11.8.09

2. ERGENEKON İDDİANAMESİ 1451 - 1500 SAYFALAR

2. ERGENEKON İDDİANAMESİ 1451 - 1500 SAYFALAR

Ele geçen 14 sayfalık “PKK terör örgütünün dış ülkelerdeki faaliyetleri ve iç yapısı” başlıklı dokümanı 2003-2004 yıllarında bir arkadaşının verdiğini, o tarihte Çiğli’de yerel bir gazete çıkardığı için incelediğini, güvenilir bulmadığı için yayınlamadığını,
Ele geçen 15 sayfalık SESAR antetli Yeni Milis başlıklı belgeyi www.sesar.com isimli internet sitesinden okumak amacıyla indirip yazdırdığını,
Evinde yapılan aramada ele geçen Sony marka ses kasetinde kayıtlı bulunan seslerin 2006 yılının Kasım ayında Tuncay Özkan ile yapmış olduğu bir röportaj denemesine ait olduğunu beyan etmiştir.

Savcılık beyanı
Emniyette vermiş olduğu ifadesini tekrarla Bizkaçkişiyiz Derneğinin Genel Başkanı, ADD ve CHP üyesi olduğunu, şüphelilerden Adnan Bulut, Murat Ağırel, Mesut Özcan, Hüseyin Nazlıkul, Tanju Güvendiren, Evrim Baykara, Tuncay Özkan’ı tanıdığını,
Şener Eruygur’u ADDnde tanıdığını, bu şüpheliyi ADD’nin Genel Başkanlığından indirmek amacıyla karşı adayları destelediklerini,
Bizkaçkişiyiz Derneğini seçimlerden sonra muhalefeti güçlendirmek için kurduklarını,
Tuncay Özkan’ın kendisi ile ilgili haberler çıktıktan sonra ATV televizyonuna yumurta atılması talimatını verdiğini, ancak kendilerinin yumurta atmadıklarını,
PKK ile ilgili gizli belgeyi üniversitede bir arkadaşından aldığını, hiçbir yerde kullanmadığını,
“Ataevleri” isimli belgeyi, bununla ilgili çalışmayı hiç duymadığını, Tuncay Özkan ile aralarında her hangi bir maddi ilişki bulunmadığını, Bizkaçkişiyiz Derneği ile ilgili bazı konularda talimatlar verdiğini, bazı kişileri CHP’ye üye yapmak istediklerini, suçlamaları kabul etmediğini beyan etmiştir.

Sorgu beyanı
Şüpheli tutuklanma talebi ile sevk edildiği İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki 27.09.2008 tarihli sorgusunda demokratik kütle örgütlerinde yasal çerçevede çalıştığını, Bizkaçkişiyiz Derneğinin genel başkanı, aynı platformun Ege sorumlusu olduğunu, bu nedenle Ahmet Tuncay Özkan ile görüşmelerinin bulunduğunu, bu görüşmelerin Cumhuriyet Halk Partisi, ADD ve Bizkaçkişiyiz Platformu ve Derneği ile ilgili konular olduğunu, terör örgütleri ile bir ilgisinin bulunmadığını beyan etmiştir.
b-Elde Edilen Dokümanlar,

Şüphelinin İzmir Ege Kent Mahallesi 8831. Sokak Aydınlar Apartmanı No:63/18 sayılı adresinde yapılan aramada ele geçen 14 sayfadan oluşan Gizli ibaresi yazılı ve başlık kısmında PKK terör örgütünün dış ülkelerdeki faaliyetleri ve iç yapısı ile başlayan Kocka Kürdistane (Lawan) ibaresiyle son bulan dokümanın;
PKK terör örgütünün Türki Cumhuriyetlerdeki faaliyetleri başlığında PKK terör örgütünün Türki Cumhuriyetlerinde, Avrupa Ülkelerinde faaliyetleri, sorumlularını kimler olduğu ve PKK’nın örgütlediği birliklerden bahsettiği,
ORDU-ARGK(Arteşe Rızgarıya Gele Kürdistan) (Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu) işlevi ve yapısı başlıklı yazıda ARGK’da başkomutan olarak Abdullah Öcalan’ın gösterildiği bunun haricinde Yüksek Askeri Konsey, Genelkurmaylık, AnaKarargah, Alt Komuta karargahları, Birlikler ve milis komutanlıkları şeklinde PKK terör örgütünün Askeri yapılanmalarından bahsedildiği
PKK’nın Ortadoğuda ki rolü başlığının altında Lübnan, Kuzey Irak, Libya ve İran ülkesindeki bağlantılarından ve bu ülkelerden gelen uyuşturucuları terör örgütünün yönlendirdiğinden bahsedildiği,
PKK’nın “Suriye Bağlantısı ve PKK’nın Uyuşturucu Ekimi Kürt Mafyası ve Uyuşturucu Trafine Yön Veriyor” başlığında ise terör örgütünün uyuşturucu trafiğini yönlendirildiğinin anlatıldığı,
PKK’NIN “Televizyon Kanalları Gazete Dergileri ve İnternetteki Büroları” başlıklı yazılarda terör örgütünün yayın yaptığı yayın organlarının kuruluş tarihleri ve frekansları yazılı olduğu görülmektedir.
Ergenekon sanıklarından olan Ergün Poyraz’ın yazmış olduğu 15 sayfadan oluşan SESAR antetli kağıtlara yazılmış “YENİ MİLİS (çözülme sürecine akıllı direniş için; kanın son damlasından önce beynin son hücresine kadar mücadele gereği)” ibaresiyle başlayan çorbada tuzumuz olsun kaygısı ile kaleme alınmıştır ibaresiyle son bulan dokümanda;
2.sayfada Raporun özeti başlığı altında 4 maddeye ayırdığı “…..böyle bir ortamda vatanı kurtarmak gittikçe kahve sohbeti malzemesi olmaktan çıkıp belli dinamiklere doğru kanalize edilen patlamaya hazır bir enerji olarak havada asılı duruyor.Bu enerjinin dengesizliği “Kurtlar Vadisi” gibi toplumsal histerilerin katkısı ile artırılırken ülkeyi kontrol altına almaya çalışan dış ve iç güçler direnişi de kontrol etmek için alt yapılarını şimdiden kuruyorlar…”
A maddesinde “Kurşun geleneği en sona saklanması gereken ve akılla kontrol edilmediği taktirde vatanı kurtarmayı soyunanları vatanı parçalamayı hedefleyenlerin maşası haline getirecek tehlikeli bir gelenektir.”,
B maddesinde “vatanperverlerin bir direniş/mücadele zeminini şimdiden hazırlama gereği tartışılamaz fakat bu çok akıllı uzun soluklu ve kendi iç ve dış meşruiyetini sürekli üreten bir çerçevede kurulmalıdır”,
D Yeni mücadele zemini; “kurşundan” önce aklı devreye sokarken; mücadelenin temel çatısı, bilgi, teknoloji, sermaye ve sosyal ilişki alanında çalışacak özel milisler üzerine kurulmalıdır. 100. Yılda; bir adsız kahramanlar mezarlığı ile değil de, bağımsız, üniter ve güçlü bir Türkiye yaratılmak isteniyorsa; vatanperver güçlerin; güçlerini asimetrik olarak uygulayabilecekleri ve nefeslerini zamana yayacakları bir yapının kurulması; elzemdir. Zaman; kanın son damlasına kadar değil; beynin son hücresine kadar mücadele zamanıdır.
5.sayfasında “Mevcut Dinamiğin Zaaf Noktalar”ı başlığı altında 7 madde olduğu;
A maddesinde “bu ülkenin vatandaşlarının ülkelerine sahip çıkmaları bir lüks değil, ödevdir”,
B maddesinde “Bu ödevin nasıl icra edileceğinin tartışılabilecek bir çok noktası olsa da; bu görevin ancak organize ve bilinçli bir altyapı üzerinden icra edilebileceği konusunda herkes hemfikirdir”,
C maddesinde “Fakat tek yadsınamaz gerçek; ne yapılacaksa yapılsın uzun soluklu olmak gereğidir”,
D maddesinde “Ülke elden gidiyor” psikolojisi mutlaka aşılmalıdır. Bu psikoloji; acele ve umutsuz hamlelerle birlikte uzun vadeli ümidi hepten yokedecek hataları beraberinde getirecektir”,
G maddesinde “Hedef; bütün gücü tek bir sıklet noktasında toplayan güç birliği değil; sıklet noktasını dağıtan GÜÇ AĞI kurmak olmalıdır.” şeklinde mevcut dinamiğin zaaf noktaları başlığı altında sıralanmış maddeler bulunmaktadır.
7. sayfasında “Geminin yönetimini tekrar nasıl ele alırız?
“Olaya bu açıdan yaklaşılmasının, mücadelenin niteliği ve niceliği açısından şu tip faydaları olacaktır:
Mücadeleyi verecek insanlar; kaybediyoruz psikolojisi ile değil, tekrar geri kazanıyoruz psikolojisi ile çok daha sağlıklı ve dirayetli şekilde hareket edeceklerdir.
Mücadele sürecinde yaşanan hayalkırıklıkları, “yenilmişlik” hissini değil, “nerede hata yaptık, nasıl daha iyi yaparız” psikolojisini güçlendirerek, süreci sağlamlaştıran etki yapacaktır.
Mücadeleyi yürüten odaklar arasında, “kaybetmekten” dolayı birbirini suçlama eğilimi azalacak ve dolayısı ile GÜÇ AĞI ‘nın farklı odaklarının birbirlerine karşı manipule edilme riski azalacaktır.
Kazanılan her adım, doğru yolda bir adım olarak benimsenerek morali yükseltecektir. Aksi takdirde her kaybediş ve hatta hareketsizlik anı bile, “zaman geçiyor, geç kalıyoruz” psikolojisi ve sıfır noktasına yaklaşma duygusu ile paniği ve hata payını daha da arttıracaktır.”,
11. sayfanın son kısmında başlayan ve 15. sayfaya kadar devam eden “ Farklı Kategoriler, Farklı İşlevler” başlığı altında 5 madde olduğu,
“Sözkonusu heterarşik liderlik mekanizması ile koordineli bir şekilde “milisleşecek” vatanperverleri üstlenecekleri işlevlere göre dört ana kategoriye ayırabiliriz. Bunlar :
Bilgi
Teknoloji
Sermaye
Sosyal
Operatif
Bilgi Milisi: Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı; bulunduğu konum ve kendi kişisel çevresi üzerinden bir bilgi akışının seyircisidir. Bu bilgi akışını; ülke yararına izlemek, değerlendirmek ve gerektiğinde kullanmak, mücadelenin sinir noktalarından birini oluşturacaktır.
Teknoloji Milisi: Günümüzde bir çok kontrol mekanizması teknoloji ve türevleri üzerinden kurulmaktadır. Türkiye’nin geldiği nokta; finanstan (bakınız: bankacılık sisteminde kullanılan yazılımlar), güvenliğe (bakınız: güvenlik birimlerinde kullanılan yabancı güvenlik yazılımları), kamu hizmetlerinden (bakınız : E-Devlet projesini Microsoft teknolojisi ile gerçekleştireceğini ilan eden AKP hükümeti), iletişime (bakınız : Türk Telekom altyapısı) kadar bir çok sektörde yabancı teknolojinin kritik altyapılar üzerinde bulunduğu gözönüne alınırsa; ciddi kaygı uyandırmaktadır. Türkiye; bir çok alanda tam anlamı ile “teknolojik bir işgal” altındadır.
Sosyal Milis: Türkiye’deki yabancı istihbarat örgütlerinin en kolay insan devşirdikleri ve istihbarat topladıkları alanlar, meşhur gece kulüpleri ve moda deyimi ile “in” mekanlardır. Bu mekanlar üzerinden kurulan “sosyal” ilişkiler, sözkonusu istihbarat örgütlerinin ilişki ağında önemli bir yer tutmaktadır. Günümüz ağ çağıdır. Buradan kastedilen sadece bilgisayar ağları değil, aynı zamanda insan ağıdır…… Sözkonusu ağı kurmak için; sosyal ilişkileri kuvvetli; girdiği mekana uyumlu ve iletişimi güçlü insanlara ihtiyaç olacaktır.
Sermaye Milisi: Türkiye’nin çözülme sürecini hızlandıran en önemli etken; Türkiye’deki sermaye altyapısının belirli odakların eline geçmesi olmuştur. Sömürge zihniyetinin yüceltilmesinden, bölücülerin iktidar kadrolarına yükseltilmesine kadar bir çok dinamik, bu ele geçirilmiş sermaye yapısı üzerinden finanse edilmiştir. Keza; ülkenin üretim altyapısının çökertilerek, finanstan, tarıma birçok sektörün dışa bağımlı hale gelmesi ele geçirilmiş bu sermaye yapısı üzerinden gerçekleşmiştir.
Operatif Milis: Mücadele piramidinin en işlevsel fakat aynı zamanda en tehlikeli kısmını oluşturmaktadır. Bu alandaki faaliyetlerin; ülkenin legal yapısı gözönünde bulundurularak ve “hedefi” mazlum, hedefleyeni “suçlu” konumuna düşürmeden çok ince bir çizgide inşa edilmesi gerekmektedir.,Operatif unsurlar; bütün diğer katmanların çalışmaları sonucunda, gerektiği takdirde, hareket edecek ve sonuç alacak unsurlar olmalıdır. Hedef; bu katmanı mümkün olduğu kadar seçici kullanmak ve mücadelenin ana zemini haline getirmemek olmalıdır. Aksi takdirde; “meşruiyet” zemini hızla kayabilir ve meşruiyet zeminindeki kayma diğer katmanlardaki yapılanmaları da etkiler ve hatta etkisizleştirir noktalara gelebilir.
15. sayfada sonuç kısmında “Son zamanlarda yaşanan ‘vatan kurtarma’ sohbetlerinin ulaştığı noktayı ve ülke adına kaygı duyan vatanperverlerin “bir şeyler yapma” telaşını gözlemlerken; aynı zamanda güvendikleri dağlar tarafından ortada bırakılan bu kişilerin kurtlar vadisindeki çakalların nasıl iştahını kabarttığını da gözlemlemek mümkün. Bu noktada; ülke adına kaygı duyan ve mevcut kurumsal yapıların paralize olduğuna inançla çıkış yolu arayanların çok sağlıklı ve meşru bir zeminden hareketle sahneye çıkması gerekmektedir. Bu analiz; sözkonusu hareketlenmenin dinamikleri ve yapısı oluştururken; hem mevcut zaafların giderilmesi, hem de daha sağlıklı bir yapının kurulması kaygısı ile kaleme alınmıştır.” şeklinde yazıların olduğu saptanmıştır.
c-Telefon Görüşmeleri
Tape No:7453, 05.02.2008 tarihinde Tuncay Özkan ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; T. Özkan’ın “Çok komik oğlum bunlar. Ben yazıyı bir tek şekilde değerlendirdim, artık bunlar gebermiş” “O kadar korkuyorlar ki” “ Ben onları birgün s…” “Hep beraber görürüz, olağan üstü kurultay diye bir şey var biliyor musun onu” dediği, S. U. Gümrükçü’nün “Sıkıntı yok yani bütün ADD Ege Bölge Şubelerinin haberi var, hepsi teyakkuz halindeler” “Şu yeri saati netleşince” dediği, T. Özkan’ın “Bizim ADD yine kıvırcak” dediği,
Tape No:7462, 22.02.2008 tarihinde Tuncay Özkan ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; T. Özkan’ın “Ne oldu, binanızı tuttunuz mu ya” diye sorduğu, S. U. Gümrükçü’nün de tutamadığını söylediği, T. Özkan’ın “Bak bu gençlik örgütlenmesinde sorun var İstanbul da mistanbulda, üniversitelerde bi b.. olmuyor” “Türkiye deki gençlik örgütlenmesini senin eline bıraktık” dediği, S. U. Gümrükçü’nün “Tamam bu hafta sana iki üç üniversite ayarlıcam söz” “Önderle hareket et demişsin” “Burdaki amaç kavga büyüsün mü” “Önderle hareket etmesindeki amaç başkanımızla genel sekreterimiz arası açılsın diye mi” dediği, T. Özkan’ın “Kavga büyüsün büyüsün ikisi çünkü o il başkanından bi si… olmaz o il başkanı eğitimsiz cahil hayvanın teki …çünkü bundan sonra her değişim sizin daha güçlü geleceğiniz değişim olcak” dediği,
Tape No:7469, 25.02.2008 tarihinde Tuncay Özkan ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; T. Özkan’ın “Yarın akşama kadar Manisa da 600 tane genç, kızlı erkekli” “Yani 20 den sonra 40 kadar adam” “Cumhuriyet Halk Partisine yeni üye yapılacaklar bana bildiriyorsun adlarını. Özellikle hiç kimseye duyurmadan, el altından tamam mı” dediği, S. U. Gümrükçü’nün “tamam 600, 20 ile 40 yaşları arasında ” dediği,
Tape No:8203, 04.04.2008 tarihinde Ahmet Tuncay Özkan / CEMAL…? ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; A. T. Özkan’ın “bu herif hepimizi s.. oğlum bu anlaşmış Şener le falan … hepimizi dizicek” dediği, Cemal’in “nasılsınız Tuncay bey çıktınızmı yola… hala Uşak ta mısınız“ dediği, A. T. Özkan’ın “Uşak tan çıktık yola, Şener mener anlaştı oğlum bitti işin senin … adam kendi isteği ile gidiyor.. genel başkan üzerinde de anlaştık… problem yok senin çok sevdiğin çok değer verdiğin, çok isteyeceğin bi adam olacak en çok istediğin adam olacak merak etme” dediği, Cemal’in “benim aklıma bir isim geldi umarım o dur.” dediği, A. T. Özkan’ın “hadi öptüm seni hadi veriyorum.” diyerek telefonu S. U. Gümrükçü’ye verdiği, S. U. Gümrükçü’nün “…Ercan başkanı sevindirdik” dediği, Cemal’in “Tamam, selamımızı da iletmişindir” dediği,
Tape No:7622, 18.04.2008 tarihinde Tuncay Özkan ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; T. Özkan’ın “Şu CHP işini öldürün iyice. Şu CHP ye fax çekin. Saldırın saldırın” dediği, S. U. Gümrükçü’nün “Ver gitsin abi verecen ev numarasını arasınlar ya. Veriyim ev numarasını arasınlar ya” dediği, T. Özkan’ın “Ver ev numarasını siteye koy. Siteye koy siteye koy. Tamam mı bi kod adla gir siteye koy. Arasınlar tamam mı” dediği,
Tape No:7644, 05.05.2008 tarihinde Tuncay Özkan ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; T. Özkan’ın “Sen şimdi bütün bölge illerine söyle il ve ilçe yöneticileri bide şu bizim Teşkilatın tamamını tamamla bitir çünkü önümüzdeki 15 gün içerisinde başvuru yapacaz” “Yani Parti için başvuru yapacaz” “Yani şeyin adıda Bizim Parti, Biz Teşkilatı tamam” dediği,
Tape No:7655, 07.05.2008 tarihinde Tuncay Özkan ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; T. Özkan’ın “sabah karşılamaya geliyim dedi Cemalle şeyi unuttum ADD konuşacağımızı unuttum… ” dediği, S. U. Gümrükçü’nün “Ya şimdi bu Ersunu önce mi alalım sepetleyelim yoksa sonra mı alalım sepetleyelim” “Aradı şimdi de senle konuşmuş yani Utkularla gel gibisinden” dediği, T. Özkan’ın “Ersunu sepetleriz işi hallederiz Cemalle” dediği,
Tape No:7696, 07.06.2008 tarihinde Tuncay Özkan ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; T. Özkan’ın “Bu ADD işine asılın bu paşa kontrolsüz bi herif yani” “Kıvrım kıvrım kıvranıyo ki nasıl kıvrım kıvrım kıvranıyo” “Hem de nasıl yani ama çok şey yani ayıp şeyler yapıyo yani” dediği, S. U. Gümrükçü’nün “Tamam şeyde bu Ertuğrulun arkasında kimse yok ha ben sana söyleyim de” “Benim elimde destekleyeceklerin listesi sen gene görüş şimdi bu arada aklıma geldi sana bu lafı söyleyen bu Z. Ö.’mi” dediği, T. Özkan’ın “Yok ya ne Z. Ö.’ i ya şey ya bu ADD nin İstanbul’daki Beykoz bilmem ne falan filan ilçe başkanları” dediği, S. U. Gümrükçü’nün “Şimdi bu Ertuğrul’un arkasında 15 tane adamın adı gözüküyo bunun 10 tanesi eski bilmem ne yani 5 tanesi hala görev başında onun üçünü de boşaltmış pozisyondayız” “Nezakettir şeydir görüşmedim demek olmaz görüştüm uymadı dersin” dediği,
Tape No:7714, 21.06.2008 tarihinde Tuncay Özkan ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; S. U. Gümrükçü’nün “Dil Tarih Coğrafyadayız” dediğiniz, T. Özkan’ın “Oraya geliyim mi ben” “Yani yoksa dışarda bi kargah oluşturacam hemen” “M. K.” “Konuştun mu” diye sorduğu, S. U. Gümrükçü’nün “Aradım açmadı, bu rektörü çıkaracaktı da çıkaramadı da falandı da filandı da” “Uludağ Rektörünü” dediği, T. Özkan’ın “Napıyım herif şey son dakka kıvırdı ben ne yapıyım ya” dediği, S. U. Gümrükçü’nün “Ben de onu dedim yani dedim, bu dedim paşanın karşına çıkar mı dedim ya Mehmet abi dedim. Akıl var mantık var dedim yani öyle işte” dediği,
Tape No:7717, 21.06.2008 tarihinde Tuncay Özkan ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; T. Özkan’ın “Yani bu CHP ile birlikte hareket etmem, gider Paşayla birlikte hareket ederim haberiniz olsun. CHP nin... yemem yani sizi çizecekler bizi koymayacaklar ben öyle şeyi kabul etmem, ben şimdi salona girip otururum” “sizi çizerlerse listede benim adamlarımı çizeni çizerim bak gider paşayla anlaşırım öbür tarafa çok büyük gol atarım” dediği,
Tape No:7721, 21.06.2008 tarihinde Tuncay Özkan ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; S. U. Gümrükçü’nün “Tanju Geldi” “Paşa ile Görüşüyor” dediği, T. Özkan’ın “Biliyorum, biliyorum. Ben yolladım” “Siz şimdilik listeleri oluşturun” “Oluşturduğunuz listeler üzerinden bi kavga yürütmek gerekirse ayrıca kavga edelim. O taraftan ben şimdi Tanjuyu konuşturdum, Bursa Rektörü ile konuştum. Sen Bursa Rektörüne gidebilirsin” “Tuncay Beyin burdaki şeyi benim de” “Liste falan filan hiç bir şey söylemediniz de niye böyle yaptınız de Tuncay bey bana söyledi de” dediği,
Tape No:7748, 24.07.2008 tarihinde Tuncay Özkan ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; T. Özkan’ın “KAÇ YUMURTA ATTIN LAN” diye sorduğu, S. U. Gümrükçü’nün “5” dediği, T. Özkan’ın “5 yumurta attın” “nereye denk geldi” diye sorduğu, S. U. Gümrükçü’nün “Demire” “Kapının demirine” dediği, T. Özkan’ın “Onların fotoğrafını çekin yarın görücem” dediği, S. U. Gümrükçü’nün “Nasıl ya çıktık biz ordan” dediği, T. Özkan’ın “Olum siz kopilsiniz kopil. Korktun demi lan, atamadın dimi lan yumurtaları” dediği, S. U. Gümrükçü’nün “attım valla” dediği, T. Özkan’ın “Lan sen niye yaptın böyle, lan niye korkuyorsun olum ne var” dediği, S. U. Gümrükçü’nün “Korkmuyorum ya, dağıldı millet gitti ya” “atmadılar yarın bi daha yaparız İzmirde” dediği, T. Özkan’ın “Allah sizi kahretsin ya. ne korkak köpeklersiniz ya. bi yumurta atacaksınız lan” dediği, S. U. Gümrükçü’nün “Yarın dediler, yumurtayı elime verin dedim vermediler” “bağırdık orda alkışladık çağırdık o da yarın atarız” dediği, T. Özkan’ın “Ya bi b.. yapamazsınız siz yarın falan” dediği anlaşılmıştır.

d-Örgütsel İrtibatlar,
Tape No:7474, 27.02.2008 tarihinde Evrim Baykara ile Ahmet Tuncay Özkan’ın yaptığı telefon görüşmesinde özetle; A. T. Özkan’ın “Ya a….. koyduğumun çocuğu” dediği, E. Baykara’nın “Ne diyor sana ya” dediği, A. T. Özkan’ın “bu partinin heryerini diyormuş, Dün geceden beri arıyor sürekli beni, Ondan sonra Suat ı yolladı bana” “Dedim ki bak Suat önce seni si… sonra bana laf etmeye kalktı Menemen de biliyorsun” “senin genel başkanın 70 yaşında ben 40 yaşındayım i… dedim” “A…. koyduğumun çocuğu ondan sonra dedim ki bak Evrim i çizdi” dediği, E. Baykara’nın “Ben gördüm listeyi ben yoktum hakketten Önder gösterdi yanlız yani o i… destek olmamış bu puştta yazmamış harbiden” dediği, A. T. Özkan’ın “o senin genel sekretere ulaşıp konuşacağını böyle bir sonuç doğacağını hesaplayamadı o” “Şimdi seni s….. istiyor şimdi sen bunu oy desen varya yarın seni s…..” “Genel sekretere de Önder e dicez ki genel şeyde Tuncay Özkan I Tuncay ÖzkanLA SEN ... ” “Mart ayı güzel bir ay o genel başkanı satabileceğini söylemiş sana” “kim brütüs olmak istiyorsa ona bıçağı vericez” dediği, E. Baykara’nın “İlde verdiğimiz sözü bi tutalım Öndere” dediği, A. T. Özkan’ın “sen şu il gençlik kolları başkanlarını ayarla bana” dediği, E. Baykara’nın “Onu ayarlıyorum şimdi şeyle konuşuyordum bu bizim CHP Kahramanmaraş gençlik kolları il başkanı aradı da” “ADD GYK üyesi bu gençlik kollarında bunlar 3 martta bi bildir mildiri hikaye yapıyorlarmış napalım başkanım dedi” dediği, A. T. Özkan’ın “S…. et hiç öyle şeylere sen paşanın ekibinde kopar koparsınlar paşadan ayrılsınlar” “Bütün bu gençlik kollarına söyle ADD ile koparıcaz kardeş ADD ler ADD nin başına o kızı getircez” dediği, E. Baykara’nın “Sıla dan ayrıldım ya” “hem zengin hem çıtır buldum onunla birlikteyim şimdi kararlarımı değiştirdim Adnan abiyi dinleme kararı ve ardından ... yapıyon iletirsin” dediği,
Tape No:7711, 19.06.2008 tarihinde Tuncay Özkan ile Ş. F.’in yaptığı telefon görüşmesinde özetle; T. Özkan’ın “T. M. ve Utku Gümrükçü arkadaşımız Karadeniz Bölgesini gezdiler” “K. C. K. ve Adnan Bulut arkadaşım Doğu ve Güneydoğuyu gezdiler. Adnan halan orda hafta sonu dönecek Ankara’ya” dediği,
Tape No:7716, 21.06.2008 tarihinde Ahmet Tuncay Özkan ile Evrim Baykara’ nın yaptığı telefon görüşmesinde özetle; E. Baykara’nın “Vallahi divanı onlar aldılar bir oylamada biz bunları ezdik… divanda saymadık ama yukarıdaydım ben oylama şeyi aldım… tüzük değişikliğini oylattık.. orda biz ezdik geçtik zaten … bu geceki toplantı önemli işte ya bu gece şeyde … bütün delegeleri getireceğiz oraya 200 kişilik salon ” dediği, A. T. Özkan’ın “o zaman ben oraya mı geleyim orda bir gövde gösterisi yapayım mı … çok mu korkalar” dediği, E. Baykara’nın “Hablemitoğlu’na aynı ekipte gözüküyoruz ama san yani bizim önereceklerimize itiraz ediyorlar… Utkuyu çizdiler, Cemali çizdiler ve bana hayır demişler” dediği, A. T. Özkan’ın “o zaman o listeyi parçalayın ben paşa ile konuşurum uzlaşırız.. gidelim paşa ile konuşurum listeyi beraber yaparız… tükürürüm o Hablemitoğlu’un adına da soyadına da ” dediği anlaşılmıştır.
Şüphelinin dosya kapsamındaki kişilerle yaptığı telefon görüşmelerinin ayrıntısı şöyledir:

1 Ahmet Tuncay ÖZKAN 1692
2 Mesut ÖZCAN 2
3 Adnan BULUT 732
4 Mehmet Şener ERUYGUR 10
5 Hüseyin NAZLIKUL 33
6 Evrim BAYKARA 7695
7 Murat AĞIREL 302
8 Şener ÖZTÜRK 94
9 Anet SAHAKYAN 249
10 Merdan YANARDAĞ 16
e-Delillerin ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi
Soruşturma çerçevesinde ele geçen “ LOBİ ” isimli örgütsel dokümanın, “3). Politika” başlıklı bölümünde;
“Sivil toplum örgütlerinin ulusal çıkarlara uygun tepkisel eylemlerde bulunması sağlanacak ve kitlesel tepkiler organize edilerek kontrolde tutulması sağlanacak.
İşlev ve misyonunu tamamlamış çeşitli işçi sendikalarının, sivil toplum örgütlerinden etkilenmeleri sağlanarak, mevcut sendikaların tepkisel ve kitlesel eylemleri, endirekt metodlarla yönlendirilmesi sağlanacak.
Lobi, prensip olarak hiçbir zaman doğrudan doğruya toplumsal eylemler içinde yer almamalı, oluşturacağı sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve eylemler düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalmalıdır. Anı şekilde ticari ve kültürel faaliyetlerde de doğrudan doğruya girişim ve etkinlikler içinde yer almamalıdır. Tüm faaliyet alanlarında organizasyon çatısı altında oluşturduğu kuruluş ve örgütlerini amaçları doğrultusunda harekete geçiren bir mekanizma olarak kalmaya özen göstermelidir.”,
“Yöntem” başlığı altında;
“Yukarıda da ifade edildiği üzere; Lobi prensip olarak hiçbir girişim ve eylemin içinde yer almamalı ve tümüyle yasal düzenleme içinde hareket etmeli, toplumsal prensiplere saygılı olmalı, örnek bir sivil toplum kuruluşu olarak, siyasetten tümüyle uzak bir yapı olarak faaliyet göstermelidir. Merkez üyeleri dışındaki kadroları, ilişkide bulunacağı kişiler, kurum ve kuruluşlar Lobinin bağlı olduğu merkez hakkında bilgi sahibi olmamalıdırlar. Lobinin tüm çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınmalıdır.”
………………………………………………………………………………………..

Lobi, çalışmalarında Medya kuruluşları ile doğrudan temasta bulunmamaya azami özen gösterilmelidir. Daha çok organizasyonun şemsiyesi altında yer alacak sivil toplum örgütleri ile vakıfların faaliyetleri doğrultusunda kontak kurdurulması sağlanmalıdır” şeklinde ifadelerin yer aldığı görülmektedir.
ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN hedefine ulaşmak için kullandığı yöntemlerden birisinin siyaset dünyasına yön verilmesi olduğu ve bu çerçevede, kendileri gibi düşünmeyen ve hareket etmeyen siyasilere suikast ve dez-enformasyon yöntemlerini uygulamayı kararlaştırdıkları anlaşılmaktadır.
Şüpheli Ahmet Tuncay Özkan’ın farklı siyasi partilere yönelik olarak dez-enformasyon faaliyetleri yaptığı, hatta CHP yönetimini ele geçirmeye çalıştığı, sivil toplum kuruluşlarını amaçları doğrultusunda yönlendirdiği ilgili bölümde ayrıntılı olarak anlatılmıştır.
Şüphelilerden Hüseyin Nazlıkul Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan savunmasında Selim Utku Gümrükçü’yü İzmir’de Kanaltürk ofisinde gördüğünü, o dönem CHP Gençlik Kollarında aktif çalıştığını, Kanaltürk’ün İzmir ofisinde de gönüllü çalıştığını beyan etmiştir.
Şüpheli Selim Utku Gümrükçü’nün “Memleket Sevdalılar Derneğinin” Genel Başkanı ve Bizkaçkişiyiz Platformunun İstanbul İl Başkanı, Bizkaçkişiyiz Derneğinin genel başkanı olaral görev yaptığı, 22.02.2008, 25.02.2008 ve 04.04.2008 tarihlerinde Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmelerden anlaşılacağı üzere, şüphelinin sivil toplum kuruluşlarının yönlendirilmesi, yönetimlerinin ele geçirilmesi amacıyla hareket eden Bizkaçkişiyiz Platformun kurucusu ve lideri olan şüpheli Ahmet Tuncay Özkan ile doğrudan irtibatlı olduğu, bütün sivil toplum faaliyeti görünümündeki eylemlerini bu şüphelinin emir ve talimatları doğrultusunda gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır.
İletişim tespit tutanaklarından görüldüğü üzere şüphelinin CHP içerisinde aktif görevli olduğu, partinin üst yönetiminde yer alan yetkililer ile yakın ilişki içerisinde bulunduğu, parti çalışmaları, parti içi çekişmeler konusunda Ahmet Tuncay Özkan’ı doğrudan bilgilendirdiği, parti çalışmaları konusunda Ahmet Tuncay Özkan’ın talimatları doğrultusunda hareket ettiği, hareket tarzı konusunda talimat aldığı, yöneticisi olduğu sivil toplum kuruluşlarına mensup kişileri Ahmet Tuncay Özkan’ın talimatları doğrultusunda yönlendirdiği, şüphelilerin siyaseti etkilemek, parti yönetiminde söz sahibi olabilmek amacıyla CHP yönetimine etki etmeye çalıştıkları, yöneticisi olduğu sivil toplum kuruluşuna mensup insanları kendi amaçları doğrultusunda bir kısım eylemlere yönlendirme gayreti içerisinde bulundukları sonucuna ulaşılmıştır.
Yukarıda arz edilen nedenlerle şüpheliler Ahmet Tuncay Özkan ile bağlantılı olarakERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ üyesi olduğu anlaşılmakla;

Şüpheli Selim Utku Gümrükçü’nün eylemlerine uyan TCK’nın 314/2, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
31-Şüpheli Mahir Akkar,
a-Savunmaları,
Emniyet beyanı
Ankara’da Hukuk Mahkemelerinde kooperatif ihtilafları, basın ve trafik kazaları ile ilgili bilirkişi olarak görev yaptığını, çeşitli derneklerde kurucu olarak üye olduğunu,
09.04.2008 tarihinde Mesut Özcan ile yapmış olduğu telefon görüşmesini Ankara İdare Mahkemesi Başkanı vasıtası ile tanıdığı doktor olan Mesut Özcan ile yaptığını, kendisinin hazırladığı Yehova Şahitleri tarikatı ile ilgili bir CD’yi Kanal Türk yöneticilerine verdiğini, bu kanalda televizyon programı yapmak istemesi ile ilgili görüşme olduğunu,
16.04.2008 tarihinde Mesut Özcan ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde kendisine beyefendi denilen şahsın Tuncay Özkan olduğunu, İdare Mahkemesi Başkanının kendisini aracına alarak Mesut Özcan ‘ın işyerine götürdüğünü, buraya gittiklerinde Tuncay Özkan’ın bürodan ayrıldığını öğrendiklerini, aynı kişi ile eve dönerken içinde Danıştay’ a saldırı yapan kişiler ile ilgili görüntüler bulunduğunu söylediği bir CD nin kopyasını kendisine verdiğini, bu CD nin nerede olduğunu bilmediğini,
16.04.2008 tarihinde telefon ile görüştüğü ERDoğan isimli kişinin TRT Denetim Kurulu Üyesi olan bir kişi olduğunu, bu şahsın Tuncay Özkan’ı tanıması sebebiyle kendisine referans olabileceğini söylediği için bu görüşmeyi yaptığını,
Diğer telefon görüşmelerinin mesleği ile ilgili görüşmeler olduğunu, farklı kişilere ait değişik yargı mercilerindeki dosyalar hakkında yapılmış görüşmeler olduğunu, SELİM isimli şahıs ile yapmış olduğu görüşmelerin bu şahsın boşanma davası açtığı eşinin takip edilmesi ile ilgili olduğunu,
Evinde ele geçen 7,65 mm çaplı tabanca mermilerinin daha önceden taşıma ruhsatlı olan ancak sonradan ruhsat süresi yenilenmeyen tabancasına ait olduğunu, tabancayı teslim ettiğini, talep edilmediği için mermilerin kendisinde kaldığını, yasadışı Ergenekon Silahlı Terör Örgütüile bir ilgisinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Savcılık beyanı
Emniyet aşamasında vermiş olduğu savunmasını tekrar ederek bu soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan kişilerden Sinan Aygün’ü açmış olduğu bir dava sebebiyle tanıdığını,
Tuncay Özkan’ı medyadan tanıdığını, kendisi ile hiçbir şekilde görüşmediklerini,
Mesut Özcan’ı Ankara İdare Mahkemesi Başkanı olan bir arkadaşı vasıtası ile tanıdığını, şahsın doktor olduğunu, arkadaşı ile birlikte Mesut Özcan ‘ın muayenehanesine gittiklerini, amaçlarının Tuncay Özkan ile görüşmek olduğunu, ancak görüşmediklerini, Kanal Türk’te program yapmak için girişimde bulunduğunu, ancak bu düşüncenin gerçekleşmediğini,
Telefon görüşmeleri ile ilgili emniyet müdürlüğünde vermiş olduğu açıklamalarını aynen tekrar ettiğini, aramada ele geçen tabanca mermilerinin bir ara ruhsatlı bulunan tabancasına ait olduğunu, silahı emniyete iade ettiğini, mermilerin kendisinde kaldığını, Müdafaai Hukuk Partisi 1 Nolu Eylem Planı başlıklı dokümanı bu partinin Ankara İl Başkanlığını yapan arkadaşı tarafından partiye üye olması için verildiğini, kendisinin üye olmadığını, dokümanın kendisinde kaldığını, ele geçen kuru sıkı tabancanın kendisine ait olduğunu, üzerinde her hangi bir değişiklik yapmadığını, sadece bulundurduğunu, yasadışı terör örgütü ile bir ilgisinin bulunmadığını beyanla hakkındaki suçlamaları kabul etmemiştir.
Sorgu beyanı
Şüpheli adli kontrol uygulanması talebiyle sevk edildiği İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimliğindeki sorgusunda, önceki aşamalarda vermiş olduğu savunmalarını tekrar ederek suçlamaları kabul etmemiştir.
b-Elde Edilen Deliller,
Şüphelinin ikamet ettiği Emek Mahallesi Kazakistan Caddesi No:108/2 Çankaya Ankara adresindeki evinde 23.09.2008 tarihinde yapılan aramada;
-Müdafai Hukuk Hareketi Partisi 1 Nolu Eylem Planı başlıkla doküman,
-1 Nolu Eylem Planı Doğrultusunda Yapılacak Eylem Ve Eylemlerin Planlanması- Uygulaması – Denetim Ve Değerlendirilmesi başlıklı doküman,
-İl Başkanlıkları başlıklı bilgisayar çıktısı,
-Çok sayıda CD/DVD,
-Aynı evin büro olarak kullanılan odadaki kütüphanenin çekmecesinde Woltra Combat Mod.85 Cal. 9mm P.A. marka kuru sıkı tabanca ve şarjörünün içerisinde 7 adet dolu, poşet içerisinde 95 adet kuru sıkı fişek ele geçirilmiş, yapılan incelemede bu tabanca ve fişeklerinin 6136 sayılı Yasa kapsamında bulunmadığı tespit edilmiştir.
Şüphelinin babasının ikamet ettiği Emek Mahallesi 66. Sokak (23. Sokak) No:14/14 Çankaya Ankara adresindeki evinde 23.09.2008 tarihinde yapılan aramada kutu içerisinde 7,65 mm çaplı MKE yapımı 168 adet tabanca fişeği ele geçirilmiş, yapılan incelemede bu fişeklerin 6136 sayılı Yasa kapsamında bulunduğu tespit edilmiştir.
c-Telefon Görüşmeleri

09.04.2008 günü saat: 20.51’de Mesut Özcan ile yaptığı görüşmede; M.Özcan’ ın “Merhaba Doktor Mesut Özcan ben” dediği, M. Akkar’ın “Merhabalar Mahir Akkar ben merhabalar nasılsınız” “Hamdolsun valla boğuşup duruyoruz ya Mesut beycim şimdi Cengiz sevgili arkadaşım şey yapıyorda bu CD olayını yani ben ... kaç senedir çarpışma halindeyim yani bu AKP nin kapatma olayını ben ta 25.11.2005 te vermiştim zaten Yargıtay Başsavcılığına” “O zamanda internette hepsi kayıtlı Mahir Akkar diye girerseniz” “Var yani türbanla ilgili ilk davayı açan benim bunlarla belediye başkanları hakkında suç duyuruları bir taraftan Cumhurbaşkanlığı seçimi iptal davası onuda ben açtın kıran kırana kapışmış durumdayız” dediği, M.Özcan’ ın “Anladım şimdi bakın şöyle ben cuma yada cumartesi günü bir görüşme sağlarım” “Oturur beraber görüşürsünüz ama bu CD işi çok uzun zamandan beri bekliyor” “O yüzden onu yarın alabilirsem link aracılığıyla hiç olmazsa geçebilirim” dediği, M. Akkar’ın “Yani siz mi diyorsunuz ben alayım geçeyim” dediği, M.Özcan’ ın “Ben alayım link aracılığıyla geçerim postaya falan vermem cuma günü yada cumartesi günü geldiği zaman mutlak süretle sizi görüştürürüm bu konuda müsterih olun” “Siz Cengiz beye verin yarın arkadaşım gelir Cengiz beyden alır” dediği, M. Akkar’ın “Ama bizim isteğimiz dışında bi yanına falan sokulursa” dediği, M.Özcan’ ın “Bakın ben size şunu söyliyim biz hiç bir zaman bizi ulaşanın bilgisi dışında ve oluru dışında siz bana vermiş olsanız dahi şüphelinin sözel konfirmasyonunuz olmadan asla hiç bir yerde hiç bir şekilde kullanılmaz” dediği, M. Akkar’ın “O konuda bir anlaşma sağlarsak yayınlansın tabi sorun değil” dediği, M.Özcan’ ın “Bakın şöyle söyliyim size bizler insanların güvenini önce sağlamamız lazım güven bozucu ... asla ve asla girmeyiz siz bize bunu verdiğiniz zaman ve evet yayınlayabilirsiniz dediği andan itibaren ama hayır ben istemiyorum dediğin zaman gelip benden hesap sorun Cengiz bey beni tanır diğer arkadaşlar Cengiz bey aracılığıyla çok iyi tanırlar beni” dediği, M. Akkar’ın “Yani bunu ben başka kanallara falan şey yapmadım yani bunu karşılık bir bedel talebim olacak benim” dediği, şüphelinin “He hayır verebilirsiniz biz bu tür şeylerde asla ve asla bir ücret ödeyerek almayız bunu açıkca size söyliyim ama diğer kanallara vermek istiyorsanız verin ama” dediği ,
09.04.2008 günü saat 20.51’de Mesut Özcan ile yaptığı görüşmenin devamında; M. Akkar’ın “Hayır şimdi bende bunu kayıda ben değilimde yarın bi telefonlaşalım yani kayıdı alan ben değilim” “Bana bana anlatabiliyormuyum ben ikinci kişiyim neyse...” dediği, M.Özcan’ın “Kayıdı kim aldığını ben biliyorum” dediği, M.Akkar’ın “Bu cd yi mi” dediği, M.Özcan’ ın “Hı hı orjinal kaydı kim aldığını biliyorum ben nerden çıktığını da biliyorum” dediği, M. Akkar’ın “He neyse telefonda bilemiyorum Adli camiadan mı” dediği, M.Özcan’ ın “Hı hı şimdi siz şey yaparsanız bakın karşılıklı güven esastır” “Sorun değil bizim için ama asla ve asla bu tür şeylerde biz hiç bir şekilde ücret ödemeyiz yani para karşılığı biz bunu almayız” dediği, M. Akkar’ın “Şimdi şu şekilde şaibe altında kalmayın yani ben anladığım için bunu bana verildiği için aklına birilerinin işte ben bişeyler temin etimde” dediği, M.Özcan’ ın “Onları yapmamaları için ben bi tane yazı veririm size bu kayıt alınmıştır ve hiç bir ücret ödenmemiştir diye” dediği, M. Akkar’ın “Yani işte yanlış şeyler düşünülmesinden sıkılıyorum olay o anlatabiliyor muyum” dediği, M.Özcan’ ın “Yok hayır onun muhattabı ben olurum onun muhattabı ben olurum isterseniz benim adımı verebilirsiniz” dediği, M. Akkar’ın “He he zaten ben Tuncay beyle bir program yapmak istiyorum yani bir sürü olayda imzamız var” dediği, M.Özcan’ ın “İsim vermeyin” dediği, M.Akkar’ın “Tamam yani ben neyse epey bi şey var çünkü imza attığım hadise var olay varda onun için” dediği, M.Özcan’ ın “Ve siz Cd yi olmazsa Cengiz beye bırakın onda sonra ben aldırırım onu bi şekilde” “Yarına çünkü bu işi bitirmem lazım benim yoksa yani beyefendi gelecek” dediği, M.Akkar’ın “Arkadaşımızla bi yanyana gelirsek sevinirim yanlız sevdiğimiz bir arkadaş” dediği, M.Özcan’ ın “Tamam ben onun garantisini veriyorum” dediği, M.Akkar’ın “Yani tamam ben şey yapayım o zaman Cengiz beye takdim edeyim onu siz” “Tamam ben şimdi Cengiz e onu şey yapayım vereyim siz aldırın” dediği, M.Özcan’ ın “Biz bi rant peşinde değiliz sizlerde öylesiniz” “Bu memleket için bişeyler yapmak lazım” dediği, M. Akkar’ın “Ya zaten girin google dan bakın benim neler yaptığımı göreceksiniz” dediği,
12.04.2008 tarihinde M. Özcan ile yaptığı telefon görüşmesinde; M. Akkar’ın “İyi günler Mahir Akkar ben nasılsınız” dediği, M.Ö’nın “Sağolun siz nasılsınız” dediği, M.A’nın “Sağolun size ulaştı galiba o şey aldınız mı” dediği, M.Ö’nın “Bırakmış Cengiz bey henüz bak o fırsatım olmadı çünkü hemen İstanbul a dönmek zorundayım şuan İstanbuldayım” dediği, M.A’nın “Öyle mi” dediği, M.Ö’nın “Evet” dediği, M.A’nın “Ben de bugün haber bekliyordum bir arada olabiliriz diye ama” dediği, M.Ö’nın “Bugün aniden dönmemiz gerekti çünkü toplantısı var şuanda toplantıya girecek” dediği, M.A’nn “Anladım ne zaman görüşebilecez” dediği, M.Ö’nin “Önümüzdeki hafta olabilir” dediği, M.A“ Önümüzdeki bana bugün denince” dediği, M.Ö’nin “Çarşamba günü olabilir” dediği, M.A’nın “Çarşamba günü” dediği, M.Ö’nın “Evet” dediği, M.A’nın “Peki ben sizden haber bekliyorum” dediği, M.Ö’nın “Tamam oldu hı hı” dediği, M.A’nın “Oldu kolay gelsin” dediği, M.Ö’nın “Teşekkürler sağolun sağolun” dediği,
16.04.2008 günü saat 17.29’da M.Özcan ile yaptığı görüşmede; M.Özcan’ ın “beyefendi burda” dediği, M.Akkar’ın “Nasıl yapalım” diye sorduğu, M.Özcan’ ın “Şöyle yapalım ama kesin bir saat vermedi siz benim muayenehaneme gelin” dediği, M.Akkar’ın “Ben bilmiyorum muayenehaneyi ama” “Kaçta orda olacaksınız Mesut bey” dediği, M.Özcan’ın “Saat 6 da orda olurum ben” dediği, M.Akkar’ın “Peki iyi günler görüşmek üzere” dediği,
Tape No: 8165, 16.04.2008 tarihinde Erdoğan isimli şahıs ile yaptıkları telefon görüşmesinde; Erdoğan’ın “Tamam tamam oldu , .... yarın ....”dediği, M.A“ Şeyle buluşacam şeyle ” dediği , E “ Hı ” dediği, M.A“Ya malum kişiyle konuşacam şu kanaltürk “dediği, E“ He he anladım anladım anladım “dediği, M.A“Gelmişte aradılar Kenedy caddesinde” dediği, E“ He iyi iyi çok iyi” dediği, M.A “ Orda onunla buluşacaz şimdi ” dediği, E “He çok iyi, şeyle bende geleyim olmazsa ya şey olmazsa ” dediği, M.A“ Ha” dediği, E“ Şeylemi gidiyosun”dediği, M.A “ Bi şeyle doktor arkadaşı var onun da Kardiyolog ”dediği, E “ He ee” dediği , M.A “Onun muayenehanede oraya oraya geliyomuş onun evde kalıyomuş” dediği, E “Tamam tamam” dediği, M.A “ Orda buluşacaz aradılar da ” dediği, E “Şeyi diyosun sen demi” dediği, M.A “ Ha” dediği, E “Şeyi diyosun sen eee neydi ya”dediği, M.A “Ya İSİM VERMEDİM işte canım anla” dediği, E “He anladım anladım anladım anladım”dediği, M.A “İsim vermiyorum anla işte “dediği, E “Tamam anladım anladım” dediği, M.A“Vatandaşın biri arayacak ta” dediği, E “Tamam” dediği, M.A “Şeyden Delikanlı mısın falan ayaklarında olan biri vardı ya Delikanlıllık yapmış... “dediği, E “ Hı evet evet he evet yapsınlar bakalım yapsınlar”dediği, M.A“Bi ... yarım saat sonra çıkacam oraya orda bi oturup bi durum değerlendirmesi yapacaz” dediği, E “Tamam oldu oldu Mahir” dediği,
Tape No:8178, 21.04.2008 tarihinde O. G. isimli şahıs ile yaptığı telefon görüşmesinde; O.G’nin “Mahkemelik filan oldu şimdi bunun altındaki bütün uzmanlar asistanlar personel filan bunun aleyhinde bir sürü şey yapmışlar ifadede bulunmuşlar” Şefliğini almak için mahkemelik olmuşlar 8 inci Asliye Cezada” dediği, M.A’nın“ 8 Asliye Cezada” dediği, O.G’nin “Y.Ö.’müş ya hakim tanıyor musun yardımcı olabilir misin bi dosyaya falan bakabilir misin” dediği, M.A’nın “O numarası kaç dosyasının” dediği, O.G’nın “ Ben bi ararım şey arkadaşı ararım ben sabah söyledi de” dediği, M.A’nın “Bayanın ismi neydi Selma” dediği, O.G’nın “Selma TOKUCUOĞLU Selma TOKUCUOĞLU Haluk TOKUCUOĞLU’nun karısı” dediği, M.A’nın “Anladım ...” dediği, M.A’nın “Emekli mi oldu” dediği, O.G’nin “Zorunlu zorunlu demişler sen dilekçe ver emekli olmazsan seni yakarız demişler Sağlık Bakanlığı Müfettişleri” dediği, M.A’nın “Hiç olmasaydı keşke diretseydi” dediği, O.G’nin “İşte mahkemeleri filan sürüyo şimdi şey Danıştay aşamasında geri dönecek yani” dediği, M.A’nin “Hiç olmasaydı gerek yoktu yani” dediği, O.G’nin “He işte anladım avukatı varda avukatının kim olduğunu bilmiyorum ben bi dosyasını alıp size döneyim mi ben numarasını” dediği, M.A’nın “Alayım tabi şimdi avukatı varken... ... olmaz değil mi Müdahale etmemiz” dediği, O.G’nin “Valla her türlü şeyi verdi ya yani Y. Ö.’ müş hakim tanımıyo ilk mahkemeye de gitmemiş korktum diyo avukatı girmiş anlatabildim mi” dediği, M.A’nın “Hayır ben müdahale ederim oraya da” dediği, O.G’nin “Ben ben de şahitlik yapacam benim 16-17 yıllık hastaneden arkadaşım Behiç te çok iyi tanır” dediği, M.A’nın “Tamam müdahale ederiz de avukat açısından da yani bi sıkıntımız olmasın” dediği, O.G’nin “Olmaz avukat açısından sıkıntısı olmaz ya ben yarın sabah gene görüşecem beraber ameliyat yapıyoruz da onunla” dediği, M.A’nın “Tamam ana avukatı da bi öğreneyim kimmiş o” dediği, O.G’nin “Tamam tamam Y.Ö. 8inci Asliye Ceza” dediği, M.A’nın “Onu biliyorum biliyorum” dediği, O.G’nin “Ha ben şimdi şey yapacam Mahir beycim ben Selma ablayla görüşeyim ben size dönecem ben” dediği, M.A’nin “Tamam” dediği,
Tape No:8179, 01.05.2008 tarihinde ERDoğan isimli şahıs ile yaptığı telefon görüşmesinde; M.A’nın “Ya şu CD yi rica etti bana yalvar yakar o şeye ver... Tuncaya” dediği, E’nin “He” dediği, M.A’nin “Doktor Mesuta şey yaptı onun kanalına o günde bizi beklemiş geciktik 15 dakka önce çıkmış geldi beni de alamadı bir saat gecikti şimdi ordan da ses çıkmıyo bende Cengizi sıkıştırıyorum” “Geçende fırça attım yani ben dedim sen devredesin diye 5 kuruş bi şey yapmadan bir talepte bulunmadan etmeden verdik, ben dedim milletin kıçında gezemem Cengiz sigortam atıyo haberin olsun dedim” dediği, E’nin “He anladım anladım, ben bi ben bi arayım bakalım ya ne olacak bakalım” dediği, M.A “Şeye de ya bu gün İcraya uğradım da talep açmıştım ya sizin orası için” “Ya ajans şey diye göndermişler Ajansmap Medya Atılım diye şimdi şirket ortağı vekili adına çıkaramadık Mahir bey dedi” “Ajans şey diye Ajansmap medya atılım diye” dediği,
Tape No:8180, 01.05.2008 tarihinde Faysal isimli şahıs ile arasında yapılan telefon görüşmesinde; M.A’nın “Etimesgut’tayım” dediği, F’nin “He anladım, şey söyleyim 9’ un hakimi İ. K.” dediği, M.A’nın “Evet” dediği, F’nin “Tanıyor musun” dediği, M.A’nın “Ne o ne var orda ya” dediği, F’nin “Benim bi muhasebecim var ben muhasebeciyim Mahmut beyin bi davası varda orda bide E. Y. varmış Savcı” dediği, M.A’nin “ Hı” dediği, F’nin “O tanıdıklar mı” dediği, M.A’nın “Ya Faysal bu yanlışı hakim savcı tanımakla iş çözülmez dosyanı sağlama alacan başta” dediği, F’nin “Ya dosya tamam dosyayı sağlam” dediği, M.A’nın “Ya hakim savcı babanın oğlu da olsa dosyan sakat oldu mu hiç bi halt olmaz” dediği, F’nin “Tabi” dediği, M.A’nın “Anca iyi incele diye gider bi tanıyorsan rica edersin zaten derdini anlatırsın o olur yani yoksa” dediği, F’nin “Ya onu anlatırız ayrıca dosyaya da bakacaz da bunları tanıyor musun sen” dediği, M.A’nin “Ya ben ben tanıyorum ama gidip yani şimdi dosya anca şey rica edilir derdini bi dinle denir... derdini anlatır gidip te efendim böyle böyle bişey oldu başka bişey olmaz yani” dediği, F’nin “.. diyorsun dosyayı düzenlemek lazım” “Sen ne zaman boşa çıkar” dediği, M.A’ nın “Etimesgut’tayım şuan” dediği, F’nin “evde misin” dediği, M.A’nın “Akşam konuşuruz olur mu” dediği, F’nin “İyi sen beni bi çaldır” dediği,
Tape No:8184, 21.05.2008 tarihinde Selim isimli şahıs ile yaptığı telefon görüşmesinde; M. Akkar’ın “Benim napıyorsun” dediği, S’nin “İyiyim çalışıyorum vallahi ya dün öğleden sonra işe gitmeyince yığılmış bugün işler” dediği, M.A’nın “Vallahi bende bugün sabah erken Etimesgut a çıkacaktım 66 ya geldim” dediği, S’nin “Hı hı” dediği, M.A’nın “Saat sekizbuçuğa geliyordu baktım Erol la şey burada “İkisi” dediği, S’nin “İki kişimi gelmişler” dediği, M.A’nın “İkisi iki kişi evet” “Erol la Mehmet buradalar” “Makromarkete gittik geldik ayrıldım yine burda şimdi geldim yine şeye apartmana hala beklemedeler ya” dediği, S’nın “E bizim şey ordam ı araba orda mı” dediği, M.A’nın “Orda orda çıkış yapmamış bi diyo alışveriş yaptı geldi takip etmişler marketten poşetle şeye geldi gitti diyor beklemede duruyorlar hala abi” dediği, S’nin “Bugün şeye spora gidecekti demek ki gitmedi o zaman Akşam şimdi şey önemli bizim için” dediği, M.A’nın “Akşam diyo çıkış yapacak herhalde diyo da şey bizim aşağıda biraz beklemedeler bordo mercedesle” Niye ikisi birden duruyorlar ki yani şey için tanımak için falan mı şey yapıyorlar’ dediği, M.A’nın “İki kişi geliyor onlar şimdi biri arabadayken öbürü hani indiği zaman takibe geçiyor” “ Veya bir yerde arabayla gittiği zaman o arabayı park olmadık bir yerdedir ... hemen cepten haberleşecekler…Tek kişi zor olur” dediği, S’nin “Yani hala şeyde ha evde o zaman hala” dediği, M.A’nın “Burda evet” dediği, S’nin “Şey o zaman spora gitmedi bugün spor yapmadı” dediği, M.A’nın “Bilmiyorum yani burdalar haberin olsun” dediği, S’nin “Tamam tamam bakalım akşam şey yapacak ne olacak” dediği, M.A’nın “Hı hı Oldu” dediği, S’nın “Oldu Mahir ciğim şey yaparız sağolasın teşekkür ederim görüşürüz bugün birazcık yoğun işlerim akşama kadar bitireyimde ondan sonrada şey yaparız” dediği, M.A’nın “Onlar şeyde yani akşam geç saatte duruma göre takipteler haberin olsun” dediği, S’nin “Zaten bende bi şey yaparken giderken bi geçecem şeyden evin önünden falan bakıyım kaçta çıkıyor ne yapacaklar ne edecekler ona göre bir şey yaparız, ne dedin sen bordo mercedes mi dedin” dediği, M.A’nın “Hı hı” dediği, S’nin “Nereye park etmişler arabayı” dediği, M.A’nın “190 Mercedes bizim apartmanın bir bina altında” dediği, S’nin “Aşağıya mı ...” dediği, M.A’nın “Hı hı ordan bakıyorlar” dediği, S’nin “Hı o zaman iki kişide dikkati çekmez mi lan bir tanesi şey yapsaydı bari” dediği, M.A’nın “Yok canım zaten gelip şeyapan olursa yani Polis Kimlikleri var işinize bakın der kovarız dedi” dediği, S’nin “ Ha ha iyi bakalım peki” dediği, M.A’nın “Onlar bilmez şimdi Emniyet Kimlikleri var ya” dediği, S’nın “O yeni apartmanın orayı mı park etmişler” dediği,
Tape No:8186, 23.05.2008 tarihinde Selim isimli şahıs ile yaptıkları telefon görüşmesinde; S’nin “Ondan sonra ordaysan bir 5 dakka bir görüşelim diyecektim senle” dediği, M.A’nın “Olum hanım dün 9.30 la Pamukkale’yle çıkmış ziyarete” dediği, S’nin “Öylemi hee” dediği, M.A’nın “Haberin yok mu senin” dediği, S’nin “Yooo haberim yok bi şey söylemedi bana şey Mehmet’le görüştüm ama Mehmet’in haberi yok herhalde öteki arkadaşı mı duruyordu ne yapıyordu” dediği, M.A’nin “Hee Atilla’ydı o zaman takipteydi” dediği, S’nin “Yarın konuşuruz diye şey yaptım ben Mehmet’e” dediği, M.A’nin “Dün akşam 9 buçukta Pamukkale’yle yola çıkmış” “Yanında bi bayanla beraber çıkmış” dediği, S’nin “Öylemi” “2 kişimi gitmişler” dediği, M.A’nın “Evet bi bayanla beraber çıkmışlar”, M.A’nın “Mehmet sabah burdaydı o şey Atilla dün akşam takipe almıştı akşam” dediği, S’nın “E o Mehmet boşu boşuna gelmiş” dediği, M.A’nın “Evet boşa gelmiş bende de cep telefonum şey irtibatlaşamadık o da sabahtan burdan erken gelmiş beni arıyor sonradan ben arayınca ya dedi böyle böyle irtibat dedi şeyle kopukluğu oldu” dediği,
Tape No:8168, 28.05.2008 tarihinde M.K. isimli şahıs ile yaptıkları telefon görüşmesinde; M.K“ Ya önemli değil ben şey yapmadım yani işi fazla detaylandırmaya gerek yok , şeymi sen 66 damısın “, M.A“4 caddedeyim“, M.K “He 4, 66 ya geçmedin“, M.A“ Daha geçmedim daha “, M.K“ E onlarda herhalde bi toplantı hazırlığı yapıyorlar çünkü bi siyah bi jeep geldi bi bayan falan bindiler görüştüler şu falan“, M.A “He toplantı yapacak o zaman”, M.K “He toplantı yapacak, hani ben sen orda mısın dedim diye orayı hiç fuzuli bekliyoruz da eğer sen oraya uğrayacaksan toplantı olursa bana bildirirsen ben burdan direk Kenedye geçerim” dediği,
Tape No:8170, 28.05.2008 tarihinde Selim isimli şahıs ile yaptıkları telefon görüşmesinde;M.A“ Ee sokaktan birisi telefon açmış 155 e”, “, M.A“ Ondan sonra şüpheli şahıs var demiş boyna burda iki gün kaç gündür duruyorlar arabada”, “ Bahçelievler ekibi gelmiş”, M.A“ Ondan sonra bizimkilerle beraber gitmişler Karakola”, “ Oturmuşlar orda Mehmet de demişki ben tabi kimlik var zaten Bizim demiş burda çok sevdiğimiz bir arkadaş var arabalarına hasar veriliyo ikide bir demiş”, “Ondan sonra boş kaldığımız zamanlar demiş onu kolaçan ediyoruz yani kaç sefer demiş arabalara hasar veriliyo kasti şey yapılıyo diye”, “Sevdiğimizde bi arkadaş onun için demiş gelip gidiyoruz arada boş kaldığımız zaman bi kontrol ediyoruz diye”, “Öyle demiş oturduk çay içtik ayrıldık diyo”, S’nin “He, kimki acaba o telefon eden falan bayan mıkı şeymiki”, M.A“ Bilmiyordum ya”, S’nin “Hay Allah”, M.A“ Yani sokaktan beri aramış işte 155 i aramış”, S’nin “He iyi neyse şey bozuntuya vermemiş yani”, M.A“ Yok yokyok zaten öyle bi durumda da ne diyeceğini biliyodu o”, S’nin “He hehe“, M.A“ Biliyodu zaten, bugünde zaten saat 4 buçuğa kadar falan ordan çıkışını bende gelmiştim apartmana çıkış yoktu”, S’nin “Hı, toplantı moplantı varmıydı .. şey yaptınmı”, M.A“ He hissetmedim onu bende işte Mehmet şey yaptı şey uğradı diyo işte bi Siyah Jeeple diyo bi bayan kullanıyodu onunla geldi diyo alışverişe gitti geldi plakasını almış”, S’nin “Siyah Jeeple ha”,“Allah Allah tanımıyorum bayan kullanıyo”, M.A “Bi bayan kullanıyodu diyo siyah jeep dedi herhalde plakasını almış onunda”, S’nin “Hıhı bende bi bakayım bi geçeyim şimdi bu akşam gidecekmi gitmeyecekmi ne yapacak işte bi şey yapayım diyom en azından bi toplantı varmı yokmu bi bakarız şimdi” dediği, M.A“ Ben hissetmedim” “ Ya ben 4 burçuk falandı saat ordaydım” “ “ Ordan hemen bi şeyle Adliyeye geçtim taksiyle“, “ He he , sen dönecekmisin akşam şeye dönersin Emek’e dönecen herhalde” “Ben şeydeyim şimdi ya bu Operanın ordayım İtfayiye meydanının ordayım dönecem şimdi birazdan” dediği, S’nin “ Ben bi bakayım bi şey yapayım bi tur atayım bakayım ne oluyo , ya millet ne işgüzar ya lan sanane” dediği, M.A “He işte bende ona sinirlendim ya, yani size ne lan” dediği, S’nin “Ya gelirler arabana zarar verirler kimse haber vermez” dediği, M.A’ni “Hah yaşa” dediği, S “Yani lastikler şişlenir bilmem ne olur“, M.A “He kimse kılını kıpırttarmaz”, S “Ondan sonra 2 tane şahıs bilmem ne yapıyodu”, M.A “Yani geri zekalılar ya”, S“ Seni şey yapmış yani öylemi işte arabaları falan“, M.A“ He tabi canım“, S“ Ama isim misim vermemiştir heralde demi şey yapmamıştır“, M.A “Yok yok yok yok kesinlikle yapmaz öyle bişey zaten” dediği,
Tape No: 8171, 28.05.2008 tarihinde ile M.K. isimli şahıs ile yaptıkları telefon görüşmesinde; M.K’nın “Valla işte şeydeydik yukarıdaydıkta” dediği, M.A’nın “Ha sen takip temisin” dediği, M.K’nın “Hee sen nerdesin “, M.A’nın “He şimde bende 66 dayım da yok burda araba da yok” dediği, M.K’nın “Tamam burdalar toplantıdalar ya” dediği, M.A’nın “Öylemi” dediği, M.K’nın “Tabi tabi toplantıdalar burdalar Selim beylen geldi görüştük biz” “He görüştük” dediği, M.A’nın “Hı iyi ben de diyecektim ya merak ettim de aradım ya” dediği, M.K’nın “Yok şey burdalar ya yani toplantıdar” dediği, M.A’nın “Sen Kenedy demisin” “Kenedy Caddesinde misin” dediği, M.K’NIN “Kenedy tabi Kenedyi şey yaptık ııı bugün mesken tuttuk” “Ya vallaha ne yapcan gardaş iş iş iştir çiş çiştir demiş” dediği, M.A’nin “ Yani” dediği, M.K’nin “Selim bey geldi aşağıda görüştük bize sağolsun 3 tanede diyet poğaça getirmiş’ dediği, M.A’nin “Ne getirmiş” dediği, M.K’nin “Poğaça poğaça” dediği, M.A’nin “Ha Kenedynin oraya mı geldi” dediği, M.K’nın “He oraya geldi orda konuştuk bir durum değerlendirmesi yaptık” “Artık sık sık buluşmayacağız cumartesi günü akşam buluşacağız “ dediği,
Tape No:8187, 30.05.2008 günü O.C ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; O.C’ nin “Abi silah yakalattım, bilgin olsun” yazdığı,
Tape No:8190, 01.06.2008 tarihinde Selim isimli şahıs ile yaptıkları telefon görüşmesinde; S’nin “Bak şimdi ben şeydeyim Kenndy Caddesinde tam o büronun önündeyim” dediği, M.A’nın “ Evet” dediği, S’nin “Işıklar yanıyor ha sonuna kadar yanıyor camdan da bi herifin biri bakıyor bende biraz uzaktan uzakta duruyorum bizimkinin arabası falan yok bizimki gitmiş şeye eve de” “Şey yaptım bak şimdi bugün cumartesi saat kaç saat 12 hiç kapanmıyor burası Mahir yani bak şuanda şeyin önündeyim evin önündeyim şeyde Kennedy Caddesinde o büronun önündeyim” dediği, M.A’nin “Bir adam mı var orda” dediği, S’nin “He bir adam camdan bakıyor şey yapıyor beni görmüyor ben çok uzaktayım da ya düşün ya bak cumartesi günü saat 12 de yani cumartesi günü kapat lan bari” dediği, M.A’nın “Bende Madoya gittim geldim anahtarı bırakmışım orda şimdi farkına vardım Mado da orda ordan arkamızdan bakmış görememiş orda bırakmışız” dediği, S’nin “He almışlar” dediği, M.A’nın “He almışlar” dediği, S’nin “Yani burası hiç kapanmıyor abi yani biz yapacaksak operasyonu buraya yapacaz burası tam iyicene şey yuvası olmuş yani hiç” dediği, M.A’nın “24 saat açık” dediği, S’nin “24 saat açık aynen yani şimdi hani şeytan diyor ki şurda sabaha kadar bekle diyor yani bakayım ne zaman ışık sönecek” dediği, M.A’nın “Hiç kapanmıyor ne bok yiyorlar lan bunlar saatin bilmem kaçı” dediği, S’nin “Şimdi bizim hanım manım yok şeyde ben Eminönünden dolaştım o araba gelmiş şeyde oturuyor küçük oda da oturuyor bi 15-20 dakika önce ben evin önünden geçtim ondan sonra o iki şey yok ha bilmiyorum başkaları mı var şey mi var ne var ama yok ışıklar açık abi şey sonuna kadar” dediği, M.A’nin “O zaman orda devamlı kalan birisi var belki orda yatıp kalkıyor yani“, S“ Bilmiyorum olabilir belki olabilir yani” dediği, M.A’nın “Orda yatıp kalkan biri var devamlı kalan biri var” dediği, S’nin “Ama hayır şeylerde yani perde merde de hiç kapanmıyor abi sonuna kadar açık perdeler” dediği, M.A’nın “Allah Allah” dediği, S’nin “Yani ben burdan baktığım anda içerdeki sandalyeleri yani koltukları görüyorum ben burda sonuna kadar da açık” “Yani tam şey yuvası burası vallahi billahi ha hadi akşam sana bi bilgi vereyim dedim” dediği, M.A’nın “İyi yaptın” dediği, S’nın “Hadi iyi geceler” dediği, M.A’nın “Ora bi bombalanacak anlaşıldı bombalanacak” dediği, S’nin “Yani ... evet evet yani kalanda olsa şey yuvası burası abi mikrop yuvası burası yani” dediği, M.A’nın “Anlaşıldı” dediği, S’nin “Yani bunlar şimdi diyor ki biz diyor 24 saat açığız diyorlar herhalde millete işte herkes gelsin isteyen gelsin ne yapacaksa yapsın falan” dediği,
Tape No:8190, 01.06.2008 tarihinde SELİM isimli şahıs ile yapılan telefon görüşmesinde; M.Akkar’ın “Birazdan geçecem, yani orada işim var” dediği, S’nın “İstiyorsan akşam üstü şey yapalım buluşalım” dediği, M.Akkar’ ın “Olur” dediği, S’nin “Şeyde yemek falan yeriz” dediği, M.Akkar’ ın “Şeyle görüştün mü” dediği, S’nin “He” dediği, M.Akkar’ ın “Görüştünmü şeyle Mehmetle” dediği, S’nin “Yok aramadım ya hiç aramadım” dediği, M.Akkar’ ın “Biraz önce çıkmış evden hanımı çıktı, evdeymiş”, M.Akkar’ ın “Biraz önce çıktı dedi” dediği, S’nin “Bugün ben zannetmiyorum takip makip yapacaklarını zaten” dediği, M.Akkar’ ın “Yok canım” dediği, S’nın “Biz öyle biz o şeylen yani gelince konuşuruz da ben bir bakarım ne zaman başladığına ne yapıp ne etti, bir hesap yapar ona göre pazartesi günü bitir deriz bu işi ya pazartesi günü bitmesine gerek yok yani artık” dediği,
Tape No:8192, 13.07.2008 tarihinde Selim isimli şahıs ile yaptığı telefon görüşmesinde; S’nin “Açık mı ya oralar” dediği, M.Akkar’ ın “Ya bizim arkadaş savcı arkadaş telefon açtı” dediği, S’nın “Ee” dediği, M.Akkar’ ın “Gittim bi konu vardı onu görüştük” “O gelmiş bugün dosyaları da alıp eve götürdü zaten ordan” “O ara UYAP ın şeye girdik bilgisayara bu savcılık şeylerini çıkarttım ben şeyin” dediği, S’nin “Öyle mi” dediği, M.A.’ nın “He” dediği, S’nin “Ne aşamada nasıl var mı elinde bir şey” dediği, M’A.nin “O şeyleri verdim o Yargıtay’dan da Yargıtay savcılığı onama isteme istemiş onun cezayla ilgili” dediği, S’nin “Hadi be” dediği, M.A.’ nın “Valla” dediği, S’nın “Vay anasını ya” dediği, M.A.’ nın “ Onu söyliyim dedim yani o dediğim gibi o şeyin birine de kim bakmış biliyor musun bunların şikayete” “Sana söylemiştim tahminim doğru çıktı A. İ. E” “Ali İ. bey bakmış senle oturup çayını içtik ya” dediği, S’nin “Evet evet evet hatırladım hatırladım” dediği, M.A.’nın “O bakmış birine öbürü de Erdal bey ya tamam dedim ben sana ikisinden biri şey yapmıştır dedim Erdal bey le Ali İhsan bakmış” dediği, S’nin “Herif herif boku yemiş vaziyette iyicene ya” dediği, M.A’ nın “ Yargıtay” dediği, S’nin “Hakikaten adliye açık mı ya pazar günü sen şey öyle gidiyorsun” dediği, M.A.’ nın “Giderim ben kaç kere gittim ya savcı ordaydı” dediği, S’nin “He odasında yani orda orda görüştün” dediği, M.A.’ nın “He onun odasına geçtik bir buçuk saat falan durdum döndük beraber çıktık” “Dosyaları almaya gelmiş öyle bi konu vardı başka bir konu vardı telefon açtı işte adliyeye gitcem gel diye” dediği, S’nin “Hı” dediği, M.A’ nın “Ordan buluştuk çıktık beraber” dediği,
Tape No:8172, 03.08.2008 tarihinde Ö.Ü. yapılan telefon görüşmesinde; Ö. Ü.’nün “Alo Mahir bey merhaba Ömür Ü. ben Vatan Gazetesinden” dediği, M.A’nin “Ömür bey iyi günler teşekkür ediyorum aradığınız için, canım niye aradım biliyo musun seni bi önemli bi dosya var elimde” “Birazda sansasyon olacak bir dosya… Onla ilgili bi görüşmek istiyorum” dediği, Ö.Ü’nün“Hıhı tamam yarın uğrasam olabilir mi, geç mi olur” dediği,
Tape No: 8193, 19.08.2008 tarihinde T.K ile yapılan telefon görüşmesinde; T.K’ nın “Bu Abdullah Gül hakkında bu kayıp trilyondan dolayı bi takipsizlik kararı verilmişti” “Acaba sizin ona bir itirazınız söz konusu oldu mu Sincan a” dediği, M.Akkar’ ın “Abdullah Gül e ilgili” dediği, T.K’ nın “Evet bi takipsizlik kararı verilmişti bu kayıp trilyon davası vardı ya efendim” “Acaba onunla ilgili sizin bir itirazınız oldu mu” dediği, M.Akkar’ ın “Yok o konu bende değildi ki kayıp trilyon olayı” “Ama o kayıp trilyon dosya ben de var bende onun sureti de o ben ben şey tarafı ben değildim onun” dediği, T.K.’ nın “Fakat takipsizlik kararından maliye bakanlığını haberdar etmiyor” “Maliye bakanlığını haberdar etmediği için bir vatandaş Sincan Ağır ceza mahkemesine başvurmuş” dediği, M.Akkar’ ın “Ben de mesela çok önemli bir şey var fotoğraf var onu girmez ama şimdi başka bir gazeteye verirsem öyle bir dalarlar ki Aydın D. la ilgili o da” “Yani Aydın D., Orhan K. zamanın paşası asker silahlı Kara Kuvvetleri Komutanı alo” “O Özer Ç.” “Ve uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin D. aynı karede oturmuşlar kafa çekiyorlar bu şimdi bu bu belge mi bu değil mi” “He bu işte evet” “Elimde duruyor dün koymuş zaten çıkardım masanın üstüne onu dün” “Dönem o o zamanki şeylerde de çok önemli bir belgedir bu” “Ama D. grubu hiç anlamış değilim ben yani” dediği,
Tape No:8177, 25.08.2008 tarihinde SAVAŞ isimli şahıs ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; S’nin “Sabahleyin ben Yargıtay’daki değişikliği yaptım şeyi koydum ... koydum vekaleti aldım” dediği, M.A’nın “He iyi” dediği, S’nin “Onu hallettim” dediği, M.A’nın “ Zaten orda duruyordu o şeyden” dediği, S’nin “Evet evet orda duruyormuş zaten bişey olmamış ondan sonra hemen çıkarttım arkasına öbürünü koydum” dediği, M.A’nın “ Tamam” dediği, S’nin “Bulamadım ben aslını gittim noterde bi daha çıkarttırdım” dediği, M.A’nın “Hadi ya” “Bana vermedin yalnız” dediği, S’nın “abi bulamadım bilmiyorum yani hatırlayamadım olabilir yani” dediği, M.A’nın “Bende değil yani” dediği, S’nin “Problem değil şimdi abi ben şimdi mail geldi acil İstanbul’a çıkmam gerekiyor bir hesap numaranı versene bana” dediği, M.A’nın “Şey hesap numarasını şey yapma” dediği, S’nin “Pekio aman ismine havale çıkartılmaz çünkü şimdi İstanbul’a çıkmak zorundayım bu parayı hemen çünkü banka ancak öğlene tamamlar çünkü bu kasada bu para olmuyor bankada ayırttırmam gerekiyor yada ismine havale çıkartayım sana yakın bankaya” dediği, M.A’nın “Savaş ben şimdi bu şeylerde ben hesabıma veya şeye havale çıkarttırmam sen onu al bana şey yaparsın verirsin” dediği, S’nin “Bi dakika bi dakika abi( Savaş Arka Planda İsa’ya Hitaben Efendim İsa dayı alo efendim İsa dayı he tamam tamam bekliyorum abicim okey eyvallah) abi pardon kusura bakma” “Şimdi ben bankayı arıyayım kasa müsaitse alıp sana verecem çünkü saat beşte toplantı varmış on ikide yola çıkmam lazım benim” dediği,
Tape No: 8173, 08.09.2008 tarihinde ile SERHAT isimli şahıs ile yaptığı telefon görüşmesinde; M.A’nın “Şey diyecem sana bu A. D. la sayın Başbakanın kapışması gündemde şu an” “Biliyorsun değil mi A. D. la ilgili sana bi şey versem değerlendirebilir misin onu çok önemli bi dosya” dediği, S’nin “Getir” “Ver” dediği, M.A’nin “Yani o çok önemli bişey bak sana gelecem ben onu sana şey yapayım bi konuşalım” dediği, S’nin “Tamam” dediği, M.A’nin“Onun o sütten çıkmış ak kaşık değil gıcık kaptığım biri zaten o benim” dediği, S’nin “Tamam getir biz dosyayı ulaştıralım” dediği, M.A’nın “Ulaştır çok sevinir yani” dediği, S’nin “Tabi tabi tabi” dediği, M.A’nın “ Sayın Başbakanın eline geçerse vallahi hoplar” dediği, S’nin “Tamam getir ” dediği, M.A’nın “Sen şey yapmış ol ben sana şey” dediği, S’nin “Belgeleri ile getir hemen ulaştıralım” dediği, M.A’nin “Tamam belge getirecem zaten” dediği, S’nin “ Tabi” dediği, M.A’ nin “Fotoğraf getirecem fotoğraflarını getirecem değişik yerlerdeki” dediği, S’nin “ Tamam ” dediği, M.A’nin “Tamam Serhatcım bugün uğrayabilirsem geçerim yoksa İhsan beyle İhsan beyle sen konuştun haberi var zaten ama” dediği, S’nin “ Ben söylerim haberi var zaten ya” dediği, M.A’nin “Tamam Serhatcım tamam canım” dediği, S’nin “Hadi kolay gelsin” dediği, M.A’nin “Ben gelir sana bırakırım o şeyi gelirken” “Gelince hadi görüşürüz” dediği, S’nin “Bir zarf içerisinde bırak bana dosya içerisinde” dediği, M.A’nın “Sana izah edeceğim şey var bırakayım da izah ederim orda” dediği, S’nin “Tamam tamam” dediği, saptanmıştır.

d-Örgütsel İrtibatları,
Şüpheli Mahir Akkar’ ın telefon irtibatları ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda, şüpheli Mesut Özcan ile 10 kez, şüpheli Sinan Aydın Aygün ile 4 kez, şüpheli Mustafa Ali Balbay ile 1 kez görüştüğü tespit edilmiştir.

e-Delillerin ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi
Örgütün temel belgelerinden ERGENEKON dokümanında, örgütün kendi medya kuruluşlarını oluşturma ve diğer medya kuruluşlarını kontrol altına alması gerektiği belirtilmiştir.
Bu güne kadar yapılan soruşturmada da örgütün bu yöntemi çok iyi bir şekilde kullandığı ve hatta bu yöntemi hayata geçirmek için ayrıca örgütsel dokümanlar hazırladığı ve hazırlanan dokümanlar doğrultusunda da faaliyetlerini gerçekleştirdiği, bu çerçevede şüpheli Ahmet Tuncay Özkan’ ın örgütün amaçları doğrultusunda kullanabileceği televizyon kanalı kurulması, satın alınması, yayın politikasının örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirilmesi gayreti içerisinde bulunduğu, şüpheli Mahir Akkar’ ın şüphelilerden Mesut Özcan, Ahmet Tuncay Özkan ile irtibatlı olduğu, şüphelilerden Ahmet Tuncay Özkan’a örgütün amaçları doğrultusunda kullanılmak üzere bilgi ve doküman temini için faaliyet gösterdiği, temin ettiği dokümanları Mesut Özcan vasıtası ile Ahmet Tuncay Özkan’a ulaştırdığı anlaşılmaktadır.
Bu güne kadar gizlilik içersinde faaliyetlerini sürdürmeye çalışan terör örgütlerine ve suç örgütlerine yönelik yapılan çalışmalarda, anılan örgüt mensuplarının, suçluluk psikolojisi içersinde, her an telefonlarının dinlendiği ve takip edildikleri endişesi içersinde yaşadıkları ve bu nedenle telefon dinlemelerine karşı dikkatle ve tedbirli davranışlar sergiledikleri görülmüş, şüpheliye yönelik yapılan teknik takip çalışmalarında kendisinin de telefonlarının dinlendiği yönünde endişeler taşıdığı ve dinlemelere karşı tedbirler geliştirdiği ve çevresini bu konuda uyardığı, irtibatlı olduğu şüpheli Ahmet Tuncay Özkan’ ın adını telefonda kullanmama konusunda özen gösterdiği görülmektedir..
Yukarıda ayrıntılı olarak yer alan iletişim tespit tutanağı içeriklerine göre örgütün amaçları doğrultusunda kişileri yasadışı olarak takip ettiği, takip ettirdiği, Ankara’da bulunan farklı yargı mercilerinde görev yapan Hakim ve Cumhuriyet savcıları hakkında şahıslara bilgi verdiği, bu kişilerin dosyaları ile ilgili olarak iş takibi yaptığı tespit edilmiştir.
Yukarıda sayılan nedenlerle şüphelinin ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyesi olduğu, evinde ruhsatsız olarak tabanca mermisi bulundurduğu anlaşılmakla;

Şüpheli Mahir Akkar’ın eylemlerine uyan TCK’nun 314/2, 6136 sayılı Yasanın 13/3., 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5., TCK’nun 53, 54, 58/9, 63. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.

32-Şüpheli Evrim Baykara,
a-Savunmaları,
Emniyet beyanı
Merkezi İzmir’de bulunan Bizkaçkişiyiz isimli derneğin kurucu üyesi olduğunu,
Şüphelilerden Ahmet Tuncay Özkan’ı 3-4 yıl kadar önce İzmir’de düzenlenen bir panelde tanıdığını, daha sonra görüşmelerinin devam ettiğini,
Murat Ağırel, Mesut Özcan, Adnan Bulut ve Hüseyin Nazlıkul’u 2 yıl kadar önce Cumhuriyet mitinglerinde tanıdığını,
Selim Utku Gümrükçü’nün 8-9 yıllık arkadaşı olduğunu,
Kendisinin bir dönem CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı olduğunu, Ahmet Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmelerin kendisine talimat verilmesi ile ilgili olmadığını, bu şüphelinin yaşça kendisinden büyük ve tecrübeli olduğu için fikrini olmak amacıyla kendisi ile görüştüğünü,
Telefon görüşmelerinin yasal sivil toplum faaliyetleri ile ilgili olduğunu, ADDnin başkanlık seçiminde Ahmet Tuncay Özkan ‘ın kazanması için çalıştıklarını, ayrıca bir kısım görüşmelerinin Bizkaçkişiyiz derneği adına resmi bağış toplanması ile ilgili olduğunu, yardımların makbuz karşılığı toplandığını, CHP’nin 2008 yılında yapılan kurultayında görevli olduğunu, görevinin katılımcıları organize etmek olduğunu, bu kurultayda Tuncay Özkan ile birlikte mevcut genel başkanı desteklediğini, bununla ilgili kimseden talimat almadığını,
Bir televizyon kanalında Tuncay Özkan ‘ın ERGENEKON ile irtibatlı olduğu yönünde yayın üzerinde Bizkaçkişiyiz platformu üyeleri ile birlikte televizyon önünde yapılan basın açıklamasına katıldığını, bu açıklama sırasında hukuk dışı her hangi bir eylem yapılmadığını,
Evinde ele geçen dokümanların üyesi olduğu Bağımsız Cumhuriyet Partisine ait belge ve dokümanlar olduğunu, suç örgütü üyesi olmadığını beyan etmiştir.

Savcılık beyanı
Emniyet ifadesini tekrar ettiğini, yasadışı her hangi bir eyleminin bulunmadığını, bu soruşturma çerçevesinde önceki aşamalarda gözaltına alınan, tutuklanan şüpheliler ile her hangi bir ilişkisinin bulunmadığını, kendisinin de üyesi olması sebebiyle ADD genel başkanı Şener Eruygur’u bir yada iki kez dernek kurultayında gördüğünü,
2007 yılında CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı olarak atandığını, bu dönemden sonra Ahmet Tuncay Özkan’ın parti ile ilişkisinin arttığını, CHP’de siyaset yapmak istediğini,
Bizkaçkişiyiz derneğinin genel sekreteri olduğunu, derneğin genel başkanının Selim Utku Gümrükçü olduğunu, derneğin 2008 yılı ocak ayında kurulduğunu, kuruluşuna Tuncay Özkan’ın öncülük ettiğini, bu dernek ile Şener Eruygur ve Hurşit Tolon ‘un her hangi bir ilgisinin bulunmadığını, derneğin amaçlarını gerçekleştirmek ve masraflarını karşılamak amacıyla yasalara uygun olarak bağış topladığını,
Mesut Özcan’ı Cumhuriyet mitinglerinden tanıdığını, Tuncay Özkan ile ortak bir TV kanalı aldığını duyduğunu, kanalın ne şekilde alındığını bilmediğini,
Evinde ele geçen belgelerin kendisine ait olduğunu, suç unsuru bulunmadığını beyan etmiştir.
Sorgu beyanı
Şüpheli önceki aşamalarda yapmış olduğu savunmalarını tekrarla terör örgütü ile her hangi bir ilişkisinin bulunmadığını, Ahmet Tuncay Özkan ile ilişkisinin üyesi olduğu parti ve dernek faaliyeti ile ilgili olduğunu beyan etmiştir.

b-Elde Edilen Dokümanlar,
Şüphelinin İzmir Konak İlçesi Vatan Mahallesi Filiz Caddesi No:3/9 sayılı adresinde bulunan evinde 23.09.2008 tarihinde yapılan aramada;
-“BKK Türkiye Genel Toplantısı-1”, “Karadeniz’de çalışacak insan yok Pelin Sevgili” “Siyasi iktidarın niteliğini değiştirmek” “Acil Eylem komitesi kurulsun illerde”, “PKK değil, Kürtler”, “AKP İktidarının uzaklaştırılması için siyasal güç gerekiyor”, “23. sınır tugay komutanı:Doğu”, “10000 kişiden bir milyar” “Karşıyaka :Ertuğrul GÜNDÜZ” gibi notların yazılı olduğu,
-(1) adet ajandanın içinde “İzmir Menemen Seçimi Sarıgül tarafı kazanmış seçim iptali için ne yapılabilir, diye aranmışız. Menemen İlçe Gençlik Kolları Başkanı Melih DÖĞER 0544…” yazılarının küçük not kâğıdında yazılı olduğu,
-(2) adet 14 Haziran 2003 Ankara tarihli, 178 sayfalık BCP (Bağımsız Cumhuriyet Partisi) Yönetmelikler isimli el kitabı olduğu,
-(1) adet 24 Temmuz 2002 Ankara tarihli, 58 sayfalık BCP (Bağımsız Cumhuriyet Partisi) Tüzük isimli el kitabı olduğu,
-(1) adet 24 Temmuz 2002 Ankara tarihli, 115 sayfalık BCP (Bağımsız Cumhuriyet Partisi) Program isimli el kitabı olduğu,
-(1) adet Ulusal Gençlik Birliği, Tüzük Program Etkinlikler başlıklı 99 sayfalık el kitabı olduğu,
-(1) adet orta boy 2007 Şölen başlıklı ajanda, bu ajandanın içeriği incelendiğinde;
-“Seçim Sistemi örgütlenme yöntemi”, “Feridun G.: Çorum BKK, Aidatlı Üyelik sorun, Kanaltürk:Ulusal kanal nasıl ayakta kaldı, CHP: İl örgütü üyesi, Gençlik kolları:İP, CHP’den aldığı kanla yeni bir hareket oluşturamaz” notları ve içerisinde çeşitli illerin ve karşılığında çeşitli isimlerin olduğu,
-(103) adet Tuncay Özkan’a hitaben sorulan küçük soru kağıtları,
-(1) adet BKK başlıklı içerisindeki şemalarda çeşitli isimlerin olduğu tablo,
-(4) sayfalık “Tuncay Özkan Ne Yaptı, Nasıl Yaptı, Niçin Yaptı…” başlıklı belge,
-(3) sayfalık Kemalistler Göreve başlıklı ve üçüncü sayfasında Bilgilendirme başlıklı belge,
-(1) adet Grup Bilgisayar başlıklı, siyah ajanda, bu ajandanın içeriğinde ADD toplantısı hakkında notlar ve çeşitli isimler ve bu isimlere verilen görevler olduğu,
-Çok sayıda CD/DVD ele geçirilmiştir.

Şüpheli Evrim Baykara’nın İzmir İli Alsancak Mahallesi, 1456 Sok. Barohan Kat:1 D:105 sayılı işyerinde yapılan aramada;
-(1) adet Flomax başlıklı yeşil ve mor renkli ajanda ve bu ajandanın içerisinde el yazısı ile yazılmış, “Rusya’daki sosyalizm baskısı, Telekom Amerika, yerel seçimler için çalışalım, Tuncay Özkan, Emin Ç., Mustafa Balbay, İlhan Selçuk” gibi notların yazılı olduğu tespit edilmiştir.
c-Telefon görüşmeleri

Tape No:7832, 19.02.2008 günü saat:20.40’da Ahmet Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmede; Şüphelinin “başkan seçildi de bide yeni sekreteri seçilecek biliyorsun, Kemal'in 8 tane şeyi var üyesi var içerde, Önder'in de 8 tane var, Toplam 20 tane il delegesi var şey il yöneticisi var, 21 Tane geri kalan 4 tane benim” dediği, Tuncay’ ın “sen direk Kemal ile oynayacaksın bundan sonra” , “Önder ile sen görüşecek misin” dediği, şüphelinin “Görüşücem Önderle de Baykal’la da görüşmeyi düşünüyorum” dediği, Tuncay’ ın “sayın genel sekreterim ne emrediyorsanız de”, “Sen de ki ne emrediyorsanız nasıl istiyorsanız tamam mı Deniz Baykal da aynı şeyi söyleyecek sana ne emrediyorsanız sayın genel başkanım diyeceksin, Ondan sonra Kemal'i seçeceksin orda ” dediği, şüphelinin “Abi nasıl bir iştir ya Herkes bi beni si…. arkadaş ya ” dediği, Tuncay’ ın “bu parti oğlum bak bu parti bu yüzden adam olamaz” dediği,
Tape No:7473, 26.02.2008 günü saat:21.14 de Ahmet Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmede; Şüphelinin “…Ersinle konuştum şimdi de abi diyor onların hepsini illerden ben bi şekilde çaktırmadan toplamaya çalışıyorum dedi genel merkezde üye listesi var cep telefonları yok yani diyor” dediği, Tuncay’ın “Bana parti yönetiminin şeyini getirin il ilçe” “Öyle bir şey yapsın ki elinde ne varsa Cumhuriyet Halk Partisinin bilgi bankasında” dediği, şüphelinin Ankara MYK da yanında çalışacak güvenilir bir eleman istediği, Tuncay’ ında “..Ankarada sana iki kişi veririz sorun yok” “Sana yatırım yapıyoruz şimdi senin gibi adamı korucaz …” dediği,
Tape No:7474, 27.02.2008 günü saat:11.00’de Ahmet Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmede; Tuncay’ ın “Ya a…. koyduğumun çocuğu”dediği şüphelinin “Ne diyor sana ya” dediği, Tuncay’ ın “bu partinin her yerini diyormuş, Dün geceden beri arıyor sürekli beni, Ondan sonra Suat ‘ı yolladı bana ”, “Dedim ki bak Suat önce seni si…. sonra bana laf etmeye kalktı Menemen de biliyorsun”, “senin genel başkanın 70 yaşında ben 40 yaşındayım ib… dedim” , “A… koyduğumun çocuğu ondan sonra dedim ki bak Evrim i çizdi ” dediği, şüphelinin “Ben gördüm listeyi ben yoktum hakketten Önder gösterdi yanlız yani o ib… destek olmamış bu pu…. yazmamış harbiden” dediği Tuncay’ ın “o senin genel sekretere ulaşıp konuşacağını böyle bir sonuç doğacağını hesaplayamadı o”, “Şimdi seni si…. istiyor şimdi sen bunu oy desen var ya yarın seni si…. ” , “Genel sekretere de Önder e dicez ki genel şeyde Tuncay Özkan’ı Tuncay Özkan la sen ... ”, “Mart ayı güzel bir ay o genel başkanı satabileceğini söylemiş sana”, “kim brütüs olmak istiyorsa ona bıçağı vericez” dediği, şüphelinin “İlde verdiğimiz sözü bi tutalım Öndere” dediği, Tuncay’ ın “sen şu il gençlik kolları başkanlarını ayarla bana” dediği, şüphelinin “Onu ayarlıyorum şimdi şeyle konuşuyordum bu bizim CHP Kahramanmaraş gençlik kolları il başkanı aradı da”, “ADD GYK üyesi bu gençlik kollarında bunlar 3 martta bi bildir mildiri hikaye yapıyorlarmış napalım başkanım dedi” dediği, Tuncay’ ın “si… et hiç öyle şeylere sen paşanın ekibinde kopar koparsınlar paşadan ayrılsınlar”, “Bütün bu gençlik kollarına söyle ADD ile koparıcaz kardeş ADD ler ADD nin başına o kızı getircez” dediği, Şüphelinin “Sıla dan ayrıldım ya”, “hem zengin hem çıtır buldum onunla birlikteyim şimdi kararlarımı değiştirdim Adnan abiyi dinleme kararı ve ardından ... yapıyon iletirsin” dediği,
Tape No:8195, 22.03.2008 günü saat:22.31’ de Damla….? ile yaptığı görüşmede; “Bağışlar nasıl” dediği, Damla’nın “Şimdi derneğe geldik işte satılan şeyleri bağışları falan hepsini çıkaracaz bakacaz ”, dediği, şüphelinin “İyi mi peki bağış”, “3-5 milyar var mı ” dediği, Damla’ nın “Şeyler satıldı dalga motorlar satıldı”, “Hayatta yok” dediği,
Tape No:8196, 24.03.2008 günü saat:22.08’ de Ahmet Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmede; “Şu Ankara’da MYK ya birini alacam ben gençlik kollarına, birini düşürdüm” dediği, Tuncay’ın “Tamam al”, dediği, şüphelinin “Varsa senin istediğin, Görüşüyüm onlarla bi” dediği, Tuncay’ ın “Tamam ben sana yarın yönlendirecem onları” Şüphelinin “kartvizitimi vermiyolar mı dedim Tuncay Özkan ın danışmanı yazıyor ben onu da dağıtıyorum dedim, kartviziti gayet içten bi şekilde dağıtıyorum ben dedim yani o konuda bi sıkıntım yok dedim Narlıdereyle ilgili konuştuk biraz bu etkinlikte bizi si…. belediye başkanı bunun ekibi valla dedim Ömer bey dedim hani biliyosunuz ben sizi severim ama dedim ben Narlıderede dedim gençlik hatası yapçam bundan sonra dedim ne gibi dedi dedim belediye başkanı dedim Cumhuriyet Halk Partisi ni baltalıyosa ben de Narlıderede ona göre diğer ekiplerimle bütün ekiplerimle çalışırım ben dedim size de söylüyorum bunu dedim bilginiz olsun dedim”, “ondan sonra Fatihle konuşmaya başladılar ya Fatih hakkatten dediğin gibi şey yani ... herif parti meclisine gidecem diye ipin ucunu kaçırmış yani şey dedi herif ya bu herif Haluğa destek veriyo SEVİGEN leri çizmek için” , “Haluk yani hep açık açık söyledi yani bende dedi 400 delege var dedi bunlar dedi 300, 200 tane alsalar dedi kapattı ondan sonra konuyu” dediği, Tuncay’ ın “İyi çok iyi çok iyi çok iyi afferin istediğimiz gibi yani, Tam konuştuğumuz gibi her şey” dediği, Şüphelinin “Evet tabi tam öyle gidiyo ya yani herif şey şey diyo ya açık açık söyledi ben dedi bu kurultayda dedi oturmayacam dedi geçen kurultayda oturdum dedi i… a….. koyum öteki ruh hastası bunak buda ben hala genel sekreter olacam diye delirmiş SEVİGEN i mi yaptı ne diyo SEVİGEN mi olsun diyo genel sekreter diyo aynen böyle söylüyo diyo si… dedim SEVİGEN i de seni de ” dediği, Tuncay’ ın “yarın Leventi sok şeye, Leventi nerden bilecekler ki” “Fatih tanıyo bi de şey tanıyo Önder … da tanıyo Levent Önder …. ın kızıyla çıkmıştı bi ara” dediği, şüphelinin “bak onu alalım yani buraya da ben nerde atlayım yani o gelsin biraz onun kafası si…. ” dediği,
Tape No:8197, 01.04.2008 günü saat:08.51’ de Hüseyin Nazlıkul’un gönderdiği mesajda; Evrim gunaydin. Hafta sonu icin bir prova yapmanizi istedigim bir slogan. Umutsuzluk karanliga teslimiyettir, Özkan sen bizim umudumuzsun. H.Nazlikul yazdığı,
Tape No:8198, 04.04.2008 günü saat:17:45’de Makbule…? ile yaptığı görüşmede; Makbule’nin “Geçen cuma beni ki aradı biliyo musun, Deniz bey aradı, Benim görüştüğümü öğrenmiş, ben sana hiç arkamı dönemeyecek miyim dedi”, “Fatih abilere falan da söyledim hatta onlar da şaşırdılar ben de anlayamadım nerden öğrenmiş olabilir kim söylemiş olabilir diye” dediği, şüphelinin “Facebooka koyuyosun adamın bi sürü ajanı var yani” dediği, Makbule’nin “bugün alerji olunca aradım barıştık güzel güzel konuştuk ama” dediği, şüphelinin “Abi herif bana eşşek gibi bileyleniyodur ha ” dediği, Makbule’nin “Ben demedim ama Evrim abi görüştürdü falan demedim” dediği, şüphelinin “senin oraya geldiğini duyduysa benim görüştürdüğümü de duymuştur yani ” dediği, Makbule’nin “ben de hani mitinglerdeki konuşmalarından falan etkilendim” dediği, şüphelinin “bu herif bu partiye almıyacak mı bu adamı ya manyak mı bu Makbule, Obsesif ” dediği, Makbule’nin “partinin telefonu aman Allahım duyar falan Allah muhafaza öldürür beni” dediği,
Tape No:8199, 04.04.2008 günü saat:17:59’da Ahmet Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmede; Tuncay’ ın “Sen g.. müsün lan özürlü müsün sen insan saatine bakar konuştuğu adama bakar bu adam nerde der ne oluyo diye düşünmez mi”, “Lan si… seni gebertecem ha” dediği, Şüphelinin “ya bu D.B.’ın bütün arkadaşlarıyla kavga ettiriyon adamı ”, “Makbule aradı beni şimdi Deniz bey aramış bunu sen demiş kimlerle görüşüyosun demiş duyuyom ben bunları demiş küstüm bende dedi sonra dedi bugün barıştık dedi ama dedi ben dedi Tuncay abiyle görüşmek istiyom napıyım sence dedi”dediği, Tuncay’ ın “Niye küsmüş peki o ” dediği, Şüphelinin “Manyak bu herif ya ruh hastası, Ben inanırım abi ben D. B.ı azıcık tanıyosam inanırım yani”,“yarın Çanakkalede buluşuyoruz ilgileniyoruz yani sayın genel başkanım ….. sağlık yol durumunuzla ” dediği, Tuncay’ ın “Lan s…. git manyak senin gibi şey embesil angutlarla ben ne yapıyım be” dediği,
Tape No:8200, 09.04.2008 günü saat:00:58’de Ahmet Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmede; Tuncay’ ın “lan niye siz hiç bu sitedeki para toplama yardım kampanya işlerine dahil olmuyosunuz ” dediği, şüphelinin “Oluyoz ya, Ne oldu şimdi birde” dediği, Tuncay’ ın “senin bacağına… çabuk o gençlik kolları başkanına söyle alsın yarın eline makbuzu çıksın sokağa toplasın her ile duyur her ilden iste bu para toplama işi değil lan bu bir kuruş bile verse katılma işi bu, bu grubun sınanması işi anladın”, “Senin bacağına sı…. ha çabuk ” dediği, şüphelinin “emredersiniz komutanım” dediği,
Tape No:8201, 09.04.2008 günü saat:10:00’da Damla ile yaptığı görüşmede; Şüphelinin “Tuncay abi bişey demiş ya bağış mağış işi ”, “Bu kanala mı nedir o gecenin bi yarısı aradı beni gene” dediği, Damla’nın “Barış onun için bi kampanya düşündü otobüslerde giderken alt limit 1 üst limit 10 YTL olmak üzere onu duyuracaz ama metinde değişiklik yapacaktı bugün otobüste para toplayıp onları genel merkeze gönderecek kanal için herkez kampanya başlattı kendince” dediği, şüphelinin “İşte bütün ilçe başkanlarına bi duyuru atar mısınız ”, “Onun dışında yani otobüste de olacak her yerde de olacak” dediği, Damla’nın “Her yerde toplayalım tamam” dediği, şüphelinin “Devamlı, 1 lira 5 lira 10 lira 100 lira 1 milyar ” dediği, Damla’nın “Yani 1 200 000 sek ordan 1 000 000 YTL çıkması lazım çarpı 5 Allah ne verdiyse işte o da 5 trilyon yapar borcu kapatır sanıyorum ” dediği, şüphelinin “Yok kapatmaz da işte bakalım” dediği,
Tape no: 7590, 12.04.2008 günü Saat:14.53’te Ahmet Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmede; Tuncay’ ın “Meşaleyi yakan Tuncay Özkan” dediği, şüphelinin “Ha süperdi” dediği, Tuncay’ın “Yanlız y…. yediler y….. yedi onlar” “Bi daha miting var ... ” dediği, şüphelinin “İ….. şey diyolarmış şimdi Tuncay Özkan ı biz çıkartmadık etmedik” dediği, Tuncay’ın “İlk günden itibaren ilk günden hiç sen beni biliyosun bu konuda” “ya boş yere başlarına bela almasınlar tuncay Özkan’ı çıkartmamak gibi bişey söz konusu değil. ilk gün geldi bana Hurşit Tolon söyledi sadece Hurşit Tolon söylediği için kabul etmedim yani” “…ulan tarihi eser kaçakçısı karıyı oraya çıkartıp...” dediği, şüphelinin “Onu söyledim şey dedim yani ...Adam ilk kez söyledi dedim o platforma çıkmayacağını söylemiş zaten adam dedim yani hani o platformda yeri olmadığını söylemiş dedim Allah” dediği,
Tape No:7632, 29.04.2008 günü saat:23.24’de Ahmet Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmede; “Emrelerle falan ordan bir sıkıntı yok konuştuk açık açık dedim dik durcaz ne gerekiyorsa yapcaz, Fatih i aradım şey dedim Fatih e K. K.’ta istememiş seni dedim biraz bi şu Ö.S. ı bi sorgulasın istiyorum yani bazen yalnızlık ta insanları dik durmaya teşvik eder yani” dediği, Tuncay’ ın “o çocuktan bi b.. olmaz o çocuğun bi şey yapması mümkün değil o çocuğu ekarte etceksiniz onlar o çocuğa bayılır”, “O çünkü sadece orda öyle dolanmayı o sıfatı seviyor işlevi sevmiyor anlatabiliyor muyum o tıpkı şey gibi M.S. gibi o tamam onu boş verin siz o Öndere k…. bulur o büyüdüğü zaman yada gider Önderin …………....................... yani başka bir şey değil”, “sizin burda yapmanız gereken şey dik durup onurlu durup Öndere kardeşim sen bu musun diye sormak”, “Önder böyle bir şey yapıyorsa karşısına nasıl bir cephe çıkacağını bilir çarşamba günü yarın”, “bizkaçkişiyizin içinde ne var ne yok toplayın bize getirin onlar zannediyorlar ki bu organizasyon içersinde onlar bir şey ulan s…. senin CHP li azgınların 4 tane herif”, “bugün orda verdiğiniz enerjinin bize dönüp bize çalışması karşılığından ne olacağını tahmin edemeyen g…. z…. bunlar”, “partiden istifa etmek falan filan asla yok analarını ağlatacaksın tamam mı, beni görevden alın beni görevden al diceksin, Beni görevden al ama bana sorarsan tamamen bu o b… herifin şeyi” dediği,
Tape no: 7850, 03.06.2008 günü saat:21.40 de Ahmet Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmede; Şüphelinin “Şimdi biz bu Yaşar Nuri biraz huysuzluk yapıyormuş” “işte birleşmiyecekler ne korkmaya başlamış bu… bi o bir iki yerden duydum onu,……………….” , “…bide D. B. bu Ö. S. ekibine şey diyormuş hani bu geç geldi ya liste” “ kurultay şey parti meclisi listesi kurultayda” “İşte Ö. S. şey demiş eğer Tuncay’ı alırsan kendine başka genel sekreter bul yani ben inanmıyorum da Ö. S. ın ekibine böyle bişey yayıyormuş” dediği, Tuncay’ın “D. B. mı yayıyormuş” “Yani Tuncay’ı şey aldırtmadı Önder aldırtmadı” “O da zaten aslanlar gibi genel sekreterini ... ben onların bi a…… s……. de görsün onlar ben o Cumhuriyet Halk Partisini AKP inşallah %80 oy alır o Cumhuriyet Partisini ben anasını ... görsün o ib…… çocukları” dediği, şüphelinin Ordu’ da ekibi toplamaya başladığını söyleyerek yaptığı çalışmaları anlattığı,
Tape No:7716, 21.06.2008 günü saat:12.21 de Ahmet Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmede; CHP ile ilgili divan oylaması, delegeler, tüzük değişikliğinden bahsettiği, şüphelinin “Oldu onu iptal ettik baya bi direndiler hatta orda ama onu iptal ettik ya benim en büyük korkum şey şerefsizler bu geceki toplantı önemli işte ya bu gece şeyde” “İşte bütün delegeleri getireceğiz oraya 200 kişilik salon” dediği, Tuncay’ ın “O zaman ben oraya mı geleyim” “… bir gövde gösterisi yapıyım mı” dediği, Şüphelinin “Abi herifler çok korkabilirler yani … tam kadro burdalar yani bir Ö. S.eksik” dediği, Tuncay’ın “CHP tam kadro abanıyor ha” dediği, şüphelinin “Hablemitoğlu na aynı ekipte gözüküyoruz ama sana yani bizim önereceklerimize şey yapıyorlar itiraz ediyorlar” “…Utku yu çizdiler, Cemal i çizdiler ve bana hayır demişler” dediği, Tuncay’ın “gidelim Paşayla konuşurum listeyi beraber yaparız” “Hemen bana bir dön tükürürüm o Hablemitoğlu nun adına da soyadına da..” dediği,
Tape no:7740, 24.07.2008 günü saat:21.00 de Ahmet Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmede; Tuncay’ ın “Nerdesin lan” “hemen Ankarada atv nin önündeki eyleme katılıyorsun bir sürü adam toplayıp oraya götürüyorsun” “saat 10 da seni gebertirim katılıyorum abi falan değil gideceksiniz oraya” “şerefsiz ... ona hazırlık yap ona gidiyorsun senin bacağına s…. vallaha” “Levente söyle hemen ATV’nin önüne gidiyorsunuz” “domates domatesle yumurtada götürün yanınızda duvarlarda omlet yapacaksınız” dediği,
Tape no:7746, 24.07.2008 günü saat:21.21 de Ahmet Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmede; Şüphelinin ATV önüne gelerek basın açıklaması yaptığını belirtmesi üzerine Tuncay’ ın “yumurta domates atmadınız mı olum. Atın olum görsünler onlar domateslerle yumurtaları görsünler eylemin önemi domates yumurta ergenekon omleti yaptık diye” dediği,
Tape No:8202, 20.09.2008 günü saat:12.01’da SILA isimli şahıs ile yaptığı görüşmede; Şüphelinin “Ankaradaki Mesut abiyle tanışmışmıydın aşkım tanıştırmışmıydım Doktor Mesut bahsediyorum değilmi hatırlıyorsun demi deli Mesut”, “Business in sahibi tamam mı Tuncay bey onun üstüne yaptı business i biliyorsun demi onuda”, “he biz satın aldık o bizim şu an”, “şimdi onlar geldi Mesut abi geldi Tuncay abi şey diyordu zaten benim su cihazı o bu yok mu, Böyle çılgın fikirler Mesut a onunla yapın filan deyip duruyordu tamam mı”, “telefonla söylemiştim abi dedim böyle böyle işte Tuncay abiye anlattım hani sen ne diyorsun herif direkt atladı” dediği Sıla’nın “O günde 30 litreye yakın su üretiyor bu ” dediği Şüphelinin “bizim yayına başladığımız zaman dedi Kanal Biz profesyonel olarak işte Business Channel o yani tam yayına başladığımızda basarız dedi ordan da reklâmı dedi doğrudan satış”, “Kanaldan ver reklâmı doğrudan satış yapalım ya” dediği anlaşılmıştır.
d-Örgütsel irtibatları
Tape no:7626, 25.04.2008 günü saat:11.32’de Ahmet Tuncay Özkan ile Murat Ağırel’ in yaptığı görüşmede; Tuncay’ ın “Ankaradayım var mı sıkıntı ekiplerde bi sıkıntımız var mı, isimleri bildirdin her şey tamam ” dediği, Murat’ın “bildirdim evrime bildirdim şimdi adamları organize ” dediği, Tuncay’ ın “İçerde pankart falan açmak yok tamam mı hiç bişey yok ” dediği, Murat’ın “Sadece normal normal.... görünecez” dediği, Tuncay’ın “baykal özkanı partiye getir Tuncay Özkan ayakta alkışlıyoruz”, “Hoş geldin hoş geldin hoş geldin hoş geldin Tuncay Özkan hoş geldin tamam”, “yani bizim sloganlardan atılmıyo kesinlikle hep chp li tamam ” dediği, Murat’ın “Şey deyim mi abi vatan bayrak ahde vefa” dediği, Tuncay’ ın “yok yok vatan namus ahde vefa demeyin” dediği,
Tape No:7661, 08.05.2008 günü saat:13.20’de Ahmet Tuncay Özkan’ın R. U. ile yaptığı görüşmede; Recep’ in “İzmirdeyim ben akşamleyin, Hayır iş için gidecemde orda ben şeylerle görüşmeyi düşündüm ne dersiniz şu bizim muhalifler var ya hani .... muhalifleri var ya ”, “Ersin B. la falan ama ampul patlatan falan var ya onlarla” dediği, Tuncay’ ın “Ya istediğinle görüş orda çocuklar muhalefeti falan filan yok ” dediği, Recep’ in “Hayır gitmişken de nasılsa Damlaları tanıyorum” dediği, Tuncay’ ın “İzmir’de başkanla genel sekreteri Evrimle Utku ya haber ver seni yanlış anlarla seni çizerler sonra başına dert açarsın ”, “yaparlar yaparlar bunlar ib…. o takım bunların başını da bu Evrim ile Utku çeker”, “İ.. bunlar i.. ısırdıkları zaman koparıyorlar tamam”, “onlar lazım olum onları nasıl atıyım ya onları atsam ben yok olurum olum” dediği,
Tape No:7711, 19.06.2008 günü saat:18:58’de Ahmet Tuncay Özkan ile Ş. F. ile yaptığı görüşmede; Tuncay’ ın “…….. şimdi size bilgi vermek için rahatsız ettim sizi ”, “T. M. V. ve Utku Gümrükçü arkadaşımız karadeniz bölgesini gezdiler”, “K. C.K. ve Adnan Bulut arkadaşım Doğu ve Güneydoğuyu gezdiler Adnan halan orda hafta sonu dönecek Ankara’ya Şey Evrim arkadaşımız Akdeniz Bölgesini gezdi ”, “Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörümüz ve onun etkisi nedeniyle bazı delegelerimizin tutumu ve davranışları farklılaşabilir ”, “Onun dışında bi şey olamaz onlarda bizim gibi düşünüyorlar ama onlar diyorlarki bizim borcumuz var Paşaya biz kimseye karşı borçlu değiliz” dediği,
Tape no:8164, 10.09.2008 günü saat:21:13’de Murat Ağırel ve TAHSİN ile yaptığı görüşmede; Tahsin’ in “Senden kaçıyorum ama işte Murat’a yakalandım” dediği, Şüphelinin “benden kaçamazsın abicim sana ihtiyacımız var bizim ya”, “Ya bizi denetlemeye geliyorlar abi ”, “biz kaç kişiyiz’i ”, “Bu geri zekalılar sıçmış durumda abiciğim hiç bir şey ...” dediği, Tahsin’ in “Ne zaman ne zaman gelecekler” dediği, Şüphelinin “16 sında geliyorlar şimdi ben bizim benim muhasebecim vardı ona defterleri verdim herif 15 -16 madde bir sürü açık buldu bir sürü hesaplar bilmem neler bir hafta sonu ben seni İzmir’e davetli yani bu hafta sonu seni getirsek ” dediği, Tahsin’ in “evrim yani ben büyücü değilim, yani gelip gelmemem problem değil sihibaz değilim yapılabilecek birşey varsa yaparız” dediği, Şüphelinin “Ya çünkü bizimkiler kaça kaça kaça kaça mahvetmişler abicim” dediği, Tahsin’ in “sizin durumunuz bizden daha sakat yani adınız ofsayt yani sizin hata yapma lüksünüz yoktu neyse bakalım” dediği, şüphelinin “tek korkum genel sekreterim abicim”, “adı abi adı Tuncay abiye kadar uzanır o yani ondan sonra” dediği, Tahsin’ in “adam demezler mi işte Tuncay’ın kurduğu dernekte usulsüzlük şunlar bunlar tamam mı Evrim yani problem değil yarın konuşalım muhasebecinin de numarasını ver ” dediği,
Şüpheli Hüseyin Nazlıkul’ dan elde edilen dokümanların yapılan incelemesinde; (1-2’ ye kadar numaralandırılmış) 1 numaralı sayfada “hilton meetings” ibaresi bulunan ve katılımcı iletişim bilgisi şeklinde el yazısı ile yazılan çeşitli isimlerin,cep telefon numaralarının ve e- mail adreslerinin bulunduğu,bu isimler arasında Turkan Saylan 0 533 460 69 00 CYDD@CYDD.ORG.TR, Kemal Yavuz 0 555 525 33 60 SÜHEYL BATUM 0542 344 47 92 0 212 381 03 79 SBATUM@BANCEŞEHİR.EDU.TR, Adnan Bulut 0 533 414 21 34 AdnanBulut@KANALTURK.COM.TR, Evrim Baykara 0 533 769 56 25 EVRİM@MED-KİM.COM.TR” ibarelerin yazdığı,
Sanık Doğu Perinçek’ in Genel Başkanı olduğu İ.P Genel Merkezinde yapılan aramada, İşçİ partisi ankara\seagate 5nf02kv8 300gb\doc\add delegelerİ.doc isimli dosya içeriğinde, ülkemizdeki tüm il ve ilçelerin ADD Delegelerinin listesinin olduğu, İZMİR ili bölümünde ise; bir çok kişinin isminin yanı sıra “Evrim Baykara” nın isminin de yazdığı saptanmıştır.
Şüpheli Ahmet Tuncay Özkan’ a ait İstanbul ili Küçükçekmece İlçesi Halkalı Dereboyu Caddesi No:14 Sayılı yerde bulunan deposunda yapılan arama sonucu elde edilen dokümanların yapılan incelemesinde; EK (6) ile ajandanın içeriğinde;
-… 17 Nisan tarihli sayfasında, “Sinan Aygün, Ümit Sayın, Evrim Baykara”, ajandanın diğer sayfalarında soruşturma kapsamında haklarında işlem yapılan birçok şüphelinin de isimlerinin yazdığı görülmektedir.
-1 Adet 105 sayı ile numaralandırılmış beyaz renkli şeffaf renkli dosya içersindeki dokümanlardan 4 ile numaralandırılmış doküman içeriğinde, Kanalturk logolu 14.12.2007 tarihli Kanaltürk misafiri Evrim Baykara ve Utku Gümrükçü’nün Dedeman Otelinde rezervasyon yaptırılması ile ilgili olduğu,
Şüpheli Evrim Baykara’ nın telefon irtibatları ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda;
1 Adnan BULUT 354
2 Anet SAHAKYAN 263
3 Erol MÜTERCİMLER 13
4 Fuat KARİP 4
5 Hüseyin NAZLIKUL 31
6 Murat AĞIREL 253
7 Mesut ÖZCAN 50
8 Selim Utku GÜMRÜKÇÜ 7695
9 Şener ÖZTÜRK 226
10 Ahmet Tuncay ÖZKAN 2397
kez görüştüğü tespit edilmiştir.
e-Delillerin ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi
Soruşturma çerçevesinde ele geçen “ LOBİ ” isimli örgütsel dokümanın, “3). Politika” başlıklı bölümünde;
“Sivil toplum örgütlerinin ulusal çıkarlara uygun tepkisel eylemlerde bulunması sağlanacak ve kitlesel tepkiler organize edilerek kontrolde tutulması sağlanacak.
İşlev ve misyonunu tamamlamış çeşitli işçi sendikalarının, sivil toplum örgütlerinden etkilenmeleri sağlanarak, mevcut sendikaların tepkisel ve kitlesel eylemleri, endirekt metotlarla yönlendirilmesi sağlanacak.
Lobi, prensip olarak hiçbir zaman doğrudan doğruya toplumsal eylemler içinde yer almamalı, oluşturacağı sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve eylemler düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalmalıdır. Anı şekilde ticari ve kültürel faaliyetlerde de doğrudan doğruya girişim ve etkinlikler içinde yer almamalıdır. Tüm faaliyet alanlarında organizasyon çatısı altında oluşturduğu kuruluş ve örgütlerini amaçları doğrultusunda harekete geçiren bir mekanizma olarak kalmaya özen göstermelidir.”,
“Yöntem” başlığı altında;
“Yukarıda da ifade edildiği üzere; Lobi prensip olarak hiçbir girişim ve eylemin içinde yer almamalı ve tümüyle yasal düzenleme içinde hareket etmeli, toplumsal prensiplere saygılı olmalı, Örnek bir sivil toplum kuruluşu olarak, siyasetten tümüyle uzak bir yapi olarak faaliyet göstermelidir. Merkez üyeleri dışındaki kadroları, ilişkide bulunacağı kişiler, kurum ve kuruluşlar Lobinin bağlı olduğu merkez hakkında bilgi sahibi olmamalıdırlar. Lobinin tüm çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınmalıdır.” ………………………………………………………………………………………..

Lobi, çalışmalarında Medya kuruluşları ile doğrudan temasta bulunmamaya azami özen gösterilmelidir. Daha çok organizasyonun şemsiyesi altında yer alacak sivil toplum Örgütleri ile vakıfların faaliyetleri doğrultusunda kontak kurdurulması sağlanmalıdır.” şeklinde ifadelerin yer aldığı görülmektedir.
Şüpheli Evrim Baykara’nın merkezi İzmir’de bulunan Bizkaçkişiyiz isimli derneğin kurucu üyesi ve genel sekreteri olduğu, bir dönem CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı olduğu, iletişim tespit tutanaklarından anlaşılacağı üzere Bizkaçkişiyiz platformunun kurucusu ve lideri olan şüpheli Ahmet Tuncay Özkan ile doğrudan irtibatlı olduğu, bütün sivil toplum faaliyeti görünümündeki eylemlerini bu şüphelinin emir ve talimatları doğrultusunda gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır.
İletişim tespit tutanaklarından anlaşılacağı üzere şüphelinin CHP içerisinde aktif görevli olduğu, partinin üst yönetiminde yer alan yetkililer ile yakın ilişki içerisinde bulunduğu, partinin kurultay çalışmaları sırasında parti çalışmaları, parti içi çekişmeler konusunda Ahmet Tuncay Özkan’ ı doğrudan bilgilendirdiği, parti çalışmaları, önemli görevlerle ilgili adaylıklar, oylamalar konusunda, delegelerin yönlendirilmesi konusunda Ahmet Tuncay Özkan’ın talimatları doğrultusunda hareket ettiği görülmektadir.
ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN hedefine ulaşmak için kullandığı yöntemlerden birisinin siyaset dünyasına yön verilmesi olduğu ve bu çerçevede, kendileri gibi düşünmeyen ve hareket etmeyen siyasilere suikast ve dez-enformasyon yöntemlerini uygulamayı kararlaştırdıkları, şüpheli Ahmet Tuncay Özkan’ ın, farklı siyasi partilere yönelik olarak dez-enformasyon faaliyetleri yaptığı, hatta CHP yönetimini ele geçirmeye çalıştığı ilgili bölümde ayrıntılı olarak anlatılmış olup, yukarıda ayrıntısı bulunan iletişim tespit tutanaklarından şüpheli Evrim Baykara’nın Ahmet Tuncay Özkan’ın emir ve talimatları doğrultusunda siyaseti etkilemek, parti yönetiminde söz sahibi olabilmek amacıyla CHP yönetimine etki etmeye çalıştıkları, yöneticisi olduğu sivil toplum kuruluşuna mensup insanları kendi amaçları doğrultusunda bir kısım eylemlere yönlendirme gayreti içerisinde bulundukları sonucuna ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle şüphelinin, şüpheliler Ahmet Tuncay Özkan, Adnan Bulut, Murat Ağırel ile bağlantılı olarak ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ üyesi olduğu anlaşılmakla;

Şüpheli Evrim Baykara’nın eylemlerine uyan TCK’nın 314/2, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

33-Şüpheli Fatma Sibel Yüksek
a-Savunmaları,
Emniyet beyanı
İstanbul Emniyet Müdürlüğünde avukatı ile birlikte 09.02.2009 tarihinde alınan savunmasında susma hakkını kullanarak açıklama yapmamıştır.
Savcılık beyanı
Şüpheli Cumhuriyet Başsavcılığımızca 09.02.2009 tarihinde alınan savunmasında gazeteci olduğunu, halen Bursa Kent gazetesinde gazetecilik yaptığını,
Halil Behiç Gürcihan’ı 2007 yılından beri tanıdığını, kendisi ile Ağustos 2007 tarihinde nişanlandıklarını,
Habip Ümit Sayın’ı www.acikistihbarat.com isimli sitede yazı yazmasından dolayı tanıdığını, kendisi ile bir kez telefon ile görüştüğünü,
Mustafa Balbay ile 1996 yılında Cumhuriyet gazetesinde staj yaparken tanıştığını, kendisi ile arada bir görüştüğünü,
Ergün Poyraz, Sevgi Erenerol, Güler Kömürcü, Emin Gürses ve Vedat Yenerer’i tanımadığını, bir kısmını Silivri’deki duruşmalar nedeniyle sonradan tanıdığını,
Telefon görüşmesi yaptığı şahıslardan Zahide ERTAŞ’ın arkadaşı, Ferman POLAT’ın kız kardeşi olduğunu beyan etmiştir.
b- Telefon Görüşmeleri,
Tape No:4072, 28.07.2007 tarihinde X Bayan(M.U. adına kayıtlı telefon) ile yapmış olduğu görüşmede; X Bayan şahsın “… buradan söyleyeyim … sen bu işi Baykal’a çıtlat ha. Vallaha bak ikimiz için tehlike var… yani bir şey düşünsünler bir şey yapsınlar… yani gittikten sonra gidersin de gitmeden … lazım…. Okadarını yapsınlar yani… değilmi sen bunu çıtlat.. bu bizlere ikbal mikbal işi değilmidir yani… bize bir zırh düşünsünler yani … en azından gürültü kopacak bir noktada olalım… geciktirme ihmal etme onu … yani benim söyleyecek konumum olsa ben söylerim. . istersen görüştür ben söyleyeyim yani … ” dediği, şüpheli Fatma Sibel Yüksek’in “tamam anladım… evet doğru söylüyorsun… tamam ” şeklinde karşılık verdiği,
Tape No:4077, 22.01.2008 tarihinde X Bayan şahıs ile yapmış olduğu görüşmede; O tarihte yapılan Ergenekon Silahlı Terör Örgütüoperasyonu hakkında konuştuktan sonra X Bayan şahsın “tamam kardeşim tamam hadi savaş başlamıştır” dediği, şüphelinin “ne demek ki yani ne yapalım” dediği, X Bayan şahsın “buralara bir an önce gel ne zaman geleceksin” dediği, şüphelinin “tamam tamam … birkaç gün içinde geleceğim” dediği,
Tape No:4078, 30.01.2008 tarihinde Ülkü/Mustafa isimli şahıs ile yapmış olduğu görüşmede; Mustafa isimli şahsa “ Mustafa bey sizin gazetenin internet sayfasında Zaman gazetesinden alınmış bir haber kullanılmış… açıkistihbarat sitesinin sahibi Behiç Gürcihan hakkında Büyükanıt Paşa hakaret davası açtı diye … ben bu internet sitesine yazı yazıyorum yaklaşık bir yıldır… açıkistihbarat sitesi … hatalarla dolu bu haber” dediği, Mustafa isimli şahsın “ben çıkartayım onu… ben çıkarttırayım onu … ” dediği, şüphelinin “… yapılıyor yani cevap hakkı kullandırılsın insanlara … ya lütfen dikkat edelim ya … direk Ergenekon ile irtibatlandırmış ya bilmiyoruz… iddianamesi yok … ” dediği, Mustafa isimli şahsın “tamam ben onu çıkarttırıyorum … merak etme tamam oldu” dediği,
Tape No:4079, 05.02.2008 tarihinde Zahide isimli şahıs ile yapmış olduğu görüşmede; “ya meclise gittim bu günde bu gün en sonunda … Perşembe günü İstanbula gidiyorum ben bu sefer kesin … ”dediği, Zahide isimli şahsın “gençler artık bir şeyler yapın diyor şeyde Kemal beyde ” dediği, şüphelinin “tabi haklı haklı ama işte benim hastalığım geldi üste yok Ankaraya gelmem icap etti falan arada kaldık” dediği, görüşmenin devamında şüphelinin “biz reklamı nerden bulacağız” dediği, Zahide isimli şahsın “ya o kendi Ufuk Ötesi reklamını verecekmiş bize” dediği, görüşmenin devamında şüphelinin “… o bana gönderdiğin şeyler … zihin kontrolü ile ilgili yazılar ” dediği, Zahide isimli şahsın “onları hep o işte tutukladıkları o Erkut un çalışmaları… ama ben onu konularla ilgili bir sürü şey biliyorum… ve şey söylendi bu T nin beyni ile çok oynandığı diye yani evet kötü adam iyi değil niyet kötü ama bir de beyniylede çok oynandı dediler” dediği, şüphelinin “kim bilir teknoloji ellerinde ” dediği, Zahide isimli şahsın “ tabi onlardan var bende onlardan CD ler falan verecem sana ” dediği,
Tape No:4082, 19.03.2008 tarihinde Zahide isimli şahıs ile yapmış olduğu görüşmede; Zahide isimli şahsın “biliyormusun Vedat beylerin davasını Ekimde görmeye niyetlilermiş … ” dediği, şüphelinin “valla Ekime kadar kim kimin davasını görür onun orası belli olmaz … ortamı görmeden Ekimde diyorum kimin kimin davasını göreceği belli olmaz ” dediği,
Tape No:4085, 31.03.2008 tarihinde X Bayan şahıs ile yapmış olduğu görüşmede; şüphelinin “iç savaşsa iç savaş anasını satayım … ağzına koymasın … gizli hristiyanı ”dediği anlaşılmıştır.
c-Örgütsel İrtibatları
Şüpheli Fatma Sibel Yüksek’in kullanmakta olduğu GSM hatları ile bu soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan şüphelilerden Mustafa Balbay’ın kullandığı telefon hattı ile 4 kez,
Şüphelilerden Halil Behiç Gürcihan’ın kullanmakta olduğu GSM hatları ile bir çok kez görüşme yaptığı,
Şüphelilerden Habip Ümit Sayın ‘ın kullandığı telefonun rehberinde şüpheliye ait 0533 324 03 27 numaralı telefon hattının kayıtlı olduğu yapılan inceleme sonucunda tespit edilmiştir.
d-Delillerin ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Fatma Sibel Yüksek’in hakkında kamu davası açılan sanık Halil Behiç Gürcihan’ı uzun süredir tanıdığı, 2007 yılından bu yana nişanlı olduklarının şüphelinin kendi beyanı ile anlaşıldığı, Fatma Sibel Yüksek’in Halil Behiç Gürcihan’a ait www.acikistihbarat.com isimli internet sitesinde yine hakkında kamu davası açılan Oktay Yıldırım, Habip Ümit Sayın, Zekeriya Öztürk ve şüpheli Adil Serdar Saçan ile birlikte yazılar yazdığı anlaşılmaktadır.
Yine hakkında kamu davası açılan sanıklardan Kemal Kerinçsiz’in Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan savunmasında şüpheli Fatma Sibel Yüksek’in Ufuk Ötesi dergisinin sahibi olduğunu, Halil Behiç Gürcihan’ın bürosuna gelen kişilerden olduğunu beyan ettiği görülmektedir.
Şüphelinin 31.03.2008 tarihinde X Bayan şahıs ile yapmış olduğu görüşmede sarf ettiği sözlerden şiddet ve terör yöntemlerini benimsediğinin anlaşıldığı,
Şüphelinin yukarıda ayrıntısı yazılan 30.01.2008 tarihli telefon görüşmesinden anlaşılacağı üzere kendisinin de yazarı olduğu www.acikistihbarat.com isimli internet sitesi hakkında medyada yer alan bir haberi değiştirtmeye, yayından kaldırmaya çalıştığı saptanmıştır.
www.acikistihbarat.com isimli internet sitesinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülmekte olan kamu davasına ilişkin olarak yazdığı 07.11.2008 tarihli “ERGENEKON savcılarının bittiği gün” başlıklı yazı ile ağır eleştiri sınırlarını aşar ölçüde , basın özgürlüğü ile açıklanması mümkün olmayan ifadeler ile kamu davasının ve devam eden soruşturma aleyhine propaganda yaptığı, şüphelinin nişanlısı olduğunu beyan ettiği sanık Halil Behiç Gürcihan ile bağlantılı olarak ERGENEKON terör örgütünün propaganda biriminde görevli olduğu, terör örgütü üyesi olduğu anlaşılmakla:
Şüpheli Fatma Sibel YÜKSEK’in eylemlerine uyan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nun 53, 58/9, maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
34-Şüpheli Osman Gürbüz
a-Savunmaları
Emniyet beyanı;
Emniyet Müdürlüğünde susma hakkını kullandığı,
Savcılık beyanı;
1997 yılından 2000 yılı Şubat ayı başına kadar cinayet, gasp, tehdit suçlarından cezaevinde olduğunu, af ile çıktığını, ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ ile alakası olmadığını, İbrahim G. ve Ziya A. isimli şahısları ise tanıdığını, Kuvayi Milliye Derneği’ne 2007 yılında üye olduğunu, 2 ay sonra Fikri Karadağ’ın yemin görüntüleri basında çıkınca dernekten istifa ettiğini, bir daha da Fikri Karadağ ile görüşmediğini,
Osman Yıldırım, Karslı Osman, Muzaffer Tekin, Esentürk Yılmaz’ı tanımadığını, Mahmut Yıldırım isimli şahsı daha önce 2 kez gördüğünü, 9 nolu gizli tanığın, 12.03.2008 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ve kendisi aleyhinde beyanlar içeren ifadesini kabul etmediğini,
Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi olayı ile ilgili Veli Küçük ve Muzaffer Tekin ile toplantı yapmadığını, Osman Yıldırım’ın, Hablemitoğlu’nun öldürülmesi için bir teklifte bulunmadığını,
İstanbul Balat’da yazıhanesinin olmadığını, Nargile Yakup isimli kulübü bilmediğini, bu kulüpte Osman Yıldırım’a, “Hablemıtoğlu’nun parasını masalarda bitirdik” şeklinde bir konuşma yapmadığını,
Gizli tanığın “Osman Gürbüz’ün bir dönem sahte emniyet ve istihbaratçı kimlikleri ile dolaştığı, bu kimliklerden birinin Nurettin Elibol adına olduğu, Osman Gürbüz’ün Balat’da bürosunun olduğu, sahte kimliklerin burada bulunduğu, buranın cephanelik olarak kullanıldığı, Celil isimli bir üst rütbeli ile İbrahim isimli başçavuşun da burada olduğu” şeklindeki beyanının doğru olduğunu, ancak bu iddialarla alakalı yargılandığını, bürosunun Balat’da değil Taksim’de olduğunu, Gazi olayları ile bir alakasının olmadığını,
Emekli Tuğgenaral Habil K.’ü tanıdığını, bir dönem Şahin Güvenlik şirketi adı altında şirket işlettiğini, şirketin başında Habil K.’ün olduğunu, 2002 yılından beri İbrahim G. ile görüşmediğini, kendisinden ele geçirilen ve İbrahim G.’in telefon numaralarını içeren kağıt parçasındaki kayıtlı numaraların eski olabileceğini,
Mersin’de bayrak yakılması üzerine, Antalya’da düzenlenen bayrak mitingine tepki olarak katıldığını beyan ettiği,
Sorgu beyanı;
İbrahim Çiftçi, Durmuş Anuçin, Aykut S., Alpaslan Arslan, Muzaffer Tekin’i tanımadığını, kendisini devlet ile irtibatlandırdığı telefon konuşmalarının kendisine ait bir kusur olduğunu, gizli tanığın kendisinin Balat’da büroya sahip olduğu iddiasının doğru olmadığını, Taksim Sıraselviler’de Habil K. isimli emekli bir general ile ortaklaşa iş yaptığı bürosunun olduğunu, bu büroda kendisine ait bazı silahları saklamış olduğunu, Habil Küçük’ün Karasu Adapazarlı olduğunu, kendisinin o sıralar ağabeyini öldürmekten arandığını, bilahare yakalandığını, 4 yıl kadar cezaevinde yattığını, af sebebiyle çıktığını, CELIL ve İBRAHIM isimli kişileri tanımadığını, askerlik yapmadığını, zira ileri derecede antisosyal kişilik bozukluğuna sahip olduğunu, bu raporu da İstanbul GATA’dan aldığını, ancak raporun kimin tarafından düzenlendiğini hatırlamadığını, Kuvayi Milliye Derneği’ne üye olduğunu, Mümin KELEŞ adlı kişinin kendisinin ajanlık yaptığını Fikri Karadağ’a aktardığını, Fikri Karadağ’ın televizyona çıkan görüntülerinden dolayı dernekten ayrılmayı düşündüğünü, yaklaşık 1,5 yıl kadar önce de dernekten istifa ettiğini, İbrahim GENÇ’i Taksim’deki işyerinin komşusu olması sebebiyle tanıdığını, ortağı Ziya AYCAN’ı da tanıdığını, tekin bir insan olmadığını, ağabeyini öldürmekten dolayı aldığı sonuç cezanın 3 yıl 4 ay olduğunu, Sıraselviler’de ayrıca bir dairesi, Antalya Çamyuva’da 1 dönümlük arsası olduğunu, 2002 yılında kendisi ile ilgili çıkan haberlerden dolayı ailesini alarak Antalya’ya yerleştiğini, Hablemıtoğlu’nun öldürülmesi olayı ile ilgili hiçbir şey bilmediğini, Bahattin A. isimli kişiyi cezaevinden tanıdığını, 1993-1994 yıllarında BMW marka araç kullandığını, muhtelif suçlardan arandığı sırada bu aracı Gebze’de bıraktığını, 1997 yılında yakalandığında tüm bildiklerini Beyoğlu Adliyesi’nde kendisi ile ilgili soruşturma yürüten Cumhuriyet Savcılığı’na anlattığını, anlattıkları konuların Türkiye’deki bazı insanları rahatsız ettiğini, Sedat Peker’in bu olaylardan sonra kendisini hasım bellediğini, hatta Kemer’de kendisini vurdurmak için adam tuttuğunu duyduğunu beyan etmiştir.
b-Elde Edilen Dokümanlar ve Deliller
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 19:06:2008 gün Teknik .Takip No:2008/1005 Soruşturma No:2007/2023 sayılı Arama ve El koyma Kararma istinaden;
Osman Gürbüz isimli şahsın Antalya ili Şirinyalı Mahallesi Hüseyin Savaş Sitesi A Blok Kat 2 D:5 sayılı adresinde 01.07.2008 günü yapılan aramada;
-Yatak odasındaki dolabın içerisinde 060402059390-2 seri numaralı 1 adet Simplus hazır kart (Pinl:1705, Pin2:9709) ve 533 604 34 85 GSM numarası yazılı muhafaza kartı,
-(1) adet model: DST33 İMEİ:352559026288521, İMEİ:352558026288523 seri numaralı General Mobile marka cep telefonu ve bu telefona takılı vaziyette 0802 1607 3878-8 seri numaralı Sim Plus Muhabbet Kart ve 1 adet batarya,
-(1) adet Nokia 6020 model 353275/01/73/911/7 İMEİ numaralı cep telefonu ve telefona takılı vaziyette 060426007722-8 seri numaralı Sim Plus Hazır kart ve telefona ait 1 adet batarya,
-(1) adet Nokia 6020 model 353275/01/737908/3 İMEİ numaralı cep telefonu ve bu telefona takılı 0706 1006 7290-0 Sim Plus Hazır Kart ve 1 adet batarya
-(1) adet 20x30 cm ebadında siyah renkli kumaş el çantası içerisinde 1 adet Panasonic marka NV-GS156C model, A48B52325 seri numaralı video kamera, kameraya ait kayıt yapıldığı değerlendirilen 3 adet kaset, 1 adet kameraya ait kumanda, 2 adet ara kablosu, 1 adet şarj cihazı, 1 adet aktarma kablosu, 1 adet taşıma kayışı, 1 adet 64 MB hafıza kartı
-(1) adet ağaç kaplı telefon fihrist defteri,
-(1) adet üzerinde Kuvayi Milliye Deneğinin amblemi bulunan Osman Gürbüz ve eşine yazılmış boş davetiye zarfı,
-(1)'er adet Arif Atilla D. ve Hüsamettin D. isimli şahısların nüfus cüzdanı fotokopileri,
-(1) adet 12 Haziran 1998 tarihli Politika yazılı gazeteden kesilmiş "Aşık Yeşili Niye Saklıyor" başlıklı gazete kupürü,
-(1) adet "Bayrampaşa Cezaevinin İki Müdürü de Marifetli Çıktı" başlıklı gazete kupürü,
-(1) adet 12 Nisan 1997 tarihli "Tetikçi mi" başlıklı Hürriyet gazetesi kupürü,
-(1) adet 22 Ağustos 1997 tarihli Türkiye Haber Gazetesinin "Gürbüz Silahlar Polisin Emanetiydi" başlıklı gazete kupürü ile Osman Gürbüz'ün fotoğrafı bulunan 4 adet gazete kupürü,
-Dosya içerisinde Osman Gürbüz'ün resmi ve kendisin konu eden 13 adet çeşitli tarihlerdeki gazete kupürleri,
-(25) adet Osman Gürbüz ile ilgili haberlerin yer aldığı çeşitli tarihlerde yayımlanmış gazetelerden çıkartılmış fotokopiler,
-(17) adet Osman ÜRBÜZ ile ilgili haberlerin yer aldığı dergilerden alınmış dergi haberleri,
-(3) adet Osman Gürbüz ile ilgili Kemerhaber.com - Ayışığı Gazetesi web sitesinden alınma yazı,
-(40) adet kendi resminin bulunduğu mitinglerden çekilmiş, bilgisayardan çoğaltılmış fotoğraflar,
-Larrcrd ibareli naylon çanta içerisinde çeşitli ebatlarda kağıtlar üzerine yazılmış isim ve telefon numaralarını gösterir 59 adet El yazımı doküman,
-(1) sayfa cezaevi talimatını gösterir yazı,
-Nazif AKYÜZ tarafından Osman Gürbüz'e hitaben yazılmış yazı metni,
-(1) adet küçük telefon fihrist defteri,
-(33) adet çeşitli şahıslara ati kartvizitler,
-(1) adet 0705 0804 2974-5 seri numaralı Simplis Hazırkart
-(1) adet Kuvayi Milliye yazısı ve amblemi bulunan DVD muhafaza kartı içerisinde IOMEGA CD,
-(1) adet Bayrak Mitingi fotoğrafları yazılı zarf içerisinde IOMEGA CD,
-(1) adet Hanefi AVCI CNNTÜRK yazısı bulunan CD,
-Üzerinde Zafer Vuruşu yazılı 1 ve 2 olarak numaralandırılmış Dramond marka 2 adet CD
-(1) adet üzerinde M.K-B. 1 yazılı PRİNCO marka CD,
-(5) adet üzerlerinde 1 ve 2 olarak numaralandırılmış İOMEGA marka CD,
-(1) adet İ harfi ile işaretlenmiş DMS marka CD,
-(1) adet Decodisc marka DVD,
-(1) adet Belma AKÇURA'nm kaleme aldığı Güncel Yayıncılığa ait 2 basım "Derin Devlet Oldu Devlet" isimli kitap,
-(1) adet Hakan TÜRK'ün kaleme aldığı 1. baskı "Ekim 2002 Susurluk Labirenti" isimli kitap,
-(1) adet Soner Yalçın ve Doğan YURDAKUL'un yazdığı Doğan Kitapçılık tarafından yayınlanan 3. baskı "Reis Gladronun Türk Tetikçisi" isimli kitap,
-(1) adet Çetin AĞUŞE'nin kaleme aldığı Kasım 2002 baskılı "Kod Adı Yeşil" isimli kitap,
-(1) adet Hakan TÜRK tarafından kaleme alman 1 baskı Mayıs 2005 "Derin Devlet Varmı" isimli kitap,
-(1) adet Hakan TÜRK tarafından kaleme alman Ocak 2005 1. baskı "Vurguncular" isimli kitap ele geçmiştir.

"Osman Gürbüz isimli şahsa ait Antalya ili Merkez Yeşilbahçe Mahallesi Eski Lara Yolu üzeri Bambııs Motel girişindeki Kırkahvesinde 01.07.2008 tarihinde yapılan aramada;
-Üzerinde defter yaprağı ve şeffaf bantla bantlanmış üzeri görevlilerce 1numarası yazılmak suretiyle numaralandırılmış 1 adet CD, 2-1 adet Pegasus marka bilgisayar kasasına yapışık etiket üzerinde 0355080 806 SN 005 A336L/435 seri numaralı bilgisayar kasası,
-İçerisinde çeşitli kartvizitler bulunan Name Card yazılı siyah deri ajanda,
-(1) adet üzerinde telefon resmi bulunan yeşil ajanda,
-(1) adet mavi renkli telefon rehberi,
-(1) adet JH904T9A29A seri numaralı siyah renkli disket
-(1) adet General Mobile telefon kutusu içerisinden Kingston Technology marka hafıza kartı,
-(1) adet A02B 80122303097947 seri numaralı 100lük Türk Telekom kontör kartı,
-(1) adet siyah renkli telefon fihristi ve çeşitli kartvizitler,
-14 Aralık 1997 Pazar "Akyürek Bombaları" başlıklı bilgisayar çıktısı,
-(4) sayfa 29 Ocak 1998 Perşembe "Aşık:Yeşü'in Nerede olduğunu Biliyorum" başlıklı bilgisayar çıktısı,
Osman Gürbüz isimli şahsın Antalya ili Merkez Yeşilbahçe Mahallesi Eski Lara Yolu üzeri Bambus Motel Girişindeki Kırkahvesinde yapılan aramada el konulan dokümanlar incelendiğinde;
-Akyürek Bombaları başlıklı 3 sayfalık yazıda Susurluk soruşturmasından bahsedildiği, Osman Gürbüz'ün THKP-C itirafçısı olduğu ,
-(1) adet yeşil renkli telefon rehberinin değişik sayfalarına kaydedilen öğrencilere ait isim ve telefon numaraların bulunduğu,
Antalya ili Şirinyalı Mahallesi Hüseyin savaş Sitesi A Blok K:2 D:5 sayılı ikamette yapılan aramada el konulan dokümanlar incelendiğinde ;
-(1) adet Kuvayi Milliye Derneği ve logosu bulunan, üzerinde Osman Gürbüz ve Eşi yazılı zarf,
-Üzerinde 0532 612 05 04 ve 0535 741 75 45 İbrahim GENÇ yazılı kağıt parçası,
-“Türkiye. Asıl Hedef Atatürk Türkiye'si” başlıklı 11.01.2003 tarihli Nazif AKYÜZ'ün Osman Gürbüz'e hitaben yazmış olduğu 1 sayfa yazı,
-(1) adet ağaç kaplı telefon rehberinin "S" harfinin bulunduğu sayfa içeriğinde "Sönmez DEMİRTAŞ Organizeden Sorumlu Em. Md. Yrd. 0212 636 17 34 - 636 10 85" ibareli telefon fihristinin 1 sayfası,
-(6) adet içerisinde Osman Gürbüz'ün resimlerinin de bulunduğumitinglerde çekilmiş siyah beyaz fotoğraf çıktısı,
-Gazete kupürlerinin arasından çıkan 1 sayfa Kuvayi MilliyeDerneği Antalya il ve ilçe Teşkilatları Basın Açıklamasınınbulunduğu yazı tespit edilmiştir.
Emniyet Genel Müdürlüğü arşivlerinde konuyla ilgili yapılan tetkik ve araştırmalar sonucunda;
26.09.1999 tarihinde Belçika’nın Knokke şehrinde DHKP/C terör örgütünün üst düzey yöneticilerinin de bulunduğu hücre evine yönelik yapılan operasyonda, 6 örgüt mensubunun yakalandığı, örgüte ait çok sayıda örgütsel dokümanın ele geçirildiği, sözkonusu operasyonlarda ele geçirilen ve adli istinabe yoluyla talep edilen, ancak ülkemize henüz iletilmemiş olan dokümanların, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı başkanlığındaki heyete 17-21.06.2008 tarihleri arasında Belçika’da yapılan görüşmeler ve ikili ilişkiler çerçevesinde verildiği saptanmıştır.Dokümanların incelenmesinde, 18.12.1997 tarihli dokümanda;
“Aydınlıkçıları ara ve sor, Osman Gürbüz için Dev-Sol itirafçısı diye yazıyorlar, bunu neye göre yazıyorlar, hangi belgeye dayanarak, biz araştırdık, böyle birisi Dev-Sol davalarının hiçbirinden yargılanmamış diye sor ve mutlaka bir cevap al, tabi bu günlerce sürmesin” şeklinde talimat verildiği görülmektedir.
18.12.1997 tarihli başka bir dokümanda; “Beşinci madde, Osman Gürbüz konusunda Aydınlıkçılarla konuşurum” şeklinde cevap verildiği,
23.12.1997 tarihli dokümanda; “Birinci madde, Aydınlıktan Ferit İlsever ile görüştüm. Haberin kaynağından kaynaklı bir sorun olmuş olabileceğini, araştıracaklarını, ama bu hafta Osman Gürbüz’ün Devrimci Sol davasından yargılanmadığını ifade eden bir düzeltme yayınlayacaklar” şeklinde bir beyanın bulunduğu belirlenmiştir.
Konuyla ilgili yapılan araştırmalarda, Aydınlık dergisinin 14.12.1997 tarihli sayısında “özel örgütün sol itirafçısı Osman Gürbüz” başlıklı bir haberin yayınlandığı, haberin içeriğinde, Osman Gürbüz’ün eski Dev -Sol itirafçısı olduğu yönünde ibarelerin yer aldığı, sonrasında Aydınlık Dergisi’nin 11.01.1998 tarihli sayısında “Gürbüz Dev-Sol itirafçısı değil” başlıklı bir tekzip haberin yayınlandığı, söz konusu haberde;
“Aydınlık’ın 14.12.1997 tarihli 543.sayısında kapak haberinin içinde Osman Gürbüz’ün Dev-Sol itirafçısı olduğu şeklinde bir haber yer almıştı, Dev-Sol’a yakın çevreler Osman Gürbüz’ün Dev-Sol üyesi olmadığını, bu nedenle tutuklanmadığını ve Dev-Sol ile hiçbir ilişkisi bulunmadığını belirttiler, düzeltir okuyucularımızdan özür dileriz” ibareleri yer almaktadır.
Yine yasadışı DHKP-C terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesi amacıyla uluslararası düzeyde yürütülen çalışmalar sonucunda, başta İtalya olmak üzere, Belçika, Hollanda, Almanya ile birlikte ülkemizde 01.04.2004 tarihinde eşzamanlı olarak operasyonların gerçekleştirildiği, operasyonlar sonucunda, yurtdışındaki terör örgütüne ait olduğu değerlendirilen adreslerde, terör örgütünün arşivi niteliğinde olan ve Türkiye’de bulunan örgüt mensuplarının örgüte gönderdiği özgeçmiş raporları ile sorumlu düzeyde faaliyet gösteren örgüt mensupları tarafından hazırlanan günlük faaliyet raporlarının ele geçirildiği, terör örgütü arşivinin Hollanda’dan Türkiye’ye verilmesi için 07.10.2005 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Adalet Bakanlığı’na yazı gönderildiği, Adalet Bakanlığının 16.11.2006 tarih ve 94292 sayılı yazısı ile ele geçen örgüt arşivinin Hollanda Adalet Bakanlığı’ndan adli istinabe ile talep edildiği ve ülkemize verildiği anlaşılmaktadır. Hollanda’da ülkemize gönderilen örgütsel dokümanların incelenmesi sonucunda;
08.10.2000 tarihli ve “Hakan K. ile görüşmemiz” başlıklı bir doküman bulunduğu, söz konusu dokümanda;
“bunun dışında Hakan şöyle bir şey anlattı:
Hakan’ın gayrımeşru işleri kovalayan arkadaşları bazen ortak mekanlarda, gazetelerde bolca çıkan THKP-C kökenli itirafçı Osman Gürbüz ile karşılaşıyorlarmış, çevresine gururla Gazi katliamındaki ilk kurşunu kendisinin attığını söylüyormuş, bu söylemin dışında ciddi başka bir veri yok. Özcesi Osman Gürbüz Gazi’deki kahve taramalarını kendisinin yaptığını söylüyormuş” şeklinde ifadelerin bulunduğu saptanmıştır.
21.10.2000 tarihli ve “tutsak arkadaşlarımızdan Adem K.’nun abisi Hakan K. ile görüşmemiz” başlıklı doküman incelendiğinde;
“Hakan daha önceden bize Osman Gürbüz hakkında bilgi getirmişti. Sözde Osman Gürbüz bulunduğu mekanda Gazi katliamında ilk kurşunu kendisinin sıktığını söylemişti.
Bu doğruymuş, fakat bunun söylenmesi çok uzun bir zaman önce olmuş. Sadece bu olayı bir sohbet sırasında Hakan yeni öğreniyor, ancak öğrendiği kişilere güveniyor. Ama Osman Gürbüz şuan Trakyada bir hapishanede bulunuyor, ne zaman çıkacağı da belli değil” şeklinde ifadelerin bulunmaktadır.
Adem K. isimli şahsın emniyet arşivlerinde yapılan araştırmada, yasadışı DHKP-C terör örgütü içersinde çeşitli kademelerde uzun yıllar faaliyette bulunduğu, İstanbul ilinde örgüte karşı gerçekleştirilen operasyon sonucu yakalandığı, halen Amasya cezaevinde tutuklu bulunduğu, şahsın ağabeyi olan Hakan K.’nun birçok kez ateşli silahla ve kesici aletle yaralama, meskun mahalde ateş etme ve 6136 sayılı kanuna muhalefet gibi suçlardan hakkında işlem yapıldığı ve cezaevinde yattığı, 1997 yılından itibaren örgütsel korsan gösteri ve protesto gibi etkinliklerde bulunduğu ve hakkında bu suçlardan da adli işlem yapıldığı, bu tarihe kadar Osman Gürbüz isimli şahsın Gazi olaylarında yer aldığına dair kamuoyunda bir bilgi/habere rastlanılmadığı, gerek Hakan K.’nun gerekse Osman Gürbüz’ün gayrı meşru işlerle uğraştıkları göz önüne alındığında, Hakan K.’nun yukarıda bahsedilen bilgiyi açık kaynaklardan değil, dokümanda da belirtildiği gibi Osman Gürbüz ile olan ortak irtibatları aracılığıyla edindiği açıkça anlaşılmaktadır.

c-Telefon Görüşmeleri ve İrtibatları
Tape no:7010, 09.05.2008 tarihinde saat:14.39 de Yalçın isimli şahıs ile yaptığı görüşmede özetle; Osman Gürbüz’ün “öyle olmaz oğlum öyle olmaz, döveceksiniz, döveceksiniz, onların a.... g... oynuyor, dövmeden olmaz oğlum, o Murat’ı falan indirmeniz lazım, orda iyi dövün, artık dövme zamanı geldi” dediği,
Tape no:7011, 30.06.2008 tarihinde saat:00.30 da FATİH isimli şahıs ile yaptığı görüşmede özetle; Osman Gürbüz’ün “seni kazığa oturturum, ağzından çıkar, bak benim sabrımı tüketme,... seni devlete aldırırım, ... evini de biliyorum, senin oraya gelirim o... çocuğu” dediği,
Tape no:7014, 09.04.2008 tarihinde saat:13.20 de Kemal isimli şahıs ile yaptığı görüşmede özetle; Kemal’in “İsmail tutuklandı abi, şuan cezaevinde, gazetede okuduk, bu Akdeniz üniversitesinde olay vardı ya, orda bir şeyler olmuş, şuan ceazevindeymiş” demesine karşılık, Osman Gürbüz’ün “cehennemin dibine gitsin, ne işi varmış ki gitmiş, gidip de pisliğe gir demedik ki biz onlara, ...adam mı oldunuz, ... kendi düşen ağlamaz oğlum” dediği,
Tape no:86, 25.04.2007 tarihinde saat:17.05 de Mehmet Fikri Karadağ ve ALI isimli şahısların yaptığı görüşmede özetle; M.Fikri Karadağ’ın “ Mümin KELEŞ diye bir tane şeyle tanıştım. Özel harpçiyim falan diyor. ...Osman bizim Osman Gürbüz’e filan de bir sürü şey yazıyor, elli tane suç, yapmadığı kalmamış” dediği, ALİ’nin de “yani Osman demiyoruz ki şey sütten çıkmış bilmem ne kaşık, demiyoruz ki biz, yatmış çıkmış, cezasını çekmiş, aslan gibi de geziyor, vatanı milleti müdafaa ediyor, yani şimdi birisini öldürdü, birisini vurdu, cezaevinde hangimiz yatmadık ki, ...ben de yattım, çıktım, ... mühüm olan vatanımızı sevmek” dediği, M.Fikri Karadağ’ın da “ Osman Gürbüz’ü tanırım da, o da diyor tamam ben bu işte yokum falan, öbürü daha kucağıma düşsün diye, tamam dedim, onun kafasını koparırım, ... ben Kenan ÖZER ile görüşemiyorum. Osman o işleri bırakıyorsa Kenan’a teslim etsin sancakla bayrağı” dediği,
Tape no:89, 26.04.2007 tarihinde saat:12.50 de Mehmet Fikri Karadağ ve Osman Gürbüz isimli şahısların yaptığı görüşmede özetle; Osman Gürbüz’ün “başkanım rahatsız ediyorum. Bu TEZİÇ’e suikast yapandan mı çıkmış kartımız” dediği, M.Fikri Karadağ’ın da “yok ya bizim kartımız değil o, Kuvayi Milliye kartı çıktı diye yazmış o...... çocukları, laf olsun diye” dediği, Osman Gürbüz’ün “Kuvayi Milliye TEZİÇ’e suikast yapmış, düşünebiliyor musun çamuru, ...oyun yapıyordur kansızlar, gazetelerde bir şey yazıyor mu efendim” dediği, M.Fikri Karadağ’ın da “öyle söylüyorum ki başka şey yazarlarsa diyecem; ulan sen demek ki o...... çocuğuymuşsun diyecem muhabire anasını satayım” dediği, Osman Gürbüz’ün de “ tamam efendim, saygılar efendim” diye karşılık verdiği görülmektedir.
d-Örgütsel İrtibatlar
Ahmet Tuncay Özkan isimli şahsa ait olduğu bildirilen Küçükçekmece ilçesi Halkalı Dereboyu Cad. No.14 sayılı yerde bulunan depoda 25.09.2008 günü aramada elde edilen 1 adet yeşil-kahve renkli 20 sayısı ile numaralandırılmış ajandanın içerisinde bulunan 1 adet A4 kağıdına el yazısı ile yazılan notlarda;
“Osman Gürbüz’e gittim. Yeşil Gebze Emn.telefon etmiş, Korkut Eken’in arkadaşı, esrar içiyor. Polisle çatışma olmuş, bir el çantası çamura saplanmış. Araç .2-14’lük Browning, 30-35 mermi, 3,5 milyarlık hamiline çek, jandarma komando elbise polis, telsizi 13..lambası, bir takım ipek kanlı elbise. Mehmet Apo’dan izin istedim. Gebze Emn.Md.gittim. Malzemeleri gördüm. Trakya’da bir kişinin çeki, yeşil, Osman Gürbüz, adam kaçmış, bulmak için gittim” ibarelerinin yazılı olduğu belirlenmiştir.
9 nolu gizli tanık 12.03.2008 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ifadesinde;
Veli Küçük’ü 1993’den beri tanıdığını, Veli Küçük’ün İbrahim GENÇ’in Sirkeci ve Mecidiyeköy’deki yazıhanelerine gidip geldiğini, Osman Gürbüz’ün eski suç ortağı olduğunu, Osman Gürbüz’ün Beyoğlu Sıraselviler’de bulunan yazıhanesini Habil Küçük’e tahsis ettiğini, Veli Küçük’ü de bu yazıhanede gördüğünü, samimi olmaya başladığını, 2002 yılı Aralık ayının başında bu yazıhanede Veli Küçük, İbrahim G., Esentürk Y., Muzaffer Tekin ve Osman Gürbüz’ün bulunduğu bir ortamda bir yazar resmini gösterdiklerini, “bu şahsın ölmesi gerekiyor, bunun karşılığı sana 1 milyon dolar teklif edeceğiz dediklerini, teklifin bizzat İbrahim G. tarafından yapıldığını, kendisinin askerden yeni terhis olduğunu, askeri cezaevinden de yeni çıktığını, şahısların paraya ihtiyacı olduğunu bildiklerini, onun için bu teklifi yaptıklarını, ancak kendisinin bu teklifi kabul etmediğini, bunun üzerine Veli Küçük’ün Osman Gürbüz’e dönerek ona “Osman bu iş gene sana düştü” dediğini, daha sonra basından Necip Hablemitoğlu’nun öldürüldüğünü öğrendiğini, Çerkez İbrahim lakaplı İbrahim Ç’nin Osman Gürbüz’e ait Balat’daki yazıhaneye sık sık gelip gittiğini, olaydan yaklaşık 6-7 ay sonra Şirinevler’deki Nargile Yakup isimli klupte Osman Gürbüz ile karşılaştığını, Osman Gürbüz’ün “Hablemitoğlu’nun parasını masalarda bitirdik” dediğini, yanlarında Esentürk Y.’ın da bulunduğunu, Gazi Mahallesinde bir kahvehane olduğunu, o kahvehanenin taranmasını Osman Gürbüz’ün teklif ettiğini, ancak kendisinin bu teklifi kabul etmediğini, “yanlış yapmışlar, bu kahve taranacak, kim ölürse ölsün, kahvedekiler, kahve sahibi yanlış yapmışlar” dendiğini, ancak bu işi kendisinin yapmadığını, bilmediği bir işin altına girmeyeceğini, kendisinin kişisel bir husumetinin olmadığını, niye yapayım dediğini, çıkar amaçlı bir şeyler çıkarsa kendisinin ancak o şekilde işin içine gireceğini, Osman Gürbüz’ün gidip kahvehaneyi kendisinin taradığını, Gazi Mahallesindeki kahvehanenin meşhur Gazi olaylarının olmasının sebebi olan kahvehane olduğunu, Gazi eşiğinden dönüp İnönü Caddesinin üzerinde İsmetpaşa’nın üzerindeki kahvehane olduğunu söyledmektedir.
Aynı tanık 04.06.2008 tarihli emniyetteki mülakatında, Osman Gürbüz’ün evinde kiracı olduğunu, Osman Gürbüz’ün Nurettin ELİBOL adına düzenlenmiş sahte istihbaratçı askeri uzman psikolog kimliği ile gezdiğini, Balat’daki yazıhanenin cephanelik olduğunu, 1995-1996 yıllarında Osman Gürbüz’ün Gazi Mahallesi’ndeki kahvenin taranması işini kendisine teklif ettiğini, ancak kabul etmediğini, bunun üzerine Osman Gürbüz’ün kahveyi kendisinin taradığını, Gazi olaylarının bu şekilde kahvehane taranması ile başladığını, Erdal, Kenedi, Süleyman, Ahmet, Aykut, Esentürk vesaire vesaire Sedat Ş., Sedat Peker, Abdullah Sü bütün bu grupların işledikleri cinayetlerin hepsinin aynı merkezli olduğunu, Aykut S.’ in para elbise götürüp cezaevindeki işleri Sedat Ş.’ e verdiğini, bu şekilde Sedat Ş.’in isim yaptığını, grupların cezaevinde yaptıkları hadiselerin hepsinin ordan kaynaklandığını, grupların hepsinin bu yapı altında çalıştığını, bu yapının üzerinde Osman Gürbüz’ ün olduğunu, Osman Gürbüz’ ün Alanya Kumlu’ da otelinin olduğunu, bu otelin ilk sahibi olan Barcı Kamil’i Osman Gürbüz’ ün öldürdüğünü, ancak cinayeti Tarkan G.’in üstlendiğini, Osman Gürbüz ile Ziya C.’ ın beraber olduklarını, Korkut E., Osman Gürbüz, Ziya CAN, İbrahim G., Muzaffer Tekin ve Veli Küçük’ ün aynı grup olduklarını, bu kişilerin altında mafya gruplarının olduğunu, Osman Gürbüz, Aykut S., Erdal K., Abdullah S., Ahmet, Süleyman ve Semih Tufan’ ın iyi tanıştıklarını, bu kişilerin dost olduklarını beyan etmiştir.

Tanık Aysel GELEŞ (Gürbüz) 11.11.2008 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımızdaki ifadesinde özetle;
Osman Gürbüz ile 05.09.1995 yılında tanıştığını, İstanbul’a teyzesinin kızının yanına gitmek üzere İstanbul otogarına indiğinde sivil beyaz bir şahin marka arabanın yanına yanaştığını, içerisinde sivil giyimli iki şahsın olduğunu, şahısların polis olduklarını söyleyip polis kimliği ibraz ettiklerini, bir cinayet olayı dolayısıyla kendisinin ifadesine başvuracaklarını söyleyip Şahin marka araca bindirdiklerini, kendisini Taksim Sıraselviler’de bir ofise götürdüklerini, ofiste Osman Gürbüz’ü gördüğünü, kendisini ofisteki bir odaya hapsettiklerini, Osman Gürbüz’ün bu ofiste birçok kez ırzına geçtiğini, Osman Gürbüz’ün evlenme vaadiyle kendini kandırdığını, bu nedenle herhangi bir resmi makama şikayette bulunmadığını, daha sonra bu ofiste hayatını devam ettirmeye başladığını, bir süre sonra ofiste sekreter olarak çalıştığını, Osman Gürbüz’ü HACI olarak bildiğini, bir gün çalışma masasını temizlerken Nurettin ELIBOL isimli şahıs adına düzenlenmiş kimlik gördüğünü, kimliğin üzerinde psikolojik savaş uzmanı yazdığını, ancak kimlikte Osman Gürbüz’ün fotoğrafının bulunduğunu, ayrıca Ahmet TECER adına düzenlenmiş polis kimliği gördüğünü, kimliğin üzerinde yine Osman Gürbüz’ün fotoğrafının bulunduğunu,
Ofiste bulunduğu süre içerisinde, Osman Gürbüz’ün yaptığı telefon görüşmelerine şahit olduğunu, telefon görüşmelerinde Osman Gürbüz’ün bir kişiye paşam diye hitap ettiğini, “nasıl yaparız paşam, dediğiniz gibi olsun” şeklinde sözler sarfettiğini, paşam diye bahsettiği şahsın Veli Küçük olduğunu Osman Gürbüz’den öğrendiğini, Osman Gürbüz’ün bazı konularda Veli Küçük’e danışıp ondan akıl aldığını, Osman Gürbüz’e Veli Küçük ile ne işin var dediğinde, “duymadın mı bu ismi, senin memleketinde görev yapıyor” dediğini, ancak Veli Küçük’ü ofiste hiç görmediğini, Osman Gürbüz ile 13.04.1998 tarihinde evlenip 19.07.2000 tarihinde boşandıklarını, boşanmadan önce 1998-1999 yıllarında Osman Gürbüz’ün İstanbul Balat’da birahane olarak kullanılan “Arkadaşımın Yeri” isimli iki katlı bir yeri ele geçirdiğini, bu yeri kendisinin üzerine yaptırdığını, boşanmaya yakın da bahse konu yeri Osman’ın ablasına devrettiğini ve Osman Gürbüz ile irtibatını kopardığını, Osman Gürbüz’ün cezaevine girmeden önce yasal bir işinin olmadığını, ancak Taksim’deki işyerine zaman zaman çantayla para geldiğini, ancak bu parayı da kimin ne için getirdiğini bilmediğini, sorduğu zaman da Osman Gürbüz’ün kendisine kızdığını beyan etmiştir.
Gizli Tanık Aydos 27.10.2008 tarihli beyanında;
1994-1996 yılları arasında adını öğrendiği Osman Gürbüz’ün sürekli olarak Hasan Atilla Uğur’un yanında bulunduğunu, sivil olarak gezip silah taşıdığını, kendisini MİT görevlisi olarak düşündüklerini, Altındiş kod Mehmet Emin K.’ın Hasan Atilla Uğur’a hediye ettiği Kubi tabir edilen Kaleşnikof marka tüfeği Hasan Atilla Uğur’un da Osman Gürbüz’e hediye ettiğini, Hasan Atilla Uğur’un Kütahya ilinde alay komutanı olarak çalıştığı dönemde Osman Gürbüz’ün de yanında olduğunu ifade etmiştir.
Gizli Tanık Kıskaç 30.11.2008 tarihli beyanında;
...Osman Gürbüz’ün Veli Küçük’ün adamı olduğunu, 2003 yılında Osman Gürbüz isimli şahıstan tehdit telefonları almaya başladığını, bu şahsın HACI lakabını kullandığını, Genelkurmay eski başkanı Doğan G.’in Hasdal Kışlası’nda zehirlenmeye çalışılması olayı sonrası emekli edilen Emekli Tuğgeneral Habil K. ile Taksim Sıraselviler’de ortak bir büro açtığını öğrendiğini, Osman Gürbüz’ü Habil K. ile Veli Küçük’ün tanıştırdığını, Osman Gürbüz’ün polisle çatışmaya girerek bir polis memurunun şehit edilmesi eylemini gerçekleştirdiğini öğrendiğini, Osman Gürbüz’ün bürosuna o dönem Korkut E., Veli Küçük, Ziya B., Kürşat Y. ve Sedat Peker’in de gelip gittiğini, Osman Gürbüz’ün ağabeyini öldürmek, uyuşturucu kaçakçılığı yapmak, polis öldürmek, Sarıgazi’de liseli bir kıza tecavüz etmek gibi ağır cezalık suçlardan arandığı bir dönemde 1997 yılı Nisan ayında Mehmet A. isimli şahsı tehdit etmekten yakalandığını, yakalandığı yerde birçok silah ve mühimmatın bulunduğunu, 12 yıl 8 ay ceza aldığını, 2001 yılı affıyla tahliye edildiğini, Osman Gürbüz’ün tahliye olduktan sonra bir süre ortalıktan kaybolduğunu, Ankara’da bir general tarafından Antalya’ya gönderildiğini, Veli Küçük aracılığıyla Antalya’daki JİTEM ile tanıştırıldığını, Antalya’da Semih K. ile birlikte Ayışığı gazetesini kurduklarını, gazetenin isminin Ayışığı olması gerektiğini Albay Hasan Atilla Uğur’un söylediğini, bu bilgiyi Semih K.’den öğrendiğini, bu arada birçok iş adamının tehdit edilmesi olayına karıştığını, 2002 yılında Hablemitoğu cinayeti sonrasında servetinin arttığını,Osman Gürbüz’ün tekrar İstanbul’a geldiğinde OVİT Telekom sahibi Hüseyin ve eski istihbarat yüzbaşısı Nejat Ç. tarafından Gazeteciler Sitesi’nde kendilerine daire kiralandığını, 2003 yılına kadar burada oturduğunu, Osman Gürbüz’ün tehditleri devam edince Bayrampaşa Tabur Komutanı olan ve önceden tanıdığı kişinin yanına giderek konuyu anlattığını, bu konularla ilgili defalarca ihbarlarda bulunduğunu, Osman Gürbüz’ün adamları olduklarını söyleyen Hüseyin ve Nejat Ç. isimli iki kişi ile Şirinevler’de görüştüğünü, her ikisinde de Akrep marka makineli silah olduğunu, kendisine “abiden ne istiyorsun, onun bizim gibi 2 bin tane silahlı adamı var” dediklerini, 2006 yılında Merter McDonalds’da buluşmak için sözleştiklerini, buraya giderek beklemeye başladığını, Osman Gürbüz’ün gelerek yukarıya çıktığını, adamlarının hepsinde silah olduğunu, Osman Gürbüz’ün karşısına oturup konuşmaya başladığını, Osman Gürbüz’ün kendisini polis müdürü olarak tanıdığını, ajandalarını çıkarıp görüştüğü generalleri gösterdiğini, kendisinin MİT tarafından yetiştirildiğini, Türkiye’de iki kişide bulunan PO2 kimliği taşıdığını, bu kimlikten bir kendisi bir de Abdullah ÇATLI’nın aldığını söylediğini, Cizre, Silopi ve Diyarbakır’ı çok iyi bildiğini, Ankara’da Jandarma Genel Komutanlığı’na elini kolunu sallayarak girdiğini, birçok kişiyi sorguladığını, Yeşil kod Mahmut Yıldırım ile senelerce beraber çalıştığını, Osman Gürbüz’ün sarhoş olduğu için kendisine açıldığını, hemen hemen birçok şeyi kendisiyle paylaştığını, konuşma esnasında 15 milyon dolara yakın parası olduğunu söylediğini, kısa sürede yüksek miktarda nasıl servet edindiğini sorduğunda cezaevinden çıktıktan sonra Levent Ersöz tarafından kendisinin Cizre ve Silopi bölgesine gönderildiğini, sorgulamalara katıldığını, bu arada 2 HADEP’linin kaybolması olayını gerçekleştirdiklerini söylediğini, Osman Gürbüz’ün Antalya’ya geldiğini PKK’lı otel sahipleri ile uyuşturucu kaçakçılığı yaparak servetine servet kattığını, Osman Gürbüz’ün ortağı olan Semih K. ile görüştüğünü, bu şahsın Osman Gürbüz’ün karanlık işlerini bildiğini, gözleri önünde otel sahibi iki kişiyi öldürerek ormana gömdüğünü söylediğini, Antalya’ya gittiğinde Osman Gürbüz’ün bürosuna uğradığını, Kuvayi Milliye bayrakları ve tabelalar olduğunu gördüğünü, internetten araştırarak Mersin’deki genel merkezinin telefonunu bulduğunu, aradığında karşısına Bekir Öztürk’ün çıktığını, Osman Gürbüz’ü sorduğunda şahsın Mersin’de ikamet ettiğini, Osman Gürbüz’ü tanımadığını belirterek kendisini Oktay Yıldırım’a yönlendirdiğini, kendisine Oktay Yıldırım’ın cep telefonu numarasını verdiğini, Oktay Yıldırım ile görüştüğünde Osman Gürbüz’ün Fikri Karadağ’ın başkanı olduğu dernekten olduğunu söylediğini, daha sonra Fikri Karadağ’ı aradığını, kendisine Osman Gürbüz tarafından tehdit edildiğini, bu yüzden Osman Gürbüz’ü mahkemeye verdiğini, Osman Gürbüz’ün pis işler yapan biri olduğunu anlattığını, 2007 yılı Nisan ayında Fikri Karadağ’ı havaalanından aracı ile aldığını, Fikri Karadağ’ın “bende 13 bin kişilik hain listesi var, benim elimde güneydoğuda savaşmış bir sürü emekli asker var, bizim bir gün elimize silahları alarak meclisi basacağımızdan dolayı tırsıyorlar” dediğini, Bir ara Oktay Yıldırım’ın kendisini aradığını “Veli Paşa gelecek seninle görüşecek” diyere kendisini Çamlıca Kız Lisesine çağırdığını, okula gittiğinde Oktay Yıldırım’ın kendisini karşılayıp Veli Küçük’ün yanına götürdüğünü, Veli Küçük’ün kendisine “Osman Gürbüz vatanseverdir, bizim adamımızdır, davadan vazgeçeceksin, yoksa senin için iyi olmaz” dediğini, yaklaşık 2 saat kadar konuştuklarını, kendisini açtığı davadan vazgeçirmeye çalıştığını, kendisine gözdağı vermek için “senin vurdurturum” dediğini, Veli Küçük’ün kendisini açtığı davadan vazgeçirmek istemesinin sebebinin Osman Gürbüz’ün 23,5 yıl ceza infazından kaynaklandığını, Osman Gürbüz’ün açtığı davadan dolayı 3 ay hapis cezası aldığını, bu dosyanın Yargıtay’ca onandığını ve Osman Gürbüz’ün infazının yandığını, Telefonla Oktay Yıldırım, Aziz E., Fikri Karadağ, Ali P., Osman Gürbüz, Bekir Öztürk, Hüseyin Görüm, Semih K. ve Rasim Görüm gibi birçok kişiyle görüşmelerinin olduğunu beyan etmiştir.
Gizli tanık Yavuz’un 27.08.2008 tarihli beyanında,
1994 yılında şahit olduğu bir olayı anlatmak için müracaat ettiğini, o yıllarda Gebze Emniyet Müdürlüğü’nde görev yaptığını, tarihini tam olarak hatırlamadığını ancak mevsimlerden sonbahar olduğunu. Çalıştığı Asayiş Büro’ya geldiğinde Grup Amiri Komiser Muhittin SERT’in masası üzerinde; 2 adet tabanca olduğunu, 1 tanesinin şarjörlü Smith Wesson marka 9 mm. Çapında tabanca, diğerinin Magnum marka 9 mm. Çapında tabanca olduğunu. Bu tabancalara ait 9 mm çapında 20’ye yakın mermi bulunduğunu. Bunlardan hariç 1 adet kelepçe, bir adet tepe lambası, 5 Milyar TL’lik hamiline düzenlenmiş çek, bir adet ekranı kırık cep telefonu (markasını hatırlamadığı, ancak o tarihlerde yeni çıktığından çok az kişide cep telefonu olduğundan iyi hatırladığını ), bir adet siyah beyaz olarak düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı, bir adet öğretmenevi giriş kartı ( sahte isme düzenlenmiş olduğu), başka kurumların da giriş kartlarının olduğu, ancak hangi kurumlar olduğunu hatırlamadığını. bu malzemelerin ne olduğunu sorduğunda orada bulunan grup amirinin MUHİTTİN SERT, ASLAN KADAKAL ve Kemal isminde soy ismini hatırlamadığı kendisinden yaşlı olan bir polis memurunun kendisine “gece 04:00 sıralarında isminin sonradan OSMAN GÜRBÜZ olduğunu öğrendikleri şahısla Osman Yılmaz Mah. Develi Durağında motorize ekipler devriye gezerken karşılaştıklarını, şahsın elinde siyah bir çanta ve yaya olarak gezmesinden şüphe edip durdurduklarını, nereye gittiğini sorduklarında; polis olduğunu aracının az ilerde arıza yaptığını, İstanbul istihbaratta çalıştığını, aracının arıza yapması üzerine de evine yaya olarak gittiğini söylemesi üzerine ekibin başında bulunan MUHİTTİN SERT’in, haber merkezine anons ettiğini bir meslektaşımızın aracının arıza yaptığını bu nedenle çekici gönderilmesini istediğini, bu sırada şahsın elinde o tarihte istihbarat şubesinde çalışanların kullandıkları küçük telsiz bulunduğunu görmesi üzerine ilk etapta kendisinden şüphelenmediğini. Küçük telsizin İstanbul Polisinin konuşmalarını net bir şekilde çektiğini. Bunun üzerine sohbete başladıklarını. Bu sırada OSMAN GÜRBÜZ’ün Muhittin SERT’e komiser misiniz diye sorduğunu “Evet Komiserim “ demesi üzerine OSMAN GÜRBÜZ’ün kendisinin de komiser olduğunu İstanbul Polis akademisinden mezun olduğunu söylediğini komiser MUHİTTİN SERT’in de İstanbul’da polis akademisinin olmadığını bildiğinden şahıstan şüphe ederek kimliğini ibraz etmesini istediğini, Şahıs sahte polis kimliğini komiserimize uzatığını, komiser Muhittin’in kimliği incelemeye başladığında OSMAN GÜRBÜZ’ün E5 istikametine doğru kaçmaya başladığını. Bunun üzerine Muhittin SERT’in peşine düşerek yarım şarjör fişeği, OSMAN’ın üzerine doğru ateş ettiğini OSMAN GÜRBÜZ’ü yaraladığını, OSMAN GÜRBÜZ’ün yaralı bir şekilde E5 karayolundan karşıya geçtiğini araç akışından dolayı kendisini yakalayamadıklarını. Ayrıca OSMAN GÜRBÜZ’ün bağırarak “beni takip etmeyin sizi vurmak istemiyorum peşimden gelmeyin” dediğini, Muhittin komiser’in peşinden gitmeye devam edince kendisine bir el ateş ettiğini ve Muhittin komiser”in orda yatıp beklediğini, ilk Osman GÜRBÜZ ile karşılaştıkları yerde bir adet siyah Ceymis Bond (James Bond) tabir edilen çanta olduğunu içine baktıklarında bir kısım belgelerden OSMAN GÜRBÜZ’ün ev adresini tespit etmiş olduklarını, hemen Gebze Köşklü Çeşme Mahallesi Çakallı Deresinde bulunan evine giderek yaptıkları araştırmada evin içinde OSMAN GÜRBÜZ’ün kıyafetini değiştirip kaçmış olduğunu, kan lekeleri bulunan pantolonunun evde bulunduğunu tespit ettiklerini. Çevrede yaptıkları araştırmada komşularının o evde oturan şahsın markalı arabalarla gelip giden evli bir çocuklu birisi olduğunu ismini bilmediklerini, şahsın oturduğu yer mevki olarak gecekondu mahallesi olmasına karşın binmiş olduğu araçların Mercedes, BMW gibi pahalı arabalar olmasının insanların dikkatini çektiğini ifade ettiklerini. Ayrıca evin içindeki gardroptada bol miktarda takım elbise olduğunu tespit ettiklerini. Osman GÜRBÜZ’e ait olan ve arıza yaptığını söylediği son model BMW marka açık mavi renkli aracı emniyetin önüne çektirdiklerini, Kendisinin sabah göreve geldiğinde büronun önünde bu aracı gördüğünü. Kapılarını açamadıklarını, yapılan araştırmada da İHLAS’tan birinin üzerine kayıtlı olduğunu” söylediklerini. Konuşulanları tam olarak hatırlamadığını. O dönemde OSMAN GÜRBÜZ’ün yakalanmadığını. 1997 veya 1998 yıllarında şark görevini yaptığı sırada aktüel haberlerin bulunduğu bir dergide bacağı sarılı ve iki polisin arasında OSMAN GÜRBÜZ’ün fotoğrafını gördüğünü. O zaman yakalandığını öğrendiğini. Hatta o dönemde susurluk soruşturması ile ilgili televizyonlarda haberler yayınlandığını. Eyüp AŞIK’ın televizyonda bir programa çıkarak önceki yıllarda OSMAN GÜRBÜZ’ün Gebze Emniyet Müdürlüğü tarafından yakalandığını baskı üzerine serbest bırakıldığını söylediğni. Anlattığı olayları bizzat komiser Muhittin SERT ve Arslan KADAKAL’dan ayrı zamanlarda dinlediğini. Her ikisinin de o gece OSMAN’ı yakalayamadıklarını söylediklerini. Yakalayamama nedenlerinin de E5 karayolundaki yoğun trafik akışının ve polis memurlarının yaşlarının ileri olması olduğunu söylediklerini.
Kendisinin olayın akabinde ele geçirilen silahların kriminal raporlarını almak için görevlendirildiğini. Silahları mühürlü olarak bir poşet içersinde yazı ile birlikte verildiğini. Onları İstanbul’a getirmek üzere Emniyet Müdürlüğünün merdivenlerinden inerken Mukait EROL AYDIN’nın kendisini çağırdığını, kendisine “geri dön iş değişti” dediğini. O arada komiser Muhittin’in odasına girip çıktığını. Yaklaşık yarım saat kadar koridorda beklediğini. Elindeki poşet ve silahları da geri aldıklarını. Tekrar mukait odasına çağrıldığını ve bu sefer büyük bir zarf içersinde zımbalanmış vaziyette malzemeler bulunan poşetin kendisine verildiğini. İçinde ne olduğu söylenmediğini. Bunları Ankara’ya götüreceksin Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığında görevli olduğunu, belirttikleri küçük bir not kâğıdına ismi yazılı olan şahsa teslim etmesi gerektiği söylendiğini kendisinin resmi bir araçla mukait EROL tarafından gişelere kadar götürüldüğünü ve orada bir otobüse binerek Ankara’ya gittiğini. Ankara’ya vardığında İstihbarat Daire Başkanlığı’na gittiğini. Girişteki görevli polis arkadaşa elindeki notta yazılı olan şahısla görüşmek istediğini söylediğini. O kâğıtta Emin ASLAN isminin yazılı olduğunu görünce görevli polis arkadaşın “sen memur musun” dediğini. Kendisinin evet deyince “Devrem bu şahıs daire başkanı sen bunla nasıl görüşeceksin” dediğini. Bunun üzerine sekreterliğini yapan ancak ismini bilmediği baş komiser ile telefonla görüştüğünü. Kendisine “ Yukarı çıkmana gerek yok malzemeleri girişteki polis arkadaşa tutanakla teslim et” dediğini kendisinin de içinde hangi malzemeler olduğunu bilmediğini, kendisine mukait EROL AYDIN’ın vermiş olduğu poşet içersindeki zarfı teslim ettiğini. Ve oradan ayrıldığını.
Kendisi Ankara’ya gitmeden önce arkadaşlar arasında KORKUT EKEN’in Gebze Emniyet Müdürünü aradığını silahlar ile ilgili işlem yapılmamasını istendiği konusunda konuştuklarını duyduğunu.
Bu olaydaki şahsın OSMAN GÜRBÜZ olduğu nereden öğrendiği sorulduğunda.
Cevaben, Osman GÜRBÜZ’ün olay yerinden kaçtıktan sonra evinde yapılan aramada elen geçirilen belgelerden Polis kimliğinin sahte olduğunu ve kanlı elbisenin bulunduğu evdeki belgelerden kaçan şahsın Osman GÜRBÜZ’e ait olduğunun belirlendiğini. Kendisinin oradan bildiğini. Daha sonra yapmış olduğu araştırmalardan OSMAN GÜRBÜZ ile ilgili bir soruşturma yapıldığını duyduğunu. Ancak kişisel yorumuna göre kriminale götürmek üzere aldığı silahların geri istenmesi ve üst düzey kişilerin telefon açmaları nedeni ile olay yerinde ele geçirilen iki adet silahın değiştirilmiş olabileceği kanaatine vardığını.
Söz konusu silahların nereden ele geçirildiği konusunda bilgisi olup olmadığı sorulduğunda,
Cevaben, Kendisi olay günü komiserin masasının üzerinde 2 adet tabanca gördüğünü. Ancak bu silahların şahsın evinden mi yoksa çanta içinden mi ele geçirildiğini tam olarak bilemediğini. Tek bildiğinin 2 adet 9mm çapında silah olduğunu söylediği.
Devamla kendisinin Emniyet Müdürlüğü önünde gördüğü OSMAN GÜRBÜZ’ün kullandığını söylenen BMW marka açık mavi renkli otomobilinde Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü’ne teslim edildiğini. Akıbeti hakkında bilgiye sahip olmadığını. İsimlerini belirtmiş olduğu komiser Muhittin SERT’in halen Çorlu İlçe Emniyet Müdürlüğü görevinde iken Tekirdağ İl Emniyet Müdürlüğü emrine verildiğini, Arslan KADAKAL’ın Gebze’den emekli olduğunu, halen İstanbul’da ikamet ettiğini. O dönemde Mukayit olarak görev yapan EROL AYDIN’nın da emekli olduğunu halen Pendik ilçesinde sahilde Şöhret İşkembe isminde işyeri çalıştırdığını bildiğini. O tarihlerde genç memur olduğu için daha çok getir götür işlerinde görevlendirildiğini. İçeride neler konuşulduğunu tam olarak bilemediğini
O dönemlerde VELİ KÜÇÜK’ün Kocaeli İl Jandarma alay komutanı olarak görev yaptığını. DİLOVASI’nın jandarmaya bağlı olduğunu. O dönemde birçok faili meçhul cinayet olayının o bölgede olduğunu duyduğunu. Hatta DÜNDAR KILIÇ’ın DİL-Koop ile bağlantılı olduğunu o çevredeki insanlardan duyduğunu. Zaten Dil-Koop binasının renginin bile kızıl olduğunu. Duyduklarına göre oradaki yöneticilerin DHKP-C ile bağlantılı kişiler olduğunu öğrendiğini. Emniyet bölgesinde olsa da gereğini yapsak diye arkadaşlar arasında konuştuklarını. Çünkü büyük bir yerleşim yeri olduğunu. Ama polis teşkilatı olmadığını. Jandarmaya bağlı olduğunu. Birçok illegal olayın o bölgede gerçekleştiğini. Kendisinin olay hakkında bilgi ve görgüsünün bundan ibaret olduğunu. Beyan etmiştir.

Yapılan araştırmada; Şüphelinin 01.12.1994 tarihinde Gebze ilçesinde aracının şarampole yuvarlandığı, yanına yaklaşan görevli polis ekibine hedef göstermeksizin ateş ettiği, Osman Gürbüz’ün Ahmet Tecen adına düzenlenmiş sahte polis tanıtım kartıyla yakalandığı, bu olay dolayısıyla hakkında Gebze Emniyet Müdürlüğünce yasal işlem yapıldığı, şüpheli Osman Gürbüz’ün 04.04.1997 tarihinde İstanbul Beyoğlu ilçesinde 2 adet ruhsatsız silah, Nurettin Elıbol adına düzenlenmiş üzerinde kendi fotoğrafı yapışık vaziyette polis tanıtma kartı, yine Nurettin Elıbol adına düzenlenmiş üzerinde kendi fotoğrafı yapışık vaziyette binbaşı kimlik kartı ve Silahlı Kuvvetlere ait misafir giriş kartının ele geçirildiği ve hakkında Beyoğlu Emniyet Müdürlüğünce yasal işlem yapıldığının tespit edilmiştir.
Tapu kayıtlarında yapılan araştırmada; İstanbul Fatih Balat Karabaş Mah.Ayvansaray Mevkii 515 pafta, 2821 ada, 7 parsel numaralı binanın 22.05.1998 tarihinde Aysel AkBulut(Gürbüz) tarafından Şehriban Şener’e satıldığının tespit edildiği, bu şekilde Osman Gürbüz’ün Balat’da yazıhanesi bulunmadığı yönündeki beyanının çürütüldüğü, şüphelinin tapu kayıtları ile Fatih Balat’da eski eşi Aysel Akbulut (Gürbüz) adına gayrı menkulü bulunduğunun anlaşılmaktadır.
Kemer Kaymakamlığı tapu sicil müdürlüğünün 08.07.2008 tarih ve 1231 sayılı yazısına göre şüpheli Osman GÜRBÜZ’ün 10.12.2002 Antalya Kemer Çamyuva köyü böğürtlen özü mevkiinde 1903 parsel 200 milyar bedelle ihale ile satın aldığı, şüphelinin uzun süre ceza evinde yattıktan kısa bir süre sonra ve hablemitoğlu cinayetinden hemen önce yüksek bedelle mülk edinmesi de, 9 nolu Gizlii tanığın beyanlarını doğrulamaktadır.
e-Delillerin ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Osman Gürbüz’ün Mehmet Fikri Karadağ ve Veli Küçük ile irtibatlı olduğu, Kuvayi Milliye Derneği’nin kuruculuğunu ve başkanlığını yapan Paşa kod Fikri Karadağ’ın örgütçe temin edilen tetikçiler ile gizli görüşmeler yapmak için çalıştığının fiziki takip tutanaklarından anlaşıldığı, dernek çatısı altında silahlı tetikçi grupları örgütlediği, bazı kişilerin öldürülmesi için organizasyon yaptığı, tetikçilerle yüzyüze görüştüğü, Osman Gürbüz gibi tetikçileri dernek çatısı altına aldığı, bir kısım dernek üyelerine dernek çatısı altında “bu uğurda ölmek var, öldürülmek var, öldürmek var” şeklinde şiddet içeren yemin merasimi düzenlendiği, ayrıca 13500 kişilik hainler listesi hazırladığı, derneğin sivil toplum görüntüsü altında ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ içerisinde faaliyet gösteren silahlı eylem gerçekleştirme kabiliyetine sahip hücre yapılanması içerisinde olduğu, Osman Gürbüz’ün de Fikri Karadağ’a bağlı olarak faaliyet yürüttüğü, Fikri Karadağ’ın emri altındaki tetikçilerden olduğu, şüpheli Osman Gürbüz’ün öz ağabeyini öldürmekten dolayı hüküm giydiği, af kanunu ile cezaevinden çıktığı, her türlü yasadışı eylemde kullanılabilecek vasıflara sahip olduğu, Antalya ilinde 06.04.2008 tarihinde üniversite içerisinde meydana gelen ve öğrencilerin üzerine ateş edilerek kaos ve kargaşa çıkmasına sebebiyet verilmesi olayı ile de irtibatlı oduğu, bu hususa telefon görüşmeleri yaptığı, basit gibi görünen bir eylemle dahi şehirde huzur ve güven ortamının kolayca bozulabildiği görülebilmektedir.
ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN örgütsel belgelerinde terör örgütlerini kontrol altına alma, naylon terör örgütleri kurma, bu örgütleri kullanma ve yönetmenin örgütün ana stratejilerinden biri olduğu belirtilmektedir.
Gazi olayları ve Necip Hablemitoğlu cinayeti sonrasında ülkede kaos ve güvensizlik ortamının oluştuğu, terör örgütünün amaçlarından birinin de kaos çıkarmak ve güven ortamını bozmak olduğu, örgütün bu amacını gerçekleştirmek maksadıyla da kendisi ile irtibatlı tetikçileri kullandığı, şüpheli Osman Gürbüz’ün örgütün kullandığı tetikçilerden biri olduğunun tespit edildiği, şüphelinin yasal olmayan faaliyetlerini daha rahat icra edebilmek için sahte polis ve askeri kimlik kullandığı, 12.03.1995 tarihli Gazi olaylarının ilk kurşunu sıkmak suretiyle başlatıcısı olduğuna dair DHKP-C terör örgütünün dokümanlarında adının geçtiği, Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi eylemini gerçekleştirdiğine dair gizli tanık beyanı bulunduğu, Osman Gürbüz, Durmuş Anuçin ve diğer şüphelilere izafe edilen Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi ile ilgili isnadın suç yeri itibariyle mevcut soruşturma evrakımızdan tefrik edilerek soruşturma defterinin 2008/1691 numarasına kaydedildiği, Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi ile ilgili soruşturma dosyasının da 04.11.2008 tarihinde yetkisizlik kararı ile suç yeri itibariyle CMK.nın 250.maddesiyle yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği ve bu isnat ile ilgili soruşturmaya Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca devam edildiği tespit edilmiştir.
Şüphelinin Gazi Mahallesi olaylarının başlamasına sebep olan kahvehanenin taranması eylemin de kahvehaneye ilk ateş eden kişi olması ile ilgili yukarıda belirtilen deliller bu konuda halen Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülmekte olan soruşturma dosyasına gönderilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda;
Osman Gürbüz’ün ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNE üye olmak suçundan eylemine uyan TCK.nın 314/2, 53, 58/9, 63 ve 3713 sayılı kanunun 5.maddesi gereği cezalandırılması talep edilmiştir.

35-Şüpheli Arif Doğan
a-Savunmaları
Emniyet beyanı;
1983 yılında Jandarma Genel Komutanlığı Karargahına dahil olduğunu, İstihbarat Başkanlığı İHKK Şube Müdürlüğü’nde Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı’ nı kurarak 8 yıl burada çalıştığını, Türkiye geneli ile alakalı görev yaptığını, ancak görev alanının Doğu ve Güneydoğu Anadolu olduğunu,
Yakalanan şüphelilerden Veli Küçük’ ü tanıdığını, zira 1990 yılında Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı görevini Veli Küçük’ e devrettiğini, İstihbarat Grup Komutanlığının merkezinin Ankara’ da bulunduğunu ve Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığına bağlı olarak görev yaptığını, Veli Küçük’ ün Jandarma generali olmasından sonra yüz yüze veya telefonla jandarma teşkilatı ile alakalı görüştüğünü, diğer şahısları tanımadığını, ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ ile bilgi ve alakasının olmadığını, örgütü basından öğrendiğini, örgütsel faaliyetinin söz konusu olmadığını,
Sedat Peker’ i tanıdığını, 1984-1985 yıllarında tanıştığını, kendisi ile ağabey, kardeş gibi görüşmeleri olduğunu, Mehmet Şener Eruygur’ u Jandarma Genel Komutanlığı yaptığı dönemden tanıdığını, emekli olduktan sonra özel koruma kararının kaldırıldığını, bu konu için görüştüğünü, kendisi ile ilgilendiğini,
Bir kısım şüphelilerden ele geçen örgütsel dokümanlardan haberi olmadığını, Beykoz Polonezköy yolu No:117 sayılı yerde bulunan deponun mülkiyetinin İslam olarak bildiği Muzaffer Öztürk isimli şahsa ait olduğunu, Muzaffer Öztürk’ ün bu yerde Turabi Emlak ismiyle emlakçılık yaptığını, emlak bürosunun arka tarafındaki boş bulunan depoyu da kullanmak üzere kendisine verdiğini, eşyalarını buraya taşıttırdığını, depoda bulunan eşyaların kendisine ve Jandarma İstihbarat Grubunda kendisi ile beraber görev yapan bazı rütbelilere (örn.Cem Ersever gibi) ait olduğunu, depoyu 1 yıldır kullandığını, bu eşyaların daha önce Muzaffer’ in ağabeyi İsmail Öztürk’ e ait depoda bulunduğunu, İsmail’ in bu yeri başkalarına kiraya vermesinden sonra bahse konu yeri boşaltmak zorunda kaldığını, Muzaffer Öztürk’ ü, İslam olarak bildiğini, Sadettin S.’ ın ortağı olduğunu, deponun mülkiyetinin bu şahıslara, depo içindeki malzemelerin ise kendisine ait olduğunu, bu şahıslarla ticari ilişkisi bulunmadığını,
Depoda ele geçirilen 2 adet kaleşnikof marka silahtan, beyaz menevişe renkli olanın kendisine ait olduğunu, tüfeği kendisine eski Asayiş Komutanı Hulusi Sayın’ ın OHAL bölgesinde kullanmak üzere verdiğini, tüfeğe ait belgenin şuanda nerede olduğunu bilmediğini, diğer kaleşnikof silahı Cem Ersever’ in koymuş olabileceğini, ancak bu silahın kendisinde olduğunu unuttuğunu,
Smith Wesson marka tabancanın kendisine ait olduğunu, bu tabancanın da Hulusi Sayın tarafından belgesi ile verildiğini, diğer tabancanın Cem Ersever’ in arkadaşlarından birine ait olabileceğini,
3 adet av tüfeğinin kendisine ait olduğunu, ancak sahiplik belgelerinin nerede olduğunu bilmediğini,
Depoda ele geçen yaklaşık 650 gr. esrar maddesini Jandarma İstihbarat Grubu olarak uyuşturucu mücadelesinde yemleme olarak kullanılmak üzere aldıklarını, ancak bu esrarın depoda unutulduğunu, esrar ticareti yapmadığını,
Ses kayıt cihazı, çağrı cihazları, uydu iletişim cihazları ile el telsizlerinin kendisine ait olduğunu, bunları piyasadan satın aldığını ve kendi ihtiyacı için kullandığını,
Adil T.’ ı emekli olduktan sonra tanıdığını, bu şahsın itirafçı olarak Jandarma İstihbarat birimlerinde hizmet ettiğini duyduğunu, Adil T.’ ın cezaevinde olduğunu öğrendiğini, kendisi ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını,
Jandarma Genel Komutanlığı’ nda arşivlenmesi gereken gizli belgeleri depoladığını, zira mesai saati dışında bile istihbari konularda çalışma yaptığını, bu belgeleri özel deposunda saklama ihtiyacı duyduğunu, bu belgeleri dışarı çıkartmanın Yasak olduğunu bildiğini, PKK ve DHKP/C terör örgütü mensuplarının ifadelerini sakladığını, bunun sebebinin kendilerini takipte tutmak ve bunlar hakkında bilgi kaynağı oluşturmak olduğunu,
Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki aşiretlerle ilgili bilgileri istihbari çalışma yapmak için arşivlediğini, yöre halkının genelde terör örgütün meyilli insanlar olduğunu, emekli olduktan sonra da bu dosyaların kendisinde kaldığını,
1999 yılında Ankara’ da MSB isimli güvenlik şirketi kurduğunu, şirketin ortaklarının Mehmet TÜMER, Salih MİT ve Bülent ORAKOĞLU olduğunu, ancak şirketin faaliyete geçemediğini,
JİTEM’ in açılımının jandarma istihbarat ve terörle mücadele olduğunu, kendisinin de jandarma istihbarat grup komutanlığı görevi yaptığını, bazı belgeleri deposunda arşivlediğini, ancak bunları iade etmeyi unuttuğunu,
PKK’ nın gençlik yapılanması olan YDGH(Yurtsever Demokratik Gençlik Hareketi) içinde faaliyet gösteren şahıslara yönelik 07.01.2008 tarihinde Ankara TEM Şube Müdürlüğü görevlilerince yapılan operasyonda Abdulkerim B. isimli şahsın yakalandığı, şahıstan ele geçen cep telefonuna takılı 0543 … numaralı sim kartın hafızasında Arif Doğan adına kayıtlı 0532 …. numarasının kayıtlı olduğu hususu şüpheliye sorulduğunda cevaben; Abdulkerim B.’ u tanımadığını, telefon numarasının bu şahısta bulunma sebebini bilmediğini, JİTEM’ İ 1987 yılında İstihbarat Daire Başkanlığı’ na bağlı olarak kurduğunu, ancak uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yapmadığını,
Adına kayıtlı 0532 283 89 24 numaralı hat ile 19.03.2004 tarihinde Sedat Peker’ in adamlarından olan İsmet Ö. ile yaptığı görüşmede İsmet Ö.’ ın kendisine bir emanet vermek için yerini öğrenmeye çalıştığı hususu sorulduğunda cevaben; gerek İsmet Ö.’ ı gerekse bu şahısla yaptığı söylenen telefon görüşmesini hatırlamadığını beyan ettiği,
Volkan GEZMİŞ isimli şahsı tanımadığını, belirtilen telefon görüşmesini hatırlamadığını beyan ettiği,
İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne 15.08.2008 günü gelen bir ihbarda, ismini belirtmeyen bir şahıs, kendisinin Veli Küçük’ ün en iyi adamı olduğunu, kendisi ile birlikte yarbay rütbesinde görevli Savaş Subay olduğunu bildiği, Kadir ve Feramus isimli şahısların illegal yapılanmaya gittiğini, ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜnde çok önemli konumlarda bulunduğunu, Savaş, Kadir ve Feramus’ un henüz deşifre edilemediğini, kendisinin çetenin eylemlerini anlatabileceğinin belirttiği hususu sorulduğunda cevaben; hiç kimsenin adamı olmadığını, Savaş, Kadir ve Feramus isimli şahısları tanımadığını beyan etmektedir.

Savcılık beyanı;

İfadesi alınmamıştır.
Sorgu beyanı;
Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesindeki ifadesinde;
İstanbul Çavuşbaşı’nda ki depoda bulunan malzemelerin genel olarak kendisine ait olduğunu, bu deponun kendisi tarafından kullanıldığını, İstihbarat Grup Komutanı olarak görev yaptığını, yakın çalışma arkadaşlarının bir kısım silah ve belgelerinin kendisinin belirlediği depolarda bulunduğunu, depoda bulunan 2 adet kaleşnikof tüfekten beyaz menevişe renkli olanın kendisine ait olduğunu, bu tüfeğin kendisine Hulusi Sayın tarafından verildiğini, belgesinin nerede olduğunu hatırlamadığını, Smith Wesson marka silahın da kendisine ait olduğunu, bu silahın da Hulusi Sayın tarafından kendisine belgesi ile verildiğini,
Kendisinin grup komutanı olduğunu, Cem Ersever’ in de yardımcısı olduğunu, kendisine ait sandıkların gruptaki arkadaşları tarafından ortak kullanıldığını, kendisine ait olmayan silahların arkadaşları tarafında konulmuş olabileceğini, 3 adet av tüfeğinin kendisine ait olduğunu, sahiplik belgelerinin bulunduğunu, depodaki telsizlerin askeri malzeme olmadığını, piyasadan parayla aldıklarını,
Depodaki mermilerin depodaki tabanca ve tüfeklere ait olabileceğini, bunların kendisiyle ilgisi olmadığını, grup içinde yer alan Cem Ersever’ in mermilere hobisi olduğunu, depodaki mermilerin gruptaki arkadaşlarına ait olabileceğini, MKE’ ye ait mermilerin Cem Ersever’ in topladığı mermiler olduğunu,
Depoda bulunan uçaksavar mermilerinin imha edilecek türden olduğunu, bunların bir kısmını çalıştığı bürokratlara masa süsü olarak hediye ettiğini,
Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı ve JİTEM Grup Komutanlığı görevlerinde bulunduğunu,
JİTEM’ in, üst düzey yetkili komutanların bilgisi ve kararları doğrultusunda denenmek üzere kurulmuş bir yapılanma olduğunu, kendisinin de bunun kurucusu olduğunu, faaliyet alanının OHAL bölgesi olduğunu, kadrolu elemanının bulunmadığını, mesai sonrası saatlerinden zaman ayırmak suretiyle bu yapılanma içerisinde terörle mücadele ettiklerini, üst düzey görevleri kapsamında pek çok belgenin elinden geçtiğini, bu belgelerin suretlerini edindiğini ve muhafaza ettiğini,
Uyuşturucu ile mücadele ettiğini, operasyonlarda yem olarak uyuşturucu kullandıklarını, depodaki uyuşturucunun da bu amaçla kullanıldığını, suçlamayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
b-Elde Edilen Dokümanlar ve Deliller
İstanbul ili Beykoz ilçesi Polonezköy yolu No.117 sayılı yerde yapılan aramada; bahse konu işyerinin 3 ayrı oda ve müştemilattan oluştuğu, en dipte bulunan 40m² büyüklüğündeki odada 30-35 civarında, tahtadan yapılmış, kapaklı, üzerinde asma kilidi bulunan 100x50x60 cm. ebatlarında kutuların olduğu, kutularda yapılan aramada;
-(1) adet 9mm çaplı L 59393 seri numaralı Browning marka tabanca,tabancaya ait;
(1) adet şarjör,
A. (1) adet üzerinde herhangi bir seri numarası bulunmayan, namlu üzerinde 38 special ibaresi bulunan Smith & Wesson marka toplu tabanca, tabancının topu içersinde;
B. (3) adet MKE yapımı 9,65mm çaplı fişek,
C. (1) adet üzerinde R.P38 SPL ibaresi bulunan fişek,
D. (1) adet üzerinde WCC74 ibareleri bulunan fişek,
E. (5) adet GECO marka 7,65mm çaplı fişek,
F. (3) adet SBF marka 7,65mm çaplı fişek,
G. (1) adet HP marka 7,65mm çaplı fişek,
H. (10) adet MKE yapımı 9mm çaplı fişek,
İ. (2) adet üzerinde 380 AUTO SW ibareleri bulunan boş kovan,
J. (4) adet MKE yapımı 9mm çaplı boş kovan,
K. (2) adet MKE yapımı 9mm çaplı boş kovan,
L. (1) adet MKE yapımı 9mm çaplı boş kovan,
M. (1) adet FNM85-1 7,62x39 ibaresi bulunan boş kovan,
N. (1) adet üzerinde ZV77 ibaresi bulunan boş kovan,
O. (9) adet üzerinde MKE yapımı 9,65mm çaplı boş kovan,
P. (4) adet üzerinde R.P38 SPC ibaresi bulunan boş kovan,
Q. (5) adet üzerinde SBP-6,35 ibaresi bulunan fişek,
R. (4) adet GECO marka 7,65mm çaplı fişek,
S. (8) adet MKE yapımı 9mm çaplı fişek,
T. (1) adet SBF marka 7,65mm çaplı fişek,
U. (1) adet MKE yapımı 9mm çaplı fişek,
V. (5) adet üzerinde R.P38 SPC ibareleri bulunan boş kovan,
W. (5) adet üzerinde WW-38 Special ibaresi bulunan fişek,
X. (2) adet üzerinde RP38 SPL ibaresi bulunan fişek,
Y. (60) adet MKE yapımı 9,65mm çaplı fişek,
Z. (1) adet üzerinde Western 38 Special ibaresi bulunan fişek,
AA. (72) adet üzerinde FNM-85-7,62x39 ibaresi bulunan fişek,
BB. (2) adet HP 7,62x39 ibareli fişek,
CC. (4) adet NK1974 ibaresi bulunan fişek,
DD. (10) adet VA işareti bulunan fişek,
EE. (3) adet üzerinde Arapça ibareler olduğu değerlendirilen fişek,
FF. (23) adet üzerinde çeşitli rakamlar bulunan fişek,
GG. (1) adet üzerinde 56E ibaresi bulunan şarjör,
HH. (1) adet üzerinde 68 ibaresi bulunan şarjör,
İİ. (1) adet üzerinde 70B ibaresi bulunan şarjör,
JJ. (2) adet siyah renkli kaleşnikof marka fişek,
KK. (1) adet 129441 seri numaralı av tüfeği,
LL. (1) adet 7618 seri numaralı av tüfeği,
MM. (1) adet 40559 seri numaralı kaleşnikof marka otomatik tüfek,
NN. (1) adet üzerinde 1952-4291 ibaresi bulunan nikelaj kaplı kaleşnikof marka tüfek, tüfeğe ait;
OO. (1) adet şarjör, şarjöre basılı vaziyette;
PP. (25) adet 7,62mm çaplı, üzerinde FNM-85-7,62x39 ibaresi bulunan fişek,
QQ. (1) adet siyah renkli kaleşnikof şarjör,
RR. (1) adet 3345 seri numaralı otomatik av tüfeği,
SS. (37) adet uçaksavar mermisi olduğu değerlendirilen boş kovan,
TT. (8) adet üzerinde herhangi bir ibare bulunmayan uçaksavar mermisi,
UU. (100) adet MKE yapımı 9,65mm çaplı fişek,
VV. (50) adet üzerinde 12cal Clup Le Forri ve Sinda ibaresi bulunan av tüfeği fişeği,
WW. (1) adet üzerinde PORST-ULTRA ibaresi bulunan dürbün,
XX. (10) adet MKE yapımı 9mm çaplı fişek,
YY. (7) adet üzerinde R.P 38 SPL ibaresi bulunan fişek,
ZZ. (4) adet üzerinde WW Süper 38 Special ibaresi bulunan fişek,
AAA. (2) adet üzerinde Luger marka uç kısmı delik fişek,
BBB. (2) adet siyah renkli ve nikelaj kaplı şarjör,
CCC. (8) adet l'den 8'e kadar numaralandırılmış Raks - VHS ibareli videokaseti,
DDD. (9) adet l'den 9'a kadar numaralandırılmış mikro kaset,
EEE. (8) adet l'den 8'e kadar numaralandırılmış çeşitli markalarda ses kaseti,
FFF. (700) adet 9mm çaplı MKE yapımı fişek,
GGG. (20) adet 9mm çaplı kısa 9 tabir edilen fişek,
HHH. (25) adet MKE yapımı Parabellum marka 9mm çaplı fişek,
İİİ. (25) adet MKE yapımı 9mm çaplı fişek,
JJJ. (30) adet Luger marka 9mm çaplı fişek,
KKK. (45) adet MKE yapımı 9mm çaplı fişek,
LLL. (900) adet 9mm çaplı kovan,
MMM. (8) adet üzerinde GFL357 Magnum ibaresi bulunan kovan,
NNN. (1) adet Sony marka ses kayıt cihazı,
OOO. (1) adet Motorola marka 0065827 seri numaralı çağrı cihazı,
PPP. (5) adet l'den 5'e kadar numaralandırılmış çeşitli markalarda ses kaseti,
QQQ. (1) adet elinde kalkan olan savaşçı heykeli (sağ el kısmı olmayan)
RRR. (29) adet WW38 Special ibareli kovan,
SSS. (31) adet W74CC ibaresi bulunan kovan,
TTT. (2) adet seri numarası silinmiş EX Calibur 40 ibareli el telsizi,
UUU. (1) adet üzerinde Realistic TRC-216 ibareli el telsizi,
VVV. (1) adet 108582 seri numaralı uydu teknolojisi olduğu değerlendirilen cihaz, cihaza ait jaguar marka şarj cihazı,
WWW. (10) adet l'den 10'a kadar numaralandırılan ses kaseti,
(2) adet Sony ve Maxell marka mikro kaset,
XXX. (10) adet l'den 10'a kadar numaralandırılan Beta, Raks ve VHS marka videokaseti,
Ø (8) adet l'den 8'e kadar numaralandırılan doküman ve belgelerin bulunduğu bez torbalar,
Siyah poşet içerisinde yeşil renkli toz esrar olduğu değerlendirilen madde,
Alaca renkli bez torba içerisinde yeşil renkli toz esrar olduğu değerlendirilen maddenin ele geçirildiği anlaşılmaktadır.

Kriminal Polis Laboratuarı Daire Başkanlığı’ nın 15.08.2008 tarih ve 2008/8007 sayılı ekspertiz raporuna göre, net ağırlığı 295 gr. gelen yeşil renkli toz madde ile net ağırlığı 1072 gr. gelen yeşil renkli toz maddenin uyuşturucu maddelerden Esrar olduğunun tespit edildiği,
Kriminal Polis Laboratuarı Daire Başkanlığı’nın 22.08.2008 tarih ve 2008/10511 sayılı ekspertiz raporuna göre, depoda ele geçirilen L 59393-59393 numaralı Belçika yapısı Browning silahın 6136 sayılı yasa kapsamında bulunduğu,
Üzerinde T893 numarası bulunan Smith Wesson marka silahın 6136 sayılı yasa kapsamında bulunduğu,
1980WT40559 numaralı kaleşnikof marka silahın otomatik tüfek olduğu, 6136 sayılı yasanın 12/4 maddesi kapsamında vahim silahlardan olduğu,
1952-4291-3367 numaralı kaleşnikof marka silahın otomatik tüfek olduğu, 6136 sayılı yasanın 12/4 maddesi kapsamında vahim silahlardan olduğu,
3345, 7618, 129441 numaralı tüfeklerin av tüfeği oldukları, 6136 sayılı yasa kapsamında bulunmadıkları,
Ele geçen tüm dolu fişeklerin 6136 sayılı yasa kapsamında bulunduklarının tespit edilmiştir.

Ergenekon davası kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanan emekli Albay Arif Doğan’a ait depoda ele geçirilen ve (8) torba içinde muhafaza edilen çeşitli nitelikteki evrakların kronolojik veya mantıki bir silsilede olmadığı, karışık bir şekilde toplanarak muhafaza edildiği görülmüştür.
Fotokopi olarak çoğaltılan evrakların birçoğunun resmi niteliği olan ve kişisel olarak bulundurmanın suç teşkil ettiği resmi belgeler olduğu,
Dokümanların içinde çeşitli Jandarma birimlerinin günlük rutin işleyişine ilişkin bilgileri ihtiva eden belgeler olduğu gibi, “ÇOK GİZLİ”, “GİZLİ” , “KİŞİYE ÖZEL”, “HİZMETE ÖZEL” ibareli evrakların da bulunduğu, ayrıca görevle ilgisi bulunmayan, Arif Doğan’ a veya bir başkasına ait şahsi evraklar ve günlüklerin olduğu görülmektedir.
Dokümanlar genel olarak 1987–1991 tarihleri arası ile 1993 ve 1997 tarihlerine ait olup ancak 1984, 1985, 1986, 1992 yıllarına ait az sayıda da olsa belgenin bulunduğu tespit edilmiştir.
1987-1991 yıllarına ait dokümanlar, daha çok Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı (1989-1991 yılları arasına ait bazı resmi yazılarda JİTEM adının kullanıldığının tespit edildiği) bünyesindeki çalışmalarla ilgili ve nerdeyse tamamı “GİZLİ” ibareli belgelerden oluşmaktadır.
1993 yılına ait dokümanlar Arif Doğan’ ın Niğde İl Jandarma Komutanlığı dönemine aittir. Belgeler genellikle günlük rutin işleyişle ilgili olup “GİZLİ” “KİŞİYE ÖZEL” ibareli belgelerin de bulunduğu görülmektedir.
1997 yılına ait dokümanlar Arif Doğan’ ın Yalova l. Jandarma Alay Komutanlığı dönemine aittir. Belgeler genellikle günlük rutin işleyişle ilgili olup “GİZLİ” “KİŞİYE ÖZEL” ibareli belgelerin de bulunduğu görülmektedir.
Eldeki evrakların kapsamına yönelik olarak yapılan ilk incelemede; büyük çoğunluğunun tutuklu şüphelinin Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde çalıştığı/görev yaptığı dönemlerde kurumun/kurumların resmi evraklarının fotokopiler olduğu belirlenmiştir.
Diğer bir bölümünün ailesine ve kendisine ait kişisel bilgileri içerdiği, bir kısmının ise üçüncü kişilere ait adres, telefon vb. bilgileri kapsadığı, yine bir bölümünün kime ait olduğu belli olmayan imzasız el yazması veya daktilo edilmiş evraklardan meydana geldiği tespit edilmiştir.
Şahıs ile ilgili olarak ele geçen resmi evrak fotokopilerinin ağırlıklı bölümü 1980’li yılların ortaları ile 1990’lı yılların sonlarına kadar olan yaklaşık (15) yıllık bir dönemi kapsamaktadır..
Emekli Albay Arif Doğan, bu dönemin Ağustos 1990 öncesini Mardin ve Diyarbakır’ da Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele Grup Komutanı görevini ifa ederken, sonraki dönemde ise Ankara’da Destek Kıtalar Komutanı, Niğde ve Yalova’da ise İl Jandarma Alay Komutanı olarak görev yapmıştır.
Ankara, Niğde ve Yalova dönemini (1990-1997) ihtiva eden yıllarda resmi belgelerden ayrı olarak çok sayıda kişisel belgelere özellikle adreslere, telefon numaralarına ve yazışmalara ilişkin dokümanlar, sosyal ilişkiler kapsamında toplumun çeşitli kesimlerine yönelik bilgi ve belgeler öne çıkmıştır.
Evrakların içeriğine ilişkin yapılan incelemede ise; çok farklı konularda evrakların bulunduğu, bunların önemli bir bölümünün gizli damgalı veya hizmete özel evraklar niteliğinde olduğu ve içeriğinde askeri yönerge, talimat ve benzeri hizmeti ilgilendiren hususların yer aldığı anlaşılmıştır.
Bunun yanı sıra, alt birliklerin üst makamlara sunmak için kaleme aldığı ve bölgenin bölücü faaliyetler açısından analiz edildiği dönem rapor ve değerlendirmelere de geniş bir biçimde yer verilmiştir.
Öne çıkan dokümanlardan birisi olarak, kırsal kesimdeki terörist faaliyetleri etkisiz hale getirmek maksadıyla Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde ve Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı’na bağlı olarak Ankara, İzmir, Diyarbakır, Van, Adana, Erzurum, İstanbul ve Samsun’ da kurulması planlanan Jandarma İstihbarat Grup Komutanlıkları’nın ve bağlı (24) Jandarma İstihbarat timlerinin sıralandığı belgeler olmuştur.
Evrakın içeriğinde daha sonra bu planlamadan vazgeçildiği ve merkezi Ankara’ da bulunan Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı ile Gruplar Komutanlığına bağlı olarak birincisi Ankara’ da ikincisi de Diyarbakır’da konuşlu olacak şekilde (2) Grup Komutanlığı oluşturulmasının kararlaştırıldığı belirtilmiştir.
Yine Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığının, Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Gruplar Komutanlığına dönüştürülmesine ilişkin gerekçeleri içeren bir başka evrakın içeriğinde değerlendirme ve rapor da yer almıştır.
Evrakların yapılan incelemesinde bölgede görev yapan yüzbaşı, binbaşı ve yarbay rütbesindeki bir bölüm Jandarma subayının ilk etapta, istihbarat zafiyetinin giderilmesi amacıyla yapmış oldukları girişim (1986) üst makamlarca onaylanmış ve 1987’de Jandarma İstihbarat Grup ve Tim Komutanlıkları teşkil edilmesi benimsenmiştir.
(8) torbanın (31)’inci klasöründe “Jandarma Genel Komutanlığı karargahında ve alt birimlerinde istihbarat ünitesinin yokluğu ve buna duyulan ihtiyaçtan dolayı, bölgeyi iyi tanıyan ve istihbarat faaliyeti yürütmüş Bnb. Doğan, Bnb. KARA, Bnb. Ersever, Yzb. Aytekin Ö. ve Yzb. Ali Y.’ın 1986 yılı Aralık ayından itibaren görevlendirildiği, bu personel kuruluş altında toplamak maksadıyla Jandarma Asayiş Grup Komutanlığı emrinde faaliyet gösteren Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığında kadrolu olarak ihdas edildiği” şeklinde yer alan bilgi bunu teyit etmektedir.
Jandarma İstihbarat Grup ve Tim Komutanlıklarınca hazırlanan brifing ve değerlendirme notlarının içeriğinden, terörle mücadeleyi etkin kılmak maksadıyla istihbarat, sorgu ve operasyonun bir bütün olarak değerlendirilmesi gerçeğinden hareketle üst makamları ikna eden grup ve tim komutanları tarafından 1988’de grup ve timlerin isimlerinin Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele olarak değiştirilmesi sağlanmıştır. Yine anılan dokümanlardan Ankara’daki Gruplar Komutanlığının kuruluşunda yer alan Diyarbakır Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığının 1988 itibarıyla Jandarma Asayiş Bölge Komutanlığının hareket emrine verildiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca, bahse konu klasörde “Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı’nın, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’na bağlı prensip olarak emrinde görev yapmakta iken güneydoğu bölgesinde cereyan eden iç güvenlik harekatının özelliği nedeniyle 14 Eylül 1987 tarihinden bu yana Jandarma Asayiş Komutanlığı harekat kontrolüne, 13 Ekim 1988 tarihinde ise ikinci bir emre kadar emrine verildiği” ifadeleri yer almaktadır.
Emekli Albay Arif Doğan, Diyarbakır Jandarma İstihbarat Grup Komutanı/Diyarbakır Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanı olarak görev yaptığı dönem içinde Grup Komutanlığına bağlı olarak faaliyet sürdüren Diyarbakır, Mardin, Silopi, Batman, Van ve Elazığ Tim Komutanlıklarının faaliyet raporları ile örgütten ele geçirilen belgeler ve çeşitli sanık ifadelerine ilişkin dokümanların aslı ve fotokopilerini yanında alıkoymuştur.
Bu dokümanların yapılan incelemesinde terör örgütünün bölgedeki yapılanmasına, üslenme ve hareket güzergâhlarına eleman durumuna, işbirlikçilerine ve karşı faaliyetlere geniş bir biçimde yer verildiği görülmüştür.
Diğer bir kısım belgelerin ise, Jandarma İstihbarat Grup/Tim Komutanlıklarınca hazırlanan faaliyet raporları olduğu, bu faaliyet raporları incelendiğinde içeriğinde Jandarma İstihbarat Timlerinin neden Jandarma İstihbarat ve Terörle mücadele olması gerektiği belirtilmektedir.
Faaliyet raporları kapsamında ayrıca, dönem itibarıyla terör örgütünün eyalet ve bölge yapılanması, üst düzey teröristler, bölgede terör örgütüne destek veren şahıslar ile terörle mücadelede yararlanılan şahıslar/aşiretler, bölgedeki elemanların açık kimlikleri ve kod isimleri, elemanlara ve aşiret ileri gelenlerine verilen silah ve maddi desteğin dökümü, elemanların çalışma şartları belirtilmiştir.
Jandarma İstihbarat Tim Komutanlıklarının faaliyet raporları kapsamında yer alan bilgilerden, Tim komutanlıklarının kendi kontrollerinde GKK mensuplarından, aşiret mensuplarından, elemanlardan “sivil operasyon timlerinin” hazırlandığı ve görevlendirmelerin yapıldığı, hazırlanan operasyon timlerinin ilgili istihbarat timleri ve gruplarınca silahlandırıldığı, bir kısım elemanların da (en tecrübeli ve güvenilir olanların) yetkilendirilerek belirlenen mıntıkalarda kendilerine bağlı elemanlar örgütlenmesi oluşturduğu öğrenilmiştir.
Terörle mücadelede zafiyet meydana getiren hususları içeren değerlendirmeler kapsamında ise askeri personelin durumu ile örgütün yapısı, faaliyet tarzı ve bölge halkının yaklaşımı ortaya konmuştur.
Özellikle kurumlar arası (Asker, Jandarma, MİT, Polis) koordinasyonsuzluk veya yarış nedeniyle mücadelede zafiyetler yaşandığını, bunu gidermenin yolunun Jandarma İstihbarat Timlerinin her konuda (istihbarat, sorgu, operasyon) konusunda yetkin hale getirilmesi olduğu değerlendirmesi yapılmıştır.
Yine, bir kısım teslim olan ya da yakalanan örgüt mensubunun mahkemelere intikal etmiş ifadeleri ile bölgede faaliyet gösteren teröristlerin faaliyet alanları, açık kimlikleri veya eşkalleri belirtilmiştir.
Örnek olması açısından, “Jandarma İstihbarat Ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı’nın Ağustos-Eylül-Ekim 1989 Aylarına Ait İstihbarat Değerlendirme Raporu” başlıklı, “Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanı Jandarma Albay Arif Doğan” imzalı “GİZLİ” ibareli belge içeriğinde;
“Genel Asayiş ve Emniyet İstihbaratı”, “Yıkıcı ve Bölücü Faaliyetlerle İlgili İstihbarat”, “Kaçakçılıkla İlgili İstihbarat” ve “Komşu Devletlerin Sınır ve Emniyet Kuvvetleriyle İlgili İstihbarat” olmak üzere 4 (dört) başlık altında toplanmıştır.
Yıkıcı ve Bölücü faaliyetlerle ilgili olarak; çoğunluğu PKK’nın dönem içerisinde gerçekleştirdiği faaliyetlere, örgüte yardım ve yataklık edenlere ve bu doğrultuda yapılan operasyonlara ilişkin bilgiler yer almıştır.
Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı sorumluluk sahasında terörle mücadele kapsamında bir kısım koruculardan ve elemanlardan sivil gruplar teşkil edilmiştir. Günün koşullarında teşkil edilen grup üyelerine para ve silah verilmiştir.
Çatışmalarda ölü veya sağ olarak ele geçen teröristlerin üzerinde veya sığınaklarda elde edilen örgütsel dokümanların özelliklede adres isim belirtilenleri fotokopi edilerek alıkonmuştur.
Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı ve bağlı timlerinin devletin ve ilgili güvenlik birimlerinin terörle mücadele konseptine eleştiriler yönelterek bu kurumlardan Jandarma’nın mücadele metotları özellikle de istihbarat konusunda yetersiz olduğunu sık sık belirttikleri, JİT veya JİTEM’ i de bu eksikliklerin veya boşluğun bir sonucu olarak vücuda getirdikleri anlaşılmaktadır.
Örnek Teşkil Etmesi Bakımından İçeriği Açısından Öne Çıkan Bazı Evraklar
Jandarma Genel Komutanlığının emir-komuta sistemi içinde olmasına rağmen, çalışma tarzları itibarıyla adeta özerk yapılanma ile faaliyetlerini sürdüren Diyarbakır Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı ve bağlı Jandarma İstihbarat Tim Komutanlıklarının üst makamlara sundukları resmi brifing veya özel değerlendirme notlarından bir kısmı önem arz etmektedir.
Önemli bulunan bu dokümanlardan bir kısmı örnek teşkil etmesi açısından özetlenerek veya özetinden ilgili bölümü aşağıya çıkartılmıştır.
Örnek-1: (1) nolu torbanın (9)uncu klasöründe, “Gizli Faaliyetler’’ başlığı altında 29–30. sayfalarda; “Terör örgütünü geri bölgesinde vurabilmek amacıyla terör örgütünün ideolojisine ters düşen bir başka örgüt ile görüşmeler yapıldığı ve bu görüşmelerde adı verilmeyen örgütün en üst seviyelerine kadar çıkıldığı” bilgisi bulunmaktadır.
(11) nolu klasörde, 03 Mart 1988 tarihli Ankara İstihbarat Grup Komutanlığı’na hitaben yazılmış A. Cem Ersever imzalı 2. İstihbarat Tim Komutanlığı’na ait bilgi ve faaliyet formunun sonuç ve teklifler kısmında dikkat çeken husus, haber elemanlarından kanun kaçağı olanlar için kamuflaj maksadıyla boş TC nüfus cüzdanı temin edilmesi talep edilmiştir.
(15) nolu klasörde; mücadeledeki hata ve noksanlıklarla ilgili yapılan değerlendirmelerden “Devletin yapması gerekenin psikolojik paniği çete korucular için yaptığı, bir terör olayı olmasına rağmen teröristlerin ve onlara yardım edenlerin evinin uçurulması gerektiği ve olay yerine PKK, HRK, ERNK bildirilerinin bırakılması gerektiği” hususu,
(17) nolu klasörde; “PKK’ya karşı, karşı güç kullanmadaki kapalı yöntem” başlıklı dokümanın 2.sayfasının 2.maddesinin d bendinde “PKK’nın etkin propagandasına maruz kalan yerleşim alanlarında PKK’ya karşı yöre halkının antipatisini kazandıracak hareketleri deşifre olmadan uygun dozda yapma” ifadesi, 19.sayfadaki 4, 5 ve 6.maddelerde “aşiretlerin operasyonlarda daha fazla kullanılması” hususu, dikkat çekicidir.
- 1 Ocak 1986 tarihli sayfada; “Devlete müzahir olan köy ve mezralarda gizli anlaşmaya girilerek silahlan... Faaliyetle alınmasına ve illegal olarak gizli faaliyette silahlandırılarak PKK eylem… … notu”,
- 15 Ocak 1986 tarihli sayfada; “Sivil Tim Mevcudu” notu, yer almaktadır.
Örnek-2: (2) nolu torbanın (42)inci klasöründe, bölgenin, güvenlik güçlerinin ve örgütün genel durumunu, istihbarat faaliyetlerini, teklif ve önerileri içeren brifing metninde, “…çeşitli devlet kuruluşları bu şahısları kendi çizgilerine çekmek maksadıyla gözaltına alınan veya aldırılan ve çeşitli suçlar yükleyerek kullanmak istemektedirler …” ifadeleri,
10.sayfanın ilk paragrafının son kısmında “Burada yöre halkının adil ve otoriter davranıştan hoşlandığını da unutmamak gerekir ki bu da suçluyu adil yargılayıp anında infaz durumunu ortaya çıkarır. Bu olgu devlet terörü yaratmayacak şekilde icra edilirse PKK terör örgütünün bölgedeki üstünlüklerinden bir tanesi dengelenmiş olur.” ifadesi yer almaktadır.
5.paragrafta “yurtdışında oturduğu halde Türkiye’ye yönelik silah kaçakçılığını idare eden ve örgüt geçişlerini yaptıran bir hedefe sınır ötesindeki adresinde aktif engel konmuştur” ifadesi,
33.sayfada “bölge halkı ile ilgili çalışmalar” başlığı altındaki a bendinde aşiretlerden silahlı gruplar oluşturulduğu ve terör örgütüne karşı çatışmaya girmeleri sağlandığı” ifadeleri dikkat çekicidir.
Örnek-3: (3) nolu torbanın (1)inci klasöründe, ilk sayfanın 2. ve 3. paragraflarında, “istihbarat timlerinin illegal tedbirler almasının normal ve gerekli olduğu” hususu, ilk sayfanın son satırında ise “Bir grup sivilin silahlandırılarak bölgedeki bölücü unsurların karşısına örgütlü olarak çıkarmak aktif engel tedbirlerin muhtevası içindedir ve bu yöntem uygulanmaktadır.” ifadesi, belgenin 4.sayfasının 3.paragrafının sonunda “yörede bir kültür baskısı kurmak gereği” ifadesi, belgenin 5.sayfasının 2.paragrafında “istihbarat timlerinin silahlı propaganda ünitelerinin de olması gerektiği” hususu, belgenin son sayfasında “bir sorgu odası çizimi”, dikkat çekicidir.
Örnek-4: (4) nolu torbanın (80)inci klasöründe, belgede “İstihbarat Grup Komutanlığı”nın kuruluşunu anlatan doküman yer almaktadır. Belgenin ilk sayfasında Bnb. Arif Doğan, Yzb.Aytekin Ö., Bnb.Hüseyin K., Bnb.Cem Ersever ve Yzb.Ali Y.’ın bu kuruluşun ilk mensupları olduğu belirtilmektedir. Aynı husus (5) nolu torbanın (12)inci klasöründe de bölgeyi iyi tanıdıkları, bölgede başarılı hizmetleri olduğu ve istihbarat hizmetinde başarılı oldukları gerekçesiyle YB. Doğan, BNB. KARA, BNB. Ersever, BNB. AYTekin ÖZEN ve BNB. ALİ YILDIZ’ın Aralık 1986 tarihinden itibaren görevlendirildiği belirtilmektedir. Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı’nın haber alma, araştırma, değerlendirme ve operasyon yapma işlemlerinin hepsini yaptığı” ifadeleri bulunmaktadır.
Örnek-5: (5) nolu torbanın (12)inci klasöründe, “JİTEM’in aldığı duyumların sayısı ve bunların sonuçlarına göre sınıflandırılması yapılmış, duyumlardan operasyona dönüştürülenler özet halinde verilmiştir. Yapılan operasyonlarla ilgili Operasyon Sonuç Raporları” düzenlenmiştir.
“JİTEM’ in yaptığı birçok operasyon ve sorgu ayrıntılı olarak belirtilmektedir. Bazı evlerde aramalar yapıldığı” hususuna yer verilmektedir.
İdil İlçe Jandarma ekiplerince yakalanan bir şahsın JİTEM tarafından sorgulanıp suçu itiraf ettirildiği ve sonrasında tutuklandığı belirtilmektedir. “JİTEM tarafından yapılan operasyonlarla ilgili dikkat çeken bir nokta da elde edilen silah ve mühimmatın kayıt altına alınmamış olmasıdır”. Sadece birkaç operasyon için elde edilen silahların ilgili makamlara teslim edildiği belirtilmiş olup diğer bütün teçhizatın akıbeti bilinmemektedir.
Örnek-6: (6) nolu torbada yer alan (10) nolu klasör içeriğinde kaleme alınan bir değerlendirmede kanuni dayanakları olmayan faaliyetlere tevessül edildiği görülmüştür.
Örgüte girmeye meyilli ve müsait olan askeri firar ve adi suçlularla temasa geçilerek talimatlandırıldığı ve örgüt kadrosuna sokulmaya çalışıldığı,
“Örgütü geri bölgesindeki kamplarında vurabilmek maksadıyla PKK’nın ideolojisiyle ters düşen örgütlerle görüşme yapıldığı ve bu görüşmelerin bir örgütle üst seviyeye kadar ulaştığı”,
Özellikle Irak topraklarında PKK kamplarına darbe indirecek gönüllü ekiplerin teşkil edildiği, “noksan malzeme nedeniyle eylemlere girişilmediği, ancak yapılan çalışmalar sonucu Irak ve Suriye’de istenilen bölgeye eylem yapılabilecek duruma gelindiği”,
Güç gösterisinde bulunmak amacıyla sınır ötesine bilinen iki eylem gerçekleştirildiği, bu tarz eylemlerin belli bir maddi gücü gerektirdiği,
Yurtdışında oturduğu halde Türkiye’ye yönelik silah kaçakçılığını idare eden ve örgüt geçişlerini yaptıran bir hedefin sınır ötesindeki adresine eylem planlandığı ancak şahsın eylem anında verilen adreste bulunmaması nedeniyle sonuç alınamadığı,
PKK’yı barındığı alanlarda ve köylerde vurabilecek kabiliyette bir örgütsel yapının çalışmalarının tamamlandığı, kış dönemi itibariyle aktif hale getirileceği,
Hatalı tutumlar sonucu deşifre edilmiş ve örgütün hedefi haline gelmiş bazı şahıs ve köylerde PKK saldırısına karşı aktif olarak karşı koyabilecek bir uygulamanın yapıldığı ve bu uygulamanın mahalli güvenlik kuvvetlerinin bilgilerinin dışında olduğu,
Tasarlayıp da yapılamayan faaliyetler kapsamında; “yurtdışı örgütlerle temasa geçerek PKK’ya karşı kullanılmasının düşünüldüğü, belli bir çalışma sonucunda Federal Almanya, Irak ve Suriye’de bulunan örgütlerle temasa geçilebilecek duruma gelindiği ve gerekli girişimlerin yapıldığı ancak bu konudaki devlet politikasının tam olarak bilinmemesinden ve maddi yetersizliklerden dolayı çekingen davranıldığı”,
Sonuç ve öneriler kısmında; “halen yasal olmadığı halde silah taşıyan ve kullanmasını istediğimiz elemanlara geçici de olsa taşıma belgesinin verilerek hukuki sorumluluktan kurtarılmaları gerektiği” söylenmektedir.
Örnek-7: yine (6) nolu torbada yer alan (10) nolu klasör içeriğinde Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığının bölgede yaptığı faaliyetler ilgili olarak; bazı aşiretlerle sürekli temas sağlanarak devlet yanlısı ve PKK’ya silah sıkar hale getirildiği, elde edilen istihbari bilgilerin Jandarma Asayiş Komutanlıklarına ve talep halinde diğer jandarma unsurlarına gönderildiği,
Gizli faaliyetler kapsamında; “örgüte girmeye meyilli ve müsait olan askeri firar ve adi suçlularla temasa geçilerek talimatlandırıldığı ve örgüt kadrosuna sokulmaya çalışıldığı”,
Örnek-8: (7) nolu torbanın (7) nolu klasörünün içeriğinde, Veli Küçük’ ün yer aldığı Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığına atanan subaylar listesine yer verilmektedir. Veli Küçük ve Arif Doğan’ ın isimleri listenin ilk sırasındadır.
Örnek-9: (7) nolu torbanın (27) nolu klasörünün içeriğinde, “JİTEM–1 Birlik Komutanlığı’nın Fiilen Katıldığı Operatif İstihbarat Faaliyetleri” başlıklı JİTEM-1 Birlik Komutanı Binbaşı Hüseyin K. imzalı “GİZLİ” ibareli doküman içeriğinde; Mart-Nisan 1988 döneminde Mardin-Merkez ve bazı ilçelerinde faaliyet gösteren KILIÇ-1 unsuru adı altında içlerinde PKK itirafçılarının da bulunduğu 10 kişilik sivil bir grubun teşkil edildiği, bu köylerde PKK yanlısı bir tavır sergilenerek alınan duyumların istihbarata dönüştürüldüğü, “Mardin-Merkez-Akbağ köyü yakınında bulunduğu istihbar edilen 3 kişilik sığınağın bizzat 1. JİTEM Komutanlığı istihbarat astsubaylarının refakat ettiği operasyonla 14.05.1989 tarihinde imha edildiği hususlarına” vb. operatif istihbarat faaliyetlerine değinilmiştir.
Örnek-10: (8) nolu torbanın (43) nolu klasörünün içeriğinde, Bir Jandarma İstihbarat Tim görevlisinin günlüğünden bazı bölümler aşağıdaki gibidir. “Celil Ekibi bugün Mecit ile birlikte Ova’ da Yusuf grubu ile buluştu 5 kişiye gereken yardım yapıldı (25) er bin, birer keleş-28 Mart 1987” “ 8 Nisan 1987 tarihi altında “ Şenoba’ ya Babatlarla görüşmeye gidildiği, M.Tahir B.’ ın babası Abdülmecit B.’ ın evine gidildiği, Şehmuz gelmediği için toplantı yapılamadığı” not alınmıştır. Teröristlerle ilgili birkaç bilginin peşinden “Çatışmaya Katılanlar” başlığı altında “Şehmuz B., Abdülkerim B. ve M.Tahir B.” isimleri yer almaktadır.
“11 Mayıs 1987 tarihi altında “Küfe ile Salih’ i görmek üzere Geçitboyuna gidildi. Görüşme tatmin edici. Silah ve bombalar ile 200 kuruş verildi. 6 kişi PKK’ye eylem koyacak 21 Mayısa kadar gün verildi” Küfe kod adlı şahıs Hacı ZEYREK’tir. (bu notta adı geçen şahıslar silahlandırılıp para karşılığında PKK ile çatışmaya sokulmaktadır.) “Bu arada Dedeören ile görüşmek gerekir. H.Mehmet G. ve İbrahim S.’ la Karok’ ta (Bozova) görüşüldü. Çatak ile Gürpınar arasında yaylada PKK ile temas sağlayacaklar. Bu temas bayramdan sonra olabilir şeklinde görüşüldü. İbrahim S. adına belge verilecek.”
“Abdülkerim B., Tahir B. ve Ahmet B. ile son olayla ilgili görüşüldü vurdukları büyük ihtimalle BOTAN’dır (terörist). Gerekli görüşme yapıldı 7 gün mühlet daha verildi. Çünkü ilk işi tam beceremediler netice bizi tatmin etmedi. Anlaşmaya varıldı”.
10 Mayıs 1987 günlüğüne ilave başlığı altında çeşitli örgüt mensupları hakkında ayrıntılı bilgi yer almaktadır. 13 Mayıs 1987 tarihi altında “Cem noktadan geldi. Noktada yetkililerle görüşüldü. Anlaşmaya varıldı. Sinadı vuracaklar. Tahmin ederim başlamıştır. Bu durumla ilgili Cem detaylı rapor hazırlayacak.”
Aynı torba ve klasörde ((8) nolu torbanın (43) nolu klasörünün içeriğinde) yine bir başka Jandarma İstihbarat Tim görevlisinin günlüğünden parçalar da aşağıya çıkartılmıştır. “17 Nisan 1987 tarihi altındaki kısımda önceden PKK ile irtibatlı olan Şehmuz SAKAK (DEDE) ve oğlu Hatip SAKAK ile görüştüğünü, paraya düşkün oldukları için sonuç alacağını kuvvetle tahmin ettiğini, sonra Ejder Mansur’un notunu aldığını, eylemin 20 Nisanda olacağını” not almıştır.
18 Nisan 1987 tarihi altında “Ömerli’de ejder başı reisle görüştüğünü, akşam Mansur’la görüştüğünü ve hazırlıkların tamamlandığını” not almıştır. 22 Nisan tarihinde “Arif ağabey geldi, kendisiyle genel durum değerlendirmesi yaptık” notu yer almaktadır. 23 Nisan tarihi altında “Yeşilli köyünden Hayrettin DEMİR (ŞAMİL)’e talimat verdiği, kendisi, Yakut, özel tim komutanı ve kom.yrd. dördü eylem yerini keşfe gittikleri, dönüşte eylemin ayrıntısını değerlendirdikleri ve 16 merkezinden arayan Arif ağabeyinin yanına gidip görüştükleri ” not alınmıştır. 25 Nisan 1987 tarihi altında Al.K.Ütğm Sedat ile eylemle ilgili görüştüğü ve Kızıltepe Em.Amr.Yrd.Koms. Abdullah ile görüştüğü not alınmıştır. 28 Nisan 1987 tarihinde “patlayıcı maddelerin imal edilmesini beklerken 16 merkezine gittiğinde Arif Binbaşıyı gördüğünü, Arif Binbaşının kendisine ulaşamadığı için sinirlendiğini ve tenkit ettiğini, Arif Binbaşının daha sonra Silopi’ye gittiğini” not almıştır. 10 Mayısta “Hamza ile beraber Koruma’da yemek yedikleri, Hamza’ya eylemin gerekli olduğunu söylediği, Hamza’nın güvensiz biri olduğu” notu alınmış. 13 Mayısta “Fuat ile beraber sanayide Abdullah’ı ve Hamza’yı buldukları, akşam eylemi konuştukları, Kendisinin Hamza’ya ‘böyle kendi kuyumuzu kazıyoruz’ diye kızdığı, Hamza’nın yanında adı Sıddık ve Mehmet olarak ayrı ayrı tanıtılan bir genç olduğu” notları alınmıştır. 15 Mayısta “Cem’in gelip Silopi hakkında bilgi verdiği, 16 Mayıs tarihinde Arif Bnb.nın emriyle AGİT’i karşılayıp Koruma’ya götürdükleri” notu alınmıştır. 17 Mayısta “Hamza, Abdullah, Ali YILDIZ, AGİT ve günlük sahibi görüşme yapmıştır. 18 Mayısta Arif Bnb. ve Ali Yzb. yı uğurladıkları, Cem’in geldiği ve Hamza ile Cumali’nin beraber geldikleri” notu alınmıştır. “Arif Bnb.nın kendisinin Ankara’ya dönmesi gerektiğini söylediği ve hazırlık yaptığı” notları alınmıştır.
Örnek-11: (8)inci torbanın (44)üncü klasöründe Emekli Albay Arif Doğan “Düşmana tek kurşun sıkmaksızın madalya alanların olmasına karşılık kendi çabasıyla hangi eylemleri yaptığı, “Bunlardan dikkati çeken bir tanesi: 12 Aralık 1985’te Cizre Şah köyündeki operasyonumda Büyük İBO isimli Darar AKAY’ın (kırsal kadro terörist) özel ekibimle öldürülmesi” şeklindedir.
c-Örgütsel İrtibatlar
Tape no: 5113, 10.03.2008 tarihinde saat:17.42’de Adil Serdar Saçan ile Şevki D. isimli şahsın yaptığı görüşmede özetle; Şevki D.’ nin “...öyle konuştuk ettik şeyi de, onun geçen gün iki tane adam yollamış bana o hani ARİF ibnesi vardı ya… İki tane kürt yollamış üç milyar telefon borcu varmış ben ödeyeymişim” dediği, A.Serdar Saçan’ ın “Kim O ya” dediği, Şevki D’ nin “O Arif Doğan’ a gitmiştik ya Yalova’ da” dediği, A.Serdar Saçan’ ın “Ne bileyim abi ben tanımıyorum ki ben onları… Seni uyardım bu ibneden uzak dur diye” dediği, Şevki D.’ nin “Uzak duruyorum onlarla bir alakam yok bir alakam yok ki Albaya götürdü ya bizi şeyde o zaman Yalova’ da görüştük ya bir albayda şey vardı.” dediği, A.Serdar Saçan’ ın “Ya tamam biliyorum gittiğimizi” dediği, Şevki D.’ nin konuşmanın devamında yine Arif Albaydan bahsettiği, devamla “…ben senin gibi çok albay gördüm. Yavşak yavşak konuşma dedim o zaman... benim kapıma dedim böyle itirafçı mıdır PKKlı mıdır nedir dedim benim kapıma böyle adam gönderecek albayı s…………..m dedim.” dediği, A.Serdar Saçan’ ın “İyi yapmışsın” diye karşılık verdiğinin tespit edilmiştir.
Şüpheli Arif Doğan’ın dosya kapsamındaki diğer şahıslarla yapmış olduğu telefon görüşme sayısı şöyledir:

Muzaffer Öztürk 89
Levent Temiz 5
Veli Küçük 18
e-Delillerin Ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Arif Doğan’ ın kendisinden ele geçirilen doküman içerikleri ve ikrarına göre; JİTEM’ in kurucusu olduğu, görevini bilahare Veli Küçük’ e devrettiği, bu dönemde JİTEM kelimesinin resmi yazışmalarda açıkça kullanıldığının tespit edildiği, şüphelinin Veli Küçük ve organize suç örgütü lideri Sedat Peker ile irtibatlı olduğu, mesleki muktesebatı ile bağdaşmayacak şekilde Sedat Peker’ e “Reis” şeklinde hitap ettiği, eylem ve faaliyetlerinin çeşitliliği ve yoğunluğu, deposunda ele geçirilen gizli belgeler, silahlar mühimmat, uyuşturucu dikkate alındığında, ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜnün üyesi olduğu, örgütün mafya gruplarını ele geçirme ve amacı doğrultusunda yönlendirme stratejisi doğrultusunda hareket ettiği görülmektedir.
PKK terör örgütünün ideolojisine ters düşen bir başka örgütün üst düzey yöneticileri ile görüşmelerde bulunduğu, haber elemanlarından kanun kaçağı olanlar için kamuflaj maksadıyla boş TC. Nüfus Cüzdanı temin ettiği anlaşılmaktadır.
Kullandığı ve sakladığı silah ve mühimmatın kayıt altına alınmamış olduğu, emekli olmasına rağmen görev yaptığı döneme ait gizli belgeleri bir depoda muhafaza edip sakladığı, bu depoda ayrıca kaleşnikof marka 2 tüfek, 2 tabanca, el telsizleri, uyuşturucu esrar maddesi ve çok sayıda merminin ele geçirildiği anlaşılmakla;
Şüphelinin TCK. nın 314/2, 334/1, 188/3, 53,54, 58/9, 63, 6136 sayılı kanunun 13/2,TCK. 54 ve 3713 sayılı kanunun 5. maddesi gereği cezalandırılması talep edilmiştir.

36-Şüpheli Muzaffer Öztürk
a-Savunmaları
Emniyet beyanı;
Turabi Emlak isimli işyerinin asıl isminin Turaboğlu Emlak olduğunu, bu işyerinin Fethi Ahmet G. isimli şahsın adına ruhsatlı olduğunu, ancak bu işyerini yaklaşık olarak 13 yıldır kendisinin işlettiğini, kendi evinin de işyerinin olduğu yerde olduğunu, ortağı olmadığını, Saadettin S.’ın kendisine 1,5 yıldır yardım ettiğini, ihbara istinaden 13.08.2008 tarihinde işyerinde yapılan aramada ele geçirilen 2 adet kaleşnikof marka tüfek, 2 tabanca, şarjörler, çok sayıda değişik tip ve çapta fişek ve uyuşturucu maddenin emekli albay Arif Doğan’a ait olduğunu, Arif Doğan’ı damadının kendi mahallelerinde oturmaları sebebiyle 8-9 yıldır tanıdığını, yakalanmadan yaklaşık 5-6 ay kadar önce Arif Doğan’ın kendisine telefon açarak söz konusu malzemeleri işyerine koyup koyamayacağını, bunun karşılığı aylık 200 YTL verebileceğini söylediğini, kendisinin de bu teklifi kabul ettiğini, anlaşma üzerine ağabeyine ait işyeri ile kendi işyeri arasındaki duvarın yıkılarak söz konusu malzemelerin gelen askerler tarafından işyerinin arka bölümünde bulunan bölüme taşındığını, bu malzemelerin sandık içerisinde 5-6 aydır kendisine ait işyerinin arka bölümünde bulunduğunu, emekli albay Arif Doğan’a kutuların içerisinde ne olduğunu sorma ihtiyacı hissetmediğini, zira kendisinin emekli albay olduğunu, bu hususun kendisinde güven uyandırdığını, söz konusu malzemelerin kendi dükkanında bulunduğundan Çavuşbaşı jandarma görevlilerinin de bilgisi olduğunu, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
Savcılık beyanı;
Çavuşbaşı’nda emlakçılık yaptığını, Turaboğlu emlak ofisinin sahibi olduğunu, Arif Doğan’ı 8 yıldır tanıdığını, kendisini “JİTEM’ci Albay” olarak bildiğini, sandıkların 2000 yılında amcasının oğluna ait yerde olduğunu, 4-5 yıl kadar burada kaldığını, son 6 aydır da ele geçirildikleri yere taşındığını, kendisinin Arif Doğan’dan 200 YTL kira aldığını, bazı sandıkların kapaklarının aralık olduğunu, içindeki eşyaların göründüğünü, yaklaşık olarak 35 tane sandık bulunduğunu, içinde silah olan sandıkların en altlarda olduklarından silahları göremediğini, birçok sandık içerisinde koli bulunduğunu, Arif Doğan’ın emekli albay olması sebebiyle kendisinden şüphelenmediğini, malzemelerin askerler tarafından taşınması sebebiyle içlerinde ne olduğuna bakmadığını, sandıkların içerisinde silah ve gizli evrak olduğunu bilmediğini, bazen bu sandıklardan eşya aldığını, bir keresinde kendisine küçük bir halı verdiğini, kendisine hediye edilen bu halıyı evine koyduğunu, Arif Doğan ile aralarında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, Arif Doğan’ın kendisine 400 YTL para verdiğini, kendisinin telefonla eşyaların ele geçirildiği yere taşınmasını söylediğini, Şubat ayının 10’unda da yan dükkandan kendisine ait yere taşındığını, sandıklarda silah olduğunu bilmediğini beyan etmiştir.
Sorgu beyanı;Şüpheli, İstanbul 12.Ağır Ceza Mahkemesinde 16.08.2008 tarihinde verdiği beyanında, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, emlakçılık yaptığını, Arif Doğan’ı 8 yıldır tanıdığını, “JİTEM’ci Albay” olarak bildiğini, depoda ele geçirilen silahların Arif Doğan’a ait olduğunu, kendisinin sadece para karşılığında bunları deposunda bulundurduğunu, aylık 200 YTL’ye anlaştıklarını, 2 aylık bedel olan 400 YTL’yi aldığını, 800 YTL daha borcu kaldığını, ancak Arif Doğan’ın emekli olması ve 3 ayda bir maaş alması sebebiyle borcunu daha sonra ödeyecek

Hiç yorum yok: