29.7.08

ERGENEKON İDDİANAMESİ 501 - 550 SAYFALAR,

çalışmalarına biraz daha zaman ayırmanız gerekiyor biraz daha sahada kalmanız gerekiyor" diyerek 31 Mart itibari ile iki gurubu da sağlam birine devretmek için çalışmalar yaptıkları hakkında konuştukları,
*Tape 393 22.03.2007 günü saat:19.40'da Erkut ERSOY'un kullanımında
bulunan 0 543 533 17 69 numaralı telefonla, Neslihan................ 'in kullanımında bulanan 0 505
720 38 94 numaralı telefonu aramasıyla yapılan görüşmede;
Neslihan Ankara Kızılay'da toplantıda olduğunu söyledikten sonra, Erkut ERSOY'un "Anladım anladım, ben biraz önce Özlem Hanım ile görüştüm, o size aktaracaktı konuyu ama aradığınız iyi oldu, şimdi bizim bu ay sonu itibariyle DSS ve Dağıtım Komiteleri gruplarımız var ya" " Onlan kapatıyoruz" dediği akabinde bu işin çok zamanlarını aldığını ve ÖZEL BÜRO olarak arkadaşları ile birlikte SAHA VE İSTİHBARAT ÇALIŞMALARINA ağırlık vereceklerini anlattığı,
*Tape 394 26.03.2007 günü saat:21.07'de Erkut ERSOY'un kullanımında
bulunan 0 543 533 17 69 numaralı telefonla, Funda.................. 'nın kullanımında bulanan 0 535
583 71 08 numaralı telefonu aramasıyla yapılan görüşmede;
Erkut ERSOY kendisinin özel bürodan aradığını söyledikten sonra, "Geçmiş olsun ya, ben mailini aldım da sevindim çok, şimdi bizim biliyorsun 31 Mart itibariyle DSS ve Dağıtım komiteleri gruplannı kapatıyoruz" "Sahada olmamız istendi bizden, yani daha çok artık halkın içerisinden toplayacağız istihbaratı" dediği,
*Tape 397 29.04.2007 günü saat:23.58'de Erkut ERSOY'un kullanımında bulunan
0 543 533 17 69 numaralı telefonla, Özlem................. 'nın kullanımında bulanan 0 505 815 01
30 numaralı telefonu aramasıyla yapılan görüşmede;
Özlem ve Erkut ERSOY birbirlerine iyi dileklerini ilettikten sonra Erkut ERSOY'un " Valla iyidir biz de işte sürekli sahadayız, ben şu anda dışarıdayım da yani sürekli işte böyle ben Düzce'deki şeyi PKK ile ilgili çalışmaları üstlendim, burada PKK ile ilgili işte izlediğimiz şahıslar var, işte onlara bakıyoruz normal şekilde devam ediyor biz sahadayız" "İşte Hizbullah olsun, diğer İslami fonksiyonlar, biraz bu ortamdan da şey bulup cesaret bulup, böyle biraz kuran kursları açıyorlar, ...biz de bu şeylere karşı uyanığız, devamlı işte o ortamlara giriyoruz çıkıyoruz, arkadaşlarımız her türlü kılıkta onların içerisindeler yani, devamlı takip ediyoruz, herhangi bir durum var mı yok mu ne gibi bir şeyler olacak işte telefon takibi şu bu işte" dediği, Özlem'in "Orada herhangi o konuda bir ihtiyaç olursa, yardımınız benim, o yönde de şeyim var çünkü, geldim gittim onlan biliyorum ben anlanm yani" dediği, Erkut ERSOY'un "o zaman kara çarşafa girmeniz lazım, bizim buradaki elemanlar kara çarşaflı, kara cübbeli, sakallı geziyorlar, kara çarşafa gireceksiniz yirmi dört saat gelin buyurun" dediği, Özlem'in "Tamam tasavvuf dilinden anlanm en azından ... bilemem de" dediği, görüşmenin devamında uzun bir süre, Zihin Kontrolü hakkında konuştuktan sonra Erkut'un "..Biz bu şebekenin peşindeyiz" "mesela bazı insanlardan zihin kontrolü ile ilgili şikâyetler geldiği zaman biz hemen gönderiyoruz bizim elemanlan, hemen Frekans taraması yaptmyoruz evinde iş yerinde" dediği,
*Tape 423 01.06.2007 günü saat:19.01'de Erkut ERSOY'un kullanımında bulunan
0 537 872 73 14 numaralı telefonla, Can............... 'in kullanımında bulanan 0 542 594 93 68
numaralı telefonu aramasıyla yapılan görüşmede;
Bir süre Düzce de yapılacak olan toplantı ile ilgili konuştuktan sonra Çan'ın toplantıya gelemeyeceğini söyleyerek "..Ne oldu grubu tekrar aktif mi ettin" dediği, Erkut ERSOY'un "Ya şimdi web sitesi açacaktık biliyorsun yani .. grubu kapatmamız aslında web sitesi açmak istediğimiz içindi ama web sitesi biraz zaman alacak yani onu iyi bir şey yapmak istiyoruz da web sitesi açılana kadar da bari hiç £İ*^s§^ö^lendirrne çalışmalan devam etsin dağıtım komiteleri devam etsin dedik o yü^aen öyle birvşeşy düşündük yani" dediği,
Çan'ın tüm üyelerin bu konuda bilgilendirilmesini söyledikten sonra Erkut'un bilgilendirdiklerini ve en az 100 kişinin aktif olması gerektiğini, Can'm "Kim var kim var tepede" diye sorduğu, Erkut ERSOY'un "Tepede bizim Uğur var Uğur BİLGEHAN var" dediği, Can'm "Şey olarak soruyorum yani asker kesiminden kim var" diye sorduğu, Erkut ERSOY'un "Valla şu anda henüz daha belli değil" dediği
TEM*Tape........ 06.08.2007 günü saat:02.02 sıralarında Erkut ERSOY ile Ümit'in
yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
E.ERSOY' un "Ümit'ciğim ne haber" dediği, ÜMİT' in "arkadaşlar geldi evde" dediği, E.ERSOY' un "...bizim buralar araştırma çalışmaları yoğunluk kazındı" "Bizim istihbarat birimini bir tane sağlam bir yönetici birisi lazım yani bu işleri derleyecek toparlayacak, çünkü üzerimizde iş yükü çok fazla" "Tercih edilen Lise mezunu olmazsa da en azından kafası çalışan birine ihtiyacımız var" dediği, UMİT'in "İnternetten bulunmaz o internetten sıkıntılı olur" dediği, E.ERSOY' un "İşte çevrenden bir tane sağlam birisi bir de sadık olacak yani" dediği,
TEM*Tape ....... 08.08.2007 günü saat:22.12 sıralarında Erkut ERSOY ile
Yavuzhan KARAGÖZ' yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;
Y.KARAGÖZ' ün "...daha evvel ben açık istihbarat gurubundaydım Behiç GÜRCİHAN tanıyorsunuzdur belki" dediği, E.ERSOY' un "Tanıyoruz evet Behiç beyi" dediği, Y.KARAGÖZ' ün "Ha Behiç beyle biraz çalışma yapmaya çalıştıkta" ".. .kendisinden 2023 ile ilgili öneriler bekledik öyle kaldı o" dediği, E.ERSOY' un "...Behiç beyin de yoğunluğu var. Tamam şimdi şunu şöyle söyleyim sizin gibi değerli arkadaşlara ihtiyacımız var. Özellikle istihbarat araştırma birimimizi yönetebilecek onu yönlendirebilecek arkadaşlara ihtiyacımız var şuanda" dediği, Y.KARAGÖZ' ün "Açık istihbaratın yapısını da biliyorsunuz internet sitesinden günlük haber verme şeklinde de" "Daha elle tutulabilir insanların hani guruba dahilim diyebileceği bir gurup lazım" dediği, E.ERSOY' un "Ben burada işin kapsamını anlatırım bizim sade internet değil başka çalışmalarımız da var" dediği,
TEM* Tape : ...'de 03.09.2007 günü saat : 13.32'de Erkut ERSOY ile İbrahim UZUN arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
İbrahim UZUN isimli şahsın bir sorundan bahsedeceğinden bahisle "Teşekkür ederim sağ olun uğraşıyoruz sizinle benim paylaşmak istediğim çok büyük sorunlar var. Şimdi Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi bildiğiniz gibi yakında kuruldu. Burada bir Mardinleştirme ve Doğulaştırma operasyonları çok hız kazandı. Çok ayrıntılı konuşmamız lazım. Ben şu anda okuldayım Tekirdağ'ındayım Meslek Yüksek Okuhmdayım. Bunun için Rektör Yardımcıları istifa etti. Birisi de benim çok yakın dostum." dediği, Erkut ERSOY'un "Şimdi ben görevde değil de Düzce'deyim. Bir gün izin alsanız burada detaylı görüşsek olur mu? Bir gün izin alsanız okuldan" dediği, İbrahim UZUN'un "Burada arkadaşlar yok mu?" diye sorduğu, Erkut ERSOY'un "İşte orada arkadaşlarımız bizim var ama yani bizim istihbarat birimizdeki arkadaşlarımızı görev bu görüşmelerde kullanmıyoruz. Onlar tamamen bilgi toplamak amacı olduğu için. kendilerini şey yapmak istemiyoruz" dediği
TEM * Tape : ...'de 12.11.2007 günü saat : 21.17'de Erkut ERSOY ile Erkan KORKMAZ arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Engin KORKMAZ'm Cahit isimli şahısla yaptığı görüşmeyi Erkut ERSOY'a ilettiği, Erkut ERSOY'dan bu görüşmenin video kayıtlarını incelemesini istediği, psikolojik bir vakıa söz konusu olup olmadığını gözden geçirmesini istediği, Erkut ERSOY'un da video görüntüsünün kendisine ulaşmasının sonra gerekli incelemeyi yapacağını belirttiği, devamında zihin kontrolü ile ilgili olarak Erkut ERSOY'un "Dolayısıyla bunu milli istihbarat teşkilatı yapıyorsa -müsteşarı yargılamaya kadar götürecek bir imkânımız da elimizde mevcut o yüzden burada bizim üstümüze düşen
gerçekten zihin kontrolüne uğrayan kişilerle psikiyatrik vakaları ayırt etme. Türkiye de Emniyetin bu konuda çok fazla bir bilgisi yok ama emniyetin içinden küçük bir gurup ve milli istihbarattan resmi birkaç kişi yani bir gurup diyelim buna onlarla resmi bağı olmayan ama milli istihbarata bilgi aktaran bir gurubun bu işin başında olduğunu biliyoruz. Hatta elimizde bunlarm bazılarının fotoğraflarıda var ciddi miktarda" dediği, görüşmenin devamında Erkut ERSOY'un "Şimdi biz bu soruşturmayı gizli tutmak zorundayız. Resmi makamlardan gizli yürütüyoruz neden gizli yürütüyoruz ee güvenlik ve istihbarat servisiyle minimum ilişkide kalmak zorundayız ki onlar bizim arkadaşlarımızı deşifre etmesinler. Biz bunları tam kadro olarak yani bizim istediğimiz üç beş kişi değil tam kadro olarak cihazlarıyla beraber bunları basının önüne koyarak hani böyle televizyonlarda polis yakaladığı operasyondan sonra şey yapar basınla deklere eder cihazları. Bizde öyle televizyonda deklere edeceğiz bu cihazı bunlarla." dediği
TEM * Tape : ...'de 29.11.2007 günü saat : 16.23'de Erkut ERSOY ile Tutkun AKBAŞ arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Tutkun'un yaşanan gelişmeler hakkında daha fazla ayrıntıya ulaşıp ulaşmadığını Erkut ERSOY'a sorması üzerine Erkut'un "Valla ben işte senden sonra aradım onları, dedim böyle böyle bir arkadaş var, guruptan yani sizden bilgi almak istiyor, dediğim gibi onlar konuşmama karan aldılar üst yönetim tarafından konuşmaları şey yapıldı. Görüşmek istemediler yani yapabilecek bir şey yok ben elçiyim." dediği, bunun üzerine Tutkun'un bilgi alma noktasında ısrar etmesi üzerine Erkut ERSOY'un "Selim ee Mahroz Kod adlı adam şuan Türkiyede bunu yaz istiyorsan." dediği, Tutkun'un bahse konu şahıs hakkında ne gibi bir işlem yapılacağını sorması üzerine Erkut ERSOY'un "Normal devletin kendi jandarması alsa açıklar bunlar kontrol gerilla. Yani getirenler konturgeriila yani getirenler özel büronun kendi unsurları." dediği, Tutkun'un "He sorgular devlete ulaştırılmıyor mu." diye sorduğu, Erkut ERSOY'un "Ulaştırılır ama yani bu çalışma sistemi onların çok farklıdır onlar devletin gizli çocuklarıdır." dediği,
*Tape 368 27.10.2007 günü saat:21.16'da Kahraman ŞAHİN ile Raif GÖRÜM arasındaki telefon görüşmesinde özetle; (Tape ...)
K.ŞAHİN'in "Hı karşının çocuklan geldi o ekmek fmnı falan ayağı vardı ya","Bir iki işler varmış tehlikeli işler" "Büyük paralar götürenler varmış" "Anlatacağım şeyler var yani şimdi telefonda çok uzun sürer onlar" dediği, R.GÖRÜM'ün "Anladım tamam ya bizim İstihbarat hattan konuşuruz o zaman" dediği, K.ŞAHİN'in "İkinci kanala geçelim" dediği, R.GÖRÜM'ün "İyi hadi bakalım o zaman öyle yapanz..." dediği,
*Tape 349 18.06.2007 günü Saat:14.10'da Erol ÖLMEZ'in 0 546 647 89 88 numaralı telefondan Kahraman ŞAHİN'in 0 537 375 53 10 numaralı telefonunu aradığı ve yapılan görüşmede;
Erol'un "He vatandaşları bekledim biliyor musun" "Operasyon yapacaktık onlara da baktım gelmediler" "Gelseydi direktmen 1. Kolorduda gözlerini açtıracaktım, kaçtılar şerefsizler" "Yerlerini... tesbit ettik zaten adresleri falan herşeyi tespit edildi, onlarla ilgili gereken çalışmaları yapalım istihbaratla ilgili bilgileri her türlü, şahıslarla ilgili tamam mı" "Bu akşam onlann gerekse gece saat 2-3 arası alalım o şerefsizleri" "ben karargaha geliyorum komutanım" "Hayırlı görevler diliyorum" dediği anlaşılmaktadır.
*Tape 451 17.09.2007 günü saat:18.33 sıralannda Erol ÖLMEZ' in 0536 631 09 01 numaralı telefonu ile Kahraman ŞAHİN' in 0537 375 53 10 numaralı telefonunu aramasıyla yaptıklan görüşmede özetle;
Kahraman' m Erol'a nerde olduğunu sorduğu, Erol' un "Taksime geçiyorum, ordan da Çarşamba'ya geçcem" "iftardan sonra akşam 8, sabah 8 nöbete devam yani, sen ne yapıyorsun ne var ne yok?" dediği, Kahraman' m "Ne yapalım koştur işte, napiyim" dediği, Erol' un "biz de mollaların arasına takıldık girdik işte ne yapalım, soktunuz bizi o taraf Çarşamba'ya" dediği, Kahraman' m "ya hayırlısı olsun be kardeşim ya, görevini tam

yerine getir de" dediği, Erol' un "Görevi getiriyoruz, ne var ne yok sen nerdesin ne yapıyorsun?..." dediği anlaşılmıştır.
*Tape 458 24.09.2007 günü saat: 14.13 sıralarında Erol ÖLMEZ' in 0536 631 09 01 numaralı telefonu ile X Şahsın kullanımındaki 0538 675 01 93 numaralı telefonunu aramasıyla yaptıkları görüşmede özetle;
Erol' un "Sen bu vatandaşların adreslerini teşhis et abi" "Muhakkak bana lazım yani, bunun adresini tespit et, ondan sonrasını bana bırak, ben gereken yerlere verecem onun adreslerini" dediği anlaşılmıştır.
*Tape 459 24.09.2007 günü saat: 14.13 sıralarında Erol ÖLMEZ' in 0536 631 09 01 numaralı telefonunu Mehmet...? İsimli şahsın 0538 952 45 20 numaralı telefon ile aramasıyla yaptıkları görüşmede özetle;
Mehmet' in "Bu şeyini nasıl yaptın" diye sorduğu, Erol' un "O konuyu hallettim, bide bu senin vatandaş vardı ya, şeyde ki" "o Antakya'lmm" dediği, Mehmet' in "hı hı" diyerek onayladığı, Erol' un "O şeyinin istihbaratını yaptık biz" "Zaten Karaman Binbaşı ile görüştüm ben, onunla ilgili tüm bilgileri aldık, vatandaş şey yani, zama zingo hesabı anladın mı abi" "Her türlü oynuyor, ona yanaşma, zaten onun aranmasıda var" "Anladın mı bide başka şeylerden aranması var, zaten bizim ekip arıyor onları bulduğu yerde zaten paket edecek, sen hiç şey yapma onlarla, herhangi işe girme yani" dediği anlaşılmıştır.
*Tape 360 14.10.2007 günü Saat:21.59'da Erol ÖLMEZ'in 0 535 964 65 86 numaralı telefondan Kahraman ŞAHİN'in 0 537 375 53 10 numaralı telefonunu aradığı ve yapılan görüşmede;
Erol'un "Komutanım hayırlı akşamlar. Erol Han EJDEROĞLU" "O vermiş olduğunuz görev hakkında, dünkü tamamlanmıştır. Yarından itibaren sabah sekiz on arasında irtibata geçiyorum haberiniz olsun" dediği, Kahraman'm "Tamam haberleşelim o zaman sabahleyin" dediği anlaşılmaktadır.
Bundan sonraki bölümde de örgüt üyelerinin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda ele geçirilen kişisel veriler ve istihbari bilgi notlan şahıs şahıs anlatılacaktır.
Veli KÜÇÜK
Veli KÜÇÜK'ün Üsküdar da ki ikametinde ele geçirilen kırmızı renkli kareli harita metot defterinin 79 ve 80 nolu sayfalarında,
İki şahıs hakkında; bu şahısların telefon ticareti ile uğraştıkları ve bu işi yaparken sahte fatura düzenledikleri, ayrıca bu şahısların PKK ile irtibatlı oldukları, bu kişileri üçüncü bir şahsm yönlendirdiği şeklinde istihbari bilgilerin bulunduğu,
Ayrıca Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'in ticari ilişkilerini açıklayan 3 sayfalık bilgisayar çıktısı incelemesinde; Kasım 2002 tarihinde AKP"den İstanbul birinci milletvekili seçilmeden önceki yürüttüğü ticari ilişkiler ve ailesi hakkında ki yolsuzluk iddiaları" hakkında bilgiler içerdiği görülmüştür.
DHMİ Personel Daire Başkanı Zeki ŞİMŞEK, Müdür Yardımcısı Orhan BİRDAL ve Müdür Yardımcısı Ömer GÖNÜL'ÜN konumlannı ve özelliklerini açıklayan 1 sayfalık bilgisayar çıktısı incelemesinde; Belirtilen bürokratlarla ilgili siyasi, ideolojik fişlemelerin yapıldığı, nerelerde görev yaptıklannm yazıldığı, aynca "tarikatçı, Şeriatçı, 5 vakit namaz, ailede türban, maddiyatçı, mali yönden araştınlması gerekir" şeklinde bilgiler içerdiği görülmüştür.
Veli KÜÇÜK'ün Beşiktaş taki adresinde bulunan el yazısı ile yazılı dokümanda; biri askeri personel olmak üzere (4) şahıs hakkında bazı kişisel bilgiler ile bu şahıslann kendi aralanndaki irtibatını gösterir bilgilerin bulunduğu,
Yine aynı adreste 3 sayfalık doküman içersinde Adil Serdar SAÇAN'm malvarlığı ile görev yaptığı dönemde ki çıkar ve rüşvej 'ilişkilerinin anlatıldığı, bu çerçevede görev
yaptığı dönemde Otay Petrolün sahibinden 4,5 Milyon dolar aldığı, bu parayla Bandırma da benzin istasyonu kurduğu, bunun yanı sıra Ray-Ban gözlüklerinin sahibinin oğlunun kaçırılması olayının aydınlatılması karşılığında Ekipler Amiri Bülent KURT aracılığı ile 500 Bin dolar aldığı,
Organize Suç Örgütü lideri Hakan ÇİLLİOĞLU'na Şubenin imkanları ve yetkileri kendi lehine yapılan yardımlar karşılığı Adil Serdar SAÇAN'a yardımcıları Ahmet ATALAY'a, Başkomiserler Vedat MERCAN ve Ahmet İHTİYAROĞLU'na birer tane HONDA araba alındığı,
Adil Serdar SAÇAN ile Erol KOHEN arasındaki çıkar ilişki anlatılarak 5 Milyon dolar alındığı, devamında Adil Serdar SAÇAN'ın diğer çıkar ilişkilerinin anlatıldığı, ayrıca Ataköy de bir dairede Mali Şube Müdürü Ayhan MİMAROĞLU ile birlikte seks partileri yaptıkları yazdığı görülmüştür.
Jandarma Kurmay Albay M.Yahya ŞAHİN'e yapılan komplo" kapağı altında (5)
sayfalık "Paşam Sizin himmetleriniz sonrası Hatay ............................ " şeklinde başlayarak, son
sayfasında "Emir ve Görüşlerinize arz ederim, Saygılarımla 1881-AVŞAR" imzalı dokümanda "Ocak 2006 tarihinde özellikle Vali A.KAYHAN'm gelmesinden sonra Hatay-Serinyol'daki Jandarma Er Eğitim Alayında büyük bir şevkle çalışan Kurmay Albay Yahya ŞAHİN'in komploya maruz kaldığını, olaydan doğrudan veya dolaylı ilgileri olan (15) askeri, emniyet ve sivil şahısların isimlerinin, rütbelerinin ve görev yerlerinin sıralandığı, "İLİŞKİLER-BAĞLANTILAR" başlığı altında yapılan komplo ile Hatay'da kökü geçmişe dayalı menfaat çetesinin oluştuğu, kadronun tesisi İskenderun'da görev yapmış ve halen 3. Kolordu Komutanı olarak görev yapan Korgeneral Ethem ERDAG ile Jandarma Genel Komutanlığı Kaçıkçılık Daire Başkanı Albay Cengiz YILDIRIM'a dayandığı, Şırnak Tümen Kurmay Başkanı iken Serinyol Jandarma Er Eğitim Alayına atanan Kurmay Albay Yahya ŞAHİN'in bu ekibe dahil edilmek istendiği, olumsuz cevap vermesi üzerine tehlikeli birisi olarak görüldüğü, menfaat çetesi içersinde Albay İdris ŞAHİN, İl Jandarma Komutanı Albay Feramuz KÜÇÜK, Yarbay Mustafa YALÇIN, İstihbarat Yüzbaşı Ramazan TURAN, İl Emniyet Müdürlüğünden Şemsettin CANPOLAT'm bulunduğu, (14) askeri, emniyet ve sivil şahıslarla ilgili istihbarı mahiyette bilgiler bulunduğu,
Şeffaf dosya içerisinde "Avrupa Hür Demokratlar" ile başlayan "Alman vekiller Trabzon'da" başlıklı, Gazete kupürü fotokopisinin bulunduğu doküman içeriğinde, Yeni Batı Trakya Dergisi sahibi Süleyman Sefer CİHAN'm Avrupa Hür Demokratlar Partisine Mensup 20 Milletvekilinin Türk Araştırmaları Vakfının davetlisi olarak Trabzon'a bilahare Tonya'ya gidecekleri, Vakıf başkanı Faruk ŞEN Yardımcısı Yunus ULUSOY olduğu ve bu şahıslar hakkında istihbarı rapor olarak hazırlan iki sayfalık yazı ve ekinde ziyaret ile ilgili fotoğraf ve gazete haberleri olduğu anlaşılmıştır.
Veli KUÇUK'ün ikametinden elde edilen örgüt dokümanları içersinde;; ''ARENADAKİ SANAT GLADIO SANATÇILAR" isimli dokümanın "İstihbarat Örgütlerinin Fuhuş Ve Eğlence Sektörü Bağlantıları" başlığı altında; Sanatçılar arasında Nükhet DURU, Nuri SESİGÜZEL, İbrahim TATLISES, Erol SİMAVİ, Sibel CAN, Gülben ERGEN, Sezen AKSU, Emel SAYIN, Ayman ARTUN, Lüks Nermin, Terzi Mualla , Kenan KALAV, Turgut DEMİRAĞ, Leyla SAYAR, Rüçhan ÇAMAY gibi bir çok kişinin özel hayatları, etnik kimlikleri ve ideolojik düşünceleri ile ilgili fişleme yapıldığı görülmüştür.
"MİT & MEDYA VE AJAN GAZETECİLER" isimli dokümanın "MEDYA" başlığı altında; Doğan Holding, Uzan Grubu, Bilgin Grubu, Ciner Grubu, Çukurova Grubu vb. başlıklar altında çeşitli kanal ve gazetelerin sahiplerinin yazıldığı,
"MEDYA PATRONLARI" başlığı altında; "Ş^pi^ŞOY ve Bekir KUTMANGİL" isimli şahıslar hakkında ayrıntılı bilgilerin verildiği^* % '-* '"CAN DÜNDAR'IN FİYATI" başlığı altında; Mehmet Ali BİRAND, Yaşar KEMAL, Ahmet ALTAN ve Taha KIVANÇ, Bülent ŞİRİN hakkında ayrıntılı bilgilerin bulunduğu tespit edilmiştir.
"ARAŞTIRMACI GAZETECİ PROTOTİPLERİ" başlığı altında kamuoyunca da tanınan birçok televizyoncu, gazeteci ve yazar hakkında; CİA, MOSSAD, MİT, HİRAM ABAS ekibinden, SÖNMEZ KOKSAL ekibinden, MEHMET EYMÜR ekibinden, MİKTAT ALPAY ekibinden gibi medyanın içinde MİT ve yabancı istihbarat örgütleri ile bağlantılı olan gazeteciler şeklinde bir ayrıntılı bir tasnifin yapıldığı görülmüştür.
Ayrıca; Emekli bir üst düzey bürokrat hakkında MİT üyesi olduğu ve bu kişi aracılığı ile kamuoyu oluşturulduğu yönünde bilgiler bulunduğu anlaşılmıştır.
"OLUŞUM" isimli doküman içeriğinde; Mesut YILMAZ, Güneş TANER, Alaattin ÇAKICI hakkında bilgilerin yer aldığı, bunun yanı sıra özellikle Korkmaz YİĞİT hakkında ayrıntılı bilgilerin yanı sıra şahıslar arasındaki ilişkilerin bulunduğu,
"BİYOGRAFİ" isimli dokümanda; Kemal GÜLMAN isimli bir iş
adamı hakkında ayrıntılı bir şekilde bilgilerin bulunduğu,
"ÖRTÜLÜ FAALİYETLER BİR" isimli doküman içeriğinde de; Orgeneral Çevik BİR hakkında ayrıntılı bilgilerin bulunduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli DOĞU PERİNÇEK;
Şüpheli Doğu PERİNÇEK' in Genel Başkanı olduğu İşçi Partisinin genel merkezinden elde edilen Princo marka CD içersinde, "Fırat Üniversitesi-İrticai Kadrolaşma" isimli klasörde, Fırat Üniversitesinin kuruluşu, yapısı, fakülte sayısı, yüksek okul sayısı, öğrenci kapasitesi ve kadroları ile ilgili bilgilerin olduğu, devamında (28) öğretim görevlisinin ismi ve isimlerin altında, mezun oldukları üniversite, mastır yaptıkları yerler, siyasi ve dini görüşleri, sivil toplum kuruluşları ile olan ilişkilerinin anlatıldığı,
Devamında (220) öğretim görevlisinin liste halinde isimlerinin yazdığı, isimlerin yanma profesör ve doçent şeklinde unvanların olduğu, karşısında ise, muhafazakar, nurcu, Süleymancı, Nakşi, F.G grubu, sağ görüş, milli görüş, ülkücü, milliyetçi, BBP, mason ve benzeri şekilde ibareler yazarak kişileri siyasi ve dini görüşlerine göre kaydederek fişledikleri anlaşılmıştır.
P420281107130821 seri numaralı CD deki AKP-AKRABALAR dosyası içersinde, 22. dönem (8) milletvekili (11) hakan ve başbakanın akrabalarının isimlerinin ve nerede görev yaptıklarının yazdığı bir çalışmanın yapıldığı,
BAŞBAKANIN DANIŞMANLARI isimli word belgesi içersinde, Başbakan'ın (4) danışmanın, ailevi durumları, üniversite eğitimleri, kimlerle ilişki oldukları ve ırklarıyla ilgili istihbarı çalışmalar yapılarak etnik köken durumlarına göre fişlendikleri,
ELBA marka CD deki Bilgi Notu dosyası içersinde, Emniyet Genel Müdürlüğü personeliyle ilgili (4) sayfa daktilo ile yazılmış doj^manlarm içeriğinde, (56) üst düzey
Emniyet görevlisi hakkında dini ve siyasi görüşlerine göre kişisel veri olarak kaydedip fişleme yaptıkları,
ELBA marka CD deki "fetullahcı gladyo" klasörü içersindeki Polis Fethullah Gülen ABD isimli dosyada; Emniyet Genel Müdürlüğünde görevli üst düzey (22) kişinin isimlerinin yazılı olduğu, isimlerin karşısına, görevleri, memleketi, etnik kökeni ve dini görüşlerinin yazılarak fişlendiği,
Devamında, ABD ülkesinde değişik üniversitelerde mastır ve doktora öğrenimi gören 89 Emniyet Teşkilatı mensubu hakkında öğrenim gördüğü üniversite ve dini görüşlerinin yazılarak fişlendiği,
Yine ELBA marka CD de, "yargı-nusret senemden" klasörü içersindeki KROKİNİN AÇILIMI isimli dosyada; Yargıtay Başkanlığı binasındaki güvenlik kameralan, güvenlik görevlileri, blokların birbirleriyle bağlantı noktalan ve geçiş güzergahları, geceleyin hangi kapılardan daha rahat giriş yapılacağı, binadaki kör noktalann durumlan ile ilgili istihban çalışmalann yapıldığı,
YARGITAY İLE İLGİLİ NOTLARIM isimli dosyada; Yüksek yargı mensubundan (18) kişinin isimlerinin yazılı olduğu, isimlerinin karşısında siyasi, dini görüşleri ve ırki kökenleri belirtilerek fişleme yapıldığı, bazı yargı mensuplannm aileleri ve özel hayatlan ile ilgili notlar olduğu,
Bir kısım yüksek Yargı mensuplannm aileleri ile ilgili araştırma yapılması için notlar yazıldığı tespit edilmiştir.
İşçi Partisi Genel Merkezinde bulunan (5) numaralı disket içersinde bulunan, "Paşalar hk. Söylentiler" isimli word belgesi incelendiğinde;
Temmuz 1997 tarihli olduğu, içeriğinde; (18) üst düzey Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun isimlerinin bulunduğu, bu şahıslar hakkında siyasi görüşleri ve ırki kökenleri belirtilerek fişleme yapıldığı,
İşçi Partisi Genel Merkezi Basm Bürosu'ndan elde edilen, S08EJ1CP120557 seri numaralı SAMSUNG marka, hard diskte bulunan "Erez Organizasyonu" isimli metin belgesinin yapılan incelemesinde;
EREZ ailesi hakkında uyuşturucu ticareti yaptığı, uyuşturucu ticaretine ilk başladıklan yıllarda uyuşturucuyu Van/Başkale'de imal ettikleri, uyuşturucu ticaretinde bağlantılı olduklan şahıslann kimler olduğu hakkında bilgiler olduğu, ayrıca EREZ ailesinden (14) kişinin açık kimlik bilgilerinin ve ikamet adreslerinin tablo şeklinde yazıldığı,
Fikret AKFIRAT isimli şahsın çalışma odasında;
-(5) sayfa, "Adnan şimdi isim isim" ibaresi ile başlayan dokümanda; Oslo Büyükelçiliği müsteşan, Oslo Türk İslam Derneği Federasyonu Başkanı, Oslo'ya atanan bir din görevlisi, Mainz başkonsolosu, Munster Başkonsolos muavini, Azerbaycan Büyükelçiliği müsteşan, Dışişleri Bakanı özel müşaviri ve emekli bir tuğgeneral hakkında aile bilgileri, dini inanışları, siyasi görüşleri gibi istihbari bilgiler toplandığı, bu şahısların dini, siyasi, ideolojik görüşlerine göre fişlendiği,
Hatta bazı şahıslar hakkında kısa bilgiler verildikten sonra, şahıslann karşılanna "BUNLARI Bİ ARAŞTIRIN" şeklinde yazıldığı görülmüştür.
(I) sayfa "Emniyetin yüzde doksanı başlıklı" el yazmalı dokümanda; emniyetin%90'ınm Fethullahçı olduğu, dinleme servisinin başındaki kişinin kritik fethullahçıolduğundan bahsedildiği,
(II) sayfa "İşçi Partisinden MGK'ya Fethullah raporu" başlıklı dokümanda;Fethullah Hoca cemaatinin Emniyet Teşkilatı içersinde faaliyet gösterdiğinden, cemaatin 28Şubat kararlanndan sonra aldıklan tedbir ve parola sisteminden bahsedildikten sonra 100'üaşkın emniyet teşkilatı personelinin isimlerinin tek tek yazıldığı ve fethullahçı olarak
-"Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu" ibareli not kağıdına yazılmış el yazması dokümanda; (82) Milli Eğitim personelinin isimlerinin yazılı olduğu, bu şahıslar hakkında siyasi ve dini görüşleri belirtilerek fişlendiği görülmüştür.
SEVGİ ERENEROL
Sevgi ERENROL'a ait olan ve tarafımızdan (24) ile numaralandırılan OKY JAPAN marka, CD içeriğinde yapılan incelemede:
"Türkiye de Kamu Kurum ve Kuruluşlarını Ele Geçirme, Milli Dirençleri Kırma Faaliyetleri Bağlamında Karşı Stratejiler-Dayandıklan İşbirlikçi Yapılanmalar ve İlişki Ağı" başlıklı 51 sayfalık dokümanda;
Konya Selçuk Üniversitesi hakkında yapılan bir çalışma rapora olduğu, yazı içersinde Selçuk Üniversitesindeki onlarca öğretim görevlisi hakkında ayrıntılı bilgilerin yer aldığı, her öğretim görevlisi ile ilgili ayrı bölümler oluşturularak, özel hayatları, kişisel özellikleri, siyasi ve dini görüşleri, görev yaptığı yerler ve birçok özelliklerinin yazıldığı,
İlerleyen bölümlerde çizelge oluşturularak bu çizelge içersine 79 öğretim görevlisinin isminin yazılı olduğu, isimlerin başında Prof. Dr, Doç. Dr. şeklinde unvanların olduğu, isimlerin karşılarına ise, siyasî, dinî görüşler ve ırkî kökenlerle ilgili notlar yazıp fişleme yaptıkları,
Devamında "Yönetim Kadrosu" başlığı altında, yine çizelge oluşturulduğu ve çizelge içersine Üniversitenin yönetim kadrosunu oluşturan Rektör yardımcısı ve öğretim görevlilerinden oluşan 11 kişinin isimlerinin yazıldığı, isimlerin karşısına öğretim görevlilerinin üniversite içi ilişkileri, özel hayatındaki ilişkileri, kişisel özellikleri, siyasi ve dini görüşlerle ilgili bilgilerin yazılarak fişleme yapıldığı görülmüştür.
Sonuç olarak ele geçirilen bu dokümana göre Selçuk Üniversitesi ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapıldığı ve bu çalışma ile gerek üniversitenin yönetimi gerekse birçok öğretim üyesi hakkında istihbari çalışmalar yapılarak kişileri Siyasi, dini ve ırki kökenlerine göre ayırıp fişleme yaptıkları, bunların yanı sıra özel hayatları, kişisel özellikleri ve davranış şekilleri ile ilgili bilgiler de toplayarak sakladıkları anlaşılmıştır.
ERGÜN POYRAZ
Ergün POYRAZ'a ait (1) adet COMPAQ_SEGATE_3KCOV7X7_60GB Hard diskin incelemesinde; "Ankara adliyesi" isimli klasör içersinde; "Ankara Adliyesine Atanan Memurlar" isimli bir Word dosyası içersinde, atanan şahıs isimlerinin olduğu,
"bilgi notu" isimli klasör içersinde; (4) adet Word dosyası olduğu bu Word dosyalarında, "aybakar" isimli Word dosyasında; Filiz AYBAKAR isimli şahıs hakkında istihbari bilgilerin bulunduğu,
"bilgi notu" isimli Word dosyası açıldığında; 5 ayrı Bürokrat ve Vali hakkında değişik istihbari bilgilerin olduğu, bu bilgiler içersinde söz konusu kamu görevlilerinin, siyasi ve dinî görüşleri ile ırkî kökenleri ve görevleri ile ilgili notlar yazılarak fişleme yapıldığı,
"Bingöl Telefon Numaralan" isimli Word dosyasında; bazı şahıslara ait telefon numaralan ve haklannda notlann bulunduğu,
"emniyet müdürleri" isimli klasör içersinde; (2) adet Word dosyası olduğu "EMNİYET 2." İsimli Word dosyasında ise; 3 Emniyet Müdürünün atandığı yer, siyasi görüşleri ve aileleri ile ilgili istihbari bilgilerin bulunduğu,
"EMNİYET MÜDÜRLERİ HAKKINDA BİLGİ" isimli word dosyası açıldığında; Emniyet Müdürleri hakkında bilgi notu başlığının bulunduğu, 47 İl Emniyet Müdürünün ismi ile atandığı yerler, siyasi ve dini görüşleri ile ırk kökenleri hakkında bilgilerin olduğu,
"pdf bulunanlar" isimli klasör içersinde; (2) adet pdf dosyası olduğu, "Resmi_Araştırma_Raporu" isimli pdf dosyası açıldığında; "GİZLİ" ibareli bir yazı olduğu, Jandarma Genel Komutanlığı Adli Müşaviri Hakim Albay olan bir kişinin ailesiyle ilgili araştırma yapıldığı, ailesinin etnik kimliği ve teröre verdiği destekten bahsedilerek, bu konularda rapor hazırlandığı, bu raporun askeri şahıslarca imzalandığı,
"polatlı" isimli klasör içersinde; (1) adet "POLATLI" isminde Word belgesi olduğu, belge açıldığında; POLATLI başlığı altında, Emniyet Müdürü, Milli Eğitim Müdürü, Devlet Hastanesi Baş Tabibi, Milli Eğitim Şube Müdürü hakkında din, siyasi görüş, etnik yapıları hakkında istihbari bilgilerin yer aldığı görülmüştür.
Ergün POYRAZ'a ait (CD 1) incelemesinde; "03 Kurucu Üyeleri" klasörü içersinde; (43) adet Word dosyası bulunduğu, bu word dosyalarının her birisine ayrı ayrı kişilerin isimlerinin verildiği, bu kişilerin ise AK Parti Millet Vekili ve Kurucu üyeleri olduğu, belgeler içinde kişilere ait fotoğraf ve kişisel bilgilerin yer aldığı görülmüştür.
"Abdullah Gül" klasörü içersinde; (3) adet Word dosyası olduğu, "Abdullah Gül Biyografi" dosyası içeriğinde, Abdullah Gül ve ailesiyle ilgili geniş bir özgeçmişinin yazılı olduğu,
"Abdullah Gül Biyografi Yeni Şafak Gazetesi A.Muradoğlu" dosyası içeriğinde, Abdullah Gül'ün biyografisi, siyasi hayatının yazılı olduğu,
"Başbakan Abdullah Gül" dosyası içersinde; özgeçmişi, siyasi ve ideolojisiyle ilgili bilgilerin bulunduğu,
"Bakanlar kurulu öz geçmişi" klasörü içersinde; (26) adet Word dosyası olduğu görülmüştür. Word dosyalarına ayrı ayrı Hükümette görev alan Bakan isimlerinin yazıldığı, içeriğinde bakanlara ait kişisel bilgilerin bulunduğu, kişisel bilgilerin hemen altında ise "Özellik arz eden durumları" başlığı altında şahısların siyasî, dinî görüşleri ve ırkî kökenleri ile ilgili bilgilerin olduğu, bunlann yanı sıra siyaset hayatındaki ilişkilerle ilgili notlar yazılı olduğu görülmüştür.
"Özeti" klasörü içersinde; (6) adet Word dosyası olduğu, ilk (5) dosyada, AK Partinin hazırladığı hükümet programı, Acil eylem planı, Parti yöneticileri ve hükümet üyelerinin basma yapılan açıklamalarında yer alan vaatlerin incelenmesi ve bu açıklamalardaki laiklik unsurlarının Raporlar halinde hazırlanmış olduğu,
"Dos Başlığı" isimli Word dosyası içerisinde ise, "GİZLİ" ibareli, "Genelkurmay Başkanlığı Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı Ankara" başlıklı ve "Türk Kara Kuvvetleri" amblemli bir rapor veya kitap kapağı resmi ile yazıları olduğu, bu kapağın alt bölümünde "AKPA'NIN ACİL EYLEM PLANI, HÜKÜMET PROGRAMI VE BASINA VERİLEN DEMEÇLERDEKİ VAATLERİNİN İNCELENMESİ 02 ARALIK 2002" şeklinde alt başlığın bulunduğu, diğer sayfada ise "İÇİNDEKİLER" bölümünün yer aldığı,
"Tayip Erdoğan" klasörü içersinde; (1) adet Word dosyası olduğu ve bu dosyada Recep Tayip ERDOĞAN hakkında bilgiler ile siyasi bilgilerin yer aldığı görülmüştür.
Ergün POYRAZ'a ait (CD 1) inceriğinde, klasörler haricinde, (172) adet Word, Exselgibi dosyaların olduğu görülmüştür.
"1 AKP Parti Programı" "2 2002 Seçimlerinin Değerlendirilmesi" "2 Hükümet programı" isimli Word dosyalarında, 3 Kasım 2002 AK Partinin Hükümet programıyla ilgili bilgilerin bulunduğu,
"7 Özel Durum Bakanlar kurulu2" isimli word dosyasında, 'ÖZEL DURUMUOLAN BAKANLAR" başlığı altında çizelge yapıldığı ve bu çizelge içersinde 21 Bakanınisimlerinin yazıldığı, her ismin karşısına da dini görüşleri ve ırki kökenlerinin yazıldığı,bunlann yanı sıra daha önce görev yaptıklan yerler, yargılandıklan olaylar ve benzerkonularla ilgili bilgilerin yazdığı görülmüştür. , - '-"" ~~ ••■*
"7 Özel Durum Bakanlar kurulu" isimli word dosyasında; "ÖZEL DURUMU OLAN BAKANLAR" başlığı altında çizelge yapıldığı ve bu çizelge içersinde 25 Bakanın isimlerinin yazıldığı, her ismin karşısına da dini görüşleri ve daha önce görev yaptıkları yerler, yargılandıklan olaylar ve benzer konularla ilgili bilgilerin yazdığı görülmüştür.
"7 Özel Durumu 1 Olan Milletvekilleri AKP" isimli word dosyasında; "ÖZEL DURUMU OLAN MİLLEKVEKİLLERİ" başlığı altında çizelge yapıldığı ve bu çizelge içersinde 60 Milletvekilinin isimlerinin yazıldığı, her ismin karşısına da dini görüşleri ve daha önce görev yaptıkları yerler, yargılandıkları olaylar ve benzer konularla ilgili bilgilerin yazdığı görülmüştür.
"7 Özel Durumu Olan Milletvekilleri AKP" isimli word dosyasında; "ÖZEL DURUMU OLAN MİLLEKVEKİLLERİ" başlığı altında çizelge yapıldığı ve bu çizelge içersinde 39 Milletvekilinin isimlerinin yazıldığı, her ismin karşısına da dini görüşleri ve daha önce görev yaptıkları yerler, yargılandıkları olaylar ve benzer konularla ilgili bilgilerin yazdığı görülmüştür.
"7Özel Durumu Olan Milletvekilleri Bağımsız" word dosyasında; ÖZEL DURUMU OLAN MİLLEKVEKİLLERİ" başlığı altında çizelge yapıldığı ve bu çizelge içersinde 3 Bağımsız Milletvekilinin isimlerinin yazıldığı, her ismin karşısına da daha önceki tarihlerde yargılandıklan olaylar ve haklannda açılan davalarla ilgili bilgilerin yazdığı görülmüştür.
"7Özel Durumu Olan Milletvekilleri CHP" isimli word dosyasında; ÖZEL DURUMU OLAN MİLLEKVEKİLLERİ" başlığı altında çizelge yapıldığı ve bu çizelge içersinde 2 CHP Milletvekilinin isimlerinin yazıldığı, her ismin karşısına da daha önceki tarihlerde yargılandıklan olaylar, yaptıkları yolsuzluklar ve haklarında açılan davalarla ilgili bilgilerin yazdığı, aynca bir milletvekilinin Türk Silahlı Kuvvetlerinde Teğmen iken THKP/C-Devrimci yol örgütü ile olan ilişkileri nedeniyle disiplinsizlikten ihraç edildiği ve bu kişinin Kara Harp Okulunda öğrenci iken siyasi faaliyetler yaptığının yazdığı görülmüştür.
"9 Milletvekili Özgeçmiş tamamı" isimli word dosyasında; AK Partili bazı milletvekillerinin özgeçmiş bilgilerinin bulunduğu görülmüştür.
"11 Milletvekillerinin Özgeçemişleri 21.11.03" "11 Milletvekillerinin Özgeçmişleri son" isimli Excel dosyalannda; bazı AKP, CPH, Bağımsız Milletvekillerinin isim listesinin yer aldığı ve çizelge halinde hazırlanmış rapor olduğu, Milletvekili isimleri karşısında, kişisel bilgileri haricinde, haklannda yürütülen mahkemeler gibi özel durumlanyla ilgili bilgiler verildiği görülmüştür.
"58 nci Hükümet BAKANLAR KURULU" isimli Excel belgesinde; Bir kısım AK Parti Hükümeti Bakanlanmn isimlerinin yazılı olduğu ve kişisel bilgilerinin bulunduğu, çizelge halinde hazırlanmış rapor olduğu görülmüştür.
"58 nci Hükümet Bakanlann özel durumlan Dr.Nihat ali Özcan" isimli Word dosyasında; Bir kısım AK Parti Hükümeti Bakanlanmn isimlerinin yazılı olduğu, kişisel bilgileri yanında, ideolojik görüşleri, etnik kökenleri hakkında bilgilerin yazılı olduğu görülmüştür.
"AKP Kadrolaşma" isimli Word dosyasında; "GİZLİ" ibareli bir belge olduğu, bazı bürokratlarla ilgili bilgelerin ve siyasi görüşlerinin yazılı olduğu görülmüştür.
"AKP Ödemiş öğretmen evi" isimli word dosyasında; "GİZLİ" ibareli bir belge olduğu, içeriğinde ise Ödemiş İlçesinde bulunan öğretmen evinde, AK Parti teşkilatının verdiği kaynaşma yemeği ile bazı ilçelerdeki özel durumlar hakkında, rapor şeklinde hazırlanmış bir yazı olduğu görülmüştür.
"AKP tarikatçı milletvekilleri" isimli word dosyasında; Bazı AK Parti ve CHP li Milletvekillerinin isimleri olduğu, siyasi ve ideolojik görüşleriyle ilgili yorumların olduğu, aynca haklannda yürütülen soruşturma ve mahkemelerle ilgili bilgilerin verildiği, çizelge olarak hazırlanmış bir rapor olduğu görülmüştür.
"Ali Bardakoğlu" isimli Word dosyasında; şahısla ilgili kişisel bilgilerin yer aldığı, ayrıca basında çıkan haberlere yer verildiği, rapor halinde hazırlandığı anlaşılan belgenin son bölümünde değerlendirme kısmının olduğu, raporu hazırlayan şahıslar bölümünde ise bazı askeri şahısların isimlerinin olduğu görülmüştür.
"Atamalar Düzenli" "Atamalar Dizenlill" "Atamalar düzenli" isimli Word dosyalannda; Bazı Bakanlıklara ait personel atamalarıyla ilgili geniş ve ayrıntılı bilgilerin bulunduğu görülmüştür.
"Atilla Koç Kimdir" isimli word dosyalannda; Bakanla ilgili kişisel bilgilerin bulunduğu, ayrıca ideolojik görüşüyle ilgili bilgilerin yazılı olduğu görülmüştür.
"Dicle ÜnivJVlektup" isimli Word dosyasında; "GİZLİ" ibareli bir belge olduğu, Konu bölümünde "Diyarbakır Dicle Üniversitesindeki irticai ve bölücü faaliyetler" başlığının olduğu, Açıklama bölümünde ise "K.K.K.lığma ve 1 nci Or.K.lığma gönderilen imzasız bir mektupta Dicle Üniversitesi ile ilgili olarak" açıklamasının olduğu, yazı içeriğinde ise Dicle Üniversitesindeki bazı öğretim üyelerinin isimleri ile bu şahısların irticai faaliyetlerinin rapor halinde düzenlendiği, son bölümde ise "söz konusu mektup 24 Şubat
2004 günü....... değerlendirilmek üzere Gnkur.Bşk.lığma gönderilmiştir" ibaresinin yer aldığı
görülmüştür.
"Elazığ Fırat Üniversitesi" isimli Word dosyasında; Fırat Üniversitesinin mezuniyet gecesiyle ilgili rapor, gecedeki etkinliklerin ideolojik olarak bir değerlendirmesinin yapıldığı görülmüştür.
"Elazığ Fırat Üniversitesindeki irticai yapılanma jandarma" isimli word dosyasında; Elazığ Fırat Üniversitesindeki İrticai yapılanmadan bahsedildiği, görevli öğretim üyelerinin isimlerinin verildiği, ideolojik konumlarının yazıldığı, rapor halinde hazırlandığı görülmüştür.
"Elazığ İli Vali Yardımcısı" isimli word dosyasında; Elazığ ilindeki Vali Yardımcılarının isimlerinin yazılı olduğu, ideolojik görüşleriyle ilgili rapor hazırlandığı, yazının değerlendirme bölümünde "3ncü Or.K.lığmca; Elazığ gibi hassas bir ilde böylesi Vali Yardımcılarının görev yapmasının pek çok yönden sakıncalı olacağı değerlendirmesi yapılmıştır." ibaresinin bulunduğu görülmüştür.
"Erdoğan-Gül Çekişmesi" isimli Word dosyasında; bazı bürokrat, mahkeme başkanı, gazetecilerle ilgili bilgiler verildiği ve bunların siyasi görüşlerinin yazılı olduğu görülmüştür.
"G.Antep Üniversitesi 10-09-02" isimli word dosyalannda; 20.09.2002 tarihli ve "GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ" başlıklı yazıda, Gaziantep Üniversitesinde irticai kadrolaşma şeklinde ihbar mektubunun geldiğinden bahsedildiği, konu ile ilgili 2. Ordu komutanlığının yaptığı değerlendirmede, Üniversitede herhangi bir kanunsuz uygulamanın olmadığı, ihbar mektuplann, yolsuzluk yaptığı için haklannda soruşturma açılan şahıslar tarafından gönderildiğinin değerlendirildiği belirtilen yazı olduğu görülmüştür.
"İRTİCA EĞİLİMLİ İL VALİLERİ" isimli word dosyasında; Belgenin bir çizelge halinde hazırlandığı, çizelge içersinde 17 Valinin isimlerinin yazdığı, isimlerin karşısında da ideolojik, siyasi görüşleri ile etnik kimlikleri hakkında bilgiler yazıldığı görülmüştür.
"İRTİCA EĞİLİMLİ KAYMAKAMLAR" isimli Word dosyasında; Belgen bir çizelge halinde hazırlandığı, çizelge içersinde 294 Kaymakamın isimlerinin yazdığı, isimlerin karşısında da, eşinin türbanlı olduğu, irticaya meyilli olduğu gibi yazılann olduğu görülmüştür.
"İrticai Faal.Tespit edilen belediye başk.lan" isimli Excel dosyasında; Belgenin çizelge halinde hazırlandığı, çizelge içersinde 126 Belediye Başkanının isimlerinin yazdığı, isimlerin karşısında da "İrtica yapısına sahiptir" "eşi türbanlıdır, haremlik selamlık uygular" şeklinde notlann yazıldığı görülmüştür
"İRTİCAİ FAALİYETTE BULUNAN SAĞLİK BAKANLIĞI HASTANELERİ" isimli word dosyasında; belgenin çizelge şeklinde hazırlandığı, çizelge içersinde 300 Doktor,
510' <—"-..
"7 , ^Çk^
Başhekim, Hemşire vb. görevlilerin isimlerinin yazılı olduğu, isimlerin karşısında da görev yaptığı yerler ve "türban takar, irticacıdır" "Türban takmaz, modern görünümlüdür" "İrtica eğilimlidir" "Şeriatçıdır" şeklinde notların yazdığı görülmüştür.
"kadrolaşma" isimli Excel dosyasında, Başbakanlık ve Bakanlıklara bağlı görev yapan toplam 1763 kişinin isim listesinin bulunduğu, bu kişilerin Müsteşar, Müsteşar yardımcısı, Öğretim Görevlisi, Vali ve benzer üst düzey bürokratların isim listelerin yazdığı, bazı isimler karşısında herhangi bir not yazmazken birçok isim karşısında siyasi, dini görüşleri ve ırki kökenlerine göre notlar yazdığı görülmüştür.
"kadrolaşma 21.07.03" isimli Excel dosyasında, Başbakanlık ve Bakanlıklar ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda görev yapan 1054 kişinin isim listesinin bulunduğu, bu kişilerin Müsteşar yardımcısı, Öğretim Görevlisi, Vali, Kaymakam, Hakim, Genel Müdür, Bölge Müdürü ve benzer üst düzey bürokratların isim listelerin yazdığı, bazı isimler karşısında herhangi bir not yazmazken birçok isim karşısında siyasi ve dini görüşlerine göre notlar yazdığı görülmüştür.
"Lojman 1 oy" "lojman oy" "LOZMAN Oy" isimle Word dosyalarında; Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Başkent Üniversitesi Personeline ait lojmanlardaki, AKP, CHP, SHP, MHP, DYP oy dağılım oranlarını gösterir çizelge olduğu,
"Malatya Darende İlahiyat Fakültesi" isimli Word dosyasında; Hürriyet Gazetesinin bir haberiyle ilgili Darende İlahiyat Fakültesinde yapılan araştırma olduğu, Jandarma Genel Komutanlığının değerlendirmesinin yer aldığı, son bölümde "Sonuç olarak; fakültenin irticai amaçlı vakıf ve derneklerin etkisinden kurtarılabilmesi için, il merkezine nakledilmesi ve yöneticilerinin değiştirilmesinin zorunlu olduğu kanaatine vanldığı" şeklinde bir rapor olduğu görülmüştür.
"MEB Hüseyin Çelik'in künyesi" isimli Word dosyasında; siyasi kimliği ve ideolojik görüşleriyle ilgili yazılar olduğu görülmüştür.
"Milletvekili Biyografileri" isimli Word dosyasında; Bazı Bakan ve Milletvekillerinin isimleri ile kişisel bilgileri ve ideolojik görüşlerinin yazılı olduğu görülmüştür.
"Milletvekilleri" isimli Excel dosyasında; Bazı AK Parti Bakan ve Milletvekillerinin isimleri karşısında, "tarikat üyesidir, Nakşibendidir vb" ideolojik bilgilerin yazılı olduğu görülmüştür.
"MİT Rektör Fikri CANORUÇ" isimli Word dosyasında; Dicle Üniversitesi ve rektörün uygulamalarıyla ilgili bir araştırma raporu olduğu, Kürtçü ve aşın sol görüşe mensup kadrolaşma içinde olduğu şeklinde bilgilerin yer aldığı görülmüştür.
"Malatya Üniversitesi" isimli Word dosyasında; 24 Ocak 2002 tarihli belge olduğu, Malatya İnönü Üniversitesi Araştırma Hastanesinde görevli bir Prof Dr. la ilgili araştırma raporu olduğu, irticai, ideolojik görüşleriyle ilgili bilgilerin yer aldığı görülmüştür.
"Seçimler Asker adayla 1033" isimli word dosyasında; KKK Kökenli Milletvekili Adaylan başlığı altında, çizelge halinde hazırlanmış isim listesi ve hangi partilerden aday olduklan, daha önceki askeri görevlerinin ne olduğunun yazıldığı görülmüştür.
"Sivas okullar raporu" isimli word dosyasında; 28.11.2001 tarihli belge olduğu, Sivas ilindeki okullann isimlerinin yazılı olduğu ve okullann irticai durumuyla ilgili rapor olduğu görülmüştür.
"Zülfü Demirbağ" isimli Word dosyası içersinde; şahsa ait kişisel bilgilerin bulunduğu istihban çalışmanın yapıldığı,
"Zahit AKMAN" isimli Word dosyası içersinde; şahsa ait kişisel bilgilerinbulunduğu istihban çalışmanın yapıldığı, __• " "«-^
Van YY Üniversitesi" isimli word dosyası içersinde; Van Yüzüncü Yıl üniversitesinin bir kısım görevlileri ve öğrencilerin ideolojik düşünce ve fikir durumlarıyla ilgili istihbarı çalışmalar yapıldığı,
"Üniversite" isimleri ve Üniversite isimleri 1 isimli Excel dosyaları içersinde, ülkemiz genelindeki üniversitelerdeki öğretim görevlilerinden irticai faaliyette bulunanların sayı olarak belirtildiği istihbarı çalışmalar yapıldığı,
"Ulusalcılar" isimli Excel dosyası içerisinde; 2113 kişinin isim listesinin olduğu isimlerin karşısında emekli Subay, akademisyen, iş adamı, Hukukçu, Yazar, Sanatçı ve doktor yazarak unvanlarının belirtildiği
"Taha YÜCEL" isimli word dosyası içersinde; şahsa ait kişisel bilgilerle ilgili istihbarı çalışmalar yapıldığı,
"Şirketler yazı eki" isimli Excel dosyası içersinde; İrticai Gruplarla ilişkili Ticari Kuruluşlar başlığı altında, değişik vilayetlerle bulunan 775 Şirketin isminin yazdığı,
"Şirketler emri arz kartı" isimli word dosyası içersinde; İrticayla ilişkili Ticari Kuruluşlar başlığı altında, 6 holding isminin yazdığı ve bu holdingler ile büyük küçük bütün irticai ticari organların faaliyetlerinin dikkatle izleneceği, bu kuruluşların Askeri ihalelere girmesi, ordu pazarları, ordu evleri ve Askerleri personelin alış veriş yapmaları önlenecektir yazdığı görülmüştür.
"Şaban SEVÎNÇ" isimli word dosyası içersinde; şahsa ait kişisel bilgilerle ilgili istihbarı çalışmalar yapıldığı,
Şüpheli Ergün POYRAZ* m CD -63 isimli CD'nin incelenmesinde; "Bilgi Notu" isimli vvord dosyası içersinde; 5 üst düzey bürokratların isimlerinin yazdığı, isimlerin altında ise siyasi, dini görüşleri ile ırki kökenlerinin yazdığı görülmüştür.
"EMNİYET 2." isimli Word dosyası içersinde; 3 üst düzey Emniyet Müdürü hakkında ailesi, özel hayatı, siyasi ve dini görüşleri ile ilgili bilgilerin yazdığı görülmüştür.
"EMNİYET MÜDÜRLERİ HAKKINDA BİLGİ NOTU" isimli Word dosyası içersinde; 47 İl Emniyet Müdürünün ismi ile atandığı yerler, siyasi ve dini görüşleri ile ırk kökenleri hakkında bilgilerin olduğu,
Ergün Poyraz FUJITSU marka, NN7LT4113B54 seri numaralı bilgisayar hard diski içersinde; (1) adet Word belgesi içeriğinde, Birçok emekli General, emekli üst düzey Mit görevlisi, Emekli üst düzey Emniyet Müdürü, siyasetçi ve iş adamı hakkında istihbari mahiyette toplanan bilgilerin olduğu görülmüştür.
Ergün POYRAZ'a ait (2) numaralı DVD içersinde; (2) nolu delil klasöründe bulunan "Gazeteciler" isimli word dosyasında;
Kamuoyunca çok iyi tanınan birçok gazeteci yazar hakkında değişik ideolojik yapıları ve felsefi düşünceleri baz alınarak fişleme yapıldığı:
"HÜRRİYET" başlığı altında; "O................. , E............. , B............. , C................ , Y.....
..... , F.............. , U............ , E............... , A.................... ,H............... , Y............ " isimli gazete
yazarlarıyla ilgili olarak, ideolojik görüşleri ve etnik yapılarıyla ilgili fişlendiği, ayrıca "Atatürkçü, Kürtçü, gazeteciliği şantaj aracı olarak kullanır" şeklinde yorumlar yazıldığı, yine gazetecilik haricinde yaptıkları işlerle ilgili bilgiler verildiği görülmüştür.
"CUMHURİYET" başlığı altında; "C........................... , T................. , İ............... , H.......
.......... , E................ , D.......... " isimli gazete yazarlarıyla ilgili olarak, ideolojik görüşlerinin
yazılı olduğu görülmüştür.
"YENİ ÇAĞ" başlığı altında; "A................... , A............. , Ü........... , H.................. ve
G.............. " isimli gazete yazarlarıyla ilgili olarak, "Amerikancı, Fettullahçı, ASAM
üyesi, Yahudi" şeklinde ideolojik, etnik olarak fişlendikleri görülmüştür.
"YENİ ŞAFAK" başlığı altında; "A........................ >%^^^......... , F.................. , A.................................. , R........ «,f ..}...?.'"' isimli gazete yazarlarıyla

ilgili olarak, "Şeriatçı, İBDA-C sempatizanı, Amerikan şeriatçısı, Fettuîlahçı" şeklinde fişleme yapıldığı görülmüştür.
"VAKİT" başlığı altında; "H........................... , A.................... , S................ , A............. ,
H.............. , M................. ,M............... , A........................ ,H..................... ,M.............. , A...........
ve H............ " isimli gazete yazarlarıyla ilgili olarak, "şeriatçı, tetikçi, Kürtçü, Necip fazıl
ekolünden vb" şekilde ideolojik ve etnik olarak fişlendikleri görülmüştür.
"REFERANS" başlığı altında; "E.................... , A.............. , E................ " isimli gazete
yazarlarıyla ilgili olarak, "Fettuîlahçı, Alman vakıflarının beslemesi" şeklinde fişleme yapıldığı görülmüştür.
"DÜNDEN BUGÜNE TERCÜMAN" başlığı altında; "R....................... , H..................... ,
N.................. , S...... A........ , C............... , N.............. , N............. , M.............. " isimli gazete
yazarlarıyla ilgili olarak, "Demirelci, Nurcu, İbda-C sempatizanı vb." şekilde ideolojik olarak fişlendikleri, ayrıca gazetecilik harici yaptıkları iş ve şirketleriyle ilgili bilgilerin yazılı olduğu görülmüştür.
"AKŞAM" başlığı altında; "N.................... , K........... " isimli gazete yazarlarıyla ilgili
olarak, siyasi ve ideolojik görüşleriyle ilgili fişleme yapıldığı görülmüştür.
"ZAMAN" başlığı altında; "H....................... ,A........ ,H........... ,E.................. ,A........... ,
E.................. , M............... " isimli gazetecilerle ilgili siyasi, ideolojik ve etnik durumlarına
göre fişledikleri, ayrıca adı geçen gazetecilerin isimleri karşısında "Fettuîlahçı, nurcu, şeriatçı, Kürtçü, ermeni milliyetçisi" şeklinde ideolojik, siyasi ve etnik konularla ilgili fişleme yapıldığı görülmüştür.
(3) nolu delil klasöründe bulunan "Müfettişler" isimli Word dosyasında; İçişleri Bakanlığınca alınacak olan Mülkiye Müfettikleri Hakkında Bilgi başlığının bulunduğu, başlık altında (25) Vali ve Kaymakamın isim listesinin yer aldığı, her ismin karşısında ise "istihbarat kaydı var, İHL mezunu, menfaat düşkünü, bilgiye ulaşılamadı" şeklinde fişleme amaçlı kayıt yapıldığı görülmüştür.
(6) nolu delil klasöründe bulunan "İçişleri" isimli Word dosyasında; Bilgi Notu başlığının olduğu, İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri, Özel Kalem Müdürü, Bakan danışmanı gibi (33) bürokratın isimlerinin yazılı olduğu, her ismin altında, siyasi ve ideolojik görüşleri, etnik yapıları hakkında fişlemeler yapıldığı, ayrıca "kadrolaşmadan sorumlu, tarikat mensubu, Süleymancı, fettuîlahçı, irticacı" şeklinde yorumlar yapıldığı, bazı isimlerin karşısında "+ veya -" işaretlerinin yapıldığı görülmüştür.
İsmail YILDIZ
îsmaM YILDIZ'a ait (84) numaralı bilgisayar incelemesinde; İnceleme yapılan belgeler arasında (12) adet Excel dosyası (2) adet Word dosyası olduğu görülmüştür.
"Aile ilişkileri" "Aile ilişkileri 1" "Aile, cemiyet ilişkileri" "Aile, cemiyet ilişkileri 1" isimli Excel dosyaları açıldığında; TÜSİAD, Anadolu Gurubu, Dedemanvepa kozmetik, NTV, Laila, Home store, VIP Turizm, İ.Polat Holding, Sabancı Holding, Granit Center, Sazak İnşaat, Ünilever, Mac Cann Ajans, Koç Holding, Süzer Holding, Mudo, Derin Mermerci, Roman mağazaları, Toprak Holding, Dada Gece Kulübü, CNN Türk, Mutlu Aküleri, Ulusoy Holding, Süzer Plaza Movieplex Sinemaları, Ünimeks Holding, Güzel Sanatlar Reklam Ajansı, Yargıcı mağazaları, Alorko Holding, Anadolu Gurubu, Sky TV, Saba Klinik gibi bir çok şirket ve Televizyon kanalının kimlere ait olduğu, şirketler arasındaki ilişkiler ve aile bireylerinin kimlerde oluştuğunun ayrı ayrı çizejgilff3e*belirtildiği görülmüştür.
"Cüneyt Zapsu hakkında" isimli Word dosyasında; şahısla ilgili kişisel bilgilerin bulunduğu, siyasi hayatı ve özel sektördeki çalışmaları, etnik ve ideolojik görüşleriyle ilgili bilgilerin verildiği görülmüştür.
"Milletvekilleri aciklamalil" isimli Word dosyasında; (368) AK Parti Milletvekilinin isimlerinin yer aldığı, çizelge halinde hazırlanmış yazıda, her milletvekilinin özgeçmişi ve haklarında notlar bulunduğu, kişilere ait Notlar bölümünde "MİT, İran, CIA, Mossad, Almanya, AKP yönetiminin güvendiği isimlerden, Konjonktürel davranabilir, İlişkilerinde pargmatist, AKP den kopabilir, AKP den kopmaz" gibi, kişinin yapısı, davranışları, ideolojisi ve etnik durumuyla ilgili bilgilerin yazıldığı, bu şekilde ayrı ayrı fişlemelerin yapılarak çok kapsamlı bir rapor hazırlandığı görülmüştür.
ismail YILDIZ'a ait (85) numaralı Samsung bilgisayar incelemesinde; "YAZARLAR başlıklı" dosya içersinde;
HÜRRİYET gazetesi yazarlarından Ertuğrul ÖZKÖK, Ayşe ARMAN, Cüneyt ÜLSEVER, Erdal SAĞLAM, Hadi ULUENGİN, İlter TÜRKMEN, Tufan TÜRENÇ, Yalçın BAYER, Oktay EKŞİ, Ercan KUMCU, Fatih ALTAYLI ve Sedat ERGİN hakkında özel hayatları, siyasi bağlantılan, iş hayatı ile ilgili bilgilerin yazdığı, aynca bir kısım gazeteciler için, yabancı ülke ismi verilerek etkisinde olduğu belirtildiği, yine bir kısım gazeteciler içinde yabancı istihbarat servisleriyle irtibatlı olduğunun yazıldığı görülmüştür.
SABAH gazetesi yazarlanndan; Mehmet ALTAN, Gülay GÖKTÜRK, Zülfü LİVANELİ, Sedat SERTOĞLU, Leyla UMAR, Mehmet TEZKAN, Umur TALU ve Mehmet BARLAS hakkında özel hayatlan, siyasi bağlantılan, iş hayatı ile ilgili bilgilerin yazdığı, aynca bir kısım gazeteciler için, yabancı ülke ismi verilerek etkisinde olduğu belirtildiği, yine bir kısım gazeteciler içinde yabancı istihbarat servisleriyle irtibatlı olduğunun yazıldığı görülmüştür.
MİLLİYET gazetesi yazarlanndan Taha AKYOL, Hasan CEMAL, Güneri CIVAOĞLU, Can DÜNDAR, Sami KOHEN, Derya SAZAK, Meral TAMER, Fikret BİLA, Serpil YILMAZ, Şükrü ELEKDAĞ ve Mehmet Ali BİRAND hakkında yabancı ülke istihbarat servisleri irtibatlı olduklan ve yabancı ülke ismi verilerek etkilerinde olduğu şeklinde notlann yazıldığı görülmüştür.
AKŞAM gazetesi yazarlanndan Tuncay ÖZKAN, Serdar TURGUT, Deniz GÖKÇE, Yalçın PEKŞEN, Oya BERBEROĞLU ve Coşkun KIRCA hakkında iş hayatlan, yabancı ülke servisleri ile olan ilişkileri ve yabancı ülke isimleri verilerek etkilerinde olduğu şeklinde yazılann olduğu görülmüştür.
VATAN gazetesi yazarlanndan, Güngör MENGİ, Asaf Savaş AKAT, Okay GÖNENSİN ve Metin MÜNİR hakkında iş hayatlan, yabancı ülke servisleri ile olan ilişkileri ve yabancı ülke isimleri verilerek etkilerinde olduğu şeklinde yazılan olduğu görülmüştür.
STAR gazetesi yazarlanndan, Engin ARDIÇ hakkında iş hayatı ve yabancı istihbarat servisi ile olan ilişkisinin yazıldığı, Can ATAKLI, Mustafa MUTLU, Yaşar Nuri ÖZTÜRK, Kıvanç DEĞİRMENLİ ve Hayrullah MAHMUD isimli gazeteciler karşısına da Güncellenecek yazdığı görülmüştür.
RADİKAL gazetesi yazarlanndan, Mehmet Ali KIŞLALI, İsmet BERKAN ve Murat YETKİN hakkında iş hayatı ve yabancı ülke servisleri ile olan ilişkilerinin yazıldığı görülmüştür.
Bu gazeteler ayn ayn belirtildikten sonra DOĞAN MEDYA grubu ile ilgili değerlendirme yapıldığı, söz konusu gazetelerin yabacı ülke istihbarat servisleri ile irtibatlı olduğunun belirtildiği, aynca Aydın DOĞAN hakkında da bir takım istihbari mahiyette bilgilerin olduğu görülmüştür.
Aynca Cumhuriyet gazetesi ve Türkiye gazetem^akkıhaViir takım değerlendirmeyazılannm olduğu, /V\ \ *-X

514
^â^n>4^y
YENİ ŞAFAK gazetesi hakkında değerlendirme yapılıp yazarlarından Fehmi KORU, Kürşat BUMİN ve Ali BAYRAMOĞLU hakkında siyasi ve dini görüşleri ile ilgili yazılar olduğu ve yabancı ülke irtibatları hakkında yazılar olduğu görülmüştür.
D.B.TERCÜMAN gazetesi yazarlarından Nazlı ILICAK ve Cengiz ÇANDAR hakkında yabancı ülke irtibattan ile ilgili yazıların olduğu görülmüştür.
ZAMAN gazetesi ile ilgili değerlendirme yapıldıktan sonra yazarlar Tamer KORKMAZ, Ali BULAÇ ve A. Turan ALKAN isimlerinin yazdığı ve isimlerin karşısına "güncellenecek" yazdığı görülmüştür. HAYRETTİN ERTEKİN,
Hayrettin ERTEKİN'e ait Beşiktaş da bulunan ikamette yapılan aramada ele geçirilen; TRT Raporu 2001 ... Nuri ÇOLAKOĞLU ve Kadrosu başlıklı yazının içeriğinde;
"Medya alanında yıkıcı organizasyonların Türkiye İstasyonu Şefi Nuri
ÇOLAKOĞLU'dur....... TRT 2000'li yıllarda kendisini Türk Milletinden farklı bir etnik
aidiyet duygusu ile görenleri azınlık olarak görenleri Süryani ve Ermenilerin eline geçmiştir.
Görsel medyada Nuri ÇOLAKOĞLU 'nun organize ettiği, bu yeni kadrolaşma Mehmet Ali BİRAND ve Ali KIRCA'nm yetiştirdiği elemanlarla hedefine ulaşmıştır.
Genel Müdür Yücel YENER ve kadrosu başlığı altında, TRT Genel Müdürü Yücel
YENER. Bu kişinin kökeni Kars Kökenli bir Ermeni aileye dayanmaktadır......................... Bu gün
TRT GAP Tv. Büro Hizmetlerinde kadrolu olarak çalışan Aylin ÖZKARSLIOĞLU, Yücel
YENER'in öz amcasının oğlunun kızıdır.................. Yücel YENER tarafından kuruma alınmıştır.
Şeklinde ibarelerin bulunduğu, kadrolaşma iddiaları ile ilgili değişik örneklerin verildiği,
Ayrıca bir dönem PKK terör örgütünün de TRT'yi etkin bir şekilde kullandığının iddia edildiği, TRT içerisinde ermeni lobisinin çok etkin olduğunun iddia edildiği yazı olduğu, MEHMET FİKRİ KARADAĞ
Mehmet Fikri KARADAĞ'ın ÜSKÜDAR'da ki ikametinde yapılan aramada el konulan kırmızı renkli ajandada;
İzmir ilinde bulunan bir müteahhit şahıs hakkında etnik ve ideolojik kimliği ile ilgili bilgilerle, şahsın sahibi olduğu malvarlığı hakkında bilgiler bulunduğu ve "Müteahhit bu konuda uyarılmış durumda. Her iki vatan haininin davalarının Yargıtay'da olduğu dikkate alınmalı; Araştırılmasını ve gereğinin yapılmasını," şeklinde el yazısı ile notlar alındığı,
Aynı ajandanın diğer bir sayfasında;
Tanınmış bir sanatçı ile ilgili olarak "Kendisi Ermenidir. Kürtçe ve Ermenice Şarkı söylemesi doğal!" şeklinde el yazısı ile not alındığı,
Aynı sayfanın üzerinde;
Bir iş adamı ile ilgili olarak ta etnik kimliğine yönelik kısa bir notun ardından, şahsın mal varlığı ve işyeri ile ilgili bilgiler ile bu şahsın bir sanatçıyla olan ilişkisine değinen notların el yazısı ile yazıldığı tespit edilmiştir. HABİB ÜMİT SAYIN
Hahib Ümit SAYIN'ın Fener Yolu Müderris Ziya Bey Sokak No:5/3 sayılıadresinde yapılan aramada; Ele geçirilen dokümanlar içersinde (40) no'lu sayfada, YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÜYELERİ başlıklı, Erdoğan TEZİÇ başkanlığındaki YÖK üyeleri veYÖK Denetleme Kurulu Üyelerinden oluşan toplam 27 kişinin isimlerinin bulunduğu,bunlardan kimilerinin üzeri karalandığı, kimilerinin de isimlerinin yanma "Alman Ajanı", "2.Cumhuriyetçi", "Tarikatçı", "Fethullahçı", "Atatürkçü"^ "Tezjç uşağı" şeklinde notlar yazılarfişleme yapıldığı, _
5f5
ERKUT ERSOY
Şüpheli Erkut ERSOY'un Samsung marka hard diski üzerinde yapılan incelemede "Özel Büro Kimdir..Faaliyetleri Nelerdir.doc" isimli dosya içeriğinde; "PROJE BÖLÜMÜ" başlığı altında;
"Bu grup ÖZEL BÜRO'nun ileriki süreçteki faaliyetlerini planlanıyor. Geleceğe ilişkin tüm projeler ve hareketler bu grup tarafından belirleniyor" dendiği, HACK GRUBU başlığı altında;
"Hack Grubu 'nda şu anda 200 civarı hacker mevcut. Tüm yerli ve yabancı mail gruplarını izlemeye aldık. İstihbarat bilgilerini açık kaynaklardan ve üyelerimizden sağlıyoruz. Türklük önündeki tüm engelleri ve bu engelleri koyan tüm mihrakları tespit etmek ve imha etmek asli gayemizdir." dendiği,
Aynı hard diskte bulunan "Digi-Security grubuna hos geldiniz" isimli dosya da DSS isimli grubun tanıtımının yapıldığı ve kendilerini;
"Elektronik ve Dijital Güvenlik, Teknik Takip, Uzaktan Zihin Kontrolü, Nüfuz Casusluğu, Sanayi ve Teknolojik Casusluk, Elektro-Manyetik istihbarat sistemleri, İstihbarat iletim ürünleri, Askeri istihbarat teknolojisi, Derin Devlet ve Terminolojisi, Psikoloji ve istihbarat alanında kullanımı, Lokal ve Global istihbarat servisleri, Temel istihbarat prensipleri ve terminolojisi, Dijital sabotaj ve suikast ekipmanları" konularında araştırmalar yapmakla görevli olarak tanımladıkları,
Yine "İstihbarat grubumuza yeni elemanlar alarak kadromuzu güçlendiriyoruz.." isimli dosya içerisinde;
"Her ÖZEL BÜRO İSTİHBARAT BÖLÜMÜ" elemanı kendisine verilen konularla ilgili detaylı ve kapsamlı bilgi toplamak ve topladığı bu bilgileri üst yönetime vermek zorundadır. Sizden alman bilgiler ışığında yeni projeler planlanacak ve faaliyetler sürdürülecektir." dendiği,
"Özel Büro Dökümanter Listesi." isimli dosya içeriğinde; "28 EKİM 2007 PAZAR ÖZEL BÜRO GRUP TOPLANTISI SUNU LİSTESİ" başlığı altında Özel Büro isimli oluşumun yapmış olduklan istihbari faaliyetler hakkında üyelerine bilgilendirme yaptıkları, Bu bağlamda; "ASKERİ Bilgiler VE NATO ile ilgili önemli çalışmalar, Binlerce E-Book Arşivi (istihbarat, Terör ve Güvenlik ağırlıklı), toplam 17 ülke hakkında hazırlanmış istihbari çalışmaların bulunduğu İstihbarat Dosyası, Polis & Organize Suçlar & Narkotik Dosyası" biçiminde dosyalar hazırladıkları, anlaşılmıştır.
BÖLÜM V ŞÜPHELİLERİN BİREYSEL DURUMLARI
Ergenekon Terör Örgütünün nihai amacı mevcut yönetimi cebir ve şiddet kullanarak hukuk dışı yollarla değiştirmek, yerine örgütün amaç ve hedeflerine uygun yeni bir yönetimi getirmektir. Bu amaca ulaşmak için de halkı ve dolayısı ile TSK'ni hükümete karşı silahlı isyana tahrik etmektedir.
Ancak hukuk dışı bir müdahale ile yönetimin ele geçirilmesi halinde, mevcut yönetimin de içerisinde yer aldığı ve Anayasa'nın da aynı kalmayacağı düşünülmelidir. Bu bağlamda şüphelilerin eylemlerinin hangi amaca yönelmiş olduğundan hareket edilerek sonuca varılması gerekir. Şüphelilerin devlet düzeninin örgütün amaçlan doğrultusunda hareket etmesini hedefledikleri ve bunun sağlanması bakımından şiddet hareketlerini dahi meşru gören bir yapı ile hareket ettikleri soruşturma evrakı içeriğinden anlaşılmaktadır.
TCK'nun 311 ve 312. maddelerine uyan bu suçlar "teşebbüs suçu " niteliğindedir. Kanun koyucu, bu suçlarla korunan hukuki değeri göz önünde bulundurarak, bu değerleri daha etkin bir şekilde korumak amacıyla, belli bir neticeye yönelik teşebbüs niteliğindeki hareketleri bağımsız suç olarak tanımlanmıştır. Tehlike suçu olmalarından dolayı da bu suçlara teşebbüs mümkün değildir.
Bu tür terör örgütlerinin hem yasamayı hem de yürütmeyi ortadan kaldırmayı aynı anda hedeflemeleri normal kabul edilmelidir. Ancak soruşturmada toplanan deliller örgütün özellikle hükümete yönelik faaliyetler içerisinde olduğunu, eylemlerini hükümetin ortadan kaldırılması amacında yoğunlaştırdıklarını göstermektedir. Bu nedenle TCK'nun 312/1. maddesinin uygulanması istenmiştir.
TCK'nun 313 maddesine uyan Halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etmek , TCK'nun 314 maddesine uyan Silahlı Örgüt Kurup Yönetmek ve TCK'nun 315 maddesine uyan örgüte silah sağlama suçlan , TCK 312/1 maddesindeki Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs suçunun "hazırlık hareketi" niteliğindeki fiillerin bağımsız suç olarak tanımlanması şeklindedir. Hükümete karşı silahlı isyana tahrik, silahlı örgüt kurma ve yönetme, örgüte silah sağlama hareketleri, esasen işlenmek istenen suçlar bakımından henüz hazırlık hareketi niteliğindeki fiillerdir. Kanun koyucu, burada da suçların korunan hukuki değer bakımından oluşturduğu tehlikeyi dikkate alarak, normalde cezalandırılmayacak olan veya işlenmek istenen suç bakımından yardım etme niteliğinde iştirak şeklîni oluşturan bu tür fiilleri bağımsız suç olarak düzenlemiş olmaktadır. Bu suçlar soyut tehlike suçlandır ve kanunda belirtilen hareketlerin yapılmasıyla da tamamlanır. Failin cezalandırabilmesi için, kanunda belirtilen hareketin yapılmasının dışında bir somut tehlike veya zarann meydana gelmesi şart değildir. Bu suçlara da teşebbüs mümkün değildir. Bu suçlann hepsi kasten işlenebilirler, bu suçlarda herhangi bir hukuka uygunluk sebebinin gerçekleşmesi de mümkün değildir.
Bu düşünce ile şüpheliler hakkında yerine göre TCK'nun 313/1,314/1,2 ve 315 maddelerinin uygulanması da talep edilmiştir.
Aynca TCK'nun 312. ve 313. maddelerin düzenleniş şeklinde, suçlann silahlı bir örgütle işlenmesinden değil cebir ve şiddet kullanılarak işlenmesinden bahsedilmektedir. Buna göre söz konusu suçlann silahlı bir örgüt olmadan da işlenebileceğinin kabulü gerekir. Aynca TCK'nun 313. maddesindeki suçun işlenmesi için bir örgüte ihtiyaç duyulmayacağı da açıktır. Toplum üzerinde etkili olan bir kişinin de bu suçu işleyebilmesi mümkündür.Bu nedenle şüphelilerin eylemlerine uyan TCK'nun 312 ve 313. maddelerindeki suçlann yanı sıra TCK'nun 314/1,2 maddesine uyan örgüt yöneticiliği/üyeliği ve ayrıca örgüte yardım suçlanndan da ceza tayin edilebileceği değerlendirilmiştir.
Ergenekon Terör Örgütü içinde özel görevi haiz üyeler hakkında da 5237 Sayılı TCK'nun 314/2. maddesinin tatbiki istenmiştir. Çünkü 765 Sayılı TCK'nun 168/1. maddesinde düzenlenmiş olan örgütün özel görevi haiz üyesi olmak fiiline, 5237 Sayılı TCK'nunda yer verilmemiştir. Bu hususun Mahkemenin özel görevi haiz örgüt üyeleri hakkındaki ceza miktan tayininde dikkate alınmasının gerektiği değerlendirilmiştir.
Yine 5237 sayılı TCK'nunda 765 sayılı TCK'nundan farklı olarak yeni getirilen birdüzenleme olan TCK'nun 314/3 ve 220/5. maddesindeki "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyetiçerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandınlır" şeklindekidüzenlemedir. İddianamemizde kendisini örgüt yöneticisi olarak vasıflandırdığımızşüphelilere örgüt faaliyeti çerçevesinde diğer örgüt mensuplannm işlemiş olduklan, devleteait gizli bilgi ve belgeleri temin etmek, kişileri hukuka aykın olarak fişlemek, askerlerikanunlara karşı itaatsizliğe teşvik etmek, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek veaşağılamak v.s. gibi suçlan için öngörülen cezalar örgüt yöneticileri için eylemi gerçekleştirenşüpheli sayısı da göz önüne alınarak talep edilmiştir. ,.
Yine şüphelilerin kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetme suçlarında birden fazla kişiye karşı ve farklı zamanlarda yapılan fişlemer için her bir eylemleri ayrı bir suç olarak değil de TCK'nun 43. maddesinde : Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır. Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır." Şeklinde olan zincirleme suç olarak değerlendirilerek şüpheliler hakkında TCK'nun 135/2-1 maddelerinin yanında TCK'nun 43/2. maddesinin tatbiki istenmiştir.
Buraya kadar yaptığımız açıklamalar ışığında soruşturma neticesinde şüpheliler : Veli KÜÇÜK, Mehmet Fikri KARADAĞ, Muzaffer TEKİN, İlhan SELÇUK, Doğu PERİNÇEK, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ve Sevgi ERENEROL'un örgüt içinde yönetme ve yönlendirme faaliyeti yürüttükleri göz önüne alınarak örgüt yöneticisi olarak vasıflandırılmış, şüpheliler İsmail YILDIZ, M.Zekeriya ÖZTÜRK, Kemal KERİNÇSİZ ve Erkut ERSOY örgütün özel görevi haiz üyesi (örgüt üyesi), Atilla AKSU, Murat ÖZKAN ve Yusuf BEŞİRİK'in örgüt içinde hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden, diğer şüpheliler hakkında da silahlı örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılmaları istenmiştir.
Yine TCK'nun 314/3 ve 220/4, 312/2, 313/4. maddelerinde "Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur" şeklindeki düzenleme göz önüne alınarak örgüt mensuplarının işlemiş oldukları diğer suçlar için de sevk maddesi yazılmıştır.
Soruşturma konusunun genişliği ve soruşturma evrak ve eklerinin sayıca çokluğu dikkate alınarak, inceleme kolaylığı sağlayacağı düşüncesi ile her bir şüphelinin hukuki durumu aşağıda ayrı bir başlık altında ele alınmış, değerlendirmeye esas olacağı düşünülen esaslı unsurlar olan; aşama ifadelerinin özeti, aramalarda elde edilen deliller, bunların inceleme ve analizi, telefon görüşmeleri, önemli görülen diğer şüpheli ve tanıkların beyanları ile örgütsel irtibatları alt başlıklarında açıklanmıştır.
1) ŞÜPHELİ OKTAY YILDIRIM ; a-Şüpheli emniyet beyanında
2005 yılında malulen emekli olduğunu, Ali YİĞİT isimli şahsı tanımadığını, Mehmet DEMİRTAŞ ve Mahmut ÖZTÜRK ile tanışıp ailecek görüştüklerini, ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ile tanıştığını, çok sık görüştüğünü ve sevdiği bir arkadaşı olduğunu, bombalarla alakasının olmadığını, parmak izinin bombaların üzerine nereden geldiğini bilmediğini, evinde çıkan bıçak ve kasaturaların kendisine verilmiş hediyeler olduğunu, çelik yeleği de kendisinin yazılan sebebi ile tehdit aldığından ötürü bulundurduğunu, ruhsatını ibraz edemediği silahın ruhsatının bulunduğunu, patrikhanenin Yunanistan' a yollanması konulu kampanyada Cumhurbaşkanına dilekçe verdiğini, evindeki dokümanlan yazılannda kullanmak için aldığını, yine bilgisayarlannda bulunan özgeçmiş raporlannm Kuvva-i Milliye Derneğine üye olmak isteyen şahıslann vermiş olduğu dilekçeler olduğunu, bilgisayannda çıkan şemanın Kuvva-i Milliye Derneğinin İstanbul yapılanmasına ait olduğunu, ANDIÇ, LOBİ Aralık 99 Çok Gizli, ( Çerkez Ethem) Tümgeneral Nurettin ÇAKIR ve diğer bilgileri internetten indirdiğini, yazar Orhan PAMUK, Elif ŞAFAK ile alakalı açılan davalarda bu şahıslan protesto amaçlı olarak adliyenin önünde bulunduğunu, telefonda bulunan "kanımın son damlasına kadar seninleyiz yolun açık olsun". " selammaleyküm, aslan parçası seninle gurur duyuyor bu milli davada" şeklindeki mesajların tanımadığı kişilerden geldiğini, ZAFER

(kod) Muzaffer TEKİN ve Hrant DİNK olayı nedir isimli power point sunularını internetten aldığını beyan etmiş,
b-Savcılık beyanında
Mehmet DEMİRTAŞ' m Kilis'te iken askeri olduğunu, daha sonra da sürekli şahsın LPG istasyonundan aracına LPG aldığını, ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' i Mahmut ÖZTÜRK vasıtası ile tanıdığını, bombalarla alakasının olmadığını, yavuz 16 compact markalı silahın askeriye tarafından kendisine verilen silah olduğunu ve LOBİ ERGENEKON isimli belgeyi internetten indirdiğini beyan etmiş ise de,
c-Elde edilen deliller.
Kuwaimilliye.net ve acikistihbarat.com adlı internet sitelerinde yazarlık yaptığı, Vatansever Kuvvetler Güçbirliğinin oluşumuna katıldığı, ancak daha sonra bu oluşumdan ayrılıp ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ve MİLLİ IRGAT(KOD) Kuddusi OKKIR ' in telkinleri ile Kuvva-i Milliye Derneğini kurdukları, İstanbul ili başkanı olarak yetkili olduğu, 2005 yılında Hasdal Kışlasından emekli olduğu, ele geçirilen el bombalarının üzerindeki sandıkta bu kışlaya ait ambar fişinin bulunduğu, Ümraniye İlçesi Hamidiye Mahallesi Şahinbey Caddesi Bolelli sitesi D-Blok kat 1 Daire 8 sayılı yerde bulunan ikametinde yapılan aramada (1) adet Kahve renkli saplı 4750 ibareli komanda bıçağı, (1) adet 25 cm uzunluğunda Kahve renkli bıçak, (1) adet 307042 seri nolu MKE kasatura, (1) adet Remixon marka Siyah bıçak, (1) adet Power Star marka Kahve renkli bıçak, (1) adet Mauser marka Gri renkli bıçak, (1) adet Ruhsatını ibraz edemediği Yavuz 16Tı tabir edilen TO624-04 TE005447 seri nolu tabanca, (2) adet şarjör ve (1) adet Lacivert renkli üzerinde ibare bulunmayan çelik yelek, bilgisayar, telefon sim kartları ve bir çok yazılı dokümanın bulunduğu,
14.06.2007 tarihli ekspertiz raporunda
(1) adet Kahve renkli saplı 4750 ibareli komanda bıçağının 6136 sayılı yasanın 4. maddesinde belirtilen yasak niteliğini haiz kasaturalardan olduğunu,
(1) adet 22,3 cm uzunluğunda Kahve renkli bıçağın 6136 sayılı yasanın 4. maddesinde belirtilen yasak niteliğini haiz sivri uçlu ve oluklu bıçaklardan olduğunu,
(1) adet 307042 seri nolu MKE kasaturanın 6136 sayılı yasanın 4. maddesinde belirtilen yasak niteliğini haiz kasaturalardan olduğunu,
(1) adet Power Star marka Kahve renkli bıçağın 6136 sayılı yasanın 4. maddesinde belirtilen yasak niteliğini haiz sustalı çakı benzerlerinden olduğunu,
(1) adet Ruhsatını ibraz edemediği Yavuz lö'lı tabir edilen TO624-04 TE005447 seri nolu tabancanın 6136 sayılı yasaya göre yasak niteliğini haiz silahlardan olduğu,
El bombalan ile alakalı olarak alman 19.07.2007 tarihli ekspertiz raporunda bombalann içinde bulunan malzemelerle birlikte patlayıcı nitelikte olduğu, fünyelerinin de çalışır nitelikte olduğu, MKE ve ABD imali el bombalannm ana patlayıcısının TNT olduğunu, Alman yapımı NATO bombalannm da TNT+RDX (COMP B) olduğu, 18 adet fünyenin de el bombalarına ait tahrip kapsüllerinden olduğu, savunma tipi parça ve basınç etkili el bombalannm kullanılması durumunda 20 metrenin üzerinde öldürücü etkisinin bulunduğu,
Belirtilen MKE, ABD ve Alman imali NATO standardında savunma tipi parça vebasınç etkili el bombalannm askeri amaçlar için üretilen mühimmatlardan olduğu, piyasadantemininin mümkün bulunmadığı, bu tür mühimmattan çeşitli yollarla ele geçiren şahıslann bumühimmattan terör amaçlı veya şahsi menfaatler doğrultusunda kullanmaktadırlar. Bu tür elbombalannm piminin çekilerek ilgili hedeflere atılmasından sonra canlılar üzerinde öldürücüve yaralayıcı, cansız varlıklar üzerinde ise yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliğe sahip olacağı,el bombalan kullanılmadan elde edildiğinde TCK' nun 174 ve 6136 sayılı kanunun Ek-5maddesinde mütalaa edileceği, - x
25.06.2007 tarihli 4 adet bomba uzmanında oluşan heyet raporundan anlaşıldığı, yine bomba bilgi merkezine intikal eden olaylarla alakalı olarak K.P.L Dairesi Başkanlığı Bomba İmha ve İnceleme Şube Müdürlüğünün 28.06.2007 tarihli raporda ise ele geçirilen el bombalan ile alakalı olarak geçmişteki olaylarla yapılan karşılaştırma sonucunda,
Fünye grubunda MKE MOD 45, KF MKE -1-25 10-92 yazılı fünye grubunun 25.03.1999 tarihinde Hizbullah terör örgütüne yönelik yapılan operasyonda ele geçirilen 6 adet el bombasından bir tanesinin fünye grubunun aynı olduğu,
Fünye grubunda MKE MOD 45, KF MKE 1-25 10-92 yazılı olan bu bombanın 26.05.1999 tarihinde Trabzon ili Of ilçesi Solaklı Mahallesi Atatürk Bulvarı Yeni Han Pasajı No:59 sayılı büroya Nicu PORTASE isimli şahıs tarafından el bombası atılmış, 1 kişi ölmüş ve 3 kişi yaralanmış olup, olay yerinde ele geçirilen bomba fünye maşası üzerinde grubunda MKE MOD 45, KF MKE -1-25 10-92 yazılı ve numaralarının aynı olduğu,
Fünye grubunda "HGRZ DM 72 LOS FMP-22" ve gövde kısmında "HGR DM 41 SPLITTRE COMP-B LOS FMP-22"yazılı olan bu bombanın 09.05.2005 tarihinde KIRIKKALE KESKİN İLÇESİ Serkan ŞAHİNLİ VE ABDURRAHMAN DAĞ isimli şahıstan 2 adet savunma tipi elbombası alınmış 1 tanesinin Fünye grubunda "HGRZ DM 72 LOS FMP-22" ve gövde kısmında "HGR DM 41 SPLITTRE COMP-B LOS FMP-22"yazılı numaralarının aynı olduğu, anlaşılmıştır.
Fünye grubunda M 204 A2 MKE 169-5-85 yazılı olan bomba ile alakalı olarak 10.05.2006 tarihinde İstanbul ili Şişli ilçesi Prf. Nurettin Ökten sok. No:2 sayılı yerde faaliyet gösteren Cumhuriyet Gazetesine atılan patlamış savunma tipi el bombası fünye grubunda M 204 A2 MKE 173-9-85 ibarelerinin yazdığı,
Fünye grubunda M 204 A2 MKE 152-6-83 yazılı olan el bombası ile alakalı olarak 02.10.2006 tarihinde İzmir Alsancak 2. Kordon No:272 sayılı yerde bulunan Alsancak isimli kahveye 2 adet el bombası atılmış, patlama sonucu 1 kişi ölmüş, 12 kişi yaralanmış, Erdinç UTAŞ isimli şahıs tutuklanmış, el bombalarından bir tanesinin üzerinde M 204 A2 MKE 151-6-83 yazılı olduğu,
Fünye grubunda MKE MOD KF 45 MKE 1-25 10-92 yazılı olan bomba ile alakalı 11.12.2006 tarihinde İğdır ili Cumhuriyet Mah. Sobacılar Cad. Kapan Sok. No:9 sayılı yerde bulunan Doğu Otelin kazan dairesinde patlamamış bir adet MKE savunma tipi el bombası bulunmuş, olayla ilgili olarak İzzet ÇAĞALA ve Ayhan YILDIRIM isimli kişilerin tutuklandığı, el bombası fünye grubunda MKE MOD KF 45 MKE 1-25 10-92 yazdığı, bunun dışındaki 8 adet el bombasının çeşitli tarihlerde çeşitli yerde bulunan el bombalarının fünye grubu ile aynı numara veya aynı kafileden olduklarının belirtildiği,
Raporun analizi yapıldığında 1999 tarihinde Şırnak Hizbullah operasyonunda ele geçirilen ve aynı yıl Trabzon' da ki 1 kişinin ölümü 3 kişinin yaralanması olayı ve 2006 tarihinde İğdır' da ele geçirilen el bombalarmdaki kafile numaralarının ile alakalı olarak MKE MOD KF 45 MKE 1-25 10-92 olmasının ilginç olduğu, yine 2006 yılında Cumhuriyet Gazetesine atılan el bombası ile aynı yıl Alsancak Kıraathanesine atılıp ölümle sonuçlanan el bombalarının kafile seri numaralarının da aynı kafileye ait bombaların birbirine çok yakın numaralarından ibaret olması, Danıştay Saldırısında tutuklanan Alparslan ARSLAN' m aynı zamanda Doğuş Factoringin avukatlığını yapması, Aynı davada yargılanan Ayhan parlakm da ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ile DOĞUŞ FACTORİNG 'in hissedarları ve sahipleri olmalarının bir tesadüften ibaret olmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yine aynı raporun ekinde MKE Mühimmat Müdürlüğünün 06.07.2007 tarihli yazısında belirtilen el bombalarının muhtelif tarihlerde KKK ve J.GN. Komutanlıklarına muhtelif tarihlerde gönderildiği anlaşılmış olup,
El bombaları ile alakalı olarak ele geçirilen mühimmat ve askeri malzeme ile alakalı olarak 1. Ordu Komutanlığına yazılan yazıya verilen 25.06.2007 tarihli cevapta 15.06.1997
/O^---— /~ 52()
tarihli mühimmat istif kartının Türk Silahlı Kuvvetlerinde kullanılan stok no 918 standart mühimmat istif kartı olduğu,
Mühimmat istif kartı üzerinde en son işlem yapan şahsın kimliğine ilişkin bir ibare bulunmadığı,
Ele geçirilen sandığın Türk Silahlı Kuvvetlerinde el bombalarının taşınmasında ve depolanmasında kullanılan orijinal mühimmat sandıkları ile benzer özelliklere sahip olduğu,
Ele geçirilen 18 adet haki renkli MKE el bombasının TSK envanterinde de bulunan MKE ( Askeri Fabrika) yapımı savunma el bombası olduğu,
El bombası fünyeleri orijinal de olduğu gibi el bombası üzerine takılı olmadığı, numaraları belirli 18 adet fünyenin belirtilen kafile numaralarından MKE yapımı olduğu ve el bombaları ile uyumlu olduğu.
DM 41 NATO standardı olarak tabir edilen 7 adet el bombasının TSK envanterinde bulunan bombalar olduğu,
2 adet ABD menşei dıştan dilimli el bombasının da yine TSK' nm envanterinde bulunan silahlardan olduğu,
Şüphelide ele geçirilen kasatura ve bıçaklarla alakalı olarak da;
Bir adet seri numaralı kahverengi saplı 4750 seri numaralı Kaleşnikof P.Tf. kasaturası ve kını ile bir adet haki renkli 307042 G 3 P.Tf. seri numaralı kasaturası ve kının Türk Silahlı kuvvetlerinde kullanılan bıçak türlerinden olduğu, ve 1. Ordu Komutanlığından alman 05.07.2007 tarihli yazıda da 307042 seri numaralı kasaturanın 3. Kor.K.Yrdc.' lığı ve 52. Zh. Tüm.Bando K.'lığı envanterinde kayıtlı bulunduğu, ancak mevcudunun bulunmadığı, konu ile alakalı idari tahkikat yapıldığı,
Ayrıca Lv.Kd.Bş.Çvş. Oktay YILDIRIM 'm görev yaptığı Hasdal Kışlasında mühimmat sayımı yapılmış ve envanterde bulunan mühimmatın tam olduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca aynı yazıda Oktay YILDIRIM ' m 01.04.2005 tarihinde 6. Mod. P.A.K.' lığı Hasdal İstanbul' dan malulen emekliye ayrıldığı, halen TSK bünyesinde bir görevinin bulunmadığı,
Askeri Malzemeyi zimmetine geçirmek ve gizlemek suçu ile alakalı olarak evrak tefrik edilmiş olup, 3. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığına 2008/147 Sayılı görevsizlik karan ile gönderilmiştir.
Şüpheli tutuklandıktan sonra cezaevinde tutuklu bulunan ve olayın ortaya çıkmasında büyük katkı sağlayan şüpheli Ali YİĞİT' e Mehmet DEMİRTAŞ ile birlikte zorla mektup yazdırıp suçu üstlenmesi için tehdit edip yazdırdıkları mektubu ezberletmeye çalıştıkları, bu husus savcılığımıza intikal ettiğinde Ali YİĞİT' in mektubun bir suretini cezaevi müdürüne verdiği, ancak asıl suretini daha sonra şüphelilerin yırttığı, mektup içeriğinde de bombaların babası Şevki YİĞİT' e ait olduğunu, ancak şüphelilere iftira attığını, bu sebeple de kendisinin vicdan azabı çektiğini ve polislerinde kendisini kandırdığını beyan etmesi için tehdit ettikleri, buna ilişkin mektup ve tutanakların dosyada bulunduğu, ayrıca ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' in tutuklandığında bu olayı gördüğü ve bu olayın saçma olduğunu savcılığımıza yazmış olduğu dosyada mevcut mektubundan anlaşıldığı gibi şüpheli Ali YİĞİT' in yakınları vasıtası ile bu konuda haber gönderip savcılığımıza çağrılması sonucu verdiği ifadesinden de açıkça anlaşıldığı, mektubun fotokopisi ile alakalı olarak alman 23.06.2007 tarihli ekspertiz raporunda mektuptaki yazıların Mehmet DEMİRTAŞ' m el ürünü olduğunun belirtildiği,
d-Dijital incelemeler,
Elde edilen bilişim malzemeleri ve yazılı dokümanların yapılan incelemesindeOktay YILDIRIM Hakkındaki Bölümleri: ^-\
Mehmet Zekeriya Öztürk'ün Nec Marka Laptop Diz Üstü Bilgisayarinda Yapilan Incelemede;"MUZAFFER TEKİN,OKTAY YILDIRIM,KEMAL KERİNÇSİZ Medya görüntüleri,. MUZAFFER TEKİN,OKTAY YILDIRIM, Medya görüntüleri, OKTAY YILDIRIM, Medya görüntülerine rastlandığı" şeklinde bilgilere ulaşıldığı;
Halil Behiç GÜRCİHANm telefonunda yapılan incelemede" -Halil BEHİÇ'in 05325959046 numaralı sim kartında aynı konuile bağlantılı olarak daha önce göz altına alman Oktay YILDIRIM isimli şahsın (Oktay YILDIRIM 5425315368) olarak kayıtlı olduğu, şeklinde bilgilere ulaşıldığı;
Oktay YILDIRIM telefonunda yapılan incelemede; "Zeki Yurdagül ÇAĞMAN, Mehmet Oztürk, Mehmet DEMİRTAŞ, RafetARSLAN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Ergün POYRAZ, Bekir ÖZTÜRK, BehiçGURCİHAN, Kuddusi OKKIR, Muzaffer TEKİN isimli şahısların telefon numaralarının kayıtlı olduğu" bilgilerine ulaşıldığı;
Kuddusi OKKIRm ait olankuddusi.okkir@gmail.com isimli e-mail adresinde yapılan incelemede;" 10.03.2006 tarihli ve "bir gaziyi dinleyelim" başlıklı e-mail iletisi içerisinde "bir gazi sesleniyor.pps" isimli Powerpoint dosyası olduğu görülerek yapılan incelemede, aynı aynı olayla ilgili olarak gözaltına alman ve çıkanldığı adli makamlarca tutuklanan Oktay Yıldınm isimli şahıs adına hitap edilmiş "BU YAZIYI KALEME ALAN EMEKLİ ASTSUBAY OKTAY YILDIRIM GÜNEYDOĞU' DA YILLARCA ÇARPIŞMIŞ, YİĞİT VE KAHRAMAN BİR TÜRK EVLADIDIR" başlığı ile başlayıp "VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN OKTAY YILDIRIM 27 KASIM 2005" ile biten bir sunum olduğu görülmüştür." şeklinde bilgilere ulaşıldığı;
Asım DEMİR elde edilen dokümanlann yapılan incelemsinde; "Oktay YILDIRIM - Yeni Hayat Dergisi şeklinde yazılann olduğu 3. sayfasında "Bu bir Dip Dalgasıdır" başlığı altına yazının olduğu" şeklinde bilgilere ulaşıldığı;
Kuddusi OKKIR ait Casper Marka Laptop'ta yapılan incemede; Oktay YILDIRIM isimli şahsın hazırlamış olduğu Şemdinli ve şehitlerle aakalı Power Point sunusu olduğu" şeklinde bilgilere ulaşıldığı;
Gazi GÜDER ait Densen Marka Seagate bilgisayar kasasında yapılan incemede; Oktay YILDIRIM isimli şahsın hazırlamış olduğu Şemdinli ve şehitlerle aakalı Power Point sunusu olduğu" şeklinde bilgilere ulaşıldığı;
Mehmet Zekriya ÖZTÜRK ait Hard Disk te yapılan incelemede; " Oktay YILDIRIM ve Muzaffer TEKİN'in birlikte çekilmiş Medya görüntüleri olduğu" şeklinde bilgilere ulaşıldığı;
Rafet ARSLAN ait 05322084521 numaralı sim kartında yapılan incelemede; Oktay YILDIRIM isimli şahsın (Oktay-5058108791) olarak kayıtlı olduğu" şeklinde bilgilere ulaşıldığı;
Oktay YILDIRIM Samsung SGH X200 REHBER kayıtlannda;"Sevgi ERENENEROL isimli şahsın SEVGİ ERENEROL05323678060) olarak kayıtlı olduğu" şeklinde bilgilere ulaşıldığı;
Engin ZORBA ait Samsung Marka 200 Gb hand diskin yapılan incelemsinde; 'Sayın Oktay YILDIRIM' diyerek başlayan 10.06.2007 tarihli toplantı iptalini bildiren "Saygılanmla Nazan KAFESCİ" diye biten duyuru," şeklinde bilgilere ulaşıldığı;
Erkut ERSOY ait ozel-buro@ttnet.com adlı e-mail adresinde yapılan incelemede; "Türk Gençliği Hareketi "adlı bir oluşumda Muzaffer Tekin,Oktay Yildirim, Fikri Karadağ Ve Hüseyin Görüm isimli Şahislarin Birlikte Çekilmiş Fotograflarinin Bulunduğu" şeklinde bilgilere ulaşıldığı;
Habib Ümit SAYIN Seagate Marka 250 Gb Hard Disk'inde yapılan incelemede; "Resimler Bölümü içeriğinde Oktay YILDIRIM isimli şahsın vesikalık resminin bulunduğu" şeklinde bilgilere ulaşıldığı;
-- \
Ergün POYRAZ telefonlarında ve telefona takılı vaziyette bulunmayan sim kartlarında yapılan incelemelerde; "Oktay YILDIRIM isimli şahsın (Oktay Y. 5425315368 ve Oktay Y. 5425315368) Olarak kayıtlı olduğu," şeklinde bilgilere ulaşıldığı;
Hüseyin GÖRÜM Kadıköy'de bulunan Kavayi Milliye Derneğinde elde edilen CD lerin yapılan incelemesinde; 28 nolu CD içerisinde 23 adet fotoğraf bulunduğu, bu fotoğraflar içerisinde Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi(VKGBH)'ni Başkanı Taner ÜNAL, Kuvayı Milliye Derneği Başkanı Hüseyin GÖRÜM, Kuvayı Milliye Derneği yöneticilerinden Fikri KARADAĞ, Muzaffer Tekin, Oktay YILDIRIM, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Kuddusi OKKIR'm birlikte çekilmiş fotoğraflar ile "KARANLIKTAKİ İLİŞKİLER " başlıklı word dosyasının bulunduğu, şeklinde bilgilere ulaşıldığı;
Şüphelinin çalıştığı Reina isimli işyerinde kullandığı bilgisayarında ve flaş diskinde Lobi ERGENEKON yazılı belgenin bulunduğu, yine burada birçok kişiye ait özgeçmiş raporlarının bulunduğu, cerkez ethem lakaplı emekli bir askerle alakalı internetten alman yazıların bulunduğu. Andıç başlıklı güçlü eylem planı yazan KKK ya ait belgenin bulunduğu. Şifreli dosyalarda dönemin Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK le alakalı istihbari bilgi notlarının olduğu. IRAK YAKINA GELDİ BAKAR KÖRLER GÖRSÜN DİYE başlıklı yazı ve DEĞERLİ MİSAFİRLER BAŞLIKLI yazıların olduğu, dosyaların şifresinin de OPERASYON olduğu teknik inceleme raporundan anlaşıldığı. DEĞERLİ MİSAFİRLER başlıklı yazı içeriğinden örgütsel toplantılarda yapıldığı anlaşılan konuşmalara ait olduğu ve içerik olarak ERGENEKON dökümanmdaki görüşlerle örtüştüğü.
e-Diğer şüpheliler ve tanık beyanları
ALİ YİĞİT emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; "Mehmet DEMIRTAŞ benim dayım olur. Oktay YILDIRIM' ı ilk defa dayıma ait olan ve şu an yıkılmış olan Ümraniye ilçesinde LPG istasyonunda 4 sene kadar önce , tahminen 2003 Mayıs Haziran aylarında gördüm. Ben LPG istasyonunda otururken Oktay YILDIRIM istasyona geldi ve direk olarak müdüriyet odasına girmişti. Ben de bu durumu diğer dayım olan Osman DEMIRTAŞ' a söyledim. Osman dayımda bana o şahsın Mehmet dayımın komutanı olduğunu söylemişti." şeklinde beyanının bulunduğu,
ALİ YİĞİT Cumhuriyet Savcılığında vermiş olduğu şüpheli ifadesinde Oktay YILDIRIM için; "Oktay Yıldırım isimli şahsı da yaklaşık 4 sene önce dayım vasıtası ile tanıdım. Osman dayım bana Oktay Yıldırım'ın Mehmet dayımın komutanı olduğunu söylemişti. 2003 yılı Mayıs ayından 2004 yılı Mayıs ayına kadar Ümraniye ilçesinde şuan yıkılmış olan LPG istasyonunun yıkama bölümünde çalıştım. Oktay Yıldırım da sürekli buraya dayım Mehmet Demirtaş'ı görmeye gelirdi. " . şeklinde beyanının bulunduğu,
Ali YİĞİT (22.06.2007 tarihli müşteki olarak alman ifadesinde"Z?erc tutuklandığım gün, diğer şüpheliler MEHMET DEMIRTAŞ ve OKTAY YILDIRIM ile birlikte Bayrampaşa Cezaevine götürüldük. Cezaevinde ben ve diğer şahıslar ayrı ayrı karantinalara alındık. Ancak, lavaboya gittiğim sırada oraya gelen OKTAY YILDIRIM isimli şahıs, bana hitaben" ben burada kaldığım süre içerisinde, sen veya oğlunun, ailenin rahat yaşayabileceğinizi zannediyor musun? Onları öldürmek bana kalmaz, dışarıdakiler zaten o işi halledecekler" dedi. Ben korktuğum için sesimi çıkartamadım
Daha sonra karantinanın kapısı açıldı. OKTAY YILDIRIM ve MEHMET DEMIRTAŞ cezaevi müdürüne söyleyip beni yanlarına almak istemişler. Bunun üzerine cezaevi müdürünün izniyle, üçümüz bir ar ada karantinada kalmaya başladık. OKTAY YILDIRIM bir kağıda birtakım ifadeler yazmış, bana bu kağıdı vererek "burada yazan ifadeleri 40 sefer yazıp ezberleyeceksin ve mahkemede bu şekilde ifade vereceksin" diyerek baskı yapmaya başladı. Ben de korktuğum için bu durumu kabul ettim. Bana o kağıtta yazılanları güzel bir yazı ile yazarak altına da hiçbir^baskı altında kalmadan o sözleri
yazdığımı beyan etmemi söyledi. Bunun üzerine ben de bu şekilde yazdım ve kağıda parmak izimi bastırdı. Bunun için baş parmağımı pilot kalemle karalayıp mürekkep haline getirdiler.
Ben onların dediğini yaptığım için bana çok iyi davranmaya başladılar. Ben onların dediği şekilde bana verilen kağıtta yazılan şeyleri ezberliyordum. Bana verilen kağıtta özetle:
"Babamın daha önce silah kaçakçılığı ile uğraştığını ve bu bombaları da alıp satmak amacıyla orada bulundurduğunu, emniyette verdiğim ifadenin polisin vaatleri sonucunda olduğunu, polisin bu konuda bana baskı yaparak ifademin alındığını, ifademin doğru olmadığını" şeklinde yazılar bulunmaktaydı.
Daha sonra avukatım beni ilk ziyarete geldiği gün ben durumu kendisine anlattım. Avukatım bana korkmamam gerektiğini, baskılara boyun eğmemem gerektiğini, kendisinin bu durumu Cumhuriyet Savcısına aktaracağını söyledi. Ben cezaevi müdürüyle görüştüğümde, bu şahısların bana okutturduğu belgenin aslını müdür beye verdim. Müdür de evrakın fotokopisini çekerek aslını geri bana iade etti. Ancak, cezaevi müdürü beni ikinci kez yanına çağırdığında, OKTAY YILDIRIM bu durumdan şüphelenerek, bu yazılı evrakın bende bulunan aslını bana zorla yırttırdı. Ben de korktuğum için yırtmak zorunda kaldım. Ancak sureti cezaevi müdürlüğünde mevcuttur. Bu yazı da OKTAY YILDIRIM'a aittir. Bana cezaevinde yapılan bu baskı ve tehditlerden dolayı OKTAY YILDIRIM'dan şikayetçiyim. MEHMET DEMIRTAŞ tarafından bana yönelik herhangi bir tehdit ve baskı yapılmamıştır.
Cezaevinde birlikte bulunduğumuz dönem içerisinde OKTAY YILDIRIM evde yakalanan bombaların kendisi tarafından oraya konulduğunu, 1997-1999 yılları arasında Şemdinli'de görev yaptığı sırada bombaları oradaki askeri birliğe ait mühimmat deposundan bu bombaları aldığını MEHMET DEMIRTAŞ ile aralarında yapılan konuşmada söylüyordu dedi". Şeklinde beyanının bulunduğu;
ŞEVKİ YİĞİT Cumhuriyet Savcılığında İfadesinde ; Ben bu komutanın o zaman ismini Komutan olarak biliyordum. Ancak basında çıkınca OKTAY YILDIRIM olduğunu gördüm. OKTAY YILDIRIM daha önceden MEHMET DEMİRİAŞ'ın gaz istasyonuna sık sık gelirdi. Ben bazen boş olduğum zamanlar istasyonda dururdum. Ben 3 kere gelip, MEHMET DEMİRTAŞ'la OKTAY YILDIRIM'ın odada baş başa görüştüklerini gördüm. Benzinlikte çalışanların hepsi Komutanı OKTAY YILDIRIM olarak tanır. İkisi geldiğinde yazıhanesinde özel olarak görüşürler. Benim büyük oğlum da istasyonda çalışıyordu. ALI YIGIT'de orda çalışıyordu. Bu gaz istasyonu 2 yıl önce, ruhsatsız olduğu için yıkıldı. Daha sonra ben zaman zaman manavda durdum. Gaz istasyonu açıkken MEHMET DEMIRTAŞ bombaların bulunduğu evde oturuyordu. Ben daha sonraki dönemlerde OKTAY'ı görmedim " şeklinde beyanının bulunduğu,
MEHMET DEMIRTAŞ Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; "Benim askerlik yaptığım birliğimde komutanımdır. 1995 yılında askerden teskere aldıktan sonra istanbul iline geldim. Bu tarihten iki yıl kadar sonra istanbul ilinde tesadüfen karşılaştık. Birbirimize telefon numaralarımızı verdik. Ayda bir bazen iki ayda bir olmak üzere görüştüğümüz oldu. Bu görüşmelerimizde oturup sohbet ederdik, çay içerdik ve hal hatır sorardık Bu şahısla olan ilişkim bundan ibarettir", şeklinde beyanının bulunduğu,
MEHMET DEMİRTAŞ isimli şahsın Savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; Ben 1993-1994 yılında Gazinantep'de askerlik yaptığım dönemde Oktay Yıldırım benim komutanımdı. Kendisi ile oradan tanışıyoruz. Bu evde ele geçirilen bombalar ile Ben Ali Yiğit'e bombaların OktayYıldırım'a ait olduğunu söylemedim. Ali Yiğit'in ailesi ile benim ailem arasında bir husumet bulunduğundan bu yönde bir beyanda bulunmuş olabilir. ele geçirilen bombalarda Oktay Yıldırım'in parmak izinin bulunması nedenini bilmiyorum. ". şeklinde beyanının bulunduğu,
MUZAFFER TEKİN Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; " 1998yılında emekli astsubay Mahmut ÖZ'l ÜRK vasıtasıyla tanıştım o zamanlar kendisi şark görevindeydi, Daha sonra istanbul'a tayini çıktığında zaman zaman görüşüyordum

/f?^^f^^
emekli olduktan sonra müteaddit defalar beni arar ve görüşürdük son aylarda görüşmedik en son iki ay önce beni telefonla arayarak görüşmüştük. " şeklinde beyanının bulunduğu,
MUZAFFER TEKİN Savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; "Oktay YILDIRIM ile beni yazıldığı gibi İbrahim ŞAHİN değil benimle birlikte gözaltında bulunan Mahmut ÖZTÜRK 1998 yılında Kadıköy 'de tanıştırdı o zaman Oktay YILDIRIM görevdeydi, "şeklinde beyanının bulunduğu
MAHMUT ÖZTÜRK Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; "Ben kendisi 1994-1996 yıllarında Kilis 2. Hudut Taburunda birlikte görev yaptık. Ben taburun iaşe ikmal Astsubayı olarak görev yapıyordum, Oktay YILDIRIM ise Karargâh bölüğünün takım komutanıydı ve aynı zamanda da askeri lojmanda kapı komşumdu. Kilis' te görev yaptığımız süre içerisinde samimi bir ilişkimiz olmuş ve ailece de görüşmüşlüğümüz vardır. 1996 yılında ben Kilis ten emekli olduktan sonra istanbul iline yerleştim, Oktay YILDIRIM ise Kilis te bir yıl daha görev yaparak, 1997 yılında Şemdinli Komando Taburuna tayini çıktığını bana telefon ile söyledi. 1999 yılına kadar Şemdinli de kaldı bu süre zarfında kendisiyle telefon ile bir kez görüştüm başka bir görüşmemiz olmamıştır. 1999 yılında Şemdinliden istanbul Hasdal kışalsına tayin olunca, benim ziyaretime geldi. Kendisiyle bu görüşmelerimiz ailece ve ferdi olarak devam etti. Kendisi bacağında olan bir problemden dolayı hastaneye yattı ve her türlü yardımı yaptık. 2003 yılında kendisi malulen emekli oldu, birlikte iş yapmak için bana öneride bulundu ve ben bunun üzerine Eminönü 'nde Vakıflara ait devren bir kafeterya kiraladım, işlememenin başına da Oktay YILDIRIM'ı getirdim. Bu kafeteryayı toplam (6) ay kadar işlettik. Bu zaman zarfında aramızda ticari konularda güven sorunu yaşamaya başladık. Bunun üzerine Hanedan Kafeterya olarak açtığımız iş yerini devir ettik. Fakat bu ortalığımız ve devir esnasında aramızdaki samimiyet de bozulmuş oldu ve kendisiyle o tarihten sonra hiç görüşmedik sadece tarihten bir ay önce gizli bir numara ile beni aradı, benim trafik kazası geçirdiğimden dolayı geçmiş olsun dileklerini iletti. Daha sonrada kendisinin bu soruşturma ile alakalı olarak medyadan takip ettim. Telefon ile görüşmemiz esansında kendisine ne işle uğraşıyorsun dediğimde bana eğlen merkezi olan Reiana da güvenlik olarak çalışıyorum ve ayrıcada internet sitelerinde de Vatan, Millet adına yazılar yazdığını söyledi. Bende kendisini bazen medyada sivil toplum örgütlerinin düzenlediği mitinglerde gördüğümü ve bu konularla alakalı olarak kendisine yaptığın işler arasında karar ver, ailenin geçimiyle ilgilen boş işlerle uğraşma gibi tavsiyelerde bulundum. Kendisinin bildiğim kadarı ile maaşından başka geliri yoktur." şeklinde beyanının bulunduğu,
MAHMUT ÖZTÜRK isimli şahsın Savcılılıkta vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; "Ben kendisi 1994-1996 yıllarında Kilis 2. Hudut Taburunda birlikte görev yaptık. Ben taburun iaşe ikmal Astsubayı olarak görev yapıyordum, Oktay YILDIRIM ise Karargâh bölüğünün takım komutanıydı ve aynı zamanda da askeri lojmanda kapı komşumdu. Kilis' te görev yaptığımız süre içerisinde samimi bir ilişkimiz olmuş ve ailece de görüşmüşlüğümüz vardır. 1996 yılında ben Kilis ten emekli olduktan sonra istanbul iline yerleştim, Oktay YILDIRIM ise Kilis te bir yıl daha görev yaparak, 1997 yılında Şemdinli Komando Taburuna tayini çıktığını bana telefon ile söyledi. 1999 yılına kadar Şemdinli de kaldı bu süre zarfında kendisiyle telefon ile bir kez görüştüm " . şeklinde beyanının bulunduğu,
M.ZEKERİYA ÖZTÜRK Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; Ben Oktay YILDIRIM ile bir VKGBH Derneğinin bir davetinde tanıştım. Kendisinin kullanmış olduğu telefon numaralarını not olarak aldım veya kendisi verdi. . Kendisi ile fiilen bir yıldır görüşmüyorum ondan önceki dönemde asla yakın bir diyalog içersinde olmadım. Danıştay olayı hemen sonrasında da Oktay YILDIRIM Behiç GÜRCAN isimli şahıs ile birlikte açıkıstıhbarat.com internet sitesinde Danıştay olaymı^le alarak benim Muzaffer TEKİN'e komplo kurduğum iddialarında bulunmuşlardır, şeklinde beyanının bulunduğu,
/^^^%:- '•p3^y^^>
^— 525 * " ' „___ ________ ^
M.ZEKERIYA OZTURK Savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; "OKTAY YILDIRIM' ı MUZAFFER TEKİN vasıtası ile tanıdım. Vatansever Güç Birliğinin bir toplantısında tanıdım. Kendisi ile hiç anlaşamadım. Hatta Danıştay olayında ben sorgudayken acikistihbarat.com sitesinde sahibi olan BEHIÇ GÜRCİHAN ile birlikte hakkımda olumsuz iddialar yayınladı. MUZAFFER TEKİN' in CEM ERSEVER vari bir operasyon ile yok etmek istediğimi söyledi. Bunun üzerine ben OKTAY ile ilişkimi kestim, ikisi ile de 13 aydır görüşmüyorum. OKTAY' in Kuvai Milliye ile irtibatını da bilmiyorum. Ben Ümraniye' de ele geçirilen bombalar konusunu hiç bilmiyorum" şeklinde beyanının bulunduğu,
Ahmet Erdem ARSLAN Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; "bu şahsı Muzaffer TEKİN'in Hastane de ve Danıştay hadisinden dolayı basından ve televizyondan gördüm. Yaklaşık 6-7 ay kadar önce Muzaffer TEKİN'in bürosunda ağabeyim Rafet ARSLAN'ın yanına gittiğim de şahsı gördüm kendisi ile konuşmadım ve ağabeyim Rafet ARSLAN'ın olmadığını görünce bürodan ayrıldım. Başka da bu şahısla konuşmadım ve sohbet etmedim. " şeklinde beyanının bulunduğu,
Ahmet Erdem ARSLAN Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; "Oktay YILDIRIM: yukarıda ifade ettiğim gibi bu şahsı Muzaffer TEKİN'in Hastane de ve Danıştay hadisinden dolayı basından ve televizyondan gördüm, iri yarı olduğu için zaten dikkatimi çekmişti, danıştay saldırısından sonar muzaffer Tekin ile aynı arabaya bindiğini televizyondan görmüştüm.Yaklaşık 6-7 ay kadar önce Muzaffer TEKİN'in bürosunda ağabeyim Rafet ARSLAN'ın yanına gittiğim de şahsı gördüm kendisi ile konuşmadım ve ağabeyim Rafet ARSLAN'ın olmadığını görünce bürodan ayrıldım. Başka da bu şahısla konuşmadım ve sohbet etmedim, "şeklinde beyanının bulunduğu,
RAFET ARSLAN Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; "Oktay YILDIRIM'ı Muzaffer TEKİN'in bürosunda 2006 yılında Güneydoğu'da görev yapmış emekli astsubay olarak tanıştırdı. Kendisi ile fazla bir samimiyetim yoktur, ancak Muzaffer TEKİN'in hastane de yattığı süre içerisi ve Ankara 'da ki mahkeme sürecinde sürekli Muzaffer TEKİN'in yanında bulunduğumdan dolayı ara sıvra Oktay YILDIRIM ziyaret amaçlı gelir giderdi. Son altı ayda da kendisi ile hiç görüşmedim, sadece bir defa kendi cep telefonumdan hal hatır sormak için Oktay YILDIRIM'ı aradım. " şeklinde beyanının bulunduğu,
RAFET ARSLAN Savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; "Oktay YILDIRIM'ı yine Muzaffer TEKİN'in bürosunda 2006yılında Güneydoğu'da görev yapmış emekli astsubay olarak tanıştırdı. Kendisi ile fazla bir samimiyetim yoktur, ancak Muzaffer TEKİN'in hastane de yattığı süre içerisi ve Ankara 'da ki mahkeme sürecinde sürekli Muzaffer TEKİN'in yanında bulunduğumdan dolayı ara sıvra Oktay YILDIRIM ziyaret amaçlı gelir giderdi. Son altı ayda da kendisi ile hiç görüşmedim, sadece bir defa kendi cep telefonumdan hal hatır sormak için Oktay YILDIRIM'ı aradım." şeklinde beyanının bulunduğu,
BEHİÇ GÜRCİHAN Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; "2005 yılından bu yana tanıyorum. Benim bir arkadaşımdır. Kendisi ile arkadaşlık ilişkisi içerisinde düzenli olarak görüşürüm. Oktay YILDIRIM kalemi kuvvetli bir askerdir. Ve sitemde köşe yazısı yazmaktadır. " şeklinde beyanının bulunduğu,
BEHİÇ GÜRCİHAN Savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için;"OKTAY YILDIRIM' ı tanırım. Kendisi 2005 yılından beri acikistihbarat.com isimli internetsitemde yazılar yazmaktadır. Kendisi ile arkadaşlık bağım da vardır. MUZAFFERTEKIN ilede 2005 yılından buyana tanışırım. Kendisi ile OKTAY YILDIRIM aracılığı ile tanıştım. Buşahsın ofisine gitmiştim. Bu tanışmamızdan sonra yine 4-5 kez bu şahsın ofisine gittim."şeklinde beyanının bulunduğu, - - ~ "
BEKİR ÖZTÜRK Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; " Ben bu şahıs ile 09.04.2006 tarihinde Beyazıt Meydanında Kaymakam Kemal Beyin katledilişi ve Pkk yi telin mitinginde tanıştık. Sonraki dönemlerde 7-8 kere yüzyüze olmak üzere telefonla da görüştük, ilişkilerimiz Kuvvayi Milliye Derneği Genel Başkanlığı ve il başkanlığı düzeyindedir. Bu dernek kurulmadan önce www.kuvayimilliye.net isimli sahibi olduğum sitede köşe yazarlığı yapardı, "şeklinde beyanının bulunduğu,
BEKİR ÖZTÜRK Savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; "OKTAY YILDIRIM: Ben bu şahıs ile 09.04.2006 tarihinde Beyazıt Meydanında Kaymakam Kemal Beyin katledilişi ve Pkk yi telin mitinginde tanıştık. Sonraki dönemlerde 7-8 kere yüzyüze olmak üzere telefonla da görüştük. İlişkilerimiz Kuvvayi Milliye Derneği Genel Başkanlığı ve il başkanlığı düzeyindedir. Bu dernek kurulmadan önce www.kuvayimilliye.net isimli sahibi olduğum sitede köşe yazarlığı yapardı, "şeklinde beyanının bulunduğu,
MURAT YİĞİT Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için;" Çalışmış olduğum DEMA isimli oto gaz istasyonuna çalıştığım sıralarda gelip giderdi, samimiyetim yoktur. Buradan tanırım. Hatırladığım kadarı ile istasyona yalnız olarak gelir Mehmet DEMIRTAŞ il görüşürdü. Ne görüştükleri hakkında hiçbir bilgim yoktur" şeklinde beyanının bulunduğu,
METE YALAZANGİL Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için '"Ben Oktay YILDIRIM isimli şahsı 2000-2001 yıllarında arasında Muzaffer TEKİN bana telefon açarak bana Kadıköy demesini diye telefon açtı. Bir ofis uğrarımsın dedi. Bende yaklaşık yarım saat sonra Kuşdilinde bulunan ofisine gittim. Daha önceden görmediğim ve tanımadığım bir şahsın Muzaffer TEKİN yanında oturduğunu gördüm bana Oktay YILDIRIM için Astsubay gazimiz dedi. Ayaklarından birinin alçıda olduğunu GATA 'da tedavi olduğunu ancak iyileşemediğini durumunun kötü olduğunu söyledi. Herhangi bir doktor veya spor konusunda tasfiyede bulunurumsun dedi bende kendisine ayağındaki alçıyı çıkar at dedim ve spor yapmasını özellikle yüzmesini tasfiye ettim. Yaklaşık bu konuşma yarım saat kadar sürdükten sonra ayrıldım. Daha sonra ofise uğradığım dönemlerde bir iki defa daha gördüm kendisini sağlık durumunu sordum. Oda bana iyi olduğunu ve tasfiyelerime uyduğunu söyleyip teşekkür etti. 2006 yılında Muzaffer TEKİN'in iftar yemeğinde kendisini gördüm. Başkada her hangi bir şekilde telefonla ya da yüz yüze görüşmedim. Bana gösterip okuduğunuz bu doküman hakkında bir bilgim yoktur. Ben Ergenekon isimli bir yapılanmayı, Ne amaçla kurulduğunu kime hizmet ettiklerini bilmiyorum " şeklinde beyanının bulunduğu,
METE YALAZANGİL Savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için ;2000-200I yıllarında Muzaffer Tekin beni telefonumdan aradı, bürosuna davet etti. gittiğimde sonradan ismini Oktay Yıldırım olduğunu öğrendiğim uzun boylu, iri yarı bir şahısla beni tanıştırdı. Gazi olduğunu, Astsubay olduğunu anlattı. Bu şahsın ayaklarından birisi alçıdaydı ve aksıyordu. Gatada tedavi gördüğünü iyileşme olmadığını bana anlattılar. Bende Oktay Yıldırıma alçıyı çıkarmasını, yüzmesini, kaslarını güçlendirecek spor yapmasını tavsiye ettim. Kendim el yazımla kaslarını güçlendirici bir egzersiz programı yazarak kendisine verdim. O tarihten bu yana Oktay Yıldırımı birkaç kez daha Muzaffer Tekinin bürosunda gördüm. Bu anlatmış olduğum görüşmenin dışında kendisiyle herhangi bir irtibatım olmamıştır. " şeklinde beyanının bulunduğu,
ZEKİ YURDAKUL ÇAĞMAN Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; uBen Oktay YILDIRIM'ı 2000 yılından bu yana tanırım. Kendisi ile tanışmamız Mahmut ÖZTÜRK ile aynı binada oturduğumuz dönemde Oktay YILDIRIM'ın Mahmut ÖZTÜRK'ü ziyarete geldiğinde oldu. Oktay YILDIRIM o zamanlar bacağından tedavi görüyordu ve emekli olmak üzereydi, kendisiyle ilişkim Mahmut ÖZTÜRK'ten dolayı oldu. Oktay YILDIRIM ve Mahmut ÖZTÜRK 2004 veya 2005 yıllarında bir yıl ortak olarak Beyazıt'ta nargile cafe işletmeciliği yaptılar ve daha sonra anlaşamadılar ve araları açıldı.
Hatta o tarihten bu zamana kadar konuşmadıklarını biliyorum. Benim Oktay YILDIRM ile ilişkim sadece gördüğümle selamlaşmaktan ibarettir. " şeklinde beyanının bulunduğu,
ZEKİ YURDAKUL ÇAĞMAN Savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; "Oktay Yıldırım isimli şahsı, hemşerim ve komşum olan Mahmut Öztürk'e sık sık misafirliğe gelmeleri nedeniyle tanıdım. Oktayı 2000 yılından bu yana tanırım. Oktay Yıldırım ile Mahmut Öztürk uzun yıllar aynı askeri birlikte görev yapmışlar. Istanbulda bir süre ticarette yaptıklarını biliyorum. Bundan iki üç yıl kadar önce Mahmut Öztürk ile Oktay Yıldırım Beyazıtta ortak olarak bir nargile cafe açtılar. Sonrasında ortaklıkları bitti. Mahmut Öztürk bana Oktay Yıldırımın kendisine kazık attığını anlatmıştı" şeklinde beyanının bulunduğu,
MURAT ÖZKAN Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için;" 2004 yılı sonlarında Eminönü ilçesinde Hanedan Cafe' yi Mahmut ÖZTÜRK ve Oktay YILDIRIM ile birlikte açtık ve yaklaşık olarak 6 ay çalıştırdık. Mahmut ÖZTÜRK isimli şahıs benim akrabam olur. Oktay YILDIRIM ise Mahmut' un arkadaşı olur. Her ikisi de askeriyeden emeklidir. Daha sonra Oktay YILDIRIM' im geçimsizliğinden dolayı işyerini Oktay' in tanıdığı arkadaşına devrettik. 2006 Aralık ayından itibaren Mahmut ÖZTÜRK' le birlikte yukarıda adresini vermiş olduğum Oto galeri dükkânını açtık ve halen çalıştırmaktayız. " şeklinde beyanının bulunduğu,
MURAT ÖZKAN Savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için;" Oktay YILDIRIM'ı da Mahmut ÖZTÜRK aracılığı ile emekli asker olarak tanıdığını, şeklinde beyanının bulunduğu,
SEVGİ ERENEROL Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için;" Tanıyorum 2005 sonlarında bir basın açıklamasında tanıştık. Sadece basın açıklamalarında birbirimizi görüşüp selamlaşırdık. şeklinde beyanının bulunduğu,
SEVGİ ERENEROL Savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; "Oktay YILDIRIM ve Mehmet Fikri KARADAĞ'ı basın açıklamaları yapılan toplantılardan tanıdığını, şeklinde beyanının bulunduğu,
ERGÜN POYRAZ Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için;" .Oktay YILDIRIM bana yaklaşık bir yıl kadar önce kitap yazacağını kendisinin güneydoğu gazisi olduğunu. Güneydoğu hatıraları ile ilgili kitap yazmak istediğini, kendisine kitabın yazılımındaki teknik konularla ilgili bilgili bilgi almak istediğini söyledi ve yaklaşık bir sene kadar önce yaptığımız telefon görüşmemizden sonra Ankara ya başka bir iş sebebi ile geldiğinde, yanıma uğradı. Yine yazmak istediği kitabın teknik bilgileri ile ilgili bilgi alış verişinde bulunduk, benim yine hayat dergisi ve 19 Mayıs adlı internet sitesindeki bazı yazılarımı benden izin almadan kuvai Milliye sitesinde yayınlandıkları için, ben kendilerini telefonla arayıp yazılarım başka bir yerde yayınlanmasını istemediğimi. Bu yüzdende yazılarımın Kuvayi Milliye sitesinden kaldırılmasını istedim. Bu konu ile ilgili Oktay YILDIRIM ile birkaç görüşmem oldu. Daha sonra yazılarımı siteden kaldırdılar. Yaklaşık bir yıldan beri Oktay YILDIRIM ile ne telefon nede yüz yüze görüşmem olmadı. Medyadan öğrendiğim Oktay YILDIRIM ile ilgili yakalanan el bombaları ile ilgili herhangi bir bilgim yoktur, şeklinde beyanının bulunduğu,
ERGÜN POYRAZ Savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için;" Ben emniyette ifade verdim aynen tekrar ederim Şüphelilerden OKTAY YILDIRIM, VE İSMAİL YILDIZI Z4MRZM"şeklinde beyanının bulunduğu,
İSMAİL EKSİK Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için;" Benbu şahsı mevlit yemeğinde gördüm. Daha sonra medyada gördüğümde Oktay YILDIRIMolduğunu anladım " şeklinde beyanının bulunduğu, _ -,„ ^

İSMAİL EKSİK Savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için;" Şile'de iş adamının orda kendini mobilyacı adına HÜSEYİN GÖRÜM üm fabrikasında çalışan bir personel ben aradı, ben de mevlüt olduğu için gittim, FİKRİ KARADAĞ da bu mevlütte vardı, OKTAY YILDIRIM da bu mevlütte vardı". şeklinde beyanının bulunduğu,
MUAMMER KARABULUT Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için;" 22 Temmuz 2006 yılında Türk Ortodoks Patrikhanesinin üç dört bina ön tarafında yazmış olduğum "Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletini Patrikhaneye "mi yıktıracaklar" isimli kitabımın kokteyli ve imza günü vardı. Bu şahıs ile burada tanıştım. Herhangi birisi aracı olmadı. Bu olaydan ya önce ya da sonrasında Oktay YILDIRIM isimli şahsı Kemal KERİNÇSİZ"in Fatih"te bulunan ofisine gittiğimde gördüm. Sohbet ettik. Sanırım Kemal KERİNÇ"siz bu şahsı tanıyordu. Bu ortamda o esnada Oktay YILDIRIM, ben, Sevgi ERENEROL, Ergün POYRAZ ve avukatlık bürosunda çalışanlar vardı. Aynı gün Ben, Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL, Ergün POYRAZ ve aileleri ile birlikte yemeğe gittik. Hatta Ortaköy Polis Lokantasına gitmiştik. Buraya davetsiz olarak Oktay YILDIRIM"da geldi. Oturdu. Yemek yedik ve ayrıldık. Konuşmalarımızda özel bir konu geçmedi. Sohbet ettik. Oktay YILDIRIM benden Kuvva-i Milliye internet sitesinde tekrar yazı yazmamı istedi ancak ben kabul etmedim. Çünkü Oktay YILDIRIM isimli şahsı pek sevmedim. Bu tarihten sonra bir daha Oktay YILDIRIM ile görüşmedim. Telefonlarımızı birbirimize verdik ancak hiç görüşmedik. Yani Oktay YILDIRIM"ı 22 Temmuz 2006günü ilk ve son kez gördüm" şeklinde beyanının bulunduğu,
MUAMMER KARABULUT Savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için; "Oktay YILDIRIM'ı Sevgi ERENEROL, Ergün POYRAZ ve Kemal KERİNÇSİZ ile katıldığım bir yemekte gördüm. Oradakiler Oktay YILDIRIM'ın davetli olmadığı halde yemeğe katıldığından duydukları rahatsızlığı hissettirdiler. Burada Oktay YILDIRIM bana tekrar kuvaimilliye.net sitesinde yazmamı rica etti. Kendisinin bu site ile ilgisini sormadım ve tekrar yazmayacağımı belirttim. Ertesi günü aynı kişilerle Kemal KERİNÇSİZ'in ofisinde görüştük. Buradan da kitabımın tanıtım kokteyline geçtik. Oktay YILDIRIM burada da hazır bulundu "şeklinde beyanının bulunduğu,
PAŞA ÜMİT ERENEROL Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YILDIRIM için;" 1-2 defa patrikhanede yapılan toplantıya gelmişti. Tabi buralarda belirtmiş olduğumuz toplantılardan, patrikhanenin düzenli olarak yapılan kuruluş yıl dönümünü kastedilmektedir. Bahsettiğimiz bu toplantılara Oktay YILDIRIM da katılmıştı. Kendisinin askerlikten "gazi" olduğunu söylemişti. Bunun haricinde şahısla samimiyetim yoktur." . şeklinde beyanının bulunduğu,
VEDAT YENERER Emniyette vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YIILDIRIM için; "2007 yılında yapılan son genel seçimler önce, ben Yeniçağ Gazetesinde bulunan köşemde, Ankara ilinde bulunan ve ismini şu an hatırlayamadığım bir gazi binbaşı hakkında haber yazdım. Bu haberimde, Türkiye Büyük Millet Meclisine her türlü insanın girdiğini, çifte madalyalı bir binbaşının da girmesi gerektiğini anlattım. Bu haberden bir süre sonra ismini Oktay YILDIRIM olarak açıklayan bir şahıs aradı. Kendisini Gazi Oktay YILDIRIM olarak tanıttı. Herhangi yazımdan etkilenmiş olacakki, kendisinin başında Kuvvayi olan bir sitede yazı yazdığını, bu yazının bana ait olan internetajans.com sitesinde de yayınlanmasını istedi. Bu konuyla ilgili birkaç kez beni aradı. Daha sonra bende ismi geçen siteye girerek Oktay YILDIRIM in yazısını buldum ve herhangi bir sakınca görmediğim için, haber olarak, kaynağımı da belirterek siteme koyup yayınladım. Bundan sonra bir daha Oktay YILDIRIM ile konuşmadım ". şeklinde beyanının bulunduğu,
VEDAT YENERER şahsın Savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde OKTAY YIILDIRIM için; Benim terör gazileri ile ilgili bir vazım çok ilgi görmüştü. Birçok kişi gibi kendisini Gazi Oktay YILDIRIM olarak tanıtan kışı de telefonları veren kendisinin de bu konuyla ilgili Kuva-i Milliye sitesinde bir yazısı çıktığı, bu yazıyı bana ait sitede haber olarak
değerlendirmesi istediğini söyledi, bende konuyu haber sitesinin editörüne ilettim, ancak yarım saat sonra tekrar aradı, heyecanlı bir şekilde yazının neden çıkmadığını, hemen konulacağını düşündüğünü söyledi, daha sonrada bir yazısı sitede yayınlandı, bundan sonrada kendisiyle bir görüşmemiz olmadı, şeklinde beyanının bulunduğu,
Engin ZORBA Emniyette vermiş olduğu Şüpheli ifadesinde Oktay YILDIRIM için; "ben astsubay olarak görev yaparken ordudan atıldım. Oktay Yıldırım ile mesleki yaşantımdan doğan samimiyet ve dostluğum vardır. Bu dostluk ben ordudan ayrıldıktan sonra da devam etti. Oktay Yıldırım Ümraniye'de yakalanan bombalar ile ilgili olarak tutuklandıktan sonra ailesini de yanıma almak suretiyle tutuklu olarak bulunduğu Tekirdağ Cezavine ziyarete gittim, tutuklandıktan sonra yaklaşık 10-15 defa ziyaretine gittim ve soruşturma süreci ile ilgili olarak telefonlarda bazı şahıslarla görüştüm. Kesinlikle Ergenekon veya Kuva-i Milliye yapılanması ile bir ilgim yoktur. Bu konuda bilgi sahibi de değilim. Sadece Oktay Yıldırım ile olan kişisel dostluğum nedeniyle soruşturma süreci ile ilgilendim ". şeklinde beyanda bulunduğu,
Engin ZORBA Cumhuriyet Savcılığında vermiş olduğu Şüpheli ifadesinde Oktay YILDIRIM için;'''kendisinin astsubay olarak görev yaparken ordudan atıldığını,Oktay YILDIRIM ile mesleki yaşantısından doğan , ordudan ayrıldıktan sonra da devam eden dostluğu olduğunu.Oktay YILDIRIM Ümraniye'de yakalanan bombalar ile ilgili olarak tutuklandıktan sonra ailesini de yanına almak suretiyle 10-15 defa Tekirdağ cezaevinde ziyaretine gittiğini,soruşturma süreci ile ilgili olarak telefonla bazı kişiler ile görüştğünü, kendisinin Ergenekon ve Kuva-i Milliye yapılanması ile ilgisi olmadığını.bu konu hakkında bilgisi de bulunmadığını, soruşturma ile ilgilenmesinin Oktay YILDIRIM ile olan kişisel dostluğundan kaynaklandığını, soruşturma kapsamındaki diğer kişileri tanımadığını" şeklinde beyanda bulunduğu,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ Cumhuriyet Savcılığında vermiş olduğu ifadesinde Oktay YILDIRIM için; "OKTAY YILDIRIM'ı birkaç basın toplantısından tanıyorum, ORHAN PAMUK ve ELİF ŞAFAK hakkında açtığımız davalarda kendisi müdahil ve davacı konumunda olmuştur, bundan yaklaşık birbuçuk iki yıl önce büroma bir defa bir polisle olan şahsi bir problemi nedeniyle şikayet dilekçesi yazmam için gelmişti, büromdaki diğer avukat arkadaşlar kendisine yardımcı olmuşlardı, bir de bundan yaklaşık 15 ay önce Hukukçular Birliğinin Yönetim Kurulu toplantısına katılmak istemiş, ben de derneğimizin sadece avukat üyeleri kabul ettiğini, kendisi avukat olmadığı için katılamayacğını beyan etmem üzerine münakaşa ettik ve 15 aydan beri kendisi ile yüz yüze veya telefonla hiçbir görüşmemiz olmamıştır, en son görüşmemiz 09 KASIM 2006 tarihidir, Ümraniye dosyası ile alakalı da ne cezaevinde ne bir başka yerde kendisi ile hiçbir görüşmem olmamıştır "şeklinde beyanda bulunduğu,
Şüpheli Fuat TURGUT Cumhuriyet Savcılığında vermiş olduğu ifadesinde Oktay YILDIRIM için; "Oktay YILDIRIM'ı ben kendisini ORHAN PAMUK aleyhine Avukat KEMAL KERINÇSIZ'in Şişli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen tazminat davasına bende katıldım, orada bulunanlar arasında bir kişi çıkarak konuşma yaptı, konuşma içeriği Ermeni faaliyetleri aleyhine idi, oradakiler bu kişinin OKTAY YILDIRIM olduğunu söylediler, bu olay yaklaşık 1,5 yıl kadar önce olan hadisedir, ben evveliyatında OKTAY 'ı tanımıyordum, ilk defa orada gördüm, tam olarak hatırlamıyorum, aynı gün veya bir gün sonra avukat KEMAL KERINÇSIZ'in bürosuna uğramıştım, OKTAY YILDIRIM oradaydı, ayak üstü kendisiyle konuştuk, bana telefonunu verdi, belki selamlaşma babında görüşmüş olabilirim, ama hatırlayamıyorum, muhtemelen birkaç ay sonra telefonumdan bu şahsın telefon kaydındaki rehberdeki kaydını sildim, KEMAL KERİNÇSİZ ile yaptığım görüşmede de bu şahsı sevmediğimi, biraz şovmen olarak gördüğümü ve telefonumdanda sildiğimi KEMAL' e söyledim, ondan sonrada hiçbir zaman kendisi ile yüz,.yüzwn&ıde telefonla internet vasıtasıyla görüşmedim. Şunu da ifade edeyim yine ELİF ŞAFAK aleyhine- açılan Beyoğlu Adliyesinde
görülen ceza davasına da ben müdahil olarak katılmak istedim, dilekçe verdim, katılma talep gerekçelerim ile ELİF ŞAFAK'ın niçin mahkum edilmesi gerektiğine dair beyanlarda bulundum, ancak müdahillik talebim red edildi, ELİF ŞAFAK beraat etti, çıkışta ELİF ŞAFAK taraftarları biz müdahil avukatlara fiili saldırıda bulundular, ben ELİF ŞAFAK karşıtı olan grubun içerisinde de OKTAY YILDIRIM'ın bulunduğunu hayal meyal hatırlıyorum, ancak yanılıyorda olabilirim dediği sırada müdafii olduğunu beyan eden istanbul Barosu Avukatlarından Avukat NADİR YALIÇ kendisinin de müdafii olarak katılmak istediğini beyan ederek geldi, huzura alındı, yapılan işlemler anlatıldı, savunmaya devam edildi, benim OKTAY YILDIRIM ile başkacada hiçbir şekilde irtibatım olmamıştır." şeklinde beyanda bulunduğu,
Şüpheli Oktay YILDIRIM m örgütsel içerikli katıldığı eylemler, İstanbul Güvenlik şube müdürlüğün den temin edilen ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ üyelerinin katıldığı toplumsal olaylar ve örgütsel faaliyetleri ilişkin görüntü ve olay tutanaklarının incelenmesinde,
1- 09.03.2006 saat 12.00 sıralarında Beyoğlu Galatasaray Meydanı önündeHukukçular Birliği ve Türkiye Harp Malulleri Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneğitarafından "Org. Yaşar BÜYÜKANIT ve diğer komutanlar hakkında Van C.Savcısı FerhatSARIKAYA'nm hazırladığı iddianameyi" protesto etmek için düzenlenen basın açıklamasına;şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ , Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN birlikte katıldığı,
2- 09.04.2006 sat 12.00 sıralarında Eminönü ilçesi Beyazıt meydanında BüyükHukukçular Birliği organizesinde "Boğazlayan Kaymakamı Kemalbey'in idam edilişininyıldönümü" nedeniyle basın açıklaması düzenlendiği, Ramazan BAKKAL, AynurSAYLAN, İbrahim METİN, Şuaip ÖZCAN, Kemal ERGÜDER, Pakize ALP AKBABA,katıldığı şüpheli Oktay YILDIRIM'ın konuşma yaptığı bu eyleme şüpheli KemalKERİNÇSİZ de katıldığı,
3- 17.05.2006 günü saat 12.00 sıralarında Beyoğlu ilçesi Fransız konsolosluğuönünde Büyük Hukukçular Birliği tarafından "sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısınıprotesto etmek" için basın açıklaması yapıldığı,bu eyleme Oktay YILDIRIM ve KemalKERİNÇSİZ'in birlikte katıldıkları,
4- 07.06.2006 Günü saat 11.25 sıralarında Eminönü ilçesi Sultanahmet adliyesiönünde Perihan MAĞDEN'in Vicdani Ret konusunda yargılanmasıyla ilgili 50 kişilikgruba Gönül APAYDIN tarafından basın bülteni okunmuştur. Büyük Hukukçular birliğiyazılı pankart^erz'/zan sen Şehit anası değil, ancak Deniz anası olabilirsin ,vicdani retçilikPKK'ya Hizmettir- ABD Hizmetindeki Fettullah Ordu ve Emniyetten Kirli elini çek-Küreselciler tarikatlar siyasi iktidar Şeytan üçgenini Bozacağız- yazılı dövizler taşınmış. "HerTürk asker doğar-Burası Türkiye ya sev ya terk et-Türkiye Türktür Türk kalacak-Katil ABDişbirlikçi AKP-Asker Doğduk Asker Ölürüz" şeklinde sloganların atıldığı tespit edilmiştir..Aynı gün İstanbul adliyesi 2.Asliye Ceza mahkemesinde Perman MAĞDEN'in sanıkolarak yargılandığı davanın görülmesi sırasında basın açıklaması yapan gruptaki bazışahıslarca sözlü sataşma olayının yaşanması üzerine;Adliye binası içerisindeki koridora çevikKuvvet Şube Müd.Görevli Polisler alınarak, beklemekte olan Perihan MAĞDEN avukatlarıile yanlarında bekleyen Şanar YURDATAPAN, Ayşe KULİN, Cüneyt ÖZDEMİR, AtaolBEHRAMOĞLU'nun bulunduğu grup ile Av.Kemal KERİNÇSİZ, Pakize ALPAKBABA,M.Zekeriya ÖZTÜRK, Levent TEMİZ, Sevgi ERENEROL isimli şahıslarında bulunduğu,özellikle avukatlar ve gaziler davaya müdahil olmak için ellerinde dilekçeleri ve avukatları ilebirlikte gelen şehit yakınlarından oluşan grup arasında, koridorda tampon oluşturulmaksuretiyle muhtemel bir olayı önlemek için gerekli Güvenlik tedbirleri almnııştır.Grubu av.Kemal KERİNÇSİZ, Pakize ALPAKBABA,isimli şahısların yönlendirdiği ve grupiçerisinde slogan atılması üzerine, herkesin duyabileceği "şekilde gruba ve grubu yönlendirenşahıslara gerekli uyarıların yapıldığı.
Ayrıca istanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan EKER VE Güvenlik Savcısı Abdülaziz ÖZATLAN ile birlikte yapılan değerlendirmede, bir müdahale söz konusu olduğunda olayın büyüyebileceği, müdahalenin adliye içerisindeki düzeni ve görülmekte olan duruşmaları olumsuz etkileyebileceğinden dolayı duruşma bitene kadar alman Güvenlik tedbirlerinin devam etmesi ve fiili bir durumda müdahale edilmesi kararının alındığı toplantıyla alakalı olarak düzenlenen tutanaktan. Şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ Sevgi ERENEROL, , M.Zekeriya ÖZTÜRK ve Oktay YILDIRM'm katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
5- 12.06.2006 Saat 13.15 sıralarında Beyoğlu İlçesi Mete caddesi üzerinde bulunanAB Birliği Bilgi Merkezi önünde Türkiye'm Topluluğu ve Türk Ortodoks Patrikhanesitarafından "Türkiye'nin AB üyeliği müzakere süreci" ile ilgili basın açıklamasıdüzenlendiği, Sevgi ERENEROL tarafından basın açıklamasının okunduğu, üzerinde BüyükHukukçular Birliği yazılı çelengin AB bürosu önüne bırakıldığı, bu eyleme şüphelilerKemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM ve M. Zekeriya ÖZTÜRK'ün katıldığı,Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerininincelenmesinden anlaşılmıştır.
6- 20.07.2006 günü GALATASARAY Lisesinden Taksim anıtına düzenlenenyürüyüşe şüpheliler Muzaffer TEKİN, Oktay YILDIRIM, Kemal KERİNÇSİZ, EminGÜRSES ve Sevgi ERENEROL isimli şüphelilerinde katıldığı,
7- 28.07.2006 günü Saat: 10.00 da Şişli 3.Asliye mahkemesinde "Bir milyon ermeni, 30.000 Kürt öldürüldü" şeklindeki sözleri üzerine Yazar Ferid Orhan PAMUK hakkında açılan davanın 3. duruşması esnasında protesto eylemi gerçekleştirildiği, şüpheliler Fuat TURGUT, Oktay YILDIRIM ve Sevgi ERENEROL'un birlikte katıldığı,
8- 21.09.2006 günü saat: 10:30 sıralarında Beyoğlu Adliyesinde Büyük Hukukçular Birliği'nin organize ettiği "Küresel BOB projesi çerçevesinde askeri işgal ve parçalanma tehlikesi ile karşı karşıyadır" konulu protesto eylemi düzenlendiği, "Misyoner çocukları O.PAMUK, H.DİNK, H.CEMAL, İ.BERKAN, H.ŞAHİN, M.BELGE" "BABA ve PİÇ" "Hukukçular Birliği" ibareli pankartı taşıdıkları, Polis memuruna mukavemet eden Şaban DAYANAN ve darp edildiği iddiasıyla Av. Özgür GÜN ve şikâyetçi olduğu Latif ŞİMŞEK'in gözaltına alındığı, 3 sayfadan ibaret olan "Biz buradayız sen nerdesin" ile başlayan Av.Kemal KERİNÇSİZ, Av.Ahmet ÜLGER, Av.Levent TEMİZ, Av.Hanefi ALTAŞ, Av. Murat İNAN, Av.Yılıdırm ÇAVUŞOĞLU, , Av. Eyüp GÜLTEK, Av.Necdet ÖZTÜRK, Av. BuraK GÜNEŞ, Av. Mehmet DEMİRLER, Av. Cevat ÇALIK, Av. Necip YENİŞAN, Av. Ömer PULATOĞLU, Av. Muhsin KÜÇÜK, Muzaffer YÜKSEKDAĞ (hamal) isimlerinin yazılı olduğu bildirinin okunduğu, bu Eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Fuat TURGUT ve Oktay YILDIRIMın birlikte katıldıkları,
Tutanaklardan da ortaya çıktığı gibi şüpheli Oktay YILDIRIM m ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN düzenlediği tüm eylem ve mitinglere katıldığı ve en ön saflarda yer aldığı anlaşılmıştır.
f- Hukuki durumunun değerlendirilmesi:
Şüpheli Oktay YILDIRIM'm merkezi Ankara'da bulunan Kuvvai Milliye Derneği'nin İstanbul şubesi sorumlusu olduğu, Kuvvai Milliye Derneğinin ERGENEKON terör örgütünün aldığı kararlara istinaden kurulduğu, kuruluş aşamasında dernek başkanı şüpheli Bekir ÖZTÜRK'ün bizzat emir ve talimatları şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'den aldığı Güler KÖMÜRCÜ dernek üyesi olmamasına rağmen şüpheli Bekir ÖZTÜRK'le yaptığı görüşmelerde kendisini yönlendirdiği ve şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'nün de doğrudan şüpheli Veli KÜÇÜK'e bağlı olarak ERGENEKON terör örgütü içinde faaliyetlerde bulunduğu, şüpheli Bekir ÖZTÜRK'ün devlet memuru olması sebebiyle tayın işi için bizzat Sinan
AYGÜN ve bazı siyasilerin vasıtasıyla tavassutta bulundukları, takip işinin bizzat Turhan ÇÖMEZ tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Şüpheli Oktay YILDIRIM'da 27 adet el bombasının bulunması ve bu bombalann Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalarla aynı seri ve kafileden olması, Oktay YILDIRIM ve Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN'in yakın irtibattan, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ve Alparslan ARSLAN'm yakın irtibatları, Mete YALAZANGİL, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Ergün POYRAZ, Bekir ÖZTÜRK, Halil Behiç GÜRCİHAN, Kuddusi OKKIR, Sevgi ERENEROL, Muammer KARABULUT, Vedat YENERER ve bir çok örgüt üyesi ile irtibatiannın bulunduğu anlaşılmaktadır.
Şüpheli tutuklandıktan sonra cezaevinde tutuklu bulunan ve olayın ortaya çıkmasına büyük katkı sağlayan şüpheli Ali YİĞİT'e Şüpheli Mehmet DEMİRTAŞ ile birlikte zorla mektup yazdınp suçu üstlenmesi için tehdit edip yazdırdıklan mektubu ezberletmeye çalıştıklan, bu husus savcılığımıza intikal ettiğinde Ali YİĞİT' in mektubun bir suretini cezaevi müdürüne verdiği, ancak asıl suretini daha sonra şüphelilerin yırttığı, mektup içeriğinde de bombalann babası Şevki YİĞİT' e ait olduğunu, ancak şüphelilere iftira attığını, bu sebeple de kendisinin vicdan azabı çektiğini ve polislerin de kendisini kandırdığını beyan etmesi için tehdit ettikleri, buna ilişkin mektup ve tutanaklann dosyada bulunduğu, ayrıca ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN tutuklandığında bu olayı gördüğü ve bu olayın saçma olduğunu savcılığımıza yazmış olduğu dosyada mevcut mektubundan anlaşıldığı gibi şüpheli Ali YİĞİT' in yakmlan vasıtası ile bu konuda haber gönderip savcılığımıza çağnlması sonucu verdiği ifadesinden de açıkça anlaşıldığı, mektubun fotokopisi ile alakalı olarak alman 23.06.2007 tarihli ekspertiz raporunda mektuptaki yazılann Mehmet DEMİRTAŞ' m el ürünü olduğunun belirtildiği, buradan da şüpheli Oktay YILDIRIM'm delilleri karartma ve tehdit suçunu da örgütsel bağlantılannm ortaya çıkmaması için işlediği anlaşılmaktadır.
Bomba Bilgi Merkezince düzenlenen irtibat raporunda ; 12.06.2007 tarihinde İstanbul İli Ümraniye ilçesi Çakmak Mahallesi Samanyolu caddesi Güngör sokak no:2 adresinde ele geçen el bombalannm fünye grubunda M 204 A2 MKE 173-9-85 yazan el bombası ile 10.05.2006 tarihinde Cumhuriyet Gazetesine atılan patlamamış el bombasının fünye grubunda M 204 A2 MKE 173-9-85 ibarelerinin yazılı olduğu ve aynı kafile numarasını taşıdıklan belirtilmiştir.
Bu açıklamalar ile, parmak izi tespitine göre İstanbul Ümraniye ilçesinde sandık içerisinde ele geçirilen 27 adet el bombası ve bunlar ile aynı kafile numarasını taşıyan Cumhuriyet Gazetesine atılan el bombasının Oktay YILDIRIM ile bağlantısının maddi delili olduğu anlaşılmaktadır. Osman YILDIRIM'm beyanma göre Cumhuriyet gazetesine atılan bombaları Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN'in talimatlarına istinaden Alparslan ARSLAN ve kendisine verdiği, Cumhuriyet gazetesine atılan bombalarla, Oktay YILDIRIM'a ait parmak izi bulunan el bombalarıyla kafile numaralarının tutması, hususları göz önüne alındığında, bombaları getirerek verme ve atılması suçuna da iştirak ettiği, oluşan zarardan da sorumluluğunun bulunduğu,
Danıştay saldınsı sanığı Osman YILDIRIM'm beyanında; Cumhuriyet gazetesine atılan bombalann kendisine teslim edildiği ortamda Oktay YILDIRIM'm da bulunduğunu beyan etmesi hususlanndan ERGENEKON terör örgütünün amaç ve faaliyetlerini bilerek ve isteyerek bombalan gizlediği verilen talimatlar doğrultusunda örgütsel içerikli eylem ve toplantılara katıldığı anlaşılmaktadır.
Şüpheli Oktay YILDIRIM; her ne kadar suçlamalan kabul etmemiş ve bombalarla alakasının olmadığım beyan etmiş ise de, gerek şüphelinin internet sitelerinde yazmış olduğu yazılar gerekse master plan çerçevesinde kurulan devleti ele geçirmek için oluşturulan oluşumun amaçlan doğrultusunda kurdurulan Kuvvaı Milliye Demeğinin faaliyetleri ve bu
derneğe ait sitedeki yazılar, gerekse şüphelinin Hasdal Kışlasından emekli olması, ele geçirilen bombalarda parmak izinin bulunması, hediye edildiğini beyan ettiği kasaturanın Türk Silahlı Kuvvetleri'nin zimmetinde 3. Kor. K.Yrdc.Tığı ve 52. Zh. Tüm. Bando K.Tığı envanterinde kayıtlı bulunduğu, ancak mevcudunun bulunmadığı, şüphelinin bunun dışında yine 6136 sayılı kanunun 4. maddesinde belirtilen bulundurulması ve taşınması yasak olan diğer sustalı bıçak, kama ve kasaturaları ruhsatsız olarak bulundurması, evinde bulundurduğu kasaturaların askeri malzeme olması nedeniyle evrak tefrik edilerek görevsizlik kararı verilip askeri malzemeyi bulundurmak suçundan gereği için 3. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığına gönderilmiştir, şüphelinin Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek amacı ile kurulmuş ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu, örgüte silah ve mühimmat temin ettiği, askeri malzemeleri de bu amaca hizmet olarak zimmetine geçirdiği, ruhsatlı silahının yanında bir adet ruhsatsız silahının bulunması, bombaların irtibat raporundan da bombaların değişik tarihlerde ölümlü eylemlerde kullanıldığı gibi muhtelif tarihlerde de patlamamış olarak bulunması şüphelinin bu işi çok önceki tarihlerden beri yaptığı ve bu suretle ayrıca emekli olduktan sonra da bu malzemeleri bulundurması ve bulunan el bombalarının miktarı da göz önüne alındığında şüphelinin eyleminin TCK'nun 315. maddesindeki örgüte silah sağlamak suçunu teşkil ettiği, 6136 sk, ve TCK, 174/2 maddelerinde belirtilen suçlann bu madde içinde eridiği düşünüldüğünden aynca bu maddelerden cezalandmlması için talepte bulunulmamıştır.
Yukarıda belirtilen tutanaklara göre şüphelinin katıldığı örgütsel nitelikli toplumsal eylemlerin amacının Türkiye'de çatışma ortamı çıkarıp oluşacak kaos ve iç karışıklıklar sebebiyle farklı etnik kökenli kişiler arasında oluşacak düşmanlıklar akabinde çıkacak kargaşa sonucu halkı Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı ayaklanmaya tahrik etme suçunu da işlediği,
Ayrıca Cumhuriyet Gazetesine atılan bombaların Alparslan ARSLAN ve Osman YILDIRIM'a verildiği Ataşehir toplantısında kafile numarası aynı olan bombaları nerede kullanılacağını bilerek depoladığı yerden getirip Muzaffer TEKİN'e verdiği anlaşıldığından, korku ve panik yaratabilecek şekilde patlayıcı madde kullanmak ve mala zarar vermek suçlarına iştirak ettiği anlaşıldığından,
ERGENEKON terör örgütünün üyesi olan Şüpheli Oktay YILDIRIM'm üzerine atılı eylemlerine uyan, TCK' nun 314/2, 313/1, 315, TCK'nun 39/2-b maddesi delaletiyle TCK'nun 170/1-c, 151/1 ve 3713 sayılı kanunun 5. maddesi gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
2) ŞÜPHELİ MEHMET DEMİRTAŞ ; a- Emniyet İfadesinde özetle;
Suçlamayı kabul etmediği, bombalann bulunduğu evin eşinin dedesine ait olduğunu, ancak evde bir müddet kendisinin oturduğunu, 2 yıl önce boşalttığını, daha sonra Ali YİĞİT' in de bu evde 1,5-2 yıl oturduğunu ve olaydan 1 ay önce evi boşalttığını, manav dükkanını Ali YİĞİT' e kendisinin açtığını, Ali YİĞİT' in babası ŞEVKİ YİĞİT' de ailevi husumetlerinin bulunduğunu, Ali YİĞİT' in başkası tarafından yönlendirilebileceğini, ruhsatlı silahın kendisine ait olduğunu, Oktay YILDIRIM' m askerde iken komutanı olduğunu,
Yakalandığı sırada evden çıkan el bombalannm Oktay YILDIRIM tarafından bırakıldığını beyan etmesine rağmen ifadesinde de bu husus sorulduğunda susma hakkını kullandığı, Oktay YILDIRIM ile ayda bir veya ili i kez görüştüğünü, oturup çay içip sohbet ettiğini, ilişkisinin bu şekilde olduğunu beyan etmiş,
b-Savcılık beyanında
Emniyet beyanını doğruladığını, Mahmut ÖZTÜRK' ü genelde medyadan duyduğunu, ancak bazen manav dükkanına geldiğini, o kadar samimi olmadığını, manav dükkanının da Ali YİĞİT tarafından işletildiğini, bombalarla alakasının olmadığını, Ali YİĞİT' e de bombaların Oktay YILDIRIM ' a ait olduğunu söylemediğini, Oktay YILDIRIM ' m parmak izinin bombalarda nasıl bulunduğunu bilemediğini beyan etmiş ise de,
Şüphelinin savunmalanndaki tutarsızlık, Oktay YILDIRIM ile sürekli ayda veya 15 günde bir görüşmesi, yakalanma anında bombaların Oktay YILDIRIM ' a ait olduğunu beyan etmesine rağmen ifadesi sırasında bu hususta susma hakkını kullanması, cezaevinde iken Ali YİĞİT' e dosyada mevcut 3 sayfalık mektubu yazdırıp suçu Ali YİĞİT ve babasının üstlenmesi için tehdit etmesi ve yine diğer şüpheliler,
c-diğer şüpheli beyanları
Mahmut ÖZTÜRK beyanında bu konu ile alakalı olarak,
"Mehmet Demirtaş'ı Kilis'de görev yaptığım yerde Oktay'ın şoförü olarak tanırım. Daha sonra Oktay vasıtası ile görüşmelerimiz olmuştu. LPG istasyonundan zaman zaman gaz aldığımda oturup çayını içmişimdir, oturup muhabbetimiz olmuştur, yanında 40-50 tane adamı vardı, hepsine iş buluyordu, yeğenine manav dükkanı açmıştı. Büfe de Mehmet Demirtaş'ın yeğeni tarafından işletiliyordu. Büfede kayın pederinde duruyordu. Kayınpederinin ismini bilmem, ancak görsem tanırım, yeğenlerinin birkaç tanesini görsem tanırım, isimlerini bilmem. Benim görüştüğüm dönemlerde Oktay da bu şahısla görüşüyordu dedi. Halen görüşüp görüşmediğini ben bilemiyorum. " şeklindeki beyanı ile şüpheli Mahmut ÖZTÜRK' ü aslında 1994-1996 yılından beri tanıdığı halde medyadan tanıdığını beyan etmesi, samimiyetinin olmadığını beyan ettiği halde ailecek görüştüklerinin Mahmut ÖZTÜRK tarafından beyan edilmesi, kendisinin hem Mahmut ÖZTÜRK hem de Oktay YILDIRIM ile ailecek görüşmeleri ve Oktay YILDIRIM'a ait olan bombalan Oktay YILDIRIM'm değilmiş gibi onu koruyucu beyanlarda bulunması,
Ali YİĞİT beyanında
''Manavın arkasında bulunan ve dayım Mehmet DEMİRTAŞ' in taşındığı ev, 4 ay kadar boş olarak kaldı. Temmuz 2006 da ben bu eve taşındıktan sonra Oktay YILDIRIM , dayım Mehmet DEMIRTAŞ' in yanına daha sık gelmeye başladı. Zaman zaman da Mahmut ÖZTÜRK ve ismini bilmediğim x şahıs Mehmet DEMİRTAŞ' in yanına gelip gittiler. Bu gelmelerde her zaman Oktay YILDIRIM oluyordu. Mahmut ÖZTÜRK ve ismini bilmediğim X şahsın, astsubay olduklarını Mehmet Dayımdan duydum. Bu gelmelerde ve ziyaretlerde Oktay YILDIRIM hep oluyordu. Diğer iki şahsın yalnız olarak ziyarete geldiklerin hiç görmedim.
B u dönem içerisinde bu şahıslardan şüphelenmeye başladım. Çünkü ben bu şahısların yanına gittiğim zamanlar aniden konuşmalarını kesiyorlar başka konulardan konuşuyorlardı. Bu şahısların görüşmeleri esnasında ben çay servisi yapıyordum fakat benim her yanlarına gidişlerimde ya susuyorlar yada konuyu değiştiriyorlardı. Ben de doğal olarak bu durumdan rahatsız oldum ve Mehmet DEMIRTAŞ' a Oktay YILDIRIM ne iş yapar diye sordum. O'da bana şu an hatırlamadığım bir Internet adresi verdi ve "İncele kim olduğunu öğren" dedi. Hatta ben bu siteye girdim ve inceledim, içeriğinde genelde Devlet idaresi-PKK konuları işleniyordu. Oktay YILDIRIM' a ait yazılarda vardı.
Bir gün yine Oktay YILDIRIM yalnız olarak manava dayımı ziyarete geldi. Dayım dükkanda yoktu ve Oktay YILDIRIM dayımı telefonla aradı. Dayım Mehmet DEMİRTAŞ manava gelmeden ben Oktay YILDIRIM' a Kuvai Milliye ne demek diye sordum. Çünkü üzerinde Kuvai Milliye yazan üç-dört tane takvim benzeri bir broşür vardı ve bana bırakarak bunları dükkana asarsın dedi. Tahminim hala Manav'ın girişe göre sol tarafta tahta üzerinde asılı olabilir. Oktay YILDIRIM da cevap olarak bana "KUVAİ MİLLİYE DEVLETİN ÇIKARLARINI KORUYAN BİR DERNEK OLDUĞUNU, DEVLETİ YÖNETENLERİN GERÇEK YÖNETİCİ OLMADIĞINI VE DEVLET İÇERİSİNDE BAŞKA ŞEYLERİN DÖNDÜĞÜNÜ" söylemişti.
"Ayrıca Oktay YILDIRIM' in manavda olduğu bir gün'yazılı ve görsel basında ismini ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN olarak öğrendiğim/şahısta siyah bir Mercedes araba ile Mehmet
Dayımın manavına geldi. Önünde durdu. Ancak bu araçtan kimse aşağıya inmeden araba devam etti. ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN manava dikkatlice baktı. Sonra bu siyah Mercedes gözden uzaklaşınca Oktay YILDIRM manavdan ayrıldı. 15-20 dakika kadar sonra Oktay YILDIRIM ve Mahmut ÖZTÜRK sarı Opel Corsa ile manava geldiler. Ancak bu konu hakkında detaylı bir bilgim yoktur".dediği devamınd,
"Bu tarihten yaklaşık 3-4 ay kadar önce babam oturmuş olduğumuz evin çatısına tahta almak amacı ile çıkmıştı. Tahtaları boşalttıktan sonra tahtaların altında bir askeri sandık olduğunu ve içerisinde bombalar olduğunu söyledi. Sonrasında ben babamla beraber evimin çatısına çıktık ve bu sandığı açtık, içerisinde birçok el bombası vardı. Ayrıca içeriğini bilmediğim bantlı siyah bir kutu vardı. Bu kutuyu kaldırdım ve salladım, içerisinden demir sesi gibi bir ses geldi. Ancak içini açıp bakmadım. Sonrasında sandığı tekrar kapattım. Sandıkta dikkatimi çeken anahtar kısmı açılıp açılmadığı fark edilsin diye değişik bir şekilde telle bağlanmıştı. Ayrıca sandığın sağ ve sol tarafına kırmızı tuğla ile dip noktalarında çizgi çekilmişti. Muhtemelen sandığın açılıp açılmadığını ve hareket edip etmediğini anlamak amacı ile böyle bir şey yapılmış olabilir.
Sonrasında babam ile beraber aşağıya indik ve babam bana bu malzemeleri sordu. Ancak ben bilmediğimi söyledim. Sonrasında birkaç gün dayımın ağzımı aradım ancak herhangi bir şey söylemedi. Hatta kendisine çatıyı düzelttim dedim. Oda bana çatıda bir şey gördün mü dedi. Bende yok dedim. Birkaç gün sonra dayım Mehmet DEMIRTAŞ bana Çatıda askeri bir sandık var ve içerisinde el bombaları var" dedi. Ben de "Bunları kim bıraktı" dedim. O 'da bana "Bu el bombalarını Oktay YILDIRIM bıraktı. Bu malzemelere bir şey olursa başımız belaya girer. Kurtaramayız. Kimseye bu konudan bahsetme. Seni de alırlar. Bu evde sen oturuyorsun." dedi. Oktay YILDIRIM' in ne amaçla bu el bombalarını bıraktığı konusunda herhangi bir şey söylemedi. Fakat bu malzemelerin ben taşınmadan 1,5 yıl önce kadar Oktay YILDIRM tarafından getirildiğini söyledi.
Ben bu malzemelerin yerini öğrendikten sonra Oktay YILDIRIM' in manava geldiğine hiç şahit olmadım.
Bu el bombaları konusunda babam bana ısrarla polise ihbar et dedi. Ancak ben aileme zarar gelir endişesi ile herhangi bir ihbarda bulunmadım.
"Bu tarihten yaklaşık 1 ay kadar öncede babam ile görüştüğümde babam bana "Ben gereken kişileri arayacağım ve ihbar edeceğim çünkü son zamanlarda her yerde bomba patlıyor , terör olayları artıyor , masum kişiler ölüyor ve belki de evde bulunan malzemeler ile bu artan terör olaylarının bir alakası vardır" dedi. Ben biraz bekleyelim dedim. Sonrasında babamla tekrar görüştüğümde kendisine bu konuyu ihbar edelim dedim çünkü zaten bu adamların gizli saklı bir işler çevirdiği belliydi ve babamın dedikleri doğru olabilirdi.
Bu tarihten 20 gün önce ben oturmuş olduğum ve el bombalarının bulunduğu evden abim Murat YIGIT' in yanına taşındım. Sonrasında da muhtemelen bu el bombalarının yerini babam ihbar etmiştir. Sonrasında polisçe yakalanarak buraya getirildim.
Bu tarihten yaklaşık 1 (bir) yıl önce gerçekleşen Danıştay saldırısı olduğu günlerde Muzaffer TEKİN' e ait villa basıldıktan sonra ben televizyonda Mahmut OZTURK ve Oktay YILDIRIM' ı gördüm. Bu durumu dayım Mehmet DEMIRTAŞ' a sordum. O'da bana "Onlar devlet için çalışan astsubaylar, Muzaffer TEKİN' in Çavuşbaşı' nda ki evinde arama olmuş, evde gizli zulalarda silahlar varmış ancak aramada bulamamışlar" dedi. Nedenini ise ; baskından önce haberleri olduğunu devletin her yerinde ve kademesinde nüfuzları olduğunu ve her şeyi önceden haber aldıklarını söylemişti. Ben bunu nerden biliyorsun diye sordum ancak herhangi bir cevap alamadım. Zaten benim dayıma karşı pek görüş bildirme durumum yoktu."
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi' * . \
Şüpheli Mehmet DEMIRTAŞ'm askerden komutanı olan Şüpheli Oktay YILDIRIM ve onun arkadaşı olarak tanıştığı Mahmut ÖZTÜRKTe ailecek görüştükleri ve her üçünün zaman zaman LPG istasyonunda bir araya gelip gizli gizli örgütsel içerikli görüşmeler yaptıkları,
Ümraniye ilçesinde bombaların bulunduğu evin önündeki manava şüpheli ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'in siyah Mercedes otomobil ile gelip Oktay YILDIRIM'm manavda olduğu sırada manav dükkanına dikkatlice bakıp ayrılması üzerine Oktay YILDIRIM'm 5 dakika sonra manavdan aynlıp bir müddet sonra manavın oraya Mahmut OZTURK ile Oktay YILDIRIM'm birlikte gelmesi hususları göz önüne alındığında, diğer şüphelilerin bu şüpheliye güven duydukları ve bu şekilde örgütün bombalarım teslim edip zulalattırdıkları kanaatine varılmıştır.
ERGENEKON terör örgütünün 27 adet el bombasını güvenilmez veya tanımadıkları insanlara teslim etmesi hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceğinden, böyle önemli ve gizli bir konunun da ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN yapısını ve özelliklerini bilmeyen kimselerle paylaşılmayacağı ve şüphelinin de bizzat bombalan bilerek saklaması, Ali YİĞİT sorduğunda; bunlann derin devletin bombaları olduğunu, hatta Danıştay olayında bu bombaların ÇAVUŞBAŞINDAKİ EVDE OLMASI SEBEBİYLE BULUNAMADIĞINI Ali YİĞİT'e söylemesi ve bu bombalann o olaydan kalan bombalar olduğunu belirtmesi, örgütün amaçlannı bilerek bu bombalan sakladığını göstermektedir.
Örgüt üyelerinin şüpheliyi yabancı biri olarak görmeyip güven duyduklanndan dolayı da yanında örgüte ait gizli konulan konuştuklan, Ali YİĞİT gelince susmalanndan da açıkça anlaşıldığı,
Ceza evinde Oktay YILDIRIM talimatlanyla kendisinin yazdığı mektubu Ali YİĞİTE ezberlemesi için verdikleri buradan da suçu Ali YİĞİTin babasının üstüne atmaya çalıştıklan, bizzat ali yiğitin tehdit etmediği göz önüne alındığında şüphelinin eylemlerinin yardım yataklık kastını aşarak örgüt üyesi olmak ve örgüte ait silahlan depolamak ve suç delillerini gizlemek olarak gerçekleştiği, bu sebeple TCK, 174/2 maddesi talep edilmemiştir.
Şüpheli Mehmet DEMIRTAŞ'm eylemlerine uyan, TCK' nun 314/2, 315 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
3) ŞÜPHELİ ALİ YİĞİT; a-Şüpheli Ali Yiğit 14/06/2007 tarihli emniyet ifadesinde
özetle, "Mehmet DEMIRTAŞ'm kendisinin dayısı olduğunu, Oktay YILDIRIM' ı ilk defa dayısına ait olan ve şu an yıkılmış olan Ümraniye ilçesinde LPG istasyonunda 4 sene kadar önce, tahminen 2003 Mayıs Haziran aylarında gördüğünü, kendisi LPG istasyonunda otururken Oktay YILDIRIM'm istasyona geldiğini, direk olarak müdüriyet odasına girdiğini, bu durumu diğer dayısı olan Osman DEMIRTAŞ' a söylediğini, Osman dayısının kendisine "o şahsın Mehmet dayısının komutanı" dediğini, 2003 Mayıs ayından itibaren askere gidene kadar, yani 2004 yılı Mayıs ayına kadar bahsettiği Ümraniye ilçesindeki şu an yıkılmış olan LPG istasyonunun yıkama bölümünde çalıştığını, bu dönem içerisinde Oktay YILDIRIM'm, gördüğü kadarı ile 10-15 güne bir olmak üzere dayısı Mehmet DEMIRTAŞ' in yanına gelip gittiğini, kendisinin müdüriyete girme gibi bir yetkisinin olmadığından bu gelip gitmelerin ne amaçla olduğunu ve içeride ne konuşulduğunu bilmediğini, ayrıca Oktay YILDIRIM' in yanında başka şahıslar olduğunu hiç görmediğini, bu dönem içerisinde ise diğer dayısı Osman DEMIRTAŞ ile Oktay YILDIRIM'm arasının -açık olduğunu, birbirlerini sevmediklerini, çünkü Oktay YILDIRIM istasyona geldiği zamanlarda yetkisi olmadığı halde
istasyon çalışanlarına emir verir tarzda konuştuğu, çalışanlara karıştığını, Osman dayısının ise bu durumdan rahatsız olduğunu, bir keresinde "Benim elemanlarıma karışma, onlardan ben sorumluyum, ne yapılması gerektiğini ben buradan görüyorum" dediğini, bu dönem içerisinde Oktay YILDIRIM' ı sadece dayısının komutanı olarak tanıdığını, hangi rütbede olduğunu veya emekli olup olmadığı konusunda bir bilgisinin olmadığını,
2005 yılı muhtemelen aralık aylarında dayısı Mehmet DEMİRTAŞ'm yanıma geldiğini, kendisine "Sana bir manav açalım" dediğini, kendisinin de kabul ettiğini, manav işinde bütün para ihtiyacını dayısının karşılayacağını, kendisinin sadece işletip maaş alacağını, babasının bu durumu kabul etmediğini, ancak kendisinin dayısıyla beraber Ümraniye Mithat Paşa Caddesi Güngör Sokak NO 2/1 sayılı adresteki manavda çalışmaya başladığını, 17-21 Ocak 2006 tarihi itibari ile manavın tam olarak açıldığını, kendisinin de çalıştırmaya başladığını,
Bu dönemde manavın arkasında bulunan evde dayısı Mehmet DEMIRTAŞ'ın oturduğunu, manav açıldıktan sonra dayısı Mehmet DEMIRTAŞ'ın bu evden şuanda ikamet ettiği eve taşındığını, manav açıldıktan sonra Oktay YILDIRIM'ın dayısı Mehmet'in yanına hayırlı olsun ziyareti yaptığını, askere gidip geldikten sonra Oktay YILDIRIM' ı ilk defa burada gördüğünü, ilerleyen zamanlarda sık sık çalıştığı manava Oktay YILDIRIM'ın, dayısı Mehmet'in yanına ziyarete geldiğini, bu ziyaretlerden önce Oktay YILDIRIM'ın telefonla dayısı Mehmet DEMIRTAŞ' ı aradığını, dayısınında kendisini arayarak "Oktay Komutanın geliyor çayı demle" dediğini, genelde ilk olarak Oktay YILDIRIM'ın manava geldiğini, akabinde dayısı Mehmet DEMIRTAŞ'ın manava geldiğini, Sık sık telefonla görüştüklerini, ayrıca manav açıldıktan 1-2 ay kadar sonra adını burada öğrendiği Mahmut OZTURK'ün sarı renkli Opel Corsa marka araba ile dayısını ziyarete geldiğini, manavdan alışveriş yaptığını, bu şahsı ilk defa manavda gördüğünü, ancak dayısının önceden tanıdığını birbirlerine samimi davrandıklarından anladığını,
Manavın arkasında bulunan ve dayısı Mehmet DEMIRTAŞ' m taşındığı evin 4 ay kadar boş olarak kaldığını, Temmuz 2006 da bu eve kendisinin taşındıktan sonra Oktay YILDIRIM'ın dayısı Mehmet DEMIRTAŞ' in yanına daha sık gelmeye başladığını, zaman zaman da Mahmut OZTURK ve ismini bilmediği x şahıs Mehmet DEMIRTAŞ' in yanına gelip gittiklerini, bu gelmelerde her zaman Oktay YILDIRIM'ın olduğunu, Mahmut OZTURK ve ismini bilmediği X şahsın astsubay olduklarını Mehmet Dayısından duyduğunu, bu gelmelerde ve ziyaretlerde Oktay YILDIRIM'ın hep olduğunu, diğer iki şahsın yalnız olarak ziyarete geldiklerin hiç görmediğini,
Bu dönem içerisinde bu şahıslardan şüphelenmeye başladığını, kendisinin bu şahısların yanına gittiği zamanlar aniden kendi aralarındaki konuşmalarını kesip başka konulardan konuşmaya başladıklarını, kendi aralarında görüştükleri esnada çay servisi yaptığını, fakat şahısların yanına gittiğinde ya sustuklarını ya da konuyu değiştirdiklerini, kendisinin de bu durumdan rahatsız olduğundan Mehmet DEMIRTAŞ'a Oktay YILDIRIM'ın ne iş yaptığını sorduğunu, O 'nun da kendisine şu an hatırlamadığı bir internet adresi vererek "incele kim olduğunu öğren" dediğini, kendisinin bu siteye girip incelediğinde, sitenin içeriğinde genelde "Devlet idaresi-PKK" konularının işlendiğini ve Oktay YILDIRIM' a ait yazıların olduğunu gördüğünü,
Bir gün yine Oktay YILDIRIM'ın yalnız olarak manava dayısını ziyarete geldiğini, dayısının dükkan da olmadığını, Oktay YILDIRIM'ın dayısını telefonla aradığını, dayısı Mehmet DEMIRTAŞ'ın manava gelmeden Oktay YILDIRIM' a "Kuvai Milliye ne demek" diye sorduğunu, çünkü üzerinde Kuvai Milliye yazan üç-dört tane takvim benzeri bir broşürü kendisine bırakarak "bunları dükkana asarsın" dediğini, tahminine göre hala Manav'in girişe göre sol tarafındaki tahta üzerinde asılı olabileceğini, Oktay YILDIRIM'ın da cevap olarak kendisine "KUVAİ MİLLİYE DEVLETİN ÇIKARLARIMI KORUYAN BİR DERNEK
OLDUĞUNU, DEVLETİ YÖNETENLERİN GERÇEK YÖNETİCİ OLMADIĞINI VE DEVLET İÇERİSİNDE BAŞKA ŞEYLERİN DÖNDÜĞÜNÜ" söylediğini,
Ayrıca Oktay YILDIRIM' in manavda olduğu bir gün yazılı ve görsel basında ismini ZAFER (kod isimli) Muzaffer TEKİN olarak öğrendiği şahsın siyah bir Mercedes araba ile Mehmet Dayısının manavına gelip önünde durduğunu, ancak bu araçtan kimse aşağıya inmeden arabanın devam ettiğini, ZAFER (kod isimli) Muzaffer TEKIN'in manava dikkatlice baktığını, sonra bu siyah Mercedes'in gözden uzaklaştıktan sonra Oktay YILDIRM'ın manavdan ayrıldığını, 15-20 dakika kadar sonra Oktay YILDIRIM ve Mahmut OZTURK'ün sarı Opel Corsa ile manava geldiklerini, ancak bu konu hakkında detaylı bir bilgisinin olmadığını,
Bu tarihten yaklaşık 3-4 ay kadar önce babasının oturmuş oldukları evin çatısına tahta almak amacı ile çıktığını, Tahtaları boşalttıktan sonra tahtaların altında bir askeri sandık olduğunu ve içerisinde bombalar olduğunu söylediğini, sonrasında babasıyla beraber evin çatısına çıktıklarını, sandığı açıp baktıklarında, içerisinde birçok el bombası olduğunu, içeriğini bilmediği bantlı siyah bir kutu olduğunu, bu kutuyu kaldırıp salladığını, içerisinden demir sesi gibi bir ses geldiğini, ancak içini açıp bakmadığını, sonrasında sandığı tekrar kapattığını, sandıkta dikkatini çeken tarafının anahtar kısmı açılıp açılmadığı fark edilsin diye değişik bir şekilde telle bağlandığını, ayrıca sandığın sağ ve sol tarafına kırmızı tuğla ile dip noktalarına çizgi çekilmiş olduğunu, muhtemelen sandığın açılıp açılmadığını ve hareket edip etmediğini anlamak amacı ile böyle bir şey yapılmış olabileceğini,
Sonrasında babası ile beraber aşağıya indiklerini, babasının kendisine bu malzemeleri sorduğunu, kendisinin bilmediğini söylediğini, sonrasında birkaç gün dayısının ağzını aradığında kendisine herhangi bir şey söylemediğini, hatta kendisine "çatıyı düzelttim" dediğinde, kendisine "çatıda bir şey gördün mü" dediğini, kendisinin de "yok" dediğini, birkaç gün sonra dayısı Mehmet DEMİRTAŞ'ın " Çatıda askeri bir sandık var ve içerisinde el bombaları var" dediğini, kendisinin de "Bunları kim bıraktı" diye sorduğunda, "Bu el bombalarını Oktay YILDIRIM bıraktı, bu malzemelere bir şey olursa başımız belaya girer, kurtaramayız, kimseye bu konudan bahsetme, seni de alırlar, bu evde sen oturuyorsun " dediğini, Oktay YILDIRIM' in ne amaçla bu el bombalarını bıraktığı konusunda herhangi bir şey söylemediğini, ancak bu malzemeleri kendisi taşınmadan 1,5 yıl önce Oktay YILDIRIM tarafından getirildiğini söylediğini,
Kendisinin bu malzemelerin yerini öğrendikten sonra Oktay YILDIRIM' in manava geldiğine hiç şahit olmadığını,
Bu el bombaları konusunda babasının ısrarla "polise ihbar et" dediğini, ancak ailesine zarar gelir endişesi ile herhangi bir ihbarda bulunmadığını,
Bu tarihten yaklaşık 1 ay kadar öncede babası ile görüştüğünde babasının "Ben gereken kişileri arayacağım ve ihbar edeceğim, çünkü son zamanlarda her yerde bomba patlıyor, terör olayları artıyor, masum kişiler ölüyor ve belki de evde bulunan malzemeler ile bu artan terör olaylarının bir alakası vardır" dediğini, kendisinin "biraz bekleyelim" dediğini, sonrasında babasıyla tekrar görüştüğünde "bu konuyu ihbar edelim" dediğini, çünkü zaten bu adamların gizli saklı bir işler çevirdiğinin belli olduğunu, babasının dediklerinin doğru olabileceğini,
Bu tarihten 20 gün önce oturmuş olduğu ve el bombalarının bulunduğu evden abisi Murat YIGIT' in yanına taşındığını, sonrasında da muhtemelen bu el bombalarının yerini babasının ihbar ettiğini, sonra polisçe yakalandığını,
Bu tarihten yaklaşık 1 (bir) yıl önce gerçekleşen Danıştay saldırısı olduğu günlerde, ZAFER (kod isimli) Muzaffer TEKİN ' e ait villa basıldıktan sonra televizyonda Mahmut OZTÜRK ve Oktay YILDIRIM' ı gördüğünü, bu durumu dayısı Mehmet DEMIRTAŞ' a sorduğunda "ONLAR DEVLET İÇİN ÇALIŞAN ASTSUBAYLAR, ZAFER (KOD İSİMLİ) MUZAFFER TEKİN ' İN ÇAVUŞBAŞF NDA Kİ EVİNDE ARAMA OLMUŞ, EVDE GİZLİ
ZULALARDA SİLAHLAR VARMIŞ ANCAK ARAMADA BULAMAMIŞLAR" dediğini, Nedenini ise; baskından önce haberleri olduğunu devletin her yerinde ve kademesinde nüfuzları olduğunu ve her şeyi önceden haber aldıklarını söylediğini, "bunu nerden biliyorsun " diye sorduğunda herhangi bir cevap alamadığını, zaten dayısına karşı pek görüş bildirme durumunun olmadığını,
Bu dönem içerisinde;
Oktay YILDIRIM' ı: Mehmet DEMİRTAŞ' in askerden komutanı, gazi Astsubay olarak,
Mahmut ÖZTÜRK' ü : Emekli astsubay olarak,
X Şahıs : Astsubay olarak tanıdığını, bu şahıs 40 yaşlarında zayıf, 1.75 boylarında, esmer, siyah saçlı açık alınlı görse tanıyabileceği bir şahıs olduğunu,
Mahmut OZTURK'ü plakalarını hatırlamadığı siyah Mercedes ve Sarı Renkli Opel Corsa ile Oktay YILDIRIM ise, Beyaz 5.20 BMW ile gördüğünü,
Dayısı Mehmet DEMİRTAŞ'in bu malzemelerin daha önceden kullanılıp kullanılmadığı hususunda kendisine herhangi bir şey söylemediğini,
Şu an kendisiyle birlikte gözaltında bulunan şahıslarla ilişkisinin ise;
MEHMET DEMİRTAŞ'in; öz dayısı olduğunu, bu nedenle kendisini tanıdığını, son bir yıl içerisinde sekiz ay kadar Ümraniye ilçesindeki evinde kiracı olarak kaldığını, ayrıca evden çıkan bomba malzemeleri ile çok alakasının olduğunu zannetmediğini, zira dayısının çok saf ve iyi birisi olduğunu, bu tür işlerle ilgilenmeyeceğini bildiğini, yalnız komutanlarını kıramadığı için ve hayır diyemediği için diğer şahıslar tarafından kullanıldığını düşündüğünü,
OKTAY YILDIRIM'ı; dayısı Mehmet DEMİRTAŞ vasıtası ile tanıdığını, Oktay YILDIRIM' ı ilk defa dayısının Ümraniye ilçesindeki şu an yıkılmış olan LPG istasyonunda 3 sene kadar önce gördüğünü, kendisinin LPG istasyonunda otururken Oktay YILDIRIM'ın istasyona gelip direk olarak müdüriyet odasına girdiğini, bu durumu diğer dayısı olan Osman DEMİRTAŞ' a söylediğini, Osman dayısının da "o şahıs Mehmet dayımın komutanı" olduğunu söylediğini, ileriki dönemlerde de Oktay YILDIRIM'ı hep Mehmet DEMİRTAŞ' in yanında gördüğünü, samimiyetinin olmadığını, sadece selamlaştıklarını,
b-Savcılık ifadesinde;
Emniyette verdiği ifadenin doğru olduğunu ve kendisine ait olduğunu, Mehmet Demirtaş isimli şahsın dayısı olduğu, Oktay Yıldırım isimli şahsı da yaklaşık 4 sene önce dayısı vasıtası ile tanıdığını.Osman dayısının kendisine Oktay Yıldırım'ın Mehmet dayısının komutanı olduğunu söylediğini, 2003 yılı Mayıs ayından 2004 yılı Mayıs ayına kadar Ümraniye ilçesinde şuan yıkılmış olan LPG istasyonunun yıkama bölümünde çalıştığını,. Oktay Yıldırımın da sürekli olarak istasyona dayısı Mehmet Demirtaş'ı görmeye geldiğini,. 2004 yılı Mayıs ayında askere gittiğini, 2005 yılı Ağustos ayında askerden döndüğünü ve 2005 yılı Ekim ayı başlarında istanbul'a gelerek ağabeyi Murat Yiğit'in yanına yerleştiğini,. Bu dönem içerisinde Ümraniye oto sanayinde yıkama yağlama işine girdiğini ve 4-5 ay burada çalıştığını, 2005 yılı sonlarında dayısı Mehmet Demirtaş 'in yanına gelerek kendisine bir manav açalım dediği Şüpheli Ali YIGIT'in de bunu kabul ettiğini ve Ümraniye Mithatpaşa Cad. Güngör Sok. No. 2/1 sayılı adresteki manavda çalışmaya başladığını, Manavın hemen arkasında bulunan evde dayısı Mehmet Demirtaş 'in oturduğunu, Daha sonra bu evden taşındğını, Oktay Yıldırım isimli şahsın manavda çalıştığı dönemlerde Mehmet dayısını ziyarete geldiğini ve sık sık telefonla görüştüklerini, Ayrıca adını daha sonradan öğrendiği Mahmut Oztürk isimli şahsında manava dayısını ziyarete geldiğini,
Manavın arkasında bulunan ve daha önce dayısının oturmuş olduğu ev 4 ay boş kalınca ailesi ile birlikte bu eve taşındığını 2QQ7'yıjı 'Nisan ayında evi boşalttığını, evin dayısının kayınpederi olan Rıfkı Çoruh'a ait,olduğunu ve bu şahsın da evi boşaltmasını
istediğini, evde oturduğu dönemde Oktay Yıldırım, Mahmut Oztürk ve ismini bilmediği bir şahsında sürekli dayısı Mehmet Demirtaş'ın yanına gelip gittiklerini, şahısların manava geldikleri süre içinde gizli gizli konuştuklarını ve kendisi yanlarına geldiğinde konuşmalarını yarım kestiklerini, bu olaydan rahatsız olduğunu, Dayım Mehmet Demirtaş'a Oktay Yıldırım'ın ne iş yaptığını sorduğunda bir internet adresi vererek oraya baktığında kim olduğunu anlayacağını söylemesi üzerine,e bu siteye girdiğini, Genelde içeriğinde devlet ve PKK konuları işlendiğini gördüğünü,
Oktay Yıldırım'a Kuvai Milliye ne diye sorduğunu, Bu soruyu sormasının nedeni internet sitesinde Kuvai Milliye hareketi diye bir nitelendirme gördüğünü, cevaben Kuvai Milliye'nin devletin çıkarlarını koruyan bir dernek olduğunu, devleti yönetenlerin gerçek yönetici olmadığını söylediğini,
Oktay Yıldırım'ın manavda olduğu bir gün daha önce ismini gazete ve televizyonlardan öğrendiği Muzaffer Tekin isimli şahsın dayısının manavının önüne geldiğini. Manavın içine baktığını ve yavaş yavaş Samanyolu Caddesinden ileri doğru devam ettiğini. Oktay'ın aracı manavın önüne geldiğini gördüğünü ve 5 dakika sonra manavdan ayrılarak aracın bulunduğu istikamete doğru başka bir araçla gittğini,
Yaklaşık 3-4 ay kadar önce babasının oturmuş olduğumu evin çatısına tahta almak amacıyla çıktığını, Tahtaları boşalttıktan sonra tahtaların altında bir asker sandığı gördüğünü ve içinde bombalar olduğunu söylediğini, Bunun üzerine babasıyla beraber evin çatısına çıktığını ve bu sandığı babasıyla birlikte açtıklarını, içerisinde birçok el bombası gördüklerini, Ayrıca içeriğini bilmediği bantlı bir siyah kutu olduğunu,Bu kutuyu salladığında içinden demir sesin geldiğini, ancak içini açıp bakmadığım ve sandığı tekrar kapattığını, Sandıkta dikkatini çeken anahtar kısmı açılıp açılmadığı farkedilsin diye değişik bir telle bağlandığını, Daha sonra bu konuyla ilgili dayısının ağzını aramaya başladığını, Çatıyı düzelttiğini söylediğini, dayısının çatıda bir şey gördün mü diye sorduğunu, kendisininde yok dediğini, Birkaç gün sonra dayısı Mehmet Demirtaş'ın çatıda askeri bir sandık olduğunu, içerisinde el bombaları olduğunu, bu bombaları Oktay Yıldırım'ı bıraktığını, bu malzemelere bir şey olduğu takdirde başının belaya gireceğini, kurtulamayacağımızı ve bu nedenle kimseye birşey bahsetmemem gerektiğini söylediğini Hatta bu olayı konuştuktan sonra Oktay Yıldırım'ın bir daha manava geldiğini görmedğini,
Yaklaşık 1 ay önce babası ile telefonla görüştüğünde babasının gereken kişileri arayacağını ve bu konuda ihbarda bulunacağını, çünkü terör olaylarının arttığını, masum kişilerin öldüğünü, belki de bu bombalarla birçok masum insanın öldürülebileceğini söylediğini, muhtemelen bu ihbarı da babasının yaptığını,
Bu tarihten yaklaşık 1 yıl önce Danıştay saldırısı olduğu günlerde, televizyonda Mahmut Oztürk ve Oktay Yıldırım'ı gördüğünü, bu durumu dayısına sorduğunu, dayısının ise cevaben onların devlet için çalışan subaylar,olduğunu hatta Muzaffer Tekin'in Çavuşbaşı'ndaki evinde arama yapıldığında evde bulunan silahların aramada bulunamadığını söylediğini,. Çünkü bu kişilerin devletin heryerinde adamları olduğunu ve daha önceden bilgi aldıklarını belirttiğini,
Evde yapılan aramada ele geçirilen 7.65 mm çaplı JValter marka silahın ağabeyi Murat Yiğit'e ait olduğunu, Bu silahın ne zaman ve nereden alındığını bilmediğini, ağabeyinin evine yaklaşık 15 gün önce geçici olarak taşındığını,
Bu bombaları taşınmadan yaklaşık 1,5 sene önce bu eve konulduğunu duyduğunu, O dönemde de evde Mehmet Demirtaş 'in oturduğunu, hiç kimsenin kendisene evde bomba olduğunu söylemediğini,kendisine zarar vereceklerini söyledikleri için korkup ihbarda bulunmadığını,Oktay Yıldırım'ın manava geldiği zamanlarda çay ikram ettiği zaman konuşmayı kesip başka bir konuya geçtiğini, bir şey sakladıklarını hissettiğini, suçsuz
c-Cezaevinde kendisini tehtid edip suçu üstlenmesini söyleyen diğer şüphelilerle alakalı olarak savcılığımızca alman EK İFADESİNDE
Tutuklandığı gün, diğer şüpheliler MEHMETDEMİRTAŞ ve OKTAY YILDIRIM ile birlikte Bayrampaşa Cezaevine götürüldüğünü, Cezaevinde diğer şahıslarla ayrı ayrı karantinalara alındıklarını, ancak lavaboya gittiği sırada OKTAY YILDIRIM'in da yanına gelerek kendisine "ben burada kaldığım süre içerisinde, sen veya oğlunun, ailenin rahat yaşayabileceğinizi zannediyor musun? Onları öldürmek bana kalmaz, dışarıdakiler zaten o işi halledecekler" dediğini, kendisinin korktuğu için sesini çıkartamadığını, .
Daha sonra karantinanın kapısı açıldığını, OKTAY YILDIRIM ve MEHMET DEMİRTAŞ'in cezaevi müdürüne söyleyip kendisini yanlarına almak istediklerini, bunun üzerine cezaevi müdürünün izniyle, üçünün bir arada karantinada kalmaya başladıklarını, OKTAY YILDIRIM'in bir kağıda birtakım ifadeler yazıp kendisine kağıdı vererek "burada yazan ifadeleri 40 sefer yazıp ezberleyeceksin ve mahkemede bu şekilde ifade vereceksin" diyerek baskı yapmaya başladığını, korktuğu için bu durumu kabul ettiğini, kendisine kağıttaki yazılanları güzel bir yazı ile yazarak altına da hiçbir baskı altında kalmadan o sözleri yazdığını beyan etmesini söylediğini, bunun üzerine kendisinin bu şekilde yazdığını, kağıda parmak izini bastırdığını, bunun için baş parmağını pilot kalemle karalayıp mürekkep haline getirdiklerini,
Onların dediğini yaptığı için kendisine çok iyi davranmaya başladıklarını, onların dediği şekilde verilen kâğıtta yazılanları ezberlediğini, kendisine verilen kâğıtta özetle:
"Babasının daha önce silah kaçakçılığı ile uğraştığını ve bu bombaları da alıp satmak amacıyla orada bulundurduğunu, emniyette verdiği ifadenin polisin vaatleri sonucunda olduğunu, polisin bu konuda kendisine baskı yaparak ifadesinin alındığını, ifadesinin doğru olmadığı" şeklinde yazılar bulunduğunu,
Daha sonra avukatının ilk ziyarete geldiği gün bu durumu kendisine anlattığını, Avukatının kendisine korkmaması gerektiğini, baskılara boyun eğmemesi gerektiğini, kendisinin bu durumu Cumhuriyet Savcısına aktaracağını söylediğini, kendisinin cezaevi müdürüyle görüştüğünde, bu şahısların kendisine okutturduğu belgenin aslını müdür beye verdiğini, müdürün de evrakın fotokopisini çekerek aslını geri kendisine iade ettiğini, ancak cezaevi müdürü kendisini ikinci kez yanına çağırdığında, OKTAY YILDIRIM'in bu durumdan şüphelenip bu yazılı evrakın aslını kendisine zorla yırttırdığını, korktuğu için yırtmak zorunda kaldığını, ancak, suretinin cezaevi müdürlüğünde mevcut olduğunu, bu yazının da OKTAY YILDIRIM'a ait olduğunu, kendisine cezaevinde yapılan bu baskı ve tehditlerden dolayı OKTAY YILDIRIM'dan şikâyetçi olduğunu, MEHMET DEMİRTAŞ tarafından kendisine yönelik herhangi bir tehdit ve baskı yapılmadığını,
Cezaevinde birlikte bulundukları dönem içerisinde OKTAY YILDIRIM'in evde yakalanan bombaların kendisi tarafından oraya konulduğunu, 1997-1999 yılları arasında Şemdinli'de görev yaptığı sırada bombaları oradaki askeri birliğe ait mühimmat deposundan aldığını, MEHMET DEMİRTAŞ ile aralarında yapılan konuşmada söylediklerini,
Babası Şevki YIGIT'in 21.06.2007 tarihinde alman ifadesinde;
Kendisinin emekli olduğunu, Of ilçesi, Eskipazar beldesinde oturduğunu, Zaman zaman İstanbul'da bulunan çocuklarının yanma geldiğini, orada kaldığını, ALİ YİĞİT'in oğlu olduğunu,
Oğlu Ali YİĞİT'in, kayınbiraderi olan MEHMET DEMİRTAŞ'm yanında önce aylıkla çalıştığını, daha sonra manavı gayrı resmi olarak şğluna«4evrettiğini, ancak resmiyette
542 .............
'AM^%^
zaten oğlu ALİ YİGİT'in üstüne olduğunu, büfenin de yine ALİ'nin üstüne olduğunu, ancak büfenin işletmesini de yine gerçekte MEHMET DEMİRTAŞ'm yaptığım,
Oğlu Ali YİGİT'in, Nisan 2006'da manavda çalıştığından ötürü, manavın olduğu eve taşındığını, yaklaşık 1 yıl kadar orda oturduğunu, bu sene Mayıs ayında evi boşalttığını, ev ve manav karşılığında 400 YTL kira istediğini, manav işlemediği için, evi de manavı da boşalttığını, aslında çıkmayacaklarını, ancak MEHMET DEMİRTAŞ'm kendilerinden çıkmalarını istediğini, kendisinin de bahsedilen evde zaman zaman oğlu Ali YİĞİT ile birlikte kaldığını, manava da kendisinin baktığını, oğlu Ali YİGİT'in ise başka işte çalıştığını,
Manav tezgahına tahta lazım olduğu bir gün, tahta aramak için çatıya çıktığım, sandık içinde bombalan gördüğünü, Sandığı açıp baktığında bombaları görünce korktuğunu, bu olayın 3-4 ay önce olduğunu, oğluna bu konuyu sorduğunu, onunda "Bombalar dayımın komutanınındır, fazla karıştırma" dediğini, bahsedilen komutanın ismini, Komutan olarak bildiğini, ancak basında çıkınca OKTAY YILDIRIM olduğunu öğrendiğini, OKTAY YILDIRIM'm daha önceden MEHMET DEMİRTAŞ'm gaz istasyonuna sık sık geldiğini, kendisinin bazen boş olduğu zamanlar istasyonda durduğunu, 3 kere MEHMET DEMİRTAŞ'la OKTAY YILDIRIM'm odada baş başa görüştüklerini gördüğünü, benzinlikte çalışanların hepsi Komutanı OKTAY YILDIRIM olarak tanıdığını, ikisi geldiğinde yazıhanesinde özel olarak görüştüklerini, kendisinin büyük oğlunun da istasyonda çalıştığını, ALİ YİGİT'in de orada çalıştığını, bu gaz istasyonunun 2 yıl önce, ruhsatsız olduğu için yıkıldığım, daha sonra kendisinin zaman zaman manavda durduğunu, gaz istasyonu açıkken MEHMET DEMİRTAŞ'm bombaların bulunduğu evde oturduğunu, kendisinin daha sonraki dönemlerde OKTAY'ı görmediğini, MAHMUT ÖZTÜRK'ü de televizyonda gördüğünü, manava gelip gittiğini görmediğini, ancak oğlu olduğu sırada gelmiş olabileceğini, kendisini tanımadığını,
Bahsedilen yer kapanınca kendisinin Trabzon'a gittiğini, bombalan gördüğü zamandan sonra, kendi kendine vicdan azabı duymaya başladığını, oğlunun başına bir iş gelir diye ilk etapta şikayetçi alamadığını, ancak daha sonra oğlunun başına daha büyük bir iş açılmasın diye şikayetçi olmaya karar verdiğini, çünkü oğlunun maddi durumunun iyi olmadığını, zorla geçindiğini, parasız olduğu için belki kandmp, bir olayda kullanabilirler düşüncesi ile, belde Jandarma mıntıkasında olduğundan 156'yı aradığını, adresi aynntılı olarak verdiğini, bu aramayı kendi ev telefonundan yaptığını, daha sonra da oğlunun yakalandığını ve bombalann yakalandığını duyduğunu, İhban kendisinin yaptığını, ancak, bildirmeme sebebinin oğlu, o evde oturduğu için, oğlunun başına bir iş gelir diye korkmasından kaynaklandığını, suçu bildirmemek gibi bir niyetinin olmadığını beyan etmiştir.
21.06.2007 tarihinde savcılığımıza müraccat eden gizli tanık A' alınan ifadesinde özetle; Kendisinin Ali YİĞİT' in yakını olduğunu, Ali'yi ziyarete gittiğinde tehdit edildiğini, "olayı sen baban yüklen" şeklinde ifade vermesi için zorladıklannı, "bizim verdiğimiz bu metni ezberle, bu şekilde ifade ver yoksa sen ve ailen için iyi olmaz" şeklinde tehdit edildiğini, yine "avukatını reddet, biz sana başka avukat bulacağız ve bizim dediğimiz şekilde ifade ver" dediklerini anlattığını beyan etmiştir.
21.06.2007 tarihinde savcılığımıza müraccat eden gizli tanık B' nin alman ifadesinde özetle; kendisinin Ali YİĞİT' in yakını olduğunu, cezaevi ziyaretinde tehdit edildiğini ve avukatım çağırmasını istediğini, zorla diğer şüpheliler tarafından mektup yazdınlmak istendiğini, suçun kendisi ve babasının üstüne atılması ve yanacak biri varsa Ali'nin ve babasının yanmasının gerektiğini söylediğini anlattığını, hatta kalem ve kağıt verdiklerini, kendisinin baştan biraz yazdığını, daha sonra yazmadığını anlattığım beyan etmiştir.
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi /.* <> V^ *J*\
^-— 543 i < » fS\ J^Şüpheli Ali YİĞİT'in Mehmet DEMİRTAŞ'ın yeğeni olduğu ve onun yanında çalıştığı, bombalan görmesine rağmen bir süre durumu yetkililere bildirmediği, ancak korktuğu için oturduğu evi boşalttıktan bir süre sonra babasını arayıp evi boşalttığını beyan edip babası tarafından Trabzon jandarmaya ihbar yapılması sonucu olayın ortaya çıktığı, ayrıca şüphelinin beyanları sayesinde bombaların Oktay YILDIRIM'a ait olduğu yine bu şüpheli beyanları sayesinde ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN ile Oktay YILDIRIM ve Mahmut ÖZTÜRK, Mehmet DEMİRTAŞ arasındaki örgütsel ilişkilerin ortaya çıkarıldığı anlaşıldığından, şüpheli hakkında örgüt üyeliği suçundan ek takipsizlik karan verildiği, şüphelinin eylemi suçu bildirmemek olarak gerçekleştiği, bu suçun da diğer delillerle irtibatlı olması sebebiyle birlikte görülmesinin usul ekonomisi ve delillerin birlikte değerlendirilmesinin zorunlu olduğu düşünüldüğünden tefrik edilmemiştir.
Şüpheli Ali YİĞİT'in eylemine uyan, TCK'nun 278/1 maddesi gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
4) ŞÜPHELİ ZAFER (KOD) MUZAFFER TEKİN ;
a-Emniyet ifadesinde
"1994 yılında K.K.T.C vatandaşlığına geçtiğini, vatandaşlık işlemleri ile birlikte K.K.T.C'den pasaport aldığını, 1999 yılında Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğünden pasaport aldığını, bu pasaport ile turistik amaçlı Almanya Devletine 1999 yılında gittiğini, illegal yollardan yurt dışına çıkmadığını,
Elde edilen el bombalarını ilk kez Çarşamba günü, yani 13.06.2007 günü saat: 16.00—17.00 sularında Zaman gazetesinden aradığını söyleyen ancak ismini hatırlamadığı birinin 0 532 291 92 93 numaralı cep telefonundan arayarak "Oktay YILDIRIM'ın yakalandığını biliyormusunuz" şeklinde sorular sorması üzerine kendisinin cevaben "ilk defa sizden öğreniyorum" dediğini, devamında bu şahsın "el bombalarından alındığını" ve kısaca olayı anlattığını, hatta ilave olarak "6 aydır Oktay YILDIRIM ile görüşmüyorsunuz" "doğrumu" dediğini, kendisinin de "Oktay YILDIRIM'ın işlerinin yoğunluğundan dolayı 6 aydır görüşmüyoruz" dediğini, son iki ay içerisinde Oktay YILDIRIM'ın kendisini cep telefonundan bir defa aradığını, güvenlik işine girdiğini söylediğini, bu bahsedilen evden çıkan malzemelerle hiçbir ilgisinin olmadığını,
Ayrıca Mercedes bir arabasının olmadığını, son bir sene içerisinde Ümraniye 'ye tekstil yan malzemeleri satan bir arkadaşının yanına Remzi ARAŞAN'in bordro Renge Rover marka jeepi ile beraber gittiğini, Ümraniye 'yi tam olarak bilmediğini, ancak tepe üstü denilen mevkiinin doğusunda bulunan yere gittiğini, Manavın, yerini bilmediğini,
14.06.2007 Perşembe günü bürosuna gitmeden birçok gazetecinin cep telefonundan arayarak bürosuna ne zaman gideceğini sorduklarını, yarımda büroda olacağını söylediğini, kafamdaki formatın gazetecilere söyleyeceği düşüncenin net ve kesin olarak "Oktay YILDIRIM'ı tanırım dürüst ülkesini seven iyi bir çocuktur yalnız soruşturma süresinin neticesine kadar bu konuda herhangi bir şey söylemek istemiyorum" diye düşündüğünü, , bürosuna anılan saate gittiğini, anılan gazetecilerin çoğunun anılan saatten önce geldiklerini gördüğünü, bu gazetecilerin kimler olduğunu hatırlamadığını, 8-9 gazetecinin olduğunu, bu esnada da büroda günlük gazetelerin olduğunu, gazetecilerden hangisi olduğunu hatırlayamadığı birinin kendisinin karanlık ilişkilerle hep irtibatlandırıldığını, o günkü gazetelerde de kilit isim ve azmettirici ifadelerinin ısrarla tekrarlandığını, Oktay YILDIRIM'dan ziyade kendisinin isminin ön planda tutulduğunu görünce Danıştay olayından tertemiz çıkan bir insan olarak, geçmişte kendisine çok büyük mağduriyetler yaşatan medyanın bir özrü bırakın, en azından hakkında müspet veya menfi bir şey yazmamalarını düşlerken, böylesi acımasız eleştiriler karşısında herJıald&^m Danıştay hadisesinin bir
rövanşı dediğini, zannınca bu gün yaşadıklarının düşünülürse hissiyatının mazur görülebileceğini,
Bombalar hakkında ki yorumunun ise şu şekilde geliştiğini, bir gazetecinin Oktay YILDIRIM'ın ifadesinde "bombaları bir çöplükten aldığını söyledi siz bu konuda ne düşünüyorsunuz" deyince kendi başından geçen Danıştay olayları sırasındaki sorgulamalarında kendisine ait olmayan ifadelerin kendi ifadesi gibi verildiğini bilahare öğrendiğini, örneğin avukat Alparslan ASLAN ile son birkaç gün içerisinde 40-50 defa telefon görüşmesi yaptığını, hâlbuki gerçekte kendisi ile 9 ay önce bir kez görüştüğünü söyledikten sonra "etik olarak sorgulamada olan sorgulaması devam eden bir şahsın ifadesini nasıl bilebilirsiniz bana uygulanan haber kirliliğini halen devam ediyorsunuz" dedikten sonra o esnada önünde bulunan yanılmıyorsa Posta gazetesindeki bir resimde Oktay YILDIRIM'a ait sandık içindeki bombaların resimdeki hali ile kirli paslı vefünyesiz olduğunu kendisine gösterildiğinde, bu bombaların hiçbir patlayıcı özelliğinin olmadığını yine o resme dayanarak içtenlikle söylediğini, zira bir el bombasının içinde tahrip maddesi ve başlık kısmı yani fünye tertibatı yoksa, yalnızca demir yığınından ibaret olduğunu, bu hadise ili ilgili gözaltına alındığında aklıselim bir emekle askerin Türkiye 'nin bu kadar önemli dönemeçlerde geçtiği zor dönemlerde ve kurumların yıpratılmasına açık bir ortamda çöplükten bulduğu bu sayıda bombaya sahip olabileceğini içtenlikle söylediğini, kesinlikle düşünmediğini, fakat gözaltında bulunduğunda bombalarda Oktay YILDIRIM'a ait parmak izlerinin çıktığını öğrendiğinde, bu bombaların Oktay YILDIRIM'a ait olduğuna kanaat getirdiğini, ayrıca bu güne kadar değil bu malzemeyi Oktay YILDIRIM'da görmek kendisinde olduğunu hissetseymiş bile başına bu olayların gelmeyeceğini, o malzemeleri en yakın bir askeri birliğe teslim ettireceğini,
Oktay YILDIRIM ile kendisi, yazıldığı gibi İbrahim ŞAHİN değil kendisi ile birlikte gözaltında bulunan Mahmut ÖZTÜRK'ün 1998 yılında Kadıköy'de tanıştırdığını, o zaman Oktay YILDIRIM'ın görevde olduğunu,
"Tayyip anani da al git" ile başlayan ve sonunda "Başbakan kendi idam fermanını yazmakta sonu ip olacaktır" ibareli yazıyı kendisinin yazmadığını, iletiler incelendiğinde kendisinin yazmadığının ortaya çıkacağını, yazıyı word"a bilerek veya bilmeyerek kaydettiğini hatırlamadığını, Türk Solu dergisinde yayınlandığını tahmin ettiğini,
Fatih ALTAYLI ile bir ilişkisinin olmadığını, bu güne kadar kendisi ile hiç görüşmediğini, kendisinin yazılarını müteaddit defalar okuduğunu, Sedat PEKER ile ilk olarak tarihini tam olarak hatırlayamadığı yaklaşık 6-7 sene öncesi İstanbul Hilton otelinde OZTURKLER gecesinde rahmetli Mustafa OK vasıtasıyla tanıştığını, ondan sonra bir sefer Kadıköy 'de Morgın kafede karşılaştıklarını, on beş yirmi dakika görüştüklerini, bir seferde hatırladığı kadarıyla Kadıköy'de Dalyan kafede 3-4 sene önce bu kafenin sahibi aracılığı ile görüştüğünü, Sedat PEKER'i tanıdığı dönemde Türk dünyasının Avrasya coğrafyasındaki Türklerin kalkınmaları ve birleşmeleri için yardım programları olduğunu, o dönemde tanışık olduğunu, bir iş adamı olarak tanıdığını, davasını da bu şekilde bildiğini,
SAYIN KOMUTANIM İBARESİ İLE BAŞLAYAN YAZIYI DÖNEMİN GENEL KURMAY BAŞKANI ORGENERAL HİLMİ ÖZKÖK'E KENDİSİNİN YAZDIĞINI, ÇUVAL HADİSESİNE ÇOK ÜZÜLDÜĞÜ İÇİN HİSSİYATINI DİLE GETİRDİĞİNİ,
Burada kendisine seyrettirilen CD'nin içindeki resimlerin 2004 yılında Karaköy 'deki Türk Ortadoks kilisesinde yapılan bir Paskalya töreninde çekilen fotoğraflar olduğunu, bu kilisedeki törene kilisenin basın sözcüsü Sevgi ERENEROL tarafından davet edildiğini, bu kilisenin Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından bizzat 21 Eylül 1922 tarihinde Kayseri'de kurdurulduğunu bildiği için bu davete icabet ettiğini, orada çekilen fotoğraflardaki karelerde kendisiyle birlikte bulunan şahıslardan bazılarının Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketini oluşturmak için bir^fuyafg^ht^şahıslar olduğunu, ancak bu şahısların Vatansever Kuvvetler Güç Birlj0*^areketişi^şluşturamadıklarını, bu
tâ %\ mı
%*& %
şahısların Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketini başkanı Taner ÜNAL ile aralarında bir birbirlerini çeşitli ithamlarda bulunarak anlaşamadıklarını, daha sonra 2004 yılı başlarında Emekli Kurmay Albay Fikri KARADAG'ın başkanlığında istanbul Kadıköy'de Kuvvayi Milliye Hareketini oluşturduklarını, bu grubun basında da yer aldığı gibi Mersinde silah üzerine yemin eden grup olduğunu, kendisinin bu gruplarla herhangi bir bağının olmadığını, Fikri KARADAG'ın Harp Okulundan sınıf arkadaşı olduğunu, bu oluşumu yetersiz insanlarla kurduğu için kendisinin bu oluşum içerisinde yer almadığını, yapısı itibarıyla herhangi bir sivil oluşum içerisinde yer almadığını, Fikri KARADAĞ ile 2004 yılından beri görüşmediğini,
(16 nolu cd ile alakalı olarak) CD'nin kendisinin evinde olduğunu ilk defa burada öğrendiğini, CD'yi izlemediğini, bilgisayarının teknik incelemesi sonucu öğrenebileceğini, bürosundan evine getirdiği eşyalar ve evraklar arasından evine getirmiş olabileceği gibi Danıştay hadisesinde Ankara 'ya götürülen dokümanların, 2006 yılı Haziran veya Temmuz ayında iadesi sırasında başka CD'lerle karışmış olabileceğini, bu CD'yi hiç izlemediğini, ....ismi geçen Muzaffer ŞENOCAK'ı tanımadığını, ayrıca CD içerisinde baktığı fotoğraflardan tanıdığı her hangi bir şahıs olmadığını, (Milletvekillerinin fişlenmesiyle alakalı notlarda alakalı) Bu el yazması notları kendisinin yazmadığını, kimin yazdığını
bilmediğini, yazının içeriğini de KUBILAY ....................... isminde bir şahsın bürosuna
getirdiğini tahmin ettiğini, ancak emin olmadığını, Kubilay................. 'in soy ismini ve ne iş
yaptığını bilmediğini, Kubilay 'in gazilerle ilgili bazı organizasyonlar yaptığını bildiğini, şahsıyaklaşık 5-6 ay kadar önce bürosuna geldiği zamanda tanıştığını, kendisine tanıdığı Eskiistanbul Jandarma Alay Komutanı (emekli) Recep BOZDAG'ın ismini verdiği zamantanıdığını ve itimat ettiğini, bu şahsın bir defada Recep BOZDAG ile beraber bürosunageldiğini, ........
(Devletin Yeniden Yapılanması belgesiyle alakalı) 29 numaralı sayfa MİLLİ IRGAT(KODISIMLI) Kuddusi OKKIR (Kendisi istanbul Teknik Üniversitesinde AR-GE çalışmaları yaptığını söyleyen ihtisas alanı fizik olan bir şahıs olduğunu, kendisi ile 2004 yılında Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketinin oluşumu için Hüseyin GÖRÜM (Fikri KARADAĞ ile beraber Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketini devam ettiren şahıs) vasıtasıyla tanıştığını, tanıştığında 1-2 ay kadar görüştüklerini) adı geçen şahsın tarihten yaklaşık 3 yıl önce Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketinin Ankara grubundan koparak istanbul grubunu oluşturmak için hazırladığı bu dokümanı kendisine getirdiğini, tetkik etmesi için rica ettiğini, kendisine "bu dokümanı tetkik ederim ancak bu tür oluşumlar içerisinde yer almam " dediğini, bu dokümanın o zamandan kaldığını, kendisine sorulan 30-31-32-34-35-37-38-39-40-41-42-43-44-45-46-47-48-49-50-51 ve 52. sayfalarda Kuddusi OKKIR'in kendisine tetkik etmesi için vermiş olduğu dokümanın içeriği olduğunu, ancak bunları tetkik etmediğini ve okumadığını, içeriğini şu an öğrendiğini, dokümanı zamanında tetkik etmesi durumunda, kesinlikle yırtıp atacağını, bürosunda tutmayacağını, çünkü içeriğinin görevliler tarafından kendisine okunduğunda, illegal bir oluşum olduğunu düşündüğünü, şu an bunları öğrendiğinde de ürktüğünü, bunu tasvip etmesinin mümkün olmadığını,
Mahmut ÖZTÜRK'ü tanıdığını, 1982 yılında Tuzla Piyade Okulundan öğrencisi olduğunu, 1998 yılına kadar görevinden dolayı kendisi ile görüşemediğini, 1998 yılından sonra kendisi ile görüştüğünü, Meslektaşı olduğundan dolayı bir dostluklarının olduğunu,
(LOBİ ERGENEKON belgesiyle alakalı olarak) Danıştay 'a yapılan silahlı saldırı sonrasında gözaltına alındığını, Ankara Emniyet Müdürlüğünce adli makamlara sevk edildiğini, bilahare takipsizlik kararı verildiğini, bundan sonra kendisi hakkında verilen takipsizlik kararına rağmen basında çeşitli karalama kampanyaları devam ettiğini, bu yayınlar kendisinin derin Devlet elemanı olduğu ileri sürülerek, derin devlet tarafından bu olay dışında tutulduğunun basında yer aldığını, şu aj^isn.ink^atırlayamadığı bir arkadaşı tarafından basında kendi profilindeki insanların MK^ENEKON^igimli bir yapı tarafından
kullanılabileceği şeklinde haberlerin yer aldığı söylendiğini, bu konuyu merak ettiğinden dolayı şu an ismini hatırlayamadığı bir internet sitesinden (Alo ihbar olabilir) kendisine gösterilen dokümana ulaştığını, bu dokümanın BAŞ TARAFINDA KENDİSİNİN
İSMİNİN BULUNDUĞUNU, ancak şu an göremediğini, bu Ergenekon isimli yapı veya örgütü ilk olarak Danıştay olayında gözaltına alındığında öğrendiğini, bu yapı veya örgütün üyesi olmadığını, amacı stratejisi ve kuruluşu hakkında herhangi bir bilgi sahibi olmadığını, Oktay YILDIRIM'da ise bu dokümanların ne amaçla bulunduğunu bilmediğini Oktay YILDIRIM'ında Erkenekon isimli yapıyla bir ilgisinin olup olmadığını bilmediğini,
OKTAY YILDIRIM, 1998 yılında emekli astsubay Mahmut ÖZTÜRK vasıtasıyla tanıştığını, o zamanlar kendisinin şark görevinde olduğunu, daha sonra istanbul'a tayini çıktığında zaman zaman görüştüklerini, emekli olduktan sonra müteaddit defalar kendisini arar ve görüştüklerini, son aylarda görüşmediklerini, en son iki ay önce kendisini telefonla arayarak görüştüklerini,
MEHMETDEMİRTAŞh, tanımadığını,
ALİ YIGIT'i, tanımadığını,
b-Savcıîık Beyanında,
suçlamaları kabul etmediğini, örgüt lideri olmadığını, işyerinde ele geçirilen Devletin Yeniden Yapılanması belgesini 2004 yılında Ankara' da Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi isimli oluşumun İstanbul şubesi için görüşmelerde bulunduğunu, oluşumun başında Hasan KONDAKÇI PAŞA' nm onursal başkanı olduğunu, daha sonra bu oluşumdan koptuğunu, 2-3 aylık bir birlikteliklerinin olduğunu, kendisinin tavsiyeleri üzerine İsmail PAKER ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' ün bu hareketin içinden ayrıldıkları ve kendisi ile irtibatlarını koparmadıklannı,
Daha sonra bu oluşumdan kopan arkadaşları ile birlikte yeni bir oluşum meydana getirip KENDİSİNİN LİDER OLMASINI TEKLİF ETTİKLERİ ve bu amaçla bir çok kişi ile tanıştığını, Hüseyin GÖRÜM, İbrahim ÖZCAN ve MİLLİ IRGAT(KOD) Kuddusi OKKIR isimli şahıslarla bu amaçla tanışıp birlikte Türkiye' nin çeşitli yerlerini gittikleri, MİLLİ IRGAT(KOD) Kuddusi OKKIR tarafından Devletin Yeniden Yapılanması isimli belgenin kendisine verildiği, kendisinin de belgeyi inceleyip iş yerinin bir köşesinde kalmış şeklinde beyanda bulunduğu (belgenin diğer özellikli belgelerle birlikte kırmızı klasör içerisinde iş yerinde çalışma masasının üstünde bulunduğu), devamla Danıştay saldırısında yazıhanem arandı ancak bu evrak bulundu mu, bulunmadı mı bilemiyorum. Danıştay saldınsmdaki eşyaların kendisine iade edildiği, MİLLİ IRGAT(KOD) Kuddusi OKKIR ile bir yıldır görüşmediğini,
Fikri KARADAĞ' m smıf arkadaşı olduğunu, Fikri KARADAĞ' m kurduğu dernekte görüşlerinin uyuşmadığını ve kendisi ile görüşmediğini, Kuvva-i Milliye isimli Derneğinde rant amaçlı kurulduğunu, bu sebeple bu derneğe de üye olmadığını, bu günün Kuvva-i Milliye'sinin Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu, ayrı bir oluşuma gerek olmadığını,
Devletin Yeniden Yapılanması isimli belgedeki gizlilik kod adı ve devletin ele geçirilmesi ile alakalı olan bölümlerin saçma olduğunu, ne manaya geldiğini bilmediğini,
Evinde ele geçirilen Genel Kurmay Başkanlığına ait gizli bilgi ve belgelerin bulunduğu 16 numaralı CD. 'de Danıştay saldırısı sonrasında evinde yapılan aramada alınıp daha sonra kendisine iade edilen CD' lerin yanın sonradan karışmış olabileceğini, kendisinde böyle bir CD.' nin olmadığını ve böyle bir CD.' yi görmediğini ilk anda beyan etmiş ise de daha sonra içerikleri kendisine anlatılınca Mete YALAZANGİL isimli şahıs tarafından bu CD.' nin ofisine getirilip bırakıldığını beyan etmiş, CD.' de ismi bulunan Muzaffer ŞENOCAK isimli şahsı tanımadığını, Ali YİĞİ^^tfrbeyanına kabul etmediğini, siyah
mercedes içinde belirtilen manava gitmediğinLjCİjfîraniye' ^e%ir yıldır bir sefer gittiğini

Mehmet DEMİRTAŞ' ı tanımadığını beyan ettiği, ifade sırasında savcılığımıza APS ile gelen aslı dosyada mevcut Sulhi CANACAR isimli mektup içeriği kendisine sorulduğunda Akın Birdal suikastı ile alakalı olarak aranan Semih Tufan GÜN ALT AY isimli şahsı evinde saklamadığını, ancak saklayan emekli binbaşı Mahmut Zihni OZAN isimli şahsın arkadaşı olduğunu, Semih Tufan GÜNALTAY' ı da Mete YALAZANGİL vasıtası ile tanıdığını ve belirtilen olaylardan 2-3 sene öncesinden tanıdığını, olayı basından duyduğunu ve olayla alakalı ifadesinin alınmadığını,
Mektupta geçen Doğuş Factoring şirketinin hissedar ortağı olduğunu, müşteki Ahmet ÇEKENKIRAN' m da bu şirketin sahibi olduğunu, İlhan PARLAK, Hasan PARLAK isimli şahıslan Danıştay soruşturmasında kendisi ile ismi geçen Ayhan PARLAK'm kardeşleri olduğunu, Nezahat KELEŞ ve Erdoğan KELEŞ' i tanımadığını, bu soruşturma ile alakalı olarak kendisinin ifadesinin alınmadığını ve Doğuş Factoring şirketinin 2003 yılında kapatıldığını, Semih Tufan GÜNALTAY isimli şahsı cezaevine girdiği zaman takip ettiğini, ailesi ile biraz ilgilendiğini, 2003 yılında cezaevinden çıktıktan bir müddet sonra tekrar irtibat kurduklarını, 2,5-3 senedir görüşmediğini beyan ettiği,
16 nolu CD. içerisinde bulunan şifreli word belgesinin emniyet birimleri tarafından açıldığı ve buna ilişkin yazının da ifade sırasında savcılığımıza gelmesi üzerine şüpheliye yazı içeriği okunup sorulduğunda orada davacı Aydın YÜKSEK yazan şahsın büyük ihtimalle polis olabileceğini ve bu konuyu kendisine Mete YALAZANGİL' in bahsettiğini, pembe kap içindeki CD' yi büroma kesinlikle Mete YALAZANGİL bırakmıştır ve kendisi bana bu konulardan bahsetti, hatta 2 ay önce bu CD' yi bırakmış olabilir. Okuduğunuz yazı içeriğindeki olylan bana anlatmıştı şeklinde beyanlarda bulunduğu, mahkemede de benzer beyanlarda bulunduğu, suçlamalan kabul etmediğini beyan etmiş ise de,
c-Diğer şüpheli beyanları,
şüpheli (Zafer kod)Muzaffer TEKİN le alakalı beyanlara bakıldığında, Şüpheli Ali YİĞİT Savcılıkta alman ifadesinde;
Mehmet Demirtaş dayım olur. Oktay Yıldınm isimli şahsı da yaklaşık 4 sene önce dayım vasıtası ile tanıdım.. Oktay Yıldınm manavda çalıştığım dönemlerde Mehmet dayımı ziyarete gelirdi ve sık sık telefonla görüşürlerdi. Aynca adını daha sonradan öğrendiğim Mahmut Öztürk isimli şahıs da manava dayımı ziyarete gelirdi.
Yine Oktay Yıldınm'm manavda olduğu bir gün daha önce ismini gazete ve televizyonlardan öğrendiğim Muzaffer TEKİN, dayımın manavının önüne geldi. Manavın içine baktı ve yavaş yavaş Samanyolu Caddesinden ileri doğru devam etti. Oktay aracın manavın önüne geldiğini görmüştü ve 5 dakika sonra manavdan ayrılarak aracın bulunduğu istikamete doğru başka bir araçla gitti.
Bu tarihten yaklaşık 1 yıl önce Danıştay saldmsı olduğu günlerde, ben televizyonda Mahmut Öztürk ve Oktay Yıldmm'ı gördüm, bu durumu dayıma sordum, o da bana onlar devlet için çalışan subaylar, hatta Muzaffer TEKİN'in Çavuşbaşı'ndaki evinde arama yapıldığında evde bulunan silahlann aramada bulunamadığını söylemişti. Çünkü bu kişilerin devletin her yerinde adamlan olduğunu ve daha önceden bilgi aldıklannı belirtmişti. Şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Şüpheli Oktay YILDIRIM Savcılıkta alman ifadesinde;
Muzaffer TEKİN isimli şahsı 1998 yılında Mahmut Öztürk isimli astsubay arkadaşım sayesinde tanıdım. Muzaffer TEKİN ile daha sonra arkadaşlığımız devam etti. Muzaffer TEKİN çok sevdiğim ve fikirlerine saygı duyduğum bir insandır. Mahmut ÖZTÜRK de bir dönem Muzaffer TEKİN'in yanında görev yapmış. Şeklinde beyanda bulunmuştur.
Şüpheli HALİL BEHİÇ GÜRCİHAN Savcılıkta alman ifadesinde;
MUZAFFER TEKİN ile de 2005 yılından bu yana tanışırım. Kendisi ile OKTAY YILDIRIM aracılığı ile tanıştım. Bu şahsın ofisine gitmiştim. Bu tanışmamızdan sonra yine 4-5 kez bu şahsın ofisine gittim. İlk tanışmamızdan sonra yine 2005 yılı içerisinde Beyazıt' da Boğazhyan kaymakamını anma mitingine katılmak maksatlı olarak bu şahsın ofisine gittim. Oradan birlikte bu mitinge katılmıştık. Bilahare Danıştay saldırısından sonra gözaltına alınıp serbest bırakılmasını müteakip geçmiş olsun ziyareti için yine bürosuna gitmiştim. Bu olaydan 2 ay kadar sonra da yine MUZAFFER TEKİN basına dava açmaya hazırlanıyordu. Benim basın arşivim kuvvetli olduğu için benden eksik gazete nüshalarını istedi, kendisine onları verdim. Ancak kendisi ile bir arkadaşlık ilişkim olmadı. Kendisi yaşça da benden büyüktür ve bu şahsın ofisinde baş başa kalabilmek gibi bir durum da olmadı. Çünkü ofisi sürekli ziyaretçilerle dolu olan birisidir. Ben de oradaki genel sohbetlere iştirak ettim. Genelde de gündeme dair memleket meseleleri konuşulurdu. RAFET ARSLAN isimli şahsı MUZAFFER TEKİN' in arkadaşı olması sebebi ile tanıdım. Kendisi ile başka bir diyalogum olmadı. Ancak MUZAFFER TEKİN bu olay sebebi ile gözaltına alındıktan sonra kendisini arayarak durumu sormuştum.
AYŞE ASUMAN ÖZDEMİR Danıştay Cinayetinden yaklaşık 1 ay kadar sonra benden MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK ile ilgili bilgi talep etmiştir, bu doğrudur. Olaylar şöyle gelişmiştir. Danıştay cinayeti sonrasında MUZAFFER TEKİN' in intanndan önceki gace ZEKERİYA ÖZTÜRK beni arayarak bu olayla iglii bir röportaj yayınlayalım demişti. Ben de kendisine önce senin konu ile ilgili yorumunu dinleyeyim, ona göre gerekli karan veririm dedim. Bunun üzerine Kadıköy' de buluştuk, bir yerde oturduk ve sohbet etmeye başladık. Kendisi MUZAFFER TEKİN adına onunla röportaj yapmama istedi. Ben kendisine senin sıfatın ne ki ben seninle MUZAFFER TEKİN adına röportaj yapayım diye sordum. O da kendisinin MUZAFFER TEKİN' in en yakın silah arkadaşı olduğunu söyledi. MUZAFFER TEKİN ile aralarında en az 10 yaş fark olduğunu ve gerçeğin böyle olmadığını bildiğimi söyleyerek bu talebi reddettim. Kendisine MUZAFFER TEKİN' in yerini biliyorsa yazılı olarak sorular verebileceğimi ve ancak MUZAFFER TEKİN' in el yazısı ile cevaplar gelirse bunu yayınlayabileceğimi, aksi takdirde hem etik hem de hukuki açıdan töhmet altında kalacağımı söyledim. ZEKERİYA ÖZTÜRK bunun üzerine beni inandırmak adına cebinden MUZAFFER TEKİN' in kimliğini çıkardı. Ben kendisine bu kimliğin sende olması çok şüpheli, sende ne işi var deyince sinirlendi ve avukat tutmak gerekçesi ile kendisinden aldığını söyledi. Bunun üzerine ben geçmişte yaşanan CEM ERSEVER olayını kendisine hatırlatarak bunun bana çok şüpheli gözüktüğünü ve bu konuşmanın benim açımdan bittiğini söyledim. Bütün bu konuşmalar sırasında benim yanımda OKTAY YILDIRIM' da bulunuyordu. Tüm bu konuşmalara da şahittir. Bu konuşma sonrasında da ZEKERİYA ÖZTÜRK köşesini sitemden çıkarmamı söyledi, ben de bunu kabul ettim, şeklinde beyanlarda bulunmuştur
Şüpheli İSMAİL EKSİK Savcılıkta alman ifadesinde;
HÜSEYİN GÖRÜM beni aradı, hem fabrikanın çıkardığı ürünler hakkında hem de tanışmış oluruz dedi, belki kendine iş çıkarırsın dedi. ben de gittim yemeğe katıldım, 30-40 kişi vardı yemekte , MUZAFFER TEKİN vardı yemekte. MUZAFFER TEKİN ile orda tanıştım. ZEKERİYA ÖZTÜRK ile de MUZAFFER TEKİN tanıştırdı, herkes kendi arasında konuşurken HÜSEYİN GÖRÜM Kuvayi Milliye Derneği ve Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Derneğinin İstanbul oluşumunu yapmak istiyorum şube açmak istiyorum dedi. arkadaşlardan destek istiyorum dedi. dergi ve Kuvayi Milliye Derneğin tüzüğü vardı, tüzüğü ben tam okumadım, bir hukukçu arkadışıma götürdüm, götürme sebebim M. ZEKERİYA ÖZTÜRK bana bunlarm yapılanmaya çalışıldığını , bana buraların uymayacağını tüccar adam olduğum için bu işin bana göre olmadığını söylemişti, 2-3 ay sonra MUZAFFER beni telefonla aradı, HÜSEYİN GÖRÜMLER ile görüşüp görüşmediğimi sordu, ben de görüşmediğimi söyledim o da iyi dedi. zaman zaman

Hiç yorum yok: