29.7.08

ERGENEKON İDDİANAMESİ 701 - 750 SAYFALAR,

odasmada sahibiz.İlgilerinize arz eder ve heyecan ile cevabınızı beklerim... mail ile alakalı olarak.
Bu e-mail 'i kendisinin attığını, ancak tarihini tam olarak hatırlayamadığını, her gün yaklaşık olarak 2-3 saat internete girdiğini, bahse konu e-mail'i Kuvvayi Milliye'ye ait reklamı net olarak hatırlayamadığı bir web sitesinde gördüğünü,, ve bu reklam üzerinden Kuvvayi Milleyenin sitesine girdiğini, daha sonra önceden izlemiş olduğu televizyon dizileri olan Sağır oda ve Kurtlar vadisi isimli dizilerden etkilenerek birazda hayalperest olduğu için kendisini büyüterek gösterdiğini, bu Kuvvayi Milliyeyi ülkeye yararlı büyük bir kuruluş zannettiğini, bu düşünceler içerisinde önceden seyrettiği dizilerdeki dizi kahramanlarının rolüne kaptırarak cehaletinden ve olayın farkına varmadan bu e-mail 'i Kuvvayi Milliyenin web sitesine attığını, e-mail'in içeriğinde de bahsettiği gibi Ümit SAYIN'a ulaşmak istediğini, çünkü kendi yazmış olduğu Derin Devletlerle alakalı bir senaryosunun olduğunu, bu senaryoyu Ümit SAYIN'a gösterip senaryo ile ilgili onun fikrini almak istediğini, Çünkü Ümit SAYIN'in bir çok yazısını çok sık olmasada 6-7 aydan beri www.acikistihbarat.com. isimli web sitesinden takip ettiğini, Ümit SAYIN'ı daha bilgili olarak zannettiği için bu senaryosu hakkında bilgi almak istediğini, belki bu senaryosuına bir katkısı olur diye düşündüğünü, GTA isimli projenin tamamen televizyon dizilerinden etkilenerek yazdığı bir slayt gösterisi olduğunu ve içeriğinin istihbarat ile alakalı olduğunu, ancak bu güne kadar bu sunuyu hiçbir kimseye gösterip vermediğin, bu sunuyu hazırlarken hiçbir kötü niyetinin olmadığını, atmış olduğu bu e-mail'e cevap alamadığını, halbuki bu sitede atılan e-maillere hemen cevap verilecek yazdığını, ancak e-mailine cevap verilmediğini, bu e-maili attıktan yaklaşık bir saat sonra e-mailine cevap gelmeyince web sitesinden Kuvvayi Milliye isimli kuruluşun telefon numarasını alarak bu telefon numarasını ev telefonundan aradığını, telefonu bir bayanın açtığını, kendisine durumu izah ettikten sonra, bayanın "bir dakika sizi Bekir beye vereyim" dediğini, telefonu ve tanımadığı ve daha önce hiç görüşmediği Bekir isimli şahsa verdiğini, Bekir beyle merhabalaştıktan sonra kendisine web sitelerine bir e-mail attığını ve cevap alamadığını söyleyince Bekir'in e-maillerine henüz bakmadığını söylediğini, akabinde "bir dakika e-maillerime bakayım" dediğini ve hemen "Tuğrul beymi" dediğini, kendisinin de "evet" dediğini, Bekir'in "şu ana kadar Balıkesir'den Ayvalık dışından ciddi bir e-mail gelmedi, eğer ciddi görev almak istiyorsan sana Balıkesirden kendisine e-mail gönderenlerin isim listesini göndereyim derneğede üye olmak istiyorsan 10 YTL olan üyelik aidatını banka hesaplarına yatırman gerek" dediğini, Bir süre bekledikten sonra isim listesi gelmediği için tekrar ev telefonundan Bekir beyi arayarak isim listesinin henüz gelmediğini söylediğini, konuşmayı tam olarak hatırlayamadığını, fakat Bekir 'in e-mail adreslerinde bir karışıklık olduğunu söyleyerek şu an gönderdiğini söylediğini ve bu esnada bilgisayarına 20-30 kişilik isim listesi ve üye aidat formu geldiğini ve bu konuşmadan sonra Bekir beyden Ümit SAYIN'in telefon numarasını istediğini, Bekir'in de Ümit SAYIN'in telefon numarasını verdiğini, ÜMİT SAYIN ile 2 kez telefondan görüştüğünü, 0 535 790 22 51 nolu hattından arayarak Ümit SAYIN ile görüştüğünü, ilk görüşmelerinde kendisini Kuvvayi Milliye Balıkesir temsilcisi olarak tanıttığını, çünkü kendisini ciddiye almasını istediğini, Ümit SAYIN'in bu görüşmede kendisine yapılan tuzaklardan ve saldırılardan haberin varmı diye sorduğunu, kendisinin de www.acikistihbarat.com.da Ümit SAYIN'a yapılan saldırılarla ilgili bir haberi daha önce okuduğunu söylediğini ve üzüldüğümü belirttiğini, Kendi projesi olan GTA 'dan bahsettiğini, bu projeyi Türk Silahlı Kuvvetlerine göndermek istediğini ve bu konuda fikrini almak istediğini söyleyince, Ümit SAYIN'ın aniden kızarak "benim Türk Silahlı Kuvvetleri ile bir ilişkim yok" diyerek konuşmayı kestirip attığını,
Kuvvayi Milliye derneğine attığı e-mail ve Ümit SAYIN isimli şahıs ile yaptığı telefon görüşmesinden yaklaşık bir hafta sonra konuyu, şüphesini gidermek için babasına ve
babasının arkadaşı olan emekli askeri istihbaratçı ismet,.,........ isimli şahıs ile görüştüğünü,.
Hatta GTA isimli projesini ismet ......... isimli şahsa göstetdığım, Ismet'in kendisine
"Türkiye 'de bu işlerle uğraşan görevliler var sen okumana bak sen daha çocuksun " dediğini, Kuvvayi Milliye derneği hakkında da İsmefin "bu kişiler tehlikeli kişiler sen bunlardan uzak dur Türkiye'de dernek ismi altında bir çok kişi farklı işler çeviriyor sen bunlara karışma" dediğini, Babasının da ismet ....isimli şahsın dediklerini tasdik ettiğini, bu konuşmalardan sonra Kuvvayi Milliye Derneğine üye olmaktan vazgeçtiğini, ve GTA isimli projesini de bilgisayarından sildiğini,
Daha sonra değişik tarihlerde Ümit SAYIN'in kendisini cep telefonundan aradığını ancak telefonu açmadığını, ancak Ümit SAYIN ile ilk görüşmesinden yaklaşık 2 ay kadar sonra kendisini arayarak Derin Devlet konulu senaryosu hakkında görüşünü sorduğunu ve bu senaryosunu bir film şirketi ile görüşmek istediğini söylediğini, Ümit SAYIN'in da işlerinin çok yoğun olduğunu ve fırsatı olmadığını söylediğini, ayrıca Ümit SAYIN'in kendisine Kuvvayi Milliyeye üye olup olmadığımı sorduğunu, üye olmadığını Ümit SAYIN'a söyleyince Ümit SAYIN'in "çok iyi yapmışın bu aralar Derneğin çok karışık olduğunu iyiki üye olmamışsın " dediğini,
18li gençler ile anlatmak istediğinin 18 yaşında olan kişileri kastettiğini, başka bir kastının olmadığını, kendisinin de 18 yaşında olduğunu,
E-malinde bahsettiği gizli oda ve toplantı yerlerinin dizilerden etkilenerek tamamen hayal ürünü yerler olduğunu,
Gençleri toplamak gibi bir işinin olmayacağını, daha önce Panik Atak teşhisi ile Balıkesir 'de tedavi gördüğünü, Paxil ve Risperdal isimli ilaçlan kullandığını,
Balıkesir'in tehlikeli bir yer olduğunu, gazetelerden okuduğu haberlerden etkilendiğini, ayrıca gönderdiği e-mailde de kendisini büyük biriymiş gibi göstermeye çalıştığını,
Şüphelinen bilgisayarında Bulunan \Çeşitli_klasörlerinden\D\BMy\Writing Works\Writing Works VIP\İstihbarat Kaynak içerisinde:
-"GTA Sitesi" isimli klasör içerisinde, "GTA Slayt -Gizli-" isimli Powerpoint dosyası içerisinde GYP KANUNU, GTA HAREKET, HATİA, K.S.K, Ü.Y.E.B isimli gizli yapılanmalardan bahsedildiği, bu yapılanmaların nasıl faaliyet yürüteceği ve nasıl sonuç alınacağı hakkında (38) otuz sekiz sayfadan oluşan, sonunda GTA YEMİN VE SLOGANI' mn yazılı olduğu ve "BU SUNU GİZLİDİR. Hazırlayan : Tuğrul DERME" şeklinde sona eren bir sunu olduğu, aynı klasör içerisinde (12) on iki adet html dosyası olduğu ve bu dosyalar internet ortamında açıldığında "gtafiles.sitemynet.com" isimli adrese bağlandığı ve bu adres içerisinde de Powerpoint sunumundaki aynı konuların geçtiği, bu konularla alakalaı olarak.
ifadesinin daha önceki kısmında belirttiği üzere bu GTA projesi tamamen hayal ürünü olduğunu, hiçbir elemanı üyesi ve bütçesi olmadığını, tamamen kendisinin saçmalaması olduğunu, WWW.GTAFİLES.SİTEMYNET.COM isimli siteyi tam olarak hatırlayamadığını, ancak 7-8 ay kadar önce tamamen kendi çabalarıyla yaptığını, ancak daha sonra babası ve arkadaşı olan ismet ... isimli kişinin kendisini bilgilendirmeleri üzerine bu siteyi sildiğini,
HALİL BEHİÇ GÜRCİHAN: www.acikistihbarat.com adresinden adını ve bazı yazılarını bildiğini, kendisi ile hiç görüşmediğini,
BEKİR OZTÜRK: Bu şahıs ile bir iki sefer telefonla görüştüğünü, bunuda ifadesinin önceki kısmında anlattığını,
Atmış olduğu bu e-mail'den dolayı çok pişman olduğunu son olarak ifadesine eklemek istediğini,
700 :. /] ??\ ■?:: ^^—
b-Savcılık ifadesinde Şüpheli TUĞRUL DERME;
Terörle mücadele şube müdürlüğünde verdiği ayrıntılı ifadesini tekrar ettiğini, 2006 yılında Balıkesir Bahçelievler lisesinden mezun olduğunu şu anda ünivesiteye hazırlandığını, boş zamanlannda da babasına ait Derme kablo isimli iş yerinde çalıştığını, babasının Hava kuvvetlerinden 2003 yılında Yüzbaşı olarak emekli olduğunu,
Herhangi bir partiye, siyasi derneğe, kuruluşa üye olmadığını, her hangi bir terör örgütü ile bağlantısının bulunmadığını,
Gerek Ümraniye' de gerekse Eskişehir' de ele geçirilen patlayıcı madde, silah ve mühimmatlarla ilgili bilgi ve ilgisinin bulunmadığını,
İki adet E-mail adresinin olduğunu, her ikisinin de aktif olduğunu, her iki adresi Emniyette beyan ettiğini, kuvai milliye derneğinin internette reklamını gördüğünü, buradan siteye girdiğini ve 10.05.2007 tarihinde bu derneğe E-mail gönderdiğini,
GTA ( Genç Türk Atılım) başlıklı yazının hayal ürünü olduğunu,
" 18'h Gençler " ibaresi de 18 yaşında olması sebebiyle kendisi tarafından uydurulduğunu,
Sağır oda ve kurtlar vadisi isimli dizilerden etkilenerek bu mailleri attığını, tamamen uydurma ve hayal ürünü olduğunu,
Ayrıca ÜMİT SAYIN isimli kişinin yazılarını acikistihbarat.com adresinden takip ettiğini, kendi yazmış olduğu derin devletlerle alakalı senaryosunun olduğunu, bu senaryoyu ÜMİT SAYIN' a gösterip onun fikrini almak istediğini,
ÜMİT SAYIN ile iki kez 0535 790 22 51 numaralı telefon hattından görüştüğünü, kendisini kuvai milliye balıkesir temsilcisi olarak tanıttığını, kendisine projesi olan GTA' dan bahsettiğini, bu projeyi TSK' ya göndermek istediğini söylediğini ancak ÜMİT SAYIN' m Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişkisinin olmadığını söyleyerek telefonu kapattığını,
Kendisinin panik atak teşhisiyle Balıkesir Askeri Hastanesinde tedavi gördüğünü, değişik ilaçlar kullandığını, yukarıda da belirttiği gibi gönderdiği mailin tamamen hayal ürünü olduğunu,
İkametinde yapılan aramada ele geçirilen CD' nin büyük ihtimalle babasına ait olduğu, kendisinin bunu anı olarak sakladığını,
Kuvai Milliye derneğinin genel merkezinde yapılan aramada laptop içersinde bulunan " safını kaybedenler" isimli yazı ile ilgili bir bilgisinin olmadığını,
Yine aynı laptop içersinde " BEHİÇ" isimli word dosyası içersindeki bilglilerden de haberinin olmadığını,
Yine kuvai milliye derneğinin genel merkezinde yapılan aramada Samsung marka Hard Disk içersindeki" DOC T" isimli dosya içeriği ile ilgili de bilgisinin olmadığını,
Yapılan aramada " ayrık otu" isimli klasör içindeki bilgilerden de haberinin olmadığını,
İsmi geçen şüphelilerden HALİL BEHİÇ GÜRCİHAN' ı acikistihbarat.com adresindeki yazılarından bildiğini ancak kendisi ile hiç görüşmediğini, ismi geçen diğer şüphelileri ise tanımadığını,
BEKİR ÖZTÜRK isimli şahıs ile iki defa telefonla görüştüğünü bunun dışında şahsi tanışıklığının olmadığını, yaptığı görüşmenin tamamen göndermiş olduğu mail ile ilgili olduğunu, bunun dışında FUAT ERMİŞ, OĞUZ EVREN KILIÇ ve İSMAİL YILDIZ'ı tanımadığını, hakkındaki müsnet iddia ve suçlamaları kabul etmediğini beyan etmiştir.
c-Elde edilen deliler
Şüphelinin internette Bekir OZTURK ile irtibata geçtiği, Ümit SAYIN ile de bazı konularda görüştüftf^Bekir ÖZTÜRK' ün bilgisayarında bulunan e-mail' de Kuvyari Milliye' y« katılmak istememin
■feh&ı

bir çok sebebi vardır... Bu hareketin Balıkesir kanadım tamamen gizii bir şekilde aktif olarak yürütmek istiyorum. Gizli olmasının sebebi Balıkesir' in küçük ve tehlikeli bir şehir olmasıdır. TSK' ya ve Ümit SAYIN' a sunmak için beklediğim GTA hareketi ile Kuvva-i Milliye' nin içinde 18' 11 gençler olarak ayrılmak isteğime cevap beklemekteyim. Aktif ancak gizli liderliğimde gençleri toplayabilecek bir hücre yani toplantı odasına da sahibiz. İlgilerinize arz eder ve heyecan ile cevabınızı beklerim." Şeklindeki 10.05.2007 tarihli e-mail ve şüphelinin bilgisayarlarında ele geçirilen "GYP TSK gençleri yönlendirme projesi' başlıklı gizli ibareli power point sunumunda M.E.B' nin genel durumunun anlatıldığı, çocuklara din kültürü ve ahlak bilgisi adı altında ahlakın dinden geldiğini benimsetmeye çalışan yanlış dersler verildiğini ve beyin yıkandığı... Milliye Eğitim Bakanının şeriat yanlısı olduğunu,
Daha sonra gençlerin genel durumunun anlatıldığı, daha sonra GYP nedir.
GTA Sitesi" isimli klasör içerisinde, "GTA Slayt -Gizli-" isimli Powerpoint dosyası içerisinde GYP KANUNU, GTA HAREKET, HATİA, K.S.K, Ü.Y.E.B isimli gizii yapılanmalardan bahsedildiği, bu yapılanmaların nasıl faaliyet yürüteceği ve nasıl sonuç alınacağı hakkında (38) otuz sekiz sayfadan oluşan, sonunda GTA YEMİN VE SLOGANI' nin yazılı olduğu ve "BU SUNU GİZLİDİR. Hazırlayan : Tuğrul DERME" şeklinde sona eren bir sunu olduğu, aynı klasör içerisinde (12) on iki adet html dosyası olduğu ve bu dosyalar internet ortamında açıldığında "gtafiles.sitemynet.com" isimli adrese bağlandığı ve bu adres içerisinde de Powerpoint sunumundaki aynı konuların geçtiği,
-"GTA" isimli txt belgesi içerisinde:
"GTA H.A.T. , yani GTA Haber Alma Teşkilatı'dır.GTA H.A.T.'m görevi ismindende belli olduğu üzere H.A.T. İstihbarat Ajanları yani H.A.T.İ.A yetiştirir ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine haber alma dalında büyük yardımlar eder.H.A.T.İ.A haber aldığı herşeyi merkezde birleşitirip MIT,JITEM yada Genelkurmay'a iletir.Devletin bu değerli mercilerinden yetki gelmediği sürece HATIA kafasına göre hareket edemez sadece haber alma işinde istihbarat verebilir.Yine devletin bu mercilerinden gelen yasaklamalara harfiyen uyar.HATİA yönetimini Türkiye Cumhuriyeti legal yasalarına uyumlu bir şekilde GTA Hareket Merkezinden GTA Harekat Kanunu'na göre alır. H.A.T.İ.A. olmak kolay değildir.Her GTA genci HATİA olamaz.Bunun için öncelikle A kuşakta bir GTA elemanı olması gereklidir.A kuşaktaki bir GTA genci çaylaklığı aşmış ve tamamen kademeli bir GTA'dır.HATIA ajanlarında aradığı en önemli özellikler mantıklı hızlı karar verebilme,her türlü stratejiyi ve tehlikeyi önceden sezebilecek şekilde paranoyak olma,korkusuzluk, psiko ve fiziksel saldırılara dayanıklılık,güvenilirlik,sağlam yapı atletik ve fit olma gibidir.Bunun dışında bir takım sağlık problemlerinin olmaması gereklidir.Aynca A kuşağı olgun bir HATIA her türlü gizli GTA beden dili kelimeleri ve GTA alfabesini bilir.HATIA gücünü her türlü düşüncenin sahip olduğu ancak bir temel amaç için vatan aşkı için birleşmiş olgun A kuşağı gençlerden alır.Bu gençler ülke için Ahmet yada Mehmet değil Komünist yada Ülkücü değil bir tek yolda GTA'da birleşmiştir.GTA sorunları mantıklı bir şekilde legal olarak çözdüğü için vatanını seven her Türk genci için kutuplaşmak ve kavga yerine mantıklıca bir çatı altında toplanmanın yolu olmuştur.HATIA gün geçtikçe dahada büyümektedir.GTA ve HATIA saygınlığını ve güvenjjirfîğîhr^a^ga etmek yerine çözüm için uğraşmak ve konuşmakta olduğu için almaktadır.GTA \e HATİA aslaa Türkiye Cumhuriyeti'nin
mercilerinin verdiği bir yetki dışında kavga etmez ve şiddete başvurmaz,o sadece görevini yapar ve gerçek görevli olan gerekli mercilere sorunu iletir.Unutmaylımki sorunu çözücek olan elbet devlettir ne A kuruluşu ne B partisi bu kimsenin üzerine düşmez.
Türk Hackerlanmızı Koruyalım : Türk Hacklerları Türk'ün zekasının ve asaletinin ne derecede olduğunu dünya'ya kanıtlamıştırlar.GTA H.H.B. yani GTA Hack Hareket Birlikleri'de internet üzerinde Türkiye Cumhuriyeti'ne hakaret içeren yada onu aşağılayacak yada irticai,bölücü,yıkıcı faaliyette bulunan sitelere karşı XH1 ve XH2 harekatlarını gerçekleştirmiştir ve gerçekten başarılı sonuçlar alınmıştır.Bu operasyonlar düzenli olarak devam edicektir ancak son zamanlarda Türk Hackerları arasında olan ayrılıklar ve basının değerli Türk Hackerlanna yaptığı saldırılar GTA'yı harekete geçirmiştir.Öncelikle şunu anlamanızı isteriz Türk Hackerları aslaa Türkiye Cumhuriyetine yada her hangi bir şahsa düşman değildir.Bu insanlar gerçek birer vatansever ve savaşçıdırlar.Dünya üzerinde savaşlar artık 2 grupta yapılmaktadır. 1-Cephe Savaşları 2-Sanal Savaşlar.Cephe savaşlarında lider bir orduya sahip olan ülkemiz sanal savaşlardada lider bir ordu ile bize gurur vermektedir.Bu yüzdendirki her GTA gencinin görevi Türk hackerlanna destek ve onları korumaktır.Hackerlarımıza gerekirse GTA kasasından mali destek bile yapılmalıdır.Unutmayalımki eğer hackelarımız olmasa idi biz bugün internet üzerinde rahatça gezemezdik.GTA'mn yeni amaçlarından biride GTA Merkezinde alman karar ile Türk hackerlanmızı güçlü bir birlik içine sokmaktır.Bunun için GTA HHB hackerlarımıza açıktır.Unutmayalımki birlikten kuvvet doğar.GTA HHB gün geçtikçe büyümektedir ve amacımız yine kutuplaşmalardan uzak bir birlik olmaktır ve sesimizi sanal savaş zaferleri ile dünya'ya duyarabilmektir.GTA HHB bu yüzden değerli Hackerlanmızı heyecan ile beklemektedir .Lütfen bize gtafiles@mynet.com'dan ulaşın."
-"GTA Kurallarım" isimli txt dosyası içerisinde;
"GTA,Genç Türk Atılım dır.GTA hiç bir görüşe inanmaz GTA ne olursa olsun hangi düşünceden olursa olsun her Türk gencini görüşleri yüzünden birbiri ile kavga etmek yerine bir birlik içine sokmak için kurulmuştur.Unutmayalimki Türk'ün üstün özelliklerinden birisi hoşgörüsü ve bir birlik içinde kalabilmesidir.Nitekim ulu önder M.Kemal milyonlarca Türk'ü acımasızca katleden Yunanlı'nm bayrağına basmayarak en büyük büyüklük örneğini göstermiştir.Buradada Türkün üstün bir özelliğini adeta dünyaya duyurmuştur.Türk birbiri ile kavga etmez hoşgörülüdür vatanı tehlikede olmadığı sürece şiddet kullanmaz.İşte bu Türk hoşgörüsüdür.Herşeyden önce hepimizin yaptığı yanlış şey bir takım dolduruşlar ile kavga ederek bişeyler yapabilceğimizi sanmak.Ne olursan ol önemli olan Türk olman ama kavga kaba kuvvet Türk'e yakışmaz Türk hoşgörülüdür saygılıdır vatanına saldın olmadığı sürece düşmanlar dışında hiç bir şeye şiddet kullanmaz.GTA herşeyden önce üyelerine şu çağrıyı yapar ne olursan ol Türksen gel der. Bu ülkeyi seviyorsan islamcı,milliyetçi,ülkücü,kemalist,modern,sağcı,solcu ne olduğun GTA'yı ilgilendirmez çünki GTA tüm bu düşünce tarzlannm ortak noktaya ülkeyi bataktan kurtarmaya ve ilerletmeye amaçlı olduğunu bilir bu yüzden bu düşünce tarzlarının hepsini kanştırarak ortak bir birlik doğurmuştur bu yüzdende şu anda emperyalist güçlerin en korktuğu Türk genç atılımıdır.GTA sana sesleniyor sana diyorki ne olursan ol eğer ülkeni seviyorsan en azından şu ülkeyi bu bataktan çıkartana kadar herşeyi bir kenara atarak GTA'ya katıl onlarda görsünler aslında Türk'ün eskisi kadar birlik olabilidğini ve kutuplaştırma planlannm boşa çıkacağını .Unutmayalımki bazen gerçek göründüğü gibi değildir.İnanmakta olduğunuz ülkü aslında dış kuvvetlerin bir maşası olabilir bunu o ülküler için savaştığını sanıp hapishanelerde daha önce çürüyen insanlar vermiştir.Ama bu ülküler uğruna gençlerimizi veba eden dış destekli maşalar bugün yine aynı senaryoyu bu sefer daha ciddi şekilde uygulamaktadır.Ancak bugün farklı olarak psiko saldınlar daha çok artmıştır özellikle dış destekli basın bunu düzenli şekilde sürdürmektedir .Türk gençliği ya koyunlaştırılmış yada psiko/propagandalara yenik düşmüş ve çürüyüp gitmiştir.Artık uyanma zamanıdır denilen boş şeyler çok geride kalmıştır gençlik uyanmıştır fakat önlerindeki engeller çok ciddidir.Görüşleri yüzünden kutuplara aynlmıştır.Ülke olayları denilen konular artık sokak kavgalarına dönmüştür.Ülke olayları uğruna savaşmak için kurulan birlikler artık sokak kavgalarında boy göstermektedir.İşin en kötü yönüde istihbarat teşkilatlarının bir bölümünün dış güçlerin eline geçmesidir.Ülke gene aynı senaryo ve Terör ile geriye götürülmektedir .Küpe takıyor diye bir genci döven msânîar Juremiştir. Halbuki nasıl o senin görüşünü hoş görüyor ise seninde onun görüşünü h,oş görmek zorunluluğun herşeyden önce Türk
^ö^^v^y^y
kültüründe vardır.Belkide küpe taktığı için dayak yiyen çocuk bu ülkeyi senden daha çok sevmektedir.Belkide sen dış güçlerin bir maşa koludursun,gerçek hiç bir zaman göründüğü gibi değildir.
GTA herşeyden önce elemeanlarma hoşgörüyü ve kendi görüş açısını öğretir GTA nm görüş açısı at gözlüğü yerine her düşüncenin bir arada toplandığı bir kavgasız konuşarak anlaşan bir harekettir.Empati kurmak GTA'nm vazgeçilmez özelliklerinden biridir.GTA aslaa kavgayı hoş görmez kaba kuvvet yerine iyi sözün yılanı deliğinden çıkarmasını yeğler.Kavga ancak yasaları işlemeyen ve kültürleri yozlaştırılmış milletlerde olur.Ancak Türk gençliğinindee şu anda geldiği konum bunun kadar vahimdir tabiki bu oyunlara kanmamak herşeyden önce GTA penceresi ve bol kitap okuyarak bir kültür hazinesi ile olur.Unutmayalımki en büyük efelik efendiliktir sözünü atalarımız boşuna söylememiştir.
ikinci olarak Kültür ve GTA penceresi kazanmış bir insana psiko saldırılardan ve psiko/propagandalardan korunma yolu öğretilir.
Üçüncü olarak düzenli beden eğitimleri ile sağlam baş sağlam vücutta bulunur felsefesi uygulanır
.Dördüncü olarak gece yürüyüşleri ve düzenli oruçlar ile kişisel sorumluluk ve korkusuzluk ile takım ruhu öğretilir.
Beşinci olarak her şey için Tanrı'ya şükretme alışkanlığı öğretilir.Altmcı yöntem sır tutma yöntemidir bunun için farkında olunmadan bazı testlere tabii tutulur bu testler ile kendine güven ve sır tutma yeteneği arttırılır.Bir yıl 12 aydır GTA'nm prensibi 12 ay 12 kitaptır.Her ay bir kitap okumak kişiye ayrı kültürler katar kişi kitaplarını tarihi,siyasi,psikolojik ve coğrafik&kültürel olmak üzere 4+4+2+2 formülü ile 12 aya sığdırır.Kendine güvenme testleri GTA'nm en önemli testleridir bu yüzden düzenli olarak buluşarak ve toplananarak topluluk önünde konuşma ve sohbet seminerleri yapılır.GTA hayvanlara ve bitgilere çok değer verir bu yüzden her GTA elemanı en az bir hayvan,bir bitki besler bu GTA elemanına doğanın gücünü fark etmesini sağlar böylece düzenli olarak ağaç dikme günleri ile her GTA elamanı ülkesinin tabiatına her sene katkıda bulunur.Buda GTA elemanının havadaki oksijeni çoğaltarak erken yaşta ölme ve kansere yakalanma risklerinin önüne set çektiği bir politikadır.GTA genci aslaa dalga geçmez GTA genci her insamn içinde bir yeteneği olduğuna inanır tam tersine o genci kazanmak için elinden gelen uğraşı verir gerekirse kendi cebinden sağlık hizmetlerim görür.GTA genci paylaşmayı öğrenin ve çağımızın tehlikeli hastalığı olan nakötlüğe ve cimriliğe savaş açar bu durumda GTA elemanlarının para birimleri yerine özgür maneviyat güçlerini silahsız ve şiddetsiz şekilde kullanması muhtemeldir .GTA hayvanların kavga ederek insanların ise konuşarak anlaştığına inanır.GTA'nın para birimi kardeşliktir GTA'da benim param senin paran metodu Türk Geleneklerine uygun bir şekilde yürütülür.Her GTA elemanı ülkesinin bir ajanıdır onun yanlış gördüğü şeyler rapor halinde GTA karargahında toplamr ve devletin gerekli güvenlik mercilerine iletilir.GTA kendi güvenliğini gizliliği sayesinde korur GTA'nm sırrı bir erdemdir erdemleri açığa vurmanın cezası ise sadece hareketten atılma ile olur.GTA kavgaya girmez kavga etmez güç kullanmaz ancak ülke savaş durumu içine girerse düşmanlara karşı direniş içine lider tarafından sokulur.GTA savaş hali dışında yapılan tehditleri devletin gerekli mercilerine iletir ve hakkında yasal işlemler yapılır bunun dışında GTA'nm güvenlik birimleri sadece Kolluk Silahsız Kuvvetlerinden oluşur.Bu kuvvetler sadece toplantılarda oluşacak kargaşaları bastırmak ile görevlidir.GTA genci dövüş dansı denilen bir dans ile dövüş tekniklerini öğrenir.Fakat bunu ülkenin savaş hali dışında düşmanlarından başka kimse üstünde kullanamaz.Ancak devletin güvenlik teşkilatlarından alınan izin ile GTA nın lider kadrosundan gelicek bir emir ile K.S.K.(Koiluk Silahsız Kuvvetleri) kendine karşı olan tehditlerde harekete geçer.GTA zor durumlarda para toplayarak kendi gencine yardım eder.Okul sağlık vb zorunlu ihtiyaçlarda durumun kanıtlanması ile GTA para toplayarak gencine sahip çıkar ve ülkesine hayırlı bir genç olabilmesi için mücadele eder.GTA çocuklara çok önem verir GTA gençlerinin hepsi ilerde ülkeye yararı olucak bir çocuk büyütmek için düzenli çocuk büyütme seminerlerine girer.Her ay her hangi bir fakir mahellede çocuklara elbise ve kitap alınarak çocuklar giydirilir ve mutlu edilir.GTA tüm dinlere saygıhdır.Kimseyi inancından ve ibadet şekliden dolayı yargılamaz ancak dini yönden insanları her zaman Tanrı'ya şükretmelerini öğretir onun dışında hiç bir dini harekete karşmaz herkesi Tanrı ve kulu arasında dinin gereği oalrak özgür bırakır ve din Tanrı ve kuliPSflfsîpa&^ir sır gibi kalmalıdır. GTA düzenli olarak ülke savuması eğitim kamplarına çıkar bu eğitim kampları TSK'den gelmiş askeri yetkililer tarafından yürütülür ve aslaa TSK sorumluluğu dışına çıkmaz.GTA örnek
704
/İS^
"7 .' ^^K^P1^
vatandaş olan her gence para ödülü verir bu şekilde devletimizin değerli polislerine yardım etmiş olunur.GTA genci kendini aslaa açığa vurmaz hiç bir noktada GTA ile adım anmaz GTA faaliyetleri sadece genç ile GTA arasında sırdır.GTA mn faaliyetleri kapalı bir sır değildir TSK'ya açıktır TSK her zaman GTA'nm işlerini denetleme yetkisine sahiptir.GTA gençleri akıl jimnastiklerine düzenli oalrak girerler bu cimnastiklerde sayılar ile oyunlar oynanın ve hızlı karar verme yeteneği geliştirilir...GTA hızla büyümekte olan bir birliktir,gençlerimiz GTA ile doğru yolu önlerinde görmüşlerdir artık her şey çok değişmiştir GTA'ya giren gençlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır.Çığ gibi büyümekte olan bu yararlı kuruluş ülkesine yararlı olmak aşkından başka hiç bir şey duymayan gençler ile doludur. GTA'ya giriş şartları çok zor değildir giricek kişi siteden mail aracılığı ile bize ulaşmalıdır ve bir takım başvuru formlarını doldurarak ve bir takım testleri aşarak GTA'ya girebilir.Bumın dışında gönüllü olarak 2+2+2+2+2+2 sistemini başvuru formunda belirleyerek kendi rızası ile belirlediği çift aylarda 20 YTL gönderebilir.Unutmayalım ki 20 YTL'de kimsenin bir zorunluluğu yoktur herkes kendi nzası ile ülkenin ve GTA mn geleceği için bu parayı gönderebilir.GTA bu harekette bulunanlara minnettar olucaktır.GTA bunla kalmayıp parayı nerelere harcadığının raporunu fatura fotokopileri ile elemanlarına düzenli olarak bildirecek ve GTA kasasında ne kadar para olduğunu ve ne kadar para kaldığını düzenli olarak elemanlarına mail yolu ile bildirecektir.Unutmayalımki gönüllü olarak verilen bu paralar GTA elemanlarının geleceği ve Türkiye için harcamcaktır.Ayrıca grupsal aktivasyonlardada bu paralar kullamlacaktır.Bunun dışında elbet bazı kötü niyetli insanlar GTA'yı yıpratmak amacı ile üzerimizde bir takım oyunlar oynuyucaklardır.GTA bu tür maddi ve manevi hiç bir oyunu ve sorunu kabul etmiyicektir.Üyeliği kabul edicek insanlar iyi ve GTA'ya sadık insanlar olmalıdırlar bunun dışındaki hiç bir adi oyunu yada hiç bir sorumluluğu GTA kabul etmez...GTA hakkında daha çok bilgi pek yakında sitemize düzenli olarak eklenicektir...GTA nm www gibi bir sisteme ihtiyacı yoktur GTA mn yeri kalplerde oluşmlaıdır bu yüzde show'a gerek olmadığını düşündüğümüzden böyle bir site kurmadık ancak ileride gençlerin talepleri doğrultusunda kurulabilir...
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Tuğrul DERME'nin şüpheliler Bekir ÖZTÜRK ve Habip Ümit SAYIN ile örgütsel irtibatlarının bulunduğu,
ERGENEKON terör örgütünün gizli gençlik yapılanmasının organizesi için çalışmalar yaptığı, şüpheli Bekir ÖZTÜRK'e bağlı olarak örgütün gençlik kollarım organize ettiği ve etrafına topladığı gençlere de kendisini gizli lider olarak tanıttığı, milli amaçlara hizmet etme duygularıyla da bilgisayar konusunda uzman gençleri etrafına toplayıp örgütün HACKER kadrosuna kazandırmayı amaçladığı, Şüphelide ele geçirilen askeri fotoğraflar ve belgeler şüphelinin yapmış olduğu işi illegal olarak değil legal olarak yaptıkları havasını verdiği.Yapmış olduğu sunumu da emir komuta zincirinde ve ERGENEKON belgelerindeki tez-analiz raporlan gibi arz ettiği, her ne kadar şüpheli bu belgeleri kendisinin yazdığını beyan etmiş ise de; gerek yaşı ve gerekse de kültür seviyesi göz önüne alındığında 18 yaşında olan şüpheli Tuğrul DERME'nin belirtilen belgeleri yazamıyacağı, örgütün kendisine verdiği yazılı belgeleri power point olarak düzenleyip örgüte taban sağlamaya çalışıp gizli örgütlenme adı altında gençleri sanki devlete ve Türk Silahlı Kuvvetlerine hizmet ediyormuş gibi bir hava oluşturup etrafına toplayıp daha sonra da devlet için denilmek suretiyle, gençleri eylem ve faaliyetlere yönlendirdikleri ve vatan-millet sevgisi duygularını kullanıp kabiliyetli gençleri örgütün HACKER'lar kadrosuna kazandırmayı amaçladığı, bu konuda attığı e-mail içeriğine bakıldığında gizli toplantı yerilerinin bulunduğu ve bu konuyu sağlayacak kadar genci etrafına topladığını beyan ettiği ve bu surette gençlik organizasyonunu belirli bir aşamaya getirdiği anlaşıldığından,
Şüpheli Tuğrul DERME'nin ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmak eylemi nedeniyle; TCK' nun 314/2 ve 3713 Sayılı JTjerade^ Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir,'^,, j - * s.

18-ŞUPHELI METE YALAZANGIL
a-Emniyet beyanında ;
1987 yılında istanbul Emniyet Müdürlüğünden Pasaport aldığını, bu pasaport ile 1987 yılında Güreş Milli Takımları ile beraber Avrupa Güreş Şampiyonunsa katılmak üzere Polonya'ya, 1988-1989yıllarında Güreş Şampiyonunsa Atina'ya, 1989-1992yılında Kıbrıs'a iş için gidip geldiğini, 1993 yılında Galatasaray erkek voleybol takımı ile Moskova'ya, 1994 yılında Almanya 'ya Bayerleverkusen bayan voleybol takımına fizyoterapist ve kondisyoner olarak, 1996 yılında bayan voleybol takımı ile Polonya 'ya bahar kupasına katıldığını, aynı yıl Moskova 'da düzenlenen bahar kupasına katılmak için Güneş Sigorta bayan voleybol takımı ile beraber, 1997 yılında Aralık ayı itibari ile kendi şirketini açmak için Ser Dış Tic. Gıda Azerbaycan'a gittiğini, 2005 yılında Romanya'ya Ticaret amaçlı gıda üzerine Unixfirmasını kurduğunu, illegal yollardan yurt dışına çıkış yapmadığını,
1998 Akm BİRDAL olayında dolayı Ankara İlinde gözaltına alındığını, ifadesinin akışı için bu konudan bahsettiğini, birde 1988 yılında 6136 ya muhalefetten dolayı gözaltına alındığını, ancak Kartal Savcılığından serbest kaldığını, 1999 yılında Kadıköy Doğru Yol Partisine üyeliğinin olduğunu, 2005 yılında Kadıköy Doğru Yol Partisinin Genel Sekreterliğini yaptığını, başkaca herhangi bir sendika, Dernek ve benzeri bir kuruluşa üyeliğinin bulunmadığını,
Adının Mete olduğunu, yanlışlıkla Metin diye yazılmış olabileceğini, ancak Metin isimli de ağabeyinin olduğunu, fakat ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ile tanışmadıklarını, Muzaffer TEKIN'in ifadesinde geçen, sürekli telefon değiştirir beyanı doğru olmadığını, 1998 yılında kendi adıma kayıtlı 0535 774 79 03 numaralı telefonu halen kullandığını, aynı zamanda Muzaffer TEKIN'in kendisini defalarca bu numaradan aradığını, Turkcell kayıtları incelendiğinde bu da ortaya çıkacağını, ayrıca 1994 - 1997 yılları arasında Almanya 'da yaşadığı ve Türkiye döndükten sonra yukarıda belirttiği numarayı aldığını, halen de kullandığını, Muzaffer TEKİN 'in yukarıda beyanlarında geçen DYP, Antörnürlük, Ataşehirde oturması, Emekli olduktan sonra tanışması gibi hususların doğru olduğunu, bahsi konu CD ile ilgili konuyu ifadesinin ilerleyen bölümlerinde ayrıca anlatacağını,
1998 yılı Mayıs ayında çocukluğundan beri tanıdığı Semih Tufan GÜLALTAY ve Mustafa GÜLEN ile SER şirketinde ortak olduğu dönemde Mustafa GULEN'in tanıştırdığı Mikail SARI'nın Akın BİRDAL suikastından dolayı arandıklarını basın ve medyadan öğrendiğini, Mustafa GULEN'i arayarak Kadıköy Ataşehir de bulunan bir çay bahçesine çağırarak bu olayın aslının ne olduğunu kendisine sorduğunu, kendisinin de Semih Tufan GÜLALTAY'ı Mikail SARI ile SER şirketinde tanıştırdığını kendisinin bu olayla ilgisi olmadığını söyleyerek ayrıldığını, 1988-89 yıllarından önce Tekel'de çalıştığı dönemlerde Muzaffer TEKİN 'de Kadıköy Belediyesinin spor hocalığını yaptığını, o dönemde kendisi ile tanıştığını, zaman zaman Muzaffer TEKİN 'in Kadıköy Kuşdilinde bulunan bürosuna gidip geldiğini, kendiside çalıştığı yerlere gelir ziyaret eder görüşür ve sohbet ettiklerini, 1998 yılının Haziran veya Temmuz aylarında bir gün Muzaffer TEKİN yanına gelerek Semih Tufan GÜLALTAY'ın kendisinin mahalleden tanıdığı yaş itibari ile ufak olan bir kişi olduğunu, Namık Zihni OZANSOY'unda kendisinin arkadaşı olduğunu, bu arkadaşlarının halen Kastamonu cezaevinde olduklarını arkadaşlarının zor durumda oldukları ve beraber Kastamonu cezaevine gidip bu arkadaşları ile görüşmeleri gerektiğini söylediğini, zaten Semih Tufan GÜLALTAY'ın annesi ve babası da kendilerinin oğlunun yanına gidip gelemediklerini kendisinin gitmesini istediklerini dediğini ve Muzaffer TEKİN ile birlikte kendisinin arabasıyla Kastamonu'ya giderek savcılıktan izin aldıktan sonra yaklaşık 30
dakika kadar Semih Tufan GULALTAY ve Namık Zihni OZANSOY ile cezaevinde
görüştüklerini, görüşmeden sonra İstanbul'a döndüklerini, bu görüşmeden yaklaşık 1,5-2 ay
kadar sonra evinde otururken adını hatırlayamadığı bir arkadaşının kendisini arayarak "bir
Milliyet Gazetesi al ve 4. sayfasını oku" diyerek telefonu kapattığını, bunun üzerine
kendisinin gazete bayiine giderek bir Milliyet gazetesi alıp 4. sayfasını açtığımda Akın
BIRDAL suikastı olayı ile ilgili bir çok kişinin adının bulunduğu bir listenin olduğunu, bu
listenin alt kısımlarında SER Dış Ticaret ortaklarından Mustafa GÜLEN ve Mete
YALAZANGIL 'in Ankara DGM Başsavcılığı şeklinde arandığını görünce eski ortağı olan
Mustafa GÜLEN'i telefonla arayarak Ataşehir de çay bahçesinde kendisi ile görüştüğünü, bu
konunun ne olduğunu sorduğunda, oda kendisinin bu olaylarla bir ilgisinin olmadığını
söylediğini, kendisinin de "madem savcılık bizi arıyor Ankara ya gidip teslim olalım"
dediğini, ancak işlerinden dolayı gelemeyeceğini söyleyerek ayrıldığını, birkaç gün sonra
Semih Tufan GULALTAY, Muzaffer TEKİN 'in Harp Okulundan arkadaşı olan Namık Zihni
OZANSOY'un Kadıköy Sahrayıcedit'te bulunan evinde istanbul Terörle Mücadele Şubesince
yakalandığın, medyadan öğrendiğini, 15-20 gün sonrada Mustafa GÜLEN ile birlikte Ankara
ya teslim olmaya gittiklerini, Ankara da bazı avukatlarla görüşerek ne yapacaklarını nasıl
davranmaları gerektiğini sorduklarını, onlarda gidip teslim olursak olayın vahameti açısında
tutuklanabileceklerini söylediklerini, 8-10 ay kadar cezaevine gireceğini söylemeleri üzerine
Mustafa GÜLEN'in istanbul'a döndüğünü, kendisinin Ankara Terörle Mücadele Şube
Müdürlüğüne gidip teslim olduğunu, 3 gün gözaltında kaldıktan sonra çıkarıldığı Ankara
DGM savcılığınca serbest bırakıldığını, 2001 yılında bir gün Semih Tufan GULALTAY'in
yeğeni olan Necdet ATIŞ'in yanına gelerek Semih Tufan GULALTAY ve bu olaydan dolayı
yakalanan bütün arkadaşlarının Yozgat cezaevine nakledildiklerini ve Semih Tufan
GÜLALTAY'ın kendisiyle görüşmek istediğini, Yozgat cezaevine gitmesini istediğini,
kendisinin de Necdet ATIŞ'a Yozgat cezaevine gidemeyeceğini işlerinin olduğunu söylediğini
ve gitmediğini, ancak Necdet ATIŞ Semih Tufan GÜLALTAY'ı ziyarete gittiğinde Semih Tufan
GULALTAY Necdet ATIŞ'a Muzaffer TEKİN'in yanına gitmesini ve Muzaffer TEKİN'in
gelip kendisine Semih Tufan GÜLALTAY'ı ziyaret etmesini istediğini söylediğini, bunun
üzerine Muzaffer TEKIN'i daha önceden kurulmuş bulunan ve kendisinin 1999 yılında satın
aldığı Nova Veterinerlik Hizmetleri isimli iş yerine gelerek Yozgat cezaevine gidip Semih
Tufan GULALTAY ile görüşmesini istediğini, kendisinin de Muzaffer TEKİN 'e görüşmesi
istediğinin şahısların medyadan ve basından takip ettiği kadarıyla suçlu olduklarını bu
suikastı gerçekleştirdiklerini veya gerçekleştiren şahıslarla birlikte olduklarına kanaat
getirdiğini, kendisinin de "gidip bu şahıslarla görüşmem işim gücüm var" dediğini, bunun
üzerine Muzaffer TEKİN "onlar istiyorlar diye gidip görüşmeyeceksin bunlar benim ve
senin arkadaşların olduğu ve mağdur olmuşlar zor durumdalar arkadaşlarımızın zor
günlerinde onların yanında olmamamız gerektiğini onlar istiyor diye değil ben istediğim
için git ve Semih Tufan GULALTAY ve Namık Zihni OZANSOY ile görüş" dedğini, ancak
Muzaffer TEKİN 'in bu istediğini de kabul etmediğini, Muzaffer TEKİN iş yerinden ayrılarak
gittiğini, bir daha da bu konudan dolayı uzun bir süre görüşmediklerini,
2007 yılı Ocak-Şubat aylarında ilçe genel sekreteri olduğu dönemde adının Aydın YÜKSEL olduğunu söyleyen bir polis arkadaşla tanıştığını, bu şahsa telefonunu verdiğini, bir günü kendisini arayıp çevresinin çok olduğunu yardım edebileceğini söylediğini, kendisinin de "elimden geleni yaparım" dediğini, kendisinin Muzaffer Şenocak tarafından 150000 YTL dolandırıldığını, bu nedenle kendisinden yardım istediğini, kendisinin de askeriyeden çok çevresi olduğu bildiği Muzaffer TEKİN 'i aradığını, Aydın ile birlikte Muzaffer TEKİN 'in Kuşdilinde bulunan ofisine gittiklerini, Ofisini de Muzaffer TEKİN, Rafet ARSLAN, Raf et 'in kardeşi ve tanımadığı Muzaffer TEKİN 'in sınıf arkadaşları olduğunu söylediğini 4-5 kişi daha olduğunu, oturup Aydın'ı Muzaffer TEKİN de tanıştırdığını, Muzaffer TEKİN 'e
Aydın YÜKSEL (soyadını YÜKSEK olarak öğrendiği)Muzaffer ŞENOCAK tarafından dolandırıldığını anlattığını, anlatırken Muzaffer ŞENOCAK'in Özel Kuvvetlerde görevli yüzbaşı veya binbaşı olarak görevli olduğunu da söylediğini, bunun üzerine Muzaffer TEKIN'in birkaç arkadaşına telefon açtığını, yaptığı görüşmelerden sonra Muzaffer ŞENOCAK'ı kesin olarak tanıyan olmadığını ancak bazı arkadaşları ismi yabancı gelmiyor diye söylediklerini Muzaffer TEKIN'in söylediğini, Muzaffer TEKIN'in Aydın YÜKSEK'e kart vizitini verdiğini, Aydın YÜKSEK'in telefonlarını aldığını, konuyu araştıracağını, "bir bilgi elde eder etmez, seni ararım buraya her zaman uğraya bilirsin " dediğini, bu konuşmalar esnasında Muzaffer TEKIN'in odasında kendisi, Aydın YÜKSEK ve Muzaffer TEKİN 'in 4-5 arkadaşı olduğunu, Rafet ile kardeşi karşı odada olduğunu, kapı açık olduğu için Rafet ile kardeşi bu konuşmaları duymuş olabileceğini, Aydın ile beraber çıktıklarını, çıkar çıkmazda Aydın YÜKSEK'in teşekkür ederek ayrıldığını,
Aradan bir ay kadar geçtikten sonra Aydın YÜKSEK'in kendisini telefonla aradığını, Uğramak istediğini söylediğini, Kadıköy Hasanpaşa 'da bulunan işyerine geldiğini, elinde bir CD olduğunu, kendisine ağabey Muzaffer TEKİN 'in ofisine uğradığını, kapalı olduğunu, "bu CD yi Muzaffer TEKİN 'e rica etsem verebilirimsiniz CD'nin içerisinde, Muzaffer ŞENOCAK'a ait adresler, kart vizitleri ve iletişim bilgileri var" diye söylediğini, kendisinin de "sen bırak, ben CD Muzaffer TEKİN 'e ulaştırabilirim " dediğini, çay içtikten sonra gittiğini,
Aynı gün öğleden sonra kendisinin Muzaffer TEKİN 'in Kuşdilindeki ofisine gittiğini, içeriye girdiğini Rafet ARSLAN ve kardeşi Ahmet ASLAN girişte bulunduklarını, Muzaffer TEKİN 7 sorduğunu, ofiste yok Bakırköy 'e gitti dediklerini, bunun üzerine Rafet ARSLAN'a "geçen Aydın isimli bir polis arkadaşla gelmiştik, onu dolandıran şahsın bu CD içerisinde iletişim bilgileri varmış, sana bıraksam bu CD 'yi Muzaffer TEKİN 'e verirmisin " diye rica ettiğini, CD yi Rafet ARSLAN'a verdiğini, Rafet ARSLAN'da CD alarak kendi masasının çekmecesine koyduğunu, kendisine de "hocam merak etme ben kendisine vererim " dediğini, bunun üzerine ayrılarak evine gittiğini,
Bu CD yi bırakma olayından sonra, iki, üç ay içerinde Aydın YÜKSEK birkaç kere telefon ile arayarak ne oldu ağabey bir gelişme var mı diye sorduğunu, kendisinin de Muzaffer TEKIN'in kendisini aramadığını, kendisine bilgi vermediğini, ayrıca Muzaffer TEKİN 'in telefon numarasının kendisinde olduğunu arayabileceğini söylediğini, daha sonra ki zamanlar da Muzaffer TEKİN 'in ofisinin önünden geçerken penceresinin açık olduğunu gördüğünü, ofise çıktığını, içeride ön kısımda Rafet ARSLAN'ı gördüğünü ve selam verdiğini, diğer tarafta Muzaffer TEKİN 'i gördüğünü, 2-3 arkadaşının olduğunu, onlarla sohbet ettiklerini, selam verip içeri girdiğini, diğer şahısları tanımadığın dan dolayı Muzaffer TEKİN 'in yanına gidip kulağına "ağabey CD baktınmı Muzaffer ŞENOCAK'la ilgili bilgi edindinmi Aydın YÜKSEK devamlı beni arıyor bir gelişme varmı" diye sorduğunu, kendisinin de "ne CD si" diye cevap verdiğini, Rafet ARSLAN'a bıraktığı ve kendisine teslim etmesini söylediği bir CD 'nin olduğunu, "bakmadığınız mı" diye sorduğunu, CD içerisinde Aydın YÜKSEK'in kendisine söylediğine göre Muzaffer ŞENOCAK'a ait iletişim bilgilerinin olduğunu söylediğini, daha sonra Rafet'in bulunduğu yere geçtiğini, Rafet ARSLAN'a sorduğunu, Rafet'te CD yi Muzaffer TEKİN 'in masasına bıraktığını söylediğini, tekrar Muzaffer TEKİN 'in yanına giderek "Rafet ARSLAN senin masana bıraktığını söylüyor" dediğini, bunun üzerine Muzaffer TEKİN masasının üzerine ve çekmecelerine baktığını, burada böyle bir CD yok dediğini, bunun üzerine ofisinden ayrılıp çıktığını, daha sonra Muzaffer TEKİN ile nede Rafet ARSLAN ile CD konusunda herhangi bir görüşmesinin olmadığını, ancak Aydın YÜKSEK'in kendisine bir iki defa arayarak ne oldu şeklinde sorduğunu, kendisinin de herhangi bir gelişme haberi olmadığını söylediğini,
22.06.2007 günü akşam saat lerinde Muzaffer TEKİN yanında tanıdığı ve isminiKür şad ...... olarak bildiği şahsın kendisini telefonlu arayarak, Beşiktaş'ta mahkemede
708
Sh;r&fr
olduklarını, yanında Rafet ARSLAN'ın bulunduğunu ve kendisiyle görüşmek istediğini söylediğini, telefonu Rafet ARSLAN'a vermesini söylediğini, Rafet ARSLAN'da kendisine savcının kendisinin telefon numarasını Muzaffer TEKİN 'den istediğini, şimdi savcının yanından çıktığını ve telefon numarasını savcıya vereyim mii diye sorduğunu, kendisinin de bu konuyla ne alakası var diye sorduğunu, Rafet ARSLAN'ın da kendisinin Muzaffer TEKİN 'e verilmek üzere Rafet ARSLAN'a bıraktığı CD den dolayı olduğunu söylediğini, kendisinin de kendini aramış olduğu telefon numarasını verebileceğini söyleyerek görüşmeyi bitirdiklerini, bu görüşmeden hemen sonra Aydın YÜKSEK'i aradığını, çok sinirli bir şekilde, Aydın'a bağırarak "bu CD ne var benim niye savcı telefonumu istiyor" diye sorduğunu, kendisine CD de hiçbir şey olmadığını sadece Muzaffer ŞENOCAK'ın iletişim bilgilerinin olduğunu söylediğini, ayrıca kendisinin hemen savcılık ve Terörle Mücadele Şubesine gidip bu CD yi kendisinin hazırladığını ve kendisine kendisinin verdiğini, ifade edeceğini bu konuda, kendisinin mağdur ettiği için özür dilediğini, CD içerisinde hiç bir şey olmadığını tekrar söylediğini, kendisine "sen bir git" dediğini, veya beraber gidip ifade verelim dediğini, kendisine "yarın telefonlaşırız" dediğini, bir sonraki gün Aydın YÜKSEK'in aradığında "çakal çukal beni aramasın " mesajını dinlediğini, bir daha kendisi ile iletişim kuramadığını, birkaç gün sonra Aydın YÜKSEK ve Muzaffer ŞENOCAK'ın yakalanarak tutuklandığını basından öğrendiğini, herhangi bir ifade verme konusunda beklemede kaldığını, daha sonraki günlerde Polislerin kendisinin çalıştığı iş yerine gelip kendisini sorduklarını şirket yöneticisi Selami SAYAR dan öğrendiğini, kendisinin emniyete gelip ifade vermesinin sebebinin annesinin 80 yaşında olması, rahatsız olması ve bakacak kimsenin olmamasından dolayı olduğunu, herhangi bir oluşumun içerisinde yer almadığım, Muzaffer TEKİN 'in de herhangi bir oluşum içerisinde yer alıp almadığından bir bilgisinin olmadığını, CD hakkında bildiklerinin bunlardan ibaret olduğunu,
ifadesinin diğer kısımlarında anlattığı gibi Muzaffer TEKİN'i tanıdığını, ara sırada Kadıköy 'de bulunan ofisine uğradığını, bahsettiği ve okunan doküman hakkında her hangi bir bilgisinin olmadığını,
Oktay YILDIRIM'ı 2000-2001 yıllarında arasında Muzaffer TEKİN'in kendisine telefon açarak kendisine Kadıköy demesini diye telefon açtığını, "bir ofise uğrarımsın" dediğini, yaklaşık yarım saat sonra Kuşdilinde bulunan ofisine gittiğini, daha önceden görmediği ve tanımadığı bir şahsın Muzaffer TEKİN yanında oturduğunu gördüğünü, kendisine Oktay YILDIRIM için "Astsubay gazimiz" dediğini, ayaklarından birinin alçıda olduğunu GAT A'da tedavi olduğunu ancak iyileşemediğini durumunun kötü olduğunu söylediğini, herhangi bir doktor veya spor konusunda tavsiyede bulunurumsun dediğini, kendisine ayağındaki alçıyı çıkar at dediğini, spor yapmasını özellikle yüzmesini tasfiye ettiğini, yaklaşık bu konuşma yarım saat kadar sürdükten sonra ayrıldığını, daha sonra ofise uğradığı dönemlerde bir iki defa daha gördüğünü, kendisini sağlık durumunu sorduğunu, oda kendisinin iyi olduğunu ve tavsiyelerine uyduğunu söyleyip teşekkür ettiğini, 2006 yılında Muzaffer TEKİN 'in iftar yemeğinde kendisini gördüğünü, başkada her hangi bir şekilde telefonla ya da yüz yüze görüşmediğini, kendisine gösterip okunan doküman hakkında bir bilgisinin olmadığını, Ergenekon isimli bir yapılanmayı, ne amaçla kurulduğunu kime hizmet ettiklerini bilmediğini,
Yukarıda ifadesinde belirttiği gibi Ergenekon isimli Organizasyon ile ilgili olarak hiçbir bilgisinin olmadığını, adı geçen Kemal ŞAHIN ve BÜLENT (kod) ismail YILDIZ isimli şahısları tanımadığını, ilk defa burada isimlerini duyduğunu,
Adı geçen Fikret EMEK isimli şahsı tanımadığını, bu şahsın adını burada duyduğunu,. Eskişehir'de yakalan silah ve patlayıcı maddelerle hiçbir alaka ve bilgisinin olmadığını, Sadece basından duyduğunu,
Adı geçen Kuvvai Milliye Derneği ile hiçbir irtibatının olmadığını, sorulan hususlarla ilgili olarak, hiçbir bilgisinin olmadığını,
çökertme operasyonu başlıklı dokümanda belirtilen olaylarla ilgili olarak, hiçbir bilgisinin olmadığını, yukarıda ifade ettiği gibi BÜLENT (kod) ismail YILDIZ ve SESAR isimli kuruluşu bilmediğini, ilk defa duyduğunu,
Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU'nu: 2006 yılının Eylül ayında Muzaffer TEKİN 'in Kadıköy'deki bürosunda tanıştığını, bu tanışma esnasında, yaklaşık 7-8 kışı olduğunu, bu şahıslardan sadece Rafet ARSLAN ve kardeşi Ahmet ASLAN'ı tanımadığını, bu arada ismini sonradan öğrendiği Tuncay HACIBEKTAŞOGLU isimli şahısla ayak üstünde sohbet ederken, kendisinin Güngören Çamlıkahvede toptan kasap market işi yaptığını söylediğini, kendisinin spor hocalığı ve aynı zamanda Kadıköy Doğru Yol Partisinde Genel Sekreterlik yaptığını kendisine söylediğini, yaklaşık 10-15 dakika kadar görüştükten sonra ayrıldığını, kendisine telefonunu vermediğini, ancak kendisini 2007 yılının Ocak ayında 0535 774 79 03 nolu telefonundan arayarak, bir akrabası ile gelip görüşmek istediğini kendisinin de Kadıköy 'de Erke Güvenlik şirketin Genel Koordinatörlük yaptığından dolayı, buraya gelmelerini söylediğini, ismini hatırlamadığı bir akrabası ile birlikte yanına gelerek, akrabasını kendisiyle tanıştırdığını, Karadeniz Fm'de ve televizyonda sanatçı olarak çıktığını ve aynı zamanda ortağı olduğunu söylediğini, "Karadeniz Fm için ilan ve reklam topluyoruz bize yardımcı olabilirmisin" dediğini, kendisine bu işlerden anlamadığını ama yardımcı olabilecekse araştırıp bilgi vereceğini söylediğini, "şu anda görüşebileceği birileri var mı" diye sorduğunu, kendisinin de yanlarında telefon açarak Kadıköy de bulunan Of vakfını arayıp arkadaşlar görüşebileceğini söylediğini, kendilerine adres ve telefonları vererek gittiklerinde kendisinin ismini söylemelerini söylediğini, bu şekilde yanından ayrıldıklarını, daha sonra kendi telefonla arayarak gidip görüştüklerini katolok bıraktıklarını ve onlarında geri döneceklerini söylediğini, bir süre sonra tekrar telefonla kendisini arayarak görüşmek istediğini, kendisinin de kendisine parti de olduğunu gelip görüşebileceğini söylediğini, kendisine gelerek biraz konuştuktan sonra "Romanya 'da et çok ucuz olduğunu tanıdık var mı oradan et getirebilirmiyiz" dediğini, kendisinin işinin normal şartlarla getirilmediğini, Bakanlar kurulu kararı ile özel şirketlere verildiğini söylediğini, eğer böyle bir firma varsa ancak bu şekilde olabileceğini izah ettiğini, "ağabey sende yine araştır yardımcı olmaya çalış " diyerek ayrıldıklarını, bir süre sonra tekrar kendisini telefonla arayarak görüşmek istediğini kendisine parti de olduğunu görüşebileceğini söylediğini, daha önceden Muzaffer
TEKİN in yanında tanıdığı Saipir ................ (DEBZLELVİDZE) isimli şahsı Kafkasyalı ve
sporcu olarak tanıdığı şahısla beraber Tuncay HACIBEKTAŞOGLU yanına geldiğini, tekrar et konusu açarak "yardımcı olabilirimsin araştırma yaptın mı" dediğini, kendisinin de bu iş bizi aşar yapamayacağını kanaat getirdiğinden, kendisine olmaz dediğini, 2007 yılının Nisan-Mayıs ayında Muzaffer TEKİN kendisini arayarak, "müsaitsen benim ofisime uğrarmısın " dediğini, yaklaşık bir yada birbuçuk saat sonra ofise gittiğini, Tuncay HACIBEKTAŞOGLU'nun oturduğunu gördüğünü, Muzaffer TEKİN'in kendisine Tuncay ve arkadaşı Saipir Bakırköy'de Asayiş uygulamasında beraber alındıklarını Tuncay'ın üstünden bir silah çıktığını Mahkemenin Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU'nu serbest bırakıp,
Saipir ........ isimli şahsın pasaportunun vizesinin bittiğini ve Yabancılar Şubesine teslim
edildiğini, Saipir ....... yakalandıkları akşam polislerin yanından kendisini aradığını
söylediğini, yardımcı olmasını istediğini, kendisinin de Yabancılar Şubesinde ve Emniyet'te tanıdığı olmadığını kendilerine yardımcı olamayacağını söylediğini, bu konuda kendisine yardımcı olabilirmisin diyerek sorduğunu, kendisine yardımcı olamayacağını söyleyerek ofisten ayrıldığını, başkaca herhangi bir yerde görüşmediğini,
Saipir DEBZLELVİDZE'yi 2006 yılında Tuncay HACIBEKTAŞOGLU'n dan önceyine Muzaffer TEKİN 'in Kadıköy'deki bürosunda tanıştığını, bu tanışma esnasındayaklaşık 6-7 kışı olduğunu, bu şahıslardan Rafet ARSLAN ve kardeşi Ahmet ASLAN'ıtanıdığını, kendisine Muzaffer TEKİN Saipir . isimli şahsı Kafkasyalı ve Kingbokscu
olduğunu, kendisinin de spor hocası olarak söyleyerek tanıttırdığını, kendisinin yanına parti
/^~\______ /i 71l) , _ '"T
çalışmaları esnasında Tuncay HACIBEKTAŞOGLU ile beraber geldiklerini, Romanya'dan et getirme ve Karadeniz Fm konusundan dolayı yanına gelip yardımcı olmasını istediklerini, kendilerinin ortak olarak bu işleri takip ettiklerini izah ettiklerini, kendisinin seçim dönemi olduğunda pek konularla ilgilenemeyeceğini söylediğini,
Zeki Yurdakul ÇAĞMAN'ın 1996-1997 yıllarında Ser Dış Ticarette ortağı olan ve eski milli tekvondocu olan Mustafa GÜLEN'in hemşerisi olması sebebi ile Küçükyalıdaki GÜLEN spor salonunda Mustafa GÜLEN vasıtası ile tanıştığını, 2000-2001 yıllarında Muzaffer TEKIN'in kendisini arayarak "Nerdesin" diye sorduğunu, kendisinin iş yerinde olduğunu söylediğini, "Kadıköy tarafına bir iki saat içinde geçersen ofise uğra bir dostun var" dediğini, kendisinin söylediği zaman dilimi içinde ofisi uğradığında Yurdakul ÇAĞMAN'ı ofiste gördüğünü, Sohbet ettiklerini, Ümraniye Dudulu civarında toptan elektrik malzemeleri sattığını, daha sonra çıkarıp dükkan kart vizitini verdiğini, aynı şekilde kart vizitini verdiğini, zaman zaman telefonla arayarak görüştüğünü, kendisinin daha önceden güreşçi olduğunu bildiğinden manevi bir bağlarının olduğunu, kendisinin iyi bir kişi olduğunu, 2006 yılının Ramazan ayında Muzaffer TEKİN 'in Ataşehir Familiy cafede iftar yemeğinde kendisini gördüğünü, bu iftar yemeğinde yaklaşık 20-25 kişi kadar olduğunu, bu şahıslardın bildiği İsmail PAKER, Oktay YILDIRIM, Zekeriya ÖZTÜRK, Mahmut ÖZTÜRK ve RafetARSLAN olduğunu,
Bu şahıslar ile yukarıda anlattıkları dışında hiçbir ilişkisi olmadığını, her hangi bir devlet büyüğüne veya bir şahısa yönelik suikast türünden bir eylem planı asla olmadığını, burada ismi geçen diğer şahıslardan bir duyumda almadığını, böyle bir eylem planlarının olduğunu bilmediğini, bu şahıslarla her hangi bir teşekkül ve örgütsel bir bağının olmadığını,
Mehmet Zekeriya OZTÜRK'ü 2006 yılında Muzaffer TEKİN Ataşehir Family cafede kendisini gördüğünü, bir süre sonra Muzaffer TEKİN ofisine uğradığında Mehmet Zekeriya OZTURK'te orda olduğunu gördüğünü, Muzaffer TEKİN emekli binbaşı ve şu anda bir dergide köşe yazarlığı yaptığını söyleyerek tanıştırdığını, kendisi ile başka bir görüşmesinin ve konuşmasının olmadığını,
İsmail PAKER'i 2006 yılında Muzaffer TEKİN vermiş olduğu iftar yemeğinde şahsı gördüğünü, aradan bir süre sonra Muzaffer TEKİN 'in ofisine gittiğinde ismail PAKER'i gördüğünü, bu şahsı İsmail hoca olarak tanıştırdığını, Muzaffer TEKİN kendisine hiç merak etmediğini, ne hocasıdır kimdir diye. Bu şahısla başka bir şekilde görüşmesinin olmadığını,
Mahmut ÖZTÜRK u 1998-1999 yılında Muzaffer TEKİN ile birlikte petrol işi ile uğraştığını ofiste öğrendiğini, birkaç kere Nova sağlık ürünleri diye Kadıköy Sahra cedit bulan veteriner kliniğine gelerek birkaç kez görüştüğünü, bir kez de Ümraniye 'de bulunan petrol ofisine gittiğini, bir ödemesinin olduğunu, çek kırdırmak için kendisinin tanıdığı olup olmadığını sorduğunu, Mahmut ÖZTÜRK'te kendisine ver çeki al parayı diyerek kendisinden "bu çeki bir yere kullanırım senin işin görülsün" diyerek ayrıldığını, Ara sırada Muzaffer TEKİN ofisinde kendisini gördüğünü,
Rafet ARSLAN'ı 2006 yılının Muzaffer TEKİN vermiş olduğu iftar yemeğinde kendisi gördüğünü, daha sonra Muzaffer TEKİN 'in ofisine gittiğimde orada gördüğünü, kendisine selam verdiğini, pek öyle bir samimiyetlerinin olmadığını, ancak diğer hususları ifadesinin akışı içerisinde anlattığını,
Sonuç olarak hakkın da mevcut olan suçlamaları kabul etmediğini, kişilik olarak, insanlara yardımcı olmayı seven birisi olduğunu, kapısına gelen herkese mevcut sosyal çevresini kullanarak yasal çerçevede yardımcı olmaya çalıştığını, siyasetle ilgilendiği için bir çok insanın kendisine gelip, sıkıntısını anlattığını, Ay^ft'Y^^SEK'te bu bağlamda gelerek kendisinden yardım talep ettiğini, eski bir polis olmftşıMedeni ile Bmdisine, yardımcı olmak
(yu^%

istediğini, bu meyanda ifadesinin üst kısmında tamamen iyi niyetle yaptığı olayları samimi olarak anlattığını, kesinlikle CD içeriğini bilmediğini, bilmiş olsaydı kesinlikle yardımcı olmayacağını, Suç işleme kastının olmadığını,
b-Savcılık ifadesinde Şüpheli METE YALAZANGİL;
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü' nde vermiş olduğu ifadesinin aynen tekrar ettiğini, uzun yıllardır lisanslı sporcu olduğunu, aynı zamanda fizyoterapist olduğunu, çeşitli spor kulüplerinde sporcu ve fizyoterapist olarak görev yaptığını, Muzaffer TEKİN 'i 15-16 seneden beri tanıdığını, kendisiyle ilk tanışmalarının Göztepe' de Selami Çeşmi Özgürlük Parkında spor yapan vatandaşlara Kadıköy Belediyesinin organizesinde spor yaptırdığı sırada olduğunu, kendisinin emekli subay olduğunu o zaman öğrendiğini, kendisinin de sporcu olduğunu öğrenince birlikte spor yapmayı teklif ettiğini, bu şekilde onların grubuna katıldığını, daha sonra Muzaffer TEKİN' e ait yine Kadıköy' de bulunan Akaryakıt pazarlama işi yapılan Rıza Petrol isimli işyerine ziyaret amaçlı gidip geldiğini, o tarihten bu yana dostluklarının devam ettiğini,
Muzaffer TEKİN 'in ifadesinde geçen Semih Tufan Gülaltay' ı kendisinin aracılığıyla tanımış olduğunun doğru olduğunu, 1978-1988 yıllan arasında 10 yıl süreyle Tekel spor klübünde idarecilik ve antrenörlük yaptığını, o tarihlerde kendisiyle aynı semtte oturan anne ve babasını da tanıdığı Semih Tufan Gülaltay' m, Tekel spor klübünün boks takımının yıldızlan arasında antremana geldiğini, kendisini bu nedenle tanıdığını, 1993 yılında Galatasaray spor klübünde antrenörlük yaptığı yıllarda Semih Tufan Gülaltay ile birlikte Kadıköyde yürürken Muzaffer TEKİN le karşılaştıklarını, ayak üstü sohbet sırasında Semih Tufan' ı, Muzaffer TEKİN' le tanıştırdığını, daha sonra onların Muzaffer TEKİN' in bürosunda görüştüklerini öğrendiğini, çünkü o tarihlerde yabancı uyruklu eşinin sporcu olduğu için kendisiyle birlikte Almanyaya gittiğini, 1997 senesinde tekrar Türkiye' ye döndüğünü, Muzaffer TEKİN ile Semih Tufan Gülaltay' m dostluklannm devam ettiğini ancak, bunun da çay kahve sohbetiyle sınırlı olduğunu bildiğini,
2004-2005 yılından bu yana DYP Kadıköy Genel sekreterliği görevini yürütmekte olduğunu, pek çok vatandaşın kendilerine gelerek sıkıntısını anlatıp yardım istediğini, bir gün eski polis olduğunu söyleyen bir şahsın Küçükçekmece' den geldiğini, ordunun özel kuvvetlerinde görevli olan Muzaffer Şenocak isimli şahsın kendisini 150 000 ytl dolandırdığını söylediğini, yardım istediğini, bunun üzerine kendisinin eski bir emekli subay olduğunu bildiği ve DYP Kadıköy Teşkilatı Bürosuna çok yakın olan Muzaffer TEKİN' e giderek durumu anlatmayı uygun bulduğunu, birlikte Muzaffer TEKİN' in Rıza Petrol isimli bürosuna gittiklerini, 4-5 misafiri ile birlikte bürosunda olduğu halde kendisine Aydın Yüksek' in durumu detaylanyla anlattığını, şikayet edilen kişinin bir ordu mensubu olması sebebiyle Muzaffer TEKİN' in konuya ilgi gösterdiğini, yanlannda birkaç yeri aradığını, tam bir bilgi alınamadığını, bürodan aynldıklannı, daha sonra Aydın Yüksek' in kendisini birkaç kez daha aradığını, Muzaffer Şenocak ile ilgili bilgilerin bulunduğu bir cd'yi kendisine getirdiğini, kendisinin de bunu Muzaffer TEKİN' in bürosuna bıraktığını, daha sonra 2007 yılının haziran ayında Muzaffer TEKİN' in gözaltına alındığını, ifadesinde kendisinden bahsettiğini öğrendiğini, o tarihten bu yana evimde bulunduğunu, herhangi bir yere ayrılmadığını, işine devam ettiğini, Muzaffer TEKİN' in bürosunda ele geçirilen cd ve diğer dokümanlarla ilgili bilgisinin olmadığını,
2000-2001 yıllannda Muzaffer TEKİN' in kendisini telefonundan aradığını, bürosuna davet ettiğini, büroya gittiğinde sonradan isminin Oktay Yıldırım olduğunu öğrendiği uzun boylu, iri yan bir şahısla kendisini tanıştırdığını, gazi olduğunu, Astsubay olduğunu anlattığını, bu şahsın ayaklanndan birisinin alçidjy)lduğunu ve aksadığını, Gata' da tedavi gördüğünü iyileşme olmadığını kendisine aj3İat&klâYım;%çndisinin de Oktay Yıldınm' a alçıyı çıkarmasını, yüzmesini, kaslanm güçlenlfjrecşk sjor yaprfeasını tavsiye ettiğini, kendi
!■• * .'■•*-*/ vn *_ k
el yazısıyla kaslarını güçlendirici bir egzersiz programı yazarak kendisine verdiğini, o tarihten bu yana Oktay Yıldırım' ı birkaç kez daha Muzaffer TEKİN' in bürosunda gördüğünü, anlatmış olduğu görüşmelerinin dışında kendisiyle herhangi bir irtibatının olmadığını,
Birlikte gözaltında bulunduğu kişilerden Zeki Yurdagül Çağman, Tuncay Hacıbektaşoğlu ve Salpir Debzlevidze ile ne şekilde tanıştığını emniyet ifadesinde anlattığını, Emniyet ifadesinde belirttiği gibi yasadışı bir oluşumla suç örgütüyle ilişkisinin bulunmadığını, suçsuz olduğunu beyan etmiştir.
c-Elde edilen deliler
-Mahmut ÖZTÜRK' in kullandığı 05322455605 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğü,
-Muzaffer TEKİN' in kullandığı 05322919293 nolu GSM hattı ile 54 kez görüştüğü,
-Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' ün kullandığı 05323412902 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü,
-Zeki Yurdakul ÇAĞMAN' m kullandığı 05322201077 nolu GSM hattı ile 29 kez görüştüğü,
-Aydın YÜKSEK' in kullandığı 05394222243 nolu GSM hattı ile 6 kez görüştüp,
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Mete YALAZANGİL'in, ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN ile çok eskiden beri tanıştığı, şüpheli M.Zekeriya ÖZTÜRK, Oktay YILDIRIM, Mahmut ÖZTÜRK ve Zeki Yurdakul ÇAGMAN'la tanıştığı, şüpheli Semih Tufan GULALTAY'ı kendisinin Muzaffer TEKİN ile tanıştırdığı halde daha sonra ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in talimatları doğrultusunda cezaevine Semih Tufan GULALTAY'ı ziyarete gittiği, yine ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'de ele geçirilen 16 No'lu CD'yi şüpheli Aydın YÜKSEK vasıtasıyla ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'ne götürdüğü, Aydın YÜKSEK'e talimat vererek teslim olmasını sağladığı halde kendisi uzun zaman firar edip bir ihbar üzerine yakalandığı, şüpheli Aydın YÜKSEK'in Muzaffer ŞENOCAK'tan aldığını beyan ettiği gizli bilgiler içeren CD' yi örgütün yöneticilerinden olan ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e verdiği, savunmalarında bu CD'nin içeriğini bilmediğini beyan etmiş ise de; şüpheli Aydın YÜKSEK kendi konusuyla alakalı olarak yazdığı dilekçeyi şifreli olarak CD'ye kaydedip diğer gizli bilgi ve belgeleri ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e ulaştırma amacıyla şifresiz olarak verdiği, bu şüphelinin de özel güvenlik şirketi işiyle uğraştığı, etrafındaki diğer şüphelilerin hepsinin ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'i tanıdıkları anlaşılmış olup, şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY ve diğer şüpheliler ile irtibatları da göz önüne alındığında,
Şüpheli Mete YALAZANGİL'in ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu ve devlete ait gizli bilgileri elde edip başkasma vermek suretiyle tahsis olunduğu amaçtan başka surette kullanmak suçunu işlediği anlaşıldığından; üzerine atılı eylemleri nedeniyle, TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 326/1 ve 327 maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
19-ŞÜPHELİ AYDIN YÜKSEK:
a-Emniyet beyanında;
"1973 yılında Giresunda doğduğunu, ilk orta ve lise tahsilini Giresun ilinde yaptığını, 1992-1993 yılı Florya Polis Okulundan mezun olduğumu, 1993 yılında Nihal
^-------- "*"---
YÜKSEK ile evlendiğini, bu evliliğinden bir çocuğu olduğunu, Diyarbakır-Erzincan ve istanbul illerinde toplam 9 yıl görev yaptığını, istanbul ilinde çalışırken 2001 yılında istifa ettiğini, 2001 yılından beri eşiyle ayrı yaşadığını, 2001 yılında evrakta sahtecilik suçundan dolayı yaklaşık iki ay cezaevinde yattığını, istanbul Küçükköy'de Balık market dükkanı açtığını, 2002 Aralık ayında trafik kazası geçirdiğini, bir yıl hastanede yattığını, hastaneden çıktıktan sonra çeşitli firmalarda bu tarihe kadar çalıştığını, istanbul Bakırköy Emniyet Müdürlüğünden 2001 yılında pasaport aldığını, yurt dışına işçi olarak çıkmak için başvurduğunda sahtecilik suçundan yakalandığını, yurtdışına legal yada illegal yollardan çıkış yapmadığını,
Muzaffer ŞENOCAK'ı yaklaşık 1 yıl önce bu şahısla ticaret yapmak amacı ile istanbul Darıca inşaat Ltd. Faktoring şirketinde Mehmet DARICA ve Murat KALE aracılığı ile tanıştığını, kendileriyle yurtdışı üre (Gübre) hurda ve altın ticareti yapmak üzere beraberliğe başladığını, bu ticaretin yapılabilmesi için gerekli olan finasmanı kendisinin sağlaması gerektiğini, kendisine ait aracını elinde bulunan nakitini çevresindeki yakınlarından edindiği para desteği ile karşıladığını, Muzaffer ŞENOCAK ve beraberindeki Hasan SAĞLIK, Sanna JALL0W(Afrika-Gambia Interpol Polis Müdürü) olarak tanıştırdığını, Muzaffer ŞENOCAK'ı da tanıştığı zamanlarda Özel Kuvvetlerin Personeli olarak tanıştırıldığını, kendisine görüntüsü kültürü bilgisi donanımı gereği itimat etti ve ikna olduğunu, lakin Muzaffer ŞENOCAK, Hasan SAĞLIK Sana JALLOJV isimli şahısların yapmak üzere anlaştıkları ticaret ile ilgili taahütlerinde durmayarak nakti olarak zarara uğramasına neden olduklarını, Muzaffer ŞENOCAK ve Hasan SAĞLIK'in Afrika'dan döndüklerinde kendisine verdikleri maddi zararı bir ay içersinde ödemeye şahitlerin huzurunda söz verdiklerini, ancak sözlerini yerine getirmediklerini, bu arada bu ticaret ile ilgili yakınlarından aldığı borçları ödeyemediğini, ayrıca bu işte kullanılmak üzere Sana JALLOJV isimli şahsa yeğeni Fatih KERTİL adına aldırdığı faturalı cep telefonu ve iki defa Senegal Dakar Havaalanı Gümrükte ödenmesi gereken çeşitli miktarlarda para gönderdiğini, bu ticaret gerçekleşmedikten sonra kendisine söz verdiği uğradığı zararı ödememesi üzerine kendisinden kaçması üzerine telefonla kendisine zaman zaman ulaşamadığını, uzun bir müddet teflonu kapalı kaldığını, telefonda kendisine hakaret ve tehdit etmesi üzerine kendisini görevli olduğunu bildiği kuruma şikayet etmek istediğini, bu askeri kuruma ulaşabilmek için tanıdığı Mete abi diye hitap ettiği şahsa giderek durumumu anlattığını, kendisini dolandıran askeriyenin özel kuvvetlerinde görevli olduğunu bildiği Muzaffer ŞENOCAK'a ait bilgi belge ve resimlerin olduğu cd'yi verdiğini, Muzaffer ŞENOCAK Afrika 'ya gitmeden önce 2006 yaz başında bir aya yakın kendisini Başakşehirde bulunan evinde kaldığı zamanlarda Afrika'ya giderken çeşitli eşyaları kendisine kaldığı, bu eşyalarının içersinde şahsı tanımama yardımcı olabilecek bilgi ve belge aradığını, çünkü şahıstan şüphelenmeye başladığını, şahsa ait bilgi belge ve fotoğraflardan oluşan iki adet cd oluşturduğunu, bu cd'lerden bir tanesini Mete abiye verdiğini, Mete abiye vermiş olduğu cd 'nin bu cd olduğunu, aynı gün Mete abi ile birlikte adını daha sonradan Muzaffer TEKİN olarak öğrendiği emekli subay birçok madalya sahibi şahsın Kadıköy 'de bulunan bürosuna gittiklerini, başından geçen olayları Sayın ahim diyerek Muzaffer TEKİN 'e anlattığını, kendisinden mağduriyetine sebebiyet veren Muzaffer ŞENOCAK'ın çalıştığını bildiği kuruma kendisini ulaştırmasını rica ettiğini, kendiside yardımcı olmaya çalışacağını söylediğini, hayatında ilk ve son kez azami on dakika kendisini gördüğünü, başka da hiçbir irtibatının olmadığını, geçen hafta içi kendisini Mete abisinin aradığını, kendisini ve kendisinin ifade vermek üzere TEM şubeye gitmeleri gerektiğini söylediğini, kendisinin nedenini sorduğunda, Muzaffer TEKİN 'in yakalandığını ve tutuklandığını, kendisinin vermiş olduğu CD'ninde Muzaffer TEKİN 'den ele geçtiğini söylediğini, "tamam abi ifademizi verelim neticede ben polisim kaçmak gibi bir şansım olamaz " deyip telefonu kapattığını, daha sonra önce olayın ciddiyetini anlayamadığını, etrafındaki tanıdığı insanlara danıştığını,
televizyondan avukat olarak bildiği Kemal KERINÇSIZ'in yanına giderek danıştığını, avukat Kemal KERINÇSIZ'e olayı anlattığını, bu ele geçen CD'nin içeriğinin basında söylendiği gibi askeri sırlar olmadığı bu konuda genel kurmayın yazılı açıklama yaptığını dolayısıyla kendisinin de bu konu ile ilişkisinin olmadığını, Beşiktaş istanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gitmesini söylediğini, kendisinin söylemesi üzerine evinde bulunan diğer CD'yi Muzaffer ŞENOCAK ile ilgili irtibatının delilleri olan evrakları alarak savcılığa gittiğini, Savcılıktan Tem şubeden görevliler tarafından yakalandığını, Muzaffer TEKİN 'e bu CD 'yi kendisinin vermediğini, kendisinin Mete abiye verdiğini, CD 'nin içeriğinde ne olduğunu bilmediğini, bu CD içersinde kendisinin Muzaffer ŞENOCAK'in şikayet etmek üzere vereceği dilekçede olduğunu,
Bu konuyu kabul etmediğini, Mehmet ÇETİN'in kendisinin çok eskiden tanıdığı bir esnaf olduğunu, uzun zamandır kendisi ile görüşmediğini, bu şahsın fizik olarak kendisine benzediğini,
Beyoğlu 2.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından aranma sebebinin ifadesinin üst kısmında anlattığı 2001 yılındaki 56 gün cezaevinde yatmış olduğu konu ile ilgili olduğunu, bu davanın vekalet verdiği avukat tarafından takip edildiğini bildiğini, arandığından haberinin olmadığını,
b-Savcılık ifadesinde Şüpheli Aydın YÜKSEK;
İnşaat işleriyle uğraştığını, pazar yeri projesi yaptığını, Bakırköy İncirli' de Darıca İnşaat Faktoring şirketi vasıtasıyla MUZAFFER ŞENOCAK' la, HASAN SAĞLIK ve SANA JALOV isimli şahıslarla tanıştığını, Afrika' dan demir, hurda, gübre ve altın ticareti yapacaklarını, Türkiye' den de medikal malzeme götüreceklerini, bu üç şahsın kendisini dolandırdığını, yaklaşık 100 milyar civarında kendisine masraf açtıklarını ve bu parayı ödemediklerini, kendisine MUZAFFER' i tanıştıran MURAT KALE isimli şahsın kendisine MUZAFFER' in özel kuvvetlerde çalıştığını, Apo' yu Türkiye' ye getiren ekipte olduğunu söylediğini, kendisinin de MUZAFFER' e güvendiğini ve yurtdışı bağlantılarının olduğunu düşünerek iş bağlantıları yapmak için kendilerine para verdiğini, ancak kendisini dolandırdıklarını, MUZAFFER' in iş yapmak amacıyla Güney Afrika' ya gittiğini, Afrika' ya gittiği sırada kendisinin evinde kaldığını, onun çantasmdaki CD ve disketleri kurcaladığında MUZAFFER TEKİN ' de ele geçirilen CD. De deki bilgileri gördüğünü ve bunları CD. halinde yaptığını ve aynca laptopuna da kaydettiğini, MUZAFFER ŞENOCAK' m bir daha dönmeyeceğini kendisine söylediğinde eşyalarını karıştırdığını, daha önceden bakmadığını,
Daha sonra bu CD hakkında alacaklarını almak amacıyla soyadından emin olmadığı KADİR Bey vasıtasıyla tanıdığı METE YALAZANGİL isimli şahısla görüştüğünü, kendisini adamı şikayet etmek üzere MUZAFFER TEKİN' in ofisine götürdüğünü, konuyu kendisinin anlattığını, daha sonra kendi yardımcı olacağını söylediğini, gittikleri adamın MUZAFFER TEKİN olduğunu çıkınca METE ağabisinin söylediğini, kendileri oradayken de çeşitli kişilerin bürosuna girip çıktıklarını, kendisinin gördüğü kişilerin gözaltına alman kişilerden olmadığım,
Bu CD.yi kendisinin hazırladığını ancak, CD. deki bilgilerle MUZAFFER ŞENOCAK' ı şikayet etmeyi düşündüğünü, Orduda görevli olduğunu düşünerek korktuğu için MUZAFFER TEKİN ' e gittiklerini, MUZAFFER' in de özel kuvvetlerden olduğunu bildiğinden komutanlarına ulaşabilir diye düşündüğünü, para konusunu konuşmadıklarını, kendisinin CD.lerin içeriğine daha önceden baktığını, bu konuda da şikayet edeceğini, ancak korktuğu için şikayet edemediğini, CD. leri MUZAFFER ŞENOCAK' m evine bıraktığı eşyalar içerisinde bulduğunu, diğer şahıslan tanımadığını, örgüt üyesi olmadığını, meslekten aynlan bir polis olduğunu beyan etmiştir.
c-Elde edilen deliller
Tahkikat devam ettiği sırada;
18.09.2007 günü saat: 17.00 sıralarında Emniyet Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılmakta olan 636 12 15 numaralı telefonu arayan bir erkek şahsın bir ihbarda bulunacağını beyan etmesi üzerine alman ihbarında;
"Ümraniye bombaları ile ilgili yakalanan Aydın YUKSEK'in, yeğeni Fatih isimli şahsa yakalanması halinde ağabeyi Fikret YÜKSEK'e verilmek üzere siyah bir bont çanta bıraktığını, Fikret YUKSEK'in bildiği kadarı ile Fatih'de polis olarak çalıştığını, Aydın YUKSEK'in yakalanmasından sonra bu çantayı Fatih'in Fikret YUKSEK'e bıraktığını, Fikret YÜKSEK ise bu çantayı Okmeydanı Piyale Paşa Mahallesi Ulaş 1 Sokak No: 18 Kat:4 veya 5 sayılı yerde ikamet eden ablasının km İlknur FINDIK'a bıraktığını kendisinin ilknur'un evinde bu çantayı gördüğünü, bu çanta içerisinde tahmini 20 adet CD, 1 veya 2 adet silah 1 adet el bombası ve bazı dokümanları gördüğünü, CD 'lein bir kısmının şifreli olduğunu, Fikret YUKSEK'in bunları açmaya çalıştığını, açamadığını imha ettiğini, ilknur FINDIK'in çevresine bu çantadan bahsetmesine binaen Fikret YUKSEK'in bu çantayı Giresun iline İlknur FINDIK'ın babasına göndermeyi düşündüğünü ancak gönderip göndermediğini bilmediğini, Fikret YUKSEK'in ilknur FINDIK'a bu konular üzerinde konuşmaması yönünde telkinde bulunduğu hatta para verdiğini, korktuğu için kimliğini açıklamak istemediğini" beyan etmesi üzerine.
Arif GEDİK'in, Giresun ili Merkez Kavaklar Mahallesi Kanberli Sokak No:40/A D:3 sayılı adreste bulunan ikametinde 20.09.2007 günü yapılan aramada;
1-adet 7.65 çaplı Browning marka tabanca, tabancaya ait (1) adet şarjör, (4) adet 7.65 çaplı fişek, (1) adet el çantası, çanta içerisinde (2) adet ahşap kaplı şarjör, (6) adet CD, (1) adet Aydın YÜKSEK adına teletel kart, (8) adet çeşitli GSM şirketlerine ait sim kart, (1) adet hafıza kartı, (5) parça eski para,
(1) adet 11.10.2003 tarihinden geçerli, Bayburt ili nüfusuna kayıtlı, İzzet-Zikriye oğlu 1967 doğumlu Talip TOK adına düzenlenmiş, TR-0 No: 162737 seri nolu pasaport,
(1) adet O05No:868935 seri numaralı, Antalya ili Akseki ilçesi Yarpuz nüfusuna kayıtlı, Davut-Emine oğlu 1969 Akseki doğumlu Mehmet ÇETİN adına düzenlenmiş Nüfus Cüzdanı,
(1) adet F607801 seri numaralı, Giresun ili Merkez İncegeriş nüfusuna kayıtlı, Ali-Zehra oğlu 1973 Giresun doğumlu Aydın YÜKSEK adına düzenlenmiş B-Sımf Sürücü Belgesi,
(1) adet N631080 seri numaralı, Antalya-Akseki-Yarpuz nüfusuna kayıtlı, Davut-Emine oğlu 1969 Akseki doğumlu Mehmet ÇETİN adına düzenlenmiş B-Sımfı Sürücü Belgesi ile ayrıca,
(21) adet Definecilikle ilgili olduğu anlaşılan El yazması ve Bilgisayar çıktısı notların elde edildiği,
Elde edilen malzemeler ile ilgili olarak yapılan incelemede;
Arif GEDİK'in ikametinden elde edilen çanta içerisindeki (6) adet CD'nin, ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN 'in ikametinden elde edilen (16) nolu CD ile yapılan mukayesesinde, içerikleri itibariyle benzerlikler olduğu ve aynı cdlerin birebir copyalarmm olduğu anlaşılmıştır.
Pasaport sürücü belgesi ve nüafüs cüzdanıyla alakalı olarak alman 25.09.2007 tarihli BLG-2007/7441 sayılı EKSPERTİZ RAPORU'nda,
Talip TOK adına düzenlenmiş TR-O No: 162737 seri nolu pasaport, la alakalı olarak, pasaportun fotoğrafının daha önce aynı yerdeki fotoğrafın sökülmesi sonrası yapıştırılmış olduğu, 19. sayfasındaki daha önceki mevcut pul işleminin sökülmüş ve yerinde olmadığının " tespit edildiği belirtilmiştir.
Mehmet ÇETİN adına düzenlenmiş, nüfus cüzdanının tamamen sahte. Olduğu
716
r\ ' ' r^)
Aydın YÜKSEK adına düzenlenmiş B-Sınıf Sürücü Belgesinin tamamen sahte olduğu,
Mehmet ÇETİN adına düzenlenmiş B-Smıfı Sürücü Belgesinin tamamen sahte olduğu belirtilmiştir.
Şüpheli de ele geçirilen 5 adet tarihi eser olabileceği değerlendirilerek el konulan çeşitli ebatlardaki eski paralar, incelenmek üzere İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğüne gönderilmiş, alman 29.09.2007 tarihli EKSPERTİZ RAPORU'nda, "paralardan (4) adedinin bronz madeninden M.SA.yüzyıla ait Geç Roma sikkesi, (1) adedinin ise yine bronz madeninden Bizans imparatoru I.Justin zamanında Nikomedia'da basılmış sikke olduğu" belirtilerek, söz konusu paralann incelemesi tamamlanana kadar yed-i emin olarak müzelerinde muhafaza edileceği hususunda tanzim edilip eser emanet fişinin gönderildiği ilgili yazılardan anlaşılmıştır.
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Aydın YÜKSEK'in polislikten sahtekarlık suçundan dolayı atıldığı ve Muzaffer ŞENOCAK ile bir müddet iş yaptığı ve daha sonra dolandırıldığından bahisli Mete YALAZANGİL vasıtası ile ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e sözde Aydın YÜKSEK'i şikayet etmek için gittiği, bu sebeple de siyasetçi olan Mete YALAZANGİL'i kullandığı ve kendisinin yazmış olduğu şikayet dilekçesinin de bulunduğu Muzaffer ŞENOCAK'dan aldığım beyan ettiği gizli bilgileri içeren CD'yi ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e verdiğini beyan etmiş ise de; şüphelinin örgüt üyesi olduğu, içeriğini bilmediğini beyan ettiği belgeler ve bir adet silahı saklayarak Giresun'da bulunan ve akrabası olan Fatih KERTİL vasıtası ile İlknur FINDIK'm evine, İlknur FINDIK'm da Giresun'da bulunan babası Arif GEDİK'in evine gönderdiği ve "bana bir şey olursa bu çanta sizde kalsın" şeklinde beyanda bulunduğu, yine çantayı alan şahısların beyanlarına göre çantanın içinde CD'ler ve bir adet silah olduğu, Emniyet Müdürlüğüne 18.09.2007 tarihinde yapılan ihbarda çantada bir adet de bombasının bulunduğu belirtilmiş, bunun üzerine Arif GEDİK'in evinde 20.09.2007 tarihinde yapılan aramalarda bir çok CD ve bir adet ruhsatsız silahın bulunduğu, CD'lerin yapılan incelemesinde ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e verilen CD'deki bilgiler ve askeri gizli bilgilerin farklı farklı CDTere kaydedildiği tespit edilmiştir. Pasaportu üzerinde tahrifat yapılan Talip TOK isimli şahsın 20.11.2007 tarihinde alman ifadesinde, kendisine ait pasaportun şüpheli Aydın Yüksek'e nasıl geçtiği hususunu bilmediğini ve bu şahsı tanımadığını beyan etmiştir.
Adına Kimlik ve sürücü belgesi çıkartılan Mehmet ÇETİN, 23.11.2007 tarihli ifadesinde ise şüpheli Aydın YÜKSEK'i tanımadığını, ehliyet ve kimliğini kaybetmediğini beyan etmiştir.
Arif GEDİK ve İlknur FINDIK hakkında ruhsatsız silah bulundurmak suçu ile alakalı olarak evrak tefrik edilerek Giresun Cumhuriyet Başsavcılığına görevsizlik karan ile gönderilmiştir.
Şüphelinin Muzaffer TEKİN yakalandıktan sonra aynı CD'lerin Devlete ait gizli CD'lerin ve ruhsatsız tabanca ve tarihi eserler bulunan çantasını gizlemek amacıyla Giresun'daki akrabalanna gönderdiği, böylelikle suç unsurlannı gizlemeye çalıştığı, çantada çıkan tarihi eserler ile ilgili olarak İstanbul Arkeoloji Müze Müdürlüğü'nün 8 Ekim 2007 tarih, 2007/2361 sayılı raporuna göre söz konusu sikkelerin 2863 sayılı kültür ve tabiat varlıklannı koruma kanunu kapsamında tarihi eser olduğu bildirilmiştir.
Şüphelinin polislikten atılmış olması, ERGENEKON terör örgütünün de Emniyete sızılması şeklindeki Devletin Yeniden Yapılanması dokümanında bulunan stratejileri, ERGENEKON dokümanında belirtilen Sistemle barışık olmayanların ERGENEKON TERÖR
ÖRGÜTÜ'ne üye olarak seçilmeleri, ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in de bu tür insanlarla ilişki kurup insanları etrafına toplaması, ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN tutuklandıktan sonra Mete YALAZANGİL'in talimatı ile gelip savcılığa teslim olmak istediğini beyan ettiği, ancak görevlilerce elinde ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'deki gizli CD olduğu halde yakalandığı, Giresun'da bulunan belgeler içinde şüpheliye ait sahte sürücü belgesinin olduğu ve yine sahte pasaport ve kimlik belgeleri ile ruhsatsız tabanca bulundurmak ve izinsiz tarihi eser bulundurmak suçlarını işlediği,
Şüpheli Aydın YÜKSEK'in ERGENEKON örgütünün üyesi olduğu ve devlete ait gizli bilgileri temin edip ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e vermek suretiyle amacı dışında kullandığı anlaşıldığından;
Şüphelinin eylemlerine uyan TCK' nun 314/2, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 204 326/1, 327 ve 2863 Sayılı Kanunun 73. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
20-ŞÜPHELİ MUZAFFER ŞENOCAK: a-Emniyet beyanında ;
"1968 yılında Trabzon ili Çaykara ilçesinde doğduğunu, ilk orta ve lise tahsilini Bursa ilinde yaptığını, 1988 yılında liseden mezun olduğunu, 1989 yılında askere gittiğini, Ankara Harita Genel Komutanlığından 1991 yılında teskere aldığını, asker dönüşü tekrar babası Hüseyin ŞENOCAK ile birlikte yaklaşık 1 yıl kadar Nalburiye işi yaptığını, 1992 yılında Nezahat GÜROL isimli bayanla evlendiğini, bu evlilikten iki çocuğunun olduğunu, 1991-1993 yılları arası Bursa'da okul kantinciliği yaptığını, 1994 yılında Bursa'da cafe çalıştırdığını, 1996 yılında eşinden boşandığını, yine ağabeylerinin yanına Tuğkan şirketinde çalışmaya gittiğini, 1998 yılına kadar bu işi yaptığını, 2000 yılına kadar tekstil işi yaptığını, 2000-2004 yılları arasında dış ticaret işi yaptığını, 2005 yılı ortalarında Ankara iline gittiğini, Odak Güvenlik ve inşaat şirketinde inşaat bölümünde alım satım işlerini takip ettiğini, 2006 yılında ticaret amaçlı Afrika Kıtası Batı Afrika Gambia Ülkesine gittiğini, o tarihten bu güne kadar gidiş gelişleri olduğunu, aynı anne ve babadan olma 4 kardeş olduklarım,
1995 yılında Bursa; Emniyet Müdürlüğünden pasaport aldığını, bu pasaportu ile 1995 yılında Avrupa Karate Şampiyonasına katılmak amacı ile Romanya ülkesine gittiğini, 2005-2007yıllarında 5-6 kez Afrika 'ya iş dolayısı ile gittiğini, inşaat malzemeleri ve medikal satışı yaptığını, illegal olarak yurt dışına çıkmadığını,
Ayşe ŞENOCAK'in kendisiyle evlenecek olduğu kız arkadaşı olduğunu, bu renkli nüfus cüzdanı fotokopisini bilgisayarda evleneceği kızın soyadının bu olacağından dolayı görmesi için bu şekilde düzenlediğini, Ayşe 'nin asıl soyadının ELVEREN olduğunu, Bursa 'da reklam tasarım işleriyle uğraştığını, 37 yaşlarında olduğunu, bu nüfus cüzdanını yakın bir zamanda yaptığını, bu nüfus cüzdanı renkli fotokopi örneğini bilgisayarda paint programında yaptığını, herhangi bir yerde kullanmadığını, espiri maksadı ile yaptığını,
Mehmet ÇETİN adına düzenlenmiş nüfus cüzdanı ve (b) sınıfı sürücü belgesini Aydın YÜKSEK'in sahte olarak kullandığını, Nüfus cüzdanı ve sürücü belgesinin üzerindeki fotoğrafların Aydın YÜKSEK'e ait olduğunu, bu nüfus cüzdanı ve sürücü belgesini kendisinin yapmadığını, Aydın YÜKSEK nüfus cüzdanı ve sürücü belgesinin fotokopilerini çektirirken birer fotokopide kendisinin aldığını, Almasının nedeninin Aydın YÜKSEK'in kendisine kendisinin söylediği isimler çelişkili olduğunu, birbirine uymadığını, bu nedenle bunları aldığını, Mehmet ÇETİN 'i tanımadığını, Aydın YÜKSEKln kendisine "ben aranıyorum bu nedenle ben sahte kimlik kullanıyorum " dediğini, 2006 yılında Murat KALEBURUN isimli
arkadaşıyla Şişli 'de bir pastanede buluşmaya gittiğinde yanında Aydın YÜKSEK'in olduğunu,Murat vasıtası ile bu şahısla tanıştığını, Aydın YÜKSEK'in kendisini polislikten ayrıldığını veiş takibi yaptığını kredi işleri ve ihale işleri takip eden bir kişi olarak tanıttığını, butanışmadan sonra birbirlerine telefonlarını verdiklerini, görüşmelerinin bu şeklidebaşladığını, Bursa'dan İstanbul'a Afrikalı arkadaşı Sanna JALLOJV'u görmeye geldiğindeAydın YÜKSEK ile buluştuklarını, her İstanbul'a gelişinde Aydın YÜKSEK'in evinde kalmayabaşladığını, ...........
Hayati BİLİR'i Aydın YÜKSEK vasıtası ile Aydın YÜKSEK'i tanıdığı dönemlerde tanıştığını, bu şahıs Ankara ilinde tekstil işi yapmakta olduğunu, kimlik fotokopisi Hayati BILIR'in istanbul vakıflar bankasında hesap açtıracağını, kimliğini kendisine verdiğini, fotokopi çektirmesini istediğini, bu olaydan sonra buluşamadıklannı, fotokopi ve kimliğin üzerinde kaldığını, kimliği bilahere verdiğini, ancak fotokopiyi üzerinde unuttuğunu, vermek fırsatı olmadığını, hayati istanbul'a sık sık ticaret yaptığından dolayı geldiğini,
KHALED AL-KASSIH JVALID 'in Afrika 'da kendilerinin yemek yediği Restoran 'in pastane bölümünün müdürü olduğunu, Türk olduklarını bildiği ve Türkiye'de çalışmak istediğinden dolayı Türkiye'de Dış İşleri Bakanlığına kendisinin gelmesinde herhangi bir sakınca olup olmasını öğrenmek için pasaportunun fotokopisini kargo ile gönderdiğini, çünkü kendisi Lübnan asıllı olduğunu, kendilerinin de Senegal'de bulunduklarını, Türkiye'de
onun işlemlerini kolaylaştırmak için bu pasaportun fotokopisini aldığını, ...........
Bir emlakçının vasıtası ile tanıdığı Musa YARGIN'ın kendisiyle İstanbul'da diyalog kurup Afrika'da zırhlı araç işi yapmak istediğini söylediğini, kendisinin zırhlı araç işi yaptığını bildiğini, daha sonra gittikleri Zeytinburnu ilçesinde Aksaray Otoya gittiğini, yanımda Aydın YÜKSEK ve Murat KALEBURUN'un olduğunu, burada bu şahsın tesadüfen adı geçtiğini, kendisinin de bu ismi tanıdığını ve görüştüğünü söylediğini, Aksaray otonun sahibide bu adamın dolandırıcı olduğunu şahsa ait bu bilgilerin kendisinde olduğunu ve kendisine fotokopisini verebileceğini söylediğini, kendisinin de aldığını, Durumun bundan ibaret olduğunu, Musa Sami TAŞTAN'da aynı kişi olduğunu, bu şahsı Musa Sami TAŞTAN olarak tanıdığını, şahısla çalışmaması konusunda kendisini uyardıklarını,
Hasan SAĞLIK'in beraber çalıştığı iş arkadaşı olduğunu, Dış ticaret işleriyaptığını, bu arkadaşına uçak seyahati sırasında oynadığı uçak bileti totosuna yirmi birmilyon üç yüz bin euro para ödülü çıktığını, bu ödülü almak için Hasan SAĞLIK ileBursa 'da Organize Sanayi Vakıflar bankasında hesap açtırdıklarını, banka hesap numarasınıve pasaportun fotokopisini ispanya 'da bulunan loto şirketine faksladıklarını, bu nedenle bufotokopilerin kaldığını, ..........
Kendisinin unutmamak için e-mail şifrelerini banka hesap şifreleri ve telefonşifreleri ile kendisine ait olan özel bilgiler için not aldığı şifreler olduğunu, ..................
Bu şahısların hepsini tanıdığını, şahısları Ankara 'da Odak Güvenlik isimli şirkette çalışan insanlar olduğunu, burada isimleri geçenlerden Orhan (YRB), Şamil (BINB) Odak Güvenlik şirketinin kurucularından olduğunu, Hazma (YZB) isimli şahıs ise bu şirkete dışardan iş bularak destek vermekte olduğunu, Selamettin GÜL Afrika 'da organik gübre ve halen Malezya 'da çelik kapı işi yaptığını, Afrika 'da bulunduğu sıralarda bu şahsın organik gübre işlerini takip ettiğini, Malezya'ya gittikten sonra görüşemedikleri için işinin yarım kaldığını, bir daha görüşemediğini, Hacı NİZAM Ankara ilinde dış ticaret işi yapan bir şahıs olduğunu, bu şahısla 2004 yılından beri tanıştığını, Ankara 'da iş ortamında tanıştıklarını, Mustafa (BNB) Mustafa TEMİZ binbaşı olduğunu, Jandarmadan emekli olduğunu, kendisinin Bartır işi yaptığını, 2005 yılında atık yağ projesinde Anketrtf'da beraber ortak çalıştıklarını, Şinasi veteriner hekim ekmeklisi olduğunu, Antalya da yaptıkları kooperatifi devir almak için
görüştüğü kişi olduğunu, bu devir alma işinde aracı olarak bulunacağını, inşaat şirketi olanamarjinal gruba satacağını, Marjinal grup Suudi Arabistan'da inşaat sektöründe çalışanbüyük bir firma olduğunu, bu notu yazmasının sebebinin odak isimli güvenlik şirketindenayrılıp Afrika'ya gitme kararı vermesinden dolayı Türkiye'de yarım kalan işlerini notetmesinden dolayı olduğunu, Odak Güvenlik isimli şirketin asıl sahiplerinin Orhan abi veFikret Şamil EMEK isimli emekli binbaşı olduğunu, ........
Ankara'da Odak Güvenlik Ofisinde bulunan ve kendisine hatıra olarak verilenplaket olduğunu, Odak Güvenlik Şirketinde çalıştığı sırada burada çok sayıda bulunan buplaketin kendisine verildiğini, kendisinin de hatıra olsun diye Bursa'da bulunan evinebıraktığını, ..........
Selami GUL'ün organik gübre yapan ve satan kişi olduğunu, bu şahısla Odak Güvenlik şirketinde tanıştığını, bu şahsın Zonguldak lı olduğunu, Zonguldak bölgesinde EM ve Atık Yağ Projesini yapacağını,. EM projesi çöp öğüten bakteri projesi olduğunu, Haritanın ortasında yapıştırılmış yer Odak Güvenlik Şirketinin bulunduğu yer olduğunu, Ahmet KURTOGLU Ege ve Akdeniz bölgesinde Em ve Atık Yağ Projesinden sorumlu kişi olduğunu, harita üzerindeki işaretlemeler iş bölümü yapmak amacıyla yapılan yapmış olduğu işaretler olduğunu,
Kendisine gösterilmiş olan bir adet A4 kağıdı büyüklüğünde asetat kağıdı üzerinde Secturıty nato response force başlıklı kendi adına tanzim edilmiş fotoğraflı çıkartma kendisinin Afrika'da bulunduğu sırada oradaki kurslara katılmak maksadıyla yaptırmaya çalıştığı ve yaptırmadığı bir kimlik giriş belgesi olduğunu, kursa siviller katılamadığından kursa katılmak istediğinden dolayı kabul görmediğini, hazırlanan kimlik olmadığını, bu kimliği orada polislik yapan Lamin STAR isimli şahsa para karşılığında kursa katılmak için yaptıracağını,
Ali Bülent AGILONU'nün Ukrayna 'da bulunan Tuyaş isimli genel ticaret yapan şirketin kurucularından olduğunu, Afrika 'ya gelmek istediğinden dolayı kendisine Afrika 'daki Gambia hükümetinden davet yazısını alabilmek için kendisine vermiş olduğu pasaport fotokopisi olduğunu, Ali Bülent AGILONU emekli deniz yarbayı olduğunu, Yeşil pasaporta sahip olduğunu, Kendisinin devlet erkanı ile karşılanması için davet yazısı almak için olduğunu,
Okay OZÇELIK'in Bursa ilinde medikal malzeme satışı yaptığını, Afrika 'da birlikte medikal işi yaptıklarını, çok eski tanıdığı olduğunu, Afrika 'da iş yaparken samimi olduklarını, Okay OZÇELIK adına Jandarma Güvenlik Soruşturması Ve Arşiv Araştırması Formunu Afrika'da kendisinin yaptığını, bu şahıs ile aralarındaki iş ilişkisi bozulunca bu formu yaptığını, herhangi bir maksatla yapmadığını, bu formu internetten indirdiğini, O forma Jandarma 'nın logosunu yapıştırdığını,
Sinem GUNDOGAN ve Ece ŞAKACI isimli şahıslarda Bursa ilinde medikalcilik yaptıklarını, Okay OZÇELIK'in arkadaşları olduğunu, bu üç şahsın kendisine cephe alarak aralarındaki iş ilişkisini bozulduğunu, yukarıda belirttiği gibi Sinem GUNDOGAN ve Ece ŞAKACI isimli şahıslara da Jandarmaya ait formu hazırladığını, herhangi bir maksadının olmadığını,
Mustafa KARBEYA 'in Ankara ilinde Botaş Baş Müfettişi olarak çalıştığını, kendisi ile birlikte ticaret şirketi açacağını, ama kendisi resmi görevli olduğu için sonradan kendisi vazgeçtiğini, işin yarım kaldığını, bu nüfus cüzdan örneği bu nedenle kendisinde kaldığını,
Deniz OZÇELIK'in Okay OZÇELIK'in eşi olduğunu, Aslıhan DAGLAR'ın Ankara ilinde medikal işi yaptığını, kendisi beyin ameliyatı geçirdiğinden dolayı Afrika'ya gelemediğini, Cemil SARIYAR'ın medikal işi yaptığını, bu şahısların hepsi Okay OZÇELIK'in arkadaşları olduğunu, Deniz ÖZÇELİK, Ece ŞAKACÎ, Okay OZÇELIK, Aslıhan DAĞLAR,
Sinem GÜNDOĞAN ve Cemil SARIYAR'ın nüfus cüzdanları fotokopilerinin kendisinde bulunma sebebinin bu şahısların Türkiye 'den Afrika 'ya gelebilmeleri için uçak biletleri vize işlemleri ve davetiyelerinin için aldığı fotokopiler olduğunu,
Bu tapu fotokopilerinin hepsinin kendisinin bulunma sebebinin bu şahıslara ait olan yerlerin satılmasında aracı olacağından dolayı aldığı fotokopilerden olduğunu, izmir iline en son tarihten iki ay kadar önce gittiğini, bu satışlarda aracılık yapamadığını, Fiyatların uyuşmadığından dolayı satışların gerçekleşmediğini,
Bu mektubu 2007 yılı içersinde Afrika'dan yazdığını, bu mektuptaki konuların çoğunun kendisinin abartmış olduğu konulardan ibaret olduğunu, gelen işlerin durumlarına göre orta doğudaki ve savaş bölgelerindeki ihtiyaç ve talepler konusunda uzmanlaştığını, çeşitli işlerde fizibilite projesi hazırlar ve ilgili şirketlere verdiğini, örneğin Irak'ta şeker fabrikası, Afganistan 'da ekmek fırını gibi projelerinin olduğunu,
Kız arkadaşı AYŞE ELVREN beyanında "Fatih ŞAHİN isimli şahıs ile birlikte 2005 yılı Aralık ayında ofisine geldiğinizi, zaman içerisinde birbirinizden hoşlandığınızı, erkek arkadaşı olduğunuzu, kendinizin askeriyede yüzbaşı olduğunuzu, eşinizden ayrı olduğunuzu, 2006 yılı içerisinde işinizden uzaklaştırıldığınızı, mahkemenizin olduğunu,
tanıştığı süre içerisinde sizin göreviniz gereği Afrika'ya gidip geldiğinizi........................... " Beyanıyla
alakalı olarak
Ayşe ELVEREN'i tanıdığını, kız arkadaşı, aynı zamanda evleneceği bayan olduğunu, Ayşe ELVEREN'in kendisi hakkında vermiş olduğu bilgilerin yanlış olduğunu, 2005 yılında bu bayanın ofisine gittiğinin doğru olduğunu, ancak kendisini yüzbaşı olarak tanıtmadığını, Ankara 'da Güvenlik şirketinde çalıştığını ve Afrika 'da iş yaptığını söylediğini, kendisini yanlış anlamış olabileceğini, Fatih ŞAHIN'in 15 senelik arkadaşı olduğunu, bu şahsın kendisini Ayşe ELVEREN ile tanıştırdığını,
NEZAHAT ŞENOCAK beyanında".............. 1985 yıllarında babası eşime birlikte
çalışalım dedi ve birlikte inşaat malzemeleri satış işini yapmaya başladılar......................... 2002 veya
2003 yılında eşim kendi isteği ile ayrıldı. Sonra Ankara'ya gitti. İki yıl sonra Afrika'ya gitti, 2 yıl kadar orada kaldı, orada ne yaptığını bilmiyorum, tarihten 4 ay kadar önce Afrika'dan
geldi........................................................................ bir ara bana Özel Kuvvetlere girdiğini
söylemişti ile ilgili,
Nezahat ŞENOCAK'in eski eşi olduğunu, kendisi hakkındaki beyanları doğru olduğunu, Afrika 'da bulunduğu süre içersinde orada paralı askerlik birimlerine girmek için başvuruda bulunduğunu,
Bu cd'de yer alan 5 dosyadan Muzaffer ŞENOCAK'ın dosya ile Is Dos isimli dosyaların kendisine ait olduğunu, Diğer dosyaların Aydın YÜKSEK'in kendi oluşturmuş olduğu dosyalar olduğunu, bu Cd'yi oluşturma tarihli 28.12.2006 olduğunu, bu tarihte Afrika 'da bulunduğunu, dosyayı oluşturmasının nedeninin tehdit unsuru olarak kendisine karşı kullanmak olduğunu, şahısla aralarında ticaretten dolayı kendisini borçlu olarak göstererek borcunu almak için daha önce ailesine baskı yaparak 250 bin dolar istediğini, Ailesinde böyle bir borcun olmadığını öğrendiğinde Aydın YÜKSEK'in farklı yollara başvurarak bu cd'yi oluşturup baskı kurmak amacı ile Muzaffer TEKİN 'e vermiş olabileceğinin ortaya çıktığını, bu cd'yi daha önceden görmediğini, burada gördüğünü, IS Dos dosyası içersinde Ankarada yaptığı işlerin dokümanları bulunduğunu, Muzaffer ŞENOCAK isimli dosyada ise Aydın YÜKSEK'in kız arkadaşı Leyla'nın kendi kız arkadaşı Ayşe ELVEREN'in kendi arkadaşı Hasan SAĞLIK ve Afrika 'lı iş arkadaşı Sanna JALLOJV'a ait fotoğraflar bulunduğunu, Muzo Ask. ist. İsimli dosyayı Aydın YÜKSEK'in oluşturduğunu, bu dosyanın içeriğinin kendisinde olup olmadığını bilmediğini, Odak Güvenlik isimli iş yerinden masanın üzerinden kendi eşyalarını alırke^Jmnşm^ olabileceğini, içeriğini bilmediğini, bu cd'nin odak güvenlik şirketinin kurucularının aske\hemeklisi olmalarından dolaya karışmış olabileceğini düşündüğünü, çünkü'jfud^şpm^üs^kf^mında belirttiği gibi

Odak Güvenlik isimli şirketin kurucuları Orhan ahi ve Fikret Şamil EMEK isimli emekli subaylar olduğunu, yine belirttiği Afrika'ya gitmek için işyerinden eşyalarını topladığı zaman bu disket orada eşyalarının arasına karışmış olabileceğini, ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN'i tanımadığını, bu Cd'yi kendisinin vermediğini, bu Cd'yi Aydın YÜKSEK'in verdiğini, kendi bilgisayarında oluşturup ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN 'e verdiğini, Aydın YÜKSEK'in ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN 'i tanıyıp tanımadığını bilmediğini, Sanna JALLOJV isimli şahsın kendi arkadaşı olduğunu, ancak bu isimli dosya hakkında kendisinin bilgisinin olmadığını, birçok gizli ibareli çeşitli word dosyaları hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını,
AYDIN YÜKSEK'i tanıdığını, ifadenin üst kısımlarında şahısla olan ilişkisini anlattığını,
b-Savcılık ifadesinde Şüpheli MUZAFFER ŞENOCAK;
Emniyette ayrıntılı ifade verdiğini ve her şeyi anlattığını, AYDIN YÜKSEK ' i tanıdığını, diğer şahısları tanımadığını,
Bursa'daki evinde ele geçirilen dinamit lokumu ve fitili 12 Kasım depreminde kurtarma çalışmalan sırasında bulduğunu, o günden beri de evinde bulunduğunu, Jammer cihazının telefon görüşmelerini engellemek için satışına aracılık ettiği bir cihaz olduğunu, kendisinde yakalananın demo olduğunu,
MURAT KARABURUN ile Afrika' da beraber olduklarını, şu anda nerede olduğunu bilmediğini, hiç bir yerde Apo' yu getiren ekipte olduğunu, özel kuvvetlerden olduğunu söylemediğini ve bu şeklinde bir görüşme yapmadığını, kesinlikle kendisini dolandırmadığını, Afrika'ya iş için gittiğini, 3 senedir orada olduğunu, Afrika' dan zaman zaman geliş gidiş yaptığını, inşaat, medikal malzemelerini karşılıklı götürme işini yaptıklarını, SANA JALLOW un Afrika' daki ortağı olduğunu, Afrika' da iş için görüşmeler yaptıklarını, ancak bu konuda kimseyi dolandırmadığını, AYDIN YÜKSEK' in kendisinin gelip kendileriyle ortak olmak istediğini, Aydın YÜKSEK' in iki tane uçak bileti aldığını, 1000 $ ve 1000 EURO olarak bir bedel ödediğini, bunun dışında her hangi bir para vermediğini, kendisi Afrika' da iken ailesinden 250.000 $ para istediğini öğrendiğini,
AYDIN' in üzerinde ele geçirilen CD' deki bilgileri tam olarak bilmediğini, ancak o resimlerdeki şahsın kendisi olduğunu, Muzo dosyalar klasöründeki ismin de kendisine ait olduğunu, MUZAFFER ŞENOCAK' m kendisi olduğunu,
Üzerinde çıkan A4 kağıdında yazılmış Marjinal grup yazılı kağıdın arkasındaki isimlerin de bir dönem Ankara' da Odak güvenlik şirketinde çalıştığı esnada tanıdığı kişiler olduğunu, yapılan iş programının dökümü olduğunu,
ŞAMİL Binbaşı' nın özel kuvvetlerden ayrılmış biri olduğunu, onların yanından ayrıldığında kendisine özel kuvvetlere ait plaket verdiğini,
Afrika' ya gitmeden önce veya gittiği dönemlerde AYDIN YÜKSEK' in evinde 1 ay kadar kaldığını, orada bir kısım kıyafetlerini bıraktığını, bu arada ŞAMİL binbaşının bilgisayarlarını tamir ederken bazı dosyalan ve kendisine ait dosyalan şirketin bilgisayanndan aktardığını, bu aktardığı dosyalann içinde kendisine ait olan iş dosyalan olan üre, demir, hurda, inşaat vb. dosyalann bulunduğunu, Genel Kurmay' a ilişkin gizli bilgilerin bulunduğu CD.' deki dosyalardan ikisinin kendisine ait olduğunu, diğer dosyalan AYDIN' m oluşturma ihtimalinin muhtemel olduğunu, çünkü CD' nin oluşturulduğu tarihte kendisinin Afrika' da olduğunu, Ocak 2007 'de Afrika' dan geldiğini, CD' nin oluşturulma tarihinin 28.12.2006 tarihli olduğunu emniyette öğrendiğini, ancak Ankara' dan ayrılırken askeriyeden emekli olan ŞAMİL binbaşı ve ORHAN isimli şahıslann CD' lerinden de kanşmış olabileceğini düşündüğünü, CD' lerin içeriğini burada öğrendiğini, şirkete- ait bilgisayara herkesin iş
dosyalarını yazdığını, virüs girince kendisinin dosyaların tamamım kopyaladığını, ancak içeriğine bakmadığı için bu dosyaların olup olmadığını bilmediğini, sadece kendisine ait dosyalan bildiğini,
Evinde bulunan saniyeli fitil ve dinamit lokum parçasını depremde bulduğunu, Evinde bulunan boş kovanın içindeki notta ne yazdığını bilmediğini, Afrika' da iken eşine ve birlikte olduğu kız arkadaşına yazdığı mektuplardan kendisinin değişik işler ve özel işler yaptığını abartmak için anlattığım, onlann kendisine bağımlı kalmalarım sağlamak için o mektuplan yazdığını, yoksa özel ve gayri resmi işlere girmediğini beyan etmiştir.
c-Elde edilen deliler;
, Şüphelinin Bursa Osmangazi Hacıilyas Mahallesi Uluyol Tan Sokak Güzeller İş Merkezi Kat:3/23 adresinde Bursa Emniyet Müdürlüğü görevlilerince yapılan aramada;
(A)- (1) adet san koli bandına sanlı vaziyette içerisinde,
(1) adet "GOLDEN 14 KARAT MADE İN GERMANY"
(1) adet "GOLDEN 21.6 KARAT MADE İN GERMANY"
(1) adet "GOLDEN 18 KARAT MADEİN GERMANY" ibareleri yazılı küçük
tüplerde sıvı madde olduğu (bir tanesinin yanında siyah taşa benzeyen madde)
(B)- (1) adet kısa Marlboro sigara paketinin içerisinde "SC 11 PACKAGE
JAMMER" ibaresi yazılı elektronik cihaz,
(1) adet üzerinde ORA ibaresi bulunan siyah renkli deri el çantasınıniçerisinde;
(2) adet PHİLİPS marka 1,5 voltluk AA ebadında kalem pil,(C)- (1) adet küçük poşetin içerisinde 1 adet 13 cm civannda fitil,
(1) adet san koli bandına sanlı üzerinde mavi renkli yazılarla mak Nobel kimya sanayi kara/turkey ulite ibaresi yazılı kesik poşet içerisinde gri renkli yaklaşık 40-50 gram civannda madde, elde edilildiği,
Elde edilen malzemelerle alakalı olarak Bomba İmha ve İnceleme Şube Müdürlüğünün 17.12.2007 tarih ve (921-1115) sayılı yazısı İnceleme Raporunda;
"patlayıcı ve yakıcı maddelerden olduğu İncelemesi ve açıklaması yapılan bulgu ve delillerin belli bir düzenek içerisinde bir araya getirilerek el yapısı bir bomba yapılabileceği, ateşleme sisteminin fitil ateşlemeli el yapımı bomba yapılabileceği, Söz konusu materyallerin belli bir düzenek içerisinde hazırlanıp kullanıldığında canlılar üzerinde öldürücü, yaralayıcı cansızlar üzerinde ise yakıcı, yıkıcı, tahrip edici özelliğe sahip olduğundan TCK'nun 174.maddeleri kapsamında mütalaa edileceği kanaatindeyiz" şeklinde belirtildiği aynca, bu tür patlayıcı maddelerin adli emanet ve benzeri depolarda bulundurulması ve saklanması sakıncalı olduğundan imha edilmeleri gerekmektedir. Denildiğinden alman mahkeme kararlanna istinaden 27 .12.2007 tarihinde Fikret EMEKten elde edilen patlayıcalarla birlikte imha edildiği.
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Muzaffer ŞENOCAK'da ele geçirilen belgelere bakıldığında şüphelinin kendisini Özel Kuvvetler elemanı olarak göstermeye çalıştığı, şüpheli de birçok nüfus cüzdanı, pasaport sureti ve çeşitli belgelerin bulunduğu, yine şüphelide birçok tapu fotokopisinin olduğu, şüphelide bulunan Özel Kuvvetlere ait plaketi, kişilerle olan özel ilişkilerinde kullandığı, bazı kişilere ait güvenlik araştırma bilgilerinin bulunduğu, şüphelinin sahte kimlik belgeleri hazırladığı, şüphelinin Fikret EMEK ile irtibatı kuran şahıs olduğu, şüpheli Fikret EMEK'in şirketinde bir süre çalıştığı ve Odak Güvenlik Şirketinin kuruluşunda ortak olduğu. Musa YARGIN isimli şahsın nüfus cüzdanı"ve- şahıs hakkında "biyografi" başlıklı ve "son derece tehlikelidir" şeklinde biten yazı ve GBT bilgilerinin bulunduğu, kız
arkadaşı Ayşe ELVEREN'i Ayşe ŞENOCAK olarak gösteren kimlik yapıp bilgisayarında bulunduğu ve ifadelerinde askeri gizli bilgilerin bulunduğu 16 numaralı CD'yi Odak Güvenlik Şirketinde çalıştığı sırada masanın üstündeki CD'lerden karışmış olduğunu beyan etmiş ise de; şüpheli Aydın YÜKSEK'in evinde kaldığı sürede muhtemelen bu CD'leri Aydın YÜKSEK'e verdiği, Aydın YÜKSEK'in de CD'leri şüpheli Mete YALAZANGİL vasıtası ile ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e götürdüğü, şüphelinin örgütün silahlı kanadını temsil eden ve bir çok silah ve mühimmatı evinde gizleyen şüpheli Fikret EMEK ile ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN arasında irtibatı Mete YALAZANGİL ile sağladığı,
Şüpheli Muzaffer ŞENOCAK'm ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu, kendisini derin devlet ve özel kuvvetler komutanlığında görevli olarak tanıttığı, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN hem yurt içi hem de yurt dışı faaliyetlerinin bulunduğu, şüpheli yurt dışı faaliyetleri çerçevesinde çeşitli girişimlerde bulunduğu, beyanına göre yurtdışında paralı askerlik yapmak için çeşitli sahte belgeler yapmaya çalıştığı, devlete ait gizli bilgi ve belgeleri şüpheli Fikret EMEKten alıp amacı amacı dışında kullanarak Aydın YÜKSEK vasıtası ile ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e örgüt hiyerarşisi içerisinde devrettiği, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ve bağlı grupların CD içindeki bilgileri özellikle Süleymaniye'deki Çuval Hadisesini sürekli olarak kullanıp dezenformasyon amaçlı olarak kullandıkları, ayrıca patlayıcı madde bulundurduğu anlaşıldığından,
Şüpheli Muzaffer ŞENOCAK'm üzerine atılı eylemleri nedeniyle, TCK'nun
314/2, 174/1-2 ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 4-5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 326/1, 327. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.
21-ŞÜPHELİ FİKRET EMEK: a-Emniyet ifadesinde,
"1963 yılında Emirdağ ilçesinde doğduğunu, ilk orta ve lise tahsilini Emirdağ ilçesinde yaptığını, 1980 yılında Kara Harp Okuluna girdiğini, 1985 yılında teğmen rütbesi ile görev yaptığını, 1985-1986 yılında Tuzla piyade okulunda görev yaptığını, 1986-1989 yılında Edirne Keşan'da 1989-1991 Kıbrıs Güngör Komando Taburu 1991-1993 Urfa Siverek -Midyat Komando Alayında, 1993-1994 Özel Kuvvetler Komutanlığı 2.Alay Tim Komutanı, 1994-1995 Özel Kuvvetler 3.Alay Tabur Komutanlığı Vekilliği 1995 yılında Kuzey Irak Dönüşü Cudi dağında Nisan ayında çatışmada göğsümden aldığı merminin parçalanması sonucu iç organlarının hasar gördüğünü, yaralanması sonucu akciğer, mide mide altı ağort karaciğer böbrek üstü bezleri pankreas ağır hasar gördüğünü, 1,5 yıla yakın hastanede yattığını, bu sırada çeşitli ameliyatlar geçirdiğini, pankreasının kalınbağırsağının direk bağlı olarak hayatını sürdürdüğünü, hastaneden çıktıktan sonra nekahet devresi hitamı gazi olarak emekli olabileceği halde vatanına hizmet için görevine devam etmeyi düşündüğünü, bunun üzerine 1996-1999 Muğla seferberlik tetkik kurulu bölge başkanlığında çalıştığını, 1999-2001 Kars Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığında çalıştığını, 2001-2004 Genel Kurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı Muharebe Arama Kurtarma (MAK) Alay Komutanlığı istihbarat ve IKK Şube Müdürü olarak Binbaşı rütbesinde görev yaptığını, 24 Ağustos 2004 tarihinde vazife malulü gazi statüsünde ordudan emekli olduğunu, emekli olması nedeniyle yaralanmasından dolayı vücudunda meydana gelen fiziksel eksikliklerin kendisini tam komutan olarak görememe psikolojisinde olması olduğunu, çünkü güney doğuda çalıştığı müddetçe sayısını hatırlayamadığı kadar PKK Terör Örgütü ile yüz yüze çatışmalarda bulunduğunu, onlarca şehit verdiğini, bu fiziksel eksikliğini kendisinde gördüğü için daha fazla göreve devam etme gücünü kendinde bulamadığını, bu dönem içersinde üstün cesaret ve feragat şerit rozetleri, üstün harekat şerit rozetleri ve sayısız takdir ve ödüller
kazandığını, Muğla 'da görev yaptığı dönemde tanıştığı Betül YILDIZ ile 2004 Eylül ayında evlendiğini, emeklilikten sonra Ankara iline yerleştiğini, ODAK inşaat Güvenlik ve Sinerji (Gıda ürünleri üzerine) Ltd.Şti. emekli meslektaşları ile birlikte şirketler kurduğunu, fakat ticari hayatta herhangi bir başarı elde edemediği için şirketlerin ikisini devrettiğini, bir tanesini kapattığını, 2007yılı başlarından beri herhangi bir işle uğraşmadığını, geçimini gazi aylığı ile sağladığını,
1992-1995 yılları arasında, yukarıda bahsettiği gibi ülkenin güney doğu bölgesinde ve Kuzey Irak'ta PKK terör örgütü ile mücadele yaptığı dönemde birçok terörist grupla karşı karşıya geldiklerini, kendisine bahsedilen patlayıcı ve silahları da Kuzey Irak'ta bulunduğu görevlerde teröristlere ait sığınak ve kamplarda ve ölen teröristlerin üzerinden çıkan mühimmat ve silahlar olduğunu, MKE yapımı olan mühimmatlarda yine teröristlerin karakol baskınlarında bir şekilde elde ettiği mühimmatlar olduğunu, Sustalı ve muştada teröristlerin üzerlerinden ve sığınaklarından elde ettiği malzemeler olduğunu, diğer çakı bıçak şeklindeki söylenenlerin piyasadan normal satın aldığı malzemeler olduğunu, Kuzey ırakta teröristlerden elde ettikleri mühimmatların çoğu sığınakların ve teröristlere ait mevzilerin imha edilmesinde kullanıldığını, yanında getirdiği bu malzemeleri yaptığı terörle mücadeleden dolayı biraz hatıra birazda oradaki teröristle mücadele duygusunun verdiği heyecandan dolayı çeşitli zamanlarda parça parça getirdiği malzemeler olduğunu, saydığı malzemelerden susturucu tabanca profesyonel bir yapım olmamakla birlikte el yapımı basit bir susturucu olduğunu, bunu 2002 yılı içersinde Kuzey Irak'ta görevde bulunduğu esnada aldığı bir silah olduğunu, susturucusu da ciddi bir şekilde çalışmadığını, o dönemde deneme yaptığında da normal şiddetli ses çıkardığını, bu malzemeleri dediği gibi o bölgedeki görevin heyecanına yenik düşüp parça parça getirdiği malzemelerden ibaret olduğunu, bu malzemeleri getirmenin nedenlerinden birisi de orduda çalışmasından dolayı aşırı güven duygusu olduğun, bu görev sürecinde adeta kurulu yay gibi olduğunu, etrafındaki herkesten şüphe duyar ve takip ediliyor endişesine kapıldığını, bu saydığı etkenlerin hepside şu an kendisine mantıksız gelen bu malzemeleri biriktirmesine sebep olduğunu, bu malzemeleri kesinlikle hiçbir yerde kullanmadığını, kesinlikle kimseye göstermediğini, yaşlı annesinin zaten kendisine ait eşyaları ne olduğunu ne bilir nede sorduğunu, hatta yaralanma olayından sonra ki süreçte bile bu malzemeleri nelerden ibaret olduğunu unuttuğunu,
Tabanca ordudan aldığı ruhsatı kendi üzerine olan silahlar olduğunu, boş kovanları biriktirmesinin sebebinin de askeriyeden bunları tekrar doldurtup alabilme imkanlarının olduğundan dolayı olduğunu, diğer dolu olan mermileri de ruhsatlı silahına ait mermiler olduğunu, bahsetmiş olduğu uçak savar Mİ 6 ve diğer mermileri güney doğu bölgesinden hatıra olarak vitrine koymak amacı ile bulundurduğun, birer ikişer mermi olduğunu, Yavuz 16 şarjörü yine ruhsatlı olan ordudan aldığı tabancasının şarjörü olduğunu, Ayrıca 200 adet fişek de ruhsatlı tabancasına ait olduğunu,
Yukarıda söylenen isimlerden Muzaffer TEKİN 'i medyada çıkan çeşitli haberlerden dolayı tanıdığını, çünkü kendisi bir dönem ordu mensubu olduğu için bu adamın ilgisini çektiğini, Muzaffer ŞENOCAK'ın ise emekli olmaya karar verdiği yakın bir dönemde sevdiği değer verdiği MAK Alay Komutanı Levent GÖKTAŞ vasıtası ile 2004 yılı başlarında tanıdığını, fakat Levent GÖKTAŞ 'ta şu anda ismini bilmediği başka bir şahsın referansı ile kendisini tanıştırdığını, çünkü kendisinin o dönem emekli olacağını bildiği için "bu uyanık bir çocuk inşaat işlerinden anlıyor ağabeylerinin Bursa'da inşaat işleriyle uğraştığını" söylediğini, kendisine faydalı olabileceğinden dolayı bir dönem denemesini ve duruma göre hareket etmesini söylediğini, kendisinin de o dönemde şirket kurma çalışmalarının sürdüğünü, çeşitli ayak işlerinde bu çocukla birlikte hareket ettiklerini, bu çocuğu şirketin gündelik ayak işlerinde kullandığını, kendisinin bekar olması hasebiyle birkaç kez askeri lojmanlarda evine davet ettiğini, misafir ettiğini, bununla beraberliklewıwp*,.ç,eşitli fasılalarla beş altı ay sürdüğünü, fakat bu beş altı ay sürecinde birlikteliklerinin 10-15 kereyi geçmediğini,
Muzaffer ŞENOCAK'ın "Bursa'ya gidiyorum" diyerek ara sıra ortadan kaybolduğunu, uçuk ticari fikirleri ile yanına gediğini, bu uçuk fikirlerinden dolayı bu şahsa karşı güveninin sarsıldığını, hatta bu dönemde bir keresinde Gambia projesi ile geldiğini, Gambia Devlet Başkanının akrabalarından bir ikisinin tanıdığını, bu ülke ile çok çeşitli ticaret yapılabileceğini kendisinin bu devlet başkanının akrabalarından birisinin Türkiye 'de okuduğu dönemde tanışan bir şahsın aracılığı ile Gambia'ya davet edildiğini söylediğini, ayrıca kendisini Radyestezi yani biyo enerji türü bir uzmanlığı olduğunu söylediğini, fakat uçuk fikirlerinden dolayı bu şahısla ilişkisini 2004 yılı ortalarında noktaladığını, kendisi Gambia 'ya gittikten sonra bir daha görmediğini,
Yine sorulan isimlerden Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü devre arkadaşı olması dolayısı ile tanıdığını, 1987 yılında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile birlikte İsparta Eğirdir Komando Okulunda beraber kurs aldığını, dönemde o bir sakatlık geçirdiği için kursu bitiremeden ayrıldığını, o gündür hiç görmediğini, kendisine gösterilen resimlerin şahısların hiçbirini tanımadığını,
Kendisine okunan (LOBİ) doküman ile ilgili medyadan bazı duyumları olduğunu, ancak vatanına milletine sonuna kadar bağlı olan bir insan olarak asla böyle bir şeyi tasvip etmediğini ve ettirmediğini,
Yukarıda daha önce bahsettiği gibi Muzaffer ŞENOCAK ile tanışma döneminin emekliye ayrılma sürecinde olduğunu, ancak daha emekli olmadığını, bu dönemde MAK'ta istihbarat şube müdürü olarak çalıştığını, görevi icabı bu tür belgelerle haşır neşir olduğunu, bu tür bilgilerin kendisine çeşitli kaynaklardan ihbar şeklinde isimsiz disket ortamında yollandığını, kendilerinde bunların teyidi ile ilgili komutanlarının nezdinde çalışmalar yaptıklarını, bu gelen ihbarlardan bazılarının küfürlü tehdit içerikli bilgilerde olabildiğini, bilginin önem derecesine göre sıralı komutanlarla paylaştığını, ciddiyetsiz olanları elediklerini, dediği gibi kendisinin çalıştığı dönemde eve gelip giderken bu disketleri yanında getirip götürdüğünün olduğunu, bunun sebebinin de istihbaratçı olduğu için mesaisinin bir kısmını dışarıda geçirdiğini, saç sakal bırakabildiğini, haftada bir işyerine gittiği durumlarda olduğunu, bu yüzden çalışmalarını yalnız yaşadığından dolayı eve taşıdığı günlerin olduğunu, bu dönem içersinde evine misafir ettiği Muzaffer ŞENOCAK'ın büyük bir ihtimalle bu disketlerden birisini kopyalamış veya çalmış olabileceğini, kesinlikle herhangi bir işiyle ilgili bilgi ve veriyi hiç kimseye ve kendisine sorulan ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN 'e de kesinlikle vermediğini, bahsedilen Sanna JALLOJV isimli şahsı tanımadığını, Muzaffer ŞENOCAK'ın eski boşandığı eşini düğününe geldiğinden dolayı şahsen tanıdığını, başka herhangi bir yakınını tanımadığını,
Kendisinin Odak Güvenlikteki iş yerine ordu ile ilgili hiçbir done götürmediğini, bırakmadığını, ayrıca Odak Güvenlikte Orhan abi'nin olmadığını, Odak inşaatta Orhan KIRATOGLU isimli emekli binbaşı arkadaşının olduğunu, şimdi düşündüğünde Muzaffer ŞENOCAK'ın büyük bir ihtimalle evine misafir ettiği dönemde evinden çalmış olabileceğini, kesinlikle Muzaffer ŞENOCAK'a veya başka birine orduya ait hiçbir belge ve bilgiyi ne gösterdiğini nede verdiğini,
Yukarıda da bahsettiği gibi istihbarat çalışmaları için çok sık dışarıda bulunduğunu, bekar yaşadığı için ve evinin de askeri lojman olmasından dolayı ofis gibi kullandığını, fakat 2004 teki emeklilik kararından sonra evlilik hazırlıkları ve ev taşınmayla birlikte telaşla bu miyadı geçmiş evrakları imha etmesi gerekirken unutmak kusuru yüzünden evinde kaldığını, bunları evinde bulunmasının herhangi bir kastı ve maksadı olmadığını, bunların sadece unutkanlık kusuruyla bırakılmış malzemeler olup ayrıca bunların gizlilik dereceleri de kendiniz tarafından verilen ara sıra numaraları olmayan evrak kayıt defterine işlenmemiş evraklar olduğunu, bunlardan özel kuvvetlere ait albüm ise takip etmesi gereken subay astsubayın listesi bir nüshası çıkartılıp komutam tarafından kendisine verildiğini, her yıl güncellenir bir önceki yılki özelliğini yitirdiğini, imha edilmesi çerekir yukarıda söylediği
gibi evinde bulunması basit bir ihmalden ibaret olduğunu, yine kendisine gösterilen seksendört (84) sayfalık alevi yapılanması ile ilgili dokümanı internet üzerinden açık kaynaklardantemin edilen bir doküman olduğunu, bu dokümanın istihbarat görevi icabı ilgi duyduğundandolayı okumak için çıkarılmış dokümandan ibaret olduğunu, yoksa içerisindeki bilgilerininteyidi ile ilgili hiçbir çalışma tarafınca yapılmadığını, kendisine gösterilen elle yazılmış nüfuskayıt örneğinin ise yine ihbar yoluyla gelmiş basit bir doküman olduğunu, bu dokümanı golealmayıp hiçbir şekilde çalışma yapmadığını, yine kendisine gösterilen belgenin PKK terörörgütü, DHKP/C, TİKKO, NAKŞİBENDİ ve benzeri grup ve örgütlere yönelik istihbarıbilgiler doğrultusunda yapılan bir çalışma olduğunu, tamamen görevli olduğu süre içersindeyaptığı görevlerden birisi olduğunu, yine kendisine gösterilen dokümanın kendisine bağlıgörevlilerin yapmış olduğu çalışmalarla ilgili raporlar olduğunu, çalışması sırasındaki rutingörevlerden birisi olduğunu, kendisine gösterilen ek bilgi notu başlıklı dokümanıniçersindekilerin tamamen kendisine verilen görevler doğrultusunda yapılan çalışmalarolduğunu, bu çalışmayı hangi birim tarafından hazırlandığını şu an hatırlamadığını, ihbarmaksadıyla gönderilmiş herhangi bir bilgi olabileceğini, yine gösterilen PKK terör örgütününsektör bazındaki finans kaynakları isimli dokümanın ihbar niteliğinde yollanmış bilgilerinderlemesi olduğunu, Pazarcılık, sahte fatura gibi bilgileri içeren dokümanda görev kaynaklıolduğunu, göç Alan Bölgelerde Seçimlerin Değerlendirilmesi Başlıklı Dokümanda yine görevkaynaklı doküman olduğunu, ...........
-(3) adet, Ahmet DOĞAN (Mustafa Emine oğlu 1963 doğumlu) adına tanzim edilmiş Ankara-Keçiören-Aşağı Eğlence Muhtarlığından verilme üzerinde Fikret EMEK'e ait fotoğraf bulunan İkametgah İlmühaberi,
-(1) adet, Ahmet DOĞAN (Mustafa-Emine oğlu 1963 doğumlu) adına tanzim edilmiş üzerinde Fikret EMEK'in fotoğrafı bulunan Nüfus Hüviyet Cüzdanı Sureti fotokopisi,
-(1) adet, Mehmet ALTINSOY (Durmuş-Raziye oğlu 1967 Dutalan doğumlu) adına tanzim edilmiş üzerinde Fikret EMEK'e ait fotoğraf bulunan nüfus cüzdan fotokopisi, tespit edilmiştir, ahmet doğan ve mehmet altmsoy isimli şahıslan tamyormusunuz, tanıyorsanız ilişkilerinizi anlatınız, neden kimlik bilgileri başka bir şahsa ait kendi fotoğrafınızın bulunduğu kimlik fotokopisi bulunduruyorsunuz? ne amaçla bu ikametgah sureti ve nufüs cüzdanını sureti ile nufüs cüzdanı bulundurduğu sorulduğunda;
Bu ikametinde bulunmuş dokümanlarda ismi geçen bahse konu şahısları kesinlikle tanımadığını, Bunların Özel Kuvvetlerin Özel eğitiminde ve kurslarında kullanılan eğitim amaçlı yapılan dokümanlar olduğunu, bunların asılları görev hitamı imha edildiğini, bunlarda imha edilmesi gerekirken örnek olarak yanında tuttuğunu, bunları hiçbir maksatla hiçbir yerde kesinlikle kullanmadığını, kimseye ibraz etmediğini,
-(1) adet, Mustafa Levent GÖKTAŞ'a ait Türk Silahlı Kuvvetleri Kimlik kartı fotokopisi
-(1) adet, Mustafa Levent GÖKTAŞ (Kemal-Gülten oğlu 1959 doğumlu) adına tanzim dilmiş nüfus cüzdan fotokopisi,
-(1) adet, Adem KOS (İzzet-Ayşe oğlu 1972 doğumlu) adına tanzim edilmiş nüfus cüzdan fotokopisi olduğu,
-(1) adet, Nurettin DEMİR (Nuri-Nazile oğlu 1964 doğumlu) adma tanzim edilmiş nüfus cüzdan fotokopisi
ladet, Kemal SAVAŞ (Hamdi-Badeser oğlu 1955 doğumlu) adma tanzim edilmiş nüfus cüzdanın ön yüzü fotokopisi 1 adet, Ali Rıza KARAGÖL (Mustafa-Meliha oğlu 1968 doğumlu İsparta ilinde verilme B sınıfı sürücü belgesi) adma tanzim edilmiş sürücü belgesi,(l) adet, Rüstem AŞKIN (Mustafa-Şükran oğlu 1961 doğumlu) adma tanzim edilmiş nüfus cüzdanı tespit edilmiştir, mustafa levent göktaş, adem kojs, nurettin demir, ali rıza karagöl, rüstem aşkın ve kemal savaş isimli şahısları tamyormusunuz, tanıyorsanız bu
şahıslyarla olan ilişkilerinizi anlatınız? bu nufüs cüzdan fotokopilerini ne amaçla bulundurduğu ile ilgili,
Mustafa Levent GOKTAŞ'a ait fotokopilerin kendi komutanı olan Albay Mustafa Levent GOKTAŞ'a ait olduğunu, kendisinde bulunmasının nedeninin bazen banka ve diğer resmi işleri takip etmeleri açısından kendisinin ona onun kendisine verdiği fotokopiler olduğunu,
Ali Rıza KARAGÜL, Kemal SAVAŞ, Adem KOS, Rüstem AŞKIN ve Nurettin DEMİR 'e ait fotokopiler ve sürücü belgesi tam kesin hatırlayamamakla beraber birlikte sığınaklarda elde edilen kimlikler olabileceğin, veya yine eğitim kapsamında düzenlenmiş olabileceğini, şu an itibariyle geçmiş zaman olduğu için kesin net bir şekilde hatırlamadığını,
İlgili mahkeme karan gereği ikametinizde yapılan aramada "devlet yöneticileri için devlet yönetimini kısa dönemde çökertme kılavuzu" isimli kitap elde edilmiştir, bu kitabı ne amaçla bulundurduğu ile ilgili,
Bu kitap piyasada normal satılan bir kitap olduğunu, bunu kendisine emri altında çalışan bir arkadaşının MAK Alayına hediye ettiğini, kendisinin de okumak amacıyla aldığını, ancak kendisinde kaldığını, yine kendisine gösterilen Hükümet Darbe Tekniği isimli kitabı da kütüphaneden almış olabileceğini, ancak şu an nedene aldığını hatırlamadığını, normal satılan bir kitap olduğunu,
-(3) adet, Nüfusa kayıtlı olduğu yer bilgilerinde (Tekirdağ-Hayrabolu-Şalgamlı 047/01-31-010/32) kimlik haneleri boş olan Hayrabolu nüfus müdürlüğünden verilme nüfus cüzdan suretleri, tespit edilmiştir, bu nufüs cüzdanı suretlerini ne amaçla bulundurduğu ile ilgili,
Eğitim maksatlı boş fotokopiler olduğunu, yukarıda da belirttiği gibi eğitimlerde kullanılmak üzere çekilmiş olduğunu,
Ordu mensubu olmaktan her zaman gurur duyduğunu, 1995 yılında PKK terörörgütü mensupları ile girmiş olduğu çatışma neticesinde ağır yaralandıktan sonra 1.5 yıltedavi görmeme ve gazi statüsünde emekli olma hakkına sahip olmasına rağmen devletini vemilletini çok sevdiğinden 2004 yılına kadar aktif olarak orduda görevine devam ettiğini,ancak 2004 yılında yaralanmadan kaynaklı olarak fiziki durumunun görev yapmasına artıkmüsaade etmemesi sebebi ile istemeyerekte olsa ayrılmak zorunda kaldığını, ifadeniniçerisinde de bahsettiği gibi bu operasyon çerçevesinde yakalanan şahıslar ile hiçbir şekildeilişkisinin olmadığını, Eskişehir'de annesinin evinde bulunan silah ve patlayıcıları isebulundurmasının bir hata olduğunu kabul ettiğini, son derece pişman olduğunu ifade etmekistediğini, kaldı ki bu silahlar ve patlayıcılar yaklaşık 14-15 yıldır annesinin evinde durmaktaolduğunu, bu silahları hiçbir şekilde kullanmadığı gibi kendisinde bulunduğuna dair hiçbirkimseye en ufak bir bilgi dahi vermediğini, Ankara'daki evinde bulunan dokümanlar isegörevli olduğu dönemde görev gereği bilgisinin olduğu, emekli olduktan sonra ise hiç kimseile paylaşmadığı arşiv niteliğinde miadı dolmuş evraklar olduğunu, ...........
b- Savcılık İfadesinde Şüpheli Fikret Emek;
Emniyet Müdürlüğünde verdiği ifadenin doğru olduğunu, aynen tekrar ettiğini, 1980 yılında orduya girdiğini, 1993 yılında Özel Kuvvetlere üst teğmen rütbesi ile girdiğini ve 1995 yılında Kuzey Irak' daki bir operasyon dönüşünden sonra Cudi dağındaki sıcak bir takipte çatışmada ilk temas sırasında yaralandığını, Karaciğer, akciğer, mide, böbrek, bağırsak ve pankreasında ağır hasarlar oluştuğunu, 1,5 yıl askeri hastanede yattığını, zaman zaman değişik operasyonlar ve değişik ameliyatlar geçirdiğini, Pankreasını direm ile kaim bağırsağına bağladıklarım, Diremin hortum olduğunu, hayatını böyle devam ettirdiğini, 1996 yılında Muğla' da başladığını, Yurt dışında Nahcivan' da_,çahştığım, 1999 yılında Kars' a geçtiğini, 2001-2004 yılında da MAK ( Muhar^f^am^^urtarma) Alayının İKK
(istihbarat ve istihbarata karşı koyma) şube müdürü olarak Ankara' da görev yaptığını, 2004 yılında kendi isteği ile emekli olduğunu, şu anda gazi statüsünde olduğunu, bu statüde maaş almakta olduğunu,
Kendisine sorulan şüphelilerden sadece ZEKERİYA ÖZTÜRK' ü 1987 yılında komando kursunda beraber olduğundan tanıdığını, kendisinin refuze olduğunu, 1 ay sonra kurstan aynldığını, o tarihten beri kendisi ile hiç bir şekilde görüşmediğini, kendisi ile hiç bir şekilde görüşmediğini, her hangi bir telefon ve mektup, email irtibatı olmadığını, ZAFER (KOD) MUZAFFER TEKİN ' i medyadan tanıdığını, kendisi ile hiç bir şekilde irtibatı olmadığını, OKTAY YILDIRIM ve MAHMUT ÖZTÜRK' ü tanımadığını, ASUMAN ÖZDEMİR, GAZİ GÜDER, KUDDUSİ OKKIR isimli şahısları hiç tanımadığını, Kuvayi Milliye ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği isimli oluşumlara da üye olmadığını, her hangi bir irtibatı olmadığını, her hangi bir irtibatının da olmadığını, AYDIN YÜKSEK' i tanımadığını,
MUZAFFER ŞENOCAK' ı tanıdığını, onu da şöyle emekli olmayı düşündüğü zamanlar komutanının biri MUZAFFER ŞENOCAK' ı birisi vasıtası ile kendisine tavsiye ettiğini, Bursa'da çevresi olduğu ve kendisine belki yardımcı olur şeklinde, kendisinin de inşaat ve güvenlik şirketi kurmayı düşündüğünü, bu sebeple kendisi ile tanıştığını, o dönemde emekli olmadığı ve bekar olduğu için bir kaç sefer kendi evinde misafir olarak kaldığını, daha sonra da emekli olduktan sonra şirket kurduğunu, şirketinde bir iki ay fasılalı olarak gelip çalıştığını, hatta kendisine maaş dahi veremediklerini, MUZAFFER ŞENOCAK ile bulunduğu süre içinde kendisinin uçuk kaçık fikirleri olduğunu, olmadık yerlerden büyük ihaleler alabileceğini söyleyerek kendilerinin dahi güvenini kaybedecek şekilde hayali projeleri olduğunu, bu projelerden bir tanesinin Gambiya olduğunu, Devlet başkanı ile arasının iyi olduğunu, bu sebeple buralarda büyük ihaleler alacağını söylediğini, ancak hiç birini yapamadığını, bir sefer Gambiya' ya gittiğini, daha sonra Türkiye' ye dönüp, sık sık gidiş geliş yapmış olduğunu, ancak irtibatlarının koptuğunu ve akabinde şirketlerinin işletemedikleri için kapattıklarını, şirketi ordudan emekli binbaşı arkadaşı MUSTAFA ÇAKIR ile kurduğunu, kendisinin Gaziantep Ti olduğunu, şu anda Odak Otamasyon adlı bir şirketinin olduğunu, Hastanelerle ilgili çalışmalar yapyığmı, Ankara Balgat' ta şirketinin olduğunu, kendisi ile zaman zaman görüştüğünü,
MUZAFFER ŞENOCAK' in beyanı ile ilgili; MUZAFFER ŞENOCAK ' m beyanlarını kısmen kabul ettiğini, ancak evinden veya bilgisayarından aldığını iddia ettiği gizlilik içeren kuvvet komutanlarının kendi aralarında yapmış oldukları toplantılara ilişkin notlar ve diğer askeri konulardaki yazılan kendisi görevde iken 2001-2004 yılı arasında İKK (istihbarat ve karşı koyma ) müdürü iken bir çok yerden ihbarlar geldiğini, disketler, mektuplar, küfürler geldiğini, zaman zaman gelen CD. ve disketleri alıp incelediğini, belirtilen gizlilik içerikli belgelerde bu şekilde kendisine gelmiş bilgiler olduğunu, içeriğini okuyunca uçuk kaçık bilgiler olduğunu anladığını, o dönem gelen her türlü bilgiyi sakladığı için o bilgilerin de görev sırasında kullandığı diğer bilgilerin arasında kalmış olan disketler olduğunu, bu tür birçok bilgi ve belgenin kendilerinde bulunduğunu, bunlann büyük bir kısmını amirlerine ilettiğini, ancak makul olmayanlann da öyle durduğunu, bu yazılann da kendisine düzmece gibi geldiği için üstlerine bildirmediğini, sivil çalıştığı için birliğe ancak haftada bir iki gün uğradığını, genelde dış görevde olduğu için de çalışmalannm büyük kısmını evde yaptığmt, lojmanın özel kuvvetlere ait olduğu için de güvenli olduğunu ve bekar olduğu için de bazı bilgi ve belgeleri evde bulundurup evde çalıştığını, ancak MUZAFFER ŞENOCAK' m bunlan ne şekilde aldığını bilmediğini, aynca iddia ettiği gibi kendisinin ŞAMİL kod ismini örgütsel amaçlı değil İstihbaratçılann genelde birlik içinde ve operasyonlarda kullanılan zaman zaman da değiştirilen isimleri olduğunu, son dönemde de
olsa isimlerini deşifre olmaması için bu tür kod ismi kullandığını, bunun delili olarak da sunduğu BRÖVE'de de isminin FİKRET ŞAMİL EMEK olarak yazılmış olduğunu, sunulan belgede Özel Kuvvetler Komutam Tüm General FEVZİ TÜRKERİ imzalı Özel Kuvvetler BRÖVE'si belgesi yazılı belgede adı soyadı kısmında FİKRET ŞAMİL EMEK, 3. özel kuvvetler alay Komutanlığı yazdığının görüldüğü, bu belgeden de görüleceği üzere görev ile alakalı bir kod ismi olduğunu, dış dünya ile alakası olmadığını, ilk vurulduğum zamanki kod adının da CONKER olduğunu,
Kendisinin kesinlikle MUZAFFER ŞENOCAK' m bu belgeleri bilerek ve isteyerek vermedğini, görev sırasında lojmanında misafir olarak bulunduğu sırada almış olabileceğini, emekli olunca evindeki bütün bilgi ve CD' leri ayıklamaya fırsatı olmadığı için bakamadığını, çünkü emekli olduğunu, hemen düğün hazırlıklarına başladığını, düğün ve emeklilik işlerinden elindeki bilgi ve belgeleri ayıklayamadığım, evlenince de bunları evin bir köşesine koyduğunu, o günden beri de açıp bakmadığını, hangi bilgi olduğu, görev bilgisi olup olmadığı hususlanm şu anda dahi hatırlamadığını, çıkan evraklann da kontrollü evraklar olmadığını, bu sebeple resmi ve gizli bir belge olduğunu zannetmediğini,
Ankara' da oturduğu evde çıkan belgeler ve bilgisayarlann kendisine ait olduğunu, oradaki Belçika Browning silahın da emekli olmadan önce zor alımdan aldığı silah ve ruhsatlı olduğunu, diğer askeri nitelikli dokümanlann da yukanda izah ettiği kendisinde kalan görevine ilişkin belgeler ve dokümanlar olduğunu, bazılannm da bilgi notlan olduğunu, çok önemli evraklar olmadığını,
Eskişehir' deki Hayriye Mah. Dumrul Sok. 124/5 sayılı adresteki bulunan silahlar ve patlayıcılann kendisine ait olduğunu, orasının annesinin evi olduğunu, o silahlan 1992-1995 yılları arasında sürekli Kuzey Irak' da operasyonel faaliyetlerde bulunduğunu, çatışmalara girdiklerini ve bu çatışmalar sonucunda leşlerden arta kalan silahlan aldıklanm, çünkü şahsi silahlannm hem ağır, hem de büyük olduğunu, çok ses yaptıklanm, çatışma sırasında farklı ses çıkardığından yerlerinin belli olduğunu, kendilerini korumak için ve taşıması rahat olduğu için keleş, biksi ve kanas türü silahlan aldıklanm, aynca Güneydoğudaki operasyonel birliklerde de kanas, keleş gibi silahlar verildiğini, ancak kendisinde ele geçirilen silahlann orduya ait silahlar olmadığını, Operasyonel faaliyetler sonucu arazide ele geçirdikleri sahipsiz silahlar olduğunu, bu silahlan çatışmalarda zaman zaman kullandıklanm, ayrıca zaman zaman bazı çatışmalarda arkadaşlanmn silahlannm kaybolduğunu veya uçuruma veya dereye düştüğünü, bulunamadığını, bunun da bir sorumluluk gerektirdiğini, bu tür bir hadise ile karşılaşmamak için de ele geçirilen silahlan bir kısmı bu şekilde kişilerin şahsi tasarrufu ile kullandıklanm, bunun kendi şahsi hatası olduğunu, bombalar, el bombalan, C3 plastik patlayıcı kalıplan ve TNT kalıplannm da yine kendinin Kuzey Irak' daki operasyonlarda ve ele geçirilen kamplardan alman ancak listelere yazılmamış malzemelerden o dönemde bir merak olduğu için aldığını, zaman zaman da bunlan başka operasyonlarda, sığmak çökertme ve bubi tuzaklannı çözmede kullanmak amacı ile aldığını, bunlan parça parça aldığını, zamanla bunlann yine sınır ötesi operasyonlarda kullanacaklanm ve bu tür malzemeler kullanırken kendilerini daha güvende hissettiklerini, astlannm da bu malzemeleri görünce kendilerine karşı itaatlerinin arttığını, psikolojik bir güven mekanizması olduğunu, hatta bu malzemeden bir kısmını operasyonlarda bir kaç sefer kullandığını, bir sefer sığmak çökerttiklerini, bir seferde bubi tuzağını çözmek için kullandıklanm, özellikle infilaklı fitil dedikleri kablo şeklindeki fitili bubi tuzaklannda etkin bir şekilde kullandıklanm, ordumuzda da benzer malzemelerin olduğunu ancak her operasyon sonrası ve öncesi malzeme sarf raporlan düzenlendiğini, bu malzemeleri kendi ordumuzdan alma imkanının bu yönü ile mümkün olmadığını, çünkü bu işlerin çok sıkı takip edildiğini, operasyonda harcadıkları merminin dahi hesabını verdiklerini, zaten hiç bir operasyonda bu kadar çok malzeme bir kişinin üstünde taşınmadığını, çünkü patlama riski olduğunu, çok nadir hatta özel operasyonlarda birer tane fünyesi ayrı yerde olmak üzere zaman zaman
73(

patlayıcı verildiğini, bu malzemenin uzman ve astsubaylar dışında kimseye verilmediğini, kendisinde ele geçirilen malzemenin tamamen PKK kuvvetlerinin kullandığı türden malzemeler olduğunu, içinde bir iki tane MKE yazılı malzeme olsa da bunların da bizim karakol baskınlarından elde etmiş olabileceklerini, kendisinin de zaten yine sarf etmek amacı ile aldığını, ancak yaralandıktan sonra bir daha bunlarla hiç ilgilenemediğini, ağır ameliyatlar geçirdiği için bunlan unuttuğunu, nekehat döneminin çok uzun olduğunu, hatta 35 kiloya kadar düştüğünü, çok zayıfladığını, psikolojik olarak da sıkıntıya girdiğini, gerçekten bunlan orada unuttuğunu, daha sonra kati raporunu ibraz edildiği takdirde özel kuvvetlerden emekli edilmesinin gündeme geleceğini, bu mesleği çok sevdiği için muharif sınıf olarak devam ettiğini ve Muğla Seferberlik Tetkik Kurulunda 1996 yılı Ağustos ayında tekrar göreve başladığını, Güneydoğu görevi çıkarsa yeniden bu malzemeyi alıp orada kullanırım diye düşündüğünü, 2001-2004 yılında da zaman zaman operasyonel faaliyetlerinin olduğunu ancak Eskişehir' den bu malzemeleri alıp götürme imkanı olmadığını, çünkü birlik olarak hareket ettikleri için bu malzemeyi götürdüğünde hakkında soruşturma açılabileceğini, bu malzemeyi almaktaki diğer bir amacının da hobi olarak bunlan çok değerli bir şey olduğu için aldığını, Keleş ve Kanasın da operasyonlarda kendileri için çok önemli olduğu için çok faydasını gördüğü için hatırası olduğundan bırakamadığmı, bunun gerçekten hatırasının mevcut olduğunu, Güneydoğudaki bu olaylann anlatılamaz ancak yaşayanlann anladığını, bu psikolojiyi de orada çatışmalara girmeyenlerin anlayamayacağını, kesinlikle her hangi bir örgütsel amacının olmadığım, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, vatanını çok seven ve bu konuda hiç bir fedakarlıktan kaçmayacak kadar çok sevdiğini ve yıllarca da PKK ' ya karşı mücadele ettiği için devletine, milletine ve çok sevdiği ve şerefle görev yaptığı orduya hiç bir şekilde ihanet edecek ve zarar verecek davranış içinde bulunmadığını, burada kusur varsa kendi şahsi kusuru olduğunu, hiç bir komutanının ve astının bu olaylarla bir alakası olmadığını, hiç bir kimseden de silahlar ve bombalar konusunda yazılı ve sözlü talimat almadığını, sadece şahsi karan ile bombalan annesinin evine koyduğunu, daha sonra bir daha da çıkaramadığını,
Atabeyler çetesi denilen çete ile hiç bir alakasının olmadığını, O dosyada ismi geçen şahıslardan hiç birini tanımadığını ve Atabeyler çetesi konusunun ne olduğunu dahi bilmediğini,
Kendisinin Özel Kuvvetlerden olması Atabeylerde isim geçen şahıslann da özel kuvvetlerde olması ve yakalanan malzemenin benzerlik içermesinin tesadüf olduğunu, kendi işlerini takip ettiği için ve o dönem psikolojik rahatsızlık geçirdiği için konuyu basından takip edemediğini, hatta etmediğini, çetede ismi geçen şahıslann ismini dahi şu anda bilmediğini, yaralanmasından ötürü biyolojik olarak bazı anzalarda oluştuğunu ve geç evlendiği için de bu tür sıkıntılardan kurtulmak için Gülhane' de çoğu zaman bu amaçla tedavi gördüğünü ve bu saldınlann olduğu dönemde de hastaneye sık gidip geldiğini, fazla konuyu takip edemediğini,
Diğer kendisinde ki iki adet Yavuz ve 7,65 çaplı Vizör marka tabancalann kendisine ait ruhsatlı tabancalar olduğunu, üstünde ele geçen banka hesap cüzdanlan ve altmlann şahsi tasarruflan olduğunu, bunlan bankalarda nemalandırdığmı, zaman zaman ajandasmdaki altın, paraya ilişkin notlarda aldığı borç ve altmlann vereceği ailevi kişilere ait notlar olduğunu,
LOBİ ÇOK GİZLİ ARALIK 1999 başlıklı belgeyi medyadan duyduğunu ancak içeriğini bilmediğini, ancak ne zaman duyduğunu bilmediğini, Lobide yazıldığı gibi özel güvenlik şirketini bu amaçlarla kurmadığını, zaten kurduğu şirketi de işletemediğini, zarar ettiğini,
Evinde çıkan belge, dokümanlar ve disket ve CD'lerin askeri görevi sırasında tamamen görev alanı içerisinde kalan bilgiler olduğunu, bu bilgilerin bazen hepsini de zaman zaman içerisinde uygun olanları da görevi gereği ulaştırdığını, bir kısmını da yine kendisine ait üstlerine yazmış olduğu gizli istihbari .bilgi notları olduğunu, bunların
r$*
V ^J^^r^p
da görev gereği Kars ve çevresinde çalıştığında topladığı istihbari bilgiler olduğunu, bunların bir kısmını askeri komutanlarının kendisine sorarlarsa onlara izah edeceğini, şu aşamada bu bilgilerin görevine ait konular olduğunu, bunları cevaplandırmak istemediğini beyan etmiştir.
c-Elde edilen deliler
ŞÜPHELİ DE ÇIKAN ASKERİ MÜHİMMAT VE GİZLİ BELGELERİN İNCELENMESİ.
Her ne kadar ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' i tanımadığını beyan etmiş ise de Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile devre arkadaşı olduğu, evinde bulunan patlayıcı maddeler, suikast silahı olarak bilinen kanas ve kaleşnikov tüfek ve el bombalarını her ne kadar hatıra olarak aldığını beyan etmiş ise de tıpkı Oktay YILDIRIM gibi silahları zulaladıği, yeri ve zamanı geldiğinde örgütün amaçlan doğrultusunda kullanılacağı, şüphelinin evinde diğer şüphelilerde bulunan gizli nitelikli askeri bilgi ve belgeler görevi gereği kendisinde kaldığını beyan ettiği gizli istihbari bilgi notlannın bulunduğu,
İlgili mahkeme karan gereği Eskişehir ili Hayriye Mah. Dumruloğlu Sokak No:22/5 sayılı ikametinde yapılan aramada ele geçirilen silah ve askeri mühimmatla alakalı olarak alman 28.06.2007 tarihli 2007/Bls. 10267 uzmanlık numaralı ekspertiz raporlannda
1-1 adet 52656 seri nolu seyyar dipçikli Kaleşnikof marka otomatik silahın çalışır vaziyette olduğu, 5 adet Kaleşnikof otomatik silah şarjörü ve 102 adet 7,62 mm çapında Kaleşnikof fişeğinin 6136 sayılı kanun 12/4 sayılı maddesi maddesinde belirtilen vahim nitelikli silahlardan olduğu,
2-1 adet 42898 seri nolu Kanas Marka silahın çalışır vaziyette olduğu, silah, 05850-82 seri nolu Kanas dürbünü, 1 adet Kanas Şarjörü, 124 adet dolu Kanas fişeğinin 6136 sayılı kanunun 12/4 maddesinde belirtilen vahim nitelikli silahlardan olduğu,
3-1 adet 928158 veya 4 nolu 7.65 mm çapında lama marka tabancanın çalışır vaziyette olduğu, tabanca ve tabancaya ait susturucunun 6136 sayılı kanunun 12/4 maddesinde belirtilen vahim nitelikli silahlardan olmadığı, ancak yasak niteliğine haiz ateşli silahlardan olduğu,
4- 1 adet numarasız silah, 16 numara av fişeği atar, tek namlulu yivset ihtivaetmeyen yerli el yapısı tek tek atış yapan tabancanın 6136 sayılı kanuna göre yasak niteliğinehaiz ateşli silahlardan olduğu , aynı yasanın 12/4 maddesinde belirtilen vahim niteliklisilahlardan olmadığı,
Şüphelide ele geçirilen tüm fişeklerin çalışır vaziyette olduğu ve 6136 sayılı kanuna göre yasak fişeklerden olduğu,
5- 8,5 cm. uzunluğundaki stanlies yazılı sustalı bıçak, 11,5 cm. uzunluğunda tekağızlı USA Süper Knife yazılı bıçak ve 1 adet muştanın 6136 sayılı kanunun 4. maddesindebelirtilen yasak nitelikteki aletlerden olduğu,
6-Şüphelide ele geçirilen el bombalan ve patlayıcılarla alakalı olarak alman ekspertiz raporunda bombalann çalışır vaziyette olduğu ve bunu 17.09.2007 tarihili Kara Kuvvetleri 1. Ordu Komutanlığından gönderilen yazıda şüphelide ele geçirilen 5 adet taarruz tipi 5 adet savuma tipi 2 adet tapası üzerinde takılı bomba ve 10 adet çinko kutu içerisinde bulunan MKE yapımı ateşleme tapası ile 12 adet TNT kalıbı, 1 adet uçaksavar makineli tüfek mermisi, 1 adet G-3 piyade tüfeği mermisi ile 21 adet boş kovanın askeri mühimmat ve malzeme olduğu ve 1. Ordu Komutanlığına teslim edilmesinin belirtildiği, belirtilen malzemelerin askeri mühimmat olması sebebi ile 26.09.2007 tarihinde askeri görevlilere bu malzemelerin tutanak ile teslim edildiği, aynca askeri malzemeyi bulundurmak suçu ile alakalı olarak evrak tefrik edilip Genel Kurmay Askeri Savcılığına gönderilmiştir.
Diğer patlayıcı maddeler, kapsüller ve asker-i'olmayan sıvı-katı tüm malzemeler de saklanması ve bulundurulması sakıncalı olduğundan İstanbul Kriminal Polis laboratuannın
2007/6046 sayılı ekseprtiz raporu üzerine İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesi'nin 08/11/2007 tarih ve 2007/563 sayılı kararma istinaden imha edilmiştir.
Kara Kuvvetleri Komutanlığından 03.07.2007 tarihinde gönderilen yazıda şüphelide ele geçirilen 9 mm. Çaplı B.Brovning L34807 seri numaralı ve 9 mm. Çaplı Yavuz 16 marka T62404 TE 003486 seri numaralı tabancaların Fikret EMEK adma kayıtlı ve ruhsatlı olduğu,
7,65 mm. Çaplı L.Lama marka 928158 numaralı tabancanın Kara Kuvvetleri Komutanlığı demirbaşına kayıtlı silahlar ve şahsi silah envanterinde kaydına rastlanılmadığı,
Yine şüphelide ele geçirilen 7,62 mm. Çaplı Kanas keskin nişancı P.TF ile 52656 seri numaralı kaleşnikof P.TF' nin Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde ve envanter dışına çıkarılan silahlar bölümünde kayıtlarının bulunmadığının belirtildiği,
Şüpheliden elde edilen bilgi ve belgeler ile dijital ortamda elde edilen verilerin, büyük çoğunluğunun Türk Silahlı Kuvvetleri ne ait gizli belgelerden olduğu, bazı gizli bilgilerin, devletin iç ve dış siyasal yararlan bakımından önemli ve gizli bilgi ve belgelerden oluştuğunun, Genel Kurmay Başkanlığı askeri savcılığının yazılan ve ekindeki tablolardan anlaşıldığı. Bu bilgi ve belgelerin görev zamanında kendisinde kalan bilgiler olabileceğinin değerlendirildiği.
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi;
Şüpheli Fikret EMEK, her ne kadar aşama ifadelerinde sadece şüpheliler Muzaffer ŞENOCAK ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü tanıdığını, diğer şüphelileri tanımadığını ve evindeki askeri malzemeleri PKK ile çatışmalarda ele geçirip evinde depoladığını beyan etmiş ise de; hem diğer şüphelilerde çıkan malzemeler ve dokümanlarla benzerlik arzetmesi ve bu miktardaki malzemenin çatışmalarda ele geçirilip eve getirilemeyecek kadar çok olması hususlan göz önüne alındığında şüphelinin örgütün emir ve talimatlan doğrultusunda bunlan ileride kullanılmak üzere evinde sakladığı ve ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu,
Evinde yapılan aramalarda 1 adet Devlet Yöneticileri İçin Devlet Yönetimini Kısa Dönemde Çökertme Kılavuzu ve 1 adet Hükümet Darbesi Tekniği isimli kitapların bulunduğu,
Yukanda aynntılan belirtilen 29 EKİM 1999 tarihli ERGENEKON YENİ YAPILANMA YÖNETİM VE GELİŞTİRME PROJESİ /İSTANBUL yazan örgütün ana dokümanının, BÖLÜM: V yazılı 5)ORGANİZASYON PLANI 5/A).MERKEZ YÖNETİM bölümünde:
Ergenekon, örgütün Başkanına doğrudan bağlı olan 4 daire Komutanlığı ile iki sivil Başkanlıktan oluşmalıdır. Toplam 6 ünitenin komutan ve başkanlannm bir asistanı ile bir de bölüm uzmanından oluşan iki yardımcısı olmalıdır. Ünitelerin komutan ve başkanlannm yanında görev alacak bölüm uzmanı, illegal faaliyetlerin yurtiçi ve yurtdışı hukuk plâtformunda legal gibi gösterilebilmesi düzenlemelerinden sorumlu olacaklardır.
Şöyle ki:
1 - Ergenekon Başkanlığı
2- İstihbarat Dairesi Komutanlığı
3- İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Dairesi Komutanlığı
4- Operasyon Dairesi Komutanlığı
5- Finansman Daire Başkanlığı (Sivil)
6- Örgüt İçi Araştırma Dairesi Komutanlığı
7- Teori Tasanm ve Plânlama Dairesi Başkanlığı (Sivil)
Bu ünitelerin komutan ve başkanları birbirlerini tanımalarında hiç bir sakınca olmamakla birlikte, birbirlerinin görev ve, sorumluluk alanlarını bilmemeleri
esası, Ergenekon'a istihbarat örgütleri içinde ayrıcalıklı bir özellik ve güvenlik kazandıracaktır.
Bu 6 ünitede görev alacak ajanlar, kendi bölümlerinin komutan ve başkan asistanları dışmda diğer üniteler ve personel ile hiç bir şekilde irtibat kuramamahdır.
Örgütün üst düzey yöneticileri ile personel ve ajanlar arasında mutlak mesafe olmalıdır. Aksi halde başarısız bir operasyon sonucunda üst düzey yöneticilerinin korunması sağlanamayacağı gibi, örgütün kendisi riske atılmış olur ve örgütün imajı korunamaz. Şeklinde belirtilmesi ve de şüpheli Fikret EMEK'in kimseyle irtibat kurmadan verilecek görevleri beklediği anlaşılmaktadır.
Üniteler arasında: enformasyon değerlendirmesinde ayrıcalık tanınabilecek tek bölüm "Operasyon Dairesi Komutanlığı"dır. Çünkü, elde edilen enformasyon analiz ve değerlendirilmesinde gerektiği hallerde katkısı olabilir.
KONTROL DAİRESİ
Bu dairenin varlığından Ergenekon Örgütü Başkanı/Komutanından başkaca hiç kimsenin bilgisi olmaması kesin bir gerekliliktir. Operasyonlarda yer alması zorunlu olan bu dairede yer alan ajanların ilk görevi; operasyon alanı içinde bulunmak, operasyon esnasında temizleme ve ortadan kaldırma gibi işlemlerde doğabilecek sorunları çözümlemektir. İkinci bir görevleri, karşı istihbarat örgütlerine geçen, yakalanan veya operasyon amacına aykırı hareket eden herhangi BİR AJANI ÖLDÜRMEKTİR.
Bir ajanın sonu başlangıcında olduğunun ilk işareti, örgüte ve ajanlarına karşı sorumluluk alanında yarar sağlamamaya başladığı süreçtir.
Kontrol Dairesinde görevlendirilecek ajanlar, mutlaka Türk Silahlı Kuvvetleribünyesinden ve özel operasyon ünitelerinden çok dürüst, güvenilir kişilerdenseçilmelidir. BU AJANLAR MERHAMETSİZ OLMALI VE BAĞIMSIZ GÖREVYAPABİLMELİDİRLER. EMİRLERİ DOĞRUDAN ERGENEKON
KOMUTANFNDAN ALMALIDIRLAR, ÜST YÖNETİCİLER VE ÖRGÜT PERSONELİ İLE AJANLARI TARAFINDAN BİLİNMEMELİDİRLER. Şeklinde belirtilmiş olması da yine şüpheli Fikret EMEK'in örgütsel konum olarak operasyon dairesinde görevli olduğunu ve diğer yöneticiler tarafından tanınmadığını göstermektedir.
Şüpheli Fikret EMEK'te çıkan evrakların bir kısmında gizli askeri nitelikli belgeler ve ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'de çıkan Genel Kurmay Başkanlığı'na ait gizlilik ibareli 16 numaralı CD yine bu şüphelide de birçok şahıs ile alakalı askeri görevini yaptığı sırada görev gereği edindiğini beyan ettiği, ancak görevden sonra bunları iade etmeyip elinde bulundurduğu istihbari bilgi notlan, yine şüphelinin evindeki belgelerde bulunan Ankara Kızılay'da bulunan tüp geçide yapılması planlanan sabotaj la alakalı olarak yazıldığı anlaşılan hedef yazılı askeri çalışmayı normalde imha etmesi gerekirken etmediği, bu hedef kartını sakladığı, yine şüphelide ele geçirilen Alman Vakıflarına ait plan ve krokilerin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait olmadığı,
ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN hedefleri arasında bulunan Alman Vakıflarının bulunduğu yere ilişkin kroki ve resimlerin de ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlan doğrultusunda hazırlandığı, lobi dokümanında geçen emekli askeri şahıslara güvenlik şirketleri kurdurulup bu amaçla farklı işler yaptmlıp istihbarat elde edilmesi amacına yönelik şüpheli Fikret EMEK'jîf "diğer şüpheliler Gazi GÜDER, Mete
YALAZANGİL Veli KÜÇÜK ve Oktay YILDIRIM gibi özel güvenlik şirketi işi ile uğraşması,
Diğer şüpheliler ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN, Oktay YILDIRIM, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK gibi ordudan vazife malûlü olarak emekliye aynlması göz önüne alındığında şüphelinin Ergenekon yapılanması içerisinde hiyerarşik yapıda geçmiş askeri görev ve faaliyetleri gereği örgüte ait silah ve patlayıcı maddeleri sakladığı ve Oktay YILDIRIM gibi yeri ve zamanı geldiğinde kullanılmak üzere örgütten emir ve talimat beklediği, yine şüphelinin çeşitli zamanlarda görevi gereği temin ettiği gizli bilgileri şüpheliler Muzaffer ŞENOCAK ve Aydın YÜKSEK vasıtası ile örgütün silahlı kanat ve eylem sorumlusu ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e gönderdiği, görev gereği toplamış olduğu istihbari bilgi notu niteliğindeki bilgileri görevi sona ermesine rağmen teslim etmiyerek arşivlediği anlaşılmıştır.
Şüphelinin ERGENEKON terör örgütünün silahlı askeri kanadının gizli operasyonlar biriminin elemanı olduğu bu birimin "Operasyonlarda yer alması zorunlu olan bu dairede yer alan ajanların ilk görevi; operasyon alanı içinde bulunmak, operasyon esnasında temizleme ve ortadan kaldırma gibi işlemlerde doğabilecek sorunları çözümlemektir, ikinci bir görevleri, karşı istihbarat örgütlerine geçen yakalanan veya operasyon amacına aykırı hareket eden herhangi BİR AJANI ÖLDÜRMEKTİR"
Şeklinde belirtilen özel operasyonel faaliyetlerinden sorumlu biriminde görevli olduğu bu birimin operasyonlarda kullanacağı tüm malzemeler ile suikast silahından plastik patlayıcıya kadar, her türlü elverişli malzemelerin şüpheli Fikret EMEK tarafından depolandığı,
Ekspertiz raporlarında belirttiği gibi 6136 Sayılı Kanunun 12/4, Ek -5, TCK'nun 174. maddesinde belirtilen suçlan da oluşturduğu, ancak Yargıtay'ın içtihatlan, şüphelide ele geçirilen silah, patlayıcı ve diğer mühimmatlann miktan göz önüne alındığında eylemlerinin kül halinde TCK' nun 314/2, 315. maddelerinde belirtilen örgüte silah (TCK 6. maddede belirtilen silah deyiminden, ateşli silahlar patlayıcı madde, yanıcı ve yakıcı) temin etmek ve devlete ait gizli sırları ele geçirip amacı dışında kullanmak suçlarmı oluşturduğu, Ruhsatsız vahim nitelikli tüfekler ile bıçak ve muştalannda ayn bir suç oluşturduğu, ayrıca şüpheli de birçok kişi ile alakalı olarak fişlemeye ilişkin bilgi ve belgelerin bulunduğu, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykm olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlanna veya sendikal bağlantılanna ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydedip bu suçu da işlediği, görev sonrasında iade etmemesi de yine bu suçun oluşmasını engellemeyeceği,
Genel Kurmay Başkanlığından alman yazıda şüpheli Fikret EMEK ele geçirilen bilgi ve belgelerin, devletin güvenliği iç ve dış siyasal yararlan bakımından gizli kalması gereken bilgilerle, kanun ve nizamlar gereği gizli kalması gereken ve açıklanması yasaklanan çok sayıda dijital verinin bulunduğu, aynca bu iki suçu da işlediği anlaşılmış olmakla,
Şüpheli Fikret EMEK içinde devlete ait gizli bilgi ve belgelerin bulunduğu CD'yi Muzaffer ŞENOCAK vasıtasıyla Aydın YÜKSEK ve Mete YALAZANGİL vasıtasıyla ERGENEKON terör örgütünün üst düzey sorumlusu Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN'e ulaştırdığı, ERGENEKON terör örgütünün operasyon dairesinde görevli olduğu anlaşıldığından;
Şüpheli Fikret EMEK'in eylemleri nedeniyle TCK' nun 314/2, 315 ve 3713Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 4 ve 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollamasıile TCK'nun 326/1, 327, 334/1-2, 135/2-1, 43/2; maddeleri gereğince ayrı ayrıcezalandırılması talep edilmiştir. „ %
22-ŞUPHELI MEHMET ZEKERIYA OZTURK
a-Emniyet ifadesinde özetle;
07.02.1962 yılında Konya'da doğduğunu, babasının asker olması nedeniyle farklı illerde yaşadığını, ilkokulu Bitlis 'te başlayıp Adapazarı 'nda bitirdiğini ve ortaokula başladığını, ortaokulu İzmit 'te liseyi istanbul 'da bitirdiğini, Ankara 'da Kara Harp Okulunu 1985 yılında bitirerek Teğmen rütbesi ile mezun olduğunu, Tuzla Piyade Okulunda bir yıl eğitim alarak 1986yılında Tekirdağ Malkara ilçesinde kıta görevine başladığını, 1989 yılında İzlem ÖZTÜRK isimli bayanla evlendiğini ve bu evliliğinden bir erkek çocuğunun olduğunu, 1991 yılında Mardin ili Ömerli ilçesine atandığını, 1994 yılında Bursa Gemlik ilçesine atandığını, 1997yılında Şırnak ili Silopi ilçesine atandığını, 1999 yılında istanbul Alemdağ 'a atandığını, 2001 yılı Nisan ayında kendi isteği ile istifa ederek Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrıldığını, 2003 yılında emekli sandığından emekliliğimi kazandığını, 2003 yılından bu yana basın sektöründe TV programcılığı ve araştırmacı-yazar olarak işime devam etmekte olduğunu. 2004-2007 tarihlerinde Önce Vatan Gazetesinde köşe yazarlığı yaptığını, Kongreturk isimli haber ve stratejik analiz konularını içeren internet sitesinin kurulum aşamasında bulunduğunu,
2001 yılında istanbul Emniyet Müdürlüğünden Yeşil Pasaport aldığını, bu pasaport ile 2003 yılında Fransa 'ya gezi amaçlı gittiğini ve başka yurt dışı çıkışının olmadığını, illegal yollardan da çıkış yapmadığını.
2006 yılında Danıştay olayından dolayı gözaltına alındığını, bunun haricinde gözaltına alınmadığını,
- "Kınama" isimli word belgesi içerisinde, "Türkiye Cumhuriyeti'nin temelkurumlarından biri olan Danıştay'a bugün yapılan üzücü saldırının hem tarihi, hem de yeriaçısından rastlantısal olmadığını düşünmekteyiz." Şeklinde başlayıp, "Mehmet RefikYÜCEL, SIRYAD Fahri Başkanı, DİİD Fahri Başkanı, DDDSK FahriBaşkam,mehmetrefıkyucel@yahoo.com,www.siryad.org.tr
www.dogainsanisbirligidernegi.org.tr www.ddsk.org.tr" şeklinde sona eren (1) bir sayfalık yazı,
- "Yiğit Olamayanlar" isimli word belgesi içerisinde, "YİĞİT OLAMAYANLAR"başlığı ile başlayıp, "Mehmet Refik YÜCEL, SIRYAD Fahri Başkanı, DİİD Fahri Başkanı,DDDSK Fahri Başkanı,mehmetrefikyucel@yahoo.com,www.siryad.org.trwww.dogainsanisbirligidernegi.org.tr www.ddsk.org.tr" şeklinde sona eren (3) üç sayfalıkyazı olduğu tespit edilmiştir, bu cd yi kimden ne amaçla temin ettiniz?.
Bu CD'nin Vatan Severler Partisinin tanıtım Cd'si olabileceğini, Mehmet Refik YÜCEL 'i tanımadığını, Vatan Severler Partisinin başkanı olabileceğini, bir panelde verilen çay molasında Vatan Severler Partisi yeni kuruldu denilerek verilen CD olabileceğini, tam olarak hatırlamadığını,
CD-28: 4Ekim 2006 isimli CD içeriğinde;
-Şemdinli/2006-32 C.S.E. 5 Başlıklı dokümanın içeriğinde " Van Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütümlükte olan Şemdinli olayları ile alakalı Tahkikat evraklarının" scanner ortamında taranarak dijital ortama yüklenmiş" 361 sayfalık doküman olduğu,
-Şemdinli/2006-32 C.S.E. 6 Başlıklı dokümanın içeriğinde "Van Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütümlükte olan Şemdinli olayları ile alakalı olarak verilmiş Tefrik karan ve tahkikat evraklarının" scanner ortamında taranarak dijital ortama yüklenmiş" 204 sayfalık doküman olduğu,
-Şemdinli/ 2006-32 C.S.E. 7 Başlıklı dokümanın içeriğinde "Timur SAHAN ve Uğur BALIK' m yazmış oldukları "İTİRAFÇI" (Bir Jitemci Anlattı...) isimli kitabın 3. Baskısı, Ram-Toplum yayıncılık tarafından basılmış,- Başbakanlık Teftiş kurulu Başkanı Kutlu SAVAŞ' m hazırlamış olduğu " SUSURLUK RAPORU", Cumhuriyet savcısına
hitaben yazılmış, "Sayın Savcım............. ile başlayan Vatanını gerçekten seven bir Türk çocuğu"
ile biten, Van Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında işlem yapılan, PKK örgütü mensubu Olcay ZİREK ve Fettah DURGUN'a ait Tahkikat evrakları ve konuyla alakalı gazete kupürleri, insan haklan raporları, Şemdinli olayı ile alakalı olarak gazete kupürleri ve scanner ortamında taranarak dijital ortama yüklenmiş" 553 sayfalık doküman olduğu,
-Şemdinli/ 2006-32 C.S.E. 8 Başlıklı dokümanın içeriğinde " Şemdinli Umut kitap evinde meydana gelen patlama olayı ile alakalı olarak Van Cumhuriyet Başsavcılığına ait tahkikat evrakları, kriminal raporu, otopsi raporu, adli emanet yazılarının scanner ortamında taranarak dijital ortama yüklenmiş" 130 sayfalık doküman olduğu,
TESPİT EDİLMİŞTİR. BU CD Yİ KİMDEN NE AMAÇLA TEMİN ETTİNİZ? BU KONULAR HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ.
CD'yi kendisinin oluşturduğunu, CD'de geçen Şemdinli olayı ile ilgili bilgileri internet ortamından ve birçok gazeteciden topladığını, bunun nedeninin araştırmacı-yazar olmasından dolayı olduğunu, bulduğu bilgilerin birçok gazetecide bulunduğunu, Ayrıca bu olaylarda dava açıldığı için aleniyet kazandığını ve gizliliğinin kalmadığını,
- (1) adet, San renkli üzerinde CAMBRIDGE ibaresi bulunan telli not defteri içeriğinde,
Emekli Albay Nazmi ERDEM, Emekli Albay Necati ÇANKAYA, Emekli Albay Necati Ulunay UCUZSATAR, Emekli Albay Necdet KUZUCU, Emekli Albay Necip ÇELEBİOĞLU, Emekli Albay Necip UYGUR isimleri altında Gizli Türk İçimizdeki Türk ibaresinin yer aldığı tespit edilmiştir, ismi geçen şahıslan tanıyor musunuz? gizli türk içimizdeki türk ibareleri ile anlatılmak istenen nedir? diye sorulduğunda;
ismi geçen şahısları tanımadığını, "Gizli Türk içimizdeki Türk" konusu başka bir konuyla alakalı almış olduğu bir not olduğunu, ne amaçla aldığını hatırlamadığını,.
ismi geçen şahısları tanıdığını, Muzaffer TEKİN 'i 2005 yılında AKM de verilen bir Asılsız Ermeni iddiaları konulu konferansta tanıdığını, emekli asker olduğunu bildiğini, kendisi ile sohbetlerinin olduğunu, bir yıl önce meydana gelen Danıştay olayından sonrada bütün ilişkisini kestiğini, ismail NOVA isimli şahsı hatırlamadığını, "Rafet Abim" olarak bahsettiği şahsın Rafet ARSLAN olduğunu, Muzaffer TEKİN 'in devresi olduğunu ve aynı konferansta tanıştığını, Rafet ARSLAN'ı emekli subay olarak tanıdığını ve yaklaşık bir yıldır görüşmediğini, "Füsun Hanım" olarak bahsettiği şahsı, bir panelde tanıdığını, Ayrıntılı bilgisinin olmadığını, Sevgi ERENEROL isimli şahsı; Türk Ortodoks Kilisesi sözcüsü olarak tanıdığını, Nerede ve ne zaman tanıştığını hatırlamadığını, sık olarak görüşmediğini, Kemal KERINÇSIZ isimli şahsı; Büyük Hukukçular Derneği olarak bildiğini, 2005 yılında bir panelde tanıştıklarını, görüşmesinin olmadığını, Levent TEMİZ ve Hanifi isimli şahısları da böyle bir ortamda tanıdığını, kendileriyle görüşmesinin olmadığını, Abdullah AĞAR isimli şahsın; emekli asker ve yazar olduğunu, kendisini yazarlığı döneminde 2003 yılında tanıdığını, ara sıra telefon görüşmelerinin olduğunu, Terör ve Güneydoğu konularında kitap yazdığını bildiğini, kendisinin bu isimleri yazmasının nedeninin, 2005 yılında, Beyoğlu Taksim de istiklal Caddesinde Yunanistan'da açılan Pontus Soykırımı Anıtının Protesto edilmesi olayında orada gördüğünü, bu protesto gösterisini organize eden kendisi olmadığını, oraya kendisinin çağırmadığını, orada gördüğünden dolayı defterine not olarak isimleri yazdığını,
Şemdinli olayları ile ilgili olarak basında adı geçen ve meslekten uzaklaştırılan savcı hakkında kendince aldığı soru notları olduğunu, Van savcısının basında çok fazla tartışıldığı için kendisinin de kafasındaki soruları araştırma konusu yaparak olaylar hakkında yazılar yazdığını, Buradaki güvenlik güçlerinden kastın; Asker ve Polis dahil olmak üzere bütün güvenlik güçleri olduğunu,
(63-68) inci sayfalarda Muzaffer TEKİN , Oktay YILDIRIM, Alparslan ARSLAN ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün resimlerinin de bulunduğu Ümraniye'de patlayıcı maddelerin ele geçirilmesi olayının çeşitli gazetelerde yayınlanan haberlerin renkli bilgisayar çıktılarının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Kendisinin işi gereği bu tür güncel haberleri takip ettiğini, ayrıca bu haber de ilgisi olmamasına rağmen kendisinin resminin ve isminin geçmesinden dolayı dokümanların kendisinde mevcut olduğunu, bu haberi yapan gazetelere düzeltme yazısı gönderdiğini ve gerekli düzeltmeleri yaptırdığını,
(1) Kahverenkli üzerinde TENEUES ibareli not defteri içeriğinde;
Toplum ve birey kendini nasıl dengeleyecek kafalarda oluşturulan eski yapı doğrusu ile nasıl karşılaşacak. Kafadaki çatışma nasıl olacak. Topluma nasıl yansıyacak. Gladio deşifre yani ne olduğu biliniyor, sadece yaptıklarından dolayı cezalandırılmadı, mesele gladioyu deşifre etmek değil toplumun ortak zihnini başka bir düzleme çekmek bu düzlem ne kadar haki kamufulaj renkli ise çatışma başlama oranı o denli yüksek
Derin devlet gladio gibi spakülatif konularda dikkatler Irak ve Kuzeyinden oluşan gelişmeleri gözlerden uzak tutmaya çalışıyor. Önce Vatan, Yeniçağ gazetemi aradığını söyleyen biri 16 Mart 1978 katliamı Akyürek-Tuncay ÖZKAN, Mumcu, şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, gladio nedir ve bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda;
Yazmış olduğu köşe yazıları sonucunda kendisine gelen bir e-mail olduğunu, Altta geçen isimlerin de bu yazı ile alakalı olduğunu zannetmediğini, kendisinin bu e-maili not defterine "daha sonra bir yerde kullanırım aklımda kalsın " diye not ettiğini, zaten karışık bir yazı olduğunu, Gladio 'nun temelde italya 'da ortaya çıkmış bir kavram olduğunu, Türkiye 'de de karşılığına güvenlik güçleri sivil kuruluşlar bazı şahıslar örgütler olarak lanse edilen bir kavram olduğunu, italya 'da aynı zamanda Mason localarıyla ilişkilendirildiğini,
- (1) Kahverenkli üzerinde TENEUES ibareli not defteri içeriğinde;
İKAYA eşi 28 ŞUBAT'a kadar Kara Çarşaflı, iddianame, ihbar mektuplar S.V. tarafından hazırlanmış Başsavcı İbrahim ÖZEN; şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda;
Şemdinli olayı ile ilgili almış olduğu bir not olduğunu, İKAYA ve başsavcı ibrahim ÖZEN isimli şahısları şu an hatırlamadığını, bir yerde okuyup veya gördüğü ve not aldığı isimler olduğunu,
- (1) Kahverenkli üzerinde TENEUES ibareli not defteri içeriğinde;Atabeylerden önce TSK'nm gözde birimleri Emn. Tarafından dinleniyor (10) on
kadar daha dosya var. şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla
yazdığı sorulduğunda;
Bu notu hatırladığını, Atabeyler olayından sonra bir yerde gördüğü ve okuduktan sonra not
aldığı bir yazı olduğunu, bir konuşmadan da aldığı bir not olabileceğini tam olarak
hatırlamadığını,
- (I) Kahverenkli üzerinde TENEUES ibareli not defteri içeriğinde;
Nuri OK dosyayı iyi Savcıya vermiş iyi bir tepki name şeklinde yazının bulunduğu tespit
edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda;
Bunu bir yerden not almış olabileceğini, şu an hatırlamadığını, kendisinin yolda yürürken
bile not aldığını,
İskenderpaşa Cemaati Korkut ÖZAL kontrolünde, Korkut ÖZAL riskli,
M.İhsan ASLAN : Kim tarafından refize edildi (İskenderpaşa C.)
Abdül Gül'ün İ.Paşa Cemaati ile berrak değil,
Mücahit ASLAN AKP çalışmalarını yapıyor,
Öngörü cemaatler içinde doğu batı ayrılığı oluştur.
Beyan Asker Sahaya indi Tayvan Darbe Sessiz Soluksuz geçti riskli dedim doğruladı.
AKP'nin sosyal alanda oyu %25-26. küreselleşme AKP'nin yaptığı. Çok ZAPSUYU
Korkut ÖZ AL getirdi. Konu hakkında ifadesi sorulduğunda; Bir konuşma veya bir yerden aldığı not olabileceğini, yazıyı hatırladığını ancak nereden ve ne zaman not aldığını hatırlamadığını,
Yargılama yapmıyorlar sıkı talimat almışlar ve karar vermişler, başkan süresi dolduğu
halde gitmiyor, Ferhat SARIKAYA karan itiraz kesinleşmedi. G.Doğu M.vekilleri
G.Doğu'da Av.Para topluyor.
Mahkeme Savcı F. SARIKAYA'ya sahip çıkmak için ikinci duruşmada karar verdi.
Mahkemeye başka bir dosya giriyor. . şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu
yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda; Bu notu hatırladığını, bu notun yine Şemdinli olayı ile ilgili yazmış olduğu notlar olduğunu, yine birilerinin aktarmış olduğu ve kendisinin aldığı notlar olduğunu,
- (I) Kahverenkli üzerinde TENEUES ibareli not defteri içeriğinde;
DANIŞTAY-ŞEMDİNLİ-CEM-BİTLİS-HABLEMİTşeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdınız, bu konu hakkında bilgi veriniz.
Bu yazı notunu hatırladığını, bir yerde gündeme getirilen internet ortamı içerisinde gündeme gelen bir dizge olduğunu, kendisinin oradan aldığını,
ERKE Paşayla yemek 24.11.06 Erke lideri ol herkes olabilir Turan'a lideri ol dedim, (bu ne anlama geliyor, başı boşluk) Erke dış ticaret- Erke Çelik İnşaat ve Beton Mamulleri sanayi tic.ltd.Şti.
77'de PKK ile mücadele ettim. Kasrik'te tatbikat yaptım..................... GELECEĞİMİZ
BİR MOTOR BİR GİZEM BİR BİLİM BİR PARTİ Sivil harekat yapın geleyim. Bilimsel bir açıklama yok ben söylüyorum.
21 Kasım-14 Aralık Tunceli'ye göndermediler, iki gün önce İ.BAŞBUĞ'a bilgi verdim şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdınız, bu konu hakkında bilgi veriniz.
Bu notun kendisinin notu olduğunu, yakıtsız çalışan maddenin atalet kuvveti teorisine dayanarak geliştirildiği iddia edilen ve yakıtsız çalışan motorun yapıldığını iddia eden erke isimli bu şirkette genel koordinatör görevinde bulunan isminin hatırlayamadığı paşa ile bu konu hakkında bilgi almak maksatlı yediği yemek olduğunu, GELECEĞİMİZ BİR MOTOR BİR GİZEM BİR BİLİM BİR PARTİ yazısı ise bu yakıtsız çalışan motorun sloganı olduğunu, diğerlerinin ise yine kendisinin aldığı çeşitli notlar olduğu,
Onları evlerinden merkezlerinden çıkardık. Öldürttük sonra sahip çıkmadık.
Ben bir ölüyüm bu kadar AKP bu kadar eş cinseli inan bir arada göremem şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdı sorulduğunda; "Bu birinin ifadesidir. Ben not almışımdır. " Dediği,
Düzenek Bomba Hakkari, Emn.Md. Şemdinli Em.Md. Polisleri dışında tuttular (Atilla Uzun) Kemal KAÇAN Van başsavcı şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda;
Yine Şemdinli olayı ile ilgili olarak aktarılan bir bilgi notu olduğunu, buradaki isimleri tanımadığını,
- (1) adet, CLIPFİLE ibareli plastik dosya içersinde tarafımızdan (01-117) arası numaralandırılmış dokümanlar içeriğinde;
GİZLİ/ÖZEL ibareli Uluslar arası İnsan Kaçakçığı Raporu başlığı altında raporun yer aldığı tespit edilmiştir, kimin tarafından yazıldığı-belli olmayan bu raporu kimden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
Bu raporu 2002 yılında kendisinin hazırladığını, "Uluslar arası bir alan ve italya bu konuya muhalif gibi görünüyor ve BM para alıyordu aynı zamanda insan kaçakçılığından terör örgütleri de para alıyordu" iddiaları karşısında Türkiye 'de bu mekanizmanın nasıl çalıştığını irdelediğini ve yazdığını, Gizli/ÖZEL ibaresi basmasının nedeni gayri meşru camiada bulunan insanların adının geçmesinden dolayı olduğu, bu notları bir yere vermediğini ve yayınlamadığını,
- Çok sayıda ve tarafımızdan sarı zarfa konulan not kağıtları içeriğinde;Turan AKAY 0533 321 43 11 Çerkezköy VKGB şeklinde yazılı not kağıdı,
Liste (Bingöl) Alevi-şafî Hedefe destek veriyor, Niğde organizasyonu, Gerilla var-ölü şeklinde yazılı not kağıdı,
Oktay YILDIRIM 0505 810 87 91, 0542 531 53 68, 0216 641 12 94, e.posta erkaspian@hotmail.com , erkaspian@ttnet.net.tr şeklinde yazılı not kağıdı
Türkmeneli Partisi başlığı altında Türkmen Cephesi, Türkmen Partisi, karar Hasan TURHAN, Fevzi EKREM, Feryad TUZLU isimlerinin altında Askeri eğitim- Mukavet gücü-silahlanma şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir.
Turan AKAY isimli şahsı hatırlamadığını, 2005 yılında İstanbul ilinde katıldığı Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği (VKGB) davetinde almış olduğu bir not olduğunu, kendisinin Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği üyesi olmadığını, kendisinin 2005 yılında Muzaffer TEKİN ile tanıştığı sıralarda İstanbul'da bu Derneğin kurulma aşamasında olduğunu ve muhtelif zamanlarda birkaç davetine iştirak ettiğini, bu Derneğin merkezinin Ankara'da olduğunu, o tarihteki başkanının Taner ÜNAL olduğunu bildiğini ve kendisini tanımadığını, Muzaffer TEKÎN'in bu harekete üye olmadığını, bu hareketin herhangi bir üyesini tanımadığını, bu derneğin Ankara 'da ne zaman kurulduğunu ve nerelerde şubeleri olduğunu bilmediğini, Kuvayi Milliye ve Kuvai Milliye veya başka şekilde yazılan bu derneklerle Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği ile bir ilişkisinin olup olmadığını bilmediğini, kendisinin VKGBH Derneğinin birkaç davetine katılmasından başka herhangi bir ilişkisinin olmadığını, İstanbul'da kurulup kurulmadığını bilmediğini ve ne amaçla kurulduğunu da bilmediğini,
Bingöl ile alakalı notun bölücü bir siteden aldığı yazı dizi olabileceği, Oktay YILDIRIM ile bir VKGBH Derneğinin bir davetinde tanıştığını, kullanmış olduğu telefon numaralarını not olarak aldığını veya kendisinin verdiğini Erkaspian 'ı bir roman olarak hatırladığını, kimin e-mail adresi olduğunu şu an hatırlamadığını,
Türkmeneli Partisinin Kerkükte Türkmenlerin kurmuş olduğu bir parti olduğu ve bu yazılanların basında geçen haberler olduğu, bu isimlerin Türkiye'ye gelip giden parti görevlileri olduğu, görüştüğünü, Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumlar ile resmi statüde devamlı irtibat halinde olduklarını,
- Çok sayıda ve tarafımızdan sarı zarfa konulan not kağıtları içeriğinde;
(1) ÇÎLLER ÖZEL ÖRGÜTÜ BAŞLIĞI ALTINDA, ............ -.............. CİA-ÖZEL
BÜRO-MOSSAD, CİA ALTINDA T........................ , Ö........................ , M............................. ,
K.................. MOSSAD BAŞLIĞI ALTINDA, M...................................... , İ........................... ,
A....................... , A................. ANKARA-ÎSTANBUL-İZMİR-WASHİNGTON-TEL-AVİV.
ÖZEL BÜRO: Söylemez Çetesi Ç................ örgütüne bağlı çalışıyor. l.Azerbeycan'da Aliev'e
darbe, 2.Çeçenistan'a müdahale, 3.Avrasya feribotunun kaçırılması, 4. Uluslar arası nükleer
madde, uyuşturucu kaçakçılığı (Ö................... ), 5.Ç............. Örgütü-PKK uyuşturucu işbirliği,
6."Suikast Timi" Ülkücü mafyanın tetikçi olarak kullanılması, 7.MİT'i ele geçirmek için Tolga ATİKLİ MİT'e sokuldu. EYLEMLERİ : (öldürüldü) Mehmet URHAN, Aksar SİMİTKO, Lazım ESMAEİLİ, Behçet CANTÜRK, Tarık ÜMİT, Yusuf EKİNCİ, Savaş BULDAN, Hacı KORAY, Teyfık AĞANSOY. Adnan YILDIRIM, Medet SERHAT, Cem
ERSEVER, Neval BOZ, Mustafa DENİZ şema halinde isimlerin yer aldığı tespit edilmiştir. bu şemayı siz mi çizdiniz? ne amaçla çizdiği sorulduğunda;
Bu notu hatırladığını, kendisinin yazdığı bir not olmadığını, kimden aldığını hatırlamadığını, şematik bir not olduğunu, Susurluk davası sonrasında olaylarda ilişkilendirilen şahıslar olduğu, muhtelif internet sitelerinde mevcut olduğu ve bu bilgilere herkesin ulaşalabileceğini,
- (1) adet, Kırmızı renkli plastik dosya içersinde tarafımızdan (01-157) arasırakamlarla numaralandırılmış dokümanlar içeriğinde;
- (1-15) inci sayfalar arasında Hürriyet gazetesi yazan Emin ÇÖLAŞAN'a yazılmış15 sayfalık mektup tespit edilmiştir. Konu hakkında ifadesi sorulduğunda;
Bu dokümanı hatırladığını, bunu posta kutusundan 6-7 ay kadar önce aldığını, isimsiz ve imzasız olduğu için pek fazla dikkate almadığını, bu yazının niye kendisine gönderildiğini bilmediğini,
- (1) adet, Kırmızı renkli plastik dosya içersinde tarafımızdan (01-157) arası rakamlarla numaralandırılmış dokümanlar içeriğinde;
- (143) üncü sayfalı dokümanda, Bir A4 kağıdı üzerine ortada Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, köşelerde Osman PAMUKOĞLU, Mehmet AĞAR, Ümit ÖZDAĞ, Celalettin CERRAH'm isimlerinin yer aldığı şema ve bu şemanın SAREM (Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi) antetli not kağıdına yazılı olduğu tespit edilmiştir. Bu şemayı ne amaçla çizdiniz, ne amaçla bulunduruyorsunuz? bu sarem antetli not kağıdını kimden temin ettiği sorulduğunda;
Günlük haber akışı içersinde basın açıklaması veya konuşması olan şahısların o güne ait konuşmalarını takip etmek ve unutmamak için aldığı notlar olduğunu, Bunun bir şema olmadığını, bahsedilen kağıttaki SAREM ifadesinin antet şeklinde olmadığını, bu kağıdın üzerine SAREM filigranı olarak tasarlanmış kağıt olduğunu, ne zaman aldığını hatırlamadığını ancak bu kağıtlardan kendisinde mevcut olduğunu ve hiç kullanılmamış not defteri olarak ta kendisinde bulunduğunu, SAREM'in Genel Kurmay Başkanlığı Stratejik Araştırma Merkezi 'nin kısaltması olduğu,
- (1) adet, şeffaf dosya içerisinde tarafımızdan l'den 94'e kadar numaralandırılan doküman içeriğinde;
- (01-12) inci sayfalı dokümanda, Büyük Güç Birliği Derneği Tüzüğü yazılı olduğu tespit edilmiştir, bu dokümanı ne amaçla bulunduruyorsunuz, bu dernek hakkında bilgisi sorulduğunda;
Büyük Güç Birliği Derneğinin Hukukçular Birliği ekseninde kurulmak istenen bir dernek olduğunu, kurulup kurulmadığını bilmediğini, bu derneğin kurulsaydı üyesi veya kurucusu olmayacağını, sadece tüzükteki şeklini öğrenmek için hatırlamadığı bir kimseden aldığını, bu derneği kimlerin kuracağını bilmediğini,
- (1) adet, şeffaf dosya içerisinde tarafımızdan l'den 94'e kadar numaralandırılan doküman içeriğinde;
- (34) üncü sayfalı dokümanlarda,
Adnan Akfıratla tartışma boyutu başlığı altında,
* Amaç M.TEKİN'i kaçırmak, saklamak ve hiç ortaya çıkarmayarak teslim etmemek değildi. Amaç bu ciddi konunun genel hatlarıyla aydınlanması ve bu süreçte doğrudan savcılığa teslim edilmesi olmalıydı.
* Bu haliyle "işte yine asker" yine birileri provakasyon yapıyor ve arkasında askerler var Şemdinli sürecinde yaşananlar neticesinde görevdeki askerler uzun bir tutukluluk ve gözaltı süresi yaşadılar. M.Tekin "ben çok daha fazla buna maruz kalırım çünkü konunun boyutu çok ciddi" dedi şeklinde yazı bulunduğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
/>««:
Adnan AKFIRAT'ın işçi Partisinin üst düzey üyesi olduğunu, bu yazıyı kimin yazdığını bilmediğini, Internet ortamından almış olabileceğini, Danıştay'dan sonra Doğu PERINÇEK'in kendisiyle ilgili işçi Partisinin kendi sitesinde üç ayrı zamanlarda muhtelif iddialarda bulunduğu konu ile ilişkilendirdiği için internet ortamında rastladığı bu yazıyı not olarak aldığını,
- (1) adet, şeffaf dosya içerisinde tarafımızdan l'den 94'e kadar numaralandırılandoküman içeriğinde;
-(35-37) inci sayfalı dokümanlarda VKGB- Kuvvay-ı Milliye=kurdu;
-Her ikiside tabanını genişletmek kitlelere ulaşmak isimlerini duyurmak istiyorlar,
bu yolla popilitelerini artırmak ve hatta ileride bir parti kurmak eğilimindeler........................ şeklinde
yazı bulunduğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgi veriniz.
Bu yazının kendisinin almış olduğu not ve yorumu olduğunu, VKGB ve Kuvvay-ı Milliye derneklerine üyeliğinin olmadığını, Kuvai Milliye veya Kuvvayi Milliye olarak yazılan ve ismini tam olarak hatırlamadığı derneğin başkanını Fikri KARADAĞ olarak duyduğunu, kimin kurduğunu bilmediğini, yazdığı notu Kuvvayi Milliye derneğinden birileriyle görüşerek yazmadığını bu yazıların kendisinin eleştirisi ve analizi olduğunu, Basından takip edip bu yargıya vardığını, Mudafayi Hukuk ve Yeniden Müdafai Hukuk Derneklerinin 2002 yıllarında var olduğunu hatırladığını, bu derneklerden ayrılanların VKGB ve Kuvvay-ı Milliye Derneklerine geçtiklerini bildiğini, Mahmut YILBAŞ'ın emekli vali olduğunu, Mudafayi Hukuk ve Yeniden Müdafai Hukuk Derneklerinden birinin başkanı olarak hatırladığını, bu bilgileri basın yoluyla elde ettiğini, bu derneklerle bir ilişkisinin olmadığını,
- (I) adet, şeffaf dosya içerisinde tarafımızdan l'den 94'e kadar numaralandırılandoküman içeriğinde;
-(38) inci sayfalı dokümanda, Bıçak başlığı altında; İsmail PAKER, Av.Ertaç GİRAY, Mahmudun Evi "Yurdakul yıkayıp mutfağa koyduk" ya da mutfakta eşyaların arasına koyduk. Eşyaların arasındaki kastı M.TEKİN'in eşyaları olabilir. Mahmut, Beyaz arabaya koydum dedi. Eşyalarım torbanın içinde. Yurdakul'un arabasında giderken notlarını okuduk. Gerisi defterinde kalmış olabilir demişti. Defter çantamda olabilir yada torbada, "Çete mi - Terör örgütü mü?" neden terör boyutu? Neden terörle mücadele sorunu; üyelerin sıradan vatandaş olanları,
şeklinde yazı bulunduğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Danıştay sonrasında Doğu PERINÇEK kendi sitesinde kendisi, Av.Ertaç GİRAY ve ismail PAKER'in hakkında çeşitli iddialarda bulunduğunu, bu notu oradan aldığını, Yine Danıştay olayında bıçağın nerede olup olmadığının gündeme geldiğini, o nedenle almış olduğu bir not olduğunu, ismail PAKER 'in arkadaşı ve sivilden birisi olduğunu, ticaret ile uğraştığını, kendisiyle ayda birkaç kez görüştüğünü, 2005 yılında AKM'de yapılan Asılsız Ermeni iddiaları konulu konferansta tanıştığını, istanbul Anadolu yakasında oturduğunu, Herhangi bir bürosunun olup olmadığını bilmediğini, Ertaç GİRAY'in kendisini avukatı olduğunu,
(39-40) mcı sayfalarda isim kısaltmaları yapılarak oluşturulan ve elle çizilen şema tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Bu şemayı hatırladığını, bu şemalardan bir tanesinin kuracağı kongreturk isimli internet sitesinin not çalışmaları olduğunu, ikinci şemanın bir habere dayalı olarak almış olduğum notlar olduğunu, Y.B. olanın Yaşar BÜYÜKANIT olduğunu, 2008 yılında görev süresi bitiyor şeklinde not aldığını, I.K. nin Işık KOŞANER olduğunu, 2012 yılında genel kurmay başkanı olma ihtimalinin olduğunu, buna benzer almış olduğum notlar olduğunu,
(71) inci sayfalı doküman, 17 Mayıs Alparslan ARSLAN 10:30 Danıştay, ile başlayan ve M.TEKİN, Mahmut ÖZTÜRK, Rafet ARSLAN, İsmail PAKER, Yurdakul simleri ve tarih ve saat yazıların olduğu doküman tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
P5?Wr
/\$t&
Kendisine gösterilen notu hatırladığını, bu notun Danıştay olayında gözaltına alındığında ifadesi esnasında hatırlamak maksadıyla almış olduğu notlar olduğu, olayın olduğu zamanda kendisinin Muzaffer TEKİN, Rafet ARSLAN ve ismini hatırlayamadığı birkaç şahısla birlikte Muzaffer TEKİN'in ofisinde bulunduklarını, olayları hatırlamak maksadıyla çizmiş olduğum notlar olduğunu, bu notların onları açıkladığını,
-(72) inci sayfalı doküman, Doğuş Faktoring başlığı altında, Ertuğrul YILMAZ: 2003 yılında Almanya'da öldürüldü, Birden fazla uyuşturucu kaçakçılığı nedeniyle hakkında dosya bulunuyor. Sauna çetesi diye adlandırılan grubun içinde yer aldığı iddia edilen eski başkomiser Tamer TOPSAKAL (Emniyet Müdürü), Tamer TOPSAKAL Ayhan PARLAK'a yürüttüğü soruşturma dosyası verdiği için meslekten ihraç ediliyor, şeklinde el yazması doküman tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Bu bilgilerin internetten alınmış bilgiler olduğunu, Taner TOPSAKAL isimli şahsı tanımadığını, Ayhan PARLAK 'ı Muzaffer TEKİN 'in bürosunda gördüğünü, tanışmışlığının olmadığını,
-(73) üncü sayfalı doküman, Danıştay 2.Daire Ata Ocakları VKGB Düzce Sauna+Susurluk+Danıştay şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Bu notun Danıştay olayıyla ilgili vermiş olduğu ifadesi esnasında almış olduğu notlar olduğu,
-(74) üncü sayfalı doküman, Ankara TEM=PKK silah iması? Sen erken geldin? Şeklinde el yazması doküman tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Bu yazının kendisine ait olmadığını, bu yazının nereden geldiğini bilmediğini, Ankara'da kendisine verilen notlarıyla karışmış olabileceğini,
(1) adet DİPLOMAT marka şifreli siyah renkli plastik çanta içerisinde,
-(l)adet, 01-10 arası rakamlarla tarafımızdan numaralandırılan ve "Fetullah GÜLEN'in öz geçmişi ve tanıtımı" başlıklı el yazması doküman içeriğinde; Fetullah GÜLEN'in hayatı ve sürdürdüğü faaliyetlerle ilgili rapor şeklinde el yazması notlar olduğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Bu dokümanın kendisine ait olduğunu, kendisinin yazdığını, internet ve muhtelif yayın organlarından araştırma konusu olarak yazdığı yazı olduğu,
-(1) adet, 1 'den 30'a kadar tarafımızca numaralandırılan ve "ideoloji uygulanmamalı ve halk ideolojide bütünleştirilmeye çalışılmamak" ile başlayıp, "kutba bırakmak olmaz" ibaresiyle biten el yazsı doküman içeriğinde; illegal bir yapılanmanın başında bulunduğu değerlendirilen bir şahıs tarafından, ülkemizin siyasal ve uluslar arası gündemi ile ilgili görüşlerin ve yapılacakların belirtildiği, bu yapılanmanın hedefleri doğrultusunda güncel ve siyasi olayların yönlendirilmesinin gerektiğinin anlatıldığı ve yine birçok siyasinin isminin geçtiği el yazması notlardan oluştuğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Kendisinin bu notları bölücü yayın yapan internet sitelerinden örgütün taktik ve stratejisini öngörebilmek ve değişiklikleri takip edebilmek için aldığı notlar olduğu,
- 1 'den 6'ya kadar tarafımızca numaralandırılmış ve "Zeynel'e " başlıklı elyazması not içerisinde; "Benimle irtibat kurmak istemişsiniz sanırım bu sakıncalı olacak, Notu getirecek şahsa sözlü bir şey söylemeyin not yazabilirsiniz, Ben şu an takası düşünmüyorum, çünkü beni tatmin edici garanti verilmedi, Beni zorlayacak tüm belgeleri ve garantileri takas esnasmda istiyorum, elimdeki belgelerin asıllarını birer nüshasını çok güvenli bir yere bıraktım, bazı belgeler bende olduğu için hayat güvencem tam olarak var, zor şartlarda kalmadığım sürece onları kullanmayacağım, Birlikteki bazı sümüklüler Askeri mahkeme ile başımı belaya soktular, aslında iyide oldu bu mahkeme diğerlerini maskeliyor, her geçen gün diğerlerinden deşifre oluyordum,

Yaşar" şeklinde ve Komutanımla başlayıp Ben karşı tarafın görüşme talebini reddettim, siz görüşecek misiniz, Onlar ve bizimkiler durumlarımızı açık olarak biliyorlar, bu bize şimdilik can güvenliğimizi sağlıyor, Avukatla görüştüm, oldukça çekingen davranıyorlar, ama sonuçta kabul ettiler ve parayı aldılar onların hukuksal konular dışında bilgisi yok, Ayrıca sizin emekli olmanız çok daha iyi oldu. En azın bizimkiler sizi bazı şeye zorlamıyor. Takip edildiğinizi biliyorum, ben bu konuda görüştüm rahat olabilirsiniz, Bizim elemanımız içeride ve bu konuyu biliyor " şeklinde beyanlann geçtiği, tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Yazmış olduğu yazının "Cudinin Günlüğü" isimli film senaryosunun diyaloglarından birkaç tanesi olduğu, konusunun terör ve güneydoğu olduğunu,.
- l'den 4'e kadar tarafımızca numaralandırılmış el yazması doküman içerisinde;"İstanbul genelinde bölge bölge örgütlenip faaliyet gösteren bir şeriatçı örgütün varlığıöğrenilmiştir. Profilo binasına giden yolda Kamuşaaltı camiinin altında çay ocağı ve lokantaolarak görünen binayı belirlemektedir. Burası örgütün toplantı yeridir. Belirtilen çay ocağınıncivarında berberlik yapan Mustafa ve kuruyemişçilik yapan Murat isimli şahıslar İrtibatçı vetoplayıcı gözlemi yapmaktadırlar. Bu şahıslarda 500 dolar karşılığı temin edilen dinlemecihazları bulunmaktadır. Burada gençlere kendilerini Türk hatta İzmirli, Sivaslı şeklinde ifadeetmenin çok ağır günah olduğunu, insanın kendisini yalnızca Müslümanım şeklinde ifadeetmesi öğretildiğini, iyice pişirilen militanların Sivas kırsalında var olduğu söylenen silaheğitim kampına götürülüp silahlı eğitim verildiği belirtilmektedir" şeklinde rapor verildiğitespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgi veriniz.
Yaklaşık iki yıl kadar önce gönderilen bir rapordur. Kimin tarafından gönderildiğini bilmiyorum.
- l'den 3'e kadar tarafımızca numaralandırılmış doküman içerisinde; "AhmetTULGAR, Gazeteci Milliyet den Akşam'a geçmiş. Hal ve hareketleri eşcinsel olduğunudüşündürtdürüyormuş. DHKP-C ve TAYAD'la ilişkileri varmış. Mersindeki bayrak olayı ileilgili onlar tamamen örgütle ilgili onların kontrolünde demiş. Filiz (F) tipi cezaevinde (5) yılyatıp çıktı. Bu kız Gültekin ile telefon irtibatı kuracağını bana söyledi. Bu yolla TA YAD ileTrabzon halkını karıştırmaya çalışacak demiş. Ahmet TULGA'nm DHKP-C ile telefon yadayüz yüze temasta olduğunu belirtiyoruz." Şeklinde beyanlann geçtiği tespit edilmiştir, bukonu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Yaklaşık iki yıl kadar önce gönderilen bir yazı olduğunu, kim tarafından gönderildiğini bilmediğini,
Kendisine sorulan şahıslardan;
OKTAY YILDIRIM'ı 2005 yılında VKGB'nin bir davetinde tanıdığını, Kendisi ile fiilen bir yıldır görüşmediğini, ondan önceki dönemde asla yakın bir diyalog içersinde olmadığını, Danıştay olayı sonrasında da Oktay YILDIRIM'ın Behiç GÜRCAN isimli şahıs ile birlikte açıkıstıhbarat.com internet sitesinde Danıştay olayını ele alarak kendisinin Muzaffer TEKİN 'e komplo kurduğu yönünde iddialarda bulunmuşlardır.
MUZAFFER TEKİN'i tanıdığını, çok aşırı yakın bir diyalogunun olmadığını, çoğunlukla kalabalık misafirleri varken ofisinde bulunduğunu, son 13 aydır da kendisi ile birebir yada telefonla irtibatının olmadığını,
MAHMUT ÖZTÜRK'ü bir kere Muzaffer TEKİN 'in bürosunda gördüğünü, Danıştay olayı sonrası Muzaffer TEKİN 'in gittiği evde Mahmut ÖZTÜRK'ü gördüğünü ve tanıdığını, son 13 aydır kendisiyle hiçbir şekilde görüşmediğini,
MİLLİ IRGAT(KOD) Kuddusi OKKIR'ı 2005 yılında AKM'de Asılsız Ermeni iddiaları Soykırımı konulu konferansta tanıdığını, birkaç defa davetine katıldığını, VKGBH'nin davetinde gördüğünü, bu derneğin üyesi olup _ olmadığını bilmediğini, bu toplantılardan sonra tamamen ilişiğini kestiğini, yaklaşık iki yıla yakın bir zamandır hiçbir
şekilde görüşmediğini, kendisini Üniversitede Ar-ge bölümünde çalışan biri olarak tanıdığını, bu derneğe herhangi bir üyeliği olup olmadığını bilmediğini,
Muzaffer TEKİN 'nin bürosuna 13 aydır gitmediğini, 13 ay öncesi birçok emekli asker ve sivil vatandaş gelip gittiğini, büronun her zaman kalabalık olduğunu ancak gelenleri isim olarak tanımadığını, Rafet ARSLAN'ın o büroda herhangi bir görevinin olup olmadığını bilmediğini, Rafet ARSLAN'ın kardeşini isim olarak tanımadığını, ancak görse tanıyabileceğini, Rafet ARSLAN ile de 13 aydır hiçbir şekilde görüşmediğini, büroya gelenlerin Muzaffer TEKİN 'e "abi ve komutanım" şeklinde hitap ettiklerini, yerin mülkiyetinin kime ait olduğunu bilmediğini, yine orada herhangi bir iş yapıldığını bilmediğini, herhangi bir işçinin çalışıp çalışmadığını da bilmediğini,
(Gazi Güder ve Ayşe Asuman OZDEMIR' de çıkan yazılarla alakalı olarakJBu yazılar hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını, ancak Danıştay olayından sonra kendisi hakkında çeşitli iddialarla yazılar yazıldığını, Bu yazınında onlardan bir tanesi olabileceğini, Asuman isminde kimseyi tanımadığını, Behiç isimli şahsın Behiç GÜRCAN olduğunu, Behiç GÜRCAN'ın kendisi hakkında çeşitli iddialarla yazılar yazdığını, Kemal isminde bir avukatının olmadığını, ancak Kemal KERINÇSIZ'in Danıştay olayında Muzaffer TEKİN 'i savunmak için Ankara'ya geldiğini, Muzaffer TEKİN'in Kemal KERİNÇSİZ'in avukatlığını kabul etmediğini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine de avukatlığını yapmayı teklif ettiğini ancak kabul etmediğini,
( Muzaffer TEKİN beyanıyla alakalı)Danıştay olayının olduğu gün Muzaffer TEKİN 'in eşinden telefon geldiğinde Muzaffer TEKİN'in panik yaptığını, polislerden başkasının da gelmiş olabileceğini söyleyerek eve gitmediğini, Muzaffer TEKİN'in kendisinden eve gidip bakmasını istediğini, orada kendisiyle birlikte Rafet ARSLAN ve ismail PAKER'in de bulunduğunu, de vardı. Bu yemekten 15-20 gün kadar önce Oktay YILDIRIM ve Rafet ARSLAN isimli şahısları güncel konulardan dolayı azarladığını, Yemekten sonra Muzaffer TEKİN'in Oktay YILDIRIM'a ve Rafet ARSLAN'a da karşı yapmış olduğu bu davranışın ayıp olduğunu ve üzülebileceğini söylediğini, Sonrasında da "bunları düzelt" demesi üzerine ilişkileri kendisinin ayarlayacağını, buna müdahale edilmesinden hoşlanmayacağını ve Oktay'ında genel tavırlarının hiçbir zaman hoşuna gitmediğini Muzaffer TEKİN'e söylediğini, Bu andan itibaren Danıştay saldırısı gecesi yedikleri yemeğe kadar görüşmediklerini, Danıştay saldırısının olduğu gün saat:12:00 sıralarında Rafet ARSLAN veya Muzaffer TEKİN'in telefonla arayarak kendisini yemeğe davet ettiklerini ve bu konuda ısrar ettiklerini, kabul etmeyince kendisini ofise davet ettiklerini, Ofise gittiğinde yemek konusunu tekrarladıklarını, bu yemeğin aradaki kırgınlığı ve soğukluğun bitirmesini düşündükleri için söylediklerini, kendisinin de kabul ettiğini, daha sonra ismail PAKER'inde aranıp davet edildiğini, Akşam saatlerinde de birlikte yemek yediklerini, yemek esnasında gelen telefon üzerine Muzaffer TEKİN 'in içinde bulunduğu halden dolayı Muzaffer TEKİN 'in isteği üzerine Muzaffer TEKİN 'in evine İsmail PAKER ile birlikte gittiklerini, ismail PAKER'in araçta beklediğini kendisini eve çıktığını, eve çıktığında polisin evde arama yapmaya başlamış olduğunu, daha sonra Muzaffer TEKİN'e telefonla durumu bildirdiğini, Danıştay 'a yapılan saldırı nedeni ile hakkında arama çıkartıldığını söylediğini, Muzaffer TEKİN'in "ne yapabiliriz ne edebiliriz" diye sorduğunda "bilemiyorum" diye cevap verdiğini, Muzaffer TEKİN'in "bir avukat mı ayarlasak" "Ertaç GİRAY gelir mi" dediğini, kendisinin de bilmediğini söyleyerek "bu konuyu ismail PAKER ile bir görüşeyim" dediğini, ismail PAKER ile görüştükten sonra avukat Ertaç GİRAY'ı aradıklarını ve aramada hazır bulunmasını sağladıklarını, arama bittikten sonra Muzaffer TEKİN'e aramanın bittiğini telefonla söylediğini, Muzaffer TEKİN'in de "Ertaç GİRAY ile bir görüşelim" dediğini, Fenerbahçe Ordu evinde Rafet ARSLAN ile birlikte beklediklerini söylediklerini, Kendisinin ismail PAKER ve Av.Ertaç GİRAY ile birlikte Fenerbahçe Orduevine gittiklerini, orada
yaptıkları görüşmede Muzaffer TEKIN'in "bu olayı nasıl kendisine yakıştırdıklarını kendisinin şerefli bir subay olduğunu, kendisinin adının bir terörist ile nasıl birlikte anıldığını, bunun hiç zaman kendisi tarafından kabul edilemeyeceğini, böyle bir lekeyi taşıyamayacağını gerekirse Taksim anıtı önünde tabancası ile kendisini intihar edeceğini bunu yapmadan öncede kısa bir açıklama yapacağını" söylediğini, bu esnada Muzaffer TEKIN'in psikolojisi bozuk durumda olduğunu, bu nedenle teslim olmayacağını polislerin teslim olduğu zaman 8-10 gün alıkoyacağını" kendisine kötü muamele edileceğini, bunu da kendisini asla kabul edemeyeceğini beklerse ortaya yeni tanıklar ve deliller çıkar suçsuz olduğum anlaşılır ve ondan sonra teslim olurum dedi. Konuşma bu eksende devam etti. Olayın hukuki kısmı Ertaç GİRAY tarafından açıklandığı sırada gözaltı süresinin 8-10 gün olmayacağını 2 veya 4 gün gözaltı süresinin olabileceğini bunun sonrasında da hemen mahkemeye çıkartılacağını eğer teslim olmak isterse de polise değil de savcıya birlikte gidebileceğini söylediğini, Muzaffer TEKIN'in bunların hiçbirini kabul etmediğini ve beklemek istediğini ve saklanmak için kendilerinden yardım istediğini, ilerleyen günlerde Ankara'ya gidip savcıya teslim olacağını söylediğini, Daha sonra ordu evinden ayrıldıklarını,. Ertaç GİRAY'ın kendi evine gittiğini, kendilerinin Muzaffer TEKİN 'e ev ayarlamak için çıktıklarını, Muzaffer TEKİN yaralandığı günün sabahı kendisine Yurdakul ÇAĞMAN'dan telefon geldiğini, Muzaffer TEKİN 'in kendisini kalbinden bıçaklayarak kendisini intihar ettiğini söyledğin ve, durumunun ağır olduğunu söyledğini, Bunun üzerine kendisinin ismail PAKER 'in otosu ile beraber Mahmut ÖZTURK'ün Çavuşbaşındaki villasına yola çıktıklarını, Evi bulamadıkları için yolda Yurdakuunl karşıladığını, birlikte villaya gittiklerini, kendisinin hemen Muzaffer TEKİN 'in bulunduğu üst kata çıktığını, Muzaffer TEKIN'in sırtını duvara dayamış yerde oturduğunu,. Ustüıgı çıplak olduğunu, Vücudunda kurumuş kan lekelerinin olduğunu, Yarasının açık ancak kanamasının olmadığını, Kendisine orada bağırarak 'Ölsen bizim başımız derde girer" diye hitap ettiğini, Muzaffer TEKIN'in "Endişelenme ben not yazdım ve notlar Mahmut OZTÜRK'de' dediğini, "O notları al ve basına ver" dediğini, Mahmut ÖZTÜRK'ten notları aldığını ve cebine koyduğunu, Muzaffer TEKİN 'e hastaneye gideceklerini söylediğini, Yolda villaya giderken Rafet ARSLAN'ı arayarak hastane ayarlamalarını söylediğini, kendisinin Acıbadem hastanesini ayarladığını,. Muzaffer TEKIN'in hastaneye gitmek istemedğini ve evde de kalmak istemediğini, Abisi Rıza TEKIN'in Maltepe 'de bulunan evine gitmek istediğini, Muzaffer TEKİN ile birlikte arabaya bindiklerini, Muzaffer TEKIN'in yüksek sesle konuştuğunu ve kendinde olduğunu, kendisinin ısrarına rağmen hastaneye gitmeyeceğini söylediğini, Bunun üzerine kendilerinin onun isteğini mecburen kabul ettiklerini ve Maltepe istikametine yöneldiklerini, Rafet ARSLAN'a durumu anlattığını, Rıza TEKİN'in kardeşini ikna edip hastaneye götürmesini söylediğini, Rafet ARSLAN'ın taksi ile bulundukları bölgeye geldiğini, Ve iki araçla birlikte hastaneye gittiklerini, Medya ya kendisinin haber verdiğinin doğru olduğuunu, ancak Muzaffer TEKİN 'in isteği doğrultusunda bu haberi verdiğini,
"Danıştay olayında Zekeriya ÖZTÜRK ve İsmail PAKER isimli bir şahısla yanıma geldi, o gece evimde tek başına kaldı, sabah da ben kendisine kahvaltılık götürmek için gittiğimde intihar ettiğini gördüm. Hastaneye götürmesi için Zekeriya Öztürk'ü çağırdım. Zekeriya, İsmail ile birlikte geldi. Hastaneye götürmeden pansuman yaptım. Daha sonra hastaneye götürdüm, polislere de bildirdim. Olay yeri incelemeye gelindi, gözaltına alındık. Ankara'da serbest bırakıldık. Bu olaydan beri de ilişkilerimi azalttım. Ancak zaman zaman görüştük, benden 1 ay önce borç para istedi ve kendisine 1500YTL borç para verdim dedi. Ben bu borcu evinini yanında verdim. Bürosuna önceden giderdim. Gittiğimde her çevreden insanlar vardı, asker, polis ve her çevreden ileri görüşlü insanlar olurdu." şeklinde beyanlarda bulunmuştur, bu konu hakkında detaylı bilgi veriniz? ,^J' j "5*%
-/ '* « .«,%
f *> t. V~:^ "* * %
Kendisini arayanın Yurdakul olduğunu, Mahmut'un kendisini bu konudan dolayı aramadığını, Muzaffer TEKİN 'i hastaneye götürenin kendisi olduğunu, Mahmut OZTURK ilgili polislerle hastanenin 500 metre aşağısında bulunan pastaneden aldıklarını, kendisinin bu konular hakkında anlatacakarının bunlardan ibaret olduğunu," şeklinde beyanda bulunduğu,
b- Savcılık İfadesinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ;
2001 yılma kadar Kara Kuvvetlerinde piyade olarak görev yaptığını. İstifa edip ayrıldığını. Ağırlık Güneydoğu olmak üzere 1999 yılında İstanbul Alemdağ' a geldiğini. Alemdağ' da 23. Alay 1 Taburunda görevli olduğunu. Şu anda araştırmacı yazar olarak çalıştığını. Yazılarını Önce Vatan isimli ulusal bir gazeteye yazdığını. Bu gazetenin 2001 yılında çıktığını. Şu anda 17000 tirajı olduğunu. Abone sistemi ile çalıştığını. Sahibinin ABULLAH AKOSMAN olduğunu. Bu sene Nisan ayında bu gazeteden ayrıldığım. Günboy isimli gazeteye geçtiğini, şu anda oradan da ayrıldığını. 21. Yüzyıl Stratejik Araştırma Enstütüsünde şu anda yazmaya devam ettiğini. Stratejik Araştırma şirketlerinin Amerika' nm teşviki ile kurulmuş ve sivil toplum örgütlerini amaçlan doğrultusunda kullanmak için kurulmuş örgütler olduğunu. Şu anda çalıştığı şirketin sahibinin Profösör ÜMİT ÖZDAĞ olduğunu. Kendisinin profösör olduğunu, şu an oradan maaş almadığını, tamamen emekli maaşı ile geçindiğini.Üstüne kayıtlı gayrimenkul olmadığını. Kızıltoprak' da kayın pederinin evinde oturmakta olduğunu.
MUZAFFER TEKİN ' i 2005 yılında Atatürk Kültür Merkezinde "Asılsız Ermeni İddiaları Konferansı" çıkışında tanıdığını. Kendisi ile tanıştığında yanında FİKRİ KARADAĞ, HÜSEYİN GÖRÜM, HÜSEYİN BEYAZIT, İBRAHİM soyadını hatırlayamadığını ve ismini hatırlayamadığı bir kaç kişi daha olduğunu. FİKRİ KARADAĞ m emekli albay olduğunu, HÜSEYİN BEYAZIT m Amerika'da eğitim gördüğünü şu anda Yeditepe Üniversitesinde eğitim görevlisi olduğunu. HÜSEYİN GÖRÜM' ün ne iş yaptığını bilmediğini. Tanıştığı bu kişilerin Vatansever Kuvvetler Güç Birliği adlı derneğin Türkiye-İstanbul Şubesini oluşturmaya yönelik çalışmalar yaptıklarını. Daha sonra bir kaç sefer bu çalışmalara davet ettiklerini.Çalışmalarda yer almadığını. 5-6 toplantıdan sonra bir daha kendileri ile görüşmediğini. Daha sonra MUZAFFER TEKİN ile bir diyalog geliştiğini. Ayın belli zamanlarında MUZAFFER TEKİN ' in ofisine gittiğini. Orada zaman zaman emekli askerler ve polisler olduğunu. Burada çay içilip değişik sohbetler yapıldığını. Buranın finansmanını kimin sağladığını bilmediğini. Buraya gidip gelirken MUZAFFER' in çevresindeki insanların davranışları ile kendi düşünceleri uyuşmadığı için görüşmelerini azalttığını.
Danıştay Saldırısının olduğu günün akşamı Fenerbahçe Ordu Evinde kendisi RAFET ARSLAN ve MUZAFFER TEKİN ile İSMAİL PAKER bir yemek yediklerini. Bu yemeği yeme amaclarmmda bu soğukluğu gidermek olduğunu. Bu sırada MUZAFFER' in evinin aranması konusu ortaya çıkınca onları evinin oraya gönderdiğini.Evin orada bulunduklarını. Daha sonra tekrar Fenerbahçe Ordu Evinde kendisi ile buluştuklarını, biraz korktuğunu, "şimdi ben teslim olursam beni içerde tutarlar ve kötü muamele yaparlar, şeref ve haysiyetim lekelenir "dediğini.Teslim olmak istemediğini ve bir kaç gün bekleyip ortalık netleşince gidip ifade vereceğini söylediğini. Israrla kendisine yardım etmelerini, onu saklamalarını söylediğini. Kendisinin saklanması için bir arkadışmm evini ayarladıklarını, ilk gece orada kaldığını, ikinci gece başka bir evde kaldığını. Üçüncü geceyi geçirmek üzere MAHMUT ÖZTÜRK' ün Beykoz' daki evine götürdüklerini. Oradan ayrılırken MAHMUT un geldiğini.MAHMUT ÖZTÜRK ü MUZAFFER' insSpJisinle bir kez gördüğünü, kendisini orada tanıdığım, daha sonra burada ikinci kez gölüğünü. Scfeça evden ayrıldıklarım. Ertesi sabah saat 09-10 sıralarında YURDAKUL ÇAÇMAN adh şâ^^kendisine telefon açması ile

Hiç yorum yok: