29.7.08

ERGENEKON İDDİANAMESİ 1851 - 1900 SAYFALAR,

23- 12.12.2006 Günü saat 09.30 da Şişli 2.Asliye ceza mahkemesinde Sanık Hrant DİNK'in duruşmasını görüldüğü bu davaya Büyük Hukukçular birliği tarafından müdahil olan şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ve arkadaşlarının da bu duruşmaya katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
24- 18.12.2006 günü saat 12.25 de Eminönü ilçesi Sultanahmet Adliyesi önünde Necip HABLEMİTOĞLU'nun ölümünün yıl dönümü nedeniyle Hukukçular Birliği, Ayasofya Derneği, Milli Güç Birliği, Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği tarafından
basın açıklaması düzenlendiği, Büyük Hukukçular Birliği üyesi Cevat ÇALIK tarafındangruba hitaben bir basın metni okunduğu, eyleme Kemal KERİNÇSİZ,Muzaffer TEKİN,Sevgi ERENEROL ve Rafet ARSLAN 'm birlikte katıldığı, Güvenlik şube
müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
25- 10.03.2007 günü Merkezi Ankara ili Çankaya ilçesi Selanik Caddesi No:32/4 kurulu bulunan Tüm Gençlik Birliği Derneği'nin tarafından Beyoğlu İlçesi Galatasaray meydanında "cumhuriyet bize emanet" adlı basın açıklaması düzenlendiği, Önder ÖZTÜRK tarafından basın açıklaması okunduğu, "Başbakan Cumhuriyet Yıkıcısıdır, Cumhurbaşkanı olamaz" şeklinde pankart taşınması üzerine "Devlet büyüklerine hakaret içerikli pankart" açılması nedeniyle Nöbetçi C.Savcısı talimatıyla Tüm Gençlik Birliği Derneği'nin genel başkam Adnan TÜRKKAN ve İl Başkanı Önder ÖZTÜRK isimli şahısların gözaltına alındığı, bu eyleme şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in katıldığı Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
26-11.03.2007 günü saati2.00.Sıralarında ilimiz Beyoğlu ilçesi Galatasaray Meydanında Büyük Hukukçular Birliği, Gönül Birliği Platformu, Ulusal Jeofizik Kurumu Derneği, Atatürk Düşünce Derneği Kadıköy Şubesi, Harp Malulleri Derneği, Bakıröy STK tarafından basın açıklaması düzenlendiği, Kemal KERİNÇSİZ tarafından basın açıklaması yapıldıktan sonra Taksim anıtına çelenk koymak için izinsiz yürüyüş yapılması üzerine Polis tarafından yürüyüşün engellendiği, "Tayip El-kadı kol kola Türkiye gidiyor Karanlığa" şeklinde taşman pankartla ilgili Nöbetçi C.Savcısının talimatıyla yasal işlem yapıldığı, bu eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Muammer KARABULUT, Muzaffer TEKİN ve Sevgi ERENEROL'un katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
27-13.06.2007 Günü Saat:14.00 de Şişli İlçesi'nde bulunan Bugün Gazetesi önünde "gazetede çıkan bir köşe yazısını" protesto etmek amacıyla Kuvayı Milliye Derneği, Şehit Aileleri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği tarafından basın açıklaması düzenlendiği, eyleme Büyük Hukukçular Derneği adına Kemal KERİNÇSİZ'in katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün konu ile ilgili göndermiş olduğu dosya incelemesinden anlaşılmıştır.
28- 04.07.2007 günü saat: 10.05 de Beyoğlu İlçesi İtalyan Başkonsolosluğu önünde Türkiye Sivil Toplum Örgütleri, Türk Ortodokslar Derneği ve Aydınlar Ocağı tarafından "PKK Terör örgütü tarafından kullanılan İtalyan menşeli mayınlan" protesto etmek basın açıklaması düzenlendiği, Ülker DURU KAN, Ayşe SALMAN, Burak GÜNEŞ isimli^ şahıslar tarafından basın açıklamasının okunduğa, bu eyleme şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün^ölay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşıiniiştır;'" *' : *-■•*-.
29- 01.11.2007 Günü saat 13.00 Sarıyer-:ilçesfnde-.'büiunan ABD Başkonsolosluğu önünde "ABD Dışişleri Bakam Condelczza RîecYn İstanbul'a gelişini" protesto etmek

843 ^------
^VjcK^s
amacı ile Muharip Gaziler Derneği, Şehit Aileleri Derneği, ADD, Milli Güç Platformu, STK Birliği Platformu, Ay Yıldız Birliği organizesinde basın açıklaması düzenlendiği, Türkiye Harp Malulleri Derneği Başkam Gönül ALFAYDIN tarafından basm açıklamasının okunduğu, siyah çelenk bırakıldığı, Pakize AKBABA ve Ayyıldız Birliği Başkanı Ülker DURUKAN tarafından basma demeç verildiği, bu eyleme Kemal KERİNÇSİZ'in katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün konu ile ilgili göndermiş olduğu dosyanın incelemesinden anlaşılmıştır.
30- 30.11.2007 günü saat: 11.00de Bakırköy İlçesinde İncirli cad. Akbulut iş hanı No:89 kat-1 sayılı yerde Ayamama Vadisindeki EGS park inşaatı ile ilgili olarak açtıkları davayı kazanmaları üzerine Bakırköy STK Kuruluşları Platformu organizesinde basm açıklaması düzenlendiği, Ülker DURUKAN, Öcal ÜNAL tarafından sözlü açıklamada bulunulduğu, Kemal KERİNÇSİZ tarafından basm açıklamasının okunduğu, Güvenlik şube Müdürlüğünün konu ile ilgili göndermiş olduğu dosyanın incelemesinden anlaşılmıştır.
"Kuvva-i Milliye Derneği' nin Ankara bürosunda yapılan aramada ele geçen dijital malzemeler hakkında tanzim edilen İnceleme ve Değerlendirme Raporu' nda;
Ankara Kuvvai Milliye Derneğime ait, Dell marka dizüstü bilgisayar içerisindeki TOSHIBA marka hard disk üzerinde yapılan incelemede;
l-"Büyük Hukukçular Birliği maiL.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiş, "Büyük Hukukçular Birliği maiL.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde, Büyük Hukukçular Birliği ile iltisaklı 12 şahsın mail adresleri olduğu, bu adresler arasında örgüt üyesi Av. Kemal KERİNÇSİZ yer almaz iken örgüt üyeleri Sevgi ERENEROL, Hanefi ALTAŞ ve Ahmet ÜLGER gibi şahısların yer aldığı,
2- "Kemal Kerincsiz.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiş, belge incelendiğinde, Kuvvai Milliye sitesinin 'İstanbul toplantısının' İstanbul'da yapılması için Kemal KERİNÇSİZ'in ısrar ettiği, salonu kendisinin ayarlayabileceğim ifade ettiği ve bunun üzerine tekliğin kabul edildiği, ancak Büyük Hukukçular Birliği ve aralarında Muammer KARABULUT'un da bulunduğu Milli Güç Birliği tarafından aldatıldıklarını beyan ettiği "Biz neyiz, ne değiliz.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde, Kuvva-i Milliye İnternet sitesinin Türk MiUeti'ne gerçekleri anlatarak onları harekete geçirmek adma kurulmuş bir uyarı ve bilgilendirme sistemi olarak ortaya bu ortamda Türk Milleti ve onun değerlerine saldırılar karşısında tavır sergileyen Milli Güç Platformu ve bu tavırları hukuki zemine taşıyan B.Hukukçular Birliği ile tanıştıklarını belirtildiği
3-"KUWAİ MİLLİYE DERNEĞİ YÖNETİMİ.doc" isimli MSword dosyası tespit edilmiş, "KUVVAİ MİLLİYE DERNEĞİ YÖNETİMİ.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde, dernek yönetiminin görev dağılımı ve irtibat bilgilerinin olduğu, "ayasofya_dernegi.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Ayasofya Derneğinin Tüzüğü olduğu,
Söz konusu Tüzükte; Sevgi Erenerol, Ergün Poyraz, Muammer Karabulut, Hanifı Atlas, Kemal Kerinçsiz' in geçici yönetim kurulu üyeleri olarak belirtildiği,
4- Bir diğer E-postanın, Bekir ÖZTÜRK'ün 26 Aralık 2006'da oluşturarak Behiç GÜRCİHAN, Zeynep ORUNCAK ve Oktay YILDIRIM'a göndermiş olduğu elektronik posta olduğu,
Bu elektronik postadan Bekir ÖZTÜRK'ün,
• Behiç GÜRCİHAN ve Oktay YILDIRIM'm sürekli beraber olduğu,
• Dernekleşme konusunda Kemal Kerinçsiz'in bilgisi dahilinde hareket ettiği, ancak Kemal Kerinçsiz'in birilerinin .yönlendirmesiyle hareket ederek kendilerini figüran durumuna düşürmek istediğim bu' tuzağı fark ederek Muammer KARABULUT ile kurulan derneğin arkatfâşlaKfaalakdiiTj. edilmesini önledikleri,
*s...<
h&£h
• Büyük Hukukçular Birliğiyle ortak yapıda oldukları, ancak Kemal KERİNÇSİZ'in Sevgi ERENEROL'dan bir türlü vazgeçmediği ve Sevgi ERENEROL ile onunda vazgeçmediği Muammer KARABULUT'un oyunculara müdahil olduğu,
• Ergün POYRAZ'm kendisinin olduğunu iddia ettiği tepkimiz.net internet adresinin aslında Muammer KARABULUT'a ait olduğu, aynı amaca yönelik olduğu gözüken Milligüç ve tepkimiz.net internet sitelerinin aslında müştereklerinin çok fazla olmadığı,
• Hristiyan mezhep çatışmalarına alet oldukları endişesiyle Kemal KERİNÇSİZ'i defaetle uyardığı bilgilerinin yer aldığı,
• 5- 27 Aralık 2006 tarihli E-postanm, Behiç GÜRCİHAN'm Bekir ÖZTÜRK, Zeynep ORUNCAK ve Oktay YILDIRIM'a gönderdiği elektronik posta olduğu, bu elektronik postanın; Bekir ÖZTÜRK'ün 26 Aralık 2006'da oluşturarak Behiç GÜRCİHAN, Zeynep ORUNCAK ve Oktay YILDIRIM'a göndermiş olduğu elektronik postaya cevap olduğu,
Bu elektronik postada Bekir ÖZTÜRK'ün,
• Behiç GÜRCİHAN ve Oktay YILDIRIM'm sürekli beraber olduğu,
• Dernekleşme konusunda Kemal Kerinçsiz'in bilgisi dahilinde hareket ettiği, ancak Kemal Kerinçsiz'in birilerinin yönlendirmesiyle hareket ederek kendilerini figüran durumuna düşürmek istediği, bu tuzağı fark ederek Muammer KARABULUT ile kurulan derneğin arkadaşlarına takdim edilmesini önledikleri,
® Büyük Hukukçular Birliğiyle ortak yapıda oldukları, ancak Kemal KERİNÇSİZ'in Sevgi ERENEROL'dan bir türlü vazgeçmediği ve Sevgi ERENEROL ile onunda vazgeçmediği Muammer KARABULUT'un oyunculara müdahil olduğu,
• Ergün POYRAZ'm kendisinin olduğunu iddia ettiği tepkimiz.net internet adresinin aslında Muammer KARABULUT'a ait olduğu, aynı amaca yönelik olduğu gözüken Milligüç ve tepkimiz.net internet sitelerinin aslında müştereklerinin çok fazla olmadığı,
• Hristiyan mezhep çatışmalarına alet oldukları endişesiyle Kemal KERİNÇSİZ'i defaetle uyardığı,
Bekir ÖZTÜRK'ün bu elektronik postasına cevaben yazılan bahse konu postada Behiç GÜRCİHAN' m;
• Bir seri tehdit telefonu aldığı,
• Bekir ÖZTÜRK'ün Kemal KERİNÇSİZ'in kadrosuna destek vermesine rağmen nankörlükle karşılaştığı,
• Muammer KARABULUT'un genel resim içinde ana/etkin oyunculardan biri olmaması gerektiği,
• Postayı gönderdiği kişilerle sürekli yüz yüze görüştüğü,
• Kuklanın kuklacıdan ayrılması gerektiği,
• Oktay YILDIRIM'a saldırıyı planlayanın Kemal KERİNÇSİZ olmadığını sürekli Oktay YILDIRIM'a söylediği,
• Ergün POYRAZ'm Zeynep ORUNCAK'a attığı 'Rus Kızı T' elektronik postasının sorun oluşturduğu,
• Kemal KERİNÇSİZ'in B^yükçeknıece Ülkü Ocaklarına dahil olmasının farklı sebepleri olduğu ve Nurış^6*ubundan kurtulmak için 9 milyar
s Kemal KERİNÇSİZ ile ilgili bu konuları Hanefi ALT AŞ'in dile getirdiği,
• Asıl amacın unutulmaması gerektiği,
• Üç hafta boyunca yukarıda sözü geçen grupların ayrışmasını engellemek için uğraştığı,
e Kemal KERİNÇSİZ'in davaya sahip çıkacak karaktere ve akla sahip olmadığı,
• Levent TEMİZ ve Ahmet ÜLGER'in MHP karşıtı yapılarlagörüştüğü,
» Kemal KERİNÇSİZ ve Oktay YILDIRIM'ın iki farklı klik olduğu, Oktay YILDIRIM'a saldın düzenlenmeden önce; Ahmet ÜLGER, Levent TEMİZ
6- 06 Aralık 2006 tarihli E-postamn, Güler KÖMÜRCÜ'nün aynı gün Zaman Gazetesinde çıkan bir haberi Bekir ÖZTÜRK'e gönderdiği, bu yazıda;
• Kemal KERİNÇSİZ'in ulusalcı ekibinin dağıldığı,
• Yeni Hayat Dergisi'nin sahibi avukat Hanefi Altaş, avukat Levent Temiz ve avukat Ahmet Ülger'in Büyük Hukukçular Derneği'ni terk ettiği,
» Kemal KERİNÇSİZ'in bütün eylemlerinde yanında yer alan Levent Temiz'in 'bilinmeyen unsurlar ve oluşumlarla ilişkisini' gerekçe göstererek aynldığı,
• Kemal KERİNÇSİZ'in Türksolu'nun toplantılarına katıldığınınbelirtildiği,
7- 5 Kasım 2006 tarihli E-postamn, Kemal KERİNÇSİZ'in Kuvyai MilliyeSitesinin İstanbul'da yapacağı toplantı ile ilgili olarak Bekir ÖZTÜRK'e
gönderdiği bir e-posta olduğu,
Söz konusu e-postada;
■ Bahse konu toplantının Büyük Hukukçular Birliği ve Milli Güç Birliği ile ilişkisi olmadığı
■ Büyük Hukukçular Birliği, Milli Güç Birliği, Ayasofya Derneği Kuruculannm başta kendisi olmak üzere toplantıya iştirak etmeyecekleri
■ Milli Güç Birliği'nin üstlenmiş olduğu misyonlan yürütecek başka bir oluşuma ihtiyaç olmadığı konulannın belirtildiği,
8- Diğer bir E-postanm, 15 Ekim 2006 tarihinde saat 21:11'de "selcenn40@mynet.com" adresini kullanan şahıs tarafından Bekir ÖZTÜRK'e gönderilen eposta olduğu, bu e-postanm, Büyük Hukukçular Birliği Yön.Kur.Bşk.'nı Av. Kemal KERINÇSİZ'e imzaya açılmış ve İstanbul ile İzmir Barosun'daki seçimler ile ilgili bir bildiri olduğu, "selcenn40@mynet.com" adresini kullanan şahsın yine aynı gün ve saat 21:ll'de yine Bekir ÖZTÜRK'e 'Büyük Hukukçular Birliği'nin İstanbul Barosu ile ilgili olarak gönderdiği elektronik postanın içeriğini oluşturan bildirideki bir bölümün değiştirilmesi konusunda Bekir ÖZTÜRK'e verdiği talimat olduğu,
9- 21 Ekim 2006 tarihli E-postanm, "selcenn40@mynet.com" adresini kullanan şahıs tarafından Bekir ÖZTÜRK'e gönderilen eposta olduğu, bu e-postada, Ayasofya Derneği'ne yönelik yapılan ve haksız olduğu iddia edilen eleştiriler ile ilgili derneğin tüzüğüne atıflar yapılarak açıklamalar getirildiği, aynca derneğin bir kısım kuruculan olarak da; Sevgi ERENEROL, Hüseyin Mümtaz BAYAZITOĞLU, Ergün POYRAZ, Kemal KERİNÇSİZ, Turgay TÜFEKÇİOĞLU ve Hanifı ALTAŞ'm isimlerinin verildiği, tespit edilmiştir.
Şüpheli İsmail YILDIZ'ın Ankara ili Çankaya İlçesi Tunus Caddesi Renk
Apartmanı 91/1 sayılı yerde bulunan SES AR (SLv^'E^nolnik , Sosyal Araştırmalar
İM,-'/" •
' .fi*
ve Strateji Geliştirme Merkezinde ele geçirilen Yonsis 84 ibareli bilgisayarın incelenmesinde;
"Bulunanlar\SESAR/OCAK_HAZIRAN_2007.doc" isimli 505 sayfalık
yazı içerisinde: Dosya i
"KU W ACİL ARIN ÇETELESİ: 'Kuvayi Milliye' adlı dört demek var. Artık 'Milli Mücadele' bir demeğin, 'Ulusal Birlik' bir platformun, 'Müdafa-i Hukuk' da iki partinin adı. Ve diğerleri: 'Vatansever Güçbirliği', Türkiyem', 'Yurtsever...' Her parti, demek ya da platformun arkasından tanıdık isimler ve bir dönemin ünlü paşaları çıkıyor: Emekli
Tuğgeneral Veli Küçük, Avukat Kemal Kerinçsiz'in yanında görülüyor....................... Kuvvacılarm
çetelesi şöyle:
TÜRKSOLU: ........ Üniversitelerde hızla örgütlenen Türksolu, 2003 yılından sonra
sosyalist ve Kürt öğrencilerle çatıştı. Türksolu, 2003 yılında Cumhuriyet'in 80. yıl kutlamaları sırasında yapılan bir yürüyüşte açtığı 'Ordu Göreve' pankartıyla belirdi, 'Kürt Sorunu Yok Kürt İstilası Var', 'Türk Oğlu Türk Kızı Türklüğünü Koru' diye manşet attı. Türksolu; 2005 yılından sonra Büyük Hukukçular Birliği (BHB) ve diğer sivil örgütlerin başlattığı aydınlara yönelik protesto eylemlerinde yerini aldı. Böylece BHB Başkanı Kemal Kerinçsiz, Türksolu grubunun konferanslarına katılmaya başladı. Türksolu ile Kerinçsiz yakınlaşması öyle ilerledi ki, 'Yılın Faşisti' ve 'Yılın Gandi'si anketi yapıldı. Kerinçsiz, Gandi seçildi.
Milli Mücadele Derneği: Türksolu Dergisi'ni çıkaran ekip, 2007 başında MilliMücadele Derneği'ni (MMD) kurdu. Derneğin ilk eylemi, Hrant Dink'in cenazeyürüyüşüne karşı Galatasaray Lisesi'nden Taksim'e, 'Hepimiz Mustafa Kemaliz,hepimiz Türküz' pankartıyla yürümek oldu. Demeğin açıklamasında, "Dink, Türkdüşmanıydı. Öldürülmesine hiç üzülmedik" denildi.
Büyük Hukukçular Birliği Derneği: BHB olarak bilinen grup, Bilgi Üniversitesi'nde (BÜ) yapılacak ilk Ermeni Konferansı'm, İdare Mahkemesi'ne başvurarak iptal ettirince gündeme geldi. Sonrası küfürlü, tekmeli, tokatlı, tükürüklü duruşmalar oldu. Başkan Kemal
Kerinçsiz, ........ BHB'nin mahkeme içinde sürdürdüğü 'cüppeli mücadele', duruşma
koridorlarında ve adliye binası dışında sürüyordu. BHB, daha sonra ayrıştı. ULUSAL HUKUKÇULAR BİRLİĞİ DERNEĞİ: BHB'de Kerinçsiz'in çok öne çıkması, demeği böldü. Levent Temiz, 2006 yılında BHB'den ayrılarak Ulusal Hukukçular Birliği Derneği'ni (UHB) kurdu.
MİLLİ GÜÇ PLATFORMU: Her mahkeme önünde hep Milli Güç Platformu (MGP) vardı. 'Gaspıralı Çalışma Grubu' (GÇG), 'Sivil Toplum Kuruluşları Birliği' (STKB), 'Türk Dünyası İnsan Haklan Demeği' (TDİHD) ve 'Türk Ayasofya Derneği' gibi yan örgütler sokağa taşmıştı. Kemal Kerinçsiz'in yanı sıra ...., emekli Astsubay Oktay
Yıldırım, ....ve Muammer Karabulut, öne çıkan isimlerdi.......................... MGP'nin 'mücadelesi',
Mersinli bir sağlık çalışanı olan Bekir Öztürk'ün web sitesinden duyuruluyordu.MGP'nin de yer aldığı eylemlerde ilginç isimler de vardı: Danıştay saldırısı sonrasıgözaltma alman eski Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük gibi.Tekin'in, saldırı sonrası evinde, 'Türksolu' dergisinin nüshaları bulundu. Ülkücü mafyaSedat Peker'in kurduğu Türkçü internet sitesinin açılış gecesine katılan emekliTuğgeneral Veli Küçük ise 16 Mayıs'ta Hrant Dink ve Aydın Engin'in yargılandığıdavaya müdahil olmak istedi. MGP, BHB'deki ayrışma sonrası, diğer kuruluşlar gibiortadan kayboldu.
BÜYÜK GÜÇBİRLİĞİ DERNEĞİ: MGP'deld ayrışmadan sonra KemalKerinçsiz Büyük Güçbirliği Derneği'ni (BGD) kurdu.
KUVVAİ MİLLİYE DERNEĞİ: Mersinli bir sağlık çalışanı olan Bekir Öztürk,Milli Güç Platformu'nun sözcülüğünü yaptığı web sitesinde Kuvvai Milliye Derneği'ni(KMD) kurdu......... Dernek üyeleri arasında emekp^A5ubay"'"Oktay Yıldırım da var.
TÜRKİYEM TOPLULUĞU: Türk-Metal-İş'in 32 yıllık genel başkanı M.... Ö...'in geçen yıl kurduğu Türkiyem Topluluğu'nun (TT) 24-36 Kasım 2006'da yaptığı 1. Büyük Kurultayı'nda 'milli bir siyasi yapı oluşturulması' kararlaştırıldı. Kemal
Kerinçsiz .......... , topluluğun İstanbul Kurucular Kurulu listesindeydi. Bu iki isim, daha
sonra çekildi.
ULUSAL BİRLİK HAREKETİ PLATFORMU: İnsan Haklan Derneği'nin eski Genel Başkanı Akın Birdal'a 1998 yılında silahlı saldırıda bulunulması eylemini organize eden Semih Tufan Günaltay, 4.5 yıl cezaevinde yattıktan sonra 2005 yılında Ulusal Birlik Partisi'ni (UBP) kurdu. Günaltay, Muzaffer Tekinle Türksolu'nun düzenlediği bir
etkinlikte tanıştı...................
İLERİCİ AYDINLAR DERNEĞİ: Semih Tufan Günaltay'm Akın Birdal suikastisonrası Avukatllığmı üstlenen E.... Ş..., İlerici Aydınlar Derneği'ni (İAD) kurdu.
YURTSEVER HAREKET: Ressam B.. B.... m başını çektiği hareket, Orhan Pamuk duruşması ve iptal edilen Ermeni konferansı sonrası Boğaziçi Universitesi'nde eylem
yaptı................ " şeklinde yazı olduğu, bu yazı içeriğinde anlatıldığı gibi örgütün amacı
doğrultusunda oluşturulan sivil toplum örgütleri ile Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bağlantılı olduğu örgüt üyelerinin örgüt içindeki konumları daha açık bir şekilde ifade edildiği görülmüştür.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in 5322143354 sayılı telefon numarasının diğer şüpheliler: Bekir ÖZTÜRK, Ergün POYRAZ, Erkut ERSOY, Halil Behiç GÜRCİHAN, Oktay YILDIRIM, Satılmış BALKAŞ, Sevgi ERENEROLVeli KÜÇÜK, İhsan GÖKTAŞ ve İsmail YILDIZ'm telefon rehberinde ve ajandalarında kayıtlı olduğu,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in 5332949190 sayılı telefon numarasının diğer şüpheliler : Ergün POYRAZ, Satılmış BALKAŞ ve İhsan GÖKTAŞ'in telefon rehberinde ve ajandasında kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in kullanmakta olduğu 0532 2143354 nolu GSM hattının İstanbul 11.Ağır Ceza Mahkemesinin 23.04.2008 tarih ve Teknik Takip No:2008/548 sayılı karan doğrultusunda, TİB (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) ile kurulan koordine neticesinde, ilgili GSM Operatörlerince gönderilen 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının yapılan analizinde;
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in:
-Veli Küçük' ün kullandığı 0533 6439665 nolu GSM hattı ile 29 kez
görüştüğü,
-Oktay Yıldırım' m kullandığı 0505 8108791 nolu GSM hattı ile 26 kez
görüştüğü,
-Oktay Yıldırım' m kullandığı 0542 5315368 nolu GSM hattı ile 62 kez olmak üzere toplam 88 kez görüştüğü,
-Fuat Turgut' un kullandığı 0506 5059163 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğü,
-Fuat Turgut' un kullandığı 0542 2037816 nolu GSM hattı ile 13 kez görüştüğü,
-Fuat Turgut' un kullandığı 0536 8681258 nolu GSM hattı ile 3 kez olmak üzere toplam 17 kez görüştüğü,
-Mehmet Zekeriya Öztürk' ün kullandığı 0532 3412902 nolu GSM hattı ile 153 kez görüştüğü,
-Mehmet Zekeriya Öztürk' ün kullandığı 0542 3546579 nolu GSM hattı ile 1 kez olmak üzere toplam 154 kez görüştüğü, ^ s''~ * <,*"*"*';,
-Atilla Aksu' nun kullandığı OfpS* .8336546 nolu GSM hattı ile 331 kezgörüştüğü, */". "S>

görüştüp, görüştüğü, görüştüp, görüştüp, görüştüp, görüştüp, görüştüp, görüştüp, görüştüp,
-Bekir Öztürk' ün kullandığı 0505 4513129 nolu GSM hattı ile 61 kez
-Emin Gürses' in kullandığı 0532 2066768 nolu GSM hattı ile 2 kez
-Güler Kömürcü' nün kullandığı 0532 2136100 nolu GSM hattı ile 19 kez
-Muzaffer Tekin' in kullandığı 0532 2919293 nolu GSM hattı ile 20 kez
-Sevgi EreneroF un kullandığı 0532 3678060 nolu GSM hattı ile 359 kez
-Satılmış Balkaş' m kullandığı 0536 5867549 nolu GSM hattı ile 71 kez
-Halil Behiç Gürcihan' m kullandığı 0532 5959046 nolu GSM hattı ile 33 kez
-Ümit Oğuztan m kullandığı 0533 2717296 nolu GSM hattı ile 3 kez
-Hayati Özcan' m kullandığı 0533 4452610 nolu GSM hattı ile 1 kez
-Muammer Karabulut' un kullandığı 0542 8221246 nolu GSM hattı ile 86 kez görüştüp,
-Murat Özkan' m kullandığı 0532 2526065 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüp tespit edilmiştir.
e)-Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ hakkında diğer şüpheli ve tanık beyanları;
İhsan GÖKTAŞ İfadesinde:
"Sevgi ERENEROL ile 1-1,5 sene kadar önce jandarma İstihbaratından olduğunu söyleyen ve irtibat numarası olarak 0 537 793 0685 ve 0212 285 21 05 nolu numaraları veren Jandarma olduğunu söyleyen Yavuz Kara isimli şahıs vasıtası ile tanıştığını, Yavuz Kara ile bir silahlı saldırı olayı ile alakalı Eyüp Jandarma karakoluna dilekçe verdiği dönemde tanışmış olduğunu, Sevgi Hanımın telefonunu verdiğini, ayrıca avukatlık konusunda Kemal KERINÇSIZ'in numarasını verdiğini, kendisinin de Sevgi ERENEROL 'u Scientology örgütünün Hristiyanlık ile alakasının olmadığını dile getirebilmesi için telefonla aradığını, Onun kendisini Kemal KERINÇSIZ'in yanma çağırdığını ve orada buluştuklarını, Kemal KERINÇSIZ'in de orada olduğunu, Sevgi Erenerol ile Scientology hakkında konuştuklarını, sonrasında Kemal KERINÇSIZ'in kendisinin boşanma konusu ile ilgili olarak Cevat Çalık'a yönlendirdiğini, bir daha yüz yüze görüşmediklerini,

>V»>»«ı.Tf
Arama sırasında kendisinin MEDİON POCKET, Pc Marka S/N RD1G5233375 seri numaralı cep bilgisayarının yapılan incelemesinde, Fuckrtepe isimli dosya içersinde : "Fuckrtepe Göztepe Buhara is hani 47 Son kat Ra. Şehremini Av cavat orayı kullandı, geri takibi sorlastirmak için hana, kendi adresini belirtmekten kacindi her durumda" şeklindeki yazı ile ilgili olarak soruldupn da da: Avukat Cevat'in kendisini götürdüğü yeri not ettiğini, kendisini onun kendi bürosuna değilde bu adrese götürdüğü için şüphelendiğini, Cevat isimli şahsın Avukat Kemal Kerinçsiz 'in alt kademesinde çalışan bir avukat olduğunu, aracı olanın Kemal Kerinçsiz olduğunu, Cevat Çalık 'in boşanma davası ile ilgilendiğini, bahsettiği takibin, onların kendilerini gizlediklerini nerede ne zaman buluşacaklarını onların belirlediklerini bu nedenle şüphelendiğin f beyan etmiştir. Muammer KARABULUT İfadesinde; , ->'
"2005 yılında Kudüs Patriğinin Türkiye "de Şeriat Mahkemesi kurması konusu ile alakalı Büyük Hukukçular Birliğinin yapmış olduğu bir eylemini okuduğunu ve dikkatini çektiğini, bunun üzerine birliği telefonla aradığını, telefona Kemal KERINÇSIZ'in çıktığını ve konuştuklarını, bu şekilde tanıştıklarını, sonraki dönemde tarafınca önerilen ve başlatılan Fener Rum Patrikhanesinin Yunanistan 'a taşınması ile ilgili imza kampanyasında ilk kez bir araya geldiklerini, bu kampanyanın çok uzun bir süre aldığını ve 2006 yılı izmir mitingi ile son bulduğunu, bu kampanya ile alakalı Kemal KERİNÇSİZ ile çok sık görüştüklerini, Ayasofya Derneği ve Milli Güç Birliği Derneğini beraber kurduklarını, ayrıca Noel Baba Barış Konseyi Üyesi ve Avukatı olduğunu, Antalya"da kurulan Noel Baba Vakfının ülkemizdeki kültürel değerlere sahip çıkmak amacı ile kurulduğunu, benzer nedenlerle Ayasofya Derneği 'nin kurulmasını ve ülkemizi tanıtmak amacı ile faaliyette bulunulmasını Sevgi ERENEROL ve Kemal KERİNÇSİZ'e önerdiğini, sonrasında Ayasofya Derneği ile alakalı kendisine yani Antalya 'ya bir faks geldiğini, bu faksın muhtemelen tüzük olduğunu, kendisinin de imzaladığını ve geri faksladığını, böylelikle Ayasofya Derneğinin kurulduğunu, derneğin şuanda faal olduğunu ve üyeliğinin devam ettiğini, Kemal KERİNÇSİZ'in 2005 yılında çeşitli sivil toplum kuruluşlarına katılım davetiyesi göndererek oluşturduğu birliğin adının MİLLİ GÜÇ PLATFORMU olduğunu, kendisi tarafından Fener Rum Patrikhanesi 'nin kapatılması ile ilgili başlatılan imza kampanyasıyla oluşan MİLLİ GÜÇ PLATFORMU faaliyetlerinin izmir'de yapılan mitingde son bulduğunu, buna mukabil aynı isime tüzel kişilik kazandırmak üzere Kendisi, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ ve ismini hatırlayamadığı diğer kişiler ile Milli Güç Birliği Demeği'nin kurulduğunu, yani Fener Rum Patrikhanesinin Yunanistan'a taşınması kampanyasında faaliyet yürüten Milli Güç Platformu'nun tüzel kişiliğe dönüşmüş halinin Milli Güç Birliği olduğunu, ancak sonrasında bu derneğin Büyük Güç Birliği adını aldığını, kendisinin bu derneğe kurucu üye olduğunu " beyan etmiştir.
ATİLLA AKSU İfadesinde;
"Kemal KERİNÇSİZ'i on yıldır tanıdığını, yaklaşık bundan 4 yıl önce, amca oğlunun kızı olan Simge'nin, eşinden boşanma davasını Kemal KERİNÇSİZ'in aldığını, bu vesileyle kendisiyle samimiyetinin arttığını, baktığı davalarla ilgili kendisinden bazı dosya ve evraklar istediğini, kendisinin de gücünün yettiğince yardımcı olduğunu,
Asim DEMİR'in Kemal KERİNÇSİZ'in yanında çalışan birisi olduğunu, kendisine Kemal KERİNÇSİZ'in istediği belgeler ve dosyaları verdiğini, hatırladığı kadarıyla, Muzaffer TEKİN, Turkuaz Davası, Bilgi Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesinde görev yapan profesörlerin Ermeni ve Kürt Konferansı ile ilgili belgeleri, 301. ci maddeden ve Atatürk'e hakaretten yargılanan kişilere ait listeleri, Seray SEVER, Perihan MAGDEN, Prof. Atilla YAYLA,Taner AKÇAM, Abdullah Unakıtan, Ali Ülker, Murat Ülker, Şenol Çelik, Metin Çilci ve Türk intikam Tugayının tehdit mektubu gönderdiği bazı şahıslara ait adliye dosyaları ile KIPTAŞ ile ilgili evrakları Asim DEMİR vasıtası ile Kemal KERİNÇSİZ'e gönderdiğini veya kendisinin bizzat gelerek bu evrakları aldığını" beyan etmiştir.
VELİ KÜÇÜK ifadesinde;
"Kemal KERİNÇSİZ'i tanıdığını, Türk Dünyası Araştırmalar Vakfındaki Cumartesi günü yapılan etkinliklere birkaç kez geldiğini, en son olarak Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı 'nin Süleymaniye Kültür Merkezinde yeni Anayasa hakkında vermiş olduğu konferansta bulunduğunu, zaman zaman da telefonlarla görüştüklerini" beyan etmiştir.
Aydın YÜKSEK İfadesinde ;
"... şahsa ait bilgi belge ve fotoğraflardan oluşan iki adet cd oluşturduğunu, bu cd'lerden bir tanesini Mete abiye verdiğini, Mete abiye vermiş olduğu cd'nin bu cd olduğunu, aynı gün Mete abi ile birlikte adını daha sonradan Muzaffer TEKİN olarak öğrendiği emekli subay birçok madalya sahibi şahsın Kadıköy'den bulunan bürosuna gittiklerini, başımdan geçen olayları Sayın abim diyerek Muzaffer TEKİN'e, "aniattığını, kendisinden mağduriyetine sebebiyet veren Muzaffer ŞENOCAK'ın çalışımı bildiği kuruma beni ulaştırmasını rica

ettiğini, Onun da yardımcı olmaya çalışacağını söylediğini, hayatımda ilk ve son kez azami on dakika kendisini gördüğünü, başka da hiçbir irtibatım olmadığını, geçtiğimiz hafta içi Mete ağabeynin kendisini aradığını, birlikte ifade vermek üzere TEM şubeye gitmeleri gerektiğini söylediğini, nedenini sorduğunda Muzaffer TEKÎN'in yakalandığını ve tutuklandığını ve benim vermiş olduğum CD 'ninde Muzaffer TEKİN'den ele geçtiğini söylediğini, kendisinin de tamam ifademizi verelim neticede polis olduğunu ve kaçmak gibi bir şansının olmadığını söylediğini, önce olayın ciddiyetini anlayamadığını, etrafındaki tanıdığı insanlara danıştığını, televizyondan Avukat olarak bildiği Kemal KERİNÇSİZ 'in yanına giderek danıştığını, Avukat Kemal KERİNÇSİZ'e olayı anlattığını, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine bu ele geçen cd'nin içeriğinin basında söylendiği gibi askeri sırlar olmadığını, bu konuda Genel Kurmayın yazılı açıklama yaptığını dolayısıyla bu konu ile ilişkisinin olmadığını Beşiktaş istanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gitmesini söylediğini, kendisinin evinde bulunan diğer cd'yi Muzaffer ŞENOCAK ile ilgili irtibatının delilleri olan evrakları alarak savcılığa gittiğini." Beyan etmiştir.
Ayşe Asuman ÖZDEMİR İfadesinde:
"... Muzaffer DEMİREL isimli yüzbaşı rütbesindeki daha önceden tanıdığı şahısın kendisini telefonla aradığını, Atabeyler çetesi operasyonundan sonra yakalanarak tutuklanan yüzbaşı Murat ... için yardım etmesini istediğini, Muzaffer DEMIREL'in arkadaşları ile kendi aralarında konuştuklarını ve devreleri hakkında çıkan "Feytullahcı" dedikoduları için
Murat ...... Savunmak amacıyla Kemal KERİNÇSİZ'si tutmak istediklerini kendinse
söylediğini, bunun üzerine Kemal KERİNÇSİZ'i telefon ile aradığını, henüz konuyu daha anlatmadan, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine "lütfen konuşmayın yarın ofisime gelin" dediğini kendi sinin de Avukatı Şahin ZENGİNAL'i alarak Kemal KERİNÇSİZ'in ofisine gittiklerini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendilerine bize " davanın Feytullah GÜLEN'ci bir Savcının elinde olduğunu", "bu işe bakan polislerinde Feytullahcı olduklarını" söylediğini, Kendisinin dün gece bir toplantı yaptığını, toplantıda bu davaya bakma kararı aldıklarını, rahatlıkla bu davaya bedava bakabileceğini söylediğini,Kemal KERİNÇSİZ'in ısrarla kendisi ile nasıl kontak kurduklarını öğrenmek istediğini ancak bilgi vermediğini, *""'' h/U,~"Görüşmeden sonra Muzaffer DEMİREL yüzbaşıyı arayarak kemal KERİNÇSİZ ile
konuştukları her şeyi anlattığını,onon da yüzbaşı Murat......... in babası Hikmet beyi arayın ve
her şeyi söyleyin dediğini,kendisinin de Kemal KERİNÇSİZ'in telefonların dinlendiğini söylediğini, söylediğini, daha sonra kendsinin Hikmet beyi telefonla arayarak uzun uzun konuştuklarını ancak şahsın kendi tuttuğu Avukattan ayrılmayacağını söylediğini." beyan etmiştir.
BEKİR ÖZTÜRK İfadesinde:
"Kuvvai Milliye Derneği Genel Merkezinde Yapılan Aramada El Koyulan Size Ait Olduğu Beyan Edilen Dell Marka Laptop İçerisinde Yapılan İncelemede:Behiç İSİMLİ WORD DOSYASI İÇERİSİNDE : "Sevgili'Arkadaşlar" ile başlayan "....Neticede Bekir Kemal Kerinçsiz ve kadrosuna destek verdi ve nankörlükle karşılaştı. Kemal Kerinçsiz Milli Güç platformu veya derneği olarak Bekir'in düzenlediği toplantıya tam destek verseydi bu provokasyonları yapmak çok daha zor olur ve herkes çok daha güçlü hareket ederdi. Yazıda Muammer Karabulut vakasına özellikle değinilmedi; çünkü bu yazı kilitlenen bir durumu açmayı hedefliyordu. Tabi bu noktadan sonra kilitlenen iletişim açılsa dahi ben bir rol üstlenemem ama eğer bu kilit durumu açılırsa Muammer Karabulut'u her halükarda sahne dışında tutmak için onu genel resim içinde ana/etkin oyunculardan biri olarak resmedilmemesi lazım. Arka planda ana sorunlardan biri olduğunu bilsem de. Anlamanız gereken şu; bu yazı ile ben herkes nezdinde kendi konumumu feda ettim ve bunu yaparken gitmesi gereken kişiye mesaj gitti. Yüzyüze süreklimize söylediğim şey : kuklayı kuklacıdan ayırın. Oktay'a da sürekli şu tezi söyledim r ö 'saldırıyı planlayan Kemal Kerinçsiz değildi. Yazıda da bunun mantıki gerekçesini söylüyorum zaten. Dosya savaşlarına gelince. Orada

dosya savaşları ile ilgili kastedilen Zeynep'in yazısı değil. Burada iki dosya var. Biri Ergün Poyraz'm Zeynep'e attığı "Rus kızı T" mesajına sebep olan dosya. Zeynep'ten onu duyduğum noktada bu işin geri dönülemez noktaya gelmesi için çok sıkı çalışıldığını anladım. Bu sözlerden o "dosyaya" prim verdiğim çıkmasın lütfen; alınganlığınız üzerinizde çünkü neme lazım. Biri de Hanefi Altaş'm bir konuşmada sözünü ettiği "Kemal Kerinçsiz'in Büyükçekmece Ülkü ocaklarına dahil olma hikayesL.Nuriş grubundan kurtulmak için 9 milyar vermesi olayı"...bunu Hanefi Altaş'tan duyduktan sonra kendi kaynaklarımdan ayrıntılı olarak teyit ettirdim ve bütün yazının esas mesaj çekirdeği o iki satırda
mevcut. "Dosya manyağı" Nuriş'lerin" kurşun manyağı" sözüne gönderme olur...................... Oktay'ın
"Kemal Kerinçsiz'i aklamışsın, ben kapkara kalmışım" sözlerine ise kesinlikle katılmıyorum...Oktay o yazıda uğradığı saldırıya rağmen basiretli davranan kişi olarak doğru yere oturtuluyor; bu nasıl kapkara kalmak olur. Kemal Kerinçsiz aklanmıyor, Kemal Kerinçsiz davaya sahip çıkacak karaktere ve akla sahip olmamak, lider özelliği taşımamakla suçlanıyor. Kemal Kerinçsiz bu konu ile ilgili çıkan hiç bir haberde olmadığı kadar çok nesnel ölçülerle.. .ortaya çıkarıldı. Bu olayların en büyük iki mağduru sizler dışında herkesin anlattığı olaylar zinciri bir üçüncü göz tarafından anlatıldı. Kemal Kerinçsiz"e ise "sen lider değilsin, hata yaptın " denildi. Ha; "bu saldırıyı Kemal Kerinçsiz yaptı" denilmedi çünkü bu saldırıyı Kemal Kerinçsiz planlamadı arkadaşlar. Bu tezimi baştan beri söylüyorum yüzyüze de onlarca kez tekrarladım.
Bu konuda kaç haftadır araştırıp da bulamadığım bir done varsa lütfen iletin. Bu saldırıdan Kemal Kerinçsiz faydalandı, bu saldırı sonrasında adamını harcamadı (çünkü harcasa o çevresindeki yakın adamları da onu harcar) ve bu saldırıdan kendi çevresindeki kliği güçlendirerek, başından beri planladığı Oktay tasfiyesini gerçekleştirerek çıktıama ne mantıki inceleme, ne de benim ulaşabildiğim donelerden çıkan sonuç bu saldırıyı Kemal
Kerinçsiz'in planlamadığı yolunda....................... Konuşmak isterseniz her zaman hazırım.
Benim hakkımda dosya gelirse haberim olsun. Ben de merak ediyorum ne yazdıklarını şeklindeki dosya ile ilgili olarak;
"Bu yazı Oktay YILDIRIM ve kendisinin, Kemal Kerinçsiz ve ekibi ile yollarının ayrılması süreci ile ilgili olarak Behiç GÜRCİHAN tarafından yazılmış bir yazı olduğunu, Bu yazının Behiç GÜRCİHAN tarafından kendisine gönder ildiğini,Kemal KERİNÇSİZ'in bir dönem "Milli Güç Derneği" isimli bir dernek kurmak istediğini, kendisi ve Oktay YILDIRIM'ın bu dönemde Kuvayi Milliye Derneğini kurmaya çalıştıklarını, kendilerinin 11 Kasım 2006 yılında Kuvayi Milliye olarak Üsküdar Aşmalı Konakta yapacakları toplantıyı Kemal Kerinçsiz'in kendi derneğinin toplantısı gibi lanse ettiğini, Bu nedenle yollarının ayrıldğım.bu yazının da bu konu ile alakalı olarak yazıldığını" beyan etmiştir.
Emin GÜRSES İfadesinde:
"...KEMAL KERİNÇSİZ ile de Milli Şehit Kaymakam KEMAL Beyi anma törenlerinde tanıştığını, bir sefer kendisini televizyon programına çağırdığını, Yeniçağ Tv. ' de programına gittiğini, Daha sonra kendisinin Avukatlığımı yapmak istediğini söylediğini, ancak Avukatının Mehmet TAŞDELENolması sebebi ile gerek duymadığını.."'' beyan etmiştir.
22.01.2008 günü saat : 11.49'da Emin GÜRSES ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Emin'in "...Ortodoks Kilisesinde toplantı olurdu mesala. Bu günler münler ben bir defa mesela herhalde 5-5 yıldan fazladır oraya giderim ben." , "...Enver ALT AYLI ne iş yapıyo. Dün akşam bi konuştu ondan sonra ne oldu ne yapıyor ki. "Yani CIA bağlantılı belli dün akşam konuşurken Nazara anlattı." dediği, X Şahsın "Valla bu büyük bir operasyona benziyo ama ben şimdi bu çocuk beni arıyodu kapattı. Tekrar arar ben sana dönerim." dediği, Emin'in "Kemal'i anlarım, Kemal KERİNÇSİZ bunlarla beraberdi sürekli." dediği,
Fuat TURGUT İfadesinde ; ^ ^ ğ&$&


"..Kemal KERİNÇSİZ'i yaklaşık 2 yıl öncesinden tanıdığını,basına da yansıyan etnikçiler aleyhine yaptığı yasal faaliyetleri nedeniyle dikkatini çekerek telefon açıp bu faaliyetlerine nasıl katkıda bulunabileceğini sorduğunu, onun da kendisini gıyaben tanıdığını söylediğini, İstanbul'a geldiğinde ziyaretine gittiğini, kendisine Orhan PAMUK ve Elif ŞAFAK davalarına müdahil olarak katılmasının uygun olacağını söylediğini, kendisinin de bu davalara katıldığını,ayrıca Yeni Çağ Televizyonunda yaptığı programlarından birisine konuk olarak katıldığını,zaman zaman telefonla imkan olduğunda da yüz yüze görüşerek Şehit ve Gaziler adına yapılabilecek hukuki faaliyetler noktasında fikir alışverişinde bulunduklarını, kendisi ile yaptığı görüşmelerde Sevgi Abla nasıl diye sorarak selam gönderdiğini, meslektaşı olarak ta bundan sonra da kendisiyle görüşmeye devam edeceğini..." beyan etmiştir.
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK İfadesinde:
".... Kemal KERİNÇSİZ'in Büyük Hukukçular Derneği başkan olduğunu, 2005
yılında bir panelde tanıştıklarını hatırladığını, .......... Kemal isimli bir Avukatının olmadığını,
Ancak Kemal KERÎNÇSİZ isimli Avukatın Danıştay olayında Muzaffer TEKİN' i savunmak için Ankara'ya gelmiş olduğunu, Muzaffer TEKİN'in bu şahsın Avukatlığını kabul etmedğini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine vekili olmayı teklif ettiğini, ancak tendisinin kabul etmediğini, kendisini baronun verdiği Avukatın savunduğunu ..." beyan etmiştir.
Murat ÖZKAN ifadesinde;
"34 UE 1613 plakalı aracında yapılan aramada ele geçen üç sayfadan ibaret dokümanın tutuklu Mahmut ÖZTÜRK'ün durumuyla alakalı olarak Av.Kemal KERİNÇSİZ'in yazarak kendisine verdiği ve mahkemede ifade verirken söylemesini istediği beyanların bulunduğu sayfalar olduğu, bu tanıklık konusunun kendisine Av.Kemal KERINÇSIZ tarafından teklif edildiği, yine aynı davadan tutuklu bulunan kişilerin Ali YIGIT'in beyanlarından dolayı tutuklu kaldıkları hususunda Ali YİGIT'le görüşmesini ve boş bırakılmamasını Av.Kemal KERİNÇSİZ'in istediğini" beyan etmiştir.
Satılmış BALKAŞ ifadesinde ;
"....... Av.Kemal KERİNÇSİZ'i internetteki haber sitelerinden gördüğünü ve
telefonunu aldığını, daha sonra ise bürosuna giderek tanıştığını, Kemal KERINÇSIZ'e gönderdiği 16 Aralık 2007 tarihli "Kemal Bey Bazı Vatandaşlar Genelkurmay Başkanının Darbe Yapamayacağını AKP iktidarının ipini çekemez diyorlar, Peki kim çeker, Orgeneral Erdal CEYLANOĞLU (EDOK) ve Orgeneral Hasan 1GSIZ (2.Ordu Komutanı) bu generallerden birisi olsa olundu" şeklindeki telefon mesajını boş bulunduğu için dalgınlık ile çektiğini, daha sonradan da telefon açıp mesajı alıp almadığını sorduğunu, Kemal KERİNÇSİZ'in mesajını aldığını ancak birşey söylemesi halinde kendisini alıp bir yere koyacaklarını söylediğini, mesajda geçen EDOK'un Eğitim ve Doktrin Komutanı anlamına geldiğini, daha önce Kemal KERINÇSIZ ile aralarında darbe v.s. konuları konuşmadıklarını, kendisi otobüste bu şekilde konuşulduğunu duyduğu için mesaj çektiğini, ..." beyan etmiştir.
Sevgi ERENEROL İfadesinde:
"..Kemal KERINÇSIZ ile 2005 yılındaki bir etkinlikte tanıştığını, bundan sonra görüşmelerinin devam ettiğini, aile dostu olduğunu, Büyük Güç Birliği ve Ayasofya Derneğinde birlikte faaliyette bulunduklarını... " beyan etmiştir. VEDAT YENERER ifadesinde:
"..Kemal KERÎNÇSİZ' i Büyük Hukukçular Derneği olarak Orhan PAMUK aleyhineaçtığı dava ve 301. madde ile ilgili açıklamalarından dolayı basından tanıdığını, aynıgörüşlere katıldığı için sözünü ettiği yılın kuvvacısı ödüllerinden birini de ona vermeyi uygungördüğünü, bunun dışında kendi şahsi davasıxm konusunda görüşmem olmuştur... " şeklindebeyanda bulunmuştur. ^ l
Semih Tufan GÜLALTAY ifadesinde:
s - T; *
-4 ■A
*"#>**&
^ -%r
-r
''ı^^K^*"/ »
"...KEMAL KERİNÇSİZ ile şahsen tanışmadığını, ancak geçmişte başkanı
olduğunu, Ulusal Birlik Platformunun üye derneklerinden olan Bakırköy Çevre Derneği
başkanı Ülker DURUKAN'a KEMAL KERÎNÇSİZ'in; Ulusal Birlik Platformuna katılma
isteklerinin kendisinin engellemesi nedeni ile gerçekleşmediğini söylediğini, kendisinin
KEMAL KERİNÇSİZ ve başkanı olduğu Büyük Hukukçular Birliği ile Mehmet Fikri
KARADAĞ ile irtibatlı olduğu, Kuvva-i Milliye Dernekleri hakkında, kendisinin Türklük
görüşüne paralel bir çizgide olmadıkları kanaatine vardığını, Ülker DURUKAN'nın da
kendisinin bu yaklaşımından gücenerek başkanı olduğu derneği platformdan çektiğini,
bundan dolayı Büyük Hukukçular Birliği, Kuvva-i Milliye Dernekleri ve ilgili olan kişilerin
kendisine husumet beslediklerini düşündüğünü... "beyan etmiştir.
Hayrettin ERTEMİN İfadesinde;
Önce Kemal KERİNÇSİZ'i tanımadığını beyan etmiş olup, yaptığı bir telefon
görüşmesinde "ELLİ ALTMIŞ KİŞİ ALDILAR, KEMALİ FALAN ALDILAR, HİÇBİR
ŞEY OLMAZ, ÖYLE BİR ÖRGÜT MÖRGÜT YOK, ŞİMDİ NE OLACAK...
KAFALARINA GÖRE ŞEY ÇİZİP GİDİYORLAR... VELİ KÜÇÜK SİLAHLI
KUVVETLERDE ÇOK SEVİLEN BİR ADAM DEĞİLDİR... KENDİ BAŞINA
ÇALIŞIYOR.." şeklindeki içeriğinde Kemal isminin geçmesi ile ilgili soru üzerine -
KEMAL olarak bahsettiği kişinin medyadan eylem falan yapan ve memleketi meşgul eden
KEMAL KERİNÇSİZ olduğunu, bunların akıllı adamlar olmadıklarını, örgüt_
olamayacaklarını, olsa olsa mafya olabileceklerini kasdettiğini, MİLLİYETÇİLİĞİ KENDİ
KAFALARINA GÖRE YAPTIKLARINI, aslında milliyetçiliğin vatana millete faydalı olmakla
olacağını demek istediğini, kendisinin Silahlı Kuvvetlerden görüştüğü ve aldığı izlenime göre
VELİ KÜÇÜK'ün SEDAT PEKER' le şunla bunla, illegal işlerle uğraşan kişilerle meşgul
olan bir kişi olarak bir generale yakışmayacağını düşündüğü tavır içinde olduğunu
değerlendirdiğini, onun için bu şekilde söylediğini''' beyan etmiştir.
Dursun KOÇ ifadesinde;
" ...Geçmişte bir çok adi suça karışmış birisi olduğunu, Kemal KERİNÇSİZ'le işlemiş olduğu bir suçta Avukatlığını yapmış olması sebebiyle tanıştığını, yine Kemal KERÎNÇSİZ'in teklifiyle yanında çalışmaya başladığını ve bu zamana kadar çalıştığını, 28.11.2007 tarihinde kendisine ait olan 0535 844 90 79 numaralı telefonda Kemal KERINÇSİZ'e ait 0532 214 33 54 numaralı telefonu ile yapmış olduğu görüşmede "BABA BİLİYORSUN BEN HAZIR KUVVETİM ANINDA EMRET ANINDA İŞ BİTER BEN AHMET-MEHMET DEYİLİM BEN" şeklinde konuşmasının sebebinin; Kemal KERÎNÇSİZ'in her Cuma akşamı Yeniçağ Tv'de programa katıldığını, programın geç saatlerde bittiğini çıkışta ise Asım DEMİR ve Recep AKKUŞ isimli şahıslarla eve döndüğünü, görüşme yaptığı gün bu şahısların O'nu yalnız bıraktığını, bu duruma kızmasından sebep kızgınlıkla bu şekilde konuştuğunu, 20 yıldır yanında bulunmasından sebep "Baba" diye hitap ettiğini, amacının kendisinin her zaman yanında olduğunu söylemek olduğunu ifade etmiş, halen kullanmış olduğu Garanti Bankasının Aksaray Şubesine ait kredi kartı olduğunu, Kemal KERİNÇSİZ veya başka birisinin bu hesaba para yatırmadığını, yine vermiş olduğu ek ifadesinde; Kemal KERÎNÇSİZ'in yanında çalışmasından sebep haftada 200 YTL ücret verdiğini, bu parayı da büronun muhasebecisiRamazan SELÇUK'tan aldığını, Kemal KERİNÇSİZ'le parasal alış veriş yapmadığını ""beyan etmiştir. Ömer SERTOĞLU İfadesinde ;
11.03.2008 İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne yapılan "İstanbul Pendik Çamçeşme Mahallesinde Elektrikçi Ömer olarak tanınan Bayburtlu Ömer SERTOĞLU her fırsatta ERGENEKON içinde önemli bir görevi olduğunu, her yerde sözünün dinlendiğini, isterse yüksek mercideki görevlileri bile yerle bir edeceğini söylemektedir. Ben bu kişinin önümüzdeki günlerde ülkemizi karıştıracak işler --yapmasından korkuyorum. Bir vatandaş olarak bunu bildirmek istiyorum lütfen bu~ Ipşig jğ^lgilenin'' konulu ihbarla ilgili olarak
*t$ y - - »—~f—~—
yakalanan Ömer SERTOĞLU Kemal KERİNÇSİZ ile ilgili olarak İfadesinde; "Hrant DİNK'in öldürülmesinden sonra Yeni Şafak gazetesinin sürdürdüğü yayın politikasından dolayı 2007 yılından sonra bu gazeteye bir eylem yapmaya karar verdiğini, O tarihlerdeki düşüncesinin, bir kaleş silahı bulup Yeni Şafak gazetesini taramak olduğunu, hatta bunun için Kemal KERİNÇSİZ isimli Avukata bir eylem yapacağını ve bunun için lojistik destek ihtiyacı olduğunu yazarak cep telefonuna mesaj attığını, Kemal KERİNÇSİZ'in bu mesajına cevap vermediğini, bu düşüncesini çevresindeki birkaç kişiye söylediğini ihbarın da bu konularla alakalı yapılmış olabileceğini,
Ümraniye 'de İzinsiz Bildiri Dağıtmak ve Hükümetin Manevi Şahsiyetine Hakaretten kendisi hakkında açılan dava ile alakalı yardımcı olması için, 2007 yılı başlarında Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in Fatih'te bulunan bürosuna gidip tanıştığını, Kendisi ile yüz yüze görüşerek hakkında açılan davadan bahsettiğini, bu dava ile ilgili evrakları gösterdiğini, bu konuda kendisine yardımcı olmasını istediğini, Kemal KERİNÇSİZ'in de kendisine bu davadan bir şey çıkmaz beraat edersin dediğini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisini İstanbul Beyazıt Meydanında 2007 yılı Nisan ayında planlanan Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey'in mitingine davet ettiğini davet üzerine bu mitinge gittiğini, Ayrıca eşi ile boşanma davası ile alakalı kendisinden yardım istediğini, Kemal KERİNÇSİZ'in de başka bir Avukat arkadaşına bu konuda dilekçe yazdırdığını ve kendisinden para almadığını.. " beyan etmiştir.
Asim Demir İfadesinde:
"... 2003 yerel seçimlerinde K. Çekmece ilçesinden MHP'den aday olan Avukat Kemal KERİNÇSİZ ile tanıştığını, kendisinin o tarihlerde K Çekmece Kanarya Mahallesinde bulunan Ülkü Ocaklarında takıldığını, bu vesileyle kendisiyle parti ve seçim çalışmalarına katıldığını, 2004 yılından sonra işyerini kapattığını, 1 yıl süreyle KÇekmece'de bulunan beyaz eşya tamirhanesi bulunan Kadir İPEK isimli şahsın yanında çalıştığını, Bu şâhısında kendi ailevi sorunlarından dolayı buradan da ayrılmak zorunda kaldığını, En son olarak 2003 yerel seçimlerinden tanıdığı Avukat Kemal KERİNÇSİZ' in yanına gelerek kendisinden iş talebinde bulunduğunu, Onun kendisine Bürosunda çaycılık ve evrak getir-götür işlerine bakmasını söylediğini, kendisinin de kabul ettiğini ve halen burada ücret karşılığında çalışmakta olduğunu, kalacak yeri olmadığından dolayı dernekte kalmakta olduğunu..," beyan etmiştir.
Gizli Tanık 17 İfadesinde:
"Tarihini tam olarak hatırlamadığını ancak Cumhuriyet mitinglerinden önce olduğunu düşündüğü bir tarihte Mehmet Fikri KARADAĞ'in o sıralar dernekte yatıp kalkan Niyazi KIYAK'a Kemal KERINÇSIZ'e teşekkür mahiyetinde bakırdan yapılmış, üzerinde adalet sembolü olan terazi bulunan, yuvarlık şekilli bir levhayı gönderdiğini, NİYAZI KIYAK'in da bu levhayı KEMAL KERİNÇSİZ'in Avukatlık bürosuna götürüp bizzat kendisine verdiğini bildiğini, çünkü bu konunun dernekte konuşulduğunu, aralarındaki ilişkinin mahiyetini ve MEHMET FİKRİ KARADAĞ'in bu hediyeyi ne amaçla gönderdiğini bilmediğini, ancak bu kişilerin en başından itibaren birlikte hareket ettiklerini düşündüğünü, " beyan etmiştir.
f)-Şûpheli Kemal KERİNÇSİZ'in Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi;
Soruşturma kapsamında diğer şüpheliler Veli KÜÇÜK, Doğu PERİNÇEK ve Tuncay GÜNEY' den ele geçirilen "ERGENEKON ANALİZ YENİ YAPILANMA YÖNETİM VE GELİŞTİRME PROJESİ İSTANBUL 29,EKİM 1999" isimli belgenin; 4/d "Sivil Toplum Örgütleri" başlığı altında; "ERGENEKON'un kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı olduğu, ayrıca. TürlciŞ^ faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütlerinin kontrol altına alması eerektfgi
3/c) "POLİTİKALAR" başlığı altında;
21. yüzyılda dünya politikacılarını ve siyasetçilerini istihbarat örgütlerinin biçimlendireceği belirtilmiştir. Dünyada var olabilmiş tüm sistemlerin ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere ait siyasileri engellediği, bunu ise 1-Suikast, 2-Dez-Enformasyon yöntemleri ile yaptığı belirtilmiştir. Devamında Türk insanının okumadığı, kültürel anlamda dünya görüşü gelişmediği, bu nedenle kolayca kandırılabildiği, dolayısıyla Dez-Enformasyonun olumsuz olduğu, kişisel çıkarlar adma siyasete yönelmiş ve hedefe ulaşabilmek adma her şeyi mubah sayabilen siyasilerin engellenebilmesi için geriye kalan tek yolun SUİKAST olduğu,
İllegal işlerin en önemli sorunu, faaliyetlerin gizliliğidir. Bu alandaki faaliyetleri bilenlerin sayısı olabildiğince az olmalıdır.
... ERGENEKON, örgütün Başkanına doğrudan bağlı olan 4 daire Komutanlığı ile iki sivil Başkanlıktan oluşmalıdır. Toplam 6 ünitenin komutan ve başkanlarının bir asistanı ile bir de bölüm uzmanından oluşan iki yardımcısı olmalıdır. Ünitelerin iki komutan ve başkanlarının yanında görev alacak bölüm uzmanı, illegal faaliyetlerin yurtiçi ve yurtdışı hukuk platformunda legal gibi gösterilebilmesi düzenlemelerinden sorumlu olacaklardır.
Eleman temini konusunda:
"...Doğru insanı seçebilmenin bilimsel verileri yoktur. Gençlerden seçilmiş yeteneklerin eğitilerek kazanımı dışında, profesyonellerden yararlanılması pozitif bir yoldur. Doktorlar, Avukatlar, psikologlar, vb gibi... " ibarelerinin yer aldığı görülmüş,
Şüpheliler Sevgi ERENEROL, Oktay YILDIRIM, Ümit OĞUZTAN, Doğu PERİNÇEK, Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Erkut ERSOY'dan ele geçirilen "LOBİ ARALIK 1999" adlı belgenin GİRİŞ bölümünde "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ERGENEKON'a bağlı olarak "sivil unsurların" örgütlenmesi zorunluluğunun kaçınılmaz bir gerçek olduğu", belirtilmiş,
"LOBİ" adlı belgenin içeriğinde (7) ayrı bölüm olduğu ve her bölümde de çok sayıda alt başlığın bulunduğu görülmüş,
1) "GİRİŞ" Başlıklı 1. bölümün içeriğinde;
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ERGENEKON'a bağlı sivil unsurların örgütlenmesi zorunluluğu olduğu, bu faaliyetin de lobi adı verilen "gizli örgütsel" çalışma ile yapılacağı, bu noktada birçok Avrupa ve Amerika ülkesi örnek verilerek, sayıları giderek artan "sivil toplum örgütleri" "vakıflar" "insaniyardım kuruluşları" "P-2 Mason Locası, Bilderberg Grubu" gibi çeşitli gizli ve örtülü adlar altında bu faaliyetlerin yürütüldüğü,
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ERGENEKON'un kontrolünde de bu şekilde LOBİ adı altında faaliyetlere ihtiyaç duyulduğu belirtilmiş, devamında LOBİNİN faaliyetlerinin siyasi otorite grupları ile dış kaynaklı iş birlikçi sözde sivil toplum örgütlerinin bölücü ve yıkıcı girişimlerini etkisiz kılacağı söylenmiştir.
l/a) "AMAÇ" başlığı altında;
Öncelikle yabancı ülkelerin Türkiye 'de faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin, Türkiye Cumhuriyetini bölerek yıkmayı başaramaz ise de çıkarlarına yönelik yönlendirmelerle bir anlamda yönetebilmeyi hedef aldığı söylenmiştir. Yabancı sivil toplum örgütlerinin Türk halkının demokratik haklarını kullanabilmek amacıyla kurdukları sözde sivil toplum örgütleri, dernekler, vakıflar, medya ve benzer faaliyetlerini de finanse ederek kendilerine yerli işbirlikçiler oluşturdukları ve sonuçta rejim karşıtı fundamantalist görüşün iktidar olabildiğini, bu iktidara son veren kpşüÜamn oluşturulabilmesi için büyük ve olağanüstü bir karşı çaba gereği doğduğunu^ vf^smrncu^fldış ülke otoriteler ile yerli
işbirlikçilerinin tarih önünde "sivil darbe tezgahı", "Türk Silahlı Kuvvetleri dayatması" olarak tanımlama cüretini gösterebildikleri 28 Şubat sürecinin yaşandığı,
Lobinin göstereceği faaliyetler ile daha kolay ve sağlıklı istihbarat toplanacağı, kontra senaryolar üretileceği, kamuoyunun Kemalist ideolojiye ve ulusal çıkarlara uygun sivil hareketi sahiplenerek katılımını sağlayabileceği,
Lobinin amaçları arasında etnik-fundamantalist-bölücü-yıkıcı unsur ve oluşumlar içine çekilmek istenen gençliğin böylece tuzaklara düşürülerek kullanılmasının önüne geçilmesini sağlayacağı belirtilmiştir.
l/b) "KAPSAM" başlığı altında;
Lobinin yapılanması ve tüm faaliyetlerinin mevcut hukuk platformu içerisinde yapılacağı, lobinin her girişiminin kendi içinde oluşturulan hukuk birimi tarafından yasal koşullara uyumlu hale getirileceği,
Diğer taraftan lobi geniş halk kitlelerine yönelik çalışmalarında özellikle gençlerin Kemalist ideolojiye ve ülke çıkarları doğrultusunda yeniden örgütlenmelerini sağlamayı tasarladıkları, bu çerçevede üniversite gençliğinin yanı sıra büyük kentlerin varoşlarında ve Güneydoğu Anadoluda boşluğa sürüklenmiş, sahipsiz gençlerin örgütleneceği belirtilmiş,
3) "POLİTİKA " başlıklı 2. bölüm içeriğinde;
Lobi'nin....... oluşturacağı sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve eylemler
düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalması gerektiği
belirtilmiş,
5) "YÖNTEM" başlığı altında;
Lobi 'nin prensip olarak hiçbir girişim ve eylemin içersinde yer almaması, siyasetten tümüyle uzak bir yapı olarak faaliyet göstermesi gerektiği, ayrıca tüm çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınması gerektiği belirtilmiştir.
...Lobi prensip olarak hiçbir girişim ve eylemin içinde yer almamalı ve tümüyle yasal düzenleme içinde hareket etmeli, toplumsal prensiplere saygılı olmalı, Örnek
bir sivil toplum kuruluşu olarak, siyasetten tümüyle uzak bir yapi olarak faaliyet göstermelidir. Merkez üyeleri dışındaki kadroları, ilişkide bulunacağı kişiler, kurum ve kuruluşlar Lobinin bağlı olduğu merkez hakkında bilgi sahibi olmamalıdırlar. Lobinin tüm çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınmalıdır.
.. .Lobinin organizasyon plânı, aşağıdaki birimlerden oluşmaktadır:
I). Merkez
2). Araştırma ve Bilgi Toplama
S). Analiz ve Değerlendirme
4). Finans ve Ticaret
5). Kültür ve Bilim
6). Teori ve Senaryo
7). iletişim ve Propaganda
8). Hukuk
9). Uluslararası ilişkiler
Bu dokuz departman Örgütün tümünü oluşturmaktadır. Departmanlar ERGENEKONtarafından örgütün merkez üyeliğine atanmış güvenilir, beş sivil yöneticiye doğrudan bağlıolarak yönetilecektir. Beş sivil yönetici personelin ERGENEKON ile teması ise; atanmış vegüvenilir iki sivil personel ile sağlanacaktır. Depaıiman başkanları merkezdeki beş yöneticitarafından seçilecek ve yönlendirilecektir. "' ' **
8/8). HUKUK
Hukuk Departmanı, bir başkan ve beş yardımcıdan oluşmaktadır. Organizasyonun girişim ve faaliyetlerinin mevcut yasaların hukuksal temeline dayandırılabilmesi çalışmalarını yürütür. Bu departmanda yer alacak personel hukukçulardan oluşacaktır. Organizasyonun hukuk işlerini üstlenecek olan bu departman, hukuksal kurallardan azami ölçüde yararlanılması çalışmalarını yürütecektir.
BÖLÜM: IV 7). KADRO
Organizasyonunda yalnızca sivillerin yer alacağı bu örgütlenme, köprü eleman ile ERGENEKON'a bağlı olarak faaliyet gösterecektir. Organizasyonun merkezinde görev alacak beş sivil personel ile köprü personel görevini üstlenecek iki sivil, ERGENEKON tarafından belirlenerek atanmalıdır.. Birim başkanları ile örgütün kuracağı vakıf ve ticari şirketlerin yöneticileri ve sahipleri ise; merkezde yer alan yönetim personeli tarafından seçilmelidir.. Böylelikle gizlilik esasının korunması sağlanmalıdır.
7/b). BİRİM BAŞKANLARI
"Örgütlenme içinde departmanların işlev ve amaçlarına uygun yapıya sahip,konusunda deneyim sahibi kişiler tercih edilmelidir. Birim başkanları, Lobi faaliyetlerinintümüyle serbest girişimcilik sınırları içinde kaldığı konusunda kuşkuya kapılmayacak şekildeyönlendirilmeli, ortak amaçlar, fikir birliği ve inançlar doğrultusunda çalıştırılmahdır.işbirliğinde organizasyonun kuruluş ve faaliyet amacı olarak esas; kâr ve topluma yararsağlanması olmalıdır...... " şeklinde olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ aşama beyanlarında yasadışı ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmadığını ve dosyadaki delillerin örgüt adına en ufak bir suç işlemediğini ortaya koyduğunu söylemiş ise de;
Diğer örgüt üyelerinden ele geçirilmiş olan örgütsel dokümanlar, iletişim tespit tutanakları, şüphelinin ev, işyeri ve otosunda yapılan aramalarda ele geçirilen malzemeler, bilgisayar harddiski, doküman inceleme ve Cd çözüm tutanakları ile tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde;
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in yukarıda İddianamenin başlangıcında izah ettiğimiz Yasadışı ERGENEKON terör örgütü üyelerinden olan ve Ümraniye'de ele geçirilen 27 adet muhtelif menşeli el bombası ve askeri mühimmatım sahibi şüpheli Oktay YILDIRIM, onunla irtibatlı olarak Cumhuriyet Gazetesine atılan bombaları temin edip Osman YILDIRIM ve Alparslan ARSLAN'a verdiği tanık beyanı ile sabit olan şüpheli Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN, örgüt yöneticilerinden olan ve Hrant DİNK aleyhine açılan 301 davasını takip eden, müdahil olmak isteyen şüpheli Veli KÜÇÜK, Türk Ortodoks Kilisesinde gizli örgütsel toplantılar tertip eden Kilise Basın sözcüsü Sevgi ERENEROL, Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanı emekli Kurmay Albay Paşa (Kod) M.Fikri KARADAĞ ile diğer örgüt mensupları Muammer KARABULUT, Vedat YENERER, Ergün POYRAZ, Halil Behiç GÜRCİHAN ve Emin GÜRSES ile örgütsel ilişki içinde olduğu, örgütün amaçlan doğrultusunda düzenlenen birçok provakatif eylemlere birlikte katılarak fikir ve eylem birliği içinde bulundukları, bu şekilde şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in örgütün hiyerarşik yapısı içinde yeraldığı,
Her ne kadar şüpheli Kemal KERİNÇSİZ İfadesinde; "Şüpheli Veli KÜÇÜK u öncelikle basından tanıdığını, kendisi ile aşırı bir samimiyetinin olmadığını, yaklaşık iki yıl önce 10/Nisan/2006 tarihinde Boğazlayan Kaymakamı anısına İstanbul Beyazıt meydanında sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen büyük anma toplantısında kendisiyle tanıştığını Veli Paşa 'mn ve kendisinin o toplantıda%sbdece katılımcı olduklarını, herhangi bir organizasyon veya konuşma görevlerinin bulunpı0ığpı%" h^yan etmiş ise de,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in beyanının aksine, daha önceden Şüpheli Veli KÜÇÜK ile irtibatlı olduğu, örgütün talimatları doğrultusunda düzenlenen eylemlerde birlikte oldukları anlaşılmıştır. Özellikle; 28.10.2005 günü saat 11.00 sıralarında Fener Rum Patrikhanesi önünde Milli Güç Platformu, Hukukçular Birliği, Milliyetçi İşadamları Derneği, Türk Ortodoks Kilisesi ve Noel Baba Vakfı tarafından ortaklaşa olarak düzenlenen protesto gösterisine Kemal KERİNÇSİZ, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL ve Veli KÜÇÜK'ün birlikte katıldıkları,
Yine, 09.03.2006 günü Beyoğlu Galatasaray Meydanı önünde Ferhat SARIKAYA'nın hazırladığı Şemdinli iddianamesini protesto etmek ve dilekçeyi PTT' den göndermek için; Hukukçular Birliği, Türkiye Harp Malullere Gaziler Şehit, Dul ve Yetimler Derneği tarafından organize edilen etkinliğe şüpheli Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM Veli KÜÇÜK ve Muzaffer TEKİN'in birlikte katıldıkları, etkinlik sırasında çekilen resimlerin incelenmesinden anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ, ifadesinde M.Fikri KARADAĞ'I hiç tanımadığını beyan etmiş ise de;
Mehmet Fikri KARADAĞ ifadesinde;
"...Sevgi ERENEROL'u ile tanıştıklarını, toplantı, paskalya törenleri ve kardeşi Paşa ERENEROL'un patriklik görevine başlama törenine katıldığını, Kemal KERİNÇSİZ'i de Patrikhanenin düzenlediği programlarda tanıdığını" beyan etmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığımıza müracaat eden ve Gizli Tanık 17 olarak İfade veren Gizli Tanık ifadesinde:
"Tarihini tam olarak hatırlamadığını ancak Cumhuriyet mitinglerinden önce olduğunu düşündüğü bir tarihte Mehmet Fikri KARADAĞ'in o sıralar dernekte yatıp kalkan Niyazi KIYAK'a Kemal KERİNÇSİZ'e teşekkür mahiyetinde bakırdan yapılmış, üzerinde adalet sembolü olan terazi bulunan, yuvarlık şekilli bir levhayı gönderdiğini, NİYAZI KIYAK'ın da bu levhayı KEMAL KERİNÇSİZ'in Avukatlık bürosuna götürüp bizzat kendisine verdiğini bildiğini, çünkü bu konunun dernekte konuşulduğunu, aralarındaki ilişkinin mahiyetini ve MEHMET FİKRİ KARADAĞ'in bu hediyeyi ne amaçla gönderdiğini bilmediğini, ancak bu kişilerin en başından itibaren birlikte hareket ettiklerini düşündüğünü, " beyan etmiştir.
Şüpheli M.Fikri KARADAĞ'm Mersin ilinde silah ve Kur'an üzerine ÖLME-OLDÜRME yaptırdığı yönündeki haberlerin gazetelerde yeralması üzerine Hukukçular Birliği Başkanı olarak olay hakkında görüşleri kendisine sorulduğunda şüpheli Kemal KERİNÇSİZ özetle " Örgüt kurmanın ve adam öldürmenin mevzuata göre suç olduğunu ancam M. Fikri KARADAĞ'ın böyle bir yemin yaptırdığına inanmadığını" belirtmiştir.
Yine şüpheli Kemal KERİNÇSİZ beyanında, Erkut ERSOY'u tanımadığını belirtmiş ise de;
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.01.2008 tarih ve Teknik Takip no 2008/192 Soruşturma no 2007/1536 sayılı kararma istinaden şüpheli Erkut ERSOY'un Düzce İli Esentepe Mahallesi Kalıcı Konutlar 11. Bölge 119 Ada F-2 Blk .Daire 14 sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen dokümanların aynı karara istinaden yapılan incelemesinde;
EGS ibareli bloknot defterinde; BÜYÜK HUKUKÇULAR BİRLİĞİ BŞK KEMAL KERİNÇSİZ 0532-214 3354 Şeklinde el yazması olarak Kemal KERİNÇSİZ' in kendisine ait olan cep telefon numarasının yazılı olduğu tespit edilmiş,
.> e j^r~~mm,*Ç~T r"*"T"~
Ayrıca, Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'den arama sırasında ele geçirilen CD ve Bilgisayarının incelenmesinde; Erkut ERSOY'un yönettiği ÖZEL BÜRO'nun Ermeni Soykırımı üzerine hazırlamış olduğu CD i}e.*digita$ ortamda bilgilerin yeraldığı tespit edilmiştir.
& ş

v4»
-%
s %,*
r
«X.
S»*?
-W?*"
jf
/i


7t».
"* s

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bilgisayarında yapılan incelemede: "oktay[l] , kemalke[l], sevgierene[l], bekir[l], muammer}!] isimli resimler olduğu görülmüş, resimlerin de "sağ üst köşesinde beyaz renkli ay yıldız bulunan kırmızı zemin önünde çekildiği veya bu zemin üzerine şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM, Sevgi ERENEROL, Bekir ÖZTÜRK ve Muammer KARABULUT'a ait resimlerin montaj edildiği,
-bildirilO[l] isimli resimin, Türk Bayrağı üzerine bir adet Subay Şapkası resmi ve "KÜRŞAT HAREKATI BİLDİRİSİ" ibareli yazının eklenerek oluşturulduğu,
-dernekkuruldu[l] isimli resimin, kırmızı zemin üzerinde Kuvvai Milliye Derneğinin Türkiye Haritası ile hazırlanmış amblemi ile "27 Aralık 2006 Derneğimiz Kuruldu" yazısının olduğu tespit edilmiştir.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in 5322143354 sayılı telefon numarasının diğer şüpheliler: Bekir ÖZTÜRK, Ergün POYRAZ, Erkut ERSOY, Halil Behiç GÜRCİHAN, Oktay YILDIRIM, Satılmış BALKAŞ, Sevgi ERENEROL Veli KÜÇÜK, İhsan GÖKTAŞ ve İsmail YILDIZ'm telefon rehberinde ve ajandalarında kayıtlı olduğu,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in 5332949190 sayılı telefon numarasının diğer şüpheliler : Ergün POYRAZ, Satılmış BALKAŞ ve İhsan GÖKTAŞ'm telefon rehberinde ve ajandasında kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in kullanmakta olduğu 0532 2143354 nolu GSM hattmm İstanbul 11.Ağır Ceza Mahkemesinin 23.04.2008 tarih ve Teknik Takip No:2008/548 sayılı kararı doğrultusunda, TİB (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) ile kurulan koordine neticesinde, ilgili GSM Operatörlerinden temin edilen 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının yapılan analizi neticesinde;
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in:
- Şüpheli Veli Küçük' ün kullandığı 0533 6439665 nolu GSM hattı ile 29 kez görüştüğü,
- Şüpheli Oktay Yıldırım' in kullandığı 0505 8108791 nolu GSM hattı ile 26 kez, Oktay Yıldırım' m kullandığı 0542 5315368 nolu GSM hattı ile 62 kez olmak üzere toplam 88 kez görüştüğü,
- Şüpheli Fuat Turgut' un kullandığı 0506 5059163 nolu GSM hattı ile 1 kez, Fuat Turgut' un kullandığı 0542 2037816 nolu GSM hattı ile 13 kez, Fuat Turgut' un kullandığı 0536 8681258 nolu GSM hattı ile 3 kez olmak üzere toplam 17 kez görüştüğü,
- Şüpheli Mehmet Zekeriya Öztürk' ün kullandığı 0532 3412902 nolu GSM hattı ile 153 kez, Mehmet Zekeriya Öztürk' ün kullandığı 0542 3546579 nolu GSM hattı ile 1 kez olmak üzere toplam 154 kez görüştüğü,
-Atilla Aksu' nun kullandığı 0535 8336546 nolu GSM hattı ile 331 kez görüştüğü, -Bekir Öztürk' ün kullandığı 0505 4513129 nolu GSM hattı ile 61 kez görüştüğü, -Emin Gürses' in kullandığı 0532 2066768 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Güler Kömürcü' nün kullandığı 0532 2136100 nolu GSM hattı ile 19 kez
görüştüğü,
-Muzaffer Tekin' in kullandığı 0532 2919293 nolu GSM hattı ile 20 kez görüştüğü, -Sevgi Erenerol' un kullandığı 0532 3678060 nolu GSM hattı ile 359 kez görüştüğü, -Satılmış Balkaş' m kullandığı 0536 5867549 nolu GSM hattı ile 71 kez görüştüğü, -Halil Behiç Gürcihan' m kullandığı 0532 5959046 nolu GSM hattı ile 33 kez
görüştüğü,_
-Ümit Oğuztan m kullandığı 0533 2717296 nolu GSM hattı ile 3 kez görüştüğü, -Hayati Özcan' m kullandığı 0533 445261Q noh^GSM hattı ile 1 kez görüştüğü, -Muammer Karabulut' un kullandığı Q542 8221246 nolu GSM hattı ile 86 kez
görüştüğü, -' '**V"1\ 'v
-Murat Özkan' m kullandığı 0532 2526065 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü tespit edilmiş olup, yine dosya içinde bulunan farklı eylem ve etkinliklerde şüphelilerin bir arada bulundukları birçok fotoğrafların incelenmesinden anlaşılmış olmakla;
Şüphelinin ifadesinde tanımadığını söylediği, Mehmet Fikri KARADAĞ, Erkut ERSOY, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN ve 10/04/2006 tarihinde tanıştığını beyan ettiği; Veli KÜÇÜK ve Muzaffer TEKİN ile daha önceki tarihlerde aynı ortamda yan yana resim karesine girebilecek şekilde görüntülerinin olması, bilgisayarında bu şahıslarla ilgili bilgilerin yeralması, telefon rehberinde kayıtlarının bulunması ve sık sık görüşmeler yapması, M. Fikri KARADAĞ'm kilisedeki toplantılardan tanıdığını söylemesi ve kendisine "teşekkür mahiyetinde" hediye hazırlatıp göndermesi ve başlangıçtan beri birlikte hareket ettiği kişileri tanıdığı ve bu kişilerle işbirliği yaptığı, aynı düşünce ve amaç için çalıştığı halde tanımadığını söylemesi, ERGENEKON terör örgütü ile olan irtibatını gizlemek, hiyerarşik yapı içindeki yerini ve örgütün deşifresini önlemeye yönelik bir tavır olarak değerlendirilmiştir.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in diğer Yasadışı ERGENEKON örgütü mensupları ile aynı amaç etrafında, fikir ve eylem birliği içinde faaliyet yürüttüğü tespit edilmiş ve buradan da kendisinin örgütün hiyerarşik yapısı içinde yer aldığı anlaşılmıştır. Şüphelinin evine arama yapmak için gidildiğinde; kendisinin geceleyin gelineceğini beklediğini, bu işlemin sürpriz olmadığını ifade ederek, orada bulunan heyetin huzurunda "Bunlar kabirlerini hazırlıyorlar!" şeklinde beyanda bulunduğu müşahede edilmiştir.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ örgütün amacı doğrultusunda hukuk alanında yapılması gereken faaliyetleri bizzat yürüttüğü, bu konuda Hukukçular Birliği Derneğinin kurulması, Ermeni Soykırımı ile ilgili Konferansın iptalinin temini için dava açılması, TCK'nun 301. maddesine aykırılık ve Atatürk'e hakaret gibi takibi şikayete bağlı olmayan, kamu adına Cumhuriyet Savcılarınca re'sen soruşturulması gereken davaların açılması ve bu davaların takibi, tazminat davalarının açılması v.s. gibi davalan örgüt adına takip edip yürüttüğü, yine örgütün amaçlarını gerçekleştirmek için gerekli olan bilgi, belge ve dokümanları İstanbul Adliyesinde görevli şüpheli Atilla AKSU'nun kardeşine iş bulma vaadi ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İle Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik' in 45. maddesinde belirtilen normal prosedürü takip etmeksizin el altından gizlice temin ettiği, (Tape No: 3026, 3032, 3048, 3087, 3107, 3281, 3298) Her ne kadar şüpheli Cumhuriyet Başsavcılığımızda verdiği ifadesinde: Atilla AKSU'dan Muzaffer TEKİN'le ilgili bir evrak dışında başka herhangibir evrak almadığını belirtmiş ise de; gerek Atilla AKSU'nun aşama beyanları, gerekse Asim DEMİR'in iletişim tespit tutanaklan incelendiğinde şüphelinin savunmasının aksine birçok evrak ve dosya ile istatistiki bilgiyi Atilla AKSU'dan aldığı anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in örgüt adına takip ettiği davaîann duruşmalannm olduğu zamanlarda Adliyelerin önünde gergin ortamlann yaratılmasına sebebiyet verdiği, diğer şüphelilerle organize bir şekilde Adliyelerin önünde toplanılarak aleyhlerinde dava açtıklan kişilere karşı uygunsuz davranışlarda bulunulduğu, özellikle bir cinayete kurban giden Hrant DİNK ve örgütün kendisine suikast planladığı Orhan PAMUK'la ilgili davaîann duruşmalannı örgüt adına takip ederek, duruşma sırası ve sonrasında ülkemizde insanlan etnik ayrımcılığa sevkedecek, Ermeni-Türk düşmanlığını körükleyecek, yurtiçi ve yurtdışında ülkemizin imajını zedeleyecek çirkin manzaraların oluşmasına neden olduğu, bu tür davalan ve değişik tarihlerde farklı anma, kutlama veya basın açıklamalarını bahane ederek, örgütün amacı doğrultusunda ülkede kaos ortamı yaratarak örgütün amaçlanna aykırı olarak gördüğü yönetimi ortadan kaldırmaya yönelik darbeye zemin hazırlama yönünde kışkırtma girişimlerinde bulunduğu, yine örgüt yöneticilerinderTI^KÜÇÜK'ün Hrant DİNK aleyhine açılan Türklüğe hakaret davasına katılması şüphelilerin %u favaları örgütün talimatlarıyla takip edip bu davaları örgütsel eyleme dönüştürdükken^ birf kanıtı olmuştur. Konu ile ilgili olarak; 16/12/2005 tarihinde Orhan PAMUK'lilf fJjfİfi *^v*ltŞişli Adliyesinde görülmesi
sonrasında Adliye önünde toplanan kalabalık arasından bir kısım şahısların Orhan PAMUK'un arabasının önünün keserek aracın camını yumruklamaları üzerine Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 26/06/2006 tarih ve 2006/6387 Esas sayılı iddianamesi ile Kemal MERT, Tunç DEMİRKAYA, Ömer GÜMÜŞTEKİN ve Can YAKARAR hakkında 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet suçundan kamu davası açılmıştır. Bu şahıslar arasında bulunan Can YAKARLAR'm aynı zamanda çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak suçundan Sedat PEKER ve arkadaşları hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızca tanzim edilen, 26/11/2004 tarih, 2004/1914 Hazırlık ve 2004/1294 Esas sayılı iddianamenin şüphelisi olduğu görülmüş olup, suç işlemeye meyilli kişilerin Adliye önünde toplanarak, oluşturulan kalabalıklarla provokasyonlara sebebiyet verildiği anlaşılmıştır. (İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğünün 06.03.2008 tarih ve 2008/3640 sayılı yazısı ekinde gönderilen tutanaklar ve görüntülerin inceleme tutanakları)
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensuplarından olan Muzaffer TEKİN'in Avukatı olması nedeniyle davalarında vekilliğini yürüttüğü, ancak 3136 Tape Numaralı görüşmede "BU BİR MÜVEKKİLİN DEĞİL Kİ SENİ, BU MİLLİ BİR MESELE' şeklindeki beyanları ile bu şahsı savunma görevinin Avukat-müvekkil ilişkisinden ziyade 'Milli Bir Mesele" olduğunu vurgulayarak örgütsel bir görev yürüttüğü yönündeki gerçek amacını ortaya koyduğu,
Avukatlığını yaptığı Muzaffer TEKİN ve onunla birlikte aynı soruşturmada şüpheli konumunda olan Oktay YILDIRIM hakkında aleyhlerinde ifade veren Ali YİĞİT üzerinde cezaevinde baskı yapılarak farklı bir ifade ezberletilmek istenmesi üzerine tahliye olduktan sonra da ezberletilmek istenen ifadeye paralel şekilde yeni ifade vermesi ve de ilk ifadesinin geçerli olmadığını söylemesi için çalışmalar yaptığı, gerek bilgisayarının incelenmesi sırasında -"TEKİN SUALLER.doc" , TEKİN SORGU.doc" "Sualle. Doc." İsimli Word belgeleri gerekse Murat ÖZKAN ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinden anlaşılmıştır. Bu cümleden olarak 3025 numaralı Tapede yeralan, 05.11.2007 tarihli Kemal KERİNÇSİZ'in, Murat ÖZKAN ile yaptığı görüşmede"TAMAM ABİM BU ARADA BU ADAMLA Bİ TELEFONLA HERHANGİ Bİ GÖRÜŞME DENEMESİNDE BULUNDUNUZ MU?" diyerek Murat'a Ümraniye'deki bombaların bulunduğu evde daha önce oturmuş olan Ali YİĞİT ile görüşmesini istediği ayrıca Murat ÖZKAN'a ; " NE VAR NE YOK KARDEŞİM NE YAPIYO NE EDİYORSUN GİBİSİNDEN. BOŞ BIRAKMAMAKTA FAYDA VAR", "SEN YİNE DE BU AKŞAM BU VATANDAŞA Bİ NASSIN MAŞSIN AYAKLARINDA Bİ TELEFON AÇARSAN, NE YAPTIN, NE ETTİN BAK İŞTE BU ADAMLAR SENİN BEYANLARINDAN ÖTÜRÜ YATIYO MATIYO" dediği, Murat'ın da "TAMAM ABİ" diyerek, Ali YİĞİT'i boş bırakmamak için konuşmayı kabul ettiği anlaşılmıştır.
02/05/2001 tarih ve 4667 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik, 19/03/1969 tarih, 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 2. maddesinde Avukatlığın amacı başlığı altında: "hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır.
Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder...." Hükmü gereğince adaletin tecellisine yardımcı olmak yerine şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in örgüt üyelerini yargılanmak ve ceza almaktan kurtarmak için farklı yol ve stratejilere tevessül ettiği anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ her ne kadar 25/01/2008 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımızda alman ifadesinde "Ayşe Asuman ÖZD^İB^n, ATABEYLER Operasyonu sonrasında açılan davada sanıklardan ismirfi ha^uûayaÂaâtm bir tanesinin vekilliğini üstlenmesi için bürosuna geldiğini, kendisinin arktıdSlâ^ty'la.görüşeyim dediğini, davanın

hem siyasi olması hem de İstanbul dışında Ankara' da olması nedeniyle gidip gelmenin külfetli olacağım düşünerek kendisine daha sonra cevap veririm dediğini, onun da sanığın babası ile görüşeceğini söylediğini, ondan sonra da ne kendisinin onu aradığını ne de onun kendisini aradığını, görüşmelerinin olmadığını, Ümraniye davasından sonra yakalandığını duyduğunu" belirtmiş ise de;
Ayşe Asuman ÖZDEMİR ise konu ile ilgili olarak İfadesinde özetle: "..Muzaffer DEMİREL isimli yüzbaşı rütbesindeki daha önceden tanıdığı şahsın kendisini telefonla arayıp, Atabeyler çetesi operasyonundan sonra yakalanarak tutuklanan yüzbaşı Murat... için yardım etmesini istediğini, Muzaffer DEMİREL ve arkadaşları ile kendi aralarında konuştuklarını ve devreleri hakkında çıkan "Feytullahcı" dedikoduları için Murat'ı savunmak amacıyla Kemal KERINÇSIZ'i tutmak istediklerini, bu nedenle Kemal KERÎNÇSİZ'i telefonla aradığını, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisi daha cümleye başlamadan konuyu kavradığını ve "lütfen konuşmayın yarın ofisime gelin" dediğini, daha sonra kendi Avukatı olan Şahin ZENGİN AL'i yanına alarak Kemal KERİNÇSİZ'in ofisine gittiklerini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendilerine " davanın Feytullah GULEN'ci bir Savcının elinde olduğunu", "bu işe bakan polislerin de Feytullahcı olduklarım, çocukların tuzağa düşürüldüklerini' söylediğini, ayrıca Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine "GECE BİR TOPLANTI YAPTIĞINI, TOPLANTIDA BU DAVAYA BAKMA KARARI ALDIKLARINI, RAHATLIKLA BU DAVAYI BEDAVA BAKABİLECEĞİNİ" SÖYLEDİĞİNİ, ISRARLA KEMAL KERİNÇSİZ'İN KENDİSİNDEN ONUNLA NASIL KONTAK KURDUKLARINI ÖĞRENMEK İSTEDİĞİNİ ANCAK KENDİSİNİN BİLGİ VERMEDİĞİNİ, Evine geldikten sonra Muzaffer DEMİREL yüzbaşıyı arayarak şüpheli ile konuştukları her şeyi anlattığını,... Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine "telefonların dinlendiğini söylediğini ilettiğini.." beyan etmiştir.
Bu ifade içerikleri incelendiğinde; şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in beyanı ile Ayşe Asuman ÖZDEMİR'in beyanlarının çelişkili olduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ beyanında, Atabeyler operasyonundan sonra Ayşe Asuman ÖZDEMİR'in bürosuna gelmeden önce kendisine telefon açtığından hiç bahsetmemektedir. Yine Ayşe Asuman ÖZDEMİR'in beyanına göre; kendisinin gece toplantı yaparak davaya bakma kararı aldıklarını ve bu davayı bedava bakabileceğini ifade etmesine karşın şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ifadesinde ".. davanın Ankara'da olması nedeniyle gidip gelmenin külfetli olacağını söyleyerek daha sonra cevap veriririm.." dediğini belirterek basit bir olayın anlatımında bazı kısımları gizlediği anlaşılmıştır.
Ayrıca, şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in muhatabına telefonunun dinlendiğini söylediği ve Ayşe Asuman ÖZDEMİR tarafından kendisine ilk telefon açıldığında konuyu kavradığını bürosuna gelmesini söylemesi, şüphelinin örgütün gizlilik prensibine azami riayet ettiğini göstermektedir.
Atabeyler çetesi şüphelilerinden Murat .... hakkında Ankara Genel Kurmay AskeriSavcılığınca askeri malzemeyi saklamak suçundan dava açılıp yargılama sonucu şahsınmahkum olduğu yine aynı şüpheli hakkında Ankara (CMK'nun 250. maddesi ile Görevli veYetkili) Cumhuriyet Başsavcılığınca; Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Görevleriniyapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs için anlaşma, İzinsiz olarak patlayıcımadde bulundurmak ve nakletmek suçlarından dolayı cezalandırılması istemi ile kamu davasıaçıldığı ve halen Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde (CMK'nun 250. Maddesi ile Görevlive Yetkili) yargılamasının devam ettiği, adı geçen iddianamede; şüphelilerin bir araya gelerekTCK'nun 312. maddesinde tanımlanan Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye CumhuriyetiHükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamenengellemeye teşebbüs suçunu işlemek için anlaştıkları vp'^CK'nun 316. maddesi gereğincecezalandırılmaları istenmiştir. ''L,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in Ayşe Asuman ÖZDEMİR ile yaptığı görüşmede; ATABEYLER çetesi şüphelilerinden olan Murat..'m meccanen, yani hiçbir ücret almaksızın Avukatlık görevini üstlenebileceğim, bu kararı toplantıda aldıklarını söylemesi şüphelinin tek basma hareket etmediğini diğer örgüt üyeleri ile birlikte bu karan aldıklarını ortaya koymuştur.
Ayrıca şüpheli Kemal KERİNÇSİZ gerek ATABEYLER soruşturması, gerekse de ERGENEKON soruşturmasını yürüten Emniyet ve yargı mensupları hakkında bağımsızlık ve tarafsızlıklarına gölge düşürmek amacıyla aynı argümanları ileri sürerek ağır ithamlarını sürdürmesinin nedeninin, hem olayı çarpıtarak dikkatleri başka tarafa yöneltmek, hem de mensubu olduğu örgütün deşifresine engel olmak amacını taşıdığı değerlendirilmiştir. (Tape No: 3068, 3085)
Yasadışı ERGENEKON terör örgütünün dokümanlarında özellikle vurgu yapılan "gizlilik" prensibine şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in azami riayet ettiği, telefon görüşmelerinde birçok konuda muhatabına yüzyüze görüşmeyi salık verdiği bazı konuların telefonda görüşülmemesi gerektiği konusunda ikazda bulunma gereği duyduğu anlaşılmıştır.
Bu cümleden olarak; 3282 Tape No'lu görüşmede Asim DEMİR'e ".. GİZLİ BELGE OLUR MU LAN SEN DE TELEFONDA GİZLİ BİLGİ GİZLİ BİLGİ ULAN NE GİZLİSİ OLUR MU ÖYLE ŞEY NORMAL BELGE HA ALDIN MI ONLARI" şeklinde,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in; 3032 ve 3048 Tape No'lu Atilla AKSU ile yaptığı görüşmede: «YALNIZ TELEFONDA SAKİNİZ DEMİ HA","EYİ SEN BANA TELEFONDA SÖYLEME DE BEN SANA ADAM GÖNDEREYİM' şeklindeki beyanlarında telefonda bazı konuların görüşülmemesi gerektiği yönündeki ikazlarına örnek olarak verilebilir.
Yine soruşturma kapsamında şüphelilerden olan İhsan GÖKTAŞ Emniyet İfadesinde Kemal KERİNÇSİZ'den bahsederken "... onların kendilerini gizlediklerini nerede ne zaman buluşacaklarını onların belirlediklerini bu nedenle şüphelendiğini.. " beyan etmiştir.
Buradan da şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in legal faaliyetlerin yanı sıra illegal faliyetlerin de içinde olduğu, örgütün gizlilik prensibine her zaman ve zeminde uyduğu anlaşılmıştır.
"ERGENEKON" Belgesinde;
4/c) "İSTİHBARAT TOPLAMA HEDEFLERİ" başlığı altında;
"istihbarat toplama yöntemlerinden bahsedildiği, bu çerçevede örgüt elemanlarından sağlanan bilgiler yabancı örgütlerden elde edilen bilgiler, yabancı örgütlere sızdırılan ajanlar aracılığı ile elde edilen istihbaratlar olduğu, sonuç olarak ERGENEKON'un gözlerinin her şeyi görmesi gerektiği, kulaklarının her şeyi duyması gerektiği" belirtilmiş olmakla,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in ev araması sırasında ele geçirilen Cumhuriyet Savcısı ve Baro Temsilcisi huzurunda açılarak şüphelinin savcılık ifadesinde önceden de birkaç defa telefonla görüştüğünü kabul ettiği Doğubey AKINCI isimli şahıs tarafından şüpheliye gönderilen kargo içindeki evrakların usulüne uygun hakim kararı alındıktan sonra incelenmesinde;
"Muhterem Üstadım" şeklinde başlayan ve kendisinin önceden Genel Kurmay Başkanlığına bağlı Askeri Haber Alma asli kadroda çalışan bir istihbarat görevlisi olduğunu v.s. anlatan ve "saygılarımla Doğubey AKINCI" diye biten yazının 3. sayfasında "değerli üstadım ben hukuki tüm dava dilekçelerini yazabiliyorum, tez yazıyorum, ama bunlar için ne bilgisayarım var ne de yazıcım, ne de diğer araç ve gereçlerim, istediğim malzemeler ve bir miktar param olsa hem geçimimi sağlarım hem de istihbarat alanında Devlete çok önemli hizmetlerim geçer...ayda bir asgari ücret kazandbilirim, hem DE İSTİHBARAT TOPLARIM, GÖRÜNTÜ ALIRIM, SES KAYJ{)LğA~P4RIM%GÜN HİZMET GÜNÜ benim
ihtiyaçlarımın hepsi 4.000 YTL'yi geçmiyor, SİZİN ÇEVRENİZ GENİŞTİR, istediğim malzemeler elime geçse 1.500 YTL nakdi sermayem olsa kimseye bağlı olmadan
yaşarım..... " şeklinde ibarelerin yeraldığı, ayrıca Doğubey AKINCI Diyarbakır Emniyet
Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde; "Bu mektubu Kemal KERİNÇSİZ'e nakdi yardım alabilmek amacı ile yazdığını, şahsı bizzat tanımadığım ancak bir yıl önce telefon ile görüştüğünü görüşmesinde kendisine nakdi yardım yapacağını söylediğini, ancak yapmadığını daha sonra kendisine 150 bin YTL yardım yapacağını söylediğim, bu 150 bin YTL'yi gönderdikten sonra 2 trilyon daha göndereceğini beyan ederek Dicle Üniversitesi'nde ismini hatırlayamadığı bir profesör'ün ismini vererek irtibata geçmesini ve görüşmesini istediğini, ancak kendisinin bu şahıs ile irtibat kurmadığını, bu konuşmanın devamında Kemal KERİNÇSİZ' e bu parayı neye karşılık vereceğini sorduğunda 'seni yarın arayacağım' dediğini ancak aramadığını.." beyan etmiştir.
Aramalar sırasında şüphelinin evinde; A4 kağıda kendi el yazısı ile yazmış olduğu "K.ÇEKMECE Bed... Ö...., Fen işlerinde şef Muşlu Bölücü akrabaları ile örgütlü çalışıyor" şeklindeki istihbari bilgi ele geçirilmiştir.
Yine şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in işyeri aramasında, "Av. Kemal KERİNÇSİZ'in dikkatine" başlıklı alt kısmında 0538 380 89 45 telefon numarasıyla son bulan 13.01.2007 tarihinde 0 284 714 02 33 numaralı fakstan çekilmiş ve el yazısıyla yazılmış dokümanda "31.Aralık 2006 tarihinde 4 .Mekanize Piyade Komutanlığı Topçu Taburu General Fevzi MENGÜÇ Kışlası Mehmetçik gazinosunda yılbaşı kutlamalarında Kürtçe ve Türkçe şarkılar söylendiği konudan Nöb subay ve amirlerin haberi olduğu hiçbir müdahalede bulunmadıkları belirtilerek teslim edilmesi önemli rica olunur" ibareleri yeralan istihbari bilgilerin bulunduğu doküman ele geçirilmiştir.
Ayrıca şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bilgisayarının incelenmesinde;
-" liste [2]" isimli word belgesi içerisinde, "TOPLUM TABANLI EYLEMLERE VE PROTESTOLARA KATILABİLECEK OLANLAR" başlığı altında bazı şahısların ad-soyad ve telefon numaralarının bulunduğu (1) sayfa doküman olduğu tespit edilmiştir.
ERGENEKON belgesinde "ERGENEKON'un gözlerinin her şeyi görmesi, kulaklarının her şeyi duyması gerektiği" ilkesi belirtilmiş olup şüpheli Kemal KERİNÇSİZ bu ilkeye bağlı olarak devletin istihbarat birimlerinden ayrı birşekilde örgütün amacı doğrultusunda istihbarat toplama faaliyeti içinde olduğu anlaşılmıştır.
"LOBİ" Belgesinde ; "Lobinin göstereceği faaliyetler ile daha kolay ve sağlıklı istihbarat toplanacağı, kontra senaryolar üretileceği, kamuoyunun Kemalist ideolojiye ve ulusal çıkarlara uygun sivil hareketi sahiplenerek katılımını sağlayabileceği" belirtilmiş olup,
Şüpheliler Muzaffer TEKİN, Kuddusi OKKIR ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahıslardan elde edilen Devletin yeniden yapılanması için öneriler (Master Plan Ön Çalışması) isimli dokümanın On yedinci sayfasında;
"Sızma ve Denetim Süreci" başlığı altında;
"1- Mevcut devlet işleyişinin analizini yapmak" "2- Mevcut kadrolara alternatif adaylar belirlemek ve eğitmek" "3- Sızma Stratejileri geliştirmek (Yargı, Emniyet, Eğitim, Sağlık, istihbarat, Ordu, Sivil yer altı örgütleri (mafya), sivil toplum örgütleri ve meslek odaları, kooperatifler ve birlikler, medya, camiler ve tarikatlar)" "4- Denetleme mekanizmaları oluşturmak" yazdığı görülmüş,
Şüphelinin evindeki arama sırasında ele geçirilen Diamont Marka bilgisayar kasası içerisinde Seagate 5JZCQQM4 Seri Nolu Hard Diskin, İstanbul 13. ACM sinin 22.01.2008 tarih ve 2008/62 sayılı inceleme kararına istinaden Bilişim Suçlan ve Sistemleri Şube Müdürlüğünce alman imajı içerisinde yapılan incelemede;
-" Dernek konuşma metni" isimli \vord belgesi^içinde; "...Yıllardır belli bir ideolojiye hizmet vermiş baronun kurtarılmış* Iptrum olmaktan çıkarılması için baro seçimlerine iştirak ederek YÖNETİMtB*' \JELE ; GEÇİRMEK TEMEL
GAYELERİMİZDEN BİRİDİR..." ibaresinin yeraldığı, buradan da, Büyük Hukukçular Birliği'nin Başkanı olan şüpheli Kemal KERİNÇSİZ' in; örgütün dokümanlarında geçen "Sızma strajilerine" uygun olarak BARO yönetimini ele geçirme yönünde faaliyetlerinin olduğu, bu yönde karar alıp çalışma yaptıkları, şüphelinin örgüte ait stratejileri gerçekleştirmek için birebir çalıştığı anlaşılmıştır.
Buraya kadar anlattıklarımız birlikte değerlendirildiğinde; şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in, yasadışı silahlı ERGENEKON terör örgütünün hiyerarşik yapısı içinde özel görevli konumunda bulunduğu, örgütün amacına yönelik faaliyet yürüttüğü, yukarıda belirttiğimiz ERGENEKON terör örgütünün LOBİ belgesinde açıklanan hukuk departmanının sorumlusu olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır. 765 Sayılı TCK'nun 168/1. maddesinde örgüt yöneticiliğinin yanı sıra örgüt içinde özel bir göreve haiz olanların da bu madde içinde değerlendirilmesi gerektiği halde 5237 Sayılı TCK'nun 314/1. maddesinde buna paralel bir düzenlemeye gidilmemiştir. Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ örgüt içinde lider konumunda olmayıp özel bir görevi yürütmektedir. Dolayısıyla eylemi silahlı terör örgüt üyeliği içinde mütalaa edilmelidir.
İletişim Tespit ve CD çözüm ve tutanaklarının incelenmesinde; Devletin yönetiminde yeralan hükümet, bürokrasi ve yargı görevini yerine getirenler hakkında ağza alınmayacak şekilde ağır ithamlarda bulunarak kamu kurum ve kuruluşları yıpratarak, kendisini dinleyen kişileri bu kurumlara karşı kışkırttığı, hükümete karşı söylemleri nedeniyle kendisine de değişik mesajların çekildiği; 3072 Tape Numaralı Satılmış BALKAŞ tarafından Kemal KERİNÇSİZ'e gönderilen iki adet mesajda; " KEMAL BEY. BAZİ VATANDAŞLAR. GENEL KURMAYBASKANİNİDARBE YAPAMAYACAĞIAKP. IKTİDARİNİN. İPİNİ ÇEKEMEZ DİYORLAR. PEKİ KİM ÇEKER. ORG.ERDAL CEYLANOGLU.(EDOK) VE ORG HASAN IGSIZ. ZORDU KOMUTANI. BU GENARALLERDEN BİRİSİ OLSA OLURDU...." şeklindeki ifadeler değerlendirildiğinde, şüphelinin başka zaman ve zeminlerde yapmış olduğu görüşmelerde askeri bir darbe yapılması gerektiği yönünde bir düşünce ve eylemini ortaya koyduğunu, kontrol edemediği bir kısım kişiler tarafından da kendisine telefon mesajı olarak bu düşüncelerin aktarıldığı, aynı şahısla 3075 Tape numaralı telefon görüşmesinde; şüpheli Kemal KERİNÇSİZ' in "SATILMIŞIM ŞİMDİ BUNLARI SEN TELEFONDA KONUŞURSAN BİZİ ALIR YERE KOYARLAR" şeklinde vermiş olduğu cevapla da; telefonunun teknik takipte olduğunu tahmin ederek karşı tarafı uyarma ihtiyacı hissettiği, buradan da kendi iç ilişki ve gizli toplantılarında darbe ve hükümeti devirmeyle alakalı görüşmeleri rahatlıkla yaptıkları anlaşılmıştır.
Yine, 3044 Tape Numaralı, 28.11.2007 tarihli, şüphelinin beyanına göre Avukatlık bürosunda yanında çalıştığını iddia ettiği, Dursun KOÇ ile yapmış olduğu görüşmede; Dursun KOÇ'un "BABA BİLİYORSUN BEN HAZIR KUVVETİM ANINDA EMRET ANINDA İŞ BİTER. BEN AHMET MEHMET DEĞİLİM BEN..", dediği, Dursun KOÇ'un dosya içinde bulunan adli sicil kaydı incelendiğinde; birçok suçtan sabıkasının bulunduğu, örgütün eylemlerde kullandığı eleman profiline uygun kişilere yakın bir kişilik olması nedeniyle şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'den böyle bir talimat beklemesinin masum bir davranış olarak değerlendirilemiyeceği kanaati oluşmuştur.
Aramalar sırasında şüpheli Ümit OĞUZTAN' dan ele geçirilmiş olan "KEMALİST HAREKET" "İSTANBUL-EYLÜL-2000" isimli belge incelendiğinde özetle;
"Ulusal gençliğin Kemalist hareket doğrultusunda örgütlenebilmesi için, "Kemalist hareket" adı altında resmi dernek kurulması gerektiği, kurulacak bu derneğin dernek dışında oluşturulacak 5 kişilik GİZLİ bir komite tarafından yönlendirileceği, bu GİZLİ KOMİTE ile dernek başkanı arasında "KÖPRÜPERSONEL' olması gerektiği belirtilmiş,
ERGENEKON belgesinin 4/2-a) "KÖPRÜ PERSONEL" başlığı altında da; "Seçilecek üç kişinin ERGENEKON içinde ve örgüt - dışında, örgütü temsilen hareket

edebilmelerinin sağlanması gerektiği bu kişilerin örgüt dışında legal bir işte istihdam edilmeleri gerektiği" vurgulanmıştır. Kemalist hareket ile ilgili oluşuma baktığımızda da "KÖPRÜ PERSONEL" kavramının kullanıldığı,
Yapılan aramalarda Şüpheliler Veli KÜÇÜK, Ümit OĞUZTAN, Doğu PERİNÇEK ve Tuncay GÜNEY isimli şahıslardan ele geçirilen; "KEMALİST MODEL, ULUSAL GENÇLİK HAREKETİ, DİNAMİK, ULUSAL GÜÇ BİGLİĞİ & KUVA AYRIMLI CEPHESİ, ARAŞTIRMA, GÖZLEM, ANALİZ, TEORİ İSTANBUL 29 EKİM 2000 " isimli örgütsel dokümanda da özetle ;
"Dinamik adı verilen bu çalışmada "Ulusal Güç Birliği" gençliğin mercek altına alınarak analiz edildiği, 21. yüzyıl Türkiye 'sinin ulusal çıkarlarına ve Kemalist ideoloji ilkelerine uygun biçimde yeniden örgütlenmesinin planlandığı belirtilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi elleriyle kurduğu ne kadar yaşamsal kurum var ise vefatından sonraki süreçte işlemez hale getirilip kapatıldığı,
Atatürk'ün kurduğu kurumlardan birisinin de, 5 Bin şubeli "HALKEVLERİ" olduğu, halkevlerinin kapatılmasının Türk gençliği ve ulusu için en önemli kayıplardan birisi olduğu,
Cumhuriyet devrimlerini yaşatacak kurumlardan bir diğeri olan "KOY ENSTITULERI"nin işlevsiz kılınması ile Türk gençliğinin ilerlemesinin önüne geçildiği,
Dünya klasikleri olarak anılan, fikir ve sanat kaynaklarının "yasak kitaplar" listesine dönüştürülerek gençlerin ve yetişkinlerin çağı algılamalarının engellendiği,
Laikliğin ayaklar altına alındığı ve devlet eliyle "münevver yobaz" yetiştirildiği belirtilmiştir.
Ayrıca totaliterlik merdiveni ile demokrasiye ulaşmaya yeltenenlerin, önce faşizmin, ardından Nazizmin ve sonuçta emperyalizmin kucağında kendilerini bulduklarını, bazılarının darağacında can verdiğini, bazılarının zincir bozan günlerini yaşadıklarını, bazılarının da kalp krizi kuşkuları ile arkalarında "Ben zengini severim(l)" sloganını bırakarak bu dünyadan göçüp gittikleri" belirtilmiş,
Belgenin devamında; "Türkiye'nin bugünkü durumunun 1919 koşullarından daha vahim olduğu, gençliğin siyaset ve inançla birleşmesi durumunda ise; unsurlar ve koşullar gereği Türkiye 'nin ve buna bağlı olarak dünyanın mutlak değişmeye gebe olduğu ..
Ayrıca dış güç odaklarının bu gerçeği görmezden gelmeyecekleri, Türkiye 'nin de bu gerçeği görmesi ve gereğini yerine getirmesinin yaşamsal ve kaçınılmaz bir zorunluluk olduğu,
Dinamik adı verilen bu çalışmada Türkiye Ulusal Güç Birliği Gençlik; Dinamik unsur olarak değerlendirildiği ve Türkiye'nin "ulusal güvenlik" çıkarlarına uygun doğrultuda değişim sürecinin başlatılmasını amaç edindiği,
Aynı düşünceden yola çıkarak "Kuvayı Milliye Cephesi" adıyla sokaklardaki başı boş, amaçsız, işsiz ve umutsuz (lümpen) gençler ile tarikat okullarında rejim düşmanı haline dönüştürülen ve Ülkü Ocakları 'nin etkisindeki gençliğin eğitilerek bilinçlendirilmesi hedeflendiği,
Ayrıca Ulusal Güç Birliği'ne bağlı olarak "Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesinin uygun görüldüğü "
Ulusal Güç Birliği'nin liderliğini Kemalist ideolojiye gönül vermiş ve liderlikyeteneklerine sahip bir Türk kızının üstlenmesinin uygun görüldüğü belirtilmiş,............
"İDEOLOJİK VE SİYASAL AMAÇLI YOZLAŞTIRMA GİRİŞİMLERİ" başlığı altında;
ideolojik ve siyasal amaçlı toplumun^ yözlçışiırma girişimlerinin ilk basamağınınkültürel alan olduğu, özellikle medya aracıliğr" il% kültürel ve ahlaki değerlerin toplumhafızasından silindiği ve yerine "yükselen değerlef^th "köşe dönüşücülük" anlayışınınyerleştiği, «İVr^î; "•>
Bu nedenle toplumun kültürel ve ahlaki değerlerinin alt üst edilmesinin önüne geçilmesi gerektiği, ulusal üretime katkıda bulunan Kemalist iş adamları ile yeni istihdam alanları oluşturmayı çaba gösteren genç girişimcilerin "Ulusal Güç Birliği" ve "Kuvayı Milliye Cephesi" çatısı altında birleşen Kemalist gençler tarafından manevi anlamda desteklenmesi gerektiği,
"ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ" başlığı altında;
Öncelikle üniversite gençliğinin durumu hakkında genel bilgiler verildiği, üniversite gençliğinin doğrudan "Ulusal Güç BirliğVni oluşturması gerektiği, günümüzde üniversite gençliğinin köktendinci akımlar ve sol ideolojiler tarafından kontrol altına alınmaya çalışıldığı,
Türkiye'nin 1950'lerden itibaren Atatürk devrimlerinden çok önemli ödünler verildiği, emperyalizmin ve gericiliğin birçok alanda güç kazandığı, 28 Şubat 1997 günü yapılan MGK toplantısının Türkiye için bir dönüm noktası olduğu, YOK'ün kısmen de olsa fundamentalizme karşı tavır alması ve türban genelgesini uygulamaya koymasının olumlu gelişmeler olduğu, bunların yanı sıra hızla açılan taşra üniversitelerinin irticanın kalelerine dönüştüğü, oysa ki üniversitelerin cumhuriyet devrim yasalarının uygulandığı kültür ve bilim kaleleri olması gerektiği, üniversitelerde mescit bulunmasının Anayasaya aykırı olduğu,
"SONUÇ" başlığı altında;
Bu çalışmada temel amacın "Ulusal Güç Birliği" merkezli Kemalist örgütlerin sağlıklı bir şekilde oluşturulmasının önemini ve gerekliliğini dile getirdiği, 21. yüzyılda Cumhuriyet devrimlerinin ulusal gençliğe Milli Mücadele döneminden daha çok gereksinim olduğu, özetle ulusal çapta Kuvayı Milliye ruhunun canlandırılması, örgütlendirilerek hayata geçirilmesi gerektiği" belirtilmiştir.
_ ^Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bilgisayarlarının incelenmesinde: "MİLLİ GÜÇ BİRLİĞİ DEENEĞİ.doc" isimli dosyada; Vatanseverler Güç Birliği Derneği'nin Tüzüğü olduğu görülmüş, söz konusu dernek tüzüğünün Büyük Güç Birliği derneğinin amacı ile aynı olduğu tespit edilmiştir.
ERGENEKON Terör Örgütünün bu dokümanlarında adı geçen ve oluşturulması istenen "Ulusal Güç Birliği" ile ilgili olarak; Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in Örgütün amacını gerçekleştirmek için almış olduğu bu kararlar doğrultusunda, Sivil Toplum Kuruluşları ve Derneklerin kurulmasına önayak olduğu, diğer şüphelilerle birlikte Büyük Hukukçular Birliği, Milli Güç Birliği Platformu/Hareketi (Büyük Güç Birliği Derneği) ve Ayasofya Derneği v.s. gibi sivil toplum kuruluşlarının kurucusu ve yöneticisi olduğu, bu yapılanmaların etkili eylemlerde bulunması ve genişlemesi için gayret sarfettiği, özellikle örgütün talimatları doğrultusunda, kamuoyunu etkilemek ve örgütün propagandasını yapmak amacıyla değişik vesilelerle dosya içinde bulunan İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü'nün yazısından anlaşılacağı üzere yukarıda açık bir şekilde izah ettiğimiz, 03/06/2005, 23/07/2005, 23/09/2005, 24/09/2005, 28/10/2005, 10/11/2005, 06/01/2006, 09/09/2006, 10/03/2006, 09/04/2006, 07/05/2006, 17/05/2006, 18/05/2006, 06/06/2006, 12/06/2006, 16/06/2006, 20/06/2006, 22/06/2006, 04/07/2006, 20/07/2006, 21/09/2006, 19/11/2006, 12/12/2006, 18/12/2006, 10/03/2007, 11/03/2007, 13/06/2007, 04/07/2007, 01/11/2007, 30/11/2007 tarihli eylem ve gösterilere organizatör veya katılımcı olarak iştirak ettiği, bu gösterilerde özellikle "Türklük, Atatürk, Vatan ve Bayrak Sevgisi" gibi ulus olarak hassas olduğumuz ve olmamız gereken unsurları öne çıkarıp gerçek amaçlarını gizleyerek ülkemizin çok ihtiyaç duyduğu istikrar ortamını bozmak, Cumhuriyet tarihimizde fazlaca örnekleri bulunan siyasi düşünceleri, mezhepçiliği, etnik kökeni veya dini kullanarak; sağ-sol, alevi-sunni, laik-antilaik, Türk-Kürt, Müslüman-hristfj/âil ^misyoner) gibi ayrımcılık yaratarak, kin ve nefret tohumları atarak, mevcut huzur ve sükun-ortamını "baltalayarak, Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün muasır medeniyetler -«'efîyeline «çıkmamız için önerdiği hedefe
ulaşmamıza ket vuracak, ülkemizin ekonomik, sosyal ve siyasi olarak gelişmesini önleyecek, insan hak ve özgürlüklerinin genişlemesi ile demokrasinin yerleşmesine engel olacak, hükümete karşı halkı ve silahlı kuvvetler içinde resmi hiyerarşiye uymayacağını düşündükleri bir grubu kışkırtarak silahlı bir darbeye zemin hazırlamak olduğu anlaşılmıştır.
Bu cümleden olarak; 3083 Tape No'lu görüşmede Söğütlüler Derneği Başkanı olan Erdoğan KAYA'ya "BÎR NOKTADA DEVLETİN YAPAMADIĞINI, BUGÜN ZATEN DEVLETİN BUNU YAPMALARI MÜMKÜN DEĞİL, DEVLET ZATEN KARŞI GÜÇLERE GEÇMİŞ İŞGAL EDİLMİŞ KURUMUYLA KURULUŞUYLA. YANİ İŞGALCİ GÜÇLER DEVLETİ ELE GEÇİRME GAYRETİNE GİRMİŞ? .. "ORDA RA.. PAŞA VAR... GENERALLER VAR ALBAYLAR VAR, BİSSÜRÜ ŞEY VAR YANİ ÇOK NİTELİKLİ İNSANLAR VAR... YANİ Bİ ÇOĞUNU TANIMIYORSUNUZ SİZ TABİ DE, PROFESÖRLER VAR BAYA Bİ AYDIN KESİM VARDI." ..."SENİN DERNEĞİ DE BİZİM, AY-YILDIZ BİRLİĞİNE AL..","O KONUDA, HATTA İMKAN NİSBETİNDE BULUNDUĞUNUZ YERDE... DİĞER DERNEKLER VARSA ORAYA SOKMAYA ÇALIŞIN", "İŞ GENİŞLEMEKTİR ANLATABİLDİM Mİ GENİŞLEMEKTİR.. ORALARDAN BURAYA GELDİNİZ ATEŞLER YAKIYORSUNUZ.." diyerek, bu Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'i anma toplantısı ve benzeri olarak tertip edilen ve her Türk vatandaşı tarafından itiraz edilemeyecek ve milli duygu ve düşünceye sahip herkes tarafından kabul gören anma toplantıları, şehit cenazeleri v.s. gibi toplumsal tepkilerin dile getirildiği organizasyonları, mensubu olduğu örgütün propagandasına dönüştürdüğü, yaptıkları eylem ve faaliyetlere bazı emekli askerler, profesörler v.s gibi önemli kişilerin katılıp desteklediklerini belirterek yaptıkları eylemlerin meşruluğunu ifade etmeye çalıştığı, 'DİĞER DERNEKLER VARSA ORAYA SOKMAYA ÇALIŞIN", "İŞ GENİŞLEMEKTİR ANLATABİLDİM Mİ GENİŞLEMEKTİR" demekle, örgütün amaçları doğrultusunda faaliyet göstermesi için tüm STK'ları yönlendirmek için bir çatı altında toplama ve genişleme girişiminde bulunduğu,
Örgütün LOBİ Belgesinde; "Lobi'nin ... oluşturacağı sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve eylemler düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalması gerektiği" şeklindeki politikasına uygun davrandığı açıkça anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in evinin aranması sırasında "bir adet Kırmızı Klasör içerisinde bir kısım askeri bilgilerin de yeraldığı dokümanlar" ele geçirilmiş olup, şüphelinin bu klasör içindeki evrakların Muzaffer TEKİN'in Avukatlığını yapması nedeniyle Avukat-müvekkil ilişkisine dayanan evraklar olduğu ve bu nedenle elkonulamıyacağmı ileri sürmesi üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığımızın talebi üzerine, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliğinin 21/01/2008 gün ve 2008/30 değişik iş sayılı inceleme kararı üzerine Klasör ve içeriğinin yapılan incelemesinde:
Aydın YÜKSEK'in ev aramasında elde edilen 1 nolu CD nin tespit edilen içeriği ile, Muzaffer TEKİN'in ikametinde elde edilen 16 Nolu CD'nin içeriğinin aynı olduğu, içerisindeki Askeri içerikli Belgelerin alt ve üst sol köşelerinde GİZLİ ibarelerinin bulunduğu,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in ikametinde yapılan aramada elde edilen dokümanların içeriklerinin Aydın YÜKSEK ve Muzaffer TEKİN'den elde edilen CdTerdeki Askeri İçerikli Belgeler ile aynı belgelerin bilgisayar çıktısı olduğu ancak belgelerdeki "GİZLİ" ibarelerinin çıkartılarak (silinerek) bilgisayar çıktısının alındığı yapılan inceleme sonucunda tespit edilmiş olup;
Kemal KERİNÇSİZ'den elde edilen;
1. Sayın Kuvvet Komutanının Milli Güvenlik Kurulunda yaptığı konuşma notlan,
2. Yüksek Askeri Şura Konuşma Notu 1 Ajpı&îQS 2003,
3. Kara Harp Okulu 2003-2004 Eğitııp YÎb A.çllış"Törenı Konuşma notu, Eylül 2003
4. Türk Silahlı Kuvvetleri Üzerindeki Po]i-tıaîSıyâsetYapılması Temmuz 2003
*r % }/ «h
**\ Tl"11*
5. 2003 Katılım Ortaklığı Belgesinde AB'ye Uyum Çerçevesinde Türkiye'den yapılması istenen hususlar AKP Hükümetinin İcraatları isimli belgeler" ile Muzaffer TEKİN'den elde edilen belgelerin "GİZLİ" ibaresinin çıkarılması dışında aynı olduğu, Muzaffer TEKİN'den elde edilen 16 numaralı CD içeriği ile ilgili olarak Genel Kurmay Başkanlığı Kara Kuvvetleri Komutanlığına yazılan 19 Haziran 2007 tarihli yazıya verilen 9 Temmuz 2007 tarih ve 306602 sayılı yazıda: "Söz konusu belgelerin MGK ve Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantıları öncesi yapılan hazırlıkları ve çeşitli konuşma metinlerini ihtiva eden Gizli belgeler.." olduğu bildirilmiş olup, aynı belgelere ilişkin olması nedeniyle bu durumun şüpheli Kemal KERİNÇSİZ için de geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'e sözkonusu kırmızı klasör ve içeriği sorulduğunda özetle:
"..Şüpheli Muzaffer TEKİN'in tutuklanmasından süre sonra Aydın YÜKSEK'in bürosuna gelerek CD'yi masasının üzerine koyduğunu, devamla Aydın'in; bu CD'de herhangi bir gizli belge olmadığını, kendisinin iş ortağı olan Muzaffer ŞENOCAK ile ilgili bilgiler olduğunu bu bilgileri Muzaffer ŞENOCAK'tan derleyip bizzat CD'ye kendisinin aktardığını ve Mete YALAZANGİL aracılığıyla Muzaffer ŞENOCAK'ın asker kimliği nedeniyle yardımcı olmak için Muzaffer TEKİN'e teslim ettiğini ve bu CD sebebiyle de kendisinin arandığını bu konuda hukuki bir yardımda bulunup bulunamayacağını sorduğunu" kendisinin ona CD'de ne olduğunu sorduğunu, kimlik bilgileri olduğunu ifade ettiğini, birlikte beraber bilgisayara koyarak içindeki dokümanlara tek tek baktıklarını, bakabildikleri dokümanlarda kendisinin gizlilik unsuru görmediğini, dokümanlarda "GIZII" ibaresinin olmadığım ve ayrıca söz konusu dokümanlarda ürünlerin tanıtımı Muzaffer ŞENOCAK hakkında kimlik bilgileri, şirket bilgileri, GAMBİYA ile ilgili fotoğraflar, bazı komutanların bazı konularda isim zikretmeksizin görüşleri, Milli Güvenlik Kurulu kararları, gizli olmayan raporlar ve ülke meseleleri hakkında belgeler olduğunu gördüğünü, ancak yukarıda belirttiği gibi CD'yi getiren şahsın "bu CD'nin Muzaffer TEKİN 'e bırakılan CD'nin bir kopyası" olduğunu ifade ettiğini, kendisinin de bunun üzerine ona CD'yi çıkartarak teslim ettiğini ve söz konusu CD 'yi Emniyet Müdürlüğüne veya soruşturmayı yapan Cumhuriyet Savcılığına teslim ederek kendisinin de teslim olmasını tavsiye ettiğini, CD'yi Aydın YÜKSEK'in alıp büroyu terk ettiğini, Bilahare söz konusu CD'deki bilgiler bilgisayarında çıkmış olmakla aradan 4 ay geçtikten sonra söz konusu CD'de yer alan bilgileri bir defa daha okuyarak birer çıktılarını da yazdırarak ele geçirilen klasörü oluşturduğunu ve ilgili kurumlarla yazışma yaptığını, gizliliği ihlal etmediğini" belirtmiş,
Aydın YUKSEK'in kendisine CD'yi verdiğinde bir kopyasından bilgisayarına yükleyip yüklemediği sorulduğunda;
Kesinlikle kendisinin bilgisayarına veya başka bir CDflash bellek gibi depolama aygıtına Aydın YUKSEK'in getirdiği CD'nin bir suretini kopyalamadığını, Avukatlık bürosunda sekreterlik yapan RECEP AKKUŞ 'un sadece CD'yi açtığını içeriğine baktıklarını, herhangi bir sakınca görmediklerini ve kapattıklarını, tarihini tam olarak hatırlayamadığı bir süre sonra bilgisayardan çıktısını alarak klasör haline getirdiğini ve bahsettiği kurumlarla yazışma yaptığını, bu konuyla ilgili başka bir CD hazırlamadığını ve hiçbir değişiklik yapmadıklarını" belirtmiş ise de;
Şüpheli Aydın YUKSEK'in gerek kolluk, gerekse Cumhuriyet Başsavcılığımızda alman ifadelerinde özetle; " .... kendisini Mete abisinin aradığını, ifade vermek üzere TEM şubeye gitmeleri gerektiğini söylediğini, kendisinin bunun nedenini sorduğunda; onun Muzaffer TEKİN'in yakalandığını ve tutuklandığını ve kendisinin vermiş olduğu CD'nin de Muzaffer TEKİN'den ele geçtiğini söylediğini, bunun üzerine kendisinin 'ifade verelim neticede ben polisim kaçmak gibi bir şansım olamaz' dediğini ve telefonu kapattığını, önce olayın ciddiyetini anlayamadığım,* Etrafımdaki tanıdığı insanlara danıştığını, televizyondan Avukat olarak bildiği' Kenial j&ERİNÇSİZ'in yanına giderek
danıştığını, kendisinin Avukat Kemal KERÎNÇSİZ'e olayı anlattığını, Bu ele geçen cd'nin içeriğinin basında söylendiği gibi askeri sırlar olmadığını bu konuda Genel Kurmayın yazılı açıklama yaptığını, dolayısıyla kendisinin de bu konu ile ilişkisinin olmadığını Beşiktaş istanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gitmesini söylediğini. Kemal KERINÇSIZ'in böyle söylemesi üzerine evinde bulunan diğer cd'yi Muzaffer ŞENOCAK ile ilgili irtibatının delilleri olan evrakları alarak savcılığa gittiğini, Savcılıkta Tem şubeden görevliler tarafından yakalandığını....'" beyan ettiği ifadesinin hiçbir yerinde "söz konusu CD'yi Kemal KERİNÇSİZ'in bürosuna götürüp orada bilgisayara takıp-açıp bakıldığı konusunda bir beyanının bulunmadığı" anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ bu soruşturma dosyasında Muzaffer TEKİN'in Avukatlığını yapmaktadır, ancak soruşturma dosyası hakkında 5271 Sayılı CMK'nun 153/2. maddesi gereğince kısıtlama kararı mevcut olup, Şüphelinin Cumhuriyet Başsavcılığımızın işbu 2007/1536 sayılı soruşma dosyasından da CD'nin içeriğini alabilmesi mümkün değildir. Aydın YÜKSEK' in beyanları ile şüphelinin beyanları çelişkili olup, yapılan digital incelemede de şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bilgisayarlarında silinen dosya ve klasörler içinde sözkonusu CD'nin içeriğine rastlanmadığı bilirkişi incelemeleri sonucunda anlaşılmıştır. Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in savunması doğru olsa idi ele geçen belgelerin bilgisayarlarında digital ortamda silinmiş bile olsa bir suretinin çıkması gerekirdi. Buradan, şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in, Genel Kurmay Başkanlığı Kara Kuvvetleri Komutanlığının yazısında belirtildiği şekilde, Devlete ait niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri içeren belgeleri temin edip bulundurduğu anlaşılmıştır.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 327/1. maddesine göre: "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararlan bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir..." hükmü getirilmiştir. Şüphelinin mensubu olduğu örgütün değişik kaynaklardan temin ettiği ve devlete ait gizlilik derecesinde sınıflandırılmış olan belgeyi evinde bulundurmasının izahı yoktur. Çünkü örgütün yapısı ve diğer örgüt mensuplannda ele geçirilen belge ve dokümanlar incelendiğinde de bu ve buna benzer birçok devlet sırrı sayılabilecek veya niteliği bakımından gizli olan belgeler olduklan tespit edilmiştir. Bu belgeleri, örgütün her kurum ve kuruluşa sızma stratejisini uygulayarak kendi yandaşları aracılığı ile temin etmiş olabileceği değerlendirilmiştir.
Aramalar sırasında Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in el yazısı ile yazmış olduğu "K.ÇEKMECE Red... Ö...., Fen işlerinde şef Muşlu Bölücü akrabaları ile örgütlü çalışıyor" şeklindeki yazı ele geçirilmiş olup 5237 Sayılı TCK'nun 135/2. maddesinde: "Kişilerin siyasî, felsefi veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse,....cezalandırılır." hükmünü getirmiş olmakla şüphelinin fişleme yaptığı anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in banka hesaplan üzerinde BDDK Murakıplan tarafından yapılan inceleme neticesinde: düzenlemiş olduklan 07/07/2008 tarih ve R-4, R-8 sayılı rapora göre: "Kemal KERİNÇSİZ'in münFerid ya da ortak hesaplanna son 4 yıl içinde, hesap ekstresi açıklamalarında yatıran ya da çekilen kişinin isminin belirtilmediği, net olarak 1,5 milyon YTL tutarında nakit girişi gerçekleşmiştir. Anılan tutarın yüksek olması nedeniyle, ilgili para hareketlerinin "Suç Gelirlerinin Aklanması" mevzuatı ile vergi mevzuatı açısından yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilave incelemeye tabi tutulmasının gerektiği mütalaa olunduğunun" bildirilmesi üzerine MASAK tarafından inceleme başlatılmıştır.
Buraya kadar yapmış olduğumuz açıklamalar ve toplanan delillere göre; şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in nihai amacı Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ve halkı Türkiye Cumhuriyet hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etmek olan ve bu yönde eylemleri bulunan yasadışı: silahlı ERGENEKON terör örgütünün
hukuk birimi sorumlusu olarak faaliyet yürütmek, örgütün amacına yönelik olarak halkı Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etmek, devlete ait niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin etmek, kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek suçlarını işlediği yönünde hakkında kamu davasının açılması ve yargılanmasını gerektirecek derecede yeterli şüphe teşkil eden deliller elde edilmiş olmakla,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in üzerine atılı eylemlerine uyan; 5237 Sayılı TCK'nun 314/2, 313/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5, TCK'nun 314/3-220/4 ve 313/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 327/1, 135/2-1 maddeleri gereğince cezalandırılması tespit edilmiştir.
57- ŞÜPHELİ FUAT TURGUT: a)-Savcılık ifadesinde;
"ERGENEKON örgütünü 1970'li yıllardan itibaren basından duyduğunu,
soruşturma kapsamındaki kişilerden; Muzaffer TEKİN ve Fikret EMEK'i basından okuduğu kadarı ile tanıdığını, kendileri ile bizzat yada telefonla görüşmediğini Veli KÜÇÜK'ü basında çıkan dedikodulardan tanıdığını, kendisine sempati duyduğu için 3-4 ay önce Kemal KERİNÇSİZ'den telefonunu alıp yüzyüze görüşüp tanışmak istediğini söylediğini, onun da Bilecik'te olduğunu, İstanbul'a geldiğinde uygun bir zamanda görüşebileceklerini söylediğini, kendisi ile bütün temasının bu kadar olduğunu, bunun dışında hiçbir şekilde telefonla, mesajla, konuşup görüşme şeklinde bağlantısı olmadığını, ancak ismi telefon rehberinde kayıtlı olduğu için milli ve dini günlerde herkese attığı matbu mesajı ona da atmış olabileceğini, kendisi ile yüz yüze hiç görüşmediklerini, ancak imkan olsa görüşüp elini öpmek isteyeceğini,
Oktay YILDIRIM'ı yaklaşık 1,5 yıl önce Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in Orhan PAMUK aleyhine açtığı Şişli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen tazminat davasının duruşması çıkışında Ermeni faaliyetleri aleyhine konuşma yaptığı zaman çevredekilerin ismini söylemesi üzerine tanıdığını, Elif ŞAFAK aleyhine açılıp Beyoğlu Adliyesinde görülen ceza davasına müdahil olarak katılmak istediğini, dilekçe vererek katılma talep gerekçeleri ile Elif ŞAFAK'm niçin mahkum edilmesi gerektiğine dair beyanlarda bulunduğunu, ancak müdahillik talebinin reddedildiğini,
Sevgi ERENEROL'u Türk Ortadoks Patrikhanesi Başkanı olarak tanıdığını, 2 yıl önce "Bartheloma Dışarı Patrikhane Yunanistan'a Taşınsın" sloganı ile başlatılan imza kampanyasını yürütenlerden biri olduğunu bildiğini, Kemal KERİNÇSİZ ve Sevgi ERENEROL'un da bulunduğunu, 2-3 bin kişinin katıldığı bu mitingde Kemal KERİNÇSİZ, İzmir Barosu Başkanı Nevzat ERDEMİR, ismini hatırlamadığı Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı ve kendisinin konuşma yaptıklarını, kendisinin konuşmasında Türkiye'nin aleyhindeki etnikçi faaliyetleri ve bunlara çanak tutan siyasileri de eleştirdiğini, Sevgi ERENEROL ile bu mitingde tanıştıklarını, Sevgi ERENEROL'un kendisini Patrikhanenin özel bir gününe telefonla davet ettiğini,
Kemal KERİNÇSİZ'i yaklaşık 2 yıl öncesinden tanıdığını, basma da yansıyan etnikçiler aleyhine yaptığı yasal faaliyetleri nedeniyle dikkatini çekerek telefon açıp bu faaliyetlerine nasıl katkıda bulunabileceğini sorduğunu, onun da kendisini gıyaben tanıdığını söylediğini, istanbul'a geldiğinde ziyaretine gittiğini, kendisine Orhan PAMUK ve Elif ŞAFAK davalarına müdahil olarak katılmasının uygun olacağını söylediğini, kendisinin de bu davalara katıldığını, ayrıca Yeni Çağ Televizyonunda yaptığı programlarından birisine konuk olarak katıldığını, zaman zaman telefonla imkan olduğunda da yüz yüze görüşerek Şehit ve Gaziler adına yapılabilecek hukuki faajüyeiler noktasında fikir alışverişinde
bulunduklarını,
Kendisinin son bir yıldan itibaren İzmir'de faaliyet gösteren Türk Dünyası Kültür ve İnsan Haklan Derneğinin genel başkan yardımcılığı görevini yürüttüğünü, aynı zamanda bu derneğin Avukatlığını da yaptığını,
3332 sıra numaralı iletişim tespit tutanağındaki; 19.12.2007 tarihinde sıralarında Veli KÜÇÜK'ün cep telefonuna göndermiş olduğu; "RTE/AB.Dullatı G.ve şürekası eliyle parçalanma sürecine itilen T.C.'ni korumak için; milliyetçi/devrimci ihtilal kaçınılmazdır! Bayramnz/2008'nz kutlu... Av.FuatT." şeklindeki mesajda "RTE" ile Recep Tayyip ERDOĞAN'I, "AB.Dullah G." ile Abdullah GÜL'ü, "şürekası" kelimesi ile de bunların taraftarlarını, hükümet üyeleri bürokratları kastettiğini, bu mesajı Veli KÜÇÜK dahil olmak üzeren telefon rehberindeki herkese kurban bayramı ve yeni yıl mesajı olarak gönderdiğini,bu mesajda hükümet politikaları nedeni ile devletin temel kazanımlarının bir bir elden çıkmasından ve ülkenin parçalanma sürecine gireceğinden duyduğu endişe ve eleştirileri dile getirdiğini, mesaj metnindeki ihtilalden askeri ihtilali kastetmediğini, bu kelimeyi mecazi olarak kültürel iktisadi siyasi düzeltme düzenleme ve Türkiye'nin sırtındaki borç kamburunun kaldınlması maksatlı olarak kullandığını, kendisinin şahsen askeri darbelere karşı olduğunu, mesajdaki ihtilal kelimesi ile halkın uyanmasını bilinçlenmesini kastettiğini ve milliyetçi devrimci bir tavırla vaki olabilecek bütün girişimlerin şuurunda hareket eder hale gelinmesini kastettiğini,
3334 sıra numaralı iletişim tespit tutanağındaki 11.01.2008 tarihli görüşmeyi Yeni Şafak gazetesi muhabiri Zeynep ÇİFTÇİ ile yaptığını, içeriğinin doğru olduğunu, Muğla Gazetesinde 05-10 Nisan 2005 tarihleri arasında bir röportajı yayınlandığını, Şemdinli olaylan bahane edilerek o zamanki Kara Kuvvetleri Komutanı şimdiki Genel Kurmay Başkanı olan sayın Yaşar BÜYÜKANIT'a yönelik Van Savcısı Ferhat SARIKAYA'nm alet olduğu Mehmet Ali ALTINDAĞ ve benzeri ne idüğü belirsiz kişilerden kaynaklı iftiralan aynntılanyla ortaya koyduğu gibi 1997 ila 2003 yılları arasında Diyarbakır Van ve Hakkari de yargılamaları yapılan Yüksekova Çetesi olarak adlandırılan Subay, Korucu, Korucu Başı ve Özel Harekatçılerin davalannda yaşadıklarını anlattığını,
3335 sıra numaralı iletişim tespit tutanağındaki 15.01.2008 tarihli görüşmeyi Bahattin HAYAL ile yaptığını, Avustralya'da bulunan bir yayın kuruluşunun Türkiye'deki temsilcisi olduğunu söyleyen bir bayanın kendisini arayarak Yasin HAYAL'in ailesinin evi, yaşam şartlan ve Yasin HAYAL'in eylemi hakkında konuşmak istediklerini söylemesi üzerine kendisinin Bahattin HAYAL'e bu durumu ilettiğini, onun da oğlu Yasin HAYAL'e yardım ederlerse kabul ederim dediğini, görüşmede herhangi bir suç unsuru olduğunu düşünmediğini,
Arama sırasında ele geçirilen doküman ve bilgisayar kayıtlannın hepsinin altına imzasını atacağını, kendisinin illegal bir faaliyeti olmadığını, yüzlerce dosyanın Avukatı olduğunu beyan etmiştir.
b)-Aramalar da elde edilen deliller;
Aramalarda elde edilen malzemelerin incelenmesinde herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır.
c)-Telefon görüşmeleri;
Tape: 3332, 19.12.2007 günü saat : 16.03'de Fuat TURGüT'un Veli KÜÇÜK'e gönderdiği mesajda;
"RTE/AB.Dullah G.ve sürekasi eliyle parÇalanma surecine itilen T.C.'ni KORUMAKiÇin;milliyetÇi/devrimci ihtilal KACINILMAZDR! Bayramnz/ 2008' nz kutlu... Av.FuatT." şeklinde,
Tape: 3210, 19.12.2007 tarihi, saat 18 56 saralarında, Sevgi ERENEROL'a Fuat TURGUT'un 0542 203 78 16 numaralı telefonundan göndermiş olduğu mesajda; "RTE/AB.Dullcıh G.ve sürekasi eliyle parÇalhnma^ $~recine itilen T.C.'ni
■/J^h^A^'
KORUMAKiÇm;milliyetÇi/devrimci ihtilalKACINILMAZDR! Bayramnz/2008' nz kutlu... Av.FuatT." şeklinde Veli KÜÇÜK' e gönderilen ihtilal isteyen mesajın aynısı olduğu,
Tape: 3334, 11.01.2008 tarihi, saat: 21:33 sıralarında Fuat TURGUT ile Zeynep isimli şahıs arasında yapılan telefon görüşmesinde Fuat TURGUT'un " TAYYIP'LE FATİH ÜREK SÖZÜ DEĞİL, YANİ FATİH ÜREK GERÇİ TAYYİP'TEN ELLİ KAT ŞEREFLİ AMA ÇÜNKÜ SADECE KENDİSİNİ SATIYO " ZEYNEP isimli şahsın "AMA ÇOK HAKARET EDİYOSUNUZ YA" dediği,
21.01.2008 günü saat : 14.44'de Hayati ÖZCAN ile Fuat TURGUT arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un " Hayati'ciğim merhaba" "Şu çocuğun adını soyadını ver bakayım" dediği, Hayati ÖZCAN'm Doğukan DİNÇ ismini verdiği, Fuat TURGUT'un "Doğukan DİNÇ" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Evet abi Ağrı 2'inci Askeri tutuk Cezaevindeymiş şuanda" dediği ve bir süre yoğun olduklarından bahsettikleri Hayati ÖZCAN'ın "Köylerde dolaştık PERİNÇEK'le beraber" "Bir haftadır köylerdeydik yeni geldik bir onların haberleri ile uğraşıyordum abi" dediği, Fuat TURGUT'un "Bizim köy haberimizi dinlemiş mi Doğu Bey" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Vallahi sormadım yalan söylemeyim" "bu haftaki Aydınlıkta senin ilgini çeken haberler olacak Drank Hrant'la ilgili" "...sizinle ilgili değil Hrant'ın bazı kasetleri elimize geçti de" dediği, Fuat TURGUT'un "He çok güzel" "... bende kullanırım Mahkemede onları" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Yani çok önemli Fethullahı kıstıracak bu şeyi kıstıracak Ramazan AKYÜREK'i kıstıracak" "Olağan üstü bilgiler bulduk yani" dediği, Fuat TURGUT'un "Televizyonda röportaj vereceğim orda da kullanırım" dediği,
21.01.2008 günü saat : 16.55'de Hayati ÖZCAN ile Fuat TURGUT arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un "Kardeş şimdi Ağrı görevsizlik Askeri Mahkemesi Görevsizlik Karan vermiş dosya bir hafta on gün sonra Erzurum Askeri eee Erzurum DGM'de olacak" "Yardım yataklık yani Özel Mahkemede olacak bizim Avukat Ercüment Bey kontrol edecek neyin nesi içeriğine bakacak dosyanın eğer Oğlan böyle bir kasten yani bu şekilde bu yönde düşüncesi fikri zikri katkısı yoksa bizim Ercüment abi yardımcı olacak" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Suç suçluysa eyvallah ama ben çocuğu iyi tanıyorumA" dediği, Fuat TURGUT'un "Sonra İşçi Partili ... ARKADAŞIMIZ DEDİM garanti veriyor PKK'lı olmadığına dair" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Tabi tabi iyi biliyorum canım hele bu çocuk Doğukan adı bile Doğukan yani adını bile Türk Dünyasından çekti babası" dediği, Fuat TURGUT'un "Ben Cd mi istiyorum" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Tamam .. onu gerçi çocuklar birazdan bekliyorum onları gerekeni yapacağım abi" dediği,
18.03.2008 günü saat 15.32'de Fuat TURGUT ile Ufuk...? arasındaki telefon görüşmesinde;
F.TURGUT'un "Devlet çalışıyor Devlet direniyor bizde seyrediyoruz Uğur" "benim o röportajım yayınlanmadı dimi ?" dediği, UFUK'un "ERGENEKON'la ilgili olan yaptığımız mı ?" "Yok yayınlama gereği duymadık" dediği, F.TURGUT'un "ŞEYİN DOĞU BEYİN DİLEKÇELERİNİN BU İŞTE TESİRİ VARDIR İNŞALLAH" dediği, UFUK'un "Hangi dilekçeler ERGENEKON'la olan mı ?" dediği, F.TURGUT'un "Yok yok her konuda yani Partinin hakkında dava açılması" dediği, UFUK'un "Zaten biz üç defa başvurmuştuk biliyorsunuz ?" "Yani benzer şeyler var içerisinde iddianamenin" dediği, F.TURGUT'un "bütün etnikçiler bölücüler nasıl nisadır sürülmüş gibi bağırıyorlar her gün şuanda bile televizyonun her kanalını açsan yok istikrar bozulurmuş LAN VATAN GİDİYOR" "Hapgj^istikrardan söz ediyon yani kuyruğuna basılmış gibi havlıyorlar bütün din tüc^artar,'Sft%le#'Ali BAYRAMOĞULLARI sıra sıra dünden beri dehşet bir şekilde karşi prtfp'^and&yi geçtiler" dediği,


18.03.2008 günü saat 15.32'de Fuat TURGUT ile X Erkek şahıs arasındaki telefon görüşmesinde;
X erkek şahsın "Yargılamayı durdurmuş." "İşte Hakim bana.." dediği, F.TURGUT'un "bende Tayyip Yargılaması mı durdu ya korktum ya" "ONLARIN YERİ İSTİKLAL MAHKEMESİ" "SIRADAN BİR MAHKEMEDE DEĞİL BENDE ORADA MÜDAHİL AVUKAT OLACAĞIM İNŞALLAH" "TELEFONUM DİNLENDİĞİ İÇİN BİLEREK SÖYLÜYORUM KARDİNAL PAPAZ FETHULLAH'IN POLİSLERİ DUYSUN" dediği,
19.03.2008 günü saat : 14.45'de Fuat TURGUT ile Mustafa ... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Mustafa'nın "Abi ne haber geçmiş olsun ben Mustafa Safranbolu'dan" "...ikinci kez gözaltına alındığını diye duydum ama serbest bırakıldığını duymayınca panik yaptım" dediği, Fuat TURGUT'un "O Papaz Fethullah'ın televizyonu yalan haber olarak yayınladı onu" dediği, Mustafa'nın "Tamam abi zaten ne yapacak M bu şerefsizler yani ne var ortada yani" dediği, Fuat TURGUT'un "ORTADA ... BÜYÜK BİR SUÇ VAR TÜRK OLMAK" "HELE HELE TÜRKÇÜ OLMAK" "ATATÜRK'Ü SEVMEK" "TÜRK BAYRAĞINI SEVMEK ERGENEKON SUÇLUSU OLMUŞ OLUYORSUN" dediği, Mustafa'nın "Ha evet yani o zaman herkes hepimiz ERGENEKON'cuyuz abi" dediği, Fuat TURGUT'un "Sakın deme seni de gelir alırlar ERGENEKON" dediği, Mustafa'nın "Gelsinler alsınlar anasını s.keyim ben onların ha dinliyorlarsa da gene de analarmı s.keyim" "Tabi analarını bilmem ne yapayım onların şerefsiz ibneler casuslar bu Ülkede baş tacı olacak cibilliyetsizler baş tacı olacak Vatan severler cezaevine düşecek ha sorgulanacak" dediği, Fuat TURGUT'un "Evet şimdi bir Devlet adamı bir Hükümetin başı" "O Ülkenin Vatan severlerinin üstüne gidiyorsa" "Kendi kendine sokan akrep noktasına gelmiş demektir" dediği, Mustafa'nın "Bu devir kapandığı zaman bu işin bitiminde ne olacağını hiç kimse hesabını yapmıyor mu" dediği, Fuat TURGUT'un "ARTIK BİR TÜRK KELİMESİ İÇİNDE TÜRK KELİMESİ BULUNMAYAN ANAYASA KALDI" "Bir de Fethuilah'ı Papaz Fethuîlah'ı Halife olarak çağırmak kalmıştı" "Bizi aldığında malum Tayyip efendi Devlet çalışıyor demişti" "Şimdi de Devlet çalışıyor Mustafa'cığım" "Yani AKP kapatılmazmış niye mahallede çok sevilen adam cinayet işlerse" "Olmaz tutuklanmamak dava açılmamak lafa bakın yani" "MENDERES'İN PARTİSİ DE DEVRİLDİĞİNDE 450'Lİ 400 KÜSUR MİLLETVEKİLİ VARDI" dediği, Mustafa'nın "Bekliyorum abi numaramı kaydet.seni öpüyoruz abi" "Türklere karşı Türk'üz abi hadi görüşürüz abi" dediği,
19.03.2008 günü saat : 15.08'de Fuat TURGUT ile Ruhi ÖZKAN arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un "ERGENEKON Teröristiyiz ya abi" "Moda şimdi" "PKK'lıları analarının kucağına çağırıyorlar" "Ne Mutlu Türküm Diyenler içeri" "TÜRKLERİN ÜLKESİ OLMAKTAN ÇIKARILIP ONUN BUNUN ÇOCUKLARININ ÜLKESİNE DÖNDÜRÜLMEK ÜZERE İKEN İŞTE ALLAH RAZI OLSUN İNŞALLAH DEVLET ÇALIŞACAK BAKALIM" dediği,
20.03.2008 günü saat 15.04'de Fuat TURGUT ile Savaş...? arasındaki telefon görüşmesinde;
F.TURGUT'un "eğer müsaitse» ee şey TEDAŞ'ta Adnan KOZA var" dediği, SAVAŞ'm "Ha (tamam anlamında)" dediği, F.TURGUT'un "Hani" dediği, SAVAŞ'm "Anladım yarın gideyim hemen" dediği, F.TURGUT'un "Bana bir şey yapacaktı ödeme yapacaktı da" dediği, SAVAŞ'm "Tamam jatfMS^sabjıh direk 08.30 da 09.00 da tepesindeyim merak etme" dediği, F.TURGUT'un "E#birledi ki hailede bildi mi yani öyle şey" dediği, SAVAŞ'm "Tamam" dedfğı, RT^jfcut'un "Şeye gerek yokta hani"
>* f. **sL;L#* * - rf_—_______
1 $ 77* -' $J&rm~>t'~7~ 1 _*»-"****%.
dediği, SAVAŞ'm "Tamam oldu abi gider söylerim ne demek" dediği, F.TURGUT'un "De ki Fuat'ın evinin elektiriği suyu bile kesilmiş" dediği, SAVAŞ'm "Tamam" dediği,
21.03.2008 günü saat : 10.02'de Fuat TURGUT ile Batuhan BOZKURT arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un ".... Muğla'ya geldim şeyden Manavgat'tan" dediği, Batuhan BOZKURT'un "İlhan SELÇUK tutuklandı biliyorsun dimi" "Doğu PERİNÇEK tutuklandı Kemal KILIÇLAROĞLU tutuklandı" "Kemal ALEMDAROĞLU" "Eski Rektör o tutuklandı Derin Devlet ERGENEKON'muş göy a onlar" dediği, Fuat TURGUT'un "BUNLAR İYİCE BUNADILAR YA" "NEYSE TELEFONLA KONUŞMAYALIM BUNLARI hadi seni seviyorum görüşürüz" dediği,
21.03.2008 günü saat: 12.31'de Fuat TURGUT ile Batuhan BOZKURT arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'm ".... üç kişi bu tutuklama değil gözaltı yani Emniyet almış Doğu PERİNÇEKİ, Kemal ALEMDAROĞLU ve şeyi" "İlhan SELÇUK'u" dediği, Batuhan BOZRUKT'un "Bir yerden Cüneyt ARCAYÜREK'i de almışlar diye duydum" "Sekiz kişi daha almışlar" "Gözaltına ya aşağılık adamlar" dediği, Fuat TURGUT'un "Evet artık sende fazla küfür etme senide alırlar daha sonra" "Ciddi söylüyorum artık bunlar Türküm diyene herkesi yavaş yavaş toplatacaklar anlaşıldı" "Atatürkçü bırakmayacaklar piyasada" dediği,
21.03.2008 günü saat : 14.15'de Fuat TURGUT ile Ahmet... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un "Sağ ol Doğu beyi de gözaltına almışlar öyle mi" dediği, Ahmet'in "Evet abi maalesef "Genel Başkanı da gözaltma aldılar İlhan SELÇUK Kemal ALEMDAROĞLU, Ferid İLSEVER" "Aldılar bunları abi bizim Serhan BOLLUĞU almışlar Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni sanırım" "Ulusal falan basılmış Aydınlık basılmış Ankara Örgütü İstanbul Örgütü Genel Merkez buralar basılmış işte bir sürü belgeye el koymuşlar belgeler evraklara" "Aydınlık belki çıkmayabilir diyorlar ama çıkartmaya çalışacak bizim çocuklar" "Mesnetsiz olduğunu söyledik falan yani onların yıkılacaklarını bunlar kapatılacaklar bunun telaşı ve bu kapatılma davasından sonra" dediği, Fuat TURGUT'un "Kapatılmak umurlarında değil" dediği, Ahmet'in "Bu hareketin olması da çok iyi oldu abi" dediği, Fuat TURGUT'un "Benim Kamu oyuna duyuruyu okudun mu sana geçmiştim" "Aç Avukat Fuat TURGUT kamu oyuna duyurusunu oku" "Resmen bombardıman ettim" "Bunlar şeye Yüce Divana gitmeye
Yüce Divana gitmek korkuyorlar yani Partinin kapatılması umurlarında değil" "_________________
Türkiye'de tarihin en büyük Mahkemesi kurulacak yani" "Hırsızlıklardan şeylerden Devleti soymaktan" dediği, Ahmet'in "Vakıflar Yasaları bilmem neler" dediği, Fuat TURGUT'un "Evet Allah izin verirse ben orada Müdahil Avukatlık yapacağım inşallah" dediği,
21.03.2008 günü saat : 19.36'de Fuat TURGUT ile Savaş.... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Yapılan ERGENEKON operasyonundan bahsederek, Fuat TURGUT'un "herkes biz Türk olmanın sonuçlarına katlanırız bu yapanlar da Türk milletine düşman olmanın sonuçlarına katlanırlar" dediği, Savaş'm "Yalnız bu Ülkeyi de Atatürk'ten başka kuran olmadı" dediği, Fuat TURGUT'un "Burası Atatürk'ün Ülkesi" "Aldığımız fiyata veririz hiç korkma sen" "Tayyip .... dediği olmayacak ya" dediği, Savaş'm "Yok yok zaten olmaz merak etme sen" dediği, Fuat TURGUT'un "Bunlar Ne Mutlu Türküm Diyenleri tutuklamaya devam etsinler" dediği,
ERGENEKON terör örgütüne yönelik yapılan operasyonları kendi çapındafarklı yönlere çekerek, örgütün sıkça maske olarak kullandığı kutsal değerlere karşıyapılmış gibi göstermeye çalışması örgütsel bağının • anlaşılması açısından önemligörülmüştür. , t
22.03.2008 günü saat : 11.46'de Fuat TURGUT ile X Erkek şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'm "Mitinge gidiyorum" " İzmir'de İzmir Barosu olarak şey yapıyoruz bu operasyonları protesto mitingi" dediği, X Erkek şahsın "Bıraktılar mı Fuat abi şeyi İlhan SELÇUK'u ?" diye sorduğu, Fuat TURGUT'un "Gözaltındalar daha" dediği, X Şahsın "İnanamıyorum bu adam canına susamış vallahi nasıl bu şey bu ya" dediği, Fuat TURGUT'un "Evet çıldırmışlar Papaz Fethullah'ı herhalde Halife olarak getirmeye kararlılar bunlar ki ama bu Ülke Atatürk'ün Cumhuriyeti..." dediği, X Şahsın "Allah belasını versin" dediği, Fuat TURGUT'un "Herkes verir Millette verir Allah'ta verir Millette verir" "En azından vicdanen rahatız hiç değilse susmuyoruz ya" dediği,
24.03.2008 günü saat : 19.43'de Fuat TURGUT ile Vesi EKİNCİ arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un "... DİKEN ÜZERİNDE YÜRÜYORUZ Veysi'ciğim" dediğiveysi EKİNCİ'nin "Geçer bu zor günler inşallah" dediği, Fuat TURGUT'un "İzmir'deyim" "Adana'ya uçacağım oradan dönüşte o Adana'dan şeye geçireceğim" "Mardin'e geçeceğim sana da haber vereceğim geleceksin oraya" dediğiveysi EKİNCİ'nin "ANLADIM KOMUTANLARIM" dediği, Fuat TURGUT'un "BATMANA GELİRİM" dediğiveysi EKİNCİ'nin "EVET SİZİ BEKLİYOR DA O BENİM ŞEY İÇİN" dediği, Fuat TURGUT'un "ALLAH KISMET EDERSE BU BİRKAÇ GÜN İÇİNDE GELİYORUM YA" dediği,
25.03.2008 günü saat : 18.57'de Fuat TURGUT ile Arslan BULUT arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un "... yazını yeni okuma fırsatı bulabildim" ".. bende aynı yöntemlerle gözaltına alındım" "... diğerlerini beş yıl ediyorsun beni niye bir kenarda bırakıyorsun diye sitem edeyim (gülüyor)" "gönderdiğim bir şey vardı geldi mi faks ?" "onu aslında çok önceden ee internetten nasıl olsa eline geçer diye düşünmüştüm ama sonra bir de aslını yollayayım dedim" "BUGÜN İLHAN SELÇUK'A BİR MEKTUP ATTIM" "ÖYLE BİR ŞEY YANİ EE TELEFONLARIMIZ DİNLENMEYE DEVAM EDİYO TABİ" "BİZ BU ERGENEKON'DAN ÇIKARIZ ABİ" "CUMHURİYET DÖNEMİNİN ÜÇÜNCÜ ERGENEKON'U" "ORDA ZATEN HERHALDE YAZILABİLECEK HER ŞEYİ YAZDIM DİYE DÜŞÜNÜYORUM OKUDUYSAN EĞER" "EE ARTIK ARŞİVİNİZDE KALSIN ÇÜNKÜ BENİM EVİMİN ÖNÜNDE GECE MEÇHUL KİŞİLER GÖRÜYORUM ARABALARIN İÇİNDE" "... polis olmayabilir yani keşke polis olsa tabi ama" "Poliste olmayabilir Arslan'çığım yani bir bakıma ee orda hissettiklerim doğru çıkacak gibi yani beni her an vurabilirler vurdurabilirler bu köpekler" dediği, Arslan BULUT'un "Yani sanmıyorum öyle bir şeye teşebbüs edemezler ya korkma yani" ..Polistir polistir şey yapma bu kadar canını sıkma" dediği, Fuat TURGUT'un Mehmet GÜL'ün cenazesine gittiğinden bahsettiği, orada Ahmet ÇELİK ile karşılaştığını anlattığı ve "Bana sarıldı sen bir kahramansın dedi falan" "...ondan sonra şu soyadının son hecesi fazla dedim ee kim susturmuş susturamamış bilmem ne olmuş bu havaları attınız gazetenin içine ettiniz milli soldan en az beş bin kişi bizim gazeteyi satın alıyo her gün dedim" "O hatsal yok gül gönüllü ülküdaşlartm bilmem ne slogan vari aptal yazılara dedim ee kurban ediyorsunuz gazeteyi" "Ümit ÖZDAG .... hocayla beraberdik o arada ya tanıyacağım tanımayacağım ben Ahmet ÇELİK'im deyince ya niye biz dedim defalarca karşılaştık" "Hafızam zayıfladı herhalde o arada söyledim o arada da Servet duyuyorrrmş söylediklerimi" "Bizim gazeteye ciddi ilgi gösteren mesela ben Türkçüyüm faergün Yeni Çağ'la Cumhuriyet'i de alıyorum dedim Aydmhk'ı da alıyorum aboneyim ee şimdi oızıın gazet^yede aynı kesimlerden ciddi ilgi var sırf Servet'in yüzünden tiraj kaybediyoruz. dedim" J"SohXa # niye şişiriyorsunuz bunu kim susturmak istemişte susturamamış yani susmamiş.stjsturulmayan yazar bu dedim üniversiteyi
bitirene kadar Turgut ÖZ AL'in dedim ee iki de bir biz Turgut ÖZAL hakkındaki görüşlerimiz net ee iki de bir dedim bu fahişe ailesi fahişe Turgut ÖZAL'ı dedim meth ediyo" dediği,
29.03.2008 günü saat : 10.46'de Fuat TURGUT ile Aziz.... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Fuat TURGUT'un "Sağolasın Aziz sen nasılsın Hakkari'de ne var ne yok" "..bu bişey duydum bizim Kemal'le Milli Eğitim Müdürünü işte kaçmışlar yakalamışlar bilmem ne ne oldu nedir durum" dediği, Aziz'in "Yok bişey" "gazetelerde yazıyo ama bişey yok" dediği, Fuat TURGUT'un "Sen Van'da mısın" diye sorduğu, Aziz'in "Yok ben Hakkari'deyim bugün Van'a gidip geleceğim" "Çocukların çocuklar ee çocukların oturumu var" " (Anlaşılmıyor) demiş işte bugün yarın getirmen lazım bende gidip bitirecem" dediği, Fuat TURGUT'un " önümüzdeki hafta Perşembe günü bana telefon et sana biraz harçlık yollayım" "Emniyet el koydu ya her şeyime biliyorsun" dediği, Aziz'in "Ya s.kerlm emniyet memniyet hepsi şey olmuşlar i.neler olmuş ortalık" dediği, Fuat TURGUT'un " BENİM TELEFON DİNLENİYO KÜFÜR ETME SONRA" dediği, Aziz'in "Dinlesin ne yapacaklar bana" dediği, Fuat TURGUT'un "FETHULLAHCI ŞEYLER NOT ALIRLAR YALNIZ" dediği,
02.04.2008 günü saat : 13.37'de Fuat TURGUT ile E.Zafer DORUK arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
E. Zafer DORUK'un "Yusuf'a ondan ihtar geldi bu Zafer'in mallarını burda şey yaptılar haciz koydular" "Bizde imzaladık onu" "Dört milyar lira abi" dediği, Fuat TURGUT'un "Eyvah, nerede Yusuf ?" dediği, E.Zafer DORUK'un "Yusuf, orospu çocuğu telefonunu kapattı abi" dediği, Fuat TURGUT'un "yeri belli değil mi abi yani bunun" "Ne yapalım peki" dediği, E.Zafer DORUK'un "ABİ AKŞAM AKŞAM ALACAZ ONU ABİ YA YANİ BİŞEYLER YAPACAĞIZ ONA ABİ" dediği, Fuat TURGUT'un "Yine de iyilikçi halletmeye çalışın baba ya" dediği, E.Zafer DORUK'un "Yapmayalım mı bir şey" dediği, Fuat TURGUT'un "YANİ BENİM TELEFONLARIM ZATEN BİLİYORSUN EE 24 SAAT DİNLENİYO BABA" "TAYYİP EFENDİ ÖYLE KARAR VERMİŞ TELEFONLARIMIZ DİNLENİYO BİLİYORSUN" "TABİÎ Kİ YANİ MALUM SEBEPLE" "DOLAYISIYLA BEN HUKUK DIŞINDA BİR ŞEY SÖYLEYEMEM ZATEN" dediği, E. Zafer DORUK'un "ŞEY YAPALIM BİZ NORMAL TELEFONLA GÖRÜŞÜRÜZ"dediği, Fuat TURGUT'un "Bİ ARA BEN ARAMAYA ÇALIŞIRIM BABA" dediği,
d)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;
Şüpheliler Veli KÜÇÜK, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Doğu PERİNÇEK ve Hayati ÖZCAN ile irtibatlı olduğu, Sevgi ERENEROL ve Veli KÜÇÜK' e ihtilalin kaçınılmaz olduğuna ilişkin mesaj çektiği, Kemal KERİNÇSİZ ve Sevgi ERENEROL ile birlikte örgütsel etkinliklere katıldığı anlaşılmıştır.
e)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;
Doğu PERİNÇEK'in Emniyet İfadesinde;
"Fuat TURGUT'u Apo davasında Avukat olarak gazetelerden tanıdığını, Fuat TURGUT'un internetten sık sık açıklamalarının dolaştığını, işçi Partisine üye olmak için izmir'den başvuruda bulunduğunu Ancak başvurusunun reddedildiğini" beyan etmiştir
Sevgi ERENEROL Emniyetteki ifadesinde;
"Fuat TURGUT'la 2006 yılında İzmirde yapmış oldukları etkinlikte tanıdığınıbirkaç kez kendisi ile telefonla konuştuğunu 19.12.2007 tarihinde Avukat Fuat TURGUTtarafından gönderilen "RTE/AB.Dullah G.ve sürekasi eliyle parÇalanma s~recine itilenT.C.'ni KORUMAKiÇin; milliyetçi/devrimci ihtijgl KACINILMAZDR! Bayramnz/2008'nzkutlu... Av.FuatT." aldığını ancak neden M[~~tarzf~ifade kullandığını bilmediğini" beyanetmiştir. /' - *_ } --
" Fuat TURGUT'U tanımadığım, Fuat TURGUT'dan kendisine uRTE/AB.Dullah G.ve sürekasi eliyleparÇalanma surecine itilen T.C.'ni KORUMAKiÇin; milliyetçi/devrimci ihtilal KACINILMAZDR! Bayramnz/2008'nz kutlu... Av.FuatT" şeklinde bir mesaj geldiğini hatırlamadığını" beyan etmiştir,
Tanık Zihni ÇAKIR ifadesinde ;
"Fuat TURGUTu 1996-1997 yıllarında tanıdığını, Taner ÛNAL'ın inşaatla iştigal eden şirketlerinde alacağı ile ilgili konularda çok yakın arkadaşı diyerek tanıttığını, Fuat TURGUT'un Kızılay Karamürsel arkasında Şehit Adem Yavuz Sokak üzerinde bulunan Turan Yapı A.Ş. ve Osmanlı Yapı A.Ş. 'ye ait büroda görüştüğünü, o dönemlerde sadece Avukat olarak tanıdığını, İzmir Barosunun bu şahsı atmak istediğini öğrendiğini, operasyon sonrasında ERGENEKON ile bağlantılı olduğunu öğrendiğini,'''' beyan etmiştir.
Şüpheli Fuat TURGUT'un telefon ve sim kart kayıtları incelendiğinde;Kemal KERİNÇSİZ05322143354, Kemal KERİNÇSİZ 05332949190, Emin
GÜRSES 05322066768Veli KÜÇÜK 05336439665, Hayati ÖZCAN 05334452610 Şeklinde soruşturma kapsamında bulunan şahıslara ait telefon numaralarının kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
f)- Şüpheli Fuat TURGUT'un Hukuki durumunun değerlendirilmesi;
Şüpheli Fuat TURGUT'un yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensuplarından yeli KÜÇÜK, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Doğu PERİNÇEK ve Hayati ÖZCAN ile örgütsel irtibat halindedir.
Şüpheli Fuat TURGUT Cumhuriyet Başsavcılığımızda alman ifadesinde: "Kemal KERİNÇSİZ'i yaklaşık 2 yıl öncesinden tanıdığını, basma da yansıyan etnikçiler aleyhine yaptığı yasal faaliyetleri nedeniyle dikkatini çekerek telefon açıp bu faaliyetlerine nasıl katkıda bulunabileceğini sorduğunu, onun da kendisim gıyaben tanıdığını söylediğini, İstanbul'a geldiğinde ziyaretine gittiğini, kendisine Orhan PAMUK ve Elif ŞAFAK davalarına müdahil olarak katılmasının uygun olacağını söylediğini, kendisinin de bu davalara katıldığını, ayrıca Yeni Çağ Televizyonunda yaptığı programlarından birisine konuk olarak katıldığını, zaman zaman telefonla imkan olduğunda da yüz yüze görüşerek Şehit ve Gaziler adına yapılabilecek hukuki faaliyetler noktasında fikir alışverişinde bulunduklarını" beyan etmiştir.
Şüpheli Fuat TURGUT bu beyanında belirttiği gibi; Yasadışı ERGENEKON terör örgütünün hukuk birimi sorumlusu olan şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ile irtibatlı olduğunu fikir ve amaç birlikteliğinin bulunduğunu kabul etmiştir. Ayrıca Kemal KERİNÇSİZ tarafından kendisine, Orhan PAMUK ve Elif ŞAFAK davalarına müdahil olarak katılmasının uygun olacağının söylenmesi üzerine, İzmir ilinden İstanbul'a gelerek bu davaları takip etmiş, kendi beyanına göre Elif ŞAFAK hakkında açılan davaya müdahillik dilekçesi vermiştir. Buradan da şüpheli Fuat TURGUT'un ERGENEKON terör örgütünün hiyerarşik yapısı içinde özel görevi haiz olan Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ile birlikte faaliyet yürüttükleri, örgütün talimatlarını birebir yerine getirdiği kanaatine varılmıştır.
Şüpheli Fuat TURGUT ifadesinde: "Veli KÜÇÜK'ü basında çıkan dedikodulardan tanıdığını, kendisine sempati duyduğu için 3-4 ay önce Kemal KERİNÇSİZ' den telefonunu alıpyüzyüze görüşüp tanışmak istediğini söylediğini, onun da Bilecik'te olduğunu, istanbul'a geldiğinde uygun bir zamanda görüşebileceklerini söylediğini, kendisi ile bütün temasının bu kadar olduğunu, bunun dışında hiçbir şekilde telefonla, mesajla, konuşup görüşme şeklinde bağlantısı olmadığını, ancak ismi telefon rehberinde kayıtlı olduğu için milli ve dini günlerde herkese attığı matbu mesajı ona da atmış olabileceğini, kendisi ile yüz yüze hiç görüşmediklerini, ancak imkan olsa görüşüp elini öpmek isteyeceğinf beyan etmiştir.
ERGENEKON/q-ör^örgutünün%c 1RR2İ 4~. l-'f ^i
Şüpheli Fuat TURGUT'un yüzyüze görüıjfiedjği ^atteak imkan bulsa elini öpmek istediği Veli KÜÇÜK, Yasadışı ERGENEKON^erör^örgötünür^öneticisi konumundadır.
Şüpheli Fuat TURGUT bu sözleri ile aralarındaki fikir ve amaç birliği ile hiyerarşik durumu ortaya koymuştur.
Ayrıca, şüpheli Fuat TURGUT'un telefon ve sim kart kayıtları incelendiğinde;Kemal KERİNÇSİZ- 05322143354, Kemal KERİNÇSİZ- 05332949190, Emin
GÜRSES- 05322066768Veli KÜÇÜK- 05336439665, Hayati ÖZCAN- 05334452610 şeklinde diğer şüphelilere ait telefon numaralarının rehberinde kayıtlı olduğu tespit edilmiş olup, şüpheli Fuat TURGUT'un Veli KÜÇÜK, Emin GÜRSES, Kemal KERİNÇSİZ ve Hayati ÖZCAN ile örgütsel irtibatlı olduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli Fuat TURGUT, 25/01/2008 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki sorgusu sırasındaki beyanında: " Nusaybin 'li bir vatandaşın isteği üzerine kamuoyunda Yüksekova çetesi olarak bilinen davada sanıkların müdafiliğini yaptığı, ayrıca Hrant DİNK 'in öldürülmesi olayından sonra cinayetin azmettiricisi olarak yargılanan Yasin HAYAL'in Avukatlığını yapması için Pelitli Belediyesi basın Danışmanı aracılığı ile biraz da medyatik olmasının etkisi ile aranarak sanığın avukatlığını üstlenmesinin istenildiğini, kendisinin de fakir olduğu söylendiğinden Yasin' in müdafiliğini savunma görevini kabul ettiğini" belirtmiştir.
Şüpheli Fuat TURGUT, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde derdest olan Hrant DINK'in öldürülmesi davasında Yasin HAYAL'in Avukatlığını yaptığı, bu görevi icra ederken şüpheliler Veli KÜÇÜK ve Kemal KERİNÇSİZ' den bahsederken "can dostum Kerinçsiz, sevgili paşam Veli Küçük" şeklinde hitapta bulunduğu, bunun karşısında maktul Hrant DİNK ve yakınlarından bahsederken "Ermeni ölüsü, Türk düşmanı, Kuduz Ermeniler, etnik çeteciler, pislikler, etnikçi pislikler ve eli kanlı Brüksel lahanası" gibi ifadeler kullandığı, yine Adliye önünde basın mensuplarına "Karen Fogg, Claudia Roth, enişteleri Joost Lagendijk geldi mi? Hrantçılarm anaları var, enişteleri var. Malta memurları burada mı? Hepimiz Ermeniyiz diyen güruh nerede? Onlar da dışarıda mı? Allah hepsini Hrantlarına kavuştursun! İnşaallah Hrant ile birlikte haşrolurlar! Bu, bugünkü duruşmadan önce onlara yaptığım duadır..." şeklinde tahrik edici konuşmalar yaptığı tespit edilmiştir. Hrant DINK'in öldürülmesi hem ülkemizde hem de yurtdışında nefretle karşılandığı halde şüpheli Fuat TURGUT'un bu tavır ve davranış şekli normal olmayıp ERGENEKON terör örgütünün amaç ve faaliyetlerine uygun hareket ettiği kanaatini oluşturmuştur.
Şüpheli Fuat TURGUT; Sevgi ERENEROL ve Veli KÜÇÜK'e ait telefonlara: "RTE/AB.Dullah G.ve sürekasi eliyle parÇalanma s~recine itilen T.C.'ni KORUMAKiÇin; milliyetçi/devrimci ihtilal KACINILMAZDR! Bayramnz/2008'nz kutlu... Av.FuatT şeklinde mesaj çekmiştir.
Burada Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Abdullah GÜL ve ortakları eliyle Türkiye Cumhuriyeti'nin parçalanma sürecine itildiğini, Türkiye Cumhuriyetini korumak için milliyetçi/devrimci ihtilalin yapılması gerektiğim içeren bu mesajı cep telefonu rehberinde kayıtlı tüm şahıslara gönderdiği anlaşılmıştır. Türk Dil Kurumu Sözlüğünde İHTİLAL kelimesi: "(1) Bir ülkenin siyasal, sosyal ve ekonomik yapısını veya yönetim düzenini değiştirmek amacıyla kanunlara uymaksızın cebir ve kuvvet kullanarak yapılan geniş halk hareketi, devrim (2) Kargaşalık, düzensizlik, karışıklık ve (3) Köklü değişim, devrim" olarak, Türkçe sözlükte ise; " (1) Devletin mevcut yapısını ve iktidar düzenini değiştirmek amacıyla zor kullanılarak yapılan halk hareketi. (2) Hükümet darbesi ve (3) Kargaşalık, düzensizlik" anlamlarına gelmektedir. Şüphelinin eğitim durumu ve toplum içindeki konumu dikkate alındığında kullandığı kelimelerin ne anlama geldiğini bilmemesi mümkün değildir. Yasadışı ERGENEKON terör orgutu mensuplaıınm sürekli olarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini yıpratmak ve ortadan kaldıım-aya yönelik çalışma ve eylem içinde oldukları iddianamemizin değişik yerlerinde sıklıkla^anlMılmıştır "Şüpheli Fuat TURGUT'un
L'< ^ /

kaçınılmaz olarak ifade ettiği milliyetçi/devrimci ihtilal beklentisi aynı zamanda örgütün beklentisi ve amaçlarından biridir. Mevcut Anayasamızda bir hükümetin ne şekilde kurulacağı ve ne şekilde görevinin sona ereceği kurallara bağlanmıştır. Demokratik bir sistemde halkın iradesinin sandıkta belirleneceği herkesin malumudur. Ancak şüphelinin milliyetçi/devrimci bir ihtilal istemesinin düşünce özgürlüğü içinde mütalaa edilmesi mümkün değildir. Düşünceyi açıklamak suç değildir, ancak yakın ve açık tehlike oluşturan, şiddeti çağrıştıran düşünce açıklamalarını ifade özgürlüğü içinde değerlendirmek mümkün değildir. Devletin mevcut yapısını ve iktidar düzenini değiştirmek amacıyla zor kullanılarak yapılan halk hareketi anlamına gelen ihtilal isteği ve bu isteğin 700-800 kişiye gönderilerek çağrı yapılması masum bir düşünce açıklaması olarak değerlendirilemez.
Yine şüpheli Fuat TURGUT, 19/03/2008 tarihli Mustafa ile yaptığı telefon görüşmesinde "....MENDERES'İN PARTİSİ DE DEVRİLDİĞİNDE 450'Lİ 400 KÜSUR MİLLETVEKİLİ VARDI.." şeklindeki beyanı ile diğer Ergenekon terör örgütü mensuplarının da sık sık dile getirdikleri askeri müdahale istemi ve bunun 27 Mayıs 1960 ihtilali gibi olması söylemi ile birebir örtüştüğü görülmüştür
Şüphelinin irtibatlı olduğu, fikir ve amaç birlikteliği bulunan kişiler irdelendiğinde de; şüphelinin beyanlarının çok da basite alınacak bir beyan olmadığı anlaşılacaktır. Yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensupları oluşturdukları veya kontrol altında bulundurdukları Sivil Toplum Kuruluşları aracılığıyla yaptıkları gösterilerde ve örgütün talimatı üzerine açılan davalarda, bu davaların görülmesi sırası ve sonrasında yapılan eylemlerde ülkede etnik ayrımcılığı körükleyecek Türk-Ermeni, Türk-Kürt gibi ırkçılığı öne çıkaran ülkedeki huzur ve sükun ortamını bozacak, kardeşlik duygulanın yok edecek yüzyıllar boyu bir arada yaşamış insanlan birbirine düşman edecek, kin ve nefret duygularını kamçılayan, memleketimizde yapay bir kaos ortamının yaratılmasına, istikrarı baltalamaya yönelik girişimlerde bulunduklan görülmüştür. Mevcut Anayasal sistem içinde mer'i mevzuat hükümleri çerçevesinde demokratik seçimle iktidara gelen bir hükümetin, ihtilalle yok edilmesini istemek ve bu yönde ortamın hazırlanması için girişimleri olan bir şahıs veya örgütün; geçmişinde bir çok kez askeri müdahalelere maruz kalmış ülkemizde normal karşılanması düşünülemez. Şüphelinin yaptığı çağrı bireysel bir çağrı olmayıp örgütün amaçlarına ulaşmak maksadıyla yapılmış genel eylem planının uygulamaya konulmasıdır.
Şüpheli Fuat TURGUT diğer örgüt mensuplarının yaptığı gibi her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti başbakanı sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'a hakaret etmeyi bir vazife görmektedir. Bu cümleden olarak 3334 tape numaralı, 11.01.2008 tarihinde ZEYNEP isimli kişi ile yaptığı görüşmede karşı tarafa bir konuda söz verdiği, bu sözünü teyit etmek için verdiği örnekle ilgili olarak;
"...TAYYİP'LE FATİH ÜREK SÖZÜ DEĞİL, YANİ FATİH ÜREK GERÇİ TAYYİP'TEN ELLİ KAT ŞEREFLİ AMA ÇÜNKÜ SADECE KENDİSİNİ SATIYO.." diyerek Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanını aşağıladığı, dosya kapsamında soruşturmaya konu olan diğer şüphelilerin de her fırsatta devlet büyüklerine karşı aynı tavın takındıkları tespit edilmiş olmakla şüphelinin ERGENEKON terör örgütü mensupları ile aynı görüş ve düşünceyi paylaştığı anlaşılmıştır.
Bu açıklamalarımız ışığında şüpheli Fuat TURGUT'un yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensupları ile fikir ve amaç birliğinde bulunarak kendisine örgütün tevdi ettiği görevleri yerine getirdiği ve getınneye hazır olduğu, her zaman ve zeminde örgütün amacını dile getirmekten geri durmadığı böylece şüphelinin yasadışı ERGENEKON terör örgütü ile süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden organik bir bağ kurarak örgüt üyesi olmak ve halkı hükümete karşı silahlı isyana tahrik etmek suçlarını işlediği yönünde kamu davasının açılmasını gerektirecek derecede şüphe teşkil eden yeterli delil elde edildiği kanaatine varıldığından, şüpheli Fuat TURGUT'un üzerine atıb eklemlerine uyan 5237 Sayılı
TCK'nun 314/2, 313/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. ile TCK'nun 53, 54/1, 58/9 ve 63. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
58- ŞÜPHELİ HAYRETTİN ERTEKİN
a)-Emniyet ifadesinde;
"1960 yılında Develi'de doğduğunu, İlkokulu, Kayseri Develi, orta ve lise öğrenimimi İstanbul Vefa lisesinde tamamladığını, Yüksekokulu ise İstanbul üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuduğunu, Daha sonra 1987 yılında Azerbaycan ülkesinde Baku İlimler Akademisinde Bilişim üzerine doktora yaptığını, 1983 yılında askerliğini yaptığını, Askerliğini İstanbul-Siirt-Şırnak ve Ankara Genel Kurmay Başkanlığında yaptığını, Terhis olduktan sonra İstanbuP'a geri döndüğünü ve kuyumculuk işine devam ettiğini, Halen de bu iş ile meşgul olduğunu, Aynca Bulgaristan ülkesinde Enternet Grup isimli firmanın %50 ortağı olduğunu, Diğer ortağının ise İlyas KOCAARSLAN olduğunu, Bu şirketin faaliyet alanının elektrik elektronik üzerine olduğunu, yine Medya Dünyasında Business TV kanalının %20 ortağı olduğunu, Diğer ortağının Semih SADİ olduğunu, ERTEKİN kuyumculuk Tic. San. Ltd. Şti'nin %80 hissedarı olduğunu, %20 hissenin ise kardeşlerinden birine ait olduğunu, Aynı anne ve babadan olma 6 kardeşinin olduğunu, Pasaportunun olduğunu, Yurt dışma ticari amaçlı çıkışları olduğunu, Sabıkası olmadığım, Bağ-kur emeklisi olduğunu,
Kendi adına kayıtlı 0 542 433 07 71 numaralı telefonu kullandığını, Başka telefon kullanmadığını,
Bahsettiğim iki şirket ortağı olduğunu, Balıkesir Ayvalık ilçesinde yazlığı bulunduğunu, Oturduğu evin kendisine ait olduğunu, 34 V 2109 plakalı BMW marka otosu bulunduğunu, Çin ülkesinde Balestra isimli şirketin %50 ortağı, Tayland da İshak Silver LTD. ŞTİ nin %80 ortağı olduğunu, herhangi bir kamu kuruluşunda görevi olmadığını,
1996 yılında Mali Şube Müdürlüğünün yapmış olduğu Kredi kartı ile ilgili operasyonda yakalandığını, Ancak bu olayı yanında çalışan Eylem CÜLCÜLOĞLU isimli şahsın yaptığının anlaşıldığını, bu olaydan 3 ay tutuklu kalıp tahliye olduktan sonra beraat ettiğini,
Veli KÜÇÜK, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL, Güler KÖMÜRCÜ, Sami HOŞTAN, Ali YASAK, Mehmet Fikri KARADAĞ, Hüseyin Gazi OĞUZ, Oğuz Alparslan ABDÜLKADİR, Raif GÖRÜM, Hüseyin GÖRÜM, Ümit OĞUZTAN, Erdal İRTEN, Kemal KERİNÇSİZ, Engin ZORBA, Murat ÖZKAN, Satılmış BALKAŞ, Mehmet BOĞAZKAYA, Erol ÖLMEZ, Emin Caner YİĞİT, Cemal YİĞİT, Yusuf GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN, Müzeyyen ŞEN, Ayşe Ceylan GEÇYOL (KIYAK), Yılmaz KARTAL, Anatoli MADJAR, Erkut ERSOY, Fuat TURGUT, Ahmet CEYHAN isimli şahısları tanımadığını, bu şahıslar ile hiç bir ilgi ve alakasının olmadığını,
ERGENEKON örgütünü tanımadığını, ne yaptıklarını da bilmediğini, ne suç işlediklerini de bilmediğini, öyle bir bilgisinin olması durumu olsa muhakkak TCK'nun 221. maddesinden faydalanacağını, yasa kendi lehine ise faydalanmak istediğini,
Genelkurmay Başkanlığında, yani Askeri üst düzey personelden, Emniyet Genel Müdürlüğü üst düzey personelden ve Milli İstihbarat Teşkilatından üst düzey personelden hiç kimseyi tanımayıp hiçbir ilişkisinin olmadığını,
Muzaffer TEKİN"i tanımadığını, ancak rahmetli olan Bahadır TETİK' in devre arkadaşı olduğunu, Tarihten 4-5 yıl önce bir çay bahçesinde kendisi ile otururken Bahadır TETİK"in Muzaffer TEKİN ile telefonda konuştuğunu, yanımda bir kuyumcu arkadaşım var, tanış dediğini ve telefon ile Muzaffer TEKİN ile merhabalaştığmı, başka bir görüşmesinin olmadığını,
Oktay YILDIRIM ve Alparslan ARSLAN"ı tanımadığmı,
Semih Tufan GÜLALTAY' ı tanımadığını, Eıpe'GÜLAETAY' ı tarihten iki ay önce Çin'de fuarda tanıdığını, Çin'de tercümanlığını yapan, Murat KILIÇ vasıtası ile tanıştığını,
'l/Ç^^h^A--

Semih Tufan GÜLALTAY'm kardeşi olduğunu bilmediğini, kendisi ile hiçbir ilişkisi olmadığını, ara sıra telefonda görüştüklerini, bir kere Çin'de Çin-Türk iş adamları derneği kurmayı teklif ettiğini ancak kendisinin kabul etmediğini,
Tuncay GÜNEY'i tanımadığını, Tuncay Güney'e "illegal olaylar ile ilgili genel raporum" şeklinde bir rapor düzenleyip vermediğini,
Tuncay Güney 2001 yılında gözaltına alındığında yapılan aramalarda "illegal olaylar ile ilgili genel raporum" şeklinde 11 sayfalık sonunda 10:44 17.06.2000 Hayrettin ERTEKİN ibareleri ile biten belgeleri hazırlamadığını, 2000 yılında da depremden dolayı hastanede olduğunu, oğlum ile birlikte 9 ay tedavide kaldığını, böyle çıkıp rapor hazırlamasının mümkün olmadığını, belgenin içeriğinde, susurluk çetesi, Mesut Yılmaz'm Cumhurbaşkanı Süleyman Demire!'e bazı devlet görevlilerinin uyuşturucu kumarhane, haraç vb. konulardan bilgisi olmadığını, ilgilenmediğini, internet ortamında bulunabilecek bilgiler olduğunu,
Tuncay GÜNEY ve telefonunun yazılı bulunduğu ajanda sayfası gösterildiğinde hatırladığını, gazeteci olarak 1996 yılında röportaj yapmak için geldiğini, kendisine telefonunu verdiğini, röportajı kabul etmediğini, Kanal 7 ile röportaj yaptığını,
Develiler Derneğinde herhangi bir görevinin olmadığım, İnternette yayınlanan haberlerin tamamen uydurma ve kendisi ile hiçbir alakası olmadığını, kötülemek ve karalamak maksadı ile yapılmış bir haberler olduğunu,
Milli Savunma Bakanlığında 1983 yılında askerliğini yaptığı dönemde Ceyhun Fikret ARAT' m yardımcısı olduğunu, Milli Savunma eski Bakanı Haluk BAYULKEN ile beraber Nato ve Brüksel Nato Karargahlarında çok ziyaretlerinin olduğunu, kendisinin danışman olarak katıldığını,
Melehat ÜZÜMCÜ' yü tanıdığını, kendisini eski Mali Şube Müdürü Salih GÜNGÖR emekli olduktan sonra onun sayesinde tanıdığını, herhangi bir husumetinin olmadığını, tarihi eser konusundan haberinin olmadığını,
Bu konunun 5 yıl önceki bir olay olduğunu, hatırlamasının mümkün olmadığını, mahkemesi görülmüş, davanın sonuçlandığını, söylemesi gerekenlerin tamamını mahkemede söylediğini,
Melahat ÜZÜMCÜ ile Veli KÜÇÜK arasında bir husumet olup olmadığı konularını bilmediğini,
Güler KÖMÜRCÜ'yü tanımadığını, hiçbir şekilde görüşmüşlüğünün olmadığını, Güler KÖMÜRCÜ' nün kendisi hakkında araştırma yapmasının sebebinin Can ATAKLI'nın kendisine Güler KÖMÜRCÜ' nün televizyonda bir program yapmak istediğini söylediğini, kendisini de Can ATAKLI'ya bu kadını televizyona sokmamasını söylediğini, bu nedenle onun da kendisi aleyhine bu şekilde davranmış olabileceğini, Güler KÖMÜRCÜ' nün kendisi hakkında bir numaranın kankasıyım diyerek herkesi dolandırdığı iddiasının Güler KÖMÜRCÜ'nün uydurması olduğunu, Bir numara diye bahsedilenin kim olduğunu bilmediğini, kimseyi dolandırmadığını,
Tape :1715, 22.12.2007 tarihi saat:20.12 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bu görüşmeyi hatırlamadığını, bu görüşmeyi başka birinin yapmış olabileceğini,
Tape -.1716, 24.12.2007 günü saat:16.27 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Bayan arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi hatırlamadığını, akşama kadar 100 kişiyle yada daha fazla kişiyle konuştuğunu,
Tape :1740, 31.12.2007 günü saat : 18.50 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Yılmaz.... arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin Etlik'te Eczacılık yapan öz dayısının oğlu Yılmaz KIRICI olduğunu, akrabalık ilişkisi haricinde başka bjg alışkısının olmadığını, Yalçın
Paşa"nm Busines Tv kanalında yönetim kurulu üyesi olan Yalçın ÖZŞER olduğunu, Ali Bey in Ali BARANSEL olup, Kendisi müsteşarlığa yakıştırdığı için bu şekilde hitap ettiklerini,
Tayyip ERDOGAN'ın politikalarını beğendiği için ve memlekete hizmet ettiği için hükümet yanlısı programlar yapılması için karar aldığını,
Yılmaz,"m yönetim kurulundaki Yalçın ÖZŞER, Ali BARANSEL ile birlikte yemek yediklerini, Başta Rıza KÜÇÜKOGLU olmak üzere başka kanallara çıkıp hükümet aleyhtarı konuşmalar yapmamaları için ikaz etmiş olduğunu, Onlardan bi tanesinin Rıza KÜÇÜKOĞLLP'nun bu şekilde bir televizyon kanalına çıktığı için Rıza'nm işine son verdiğini,
Tape :1774, 03.01.2008 günü saat:11.19 sıralarında Hayrettin ERTEKİN/X Bayan ile Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Tekirdağ taraflarında derken daha önceden messanger'den bir akrabasının Tekirdağ'da tutuklu olduğunu, davasının açılmadığını söylediğini, kendisinin de avea da çalıştığını ancak ne görev yaptığını bilmediği Ayhan DAŞGIN'ın binbaşı olan abisinin de davasının açılmadığını, bu görüşme sırasında Ayhan'da yanında olduğu için bu görüşmeyi yaptığım,
Muzaffer TEKİN ile hiçbir ilişkisinin olmadığını, Özel Kuvvetlerden olan binbaşı olarak söylediğinin, arkadaşı olan Ayhan DAŞGIN'ın ağabeyi olduğunu, malum vatandaş, uzun boylu Ankara'da ki Kasımpaşalı derken dayısının oğlu Yılmaz'm yanında çalışan uzun boylu, elinde teşbih taşıdığı için Kasımpaşalı diye tabir ettiği, emekli bir başkomiser olduğunu, ismini hatırlamadığını,
Polisler askerlerden rahatsız olduğu için binbaşı tutuklanmış, onu söylemiş olabileceğini,
Tape :1745, 03.01.2008 günü saat : 18.55 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Y. O. arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bu görüşme ile sorulan sorulara cevap vermek istemediğini, İki arkadaş arasında o günkü bombanın yani Diyarbakır'da patlayan bombanın vermiş olduğu etki ile yaptığı talihsiz konuşma olduğunu,
Tape :1750, 22.01.2008 günü saat : 11.42 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişiyi hatırlamadığını, Yurt dışından geldikten sonra birine sormuş olabileceğini, Ercüment ile ilgili konuyu hatırlamadığım, Veli KÜÇÜK ve diğerlerinin göz altına alınması ile ilgili Haber türk flaş haber geçtiğim, kendilerinin de flaş haber diye geçeceğini, doğruluğunu teyit ettirmek için aramış olabileceğini, Celal isimli kişinin Business kanalda muhabirlik yapan kişi olduğunu, görüşmeyi yaptığı kişi Cemal'i aramış veya o onu aramış olabileceğini, Bu şekilde tahmin ettiğini, 505 369 45 46 nolu telefonu hatırlamadığım,
Tape :1751, 22.01.2008 günü saat : 12.26 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Kürşat...? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı Kürşat'm emekli general olan Kürşat ATILGAN olduğunu, kendisi ile arkadaşlık ilişkileri olduğunu,
Veli KÜÇÜK' ü kimsenin sevmediğini, örgüt kuracak bir kapasitede olmadığını, Silahlı kuvvetlerde sevilen bir kişi olmayıp nasıl general olduğunu hala anlamadığını,
Veli Küçük'ün Silahlı Kuvvetler içersinde çok sevilen birisi olmadığını Business TV yönetim kurulunda olan general Yalçın ÖZÇER ve Rıza KÜÇÜKOGLU'nun söylediğini,
Tape :1752, 22.01.2008 günü saat : 13.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Hayrettin ALP arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Hayrettin ALP ile hiçbir ilişkisinin olmadığını,^ şahsın. ocak başı restaurantı olup iki kere oraya gittiğini, yaklaşık 10-15 yıldır tanıdığını, b^şlca bı-r ilişkisinin olmadığnı,
ERGENEKON operasyonunda yakalanan şahıslar ile Hayrettin ALP'in arasındaki ilişkiler hakkında biçbir bilgisinin olmadığını, Hayrettin ALP'e espiri yoluyla takıldığını, O'nun da kendisine espiri mahiyetinde seni almadılar mı diye sorduğunu, gülüştüklerini ve olayın bu kadar olduğunu,
"Yakında Bana Da Gelirler" Derken telefonunun dinlendiğini bildiği için söylediğini, telefonunun dinlendiğini hissettiğini,
"Onlar Bilirler Kime Gideceklerini" Derken onlar derken polisi kastetmek olduğunu, yani polisin iyi çalıştığını, suçluların üzerine gideceklerini ima ettiğini,
Operasyonun olduğu ilk günü bu kadar bilgiyi bilmesinin kaynağı olarak televizyonu olan Business TV ye gelen bilgilerden, televizyon ve internetten bilgi edindiğini,
Veli Paşayı hangi konuda kimlerle birlikte ikaz ettikleri hususunda Silahlı kuvvetlerin içersinde bulunan düzgün kişiler Veli KÜÇÜK' ü ikaz ettiklerini söylediklerini, Sağda solda çok illegal işlerle uğraştığı yönünde duyumunun olduğunu ancak söyleyen kişileri şu anda hatırlamadığım,
Veli KÜÇÜK'ten hangi işleri bırakmasını istedikleri, yanma kimleri aldığından rahatsızlık duydukları hususunda Veli paşayı tanımadığı için bu şekilde bir söylemde bulunamayacağını, kelimeyi yanlış kullanmış olabileceğini,
Veli KÜÇÜK'ü hangi paşaların ne ile ilgili ikaz ettiği hususunda kendisinin ikaz etmediğini, Sadece paşaların ikaz ettiği yönünde duyum aldığını,
Bahsettikleri İsmail'in kim olduğu ve ilişkileri hususunda yanında çalışan bir emlakçı kızın telefon açtığını, İsmail'in kiralık bir yeri olduğunu, Bu kiralık yerde Hayrettin ALP' in işyerinin yanında bulunduğunu, bununla ilgili araştırma yapıldığını, İnsan kaçakçısı olduğunu öğrendiklerini, kendisini bunu Hayrettin ALP' e sorduğunu, Ancak sonucunu hatırlamadığını,
Tape :1753, 22.01.2008 günü saat : 1931 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Şahsın arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı şahsın Adını bilmediği halen görevde olan bir general olduğunu, General de olmayabileceğini, Kim olduğunu hatırlamadığı için ilişkisini bilemeyeceğini,
ERGENEKON operasyonu kapsamında gözaltına alman kişiler için onlar rahat durmayan yaramaz tipler diye bahsetmesi hususunda Biri kumarcı, biri kaçakçı, biri kabadayı, biri mafya, her türlü içlerinde adam olduğunu, Bunların devletle veya milliyetçilikle ne ilgisi olabilir diye düşündüğünü, kafasında ki devlet anlayışı hukuk düzeni ve demokrasi düzeni ve demokratik yaşam biçimi olduğunu, bunlarla ilgili gazetelerde okuduğu haberlerden öğrendiğini, Yani gidip Danıştay da hakimleri öldürmüşler, gitmişler cumhuriyet gazetesini bombalamışlar, mesala el bombası yakalanmış ne alakaları var el bombalan ile bunlan anlamadığını, Emekli olmuş bir paşanın evinde oturması gerekirken böyle illegal işlere bulaşmış adamlarla ne işi olabilir, tasvip etmediği için ve tanımadığı için çok sevinçli olduğunu,
Bunlara bir ders olur derken Cezalarını bulurlar, ortalıkta daha fazla dolaşmazlar diye düşündüğünü,
Tape :1754, 24.01.2008 günü saat : 12.01 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin...? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Nurettin'in bahsettiği askerin avukat olduğunu, Soy ismini bilmediğin, Avukatı Lütfü bey DGM de bir dava var, davaya baksın neyse parasını verelim dediğini, Lütfü bey ile görüştüğünü, Oda davaya bakamayacağını söylediğim, Lütfü bey daha önce Nurettin söylemiş olduğu bir dava dosyasını incelediğini, Parasını vermediklerini, Onun için bu şekilde görüştüğünü,
Ağa diye bahsedilen kişinin Nurettin'in Diyarbakır veya Mardinli birine ağa diye
Geçen sefer kime karşı hangi konuda mahcup olduğu hususunda Lütfü beye mahcup olduklarını, Davanın hangisi olduğunu bilmediğini,
Nurettin'in kendisine ağa'yı sorduğu, kendisinin ise Nurettin'in tanıdığı bir şahıstan bahsettiğinde aradaki çelişki hususunda Nurettin'in Lütfü bey için bu şekilde tabir kullanmış olabileceğini, dosyası inceleyecek kişinin Lütfü Bey olduğunu,
Tape :1755, 24.01.2008 günü saat : 12.37 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Nurettin___ ? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Nurettin'in bulunduğu yere gitmek istemesinin sebebinin Lütfü beyle DGM de buluşacaklarını, Onları orada buluşturacağını, Ancak DGM de çok tanığı olduğunu söyleyerek başından savmak istediğini, Yani DGM ye gitmeyip ofisinde buluşmak istediğini, Kameralardan kendisini görenlerin kim olduğu, bu kişilere görünmek istememesinin sebebinin ise kendisini polisler görür diye söylediğini, Yani DGM de bekleyen polisler tanır, Bir yığın muhabbete başlarlar diye bu şekilde konuştuğunu,
Tape :1757, 25.01.2008 günü saat : 10.18 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin....? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Nurettin'in cezaevine götüreceği kişiyi bilmediğini, bu şahsı karantinaya ne şekilde sokturmayacakları hususunda, Bu işlemi yaptırmadığını, Başgardiyanı aramadığını,
Selahattin Kara'nın hangi cezaevinde başgardiyan olduğu hususunda Selahattin KARA"nm Bayrampaşa cezaevinde başgardiyan olarak görev yapmakta olduğunu, Kendisi ile 1996 yılında üç ay tutuklu kaldığını, O zaman tanıdığım, O tarihten itibaren tanışıklığı olduğunu, Hiçbir ilişkilerinin olmadığını, Abi kardeş ilişkileri bulunduğunu,
Vatan Hastanesinde akciğer filmleri çekmişler haberin olsun derken Televizyoncuların DGM'nin çıkışında girişinde kameralarla o gün herkesi çekmiş olduklarını, kendi televizyonun da görüntüleri çektiğini, bunun için bu şekilde görüştüğünü,
Şifreli görüşmesinin sebebi hususunda, Yanında misafirler olduğunu, Bende DGM kelimesini kullanmamak için bu şekilde konuştuğunu,
Tape -.1758, 25.01.2008 günü saat : 14.35 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin....? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Seninki kapalıdaymış diye kastedilen kişinin Nurettin'in tutuklanan müvekkilinden bahsettiğini, Kim olduğunu hatırlamadığını,
Kimin telefonlarının ne için dinîenildiği hususunda, Cezaevindeki tüm gardiyanların yani santralin telefonları dinlendiği için tahmin ettiğini, Onun için konuşmamış olabileceğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün tutuklanmasını, cezaevinde rahat ettirilmesi ve şifreli konuşması hususunda, kesinlikle sorulan kişi olmadığını, Kendisine söylenen kişi yani tahminen bir otel sahibi olduğunu bildiğini,
Tape :1759, 31.01.2008 günü saat : 17.26 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile
Nuri...... ? arasındaki telefon göıüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin avukat Nurettin olduğunu, Nuri'ye sorduğu dosyasının içeriğinin, bu davaya bakması için Lütfü Beyin kendisine söylediği sözleri söylediğini, kıçı başı oynuyor diye bahsettiği kişiyi hatırlamadığını, Bulgar Sedat diye bahsedilen kişiyi Tanımadığını, bilgi sorulduğunu ve hukuki olarak bilgi verdiğini,
Tape:1815/1816, 22.02.2008 günü saat:07.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Kaan DUT' a gönderdiği mesaj okunup sorulduğunda;
Kaan DUT'un İş hanın girişinde kuyumcu dükkânı olan arkadaşı olduğunu, Ali'nin kim olduğu, Ali"ye ait atölyedeki şeyin ne olduğu bunu yok etmelerini istemeleri hususunda, Ali"nin aynı handa dükkânında kiracı olan kuyumcu olduğunu, Kendisinin tabancası iş yerinde olduğunu, onu almasını söylediğini, görüşme yaptığı sırada çektiği mesaj hususunda, silahını alması için bu şekilde mesaj çektiğini,
Tape:1817/1818, 22.02.2008 günü saat:07.59 sıralarında Hajrettin ERTEKİN ile X ŞAHSIN gönderdiği mesaj okunup sorulduğunda; "' j
Mesaj gönderdiği kişi ve ısrarla çekmecedekilerinin yok edilmesini istemesi hususunda, Bu mesajı sekreteri Meral'e gönderdiğini, çekmecesinde bir tane kuru sıkı silah olduğunu, Bu nedenle o silahı alıp oğlu Çağrı ya ait iş yerine indirmesini söylediğini, Bu silahın oğlu Çağrı ya ait Metro Kuyumculuk şirketine ait fatura kesildiği için orada bulunması gerektiğini, Daha önce kendisine neden silah bulunduruyorsun diye kızıp kendi bürosuna getirdiğini, Ancak faturasının uygun olduğu yerde bulunması gerektiğini düşündüğü için bu mesajı gönderdiğini,
Erkut ERSOY isimli şahsın 2005 yılında kendisini, internetten tehdit ettiğini, kendisinden haraç istediğini, miktarını hatırlamadığını, kendisine " sana ceza kestik" dediğini, kendisinin de "gelin alın" dediğini, bu şahsı daha sonra araştırdığını, telefonunu bulduğunu, yani internet ortamından İP numarasından kendisini bulduğunu ve tespit ettiğini, kendisine telefon açıp istediği parayı vereceğini söyleyip bürosuna çağırdığını ancak gelmediğini, eğer o şahıs ise anlattığı olayın bu olay olduğunu,
Nispetiye Mahallesi Doğankent Lale C 1 Blok 10/4 Beşiktaş Sayılı Adreste Yapılan Aramada Elde Edilen ve 5 İle Numaralandırılan Cd İçersinde "Polisin Peker Örgütü Şeması Ünlüleri Şok Etti" Başlıklı 4 Sayfadan ibaret yazı içersinde fikir alışverişinde bulunduğu Şahıslar Bölümünde Bulunan Hayrettin ErtekiN, Veli Küçük, Korkut Eken ve Yavuz Kayral yazan belge hususunda; Bunun bir gazete haberi olduğunu, hiçbir fikir alış verişinde bulunmadığını, Sedat PEKER' i tanımadığını, hiçbir ilişkisinin olmadığını, bir kere kendisine Sedat PEKER olduğunu söyleyerek telefon açtığını, ancak o olup olmadığını bilmediğini, kendisinin o sırada uçağa binmek üzere olduğunu ve bu nedenle telefonu kapattığını, Hiçbir fikir alış verişi bulunmadığını, Sedat PEKER, Korkut EKEN, Veli KÜÇÜK, Yavuz KAYRAL ve kendisi arasında ne gibi bir ilişki olduğunu bilmediğini,
Belirtilen Adreste Bulunan Ve 22 Numarası İle Numaralandırılan Cd İçersinde Bir Erkek Şahıs Ve Sedat Peker'in Birlikte Çekilmiş Fotoğrafı Ve Yine Başka Bir Şahsın Elinde Tabanca Ve Türk Bayrağı İle Çekilmiş Fotoğrafı Hususunda; Elinde silah ve Türk bayrağı ile fotoğrafı bulunan kişinin kiracısı Ali' ye benzettiğini, O olabileceğini, Diğer fotoğraftaki şahsın birinin Sedat PEKER olduğunu, medyadan tanıdığı Sedat PEKER' e benzediğini, yanındaki kişiyi bilemediğini,
Sedat Peker' İn Fotoğrafını Bulundurmada Herhangi bir maksadının olmadığını, Bir yerden gelmiş olabileceğini, kendisinde yüzbin adet CD olduğunu, televizyona yüzlerce CD gelmekte olduğunu,
Tape :1595, 27.10.2007 günü saat : 19.24 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ileMurat....... ?/Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Murat isimli şahsın Çin'de ki danışmanı olduğunu, Emre'nin eniştesi olduğunu, Tercümanlığını yaptığını, Başka bir ilişkisinin bulunmadığını,
MSN"den Her türlü yazışma yaptığını, ticari olarak yazıştığını, Suç içerikli yazışmalarının olmadığını, görüşmede bahsedilen hakan'm ortağı olduğu kuyumcu fabrikasında çalışan işçi olduğunu, aralarında patron işçi ilişkisi bulunduğunu, o polisle diye kastedilen kişi ile ilgili, Türk pasaportuna Çin'de vize vermediklerini, Bunun sebebi Türk pasaportlan sahte oluyor diye vemıediklermi, Kendisi de Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğünden pasaport aldığını, pasaport ile ilgili Beşiktaş ilçe emniyet den yazı istediğini, Onların da yazıyı Vatan Caddesindeki emniyet müdürlüğünden alınacağını söylediklerini, vakti olmadığı için iade ettiğini, görüşme sırasında yanında Ali Rıza ATAK emekli Emniyet Müdürü ve Misafirlerinin olduğunu, yanındaki şahıslarla Emre GÜLALTAY'm hiçbir ilişkisini olmadığını, ali rıza atak'ı komiserliğinden beri tanıdığım, çok sıkta görüşmediğini, düzgün bir kişi olup ziyaretine geldiğini, bu vesile ile görüştüğünü, Emre GÜLALTAY'in tüccar ve esnaf diye avukatları kastettiğini, bu şekilde şifreli konuşmasının sebebini bilmediğini, kendisini msn de bu şeklide konuştuğu ıçm bıldığm^ hangi avukatları kastettiğini bilmediğini, konuşmalarının şifreli olmadığım, konuşma üslubu öyle ise bilemeyeceğini,
Tape :1608, 06.11.2007 günü saat : 22.18 sıralarında Hayrettin ERTEKIN ile Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Emre GÜLALTAY'm mahkemesinde ifade verecek kilit kişinin kim olduğunu bilmediğini, kimsenin gelmediğini, söyleyip öyle kaldığını, Gülaltay'ların mahkemede ifade verecek şahsı kendisine söylemelerinin sebebini bilmediğini, öyle söylediğini,
Tape :1610, 07.11.2007 günü saat : 18.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Hakan....? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı Hakan"m Çin"de tercümanlık yapan Murat'ın kardeşi olup hiçbir ilişkisinin olmayıp, Şirketlerinin altlı üstlü olduğu için Çin de tanıdığını, görüşmenin içeriğinden Emre GÜLALTAY'm yanma gidip geldiği hususunda, Emre'nin yanma gidip gelmediğini, bir kere orda karşılaştığını, Onun haricinde de hiç görmediğini,
Tape :1624,13.11.2007 günü saat:10.49 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
GÜLALTAY kardeşlerin mahkemesini Takip etmediğini, Sadece avukat bulmasını kendisine söylediklerini, o işlerle ilgilenmediği için söylemediğini, o adam diye kastettiği kişinin Emre'nin lehine ifade verecek kişi olduğunu, ancak yanma gelmediğini, Zaten gidip ifade verdiğini ve çekten de aranmadığını Emre"nin söylediğini, Emre GÜLALTAY yurtdışında olmasına rağmen ifadeye gelmeyen şahsın işini ne şekilde hallettiği hususunda, zaten adam aranmadığını, adamın ifadeye gitmemek için bu şekilde söylediğini,
Tape :1681, 28.11.2007 günü saat:15.27 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Emre GÜLALTAY/X ŞAHIS arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
"Öbür şeyleri merak etme oniar yoluna giriyor" demesindeki kastının Memleketteki siyasi durumdan bahsettiğini, Yani yoluna girdiğini söylediğini, Ekonomik durumdan bahsettiğini, Gülaltay kardeşlerin mahkemesini takip ediyorum dediğini ancak takip etmediğini,
Tape :1693/1694, 06.12.2007 günü saat:23.11 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Murat' m gönderdiği mesajda;
Muraf'm Çin"de ki et entegre tesisinde kasap olarak çalışacak çocuk olduğunu, Murat'ın KASAP çok temiz diye bahsettiği Harun KUTSAL'm çekten dolayı aranması olduğundan şüphe duyduğunu, Onu sorduğunu, ancak GBT' ye baktırmadığını, Çünkü Çin'e götürmeye gerek duymadığını,
Tape :1695, 06.12.2007 günü saat:23.16 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in Murat'a gönderdiği mesaj okunup sorulduğunda;
Yarın bakar arkadaşlar diye kastettiği kişileri Televizyondaki çocuklara baktırmak için söyleyeceğini ancak lüzum kalmadığı için söylemediğini,.
Tape :1696, 07.12.2007 günü saat: 12.20 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in Murat..? a gönderdiği mesaj okunup sorulduğunda;
Harun KUTSAL ile ilgili bilgiler hususunda, yanlış söylemiş olabileceğini, bu olayın öyle olmadığını, Muraf'm eskiden yanında çalışmış bir aşçı olduğunu ve konumu ile ilgili sorduğunu, Bu bahsettiğinin başka bir kasap olduğunu, Harun KUTSAL' ı bulduğunu ve nereli olduğunu bilmediğini, Muraf'm telefonunu vermiş olduğunu ve kendisini arayıp bu bilgileri öğrendiğini, Çekin parasını yatıralım dediğini, 20 Milyar olunca yatırmadığım,
Tape :1699, 07.12.2007 günü saat:18.24 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Murat..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Kasap ile ilgili rutin bir telefon görüşmesi olduğunu,
Tape :1714, 19.12.2007 günü saat: 13.58 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Hakan..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Hakan"m öyle abi komutanım diye söylediğini yani aklına ne gelirse söylediğini, o aranan adam diye kastettiği şahıs hususundî, TeleVızyona bir konu ile ilgili adam
getireceklerim ancak getiremediklerini, Herhalde getirecekleri kişinin Ali Osman olabileceğini,
Tape :1725, 27.12.2007 günü saat: 14.29 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Emre GÜLALT A Y/Murat..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Emre GÜLALTAY'ın kendisini arayarak bulunduğu yer ile ilgili bilgi vermesinin tamamen lüzumsuzluk ve boş boğazlık olduğunu,
Tape :1733, 28.12.2007 günü saat: 16,41 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS/E.GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
İstanbul Jandarma alayına bir er ziyareti için gittiğini, yanında isimlerini bilmediği Kayserf'den gelen akrabalarının olduğunu, bu kişileri bir akrabasının göndermiş olduğunu, Geç gittiği için görüşemediklerini,
Tape :1769, 01.02.2008 günü saat: 13.55 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
EMRE GÜLALTAY'IN bir demek teklif ettiğini ancak kabul etmediğini, Onlarla hiçbir işe girmeyeceğini, Bu dernek Türk Çin İş Adamları Derneğini Çin"de kuracaklarını, kendisinden para istediklerin ancak kabul etmediğini,
Ortalığın hop oturması hop kalkması durumunda kendisinin bu durumdan Hiçbir şekilde nemalanmayacağım,
Hedef ve .amaçlarının ne olduğu hiç bilmediğini, boş boş konuşmuş olduklarını,
Stratejilerinin ne olduğunu duymadığını, bu görüşmeleri yaparken telefonunu masaya bırakıp dinlemediğini, kimlere karşı stratejik hatalar yaptıklarını bilmediğini,
İkinci Cumhuriyetçi diye nitelendirdikleri kişileri ne şekilde köşeye sıkıştırdıklarını bilmediğini ve hiçbir ilişkisinin olmadığını,
Sevgi ERENEROL, Güler KÖMÜRCÜ ve Emre GÜLALTAY arasındaki ilişkisini hiç bilmediğini ve ilk defa burada duyduğunu,
Tape :1747, 05.01.2008 günü saat : 23.02 sıralarında Hayrettin ERTEKİN/Sedat...? ile Murat...7/E.GÜLALT AY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşme sırasında yanında bulunan Sedat'ın Murat'ın kardeşi olduğunu, Çin"de ki et entegre tesisinde üretilen sucuk için sucuk tozu istediklerini, bununla ilgili görüşme olduğunu, tozları yanma aldın mı? Diye derken sucuk tozundan kastedilmekte olduğunu, görüşmeyi Yeşilköy Havalimanında yaptığını ve Sedat ile de havalimanında görüştüğünü,
Süleyman ÖNALA'yı şahsı tanımadığım, ERHAN DAŞGIN'm Ayhan DAŞGIN'm abisi olduğunu, Binbaşı olduğunu bildiğini ancak hiçbir ilişkisinin olmadığını ve tutuklanması sonrasında serbest kalması için bir çalışma yapmadığını, Sadece avukat temin etmek için kardeşi Ayhan ile birlikte birkaç avukat ile görüştüklerini, onun haricinde görüşmediklerini ve hatırlamadığını,
Tape :1731, 28.12.2007 günü saat:16.04 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ayhan DAŞGIN arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Ayhan DAŞGIN'm Erhan DAŞGIN'm kardeşi ve çok eski bir arkadaşı olduğunu, Ayhan DAŞGIN'm söylediği 2007/483 sayılı dosyasının konusunun tutuklu kardeşi Erhan DAŞGIN ile ilgili olduğunu, bu sırada televizyon toplantısında olup bu nedenle bu şekilde söylediğini,
Tape :1732, 28.12.2007 günü saat:16.09 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Lütfü İŞBULAN arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Özel Kuvvetlerden tutuklu olan Erhan binbaşının kim olduğu hususunda görüşme ile ilgili avukatından yardım istediğini, Herhangi bir şey yapmadığını, Ayhan"m Lütfü bey ile görüşecek olduğunu, Ancak sonucu bilmediğini, Erhan Binbaşı'nm davasını Ayhan DAŞGIN söylediği için takip ettiğim, Lütfü İŞBULA^â^ÇffîS^Binbaşımn davasına bakan
mahkemeyi sormasının sebebinin Ayhan DAŞGIN hangi mahkemede olduğunu sorduğunu ve kendisinin de Lütfü beye sorduğunu,
Tape :1742, 02.01.2008 günü saat : 16.11 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ayhan DASGIN arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Ayhan DAŞGIN'ın bahsettiği ve kendisinin yapmayı düşündüğü olayın görüşmede avukat diyeceğime komutan demiş olduğunu ve aslında komutanlarla görüşmediğini, komutanlarla görüşmediğini, komutanların yapacağı zaten bir şey olmadığını ve mahkemeye intikal etmiş bir olay olduğunu, görüşme yaptığı telefondan görüşmemek istemesinin sebebinin o an araç kullandığı için o yüzden görüşmek istemediğini, telefonunun dinlendiğini kimseden öğrenmediğim, hissediyor olduğunu, gizliliğin korunmasının anayasal hakkı olduğu için rahatsız olduğunu, BUSINESS TV'yi sadece para kazanmak için satın aldığını, ticaret yaptığını,
Tape :1593, 24.10.2007 günü saat : 20.13 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Y Şahıs arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bu görüşmeyi yaptığı şahsı tanımadığını, görüşmenin içeriğini de hatırlamadığını, Tape :1625, 13.11.2007 günü saat:11.37 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Meltem arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı Meltem'in televizyonunda çalışan bir işçi olup halen TV'de çalıştığını, Stelle'nm Semih SADİ'nin annesi olup başka bir ilişkisinin olmadığunu, görüşülmesi gereken her şeyi görüşüyoruz demesindeki kastın avukat grubu ile oturdukların ve görüştüklerini,.
Tape :1626, 13.11.2007 günü saat:11.53 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Hakan AY GÜN arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Hakan AYGUN'ün televizyon kanalında eskiden genel yayın yönetmeni olup şu an nerde olduğunu bilmediğini, bahsedilen şirketin Business Tv kanalının merkezi olduğunu, görüşmede ismi geçen Semih'in ortağı, Carı ATAKLI ise eski genel yayın yönetmeni olduğunu, İş ilişkisi olduğunu, kimleri nereden kurtarmaya çalıştığı hususunda, Ortağını avukatları ile birlikte polisten kurtarmaya çalıştığını ancak kurtaramadığını, Hakan AYGUN'ün kendisinden nereye el koymasını istediği hususunda, Busines Tv'nin genel yayın yönetmeni olmak istediğinden televizyonuna el koymasını yani satın almasını istemiş olabileceğini,
Tape :1628, 13.11.2007 günü saat:12.16 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Fatih....(VOLKAN) arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Görüşmeyi yaptığı kişinin Av.Fatih VOLKAN olduğunu, Avukat müvekkil ilişkisi haricinde başka bir ilişkisinin olmadığını, Operasyon erken olunca avukat Fatih'e telefonla ulaşıp olaya bakmasını söylediklerini, Fatih'i Meltem'in çağırdığım, ancak neden çağırdığım bilmediğini, Meltem"in yetkili olmasa da bir şeyler yapmaya çalıştığını, Semih SADF'nin kanalın diğer ortağı olup Metin"in ise babası olduğunu, Metin'in ortaklığının olmadığını, kanaldakilerin hangi işlere fazla bulaşmamasını istediği hususunda, Televizyona çıkacak yayma kimseyi bulaştırmak istemediğinden bu şekilde söylediğini,
Tape :1629, 13.11.2007 günü saat:12.18 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Meltem arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Konunun yargıya intikal etmiş bir konu olduğunu, bununla ilgili hiçbir şey konuşmak istemediğini, Yalnız buna bir açıklama getirmek istediğini, savcı ile konuşacağım derken emekli savcı olan Ali TURAN'ı kastettiğini,
Tape :1630, 13.11.2007 günü saat: 12.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X BAYAN/SAMİ KILIÇ arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Emekli savcılarla ve hukuk müşavirlerimizle oturup durum değerlendirmesi
Tape :1631, 13.11.2007 günü saatl4.ll sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Meltem/Estella arasındaki, Tape :1632, 13.11,2007 günü saat:15.17 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Meltem arasındaki, ,Tape :1634, 13.11.2007 günü saat:16.45 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki, Tape :1637, 13.11.2007 günü saat:17.57 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Meltem arasmdaki,Tape :1638, 13.11.2007 günü saat: 18.09 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki ,Tape :1639, 13.11.2007 günü saat:18.20 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Estella arasındaki, Tape :1641, 13.11.2007 günü saat:19.23 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X_ ŞAHIS arasındaki, Tape :1643, 13.11.2007 günü saat:21.01 sıralannda Hayrettin ERTEKİN/Fatih ile Meltem arasındaki, Tape :1644, 13.11.2007 günü saat:21.04 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X BAYAN/JACK arasındaki, Tape :1645, 13.11.2007 günü saat:21.15 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Baruh KOHEN arasındaki Tape :1647, 13.11.2007 günü saat:22.02 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki, Tape :1648, 13.11.2007 günü saat:22.35 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H.. A., arasındaki, Tape :1649, 14.11.2007 günü saat:09.54 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki, ,Tape :1651, 14.11.2007 günü saat:11.42 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X BAYAN arasındaki, Tape :1653, 14.11.2007 günü saat: 13.38 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Ediz AYDIN arasındaki, Tape :1659, 14.11.2007 günü saat:22.52 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Estella arasındaki, Tape :1659, 14.11.2007 günü saat:22.52 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Estella arasındaki, Tape :1661, 15.11.2007 günü saat:20.15 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H..A.. arasındaki, Tape :1664, 16.11.2007 günü saat:19.17 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Osman..? arasındaki, Tape :1666, 16.11.2007 günü saat:21.51 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Z.. C. arasındaki, Tape :1667, 16.11.2007 günü saat:21.53 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile X Şahsın arasındaki, Tape :1668, 16.11.2007 günü saat:21.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Osman..? arasındaki telefon, Tape :167Ö/1671, 21.11.2007 günü saat:12.25 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHSA gönderdiği mesaj, Tape :1676, 22.11.2007 günü saat:20.37 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ziya...? arasındaki telefon görüşmesi, Tape :1677, 24.11.2007 günü saat:22.02 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile E.. Ç.. arasındaki, Tape :1678, 26.11.2007 günü saat:15.09 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H... A.. arasındaki, Tape :1619, 30.11.2007 günü saat : 12.05 sıralarında Hayrettin ERTEKİN / X Bayan ile Hamdi arasındaki, Tape :162ö„ 30.11.2007 günü saat : 14.18' sıralannda Hamdi...? / Abuzer...? ile X Bayan / Feyyaz...? arasındaki, Tape :1622, 30.11.2007 günü saat : 15.39 sıralarında Hamdi...? ile X Bayan / Y Şahıs / H.. M..arasındaki Tape :1623, 30.11.2007 günü saat: 17.17 sıralannda Hamdi...? ile X Şahıs / Ahmet...? arasındaki Tape :1688, 04.12.2007 günü saat:19.27 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Ediz...? arasındaki, Tape :1704, 10.12.2007 günü saat:19.§4 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile M.. ÖZ... arasındaki, Tape :1706, 12.12,2007 günü saat:15.55 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile L... arasındaki, Tape :1729, 28.12.2007 günü saat:14.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Y... Ö.. asındaki, Tape :1734, 28.12.2007 günü saat:20.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;
Bu konunun yargıya intikal etmiş bir konu olduğunu, bununla ilgili hiçbir şey konuşmak istemediğini,
Tape :1598, 29.10.2007 günü saat .22.20 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Turgay arasındaki, Tape :1617, 13.11.2007 günü saat : 10.18 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile N... A... arasındaki, Tape :1627, 13.11.2007 günü saat:11.59 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki, Tape :1657, 14.11.2007 günü saat:18.46 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile A., arasındaki, Tape :1679, 26.11.2007 günü saat:18.49 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile P.. arasında^, Tape :1680, 26.11.2007 günü saat:21.46 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Ü..K.... dıa^ndakı/Tape :1684, 02.12.2007 günü

Hiç yorum yok: