29.7.08

ERGENEKON İDDİANAMESİ 1101 -1150 SAYFALAR,

görüşmeye devam ettiğini, bu tarihten sonra ise Veli KÜÇÜK'ün, oğluna ihtiyaç duyduğu an yanma çağırdığını ve şoförlüğünü yaptırdığını, halen de oğlu Emin Caner YIGİT'in hem Veli KÜÇÜK ile görüştüğünü, hem de şoförlüğünü yaptığını, şoförlük karşılığında kimden ne kadar maaş aldığım bilmediğini, aralarında güven ilişkisi olduğunu beyan etmesine karşılık,
Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünü yapmadığını ve bu hususta REİS (Kod) Sedat PEKER adamlarından maaş almadığını beyan etmiş ise de; gerçekte şüphelinin uzun zamandan beri Veli KÜÇÜK'ün yanında olduğu ve kendi adına kayıtlı telefonları Veli KÜÇÜK'ün kullandığı, halen REİS (Kod) Sedat PEKER adamlarıyla alakalı işleri takip ettiği, birçok kişini kendisini "arayıp bizimkiler beraat etmiş Aynen öyle çok şükür gözümüz aydın" şeklinde görüşmelerden Boğaç Kaan MURATHAN adına düzenlenmiş pasaportu evinde bulundurması, beraat eden bu şahsm davasmı takip etmesi, yine bu şahısların talimatlarıyla Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünü yaptığı dönemde örgütten maaşını alması hususları da açıkça irtibatının bulunduğu, bu şüphelinin REİS (Kod) Sedat PEKER ve adamlarıyla şüpheli Veli KÜÇÜK'ün arasındaki irtibatları sağladığının da açıkça ortaya koymuştur.
Şüpheli Emin Caner YİĞIT'in; şüpheli Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünü yaptığı halde inkar etmesi, Veli KÜÇÜK'ün örgütsel irtibatlarının sekreteryalığmı yapması, halen de Veli KÜÇÜK'ün danışmanlığını yaptığı şirkette çalışmış olması ve ruhsatsız silah ve mermi ile glock marka tabancaya ait boş şarjörü evinde bulundurması, bayrak üzerinde silah olan resmin üzerinde: "ÖLÜM ALLAHIN EMRİ BİZ EMİR KULUYUZ TİT" yazısının bulunduğu, yine bir çok resimde bayrak üzerine dizilmiş silahlar ve mermilerin olduğu resimlerin bu şüpheli de çıkması, aynca telefon görüşmelirinde kendi yaptığı işle alakalı olmayan ve ekonomik durumuna uymayan işlerin takibini yapıp bazı şahıslarla konuşmalarında şifreli konuşmalar yapıp talimat vermesi, hususları göz önüne alındığında,
Şüpheli Emin Caner YİĞİT'in ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu şüpheli Veli KÜÇÜK'ün emrinde görev yapıp, ceza evinde olan REİS (Kod) Sedat PEKER grubuyla Veli KÜÇÜK arasında irtibatları sağladığı anlaşıldığından eylemlerine uyan TCK'nun 314/2, 6136 Sayılı Kanunun 13/1-3 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
34-ŞÜPHELİ ÜMİT OĞUZTAN
a)-Emniyet ifadesinde özetle;
1956 yılında İstanbul da doğduğunu, çok küçük yaşta anne ve babasının ölmesi sebebiyle öz halaları tarafından yetiştirdiğildi, bu nedenle ortaokulu yarıda bırakarak Ses ve Hayat dergilerde muhabir olarak çalışmaya başladığını, 3 yıl sonra Çetin EMEÇ' in talebi ile Hafta sonu dergisinde çalışmaya başladığını, 6 yıl sonra da Günaydın gazetesinin sahibi Haldun SIMAVI'nin talebi ile gece muhabiri olarak çalışmaya başladığını, hemde fotoğraf sanatçısı Gültekin ÇİZGEN ile çalıştığını, 2 yıl sonra işlerinin yoğunluğu nedeniyle Günaydın gazetesinden ayrıldığını, 1980 yılında Sivas ve Çanakkale de askerliğini yaptığını, askerden sonra istanbul' da Vizyon Yayın Evi isimli şirketi kurduğunu, 3-3,5 yıl bu şirketi çalıştırdıktan sonra Günaydın ve Tan gazetelerinde genel yayın yönetmenliği yaptığını, bir yıl çalıştıktan sonra bu işinden ayrılıp kitap ve roman yazmaya başladığını, 3 belgesel romanının yayınlandığını, yaklaşık 6-7yıl bu şekilde çalıştığını,
1997-1998 yıllarında Turgut BÜYÜKDAG'm finansörlüğünde STRATEJİ isimli haftalık siyasi aktüel bir derginin yayın yönetmenliğini y^pİTglhJf^&^ay çalıştığını, daha
// -4; ^
sonraki süreçde üç yıl işsiz kaldığını, budönem içersinde çeşitli gazete ve televizyonlarda özel haberler, belgeseller ve hikâyeler yaptığını,
1999-2000 li yıllarda, eski gazeteci arkadaşı Muharrem DEMİR ile birlikte NEFES isimli siyasi, akütel bir dergi çıkarmaya başladıklarını, bu derginin ikinci sayısında derginin yayınevinin kapısına bomba konulduğu için üçüncü sayısını dağıtım şirketinin dağıtmadığını, bu nedenle kapatmak zorunda kaldıklarını, 2001 yılında Muharrem DEMİR ile eski fırları restore edip dürüm tırları haline getirip kiraladıklarını, 2,5 yıl bu işi yaptıklarını,
2003-2004 yıllarından 2007 yılına kadar basın yayın kuruluşlarına parçabaşı haberler yaptığını, 2007 yılında ŞİŞLİ GAZETESİ' nde 8 ay yayın yönetmenliği yaptığını, son olarak istanbul Chanele geçtiğini, buradanda iş ortamından memnun olmadığı için ayrıldığnını, 1990 yıllarında yayınlanan üç kitabının mahkeme kararıyla imha edildiğini, bu üç davadan müstehcen neşriyat suçu nedeniyle ağır para cezası aldığını, parayı ailesinin yatırmasından sonra aranmasının ortadan kalktığını, 1972 ve 1989 yıllarında iki evlilik yaptığını, birer yıl evli kaldıktan ayrıldığını,
0533 272 72 96 - O 533 271 72 96 numaralı telefonların kendi adına kayıtlı olup, yaklaşık 5 yıldır kullandığını, O 536 646 33 34 numaralı açık hat tabir edilen telefonunu da yaklaşık olarak 4 yıldır kullandığını, herhangi bir gelirinin olmadığnıı, birikimleri ile geçimini sürdürdüğünü, herhangi bir menkul ya da gayri menkulünün olmadığını,
Veli KÜÇUK'ü hiç tanımadığını, ancak kendisini basından tanıdığını, herhangi bir ilişkisinin olmadığını,
Güler KOMURCU'yü basın sektöründe çalışması sebebiyle ismen tanıdığını, tanışıklığının olmadığını, ilişkisinin de olmadığını,
Ali YASAK'ı yahtığı bir haber nedeniyle gıyabında tanıdığnı, bir ilişkisinin olmadığını,
Kemal KERÇSIZ'i gazeteci arkadaşı Yüksel MUTLU vesilesi ile iki yıl önce karşılaştığını, herhangi bir diyoloğunun olmadığını, Yüksel'in röportajı sırasında yanında bulunduğunu,
Kendisine sorulan diğer şahısları tanımadığını,
ERGENEKON veya LOBİ adı ile bilinen illegal örgütlenme hakkında tüm bildiklerini anlatması istendiğinde, Ergenekon ismini, Erol MÜTERCİMLER' in yapmış olduğu araştırmalar neticesinde yayınladığı kitabında, söyleşilerinde, televizyon ve gazetelerde 1997 yıllarında dile getirmesi ile duyduğunu, o tarihe kadar ERGENEKON ve LOBİ gibi oluşumlardan haberinin olmadığını, aynı dönemde SUSURLUK kazası olarak bilinen olay meydana geldiği için, bütün gazeteciler gibi bu konu ile ilgili haberler yaptığını, o dönemde yayın yönetmeni olduğu NEFES DERGİSİ'nde konu ile ilgili haberler yayınladıklarını,
Geçmişinizde ERGENEKON örgütünün varlığı hakkında bir takım çalışmalar yapıp TBMM araştırma komisyonuna sunduğu tespit edilen;
*Ülkemizde böyle bir örgütün varolduğunu düşünmesine neden olan olayların neler olduğu, ERGENEKON isimli bir örgütünün varlığından somut olarak ne zaman ve ne kimler sayesinde emin oldunu, TBMM komisyonuna sunduğu örgüt ile ilgili bu bilgileri ne şekilde ve kimlerden temin ettiği ve ERGENEKON yapılanması hakkında bu güne kadar eline hiç belge geçip geçmediği, geçti is^«&HS«^ne şekilde temin ettiği sorulduğunda; Bir gazeteci olarak NATO ya bağlı/Jifkelerd&jS£^YO yapılanmasının

Z2.
deşifre olmasını Avrupa basınından takip ettiklerini, meydana gelen bu kaza Türkiye'de de böyle bir yapılanma olabileceği izlenimi uyandırdığı için kendisinin o dönem TBMM de kurulan Araştırma Komisyonuna bir rapor sunduğunu,
Erol MÜTERCİMLER in konu ile ilgili beyanlarını ve yayınlarını kaynak alarak hazırladığı raporda Türkiye deki GLADYO benzeri yapılanmanın ERGENEKON adı altında olabileceğini düşündüğünü, ERGENEKON ismini Erol MÜTERCİMLER in kitaplarından ve söylemlerinden tespit ettiğini, Erol MÜTERCİMLER' in eserlerinde kaynak olarak emekli bir generalin adını verdiğini, kaynağa göre ERGENEKON' un ordu içerisinde, silahlı kuvvetler içerisinde GİZLİ BİR GRUP, GİZLİ BİR CUNTA OLDUĞUNU iddia ettiğini, daha sonraki yıllarda öğrendiği kadarıyla söz konusu cunta grubunun kurucusunun Necabettin ERGENEKON isimli bir subay olduğunu öğrendiğini, bu bilgileri derleyerek SUSURLUK komisyonuna gönderdiğini, susurluk kazası öncesinde sıkça yaşanan faili meçhul cinayetlerin böyle bir oluşum tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğine işaret ettiğini, konunun üzerine gidilmesi gerektiğini belirttiğini,
O dönem Erol MÜTERCİMLER, Can DÜNDAR, kendi kitaplarından ve diğer basın yayın organları aracılığı ile ERGENEKON'un telaffuz edilmeye başlanıldıktan kısa bir süre sonra hiç ismi geçmeyen JITEM isimli bir oluşumun tüm medyada kamuoyuna sunulmaya başlandığını, Nefes Dergisinde de bu konuya değindiğini, derginin bu yayınından sonra, dergi binasının kapısında bir ses bombası patladığını, dağıtıcı fırmanında hiçbir gerekçe göstermeden dergiyi dağıtamayacağını söylediğini, JITEM ismi ortaya atıldıktan sonra kamuoyunda ve araştırma komisyonunda ERGENEKON'un unutulduğunu, aynı dönemlerde Cem ERSEVER'in öldürüldüğünü, bu şekilde gündemin dağıldığını, olayların sorumlusu olarak JITEM gösterilmeye başlandığını, JİTEM kavramının ERGENEKON'un unutturlması için o dönemde sıkça dile getirildiğini, her olayda sorumlu olarak gösterilmeye çalışıldığını düşündüğünü, komisyona sunduğu raporda ERGENEKON ismini kullandığını, bu örgütün varlığına ilişkin Erol MÜTERCİMLER' in bilgi ve yayınları dışında herhangi bir kaynağı olmadığını, 2001 yılına kadar da böyle bir örgütün varlığına dair eline bir belge geçmediğini, ERGENEKON örgütü ile ilgili herhangi bir isim duymadığını, örgütün gerçekleştirdiği somut bir eylem ispat edemediğini, şu anda da edemeyeceğini,
Susurluk Komisyonu ve aynı dönemde kurulan Uğur MUMCU komisyonuna sunduğu raporlardan sonra mesleki kariyerinde dikkat çekici bir duraklama ve düşüş başladığını, şöyle ki o döneme kadar yayınladığı tüm kitaplar, bütün basın yayın organlarında manşet olurken, kitapları her yayın evinde basılırken bu olaylardan sonra kitapları yayınlanmamaya, dergilerinin dağıtılmamaya başladığını, işsizlik nedeniyle yayın evi kurmak zorunda kaldığını, aynı konu ile ilgili olarak haber yapan gazetecilerinde akıbetinin kendisiyle aynı olduğunu, o dönemde ciddi mevkilerde bulunan Türkiye de ki Gladyo-Derin Devlet-Faili Meçhul Cinayetler konusuna değinen meslektaşlarının çoğunun işsiz olduklarını, Türkiye de ki basın yayın organlarının çoğunun ERGENEKON ve diğer gizli devlet veya resmi birimlerin etkisi altında kaldığını herkesin görebileceğini,
Uğur MUMCU suikasti ve susurluk kazası ile ERGENEKON örgütü arasında ne tür bir bağlantı olduğu, bu sonuca nasıl ulaştığının açıklaması istendiğinde; NATO ülkelerindeki Gladyo yapılanmasının deşifresinden sonra ülkedeki meydana gelen faili meçhul cinayetleri incelediğinde oluş biçimi açısından ERGENEKON tarzı bir örgütün eylemi olabileceğini değerlendirdiğini, ancak yaptığı çalışmalara rağmen buna dair somut bir kanıt bulamadığını, zaten bu dönemden sonra basın sektöründe iş bulmakta bile güçlük çekmeye başladığını,
Tuncay GUNEY'i tanıyıp tanımadığı, tanıyojs^e ne ^S^şndan beri tanıdığı, aralarındaki ilişkin detaylarını açıklaması istendiğmde; Tuncefy fiUNEY'i 1998-1999
yıllarında Strateji dergisini yayınladığı sırada tanıdığını, o dönem derginin muhabir aradığını, Akşam Gazetesinde çalışan Alev ÇUKURKAVAKLI arkadaşının Tuncay GÜNEY' in muhabir olduğunu ve boşta olduğunu söyleyerek kendisi hakkında olumlu referans verdiğini, bunun üzerine Tuncay ile yaptığı görüşme sonrasında işe aldığını, dergi siyasi ve aktüel bir dergi olduğu için Tunay 'in görevi gereği siyasi ve aktüel haberler getirdiğini, bir muhabire göre iyi haberler getirdiğini, Tuncay da dikkatini çeken şeyin tüm kamuoyu tarafından bilinen ve sıkça adından bahsedilen Veli KÜÇÜK ile çok rahat iletişim kurması olduğunu, istediği zaman Veli KÜÇÜK' ü arayıp sohbet ettiğini, soru sorabildiğim, Veli KÜÇÜK dışında herhangi bir resmi şahısla sohbetini veya ilişkisini görmediğini, Tuncay' in o dönem getirdiği haberlerin herkesin elde edemeyeceği, önemli ve haber değeri olan bilgiler olduğunu, kendisine bu bilgilerin kaynağını sorduğunda, çoğunlukla Veli KÜÇÜK' ü haber kaynağı olarak gösterdiğini, o dönem de Veli KÜÇÜK'ün popüler bir isim olduğunu, Tuncay la sık sık görüştüğü için birçok gazeteci gibi kendisinde tanışmak istediğini, tanıştırması için Tuncay' a iki kez ricada bulunduğunu, fakat olumlu bir dönüş olmayınca şahsın tanışmak istemediğini düşündüğünü, bir daha teklif de etmediğini, bu nedenle Veli KÜÇÜK ile tanışmadığını,
Ancak Tuncay' in bazı gazetecileri Veli KÜÇÜK ile tanıştırdığını bildiğini, hatta o dönem gazetecilerin Veli KÜÇÜK' e ulaşmak için Tuncay GÜNEY' i aracı yapmaya çalıştıklarını, bildiği kadarıyla Nokta Dergisinin Genel yayın yönetmeni olan Ayşe ON AL 'in Tuncay aracılığı ile Veli KÜÇÜK ile tanıştığını, Veli KÜÇÜK' ü tanıyan tüm gazetecilerin Tuncay vesilesi ile tanıştığını düşündüğünü, Tuncay GÜNEY ile dergi kapanana kadar yani 8 ay kadar birlikte çalıştıklarını, maddi nedenlerden dolayı dergi kapanınca Tuncay ile yollarının ayrıldığını, o dönem kendisinin bir süre işsiz kaldığını, daha sonra nerelerde çalıştığını bilmediğini,
2001 yılına kadar Tuncay GÜNEY ile hal hatır dışında görüşmediklerini, 2001 yılında Tuncay GUNEY'in Beyoğlu 'nda 3 katlı bir bina aldığını, burayı haber ajansı olarak kullanacağını söylediğini, bu binanın bir katını düşük bir kiraya kendisine verebileceğini söylediğini, kendisinin de binanın bir katını ofis olarak kiraladığını, yaklaşık 3 ay kadar bu binada çalıştıktan sonra Tuncay 'in sahte plaka ile araç satmak suçundan Polis tarafından yakalandığını, kendisi ile aynı binada çalışıyor olması nedeniyle durumunu merak ettiği için bir gün sonra gözaltında bulunduğu Gayrettepe Emniyet Müdürlüğüne gittiğini, ancak buraya geldiğinde görevli memurların kendisini de gözaltına aldıklarını, öğrendiği kadarıyla Tuncay 'in sahte plaka tanzim ettiğini, bir otoyu satmaya çalışırken kendisini de polis olarak tanıttığından yakalandığını, ifadesi sırasında oto karşısında aldığı paranın 500 milyonunu kendisine verdiğini söylediğinden gözaltına alındığını,
*» Sf
vi:.*\y
Gözaltında iken Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne getirildiklerini, Tuncay' in neden bu tür bir iddiada bulunduğunu bilmediğini, yakalandığım sırada isnat edilen suçu öğrendiğinde suçlamayı kabul etmediğini, Tuncay ile yüzleştirildiğini, Tuncay' a tekrar sorulduğunda 500 milyonu kendisine verdiğini iddia ettiğini, Tuncay' a neden böyle bir şey yaptığını sorduğunda, herhangi bir cevap vermediğini, Mahkemeye sevk edildiklerinde Tuncay samimi ikrarda bulunarak kendisinin alakası olmadığını söylediğinde serbest kaldığını, Tuncay'a neden bu tür iddialarda bulunduğunu sorduğunda ağlayarak ""bana çok baskı yapıldı, böyle ifade vermek zorunda kaldım" dediğini, o sırada cezaevine teslim edileceği için konuşma fırsatı bulamadığını, gözaltında kaldığı sırada İSTİHBARATÇILARIN Tuncay' in konu ile ilgili ifadesini aldıklarını görevli polisler konuşurken duyduğunu, polisin daha sonra ifade aldığını, Tuncay'ın bu konudan tutuklandığını, olaydan sonra Tuncay ile ne yüz yüze ne de telefsmlasjğprüşmediğini, Amerika da olduğunu duyduğunu, ancak tam emin olmadığını, ^^
Tuncay GÜNEY ile tanışma tarihinden ERGENEKON yapılanması ile ilgili olarak TBMM komisyonuna sunduğu çalışmalardan sonra olduğu, Tuncay GÜNEY'in Veli KÜÇÜK'e yakınlığı ve Veli KÜÇÜK admm ERGENEKON oluşumu ile birlikte anıldığı düşünüldüğünde tanışmalarının ve birlikte çalışmalarının tesadüf olamayacağı değerlendirildiği, bu nedenle Tuncay GÜNEY ile tanışmaları ve birlikte çalışmaya başlamaları kimlerin vesile olduğu sorulduğunda; şu an düşünüp geriye baktığında Tuncay ile tanışmalarının bir tesadüf olmadığına inandığını, Tuncay GÜNEY' in bir dönem rahatsız ettiği ve varlıklarını deşifre etmeye çalıştığı ERGENEKON isimli illegal yapılanmanın bir üyesi olduğunu düşündüğünü, bu yapılanmanın Tuncay'ı bilerek kendisiyle tanıştırdığını, birlikte çalıştırdığını düşündüğünü, ilerleyen zamanda gözaltına alınmasına neden olan olayın da önceden tasarlandığını düşündüğünü, mesleki kariyerine bakıldığı zaman ne kendisinin ne de herhangi bir gazetecinin böyle bir hata ve risk almayacağını düşündüğünü, Tuncay ile tanıştıran Alev'in bu örgütle bir ilgisinin olduğunu sanmadığını, Tuncay'ın Alev ÇUKURKAVAKLI ile bir dönem çalıştığı için Alev ile tanıştığını, bu şahsı kullanarak kendisiyle tanıştırıldığını düşündüğünü,
Bu güne kadar ERGENEKON örgütü adına Veli KÜÇÜK yada başka şahısların talimatı ile haber yapıp yapmadığı, makale yada kitap yazıp yazmadığı, bunun için kimlerden, ne şekilde talimat aldığı sorulduğunda; kesinlikle bu güne kadar hiç kimsenin talimatı ile yazı yazmadığını, haber yapmadığını, haber yaparken muhabirlerin hazırladığı tüm haberleri inceleyerek yayınlandığını, maksatlı bir haber yayınladığını düşünmediğini,
Tuncay GÜNEY yakalandığı sırada evinde yapılan aramada çıkan LOBİ isimli belgelerin Bilecik'te yapılan LOBİ, ERGENEKON plan ve projeleri olduğunu, bu belgelerin ERGENEKON örgütünün yeniden yapılanmasının bir tasarımı olduğunu, Doğu PERİNÇEK'in "yeniden yapılanma" adlı bir teorisinin olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün onu genişleterek tasarı haline getirdiğini, bu kapsamda LOBİ çalışmalarını, Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile, Ümit OĞUZTAN, Doğu PERİNÇEK, Adnan AKFIRAT ve kendisinin katıldığı bir ekibin yaptığını, son şeklini ise Veli KÜÇÜK'ün verdiğini belirtmiştir.
Doğu PERİNÇEK'i tanıyıp tanımadığı, bu şahsın yeniden yapılanma teorisi hakkında tüm bildiklerini, Adnan AKFIRAT'ı tanıyıp tanımadığı, Doğu PERİNÇEK ve Adnan AKFIRAT ile aralarında ne tür bir ilişki bulunduğu, bu şahıslarla birlikte yapılan tüp çalışmaları açıklaması ve iddia edilen konu hakkında ifadesini vermesi istendiğinde; Doğu PERİNÇEK'i mesleği gereği tanıdığını, ancak şahısla bir diyalogu, sohbeti ve herhangi bir ilişkisinin olmadığını, kendisinin bir paneline gittiğini hatırladığını, ama hiçbir ortak çalışmalarının olmadığını,
Adnan AKFIRAT'ın gazeteci olduğunu, basın toplantılarında karşılaştıklarını, ancak hiçbir diyalogu ve ilişkisinin olmadığını,
Doğu PERİNÇEK' in de böyle illegal bir şey yaptığını sanmadığını, kendisinin iyi bir hukukçu olduğunu, mesleki kariyeri bu şekilde riske atacağını sanmadığını,
iddiayı kabul etmediğini, hiç kimsenin talimatı ile herhangi bir çalışma plan proje yapmadığını,
ERGENEKON örgütünün gerçekleştirdiğini düşündüğü eylemler
sorulduğunda; bu şekilde bir tahminde bulunmasının şu an doğru olmadığını, çünkü eminolduğu herhangi bir olayın olmadığını, .-s**»*030»**^
TUNCAY GÜNEY'in 2001 yılında alman ifadesinde; Mehmet Ali BİRAND'm Susurlukla ilgili haber yapması üzerine, Veli KÜÇÜK'ün bu şahsa haber göndererek, kendileri ve Mehmet EYMÜR le ilgili haberleri kesmesini istediğini, bunun içinde Ümit OĞUZTAN'dan aldıkları Ömer KARACAN'm travestilerle çekilmiş fotoğraflarını kullandıklarını, Mehmet Ali BİRAND'm Ömer'in babasıyla çekilmiş fotoğraflarının olduğunu ifade etmiştir. Bunun üzerinde; Ömer KARACAN'ı tanıyıp tanımadığı, Veli KÜÇÜK ya da başka bir şahsa Ömer KARACAN'm uygunsuz fotoğraflarını verip vermediği, bu fotoğrafları ne şekilde temin etti ve kimlere, ne amaçla verdiği sorulduğunda; Ömer KARACAN'ı tanımadığını, Milliyet Gazetesinin varislerinden biri olduğunu bildiğini, şahsın travestlilerle çekilmiş fotoğrafları şahsın yanında çalışan hizmetçisi tarafından ele geçirilmiş ve bir şekilde o dönem çalıştığı Nefes Dergisinin sahibine ulaştırıldığını, haber değeri olduğunu düşündüğü için bu fotoğrafları dergide yayınlayarak bir sayıda haber yaptığını,
Fotoğrafları kullanarak kimseye şantaj yapıldığını bilmediğini, böyle bir olay duymadığını, böyle bir şeye de ihtimal de verilemeyeceğini, çünkü o dönem Tuncay GÜNEY'in kendilerini tanımadığını, fotoğrafları da görme şansı olamayacağını,
Tuncay GÜNEY'in alınan ifadesinin devamında, Cumhurbaşkanları ve adaylarıyla ilgili yapılan çalışmalar konusunda, Ümit OGUZTAN'ın katkılarıyla bir çalışma yapıldığını ifade etmiştir. Veli KÜÇÜK ve ERGENEKON oluşumu için cumhurbaşkanlığı adayları hakkında herhangi bir çalışma yapıp yapmadığı, bunu ne amaçla yaptığı sorulduğunda; mesleki kariyeri boyunca hiçbir Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yada sonrası kendisinin böyle bir çalışması olmadığını, ayrıca hiçbir şahıs yada gurubun talimatı ile herhangi bir çalışma yapmadığını,
ifadesinin başında ERGENEKON konusuna değindikten sonra mesleki kariyerinin hızlı bir düşüş başladığını belirttiğini, Tuncay' in iddialarına bakıldığında neden mesleki kariyerinde düştüğünü ve kendisi gibi haber yapan diğer meslektaşlarının da neler yaşamış olabileceğini tahmin edilebileceğini, gazeteci meslektaşlarına çalışmaları nedeni ile zaman zaman uygulanan andıçlamalar buradaki iddialar göz önüne alındığında sistemin nasıl işlediğinin anlaşılabildiğini, kendisine göre söylenen ve isnat edilen asılsız suçlamalar ERGENEKON örgütün yıpratma politikalarından açık örneğini teşkil ettiğini,
Ümit OĞUZTAN' m 2001 yılında alman ifadesinde, "Tuncay GÜNEY'in iş adamları ile Kuzey Irak'a giderek Barzani ve Talabani ile görüşmeler yapacağını, kendisinde iş adamları ile birlikte Kuzey Irak'a gideceğini söylediğini, 15 gün sonra şahsın geri geldiğinde kendisine Veli KÜÇÜK'ün görüşmelerde bazı yardımları olduğunu söylediğini" belirttiğinin tespit edildiği, Veli KÜÇÜK'ün Kuzey Irakta bulunan yönetimlerle, Talabani ve Barzani ile ne tür ilişkileri olduğu ve konu ile ilgili bildiklerini detayları ile anlatması istendiğinde; o tarihte vermiş olduğum ifadelerde de belirttiği gibi söylediği şeyler Tuncay' in kendisine aktardığı şeyler olduğunu, Tuncay'ın akşam gazetesinde çalıştığı dönemde görev gereği Kuzey Irak' a gidip geldiğini anlattığını, sohbetlerinden birinde böyle bir konuya değindiğini, ancak Veli KÜÇÜK' ün Kuzey Irak daki bağlantıları hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını, Tuncay' in anlattığı bu konu, yani kuzey Irak ta bazı görüşmeler yapması için Veli KÜÇÜK ten yardım aldığı konusu doğru olabileceğini, Tuncay ile giden diğer gazetecilerde aynı doğrultuda şeyleri anlattıklarını,
Kuvayı Milliye Derneği ile bir ilişkisinin olup olmadığı, Derneğin kurucusu ve yöneticilerinden kimleri tanıdığı, bu derneğin faaliyetlerinin neler olduğu sorulduğunda; Kuvvayi Milliye Derneği hakkında basından dju^d^m^dışında herhangi bir bilgisinin olmadığını, bu dernekle herhangi bir ilişldsipm^olmâll^mş, derneğin yemin törenleri ile ilgili olarak gündemde olduğu dönemde İstanbul chjmgljelşvHztyonun da bir iki
ıw7o m&r
haber yaptığını, bu haberlerde de derneğin yemin törenini eleştirdiğini, bu noktada dernekle hiçbir ortak yönünün olamayacağını, hatta kendisini sevmediklerini bile söyleyebileceğini,
Şişli ilçesi Meşrutiyet Mahallesi Akkirman 3.çıkmazı köşe apartmanı No: 1/4 sayılı ikamette yapılan aramada;
(650) adet müstehcen içerikli diapozitif film negatifi,
(26) adet bilgisayar disketi,
(6) adet cd,
(84) adet ses kaseti,
(25) adet video kaseti,
(1) hp marka cnu5310y7qseri nolu diz üstü bilgisayar bulunarak el konulduğu, söz konsu müstehcen görüntülerin kime ait olduğu, mesleğiyle ilgili bu tür görüntüleri kullanıldığı bir çalışmasının olup olmadığı ve ele geçirilen bilgisayar, disket, cd, ses ve video kasetlerinde ne tür kayıtlar bulunduğu sorulduğunda; Söz konusu (650) adet görüntülerin kime ait olduğunu bilmediğini, televizyonda çalıştığı dönemde porno CD baskınları ile ilgili yapılan haberler sırasında muhabirlerin görevlilerinin bilgisi dahilinde aldığı doküman niyeti ile kullanılan şeyler olduğunu, konu ile ilgili haber yapılacağı zaman bu negatiflere ihtiyaç duyulduğunu, mozaiklenip kullanıldığını, televizyonda çalıştığı dönemden kaldığını,
26 adet disketlerin içeriğinde ne olduğunu hatırlamadığını, tahminine göre boş olduklarını zannettiğini,
6 adet CD içerisinde ise yapmış olduğu roman ve kitap çalışmaları ile ilgili metinlerin kaydedildiği CD ler olabileceğini,
84 adet ses kasetinde ise yapılan röportajların kaydedildiği kasetler olduğunu, konu ile ilgili yazı çıktıktan sonra şahsın "ben böyle bir şey söylemedim " diyebildiğini, bu nedenle yaptığı röportajların kayıtlarını sakladığını,
25 adet video kasetlerin ise müzik küpleri ve belgeseller olduğunu hatırladığını, katıldığı televizyon programlarının kayıtlı olduğu kasetlerde olabileceğini,
Yapılan aramalar sonucunda ele geçirilen toplam 8 sayfadan oluşan belgeincelendiğinde; Dursun ÇINAR kod adı: ÇARLİ, Ramazan AKDOĞAN kod adı:HANİFİ, Ali TAŞKIN, Mehmet YAŞAR kod adı: MUSTAFA, Adülhakim ETE,Muzaffer TAHTA kod adı: FIRAT, Yusuf YILMAZ kod adı: POLİSTE Yakup YİĞİTİstanbul da İbrahim Hoca - PKK da Heybet, Tacim DAŞ, Cihangir SANAL kodadı:HIDIR, Hikmet KARA, Kasım ÖZDEMİR kod adı: FEYZİ, Cengiz POLAT kodadı: MEVLÜT, Vecdi ELİTAŞ kod adı : CİMŞİT, Bekir ÇAYPINAR kod adı :HAYRİ,Vakkas ÇAYPINAR kod adı :MEHMET EMİN, Fevzi AÇIKGÖZ kod adı :HALİL,Bayram KOÇ, Mehmet DAĞADEVİREN, Mazlum DENİZ, Mehmet GÜLERYÜZ kodadı:HOCA, Toros, Halit AKYÜZ isimlerinin yazlı olduğu, bu şahıslar hakkında detaylıbilgilerin verildiği, adı geçen bu şahısların örgütlere sızarak ajanlık yaptığı, kaç yılındaajanlığa başladıkları ve nerelere gittikleri vs. belirtildiği görülmüştür. Yukarıda isimleriyazık şahısların kim oldukları, bu şahısların neden bir kod adı olduğu, bu bilgilere nasılulaştığı, bu şahısların isimlerinin kayıtlarının tutulmasının sebebinin ne olduğu, bubilgiler kimin talimatıyla ne amaçla ve hangi kaynaktan temin^edüdiği ve bu bilgilerineden muhafaza ettiği sorulduğunda; J^T « ^>\
1098
&2*
sorulan belgenin STRATEJİ isimli dergide çalıştığı dönemden kalan bir belge olduğunu, belgede isimleri geçen isimlerin muhtemelen o dönem yapmış olduğu bir çalışma nedeni ile almış olduğu notlar olduğunu, ancak şu an bu isimlerinin hiç birini hatırlayamadığını, aradan yaklaşık 10 yıl gibi bir zaman geçtiğini, evde çok fazla doküman olduğu için dikkatini çekmediğini, normalde atılması gereken gereksiz bir belge olduğunu,
Ele geçen belgeler içerisinde; Abdullah ÇATLI, Behçet CANTÜRK ve Ahmet Cem ERSEVER isimli şahısların isimlerinin bir şemaya bağlı olarak bulunduğu belgelerin bulunduğu, bu belgenin ne amaçla ve kimin talimatı ile tanzim edildiğini sorulduğunda; dergi zamanından kalan bir belge olduğunu, muhtemelen muhabirlerin mahkemelerden yada belirli kaynaklardan temin edip yayınlanması için getirdiği şeyler olduğunu, Behçet CANTÜRK ile ilgili olarak şemayı "Elçiye Zeval Olmaz " kitabında yayınladığını bildiğini, diğer şahıslarda dergilerin bir sayısında yayınladığını hatırladığını, bunların gizli belgeler olmadığını, herhangi bir şahıs tarafından istenen belgeler olmadığını, her adliye muhabirinin talep etmesi durumunda ilgili mahkemeden alabileceği belgeler olduğunu,
Ele geçirilen dokümanlardan bir kısmında; Tolga Şakir ATİK, Ömer Lütfü TOPAL, Sedat DEMİR, Nurullah Tevfik AĞANSOY, Medet SERHAT, Adnan YILDIRIM, Hacı KARAY, Savaş BULDAN, Yusuf EKİNCİ, Behçet CANTÜRK, Lazem (lazim) ESMAEİLİ, Asker (asko) SİMİTKO, Neval BOZ, Mustafa DENİZ, Hüseyin DUMAN, Ahmet Cem ERSEVER (AHMET AYDIN KOD), Ali YASAK (drej Ali), Ayvaz GÖKDEMİR, Alaattin ÇAKICI, Haluk KIRCI, Abdurrahman BUĞDAY, Mehmet AĞAR, Sedat Edip BUCAK, Abdullah ÇATLI, nm ayrıntılı bir biçimde bilgisi ve hangi suçları işledikleri ayrıntılı bir biçimde yazılmış bulunan belgeler ile ilgili, isimleri yazılı şahısların kimler olduğu, bu şahıslara ait bilgilerin tutulmasının sebebinin ne olduğu, bu bilgileri kimin talimatıyla, ne amaçla ve hangi kaynaktan temin ettiği, ve bu bilgileri neden muhafaza ettiği sorulduğunda; dergi zamanında yaptığı bir haberle ilgili olarak elde ettiği bilgiler olduğunu, bilgilerin bütün gazetelerde yayınlandığını, temin edilmesi için özel bir çaba sarf edilmediğini, Çalıştığı dergide de yayınlandığı için evinde bulunmuş olması gayet normal olduğunu,
Çok gizli ibaresi bulunan giriş 16 sayfadan oluşan ve içeriğinde susurluk davasının anlatıldığı, kaza sonrasında olay yerinde bulunanların, davada adı geçenlerin birbirleriyle olan ilişkileri, davanın değerlendirilmesinin yapıldığı belgeler ile ilgili, bu belgenin düzenlenme amacının ne olduğu, belgediki bu bilgilerin kimin talimatı ile ne amaçla ve hangi kaynaktan yararlanarak düzünlendiği veya temin edildiği sorulduğunda; böyle bir belgenin varlığından haberinin olduğunu, susurluk olayı ile ilgili olarak dergide yayınlayacağı haberlerle ilgili olarak muhabirler tarafından temin edilen bilgiler olduğunu, bu belgenin çok gizli ibaresinin resmi olduğunu düşünmediğini, çok gizli ibaresi grafik olarak konulmuş olduğunu,
Bu belgeleri kesinlikle tarafından tanzim edilmiş belgeler olmadığını, dergi döneminden kalan muhabirler tarafından derlenen dokümanlar olduğunu,
Sol üst köşesinde yeniden dergisi yazılı olan ve başlığında "ERGENEKON" diye bir örgüt başlığıyla başlayan, toplam 4 sayfadan oluşan ve sayfaların arkasında konuyla alakalı olmayan çeşitli gazete haberlerinin bulunduğu belgeler ile ilgili,
ERGENEKON ile ilgili bu belgelerin kendisinde bulunmasının sebebi ve bu belgeleri kimin talimatı ile ne amaçla ve hangi kaynaktan yararlanarak düzenlendiği ya da temin edildiği sorulduğunda; yeniden dergisi isimli bir ytgunm^fotokopisi olduğunu, ERGENEKON ile ilgili bir haber olması nedeni ile dikkatim çek^ği^in alıp sakladığını,
a
kendisinin tanzim ettiği bir belge olmadığını, piyasada bulunan bir dergi olduğunu, gazete haberlerinin ne olduğunu bilmediğini,
b)Savcılık ifadesinde;
Şüpheli Ümit OĞUZTAN'm 26.01.2008 tarihli savcılık ifadesinde özetle;
Tuncay GÜNEY'i 1998-1999 yıllarında çıkan dergiden dolayı tanıdığını, istediği zaman Veli KÜÇÜK ile görüştüğünü bildiğini, dergi kapanınca ayrıldıklarını, Tuncay GÜNEY ile tanışmasından önce Susurluk olayı ile ilgili olarak Sususluk Olayını Araştırma Komisyonuna ifade verdiğini, bu ifadesinde Ergenekon yapılanmasından bahsettiğini ve komisyona söz konusu yapılanmanın Türkiye'de faili meçhul cinayetler işlediği kanaatinde olduğu yönünde ayrıntılı bir rapor sunduğunu, bu raporu daha sonra Nefes isimli dergide de yayınladığını, raporun dergide yayınlanmasından 1-2 gün sonra derginin önünde ses bombası patladığını, kendisinin bir daha bu konu ile ilgilenmediğini, dağıtım şirketinin derginin bir sonraki sayısını dağlamayacağını söylediğini, dergiyi kapatmak zorunda kaldıklarını,
Kendisinin Ergenekon Yapılanmasını fark ettikten sonra Tuncay GUNEY'in elinde LOBİ belgesini gördüğünü, belgenin kendisinin susurluk komisyonuna verdiği raporla ilgili olduğunu anladığını, bir suretini aldığını, bundan bir hafta sonra Tuncay GUNEY'in dolandırıcılık suçundan tutuklandığını, adını verdiği için kendisinin de aynı dosyada yargılandığını, Tuncay GUNEY'in Kanada' da olduğu için ifadesi alınamadığını, bu nedenle davanın bitir elemediğini, kendisinden Özel Kuvvetler Komutanlığı antetli belge çıkmadığını, ERGENEKON yapılanması içinde yer almadığını beyan etmiştir.
Şüpheli Ümit OĞUZTAN'm 06.02.2008 tarihli C.savcılığı ek ifadesinde özetle;
Daha önce önce gözaltına alındığı, 4 günlük gözetim süresi sonunda ifadesine müteakiben serbest bırakıldı, ancak gözaltına alınması ile alakalı olarak alman mahkeme kararma istinaden ikametinde yapılan aramalarda bulunarak el konulan bilgisayar, cd ve disket incelemesinde ERGENEKON yapılanmasının hiyerarşik yapısında mevcut Veli KÜÇÜK, Tuncay GÜNEY, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL gibi şahıslardan elde edilen aşağıda ayrıntıları belirtilen bir çok örgütsel hiyerarşi içindeki yazışmalara ilişkin belgenin disketlerinde word olarak yazılmış halinin bulunduğu, belgelirinin yazılma tarihlerinin bilgisayarda kayıt tarihleri ile yakınlık arzettiği dosyadaki inceleme tutanaklarından anlaşıldığı, bu belgelerin;
"disket -11" olarak adlandırılan dosya içeriğinde "NBC silahlan üretim analiz" başlıklı yazının, 22 ve 23. sayfalarında, "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet göstermekte olan ERGENEKON un dikkatlerine sunulan bu analiz ve öneri çalışmasının amacı, kimyasal ve biyolojik silah üretimine yönelmenin kaçınılmaz gerekliliğine olan inaneımızdır" şeklinde yazıldığı, kimyasal ve biyolojik silah üretmenin Türkiye açısından gerekliliğinin vurgulandığı, raporun ERGENEKON örgütüne sunulmak üzere hazırlandığı anlaşıldığı,
Raporu strateji grubunun hazırladığı, kendisininde daha önceki ifadesinde strateji gurubunda çalıştığını beyan ettiği, belirtilen raporu kendisinin hazırlayıp hazırlamadığı, hazırlamadı ise kimlerle hazırladığı, raporun hazırlanmasındaki amacın ne olduğu, raporun ERGENEKON örgütünden kimlere sunulduğu,
"disket -13" olarak adlandırılan dosya içeriğinde "TV analiz raporu , "USIAD Ulusal iş adanılan derneği" ibareli belgelerin özellikler kısmına bakıldığında, yazan olarak kendisinin isminin geçtiği,
"disket -14" olarak adlandınlan dosya içeriğinde "2 sayfadan oluşan fareler ve insanlar, 3 sayfadan oluşan gelecekler hepimizi yok edecekler" ibareli belgeler den oluşan yazılar,
"disket -16" olarak adlandınlan dosya içeriğinde "3 sayfadan oluşan ajan sanatçılar, 21 sayfadan oluşan armegeddon, 76 sayfadan oluşan masonik bilderberg çetesi" ibareli belgeler den oluşan yazılar,
"disket -19" olarak adlandınlan dosya içeriğinde "5 sayfadan oluşan güvenlik, 3 sayfadan oluşan güvenlik şirketi" ibareli dokümanlardan oluşan yazı,
"disket -20" olarak adlandınlan dosya içeriğinde "kurt hareketinin tasfiyesi" ibareli129 sayfadan oluşan yazı, ve örgütsel içerikli diğer dokümanlar ile................
"disket -26" olarak adlandınlan dosya içeriğinde "biyografi" ibareli 66 ayrı belgede, Semdin SAKIK, Lütfullah KAYALAR, Mehmet EYMÜR, Mehmet KENGERLİ, Necbettin ERBAKAN, Nesim MALKİ, Seda SAYAN, Sedat PEKER, Sedat Edip BUCAK, Süleyman DEMİREL, Seren SERENGİL gibi şahıslara ait özgeçmiş bilgileri ve şahıslann yaşadığı olaylarla ilgili bilgilerin olduğu sorulduğunda;
Ergenekon örgütü ile bir alakasının olmadığını, evinde yapılan aramada çıkan disketlerdeki fabrikatör, NBC (Nüklüer Biolojik Kimyasal Silahların üretim analizi), bu silahların üretimine gelir elde etmeye yönelik yazı ve Prf. Dr. Ahmet Taner KIŞLALI suikasti başlıklı yazıları kendisinin yazmadığını, bilgisayarından ve disketlerden çıkmasının mümkün olmadığını,
Kendisinin araştırmacı gezeteci yazar olduğu, aramada evinden disketlerdeki çıkan belgeleri daha önce hiç görmediğini, bu belgeleri VELİ KÜÇÜK' den çıkan belgelerle benzer olup olmadığını bilemediğini, daha önce TUNCAY GÜNEY ile birilkte haklarında dava açıldığını, o dava ile alakalı yapılan aramalar sırasında kendisinden de TUNCAY GÜNEY' den de bazı belgeler alındığını, evindeki bu disketleri muhtemelen TUNCAY GÜNEY' in disketleri olabileceğini, çünkü TUNCAY GÜNEY' in bilgisayarında da benzer belgeler çıktığını,
TUNCAY GÜNEY ile aynı ofisi kullanmadan ötürü bir ilişkisi olduğunu, ancak bu ilişkiden ötürü hakkında da TUNCAY GÜNEY ile birlikte dolandırıcılık suçundan dava açıldığını, bu davada sanık olarak dolandırılcılıktan yargılandığını,
3 klasör halinde olan TUNCAY GÜNEY, ÜMİT BAĞBEK ve ÜMİT OĞUZTAN' m yargılandıklan dosya içerisinde İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.03.2003 tarihinde şüpheliden yapılan aramalar sonucu ele geçirilen ve daha sonra avukatının talebi üzerine mahkemece şüpheliye iadesine karar verilen belgelerle alakalı 04.07.2003 tarihli tutanakta belirtilen ve kendisine teslim edilen 44 adet bilgisayar disketi, muhtelif bilgisayar ve ses kasetleri, TBMM Susurluk Komisyonu Raporu içerikli siyah renkli klasör, Ergenekon içerikli san renkli klasör, bir adet suikastler içerikli sarı renkli klasör, bir adet araştırma içerikli san renkli klasör, bir adet TCK istihbarat birimleri içerikli san renkli klasör TBMM Susurluk Komisyonu Raporu içerikli siyah renkli klasör, Doküman içerikli san renkli klasör, Ergenekon içerikli san renkli klasör, Bir adet suikastler içerikli san renkli klasör, Bir adet Araştırma içerikli san renkli klasör, Bir adet TCK İstihh^af^rAîinleri içerikli san renkli klasör, ve Strateji isimli 3 adet ansiklopedinin kedisine t^Örri\edildiği görüldüğü
sorulduğunda; tutanaktaki imzanın kendisine ait olduğunu, belirtilen klasörlerin kendisinin medyadan kesip oluşturduğu haber klasörleri olduğunu, halen evinde olduğunu,
Klasörlerin kendi araştırmaları olduğunu, gazetelerden kestiği haberler olduğunu, bu konularda yazılarda yazdığını,
Kendisine gösterilen istihbarat, fabrikatör, gazetenin yapılanması, ulusal medya, NBC silahlar başlıklı rapor yazılarını yazacak kadar kültürlü biri olmadığını, TUNCAY GÜNEY' in bu konudaki anlatımlarını kabul etmediğini, VELİ KÜÇÜK namına bu belgeleri kendi bilgisayarında yazmadığını,
Örgütsel içerikli dokümanlardaki belgeler ile daha önce kendisine mahkemede teslim edilen klasörlerdeki içeriklerin örtüştüğü hususu sorulduğunda; bilgisayarında bu yazılar çıkmış olsa da TUNCAY GUNEY'in de yazmış olabileceğini, ofisindeki yüzlerce klasördeki bilgileri TUNCAY GÜNEY' de kullandığını, kendisindeki dokümanlardan faydalanıp yazmış olabileceğini, ancak kendisinin yazmadığını,
TUNCAY GÜNEY ile kendisi hakkında açılan dolandırıcılık davası devam ettiğini, TUNCAY GUNEY'in yurt dışında olduğundan dolayı bitmediğini,
VELİ KÜÇÜK ile hiç tanışmadığını, daha önce de hiç görüşmediğini,
Belgeleri kabul etmediğini, Ergenekon yapılanmasının içinde de bulunmadığını,
Önceki ifadesinde de bahsettiği gibi VELİ KÜÇÜK kendisi aleyhinde olan bir şahıs olduğunu, ama TUNCAY GÜNEY kendisinin patronu olan TURGUT BÜYÜKDAĞ ' ı VELİ KÜÇÜK ile görüştürdüğünü, ancak kendisini görüştürmediğini,
Mahkemeden kendisinin bu disketlerin kendisine verilmiş ise de kendisinin hiç açıp bakmadığını,
Dosyada mevcut bilişim suçları şube müdürlüğünün inceleme tutanaklarının okunduğu, raporda bütün disketlerinin bir çoğunun 28.07.2003 tarihinde disketlerde oynama, kopyalama ve silmelerine maruz kaldığının teknik olarak görüldüğü, dosyaların yazılım tarihlerinin ve kayıt tarihlerinin 1999-2000-2001 yılları olmasına rağmen şüpheliye mahkemece teslim edildiğinden itibaren dosyalara giriş ve yeni oluşturmalar ile bazı silmelerin yapıldığı, access tabirinin ingilizce de dosya oluşturma createt' in de yeniden yapma manalarına geldiği, savunmasında beyan ettiği aksine dosyaların kendisine teslim edildiği tarihten itibaren hepsinde oynama ve bazılarında da silinme yapıldığına ilişkin belge ve raporlar okunup sorulduğunda; kesinlikle bu disketlerle oynamadığını, içini açıp bakmadığını,
1 Nisan 2001 tarihli 16/715 sayılı Yeni Aydınlık Gazetesinin 5. sayfasında yayınlanan "WASHİNGTONG POST İŞARET VERİYOR, İSTANBUL ORGANİZE SUÇLAR MÜDÜRLÜĞÜ UYGULUYOR" başlıklı yazı içeriğinde ADİL SERDAR SAÇAN' m Süper Nato ile ve Fethullahçılar üe sıkı bağlantıda olduğu, ERGENEKON yapılanması ile alakalı olarak ordu aleyhine beyanlarda bulunmaya zorladığı şeklinde ayrıntılı 2-3 sayfalık yazısı sorulduğunda; O dönem kendisini hiç kimsenin ordu aleyhine ifade vermeye zorlamadığını, hiç bir şekilde bu konu ile alakalı işkence görmediğini, ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhinde bulunması için hiç bir teklif yapılmadığını, bu haberin o tarihlerde gözaltına alınıp serbest bırakılmasından sonra TUNCAY GÜNEY' in tutuklu olduğu dönemde çıkmış bir yazı olduğunu, içeriğini gerçeğe uymadığını,
Yukarıda disketlere bakmadığını söylemiş ise de d@kaxxŞgnra ifade sırasında hatırladığına göre, Marko Paşa isimli gazetede bu disketl^n*incefa1piİ£ş,i için çalışanlara
1102
'-/M^t
verdiğini, onların oynama yapmış olabileceğini, bunları boş disket diye verdiğini beyan etmiştir.
c)Aramalarda elde edilen deliller;
Şişli ilçesi Meşrutiyet Mah. Akkirman 3.Çıkmazı Köşe Apartmanı No:l sayılı ikametinde;
(650) adet müstehcen içerikli diapozitif film negatifi,
(26) adet Bilgisayar disketi,
(6) adet CD,
(6) adet Teyp Kaseti,
(3) adet Video Kaseti,
(4) adet (2) adet Rox, (1) adet Panasonic, (1) Toshiba marka VHS Video Kaseti,
(7) adet (6)' sı Maxvell marka, (1) adet Betacom SP Büyük Video Kaseti,(1) adet Sony Marka M729V Seri Nolu ses kayıt cihazı,
(78) adet Ses Kaseti,
(1) HP Marka CNU5310Y7QSeri Nolu diz üstü Bilgisayar,
(1) adet Kuvayi Milliye dergisi (Eylül-Ekim 2000 Tarihli)
(2) yapay çiçekler ve Kontrgerilla...- Çetin ALT AN 18.06.2000 tarihli doküman,
(4) sayfa Yeniden Dergisi "Ergenekon diye bir örgüt" ibareli doküman,
Samsung marka 357999/00/457913/4 İMEİ numaralı cep telefonu ve bu telefona takılı vaziyette 0401270547013 seri nolu Sim Kart,
Samsung marka SGHE600 model 351982/00/9792222/1 imei NOLU Cep Telefonu ve bu telefona takılı vaziyette 9911291052307 seri nolu Türkcell Sim Kart,
(8) sayfa Dursun ÇINAR yazısı ile başlayan ..................... Halit AKYÜZ ile biten
doküman,
(51) sayfa Abdullah ÇATLI sırasıyla başlayan 34. sayfa numarasında biten doküman bulunarak el konulmuştur.
El konulan dijital verilerin 14.04.2008 tarihinde yapılan incelemesinde;
Şüpheli Ümit OĞUZTAN' a ait SEAGATE marka seri numarası 3LF16A9W olan PC hard diskinde yapılan detaylı inceleme neticesinde İşletim Sistemi tarafından kullanılmayan alanda (Unallocated Cluster) bazı belgeler tespit edilmiştir. Belirtilen belgeler hard diskten farklı teknikler sonucu silinmiş olduğundan dolayı, belgelerin tamamının hard diskte bulunması mümkün olmayabilmektedir. Çünkü Unallocated alanda bulunan veriler işletim sistemi tarafından görülemez ve kullanılan özel yazılımlar vasıtasıyla bu bilgilere ulaşılabilir belgenin hard diskte bulunduğu sektörler üzerine başka dosyalann yazılması sonucu Unallocated alanda bulunan dosyalar bütünlük arz etmeyebilir. Örneğin bazı dosyalann sadece başlangıcı, bazı dosyalann sadece sonu, bazı dosyalann da sadece belli bir bölümü veya bölümleri olabilmektedir.
Bu noktadan hareketle Ümit OĞUZTAN' a ait SEAGATE marka seri numarası 3LF16A9W olan PC hard diskinin Unallocated alanında tahkikata esas olduğu değerlendirilen 3 ayrı belge tespit edilmiştir.
Hard diskin D yerel diskinin Unallocated alanında "13. KABİLE" ifadesi ile başlayan bir metin tespit edilmiştir. Belirtilen metin incelendiğinde şüpheli Veli KÜÇÜKte elde edilen "Maxell marka, seri numarası MF-2HD olan 5 numaralı" disketten tespit edilen "Alevi.doc" isimli belge ile aynı içeriği sahip olduğu anlaşılmaktadır. Ancak "Alevi.doc" isimli belgede bulunan metinlerin tamamı değil bir kısmı hard diskte bulunmakta bu da "Alevi.doc" isimli veya benzer içeriklere sahip bir dosyanın bilgisayar hard diskine kaydedildiği ve silindiği/kaldırıldığı sonucunu doğurmaktadır. Hard diskin Unallocated alanında tespit edilen bahse konu metin MSword dosya formatma dönüştürülerek okunabilir hale getirilmiştir. Örnek teşkil edebileceği düşüncesiyle bahsi geçenHard diskin D yerel diskinin Unallocated alanında Ümit OGUZTAN'a ait 20. ve 24. disketlerinde bulunan "Lobi.doc" dosyası ile benzer içeriklere sahip bir metin tespit edilmiştir. Belirtilen metin incelendiğinde "Lobi.doc" isimli belgede yer alan metinlerin bazı bölümlerinin bulunduğu, bazı bölümlerinin ise bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu da "Lobi.doc" isimli veya benzer içeriklere sahip bir dosyanın bilgisayar hard diskine kaydedildiği ve silindiği/kaldırıldığı sonucunu doğurmaktadır. Hard diskin Unallocated alanında tespit edilen bahsi konu metin MSword dosya formatma dönüştürülerek okunabilir hale getirilmiştir. Hard diskin D yerel diskinin Unallocated alanında Ümit OGUZTAN'a ait 13. diskette bulunan "Tv Analiz Proje.doc" dosyası ile benzer içeriklere sahip bir metin tespit edilmiştir. Belirtilen metin incelendiğinde "Tv Analiz Proje.doc" isimli belgede yer alan metinlerin bazı bölümlerinin bulunduğu, bazı bölümlerinin ise bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu da "Tv Analiz Proje.doc" isimli veya benzer içeriklere sahip bir dosyanın bilgisayar hard diskine kaydedildiği ve silindiği/kaldırıldığı sonucunu doğurmaktadır. Hard diskin Unallocated alanında tespit edilen bahsi konu metin MSword dosya formatma dönüştürülerek okunabilir hale getirilmiştir. Örnek teşkil edebileceğiYukanda ekran çıktısı verilen metin "Tv Analiz Proje Benzer Metin.doc" ismiyle oluşturulan bir MSword belgesine kaydedilmiş ve İnceleme Raporu CD'sinin "SEAGATE_3LF16A9W " isimli klasörüne kaydedilmiştir.
Ayrıca yine hard diskin Unallocated alanında birbirlerinden bağımsız bir metin tespit edilmiştir. Söz konusu metinde;
o CIA - Vehhabilik ilişkisi,
o Türkiye'de ılımlı İslam modelinin CIA tarafından planlandığını ve MGK kontrolünde uygulamaya konduğu,
o Afganistan'ın -Suudi Kraliyet mezhebi Vehhabi üyesi- Başbakan Yardımcısı vekili Prof. Dr. Ahmed Şah Ahmed Zeyd ile yapılan bir röportaj verilerek bu şahsın Türk resmi kurumlan ve mafıası aracılığıyla uyuşturucu ticareti yaptığı,
o Afyon, eroin, esrar ve kokain sevkıyatını CIA'in operasyonlarını perdelemek için, kurdurduğu 'CAT' unvanlı uçak şirketi ile gerçekleştirilirken, dizginler perde ardında ABD'nin kontrolünde ve korumakta büyük özen gösterdiği son derece zeki entrika teorisyenlerinin elinde olduğu,
o Türkiye'de 1988 yılında gerçekleştirilen "Babalar Operasyonu"nun Amerika tarafından talep edildiği,
o Türkiye'deki uyuşturucu baronlarının birbirleri iİe^&a^yerli/yabancı resmikurumlarla ve bürokratlarla irtibatı, # > * •">?'•:»
o KISMETİM 1 gemisi hakkında ayrıntılı bilgıj
o Yazmış olduğu kitapların toplatıldığı ve yasaklandığı,
o Çıkarmış olduğu "Nefes" dergisine ses bombası konduğu,
o 1995 tarihinde gerçekleştirilen Azerbaycan darbesi ile ilgili geniş değerlendirme,
o Orgeneral Eşref BİTLİS'in ölümü üzerine bazı iddialar,
o Uğur MUMCU'nun öldürülmesi, Cumhuriyet gazetesi ve JİTEM üzerine değerlendirmeler,
o Uyuşturucu maddeler hakkında genel bilgi,
o Özel Harp Dairesinin GLADİO olduğu yönünde değerlendirmeler,
o Kontra-Gerilla ve enformasyon kaynaklan,
o Özdemir SABANCI cinayeti hakkında değerlendirmeler ve MİT'in almış olduğu ifade üzerinden çelişkilerin vurgulandığı görülmektedir.
o Bilderberg isimli belgenin 9. sayfasından itibaren bir çok bölümünün olduğu
o "Adolf Hitler ve zaman yolcuları" başlıklı belge
o "Casus, Keşiş ve Papazlar" başlıklı belge,
o Sibirya başlıklı belge,
0 Siyonizm başlıklı belge,lerin bulunduğu,
ayrıca disketlerin incelemesindede,
1 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU
, Disket numarası 1 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Reaksiyon.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Reaksiyon.doc" dosyası Veli KÜÇÜK çıkmış" 2 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU
"Reosta Operasyonu.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Reosta Operasyonu.doc" dosyası Veli KÜÇÜK
. "Reosta Operasyonu.doc Söz konusu dokümanda "Sebataylar" olarak bilinen grup incelenmiş ve bu gizli etnik dini ve ideolojik cemaatin nasıl kontrol altma alınacağı yönünde operasyonel bir projeli çalışma yapılmıştır. Bu çalışma yapılırken Sebatay cemaait üyeleriyle de temasa geçilmiş ve onlardan doğrudan bilgi alınmıştır. Sebatay grubu ile ilgili yapılan en önemli vurgu yüzyıllar boyunca korumuş oldukları gizliliktir. Dokümanın büyük bir kısmını Sebatay grubunun kurucusu Sebatay ZWİ'nin hayatı oluşturmaktadır.
"Reosta Operasyonu" ile gizli/etnik/ideolojik Sabetay Cemaati'nden yararlanılması pratikte olumlu açılımlar sağlayacağı görüşüne varılmıştır.
Ayrıca Disket Numarası 2 olan dijital medya üzerinde "MİT çi Gazeteciler-l.doc", "NBC Silahlan.doc", "Örtülü Faaliyetler Çevik Bir.doc" ve "Redaktör casuslar.doc" dosyalarında olduğu.
a a v *."*'/
3 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU
"Şirket ve Kostebekler-2.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Şirket ve Kostebekler-2.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahıslardan da çıktığı
4 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU
Ümit OGUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 4 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Türk ve Kürdü Birlikte Örgütleme tasanmi.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir.
6 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 6 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Kemalist Hareket.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir Yukarıda ekran çıktısı verilen belge incelendiğinde, Türkiye Cumhuriyetimizin, Cumhuriyet tarihi boyunca bir hukuk devleti olamadığı, devletin çeteler tarafından yönetilir hale geldiği, hukuk devleti isteyenlerin rejim muhalifi olarak değerlendirildiği belirtilerek, Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Bursa Nutku olarak bilinen metne yer verilmiştir.
Bursa Nutku'na atıfta bulunularak, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ihanet çemberi içinde olduğu, bu çemberden ulusal gençlik aracılığı ile çıkılabileceği, bu gençliğin yaşamın her alanında yer alması gerektiği, yabancı istihbarat örgütlerine sızması gerektiği, dernek çatısı altında ulusal/uluslar arası faaliyetler yürütülmesi gerektiği, bu hareketin l,iderinin bir kadının olmasında büyük yarar olduğu, hareketin merkezinin İstanbul olması gerektiği ve Dernek yönetiminin GİZLİ KOMİTE tarafından yürütüleceği, beş kişilik bu gizli komite içinde köprü personelin yer alacağı ve bütün faaliyetlerde hukuka uygun davranılarak DİRENİŞ'in meşruluğuna gölge düşürülmeyeceği ifade edilmiştir.
Günümüz Türkiye'sinde rejim, tarih içinde sürüklendiği en büyük ihanetle karşı karşıyadır. İhanet ve çıkar çeteleri, fundamentalist örgütler, MAFİA grupları, GLADİO yapılanması ve uzantıları devlet içinde kadrolaşabilmiştir. Sosyoloji ve nüfus casusları kendi içimizde örgütlenerek güç kazanmış ve sözde demokratik sistemin birer parçası olmayı başarmışlardır Bir başka gerçek de Türkiye'de sahneye çıkmış ne kadar legal ve illegal örgütlü siyasal oluşum var ise; tümünün ardında yine çeşitli ülkelerin istihbarat örgütlerinin varlığı bilinmektedir.
Şu halde Kemalist Hareket, ülkelerin istihbarat örgütlerinin içine sızmayı başarmak zorundadır.
Kemalist Hareket, kurulacak yasal bir 'Dernek' çatısı altında, 'Evrensel Sivil Toplum Örgütü' olarak, faaliyete geçirilmelidir.
Dosyanın 15. sayfasında
Kemalist Hareket Derneği'nin yönetimi üretilecek 'teorik, stratejik ve doktriner' argümanlar ile sağlanacaktır. Bu türden üretimler, dernek dışında oluşturulacak, beş kişilik 'gizli' bir komite tarafından üretilecektir. Böylece gerçekte derneğin yönetimi bu gizli komite tarafından yürütülmüş olacaktır. Söz konusu gizli komite üyelerinin birbirlerini tanımalarında herhangi bir sakınca olmamakla birlikte, müşterek toplantılar düzenlenmesi gizlilik prensiplerine aykırıdır. Komite üyeleri arasında iletişimi sağlayacak olan bir köprü personel yer alacaktır. Dernek Başkanı, talimatları köprü personelden alacak ve uygulamaya koyacaktır.
Dernek, ülke içinde her alanda 'kitlesel' ve kurumsal faaliyetlerde bulunarak, Kemalizm'e aykın her konuda 'direnç' gösterecektir. Ancak tüm faaliyet ve girişimleri mevcut yasalara uygun olarak düzenlenecektir. Derneğin faaliyetlerinin herhangi bir engelle karşılaşmaması ve girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanmaması 'hukuk'a göstereceği bağlılıkla orantılı olarak gelişecektir. Hukuk'a aykın her girişim ve faaliyet direnişin meşruluğuna gölge düşürür. Bu nedenle dernek çatısı altında yer alacak yöneticilerin hukuk platformundaki sicilleri büyük önem taşımaktadır.
Dosyanın 15. sayfasında
Kemalist Hareket Derneği, sıradan bir sivil toplum örgütü değildir. Meşru Direnme Hakkı'mn en geniş biçimde hayata geçirileceği bir direniş hareketidir.
Dosyanın 15. sayfasında
Önemi Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğinden kaynaklanan Kemalist Hareket Derneği'nde oluşturulacak yönetim kadroları, gizli komite üyeleri tarafından dikkatle ele alınmalı ve özenle seçilmelidir. Gizli komitede yer alan her üye, derneğin yönetim kadrosunda görev alacak üyeler için ayn ayn ve bağımsız olarak görüş bildirme hakkına sahip olmalıdırlar. Aynı şekilde hareketin liderliğine getirilecek olan kişi hakkında da görüş beyan edilmeli, bu görüşler değerlendirmeye alınarak lider üzerinde gizli komite üyelerince müştereken bir karara ulaşılmalıdır.
Dosyanın 16. sayfasında
Kemalist Hareket Derneği'nin Gizli Komite Üyelerinin çeşitli alanlarda hareketin liderine 'danışman' kadrosu olarak görevlendirilmesi çok daha uygun ve sağlıklı olan yol olacaktır.
Dosyanın 17. sayfasında
Anadolu topraklan üzerinde yer alan çok kültürlü toplum yapısı parçalanmak istenmiştir. Bu doğrultudaki umutlar henüz sönmüş değildir. Dış güç odaklan yerli işbirlikçiler bulmakta hiç güçlük çekmemiş ve her alanda 'sivil toplum örgütleri' adı altında legal kurumlar oluşturarak hükümetleri güç duruma sokmuş, siyasal, toplumsal ve ekonomik alanlarda büyük basanlar elde ederek, iç huzuru ve toplumsal bütünlüğü paramparça edebilmeyi başarmışlardır.
7 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 7 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Fabrikator.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Fabrikator.doc" dosyası Veli KÜÇÜK isimli şahıstan da çıkmış,
Söz konusu dosyada Amerikan İstihbarat Servisi tarafından kişisel ve siyasal amaçlar için gerçek dışı ve abartılı haber üreten kişi ve gruplan tanımlayan fabrikatör terimi İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK ve Grubu model alınarak incelenmiş ve Doğu PERİNÇEK ve Grubunun Türkiye'deki faaliyetleri irdelenmiştir. Çalışmanın büyük bir kısmını Doğu PERİNÇEK'in özel ve siyasi hayatı oluşturmaktadır. Bu çalışma içinde Doğu PERİNÇEK'in istihbarat belgelerine ne kadar çabuk ulaştığı aynca vurgulanmıştır.
8 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 8 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Cumhuriyet Gazetesi.doc" isimli bir M^Sfu^Tfesyası tespit edilmiştir.
1107
"Cumhuriyet Gazetesi.doc" isimli belge incelendiğinde, Doğu PERINÇEKte ele geçirilen "Ulusal Medya 2001" başlıklı belgenin içinde yer alan bir bölüm olduğu anlaşılmıştır.
Cumhuriyet Gazetesinin Cuhhuriyet Devrimlerinin onurlu sesi haline getirileceği, Gürbüz ÇAPAN ile görüşüldüğü, Gazetedeki hisselerin bedelsiz olarak devredilmesi ve gazetenin 'Ulusal Medya'nm 'merkez üssü' olmasını ve bu operasyon içinde yer almayı kabul ettiği ifade edilmiştir.
Dosyanın 1. sayfasında
Cumhuriyet gazetesi, bugüne kadar sürdürülen yayın politikasından arındırılarak Cumhuriyet'in kuruluş değerleri ile temellendirilmiş, ulusal bütünlüğü savunan bir çizgiye çekilecek özetle: Cumhuriyet gazetesi, Cumhuriyet'e taraf olacaktır. Aksi halde Kemalist rejim içinden çıkılması olanaksız sıkıntılara sürükleneceği belirlenmiştir.
Yukarıda işaret edilen amacın gerçekleşebilmesi için, atılacak her adım ve uygulanacak her yöntem yalnızca araçtır. Amaçlanan hedefe ulaşılması için, araçların birincil önemmiş gibi öne çıkartılması ise; provokasyon ve sabotaj olarak değerlendirilecektir.
Amaç belirli ve nettir. Yönetim amaca uygun olarak programlanmış olup uygulama safhasına geçilmiştir.
Buna göre; Sayın Gürbüz Çapan'a yapılan öneri net ve anlaşılır olarak intikal ettirilerek soruldu:
Cumhuriyet gazetesi 'Ulusal Medya'nm 'merkez üssü' olarak seçilmiştir, bu operasyon içinde yer almayı kabul ediyor musunuz?
Çapan: Evet
Hisselerinizi parasız devretmeyi kabul ediyor musunuz?
Çapan: Evet.
Gereğinde para bularak desteğinizi sonuna değin sürdürmeyi kabul ediyor musunuz?
Çapan: Evet.
Dosyanın 1. ve 2. sayfalarında
Görüşme sonucu; Sayın Gürbüz Çapan'm ulusal medya merkez üssü oluşumuna özveriyle katkıda bulunmada içtenlikli olduğu kesinlik kazanmıştır. Yapılan çalışma sonucunda; %10 halka açılım hissesi, %10 Vakıf (İ.Selçuk) hissesi çıktıktan sonra kalan %80 ya da %90 hissenin en az %51 hissesi tarafımıza aidiyetine geçmesi kararlaştırılmıştır.
Dosyanın 2. sayfasında
1). Günay Çapan'a ait hisselerin bir bölümünün devrinin Kemal Özden ile Ümit Ülgen'e yapılması,
2). Gürbüz Çapan aktaracağı 1,5 milyon dolar ile (önce taahhüt edilen sermayenin dörtte biri konacağından) Kemal Özden ile Ümit Ülgen'in 375.000$'lık sermaye ödemeleri gerçekleşecek, bir süre sonra bakiye 750.000$ da içeriye teslim edilmesi,
3). Bakiye 1,5 milyon dolar, tüm bu işlemlerin gerçekleşmesinin ardından sermayeye eklenecek ve bunun tarafımıza gerçekleştirilmesi,
4). Gerek holding, kuruluş evrakları, gerekse vakfın ve Yeniğim A.Ş.'nin ve aralarında gerçekleştirilen sözleşmelerin birer kopyası ile şimdiki mali durumu gösterir raporların birer kopyalan süratle yönetime verilmesi,
5). Bilinmesi gerekli tüm evrak foto-kopileri 'set' olarak milli kuvvetlere ulaştırılacak ve bu teslimin eksiksiz, ileride hiçbir sürprize olanak tanımayacak biçimde gerçekleşmesi,
6). Şu an çalışanların tam listesi (isim, soyad, görev, aldığı net maaş tutan) bir an önce çıkartılarak tarafımıza teslim edilmesi kararlaştınlmıştır.
Bu girişim, 21. Yüzyılın değişim gösteren konseptlerinin bir gereği olarak ulusal bir dizi karann stratejik önem taşıyan unsurlan arasında yer alan 'ulusal medya oluşumu'nu amaçlamaktadır. Hiçbir şekilde belirlenen amaçtan sapıtınlamayacak derecede öneme sahiptir. İkinci bir gazetenin yayma sokulması, Tv kanalının inşası ve benzer atılımlar için, gereken finansal desteğin sağlanması ise; önceden ve kesin olarak karara bağlanmıştır.
Bilgil erinize.. Saygılanmızla,
Dosyanın Dipnot Kısmında
Anılan ifadeler tarafımıza toplantı görüşmeleri sonucu iletilen bilgileri içermektedir
Yine Disket numarası 8 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Dergi Proje Analiz.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "Yukanda belirtilen "Casus.doc", "Dinamik.doc", "Cumhuriyet Gazetesi.doc" ve "Dergi Proje Analiz.doc"isimli dosyalann orijinali ve tamamı İnceleme Raporu CD'sinin "Disket 8" isimli klasörüne kaydedilmiştir.
9 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU
Ümit OGUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 9 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Gizli Gercekler.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Gizli Gercekler.doc" dosyası Veli KÜÇÜK isimli şahıstan da çıktığı.
aynca "Güvenlik Şirketi.doc", "Halkla İlişkiler.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Halkla İlişkiler.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ten de çıktığı, Dosyada tespit edilen Lobi.doc isimli belgede örgütün amacına ulaşmak için kullanacağı araçlardan birisi olarak yer bulan Halkla İlişkiler şirketinin amacının ne olacağı ve nasıl kurulacağının belirtildiği dosya olduğu.
Aynı diskette "GLADIO Sanatcilan.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "GLADIO Sanatcilan.doc" dosyası Veli KÜÇÜKten de çıktığı,
Söz konusu dokümanda sanat dünyasının gizli örgütlerin amaçlanna ulaşmak için nasıl kullanıldıklan örnekleri ile anlatılmış olup Türkiye'de bazı ünlü sanatçılann isimleri ile ve bağlantılı olduklan bürokratlann konumlan ile beraber belirtilerek hangi alanlarda kullanıldıklan anlatılmış olup Ergenekon isimli örgütün de sanat camiası ile ilgili nasıl hedefler koyabileceği konusunda değerlendirmeler yapılmıştır.
"Fundamentalis Terör.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Fundamentalis Terör.doc" dosyası Veli KÜÇÜK
10- NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 10 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "İstihbarat Arenasında Sanat.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir.
Söz konusu dokümanda sanat dünyasının gizli örgütlerin amaçlarına ulaşmak için nasıl kullanıldıkları örnekleri ile anlatılmış olup Türkiye'de bazı ünlü sanatçılann isimleri ile ve bağlantılı olduklan bürokratlann konumlan ile beraber belirtilerek hangi alanlarda kullanıldıklan anlatılmış olup Ergenekon isimli örgütün de sanat camiası ile ilgili nasıl hedefler koyabileceği konusunda değerlendirmeler yapılmıştır.
Disket Numarası 10 olan dijital medyada bulunan "İstihbarat Arenasında Sanat.doc" isimli belgenin aynısı yine Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait Disket Numarası 19 olan dijital medyada tespit edilmiştir.
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 10 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Hizbullah Dosyasi.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir.
Disket Numarası 10 olan dijital medyada bulunan "Hizbullah Dosyasi.doc" isimli belgenin aynısı yine Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait Disket Numarası 19 olan dijital medyada bulunmaktadır.
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 10 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Kürt Hareketinin Tasfiyesi.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Kürt Hareketinin Tasfiyesi.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ten de çıkmış.
11 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 11 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Örtülü Faaliyetler Çevik Bir.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Örtülü Faaliyetler Çevik Bir.doc" dosyası Veli KÜÇÜK isimli şahıstan çıkmış.
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 11 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Ulusal Medya.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Ulusal Medya.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ve Doğu PERİNÇEK isimli şahıslardan çıkmıştır.
Ulusal Medya 2001 isimli dokümanda örgütün hedeflediği amaca ulaşabilmesi için kendilerinin güdümünde olan bir basın yayın kuruluşunun ele geçirilmesi için izlenecek yol ve yöntemler belirtilmiştir.
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 11 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "MİT çi Gazeteciler-l.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "MİT çi Gazeteciler-l.doc" dosyası Veli KÜÇÜK isimli şahıstan çıkmış.
Aynca Disket Numarası 11 olan dijital medya üzerinde "Kürt Hareketinin Tasfiyesi.doc" isimli belge de tespit edilmiştir. Bahsi geçen belge hakkında detaylı bilgi İnceleme Raporu'nun değişik bölümlerinde belirtilmiştir ve İnceleme Raporu CD'sine aktanlmışıtır.
12- NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 12 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Redaktör casuslar.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Redaktör casuslar.doc" dosyası Tuncay GÖ'NTEY $e Veli KÜÇÜK isimli şahıslardan çıkmış
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 12 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Nato.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir.
belge incelendiğinde, Uluslar arası bir kuruluş olan NATO'nun mevcut durumu ve politikaları ile ilgili değerlendirmeler yapıldığı ayrıca ülkemizin söz konusu kuruluş ile ilgili olarak gelecekte izlemesi gereken politikalarda önerilerde bulunulmuştur Dosyanın 11. sayfasında
Başka bir ifade ile, 'Ulusal Savunma' uluslar arası bir örgüte aktarılmış olmaktadır (!) Çok Uluslu Kuvvetler aracılığı ile gerçekleştirilecek NATO askeri müdahalelerinin bu kuvvete güç veren devletlerle, müdahaleye konu olan devlet ilişkilerini zaafa uğratacağı çok açık ve net olarak anlaşma metinlerinde yer almaktadır.
Dosyanın 15. sayfasında
Görüldüğü gibi Atatürk'ün, "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesi, NATO'cu Atatürkçülük' ile hiçbir şekilde örtüşmüyor. Türkiye'de Atatürk devrim ve ilkelerinin neredeyse tümü rafa kaldırılmıştır. Türkiye'yi bölmek ve sömürgeleştirmek isteyen Yeri Dünya Düzeni egemenleri ve onların işbirlikçileri ülkeyi yeniden Kurtuluş Savaşı öncesi koşullarına sürüklemişlerdir. Atatürk'ün tam bağımsızlık için ana koşul olarak gördüğü ekonomik bağımsızlık yok edilmiştir....
Türkiye'de yerleştirilmeye çalışılan NATO'cu Atatürkçülüğün, devrimle kurulmuş Cumhuriyet'in temel ilkeleriyle bağdaşır olması olanaksızdır. Türkiye'yi Cumhuriyet mevzilerine NATO'cu Atatürkçüler değil, devrimci Atatürkçüler çekeceklerdir.
Dosyanın 16. sayfasında
Avrasya Bloku'na ilişkin politikalar; yeni dış politikalar, stratejiler, ekonomik/politikalar, askeri politikalar, teknolojik politikalar, sosyal ve kültürel politikalardan oluşan bir bütündür. Bunlar gerçekte Milli Demokratik Devrim politikalarıdır. Durdurulan Milli Demokratik Devrimin yeniden başlatılmasıyla Avrasya Seçeneği yaşama geçirilebilir.
50 yılı geride bırakan Kuzey Atlantik İttifak'ı, yeni yüzyılın tehditlerine ve fırsatlarına hazır olmak zorundadır. Yeni Stratejik Konsept, İttifak'm amaçlarmın kalıcılığını teyit eder ve temel güvenlik görevlerini açıklar. Değişen NATO, demokrasiye ve sorunların barışçıl yollarla çözümüne ortak bağlılığın gücüyle, güvenlik ve istikran destekleyerek, güvenlik ortamının gelişimine katkısını sağlar. Yeni Stratejik Konsept, İttifak'm güvenlik ve savunma politikasına, operasyonel konseptlerine, konvansiyonel ve nükleer güçlerinin durumuna ve kolektif savunma düzenlemelerine yön verir. Yeni Stratejik Konsept, güvenlik ortamındaki gelişmelerin ışığında, her aşamada yeniden gözden geçirilecektir. Belirsiz bir dünyada, etkin bir güvenliğe duyulan ihtiyaç kalıcıdır; ancak, bu yükümlülüğünü teyit eden İttifak, birleşmiş ve özgür bir Avrupa vizyonunu besleyerek ve teşvik ederek, bölünmemiş bir gezegen kurmaya yardımcı olacak her fırsatı sonuna kadar kullanmayı sürdürecektir.
NATO'nun 21. Yüzyıl Yeni Stratejik Konsepti'nin Kemalist Cumhuriyet Devrimİlkeleri temelinde ve Ulusal Devlet yapısının korunarak, Tam Bağımsızlık temelinde;'globalleşme' yolunda ve Avrupa Birliği'ne tam üyelik ile Avrasya Birliği ilişkileriçerçevesinde, ulusal güvenlik ve çıkarlar doğrultusunda 'alternatif yorum kazanımı' eldeedilebilmesi doğrultusunda üzerinde ciddi çalışmalar yapılarak ' avantaj Tar üretilmesineihtiyaç olduğu açıktır. jssasss-,
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 13 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "USİAD.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "USİAD.doc" dosyası Doğu PERİNÇEK isimli şahıstan da çıkmış,
Soruşturma kapsamında ele geçirilen Ergenekon isimli belgede "Ergenekon'un kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı olduğu" denilmektedir. Bu bağlamda USİAD başlıklı belgede kurulacak sivil toplum örgütü ile ilgili detay çalışmanın yapıldığı görülmektedir.
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 13 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Tv Analiz Proje.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Tv Analiz Proje.doc" dosyası Veli KÜÇÜK isimli şahıstan da çıkmış,
Operasyon kapsamında ele geçirilen Ergenekon isimli belgede "ERGENEKON'unda medya kuruluşlarını kontrol etme yönündeki faaliyetlerini kendi medya kuruluşlarını oluşturarak mevcut ulusal ve uluslar arası oluşumların doğal işleyişi içinde örtülü bir biçimde etkileme, denetleme ve kontrol altına alma yöntemini uygulamaya koyması gerektiği belirtilmiştir." Ergenekon dokümanında ele alman diğer bir çok konuda olduğu üzere "Televizyon Analiz" isimli belgede medya ile ilgili de detay çalışmanın yapıldığı görülmüştür.
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 13 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Yezidilik.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir.
belge incelendiğinde, Yezidilik ve adavilik isimli inançların tarihi, özellikleri, hangi temellere dayandığı, ülkemizde hangi bölgelerde yaşadıkları, sayılan, dini kuralları ile ilgili detay bilgiler içerdiği görülmüştür.
16 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 16 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Anti Dinamik.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Anti Dinamik.doc" dosyası Veli KÜÇÜK isimli şahıstan da çıkmış,
Örgüt lideri Veli KÜÇÜK'ün ikametinde doküman olarak, örgüt üyesi Ümit OĞUZTAN'm ikametinde de disket ortamında dijital olarak ele geçirilen dokümanın incelenmesinde Ergenekon Terör Örgütü tarafından hazırlanan "Kuvayi Milliye" hareketinin günümüzde devam ettirilmesi gerekliliği belirtilen 29 Ekim 2000 tarihli teze karşı Doğu PERİNÇEK tarafından verilen cevabi düşüncelerin eleştirildiği görülmüştür.
Bu dokümanda Ulusal gençliğin örgütlenmesi adı altında Ergenekon Terör örgütü ile irtibatlı olarak faaliyet gösteren Kuvayi Milliye ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği derneklerinin temellerinin atıldığı anlaşılmaktadır.
Ulusal Güç Birliği'ne ulaşmanın yolu olarak "Kuvayi Milliye" örneğinden yola çıkılması gerektiğini vurgulamaya özen gösterdiğimiz, 29 Ekim 2000 tarihli tez, Doğu Perinçek'e iletilmiştir. Perinçek tarafından kaleme alman "Ulusal Gençlik Birliği Üzerine Görüşler" adıyla ileri sürülen düşünceler; objektif olarak entelektüel birikim süzgecinden geçirildiğinde, örtülü anti/tez niteliği taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 16 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Bilderberg Çetesi.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi
Ümit OGUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 16 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "ajan sanatcilar.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir.
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 16 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Ahtapot.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Ahtapot.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahıslardan çıkmış
Belgede Türkiye'de yapılması gerekli ve zorunlu olan doğrudan "Genelkurmay"a bağlı "sivil" bir kurul tarafından oluşturulacak MAFİA yapılanmasıdır. Neden sivil kurul? Sorusunun yanıtı şudur: Sivil kurul gizli bir operasyonun süzgeci, örtüsü olmakla kalmayıp "inisiyatif kullanımı ve yaratıcı özgür düşünce teorilerinin üretimi ile bunların yaşama geçirilmesinde çok daha uygun bir yapı ortaya koyar. İllegal dünyanın yeniden yapılandırılmasında bilinen kurallar değil, yepyeni metotlara ihtiyaç olduğu kesindir. Asker, Polis, İstihbaratçı, veya kamu kurum ve kuruluşlarında "memur" olarak koşullanmış beyinlerin üretimleri ile özgür ve yaratıcı beyinlerin yaşama ve insanlara uyum sağlayabilme ve dünya insanlığına entegrasyonu çok büyük farklılıklar ortaya koyar. Bu nedenle mevcut MAFİA yapılanmasının tasfiyesi ile yeni MAFİA örgütlenmesinin gerçekleştirilmesinde mutlaka "sivil kurul" oluşturulmalı ve bu kurul tarafından yönetilmelidir.
Burada en önemli problem, bu 'sivil kurul'un kimlerden oluşacağı ve kaç kişiden ibaret olması gerektiğidir. Bir başka problem de belirlenerek seçilecek bu kişilerin böylesine 'bulaşık' ve 'riskli' bir işte 'neden' yer almak isteyecekleridir. Aklı başında hiçbir sivil, doğrudan Genelkurmay'a bağlı, son derece gizli ve illegal bir yapılanmanın sorumlusu olmak istemez.
Dosyanın 29. sayfasında
Oluşturulacak sivil kurulun üye sayısı üç kişiden oluşmalıdır. Bu üyelerden birisi 'kurye', ikincisi 'teorisyen' üçüncüsü ise, Amerikan kriminoloji tarihinde önemli bir yeri olan Luciano örneğinde olduğu gibi, ulusal MAFİA liderliği rolünü üstlenecek kişi olmalıdır. Bu kişi kısa zamanda uluslararası MAFİA ailesinde yer alabilmelidir.
17 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 17 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Ermeni Dosyasi.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Ermeni Dosyasi.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ve Doğu PERİNÇEK isimli şahıslardan da çıktığı
Kamuoyuna açık bilgiler ve son Ermenistan parlamento baskını değerlendirildiğinde; ulusal güvenlik istihbaratının baş sorumlusu MİT'in "21. Yüzyıl Avrasya Entrikası" ile tezgahlanmak istenen oyunu deşifre ederek görevdeki Hükümet'i uyarması gerekirdi. Ancak, MİT sokaktaki simitçileri fişlemeyi ve Türk aydınlarının yaşamlannı zindan edip müebbet ekmeksizliği mahkûm etmeyi temel görevi sanmaya devam etmiştir.
Türkiye'nin ulusal çıkarlarını doğrudan ve derinden etkileyebilecek bir konuda MİT'in görevini yerine getirememiş olduğu çok açıktır.
Ümit OGUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 17 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Guvenlik.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Guvenlik.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ve Doğu PERİNÇEK isimfcföfeı^lardan çıkmış,
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 17 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Guvenlik.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Guvenlik.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ve Doğu PERİNÇEK isimli şahıslardan çıkmış, belgede
Öneriniz üzerine; dikkatlerinize sunulan bilgiler ve gelişmelerden yararlanılarak "Uluslararası Özel Güvenlik Şirketi" kuruluş çalışmalarının başlatılması, "LOBİ" koduyla tanımlanan faaliyet alanı içinde yer alması uygun görülen projenizin hayata geçirilmesinin yararlı olacağı görüş birliği ile kabullenilmiştir.
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 17 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Gözlem-Analiz.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "Gözlem-Analiz.doc" isimli dosyanın adı, özellikleri ve örnek teşkil edeceği düşüncesiyle ilk sayfasına ait ekran çıktısı aşağıya çıkartılmıştır.
Yukarıda ekran çıktısı verilen belge incelendiğinde, Fabrikatör başlıklı belgede yazılı olan hususların "Gözlem-Analiz"isimli belgeyi kapsar nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
18 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 18 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Eymür.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir, konusu örgütsel dokümanda Milli İstihbarat Teşkilatının lav edilerek ülkemizde gizli olarak sıfırdan bir istihbarat mekanizmasının kurulması planlanmaktadır.
Disket Numarası 18 olan dijital medyada bulunan "Eymür.doc" isimli belgenin aynısı yine Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait Disket Numarası 7 ve 19 olan dijital medyada bulunmaktadır.
Ayrıca Disket Numarası 18 olan dijital medya üzerinde "Ermeni Dosyasi.doc", "Fabrikator.doc" ve "GLADIO Sanatcilari.doc" isimli belgeler de tespit edilmiştir. Bahsi geçen belge hakkında detaylı bilgi İnceleme Raporu'nun değişik bölümlerinde belirtilmiştir ve İnceleme Raporu CD'sine aktanlmışıtır.
20 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 20 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Lobi.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Lobi.doc" dosyası Veli KÜÇÜK, Doğu PERİNÇEK, Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL, Oktay YILDIRIM ve Erkut ERSOY isimli şahıslardan çıkmış
Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 24 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Nikola Tesla-HAARP-NBC.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir.
belge incelendiğinde, Nikola TESLA isimli şahıs ve ABD'nin HAARP olarak bilinen Yüksek Frekans Aktif Aurora Araştırma Programı ile NBC silahları (Nükleer Kimyasal ve Biyolojik) hakkında teknik detay bilgiler içerdiği görülmüştür.
Ayrıca Disket Numarası 24 olan dijital medya üzerinde "Lobi.doc" isimli belge de tespit edilmiştir.
5, 21, 22, 23, 25 ve 26 NOLU DİSKETLER
Disket numarası 5, 21, 22, 23, 25 ve 26 olan dijital medyalar üzerinde yapılan inceleme neticesinde İş dünyasından, medya dünyasında^f^cemaly*n^ensuplanndan, Türk Silahlı Kuvvetler Mensuplarından, Emniyet Mensuplanp,€ah,"Bür6kfaşi,^k"enasından, Siyaset
ı 1114 *' '*'• '"'' ' u^~~^~\ '" f / /

dünyasından, Organize Suç Örgütü üyelerinden bazı şahıslar hakkında hazırlanmış istihbari bilgilerden oluşan MSword belgelerinin arşivlendiği tespit edilmiştir. Bahsi geçen MSword belgeleri İnceleme Raporu CD'sinin "5_21_22_23_25_26 Nolu Disketler" isimli klasörde kayıt altına alınmıştır.
Şeklinde özeti alman inceleme raporunda tüm teknik ayrıntılar ve belge içerikleri ayrıntılı olarak anlatılmıştır.
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Ümit OĞUZTAN, her nekadar aşama beyanlarında kimseyi tanımadığını ve ERGENEKON örgütü ile alakasının olmadığını beyan etmiş ise de; ikametinde yapılan aramalarda bulunarak el konulan bilgisayar, CD ve disketlerin incelemesinde; ERGENEKON yapılanmasının hiyerarşik yapısında mevcut şüpheliler Veli KÜÇÜK, Tuncay GÜNEY, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL gibi şüphelilerden elde edilen birçok örgütsel içerikli doküman ve örgüt içindeki yazışmalara ilişkin belgelerin disketlerinde word olarak yazılmış halinin bulunduğu, belgelerinin yazılma tarihlerinin bilgisayarda kayıt tarihleri ile uygunluk gösterdiği, dosyadaki inceleme tutanaklanndan anlaşılmıştır.
Şüpheli Ümit OĞUZTAN bu dokümanlardan haberinin olmadığını, kendisinin de yargılandığı davada yapılan aramalarda el konulan belgelerin teslimi sırasında boş zannederek aldığı disketlerden çıktığını ve bu disketlere hiç bakmadığını içeriğini bilmediğini beyan etmişse de;
28.07.2003 tarihinde disketlerde oynama, kopyalama ve silmelerine maruz kaldığının teknik olarak tespit edildiği, dosyaların yazılım tarihlerinin ve kayıt tarihlerinin 1999-2000-2001 yılları olmasına rağmen şüpheliye mahkemece teslim edildiğinden itibaren dosyalara giriş ve yeni oluşturmalar ile bazı silmelerin yapıldığı, inceleme tutanaklarında geçen teknik terimlerden access tabirinin ingilizce de dosya oluşturma createt'in de yeniden yapma manalarına geldiği, savunmasında beyan ettiğinin aksine dosyaların kendisine teslim edildiği tarihten itibaren hepsinde oynama ve bazılarında da silinme yapıldığına ilişkin teknik inceleme raporları ve yine haberinin olmadığını beyan ettiği bazı örgütsel içerikli belgelerin bizzat bilgisayarında silinmiş dosyalar arasında bulunduğu, bazı dosyaların birden fazla disketlerde bulunmasıda tüm yazılı dosyaların kaybolma ve silinmelere karşı olarak birden fazla yedeklerinin alınarak örgütsel içerikli belge kaybolmasının önüne geçilmek istendiği anlaşılmaktadır.
Yine şüphelide ele geçirilen diğer belgelerin normal word dosyası olarak kaydedilenlerin örgütsel içerikli belgelerin içeriğinde geçen yazı ve belgeler olması da şüphelinin örgütsel içerikli belgelerin yazım işinde bizzat görevli olduğu, örgütün strateji bölümünde görevli örgüt üyesi olduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli Ümit OĞUZTAN'ın üzerine atılı Ergenekon terör örgütü üyesi olmak eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
35-ŞÜPHELİ SAMİ HOŞTAN a) Emniyet ifadesinde özetle;
1947 yılında Üsküp'te doğduğunu, ilk okul mezunu olduğunu, 1967 yılında Kayseri, Bursa ve Antalya illerinde askerlik hizmetini yaptığını, terhis^fetetea^onra yaklaşık 2 sene kahvecilik yaptığını, daha sonra ki dönemde Haseki'de ba^kıamarh*^%^tığını, 1972-1973
yıllarında Almanya'ya işçi olarak gittiğini, Almanya'da bulunan Hasan ERİNER isimli arkadaşıyla kulüpçülük yaptığını, Almanya'da bulunduğu dönemde İsmail KOLAYİŞ isimli şahsa ait olan 4 kilo baz morfinin kendisine ait olan ancak İsmail..? isimli şahsın kaldığı evde yakalandığını, bu suçtan dolayı 38 ay kadar cezaevinde tutuklu kaldığını, Cezaevinden çıktıktan sonra İstanbul'a gelerek Aksaray'da bir kumarhane açtığını, 1980 yılında Hollanda'ya giderek Hakan SOLEZ isimli arkadaşı ile kumar oyunları oynatmaya başladığını, daha sonra Ali DÖNMEZ isimli arkadaşı ile tekstil işine girdiğini, 1987 yılında Naturel ayakkabı çanta imalathanesi açtığım, 1992 yılında Türkiye'ye döndüğünü, 1993-1994 yıllarında Tarabya Gazinosuna ortak olduğunu, 1995 yılında Ömer Lütfi TOPAL ile birlikte Shereton Gazinosunu işletmeye başladıklarını, 1996 yılında Susurluk davasından 2-2,5 sene cezaevinde tutuklu kaldığını, Cezaevinden tahliye olduktan sonra Güneşli'de bulunan Nokta Gıda isimli şirketi açtığını, daha sonra bu iş yerini kapattığını, şu an Fulya'da bulunan Nuriye İş Hanında bulunan otoparkın kira geliri, ayrıca Bahçelievler/Yayla'da bulunan bir marketin geliri ile geçimini sağladığını,
Pasaportunun olduğunu, bu pasaport ile Fransa, Rusya, Macaristan, Romanya, Sırbistan, Moldovya ülkelerine seyahat amaçlı gittiğini beyan etmiştir.
Yakalanan diğer şahıslar sorulduğunda;
Veli KÜÇÜK'ü 1986 yılından beri tanıdığını, şahıs ile Mustafa BİLGİN isimli bir arkadaşı vasıtası ile tanıştığını, Veli KÜÇÜK ile arkadaşı Enver YAYLACPnm galerisin de tesadüfen birkaç defa karşılaştığını, bunun haricinde emekli olduktan sonra bayramlarda birkaç defa telefonla görüştüğünü, ayrıca şahısla yaklaşık 1,5-2 senedir görüşmediğini, Veli KÜÇÜK ile ortak hiçbir hukukun olmadığını, şahsın açmış olduğu güvenlik şirketinin açılışına katıldığını, aralarında mesafeli bir diyalogun olduğunu,
Ali YASAK'ı 1990'h yıllardan beri tanıdığını, Ali YASAK'm kardeşi Mehmet YASAK'm düğününde ortak dostları olan Ömer..? isimli şahıs sayesinde tanıştıklarını, O zamandan sonra sadece merhabalaştıklarını, başkaca bir ilişkisinin olmadığını,
Anatoli MADJAR isimli şahsın yaklaşık 1,5-2 yıldır yanında bekçilik yaptığını, kendisine sorulan diğer şahıslan tanımadığını,
Veli KÜÇÜK ile tanışması ve aralarındaki ilişki sorulduğunda;
Kendisinin Hollanda da birlikte tekstil işi yaptığı Enver YAYLACPnm arkadaşı olan Mustafa BİLGİN Edirne de tanıştığını, daha sonraki bir dönemde Edirne'de iken yemek yada düğün tarzı gibi bir ortamda Veli KÜÇÜK ile tanıştığını, o dönemde Veli KÜÇÜK'ün Edirne'de Alay Komutanı olduğunu, Şahısla tanıştıktan sonra yurt dışında yaşadığı için Hollanda'ya gittiğini, uzun yıllar Veli KÜÇÜK ile hiçbir görüşmesinin olmadığını, uzun bir süre sonra İstanbul'a geldiğinde arkadaşı olan Enver YAYLACI'nm Çiftkurtlar galerisine gittiğinde tesadüfen Veli KÜÇÜK ile karşılaştığını, orada kısa bir süreliğine Veli KÜÇÜK ile mesafeli bir konuşmasının olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün Doğu'ya tayini çıktığından arabasını satmak için Enver'in yanma gittiğini öğrendiğini, şahıs ile sadece bayramlarda ve özel günlerde tebrikleşme amacıyla telefon ile görüştüğünü,
Ergenekon ve Lobi adlı yapılanma hakkında bilgisi sorulduğunda;
Ergenekon ismini sadece gazetelerden duyduğunu, ne olduğunu da bilmediğini, ismini bile telaffuz edemediğini, Yine aynı şekilde Lobi ismini de ilk defa duyduğunu, bu tür bir yapılanma ile kendisinin hiçbir alakasının olmadığını,
Tuncay GÜNEY'LE yapılan mülakatta; HÜS^CTüŞ^ffiN'İN K.Iraktan topladığı uyuşturucuyu İskenderuna götürdüğü bir suma* yolda p^nsçfe durdurulduğu,
"^SSSgjX/
1116
Si « ^ f-Jf______ il ■* S
**' "^«s.^9
Hüseyin'in VELİ KÜÇÜK'Ü arayarak yardım istediğini, VELİ KÜÇÜK'ÜN de bazı subaylar vasıtası ile uyuşturucu yu güvenli bir şekilde İskenderun limanına ulaştırdıklarını, aslında bu malın SAMİ HOŞTAN'A ait olduğu yönündeki beyanı sorulduğunda; Böyle bir şey mümkün olmadığını, Hüseyin TÜRKMEN isimli şahsı kesinlikle tanımadığını, böyle bir iddiayı kabul etmediğini, Hatırladığı kadarı ile o dönemde cezaevinde olduğunu,
DOĞU PERİNÇEK VE DOĞAN DUYAR'I tanıyıp tanımadığı, tanıyor ise aralarında ne tür bir ilişki olduğu sorulduğunda; Sorulan şahıslan tanımadığını,
Tuncay GÜNEY'LE yapılan mülakatta; Fransız istihbaratı'nm uyuşturucu ticareti konusu ile ilgili Sami HOŞTAN ile görüşmek istediklerini, bunun üzerine Sami HOŞTAN'ı telefonla aradığını, Sami HOŞTAN'm kızarak "Veli abiye sor bir şey varsa veli abi açıklasın" dediğini, bu telefon görüşmesinden sonra Ali YASAK (DREJ ALİ) nin Bakırköydeki bürosunda Sami HOŞTAN ile buluştuğunu, konuyu Sami HOŞTAN'a anlattığını, bu arada Veli KÜÇÜK'E bilgi verdiğini, Veli KÜÇÜK'ÜN de Sami HOŞTAN'a "Görüşme yapmamasımı" söylediği şeklindeki beyanı sorulduğunda; Kendisinin bu söylenenlerle hiçbir alakasının olmadığını, iddiaları kabul etmediğini, ayrıca Tuncay GÜNEY'i de tanımadığını,
TUNCAY GÜNEY in mülakatında geçen Susurluk kazası ile ilgili bölümle hakkındaki beyanı sorulduğunda; Mehmet AĞAR'ı tanımadığını, Kaza öncesi kesinlikle Mehmet AĞAR'ı aramadığını, iddiaları kesinlikle kabul etmediğini,
26.10.2007 Günü Saat: 13.45'TE RIZA..? isimli şahıs ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Görüşmeyi hatırlamadığını,
26.10.2007 günü saat:17.28'DE ORHAN KALKUZ ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Emin isimli şahsın kendisine 35 milyar kumar borcu olduğunu, borca karşılık Emin..?'in kendisine bir çek verdiğini, ancak bu çekin karşılıksız çıktığını, Emin'in, borcun biraz daha ertelenmesi için Orhan KALKUZ isimli şahsı araya soktuğunu, Orhan KALKUZ'un kendisine telefon açarak Emin ile görüştüğünü ve biraz daha zaman istediğini söylediğini, Yine Emin..? isimli şahıs borcunu ödemeyince Orhan KALKUZ'un kendisine ödemeyi yaptığını, kesinlikte alacağına karşılık Orhan KALKUZ'u kimsenin yanma göndermediğini,
31.10.2007 günü saat:16.46'da Habip..? isimli şahıs ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde; "Ne yaptın görüştün mü DREJLE" diyerek hangi konu ile ilgili görüşme yapılacağı ve "ABİ arkada konuşursunuz" şeklindeki görüşmesi sorulduğunda; Habip ASLANTÜRK'ün kendisinin eski şoförü olduğunu, şahsın bel fıtığından dolayı çalışamadığını, görüşmeyi hatırladığını, görüşmede geçen konunun bir yemekle ilgili olduğunu,
31.10.2007 günü saat: 18.43'TE SEDAT BUCAK ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Görüşmeyi hatırladığını, Mehmet TATAR'm kendisine televizyonda görüp haber verdiği dava ile ilgili konuştuğunu, kendisine başka bir senaryoyla karşı karşıya gelebileceği noktasında uyardığını,
16.11.2007 günü saat:12.46'DA VELİ KÜÇÜK ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Görüşmeyi hatırlamadığını,
16.11.2007 günü saaat:15.16'DA MEHMET ŞEHİRLİ ile yapmış olduğu veiçeriğinde Uğur DÜNDAR'm geçtiği telefon görüşmesi sorulduğunda; Görüşmeyihatırladığını, Uğur DÜNDAR'ı eskiden beri tanıdığını, Mehmet'in kendisine UğurDÜNDAR'm yaptığı bir haberi söylediğini, kendisinin de bu^M6eresfeiüdüğünü, kendisininUğur DÜNDAR'ı aramadığını, , * \
16.11.2007 günü saat:15.24'DE UĞUR DÜNDAR ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Bu görüşmeyi hatırladığını, görüşmede Uğur DÜNDAR'm kendisine Ayhan ÇARKIN ile görüşmek istediğini ilettiğini, kendisinin de bu talebi Ayhan ÇARKIN'a söylediğini, Ayhan ÇARKIN ise görüşme fırsatı olursa görüşürüz dediğini, "Beraber olduğum insanlar" derken Ayhan ÇARKIN, Sedat BUCAK'ı kastettiğini,
18.11.2007 günü saat:01.40'DA HİKMET..? ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Hikmet isimli şahsın soyadını bilmediğini, şahsın İzmirli olduğunu, İzmir'de kumarhane işlettiğini, Görüşmede geçen diğer isimleri bilmediğini, görüşmenin sadece Hikmet'in alacağı para ile ilgili olduğunu,
20.11.2007 günü saat:15.09 ve 22.11.2007 saat:12.32'DE MURAT..? ve X Bayan ile yapmış olduğu ve içeriğinde kimlik ve pasaport çıkartılması ile ilgili konuştuğunuz; Murat..? kendisinin yanında çalışan bir kişi olduğunu, Ihlamur'da bulunan otoparkında çalıştığını, Nüfus cüzdanının kendisine ait olduğunu, diğer ceketinde kaldığı için bu şekilde kimlik hakkında konuştuklarını, Tuba..? isimli bir bayan tanıdığına resmi yollardan pasaport çıkartmak görüşmede bu konuya değinidklerini,
22.11.2007 günü saat:14.42'de VELİ KÜÇÜK ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Görüşmeyi kısmen hatırladığını, bir ara kumarda çok para kaybettiğini, Veli KÜÇÜK'ün kendisine "Moralini bozma" şeklinde telkinde bulunduğunu, ancak herhangi bir yardımının olmadığını,
30.11.2007 günü saat:16.39'da GÖKHAN..? ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Ali AVŞAR'ı 1994'ten beri tanıdığını, şahsın borsa işi yaptığını, kendisinin de değerlendirmek amaçlı bu şahsa 800.000 dolar para verdiğini, ancak şahsın 3 ay önce vefat ettiğini, parasının onda kaldığını, bu parayı nasıl alacağını konuştuğunu, Gökhan..? ve Ertan..? isimli şahısların da eski borsacı olduklarını, samimiyetinin olmadığını,
03.01.2007 günü saat:15.08'de Adnan..? ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde geçen rüşvet konusu sorulduğunda; Görüşmeyi hatırlamadığını,
03.01.2008 günü saat:19.28'DE AYHAN ÇARKIN ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Bir dönem yanma bir bayan ve bayın yanma getirildiğini, ancak getiren şahsı da gelenleri de hatırlamadığını, bu şahısların kendisine Ayhan ÇARKIN isminin kullanılarak paralannm alındığını söylediklerini, kendisinin de bunu üzerine Ayhan ÇARKIN'ı aradığını, ayrıca Nihat VURAL isimli şahsı tanımadığını,
16.01.2008 günü saat:19.29'DA HABİB..? ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde "ÇATLININ ÖLECEĞİNİ BİLEN KADIN" diye bahsettikleri konu sorulduğunda; 1996 yılında Abdullah ÇATLI'nın kendisini Kumkapıya yemek yemeye çağırdığını, yanlarına gittiğinde masada Abdullah ÇATLI, Ayhan ÇARKIN ve hatırlamadığı birkaç kişinin olduğunu, ayrıca masada sarı saçlı bir bayanın bulunduğunu, bu bayanın yemek yedikten sonra fal baktığını, baktığı falda Abdullah ÇATLI'ya "Bu yıl sonuna kadar büyük bir kaza geçireceksin, bu kazadan kurtulursan sana bir şey olmaz" dediğini, kendisine de hastalık geçireceğini söylediğini, bu yüzden o zaman fal bakan kadını bulmak için bu görüşmeyi yaptığını,
Operasyon kapsamında yapılan aramalarda ele geçirilen çek, senet ve pasaportlar sorulduğunda; Çek ve senetlerin kendisine ait olduğunu, ancak hepsinin eski çek ve senet olduğunu, TOPRAK soy isimli şahısların kendisinin eski kiracıları olduğunu, o zamanlar da aldığı ve ödenmiş senetler olduğunu, Hilmi SAATÇILAR isimlLjşabs^a kendisinin eskiden ortak bir iş yaptığı arakadaşı olduğunu, söz konusu paraya alamadağış^Ceylan AYTEK isimli şahsa ait pasaport kızının arkadaşına ait olduğunu,J)* kişinin kıg*w\ birlikte birçok
//

(^^y /^ -1118 t
^^a
sefer yurt dışına gittiklerim, şahsın kendi evine sık sık gelip gittiğinden dolayı orada unutmuş olabileceğini, diğer pasaportun ise yengesine ait Romanya pasaportu olduğunu
Aramalarda el konulan ve üzerinde "ŞİŞLİ 3. İCRA HAKİMİ CİHAN YÜKSEL HATİPOĞLU KONYA- BEYŞEHİRLİ ŞİMDİ DAVAYA BAKIYOR.ESKİ HAKİM DAVUT VARLI DİYARBAKIRLI BİZİM DOSTUMUZDUR" ibareleri bulunan (1) sayfadan oluşan not kağıdı sorulduğunda; Not kâğıdının ne olduğunu hatırlamadığını beyan etmiştir.
b) Savcılık İfadesinde özetle;
Sami HOŞTAN (..Klasör Dizi.. .te yer alan) 25.01.2008 tarihli C.savcılığı ifadesinde özet olarak;
Kolluk ifadesini tekrarladığını, soruşturma kapsamındaki kişilerden Veli KÜÇÜK ile 1986 yılından itibaren tanıştığını, 1,5-2 senedir yüzyüze hiç görüşmediklerin, telefonla görüştüklerini,kendisi ile ahbap-dost ilişkisi dışında her hangi bir ortak işi olmadığını, iddia edildiğinin aksine susurluk olayında Veli KÜÇÜK ' ün talimatı ile çanta almaya gitmediğini, bu davada Abdullah ÇATLI' yi tanıdığı için mahkum edildiğini,
Tuncay GÜNEY,Sedat PEKER ve Yakup Kürşat YILMAZ' tanımadığını,Sedat ŞAHİN ve Burhanettin SARAL'ı tanıdığmı,ancak samimi olmadıklarını, bu kişiler arasındaki husumetin kaldırılması yönünde kendisine arabuluculuk yapma talebi geldiğini,ancak konunun kendi boyunu aştığı için devreye girmediğini, Drej Ali lakaplı Ali YASAK ile kardeşi Mehmet YASAK'm düğününde tanıştıklarını, kendisi ile herhangi bir işi olmadığını, susurluk olayı nedeni ile yattığı cezaevinden 2002 yılında çıktıktan sonra Bakırköy' deki ofisine geçmiş olsun demeye geldiğini, Orhan KALKUZ' u tanıdığını,daha önceleri aralarında bir çek ve borç para alış verişi işi olduğunu,bu konu ile ilgili olarak zaman zaman görüştüklerini, Tekin BAYKAL' ı İzmir' den tamdığmı,ancak bu kişinin kumarhanesinde oyun oynamadığını,
Ömer Lütfi TOPAL ile 30 sene öncesinden tanıştıklarını, bir süre ortak iş yaptıklarını, 1996 yılında öldürülmesi olayından dolayı kendisinin de yargılanarak beraat ettiğini,
İbrahim ÇİFTÇİ' yi eskiden itibaren tanıdığmı,bu kişinin Çeşme' de kumarhanesi bulunduğunu, burada ara sıra kumar oynadığmı,ancak ileri sürüldüğü gibi kumarda bir milyon dolar kaybetmediğini ve kredi kartından ödeme yapmadığını, ölmesinden bir ay önce kızı Aşkm'm evlenme törenine katıldığını, Çeşme ' ye gittiğinde kendisini ağırladığını, aralarında bir husumet bulunmadığını, kendisini sevdiğini, bu kişinin cenaze törenine de katıldığını, öldürülmesi ile ilgisi bulunmadığını, gizli tanığın bu konudaki beyanları kapsamında kollukta ayrıntılı ifade verdiğini,
Evinde yapılan aramada çıkan küçük tabancanın kurusıkı olduğunu, diğer tabancaların ise kendisinin şoförü olan soyismini bilmediği Murat'a ait olduğunu, bu silahların kendisine ait olmadığını,
Kendisine sorulan telefon görüşmelerine ilişkin iletişim tespit tutanakları hakkında kollukta beyanda bulunduğunu, bu beyanlarını tekrar ettiğini,
Daha önce Ökkeş KOYLAN isimli kişi ile husumetlerinden dolayı yargılanarak 15 sene ceza aldığını, ancak bu kararın temyizde bozulduğunu, iddia edildiği gibi beraat etmesi için Yargıtay' da her hangi bir kimseyi ayarlamadığını, dosyada adı geçen Hacı Musa ÖZDEMİR' i tanımadığını,
Kendisinin yurt dışında kumarhanesi olmadığını, Türkiye ' de ufak tefek kumar işleri ile uğraştığını, bunun da telefon görüşmelerinde geçtiğini, uyuşturucu ticareti ile ilgisi bulunmadığını,
Ergenekon isimli oluşumun mafya yapılanması içinde yer almadığını ve bu oluşumu lanetlediğini,beyan etmiştir.
c) Armalarda elde edilen deliller;
Şüphelinin Şenlikköy Mahallesi Çatal Sokak Fly İn Residence 1 Evleri A-l Blok No:4/9 BAKIRKÖY sayılı ikametinde yapılan arama da;
Üzerinde Sony 60 ibaresi bulunan 1,2,3 ve 4 ile numaralandırılan kamera kaseti,
Üzerinde İntel İnside Pentium 4 yazılı J.NO:050587148 seri numaralı 16Xdvd Combo sürücüsü bulunan bilgisayar kasası,
Dell İnspiron marka PP20L model Ref.No: 05099 ibaresi bulunan dizüstü bilgisayar,
(7) adet 17den 7'ye kadar numaralandırılmış CD,
Üzerinde Silican Power ibaresi bulunan USB Bellek,
(1) adet Canon Ixus 800 marka fotoğraf makinesine ait (1) adet 1 GB'lık Treme ibareli hafıza kartı,
(1) adet Canon Ixus 850 marka fotoğraf makinesine ait (1) adet 512 MB'lık Trancend ibareli hafıza kartı,
(1) adet Sony marka fotoğraf makinesine ait (1) adet 1 GB'lık Scandisk ibareli hafıza kartı,
1,2,4 ile numaralandırılan Canon marka ve 3 ile numaralandırılan Sony marka dijital fotoğraf makinesi,
Film negatifleri,
Aytek CEYLAN adına tanzim edilmiş 913017 seri numaralı (2) ile numaralandırılmış pasaport
009521 seri numaralı yabancı şahsa ait 1 ile numaralandırılmış pasaport,
TDK HS ibaresi bulunan ve 1 ile numaralandırılan VHS video kaseti,
(1) adet BLOW Mini Mod 2003 5-15839 ibaresi bulunan kurusıkıdan bozma tabanca, tabancaya ait (1) adet şarjör,
Sami HOŞTAN'a ait 6310 Nokia model 350841201340802 IMEİ nolu telefon ve telefona takılı vaziyette 0701110140618 ibareli sim kart,
Toprak Giyim tarafından hamiline kesilmiş (55.250) ABD Dolan meblağlı Halkbank 3455 Perpa Şubesinin 1162073 0123455000155833 sayılı çek,
Begüm Hazır Giyim tarafından kesilmiş (50.000) ABD Doları meblağlı Pamukbank 0816 Yenigüneşli Şubesinin 2085977056081610100250 numaralı çek,
Borçlu hanesinde Toprak Giyim yazılı Kefil hanesinde Erol TOPRAK yazılı 155.250 ABD Dolan meblağlı ödeme tarihi bulunmayan pullu imj&l^şenet,
Begüm Hazır Giyim kefil hanesinde Erol TOPRAK yazfh'%000 A.BD Dolanmeblağlı ödeme tarihi bulunmayan pullu senet, >
Q
Borçlu hanesinde Hilmi SAATÇILAR yazılı 600.000.000.000 TL. Meblağlı ödeme tarihi bulunmayan imzalı senet,
Borçlu kısmında Hilmi SAATÇILAR alacaklı kısmında Sami HOŞTAN yazılı 400.000.000.000 TL. meblağlı (4) adet senet,
Protokol başlıklı (4) sayfadan ibaret belge,
(3) sayfa Sevgili Sami Ağabey başlıklı belge,
Şişli 3. İcra Hakimi yazılı kağıt parçası,
Yavuz Selim Mah.Sena Caddesi No:6 Çavuşbaşı/BEYKOZ sayılı ikametinde yapılan arama da;
(1) adet Heckler 8 Koch GMbH Made in Germany ibareleri bulunan 25-025755 seri nolu 45 Calibre ruhsatsız tabanca,
(1) adet takılı vaziyette şarjör, şarjöre basılı vaziyette (11) adet çapma uygunmuhtelif marka dolu fişek,
(2) adet video kaseti,
(12) adet CD,
(1) adet Acer marka SNID:64259285316 numaralı dizüstü bilgisayar, bu bilgisayara ait şarj cihazı ve çantası,
(36) adet muhtelif marka kısa (9) tabir edilen dolu fişek,
(1) adet 0506200893186 seri numaralı Turkcell Muhbbet sim kart,
(1) adet 0404090634250 seri numaralı Turkcell sim kart,
(1) adet GLOCK mark GDN638 seri numaralı ruhsatsız tabanca, tabancaya takılı vaziyetti (1) adet şarjör, şarjöre basılı vaziyette (12) adet MKE yapımı dolu fişek,
(1) adet S/n62204545 Nolu bilgisayar kasası,
(2) adet VHS kaset,
(1) adet Dysan ibareli CD,
(1) adet Sedat Edip BUCAK adına otel kaydı belgesi,
(1) adet Anatoli MADJAR adına düzenlen Moldovya pasaportu bulunarak el konulmuştur.
Doküman inceleme tutanakları;
Şüphelinin, İlimiz Bakırköy İlçesi Şenlikköy Mahallesi Çatal Sokak Fly İn Recidance Evleri Al Blk. No.4/9 sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen dokümanların yapılan incelemesinde;
1-Mustafa YALÇINKAYA müşteki, henüz ifade vermemiş, İbrahim bey bu kişiyle görüşürse lehe ifade vermesi sağlanacak ibareli bir adet not olduğu,
2- PAMUKBANKA ait Begüm Hazır Giyim San. Tic. Ltd. Şti tarafından 50.000 U.S $ Elli bin hamiline kesilmiş çek ve aynı çekin arkası Erol TOPRAK ve Sema TOPRAK tarafından imzalanmış olduğu,
3-Yine aynı sayfa üzerinde HALKBANK ait Toprak Giyim San ve Dış Tic A Ş tarafından 155.250 U.S $ Yüz Elli Beş Bin İki Yüz Elli amerikan dolan hamiline kesilmiş çek ve aynı çek arkası, Erol TOPRAK tarafından imzalanmış hemen altında isimsiz bir imza ve onun altında Sami HOŞTAN yazılı ve altı imzalı bir adet çek olduğu,
4-Hilmi SAATÇILAR adına düzenlenmiş ve altı imzalatılmış 600.000.000.000 TL Altı Yüz Milyar TL değerinde senet.
5- Hilmi SAATÇILAR adına düzenlenmiş ve imzalatılmış Alıcısı Sami HOŞTAN olarak belirtilmiş 400.000.000.000 TL Dört Yüz Milyar TL değerinde senet olduğu,
6- Begüm Hazır Giyim Sanayi TİC. LTD. ŞTİ. adına düzenlenmiş ve altı Erol TOPRAK tarafından imzalanmış 50.000 USD Elli Bin amerikan doları değerinde senet olduğu,
7- Toprak Giyim San ve Dış Tic A Ş adına düzenlenmiş altı Erol TOPRAK ve isimsiz olarak ikinci bir kişi tarafından imzalanmış .155.250 U.S $ Yüz Elli Beş Bin İki Yüz Elli amerikan dolan değerinde senet olduğu,
8- Bir sayfa Alacaklı Sami HOŞTAN, Alacak vekili Banş KONACAK, Borçlu Hilmi SAATÇILAR tarafından yazılan ancak altı imzaya alınmamış bilgisayar çıktısı protokol metni olduğu,
9- Mecidiyeköy Mahallesi 9088 ada 37 parsel 244 metrekare arsa tapusu olduğu,
10- İstanbul Silivri P.m.paşa mahallesi kargaburun sokak yazılı ve HilmiSAATÇILAR'A ait Kat Mülkiyeti Tapu senedi olduğu.
11-İstanbul İli Şişli İlçesi 2.Bölge Bucağı Mecidiyeköy mahallesi 246DY2A Pafta numaralı 9088 Ada nolu 12 Parsel numaralı ve Hilmi SAATÇILAR adına düzenlenmiş Tapu Senedi olduğu,
12-İstanbul Cumhuriyet Savcısı F.Y. tarafından Alman Hastanesi Baştabipliğine yazılmış ve Sami HOŞTANIN sağlık durumunu soran üst yazı
13- Sayfa seri numarası A 2991231 olan ve birçok kere ülkemize giriş çıkış yapıldığı anlaşılan , yazı karakteri sebebinden kime ait olduğu belirlenemeyen MOLDOVA pasaportu olduğu,
14-4 sayfadan oluşan ve yazı karakteri sebebinden ne olduğu anlaşılamayan ancak bir bayan resmi bulunan resmi bir belge olduğu sanılan evrak olduğu,
15- 1985 Şişli doğumlu Kamil-Belgin kızı Ceylan AYTEK adına düzenlenmiş sayfa Seri No: TR-I NO: 913017 olan 31/1738994/96 Sayılı bir adet T.C pasaportu olduğu,
16- Sevgili Sami ağabey deye başlayan sevgi ve saygılanmla Kerem diye biten içeriğinin ticari ilişkilerinin ve bir projeden bahsedilen bilgisayarda yazılmış. 3 sayfadan oluşan mektup olduğu,
17- Şişli 3. İcra Hakimi Cihan Yüksel HATİPOGLU Konya- Beyşehirli şimdi davaya bakıyor.
18-Eski hakim Davut VARLI Diyarbakırlı bizim Dostumuzdur ibareleri bulunan 1 sayfadan oluşan not kağıdı olduğu görülmüştür.
Tape : 1436 26.10.2007 tarihinde Rıza............... ? ile görüşmesinde özetle; Rıza'nm
".. .sen ne demeye çalışıyon şimdi anlamadım yani" "... sana dedim ki abi dedim böyle böyle bu adam bugündür para 150 bana geçti 140 dedim ona şey oldu dedim .. .ben kendisine dedim ki .... Sami bu ara dedim sıkıntıda dedim dedi tamam bişey olmaz dedi" dediği, Sami HOŞTAN'm "bugün Metin'i aramış ne demiş" dediği, Rıza'nm "Bişey yapabilir mi ya bu gayet normal" dediği, Sami HOŞTAN'm "Nasıl normal... şimdi amma koyayım 2 tane Bİ GÜNDE 3 GÜN ARAYLA AÇILIŞ YAPACAK 3 gün arayla bi lira kimseye ödemeden ondan sonrada işte ne zaman ödemiş 3 gün sonra para hayatında" "Onun bacısını bak bak Rıza işler kötüye gidiyor bak teşkilat yapılıyor gibi geliyor bana" "Şimdi yani bu adam nasıl telefon açar Metin'e" dediği, Rıza'm da "Ama ne yapabilirim ben bu adam telefon açtıysa ... ben bunu sikmeye çalışıyorum, BU ADAMI KOPARMAYA ÇALIŞIYORUM, bu adam benim adamın değil ki benim kardeşim değil ki" "Sevgili ağabeycim... sana orospu çocuğu olduğun söylüyorum ben, dinle dedim Remzi dedim ayarla dedim tamam mı Remzi'yi ayarla ..." dediği, Sami HOŞTAN'm "Bak onu ara Rıza ... anam avradım olsun herkes zarar görecek bazı işlerden ..." dediği, Rıza'nm "Bazı mesajlar veriyorsun yanlış yere ... ben senin adamın değilim, ben sana dostluk yapıyorum abi diyorum sana" dediği, Sami HOŞTAN'm "... sen ne zaman çağırdıysan ben geliyorum" dediği, Rıza'nm "Sevgili abicim bak bu benim orta.. ben bunun koparmanın peşindeyim, sende bunu biliyorsun tamam mı, ... 80 bin lira o çakal Enis şey yaptı... bunun sayesinde Enis'e şey geçirdim çek ve evrak ... geçirdim şimdi benim BUNA TAM OLDU BORCUM 230 BİN DOLAR , BEN ŞİMDİ BUNUN KOPARMANIN PEŞİNDEYİM, nasıl koparcıcaz tamam da bugünde konuştum belki şey ÇAĞIR REMZİ'Yİ BEN SEN REMZİ 4 KİŞİ TAMAM MI BUNUN AMINA KOYARIZ ..." "Enis'e benim 90 şey oldu, Enis'e ya 4 bin lira ... borcum kaldı 20 lira verdim 80'de Şerife geçirdim dün" dediği, Sami HOŞTAN'm "bak buna söyle aklına başına alsın Rıza" dediği, Rıza'nm "... beni dinle abi, ben sana diyorum Remzi'yi çağır vurur koparır ..." dediği, Sami HOŞTAN'm "Ona söyle yalandan numaralar yapmasın Rıza ... Metin beni arasın, .. .ben ona parayı göndericem, ona bak nasıl para göndereceğimi görecek amma koyduğumun çocuğu" "... bak onu... eğer ben kafamdan silersem kumarbaz olarak bana bu onun şeyi olmaz bak yemin ediyorum araya kim girsede olmaz yani bak o zaman kasıtlı yapmış oluyor bana bunlan yani o zaman bende başka türlü düşüncem" "50 50 kapatıyorum hesabımı, sana 50 50 50 kendi senedimi veriyorum, 50 50 bide 40 veriyorum ondan sonra onla görüşcez biz" dediği, Rıza'nm "Sen şimdi telefon açıpta desen ki, İbrahim 15 gün sonra senin işini kapatıcam bişey derse kuran çarpsın" dediği, Sami HOŞTAN'm "ama bak Rıza biz görüyorsun ne vaziyetteyiz zaten patlamaya yer arıyoruz bide o bize bu şekilde şey yapıyor yani" dediği, şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği
Tape :1437 26.10.2007 tarihinde Orhan KALKUZ ile görüşmesinde özetle;
Sami HOŞTAN'm "Sen o gün bizi aradın biz bu adam için söyledik şimdi bu yavşak aramış bu Emin yavşağı bizim şeyi aramış ee Metin'i aramış" ".... abi ne olur söyle ...sik ona söyle o yavşağa" dediği, Orhan KALKUZ'un "Abi diyemez öyle ya sana der bana diyemez, bugün gelcek o bana" "Ben o adamı tanımıyorum, dün akşam parayı almaya Beşiktaş'ta yazanesi..." "Oraya gittim parayı almaya, bana çek verdi baba anladın mı, uyuz oldum" dediği, Sami HOŞTAN'm " Yalancı ben yauv dansöz gibi ibnenin biri" dediği, Orhan KALKUZ'un "... abi sen hiç karışma ... ben de Orhan'dan parayı alırım de" "Abi be sana bişey söyliyim mi telefonda söylemek istemiyorum, o bu akşam parayı getirmesin ben onu bak nasıl gektiriyorum sen görcem abi" "Bu akşam hallolcak diye bana söz verildi" dediği, Sami HOŞTAN'm "Sen o şeye söyle Ahmet giren arkadaşa söyle" "Deki sen bizi hallere sokuyorsun de" dediği, Orhan KALKUZ'un "Aynen söylicem abi şimdi" dediği,
Tape : 1438 26.10.2007 tarihinde Adnan...,? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "şimdi Orhan'la konuştum ben, ... ben dedi Ahmet'i arıyor dedi sen karışma
dedi abi dedi o işe bu işlere sen" dediği, Adnan'ın "Metin'i aramış da demiş böyle böyle salıya şey yapalım" "Biz şimdi arada racon kesersek olmaz onu Orhan konuştu, Orhan kessin raconu" dediği, Sami HOŞTAN'm ".... zaten ... Orhan diyor ki sen karışma abi diyor" "bu göt oğlanın dedi şimdi bak onu bi hoplatayım dedi bunun amma koyayım dedi" "Giresun'dan adam mı çıkarmı" dediği, Adnan'ın "Tamam Orhan kessin raconu .." dediği,
Tape :1440 26.10.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; Bir süre X şahsın kıbrısa gideceğinden bahsettikleri, X şahsın "Mehmet'in işine şey ettiğinde bi abi önümüzdeki hafta bişey edek abi onaya" dediği, Sami HOŞTAN'm "Ben senle öyle bi şeye gitmek istiyorum ki yani cırcık adamlarla değil" "Gittiğin zaman ...o şerefsiz şeyede gönderdik yani o Şadan'a" ".... o onun memleketlisi ya" "... aman ne olur demiş, beni mazur görsün, yani öyle bir adam sokmak istiyoruz var da cırcır adam yani... 2 tane adam buldum bitanesi iyi" "... bak canım abi sen bu işleri daha iyi bilirsin" "Şimdi sen adamla oturduğun zaman o adamla yann öbür gün yanlış bişey olduğu zaman hesap sorman lazım adama" "onun için yani öyle bir adam lazım ki bana" "Kelimesi oturcak dicek ki kardeşim bu bitmişti isteyerek zaten sizde biliyorsunuz böyle bişey yok" "Yani mahkemede bi şov yapsalar bile gücümüze gider" "... abi diyor, biz diyor kardeşini abisini çağıralım Tuncay bilmem ne kardeşim nereye kadar şey yaparsın o bitane şey vardı dedim ya Sedat'ın" "Peker'in bi.. o dedi ki abi benim kankardeşim ben telefon açayım ama dedim kardeşim bana sen dedim söyleyebilir misin" "Yani araya giren adam dicek ki bu iş burda bitmiştir" ".. .onlar biliyorlar benim bu işle uğraştığımı" ".. .yanlız ben sadece bitane adam istiyorum karşıma" dediği,
Şüpheli İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği
Tape : 1441 31.10.2007 tarihinde Habip............... ? ile görüşmesinde özetle; Sami
HOŞTAN'm "Ne yaptın görüştün mü Drej'le" dediği, Habip'in "Görüştüm abi haber bekliyorlar istiyorsan bağlıyım" dediği, Sami HOŞTAN'm "Pole gelsin" "... sen dükkanda mısın" dediği, Habip'in "Dükkandayım hurdayım şimdi geldim abi" dediği, Sami HOŞTAN'm "Kurban geldimi" "... ben sen Kurbanla işim var onun için yani" dediği, Hasan'm Kurban'm da dükkanda olduğunu çağıracağını söylediği, Sami HOŞTAN'm "Dükkanda konuşsak olurmu acaba ya" dediği, Habip'in "... abi arkada konuşursunuz yani salonda da oturursun" dediği daha sonra Pole de buluşmak üzere anlaştıkları tespit edilmiştir.
Tape : 1442 31.10.2007 tarihinde Mehmet TATAR ile görüşmesinde özetle;
Sami HOŞTAN'm zaman aşımından beraat etmesiyle ilgili, televizyonda çıkan haberlerden konuştukları, ilerleyen görüşmede Mehmet TATAR'm "... burda biliyorsun bizler savaştayız valla" dediği, Sami HOŞTAN'm "Şımak'tasm demi" diye sorduğu, Mehmet TATAR'm "Evet Şırnak'tayım daha abi" "biz nasıl kurtarırız burdan göç mü edelim mücadele mi edelim" dediği, Sami HOŞTAN'm " biz oralarda kalacaz biz hep orda kalacaz" dediği, Mehmet TATAR'm "sağolasm var olasın bize moral verdin" dediği,
Tape :1443 31.10.2007 tarihinde Sedat BUCAK ile görüşmesinde özetle; Bir
süre zaman aşımına uğrayan mahkemelerden konuşup sohbet ettikleri, ilerleyen konuşmalarda, Sedat BUCAK'm "Abi yalnız özellikle bundan sonra dikkat et, hiç ummadığın bir yerde bişey daha çıkar" "YANİ BUNLAR ÖZELLİKLE ÇIKARTACAKLAR HABERİN OLSUN ABİ" "Evet abi yani hiç belki ilgin alakan bile rüyanda görmediğin bişey" "EVET OLUCAK YANİ ABİ HABERİN OLSUN" dediği, konuşmanın devamında, yargılandıkları mahkemelerden dolayı çocuklarının zarar gördüğünü anlattıkları Sedat BUCAK'm çocuklarını, ailesini Amerikaya götürüp orada yaşamaya başlayacağını anlattığı ve "Oldu abi emirlerini bekliyorum" diyerek telefonu kapattığı tespit edilmiştir.
Tape :1444 04.11.2007 tarihinde Yaşar.............. ? ile görüşmesinde özetle; Yaşar'ın
bir süre sohbet ettikten sonra hava alanında olduğunu söylediği ve Swiss otelin lobisinde buluşmak üzere sözleştikleri tespit edilmiştir.
Tape :1445 04.11.2007 tarihinde Rıza................ ? ile görüşmesinde özetle; Sami
HOŞTAN'm " ... ne oldu biliyor musun? birisi var şimdi, Yaşar abiyle bu otelci yok mu ZÜRİH OTELLERİN SAHİBİ" "Şimdi birini getir birinden 7 - 8 bin alacağı var bende araya girdim bakarsın 300-400 yolumu bulurum anlıyor musun onun için adamı evden çağırttık geliyor yani" dediği,
Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığım beyan ettiği
Tape :1446 06.11.2007 tarihinde Yaşar............... ? ile görüşmesinde özetle; Sami
HOŞTAN'm "... bugün ancak beni o çocuk ..." dediği, Yaşar'ın "Ethem aramışlar galiba" "Demiş ki , 14'ünde mahkeme ... demiş, ... ondan sonra şeyedek demiş ... kardeşi, bende Ethem'e dedim ki, ... çocukları da varmış mağdurmuş ...14'ün den evel hiç olmazsa dava mavada olmaz, davacı mahkeme kanun önünde anlıyormusun" "... Sami kardeş beraber gideriz" dediği, Sami HOŞTAN'm "Şimdi ben ... Ethem'e gidiyorum abi tamam mı" "Ama böylesi daha uygun olur yani ondan evel bu iş olsun" dediği,
Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği
Tape:1447 12.11.2007 tarihinde Yaşar...?/Mehmet..?' ile görüşmesinde özetle;
YAŞAR'm "Bu arkadaşlar mahkemeye gelmişler inşallah abi" dediği, SAMİ'nin "O günkü konuşmamızda gerek yok hatta Ethem'de konuştu bizde yok yolcu ederken" "Dedim ki kardeşim benim kardeşimi böyle bişey olsa ben" "Gelmem çünkü yani barış herşeyden evvel elini uzatan şeydir" "Abi ne gerekirse yapacam" "Bende onlara bi söz vermiştim elbise sözü" "Yarın yarın abi biliyo mu ayın 14'ünü" dediği, YAŞAR'm "Doğrudur 14'ünde" dediği,
Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği
Tape :1042 16.11.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK üe görüşmesinde özetle;
Veli'nin "Valla özledim bende. Köye gidiyorum yoldayım şuanda. İzmit'teyim." dediği, Sami'nin "Köye gidiyosun ne zaman... pazar salı Çarşamba." "Çarşamba günü, benim bi arkadaşım var. Onunla beraber seni ziyarete gel ecem. Bu Azerbeycan'da bize bişeyler ... senden fikir alalım da ondan sonra." dediği, Veli'nin ise "Ya ben Kazakistan'daydım yeni geldim." "He Kazakistan'dan bir sürü bana teklifler yaptılar." "Bir sürü projeler verdiler. Ordaki tanıdığım ,şeyler devletin yetkilileri var orda." dediği, Sami'nin "Tanıyorsun ya... Sapancalı Adnan diye bir arkadaşım var. Onun ... yurtdışında da işleri var tekstil işleri var." dediği, Veli'nin "Tamam. Ben ne gerekirse yardımcı olurum." dediği,
Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği
Tape :1448 16.11.2007 tarihinde Mehmet ŞEHİRLİ ile görüşmesinde özetle;
Mehmet ŞEHİRLİ'nin "Bu orospu çocuğu Ufuk var ya" "... Yardım ettik ya hani ettin ya yardım orospu çocuğu bu Tercüman'da şimdi eski Ufuk" "... bizi iki gündür beni yazıyor şimdi" ".... Ömer bi davada savcıya komplo yapmıştı diyor ceza evine düştü ondan sonra bi de bugün yine yazmış şey diyor yani, ... bundan aldık mı biz o verdiğimiz parayı" dediği, Sami HOŞTAN'm almadığını söylediği, Mehmet ŞEHİRLİ'nin "Beni yazıyor şimdi savcıya diyor şey yapmıştı diyor şantaj yapmıştı diyor" dediği, konuşmanın devamında Sami HOŞTAN'm gazetecinin telefonunu istediği tespit edilmiştir.
Tape :1449 16.11.2007 tarihinde Mehmet ŞEHİRLİ ile görüşmesinde özetle;
Tercüman gazetesindeki Ufuk... isimli gazetecinin kendilejtyîe"ilşfrî*-yazdığı haberlerden bahsettikleri, daha sonra Mehmet ŞEHİRLİ'nin Sami HOŞTAN'a gazetâcîye ait olan "0 533
112% V^%y*^
738 57 07" nolu telefon numarasını verdiği, Sami HOŞTAN'm "... şimdi ben bunla konuştuğum zaman, yarında bunu yazmasın" dediği, Mehmet ŞEHİRLİ'nin "... ne diyecekler borcu var sana abi ne demek ya borcumu istiyorum de" dediği,
Tape :1450 16.11.2007 tarihinde Mehmet ŞEHİRLİ ile görüşmesinde özetle;
Tercüman gazetesinde gazeteci olan Ufuk.... Un yazdığı yazılarla ilgili konuştukları, Sami HOŞTAN'm Ufuk'u arayarak konuştuğunu, Ufuk'un Ankara da olduğunu ve yazılarla ilgisinin olmadığını söylediğini anlattığı, Sami HOŞTAN'm "Ben bide Uğur beyle görüşmek istiyorum, Uğur Dündar'la yani, dün bir televizyonda susurluk ilen beni tehdit etmişti bilmem ne işleri, Susurluk onu ne zaman tehdit etmiş, bunu pek anlamış değilim, hem dost oluyoruz hem ..." dediği, daha sonra Mehmet ŞEHİRLİ'nin Uğur DÜNDAR'ın telefonunu vereyimmi dediği tespit edilmiştir.
Tape :1451 16.11.2007 tarihinde Mehmet ŞEHİRLİ ile görüşmesinde özetle;
Mehmet ŞEHİRLİ'nin "Ne diyor bak" "Uğur Dündar Tansu Çiller'in başbakan olduğu yıllarda yıllan kendi için kabız günler olarak nitelendirdi o günlerde öldürülme korkusununda olduğunu söyleyen başanlı televizyoncu Dündar tabi onlar için söylemiyorum ama o dönemde Susurluk çetesine benim öldürülmem için emir verilmişti eğer yakalanmasalardı demiş" dediği, Sami HOŞTAN'm "Vay be çok üzüldüm onun için ben kendisine söylicem ama" dediği,
Tape :1452 16.11.2007 tarihinde Uğur DÜNDAR ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Dedim ki şeyle ilgili dedim bi anyayım bu Mehmet demişti ki Ayhan Çarkınla bi görüşmüştü" ".... ben tabi Mehmet bişey söyleyince ben bi anda algılayamadım dedim bide ..size sorayım dedim böyle bişey" dediği, Uğur DÜNDAR'ın "Var valla yani o konuşmak isterse ben de konuşurum" dediği, daha sonra Susurluk olaylanndan konuştukları, susurluk çetesinin Uğur DÜNDAR'ı öldüreceği yönünde gazete de çıkan haberlerle ilgili Sami HOŞTAN'm "İnanın sizde o gün de ben kendimde görüşmüştüm Tansu Çiller'in yanında ki Mehmet Üstünkaya'nm zamanında" "Ama sizle ilgili hiç bir öyle mevzi bile ..." dediği, Uğur DÜNDAR'ın bu konuyu Emniyet Müdürü Kemal YAZICIOĞLU dan duyduğunu, Hanefi AVCI nmda bunu söylediğini anlattığı, Sami HOŞTAN'm da "Ben bu insanlarla beraber tam 15 sene beraberim iç içe ve hala bu insanlar benim yanımdalar nasıl biliyorum mesela Ayhan olsun" "Ben bir güne birgün sizin isminiz zikredilmedi ve niye zikredilmedi sizin siz sadece elinizdeki belgeye göre hareket ettiniz yani araştırdınız onu yazdınız" dediği, Uğur DÜNDAR'ın "Hakkatten öyle Sami bey vallahi öyle bide ben bi de akşam konuşurken şunu söyledim ben dedim artık bunlan affettim dedim yani Tansu Çiller'ide affettim kocasını da affettim olup bitenleri de affettim dedim" "Tansu hanımla kocası bana bana inanılmaz işkenceler yaptılar ya" dediği, Sami HOŞTAN'm "Başka birileri tarafından belki yaptırma bak ona bişey diyemem" dediği, bu konu üzerine konuşmaya devam ettikleri tespit edilmiştir.
Tape:1453 16.11.2007 tarihinde Mehmet ŞEHİRLİOĞLU/Baki..? ile görüşmesinde özetle; MEHMET'in "Uğur Dündar'la konuştun mu" dediği, SAMİ'nin "Konuştum çok memnun oldu" "Aynen böyle dedi sana inandım dedi yann SamatyaTılarla beraber yemek yiyoruz dedi görüşelim dedi işte Ayhan Çarkınla ilgili sesini duyduğuma çok teşekkür ederim dedi" dedikten sonra Mehmet'in telefonu yanında bulunan BAKİ'ye verdiği, SAMİ'nin BAKİ'ye hitaben "Bakicim sen benim canımsım canımsm ama ibne bi meslek bu gazetecilik insan arkadaşını yemek yediği bi adamı okur mu ya" dediği, BAKİ'nin "Biz saygıda kusur etmedik ... ne ben ne Mehmet Şehirli" "Parası olmadığında cebinde Mehmet Şehirli cebinden" dediği, SAMİ'nin "Benden aldı verdi" dediğL^^KJ^nin "Evet abi parası olmadı biz verdik Serdar abi vermedi de parayı sonra" "/fyg biz^ağhlferıdisi yazdırmıştır özellikle yani" dediği, SAMİ'nin "Sen geçen gün görmedjhani bizjm içtff^ttıklan başlıklan
s^i X"7 1126 l^Hİk%f JL *s*s/
görmedin mi geçen gün ya deli olmak içten değil Baki ya" "Bunu hep yapıyor o bunu o Ayşe yapıyor ya" dediği,
Tape : 1454 16.11.2007 tarihinde Yaşar....? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Yarın saat 2'de burda müsait misin" "Onları çiftliğe çağırdım" "... bunlar çiftliğe gelecekler dedim ki Ethem aradı" "Yaşar abide gelsin tabi daha iyi olur dedi" dediği, Yaşar'm "tamam abi yarımda sendeyim" dediği,
Tape : 1455 18.11.2007 tarihinde Hikmet ....? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "... kumar çok güzeldi 15'e 10'a" dediği, Hikmet'in "Kaybettikten sonra güzel olsa ne olur abi ya" "...bu ibne ya bugün Kocaoğlu'yla Erol gelmiş biz kardeşiz biz dostuz falandır filandır" "... Aslan diyorki tamam ben borcu üstleniyorum" "... 3 aydan sonra ben bi ödeme planı çıkaracam" dediği, Sami HOŞTAN'm "... şimdi diyeceksin ki ona öyle olmaz bi defa o senetleri çekleri verecek ondan sonrada 300 bin lira getirecek" dediği, Hikmet'in de oyun yapmayacağını, kulüpçülüğüde bırakacağını söyleyerek "...insanlar ölecek dedim, ne yapalım ölecekse ölecek kardeşim biz paramızı istiyecez haklıyken paramızı isteyecez insanlar mı ölecek ölsün ne yapalım yani var mı abi böyle bişey ben sana söyleyim Sami abi" "Bu kimdir bu çakaldır ya Laz Aslanmış çakalın biri" "Çıkmış piyasaya almış 3-4 tane laz gelmiş neymiş o diğeri yok mu topal" "Diyor ki Tilgil köyü komple geldi ya dedim kimse ağaç kovuğundan çıkmamış gerek yok bu kelimelere" "Abi ikili oynuyorlar konuşurken bize farkı konuşuyorlar biz kan dökülmesini istemiyoruz ee tamam bizde istemiyoruz kim istiyor kan dökülmesini dedim biz paramızı istiyoruz para istemekle kan dökülecekse dökülsün ne yapalım yani böyle bişey var mı abi" ".. şimdi şey çıkarmışlar Hasan Günaydın diye biri varmış benim yanıma geliyormuş benle o Varvar'da milleti kopanyormuşuz lensle" "Demişki Hasan Günaydın diye biri var Hikmet'in yanında süper şey oynuyo ne oynuyo varvar oynuyo lensle varvar oynuyo şimdi Kıbrıs'ta ceza evinde .... ya biz kaybediyoruz ev veriyoruz arabalarımızı veriyoruz bunlar kaybediyor böyle yapıyorlar abi" dediği, Sami HOŞTAN'm "şimdi 270 bin lira kaybettim şimdi ne yapıcaz ne edicez yani millete" dediği, Hikmet'in "Sende de , beni kopardınız ver 2 milyon dolar geri ver nasıl olsa millet bize öyle yapıyor abi bizde öyle yapacaz millete" dediği,
Tape :1456 18.11.2007 tarihinde Rıza................ ? ile görüşmesinde özetle; Sami
HOŞTAN'm "Şimdi oraya şimdi şimdi şey döndü tekrar bizim oynadığımız zarlarımı getircez oraya" "...Rıza her konuşacağımız da ben 300-500 kaybediyorum bişey söylicem sana şunu söylim şimdi bizim bizim oynadığımız o Kıbrıs'ta ki o boydaki zarlarımı getireyim" dediği, ilerleyen konuşmalarda da oynanacak kumarda kullanılan zarlarla ilgili konuştuklan tespit edilmiştir.
Tape :1457 18.11.2007 tarihinde Rıza............. ? ile görüşmesinde özetle; Rımaz'nm
"Çaktırma abi kağıdını şeyden kes kağıt ortak hangi kağıt lazım benim ayağıma vur ee birli bi sefer ikili iki sefer üçlü üç sefer vur dörtlü dört sefer vur beşli beş sefer vur altılı altı sefer vur bunun amma koyalım içeri atalım" diyerek, kumar sırasında yapacaklannı konuştuklan tespit edilmiştir.
Tape : 1458 20.11.2007 tarihinde Rıza................. ? ile görüşmesinde özetle; Sami
HOŞTAN'm "... Rıza bak sen muhatap değilsin şeydeki kumarlar muhatap İbrahim biliyorsun de mi" diyerek oynanan kumarla ilgili konuşup küfür ettiği "Borcum morcum yok benim haberin olsun Rıza ... borcumu İbrahim biliyor" "İbrahim gelecek benim açılışımda yanm saat oynayacak onun çocuğunu sikecem" "O şov yapacak İbrahim bana 4 milyon borçlu" "Sami Hoştan nasıl parayı alçağını bilir" diyerek uzun bir süre oynadıklan kumarla ilgili konuştuklan tespit edilmiştir.
Tape:1461 20.11.2007 tarihinde Murat..? ile görüşmesinde özetle; MURAT'in "Abi o şeyler kimliği verdi mi size acaba" dediği, SAMİ'nin "Verdi verdi" "Ben sana vermedim mi" dediği, MURAT'in "Yok abi de" dediği,
Tape:1462 22.11.2007 tarihinde X Bayan ile görüşmesinde özetle; SAMİ'nin "Hazırladın mı pasaportunu" dediği, X BAYANIN "Pasaportumu yok diyorum ya sen hazırlıcaksın diyorum" dediği, SAMİ'nin "Tamam nüfus kağıdını 4 tane resim ver yeter" dediği,
Tape:1463 22.11.2007 tarihinde Yaşar..? ile görüşmesinde özetle; YAŞAR'm "Fatih'te geliyor avukat Fatih" dediği, SAMİ'nin "Tabi onları da getir abi ben onlara" dediği, YAŞAR'm "Onun onun avukatı da gelecek mi acaba" dediği, SAMİ'nin "Ben getir dedim abi" dediği,
Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği
Tape :1465 22.11.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "Çarşamba günü şey yapacaktık ta yoktum orda bir sürü sıkıntılarımız oldu...onunla uğraşıyordum" dediği, Sami HOŞTAN'm "Valla paşam hep oluyo ne nedir bu sıkıntı" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Ne olacak bilmiyorum ya" dediği, Sami HOŞTAN'm "Fakat paşam biz .... ne iş yaptıysak kaybettik" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "...para kazananlar kim biliyor musun devletten çalanlar çırpanlar teşvik alanlar" dediği, Sami HOŞTAN'm "bi işlere girdim Bir buçuk milyon dolar gitti bide 600 bin dolar da borçlandım paşam" "... o .. sattım bi iş hanım vardı ya benim Güneşlide oda gitti yani bi bi tersliktir gidiyor paşam" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Bi oturalım bi konuşalım ne yapacaz ne edecez ya bi bakalım hele" "... kafanı bozma dur bakayım" "Ben hurdayım bi görüşelim bi oturalım bi konuşalım ..." dediği,
Tape :1466 24.11.2007 tarihinde Recep....? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "...birileri birbirlerini öldürmüşlerdi de iki iki tarafı da banştırdım da çiftliğe getirdim yemek veriyorum" "Barıştırdık işte yemek memek şimdi avukatlarını da çağırdım ifade bişeyler yapsınlar yani" "Birbirinden haberi yok ta Ortaköyde bir Gazinoda ateş etmiş ona gelmiş yani nihayetinde onunda şeyi oymuş yani" dediği,
Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği
Tape :1467 26.11.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "....hani bişeyler araştıracaktın ya, döneceksin diye Seni bekledim ... telefon" dediği, X şahsın "Şimdi adam uğraşıyor diyor ki uğraştın telefon ettim diyor" "Biliyorum ben hiç bırakmıyorum peşini sen merak etme" "...fonun ismini bulamıyor çok uğraşıyor çocuk" dediği, Sami HOŞTAN'm "Çünkü parayı kaçırdı abi yani bu belli" dediği, X şahsın "Para şimdi fonda" "İşte onu bulmaya çalışıyor, çok yaman bi gazetecidir" "...bişey var kambiyodan birisini elde edersin" "Ama oda bilmez isimleri ordan bilir" "Fondaki isimleri , yani ben uğraşıyorum" dediği, Sami HOŞTAN'm "Ama çok ... verme yani detayları" dediği,
Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği
Tape :1469 30.11.2007 tarihinde Gökhan............ ? ile görüşmesinde özetle; Gökhan
isimli şahıs 30.11.2007 saat: 16:36 da sanıi HOŞTAN'ı aradığında, Amerikada olduğunuanlatıyor, daha sonra yaptıkları bu telefon görüşmesinde ise, Gökhan'ın "... o telefondan
konuşamıyorum abi o telefon biraz arızalı çıktı" "...biraz karışık" ".. akşam ararız seni anlatırım Emre'yle beraber" diyerek tekrar aradığında konuyu anlatacağını söylediği, Sami HOŞTAN'm "...biz de büyük sıkıntıya girdik BİRİNDEN AL^©?^HMIZ VARDI ODA RAHMETLİ OLDU ONLA ŞİMDİ PROBLEMLERİMİZ V^TçOK*]StaK PARAMIZ VAR bizim yıllardır biriken paramız ondaydı ben sürekliden şeyirt^ıı3^1îiuydun" "Ali
/O 1128 li^hrtk *r

AVŞARI rahmetli oldu bundan bir buçuk ay İki ay evvel" "Onunla beraber beraber olan adam insanlar var mı tanıdık onun onda seneti var çünkü bende" dediği, Gökhan'ın da tanıdık şahısların olduğunu söylediği, Sami HOŞTAN'm da bu şahıstan alacağının çok büyük rakamlar olduğunu söyleyerek "... 13 senelik birikim olan bi param benim, 13 senelik duran param aramızda gizli hesap devamlı senet tazeleyip hesap kapattığımız bi insan" "Yani bu iş 94'ten beri devam eden gizli bi ortaklık, istemiyordu ismimin duyulmasını işte abi" "İyi bi borsacıydı ama biliyorsun o" dediği, Gökhan'ın da "Evet büyüktü çok büyüktü" dediği, ilerleyen görüşmede, Gökhan'ın İlker isminde bir şahıstan bahsederek bu konuyla ilgili görüşme yaptırabileceğini söylediği, Sami HOŞTAN'm da alacağı para hakkında bilgi vererek "Dışarıdaki fondan çalıştığı için yani 3-4 Trilyona çıkıyor burda biz araştırdık avukatlarım ama benim alacağım para büyük rakam yani" "...böyle 20 milyon Euro" dediği, ilerleyen görüşmede ise alacaklı olduğu kişinin kansımn 30-20 milyon dolarlık köşkte oturduğunu, parasını alacağını anlattığı, Gökhan'ın da Ertan .... İsimli bir şahıstan bahsederek onunla görüştürmeyi teklif ettiği ve "Fakat Ertan'm bi telefonları dinleniyor" dediği, Ertanla yüz yüze görüştürme konusunda konuştukları tespit edilmiştir.
Şüphelinin İfadesinde bu görüşmenin ayrıntılarım hatırlamadığını beyan ettiği
Tape :1851 02.12.2007 tarihinde Emre/Gökhan ile görüşmesinde özetle;
Aralarında bir süre merhabalaştıktan sonra Sami HOŞTAN'm Gökhan isimli şahsı sorduğu, Emrenin'de "Gökhan abinin öbür telefonu öbür telefonları dinleniyormuş şimdi burdan öbüründen konuşamıyordum abi rahatça diyor." dediği, Sami HOŞTAN'm bunun sebebini sorduğunda Emre'nin "Birşey yapmamışta işte incelemeye almışlar kredi kartları dökümleri falan telefonlarını." dediği, Sami HOŞTAN'm "...biz dünya ayağa kalktı gene ayaktayız hep." dediği, daha sonra telefona Gökhan..? isimli şahsın geldiği, Sami HOŞTAN'm Gökhan'a Ertan..? isimli şahsı sorduğu, Gökhan'ın "Abi Ertan'ı şöyle arayamadım Ertan'm telefonları dinleniyor abi onları iki yıl evvel içeriye aldılar ya onları 4 gün onların davası var." Dediği, sami HOŞTAN'm "Ya ne olur amma koyum benim şey gece gündüz dinleniyor bu telefon gece gündüz dinleniyor.." Gökhan'ın "Abi şimdi herkes herkes senin gibi mangal yürekli değil abi herkes şey." dediği, Sami HOŞTAN'm "lan polisin amma koyayım ulan telefon dinleniyor ulan karılarını dinlesinler ilk önce beni değil avradını sikerim ha. Polis yani polis dinleyecekse kanlarını kendi kanlanm dinlesin bizi ne dinliyor. Ulan bu kadar korkak yok 2 sene evvel yatmışta maliyede ne olmuş yani yatsa ne olur biz hergün hergün polislik iş yapıyoruz hergün." dediği, bir süre daha günlük konuşmalar yaptıktan sonra görüşmenin sona erdiği,
Tape :1852 04.12.2007 Halil..? ile görüşmesinde özetle; Görüşmede uzun bir müddet ticari konulardan bahsettikleri, devamında Sami HOŞTAN'm sağlık problemlerine değindikleri bu bağlamda Sami HOŞTAN'm "Kendi hatamızı yaşıyoruz biz çok büyük hatalar yaptık Halil." dediği, Halil'in "Abi yok yok hata yapmadan sen önem vermedin sağlığına" "Bak Mehmet AĞAR m yarısı kadar yapamıyorsun sen. Kimse götürmüyor parayı bir yere" dediği, Sami HOŞTAN'm "Mehmet AĞAR senin başkanındı Mehmet..." "Mahvoldu zaten. Ama mahvolurken de zenginleşti." dediği, Halil'in "Ya abi en son 60 milyon dolar almış hangi paraya ihtiyacı var." dediği, Sami HOŞTAN'm "60 milyon dolar almış en son Tayipten. Adam satar dedim." dediği, Halil'in "Ya sanki paraya ihtiyacı var." dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği,
Tape :1854 04.12.2007 tarihinde Selviye..? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Bak bak Selviye hanım sana son defa söylüyorum yann o senet şeye verilecek. Yann o senet verilsin o aile ile o aile ile ben görüşeceğim^s#î«a4^ Dediği, Selviye'nin "Tamam bak Sami bey. İkide Ender geliyor size geliyoram^îpkü v?e^îetnameyi ekleyecek
işlemi tamamlayıp direk Sultanahmet'e geçeriz beraber." dediği, Sami HOŞTAN'm "180 Milyarı gidin şirkketten alm yatırın." dediği, Selviye'nin "Hı hı 190 Milyar tuttu ..." dediği, Sami HOŞTAN'm "Neyse işte alm onu gidin yatırın yarın yarın bu verilsin bu tamam mı?" dediği, selviye'nin "Tamam oldu tamam oldu" dediği,
Tape :1858 06.12.2007 tarihinde Serviye..? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Ne yaptın yazdırdın mı?" dediği, Selviye'nin "Yok şimdi onlarla buluşacağım şeyde Dedemanm orda." dediği, Sami HOŞTAN'm "Kimlerle?" diye sorduğu, Selviye'nin "O Recep denen adam geliyor." Dediği, Sami HOŞTAN'm "Parayı getirdin mi parayı ben şimdi onların oraya 4-5 kişi gönderdim." Dediği, Selviye'nin "He ben dedim parayı getirmiyorsanız hiç gelmeyin para getiriyorlar bakalım nasıl geliyorlar bilmiyorum." "Ben bak şimdi ben bilseydim gelmezdim şeye geldim onların ofisine 5-6 kişi gönderdim.." dediği, Selviye'nin 20-25 dakka içinde Dedeman da buluşacaklarını, gerekli evrak hazırlıklarını yaptıklarını belirtiği, Sami HOŞTAN'm "Hemen hemen şimdi..." "Ben karar aldım yani yani çünkü benim ben perişan vaziyetteyim benim paramla kimse yalılarda oturamaz." Dediği, Selviye'nin de "Tamam ben şimdi onların yanından seni arıyorum." Dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği,
Tape :1862 09.12.2007 tarihinde Selviye..? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Verdiniz mi şeyi?" "Verdiniz mi o ?" dediği, Selviye'nin "Ee para para tamamlayamadık verecek işte Hüsrev abi bu çocuklar getiriyorlar 10 bin 10 bin 100 küsürü vardı 130 milyarı mı ne vardı bundan gelende işte dolarlarlada onu kapatacak Cuma da gitti İhsandan belgelerini aldı." dediği, Sami HOŞTAN'm "Aldı mı hepsini?" dediği, Selviye'nin "Aldı aldı" dediği, Sami HOŞTAN'm "Benim yanımda benim yanımda ... şey olacak." Dediği, Selviye'nin "Senin yanında yutacakta abi.." "...ben dedimki sakın yırtma Sami beyin yanında yırtarız." Dediği, Sami HOŞTAN'm "Hiç katiyetle. Katiyetle yırtmayacak yanımda yırtacak." dediği, sSelviye'nin "20 vereceğim dedi işte bana eve getirdiler hatta dediler ki abla biz bu cumartesi şirket kapalı sana 21 getiremiyoruz ama pazartesi telafi edeceğiz pazartesi 10 vereceklerdi 21 verecekler." Dediği, Sami HOŞTAN'm "O zaman halloluyor mu işimiz bizim?" dediği, Selviye'nin de "Hı hı tabi tabi işte 40.000 dolar olduğuna göre 40.000 dolar 44 milyar para yapar. 150 var 190 filan tutuyor işte ..." dediği, ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği,
Tape :1863 10.12.2007 tarihinde İlknur..? ile görüşmesinde özetle; Aralarında merhabalaştıktan sonra Sami HOŞTAN'm "Hiç iyi değil valla ya şimdi Ankara'ya gidiyorum belki bu öğleden sonra. Sedat BUCAKla bir işimiz varda." "Yargıtay'da bir olay vardı o bitmiş gibiydi herhalde bi ufak bir canlanma var yani herhalde birisi bir parmak sokuyor herhalde bir parmak parmaklan kırılacak beyinleri pis olan birileri beyinleri karıştırmak istiyor yani." dediği, İlknur'un "Tehlikeli birşey yok değil mi?" dediği, Sami HOŞTAN'm "Yok yok ta ama yani hiç bitmiş olaylar hiç ilgimiz olmayan olaylar tekrardan tekrardan tekrardan yani moral bozukluğu başka birşey değil ama bizim moralimizi kimse bozamaz benim çünkü hiç öyle taviz verecek moralimi moralimi bozacaklar bi saçmalık yapacağım falan öyle bir şansları yok yani." dediği, İlknur'un "Yani bu insanlar niye kaşınıyorlar ya." dediği, Saim HOŞTAN'm "Vallahi kaşınıyorlar billahi kaşınıyorlar tallahi kaşınıyorlar." dediği,
Tape :1864 10.12.2007 tarihinde Erkan..? ile görüşmesinde özetle; Erkan'ın "Abibugün müsait misin?" dediği, Sami HOŞTAN'm "Bugün müsait değilim çünkü mahkeme varbugün Sedat ŞAHİN in oraya gideceğim" dediği, ""* ""*""
Tape :1865 10.12.2007 tarihinde Yusuf..? ile görüşmesinde özetle; Yusuf un "Hah abi şimdi bu benim şey var ya rahmetlinin eşi var ya abi?" "O şimdi o düğünde bu resim mesim çekildiydi." "Onu diyor ben vereceğim mereceğim diyor bilmem ne diyor şimdi saçmalayıp duruyor abi bu yav bu durup dururken bizi.." dediği, Sami HOŞTAN'm "Hangi kimi?" diye sorduğu, Yusuf un "Şey ya Selma abla ya" "Ne bileyim işte abi diyor ki bu birisiylen mi görüşmüş bu kanal televizyoncularla mı görüşmüş ne yapmış" dediği, Sami HOŞTAN'm "Resmi verse ne olacak yani?" dediği, Yusuf un "Benimde canım sıkıldı şimdide dedim abla bir dakka dedim ya ne yapıyorsun dedim sen," "Tamam abi yani abi benimde canım sıkıldı dedim abla bir düşün ne demek dedim ya bu dedim gelmişiniz misafirimiz olmuşsun oturmuşsun kocanla resim çektirmişsin" dediği,
Tape :1866 12.12.2007 tarihinde İlknur..? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Çok güzel bir gelişme oldu bugün saat işte beşte bir karar çıkacak ve bitti olay bitiyor yani dün gece birileri ile beraber bir yemeğe gitmiştik." "He bugün bu akşam saat beşte karar çıkacak." "Yani benim benimle ilgili öbür arkadaşlarla ilgili tamamen takipsizlik alıyorum yani o olay takipsizlik alıyoruz tamam mı" "Yüz yüze geldiğimiz zaman anlatırım yani telefonda değil de tamamen olay bitiyor tamam mı" dediği, İlknur'un "Sevgilim çok sevindim" dediği, Sami HOŞTAN'm "Ancak işte bugün benim kalmam lazım burda avukatta benim yanımda artık yann uçakla geleceğim yann saat 10'da 12 uçakta böyle doğru arabayla gelmemek lazım niye biliyor musun bir ton kaza olmuş şeyde Bolu'da. Otobüsler kaymış birbirine girmişler bildiğin gibi değil o bi zincirleme kazalar olmuş yolda şeyde gidenler vardı onlarda telefonla geri dönmüşler zaten bu haberi de aldılar sevindiler şimdi beşte karan alacağız diye bir daha bitiyor yani tamamen takipsizlik yani veriyor yani." "Vallahi inan ben çok niye çok sevindim biliyor musun yani en azından benle ilgili birde öbür arkadaşlarla da ilgili çok önemli yani benim için onlarda kurtuldular yani çünkü onlarda onlar da haketmemişti bu cezayı yani." Dediği ve bir süre kendi aralanndaki özel ilişkilerinden bahsettikleri, devamında Sami HOŞTAN'm aynı konu ile ilgili olarak ".. .biraz sonra yemeğe götüreceğiz o arkadaşlan da çok çok çok sevindim ama yani yani çok sevindim biraz yorulduk ama en azından en az birilerine birşey yapabildik ..."".. .sabaha kadar işte avukatla bazı şeyler dosyalar mosyalar kanştırdık ... yani hepsini yani yerli yerine otutturduk ondan sonra gittik yani" "...otelin şeyinde lobisinde oturduk konuştuk ettik birilerini çağırdık yani mecbur yani.." dediği, İlknur'un "Birşey söyleyeceğim geleceğe dair herhangi bir sıkıntı var mı?" diye sorduğu, Sami HOŞTAN'm "Hiç hiç yok kalmadı." Dediği, İlknur'un "Senin cezan yok zaten değil mi?" dediği, Sami HOŞTAN'm "Yok yok 15 sene vardı o da zamanaşımına girmişti fakat başka bir olayla hiç ilgisi olmayan bir yerde ismim geçmişti onunla ilgiliydi bu dava ve hepsi bitti yani." dediği
Tape :1867 12.12.2007 tarihinde Sedat BUCAK ile görüşmesinde özetle; Sedat BUCAK'm "Abi merhaba" şeklinde hitap ettiği, Sami HOŞTAN'm "Merhaba ağa
nasılsm" dediği ve bir şahsın askerlik hizmeti ile ilgili olaraka birliğine teslim edildiğinden bahsettikleri, Sami HOŞTAN'm"Bir yaramazlık yok ya başka" dediği, Sedat BUCAK'm "Yok abi bana bir emrin var mı abi?" dediği ve gr8üşmenin bu şekilde son bulduğu,
Tape :1870 18.12.2007 tarihinde Engin..? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Biz bunu 5 yapalım çünkü VELİ KÜÇÜK PAŞA GELİYOR ONUNLA
GÖRÜŞMEM LAZIM 5'te buluşalım biz." dediği, Engin'in "Tamam tamam tamam üstadım 5'te ordayım" dediği,
Tape :1873 26.12.2007 tarihinde Aziz..? ile görüşmecinde ö^zflte^ Aralannda bir süre merhabalaştıktan sonra Aziz'in "Büyük kulüpteyi" "K^füpteyimJCtflü^tl^üyük kulüpte
okey oynuyoruz" dediği, Sami HOŞTAN'm "Yav senle geçen hani o 5-6 ay evvel bişey konuşmuştuk helalleştiler dedin o küçüklerle." "Hani şey vardı ya bir yer yok rahmetli şeyin öldüğü geldi" dediği, Aziz'in "O biraz şey oldu Ankara da da o şey ... gider o geçende şey aradı biraz daha ihtiyaçları vardı verdirttirdim ben onu" "O biraz daha şey vardı o senin yeğen var ya çocuk aradı" "Oraya gönderdim bide işlerini hallettirdim..." dediği, Sami HOŞTAN'm "Yav bakacaz derken söyle at deve değil neyse işte bi tane dedim bizde aynen neyse şeyine şey yapacam dedim" "...bazen yani bunlara bişeyler yani durumları sıkışık olmasa aramazlar bunlar zaten yani..." Aziz'in "Anladım anladım " dediği ve görüşmenin bu şekilde bittiği,
Tape :1874 26.12.2007 tarihinde M.ŞEHİRLİOĞLU ile görüşmesinde özetle; M.
ŞEHİRLİOĞLU'nun "DGM de abi" "Bizim DGM de hakim Metin di değil mi Metin abiydi değil mi" diye sorduğu, Sami HOŞTAN'm "Evet evet" dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun" Onu aldılar kim gelmişti abi" dediği, Sami HOŞTAN'm "Vallaha başkası geldi o bize cezayı verdi o ..." dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun "Metin abi vermedi cezayı bize cezayı Metin abi mi verdi abi" dediği, Sami HOŞTAN'm "Metin verdi Metin" "O ondan ondan evvel ki adam aslan gibiydi"dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun "Metin ÇETİNBAŞ değil mi abi he" dediği, Sami HOŞTAN'm "Evet. Çok iyi adam vardı o bizi zaten tahliye ediyordu... Emekli oldu onu aldılar. Ne oldu ki" dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun "Ben bi savcı arkadaşımla oturuyorum da ona sordum Sedat Sedat'tı demi abi." dediği, Sami HOŞTAN'm "Evet Sedat KARAGÜN dü Sedat KARAGÜN dü" "İyi adamdı o" dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun "He o iyi adamdı o şeydi ama bu Metin operasyona geldi" dediği, Sami HOŞTAN'm "Onu Reisi onu Reisicumhur gönderdi ya" "Ya dosyayı bilmiyordu ya dosyayı bilmiyordu adam dosyadan haberi yoktu 9 tane dosyadan ceza verdi ya Allah m cezası mı diye sordum yok dedi devletin cezası dedi şey dedi adalet dedi öyle istiyor dedi." dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun "Şimdi bi şey bu Barby operasyonunda da o şeylere 26 şar yıl vermiş bi tane şey hakim. O da bi Sultanahmet teki şey bu cezalan veren. 11 .Asliye Ceza Mahkemesinde yapılmış pezevenklere 20 şer 6 yıl vermiş." dediği, Sami HOŞTAN'm "Neyse geçti" dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği,
Tape:1431 03.01.2008 tarihinde Adnan..? ile görüşmesinde özetle; ADNAN'm "Şimdi bu Komserlen ben burda muhabbet etimde" "Diyorki biz diyo mühürlüyecez polisi çağıracağız polisde görecek diyo ondan sonra biz evrakları alıp geri dönecez yanlız diyo evrakları bizde öyle yaptık evrakları diyo mahkemeye yollamamak için diyo biz mahkemeye yollarsak diyo bu şey için Murat için mahkeme ceza verir diyo biz diyo dosyayı şeyde tutuyoruz yollamayız diyo içerdeki çocuklara bir şey vermek lazım diyo yani o şeye yollamayacaklar mahkemeye" dediği, SAMİ'nin "Ne verilecekmiş Adnan ?" dediği, ADNAN'm "Bu şeylere bir sakal işte ya" dediği, SAMİ'nin "Tamam ben Muratı gönder Muratı Muratı gönderdim beklesinler orda bir yere gitmesinler" "Bunu açma durumu nasıl oluyor peki Adnan ikinci bir kontratmı oluyor?" dediği, ADNAN'm "Onu işte ben sonra konuşuruz onu" dediği,
Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği
Tape: 1432 03.01.2008 tarihinde Murat..?/Ayhan ÇARKIN ile görüşmesinde özetle; SAMİ'nin "Şu Çarkm'ı bağlasana bana" dediği, telefon bağlanırken X ŞAHSIN "Nihat Vural senedi imzalattıran bu" dediği, X BAYAN'm "... imzalatmış Oflumu imzalattırmış" dediği, SAMİ HOŞTAN'm "Ya bu benden benim kontrolümdeki bir adam benden habersiz bişey olmazya zaten böyle şeyler yapmaz yapmaz yapamaz yapamaz çünkü Nihat ne bu Nihat ?" dediği, telefonun AYHAN ÇARKIN^teğ^nması ile SAMİ'nin AYHAN'a hitaben "Nihat VURAL Oflu Nihat VURAj^llye T&jfa&myor musun?"
"Antalyada bir yere gitmiş 50 bin dolar almış" "İşte Ayhaı>C^RKIj^...*.''b#feriz falan filan"
1/ -s» ** /}Çs&\ \^L———
1 ,S' "w^^^î^^-:*'r'
dediği, AYHAN'in "İlk defa hiç tanımıyorum öyle bir isimde duymadım abi" "O şey vardır o şey vardır o şerefsiz bir tane bi Konyalı bir Ayhan vardır O eksoz Ayhan diyorlardı" "He orospu çocuğu Antalya Sidelerde oralarda onun bi isimlerimi kullanabilir o şerefsiz" dediği,
Tape:1433 12.01.2008 tarihinde Yaşar..? ile görüşmesinde özetle; SAMİ'nin ".. .ne zaman mahkeme kağıdı?" dediği, YAŞAR'm "Abi işte bugün yarın konuşmamız lazım yeniden ... yani ona göre ayarlamamız lazım öbür haftanın içinde pazartesi falan konuşursak iyi olur" dediği, SAMİ'nin "Pazartesi konuşacağız pazartesi yanma giderim" dediği,
Tape:1434 15.01.2008 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; SAMİ'nin "...cenazeye çıktım Burhanettin SARAL'm" "Burhanettin SARAL'm annesi rahmetli oldu" "Gelecemde senlede özel başka bir işimde var abi" dediği, X ŞAHSIN "E tamam ben o Hüsrevin bi 250.000 dolar borcu var işte" "Seneti de var neyse bende senedide ben aldım yanıma seneti" dediği, SAMİ'nin "... bir lira yok biliyormusun 100.000 lira geçen gün bir yerden faizle para alacaktık alamadık" dediği, X ŞAHSIN "Hani sen birde bana bi söz vermiştin Hüsrevi okşayacaktın" dediği, SAMİ'nin "Aaa Hüsrevi okşamaktan başka bir şeyler yapıldı" "Anlatırım geldiğin zaman" dediği,
Tape:1435 16.01.2008 tarihinde Habib..? ile görüşmesinde özetle; SAMİ'nin "Ya Habib aklıma bir şey geldi" "...hani rahmetli ÇATLININ HANİ BİLİYOSAN ÖLECEĞİNİ SÖYLEYEN BİR KADIN VARDI" "HANİ KAZAYI BU KADINI BİZ NASIL BULABİLİRİZ HABİP" dediği, HABİB'in "Abi bilmiyorumki onun kızı vardı ..." "Ataköydeydi en son ama bilmiyorum o bir Tuncer vardı şeyin vardiya Drejin şoförü" "Ona bi sorayım o görüyorum mu ne yapıyor" dediği, SAMİ'nin "Ya bi öğrensen ya o kadın baktıralım diyorum Habip ya bir uğursuzluktur gidiyor ya" dediği,
Tape : 001179 21.07.2004 tarihinde Gaffar KARADEMİR / Sedat PEKER ile görüşmesinde özetle; Sedat'ın "... Abi hareketin varlığından bile haberim yoktu. Gasteci söylemişti. İsmin bunlarla anılıyo diye. Ben demiştimki, benim ismim bunlarla anılcak bişey yok demiştim yani." "Bilmiyorum o yapıyı hareketi bilmiyorum işte. ...Sağ taraf toparlanacakmış. Korkut EKEN işte başa geçecekmiş yani. Neymiş nasıl olacakmış da, partiler birleşecekmiş. İşte MHP, DYP veya onlar birleşmezse şey birleşcekmiş. Bu Turan YAZGAN hoca varmış. Bilmem birileri varmış işte yani. Böyle bi ... Korkut abiyi biz tüm internet sitelerinde, tüm gastede, tüm televizyonlarda onu bunu yaptık. Onla ilgili devamlı biz bişeyler yaptık, yaptık ta..." "Yaşadıklarımız var yani. Yaşanan o kadar şey varki." "Şimdi ben de dedimki olmaz dedim. Yani Korkut abi olmaz dedim. O işi yapamaz dedim. Öyle yani Parti kuracak Partinin başına geçecek şeyapacak." "Ya böyle bişi olur mu abi. Komedi olur yani. Böyle bir hareketin içinde işte ben Mehmet AĞAR'a 2 Milyon dolar vermişim." dediği ve bir süre Korkut EKEN'in parti liderliğini yapamayacağından bahsettikleri, daha sonra Sedat'ın "Şimdi bende çıkıp şöyle mi söylesem veya Sami abi işte falanca kez adama on sene evvel Korkut EKEN bana demişti ki. ...Filanca kez adamı ara. Bu adam eroin satıyo. Uyuşturucu işi PKK'lılarla da beraber hareket ediyo. PKK'ya para veriyo diyo abi. Bu adam yapmaz dedim de. Israr ettiğimde adama açıp küfür edin deyip sonra iki gün sonra beni arayıp ya senin dediğin doğruymuş. Adam yapmaz, işte kalbini kırdık. Bi kalbini al diyo. Biz kalbini alıyoruz. Ondan sonra da Atilla abi diyoki senden önce o adam geldi diyo. Çantayıda ben taşıdım. Atilla abinin arkadaşı parayı getirdim, bıraktım diyo. Ben bi lira kimseden aldıysam Allah'ımın üzerine yemin ederim ki Sami şimdi herkez." "Şimdi bunları mı konuşalım oturalım." "Kürtlere savaş açcaz deyip, kurt Ahmet'le ortaklık yapmak naşı bişey abi." "Bide Kürt Ahmet'le yaptığı ortaklıkta otopark ortaklığında bile." "150 Bin doları ben vermiştim. O otoparkı alırken on Sami Abi." dediği, Sami'nin "...Bu anlattığın şeyler hiç bişey diğil." dediği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde, Sedat'ın "Şimd^rfe^it^çmişte duyuru falan oluyodu. Sedat'çım bana arkamdan iftira atıyolar. Diyojark? KofS^rlyı bi hostes kızla
ilişkin varmış. İşte benim hakkımda kötüleme şeyi yapıyolar. Ben Veli Paşayla Korkut abiyi barıştırmak, Yavuz ATAÇ'ı. Hepsine uğraştım. Veli abiye gidiyorum, abi diyorum Korkut EKEN böyle böyle. Ya diyoduki bana boşver filan. Be diyodum abi böyle böyle sonra Korkut EKEN'e anlatıyodum. Sonra onları barıştırdım. Ertesi gün abi bi konu oldu. Yavuz ATAÇ bana dediki. Diyo Veli KÜÇÜK benim için şöyle yapmış, böyle yapmış. Veli Abiyi aradım. Dediki ya ben böyle bişey yapmadım ama sana söylemedim mi dedi. Yani biz bunla görüştüğümüzde böyle olucak bu işini sonu diye yani sen bilmiyo musun dedi. Bu işin sonu ne olacağını. Yavuz bu seferde, Yavuz abiyi aradım. Dedimki abi bakın ben yaşı genç bi insanım. Siz belli yaşta, aynı..." "Benim gelecekte itibarım, haysiyetim, şerefim var. Ben sadece sizi dost yapmak isterken siz böyle böyle bi acayip olaylar oldu. Gelin yüzlesin, kim kime ne dedi abi dedim. Yani ben kaldıramam böyle şeyi dedim. Yavuz abiyede dedim. Yavuz abi üzüldü filan tamam dedi. Ben şunu bi arım Korkut abiyi aradı. Veli Paşayı aradı. Hepsi aradı ama gelmediler. Yan yana yüzleşmeye. Veli baba bana dediki. Ya nolur bırak bu işleri dedi. Ya sen işine gücüne bak. Sen saf temiz insansın dedi. Sen bak dedi işine gücüne bak. E şimdi Sami ben düşünüyom da." dediği, Sami'nin "Bize de zamanında ne söyledi biliyo musun? Bunu bize de, rahmetliyle bana da söyledi. Veli Paşa bana da söyledi. Rahmetliye de söyledi yani yani..." dediği, Sedat'ın "Ya bunlar abi bak yemin ediyorum planlayıcı filan olmadan. Bunlar olay molay yaparlar. Giderler bi kaç tane dandik dundik adama ateş mateş ederler. Bunlar Kürtçü diye. Gerçi Kürtlerle ortaklık yaparlar ama böyle saçma bide bi olay filan yaparlar abi gine..." "Ya abi düğünde Feridun ÖNCEL'i çağırma dedi. Ben dedimki Feridun Başkan iyi bi adam işte. Drej'le arası olmayabilir veya rahmetli Çatlı" dediği ve bir süre aynı konuyla ilgili görüştükten sonra Sami'nin "... kendini fazla yorma. Kendine ait diğilsin. İstediğin zaman, istediğin şeyi yapamazsın. Çünkü birileri ille gelecek. Umut olmuşun, birileri senden umut bekliyor. Bunlar için kafanı takarsan." dediği ve kısa bir süre Cumhuriyet gazetesinde çıkan bir haberin yeri hakkında konuştuklan, Sedat PEKER'in "Onu okuyun abi. Onu okuduktan sonra zaten inan sinir sisteminizin bozulacağını tahmin ediyorum. Abi Ayhan beyfendi demişki benim ismimin mafya babası olan Sedat PEKER'le beraber anılmasından üzüntü duyuyorum demiş ya böyle." dediği, Sami'nin "Kim demiş?" diye sorduğu, Sedat'ın "Ayhan ÇARKIN" dediği ve haberin Cumhuriyet Gazetesinin 3. sayfasında çıktığından bahsettikleri,
e) Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Gizli tanık 6 29.02.2008 tarihli savcılık ifadesinde
Askerliğini İzmit İl Jandarma Komutanlığında yaptığını, Veli KÜÇÜK'ün bu dönemde alay komutanı olduğunu, o dönem içerisinde Sami HOŞTAN'm Veli KÜÇÜK'ü sık sık ziyaret ettiğini, hatta Veli KÜÇÜK'ün başka bir birliğe tayini çıktığında düzenlenen uğurlama partisine bile geldiğini, aynca o dönemde Hadi ÖZCAN' la bir kere Kriptolu telefonla görüştüğünü duyduğunu, bir kere de Sedat PEKER' ile görüştüğünü duyduğunu, aynca Veli KÜÇÜK'ün ajandasında Sedat PEKER, Ali İhsan USLUKOL ve Rahmi SEYMEN isimli şahıslann bulunduğunu ve bu şahıslann Veli KÜÇÜK ile sık sık görüşen şahıslar olduğunu,
Veli KÜÇÜK'ün Ali İhsan USLUKOL, Sami HOŞTAN ve Rahmi SEYMEN iledaha çok yüz yüze görüştüğünü, ancak Sedat PEKER' in kendisinin askerlik yaptığı budönemde Veli KÜÇÜK ile yüz yüze görüşmek için geldiğini hiç görmediğini, ancak RahmiSEYMEN"in ailece geldiğini, Sami HOŞTAN' m da yalnız geldiğini beyan etmiştir. SamiHOŞTAN' m mafya vari insan olduğunu Susurluk kazasında öğrendiğini, o dönemde ne işyaptığını bilmediklerini, beyan ettiği. ^gsal>lls^^
Gizli tanık C savcılığımızda alman25.01.2008 tarih^l^yanında^.^%
kendisinin sık sık İbrahim ÇİFTÇİ nin kumarhanesinde oyun oynadığ. Bu oyunlar esnasında arkadaşlar arasında yaptıkları sohbetlerin birinde İstanbul gayri meşrusunda önde gelen isimlerden biri olan SAMİ HOŞTAN isimli şahsın burada 3.000.000 Dolar para kaybettiğini, bu paranın ödenmesi noktasında İbrahim ÇİFTÇİ ile aralarında bir husumetin oluştuğunu duyduğunu.
Ayrıca Sami HOŞTAN isimli şahsın İzmir bölgesinde kumar işi yaptırmak istediğini, ancak İbrahim ÇİFTÇİ nin Ege bölgesinde, diğer bölgelerden gelerek kumar oynatmak isteyen şahıslara engel olduğunu, bu sebepten dolayı Sami HOŞTAN' m İzmir ve çevresinde kumar oynatmasına izin vermediğini duyduğunu. Beyan ettiği,
Gizli Tanık 17 beyanında
Mehmet Fikri KARADAĞ' in derneğe gelen kişilere ekip kurmaları yönünde talimat verdiğini duyduğunu, MEHMET FİKRİ KARADAĞ'ın bir seferinde NİYAZİ KIYAK' a zarf verip SAMİ HOŞTAN' a gönderdiğini, SAMİ HOŞTAN' in da NİYAZİ KIYAK ile MEHMET FİKRİ KARADAĞ' a para gönderdiğini duyduğunu, bunların hepsinin dernekte konuşulduğunu,
Şüpheli murat çağlar beyanında,
Kuvayı Milliye Derneği (1919) derneğine gelen kişi olarak Arnavut sami kod Sami HOŞTAN ı resminden teşhis ettiği,
Şüpheli Ali YASAK alınan ifadesinde;
Sami HOŞTAN'ı tanıyıp tanımadığı sorulduğunda; Sami HOŞTAN'ı kardeşi Mehmet YASAK'm düğününe geldiğinde tanıdığını, bayramlarda ve özel günlerde kendisi ile ara sıra telefonla görüştüğünü,
3 Kasım 1996 tarihinde meydana gelen Susurluk Kazası sorulduğunda; Hatırlamadığı birinin telefonla aradığını ve kazanın olduğunu söylediğini, bunun üzerine Tuncer..? isimli şoförü ile birlikte Susurluk'a gittiğini, cenazelerin alınıp Susurluk Adliyesine götürüldüğünü duyunca adliyeye gittiğini, adliyeye gittiğinde Sami HOŞTAN, Ayhan ÇARKIN ve şu an isimlerini hatırlayamadığı kalabalık bir grubun orda olduğunu beyan etmiştir.
Şüpheli Veli KÜÇÜK alman ifadesinde;
Sami HOŞTAN'ı tanıyıp tanımadığı sorulduğunda; 1983 yılında Edirne İl Jandarma Komutanı iken daha önce Edirne'de ticari faaliyetlerde bulunan ve rahmetli olan arkadaşı Mustafa BİLGİN'in yanında tanıdığını, daha sonra bir iki kez daha ziyarete geldiğini, Mustafa BİLGİN'den Sami HOŞTAN'ı sorduğunda Hollanda'da otel çalıştırdığını ve ticaret yaptığını söylediğini, Edirne kritik bir bölge olması dolayısıyla, Sami HOŞTAN'dan hudut bölgesinde istihbarat elde edebileceğini düşündüğünü, ancak düşündüğü gibi istifade edemediğini, Hollanda da DHKP-C örgütüyle çatışmaya girdiğini haricen öğrendiğini, İstanbul'da gazino çalıştırdığını, bu gazinoyu öldürülen Ömer Lütfı TOPAL ile çalıştırdığım öğrendiğini, bu gazinonun kumarhane şeklinde çalıştırıldığı şeklinde bilgiler alınca Sami HOŞTAN'dan uzak durduğunu beyan etmiştir.
Sami HOŞTAN ile yapmış olduğu telefon görüşmeleri sorulduğunda; Sami HOŞTAN'm görüşmek için kendisini aradığını, amacının ne olduğunu bilmediğini, kendisi ile görüşme talebini reddederek görüşmediğini, yine Sami HOŞTAJ^m^ işlerinin bozulduğu yönünde kendisini aradığını, Sami HOŞTAN'm kendisinin ç^^smdgr^^fade etmek için yaklaştığını tahmin ettiğini beyan etmiştir.
(yW'
Susurluk Kazası sorulduğunda; Olayın olduğu zaman Giresun Bölge Komutanı olduğunu, olay günü Sami HOŞTAN'm telefonla arayarak kazanın olduğunu bildirdiğini, kaza yerine gitmeleri için kimseye herhangi bir şey söylemediğini, basında ve kamuoyunda Abdullah ÇATLI'nın cesedini almak üzere Sami HOŞTAN' ı gönderdiği yönünde haberler çıktığını beyan etimiştir.
Şüpheli Emin GÜRSES alman ifadesinde;
22.01.2008 tarihli saat: 11.52 deki görüşme sorulduğunda; Kendisinin tersanecilik yapan yeğenlerinin olduğunu, SAMİ HOŞTAN ve berber YAŞAR denilen şahsın Kilis' li bir iş adamı adına yeğenlerinden para istediklerini duyduğunu, bunun üzerine kendisinin Veli Paşaya durumu söylediğini, Veli KÜÇÜK'ün de sinirlendiğini ve bir daha adamların yeğenlerini aramadığını beyan etmiştir.
Şüpheli Anotoli MADJAR'in alman ifadesinde;
Sami HOŞTAN'm Beykoz'daki villasında bekçi olarak çalıştığını, Sami HOŞTAN'm şoförü ve Etiler semtinde kumarhane ile ilgili bir yerin sorumlusu olarak bildiği Murat'ın yaklaşık altı ay önce kendisine güvenliği sağlaması için bir silah bıraktığını, Sami HOŞTAN'm Murat'ın kendisine silah verdiğini bilmediğini, Sami HOŞTAN'm üzerinde hiç silah taşımadığını, evde yapılan aramada ele geçirilen ve üzerinde Savcı Fevzi YILMAZ'm isminin yazılı bulunduğu kağıdın Sami HOŞTAN'm odasında bulunduğunu, video kasetler ve sabit bilgisayarın Sami HOŞTAN'a ait olduğunu, Sami HOŞTAN'ı iş sahibi olarak bildiğini, ancak ne iş yaptığını ve iş yerini bilmediğini, Sami HOŞTAN'm her hangi bir örgüt ile ilgisi olduğunu bilmediğini beyan etmiştir.
f) Şüphelinin hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Veli KÜÇÜK, savcılık ifadesinde; "Arnavut Sami HOŞTAN'ı 1983 yılında Edirne' de binbaşı olarak görev yaptığı sırada tanıdığını, zaman zaman görüştüklerini, ancak bu kişinin kendi adını kullanarak Azarbeycan'da iş çevirmek istediğini hissedince görüşme talebinde bulunmasına rağmen bir daha kendisi ile görüşmediğini, 2 senedir ise telefonla dahi görüşmediğini..." beyan etmiş ise de; dosyada mevcut 22.11.2007 ve 16.11.2007 tarihli iletişim tespit tutunaklarnda, beyanında dediği hususun gerçek olmadığı, Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ile çok samimi görüştükleri, hem yurt dışı hem yurt içi konulan görüştükleri, Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN nm "bi işlere girdim Bir buçuk milyon dolar gitti bi de 600 bin dolar da borçlandım paşam" "... o .. sattım bi işhanım vardı ya benim Güneşli'de o da gitti yani bi bi tersliktir gidiyor paşam" dediği, şüpheli Veli KÜÇÜK'ün "Bi oturalım bi konuşalım ne yapacaz ne edecez ya bi bakalım hele" "... kafanı bozma dur bakayım" "Ben burdayım bi görüşelim bi oturalım bi konuşalım ..." diyerek birlikteliklerini telefonda beyan ettiği. Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün beyanının aksine Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ile çok samimi görüştükleri ve Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'ı para kaybetmesinden ötürü teselli edip ben daha buradayım bi görüşelim diyerekte kaybettiği paraların kurtarılmasında yardımcı olacağını taahhüt ettiği anlaşılmaktadır.
Şüpheli Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ifadesinde; "bir süper market ile bir otoparkın geliri ile geçindiğini" beyan etmesine rağmen hatırlamadığını beyan ettiği görüşme içeriklerinde yaklaşık 20 milyon euroluk bir parasının Ali AVŞAR isimli şahısta kaldığını ve bu şahsın da ölmesi sebebiyle parayı başka türlü tahsil edebilmenin yollarına baktığı, anlaşılmaktadır. Yine kendisinden çıkan senetler ve çeklerin kiracılannca verildiğini beyan etmesine rağmen yaptığı işler itibarıyla legal olarak bu kadar paranın kira ilişkisine dayalı olarak borçlanılması hayatın olağan akışına uygun düşmediği deJşefîe^aİTttîm^tir.
i-
1 , 4 '
Şüpheli Veli KÜÇÜK ifadesinde; Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'm kumar işi yaptığından uzakta durduğunu beyan ettiği,
Ancak dosyada mevcut gizli tanık beyanlarında "Veli KÜÇÜK İzmit'te görevli olduğu dönemde Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ile çok samimi oldukları mangal partileri düzenledikleri, hatta veda yemeğine bile Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'm geldiğini" beyan etmiştir.
Yine gizli Tanık C olarak ifade veren tanığın beyanında "Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'm İbrahim ÇİFTÇİ'ye kumarda 3 milyon dolar borcunun bulunduğu, bu sebepten aralarında husumet oluştuğunu bildiğini, Ayrıca Sami HOŞTAN isimli şahsın İzmir bölgesinde kumar işi yaptırmak istediğini, ancak İbrahim ÇİFTÇİ'nin Ege bölgesinde, diğer bölgelerden gelerek kumar oynatmak isteyen şahıslara engel olduğunu, bu sebepten dolayı Sami HOŞTAN'm İzmir ve çevresinde kumar oynatmasına izin vermediğini duyduğunu" beyan etmiştir. Buradan da Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN sadece İstanbul'da değil Ege bölgesinde de kumar oynatmak için faaliyetlerde bulunduğu, bu hususun İbrahim ÇİFTÇİ ile aralarını açtığı anlaşılmaktadır.
Şüpheli Veli KÜÇÜK'ten elde edilen MAFİANIN Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu) dokümanında;
"... Şu halde Türk MAFİA'nm çökertilmesi, yok edilmesi yerine, MAFİA'nm re organize edilebilmesinin getireceği yararlar küçümsenebilecek veya vazgeçilebilecek ölçekte değildir. Bir başka ifade ile Türkiye'nin çıkarları MAFİA'nm re organize edilmesi gerektiği gerçeğini ortaya çıkartmaktadır.
Şu halde öncelikle yapılması gereken, bir zamanlar Pentagon'un yaptığı gibi Türk Genelkurmay'mm denetiminde yepyeni bir MAFİA örgütlenmesinin gerçekleştirilmesidir.
Türkiye'de MAFİA'nm yeniden yapılandınlabilmesi mutlaka 'askeri' bir girişim olarak ele alınmalıdır.
Bu uluslararası savaş alanında konuşlandırılacak Türk MAFİA'sı dağılan Sovyet Rusya'sı örneğinde görüldüğü gibi istihbaratçılardan oluşturulması halinde zarar görecek olan yine Türkiye'nin kendisi olacaktır
Türkiye'de istihbarat birimlerince kurulan tüm örgütler başarısız kalmıştır. İstihbarat birimlerinin naylon örgüt kurulması, denetim ve yönetiminde başarısız kaldıkları belgeler ve adli arşiv dosyalan ile açığa çıkmış ve tüm dünya literatürlerinde yer almıştır.
Türkiye'de yapılması gerekli ve zorunlu olan doğrudan "Genelkurmay"a bağlı "sivil" bir kurul tarafından oluşturulacak MAFİA yapılanmasıdır. Neden sivil kurul? Sorusunun yanıtı şudur: Sivil kurul gizli bir operasyonun süzgeci, örtüsü olmakla kalmayıp "inisiyatif kullanımı ve yaratıcı özgür düşünce teorilerinin üretimi ile bunların yaşama geçirilmesinde çok daha uygun bir yapı ortaya koyar. İllegal dünyanın yeniden yapılandırılmasında bilinen kurallar değil, yepyeni metotlara ihtiyaç olduğu kesindir. Asker, Polis, İstihbaratçı veya kamu kurum ve kuruluşlarında "memur" olarak koşullanmış beyinlerin üretimleri ile özgür ve yaratıcı beyinlerin yaşama ve insanlara uyum sağlayabilme ve dünya insanlığına entegrasyonu çok büyük farklılıklar ortaya koyar. Bu nedenle mevcut MAFİA yapılanmasının tasfiyesi ile yeni MAFİA örgütlenmesinin gerçekleştirilmesinde mutlaka "sivil kurul" oluşturulmalı ve bu kurul tarafından yönetilmeJJJi#s*>.^
X^ 1137 İ^W#i-*'-$
Burada en önemli problem, bu 'sivil kurul'un kimlerden oluşacağı ve kaç kişiden ibaret olması gerektiğidir. Bir başka problem de belirlenerek seçilecek bu kişilerin böylesine 'bulaşık' ve 'riskli' bir işte 'neden' yer almak isteyecekleridir. Aklı başında hiçbir sivil, doğrudan Genelkurmay'a bağlı, son derece gizli ve illegal bir yapılanmanın sorumlusu olmak istemez.
Oluşturulacak sivil kurulun üye sayısı üç kişiden oluşmalıdır. Bu üyelerden birisi 'kurye', ikincisi 'teorisyen' üçüncüsü ise, Amerikan kriminoloji tarihinde önemli bir yeri olan Luciano örneğinde olduğu gibi, ulusal MAFİA liderliği rolünü üstlenecek kişi olmalıdır. Bu kişi kısa zamanda uluslararası MAFİA ailesinde yer alabilmelidir." şeklinde olup,
ERGENEKON ve MAFİANIN Yeniden Yapılanması(reorganizasyonu) dokümanlarında mafyanın çökertilmesi yerine konrol altına alınıp başına da uluslar arası mafyayala irtibata geçebilecek bir Türk'ün getirilmesinin kararlaştırıldığı, şüphelinin konumu ve sürekli yurt dışına gidip gelmesi ve yurt dışındaki irtibatları, REİS (Kod) Sedat PEKER ile olan diyalogları, mafya grupları arasındaki husumetlerde araya girip barıştırma rolünü üstlenmesi, Susurluk döneminden ve o davada yargılananlar ile hem geçmişte hem de şu anki irtibatları, bir çok çek senet tahsilatı işlerinde kendisine müracat edildiğine ilişkin bir çoğunun içeriğini hatırlamadığını beyan ettiği telefon görüşmeleri ve kendi mal varlığına ilişkin olarak yaptığı görüşmeler, gizli hesaplannda milyon dolarlık paralann bulunduğuna ilişkin görüşmeler ve beyanında belirttiği küçük çaplı kumar işi yaptığını beyan etmesine rağmen kaybettiğini söylediği rakamlann yüzbin dolarla ifade edilmesi hususlan göz önüne alındığında,
Gizli Tanık 17'nin beyanlanna göre Paşa (Kod) M. Fikri KARADAG'm yönetimindeki Kuvayı Milliye Derneği (1919) ne para yardımı yaptığı ve bazı dernek toplantılanna katıldığı anlaşılmıştır.
Şüpheli Murat ÇAĞLAR da fotoğraf teşhisinde, Arnavut sami kod Sami HOŞTAN ı dernek toplantılannda gördüğünü, beyan etmiştir.
Şüpheli Sami HOŞTAN, her ne kadar savunmasında ikametinde bulunan biri GLOCK diğeri HECKLER marka iki adet ruhsatsız tabanca ve mermilerin kendisine ait olmadığını, soyismini bilmediği Murat isimli şoförüne ait olduğunu beyan etmiş ise de, silahların sıradan tabancalar olmadığı piyasa fiatlan yüksek olan tabancalardan olması ve şüphelinin ikametinden elde edilmesi hususları göz önüne alındığında her iki tabancanın da şüpheliye ait olduğunun kabulünde zorunluluk bulunduğu anlaşılmaktadır. Yine şüpheliden elde edilen 2 adet kuru sıkıdan çevrilmiş tabancanın elde edildiği,
Şüpheli Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'm ERGENEKON terör örgütünün mafya ile irtibatlannı sağlayan ve şüpheli Veli KÜÇÜK'e bağlı olarak bu ilişkilerini sürdüren ilişklerin uluslar arası düzeyde sürdürülmesinden de sorumlu örgüt üyesi olduğu, hem yurt içi hem yurt dışı irtibatlannm bulunduğu, mevcut telefon görüşmelerine göre büyük para işleri ve tahsilat işleriyle uğraştığı, aramalarda birsürü çek ve senet ile bazı tapılann bulunduğu, kazandığı paralan Veli KÜÇÜK'ün talimattan doğrultusunda ERGENEKON terör örgütünün amaçlan doğrultusunda kullanılması için harcadığı, Arnavut Sami (Kod) adım kullandığı ve ruhsatsız (Glock) tabanca bulundurma suçlannı işlediği anlaşılmış olmakla,
Şüpheli Sami HOŞTAN'm üzerine atılı ERGENEKON terör örgütü üyesi olmak ve 6136 Sayılı Kanuna muhalefet etmek eylemlerine uyan TCK'nun 314/2, 6136 Sayılı Kanunun 13/1 (Yargıtay 8 CD. uygulamalarına göre 5 adet silah bulundurmanın 6136 sayılı Kanunun 13/2 maddesi kapsamında miktar bahmındary#&fâm^arzettiğinin kabul edilmesi karşısında şüphelide ele geçen 4 adet ruhsatsız tabanca ğotf'vfcüne alınarak üst
1 * ' *■» V
1138
sınırdan ceza tayini talebi ile) ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
36-ŞÜPHELİ SEDAT PEKER
a) Emniyet ifadesinde;
Emniyet ifadesi yok
b) Savcılık ifadesinde;
19.03.2008 günü C.Savcıhkta alman ifadesinde;
CEL REKLAM üzerine şirketinin olduğunu, aylık 20 milyar TL gelirinin olduğunu, kardeşi ATİLLA PEKER ile ortak olduklarını, 2004 yılının Ekim ayından beri Çıkar Amaçlı Suç Örgütü Kurup Yönetmekten tutuklu bulunduğunu, 2007 yılı Ocak ayı itibariyle de istanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinden aynı suçlardan 14,5 yıl hapis cezası aldığını, cezasının Yargıtay'da olduğunu henüz kesinleşmediğini,
İlk defa 1988 yılında silahla yaralama suçundan (1) yıl ceza evinde kaldığını, 1998 yılında da çete suçundan (9,5) ay kadar tutuklu kaldığını, ancak o davadan beraat ettiğini, 2002 yılında Tekirdağ F Tipi Cezaevine girdiğini, (6,5) ay tutuklu kaldığını, daha sonra bu dosyadan mahkum olduğunu,
1994 ve 1998 yıllarında askeri heyete girdiğini ve psikolojik nedenlerle çürük raporu verildiğini askerliğini yapmadığını, o tarihten itibaren ticari işleriyle uğraştığını,
ERGENEKON yapılanmasını medyadan duyduğunu, bu yapılanma ile herhangi bir alakasının olmadığını, ERGENEKON'da yakalanıp tutuklanan şahıslardan;
VELİ KÜÇUK'ü babasının arkadaşı olması sebebi ile tanıdığını, 1992 yıllarından beri zaman zaman görüştüğünü, ALBAYLIK ve PAŞALIK dönemi de dahil hem telefonla hem de yüz yüze görüşmelerinin olduğunu, Kocaeli'nde Alay'a zaman zaman gittiğini, bunun dışında VELİ KÜÇUK'le aralarında herhangi bir ilişkinin olmadığını, çürük raporu almasında VELİ KUÇUK'ün herhangi bir etkisinin bulunmadığını, VELİ KUÇUK'e ayrı bir sempatisinin olduğunu, Veli KUÇUK'ün Devlet hizmetinde bulunmuş, küçük çocuğununda Ermeni ASALA örgütü tarafından da öldürüldüğünü bildiği için kendisine daha fazla saygı duyduğunu, Devlet için çalışan birisi olarak bildiklerini, bu sebeple kendisine saygı duyduklarını, VELİ KÜÇÜK ile aralarnıda, para alış verişi, şirket bazında bir birlikteliğinin bulunmadığını,
EMİN CANER YİĞİT'i tanımadığını, arkadaşı BOĞAÇ KAAN MURATHAN ve
YENER KESKİN'in tanıdığını, VELİ KÜÇÜK'ün lojmandan çıkarıldığı ve korumasının kaldırıldığı dönemde, kiralık ev bulması için yardımcı olduğunu, ayrıca Veli KÜÇÜK'e yardımcı olması için BOGAÇ KAAN ve birkaç kişiye söylediğini, ancak CANER'i bizzat tanımadığını, geçmiş tarih olduğu için maaş verilip verilmediğini hatırlamadığını,
VELİ KÜÇÜK'ün İzmit Alay'da iken altına özel araç tahsis etmediğini, cep telefonlarını ödemediğini, ancak Veli KÜÇÜK'ün öyle bir şey teklif etmiş olsaydı ödeyeceğini, geçmiş tarihli olduğu için tam olarak hatırlamadığını, VELİ PAŞA'nın arkadaşı olduğunu bildiği ve maddi durumu iyi olmayan birine borçlarını ödemesi için, o dönem 75 bin dolar para yardımında bulunduğunu ve bu parayı da şahsın durumu müsait olmadığı için almadığını,
MUZAFFER TEKİNİ 1997 yılından buyana, cemiyet ortamlarından tanıdığını,kendisi ile zaman zaman görüştüğünü ancak samimiyetiniı\^J3&t&mmadığını, MuzafferTEKİN'in ofisine gitmediğini,

Hiç yorum yok: