silah fişeklerinin istimalini engelleyen parçanın ise bulunmadığı,
Bahse konu tabancanın mevcut haliyle laboratuarda yapılan denemelerde ses ve gaz fişeklerini istimal edebildiği gibi aynı çaplı el yapımı çekirdekli (Metal Bilyeli) fişekleri atabileceği,
El yapımı çekirdekli (Metal Bilyeli) fişekleride atabileceği görülen tabancanın 6136 sayılı yasaya göre yasak niteliğine haiz ateşli silahlardan olarak mütalaa edilmesi gerektiği, 6136 sayılı yasanın 12/4. bendende belirilen vahim silahlardan olmadığı, tespit edilemeyen olaylar arşivinde her hangi bir irtibatının bulunmadığı," belirtilmiştir.
d) Şüpheli Asim DEMİR'e ait telefon görüşmeleri;
Tape: 3282, 07.11.2007 tarihi, saat:17:20 sıralarında ASİM DEMİR ile KEMAL KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde özetle; ASİM DEMİR'in "ŞEYİ ALDIM YANİ ATİLLA'DAN GİZLİ BELGELER VAR DEMİŞTİN YA" dediği, yapılan görüşmeden Kemal KERİNÇSİZ'in şahıs ile önceden görüştüğü ve şahsa Sultanahmet Adliyesinde görevli olan Atilla AKSU isimli şahısta bulunan GİZLİ BELGELERİ alıp kendisine getirmesi talimatı verdiği, şahsın da bu talimat üzerine GİZLİ BELGELERİ şüpheli Atilla AKSU'dan aldığını telefon açarak Kemal KERİNÇSİZ'e ilettiği KEMAL KERİNÇSİZ'in de "GİZLİ DEĞİL BE YAVRUCUĞUM, NORMAL BELGE ÖYLE GİZLİ BELGE OLUR MU LAN SEN DE TELEFONDA GİZLİ BİLGİ, GİZLİ BİLGİ, ULAN NE GİZLİSİ OLUR MU ÖYLE ŞEY NORMAL BELGE HA ALDIN MI ONLARI ?" şeklinde yapılan görüşmede ERGENEKON terör örgütü yöneticilerinden olan şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in örgütün amacı doğrultusunda kullanabileceği bilgi ve belgeleri normal prosedür dışında el altından savcılıkta görevli Atilla AKSU isimli şahıstan menfaat karşılığı aldığı ve sürekli şahıs ile irtibatlı olduğu, önemli bir dan/a belgesi olduğunda şahıs ile telefonlaştığı ayrıca alınacak bilgi ve belgeleri şüpheli.,Asimi DEMİR vasıtası ile aldırdığı anlaşılmıştır.
Tape: 3026 07.11.2007 tarihi, saat:12.19 sıralarında, Kemai KERINÇSIZ'in İstanbul Adliyesi Savcılık kaleminde görev yapan şüpheli Atilla AKSU' nun kamuoyunda sansasyonel hale gelmiş bazı insanların dosya safahatları ve fotokopilerini Kemal KERİNÇSİZ'e vererek, bu dosyalar ile alakalı geçen görüşmede; Kemal KERINÇSIZ'in Atilla AKSU'ya hitaben; «ÇOK GÜZEL, HEPSİ BİRBİRİNDEN GÜZEL. ON NUMARA YANİ ON NUMARA" dediği, Atilla AKSU'nun da "MUZAFFER BEYİN KARŞI TARAFINDA OLAN BAZI ŞEYLERİ." Kemal KERINÇSIZ'in de "A O ONLAR ÇOK FAYDALI OLDU, ONLAR BİLDİĞİN GİBİ DİĞİL. ONLAR ÖYLE FAYDALI OLDU Kİ ABİ" diyerek, İstanbul Adliyesinde memur olarak çalışan şüpheli Atilla AKSU' nun aynı gün saat: 12.19 sıralarında, Kemal KERINÇSIZ'in yanında çalışan Asim DEMİR'e teslim ettiği, şüpheli Asim DEMİR'in Kemal KERİNÇSİZ'i arayarak "ŞEYİ ALDIM YANİ ATİLLADAN GİZLİ BELGELER VAR DEMİŞTİN YA.." diyerek, Atilla AKSU'dan almış olduğu GİZLİ BELGELERİ, teslim aldığına dair Kemal KERİNÇSİZ'e bilgi verdiği anlaşılmıştır.
e) Diğer şüpheliler ile olan ilişkileri;
Şüpheli Atilla AKSU ifadesinde; Kemal KERİNÇSİZ'e verilmek üzere Adliye'den aldığı bazı soruşturma evraklarını şahsa teslim edilmesi amacıyla Asim DEMİR'e verdiğini beyan etmiştir.
Telefon Bağlantıları;
Şüpheli Asim DEMİR'in telefon ve sim kart kayıtları incelendiğinde;
Kemal KERİNÇSİZ-05322143354, Kemal KERİNÇSİZ - 05332949190 Şeklinde kayıtlara rastlandığından adı geçen şüpheli ile irtibatlı olduğu,
Şüpheli Atilla AKSU'nun 3281 no'lu iletişim tespit tutanağında; 07.11.2007 tarihi, Saat 12:19 sıralarında şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ile yaptığı telefon görüşmesi ile ilgili sorulan soruya;
" Kemal KERINÇSIZ'in avukat olduğunu, Adliyeye gelip gittiğini, kendisini on yıldır tanıdığını, ancak, kendisiyle gerçek samimiyetinin yaklaşık bundan 4 yıl önce, amcasının oğlunun kızı olan Simge'nin, eşinden boşanma davasını Kemal KERINÇSIZ'in aldığını, kendilerine yardımcı olduğunu, bu vesileyle kendisiyle samimiyetimiz arttığını, kendisiyle zaman zaman görüşmelerinin olduğunu, baktığı davalarla ilgili kendisinden bazı dosya evrakları istediğini, kendisinin de ona gücü yettiğince yardımcı olduğunu,
Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine telefon açtığını, Muzaffer TEKİN'in avukatlığını yaptığını, ancak Muzaffer TEKİN ile ilgili dolandırıcılık ve hırsızlık şaibeleri çıktığını, bunu aydınlatabilmesi için kendisinden Adliyede başka Muzaffer TEKIN'lerle ilgili dolandırıcılık ve hırsızlık suçundan herhangi bir dosyanın bulunup bulunmadığını sorduğunu kendisini de bakayım dediğini, birbirinden farklı 3 adet Muzaffer TEKİN adına kararları çıkardığını, bu Muzaffer TEKİN'lerin 3 'ü de kimlik bilgileri itibariyle birbirinden farklı olduğunu . Bu şahıslarla ilgili hırsızlık dolandırıcılık kaydının bulunduğunu, fakat bunlar, Kemal KERINÇSIZ'in müvekkili olan Muzaffer TEKİN'den farklı kişiler olduğunu Kemal KERİNÇSİZ' de bu bilgilerin çok işine yarayacağını, müvekkilini aklayacağını söylediğini, kendisine yanında çalışan "Arap" olarak bildiği, ancak sonradan Asim DEMİR olarak tanıdığı, Avukat Kemal KERINÇSIZ'in yanında çalışan çaycı Asim DEMİR'e zarf içerisinde verdiğini," beyan etmiştir.
Güvenlik Şube Müdürlüğünün hazırladığı dosyanm incelenmesi sonucu; Şüpheli Asim DEMİR'in katılmış olduğu örgütsel eylemler:
1- 07.05.2006 Günü saat 12.15 sıralarında Beyoğlu ilçesi Galatasaray meydanında Hukukçular Birliği ve Milli Güç platformu, Vatansever Güç Birliği, Türkiye'm Topluluğu, Aydmlar Ocağı, Türk Dünyası İnsan Haklar Derneği, Anadolu Dostluk ve
Türkmen Derneği, Şehit Anaları Derneği tarafından Yunanistan'ın Selanik'te açmayı planladığı "Pontus Soykırımı Amtı"m protesto etmek için basın açıklaması düzenlendiği, Kemal KERİNÇSİZ, Av. Özcan PEHLİVANOĞLU, Mualla ERKUT tarafından topluluğa hitap edildiği, Yunanistan Konsolosluğu önüne siyah çelenk bırakıldığı, eyleme şüpheliler OktayYILDIRIM, Muzaffer TEKİN, M.Zekeriya ÖZTÜRK, Emin GÜRSES, Kemal KERİNÇSİZ ve Asim DEMİR'in birlikte katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
2-17.05.2006 günü saat 12.00 sıralarında Beyoğlu ilçesi Fransız konsolosluğu önünde Büyük Hukukçular Birliği tarafından "sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısını protesto etmek" için basın açıklaması düzenlendiği, Eyleme şüpheliler Oktay YILDIRIM, Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL ve Asim DEMİR'in katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
3- 07.06.2006 Günü saat 11.25 sıralarında Eminönü ilçesi Sultanahmet adliyesi önünde Perihan MAGDEN'in Vicdani Ret konusunda yargılanmasıyla ilgili 50 kişilik gruba Gönül APAYDIN tarafından basın bülteni okunmuştur. Büyük Hukukçular birliği yazılı pankart,Perihan sen Şehit anası değil, ancak Deniz anası olabilirsin ,vicdani retçilik PKK'ya Hizmettir- ABD Hizmetindeki Fettullah Ordu ve Emniyetten Kirli elini çek-Küreselciler tarikatlar siyasi iktidar Şeytan üçgenini Bozacağız- yazılı dövizler taşınmış. "Her Türk asker doğar-Burası Türkiye ya sev ya terk et-Türkiye Türktür Türk kalacak-Katil ABD işbirlikçi AKP-Asker Doğduk Asker Ölürüz" şeklinde sloganların atıldığı tespit edilmiştir.. Aynı gün İstanbul adliyesi 2.Asliye Ceza mahkemesinde Perihan MAGDEN'in - sanık olarak yargılandığı davanın görülmesi sırasında basın açıklaması yapan gruptaki bazı şahıslarca sözlü sataşma olayının yaşanması üzerine;Adliye binası içerisindeki koridora çevik Kuvvet Şube Müd.Görevli Polisler alınarak , beklemekte olan Perihan MAĞDEN avukatları ile yanlarında bekleyen Şanar YURDATAPAN, Ayşe KÜLİN, Cüneyt ÖZDEMİR, Ataol BEHRAMOĞLU'nun bulunduğu grup ile Av. Kemal KERİNÇSİZ, Pakize ALPAKBABA, M.Zekeriya ÖZTÜRK, Levent TEMİZ, Sevgi ERENEROL isimli şahıslarında bulunduğu, özellikle avukatlar ve gaziler davaya müdahil olmak için ellerinde dilekçeleri ve avukatları ile birlikte gelen şehit yakınlarından oluşan grup arasında, koridorda tampon oluşturulmak suretiyle muhtemel bir olayı önlemek için gerekli Güvenlik tedbirleri alınmıştır. Grubu Av.Kemal KERİNÇSİZ'in yönlendirdiği ve grup içerisinde slogan atılması üzerine, güvenlik güçlerince herkesin duyabileceği şekilde gruba ve grubu yönlendiren şahıslara gerekli uyanlar yapılmış olup, şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ ve Sevgi ERENEROL, Oktay YILDIRM, Asim DEMİR'in grup içinde bulundukları, Güvenlik Şube Müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
4- 12.06.2006 Saat 13.15 sıralarında Beyoğlu İlçesi Mete caddesi üzerinde bulunan AB Birliği Bilgi Merkezi önünde Türkiye'm Topluluğu ve Türk Ortodoks Patrikhanesi tarafından "Türkiye'nin AB üyeliği müzakere süreci" ile ilgili basın açıklaması düzenlendiği, Sevgi ERENEROL tarafından basın açıklamasının okunduğu, üzerinde Büyük Hukukçular Birliği yazılı çelengin AB bürosu önüne bırakıldığı, bu etkinliğe şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM ve M. Zekeriya ÖZTÜRK, Asim DEMİR'in katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
5- 20.06.2006 günü Atatürk hava limanı Genel binası önünde Milli Güç Platformu ve Büyük Hukukçular Birliği organizesinde "Ermenistan Katolikosu 2.Karakin'nin
^/2^1 ' ,•_ ^ r—~~
ülkemizi ziyaretini" protesto eylemi düzenlendiği, konuk Misafirin aracı geçerken grup tarafından yumurta atıldığı, polisin ikazına rağmen eyleme devam edildiği, Merdan AYDIN, Ferdi ÇELİK, Muammer KOCADAĞLI, Fatih SEKMAN isimli şahısların gözaltına alındığı, eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL ve Asim DEMİR'in
(Elinde megafon olan şahıs olarak) katıldığı Güvenlik Şube Müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
6- 22.06.2006 günü Heybeliada da açılacak olan Ruhban Okulunu protesto eylemine Av. Kemal KERİNÇSİZ ve Asim DEMİR'in katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
7-19.11. 2006 günü saat 08.00 ile 17.00 arası Çağlayan Meydanında Bağımsız Türkiye partisi (BTP) mitingi adı altında açık hava toplantısı düzenlediği, grup tarafından "Ruhban okulu açılması Kopenhag kriteri değildir -Ekümenik Kopenhag kriteri değildir-Papayı Türtiye'ye istemiyoruz" ibareli pankartlar ile "Patrik-Papa-Fenerde, Türk Milleti Nerede- Patriği Türkiye de istemiyoruz" şeklinde dövizler taşındığı, gruba hitaben Büyük Hukukçular Birliği başkanı Kemal KERİNÇSİZ tarafından Türk milletine çağrı! İstanbul'a geldiği taktirde Papa'yı ülkemize istemiyoruz- Faaliyetine mutlaka katılın" başlıklı bildirinin okunduğunu, çevre illerden gelen BTP yönetici ve üyeleri ile İstanbul il ve ilçe teşkilatlan üyelerinin desteğiyle yaklaşık 2500-3000 kişinin katıldığı, BTP Genel Başkanı Haydar BAŞ'ın konuşmacı olarak katıldığı, "Bağımsız Türkiye için Milli ekonomi modeli için bizi de Yaz Sayın ProfDr.Haydar BAŞ (Tekirdağlı ülkücüler) -Buradayız üstad buradayız ASIM'in NESLİ bu kuvva-i Milli hareketin de yanın da olmayacağım mı sandın (yeniçiftlikli ülkücüler) - Bağımsız Türkiye için bizlerde varız (Tekirdağlı muhafazakarlar) - Sayın ProfDr.Haydar BAŞ Bu yolda bizde varız (sosyal demokratlar) ibareli dövizler açıldığı, "Bu Vatan bizimdir bizim kalacak - Türkiye Seninle gurur duyuyor - üstad sen bizim her şeyimizsin - Üstad Nerede Biz Oradayız - Avrupa şaşırma sabrımızı taşırma - kuvva-i miliye tekrar hedefe - işte Milet işte başbakan - Papa şaşırma sabrımızı taşırma - Bu millet Kardeştir ayıranlar kalleştir" şeklinde sloganların atıldığı etkinliğe, şüpheliler Asim DEMİR ve Kemal KERİNÇİZ'in birlikte katıldıkları, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
8- 18.12.2006 günü saat 12.25 de Eminönü ilçesi Sultanahmet Adliyesi önünde Doç. Necip HABLEMİTOĞLU'nun ölümünün yıl dönümü nedeniyle Hukukçular Birliği, Ayasofya Derneği, Milli Güç Birliği, Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği tarafından
basın açıklaması düzenlendiği, Büyük Hukukçular Birliği üyesi Cevat ÇALIK tarafından gruba hitaben bir basın metni okunduğu, eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL, Rafet ARSLAN ve Asim DEMİR'in birlikte katıldıkları, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
9-15.06.2007 günü saat:13.00 da Beşiktaş ilçesi Levent Camii' de yaklaşık 500-600kişinin katılımıyla Hakkari ilinde şehit edilen P.Kd. Bnb. Murat ÖZYALÇIN ve Elazığ'daşehit edilen Jn.Uz.Erbaş Cihan KIZILTAŞ' m cenaze namazı kılınmış ve cenaze namazınımüteakip cenazeler Edirne kapı şehitliğine defnedilmiş ve konu saat 14.30 da sona ermiştir.Katılan grup içerisinde; şüpheliler Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL, KemalKERİNÇSİZ, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ve Asira.DEMİR'in birlikte katıldıkları,Güvenlik Şube Müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerininincelenmesinden anlaşılmıştır. /-^ _ ^ -
10- 04.07.2007 günü saat: 10.05 de Beyoğlu İlçesi İtalyan Başkonsolosluğu önünde Türkiye Sivil Toplum Örgütleri, Türk Ortodokslar Derneği ve Aydınlar Ocağı tarafından "PKK Terör örgütü tarafından kullanılan İtalyan menşeli mayınları" protesto etmek basın açıklaması düzenlendiği, Ülker DURUKAN, Ayşe SALMAN, Burak GÜNEŞ isimli şahıslar tarafından basın açıklamasının okunduğu, bu eyleme şüpheliler Kemal KERINÇSIZ ve Asim DEMİR'in birlikte katıldıkları, Güvenlik Şube Müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
f) Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Asim DEMİR ifadesinde Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in yanında çalıştığını, ERGENEKON terör örgütü üyesi olmadığım beyan etmiş ise de;
Aramalar sırasında 1 adet 9765 seri numaralı cal 9 mm KNALL BORA-MK-19 Marka kurusıkıdan bozma 6136 Sayılı Yasa kapsamında kalan ruhsatsız silahın ele geçirilmiş olması, Büyük Hukukçular Derneğinin binasında yatıp kalkması örgütün tertip etmiş olduğu veya örgütsel içerikli olan 07/05/2006, 17/05/2006, 07/06/2006, 12/06/2006, 20/06/2006, 22/06/2006, 19/11/2006, 18/12/2006, 15/06/2007, 04/07/2007 tarihlerinde yapılan toplumsal eylemlerde diğer şüpheliler Oktay YILDIRIM, Muzaffer TEKİN, Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL, M. Zekeriya ÖZTÜRK, Emin GÜRSES, Rafet ARSLAN ve Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ile birlikte bizzat yeralması, telefon görüşmeleri incelendiğin de de savunmasının aksine İstanbul Adliyesinde görevli zabıt katibi olan şüpheli Atilla AKSU tarafından temin edilen bir kısım belge ve dokümanları şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'e ulaştırdığı örgütün faaliyetlerini yürütmek için kurduğu dernek binasında yatıp kalktığı, böylece ERGENEKON terör örgütü ile süreklilik ve çeşitlilik arz eden organik bir bağ kurduğu anlaşıldığından, şüpheli hakkında silahlı terör örgütü üyesi olmak ve ruhsatsız silah bulundurmak suçlarından kamu davası açılması için yeterli şüphe oluştuğu anlaşıldığından;
Şüpheli Asim DEMİR hakkında 5237 Sayılı TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddesi yollaması ile 6136 Saydı Kanunun 13/son yollaması ile 6136 Sayılı Kanunun 13/1, 3713 Saydı Terörle Mücadele Kanunun 3 ve 4. maddeleri yollaması ile aynı Kanunun 5 ve TCK'nun 53, 58/9, 54/1 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.
64- ŞÜPHELİ ATİLLA AKSU a)-Emniyet ifadesinde;
Şüpheli ATİLLA AKSU İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde;
"Lise mezunu olduğunu, 1986 yılında Adliye personeli olarak Kartal Adliyesinde göreve başladığını halen İstanbul Adliyesinde çalıştığım 4 yıl önce, amcasının oğlunun kızı olan Simge'nin, eşinden boşanma davasını Kemal KERİNÇSİZ'in aldığını, bu vesileyle kendisi ile tanıştığını, kendisiyle telefonla ve yüz yüze zaman zaman görüşmelerinin olduğunu, baktığı davalarla ilgili kendisinden bazı dosya ve evrakları istediğim, kendisinin de gücünün yettiğince yardımcı olduğunu,
Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in 07.11.2007 günü kendisine telefon açarak, Muzaffer TEKİN'in Avukatlığını yaptığım, Muzaffer Tekin ile ilgili herhangi bir dosyanın bulunup bulunmadığını sorduğunu, hakkında dolandırıcılık ve hırsızlık şaibeleri çıktığını, bunu aydınlatabilmesi için belge istediğini, kendisinin de Adliye arşivinden araştırarak birbirinden farklı 3 adet Muzaffer Tekin adına üç ayrı mahkeme kararlarının olduğunu bulduğunu, Kemal
Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in yanında çalışan kendisinin "Arap" olarak bildiği, Asim DEMİR'e arşivden aldığı kararları zarf içerisinde verdiğini,
07.11.2007 günü Bilgi Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesinde görev yapan profesörlerin Ermeni ve Kürt Konferansı ile ilgili gizli belgeleri ve içerisinde Ogün SAMAST'm da adresinin bulunduğu belgeleri de Kemal KERİNÇSİZ'e verilmek üzere Asim DEMİR'e verdiğini,
Tayyip Erdoğan'ın damadının Turkuaz'm genel müdürü olduğunu, Turkuaz davası ile ilgili evrakları daha önce Kemal Kerinçsiz'e verdiğini, daha sonra 10-15 tane daha Türk Parasını Koruma Kanunu ile ilgili evrakları Asim Demir ile zarf içerisine koyarak Avukat Kemal Kerinçsiz'e gönderdiğini,
Kemal KERİNÇSİZ'in kendisinden 301 inci maddeden yargılanan Profesör Taner AKÇAM ile ilgili dosyanın olup olmadığını sorduğunu, araştırdığını herhangi bir dosya bulamadığını,
Kemal KERİNÇSİZ'in kendisinden "Abdullah Unahtan, Ali Ülker, Murat Ülker, Şenol Çelik, Metin Çilci ve Türk İntikam Tugayının tehdit mektubu gönderdiği bazı şahıslara ait dava dosyalarını" istediğini kendisinin de kararlardan çıkararak Asim Demir'e zarf içerisinde verdiğini,
Kiraz BİÇİCİ ve Abdullah UNAKITAN hakkında Tekel davası ile ilgili ihaleye fesat karıştırmak suçundan dava açılması ile ilgili evrakları Kemal KERİNÇSİZ'e verdiğini, KİPTAŞ ile ilgili evrakı kendisine gönderdiğini,
TCK'nm 301 ve 302. maddeleri ile ilgili davaları olup takipsizlik karan verilmiş kişilerin isim listesine ulaştığını ve bunlan da Asim DEMİR'e vererek Kemal KERİNÇSİZ'e gönderdiğini,
Güvenlik Şube Müdürlüğünden DHKP-C liler ve PKKTılann ölenlerin isimlerinin yazılı olduğu anıt dikilmiş olması ile ilgili evrak geldiğini, bilgisi olması için Kemal KERİNÇSİZ'e o evrakı gönderebileceğini söylediğini,
ERGENEKON operasyonu ile ilgili olarak gözaltına alman şahıslardan Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL ve Asim DEMİR isimli şahıslan tanıdığını" beyan etmiştir.
b)-Savcı!ık ifadesinde;
"Kolluk ifadesini tekrarladığını, dört yıl önce bir yakınının boşanma davası sırasında Avukat Kemal KERİNÇSİZ ile tanıştığını, kardeşi Fatih AKSU'ya iş bulma konusunda yardımcı olacağını söylediğinden ve kendisini Atatürkçü, milliyetçi ve vatansever olarak bildiğinden dolayı fikir olarak sempati duyduğu için samimiyet kurduğunu, Kemal KERİNÇSİZ'in zaman zaman kendisinden Türklüğe hakaret, Atatürk'e hakaret, Recep Tayyip ERDOĞAN'm damadı, Abdullah UNAKITAN, Ali ÜLKER, Murat ÜLKER ve Türk İntikam Tugayından Semih Tufan GÜNALTAY'm tehdit edilmesi ile ilgili evraklan ve bunlann sayı numaralannı istediğini, kendisinin bunlardan bazılannm numaralannı ve kesinleşmiş takipsizlik kararlannm birer örneğini, UYAP'tan ulaşabildiği kadan ile istediği şeylerin, 301 . madde ve Atatürk'e hakaret davalan ile ilgili liste suretlerini çıkartarak göndermiş olduğu ismini bilmediği elemanına verdiğini, kendisinin yasadışı ERGENEKON terör örgütü ile bir bağlantısının olmadığını, sadece görevi ie ilgili hatalar yapmış olabileceğini, Sorulması üzerine ise;
3281 sayılı tapedeki görüşmede, Kemal KERİNÇSİZ'in müvekkili olan MuzafferTEKİN hakkında basında hırsız ve dolandıncı olduğu şeklinde haberler çıktığını, kendimüvekkilinin isim benzerliği nedeni ile kanştınldığmı söyleyerek bu isimle ilgili davadosyalannm numaralannı istediğini, kendisinin de bu ismi UYAP'tan sorgulayıp anne ve babaisimleri farklı olan Muzaffer TEKİN isimli kişilere ait soruşturma numaralannı tespit ederekbir elemanına verip gönderdiğini,
3282 nolu tapedeki görüşmede geçen "gizli belgelerin" ne olduğunu hatırlamadığını,Asim DEMİR'in Kemal KERİNÇSİZ^ yanında çalışan bir Icışi olduğunu, Avukat Kemal
KERİNÇSİZ'in Türklük adına davalara müdahil olmak amacı ile kendisine Kürt Konferansı düzenleyen Bilgi ve Boğaziçi Üniversitelerinde görevli Profesör Taner AKÇAM ve ismini hatırlamadığı öğretim üyelerinin isimlerini vererek bu kişilerle ilgili soruşturma dosyası olup olmadığını sorduğunu, kendisinin de verilen isimlere baktığını, Profesör Taner AKÇAM ile ilgili sorulan 1974 yılma ait evrakı bulamadığını, kendisine bu evrakın Beyoğlu Adliyesinde olabileceğini söylediğini,
3283 nolu tapedeki görüşmede; Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine RecepTayyip ERDOĞAN'm damadının genel müdürü olduğu Turkuaz şirketi ile ilgili dava dosyasıolup olmadığını sorduğunu, kendisinin de 10-15 tane Türk Parasını Koruma KanununaMuhalefet suçu ile ilgili ve birçoğu karara bağlanan dosya numaralarını liste halinde yanındaçalışan Avukata verdiğini, Kemal KERİNÇSİZ'in çekineceği bir takım şeylerden dolayıkendisine "sakiniz demi ha" demiş olabileceğini,neden bunu söylediğini ise anlayamadığım,
3284 nolu tapedeki görüşmede, Kemal KERİNÇSİZ'in arayarak, YeniçağTelevizyonunda yaptığı programa kendisinin Balıkesir Üniversitesinde yardımcı doçentolarak görev yapan milliyetçi görüşlü kardeşi Levent AKSU'nun telefonla katılacağınısöylediğini,
3285 nolu tapedeki görüşmenin; HSBC Bankası tarafından aleyhine icra takibiyapılan kendisinin Fatih KOÇ isimli arkadaşının başka bir arkadaşı hakkında olduğunu,kendisinin de yardımcı olmak adına banka Avukatına giderek selamını söylemesiniilettiğini,görüşmenin Kemal KERİNÇSİZ ile ilgisi olmadığını,
3286 nolu tapedeki görüşmedeki; başbakanın kinci,kindar olduğu yönündeki sözleri,yıllar önce eniştesinin Kartal'da Sulh Ceza Hakimliği yaptığı sırada Recep TayyipERDOĞAN aleyhine verdiği bir karardan dolayı, başbakan olduktan sonra tayinini Urfa'yaçıkarttırdığını düşündüğünden dolayı söylediğini,
3288 nolu tapedeki 26.11.2007 tarihli görüşmeyi hatırlamadığını,
3289 nolu tapedeki görüşmeyi,kendisine duruşma gününü soran Şener ERTEN isimli mahalle arkadaşı ile yaptığını,
3290 nolu tapedeki görüşmede; Kemal KERİNÇSİZ'in kendisinden sorduğuAbdullah UNAKITAN, Metin ÇİLCİ,Murat ÜLKER ve Şenol ÇELİK ile ilgili soruşturmanumaralarını, Murat ÜLKER ve Ali ÜLKER hakkındaki 5846 sayılı kanuna muhalefettenolan evrak numaralarını ve TİT ile ilgili tehdit davasmmm tesadüfen eline geçtiğinisöylediğini, Bestan YILDIRIM'ı tanımadığını, görüşmede Kemal KERİNÇSİZ'in "İyi senbana telefonda söyleme ben sana göndereyim ' diyerek neden birşeyler gizlediğimanlamadığını,
3291 nolu tapedeki görüşmede; Abdullah UNAKITAN hakkında olduğunu tespit ettiği vergi usul kanununa muhalefet dosya numarasını verdiğini, Ataol BEHRAMOĞLU ile ilgili kendisine herhangi bir bilgi vermediğini,
3292 nolu tapedeki görüşmede; gazeteden PKK'lı olduğunu öğrendiği Kiraz BİÇİCİ'nin dolandırıcılık suçu konusundaki dosya numarasını verdiğini,
3294 nolu tapedeki görüşmede geçen Tekel olayını, Abdullah UNAKITAN ile ilgili Tekel davasının Kanaltürk Televizyonunda çıktığı anlamında söylediğini, kendisinin görüşmedeki "BUNLARIN DAHA ÇOK PİSLİKLERİNİ ÇIKARTACAĞIZ" şeklindeki tabirini yanlışlıkla söylemiş olabileceğini, MHP'nin İzmir ve Güneydoğu'da yaptığı bayrak mitingleri ile ilgili konuşmadaki Kemal KERİNÇSİZ'in Ankara Tandoğan'da yapılan mitingin Kanaltürk'ün organize ettiğini söylemesi üzerine kendisinin "EVET ONLARLA BİR ALAKAMIZ YOK DİMİ" şeklindeki sözünü ani bir refleksle söylemiş olabileceğini, 3295-3296 nolu tapelerdeki görüşmelerin Kemal KERİNÇSİZ ile ilgisi olmadığını, 3298 nolu tapedeki görüşmede; TCK nun 301 maddesi ile ilgili olarak verilen takipsizlik kararlarını ulaştındığımn, kendisinin Cumhuriyet ve Yeni Çağ gazetelerinden
^)7^K^
okuduğu haberlerden edindiği bilgiler çerçevesinde Necip HABLEMİTOGLU ve Uğur MUMCU cinayetlerinin konuşulduğunu,
3313 nolu tapedeki görüşmede geçen Haygün HASANOGLU'nun kendisinin bayan arkadaşı Azerbaycanlı araştırmacı yazar olduğunu,
3313 nolu tapedeki görüşmenin kardeşi Fatih AKSU'ya Kemal KERİNÇSİZ'in iş bulması ile ilgili olduğunu,
3319 nolu tapedeki görüşmede Kemal KERİNÇSİZ'in kendisinden, yaptığı bir programda "Atatürk Kurtuluş Savaşını yapmış ise de iki tane kadını idare edemedi" şeklinde beyanda bulunan Seray SEVER ilgili dosya numarasını istediğini, kendisinin de bunu öğrenip bildirdiğini,
3323 nolu tapedeki görüşmede ; kendisinin okuduğu Işık KOŞANER ile ilgili gazete haberinden sonra Kemal KERİNÇSİZ'e görüşlerini ve yorumlarım anlattığını,
3326 nolu tapedeki görüşmede; THKP/C ile ilgili olan bir evrakı Kemal KERİNÇSİZ'e bildiridiğini, ancak evrakı kendisine ulaştırmadığını,
Kendisinin soruşturma kapsamındaki kişilerden sadece Avukat Kemal KERINÇSİZ ve onun yanında çalışan Asim DEMİR'i tanıdığını, Sevgi ERENEROL'u ise 29 Ekim kutlamalannda gördüğünden dolayı tanıdığını, kendisinin söz konusu örgütle hiçbir bağlantısının olmadığını " beyan etmiştir.
c)-Aramaîarda elde edilen deliller;
Şüpheli Atilla AKSU'mm görev yaptığı İlimiz Eminönü İlçesi Sultanahmet İstanbul Adliyesi Eminönü- İstanbul sayılı iş yerinde yapılan aramada elde edilen dokümanların yapılan incelemesinde;
1-İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğünün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazmış olduğu 08.01.2008 tarihli ve Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsünde öğrenciler tarafından düzenlenen "Barış Haftası" etkinlik ile tespit edilen görüntü ve CD izleme tespit tutanağının gönderilme yazısı, CD İzleme ve Tespit Tutanağı,
2-Başlık kısmı kapatılmak suretiyle fotokopisi çekildiği anlaşılan 06.01.2008 tarihli ve Boğaziçi Üniversitesinde 13.12.2007 günü saat 13:00 sıralannda kardeşlik yürüyüşüne katılan Sosyalist Gençlik Derneği (MLKP)'li (6) öğrencinin bilgilerinin bulunduğu resmi yazı.
3-"01/01/2005-20/12/2007 Tarihleri Arasında Açılan Davalar" başlıklı ve "Türklüğü, Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisini Alenen aşağılama Türk Ceza Kanunu 301/1" suçundan haklannda dava açılan 22 şahsın ve Dosya No, C. Savcısı, Suç tarihi gibi bilgileri içeren liste.(25.12.2007 tarihli)
4-"01/01/2005-14/12/2007 Tarihleri Arasında Açılan Dosyalar" başlıklı ve 14.12.2007 tarihli haklannda TCK 301/2 maddeden dava açılan şahısların istatistiki bilgileri ile (3) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
5-14.12.2007 tarihli TCK 301/2 maddeden haklannda dava açılan ve takipsizlik karan verilen (7) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
6-14.12.2007 tarihli TCK 301/2 maddeden haklannda dava açılan ve yetkisizlik karan verilen (8) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
7-14.12.2007 tarihli TCK 301/2 maddeden haklannda dava açılan ve birleştirme karan verilen (4) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
8- 14.12.2007 tarihli TCK 301/2 maddeden haklannda dava açılan ve ek takipsizlik karan verilen (2) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
9-"10/12/2007-21/01/2008 tarihleri arasında açılan dosyalar" başlıklı ve TCK 301/1 maddeden hakkında dava açılan şahıslann istatistiki bilgileri ile "Derbest Hazırlık Dosyalan" başlığı altında (1) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgileri. (21.01.2008 tarihli)
10-21.01.2008 tarihli TCK 301/1 maddeden ?hak,la?mda dava açılan ve takipsizlik karan verilen (2) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç/tarihi bilgilerini içeren liste.
11 -" 10/12/2007-21 /01 /2008 tarihleri arasında açılan dosyalar" başlıklı ve TCK 301/1 maddeden hakkında dava açılan şahısların istatistiki bilgileri ile "Derbest Hazırlık Dosyalan" başlığı altında (1) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgileri. (21.01.2008 tarihli)
12-21.01.2008 tarihli TCK 301/1 maddeden haklarında dava açılan ve takipsizlik karan verilen (2) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
13-21.01.2008 tarihli TCK 301/2 maddeden haklannda dava açılan ve yetkisizlik karan verilen (2) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
14-"01/01/2007-14/12/2007 tarihleri arasında açılan dosyalar" başlıklı ve TCK 301/1 maddeden hakkında dava açılan şahıslann istatistiki bilgileri ile "Derbest Hazırlık Dosyalan" başlığı altında (1) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgileri. (14.12.2007 tarihli)
15-14.12.2007 tarihli TCK 301/1 maddeden haklannda dava açılan (6) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
16-14.12.2007 tarihli TCK 301/1 maddeden haklannda dava açılan ve haklannda takipsizlik karan verilen (26) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste.
17-14.12.2007 tarihli TCK 301/1 maddeden haklannda dava açılan ve haklannda yetkisizlik karan verilen (17) şahsın Dosya No, C.Savcısı, Suç tarihi bilgilerini içeren liste ele geçirilmiştir.
d)-Telefon görüşmeleri;
Tape: 3281 07.11.2007 tarihi saat: 12:19 sıralannda ATİLLA AKSU ile KEMAL KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde özetle; ATİLLA AKSU'NUN İSTANBUL ADLİYESİNDEN BİR TAKIM EVRAKLARI GÖNDERDİĞİNDEN BAHSEDEREK, GÖNDERDİĞİ EVRAKLARIN NASIL OLDUĞUNU SORDUĞUNDA; KEMAL KERİNÇSİZİN DE, "ÇOK GÜZEL, HEPSİ BİRBİRİNDEN GÜZEL. ON NUMARA YANİ ON NUMARA" şeklinde cevap verdiği, ATİLLA AKSU'NUN, «MUZAFFER BEYİN KARŞI TARAFINDA OLAN BAZI ŞEYLERİ.." şeklindeki beyanı ile Atilla AKSU'nun Muzaffer TEKİN' i tanıdığı ve davalanm takip ettiği, usulüne uygun talepte bulunulmadan, Cumhuriyet Savcısının izni ve haberi olmadan bir kısım belgeleri gizli gizli Kemal KERİNÇSİZ'e verdiği KEMAL KERİNÇSİZ'İN, «A O ONLAR ÇOK FAYDALI OLDU, ONLAR BİLDİĞİN GİBİ DİĞİL. ONLAR ÖYLE FA YDALI OLDU Kİ ABİ" dediği,
Tape: 3282 07.11.2007 tarihi saat: 17:20 sıralannda ASİM DEMİR ile KEMAL KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde; ASİM DEMİR'in "ŞEYİ ALDIM YANİ ATİLLA'DAN GİZLİ BELGELER VAR DEMİŞTİN YA" dediği, yapılan görüşmeden Atilla AKSU isimli şahsın Sultanahmet Adliyesinde görevli olduğu, kendisi yetkili olmadığı halde hiçbir görevli savcı, hakim ve yazı işleri müdürüne haber vermeden gizli olarak verilmemesi gereken bilgi ve belgeleri dışan sızdırdığı, Kemal KERİNÇSİZ'inde Avukat olarak savcılıktan çıkanlmaması gereken evraklan kendi menfaatleri için kullanmak amacı ile bilerek çıkarttığı, telefonunun da dinlendiğinden şüphelenerek yapmış olduğu illegal işi kapatmak için "GİZLİ DEĞİL BE YAVRUCUĞUM, NORMAL BELGE ÖYLE. GİZLİ BELGE OLUR MU LAN SENDE TELEFONDA GİZLİ BİLGİ, GİZLİ BİLGİ ULAN NE GİZLİSİ OLUR MU ÖYLE ŞEY NORMAL BELGE şeklinde açıklama yaparak karşı tarafı susturmaya çalıştığı anlaşılmıştır.
Tape: 3283 21.11.2007 tarihi saat: 16:24 sıralarında ATİLLA AKSU ile KEMAL KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde; Atilla AKSU'nun "BU RECEP TAYYİP ERDOĞAN'INDAMADIORANIN GENEL MÜDÜRÜ BEN BU TURKUAZ İLE İLGİLİ BİR ŞEYLER DAHA BULDUM EN AZ 10 TANE 15 TANE TÜRK PARASINI KORUMA KANUNU VE YA BİEVRAKLARI VAR", diyerek kamuoyunda büyük yankılar getirecek dosyalan araştırarak bulduğu ve Kemal KERİNÇSİZ'e gönderdiği KEMAL KERİNÇSİZ'İN DE, "OLUR ABİ OLUR ABİ G0NDER"^ '"YALNIZ TELEFONDA SAKİNİZ DEMİ HA", AMAN KARDEŞİM SEN Tape: 3286 24.11.2007 tarihi saat: 13:14 sıralarında ATİLLA AKSU ile KEMAL KERİNÇSİZ arasında Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN hakkında yapılan telefon görüşmesinde; KEMAL KERİNÇSİZ'İN "YAV İŞTE TÜRKİYE'Yİ NASIL PAZARLARIM DÜŞÜNCESİ İÇERSİNDE PEZEVENK", "YANİ BU GÜNE KADAR GELMİŞ EN BÜYÜK HAYSİYETSİZ ŞEREFSİZ YÖNETİCİDİR O", "DİYORUM YA İŞTE MENDERES'İ ASTILAR, MENDERES'İ ASMA GEREKÇELERİNİN YÜZ KATI BUNDA VAR" şeklinde ithamlarda bulunarak Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanına ağır hakaretlerde bulunduğu, asılma gerekçelerinin bile çoktan oluştuğu fikrini beyan ettiği, Atilla AKSU'nun da "EVET EVET KİNCİ BİR ADAM ÇOK KİNCİ BİR ADAM" dediği,
Tape: 3290 03.12.2007 tarihi saat: 21:57 sıralarında ATİLLA AKSU ile KEMAL KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde Atilla AKSU'nun özetle; "ABDULLAH UNAKITAN, ALİ ÜLKER, MURAT ÜLKER, ŞENOL ÇELİK, METİN ÇİLCİ VE TÜRK İNTİGAM TUGAYININ TEHDİT MEKTUBU GÖNDERDİĞİ BAZI ŞAHISLARA AİT ADLİYE DOSYALARININ KEMAL KERİNÇSİZ'E GÖNDERMESİYLE ALAKALI GÖRÜŞME YAPTIĞI, KEMAL KERİNÇSİZ'İN de «EYİ SEN BANA TELEFONDA SÖYLEME DE BEN SANA GÖNDEREYİM" şeklinde Atilla AKSU'nun fazla ileri gitmesini engellemek için susturduğu adı geçen dosyalan aldırmak üzere birini göndereceğini beyan ettiği, Atilla AKSU'nun sürekli olarak önemli ve ses getirecek dosyalan takip ettiği ve hemen Kemal KERİNÇSİZ ile irtibat kurduğu tespit edilmiştir.
Tape: 3294 06.12.2007 tarihi saat: 20:36 sıralarında ATİLLA AKSU ile KEMAL KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde Atilla AKSU'nun "DAHA DAHA BUNLARIN DAHA ÇOK PİSLİKLERİNİ ÇIKARTACAZ, YAVAŞ YAVAŞ ÇIKARTACAZ, ŞİMDİ ONU ARAŞTIRIYORUM DEVAMLI ARAŞTIRIYORUM, HER GÜN ÜZERİNDEYİM BU KONULARIN' diyerek önemli tüm dosyalan çıkartarak Cumhuriyet savcılığında KÖSTEBEK görevini üstlendiği, KEMAL KERİNÇSİZ'İN ".... YARIN ALIRIM BEN SENDEN SEN MERAK ETME..." dediği,
Tape: 3298 14.12.2007 tarihi saat: 17:43 sıralannda ATİLLA AKSU ile KEMAL KERİNÇSİZ arasında yapılan telefon görüşmesinde Atilla AKSU'nun "...Bİ ŞEY SÖYLEYECEĞİM 301 LER LE İLGİLİ TAKİBE YER OLMAYAN 301 302..." KEMAL KERİNÇSİZ'İN DE "...TAMAM ABİ ÇOK GÜZEL KİMLERİN BUNLAR..." diyerek sevindiği, "...YANİ KİMLERİN YOK Kİ İNANAMAZSIN YANİ BUNLARA NASIL TAKİPSİZLİK KARARI VERİYOR ANLAMIŞ DEĞİLİM..." diyerek mahkemenin vermiş olduğu takipsizlik kararlannı eleştirdiği ve kendisini yargı mensuplannm yerine koyduğu KEMAL KERİNÇSİZ'DE "... VERİYORLAR ABİ ABİ VER VER ONLARI HEPSİNİ Bİ GÖZDEN GEÇİRELİM ABİ ÇOK FAYDALI OLUR..." dediği tespit edilmiştir.
e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
Şüpheli Atilla AKSU Ergenekon terör örgütü içinde özel bir görev yürüten şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ile irtibatlı olup, örgütün amaçlan doğrultusunda çalıştığı adliye içerisinde Kemal KERİNÇSİZ'in istediği ve ya elde ettiği doküman ve bilgileri kendisine veya yanında çalışan Asim DEMİR aracılığı ile gönderdiği şüpheli ifadeleri ve iletişim tespit tutanaklanndan anlaşılmıştır.
f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları; Kemal KERİNÇSİZ İfadesinde;
"Atilla AKSU'yu Sultanahmet Adliyesinden zabıt katibi olması nedeniyle yaklaşık 4-5 yıldır tanıdığını, Atilla'nın zaman zaman Türklük aleyhine, Atatürk'e karşı açılan, ifade özgürlüğü ile ilgili olan kesinleşmiş basına yansımış mahkeme kararı veya kesinleşmiş kovuşturmaya yer olmadığına dair kararları emsal olması nedeniyle kendisine gönderdiğini, en fazla 2 veya 3 defa bu kararlardan kendisine göndermiş olduğunu, Atilla'nın Avukatlık
bürosuna yaklaşık iki hafta kadar önce Azerbeycan' da yazarlık yapan bir bayanla birlikte geldiklerini, yazarın elinde "ermeni meselesi" ile ilgili güzel kitaplar olduğunu, "bunlardan istifade etme şansımız var mı?" diye sormaya geldiğini, hatta kendisine iki kitabı hediye olarak bıraktığını, arada bir kendisine basında ismi geçen tamamen güncelleşmiş kesinleşmiş kararları da göndereceğini de söylediğini, ancak kendisinin kesinlikle bu kararları talep etmediğini, çünkü kendisinin o tür bir karara ihtiyacının olmadığını, iki hususta kendisinden talebinin olduğunu, biri; Amerika'da yaşayan "Ermeni soykırımı vardır" diyen yazar Taner AKÇAM hakkında eski tarihte kesinleşmiş bir kararın eline geçtiği veya bulduğu takdirde vermesini rica ettiğini, çünkü bunu ismini hatırlamadığı bir müvekkilinin Taner AKÇAM hakkında Ermeni meselesinden dolayı Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği bir şikayetinin üzerine takipsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle, Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesine itirazda bulunmak için kullanmak maksadıyla emsal karar olması için istediğini, ancak bilahare kendisine döndüğünü bulamadığını ifade ettiğini, diğeri; Muzaffer TEKİN konusunda ricada bulunduğu, onun sebebinin de, 2007 Ağustos ayında Sabah ve Zaman gazetelerinde Muzaffer TEKİN'in Alman ajanı ve uyuşturucu kaçakçısı olduğuna dair haberler çıkması üzerine, arkasından 9. ayda savcı Zekeriya ÖZ ile bu konuyu görüştüğünü, kendisine bu konuyu araştırdıklarını, gerekli yazışmayı yaptıklarını o Muzaffer TEKİN'in bu Muzaffer TEKİN olmadığını söylediğini, ancak soruşturma gizli olduğundan bu konuda herhangi bir belge almasının mümkün olmadığını, kendisinin de Zaman ve Sabah gazetelerine dava açabilmek için hangi Muzaffer TEKİN hakkında bu suçlardan ötürü şikayet edildiğini ve hakkında karar çıktığını tespit edebilmesi için Atilla'ya böyle bir kesinleşmiş karar var ise kendisinden vermesini istediğini, kendisine bir adet kesinleşmiş karar gönderdiğini, ancak Atilla'nın kendisine gönderdiği bu kararın gizli olmadığını ve bu kararı hiçbir yerde kullanmadığını, bunun dışında telefonda kendisine söylediği konularda vereceğini belirttiği ancak kendisinin hiçbir talebi olmayan telefon görüşmelerinde dahi talepte bulunmadığı belli olan hiçbir karar göndermediğini, telefon görüşmelerine bakıldığında görüleceği üzere kendisinin Atilla'dan Muzaffer TEKİN ve Taner AKÇAM'ın dışında hiçbir karar talep etmediğini, kaldı ki söz konusu kesinleşmiş emsal kararların her zaman için araştırılıp bulunabilecek basına yansımış kararlar olduğunu, gerek ev, gerekse büro aramalarında Atilla'nın telefonda kendisine bahsettiği kararlardan hiçbirinin çıkmadığını ve gerçekte de olmadığını, çünkü 301 konusundaki kararlar birbirine benzediğinden AIHM uygulaması açısından önem arz etmemesi sebebiyle kendisine bir fayda vermediğinden kendisinden hiçbir şekilde karar aldırmadığınıverdiği TCK 301 kararı ile ilgili karar ve Muzaffer TEKİN ile ilgili bir kararı hiçbir yerde kullanmadığını belirttiği,
Kendisine İletişim tespit tutanakları ve Atilla AKSU'nun beyanları okunarak sorulduğunda;
Şüpheli Atilla AKSU'nun bir bayan akrabasının boşanma davasını takip ettiğini, bu iş için çok cüzi bir miktar para aldığını, ayrıca Atilla 'nın kardeşinin işsiz olduğunu kendisine söylediğini, kendisinin de müvekkillerinden işçi arayan olursa söylerim dediğini, yaklaşık 4-5 aydır iş aradığını bildiğini, şüpheli Atilla'nın kardeşi Levent AKSU'nun Balıkesir Üniversitesinde Sosyal Bilimler Dalında öğretim üyesi olarak tanıdığını, Yeni Çağ Televizyonu'nda "Medeniyet Dediğin" isimli programa iki defa bağlantı kurdurduğunu, kendisinin temiz bir insan olduğunu bildiğini, zaman zaman telefonla görüşmüşlüğünün olduğunu belirttiği,
TCK'nun 301. maddesinin uygulanması ile ilgili istatistiki bilgi isteyip istemediği sorulduğunda;
Kendisinin istemediğini, ancak Onun 301. maddeden yargılananlarla ilgili liste çıkarıp kendisine gönderdiğini, kendisinin istemediğini, beyanında bahsettiği gibi kendisinin yukarıda söylediği iki konu dışında hiçbir şekilde Türklüğe hâkaretpAtatürk'e hakaret, Recep Tayyip Erdoğan in damadı, Abdullah UN AKIT ANf Ali ve' Murat Ülker, Türk İntikam

Tugayından (TİT) SEMİH GÜLALTAY hakkında hiçbir şekilde talepte bulunmadığını ve herhangi bir bilgi ve belge almadığını, aldırmadığını, Zaten arama sırasında da bu tür belgeler çıkmadığını, yine kendisinin Taner AKÇAM dışında, kurt konferansı düzenleyen öğretim üyeleri ile ilgili kendisinden bilgi ve belge istemediğini belirttiği,
3283 nolu tapedeki görüşmede "TELEFONDA SAKİNİZ DEMİ HA" şeklinde bir beyanda bulunup bulunmadığı sorulduğunda:
Hatırlamadığını, ne anlama geldiğini de hatırlamadığını,
3290 nolu tapede "İYİ SEN BANA TELEFONDA SÖYLEME DE BEN SANA GÖNDEREYİM" şeklindeki görüşmesi sorulduğunda;
İkaz etmesinin nedeninin Onun devlet memuru olması ve telefonların dinlendiğini bildiğinden, daha doğrusu tahmin ettiğinden, kendisine zarar gelmesin diye kalbini de kırmamak için uyardığını, sık sık kendisini aradığını, kendisinin telefonda onu dinlerken başka işlerle uğraştığını, çünkü uzun uzun aynı konuları konuştuğunu, iyi niyetli bir insan olduğunu, asla kendisine gizli belge vermediğini belirttiği,
3205 nolu tapedeki THKP/C illerle alakalı görüşme sorulduğunda;
Kendisinin ondan görüldüğü üzere herhangi birşey istemediğini, onun kendisinin bahsettiğini, kendisinin de başından savmak için getirirsin aldırırım dediğini, bu tür belgelerin işine yaramadığını belirttiği,
3319 nolu tape okunup sorulduğunda;
SERAY SEVER'le ilgili davanın bilgilerini kendisinin istemediğini, Atilla'nın kendisinin göndereceğini söylediğini, bunu aldırmadığını almak için de kimseyi göndermediğini" beyan etmiştir.
Asim DEMİR ifadesinde ;
"Atilla AKSU isimli şahsı Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in işi ile ilgili evrakları istanbul Adliyesine götürüp, getirirken tanıdığını, şimdiye kadar Atilla AKSU isimli şahıstan hiçbir belge almadığını Sorulması üzerine ise ;
07.11.2007 tarihi saat 17:20 sıralarında Kemal KERiNÇSİZ ile yapılan görüşmeyi tam olarak hatırlamadığını, kendisinin ilkokul mezunu olduğunu, gizli belgeler ile ilgisi olamayacağını, bu görüşmenin şaka amaçlı olabileceğini" beyan etmiştir.
g)-Şüpheli Atilla AKSU'nun Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Atilla AKSU'nun yasadışı ERGENEKON terör örgütünün özel görevlisi olan şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ile irtibata geçerek, kardeşinin işe alınmasını temin amacıyla, örgütün amaçlan doğrultusunda çalıştığı adliye içerisinde Kemal KERİNÇSİZ'in istediği veya elde ettiği doküman ve bilgileri Cumhuriyet Başsavcılıkları İle Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik' in 45. maddesinde belirtilen normal prosedürü takip etmeksizin memuriyet görevini suistimal ederek, şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'e bizzat verdiği veya yanında çalışan Asim DEMİR aracılığı ile gönderdiği, bu şekilde şüphelinin yasadışı ERGENEKON terör örgütü içinde hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçunu işlediği anlaşıldığından;
Şüpheli Atilla AKSU'nun memuriyet görevini kötüye kullanmak suçundan eylemine uyan 5237 Sayılı TCK'nun 257/1. maddesi, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan dolayı eylemine uyan 5237 Sayılı TCK'nun 314/3 ve 220/7. maddesi yollaması ile TCK'nun 314/2, 3713 Saydı Terörle Mücadele Kanunun 5 ve TCK'nun 53, 54/1, 58/9 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.
65-ŞÜPHELİ MEHMET FİKRİ KARADAĞ a)-Emniyet ifadesinde;
1973 yılından itibaren 3. Hudut Taburu Demirköy Kırklareli'nde, 1976 yılından itibaren Erzurum 29. Piyade Tümen Komutanlığı'nda, 1981 yılından itibaren Gemlik Bursa Askeri Veteriner Okulunda, 1985 yılından itibaren İstanbul Kara Harp Akademisinde, 1988 yılından itibaren Edirne Keşan Silahlı Kuvvetler Akademisinde, 1991 yılından itibaren Elazığ 8. Kolordu Komutanlığında , 1996 yılından itibaren Komutan yardımcısı görevi ile İstanbul Hasdal 6. Piyade Tugay Komutanlığında, 1998 yılından itibaren Öğretim üyesi olarak İstanbul Silahlı Kuvvetler Akademisinde,2000 yılından itibaren Ayazağa İstanbul 3. Kolordu Kurmay Başkanlığında, 2001 yılından itibaren de Silahlı Kuvvetler Akademisi Öğretim Başkanlığında görev yaptığını, Kurmay Albay rütbesinde iken 30 Ağustos 2003 tarihinde kadrosuzluk nedeni ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekliye ayrıldığını, emekli olduktan İstanbul iline yerleştiğini, emekli olduktan sonra resmi veya sivil herhangi bir iş yapmadığmı,geçimimi emekli maaşıyla sağladığını, başkaca herhangi bir geliri olmadığını,
Yaklaşık iki yıldır 535 888 115 14 numaralı telefon hattını kullandığını, 539 ile başlayan başka bir telefon da kullandığını ancak tam numarasını hatırlamadığını, kendisinin herhengi bir lakabı yada takma ismi olmadığını,
Soruşturma kapsamındaki kişilerden;
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü, Muzaffer TEKİN'in Kadıköy'deki bürosuna Muzaffer TEKİN'in yanına gidip gelirken gördüğünü, kendisine subay olduğunu söylediğini, bunun dışında özel olarak görüşmediklerini,
Sevgi ERENEROL'u, Türk Ortodoks Kilisesinin basın sözcüsü olarak önce medyadan tanıdığını, Selçuk ERENEROL'un cenazesinde kendisini görerek tanıştığmı,birkaç defa da paskalya ve kardeşi olarak bildiği Paşa ERENEROL'un patriklik görevine başlama törenine katıldığını,birkaç defa konferanslarda karşılaştığını ve selamlaştığmı, başkaca herhangi bir ilişkisi olmadığını,
Güler KÖMÜRCÜ'nün,bir gazetede köşe yazan olduğunu bildiğini ancak tanışmadığım,
Sami HOŞTAN ye Erol ÖLMEZ'i tanımadığım,
Hüseyin Gazi OĞUZ ile bir yıl önce bir yerde karşılaştıklannı ve tanıştıklanm,daha sonra Kuvayı Milliye Derneği Pendik temsilciliğini açmak üzere dernek yönetim kurulu karan ile kendisine temsilcilik açma yetki belgesi verdiklerini,lokantacı olduğunu bildiğini,birkaç defa Pendik Kuvayı Milliye temsilciliğinde görüştüklerini,Kadıköy'deki dernek binasına da birkaç defa gelmiş olabileceğini,ancak tam olarak hatırlamadığını,
Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'i, 22 Temmuz seçimleri sonrasında Kadıköy'deki dernek binasında birkaç defa gördüğünü ve konuştuğunu, ancak herhangi bir samimiyeti olmadığım,kendisine emlakçı olduğunu söylediğini, dernekten ayrıldıktan sonra dernekte yaşanan olaylan anlatmak üzere birkaç defa yanma geldiğini,kendisinin dernek başkanlığına vekalet görevini yönetim kurulu kararıyla Hüseyin GÖRÜM'e devrettiği toplantıda Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in de genel sekreterlikle görevlendirildiğini,
Raif GÖRÜM ile, yeğeni olduğunu söyleyen Hüseyin GÖRÜM tarafından tanıştınldığım, bir gece kendisinin evinde Hüseyin GÖRÜMTe kaldıklanm,dernekte bir görevi olup olmadığını bilmediğini,ancak derneğin kuruluş bildirgesini verirken kendisi ile birlikte Dernekler Müdürlüğüne geldiğini, Hüseyin GÖRÜM'ün daha sonra şahsı dernekten kovduğunu duyduğunu,ancak sebebini bilmediğini,dernekten aynldıktan sonra kendisini telefonla birkaç kez aradığını,
Hüseyin GÖRÜM'ü, hatırladığı kadan ile 2005 yılı içerisinde Muzaffer TEKİN'in daveti üzerine gittiği Kadıköy Fenerbahçe'de bulunan Tesadüf-Kafede tanıdığmı,Muzaffer'in yanma gittiğinde Muzaffer'in yanında Kelebek .-İbrahim fye~-"Hüseyin GÖRÜM'ün de
bulunduğunu, arkadaş çevresinin kendisine çocukluğundan beri İmam Hüseyin olarak hitap ettiğini söylediğini ve kendisini öyle tanıttığını, ayrıca kendisini Kuvayı Milliyeci ve bu davaya kendisini adamış bir vatansever olarak anlattığını, vatansever insanları sevdiği için takdir ettiğini ve lanse ettiği şekilde kabul ettiğini, kendisi ile görüşmek için telefon açtığını ancak buluşup görüşemediklerini,daha sonra Hüseyin GÖRÜM'ün Vatansever Kuvvetler Güç Birliği'nin kurucusu Taner ÜNALTa görüştüğunü,hatta Taner ÜNAL'm yayınladığı Türkeli dergisinde İstanbul Kuvayı Milliye de bize katıldı diye haber yayınladığını,bu yazıda Hüseyin GÖRÜM'ün İstanbul Kuvayı Milliye sorumlusu diye lanse edilmiş olduğunu öğrendiğini, kendisinin hartada veya onbeş günde bir Muzaffer TEKİN'in bürosuna giderek sohbet ettiğini, yine böyle bir günde Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN'm VKGB broşürlerini getirdiklerini gördüğünü ve bu görüşmede broşürleri ve dergiyi göstererek VKGB hakkında bilgi verdiklerini,bu esnada yanında Muzaffer'in de bulunduğunu,o günlerde VKGB başkanı olarak bilinen Taner ÜNAL'm İstanbul'a geldiğinde konferansına davet edildiğini, kendisinin de bu konferansa gittiğini, orada Taner ÜNAL ile tanıştıklarını^ gün içerisinde kendisini Ankara'daki yapılacak genel kurula davet ettiğini, kendisinin de davet ettiği tarihte giderek genel kurula katıldığını,genel kurula Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN'm da geldiğini, ancak nasıl geldiklerini bilmediğini,orada Taner ÜNAL'm genel başkan seçildiğini, kendisinin de teşkilattan sorumlu başkan yardımcısı olarak isminin yazıldığını, 7-10 gün sonra tekrar bir toplantı için Ankara'ya gittiğinde genel kurula katılan bazı şahısların kendisine Taner ÜNAL'm aynı evi birkaç kişiye sattığını söyleyerek noter belgelerini gösterdiklerini, Taner ÜNAL'm daha önceki görüşmelerinde kendisine teröristler tarafından vurulduğunu bunun için ayaklannm kısaldığını söylemiş olduğunu,ancak şahsın dolandırdığı insanlar tarafından vurulduğunu öğrendiğini,öğrendiği bilgiler üzerine VKGB ile ilişkisini kestiğini ve bir daha toplantılarına katılmadığını,Taner ÜNAL'm ikinci toplantıya Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN ile birlikte bazı şahısları çağırmadığmı,şahıslarm da bu nedenle Taner ÜNAL'a kızdıklarını öğrendiğinijstanbul'a döndükten sonra birkaç ay kadar hiç kimseyle görüşmek istemediğini,ancak şahısların bir ara at yarışları dalında Kuvayı Milliye kupası adı ile turnuva düzenlediklerini duyduğunu ve şahısları yaptıkları etkinlik için tebrik ettiğini, Ayvalık'tan İstanbul'a geldikten sonra şahıslarla görüşmeye başladığmı,yaşanan bu olaylardan sonra İbrahim ÖZCAN ve Hüseyin GÖRÜM Te birlikte Kuvayı Milliye Derneğini kurmaya karar verdiklerini ve gerekli çalışmalara başladıklarını,
Kemal KERİNÇSİZ'i basından tanıdığını ve Türk Ortodoks Patrikhanesinde katıldığı programlarda da birkaç defa gördüğünü,
Yusuf GÖRÜM'ü Hüseyin GÖRÜM'ün abisi olarak tanıdığını,derneğe gelip gittiğini,
Kahraman ŞAHİN'i Hüseyin GÖRÜM'ün çocukluğundan beri yanında yetiştirdiğini, Kuvayı Milliyeti olduğunu söylediği şekli ile tanıdığmı,bu kişinin daha sonra yönetim kurulu kararıyla dernek saymanlığına getirildiğini,
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun derneğe üye olmak için geldiğini, ilk görüşmelerinde kendisinin nano teknolojiyle uğraştığını söylediğini ve bazı projelerini anlattığını, kendisine Kuvayı Milliye Derneğinin Ar-Ge Şube Müdürlüğü görevini verdiklerini,
Erkut ERSOY'un kendisine bilgisayar uzmanı olarak tanıtıldığını, bu kişinin kendisine özel büro adında bir arkadaş grubunun olduğundan ve İstanbul'daki toplantıya geldiğinden bahsettiğini, kendisini de bu toplantıya davet ettiğini, ancak kabul etmediğini, daha sonra kendisini hal hatır sormak ve özel günlerde kutlama amacıyla aradığını, Tempo dergisinde çıkan haberin arkasında bu şahsın olduğunu hatta bu fikrin Erkut ERSOY'a ait olduğunu öğrendiğini,
Yaşar ARSLANKÖYLÜ'nün Kuvayı Milliye Adana Şube Başkanı olduğunu, bu kişi ile kendisini Mersin temsilcisi Kemal CANAY'm tanıştırdığını,
^YJ^y^^^-^r^j
Tanju OKAN'a 22 temmuz seçimleri öncesinde Kemal CAN AY yerine Mersin Şube sorumlusu olarak yönetim kurulu kararıyla yetki verdiklerini,kendisi ile bir defa Mersin'de görüştüğünü,
Muhammet YÜCE'nin basında çıkan haberler üzerine kendisini telefonla arayarak uzman çavuş olarak tanıttığım,kendisini ayda bir veya 15 günde bir aradığını, İstanbul'da bir cenazeye geldiğinde kendisiyle görüştüklerini, bir defa da derneğe geldiğini hatırladığını,
Ali KUTLU'nun Mersin'e gittiğinde kendisini karşılayan şahıslardan birisi olduğunu,bu kişinin İstanbul'a geldiği zaman Hüseyin GÖRÜM'ün bilgisi dahilinde dernekte yatıp kalktığını sonradan öğrendiğini,
İhsan GÖKTAŞ'm kendisinin dernekten ayrılmasından sonra dernekteki faaliyetleri anlatmak için yanma gelen bir şahıs olduğunu, kendisi ile telefonla ve yüzyüze görüştüklerini,
Veli KÜÇÜK ile 1992 veya 1993 yılında Ağrı İl Jandarma Alay Komutanlığına atandığı zaman tanıştıklarmı,Alay komutanı olarak buraya geldiğini,hatırladığı kadarıyla kendisinin o zamanki rütbesinin yarbay olduğunu,yaklaşık 1 veya 2 yıl birlikte terörle mücadele kapsamında görev yaptıklanm,Eşref BİTLİS şehit olduğunda beraber olduklarmı,kendisinin Eşref BİTLİS'in arkasından ağladığını gördüğünü,tahminen bir yıldan fazla birlikte görev yaptıklarını, Komutanlıkları ayrıldığı için daha sonra Veli KÜÇÜK'le hiç görüşmediğini, herhangi özel bir amaçla da görüşmediğini, ancak görev veya özel günlerde kutlama amacıyla görüşmüş de olabileceklerini, her ikisinin de emekli olduktan sonra Türk Dünyası Araştırma Vakfmdaki konferanslarda merhabalaştıklarmı, bu konferanslarda 5-10 defa karşılaşmış ve selamlaşmış olabileceklerini, bu tarihten bir ay kadar önce aynı vakıfta karşılaştıklarını ve selamlaştıklarmı,ancak özel bir görüşmelerinin olmadığını,hatta kendisine Kuvayı Milliye çalışmaları ile ilgili dahi herhangi bir beyanda bulunmadığını, Veli KÜÇÜK'ün terörle mücadeledeki görevlerinde çok başarılı birisi olduğunu,
Muzaffer TEKİN'i askeri öğrenciliğinden beri tanıdığını, Muzaffer TEKİN'in Türk Silahlı Kuvvetlerinde çalıştığı sürece ortak hiçbir görevlerinin olmadığını, daha sonra 12 Eylül öncesi (1980 öncesi) mide kanseri olduğunu öğrendiğini ve ailesini telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerinde bulunduğunu, 1996 yılma kadar bir defa karşılaştıklarını ve orada sohbet ettiklerini, Muzaffer'in 1985 yılında TSK dan Askeri Şura kararıyla ayrıldığını, 1996 yılma kadar şahısla bir daha temasının olmadığmı,olduysa da hatırlamadığını, kendisinin Hasdal Kışla Komutanlığına geldiği zaman hayırlı olsuna geldiğini ve orada yüzyüze görüştüklerini, kendisinin de iadei ziyaret yapmak amacıyla bürosuna gittiğini ve görüştüklerini, İstanbul'da kaldığı sürece arkadaşlık çerçevesinde görüşmelerinin olduğunu, 2005 yılı içerisinde VKGB'den ayrıldıktan sonra bürosundaki bir görüşmede kendisine "VKGB'nin İstanbul Başkam olarak seni uygun gördük" dediğini,kendisine ben hiç kimsenin lafıyla bir yere gelmem ve her şeyi kendim yaparım dediğini ve şahısla bir daha hiç görüşmediğini, bundan sonra Fenerbahçe Orduevinde bir defa karşılaştıklarını ve kerhen selamlaştıklarmı ancak herhangi bir görüşmelerinin olmadığmı,yaklaşık 2-3 yıldır hiçbir temas veya görüşmelerinin olmadığını,
Taner ÜNAL ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB) ile irtibatını yukarıda anlattığını, yaşanılan olaylardan sonra Taner'in kendisini bir defa aradığını, kendisine bir daha görüşmek istemediğini söylemesi üzerine bir daha temaslarının olmadığını,
Semih Tufan GÜLALTAY'm ismini kendisi Elazığ'da görevli iken İHD başkanı Akın BIRDAL'm tetikçilerini azmettiren kişi olarak duyduğunu, hapisten çıkana kadar herhangi bir görüşmesinin olmadığmı,Semih Tufan GÜLALTAY hapisteyken Semih Tufan'm kardeşi Emre GÜLALTAY'ı Muzaffer TEKİN'in bürosunda tanıdığını, Emre'yi Muzaffer'in yanında 3-4 defa görmüş olabileceğini, Emre'nin kendisine abisinin hapishanede yazdığı kitaplardan 5-6 tane verdiğini,vermiş olduğu kitapları okuduğunu ve.çok hoşuna gittiğini,Emre'yle görüşmelerinde ağabeyinin durumunu da sorduğunu,çünkü. Semih vTufan'm yazmış olduğu kitapların çok hoşuna gitttiğini,Semih Tufan cezaevinden çıktıktan sonra Muzaffer'le veya
ayrı ayrı en az 10 defa görüştüğünü, Ulusal Birlik Partisinin kurulması aşamasında görüş alışverişlerinin olduğunu,hatta partinin ismini birlikte koyduklannı,partinin genel başkanı olarak kendisini lanse ettiğini,çok defa şahısla devlet sorunları hakkında görüştüklerini, resmi olarak da birkaç defa yanma gittiğini, şahısla Muzaffer TEKİN'in bürosunda da görüştüğünü,çünkü o zamanlar herhangi bir olumsuz durumunun olmadığını, Ulusal Birlik Partisinin Kurulması aşamasında birlikte Ankara'ya giderek bazı şahıslarla görüştüklerini, görüştükleri şahısların hiçbirisini hatırlamadığım,ancak şahısların kendisine eski ülkücüler olarak lanse edildiğini hatırladığını, ilerleyen dönemde Semih Tufan'm ticari ve gayri menkul faaliyetlerinin devlet tarafından engellendiği söylediğini,bu söylemlerde bulunurken bu olayların kendisinden kaynaklandığını ima etmeye çalıştığım,bunun üzerine kendisine kızdığını ve "bu güne kadar senle görüştüğüme yazık" diyerek yanından ayrıldığını ve bir daha görüşmediğini,
Bir süre önce Almanya'da silahlı saldırı sonucu öldürülen ve uyuşturucu kaçakçısı olduğu iddia edilen Ertuğrul YILMAZ'ı tanıyıp tanımadığı, tanıyor ise kimin vasıtasıyla ne şekilde tanıdığı sorulması üzerine ; Ertuğrul YILMAZ'ı kendisine Avrupa'da PKK'yla mücadele eden, çatışan, kahraman bir vatan evladı olarak Muzaffer TEKİN'in tanıttığım, tahminen 2000 yılında Muzaffer TEKİN ile Ertuğrul YILMAZ'm kendisini Kolordu bahçesinde ziyaret ettiklerini, oturup sohbet ettiklerini,yine burada Ertuğrul YILMAZ'm kendisine Avrupa'da PKK'ya yönelik çalışmalarından bahsettiğini,hatta kendisini Avrupa'da PKKTılarm uyuşturucu ticaretini engelleyen kişi olarak tanıttığını, başka bir zamanda eşli olarak Muzaffer TEKİNTe birlikte Ertuğrul YILMAZ'm oğlunun sünnet yemeğine gittiğini,daha sonra Ertuğrul YILMAZ yurtdışına çıktığını öğrendiğini, kendisi Harp Akademilerinde görevli iken Almanya gezisine gitmeden önce Ertuğrul YILMAZ'ı cep telefonundan arayarak Berlin'de görüşmek istediğini söylediğini,ancak kendisinin Almanya dışında olduğunu söylediğini, şahısla başkaca herhangi bir görüşmelerinin olmadığını, daha sonra Muzaffer TEKİN'in telefonla kendisine Ertuğrul YILMAZ'm Almanya'da öldürüldüğünü söylediğini, vatansever bir Türk evladının şehit edildiğini düşündüğünden üzüldüğünü, kendisini PKK'yla savaşan bir vatan evladı olarak bildiği ve şehit olduğunu düşündüğü için resmi elbiseyle Kadıköy Söğütlüçeşme'de cenaze törenine katıldığını, cenaze törenine gittiğinde Muzaffer TEKİN'in de orada olduğunu, Düzce tarafındaki bir yerde Ertuğrul YILMAZ'm köyüne Muzaffer TEKİN ve Ertuğrul YILMAZ'm akrabalarıyla birlikte mevlüt merasimine gittiklerini, oradayken mevlüt merasimine Sedat PEKER'in kardeşi Atilla PEKER'in de katıldığını gördüğünü, burada Atilla PEKERTe tanıştığmı,Ertuğrul YILMAZ'ı kimin vurduğunu bilmediğini,
Sedat PEKER ile kendisini Muzaffer TEKİN'in tanıştırdığını, Muzaffer TEKİN'in kendisine Sedat PEKER'i Türkçü, vatansever birisi ve İstanbul'da başta PKKTılar olmak üzere bütün uyuşturucu satanların ellerini kıran şahıs olarak tanıttığmı,daha sonraki tarihlerde Muzaffer TEKİN'in kendisine Sedat'ın hapishaneden çıktığım, Tekirdağ'da hastanede olduğunu ve ziyarete gideceklerini kendisinin de gelmek isteyip istemediğini sorduğunu, kendisinin de bu kahraman Türk evladının ziyaretine gidebileceğini söylediğini ve birlikte ziyarete gittiklerini, oraya Dalyan Mehmet lakaplı Mehmet UYSAL'm arabasıyla Muzaffer TEKİN'le birlikte gittiklerini, hastanede 10 dakika kadar Sedat PEKER'i ziyaret ettiklerini,ilk tanışmalarının da orada olduğunu, Sedat PEKER'in kendisini ve Muzaffer TEKİN'i Beylerbeyi sahilinde yalıdan bozma bir yere davet ettiğini, bulundukları yerde fazla müşteri olmadığı için orayı kapattığını değerlendirdiğini,orada birkaç saat sohbet ettiklerini, görüşmelerinin vatan millet kurtarma ekseninde geçtiğini, kendisinin de Muzaffer TEKİN'in anlattığı şekilde uyuşturucu satıcılarıyla mücadele ettiği anlattığını, daha sonra Muzaffer'in Sedat'ın kendilerini yemeğe çağırdığını söylediğini, kendilerinin Muzaffer'in bürosunda beklediklerini, adını Boğaç olduğunu öğrendiği kişinin kendilerini alarak Beykoz'da bulunan büyük bir bahçe içerisindeki eve götürdüğünü, Sedat'ın ayrıca kendisine Öztürkler isimli
internet sitesini kurduğunu söylediğini ve içeriği hakkında konuştuklarını, bu ziyaretin Sedat PEKER'le son görüşmesi olduğunu ve bir daha da yüzünü görmediğini, daha sonra Sedat PEKER'in kardeşi Atilla PEKER'le birkaç defa kandil ve bayramlarda kutlama amaçlı görüşmelerinin olduğunu,
Kuvayı Milliye Derneğini 11 Kasım 2005 tarihinde İl Dernekler Müdürlüğüne müracaat edip alındı belgesinin alınmasıyla kurmuş olduklarını, kendisinin VKGB'den ayrıldıktan sonra uzun bir süre herhangi bir girişimde bulunmadığmı,yukarıda da beyan ettiği üzere Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN ile birlikte çekirdek kadro ve düşünceyi oluşturduklarını, tam bağımsız ve bağlantısız Kuvayı Milliye adında bir dernek kurmayı planladıklarını ve kendisinin, Binvar KURBANOĞLU, Türkan GÖRÜM, Sezin ALPER, Nevzat ÇETİN, Savaşan TOSUN ve Mehmet BEŞLİOĞLU isimli şahıslarla kurucular kurulunu oluşturup derneği kurduklarmı,Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN sabıkalı olduklarından dolayı kurucular kurulunda yer almayı uygun bulmadıklarını, hatırladığı kadanyla kendisi aynlmadan önce üye kayıt defterindeki üye sayısının 280 civannda olduğunu,şu an net üye sayısının kaç olduğunu bilmediğini, üyelerin görev ve sorumluluklarının dernek tüzüğünde yazdığını,
Kuvayı Milliye Derneği'nin amacının, İstiklal Savaşını zaferle neticelendiren ve Cumhuriyeti kuran kahraman ecdadımızın hatırasını canlı tutmak, Atatürk'ümüzün ve şehitlerimizin mirasına sahip çıkmak,milletimizi dış ve iç tehlikelere karşı uyarma görevi yapmak olduğunu, başlangıçta dernekte kimsenin kalmadığmı,daha sonra Hüseyin GÖRÜM'ün ev kirasını ödeyemediği için evden çıkmak zorunda kaldığını ve dernek binasında kalmaya başladığım,halen dernek binasında kalmaya devam etmekte olduğunu,Kahraman ŞAHİN'in arada sırada kaldığını bildiğini, kendisi 7 Eylül 2007 tarihinde Kuvayı Milliye Derneği genel başkanlığından ayrıldıktan sonra olağan genel kurulun toplanmasına kadar Hüseyin GÖRÜM'ün vekil olarak seçildiğini,kendisinin bütün evrak, doküman ve demirbaşı tutanakla Hüseyin GÖRÜM'e teslim ettiğini ve bir daha derneğe uğramadığmı,bu nedenle o tarihten bu yana faaliyetler ve yaşanan olaylar hakkında duyduklanndan başka bildikleri olmadığmı,aynı tarihten geçerli olmak üzere noterden onaylı istifasını da dernek genel merkezine gönderdiğini, bildiği kadanyla derneğin halen faaliyet göstermekte olduğunu ancak net bir bilginin de kendisine ulaşmadığını,
Dernek binasını İstanbul Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğünün açtığı ihaleyi kazanarak şartlı olarak yıllık 20.000 YTL karşılığında kiraladıklannı,birinci taksit olarak 5.000 YTL civannda bir para yatırdıklanm, dernek binasıyla ilgili olarak yapılan bütün masraflann Hüseyin GÖRÜM tarafından karşılandığını,Hüseyin GÖRÜM'ün bu parayı nereden aldığını bilmediğini,ancak kendisine elinde senetlerinin ve bonolarının olduğunu ve onlarla karşıladığını söylediğini, müteakip kiralan ödeyemedikleri için Defterdarlık tarafından tahliye karan çıktığını ve Kaymakamlık tarafından derneğe tebliğ edildiğini,ancak söz konusu bina Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesine geçtiğinden bu işlemin durdurulduğunu, şu anki durumunu bilmediğini,binanm elektrik, su ve telefonlannm borçlanndan dolayı kapatıldığını bildiğini, derneğin genel merkezinin Kadıköy'de olduğunu,dernek genel merkezine bağlı olarak Pendik, Adana, Mersin, Antalya ve Kars'ta şube ve temsilcilikler açıldığmı,ancak kendisi görevi bıraktıktan sonra Pendik haricindeki diğer tüm şube ve temsilciliklerin kendi kendine kapatıldığını bildiğini, derneğin üyelerinden alman aylık 1 YTL den başka herhangi bir gelir kaynağı olmadığmı,ara sıra bazı üyelerin bağış maksadıyla çok cüzi miktarlarda en fazla 50 YTL olmak üzere bağış yaptıklannı,bunlann kayıtlarda mevcut olduğunu,
Hüseyin GÖRÜM'ün dernekte teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcılığı yaptığını, kendisi aynldıktan sonra ise başkan vekilliğine vekalet ettiğini,Muhammet YUCE'nin dernekte hiçbir resmi görevi olmadığını,üye"'olup*""olmadığını bilmediğini, Kahraman ŞAHİN'in başlangıçta dernek üyesi olduğunu, daha sonra ise dernek saymanlığı
yaptığmı,Erkut ERSOY'un dernekle ilişkisini bilmediğini,Selim AKKURT'u ise tanımadığını, kendisine sorulan şahıslarla herhangi gayri yasal iş yapmadığını,
Kendisine ait 2 adet ruhsatlı silahı bulunduğunu,bir de ruhsatlı av tüfeğinin olduğunu,
Kamuoyuna da yansıyan görüntülerde görüldüğü üzere, kendisinin dernek üyelerine silah, Bayrak ve Kur'an üzerine yaptırdığı ve içeriğinde "ölmek var, öldürmek var, öldürülmek var" gibi beyanlarının bulunduğu yemin metnini kimin hazırladığı sorulduğunda ; söz konusu metnin kendisi tarafından hazırlandığını, ancak yemin metninde "ölmek, öldürmek ve öldürülmek" gibi hiçbir beyan olmadığını, hatta o manaya gelebilecek hiçbir beyanın da bulunmadığını, ayrıca dernekle ilgili hiç kimseye ölmek veya öldürmek konusunda herhangi bir telkinde, teşvik ve imanm yapılmadığını, yemin töreninde masa üzerinde duran silahların derneğin Mersin temsilcisi Kemal CANAY ve kendisine ait ruhsatlı silahlar olduğunu, derneğe üye olan kişilere bu yeminin yaptırılmadığını, sadece bir defa Mersin'deki törende bu yeminin yaptırıldığını,
Kuvayı Milliye Derneğini tam bağımsız ve bağlantısız tek numune dernek olması için kurduğunu, bu nedenle hiçbir kurum ve kuruluştan destek alınmadığını, bu zamana kadar derneğin diğer dernek veya oluşumlar ile birlikte etkinliklere katılmadığını,
Kuvayı Milliye Derneği Kurulmadan önce veya kurulduktan sonra herhangi bir kişi, kurum veya kuruluştan herhangi bir konuda ortak hareket etme veya ortak iş yapma konusunda teklif alıp almadığı sorulduğunda; bu yönde bir teklif almadığım,ancak basında çıkan haberlerden sonra Amerika İstanbul Başkonsolosu olan bir şahsın yanma geldiğini, bu şahsa Amerikanın Irak ve Afganistan gibi ülkelerde yaptıkları zulümleri anlatarak gönderdiğini, bu görüşmeye Kahraman ŞAHİN'in de şahit olduğunu,
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ÜN 25.05.2006 günü Ankara Emniyet Müdürlüğünde alman ifadesi okunduktan sonra; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ifadesinde Hüseyin GORUM'ün etrafındaki şahıslara vereceklerini söylediği eğitimin ne olduğu, Düzce'de bulunduğu söylenen yerin neresi olduğu sorulduğunda; bahsi geçen yerle ilgili hiçbir bilgisinin bulunmadığını, böyle bir yer olması halinde Hüseyin GÖRÜM ün kendisine söyleyeceğini, Hüseyin GÖRÜM'ün "Asker yetiştireceğiz, silahımız her şeyimiz de var" sözlerinden neyi kast ettiğini bilmediğini,kendisinin bu konu hakkında bilgisinin olmadığını,
Murat ÇAĞLAR isimli şahsı tanıyıp tanımadığı sorulduğunda; Murat ÇAĞLAR'ı dernek binasına Hüseyin GÖRÜM'ün getirdiğini, şahıstan haberinin olmadığını, hatta kendince teşkilat başkan yardımcısı diye kartvizit bastırdığını, dernek binasında yapılan aramadan sonra bu olaylardan haberinin olduğunu, Murat ÇAĞLAR'm bir daha demek binasına gelmemesi için Hüseyin GÖRÜM'ü ve şahsı uyardığını, birkaç defa demek civarında gördüğünü, daha sonra görmediğini, Murat ÇAĞLAR'm Pendik ve Bakırköy ilçelerinde (2) adet ruhsatsız tabanca ile yakalanması olayları ile ilgili olarak bilgisi sorulduğunda; şahsın Pendik'te yakalanması sonrası demekte arama yapıldığı için haberinin olduğunu, Bakırköy'de yakalanmasından haberinin olmadığını,
Murat ÇAĞLAR'm 07.01.2007 günü Pendik ilçesinde yakalandığı sırada kullanımda bulunan 34 AD 4374 plaka sayılı otoda çok sayıda belge ve CD bulunarak el konulmuştur. El konulan belgelerde "çiftçi = tetik çeken, kelle alan" "alış veriş = operasyon", "takım elbiselerin astarları düğmeleri kolay sökülmeyecek cinsten olmalı kavgada sökülenler ileride yakalandığında mahkemede delil olarak kullanılabilir, büyük ve sağlam pamuk mendil çok önemlidir, her işe yarar yaranın üzerine bastınrsan kan kaybını önler" şeklinde el yazısıyla yazılmış suç örgütlerinin kullanabileceği düşünülen bilgilerin bulunduğunun tespit edildiği, Murat ÇAĞLAR'm beyanında, el konulan belgelerin kendisine ait olmadığı, söz konusu otonun Kuvayı Milliye Derneği'nin kullanımında olan bir oto olduğunu beyan ettiği anlatılması üzerine ; demeklerinin kullandığı bir oto olmadığmı,bahsedilen belgeleri kendisinin yazmadığını, kim tarafından yazıldığını da bilmediğini, ■
Murat ÇAĞLAR'm kullanımında bulunan otodan el konulan belgelerin bazılarında, ise çeşitli şahıslar hakkında istihbari mahiyette bilgilerin (ev, işyeri adresleri, medeni durumu, siyasi düşüncesi, dini, ırkı... vb.) bulunduğu tespit edildiğinin anlatılması üzerine ; kendisinin herhangi bir kişinin takip edilmesi veya hakkında bilgi toplanması için hiçbir kimseye talimat vermediğini, belgelerden haberinin olmadığını,
Kuvayı milliye derneği'nde yapılan arama el konulan bilgisayarların incelemesinde tespit edilen "KOMİSYONLAR.doc" isimli belge içersinde derneğin kuruluş seması olarak bazı bölümlerin oluşturulduğu, belgenin altında Mehmet Fikri KARADAĞ yazdığı, bu bölümlerden, Özel Kuvvetler Komisyonu başlığının altında "Bu komisyon savaş anında, seferberlik anında ve şanlı ordumuz tarafından ihtiyaç duyulduğu anlarda görev yapacak olan Kuvayı Milliye Kuvvetlerini oluşturmak ve hazırlamakla görevlidir... ayrıca Kuvayı Milliyenin güvenliğinden sorumlu olup alt kurullar oluşturacak, güvenlik şirketi ve benzeri ticari işlere girecek." ibaresi yazdığı tespit edildiği hatırlatılarak,
Söz konusu komisyonun ne amaçla oluşturulduğu sorulduğunda ; Beyan edilen belgeden ve Özel Kuvvetler Komisyonundan haberinin olmadığını, hiçbir kimseye bu şekilde talimat vermediğini, Kahraman ŞAHİN'in bu türlü konulara meraklı olduğunu, belgeyi Kahraman'm yazmış olabileceğini, ancak bu konuda hiçbir talimat vermediğini, belgeden haberi olmadığını, hatta bir ara şahısların bastırmış olduğu özel kuvvetler kartlarını tesadüfen gördüğünü ve alarak imha ettiğini, Özel Kuvvetler adını derneğin kullanmamasını söylediğini,
Ali ÖZOĞLU'nun 25 Mayıs 2006 tarihinde Tempo Dergisinde vermiş olduğu röportajdaki beyanlan hatırlatılarak, Kuvayı Milliye Demeği'nin "2000 motorize ekipten oluşan, telsizli istihbarat ekipleri hazırladığı, bu ekiplerin istanbul içinde ve iki yakada başta kurt mafyası olmak üzere her türlü organize suç şebekesine ve mafyaya karşı mücadele etmekle görevli olacakları" yönündeki beyanlan sorulduğunda; konu hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını, Ali ÖZOĞLU'nun beyanlannın, Erkut ERSOY ile birlikte kendi düşüncelerini yansıttığını, Kuvayı Milliye Derneği olarak bu konuda hiçbir çalışmalannın olmadığını,
Çeşitli yayın kuruluşlannda ve aramalarda el konulan bazı CD'ler içerisinde yer alan, "ellerinde 13.500 hainin listesi" olduğu yönündeki beyanlan hatırlatılarak, bahse konu listenin nerede veya kimde olduğu sorulduğunda; kesinlikle bu şekilde bir listenin olmadığını, beyanlann aslı olmayıp laf olsun diye söylenmiş sözler olduğunu,
Yukanda anlatılan Murat ÇAGLAR,kendisi ile yapılan mülakatta; Kuvayı Milliye Derneği'nde kaldığı süre içerisinde kendilerine, "vatanın elden gittiğini, bir an evvel halkın ayaklandınlması gerektiği, ayrıca Kuvayı Milliye Derneğinin mevcut orduya alternatif yeni bir ordu kurma yetkisinin olduğu, bunun için maddi güç kazanmalan gerektiği, bu nedenle sık sık yardım toplandığı, mevcut ordunun içinde bölünmeler olduğu, vatan hainlerinin olduğu" nun anlatıldığını, bu çerçevede kendisinin de çok defa yardım toplama faaliyetlerine katıldığını beyan etmiştir. Beyanlar sorulduğunda; kesinlikle bu yönde bir talimat vermediğini ve bu şekilde bir açıklama yapmadığını, şahıslann kendi aralannda bu şekilde görüşmüş olabileceklerini, ancak kendisinin bilgisi ve ilgisi olmadığını,
Aramalarda elde edilen bazı CD'ler içerisinde ve medyada çıkan haberlerde "11 kasım 1938'den bugüne vatana ihanet eden her şahıs, kurum ve kuruluştan hesap sorulacak" şeklindeki beyanlan hatırlatılarak sorulduğunda; bu tür beyanlannda geçen hesap sormak sözündeki amacının, tam bağımsız şerefli Türk hakim ve savcılan tarafından gerekli işlemlerin yapılması olduğunu, bunun dışında hiçbir amaçlannm olmadığını,
Erkut ERSOY'un yöneticiliğini yaptığı "Özel Büro" isimli birim ile ilgisi sorulduğunda; Erkut ERSOYTa yukanda anlattığı bilgiler dışında herhangi bir ilgisinin olmadığını,
Kuvayı Milliye Derneğine üye kazandırmak adı altmda örgüte adam temin etmeye çalışıp çalışmadığı, bu konuda örgüt üyelerine herhangi - bir' talimat verip vermediği

Hiç yorum yok: