29.7.08

ERGENEKON İDDİANAMESİ 651 - 700 SAYFALAR,

merkez valisi olduğunu söyleyen daha sonra İSMAİL YILDIZ olduğunu gördüğü şahsın bürosuna gittiğimizde AHMET CİNALİ' de orada olduğunu, İSMAİL YILDIZ' in yanında kendisini güvenlik işlerine bakan biri olarak tanıttıGINI,Bir daha da görmediğini, Ergenekon yapılanması içerisinde de olmadığı" şeklinde beyanda bulunmuştur.
c-Elde edilen deliller
28.07.2007 tarihli ekspertiz raporuna göre şüpheli Mehmet Murat YÜCEL ' de ele geçirilen silah ve fişeklerin 6136 sayılı kanun kapsamında belirtilen yasak silahlardan olduğu,
d-hukuki değerlendirme
Şüpheli Mehmet Murat YÜCEL'in ERGENEKON örgütünün üyesi olduğu, örgüt adına istihbari bilgileri toplayıp üst amiri olan BÜLENT (Kod) İsmail YILDIZ'a gönderdiği, ruhsatsız silah bulundurduğu ve kişisel verileri kaydetme ve suçlarını işlediği anlaşıldığından;
Şüpheli Mehmet Murat YÜCEL'm üzerine atılı eylemlerine uyan; TCK'nun 314/2, 6136 Sayılı Kanunun 13/1-3 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 135/2-1, 43/2. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
12-ŞÜPHELİ FERİDUN REFİK NUHOĞLU; a-Emniyet ifadesinde,
eskiden polis olduğu, özel harekatçı olarak çalıştığı, daha sonra istifa edip özel güvenlik amiri olarak 14 yıl çalıştığı, Kemal ŞAHİN ve Mehmet Murat YÜCEL' i tanıdığı, bir gün Kemal ŞAHİN ' in kendilerine Ahmet CİNALİ isimli arkadaşının özel harekat polislerini sevdiğini, çevresinin çok geniş olduğunu, savcı hakim ve askeriyenin üst kademelerinde tanıdıklarının olduğunu ve elinin her yere uzanabileceği sebebi ile tanıştırmak istediğini söylemesi üzerine kendilerini Mehmet Murat YÜCEL ile Ankara' ya davet ettiği ve bu şahıs ile tanıştırmak istediği, daha sonra belirtilen adrese gidip Kemal ŞAHİN ve Ahmet CİNALİ ile görüştükleri, daha sonra yan odaya geçtikleri, kendilerini vali yardımcısı olarak tanıtan iki şahsın bulunduğu ayrıca bir şahsın da Genel Kurmay Başkanlığmda albay olduğunu söylediği, vali yardımcısı olarak tanıtan şahsın kendisine mafyaya nasıl bakıyorsunuz şeklinde soru sorması üzerine bu şahısların farklı farklı birimlerden bir araya dolaylı bir güç birliği oluşturma ve beraberce çalışmalar yapmaktan bahsettikleri, şahıslarla Mehmet Murat YÜCEL ' in daha çok muhatap olduğu, daha sonraki görüşmeleri Kemal ŞAHİN' e ulaşarak yapmalarını söyledikleri, daha sonra bu şahıslardan ayrıldığını, Kemal ŞAHİN' in krokisinde belirtilen Ergenekon yapılanması içinde olmadığını, Kemal ŞAHİN'in özel harekatın ilk mezunlarından olduğunu, diğer şüphelileri tanımadığını, evinde ele geçirilen gaz bombasının da özel harekatçı olarak çalıştığı dönemden kalma hatıra olduğunu beyan etmiş,
b-Savcılık beyanında Şüpheli Feridun Refik NUHOĞLU;
BOTAŞ güvenlik amirliğinden emekli olduğunu, İSMAİL YILDIZ ' ı tanımadığını, ancak KEMAL ŞAHIN' i tanıdığını. KEMAL ŞAHİN ile zaman zaman görüşmelerinin olduğunu, Emniyette özel harekatta çalışırken istifa ettiğini,. Daha sonra da BOTAŞ' a girdiğini, İSMAİL YILDIZ' a da iş için gittiklerini, Ergenekon diye güvenlik şirketinde çalıştığını. Bu güvenlik şirketinin sahibinin KAZIM ALBAYRAK olduğunu, Bu şirketin şu anda kapandığını,, o şirkette bir müddet danışman olarak'ç'dŞffîğiffi, Ergenekon şirketi adına İSMAİL YILDIZ'ı tanımadığı için gittiğinde kendisinin isminin^ULENT olduğunu, vali
%,\
)50,
muavini olduğunu söyledğini, O şahsın hareketlerini beğenmediği için ayrıldığını, Kendisini derin devlet olarak tanıttığını, Devletin her kesiminde uzantıları olduğunu, genel kurmay ile bağlantısı olduğun. Yanında albay olduğunu beyan eden birinin olduğunu, ancak ismini bilmediğini, daha sonra oradan ayrıldıklarını, Hayatı boyunca da bir daha görüşmediğini, KEMAL ŞAHİN' e de bir daha bu insanlarla görüşmemesini söylediğini, KEMAL ile iş bulmak için zaman zaman görüştüklerini,Ancak onun dışında bir irtibatı olmadığını, şemadan haberim olmadığını,KEMAL ŞAHİN' in uydurduğu bir şey olduğunu,Ergenekon yapılanmasında hiç bir ilgisinin bulunmadığını, ERG Ergenekon çalıştığı şirketinin adı olduğunu, diğer şüphelilerden MEHMET MURAT YÜCEL'in çocukluk arkadaşı olduğunu, Birlikte Ergenekon şirketinde çahştıklarını,Kendisinin spor hocası olduğunu, KEMAL' in yaptığı yapılanmayı neden yaptığını bilemediğini, MEHMET MURAT YÜCEL ile İSMAİL YILDIZ' in yanına iş görüşmesi için gittiğinde İSMAİL YILDIZ' da oradıydı ve orada bulunan bir iki şahısta sürekli kendilerinin makam sahibi olduğunu, kimisi albay, kimisi vali olduğunu söylediklerini,, bir daha da İSMAİL YILDIZ ile görüşmediklerini, BİROL ABANOZ'un emniyetten devre arkadaşı olduğunu, AHMET CİNALİ ile kendisini KEMAL ŞAHİN'in tanıştırdığını, Kendisinin albaylardan çevresi olduğunu ve bize güvenlik şirketi ayarlayacağını söylediğini, AHMET CİNALİ ile bir kere görüştüğünü,
M.MURAT YÜCEL' in ifadesi okundu, soruldu; İSMAİL YILDIZ'in kendisini merkez vali yardımcısı olarak tanıttığını,
İSMAİL YILDIZ' da ele geçirilen istihbarat bilgi notlarını biz yazıp vermediklerini, diğer şahısları tanımadığını, suikast planı gibi şeyler konuşulmadığınr şeklinde beyanda bulunmuştur.
şeklinde beyanda bulunmuş ise de,
Şüphelinin ERGENEKON örgütünün üyesi olduğu ve kişisel verileri kaydetme suçlarını işlediği anlaşılmaktdır.(değrlendirmesi aşağıda)
c- Hukuki durumunun Değerlendirilmesi
şüpheliler Kemal ŞAHİN, Mehmet Murat YÜCEL, FERİDUN REFİK NUHOĞLU
Şüpheliler Kemal ŞAHİN, Mehmet Murat YÜCEL ve Feridun Refik NUHOGLU'dan ele geçirilen belgeler MİT Müsteşarlığına gönderilmiş olup verilen cevapta, şüphelilerin MİT müsteşarlığı ile alakalarının bulunmadığı ve ERGENEKON isimli yapılanmanın teşkilatla herhangi bir alakasının bulunmadığı bildirilmiştir.
Bu üç şüphelinin özel harekâtçı oldukları, ekonomik durumlarının iyi olmamasına rağmen Kemal ŞAHİN çağırdığı için Ankara' ya gittikleri, burada VKGB Derneği ile alakalı olarak Ankara C. Başsavcılığınca tutuklanan ve hakkında dava açılan Ahmet CİNALİ ile birlikte kendini merkez valisi olarak tanıtan ve BÜLENT (Kod) ismini kullanan İsmail YILDIZ ile tanışıp BÜLENT (Kod) İsmail YILDIZ' m fikirleri doğrultusunda BÜLENT (Kod) İsmail YILDIZ' m grup kurma ve oluşturma ile alakalı olarak Ergenekon ve Master Plan içeriğine uygun olarak örgütlenmeye çalıştıkları, hatta bu amaçla şüpheli Kemal ŞAHİN'in özgeçmiş raporu verdiği, çıkan krokide de "MİT Ergenekon kuruluşu" başlıklı şemanın en üstünde MİT teşkilatı varmış gibi yazıldığı, daha sonra üst kademeden 3 tane isimleri belli olmayan yetkilinin altında M.Murat YÜCEL Ankara Grubu, Refik NUHOĞLU Ankara grubu, Kemal ŞAHİN'in bu iki şahsa bağlı olarak Gruplar adı altında ÖZEL GÜVENLİK ŞİRKETİ olarak yapılanma altında tamamen emekli polis ve özel harekâtçılar, SPOR ORGANİZASYONU olarak yapılanma altında birçok ilde resmi antrenörler ve şampiyon sporcular, RESMİ DEVLET MEMURLARI destek yapılanması altında polis, özel hareketçi, diğer memurlar şeklig^ri5*îr^&S^ ve arka sayfasında her 3 şüphenin isminin bulunduğu ayrı şemada bu şüph^üere^ bağlı GR^SANİZE VE FAALİYET
GRUPLARI ve yine Ankara İstanbul Gaziantep Bingöl illerinde sorumlu olan şüphelilerin muhtelif grup görevlileri ve bölge yapılanması olduğu,
3. sayfada ERGENEKON - ORGANİZASYON araç ve kapsamları yazılı yerde T.C. Devleti üniter yapısını yıkmaya çalışan tüm yasadışı zararlı faaliyetlere karşı yurt içi ve yurt dışında polis ve resmi güvenlik önlemlerinin dışında iş bu teşkilatlann görev alanlanna zarar verici çalışmalara yönelmeden çok gizli yöntemler geliştirerek,
İstihbarat toplama, toplanan istihbarata göre hızlı karşı yapılanma ile çalışmalar,
Yasadışı örgütlere yardım yataklık yapan, para finansı sağlayan holding ve zenginlerin tespiti,
Yabancı ajan (casuslar) çalışan uç elemanlannı tespiti vb. olduğu, daha sonra da Kemal ŞAHİN'in cep ve ev numarası bulunan "görevlerim ve özgeçmişim 1-2" başlıklı, el yazılı dokümanda şüpheli Kemal ŞAHİN' in özgeçmişi ve içerik olarak da MİT-Denetimi-Ergenekon faaliyetlerine katılma, Eylül 2001 tarihinde Refik NUHOGLU' nun daveti üzerine bu faaliyetlere katıldığını, halen bu çalışmalann içerisinde bulunduğunu, yüzlerce operasyon ve sıcak temas çalışmalanna katıldığını, 1994 -1996 yıllannda Tuğgeneral Y.K. ve H.Ş.'ye direk bağlı olarak terminatör (piyade özel hareket) timlerini komutan vekili olarak yönettiğini anlatan yazılı doküman olduğu anlaşılmış ve dosyada ekli; 28.07.2007 tarihli ekspertiz raporuna göre şüpheli Kemal ŞAHİN'in eli mahsulü olduğu, aynı tarihli ekspertiz raporunda Mehmet Murat YÜCEL'den ele geçirilen silah ve fişeklerin 6136 Sayılı Kanun kapsamında olduğu bildirilmiştir.
Şüphelilerin hemen hemen hepsinin hem özel harekatçı olması hem de özel güvenlik şirketlerinde faal olarak çalışmalan ve spor hocası konumunda olmalan, (diğer şüpheliler ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN, Oktay YILDIRIM, Mete YALAZANGİL gibi) geçmişte polis olduklanndan silah taşıma ve bulundurma için ruhsat problemlerinin olmadığı, buna rağmen Mehmet Murat YÜCEL'in ruhsatsız silah bulundurduğu, bir şüphelinin çelik yelek, diğer bir şüphelinin de gaz bombası bulundurması, yapmış olduklan istihbari bilgileri rapor şekline getirip örgütün üst kademe sorumlusu BÜLENT (Kod) İsmail YILDIZ'a teslim etmeleri hususlan da şüphelilerin sızma sürecine uygun olarak örgüt adına Emniyet, Özel Harekat ve diğer kurumlara sızıp bunlan örgüte kazandırmak için kendilerine verilen görev gereği faaliyetlerde bulunduklan anlaşılmıştır.
Şüpheli BÜLENT (Kod) İsmail YILDIZ'm beyanında ise "Hatırladığım kadan ile 2000 yılında Kemal ŞAHİN isimli bir şahin benim ofisime geldi bu şahsı ilk defa burada gördüm, kendisinin çok önemli görevler yaptığını, Özel Harekatçı olduğunu söyledi ben de kendisine bir kart vizit verdim ve çıktım yaklaşık üç dakika kadar görüştük yaklaşık bir ay kadar sonra Kemal ŞAHİN beni telefonla aradı İstanbul'da olduğumu söyledim kendisi de ben de İstanbul'dayım dedi ve buluştuk bana çocuğunun hasta olduğunu söyleyerek para istedi ancak ben para vermedim ve soğuk davrandım biraz dengesiz bir şahıstı dolayısı ile iletişim kurmadık sonra SES AR'a... 5 sayfa el yazması doküman posta yolu ile geldi gönderen ismi yoktu Kemal ŞAHİN isimli şahısla da bir daha görüşmedim, doküman içeriği hakkında herhangi bir bilgim yoktur ne amaçla bana gönderildi bilmiyorum" şeklinde söylemiş ise de şüphelilerin beyanlan arasında çelişki olduğu görülmüştür.
Şüpheliler Kemal ŞAHİN, Feridun Refik NUHOĞLU ve Mehmet Murat YÜCEL'in ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduklan ve şüpheli İsmail YILDIZ'a bağlı olarak ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN MİT yapılanması adı altında, örgütlenme ve Türkiye'ye yayılması için proje üretip faaliyetlerde bulunduklan^örgüt adına istihbari bilgiler toplayıp bunlan biriktirip kişisel bilgileri kaydettikler^^îe^İeT*^ırat YÜCEL'in aynca ruhsatsız silah bulundurma suçunu oluşturduğu anlaşılamadan, *3\
.'t *» " ~"~
Şüpheli Feridun Refik NUHOĞLU'nun üzerine atılı eylemlerine uyan TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 135/2-1,43/2. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
13-ŞÜPHELİ HAYRULLAH MAHMUD ÖZGÜR;
a-Emniyet ifadesinde Hayrullah Mahmut ÖZGÜR
Bu yazıyı (ultra türklerle alakalı) 2005 yılının Şubat veya Mart aylarında yazdığını, 2003 yılında Star Medya Grubunda temsilcisi olarak çalıştığı dönemde Genel Kurmay Başkanlığından şifai olarak bir davet aldığını, bu davete katıldığını, bu davetin Ankara ilinde TSK'ya ait bir binada olduğunu, kendisini davet eden şahıs hakkında bilgi vermek istemediğini, burada BOP Türkiye'ye yapılan kuşatma ile ilgili, Medya, TSK'nın kuşatma altına alınması için ne gibi işlemler yapıldığı, buna karşılık TSK'nın neler yaptığına dair bir sunum yapıldığını, bu sunumu TSK mensubu uzmanların verdiğini, isim vermek istemediğini, bu toplantıya sadece kendisinin katıldığını, yaklaşık 2,5-3 saat sürdüğünü, bu toplantıda siyasi iktidarı hedef alan bir konuşma geçmediğini,
Bu yazının özetinin, Türkiye 'de Derin Devlet olmadığını, Derin Devlet zanedilen şeyin NATO'daki Gladio denilen şeyin uzantısı olduğunu kayda geçirmek ve bu anlamda internet ortamında bir tartışma başlatmak olduğunu,
Bu anlamda gelen her soruya "Türkiye'de Derin Devlet yoktur Devlet vardır" cevabını verdiğini, ABD'lilerin tüm operasyonlarımızı önceden haber alıp deşifre ediyorlar şeklinde yakındıkları yapının aslında Türk Devletinin kendi öz yapısı olduğunu, Amerikalıların bu yapıya "Ultra Türk" dediklerini, hatta ABD'nin BOP planında karşısına çıkan her engele ultra kelimesini kullandığını, Mesela Ultra Iran, Ultra Gürcü gibi, Amerikalıların muhatap aradığını, kendisinin de bu yazı ve devamında Amerikalılara Ultra Türk diye bir yapının olmadığını, Amerikalıların Ultra Türk diye tabir ettikleri şeyin Türk Devletinin bizatihi kendisi olduğunu göstermek istediğini,
Benim bu yazıyı yazmamı ABD'nin başka adres aramaması için yukarıda bahsettiğim brifingi aldığım birimler tarafından kamuoyu ile paylaşmam uygun görüldü. Ultra Türk diye bir yapılanma yoktur.
Şüphelinin Beşiktaştaki evinde ele geçirilen ve içerik özetleri aşağıda bulunan 1 den 22 ye kadar nuamalar verilmiş belgelerle alakalı olarak.
1. Sayfa doküman içeriğinin : '...Bir operasyonda, alman 5 leş, 25 leş olarak Ankara' ya bildiriliyordu...'
5. Sayfa doküman içeriğinin: '...Bu olay siyasilerin Gen. Kur'u yıpratması için Amerika ile ortak planladığı bir faaliyettir. Gen.Kur başkanı Hilmi Özkök hem Tayyip Erdoğan ile hem de Amerika ile son derece yakın ilişkilere sahiptir. Bir yandan da halen Gen.Kur'da konuşulan ve Erdoğan'ın Özkök'e Cumhurbaşkanlığı teklif ettiği ve onun için Tayyip Erdoğan'ın politikasına ses çıkarmıyor....'
6. Sayfa doküman içeriğinin: '...Burada amaç ordunun yönetimini eline alacak Hilmi Özkök'e yıpranmış ve basan elde edemeyecek bir birim bırakmıştı, Kara Kuvvetleri Komutanı iken Siirt'te öldürülmeye çalışılan Hilmi Özkök'ün başarılı olması istenmiyordu. Kıvnkoğlu ve ekibinin emri ile Siirt'te birlik denetlemeleri sırasında Helikopterine bir gün öncesinden parça sökülerek sabotaj yapılan ancak sabah teknisyen kontrolünde ortaya çıkmayan olay fakat bu olayı takip eden özel kuvvetler personeli Hilmi Özkök gibi ordu içerisinde para yemeyen ve temiz bir komutanın varlığının istenmesi sebebi ile kendi bilgisi dışında bu birim tarafından korumaya alınmıştır. Başına bu işler geleceği bilindiğinden dolayı bu personel görevli olmadıkları halde bu yakın korumayı sağlıyorlardı. Bu koruma sırasında da helikoptere yapılan sabotajı tim personeli tespit etti ve sabah Ö/kök' ün helikoptere
bineceği sırada bu tim personeli komutanı çekerek diğer helikoptere binmesini sağladı. Sabotaj yapılan helikopter kalkması sonrasında iki dakika sonra yere acil iniş yaptı ve Özkök' ün bindiği helikopter ise sorunsuz Diyarbakır' a gitti. Yaşar Büyükanıt ordu içersinde yapılan TAFİCS' de Aziz Yıldırım' m şirketine ihale vererek 90 milyonluk işi 150 milyon dolara yaptırmış aradaki 60 milyon dolan da Aziz Yıldırım ile paylaşmıştır. Bu durum Kıvnkoğlu tarafından biliniyordu, kendisinin de bu işte payı vardı...'
7. Sayfa doküman içeriğinin: '...98 yılında o dönem o bölgede görev yapan mit başkanı 4 tane Irak'lı kadını Türkiye' de zevk için kullanmak amacıyla Türkiye' ye kayıtsız getirmişti...'
9. Sayfa doküman içeriğinin: '...Adam kaçırma hadiselerinde şirketlere ve sigortaşirketleri için çalışıyorlar. Genellikle %80 suikastlar ev/ofis e 500 metre mesafe içindeolurmuş, her zaman korunacak kişiden daha önce orada olunacak hazırlıklar yapılacak.Korunan bu kişileri görmeyecek fark etmeyecek bile ama hissedecek...'
10. Sayfa doküman içeriğinin: '...Bunun için de sadece yakın koruma değil,dinlenmeye karşı önlemler (ek ekipman pahalı sonra her yerde kullanılıyor, özel havlar..)yazışmalann emniyeti, özel kalemin neyi söyleyip neyi söylememesi gibi şeyler (meselabizim programlan herkese maille yollamamız intihar!), gidilecek her yere önce adamlanmızgitmiş olmalı ve iş yumuşak ve gösterişsiz olmalı, gösteriş sadece gerektiği bazı yerlerde(belki güneydoğu anadolu gibi:) bilhassa yapılmaslı... tahminen şayet eğitimli bir grup varsaen fazla 3-3,5 hafta ve herhalde 2 belki 3 kişi olacak, önümüzdeki hafta başı ilk partiye ekdersek anlaşma yapar haftası için zaman yapabiliriz. Bu arada 10 tane de özel korumayı bizimseçmemiz lazım ki aralarından hepsinin veya bir kısmını çıkarsınlar diye...' şeklinde ibareleriçeren yazılarla alakalı olarak.
"Ben halihazırda ÇUJVALL isimli bir kitap hazırlıyordum. Bu kitap ile alakalı ismini vermek istemediğim bir şahıs benim yanıma ismini vermek istemediğim birilerinin aracılığı ile yanıma gelerek bu anlatımları yaptı. Bu şahıs o bölgede görev almış asker bir şahıstır. Bu şahıs bana anlattı bende bana söylediklerini kendi sesimden kasete aldım. Çünkü anlatan şahıs kendi sesini deşifre etmek istemedi. Bir bakıma bu yazı ismini vermek istemediğim asker şahsın anlatımlarıdır ben bu iddiaları teyit ettiremediğim için herhangi bir yerde yayınlamadım. Gazeteci tabiri ile izlemeye aldım, iddiaların doğruluğu veya yanlışlığı hakkında bir bilgim yoktur. Bu şifai anlatımın herhangi bir belge niteliği yoktur. Bu iddiaları yayınlayan sorumludur."
13-17 numara arası doküman içeriğinin: Hayrullah Mahrnud imzalı yazının, ÇUWALL- Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ü istifa ettirme projesi başlığı altında Süleymaniye olayı ve bazı konularda çeşitli iddialann bulunduğu,
17 numaralı doküman içeriğinin: El yazması, 'Araçlar' başlığı altında 1- Sesar internet sitesi 2- e-mail 3- Jeo kritik 4-Postacı 5-İş Dünyası Kulisleri 6-GP internet sitesi (CCU Söyleşi) 7-Rapor şeklinde not bulunduğu,
17 numaralı doküman içeriğinin: El yazması, 'Hançer Operasyonu' başlı altında,
1-DD ile banş...3-14 Şubat'a dönüş.............. İş Dünyası Operasyonu, Bürokrasi Operasyonu,
Medya Operasyonu şeklinde not bulunduğu, görülmüştür .BU DOKÜMANLAR HAKKINDA DETAYLI BİLGİSİ SORULDUĞUNDA;
"İMAM, FIRILDAK ve ÇUJVALL isimli yazıların 2004 yılında hazırladığı kitaplar olduğunu, O dönemde hiçbir yayınevinin Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN ve Melih GÖKÇEK'ten korktukları için yayınlamadıklarını, ancak şu an yayınlanmak için Alfa Yayınevinde beklediğini, ÇUJVALL isimli kitabı ise beklettiğini,
17 Numaralı Dokümanın ise BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ tarafından 2003 yılında Cem UZAN'a verildiğini, Cem UZAN'a Türkiye'de sorun çözme taktiğine dair bir yol haritası olduğunu, bunun içeriğinin Nedim ŞENER'in "Korku İmparatorluğu" isimli kitabında
^P^~ fy£U%1 V3^^p
yayınlandığını, bu kitabın Uzanlar Hakkında olduğunu, bu dokümanın Cem UZAN'a yapılan teklifinin müsvettesi olduğunu,
POSTACFnm, SESAR'ın yayınladığı bir bülten olduğunu, HANÇER
OPERASYONU'nu espiri olsun diye soymini hatırlayamadığı "Mesut................... ağabeye" taktığı
lakap olduğunu, espiri olsun diye kağıdın başına yazıldığını, CCU'nun Cem Cengiz UZAN olduğunu, DD'nin ne olduğunu bilmediğini,
2003 yılında Star'in temsilcisi iken SESAR'ın başkanı BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ ile tanıştığını, sonrasında BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ ile olan dostluğunun arttığını, Sonraki dönemlerde Fahri ve ücretsiz SESAR'a medya konusunda danışmanlık yaptığını, Hatta BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ'ın, kendiisni onura etmek için Başdanışman olarak kart bastırdığını, yazılarının internette e-mail zincirlerinde yer aldığını ve SESAR'ın da kendi düşüncelerine uygun olan yazılarını kendisini onore etmek için yayınladığını, SESAR ve herhangi bir internet sitesinde yazı yazmadığını,
Kendisine sorulan şahıslardan Ergün POYRAZ dışındaki şahısları tanımadığını, Ergün POYRAZ ile 2006 Nisan Mayıs aylarında bir lokantada buluştuklarını, internet ortamında Emin ÇOLAŞAN aleyhine yazılar yazdığını, Ergün POYRAZ'm da Emin ÇÖLAŞAN'ın samimi arkadaşı olduğunu, Emin ÇÖLAŞAN'ın, muhtemelen Ergün POYRAZ'ı bir bakıma aralarını bulmak amacıyla kendisine gönderdiğini, Ergün POYRAZ ile buluşmalarında "Medya, YAŞ, vb." konularda konuştuklarını ve ayrıldıklarını, bu konuşmanın detaylarını internette yayınladığını, Bir daha ne telefonla, nede yüz yüze görüşmediklerini,
Kendisine sorulan şahıslardan ismail YILDIZ ve Behiç GÜRCIHAN isimli şahıslar dışında kalanları tanımadığını, BÜLENT (kod) ismail YILDIZ isimli şahıs ile 2003 yılında tanıştığını, ismail YILDIZ 'in SESAR 'in başkanı olduğunu, dostluklarıjnın olduğunu, özellikle son iki yıldır çok sık görüştüklerini, yazılarından bir çoğunun SESAR 'in internet ortamında yayınlandığını, yazılarının SESAR 'da yayınlanmasından herhangi bir sıkıntısının olmadığını, SESAR başkanı ismail YILDIZ'ın yazılarından seçtiklerini bu internet sitesinde yayınladığını, ismail YILDIZ'ın her hangi bir yasadışı oluşum içerisinde yer almayan bir kişi olduğunu, vatanını seven, işini iyi yapan mesleki yeteneklerine saygı duyduğu biri olduğunu,
Behiç GÜRCIHAN ile de 2003 yılında ismail YILDIZ vasıtasıyla tanıştığını, Behiç GÜRCIHAN'ın kendisini SESAR bakan yardımcısı olarak tanıttığını, fakat kendisi ile 3 yıldır konuşmadığını, Behiç 'in üslubunu sevmediğini, hiç samimiyetinin olmadığını,
b-savcılık beyanında;
Şüpheli Hayrullah Mahmut ÖZGÜR savcılık beyanında;
Şüphelilerden BEHİÇ GÜRCIHAN ve İSMAİL YILDIZ 'ı tandığını, ERGÜN POYRAZ ile bir defa yüzyüze görüştüğünü, Ankara' da EMİN ÇÖLAŞAN ile ilgili bir konu hakkında görüştüklerini, "Ultra Türkler Derin Devlet Tartışmaları ve Yine Milliyetçilik Tartışmaları" isimli bir kitap yayınlamak üzere taslak hazırladığını ve şu anda Alfa Yayınevinde yayınlanmak üzere bu taslağın beklediğini, kendisine bu konularda gelen iddialar ve yazılan bir kitapta topladığını, Ultra Türkler kelimesini Amerikalıların kullandığını, BOP' da ortaya çıkan engellere karşı da Ultra İran ultra Gürci şeklinde tabirler kullandıklarını, bunun bir örgüt olmadığını, Türk devletinin kendisi olduğunu, Ankara' ya gittiğinde almış olduğu brifinglerden çıkardığı sonuca göre de Ergenekon efsanelerinin değil Türk devletinin kendi yapısı olduğunu anladığını,
Belirttiği brifingi o dönem Jandarma Genel Komutanı olan ŞENER ERUYGUR ile ve genel kurmay istihbarat daire başkanı ASLAN PAŞA isimli şahıslardan özel olarak aldığını, edindiği bilgilerle Türk devletinin zayıf olmadığı ve her alanda güçlü olduğunu anladığını, bu yazıyı da derin devlet tartışmalarını başlatmak için yazdığını, bu konuda MİT

n:'-~'sp*
müsteşarı ŞENKAL ATASAGUN ve Emniyet Genel Müdürü GÖKHAN AYDINER ile de 2003 yılında görüştüğünü,
"İmam" başlıklı Musevi Alonriyel' in Türk Siyasetine armağan ettiği Potomyalı Recep Tayyip Erdoğan ile başlayan yazı ve "Fırıldak" başlıklı Melih Gökçek ile ilgili kitap,"çuval" başlıklı TSK' yi tasviye operasyonu, "Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök'ü istifa ettirme projesi" başlıklı yazıların sorulması üzerine; bunların kitap çalışmalarının önsözleri, kapaklan ve benzeri çalışmaları olduğunu, bunların CD' lerinin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde bulunduğunu, ancak Alfa Yayınevinde yayınlamak için sıra beklediğini,
"1994 Ağustos ayında gizli emirle GK K.Irakta gayri nizamiyel faaliyetlerinin başlatılması özel kuvvetler komutanlığına verilmişti" başlıklı yazının sorulması üzerine; yazıyı kendisine orada görev yapmış bir şahsın anlattığı bilgilerden yazdığını, burada Türkiye' nin Kuzey Irakta yapmış olduğu faaliyetleri anlattığını, çatışmalarda bir kısım şahıslann devlet tarafından öldürüldüğünün iddia edildiğini ve yine oradaki bazı hadiseleri kendisine anlattığını, ancak bu önemli bilgiler içeren konuyu teyid ettiremediğinden sadece izlemeye aldığını, "Aponun yakalanması" başlıklı yazı ve devamındaki yazıların içeriğinin de aynı kişinin anlattığı olaylar olduğunu, bunlan hiç bir yerde kullanmadığını, bu kişinin özel kuvvetlerde görevli olduğunu, ancak ismini bilmediğini,
"2 Nisan 2002 Londra notlan" başlıklı yazının Erdoğan' m kendisini Zapsu aracılığı ile İngiliz salt komandolanna korutmak istediği konusunda yazılmış bir yazı olduğunu,
Sesar Araştırma ve Geliştirme Merkezinde baş danışman olarak çalışmadığını, ancak İSMAİL YILDIZ' m kendisini onure etmek için böyle bir kart bastırdığını, bu karta da baş danışman olarak kendi ismini yazdığını, zaman zaman İsmail YILDIZ' a bazı konularda bilgiler verdiğini, kendisi ile 2003 yılından beri Sesar' da tanıştığını, Haber Türk' deki yazılan yazdığı dönemde tamştıklannı, daha sonra fikir alış verişinde bulunduklanm, ancak aralannda paraya bağlı bir iş alış verişi olmadığını, yazılan yazıp gönderdiğini, İsmail YILDIZ' m beğendiği yazılan sitesinde Sesar ismi ile yayınladığını, daha önce Star Gazetesi başyazan olduğunu, Tayyip Erdoğan' m BOP projesini desteklemesinden ötürü kendisine mualif yazılar yazdığını ve AKP' nin yolsuzluklannı anlatan yazılan sebebi ile basın kuruluşlannda işe girmesine engel olduğunu, bu sebeple Tayyip ERDOĞAN ile aralarında bir husumet bulunduğunu, bu sebeplerle Ak partiye mualif olduğunu, AKP' nin kendisine zulmettiğini, kendisinin de bunu her platformda dile getirdiğini, Özel Kuvvetler mensubunun anlattığı Hilmi Özkök' e suikast yapılması ve Aziz Yıldınm' m şirketinin ihale edilmesi konulannda araştırmalar yaptığını, ancak sonuca ulaşamadığı için bunlan yayınlamadığını, Aziz Yıldınm' m konusu olan ihale ile alakalı olarak da ifadenin alındığı tarihli Yeni Şafak gazetesinde "VKGB' nin askeri ihalelere giren üyesi BALABAN ile silah tüccan BOZDAĞ' m Fenerbahçe başkanı YILDIRIM' m aldığı ihaleyi başkasına verme pazarlığı ortaya çıktı" başlıklı haber yayınlandığı, kendisine anlatılan konulannda bir kısmının medyaya yansıdığını,
BEHİÇ GÜRCİHAN' ı zaman zaman Star Gazetesinde İSMAİL YILDIZ' dan aldığı fikirleri yazması ile tanıdığını, kendisi ile bir samimiyetinin bulunmadığını, zaman zaman fikir çatışmalannm olduğunu, diğer şüphelilerden hiç kimseyi tanımadığını beyan etmiştir.
c-Elde edilen deliler.
Şüpheli Hayrullah Mahmut ÖZGÜR ün İlimiz Beşiktaş ilçesi Abbasağa Mahallesi Bekçi Sokak No: 4/11 adresinde yapılan aramada el konulan dokümanlar üzerinde yapılan incelemelerde;
A) l'den 10'a kadar numaralandırılmış 10 sayfa doküman içeriğinde: 1. Sayfa doküman içeriğinin : '...Bir operasyonda, alman 5 leş, 25 leş olarak Ankara' ya bildiriliyordu...'
5. Sayfa doküman içeriğinin: '...Bu olay siyasilerin .Gen. Kur'u yıpratması için Amerika ile ortak planladığı bir faaliyettir. Gen.Kur başkanı Hilmi Özkök hem Tayyip Erdoğan ile hem de
Amerika ile son derece yakın ilişkilere sahiptir. Bir yandan da halen Gen.Kur'da konuşulan ve Erdoğan'ın Özkök'e Cumhurbaşkanlığı teklif ettiği ve onun için Tayyip Erdoğan'ın politikasına ses çıkarmıyor....'
6. Sayfa doküman içeriğinin: '...Burada amaç ordunun yönetimini eline alacak HilmiÖzkök'e yıpranmış ve basan elde edemeyecek bir birim bırakmıştı, Kara KuvvetleriKomutanı iken Siirt'te öldürülmeye çalışılan Hilmi Özkök'ün başarılı olması istenmiyordu.Kıvnkoğlu ve ekibinin emri ile Siirt'te birlik denetlemeleri sırasında Helikopterine bir günöncesinden parça sökülerek sabotaj yapılan ancak sabah teknisyen kontrolünde ortayaçıkmayan olay fakat bu olayı takip eden özel kuvvetler personeli Hilmi Özkök gibi orduiçerisinde para yemeyen ve temiz bir komutanın varlığının istenmesi sebebi ile kendi bilgisidışında bu birim tarafından korumaya alınmıştır. Başına bu işler geleceği bilindiğinden dolayıbu personel görevli olmadıklan halde bu yakın korumayı sağlıyorlardı. Bu koruma sırasındada helikoptere yapılan sabotajı tim personeli tespit etti ve sabah Özkök' ün helikopterebineceği sırada bu tim personeli komutanı çekerek diğer helikoptere binmesini sağladı.Sabotaj yapılan helikopter kalkması sonrasında iki dakika sonra yere acil iniş yaptı ve Özkök'ün bindiği helikopter ise sorunsuz Diyarbakır' a gitti
7. Sayfa doküman içeriğinin: '...98 yılında o dönem o bölgede görev yapan mit başkanı 4tane Irak'lı kadını Türkiye' de zevk için kullanmak amacıyla Türkiye' ye kayıtsızgetirmişti...'
9. Sayfa doküman içeriğinin: '...Adam kaçırma hadiselerinde şirketlere ve sigorta şirketleriiçin çalışıyorlar. Genellikle %80 suikastlar ev/ofis e 500 metre mesafe içinde olurmuş, herzaman korunacak kişiden daha önce orada olunacak hazırlıklar yapılacak. Korunan bu kişilerigörmeyecek fark etmeyecek bile ama hissedecek...'
10. Sayfa doküman içeriğinin: '...Bunun için de sadece yakın koruma değil, dinlenmeyekarşı önlemler (ek ekipman pahalı sonra her yerde kullanılıyor, özel havlar..) yazışmalannemniyeti, özel kalemin neyi söyleyip neyi söylememesi gibi şeyler (mesela bizim programlanherkese maille yollamamız intihar!), gidilecek her yere önce adamlanmız gitmiş olmalı ve işyumuşak ve gösterişsiz olmalı, gösteriş sadece gerektiği bazı yerlerde (belki güneydoğuanadolu gibi:) bilhassa yapılmash... tahminen şayet eğitimli bir grup varsa en fazla 3 - 3,5hafta ve herhalde 2 belki 3 kişi olacak, önümüzdeki hafta başı ilk partiye ek dersek anlaşmayapar haftası için zaman yapabiliriz. Bu arada 10 tane de özel korumayı bizim seçmemizlazım ki aralanndan hepsinin veya bir kısmını çıkarsınlar diye...' şeklinde ibareler içeren yazıolduğu,
B) Vden 22'ye kadar numaralandırılmış 11 sayfa doküman:
1-9 numara arası doküman içeriğinin: Hayrullah Mahmud imzalı yazının, İMAM başlığı
altında Başbakan R.Tayyip ERDOĞAN'm resmi ile başladığı, Başbakan R.Tayyip
ERDOGAN'm İmam ismi ile özdeşleştirilerek çeşitli konularda sorular yöneltildiği,
9-13 numara arası doküman içeriğinin: Hayrullah Mahmud imzalı yazının, FIRILDAK
başlığı altında, bir fınldak üzerinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih GÖKÇEK
Başbakan resmi ile başladığı, Melih GÖKÇEK'e hitaben yazıldığı değerlendirilen iddialann
bulunduğu,
13-17 numara arası doküman içeriğinin: Hayrullah Mahmud imzalı yazının, ÇUWALL-
Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ü istifa ettirme projesi başlığı altında Süleymaniye olayı
ve bazı konularda çeşitli iddialann bulunduğu,
17 numaralı doküman içeriğinin: El yazması, 'Araçlar' başlığı altında 1- Sesar internet
sitesi 2- e-mail 3- Jeo kritik 4-Postacı 5-İş Dünyası Kulisleri 6-GP internet sitesi (CCU
Söyleşi) 7-Rapor şeklinde not bulunduğu,
17 numaralı doküman içeriğinin: El yazması, 'Hançer Operasyonu' başlı altında, 1-DD ile
banş...3-14 Şubat'a dönüş......... İş Dünyası Operasyonu. Bürokrasi Operasyonu, Medya
Operasyonu şeklinde not bulunduğu, görülmüş olup diğer sayfalarda herhangi bir suç ve suç unsuruna rastlanılmadığına dair;
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi,
Şüpheli Hayrullah Mahmud ÖZGÜR'ün gerek beyanları gerekse şüpheliler BÜLENT (Kod) İsmail YILDIZ, Ergün POYRAZ, Halil Behiç GÜRCİHAN'la olan ilişkileri, yazdığı yazılar diğer şüphelilerle örgütsel talimatlar sonucu yazılan çuval olayı, Ergenekon ve Ultra Türkler başlıklı yazılan gerekse de örgütsel içerikli belgeleri özel kuvvetlerde çalışan şahıslardan aldığı hususları göz önüne alınarak, şüphelinin Ergenekon terör örgütünün üyesi olduğu, örgütün medyatik anlamda savunulması ve propagandasının yapılmak suretiyle örgütün eylem ve faaliyetlerinin sanki legal eylem ve faaliyetlermiş gibi gösterildiği, ayrıca çeşitli askeri şahıslardan alındığını iddia ettiği röportaj notlarında konuşan kişi olarak adlandırdığı kişinin beyanları göz önüne alınarak, şüphelinin kendi rızasıyla ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜ legal bir kurum gibi göstermeye çalışıp propagandasını yaptığı, Özel şahıslarca kendisine ERGENEKON terör örgütü hakkında birifing verilip bu birifingten sonra ERGENEKON terör örgütü hakkında övücü yazılar yazması ve bu örgete üye olanların büyük ve ulaşılmaz konumdaki insanlar olarak şüpheli tarafından kaleme alman yazılarda lanse edilmesi hususları göz önüne alındığında şüphelinin örgüt ile organik bir bağ kurduğu anlaşılmıştır.
ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN LOBİ isimli dokümanında:
7/7). İLETİŞİM VE PROPAGANDA başlığı altında;
İletişim ve Propaganda departmanı bir başkan ve beş yardımcıdan oluşmaktadır. Bu departmanın görevi amaçlara uygun olarak medya kuruluşlarını bilgilendirmek, yönlendirmek ve bu yolla kontrol altında tutmaktır. Ayrıca, faaliyetlerde amaçlara uygun kamuoyu oluşturulması ve kamuoyunun desteğinin sağlanması çalışmalarını yürütür.
Bunların yamsıra, organizasyonun ilişki kurmayı tasarladığı kişi, kurum ve kuruluşlar üzerinde etkileme çalışmaları gerçekleştirerek, sağlıklı ilişkiler kurulabilmesinin alt yapısını hazırlar. Şeklinde olduğu, şüpheli Hayrullah Mahmud ÖZGÜR'ün de Ergenekon terör örgütünün İLETİŞİM VE PROPAGANDA bölümünde görevli üyesi olduğu ve yazdığı yazılan bizzat ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN faaliyetlerinde kamuoyu oluşturulmasına yönelik örgüt tarafından verilen talimatlarla yazdığı, şüpheli İsmail YILDIZ'a bağlı olarak çalıştığı anlaşıldığından,
Şüpheli Hayrullah Mahmud ÖZGÜR'ün ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmak eylemi nedeniyle, TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
14-ŞÜPHELİ ERGÜN POYRAZ : a-Şüpheli emniyet beyanında
Kendisinin (içinde gizli bilgi ve belgeler bulunan) CD.' lerin içeriklerini hatırlamadığını, bu CD.' lerin kendisinde olmaması gerektiğini ve bir anlam veremediğini, CD. içerisindeki verileri hatırlamadığını, nereden aldığını hatırlamadığını, kendisi ile alakasının olmadığını, kendisine ait laptop bilgisayardaki bu bilgilerin bilgisayanna nasıl girdiğini bilmediğini ve kimseye kopya vermediğini, Mülkiye Baş Müfettişliği tarafından hazırlanan raporu Mehmet BÖLÜK isimli rapor arkadaşından aldığını ve "Patlak Ampul" isimli kitabında yer verdiğini, Nesim MALKİ soruşturması ile alakalı bilgileri de yine Mehmet BÖLÜK' den aldığını, Oktay YILDIRIM ile bir- yıl önce Ankara' da Oktay YILDIRIM ' m yazacağı kitap ile alakalı olarak görüştüğü ve bilgi alış verişinde bulunduğu,
kendisinin 19 mayıs adlı internet sitesindeki yazılarının kuvvaimilliye sitesinde yayınlanması sebebi ile Oktay YILDIRIM ile yine görüştüğünü ve bu yazılan kaldırttırdığını, el bombalan ile alakasının olmadığını, BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ' ı sesar adlı siteden tanıdığını, Tayyip ERDOĞAN' m masonluğu ile alakalı yazdığı yazıdan ötürü kendisi ile telefonla ve yüz yüze görüştüğünü ve bu yazıyı da kendi kitabına aldığını, bir daha da kendisi ile hiç görüşmediğini, ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' i tanımadığını, hiçbir şekilde kendisi ile görüşmediğini, MİLLİ IRGAT(KOD) Kuddusi OKKIR' ı da tanımadığını, Ergenekon belgesi ile her hangi bir alakasının olmadığını, Halil Behiç GÜRCİHAN' ı, Sevgi ERENEROL' u basın sözcüsü olduğu Hıristiyanlar için özel bir günde kilisedeki davette kalabalık bir ortamda tanıdığı, kendi sitesinde yazı yazmasını teklif ettiğini, kendisinin kabul etmediğini, Halil Behiç GÜRCİHAN' m kendi tanıdığı yayınevinde kitabını bastırabileceğini söylediği, kitabının ismi "Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet" olduğu, o günden beri kendisi ile görüşmediğini beyan etmiş,
b-Şüpheli Ergün POYRAZ savcılık beyanında;
Hastaneden isteği ile ayrıldığını bu sebeple hastaneden çıkarken rapor verildiğinden ötürü darp cebir raporunu aldırtmadığım, kendisine Emniyette herhangi bir işkence ve darp ve cebir olmadığım,
Emniyet ifadesini tekrar ettiğini, şüphelilerden OKTAY YILDIRIM, ve İSMAİL YILDIZ'I tanıdığını, ZAFER (KOD) MUZAFFER TEKİN ve diğerlerini tanımadığını, evinde çıkan dokümanlann araştırmacı yazar olduğundan ötürü zamanla biriktirmiş olduğu arşivi olduğunu, kendisinde bulunan bazı bilgi ve belgelerin Ankara' da ki Fethullah Gülen ve örgütü davasında delil olarak kullanıldığını, hatta o davada müdahillik talebinde bulunduğunu, tanık olarak ifade verdiğini, ve dosyayı da temyiz edenin kendisi olduğunu,
Diğer şüphelilerden KEMAL ŞAHİN, REFİK NUHOĞLU ve MURAT YÜCEL'İ tanımadığını, arama tutanağındaki dokümanlar, bilgisayar ve diğer cd lerin kendi evinden alındığını, ancak bu bilgilerin bilgisayanna nasıl girdiğini bilmediğini, yazar olduğu için birçok bilgi ve belgenin tarafına çeşitli zamanlarda geldiğini, bunlann nasıl ve ne zaman geldiklerini hatırlamasının mümkün olmadığını, ancak kendisinden elde edildiği belirtilen cd deki bilgilerin güncelliğini yitirmiş daha önce patlak ampul kitabındaki bilgilerden daha değersiz bilgiler olduğunu, bunlann daha ağırlannı daha gelişmişlerini kitabında yazdığını, ancak bu cd lerin kendisine geldiğini, içindeki bilgileri önemsemediği veya bakmadığı için kendisinde kalmış olabileceğini, Genel Kurmay' a ait gizlilik ibareli belge ve pover point formatmdaki dosyalann bilgisayanna nasıl geldiklerini hatırlamadığını, incelemek amacıyla bilgisayanna yükleyip daha sonrada bakamayıp veya silmeyi unuttuğu bilgiler olabileceğini, bu bilgilerin gizlilik içeren belgeler olmadığını, bir çoğunun da aleniyet kazandığının ortada olduğunu, bilgisayannda çıktığı belirtilen ERCÜMENT başlıklı trafik ve hava limanı müdürlüğü yapan şahsın özel hayatına ilişkin bilgilerin ve daha başka birçok şahsa ait özel hayatlanna ilişkin bilgilerin bilgisayanna nasıl geldiğini bilmediğini, İSMAİL YILDIZ ile birbuçuk senedir görüşmediğini, OKTAY YILDIRIM ile yaklaşık bir senedir görüşmediğini, İSMAİL YILDIZ ' m Merkez Valisi olarak kendisini tanıttığını bilmediğini, aynca Devletin yeniden yapılandınlması belgesi ile ve diğer şüpheliler de ele geçirilen dokümanlarla alakasının olmadığını, içeriklerini kabul etmediğini, suçlamalan kabul etmediğini, beyan etmiştir.
b-2 24/04/2008 tarihli ek ifadesinde
30.07.2007 tarihinde savcılıkta ifade verdiğini, O ifadesinin doğru olduğunu ve tekrar ettiğini,
Halil Behiç GÜRCİHAN' da bulunan itaf bölümünde "Kemal'in askerleri, Dr. Necip HABLEMİTOĞLU ve binbaşı İhsan GÜVEN' e" diye başlayan ve içinde Hablemitoğlunun
şehit edilmesi ve ihsan GÜVEN cinayetine ilişkin kitabın kendisine ait olduğunu, daha öne yayınlandığını, Kitabının adının "Tarikat, Siyaset,Ticaret ve Cinayet" olduğunu,
Halil Behiç GÜRCİHAN'ı tanıdığını, Bir iki kez telefonda görüştüklerini, Her hangi bir kitap çalışmasının Behiç GÜRCİHA'a vermediğini, kendisine ait olan bu kitabın word belgesi olarak Halil Behiç GÜRCİHAN' a nasıl gittiğini bilmediğini,
Kitabında yayınladığı tarikatlarla alakalı bölümün CD ile geldiğini, Beşiktaş'dan postalandığını ancak kimin postaladığını bilmediğini, bunun Genel Kurmay Başkanlığı arşivinde bulunan irtica örgütlerin iç tehdit değerlendirmesi olduğunu bilmediğini, O dönem bunların birçok gazete ve kitaplara konu olduğunu,
Atilla UĞUR sorulduğunda; Necip HABLEMİTOĞLU şehit edildikten sonra jandarma bölgesinde oturduğundan ötürü koruma talebinde bulunduğunu, Atilla UĞUR ile koruma temini için görüştüklerini, bunun dışında her hangi bir görüşme ve ilişkisinin olmadığını,
Levent ERSÖZ sorulduğunda; Levent ERSÖZ ile de koruma konusu ile alakalı olarak görüştüğünü, Levent ERSÖZ ile daha sonra görüşüp görüşmediğini hatırlamadığım,
Şüpheli avukatının bahsettiği kitabın temin edilmesi üzerine incelenmiş, kitabın 291. sayfasında Genel Kurmay Belgelerinde Nurculuk başlıklı 24 Mayıs 2002 tarihinde "Genel Kurmay İstihbarat Başkanlığı", "İrticai Örgütlerin Tehdit Değerlendirmesi" başlığı altında irticai unsurların Mayıs 2001 tarihinden Mayıs 2002 tarihine kadar olan dönemlerdeki faaliyetlerini de kapsayacak şekilde "İrticai Örgütlerin Tehdit Değerlendirmesi adı ile kapsamlı bir doküman hazırlıyor, bu hazırladığı belge ve bilgileri tüm birimlerine gönderiyordu" ile başlayan yazıda 1. Genel: A. Tarihi Gelişimi diye başlayan yazıların dosyada mevcut yazılara benzer içerikli tarikatlarla alakalı yazının olduğu anlaşıldığı, kitap delil olması için dosyasına konulduğu.
Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının 04.12.2007 tarihli yazısı ekinde bulunan,
Bl bölümünde bulunan Ergün POYRAZ 49 nolu CD. başlıklı listede bulunan "yıkıcı bölücü faaliyetler konferansı 2003" isimli klasörün içerisindeki bilgilerden haberinim olmadığını, CD nin kendisine ait olmadığını,
Bilgsayarmda bulunan "Notlar" isimli 7 sayfalık doküman sorulduğunda; notlann ana hatları ile kendisine ait olduğunu ama kelimesi kelimesine hatırlayamadığını, Son bölümdeki Levent ERSÖZ ile alakalı notlan hatırlamadığını,
Oğuzcan HANLI diye birini tanımadığını, Oğuzhan ŞANLI diye bir korumasının olduğunu, Belki soyismini yanlış hatırlamış olabileceğini,
Notlar bölümünde geçen "Ercüment Mitçi" başlıklı İhsan GÜVEN cinayeti ile alakalı olan "İ.Güven Oğuzcan Hanlı' nm telkinleri ile öldürüldü. Erken dönmeseydim ben de İ. Güven ile birlikte öldürülecektim. Ankara' da beni tuvalete bile yalnız göndermeyen korumalar Tuzla' da yanıma gelmemek için binbir numara çektiler." Şeklindeki bölümün kendisine ait olmadığını, gerçekleri kitabında yazdığını, gerçek olsaydı kitabına yazacağını,
Notlar' m 7. sayfasında bulunan "Levent ERSÖZ Jandarma İstihbarat Başkanı emekliliğinin ardmdan Kayseri grubu AKP'liler ile diyaloga giriyor, MİT müsteşarlığı için tavasutta bulunmalarını istiyordu. Öyleki emekli olur olmaz bana söz verdiği kitap yazım işini unuttuğu gibi uzun bir süre telefonlarada çıkmıyordu. 2007 Ocağında piyasaya çıkıyor, daha önce Aslan Bulut ve Emin Şirin " verdiği bunlar tarafından açıkça yazılamayan Aksu'nun Ermenilik belgesini yazmamı istiyordu.Celal Yarbay ve ekibinin İhsan GÜVEN' in öldürülmesi olayında beni de satmalarının ardındaki sırda aralanıyordu" şeklindeki not sorulduğunda; Celal Yarbay! soyadı olmadığı için bilemediğini,
İhsan GÜVEN ile çeşitli tarihlerde görüştüğünü,
İhsan GÜVEN ile yaptığım görüşmeleri kayda alıp Atilla Albaya götürmediğini, İhsan GÜVEN' in konuşmalarını kitapta yayınlanan MKG genel sekreterinin o tarihte sanırsa emekli olduğunu, Ancak nereden aldığını söylemek zorunda olmadığını,
Koruma notlan gösterildiğinde; gösterilen koruma notlarının fotokopisinin yazarının ve içeriğinin belli olmadığını, ne olduğu belirsiz, terör örgütleri de hiç bir ilgisi olmayan saçma sapan kağıtlar manzumesi olduğunu, Bu fotokopi kağıtları ile hiç bir ilgisinin olmadığını,
Tutanaklardaki imzalı bölüm okunup o bölümde bulunan 09.02.2003 tarihli Aydın Turizm biletinin fotokopisinin üstünde teslim eden Tuncay KAHRAMAN, Oğuzcan HANLI, teslim alan Ergün DEMİRCİ, Mümtaz ARIKAN, Mustafa YILDIZ isimli askeri şahısların imzalannm bulunduğu bölüm sorulduğunda; 5 sene önceki bir olayı hatırlamasının mümkün olmadığını Ancak tutanakta ismi geçen Tuncay KAHRAMAN ve Oğuzcan HANLI'nın kendisinin korumalığını yaptıklannı, Tutanaktan hariç diğer tarihler ve saatlere göre yazılmış şeyleri kabul etmediğini, Onların da tutanak ile alakasının olmadığını,
İhsan GÜVEN ile fırsat buldukça her zaman görüştüğünü, Ancak kendisinden her hangi bir bilgi belge almadığını, İhsan GÜVEN'in kendisine bazı konularda anlattığı şeyler olduğunu, Onun dışında her hangi bir belge vermediğini, bilgisayarında çıkan İhsan GÜVEN ile alakalı belgelerin ölümünden sonra tanıyan biri tarafından kendisine verildiğini, verinin ismini açıklamak zorunda olmadığını,
Nusret SENEM' den elde edilen CD içerisinde bulunan tutanaklar gösterildiğinde; bu tutanaklarla alakasının olmadığını, Bu tutanaklann word belgesi olduğunu, Bunlarda hiç bir imzanın olmadığını, Bilinen birer fotokopi kağıttan olduğunu, Bunlarla ilgili konuşmanın zaten abesle iştigal olacağını ve Bu belgeleri kabul etmediğini,
Emniyet ifadesi okunduğunda doğru olduğunu ve aynen tekrar ettiğini,
Sevgi ERENEROL' u rahmetli Necip HABLEMİTOĞLU vasıtası ile tanıdığını, Seminer ve toplantılanna katılmadığını, Böyle bir konudan da haberinin olmadığını, Sadece bir kere kokteyle katıldığını, Onun dışında da Sevgi Hanım ile karşılaştığında konuşup ve görüştüklerini, Sevgi Hanım ile kitabının yazılması ve basılmasına dair bilgi alış verişi yaptığını hatırlamadığını,
Vedat YENERER'i tanımadığını,
Muammer KARABULUT'u tanımadığını, Muammer KARABULUT'un araştırmacı yazar olduğunu, kendine kitap gönderdiğini ve öyle tanıştıklarını, kitabının yazdırılması ve basılması ile her hangi bir alakasının olmadığını, Bu konuda böyle bir talebinin olmadığını, Zaten cezaevinde belge ve bilgi alış verişi yapmanın kesinlikle mümkün olmadığını,
Sevgi ERENEROL ile de kendisini ziyaret ettiği dönemde kitabının yazdırılması ve bastırılaması konusunda hiç bir diyaloglarının olmadığını,
Muzaffer TEKİN, Bekir ÖZTÜRK, Veli KÜÇÜK ve Doğu PERİNÇEK'i tanımadığını,
Sadece Ayasofya Derneğini üyesi olduğunu, Ayasofya'nm tekrar kilise yapılması çalışmalanna karşı olduğunun,
Tuncer KILIÇ' ve Şener ERUYGUR'la İlişkilerinin gazeteci ve subay ilişkisinden öteye geçmediğini,
Alman Vakıflan davasına müdahillik talebinin olduğunu, Alman Vakıflarının Türkiye üzerinden yasadışı faaliyetleri olan ve Türkiye' de bazı vakıflarla yasadışı, hukuk dışı ilişkileri olan ve Türkiye' nin kötülüğüne çalıştığına inandığı vakıflar olduğunu, Bu nedenle sorumlu bir Türk ferdi olarak bu vakıflarla ilgili çalışmalar yaptığını ve bu çalışmalannm da kitaplaştığım,
Gülseven YAŞER ile tanıştıklannı, karşılaştıklarında görüştüklerini,
Necip HABLEMITOGLU'nun MİT Müsteşarlığına adının geçmesi ile alakalı bilgiler sorulduğunda; Emniyet içindeki fethullahçı örgüt tarafından şehit edildiği çok açık olan HABLEMITOGLU'nun MİT Müsteşarlığına adaylığının bizzat kendisi tarafından çok sayıda bir arkadaş grubu arasında söylendiğini, HABLEMITOGLU'nun MİT Müsteşarlığına adaylığını babası, kız kardeşleri ve yakın akrabaları yine Hablemitoğlu'dan duyarak bildiklerini,
Emin GÜRSES'i tanımadığını, hayatında bir kez gördüğünü, Sevgi ERENEROL'un kokteylinde ayaküzeri yaklaşık yarım dakikalık bir konuşmaları olduğunu, Sadece ayaküstü selamlaştıklarmı iddia ettiği gibi belgeleri jandarmadan aldığını söylemediğini, Bu konudaki beyanlarını kabul etmediğini, gerçek dışı olduğunu, Bunun dışında ne telefon, ne e-mail hiç bir şekilde görüşmesinin olmadığını,
c-Elde edilen deliler
Ergün POYRAZ'm ikametinin ikinci katından elde edilen, (1) adet T0624-02 TE000345 seri nolu, Yavuz 16 marka Compact model tabanca, (13) adet fişek ve (1) adet numarasız, 9 mm çaplı ses ve gaz fişeği istimal eden, Almanya yapımı, RÖHM marka RG99 model toplu tabanca, incelenmek üzere ilimiz Kriminal Polis Laboratuarına gönderilmiş, alman 2007/11801 sayılı ekspertiz raporunda:
- (1) adet T0624-02 TE000345 seri nolu, Yavuz 16 marka Compact modeltabancanın; ateşlemeye mani bir engelinin bulunmadığı, gönderilen fişeklerle yapılan denemeatışlarında fişekleri patlattığı, bu haliyle 6136 sayılı yasada belirtilen yasak silahlardanolduğu, faili meçhul olaylarla alakasının bulunmadığı,
- (1) adet numarasız, 9 mm çaplı ses ve gaz fişeği istimal eden, Almanya yapımı, RÖHM marka RG99 model toplu tabancanın; gaz ve ses fişeği patlattığı, 6136 sayılı yasada belirtilen yasak silahlardan olmadığı ancak ebat ve görünüş itibari ile gerçek silahlardan ayırt edilemeyecek tarza olduğundan iğfal kabiliyetine haiz olduğu, faili meçhul olaylarla alakasının bulunmadığı,
- (13) adet fişeğin, 6136 sayılı yasada belirtilen yasak fişeklerden olduğu bildirilmiş olup söz konusu ekspertiz raporu dosya içerisine eklenmiştir
Şüphelinin evinde ve bilgisayarlarında ele geçirilen belgelerin incelenmesinde şüphelinin evinde ele geçirilen 2 adet CD.' lerden birinde KK Arşivi adı altında Kara Kuvvetleri Komutanlığının çeşitli zamanlarda yapmış olduğu gizli istihbari çalışmalar,
kamu kurumlarında çalışan üst düzey görevliler ve bürokratlar hakkında yapılan fişleme ve istihbari notlar,
yine üzerinde gizlilik ibaresi bulunan baş emir yazılı gizli iç yazışmalar, Genel Kurmay İstihbarat Dairesi Başkanlığının yapılanma ve teşkilatına ilişkin gizlilik içeren yazı ve power point sunumlarının bulunduğu,
Batı Çalışma Grubu (BÇG) tarafından hazırlanan bir çok gizli dosya, yazışma ve bilginin bulunduğu,
AKP yolsuzluklar isimli dosyanın bulunduğu, yine bu dosyanın da daha önceden ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' in masasından çıkan dosya ile benzer olduğu, hükümetler tarafından yapılan atamaların tarihleri ve atanan kişilere ilişkin kayıtlar ve bu kişilerle alakalı fişlemelerin bulunduğu listelerin olduğu,
1. grup dış tehdit ve iç tehdit başlıklı gizlilik ibareli askeri belgeler, resimli bilgisayar dosyalarmm bulunduğu, içerikleri ve gizli olmaları sebebi ile bu bilgilerin dosyaya yansıtılmadığı, ancak bu bilgi ve belgelerin bilgisayar kayıtlarında özellikler bölümüne girildiğinde en son kaydeden Kara Kuvvetleri Komutanlığı, şirket,-Genel Kurmay Başkanlığı,

TSK, KKK gibi ibarelerin olduğu, buradan da bu bilgilerin şüpheli tarafından Genel Kurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait bilgisayarlardan kanunsuz olrak alındıklarının anlaşıldığı.
Şüphelinin evinde ele geçirilen ve muhtemelen şüpheli ile birlikte yanında koruma amaçlı olarak bulunan askeri görevlilerce yazıldığı anlaşılan "3 Ocak 2003 Cuma" diye başlayan 36 sayfalık el yazısı günlük şüphelinin yaptığı işleri ve konuşup görüştüğü kişileri ayrıntılı anlatan notların fotokopisi, ile aynı notların içinde 2 adet kroki, 1 adet de Kılıç Zeki ERGEZEN' in çiftlik evinde bir piknikte Abdullah GÜL, Salih KAPUSUZ ve emniyetin ünlü istinbaratçılardan Emniyet Genel Müdürlüğü APK uzmanı Hanefi AVCI ile birlikte yazan ve 10 kişinin bulunduğu bir fotoğrafın fotokopisinin bulunduğu,
36 sayfalık bu belgenin yapılan incelemesinde;
Şüphelinin Necip HABLEMİTOĞLU ve Fetulllah GÜLEN davası ile alakalı olarakDGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete YÜKSEL, Hamza KELEŞ ve daha bir çok şahıs ilegörüştüğü, Milli Savunma Bakanlığında görevli Erdal Paşa' ya 15 adet "Patlak Ampul " isimlikitabı bıraktığı, emniyet müdür yardımcısı Osman AK ile görüştüğü, Jandarma GenelKomutanı Şener ERUYGUR ile görüştüğü, MGK kurulunda Tuncer KILIÇ Paşa ilegörüştüğü, Aydın' a gittiğinde İl J.K. Ferid SUCUKA ile görüştüğü, oluşturulan korumaekibine tutanak ile teslim edildiği, jandarma tarafından korunması için ilçe komutanlıkları ilegörüşmeler yapıldığı, mülkiye müfettişi Candan EREN ile görüştüğü, Teknik İstihbaratKomutanı Atilla Albay ile görüştüğü, Yargıtay üyesi Mustafa K... ile görüştüğü, yineşüphelinin 09.02.2003 tarihinde korumalı şahıs Ergün POYRAZ'm 9 Şubat 2003
tarihinde Aydın iline getirildiği, Aydın İl Jandarma Komutanlığına gelinerek korunan şahsın koruma yapacak personele teslim edildiğine dair tutanağın uzman çavuş ve üst çavuşlarca imzalandığı, tutanağın altında 9 Şubat 2003 tarihli Ankara, Aydın 36 YTL' lik biletin fotokopisinin olduğu, Koçarlı ilçesi Jandarma Bölük Komutanı Yüksel SEYHAN' m da telefon numarasının bulunduğu,
Muzaffer SERAÇ isimli şahısla yapmış olduğu görüşmeyi üzerindeki dinleme cihazı ile kaydederek daha sonra Atilla Albay' a verdiği, DGM' ye gidip Alman Vakıfları ile ilgili müdahil dilekçesini verdiği,
havaalanına Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Gülseven YAŞER'in alınmaya gidildiği, Av. Hüseyin Bey, Av. Neşet Bey, C. Savcısı N.Mete YÜKSEL, Ank. Eski Em. Müd. Yrd. Osman AK, ÇEV Başkanı Gülseven (YAŞER), Ank.Eski Em.Müd. Cevdet SARAL ile birlikte Defne Restorantta yemek yenildiği,
Gülseven Hanım ile MGK ' ya gidildiği, daha sonra Gülseven YAŞER ile tekrar görüşüldüğü, eski özel hareket şube müdürü İbrahim ŞAHİN ile telefonda görüşüp yüz yüze Danış Halkla İlişkiler Şirketinde görüşme yaptığı ve bunu teybe kaydettiği,
DGM Başkanı Orhan KARADENİZ ile Fetullah GÜLEN ile ilgili davanın sonucu ile ilgili görüşmede bulunulduğu, Alman Vakıftan ile ilgili DGM' de duruşmaya girildiği, müdahillik taleplerinin reddedildiği, ajanlık yapan kişilerin beraatine karar verildiği, Yargıtay' da misyonerlerle ilgili duruşmaya girdiği, Dr. Servet UNSAL ile beraber Yargıtay' da 8 kadar hakim ile görüşerek misyoner davasında olumlu oy kullanmaları için kuliste bulunduğu, 3 saat Yargıtay' da kalındığı, İstanbul Tuzla' da asteğmen adayı Hurşit CANLI ile Necip HABLEMİTOĞLU cinayeti ile ilgili VİP önemli olduğuna inandığı bilgileri aldığı, Tv. ve yazılı basında dost tarikatı olarak bilinen emekli İstihkam Kıdemli Binbaşı İhsan GÜVEN' in evinde 3,5 saat görüşüldüğü, daha sonra Atilla Albay ile görüşüldüğü şeklinde notlar bulunduğu,
Notların değerlendirilmesinde şüphelinin sürekli kısa süre aralıklarla yeni telefon ve kart aldığı, araştırmacı yazar olmasına rağmen devletin en üst birimleri ile görüştüğü gibi daha sonra cinayet sonucu öldürülen İhsan GÜVEN ile görüşmüş olması ve yine suikast sonucu öldürülen Necip HABLEMİTOĞLU konusu ile yakından ilgilenmesi, son zamanlarda

^Js4&2y' -i?i£w^
meydana gelen misyonerlere yönelik saldmlar ve Malatya' daki cinayet olayı, Rahip Santora ve Hrant Dink olaylarının olması açısından şüphelinin o tarihlerde Yargıtay' da görülen misyonerlik davası ile alakalı kulis yapıp hakimlerin misyonerler aleyhine oy kullanması şeklinde telkinlerde bulunduğu, şüphelinin avukat, cumhuriyet savcısı olmadığı halde hem Alman Vakıfları davası hem de misyonerlik davası gibi davalara müdahil olarak katılıp takip etmesi de belirtilen cinayetler açısından düşündürücü olmaktadır.
Şüphelinin devletin üst düzey görevlileri ile HİÇ BİR RESMİ Görevi olmaksızın sürekli makamlarında görüşüp değişik kişi ve kurum temsilcileriyle bir araya gelip misafirlerini havaalanından aldırması ve lüks restaurantlarda bu misafirlere yemek yedirmesi husulanda sadece araştırmacı yazır olan şüphelinin gelir ve harcama durumuyla orantılı gözükmediği şüphelinin bu tür işler için yaptığı masrafların kendi gelirinden karşılamasının da mümkün bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Notlara bakıldığında
1. 11 OCAK 2003 Av. Neşet Bey bürosunda buluştukları, 07 ŞUBAT 2003 Günü Neşet beyin bürosunda Osman AK a 4 adet köstebek kitabı bırakıldığı
2. 17 Şubat 2003 günü OSMAN AK ile İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişi Candan EREN'İN birlikte POYRAZ'I Hüseyin BUZOĞLU'NUN ofisinde ziyaret ettikleri,
3. 28 Şubat 2003 günü Av. Neşet ait büroda Poyraz ve Av. Neşet ile beraber yemek yedikleri,
4. Mart 2003 başlarında 2 kez Av. Hüseyinin bürosunda POYRAZ ile bir araya geldikleri, 22 Şubat 2003 günü Av Hüseyin'in bürosunda Osman AK ve iki kişiyle toplantı yaptığı,
5. 19 Şubat 2003 günü ,Ergün POYRAZ, Av. Hüseyin BUZOĞLU Av Neşet, NuhMete YÜKSEL, Osman AK,. Gülseven YAŞER, Ank. Eski Emn. Müd. CevdetS ARAL'İN Güven Cad. Karyağdı Sok. bulunan Defne Restoran da yemekyedikleri
6. 11 Mart 2003 günü POYRAZ ve Osman AK'IN ERDAL ŞENEL'İ makamındaziyaret ettikleri,
7. 05 Mart 2003 günü Gülseven YAŞER VE Osman AK'IN POYRAZ'LA Av. Hüseyinin bürosunda bir araya geldikleri ve sonrasında Şahısların YAŞER'İ Havalimanından İstanbul'a gitmek üzere uğurladıkları,
8. 07 mart 2003 günü Nuh Mete Yüksel ve Poyrazm TUNCER KILIÇ'I makamında ziyaret ettikleri ve Osman AK'IN MGK'YA tayin hususunu konuştukları,
9. 04 mart 2003 günü Av.Hüseyin, Av Neşet, Osman AK, NecipHABLEMİTOĞLU'nun eşi Şengül HABLEMİTOĞLU ve iki çocuğu, Çağdaş
Eğt. Vkf. Bşk. Gülseven YAŞER birlikte.................. (yazı okunmuyor - yemek yemiş
olabilecekleri)
MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer KILIÇla
Ergün POYRAZ 'in 02 ocak 2003 günü MGK ya giderek MGK Genel Sekreteri
Orgeneral Tuncer KILIÇla görüştüğü, yine Ergün POYRAZ ve C. Savcısı Nuh Mete YÜKSEL'İN şahsın makamında 25 OCAK 2003 bir araya geldikleri, daha sonra
20 Şubat 2003 günü YAŞER'in Otel'den alındığı ve Kılmç ile görüşmeye gittikleri. 07 Mart 2003 günü Nuh Mete Yüksel ve Poyraz'm KILIÇT makamında ziyaret ettikleri ve Osman AK'IN MGK'YA tayin hususunu konuştukları, şüpheli Ergün POYRAZ yazar olmasına rağmen ve sırf araştırma maksatlı olarak çok kısa süre içnde MGK genel sekretiriyle görüşüp Osman AK m tayin işini dahi halletmeye kalkması da araştırmacı yazarlıkla alakalı bir iş olsa gerektir.
fym^Y ^Wr-/,
664
inceleme sonuç raporu
İLGİ : (a) Gnkur. As. Sav. lığının 16 EKİM 2007 tarih ve SAYI: 2007 / 581 - 425 Y.Y. / 915/5323 sayılı yazısı.
(b) Gnkur. As. Sav. lığının 28 AĞUSTOS 2007 tarih ve SAYI: 2007 / 581 - 425 Y.Y. / 915 /4971 sayılı yazısı.
(c) Gnkur. Bşk.lığımn 07 EYLÜL 2007 tarih ve İSTH: 3500 - 45935- 07 / İKK ve Güv. D. 3. İçTİŞ. (2) (655) 2261155 sayılı yazısı.
1. KONU
İlgi (a) yazı gereği, 12. 06. 2006 tarihinde Ümraniye'de ele geçen bombalarla ilgili olarak başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan Ergün POYRAZ ve BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ isimli şahıslardan ele geçirilen "CD-1 Ergün Poyraz", "Ergün Poyraz 49 Nu.lı CD Kopyası" isimli iki adet CD ile "Ergün POYRAZ Savcılık" ve "BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ" isimli harddisklerin incelenmesi.
2. İNCELEME :
"CD-1 Ergün Poyraz", "Ergün Poyraz 49 Nu.lı CD Kopyası" isimli iki adet CD ile "Ergün POYRAZ Savcılık" ve "BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ" isimli harddisklerdeki tüm bilgi ve belgeler incelenmiştir. Bu inceleme sonucunda;
a. "CD-1 Ergün Poyraz" isimli CD içinde; "KK İSTH ARŞİVİ" ve "Sevgi ErenerolMisyonerlik Konferansı 2006" isimli iki adet klasörün olduğu görülmüştür. Bu CD'niniçeriğine ait bilgilerden;
(1) "KK İSTH ARŞİVİ" isimli klasör içinde yer alan ve EK-A'da listesi sunulan bilgilerin bir kısmı; yurt içi ve yurt dışındaki kişi ve kurum/kuruluşlardan intikal eden ve akademik çalışmalarda istifade edilen dokümanlardır. Söz konusu bilgiler; "Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgiler" kapsamındadır.
(2) CD-l'de yer alan diğer belgeler, kayıt ve dokümanlarda mevcut değildir. Yapılan teknik inceleme neticesinde, bu belgelerin bir bölümünde, TSK'ya ait olduğu izlenimi verecek emarelerin bulunduğu görülmüştür. Söz konusu belgelerin; TSK'ya ait belgelerin yazım tekniklerinin taklit edilerek veya bilgisayar dosyasına ait teknik özelliklerinin kurgulanarak oluşturulabileceği değerlendirilmektedir.
(3) "Sevgi Erenerol Misyonerlik Konferansı 2006" klasöründe yer alan görüntü ve bilgiler TSK'ya aittir. Söz konusu belgeler; TSK'nın kendi içinde yapmış olduğu akademik bir çalışmadır.
b. "Ergün Poyraz 49 Nu.lı CD Kopyası" isimli CD içinde; "yıkıcı bölücüfaaliyetler konferansı 2003" isimli ihtiva ettiği belgeler (EK-B) TSK'nın görevleri gereğihazırlanan yurt içi ve yurt dışından kişi ve kurum/kuruluşlardan intikal eden ve akademikçalışmalarda istifade edilen dokümanlardır.
EK-B çizelgede sunulan bilgiler; "Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgiler" ile"Devletin güvenliği, iç veya dış siyasal
yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgilerdir.
c. "Ergün POYRAZ Savcılık" isimli harddisk içinde yer alan klasörlerde; farklıbilgisayarlara ait dört adet harddiskin kopyasının olduğu tespit edilmiştir. Bu harddiskiniçeriğine ait bilgiler EK-C'dedir. Hardiskin muhteviyatı ile ilgili olarak;
(1) Hardisk içindeki söz konusu klasörlerden;
"F:\ERGUNJPOYRAZ_CASPER_LAPTOP_FUJITSU_ NN7LT4113B54_ 40GB" isimliklasörle, "F:\ERGUN_ POYRAZ_ COMPAQ_SEAGATE„A 3KC0V7X7_ 60GB" isimliklasörde 49 Nu.lı CD'de yer alan belgelerin bulunduğu
tespit edilmiştir. Söz konusu belgeler için 2.b. maddesinde yapılan değerlendirmeler geçerlidir.
"CD-1 Ergün Poyraz" ve "Ergün Poyraz 49 Nu.lı CD Kopyası" isimli CD'ler içinde yer alan ve TSK ile ilgisi olduğu değerlendirilen bilgilerin büyük bir kısmının güncelliğini yitirmesi dolayısıyla kayıtlarımızda bulunmadığı tespit edilmiştir.
d-Diğer şüpheli beyanları ve örgütsel
Şüpheli Ali KUTLU
Emniyet ifadesinde
Tape:0375 de kayıtlı 27.07.2007 günü X Şahıs ile yaptıkları görüşme ile ilgili olarak:
Görüşmeyi yaptığı şahsın Şerafettin GÖZÜKELEŞ olduğunu, Şerafettin ile Mersinden Dergi temsilcisi olduğu dönemden tanıştığını, Şerafettin'in dergi sattığı şahıslardan biri olduğunu, Şerafettin'in Mersinde yem ticareti yaptığını,
Görüşmede Şerafettin'in yardımcı olmalarını istediği şahısların, Emin ŞİRİN, Ergün POYRAZ ve milliyetçi çizgide olan ve o dönemde Polis tarafından gözaltına alınan şahıslar olduğunu, Kuvayi Milliye derneği olarak bu şahıslara yardımcı olmasını istediğini,
Şerafettin'in aynı zamanda yerel gazetelere, dergilere ve AYDINLIK dergisine yazılar yazdığını,
Ekipten kastının Dernek üyeleri olduğunu,
"Bir hamle yapacağız" derken yakında dernek olarak bir miting yapacaklarım, bunu gazetecilerden ve basından ses getirebileceğini ima ettiğini, İllegal bir şey ima etmediğini,
"Telefonda olmaz tamam" derken, dernek dışındaki insanların derneğe karşı bir saygısı ve beklentisi olduğunu bildiği için ve derneğe yeni girdiği için, çok şey bilmediğinden telefonda konuşmak istemediğini söylediğini, yasa dışı herhangi bir şeyi saklamak gibi bir amacının olmadığını,
Hesap sorma söyleminin Kuvayi Milliyenin her toplantıda dile getirdiği bir söylem olduğunu, buna kulak aşinası olduğu için o anki coşku ile boş bulunup söylediğini, ama Mehmet Fikri KARADAĞ imzalı her bildiride bu hesap sorma söyleminin geçtiğini,
Şüpheli Hikmet ÇİÇEK Emniyet İfadesinde;
Ergün POYRAZ'ı tanımadığını, ancak yazar olarak bildiğini, hazırlamakta olduğu bir kitapla ilgili olarak Ankara ilinde kendisiyle bir defa yüz yüze görüştüğünü,
Ergün POYRAZ'ı bir yazar olarak tanıdığını, Ankara'da Çayyolunda ikamet ettiği adrese bir haber nedeniyle görüşmek üzere bir kez gittiğini, o dönemde Cüneyt ZAPSU hakkında bir kitap hazırlığı içersinde olduğunu, Cüneyt ZAPSU'yu tanıdığını düşündüğü insanlardan kitabı için bilgiler aldığını, Ergün POYRAZın da kitabında Cüneyt ZAPSU ile ilgili konulardan bahsettiğini gördüğü için bilgi almak amacıyla evine gittiğini, ancak kitaptaki bilgilerden öte bilgiler edinemediğini, bir daha da görüşmediğini,
Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in Savcılık İfadesinde
Bir seferde kitap hazırlığı için ERGİN POYRAZ' m evine gidip görüştüğünü, Kitabın konusunun CÜNEYT ZAPSU ile alakalı olduğunu, CÜNEYT ZAPSU Ak partiden ayrılınca kitap yazmaktan vazgeçtiğini,
ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı
CD'nin yapılan incelemesinde; "Yargı-Nusret Senemden" isimli klasör içersinde "Yargıtay ile ilgili notlarım" isimli Word sayfası incelen*Bğpîi§%içeriğinde;
// "* %
Yarg. 8 H. Y. A'a teşekkür edelim.(Tv için Danıştaydaki çabalanna)Ancak Baskınla, Kaboğluyla iyi görüşüyor.
Gümüşhane Baro başkanının cinayet davasına bakılacak.
İ.Selçuk'un yemeği en son ne zaman oldu.Silahçıoğlu en son ne zaman katıldı.Sabih bey, Yarsav başkanı katılıyor.
Murat Özdil iş arıyor. Bakılsın, sıcak yaklaşalım. Yalova Adliyeden Ünal Karabeyoğlu ile görüşelim.
AKP dosyasını Eminağaoğluna iletelim, görüşünü alalım. Limandaki yemeğe yetiştirelim. Yemeğe Eminağaoğlu dışında E.Poyrazla Levent Ersöz Paşa da gelecek.
Adliyeden Mahmut Kayaya fazla uğranılmasın.
Başsavcı A. Y.babasmm durumunabakılsm.acil ....
şeklindeki belge sorulduğunda; Kendisinin bu belgeden haberinin olmadığını,
"ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin yapılan incelemesinde;
"Ergün POYRAZ'm - Jitem'ten aldığı para" isimli klasör içersinde (5) adet Word belgesinin olduğu, bu belgeler ayn ayn incelendiğinde Ergin POYRAZ'm değişik tarihlerde ve değişik miktarlarda Jandarma İstihbarat Başkanlığı kasasından paralar aldığına dair tutanaklann olduğu, tutanak içersinde İstihbarat Başkanlığı kasasından verilen paranın miktan ve tarihinin olduğu, alt kısmında teslim eden, hazır bulunan ve onaylayan Jandarma görevlilerinin isimlerinin olduğu, aynca teslim alan bölümünde Ergün POYRAZ araştırmacı -yazar yazdığı görülmüştür. Belge sorulduğunda; Söz konusu belgeler hakkında bilgisinin olmadığını, İşçi Partisine nereden ve ne şekilde getirildiğini bilmediğini,
Şüpheli Mehmet Adnan AKFIRAT Emniyet İfadesinde
Ergün POYRAZ'ı basından ve kitaplanndan tanıdığını,
Savcılık İfadesinde;
Ergün POYRAZ'ı basından ve kitaplanndan tanıdığını,
İkametinden elde edilen l'den 10'a kadar numaralandırılan Başbuğdan mektup var ile başlayıp, para kazanıyor ile biten doküman incelendiğinde;
10. sayfasında: "...Ergün POYRAZ Gündemdeki Tayyip Erdoğan kasetini ve geçen seneki Fethullah Gülen kasetini güzide medyamıza pazarlayan kaset bezirganı. Klasik bir istihbarat ayakçısı. Gazeteci Tuncay Özkan bu arkadaşımızı sosyal demokrat sanıyormuş..." şeklinde ibareleri bulunduğu,
Şüpheli DOĞU PERİNÇEK
Emniyet İfadesinde
Ergün POYRAZ'ı kitaplanndan dolayı tanıdığını, ancak görüşmediklerini,
İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada; Girişin karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında bulunan masa üzerinde çok sayıda CD bulunarak el konulmuştur. Bu CD'lerle ilgili yapılan ön incelemede, üzerinde "CD 3 PRINCO" yazılı P420281107130821 seri numaralı CD'nin yapılan incelemesinde;
"Ergin POYRAZ'm - JİTEM'den aldığı para" isimli klasör içersinde (5) adet Word belgesinin olduğu, bu belgeler ayn ayn incelendiğinde Ergin POYRAZ'm değişik tarihlerde ve değişik miktarlarda Jandarma İstihbarat Başkanlığı kasasından paralar aldığına dair tutanaklann olduğu, tutanak içersinde İstihbarat Başkanlığı kasasından .verilen paranın miktan ve tarihinin olduğu, alt kısmında teslim eden, hazır bulunan ve onaylayan Jandarma
görevlilerinin isimlerinin olduğu, ayrıca teslim alan bölümünde Ergün POYRAZ araştırmacı -yazar yazdığı görülmüştür. Belge sorulduğunda;
Ergün POYRAZ'ı gazetelerden tanıdığını, belgeyi görmediğini, doğruluğu hakkında bir şey söyleyemeyeceğini, yayın organlan bulunduğu için her türlü istihbaratın toplandığını, bunlann tasnif edildiğini, doğruluklan gündeme geldiği zaman araştınldığım, bunlann bir kısmının yalan olduğunu, çoğu bilginin kirletici haberler olduğunu, önemli olanın kullanılan bilgiler olduğunu, yaymlamadıklan bilgilerin gerçekliği konusunda bir güvence veremeyeceğini,
Savcılık İfadesinde;
Kemal Kerinçsiz'i tanımadığını, Muzaffer TEKİN'in bir kez ziyaretine geldiğini, Ergün POYRAZ'ı tanımadığını, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kışkırtıcı bir ajan olduğunu,
Ergün Poyraz'a para verildiğini gösteren bilgisayar çıktısının, Jandarma Genel Komutanlığından sorulması gerektiğini, İşçi Partisine her türlü belgenin geldiğini, bazen de Jandarmayı, Emniyeti, Savcılığı yıpratmak amaçlı bu tür bellerin geldiğini, sözü edilen CD yi görmediğini, her an her türlü CD'nin değiştirilebileceğini, kopyalanırken içine yeni dosyalar atılabileceğini, üstünde Hayati Özcan tarafından yazdığını, aceleyle ortaya böyle bir iddia sürülmesi hukuka aykın olduğunu,
Elde edilen Deliler
1-Ankara İli Çankaya İlçesi Maltepe Eti Mahallesi Toros Sokak No:9 Sayılı Yerde Faaliyet Gösteren İp Genel Merkezi, Aydınlık Dergisi Genel Merkezi Ve Ulusal Kanal Merkezinde;
Ankara İli Çankaya İlçesi Maltepe Semti Eti Mahallesi Toros Sokak No:9 sayılı adreste faaliyet gösteren İşçi Partisi Genel Merkezinde Genel Başkan Doğu PERİNÇEK'in istirahat ettiği (2) oda ve (2) salondan ibaret dairede;
(1) adet Şüpheli İfade Tutanağı ibaresi ile başlayıp Ergün POYRAZ ile biten (10) sayfadan oluşan bilgisayar çıktısı,
(1) adet Şüpheli İfade Tutanağı ibaresi ile başlayan İfade Sahibi Ergün POYRAZ ile biten (10) sayfadan oluşan bilgisayar çıktısı,
2-Şüpheli DOĞU PERİNÇEK'in Beşiktaş İlçesi Gayrettepe Mahallesi Ayazma Deresi Sokak Çobanoğlu Apartmanı No:17 D:10 sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen dokümanların yapılan incelemesinde;
(50) Sayfa üzerinde Fikret KAZANCI imzalı 27.04.2004 tarihli T.C. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazılmış, İşçi Partisinin Ak Partiyi kapatma dilekçesine eklenmek üzere gönderilmiş yazı olduğu, yazıda "Dosyanın Takviyesini Teminen: Ergün POYRAZ'm 28. Mart 2004 seçimlerinden önce yazdığı ve satışa sunduğu Patlak Ampul Kitabından 09-10-11-12-13-78-79 maddelerinin içeriğini teşkil eden sayfaların kitabın kapağının fotokopisi ile birlikte ekte takdim kılıyorum ve ayrıca gazeteci yazar (Cumhuriyet Gazetesi) Sn. İlhan SELÇUK'un 17.07.2007 tarihli köşesindeki yazılarını birlikte sunuyorum" şeklinde yazılann olduğu,
3-Ankara İli Çankaya İlçesi Maltepe Eti Mahallesi Toros Sokak No:9 Sayılı Yerde Faaliyet Gösteren İşçi Partisi Genel Merkezi, Aydınlık Dergisi Genel Merkezi Ve Ulusal Kanal Merkezlerinde elde edilen dokümanların yapılan incelemesinde;
(1) adet Şüpheli İfade Tutanağı ibaresi ile başlayıp Ergün POYRAZ ile biten (10) sayfadan oluşan bilgisayar çıktısı doküman içeriğinde; Ergün POYRAZ isimli şahsın İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde 30.07.2007 tarihinde alman şüpheli ifade tutanağı olduğu, tutanak üzerinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce vurulmuş olan 070744 güvenlik numarasının olduğu,
(1) adet T.C.Yargıtay Başsavcılığı ibaresi ile başlayıp Erkan BUYRUK ibaresi ile son bulan (20) sayfalık bilgisayar çıktısı doküman içeriğinde; Tebliğ name 2006/206179 Yargıtay 9. Ceza Daire Yüksek Başkanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yardımcısı tarafından imzalanmış müşteki Ergün POYRAZ Sanık Fetullah GÜLEN hakkındaki 28.05.2007 tarihli kamu davasının Düşürülmesi talep yazısı olduğu,
Beyoğlu İlçesi Aşmalı Mescit Mahallesi Deva Çıkmazı No:7 sayılı adreste bulunan Ulusal KANAL'da yapılan aramada elde edilen dokümanların yapılan incelemesinde;
Kaynağın özel istihbaratı içeriğinde; AK Parti Milletvekilleri hakkında bazı iddiaların bulunduğu ayrıca Kemal YAVUZ Tuncer KILINÇ'ı etkiliyor başlığı altında, Ergün POYRAZ isimli şahsın Kemal YAVUZ ile sık sık görüştüğünü POYRAZ'm ilişkilerinin ilginç olduğu, hem Fethullah'a karşı kitap yazdığı hem de Nuh Mete YÜKSEL'i otele götüren Ankara Terörle Mücadeleden gizli FethuUahçı Hüseyin AKTAŞ ile çok yakın olduğuna dair bilgilerin bulunduğu
-Şüpheli Emin GÜRSES
Emniyet ifadesinde
Ergün POYRAZ isimli şahsı bir defa Sevgi ERENEROL'un Patrikhanesinde gördüğününü
Muzaffer TEKİN'i Kıbrıs'taki kahramanlığından dolayı vatansever bir asker olarak bildiğini Bıçaklanması olayından sonra Kadıköy'de bir yerde görüştüklerini kendisinde iyi bir izlenim bıraktığını, kendisini Sevgi'nin görevli olduğu Patrikhane'de bir kokteylde Ergün POYRAZ'ı gördüğü gün gördüğünü,
Savcılık ifadesinde:
Ümit SAYIN'm kendisini bir sefer aradığını, Kendisinin ise onu aramadığını, ÜMİT SAYIN ile olan 11.01.2008 tarihli olan görüşmesinin; konunun FATİH ALT AYLI' nın Teketek programına daveti ile ilgili olduğunu, O görüşmede geçen "Muzaffer Yüzbaşı niye içerde, Ergün Poyraz niye içerde, bunlar hep yıldırmak için" şeklindeki sözü mutlaka bana sormuşturda söylemişimdir dediği,
28.01.2008 tarihli (saat 20.59) görüşme, görüştüğü MUSTAFA isimli şahısın Adapazarmda yarbay olduğunu, ancak daha sonra Ankara' ya tayin olduğunu. ŞENER ERUYGUR ile alakalı dosya hazırlandığını basından duyduğunu, ERGÜN POYRAZ' da bulunan belgeler ve arşivlerin Şener Paşanın verdiğini duyduğunu. Bunu da ERGÜN POYRAZ ile SEVGİ' nin kilisesinde tanıştığım zamanda kendinde bazı dosyaların nereden aldığını sorduğumda Jandarmadan aldığını söyledi dediğini,
Tapeler
Tape :1540'de kayıtlı, 11.01.2008 günü saat : 21.51'de Emin GÜRSES ile Ümit SAYIN arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
....Emin'in "BAKSANA MEHMET MEHMET GÜLÜ' NİYE ALIYORLAR İÇERİYE. YANİ ADAMLAR YILDIRMAK İÇİN YAPIYORLAR BUNU. ŞİMDİ MUZAFFER YÜZBAŞI NİYE İÇERİDE." Dediği, Ümit'in "Evet evet ya da Ergün Poyraz." "Evet yani bu ben de dahilim o saldırdıkları insanlar grubuna
Tape :1554'de kayıtlı, 22.01.2008 günü saat: 17.25'te Emin GÜRSES ile Erol...? (MÜTERCİMLER) arasındaki telefon görüşmesinde o/etle; „
Bir süre Veli KÜÇÜK ve diğer şahısların yakalanması ile ilgili görüştükten sonra "...Ben Veli küçüğe pek rastlamadım. Ben kilisede Veli KÜÇÜK'e hemen hemen hiç

rastlamadım." "Burda rastladığım insanlar daha ziyade bu şuanda cezaevinde Muzaffer yüzbaşıyla beraber var ya bir çocuk." Dediği, Erol'un "Anladım Ergün
POYRAZ." Dediği, Emin'in "Ergün Poyraz'a rastladım. Ergün Poyraz da zaten Jandarma genel komutanlığından aldığı bilgilerle o kitapları yazıyordu eski komutan." "Sonra bunu teslim ettiler biliyorsun.
Tape :1561'de kayıtlı, 28.01.2008 günü saat : 20.59'da Emin GÜRSES ile Mustafa...? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
....Emin'in "...Öcalan'm bize söylediği Kürtler nasıl tepki verirler. Öcalan içerde bize şöyle önce bir yavaş yavaş itelersin diyor. Baktın tepki yok ha bunlar korkuyorlar üzerine daha çok gidersin. Şimdi aynısı yöntemi bize uyguluyorlar. Diyorlar ki üzerlerine mi gidelim bakalım tepki var mı tepki yoksa daha ileri gideriz. Onun için Jandarma Genel komutanlığına bu haberi ben söyledim. İletsinler diye hem de ilginç yani adam ADD Genel Başkanıya şimdi." "Ha ADD genel başkanı olduğu için ADD genel başkanlığına biz fezleke hazırlıyoruz. Jandarma genel komutanlığı diye hazırlıyor demiycek tabi." "Bu da çetenin içinde çetenin bir ucu şeyde kitap yazmış hapiste. Bu çeteye bu bilgileri sağlayan jandarma eski genel komutanı. Sevgi hanımla bağlantılı. Ergün Poyraz her gün Sevgi hanımın yanında, her gün onunla konuşuyor. Sevgi hanımda Chat den dolayı hapiste olduğu için bu bağlamda Jandarma genel komutanlığına gidiyor diye bir açıklama çıkabilir." "...Yıllardır yani fikir öğrendiğimiz bir insan diyor ki, ya komutan artık emekli paşalar mı ... darbe yapıyor diyor yani herkes tiye alıyor artık yani şeyleri." "Hocam asker yapmayacak. Asker mesela PERİNÇEK'TEN hep uzak durdu. KARDEŞİM PERİNÇEK GİBİ BU KONULARDA PROFESYONEL BİR ADAM BU İŞTE BU ÖRGÜTLENMEDE ... OY VERECEKSİN. Ben niye bu böyle adamları harcayayım. Ben işin içinde olmam ama bu işte önünü açarım. Öyle bir sürü örgütlenmeler var. Türkiye de silah üzerine o tür yemin edenler değil PERİNÇEK gibi Örgütlenmesi güçlü tavrı da sert." "Onların üzerine gelemiyorlar. PERİNÇEK dün meydan okudu. Dedi ki burda İstihbaratçılar var dedi. Onlardan rica ediyorum, bizden birini tutuklasınlar da göreyim dedi. Onlara zindan ederim İstanbul'u diyor, bak böyle konuşuyor."
Şüpheli Habib Ümit SAYIN
Emniyet İfadesinde
Ergün POYRAZ"ı iki yıl kadar önce Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Gülseren YAŞER'e yazmış olduğu kitaplannı hediye etmek için gittiğinde, bu kitaplardan Ergün POYRAZ'a da hediye edebileceğini söyleyerek Ergün POYRAZ"m telefon numarasını verdiğini, Ergün POYRAZ ile iki buçuk yıl kadar önce Karaköyde bir börekçide on dakika görüşerek kitaplannı hediye ettiğini,
Savcılık İfadesinde
ERGÜN POYRAZ ile her hangi bir tanışıklığının ve irtibatının olmadığını,
Tapeler
Tape : 1540'de kayıtlı, 11.01.2008 günü saat: 21.51'de Emin GÜRSES ile Ümit SAYIN arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Emin'in "BAKSANA MEHMET MEHMET GÜLÜ' NİYE ALIYORLAR İÇERİYE. YANİ ADAMLAR YILDIRMAK İÇİN YAPIYORLAR BUNU. ŞİMDİ MUZAFFER YÜZBAŞI NİYE İÇERİDE." Dediği, Ümit'in "Evet evet ya da Ergün Poyraz." "Evet, yani bu ben de dâhilim o saldırdıklan insanlar grubuna..." Dediği, bir süre daha konuştuktan sonra Ümit'in "VALLA, YANİ BİR DE REİSİN PEŞİNDELER SANIRIM." Dediği, Emin'in "Doğru" diyerek onayladığı, Ümit'in "Reisin peşindeler yani. Gerçeği sa..cıları şeyler bulurlar bu konuda çalışan uzmanlar.,Adli tıp kurumu bir kere
bu konuda şey ama onlar da çok bilgili değil ya söyliyim size bu konuda bilgili değiller."
dediği,
Muammer KARBULUT Emniyet İfadesinde Ergün POYRAZ 2006 yılında Antalya Valiliğinde tanıdığı ve şu an ismini hatırlamadığı Ergün POYRAZ"m eniştesinin kendisine Ergün POYRAZ hakkında bilgi verdiğini, sonrasında Taç Vakfı ile alakalı bir tazminat davası olduğunu, Konu Yargıtay da iken icra geldiğini, Yargıtay da bulunan dosyası ile ilgilenmesi konusunda yardımcı olması için Sevgi ERENEROL"dan Ergün POYRAZ"m telefonunu alarak Ergün POYRAZ"ı aradığını, Konuştuklarını ancak yardımcı olamadığını, Bu konuşmadan 2 ay sonra Ergün POYRAZ"m bir kitabında yolladığı Noel Baba Vakfı ve Taç Vakfı sorunları hakkında yazı yazdığını, Hatta bu yazının bir kitabında ve Kuvvai Milliye"nin internet sitesinde yayınlandığını, Sonra ki dönemde sık sık telefonla görüştüklerini ve dost olduklarını, Birer kez olmak üzere Antalya, İstanbul ve Ankara"da kendisi ile görüştüğünü, Bu görüşmelerinin genelde kendi yazdığı kitaplar ve internet sitesi kullanımı ile alakalı olduğun, Bu görüşmelerinde Ergün POYRAZ"m yazmış olduğu kitapların kaynağı konusunda herhangi bir konuşma geçmediğini, Kendisi ile genelde telefonla olma üzere entelektüel konularda sohbet ettiklerini,
Ayrıca Ergün POYRAZ cezaevine girdikten sonra Kandıra cezaevine giderek 3 kez görüştüğünü, Bu gitmelerim sebebinin dostu olmasından dolayı olduğunu, İlk görüşmesinde de yapmış olduğum ziyaret ile alakalı "Genel Kurmay ve Jandarma istihbaratı Çete mi?" başlıklı bir yazı yazdığını ve internette yayınlandığını, Hatta bu konu ile Genel Kurmay"a yazı yazdığını, Ayrıca bu konu ile alakalı Ergün POYRAZ"m avukatının bir basın açıklaması yayınladığını, Ergün POYRAZ asker tarafından korunan bir şahıs olduğunu, Bu konu ile alakalı www.tepkimiz.net isimli sitede Hakan ARIKAN "30 asker tarafından evi-kendisi korunan Ergün POYRAZ nasıl bir suça karışır" konulu bir yazı yazdığını,
22 Temmuz 2006 yılında Türk Ortodoks Patrikhanesinin üç dört bina ön tarafında yazmış olduğu "Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletini Patrikhaneye"mi yıktıracaklar" isimli kitabının kokteyli ve imza günü olduğunu, Bu şahıs ile burada tanıştığını, Herhangi birisinin aracı olmadığını, Bu olaydan ya önce ya da sonrasında Oktay YILDIRIM isimli şahsı Kemal KERİNÇSİZ"in Fatih"te bulunan ofisine gittiğinde gördüğünü, Sohbet ettiklerini, Muhtemelen Kemal KERİNÇSİZ"in de bu şahsı tanıdığını, Bu ortamda o esnada kendisi, Oktay YILDIRIM, Sevgi ERENEROL, Ergün POYRAZ ve avukatlık bürosunda çalışanların bulunduğunu, Aynı gün Kendisi, Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL, Ergün POYRAZ ve aileleri ile birlikte yemeğe gittiklerini, Hatta Ortaköy Polis Lokantasına gittiklerini, Savcılık İfadesinde:
Oktay YILDIRIM'ı Sevgi ERENEROL, Ergün POYRAZ ve Kemal KERİNÇSİZ ile
katıldığı bir yemekte gördüğünü,........... Ergün POYRAZ'ı Sevgi ERENEROL'un tanıştırmasıyla
tanıdığını, Antalya'da Fener Rum Patrikhanesi ile ilişkili olarak faaliyet yürüten TAÇ vakfı hakkındaki beyanlarından dolayı tazminata mahkum edildiğini, Dosyanın Yargıtayda olduğunu, Bu aşamada Sevgi ERENEROL Yargıtay'da birçok davası bulunan Ergün POYRAZ'm telefonunu vererek avukatı aracılığıyla kendisine yardımcı olabileceğini söylediğini, Bundan sonra Ergün POYRAZ ile görüşmelerinin devam ettiğini, Ergün POYRAZ'm Yargıtay'daki davası konusunda bir katkıda bulunmadığını, Ancak mahkumiyet kararının bozulduğunu, Ergün POYRAZ"m daha sonra cezaevine girince arkadaş olarak 3 sefer ziyaret ettiğini, Bu görüşmelerinde kendisine anlattığı şeylerden dolayı "Genel Kurmay ve Jandarma istihbaratı çete mi" şeklinde bir yazı yazdığım, Yazısının tepkimiz.net sitesinde yayınlandığını, Bu konularda bilgi sahibi olmamasına rağmen Ergün POYRAZ'm anlattıklarından yola çıkarak yazı kaleme aldığını,
Tapeler:

671 -jfV .^^+^
Tape :3471'de kayıtlı, 28.08.2007 günü saat: 13.01'de Muammer KARABULUT ile Sevgi ERENEROL arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Yazılan bir yazı - haberle ilgili eksiklikleri konuştukları, Sevgi ERENEROL'un "Okudum yazıyı yalnız sana iki şey soracağım. Soruşturmasın da anlaşılan birincisi demişsin tamam bir soru sormuşsun ikincisi başka sorum yok dedi. Üçüncüsü bu soruya ivedi olarak yanıt verecek ne demek o yani ikincisi başka sorum yok" "İkincisi başka sorum yok diye bitmiş. Nokta konmuş sonra üçüncüsü diye geçmiş" dediği, Muammer KARABULUT'un "Ayrıca Genel Kurmay Başkanlığı konuyu değerlendirerek kendisine bağlı kuruluşların Çete olmadığını da açıklamalıdır" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Açıklamalıdır tamam şimdi burda ne demek istiyorsun ayrıca Ergün'ün tutuklanması ile diğer bir kaygısı da yazdığı kitaplar olduğunu söylemesidir" "Ayrıca Ergün'ün tutuklanmasında kaygısı yazdığı kitaplardır. Belki öyle yapmalıydın cümleyi" dediği, Muammer KARABULUT'un "Tamam öyle yapayım cümleyi o zaman yazdığı kitaplardır. Yazdığı kitaplardır. O kitapların başta Musa'nın çocukları olmak üzere ve diğerlerinin Musa'nın gülü ve Mücahitleri ve AKP olduğu biliniyor diyorum" "üçüncüyü kaldırıyoruz kalktı şu anda evet bu soruyu ivedi olarak yanıt verecek T.C.Başbakanlığı olduğunu biliyorum diyorum. Ayrıca Genel Kurmay Başkanlığı kendisine bağlı kuruluşların çete olmadığını açıklayacaktır diyorum. Ayrıca tutuklamasını" dediği, devamında bahsi geçen yazıyla ilgili konuşmaya devam ettikleri,
Şüpheli Muammer KARBULUT Emniyette Alman İfadesinde;
Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Muhtemelen Ergün POYRAZ ile cezaevinde yapmış olduğu görüşme sonrası yaptığını, Rutin sohbet olduğunu, Yazmış olduğu yazı ve internet sitesi ile alakalı olduğunu, Ergün POYRAZ"m tutuklanması ile ilgili sorulara Başbakanlık cevap vermelidir derken, konu ile alakalı cevap verecek resmi kurumun başbakanlık olmasından dolayı böyle bir cümle kullanmış olduğunu,
Tape : 3472'de kayıtlı, 03.09.2007 günü saat: 12.19'de Muammer KARABULUT ile Sevgi ERENEROL arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Ergun POYRAZ'm ceza evinde olması ve yazdığı kitapla ilgili konuştukları, Sevgi ERENEROL'un ".... sana çok çok selam gönderdi" "iyi bol bol kitap okuyorum diyor" "Yazmaya da başlamış zaten ama tabi elle" "Leptop olayını halledebilirse Hüseyin bey" dediği, Muammer KARABULUT'un "Peki edebilecek miymiş" diye sorduğu, Sevgi ERENEROL'un "He onu edebileceğim diyor o şey yapıyor zaten haftada iki kere galibe ona yazmasına müsaade ediyorlarmıymış öyle bir şey dedi" dediği, Muammer KARABULUT'un "Peki şey konuştunuz mu o Protestan kur-an olayını" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Konuştum o dedi ki bana gelmesi lazımdı Hüseyin beye değil şimdi Hüseyin bey lede görüştüm dedi bende ben daha okuyamadım cumaya kadar okuyayım şey yaparım dedi muammere gönderirim dedi yok dedi muammere göndermeyeceksin aslında onu Ergün e götürmeniz lazım dedi" dediği,
Tape : 3473'de kayıtlı, 06.09.2007 günü saat: 17.29'de Muammer KARABULUT ile Sevgi ERENEROL arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
İnternet sitesinde yayınlanan bir haberden bahsettikleri, Muammer KARABULUT'un "Vallaha iyidir ee şey yazısını koyduk geldi" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Geldi mi e şeye siteye girilemiyor paşa açamıyor" dediği, ilerleyen konuşmada, muhtemelen kitap dağıtım şirketi Alfa dan bahsederek Ergun POYRAZ'm kitaplarının dağıtımından bahsettikleri, Sevgi ERENEROL'un "şey Muzaffer beye götürdük ya kitabı" dediği, Muammer KARABULUT'un ".. Kolayı" diye sorduğu, Sevgi ERENEROL'un "Tabi götürdük ee sen bana getirmiştin de ona götürdük ya verdik Ergünle birlikte" "... Ergün e götürmedik Ergün e de büyük ihtimalle Hüseyin bey kitap götürecek çünkü onun istediği bir sürü kitap var çoğunu da Gürkan bulamadı' dedim bulduklarını hiç
olmasa götür şeye ver" dediği, devamında Yeniçağ Televizyonunda Kemal KERINÇSIZ ve Erol BİLBİLİK in yapacağı programdan bahsettikleri,
Tape : 3477'de kayıtlı, 16.12.2007 günü saat: 14.13'de Muammer KARABULUT ile Kemal KERİNÇSİZ arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Kemal KERİNÇSİZ'in "abi.... "Davalarına girmiş çıkmış ki en yakm dostlarından bir tanesi Ergün anlatabildim mi bu Ümraniye operasyonundan dolayı adam tutuklu yani düşüne biliyormusun yani kimler suçlanmaya çalışılıyor o yüzden bizim buna bir müdahale etmemiz lazım"... Muammer KARABULUT'un "Şimdi bende diyorum ki o konuyla ilgili çok temkinli düzgün bir açıklama yapmamız gerekiyor tamam mı" dediği, Kemal KERİNÇSİZ'in "Sen yaz abi bana bi gönder ben bi bakayım huhuki bir sakıncasının olup olmadığına bi bakayım" dediği, Muammer KARABULUT'un.." "Yani şimdi Egun'la HABLEMİTOĞLU'nun ilişkisini bilmiyor mu ondan sonra o öldürülen Deniz Subayı var bitane Petrolle ilgilenen biyorsun biliyorsun değimli onu" "Orda hedef HABLEMİTOGLU'n dan sonda Ergun biliyorsun" ".... Ergun üç Dakka geç çıkmasa o evde onla birlikte o da öldürülecekti" dediği, Kemal KERİNÇSİZ'in "Tabi şuanda örgütlü mücadele yapılamıyor mümkün değil sağlanamıyor ilerde sağlanacak o ayrı daha da sıkışacağız daha çok problem doğacak Türkiye 0 noktasına gelecek dibe vuracağız ondan sonra örgütlenmelerle ayağa kalkacağız şimdi bireysel mücadele hayırlısı Allahtan" dediği,
Şüpheli Muammer KARBULUT Emniyette Alman İfadesinde;
Bu konuşmayı kendisinin yaptığını,
Şüpheli Sevgi ERENEROL
Emniyet İfadesinde;
İşyerinde yapılan aramada ele geçen ve "3. sayfasında Amaç Necip'in bıraktığı yerden onun mücadelesini devam ettiren bağımsız Türkiye için aynı fedakarlık ve cesaretle mücadele eden arkadaşı, dostu, kardeşi ERGÜN POYRAZ'ı da susturmaktır,3 sayfalık el yazması imzasız yazı". İbareleri bulunan doküman ile ilgili olarak;
Bu yazıyı kendisinin yazdığını, içeriğinin 18 Aralık 2007 günü İstanbul Adliyesi önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla yapılan basın açıklaması olduğunu, Ümraniye Soruşturmasının amacının Ergün POYRAZ'ı susturmak olduğunu düşündüğünü, Necip HABLEMİTOĞLU cinayetinin de Oktay YILDIRIM'dan çıkan bombalar ile ilişkîlendirerek Ergün POYRAZ'ın susturulmasını sağlamak için üretilmiş senaryodan bahsetmek için böyle bir ifade kullandığını,
Ulusal Güç Birliği Hareketi hakkında bir bilgisinin olmadığını, kendilerinin Milli Güç Birliği Platformu isimli bir oluşumu olduğunu ve daha sonra bu oluşumu dernekleştirerek Büyük Güç Birliği Derneğini kurduklarını,
Ergün POYRAZ Tanıdığını, aile dostu olduğunu, Necip HABLEMİTOĞLU'nun cenaze töreninde tanıştıklarını, O gün bugündür çok sık görüştüklerini ve kendisini cezaevine ziyarete gittiğini,
Savcılık ifadesinde;
Soruşturma kapsamındaki kişilerden Muzaffer TEKİN ve Ergün POYRAZ'ın aile dostu olduğunu
Ergün POYRAZ' da ele geçirilen "Sevgi ERENEROL Misyonerlik Konferansı" isimli CD' deki görüntülerin kendisine ait olduğunu, metni kendisinin yazdığını, bu konferans
metnini Türkiye' nin bir çok yerinde konferanslarda anlattığını, aynı konferansı Balıkesir ilinde de verdiğini, kendisinin misyonerleri ajanlıkla suçlamasının tarihi ve kültürel gerçekliğe dayandığını, Omanlı Devletinin yıkılmasının, Ermeni meselesinin soykırım olarak dayatılmasmm en önemli sebeplerinden birisinin misyonerlik faaliyetleri olduğunu, bu sebeple konferanslannda misyonerlik faaliyetlerini ajanlık olarak değerlendirdiğini, Afrika'ya giden misyonerlerin oradaki insanların ellerine incil verip topraklarını alması örneğinde olduğu gibi misyonerlik faaliyetlerinin dinsel amaçlı olmadığını seminerlerinde anlattığını,
Üzerinde Jane-John Reel Tekstil ibareleri yazılı bulunan (19) sayfalık el yazısı ile yazılmış not defterinin;
4. sayfasının sol orta kısmında "İmza Kampanyası Ergun POYRAZ" şeklinde yazı, sağ tarafında Hrant DİNK suikastı ile ilgili ABD Dışişleri Bakanı ve Ermenistan Savunma Bakanına ait olan açıklamalar bulunduğu,
Ayasofya Derneği'nin 2007 yılı içersinde yapılan genel kurulu sonucu bildiriminde "Sevgi ERENEROL Başkan, Burak GÜNEŞ, Ergün POYRAZ Cancan ERENEROL, Recep AKKUŞ, Gökhan AYGÜN, Ramazan SELÇUK, Sabri AVCI, Hacı Eyüp GÜLTEK, Necip YENİŞAN, Mehmet DEMİRLER, Turgay TÜFEKÇİOĞLU, Hüseyin Mümtaz BEYAZITOĞLU, Muammer KARABULUT, Erkan AKBULUT ve Erol ŞAHİNGİL'in isimlerinin yazılı olduğu,
Adı geçen şahıslardan, Recep AKKUŞ, Erkan AKBULUT isimli şahısların derneğe müracaat formlarında aynı zamanda Büyük Hukukçular Birliği üyesi oldukları ve derneğe ait tüzüğünde yer aldığı,
Aziz Türk Milleti, Bu gün burada, 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde kurulan pusuda kahpece katledilen Milli şehidimiz Türk varlığının yılmaz savunucusu, Kemal'in askeri ve öğretmeni rahmetli Necip HABLEMİTOGLU'nun aziz hatırasını yad için ibareleri ile başlayan ve 2. sayfasında Değerli arkadaşlar Rahmetli Dr. Necip HABLEMİTOĞLU Türk milletinin milli şehididir ibareleri ile devam eden ve 3. sayfasında Amaç Necip'in bıraktığı yerden onun mücadelesini devam ettiren bağımsız Türkiye için aynı fedakarlık ve cesaretle mücadele eden arkadaşı, dostu, kardeşi ERGÜN POYRAZ'ıda susturmaktır, Böylelikle bir yiğit Türk evladı daha harcanmaktadır ibareleri ile devam eden ve Türk Ölür Türklük Ebedidir, ibaresi ile son bulan sayfaların arka tarafında Msn Hotmail ibaresi ve küçük yazıların bulunduğu 3 sayfalık el yazması yazı,
Tapeler
Tape : 1208'de kayıtlı, 14.12.2007 günü saat : 21.42'de Sevgi ERENEROL ile Banu AV AR arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Banu AVAR'ın ".. dün Nuriye ile konuşuyordum ART' de, .. Ergün POYRAZ olayı ile ilgili soruyodumda, nasıl diye sen biliyormuşun galiba" dediği, Sevgi ERENEROL'un "... ziyaretine gidiyorum devamlı" "... bir kitap daha yazdı Unakıtanla ilgili olarak" dediği, Banu AVAR'ın ".. hangisi o Musanın AKP sini okuyorum şu anda
..." dediği, Sevgi ERENEROL'un "Şimdi yeni bir tane yazdı o daha yayınlanmadı" dediği, Banu AVAR'ın Kanal B ve ART de programa çıktığını anlatarak, bu konulardan bahsedilmediğini anlattığı, Sevgi ERENEROL'un "... malesef her ikisininde, hem Muzaffer TEKİN' in, hem Ergün POYRAZ' in ismi geçirilmiyor artık alehte çok oldu..." dediği, bir süre şahıslarla ilgili açılan davalardan bahsettikleri, Segi ERENEROL'un, her iki şahısla ilgili Savcının iddianame hazırlamadığını, sürekli oyaladıklarını, psikolojik baskı yapıldığını anlattığı,

674'
Tape :1234'de kayıtlı, 22.12.2007 günü saat : 11.39'de Sevgi ERENEROL ile Bahadır BERK arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Bahadır BERK'in "Ben Askeri Savcı Bahadır yarbay" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Nice mutlu güzel bayramlara" "Daha güzel bir Türkiyede inşallah kutlarız" dediği, Bahadır BERK'in "İnşallah, Ergün beyden hiç haber alryomusunuz çıkmadı değilmi daha ..." dediği, Sevgi ERENEROL'un "Ben her pazartesi onu ziyarete gidiyorum" dediği, Bahadır BERK'in "Selamımı söyler misiniz" "Hangisinde şimdi hangi Cezaevinde?" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Şeyde Kandıra F Tipinde" dediği ve ceza evi ziyaretlerine herkezin alınmadığından bahsettiği, Bahadır BERK'in de Savcı olarak kendisinin girebileceğini ancak yanlış anlaşılma olmasın diye gitmediğini anlattığı, devamında "Siz yürekten yanında olduğumuzu söyler misiniz ben onunla çıkışta zaten görüşücem" dediği, ilerleyen konuşmalarda Sevgi ERENEROL'un da Noel Bayramı için davet ettiği, Bahadır BERK'in de Sevgiyi bir davete çağırarak "27 Aralıkta Profesör Doktor Aygün AKTAR'la beraber" "... Dumlupınar Üniversitesindeydi" "Şimdi ordan kovdular KTÜ'ye geçti Giresun Eğitim Fakültesinde ..." "Yani canmı kurtardı diyelim Azeriydi Profesörümüz" dediği,
Tape : 1239'de kayıtlı, 23.12.2007 günü saat : 11.29'de Sevgi ERENEROL ile Orhan....? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Orhan'ın "... ŞEYİ TAKİP EDİYORSUNUZ TABİ MUZAFFER'!" dediği, Sevgi ERENEROL'un ..."... ŞİMDİ ERGÜN'ÜN ÜSTÜNDE OYUNLAR OYNANIYOR ORADAN ACABA YAKALARMIYIZ MAKALARMIYIZ DİYE UZATIP DURUYORLAR TABİ ERGÜN'DE DE BİR ŞEY YOK YAZARIN NE OLACAK BÜTÜN ARŞİVİ NORMAL OLARAK ETRAFTA BULUNAN HABERLERDEN OLUŞUYOR" dediği, Türkiye'nin iyi yolda olmadığından bahsederek, Orhan'ın ... Dün baktım Bahçeli kükrüyor neyi kükrüyorsun" ".... soytarı neyi kükrüyorsun" dediği, bir süre gündemi değerlendirerek laiklik üzerine sohbet ettikleri,
*Tape: 3113 24.08.2007 tarihinde, saat: 13:40 sıralarında, Sevgi ERENEROLisimli şahsın, Çetin ELMAS isimli şahıs ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde; SevgiERENEROL'un "....TEK SORUNUMUZ İŞTE BİLİYORSUNUZ
ARKADAŞLARIMIZI TOPLAYIP DURUYORLAR YİNE ÖYLE TÜRK OLUNCA
KİTAPTA YAZSAN HAPSE ATILIRSIN KONUŞSAN DA ATILIRSIN SADECE MİLLETİ İZLEYİP MİTİNGLEREDE KATILSAN ATILIRSIN ÖBÜRKÜLER SAYIP SÖVERLER BÜTÜN DÜNYA SENİN TEPENE BİNER..." diyerek Ümraniye soruşturması çerçevesinde tutuklanan şahısların haksız yere tutuklandıklarını ve ülkemiz içerisinde sanki bir kesimin diğer kesime karşı baskı uyguladığı, bağımsız mahkemelerin vermiş olduğu kararlan saptırarak kendi görüş ve düşüncesine göre yorumladığı. Çetin ELMAS isimli şahsın da "DOĞRU DOĞRU DEVLET HAİNİ OLUP ÇIKIPTA HEPİMİZ ERMENİYİZ, ERMENİ OĞLU ERMENİYİZ DİYİNCE BİR ŞEY YOK" diyerek, dinlenen şahsın kendisine vermiş olduğu saptırma haberlerden ülkemizde bir etnik aynmcılık olduğu şeklinde beyanda anlaşılmaktadır.
Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak;Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, konuştuğu şahsın Gazi Üniversitesinde öğretim üyesi olan Çetin ELMAS olduğunu, Çetin ELMAS'm evlendiği müjdesini aldığını ve onun için konuştuğunu, arkadaşlarımızı toplayıp duruyorlar derken Muzaffer TEKİN ve Ergün POYRAZ'ı kast ettiğini,
*Tape: 3120 30.08.2007 tarihinde, saat: 13:37-sıralarında yapmış oldukları telefon görüşmesinde; Sevgi ERENEROL'un Orhan. v. isimli şahıs iîe yaptığı
f/fa

görüşmede; Orhan.... isimli şahsın; "O ZAMAN HERKESİ TEVKİF ET, İLERDE
NASILSA BİR SUÇ İŞLER..." şeklinde konuşmasına istinaden, Sevgi ERENEROL'un "...ÖYLE ÖYLE ERGÜN'ü de O ŞEKİLDE ALDILAR, ÇETE METE DEDİLER,
ONDAN SONRA DEDİLER Kİ, ŞAYET GENEL KURMAY İSTİHBARATI VEYA JANDARMA İSTİHBARATINDA ÇALIŞTIĞINI SÖYLE, SENİ SERBEST
BIRAKALIM. DÜŞÜNEBİLİYORMUSUNUZ RESMEN AÇIK SEÇİK PAZARLIK YAPMIŞLAR BÖYLE ...." Diyerek, Ümraniye soruşturması sonucu tutuklanan Ergun POYRAZ' m haksız yere tutuklandığını ve soruşturmayı yürütenlerce asılsız isnatlarda bulunulduğu şeklinde görüşmeler yaparak, bu konuyu sürekli olarak gündem tuttuğu,
Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak;
Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, konuştuğum şahsın 0535 928 30 62 numaralı hattı kullanan Orhan ÇETİNKOL isimli bir dostu olduğunu, bu şahsın Muzaffer TEKİN'in de bir arkadaşı olduğunu, konuştuğu konunun Ergun POYRAZ'a gözaltında yapılan teklif konusu olduğunu ve sonrasında siyasi partiler ile alakalı konuştuklarını,
*Tape: 3136 02.10.2007 tarihinde, saat: 18:32 sıralarında, Sevgi ERENEROL'un Kemal KERİNÇSİZ isimli şahısla yapmış oldukları görüşme; Kemal KERİNÇSİZ'in Sevgi ERENEROL'a "YANİ STRATEJİDİR BU." dediği Sevgi ERENEROL'unda "HI HI İYİ İYİ ZATEN ONUN İÇİN BENDE BÖYLE BİR
TEKLİFTE BULUNMUŞTUM SİZE ..." diyerek, Muzaffer TEKİN VE Ergun POYRAZ ile alakalı olarak yeni stratejiler belirlemeleri gerektiğini, bunun bir milli mesele olduğu söyleyerek konuya ne kadar önem verdiklerini, tutuklu bulunan şahısların milli dava için tutuklandıklarını kamuoyuna lanse ederek milliyetçilerin bu ülkede tutuklandıkları şeklinde beyanlarda bulundukları,
Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak;
Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Muzaffer TEKİN'in avukatlarının Ümraniye dosyasını incelediklerini, bu konu ile alakalı konuşma olduğunu, Tolga isimli şahsın Kemal KERİNÇSİZ'in bir avukat arkadaşı olduğunu, Tv programına kendisini davet edecek olduğunu, Mustafa ERKAL"m da TV programına davet edilecek kişi olduğunu,
*Tape: 3200 28.11.2007 tarihinde, saat: 16:30 sıralarında, Sevgi ERENEROL'un Kemal KERİNÇSİZ ile Ergun POYRAZ' ı cezaevinde ziyareti ile alakalı olarak yapmış olduğu görüşmede; Kemal KERİNÇSİZ in Sevgi ERENEROL' a hitaben "....ONUNDA BİZE TEKLİFİ VAR DİYOR Kİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI OLARAK BANA BİR ÖDÜL VERİLSİN DİYO ...." Sevgi ERENEROL' da "TAMAM" diyerek, konuyu onayladığı,
Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak;
Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Kemal Kerinçsiz"in Ergün Poyraz cezaevinde iken sivil toplum kuruluşları olarak 0"na bir plaket vermeyi teklif ettiğini, sonrasında telefonun kesildiğini, başka bir konuymayla alakalı olarak da, Kemal Kerinçsiz"in Ergün Poyraz"a plaket verilmesi konusunu Ülker Salman"a da soralım dediğini,
Şüpheli Hakan ŞANLI
Emniyet İfadesinde
Ergün POYRAZ isimli şahsı 2002 veya 2003 yıllarında yine bir resepsiyon veya yemekte tanıdığını, Ergun POYRAZ'a kartvisitini verdiğini, 'Bu resepsiyondan üç-dört hafta geçtikten sonra Ergun POYRAZ'm kendisini telefonla arayarak on-onbeş dakika ziyarette

bulunup bulunamayacağını sorduğunu ve kabul ettiğini, Ergun POYRAZ'm işyerine geldiğini, maksimum onbeş dakikalık bir görüşmelerinin olduğunu, Görüşmelerinin konusunun genel konular olduğunu, Daha sonrasında bu tarihe kadar kendisini ne gördüğünü ne de bir konuşmalarının olduğunu, Kendisini yazar olarak tanıttığını, Kartvisitini de mesleğinden dolayı verdiğini, En son olarak basından tutuklandığını duyduğunu,
Savcılık İfadesinde:
Ergün POYRAZ'ı da 2002-2003 yıllarında bir resepsiyonda tanıdığını, daha sonra iş yerine bir kere geldiğini, Kendisi ile onbeş dakika görüştüklerini, Daha sonra bir daha hiç görüşmediklerini,
Emin ŞİRİN
Emniyet İfadesinde;
17.08.2007 GÜN VE SORUŞTURMA NO 2007/1536 SAYILI TALİMATI İLE DETAYLI ARAŞTIRILMASI İSTENİLEN SAVCILIĞA HİTABEN "SAYIN SAVCIM" İLE BAŞLAYAN VE SİZE ŞU AN TAMAMI OKUNAN İHBAR MEKTUBUNDA GEÇEN KONULAR HAKKINDA sorulduğunda;
İsmail YILDIZ ve Ergün POYRAZ isimli şahıslarla yüzyüze görüştüğünü, Eğer fotoğrafı çekilmiş ise bunun normal herkesin bulunabileceği bir ortamda çekildiğini, Bir gizli toplantıda çekilmesinin mümkün olmadığını, Atila UĞUR'un verdiği hiçbir gizli bilgi ve belge olmadığını, Ergün POYRAZ ile ilişkisi varsa onu bilmediğini,
Savcılık İfadesinde;
14-15 numaralı fotoğraf sorulduğunda; bu resimlerin de yine bir pastanede ERGUN POYRAZ' m talebi üzerine onun seçtiği yerde yapmış olduğu görüşme ile alakalı olduğunu, Her iki görüşme talebinin de bu şahıslardan geldiğini, fotoğrafların çekildiğinden haberinin olmadığını, Ancak her iki şahsında kendisini kendi belirledikleri yerlere çağırdıklarına göre fotoğrafları da bu şahısların çekmiş olduklarını düşündüğünü,
Kendisini telefonlarının 0 532 262 68 84, meclis telefonunun 0 312 420 63 04 veya 05 olduğunu, ERGÜN POYRAZ ile HAKAN ŞANLI vasıtası ile tanıştığını, Kendisi ile daha önce bir kaç sefer görüştüğünü, Ancak İSMAİL YILDIZ ile görüşmemden kısa bir süre sonra ERGÜN POYRAZ'nın kendisini telefonla arayarak randevu istediğini ve fotoğrafın bulunduğu pastaneye çağırdığını, Maddi durumunun iyi olmadığını, kitap yazdığını, parasız kaldığını ve memleketi Aydın' a gitmek istediğini anlattığını Daha sonra da kendisi ile 3 yıldır görüşmediğini, Bundan önce kendisi ile bir kaç sefer HAKAN ŞANLI'nın bürosunda ve mecliste görüştüğünü,
HAKAN ŞANLI'yı 2001 senesinden beri tanıdığını, kendisini KARADAYI'nın yeğeni olarak tanıtan, sempatik, yedek parça işleri ile uğraşan bir kişi olduğunu, Kendisini 2001 senesinde Caddebostanda klasik arabalar satan bir galeri sahibi arkadaşı vasıtası ile tanıdığını, Ankara' ya gittiğimde dostluk gösterdiğini, ERGÜN POYRAZ meselesine gelince bir gün kendisine ERGÜN POYRAZ'ı şikayet ettiğini, Zira ERGÜN POYRAZ yazmış olduğu bir kitapta ismimi TAYYİP ERDOĞAN'm belediye ihale yolsuzluklarında çiçek ihale yolsuzluğuna karıştığımı ifade ettiğini, kendisini tanımadığı halde bu nedenle kızgın olduğunu, HAKAN ŞANLI'nın "ERGÜN POYRAZ'ı ben tanırım, iyi çocuktur, kendisi ile seni tanıştırayım" dediğini, Tanıştıklarında kendisine neden böyle yazdığını sorduğunu, Zira bahsettiği davada hakkımda takipsizlik karan verildiğini, Ergün POYRAZ'm da kendisine sürecin DGM' de başladığını, ancak değişen kanun ile Ağır Cezaya intikal ettiğini ve o sırada ek takipsizlik aldığını söylediğini, Bunun için beni kitabında bu şekilde suçlaş olduğunu, Kendisinin de Ergün POYRAZ'a hata ettiğini, çünkü takipsizlik aldığımı, yazı şeklinin rendice edecek mahiyette olduğunu söylediğini, Sonraki görüşmelerinde de AKP hakkında bilgi verip veremeyeceğimi sorduğunu, kendisine "benden fazla bilgi senin kitaplarında var" dediğini, Bu anlattığı hadisenin millet vekili olduğu dönemde
671,

olduğunu, HAKAN ŞANLPnm bildiğim kadarı ile ERGUN POYROZ ile görüşüp dost olduğunu, HAKAN ŞANLI ile son 3 senedir görüşmediğini,
Şüpheli Hayrullah Mahmut Özgür
Emniyet İfadesinde
Ergün POYRAZ ile 2006 Nisan Mayıs aylarında bir lokantada buluştuklarını, internet ortamında Emin ÇÖLAŞAN aleyhine yazılar yazdığını, Ergün POYRAZ'm da Emin ÇÖLAŞAN'm samimi arkadaşı olduğunu, Emin ÇÖLAŞAN'm muhtemelen Ergün POYRAZ'ı bir bakıma aramızı bulmak amacıyla kendisine gönderdiğini, Ergün POYRAZ ile buluşmalannda Medya, YAŞ, vb. konularda konuşup aynldıklanm, Bu konuşmanın detaylanm internette yayınladığını, Bir daha ne telefon nede yüz yüze görüşmediklerini,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ
Savcılık İfadesinde:
Şüpheli Ergün POYRAZ ile yaklaşık 1,5 yıl kadar önce İstanbul'da bir konferansta tanıştığını, İstanbul'a geldiğinde görüşmüş olabileceğini, Danıştay davası ile ilgili olarak Ankara'ya gittiğinde evinde bir defa görüştüklerini, bir de telefonla birkaç defa konuşmalarının olduğunu, Ümraniye davasında tutuklandıktan sonra kendisinin vekilliğini aldığını, İstanbul' da başka tanıdığının olmadığını ve sevdiği bir yazar olduğu için avukatlığını aldığını,
3005 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Görüşmede belirtilen kitabın "MUSANIN ÇOCUKLARI" isimli kitap olduğunu, yazannm şüpheli Ergün POYRAZ olduğunu, Abdullah GÜL'ün Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine toplatılması konusunda başvurmuş olduğunu ancak talebinin reddedilmiş olduğunu, konuşmada geçen Emin HOCA'nm şüpheli Emin GÜRSES olduğunu,
3042 sayılı tape okunup sorulduğunda;
Ergün POYRAZ'm cezaevinde yeni bir kitap yazdığmı bu kitaptan dolayı da kendisine düzenlenecek olan gıyabmda bir törenle ödül verilmesi ve bu yolla da kitabının tanıtılmasını istediğini, kendisine söylemiş olduğunu, kendisinin de bunu Sevgi hanıma aktardığını, ancak böyle bir ödül verilmediğini,
Şüphelinin ikametinden elde edilen tarafımızdan (5) numara ile numaralandmlan Cd'nin yapılan çözümünde;
21.04.2007 tarihinde Yeniçağ Tv'de "Medeniyet Dediğin" isimli programda Kemal KERİNÇSİZ'in program sunuculuğunu yaptığı, Program konuklannm Erol BİLBİLİK,
Emekli Bir Paşa, .............. ve Ergün POYRAZ isimli şahıslar olduğu görülmüş, program
katılımcılannm yapmış olduğu konuşmalardan bölümler aşağıya çıkartılmıştır.
Ergün POYRAZ: Abdullah GÜL geçmişine baktığımızda sayın hocamın dediği gibi Milli Türk Talebe Birliğinden bu yana gelen yetiştirilme tarzı ve yine Yahudi
Örgütleri ile AKP'yi ilk buluşturan biri olması ile dikkat çekiyor....................................... AKP
kapatılmayı bin defa hak eden Yaşamaması Gereken Bir Parti..........
Kemal KERİNÇSİZ:......... Sayın Ergün POYRAZ'm "Musa'nın Çocukları
Tayyip ve Emine' diye bir kitabı "Musa'nın Çocukları" birkaç günlük süre içerisinde 23. baskıya ulaştı. Şeklinde kitabı tanıttığı ....
Ergün POYRAZ: ................... ciddi bir araştırma yapıldığında ciddi bir teftiş
yapıldığında görülecektir ki halkımız devlet soyula soyula hiçbir kalmadı,...................
Kemal KERİNÇSİZ: Sayın Paşam diye konuşmaya başlayıp iktidar alehine konuştuğu
Emekli Paşa: Askerler yan gelip yatmıyor şeklinde konuşma yaptığı

rA4ju^->- 4$WÇ5^7
Kemal KERINÇSIZ: Zahide UÇAR Internet Ajansa Yazan Sayın Zahide Hanım konumuz Cumhurbaşkanlığı, adayları tek tek tartışıyoruz tabi bizim için önemli olan siyasal geçmişleri ve istikbalde görev aldıkları takdirde yapabilecekleri, şeklinde konuşma yaptığı
Telefon ile Bağlana Zahide UÇAR: Programın akışını destekleyen konuşmalar yaptığı,
Erol BİLBİLİK: .............. Ya bunlar cemaat partileri tamam da iktidarı gasp ettikleri
için ....... mutlak suretle kapatılması lazım bu partiyi bu güne kadar kapatmayan bütün
Cumhuriyet Başsavcıları vatan hainidir. Açık kapat Vural SAVAŞ yüz kere söyledi yüz kere kapatınm dedi kapattı zaten adam kapattı zaten ya bunlarla mı uğraşacağız satmışlar gidiyorlar ya sahipsiz mi? şeklinde kelimeler kullandığı devam eden konuşmasında Türkiye'yi uçuruyor, yani burada meclise bakamayız meclis hain dolu kardeşim şeklinde konuşmalann devam ettiği, Program sunucusu Kemal KERENÇSIZ'in konuşmacılann konuşmalannı destekleyici, yönlendirici ve örnekler ile programının tansiyonunu yükseltici müdahalelerde bulunduğu görülmüştür.
Şüphelini Kemal KERİNÇSİZ'in iş yerinden elde edilen SAMSUNG marka olan bilgisayar hard diskinin yapılan incelemede;
1-"AYASOFYA.doc" isimli dosyada; Ayasofya Derneğinin tüzüğü olduğu görülmüştür. Derneğin kuruculan olarak Sevgi ERENEROL (Türk Ortodoks Patrikhanesi Sözcüsü), Cancan ERENEROL, Ergun POYRAZ (Yazar), Kemal KERİNÇSİZ (Avukat), Muammer KARABULUT (YAZAR), Turgay TÜFEKÇİOĞLU (Yazar-Sanayici), Erol ŞAHİNGİL, Hanifı ALTAŞ (Avukat), Gökhan AYGÜN (Yönetici), Burak GÜNEŞ (Avukat) ve Hüseyin Mümtaz BAYAZITOĞLU (YAZAR)'nun belirlendiği görülmüştür.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in iş yerinden elde edilen, WESTERN DIGITAL marka, seri numarası WCAM9C643632 olan bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede;
l-"20 EKİM 2006 CUMA TOPLANTI TUTANAGI.doc" isimli dosyada; 20 Ekim 2006 tarihinde kimliği belirlenemeyen bir şahsın Başkanlığında gerçekleştirilen bir toplantıda alman kararlar olduğu, alman notlardan toplantıda Levent TEMİZ, Hüsnü CANGİL Ahmet PULATOGLU, Necip, Ülger, Demirlek, Necdet, İnan, Eyüp, Yüksekdağ, Cevat, Burak, Yıldınm, ERGENEKON Terör Örgütü operasyonu kapsamında göz altına alınarak mahkemeden serbest bırakılan Atilla AKSU ve ERGENEKON Terör Örgütü operasyonu kapsamında göz altına alınarak tutuklanan Sevgi ERENOL'un da bulunduğu, toplantıda alman kararlar ve bu kararlan kimlerin uygulayacağı hakkında görev dağılımı yapıldığı,
Toplantıda alman kararlara EREGENEKON operasyonu kapsamında yakalanarak tutuklanan Ergun POYRAZ ve soruşturma kapsamında tutuksuz yargılanan Kemal ALEMDAROĞLU'nun da konu edildiği anlaşılmıştır.
2-"DİVANll.doc" isimli dosyada; Ayasofya Derneğinin 18.04.2007 tarihli Divan Tutanağı olduğu görülmüştür.
Tutanakta Divan Heyeti Başkanlığı'na Sevgi ERENEROL, yardımcılığına Cancan ERENEROL, katipliğe Burak GÜNEŞ'in getirildiği, asil yönetimin Burak GÜNEŞ, ERGENEKON operasyonu kapsamında halen tutuklu bulunan Sevgi ERENEROL ve Ergun POYRAZ'dan oluştuğu, ERGENEKON operasyonu kapsamında halen tutuklu bulunan Muammer KARABULUT'un ise yedek Denetim Kurulu üyeliğine seçildiği anlaşılmıştır.
3-"ÖZEL TELEFONLAR-l.doc" isimli dosyada; ERGENEKON operasyonu kapsamında göz altına alınarak tutuklanan Kemal KERİNÇSİZ'e ait 333 adet (şahıs ve kurumlar) telefon listesi olduğu görülmüştür.
Söz konusu listede ERGENEKON operasyonu kapsamında göz altına alman Ergun POYRAZ, Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Muammer KARABULUT, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Rıfat YÜZBAŞIOĞLU'nun da bulunduğu anlaşılmıştır.
TAPELER:
Tape No: 3123 03.09.2007 tarihinde, saat: 12:04 sıralarında yapmış oldukları telefon görüşmesinde; Sevgi ERENEROL'un Kemal KERİNÇSİZ isimli şahıs ile yaptığı görüşmede;
Kemal KERİNÇSİZ'in "............. ŞÖYLE DİYORUM BEN ŞEY YAPALIM BU
CUMHURBAŞKANI MESELESİNİ İŞLEYELİM BU HAFTADA.............. , BOL BOL
ERGÜN'ÜN KİTABINDAN EEE GÜL MESELESİNE DOKUNALIM. EVET HI HI... EEE TAM ZAMANIDIR ÇÜNKÜ BU ADAMIN NİTELİKLERİNİ SAYIP DÖKMEK, EE BÖYLEDE ERGÜN MESELESİNE DE DOKUNMUŞ OLURUZ ORDA ..." diyerek, Yeniçağ Televizyonunda Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile alakalı yapacakları programda Ümraniye soruşturmasında tutuklanan Ergun POYRAZ' ı da kamuoyu gündemine taşıyarak, gündem oluşturmaya çalıştıkları,
Tape No: 3136 02.10.2007 tarihinde, saat: 18:32 sıralarında, Sevgi ERENEROL'un Kemal KERİNÇSİZ isimli şahısla yapmış oldukları görüşme; Kemal KERİNÇSİZ'in Sevgi ERENEROL'a "YANİ STRATEJİDİR BU." dediği Sevgi ERENEROL'unda "HI HI İYİ İYİ ZATEN ONUN İÇİN BENDE BÖYLE BİR TEKLİFTE BULUNMUŞTUM SİZE ..." dediği, KEMAL KERİNÇSİZ'de; "mecburen böyle yapıcağız artık, dedim ki bakın şimdiden çalışmaya lazım işte çalışmak gerekir ben dökümlerin tahlillerini yapacağım hukuki tahlillerini sizde mastır planın tahlillerini yapın onu bitirdikten siz bana verin benimkini ben size vereyim, karşılıklı karşılaştıralım, arkasından diğer ifadelerin tahlillerine geçelim tek tek böylelikle bir ana çatıyı kuralım üç bölümden ibaret bir tane cd diğeri mastır planı diğeri de efendime söyleyeyim ifadelerin tahlilleri olsun yani tam hazırlıklı olalım iddianame yazılır yazılmaz hemen itirazımızı yapalım", "bu bir müvekkilin değil ki senin bu milli bir mesele" diyerek, Muzaffer TEKİN VE Ergun POYRAZ ile alakalı olarak yeni stratejiler belirlemeleri gerektiğini, bunun bir milli mesele olduğu söyleyerek konuya ne kadar önem verdiklerini, tutuklu bulunan şahısların milli dava için tutuklandıklarını kamuoyuna lanse ederek milliyetçilerin bu ülkede tutuklandıkları şeklinde beyanlarda bulundukları,
Tape No: 3200 28.11.2007 tarihinde, saat: 16:30 sıralarında, Sevgi ERENEROL'un Kemal KERİNÇSİZ ile Ergun POYRAZ' ı cezaevinde ziyareti ile alakalı olarak yapmış olduğu görüşmede; Kemal KERİNÇSİZ in Sevgi ERENEROL' a hitaben "....ONUNDA BİZE TEKLİFİ VAR DİYOR Kİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI OLARAK BANA BİR ÖDÜL VERİLSİN DİYO ...." Sevgi ERENEROL' da "TAMAM" diyerek, konuyu onayladığı,
Tape : 3477'de kayıtlı, 16.12.2007 günü saat:14.13'de Muammer KARABULUT ile Kemal KERİNÇSİZ arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
M.KARABULUT'un "Yani şimdi Egun'la HABLEMİTOĞLU'nun ilişkisini bilmiyor mu ondan sonra o öldürülen Deniz Subayı var bitane Petrolle ilgilenen biyorsun biliyorsun değimli onu" "Orda hedef HABLEMİTOĞLU'n dan sonda Ergun biliyorsun" "Adam yani Ergun üç Dakka geç çıkmasa o evde onla birlikte o da öldürülecekti" dedikleri,
Vedat YENERER
Tape: ^f\ ■* ' *"'\
^ 680
(Mt.
' V'*.' „* /
Tape no: 1532 22.01.2008 günü saat:21.34 de paşam diye hitap ettiği Nejat ESLEN isimli şahıs ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde özetle; NEJAT'IN, İyi çok şükür ne o toparladılar milleti ya nedir bu, devamında PKK lılar mecliste dolaşıyor vatan severleri topluyorlar dediği, VEDAT'IN Ve göz altına almanlar için de aralarında trafik cezası bile yememiş insanlar var ve terör örgütünün adını da Ergenekon olarak koymuşlar yazışmalarda da Ergenekon terör örgütü diye söz ediyorlarmış dediği, devamında NEJAT'IN Evet Vedat GÜLER KÖMÜRCÜ de onların içlerinde dediği devamında Vedat'ın Ya çok özel dosyalar bilgiler devamlı yayınlıyor nerden geliyor bilmiyorum ama dediği devamında VEDAT'IN Yani orta da aynı Ergün Poyraz'a yapılan oyun var efendim devletin gizli sırrına ulaşmak dediği devamında NEJAT'IN Bundan bir şey çıkmaz ama bi onların burnunu sürterler yani o olur dediği,
TELEFON İRTİBAT
ERGÜN POYRAZ'm simkart ve telefon rehberinde;:
Sevgi ERENEROL-05323678060, Kemal KERİNÇSİZ05332949190, Kemal KERİNÇSİZ-05322143354, Muammer KARABULUT 05468221246, İsmail YILDIZ 05337138603, Halil Behiç GÜRCİHAN 05465959046, Oktay YILDIRIM 05425315368, Şeklinde kayıtlara rastlandığından adı geçen şüpheliler ile irtibatlı olduğu,
e-hukuki durumunun değerlendirilmesi,
Şüpheli Ergün POYRAZ ifadesinde; samimiyetim yok dediği halde Halil Behiç GÜRCİHAN'a yazmış olduğu kitabı bilgisayar ortamında verdiği, verilen kitabın adının "Tarikat, Ticaret, Siyaset ve Cinayet" olduğu, kitap içeriğinde Hablemitoğlu cinayeti ile İhsan GÜVEN'in öldürülmesi cinayetlerinin güvenlik güçlerince gerçekleştirildiğinin iddia edildiği, aynı kitap içeriğinde Genel Kurmay Başkanlığına ait gizli içerikli iç tehdit raporunun bulunduğu, şüpheli bu kitabı vermediğini beyan ettiği halde kitabın Halil Behiç GÜRCİHAN'da word belgesi olarak yazılı halde bulunması, bastırması için bu kitabı verdiğinin anlaşıldığı, buradan da aralarındaki örgütsel irtibatın bulunduğu anlaşılmaktadır.
Aramalar neticesinde; şüpheli Ergün POYRAZ'da devletin güvenliği iç ve dış siyasal yararlan bakımından gizli kalması gereken çok gizli belgeler ele geçirildiği, bu belge özelliğine bakıldığında dış tehdit raporu olarak adlandmlan Türk Silahlı Kuvvetlerine ait belge olması göz önüne alındığında, çok gizli belgenin şüphelide bulunmasının araştırmacı yazarlıkla alakasının olmadığı, bizzat ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ tarafından şüpheliye verildiği anlaşılmaktadır.
Şüpheliye ait koruma notları göz önüne alındığında; MGK Genel Sekreterliği'nden, dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener ERUYGUR'la makamında görüşmeler yaptığı, Emniyet Müdür yardımcısının tayin işi için bizzat MGK Genel Sekreterine kadar gidip görüşebildiği, Mülkiye Başmüfettişlerinden Teftiş Kurulu Başkanına kadar birebir toplantılar yaptığı, Yargıtay'da görülen davalar için Yargıtay üyeleriyle toplantılar yaptığına ilişkin notlar olduğu görülmüş, bu davalara şüpheli Ergün POYRAZ'm müdahil olarak katılması hususları değerlendirildiğinde; sıradan bir yazar olarak bunları yapmış olmasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği,
Şüpheli Ergün POYRAZ, bizzat ERGENEKON terör örgütü adına bu tür kişilerle görüşüp edindiği bilgi ve belgeleri kitaplarında yazıp, bu kitapların dezenformasyon amaçlı olarak kullandığı, özellikle kitaplarını da bilgi ve belgeleri edindiği üst düzey kamu görevlileri ve askeri şahıslara verip bu şekliyle karapropaganda yapılmasını üst düzeyde gerçekleştirdiği ve örgütsel bazda darbeye zemin hazırjjifflaâsı yönüyle bu kitapların yayınlanıp dağıtıldığı, söz konusu kitapların içeriğinde^zelliMe fifeblemitoğlu Cinayeti ile

681
(ym*
*/ *
"A^Ff*
İhsan GÜVEN cinayetlerinin bizzat Devletin güvenlik güçlerince yapıldığı şeklindeki ithamlardan da örgütün amaçlan doğrultusunda kitapları yazıp yayınladığı anlaşılmaktadır.
Dosyada mevcut telefon görüşmeleri göz önüne alındığında, bizzat bazı kitapların örgütün yöneticileri arasında bulunan Sevgi ERENEROL ve Muammer KARABULUT tarafından yazılıp son şekli verilip sanki cezaevinde tutuklu bulunan Ergün POYRAZ tarafından yazılmış gibi bastırılma aşamasına getirildiği anlaşılmıştır.
Şüpheli ek ifadesinde Muammer KARABULUT'un yazacağı kitaplarla alakalı olarak hiçbir bilgi ve belge vermediğini beyart ettiği halde bu konudaki Sevgi ERENEROL ve Muammer KARABULUT arasındaki görüşmelerde kitapta yazılacak cümlelere kadar bizzat Sevgi ERENEROL tarafından belirlendiği, buradan da yazılan kitapların ERGENEKON terör örgütü tarafından yazdırılıp Ergün POYRAZ tarafından yazılmış gibi piyasaya sürüldüğü, şüphesini doğurduğu, kitapların gerçeği araştırmaktan çok dezenformasyon amaçlı ve devletin güvenlik güçlerini zan altında bırakcak şekilde ifadeler kullanılmasından da anlaşlmaktadır.
Şüpheli Ergün POYRAZ'm Ayasofya derneğine üye olduğu, tüm ceza evi işleri ve avukatlık işlerinin Sevgi ERENEROL tarafından takip edildiği, hem Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN hem Ergün POYRAZ'm avukatlığının bizzat ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ yöneticisi olmaktan tutuklu bulunan Kemal KERİNÇSİZ tarafından yürültüldüğü ve bu iki kişiye de aileleri dışında görüşebilen kişilerden birinin de yine Sevgi ERENEROL olması aralarındaki örgütsel irtibatları ortaya koymaktadır.
Şüphelinin yazdığı kitaplarda Başbakanı, Meclis Başkanını ve Dışişleri Bakanını Yahudi ve Ermeni göstermek suretiyle de halkı hükümete karşı isyana tahrik suçlanna zemin hazırlayıp ERGENEKON terör örgütünün bu yöndeki amaçlanna hizmet ettiği anlaşılmaktadır.
Şüphelinin yazdığı kitapta İhsan GÜVEN cinayetini aynntıh olarak anlattığı ve cinayeti güvenlik güçlerinin işlediğini iddia edip aynntılan ve delillerin karartıldığmı iddia etmiş ise de, hem kendi bilgisayanndan elde edilen notlarda hem de yukanda bulunan 16.12.2007 tarihinde şüpheli Kemal KERİNÇSİZ in, Muammer KARABULUT ile yaptığı görüşmede "M.KARABULUT'un "Yani şimdi Ergun'la HABLEMİTOĞLU'nun ilişkisini bilmiyor mu ondan sonra o öldürülen Deniz Subayı var bitane Petrolle ilgilenen biyorsun biliyorsun değil mi onu" "Orda hedef HABLEMİTOĞLU'ndan sonra Ergun biliyorsun" "Adam yani Ergun üç Dakka geç çıkmasa o evde onla birlikte o da öldürülecekti" şeklindeki görüşmeyi kendi arkadaşlannın yaptığı,
Bilgisayannda kendisinin yazdığını beyan ettiği notlarda, "Ercüment Mitçi" başlıklı İhsan GÜVEN cinayeti ile alakalı olan "İ.Güven Oğuzcan Hanlı' nın telkinleri ile öldürüldü. Erken dönmeseydim ben de İ. Güven ile birlikte öldürülecektim. Ankara'da beni tuvalete bile yalnız göndermeyen korumalar Tuzla' da yanıma gelmemek için binbir numara çektiler." Şeklinde yazdığı. Şüpheli Ergün POYRAZ in bu durumu örgüt içindeki yakın arkadaşlanyla paylaştığı ve bilgisayanna not ettiği halde yazdığı kitapta bu hususa yer vermeyip İhsan GÜVEN cinayetinin güvenlik güçlerince öldürüldüğünü iddia etmeside bilgidiği gerçekleri gizleyip ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN kendisine verdiği talimatlar gereği kitaplarda gerçekleri yazmayıp hedef saptırmaya yöneldiği anlaşılmaktadır.
Bilgisayanna yazdığı Notlar içinde adı geçen "Oğuzcan HANLI" diye birini tanımadığını, Oğuzhan ŞANLI diye bir korumasının olduğunu, belki soyismini yanlış hatırlamış olabileceğini, beyan ettiği, ancak evinde ele geçirilen kendi korumalanna ait olduğu içeriğinden anlaşılan notlar da Oğuzcan Hanlının resmi koruması olduğu, İhsan
Güvenin evine gidip 3.5 saat görüşme yapıp yaptığı görüşmeyi de gizlice kaydedip Halen tutuklu bulunan Hasan Atilla Uğur'a götürüp teslim ettiği halde bu hususa da inkar ettiği,
Notlar bölümünde geçen "İ.Güven Oğuzcan Hanlı' nın telkinleri ile öldürüldü. Erken dönmeseydim ben de İ. Güven ile birlikte öldürülecektim. Ankara'da beni tuvalete bile yalnız göndernıeyen korumalar Tuzla' da yanıma gelmemek için binbir numara çektiler."Şeklindeki bölümün kendisine ait olmadığını, gerçekleri kitabında yazdığını, gerçek olsaydı kitabına yazacağını, Örgüt soruşturması ile kitabın bağlantısını anlayamadığını, beyanında belirtmiş olup bu konunun örgüt üyeleri arasında da bilinmesine rağmen hiçbir şekilde dile getirilmediği, bu konuda yazdığı kitapta olayı anlatmadığı önce notların kendisine ait olduğunu söylemesine rağmen daha sonra inkar etmesi, İhsan GUVEN'in evine gidip üç saatlik görüşme yapıp arkasından jandarma teknik istihbarat başkanı Atilla Albayla görüşmesi, bu görüşmede kendisiyle alakalı belgeleri almasına rağmen, İhsan GÜVEN ile fırsat buldukça her zaman görüştüğünü, ancak kendisinden her hangi bir bilgi belge almadığını, İhsan GUVEN'in kendisine bazı konularda anlattığı şeyler olduğunu, onun dışında her hangi bir belge vermediğini, bilgisayarında çıkan İhsan GÜVEN ile alakalı belgelerin ölümünden sonra tanıyan biri tarafından kendisine verildiğini verenin ismini açıklamak zorunda olmadığını, beyan ettiği bilgisayarında İhsan GÜVEN'le alakalı birçok bilgi ve belgenin bulunduğu, hatta İhsan GÜVEN'le zamanın MGK genel sekreteri olan Cumhur ASPARUK'la yaptığı telefon görüşmesini bile kitabında yayınladığı, bu görüşmeyi kimin kaydettiğini söylemediği, söylemek zorunda olmadığını beyan etmiştir.
Şüpheli Ergün POYRAZ'm, şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ Sevgi ERENEROL, İsmail YILDIZ, Halil Behiç GÜRCİHAN, Bekir ÖZTÜRK, Muammer KARABULUT, Habip Ümit SAYIN, Doğu PERİNÇEK, Emin GÜRSES, Hayati ÖZCAN ve Hikmet ÇİÇEK ile örgütsel bazda irtibatlarının bulunduğu, şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in Ergün POYRAZ'm Ankara'daki evine bile geldiği, şüpheliler arasındaki irtibatların arkadaşlıktan kaynaklanan irtibatlar olmadığı tamamen örgütsel irtibatlar olduğu, şüpheli irtibatlı olduğu yüksek rütbeli askeri şahıslardan elde ettiği gizli bilgi ve belgeleri ERGENEKON terör örgütünün üyeleriyle paylaştığı, kendisinden Yargıtay'da devam eden davalara bakması için Sevgi ERENEROL'un Muammer KARABULUT'u gönderdiği,
Sevgi ERENEROL ile Kemal KERİNÇSİZ arasındaki telefon görüşmesinde Kemal KERINÇSİZ'in yürüttüğü avukatlık görevinin normal bir iş olmayıp "milli bir mesele" olduğunu söyleyerek örgütsel irtibatlarını ortaya koymuştur.
ERGENEKON terör örgütünün talimatları doğrultusunda örgütün kendisine hedef olarak seçtiği Alman vakıfları davası ve misyonerlik davalarına müdahil olarak katılıp davaların ERGENEKON terör örgütünün menfaatleri doğrultusunda sonuçlanması için girişimlerde bulunduğu,
Sonuç olarak şüpheli Ergün POYRAZ m ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyesi olduğu, Devletin güvenliği, İç ve dış siyasal yararlan bakımından gizli kalması gereken bilgileri elde ettiği,( TCK 327),Türk Silahlı Kuvvetlerine ait gizli bilgi ve belgeleri kitaplarında kullanmak suretiyle amacı dışında kullandığı, (TAHSİS OLUNDUKLARI AMAÇ DIŞINDA KULLANMAK TCK 326)
ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN talimatları doğrultusunda Silahlı Kuvvetlerine ait gizli bilgi ve belgeleri elde ettiği, TCK 334
Kitaplarında kanunların açıklanmasını yasıkladığı, bu belgeleri yayınlamak suretiyle yasaklanan bilgileri açıklama suçunu da işlediği, TCK 336 ' *
683
Kişilerin siyasi felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydetme suçunu da işlediği, TCK 135/2
Ruhsatsız silah bulundurduğu, 6136 SK 13/1
ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlan doğrultusunda kaos ortamı oluşturup darbeye zemin hazırlanması sürecine hazırladığı kitaplarla katıldığı, çünkü kitaplarında devletin üst kademelerindeki seçilmiş yöneticileri, Yahudi olmak veya ermeni olmak gibi asılsız isnatlarla yıpratıp halkın gözünde hedef ve düşman haline getirmeye çalıştığı, anlaşılmış olmakla, (TCK 313/1)
Şüpheli Ergün POYRAZ'm ERGENEKON terör örgütünün propaganda biriminde faaliyette bulunan üyesi olduğu anlaşıldığından;
Şüphelinin eylemlerine uyan, TCK'nun 314/2, 313/1, 6136 Sayılı Kanunun 13/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 313/4, 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 135/2-1,43/2, 326, 327, 334 ve 336, maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
15-ŞÜPHELİ BEKİR ÖZTÜRK a-Emniyet ifadesinde:
Türk Sağlık Sen'e üyesi olduğunu, birde kendisinin kurmuş olduğu Genel Merkezi Ankara İlinde bulunan Kuvvai Milliye Derneğinin Genel Başkanı olduğunu, herhangi bir terör örgütüne üyeliğinin olmadığını,
"SAFINI KAYBEDENLER" CEMAATLER, TARİKATLAR Ve SİYASAL İSLAMCILAR (!) HANGİ SAFTA? başlıklı yazıyla alakalı dosyanın bilgisayarında olduğunu hatırlamadığını, bu dosyanın bir araştırma olduğunu, içeriği hakkında menfi veya müsbet söyleyecek bir şeyinin olmadığını, bu dosyanın SESA 'dan geldiğini, SESAR 'in bütün yazılarını takip ettiğini ve uygun bulduklarını yayınladığını,
Sevgili Arkadaşlar;
Bu yazıda verilmek istenen mesajı diğer taraf çok net anladığı için bugün bir seri tehdit telefonu aldım ama sizlerin yazıya verdiğiniz tepkilerden sizleri bu olaylar xserisinde doğru yere oturtan bu yazıdaki sizle ilgili mesajı tam olarak aktaramadığımı farkettim. Bekir kardeşimin sözettiği kronolojik hatalar doğru fakat işin özü ile ilgili bir sorun değil. Neticede Bekir Kemal Kerinçsiz ve
kadrosuna destek verdi ve nankörlükle karşılaştı. Kemal Kerinçsiz Milli Güç platformu veya derneği olarak Bekir'in düzenlediği toplantıya tam destek verseydi bu provokasyonları yapmak çok daha zor olur ve herkes çok daha güçlü hareket ederdi.Yazıda Muammer Karabulut vakasına özellikle değinilmedi; çünkü bu yazı kilitlenen bir durumu açmayı hedefliyordu. Tabi bu noktadan sonra kilitlenen iletişim açılsa dahi ben bir rol üstlenemem ama eğer bu kilit durumu açılırsa
Muammer Karabulut'u her halükarda sahne dışında tutmak için onu genel resim içinde ana/etkin oyunculardan biri olarak resmedilmemesi lazım. Arka planda ana sorunlardan biri olduğunu bilsem de. Anlamanız gereken şu; bu yazı ile ben herkes nezdinde kendi konumumu feda ettim ve bunu yaparken gitmesi gereken kişiye mesaj gitti. Yüzyüze sürekli size söylediğim şey : kuklayı kuklacıdan ayırın. Oktay'a da sürekli şu tezi söyledim : O saldırıyı planlayan Kemal Kerinçsiz değildi. Yazıda da bunun mantıki gerekçesini söylüyorum zaten.Dosya savaşlarına gelince.
Orada dosya savaşları ile ilgili kastedilen Zeynep'in yazışı değil.Burada iki dosya var. Biri Ergün Poyraz'm Zeynep'e attığı "Rus kızı T" mesajına sebep olan dosya. Zeynep'ten
onu duyduğum noktada bu işin geri dönülemez noktaya gelmesi için çok sıkı çalışıldığını anladım. Bu sözlerden o "dosyaya" prim verdiğim çıkmasın lütfen; alınganlığınız üzerinizde çünkü neme lazım.Biri de Hanefi Altaş'm bir konuşmada sözünü ettiği "Kemal Kerinçsiz'in Büyükçekmece Ülkü ocaklarına dahil olma hikayesi...Nuriş grubundan kurtulmak için 9 milyar vermesi olayı "...bunu Hanefi Altaş'tan duyduktan sonra kendi kaynaklarımdan ayrıntılı olarak teyit ettirdim ve bütün yazının esas mesaj çekirdeği o iki satırda mevcut. "Dosya manyağı" Nuriş'lerin "kurşun manyağı" sözüne gönderme.
Arkadaşlar;
Lütfen o yazıdaki ayrıntılara takılıp esas amacı atlamayın : Kuklayı kuklacıdan ayırmak.
Ben üç hafta boyunca işimi gücümü bırakıp, insanların peşinden koşup elimden geleni yaptıkça taraflar arasındaki aynşma derinleşti ve bu noktada bu yazı ters tepkime yolu olarak tek çare kaldı. Burada iki olasılık var:
1-Bu lavuk ne yazıyor; "kim kime neyi anlattı?'"yı daha net öğrenmek için taraflar dolaylı olarak da olsa birbirleri ile bağlantıya geçer ve bu dolaylı bağlantılardan "şu iş daha sarpa sarmadan oturup konuşalım sonucu çıkabilir". Bazıları bu yazıda yazılmayanların daha da fazla açılmasını istemez.
2-Mevcut iletişimsizlik , kopukluk durumu devam eder ama en azından karşı tarafınsizler hakkmdaorda burada konuştuğu asılsız iddialara karşı kamuoyu üçüncü bir göztarafından bilgilendirilmiş olur.
Oktay'ın "Kemal Kerinçsiz'i aklamışsın, ben kapkara kalmışım" sözlerine ise kesinlikle katılmıyorum. Oktay o yazıda uğradığı saldırıya rağmen basiretli davranan kişi olarak doğru yere oturtuluyordu nasıl kapkara kalmak olur. Kemal Kerinçsiz aklanmıyor, Kemal Kerinçsiz davaya sahip çıkacak karaktere ve akla sahip olmamak, lider özelliği taşımamakla suçlanıyor. Kemal Kerinçsiz bu konu ile ilgili çıkan hiç bir haberde olmadığı kadar çok nesnel ölçülerle (Levent Temiz ve Ahmet Ülger'in "nasıl MHP karşıtı yapılarla görüşür?" tarzı partizan ölçütlerle değil) ortaya çıkarıldı. Bu olayların en büyük iki mağduru sizler dışında herkesin anlattığı olaylar zinciri bir üçüncü göz tarafından anlatıldı. Kemal Kerinçsiz'e ise "sen lider değilsin, hata yaptın" denildi.Ha; "bu saldırıyı Kemal Kerinçsiz yaptı" denilmedi çünkü bu saldırıyı Kemal Kerinçsiz planlamadı arkadaşlar.Bu tezimi baştan beri söylüyorum yüzyüze de onlarca kez tekrarladım.
Bu konuda kaç haftadır araştırıp da bulamadığım bir done varsa lütfen iletin. Bu saldırıdan Kemal Kerinçsiz faydalandı, bu saldın sonrasında adamını harcamadı (çünkü harcasa o çevresindeki yakın adamlan da onu harcar) ve bu saldmdan kendi çevresindeki kliği güçlendirerek, başından beri planladığı Oktay tasfiyesini gerçekleştirerek çıktı ama ne mantıki inceleme, ne de benim ulaşabildiğim donelerden çıkan sonuç bu saldmyı Kemal Kerinçsiz'in planlamadığı yolunda Saldınnın kaynağını daha ayrıntılı görmek istiyorsanız şu sorunun cevabından doğru ya da yanlış %100 emin olana kadar kadar araştınn. Ahmet Ülger o gece; Levent ve Yıldmm'm sürekli vurguladığı gibi "abi adam kurt tabi, olay olacağını SEZDİ, çıktı" nedeni ile çıkmadı o toplantıdan. Ahmet Ülger o toplantıdan sezdiği için mi, bildiği için mi erken aynldı? Ahmet Ülger o toplantıda olay çıkacağını hangi kanallardan öğrendi, pardon SEZDİ?
Neyse bana kızabilir, kmlabilirsiniz canınız sağolsun. Özellikle Zeynep yazıdaki "yazıda katılmadığımız bir çok nokta olduğu halde" kısmına danldıysa bu bana büyük haksızlık olur. zımn arkasında nasıl durduğumu, onun geri adım atmak istediği noktada benim nasıl geri adım atmadığını kendisi çok iyi biliyor. Evet; o yazının bir çok noktasına katılmıyorum. Sitede zaten her noktasına katıldığımız yazılardan oluşmuyor.O yazı; taraflan birleştirme adımlan attığım noktada beni sözkonusu taraflar nezdinde- çok zor duruma soksa bile yayınladım çünkü belli prensipleri her şeye rağmen korumak zorundayız. Yaymlamasaydım Zeynep nezdinde daha mı muteber olurdum bilmiyorum ama.anlaşılan yazıda bir çok noktaya
katılmadığımızı belirten ifade yüzünden puan kaybetmişiz. Orada da Zeynep'in insafına sığınmaktan başka çarem yok. Neyse sevgili kardeşlerim lafı çok uzattım.
Bu yazının Oktay YILDIRIM ve kendisi,, Kemal Kerinçsiz ve ekibi ile yollarının ayrılması süreci ile ilgili olarak Behiç GÜRCİHAN tarafından yazılmış bir yazı olduğunu, bu yazının muhtemelen Behiç GÜRCİHAN tarafından kendisine gönderildiğini, Kemal KERİNÇSİZ'in bir dönem Milli Güç Derneği isimli bir dernek kuracağını, bu dönemde Oktay YILDIRIM ile birlikte Kuvayi Milliye Derneğini kurmaya çalıştıklarını, kendilerinin II Kasım 2006 yılında Kuvayi Milliye olarak Üsküdar Aşmalı Konakta yapacakları toplantıyı Kemal KERİNÇSİZ'in derneğin toplantısı gibi lanse ettiğini, bu nedenle yollarını ayırdıklarını, bu yazının da bu konu ile alakalı olarak yazıldığını,
T.C DEVLETİSİZ "DİN TACİRİ SAHTE DİN ADAMLARI'NIN SALYANGOZ SATIŞINA ŞERH KOYACAK DEĞİLDİR NE VAR Kİ SİZLER SALYANGOZA BASIP DA DÜŞÜNCE "NEDEN DÜŞTÜK!" DEMEYESİNİZ! MİTİNG "İN M'SİNİ VERMEYEN TV'LER, MALATYA 'DAKİ "İNCİL SHOW"U CANLI VERDİLER!
Başlıklığıyla başlayan
1. Şok Suikast!
Fener Patriği Bartholomeos bir suikast sonucu öldürülüyor! AB, ABD ve Yunanistan ortalığı ayağa kaldırıyor!
Türkiye'nin iç işlerine müdahale, Ruhban Okulu'nun açılması, misyonerlik faaliyetlerine ve kiliselere Diyanet bütçesinden pay verilmesi gündeme geliyor.
2. Şok Suikast!
Ermeni Patriği Mutafyan öldürülüyor! Yine AB, ABD, Ermenistan ayakta! Sözde Ermeni Soykırımı 'nı tanıyoruz! Ermeniler 'in toprak ve tazminat talepleri ile karşılaşıyoruz.
3. Şok Suikast!
Ishak Alaton (Ki şu anda gerçek başbakandır!) öldürülüyor! israil Türkiye'deki tüm örtülü operasyonlarını meşrulaştırıyor. israil "Kürt Kartı "m daha sağlam tutuyor. ABD, israil, AB ve Siyonistler Türkiye'yi prese alıyor. Neticede yönetim onların eline geçiyor. Şeklinde devam eden
SESAR
FUAT ERMİŞ' imzalı yazıyla alakalı olarak.
Bu doküman hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını,
Şüpheli Halil Behiç GÜRCİHANın emniyet ifadesinde "Ben bir araştırmacı yazarım ....Bir keresinde Çemberlitaş'ta bulunan Türkocağı Cafesinde Av. Hanifi ALTAŞ; Oktay YILDIRIM ile birlikte nargile içtik. Bir keresinde Üsküdar'da bulanan Aşmalı Konakta Kuvvai Milleye.net (Bekir ÖZTÜRK'ün Baykanlığını yaptığı Dernek) topaltsmda karşılaştık. içeride yaklaşık 50 kişi vardı biz ayrı masalarda oturmuştuk. Kendisi Bana bu olay ile ilgili iddialan güçlendirebilecek bilgiler verdi bende bunu belgesiz yazamayacağımı söyleyince bana bu dokümanların fotokopilerim verdi. Bende bu belgeleri ilerde yazdıklarımın kaynağı olarak evimde sakladım. Bu belgeleri hiçbir şekilde yaymadım. İnternet dahil hiçbir mecrada yayınlamadım. Türkiye'deki bütün araştırmacı ve gazetecilerde yazdıkları konular ile ilgi belgeler bulunmaktadır. Bu da bu kapsamda değerlendirilecek konular arasındadır"...' şeklinde beyanıyla alakalı olarak;
Sorulan toplantının 11 Kasım 2006 günü Üsküdar Aşmalı Konakta yapıldığını, bu toplantının Kuvvai Milliye Derneği toplantısı olmadığını, ancak Kuruluş aşamasında yapılan bir toplantı olduğunu, bu toplantıyı Kuvvai Milliye Internet sitesi olarak kendilerinin düzenlediğini, bu toplantıya Behiç GÜRCIHAN'ın da katıldığını, yaklaşık 50-60 kişinin olduğunu, o dönemde Kuvvai Milliye Derneği Başkanı olmadığını, o an derneğin kurulmadığını,
Tuğrul DERME tarafından gönderildiği anlaşılan
k


Balıkesir
E-Posta: jtimberlakedance@hotmail.com
Telefon no: 05357902251
Açıklama: Merhabalar Kuvvai Milliye, herşeyden önce size çok rahatsız olduğum ve üzüldüğüm bir konuyu belirtmek isterim,saym Ümit Saym'a acil ulaşmam gerekirken, Ümit Saym'dan halen cevap alamamış bulunmaktayım.Bu durumu bilgilerinize arz eder ve en yakm zamanda kendisine ulaşmak dileğimi yinelerim.Bir rahatsızlığımı daha özenle belirtmem gerekir ise, sürekli belirttiğim halde, bu tip hareketlerde bana aktif görev verilmemesi beni derinden sarsmıştır.Kuvvai Milliye'ye katılmak istememin elbette bir çok sebebi vardır, ancak bunların arasında en baskını şüphesiz, ülkemi ve kendiside emekli bir Hat Komutanı olan değerli TSK personeli babamı çok sevmemdir.Bu hareketin Balıkesir kanadını, tamamen gizli bir şekilde aktif olarak yürütmek istiyorum.Gizli olmasının sebebi, Balıkesir'in küçük ve tehlikeli bir şehir olmasıdır.TSK'ya ve sayın Ümit Saym'ada halen sunmak için beklediğim GTA hareketi ile Kuvvai Milliye'nin içinde 181i Gençler olarak ayrılmak isteğime cevap beklemeteyim. Aktif ancak gizli liderliğimde gençleri toplayabilcek bir hücre yani bir toplantı odasmada sahibiz.İlgilerinize arz eder ve heyecan ile cevabınızı beklerim...
10.05.2007 tarihli e-mail le alakalı olarak;
Bu mesajı hatırladığını, ancak bu tarz mesajları muhatap almadığını, bu mesaja cevap vermediğini, Tuğrul DERME isimli şahıs ile yüz yüze görüşmediğini, ancak hatırlamadığı bir zamanda telefon ile görüştüğünü, bu telefon görüşmesinde Tuğrul DERME'nin "bu Kuvvai Milliye Derneği temsilciliğini Balıkesir iline nasıl kurarız" diye sorduğunu, kendisinin de şahsen tanışmadan kimseye temsilcilik vermediklerini söylediğini, ve yakın zamanda istanbul'da yapacakları toplantıya davet ettiğini, ancak gelmediğini, daha sonra hiç görüşmediklerini,
18li Gençler Grubu hakkında bir bilgisinin olmadığını, ve bahsedilen konular hakkında da bir bilgisinin olmadığını,
Ayrıca www.Kuvvaimilliye.net isimli internet sitesinde kendi cep telefonunu yayınladığını, isteyenlerin kendisini aradığını,
3NOLUCD:
-Cezalar Birliği Başlıklı doküman
CEZALILAR BİRLİĞİ
Sevgili kardeşim, Oktay Yıldırım aradı geçende, sitede haber olarak yer alan konuyu anlattı. Bir emniyet amirinin kendi nezdinde, Türk Ordusu 'na hakaret ettiğini söyledi. Eski bir emniyet müdürü olarak dert yandı bana.
Ben emekli bir astsubay çocuğuyum, 1978-2003 yılları arasında da Polis Koleji mezunu olarak emniyette görev yaptım. Bu görevin, 1988-91 ile 1993-96 yılları arası Doğu bölgemizde istihbarat ve Terörle Mücadele Görevlisi ve Müdürü olarak geçti.
Oktay kardeşim, kahraman bir Başçavuş Gazisidir. Memlekete hizmet etmiştir ve gazi olmuştur. Bir çok arkadaşı kucağında şehit düşmüştür . Türk'tür, müslümandır, dürüsttür, milliyetçidir, adam gibi adamdır. Ulusalcıdır, Atatürkçüdür, Yüzlerce terör operasyonun da aldığı üç kuruşluk paraya ve ailesinin yaşlı gözlerle, korkak ve ürkek hemen her gece ölüm haberini beklediğini bilmesine rağmen, kahramanca savaşmıştır. Malulen emekliye ayrılması sağlanmış, ailesi ve kendisi, aynı Çanakkale 'de askere çıkan kumanya ile yetinmeye zorlanmıştır. Açtır, toktur, çokta önemli değildir onun için. Onun için önemli bir tek şey vardır. VEFA. Bazılarının, İstanbul'da bir bozacı semti sandığı Vefa değil tabii ki. Neye vefa, kime vefa?
Ecdada, Şühedaya, Gazi Mustafa Kemal 'e, Gazilere, yetimlere, vatan toprağı olmuş kahramanlara, açlıktan nefesi koksa da kimseye el açmayan şereflilere, haksızlığın, zulmün kralına uğrasa da tek dişli canavarın mahkemesine aşla'ğitmevcnlere, başlarındaki örtünün gavur mahallesinde bir anlamı olmadığını bilen ve onunla Gazı Mustafa Kemal'in çizmelerini
S\ 687

parlatan iffetli müminelere, para olsunda nereden gelirse gelsin demeyi aklından bile geçirmeyenlere, yaşamın yalnızca bu dünyaya has olduğu inancı ile yaşadığı halde, müslümanlık taslayanlara, yani hristiyanlaştırılmış müslümanlara yiğitçe kafa tutanlara, "La ilahe illallah Muhammedin Resulullah" diye haykıranlara, dinine, milletine, kitabına ve peygamberine şovenlerle diyalog kurmayı hainlik, alçaklık sayanlara, papaz elbisesi giymeyi iş edinmiş, dönek, siyasi travesti imam bozuntularına, yahudi uşağı, Evangelist Köpeği olmamakta direnenlere, "Innedine indallahil islam "(Allah katında tek din islam 'dır.) ayetini AB 'ye feda etmeyenlere, dünya hayatını sınav bilip, Allah 'ı tanıyanlara, bayrağa kanını, sancağa canını vermiş yiğitlere, namusunu, şeref, haysiyet ve iffetini hiçbir şeye değişmeyen Türk ve müslüman evlatlarına, evlatlarını savaşta bile bile ölüme gönderen milyonlarca vatanpervere ve bilhassa Gaziosmanpaşa 'ya , Susuzlukla zulmedilip, onlarca kılıç darbesiyle şehadet şerbeti içirilmiş Peygamber torununa, Sancağı burca dikip ölüsüyle savunan Ulubatlılara, Halide Edip, Nene Hatun ve şehit analarına, bu millete olan sevgisi nedeniyle görevini iltimassız yapanlara, önüne çuvalla para konulduğu halde, rüşvet almayıp çocuğuna süt götüremeyenlere, ülkeye hizmet ettiği için, her türlü zulme, iftiraya, hakarete, uğrayanlara, özetle AHDE VEFA önemlidir.
Üzülme sen Oktay kardeşim, yukarıda çok özetle niteliklerini saydığım milyonlar seninledir. Ama hepimizin ortak kaderi CEZALILAR BİRLİĞİ oluşturmamızdır. Yukarıdaki hiçbir özellik emperyalist küreselci köpeklerin ve uşaklarının cezalandırmayacağı derecede önemsiz değildir, insanı insana köle yapanlar ve onlara hizmet edenler tarihin hiçbir döneminde kanlı ellerini yıkamaya fırsat bulamamıştır.
Ömer Muhtar 'in dediği gibi;
"BAZILARI CELLATLARINDAN UZUN YAŞAR ".
Üzülme sen Oktay kardeşim, bizim Haklılığımız onların Güçlerini yıkar, yakar, ezer ve geçer.
Üzülme sen Oktay kardeşim Gazi 'nin dediği üzere;
"GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER ".
Selam ve Saygılarımla,
Dr. Adil Serdar SAÇAN imzalı yazı hakkında;
Adil Serdar SAÇAN'ın www.kuvvaimilliye.net isimli internet sitesine köşe yazarlığı yaptığını, yukarıda sorulan cezalılar başlıklı yazının da bu internet sitesinde yayınlandığını,
OKTAY YILDIRIM : Bu şahıs ile 09.04.2006 tarihinde Beyazıt Meydanında Kaymakam Kemal Beyin katledilişi ve PKK yi telin mitinginde tanıştıklarını, sonraki dönemlerde 7-8 kere yüzyüze olmak üzere telefonla da görüştüklerini, ilişkilerinin Kuvvayi Milliye Derneği Genel Başkanlığı ve il başkanlığı düzeyinde olduğunu, bu dernek kurulmadan önce www.kuvayimilliye.net isimli sahibi olduğu sitede köşe yazarlığı yaptığını,
AYŞE ASUMAN OZDEMIR: Birkaç kez telefonla görüştüklerini, konusunun ÇYDD den istifası ile ilgili Zaman Gazetesinde yayınlanan röportaj ile ilgili aradığını,
MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK: Oktay YILDIRIM isimli şahsın tutuklandığı gün Oktay YILDIRIM in avukatının telefonunu kendisinden istediğini, bir kez telefonla görüştüklerini, yüzyüze görüşmediğini,
HALİL BEHIÇ GÜRCIHAN: Tanıdığını, 11 Kasım 2006 tarihinde bahsetmiş olduğu toplantıda tanıştıklarını, birkaç kez bir araya geldiklerini,
TUĞRUL DEMRE: Burada tanıdığını, yukarıda bahsettiği şekilde bir kez telefon ile görüşmelerinin olduğunu,
FUAT ERMİŞ: 2007 Mart ayından bu yana Kuvvai Milliye Derneğine gelip gittiğini, hatta bu şahsa derneğin Ar-Ge birimini kurmak üzere görev verdiklerini, bir süre çalıştıktan sonra istifa ettiğini,
İSMAİL YILDIZ: Kasım 2005'den bu yana tanıdığını, kendisinin Tunus Caddesinde bulunan ofisine gittiğini, tanışmak amacıyla gittiğini, çok sık görüşmediklerini, 2007 Haziran ayında 2 kez görüştüklerini, bu görüşmenin internet sitesinde yayınlanacak bir yazı ile alakalı olduğunu,
Bu konular hakkında anlatacaklarının bunlardan ibaret olduğunu, Kuvvai Milliye Derneği olarak şiddet ve silahlı mücadele gibi konulara karşı olduklarını, son zamanlarda Ülkemiz üzerinde oynan Sağ-Sol, Laik-Antilaik, Alevi-Sunni, Türk-Kürt gibi ayrılıkçı oyunlara karşı olduklarını, bunun bir ifadesi olarak Dergileri ve internet sitelerinde dini, mezhebi etnik kökeni ne olursa olsun "Ne Mutlu Türk'üm Diyene" diye diyen herkesi derneğin çatısı altında faaliyet göstermeye davet ettiklerini,
b-Savcılık ifadesinde ŞÜPHELİ BEKİR OZTURK;
Emniyette verdiği ifadenin doğru olduğunu ve tekrar ettiğini,Kuvai milliye derneğinin genel başkam olduğunu, Ankara' daki dernek binasının da kendisine bağlı olduğunu, o binayı kendisinin yönettiğini, oradaki bilgisayarların da kendi yetkisi dahilinde olduğunu, dernekteki bilgisayarın demirbaş olduğunu, nootbokun ise kendisine ait olduğunu, ele geçirilen dokümanların kendisine ait nootboktan çıktığını, OKTAY YILDIRDIM'm derneğin üyesi ve İstanbul temsilcisi olduğunu, ancak şube açamadıklarım, derneğin adına her türlü faaliyeti yaptığını, bilgisayarda ele geçirilen FUAT ERMİŞ imzalı yazı FUAT ERMİŞ'in kendisine gönderdiğini, bu yazıyı kuvai milliye internet sitesinde kaynak göstererek yayınladığını, bu şekilde de yazının formatı değiştiğini, ancak ilk yayınladıklarında FUAT ERMİŞ diye yazdıklarını, daha sonra SESAR uyarınca bu yazıyı SESAR olarak değiştirdiklerini, yazının halen internet sitelerinde olduğunu, SESAR'm sitesini ciddi bulduğu için takip ettiğini, ancak bu yazıyı FUAT ERMİŞ derlediği için onun adını yazdıklarını, yazının içeriğini hatırlamadığı için şu anda neden yayınladığını bilmediğini, 50 tane editörleri olduğunu, FUAT ERMİŞ'in de editörlerden biri olduğunu, ancak tüm yazılan kendisinin denetlediği halde bazen de gözünden kaçabileceğini, daha öncede bir kaç sefer bu yazılan yaymladıklannı, daha sonra sitenin sahibi İSMAİL YILDIZ ile tanıştığını, 2-3 defa yüz yüze görüştüğünü ve yazılann yayınlanabileceğini söylediğini bundan sonra yazılan yaymladıklannı, son bir yıldır yayınlamayı bıraktıklannı, sebebinin ise ERGUN POYRAZ'm yazdığı yazının İSMAİL beyin kendisine yazılmış yazı olarak İSMAİL YILDIZ'm algıladığını, bu sebeple de bu sitedeki yazılan yayınlamama karan aldıklanm, Mayıs ayından sonra tekrar İSMAİL YILDIZ ile telefonla görüştüklerini ve yazılanm yayınlamaya başladıklarını, ERGÜN POYRAZ'm bir dönem kendi sitelerinde yazdığını ancak başka sitelerde yazdığı yazılan da alıp yaymladıklannı, KUVVAİ MİLLİYE.NET.COM adlı iki internet sitesinin kendisine ait olduğunu ancak bunu derneğin faaliyetleri içinde kullandığını, ZAFER (KOD) MUZAFFER TEKİN , KUDDUSİ OKKIR, GAZİ GÜDER'i tanımadığını, ASUMAN ÖZDEMİR ile telefonla görüştüklerini kendi sitelerine iki defa yazı gönderdiğini, UKKP projesi ile alakalı sitelerinde de bir reklamı yayınlandığını, TANER ÜNAL'ı tanıdığını, HÜSEYİN GÖRÜM ü 32. gün programında tanıdığını, dernekleri alakası olmadığını,
Devletin yeniden yapılandınlması belgesini bilmediğini, ilk defa burada duyduğunu,bu derneğin 2006 Aralık ayında kurulduğunu, b^sâgiaçla kurulmadığını, gizli biryapılanmanın ve örgütlenmenin olmadığını, ^
BEHIÇ DOC yazılı dosyada BEHIÇ in internet sitesinden alınmış olduğunu, KEMAL KERİNÇSİZ ile bir alakasının olmadığını, 11 Kasım 2006 da Üsküdar'da yapılan toplantının kendi kuruluş toplantılan olduğunu, BEHİÇ GURCAN'm da bu toplantıya katıldığını, BEHİÇ'in, OKTAY'm arkadaşı olduğunu, demek üyesi olmadığını, FUAT ERMİŞ'in demek üyesi iken istifa ettiğini, belirtilen ŞOK SUİKASTLAR yazısını ilk yayınlattıran ve kendisine internet yolu ile gönderenin Fuat olduğunu,
TUĞRUL DERME'nin kendisine internetten mail attığını, baştan önemsemediğini, ancak daha sonra kendisini telefonla aradığını ve demeğe katılmak istediğini söylediğini, yüz yüze görüşmeleri ve savcılıktan sabıka falan lazım dediğini, daha sonra kendisini İstanbul daki 2. kuruluş toplantısına davet ettiğini gelmediğini, bir daha da herhangi bir konuda görüşmediklerini,
CEZALILAR BİRLİĞİ başlıklı dokümanın Adil Serdar Saçan'm bir yazısı olduğunu, lobi ve ergenekon yapılanmasını medyadan duyduğunu, OĞUZ EVREN KILIÇ 'ı tanımadığını,
Ofisinde bulunan CD Terin propaganda amaçlı olmadığını, merak ettiği için alıp izlediği CDler olduğunu, çoğaltıp dağıtmadıklannı,
CEM EDİZ'i İstanbul'da bir kez gördüğünü, demek üyesi iken istifa ettiğini, yönetime alacaklan insanlardan özgeçmiş raporu istediklerini, demek üyelerinden istemediklerini, demekten çıkan diğer bilgiler belgeler ve telefon numaralan ile üyelerin email adreslerinin üyelere ait olduğunu, dosyada mevcut arama tutanaklannm doğru olduğunu, örgüt ile alakası olmadığını, yasal olarak demek kurduklanm, demek amacı doğrultusunda faaliyet yürüttüklerini, beyan etmiştir.
c-Elde deilen deliler.
Dijital incelemelerde
Yukanda ekran çıktısı verilen E-posta dosyası incelendiğinde 29 Aralık 2006 tarihinde Bekir ÖZTÜRK'ün Kuvvai Milliye Demeği üyelerine göndermiş olduğu ve "Özel Büro" yada "DSS" den dört üst düzey yetkiliyle MSN'de yapmış olduğu görüşmenin anlatıldığı e-posta olduğu görülmüştür.
Söz konusu e-postada "Özel Büro"nun kendileri ile çalışmak istedikleri ve uygun görülmesi halinde beraber toplantı yapılabileceği belirtilmiştir.
31 Ekim 2006 tarihinde Umut Çağan TÜRKER'in Bekir ÖZTÜRK'e gönderdiği bir e-posta olduğu, bu e-postada bahse konu şahsın kendisi gibi "DSS" grubundan olan bir psikolog arkadaşının editör olarak Bekir ÖZTÜRK'e tavsiye ettiği anlaşılmıştır.
4 Haziran 2007 tarihinde demek hakkında bilgi isteyen Alparslan ARSLAN isimli şahsa Bekir ÖZTÜRK tarafından gönderilen bilgi amaçlı e-posta olduğu görülmüştür.
E-posta dosyası incelendiğinde 14 Haziran 2007 tarihli Bekir ÖZTÜRK tarafından gönderilen basın bildirisi olduğu ve Ümraniye'de ortaya çıkan bombalar üzerine göz altına alman Kuvvai Milliye Demeği Kumcular Kurulu üyesi ve İstanbul İl Temsilcisi Oktay YILDIRIM hakkında açıklamalar getiren e-posta olduğu anlaşılmıştır.
Söz konusu e-postada Oktay YILDIRIM nezdinde Kuvvai Milliye Demeği ve Ordu'nun yıpratıldığın Ağustos 2006 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ tarafından Bekir ÖZTÜRK'e gönderilen e-posta olduğu ve Bekir ÖZTÜRK'ün e-postalanna cevap olarak yazıldığı anlaşılmıştır.
Söz konusu e-posta ve ilişiğinde bulunan e-postalardan Bekir ÖZTÜRK'ün;
Tayin yerinin Eskişehir ve İzmir'de olabileceği,
Davalannm merkezinin İstanbul olduğu,
Tayin konusunda Abdülkadir AKSU'nun aracı olmasını istemediği,
Tayinine bir Türk'ün, hemşehrisi Abdullath:fŞ^Plffsteîaracılık yapamsmı istediği,
konulannı belirttiği anlaşılmıştır. //' % ^ x "\
Söz konusu e-posta ve ilişiğinde bulunan e-postalardan Güler KOMURCU nun;
Tayin konusunu tekrar hatırlatmak için Bekir ÖZTÜRK'ün bilgilerini istediği,
Tayin konusunda bahsettiği kişinin Abdüllatif Bey olduğu, (Abdullatif ŞENER olduğu değerlendirilmektedir)
konularım belirttiği anlaşılmıştır.
Yeni Hayat Dergisi'nin sahibi avukat Hanefi Altaş, avukat Levent Temiz ve avukat Ahmet Ülger'in Büyük Hukukçular Derneği'ni terk ettiği,
Kemal KERİNÇSİZ'in bütün eylemlerinde yanında yer alan Levent Temiz'in Başkan Kemal KERİNÇSİZ'in 'bilinmeyen unsurlar ve oluşumlarla ilişkisini' gerekçe göstererek ayrıldığı,
Kemal KERİNÇSİZ'in Türksolu'nun toplantılarına katıldığı
Söz konusu e-posta ve ilişiğindeki e-postalardan Mustafa Kemal DEMİRÖREN'in;
18 Şubat 2007 tarihinde gazeteci 'İsmet BERKAN'a gazetede çıkan gayrı kuvvacı yazılar konusunda e-posta gönderdiği, İsmet BERKAN'm Bekir ÖZTÜRK'ün tyinini soruşturmasının bardağı fazlasıyla taşırdığı,
İsmet BERKAN'm şahsi tayin işleri yaptırdığı, bunlardan İ.B ve K.B'yi nerelere yerleştirttiğini unutmadıkları,
İsmet BERKAN'm doğru dürüst gazetecilik yapmayacağı taktirde dostluklarının tohumu olan sırlan konuşabileceği,
İsmet BERKAN'm da arkadaşlarının maksadı aşmış olabileceğini yazdığı, kendisinin bunda kastı olmadığı ve Sarıyer'dekilerin selamını ilettiği,
konularının belirtildiği anlaşılmıştır.
06 Kasım 2006 tarihinde Fahri Yurtsever'in Bekir ÖZTÜRK'e gönderdiği buelektronik postadan;
Büyük Hukukçular Birliği ile Kuvvai Milliye derneğinin ilişkisinin bozulma şeklinin
hoş olmadığı,
A takımı denilen kişilerle toplantı yapılması gerektiği,
'Ne yapmalı' konusunda ATO'da Sinan AYGÜN ilee toplantı ayarlandığı,
Dernek kurulması konusunda Akşam gazetesi yazan Güler KÖMÜRCÜ'nün maddi
manevi destek verdiği,
Güler KÖMÜRCÜ'nün ön olması durumunda kendisinin yardımcı olacağı, Cemaatleşmek ve öncelikle bir yakın daire oluşturup öyle genişletilmesi gerektiği
07 Kasım 2006 tarihinde Fahri Yurtsever'in Bekir ÖZTÜRK'e göndermiş olduğu buelektronik postada;
Raporumuzun üst bölümünde de bulunan 06 Kasım 2006 tarihinde Fahri Yurtsever'in Bekir ÖZTÜRK'e gönderdiği elektronik postaya verilen cevabın değerlendirildiği elektronik posta olduğu anlaşılmıştır.
Bekir ÖZTÜRK'ün ana postaya esas olan cevaplanndan;
Büyük Hukukçular Birliği ile hukuklannm bitmediği ancak Kemal KERİNÇSİZ ile hukuklannm bittiği,
İstanbul Kadıköyde kurulan derneğin (KUVAYI MİLLİYE) kimler tarafından nasıl kurulduğunun bilindiği ve kirli bir oluşum olduklan analşılmıştır.
06 Kasım 2006 tarihinde Fahri Yurtsever'in Bekir ÖZTÜRK'e gönderdiği elektronik postaya verilen cevabın değerlendirildiği elektronik posta olduğu anlaşılmıştır.
Bekir ÖZTÜRK'ün ana postaya esas olan cevaplanndan;
Büyük Hukukçular Birliği ile hukuklarının bitmediği ancak Kemal KERINÇSIZ ile hukuklarının bittiği,
İstanbul Kadıköyde kurulan derneğin (KUVAYI MİLLİYE) kimler tarafından nasıl kurulduğunun bilindiği ve kirli bir oluşum oldukları analşılmıştır.
22 Şubat 2007 tarihinde Ümit SAYIN'm aralarında Bekir ÖZTÜRK, Behiç GÜRCİHAN, Erol MÜTERCİMLER ve Emin GÜRSES'in de bulunduğu gruba kendisine gelen bir e-posta ile ilgili olarak 'Türk İntikam Birliği'ni sorduğu anlaşılmıştır.
Kendisine gelen epostada Gladyo'nun planladığı operasyonlarda kullanmak üzere DevYol kökenli bazı elemalan aracılığı ile yeni dernekler kurdurduğu, kuvayi milliye sitelerinin içine sızdığı, psikolojik harp tekniklerinin kullanıldığı bir takım eylemler yapacağı, yeni cenaze törenleri seyredileceği belirtilmiştir. Aynı e-postada www.acikistihbarat.com, www.kuwaimilliye.net, www.kuvayimilliye.net gibi sitelere alternatif sahte kuvvacı siteler kurulacağı bildirilmiştir.
incelendiğinde 25 Şubat 2007 tarihinde Ümit SAYIN'm acil durumlarda irtibat için telefon numarası talebini içerir ve 'mimhaber' internet sitesine gönderilmiş bir e-posta olduğu görülmüştür.
27 Mayıs 2007 tarihinde Ümit SAYIN'm www.acikistihbarat.com, www.kuvayimilliye.net, kuwaimilliye.net, trakyanethaber.com internet sitelerine ve pek çok özel şahıs adresine gönderdiği, 'Türkiye'de Derin Devlet Varmı' konulu yazı olduğu görülmüştür.
Söz konusu e-postada,
Türkiye'de Türkiye için çalışan milliyetçi ve Türkçü bir derin devletin olmadığı,
Türkiye'de yabancı güçlere çalışan derin çetelerin olduğu,
1938'den sonra Türkiye'yi Türklerin yönetmediği,
Türkiye NATO'ya üye olduktan sonra NATO'nun gizli orduları ve GLADYO'nun;
İBDA-C, Ergenekon ve TİT'i kurduğu,
Tikko, PKK (1980'den sonra), DHKP-C, DEV-YOL ve İGD'yi kurduğu,
NATO yanlısı askeri darbelri yönlendirdiği,
1 Mayıs 1977'de 39 kişinin kişinin ölümü, 16 Mart 1978'de İstanbul Üniversitesindeki 7 öğrencinin ölümüyle sonuçlanan bombalama, Kahraman Maraş Katliamı, 12 Eylül 1980 ihtilali, Sivas'taki aydınlarımızın 1993'te bir otele hapsedilerek yakılma girişimi, mafya ile iç içe durumdaki uyuşturucu ve silah kaçakçılığı, 1970-1990'lardan beri pek çok ulusalcı ve Kemalist aydının katledilmesi olaylarını organize ettiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
19 Ekim 2006 tarihinde Asuman ÖZDEMİR'in Bekir ÖZTÜRK'e gönderdiği ve GAZİ GÜDER'e de yönlendirdiği elektronik posta olduğu anlaşılmıştır.
Söz konusu e-postada Asuman ÖZDEMİR'in 18 Kasım 2006 tarihinde başkanlığını Gazi GÜDER'in yaptığı 'Ulusal Köy Kütüphaneleri Projesi'nin duyurulması konusundaki ricasının olumlu karşılanması üzerine gösterilen yakın alakadan dolayı teşekkür ettiği yazı olduğu anlaşılmıştır.
22 Ekim 2006 tarihinde Gazi GÜDER'in Bekir ÖZTÜRK'e gönderdiği 'Bayram Tebrik Mesajı' olduğu görülmüştür.
ENTERNET GRUP
incelendiğinde ENTERNET GRUP Strateji Bölüm Başkanı Hayrettin ERTEKİN'in 'YETER' isimli bir yazısını göndermiş olduğu elektronik posta olduğu görülmüştür.
incelendiğinde 17 Mart 2007 tarihinde Doğu PERİNÇEK' in oğlu Mehmet
PERİNÇEK'in 'Ermeni Sorunu' ile ilgili olarak Tempo Dergisinde çıkan röportajının ilgili sayfalarım Adil Serdar SAÇAN'a gönderdiği anlaşılmıştır.*- -

25 Mart 2007 tarihinde Mehmet KARA isimli şahsın Kuvvai Milliye Sitesi'nin İstanbul'da yapmış olduğu toplantı ile ilgili gönderdiği e-posta olduğu görülmüştür.
Söz konusu e-posta'dan İstanbul'daki toplantının "Heyet-i Temsiliye" olarak nitelendirildiği anlaşılmıştır.
ONEMLI_NOTLAR.DOC" isimli MSword belgesi incelendiğinde ülkemizde yaşayan Sabataycı ve Masonlara yönelik ağır eleştirilerin olduğu, Orhan PAMUK'un Moon Tarikatı üyesi Sabataycı entellektüel bir satıcı olduğu, emekli üst düzey askerlerin örgütlerde danışmanlık hizmetleri yaptığı, 28 Şubat kararlarının Anadolu Sermayesini bitirip yerine Sabataycı Mason sermayesini yerleştirme operasyonu olduğu, Çeçen lider Dudayev'i eski MİT müsteşarı Şenkal ATASAVUN'un öldürttüğü, öldürülen İş adamı Nesin MALKİN'in MOSSAD'm Türkiye kasası olduğu, Büyük Klübün MOSSAD'm organize ettiği ERGENEKON isimli örgüt olduğu, Eski MİT İstanbul Bölge Müdürü Süleyman SEBAN'm çok şey bilen ve yurt dışına kaçması gereken Alaaddin ÇAKICI'yi konuşmaması için Sinan ENGİN'e verdiği talimat neticesinde kaçırttığı, Beyoğlu'nda faaliyet gösteren "FAKİRLERİ KORUMA DERNEĞİ"nin "PROTESTAN TAPINAK ŞOVALYELERİ"nin Türkiye'nin ayağı olduğu, DHKP-C örgüt lideri Dursun KARATAŞ'm ERGENEKON adına çalıştığı konularında tespitlerde bulunulan ve www.koniks.com sitesi kaynak gösterilen yazının birinci bölümünde büyük kulüp üyelerinin tam listesi ve görev dağılımı verilmiştir. İnternet üzerinde yapılan incelemede aynı yazıya rastlanılmıştır. Yazının devamında da Susurluk Raporu olduğu görülmüştür.
verilen "muzaffertekin[l].pps" isimli PowerPoint belgesi incelendiğinde 28 Mayıs 2006 tarihinde Muzaffer TEKİN'i manevi babası olarak gören Oktay YILDIRIM tarafından yazılan bir yazının kuwaimilliye.net sitesinde sunum şeklinde derlendiği anlaşılmıştır. Söz konusu sunumda Danıştay saldırısı ve sonrası yorumlanmış olup Muzaffer TEKİN'in övüldüğü anlaşılmıştır.
188 sayfalık dijital inceleme raporunda birçok örgüt üyesi ile irtibatlarının bulunduğu, örgüt içi çekişmelere rağmen ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN aldığı kararlara uymayı kabul edip kavgalı oldukları derneklerle bile birlikte hareket etme karar lan aldıkları anlaşımaktadır.
Telefon görüşme detay analizleri,
-Oktay YILDIRIM'm kullandığı 05058108791 nolu GSM hattı ile 485 kez görüştüğü,-Güler KÖMÜRCÜ'nün kullandığı 05322136100 nolu GSM hattı ile 111 kez görüştüğü,-Ayşe Asuman ÖZDEMİR'in kullandığı 05433023765 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü,-İsmail YILDIZ'm kullandığı 03124660170 nolu sabit hattı ile 2 kez görüştüğü,-Muammer KARABULUT'un 05428221246 nolu GSM hattı ile 13 kez görüştüğü,-Sevgi ERENEROL'un kullandığı 05323678060 nolu GSM hattı ile 3 kez görüştüğü,-Halil Behic GÜRCİHAN'ın kullandığı 05325959046 nolu GSM hattı ile 53 kez görüştüğü,-Kemal KERİNÇSİZ'in kullandığı 05322143354 nolu GSM hattı ile 181 kez görüştüğü,-Ahmet CEYHAN'm kullandığı 05376119481 nolu GSM hattı ile 4 kez görüştüğü,-Erkut ERSOY'un kullandığı 05435331769 nolu GSM hattı ile 5 kez görüştüğü-Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün 05323412902 nolu GSM hattı ile 4 kez görüştüğü,-Ahmet CEYHAN'm kullandığı 05325925362 nolu GSM hattı ile 113 kez görüştüğü,-Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun 05554952647 nolu GSM hattı ile 3 kez görüştüğü,-Fuat ERMİŞ'in kullandığı 05324601798 nolu GSM hattı ile 34 kez görüştüğü,-Satılmış BALKAŞ'm kullandığı 05365867549 nolu GSM hattı ile 54 kez görüştüğü,-İsmail YILDIZ'ın kullandığı 05337138603 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü tespitedilmiş tir. >, ' \ %
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Bekir ÖZTÜRK'ün Kuvva-i Milliye Derneği'nin Başkanı olduğu, Ergenekon terör örgütü adına alman kararlar doğrultusunda amaca yönelik yazılar yazdırdıkları, örgütün stratejisti olarak kabul edilen BÜLENT (Kod) İsmail YILDIZ' m yazdığı yazıları kendi sitesinde kendi muvafakati ile yayınlanmasına müsaade ettiği, yazıların Fuat ERMİŞ adı ile yayınlandığı, şüphelinin Ayşe Asuman ÖZDEMİR ve Gazi GÜDER ile de irtibat halinde olduğu, şüpheli Oktay YILDIRIM'm Kuvva-i Milliye Derneği'nin İstanbul sorumlusu olduğu, bilgisayarında yapılan incelemelerde Ayşe Asuman ÖZDEMİR'in UKKP ile alakalı mesajının olduğu, yine açık istihbarat doc. Dr. Ümit Sayın başlıklı "derin devletlerin temel görevlerinden birisi Anayasayı korumaktır. Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devleti olarak kurulmuştur. Ama Türkiye'de ulusalcı bir derin devlet olmadığı için hep Anayasa tehlikeye girmiştir. Bu nedenle Cumhuriyet tarihinde 4 askeri darbe yapılmıştır" şeklinde yazının bulunduğu,
"cezalılar birliği" başlıklı Adil Serdar SAÇANLAR'm yazısının bulunduğu, Emekli binbaşı İhsan GÜVEN' in "derin devlete mektupları" başlıklı mektupların bulunduğu, "Kuvva-i Milliye Nedir" başlıklı Servet HAZNEDAR imzalı yazı bulunduğu ve yine Oktay YILDIRIM'm "Nasıl Savaştınız ve Niye Savaştınız" başlıklı yazılarının bulunduğu Bilgisayarında yapılan incelemede Tuğrul DERME' nin Kuvva-i Milliye çatısı altında Balıkesir'de gizli bir örgütlenme yapacağı ve bu konudaki faaliyetleri ve şüphelinin de bu şahsa cep telefonunu verip görüştüğü, Şüphelinin BÜLENT (Kod) İsmail YILDIZ ile irtibat halinde olduğu ve Halil Behiç GÜRCİHAN ile de irtibatının bulunduğu, Fuat ERMİŞ ve BÜLENT (Kod) İsmail YILDIZ'm bölümünde anlatan içerik itibariyle suç teşkil eden BÜLENT (Kod) İsmail YILDIZ' m yazılarını yayınlatması da göz önüne alınarak şüphelinin Ergenekon yapılanması içerisinde alman kararlar çerçevesinde kurulan ve yerin üstündeki legal olarak görünen Kuvva-i Milliye Derneğini bu amaçlarla kurup faaliyetlerinin dernek çatısı altında devam ettiği, gizli yapılanma içinde örgütün gençlik kollarını kullanıp yapılanmaya çalıştığı anlaşıldığından,
Şüpheli Bekir ÖZTÜRK'ün, Güler KÖMÜRCÜ vasıtasıyla Kuvva-i MilliyeDerneğini kurup Güler KÖMÜRCÜ nün yönlendirmesiyle yönettiği, kendisi devlet memuruolmasına rağmen sırf Kuvvai Milliye Derneğini kurmak için tayinini Ankara'ya yaptırdığı,bu tayin işi için de Güler KÖMÜRCÜ, vasıtasıyla A:Ş. tarafından yapıldığı, Güler
KÖMÜRCÜ ile yaptıkları e-mail görüşmesinde, benim tayinimi bir kürde yaptırma diyerek kendi ırkçı zihniyetini ortaya koyduğu, dernek bilgisayarı ve Oktay YILDIRIM'm bilgisayarlarında bulunan haberleşme zinciri şeklindeki bağlantı zincirinin Halil Behiç GÜRCİHAN tarafından hazırlanan hücre yapılanmasının haberleşme zinciri olduğu, Kuvvai Milliye Derneği ile Güler KÖMÜRCÜ'nün alakasının olmadığını iddia etmesine rağmen şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'nün talimatlarına göre hareket ettiği, Güler KÖMÜRCÜ ile uzun zamandır irtibatlarının bulunduğu, yine Güler KÖMÜRCÜ talimatıyla Kuvvai Milliye Derneği'ni kurduğu ve aynı örgüt çatısı altında faaliyette bulunan SES AR isimli sitenin yayınladığı halkı hükümete karşı isyana tahrik edici nitelikteki yazılan Kuvvai Milliye.net isimli internet sitesinde yayınlamak suretiyle ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amacına hizmet ettiği, örgütün talimatları doğrultusunda yayınlar yaptığı ve yine derneğin İstanbul başkanı Oktay YILDIRIM'm ERGENEKON terör örgütünün düzenlediği birçok örgütsel toplantı ve protesto mitingine katıldığı,
Şüphelinin örgüt üyelerinden; Sevgi ERENEROL, Güler KÖMÜRCÜ, Kemal KERİNÇSİZ, İsmail YILDIZ, Halil Behiç GÜRCİHAN, Muammer KARABULUT, Satılmış BALKAŞ, Fuat ERMİŞ, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU, Erkut ERSOY, Ahmet
CEYHAN, Ayşe Asuman ÖZDEMİR ve Tuğrul DERME ile örgütsel irtibatlarının, bulunduğu anlaşılmıştır.
Şüphelinin yazdığı yazılar Kuvvai Milliye Derneği'nin Veli KÜÇÜK doğrudan bağlı olarak örgütsel faaliyette bulunan Güler KÖMÜRCÜ'nün talimatları doğrultusunda kurulup faaliyete geçer geçmez de Milli Güç Birliğinin başkanı olan şüpheli Sevgi ERENEROL ve aynı derneklerde örgütsel amaçlı faaliyet ve eylemleri bulunan Kemal KERİNÇSİZ ile irtibata geçip, ERGENEKON terör örgütünün silahlarını saklayan şüpheli Oktay YILDIRIM'ı derneğin İstanbul başkanı yapması, yukarıda izah edilen ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN talimatlarıyla, örgütne istihbarat toplamak ve gerektiğinde toplumsal olaylarda baskı grubu olarak kullanılmak üzere faaliyetleri örgütçe belirlenen Kuvvai Milliye Derneğini kurması ve ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlan arasında bulunan darbe ortamına zemin hazırlamak suretiyle halkı, hükümete karşı isyana tahrik suçlarım işlediği gibi şok suikastlerle alakalı yazılar ve diğer Sesar sitesinin yazılarını yayınlatması suretiyle de askerleri alenen itaatsizliğe tahrik etme suçlarım işlediği anlaşıldığından;
Şüpheli Bekir ÖZTÜRK'ün üzerine atılı eylemleri nedeniyle, TCK' nun 313/1, 314/2, 319/1, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
16-ŞÜPHELİ FUAT ERMİŞ
a-Emniyet ifadesinde,
Birkez Karşılıksız Çekten izmir ilinde yakalandığını, çıkarıldığı Mahkemece tutuklandığını, 5 Ay cezaevinde yattığını, bunun dışında başka herhangi bir suçtan yakalanmadığını, bildiği kadarı ile aile fertlerinden de hiç kimsenin polis veya jandarma ile ilgili konulardan gözaltına alınmış lığının olmadığını,
2007 yılı Mart Ayının üçünde Kuvvai Milliye isimli derneğe üye olduğunu, Mayıs ayının 3 cü haftasında bu dernekten istifa ettiğini, şuan itibari ile bu dernekle hiçbir bağının olmadığını, başka herhangi bir dernek ve sendikaya da üyeliğinin olmadığını,
(Safını kaybedenler başlıklı yazı) Yazının kendisine Tigem Vakfı tarafından Mail olarak gönderildiğini, okuduktan sonra gelen Mail i haber olarak algılayıp Kuvvai Milliye Derneği Sitesine kopyaladığını, bu yazıyı kendisinin yazmadığını, bu yazının Sesar şirketi sahibi BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ in yazısı olduğunu, bu şahsı daha önceden tanımadığını, bu yazı zaten Sesar sitesinde de yayında olduğunu,
TC. DEVLETİMİ "DİN TACİRİ SAHTE DİN ADAMLARI"NIN SALYANGOZ SATIŞINA ŞERH KOYACAK DEĞİLDİR NE VAR Kİ SİZLER SALYANGOZA BASIP DA DÜŞÜNCE "NEDEN DÜŞTÜK!" DEMEYESİNİZ! MİTİNG'İN M'SİNİ VERMEYEN TV'LER, MALATYA 'DAKİ "İNCİL SHOW"U CANLI VERDİLER!
Başlıklı SESAR FUAT ERMİŞ' imzalı yazıyla alakalı olarak.
( Yukarıda belirtilen) Tigem Vakfı tarafından Mail olarak gönderildiğini, okuduktan sonra gelen Mail i haber olarak algılayıp Kuvvai Milliye Derneği Sitesine kopyaladığını, dediği yazının bu yazı olduğunu, bu yazıyı kendisinin yazmadığını, bu yazının Sesar şirketi sahibi BÜLENT (kod) ismail YILDIZ in yazısı olduğunu, bu şahsı daha önceden tanımadığını, bu yazının zaten Sesar sitesinde de yayında olduğunu, Bu yazı ile ilgili Sesar şirketi sahibi ismail bey in, Bekir ÖZTÜRK ü aradığını ve bu yazının kendilerinin yazı sahibi olduğu için kaynak gösterilmesi gerektiğini söylediğini, daha sonra Bekir ÖZTÜRK'ün de yazının altına SESAR yazısını eklediğini, daha önceki soruda "benekledim " dediği yazı ili bir
alakasının olmadığını, yanlış hatırladığını, yazının içeriğini bilmediğini, hu yazıyı kimin yazdığını da bilmediğini,
OKTAY YILDIRIM: Kuvvai Milliye Sitesinde Yazar köşesi olduğunu, ordan ismini duyduğunu, şahsan tanımadığını,
ZAFER (KOD) MUZAFFER TEKİN : Bu şahsı herkesin basından tanıdığı kadar Ümraniye olayından sonra tanıdığını, şahsen tanışmadığını,
TUĞRUL DERME .-Tanımadığını,
BEKİR ÖZTÜRK: Kuvvai Milliye Derneğin Genel Başkanı olduğu için tanıdığını, bu şahısın ortalama her hafta sonu Ankara'ya geldiğini, 8-10 kez topluluk içersinde görüştüğünü, başka bir ilişkisinin olmaıdığını,
İSMAİL YILDIZ: tanımadığını,
b-Şüpheli FUAT ERMİŞ savcılık ifadesinde ;
Emekli işçi olduğunu, kuvvai milliye derneğine üye olduğunu, mayısın son haftasında da istifa ettiğini, derneğin önceki söylenen amaçlarında çalışmadığını gördüğünü, daha sonra kendilerinden toplanan aidatların düzenli sarfedilmediğini ve kaydedilmediğini anladığını, derneğin amaçlarının da söylenen gibi vatan millet sakarya olmadığını anladığını, ŞOK CİNAYETLER başlıklı yazının kendisine TİGEM isimli Ziraat Mühendisleri odasından email yolu ile geldiğini, haber maksatlı olarak derneğin sitesine eklediğini, altına kendi adını yazdığını ancak daha sonra derneğe yazının kaynağının SESAR olduğu bildirildiğini, diğer şüphelilerin hiç biri ile tanışıp görüşmediğini, dernek toplantılarına 6-8 defa katıldığını, OKTAY YILDIRIM' ı tanımadığını, bu yazıyı bilinçli olarak yayınlamadığını, hepsini okuması halinde bu yazıyı asla yayınlamayacağını, mayıs ayında dernek üyeliğinden istifa ettiğini örgütle bir alakasının olmadığını, diğer şüphelilerden hiç birini tanımadığını ancak Kuvvai milliye.net sitesine haber ekleme yetkisinin olduğunu, zaman zaman değişik haberler de eklediğini, bu yazıyı da kendisinin eklediğini, bu yazının BEKİR ÖZTÜRK ün bilgisayarına nereden girdiğini bilmediğini, ancak kendilerinin yayınlanmasını istedikleri yazılara da BEKİR ÖZTÜRK' ün onay verdiğini gerek gördüğünde, yazılar üzerinde düzeltme yapabildiğini, gerekirse de yayınlanmasına izin vermeyebildiğim, onun onayı olmadan yayınlanmadığını, kendisinin istifa ettiğinde editörlük yetkilerinin de kaldırdığını,
c-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi;
Şüpheli Fuat ERMİŞ aşama beyanlarında her ne kadar suçlamaları kabul etmemiş ise de; Ergenekon terör örgütünün stratejik görüşlerini belirleyen birimi olan SESAR' da çıkan yazılan kendi adı altında Kuvvaimilliye.net sitesinde yayınladığı, yayınladığı yazıların da, askeri itaatsizliğe tahrik ve örgütsel içerikli mesajların olduğu, "Mitingin M' sini Vermeyen Tv.' 1er Malatya'da ki İncil Şovu Canlı Verdileri" başlıklı yazının içeriğinde Türkiye' deki son zamanlardaki siyasi içerikli cinayetlerin AKP hükümeti tarafından yapıldığı, bu noktada iktidar olmuş AKP' nin Türkiye' nin 1923 öncesi şartlara sürüklediğini ve ulus devleti tasfiye noktasına getirdiğinin en yetkili ağızlardan ifade edildiğini bir kenara not edip bir simülasyon yapalım diyerek;
Devamında:
Cinayet Zinciri Neyi Hedefliyor?
2006 Şubat'mda işlenen Rahip Santaro,
Hrant Dink
ve Alman uyruklu misyoner cinayetlerinin
üç hedefi olduğu görülüyor;
1) TSK'yı bloke etmek (TSK bu tuzağa düşmeyecek!)
2) RTE'yi veya AKP konseptini cumhurbaşkanı yapmak
__ /^ 696 n
n
3) AB'nin Türkiye hakimiyetini tesis etmek
Dink Cinayeti'nin en önemli amacı, Ermeniler'e yönelik bir sempati inşa etmekti. Bunu başaramaz ise en azından Türk Toplumu'nu Ermeniler'e karşı nötr hale getirmekti.
Ne de olsa soyunda Horik, Grigos gibi isimler olan biri Cumhurbaşkanlığı'na hazırlanıyordu. Bunun hazmedilebilmesi için Hrant Dink üzerinden bir "sempati" imal edilerek bazı dirençleri kırmak gerekiyordu.
RTE Cumhurbaşkanı veya AKP' nin seçtiği biri Çankaya' da
1. Şok Suikast!
Fener Patriği Bartholomeos bir suikast sonucu öldürülüyor! AB, ABD ve Yunanistan ortalığı ayağa kaldırıyor!
Türkiye'nin iç işlerine müdahale, Ruhban Okulu'nun açılması, misyonerlik faaliyetlerine ve kiliselere Diyanet bütçesinden pay verilmesi gündeme geliyor.
2. Şok Suikast!
Ermeni Patriği Mutafyan öldürülüyor! Yine AB, ABD, Ermenistan ayakta! Sözde Ermeni Soykınmı'nı tanıyoruz! Ermeniler'in toprak ve tazminat talepleri ile karşılaşıyoruz.
3. Şok Suikast!
İshak Alaton (Ki şu anda gerçek başbakandır!) öldürülüyor! İsrail Türkiye'deki tüm örtülü operasyonlarım meşralaştmyor. İsrail "Kürt Kartı"nı daha sağlam tutuyor. ABD, İsrail, AB ve Siyonistler Türkiye'yi prese alıyor. Neticede yönetim onların eline geçiyor.
Bütün bunlar olurken, şu ana kadar olageldiği gibi RTE ve AKP Tiler "Pembe Türkiye" tablosu çizmeye devam ediyorlar. Aynen Saddam'm Enformasyon Bakanı El-Sahaf m yaptığı gibi,
Fethullah Hoca (!) bu cinayetlerden sonra Diyanet'in yerine kurulan Diyalog Dairesi Başkanı olarak göreve başlıyor.
"Laiklik" tadil ediliyor. Tekke ve zaviyeler yeniden açılıyor. Atatürk'ün heykelleri Lenin ve Saddam'm heykel ve büstleri gibi yıkılıyor.
Bu simülasyonun da gerçekleşme ihtimali bir hayli yüksektir!
Batı'nm maşası Türkiye Kiliseler Birliği'nin yöneticilerine ya da rahip eskisi Dolar Hıristiyanlarma gelince,
1) Türk Milleti'ne ve Türk Devleti'ne meydan okumaya yeltenmeyiniz! Avrupa'nın ve Anadolu'nun önemli bir kısmı, Müslüman Türk'e meydan okuyanlann mezarlarıyla doludur!
2) Batı'nm maşası olmayı hemen bırakın!
3) Müslüman Mahallesi'nde salyangoz satma denemesine diyeceğimiz bir şey yok. Ama salyangoza basıp düşerseniz "Ben niye düştüm?!" demeyesiniz!
4) Avrupa'da Hıristiyanlar'm çocuklarına bile satamadığınız "İnciP'i Türkiye'de hiç satamayacağmızı biz biliyoruz. Olmayacak bir işe harcayacağınız enerjiye ne diyebiliriz ki?
5) Rahip eskisi Dolar Hıristiyanlan sizin üzerinizden AB ve sair devletler gelirse, yani "kerata" olursanız bedelini ödersiniz!
6) Tahrik etme amacınız olduğu ortaya çıkıyor.
7) Din adamı tahrik etmez, germez, meydan okumaz; anarşiye zemin hazırlamaz!
8) Din adamı olmadığınız belli. Bundan böyle "din adamı" muamelesi değil,"Batı'nm ajanları" muamelesi göreceksiniz!
9) "Din adamı" kan üzerinden din propagandası yapmaz.
10) "Din adamı" Yunus gibi, Mevlana gibi, Hacı Bektaş Veli gibi, Ahmet Yesevi gibi olur. Yani sizin gibi "din adamı görüntülü provakatör" olmaz!
11) "Din adamı" ağzını bozmaz. Sahte din adamları da sizin gibi davranıp "insan bozması" falan diyorlar. Üslubunuz kimliğinizi ele veriyor.
Bizce ajanlığı bırakıp "insan" olunuz. SESAR
FUAT ERMİŞ' şeklinde olduğu,
Şüpheli Fuat ERMİŞ, her ne kadar emekli olup, Kuvvai Milliye Derneği üyesi olduğunu başka hiçbir kimseyi tanımadığını beyan etmiş ise de; yukarıda bulunan yazı içeriğinden de şüphelilerin ERGENEKON terör örgütünün amaçlarına uygun talimatlarla yazıldığı anlaşılan ve örgütün stratejisti konumundaki SESAR şirketinin yazıp çok kısıtlı üyelerine gönderdiği suç unsuru içeren yazıları kendi sitelerinde yayınladığı,
Yayınlama yetkisi Bekir ÖZTÜRK'te olması sebebi ile şüpheli Bekir ÖZTÜRK'ün muvafakati ile yayınlandığı, şüphelinin yazarlık misyonu olmadığı halde Kuvva-i Milliye Derneği üyesi olması sebebi ile üye tabanına mesajları vermek için yazılar yayınladığı, beyanında da bu yazıyı tamamen okumadığını okusaydım asla yaymlamazdım şeklindeki savunmasından da örgütsel talimatlara istinaden yazıyı yayınladığı, yazı içeriğinde yayınlandığı dönem itibarıyla Hrant Dink ve Malatya'da ki misyonerlerin öldürülmesi olayları akabinde Türkiye'de ki yabancı dine mensup kişilerin öldürüleceğini ve daha sonra ülkenin kaos ortamına gideceğini anlatan yazıların tamamen ERGENEKON terör örgütünün amaçlan arasında bulunan kaos oluşturmak suretiyle darbeye zemin hazırlamak olduğu, şüphelinin de bu yazılan kendisi yazmadığı halde, sözde içeriğini de okumadığı halde yayınlaması hususları göz önüne alındığında, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyesi olduğu, halkı isyana tahrik ettiği, gibi aynca belli şahıslann öldürülmesi amacıyla yazılan yazıyı ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN talimatları doğrultusunda okumadan yayınlayıp ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlan arasında bulunan darbe ortamına zemin hazırlamak suretiyle hükümete karşı isyana tahrik suçlannı işlediği gibi şok suikastlerle alakalı yazılar ve diğer Sesar sitesinin yazılannı yayınlatması suretiylede silahlı kuvvetleri alenen ittatsizliğe tahrik etme suçlannı işlediği anlaşıldığından;
Şüpheli Fuat ERMİŞ'in üzerine atılı eylemlerine uyan TCK' nun 314/2, TCK'nun 313/1, 319/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
17-ŞÜPHELİ TUĞRUL DERME
a-Emniyet ifadesinde,
Ankara Kuvayi Milliye Derneğinde yapılan aramalarda elde edilen deli marka laptop bilgisayar üzerinde yapılan incelemede ise "Doc" Klasörü İçerisinde "Balıkesir (Gizli Yapılanma Maili)":başlıklı
Ad Soyad: Tuğrul DERME
Balıkesir
E-Posta: jtimberlakedance@hotmail.com
Telefon no: 05357902251
Açıklama: Merhabalar Kuvvai Milliye, herşeyden önce size çok rahatsız olduğum ve üzüldüğüm bir konuyu belirtmek isterim,sayın Ümit Sayın'a acil ulaşmam gerekirken, Ümit Saym'dan halen cevap alamamış bulunmaktayım.Bu durumu bilgilerinize arz eder ve en yakın zamanda kendisine ulaşmak dileğimi yinelerim. Bir rahatsızlığımı daha özenle belirtmem gerekir ise, sürekli belirttiğim halde, bu tip hareketlerde bana aktif görev verilmemesi beni derinden sarsmıştır.Kuvvai Milliye'ye katılmak istememin elbette bir çok sebebi vardır, ancak bunlann arasında en baskını şüphesiz, ülkemi ve kendiside emekli bir Hat Komutanı olan değerli TSK personeli babamı çok sevmemdir.Bu hareketin Balıkesir kanadını, tamamen gizli bir şekilde aktif olarak yürütmek istiyorum.Gizli olmasının sebebi, Balıkesir'in küçük ve tehlikeli bir şehir olmasıdır.TSK'ya ve sayın Ümit Saym'ada halen sunmak için beklediğim GTA hareketi ile Kuvvai Milliye'nin içinde 181i Gençler olarak aynlmak isteğime cevap beklemeteyim.Aktif ancak gizli liderliğimde gençleri toplayabilcek bir hücre yani bir toplantı

Hiç yorum yok: