29.7.08

ERGENEKON İDDİANAMESİ 151 - 200 SAYFALAR,

Emin'in "...Başka sıkıntılar da çıktı şimdi." "YA BU TOPLADILAR BİZİM BÜTÜN ŞEYLERİ." Dediği, X Şahsın "Tamam hocam var mı bizim yapabileceğimiz bir
şey hocam." Dediği,
Tape:1556, 23.01.2008 günü saat: 17.49'da Emin GÜRSES ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Bir süre yakalanan şahıslar hakkında yorumlar yaptıktan sonra Emin'in "Karıştırmak istiyorlar. Beni aradılar bugün. Hoca seni almadılar mı içeriye. Alanında amma koyayım almayanmda amma koyayım. AMA DEDİM BENİ ALIRLARSA İÇERİYE BİLİYORLAR Kİ AMERİKAN VE İSRAİL BÜYÜK ELÇİLERİNİ HAVAYA UÇURMAK İÇİN BİZİMKİLER HER ŞEYİ YAPACAK. Bende dedim telefonlarım dinlensin dedim. Bunu da kayıt etsinler dedim. Gazetecilere söyledim. ...Adam Veli Paşanın elini öptü diye hapse alıyorlar onu dedim. Ben Veli Paşayı her gördüğümde elini öpüyorum benim resmimi çekin." "Ya kimin elini kimin sikini öpeceğime siz mi karar vereceksiniz dedim ya." dedikten bir süre sonra, "...Muzaffer yüzbaşıyı içerden çıkarmak için biz bir girişimde bulunduk. Çıkaracaktık. Muzaffer yüzbaşıyı içerden tam çıkarma girişiminin içine girdik bu operasyon patladı." dediği, "Bunlar geldiler bir As subayın evinde 10 tane bomba bulunmuş, onlara bağladılar. Bu As subay dediğiniz adam normal değil deli. Bunun arkasındaki güç başka biri. O EKİBE HİÇ DOKUNMUYORLAR. Geliyorlar bu Astsubayı Sevgi'lerle bağlantılı kılıyorlar. YA BU ASTSUBAYIN SEVGİLER'LE NE İŞİ VAR BU ASTSUBAYIN BAĞLI OLDUĞU EKİP SEVGİLERİN ESKİ ARKADAŞI İDİ SEVGİ BUNLARI KOVDU ŞEYDEN KİLİSEDEN. Onlara bir şey demiyorlar gelmiş Sevgi'yi alıyorlar..." dediği, X Şahsın "Eee arkasında ki kimler vardı hocam onların ki?" diye sorduğu, Emin'in "Ya burda İstanbul'da bir iki avukat grubu var. Türkçüyüm mürkçüyüm diye geçiniyorlar. DALAN'LA BAĞLANTILARI VAR. Bir sürü bağlantıları var alkolik bir ekip." "Onlara dokundukları yok bu adam alındığı zaman ilk korumasını yaptığı adamın ismini veriyor ve o adama gidip sormuyorlar sen bunla ne işin var diye." Dediği, X Şahsın "Bir de şey demiş savcı Cumhuriyet Gazetesindeki olayda da bağlantı araştırılacak." Dediği, Emin'in "Ya olur mu yani bak yani o Cumhuriyet gazetesine bomba atan Danıştay'a gidip bomba atanlarm ekiplerin bir ucu burada Üsküdar'da bulundu. ÇOCUKLAR DEDİLER Kİ BİZ GELİP İFADE VERELİM. BİZE 20 ŞER BİN DOLAR PARA TEKLİF ETTİLER DİYE SAVCI İFADELERİNİ ALMADI YA." dediği ve bir süre aynı konularda görüştükten sonra Emin'in "...Öcalan ifadesinde bize bir gün dedi ki. Yav dedi siz dedi bilmiyorsunuz bir şey. Ben köylere giderim, Kürtlerin bana tabi olmasını sağlamak için o köyden bir kaç tane adam bulurum. Böyle yiğit onları öldürtürürüm, der ondan sonra bütün köy bana tabi olur tapar. Çünkü bizimkiler güçten anlar. Şimdi bu ekipte güçten anlar. Bunlar korktuğu zaman sen ağısın paşasın ama sen bilsinler ki senden güçlüdürler hiç acımazlar." "Kültür o kültür adamın kültürü öyle." "...Şimdi ben komutanlara Harp akademisinde söyledim. Ben olsam başörtüsü maşörtüsü serbest ister götünüzü açın ister anımızı açın başınızı ne ederseniz edin serbest. ONDAN SONRA DERİM Kİ EKİPLERE KARDEŞİM KAVGAYI BAŞLATIN. MİLLET BİRBİRLERİNİ YESİNLER BİR BUNU YAPARIM. Bak tam zamanıdır, bırakacaksın birbirini yesin millet. Ondan sonra Tayyib oradan çıksın altından." dediği,
Tape:1561, 28.01.2008 günü saat : 20.59'da Emin GÜRSES ile Mustafa...? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Mustafa'nın "Telefonlaşmaymca insanm aklına kötü kötü şeyler geliyor ya. Şu telefon hemen çaldı mı aç ya." Dediği, Emin'in "Hocam bu telefonun bende kayıtlı değil. Bende iki tane kayıtlı telefonun var. BU BAŞKA BİR ŞEY HER HALDE." Dediği, Mustafa'nın "Bu ya işte bu bir öbürü var ya." Dediği.* daha sonra Emin'in "Vallahi telefonda bir şey söylesem sana bizimkiler hemen kayıt ediyorlar. Hemen gidiyor eski
^2a^
Trabzon Emniyet Müdürüne. O İstihbarat Daire Başkanı olmuş. O Amerikan Büyükelçiliğine soruyor. Ondan sonra Tayyip Erdoğan'ın önüne gidiyor. Tayyip Erdoğan üzerlerini çiziyor. Bu uygundur bu değildir diye felaket bir şey ya." Dediği, Mustafa'nın "Bunlar geçecek ya." Dediği, Emin'in "Sen başkasın. Perinçek ile konuşuyordum. Mesaj başka şimdi. Bizimkiler dinliyor dinlesinler kayıt etsinler." "Sen şimdi Sami Hoştan'la o bin başı Öztürk var. Bide Astsubay var biliyorsun." "Bunların üçü zaten Kriminal bunlar her türlü pisliğin içindeler." "Bunları alıyorsun koyuyorsun Sevgi hanımla yan yana. Şimdi bu kadar bu kadar olmaz yani şimdi o bin başı zaten onun elinde on tane kimliği var CIA kimliği var. Rediyo Free yurop kimliği var. Mit kimliği var asker kimliği var. Fransız oturma kimliği var. Her şey var adamın elinde." Dediği, Mustafa'nın "Bu hangisi o bin başı dediğin Zekeriya mı?" dediği, Emin'in "Binbaşı Öztürk diye biri var bir tane." Dediği, Mustafa'nın "Zekeriya ÖZTÜRK" dediği, Emin'in "Şimdi bu adam bulaşık bir adam. Ruh salığı bozuk. Zaten onun için uzaklaştırmışlar ordudan..." ".. .Ben Veli paşanın Sevgi'nin her toplantısına katıldım hemen hemen ne bu binbaşıyı gördüm. Orda bir gün bin başı geldi. Bir defa bir toplantımıza Necati Özgen paşa bunu kovdu." "Yani Özgen paşa kovdu bunu. Hem de bu hakaretlere bağırarak kovdu üç kişi ile beraber gelmişti. Şimdi bunu başından beri söylüyor. Bugün Aydınlık başlık atmış ajan provakötür budur diye." Dediği, Emin'in Ayrıca "Yalnız şeyi unutma eğer imkan varsa ADD BAŞKANI ŞENER ERUYGUR PAŞAYA HABER GÖNDERİN." "EMNİYET TEŞKİLATINDA ONLA İLGİLİ DOSYA HAZIRLANIYOR." "BUNU TELEFONDA SÖYLÜYORUM DUYSUNLAR DİYE." "...Ergün Poyraz'a bu belgeleri arşivler kapalı olduğu için Ergün Poyraz normal olarak bu belgelere ulaşamıyor." "Ergün POYRAZ da bu belgeleri Şener Paşanın verdiği, onun aracılığı ile verildiği söyleniyor." "Genel paşa hakkında bir savcılık fezlekesi hazırlanabilir onun için söylüyorum." Dediği, bir süre sonra Emin'in "Bak PERİNÇEK bana bir belge gösterdi. 96 yılında Veli KÜÇÜK açıklama yapmış. Eşref BİTLİS'İ öldüren Amerikalılardır diye." "Ondan sonra dedi Veli KÜÇÜK üzeri çizilmiştir dedi." "Bunu Perinçek söyledi." "Veli paşayı alıyorlar diyorlar ki kamu oyuna biz generalleri de alırız. Ondan sonra itler Sevgi'yi aldılar. Dediler ki Türkçü Mürkçü tanımayız alırız." "Ondan sonra gittiler Güler'i aldılar. Dediler ki gazetecilere, bakın ha hiç affetmeyiz. Hemen televizyonda görüyorsun SKYTURK'te şeyin bile yayını programı durduruldu Yalçın KÜÇÜK'ün." "...bunlar çok profesyonel. Hemen iki tane maliyeci gönderiyorlar. Sen uğraş bakalım diyorlar bu mali işlerle." "...Millet bana soruyor, bir şey yapmıyor musunuz diye. Ben dedim ne yapacağız Savcı bu memleket de bir savcı çıkıp Genel Kurmay başkanının hakkında Dev sol idanamesi gibi fezleke hazırlıyorsa ve bu sadece bu savcıyı görevden atıyoruz da arkasında bu Fezlekeyi hazırlayıp ona verenlere hala görevdeyse olacağı budur adamlar bakıyorlar tepki ne." Dediği, Mustafa'nın "Ferhat SARIKAYA'yı diyorsun dimi." Dediği, Emin'in "Tabi ya ona o dosyayı hazırlayan başbakanlık müsteşarı ve iki tane adalet bakanlığı görevlisi." "...ben bunları yukarıya söylüyorum. Sabah akşam Harp akademilerini ben uyarırsam. Bunları genç kurmaylara söyleme diyorlar bana... bir tane komutan geldi. Öyle şeyleri genç kurmaylara söyleme. Dedim sayın paşam beni buraya çağırdınız. Ben ders anlatıyorum. Dersimin adı ne: Globalleşme ve Güvenlik. Güvenlikle ilgili olan her şeyi konuşurum ben. Öğrencilerde bana sorduğu zaman cevap veririm. O zaman bir yazı yazarsınız. Dersiniz ki Emin GÜRSES artık Harp Akademilerinde ders vermiyecektir. Bende giderim dedim fark etmez. Ben zaten buraya hatırınız için geliyorum dedim. Burda genç öğrencilerim boş kalmasınlar diye..." "Siz Sevgi hanımı içeriye atıyorsun. Telefonda konuştuğu şu ya; bu Hrant Dink'e iyi oldu. Uyan oldu bunlara bundan dolayı kadını içeriye atıyorsun." "...Gladyo örgütlenmesi Ordunun içinden çıkarılıyor. Emniyet teşkilatında yayılıyor. ...Bu işi emniyet teşkilatında yapacak onun üzerine yapıyor. Şimdi İstihbarat daire başkanlığına da Trabzon Emniyet..] gitmesi de ordandır." Dediği ve bir
süre aynı konularla ilgili yorumlar yaptıkları, daha sonra Emin'in ".. .Öcalan'm bize söylediği Kürtler nasıl tepki verirler. Öcalan içerde bize şöyle önce bir yavaş yavaş itelersin diyor. Baktın tepki yok ha bunlar korkuyorlar üzerine daha çok gidersin. Şimdi aynısı yöntemi bize uyguluyorlar. Diyorlar ki üzerlerine mi gidelim bakalım tepki var mı tepki yoksa daha ileri gideriz. Onun için Jandarma Genel komutanlığına bu haberi ben söyledim. İletsinler diye hem de ilginç yani adam ADD Genel Başkamya şimdi." "Ha ADD genel başkanı olduğu için ADD genel başkanlığına biz fezleke hazırlıyoruz. Jandarma genel komutanlığı diye hazırlıyor demiycek tabi." "Bu da çetenin içinde çetenin bir ucu şeyde kitap yazmış hapiste. Bu çeteye bu bilgileri sağlayan jandarma eski genel komutanı. Sevgi hanımla bağlantılı. Ergün Poyraz her gün Sevgi hanımın yanında, her gün onunla konuşuyor. Sevgi hanımda Chat den dolayı hapiste olduğu için bu bağlamda Jandarma genel komutanlığına gidiyor diye bir açıklama çıkabilir." ".. .Yıllardır yani fikir öğrendiğimiz bir insan diyor ki, ya komutan artık emekli paşalar mı ... darbe yapıyor diyor yani herkes tiye alıyor artık yani şeyleri." "Hocam asker yapmayacak. Asker mesela PERİNÇEK'TEN hep uzak durdu. KARDEŞİM PERİNÇEK GİBİ BU KONULARDA PROFESYONEL BİR ADAM BU İŞTE BU ÖRGÜTLENMEDE ... OY VERECEKSİN. Ben niye bu böyle adamları harcayayım. Ben işin içinde olmam ama bu işte önünü açarım. Öyle bir sürü örgütlenmeler var. Türkiye de silah üzerine o tür yemin edenler değil PERİNÇEK gibi Örgütlenmesi güçlü tavrı da sert." "Onların üzerine gelemiyorlar. PERİNÇEK dün meydan okudu. Dedi ki burda İstihbaratçılar var dedi. Onlardan rica ediyorum, bizden birini tutuklasmlar da göreyim dedi. Onlara zindan ederim İstanbul'u diyor, bak böyle konuşuyor." Dediği, Mustafa'nın "...Tarikatlaşma gibi bir şey var o da o zaman Perinçek de tarikat gibi yani" "Kuvvayi Milliye, gazete yazıyor ama Zaman Gazetesi, Yeni şafak Gazetesi, Sabah Gazetesi, Star Gazetesi. Kuvvayi Milliyeciler, Ergenekoncular, Ulusalcılar, Milliyetçiler, Türkçüler bunlar hepsi Ergenekon terörist örgütünün içindedir hocam." ve uzun bir süre gündemdeki konular hakkında yorumlar yaptıkları
Tape:1563, 29.01.2008 günü saat : 14.03'te Emin GÜRSES ile A. A. arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Aralarında bir süre Ergenekon Terör örgütüne yönelik gerçekleştirilen operasyon ile ilgili medyada çıkan bir haber üstüne konuştuktan sonra; Emin GURSES'in "Veli paşanın şeyinde telefonun da adın var diyor. Senle konuşuyormuş. Dedim ki Veli paşayla ben konuşuyor değil, elini bile öpüyorum. Siz dedim resmimi çekin dedim..." dediği,
Tape:1568, 27.01.2008 günü saat : 23.17 de EMİN GÜRSES ile BÜLENT..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
EMİN GÜRSES' in "İyidir hocam bugün Perinçek'in bi toplantısı vardı Kadıköy'de. Kadıköy'de vallahi 800-900'ün üzerinde insanlar tıklam tıklım ayakta koridorlar her yerler merdivenler ilk defa bu kadar bi toplantıda bu kadar insan olduğunu gördüm." dediği, bir süre aralarında gerçekleştirilen bir operasyon hakkında kamuoyunun verdiği tepkiyi konuştuklan, Emin GURSES'in "Bugün Perinçek bir şey çıkarda Aydınlığın 1996 senesinde Veli KÜÇÜK'ün bi açıklaması var. Diyorki Eşref BİTLİS Paşayı Amerikalılar öldürdü.Ondan sonra bu Veli KÜÇÜK'ün üzerini çizdiler..Bunuda bunuda bunuda şey gösterdi Perinçek gösterdi çok güzel bi toplantıydı ilk defa böyle bi toplantı .... MUMCU'da vardı Uğur MUMCU'nun kardeşi...." "....Zaten bugün bi haber geldi PERİNÇEK kulağıma fısıldadı Sakarya Bölgesinde operasyon yapabilirler. Beni alacaklar başka kim var orda alacaklar neyapacaklar. Sikeyim analarını gelsinler alsınlar." dediği,
Tape:1569, 06.02.2008 günü saat : 22.37'deEMÜS,GÜRSES ile ŞENER..? isimlişahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle; r1""* c "S

• 149.
Aralarında Piri Reis isminde kurulacak bir üniversitenin kurulması hakkında konuştuktan sonra Şener'in "Abi sana bi bomba gibi haberim var Kemal GÜRÜZ'ün konuşmasından haberin var mı?" dediği, Emin GÜRSES'in "He şeyi ... Davut DURSUN'un demi." Dediği, Şener'in "Davut'u değil Musa'yı da söylemiş He demiş Sakarya Üniversitesinde 2 tane şerefsiz demiş bunları organize ediyo başörtüsünün alehine lehine ...atıyorlar birisi Musa TAŞDELEN birisi Davut DURSUN." dediği, Emin GÜRSES'in "Kemal GÜRÜZ gücü yok ama daha." Dediği, Şener'in "Nasıl gücü yok abi ya ONLAR DERİN DEVLETTİR YA. Kemal GÜRÜZ bi zaman Ülkücüydü, bi zaman Mason, Demirel'in sağ kolu." dediği, bir süre sonra Emin GÜRSES'in "Ben zaten ...
veriyordum Doğu PERİNÇEK'e verecem adayları .... burdan .......................... vardı şey ... ona
verdim." dediği, Şener'in "Yav dürüst olsun ne olursa olsun ben pazartesi günü şeye gittim üniversiteye sizinle görüştük." dediği ve bir süre bir üniversite öğretim üyesinden bahsettikten sonra, Emin GÜRSES'in "Ya hocam Anadolu'da işte Üniversite bu kadar oluyo işte." Dediği, Şener'in "Ya Anadolu'da ne olacak ya hepsi şerefsiz bunlar ya yav kendi hocalarını mahvettiler bak Çallı Çallı'yı ekarte ettiler ya." dediğive görüşmenin aynı konunun
Tape:1572, 13.02.2008 günü saat :11.56' da Emin GÜRSES ile M. T. arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
.... M.T.'in "Hocam şimdi bu Alparslan'ın babası aradı. Dedi ki Mehmet Bey tutuklu sanıklardan birisi yeni ifade verecekmiş dedi. Dedim valla haberim yok. Şunu diyecekmiş; DANIŞTAY SALDIRISINDAN ÖNCE GASTECİ ARAMIŞ SÖYLEMİŞ, TARAF GAZETESİNDEN. Danıştay saldırısından 20 gün önce Ataşehir'de toplantı yaptık, toplantı yapıldı. DANIŞTAY SALDIRISININ TALİMATINI VELİ KÜÇÜK VERDİ. Şimdi Aykut'ta annesiyle haber göndermiş bana. Dün görüştüm ben akşam. O tutuklulardan Osman YILDIRIM var. Kahveci olan çocuk, o Karslı mı ne. Ondan sonra o demiş ki ben sizi kurtarırım. Süleyman'la seni ama avukatınız gelsin bi danışmam lazım. Acaba o mu verecek dedim bende. Yani bu itirafçı pozisyonuna kendince bir örgüt şey yapıp pişmanlıktan yararlanmak için şey yapıp acaba Veli KÜÇÜK'e mi şey yapacak yani." Dediği, Emin'in "Herhalde yani Veli KÜÇÜK Danıştay'a baskı yapın diye yani Veli KÜÇÜK aklını yitirse bile demez onu ya. Ya buna demişlerdir ki böyle bi şey yaparsan biraz daha ufaktan kurtarırsın diye demişlerdir herhalde." dediği, M.T.'in "Süleyman'ın delili ne ya Allah Allah Aykut'un şeyin Alparslan'ın ben bomba aldım demesi hocam başka bir şey yok ki. Yani DGM'ler böyle çalışır hocam o zaman bugün biz dosyayı bitireceğiz diye gidiyorduk bitmez otomatikman Ergenekon'a eklerler burayı." dediği, Emin'in "Yazık ya yani mahkemeler böyle işliyorsa yazık yani Veli KÜÇÜK'ün böyle demesi için deli olması değil ölmüş olması lazım." Dediği,
M.T.'in "Takip et hocam bakalım bi duruşmayı yapsınlar. Ben sana çıkmcada bilgi aktarırım ama enterasan geldi. Sen seviyorsun paşayı." Dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği tespit edilmiştir.
Tape:1575, 15.02.2008 günü saat:12.23'de Emin GÜRSES ile H. Ç. arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H.Ç.'nun "Ya dedim bu hoca bana kızgın mıdır nedir." Diyerek görüşmenin başladığı, Emin'in "İyi durumdasm iyi durumda ses çıkarma." dediği, H.Ç.'nun "ABİ NE YAPTIK BİZ YA BİŞEY YOKKİ YA." dediği, Emin'in "Bi şey yapmana gerek yok yani Veli Paşalar şunlar bunlar bi şey mi yaptı ?" şeklinde cevap verdiği,
Tape:1584, 18.02.2008 günü saat : 02.42' de Emin GÜRSES ile H. E. arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H. E.'un "Allah Allah fırsat düşmüş adam konuşuyo konuşuyo adam diyo siz istihbaratçı mısınız 70 milyonun önünde canlı yayında**scn*'iyhmisin ya kafan güzel SEN NE İŞSİN SANKİ BÖYLE HİÇ KONUŞMAMIŞIZ GİBİ HERVŞEYJ SAYDI." diyerek Emin
GÜRNSES'in katıldığı bir televizyon programında ki bazı konuşmalarından duyduğu endişeyi dile getirdiği, devamında yine H. E.'un aynı gerekçe ile "Sinir oluyorum şeyi bile Alman istasyon şefinin bilmem ne verdiği kartı bile söyledi ya adını da söyleseydin onu nasıl söylemedin hayret" dediği, Emin GÜRSES'in "TEŞKİLATTAN ARADILAR DEDİLER Kİ İRAN MESELESİNİ DE KONUŞ ONU ARADA ONU DA SIKIŞTIRDIM." dediği, Hande EROL'un "Onlar zaten her şeyi söyletiyor güvenliğe gelince sağlayamıyorlar.Evet telefonumu adresimi her şeyimi gelsinler otursunlar evimde müsait benim söyleyecek çok lafım var da onlara öyle arkamdan iş çevirmesinler bize gelsinler konuşsunlar, ay rahatladım." dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği anlaşılmıştır.
Şüpheli Sevgi ERENEROL'un telefon görüşmeleri:
Tape :1194, 11.12.2007 günü saat : 10.22'de Sevgi ERENEROL ile Ekrem EKİNCİ arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Ekrem EKİNCİ "Merhabalar ben Profesör Ekrem EKİNCİ Teknik Üniversiteden" dediği, Sevgi'inde yurt dışında olduğunu, ertesi gün kendisini aramasını söylediği tespit edilmiştir.
Tape:1234, 22.12.2007 günü saat : 11.39'de Sevgi ERENEROL ile B. B. arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
B. B.'in "Ben Askeri Savcı Bahadır yarbay" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Nice mutlu güzel bayramlara" "Daha güzel bir Türkiyede inşallah kutlarız" dediği, B. B.'in "İnşallah, Ergün beyden hiç haber alıyomusunuz çıkmadı değilmi daha ..." dediği, Sevgi ERENEROL'un "Ben her pazartesi onu ziyarete gidiyorum" dediği, B. B.'in "Selamımı söyler misiniz" "Hangisinde şimdi hangi Cezaevinde?" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Şeyde Kandıra F Tipinde" dediği ve ceza evi ziyaretlerine herkezin alınmadığından bahsettiği, B. B.'in de Savcı olarak kendisinin girebileceğini ancak yanlış anlaşılma olmasın diye gitmediğini anlattığı, devamında "Siz yürekten yanında olduğumuzu söyler misiniz ben onunla çıkışta zaten görüşücem" dediği, ilerleyen konuşmalarda Sevgi ERENEROL'un da Noel Bayramı için davet ettiği, B. B.'in de Sevgiyi bir davete çağırarak "27 Aralıkta Profesör Doktor Aygün AKTAR'la beraber" "... Dumlupınar Üniversitesindeydi" "Şimdi ordan kovdular KTÜ'ye geçti Giresun Eğitim Fakültesinde ..." "Yani canmı kurtardı diyelim Azeriydi Profesörümüz" dediği,
Tape: 3113, 24.08.2007 tarihinde, saat: 13:40 sıralarında, Sevgi ERENEROL isimli şahsın, Çe.. EL., isimli şahıs ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde; Sevgi ERENEROL'un "....TEK SORUNUMUZ İŞTE BİLİYORSUNUZ ARKADAŞLARIMIZI TOPLAYIP DURUYORLAR YİNE ÖYLE TÜRK OLUNCA KİTAPTA YAZSAN HAPSE ATILIRSIN KONUŞSAN DA ATILIRSIN SADECE MİLLETİ İZLEYİP MİTİNGLEREDE KATILSAN ATILIRSIN ÖBÜRKÜLER SAYIP SÖVERLER BÜTÜN DÜNYA SENİN TEPENE BİNER..." dediği, Çe.. E..'m isimli şahsın da "DOĞRU DOĞRU DEVLET HAİNİ OLUP ÇIKIPTA HEPİMİZ ERMENİYİZ, ERMENİ OĞLU ERMENİYİZ DİYİNCE BİR ŞEY YOK" dediği,
Şüpheli İlhan SELÇUK'un görüşmeleri;
Tape:3886'da kayıtlı, 07.02.2008 günü saat: 12.51 sıralarında İlhan SELÇUK ile Fatoş/İ.YILDIZ'ın yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
Aralarında uzun bir süre günlük siyasi konular üzerine konuştuktan sonra, İ.YILDIZ' m "Bugün YÖK Genel Kurulu toplanıyor, bugüne kadar toplamadılar, işte Başkan atadılar, yeni üyeler atadılar ve Genel Kurul toplanıyor bugün" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet, YÖK elden gidiyor" dediği, İ.YILDIZ' in "Evet* dediği, İ.SELÇUK' un "Gidiyor, yani her şey elden gidiyor, tuhaf bir durum var, bakalım ne. olacak..." dediği,
Tape:3892, 14.02.2008 günü saat:12.59 sıralannda İlhan SELÇUK ile İ.Y.'ın yaptıklan telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "Bizi işte bi şeyin başına geçirmek istiyorlar özellikle Kemal Alemdaroğlu çok ısrar etti falan filan. Tabi olacak iş değil ama herkeste bir şeyler.... yani baktığm zaman işte şeyi birleştinelim üzerine şey yapıp. 4 tane TELEVİZYON var bu hikayenin içinde... dediği, İ.YILDIZ' m "Kanalları nasıl birleştiriceksiniz" dediği, İ.SELÇUK' un "Yani ortak bildireler yaymak, bir bütün bu kanal sahipleri arasında bir, efenim birisi Metal in başında birisi işte İŞÇİ partisinin başında Tuncay Özkan işte HALK partisine girdi girecek bir hareketin başında. E öbürü de REKTÖR ANKARADA. O DA DOĞRU DÜRÜST BİR ADAM.... Şeyi pek fazla tanımıyorum ama onuda şey tanıyor Kemal, eski rektör falan öbür rektör falan tanıyorlar..."dediği,
Tape:3891'da kayıtlı, 14.02.2008 günü saat:11.40 sıralannda İlhan SELÇUK ile B. T.'nm yaptıklan telefon görüşmesinde özetle;
Bir süre aralannda İlhan SELÇUK'un yazmış olduğu bir köşe yazısı üzerinde konuştuklan, devamında; İ.SELÇUK' un "Bazı şeyler var konuşacak çünkü dün gece bu Rektörler beni bir yere götürdüler...'' "eee ORADA BİR BASKI KURDULAR ÜSTÜMDE onu anlatacağım sana" dediği,
Tape:3894'da kayıtlı, 15.02.2008 günü saat: 12.36 (ifade de 12.26 olarak geçmiş) sıralannda İlhan SELÇUK ile X bayan/İ.YILDIZ' m yaptıklan telefon görüşmesinde özetle;
Aralannda uzun bir süre ülke gündeminde bulunan siyasi konular üzerine konuştuktan sonra İlhan SELÇUK'un; "...Şimdi, MESELA O REKTÖRLERİN ŞEYİNE GİTTİK, DUMAN OLDUK YAV. Bir noktada" dediği, devamında bir süre daha Siyasi gündem üzerine konuştuklan,
Tape:3896' da kayıtlı, 19.02.2008 günü saat: 12.36 sıralannda İlhan SELÇUK ile X bayan/BALBAY' m yaptıklan telefon görüşmesinde özetle;
Aralannda uzun bir süre Cumhuriyet gazetesinin mali durumu ve günlük siyasi gelişmeler üzerine konuştuktan sonra; İ.SELÇUK' un "Şimdi Balbay ! Burda geçen gün beni burada Bülent BERKARDA eski rektör falan Tonguç Görker bide İstanbul Üniv. eski rektörü Kemal Alemdaroğlu falan geldi orada bana söyledikleri şey efendim sen toparlarsın bu işi bu işin basma geç bilmem ne gibilerinden tabi bu olmaz ben yalnız orda bir aklımıza bir şey geldi işte seninlede konuştuk galiba" "Fakat oda olmadı, şimdi orada da yine çeşitli fikirlerde insanlar bir araya geliyorlar işte Kemal Alemdaroğlu dediğin zaman Doğu Perinçek e yakın öbürünü dediğin zaman berikine yakın Tuncay Özkan tabi onun da televizyonu var Doğu Perinçek inde var efendim diyorlarki işte Kanal B oda bir Üniv. Televizyonu" "Şimdi bir nokta da sen konuyu açarsan biz Cumhuriyet gazetesiyiz efendim bu işlere girmeyiz ama ortada böyle bir realite var ve yani İlhan Selçuk'u da beni de başka arkadaşları da bir baskı altında tutuyorlar....Burada Türkiyenin bu Üniversite kesimi ve bürokrat kesimi durumdan pek memnun değil diye bir açılış yapabilirsin..." dediği,
Tape:3901' da kayıtlı, 29.02.2008 günü saat:13.07 sıralannda İlhan SELÇUK ile X bayan/İ.YILDIZ' m yaptıklan telefon görüşmesinde özetle;
Aralannda uzun bir süre ülke gündemi üzerinde meydanın etkisi ve diğer siyasi gelişmeler üzerine konuştuktan sonra; İlhan SELÇUK'un "...yav kardeşim bu bilgi üniversitesi bu Asal Savaşın falan bu bütün o döneklerin çalıştığı üniversitenin öğrencisi uyanmış ya" dediği, İ.YILDIZ' m "Abi orda şey yaptılar Türbana karşı eylemler başladı" dediği, İ.SELÇUK' un "...gerideki çocuklar genç kitle tabi kafaları tam değil karışık marışım ama tamamıyla şey Atatürk matatürk falan filan yani hoşuma gitti hoşuma gitti demek ki öteki üniversiteler daha iyidir" dediği, İJ?ILDIZ' in "...Üniversite yönetimleri
farklı öğrenciler farklı öyle bakmak lazım" dediği ve bir süre daha günlük konuşmalar yaptıkları tespit edilmiştir.
Şüpheli Kemal Yalçm ALEMDAROĞLU'nun görüşmeleri;
01.01.2008 günü saat:14.27'de Kemal ALEMDAROĞLU ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Görüşmenin başında karşılıklı hal hatır sorduktan sonra K.ALEMDAROGLU'nun "..hiçbir şey iyi gitmiyor benim cephemde" dediği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde X ŞAHSIN "...Hocam laf aramızda bu hata ben onu biliyorum da, bizim Ahmet NeCDet SEZER'i seçmekle olmuş bu iş" "Yani böyle böyle böyle cumhurbaşkanı olmaz" "Tabi canım sen kendi aşağıda, bizim solu bitirdi hocam. Yani kendi aklınca CHP'cilik yaptı" dediği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde Erdoğan TEZİÇ ile ilgili konuşurken K.ALEMDAROGLU'nun "TEZİÇ göreve geldiğinin ertesi günü bana bir profesör geldi bizim Siyasal Bilgiler Fakültesine" "Diyor ki, hocam dedi çok ilginç dedi, Profesör Ahmet Güner SAYAR var, dürüst tanınan bir adam" "Demiş ki, Biz demiş, Mahmutpaşa mı İskenderpaşa mı, İskenderpaşa ıı... dergâhında birlikte, bilmem kimin Rahle-i Tedrisinden geçtik TEZİÇ'le demiş" "Ahmet NeCDet SEZER, TEZİÇ, bunlar Türkiye'yi bitirdiler. Danıştay'da sizin şeyiniz olabilir mi? "8'inci Daire'de S. Y. diye bir şey var, m..." "Iııı.. A. A. diğerlerini ıı.. S.k Y., yani yürütmeyi ben size daha ilerde şey yaparım" "Listeyi veririm" dediği, X ŞAHSIN "Hayır aralarında şey açısından söylüyorum. Bazı Danıştay üyeleri var da, bizim arkadaşlar, acaba onlardan biri olabilir mi diye şey yaptım" "....Şimdi iki tane var benim Danıştay'da tanıştığım yalan zamanda atanan. Biri T... bu şeyin Kalkınma Bankasının eski Genel Müdürüdür" "Bir de şey, m... Bu son Muğla valisi atandı oraya biliyorsunuz..." dediği,
e-Devlet kurumları içinde yapılanması,
Örgütün devletin birçok kurumunda görevli üst düzey görevli ile irtibat halinde olduğu, aramalar sırasında devlete ait birçok gizli bilgi ve belgenin şüphelilerden ele geçirilmesi, özellikle gizli soruşturma dosyalan ve müfettiş raporları ile Dışıişleri ve İçişleri Bakanlığına ait gizli bir çok belgenin bulunması ERGENEKON terör örgütünün devletin her kademesiyle irtibat kurduğu ve örgütlenme faaliyetlerini sürdürdüğü anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut, birçok devlet görevlisiyle Ergenekon terör örgütü mensuplarının yaptıkları görüşmelerin bulunması da konunun hassasiyetini göstermektedir. Bu konuyla ilgili olarak yapılan çalışmalarda elde edilen deliller gereğinin takdir ve ifası için ilgili kurumlarına gönderilmiştir.
3- ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SİVİL YAPILANMASI
Aramalarda ele geçirilen örgütsel dokümanlara göre ERGENEKON terör örgütünün SİVİL YAPILANMASININ 4 ana bölümden oluştuğu anlaşılmıştır.
a-Teori Tasarım ve Planlama Daire Başkanlığı, bu birimde örgütün sivil yapılanmasının temellerini oluşturan LOBİ-ERGENEKON dokümanmdaki prensiplerin uygulanmasını ve kontrolünü sağlamaktadır.
b-Finansman Daire Başkanlığı, bünyesinde bulunduğu ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNE gelir temin edilmesi için oluşturulan birimdir. Bu birim dokümanlardaki prensip kararlarına göre örgüte gelir getirici her türlü işirt'yapılmasını organize etmektedir.
Ayrıca örgüte gelir temin etmek için oluşturulan lobi faaliyetleri çerçevesinde kurulan USİAD ULUSAL SANAYİCİ VE İŞ ADAMALRI DERNEĞİ ne üye olan iş adamlarından örgütün devamı için o tarih itibarıyla 50 milyar TL. paranın alındığı bu paralarla örgütün karanlık işlerinin yürütüldüğü gibi bazı gizli toplantılarında bu iş adamlarının fabrikalarının bahçelerinde yapıldığı şüphelilerin beyanlarından anlaşılmıştır.
c-Sivil Toplum Kuruluşları Yapılanması, ERGENEKON terör örgütünün bünyesinde kurulan sivil toplum örgütleri (Kuvvayı Milliye, Milli Güç Birliği, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği ve çeşitli platformlar), ele geçirilen örgütsel içerikli dokümanlarda sivil toplum kuruluşlarının istihbarat amaçlı ve toplumsal eylemlerde baskı ve sindirme amaçlı olarak kullanılacağı açıkça belirtilmiştir.
d-Medya ve İletişim Yapılanması, Ulusal Kanal, Cumhuriyet Gazetesi, Aydınlık Dergisi ve bağlı birleşik kuruluşlar ile diğer medya organları içerisine sızdırılmış örgüt üyeleri vasıtasıyla bu kuruluşları da yönlendirmek ve tek merkezden yönetilmesini sağlamak. Doğu PERİNÇEK'in yazdığı yazıyı birçok medya kuruluşuna gönderip yayınlattırması gibi,
05- Örgütün kendi medya kuruluşlarını oluşturması, diğer medya kuruluşlarını da kontrol altında tutması,
"ERGENEKON" dokümanının "MEDYA" başlığı altında; Medyanın en yararlı reklam aracı olduğu, 20. yüzyılda güçlü istihbarat örgütlerinin medyadan sonuna değin yararlandıkları, 20. yüzyılın son yıllarında ise kendi medya kuruluşlarını devreye sokarak uluslar arası platformda güçlendirdikleri, ERGENEKON'un da medya kuruluşlarını kontrol etme yönündeki faaliyetlerini, kendi medya kuruluşlarını oluşturması ve diğer medya kuruluşlarını kontrol altına alması yöntemiyle yapması gerektiği belirtilmiştir.
El konulan örgütsel dokümanlara bakıldığında ise örgütün bu amacını gerçekleştirebilmek için öncelikle kendisine bağlı medya kuruluşlarını oluşturmayı hedeflediği ve bu çerçevede "ULUSAL MEDYA 2001" "TELEVİZYON ANALİZ YÖNETİM VE GELİŞTİRME PROJESİ" "KANAL 6 ANALİZ YÖNETİM VE GELİŞTİRME PROJESİ" ve "DERGİ ANALİZ PROJE" isimli dokümanları hazırladığı ve bu doğrultuda gerekli çalışmalar yaptığı tespit edilmiştir. Şimdi kısaca bu dokümanların özetlerinden bahsedilecek devamında da örgütün bu yönde yaptığı çalışmalar anlatılacaktır.
ULUSAL MEDYA 2001 İSİMLİ DOKÜMAN
Ulusal Medya 2001 dokömanı Veli KÜÇÜK, Doğu PERİNÇEK, Adnan AKFIRAT, Tuncay GÜNEY ve Ümit OGUZTAN isimli şahıslardan ele geçirilmiş olup, (17) sayfadan oluşmaktadır.
Söz konusu dokümanın yapılan incelemesinde özetle; Bağımsız ulusal medya kuruluşlarının yaratılabilmesi için; yurtta ve yurt dışında faaliyet gösteren Türk iş adamları arasından seçilecek kişilerden "Medya-Finans Konseyi"nin oluşturulması gerektiği, bu konseyde yer alan iş adamlarının devlet kurumlarınca ticari faaliyetlerinin desteklenmesi gerektiği, ticari şirketlerinin ilan ve reklamlarının ücretsiz olarak yayınlanması gerektiği belirtilmiştir.
Bu çerçevede öncelikle Cumhuriyet Gazetesinin ele geçirilerek ulusal medya oluşumunun merkez üssü olmasının kararlaştırıldığı, bunun yanı sıra PERİNÇEK grubuna ait ULUSAL TV'nin ise görsel yayın kanadını oluşturabileceği, ancak bu televizyon bünyesinde bir ameliyat gerektiği, yine de ULUSAL TV'nin Cumhuriyet^ Gazetesi ile elde edilecek başarıya gölge düşürebileceği, bu nedenle Cumhuriyet Ga/etesı ile Kanal 6 televizyonunun evlilik yapmasının daha akılcı olduğu belirtilmiştir.
P-AA

Ayrıca "Cumhuriyet Gazetesinin Reorganizasyonu" başlığı altında; gazetenin yönetimine saplantıları olmayan, değişik koşullara uyum sağlayabilme ve öngörü yeteneğine sahip, gerçek bir gazetesi portesinin iş başına getirilmesi gerektiği, gazetenin haber merkezinde görev yapan redaktör yazı işleri görevlileri ve köşe yazarlarının tümüyle değiştirilmesi gerektiği, bu kadro değişikliğinin ardından yayın politikasının yeniden belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
"Cumhuriyet Gazetesi Reorganizasyon Çalışması" başlığı altında ise; Cumhuriyet Gazetesinin ele geçirilmesiyle ilgili Gürbüz ÇAPAN'la yapılan görüşmenin aynen yazıldığı, Gürbüz ÇAPAN'm Cumhuriyet Gazetesinin "Ulusal Medyanın Merkez Üssü" olarak seçilmesini kabul ettiği ve hisselerini parasız olarak devir ettiği, yapılan çalışma sonucunda gazetenin %10'unun İlhan SELÇUK'a ait olduğu, %10'unun halka açılım hissesi olduğu, %80 yada %90 hissenin en az %51'inin örgütün aidiyetine geçmesinin kararlaştırıldığı belirtilmiştir.
Ayrıca PERİNÇEK grubu tarafından kurulan Ulusal TV'nin gerçekte gizli tutulan kuruluş amacının, PKK'nın yayın organı Medya TV (MEDTV)'ye alternatif bir televizyon yayıncılığının Avrupa, Ortadoğu ve Avrasya coğrafyasına hakim olabilmesi olduğu belirtilmiştir.
KANAL 6 - ANALİZ YÖNETİM VE GELİŞTİRME PROJESİ İSİMLİ
DOKÜMAN
Söz konusu doküman Veli KÜÇÜK'ten ele geçirilmiş olup, (34) sayfadan oluşmaktadır. Dokümanın yapılan incelemesinde özetle; Bu çalışmanın amacmm Türkiye'de ulusal yayın yapmakta olan Kanal 6 televizyonunun reorganizasyonuna katkıda bulunmak olduğu, bu amaç doğrultusunda Kanal 6 televizyonunda personel görevlendirildiği ve televizyonla ilgili ayrıntılı bilgiler elde edildiği belirtilmiştir.
Ayrıca dünyada ve Avrupa Birliğinde yayıncılık hakkında bilgiler verildiği ve yayın politikalarından bahsedildiği, bu çerçevede İngiltere, Kanada, Japonya gibi ülkelerdeki yayınlar, hakkında açıklamalar yapıldığı görülmüştür.
Ayrıca Kanal 6 televizyonunun yönetim, organizasyon ve personel yapısının irdelendiği, sorunların maddeler halinde tanımlandığı ve bu sorunlara çözüm önerileri getirildiği, sonuç olarak da Kanal 6 televizyonunda gerekli reorganizasyonun yapılarak örgüte kazandırılmasının yararlı olacağı belirtilmiştir.
TELEVİZYON - ANALİZ YÖNETİM VE GELİŞTİRME PROJESİ
İSİMLİ DOKÜMAN
Söz konusu doküman Veli KÜÇÜK ve Ümit OGUZTAN isimli şahıslardan ele geçirilmiş olup, (39) sayfadan oluşmaktadır. Dokümanın yapılan incelemesinde özetle; Temmuz 2000 tarihli "TELEVİZYON ANALİZ" çalışmasının Kanal 6 televizyonunun ele alınarak hazırlandığı, hedefinin ise Doğu PERİNÇEK grubuna ait Ulusal TV kanalının olduğu,
Ayrıca kurulacak olan özel televizyon kanalının kuruluş ve faaliyet aşamalarındakarşılaşılabilecek sorunlardan bahsedildiği ve bu sorunlarla ilgili çözüm önerilerininsunulduğu, daha kaliteli yayın yapılabilmesi için haber ve eğlence programlarında aranılankalite standartlarının belirlendiği, bunların yanı sıra teknik kalite ve Rating problemlerindenbahsedildiği, ^***s***^
Sİ , _„ I # VV
155 ! ". ... VfX
U
*,
K^^ ^
rmmm
Sonuç olarak da yayın hayatına yeni atılan Ulusal TV'nm yeniden yapılandırılması gerektiği, Ulusal TV ve Cumhuriyet Gazetesinin bir anonim şirket çatısı altında birleştirilmesinin hedeflenen başarıya ulaşılmasını sağlayacağı ve mevcut medya kuruluşları ile rekabet olanağı sağlayacağı belirtilmiştir.
DERGİ ANALİZ & PROJE İSİMLİ DOKÜMAN
Söz konusu doküman Adnan AKFIRAT ve Ümit OĞUZTAN isimli şahıslardan ele geçirilmiş olup, (18) sayfadan oluşmaktadır. Dokümanın yapılan incelemesinde özetle; Bu çalışmanın amacının Haftalık-Siyasi-Aktüel-Kültürel-Haber içerikli derginin projelendirme yapılanma ve ulusal ölçekte etkin yayın yapabilmesini sağlayan temel unsur ve yöntemlerin tespit ve işaret edilmesi olduğu belirtilmiştir.
Haftalık haber dergisi türünün ilk olarak 3 Mart 1923'te Amerika'da "TIME" dergisinin yaymlanmasıyla başladığı, ülkemizde ise 1950'li yıllarda "AKİS" "DEVİR" ve "KİM" gibi isimlerle yayınlanmaya başladığının belirtildiği ve ülkemizde yayınlanan haftalık dergilerden bahsedildiği,
Yayınlanacak olan dergininin ilk bir yılının kendisini kamuoyuna kabul ettirmekle geçeceği, bu sürecin çok önemli olduğu, hiçbir konuda aksaklığa izin verilmemesi gerektiği, zamanında mutlaka bayilere ulaşması gerektiği belirtilmiştir.
Ayrıca derginin yayma geçebilmesi için gerekli unsurlann ve derginin tüm departmanlarının ve departman personelinin unvanlarının ayrı ayrı belirtildiği,
Ayrıca teknik donanımların zemini, kağıt ve baskı kalitesinin öneminden bahsedildiği, sonuç olarak hazırlanan bu analiz ve proje çalışmasında bir derginin yaymlanabilmesi için en temel ve en önemli unsurlann ele alındığı, yayınlanması düşünülen derginin burada ifade edilen hususlar dikkate alınarak yayınlandığı takdirde başansızlık riskinin tamamen ortadan kalkacağı belirtilmiştir.
Son olarak da "Yayıncılık beyaz kağıdın boyanarak satılması, bir başka anlatımla en büyük oyunlardan yalnızca birisidir." "Saygılanmızla" yazdığı görülmüştür.
Yapılan soruşturma sonucunda bugün gelinen noktada, örgütün Cumhuriyet Gazetesi, Aydınlık Dergisi ve Ulusal KANAL üzerinde gerekli reorganizasyon çalışmasını yaparak, örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda kullanmaya başladığı, diğer taraftan bunlarla da yetinmeyip örgüt üyelerinden Hayrettin ERTEKİN'in kontrolünde olan BUSİNESS CANEL'i da kontrol altına aldıklan, Akşam Gazetesinde köşe yazarlığı yapan Güler KÖMÜRCÜ aracılığı ile Akşam Gazetesinde de gerekli propagandalannı yaptıklan, Güler KÖMÜRCÜ'nün telefon görüşmelerinde Veli KÜÇÜK'ün talimatlanyla hareket ettiğinin açıkça anlaşıldığı,
Aynca örgüt üyelerinden İsmail YILDIZ www.sesar.com.tr isimli internet sitesini kurduğu,
Halil Behiç GÜRCİHAN'm www.acikistihbarat.com isimli internet sitesini kurduğu, Erkut ERSOY'un www.ozelburo.com isimli internet sitesini kurduğu, Bekir ÖZTÜRK'ün www.kuwaimilliye.net isimli internet sitesini kurduğu, Vedat YENERER'in www.internetajans.com ve www.medyarazi.com isimli iternet sitelerini kurduğu ve aynı zamanda Yeni Çağ gazetesine k^öje^y^zarlığı yaptığı, Hayrettin ERTEKİN'in Enternet Grup Strateji^şkankâp^ptığı, Sedat PEKER'in www.ozturkler.com.tr internet sitesini Kurflu'ğu tespit edilmiştir.
—-. f ° j- r n v ',
ti -•* - ,* .< * > "
Sy(5^^\ .-.^Vâ^^P
156
Bundan sonraki bölümde örgütün medya kuruluşlarını oluşturma ve kontrol altına alması ile ilgili genel deliller anlatılacak sonrada örgüte ait yada örgütün kontrolünde olan gazete, dergi ve televizyonların örgütün amaçları doğrultusunda nasıl kullanıldığı tek tek anlatılacaktır.
CUMHURİYET GAZETESİNİN ELE GEÇİRİLMESİ VE REORGANİZASYON YAPILMASI
Yukarıda belirtilen örgüt dokümanlarında, Cumhuriyet Gazetesinin ele geçirilerek ulusal medya oluşumunun merkez üssü olmasının kararlaştırıldığı ve bu nedenle Cumhuriyet Gazetesinde reorganizasyon yapılması gerektiği,
Cumhuriyet gazetesinin ele geçirilmesi ve reorganizasyonu çalışması ile ilgili Gürbüz ÇAPAN ile görüşme yapıldığı, Cumhuriyet Gazetesinin "Ulusal medyanın merkez üssü" olarak seçildiği yazılmıştır.
Cumhuriyet gazetesinin ele geçirilmesi ile ilgili 2001 yılında yakalanan Tuncay GÜNEY anlatımlarında; Basında kuvvetli bir şekilde yer alabilmek için Cumhuriyet gazetesinin alınmasını düşündüklerini, Özdemir SABANCI suikastı sonrasında Veli KÜÇÜK'ün Şevket SABANCI'ya olaylar hakkında bilgi vermesi nedeniyle bir güven oluştuğunu, bu nedenle Cumhuriyet Gazetesininin Gürbüz ÇAPAN'm elinden alınması için, Şevket SABANCI'nın Mete AKYOL aracılığı ile Veli KÜÇÜK'e teklif yaptığını, Sabancıların bu iş için 5 milyon dolar vereceklerini söylediklerini,
Veli paşanın Cumhuriyeti almak için Gürbüz ÇAPAN ile görüşmesi talimatı verdiğini ve "yukarının emri var dersiniz" dediğini, bunun üzerine Doğu PERINÇEK'e giderek "Hüseyin KIVRIKOĞLU'nun emri olduğunu, Veli paşanın böyle söylediğini" anlatarak Gürbüz ÇAPAN'la bu konuyu görüşmesini söylediğini, gazetenin alınması için Ulusal Sanayiciler İş Adamları Derneği başkanı Kemal ÖZDEN isimli şahıstan 3 Milyon Dollar para alınmasını görüştüklerini, konulann Gürbüz ÇAPAN ve Kemal ÖZDEN ile görüşüldüğünü,
Başkanlığını Kemal ÖZDEN'in yaptığı Ulusal Saniyiciler İş Adamları Derneğinin çırağan sarayında, kapalı kapılar ardında bir toplantı yaptığını, bu toplantıya 10 kişilik elit iş adamının katıldığını, toplantıda Veli paşa'mn "arkadaşlar grup örgütlenmesine gitmeliyiz, yani iş adamları örgütlenmesine gitmeliyiz" diyerek LOBİ'nin özetini anlattığını, bu lobi içinde "bir gazete bir tanede televizyon lazım" dediğini, televizyonu organize edebileceklerini, çünkü Doğu PERİNÇEK'in elindeki televizyonu alacaklarını ve normal televizyon hattına çevireceklerini, ancak bir gazeteye de ihtiyaç olduğunu anlattığını, bunun üzerine Kemal ÖZDEN "Cumhuriyet'i düşünüyoruz" dediğini, öbür iş adamlarının da bunu desteklediğini, Veli paşanın "mutlaka basın olmalı basma girmeliyiz güçlenmek için basın olmalı en büyük eksiklik şimdi basın" dediğini,
Bu gurup için Cumhuriyet Gazetesinin alınmasının çok önemli olduğunu, çünkü Cumhuriyet Gazetesinin kaynaklan ve ilişkileri bakımından çok iyi olduğunu, bu ilişkinin "Cumhuriyet demek derin devlet demek, İttihat Terakki çiler demek, Alman devletinden para almak demek" şeklinde özetlenebileceğini,
Konuyla ilgili ENKA tesislerinde general Veli KÜÇÜK, Gürbüz ÇAPAN, Ferit İLSEVER, Kemal ÖZDEN ve Gürbüz ÇAPAN'ın Esenyurtta bloklarını yapan Müteahhit Ümit ÜLGEN in birlikte yemek yediklerini ve hisseler konusunda görüşüldüğünü beyan etmiştir.
Ele geçirilen bu örgüt dokümanları ve Tuncay Güney'in iddiaları Veli KUÇUK'e sorulduğunda, USİAD Başkanı Kemal ÖZDEN ile yakınlığının olduğunu, Kemal ÖZDEN'in Cumhuriyet Gazetesini almak için faaliyetlerde bulunduğu, ancak maddi imkanları yeterli olmadığı için alamadığını, kendisinin bu konuda sadece bilgisinin olduğunu,
Gürbüz ÇAPAN'ı tanıdığını, fakat 20 yıldır görüşmediğini, Ferit İLSEVER'i tanıdığını, Aydınlık dergisinde çalıştığını, bu şahsı da 10 yıldır görmediğini, Kemal ÖZDEN ve diğer şahıslarla birlikte ENKA tesislerinde yemek yediğini, kendisini Kemal ÖZDEN'in davet ettiğini, bu yemekte Kemal ÖZDEN'in Cumhuriyet gazetesi ile ilgili diğer şahıslarla görüşme yaptığını, fakat olumlu netice alamadığını beyan etmiştir.
Ele geçirilen bu örgüt dokümanları ve Tuncay Güney'in iddiaları Ferit İLSEVER'e sorulduğunda,
Kendisinin şu anda Ulusal Kanal Genel yayın yönetmeni olduğunu, uzun yıllardır gazetecilik yaptığını, Çırağan sarayında yapıldığı söylenen toplantıya katılmadığını, fakat Akatlar'da yapılan Gürbüz ÇAPAN, Veli KÜÇÜK ve Kemal ÖZDEN'in katıldığı bir akşam yemeğine USİAD başkanı Kemal ÖZDEN'in daveti ile katıldığını, Veli KÜÇÜK ile bu toplantı dışında başka bir görüşmesi olmadığını, toplantının konusunun o dönemde zor durumda bulunan Cumhuriyet gazetesine destek olmak amaçlı olduğunu beyan etmiştir.
Ele geçirilen bu örgüt dokümanları ve Tuncay Güney'in iddiaları ilhan SELÇUK'a sorulduğunda, Uzun yıllardır gazetecilik yaptığını, 1962 yılında Cumhuriyet Gazetesinde yazar olarak geçtiğini ve halen bu gazetede görev yaptığını, 2001 yılı Kasım ayından bu yana da gazetenin imtiyaz sahibi ve baş yazarı olduğunu,
Cumhuriyet Gazetesinin asli sahibinin Cumhuriyet Vakfı olduğunu, Cumhuriyet Vakfının iştiraki olan birden çok şirket olduğunu, Gazeteye finansman temin etmek amacıyla Vakıf bünyesinde Yeni gün Holding A.Ş. isimli şirketin de bu şirketlerden birisi olduğunu, bu şirketin hissedarları; Turgay CİNER'den, Mehmet Emin KARAMEHMET'e, Aydın DOĞAN'dan İnan KIRAÇ'a kadar yaklaşık 185 kişi olduğunu, ancak bu şirketin söz ve yetki sahibi imtiyazlı ortağı Cumhuriyet Vakfı olduğunu,
Gürbüz ÇAPAN'ı Belediye başkanı olduğu dönemde tanıdığını, kendisiyle belediye başkanlığı döneminde dostluk ilişkisi olduğunu, hatta kendisinin az önce bahsettiği Yenigün holding a.ş nin hissedarlanndan olduğunu, Cumhuriyet Gazetesinin satılmasının mümkün olmadığını, Enka tesislerinde toplantıya katılan kişilerin de gazeteyi satma yetkilerinin olmadığını, sadece Gürbüz ÇAPAN'm kendi hisselerini devretmeye çalışmış olabileceğini beyan etmiştir.
Ele geçirilen bu örgüt dokümanları ve Tuncay Güney'in iddiaları Doğu PERİNÇEK'e sorulduğunda, Tuncay GÜNEY'in 2000 yılı öncesi yaklaşık 1 yıl boyunca Ulusal Kanal ve Aydınlık dergisine gidip geldiğini, birkaç kez merdivenlerde bu şahısla karşılaştığını, o dönemde kendi yönetiminde Strateji adı altında bir dergi çıkarttığını, Tuncay GÜNEY'in 2000 yılında Veli KÜÇÜK emekli olurken veya olduktan sonra İstanbul'da CİA görevlileri tarafından ele geçirildiğini ve kendisini 10 yıl ABD de oturma olanağı sağlandığınım, ABD vizesi verildiğini öğrendiğini, o tarihte araba dolandırıcılığı nedeniyle istanbul Organize Suçlar Müdürlüğünde sorguya çekildiğini, ancak Emniyete İstihbarat Şubesince getirildiğini, 2001 yılı Nisan ayı içersinde Aydınlık dergisinde Tuncay GÜNEY'in sorgusu ile ilgili iki önemli yazı yayınlandığını ve o yıllarda Tuncay GÜNEY'in düzmece ifadelerine dayanılarak Türk ordusuna karşı bir tertip yürütülmek istendiğinin belirtildiğini, Tuncay GÜNEY hakkında yürütülen soruşturmada suç bulunmadığını, bu
edildiğini, bu durumu da o zamanın Organize Suçlar Şubesi Müdürü Adil Serdar SAÇAN'ın Hürriyet gazetesine açıkladığını,
Cumhuriyet gazetesini değer verdikleri sayın İlhan SELÇUK'un yönettiğini, aramızda organik bir bağ olmadığını, Cumhuriyet ile Ulusal Kanal arasında Reklam takas anlaşması
olduğunu, 1998 yılında sayın İlhan SELÇUK, o zaman Esenyurt Belediye başkanı olan sayın Gürbüz ÇAPAN, Sayın Ferit İLSE VER ve kendisinin birlikte İstanbul'da Armada otelinde yemek yediklerini, yemekte ortak bir televizyon yapmayı görüştüklerini, Ulusal Kanal'm elindeki frekans ve yayın lisansını koyacağını, İlhan SELÇUK ve Gürbüz ÇAPAN'm da çevrelerinden sermaye bulacaklarını ve ortak bir televizyon kurulacağını, fakat bunu başaramadıklarını,
Cumhuriyet Gazetesinin alınması ile ilgili Enka tesislerinde yapılan toplantı sorulduğunda ise, Ferit ILSEVER'in kendisine o zaman Kemal OZDEN'in davetiyle birlikte yemek yediklerini anlattığını, hatta bir sürpriz olarak toplantıya general Veli KÜÇÜK'ünde geldiğini söylediğini, bBu görüşmede Kemal OZDEN'in Cumhuriyet gazetesine yönelik bir takım mali baskılar olduğunu, bu gazeteye ortak bulmak için çalıştıklarını, hatta 100 kadar ortak bulduklarım söylediğini anlattığını, kendisi de Cumhuriyet gazetesini desteklediğini, olay bundan ibaret olduğunu, bunun ötesinde bir şey olsa mutlaka kendisinin bilgisinin olacağını, çünkü Ferit İLSEVER'in çok yakın arkadaşı olduğunu beyan etmiştir.
DEĞERLENDİRME
Cumhuriyet gazetesinin ele geçirilmesi ve reorganizasyon yapılması ile ilgili ele geçirilen dokümanlar, şüpheli ifadeleri ve gazetenin bugünkü durumu ele alındığında örgütün bu amacını gerçekleştirdiği ve amaçları doğrultusunda kullandığı anlaşılmaktadır.
Çünkü 2001 yılma kadar sadece köşe yazarlı yapan ve örgüt yöneticisi olduğu anlaşılan İlhan SELÇUK, reorganizasyon çalışmalarının yapıldığı yıllar olan 2001 yılında gazetenin başyazarı ve İmtiyaz Sahibi olduğu,
Diğer taraftan yukarıda özetleri belirtilen tüm şüpheli ifadelerinden gazetenin ele geçirilmesi ve reorganize edilmesi için ENKA tesislerindeki yapılan toplantının tamamen doğru olduğunun anlaşıldığı, toplantıya katılan örgüt üyelerinden Ferit İLSEVER'in bugün Doğu PERİNÇEK ile birlikte başka bir yayın kurulunda çalıştığı,
Öte yandan Doğu PERİNÇEK'in ifadesinde, 1998 yılında İlhan SELÇUK, Gürbüz ÇAPAN, Ferit İLSEVER ile birlikte İstanbul'da Armada otelinde yaptıkları toplantıda ortak bir televizyon yapmayı görüştüklerini, beyan etmesinin de örgütün kendi medya kuruluşlarını oluşturma çalışmalarını ortaya koyduğu,
Diğer taraftan Cumhuriyet Gazetesinin ele geçirilmesi ve reorganize edilmesi çalışmalarında isimleri geçen şüpheliler Veli KÜÇÜK, Ferit İLSEVER ve Doğu PERİNÇEK'in soruşturma kapsamında tutuklandıkları, halen Cumhuriyet Gazetesinde başyazarlık yapan İlhan SELÇUK'un da soruşturma kapsamında yakalanıp tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı,
Dolayısıyla eldeki tüm delillerin örgütün bu amacını gerçekleştirdiği ve Cumhuriyet Gazetesini reorganizasyon yaparak örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda kullandığı anlaşılmaktadır.
CUMHURİYET GAZETESİNİN YAYIN POLİTİKASI
ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ hemen hemen her ortamda ve platformda vatanın elden gittiğini, ülkenin Kurtuluş savaşı yıllarından daha kötü bir durumda olduğunu, binan evvel kurtarılması gerektiğini, bunun içinde Kurtuluş savaşı yıllarında oluşturulan Kuvayı Milliye yapılanmaları gibi oluşumların kurulması gerektiğini vurgulayarak Kuvayı Milliye
Derneklerini kurmuşlar ve tamamen ülkede kaos oluşturmak, iç savaş çıkartmak ve anarşi meydana getirmek için faaliyetlerde bulundukları görülmüştür.
Cumhuriyet gazetesinin yayınlarına bakıldığında da 2007 yılı içersinde tamamen Anayasada belirlenen ilkelerle yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri arefesinde aynen ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ'nün az önce belirtilen mantalitesi içersinde hareket ederek ülkemizin 100 yıl geriye gideceği, karanlıklara gömüleceği şeklinde ortaya attığı reklam fılimleri ile örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda yayın yaptığını açıkça gösterdiği anlaşılmaktadır.
Medyanın ele geçirilmesi ve kontrolü ile ilgili Tuncay GÜNEY beyanlarında;
Akşam gazetesi sahibi Mehmet Ali ILICAK'm Veli KÜÇÜK'ün kontrolünde
olduğunu, gazeteye geçtikten sonra Veli paşayla oturup, gazeteden kimlerin tasfiye edileceğini konuştuklarını ve bazı kişileri tasfiye ederek gazetenin kontrolünü ellerine aldıklarını, Aslan BULUT, Alev ÇUKURKAVAKLI gibi bazı gazetecilerden ekip kurduklarını, gazetede çıkacak birçok haberde Veli KÜÇÜK'ün onayının alındığını,
Akşam gazetesinde çalıştığı dönem içersinde, kendileriyle ilgili diğer gazetelerde haberlerin çıkması üzerine, Veli KÜÇÜK ile bir toplantı yaptıklarını, Veli KÜÇÜK'ün "Doğu PERİNÇEK le ilişki kuralım Adnan AKFIRAT - Ferit İLSEVER le falan bu arkadaşlara kaynaklar çok akıyor bunlardan yönlendirirsek daha iyi olur" dediğini, bunun üzerine Doğu PERİNÇEK'le irtibat kurduğunu, Ferit İLSEVER, Adnan AKFIRAT ile görüştüğünü, Aydınlık gazetesinden ve diğer yerlerden aldıklan tüm bilgileri yayınlamadan önce Veli KÜÇÜK'e gönderip onaylattığını, Veli Paşa'nm bu şekilde basında örgütlendiğini,
_ Doğu PERİNÇEK ile Veli KÜÇÜK'ün görüşmediklerini, ancak Adnan AKFIRAT
Ferit İLSEVER Ankara da Hasan YALÇIN Paris te Özcan................... isimli şahısların, Akşam
gazetesinin mutemet elemanları gibi olduğunu, bu şahısların Doğu PERİNÇEK ile birlikte hareket ettiklerini, Hasan YALÇIN İstihbarat Genel başkan yardımcısı, Ferit İLSEVEN'in Aydınlığın ve Ulusal TV nin genel yayın yönetmeni, Adnan AKFIRAT m partinin... disiplin kurulu üyesi olduğunu, Doğu PERİNÇEK'in, Gülay GÖKTÜRK, Nuri ÇOLAKOĞLU, Faik BULUT, Cengiz ÇANDAR gibi şahıslan gazetecilikte yetiştirdiğini, Tuncay ÖZKAN'ın Doğu PERİNÇEK in adamı olduğunu ve bu şahsı Doğu PERİNÇEK'in yönlendirdiğini,
Veli KÜÇÜK ve ekibinin Doğu PERİNÇEK'i rahatlıkla kullandığını, Doğu PERİNÇEK'in Hukuk profesörü olduğunu, görünenin aksine Doğu PERİNÇEK'in Türkiye nin içindeki Nato örgütünde askerlerin bir numaralı adamı olduğunu, Türkiye deki askerlerin içindeki Amerikancı kesimle beraber hareket ettiğine inandığını, bir dönem Doğu PERİNÇEK'in İsraille anlaştığı şeklinde haberlerin çıktığım, Doğu PERİNÇEK'in Amerikan düşmanı olmadığını, İsraile bölgesel hizmet ettiğine inandığını,
Kendisinin Doğu PERİNÇEK ile halen birlikte olduğunu, ancak hücre yapılanması olduğu için haber kaynaklanm bilemediğini, bu konuda tek yetkilinin Adnan AKFIRAT -Ferit İLSEVER olduğunu,
Susurluk olayından sonra, Radikal Gazejesîîıin, ;^N£ÜÇÜK hakkında "Nerede Faili Meçhul Orda Veli KÜÇÜK" diye manşlt attığmı/bunBn üzerine Veli KÜÇÜK'ün
"Doğu PERINÇEK gitsin Aydm DOĞAN ile görüşsün" dediğini, Doğu PERİNÇEK'in Aydın DOĞAN ile bu konuda görüştüğünü, Aydm DOĞAN'ın bundan sonra Milliyet Gazetesinde falan haber yapmamaya gayrete edeceğini, Radikali de damadıyla görüşüp etkileyeceğini" anlatarak "Veli Paşa'ya söyleyin Hürriyet Gazetesi her ne kadar bende görünse de Hürriyet Gazetesi benim değil KOÇ' un dediğini,
Bu gelişmeler üzerine Veli KÜÇÜK'ün, Marmara Denizinde bulunan KOÇ'UN adasını taciz etmeye başladığını, adanın fotoğraflarının çekildiğini, bunu Behiç KILIÇ'm organize ettiğini, bu gelişmeler üzerine Rahmi KOÇ'un, Mesut YILMAZ'm danışmanı vasıtasıyla Veli Paşayla yemek yiyelim diye haber gönderdiğini,
Veli KÜÇÜK'ün Number One TV ve radyosu sahipleri Ömer KARACAN'a destek verdiğini ve bir gazete çıkarma teorilerinin olduğunu, Ali KARACAN'm bir gazete kurması konusu gündeme geldiği, ancak Veli KÜÇÜK'ün daha sonra bu şahsa desteği kestiğini beyan etmiştir.
Tuncay GÜNEY Bu dönem içersinde Doğu PERİNÇEK'in Ulusal TV için Avprupadan 500 Milyar para getirdiğini, bu paranın bulunabilmesi için Doğu PERINÇEK, Ferit İLSEVER, Haluk ŞAHİN (ARENA programından) gibi şahısların, Almanya -Fransa gibi ülkelere iki kere tur yaptığını anlatmıştır.
İLETİŞİM TESPİT TUTANAKLARI
Kayıt Sıra No : ...'de kayıtlı, 26.11.2007 günü saat : 13.21'de Güler KÖMÜRCÜ ile Veli KÜÇÜK arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
G.KÖMÜRCÜ' nün "İyi canım Ankara İstanbul gidiyorum geliyorum. SÖZLERİNİ TUTUYORUM MERAK ETME. dediğin, bana tembih ettiğin kişilerle görüşmüyorum, DEDİKLERİNİ YAPIYORUM." dediği, V.KÜÇÜK' ün "Yanlış şeyler döner yani. Sen kendini kabul ettirmiş bir yazarsın." dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "...ben orda bişey öğrenemeyeceğimi anladım..." dediği,
24.10.2007 günü saat: 20.13'de Hayrettin ERTEKİN ile Y Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
H. ERTEKİN'in " komutanım ..." "...televizyon kanalı aldık biz bir tane onunla uğraşıyoruz" "... BUSİNESS KANAL ..." dediği ve Güneydoğudaki terör olaylarından bahsettikleri, Y ŞAHSIN terör olaylarıyla ilgili "Beni... Sükûnete davet ediyorlar lan ne sükûneti yav" "...TOPLUM MU VAR SANKİ BİR YERDE GALEYANA GELECEK YOK İÇ HARP ÇIKARTACAK FALAN" "... Kuzu kuzu herkes seyreyliyor" H. ERTEKİN'in de "...ben yapmam gerekenleri yaptım BAK TELEVİZYON ALDIM TELEVİZYONA İKİ TANE EMEKLİ GENERAL KOYDUM, YALÇIN PAŞAYLA RIZA KÜÇÜKOĞLU'NU YÖNETİME ALDIM dedim ki; gelin çılan ne isterseniz burdan söyleyin ortada yoklar gelmiyorlar yani kayıplar düşünebiliyor musunuz ya daha ne yapayım da ne yapmam gerek Genel Kurmaya haber gönderdim Yalçın paşayla bu kanal sizindir emrinizdedir ne yapmak istiyorsanız buyurun dedim 137 tane çalışan var ne arayan var, ne soran" "Kalesi alıp dağa gideyim diyorsanız onu da yaptık
zamanında" ".......... BAŞKA YAPACAK BİR ŞEY YOK BOMBA MOMBA DERSENİZ
ONLARI BIRAKTIM O İŞLERİ O İŞLERDEN ŞEY OLDUM daha ne yapayım yani" dediği, bir süre gazetelerde yazılar yazılarla ilgili konuştukları ve Y ŞAHSIN "seni
161 ' , • ^ ,____
alkışlıyorum, tebrik ediyorum diyerek Onlarda en azından bir şeyin tepkinin ifadesi AMA HAKKATEN BEN ARZU ETTİĞİM TEPKİYİ BULAMIYORUM VE ZAMAN
ZAMAN" "12 EYLÜL ÖNCESİ GÜNLERİ ÖZLÜYORUM" dediği, H. ERTEKİN'in "AH O GÜNLER OLACAK Kİ ŞİMDİ VARYA ŞİMDİ" dediği,
* Kayıt Sıra No: 1715'de kayıtlı, 22.12.2007 günü saat:20.12 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
X ŞAHSIN "Yaşar BÜYÜKANIT bizi çok yanılttı ya" dediği, H.ERTEKİN' in "ÇOK ÇOK HEPİMİZİ MALESEF, BEN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ BENDİM VE KOMUTANIMIZA SAHİP ÇIKTIK VE GENEL KURMAY BAŞKANI OLMASI İÇİN OLABİLMESİ İÇİN YAPMADIĞIMIZ ŞEY KALMADI AMA MAALESEF ŞUAN YAPILABİLECEK BİŞEY YOK DİYOR VE KENDİSİ BAKALIM BÖYLE DÜMEN SUYUYLA BENİM KALMIŞ TESKEREME 8 AY DİYOR 8 AY SONRA BEN ZATEN YOKUM ..." dediği, X ŞAHSIN "Yav karşılıklı gelemiyoruz da ihtilal Paşam ya" dediği, H.ERTEKİN' in "Abi olmaz şuan şuan konjektür uygun değil AMA BİRŞEY OLABİLİR MUHTIRA TARZI BİŞEY OLABİLİR yani oda Genel Kurmay kaynaklı değil söyleyim size hani vardı ya bizim eski malum resmi giden arkadaşlar vardı bizim ... Grup o grubun yaptığı gibi bir çalışma var öyle hissediyorum" dediği, X ŞAHSIN "Kim Grup?" dediği, H.ERTEKİN' in "Aytaç Grubu vardı ya abi" "Aytaç Grubu işte o grup gibi bi grup çalışması var diye hissediyorum ..."dediği, X ŞAHSIN "...çok da önemli değil ya BU TELEVİZYONU NE YAPACA..." dediği, H.ERTEKİN' in "Duruyor abi öyle bekliyoruz ...bakalım İŞTE PSİKOLOJİK HAREKATTA BİŞEYLER YAPALIM DİYE ALDIK AMA BİŞEY YAPAMADIK öyle kaldı..." X ŞAHSIN "...yani peki şeyi nasıl ödüyorsunuz Dijitürk kablo" dediği, H.ERTEKİN' in "ABİ... O O BİZİM PARAMIZ VAR ÖYLE Bİ ÖRTÜLÜ PARAMIZ VAR" "ONLARI ÖDÜYORUZ abi onlar problem değil bizim yani para problemimiz yok..."dediği, BİR SÜRE BUSİNESS TV kanalı hakkında görüştükten sonra H.ERTEKİN' in "...biz yanlışı nerde yaptık biliyor musun bizim Yalçın'la Rıza Paşayı falan Ali BARANSELİ falan almakla yaptık" dediği, X ŞAHSIN "Ben sana ne söyledim olmaz Asker kafasıyla televizyonculuk yayıncılık olmaz" "Şimdi bak KanalTürk Kanal KanalTürk gibi yapılacaksa" dediği, H.ERTEKİN' in "Hayır hayır öyle yapmayacaz öyle yapmıyoruz zaten biz kesinlikle öyle yapmıyoruz biz şahıslarla şahısların konuşmalarıyla şahıslan çağırıyoruz yani kim o gün gündeme gelmesi gerek o şahsı getirip konuşturuyoruz..." "...şuan vallahi düşünmüyorum şuan çünkü konjektür uygun değil ELİMİZDE BAKIN ANAYASA MAHKEMESİ GİTMİŞ YÖK gitmiş heryer teslim olmuş bende bu televizyonu teslim etmeyecem" dediği,
* Kayıt Sıra No :3818'de kayıtlı, 03.03.2008 günü saat: 23.07'de Doğu PERİNÇEK ile Feri İLSEVER arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Ferit İLSEVER'in "Basına biz burda başlıyoruz girişiyoruz şeyi Ergenekon dosyasını. Şimdi ben Nusret le konuştum abi bizim bu şey Ramazan Akyürek in ifadesini alan meclis şeyi. Hiçbir şekilde ikna olmamış vaziyette meclisteki millet vekili özellikle CHP Millet Vekilleri. Olayı biliyorlar anlıyorlar onlann ne olduğunu yani. Biz onlardan başlayarak bu dosyayı götürelim de bütün CHP, DSP falan hatta bir kısım MHP esaslı bir tur yapalım abi bunları harekete geçirelim meclisteki şeyleri. Bu rezalete karşı. Konuştum Nusret le tamam onlarda şey yapacağız yarından itibaren girişiriz diyorlar" "... Çıkarttilar gene bu adamı" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "O rezalet o düşman tarafı darbe marbe 3 milyon insanı öJd»r^c%Heı;di. Çıkartı onun canım okuyalım abi yalancı eşşeoğlu eşşek bu PKK yi MİT kurdt/â'khpiit adam. Biz onu öyle
v - 7/f> \ * t
S^\ ^ 162^'*^'*"' ' X-___ /
yapalım PKK nın kuruluşunda ki aktörlerden PKK yi kurduran aktörlerden diye kapak yapalım" dediği,
05.03.2008 günü saat : 21.47'de Doğu PERİNÇEK ile Teoman..? isimli şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Doğu PERİNÇEK'in Ulusal Kanal'da görevli Teoman isimli şahsa "Şimdi bu bizim hani CIA Ajanı Tuncay ile ilgili bir kapağımız olmuştu ya. O kapak yazısını bana E Postalar mısın" dediği,
14.03.2008 günü saat: 13.37'de Serhan BOLLUK ile Doğu PERİNÇEK arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Doğu PERİNÇEK "Şimdi bak. Kağıt kalemin ya da bilgisayarın başında mısın?" "Açıklama yazdırabilir miyim?" "Zaman gastesinin Kıvrıkoğ.. orgenera.. org KIVRIKOĞLUyla ilgili yalan haberi" "Başına bir satır zamandan özetlersen istersen söyliyim. Bugünkü zaman Doğu PERİNÇEK'in ağzından DP'ni ağzından, hızlı hızlı yaz, sonra düzeltirsin. DP'nin ağzından ıı.. KIVRIKOGLU ve Orgeneral KIVRIKOGLU ve Tuğgeneral Veli KÜÇÜK'le ilgili düzmece bir haber yayınlamıştır." "Doğrusu şudur. Doğu PERİNÇEK" "Zaman gastesi muhabirinin sorusu üz ıı muhabirinin" "KIVRIKOGLU ile Hilmi ÖZKÖK arasındaki görüş ayrılığı konusundaki sorusu üzerine şu cevabı vermiştir." "Bu soruyu sayın komutanlara sormanız gerekir nokta. Ancak" "Orgeneral KIVRIKOGLU, görev döneminde veyahut da genelkurmay başkanlığı döneminde" "Türk Ordusunun" "ABD ve NATO'dan" "Bağımsız bir" ".. savaş kabiliyeti" "Geliştirmesi için" "Çaba gösterdi" "Özel Kuvvetleri bu kapsamda Özel Kuvvetler'i" ".. bağımsız bir güç olarak" "Ve Kuzey Irak'ta hareket., bağımsız bir güç olarak geliştirmeye çalıştı." "Tuğgeneral Veli KÜÇÜK'ün de" ".. bu çabaları içersinde" "Görevler üstlendiği bilinmektedir." "Sayın KIVRIKOĞLU'na bugün Amerikancı basının yönelttiği psikolojik savaşın nedeni de budur..." "Hilmi ÖZKÖK ise, 20 Nisan 2004'te Milli Egemenlik" ". ve Milli Güvenlik kavramlarının" "Eskidiğini açıklamış virgül, ABD'nin Irak'a Demokrasi götürdüğünü söylemiştir" "Yukarıda KIVRIKOGLU kısmına, en sonuna KIVRIKOGLU, KIVRIKOGLU m...daha 1999 Aralık ayında ABD'nin Irak'a girmesi durumunda batağa saplanacağı saptamasında bulun.. saplanacağını belirtmişti, dediği çıktı, dediği çıktı. Bunu bi.. her komutanla komurtan adı geçenlerin başına daima sıfat koyarak mesela orgeneral genel kurmay başkanı orgeneral falan gibi yani çıplak kullanma isimleri" "Aynı şey Hilmi ÖZKÖK için de geçerli. Eski genelkurmay başkanı orgeneral. Ona orgeneral Hilmi ÖZKÖK de yeter" "Bu açıklamayı dergiye koy, 1 adet de faksla ıı.. Fenerbahçe ordu evine, ıı...saym Hüseyin KIVRIKOGLU diye oraya da gönderiver" dediği,
11.03.2008 günü saat: 16.14'de Ferit İLSEVER ile İsmail SAYMAZ arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
İsmail SAYMAZ'ın "Radikal gazetesinden arıyorum İsmail Saymaz" diye kendisini tanıttığı, "Ferit bey bugün milliyet gazetesinde yayınlanan Tuncay GÜNEY'İN" "ifadelerine dair bir haber vardı gerçi aydınlık yaklaşık bir ay önce zaten Tuncay Güney'i kapak yapmıştı" "... Tuncay Güney diyorki 2001 yılında Veli Küçük cumhuriyet gazetesini satm almak istiyordu .... istiyordu bu amaçla enka tesislerinde gürbüz
çapan sizin isminiz kemal özden................. " "Ümit Ülgen ile toplantılar yapıldığı deniliyor"
diyerek Veli KÜÇÜK' ün cumhuriyet gazetesini alma girişimiyle ilgili haberleri
sorduğu, Ferit İLSEVER'in de USİAT BAŞKANI KEMAL ÖZDEN İN DAVETİYLE YEMEĞE KATILDIĞINI, TOPLANTI YAPILDJ^^Ç^Lİ KÜÇÜK'ÜN DE BU TOPLANTIYA KATILDIĞINI, DAHA ÖNöKDEN f#AM SELÇUK İLE BİR
i
3 «
TELEVİZYON KANALI KURULMASI İÇİN KONUŞTUKLARINI anlattığı, konuşmanın devamında Ferit İLSEVER'in "... şu Savcı Zekeriye Öz'dü galiba yanlış hatırlamıyorum, şimdi bütün böyle yayın yapıyor Doğu PERİNÇEK ile başladı ERGENEKON mengenekon, şimdi sıra bize geldi,yarm bakalım kimlere gidecek bakın
bu şey" dediği,
14.03.2008 günü saat : 13.46'de Ferit İLSEVER ile Gürbüz ÇAPAN arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Ferit İLSEVER'in "Merhaba Gürbüz, Ferit ben Ferit İLSEVER" "Ne yaptın abi yaptm mı açıklama?" diye sorduğu, Gürbüz ÇAPAN'ın "...Ya açıklama yapıp ne yapıcam ki, bana ne yaptırmak istiyorsun onu da bilmiyorum yani." dediği, Ferit İLSEVER'in "Lütfen bak buna açıklama yap düzelt kardeşim bunları. Şayet sen bunları bak bilinçli yapmıyorsan, -ki bana diyorsun ki hayır yapmıyorum diyorsun. O zaman düzelt bunları ya" dediği, Gürbüz ÇAPAN'ın "... niye bilinçli yapayım, Bu ne biçim tavır yani neyin altında bırakıyorum?" dediği, Ferit İLSEVER'in "Tamam abi bak. sen ne diyorsun o yazıda ya o yazıda diyorsun ki yalan doğru değil diyorsun. Ne diyorsun sen orda? Veli KÜÇÜK'le Ferit İLSEVER, Kemal ÖZDEN, bir araya geldiler, Cumhuriyet Gazetesini satm alacaklardı." Dediği, Gürbüz ÇAPAN'ın "Öyle bir şey demedim ben" dediği, Ferit İLSEVER'in "Kardeşim ya sen Allah aşkına yapma ya. Cumhuriyet Gastesini bana satm aldırdın Veli KÜÇÜK'le beraber gazete kurduruyorsun. Yapma ya. Doğru değil bunlar." Dediği, Gürbüz ÇAPAN'ın "Ya öyle bir şey demedim diyorum sana" dediği,
* Kayıt Sıra No :1358'de kayıtlı, 11.11.2007 günü saat: 15.58'de Güler KÖMÜRCÜ ile Ahmet Hurşit TOLON arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Güler KÖMÜRCÜ'nün "BENİ EMRETMİŞSİNİZ EFENDİM BUYRUN" dediği, Ahmet Hurşit TOLON'un "Estağfurullah saygılar sunarım nasılsınız" "Şimdi bu şey pek çok konu varda iki şey çok can sıkıcı bir tanesi bugün Tercümanda mutlaka görmüşsünüzdür bu Tercümanın manşetinde parlamento da olanların eşkıya ile olan PKK ile olan bağlantıları" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Ee o şeyde de var efendim Hürriyet de akşamda diğer gazetelerde de var" dediği, A.Hurşit TOLON'un "... o bahsettiğiniz birinci gazeteyi BİZ BÜTÜN 97 KURULUŞU OLARAK PROTESTO ETTİK OKUMUYORUZ" "... ama esas ben sizi niçin aradım biliyor musunuz bu Suudiarabistan" "Kralının gelişi 10 Kasımda tesadüfe bakın yani 10 Kasımı o mu tercih etti biz mi o tarihte davet ettik ve Atatürk'e bir tepki gösterdi bu adam" diyerek Anıtkabiri ziyaret etmemesinden duyduğu rahatsızlığı aktardığı, devamında ".. şimdi ben size bir şey arz edecem BİZİM ANADOLU ULUSAL UYANIŞ VE DAYANIŞMA PLATFORMU" "...biz bunu Tel'in eden bir bildiri yayımladık" "..özellikle iki arkadaşım var benim onlara gönderirsiniz dedim biri sayın Mustafa Balbay" "Diğeri de sizin adınızı verdim" "... 97 kadın kuruluşunun müşterek kanaati olarak bir bildiri yayımladılar sizin emeil ineze postalamalarını söyledim" dediği,
26.11.2007 günü saat : 13.21'de Güler KÖMÜRCÜ ile Veli KÜÇÜK arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Güler'in "İyi canım Ankara İstanbul gidiyorum geliyorum. SÖZLERİNİ TUTUYORUM MERAK ETME. DEDİĞİN BANA TEMBİH ETTİĞİN KİŞİLERLE GÖRÜŞMÜYORUM, DEDİKLERİNİ YAPIYORUM." dediği, Velinin "Yanlış şeyler döner yani. Sen kendini kabul ettirmiş bir yazarsın." dediği, Güler'in "Senin söylediklerin hayır ben o zaman da izah etmiştim sana. O bambaşka bir nedendi. Tamam ben orda bişey öğrenemeyeceğimi anladım sen napıyorsun?" dedJg^'VagJan "İyiyim valla boğuşup duruyoruz. Kazakistan'daydım bende." dediği vej£azakistai#daj& almaya çalıştığından ve
Si ;■» "** / (f '- \
/-~ 164 i
^>^
oradaki devlet görevlileri ile görüştüğünden bahsettikten sonra "Engin Akçakoca var ya. Eski BDDK başkanı." "He Engin benim sevdiğim bi arkadaşımız. Engin'de ilginçtir Kazakistan dünya bankası adına Kazakistan merkez bankasının denetçisi." "Bi oturup yemek yiyecez. Konuşcaz bi Şey yapalım bakalım yani kritik bir ortam." "Azerbaycan'a gidecektim gitmedim. O şeye de kongreye." dediği, Güler'in Barzaniden bahsederek, şahsın ortadan kaybolmasıyla ilgili sorular sorduğu, Veli KÜÇÜK'ün de, Barzaninin miadını doldurduğunu anlattığı ve "Sen bu işi yazıyorsun, devamlı biliyorsun. Geçen ki yazında çok güzeldi. Büyük orta doğu projesi konusunda onları teslim etmek zorundalar." Dediği, Barzaninin yerine başka bir şahsın çıkmasından bahsederek Neçirvan dan bahsettikleri, Güler KÖMÜRCÜ'nün ""Bu hafta beni yemeğe götür." "Necla ablam olsunda. Onun dışında çok aile muhabbeti yapma. Ya biraz beni birileriyle tanıştır." "Öyle birileriyle değil. Türkiye'yi kurtarıcak yani sohbet etcek ne bileyim yani." dediği, Veli'nin "Sorma bu sabah bana bişey geldi." "Şimdi bizim bu istihbaratçılığm kötü bir tarafı Güler biz hep şeytanı teferruatlı ararız." dediği ve görüşmenin ilerleyen bölümlerinde MHP ve AKP arasındaki seçimlerden ve Koray AYDIN'm yolsuzluk suçlamasıyla hakkında açılan davalar hakkında görüştükleri, Görüşmenin son bölümünde Veli KÜÇÜK'ün (muhtemelen telefonda) başka bir şahsa adres tarifi verdikten sonra görüşme yaptığı şahsı Gül er'e "Şey bizim Eski GİMA'nın Genel Müdürü." Diye tanıttıktan sonra görüşmeye devam ettikleri,
06.12.2007 : 10.54'de Güler KÖMÜRCÜ ile Tuncer KILINÇ arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Tuncer KILIÇ'ın "Evet Güler hanım şimdi bu cumhurbaşkanı şeye giderken bir şeyler konuştu biliyorsunuz işte birilerini suçlamak babında mıydı neydi bilemiyorum hani çarşaf marşaf hikayesi2" "YÖK le ilgili" "Şimdi tabi sormak gerekiyor bu servisi yapan efendim cezalandırıldı mı cezalandırılmadı mı YÖk diyor ku tabi YÖKte böyle bir şey olması mümkün değil ondan sonra cumhurbaşkanı ne tedbir almış hukuk devletiysek biz yoksa acaba bu servisi yapan tercih edilsin diye mi yaptı çünkü bunlarm sağlık bakanları da o şekilde geldi şeye göreve bunu kaleme alabilirsiniz gibi geliyor bana" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "tabi tabi çok güzel işaretiniz kesinlikle çok haklısınız" dediği, Tuncer KILIÇ'ın "Evet yani acaba tercih sebebi olsun diye mi yaptılar çünkü dediğim gibi bunların sağlık bakanları aynen çarşaflı bir hanımdı geldi efendim sonra çarşafını çıkardı bilmem türbana büründü falan filan" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Sağlık bakanının eşi mi efemdim" dediği, Tuncer KILIÇ'ın "Evet evet yani bunu kendi camialarında hep söylerler yani hanım şey olana kadar bakan olana kadar kara çarşaflıydı YANİ BU ŞEKİLDE BİR ŞEY BENCE SİZ O KALEMİNİZLE GÜZEL SÜSLERSİNİZ" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... doğru efendim ben bunu hemen gündeme getiririm ..." "Yani artık gelinen noktada yeni bir psikolojik hareket başlattılar ve bunu sürekli televizyonlardan bu ... sunuyorlar insanlara" dediği,
25.12.2007 günü saat : 14.24'de Güler KÖMÜRCÜ ile X Bayan/Bekir COŞKUN arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Güler KÖMÜRCÜ'nün "...nice güzel bayramlar nice güzel yıllar diliyorum HER
ZAMAN TELEFONUN UÇUNDAYIM NE ZAMAN NE EMREDERSENİZ NE İSTERSENİZ" dediği, Bekir COŞKUN'un Ankaraya geldiğinde uğramasını söylediği ve 4685191 nolu telefon numarasını verdiği, Emin ile birlikte cep telefonu kullanmadıklarını anlattığı, Güler'in de cep telefonunun dinlenme konusundan bahsettiği ve "... sizlerin sayesinde biz hepimiz her zaman iyi olacağız hiç hiç bir şekilde YANİ ESİR DÜŞSEK DE TESLİM OLMAK YOK" ".... bizler çok güçlüyüz ve bu dönemler hepsi tarihte yaşanmış bu devlet de çok güçlü devlet aslında biraz bu mislik(miskin) laiklere uyanış açısından da iyi oluyor onlar fazla biraz aymazlaştılar biraz da onları böyle tetiklemek için iyi
oluyor yani ölümü görüyorlar belki biraz ülkelerine sahip çıkarlar yani bir avuçuz öyle değil mi efendim bir avuç kaldık" dediği,
26.12.2007 günü saat : 14.36'de Güler KÖMÜRCÜ ile Yaşar KARAGÖZ arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Yaşar KARAGÖZ'ün "Ben emekli Tümgeneral Yaşar Karagöz efendim" "... PSİKOLOJİK HAREKÂTI SİZ ÜSTLENDİNİZ bunlar hani MGK'yı tarumar ettiler Psikolojik harekâtı da derin devlet zannettikleri için orayı da kaldırıp bütün o uzmanları dağıttılar ortada işte kimse kalmayınca Allaha bin şükür ki sizler üstlendiniz ağzınıza sağlık ne diyeyim yani bunlar da hiç merak etmeyin bunlarda kısa bir zaman sonra inşallah Türkiye Cumhuriyetinin gücünü anlayacaklar Amerikalılar bile anlamaya başladılar ama o içerdeki iş birlikçisi efendim satılık adamlar anlamıyor bizim duygularımızı da ifade ediyorsunuz çok teşekkür ediyorum" "Ben Edip paşanın yardımcısıydım" dediği, Güler KOMURCU'nün "Biliyorum efendim ... konuştuk" dediği, Yaşar KARAGÖZ'ün "... MGK daki bu toplumla ilişkiler başkanlığı yaptım Tunceli güvenlik komutanlığı yaptım yani her olayın içindeyim içinde olmaya da devam ediyorum" "Elimden gelen bir şey olursa çok büyük memnuniyetle" dediği,
24.10.2007 günü saat : 21.02'de Güler KÖMÜRCÜ ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Güler KOMURCU'nün "EFENDİM EMREDİNİZ" dediği, X Şahsın "Ne yapıyon Reisim" dediği, Güler KOMURCU'nün "...sevdiğim bir şey söyle bundan sonra ben Leyla Halitim" dediği, X Şahsın "Sana bir iki belge buldum da" "Onu ama elden teslim etmem lazım" dediği, Güler KOMURCU'nün "Ne belgesi Mersinle ilgili mi" dediği, X Şahsın "Yok yok yok Hükümetle ilgili" "MANŞET OLACAK BİR ŞEYLER YA" dediği, Güler KOMURCU'nün "Tamam geleyim Cuma günü geleyim sabah döneyim o zaman akşam döneyim" "Sen maşallah bunu böyle söylersen uçakta bile sorun çıkar biraz sonra memur bey gelir neymiş o belge görelim diye" dediği, X Şahsın "Tamam yani öyle o belgeyi alabilecek babayit memur varsa bizi dinleyen onlara her an ulaştırabilirim" dediği,
11.11.2007 günü saat : 15.58'de Güler KÖMÜRCÜ ile Ahmet Hurşit TOLON arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Güler KOMURCU'nün "BENİ EMRETMİŞSİNİZ EFENDİM BUYRUN" dediği, Ahmet Hurşit TOLON'un "Estağfurullah saygılar sunanm nasılsınız" "Şimdi bu şey pek çok konu varda iki şey çok can sıkıcı bir tanesi bugün Tercümanda mutlaka görmüşsünüzdür bu Tercümanın manşetinde parlamento da olanların eşkıya ile olan PKK ile olan bağlantıları" dediği, Güler KOMURCU'nün "Ee o şeyde de var efendim Hürriyet de akşamda diğer gazetelerde de var" dediği, A.Hurşit TOLON'un "... o bahsettiğiniz birinci gazeteyi BİZ BÜTÜN 97 KURULUŞU OLARAK PROTESTO ETTİK OKUMUYORUZ" "... ama esas ben sizi niçin aradım biliyor musunuz bu Suudiarabistan" "Kralının gelişi 10 Kasımda tesadüfe bakın yani 10 Kasımı o mu tercih etti biz mi o tarihte davet ettik ve Atatürk'e bir tepki gösterdi bu adam" diyerek Anıtkabiri ziyaret etmemesinden duyduğu rahatsızlığı aktardığı, devamında ".. şimdi ben size bir şey arz edecem BİZİM ANADOLU ULUSAL UYANIŞ VE DAYANIŞMA PLATFORMU" "...biz bunu Tel'in eden bir bildiri yayımladık" "..özellikle iki arkadaşım var benim onlara gönderirsiniz dedim biri sayın Mustafa Balbay" "Diğeri de sizin adınızı verdim" "... 97 kadın kuruluşunun müşterek kanaati olarak bir bildiri yayımladılar sizin emeil ineze postalamalarını söyledim" dediği.
*Kayıt Sıra No:... 03.03.2008 günü saat: 10.55 sıralarında İlhan SELÇUK ile Alev ÇOŞKUN'un yaptıkları telefon görüşmesinde ö/etle; v
İ.SELÇUK' un "...Doğu PERİNÇEK ile Kemal ALEMDAROĞLU geldiler bana" dediği, A.ÇOŞKUN' un "Evet onu onu bilmiyorum da işte Kemal telefon etti bana" "...Balbay ile konuştum dedim ki yarın geliyor saat 14:00 de Haberal ile randevusu var ama öncelikle seninle konuşması lazım..." dediği, İ.SELÇUK' un "Bu Haberal ile Balbay'ın arası iyi değilmiş galiba birileri söyledi" dediği, A.ÇOŞKUN' un "Önemli değil şimdi" dediği, İ.SEÇUK' un "Önemli önemli değil" dediği, A.ÇOŞKUN' un "Balbay koordinasyon sağlayacak.." dediği, İ.SELÇUK' un "Şimdi yol uçak ücretini verelim mi yoksa gerekmez mi Kemal ALEMDAROĞLU" "Yani durumu nedir onun" dediği, A.ÇOŞKUN' un "Onun durumu iyidir ama ben bir çıtlatayım bakayım" dediği, İ.SELÇUK' un "... bu işler senin üstüne vazife" dediği, A.ÇOŞKUN' un "Yani ben zaten aldım o işi Balbay'la da konuştum onları koordine ettiriyorum" dediği,
*Kayıt Sıra No:... 14.02.2008 günü saat:12.59 sıralarında İlhan SELÇUK İlhan YILDIZ' in yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "Bizi işte bi şeyin basma geçirmek istiyorlar özellikle Kemal Alemdaroğlu çok ısrar etti falan filan.Tabi olacak iş değil ama herkeste bir şeyler istiyor bekliyor falan Dünya senin anlayacağın siyaset miyaset falan şey olduk, neyse Oktay erken gitti. Biz işte orda duman olduk yok medyadır yok bilmem nedir şimdi yani baktığın zaman işte şeyi birleştinelim üzerine şey yapıp. 4 tane TELEVİZYON var bu hikayenin içinde. İşte biri o Ankara daki Türk metalin TV si var" "Avrasya Evet" "B kanal var. Burda da Doğu Perinçek kanalı ile bizim Tuncay Özkan kanalı var. 4 tane kanal işte ne yapılabilir şu bu falan filan bi şeyler. Yani zor bir iş dedik ki ya biz zaten gazeteden çok zor" dediği, İ.YILDIZ' in "Kanalları nasıl birleştiriceksiniz" dediği, İ.SELÇUK' un "Yani ortak bildireler yaymak, bir bütün bu kanal sahipleri arasında bir, efenim birisi Metal in başında birisi işte İŞÇİ partisinin başında Tuncay Özkan işte HALK partisine girdi girecek bir hareketin başında. E öbürü de REKTÖr ANkarada. O da doğru dürüst bir adam işte sen birleştirirsin bunları gibi olmayacak şeyler öneriyorlar bana" "Yav bide şey var bilemiyosun ki yani DOĞU yarın öbür gün ne yapar bilebiliyormusun" dediği, İ.YILDIZ' in "Evet Doğu ya güvenilmez ama" dediği, İ.SELÇUK' un "Öbürleri daha iyi filan. Zaten kendileri geliyorlar şubu. Şeyi pek fazla tanımıyorum ama onuda şey tanıyor Kemal, eski rektör falan öbür rektör falan tanıyorlar. Neyse böyle bir yani senin anlıyıcağm böyle bir gece geçirdik, (gülüyor). Sen ne yaptın" "İyi onun dışında bu Başbakan duman ha" dediği, İ.YILDIZ' m "Başbakan duman abi. Bugün Ertuğrul ÖZKÖK tekrar yanıt yazmış. Sabahtaki çocukta yazıyor. Çıplak kadın fotoğrafları meselesi varya abi" dediği, İ.SELÇUK' un "...Bilemiyoruzki herşey çok karışık. Ama Türkiye bir noktaya sürükleniyor gibi" dediği, İ.YILDIZ' m "Evet. Fehmi Koru bugün yazmış Yeni Şafak ta. Oda şeyi Aydın DOĞAN grubunu eleştiriyor. Ertuğrul ÖZKÖK ün yazıları aynen Cumhuriyet te Hiket ÇETİNKAYA nın yazıları gibi..." "Aydın DOĞAN kendini kurtarır ama ötekiler kurtaramaz. Ertuğrul ve arkadaşları Cumhuriyet e gitsin demiş" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet çok güzel. Ne yapalım bu polemiklerden bi şey yapalımmı. İşin içine Cumhuriyet te girdi şimdi" dediği, İ.YILDIZ' m "Doğru olabilir abi. Fakat Akşam grubu Aydın DOĞAN a bayrak açtı. Tayyip in yanında yer aldılar. Tercüman gazetesi inanılmaz. İşte Simavi döneminde böyle değildi. Doğan grubuna geçtikten sonra Hürriyet in yayın politikası böyle oldu. Manşetler acayip. Vakit gazetesi yine öyle" "Abi yarın bi şey anlaşırlar bunlar tam 90 derecede dönerler" "Aydın Doğan mda günahı az değil abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Delimisin ya" "Delimisn ya bütün bu ikinci Cumhuriyetçi denen takım nerde palazlandı Aydın Doğan" dediği, İ.YILDIZ' m "Onun için çok kzor bi 30 yıl eğer SOL iktidar olsaydı heralde şimdi bambaşka bi şey olurdu^jğaj^eycim" dediği, İ.SELÇUK' un "Yani 70 bin Okul var 90 bin cami var. Getirdimj#Bİİlen dîtakam" dediği, İ.YILDIZ' m
Gelmedi abi bugün yazısını koydum içind# b11iyorslnrfzf%etiricek onu çalııyor

/^ / i67 tr"v^ 3t-*J

"fîplmprlî ahi hıittiin varıcım l/nvıjı.n. i^inAM ,Ûni-.m^^w,Jln\nn4iw^nnU «_____________ . „«1.„,«„
getiricek" ".. .acaba bu ABD ve Avrupa Tayyip ten vazmı geçiyor" dediği, I.SELÇUK' un "En güzel soru bu tabi yani bütün mesele bizim Liboşlarm bunlardan vazgeçmesi için Avrupa dan esinti gelmesi lazım. Öbürleri içnde, sermaye için de Amerikadan gelmesi lazım" dediği, İ.YILDIZ' m ...Şimdi Amerika BÜYÜK ELÇİSİ DAR BİR YEMEK VERİYORMUŞ ANKARA DAKİ TEMSİLCİLERE. BALBAY ŞİMDİ BÜYÜKELÇİNİN MASASINDA ŞARAP İÇİYOR ABİ. BAKALIM ORADAN NE ÇIKACAK DAR BİR TOPLANTI" dediği, İ.SELÇUK' un "Bu BALBAY gemi azı ya aldı buna bir şey düşünmek lazım. Yok efendim konaklar alıyor otomobiller alıyor, şarap içiyor.." dediği, İ.YILDIZ' m "Şeyinde kira sözleşmesi yapıldı bugün Ankara daki bina tamamdır" dediği, İ.SELÇUK' un "O çok iyi oldu yav" dediği, İ.YILDIZ' m "Bugün aynı anda aynı zamanda zamanlaması ilginç, bizim Amerka muhabiri Elçin Poyrazlar da Amerka başkan yardımcısı Cehenny in bürosuna davet edildi abi. Şimdi kız gitmeden önce konuştuk falan aşağı yukarı Türkiye üzerine sorular soracaklar. Belli oldu işte ordaki islam ne oluyor, türban meselesi nedir gibi sorular var" "Biz ona bazı şeyler gönderdik. Birde şöyle soruyorlarmış abi daha önce bir gazeteci daha gitmiş. ERDOĞAN İN KARŞISINA KİM RAKİP OLABİLİR. Gibi soru tahmin ediyoruz dur bakalım şimdi toplantı akşamüzeri" dediği, İ.SELÇUK' un "Demek ki bi seçenek yaratmaya çalışıyorlar bu demin senin söylediklerimde doğrulayan şey bu" "... Bu Cheneye kini yazabilecekmiyiz" dediği, İ.YILDIZ' m "Abi çıksın bakalım toplantıdan yazılıcakmı yoksa özel bir şey mi onu Elçin ile akşam konuşacağız. BALBAY da bu büyükelçiden edinimler aktarsın, bakalım ne oluyor" dediği, İ.SELÇUK' un "O zaman onları bekleyelim çok önemli çünkü bence çok önemli..."dediği,
19.02.2008 günü saat: 12.36 sıralarında İlhan SELÇUK ile X bayan/BALBAY' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK'un "...Bülent YENER ile galiba itişip kakışıyorlar işte orada bir Bülent vardı onun bir şeyi çıktı problemi onu tafsiye edilmesi gerekiyordu ... Bülent YENER biraz kaknemlik mi ediyor" "...Serdar memnun Bülent'ten ne sen memnunsun nede İbrahim memnun ortada böyle bir olay var, Ersini de kışkırtıyor galiba Bülent" dediği, BALBAY'm "....memnunluk memnun değilik duygusunu çok lüks buluyorum eğer orda gerekli ise ve onunla çalışacaksak çalışırız abi..." dediği, İ.SELÇUK' un "...Er..in Akgüç ...bu işleri sen Erol ERKUT, Bülent YENER, Hüseyin GÜLER üçü anlaşamadılar bunun üzerine Erol u efendim vakfa aldık bilmem ne Ersin i öyle istedi Erol ile kim çalıştı Güray ÇAPAN çalıştı yani baktık ki gazeteye yani Günay ÇAPAN gelmiş 2 milyon dolar getiriyor fakat bizim Hüseyin ile Bülent istemiyorlar adamı. Yani anlıyor musun Cumhuriyet in zorluğunu bunun üzerine onlan pasif tarafa aldık ve oraya Erol u oraya koyduk Günay ÇAPAN, Erol ile çalıştı parasını koydu efendim dolar 613 bin lira iken efendim getirdi 2 milyon doları sonra dolar efendim 1 milyar 200 bin iken de 1 milyon dolarını aldı oda karlı çıktı.Şimdi de efendim zeytinleri elinde kalmış onlan satayım diye şimdi olay manzara-i umumiye bu. Şimdi burada Balbay bir Serdar ı bir kere sakinleştirelim ben bu Bülent YENER meselesine falan bi bakayım efendim çünkü sorun çözmek yerine sorun çıkarmak üzerine istiyor galiba" dediği, BALBAY'm "...ÇANKAYA BELEDİYESİ ARTIK ONLAR İLE İLİŞKİMİZ BİZİM böyle HANİ İKİ RESMİ KURUM GİBİ artık DEĞİL YANİ FALAN... DİYELİM Kİ BELEDİYEDEN BÖYLE BİR GELİR GELİYOR BÖYLE BİR KALEM YOK ZATEN GAZETE DE YANİ BÖYLE BİR GELİR KALEMİ YOK SIFIRDAN GELİYOR GAZETEYE AMA BU NASIL GELECEK BUNUN MUHASEBESİNİ ŞÖYLE YAPALIM SİZ ELDEN PARA ALMAYIN BİZİM JffiŞABIMIZA GEÇSİN ŞİMDİ BEN BAŞKAN A BAŞKAN BİZE BUNU YAPIYOJ^Ippf%;BUNU RESMİ KAYDA GEÇİR BİLMEM NE şimdi" dediği, İ.SELÇMK* un Hbtfââçıı şimdi artık herkes
/~ • /16/ i ""'"> v*v y • h__ ^\

tehlikenin farkına vardı bunu belirten bir sürmanşet bir şey yapabilir miyiz diye dün reklamcılar geldiler bir hayli güldük falan işler fena değil bakalım ne çıkacak ... ERSİN İNDE KAYGISI ŞU DİYOR Kİ GAZETENİN BÜTÜN ŞEYLERİNİ TEMİZLEDİK ÇÜNKÜ BİR SÜRÜ İŞ YAPMIŞTIK BİLİYORSUN İŞTE KARIŞMIŞTI İŞLER O ŞİRKET BU ŞİRKET BÜTÜN BU YAN ŞİRKETLER TASFİYE EDLİDİ..." dediği, BALBAY'm "Ama öyle yapmamız lazım abLyani şeyi odur abi.Şimdi burda da Baykal ile sizin ile konuştuktan sonra" dediği, İ.SELÇUK' un "Tamam Baykal olayı." Dediği, BALBAY' m "Şimdi Baykal olayı siz söylediniz ya aralık buluşmasında Baykal a biraz aç diyelim dediniz bir heyet olsun dediniz sonrasmda Engin abi üzerine aldı onu biz küçük bir grup toplandık işte Sabih KANADOĞLU, Alpaslan hoca, ben işte Yargıdan bir kaç kişi falan şimdi resmen her kafadan ayrı bir ses çıktı yok işte Baykal a gidilip bu denir mi? şu denilir mi bu denmez falan mesala Alpaslan IŞIKLI CHP de siyaset yapmak istiyor gidelim söyleyelim ve bende heyette olayım bende burda siyaset yapacağım diyeyim diyor o zaman sizin söylediğinizin şeyi kaçıyor yani siz genel bir aç diye önermiştiniz ya aralık ayında" dediği, İ.SELÇUK' un "Şimdi Balbay burda geçen gün beni burada Bülent Berkarda eski rektör falan Tonguç Görker bide İstanbul Üniv. eski rektörü Kemal Alemdaroğlu falan geldi orada bana söyledikleri şey efendim sen toparlarsın bu işi bu işin başına geç bilmem ne gibilerinden tabi bu olmaz ben yalnız orda bir aklımıza bir şey geldi işte seninlede konuştuk galiba" "Fakat oda olmadı, şimdi orada da yine çeşitli fikirlerde insanlar bir araya geliyorlar işte Kemal Alemdaroğlu dediğin zaman Doğu Perinçek e yakın öbürünü dediğin zaman berikine yakın Tuncay Özkan tabi onun da televizyonu var Doğu Perinçek inde var efendim diyorlarki işte Kanal B oda bir Üniv. Televizyonu" "Şimdi bir nokta da sen konuyu açarsan biz Cumhuriyet gazeteziyiz efendim bu işlere girmeyiz ama ortada böyle bir realite var ve yani İlhan Selçuk uda beni de başka arkadaşları da bir baskı altmda tutuyorlar Çünkü burada Halk Partisinin kapalılığı dışarıda bir takım hareketlerin oluşmasına yol açıyor. Burada Türkiyenin bu Üniv. kesimi ve bürokrat kesimi durumdan pek memnun değil diye bir açılış yapabilirsin ama bunu yaparsan yaparken her zaman ben Ankara, ben yazarım, ben köşe yazarıyım Cumhuriyet in vakfmdayım bizim böyle bir particilik siyaset yapmamız imkanı yoktur mantığını hep göz önünde tutarak konuşmalısın" "Onu da biliyor geçen gün şey geldi bana SHP Başkanı Murat Karayalçm geldi oda bir şeyler söylüyor diyor ki müthiş Anadolu da bir yakınma var şuralara gittim diyor bu şeyin sonu geliyor diyor AKP nin diyor, ben o kadar iyimser görmedim, ben o kadar iyimser değil mi" dediği, BALBAY' m "Bende öyle, şöyle görüyorum İlhan abi bende iyi bir seçenek gelmeden bu partinin sonu gelmez" dediği, İ.SELÇUK' un "Proplem budur ama bunu nasıl söyleyeceksin bunu Tuncay Özkan mesala bu partiye efendim oda bir liderlik peşinde galiba anladığım" dediği, BALBAY' m "Liderlik peşinde abi Nisan a kadar eğer CHP ye genel sekreter yapmazlarsa kendisi parti kuracakmış" dediği, İ.SELÇUK' un "Yani biz şeyin içindeki Cumhuriyet in içindeki kendi içindeki çözdük Cumhuriyet in içinde ki bütün sorunları kar ediyoruz, satışımız artıyor 100 bine çıkacağız efendim işte medyadan bahset bana sorarsan biliyordur ama Doğan grubunun Cumhuriyet e yanaştığını söyle. Ve bir noktada dinciler tepeleyecekler herkesi Baykal ıda tepeleyecekler o zaman ittifaklara ihtiyacı var. Yani sen bilirsin o işi" dediği,
24.120.2007 günü saat : 14.38'de Sevgi ERENEROL ile Selda ÖZTÜRKKAY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Selda ÖZTÜRKKAY'm "Merhabalar Ankara Yeniçağ Gazatesinden arıyorum ben Selda Öztürkkay nasılsınız" "Sevgi hanım... Kiliseye bağlı kurulan yardım kuruluşu karitas hakkında bilginiz var mı" dediğj^'S'e^^RENEROL'un "Karitas... Katolik Vatikana ait bir kuruluştur" "Normalde^misyonf j^fh\bir yan kolu gibi çalışır
ıs it. "* / < /"—* A ** »
yani yardım adı altmda misyonerlik faaliyetleri tabi ön plandadır o konuyla ilgili en iyi araştırmayı Ali Rıza BAYZAN bey yapmıştır şeyden girerseniz internetten onun o çalışmasını bulabilirsiniz" dediği,
23.12.2007 günü saat:12.47'de Veli KÜÇÜK ile Vedat..? (YENERER) yaptığı telefon görüşmesinde özetle;
VELİ'nin "Bu sabah bende seni arayım diyordum be, yazını okudum internette" "Güzel çok güzel olmuştu" dediği, VEDAT'm "Ya paşam yazıyoruz da hiç bişey şey yok ki suyla yazıyoruz" dediği, VELİ'nin "Yo yo hayır bi şey yok değil oluyo, gayet güzel oluyo" dediği, VEDAT'm "Bi yararı oluyosa iyi paşam" dediği, VELİ'nin "Oluyo oluyo, oluyo ben bakıyorum, yani yavaş yavaş millet artık uyanmaya başladı ya..." dediği,
*Kayıt Sıra No:3888'da kayıtlı, 08.02.2008 günü saat:20.20 sıralarında İlhan SELÇUK ile Mehmet' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
MEHMET' in "...İlhan olucak gibi değil artık teslim oldum bittim yapıcak bi şey yok. Geçen günde başımdan bi olay geçti bi eksiğimiz oydu oda oldu" "Yav Turhan bir şey söyledi bana, devretmek istiyor şeyleri falan biraz kenara çetilip kendi yalnız yazı yazacak filan gibilerden öyle bir fikrin mi var" dediği, İ.SELÇUK' un "Şimdi Mehmet tabi hayatta iken ve elim ayağım tutarken bu sorumlulukları başkalarına devretmem gerekiyor..." dediği, MEHMET' in "Peki var mı öyle bi kimseler .İlhan" dediği, İ.SELÇUK' un "İşte bu vakıf meselesinde vakfı açmak lazım açtık ta onu. Efendim bir takım adamlar oraya şeyler yaptım getirdim ...Gazete de vakıf yönetim kurulunda bir icra kurulu oluşturdum 3 kişilik. Oraya BALBAY, bizim avukat Akın ATALAY ve İbrahim YILDIZ ı oturttuk. İşte gazetede mümkün olduğu kadar böyle bir örgütlenme yapmak istiyorum" dediği, MEHMET' in "Giricekler tabi birbirlerine. Tabi yaptığın seni çok akıllıca birilerine devretmek ve kontrol etmek onları çok akıllıca bi şey ama var mı öyle adamlar, yapabiliceklermi" dediği, İ.SELÇUK' un "...Yani herkes bu gazete yaşasın diyor ve elinden geleni yapmaya çalışıyor. Mesala bu İnan KIRAÇ var. Koç un şeyi falan" "O nu getirdik Vakıf danışma kurulu başkanı yaptık. Oda yanına iki tane yardımcı aldı, biri Osman BERKMEN,biri Erdoğan TOPRAK..." "Efenim Vakfın yönetim kuruluna Hakan diye bir çocuk aldık. KOÇ şeyinin reklam bilmem nesi falan filan" "İşte Ersin AKGÜÇ Gazeteye işte şeyler yürütücekler" dediği, MEHMET' in "Balbay filan diyosun" dediği, İ.SELÇUK' un "Efendim işte bu KOÇ müthiş ilgi gösteriyor, KOÇ grubu. Onlarda şimdi anladılar anyayı konyayı" dediği, MEHMET'in "Geç kaldılar ama" dediği, İ.SELÇUK' un "CUMHURİYET in ne demek olduğunu. Fakat bu iktidar sermayeyi Dincileştirmek, İslamlaştırmak için alıp yürüyoryani" dediği, MEHMET' in "Hayır yani bu herifleri berheva etmek lazım, Türkiye olduktan sonra neye yarar yani. Ama artık iç savaştan başka bi şeyde temizlemiyicek bu işi öyle görünüyor yani" dediği, İ.SELÇUK' un "İÇ SAVAŞ OLMAZ DA YANİ BİR NOKTA DA EĞER ORTALIK KARIŞIRSA, HEM EKONOMİK HEM SİYASİ OLARAK BELKİ ASKER GELİRSE BİR ŞEY OLABİLİR" dediği, MEHMET' in "ASKER GELEBİLİR Mİ? ARTIK İLHAN" dediği, İ.SELÇUK' un "E MECBUR OLACAK" dediği, MEHMET' in "HAYIR YANİ GELSE BECEREBİLİR Mİ BU ADAMLAR ÇOK ŞEY YAV" dediği, İ.SELÇUK' un "İŞTE ORTALIK BİRBİRİNE GİRDİ Mİ ÇOK ŞEY GİBİ GÖRÜNEN ADAMLAR" dediği, MEHMET' in "Sinerler mi diyorsun" dediği, I.SELÇUK' un "Evet" "Yani bir noktada her şey çok zor. Çünkü Türkiye yi şey yaptılar. Yani bir noktada DİNCİ EGEMENLİK, TARİKATJ^AR~VEXEMAATLER" "MEDYA Yi DA ELE GEÇİRDİLER. APTAL AYDIN DO^AN la *AİTAL TURGAY CİNER ve APTAL MEHMET KARAMEHMET birbirleriyle uğraşırken adamlar aldılar ele şimdi.
işte Sabah grubu da bir adama geçti oda Tayyip Erdoğan in adamı falan" "Amerika yaptı Mehmet, Amerika yaptı" dediği, MEHMET' in "Valla İlhan Amerika yaptı..."
dediği, İ.SELÇUK' un "E işte sonu kötü oldu işin ATATÜRK CUMHURİYETİ elden gidiyor" dediği, MEHMET'İN "MAALESEF MAALESEF İLHAN... Şimdi ben tabi bi şey bilmiyorum senin kadar sen tabi işin içindesin eskiden beri tutturdukları bir şey var yok Anasaya makemesi yok bilmem ne kanunu yav bunlarla olur mu bu iş İlhan. Yani Anayasa mahkemesi ne yapabilir herifler kanun yapma yetkisini her şeyi değiştirebilirler yani, ne yapılabilir artık. VARMI BİR ÜMİT" dediği, İ.SELÇUK' un "ŞÖYLE OLACAK GALİBA ANAYASA MAHKEMESİ SON OLARAK KENDİSİNİ TASFİYE EDİLMEDEN BU AKP HAKKINDA PARTİNİN KAPATILMASI KARARINI VERİRSE O ZAMAN ORTALIK BÜSBÜTÜN BİRBİRİNE KARIŞIR" "Anayasa mahkemesinin yetkisi var. Ondan sonrada yav şimdi bu moda kanalında deminden beri şeye bakıyorum, efendim Brezilya karnavalı. Yav ne kadar kadınlar şişmanlamış ya. Allah Allah. Ama müthiş bir olay yav" dediği,
*Kayıt Sıra No:3891'da kayıtlı, 14.02.2008 günü saat:11.40 sıralarında İlhan SELÇUK ile Bülent TANLA'nın yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
İ.SELÇUK' un "Günaydın Bülent" "...şöyle oldu yazı BÜLENT daha detaylı ve yapısallığa daha fazla ilişkin bir yazı yazacak idim..." dediği, B.TANLA' nm "... bunun bu şekilde ortaya koymak iyi başlangıç olmuş" "Tartışma safhasında ortaya çıkacak bu çok daha tepeden bir bakış olmuş" dediği, İ.SELÇUK' un "... birileri diyorlar ki bu Aydın DOĞAN alacağını aldıktan sonra anlaşacak, kimileri de öyle diyorlar ki; Yok bu öyle bir olay ki AYDIN DOĞAN'IN İPİ ÇEKİLMİŞTİR, onu hissettiği için efendim bunu yapıyor falan gibi" dediği, B.TANLA' nm "Tabi, siz çok önemli bir şey vurgulamışsınız bugün yani sermaye el değiştiriyor" "Burda, bence bu çok daha geniş kapsamlı olmuş ve çok daha ses getirebilecek nitelikte diye algıladım ben" "...bu büyük cesarettir yani..." dediği, İ.SELÇUK' un "Bazı şeyler var konuşacak çünkü dün gece bu Rektörler beni bir yere götürdüler..." "eee ORADA BİR BASKI KURDULAR ÜSTÜMDE onu anlatacağım sana" dediği,
*20.02.2008 günü saat: 13.32 de Vedat YENERER'in Gülgün FEYMAN ile yaptığı görüşmede; Habertürk te yürütülen "Mehmetçiğe yardım kampanyası" dan bahsettiği, kendisinin de "ben onun bütün pisliklerini biliyorum ama Turgay CİNER izin vermedi" dediği, bu konunun Turgayla alakası olmadığını konuştuğu, Gülgün'ün "Melih MERİÇ'in rezidans aradığını" anlattığı, kendisinin de "bu satıştan cebine para girdi" dediği, Gülgün'ün de "Murat ONGUN'un aldığı arabadan bahsettiği"
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ YAPILANMASI
ERGENEKON Terör Örgütünün, LOBİ faaliyetleri çerçevesinde; "kendi sivil toplum örgütlerini oluşturmak ve mevcut sivil toplum örgütlerini kendi kontrolleri altına almak" için faaliyetlerde bulundukları anlaşılmıştır.
ERGENEKON Terör örgütünün, "ERGENEKON" isimli dokümanda belirtildiği şekilde, sivil toplum örgütleri çalışmasının alt yapısını oluşturacak bazı araştırmalar yaparak dokümanlar hazırladıkları, ayrıca değişik isimlerle dernek ve federasyonlar kurdukları, bazı mevcut sivil toplum örgütlerini de destekleyerek kendi etki alanlarında tuttukları tespit edilmiştir. Bu bağlamda farklı isimlerde Kurulan sivil toplum örgütlerinin bazılarında, kurucularının aynı kişiler olduğu, yakın tarihlerde kurulduğu, hatta birkaç derneğin aynı binada faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır.
Bahsedilen Sivil Toplum Örgütlerinin alj^lpısınıpusturmak için;
*"Dinamik Ulusal Güç Birliği Kuvvayil^illîye Cephjpfi
cm
*"Kemalist Hareket" isimli belgelerin ERGENEKON Terör Örgütü tarafından hazırlandığı ve uygulamaya sokulduğu anlaşılmaktadır.
Uygulama neticesi ortaya çıkan Sivil Toplum Örgütleri;
*Uluslar arası Noel Baba Barış Konseyi,
*Kuvayı Milliye Derneği,
*Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği,
*Büyük Hukukçular Birliği Derneği,
*Ayasofya Derneği,
*Büyük Güç Birliği Derneği,
* Ulusal Birlik Hareketi Platformu,
*Kuwa-i Milliye Derneği olduğu tespit edilmiştir.
ERGENEKON terör örgütünün yönetici kadrosunda yer alan şüpheliler Veli KÜÇÜK, Doğu PERİNÇEK ve örgüt üyesi Tuncay GÜNEY'den elde edilen 'ERGENEKON ANALİZ YENİ YAPILANMA YÖNETİM VE GELİŞTİRME PROJESİ İSTANBUL 29 EKİM 1999" isimli "ERGENEKON" dokümanında,
"ERGENEKON" un 21.yüzyılda yepyeni bir yapılanma ile değerli Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplannın yanı sıra sivillerden de sonuna değin yararlanılması gerektiği, her meslekten seçkinlerin yer alacağı sivil personel kadrosu ile "ERGENEKON" un iç ve dış faaliyette daha etkin bir güç haline erişilebileceği belirtilmiştir.
Bu amaç doğrultusunda hazırlanan "LOBİ" belgesinde ise "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon'a bağlı olarak sivil unsurların örgütlenmesinin zorunlu olduğu, bu faaliyetlerin LOBİ adı verilen gizli örgütsel çalışma ile yapılacağı" belirtilmiştir.
"ERGENEKON" dokümanında "SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ" başlığı altında, "ERGENEKON" un, kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı olduğu, sivil toplum kuruluşlannm içte ve dışta kamuoyunda kutsal bir insanlık görevini yerine getiren örgütler olarak değerlendirildiği, ERGENEKON'un Türkiye'de faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütlerini kontrol altına alması gerektiği belirtilmiştir.
"LOBİ" dokümanının "KAPSAM" başlığı altında; "LOBİ geniş halk kitlelerine yönelik çalışmalannda, özellikle gençlerin Kemalist ideolojiye ve ülke çıkarlan doğrultusunda yeniden örgütlenmelerini sağlamayı tasarladıklan, bu çerçevede üniversite gençliğinin yanı sıra büyük kentlerin varoşlarında ve Güneydoğu Anadolu'da boşluğa sürüklenmiş sahipsiz gençlerin örgütleneceği belirtilmiştir.
Aynca "Ergenekon" ve "Lobi" isimli dokümanlarda; "Ergenekon, Türkiye' de faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütlerini kontrol altına almalıdır. Bu bir zorunluluktur." ve "Lobi, prensip olarak hiçbir zaman doğrudan doğruya toplumsal eylemler içinde yer almamalı, oluşturacağı sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve eylemler düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalmalıdır." Prensipleri doğrultusunda Türkiye"de faaliyet yürüten Sivil Toplum Kuruluşları ile ortak faaliyetler sürdürerek Ergenekon"un bu kuruluşları kontrol eden bir mekanizma olması amaçlanmaktadır." Şeklinde amaçlar belirlendiği tespit edilmiştir.
Örgüt yöneticileri, "ERGENEKON" ve "LOBİ" dokümanlannda belirtilen amaçlan gerçekleştirebilmek için, öncelikle sivil toplum örgütleri çalışmasının alt yapısını oluşturan "DİNAMİK ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ KUVVAYİ MİLLİYE CEPHESİ" ve "KEMALİST HAREKET" dokümanlarının hazırlanmasını sağladığı ve devamında hedefleri doğrultusunda çok sayıda sivil toplum örgütleri oluşturduklan tespit edilmiştir.
Bu nedenle öncelikle "DİNAMİK ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ KUVVAYİ MİLLİYECEPHESİ" ve "KEMALİST HAREKET" dokümanlapjaıa^zeti anlatılacak, daha sonra daörgütün amaçlan doğrultusunda bugüne kada^oluştuKjuğıj sivil toplum örgütleriyapılanmasından bahsedilecektir. /<* "'" v" "'■
il ' •".- •, - '
DİNAMİK-ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ KUVVAYİ MİLLİYE CEPHESİ DOKÜMANI
Söz konusu dokümaN, Veli KÜÇÜK, Doğu PERİNÇEK, Ümit OĞUZTAN ve Tuncay GÜNEY isimli şahıslardan ele geçirilmiş olup (61) sayfadan oluşmaktadır.
Dokümanın yapılan incelemesinde; Dinamik adı verilen bu çalışmada "Ulusal Güç Birliği" gençliğin mercek altına alınarak analiz edildiği, 21.yüzyıl Türkiye'sinin ulusal çıkarlanna ve Kemalist ideoloji ilkelerine uygun biçimde yeniden örgütlenmesinin planlandığı belirtilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi elleriyle kurduğu ne kadar yaşamsal kurum var ise vefatından sonraki süreçte işlemez hale getirilip kapatıldığı,
Atatürk'ün kurduğu kurumlardan birisinin de, 5 Bin şubeli "HALKEVLERİ" olduğu, halkevlerinin kapatılmasının Türk gençliği ve ulusu için en önemli kayıplardan birisi olduğu,
Cumhuriyet devrimlerini yaşatacak kurumlardan bir diğeri olan "KÖY ENSTİTÜLERİ"nin işlevsiz kılınması ile Türk gençliğinin ilerlemesinin önüne geçildiği,
Ayrıca totaliterlik merdiveni ile demokrasiye ulaşmaya yeltenenlerin, önce faşizmin, ardından Nazizmin ve sonuçta emperyalizmin kucağında kendilerini bulduklarını, bazılarının darağacında can verdiğini, bazılarının zincir bozan günlerini yaşadıklarını, bazılarının da kalp krizi kuşkuları ile arkalarında "Ben zengini severim(!)" sloganını bırakarak bu dünyadan göçüp gittikleri belirtilmiştir.
Yine dokümanın devamında; Türkiye'nin bugünkü durumunun 1919 koşullarından daha vahim olduğu, gençliğin siyaset ve inançla birleşmesi durumunda ise; unsurlar ve koşullar gereği Türkiye'nin ve buna bağlı olarak dünyanın mutlak değişmeye gebe olduğu belirtilmiştir.
Dinamik adı verilen bu dokümanda Türkiye Ulusal Güç Birliği Gençlik; Dinamik unsur olarak değerlendirildiği ve Türkiye'nin "ulusal güvenlik" çıkarlanna uygun doğrultuda değişim sürecinin başlatılmasını amaç edindiği,
Aynı düşünceden yola çıkarak "Kuvayı Milliye Cephesi" adıyla sokaklardaki başı boş, amaçsız, işsiz ve umutsuz (lümpen) gençler ile tarikat okullannda rejim düşmanı haline dönüştürülen ve Ülkü Ocaklan'nm etkisindeki gençliğin eğitilerek bilinçlendirilmesi hedeflendiği,
Aynca Ulusal Güç Birliği'ne bağlı olarak Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesinin uygun görüldüğü,
Ulusal Güç Birliği'nin liderliğini Kemalist ideolojiye gönül vermiş ve liderlik yeteneklerine sahip BİR TÜRK KIZININ üstlenmesinin uygun görüldüğü belirtilmiştir.
Aynca Atatürk'ün kurduğu ve ebedi başkam olduğu CHP'nin ne yazık ki işlevini yitirdiği, bu nedenle Türk siyasal platformunda yeni bir Atatürkçü partinin yer alma zamanının geldiği belirtilmiştir.
"MİLLİ MÜCADELE ÖRGÜTLERİ" başlığı altında;
Türkiye Cumhuriyeti devrimlerinin gerçekleştirilmesi ve tam bağımsız bir ülke yaratılması için, "Kemalist Örgütler"in oluşturulması ve ulusal gençliğin bu Kemalist ideoloji içersinde toplanması gerektiği belirtilmiştir.
Devamında, Atatürk'ün milli mücadeleyi başlatabilmek için çeşitli örgütsel çalışmalar yaptığı, bu örgütsel çalışmalardan özetle bahsedileceği, aynca Atatürk'ün örgütsel çalışmalannm karşısında da kurulan örgütler olduğu^Jau^ örgütlerden de bahsedileceği belirtildikten sonra "Türk Ocağı" "Doğu Cephesi G^€b^u" "Kajfe§J Grubu" "Kuvayı Milliye
(Ulusal Güçler)" "Kuvayı Seyyare" "İngiliz Muhipler Cemiyeti" "Kuvayı İnzibatiye" vb.
şeklinde başlıklar altında bu oluşumlardan bahsedildiği görülmüştür.
"ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ" başlığı altında;
Öncelikle üniversite gençliğinin durumu hakkında genel bilgiler verildiği, üniversite gençliğinin doğrudan "Ulusal Güç Birliği"ni oluşturması gerektiği, günümüzde üniversite gençliğinin köktendinci akımlar ve sol ideolojiler tarafından kontrol altına alınmaya çalışıldığı belirtilmiş,
"SONUÇ" başlığı altında;
Bu çalışmada temel amacın "Ulusal Güç Birliği" merkezli Kemalist örgütlerin sağlıklı bir şekilde oluşturulmasının önemini ve gerekliliğini dile getirdiği, 21.yüzyılda Cumhuriyet devrimlerinin ulusal gençliğe Milli Mücadele döneminden daha çok gereksinim olduğu, özetle ulusal çapta Kuvayı Milliye ruhunun canlandırılması, örgütlendirilerek hayata geçirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
"KEMALİST HAREKET" İSİMLİ DOKUMAN
"KEMALİST HAREKET" dokümanı şüpheli Ümit OĞUZTAN'tan ele geçirilmiş olup (18) sayfadan oluşmaktadır.
"KEMALİST HAREKET" dokümanında; Ulusal gençliğin Kemalist hareket doğrultusunda örgütlenebilmesi için, "Kemalist Hareket" adı altında resmi demek kurulması gerektiği, kurulacak bu demeğin demek dışında oluşturulacak 5 kişilik GİZLİ bir komite tarafından yönlendirileceği, bu GİZLİ KOMİTE ile demek başkanı arasında "KÖPRÜ PERSONEL" olması gerektiği belirtilmiştir.
ERGENEKON belgesinin 4/2-a) "KÖPRÜ PERSONEL" başlığı altında;
Seçilecek üç kişinin Ergenekon içinde ve örgüt dışında, örgütü temsilen hareket edebilmelerinin sağlanması gerektiği bu kişilerin örgüt dışında legal bir işte istihdam edilmeleri gerektiği vurgulanmıştır. Kemalist hareket ile ilgili oluşuma baktığımızda da "KÖPRÜ PERSONEL" kavramının kullanıldığı dikkat çekmektedir.
Örgütün amaçlarına ulaşabilmesi için "Kemalizmi" kendi çıkarları doğrultusunda kullandıkları, Kemalizmi bir kalkan olarak kullandıkları görülmektedir. "KEMALİST HAREKET DERNEĞİ" adı altında oluşturacakları yapıda bile örgütün gizlilik prensiplerini uyguladıkları, oluşturulacak demeğin bağımsız bir şekilde hareket etmesini istemedikleri, tamamen kendi kontrol ve yönlendirmeleri ile çalışmasını istedikleri, bu nedenle de derneği yönlendirecek gizli bir komite oluşturmayı planladıkları görülmektedir.
"KEMALİST HAREKET" İSİMLİ DOKÜMANIN YAPILAN İNCELEMESİNDE ÖZETLE;
1961 Anayasasına kadar geçen süreçte Anayasalarımızda "hukuk devleti" kavramının yer almadığı, 1982 Anayasasında yer almışsa da içi boş bir kavram olarak yer aldığı, Türkiye Cumhuriyeti 'nin hiçbir zaman "evrensel hukuk devleti" kalıplan içine sığamadığı, devlet örgütünün hukuk kuralları dışına çıktıkça toplumun çeteleştiği, günümüz Türkiye'sinde "evrensel hukuk kuralları" yerine "orman kurallan"nm geçerli hale geldiği belirtilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin en büyük ihanet çemberi içine çekildiği, ihanet ve çıkar çeteleri fundamentalist örgütler, MAFİA grupları, GLADİO yapılanması ve uzantılarının devlet içinde kadrolaşabildikleri, bu nedenle ülkenin kurtulması için Türk gençliğinin "Kemalist harekef'ine ihtiyaç doğduğu belirtilmiştir.
Ülkenin tüm kaynaklarının yağmalandığı, talaned^^Mi ve ulusun geleceğinin ipotek altına alındığı, ülkeyi bu durumdan Atatürk'ün Cum^^yet'i^^^t ettiği "ulusal gençlik"in kurtaracağı, Türkiye Cumhuriyeti'nin yeraltı zeng%klerini, Tudwdusunun alın teri, emeği
ve üretimini "ulusal gençlik"in koruyacağı, Türk ulusunun gelmiş geçmiş ne kadar kültür, bilim ve sanat insanı varsa tümünün yaşamının zindana çevrildiği, Türk ulusunun bilim, sanat ve kültür alanlarında katliam yaşamasına "ulusal gençlik"in son vereceği, bu nedenle "Kemalist Harekef'in kurulmasının ve örgütlenmesinin planlandığı belirtilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti'nde içte yer alan ihanet şebekelerinin dış ülkelerin istihbarat örgütleriyle doğrudan bağlantılı olduğu, bu nedenle "Kemalist Harekef'in çeşitli ülkelerin istihbarat örgütleri ve bunların yerli işbirlikçilerini doğrudan gözetim altında bulundurması gerektiği, Kemalist hareket üyeleri içinden seçilecek olan uygun gençlerimizin çeşitli ülkelerin istihbarat örgütlerine sızması gerektiği belirtilmiştir.
Kemalist hareketin kurulacak yasal bir dernek çatısı altında evrensel sivil toplum örgütü olarak faaliyete geçirilmesi gerektiği, bu çerçevede ülke içinde olduğu gibi tüm dünya ülkelerinde örgütlenmesi gerektiği, Kemalist hareket derneğinin Kemalizm'i uluslar arası platforma taşımak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Milli Mücadele yıllarında Türk kadınlarının çok önemli ve özel bir yeri olduğu, Kemalizm ideolojisinin kadınlara büyük önem ve değer verdiği, bu nedenle bu hareketin liderinin erkek değil kadın olmasında büyük yarar olduğu, bu durumun uluslar arası platformda da dikkat çekici bir basan sağlayacağı belirtilmiştir.
"YÖNETİM SEVK VE İDARE" başlığı altında;
*Kemalist hareket derneği merkezinin İstanbul'da olması gerektiği,
*Kemalist hareket derneği merkezinin, üretilen ve üretilecek olan "teorik, stratejik ve doktriner" argümanların yaşama geçirilmesi için propaganda merkezi olarak faaliyet göstereceği,
*Kemalist hareket derneğinin yönetiminin üretilecek "teorik, stratejik ve doktriner" argümanlar ile sağlanacağı, bu türden üretimlerin dernek dışında oluşturulacak 5 kişilik "GİZLİ" bir komite tarafmdan üretileceği, söz konusu gizli komite üyelerinin birbirlerini tanımada herhangi bir sakınca olmadığı, fakat müşterek toplantılar düzenlenmesinin gizlilik prensibine aykırı olduğu, komite üyeleri ile dernek başkanı arasında iletişimi sağlayacak olan bir "KÖPRÜ PERSONEL" olacağı, dernek başkanının talimatları köprü personelden alarak uygulamaya koyacağı,
*Dernek faaliyet ve girişimlerinin mevcut yasalara uygun olarak düzenleneceği, hukuka aykın faaliyetlerin meşruluğa gölge düşüreceği, bu nedenle dernek çatısı altında yer alacak yöneticilerin hukuk platformundaki sicillerinin önemli olduğu,
* Günümüzde hemen hemen dünyanın her ülkesinde Türk nüfusunun bulunduğu, bu nedenle yurt dışında dernekler kurularak faaliyete geçirilmesi gerektiği, aynca dünyanın çeşitli ülkelerinde Türklerin kurduğu çeşitli dernek ve lobilerden azami ölçüde yararlanılması gerektiği,
*Kemalist hareket derneğinin sıradan bir sivil toplum örgütü olmadığı, meşru direnme hakkının en geniş biçimde hayata geçirileceği bir direniş hareketi olduğu,
*Kemalist hareketi derneğini oluşturacak yönetim kadrolannm gizli komite üyeleri tarafından seçilmesi gerektiği,
*Kemalist hareket derneği liderliğini üstlenecek kişinin süreç içinde çeşitli vesileler ile gizli komite üyeleri ile görüştürülmesi gerektiği, gizli komite üyelerinin çeşitli alanlarda Kemalist hareket derneği liderine "danışman" kadrosu olarak görevlendirilmesinin çok daha uygun olacağı belirtilmiştir.
"SONUÇ" bölümünde;
Dış güçlere kendilerini satmayı içlerine sindirebilmiş olanlar haricinde tüm Türk sanatçı, aydın ve bilim insanlannın Kemalist hare^f%n^^»!catısı altında yer almalannm sağlanabilmesi gerektiği, çünkü kitleleri kolayjpütâ^ etki aMrfjJi^alıp peşinden koşturmayı
başarabilen yalnızca sanatçı ve entelektüel çevreler olduğu, Kemalist hareket derneğinin ivedilikle kurulup hayata geçirilmesi gerektiği, bu hareketin finans kaynağını Türk işadamı, esnaf ve tüccarın yapması gerektiği belirtilmiştir.
Dolayısıyla her iki dokümanın yapılan değerlendirilmesinde, "ERGENEKON" Terör örgütünün halk kitlelerine ulaşabilmesi, toplumda provakatif eylemler gerçekleştirebilmesi ve her türlü toplumsal eylemler yapabilmesi için, Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütleri günümüzde yeniden kurmayı, bu oluşumları "Ulusal Güç Birliği"
* _ «__
çatısı altmda toplamayı ve bu oluşumun başına BİR TÜRK KIZI'nı
getirmeyi planladıkları anlaşılmıştır.
"KUVAYI MİLLİYECİ AYDINLAR HAREKETİ"
Örgüt mensuplarının ev ve işlerlerinde yapılan aramalarda şüpheli Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU'ndan, kapak kısmında "TÜRKİYE CUMHURİYETİ GENELKURMAY BAŞKANLIĞI İSTİHBARAT DAİRE BAŞKANLIĞINA SUNULMAK ÜZERE HAZIRLANAN RAPORDUR. 12 MAYIS 2003" yazan ve içeriğinden H.Ümit SAYIN tarafından hazırlandığı anlaşılan (6) sayfalık doküman ele geçirilmiştir.
Söz konusu dokümanın yapılan incelemesinde; 12 Mayıs 2003 tarihinde Yrd. Doç. Dr. Ümit SAYIN tarafından hazırlandığı, genel olarak biran evvel Kuvayı Milliye örgütlenmelerinin yapılması gerektiğinin anlatıldığı görülmüştür.
Dokümanın ikinci sayfasında, "KUVAYI MİLLİYECİ AYDINLAR HAREKETİ" başlığı altında; Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ilkeleriyle belirlenmiş olan laik, demokratik, cumhuriyetçi, bağımsız, sosyal eşitlikçi, devletçi ve halkçı yapının ortadan kaldırılmakta olduğu, Anayasamızın varlığı ve güvenilirliğinin tartışılır olduğu, Anayasayı korumakla görevli Türk Silahlı Kuvvetlerinin son gelişmeler karşısında sessiz kaldığı,
Son olarak "Mütareke Hükümeti"nin üniversiteleri ve eğitimi çökertmek ve kendi kontrolleri altmda bir medrese yapısına dönüştürmek için Türk tarihindeki büyük kıyım ve kadrolaşma operasyonunu gerçekleştirmeye başladıkları, Türkiye Cumhuriyeti'nin kültürü, ekonomisi, bağımsızlığı, siyasi özerkliği, stratejik kurumları ve üniversitelerin kaybedilmek üzere olduğu, bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Genelkurmayı ile koordineli olarak örgütlenmek istediklerini,
Milli güçlerin halen bir ordusu olduğunu, mütareke güçlerinin ise bir ordusu olmadığına inandıklarını, onların arkasındaki ordunun işgalci Amerikan ordusu olduğunu,
Bu nedenle Türkiye'nin pek çok yerinde filizlenerek çoğalacağına inandıkları, bir Kuvayı Milliye hareketi başlatmak istediklerini, eğer biraz daha geç kalınırsa bu veya benzeri hareketlerin bile Türkiye'yi kurtaramayacağını, Ülkemizin tamamen elden gittiğini,
"Kuvayı Milliye Hareketi Neden Gerekli?" başlığı altında; beş ayrı maddenin işlendiği, bu maddelerde genel olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin çok büyük bir tehdit altında işgal edilmek üzere olduğu,
"Ne Yapmalı?" başlığı altında; Kuvayı Milliye Hareketinin temel hedefinin ulusalcı tüm güçleri kısa sürede bir çatı altında toplamak olduğu, bu amaçla en küçük birimler olan ve periyodik toplantılar yapan 8-10 kişilik çalışma grupları ile işe başlamak istedikleri, bu konuda ADD gibi sivil toplum kuruluşlarıyla direkt ve güçlü koordinasyonun şart olduğu,
Kuvayı Milliye Hareketinin en temel hedeflerinden birisinin ulusal güçleri aktive etmesi ve düşmana karşı gerek siyasi gerekse hukuki bir mücadele verilmesi, bir işgal altmda da silahlı mücadeleyle ülkenin iç ve dış düşmanlardan arındırılması olduğu, diğer taraftan da Kuvayı Milliye Hareketinin bir sivil toplum kuruluşu olan dernek veya vakıflar altında örgütlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yapılan soruşturma neticesinde; ErgenekoiTİ^ölTörgütünütı hedefe ulaşmak için kullandığı bu yöntemi gerçekleştirdiği, 2005 ve "2006 yıllarında ülkemizin değişik
vilayetlerinde, birden bire çok sayıda Kuvayı Milliye, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi, Büyük Güç Birliği, Milli Güç Platformu gibi isimler altında demekler kurulduğu, bir kısım demeklere "Noel Baba" "Ayasofya" gibi değişik isimler verilerek sivil toplum örgütleri oluşumlarına çeşitlilik kazandırmayı amaçladıkları,
Diğer taraftan bir kısım örgüt mensuplarının birden fazla demekte kurucu olarak görev aldığı, ayrıca birçok demek merkezinin de aynı adres üzerinde kurulduğu, yani çok sayıda sivil toplum örgütü kurdukları, bunlara milli mücadele yıllarında kurulan örgüt isimleri veya benzer isimler verdikleri, devamında da dokümanda belirtilen Ulusal Güç Birliği'ne benzer bir isim olarak Milli Güç Platformu ve Büyük Güç Birliği adında platform ve demek kurarak hepsini bir çatı altında toplamaya çalıştıklan, bu demeğin başına da BİR TÜRK KIZI olarak şüpheli Sevgi ERENEROL'u getirdikleri, böylelikle "ERGENEKON" terör örgütüne ait tüm sivil toplum örgütlerini Sevgi ERENEROL liderliğinde topladıkları anlaşılmıştır.
Soruşturma kapsamında kısa süre içerisinde yapılan araştırmalarda;
14.06.2005 günü Uluslar arası Noel Baba Barış Konseyi'nin kurulduğu, demeğin genel başkanlığını Muammer KARABULUT'un yaptığı, demek merkezinin Antalya ilinde olduğu,
Demek başkanı Muammer KARABULUT'un Sevgi ERENEROL ile sıkı ve yoğun ilişkilerinin olduğu, birçok gösteri ve yürüyüşte birlikte hareket ettikleri,
11.11.2005 günü Kuvvayi Milliye Derneği'nin kurulduğu, demeğin genel başkanının Mehmet Fikri KARADAĞ olduğu,
Mehmet Fikri KARADAĞ'm Sevgi ERENEROL ile ilişkilerinin olduğu ve zaman zaman Sevgi ERENEROL'un Basın sözcülüğünü yaptığı Türk Ortodoks kilisesinde görüştükleri,
15.11.2005 günü Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği'ninkurulduğu, kurucularının emekli General Hasan KUNDAKÇI, Taner ÜNAL, LeventGÜRKAN ve diğer şahısların olduğu, demeğin genel başkanlığını Taner ÜNAL'ın yaptığı,
Taner ÜNAL'ın Muzaffer TEKİN ve Mehmet Fikri KARADAĞ ile ilişki içerisinde olduğu, hatta bu demeğin kuruluşunda Muzaffer TEKİN ve M.Fikri KARADAĞ'm da bulunduğu, bazı mitinglerde talimatlan Doğu PERİNÇEK'ten aldığı, demeği Veli KÜÇÜK'ün talimatlanyla kurduğu,
04.04.2006 günü Büyük Hukukçular Birliği Derneği'nin kurulduğu, demeğinbaşkanlığını Kemal KERİNÇSİZ'in yaptığı ve Sevgi ERENEROL ile sürekli irtibat halindeolduğu,
10.10.2006 günü Ayasofya Derneği'nin kurulduğu, kuruculannm Sevgi ERENEROL, Ergun POYRAZ, Kemal KERİNÇSİZ, Muammer KARABULUT ve diğer şahıslann olduğu,
30.10.2006 günü Büyük Güç Birliği Derneği'nin kurulduğu, demek kuruculannm Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM ve diğer şahıslann olduğu,
21.12.2006 günü Ulusal Birlik Hareketi Platformu'nun kurulduğu, platformun genel başkanlığını Semih Tufan GÜLALTAY'm yaptığı,
27.12.2006 günü Kuvva-i Milliye Derneği'nin kurulduğu, demek kuruculannm Bekir ÖZTÜRK, Oktay YILDIRIM ve diğer şahıslann olduğu tespit edilmiştir.
Bunlann yanı sıra ele geçirilen belgelerden Milli Güç Platformu adı altında farklıbir oluşum yapıldığı, bu platform altında çok sayıda değişik demeklerin toplandığı, böylelikleplatform altında toplanan sivil toplum örgütlerinin yönlendirilip kontrol altına alınmasınınamaçlandığı, ele geçirilen belgelerden Milli Güç Platformu'nun genel başkanlığını KemalKERİNÇSİZ'in yaptığı anlaşılmıştır. ^^^^^
Bu derneklerden Büyük Hukukçular Birliği, Ayasofya Derneği ve Büyük Güç Birliği Derneğinin, Fatih ilçesinde aynı adreste faaliyet yürüttükleri tespit edilmiştir. Söz konusu derneklerin 2005 ve 2006 yıllan içerisinde belirli tarih aralıkları ile kurulmuş olmaları dikkat çeken ayrı bir noktadır.
Şüpheli şahısların hangi derneklerin kuruluşlarında görev aldıklarına bakıldığında ise,
Şüpheli Sevgi ERENEROL'un, Ayasofya Derneği ve Büyük Güç Birliği Derneklerinin kurucularından olduğu, Noel Baba Konseyine de üye olduğu,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in, Büyük Hukukçular Birliği Derneği, Ayasofya Derneği, Büyük Güç Birliği Derneği ve Milli Güç Platformu kurucularından olduğu,
Şüpheli Muammer KARABULUT'un Uluslar arası Noel Baba Barış Konseyi ve Ayasofya Derneği kurucularından olduğu,
Şüpheli Oktay YILDIRIM'ın, Büyük Güç Birliği Derneği ve Kuvva-i Milliye Derneği kurucularından olduğu,
Şüpheli Ergün POYRAZ'ın Ayasofya Derneği kurucularından olduğu,
Şüpheli Bekir ÖZTÜRK'ün Kuvva-ı Milliye Derneği kurucusu ve genel başkanı olduğu,
Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'ın, Kuvayı Milliye Derneği kurucusu ve genel başkanı olduğu,
Şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'm Ulusal Birlik Hareketi Platformunun kurucusu ve genel başkanı olduğu,
Taner ÜNAL'ın Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Derneği kurucusu ve genel başkanı olduğu tespit edilmiştir.
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN FAALİYETLERİ
Ergenekon terör örgütünün amaçlan doğrultusunda faaliyet yürüten söz konusu sivil toplum örgütlerinin bugüne kadar gerçekleştirdiği basın açıklaması, toplumsal gösteri yürüyüşü ve benzer eylemler ile bu gösterilere katılan örgüt mensuplannm tespit edilebilmesi için İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğünden bilgi talep edilmiştir.
Temin edilen dosya ve görüntülerin yapılan incelemelerinden ERGENEKON terör örgütü mensuplannm ve örgüte bağlı sivil toplum örgütlerinin çok sayıda toplantı, gösteri, yürüyüş, basın açıklaması ve benzer eylemler gerçekleştirdikleri, bu eylemlerin neredeyse hemen hemen tamamına Sivil Toplum Örgütleri sorumlusu Sevgi ERENEROL'un bizzat katıldığı tespit edilmiştir. Şimdi de bu tespitlerden birkaç örnek verilecektir.
1- Henüz örgütün dernek ve platform kurma faaliyetleri başlamadan önce 28.12.2004tarihinde Ergenekon terör örgütü Üyelerinden Şüpheli Vedat YENERER, internet ajans.cominternet sitesi organizasyonunda, Eminönü ilçesi Sirkeci Tren Gann salonunda "YILINKUWACISI" ödülü düzenlemiş ve böylelikle sivil toplum örgütlerinin ilk adımlanatılmıştır.
Bu törene İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Yalçın ALEMDAROGLU, Doç. Dr. Emin GÜRSES, Türk Ortadoks Patriği Basın Sözcüsü Sevgi ERENEROL ve çok sayıda kişinin katıldığı ve bu kişilere "YILIN KUWACISI" ödülünün verildiği,
Aynca Gazeteci Yazar İlhan SELÇUK ve diğerlerinin "YILIN KUVVACISI" ödülüne layık görüldükleri, fakat törene katılamadıklanndan ödüllerinin verilemediği anlaşılmıştır.
2- 05.02.2005 günü, Şişli ilçesi Anıttepe Sitj^Madjde sokak No: 17 sayılı yerdebulunan Kıbns Türk Kültür Derneğinin "KKTC'y^^ıifPçıkalîîî^ konulu basın açıklaması
178J/- <* (,{/
Evi ,--> *"*■ , "s**
//o
yaptığı, basın açıklamasından sonra Türk Ortodoks Patrikhanesi sözcüsü Sevgi ERENEROL ile İşçi Partisi İl Başkanı'nm sözlü açıklamalar yaptığı tespit edilmiştir.
3- Boğaziçi ve Sabancı Üniversitelerinin 23-25 Eylül 2005 tarihleri arasında düzenledikleri "Osmanlı İmparatorluğunun çöküşü döneminde Osmanlı Ermenileri" konulu sempozyumla ilgili 23.09.2005 günü Milli Güç Platformu ve Büyük Hukukçular Birliği Derneği tarafından Bahçelievler'deki Bölge İdare Mahkemesi önünde basın açıklaması yapıldığı tespit edilmiştir.
4- 24.09.2005 günü Bilgi Üniversitesinde yapılan "Ermeni Soykırımı" panelini protesto etmek amacıyla, aynı gün Milli Güç Platformu ve Büyük Hukukçular Birliği Derneği tarafından Bilgi Üniversitesi önünde basın açıklaması yapıldığı, basın açıklamasına diğer şahısların yanı sıra Kemal KERİNÇSİZ ve Sevgi ERENEROL'un katıldığı tespit edilmiştir.
5- 28.10.2005 günü Fener Rum Patrikhanesi önünde Milli Güç Platformu, BüyükHukukçular Birliği Derneği, Türk Ortadoks Kilisesi, Noel Baba Vakfı ve Milliyetçi İşAdamları Derneği tarafından "Patrikhane Yunanistan'a" konulu protesto eylemi yapıldığı,eylem sırasında Kemal KERİNÇSİZ'in kısa bir konuşma yaptığı, daha sonra Noel Baba Vakfıbaşkanı Muammer KARABULUT'un basın açıklamasını okuduğu,
Söz konusu eyleme diğer şahıslann yanı sıra Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ ve Zeki Yurdakul ÇAĞMAN'ın katıldığı tespit edilmiştir.
6- 09.03.2006 günü Beyoğlu Galatasay Meydanı önünde Hukukçular Birliği,Türkiye Harp Malûlleri, Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği tarafından " Van C. SavcısıFerhat SARIKAYA'nm hazırladığı iddianameyi protesto etmek" için basın açıklamasıdüzenlendiği, bu gösteriye diğer şahıslann yanı sıra Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, OktayYILDIRIM ve Kemal KERİNÇSİZ'in katıldığı tespit edilmiştir.
7- 10.03.2006 günü Bilgi Üniversitesinde düzenlenen "Sivil ve Demokratik Çözüm; Türkiye'nin Kürt Meselesi" isimli paneli protesto etmek için Hukukçular Birliği tarafından basın açıklaması düzenlendiği tespit edilmiştir.
8- 07.05.2006 günü Beyoğlu Galatasaray Meydanında Hukukçular Birliği, Milli Güç Platformu, Vatansever Güç Birliği, Türkiyem Topluluğu, Aydınlar Ocağı, Türk Dünyası İnsan Haklan Derneği, Anadolu Dosluk ve Türkmen Derneği, Şehit Analan Derneği tarafından Yunanistan'ın Selanik'e açmayı planladığı "Pontus Soykmmı Anıtını" protesto etmek için basın açıklaması yapıldığı, Yunanistan Konsolosluğu önüne siyah çelenk bırakıldığı, eyleme diğer şahıslann yanı sıra Muzaffer TEKİN, M. Zekeriya ÖZTÜRK, Oktay YILDIRIM, Emin GÜRSES, Kemal KERİNÇSİZ ve Asim DEMİR'in katıldığı tespit edilmiştir.
9- 17.05.2006 günü Beyoğlu ilçesinde Fransız Konsolosluğu önünde Büyük Hukukçular Birliği tarafından "Sözde Ermeni Soykmmı Yasa Tasansmı" protesto etmek için basın açıklaması düzenlendiği, bu eyleme diğer şahıslann yanı sıra Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Asim DEMİR ve Oktay YILDIRIM'ın katıldığı tespit edilmiştir.
10- 12.06.2006 günü Beyoğlu İlçesinde Mete caddesi üzerinde bulunan AB Birliği Bilgi Merkezi önünde Türkiyem Topluluğu ve Türk Ortodoks Patrikhanesi tarafından "Türkiye'nin AB Üyeliği Müzakere Süreci" ile ilgili basın açıklaması düzenlendiği, söz konusu eyleme Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Asim DEMİR, Mehmet Zekeriye ÖZTÜRK ve Oktay YILDIRIM'ın kaüldı&rt^§n*13B^üştir.
11- 20.06.2006 günü Atatürk Havalimanında Milli Güç Platformu ve BüyükHukukçular Birliğinin "Ermenistan Katolikosu II. Karakin"in ülkemizi ziyaretini protestoetmek amacıyla eylem düzenlendiği, konuk misafirin aracı geçerken grup tarafından yumurtaatıldığı, olayla ilgili Merdan AYDIN, Ferdi ÇELİK, Muammer KOCADAĞLI ve FatihSEKMAN isimli şahısların gözaltına alındığı, söz konusu eyleme diğer şahısların yanı sıraSevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ ve Asim DEMİR'in katıldığı tespit edilmiştir.
12- 28.07.2006 günü Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesinde "Bir Milyon Ermeni, Otuz Bin Kürt Öldürüldü" şeklindeki beyanlarından dolayı yargılanan Orhan PAMUK'u protesto eylemi düzenlendiği, söz konusu eyleme diğer şahısların yanı sıra Sevgi ERENEROL, Oktay YILDIRIM ve Fuat TURGUT'un katıldığı tespit edilmiştir.
13- 19.11.2006 günü Çağlayan Meydanında Bağımsız Türkiye Partisinin açık hava toplantısı düzenlediği, miting sırasında Kemal KERİNÇSİZ tarafından "Türk Milletine Çağrı, İstanbul'a geldiği takdirde Papa'yı ülkemizde istemiyoruz-faaliyetine mutlaka katılın" başlıklı bildiri okunduğu, mitinge yaklaşık 2500-3000 kişinin katıldığı tespit edilmiştir.
14- 18.12.2006 günü Sultanahmet Adliyesi önünde Doç.NecipHABLEMİTOGLU'nun ölüm yıldönümü nedeniyle Hukukçular Birliği, Ayasofya Derneği,Milli Güç Birliği ve Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği tarafından basın açıklamasıdüzenlendiği, söz konusu eyleme Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, MuzafferTEKİN, Asim DEMİR ve Rafet ARSLAN'm katıldığı tespit edilmiştir.
15- 30.08.2006 günü Kadıköy rıhtımda Kuvayi Milliye Derneği tarafından "Vatan topraklarının satıldığı, ülkenin parçalanmak üzere olduğu vesilesiyle ve bugünü 30 Ağustos Zafer Bayramı olması vesilesiyle, Ankara iline Anıtkabir'e gidip Ata'ya şikayet edecekleri" konusu ile ilgili protesto eylemi düzenledikleri, eylem çerçevesinde Kadıköy Rıhtım Caddesinden E-5 Acıbadem Köprüsüne kadar yürüdükleri, eylem sırasında dernek başkanı Mehmet Fikri KARADAĞ'm kısa bir konuşma yaptığı ve grubun Ankara'ya gitmek üzere hareket ettiği tespit edilmiştir.
16- Ulusal Birlik Platformu Başkanı Semih Tufan GÜLALTAY'm Muzaffer TEKİN ve Sevgi ERENEROL ile irtibatlı olduğu tespit edilmiştir. Muzaffer TEKİN, Semih Tufan GÜLALTAY'm Sevgi ERENEROL'un kilisede düzenlenen toplantılara katıldıkları tespit edilmiş, bu şekilde görüntülerinin olduğu görülmüştür.
17- 25 Ekim 2003 tarihinde Ankara ilinde Cumhuriyetin 80. yılı kutlamaları çerçevesinde düzenlenen gösteri, yürüyüş ve miting ile ilgili belgeler ve görüntüler Ankara Emniyet Müdürlüğünden temin edilmiştir.
Söz konusu belgelerin yapılan incelemesinde; 25 Ekim 2003 tarihinde Ankara Üniversitesi rektörü başkanlığında 7 kişiden oluşan düzenleme kurulu tarafından Cumhuriyetin 80. yılı kutlamaları kapsamında gösteri, yürüyüş ve miting düzenlendiği, bu mitinge çeşitli üniversite ve sivil toplum kuruluşlarına mensup şahısların katıldığı, kalabalığın Celal Bayar Bulvarı üzerinde toplanıp, Tandoğan Meydanı ve Anıt Caddesini takiben Anıtkabir'e kadar yürüdüğü,
Bu yürüyüşte "ORDU GÖREVE, ATATÜRK GENÇLİĞİ" yazan pankart ve dövizlerin taşındığı, gösteriye diğer şahısların yanı sıra dönemin İstanbul Üniversitesi rektörü Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU'nun da katıldığı,
Ankara Emniyet Müdürlüğü görevlilerince düzenlenen tutanaklarda "Ordu Göreve, Atatürk Gençliği" ibareli dövizi taşıyan kişilerden bir kısmının İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Dilek BİLGİN, İstanbul Üniversitesi öğrencisi Okan ERSOY olduğu,
Ayrıca İstanbul Üniversitesi öğrencilerinden Utku Umut BULSUN, İsmail BOSTANOĞLU, Nur ARSLAN, Onur Güneş AYAŞ, yüksek lisans öğrencisi Özgür BINNUR, araştırma görevlisi Ali Emre ÖZSOY ve Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi Can Berk BİRGÜL ile Engin GİRGİN'in de gösteriye katıl^fai?îaraarı olduğu tespit edilmiştir.
ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUPLARINDAN ELE GEÇİRİLEN FOTOĞRAFLARIN İNCELENMESİNDE:
Şüpheli Sevgi ERENEROL'dan elde edilen fotoğraflar incelendiğinde; Şüpheli Sevgi ERENEROL'un sık sık Türk Ortadoks kilisesinde toplantılar düzenlediği, bu toplantılara, şüpheliler Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Mehmet Fikri KARADAĞ, soruşturma sırasında ölen Kuddusi OKKIR, İsmail EKSİK, Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM, Emin GÜRSES ve Semih Tufan GÜLALTAY'm katıldıkları tespit edilmiştir.
Diğer şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda ele geçirilen fotoğrafların yapılan incelemesinde;
2006 yılı içersinde "YILIN KUVVACISI" ödül töreninin yeniden düzenlendiği, bu törene de ismi geçen şahısların katıldığı tespit edilmiştir.
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ İLE İLGİLİ ŞÜPHELİ İFADELERİ Şüpheli Sevgi ERENEROL ifadesinde;
"Ulusal Güç Birliği Hareketi hakkında bir bilgisinin olmadığını, Milli Güç Birliği Platformu isimli bir oluşumlarının olduğunu, daha sonra bu oluşumu dernekleştirerek Büyük Güç Birliği Derneğini kurduklarını, kendisinin Ayasofya Derneği, Büyük Güç Birliği ve Noel Baba Konseyine üye olduğunu, kendisinin Ayasofya Derneği Başkanı olduğunu,
Veli KÜÇÜK'ü 2005 yılından buyana tanıdığını, Türk Ortodoks Patrikhanesinde törenlere katıldığını, Muammer KARABULUT'un Noel Baba Konseyinin başkanı olduğunu ve uzun süredir tanıştıklarını, Muzaffer TEKİN'i 2002 yılından buyana tanıdığını, ailecek görüştüklerini, cezaevinde de ziyaret ettiğini, Ergün POYRAZ ile Necip HABLEMITOGLU nun cenaze töreninde tanıdığını, sık görüştüklerini, ceza evine ziyaretine gittiğini, Mehmet Fikri KARADAĞ'ı Muzaffer TEKİN vasıtası ile tanıdığını, Patrikhanede yapılan törene ve basın açıklamasına geldiğini, Fuat TURGUT'ile izmir ilinde yapılan bir etkinlikte tanıştıklarını, görüşmelerinin olduğunu, Mehmet Zekeriya OZTURK ile yapılan basın açıklamalarında tanıştığını, Oktay YILDIRIM'ı 2005 yılından buyana tanıdığını, basın açıklamalarında tanıştığını, Kemal KERİNÇSİZ ile 2005 yılındaki bir etkinlikte tanıştığını, bundan sonra görüşmelerinin devam ettiğini, aile dostu olduğunu, Büyük Güç Birliği ve Ayasofya Derneğinde birlikte faaliyette bulunduklarını" beyan etmiştir.
Kemal KERİNÇSİZ ifadesinde;
"Büyük Hukukçular Birliği ve Büyük Güç Birliği Derneği ve Ayasofya Derneğinde üyeliğinin olduğunu, bunun yanı sıra 11. Türk Dünyası Kurultayına Büyük Hukukçular Birliği Başkanı olarak katıldığını" beyan etmiştir.
Kemal KERİNÇSİZ'in iş yerinden elde edilen bilgisayarın incelemesinde; "Milli Güç Birliği Derneği.doc" isimli dosyada; Vatanseverler Güç Birliği Derneği'nin Tüzüğü olduğu görülmüştür. Söz konusu dernek tüzüğünün Büyük Güç Birliği derneğinin amacı ile aynı olduğu anlaşılmıştır.
28.10.2005 günü saat 11.00 sıralarında Fener Rum patrikhanesi önünde Milli Güç Platformu, Hukukçular Birliği, Milliyetçi İşadamları Derneği, Türk Ortodoks Kilisesi ve Noel Baba Vakfı tarafından ortaklaşa bir protesto gösterisi düzenlenmiş, Noel Baba Vakfı başkanı Muammer KARABULUT tarafından basın açıklaması okunmuş, Patrikhane kapısına bir adet siyah çelenk bırakılmıştır. Kemal KERİNÇSİZ, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL ve Veli KÜÇÜK'ün etkinliğe katıldığı resimlerden anlaşılmıştır.
'Muzaffer TEKİN ile 2005 yılında bir konferansta tanıştıklarını, ilişkisinin olduğunu, Sevgi ERENEROL'u, Türk Ortodoks Kilisesi sözcüsü olarak tanıdığını, nerede tanıştıklarını tam hatırlamadığını, Kemal KERİNÇSİZ'in Büyük Hukukçular Derneği Başkanı olduğunu, 2005 yılında bir panelde tanıştıklarını,
Kendisinin Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği üyesi olmadığını, Derneğin başkanlığını Taner ÜNAL'ın yaptığını, Derneğin bazı davetlerine katıldığını, Oktay YILDIRIM, Kuddusi OKKIR isimli şahısları da VKGBII Derneğinin bir davetinde tanıdığını,
Albay Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN' in VKGB' den ayrılarak Kuvayi Milliye Derneğini kurup faaliyete başladıklarını, VKGB'nin 2004 Haziran 'da Maltepe de düzenlediği bir buluşmaya katıldığını" beyan etmiştir.
Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ ifadesinde;
"Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü Muzaffer TEKIN'in yanından tanıdığını, Sevgi ERENEROL 'u ile tanıştıklarını, toplantı, paskalya törenleri ve kardeşi Paşa ERENEROL 'un patriklik görevine başlama törenine katıldığını, Kemal KERÎNÇSİZ'i de Patrikhanenin düzenlediği programlarda tanıdığım Veli KÜÇÜK ile 1992 - 1993 yılında Ağrı İl Jandarma Alay Komutanlığına atandığı zaman tanıştığını, emekli olduktan sonrada görüştüklerini,
Muzaffer TEKİN ile devre arkadaşı olduklarını, 2005 yılında Vatan Sever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi Derneğinin İstanbul Şubesi için kendisinin uygun görüldüğünü, bu Derneğin Ankarada yapılan toplantılarına katıldığını, Taner ÜNAL'ın başkan seçildiğini, kendisini de teşkilattan sorumlu başkan yardımcısı olarak seçtiklerini, ancak daha sonra Taner ÜNAL dan dolayı bu dernekten ayrıldığını, 11 kasım 2005 tarihinde Kuvayi Milliye Derneğini, Binvar KURBANOĞLU, Türkan GÖRÜM, Sezin ALPER, Nevzat ÇETİN, Savaşan TOSUN ve Mehmet BEŞLİOGLU isimli şahıslarla kurucular kurulunu oluşturarak kurduklarını, Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN sabıkalı olduklarından dolayı kurucular kurulunda yer almayı uygun bulmadıklarını,
Semih Tufan GÜLALTAY hapisteyken Semih Tufan'in kardeşi Emre GÜLALTAY'ı Muzaffer TEKİN'in bürosunda tanıdığını, daha sonrada görüşmelerinin olduğunu" beyan etmiştir.
Şüpheli Oktay YILDIRIM ifadesinde;
"... Türkiye Harp Malûlü Gaziler Şehid Dul ve Yetimleri Derneği üyesi olduğunu, ayrıca kuruluş aşamasında bulunan Kuvvai Milliye Derneği istanbul temsilcisi olduğunu, Muzafer TEKİN'i Mahmut ÖZTÜRK vasıtasıyla tanıdığını, sürekli görüştüklerini," beyan etmiştir.
Şüpheli Muammer KARABULUT ifadesinde;
"1991 yılında Antalya valisi Saffet ARIKANBEDÜK ün desteği ile Noel baba etkinliklerine başladığını ve 1995 yılında da Noel Baba Vakfını kurduğunu, .... 2005 yılında da, Uluslararası Noel baba Barış Konseyi Derneği "ni diğer şahıslarla birlikte kurduklarını, Noel Baba Vakfının uluslararası faaliyette bulunmasının yasal olmaması nedeniyle, Uluslararası Noel Baba Barış Konseyi Derneğini kurduklarını, 2006 yılında maddi sıkıntılardan Noel Baba vakfının kapatıldığını,
Antalya Uluslararası Noel Baba Barış Konseyi Derneği başkanı olduğunu ayrıca Ayasofya Derneği ve Milli Güç Birliği Derneği üyesi olduğunu, Milli Güç Platformu" da görev aldığını ancak tüzel bir kişilik olmadığı için Milli Güç Birliği Derneği kurulduğunu,
%s^~^
Oktay YILDIRIM isimli şahsı Kemal KERİNÇSİZ'Hn Fatih"te bulunan ofisine gittiğinde gördüğünü, aynı ortamda Sevgi ERENEROL ve^Ergün POYRAZ'in da olduğunu,
Muzaffer TEKİN'i de bu şahısların yanında, basın açıklamalarında tanıdığım Veli KÜÇÜK, Ergün POYRAZ'ı da Sevgi ERENEROL vasıtası ile tanıdığını" beyan etmiştir.
Şüpheli Emin GÜRSES ifadesinde özetle;
"Sevgi ERENEROL'u, vatansever bir milliyetçi olarak tanıdığını, görüştüklerini, Patrikhanede düzenlenen toplantılara ve başka yerlerde düzenlenen toplantılara katıldığını, Ergün POYRAZ'ı da Sevgi ERENEROL' dan dolayı tanıdığını, patrikhanede gördüğünü, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile telefonla görüştüğünü, ayrıca bir toplantıda gördüğünü Veli KÜÇÜK ile de tanıştığını, arada bir görüştüklerini, Muzaffer TEKİN ile de görüşmesinin olduğunu " beyan etmiştir.
Şüpheli Fuat TURGUT ifadesinde özetle;
"Son bir yıldır izmir'de faaliyet gösteren Türk Dünyası Kültür ve insan Hakları Derneğinin genel başkan yardımcılığı görevini yürüttüğünü, aynı zamanda bu derneğin avukatlığını da yaptığını, bunun dışında herhangi bir siyasi parti ve dernek üyeliği bulunmadığını,.
Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ ve Oktay YILDIRIM'ı tanıdığım Veli KÜÇÜK ile yüz yüze tanışamadıklarını" beyan etmiştir.
Şüpheli Ergün POYRAZ ifadesinde özetle;
"2007 yılı ocak ayından bu yana Ayasofya Derneği üyesi olduğunu, Oktay YILDIRIM ve Sevgi ERENEROL 'u tanıdığım " beyan etmiştir.
Şüpheli Veli KÜÇÜK ifadesinde özetle;
"Herhangi bir dernek veya kuruluşa üyeliğinin bulunmadığını, Türkiye'de emekli subaylar derneği dahil hiçbir derneğin üyesi olmadığını, bu gibi dernek veya kuruluşların bir nevi anormallik ve sapıklık olduğunu düşündüğünü,
Türk kızı imajım ilk defa duyduğunu, böyle bir kızın olduğunu ve mevcudiyetini de bilmediğini,
Muammer KARABULUT ile arkadaş olduklarını, Noel baba vakfı başkanı olduğunu, Mehmet Fikri KARADAĞ ile birlikte görev yaptıklarını, emekli olduktan sonra da görüştüklerini, Muzaffer TEKİN ile Batı Trakya dergisinden tanıştıklarını, bazı etkinliklerde birlikte olduklarını, Sevgi ERENEROL'u tanıdığını, bazı etkinliklerine katıldığını, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü gazeteci Güler KÖMÜRCÜ vasıtası ile tanıdığını" beyan etmiştir.
Şüpheli Muzaffer TEKİN ifadesinde özetle;
"Hiçbir sivil toplum örgütüne ve hiçbir siyasi partiye, sendikaya ve derneğe üye olmadığını, Mehmet Fikri KARADAĞ'in Harp Okulundan sınıf arkadaşı olduğunu, istanbul 'da Kuvayi Milliye Derneğini kurduğunu,
Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi oluşumundan ayrılan arkadaşlarının yeni bir oluşum meydana getirerek kendisinin lider olmasını teklif ettiklerini, bu amaçla Hüseyin GÖRÜM, İbrahim ÖZCAN, Kuddusi OKKIR ve birçok kişi ile tanışıp birlikte Türkiye'nin çeşitli yerlerine gittiklerini, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Başkanının Taner ÜNAL olduğunu,
Sevgi ERENEROL ile tanıştıklarını, Patrikhaneye gittiğini, Semih Tufan GÜLALTAY ile tanıştığını, bu şahsın ceza evine girmesinden sonra ailesi ile ilgilendiğini, " beyan etmiştir.
Şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY ifadesinde özetle;

7î2^^/^
"1998 yılında AKIN BİRDAL olayından ceza ems£sg&^Hğini, 4,5 yıl ceza yatıp şartla tahliye olduktan sonra, Ulusal Birlik Partisi adıjatyıâ'a birjpegtinin genel başkanlığına
getirildiğini, ancak daha sonra sabıkası sebebi ile ayrıldığını, Ulusal Birlik Platformu adı altındaki platform kurduğunu, platformun dernekler kanununa göre oluşturulduğunu, bu platformda 49-50 tane kurucu derneğin bulunduğunu,
Muzaffer TEKİN ile ceza evinde iken görüştüğünü, ceza evinden çıktıktan sonrada görüşmesinin olduğunu, yine Muzaffet TEKİN vasıtası ile Sevgi ERENEROL ile Taksimde bulunan Türk Solu binasında tanıştıklarını, daha sonra Sevgi ERENEROL'un davetlerine gittiğini Veli KÜÇÜK ile Türk Dünyası Araştırmalar Vakfında karşılaştıklarını, Yozgat Ceza evinde iken Tuncay GUNEY'in yanına geldiğini Veli KÜÇÜK'ün emrinde çalışan istihbarat görevlisi olduğunu anlattığını, Mehmet Zekeriya OZTÜRK ile de tanıştıklarını" beyan etmiştir.
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ İLE İLGİLİ TELEFON GÖRÜŞMELERİ
Tape:2, 26.02.2007 günü saat:14.03'de M.Fikri KARADAĞ ile Y. A. arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Y. A.'nun "Evet bi isteğiniz bi emriniz olduğu zaman biz de burda sizinle beraberiz bunu bilmenizi istedim" "Şişli Esentepedeyim" dediği, M.Fikri KARADAĞ'm "karargaha bi ziyarete gelsene madem o kadar iyisin" "Kuvai Milliye karargahı, mabedi bi gör, Atatürk'ün karargahı burası" "Kadıköyde askerlik şubesi var eski askerlik şubesi, yeni Rasim Paşa Emekli Subaylar Derneği Halit Ağa Çeşmesi" diyerek yeri tarif ettiği tespit edilmiştir.
Tape:109, 30.04.2007 günü saat:15.16'de M.Fikri KARADAĞ ile Tayyar..? in yaptığı görüşmede;
M.Fikri KARADAĞ'm Merkez Komutanlığında Tuğgeneral N. Ö. ile konuştuğunu, askerlik problemi konusunda, bu şahsın yanma gidip derdini anlatması gerektiğini, oraya gidince Kuvayi Milliyeci olduğunu anlatmasmı söyleyerek "..ordan küçük bir paket yap, benim adıma götür, kendi adına sakın götürme" diyerek şahsı merkez komutanlığına gönderdiği tespit edilmiştir.
Tape:158, 24.06.2007 günü saat:19.41'de M.Fikri KARADAĞ ile Kahraman
ŞAHİN arasındaki telefon görüşmesinde özetle ;
Yapılan bir kamp toplantısından bahsettikleri, Kahraman ŞAHİN'in " nasıl değerlendiriyon baba" "Bugünkü gündemi" dediği, M.Fikri KARADAĞ'm "Gayet güzeldi" "Gençliği de konuşturduk, gençliği konuşturmayı unutmayalım bundan sonra" " çok önemli, hatta bi de güzel, iyi bir kadın bulsak, oda konuşsa, her seferinde bi kadın bi genç" diyerek gençlere konuşma yapması için kadın konuşmacı ayarlamaya çalıştıkları, konuşmanın ilerleyen bölümlerinde siyasi konulardan bahsettikleri, M.Fikri KARADAĞ'm "...Gürcistanda, Amerikada, İngilterede, Ermenistanda, Suriyede, Arabistanda, gidin Türklere dininiz elden gidiyo deyin, başbakan da olursunuz cumhurbaşkanı da olursunuz diyo, yani bizim millet ohh batan geminin mallan deyip propagandayı yapıyor, bakan oluyor, başbakan oluyor, herşey oluyorlar, Cumhurbaşkanı bile oluyorlar, Turgut Özal gibi orospu çocuğu mesela" "Neden işte bu bizim yapacağımız işten sonra olamayacaklar" dediği, konuşmanın son bölümlerinde Muzaffer TEKİN'in Bursa'da bi evde daha bazı malzemelerin çıktığından bahsettikleri tespit edilmiştir.
Tape:39, 13.07.2007 günü Erkut ERSOY ile M.Fikri KARADAĞ arasındaki telefon görüşmesinde özetle ;

Erkut'un "Erkut ben komutanım Özel Büro" dediği, Fikri KARADAĞ'm da "Tamam Erkut, şeylen Özel Büro terimini kullanmpatuz biliyorsun" "ÖZEL BÜRO FALAN YOK, BİR TEK KUVAYİ MİLLİYE^RnTAİVîAM MI EVLAT" diyerek
örgütün tüm faaliyetlerinin Kuvayı Milliye Derneği adı altında yürütüldüğünü ifade ettiği anlaşılmaktadır.
Tape:214, 09.08.2007 günü saat:22.20'de MUHAMMET YÜCE ile FEVZİ' ninyaptığı telefon görüşmesinde; M.YÜCE'nin Kuvvayi Milliye Derneğinden bahsederek
"Bakıyorum orada 500 tane işyerini bağlamış her ay 100 milyon yardım topluyor derneğe, PARA DİREK BİZİM FİKRİ ALBAYIN ELİNE KALIYOR, şimdi benide oraya yönetime aldı, ... DEDİM GÜZEL ADAMLARIMIZ VAR, DEDİM HER TÜRLÜ DEDİM BİZ KOŞUŞTURURUZ DEDİM, TAMAM DEDİ, MUHAMMET DEDİ, ZATEN BEN SENİ BİLİRİM DEDİ, GEL DEDİ, BEN SİZİ YÖNETİME ALACAM DEDİ, beni yönetime aldı" "... KUVAYİ MİLLİYE RESMİ DERNEĞİ EMNİYET ARKASINDA JANDARMA ARKASINDA HİÇ BİR SORUNUMUZ YOK YANİ" dediği,
Tape:478-479-480-481, 18.08.2007 günü Muhammet YÜCE'nin Selim AKKURT'a gönderdiği mesajlarda;
"HALAOĞLU GÖKTÜRK HAFTAYA PARAYI ALIYO, HEMEN GELECEK, ZATEN BEN ALBAYLA YİNE GORUSTUM, IS TAMAM. HEMEN EKİBİ KUR DIYO, DERNEYE YARDIM ADI ALTINDA PARALARI TOPLASINLAR, DIYO BUTUN ZENGİNLERİN VE ESNAFIN LİSTESİNİ VERECEK BİZE, O BASIMIZDA BİZ KOSTURACZ, BEN ÇARŞAMBA ORADAYIM" şeklinde mesaj gönderdiği,
Tape:373, 25.06.2007 günü Saat:20.16'da Kahraman ŞAHİN/ Niyazi...? ile Begüm...? Arasındaki telefon görüşmesinde;
Begüm'ün "Biraz önce Fikri Paşayla konuştum, onu haber vereyim dedim" "Kapıda yakaladım paşayı, gel dedim konuşucam senle" konuştuk bi yarım saat" dediği, Kahraman'm "Bugünde ben fırça attım ona" "Bir tane çocuk vardı, onun numarası yazılmamış üyelik numarası falan" "Dedim gençlere ne yapıcan sen dedim, mahvettiniz bizim gençliğimizi dedim. Kalkıyorsun gençlerden şey istiyorsun falan neyse ondan sonra yumuşadı" dediği, Begüm'ün "Paşa çok sinirli" "Ama güzel planları var, benim içime su serpti" dediği, Kahraman'm "...hazır yani her şeyimiz" dediği, Begüm'ün "Ya bir şey söylicem Kahraman, Paşaya söylemedimde, Şu şehitlerden dolayı, Erdoğan'a inat bi miting düzenleyemiyor muyuz İstanbul'da" dediği, Kahraman'm "Düzenleriz" "Ama gel yardım et o zaman" "..gel çarpışalım" "Para olucak, ben bulucam parayı, 2-3 tane işimiz var, inşallah biticek" dediği,
Tape:366, 24.10.2007 günü saat:22.14'de Kahraman ŞAHİN ile Abdullah...? Arasındaki telefon görüşmesinde;
Abdullah'ın "Ya sana ulaşmak ne kadar zorlaştı böyle" dediği, Kahraman'm "Ya biraz dışandaydım Ankara'ya falan gittim geldim" dediği, Abdullah'ın "kendi işin mi yoksa Kuvvayi Milliyenin mi" dediği, Kahraman'm ".. kendi işim de vardı, öyle de, telefonda pek konuşmak istemiyorum bu tür şeyleri" dediği,
Tape: 3192, 12.11.2007 günü saat 13:03 sıralarında 02423240352 nolu telefonla
Sevgi ERENEROL'un yaptığı telefon görüşmesinde; "................... BU ARADA DUYDUNMU?
VATANSEVER GÜÇ BİRLİĞİNİN HEPSİ TAHLİYE OLDU................. " şeklinde beyanlarda
bulunduğu,
14.11.2007 günü saat:12.40'da Muammer KARABULUT ile Sevgi ERENEROL arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
M.KARABULUT'un "Yani yazıları biz koyuyoruz şeye ...." "siteye tabi onlarHakan ....yazı bile yazmıyor yani çocuk" "Bir tek onlara Milli Gücü bıraktık biliyorsun""hatta Ergün... içeriye girdiğinde eğer bunu kapatalım mı dediler" "Şeyi Milli Gücü""adından dolayı" dediği, S.ERENEROL'un ".... neyi kapatılacakmış nesi varmışkapanması için" dediği, y,^^—
Tape :1038, 14.11.2007 günü saat: 17.23'de Veli KÜÇÜK ile M. E. arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Veli 'nin "Mehmetçim merhaba. Vakıftayım ya Türk Dünyasmdayım, sen ne...?" dediği, Mehmet'in "İş ihtiyacı olan kimse var mı?" "Ya bizim Sönmez beyin bi işi var da. Sönmez KÖKSAL'm. Onda çalışacak birini şey ediyoruz ..." "...Erkek de yani birazcık bu şey banka alacaklarıylan ilgili çalışacak." "Muhasebe filan değil. Daha çok istihbarata yönelik." dediği Veli'nin "Tamam, anladım ben. O vakit bizim emeklilerden birini bulmam lazım sana." dediği, Mehmet'in "Ya biraz da genç olursa daha iyi olur." dediği Veli'nin "Genç işte emekli derken, Binbaşılıktan falan ayrılmış bu işi girebilecek." dediği, Mehmet'in "SENİN ESKİ KONUNA GİRDİĞİ İÇİN, onun için aklıma geldin." dediği,
Tape: 3197, 24.11.2007 günü saat:14:15 sıralarında, Sevgi ERENEROL'un Veli KÜÇÜK ile yapmış olduğu görüşmede; VELİ KÜÇÜK'ün "...SEVGİ HANIM MERHABA VELİ PAŞA....PATRİKHANE Yİ ARADIM YAKUP ÇIKTI GELMEDİLER DEDİ Bİ UĞRARAYIM DEDİM Bİ GÖREYİM DİYODUM..." dediği, Sevgi ERENEROL' un ise " TAMAM, BEKLİYORUM" dediği,
Tape :1063, 30.11.2007 günü saat: 14.20'de Veli KÜÇÜK ile Sevgi ERENEROL arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Veli'nin "Sevgi hanım merhaba Veli Paşa." "Patrikhanede misin?" diye sorduğu, Sevgi'nin onaylaması üzerine Veli'nin "...Vakıftayım Türk Dünyasında. ...Yanma bi 5 dakka uğrayacam. Ordan da müsait olursan ararım seni, bi çayını içmeye gelecem." dediği, Sevgi'nin "Tamam tamam." dediği,
Tape :1064, 30.11.2007 günü saat: 15.50'de Veli KÜÇÜK ile S. Ş. A. arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Ş.'in "Sen ne yapıyorsun paşam?" diye sorduğuveli'nin "Ben şeydeyim, Paşa beyin yanındayım, patrikhanedeyim. Patrik Türk Ortodoks Patrikhanesi." "PATRİK BEYİN YANINA GELDİM. Bİ GÖREYİM DEDİM." dediği,
16.12.2007 günü saat:14.13'de Muammer KARABULUT ile Kemal KERİNÇSİZ arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
M.KARABULUT'un "...ben sana yolladım" "Yani elimden geldiği kadarıyla başka şeylerde koymaya çalıştım" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "Abi bu arada bu arada biz Sah günü mı şey adliyesinin önünde İstanbul adliyesinin önünde saat 12 de Necip HAPLEMİTOĞLU'na ilişkin faili meçhul dosyanın soruşturmanın işletilmesi ve genişletilmesi konusunda bir dilekçe vereceğiz bide bir basın açıklaması yapacağız" dediği, M.KARABULUT'un "Evet aynen yolla" "Siteye koyalım" dediği, KKERİNÇSİZ'in "Hem siteye koy abi hem de şey yap ismini sen söyle her tarafa bi yaydıralım onu" dediği, M.KARABULUT'un "Ben o konuda Hürriyette çıkan habere istinaden" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "Ha maniplasy onlar yapıyolar ya özellikle o Ümraniye oparasy onuna bakan savcı onlar zaten hepsi düzeyleri belli olan belli bir tarikat mensubu insanlar" dediği, M.KARABULUT'un "Peki ona dem vuracakmısm" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "Tabi tabi zaten o konuyu da işleyeceğiz yani öyle bir maniplasyon yapılıyor ki abi düşüne biliyormusun yav o davanın o davanın avukatlarmdan tut sanıklarına kadar HABLEMİTOĞLUNU candan sevmiş yüreğinde hisseden adeta onun kanıyla bütünleşmiş olan insanlar ve bu insanlara bu cinayeti sorumlusu tutulmak isteniyor böyle iş olabilir mi abi sen bu konuda bi yazı yazsana başarılı olduğun nokta bu senin" "Ya avukat BUZOĞLU şeyin avukatı Hüseyin BUZOĞLU eee ismini sen söyle geçmişte haşır neşir olmuş rahmetli ile Necip HABLEMİTOĞLU ile" "Davalarına girmiş çıkmış ki en yakın dostlarından bir tanesi Ergün anlatabildim mi bu Ümraniye operasyonundan dolayı adam tutuklu yani düşüne biliyormusun yani kimler suçlanmaya çalışılıyor o yüzden bizim buna bir- müdahale etmemiz lazım" dediği,
M.KARABULUT'un "Yani şimdi Egun'la HABLEMİTOĞLU'nun ilişkisini bilmiyor mu ondan sonra o öldürülen Deniz Subayı var bitane Petrolle ilgilenen biyorsun biliyorsun değimli onu" "Orda hedef HABLEMİTOĞLU'n dan sonda Ergun biliyorsun" "Adam yani Ergun üç Dakka geç çıkmasa o evde onla birlikte o da öldürülecekti" görüşmenin devamında Recep Tayyip ERDOĞAN ile ilgili "SAYIN DAVASI" hakkında konuştukları, bu davadan dokunulmazlığı kalkınca ceza alacağı, siyasi hayatının biteceği ile ilgili konuşmalar yaptıkları,
Tape:308Q, 18.12.2007 günü saat: 13.02 de, Kemal KERİNÇSİZ ve C. Ç.'ın yapmış olduğu telefon görüşmesinde; Sultanahmet Adliyesi önünde, Hablemitoğlu cinayetinin yıl dönümü münasebetiyle ile ilgili yapmış oldukları basm açıklamasından sonra görüşme yaptıkları anlaşılmaktadır. Kemal KERİNÇSİZ'in " RAMİS PAŞAM İLE BİRLİKTE VATAN CADDESİNDEKİ ORDUEVİNDEYİZ, GELMEK İSTERSEN GEL, GELİRKEN BİZİM BURAK VAR ADLİYENİN ÖNÜNDE ONU DA AL..." dediği, Cevat ÇALIK'm "TAMAM OLDU, GÖRÜŞÜRÜZ.." diyerek, şahısların yapmış oldukları basm açıklaması, mitinglerde ve anma günlerinde, bazı emekli askerlerinde bulunduğu, bu anma törenine ayrıca, Sevgi ERENEROL, AY-YILDIZ HAREKETİNİN başkanı, Büyük Hukukçular Derneği üyelerinin katıldığı anlaşılmaktadır.
Tape :1001, 21.12.2007 günü saat:14.58'de Veli KÜÇÜK ile Sevgi ERENEROL arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
SEVGİ'nin "Veli paşa iyi bayramlar dilerim" "25'inde de bizim Noel bayramımız İstanbul'da" dediğiveLİ'nin "Ay'ın 25'inde Noeliniz tamam orda oiacaz inşallah" dediği, SEVGİ'nin "Bekliyoruz 11'inden itibaren bekliyoruz sağolun" dediği,
25.12.2007 günü saat: 09.40'de Sevgi ERENEROL ile Veli KÜÇÜK arasındakitelefon görüşmesinde özetle;
Veli KÜÇÜK'ün "... ne zaman gelelim ne zaman programınız" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Saat 11 den itibaren" dediği Veli KÜÇÜK'ün "iyi biz 11 den sonra geliriz öyleyse Necla hanımla" dediği,
09.01.2008 günü saat:19.56'da Güler KÖMÜRCÜ/M.Zekeriya ÖZTÜRK ile A.T. arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Görüşmenin başında Güler KÖMÜRCÜ, A. T. ile karşılıklı sohbet ettikten sonra Güler'in telefonu yanında bulunan M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'e verdiği, A.'in M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'e hitaben "Biz öğlen yemek yedik hanımlar bu Atatürkçü Düşünce Derneğinin şeyi Yeniköy Şubesine üye kaydediyorlarmış bizim arkadaşlar onlarda" "Bugünde onların en yüksek başındaki Orgeneral kim" dediği, M.ZEKERİYA'nm "Şener Eruygur Paşa" dediği, A.'in "Kaç milyonda iki yiz kırk kişiyiz diyo şey iki yüz kırk bin kişiyiz diyo ayıptır yani diyo" dediği, M.ZEKERİYA'nm "Doğruda ama birazcık o zaman şikayet ediyorlarsa dışarıyı bi dinlesinler kulak versinler ne oluyo İşçi Partisinin arka bahçesine döndü orası" "E tabi yani bu yıllardır bilinen gerçek bu" "Asker İşçi partisi o yüzden zaten orayı arka bahçe haline getirdi geliyor onlardan iki kelime öğreniyor gidiyo Aydınlıkta yazıyo Ulusal kanalda yayınlıyor" "Onlar gibi düşünen adam oluyor askerlerde oraya sinek gibi üşüşüyo yani emeklileri" "Yani acayip bir döngü yarattılar Masonik bir yarım bir yaklaşım bile olabilir yani orda" "Ha yani nedir Atatürkçü Düşünce Derneği ben bir kısımını gördüm Ankara Hiltonda T.Ö. geliyodu Cumhuriyet Kadının olarak çıkmışlar yaşa Tuncay hoşgeldin iyiki geldin iyiki sen varsm sen olmazsan biz mahvolmuştuk diye sloganlar atıyolardı" dediği, A.'in "Zaten biliyosun ADD İnglizcede ADD Dikkat Dağınıklığı ,Dikkat Bozukluğu demek hastalık adı" dediği, M.ZEKERİYA'nm "Doğru söylüyosun yani öyle ... Allahtan Halk ingilizceyi bilmiyor" "Çok kişinin haberi yok yo bayrak hareketinde olay böyleydi zaten T. Ö.'nın militer şeyleri geldi paramiter güçleri geldi" "Koruma halkası oluşturdular CHP ile ADD ile falan böyle yani buraya hizmet ediyor artık..." dediği,

Tape :1024, 12.01.2008 günü saat:13.08'de Veli KÜÇÜK ile A.Ç. arasındaki telefon görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Sayın valim ne yaptınız" "Ben vakıftayım yemeğe gel yukarı gel sayın valim" dediği, AYHAN'm "Komutanım oraya çıkmayalım biz ama bir görüşelim" dediğiveLİ'nin "Tamam geldiğinde içeri ben haberim olsun..." dediği, AYHAN'm "...o bizim milletvekilimiz de gelsin size bir allahısmarladık diyecek tamam" dediği,
22.01.2008 günü saat:11.55'te Emin GÜRSES ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Emin'in "Muhtar sende şey var mı HaberTürk televizyonu" "Veli KÜÇÜK'le beraber birçok adamı içeri aldılar." "Bi bişey var hem de öyle mesela Güler KÖMÜRCÜ var gazeteci. Onu da almışlar hiç bunlarla bi ilişkisi yok. Demek ki mesela benim bildiğim bi ilişkisi yok. Biçok toplantıya ben gittim. Hiçbir zaman Güler KÖMÜRCÜ'yü orda görmedim. Bunlar gizli toplanıyorlar diyor. GİZLİ TOPLANTILARDA BİLE GÖRMEDİM GÜLER KÖMÜRCÜ'YÜ. Demek ki bunun haricinde benim gitmediğim bunlar ayrı bi iş çeviriyorlar." dediği, X Şahsın "Şimdi ben bu konuyu açtım vatandaşa. Surdaki telefonlarına onlar bile paravan. BANA VERİYOR CEP TELEFONU ŞUNLA GÖRÜŞELİM. Diyorum senin yasallağın nedir? Ben devleti temsil eden biriysem, ben devletten hizmeti vatandaşa ulaştırmam lazım." "Bu dedi paraylan olur. Dedim nasıl paraylan olur ya. Devlet dedim ona hizmeti dedim bedellen satar mı halkına dedim ya. Bu devlet olmaktan çıkar dedim ya. Bu dedim özel şirket midir dedim ya. Böyle bişey var ben bunu kime, ben sana bunun fotokopilerini istersen fakshyayım." Dediği, Emin'in "Ya bunu Emniyete sorsana bu... nedir diye." Dediği, X Şahsın "Bu Emniyetten ya bu neyse telefonla konuşulmayı da." "BEN BUNU ŞEYE YOLLAYIM MI ÇÖLAŞAN'A?" dediği, Emin'in "ÇÖLAŞAN'a gönder. Mustafa BALBAY'a gönder. Cumhuriyetten ikisi ikisine de gönder ...onlar beraber..." dediği,
22.01.2008 günü saat: 11.49'da Emin GÜRSES ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Emin'in "...Ortodoks Kilisesinde toplantı olurdu mesala. Bu günler münler ben bir defa mesela herhalde 5-5 yıldan fazladır oraya giderim ben." dediği, X Şahsın "Bu Enver ALTAYLI meselesinden dolayı almış olmasınlar?" diye sorduğu, Emin'in "Enver ALTAYLI ne iş yapıyo. Dün akşam bi konuştu ondan sonra ne oldu ne yapıyor ki. "Yani CIA bağlantılı belli dün akşam konuşurken Nazara anlattı." dediği, X Şahsın "Valla bu büyük bir operasyona benziyo ama ben şimdi bu çocuk beni arıyodu kapattı. Tekrar arar ben sana dönerim." dediği, Emin'in "Kemal'i anlarım, Kemal KERİNÇSİZ bunlarla beraberdi sürekli." dediği,
22.01.2008 günü saat: 14.40'ta Emin GÜRSES ile Devrim...? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Emin'in "... Sami Hoştan'la Sevgi Erenerol'ün ne ilişkisi var?" "Veli paşa Veli paşayla Sevgi Erenerolle Güler Kömürcü'nün ne ilişkisi var?" "Hocam ben bunların bütün toplantılarına katıldım." "...Sevgi'nin yaptığı toplantılarda özellikle Kilisede yapıldı. Bu toplantı Karaköy'deki Kilisede. O Kilisedeki toplantıda hiç bi zaman ben o Kuvayi Milliye, onlar CIA ile bağlantılı. Bi iki tane Kuvayi Milliye örgütlenmesi var." "O Albay falan onlar, onların yanımıza geldiğini hiç görmedim." dediği, Devrim'in "SEN NERDESİN?" diye sorduğu, Emin'in "BEN EVDE DEĞİLİM, BAŞKA BİYERDEYİM." "...Sevgi'nin yaptığı tek şey Muzaffer Yüzbaşıyı gidip ziyaret etmek. .. .Danıştay Meselesiyle bunun ne işi var. Danıştay Meselesinin arkasında İsrail'in olduğunu aylardır söylüyoruz ve bu konuda şahitler çıktı. Şahitleri bile Savcılık dinlemedi." dediği, Devrim'in "Ya burada ciddi bi hegemonya savaşı var." Dediği, Emin'in "Ya Türkiye'de içerde karşılıklı savaş var. Bunun dış bağlantısı da var. Nasıl ki Sedat Peker'in içeri atılmasını isteyen Amerikan Büyükelçisidir. ...Bunların da başka bi bağlantısı var." dediği tespit edilmiştir.
S'' -j
f/ph :Jı^ • fifö&fey
Tape 3083, Kemal KERİNÇSİZ ile Erdoğan KAYA arasındaki telefon görüşmesinde özetle: Söğütlüler Demeği Başkanı olan Erdoğan KAYA'ya hitaben Kemal KERINÇSIZ'in "bir noktada devletin yapamadığını, bugün zaten devletin bunu yapmaları mümkün değil, devlet zaten karşı güçlere geçmiş işgal edilmiş kurumuyla kuruluşuyla, yani işgalci güçler devleti ele geçirme gayretine girmiş" .. "orda ra.. paşa var... generaller var albaylar var, bissürü şey var yani çok nitelikli insanlar var... yani bi çoğunu tanımıyorsunuz siz tabi de, profesörler var baya bi aydm kesim vardı." ..."senin derneği de bizim, ay-yıldız birliğine al..","o konuda, hatta imkan nisbetinde bulunduğunuz yerde... diğer dernekler varsa oraya sokmaya çalışın", "iş genişlemektir anlatabildim mi genişlemektir.. Oralardan buraya geldiniz ateşler yakıyorsunuz.." dediği anlaşılmıştır.
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda anlatılan demeklere bakıldığında, Büyük Hukukçular Birliği, Ayasofya Demeği ve Büyük Güç Birliği Demeğinin Fatih ilçesinde aynı adreste bulunduğu, şüphelilerden Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Ergün POYRAZ, Muammer KARABULUT ve Oktay YILDIRIM'm bu demeklerin kuruluşlarında görev aldığı tespit edilmiştir.
Diğer taraftan şüphelilerden Oktay YILDIRIM'm Kuvva-i Milliye Demeğinin kumlusunda, Kemal KERİNÇSİZ de Milli Güç Platformunun kumlusunda görev aldığı tespit edilmiştir.
Kuvvayı Milliye Demeği Başkanı şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ ile Ulusal Birlik Hareketi Platformu Başkanı şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'ın şüpheli Sevgi ERENEROL'un toplantılarına katıldığı, şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'm bir dönem Merkezi Ankarada bulunan Vatansever Kuvvetler Güç Birliği demeğinde görev aldığı tespit edilmiştir. Öte yandan Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Yöneticilerinin Veli KÜÇÜK ve Muzaffer TEKİN ile irtibatlı olduğu da bilinmektedir. Bu hususlar ilerleyen bölümlerde ayrıntılı olarak anlatılacaktır.
Öte yandan söz konusu sivil toplum örgütlerin gerçekleştirdikleri toplantı gösteri yürüyüş ve basın açıklamalanna bakıldığında, neredeyse belirtilen bu demeklerin birçok eylem ve gösteriye birlikte katıldıkları, bu gösteri ve eylemlere örgütün yönetici kadrosunu oluşturan şüpheliler Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM, Fuat TURGUT, Emin GÜRSES ve Sevgi ERENEROL'un de bizzat katıldığı görülmüştür.
Ayrıca elde edilen fotoğraflardan söz konusu sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri olan şüpheliler, Mehmet Fikri KARADAĞ, Semih Tufan GÜLALTAY, Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM, Muammer KARABULUT ve Ergün POYRAZ'ın Sevgi ERENEROL'un Türk Ortadoks kilisesinde düzenlediği toplantılara ve konferanslara katıldıkları,
Zaman zaman bu toplantılara örgütün yönetici kadrosunu oluşturan Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN ve örgüt üyesi Emin GÜRSES'in de katıldığı tespit edilmiştir.
Dolayısıyla elde edilen tüm bu deliller; Uluslar arası Noel Baba Barış Konseyi, Büyük Hukukçular Birliği Demeği, Ayasofya Demeği, Büyük Güç Birliği Demeği, Kuvva-i Milliye Demeği, Kuvayı Milliye Demeği, Milli Güç Platformu ve Ulusal Birlik Platformunun "ERGENEKON" terör örgütüne bağlı sivil toplum kuruluşları olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan Milli Güç Platformu ve Ulusal Birlik Platformu altında çok sayıda demeği toplayarak diğer Sivil Toplum Örgütlerini kontrol altına almayı amaçladıkları anlaşılmaktadır.

Nitekim gerçekleştirdikleri eylem ve gösterilere bakıldığında, diğer demeklerin de katılmalarını sağlayarak kendilerine ait olmayan sivil toplum örgütlerini de örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda yönlendirdikleri ve kontrol ettikleri görülmektedir.
Dolayısıyla elde edilen tüm bu veriler, Dinamik-Ulusal Güç Birliği Kuvayı Milliye Dokümanında belirtilen, Ulusal Güç Birliği yerine çok benzer bir isim olan Büyük Güç Birliğinin kullanıldığı, bu birliğin liderliğini de BİR TÜRK KIZI olarak şüpheli Sevgi ERENEROL'un yaptığı açıkça anlaşılmıştır.
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN AMACI
Demeklerin tüzüklerinde belirtilen amaçlarına bakıldığında, her birisinin ayrı ayrı amaçlan olduğu halde, düzenledikleri toplantı gösteri ve yürüyüşlerde neredeyse hemen hemen hepsinin birlikte hareket ettiği görülmektedir.
Gerçekleştirdikleri gösteri, yürüyüş, basın açıklaması ve eylemlere bakıldığında bir taraftan örgütün propagandasını yaptıkları, böylelikle yeni açılımlar sağlayarak örgüte güç sağlamayı, diğer taraftan da örgütün amaçlan doğrultusunda ülkede darbe zemini oluşturacak eylemler yapmayı planladıklan anlaşılmaktadır.
Fakat söz konusu Sivil Toplum örgütlerinden Kuvayı Milliye ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi demeklerine bakıldığında diğer sivil toplum örgütlerinden farklılıklannm olduğu daha ziyade örgüte istihbarat ve silahlı eylem gerçekleştirebilecek kadrolardan oluştuğu, gerçekleştirdikleri ya da gerçekleştirmeyi planladıklan eylemlerle ülkede kaos, anarşi ve terör meydana getirmeyi amaçladıklan, özellikle Türk-Kürt düşmanlığım körükleyerek kardeş kavgası çıkmasına sebebiyet verecek eylemlere giriştikleri görülmüştür. Bu nedenle bu (2) demek aynca aynntılı olarak anlatılacaktır.
KUVAYI MİLLİYE DERNEĞİ (1919);
İçişleri Bakanlığı Demekler Dairesi Başkanlığı Demekler Denetçileri tarafından İstanbul İlinde faaliyet gösteren 34-126-063 kütük numaralı "Kuvayı Milliye Derneği"nin Demekler Mevzuatı Hükümleri çerçevesinde denetlenmesi neticesinde ; Demeğin 11.11.2005 tarihinde kuruluş bildirimi ve eklerini İstanbul Valiliği İl Demekler Müdürlüğüne vererek kurulup tüzel kişilik kazandığı, Demeğin faaliyet adresini İstanbul Valiliği İl Demekler Müdürlüğüne "Rasimpaşa Mahallesi, Yavuztürk Sokak, No:6, Kadıköy-İstanbul" olarak bildirdiği, Demeğin 16.04.2007 tarihli beyannamesinde üye sayısını 215 olarak bildirdiği, Demeğin İstanbul Valiliği İl Demekler Müdürlüğüne verdiği 2006 yılma ilişkin 16.04.2007 tarihli beyannamesinde Kars İlinde bir şubesinin ve yurt içinde 58 ve yurt dışında da 2 temsilciliğinin bulunduğunu bildirdiği, Demek tüzüğünün 1.2. maddesinde Demeğin amacının "Kuvayı Milliyecilerin anılannı önder sayarak ve onlann geleneklerini sürdürerek, milli egemenliğimize, kültürümüze ve değerlerimize dayanarak, yaşamamıza ve gelişmemize engel veya tehdit oluşturacak her türlü güç ve olaylara karşı, yurttaşlan aydınlatmak, birleştirmek ve mücadeleye katmak ve yukanda sayılan değerleri korumak ve kollamak için gerekli çalışmalan yapmaktır. ..." şeklinde belirtildiği,Derneğin 20.03.2006 tarihinde yapılan ilk olağan genel kurul toplantısına ilişkin 27.03.2006 tarihinde İstanbul Valiliği İl Demekler Müdürlüğüne verdiği genel kurul sonuç bildirimine göre demek organlanna seçilenlerin Mehmet Fikri KARADAĞ Genel Başkan, Binvar KURBANOĞLU Genel Başkan Yard.,Ahmet TÜRKYILMAZ Sayman, Hüseyin GÖRÜM Genel Başkan Yard. (Tşk.), Av. Nevzat ÇETİN Demek Hukuk Müşaviri, Sezin ALPER Yönetim Kurulu Üyesi, Türkan GÖRÜM Yönetim Kurulu Üyesi, Ali ÖZOĞLU,Dernek Basın Müşaviri Hatice BAHTİYAR Dernek Halkla İlişkiler Müşaviri, isimli şahıslann olduğu belirtilmiştir.
Kuvayı Milliye Demeği 11.11.2005 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ'm önayak olması ile kurulmuştur. Derneğin, Sivil Toplum Örgütü görüntüsü altında Ergenekon Terör Örgütü içerisinde faaliyet gösteren,silahlı eylemler gerçekleştirme kabiliyetine sahip bir hücre yapılanması içerisinde olduğu toplanan delillerden anlaşılmaktadır.
Kuvayı Milliye Derneğine yönelik ilk soruşturma şüpheli Murat ÇAĞLAR'm 07.01.2007 tarihinde İstanbul Pendik ilçesinde bir araç içersinde örgütsel dokümanlar ile yakalanması ile başlatılmıştır.
Murat ÇAĞLAR'm yönetimindeki araçtaki dokümanların bir kısmının silahlı suç, terör örgütü üyelerinin veya tetikçi şahısların davranış kurallarını gösterir notlar olduğu, bir kısmının ise değişik kişilerle ilgili istihbari bilgi notlan olduğu anlaşılmıştır.
(1) numarası verilen el yazısı not kağıdında; İstihbarat Jargonu Başhğmm Olduğu Ve Altında "Çiftçi=Tetik Çeken Kelle Alan, Çöpçü=Silahşörlere Lojistik Destek Sağlayan, Tavşan=Operasyondaki Hedef, Namazdan Sonra=Cuma Öğleden Sonra, Alış Veriş=Operasyon, Yemlemek=Dolar Vermek, Kış Uykusuna Yatmak=Emir Gelinceye Kadar Hiçbir Şey Yapmamak, Perdeleme=Koruma Altına Alma, Çizgi=Ülke Sının, Şirket=Cıa Merkezine Denir Türk İstihbaratçılarda Mit' E Şirket Diyor" şeklinde notların yazılmış olduğu görülmüştür.
(2) numarası verilen el yazısı not kağıdında; "Pantolonun Ağ Kısmı Derin Ve Bol Olacak, Ayakkabı Kaymamak Ses Çıkarmamalı Koşmaya Müsait Olmalı, Ceket Kabalarından Aşağıda Uzun Olur Dışarıya Hafif Bombe Verilir Tabanca Tamamen Kaybolur, Takım Elbiselerin Astarları Düğmeleri Kolay Sökülmeyecek Cinsten Olmalı Kavgada Sökülenler İleride Yakalandığında Mahkemede Delil Olarak Kullanılabilir, Büyük Ve Sağlam Pamuk Mendil Çok Önemlidir, Her İşe Yarar Yaranın Üzerine Bastmrsan Kan Kaybını Önler, İç Çamaşırı Slip Olmaz, Bokser Gibi Şort Olmalıki Aleti Yani Tabancayı Rahat Koyabilesin Külotunun Lastikleri Elinin Kalınlığında Olmalıki Alet Düşmesin, Kemerler Amerikadan Özel Gelir Son Delikten Sonra Kemer İçinde Bir Boğayı Rahatlıkla Kesebileceğin Çok Keskin Bıçak Görevi Yapan Bir Metal Vardır Bu Kemerler Çok Pahalıdır Piyasada Satılmaz" şeklinde notların yazılmış olduğu görülmüştür.
(4) numarası verilen el yazısı not kağıdında; "Kimlik Gizli Kalmalıdır, Anne-Baba Kardeş Senin Kimliğini Bilmemelidir, Kimlik Taşınmaz, Şirket Telefonundan Ulaşılır, Numara Gizlidir, Yazı Tipleri Çok Yönlüdür, Sağ Ve Sol El Kullanılmalıdır" şeklinde notların yazılmış olduğu görülmüştür.
Diğer belgelerde ise değişik kişilere ait istihbari bilgiler olduğu görülmüştür.
Murat ÇAĞLAR, dokümanların kendisine ait olmadığını, aracın Kuvayı Milliye Derneğinin kullanımında olduğunu, bu nedenle söz konusu belgeleri araç içerisine diğer Dernek çalışanlarının bırakmış olabileceğini beyan etmiştir.Bu beyan üzerine, Kuvayı Milliye Derneğinin Kadıköy'de bulunan binasında arama yapılmış,bulunan 2 adet Bilgisayar ve 8 adet CD'ye el konulmuştur.
15.10.2006 tarihli CD'nin incelemesinde; Kuvayı Milliye Derneğinin Mersin ilinde yaptığı toplantı görüntülerinin olduğu, ilk olarak Derneğin Mersin İl Başkanı Kemal CAN AY'm konuşma yaptığı, Kuvayi Milliye Derneğinin kuruluş amacını ; "...1919 daki Kuvayi Milliye ruhu Mersin'de başlamıştır. Türkiye'yi dalga dalga saracaktır ve hainlerin korkulu bir rüyası olacaktır. Bazı arkadaşlarım soruyorlar, ne yapacaksınız, sizde onlar gibi normal bir dernek mi olacaksınız, hayır arkadaşlar biz bu harekatı Kuvayı Milliye harekatı, Mustafa Kemal ATATURK'ün harekatıdır. Mustafa Kemal ATATÜRK 1919 da Samsuna ne yapmışsa, çıktığı zaman bizde onu yapacağız.... Ama bunu yapmak için de önce teşkilat kuracağız ..." sözleri ile anlattığı tespit edilmiştir.
Görüntünün bir bölümünde, Kemal CANAY'nın "Genel Başkan Yardımcım" olarak takdim ettiği Hüseyin Kerim BAYRAKTAROĞ LU ^Hüseyin GÖRÜM) 'nun ; "...Kuvayi
Milliye Hıyaneti Vataniye Kanunu zamanı geldiğinde yürürlüğe girmesi için çalışacaktır, 11 Kasım 1938 den bu güne kadar ihanet eden her şahıs, her kurum ve kuruluş hesabını verecektir....." şeklinde konuşma yaptığı tespit edilmiştir.
Görüntünün ilerleyen bölümlerinde Mehmet Fikri KARADAG'm kürsüye geldiği, Kuvayi Milliye davası için, herkesin tanıdıklarını çağırmasını istediği ve "... daha ömür istiyorum, ne için biliyor musunuz, vatan hainlerinin ülkeyi sömüren alçakların, şerefsizlerin, sonunu görmek, darağaçlarında sallandıkları günü görmek için ..." şeklinde konuştuğu, Kuvayi Milliye Derneğine üye olacak, bu uğurda elini, gövdesini, kafasını, bütün varlığını taşın altına sokacak, arkadaşlarına özel bir yemin ettirdiğini, yemine başlamadan önce Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Erzurum'da iken etrafında kalan veya kalmayanlara söylediği açıklamayı yapacağını belirterek, "sevgili arkadaşlarım bu uğurda ölmek var, öldürülmek var, öldürmek var, bu uğurda zorluklarla karşılaşmak var, bu işe girip bin kere pişman olup, nereden bu işe başladım deyip, kendini doğduğu güne kahır ettirmek var, çoluk çocuğun önünde mahcup olmak var" şeklinde konuşmasını sürdürdüğü ve daha sonra bu "Kuvva Yemini" olarak bilinen yemin ettirdiği tespit edilmiştir.
Kanal 33 1. CD Forum programı içeriğinde; Sunucu ile Mehmet Fikri KARADAĞ arasında uzun bir konuşma olduğu, konuşmanın bir bölümünde vatana ihanet eden yöneticilerden bahsedildiği, Mehmet Fikri KARADAG'm "bunların tamamının isim listesi, hesap numaraları 13.000 'den fazla 13.500 civarında, hepsi bizde var, onların en çok güvendikleri bize bunları getirdi" şeklinde konuşma yaptığı tespit edilmiştir.
Kanal 33 2. CD Forum programı içeriğinde; Sunucu ve Mehmet Fikri KARADAĞ arasındaki söyleşinin devam ettiği, uzun bir söyleşi sonrasında Mehmet fikri KARADAG'm "Kuvayi Milliyenin vazgeçilmez prensiplerini söyleyelim ve bitirelim. Oyunu daima Türk milleti kuracak, herkesin oyuncağı olmayacak, asla unutmayacak ve ihaneti asla affetmeyecek, bunu bütün millete vaat ediyorum " şeklinde konuşma yaptığı tespit edilmiştir.
2 Nolu VCD nin incelemesinde; Uzun bir konuşma olduğu, konuşmanın sonunda Kuvayi Milliye Derneği Başkanı Mehmet Fikri KARADAG'm "Kuvayi Milliye Kemal
Atatürk'ün devleti kurduğu zamandan beri devam ediyor, ................ Elimizde Türkiye'nin
Kaynaklarını, Siyasi Kimlik Kartını Kullanarak Çalan, Sömüren Yağmalayan 13.500 Kişinin İsmi Vardır, bunun karşılığı da yurt dışındaki değeri 480 milyar dolardır, bunları sentine kadar getireceğiz, Kuvayi Milliye olarak buna and içtik" dediği tespit edilmiştir.
Dernek binasından el konulan bilgisayarlarda ;
-komisyonlar.DOC isimli word dosyasının içeriğinde; iki sayfalık yazılı metin olduğu, yazının üst tarafında Kuvayi Milliye Derneğinin armasının bulunduğu, sayfanın "Aşağıda tasarlanan şema derneğimizin işleme yapısında yapılacak düzenlemeler, komisyonlar, kurullar ve bunların işlevlerinin tasviri için hazırlanmıştır" yazısıyla başladığı, hemen altında Genel Başkan Mehmet Fikri KARADAĞ, Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin GÖRÜM ve Sayman Kahraman ŞAHİN yazdığı, bu yazıların altında komisyonlar başlığı altında sekiz ayrı komisyonlarla ilgili başlıklar ve bu başlıkların altında her komisyonun görevlerini anlatır açıklamalar olduğu görülmüştür.Bunlarda özetle ;
Özel Kuvvetler Komisyonu: "Bu komisyon savaş anında, seferberlik anında ve şanlı ordumuz tarafından ihtiyaç duyulduğu anlarda görev yapacak olan Kuvayi Milliye Kuvvetlerini oluşturmak ve hazırlamakla görevlidir, ... ayrıca Kuvayi Milliye'nin güvenliğinden sorumlu olup alt kurullar oluşturacak, güvenlik şirketi ve benzeri ticari işlere girecek"
Din Komisyonu: "Bu komisyon dini kullanarak toplumu kandıran zihniyeti veunsurları ortadan kaldırmak için çalışacak.................. "
Yayın Komisyonu: "Komisyon, derneğin tüm yayın reklam ve benzer işlerini gerçekleştirip diğer komisyonlarla ortak çalışacaktır.",--
Strateji Ve Dış İlişkiler Komisyonu: "Komisyon Kuvayı Milliye'nin dış ilişkilerini, politikasını belirleyip ulusal güvenlik stratejileri geliştirip hayata geçirecek" yazdığı görülmüştür.
Eğitim Komisyonu: "Komisyon, derneğin eğitim faaliyetlerini ve kurumlarını hayata geçirecek"
Büyük Birleşme Komisyonu: "Komisyon Türkiye'nin içinde bulunduğu kaosortamından doğan birleşme arayışı için birçok vatandaşımızı bir araya getirip sorunlarınüzerine beraber gidilmesini sağlayacaktır........... "
Atatürkçülük Komisyonu: "Komisyon ismini taşıdığı tüm vazifeleri eksiksiz yerine getirip Atatürkçülüğü genç neslimiz için bir yaşam tarzı haline getirmeye çalışacaktır"
Büyük Türk Birliği Komisyonu: "Komisyonun işlevi ve içeriği şimdilik teşkilatımız tarafından gizli gerçekleştirilecektir"
Yazdığı,yazmm devamında kısa bir açıklamanın daha olduğu ve en alt kısımda da Kuvayı Milliye yazdığı görülmüştür.
komisyonlar.DOC isimli word dosyanın 03.11.2006 tarihinde oluşturulduğu, 501JJ70X840602 seri numaralı hard diskin alman imajında C:\belgeler ozel\komisyonlar.DOC adresinde yer aldığı tespit edilmiştir.
Şüpheli Murat ÇAĞLAR'm kollukta kendisi ile yapılan mülakatta; Diğer anlatımlarının yanı sıra "... .Kuvayı Milliye Derneğinde kaldığı süre içerisinde kendilerine, vatanın elden gittiğinin, bir an evvel halkın ayaklandırılması gerektiğinin, ayrıca Kuvvayi Milliye Derneğinin mevcut orduya alternatif yeni bir ordu kurma yetkisinin olduğunun, bunun için maddi güç kazanmaları gerektiğinin, mevcut ordunun içinde bölünmeler olduğunun, vatan hainlerinin olduğunun anlatıldığını, bu nedenle sık sık yardım toplandığını, bu çerçevede kendisinin de çok defa bu yardım toplama faaliyetlerine katıldığını..." beyan ettiği belirtilmiştir.Murat ÇAĞLAR daha sonra alman C.savcılığı ifadesinde de aynı beyanlarını tekrar ederek mülakattaki beyanlarını teyit etmiştir.
Bu kapsamda yapılan soruşturmada, Derneğin Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Ali ÖZOĞLU'nun 25 Mayıs 2006 da tarihli TEMPO DERGİSİNE röportaj verdiği tespit edilmiş , bu röportajda özefle;"2007 yılı içersinde metropolleri kuşatan başta Kürt mafyası olmak üzere tüm şehir terörüne karşı bir girişim başlatacaklarını, tam 2000 motorize ekipten oluşan telsizli istihbarat ekipleri hazırladıklarını, bu ekiplerin istanbul içinde ve iki yakada başta Kürt mafyası olmak üzere her türlü Organize Suç Şebekesine ve mafyaya karşı mücadele etmekle görevli olacağını" beyan ettiği görülmüştür.
Murat ÇAĞLAR'm anlatımları ve ele geçen doküman, bilgisayar ve CDTerin incelenmesinde, Kuvayı Milliye Derneği yöneticilerinin etraflarına topladıkları bir kısım sabıkalı şahıslar ile dernek adı ve sivil toplum kuruluşu görüntüsü altında illegal faaliyetler gerçekleştirdikleri anlaşılmıştır.
İlk başta Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanı Mehmet Fikri KARADAĞ liderliğinde organize bir suç örgütü olduğu izlenimini veren bu oluşum ile ilgili soruşturma devam ederken, Mehmet Fikri KARADAĞ'm Ergenekon Terör Örgütü yöneticisilerinden Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL ve diğer şahıslarla irtibatlı olduğu tespit edilmiştir. Bu ilişkileri incelenip soruşturulduğunda, Kuvayı Milliye Derneğinin Mehmet Fikri KADARAĞ liderliğinde hareket eden bir organize bir suç örgütü olmayıp Ergenekon Terör Örgütü içerisinde faaliyet gösteren bir hücre yapılanması olduğu anlaşılmış, bu nedenle Kuvayı Milliye Derneğine yönelik soruşturma Ergenekon Terör Örgütüne yönelik yürütülen soruşturma ile birleştirilmiştir.
Esasen, Kuvayı Milliye Derneğinin Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan "Lobi Yapılanmasının" karart ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını birlemek için hazırladığı "Dinamik" adı
verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür" hedefinin uygulamaya konulması amacı kurdurulduğu, derneğe konulacak ismin dahi "Dinamik" isimli örgüt belgesinde belirlendiği anlaşılmaktadır.
Buna karşın Kuvayı Milliye Derneğinde faaliyet yürüten birçok şüpheliden elde edilip önemi nedeni ile aşağıda özetlenen, logosu yanında "Kuvayı Milliye Genel Merkezi" başlık ve "Kuvayı Milliye Nedir" alt başlıklı 5 sayfalık bilgisayar çıktısı metinde ; Türk Ordusunun tarihi gelişiminden, 1.Dünya Savaşından sonra dağıtılmasından, vatan topraklarının düşman tarafından işgal edilmesinden, devletin halkını ve ülkesini koruyamadığı gerçeğinin farkına varan halkın savunma içgüdüsü ile Kuvayı Milliye birliklerini kurduğundan, askerlerin bir bölümünün de milis güçlerinin oluşumuna destek verdiklerinden , elde kalmış bir kaç parça silahın milislere aktarıldığından, genç subaylar'm da milis güçlerinin öncü ve lider kadrolarını oluşturduğundan, bu ortamda Kuvayı Milliyenin doğrudan doğruya Harbiye Nezareti (Savunma Bakanlığı) ve Erkanı Harbiyei Umumiye (Genelkurmay)'ye bağlı olmadığı için kontrol ve disiplinini sağlamanın yeterince mümkün olmadığmdan,Kuvayı Milliyenin kendi içerisinde bir bütün oluşturmadığından, milis güçlerinin kumandanlannmdan bir kısmının asker kökenli olmalarına karşın o an ordu kadrosu içerisinde yer almayan veya istifa eden genç subaylar ile emekli olan subaylar, bir kısmının eşraf,bir kısmının efeler,bir başka grubun da eşkiya reislerinden oluştuğundan, dolayısıyla bu gruplarda genel bir karargah,kumanda bütünlüğü,silah birliği,ortak hareket olmadığından, bu nedenle zaman zaman yanlışlıklara, keyfi uygulamalara yönelebildiklerinden, Meclis açıldıktan sonra Ankara Hükümeti ile bağlantılarını sürdürdüklerinden, Büyük Millet Meclisi düzenli ordularının yetersiz kalıp ayaklanmalara tek başına cevap veremediği durumlarda Kuvayı Milliyenin devreye girdiğinden, Kuvayı Milliye'nin görevini yerine getirerek işgal ordusunun yayılmasını önledikten sonra kesin sonucun alınması için düzenli ordu birliklerin yanında yer aldığından, Hıyaneti Vataniye Kanununun çıkarılması ve İstiklal Mahkemeleri'nin kuruluşu ile hainlerin hak ettiği cezalara çarptırıldığından, milli ordu kurulmasman ardından da ebedi Başkomutanı Mustafa Kemal Paşa'nm yönetiminde zaferin kazanıldığından, en son aşamada da ordu-millet bütünleşmesi ile milli devrimlerin gerçekleştirildiğinden bahsedilerek, aynısı ile "...günümüzde de aziz vatan toprakları can düşmanlarımıza pazarlanmakta, kahraman ordumuz sanki başka bir milletin ordusuymuş gibi her fırsatta yıpratılmakta, yer altı ve yerüstü milli servetlerimiz yabancılara peşkeş çekilmekte, Cumhuriyefin bütün maddi ve manevi kazammları çılgınca yok edilmeye çalışılmakta, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü gözlerimizin önünde parçalanmaya devam etmekte, velhasıl tarih tekerrür etmektedir.Büyük Atamızın Gençliğe Hitabesi'ndeki her şey mevcut ve gerçekleşmek üzeredir.O halde; Ey Türk'ün asil evlatları!..Kuvayı Milliye zamanı değil mL " şeklindeki yazılar bulunduğu tespit edilmiştir.
Gerçekte, örgüt amaç ve ilkelerine aykırı davrandıkları kabul edilen yönetimi, askeri bir müdahalenin sağlanmasını temin edip hukuk dışı yoldan yönetimden uzaklaştırmayı , bu amaçla kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığı temin için ülkede karışıklık veya silahlı bir halk ayaklanmasına neden olabilecek derecede tepki çekip, yönetim zafiyeti oluşturacak provakatif terör eylemleri organize etmeyi amaçlayan ve gerçekleştiren Ergenekon Terör Örgütü, Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanması ile ; bu ve buna benzer birçok dokümanda demokratik sistemin tüm kurumlarıyla yaşandığı ülkeyi kurtuluş savaşı yıllarında işgal edilerek istilaya uğramış Anadolu topraklan gibi gösterip, bu savaşın kazanılmasındaki önemli rolüne hemen kimsenin itiraz etmeyeceği Kuvayı Milliyenin tarihe malolup her zaman saygı ile anılan hatırasından yararlanıp vatandaşları yanıltarak "hain" ve "düşman" olarak gösterdikleri kişiler aleyhine Kuvayı Milliye Dernekleri ile orgutleyıp silahlı mücadeleyi de içerir şekilde faaliyet göstermeye çağırarak örgüt propagandası yaptığı anlaşılmaktadır.
^^ fj^
^V ^V^h^^^
Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneğindeki illegal yapılanmasının, legal faaliyetle çerçevesinde örgütün amaç ve ilkelerine aykırı davrandıkları düşünülen yönetim aleyhindeki miting,gösteri,yürüyüş v.b. sivil toplum faaliyetlerinde istihdam edildiği, Orhan PAMUK,Fehmi KORU,Ahmet TÜRK, Osman BAYDEMİR veya Sebahat TUNCEL gibi etnik,siyasi,yazar ve gazeteci kişilik ve kimlikleri ile uluslar arası düzeyde dahi tanınan ve dile getirdikleri bazı söylemleri nedeni ile de yandaşları olduğu kadar halkın bir kısmının tepkisini de çeken kişilere yönelik suikast planladığı, bazı şahıs ve kurumlar hakkında örgüt amaçları doğrultusunda istihbari bilgiler toplayarak hukuka aykırı bir şekilde kişisel veri olarak kaydettiği, yine örgüte gelir temin etmek için tahsilat amaçlı bazı şahıslan takip ettikleri tespit edilmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ liderliğindeki bu hücre yapılanması içersinde hiyerarşik bir ilişki olduğu, belirli bir emir komuta zinciri içinde hareket ettikleri, örgüt mensuplarının sözde yüzbaşı,binbaşı,komutan,karargah,operasyon v.b. askeri terimler kullandıkları, yöneticiler ile konuşurken "Komutanım, Emredersiniz" şeklinde hitap ederek hiyerarşik yapıyı ortaya koydukları görülmektedir.
Soruşturma evrakından bu yapılanmanın örgüt üyelerinin amaçlan doğrultusunda planladıklan eylemleri gerçekleştirmede kararlı oldukları, bu eylemleri gerçekleştirmek amaç ve iradesiyle bir araya geldikleri ve hedefleri doğrultusunda ciddi çalışmalar yaptıklan görülmektedir.
Kuvayı Milliye Derneği yönetici kadrosunun etrafianna topladıklan kişilere, vatanın elden gittiği, halkın bir en evvel ayaklandmlması gerektiği, ülkede birçok hainin olduğu, bunlann cezalandmlacağı gibi anlatımlarla ülkede ciddi kaosa sebebiyet verecek eylemler yaptırmaya çalıştıklan,kişileri de bu eylemleri vatan ve millet için yapacaklanna inandırdıklan görülmektedir. Kapalı alanlarda yaptıklan yemin törenlerinde "Sevgili arkadaşlar! Bu uğurda ölmek var; öldürülmek var!.. Öldürmek var" şeklindeki ifadeleri ile de örgütün amacı ve yapısı ifade edilirken, örgütün eylem planlan içersinde şiddet olduğu da açıkça vurgulanmıştır.
Örgütün yapısı, sahip olduğu üye sayısı, araç ve gereç bakımından planlanan suçlan işlemeye elverişli olduklan görülmektedir.
Örgütün, ordumuzu hiçe sayarak içerisinde hainlerin olduğunu ileri sürüp Kuvayı Milliye Derneği altında mevcut orduya alternatif yeni bir ordu bile kurmayı planladıklan görülmektedir. Demokratik sistemlerde suç ve suçluyla mücadele için kurulan kurumlara dışında hiçbir şahıs, topluluk, zümre bu yetkiyi paylaşamaz. Kaldı ki yetkili kurumlar olan güvenlik güçleri dahi suçla mücadele ederken yetkileri ve sorumluluklan ulusal ve uluslararası hukuk kurallan ile belirlenmiştir. Anayasanın 6. maddesinde "Hiçbir kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz" hükmü getirilmiştir. Mehmet Fikri KARADAĞ liderliğindeki bu hücre yapılanması süreç içersinde örgütü devletin bir güvenlik kuvveti gibi görmeye başlayıp, mevcut hukuk sistemini hiçe sayarak, vatandaşların yaşadığı mağduriyetleri, kendi usul ve yöntemleri ile çözmeye başlamışlardır.Öte yandan istihbarat toplama yetki ve görevi de kanunlarla belirlenmiştir. Yasalann yetki verdiği kurumlar dışında hiç kimse istihbarat toplayamaz. Fakat yine soruşturma dosyasında bulunan delillerden anılan hücre yapılanmasının tamamen gayrimeşru bir şekilde birçok kişi ya da kuruluş hakkında istihbarat topladığı, bu bilgilerin bir kısmını güvenlik birimlerine bildirirken bir çoğunu da örgütün amaçlan doğrultusunda kullandığı anlaşılmıştır.
Örgütün, devlet adına hareket ediyormuş görüntüsü verip, bunun kolaylığından yararlanarak tahsilat, adam kaldırma ve benzer mafya tarzı eylemler gerçekleştirmeyi ve bu şekilde de örgüte gelir temin etme adına ciddi rantlar elde etmeyi planladığı da görülmektedir.
Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Djspâğındeki illegal yapılanmasının lideri aynı zamanda Derneğin de genel başkanı olan^îvfehmet Pîfer4 KARADAĞ'm "...Bu
i *' , - ' "f
7V- f^^M7^^~)
uğurda ölmek var, öldürülmek var, öldürmek var" şeklinde şiddet içeren yemin merasimini özellikle son yıllarda doğu bölgesinden aldığı göçle Kürt kökenli vatandaşların nüfusunda ciddi artışların yaşandığı bilinen Mersin ilinde yaptırmış olması dikkat çekicidir. Ergenekon Terör Örgütünün sivil toplum alanındaki diğer bir yapılanması olan Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Derneğinin de Mersin'in PKK terör örgütünün eline geçtiği propagandasıyla şehrin Yörük köylerim savaş vermeye çağırdığı, bu çerçevede Mersin'de toplumsal gösteri yürüyüş ve eylemler düzenlediği dikkate alınırsa , ülkede kaos ve anarşiye sebebiyet verecek olayların kıvılcımının yakılmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır.
Gizli tanık 17 , ifadesinde aynısı ile ; "Ali KUTLU, Mersin ilinden derneğe gelmişti. Kendisinin VKGB oluşumunun başlangıcında yer aldığını anlatıyordu. Bu kişinin Mersin'de VKGB tarafından organize edilen bayrak mitinginde yer aldığını, bu miting öncesi 2 adet Türk bayrağının VKGB tarafından halkın galeyana getirilmesi için özellikle yaktırıldığmı, bundan dolayı da 10.000 kişinin tepki amaçlı Türk bayrağı açtığını bizzat kendisinden duydum." şeklindeki beyanı da bu değerlendirmeyi doğrular niteliktedir.
Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneğindeki illegal yapılanması içerisinde yer alan şüphelilerin Orhan PAMUK, Fehmi KORU, Ahmet TÜRK, Osman BAYDEMİR veya Sebahat TUNCEL'e suikast planladıkları kendi telefon görüşmeleri içeriğinden, fiziki takip tutanağından ve şüpheli Coşkun ÇALIK'm ikrarından anlaşılmaktadır.Haklarmda suikast planlan yapılanlann etnik,siyasi,yazar ve gazeteci kişilik ve kimlikleri ile uluslar arası düzeyde dahi tanınan ve dile getirdikleri bazı söylemleri nedeni ile de yandaşlan olduğu kadar halkın bir kısmının tepkisini de çeken kişiler olduğu,maddi menfaat karşılığı bu eylemlerin havale edileceği yukanda yazılı kişilerden ayn,neredeyse gönüllü olarak bu eylemleri gerçekleştirebilecek pek çok kişinin bulunduğu, kamuoyundaki bu algılama nedeni ile olası bir suikastin Ergenekon Terör Örgütünce takdim edileceği görünürdeki sebeplerinin kamuoyunca doğru olarak algılanmasına yol açacağı gibi,eylemlerin asıl amacına uygun şekilde halkın bir kısmının tepkisini sağlayacak, hatta Muhammet YÜCE'nin ifadesinde "gerçekleştirmeyi düşündüğü eylemden sonra Türkiye'nin ikiye bölüneceği ve iç savaş çıkacağını düşünerek vazgeçtiği" şeklindeki kaçamaklı beyanına uygun bir tehlike oluşturacak nitelikte olduklan değerlendirilmiştir.
Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ liderliğindeki Ergenekon Terör Örgütünün hücre yapılanmasının, halkı kin ve düşmanlığa tahrik yönündeki propagandalan öylesine etkili olmuş olacak ki,Kayseri ilinde yaşayan bir vatandaşın bulunduklan bölgede ki Kürt kökenli vatandaşlarla yaşadığı sorunu adli merciler ya da güvenlik güçlerine bildirmek yerine İstanbul'da bulunan Mehmet Fikri KARADAG'a bildirerek yardımını talep ettiği, diğer taraftan yine üst komşusu ile sorun yaşayan başka bir vatandaşın yaşadığı problemi resmi mercilere intikal ettirmek yerine Mehmet Fikri KARADAG'a bildirerek yardımını talep ettiği telefon görüşmeleri içeriğinden anlaşılmaktadır. Mehmet Fikri KARADAĞ ise kendisine yapılan bu başvurulan adli merciler yada güvenlik güçlerine yönlendirmek yerine Kürt kökenli vatandaşlarla ilgili yaşanan sorun karşısında ilgililere "teslim olmamalarını,her şeyi planlı bir şekilde yapacaklarını" söylediği, komşusu ile sorun yaşadığını bildiren bir vatandaşa da etrafında bulunan iki adamını göndererek yardımcı olmaya çalıştığı anlaşılmaktadır.Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneği gibi sivil toplum kuruluşlan kurdurmasmdaki asıl amaçlarından birisinin, örgütün amaç ve ilkelerine aykm davrandıklannı —düşündükleri yönetimi, gerek sivil toplum tepkisi görüntüsü altındaki legal faaliyetleri ile , gerekse etnik,siyasi ayrımcılık, provakatif terör eylemleri gibi illegal faaliyetlerde kullanarak ülkede kaos ve kargaşa çıkartıp yönetim zafiyeti oluşturarak, kamuoyunda askeri bir müdahalenin haklılığı kanaatini temin edip Türk Silahlı Kuvvetleri içinde kendilerince askeri müdahale yapacağına \nw$Mmt*£gx gruba zemin hazırlayıp, yönetimden uzaklaştırmak olduğu açıkça görülmektedir

Hiç yorum yok: