11.8.09

2. ERGENEKON İDDİANAMESİ 351 - 400 SAYFALAR

2. ERGENEKON İDDİANAMESİ 351 - 400 SAYFALAR

b) Savcılık İfadesinde özetle:
Kendisi ile birlikte yakalanıp gözaltına alınan Süleyman SOLMAZ, Kurtça BEKTAŞ, Rıfat YILDIRIM’ın arkadaşları olduğunu, ayrıca Mahmut Oğuz KAZANCI’yı iki kere gördüğünü, arkadaşı Süleyman’ın eniştesi olduğunu,
Evinde ve işyerinde yapılan aramalarda Hizbul Tahrir Örgütü ile ilgili kitap ve CD ele geçtiği hususunun doğru olduğunu, 1 yıl öncesi arkadaşı Süleyman SOLMAZ’ın iftar yemeği verdiğini, kendisinin de gittiğini, sohbet sırasında Engin isimli bir şahsın geldiğini ve dini konularda kendileri ile sohbet etmeye başladığını, daha sonra Engin isimli bu şahıs şüphelilerin sohbetine Kazım isimli şahsıda davet ettiğini, birkaç kez bu şekilde sohbet olduğunu, daha sonra Kazım’ın kendisine kitap ve CD’leri verdiğini, bunların Hizbul Tahrir ile ilgili olduğunu, bunları eve götürdüğünü, babasının bunların ismini gördüğünü ve bunlardan uzak dur bunlar yasadışı şeylerdir dediğini, bu kişilerle görüşmesini yasakladığını, kendisinin de o günden beri artık o toplantılara gitmediğini, bu CD ve kitaplarda evinde ve işyerinde kaldığını, ancak bunları okumadığını, içeriğini de bilmediğini, hatta bunlar bulunana kadar bunları attığını sandığını,
Şüphelinin ikametinde yapılan aramada;
-(1) adet Hizb-ut Tahrir isimli kitap,
-(1) adet Hizb-ut Tahrir isimli Cd,
-(1) adet üzerinde “İSLAMİ HİLAFET NİZAMININ ŞER’İ ESASLARI-Köklü Değişim” yazılan Köklü Değişim yayıncılık tarafından basımı yapılan kitap,
-(1) adet üzerinde “Cehenneme götüren ameller” yazılı CD bulunarak el konulması üzerine Hizbut Tahrir isimli kitap ve CD’leri ne şekilde temin ettiği ve bu kitapları bulundurmasındaki amacının ne olduğu sorulduğunda;
“Cehenneme götüren ameller isimli CD’yi ve İslami Hilafet Nizamının Şeri Esasları isimli kitabı kendisine Rıfat isimli arkadaşının bıraktığını, kendisinin de CD’yi ve kitabı Ulus’taki işyerinin çekmecesine koymuş olduğunu, nereye koyduğunu tam olarak hatırlamadığını, Kitap ve CD’nin yasak olduğunu bilmediğini, bunun da yasak olduğunu bilmediğini…” beyan etmiştir.

Şüpheli Süleyman SOLMAZ Emniyet İfadesinde özetle:
“Hizbut Tahririn terör örgütü olup olmadığını bilmediğini, Hizbut Tahririn ne anlama geldiğini de bilmediğini, ancak bahsettiği dergilerde ve evinde bulunarak el konulan dergi kitap ve dokümanlarda hizbut Tahririn isminin geçtiğini, bu doküman, dergi ve kitapları Mahmut OĞUZ’un getirip kendilerine dağıttığını, diğer arkadaşlarında da bu kitaplardan olduğunu, beyan etmiştir.
Şüpheliye Neriman AYDIN’ın ikametinden Hizbut-tahrir örgütü ile ilgili kitap ve yayınların ele geçirildiği, bu yayınlardan HİZBUT TAHRİR isimli kitap hakkında, Ankara 1 No’lu DGM’nin 17.01.2003 tarih 2003/82 sayılı kararı ile toplatma ve el koyma kararının olduğu, bu kitap ve yayınlar Neriman AYDIN’a sorulduğunda, kendisinin bilgisi ve ilgisinin olmadığını, söz konusu kitapları askeri personel Mehmet Ali ÇELEBİ’nin getirdiğini beyan ettiği hatırlatılarak; Mehmet Ali ÇELEBİ’nin bu kitapları şüpheliden alıp almadığı sorulduğunda:
“Doğru olduğunu, yukarıda da bahsettiği gibi kendisinin Mehmet Ali ÇELEBİ’ye hadis kitapları ve bazı dergiler vermiş olduğunu, hatta şuanda hatırladığını, dini içerikli bazı CD’leri de bu şahsa vermiş olduğunu, verdiği dergiler içerisinde Hizbut-Tahririn de isminin geçtiğini, muhtemelen Neriman AYDIN isimli şahıstan el konulan dergi ve dokümanların kendisinin Mehmet Ali ÇELEBİ’ye verdikleri olabileceğini, beyan etmiş,
Şüpheliye bir başka şüpheli Neriman AYDIN’ın bilgisayarında, Hİzbuttahrir örgütüne ait olduğu değerlendirilen çok sayıda isimlerin yazdığı toplam (8) sayfadan oluşan liste yine şüpheli Neriman AYDIN’ın ikametinde yapılan aramada, ele geçirilen bir not kağıdında, üst kısmında “Hizbut Tahrir”, bunun altında da, “Süleyman” “Ulus kiler çarşı girişindeki Türkcell telefoncu Rıza arkadaşı” “Keçiören sanatoryum konuşma yerleri” “Her hafta toplantı yapılıyor, ayda bir büyük toplantı” “Aşama aşama hazırlık” “Senin bu kitaba geçmen için altı ayın var” “Bu iş için hiçbir şey talep etmeyen hocalarımız var” “CD ler kalabalık ortamda izleyin” “Telefonda kayıtları sayı olarak yapıyorlar 11 numara 7 numara gibi” yazdığı hatırlatılarak ve bu doküman Neriman AYDIN’a sorulduğunda, söz konusu dokümanın taksici tarafından Mehmet Ali ÇELEBİ ye verilen doküman olduğunu beyan ettiği hususları da hatırlatılarak; bu dökümanlardan haberinin olup olmadığı ve Mehmet Ali ÇELEBİ’nin bu dökümanları kendisinden temin edip etmediği sorulduğunda;
Neriman AYDIN’ı tanımadığını söylediğini, kendisine bu okunan notların yazdığı belgenin gösterildiğini, bu yazıların kendisine ait olmadığını, fakat yazı içerisinde geçen konuları Mehmet Ali ÇELEBİ’nin kendisine sormuş olduğunu, kendisinin de cevaplamış olduğunu, zannettiğine göre kendisinin ona verdiği cevapları not olarak yazmış olduğunu, bu şahsın neden bu şekilde not aldığını bilmediğin, ancak Mehmet Ali ÇELEBİ ile görüşmelerinde kendisinden istemiş olduğu hadis kitaplarını işi çıktığı takdirde Ulus Kiler çarşı girişindeki Turkcell telefoncusunda çalışan arkadaşı olan Rıza DEMİR’e bırakabileceğini onun da oradan almasını söylemiş olduğunu, ancak Mehmet Ali ÇELEBİ ile daha sonra buluştuklarını, kitap ve dergileri elden teslim ettiğini, Keçiören Senatoryum’un yakınında Kurtça BEKTAŞ’ın evinin bulunduğunu, Mehmet Ali ÇELEBİ ile tanışması sonrasında kendisine gelebileceğini söylemiş olduğunu, toplantı ve sohbet için Kurtça BEKTAŞ’ın evini tarif etmiş olduğunu, anlaşıldığı üzere Mehmet Ali ÇELEBİ’nin bu konuları Neriman AYDIN’a anlatmış ve o da kendisine okunan notları almış olabileceğini, yoksa kendisinin Neriman ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını, yine notlarda belirtilen “Ayda bir büyük toplantı konusunun da”, kendi yakın çevrelerinde sohbetleri haricinde bazen büyük toplantılar yapmakta olduklarını, bu toplantılara 9-10 kişinin katılmakta olduğunu, herkesin kendi arkadaş çevresini toplantılara davet ettiğini bu şekilde toplantıların gerçekleştiğini, toplantılara katılan diğer şahısların isimlerini hatırlamadığını, toplantıları Mahmut OĞUZ’un yönetmekte olduğunu, notlarda geçen diğer konulardan bilgisinin olmadığını, beyan etmiş,
Neriman AYDIN’dan ele geçirilen HİZBUTTAHRİR ile ilgili kitap ve yayınların aynıları, şüpheliden ve birlikte yakalanan diğer şüpheliler Kutça BEKTAŞ, Rıza DEMİR ve Rıfat YILDIRIM isimli şahıslardan da ele geçirilmesi üzerine söz konusu kitap ve yayınları kim ya da kimlerden temin ettikleri, amaçlarının ne olduğu sorulduğunda:
Yukarıda beyan ettiği gibi bu dergi kitap ve dokümanları Mahmut OĞUZ’un kendilerine getirdiğini, onun nereden temin ettiğini bilmediğini, bahsedilen toplantılarda amaçlarının dini sohbetler yapmak olduğunu, bunun haricinde hizburtahrir örgütüyle kendisinin bir ilgisinin olmadığını, Mahmut OĞUZ’un bu yönde herhangi bir telkinin de olmadığını, Mahmut’un bu örgüt içerisinde yer alıp almadığı konusunda bir bilgisinin olmadığını, beyan etmiş,
b) Şüpheli Süleyman SOLMAZ Savcılık İfadesinde özetle:
Ankara’da şoförlük yaptığını, herhangi bir dernek ve parti üyeliğinin olmadığını, kendisi ile birlikte yakalanan Kurtça BEKTAŞ, Rıza DEMİR, Rıfat YILDIRIM ve Mahmut OĞUZ’un çocukluk arkadaşı olduğundan tanıdığını, Mahmut Oğuz KAZANCI’nın da eniştesi olduğunu, Hizbut Tahrir örgütü ile de hiçbir ilgisinin bulunmadığını, Mehmet Ali ÇELEBİ ile tanışmasının taksisine binmesi sebebiyle olduğunu, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin kendisini muhasebeci olarak tanıttığını, dini konulara çok meraklı olduğunu, O’nu evine taksisiyle bıraktığını, daha sonra da kendisi ile buluşup O’na hadis kitapları verdiğini, başka bir görüşmesinin olmadığını, 0535 251 05 66 numaralı telefonu kullanmakta olduğunu, bu telefonla ilgili olarak kendisine okunan iletişim tespit tutanaklarının kendisine ait olduğunu, ancak bunlarda suç veya suç unsuru olmadığını, genelde dini içerikli konuşmalar olduğunu, kendisinin eskiden uyuşturucu kullandığını ancak artık kullanmadığını, eskiden uyuşturucu kullandığından ve bundan kurtulmak için biraz dine ağırlık verdiğini olayın bundan ibaret olduğunu, kendisinin gerek Hizbul Tahrir gerekse Ergenekon örgütü ile hiçbir ilgi ve alakasının bulunmadığını” beyan etmiştir.
c) Şüpheli Süleyman SOLMAZ Sorgusunda:
“Ergenekon terör örgütü ve Hizbut Tahrir Terör Örgütüyle ilgi ve alakasının bulunmadığını, şüphelilerden Mehmet Ali Çelebi'nin Kızılay'da taksi şoförlüğü yaparken arabasına müşteri olarak bindiğini, Mamak Boğaziçi’ne kadar götürdüğünü, o sırada sohbet ettiklerini, normal hayattan sohbet ederken dini konulardan sohbet ettiklerini, kendisinin bu konularla ilgisini olduğunu söylediğini, Mehmet Ali Çelebi’nin kendisinden okumak için kitap istediğini, kendisinin de O’na hadis ve ayet kitapları verdiğini, telefonla mesajlaştıklarını, kitaplarını getireceğini söylediğini ancak amcasında olduğunu söylediğini, getiremediğini, Kurtça Bektaş, Rıza Demir, Rıfat Yıldırım’ın çocukluk arkadaşı olduğunu, Mahmut Oğuz ile sonradan tanıştığını, bu arkadaşlarla birlikte evlerinde bir araya gelip kuran okuduklarını, hadis okuduklarını, kendisinin Hizbut Tahrir Örgütü ile ilgili bilgisinin bulunmadığını, burada öğrendiğini, suçlamaları kabul etmediğini,
7-Şüpheli Noyan ÇALIKUŞU
Savcılık ifadesinde özetle:
“Hizbuttahrir örgütünü bilmediğini, bundan yaklaşık 5-6 ay önce Mehmet Ali ÇELEBi isimli arkadaşının bir taksiye bindiğini, taksicinin sakallı tipsiz biri olduğunu ve kendisine “Türkiye Cumhuriyeti 100. Yılını görmeyecek” demiş olduğunu, bunun üzerine Mehmet Ali’nin kendisini tanıtmadan adamı konuşturmuş olduğunu, bu adamın Hizbitttahrir örgütünden bahsetmiş olduğunu, sonra Mehmet Ali’nin durumu kendilerine anlattığını, bu şahısla Ankara Anafartalar çarşısının karşısındaki cep telefonu dükkanında buluştuklarını, kendilerinin devletin subayı olarak istihbaratçı olmasalar da zararlı bir tehdit olarak gördükleri bu örgüt hakkında bilgi toplamak için kimliklerini açıklamadan bu şahısla görüştüklerini, daha doğrusu kendisinin uzakta durduğunu, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin görüştüğünü, kendisine Hizbutahrirle ilgili dokümanlar verdiğini, kendilerinin bu dokümanları incelediklerini CD lere baktıklarını, tamamen Türkiye Cumhuriyeti ve Mustafa Kemal aleyhinde aşırı dinci irticai bir faaliyet olduğunu tespit ettiklerini, Kemal AYDIN’ın da bu işten haberinin olduğunu,
8-Şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ
Savcılık ifadesinde özetle;
“Hizbuttahrir ile bir alakasının olmadığını, istihbaratçı olduğunu, istihbarat amacıyla hareket ettiğini, o örgütü çökertmek için devlete yardımcı olmak düşüncesinde olduğunu, bu anlamda Ankara'da taksicilik yapan Süleyman Solmaz adlı biri aracılığıyla kendi mesleğini belirtmeden görüştüğünü, onlardan kitap aldığını, bunları şüpheli Kemal Aydın’a kendisinden bu konuda görüş almak için gösterdiğini, Kemal’in bunu incelerken tutuklandığını,
Şüpheli Neriman Aydın'ın ikametinden ele geçen hakkında Ankara 1 nolu DGM'nin 17.01.2003 tarih 2003/82 sayılı kararı ile toplatma ve el koyma kararı olan “Hizbuttahrir” isimli kitap hakkında sorulduğunda:
Bu kitapları onlardan görüş almak için götürdüğünü, öncelikle komutanlarına götürmeme sebebinin kendilerinin bilge insan olmaları dini konuları çok iyi bilmeleri ve tehlikeleri söyleyip bu konuda kendisini aydınlatmaları olduğunu,
Şüpheli Neriman'ın bilgisayarında çıkan ve Hizbuttahrir örgütüne ait olduğu değerlendirilen toplam 8 sayfadan oluşan çok sayıda isimlerin yazılı olduğu listeyi Neriman’ın bilgisayarına kendisinin yüklemediğini, sadece iki kişinin ismini verdiğini, bu devletin araştırması olabileceğini,
“toplantı", "Aşama aşama hazırlık", "Senin bu kitaba geçmen için altı ayın var", "Bu iş için hiçbir şey talep etmeyen hocalarımız var", "CD leri kalabalık ortamda izleyin", "Telefonda kayıtları sayı olarak yapıyorlar 11 numara 7 numara gibi" yazan notların kendisine ait olduğunu, taksicinin vermediğini, onların yapısını gizlice araştırdığını,
Şüpheli Kemal Aydın ve Durmuş Ali Özoğlu’nun yaptıkları görüşmede; Kemal'in "Benim Özel Kuvvetlerim, Hizbuttahrir’in belgelerini falanı filanı topladı valla…taksici şoförle konuşurken Hizbuttahrirci olduğunu anladı, telefonunu aldı ondan o bizim çiroz…Ondan sonra o Noyan’la birlikte Cumartesi Pazar kayda aldılar resimlerini çektiler adamın” dediği, Durmuş Ali’nin "Mehmet Ali mi becerdi bu işi" dediği, Kemal'in de "He Mehmet Ali, abi ben sana söyliyim o çocuk valla geleceğin genelkurmayı" dediği konuşmayla ilgili olarak sorulduğunda; belgeleri onun için temin etmediğini, ondan emir almadığını, kendisine verdikten sonra konuyu Durmuş Ali'ye anlattığını, kendisini Özel Kuvvetler ve kurmaylığa yönlendirdiği için, öyle olmalarını istediği için öyle konuşmuş olabileceğini, onların resimlerini Noyan’la birlikte cep telefonuna çektiklerini, CD' ye aldıklarını, aradan 2 aylık süre geçmiş olduğu halde bu kadar uzun süre konuyu komutanlarına iletmemesinin nedeninin konunun olgunlaşmasını beklemesi olduğunu, beyan etmiş,
Süleyman Solmaz’a "Abi arkadaşların gelmeleri yarın belli olacak ev değil de kizilayda" şeklindeki telefon mesajını kendisinin çektiğini, evde görüşmek tehlikeli olacağı için Kızılay'da bir yerde görüşmek istediğini, güvenlik için yanına birkaç arkadaşı da alacağını söylediğini, o arkadaşının Noyan olduğunu başka bir arkadaşı da alacağını,
Süleyman’ın kendisini ısrarla eve sohbete çağırdığını, onu reddettiğini, Noyan’la yaptığı görüşmede; Noyan’ın "buluşacan mı o elemanlarla" dediği, kendisinin “o elemanlar ev olmazsa olmaz diyolar kızılay olmaz diyolar…Dışarı çıkıyom ben Kemal amcayı görürsem öyle..Olmazsa eve giderim" dediği konuşmayla ilgili olarak; orada Kemal abi ile görüşüp olmazsa eve giderim derken Kemal beyin evine gideceğini kastettiğini, Hizbuttahrircilerin evine gitmeyi kastetmediğini.” beyan etmiştir.

9-Şüpheli Kemal AYDIN:
a) Emniyet İfadesinde özetle:
“… 12.05.2008 günü Saat:21.15’ de Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; Kendisinin “BENİM ÖZEL KUVVETLERİM HİZBUT TAHRİR TAHRİR İN BELGELERİNİ FALANİ FİLANI TOPLADILAR VALLA, Noyanla birlikte pazar günü cumartesi pazar kayda aldılar resimlerini çektiler adamın tamam saydamları aldılar dergileri aldı geldi dediği, Durmuş’ un Mehmet Ali mi becerdi bu işi, o çocuk valla geleceğin genel kurmayı dediği, kendisinin “RESİM NASIL YIKACAKLAR TÜRKİYE CUMHURİYET DEVLETİNİ NASIL YIKACAKLARMIŞ FALANI FİLANI YANİ SENİ BEKLİYOR” dediği, devam eden görüşmede kendisinin “kaliteli çocuklar BAŞKALARIDA VAR YOK ÇOK GÜZEL HARBİYEDE ÇOCUKLAR VAR FENA, Sen yanındaki dava arkadaşlarını silah arkadaşlarını çok öpüyorum” dediği
“Mehmet Ali ÇELEBİ’nin pilot teğmen olduğunu, bu şahsın kendisinin yanına gelip gitmekte olduğunu, bu şahsın taksi ile giderken taksi şoförü olan diğer şahsın Hizbut Tahrir isimli bir yere kendisini davet etmiş olduğunu, Mehmet Ali ÇELEBİNin kendisine bunu anlattığını, kendisinin de ona görüşmesini söylediğini, bu taksici olan şahsın ona Hizbut Tahrir’e ait tanıtım amaçlı belge ve CD’ler verdiğini ve bu şahsı toplantı amacı ile ikametlerine çağırmış olduğunu, ancak Mehmet Ali ÇELEBİ’nin bu Hizbut Tahrir isimli örgütün elamanlarının ikametlerine gitmeyip aldığı belgeleri kendisine getirdiğini, Noyan ÇALIKUŞU ve Mehmet Ali ÇELEBİ’nin buluşma esnasında buluşmaya gittikleri şahısların fotoğraflarını çekmiş olduklarını, bunun üzerine kendisinin de basın işleri ile uğraştığı için Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahsı aradığını ve bu belgeleri görmesini istediğini, görüşmenin içeriğinin bununla ilgili olduğunu, Durmuş Ali ÖZOĞLU’ na ‘seni bekliyorlar’ sözü ile belgeleri kast ettiğini, ‘benim özel kuvvetlerim’ sözü ile Mehmet Ali ÇELEBİ isimli şahsı kast ettiğini ve bu sözü de Hizbut Tahrir’in belgelerini aldığı için söylediğini, bu belgelerin içeriğine bakmadığını, beyan etmiş,
b) Şüpheli Savcılık İfadesinde özetle:
“Mehmet Ali Çelebi isminde helikopter teğmeni olan şahısla Harp Okul 3.sınıftan itibaren aile dostu olan Noyan Çalıkuşu vasıtasıyla tanıştığını, halen görüştüğünü, gelip evinde misafir olduğunu, evinde kaldığını, kendileriyle dünya ve Türkiye üzerine bildiklerini konuşup, paylaştıklarını, ayrıca Hava Harp okulundan isimlerini hatırlayamadığını, 8-10 kişi olan çocuklar kendisinin oturduğu evine, kahveye geldiklerini, oturup sohbet ettiklerini, Noyan ve Mehmet Ali dışındakilerin evinde kalmadıklarını, kendisinin bir abi, amca olarak kendilerine nasihat ettiğini, Mehmet Ali'nin bir taksi şoförü ile yaptığı seyahat sırasında Hizbüt Tahrir ile ilgili sohbet ettiklerini, taksi şoförünün kendisine Hizbüt tahrir örgütünden bahsetip telefon numarasını vermiş olduğunu, kendisine gelip anlattığını, kendisinin de onların toplantısına gitmesinin konumuyla uygun olmayacağını, eve gitmemesini, dışarıda buluşmasının uygun olacağını söylediğini, dışarıda buluştuklarını, o buluşma sırasında kendisine Hizbüt Tahrir ile ilgili broşürler ve bir kaç tane CD verdiklerini, onları kendilerine getirdiğini, kızkardeşi olan Neriman'ın kaldığı evde bulunan broşür ve CD'lerin bunlar olduklarını, kendisinin de bu bilgilerden Durmuş Ali Özoğlu'na yayıncı olduğu ve Mehmet Ali ile Noyan'ı tanıdığı için telefonda bahsettiği, bu bilgilerden istifade edilip edilmeyeceğini sorduğunu, onun da Mehmet Ali ve Noyan'a iltifat ettiğini.” Beyan etmiştir.
10-Şüpheli Neriman AYDIN:
Şüpheli Savcılık İfadesinde özetle:
“…Taksicinin çocuklara Hizbut Tahrir dergisi verip çocukları konferansa çağırmış olduğunu, kendisinin de onların gitmesini söylediğini, ama Kemal amcaları sakıncalı olur deyip göndermediğini, Hizbüt Tahrir kitabının evinden ele geçirildiğini…, bu kitabı taksicinin Mehmet Ali Çelebi'ye vermiş olduğunu, onun da eve getirdiğini, bu kitaba hiç dokunmadığını, bu kitap hakkında toplatma kararı olduğunu bilmediğini, Hizbut Tahrir ile ilgili şifreli beyanlar içeren toplantılardan bahseden dokümanın da Mehmet Ali Çelebi'ye taksici tarafından verilen doküman olduğunu, kendisinin CD’leri görmediğini, kalabalık ortamda izlenmesini taksicinin yazmış olduğunu, bilgisayarında ele geçen Hizbut Tahrir üyesi olan kişilerin listesini kendisinin yüklemediğini Mehmet Ali Çelebi’nin yüklemiş olabileceğini, kendisinin Hizbut Tahrir örgütü ile herhangi bir ilgisinin olmadığını,” beyan etmiştir.
HİZ-UT TAHRİR TERÖR ÖRGÜTÜ İLE ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ İLE BAĞLANTISI:

Yüksek Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre terör örgütü olduğu sabit olan Hizb-ut Tahrir terör örgütü ile Ergenekon terör örgütünü arasındaki tespit edilebilen bağlantılar aşağıda açıklanmıştır.
Toplanan delillere göre; Ergenekon terör örgütü mensuplarından Kemal AYDIN’ın muvazzaf subay olan Mehmet Ali ÇELEBİ ve Noyan ÇALIKUŞU ile bir araya gelerek toplantılar düzenlediği anlaşılmıştır.
M. Ali ÇELEBİ ile Selefi-Vehhabi görüşe mensup olduğu anlaşılan Kurtça BEKTAŞ ve Süleyman SOLMAZ’ın irtibatlı oldukları, şahısların her hafta arkadaş çevrelerinde düzenlenen sohbetlere katıldıkları, SOLMAZ’ın çevresine; “cihat amacıyla Filistin’e gitmeyi düşündüğünü ve kendisine eniştesinin (Mahmut Oğuz KAZANCI) tanıdıklarının yardım ettiğini” beyan ettiği,
Şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ’nin şüpheli Süleyman SOLMAZ ile irtibata geçtiği, bu şahıstan Hizb-ut tahrir le ilgili kitap, dergi ve CD aldığı, daha sonra bu dokümanların şüpheli Neriman AYDIN’ın evinde yapılan aramalarda ele geçirildiği anlaşılmıştır. Mehmet Ali ÇELEBİ’nin, Süleyman SOLMAZ ile olan irtibatı sırasında kendisini başka isimle tanıttığı, askeri personel olduğunu söylemediği ve muhasebeci olduğunu anlattığı tespit edilmiş olup, bu şahısla görüşmeler yaptığı ve toplantılar yapmak üzere sürekli telefonlaştıkları anlaşılmıştır.
Şüpheli Mahmut OĞUZ’un, 02.09.2005 tarihinde Fatih Cami avlusunda Cuma namazı çıkışında Hizb-ut tahrir örgütü tarafından düzenlenen gösteriye katıldığı tespit edilmiş ve bu konuya ilişkin fotoğraf ve tutanak dosyaya eklenmiştir
Şüpheli Neriman AYDIN’ın ikametinde bulunan belgeler arasındaki bir not kağıdında; “Hizbuttahrir” yazdığı, bunun altında da, “Süleyman” “Ulus kiler çarşı girişindeki Türkcell telefoncu Rıza arkadaşı”, “Keçiören sanatoryum konuşma yerleri”, “Her hafta toplantı yapılıyor, ayda bir büyük toplantı”, “Aşama aşama hazırlık” ,“Senin bu kitaba geçmen için altı ayın var”, “Bu iş için hiçbir şey talep etmeyen hocalarımız var”, “CD ler kalabalık ortamda izleyin”, “Telefonda kayıtları sayı olarak yapıyorlar, 11 numara 7 numara gibi” şeklinde yazılar olduğu görülmüştür. Not kağıdı Süleyman SOLMAZ’a sorulduğunda, kendisine ait olmadığını, ancak notta geçen bilgileri Mehmet Ali ÇELEBİ ye verdiğini beyan etmiştir.
Neriman AYDIN’ın İkametinde yapılan aramada (3) adet üzerinde yazar ismi yazmayan, “HİZB-UT HAHRİR’İN YOLA CIKIŞI” “HİTB-UT HARRİR” “SÜNNET KUR’AN GİBİ, TEFEKKÜR, SİYASET VE TEŞRİ İÇİN KAYNAKTIR” İSİMLİ HİZB-UT TAHRİR örgütü ile ilgili kitaplar bulunmuştur.
Şüpheliler Kemal Aydın ile Durmuş Ali Özoğlu’nun yaptıkları görüşmede, Kemal'in " Benim Özel Kuvvetlerim, Hizbuttahrir’in belgelerini falanı filanı topladı yalla…taksici şoförle konuşurken Hizbuttahrirci olduğunu anladı, telefonunu aldı ondan o bizim çiroz…Ondan sonra o Noyan’la birlikte Cumartesi Pazar kayda aldılar resimlerini çektiler adamın” dediği, Durmuş Ali’nin "Mehmet Ali mi becerdi bu işi" dediği, Kemal'in de "He Mehmet Ali, abi ben sana söyliyim o çocuk valla geleceğin genelkurmayı" dediği

Ergenekon terör örgütü hakkında yürütülen soruşturma kapsamında; 18.09.2008 tarihinde Mehmet Ali ÇELEBİ, Noyan ÇALIKUŞU , Süleyman SOLMAZ, Rifat YILDIRIM, Kurtça BEKTAŞ, Rıza DEMİR, Mahmut OĞUZ ve Mahmut Oğuz KAZANCI yakalanmış, Mahmut Oğuz KAZANCI serbest bırakılmış, Hizb-ut Tahrir ile bağlantılı diğer (5) şahıs ise tutuklanmıştır.
02 Eylül 2005 tarihinde İstanbul Fatih Camii avlusunda Hizbut Tahrir örgüt mensuplarının anayasal düzenin kaldırılarak yerine Raşid-i Hilafet Devletinin kurulmasına yönelik konuşma yaptıkları gösteriye katılan şahıslardan;

· Mustafa Türker GÜVEN’in sabit telefonunun Ergenekon soruşturmasında tutuklanan soruşturma aşamasında ölen Kuddusi OKKIR’ın cep telefonunda kayıtlı olduğu,
· Sedat TEMİZ’in GSM telefonunun Emekli Binbaşı sanık Fikret EMEK’in telefonunda kayıtlı olduğu,
· İsmail GÖRPÜZ, Bayram AKIN, Kirami KÜÇÜKADA, Uğur KANKUR’nın sabit telefonlarının SESAR Başkanı sanık İsmail YILDIZ’dan elde edilen hard disk içerisinde bulunan f rehber 2.xls isimli listede kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Ergenekon Terör Örgütünün amacına ulaşmak için kullandığı yöntemlerinden biri olduğu bilinen, naylon terör örgütleri kurma, mevcut terör örgütlerine sızma, kontrol altında tutma ve amacı doğrultusunda kullanma faaliyetleridir.
Ergenekon terör örgütünün ana dokümanı olan; “ERGENEKON” belgesinin II. Bölümünde “istihbarat örgütleri ve politikalar” başlığı altında:

“TERÖR
21. yüzyılda en önemli sorunlardan birisi de "terör" olacaktır. Terör uluslararası jeo/ekonomik politikanın karıştırılmasında ve temel rol oynayacaktır. Türkiye için terör yalnızca toprak bütünlüğünün ortadan kaldırılabilmesi ve bölgesel istikrarsızlaştırma amaçlı değildir. Türkiye'nin ticaret ortaklarına yönelik terör; de-stabilizasyon yaratacak, böylece Türkiye'nin dış ticaretine büyük darbe vurularak, ticari platformda ticaret hacminin önünün kesilmesi sağlanmaya çalışılacaktır. Bu nedenle terör grupları mutlaka kontrol altında tutulmalı, gereğinde “naylon terör grupları” oluşturularak, terör dünyasına yön verilmeli ve güçlü istihbarat örgütlerinin kurguladığı oyunun içinde mutlaka yer alınmalıdır.”
Şeklinde terör ile ilgili olarak örgütün stratejisinin yazıldığı görülmüştür.

Ergenekon Terör örgütü davasında sanık olarak yargılanan Fikret Emek’in cep telefonunda Sedat TEMİZ’in İsmail YILDIZ’dan elde edilen hard disk içerisinde bulunan f rehber 2.xls isimli listede İsmail GÖRPÜZ, Bayram AKIN, Kirami KÜÇÜKADA, Uğur KANKUR’nın sabit telefonlarının kayıtlı olduğu görülmüştür.
Ergenekon soruşturma kapsamında elde edilen örgütün yapılanmasına ilişkin belgeler, şahıslardan elde edilen deliller, dosya içeriğinde belirtilen bazı kişilere ait ifadeler, örgütün eylem şekilleri, değerlendirildiğinde ERGENEKON terör örgütünün, Hizb-ut tahrir terör örgütünü kontrol altına alarak yönlendirmeyi amaçladığı tespit edilmiştir.

ÖRGÜTÜN SİYASİ PARTİLERİ YÖNLENDİRME ÇALIŞMALARI

Siyasi Partilere yön verilebilmesi için siyasilere suikast planlanması ya da Dez-Enformasyon yapılması,
“ERGENEKON” dokümanının da 3/c) “POLİTİKALAR” başlığı altında; 21. yüzyılda dünya politikacılarını ve siyasetçilerini istihbarat örgütlerinin biçimlendireceği, dünyada var olabilmiş tüm sistemlerin, ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere ait siyasileri engellediği, bunu ise 1-Suikast, 2-Dez-Enformasyon yöntemleri ile yaptığı belirtilmiştir. Devamında Türk insanının okumadığı, kültürel anlamda dünya görüşü gelişmediği, bu nedenle kolayca kandırılabildiği, dolayısıyla Dez-Enformasyonun olumsuz olduğu, kişisel çıkarlar adına siyasete yönelmiş ve hedefe ulaşabilmek adına her şeyi mübah sayabilen siyasilerin engellenebilmesi için geriye kalan tek yolun SUİKAST olduğu, suikast operasyonlarına gerek duyulmaması için siyasi portrelerin çok ciddi biçimde analiz edilmesi gerektiği, ideallere uygun siyasilerin seçim kampanyaları organize edilerek parlamento da etkin ve güçlü bir biçimde yer alabilmelerinin sağlanması gerektiği, bu ve benzer faaliyetlerin tüm dünyada istihbarat örgütlerinin varlık ve görev nedenleri arasında yer aldığı vurgulanmıştır.

Sonuç olarak; Ergenekon Terör Örgütü kendisi gibi düşünmeyen, ya da örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda çalışmayan siyasilerin ortadan kaldırması gerektiğini, bunun için de SUİKAST ve dez-enformasyon yöntemlerinin kullanılması,

Suikast operasyonlarına gerek duyulmaması için de örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda çalışacak siyasilere her türlü desteği vererek parlamentoya girmelerinin sağlanması gerektiği belirtilmiştir.

Ülkemizin yakın tarihine bakıldığında, çok defa siyasilere yönelik suikastlar düzenlendiği ya da bazı siyasilere yönelik yıpratma ve karalama kampanyalarının hazırlandığı görülmüştür.

Düzenlenen suikastların bir kısmı trafik kazası gibi lanse edilirken bir kısmı da silahlı yada bıçaklı saldırı girişimi şeklinde olmuştur. Bu olayların bir kısmı engellenirken bir kısmının önüne geçmek mümkün olmamıştır. Bu olaylarla ilgili bir kaç örnek verecek olursak;

29 Mayıs 1977 de dönemin CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’e Çiğli'de yaptığı seçim gezisinde, kimliği belirsiz kişilerce suikast girişiminde bulunulmuş fakat Bülent ECEVİT bu olaydan yara almadan kurtulmuştur.

19 Temmuz 1980 de Eski Başbakanlardan Nihat Erim İstanbul'da uğradığı saldırı sonucu öldürülmüştür.

18 Haziran 1988 de dönemin Başbakanı Turgut ÖZAL, partisinin olağan genel kongresinde silahlı saldırıya uğramış ve hafif bir şekilde yaralanarak kurtulmuştur.

Ergenekon Terör Örgütü soruşturması sırasında, örgütün siyasilere yönelik gerçekleştirdiği bir SUİKAST ya da SUİKAST GİRİŞİMİ olayı aydınlatılmış değildir, fakat "ERGENEKON" dokümanındaki ifadelerden ülkemizde bu güne kadar meydana gelen bu olayların arkasında örgütün olduğu yönünde tereddütler oluşmuştur.

Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden, Ergenekon Terör Örgütünün siyaset dünyasına yön vermek için, bir taraftan örgütün ideallerine aykırı hareket eden siyasi partileri bölmeye parçalamaya , liderlerini devirmeye ve diğer taraftan da örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda hareket edecek kişileri siyasi parti başkanlıklarına getirmeye yönelik çalışma yaptıkları tespit edilmiştir.

Ergenekon Terör Örgütünün Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’ne yönelik faaliyetlerinin olduğu, bu çerçevede Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) liderlerini devirip yerlerine istedikleri kişileri getirmeye çalıştıkları, öte yandan da Adalet ve Kalkınma Partisi’ni de bölüp parçalamayı ve böylelikle hükümeti düşürmeyi hedefledikleri, sonrasında da örgütün idealleri doğrultusunda hareket edecek siyasilerden TBMM de grup oluşturmayı ve hükümette söz sahibi olmayı hedefledikleri görülmüştür.

Bundan sonraki bölümde örgütün bu faaliyetleri ayrı ayrı başlıklar altında detayları ve delilleri ile birlikte anlatılacaktır.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİNE YÖNELİK
YÜRÜTÜLEN FAALİYETLER
Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden, ERGENEKON Terör Örgütünün Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ’yi devirip yerine Ümit ÖZDAĞ’ı getirmeye çalıştığı tespit edilmiştir.

MHP’nin Olağan genel kongresi 19 Kasım 2006 tarihinde yapılmıştır. 2004 yılında Sedat PEKER liderliğindeki suç örgütüne yönelik yapılan teknik takip çalışmaları sırasında ise, Ümit ÖZDAĞ’ın MHP Genel Başkanlığına getirilmesi için kongreden tam 2 yıl önce bizzat Veli KÜÇÜK tarafından gerekli çalışmaların başlatıldığı ve bu amaca ulaşmak için defalarca toplantılar yaptığı tespit edilmiştir.

Sonuçta yapılan çalışmalar tamamlanmış ve 4 Kasım 2006 günü Ümit ÖZDAĞ, ziyaret için gittiği Bingöl ilinde, MHP kongresinde Genel Başkanlığa aday olacağını açıklamıştır. Bu gelişme üzerine 5 Kasım 2006 günü Ümit ÖZDAĞ, ihraç talebi ile partinin Disiplin kuruluna sevk edilmiş ve 18 Kasım 2006 günü de partiden ihraç edilerek Genel Başkan adaylığı iptal edilmiştir.

İnternet ortamından temin edilen 15.11.2006 tarihli “Veli KÜÇÜK’ten Ümit ÖZDAĞ’a destek” başlıklı bir haberde; Ümit ÖZDAĞ’ın Veli KÜÇÜK ile ilimiz Ümraniye ilçesinde Princess salonunda verilen bir yemekte aynı masada yan yana oldukları, birbirlerine karşı samimi tavırlarla dikkat çektikleri, Ümit ÖZDAĞ’ın toplantıda yaptığı konuşmada Pazar günkü kurultaya katılacağını belirterek “Ben 19 Kasım’da orada olacağım, Kurultay salonuna girmekten korkmuyorum, bana karşı baskı ve tehditler var…..” şeklinde devam eden bir konuşma yaptığı görülmüştür.

Haberden de anlaşılacağı üzere, Ümit ÖZDAĞ Partiden ihraç edildiği ve Genel Başkan adayı olamayacağı halde, Kongre salonuna gideceğini ve orada olacağını, kurultay salonuna gitmekten korkmadığını ifade etmiştir.

Ümit ÖZDAĞ partiden ihraç edildiği halde Kongre salonuna gitmek istemesinin sebesi ise Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK’den ele geçirilen belgeden çok iyi anlaşılmaktadır.

Ergenekon Terör Örgütü MHP’ye genel başkan yapamadığı Ümit ÖZDAĞ’ı bu kezde MHP’yi karıştırmak ve toplumda infial uyandıracak eylemler yapmak için kullanmayı planlamış, fakat alınan yoğun güvenlik önlemleri sayesinde istenmeyen olaylar engellenmiştir.

Elde edilen delillerden tüm bu faaliyetlerin bizzat Veli KÜÇÜK tarafından yönlendirildiği açıkça anlaşılmaktadır. Kayıt Sıra No :1096’da kayıtlı telefon görüşmesinde Veli KÜÇÜK “Ben Evet dedim mi Ümit hayır demez yani…” diyerek Ümit ÖZDAĞ’ı ne şekilde yönlendirdiği ve kontrol ettiği açıkça görülmektedir.

Bu gün gelinen noktada ise Ergenekon Terör Örgütünün MHP’nin yönetimini ele geçirmekten vazgeçmediği, kendileri gibi düşünmeyen ve amaçları doğrultusunda yönlendiremedikleri MHP Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ’ye yönelik her türlü faaliyetlerini sürdürdüğü anlaşılmaktadır. Hatta örgüt yöneticisi Veli KÜÇÜK 2007 yılı içersinde yaptığı Kayıt Sıra No :1096’de kayıtlı telefon görüşmesinde “Bu DEVLET BAHÇELİ’NİN bu işten ayrılması lazım” “… bu kaldığı sürece… parti bitecek yani” “BU ADAMI PENCEREDEN AŞAĞI ATMADAN BU PARTİ KURTULAMAYACAK BUNDAN” diyerek her türlü niyet ve amacını açıkça ifade ettiği anlaşılmaktadır.

2004 yılında Sedat PEKER liderliğindeki suç örgütüne yönelik yapılan soruşturma sırasında iletişimin tespiti çalışmalarında, Kayıt Sıra No: 001203’te kayıtlı, 03.08.2004 günü saat :14.10’da Sedat PEKER ile Veli KÜÇÜK arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Veli KÜÇÜK’ün saat 20.30’da GÜLER…?’in yanına geleceğinden bahsettikten sonra “Yedide beni aradılar. Gene yedide şey gelecek. Bir yemek, dışarı söyledim. Oraya gelecek şey, Ümit ÖZDAĞ.” “Telefon etti. İlle de buluşalım falan diye. Ümit’le görüşecez. Ümit’le oturacaz, GÜLER’DE gelecek. Sekiz buçukta. GÜLER’LE oturup konuşacaz bazı şeyleri şimdi.” dediği, Sedat’ın “O beyefendilerden çok umutluyum Ağabey. Kendisini gıyabında tanıyorum ama beyefendiden çok umutluyum.” dediği, Veli’nin “ŞİMDİ BİZ BİR ÇALIŞMANIN İÇİNE GİRDİK. Ümit’len devamlı görüşüyoruz. Ben işte bak açık söyliyeyim gönlümden geçen neydi biliyor musun? Gönlümden geçen Muhsin’di. ….Muhsin’in kendisi için demiyorum. Partisi için götürecek şeyde değil, durumda değil.” “Onun için biz şimdi seni, onun için seni ısrarla arıyorum. Biz şimdi bir oluşum yaptık. Bu uğurda şeyde ben Yılma D…….. varya Yılma’yı tanırsın.” “Yılma D…….’ı çağırdım. Erzurum’dan Yılma D……. geldi. 4 – 5 kere buraya aldım. Burada görüştük. Şimdi tekrar buraya gelecek geçen gün Güven, tanır mısın Güven ağabeyi Güven SAZAK’ı” dediği ve Güven S…… ve Yılma D……. ile birlikte yemek yediklerinden bahsettiği, daha sonra “Bağlarbaşındaki yere epece bir yere bir hale getirdik. 350 metrekare bir yer Yılma’yı gönderdim. Yılma orada kaldı. Ben sana onun için bana iki tane beş tane adam getirdi. Yılma benim 3 – 5 kişim var güvendiğim sağlam okuyan yazar okuyanlar bu işi götürebilecek adamlar.” “Yeniçağ gazetesinden arkadaşlar ile görüştüm. Onlar hepsi tanıdıklarım dostlarım. Hele Hayri geldi şimdi Trabzon’dan” “Yayın kurulunun başına Hayri K….çok sevdiğim bir çocuk.” “E Yeniçağa, şey Ortadoğu gazetesinde Zeki var S……….” “Çok sevdiğimiz birisi o da. Bir şey yapacak. Biz şimdi bir oluşum sen az önce söylediğin bir şey varya Milli yol meselesinden bu o şekilde değil o şekilde olması senin aynen katılıyorum, sanki memlekete ihtilal olmuşta Türkiye parçalanmışta, dağa çıkacakmış gibi bir hava.” “Öyle bir şey. Amacımız o değil. Bizim amacımız o değil ya. Türkiye nereye gidiyor. Türk Milliyetçiliği ne oluyor. Niye bu meseleler oluyor falan… beni şimdi Amerika’ya tekrar çağırdılar. Gidecem Amerika’ya tekrar konferanslar vericem. Birkaç yerde bu konular ile ilgili.” dediği, Sedat’ın “Muhsin ağabey gerekirse ileriki zamanlarda ağabey Muhsin ağabeyi de bu yapının içersine dahi etme.” “Yani Muhsin ağabey öyle liderlik hırsı olan bir insan değil. Ülkeye faydası olan her şeye dahil olur Muhsin ağabey.” dediği, bir süre Veli KÜÇÜK’ün kiralamayı düşündüğü ev konusu ile ilgili konuştukları, bir süre sonra Veli’nin “Bu sıkıntımı bir atlatayım bir yerleşeyim, oturayım yani eve. Ondan sonra bu işleri de ben devam ediyorum. Yılma’yı da çağırdım. Güven’len de konuştuk. Güven ağabey ile konuştuktan sonra ben Meral’i aradım. Meral ille bir görüşelim dedi....” “Meral da aynı şey söyledi. Tamamen yanındayız. Beraber olucaz dedi. Sen telefon olmaz. Sen geldiğinde oturucaz. Her şey dört dörtlük çok güzel bir planlama yaptık. Konuşacaz ben şunu söyliyim. Ben hiçbir partiye üye değilim. Hiçbir partide kaydım yok. Ben Türk milliyetçisiyim. Türk milletine hizmet edicem. Bunun içinde ille bir partide bir sembol olmak veya bir pay edinmek gerekmez. Ben o açıdan çalışıyorum. O açıdan…” dediği, Sedat’ın “Veli ağabey bir şey söyleyim. Eğer yanlış anlamazsanız. Bu kurmuş olduğunuz oluşumu direk ben MHP’ye karşı veya MHP’ye alternatif bir oluşum gibi kurarsanız. Bence kamuoyunda yanlış anlaşılabilir.” dediği,

Kayıt Sıra No :1043’de kayıtlı, Veli KÜÇÜK ile Yusuf…? arasındaki görüşmede; Yusuf’un Veli’ye nasıl olduğunu sorması üzerinde Veli’nin “…Görüyorsun Türkiye’nin halini, nasıl iyi olalım yav.” dediği, Yusuf’un “Vallahi dediğiniz doğruda paşam ama bugünkü sürece gelinmesinde yani herkesin hatası var paşam.” dediği, Veli’nin “Herkesin hatası var. Başta Devlet BAHÇELİ olmak üzere.” dediği, Yusuf’un “Yani Devlet BAHÇELİ zaten Milliyetçi Hareket Partisini sıfırladı. Yani bitirme görevini tamamlıyor.” “Evet şimdi ben, geçen bir iki genel başkan yardımcısına görüşmeye gidecektim başkanım.” “Hani böyle önceden tanıdığımız, 90'lardan falan tanıdığımız. ŞİMDİ ONLAR DA BİZE BİRAZ MESAFELİ DURUYORLAR DA BU KİTAP OLAYLARINDAN DOLAYI.” dediği, Veli’nin “Allah’ım yarabbi ya. Atatürk’ün söylediklerini kitaba koymuşuz. Onu, geçen gün birisi bana ne diyor biliyor musun?” “…O önsöz senin yazdığın önsöz diyor kitaptaki. Eee ne oldu dedim önsöze. Dedim Atatürk’ün ağzından yazıldı o dedim ya.” dediği, Yusuf’un “Yani MHP satışını yaptı yani. Artık bundan sonrada Milliyetçi Hareket Partisi bu Bahçeli gitmeden hiçbir şekilde düzene girmez Paşam.” dediği, Veli’nin “MÜMKÜN DEĞİL AMA ONU DA GÖTÜRMENİZ MÜMKÜN DEĞİL. Çünkü padişah oldu.” “Padişah oldu. DUR SEN HELE BİR ÇALIŞMAMIZ VAR. BEN SENİ ÇAĞIRACAM İSTANBUL’A TAMAM MI?” dediği, Yusuf’un “Biz şimdi bu Bozkurtların ölümü var. SİZ BİLİYORSUNUZ GÖRMÜŞTÜNÜZ.” “Biz şimdi onun … o finansmanda bi 10-15 milyar gibi açığımız var da.” dediği, Veli’nin “Bi süre şöyle bi 15-20 gün bekleyin.” “Bir yerden ben bi haber bekliyorum, inşallah olur. Ben sana haber verecem. Başka bi konu var.” dediği, Yusuf’un “Bu Bozkurtların ölümünü hani bu çizgi roman yada.” “Evet bunu bi çizgi filme çevirirsek. Yani en azından şimdikileri geçelim de yeni nesil daha duygulu yetişir.” dediği, Veli’nin “Bi 15 gün daha bekleyin hele, 10-15 gün.” “Tamam mı? Ben bi İngiliz firmasının danışmanlığını yapıyorum.” “Burda bazı yatırımlar falan yapacaz yapılıyor da yaptıkta. Bi kısmını bizim köye de ben işte köye gidiyorum şimdi, çimento fabrikası kuruyoruz büyük bir fabrika.” dediği,

Kayıt Sıra No :1393’de kayıtlı, Güler KÖMÜRCÜ ile Veli KÜÇÜK arasındaki görüşmede; Güler’in “İyi canım Ankara İstanbul gidiyorum geliyorum. sözlerini tutuyorum merak etme. dediği, bana tembih ettiğin kişilerle görüşmüyorum, dediklerini yapıyorum.” dediği, Veli’nin “Yanlış şeyler döner yani. Sen kendini kabul ettirmiş bir yazarsın.” dediği, Güler’in “Senin söylediklerin hayır ben o zaman da izah etmiştim sana. O bambaşka bir nedendi. Tamam ben orda bişey öğrenemeyeceğimi anladım sen napıyorsun?” dediği, Veli’nin “İyiyim valla boğuşup duruyoruz. Kazakistan’daydım bende.” dediği, uzun bir süre değişik konularda konuştuktan sonra KORAY A….’dan bahsettikleri, Veli KÜÇÜK’ün “KORAY A…. Genel sekreterken rahmetli BAŞBUĞ zamanında haftada 2 kere beni ararlardı bunlar” “…Şimdi benden kaçıyor, niye kaçıyor biliyor musun”, “Bu adam hakkında 300 seneye kadar hapis, 40 tane dava açıldı” “…Şimdi DEVLET BAHÇELİ ayrılacak mecbur ayrılacak” “Taban çıldırıyor”, “yani bir gün gidecek, benim atacağım gibi atacam dedim 5. KATTAN AŞAĞI ATACAM TERBİYESİZİ DEDİM” “ 50 KİŞİ GÖNDERCEM DEDİM KIYAMETİ KOPARMIŞ” “ şimdi mecbur olacak ayrılmak zorunda kalacak ayrılırsa BEN YERİNE ÜMİT’İ GETİRCEM DİYE ŞEY YAPIYORUM ÜMİT’TE HEVESLİ BU İŞE” şimdilik ortalık karıştı ne oldu biliyor musun, yav ayrılırsam ya ÜMİT ÖZDAĞ gelirse veyahut ta VELİ PAŞA DA ağırlığını koyarsa, ne olurum düşüncesinde ….” dediği

Kayıt Sıra No :1096’de kayıtlı, Veli KÜÇÜK ile X Bayan/Hüseyin A… arasındaki görüşmede; X bayan’ın “… Aslan aliminyum Hüseyin A… bey görüşecek sizinle” diyerek telefonu Hüseyin A….’a verdiği, bir süre sohbet ettikten sonra Veli KÜÇÜK’ün “Ben de köydeydim Bilecik’teydim” “Bu MHP'nin durumunu ne edecez bunu nereye gidecez” dediği, Hüseyin A…’ın “Vallahi paşam burda biliyorsunuz en az yani siz de dahil ben de çok müzdaribim burda…. sizin gibi ben de … genel merkeze çok kızıyorum ondan sonra vallahi bilmiyorum siz ne derseniz ben sizin yanınızdayım bu hususta” dediği, Veli KÜÇÜK’ün “… ben şimdi söyle düşünüyorum arkadaşlar arıyor ediyorlar falan, bu DEVLET BAHÇELİ’NİN bu işten ayrılması lazım” “… bu kaldığı sürece MHP yani bitirecek bunu parti bitecek yani” dediği, Hüseyin A…’ın “…kuruyltayda biliyorsunuz Ümit beyi ihraç ettirdi şeyden partiden .... Genel başkanlığına adaylığını koydu Ümit Özdağ” dediği, Veli KÜÇÜK’ün “Canım Ümit'in o şeyden bu adaylığını falan koymadan önce beni aradı gel dedim İstanbula geldi evde bizim evde toplandık” “Ben bu köşe yazarlarını falan da çağırdım…” diyerek bu konuda yaptığı çalışmayı anlattığı, devamında Veli KÜÇÜK’ün “.. ben Evet dedim mi Ümit hayır demez yani, gönderdik tamam dedi gitti Devlet Bahçeli kabul etmedi bunu görüşmedi” “Aradan 3-5 gün geçti duymuş bizim evde bi toplantı olduğunu İstanbul'da” “Cumhuriyet gazetesi röportajında şaibeli kişilerle toplantılar yapıyor evlerde dedi, bu şerefziz herif” “..... BU ADAMI PENCEREDEN AŞAĞI ATMADAN BU PARTİ KURTULAMAYACAK BUNDAN” “Yani bi çalışma yapmaya başladım ben açık açık” “Anladın yani bunu Devlet bahçeli gitsin kim gelirse gelsin ya ben Yunanistan’dan Pasoktan bir adam getirip bu MHP'nin başına koysaydım bu kadar tahribat yapmazdı vicdanı el vermezdi adamın ya” dediği, Hüseyin A…’ın da “Valla Bileciğe geldiğinizde isterseniz bizim eski arkadaşlarla falan burda bizim kerim başkanla kerim reis falan orda gerekirse benim fabrikada oturalım bi toplanalım enine boyuna ondan sonra ama sadece Bilecik için geçerli değil” dediği, Veli KÜÇÜK’ün “Ben Türkiye genelinde çalışmaya başladım” dediği,

Kayıt Sıra No : 1016’de kayıtlı, Veli KÜÇÜK ile Hüseyin A…. arasındaki görüşmede; VELİ'nin "Ya bi bir şey söylicem benim dün şey geldi Yılma geldi yanıma geldi Yılma……. Ankara dan" "Şimdi oda şey yapıyor ama bazı şeyler MHP DYP CHP karışacak gibi geliyor ben den bazı konularda destek istediler bazı şeyler yaptılar" "…ben dedim ki Devlet BAHÇELİ nin dedim bundan bilgisi …" "…önce engelleyecek olan Devlet BAHÇELİ" "…anladığım kadarıyla beni Devlet BAHÇELİ ile görüştürmek istiyorlar, bende pek kabul eder gibi görünmedim ben dedim arkadaşlarla bir görüşecem dedim bizim o konuda beraber olduğumuz arkadaşlar var dedim söylemedim isimleri" "…Ahmet şimdi şeye Devlet BAHÇELİ bu Koray A….’ ı yerine getirmek istiyor" dediği ,

Kayıt Sıra No:1343’ da kayıtlı, Güler KÖMÜRCÜ ile ÜMİT ÖZDAĞ arasındaki görüşmede; G.KÖMÜRCÜ’ nün “Bu sen misin ya vav seninle gurur duyuyorum seninle gurur duyuyorum” “Tabi sonuna kadar seyrettim senin hatırına seyrediyorum ha inanılmaz başarılısın ve yemin ederim ki ta artık şey ne istersen okey” dediği, Ü.ÖZDAĞ’ın “Şimdi Barzani Talabani meselesi” “Onlardan bahset tamam mı ..” dediği tespit edilmiştir.

Şüpheli Şener ERUYGUR’un Genel Başkanlığını yaptığı ADD binasındaki odasından ele geçirilen (7) Nolu CD içerisinde “11 ŞUBAT 2004 (Yalman-Özdağ).doc” isimli MSWORD dosyası tespit edilmiş, dosya içeriğinde; “11 ŞUBAT 2004-KASET ÇÖZÜMÜ-2” başlığı altında; “S-1 ve S-2” olarak tanımlanmış iki şahıs arasındaki görüşmeye ait notların yazılı olduğu görülmüştür.
Görüşmenin içeriğinden ve dosya üzerindeki isimlerinden, 11 Şubat 2004 tarihinde Ümit ÖZDAĞ ile Aytaç Y.. arasında geçen bir konuşma çözümü olduğu, çözüm metninde, S-1 olarak belirtilen kişinin Aytaç Y.. olabileceği, S-2 olarak belirtilen kişinin ise Ümit ÖZDAĞ olabileceği değerlendirilmektedir.
Bahse konu görüşme içeriğinde; şahısların genel olarak bir takım siyasi gelişmeler hakkında konuştukları, Türkiye’de ulusal bilinç etrafında yeni bir yapılanma ihtiyacının doğduğunu, bunu da dernekler aracılığı ile sağlamanın zor olduğunu belirttikleri, bu bağlamda S-2’nin “Bu derneklerle olmaz. Üç parti var. Federasyon partisi, CHP (Buçuk parti) ve Milli Devlet partisi. Ben Milli Devlet partisinin MHP etrafında olabileceğini düşünüyorum. Bunun içerisinde Atilla İ… da olmalı, Erol M…, Oktay S…’ da olmalı.” dediği, S-1’in “Ulusal bir partiye ihtiyaç var. Bir ulusalcılar var. Bir de gayri ulusalcılar var. Ben gelenlere bunu teklif ediyorum.” dediği, S-2’nin “Yeni bir parti kurmak zor. Milliyetçi Hareketin etrafında, Solun da katkısı ile bir hareket oluşabileceğine inanıyorum. Bugün halk MHP’ye güvenmiyor. Bu Devlet BAHÇELİ ile olmaz. Benim iddiam MHP’yi yeniden kurmak. Ele geçirip yeniden kurmak.” dediği, S-1’in “Başından beri sizi böyle bir hareketin lideri olarak görüyorum. Ama size bu fırsatı vermediler…” dediği, S-2’nin “Tabi seçimlerden sonra. Ben MHP’nin % 8’in altında kalacağını düşünüyorum. Oy bir tarafa gitmesi gerekir. AKP’ye karşı olan bir oy var. Genç Partiye gider, MHP’ye gider, DYP’ye gider. AKP’nin karşısında 3 tane % 7’lik bir parti olması, bir tane % 15’lik bir parti olmasından iyidir. MHP %5-%7 arasında alabilir. Kürt milliyetçiliğinin % 7 oy alabileceği bir Türkiye’de Türk Milliyetçiliğinin bunun altında olması bizi üzer.” dediği görülmüştür.

Yukarıda belirtilen telefon konuşmaları ile ilgili Veli KÜÇÜK alınan ifadesinde özetle;
“Kendisinin hiçbir siyasi partiye üye olmadığını, Ümit ÖZDAĞ’ın aile dostu olduğunu, Ümit ÖZDAĞ’ın daha önceden MHP içersinde bir faaliyeti olmadığını, 2004 yılındaki görüşmenin yapıldığı tarihlerde Ümit ÖZDAĞ’ı siyasi arenada iyi bir yerde görmek istediklerini, bu nedenle Ümit ÖZDAĞ’ı Milliyetçi Hareket Partisi içinde etkin olmasını arzuladığını, bu konuda telefon görüşmesinde isimleri geçen tüm gazetecilerle görüşerek destek olmalarını istediğini, Ümit ÖZDAĞ’ın MHP’nin genel başkanı olması için çalışmasının tek sebebinin Ümit ÖZDAĞ’ın yönetime girmesini arzulaması olduğunu beyan etmiştir.
Hüseyin A…. ile yaptığı görüşmeler sorulduğunda, şahsı tanıdığını Bilecik MHP başkanı olduğunu, görüşmelerin içeriğinin açık olduğunu,
Ergenekon dokümanındaki “Ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere sahip siyasilere suikast yapılması yada Dez-enformasyon yöntemlerinin kullanılmasının belirtildiği” hatırlatılarak, Ümit ÖZDAĞ’ı MHP’nin genel başkanı olması için yaptığı çalışmaların dez-enformasyon olduğu, bu şekilde faaliyetlerde bulunmasının amacının ne olduğu sorulduğunda; bu olayın biraz tesadüfü olduğu, Ümit ÖZDAĞ’ı özellikle babasından dolayı sevdiği ve annesiyle de devamlı görüştüğü için, MHP içersine girmesini istediğini” beyan etmiştir.

Konuyla ilgili Sedat PEKER alınan ifadesinde özetle; “03.08.2004 tarihinde Veli KÜÇÜK ile yapmış olduğu görüşmeyi kabul ettiğini, Veli KÜÇÜK’ ün Ümit ÖZDAĞ ile yeni bir oluşum yaptıklarını, Erzurum'dan YILMA D..'ın, Yeniçağ gazetesinden HAYRİ K…, Ortadoğu gazetesinden ZEKİ S…., Güven S… ve Meral A…. ile görüştüğünü kendisine aktardığını, bu oluşumun MHP'ye karşı veya MHP'ye alternatif bir oluşum olursa kamuoyunda yanlış anlaşılabilir şeklinde fikir beyan ettiğini, zaten böyle bir oluşumun gerçekleşmediğini, Veli Paşa ile bu tür şeyleri paylaştıklarını, normal muhabbet konuları olduğunu, Ümit ÖZDAĞ'ın MHP Genel Başkanlığına aday olup olmadığı konusunu bilmediğini” beyan etmiştir.

Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK C. Başsavcılığımızda alınan ifadesinde özetle; “2001 yılına kadar Kara Kuvvetleri Komutanlığında piyade olarak görev yaptığını ve 2001 yılında istifa ettiğini, bu tarihten sonra değişik gazetelerde yazarlık yaptığını, son olarak 21. Yüzyıl Stratejik Araştırma Enstitüsüne geçtiğini ve halen burada yazmaya devam ettiğini, Stratejik Araştırma şirketlerinin Amerikanın teşviki ile kurulan kuruluşlar olduğunu, şuanda çalıştığı şirketin sahibinin Profesör Ümit ÖZDAĞ olduğunu, fakat çalıştığı bu şirketten maaş almadığını, tamamen emekli maaşı ile geçindiğini” beyan etmiştir.

Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK istifa ettikten sonra bir süre değişik gazetelerde çalışmasının yanı sıra 2002 yılından 2004 yılına kadar yaklaşık 2 yıl ULUSAL KANAL da çalışmıştır.

Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK Doğu PERİNÇEK’e sorulduğunda; “ajan provokatördür” demiş, devamında; bu şahsın Mehmet EYMÜR’e bağlı çalıştığını, ajan olarak kullanıldığını, bir süre Ulusal kanalda çalıştığını, Ulusal Kanal’a birkaç kez silahla girmeye çalışması üzerine işten atıldığını beyan etmiştir.

Elde edilen bu veriler birlikte değerlendirildiğinde, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK’ün örgüt tarafından, amaç ve prensipler doğrultusunda kullanılacak kişilerin yanına yerleştirildiği değerlendirilmektedir.

Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ alınan ifadesinde özetle; “Veli KÜÇÜK ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile şahsen tanıştığını, Sedat PEKER’i de gazeteci okur ilişkisi içersinde tanıdığını ve bundan başkada bir ilişkisinin olmadığını, Ümit ÖZDAĞ’ı şahsen tanıdığını, zaman zaman siyasi konularda görüşlerine başvurduğunu, başkada bir ilişkisinin olmadığını” beyan etmiştir.

Veli KÜÇÜK ile Sedat PEKER arasında Kayıt Sıra No:001203’te kayıtlı, 03.08.2004 günü geçen telefon görüşmesinde, Veli KÜÇÜK’ün Ümit ÖZDAĞ ile yemek yiyeceğini, bu yemeğe Güler’in de geleceğini söylediği tespit edilmiştir.

Bu görüşme GÜLER KÖMÜRCÜ’ye sorulduğunda, görüşmenin yapıldığı tarihte Amerika da olduğunu, bu şekilde bir toplantıya kesinlikle katılmadığını, davette alamadığını beyan etmiştir.

Güler KÖMÜRCÜ’nün bu beyanı üzerine; yurt dışına giriş çıkış kayıtları incelenmiş ve görüşmenin yapıldığı tarihten yaklaşık bir ay kadar önce yani 05.07.2004 günü ülkeye giriş yaptığı, 29.09.2004 günü de çıkış yaptığı tespit edilmiştir. Bu tespitler soruşturma dosyasına eklenmiştir.

Dolayısıyla görüşmenin yapıldığı tarihlerde Güler KÖMÜRCÜ’nün Ülkemizde olduğu görülmektedir. Diğer taraftan Ümit ÖZDAĞ ile yaptığı bir telefon görüşmesinde aralarındaki ilişkinin ne kadar samimi olduğu anlaşılmaktadır.

Fakat bu tespitlere rağmen, Ümit ÖZDAĞ ile ilgili yapılan toplantıların, örgütün almış olduğu kararlar doğrultusunda gerçekleştirilen toplantılar olması nedeniyle, Güler KÖMÜRCÜ’nün toplantıların yapıldığı tarihlerde kendisinin yurt dışında olduğunu beyan etmesinin, bu ilişkilerden uzak olduğunu gösterme çabası ve savunma amaçlı bir beyan olduğu değerlendirilmiştir.

MHP yönetiminin değiştirilmeye çalışılması, hatta Kongresine müdahale edilmeye çalışılmasıyla ilgili bir başka ilginç olay da, Güler KÖMÜRCÜ ile kendisini “Albay Sinan” şeklinde tanıtan, Sinan Serdar A….. arasında geçen telefon görüşmesidir.

Kayıt Sıra No :1388’de kayıtlı ve Güler KÖMÜRCÜ ile S.S.A. arasındaki görüşmede; Güler’in “Bende orda neye bak kızıyorum biliyor musun? Sana değil. Şimdi o adam devreye girince durduramıyorsun. Çünkü egosu var, …Bunlar bu kadar böyle bi MANTIK İÇERSİNDE, BİR AKILLI KURGU İÇERSİNDE OLACAK ŞEYLER. Hop hemen medyayı arıyor. Belki medya hemen aranmıcak, 10 dakika sonra aranacak” “BİLEMİYOR Kİ BENİM NE YAPMADIĞIMI!” “Onla en azından 4 kere daha önce de program yaptık. Dördünde de kendini ortaya attı.” “Sen bi şey bakıyorsun. YANİ DİREKT BÖYLE KUŞKUCU BUDA SİZİN MESLEĞİNİZ GEREĞİ napayım. Bende buna alışmam gerekiyordu. Alışamıcam” “O YAPINIZ ARTIK SİZİN ELİNİZDE DEĞİL!” dediği, S.S.A.’ın “Bu tür tespitleriniz beni yaralıyor, haberiniz olsun.” dediği, bir süre Güler’in kırılmasından bahsettikleri, daha sonra S.S.A.’ın “Yargılarınız çok katı. Ben diyorum ki sizi sorgulamak için söylemedim” dediği Güler’in “…Hiç teşekkür etmene gerek yok. Ben sana saygı duyuyorum. Önem veriyorum. Değer veriyorum. Konumun” dediği, S.S.A.’ın “BANA DEĞİL MAKAMIMA.” dediği, Güler’in “…ADINI DAHİ BİLMEDİĞİM SEVGİLİ ARKADAŞIM. ŞAHSINA ÖNEM VERİYORUM.”..“Sinirimin niye bozuk olduğunu, sana yine yüz yüze anlatıcam. Bugün sabah bi toplantı yaptım.” “Bana e çok enteresan o toplantımdaki şahıs işte Irak - Türkmen politikasıyla ilgili bişey anlattı.” “Ve o Türkmen politikasıyla ilgili yorumunu aktardı.” “… O yorumun içinde bazı şeyler, beni çok rahatsız etti.” “ŞUANDA ANLADIĞIM KADARIYLA, SENLE KAYDA DEVAM EDİYORUZ HEP BERABER SÖYLİYİM.” “Ümit ÖZDAĞ'la görüştük.” dediği, S.S.A’ın “Ümit beyin söylediği o ilginç şeylerden bir iki kelime bahsedebilecek misiniz?” diye sorduğu, Güler’in “KURULTAYI İPTAL EDİYORMUŞSUNUZ. Kurultay yaptırmaya çalışıyormuşsunuz falan gibi şeyler.” “Kurultay ne anladın yani! SİYASİ BİTANE ARACI KULLANDIM. ITC İLE İLGİLİ.” “Senin tarafındakilerin hepsi benim ailem ama ŞUANDA EV TELEFONUM DA HASSAS OLABİLİR İSTERSEN DETAYLANDIRMAYALIM HA.” “Yani diğerini e insanlar kafasına göre dinliyorlar ama bunda belli bir kayıt gerekebilir ya da kayıt gerekmese bile burda o kadar olmasa bile daha azdır burda.” dediği, S.S.A.’ın “Tamam yani acil bişey var mı diye ben sordum.” dediği, Güler’in “Yani bizim şeylerimiz, yo acil bişey olsa, merak etme ben seni ya da bulmam gerekeni bir şekilde bulurdum.” dediği,

Kayıt Sıra No :1364’de kayıtlı, Güler KÖMÜRCÜ ile S.S.A. arasındaki görüşmede; (S.S.A.’ın MSB LOJ. Oran Çankaya, ANKARA Adresinden görüştüğü anlaşılmaktadır) Güler KÖMÜRCÜ’nün “Şimdi o dünkü ifadeyi merak ettiğini bilmen gerekiyor sanıyorum sana kısaca aktarayım” “Ümit’in bahsettiğinden” “ha Marta kadar Mart Nisan ayına kadar Sadettin beyi değiştirmek istiyorlar, bende buna karşı çıkıyorum böyle bir şey olabilir mi gibi bir ifade kullandı” dediği, Serdar’ın “nerden öğrenmiş böyle bir şeyi biz bu işle” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün “O Ahmet’le çok yakındır” “Anladın mı yani ben şey yapmayayım yanlış yönlendirmeyeyim şimdi tahmin bu” dediği, S.S.A.’ın “Ama hiç öyle bir şey de gündemde yok yani ben bilmiyorum” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün “İşte şey bu bunun olmaması lazım işte referandum var referandum öncesi orda kurultay yapıp işte ismini değiştirme çalışıyorlar böyle bir şey olabilir mi ve pozisyon şey yani böyle sanki bireysel davranılıyor bireysel mi diyelim” dediği, S.S.A.’ın “Çok teşekkür ediyorum yani birden sohbetiniz olursa doğru bilgileri veya doğru nasıl diyelim doğru tahminlerinizi bilgi olmasa bile iletirseniz kendisine memnun olurum” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün “Ben zaten ilettim şüphesiz” “Ama hayır yani benim kanaatim böyle bir şey olduğunu zannetmiyorum dedim o da bana dedi ki Yarbay seviyesinde artık olay gidiyor ne acı falan gibi yaptı ya ben zannetmiyorum o arkadaşı iyi kötü biraz tanıyorum öyle hani acı bir durum yok öyle bir şey söz konusu değil dedim bide sen kimden bahsediyorsun dedim ben ona belki hani ayrı kişilerden bahsediyoruz ben o kadar durumu bilmiyorum dedim bunun üzerine bana Halil diye bir isim verdi” “… soyadını da söyledi de şimdi söylemeyeyim sana yani telefonda artık soyadını” “.. yani tüm şey budur veya baya yani şey LOBİ yapıyor yani o benim nezlimde değil belli ki bu konu da bir genel lobi yapıyor” dediği, S.S.A.’ın... sizle konuşurken de düşünüyorum başka nerden böyle bir şey duyabilir tabi bakacağız gerekirse kendisi ile görüşürüz” “..çok teşekkür ederim bu bilgiler çok değerliydi bizim için” “… bu işi karşılıksız olarak yapan veya bu işe karşılıksız olarak katkıda bulunan ben bir tek sizi gördüm Türkiye de” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün “Çünkü ben siyaset hedeflemiyorum arkadaşım kendi servetimle hiç çalışmadan ömür boyu yaşayabilirim” dediği, ilerleyen konuşmada, Güler KÖMÜRCÜ’nün “O uluslar arası toplantı nerde” diye sorduğu, S.S.A.’ın “Azerbaycan da şimdi uçağa gidiyorlar binecekler” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün “ee nasıl Ceviz kabuğuna katılacaklar” diye sorduğu, S.S.A.’ın “ Sadettin bey katılmıyor Ahmet bey” dediği,

Kayıt Sıra No :1365’de kayıtlı, Güler KÖMÜRCÜ ile Serdar…. arasındaki görüşmede; (Serdar’ın Özel Kuvvetler Komutanlığı Gölbaşı, Ankara adresinden görüştüğü anlaşılmaktadır.) Serdar’ın “Az önce araştırdım yanımda bir arkadaşım vardı çok rahat konuşamadım” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün “Fark ettim hissettim sesini duydum zaten” dediği, Serdar’ın “Şimdi bu konuları da telefonda görüşmek istemezdim ama duyan duysun önemli değil ben şunu size ifade etmek istiyorum doğru bilgi açısından” “Biz 2003 ten itibaren bazı tabirlerimi de lütfen hoş görü ile karşılayın 2003 ten itibaren aşağıda ilgilendiğimiz bu toplumun” “Kendi kararlarını kendilerinin almasını prensibi ile iş yapıyoruz” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün “Ben ondan hiç şüphe etmiyorum ki zaten” dediği, Serdar’ın “… şöyle ben bunları anlatıyorum ki o arkadaşınıza” “İşte bu bilgi veren şahsa” “O profesör makamına ulaşmış şahsa” “dün daha önce bunları anlatmıştık kendisine ama hala yanlış bilgi üzerinden prim yapmaya çalışıyor biz bir insanı..” dediği tespit edilmiştir.

MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK’TEN ELE GEÇİRİLEN DİJİTAL DOKÜMAN

Ergenekon Terör Örgütü Ümit ÖZDAĞ’ı MHP’nin genel başkanlığına getirmek için her türlü çalışmayı yapmış fakat bunu başaramayınca bu kez de kongrede ki potansiyeli yok etmeyi, kavga, kargaşa, kaos ve anarşi meydana getirmeyi planlamıştır. Böylelikle bir taraftan MHP’nin kamuoyundaki prestijini yok etmeyi amaçlarken diğer taraftan da, MHP’nin tabanını oluşturan gençleri sokağa çekerek, ülkemizde kaos ve kargaşa ortamı oluşturmayı amaçladıkları görülmüştür. Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK’ün Kadıköy ilçesindeki ikametinde ele geçirilen Kingston marka 512 Mb Flash bellek içerisinde elde edilen dokümanda bu durum açıkça görülmektedir.
Bu dokümanda ;
“MHP genel başkanlığına aday olan Ümit ÖZDAĞ İstanbul merkezli olmak üzere birçok il ve ilçede etki yaratmaya çalıştığı tarafınızca da bilinmektedir. Özellikle MHP kongresi için hırsla çalışıldığı da yine tarafınca bilinmektedir. Özellikle MHP kongresi ön plana çıkmaktadır.
Genel Başkan adayı olan Ümit ÖZDAĞ her ne kadar kişisel planlar yapmış olsa da bazı planlar Ümit ÖZDAĞ”ın bu girişimi de dayandırılarak yapıldığı ve fakat bazı planlardan da Ü. Özdağ”ın haberder olup-olmadığı net değildir.

Özetle yapılmak istenenler şöyledir;
*Mümkün olduğunca kavga-kargaşa yaratmak.
*Kongre salonu önünde basının ve halkın izleyeceği arbede çıkartmak. Arbede saatini kongreye katılım tamamlanmadan önceki zamana denk getirmek. Böylece olayların duyulmasını sağlamak ve katılımcıları olumsuz yönde etkileyerek kongre salonuna gelme isteklerini kırmak.
*Ümit Özdağ kongre salonuna girebilirse burada yanındakiler ile basının dikkatini çekmek kongre düzenini sarsmak.
*Kullanıma müsait belli sayıda ve bazı özelliklerde kişilerle (suç işlemeye eğilimli, kaybedecek değeri olmayan, eskiden devletin güvenlik güçleri içerisinde görev almış ve çeşitli suçlardan dolayı görevden el çektirilmiş, hala bazı gayri meşru yapılar içerisinde faaliyet gösteren, silah kullanmaya eğilimli) kongre salonu önünde suni olaylar yaratmak, mümkünse infial yaratmak, fırsat oluştuğunda ateşli silah kullanmak,
*Bu sayede MHP kongresinde ortaya çıkabilecek potansiyel gücü eritmek, MHP etkisini azaltmak, halk ve kamuoyu nezdinde; MHP”nin hala silahların kullanıldığı, eskiden olduğu gibi şiddet ve saldırı yöntemlerinin devam ettirildiği, modern ve güncel olmaktan uzak bir parti imajı ile tekrar hatırlatmak ve itibar infazı yapmak
Not:Bilgiler özet olarak derlenmiş olup, genelde Ü. Özdağ çevresinde oluşturulan ekip ve ona destek veren gruplar içerisinden elde edilmiştir. Kaynaklar güvenilirdir. Bir başka açıdan düşünülürse, amaç korku ve endişe yaymak olarak planlandığı düşünülebilir.
Bununla beraber bazı kişilerin Doğu PERİNÇEK ile çok iyi ilişkide olduğu ve bu grubun Ü. ÖZDAĞ ile yakın temas içerisinde hareket ettiği gerçeği unutulmamalıdır.
Yine bu grubun eski bazı MHP kökenlileri de içinde barındırdığı ve/fakat hiç bir zaman parti içinde etkili olamadıkları, bu gün bu nedenle hınç içerisinde oldukları dikkate alınmalıdır.
Başarılı bir kongre olmasını dilerim. Saygılarımla.” şeklinde ifadelerin yer aldığı görülmüştür.

Şüpheli M.Zekeriya ÖZTÜRK’ten el konulan bu dokümandan da açıkça anlaşıldığı gibi, tamamen olağan koşullar altında gerçekleştirilen bir siyasi parti kongresinde örgüt, kaos ve kargaşa ortamı yaratma ve bazı çıkarımlar elde etme çabası içerisindedir.

Söz konusu dokümanda kullanılan dilin, bir üst makama sunum şeklinde hazırlanmış olması da ayrıca dikkate değerdir. Bu da örgütün kendi hiyerarşik yapısı içerisinde sistematik bir çalışma yürüttüğü izlenimini kuvvetlendirmektedir.

MHP KONGRESİ İLE İLGİLİ OLARAK ELDE EDİLEN BİLGİLER

Milliyetçi Hareket Partisi Kongresi ve Ümit ÖZDAĞ ile ilgili internet ortamında yapılan araştırmalarda, MHP’nin 8. Olağan kongresinin 19.11.2006 tarihinde yapıldığı, 04.11.2006 tarihinde Bingöl ilinde Ümit ÖZDAĞ’ın MHP Genel Başkanlığa adaylığını açıkladığı, 05.11.2006 tarihinde de ihraç talebi ile Disiplin Kuruluna sevk edildiği ve bu nedenle kongreye katılamadığı öğrenilmiştir.
Zekeriya ÖZTÜRK’den ele geçirilen belgenin 17/11/2006 tarihinde oluşturulduğu ve kaydedildiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla söz konusu belgedeki yazıların 17.11.2006 tarihinde yani MHP’nin 8. Olağan kongresinden iki gün önce hazırlandığı görülmektedir. Bu durum örgütün gerçekleşecek olan MHP kongresi öncesinde ortamı germe, bir kaos ortamı oluşturma çalışmalarını titizlikle yaptığını ortaya koymaktadır.

Soruşturma kapsamında yapılan teknik takip çalışmalarında, örgütün MHP’yi ele geçirme faaliyetlerinden vazgeçmediği, bir taraftan örgütün yönetici kadrosunda bulunan kişilerin Ümit ÖZDAĞ’la ilişkileri devam ederken öte yandan da MHP içersine adam yerleştirmeye çalıştıkları anlaşılmıştır.

Tape No:6223 de kayıtlı, 12.03.2008 saat:21.55’de Hurşit TOLON’un Ümit ÖZDAĞ ile yaptığı görüşmede; A.H.TOLON’un “Size bilgi vermek zorundayım …” dediği, Ü.ÖZDAĞ’ın “Tabi tabi buyurun” dediği, A.H.TOLON’un “... Şimdi ben bir konuda söz verdim o gerçekleşmedi sebebini hemen arz edeyim belki muttalisiniz takip ediyorum adım adım. Ben o görüşülen şahısla Kent Otel’deki yemekte beraber olacaktım biliyorsunuz ayın dördündeydi o yemek yani hemen hemen 10 gün geçti ama o yemeğe katılmadılar Ankara dışında oldukları için hafta sonu döneceğiz dediler ben geçirdiğimiz haftanın yani bugün Salı hatta Çarşamba bu gün pardon ben hafta sonunu da bekledim telefonuna iki kez aradığım bir konu için görüşeceğimi telefonuna not olarak bıraktım ama bana dönmedi. Ben aramaya devam ediyorum temas kurduğumda ileteceğim yani konuyu unutmuş değilim daha fazla gecikirsem merak edersiniz düşüncesiyle bu bilgiyi verme lüzumu hissettim size” dediği, Ü.ÖZDAĞ’ ın “Muhterem paşam çok teşekkür ederim sizi de zahmete soktum” dediği, A.H.TOLON’ un “Hayır zahmet değil zaten bir iki konuda da kendisi ile görüşmem de gerekiyor ama en büyük ümidimiz o kentteki işte toplu yemeğimizde hatta E…….na bile söyledim E…..…’na bile söyledim ama konuyu değil işte beklediğimi söyledim o söyledi işte Ankara dışında dedi filanca yerde bir panele katılacak hafta sonu dönecek. Cumartesi Pazar aradım dünde aradım düzeltiyorum pazartesi günü aradım not bıraktım. Bana geri dönmediler belki de şundan dönemediler onu da düşünüyorum benim telefon ama yooo şeyde mesaj pardon notta olmaz ee numaram yok ya benim” dediği, Ü.ÖZDAĞ’ ın “Ha belki de” dediği, A.H.TOLON’ un “Şey telefondan kaynaklanmıyor kartımdan kaynaklanıyor” “Efendim ama aramaya devam ediyorum bir olasılığım daha var E…..… vasıtasıyla bu hafta içerisinde bu işi mutlaka bağlayacağım” dediği, Ü.ÖZDAĞ’ın “Çok sağolun paşam” dediği, A.H.TOLON’ un “Onu size arz etmek için rahatsız ettim” dediği,

Tape No:6232 de kayıtlı 16.03.2008 saat:14.18’de Hurşit TOLON’un Ümit ÖZDAĞ ile yaptığı görüşmede; A.H.TOLON’ un “dün beraber olduk, akşamleyin” “Adamcağızın telefonu farklı” dediği, Ü.ÖZDAĞ’ ın “Anladım” dediği, A.H.TOLON’ un “Ben ona üçtür mesaj bırakıyorum, dedim ki üçtür mesaj bıraktım, dönmediniz. Hem merak ettim, hem birazcık üzüldüm filan” “Nereyi arıyorsunuz, aradığım numarayı söyledim, efendim o numaram çoktan değişti dedi” “Şimdi, ben, sizin bir randevu talebiniz olduğunu ama özel bir konu konuşacağınızı” “İşte hepimizin saydığı, sevdiği. Efendim, bende tanıyorum kendisini, memnuniyetle dedi. Şimdi ben telefonlarını verebilir miyim dedim, derhal dedi ver. Takdim ediyorum” “0505 367…” “Evi veriyorum” “236…” “Hocam sizin telefonunuzu bekliyorlar, ona göre randevu zamanı ve yeri konuşursunuz” “Bir ara görüşelim ortalık toz duman” dediği, Ü.ÖZDAĞ’ ın “Bu hafta içerisinde eğer müsait olursanız, hafta sonuna doğru bir araya gelebilirsek çok sevinirim” dediği, A.H.TOLON’ un “Cuma günü Bursa’dayım, Perşembe günü Toplantı günümüz öğleden sonra, sabahleyin belki olabilir. Ben çarşamba akşamı ararım sizi” dediği,

Tape No: 6463 de kayıtlı saat:18.04.2008 saat: 15.52 de Ufuk Mehmet Büyükçelebi’nin Deniz..? ile yaptığı görüşmede; Ufuk Mehmet BÜYÜKÇELEBİ’ nin “Şimdi MHP İl Yönetimine seni yerleştirmeyi düşündük biz uygunsa” “Ondan sonra şimdik bi telefon numarası vereceğim yazar mısın ” “0533 … İ… MHP İl Başkanı M… D….” “diyeceksin ki İstanbul MHP İl başkan yardımcısı N… Ç.. tarafından arıyorum sizinle görüşmüş de” “Ondan sonra bi işte randevu al git orda hemen şeyini ba halledelim… Tamam ondan sonra sonucu bana bildir yalnız” dediği,

Tape No: 6464 de kayıtlı, 18.04.2008 saat:15.55 de U.Mehmet Büyükçelebi’nin Lale..? ile yaptığı görüşmede; Ufuk Mehmet Büyükçelebi’nin “Denize verdim telefon numaralarını” “gitsin konuşsun sonradan şey il yönetimin de aldırttıracağım” dediği,

Tape No: 6465 de kayıtlı 18.04.2008 saat:15.59 da Ufuk Mehmet Büyükçelebi’nin Deniz..? ile yaptığı görüşmede; Deniz’in “İstanbul dan beni aradılar bana bi randevu verecek” dediği, Ufuk Mehmet BÜYÜKÇELEBİ’ nin “ben seni orda şeye il yönetimine de aldıracağım” dediği anlaşılmıştır.

Tape No: 7442 de kayıtlı 24.01.2008 günü Saat:14.31 de Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın, Hüseyin NAZLIKULU’nu aramasıyla yapılan görüşmenin devamında Ahmet Tuncay’ın “Şu MHP li MHP li şerefsizleri yaptığını gördün demi” dediği, Hüseyin’in “Aynen o ben sana ilk gün demedim mi MHP nin ilginin olduğunu... söylüyo,…, Yani onlar her zaman diğerlerinden daha tehlikeli yok İşi ULUSALCI deyip beni ikna etmeye çalışıyor” dediği,
CUMHURİYET HALK PARTİSİNE YÖNELİK
YÜRÜTÜLEN FAALİYETLER
Dinamik-Ulusal Güç Birliği Kuvvayi Milliye Cephesi dokümanı incelendiğinde; “Atatürk’ün kurduğu ve ebedi başkanı olduğu CHP’nin, ne yazık ki işlevini yitirdiği, bu nedenle Türk siyasal platformunda yeni bir Atatürkçü partinin yer alma zamanının geldiği” belirtilmiştir.

“PANZEHİR” isimli örgütsel dokümanda “DEMOKRATİK CUMHURİYET PROGRAMI” başlığı altında; “Türkiye’yi parçala ve böl taktiği ile parçalamaya çalışan emperyalist güçlerin ilk hedeflerinin Türk Kültürü olduğu, süreç içinde demokratik sivil toplum örgütlerinin emperyalizmin ülke içersindeki istihbarat, provokasyon ve terör bürolarına dönüştürüldüğü ,

Bir örnek vermek gerekir ise; 1991 yılında Erdal İnönü başkanlığındaki SHP-HEP ittifakı ile 2000 yılına ulaşıldığında, CHP’nin “Demokratik Cumhuriyet Programı” (satır arasında gizlenmek istenen: 2.Cumhuriyet Programı’dır) ile CHP-PKK ittifakının aynı şeyler olduğu ve Washington merkezli argüman üretimleri olduğu kendiliğinden ortaya çıkar” ifadesinin yer aldığı görülmüştür.

“ULUSAL PROGRAM” isimli dokümanın giriş kısmında, “1991 yılında, DEP üyesi olmalarına karşın, CHP listesinde yer alarak seçilen bazı milletvekilleri, Kürt Ulusalcılık Hareketi’nin bayrağını TBMM’de dalgalandırmaya kalkışmışlardır. Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmekten yana tavır koymalarından ötürü DEP kapatıldı, CHP örtüsü altında TBMM’ne girmeyi başaran milletvekilleri hakkında açılan davalar mahkumiyetle sonuçlandı” ,

“ÖRTÜLÜ FAALİYETLER BİR” isimli dokümanda, “Medya Gözüyle Asker Çevik BİR” başlığı altında, “28 Haziran 1998” “Deniz Baykal ve Çevik Bir’in Yanıtlamadığı Soru” başlıklı haberinde Baykal ile Bir’e Mart ayındaki ara rejim tartışması, Baykal-Çevik Bir görüşmesi üzerine mi başlatılmıştır? Sorusunu yöneltmiş ancak yanıt alamamıştı. Haberde şunlar yazılıydı: CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ara rejim tartışmasını, Genelkurmay 2. Başkanı Org. Çevik Bir’le konuştuktan sonra ortaya attı. Güvenilir kaynaklar, Baykal ile Çevik Bir’in birkaç kez görüştüğünü de kaydetti. Baykal’ın 12 Mart 1998 günü açtığı ara rejim tartışmasının orduya karşı bir darbe operasyonunun başlangıç olduğu daha sonra ortaya çıktı” şeklinde ifadeye yer verildiği tespit edilmiştir.
Şüphelilerden ele geçirilen örgüt dokümanları örgütün amaç ve hedeflerini gerçekleştirmek için hazırlanan dokümanlardır. Bu dokümanlar genel olarak 1999 ve 2000 yılları içersinde hazırlanmıştır. Söz konusu dokümanlarda CHP ile ilgili yazılan değerlendirme ve yaklaşımlara bakıldığında örgütün 2000 yılından beri CHP ile ilgilendiği, hatta aynı yıllarda hem ADD hem de USİAD üyesi olan şüpheli Birol BAŞARAN’ın 2001 yılında CHP Genel Başkanlığına aday olduğu anlaşılmaktadır.

Soruşturma kapsamında şüphelilerden ele geçirilen dijital veriler, dokümanlar ve şüphelilerin telefon konuşmalarına bakıldığında, örgütün CHP ile ilgilenmekten vazgeçmediği, bir taraftan CHP’yi kontrol altına alıp yönlendirmek için faaliyetlerde bulunurken diğer taraftan da CHP yönetimini ele geçirmeye çalıştığı, bu kapsamda da şüpheli Ahmet Tuncay ÖZKAN’ı CHP Genel Başkanlığına getirmek için girişimlerde bulundukları, bunların yanı sıra CHP içersindeki milletvekillerine yönelik istihbari çalışmalar yaptıkları ve elde ettikleri kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydedip arşivledikleri belirlenmiş olup,konu ile ilgili tespit edilen deliller sırası ile belirtilecektir.

Şüpheliler A.Hurşit TOLON ve M.Şener ERUYGUR’dan ele geçirilen dijital verilerde, “Rektörlerle Toplantı.pdf” isimli 5 sayfadan oluşan “pdf” dosyasında, 19 Eylül 2003 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığında rektörlerle yapılan toplantıda konuşulan konuların yazılı olduğu, söz konusu toplantıda, rektörlerin diğer konuların yanı sıra “Bizim gözümüz kara. Ordu bir güç. Üniversiteler bir güç. Birbirimizi korumalı ve CHP yı ne olursa olsun yanımıza çekmeliyiz. Türkiye’nin geleceğini beraber çizmeli ve müttefiklerimizin adedini arttırmalıyız. Basın CHP’yi duyurmuyor. Onlar ne yapsın.” şeklinde yazı olduğu anlaşılmıştır.
Şüpheli M.Şener ERUYGUR’dan ele geçirilen 7 nolu CD içersindeki “FIL14152” isimli word belgesinde; “BİLİM VE DANIŞMA KURULU TOPLANTISI” “18 Şubat 2007” başlığı altında, toplantıda konuşulan konuların maddeler halinde yazıldığı, söz konusu toplantıda, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Sivil Toplum Örgütleri faaliyetleri, ADD’nin büyütülmesi, hükümetin faaliyetlerine yönelik gösterilecek tepkiler ve benzer konuların konuşulduğu, bu konular konuşulurken CHP’den de bahsedildiği ve bu kapsamda “CHP temel bir kuruluştur. CHP’nin istenilen tepkiyi göstermesi için parti ile görüşmeler yapılmalıdır.” şŞeklinde karar alındığı görülmüştür.

Şüpheli M.Şener ERUYGUR’dan ele geçirilen 13 nolu CD içersindeki “STK_platformu_1” isimli word dosyasında “J. Gn. K.lığınca Oluşturulan Ulusal Birlik Hareketi STK Platformunun Faaliyetleriden” başlıklı bir yazı metni olduğu, yazı içersinde, Ulusal Birlik Platformu Başkanı Bülent B…. ile yapılan görüşmeden bahsedildiği, bu görüşmede Bülent B….’nın Ülke gündemini ve iktidarın icraatlarını yakından takip ettiklerini, CHP’nin iyi muhalefet yapamadığını, CHP’ye güveninin sarsıldığını söylediği anlaşılmıştır.

Şüpheli M.Şener ERUYGUR’un Genel Başkanlığı yaptığı ADD Genel Merkezinde ele geçirilen SAMSUNG marka bilgisayar içindeki “FIL2240.DOC” isimli dosyada; “ADD Genel Başkanlığı-05.02.2004 Av. Ertuğrul K…” antetli metin tespit edilmiş, metin içeriğinde; CHP Genel Başkanlığına yazılmış bir yazı olduğu, yazı içeriğinde ADD üyesi (21) şahsın 2004 yerel seçimlerinde değişik il ve ilçelerde belediye başkanlığı ve Meclis üyeliğine aday olarak gösterilmesi için teklifte bulunulduğu belirlenmiştir.

Şüpheli Şener ERUYGUR’un Genel Başkanlığı yaptığı ADD’deki odasında ele geçirilen 5 nolu CD’de, “7 Özel Durumu Olan Milletvekilleri CHP.doc” isimli Msword dosyası içerisinde; CHP mensubu “Enver Ö… ve Rasim Ç…” isimli milletvekilleri ile ilgili bilgilerin yer aldığı, bu bilgiler arasında Enver Ö… hakkında “Resmi evrakta sahtekarlık, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanmaktan hakkında açılan dava sürüyor.” şeklinde not alındığı,
Rasim Ç… hakkında ise; “P.Tğm.Rasim Ç… (1979-147), 39 ncu P.Tug.K.lığı 1 nci P.Tb.K.lığı emrinde (OSMANİYE) görevli iken, disiplinsizlik (THKP/C-Devrimci yol) sebebiyle, 31.05.1982 tarihinde TSK.den ayrılmıştır. K.H.O.nun 2 nci sınıfından itibaren yasa dışı Devrimmci Yol Örgütünün önde gelenleri ile birlikte; K.H.O. içinde siyasi çalışmalar yaptığı, bu kapsamda sinema salonunda “Kahramanmaraş’ta katledilen halkımız için saygı duruşu” diye bağırarak 5-10 saniyelik saygı duruşunu müteakip salonu terk etme eylemi ile Menteş kampında düzenlenen bir eğlencede, sanatçıdan sol içerikli şarkılar istenerek ve topluca iştirak etme ve eğlence yerini terk etme eylemlerine öncülük ettiği, örgüte maddi yardım amacıyla aidat ödediği, Ankara’da örgütün kullandığı evlerde, sivil ve resmi şahısların katılımıyla sol içerikli yayınları okuduğu, seminer çalışmalarına katıldığı tespit edilmiştir.” şeklinde değerlendirmenin yer aldığı belirlenmiştir.

Şüpheli Mustafa Ali BALBAY’dan ele geçirilen CASPER marka bilgisayarda bulunan “NEC.TXT” isimli metin belgesi incelendiğinde dosya içersinde; 31 Ekim 1999 günü Necdet T…, Doğu A… ve Mustafa Ali BALBAY arasında yapılan bir görüşmenin metin olarak yazılmış şeklinin olduğu, görüşmenin başında Ülke gündemi ve irticadan bahsedildiği, devamında Cumhuriyet gazetesinin durumu ile ilgili konuştukları, bir süre sonra “Ne yapmalı” başlığı altında Doğu A…’nın “ Ben Atatürkçü Düşünce Derneğine gireceğim. Orada bir ışık görüyorum.” Dediği, Necdet T…’un da “ADD falan tamam da bu CHP ayağa kaldırılmalı... Mesela Ecevit'ten sonra ortada DSP diye bir parti kalmaz. Bu adamlar dağılırlar. Buradan 30-40 kişilik bir çekirdek çıkabilir... Ona bakmak lazım..” dediği ,

Şüpheli Mustafa Ali BALBAY’dan ele geçirilen CASPER marka bilgisayarda bulunan “SENER.TXT” isimli metin belgesi incelendiğinde dosya içersinde; diğer görüşme metinlerinin yanı sıra “Hakan T… aradı” “Ya BALBAY boşver bizim dönemimiz geliyor. bizim dönem. Belki sen siyasette ben medyada ya da tersi... Kıbrıs'ı devlet vermez derin devlet vermez. Bunlar orada toslar, martta yüzde 42-45 arası alacaklar, CHP yüzde 15-16 alacak. Baykal gidecek, Devriş gelecek. O da başaramayacak, derken önümüzdeki ekim, kasımda işler değişecek... Yaz, aynen böyle olacak... Derviş bana 50 sayfalık bir metin gönderecek. Resmen hazırlanıyor..” ifadesinin yer aldığı görülmüştür.

İLETİŞİM TESPİT TUTANAKLARI
Tape No: 6048, 12.03.2008 saat:21.33 te M.Şener ERNUYGUR’un Ali…? ile yaptığı görüşmede; Ali’nin “Bu gün toplantıya gittik onu anlatayım sana” “Ramada otelinin en üst katında toplantı salonu yapmış küçük bir yer” “Gittik oraya işte geçen sefer gelenlerin hepsi geldiler şeyi temsilen neydi ismi Ziraat odasını temsilen yardımcısı geldi ötekisinin yani başkanlar düzeyinde kimse yoktu .. bizim Mümtaz hocadan başka” “Şey gecikmeyle geldi ondan sonra dediler sen ev sahibisin aynı zamanda başkanlık yap gayet kibar davrandı hiç alışmamış şeyler öyle sakin filan şey Tuncay Özkan ondan sonra işte arkadaşlar olaylar herkes kendi çapında bir hafta içinde ne yaptığını nasıl davrandığını filan söyledi o Ayla ve şey biz başka gruba da gidelim şey yapalım sanatçılarla ilgili olarak şey yapalım” “Onlar filan yapalım dediler sonra Tuncay Özkan konuştu” “çerçeve olarak geçen seferki toplantının dışında fikri bir farklılık yok işte.. tartışmalar oldu .. Mümtaz hoca daha ziyade şeyi söyliyor … tek liste kalır öne sürüyor şeyse daha radikal gitmenin daha zaman iyi kullanmanın gereğini söyliyor uzun bir zamanımız yok diye bu yerel seçimlerde alırlarsa artık bundan sonra hiçbir şey yapamayız bütün elimiz kolumuz bağlanır diyor o bakımdan öncelikle CHP nin mutlaka 50 kişi mesela diyor elli kişiyle CHP ye bir kadro teklifiyle gidilir” dediği,

Tape No: 7451, 02.02.2008 günü Saat:23.41 de Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın, Hüseyin NAZLIKULU’nu aramasıyla yapılan görüşmenin devamında Ahmet Tuncay’ın “Bütün dağ köylerini gezdik işte alevi köyleri şunlar bunlar,…, Millet Alevi köyü 84 tane oy çıkmış yani” dediği, Hüseyin’in “AKPye” dediği, Ahmet Tuncay’ın “He kadınlar isyan halinde kadınların tamamı isyan ediyor diyor ki bunlar diyor şerefsiz sattılar kendilerini oya diyor kadınlar isyan halinde falan” dediği, Hüseyin’in “Bi bakalım şu Martta ne olucak” dediği, Ahmet Tuncay’ın “Anasını s….tiler CHP’nin, ben olmayım CHP’yi yağmalarlar toplantılarda” dediği, Hüseyin’in “Millet de karga... karga diye bekliyor zaten öyle bir şey yapmak istiyorlar” dediği, Ahmet Tuncay’ın CHP’yi kastederek “Vallahi aynı bunlar beni almasınlar var ya,…, Bunların sokağa çıkacak hali kalmaz inşallah...” dediği,

Tape No: 7815, 09.02.2008 günü saat 00:47’de X Şahsın, Ahmet Tuncay ÖZKAN’ı aramasıyla yapılan görüşmede; Hulki CEVİZOĞLU’nun bir programı ile ilgili yaptıkları görüşmenin devamında X Şahsın “Bu abi bunlar Tuncay ben sana bi şey söyleyeyim mi Türkiye'de en sonda kan akacak abi” dediği, devam eden görüşmede X Şahsın Cumhuriyet Halk Partisini kastederek “Ya Tuncay gözünü seveyim şu Halk... halletmek lazım ya” dediği, Ahmet Tuncay’ın “Yapcaz yapcaz abi Mart’ta o işi bitirecez” dediği, X Şahsın CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL’ı kastederek “Bitmesi lazım abi bu Bay… çekilsin köşesine desin ki kardeş” dediği, Ahmet Tuncay’ın “Abi yok ya bu eşşoğlu eşşek abi dur sen” dediği, X Şahsın “Gider değil mi?” diye sorduğu, Ahmet Tuncay’ın “Gider gider abi sen merak etme biraz daha kalır sonra gider” dediği, X Şahsın “Ben sana bi şey söyleyeyim mi Tuncay ben gazetelerde bi şey okudum yani bana ikinci adamlık verirsen gelirim filan diye bi şey” dediği, Ahmet Tuncay’ın “Yok yok hiç öyle bi şey yok abi,…, Nisan’da parti kuracam abi,…, Bitmiş o CHP'ye” dediği, X Şahsın araya girerek “Ve de bu parti kurulurken de yani ben beklentim hiç bi şeyim gönül yani olmadan sana gelirim yardım ederim kardeş bi şeyin varsa yapalım derim” dediği, Ahmet Tuncay’ın “Birlikte birlikte ne demek abi hep beraber hep beraber olcaz abi,…, Abi sen deli misin ya boş ver Deniz BAYKAL bana yalvardı milletvekili ol diye si..tir git dedik ya boş ver” dediği, X Şahsın “Ama gerçekten çok iyi bir alternatif yaratmak lazım abi Türkiye'de bir rüzgar estirmek lazım bu gençliği toparlamak lazım gençlik darmadağın kardeş peki çok çok” dediği,

Tape No: 7818, 12.02.2008 günü saat 15:15’de X Şahsın, Ahmet Tuncay ÖZKAN’ı aramasıyla yapılan görüşmenin devamında X Şahsın “Siyaset ne yapıyor,…, Parti yapma bence bu halk hareketi yap gel beni dinle böyle daha iyi” dediği, Ahmet Tuncay’ın “Yo yo parti yapacam hiç olur mu ya,…, S..tir kim yapacak a.. koyarım onların ben ya o MHP ile CHP'yi s..ecem ben o MHP ile CHP'den geriyi bırakmayacağım onlar görecekler dünyanın kaç bucak olduğunu şer..sizler” dediği,

Tape No: 7825, 16.02.2008 günü saat 20:25’de Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın, Evrim BAYKARA’yı aramasıyla yapılan görüşmenin devamında Evrim’in “Kokteyil veriyoruz BİZ KAÇ KİŞİYİZ olarak Buca’da” dediği, devam eden görüşmede Evrim’in 17 Şubat 2008 tarihinde yapılan CHP İzmir İl Kongresini kastederek “Şey kongre yarın, Deniz Efendi de geliyor” dediği, Ahmet Tuncay’ın “Oğlum bundan sonra bastırıp bu İzmir’deki gençlere mençlere söyle bizim çocuklara BİZ KAÇ KİŞİYİZ cilere,…, Tek tek gidip Deniz BAYKAL'a Tuncay ÖZKAN'ı alsanıza o sizinle çalışsın” dediği, Evrim’in CHP İ.. İl Başkanı Kemal K…’ı kastederek “Şimdi yarın var ya yarın bu Kemal s..ağı harbiden liste geldi Ankara’dan liste yapıp gelmiş,…, Listede benim önerdiğim dört kişi var,…, Yönetim Kurulunda” dediği,

Tape No: 7832, 19.02.2008 günü saat 20:40’da Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın, Evrim BAYKARA’yı aramasıyla yapılan görüşmenin devamında Evrim’in 17 Şubat 2008 tarihinde yapılan CHP İzmir İl Kongresi ile ilgili olarak ve CHP İ.. İl Başkanı Kemal K…’ı kastederek “Şimdi Kemal'in 8 tane şeyi var üyesi var içerde,…, Önder'in de 8 tane var,…, Toplam 20 tane il delegesi var şey il yöneticisi var,…, 21 TANE GERİ KALAN 4 TANE BENİM,…, Şimdi bu... bana yatıyor” dediği, Ahmet Tuncay’ın Kemal K…’ı kastederek “PEKİ SEN DİREK KEMAL İLE OYNAYACAKSIN BUNDAN SONRA” dediği, CHP İzmir İl Kongresi hakkında yaptıkları görüşmenin devamında Evrim’in “Görüşücem Önderle de Baykal’la da görüşmeyi düşünüyorum” dediği, Ahmet Tuncay’ın “Tamam git hemen direk deki sayın genel sekreterim ne emrediyorsanız de,…, Sayın genel sekreterim ne emrediyorsanız de o Tuncay Muncay derse deki hiç o konularda şey yok o da...,…, Sen de ki ne emrediyorsanız nasıl istiyorsanız tamam mı Deniz BAYKAL da aynı şeyi söyleyecek sana ne emrediyorsanız sayın Genel Başkanım diyeceksin tamam mı?,…, Ondan sonra Kemal'i seçeceksin orda” dediği,

Tape No: 7464, 24.02.2008 günü Saat:23.35 te Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın, İ. P… aramasıyla yapılan görüşmenin devamında Ahmet Tuncay’ın Cumhuriyet Halk Partisine küfür ettiği ve CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL’ın kendisini Kurultay’a almayacağını belirterek “Şunların yüreğine iyice korku salmak lazım sen bu işi bir örgütle,…, Böyle bir CHP ye olan bu parti kurma çalışması başlattı bunlar beni almıcaklar diyor de,…, Bu işi biraz körükle” dediği, İrfan’ın “Tamam abi anladım ne demek istediğini,…, ...bizim buralar zaten hazır” dediği,

Tape No: 7469, 25.02.2008 günü Saat:22.12 de Utku G… ile yaptığı görüşmede, A.Tuncay ÖZKAN’ın; “Yarın akşama kadar Manisa’da 600 tane genç kızlı erkekli…” “Cumhuriyet Halk Partisine yeni üye yapılacaklar bana bildiriyorsun adlarını özellikle hiç kimseye duyurmadan el altından tamam mı?” dediği, Utku G…’nün; “…tamam 600, 20 ile 40 yaşları arasında” dediği,

Tape No: 7473, 26.02.2008 günü Saat:21.14 te Evrim BAYKARA ile yaptığı görüşmede, Evrim BAYKARA’nın; “…Ersinle konuştum şimdi de abi diyor onların hepsini illerden ben bi şekilde çaktırmadan toplamaya çalışıyorum dedi genel merkezde üye listesi var cep telefonları yok yani diyor böyle toplu mesaj atmıyoruz çünkü üyelere diyor bulduklarını gönder bana illerin yani o şekilde alabiliyoruz dedim” dediği, A.Tuncay ÖZKAN’ın; “Bana parti yönetiminin şeyini getirin il ilçe” “Öyle bir şey yapsın ki elinde ne varsa Cumhuriyet Halk Partisinin bilgi bankasında” dediği, Evrim BAYKARA’nın; “….Ankara’da güvendiğin benim gibi laf etmeyecek çalışabilecek varsa bir çocuk” “Yanıma alıcam MYK ya” dediği, A.Tuncay ÖZKAN’ın; “Ankara’da sana iki kişi veririz sorun yok” “Ekibimizi ekibimize yazdığını... gereğini yerine getiricez korkmayınız sakin olunuz” dediği,
Tape No: 7474, 27.02.2008 günü saat 11:00’da Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın, Evrim BAYKARA’yı aramasıyla yapılan görüşmede; Ahmet Tuncay’ın CHP üyesi bir şahsı kastederek ve ona küfürler ederek “Diyormuş ki bu partinin her yerini diyormuş yok ya bana şey benim telefonlarımı arıyor ben açmadım telefonumu,…, Ondan sonra Suat’ı yolladı bana,…, Dedim ki bak Suat önce seni sikti sonra bana laf etmeye kalktı Menemen’de biliyorsun,…, Ya bizim Genel Başkan (CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL’ı kastettiği anlaşılmaktadır.) milleti böyle çok zatüre yaptı falan filan diye,…, Ondan sonra senin genel başkanın 70 yaşında ben 40 yaşındayım ibne dedim ya ben ona orda ondan sonra şimdi bu işte bu Türklere seçicekler ama şey yapıyor milliyetçilik yapıyor güya aklı sıra,…, Amına koyduğumun çocuğu ondan sonra dedim ki bak Evrim’i çizdi” dediği, Evrim’in CHP Genel Sekreteri Önder S..’ı kastederek “Ben gördüm listeyi ben yoktum hakketten Önder gösterdi yanlız yani o ibne destek olmamış bu puştta yazmamış harbiden” dediği, Ahmet Tuncay’ın Önder S…’ı kastederek “Onun o senin genel sekretere ulaşıp konuşacağını böyle bir sonuç doğacağını hesaplayamadı o,…, Genel sekretere de Önder’e dicez ki genel şeyde Tuncay ÖZKAN’ı Tuncay ÖZKAN la sen...,…, Hadi gel kardeşim bakalım kurultay salonunda hadi sana demiş ki ben çekimser kalırsam,…, Ne olur sence” dediği, Evrim’in onaylayıcı sözler söylediği, Ahmet Tuncay’ın 2008 yılı Nisan ayında yapılan CHP Kurultayında Genel Başkan adayı olan Haluk K…’u kastederek “Haluk konusunda çekimser kalmıcam Tuncay konusunda çekimser kalcan hadi bakalım,…, Mart ayı güzel bir ay O GENEL BAŞKANI SATABİLECEĞİNİ SÖYLEMİŞ sana,…, Bana da söylemişti hatırladınız mı oturdum ben size anlattım,…, Yani demek ki doğru düzgün bir şekilde ilerlemek gerekicek kardeşim,…, KİM BRÜTÜS OLMAK İSTİYORSA ONA BIÇAĞI VERİCEZ” dediği, Evrim’in Önder S..’ı kastederek “Önder şey zaten şaşırmış durumda herif şey diyormuş ya Evrim hiç tahmin etmediğim şekilde dik duruyor diyormuş aa güzel güzel dik duruyorum ben az kaldı şu işi bi bitirelim,…, İlde verdiğimiz sözü bi tutalım Önder’e” dediği, Ahmet Tuncay’ın “Sen şimdi hiç o konuda şey yapma sen senin pozisyonun şey ben dik duran bir adamın kardeşim ne sana ne Tuncay’a yatarım pozisyonu olduğum için şu anda,…, Sen o tavrını sürdür sen sadece dinle şeye mektuba,…, Sen sakin ol SEN ŞU İL GENÇLİK KOLLARI BAŞKANLARINI AYARLA BANA” dediği,

Tape No: 7484, 29.02.2008 günü Saat:16.54 te Zeliha …? ile yaptığı görüşmenin devamında Zeliha’nın; “…ne yapacaz partiyi kuruyoruz mu?” diye sorduğu, A.Tuncay ÖZKAN’ın; “CHP geri zekalılarından sıyrılıp parti kuracaz başka çaremiz yok” “Vallaha televizyonu satacam partiye yatıracam” dediği, devam eden görüşmede Zeliha’nın; yerel bir gazetede çıkan türban ile ilgili karikatürü Bizkackisiyiz.com adlı internet sitesi platform sorumlusu Fuat KARİP’in kendisine verip vermediğini sorduğu, A.Tuncay ÖZKAN’ın; henüz vermediğini söylediği,

Tape No: 7497, 03.03.2008 günü Saat:18.53 de Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın, Ş. M…’yü aramasıyla yapılan görüşmenin devamında Ahmet Tuncay’ın CHP Genel Sekreteri Önder S..’ı kastederek “Şimdi bu şeyle konuşmayı ihmal etme,…, Genel Sekreterle,…, Çünkü bak ona çok büyük kıyaklar yapıyorum,…, İzmir’de falan filan her şeyi almasını sağladım tamam mı her yerde kıyaklar yapıyorum oturup konuşalım,…, Çünkü başka türlü gelişecek her şey” dediği, Ş. M..’in “Tamam oldu şimdi hemen bakcam evvela onda bu hafta içi görüşürüm kendisiyle” dediği,

Tape No: 7504, 11.03.2008 günü Saat:17.58 de Murat A….. ile yaptığı görüşmede, A.Tuncay ÖZKAN’ın; “Bana iki tane Üniversite mezunu şey söyle hanımefendi söyle bizim hareket içinde ön planda CHP İl yönetimine dahil olucak” “Evet kimse bilmicek senle ben bilcez bana iki tane ad ver geçen günkü konuşma yaptırdığımız hanımefendinin adı neydi doçent” dediği, Murat A…’in; “Şey Nuran Nuray abla mı” dediği, A.Tuncay ÖZKAN’ın; “Nuray G.. bi Nuray hanımla konuş hemen CV sini Anet e faksla de ki seni böyle birşey yapıyoruz kimseye söylemiyorsun sessiz kalıyorsun de tamam mı” “N.G tamam Doğuş Üniversitesi rektörünün karısımıydı o” dediği, Murat A…’in; “Evet abi öğretim üyesinin karısı” dediği,

Tape No: 7505, 11.03.2008 günü Saat:18.12 de Murat A… ile yaptığı görüşmede, Murat A…’in; “Söyliyim abi isimlerini” “N. G… cep telefonu da vereyim” “Bu kadın biliyorsun abi Doğuş Üniversitesi Öğretim Üyesiydi emekli oldu şimdi” “B. Ş…..” “31 yaşında kadın 3 tane dil sahibi çevirme görevi yapıyor şuanda” “Kendine ait iş yeri var çevirmenlik yapıyor” dediği, A.Tuncay ÖZKAN’ın; “…bunlar bizim sözümüzden çıkmaz…sessiz kalacaklar” dediği, Murat A..’in; “Evet abi” dediği, A.Tuncay ÖZKAN’ın; “CHP liler bunlar CHP üyesi mi biliyor musun” dediği, Murat A…’in; “İkisi de CHP li zaten abi” dediği,

Tape No: 7509, 14.03.2008 günü Saat:08.22 de Mehmet S….. ile yaptığı görüşmede, Mehmet S…..’in; “...canımı sıkan bi olay oldu…” “…bişey danışmam lazım sana…” dediği, A.Tuncay ÖZKAN’ın; “Yav hemen şeye gelelim Bebekte buluşalım mı?” dediği, Mehmet S…’in; “Olur geleyim hemen” dediği,

Tape No: 7510, 14.03.2008 günü saat 09:14’de Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın, H. G…’yu aramasıyla yapılan görüşmede; Ahmet Tuncay’ın CHP İstanbul Milletvekili M. S…’in, kendisi hakkında basında çıkan iddialarla ilgili demeç vereceğinden bahsederek ve CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL’ı kastederek “Hem liderine bi liderlik dersi verecek hem şey yapacak yani bir... hukukun herkese lazım olacağı soruşturmanın bu aşamada böyle siyasi bir operasyona dönüşmesinin nelere mal olacağı konusunda falan bi açıklama yapacak şimdi sabah benle buluştu” dediği, Havva’nın M,S…’in ne zaman geleceğini sorduğu, Ahmet Tuncay’ın “Öğleden sonra onu bir ararsan,…, Bİ KONUŞ ONDAN SONRA Bİ ONA YARDIMCI OL LAZIM OLACAK,…, KULLANACAĞIZ ARKADAŞI” dediği,

Tape No: 7521, 18.03.2008 günü saat 16:16’da M.K.K…’ın, Ahmet Tuncay ÖZKAN’ı aramasıyla yapılan görüşmede; Ahmet Tuncay’ın “…Devrim Komite Konsey Toplantısı yapıyoruz,…, Anlı şanlı partimiz geliyor” dediği, M.’ın “Hadi bakalım sakin olsunlar diyormuş şeyler,…, CHP liler,…, Değişik şeyler olucakmış Kurultay’da” dediği, Ahmet Tuncay’ın “Yapma ya diceksin biz bu numaraları ne kadar çok gördük demi diceksin canım benim diceksin” dediği, devam eden görüşmede Kanaltürk’ün satılmasıyla ilgili görüştükleri,

Tape No: 7523, 18.03.2008 günü saat 17:33’de M. S..’ın, Ahmet Tuncay ÖZKAN’ı aramasıyla yapılan görüşmede; Birbirlerine hal hatır sorduktan sonra M.S’ın “Koyduğun teşhislere katılırım burdan fazla bir şey çıkmaz,…, Ama onu bi ölçüde muhafaza etmek gerekir,…, Partileşme olsa dahi,…, O partileşme zaten böyle bir zaten partinin çıkışı da böyle toparlama içinde olacaktır onun için elde mekanizma bulunsun oda prematüre genişletilir falan filan,…, SENİN BU CHP HAREKETİNİN TARİHİ NE YAKLAŞIK OLARAK... HAZIRLANMASINDA BİR…” dediği, Ahmet Tuncay’ın araya girerek “Daha hiç bu konuda bir şey yapmadım hocam ÇÜNKÜ BEN BUNU BİRLİKTE YAPACAĞIMIZ DÜŞÜNCESİNDEN HAREKETLE BİŞEY YAPMAMIŞTIM ama ben onu olgunlaştırıp” dediği, M.’ın “Ama birlikte dediğiniz zaman bu bizim eski... kurulundan olmuyor,…, ...düzenlerler bakarız nasıl yapılır diye,…, Kimleri koyarız diye,…, Hem de uzun uzun konuşmamız gerekiyor,…, Sonrasını planlıyarak yapılması gerekir,…, Hareketli çıkarma hareketi ilk çıkarmayı yaptık diyelim ki başarısız oldu ONDAN SONRA HAVA HAREKATINA GEÇİCEZ YANİ ona benzer bişey” dediği, Ahmet Tuncay’ın “Tamam hocam memnuniyetle hocam” dediği, devam eden görüşmede M.’ın 14 Mart 2008 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca AKP’nin kapatılması istemiyle açılan davayı kastederek “…bu mahkeme konusunda bana biraz erken gibi geliyor mahkeme,…, ÇOK NET TAVIR ALMALI,…, Şimdi ben yazıp çiziyorum yine bir kaç gündür,…, ...olacağına böyle olsun falan diyoruz şimdi” dediği, Ahmet Tuncay’ın “Bence de hocam,…, Tamam hocam memnuniyetle,…, Tamam doğru düşünüyorsunuz hocam” dediği,

Tape No: 7524, 18.03.2008 günü saat 21:53’de Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın, RTÜK Üyesi M. D…’ı aramasıyla yapılan görüşmede; Ahmet Tuncay’ın illeri gezdiğini belirterek “Şimdi bi de 20 bin kişilik bir kadro kurdum,…, 400 bin hanede tek tek yüz ve yüz görüşme yapacaklar ayda 7 kez” dediği, M.Din başarılar dilediği, Ahmet Tuncay’ın TGRT’nin FOX TV’ye satışı ile ilgili olarak Danıştay’ın RTÜK üyelerinin dava açmaya yetkili olduğu hakkındaki kararını kastederek “Sağ ol abi bende sizi kutluyorum ellerinize sağlık gereken dersi vermişsiniz Danıştay’da” dediği, M.’in “Verdik verdik abi daha vereceğiz daha başka derslerde vereceğiz şimdi dün onu size gönderdim” dediği, devam eden görüşmede Ahmet Tuncay’ın “BEN DE SİZİN BENDE SİZİN BU EMEKLERİNİZİ KARŞILIĞINI CHP Yİ İKTİDARA GETİREREK VERECEM ABİ” dediği,

Tape No: 7527, 19.03.2008 günü Saat:17.33 te Mesut ÖZCAN ile yaptığı görüşmede, Mesut ÖZCAN’ın; “Ben ayın 6 sında pazar günü ordayım nöbetimi ayarladım” “4 ünden itibaren geliyorum bide kongre zamanı ayın 17 si ve onların arkasındaki günlere de izin aldım” “Hazırım ben” “Dedin ya CHP’nin Kurultayı” dediği, A.Tuncay ÖZKAN’ın; “27 sine ertelemişler oğlum” dediği, Mesut ÖZCAN’ın; “MÜHİM DEĞİL MÜHİM DEĞİL BİZ BİLEYLENELİM ÖNEMLİ OLAN O” dediği,

Tape No: 7573, 05.04.2008 günü Saat:18.12 de Mehmet S… ile yaptığı görüşmede, Mehmet S….’in; “Yarın Eyüpe geliyorsun” “…Eyüpte senin toplantın yok mu Atatürkçü Düşünce Derneğinde konferans” dediği, A.Tuncay ÖZKAN’ın; “Benim mi yok hayır yok can benim öyle bi toplantım yok,…, Vallaha yok ben yokum karıştırdılar herhalde yokum yani bana hiç kimse öyle bişey söylemedi çünkü benim yarın Hiltonda toplantım var,…, Konferans var” dediği, Mehmet S…’in; “Özel görüşme Hilton’daki” dediği, A.Tuncay ÖZKAN’ın; “Özel şey yok yav noterler moterler falan” dediği, devam eden görüşmede Mehmet S…’in; “Öyle parti kurma marti kurma yok ha” dediği, A.Tuncay ÖZKAN’ın; “…Önder amcayı kokutuyorum Önder amcayı Önder amcayı korkutuyorum” dediği, Mehmet S…’in; “... Yarın bu görüşmeni yap ta ondan sonra bişeye bakarız” dediği,

Tape No: 7604, 14.04.2008 günü Saat:16.40 ta X Şahıs ile yaptığı görüşmede, Siyasi içerikli yaptıkları görüşmenin devamında A.Tuncay ÖZKAN’ın; “Yok hani sıfır sıfır el var sıfır ABİ BİZİM ARTIK OYUNUMUZ İKTİDAR OYUNU OLMAK ZORUNDA” “Onlar gitsinler Murat K….’a söylesinler Murat K….. falan filan o partiyi getirecek bizim bulunduğumuz yere teslim edecek” “…onlarla beni bi görüştür onlarla…biz bi oturup konuşalım abi” dediği,

Tape No: 7608, 15.04.2008 günü Saat:17.13 te İlker GÜVEN’in, Ahmet Tuncay ÖZKAN’ı aramasıyla yapılan görüşmede; İlker’in “Şimdi bu Ali E… ikinci başkan var ya,…, Tamam onlan bi yüz yüze görüş bugün Ankara’dan gelmişler bir takım tepkiler mepkiler diyor hani sen yine aynı sistemimiz oluşacak ta” dediği, Ahmet Tuncay’ın anladığını belirttiği, İlker’in 26 Nisan 2008 tarihinde yapılan CHP Kurultay’ını kastederek ve şifreli bir şekilde “Yani yine devam ediyormuş gibi KURULTAYDAN SONRA DEDİĞİMİZ ŞEKİL OLACAK YANİ İLK DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ GİBİ ANLADIN,…, He bi konuş herhangi bi değişiklik yok ama takdim te...değişiyor anladın” dediği,

Tape No: 6528, 23.04.2008 saat:19.46’ da Birol BAŞARAN’ın Filiz ile yaptığı görüşmede; Filiz’ in “Birol kurultaya giriş kartı istiyor muyuz” dediği, Birol BAŞARAN’ ın “Kim istiyor mu” dediği, Filiz’ in “E sen ben girmek iste... girebilecek miyim” dediği, Birol BAŞARAN’ ın “Soran kim” dediği, Filiz’ in “Nur hanım soruyor” “Onun istihakı varmış, e bize iki tane ayıracak” dediği, Birol BAŞARAN’ ın “ben zaten kurultay için özel kart bulduğunu zannetmiyorum herkez gircek diyorlar ama.. Baykalı mı destekliyormuş” dediği, Filiz’ in “Ya söylemedi tabi ya sormadım öyle bir şey ama Tolga Hocaya gülüyor yani, Tolga Hocadan hiçbir şey olmaz diye” “Ben yıllardır tanıyorum Tolga hocadan hiçbir şey çıkmaz Filizciğim diyor, valla bu gidişle Umut Oran ı destekleyeceğim, hiç kimsede ... ses çıkmayacak galiba” dediği, Birol BAŞARAN’ ın “Umut Oranda ne var ne gördün ...” “CHPLİ olmadığını bile geçen hafta öğrendik” dediği, Filiz’ in “CHPLİ olmadığını he öylemiymiş doğrumuymuş duyum” dediği, Birol BAŞARAN’ ın “CHPLİ olduğunu bir hafta on gün önce öğrendik yani ondan bir şey olur mu, öyle her şapkadan çıkanın arkasına takılır mı” dediği, Filiz’ in “Tolga hocaya devam diyorsunuz” dediği, Birol BAŞARAN’ ın “Tabi canım ben tanıdığım bildiğim adam kaç yıldır örgütte çalışmış birikimi var bir yamuğu yok…” dediği,

Tape No:7626, 25.04.2008 günü saat 11:32 sıralarında MUSTAFA A…. ile Ahmet Tuncay ÖZKAN arasında yapılan telefon görüşmesinde Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın “İçerde pankart falan açmak yok tamam mı hiç bişey yok” dediği, Mustafa A..’in “Yok abi” dediği, Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın “Sadece şey” dediği Mustafa A…’in “Sadece normal normal... görünecez” dediği, Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın “BAYKAL BAYKAL ÖZKAN’ı partiye getir” Mustafa A…’in “Tamam ağabeycim” AHMET Tuncay ÖZKAN’ın “BAYKAL ÖZKAN’ı partiye getir Tuncay ÖZKAN ayakta alkışlıyoruz” Mustafa A…’in “Tamam abi” dediği, Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın “Gelip öpüyoruz kucaklıyoruz” dediği, Mustafa A…’in “Onun ordan... yaptım abi” dediği, Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın “Hoş geldin hoş geldin hoş geldin hoş geldin Tuncay ÖZKAN hoş geldin tamam” Mustafa A…’in “Tamam abicim tamam ağabeycim” dediği, Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın “Haydi öptüm” “Yani bizim sloganlardan atılmıyo kesinlikle hep CHP li tamam” dediği,

Tape No:7664, 08.05.2008 günü saat:17.54’te A.Tuncay ÖZKAN’ın X şahıs ile yaptığı görüşmede; X şahsın “Abi şey için aramıştım ya ben bu CHP ile ilgili bi haber vardı da onu yapıp yapmayacağımızı soracaktım ben. Ya bu Gaziemir İlçesinde birbirlerine girmişler parmaklarını kesmişler birbirlerinin…şey belediye başkan adaylığı için ondan sonra hem şey ilçe başkanıyla şey aday birbirine girmiş baya polis molis falan filan girmiş içeriye ondan sonra adamın parmağı kopma noktasına gelmiş dikiş falan...üç saat ameliyat etmişler adamı ondan sonra onu yapalım mı diyecektim ben” dediği, Tuncay’ın “Yapma s.tir et. Yapma ne olacak be s..mişim onlar bizimle ilgili her şeyi yaparlar da biz onlarla ilgili yapmayalım gerçi yapmayıp beylerine şey olacak” dediği, X şahsın “Ne olacak ki yapmasak ne olacak ki dediğiniz gibi” dediği, Tuncay’ın “Doğru söylüyosun yap. Doğru söylüyosun yap anasını s.tıyım.” dediği,

Tape No: 7850, 03.06.2008 günü saat 21:40’da Ahmet Tuncay ÖZKAN’ın, Evrim BAYKARA’yı aramasıyla yapılan görüşmede; Evrim’in Yaşar Nuri ÖZTÜRK’ü kastederek “Şimdi biz bu Yaşar Nuri biraz huysuzluk yapıyormuş,…, Yav işte birleşmiyecekler ne korkmaya başlamış bu bi o bir iki yerden duydum onu iki 13 dönüm yer buldum sana Urla’nın biraz ilerisinde denize bir kilometre uzakta,…, Arıyorum daha bir iki tane daha bulacam onlara bakacaz perşembe bide Deniz BAYKAL bu Önder S… ekibine şey diyormuş hani bu geç geldi ya liste,…, Yav kurultay şey parti meclisi listesi kurultayda,…, İşte Önder S… şey demiş eğer Tuncay ı alırsan kendine başka genel sekreter bul yani ben inanmıyorum da Önder S..’ın ekibine böyle bişey yayıyormuş” dediği, Ahmet Tuncay’ın “Deniz BAYKAL mı yayıyormuş,…, Yani Tuncay’ı şey aldırtmadı Önder aldırtmadı,…, O da zaten aslanlar gibi genel sekreterini... ben onların bi anasını s..yim de görsün onlar…” dediği,

Tape No: 7713, 21.06.2008 günü Saat:01.00 da Evrim BAYKARA’nın, Ahmet Tuncay ÖZKAN’ı aramasıyla yapılan görüşmede; Evrim’in “Abi bu Deniz BAYKAL ne kadar nefret ediyo senden” dediği, A. Tuncay’ın “Ne olmuş ne demiş gene ibne” dediği, Evrim’in “Herif şimdi mesaj attı CHP adına kutlama yapıyo,…, ...abi herif ilk defa tarihinde böyle bişey yapıyo yani herif bariz bileyleniyo ya” dediği, A. Tuncay’ın “Bu ADD lere şey yapıyolarmış bi operasyon yapıyolarmış” dediği, Evrim’in “Biliyorum şimdi gidiyoz işte toplandıydı çocuklar bizim” dediği, Ahmet Tuncay’ın “Hadi hadi hadi CHP nin operasyonunu falan yerseniz s..erim belanızı ha” dediği, Evrim’in “Ya s..rim onları a..na k.yum gidiyom ben şimdi CHP lilerin hepsinin a..na k.ycam bi gidiyim oraya” dediği, Ahmet Tuncay’ın “Önce bi Halil S..’i bi s.in” dediği,

Tape No: 6486, 26.05.2008 saat:08.39 da Ufuk Mehmet Büyükçelebi’nin Mehmet S… ile yaptığı görüşmede; Mehmet S..’in Urfa da olduğundan bahsettiği, Ufuk Mehmet BÜYÜKÇELEBİ’ nin gazetede çıkan CHP mensubu Önder S.. hakkındaki gazetesinde yayınlanan bir haberi kastederek “Önder S..’a gene kaydım” “CHP nin başına bela oluyo on sene yaptığı pisliği temizliyemez dedim” “…aynen öyle onu ben yolluycam ordan yolluycam ona ben kafayı takmışım hocam… O Önder sabah okusun bu gün duasını yapsın” dediği,
Tape No: 6510, 06.06.2008 saat:21.13 te Ufuk Mehmet Büyükçelebi’nin Mehmet S… ile görüştüğü, Mehmet Büyükçelebi’nin CHP mensubu Önder S… hakkında bir haber ile ilgili olarak “Önder S..’ı ordan kaldırıçam” dediği, Mehmet S..’in ise bu haberi bir dönem yayınlamaması hususunda muhatabından ricada bulunduğu anlaşılmıştır.
ADALET VE KALKINMA PARTİSİNE YÖNELİK YÜRÜTÜLEN FAALİYETLER

Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden Ergenekon Terör Örgütünün 2002 yılı Genel Seçimlerinden sonra AKP’ye yönelik kapsamlı bir çalışma başlattığı, öncelikli olarak darbe planları çerçevesinde AKP’yi bölüp parçalamayı ve böylelikle hükümetten düşürmeyi hedefledikleri, yaptıkları çalışmalarla bunu tamamen başaramamış olsalar da bir kısım AKP’li Milletvekillerini koparmayı başardıkları, anlaşılmıştır.

AKP’yi bölme ve parçalama hedeflerini tam olarak gerçekleştiremeyince bu kez AKP’nin kapatılması amacıyla “KAPATMA DAVASI”nı etkilemek için davanın görüldüğü Anayasa Mahkemesi ile ilgili çalışmalar yaptıkları, bu çerçevede Mahkeme üyelerine yönelik karalama ve yıpratma amaçlı faaliyet yürüttükleri ,

Bu faaliyetlerini yürütürken tüm AKP’li Milletvekilleri ile ilgili kapsamlı çalışmalar yaptıkları, Milletvekillerini dini, siyasi görüşlerine ve ırki kökenlerine göre ayrıştırarak kişisel verileri kaydettikleri, bazı AKP’li milletvekilleri ve Belediye Başkanlarını partiden koparmak için bire bir görüşmeler ve yönlendirmeler yaptıkları anlaşılmıştır.

KAPATMA DAVASI devam ederken AKP’nin kapatılacağını göz önünde bulundurarak AKP’yi bölme ve parçalama faaliyetlerini sürdürdükleri, bu kapsamda bir kısım partilileri AKP’den kopararak yeni bir siyasi parti kurdurmayı hedefledikleri, bunların yanı sıra örgütün yönetici kadrosunun yönlendirmeleri ile birçok şüphelinin siyasi çalışmalara başladığı görülmüştür.

Ergenekon Terör Örgütünün AKP’ye yönelik gerçekleştirdiği faaliyetlerin daha iyi anlaşılabilmesi için konu ile ilgili elde edilen deliller aşağıya sarih olarak izah edilecektir.

Yapılan aramalarda Şüpheliler Ahmet Hurşit TOLON, Mehmet Şener ERUYGUR ve Hasan Atilla UĞUR’dan ele geçirilen dijital veriler yer alan Cumhuriyet Çalışma Grubu isimli slaytların olduğu tespit edilmiştir. Bu slaytlar incelendiğinde, şüpheli M.Şener ERUYGUR’un Jandarma Genel Komutanı olduğu dönemde komutanlık bünyesinde illegal olarak Cumhuriyet Çalışma Grubu adı altında bir oluşum kurduğu ve bu çalışma grubu kapsamında birçok legal ve illegal faaliyetler planladığı anlaşılmıştır.

Cumhuriyet Çalışma Grubunun geleceğe dönük perspektifleri başlığı altında; “Mahalli İdareler Genel Seçimleri” kapsamında yapılacak çalışmalar ve bu çerçevede, Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde yurt genelinde AKP’nin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da DEHAP’ın muhtemel başarılarını engellemek maksadıyla; Merkez sağda alternatif bir partinin güçlendirilmesi, AKP ve DEHAP’a karşı seçim ittifakı yapılması projeleri üzerinde çalışmalar planlandığı anlaşılmıştır.

Cumhuriyet Çalışma Grubunun devre raporlarına bakıldığında, bu planların uygulamaya konulduğu ve gerekli çalışmaların yapıldığı tespit edilmiştir. 01 Aralık 2003 tarihli devre raporuna incelendiğinde, “Mahalli Genel Seçimler öncesi ortamın şekillendirilmesi başlığı altında”, merkez sağda alternatif bir partinin yaratılamaması halinde AKP’nin seçimden fazlasıyla güçlenerek çıkacağı, ANAP liderinin merkez sağ partilere ve gizli olarak DYP’ne birleşme talebinde bulunduğu, Bu yönde alınan bilgilere rağmen, taraflardan birinin desteklenmemesi halinde birleşmenin gerçekleşmeyeceği” belirtilmiştir.

Ayrıca Partilerin son 10 yılda yapılan seçimlerde aldıkları sonuçların ayrıntıları ile incelendiği, DYP, ANAP ve MHP’nin parti yönetiminde görev alan kadroları ve İl Başkanı seviyesine kadar tespit edildiği, Partide söz sahibi kişilerin biyografik istihbaratlarının yapıldığı görülmüştür.
Devam eden slaytlarda dönemin ANAP Genel Başkanı Ali Talip ÖZDEMİR ve ANAP’lı Nesrin NAS hakkında yapılan biyografik istihbarat çalışmalarından bahsedildiği, sonuç bölümünde ise ANAP ve DYP Genel Başkanlarının biyografik istihbaratlarına göre durumları değerlendirildiğinde, DYP Genel Başkanının daha güvenilir olduğu, bu nedenle M. AĞAR’ın desteklenmesi gerektiği, Mahalli Genel Seçimlerden önce DYP ve ANAP’ın DYP çatısı altında birleşmeleri, birleşme kısa vadede mümkün olmaz ise Mahalli Genel Seçime ittifak ile girilmesinin sağlanması gerektiği, ayrıca kısa vadede, sayıları 55’i bulan DYP kökenli AKP milletvekillerinden mümkün olduğu kadar çoğunun Mahalli Genel Seçimden önce DYP’ye transfer edilmesi, bu sayede DYP’nin mecliste grup kurmasının sağlanması gerektiği belirtilmiştir.

Ayrıca “İstanbul’da Ali Müfit GÜRTUNA’nın DYP’ye angaje edilmesi, Ankara’da İ.Melih GÖKÇEK ile R.T. ERDOĞAN arasındaki güvensizlik ortamından istifade edilerek, İ.Melih. GÖKÇEK’in saf dışı edilmesi ve Turgut ALTINOK’un DYP’ye angaje edilmesi, Diğer illerde de aday şahsiyeti bazında benzer çalışmaların yapılması gerektiği,
R.T. ERDOĞAN ve hükumetinin laiklik ve dinsel temelli argümanlar yerine; Kamu Yönetimi Yasa Tasarısının ulusal birliğimizi ve üniter yapımızı tehdit eden durumu, Irak, Kıbrıs, Yunanistan ve Ermenistan politikalarındaki gayri milli yaklaşımlar, Uzan grubuna yönelik tutumdaki sapmalar, Etnik köken ayrımcılığı yapması ve gayri ahlaki tutum ve davranışları kullanılarak kamuoyunda küçük düşürülmesinin önem arz ettiği” hususları vurgulanmıştır.

19 Ocak 2004 tarihli devre raporunda “Cumhuriyet platformu çalışmaları başlığı altında; Ulusal Birlik Hareketi STK Platformu başkanı Bülent B… ile yapılan görüşmeden bahsedildiği, bu görüşmede Bülent BE..’nın “Ülke gündemi ve iktidarın icraatlarını yakından takip ettiklerini, Problemin Siyasi Partiler Kanununun partileri lider diktatörlüğüne maruz bırakmasından ve Seçim Kanununun %45 oyu dışarıda bırakmasından kaynaklandığını, TSK’nin müdahalesi ile bu kanunların değiştirilip tekrar seçime gidilmesi ile bu partinin önünün kesilmenin mümkün olabileceğini,
İktidarın geliş sürecini; camiler, İmam Hatip Liseleri ve yeşil sermaye olarak tanımladığını, Ulusal Birlik hareketi ile yukarıda bir faaliyetin olduğu ancak tabana inemedikleri için çok yüzeysel kaldığı, Anadolu'ya açılmak gerektiği ve bunun için çalıştıkları, bu sayede geniş halk kitlelerine ulaşmayı hedeflediklerini, Halkın eğitimsizlikten ve bu tür oluşumlara ihtiyatla yaklaşmasından dolayı yapılan çalışmalara uzak durduğu, halkın eğitilmesi gerektiğini, CHP’nin iyi muhalefet yapamadığı, CHP’ye güveninin sarsıldığını,

AKP’nin son derece iyi örgütlenmiş bir parti olduğu, bunlarla mücadele etmek için aynı tarzda STK’ larının öncülüğünde iyi örgütlenilmesi gerektiğini” söylediği belirtilmiştir.

2003 tarihli devre raporunda, “Seçim öncesi TBMM’nin şekillendirilmesi” başlığı altında; Mahalli Genel Seçimlere kadar merkez sağda alternatif bir partinin yaratılamaması halinde AKP’nin seçimden güçlenerek çıkacağı, mevcut tehdidin daha da büyüyeceği, DYP ve ANAP arasında gayri resmi birleşme taleplerinin olduğu, ancak taraflardan birinin desteklenmemesi halinde birleşmenin gerçekleşemeyeceği, şeklinde değerlendirmeler yapılmıştır.
Ayrıca AKP’nin kopmalarla parçalanması gerektiği, AKP bünyesinde daha önceden başka siyasi partiler içerisinde yer almış birçok milletvekilin bulunduğu, bu milletvekillerinin bir kısmının AKP yönetiminden ve mevcut durumdan rahatsız olduğu, bir kısmının da kriz durumunda partiden kopabileceği, bu amaca yönelik krizin suni bir gerilimle kontrollü bir şekilde tırmandırılabileceği ,

Bu krizin; TSK öncülüğünde AKP’nin tabanını da rahatsız eden uygulamalarından istifade edilerek yaratılabileceği ifade edilmiştir. Gerilim konusu yapılacak argümanların ise, laiklik ve dinsel temelli argümanlar yerine; Kamu Yönetimi Yasa Tasarısı, Irak, Kıbrıs, Yunanistan ve Ermenistan politikalarındaki gayri milli yaklaşımlar ve Uzan grubuna yönelik tutumdaki sapmaların kullanılmasının daha etkili olacağı belirtilmiştir.
Dönemin Hava Kuvvetleri komutanı İbrahim FIRTINA Cumhuriyet Çalışma Grubunun faaliyetleri ile ilgili yaptığı değerlendirmede diğer konuların yanı sıra; “Hedef şahısların biyografik istihbaratı kapsamında, bu şahısların hassas taraflarının tespit edilmesi ve başkaları tarafından kullanılan şantaj unsurlarının da elde edilmesi, gerektiğinde bu şahıslara karşı kullanılmak üzere arşivlenmesi”, “AKP ve bu partinin Belediye Başkanı adayları hakkında elde edilecek bilgilerin seçimden ne kadar önce basına sızdırılmasının uygun olacağı konusunda uzman görüşü alınması” şeklinde görüşler belirttiği anlaşılmıştır.
Soruşturma kapsamında ele geçirilen diğer delillerden Cumhuriyet Çalışma Grubunun planladığı faaliyetlerin aynen gerçekleştiği, bu kapsamda bazı şüphelilerin zaman zaman toplantılar yaparak kararlar aldığı, ayrıca AKP ve AKP’li Milletvekilleri ve Belediye Başkanları ile ilgili istihbari çalışmalar yaparak kişisel verileri hukuka aykırı bir şekilde kaydettikleri, bunların yanı sıra dini siyasi görüşlerine ve ırki kökenlerine göre ayrıştırarak fişleme yaptıkları, diğer taraftan elde ettikleri bir takım bilgileri şantaj ve yıpratma amaçlı kullanmayı planladıkları belirlenmiştir.
Şüpheli Mehmet Şener ERUYGUR’dan ele geçirilen dijital verilerde, Şüpheliler Levent ERSÖZ ve Hasan Atilla UĞUR’un Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat dairesinde görevli oldukları dönemde, ayrı ayrı ve değişik tarihlerde şüpheliler İsmail YILDIZ, Tuncay ÖZKAN ve Mustafa BALBAY’la yaptıkları toplantılarda, AKP’nin bölünmesi ve parçalanması için planlar yaptıkları, bu toplantılarda konuşulanları kaydettikleri, ayrıca bazı görüşmelerdeki ses dosyalarını da sakladıkları tespit edilmiştir.

Ayrıca bu toplantılarda alınan kararlar gereği, AKP’yi içerden bölmek için bazı AKP’li Milletvekilleri ve Belediye Başkanları ile de görüşmeler yaptıkları, bu görüşmeleri de kaydedip , bazı ses dosyalarını sakladıkları tespit belirlenmiştir.

Bu verilere bakıldığında;

5 Kasım 2003 tarihinde Kıvanç DEĞİRMENCİ kod adlı İsmail YILDIZ ile Levent ERSÖZ arasında yapılan görüşme metni çözümünde özetle; AKP’nin bölünmesi ile ilgili konuşmalar yaptıkları, görüşme içerisinde İsmail YILDIZ’ın AKP’nin bölünüp parçalanmasının çok kolay olduğunu söylediği, bu çerçevede “hadiseden milletvekillerinin hepsi bu şekilde tesir edecek hale geldiler. Orada 219 tane milletvekili AKP’den kopacak durumda, bu sayı 250 ye çıkabilir.” dediği,

Görüşmenin devamında bu durumu Mehmet AĞAR’a anlattığını ve AKP içerisinde sadece 55 tane DYP kökenli milletvekili olduğunu, 40 milletvekilinin MHP kökenli olduğunu, 60 milletvekilinin ise ANAP geçmişi olduğunu söylediğini, fakat bunun için gerginliğin tırmandırılması gerektiğini ifade ettiği, bunun üzerine Levent ERSÖZ’ün “gerilimi kim tırmandıracak, nasıl tırmandıracak” dediği, İsmail YILDIZ’ın da “gerilimi de bir şekilde TSK tırmandırabilir. Stratejik olarak ama dini noktalar üzerine değil de milli noktalar, idari yapı yada hukuk konularında sıkıştırabilir” “gerilimi orada tırmandırırsa, Ağar ılımlı mesajları vermeye devam ederse, hatta biraz daha yoğunlaştırırsa bunu, AKP nin milletvekillerinin DYP ye geçmesi için meşru bir zemin oluşur” dediği, Levent ERSÖZ’ün de “yani korkup kaçan mı olur” dediği, İsmail YILDIZ’ın “hem korkup kaçan olur, hem de DYP böyle bir durumda en iyi adres galiba” dediği,

Bilahare; İsmail YILDIZ’ın Ali Müfit GÜRTUNA’nın AKP’den kopartılması gerektiğini öne sürerek “Ali Müfit Beyi mutlaka koparmamız lazım. Ali Müfit Bey, gelecekte Türkiye’deki Tayyip Beyin pozisyonunu doldurabilecek siyasi olarak görülüyor” dediği,

Daha sonra; Mehmet AĞAR’ı ne şekilde yönlendirdiğini anlattığı, bu çerçevede Mehmet AĞAR’a, Türkiye’deki işsizlik sorununu çözeceğini ve ekonomi ile ilgili vatandaşı ikna edebilecek söylemlerde bulunmasını tavsiye ettiğini, bundan sonraki süreçte de Meclise yöneleceklerini söylerken “Meclis içerisinde bazı milletvekillerinin hiç değilse milli ve dini duygularıyla bir şekilde oynayalım, oradan bir grubu DYP ye angaje etmeye başlayalım” dediğini,

Görüşmenin sonlarına doğru İsmail YILDIZ’ın yerel seçimlerde AKP nin ciddi anlamda oy almasının engellenmesinin gerektiğini söylediği anlaşılmıştır.

22 KASIM 2003 tarihinde Kıvanç DEĞİRMENCİ kod adlı İsmail YILDIZ ile LEVENT ERSÖZ arasında yapılan görüşme metni çözümünde özetle; Başlangıçta İsmail YILDIZ’ın DYP ile ilgili yoğun çalışmalarının olduğunu, DYP nin kamp faaliyetlerini yaptıklarını, burada karşıt grupları bir araya getirmeyi düşündüklerini, toplantının 10 Aralıkta Hilton otelinde yapılacağını söylediği, Levent ERSÖZ’ün de söz konusu toplantıya katılacak isim verebileceğini söylediği, görüşmenin devamında, İstanbul’da meydana gelen HSBC Bankası ve İngiliz Konsolosluğundaki patlama olaylarıyla ilgili konuştukları, bu konu ile ilgili konuşurken Levent ERSÖZ’ün daha önceden aralarında konuştukları AKP ile ilgili bir şeyi kastederek “alabildiniz mi onları” diye sorduğu, İsmail YILDIZ’ın da “alamadık paşam, zannediyorum bu akşam operasyonu bitireceğiz, tam beş gündür uğraşıyoruz paşam” “patlama bizim işimize yaradı. Şimdi bir ekiple sürekli onu gözlüyoruz. Aslında aldığımız anda birçok şey kökünden değişebilecek. Çok fazla deşifre olmadan götürmeye çalışıyoruz” dediği,
Görüşmenin devamında, AKP nin dağıtılması ve hükümetten düşürülmesi ile ilgili konuşurken İsmail YILDIZ’ın “AKP yi tehdit edebilecek tek güç şu anda silahlı kuvvetler paşam. Başka bir şey yok” dediği ve devamında AKP nin dağıtılması için Mehmet AĞAR ve Cem UZAN ile ilgili yaptıkları planları konuştukları,
Bu çerçevede İsmail YILDIZ’ın Mehmet AĞAR’ı ne şekilde yönlendirdiğini anlattığını, fakat Mehmet AĞAR’ın bunu değerlendiremediğini söylediği, bunun üzerine Levent ERSÖZ’ün “Ağar’a aslında anlaması gereken bir mesaj gönderdik. Onu algılaması lazım. Yani Şırnak Milletvekili ile ona mesaj gönderdik. Onu anlaması lazım.” dediği, İsmail YILDIZ’ın da Mehmet AĞAR’la tesadüfen gerçekleşmiş gibi bir görüşme yapılıp yapılamayacağını sorduğu, Levent ERSÖZ’ün de “tesadüfe gerek yok, davet edelim Mehmet AĞAR’ı, gelsin görüşelim, konuşalım” “ama öncelikle parti içerisinde birkaç milletvekili transfer etmesi gerektiğini düşünüyorum” dediği, İsmail YILDIZ’ın da “beş tane milletvekili paşam, beşi geçecek, iki tane Isparta milletvekili, iki tane Muğla milletvekili, bir tane İstanbul milletvekili, benim temas halinde olduğum 15 tane milletvekili var. İlk aşamada beş transfer gerçekleştirebilecek durumdayız, ondan sonra parça parça diğerleri. Şimdi bir çalışma yapıyoruz. Kim ne karşılığı AKP den ayrılabilir diye. Önemli ölçüde tamamlanmak üzere” dediği,
Görüşmenin devamında, İsmail YILDIZ’ın “uzun lafın kısası paşam, Ağar’ı ikna edeceğiz paşam, orada bir tereddütümüz yok. Zannediyorum kısa zamanda, aralık sonuna kadar da önemli sayıda milletvekiline ulaşabilecek durumdayız.” dediği,
Konuşmanın ilerleyen bölümlerinde, DYP ve Mehmet AĞAR olmadığı takdirde AKP nin alternatifinin Genç Parti ve Cem UZAN olabileceğini konuştukları, bu çerçevede İsmail YILDIZ’ın “AKP nin alternatifinin Genç Parti olabileceğini söylüyoruz paşam. Çünkü para var. Hükümeti yıkma girişimi var.” “…neticede Genç Parti önümüzdeki günlerde böyle bir çıkış yapabilir. Cem UZAN paranın, kesenin ağzını açabilir. Milletvekili transferi yapabilir. Ama nereye kadar yapabilir? İktidara gelebilir mi? Ben o kadar olacağını düşünmüyorum da, AKP yi, hükümeti zayıflatıcı bir faktör olarak kullanılabileceğini düşünüyorum” “...burada Cem kullanılabilir paşam rahatça hükümetin düşürülmesinde. Cem çok rahat kullanma makamı haline gelebilir.” dediği,
Daha sonra, Mehmet AĞAR ve Cem UZAN hakkında bir değerlendirme yaptıkları, bu çerçevede İsmail YILDIZ’ın “sonuçta her ikisi de kontrolsüz güç paşam. Kesinlikle, çünkü Cem’in böyle endişeleri olmaz zaten, Cem parasına bakar, keyfine bakar, Cem’in en ufak bir milli düşüncesi yoktur, babasının belki olabilir. Ama dolar bütün milli düşünceleri yumuşatabiliyor…. Burada gariban yine Ağar paşam, yani Genç Partiden de bir şey çıkarmamız mümkün değil” dediği, ayrıca görüşme içerisinde, İsmail YILDIZ’ın Genç Partinin arkasında muhtemelen İngiliz İstihbarat Servisi MI 6 olduğunu söylediği,
İsmail YILDIZ’ın sonucun kısa zamanda alınabileceğini söyleyerek “burada ilk adım, partiyi dağıtacak ortam, arkasından dağıtmak, sonucu almak ve Mehmet AĞAR’ı yada “X” i hadisenin başına geçirmek olabilir paşam” dediği,
İsmail YILDIZ’ın konuyu Mehmet AĞAR’a anlattıklarını ve yavaş yavaş ısındırdıklarını, fakat Mehmet AĞAR’ın bazı korku ve çekincelerinin olduğunu söylediği, ayrıca AKP den koparabilecek milletvekilleri ile ilgili çalışmalar yaptığını söylediği, bu çerçevede “bakın şu milletvekilleri, şunlar vaat edildiğinde partiden kopabilir. Seçim süreci yaklaştı, bunların hepsinin dosyası var aşağı yukarı. Örnek veriyorum, Miraç …….., Malatyalı, ne yapıyor? Erkan MUMCU’nun kasası, onun kirli işlerini yapıyor, seçimden önce bunu deşifre ederiz, adama dersinki sen artık epey kirlenmişsin, bunun dışında kal. Yani siyasette yapılmayan şeyler değil bu.” Dediği ve bu konuları Mehmet AĞAR’a anlattığını, Mehmet AĞAR’ın da yavaş yavaş aklına yattığını söylediği, devamında “aklına yatıyor yavaş yavaş, geçen gün bir iki milletvekili ile ilgili background verdim. Mesela Kırıkkale milletvekili Murat, Milli Görüşçü, AKP den, akrabaları DYP de, Kürt kökenli, akrabaları kürt kökenli ama DYP deler. Birkaç örnek verdim, bu adama milletvekilliği garanti versen AKP den bugün istifa eder. “garantiyi verirsek ne olacak” diyor, biz bunu aday yapmak zorundayız. Zorunda değilsin dedim.” dediği,
Görüşmenin devamında, İsmail YILDIZ’ın AKP nin dağıtılması için yeterince malzeme olduğunu ve istendiği takdirde çok kısa bir sürede dağıtabileceklerini söylediği, bu çerçevede “AKP yi hükümetten indirmek, toplam bizim 15 günümüzü alır paşam en fazla” “15 günde rahat indirilebilir, çünkü gerçekten malzeme var…, tedbirli bir plan yapılabilir, aşamalı bir plan. O aşamalı plan dahilinde önce yıpratıp sonra iyice dağıtmak” “…ben şunu söylüyorum, AKP yi dağıtmak için çok fazla bir şeye gerek yok paşam, rahatça dağıtılabilir bir parti AKP. Yeter ki Ağar siyasi hırsını biraz ilerletmiş olsun. Biraz hırslansa dediğim gibi AKP yi dağıtmak en fazla 15 günümüzü alır normal şartlar altında” dediği,
Görüşmenin içerisinde, İsmail YILDIZ’ın AKP nin dağıtılması için medyanın öneminden bahsettiği, bu konuda medyanın verimli bir şekilde kullanılabilmesi için Cem UZAN’dan faydalanılabileceği, Cem UZAN’ın gerekli finansmanı sağlayabileceğini söylediği, ayrıca hükümetin aleyhinde yayın yaptırmak için araştırma yaptığını, birkaç kişiye sorduğunu ve mesela Karamehmet grubunun ilk yayın yapacak gruplardan biri olabileceğini anladığını, Levent ERSÖZ’ün de “peki Doğan da buna yanaşacak mı” dediğini, İsmail YILDIZ’ın “paşam o da zor durumda bir çok açıdan. Yani kendisinin Alman istihbaratıyla olan ilişkisinin yavaş yavaş deşifre edildiğini düşünüyor, yani zorlandığını düşünüyor. Kendisini ciddi anlamda şantaja tabi tuttuklarını düşünüyorum, Almanların ve içeride bazı grupların. yine dışardan bazı grupların. Her an ilişkisinin deşifre edilebileceğinin korkusu var Aydın DOĞAN’ın” dediği,
Görüşme sırasında ayrıca Can ATAKLI hakkında konuştukları, İsmail YILDIZ’ın Can ATAKLI için “ağzı gevşektir, sır tutmaz” dediği, Levent ERSÖZ’ün de “Hayrullah onu kullanıyor zaten” dediği, İsmail YILDIZ’ın da “paşam biz kullanıyoruz. Fakat Cem Hayrullah’a soğuk. Tanımıyor Hayrullah’ı, birde Sabah grubundan geldi Hayrullah” dediği,
Ayrıca Anap’lı Ali Talip ÖZDEMİR ve Nesrin ……. hakkında konuştukları, İsmail YILDIZ’ın Nesrin …….’ın CİA ajanı olduğunu ve gayri milli bir insan olduğunu söylediği,
Görüşmenin sonlarına doğru Levent ERSÖZ’ün konuştukları konularla ilgili bazı bilgi ve belgeler istediği ve ayrıca “bizimle olan ilişkin deşifre olmasın” dediği, İsmail YILDIZ’ın da istenilen belgeleri en kısa sürede getireceğini, diğer konularda da çok ketum olacağını söylediği anlaşılmıştır.

21 Ocak 2004 tarihinde Levent ERSÖZ, Hasan Atilla UĞUR, İsmail YILDIZ, Hayrullah Mahmut ÖZGÜR ve Cem UZAN arasında yapılan görüşme çözümü özetinde; Öncelikli olarak o dönemde Uzan grubuna yönelik yapılan mali operasyonlar sonucu Uzan Grubunun yaşadığı sıkıntıları konuştukları, bu çerçevede Levent ERSÖZ’ün Uzun Grubunun mevcut hükümet tarafından mağdur edildiğini öne sürerek Uzun Grubuna adli olarak ta gerekli desteği vereceklerini söylediği, bu çerçevede Levent ERSÖZ’ün “Bu olayı sürdürmek gerektiğini, zaten düşüncemiz olarak ortaya koyduk. Konunun yansımasını dün akşam biz, özellikle yüksek yargıdan bir kanal vasıtası ile ulaştırdık bu vatandaşlara” dediği,
Görüşmenin devamında Levent ERSÖZ’ün Uzun Grubunun yaşadığı mağduriyetler ile ilgili tepkilerini dile getirmeye devam etmeleri gerektiği, bu tepkileri basın yayın organlarıyla sürdürmeleri gerektiğini söylediği, bu söylemler üzerine Cem UZAN’ın kendi üzerine düşen her şeyi yaptığını ve Başbakan’ı kastederek “ya o beni indirecek ya ben onu” dediği,
Levent ERSÖZ’ün Cem UZAN’a televizyon programlarında yada medya karşısında yaptığı konuşmalarla ilgili taktik ve yöntemler verdiği, bu çerçevede “bundan sonra çelik gibi bir sinire sahip olmanız lazım, bundan sonraki olaylar içerisinde de son derece sakin olmamız lazım. Eğer böyle olursanız, bunları istediğiniz tarzda tahrik edersiniz, istediğiniz mesajları verebilirsiniz” “bir de tabi bu operasyonu yürütürken bazı tabirlerden kesinlikle kaçınmak gerektiğini düşünüyorum” diyerek kullanılan kelimelere çok dikkat edilmesi gerektiğini söylediği,
Levent ERSÖZ’ün “bu genel seçimlerden sonra niye bir transfer konusu yapıp ta bir grup oluşturmadınız mecliste” dediği, Cem UZAN’ında “mümkün olmadı ki” dediği, Levent ERSÖZ’ünde “yani darbeler gelinceye kadar olan dönemde böyle bir milletvekili transfer edipte, Türkiye Cumhuriyetinin yüz karası bir hadise belki ama” dediği, Cem UZAN’ın da Hakkari’den bağımsız milletvekili seçilen birisinin böyle bir iş için bir buçuk milyon dolar para istediğini, parayı sokaktan toplamadığını, bu tür şeyler yapmasının kendisine bir fayda sağlamayacağını, fakat mecliste grup kurmanın başka bir olay olduğunu, bununda çok zor olduğunu, bir yığın servet harcayarak 15 kişi alsa yine grup kuramayacağını söylediği,
Görüşmenin ilerleyen bölümlerinde İsmail YILDIZ’ın yaptığı çalışmalar ve AKP’nin Hükümetten indirilmesi için yapılabilecek faaliyetler hakkında bilgiler verdiği, bu çerçevede “belirli operasyonlar yapılırsa AKP’nin oyu aşağıda kalır, ama normal şartlar altında bu seçim cereyan ederse dediğiniz gerçekleşmez tekrar Uzan’larla uğraşmaya başlarlar dediği, devamında yaptığı araştırmalar sonucu partilerin yerel seçimlerde alabilecekleri oy oranları hakkında bilgi verdikten sonra “yani neticede burada çok kapsamlı bir operasyon yapmak, çok kapsamlı bir senaryoyu hiçbir nokta ihmal etmeden oluşturmak ve oylamak gerekir diye düşünüyorum” dediği,
Konuşmanın devamında İsmail YILDIZ’ın “Cem UZAN öyle bir şey yapmalı ki hükümet feleğini şaşırmalı. Ne yapabilir? Bir; mecliste bir siyasi partiyi tehdit unsuru haline getirebilir….., ikincisi; 368 milletvekili var zaten AKP’nin. Ben bu 368 milletvekilinin 368’i ile de ilgili dosya hazırladım. Ve sorduğumuz soru; AKP’den koparmasınız? Niçin koparsınız? Neden koparsınız? Ne zaman koparsınız? Hangi şartlar altında koparsınız? Ve ne istersiniz? Cevap;280 milletvekili AKP’den tabi ki kopabilirim diyor, bunlar devletle çatışmaya devam ederse, bunlar Türkiye’yi iyi idare edemezse ve ekonomik kriz çıkarsa, Güneydoğu ile ilgili baskılar artarsa, Kıbrıs’la ilgili taahhütleri artarsa bu zafiyetlerde kopabiliriz diyor. Yada bir siyası alternatif üretilirse. Bakın bu çok önemli, biz AKP’den kopabiliriz diyor” dediği, bu noktada Levent ERSÖZ söze girerek “ZATEN ONU YARATMAĞA ÇALIŞIYORUZ” dediği, devamında İsmail YILDIZ’ın “öncelikle AKP’yi iktidardan uzaklaştırmak hedefleniyor ise bir başka partinin %20-25 oranında alacağı oy AKP’de ki az önce Cem beyin işaret ettiği soru işaretini uyandırabilir milletvekillerinin kafasında. Milletvekillerini tahrik edebilir ve parti değiştirme sürecine gelebilir rahatça” dediği,
Daha sonra AKP’yi devirmek için neler yapılabileceği hususunun konuşulmaya devam edildiği, bu çerçeveden konuşmaya katılan kişilerin neler yapılabileceği sorduğu, bunun üzerine İsmail YILDIZ’ın “Şu yapılabilir bana göre, AKP’yi belinden veya beyninden vurmak gerekiyor ki sersemlesin. Kamuoyu nezdinde ki desteğini azaltabilmek gerekiyor. Bunu AKP’nin oturmuş olduğu ideolojik tabana yönelik bir taarruzla yapabilirsiniz. Bu ne olabilir?” dediği, Levent ERSÖZ’ün de “Bakın açıkçası diyor ki; AKPnin gayri milli olduğunu vurgula. Yani ortaya koy, belge ile ortaya koy. Deki Tayip efendi nedir etnik kökeni? Şudur. Efendime söyleyeyim nedir? Bunların yolsuzluğu şudur. Bu gibi somut işleri ortaya atıyorsun değil mi” dediği, İsmail YILDIZ’ında “Olabilir, evet yollardan birisi bu” “ikincisi gayri İslami oldukları ortaya konulabilir……, üçüncüsü yine diyoruz ki az önce siz söylediniz, her an ekonomik kriz gelebilir. Bizim yaptığımız çalışmalar da var. Halk şu anda krizi gizli olarak yaşıyor…… böyle bir propaganda yürütülmeli ki burada bunu halk açıkça görebilmeli, günlük yaşantısın da bunu algılayabilmeli….. yine alışılmış bir siyası mücadele ile buradan çıkmak mümkün değil, AKP’yi vurmamız lazım. Öncelikle Tayip beyi vurmamız lazım. Kendisi ile ilgili ne varsa ortaya koyup, Tayip beyi toplumun nezdin de bir defa kesin olarak siyaseti hür olmaktan çıkarmamız gerekiyor” dediği, devamında Cem UZAN’ın gerekirse geri çekilip başka bir partinin mecliste siyasi alternatif olarak yükselmesini sağlaması gerektiğini söylediği, bunun üzerine Cem UZAN’ın “ben bu lafı söyleyeceksiniz diye bekliyordum. Cem UZAN çekil seçimlere girme…..” dediği, İsmail YILDIZ’ın böyle bir şey demediğini fakat Cem UZAN’ın çok farklı bir propaganda ve kampanya yürütmesi gerektiğini söylediğini, bu noktada Levent ERSÖZ’ün söze girerek “şimdi İsmail Beyin daha önce yaptığı çalışmalar var, onu anlatmaya çalışıyor. Bu yapmış olduğu çalışmalardan bir tanesi, bu AKP’yi nasıl bölelim. Ciddi anlamda yaptığı çalışmalar var. Ondan yola çıkarak bir takım şeyler anlatmaya çalışıyor” dediği, bunun üzerine Cem UZAN’ın “368’lik bir grubu hayallerle parçalayamazsınız. Parayla da parçalayamazsınız. 10 kişi alsanız ne olacak, öbür 350 devam eder” dediği,
Görüşmenin devamında Levent ERSÖZ’ün “şimdi geçende konuştuk, elinizde ki silahları kaybetmeden, grubu riske etmeden, onu kaybetmeden, en yakın zamanda onları darbeleyecek tarzda, ha bu darbelemek İsmail Beyin söylemiş olduğu ve yabana atılmayacak konular var. Yani bu adamın gayri milli, İslami konusu, yolsuzluklar konusu, bütün bunları elinizde ki silahlarla ve seçim meydanında çok açık ve net vurarak yaparsınız” dediği, Cem UZAN’ın da “bu konu da en ufak bir endişeniz olmasın. Burada bu adama vurabilecek hangi malzeme bizim elimize ulaşırsa bütün çıplaklığıyla paldır küldür yayınlanacak” dediği,
Bilahare İsmail YILDIZ’ın yine yerel seçim sonuçları ile ilgili değerlendirmeler yaptığı ve bu değerlendirmelerde AKP’nin %54 oranında oy alabileceğini söylemesi üzerine Cem UZAN’ın “paşam, paletleri bir çalıştırsanız aslında” dediği ve bir süre sonra Levent ERSÖZ’ün “şimdi kendinize iyi bakın, kılıcınız keskin olsun, öyle diyorum bizim açımızdan, bizimle ilgili konuştuğumuz konulardan hiç şüphe yok onu açık ve net ifade edeyim, özellikle Hayrullah’ın bu konuyu açıklaması son derece yararlı oldu, sizinle bu konuyu da görüşmek açısından da. Biraz evvel söylediğimiz konuda da daha önce konuştuğumuz gibi yükselen trend içerisinde biz ne varsa ve ne gerekiyorsa yaparız. Ama önemli olan grubun, buranın ve sizin ayakta kalmanız, bu zaten Ülkenin ayakta kalması demektir” dediği ve Cem UZAN’la görüşmeye son verip, Cem UZAN’ı yolcu ettikleri, daha sonra Levent ERSÖZ, Hasan Atilla UĞUR ve İsmail YILDIZ’ın konuşmaya devam ettikleri,
Bu konuşmada Cem UZAN ile yapılan konuşmayı değerlendirdikleri İsmail YILDIZ’ın yaptığı konuşmada Cem UZAN’ın AKP ile anlaştığını düşündüğünü, bu nedenle yeterince muhalefet yapmayacağını öne sürdüğü, Cem UZAN’ın yaptığı davranışların AKP’nin oyunu artırıcı etkilerin yapacağını söylediği, bu nedenle yerel seçimlerde iyi hazırlık yapılması gerektiğini, vatandaşın daha önce yaşadığı mağduriyetlerden dolayı Ankara’da Melik GÖKÇEK’i desteklediğini, sol kazanacağına Melih GÖKÇEK kazansın dediğini, İstanbul’da ki vatandaşların Nurettin SÖZEN dönemi bildiklerinden sol kazanacağına sağcı parti kazansın dediğini söylediği, bu çerçevede “Burada yapmaları gereken tek şey var herkesin, Melik GÖKÇEK’in defterine açacak herkes, diyecek ki arkadaş sen bu kadar hizmet yaptım diyorsun, ama bak bu kadar borca sokmuşsun… sen devleti soymuşsun arkadaş, git içerde biraz yat bunun hesabını ver demek” dediği ve yaklaşımlarını benzer şekilde anlatmaya devam ettiği,
Görüşmenin sonunda Levent ERSÖZ’ün “neyse sen bunları bir rapor olarak yaz” dediği anlaşılmıştır.

Bu görüşme çözümlerine bakıldığında 22 Kasım 2003 tarihli görüşmede, İsmail YILDIZ’ın AKP ile ilgili yaptığı çalışmadan bahsederek “Şimdi bir çalışma yapıyoruz. Kim ne karşılığı AKP den ayrılabilir diye” dediği görülmüştür. 21 Ocak 2004 tarihinde yaptığı görüşmede de bir önceki görüşmede yaptığını söylediği çalışmanın sonuçları ile ilgili bilgi verdiği ve bu kapsamda, İsmail YILDIZ’ın “368 milletvekili var zaten AKP’nin. Ben bu 368 milletvekilinin 368’i ile de ilgili dosya hazırladım. Ve sorduğumuz soru; AKP’den koparmasınız? Niçin koparsınız? Neden koparsınız? Ne zaman koparsınız? Hangi şartlar altında koparsınız? Ve ne istersiniz? Cevap;280 milletvekili AKP’den tabi ki kopabilirim diyor, bunlar devletle çatışmaya devam ederse, bunlar Türkiye’yi iyi idare edemezse ve ekonomik kriz çıkarsa, Günedoğu ile ilgili baskılar artarsa, Kıbrıs’la ilgili taahhütleri artarsa bu zafiyetlerde kopabiliriz diyor. Yada bir siyası alternatif üretilirse. Bakın bu çok önemli, biz AKP’den kopabiliriz diyor” dediği görülmüştür.
Diğer taraftan Şüpheli İsmail YILDIZ’dan ele geçirilen (84) numaralı bilgisayarda, diğer verilerin yanı sıra “Milletvekilleri aciklamali1” isimli Word dosyasında; (368) AKP Milletvekilinin isimlerinin yer aldığı, çizelge halinde hazırlanmış yazıda, her milletvekilinin özgeçmişi ve haklarında notlar bulunduğu, kişilere ait Notlar bölümünde “MIT, İran, CIA, Mossad, Almanya, AKP yönetiminin güvendiği isimlerden, Konjonktürel davranabilir, İlişkilerinde pargmatist, AKP DEN KOPABİLİR, AKP DEN KOPMAZ” gibi, kişinin yapısı, davranışları, ideolojisi ve etnik durumuyla ilgili bilgilerin yazıldığı, bu şekilde ayrı ayrı fişlemelerin yapılarak çok kapsamlı bir rapor hazırlandığı görülmüştür.
Dolayısıyla şüpheli İsmail YILDIZ’ın görüşmelerde bahsettiği AKP milletvekilleri ile ilgili çalışmaları gerçekten yaptığı ve çalışma sonuçları ile ilgili bağlı bulunduğu örgüt yöneticilerine rapor verdiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca Cem UZAN’la yapılan görüşmeden de anlaşıldığı üzere, Ergenekon Terör Örgütü AKP’yi bölmek için muhalifi olan kişilerlede görüşüp bu kişileri kullanmayı ve AKP’ye karşı kışkırtmayı planladıkları anlaşılmaktadır. Hatta görüşmeler içersinde şüpheli İsmail YILDIZ’ın “Cem çok rahat kullanma makamı haline gelebilir” diyerek bu durumu açıkça ifade ettiği görülmektedir.

16 Aralık 2003 tarihinde şüpheli Levent ERSÖZ ile Ahmet Tuncay ÖZKAN arasında yapılan görüşme çözümünde özetle; Levent ERSÖZ’ün “Kaleler birer birer düşüyor zaten” dediği, Tuncay ÖZKAN’ın da “çok düştü, mevzide kalmadı. Sıkıntı büyüyor” dediği, görüşmenin devamında Tuncay ÖZKAN’ın, Show TV televizyonundaki işinden çıkartılması ile ilgili patronu Mehmet Emin KARAMEHMET hakkındaki şikayetlerini dile getirdiği, yeniden işe alınması için Mehmet Emin KARAMEHMET’e baskı yapılmasının faydalı olacağını, kendisinin yeniden Show TV televizyonuna geri dönmesinin çok önemli olduğunu söylediği,
Görüşmenin ilerleyen bölümlerinde; Ali Müfit GÜRTUNA ve bu kişiye ait televizyon kanalı hakkında konuşmaya başladıkları, Tuncay ÖZKAN’ın Ali Müfit GÜRTUNA’nın öneminden bahsettiği ve bu kişiye ait televizyonu yerel seçimler öncesinde almak istediğini söylediği, bu çerçevede Tuncay ÖZKAN’ın “Ali Müfit’i sıkıştırmak gerekiyor. Yine ben sizden yardım isteyeceğim” dediği,
Görüşmenin devamında; Tuncay ÖZKAN’ın “ben kendisiyle yüzyüze konuşmadım daha, korkmasın diye. Çünkü bu Recep Tayyip nedeniyle bundan korkuyorlarda, Dalan’ı konuşturdum, Bedrettin beyi konuşturdum, sizde Bedrettin beyle konuşup bilgi alabilirsiniz. Bedrettin DALAN’a dedim ki git bununla bir konuş, öyle bir şeye ihtiyacımız var. Bu ihtiyaç Türkiye’nin ihtiyacıdır, burada bir ulusal duruş ortaya koymalıyız” dediği,
Görüşmenin devamında medyanın öneminden ve medyadaki ulusal duruşu kontrol altına almaktan bahsettikleri, bu çerçevede Tuncay ÖZKAN’ın “medya çok önemli, medya içerisinde benim ve benim arkadaşlarım bu düşüncede, ortak düşündüğümüze inandığımız bu düşüncelerin bu duyguların bulunmasında büyük fayda var, bunun için ben diyorum ki biz operasyonu mutlulukla sonuçlandıralım. Ne olmalı, Mehmet Emin’in kafası bu işe aymalı ve aydınlanmalı ve geriye gitmemelerini değerlendiririz.” “ikincisi de yedek bir sistem olarak bu Ali Müfit GÜRTUNA’nın elindeki sistemi almalıyız ve olayı organize etmeliyiz. Ben, onunla ilgili olarak Ali Müfit beye yapılacak psikolojik bir baskının çok yararlı olacağına inanıyorum. Orada bu TV kanalı, bugüne kadar Türkiye’de ve dünyada hiç kimsenin yapamadığını yapabilir… Yerel seçim öncesinde Show TV de Mehmet Emin’in yaptıramadığı her şeyi yapma olanağı var. Bütün görüşlerini orada seslendirme olanağı alır ve yarın bir gün çok ileri bir hamle alır” dediği, Levent ERSÖZ’ün de “İKTİDARA VURULACAK DARBE İÇİN BU ÇOK ÖNEMLİ” dediği, görüşmenin devamında; Tuncay ÖZKAN’ın “İstanbul TV konusunda mutlaka Ali Müfit GÜRTUNA’ya baskı yapıp, bunu devredip çıkması konusunu sağlamalıyız.” dediği
Görüşmenin sonlarına doğru; AKP ile ilgili konuşmaya başladıkları ve bu çerçevede Tuncay ÖZKAN’ın “AKP KENDİ İÇERİSİNDE ÜÇE DÖRDE BÖLÜNMEK ZORUNDA. Erkan MUMCU’yu, BAŞESGİOĞLU’nu biraz körüklemek lazım. Ben sekiz dokuz ay önce Erkan ile bir görüşme yaptım. Dedim ki Erkan sen çok seviliyorsun, destekleniyorsun, biz seninle çok paslaşacağız. Ben geldim burada Enerji bakanını tehdit ettim. Dedim sayın bakan bu YÖK yasası falan filan böyle yapıyorsunuz. Bunların altından kalkabilecekmisiniz. Ben bunları yayın yapacağım. Bunları göğüsleyebilecek misiniz. Söyle Tayyip’e bunları çeksin, adam bana geri döndü, “gece ben notunuzu ilettim” dedi. Ertesi günü çekti adam, sonra 29 ekim resepsiyonunda “bak görüyor musunuz, dediklerinizi yapıyoruz” dedi, bunlar beni TSK’nın temsilcisi gibi görüyorlar, öyle gördükleri içinde adam TSK BİR DARBE İLE GELİP BENİM KAFAMI UÇURACAKLAR DİYE KORKUYOR, onu öyle görüyor, onun algısı öyle” dediği anlaşılmıştır.

24 ARALIK 2003 tarihinde Albay Hasan Atilla UĞUR ile Keçiören Belediye Başkanı Turgut ALTINOK arasında yapılan görüşme metni çözümünde özetle; Hasan Atilla UĞUR’un “Başkanım ne oluyor yav secimler geliyor son durumlar nedir?” diyerek 2004 yılında yapılan yerel seçimler hakkında konuşmaya başladıkları, Hasan Atilla UĞUR’un Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ilgili olarak “Yani şunu merak ediyorum. Ben şimdi senimi aday gösterecekler yoksa şeyi mi Melih’ imi gösterecek?” diye sorduğu, T.ALTINOK’un “Şimdi albayım. Net, objektif, adalet, refah temiz ilkeli siyaset varsa beni aday gösterecekler. Ama sistem” “sistem diğer türlü paylaşım üzerine devam edecekse öbür adam öbür adam çok uygun bu işe zaten profesyonel yani” dediği, Hasan Atilla UĞUR’un da “Evet çok profesyonel. Bide şu var peki onu ekarte edip onu ne yapacaklar yani İstanbul’ a mı aday gösterecekler ne yapacaklar” diye sorduğu, T.ALTINOK’un “Yani onu eğer niyetleri ekarte etmekse belki bi dışarıdan bakanlık makanlık verebilirler.” dediği ve görüşmenin devamında Ali Müfit GÜRTUNA’nın AKPye girmek için yalvardığını, partiye girmek için uğraştığından bahsettiği,
T.ALTINOK’un “büyükşehir çok büyük de bir pasta birilerine göre çok büyük bir hizmet birilerine göre de çok büyük bir pasta” dediği, Hasan Atilla UĞUR’un ise “Ondan sonrası içinde büyük bir pasta” “Ondan sonrası ülke siyasetine ulusal siyaset içinde büyük bir pasta” dediği, T.ALTINOK’un “Melih bu işi değerlendiremez” “Tayyip beyi başbakanlığa götüren İstanbul Büyük Şehir belediye başkanlığı” “Şimdi Ankara büyük şehir belediye başkanlığı çok önemli bir görev.” “Değerlendirebilene” dediği ve görüşmenin devamında Melih GÖKÇEK’in yaptığı ihalelerden bahsettiği,
Görüşmenin devamında Turgut ALTINOK’un “Melih her pu…… yaptı baktı ki AKPyi durduramadı muvaffak olamadı Demokrat Partiyi için her şeyi yaptı” “10 trilyon para harcadı, 39 ile gitti toplantı yaptı, il teşkilatlarına gitti mütahitlere paylaştırdı, para verdi açtırdı hiç harcamadıysa o zamanın parasıyla 10 trilyon para harcadı.” “melihin korkusu şu. Melih GÖKÇEK Belediye Başkanı olmazsa Melih’ ten sonra sisteme uymayan bir … adam gelse melih cezaevine girer.” “Ama sisteme uymayan birisi gelse. İki melih tabi siyasetinde başbakanı olmak istiyor. Allah korusun Cem UZAN’ı da pabuçu beş sefer giydirir.” dediği ,
Hasan Atilla UĞUR’un “Peki AKP den sen şuanda devam ediyorsun şeyde Keçiörende. Akp senin dediğin o 5 tane güzel nitelik olmadı diyelim, tuttular Melih’ i gösterdiler, yada senin dışında başkan adayı gösterdiler ne yapacaksın?” dediği, Turgut ALTINOK’un “Şimdi komutanım. Konjektürü iyi okumak lazım” “Halkı iyi anlamak lazım sonuca da gitmek lazım. Şimdi seçimlere çok az bir zaman kaldı.” “Bir AKP rüzgarı var. … ha bu rüzgarın yönü ne kadar değiştirilebilir veya gücümüz değiştirmeye yetermi?” “Yani şeyi konjektürü değiştirebilecek güç bu şartlarda olur mu olmaz mı. Birde tabi şuda var yani bu bunca puştluğu yaptı yapmaya da devak edecek yine…” dediği ve devamında Keçiören’le ilgili olarak “Şuan Türk devletlerinin ülke siyasetinde bir tane bizim burada kalemiz var Keçiören.” “Milli yani bir Türk kenti” olduğundan bahsettiği,
Daha sonra Hasan Atilla UĞUR’un “Başka yerden teklif falan geldi mi sana.” diye sorduğu ve devamında “Tamamen bizim gözümüzde bir numarasın. Dürüstlüğünle, vatanseverliğinle her şeyinle…, senin milli duruşun asla tartışılmayacak, İrticayla bilmem neyle ilginin olmaması konusu bizim için çok önemli konu.” dediği ve devamında Melih GÖKÇEK ile ilgili olarak “SANA ÇOK ÖNEMLİ ŞEYLER SÖYLEYECEM.” “Seni çok sevdiğim için sevdiğimiz için bunları söyleyeceğim. Senin en büyük hedeflerinden bir tanesi, BİZCE BENCE BU MELİH DENİLEN PE…….İ ALT ETMEK OLMALI, yani bunu sakın aklından çıkartma.” “Tekrar söylüyorum sen lütfen kulağını aç ve beni dinle. ŞİMDİ BU PE…….K ARTIK O HERİFİN İSMİNİ SÖYLEMİYORUM. O PE……..K DENİLEN HERİF SENLE İLGİLİ HER TARAFTA DEDİKODU YAPIYOR. Her tarafta ama aklına neresi gelirse.” dediği,
Görüşmenin devamında Hasan Atilla UĞUR’un Tahir isimli bir şahıstan bahsederek “Bu Tahir diye bir şerefsiz var. Tahir basın müdürü. Tahir ne o” “Bu herife kesin çok dikkat et. Bak bu herife çok dikkat et. Bu herif senin bir numaralı düşmanın ben sana diyim. Bu herif Melihin bir numaralı da adamı.” diyerek Turgut ALTINOK’a bazı şahısların isimlerini vererek bu şahısların Melih GÖKÇEK ile irtibatlı olduğunu ve dikkat etmesini söylediği,
Konuşmanın devamında, Hasan Atilla UĞUR’un “Melih senin bu kasetle ilgili diyor ki kadınla diyo yanında çalışan bir kadınla geçen bir senaryoyu kasete çekmişler bu kaset polisin eline geçmiş. Bir ara diyo bunun iyice zayıflamasının nedeni bu diyo.” dediği, Turgut ALTINOK’un da “ONUN TELEFON KONUŞMASI VAR MI SENDE” diye sorduğu, Hasan Atilla UĞUR’un “YOK TELEFON KONUŞMASI FALAN DEĞİL. BİZİM ÇOCUKLARIN RAPORLARI BUNLARIN HEPSİ. TELEFONDAN DEĞİL ŞİMDİ SANA ŞÖYLE DİYİM. Avukat Mehmet Ali ALAN kim bu. Bu herifle konuşuyor bunu.” dediği ve F. K ve M. Ş’in isimlerini vererek “Bu adama güvenebilirsin.” dediği ve “İÇ İSTİHBARAT BAŞKANIMIZIN DA BİLGİSİ VAR SENİN GELDİĞİNDEN. ODA MERAK ETMİŞ GELDİMİ GELMEDİMİ DİYE SORUYOR. selamları var” dediği,
Görüşmenin ilerleyen bölümlerinde Hasan Atilla UĞUR’un “ŞİMDİ BU SENLEN BENİM SÖYLEDİKLERİMİN HEPSİ ÖLENE KADAR ARAMIZDA KALACAK ŞEYLER.” Dediği, Turgut ALTINOK’un “Buradan çıktık mı bu biter.” Dediği, Hasan Atilla UĞUR’un “Olsa zaten asla ve kati olarak sana söylemezdim…, Artı şuanda bulunduğumuz çok yetkili bir makamı Allah bize nasip etmiş böyle bir makamı. Türkiye nin birçok şeyinde etkili oluyor ise bu konuda da ben kardeşimi uyarayım” “Kılıçlarını ona göre çek.” “Sana verdiğim şu bilgilerin hepsi yüzde yüz doğru.” Dediği,
Hasan Atilla UĞUR’un devamla “Peki nasıl olur şimdi bu adamlar dediğim gibi seni şeyden göstermezlerse büyükşehirden ne olacak?” diye sorduğu, Turgut ALTINOK’un da “Keçiören de devam edicez komutanım.” “Veya bırakacağız siyaseti.” dediği, Hasan Atilla UĞUR’un “o yanlış tamamen yanlış olur. Çünkü bu zihniyetlerle mücadele etmek için” dediği,
Alparslan TÜRKEŞ ve MHP’ den bahsettikten sonra Hasan Atilla UĞUR’un “… Sen nerden olursan ol yine hep bizimle omuz omuza olacağından hiç şüphemiz yok. …” dediği, Turgut ALTINOK’ un ise Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK’ in çok tehlikeli olduğunu, bir ortamda durup dururken “… YA İŞTE KÜRTLER DEDİ AYRI BİR MİLLETTİR DEDİ” şeklinde konuştuğunu, bunun üzerine kendisinin de Hüseyin ÇELİK’ e “Doğu, Güney Doğu açınca dedim ki ya Hüseyin Bey sen ne biçim laf konuşuyorsun” dediğini, Hasan Atilla UĞUR’un “Bunu hiç tepkisi olmadı mı Tayyip’ in?” diye sorduğu, Turgut ALTINOK’un da “Şimdi Tayyip Bey en son dediki ya Hüseyin bey kapa bizim şimdi başka konular var onları konuşalım.” Dediği,
Görüşmenin son bölümünde; Hasan Atilla UĞUR’un “Başkanım şimdi ben sana çok özel numaramı vercem. Beni 24 saat arayabilirsin her türlü konuda. Ben hazırım tamam mı. Ama lütfen her şeyden bilgim olsun. Mesela başka bir yerlere geçme durumu falan olursa, BİZİMDE BİR TAKIM HAZIRLIKLARIMIZ VAR SENİNLE İLGİLİ DESTEKLEME AÇISINDAN. Lütfen bana haber ver olur mu. Ben şimdi sana özel numaramı yazayım vereyim. Ama yalnız of the recort kimseye zaten dedim kimse senin aramaz” dediği, Turgut ALTINOK’un da “Normalde telefonda yerleri aradığım telefondan da aramam” “Bilinen numaralardan aramam.” dediği, Hasan Atilla UĞUR’un “Yalnız demin söylediğim konularda lütfen çok dikkatli ol. Son derece duyarlı hareket ediyorsunuz zaten.” dediği ve görüşmenin devamında Turgut ALTINOK’ un U.B isimli bir şahıstan bahsederek Melih GÖKÇEK’ in oğluyla ÇİN’ e gelip gittiklerini anlattığı ve U.B. ile ilgili olarak “UFUK’ UN 3 TANE ARABASI VAR BEN HER HALDE O PLAKALARI VERMİŞTİM BİLMİYORUM ARKADAŞLAR VERDİ Mİ” diye sorduğu, Hasan Atilla UĞUR’un da “VERDİLER” “Başkanım bu zor dönemde Allah nasip ederse ülkenin bir çok şeyini kurtaracaz hep beraber hep beraber” dediği, Turgut ALTINOK’un “TAHİR MAHİR … ONLARLA ŞEY YAP İLGİLEN” dediği, Hasan Atilla UĞUR’un “onlarla çok iyi ol. Türk ün aklını kullan.” “çünkü BUNLAR NE DİYORLARSA BEN SANA HABER VERCEM. Anladın mı? Tekrar haber vercem.” dediği, Turgut ALTINOK’un “Onlar Melih’ ten haber alıyor bende onlardan bir şeyler alıyorum.” dediği, Hasan Atilla UĞUR’un da “Biliyorum ama onlar daha organize.” dediği ve “Şimdi Ankara’ da bide şu var … parti olarak düşünülmüyor her şey. Turgut ALTINOK ismine oy verecek bir sürü insan var bunu da bil. Soysal Demokratından da tut yani bu iktidara da büyük bir tepki var ha. Şuan da sen bakma anketlere hepsi hikaye. Şuanda git bi nabız yokla bakalım. Sadece Keçiören de bakma” dediği ve görüşmenin sonunda Hasan Atilla UĞUR’un “Sık sık görüşelim kendine iyi bak. Bizim senle görüşmelerimizden en yakınının dahi haberi olmaması lazım.” “Dikkatli bir taktik uygulamamız lazım bilgin olsun.” dediği anlaşılmıştır.


11 Aralık 2003 tarihinde Jandarma İstihbarat Başkanı makamında AKP Bingöl Milletvekili Fevzi BERDİBEK görüşme neticesinde elde edilen bilgilerin özet olarak yazıldığı, bu metnin özetinde ise; AKP’nin içerisinde Fevzi BERDİBEK gibi düşünenlerin sayısının 100 kişiden aşağı olmadığı ancak sayısı az olmakla birlikte, içlerinde çok hain olan ve pkk’lıdan farksız düşünenlerinde olduğu, Recep Tayyip ERDOĞAN’ın Refah kanadından gelen milletvekilleri ile sorunları olduğu, YÖK yasası konusunda bazı milletvekillerinin YÖK’ün kökten gitmesi, kimilerinin de mevcut ortamda askerle ve öğrenci ile uğraşılmaması görüşünde olduğu, Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ile Dışişleri Bakanı Abdullah GÜL arasında sürtüşme bulunduğunun yazılı olduğu görülmüştür.

Şüpheli Mehmet Şener ERUYGUR’dan ele geçirilen 13 nolu CD’de, “5 KASIM GÖRÜŞMESİNDEKİ TEMALAR” isimli Word dosyası içersinde; 5 Kasım 2003 görüşmesinden çıkarılan temalar başlıklı (17) sayfadan oluşan bir yazı olduğu, yazı içersinde bazı konu başlıklarının bulunduğu ve her konuyla ilgili bilgi verildikten sonra, bu bilginin ne zaman ne şekilde kullanılacağının belirtildiği, bu kapsamda özetle,
1. Tema başlığının altında; İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı için Ali Müfit GÜRTUNA nın AKP den koparılması, Deniz BAYKAL’ın yerel seçimlerde muhalefet yapmayacağıyla ilgili bir konu olduğu, “Ali müfit beyin AKP den kopuşunu zannediyorum gerçekleştirdik” şeklinde bir cümle kullanıldığı, Ali Müfit GÜRTUNA nın tabanının farklı olmasından dolayı CHP adayı olamayacağı, ancak DYP ye entegre edilebileceğinin anlatıldığı,
2. Tema başlığı altında; AKP Milletvekillerinden kopacak şahısların DYP çatısı altında birleştirilmesiyle ilgili Ağar’ın harekete geçirilmesi gerektiği, Ağar ın çevresinin ve kendisinin boş olduğunu ve doldurulması gerektiği, kendisinin doldurulmaya başlandığını, ciddi bir bilgi transferinin yapıldığını, bunun için günlük yada haftalık seanslar uygulandığını, 219 tane milletvekilinin AKP den kopabilecek durumda olduğunu, gerginliğin tırmanması halinde ılımlıların yanına gitme eğilimi başlayacağını, gerilimi TSK nın tırmandırabileceğini, stratejik olarak dini noktalar üzerine değil, milli noktalar idari yapı yada hukuk konularında sıkıştırılabileceğini, Ağar’ın ılımlı mesajlar verebileceğini ve bu şekilde AKP milletvekillerinin DYP ye geçmesi için meşru bir zemin oluşturulabileceğini,
Meclisteki milletvekillerinin biyografik istihbaratlarının yapılması, Mehmet Ağar’ın bu konudaki düşüncesinin öğrenilmesinin gerektiği, bu bilgilerin yerel seçimler öncesi başlatılan faaliyetin genel seçimlere kadar sürdürülmesi veya erken genel seçimin gündeme getirilmesi esnasında kullanılabileceği,
3. Tema başlığı altında; Ankara ve İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı çalışmaları, Turgut Altınok’un DYP ye gelmek üzere olduğunu, burada seçim kazanacak Turgut ve Melih olduğunu, Melih (Gökçek) in arkasında Yahudi bir grubun olduğunu, Hisarcıklıoğlu’nun arkasında MİT ve Yahudi Mossad la bağlantılı bir grubun olduğunu, söz konusu şahıslarla ilgili teyit çalışması yapılması gerektiği, yerel seçimler öncesi kullanılmasının faydalı olacağının değerlendirildiği,
4. Tema başlığı altında; BDDK Başkanının değişmesi, Cem Uzan’ın faaliyetlerinin irdelendiği, Cem Uzan ile AKP nin anlaşabileceği, eğer böyle bir şey olursa Aydın Doğan ın da devlete 35 milyar dolar takabileceğini, verilen bilgilerin teyit edilmesi gerektiği, bu bilgilerin yerel seçimler öncesinden genel seçimlere kadar kullanılabileceği,
5. Tema başlığı altında; Milletvekillerine şantaj yapılması konusunun olduğu, Sezer’e de yakın olan insanlarında çok şaibeli olduğu, hepsinin de servis bağlantısının deşifre edilebileceği, Nevrezoğlu, Alpaslan Işıklı, Gökhan Atadı, 1402 lilerin ekseriyesinin hepsinin bir yerle bağlantılı olduğu, Enver Ören inde bu alanda çok kullanılan bir kişi olduğu, İngiliz istihbaratının bir adamı olduğu, Işık tarikatının İngiliz istihbaratının islama yönelik bir dezenformasyonu olduğu, bütün bilgilerin derlenmiş durumda olduğu, bir durum olması halinde dosyanın çok rahat önüne konabileceği, kendilerine şantaj yapılan milletvekilleri ile ilgili doküman ve fotoğraflara ihtiyaç duyulduğu, bu bilgilerin yerel seçimler öncesinde genel seçimlere kadar kullanılabileceği yazdığı görülmüştür.

“tayyip erdoğan’ın danışmanı arion liel” isimli Word dosyasında; 15 Kasım görüşmesindeki temalar şeklinde başlık olduğu, bu başlık altında özetle,
1. Tema Cem UZAN ile RTE bağlantısı başlığı altında, Cem UZAN’ın Amerikalılarla yaptığı görüşmelerden bahsedildiği, yapılan görüşmelerin ses ve görüntü kayıtlarının temin edilmesi, varsa anlaşma metinleri ile farklı pasaport kullanıp kullanmadığının tespiti gerektiği, bu bilgilerin Recep Tayyip ERDOĞAN ile Cem UZAN arasında bir anlaşma olması durumunda gerek duyulacağı,
2.Tema Mehmet AĞAR ın etrafının boşaltılması operasyonu başlığı altında, Mehmet AĞAR ile yapılan görüşmenin aktarıldığı, bu organizasyon içerisinde bulunanların teknik takiplerine ve DYP den ayrılanların listesine ihtiyaç duyulduğu, bu bilgilerin Recep Tayyip ERDOĞAN ın DYP üzerine ne tür oyunlar oynadığı komu oyuna duyurularak yerel seçimler öncesi prestij kaybetmesini sağlayacağı,
3. Tema Bankalarla ilgili çalışmalar isimli başlık altında, bir çok banka ismi sayılarak bir operasyondan bahsedildiği, el konulacak yeni banka isimleri ile yazılı bir metin olup olmadığı ve yeni seçilecek kişi ile ilgili detaylı bilgiye ihtiyaç duyulduğu, bu bilgilerin Türk Finans sektörü ve diğer sektörlerle ilgili neler tasarladıkları kamu oyuna sızdırılarak yerel seçimler öncesi zor duruma düşürülmesinin sağlanması,
4. Tema AKP den DYP ye geçiş çalışmaları başlığı altında; Ali Müfit’in düşünülmesi gerektiği, meclisin içinde bir operasyon yapılmasını kolaylaştıracağı şeklinde bilgilerin olduğu
5. Tema RTE nin kökeni ile ilgili iddialar başlığı altında, Recep Tayyip ERDOĞAN’ın kökeni ile ilgili bilgilerin yer aldığı, Recep Tayyip ERDOĞAN’ın kökeni ile ilgili detaylı bilgiye ihtiyaç duyulduğu, bu bilgilerin yerel seçimler öncesinde istifa etmesi için kullanılabileceği belirtilmiştir.

“MAHALLİ GENEL SEÇİMLER” isimli Word dosyasında; Mahalli genel seçimler öncesi ortamın şekillendirilmesi konusunda değerlendirme başlığının olduğu, Mahalli Genel Seçimlere kadar merkez sağda alternatif bir partinin yaratılamaması halinde AKP’nin seçimden güçlenerek çıkacağı değerlendirmesinin yapıldığı, diğer siyasi partilere ilişki bu şekilde değerlendirme notlarının bulunduğu, siyasi partilerin son 10 yılda aldığı oy oranlarının incelendiği, 3 Kasım 2002 seçimlerinin bir çizelgesinin çıkartıldığı, parti dağılımı ve oy oranlarının gösterildiği, “Biyoğrofik istihbarat” başlığı altında, ANAP millet vekilleriyle ilgili “arap kökenli, fettullahçı gruplarla yakın ilişkili, E.Tümg.Erdal ŞENER de kaset var” şeklinde bilgilerin yer aldığı, “değerlendirme” bölümünde ise ANAP ve DYP genel başkanlarının biyoğrafik istihbaratları değerlendirildiğinde, DYP genel başkanının daha güvenilir olduğu bunedenle M.AĞAR’ın desteklenmesi gerektiği, mahalli genel seçimlerden önce ANAP ve DYP nin DYP çatısı altında birleşmeleri, Ali Müfit GÜRTUNA’nın DYP ye angaje edilmesi, İ.Melih GÖKÇEK ile Recep Tayyip ERDOĞAN arasındaki güvensizlik ortamından istifade edilerek, Melih GÖKÇEK in saf dışı edilmesi ve Turgut ALTINOK’un DYP ye angaje edilmesi şeklinde rapor bilgilerin yer aldığı anlaşılmıştır.

Ergenekon Örgütü AKP’nin bölünüp parçalanması için, başta Erkan MUMCU olmak üzere bazı milletvekillerini , Ali Müfit GÜRTUNA ve Turgut ALTINOK’un AKP’den koparılması için ciddi çalışmalar yapıldığı anlaşılmıştır.
ELE GEÇİRİLEN İSTİHBARİ ÇALIŞMA VE KİŞİSEL VERİLERİN KAYDEDİLMESİ

Şüpheli Ergün POYRAZ’dan ele geçirilen (CD 1) içersinde, diğer verilerin yanı sıra, “Bakanlar kurulu öz geçmişi” klasörü içersinde; (26) adet Word dosyası olduğu görülmüştür. Word dosyalarına ayrı ayrı Hükümette görev alan Bakan isimlerinin yazıldığı, içeriğinde bakanlara ait kişisel bilgilerin bulunduğu, kişisel bilgilerin hemen altında ise “Özellik arz eden durumları” başlığı altında şahısların siyasî, dinî görüşleri ve ırkî kökenleri ile ilgili bilgilerin olduğu, bunların yanı sıra siyaset hayatındaki ilişkilerle ilgili notların yazılı olduğu,
“7 Özel Durumu1 Olan Milletvekilleri AKP” isimli word dosyasında; “ÖZEL DURUMU OLAN MİLLEKVEKİLLERİ” başlığı altında çizelge yapıldığı ve bu çizelge içersinde 60 Milletvekilinin isimlerinin yazıldığı, her ismin karşısına da dini görüşleri ve daha önce görev yaptıkları yerler, yargılandıkları olaylar ve benzer konularla ilgili bilgilerin bulunduğu,
“7 Özel Durumu Olan Milletvekilleri AKP” isimli word dosyasında; “ÖZEL DURUMU OLAN MİLLEKVEKİLLERİ” başlığı altında çizelge yapıldığı ve bu çizelge içersinde 39 Milletvekilinin isimlerinin yazıldığı, her ismin karşısına da dini görüşleri ve daha önce görev yaptıkları yerler, yargılandıkları olaylar ve benzer konularla ilgili bilgilerin yer aldığı,
“7 Özel Durumu Olan Milletvekilleri Bağımsız” word dosyasında; ÖZEL DURUMU OLAN MİLLEKVEKİLLERİ” başlığı altında çizelge yapıldığı ve bu çizelge içersinde 3 Bağımsız Milletvekilinin isimlerinin yazıldığı, her ismin karşısına da daha önceki tarihlerde yargılandıkları olaylar ve haklarında açılan davalarla ilgili bilgilerin bulunduğu görülmüştür.
Şüpheli Ahmet Hurşit TOLON ve Mehmet Şener ERUYGUR’dan ele geçirilen dijital verilerde, AKP ile ilgili yapılan çok kapsamlı istihbari çalışmalar ve fişleme bilgileri ele geçirilmiştir.
Şüpheli Hurşit TOLON’dan ele geçirilen (48) nolu CD’de, Şener ERUYGUR’dan ele geçirilen (ADD Genel Merkezi Genel Başkan Odası - 5) nolu CD’de, şüpheli Mustafa BALBAY’ın WD_WMAM9EF31256 seri numaralı harddiski ve Hasan Atilla UĞUR’un 5 nolu CD’sinde;
“AKP Genel Değerlendirmesi” klasöründe “00 AKP Değerlendirmesi Metin 1.doc” isimli 34 sayfalık “GİZLİ” ibareli MSword dosyası olduğu, içeriğinde AKP parti ve milletvekilleri ile ilgili değerlendirme notlarının bulunduğu, “Nakşibendi olduğu biliniyor, Nurcu tarikatı, Yeni Asya grubuna bağlı” gibi tanımlamaların bulunduğu, “GİZLİ” ibareli “Hepsi.doc” isimli 46 sayfalık MSword dosyasında çeşitli yasa değişiklikleri, atamalar ve TSK aleyhindeki basında yer alan haberlerle ilgili analiz raporları olduğu, “Hepsi Esas.doc” isimli 76 sayfalık “GİZLİ” ibareli MSword dosyasında AKP ve seçimler hakkında genel bilgi notları olduğu, irtica ve başörtüsü hakkında değerlendirmelerin yapıldığı, bu konu ile ilgili yapılan yasa değişikliklerinin rapor haline getirildiği, “Kadrolaşma özeti.doc” isimli 1 sayfa ve “GİZLİ” ibareli MSword dosyasında kadrolaşma ile ilgili istatistiki bilgiler verildiği,
“AKP ort sınıf” klasöründe “01 AKP'nin orta sınıf projesi planı esas metin.doc” isimli “GİZLİ” ibareli ve 32 sayfadan oluşan MSword dosyasında, AKP ile ilgili araştırma notları olduğu “AKP’nin irticaya zemin hazırlayan faaliyetleri” gibi başlıklar altında değerlendirmelerin yapıldığı, irticai kurum ve kuruluşlar, irticai grupların Avrupa yapılanması, İslamcı ticari kuruluşlar gibi başlıklar halinde incelemelerin yapıldığı,
“AKP'nin Beyin Takımı-” isimli klasöründe 11 adet “GİZLİ” ibareli dosya bulunduğu, AKP ile ilgili geniş kapsamlı araştırma ve değerlendirme raporları olduğu, seçimler kadrolaşma, eğitim, AB süreci, türban gibi konularda değerlendirmelerin yazıldığı, K.K.K’lığı Eğitim ve Doktrin Komutanlığınca Samsun ilinde AKP ile ilgili rapor halinde düzenlenmiş üst yazı olduğu, ayrıca “AKP tarikatçı milletvekilleri.xls” isimli dosya olduğu ve çok sayıda milletvekilinin kişisel verilerinin kaydedildiği,
ADD Genel Merkezi, Pınar ……. isimli şahsın kullandığı, SAMSUNG marka, seri numarası SOOJJ20X150161 olan bilgisayar hard diski içerisinde; “alan çalışması-tamer paşa.doc” isimli (2) sayfalık ve “Alan Çalışması Rehberi” başlıklı MSword dosyasında; “Çalışmalarımızı özellikle geçen seçimde oyunu kullanmamış olanların bulunduğu bölgelerde yapmalıyız. İl ve İlçe Seçim Merkezlerinden bu bilgiler temin edilebilir. Bilahare VAROŞLAR daki çalışmalar sürdürülmelidir. Her Sivil Toplum Örgütüne ve üyelerine sorumluluk sahaları verilmelidir. Ayrıca, halktan yakın tanıdıklarımızdan bu görevi yürütebilecek nitelikteki kişiler bu çalışmalara davet edilmelidir. Kahvehane sohbetleri veya toplantı düzenlenerek yapılacak görüşmelerde o bölgede sevilen ve sözü dinlenen, sayılan kişilerden yararlanılmalıdır.” ve “Ev Görüşmelerinde;-Öncelikle her hangi bir partili olmadığımız, Sivil Toplum Örgütü (….) mensubu olduğumuz belirtilmelidir. Mutlaka oy kullanılmasını, eğer izin veya başka bir nedenle bulunulan mahalden ayrılacaksa, seçim için dönerek mutlaka oy kullanmasını, bunun tarihi bir görev olduğu, bölücülük, din istimrarcılığı yapan hiçbir partiye oy verilmemesini, eğer oy vereceği partinin meclise girme olasılığı zayıf ise bu durumda oyunun boşa gitmemesi için bir değerlendirme yapmasını, yapılmış seçim anketlerinden de istifade ederek kendi siyasi tercihine yakın ve meclise girme olasılığı olan bir partiye oy vermesini, mühürü oy pusulasına vurduktan sonra mürekkebin kuruması için beklemesini, ondan sonra oy pusulasını katlayıp zarfa yerleştirmesini, bu seçimin Türkiye’nin geleceği açısından çok önemli olduğu..” şeklinde siyasi seçimlerde halkın yönlendirilmesinde uygulanacak yöntemlerin sıralandığı,

“ULUSAL BİRLİK HAREKET PLATFORMU-2.doc” isimli (13) sayfalık MSword dosyası içerisinde; ülke genelinde “Cumhuriyet mitingleri” adı altında gerçekleştirilen mitingler ile, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve yeni anayasa çalışmalarında izlenecek yollarla ilgili açıklamaların yer aldığı, bu kapsamda dokümanda; “…03.03.2004 tarihinde teşkil edilen Ulusal Birlik Hareketi Platformu, başta Cumhuriyet Mitingleri olmak üzere, rejimin ve devrimlerin korunması konusunda şimdiye kadar kendisine düşen görevleri büyük bir heyecan ve vatanseverlik duygusu ile yerine getirmiştir.”, “Yeni ANAYASA hazırlık çalışmalarında; Öncelikle “Nasıl bir Anayasa” düşündüğümüz konusunda bir çerçeve görüş kamuoyuna ve “ANAYASA“ hazırlığında görev almış olanlara intikal ettirilmelidir. Anayasa’ nın hazırlık aşamasının tüm kademeleri yakinen takip edilmeli ve görüşler verilmelidir. Kamuoyu aydınlatılmalıdır.” ve “21 Ekim’de yapılacak “Cumhurbaşkanının Halk tarafından seçilmesi” ile ilgili REFERANDUM’da “HAYIR” oyu kullanılması için faaliyet icra edilmelidir.” şeklinde açıklamaların yer aldığı,
“Siyasi Partiler\06 2002 Milletvekili Seçimleri değer” klasöründe 13 adet muhtelif dosyalar bulunduğu, içeriklerinde 2002 dönemine ait Siyasi partilerin genel seçimlerde aldıkları oy oranları, milletvekilleri ve diğer konularda istatistiki verilerin yer aldığı,
“Siyasi Partiler\SEÇİMLER” klasöründe muhtelif dosyalar bulunduğu, bu dosyaların içeriklerinde değişik dönemlere ait genel ve yerel seçimlerle ilgili istatistiki verilerin ve raporların çizelgeler halinde yazılmış olduğu, ayrıca “Lojman1 oy.doc”, “Lojman oy.doc”, “LOJMAN1 oY.ppt” ve “LOJMAN oY.ppt” isimli dosyalarda “Etimesgut bölgesindeki K.K.K’lığı, Hv.K.K.’lığı, Başkent Üniversitesi personeline ait lojmanlarda” ve “İzmir Garnizonunda lojmanların bulunduğu bölgelerde” kullanılan oy oranlarının partilere göre dağılımını gösterir çizelgeler olduğu, “Seçimler Asker adayla 2033.xls” isimli excel dosyasında ise TSK ve K.K.K’lığı kökenli milletvekilleri başlıkları altında emekli olan askeri personelin hangi partilerde aday olduğunu gösterir çizelge halinde tabloların olduğu,

Şüpheli Hurşit TOLON’dan ele geçirilen (43) nolu CD’de, Şener ERUYGUR’dan ele geçirilen (13) nolu CD’de, şüpheli Hasan Atilla UĞUR’dan ele geçirilen (5) nolu CD’de ve şüpheli Mustafa BALBAY’ın WD_WMAM9EF31256 seri numaralı Harddiskinde;
“019 Siyasi Partiler” klasöründe “Siyasi partiler-Seçimler-Tarikat bağ.xls” isimli excel dosyası olduğu, içeriğinde ise 5 adet çalışma sayfası bulunduğu bu dosyalarda mevcut siyasi partilerin isimlerinin çizelge halinde yazıldığı ve milletvekili sayılarının belirtildiği, partiler içerisindeki yapılanma ile ilgili “Nakşi, Kadiri, Adıyaman, Fettullahcılar, Yeniasya grubu, Süleymancılar” şeklinde tanımlamaların bulunduğu ve kişi isimlerinin de yazılarak parti içindeki konumlarının belirtildiği,

“019 Siyasi Partiler\SEÇİMLER” klasöründe 6 adet “GİZLİ” ibareli MSword dosyası olduğu, “2002-2004 seçimlerinin karşılaştırması.doc” isimli dosyada, 2 Kasım 2002 genel seçimleri ile 28 Mart 2004 yerel seçimlerin karşılaştırılması ve değerlendirilmesi hakkında rapor olduğu, AKP, CHP, MHP ve diğer partilerin seçimlerde almış olduğu oy oranları ile karşılaştırılmalarının yapıldığı, diğer dosyalarda ise siyasi partilerin seçimlerde izleyeceği programlar ve oy oranlarının yer aldığı,

“AKP eski Dönemsel Raporlar” klasöründe 7 adet “GİZLİ” ibareli MSword dosyalarının olduğu, “analiz3.doc” isimli dosyada hükümetin eğitim ile ilgili uyguladığı politikalar hakkında rapor olduğu, çıkartılan yasalar ve uygularla ilgili çizelge halinde hazırlanmış yazı olduğu, “analiz5.doc” isimli dosyada çıkartılan yasalarla ilgili sonuç ve değerlendirmelerin olduğu, gayri resmi olarak örgütlendiği bilinen Fettullah GÜLEN cemaati meşrulaştırılmakta gibi yorumlara yer verildiği, “İrtica.doc” isimli dosyada AKP milletvekilleri, bürokratlar, Belediye Başkanı, Konya’da düzenlenen izcilik kampından örnekler verilerek yapılan irtica ile ilgili uygulamaların yazıldığı, “İRTİCA A5 METİN.doc” isimli dosyada irticai faaliyetlerin değerlendirme raporu olduğu ve tarihi gelişimi ile ilgili bilgiler verildiği, radikal dini gruplar, tarikatlar, irticai terör örgütleri gibi gruplardan bahsedildiği, haklarında bilgiler verildiği, “İrticai faaliyetler KKK Arzı.doc” isimli dosyada irticai ve diğer yıkıcı faaliyetler hakkında rapor olduğu, “Kadrolaşma .doc” isimli dosyada irticai faaliyetlerle ilgili kadrolaşmalardan bahsedildiği, “Terör .doc” isimli dosyada ise Siirt Belediyesinde Hizbullah terör örgütü üyesinin görevlendirilmesi ile ilgili bir yazı olduğu,

“Gnkur. AKP takip formu\Özeti” klasöründe 6 adet dosya olduğu, “GİZLİ” ibareli K.K.K’lığı İstihbarat Başkanlığı logosunun bulunduğu 02 Aralık 2002 tarihli “AKP’ nin Acil Eylem Planı, Hükümet Programı ve Basına Verilen Demeçlerdeki Vaatlerinin İncelenmesi” başlıklı dokümanlarda çizelge halinde hazırlanmış mevcut hükümetin programı ile ilgili bilgilerin yer aldığı, programı ile ilgili neyin amaçlandığı ve uygulamaların yer aldığı, partinin takip edilmesi ile ilgili bir çizelge olduğu,

“019 Siyasi Partiler” isimli klasörde; “Adana Milletvekili Ömer Çelik.doc” isimli bir MSword dosyası olduğu, bu dosya içerisinde Adana Milletvekili Ömer ÇELİK ‘in kimlik bilgilerinin yanı sıra siyasi ve felsefi görüşlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği,
“Atilla Koç kimdir.doc”, “Atilla Koç kimdirözet.doc” ve “Atilla Koç kimdirözetresimli.doc” isimli bir MSword dosyaları olduğu, bu dosyalar içerisinde Kültür ve Turizm eski Bakanı Atilla KOÇ’un kimlik bilgilerinin yanı sıra siyasi ve dini görüşlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği,
“ÇİZELGELER.xls” isimli bir Excel dosyası olduğu, bu dosya içerisinde 2004 Yerel seçimlerinde AKP’den Belediye Başkanı olan şahısların isim listelerinin bulunduğu ve bazılarının karşısında siyasi ve dini görüşlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği,
“Cüneyd Zapsu.doc” isimli bir MSword dosyası olduğu, bu dosyalar içerisinde AKP’nin Genel Başkan Danışmanı Cüneyd ZAPSU ‘nun kimlik bilgilerinin yanı sıra siyasi ve dini görüşlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği,
“İrticai Faal.Tespit edilen belediye başk.ları.xls” isimli bir Excel dosyası olduğu, bu dosyalar içerisinde 126 Belediye Başkanının kimlik bilgilerinin yanı sıra siyasi ve dini görüşlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği,
“İstanbul Milletvekili Egemen Bağış.doc” isimli bir MSword dosyası olduğu, bu dosyalar içerisinde İstanbul Milletvekili Egemen BAĞIŞ ‘ın kimlik bilgilerinin yanı sıra siyasi görüş ve ırki kökenlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği,
“Kültür Bakanı Hüseyin Çelik.doc” isimli bir MSword dosyası olduğu, bu dosyalar içerisinde Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK in kimlik bilgilerinin yanı sıra siyasi ve dini görüşlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği,

“023 Biyografik Bilgiler” isimli klasörde; “AKP RTÜK ÜYELİĞİ ADAY LİSTESİ.doc” isimli bir MSword dosyası olduğu, bu dosyalar içerisinde RTÜK Üyeliği Aday Listesi’nde isimleri bulunan şahısların kimlik bilgilerinin yanı sıra siyasi görüş ve ırki kökenlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği ve böylelikle fişlendiği,
“Milletvekili Biyografileri.doc” isimli bir MSword dosyası olduğu, bu dosyalar içerisinde 22 Milletvekilinin kimlik bilgilerinin yanı sıra bu milletvekillerinden 7 tanesinin dini ve siyasi görüşlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği,
“AKP eski Dönemsel Raporlar” isimli klasörde “İrtica.doc”, “Kadrolaşma .doc” ve “Terör .doc” isimli bir MSword dosyaları olduğu, bu dosyalar içerisinde çeşitli kamu kurumlarında çalışan personel hakkında çeşitli iddialar ve istihbari bilgilerin yer aldığı,
“ARŞİV\AKP Kadrolaşma” isimli klasörde “atamalar.xls” isimli bir Excel dosyası olduğu, bu dosya içerisinde 2005 yılında değişik bakanlıklarda ve Kamu Kurumları’nda yapılan 472 kişiye ait atamalar ile ilgili bilgilerin olduğu, bu bilgiler içerisinde kişinin kimlik bilgileri ile atandığı yerin yazılı olduğu,
“7 Özel Durum Bakanlar kurulu2.doc” isimli bir MSword dosyası olduğu, bu dosyalar içerisinde 21 Bakana ait kimlik bilgilerinin yanı sıra siyasi ve dini görüşlerine ve ırki kökenlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği,
“7 Özel Durumu1 Olan Milletvekilleri AKP.doc” isimli bir MSword dosyası olduğu, bu dosyalar içerisinde 60 Milletvekiline ait kimlik bilgilerinin yanı sıra siyasi ve dini görüşlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği,
“7 Özel Durumu Olan Milletvekilleri AKP.doc” isimli bir MSword dosyası olduğu, bu dosyalar içerisinde 40 Milletvekiline ait kimlik bilgilerinin yanı sıra siyasi ve dini görüşlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği,
“7 Özel Durumu Olan Milletvekilleri Bağımsız.doc” isimli bir MSword dosyası olduğu, bu dosyalar içerisinde 3 Milletvekiline ait kimlik bilgilerinin yanı sıra çeşitli iddialar ve istihbari bilgilerin kaydedildiği,
“9 Milletvekilleri Özgeçmiş tamamı.doc” isimli bir MSword dosyası olduğu, bu dosyalar içerisinde 500’ün üzerinde Milletvekillerine ait kimlik bilgilerinin yanı sıra çeşitli iddialar ve istihbari bilgilerin kaydedildiği,
“11 Milletvekillerinin Özgeçemişleri son.xls” isimli bir Excel dosyası olduğu, bu dosyalar içerisinde 365’in üzerinde Milletvekillerine ait kimlik bilgilerinin yanı sıra çeşitli iddialar ve istihbari bilgilerin kaydedildiği,
Ayrıca “Adalet Bakanı Cemil Çiçek.doc”, “Başbakan Abdullah Gül.doc”, “Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki Ergezen.doc”, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu.doc”, “Devlet Bakanı Ali Babacan.doc”, “Devlet Bakanı Beşir Atalay.doc”, “Devlet Bakanı Mehmet Aydın .doc”, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler.doc”, “İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu.doc”, “Maliye Bakanı Kemal Unakıtan.doc”, “Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu.doc”, “Milli Savunma Bakanı Mehmet Vecdi Gönül.doc”, “Sağlık Bakanı Recep Aktağ.doc”, “Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun.doc” ve “Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım.doc” isimli bir MSword dosyaları olduğu, bu dosyalarda adı geçen kişilerle ilgili toplanan bilgiler ve bir kısmının dini ve siyasi görüşlerine göre kişisel bilgilerinin kaydedildiği anlaşılmıştır.

“AKP tarikatçı milletvekilleri.xls” isimli bir Excel dosyası olduğu, bu dosyalar içerisinde 100 Milletvekiline ait kimlik bilgilerinin yanı sıra siyasi ve dini görüşlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği,
“Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır.doc”, “Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen.doc” ve “Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış.doc” isimli MSword dosyaları olduğu, bahsi geçen Bakanların siyasi görüşlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği,
“Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullatif Şener.doc” isimli bir MSword dosyası olduğu, dönemin Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Abdullatif ŞENER’in siyasi görüşlerine ve ırki kökenlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği,
“Milletvekilleri.xls” isimli bir Excel dosyası olduğu, bu dosyalar içerisinde 85 Milletvekiline ait kimlik bilgilerinin yanı sıra siyasi ve dini görüşlerine göre kişisel bilgilerin kaydedildiği,
“Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü.doc” isimli bir MSword dosyası olduğu, dönemin Tarım Bakanı Sami GÜÇLÜ’nün dini görüşlerine göre kişisel bilgilerin hukuka aykırı olarak kaydedildiği görülmüştür.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNE MÜDAHALE VE YÖNLENDİRME FAALİYETLERİ

ADD Genel Merkezi, Pınar ÖZER in, SAMSUNG marka, seri numarası SOOJJ20X150161 olan bilgisayar hard diskinde; “FIL3603.DOC” isimli MSword dosyası içerisinde “ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ GENEL SEKRETERLİK” başlıklı “25.4.2007 tarihli, Genel Sekreter İzzet Polat ARARAT” imzalı ve “ADD/İL/İLÇE/BELDE ŞUBE BAŞKANLIKLARINA” hitaben dağıtımlı olarak yazılan yazıda “Sayın Milletvekili, Ulusun kaderinde çok önemli bir yer işgal edecek Cumhurbaşkanlığı seçiminde Siz tarihi ve çok önemli bir görev üstlenmiş bulunmaktasınız. Lütfen, Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmayarak, bu tarihi görevi yerine getirmenizi bekliyor ve saygılar sunuyorum.” “Mesajın ekteki elektronik posta adreslerine gönderilmesini önemle rica ederim.” şeklinde yazı metni olduğu, ekinde de ANAP, DYP, GENÇP ve BAĞIMSIZ milletvekillerine ait toplam (27) milletvekilinin ad soyad ve e-mail adreslerinin kayıtlı olduğu görülmüştür.

ADD Genel Merkezi, P. Ö. isimli şahsın kullandığı, SAMSUNG marka, seri numarası SOOJJ20X150161 olan bilgisayar hard diski içerisinde; “alan çalışması-tamer paşa.doc” isimli (2) sayfalık ve “Alan Çalışması Rehberi” başlıklı MSword dosyasında diğer bilgilerin yanı sıra; “ULUSAL BİRLİK HAREKET PLATFORMU-2.doc” isimli (13) sayfalık MSword dosyası içerisinde; ülke genelinde “Cumhuriyet mitingleri” adı altında gerçekleştirilen mitingler ile, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve yeni anayasa çalışmalarında izlenecek yollarla ilgili açıklamaların yer aldığı, bu kapsamda dokümanda; “…03.03.2004 tarihinde teşkil edilen Ulusal Birlik Hareketi Platformu, başta Cumhuriyet Mitingleri olmak üzere, rejimin ve devrimlerin korunması konusunda şimdiye kadar kendisine düşen görevleri büyük bir heyecan ve vatanseverlik duygusu ile yerine getirmiştir.”, “Yeni ANAYASA hazırlık çalışmalarında; Öncelikle “Nasıl bir Anayasa” düşündüğümüz konusunda bir çerçeve görüş kamuoyuna ve “ANAYASA“ hazırlığında görev almış olanlara intikal ettirilmelidir. Anayasa’ nın hazırlık aşamasının tüm kademeleri yakinen takip edilmeli ve görüşler verilmelidir. Kamuoyu aydınlatılmalıdır.” ve “21 Ekim’de yapılacak “Cumhurbaşkanının Halk tarafından seçilmesi” ile ilgili REFERANDUM’da “HAYIR” oyu kullanılması için faaliyet icra edilmelidir.” şeklinde açıklamaların yer aldığı görülmüştür.

KAPATMA DAVASI SÜRECİ
Ergenekon terör örgütü AKP’yi bölme ve parçalama çalışmalarında hedeflendiği sonuca ulaşmayınca bu kezde örgüt yöneticisi İlhan SELÇUK 23.01.2008 tarihli gazetedeki köşesinde “İktidar Partisi Zanlı” başlıklı yazdığı yazıda “Savcı, kırmızı çizgiyi çiğneyip bölücülük ya da dincilik yapan siyasal partiye dava açmasın.. Görür gününü...” şeklinde satırları ile henüz KAPATMA DAVASI açılmadan 2 ay kadar önce AKP’nin kapatılması için dava açılması yönünde kamuoyu desteği oluştarmaya çalıştığı,
Yine dava açılmadan bir gün önce yani 14.03.2008 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde “Sonra Oturup Ağlamasınlar…” başlıklı yazdığı yazıda da AKP ve Cumhuriyet Mitingelerinden bahsettikten sonra yazının sonlarına doğru, “Ama, ben Cumhuriyete İslamcı AKP Devlet’in el koymasını isteyen gazeteye şimdiden ha­ber vereyim... Bir şeyler olduğunda sonuç düşündükleri gibi çık­mazsa, oturup mazlum rolünde ağlamasınlar.” Şeklinde yazıları ile de yargılama başlamadan sonucu ile ilgili değerlendirmeler yaparak yargılama ile ilgili her şeyi bildiği izlenimi oluşturduğu anlaşılmıştır.
Yine şüpheli İlhan SELÇUK telefon konuşmalarında, “Gidiyor, yani her şey elden gidiyor, tuhaf bir durum var, bakalım ne olacak, şimdi YALNIZ 2 TANE ŞEY VAR EĞER KAPATMA DAVASI AÇILIRSA” “BİRDE ÜSTÜNE EKONOMİK KRİZ GELİRSE TÜRKİYE BİRAZ KARIŞIRSA BELKİ Bİ UMUTLAR DOĞABİLİR, YANİ” “ÇÜNKÜ NORMAL YOLLARDAN BUNLARI MÜMKÜN DEĞİL YANİ” “Çok açık görünüyor, bi kere adam kararlı geri adım falan atmıyor” şeklinde söylemleri ile örgütün tüm ümidini AKP’nin kapatılmasına ve ülkede ekonomik kriz ve kaos çıkmasına bağladığı,
Başka bir görüşmesinde İlhan SELÇUK’un “ŞÖYLE OLACAK GALİBA ANAYASA MAHKEMESİ SON OLARAK KENDİSİNİ TASFİYE EDİLMEDEN BU AKP HAKKINDA PARTİNİN KAPATILMASI KARARINI VERİRSE O ZAMAN ORTALIK BÜSBÜTÜN BİRBİRİNE KARIŞIR” diyerek yargılama sonuçlanmadan çıkacak kararla ilgili değerlendirmeler yaptığı, başka bir görüşmede “Mesala bugün Ertuğrul Özkök ün yazısı baya bir muhalefet yazısı” “…bir yerde bir hesaplaşma olacak heralde…yargı kapatma kararına doğru gidiyor, haberini de verdiler…çünkü göğsünde KAPATILMIŞTIR levhası dururken, AKP bi şey yapamaz. Bir şey yapabilir, isim değiştirir” dediği bilinmektedir.
Kayıt Sıra No:3899 daki görüşmede İlhan SELÇUK “…işte demin Turan telefon etti diyor ki yani BU PARTİYİ KAPATAMAZLARSA BU HAREKAT BAŞARILI OLMAZSA GERİ ÇEKİLİRSE FELAKET OLUR” dediği, M.BALBAY’ ın “Felaket abi yani ondan sonra artık ondan sonra kimse neyi nasıl öngür artık zor abi yani” dediği, İ.SELÇUK’ un “…bir hukuk operasyonu gibi olacak zannediyorum, herhalde öyle planladılar” dediği, M.BALBAY’ ın “Öyle abi” dediği, İ.SELÇUK’ un “Yani asker yerinde duracak ama bunu hızla yapmalılar, şimdi ne olacak eğer çok da direnirlerse falan o zaman asker hukuksal olarak haklı duruma geçecek” “Bu zannediyorum daha derinden bir operasyon raslantısal değil zaten konuşmuştuk daha önce” dediği,
Kayıt Sıra No:3890'da ki görüşmede İ.SELÇUK’ un “Vallaha Anayasa Mahkemesi eğer radikal bir karar alırda siyasal iktidar partisini kapatırsa” “Türban bir yana Türkiye başka bir sürece girer. KAPATMASI DA GEREKİR BANA SORARSAN” “YANİ BAŞKA BİR ÇIKIŞ YOLU GÖRMÜYORUM. Ne olacak o zaman hemen başka bir parti kuracaklar iktidardakiler ama gayr-i meşru duruma düşmüş olacaklar” dediği tespit edilmiştir.

Dolayısıyla örgüt yöneticisi İlhan SELÇUK, AKP ile demokratik yollar ve yöntemlerle mücadele edemeyeceklerini açıkça ifade ettiği, bu nedenle tüm umutlarını AKP’nin kapatılmasına ve Ülkede ekonomik kriz çıkmasına bağladıkları, diğer taraftan daha yargılama aşamasında “yargı kapatma kararına doğru gidiyor, haberini de verdiler…” şeklinde söylemleri ile yargılama sürecini takip ettiği anlaşılmıştır.

Diğer taraftan KAPATMA DAVASI sürecinde, Anayasa Mahmakemesi Başkan ve üyelerine yönelik karalama, iftira ve yıpratma faaliyetleri gerçekleştirdikleri ve böylelikle yargılama sürecine müdahale etmeye çalıştıkları, bu kapsamda Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyelerini takip ettirip gazeteciler vasıtasıyla fotoğraflarını çektirdikleri ve bu fotoğrafları yıpratmak amaçlı kullanmayı planladıkları, bu kapsamda ,
Tape No: 7107 de kayıtlı 02.04.2008 gün saat: 16.31 de Ferda PAKSÜT ile Ersin BAL arasında geçen görüşmede; F.PAKSÜT’ ün “… şimdi O... ın da mahkemedekilerin hepsi İstanbul a gitmiş maç için” dediği, E.BAL’ ın “Öyle mi” dediği, F.PAKSÜT’ ün “Ha ondan sonra şey de gitmiş” “Patron da gitmiş” dediği, E.BAL’ ın “Allah Allah maç için bütün Anayasa Mahkemesi ciddi mi söy...” dediği, F.PAKSÜT’ ün “Ne derler H. K… filan F…, S… hepsi gitmişler” “Bak sen gidelim demiştin ben sana şey yapmamıştım şey de gitmiş” “Melih filan da gitmiş” dediği, E.BAL’ ın “Gerçekten bu doğru mu şaka” dediği,

Tape No:7110’da kayıtlı 03.04.2008 günü saat: 16.37’de Ferda PAKSÜT’ün Ersin BAL ile yaptığı görüşmede; Ferda’nın “Ersin, A… da gitmiş bunlarla. Nasıl sahtekarlığa bak O…la Vali telefon açmışlar bu da ... şüphelenmişler ya demişler seni de göremedik de kahve içecektik filan ya dedim sen. Ben sana bişey söyliyim mi A….. cebinden asla 200-300 milyon bilet parası vermez.” dediği, Ersin’in “Bugün yoklar değil mi mahkemede dönmüşler mi” dediği, Ferda’nın “Yok iki saat sonra dönecez demişler. Yani kapatma davasının sonucu hani değişebilir diye.” dediği, Ersin’in “Aman aman aman korkutuyorsunuz beni bakalım bekleyecez görecez İstanbul yazmazsa zaten yarın biz yazacaz konuştuk kendi aramızda arkadaşlarla yazmazlarsa yazacaz” dediği, Ferda’nın “Yok bunlar fotoğraflamışlar siz fotoğrafladınız mı.” dediği, Ersin’in “…H. K….. ı filan gördük dedim ki genişte çektiniz mi çektik dediler bugün kullanmalarını bekliyoruz kullanmazlarsa yarın fotoğrafı bana gönderecekler maille bakacam tanınıyorlar mı kim kimdir” dediği, Ferda’nın “Tamam Ersincim. Konuşuruz daha hadi öptüm” dediği,

Tape No:7115’de kayıtlı, 04.04.2008 günü saat:12.11’de Ferda PAKSÜT ve İ. K.’un Ersin BAL ile yaptığı görüşmede;Ferda’nın “İbrahim bey seni tebrik ediyor birlikte oturup karar verdiğimizi söyledim…Fotoğraflar” dediği, Ersin’in “Ha şimdi onu konuşacam işte İstanbulla şimdi geldim bana yollamalarını isteyecem” dediği, Ferda’nın “Yalnız biliyor musun aldığım son habere göre maç ayağına bazıları toplantı yapmış. Dubaide de görüşmeleri tespit ettim. Spot haberler var bende de” dediği, Ersin’in “Bi konuşalım bunları…” dediği tespit edilmiştir.

Tape No:7118, 07.04.2008 günü saat:15:46’da Ferda PAKSÜT’ün Ersin BAL ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; F.PAKSÜT’ ün “Ersin iyiyim, şu anda Prag dayım, Prag ın tadını çıkarıyorum, orda nasıl durum” dediği, E.BAL’ ın “Vallahi bir şey yok gelişme, bıraktığnız gibi aynen öyle sessiz sakin bekleyişte” “İşte bugün AKP Merkez Karar Yürütme Kurulu toplanıyor, bu Anayasa değişikliğini gidip gitmememi karar verecekler, o yönüyle” “Bugünün kritik yanı var, onun dışında bir şey yok Anayasa Mahkemesi cephesiyse sakin, halen rapor tabiki yok ortada” dediği, F.PAKSÜT’ün “Hı dün Yargıtayın şeyine gittin mi? Askeri Yargıtayın şeyine” dediği, E.BAL’ ın “Yo gitmedim dün misafirlerim vardı, …” dediği, F.PAKSÜT’ ün “Haa A.A…… hastaymış gitmemiş H…..geç gitmiş” dediği, E.BAL’ ın “Hı hı enteresan” dediği, F.PAKSÜT’ün “F…. yok F…. zaten her hafta sonu İstanbul da” dediği, E.BAL’ ın “Ha ha ha süpersiniz” dediği, F.PAKSÜT’ ün “Ersin iyi yaptım dimi” dediği, E.BAL’ ın “Gayet iyi, en doğrusunu yaptınız, mükemmel” dediği, görüşmenin ilerleyen kısmında F.PAKSÜT’ ün “…Bide ben sana bir şey söyleyecem, dün Koray ne diyordu Pragla ilgili bir şey söylüyordu ticaretiyle ilgili. YA BEN SANA BURAYLA İLGİLİ HABER YAZDIRACAM ERSİN, ÇOK İLGİNÇTİ” dediği, E.BAL’ ın “Tamam, tamam” dediği,

Hiç yorum yok: