11.8.09

2. ERGENEKON İDDİANAMESİ 1651 - 1700 SAYFALAR

2. ERGENEKON İDDİANAMESİ 1651 - 1700 SAYFALAR

Tape No:6674 08.06.2008 tarihinde SERDAR ile yaptığı görüşmede özetle; SERDAR’ ın “Polis Serdar” “…Ankaradayım Afganistana a gitmek üzereyim abi, şey ııı gidiş hazırlıklarındayımda, …” dediği K.AYDIN' ın “… benim Allahım tam Allah sizin ki gibi yarım yamalak değil” “Sizin Allahınız pazarlarda satılıyor falan satılıyor ama bizim Allahımız tam,o bi yerde satılmıyor adamın ayağına böyle doluyor Serdar,tamam mı” “…Serdar Emniyete girdikten sonra Serdar ı daha görmedim, 10 sene geçti , 10 seneden de fazladır belki” dediği, SERDAR’ın “Telefonlarla ııı çok görüştük abi ya” dediği K.AYDIN' ın “…çok yakında soracam sana, çok yakında sorarım görürsünüz o zaman,10 sene 5 seneyi görürsün tamam mı” dediği,
Tape No:6675 09.06.2008 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı görüşmede özetle; K.AYDIN’ ın “… Devlet sahibiyim hamdolsun,Türkiye Cumhuriyeti Devleti ayakta o zaman iş....” “Düşmanı düşmanı dumura uğratmak bizim görevimizdir Türk milleti” “…Atila batısını, Sultan Alpaslan doğusunu, Mustafa Kemal güneş batmıyanını,şimdi diğerini de Yaşar BÜYÜKANIT yıkıyor mesela” dediği, D.A.ÖZOĞLU’ nun “Puştluklardan fırsat bulupta gelemiyoruz ki,etrafımızı her tarafı puştlarla örülmüş yani” dediği K.AYDIN' ın “Önemli değil hepsinin sonu gelecek” dediği, D.A.ÖZOĞLU’ nun “Şu puştlardan bi gedik bulupta kaçalım diye çabalıyoruz” dediği K.AYDIN' ın “Vatansızlar, puştlar, alçaklar, Türk düşmanları bizim hayatımızı anlamlı kılıyor onun için olsunlar ki” dediği, D.A.ÖZOĞLU’ nun “… BU GÜNLERDE DAHA GÜZEL HABERLER DUYACAZ ABİCİM” “Daha güzel haberler duyacaz” dediği K.AYDIN' ın “…Mustafa Kemal var olsun o ,onu hiç bir zaman ... canım benim” dediği,
Tape No:6676 09.06.2008 tarihinde X ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; K.AYDIN’ın “Değerli abi ellerinden öpüyorum Kemal AYDIN” “…bi sesini duyayım abimin bi emri var mı” dediği, X ŞAHSIN " Görüyorsun işte görüyorsun hali malum yani, Cumhuriyetin kurucularına düşman bir kadro” dediği K.AYDIN' ın “HEMDE NASIL DÜŞMANLAR ABİ NASIL DÜŞMANLAR ABİ YA” “…yalnız Allah bırakmayacak o işini yaparda biz işimizi yapacaz” “… ya Türk milletine ne düşmanlıklar yapıyorlar görüyorsun abi” dediği, X ŞAHSIN "TÜRK YOK ZATEN, OSMANLININ YAPTIĞINI BUNLAR YAPIYOR” dediği K.AYDIN' ın “Osmanlının yaptığını aynen yapıyorlar” dediği, X ŞAHSIN " AYNEN YAPIYORLAR OSMANLI EN BÜYÜK TÜRK DÜŞMANIYDI” “… inşallah sahipsiz kalmaz bu memleket” dediği K.AYDIN' ın “KOYMAYACAZ ABİ, KONMADI İŞE NASIL, SAHİPSİZ OLUR MU ABİ BİZ VARIZ CANIM ABİM…” dediği, X ŞAHSIN "Bunlar Alllah a da düşmanlık yapıyorlar” dediği K.AYDIN' ın “… bunlar Allah a da düşmanlar çünkü bunların Allah dediği Allah la bizim Allahımız aynı değil” “Alçaklar siyonistler,yahudiler tabi adi yahudiliğin hahamları,hahamların yazdığı tevratın gerekleri” dediği,
Tape No:6677 10.06.2008 tarihinde AYDOĞAN ile yaptığı görüşmede özetle; AYDOĞAN’ ın “Iııı bugün siteyi okudum da” “… Kazım TEMİZEL yazmış,Tayibin ııı Edelmanda 4 tane bankada 7 milyar dolarlık hesap” “Hee 7 milyar dolarlık 4 tane bankada hesabı varmış” dediği K.AYDIN' ın “SEN MERAK ETME ONLAR ONLAR AÇILMIŞ DEĞİL, ONLAR TÜRKİYE DE ÇALIP GÖTÜRDÜKLERİ PARALAR” “BİZ O PARALARI KİMLER ÜZERİNDEN GİTTİĞİNİ KİMLERİN ÜZERİNDE OLDUĞUNU BİLİYORUZ” “AMA DEVLET BİLGİLENDİRİYOR, YANİ TEŞEKKÜR EDİYOR, O BİLGİ O BİLGİ ÇOK ÖNEMLİ BİLİYO MUSUN CANIM BENİM” “… ben size 6 sene, kaç sene oldu seninle tanışalı ne dedim, MERAK ETME TÜRKİYE NİN BORÇLARINI TÜRKİYE SOYANLAR ÖDEYECEK, ONLARI ÖDETTİRECEZ DEMEDİM Mİ” dediği, AYDOĞAN’ ın “Onun için ııı şey yok ... yok zaten sen varsın” dediği K.AYDIN' ın “… Devlet var Devlet canım benim” dediği, AYDOĞAN’ ın “Çok şükür o Devleti biz yüceltecez inşallah” dediği K.AYDIN' ın “… bize ııı bizi devlet sahibi yaptı ve biz o yaptığı varlık üzerinde ancak hayatımızı idame ettirebiliyoruz” “Biz ne yapabilirdik ki, biz nasıl kendimizi koruyabilirdik ki canım benim” dediği, AYDOĞAN’ ın “Yani, şimdi bize düşen görev,ııı onun bayrağını taşımak” “Hainlere asla fırsat vermeden” dediği K.AYDIN' ın “Aynen öyle ,hainlerin anasını sikerek,fırsat vermenin ötesinde şimdi bi de analarını sikecez,hainlerin” dediği, AYDOĞAN’ ın “… bu millete diyom ihanet kim ettiyse ama kimdir, kişiliği ,sıfatı ,görevi ne olursa olsun,ya bunların hepsinden hesap sorulacak ve mutlaka sorulacak” “… BU MİLLETE KİM İHANET ETTİYSE KİMLİĞİ KİŞİLİĞİ SIFATI HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL,KİM OLURSA OLSUN,BİZ BUNLARA HEP SORACAZ …” dediği K.AYDIN' ın “… yürüdüğümüz yol durduğumuz şekil son derece önemliydi” dediği, AYDOĞAN’ ın “Asla yılmadık” dediği K.AYDIN' ın “Hiç şüphen olmasın ,ne niyet ettiysek,başta ve talip ettiysek o yürüdüğümüz yolda,Mustafa Kemalin açtığı yolda,neticeye gidecez düşmanların a... koyacaz” “TAMAM MI SONLARI GELDİ, HEPSİNİN AMINI SİKECEZ, TÜRK MİLLETİ İHANETİ HAK ETMEDİ, ORUSPU DÖLLERİ” “Bak bankalarda hesapların paraların kimler üzerinde olduğunu bile biliyorlar, Devlet demi” “Özgür o gün diyor ki ben yanlış adamla berabermişim diyor,telefon etti” dediği K.AYDIN' ın “… ,BENİM BU ÜLKEDE KİMLERLE RESİMLERİM ÇIKAR YARIN,YARIN DERLER Kİ BAK BU KİMLERLE BERABERMİŞ” dediği, AYDOĞAN’ ın “Çıkaramazlar,ıı çünkü biz işi bitirdiğimizde onları çıkarabilecek yerleri olmayacak” dediği K.AYDIN' ın “Evet çıkarsınlar,bak ne resimler görürsün,Ahmet TÜRK le resmimi görürsün” dediği, AYDOĞAN’ ın “Ama ona fırsatları olmayacak” “Yani ona fırsatları olmayacak, izin verir miyiz abi” dediği K.AYDIN' ın “O dağlara çıkarılan çocuklar ne güzel çocuklardı onlar” “NE GÜZEL AİLELERİN EVLATLARIDIR O DAĞLARDA, DAĞLARA ÇIKARILAN ÇOCUKLAR, ONLARI TÜRKİYE YE DÜŞMAN ETTİLER” “Biz onların bütün ipliğini bütün ipliğini kesiyoruz sen merak etme” dediği, AYDOĞAN’ ın “… bizim bu görevde olmayışımızın tek nedeni, ancak ölüm olur” dediği K.AYDIN' ın “… 4-5 sene önce söylediklerimiz,biz yani tesadüfen karşılaştıkta söylediklerimiz,şimdi 6 sene sonra geliyorlar,6 sene doldu ,yav sen ne yapıyorsun reis sen ne yapıyorsun,falan” “Kasıtlı söyledim ona aklı karışsın diye,ne yapıyosun Başbakan olacam dedim,onun için uğraşıyorum sonada geldik oğlum ben,şimdi şaşırdı” “… BEN TAYYİP ERDOĞAN BAŞBAKAN OLDU BU ÜLKEDE, MESUT YILMAZ, TANSU ÇİLLER, SÜLEYMAN DEMİREL” dediği, AYDOĞAN’ ın “Bi boka yaramaz şerefsizler” dediği K.AYDIN' ın “Ulan Ecevit tüh, o Turgut ÖZAL denen vatan Ermeni dönmesi Ermeni dölü çocuğu, onlar Türkiye nin Türkiye nin çivilerini çıkardılar, Ermeni dölleri” “ŞİMDİ BUNLARI ORTADAN KALDIRMA GÖREVİDE BENİM LAN İŞTE, ONU YAPIYORUM DEDİM” “Bunları ortadan kaldırma görevini yapıyorum lan” deiği, AYDOĞAN’ ın “BİZDE SANA YARDIMCI OLACAZ , HER ZAMAN YANINDAYIZ, HER ZAMAN” dediği K.AYDIN' ın “… o gün bana birileri diyor ki BU MAHKEME KARARLARINI SİZ Mİ ÇIKARTTIRIYORSUNUZ, SİZ DERİN DEVLET Mİ ÇIKARTTIRIYORSUNUZ, gülüyorum, ne dedim ben bunları başlangıçta birileri açıkladılar bu işlerin olmayacağını bende size bu işlerin olmayacağını söyledim,niye bizi götünüzle dinlediniz dedim” dediği,
Tape No:6678 10.06.2008 tarihinde H.S ile yaptığı görüşmede özetle; K.AYDIN' ın “Şimdi sen Ercüment hocayla hiç tanıştın mı” dediği, H.S’ nin “Tanıştım abi ,ben genel merkezdeyim,nerdesiniz” dediği K.AYDIN' ın “Şimdi biz Ercüment hocayla beraber buluştukta, dedim ki yakındaysan, seni Ercüment hocayla” dediği,
Tape No:6679 11.06.2008 tarihinde O.D ile yaptığı görüşmede özetle; O.D’ nin “Ben onur Zonguldaktan” dediği K.AYDIN' ın “onur gözlerinden öpüyorum şuanda celebi komutanda kolumda girdi yürüyoruz” “…sevgili onur güzel türk nasılsın” dediği, O.D’ nin “Giderken ben tek kardan bir kitap almıştım celebi teymenimde söylemiştim onu” “…kimse kalmamış çoğu kişi tayin olmuş zaten anlatıcak tek kişide bir kaç kişiyle degilde tümüyle konuşacagımız şekilde olur diye okul müdürüm var dı burda tayini çıkmamış kitabı kendisine hediye ettim BİR KAÇTA KONU KONUŞTUK BU KONU HAKKINDA SİTE HAKKINDA” dediği K.AYDIN' ın “Yapmak istediginizde herşeyi yapma sansınız vardır hiç acele etmiyosunuz önünüzdeki zaman önünüzdeki zaman size herşeyi yaptırmaya yeter sizin için zaman sıkıntısı yok siz cok gencsiniz onurum sizin önünüzde okadar cok zaman var ki canım benim anladın mı” dediği, telefonu yanında bulunan M.A.ÇELEBİ’ ye veridiği, O.D’ nin “Sağolun teymenim” “Paşam iyiyim yavv işte bir arayım dedim de bugünde kimse kalmamış buralarda” “OKUL MÜDÜRÜM VAR DI O KALMIŞ ARTIK BU KONULARI ANLATABİLECEGİMİZ BİR TEK O VAR” “Onada siteden bahsettim söle söle kitaplar var bunları ben aldım” “Almamdaki daha önceki beni siz söyledim yani konuları daha önceden bilmedigimi bazı” “kitaplarla bazı şeyleri takip ettigimi” “Aslında bahsetigim yani takip ettigim şeylerin yanlış olup doğru yolu buldugumu falan diye” “E tabi şuanda ister istemez etkileniyo kitap önünde olunca isterseniz etkilenmeyin yani” “Milli egitim bakanı dedi şeyde kayma şeyde ilçede” “Müdürü falan” dediği, M.A.ÇELEBİ' nin “O ilden sorumlu” dediği, O.D’ nin “Eee onla görüşecez bir ara” “çünkü kendiside baya bir meraklıymış bu konularda meraklı de diysem öle kaynaklarda kitap hakkında duyulmuş ama” dediği, M.A.ÇELEBİ' nin “Haa şifre çözüldü kitap sıkıntısı varmış kemal amca orda” dediği, O.D’ nin “… bu konu hakkında bire bir görüşüpte zaman kaybediliyo da hani onlar daha farklı insanları burda cok tanıdıkları için bilinçlendirmek icin ee” “Ögretmenlerden başlamak gerekiyo” dediği, M.A.ÇELEBİ' nin “Normal önüne geleni onlar gelicektir zaten merak etme” dediği, O.D’ nin “Böyle bişeyin oldugunu ben söylemek icin zaten bugünde oldu daha önceki günlerde iş güç falan vardı onlarla ugraşamadık bugün ancak görüş” “Tamam kitabı aldım zaten şeyi okudum da yarım kaldı hala bitiremedim ama” “Bakalım şeyleri karıştırıyorum suanda o sizdeki kitapta aldığım notlar vardı” dediği, M.A.ÇELEBİ' nin “Şifre çözücüde degil mi” dediği, O.D’ nin “İnternet yok siteden falan yararlanamıyoruz şuanda” dediği, M.A.ÇELEBİ' nin “Ya yeni hı hı yeni haberleri takip edebilirsin” “İSİMLERİ BİLİYOSUN ZATEN ÖZELİKLERİNİ FALAN” dediği, O.D’ nin “Komşuda var zaten bide sizin yorumlarınızı” dediği, M.A.ÇELEBİ' nin “Ayrıca ordaki köydekileride konuşuyorsundur zaten” dediği, O.D’ nin “Konuşuyoruz da burda öle fazla şey yok nasıl deyim insanlar kendi halinde bişeyler söylüyoz hiç şey yapmıyolar” dediği, M.A.ÇELEBİ' nin “Herkez böyle etkilenecek diye böle bir kaygın olmasın senin sen söyle onlar götürüyolardır” “Tamam mı acele yok bizim işimizde” “Sıkıntı yok unsurlarla ilgili devam ediyoruz bekliyoruz agustosu” dediği, O.D’ nin “Yeni caycı nasıl” “Caycı vardı ya benden sonra gelen” dediği, M.A.ÇELEBİ' nin “O iyi onlada ilerliyoruz baya şuan” “O da düşünüyo falan” “Onlara yazıları okutuyorum toplumsala dair” dediği,
Tape No:6680 12.06.2008 tarihinde X ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; X ŞAHSIN "…ben Hacı ORAN ın yiğeniyim, askerde olan, Kemal amca” “İyiyim de ben şimdi birliğimdeyim amca” “Birliğime geldim, amcam falan işte bi ara dedi şey yap dedi, söyle dedi Kemal amcaya falan filan işte” dediği K.AYDIN' ın “Ben, rahat ol milleti rahatsız etme tamam mı” dediği, X ŞAHSIN " Yalnız ben şeyde Alayda kalmak istiyorum, ben orda çok sıkıldım ya” dediği K.AYDIN' ın “…,Van a gelir seni bacaklarından asarım kimseyi rahatsız etme, ben ilgileniyom sen rahat ol, gözlerinden öpüyorum” dediği, X ŞAHSIN "Eğer olursa benim arkadaşlarda burda, ben orda tek başımayım zaten,hem arkadaşlarım şeyde kaldı merkezde kaldı, orda kimseyi fazla şey yapmıyorum” dediği,
Tape No:6681 12.06.2008 tarihinde B.K ile yaptığı görüşmede özetle; B.K’ nın “… ben Burak KAHRAMAN, Harp okulunda atılmıştım biliyorsunuz” “Heeh ben şeydeyim şu an İzmir deyim, size haber veremedim, öyle geldim İzmir e babamın yanına gelmiştim işte bi dükkan açmıştı ona bakıyorum şimdilik” “Bu Ağustos un başına doğru tekrar gelecem, sizi göremedim o yüzden aradım” dediği K.AYDIN' ın “Şimdi bana Halil Komutan dediki çocuklar gelmediler dedi” “Ben onlardan asgari ücret istedim, vekalet isteyeceğimiz için, bu para mara işi değil tabi” “...,niye gitmediniz konuşmadınız tekrar şeyle Halil Komutanla” dediği, B.K’ nın “Benim benim şu an arkadaşlarım iki tanesi Kemal amca şeyde Ankara dalar şuan, beni babam çağırdığı için şuan İzmir e gelmek zorunda kaldım, ben onlara belli miktarda para gönderecem” dediği, K.AYDIN’ ın “Onlara söyle yarın mutlaka ,Halil Komutanın yanına gitsinler,o para asgari ücret,onu vekalet alacağı için, onun vergisi olduğu için istediler ,o para mara önemli değil” “Onlara söyle yarın gitsinler,ııı arkadaşlarına ,Halil Komutanla konuşsunlar oldu mu” dediği,
Tape No:6682 14.06.2008 tarihinde N.Ö ile yaptığı görüşmede özetle; K.AYDIN' ın “…güzel Türkün sesini duymak insana bahtiyarlık verir” dediği, N.Ö’ nün “…bu Hamza dan çarşamba gününden beri haber alamıyorum” “Abi pazar günü sana ben herşeyi anlatacam, şimdi çok mevzular vardı, anlatmak istemedim, sana pazartesi günü yanında olacam abi” “Yani kabul edilecek bişey değil inan, yoksa ben seni kolay kolay aramıyorum, yani aramıyorum derken” “Telefonda olmaz abi onun için” dediği,
Tape No: 6683 14.06.2008 saat:19:37 de Ercüment OVALI ile yaptığı görüşmede özetle; Ercüment OVALI’ nın “Dalanın (Bedrettin DALAN) yanına, Dalan tüm ürünlerimizi ,ıı satmak üzere anlaştık inşallah Hastanesinde kendi hastanesinde kullanacak, kendi hastanesinde kullanmak üzere dışarıyı da istedi, dedim ki yok, dışarıyı da istedi, bütün İstanbul u istedi, bütün İstanbul a büyük yatırım bu yatırımı yapmadığınız taktirde sözde vermem” dediği,
Tape No: 6684 16.06.2008 saat:12:37 de Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı görüşmede özetle; Ercüment OVALI hakkında konuştukları, Kemal AYDIN’ ın gıyabında Ercüment OVALI’ ya kızdığı ve “Şimdi bak şimdi bazı şeyleri yapmakta zorlanıyorum bazen kafamı duvarlara vuruyorum şimdi hakaret ediyorum sen bildiğin gibi değil yani Allah bu kadar akıl verirde insan ancak bu kadar dangalak olabilir” dediği D.A. ÖZOĞLU’ nun “Abi başkaları şimdi kök hücreden prim yapıcak Türkiyede bak uyar onu ne olur kurban oluyum abi dikkatli olsun, bunun üstünden yaptıracaklar onu” dediği Kemal AYDIN’ ın “Ben aldım emrin gereğini şimdi demek ki bi daha Trabzona gitmem lazım” dediği D. A. ÖZOĞLU’ nun da “Şart Abi” diyerek doğruladığı,
Tape No: 6685 16.06.2008 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı görüşmede özetle; K.AYDIN' ın “Hasan kardeşimle Hasan kardeşimle yeni buluştuk o yoktu ben dairede bekledim geldi” “O DA GIYABINDA SABAH BU GÖREVİ YAPMAK İCİN BİR YERE GİTMİŞTİ BEN ŞİMDİ VERİYORUM ONU” “ŞİMDİ ÖBÜRÜNE DE BİR GÖREV VERDİM TRABZONDAKİNE BİR GÖREV VERDİM ERCÜMENT HOCAYA” “Bir başkada görev vermiştim gidecez şimdi ona diye neyse seni de aratmasını söyleyecem öpüyorum seni” diyerek telefonu yanında bulunan HASAN’ a verdiği, HASAN’ ın “Bi tane sahısla ilgili bu dün akşam milli maçtan sonra kafama bişey dank etti dedim ki gidiyim o şahsa şöyle söyleyim diye kurdum Kemal abime anlatıyordum” “Gittigin yol yol değildir gel bu tarafa vakit varken dön yoksa seni ben bile kurtaramam diyecektim ona Somaliye gitmiş ama bunu aynen söyliyecem ona” dediği, D.A.ÖZOĞLU’ nun “… vallaha memlekete sizler çok lazımsınız” dediği, HASAN’ ın “Belki ölürüm giderim onlar bilsinler ne olduğunu” dediği, D.A.ÖZOĞLU’ nun “İşimiz bitmeden ölmek yok yani” dediği, HASAN’ ın telefonu K.AYDIN’ a verdiği, K.AYDIN' ın “Hocaya söyliyecem seni arasın şunun telefonuna bi bak” dediği,
Tape No:6686 19.06.2008 saat:11:47 de Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı görüşmede özetle; D.A. ÖZOĞLU’ nun “ablam dün bir not iletmişti aldık notu gereğini yapıyoruz abi” dediği K. AYDIN’ ın “O vatandaşlar o vatandaşlar şey yapıyolar dün aradı acilen dedi bende peki dedim acilen koştum gittim oraya bu notu verdiler bu sana iletilen notu verdi tabi bilmiyorum doğruluk şeyleri nedir bu işlerin ama BİZ ARZ EDERİZ” dediği D. A. ÖZOĞLU’ nun “Ben gereğini yaptırıyorum detaylı bilgiyi alacam ben” dediği,
Tape No:6687 19.06.2008 tarihinde Neriman AYDIN ile yaptığı görüşmede özetle; K.AYDIN' ın “Şimdi hoca beni aradı bişey sölüyor onu bi hocayla konuşda” “… o kardeşime bir bilgi intikal ettirelim oldu mu” dediği, N.AYDIN’ ın “Ercüment hocayı” dediği K.AYDIN' ın “Sen ara onunla konuş not al o bana bişeyler söyledi tamam mı” “Onun gereğini yaptıralım canım benim” “He sen konuş hocayla o ciddi bir konu canım benim” dediği,
Tape No:6689 23.06.2008 tarihinde Muhterem BAĞCI ile yaptığı görüşmede özetle; K.AYDIN' ın “Gelemediniz mi engel mi var” dediği, M.BAĞCI’ nın “Abi ben Şırnak tayım” dediği K.AYDIN' ın “Türk çocukları başka işlerle meşgul oldukları için” dediği, M.BAĞCI’ nın “… ben Şırnak tayım Şırnak ta Hüseyin abide Diyarbakır da ben Diyarbakır a geldim dedim Hüseyin abi ne yapıyorsun filan dedi Kemal abiyi bir arayalım filan dedik” “He ya bizde sıkıntılarımız vardı abi ya ordan Hüseyin abinin çok selamı var ellerinden öpüyor” “Bizim burda inan bildiğin gibi değil aşağı yukarı 6 aydır filan sıkıntılarımız var tayinimiz çıktı buraya geldik Şırnak a İdil e” dediği K.AYDIN' ın “Olsun Şırnak a gitmekle Ankara da görev yapmanın İzmir de görev yapmanın ne farkı var Şırnak bu ülkenin kutsal yurt köşesi değil mi Muhterem” dediği, M.BAĞCI’ nın “Abi ondan değil ki Fethullah ın çetesiyle uğraşıyoruz burada” dediği K.AYDIN' ın “Ne yapalım en çokta Fettullah çetesine dahil olanlarda ülkücüyüm diyenler” dediği, M.BAĞCI’ nın “Ya hiç sorma yani ben onu anlamış değilim zatende” dediği K.AYDIN' ın “Niye anlayacaksınız biz bunları söylediğimizde biz kimseye söylemedik ki Fethullah çetesinin Fethullah çetesinin en büyük üyeleri yani onlar Türkiye Cumhuriyeti Devletinin altını oyan adamlar” “Onların en büyük üyeleride en büyük destekçileri de ülkücüyüm diyenler” dediği, M.BAĞCI’ nın “… şimdi burda baya bir sıkıntıdayız” dediği K.AYDIN' ın “Onlarla siz uğraşamazsınız onlarla ancak Devlet uğraşır onun zamanı var” dediği, M.BAĞCI’ nın “Devlette uğracak ta şimdi bunlar bizi ezmeye çalışıyor ne yapacaz Kemal abi” dediği K.AYDIN' ın “Ezsinler biraz ezilin bir şey olmaz” dediği, M.BAĞCI’ nın “Yakında başka yollara da başvurabilirler bunlar komplo teorisi çok üretiyor bunlar” dediği K.AYDIN' ın “… siz bunlara karşı tedbirli olacaksınız kendinizi kendinize ihanet noktasında olabilecek şeyleri uzak tutacaksınız tamam mı canım benim” “Şimdi kendinize zarar verdirtmeyin onlara dikkat edin onlar namussuzluk simgesidir onlar vatansızlar ama onların en büyük destekçileri bu ülkede ülkücüyüm diyenler” “Tamam mı en büyük destekçileri ülkücüyüm diyenler şimdi bu milletin neyse telefonda söylemeyeyim bu kadar yani söyleyeceğim …”Sakın bir yanlışa düşmeyin sizi tahrik ederler filan ederler sakın yanlışa düşmeyin” “Tahrik ederler sizi Hüseyine de söyle sakın yanlış yapmayın onların sonu geliyor onların sonu gelecek” dediği, M.BAĞCI’ nın “İnşallah abi inşallah da bizim teşkilat .........” dediği K.AYDIN' ın “Hangi teşkilat sizin hangi teşkilat” dediği, M.BAĞCI’ nın “Ele geçirdiler müthiş çöreklendiler yani baksana şey yargının bile elini kolunu bağlamaya çalışıyorlar ordan burdan saldırıyorlar” dediği K.AYDIN' ın “Ya koçum oraları önemli değil kendinize zarar verdirtmeyin siz başka şeyleri düzeltemezsiniz sizin gücünüz neye yeter” “Siz sadece kendinize alçakların alçaklığına dikkat edin kendinize zarar verdirtmeyin” dediği,
Tape No:6590 01.03.2008 saat:12:44 de M. T. ile yaptığı görüşmede özetle; K. AYDIN’ ın “Nasılsın ben senin notu aldım Şimdi telefonda şeyler ben gerekli senin şeylerin dursun BEN SANA SÖYLEDİĞİMDE BİŞEY YAPARIZ OLDUMU BEN TELEFONDA KONUŞMAK İSTEMİYORUM” dediği,
Tape No:6691 29.06.2008 saat:21:28 de Hüseyin ile yaptığı görüşmede özetle; K. AYDIN’ ın “Kendinize zarar verdirtmeyin kendinize dikkat ediniz” “DAHA İŞİN SONU GELMİŞTİR TAHRİK FALAN OLMAYIN KENDİNİZE ZARAR VERMEYİN KÖTÜLÜKLERİ KÖTÜLÜK YAPANLARI TESPİT EDİN O KADAR” dediği Hüseyin’ in “TAMAM ABİCİĞİM TAMAM EMİRLERİNİZİ HER ZAMAN BEKLİYORUM” dediği,
Tape No:6692 29.06.2008 tarihinde Y.E ile yaptığı görüşmede özetle; Y.E’ nin “… Yusuf abi bana aracı ol biz bundan para talep ediyoruz. Kardeşim dedim şimdiye kadar bu kadar almışız” dediği K.AYDIN' ın “Bu kadar terbiyesizlik olur mu ya” dediği, Y.E’ nin “… Ali beye bile sormadan ona veremiyorum kardeşim daha mahkeme diyecem” dediği K.AYDIN' ın “… o Yıldıray denen oğlanın bir tane tanıdığı mı var nedir tamam zannediyorum onlar” dediği, Y.E’ nin “… zaten önümüzdeki duruşması var onda da şunu söyledim kardeşim dedim şeye de Neriman ablaya da söyledim işte dedi ki biz anlaşmaya yanaştık bak kardeşim dedim. …” dediği K.AYDIN' ın “Sahipli devlet sahibiyiz” “Türkiye Cumhuriyeti Devletini Mustafa Kemal in kurduğu Devlete 1924 deki Devlete çeviremezsek Türkiye Cumhuriyeti Devletirini yıkarlar” “Türkiye Cumhuriyeti devletini 1924 de ebedi önder Mustafa Kemalin bize bıraktığı Devlete döndüreceğiz …” “…Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kanunları 23 Nisan 1920 ile 19 Kasım, 10 Kasım 1938 tarihleri arasındaki yasalar olmazsa Türkiye Cumhuriyeti Devleti gider” “Devlete karşı suç işleyenler Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hiç bir hak ve hukukundan istifade edemezler yasası çıkmazsa Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sahibi olamayız yıkarlar bu Devleti” dediği, Y.E’ nin “Birde şey bu gençler nasıl iyiler mi abi …” dediği K.AYDIN' ın “Harikadırlar Noyan’ın Lüleburgaz’a çıktı kurası” “Yok daha gitmediler bugün Kayseride tank fabrikasını gezmeye götürmüşler onları” dediği, Y.E’ nin “O zaman Lüleburgaz tankçı birliğinde öyle mi onlar” dediği K.AYDIN' ın “Tankçı tabi o diğer pilot teğmen helikopter pilot daha çekmedi o eylülde çekecek …” “… biz Neriman’la beraberiz bugün bir Kütahya seyahati yapmıştık döndüm şimdi biz evime gitmedim hanımı eve bıraktık biz buraya geldik” “Allah sizi bu devletin başından eksik etmesin” “Ya böyle olduğu için bu Devlet yaşıyor bir Yaşar BÜYÜKANIT bir de bir kaç tane vatan evladı bu Devleti Mustafa Kemalin Devletini yeniden ayağa diktiler ayaklarınızı öpüyorum ayaklarınızı” dediği,

d-Örgütsel İrtibatlar
Şüpheli Hamza DEMİR’in emniyette alnan ifadesinde özetle; Kemal AYDIN’ ı geçmişi ülkücü olması nedeni yaklaşık 10-15 senedir tanıdığını, samimiyeti olduğunu, kendisi ile yüz yüze ve telefonla görüşmeleri olduğunu, bu görüşmelerde hal hatır sorduğunu, bunun dışında başka bir ilişki olmadığını, bu şahsın ne iş yaptığını bilmediğini beyan etmiştir.
Şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ’ nin savcılıkta alınan ifadesinde özetle; Askeri liseyi İzmir'de okuduğunu, 4 yıl Ankara'da Kara Harp Okulunda okuduğunu, sadece Neriman ve Şüpheli Kemal Aydın'ı tanıdığını, Şüpheli Kemal Aydın'ı devre arkadaşı Noyan Çalıkuşu’nun bir seminerde tanıyıp fikirlerini çok beğenerek daha sonra kendisini de tanıştırdığını, 3 yıldır kendileri ile tanıştıklarını, zaman zaman onlarda kaldığını, Kemal ve Neriman Aydın'ın Veli Küçük ve Ergenekon ile bağlantılı olduğunu bilmediğini, Kemal ve Neriman Aydın’ın Genelkurmay Başkanlığı nezdinde hatırlı ve itibarlı şahıslar olduklarını, bu şahıslarla görüşmelerini Genelkurmay Başkanlığının bilmemesi ve askeri istihbaratın kendilerini uyarmamasının mümkün olmadığını, kendilerinin Genelkurmay ile yazışma yaptığını tahmin ettiğini, ancak herhangi bir yazı yazdıklarını da görmediğini, Şüpheli Kemal Aydın’ın kendilerine devletin onlarla görüştüğünü bildiğini ve bilmemesinin mümkün olmadığını söylediğini, üç yıldır kendisi ile görüşmelerine rağmen askeri istihbaratın uyarmadığı için kendisine güvendiklerini beyan etmiştir.
Şüpheli Adil Serdar SAÇAN’ dan el konulan 59 numaralı CD incelendiğinde; İsmet İnönü.doc. isimli word belgesi içersinde; “Mustafa Kemal Atatürk’ün silah arkadaşının torunu Kemal Aydın, Atatürk’ü öldürmek için iki kez girişimde bulunan bir Rum kadına dedesinin engel olduğunu söyledi. Kemal Aydın, Atatürk’ü yok etmek isteyen kişinin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü olduğunu iddia etti. Anavatan Partisi İstanbul İl binasında parti tarafından düzenlenen “Cumhuriyet Gençliğine” konulu panele katılan Atatürk’ün silah arkadaşı Çolak Hasan’ın torunu Kemal Aydın, “Atatürk’ün devamı İnönü dönemi değildir. Atatürk’ü yok etmek isteyen İsmet İnönü’dür. Dedem bir Rum kadınının Atatürk’ü öldürme girişimini ik kez önlemiştir” diye konuştu. Kaynak:Türkiye Gazetesi, 25 Ekim 2000 Arşiv: Oğuztan Arşiv” yazdığı,

Şüpheli Muhterem BAĞCI’ nın savcılıkda alınan ifadesinde özetle; Kemal AYDIN'ı tanıdığını, Kemal AYDIN'ın kardeşi Mevlüt AYDIN'ı Beşevler'de bulunan inşaat işi yapan bürosunda yaklaşık 6 yıl önce müteahitlik yapan Dursun KANLIDAĞ (Mevlüt AYDIN'ın ortağı) vasıtasıyla tanıdığını, Dursun'la tanışmamın nedeni de Manisa Salihli'de öğretmenlik yapan mahalle arkadaşı olan Ruhi DİNÇKAN'ın Ankara'ya geldiğinde Dursun'u önceden tanıdığını söylediği, onunla birlikte Mevlüt'ün bürosuna gittiklerinde tanıştıklarını, Kemal AYDIN'la ilk tanıştığında yaklaşık 3-4 saat oturup sohbet ettiklerini, onun dışında bir daha görüşmediklerini,
Tape No:6689 Kemal AYDIN ile yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, Bilgi İşlem Şubesi'nde görev yapan polis memuru Hüseyin KESKİN olduğunu, izne ayrıldığında, Diyarbakır'dan uçağa binmek için Hüseyin KESKİN'le görüştüğünü, bunun üzerine Kemal AYDIN'ı aradığını, Hüseyin KESKİN'le Ankara'da 7-8 yıl birlikte görev yaptıklarını, sohbetleri sırasında Kemal AYDIN'dan bahis açılınca, onun da tanıdığını öğrendiğini, bu nedenle ortak tanıdık olarak Kemal AYDIN'la görüştüğünde onun selamını söylediğini,
"Sıkıntımız var" demesinin nedeni İdil'de görev yaparken bir polis memurunun Tercüman Gazetesi'ne gece çıkılan devriyelerde gerekli teçhizat verilmeden göreve çıkarılarak PKK'ya yem ettiklerinden bahisle yazmış olduğu mektup nedeniyle bir soruşturma geçirdiklerini, bu nedenle, sıkıntılarının olduğundan bahsettiğini, Hüseyin'le Kemal AYDIN'ın kaç yılında tanıştıklarını bilmediğini,
Şüpheli Doğukan YORULMAZ’ ın 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki sorgusunda, Kemal Aydın'ı Haydar Ünal vasıtasıyla tanıdığını, Kemal Aydın ileAnkara Kızılay da Haydar ÜNAL ile birlikte iki defa yüzyüze görüştüklerini, Kemal Aydın kendisinin askeri liseden ayrıldığını öğrenince iyi bir lisede okuduğunu bu andaokuduğu üniversitede başardığı olacağını söylediğini, Kemal AYDIN iletelefonla görüşmediğini, Mehmet Ali Çelebi'yi askeri liseden tanıdığını, 3üst devresi olduğunu, askeri lisede alay kıdemli yardımcısı olduğundan öğrencilerden sorumlu birisi olduğunu, Mehmet Ali Çelebi ayrıldığını öğrendiğinde geçmiş olsun dediğini, en son Haziran veya Temmuz ayında mesajla görüştüklerini, şüpheli Neriman Aydın'ın ikametinde yapılan aramada bulunan belgeyi ben şubat ayında Mehmet Ali Çelebiye verdim, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin kendisinden askeri liseden ayrılan öğrencilerin telefon numaralarını isimlerini istediğini, kendisinin de iyi niyetlerini bildirecek diye verdiğini beyan etmiştir.

Tape No:6804 06.01.2008 saat:23.12’de Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun Neriman AYDIN ile yaptığı görüşmede; Görüşmenin başında Neriman AYDIN askeri öğrenci olan Emre isimli şahsın Disiplin Kuruluna çıkacağını, onun için savunma hazırladığından bahsettikten sonra N. AYDIN’ın “…bu tarafta binler yüzlerce çocuk var ve Kemal abini dinlemek için sırada bekliyolar bir dakika bırakmıyolarki o Harbiyeli çocuklar yani yeni çocuklar” dediği,
Tape No:6812 10.01.2008 saat:11.56’da Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; K.AYDIN’ın “…şimdi Çelebi dün geldi komutanım yanıma izin ona mükafat iznide veriyorlar heralde başarılı olunca çıkıyor” “Dedim ki ben ona harbiyede sen kabadayımısın sorusunun sorulacağına şey yapmıyordum ama üst kurulda kimlere o zaman 1919 mayıs 1919 şartlarında ya istiklal ölüm diyen edebi öndere biriler acaba sende kabadayımısın diye söylemiş olabilirler mi diye aklıma geliyor şimdi Emre yle konuşacam sohbet edecem yine şimdi akıllı çocuk söylediklerimin gereğini yaptı yapıyor müthişte bir çocuk Ali amcası olmaya aday çocuklardan biri” dediği, D.ALİ ÖZOĞLU’nun “Emre nin Emre nin biraz fazla şeyi var onu baya bir sert yontmak gerekiyor Kemal abi” dediği
Tape No:6821 17.01.2008 saat:13.43’de Durmuş Ali ÖZOĞLU ile Neriman AYDIN’ın yaptığı görüşmede; N.AYDIN’ın “…dün akşam sana rapor ilettiler mi bizim kız ART deki kız Nuriye kızımız programında Nedim Macit ile ilgili program da toplumsal haberle ilgili birşeyler söyleyecekti” dediği, D.ALİ ÖZOĞLU’nun “Abla iletmediler” dediği, N.AYDIN’ın “Çünkü o şöyle söyledi benim ordaki o senin başlık attığın "Seni Toprak Altı Yaparım" makalesini okumuş hasbel kadar bağırdık kızdık ya niye ilgilenmiyorsun okumuyorsun diye ondan sonra ordan işte atamızın aldığımız o sözlerden bir tanesini orda kullanacakmış ve bunu toplumsal haberden aldığını söyleyecekti ama bende olmadığı için ART bakamadım tabi dedim bana CD sini gönderirsen dedim programdan sonra” “Bende bakarım dedim yapmıyorsun söylediklerimizi hiç bir CD yi getirmiyorsun dedim yani ben seni nasıl şimdi değerlendireyim ve böyle falan yapacağım dedi onu yaparken dedim Mustafa Kemal in sözü elbetti ki bütün Türk Millettinin sözü ama sözleri tüketmeyin dedim sözleri değerlendirin o sözü değerlendirirken toplumsal haberin nasıl bir görev yaptığını da ordan millete söyle ki millette merak etsin dedim bende kendi kendisine” dediği
Tape No:6824, 29.01.2008 saat:13.50’de Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; D.A.ÖZOĞLU’nun “Ercüment DALAN la görüşmelerini ne yaptı” dediği, K.AYDIN’ın “O ben onu hiç incelemedim sen şimdi söylerim Ercüment seni arasın” dediği, D.A. ÖZOĞLU’nun “Şöyle bir şey yapalım o DALAN dialogunu bizim üzerimizden kursun” “Yani Ercüment sadece şeyi desin bu işlerin organizasyonunu şu isimler yapıyor bu kadar” “Tamam abiciğim o bilim adamı olarak kalsın” “Geri bütün planlamaları şeyleri bizim üzerimizden yapsın” dediği,
Tape No: 31.01.2008 günü saat:12.44’te Hamza DEMİR’in Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; K. AYDIN’ın “Güzel Türk gözlerinden öpüyorum” dediği, Hamza’nın “Abicim ellerinden öperim abim nasılsın” dediği, devamında yine H.DEMİR’ın “Ben sana ufak bir bilgi verecem de bi RAPOR tutucam da. Bu Kilis’te bizim Türk şirketleri üzerinden oranın biliyon şey o toprak satma olayı falan durduydu şimdi bizim Türk şirketleri üzerinden bizim Ahmet abi aradı dediki gardaş dağlara taşlara bu Yahudiler para veriyor dönümüne 1 milyar 2 milyar veriyorlar dedi bizim Türk şirketleri üzerinden dedi. Abi ben ismini falan hep alıcam. Şu anda Ahmet abi Kilis’te. Dün beni aradı epey dertlendi ağlıyor.” dediği, K.AYDIN’ ın “Telefonda konuşma” dediği, H.DEMİR’ın “Heh tamam bide bizim eski abilerimizden şimdi birini tanıdımda bu minibüsçüler federasyonu başkanı genel başkanıymış İstanbul başkanıymış o da bi şeyler anlatıyor güzel Rapor tutup gelicez abi” dediği, Kemal’in “Tamam öpüyorum sizi. Bütün bilgiler lazım öpüyorum” dediği,
Tape No:6929, 31.01.2008 günü saat:12.44’te Hamza DEMİR’in Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; K. AYDIN’ın “Güzel Türk gözlerinden öpüyorum” dediği, H.DEMİR’in “Abicim ellerinden öperim abim nasılsın” dediği, devamında yine H.DEMİR’in “Ben sana ufak bir bilgi verecem de bi RAPOR tutucam da. Bu Kilis’te bizim Türk şirketleri üzerinden oranın biliyon şey o toprak satma olayı falan durduydu şimdi bizim Türk şirketleri üzerinden bizim Ahmet abi aradı dediki gardaş dağlara taşlara bu Yahudiler para veriyor dönümüne 1 milyar 2 milyar veriyorlar dedi bizim Türk şirketleri üzerinden dedi. Abi ben ismini falan hep alıcam. Şu anda Ahmet abi Kilis’te. Dün beni aradı epey dertlendi ağlıyor.” dediği, K.AYDIN’ ın “Telefonda konuşma” dediği,
Tape No:6930, 01.02.2008 günü saat:10.21’de Hamza DEMİR’in V. Ü. ile yaptığı görüşmede; H.DEMİR’in “Bana bak Kemal abiyle bi görüş sen ya..” dediği, V.Ü.’nin Kemal AYDIN’ın nerede olduğunu sorması üzerine H.DEMİR’in “Ya Ankara’da. Bi telefon açda gardaş o kahveye 12 ye doğru gelirde sen telefon açarsan erkenden gelir o. Konur sokak Konur sokak 39 numara” dediği,
Tape No:6931, 02.02.2008 günü saat:15.45’te Hamza DEMİR’in V. Ü. ile yaptığı görüşmede; aralarında bir süre günlük konuşmalar yaptıktan sonra H.DEMİR’in muhatabına Kemal AYDIN ile görüşüp görüşmediğini sorduğu, V.Ü’nin “Kemal abi ile dün görüştüm bugünde biraz işleri vardı görüşemedik” dediği, H.DEMİR’in “Nasıl gardaş çalışmalar nasıl Hacı Bektaş’da iyimi” dediği, V.Ü.’nin “Valla iyiyiz bakalım Hacı Bektaş’da biraz gidiyor işler.” dediği, Hamza’nın “Bak hele Bİ GÜN GÜZEL Bİ YÜRÜYÜŞ AYARLIYALIM A... KOYIM TÜRK DEN BAŞKASININ ANASINI S….. DİYİM VALLA NEYDEK A... KOYIM. İnşallah bi şeyler yapıcaz da gardaş” dediği, Veili’nin “Şöle bi havalar düzelsin de” dediği,
Tape No:6936, 14.02.2008 günü saat:10.29’da Hamza DEMİR’in Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; H.DEMİR’in Abi dün mesajımı aldın mı diye şey yaptım” dediği, K.AYDIN’ın “Aldım aldım” dediği, H.DEMİR’ın “Ben bi iki konu daha varda. Abi onun için” demesi üzerine K. AYDIN’ın “Telefonda konuşmayalım” dediği, H.DEMİR’ın “Tamam he biliyom onun için” dediği,
Tape No:6936, 14.02.2008 günü saat:10.29’da Hamza DEMİR’in Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; Hamza’nın Abi dün mesajımı aldın mı diye şey yaptım” dediği, Kemal’in “Aldım aldım” dediği, Hamza’nın “Ben bi iki konu daha varda. Abi onun için” demesi üzerine Kemal AYDIN’ın “Telefonda konuşmayalım” dediği, Hamza’nın “Tamam he biliyom onun için” dediği,
Tape No:6781 24.02.2008 saat:22.42 de Ercüment OVALI’ nın Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; E. OVALI’nın “Nasıl gidiyor abi ne yapıyoruz haber alayım dedim senden biraz ne diyorsun şey için harekat için” dediği, K.AYDIN’ın “Önce siz söyleyin söyleyeceklerinizi ben sonra söyleyim” dediği, E.OVALI’nın “Ben üzülüyorum abi yani harekatı şey için değil yeni gelen herşeyde insanların çocukları oralarda bizlerde masa başında birşey pazarlamanın peşinde onun için böyle bakayım senin şeyini sesini duyayım dedim” “Üzüldüğüm şey şu abi yani birileri kanıyla canıyla orada diğerleri de masa başında ülke pazarlamakla meşgul” “Şey Başbakan Başbakan çıkmış diyor ki Türk Silahlı Kuvvetleri kahramanlığına işte kahramanca savaşıyor falan şimdi Türk Silahlı Kuvvetleri evet doğru ama yani desen ki işte ordumuz kahramanca savaşıyor işte ne bileyim işte gene Türk milleti ..... gösterdi orada savaşıyor sanki bir süre sonra da orada başlarına ordunun bir iş getirip ordaki Amerikalı işbirlikçileriyle ondan sonra da Türk Silahlı Kuvvetleri yapamadı bak diyecekmiş hissi geliyor bana” “Şimdi Ercüment OVALI ne düşünüyor şimdi bu bu söylediklerin Başbakan ın konuşmalarına Başbakan ın yorumuna şimdi yani onun kafasının arkasındakilerine yönelik bir tahminle yönelik bir görüş” dediği, K.AYDIN’ın “Şimdi bir önce ne bekliyon” dediği, E. OVALI’nın “Önce birşey beklemiyordum sadece hani sana bir sene öncede söylemiştim abi bu adam çünkü bu gitti Amerikayla anlaştı bunu zaten Amerikayla anlaştı ordunun oraya girmesi konusunda bir hesaplar yaptı bu hesaplar üzerinde de anlaştılar ondan sonra” dediği, K. AYDIN’ın “Bak şimdi birşey soruyorum yani bunlar adama ait düşüncelerin yani adama ait senin düşüncen ne” dediği, E. OVALI’nın “Benim düşüncem ordu bunları hesaplamıştır bütün herşeyi hesaplamıştır yani ona da bir süre sonra karşısına peşmergelerin Amerikan kuvvetleriyle birlikte çıkacağını ve orduyu zor duruma düşürmeye çalışacaklarını bunu hesaplamıştır ve buna karşıda tedbirini almıştır diye düşünüyorum” “Ha olması gerekeni istiyorsan abi Kerkük Musul Kerkük e kadar gider orayı kuşatır buna itiraz ettikleri zaman da içeride devirir ve sistemi bitirir benim yani hayalimdeki işten bahsediyorsan abi Musul Kerkük e kadar bu ordu gider orayı çevirir bu arada içeride buna karşı tabi ki ne yapıyorsunuz siz bilmem ne demelerini de bahane ederek içerideki hadiselerden de faydalanarak içeriyi de susturur” dediği, K.AYDIN’ın “Siz ne iş yapacaksınız” dediği, E. OVALI’nın “Bize ne iş verilirse onu yapıcaz abi” dediği, K. AYDIN’ın “Şimdi devlet sadece Tayyip ERDOĞAN ın yönettiği hükümetten ibaret mi sadece 8 ay evvel seçtiğiniz oy verdiğiniz 550 tane adam doldurduğunuz meclisten ibaret mi” “Şimdi peki bu konuda ki Devlet BAHÇELİ ile ilgili ne düşünüyorsun” dediği, E.OVALI’nın “Ne düşünücem hain hain hain düşüncemi bilmiyor musun abi” dediği, K. AYDIN’ın “CHP CHP ile ilgili ne düşünüyorsun” dediği, E. OVALI’nın “Bu işin temelindeki adamlar onlar değilmiydi bunlara bu şeyi hazırlayan şey değilmiydi bunlar değilmiydi” dediği, K. AYDIN’ın “şimdi seninle temelde bir farklılığımız var temel temele farklı noktadayız” “1991 den beri 1991 yılından beri Türkiye Amerika mutlaka sıcak savaş yaşayacak sıcak savaş şartları yaşayacak diyen bir görüşün sahibiyim” “91 neydi 91 emperyalist güçlerin ürettiği parçalanma planının ilk ayağı idi” “Bu savaşın olmamasının bir tane şartı var emperyalist güçler Irak üzerinde düşündükleri büyük İsrail projesinden vazgeçecekler bundan vazgeçerlerse Türkiye böyle bir savaşa mecbur kalmayacak” “Türkiye Cumhuriyeti devleti de emperyalist güçlerin Irak üzerindeki planlarının nı bozmak üzere bu planın Türkiye nin aleyhine olan bir plan olduğunu bildikleri içinde bu plana karşı koymak üzere devlet karar vermiştir bu kararını 12 Nisan 2007 yılında devlet bu savaşı yapacak gücün başkomutanın ağzından dünyaya ilan etmişti bu savaşın olacağını dünyaya ilan etti bu savaşın olmamasının ancak bir tane nedeni olur Amerika Irak ı müttefikleriyle birlikte işgal ettiği Irak tan çekilecek ve Irak ın eski halinde olmasını birleşmiş milletlerin şeyi altında ve bizde garantör devlet olmak üzere Irak ın bütünlüğünün korunmasına Türkiye de garantör ve taraf olmak kaydıyla garanti altına alacaklar bu savaş olmayacak ve Türkiye de Irak tan çıkacak” dediği, E. OVALI’nın “bu telefon konuşması ama konuşacağız bunun başka yolu yok seninle yan yana gelemiyoruz çünkü sen yanlışları yapmaya devam ediyorsun” “dedi ki başkomutan ancak orada terör unsurları var sair unsurları var biz de Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri var dedi” “ama siz bunu söyleyeni devlet olarak algılamadınız siz hükümetin başındakilerini devlet olarak algıladınız” “biz öyle algılamadık bizim için devlet Yaşar BÜYÜKANIT bizim için devlet Kara Kuvvetleri Komutanı bizim için devlet Hava Kuvveleri komutanı Deniz Kuvveleri Jandarma Genel komutanı bizim için devlet onlar” “: Hayır ben bak söylediğimi aynen tekrarlayacam dedim ki karşı taraftaki anlaşmadan şüpheleniyorum ordu bunun tedbirini aldı mı” dediği, K.AYDIN’ın “Hayır ben anlamam ben şimdi senin yapacağın işlerin tedbirini sen alacaksın o senin görevin” dediği, E. OVALI’nın “Ben benim işlerimin tedbirini demiyorum abi şuan” dediği, K. AYDIN’ın “sağlık şartlarım el vermediği için askerliği bile yapmamış bir adamım ..… muhtemel hadiseleri de düşünmüşlerdir …… yani bunu kalkıp seninle ben mi düşüneceğiz biz bunun üzerine yorum mu yapacağız” dediği, E.OVALI’nın “ama bu ülkede bu ülkede o makama orgenerallik makamına hiç biri tesadüflarla gelmiyor müsade buyrun yüzlerce seçmeden sonra gelir hele bu ülkede tesadüfen hiç kimse Genelkurmay Başkanı olmuyor” “sabahleyin eşimle birlikte bir yere giderken telefonum çaldı ….. Sağlık Bakanlığı müfettişi olan iki kişiyle tanıştım doğal olarak konu dedi başörtüsüydü Türkiye ydi Atatürk tü Ordunun harekatıdır buna geldi dedi adamlar kalkı bana dedi ki dedi siz Türkler bu ülkeyi maffettiniz yakında ordunuzunda ne hale geldiğini göreceksiniz” “sabah dedi kaldım Koro otelde dedi öğrendiğim kadarıyla bunlar” dediği, K.AYDIN ‘ın “Neymiş onların cibiliyeti neymiş onların cibiliyeti” dediği, E. OVALI’ nın “Ona cevap yok ona cevap yok” dediği, K. AYDIN’ın “Devlet Bahçeli Deniz Baykal siyesette kimler varsa parti kurulu partilerin hepsi Türkiye yi tasfiye etmenin peşinde” “sen bana hiç bir gün zaman ayırmadın 6 senedir bir gün bana zaman ayırmadın bir gün iki saat ayırmadın hiç ayırmadığın içinde bunlar böyle oluyor anladınmı şimdi ne söyleyeceksen söyle” dediği, E. OVALI’nın “Ama bu söylediklerim doğru bu dediklerim doğru abi bu doğru” dediği, K. AYDIN’ın “sen bunu ondan sonra söyliyorsun abi ya sen söyleme bunu senden kimse duymasın sen bir asker çocuğusun sen bu ülkenin özellikli insanısın senin bu ülkedeki konumun farlı düşünçe yapın farklı benim kızdığım tarf bu bak kızdırdın beni şimdi sen böyle düşünemesin buna hakkın yok yok yok” dediği, E. OVALI’nın “En önemli bilgi kaynağına dönüp soruyorum ne diyorsun abi diye soruyorum sende bana bağırıyorsun” “Bişey demedik abi biz dedik canımız sıkıldı bişey paylaşalım dedik fırça yedik dedik iki söz duyalım dolalım yarın sabah gidelim bizde insanlara saldıralım dedik” “şimdi ikinci haberi bu birincisiydi bu soru sorduk şimdi ikincisi salı veya çarşamba günü Jandarma Bölge komutanı buraya geliyor …… ziyarete” dediği, K. AYDIN ‘ın “Ee tabi gittin bir yanlış yaptın Emperyelist güçlerin ellerindeki kuruma gittin hiç söylememen gereken şeyleride söyledin hiç söylememen gereken şeyleri söyledin” “Onlarla ilişkiye girdin herşeyi söyledin ya yazdıkların felaket” dediği, E. OVALI’nın “Abi ne var orda orda bişey yok ki” dediği, K. AYDIN’ın “gidip herşeyi söyledin herşeyi ve senin korumanı onlar mı yaptı şimdi onlar mı seni korudular şimdiye kadar onlar şimdiye kadar seni öldürme planları yapan onlar seni öldürme planları yapan bir kurumun düşman güçlerin emrindeki yerdir oraya aittirler ben sana giderken dedim ki hoca ne söylemeyeceğini biliyormusun dedim ne söyleyeceğini bil bir gittin altı saat geldiler beş saatt kaldılar bir gittin altı saat oniki saat adamlarla yani bir Emperyelist güçlerin emrindeki bir ihanet teşkilatında herşeyide söyledin maşallah herşeyi herşeyi söyledin” “Ya ya hepsini söyledin bu işler bilmeyi gerektirir dahi insan dahi insanlara Allahın verdiği bir başka dahilik daha vardır sır saklama dahi insanlar Allahın bilgisine sahip insanlar önce sırları saklayacak şimdi biz sana onların oraların yönetenlerin namusuzluğu ile ilgili ben sana söyledim ben sana söyledim ki onlar işgal altındadır onlar benim peşimde gezdiler diyorum sana” “Onlar birilerinin emrinde olarak benim peşimde gezdiler taki benim devletim benim esas devletim bizi sahipleninceye kadar onlar aracılığıyla onlar vasıtasıyla bize ölüm planları yaptılar” dediği, Kemal AYDIN’ın “onlar MOSSAT tan EIBH ten onlar CIA den emir alıp onların gereğini yapıyoro kurum Türkiye cumhuriyeti Devletinin altını oyan bir kurum haline getirilmiştir ….. onların bir tane emir vardır seni beni ortadan kaldırmak gibi emirleri var onların sözlerinde bizimle ilgili bizim yapacağımız vatan savunmasıyla ilgili onların söyledikleri düşüncelirin hiçbirisinde vatan sevgisi yoktur bizi sevgi yoktur orası işgal edilmiş bir kurumdur ….. Şengal Atasagun Emperyalist güçlerin elinde Devlet Bahçeli nin emrindeler” “biraz işler geçsin dedim devlet bizden evel evelleşmiş şimdi dedinki bölge komutanı gelecek devlet için senin yaptığın hatayı düzeltmek için şimdi senin üzerine gelecek herşeyi düzeltmek için bölge komutanı senin yanına gelir” “sana diyecektim ki Trabzona gelecem ama dedim şeyin geçsin yani” “bölge komutanından özür dile deki biz bu kurumu devletin bir milli müessesi olarak gördüm benle temaslarında onlarla bu manada ilişki kurdum ama öyle değilmiş de benim abiyim bana onların öyle olmadığını söyledi anladın mı” “Şimdi onlar bizi öldürme planı yapıyorlar bizim esas devlet Türk Silahlı Kuvvetleri” “bak Milli İstihbarat Teşkilatındaki görevlilere benimle ilgili verdikleri emri söyliyorum bütününe sakın Kemal Aydın la tartışmayın tartışmaya girmeyin çümkü benimle tartımaya girecek insanı pok kuyusuna sokarım pok kuyusuna benim bilgilerim o işe müsait anladın mı” “Ama siz hazır değilsiniz siz o manada hazır değilsiniz şimdi Jandarma Bölge komutanı gelecek Bölge komutanı geldiğinde Bölge Komutanıyla özellikle birebir anladın mı böyle söyliyerek konuş böyle bunları söyle onlar onlar bizi sahipsiz buldukları anda bizi terk edip bizi sahipsiz kaldığımızı devletimizin bizi terkettiğini gördükleri anda bizi öldürürler senide öldürürler benide öldürürler bunu hiç unutma tamam mı” “günlerce konuşmamız lazım muhtelif zamanlarda Türkiye cumhuriyet Devleti çok büyük tehlikelerle karşı karşıyadır Türkiye Cumhiriyeti devleti karşı karşıya bulunduğu tehlikeler kadar tehlikelerle bende sende karşı karşıya unutma bunu” “bize dost görünme gösterisi yapıyorlar Oruspu çocukları bu kadar net söyliyorum benim telefonumun dinlendiğini seninde telefonunun dinlendiğini biliyorum” “Sadece onu yapıyorlar onun dışında başka hiçbirşey yapmıyorlar o bir mecburiyettir dört sene beni dört tane günde araba takip ediyordu dört seene ne zaman ki Yaşar BÜYÜKANIT Paşa Genelkurmay başkanı oldu talimat verdi ondan sonra uzağımıza gitmek mecburiyetinde kaldılar biliyormusun” “Şimdi biz ciddi manada biz ciddi manada haa bu bir tehlikeden tehditten felan hiç bişeyden korkmayız biz bu işe yemin etmiş insanlarız” “kimse olmayacak yanında komutanla tamam” “Komutana diyeceksin ki .....arkadaşlar herkes terk etsin ben komutanımla özel bişey konuşacam diyorsun komutana aynen bu söylediklerimi arz ediyorsun” “Yaeşar BÜYÜKANIT devlettir İlker BAŞBUĞ devlletir unutma bizim devletimiz onlar birilerinin bireliri Tayip ERDOĞAN ın Devlet BAHÇELİ nin Deniz BAYKAL ın bu ülkede devlek olduğnu sanıyor ….. devlet tanımızda bizim devlet tanımız Yaşar BÜYÜKANIT Genelkurmay başkanı Kara Kuvvetleri komutanı Türk Silahlı kuvetleri bizim devletimiz anladın mı” “Türk ordusunun muzaferidir Allah onları zaferle buluştursun Türk ordusu hiç unutma Türk ordusu Allahın ordusudur onun komutanları Allahın komutanlıdır Türk ordusunun askeride Allahım askerleridir hiç unutma” “Tabi üzülüyoruz tabi savaş demek zaten biur milletin evlatlarının bu mükaddes yolda şehit olması demek biz onu birilerine biz birilerine anlatacaz biz psikolojik savaşın Türkiyenin üzerine oynan psikoljik savaşın yönetleri olacaz sen bir Trabzona yeter fazla gelirsin bu kadar fazla şey konuşmak istememin sebebi senin tabi bir yığın çevren var sana bir yığın insan müracat etmektedir bir yığın insan sana endişelerini dile getirmektedir” “onlarında senin benden senden benden başka fazla moral değerlerine ihtiyacı vardır onlara moral değerlerinin yükseltmesini ancak senle ben sağlayabiliriz” “Bunlarıbunları seni üzmek için sana söylemedim bu bilgilere ihtiyacın var bu psikolojik savaşı Trabzonda yürüteceksin hatta Samsun a kadar Rize ye kadar uzatacaksın bu psikolojik savaşı kazanmak durumundayız bizim devletimiz esas Devletimiz bizden bu psikolijik savaşlar almamızı görev almamızı istiyor bizden sadece istedikleri bu başka bişey istemiyor” “Bu toplumu bilgilendirin toplum müthiş bir Türk milleti müthiş bir baskı altındadır emperyelist güçlerin emrindeki telyevizyonların gaztelirin emrinde olan gaztelirin yapmakta olduğu yoğun alçak psikolojik savaşın baskısı altındadır bunları onlar yapamaz bunu Genelkurmaybaşşkanın yapacak hali yok Kara kuvvetleri komutanı yapamaz bunu yapmak onların görevi değil bunu yapmak Ercüment in Kemal in görevi buda bilgiyle olur” “Birebir bu söylediğim şekilde söyliyorsun çümkü senin yanına bölge komunatınızın ziyaret edecek olması devlet emridir” “Senin bilmeden içine düşdüğün bir yanlışı düzeltmek içindir anladın mı” “1948 den bu güne Yahudi İsrail müslümanların Filistinli müslümanların kanını dökmektedir Türkiye burda eğer hasiyetli ellerde onurlu ellerde olsaydı müslümanlarınkanı dökülmezdi” “Bizede verilmiş görevler var canım benimm” dediği,
Tape No:6835 20.03.2008 saat:11.11’de Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun Neriman AYDIN ile yaptığı görüşmede; D.A.ÖZOĞLU’nun “Noyan falan döndü mü abla” dediği, N.AYDIN’ın “Noyan Eğirdir de amcası Özel Kuvvet” “Amcası çok selamları var dünde Mehmet Ali Çelebi nin var selamı” “Noyan da Özel Kuvvet seçmelerin de bunu epeyce bir sıkıştırmışlar aradı bizi Pazar günü valla diyor dayandım Kemal amcana” dediği, D.A. ÖZOĞLU’nun “İyi çok iyi yok o çocuk güzel şeyler yapacak” dediği, N.AYDIN’ın “İnşallah sayende amcaları valla sayende hep sen onlara idol oldun örnek oldun gıptayla seni izliyorlar” dediği
Tape No:6787, 23.04.2008 Ercüment OVALI’ nın N.K ile yaptığı görüşmede; E.OVALI’ nın “Bu akşam konun ne” dediği, N.K’ nin “Sabih abi Sabih KANADOĞLU” “… ne yaptın hallettin mi işlerini” dediği, E.OVALI’ nın “Yavaş yavaş gıdım gıdım şeyle iğneyle kuyu kazar gibi yavaş yavaş oluyor” dediği, N.K’ nin “Ne yaptı o gün Kemal abi halletmiştir orada” dediği, E.OVALI’ nın “Habire fırçalıyor yine fırçalıyor şimdi geçen benden bir dosya istedi şeye sunucam dedi genel kurmaya sunucam dedi ondan sonra” “Hı aldı dosyayı böyle mi dosya hazırlanır senin hazırladığın dosyanın içine edeyim ben” dediği, N.K’ nin “Ya benden de şimdi istiyor dosyayı hazırlamadım acaba” dediği, E.OVALI’ nın “… çünkü onlar bizim anlaşmalı kliniğimiz oldu Yeditepe” “Bundan sonra çünkü Bedrettin DALAN emir vermiş demiş ki gidip bu adamlarla çalışacaksınız önce de benden ..... kendisine istemiş ondan sonra geçen gün onlara bir ürün yolladık kullandılar çok memnun kaldılar şimdi DALAN a bir tane yapıcaz yapalım da kazasız belasız” dediği, N.K’ nın “Ona bir başka yerden haber gönderdim de ben o yüzden” dediği,
Tape No: 7222, 28.05.2008 günü saat.16.55’te Noyan ÇALIKUŞU’nun M.Ali ÇELEBİ ile yaptığı görüşmede; Noyan’ın “Buluşacan mı o elemanlarla” dediği, M.Ali’nin “O ooo elemanlar ev olmazsa yarın filan dediler yani olmaz diyolar kızılay olmaz diyolar…Dışarı çıkıyom ben Kemal amcayı görürsem öyle.. Olmazsa eve giderim” dediği,
Tape No:6951, 30.05.2008 günü saat:12.15’te Hamza DEMİR’in Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; H.DEMİR’ın “Şimdi abi Hüsamettin başkanla oturuyoruz ee kulağını çınlatıyorduk. Bizim H. A. var” dediği ve telefonu H. A.’a verdiği, akabinde Hüsamettin’in “…biz reisle oturduk konuşuyorduk şimdi Zeytinburnu ile ilgili bazı tasarruflarımız var Amasya ile ilgili tasarruflarımız var. Bunu dedim bi istişare edelim bi bir araya gelelim çünkü Zeytinburnu’ndan A. E. adında arkadaşımız var bizim partisi önemli değil adam gibi adam diye düşündüğümüz A. E. belediye başkanıydı DSP zamanında sonra ANAP’a geçti şimdi de bize geldi abi ben gene CHP den aday olursam benim için ne düşünürsün dedi senin şahsınla ilgili çok güzel şeyler düşünürüm ama önce erkanını görmem lazım dedim kadronu görmem lazım dedim ondan sonra yorum yaparım dedim eee şimdi kazanabilme imkanı da çok güçlü yani şeyi ihtimali Zeytinburnu’nda çünkü M. A. dan alabilecek en güçlü aday bu arkadaşımız fakat bu arkadaşımızın etrafını da bizim doldurmamız lazım” dediği, K.AYDIN’in “Mahalli seçimler için seçim olursa mahalli seçimler için tercihler yapa bilirsiniz. Mahalli seçimlerde düzgün olan Türk çocukları. Partisi falan önemli değil aday olabilirler hiç bir mahsuru yoktur tamam mı. Bizim emeğimiz var bu ülkenin dağında taşında. O hareketin şeyi için ben 42 ilde bu ülkede Ülkü Ocaklarının teşkilatlanmasında bulunmuş bir adamım.” dediği,
Tape No:6872 04.06.2008 saat:23.12’de Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun Kemal AYDIN ile yaptığı görüşmede; D.A. ÖZOĞLU’nun Diyarbakırda azınlıklar ile ilgili brifing verdiğini söyledikten sonra “Kemal abi dünkü şeyde brifingde bir raporlar koydum ortaya” “6 Ay İçinde Bu Başımızdaki Deyyüslar Ee 10 Milyon Artırmışlar Kürdün Nüfusunu..” dediği, K.AYDIN’ın “Hep TRT’de 24 Saat Yayın Falan Bu İşler O Zaman Ulus Devlet Nerde, Lozan Antlaşması Nerde, O Zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti Nerde, Mustafa Kemal İn Devletini Başka Türlü Ortadan Kaldıramadılar Değil Mi Öyle İlkeler Öyle Esaslar Koydu Ki,Onu Ona Kurban Olayım,Tamam Üniter Devlet,Ulus Devlet,Laik Devlet Sonra Anayasaya Koyduğu Değiştirilemez Maddeler,Sonra Da Türk Silahlı Kuvvetleridir İç Ve Dış Düşmanlara Karşı Koruyacak Demesi İlahi Taraftan Aldığı Şeylerle Nasıl Yaptı Bu İşi Onu Yıkamıyorlar Deyim Orospu Dölleri Anasını Siktiğimin Oğulları O Avrupa Birliğini Onların Başına Geçirmek Bizim Boynumuzun Borcu Olsun” dediği, D.A. ÖZOĞLU’nun “AMA ENDİŞE ETME SENİN KARDEŞİN ÇOK ŞEYLER YAPIYOR MERAK ETME ABİ” “…dün Paşa şey diyor bu çocuğu iyi koruyun öyle bir Brifing verdim ki abi” dediği
Tape No:6952 14.06.2008 günü saat:16.04’te Hamza DEMİR’in N. Ö.ile yaptığı görüşmede; H.DEMİR’in’nın “Sabah kaçta burda olacan kartı atacam onun için..” dediği, N.Ö.’in “Neyi” şeklinde sorması üzerine, H.DEMİR’in’ “Ya bu kartı atmam gerekiyor atacam diyorum sabah arayamıyorum başka öbür taraftan da arıyorum cevap vermiyor. Atmam gerekiyor kardaş atmam bu kartı atmam gerekiyor. Kemal abi varya hani Kızılay’da oturduğumuz Ya ben direk şeye geçerim ordan alırım seni” dediği,
Tape No:7416, 03.07.2008 günü saat:19.17’de Noyan ÇALIKUŞU’nun İsmet..? isimli şahıs ile yaptığı görüşmede; aralarında bir süre Noyan ÇALIKUŞU’nun tayin konusu hakkında konuştukları, devamında N.ÇALIKUŞU’nun “Şey komutanım yayın evinin sahiplerini aldılar” dediği, İsmet’in “O ben bugün görüştüm Ali beyi almışlar Türkiye üzerine çok büyük oyunlar oynuyorlar fakat bizim Genel Kurmayda da iş yok neyse bi şey çıkacağından da değil” dediği, N.ÇALIKUŞU’nun “GenelKurmay boş durmuyordur bence boş durmuyordur komutanım genel kurmay. BENCE BOŞ DURMUYORDUR KOMUTANIM BOŞ DURURSA ÇÜNKÜ DEVLETİN DİBİNİ OYUYORLAR GENELKURMAY ŞİMDİ BOŞ DURURSA YANDIK YANİ” dediği, İsmet’in “alttan tepki gelir o general kendi menfaati için bu böyle olmaz. bu böyle olmaz ya.” dediği, N.ÇALIKUŞU’nun “Yoksa vatanı kaybedicez yani vatanı bölecekler bunlar ....” dediği, İsmet’in “yok ...bu vatanı .... bu ülkeyi kurtardı da ...... bunlar böyle adamlar BÜTÜN ÜMİT SİZLERDE KARDEŞİM.” dediği, N.ÇALIKUŞU’nun “BİZ KEMALİN ASKERİYİZ KOMUTANIM” dediği,
Tape No:6767, 16.06.2008 tarihinde Neriman AYDIN/ X ŞAHSIN HİKMET ile yaptıkları görüşmede; HİKMET’ in “Şimdi YÖK te karar alınca senato kararına göre alttan dersi olmazsa ancak öyle geçirebiliyorlarmış bu bildiklerim şimdi bide Bedrettin DALAN” “Bedrettin DALAN malum biliyorsunuz” “Bu işler yüzde elli yüzde elli Bedrettin DALAN ın elinde yüzde ellide olabilir yüzde ellide olmayabilir diyorlar” dediği, N.AYDIN’ ın “Bence yüzde yüz Bedrettin DALAN ın elinde” dediği, HİKMET’ in “Bizde aynı şekilde Askeriyle bir alakası Bedrettin DALAN ın .....” dediği, N.AYDIN’ ın “Yok ona gerek yok çünkü Kemal abin tanıyor siz merak etmeyin” “Kemal Abin kendisini eskiden de tanıyordu ama şimdi ona” “Çok daha yakin olanları var yakın arkadaşyları var” dediği,
Tape No: 7337 15.07.2008 saat: 22:30 da Doğukan YORULMAZ’ ın Fatih...? ile yaptığı görüşmede; aralarında bir süre günlük konuşmalar yaptıktan sonra, D. YORULMAZ’ ın “Siyasetçi var değil mi Siyasetçi ruhu var bende” dediği, Fatih’ in “... bak konuşmalarımızla bunlardan bahsediyo... MEVZULARA GİRİYORSUN ÇOK SEVİYORUM ERGENEKON MU AAA NE KADAR KÖTÜ ŞEY DİYOSUN” dediği, D. YORULMAZ’ ın “Kardeş sıkıldım burda bide girelim oranın ortamını görelim diyorum NE VAR A... KOYUM HER GÜN DIŞARIDAYIZ BİDE GİRELİM ORDA YATALIM BİRAZ” “NE İŞİMİZ VAR BURDA, HEM KEMAL AMCAYI YALNIZ MI BIRAKACAZ ADAM İÇERDE, AÇ ... YAZIK ADAMA GÜLMEYELİM YA ...” dediği, Fatih’ in “Oğlum ne manyak adamsın sen ya, Haydar ne yapıyo Haydar” dediği, D. YORULMAZ’ ın “DE ALKOLÜN ETKİSİ BU DE ALKOL ETKİSİ ONDAN ÖYLE DİYO DE, HANİ DİNLİYOLAR YA” dediği,
Tape No: 7240, 29.08.2008 günü saat:22.29’da Noyan ÇALIKUŞU ile H. C.Ü.’ın yaptığı görüşmede; aralarında bir süre göz altında bulunan Kemal AYDIN hakkında konuştuktan sonra N.ÇALIKUŞU’nun “Tamam ne diyecektim bide ya ha sen telefon alabiliyon mu Telsim den şey hat isimsiz.” dediği, H.C.U.’nın “Hı hı alıyım ben sana komutanım” dediği, N.ÇALIKUŞU’nun “Hamza abi alıyo falan dedi Haydar hallediyor o işleri falan dedi” dediği, H.C.U.’nın “Ben onu Nevşehir de hallediyorum. Orda çevre olduğu için veriyorlar göz yumuyorlar telefoncular. İsimsiz bölgede belli olmuyor hangi ilden alındığı sadece baş harfi H ikincisi B diyor soyadında baş harfi B’ deki nerden bulacan H’ yi B’ yi…ama yine araştıran araştırır bulurda bizi bulamaz yani telefoncuyu bulur telefoncu kime verdiğini unutur” dediği, N.ÇALIKUŞU’nun “Dinliyor Orospu Çocukları telefonları da pezevengler” dediği, H.C.Ü’nün “Ben ordan alırım yani baya aldık 10-15 tane aldık...” dediği, N.ÇALIKUŞU’nun “Tamam onu hesaplaşırız sonra sen Çelebi abinden alırsın..” dediği,
Tape No: 7245 10.09.2008 günü saat: 22.09’da Noyan ÇALIKUŞU’nun M. Ali ÇELEBİ ile yaptığı görüşmede; aralarında bir süre Cezaevinde bulunan Kemal AYDIN hakkında görüştükleri, bu çerçevede M. Ali’nin Neriman AYDIN ile Tekirdağda bulunan Cezaevine Kemal AYDIN’ı ziyarete gideceklerinden bahsettikten sonra Noyan ÇALIKUŞU’nun “Tamam konuşuruz orda telefonları şey radyonun kenarına koyar yine konuşuruz” dediği,
Tape No:7249, 11.09.2008 günü saat:18.03’te Eren MUMCU’nun Neriman AYDIN ile yaptığı görüşmede; aralarında bir müddet günlük konuşmalar yaptıktan sonra, Eren’in Kemal AYDIN’ı sorması üzerine Neriman’ın “KEMAL amcan ALİ amcan ekimdeki duruşma bekleniyo gene yaptığımız itirazı reddetti mahkeme. İnşallah avukatımız bugün gene Ankaradaydı gene görüştüm ben inşallah ekimdeki ilk duruşmada yüksek ihtimal çok yüksek ihtimal serbest kalırlar diyo yani. İnşallah onlar çok mutlular sağlıkları çok iyi inanılmaz keyifliler yani bizde sağlıklarından endişe ederiz teyzem onun için her hafta gidip geliyorum bende iyiler çok şükür.” dediği, Eren’in de “... iletirsiniz artık ...” dediği,

Şüpheli Kemal AYDIN’ ın telefon irtibatlarına yönelik yapılan çalışmalar sonucunda;
1 Durmuş Ali ÖZOĞLU 304
2 Ergun POYRAZ 36
3 Eren MUMCU 16
4 Ercüment OVALI 118
5 Hasan Hüseyin UÇAR 2
6 Hatice BAHTİYAR 200
7 Hamza DEMİR 301
8 Muhammet Murat AVAR 21
9 Mehmet Ali ÇELEBİ 174
10 Muhterem BAĞCI 32
11 Noyan ÇALIKUŞU 201
12 Neriman AYDIN 2249
13 Sevgi ERENEROL 26
14 Yaşar TOZKOPARAN 4
edilmiştir.
e-Delillerin Ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi
Ergenekon Terör Örgütüne yönelik yapılan soruşturmada çeşitli şüphelilerden ele geçirilen DEVLETİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İÇİN ÖNERİLER (MASTIR PLAN ÖN ÇALIŞMASI) isimli dokümanda, terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetlerine sızma ve Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yapılanma faaliyetlerinin hedeflendiği ve bu hedefin gerçekleştirilmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerektiği belirtilmektedir.

Soruşturma kapsamında yakalanan şüpheliler Kemal AYDIN, Neriman AYDIN ve Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahısların Ergenekon Terör Örgütünün hedeflerini gerçekleştirme amacıyla hayati derecede önem verdikleri Türk Silahlı Kuvvetlerine sızabilmek için bir kısım Harp Okulu öğrencilerine çeşitli şekillerde ulaşarak örgüte kazandırdıkları dosya kapsamıyla ortaya çıkmış bulunmaktadır. Yine soruşturma kapsamında yakalanan şüphelilerin iddianamenin giriş kısmında belirtilen alışılmış terör örgütlerinin kullandığı yöntemlerden farklı olarak Devletimizin temel kurumlarını karşılarına almak yerine Devletin bütün kesimlerinde bulunan görevliler arasında örgütlenmeye çalıştıkları, bu bağlamda Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmaya özel bir önem verdikleri anlaşılmaktadır.

Ergenekon Silahlı Terör Örgütüiçinde 2002 yılında Milli Mücadele Hareketi olarak meydana getirilen bu oluşumun liderinin şüpheli Kemal Aydın olduğu hususunda dosya içeriği karşısında bir kuşku bulunmamaktadır. Örneğin şüpheli Neriman Aydın tarafından 20.02.2007 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahsa yazılan mektupta; “Bizim düşüncemiz ise millet bu büyük davayı bir güç halinde konuşuncaya kadar Önder’i bu tür emperyalist tedbirlerden ve yaratacakları bilinçli ve amaçlı tehlikelerden uzak tutmaktır. ancak yine karar Önderimizin ve sizindir…Kemal Aydın’dan ve Ali Özoğlu’ndan birer tane daha olsaydı keşke, ama yok… yok yok.. Öncelikli görevimiz sizi gücümüzün yettiğince korumaktır…”, 09.11.2005 tarihinde Sevgi ERENEROL isimli şahsa hitaben yazılan mektupta ise; “…Türk Milletinin Ulusal uyanışında bir büyük mücadeleyi zaferle sonlandırmak üzere tarihi bir sorumluluğu üstlenen Sayın Kemal Aydın Bey…” , yine şüpheli tarafından gönderilen bir a mailde, “Kemal AYDIN benim ağabeyim... üç bucuk yıldır muhteşem bir hareketin önderliğini yapmaktadır...” ifadeleri kullanılmaktadır. Yine birçok mektup ve konuşmada şüpheli Kemal Aydın’dan “Büyüğümüz”, “Büyüğümüz bir müthiş Türk olup, bize 4,5 yıldır Önderlik yapmaktadır”, “Sen öyle bir insanla tanıştın ki, seni her konuda yetiştirecek, geleceğe hazırlayacak engin bir bilginin sahibidir kendisi. Zaten böyle olduğu için bizlere önderlik yapmaktadır” ifadeleri kullanılarak söz edilmekte ve yokluğunda bile kendisinden bahsolunurken olağanüstü saygı gösterilmektedir.
Şüpheli Kemal Aydın, şüpheliler Neriman, Durmuş Ali, Hatice Bahtiyar ve İbrahim Özcan’ında katıldığı 7 Ocak 2006 tarihinde yapılan bir toplantıda “Kumanda heyeti istemezse, izin vermezse hiç kimse bir sızamaz, isterseniz deneyin. Ayrıca hareketimizi yöneten kumanda heyetinde asker ve polis asla olmayacak “ demek suretiyle meydana getirdikleri oluşumun işleyişi hakkında bilgiler vermektedir. Şüpheli Neriman AYDIN Hayri B. isimli kişiye yazdığı mektupta amaçlarına ulaşmak için kullandıkları ve kendilerinin karargâh olarak sözettiği ve muhtemel olarak Ankara İli Meşrutiyet Caddesinde bulunan bir yerle ilgili olarak; “…Meşrutiyet, Türk Ulusunun Ankara’dan yön ve yol bulmasında bir karargah merkezidir. Meşrutiyet, içeri giren insanı kendiliğinden etkileyecek zaman ve mekan üstü bir yer olmalı, havası büyülemeli, hatiplerinin söylemleri ise özellikle ilk kez gelen insanı kalbinin en hassas yerinden vurmalı, yerinde oturtmamalı, heyecanlandırmalı, ayağa kaldırmalı. Meşrutiyet kuralları sıkı, insanları sadık, Önderi’nin ışığında(şüpheli Kemal Aydın kastedilmektedir) tüm Anadolu’yu sallamalı, depremleri şiddetli olmalı… Tabii emperyalizme karşı dikkatli ve kendini korumalı. Meşrutiyet’in sırları olmalı… Fikirler ve eylemleri sadece kurmay heyeti bilmeli… Kurmay heyet arasında sır ve soru işareti olmamalı. Az insanla çok iş yapılmalı…Sayın Ergün POYRAZ bey ile de Kemal Bey’den konuşmasını isterseniz…. Kendisinin olaya çeki düzen vereceğine şüphem yoktur. ..Sizinle paylaştığım her cümle bir sırdır ve sadece Kemal Beyle paylaşılır. Karargâhın sırları sırlarımızdır. Sadece dikkat etmemiz gereken husus sırlarımızı kimlerle paylaştığımızdır” şeklindeki sözleriyle çalışma yöntemlerine ilişkin bilgiler vermektedir.

Şüpheli Kemal Aydın’ın aşağıda ana hatlarıyla açıklandığı ve ayrıntısı da deliller kısmında verildiği şekilde terör örgütünün amaçları doğrultusunda kendisine farklı alanlarda verilen görevleri yönetici olarak üstlendiği ve TSK’ne örgütün sızma çalışmalarını da yardımcısı Neriman Aydın ile birlikte idare ettiği görülmektedir.
Şüphelinin, 1950 yılında Gümüşhane ilinde doğup, 1973 yılında Ziraat Bankasında memur olarak göreve başladıktan sonra, bir süre Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nda çalışarak, 2001 yılında Türkiye Kızılay Derneği’nde müfettiş olarak yaptığı görevden emekliye ayrılmasına karşın, öğretim görevlilerinden esnafa, askerden polise, istihbarat görevlilerinden askeri okul öğrencilerine kadar değişik alanlara yayılmış birçok meslekteki çeşitli kademelerde bulunan kişilerle kurduğu ilişki hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve bu kişilerden gördüğü itibarın örgütün kendisine sağladığı güçten ve konumundan kaynaklandığı açıktır.
Geçimini almış olduğu emekli maaşı ile sağladığını söylediği halde, birçok insanı evinde ve başka yerlerde ağırlaması, mülteci olan kişilerin yurt dışına gitmelerini sağlaması, kendisinin ise yurtdışı ve yurtiçinde birçok seyahate katılması, iş ihtiyacı olan kişileri işe alması, irtibatlı olduğu kişilerin tayin ve atama sorunlarını gidermesi, özelikle askeri ihale ve benzeri ticari faaliyetlerde bağlantılar sağlaması da olağan değildir.

Toplum üzerinde örgütün düşüncelerini etkinleştirmek üzere kendileriyle aynı düşünceyi paylaşan ve medyada etkili olan insanları kullanmayı amaçladığı, bu bağlamda İçişleri Bakanlığında Mülkiye Başmüfettişi olarak görev yaptığını söylediği C.E. ile görüşmesinde, başkomutanın emri olduğunu söyleyerek Yargıtay eski C.Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun, örgütün amaçlarına hizmet eden ‘TOPLUMSAL HABER’ de yazı yazmasını istemiştir.

Yine, Trabzon KTÜ’nde görevli Ercüment OVALI’nın, para bulabilmek için şirketin ortaklarını topladıklarından bahsettiği görüşmede, ‘nasıl olsa ben sizi paraya boğacağım, şaşıracaksınız kardaş devlet boğacak ben boğmayacam diyeceksiniz ki bugünleri de görecek miydik’ dediği, aynı şahsa Kuvayı Milliye Derneğine yapılan operasyon ile ilgili, Veli Küçük’ ün bir kahraman olduğunu söyledikten sonra ‘devletin esas devletimizin emrettiği doğrultuda doğru şeyler yapmaya devam edeceğiz, asıl amacın Veli Küçük aracılığı ile esas devletin vurulmak istendiğini, devlet gereğini yapar sen merak etme’ demiştir.

Kızılay Teftiş Kurulu Başkanı olduğunu beyan ettiği H.S.’ya, ‘bu devlet talimatıdır, bizim ajansımızla ilgili, onu oraya baskı yaptırabiliriz, o çocukları onların ihtiyacı var katkıya, bu da bana bir emir, o bize bir emirdir, devletin başından emirdir’ dediği belirlenmiştir.
Şüphelinin Doğu Türkistan, Azerbaycan, İran ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti uyruklu vatandaşlarla irtibatları olduğu, bunları Ergenekon Terör Örgütünün emir ve talimatları doğrultusunda, diğer üyelerle birlikte organize edip yönlendirdiği, mülteci olanlarla irtibata geçtiği, bir kısmının yurt dışında kalıp iltica etmelerini sağladığı, örneğin, A.A. ve başkaları ile görüşmesinde, Amerika’nın, Doğu Türkistan’da İsyan çıkarmaya çalıştığını, bu isyan için dünyanın çeşitli yerlerindeki Doğu Türkistanlı şahıslarla irtibatlı olduğunu, bunu önlemek amacı ile Salihlide bulunan Doğu Türkistanlı şahıslardan tanıdığı olup olmadığını sorduğu, ‘şimdi devletimizin bize talimatı bu, esas devletimizin, benim ilgilenmem istendi bu işle, konuşalım oldu mu? sana anlatayım olayın vahametini ona tedbir alacağız’ şeklinde konuştuğu belirlenmiştir.
Durmuş Ali ÖZOĞLU ile görüşmesinde; ‘Biz Hasan kardeşimle beraberiz, bu Kıbrısla ilgili hadisenin zemini hazırdır en kısa zamanda istiyoruz sizden demesi üzerine, Durmuş Ali’ nin yarin ablamda (Neriman Aydın) olacak abi dosya, İzliyosun demi şeyleri olayları’ dediği ve örgüt yapısı içerisinde bir plan hazırlığı olduğu anlaşılmıştır.

Azerbaycan uyruklu S.A.’in kendisine, A.’ in bir yakınının Bakü’ ye geleceğinden bahsetmesi üzerine, şüphelinin ‘ama ne istedikleri, senden ne isteyecekleri önemlidir, biliyorsun şimdi, telefonum dinlendiği için söylemiyorum anladın mı, sen de taleplerinden sonra, beni bilgilendiriyorsun’ diyerek örgütün hiyerarşik yapısı içindeki konumunu ortaya koymuştur.

İran uyruklu Elyar isimli şahısın Kanada’ya yerleşmesi sırasında karşılaştığı sıkıntıları dile getirdiği telefon görüşmesinde, şüphelinin ‘ben sana giderken herşeyi söyledim, hiç söz tutmadın, ben sana giderken birşeyler söyledim şunları şunları şunları şöyle yap, şöyle davran, bu telefonda olmaz, bu telefonda bana neyi anlatıyorsun’ dediği, bu şekliyle aralarındaki özel ve gizli ilişkiyi vurguladığı, örgütün yurt dışında yapacağı faaliyetler için bu şahsın ve diğer bir kısım kişilerin yurt dışında kalmalarını temin etme gayreti içindedir.

Şüphelinin, örgütün psikolojik savaş faaliyetlerinde de görev aldığı anlaşılmaktadır. Bu çerçevede S. isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde; ‘sizin savaşınızın 12 nisan 2007 tarihinde başladığını, düşmanın yürüttüğü psikolojik savaşta mağlup olmamalarını söyleyerek bilgi alması için toplumsal haber.com isimli sitenin adresini verdiği ve oradaki herşeyi inceliyorsun oradaki herşeyi, orayı biz orayı biz devlet organize ediyor orasını, esas devlete ait anladın mı, burada Neriman Aydın, Ali Özoğlu ve Hatice Bahtiyar’ ın yazılarını göreceğini, özellikle Neriman Aydın’ın bütün yazılarını okumasını istediğini, Antalya’ya gittiğinde şahısla görüşeceğini söylediği, Serkan’ın genelkurmayla falan görüştün mü demesi üzerine, şüphelinin telefonlardan, telefonlarda hiçbir şey konuşmuyoruz’ demekte bir yandan da diğer birçok konuşmasında da belirttiği gibi yasadışı faaliyetlerini gizlemek amacıyla telefon konuşmalarına kısıtlamalar getirmektedir.

Örgüt içerisinde değişik görevleri bulunan birçok kişinin şüpheliye sürekli istihbari bilgi ve doküman aktardığı da saptanan hususlardandır. Bu bağlamda, şüpheli Hamza Demir ile telefon görüşmesinde Hamza’nın ‘bu telefonda olmaz da abim, Batman’dan birşeyler yakaladım, çok önemli içinde bir tane de namussuz var da, ben notlarını he notlarını tabi onların hep aldım’ dediği, şüphelinin tıpkı kendisine bağlı hücre yapılanması içinde yeralan askeri personel gibi Hamza Demir, M.T., A.E., H. vs. kişilerin topladıkları istihbari bilgileri şüpheliye aktardıkları, şüphelinin de bir yandan bu istihbari çalışmaları yönetirken bir yandan da elde edilen bilgileri örgüt içindeki üstlerine aktardığı tespit edilmiştir.
Ergenekon Silahlı Terör Örgütüyapılamasında şüphelinin askeri personel sıfatı olmamasına rağmen, çevresinde askeri personel olarak tanındığı ve “paşa” unvanını kullandığı da görülmüştür. Bu bağlamda Ş. isimli şahısla yaptığı görüşmede, Ş.’ün ‘Paşam şöyle kısaca bir şey yapayımda… arkadaşlar merkez ordu evinde kalacaklarmış’ dediği, bir başka görüşmede N.’in ‘Kemal bey sizin askeri kimliğiniz yok mu’ diye sorması üzerine şüphelinin ‘şimdi siz buralarda oturanlar bu işlerin özel olduğunu bilmiyor musunuz, telefonda birşey söylemiyorum ben telefonda bunlar söylenmez gizli olacak’ dediği ve devamında bu kişiler tarafından tuğgeneral olarak tanındığı anlaşılmaktadır.
Yine, şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU ile görüşmesinde; Durmuş Ali’nin ‘Kimlik üstündemi bitti olay’ diye sorması üzerine şüphelinin ‘kimlik üstümüzde’ demesi karşısında, Durmuş Ali’ nin ‘Kimlik üstündeyse bitti abi, Üniformaya gerek yok ki’ dediği de görülmektedir.
Ergenekon Terör Örgütünün amaçları ve talimatları doğrultusunda Kemal Aydın’ın liderliğinde meydana getirdikleri yukarıda anlatılan bu oluşum ile faaliyette bulunan aralarında ara yönetici olarak Neriman Aydın’ında bulunduğu şüphelilerin, cebir ve şiddet kullanarak TBMM’ni ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs ile cebir ve şiddet kullanarak yürütme organını ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçlarını işledikleri dosya kapsamıyla ortaya çıkmış bulunmaktadır:
Örneğin, Ergenekon Terör Örgütünün, değişik kurumlar içine sızması ve kadrolaşması bağlamında, şüphelinin el konulan belgeler, alınan telefon kayıtları ve ifadesinden emniyet, yargı, üniversite, MİT, bakanlıklar vb. kurumlarda birçok kişi ile irtibatlı olduğu, kendilerine yakında devletin anayasal düzeninin değişeceği, sabırlı ve dikkatli olmaları ‘DEVLET’in bu işi halledeceği yönünde telkinde bulunduğu, örneğin emniyette görevli M.B. ile görüşmesinde, “Onlarla Devlet uğraşır, zamanı var, onların sonu gelecek” şeklinde sözler kullandığı, yine Yeditepe Üniversitesinde dil kursunda olan bir kamu görevlisine ‘bizim Bedrettin DALAN’ ın üniversitesinde…Türk Milletini satacaklar demi, neyse bu işleri sonlayacağız merak etmeyin, senin kursun bitmez onu söyleyeyim, Senin kursun bitmeden ben o kursu yarım bıraktırırım sana onu, haberin olsun’ dediği,
Ülkenin her yandan işgal edildiği evham ve hezeyanları uyandırarak yasama ve yürütme organını çalışamaz hale getirme ve ortadan kaldırma, itibarını yoketme, ülkede askeri müdahale zemini oluşturma ve Türk Silahlı Kuvvetlerini askeri müdahalede bulunması için çalışma faaliyetleri çerçevesinde, bir görüşmede,“çok kısa bir süre sonra Türkiye’nin yönetiminde bulunacağım… biz de psikolojik savaş tarafını yürütmek durumundayız…”, diğer bir görüşmede şüpheliden sonra telefonu alan Neriman Aydın’ın ‘talebimiz şu devletimizi yönetmek, o günlerde çok yakın tanklar hazır, burdan sana şey olsun, buda sana müjde, Zara’ya diyorum ki gece yarısı seni çağırabiliriz Meclise, bize şarkı türkü söylersin sabah saat dörtten sonra” ve yine Ercüment Ovalı ile konuşmasında ‘devletimizi kuran adam ölmedi, kurdurduğu eserini Tayyip gibi, Abdullah Gül gibi, Devlet Bahçeli gibi, ne ediğü belirsiz alçaklara yıktırır mı…”, diğer bir konuşmasında, Ergenekon Silahlı Terör Örgütüsoruşturmasında tutuklu bulunan kişilerle ilgili ‘Sevgi Erenol içerde, Veli Küçük paşa, ama bu işlere yemin etmiş insanlardır, onlar bu iş için benim gibi ölümü göze almış insan, sevgi hanıma yapılanı nasıl kabul ederiz anladın mı, 8-9 ay oldu Ergün Poyraz’ı daha mahkemeye çıkarmadılar, biz de bu ülkenin düşmanlarına hukuksuzluğu yaşatacağız, unutma bu sözümü, hukuku arayacaklar bulamayacaklar, anladın mı…” demesi üzerine, Ercüment’in de “eskiden olduğu gibi dediği,’ ve İ.S. ile görüşmesinde ‘Devlet Bahçeli gibi bir haine Türkiye’ye ihanet eden bir haine destek verip oy veren insanlar değiilmisiniz, Tayyip Erdoğan’dan, Devlet Bahçeli’nin, Deniz Baykal’dan farkı ne soruyorum söyle oda ihanet içinde, oda ihanet içinde, bir tane bir vatansız Türk ... Türk milletinin düşmanı bir o… çocuğu şuanda cumhurbaşkanlığı makamını işgal ediyor, benim telefonlar bak benim telefonum dinleniyor, eylem, eylem ne yapıyorsunuz, ne yapıyorsunuz, hala ihanetin hala Türkiye Cumhuriyeti devletine ihanet edenlerin yanında mı olacaksınız, bu ülkenin 6 senedir bu ülkenin dağında taşında benim Diyarbakır’da Batman’ı Mardin’i Şırnak’ta izlerim var Urfa .., o zaman kafanıza kafalarınıza birer tane kurşun sıkın o zaman mücadele etmenin anlamı yok’ dediği,
Şüpheli Neriman Aydın ile birlikte şüpheliler Durmuş Ali Özoğlu ve Hatice Bahtiyar’ın da katıldığı bir toplantıda şüpheli Kemal Aydın’ın şüpheli İbrahim Özcan’a “Milli İradeye hakim olamadığınız sürece hiçbir şey yapmazsınız İbrahim Bey. Lütfen dikkat buyurum. Devlet iradesine el koyamadığınız sürece hiçbir şey yapmazsınız.” , şüpheli Neriman AYDIN’ın Metin A. isimli şahsa yazdığı mektupta ise; “..birkaç yıl sonra Çankaya’da yükselen bir ateş ve tüten bir duman görürseniz, sakın şaşırmayınız... O bağımsızlığımızın dünyaya duyurulması kutlamalarının işareti olacaktır, o ateşi yakmak için sabırsızlanıyoruz.” şeklinde beyanların yer aldığı tespit edilmiştir.
Şüpheli Neriman Aydın’da ele geçen bir ajandada yazılı olan:
-“M.H.- Cumhurbaşkanı olarak düşünülüyor” ,
-“Devletimizin yeniden sahibi olduğumuzda büyük Türk Milleti olarak yapacaklarımız 10 Temmuz 2005 Çankaya ile başlayıp Türkiye Büyük Millet meclisinin yeniden açılacağından, Anıtkabir özel defterine ilk ziyaret anında yazacaklarım ile devam ettiği, Büyük önder… …Neriman Aydın 12 Şubat 2004”,
-“Lozan antlaşmasının imza günü Türkiye de resmi tatil günü ilan edilecek… Neriman aydın 10 Temmuz 2005” ,
-“Kanun Teklifi= Türkiye’deki Hıristiyanlar Türkiye’de bulunan ve kilise sahibi tüm dini görevliler (Hıristiyan-Yahudi) en kısa zamanda (Süre konulacak) … …Türk Ortadoks Kilisesi dışında …” “Tüm Jandarma il/İlçe komutanlıkları yetkilidir gereği millet adına Çankaya 8 Ocak 2005 Neriman Aydın Türkiye deki Hıristiyanlar Türk Ortadoks Kilisesi’ne bağlıdırlar. Aksi olanlar Türkiye’yi verilen sürede terk edeceklerdir. Hıristiyan Kilisesi olarak ülkemizde geçerli tek kilise ve otorite TÜRK ORTADOKS KİLİSESİDİR Çankaya, Neriman Aydın 10 Temmuz 2005”,
- “Hıyaneti Vataniye Kanunu önce kanun olarak çıkarılacak, sonra Anayasa maddesi yapılacak …”,
-“GİZLİ ÖNERGE VE GİZLİ OTURUM: Dışişleri Bakanlığı, iç işleri bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığının mevcut kadroları ile sosyal güvenceleriyle görevden el çektirilmeleri …Neriman Aydın 23 Aralık 2005 Çankaya yazdığı, devamında GİZLİ ÖNERGE VE GİZLİ OTURUM: Mustafa Kemal Atatürk’ün kabri ile ilgili notların”,
-“KANUN: Milli Güvenlik Genel Sekreterliği lav edilerek yeni baştan mason olmayan… …paylaşılacaktır 18 Şubat 2006 Neriman Aydın yazdığı, devamında KANUN: Devletimiz, Vatanımız ve Milletimizin aleyhine… …cezalandırılacaktır 18 Şubat 2006 Neriman Aydın”,
- “KANUN TEKLİFİ: Türk milleti nüfus kayıt işlemleri sırasında gerek nüfus kaydı düzenlemesinde, ve andından bu isimle yapılacak her tür vatandaşlık işlemlerinde çift isim alan vatandaşlarımız bu isimleri arasına nokta ve bu isimler kısaltma olarak kullanılmayacaktır…” şeklindeki hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde Ergenekon Terör Örgütünün ve bu örgüt içinde faaliyette bulunan şüphelilerin amaçları ve bu amaçlara ulaştıktan sonra yapmayı düşündükleri hususlar apaçık ortaya çıkmaktadır. Amaçlarına ulaşmaları halinde cumhurbaşkanı olacak kişinin bile belirlenmiş olması Türkiye Cumhuriyetinin karşı karşıya olduğu tehlikenin büyüklüğünü anlama açısından manidardır. Çeşitli bakanlıklarda çalışan tüm görevlilerin işten atılmaları, tüm gayrimüslimlerin ve kilise görevlilerinin (şüphelilerle birlikte Ergenekon Silahlı Terör Örgütüiçinde faaliyette bulunan Sevgi Erenerol’un basın sözcülüğünü yaptığı ve mensubu bulunduğu Türk Ortodoks kilisesi dışında) yurtdışına çıkartılmalarının ve MGK’nun ortadan kaldırılmasının planlanmış olması örgütü ve hedeflerini deşifre etmektedir.

Yasama ve yürütme organını ortadan kaldırma veya çalışamaz hale getirme amacını gerçekleştirmek için kullanacakları yöntemin cebir ve şiddet unsurunu fazlasıyla taşıdığı da dosya içeriğiyle sabittir:
Örneğin; yaptığı görüşmelerde ‘imamları ekleyin şimdi onların hepsini soyacağız, video kasetlerine alacağız, ne kadar sünnetsiz imam var onu bu millet görecek, şimdi o orospu çocuklarının işi benim…onları ödettirecez demedim mi, bu millete kim ihanet ettiyse kimliği kişiliği sıfatı hiç önemli değil kim olursa olsun, biz bunlara hep soracaz, sonları geldi, hepsinin a… si..cez şimdi bunları ortadan kaldırma görevi de benim lan işte,onu yapıyorum…BU ÜLKE İÇİN BİZ ÖLÜME KARAR VERMİŞ İNSANLARIZ yani onu bunu içeri alırlar falan filan diyorlar herhalde.. o ibne kılıklı görevli ama onu dağlara taşlara gönderecem, Ama o ibne kılıklı görevli hemde çoluğu çocuğu yan yana olmayacak kendi bi yere karısı bir yerde kalacak … bir daha geri gelmemek üzere, çoluk çocuklarını da cezalandıracağız kendileri yalnız olsa çoluk çocuklarını da çünkü piçler yeniden kalkar gelirler yarın o piçleri kullanırlar…” şeklinde konuşmalar yaparak, örgütün amacına ulaşmak için kullanmayı planladığı yöntemlerini apaçık gözler önüne sermektedir.
Şüpheli Kemal Aydın’ın yardımcısı olan Neriman Aydın tarafından dönemin Jandarma Genel Komutanı olmakla birlikte Ergenekon Silahlı Terör Örgütüiçinde yönetici konumunda bulunduğu anlaşılan ve hakkında bu iddianame ile dava açılan M.Şener Eruygur’a gönderdiği bir mektubunda ülke çapında yayın yapacak bir gazete konusunda desteğini istedikten sonra; “…Türk Ulusunun bir an evvel yönetimde hakim olmasına imkanlar, fırsatlar hazırlayacağı muhakkaktır... Türk Ulusunu emperyalist, siyonist AB ve ABD ye sömürge yapmaya yemin etmiş siyasi zihniyetlere bu gazete ile ya da bir TV kanalı ile Türk Ulusunun layık göreceği tokatı atma fırsatı doğacak ve Türk Ordusunu yıpratacak bir ihtilale gerek kalmayacaktır düşüncesindeyiz. Çünkü bu kez yapacağınız bir ihtilalin Ulusal Tam Bağımsızlıktan, Ulus Devlet varlığımızdan yana olmasını, Vatan ve Devlet hainlerinin ise kafalarını almasını bekleriz” ,
Şüpheli Neriman Aydın’ın 21.02.2007 tarihinde gönderdiği e postada; “biz değil intikamda ve ihanette yarışanlar ölmeli. çünkü bu vatanda yaşamayı hak etmiyorlar, bu devletin makamlarını asla hak etmiyorlar... aldıkları her nefes attıkları her adım haram onlara... haram olduğunu biz biliyoruz onlar da öğrenecekler..”,
Yine şüpheli Neriman Aydın’ın 10.01.2007 tarihinde İsmail şahsa gönderdiği e postada; “…Davamız... ihaneti cezalandırmak davasıdır...”,
Şüpheli Neriman Aydın’ın 19.08.2003 tarihli Bilgi notu başlıklı alt kısmında “paşa ile yapılan görüşmeye hatırlatma notu” başlıktı notunda; “…Değerli Büyüğüm, Biz 65 yıldır Sizi bekliyoruz.... Ama ortada yoksunuz... Yolumuz ölmek ve öldürmek ihtimalleriyle doludur. Bu tehlikeyi Biz göze aldık, Siz de alıyorsanız başlayalım deriz….Farklı düşünüyorsanız bu düşüncenizden vazgeçmenizi tavsiye ederiz. 150 likler listeleri hazırlayan Türk Milleti, 150 binlikler, 15 milyonluklar listeleri de hazırlayabilecek idrak ve şuurdadır”,
Yine şüpheli Neriman Aydın’ın şüpheli Durmuş Ali ile yaptığı bir telefon görüşmesinde, “seni sorup duruyor, tabi orda çarşaflı hanımlar sağlık hizmeti almaya gelmişler Hacettepe’ye. Bunlar ne dedi annem, bunlar Atatürk’e başkaldıranlar dedim, anne dedim, ‘YAKINDA BUNLARI KESECEĞİZ’ dedim. Acele edin acele edin diyor, o çarşafları katlayıp koyacak yer bulamazlar merak etmeyin dedim onlara. Biraz millet ile biraz siyaset yaptık işte” dediği, Durmuş’un “ Eyvah eyvah, valla mı, iyi valla iyi.” dediği, şüpheli Neriman’ın da “Gerisi, çok çalışıyoruz.” dediği konuşma içerikleri gözetildiğinde Ergenekon Terör Örgütünün amaçlarına ulaşmak için kullanacağı yöntemler açıkça ortaya çıkmaktadır.

Şüpheli Ercüment OVALI’nın 31.08.2007 tarihinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT’a hitaben yazdığı anlaşılan mektupta; “…hatta gerektiğinde biyolojik silahlar üretebilecek bir biyoteknoloji merkezi idi…Her türlü silaha karşı tedbire sahip olmasına rağmen Biyolojik silahlarla savaşma konusunda yeterli hazırlığı olmayan ülkeme biyolojik savaş endüstrisini kurmaktır…ATİ (şüpheli Ercüment’in şirketi) tesislerinin 15 günde bu silahı üretece hale gelebilecek şekilde dizayn edilmiş olması…” şeklinde kullandığı ifadeler şüphelilerin biyolojik silahlar üretme çabası içinde oldukları ve bunu temin edebilmek için dönemin Genelkurmay Başkanından yardım istedikleri da görülmektedir. Üretmeye çalıştıkları biyolojik silahları örgütün amacına ulaşabilme yolunda ne şekilde kullanmayı planladıkları hususu ise tam olarak bilinememektedir.
Şüpheli Kemal Aydın’ın yardımcısı olan ve onun talimatları doğrultusunda hareket eden Neriman Aydın’ın askerleri kanunlara karşı itaatsizliğe teşvik etmek suçunu da işledikleri anlaşılmaktadır:
Örneğin, şüpheli Neriman’ın dönemin Jandarma Genel Komutanı olan ancak gerçekte Ergenekon Silahlı Terör Örgütüadına faaliyette bulunan şüpheli M.Şener ERUYGUR’a yazdığı 05.03.2004 tarihli mektupta; “Değerli Büyüğüm, 2003 Ağustos ayında şahsımı kabulünüzde Yüksek Makamlarınıza bir iki cümle ile açıklamaya çalıştığım, tedbir alabileceğiniz düşüncesiyle, özellikle Devlet-Millet ve Ülke güvenliğimizle doğrudan alakalı olan, şahsınızda Türk Silahlı Kuvvetlerinin birçok bilgi ve belgeye kolaylıkla ulaşabileceği konuyu ayrıntılı olarak bir kez daha Asıl Ellere iletmenin bir Türk Evladı olarak görevim olduğu inancındayım…Türk Ulusu bu konuda endişelidir Paşam. Bir tarikat sapığının henüz Başbakan değilken bile Kıbrıs’ı, Kıta Sahanlığını, Ermenistan, Kürdistan tavizlerini emperyalist babalarına söz vermiş icraatlarının yanında, Menderes’in yaptıkları solda sıfır kalmaktadır. Kaybettikten sonra kelle alınması Kıbrıs’ı geri getirmeyecektir”,
Yine aynı şüpheli M.Şener Eruygur’a 14.10.2003 tarihinde yazdığı mektupta; “Değerli Büyüyüm, işbirlikçi siyasi kadroların sömürge anlaşmalarına parti adı fark etmeksizin korkusuzca, uyarı şeklindeki beyanlarınıza rağmen hiç çekinmeksizin imza atmalarını Siz Türk Silahlı Kuvvetlerinin her seferinde “Türk Silahlı Kuvvetleri AB’ne karşı değildir” sözlerinde buldukları cesarette ararız. Bu şekildeki ifadelerinizi Türk Milleti olarak koyacak yer bulamadığımızı itiraf etmeliyim. Çünkü Türk Ulusu bu şekildeki sözlerinizle demek ki korkulacak bir durum yoktur rehavetine ve yanılgısına kapılmakta ve ihanetleri 65 yıldır ispatlanmış biri diğerini aratmayan soysuzlara desteklerini sürdürmeğe devam etmektedirler…Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine azınlık ruhlu, molla zihniyetli kafalar tarafından inanılmaz bir propaganda yapılarak kitleler etki altına alınmakta ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin dayanak noktası inceltilerek altı oyulmaktadır…işbirlikçi ve satılmış mevcut siyasi partilere yönlenmelerine ve emperyalist ülkeler güdümünde çeşitli yollarla istismar edilmelerine yol açan tutumlar karşısında Türk Milletini ve Türk Devletini temsilen Devletimizin yegane teminatı Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve değerli komutanlarının bu boşluğu doldurmasını beklemek bunca ihanetten sonra hakkımız diye düşünüyoruz. Türk Ulusunun Milli olan her kafasından faydalanmanızı bekliyoruz….Türk Ulusu olarak amacımız zamansız harekete geçmemek, ama geç de kalmış olmamaktır. Örgütlenmemizde ve uyanmamızda bize katkıları olacak yegâne milli güç Siz Türk Silahlı Kuvvetleri’nin olduğuna inanıyoruz. Türk Milleti bu konuda ısrar etmektedir Paşam. Plan ve program yapma, karşı düşünce üretme ve bu düşünceleri icraata dönüştürme zamanıdır. Tek bir sömürge anlaşmasının imzalanmasını ve yürürlüğe girmesini, hiç edilen tek bir Kamu kurumunun satışını durduramadığınız, durduramayacağınız içindir ki, tam bağımsızlığımızı kaybetmiş bulunuyoruz. Bu konudaki ihmalkarlıklarınızın devam etmemesi için acilen tedbir almanızı bekliyoruz. Durdurmak için kafalar koparılması gerekiyorsa, o da yapılmalıdır. Türk Ulusunun düşünceleridir. .. Türk yurdunda Türk ulusuna yakışır bir hayat istememizi bize çok görmeyeceğinizi ümit ediyor ve biz Türk Milletine gizli öncülük görevinizi yerine getirmenizi bekliyoruz…”,
Tümgeneral Sabri D. isimli şahsa yazdığı mektupta ise; “…Türk Ulusuna 85 yıl önce biçilen sömürge gömleğini 1923- 10 Kasım 1938 den beri 66 yıldır yeniden ısrarla giydirmeye çalışan emperyalistler ve işbirlikçilerine gerekli dersi bir kez daha olmak üzere yine Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Ulusu birlikteliği vereceğine inancımız tamdır. Gizli Öncülüğünüz kaçınılmazdır”,
Şüpheli Neriman Aydın’ın 10.10.2003 tarihinde halen devam eden Ergenekon Silahlı Terör Örgütüdavası tutuklu sanıklarından olan Veli Küçük’e yazdığı mektupta ise; “Paşam, 65 yıldır ihanette sınır tanımayan 65 yıllık Ankara Hükümetlerinden aksi bir tavır ve davranış beklememiz Türk ulusu olarak gaflette olduğumuzu gösterir. Bunun bilincindeyiz. Türk Ulusu olarak bütün beklentilerimiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapacaklarına yöneliktir….Bizi yanıltan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihanette sınır tanımayanlar üzerinde etkin ve etkili olamama duruşudur.” şeklinde ifadeler kullanarak TSK’ni Anayasa ve yasalarımız gereği emri altında bulunduran yasama ve yürütme organına karşı suç işlemeye teşvik ettiği, uyması gereken kanunlara itaatsizliğe teşvik ettiği görülmektedir.

Şüpheli Kemal AYDIN ve Neriman AYDIN’ın, Durmuş Ali ÖZOĞLU ile birlikte Ergenekon Terör Örgütünün hedeflerini gerçekleştirme amacıyla hayati derecede önem verdikleri Türk Silahlı Kuvvetlerine sızabilmek için bir kısım Harp Okulu öğrencilerine çeşitli şekillerde ulaşarak örgüte kazandırdıkları dosya kapsamıyla ortaya çıkmış bulunmaktadır. Ayrıca gizli tanık Kıskaç’ın, şüpheli Neriman Aydın ve Kemal Aydın’ın da aralarında bulunduğu örgütün Kuvvai Milliye uzantısının gizli bir toplantısında genç subaylara örgüt adına rozet taktığı şeklindeki beyanı şüphelilerin TSK’ne sızma konusundaki ulaştıkları aşamayı ve bu konuda ne kadar pervasız davranabildiklerinin kanıtıdır.

Ergenekon Silahlı Terör Örgütütarafından görevlendirildikleri anlaşılan şüpheliler Neriman Aydın ve Durmuş Ali Özoğlu’nun şüpheli Kemal Aydın’ın emir ve talimatları doğrultusunda hareket ettikleri, Kara Harp Okulunda okuduğu sırada Noyan Çalıkuşu ve Mehmet Ali Çelebi’yi örgüte kazandırdıkları, bu aşamadan sonra da şüpheli Mehmet Ali’nin harp okulunda okuyan diğer öğrencilerin örgüte kazandırılması konusunda kilit bir rol oynadığı, bu amaçla samimi olduğu başta soruşturma kapsamında yakalanan Eren Mumcu, Önder Koç, Hasan Hüseyin Uçar ve Yaşar Tozkoparan’ı olmak üzere arkadaşlarını bilge bir kişi olarak tanıttığı şüpheli Kemal Aydın ve Neriman Aydın ile tanıştırdığı, sonrasında da şüpheliler Kemal ve Neriman Aydın’ın yönlendirmesiyle şüpheli Durmuş Ali Özoğlu ile tanıştırılmasını sağladığı, hafta sonlarında ve her fırsatta arkadaşlarını şüpheli Kemal ve Neriman’ın evine getirdiği, bazen de dışarıda buluşmalarını temin ettiği, gece geç saatlere kadar bu gizli toplantıların sürdüğü, şüpheli Kemal’ın toplantıya katılmayanları takip ettiği, anayasal kurumlar olan yasama ve yürütme organlarının faaliyetlerini örgütün istekleri çerçevesinde nasıl sonlandıracakları konusunda bu personelleri eğittiği, sorunlarını özelikle Durmuş Ali Özoğlu aracılığıyla üst amirlerine ileterek çözdüğü, bu kişilerin askeriyede bulunan diğer arkadaşlarını da örgütün amaçlarına uygun bilgilendirmelerini sağladığı, bu hususta talimatlar verdiği, yine bu kişiler aracılığıyla beraber çalıştıkları komutanlar hakkında ya da diğer askeri okul öğrencileri hakkında özel bilgiler topladığı ve paylaştığı, Hizb-ut Tahrir Terör Örgütüne sızmalarını sağlayıp, görevlendirdiği, gizli yapılan bu toplantılarda başta şüpheli Kemal olmak üzere Neriman ve Durmuş Ali’nin Ergenekon Terör Örgütü’nün propagandasını yaptıkları, şüpheliler Kemal ve Neriman Aydın’ın bir yandan Genelkurmay Başkanlığı ile ortak hareket ettikleri ve yapılan faaliyetlerden Genelkurmay Başkanlığının haberinin bulunduğu konusunda bir hava oluşturdukları, bir yandan da subay adayı askeri öğrencilerle çok yakından ilgilenip onları etkilemeye ve güven kazanmaya çalıştıkları, yapılan bu çalışmaların sonunda adı geçen Kara Harp Okulu öğrencilerinin örgüte katılmalarının sağlandığı, örgüte bu şekilde dahil olan bu askeri okul öğrencilerinin örgütün amaçları doğrultusunda eğitilmeleri konusunda seminer adı altında programlar yapıldığı, askeri öğrencileri Türkiye Cumhuriyetinin yürütme organına karşı kışkırtarak yönlendirdikleri, bu öğrencilerin zamanla örgütün Kara Harp Okulunda şüpheli Kemal ve Neriman Aydın’ın emir ve talimatları doğrultusunda davrandıkları anlaşılmıştır.

Şüpheli Kemal Aydın ve kendisine bağlı olarak çalışan Neriman Aydın tarafından görünüşte Atatürkçü olarak yetiştirildikleri söylenen askeri personel olan şüpheliler gerek dosya içerisinde bulunan telefon konuşmaları, a-mail içerikleri ve alınan ifadelerinde şüpheliler Kemal Aydın, Neriman Aydın ve hatta Durmuş Ali Özoğlu hakkında övücü takdir edici ifadeler kulanken, diğer taraftan eğitim gördükleri Kara Harp Okulu eğitim sistemini ve bağlı bulundukları komutanlarını aşağılama derecesinde eleştirmektedirler. Bu tablo karşısında askeri personel olan şüphelilerin kendi komutanlarına değil de ismi geçen şüphelilere ve dolayısıyla da örgüte gönülden bağlı oldukları açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda örgütün TSK’ne sızma konusunda elde ettiği ürkütücü başarıyı gözler önüne sermektedir.
Örneğin Noyan Çalıkuşu ve Eren Mumcu tarafından 20.02.2007 tarihinde şüpheli Neriman Aydın’a gönderilen bir a-mailde; “Değerli büyüklerim Kemal Amcam ve Neriman Teyzem… Siz büyüklerimin bizlere vermekte olduğu fikir beyanatları, ileride atılacağımız kıta hayatında bizim görevlerimiz nazarında çok stratejik bir noktaya sahip olacaktır…Siz değerli büyüklerimizin nihayetsiz büyüklükteki bilgi dağarcığından yararlanmak ve sizlerin ruhlarımızı şahlandıran değerli sözlerinizi tekrar dinlemek için huzurunuza gelmek istiyoruz. Affınıza sığınarak pazar günü eğer müsaitseniz çok değerli vakitlerinizi almak istiyoruz. Ellerinizden öper, sağlık ve mutluluğunuzun daim olmasını dileriz. Eren MUMCU, Noyan ÇALIKUŞU”,
Şüpheli Noyan Çalıkuşu tarafından gönderilen diğer bir a-mailde, “sizin gibi Atatürk ün açtığı yolu kapattırmamaya yeminli, yüksek vatan sevgisiyle dolu saygıdeğer Büyüklerimin buraya gelmesinde bir vesile olmaktan onur duyuyorum”,
Yine şüpheli Noyan Çalıkuşu tarafından 26.10.2006 tarihinde Neriman Aydın isimli şahsa gönderilen a mailde; “…Siz ve Kemal Amcamın aynı coşku ve heyecan ile biz Harbiyelilerin timsali olması dileklerimle...”şeklinde şeklinde takdir, minnet ve saygı dolu ifadeler kullanırken, öte yandan “Şu zamana kadar benim örnek alabileceğim komutanım olmadı. sebebi ise bölük komutanlarının harp okuluna gönderilirken kişiliklerinden çok alaverelerle yaptıkları kariyerleri olmasıdır…her gelen komutan (okul k.) Harp Okulundaki sistemde değişiklik yapıyor. Dolayısıyla Harbiyeliler neyin doğru neyin yanlış olduğunu değerlendiremiyor. Yaptıklarını da inanarak değil yapmak için yapıyorlar “ biçiminde hakaret derecesine varan eleştirilerde bulunabilmektedirler.

Yine şüpheli Neriman Aydın tarafından 29.01.2007 tarihinde Noyan ÇALIKUŞU isimli şahsa gönderilen a-mailde; “…Türk ordusunun üst rütbedeki amerikancı -mason paşaları…” ifadeleri kullanılabilmektedir. Bir taraftan her fırsatta TSK’nin emrinde olduğunu ve esas devlet derken orduyu, başkomutan derken Genelkurmay Başkanını kastettiğini iddia eden şüphelinin diğer taraftan kahraman Türk Ordusunun üst rütbeli subayları hakkında kullandığı akılalmaz ifadeler, şüpheli Nerman’ın TSK hakkındaki gerçek düşüncesini apaçık ortaya koymaktadır. Tek başına bu ifadeler bile şüpheli Neriman ve Kemal Aydın tarafından örgüte kazandırılan askeri personel olan şüphelilerin örgütle ilişkilerini çözebilmek ve örgütün TSK üzerindeki emellerini anlayabilmek adına oldukça anlamlıdır.

Ergenekon Terör Örgütünün, diğer terör örgütlerine sızarak doğrudan ya da dolaylı olarak amacı doğrultusunda kullanma amacı doğrultusunda da şüphelinin, Neriman Aydın ile birlikte Hizb-ut Tahrir terör örgütüne sızma faaliyetini de yönettiği ortaya çıkmıştır.

Bir görüşmesinde, ‘Ben Cudi dağına gidiyorum, ben Irak’a gidiyorum ben, Ben Kandile gittim… telefonda olmaz seninle o işi telefonda mı konuşacağız, Yani kalemi kırarlar biter iş’ , şüpheli Ercüment OVALI ile görüşmesinde, ‘Ben PKK dağa adam çıkaran adamlarla görüşüyorum ya, Ben hain miyim, Bana benim Devletim bana esas Devletim hain gözüyle bakıyor mu, Görüşmem gerekir görüşüyorum, Ben PKK lılarla görüşüyorum dağa adam çıkaran adamlarla oturup konuşuyorum ben PKK lı mıyım terör örgütü mensubu muyum terör örgütüne destek mi veriyorum orda orda bu Devletin ve Türk milletinin ihtiyacı olan bilgileri tamam mı düşmana aktarıyorum düşmana söylüyorum söylemem gerektiğini’ diyerek Ergenekon Silahlı Terör Örgütüadına PKK terör örgütü ile de bağlantı kurduğu anlaşılmaktadır.

Şüpheli Kemal Aydın’ın kendisinin yardımcısı Neriman Aydın’ın ile birlikte, Ergenekon Terör Örgütünün faaliyetleri doğrultusunda hareket eden Kuvvai Milliye Derneği ile ve bu dernekte yöneticilik yapan Durmuş Ali Özoğlu’yla, diğer taraftan da İbrahim Özcan ve Hatice Bahtiyar’la bağlantı halinde olduğu, kendi telefon görüşmelerine göre PKK ve yöneticileri ile irtibatlı olduğu hatta onlara devlete ait bazı belgeleri de verdiği, yine bu amaçla ordu içerisine sızıp Ergenekon Terör Örgütünün hedefleri doğrultusunda yetiştirdiği şüpheliler Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu’nun terör örgütü olduğu Yargıtay Kararlarıyla sabit olan Hizb-ut Tahrir’e sızmasını teşvik edip talimatlarla yönlendirdiği, bu örgüte ilişkin bilgi ve belgeleri bu kişiler vasıtasıyla temin ettiği ve Ergenekon Terör Örgütünün gelecekteki eylemlerine bu örgütü de katma planı içerisine girdiği, yapılan aramada bu şüphelilerin Hizb-ut Tahrir Terör Örgütünden temin ettikleri dökümanların şüphelinin evinde ele geçtiği anlaşılmaktadır.

Kara Harp okulunda okuyan ve sonrasında mezun olarak TSK bünyesine katılan kişileri gizli hücre yapılanması şeklinde örgütlediği, çeşitli evlerde bu kişilerin örgütün amaçları doğrultusunda teorik eğitimini sağlamak üzere bir yapılanma kurduğu, örgüte katılmalarını sağladığı ve askeri okuldan mezun olarak TSK katılan kişileri öncelikle komando olmaları ve daha sonra bu özelliklerinin yardımıyla Özel Kuvvetler Komutanlığına sızmaları ve kurmaylık sınavlarında yüksek notlar alması konusunda yönlendirdiği, bunun başarılması için şüpheli Durmuş Ali Özoğlu’nun TSK içinde tanıdığı üst rütbeli kişilerin yardımını sağladığı, şüphelinin yardımcısı Neriman Aydın ile birlikte her türlü maddi ve manevi fedakârlığa katlanarak en iyi şekilde yetişmelerini sağlayan Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine hizmet etmeleri beklenen askeri personele, T.C. Anayasasında düzenlenen devlet kavramından başka bir şekilde tanımladıkları ve Ergenekon Terör Örgütünün nihai hedeflerinden olan (devlet içindeki başka bir) ‘DEVLET’ e hizmet etme düşüncesini aşıladıkları tespit edilmiştir.

Ergenekon Terör Örgütünün, Türk Silahlı Kuvvetlerinin içine sızması ve burada sağladığı yasadışı hücre yapılanmasında ve görüştüğü diğer kişiler üzerinde etkisini arttırmak ve güven bırakmak amacıyla, ordu ile herhangi bir şekilde resmi bir bağlantısı olmamasına rağmen, zaman zaman ise Genelkurmay Başkanlığı ile irtibatlı olduğunu beyan ettiği, şüpheli Neriman ile sürekli olarak T.C.Anayasasında kurumlarıyla tanımlanan Türkiye Cumhuriyeti Devletinden farklı bir yapılanmayı bir anlamda da kendisinin ve bağlı bulunduğu örgütün ulaşma hayalini oluşturan ESAS DEVLET olarak ifade ettiği oluşum tarafından görevlendirildiğini dillendirdiği, Anayasal bir kurum olarak TSK’nin yasadışı oluşumları desteklemesinin söz konusu olmadığı gerçeğini de göz ardı ederek ifadesinde, Ergenekon Terör Örgütünün yöntemi olan güvenlik kuvvetleriyle çatışmama prensibinin gereği olarak Esas Devlet sözüyle Türk Silahlı Kuvvetlerini, 1 numara ve Başkomutan sözü ile de Genelkurmay kastettiğini iddia etmesi oldukça anlamlıdır.
Şüphelinin yardımcısı Neriman Aydın’ın bilgi toplama faaliyetlerinin icrası kapsamında 21.04.2004 tarihli Jd.Kd.Albay Cengiz Y. isimli şahsa hitaben yazdığı mektupta; “Ziraat Bankası Dış İşlemler Operasyon Daire Başkanı Güner A Beye malum konudan Türk Silahlı Kuvvetlerinin uzun zamandır haberdar olduğunu, bu vesile ile Türk Ulusunun Devleti ile birlikte ayakta kalabilmesi için her bir bireyin katkısının vazgeçilmez olacağını, malum konudan tarafım sayesinde değil de, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bizzat haberdar olduğunu hissettirmenizi, bu bilgilere dünya durdukça ulaşmanın geleneksel Türk Devleti bekasının bir gereği olduğunu Batılı Ülkeler Almanya, Fransa, İngiltere örnekleri vererek ifade etmenizi, bu konuyu Batılı ülkelerde Mali Polisin yaptığını, ülkemizde her kurumun Siyasi iktidarlar elinde istismar edilmesi nedeniyle ülkemiz bakımından hayati öneme haiz bu ve benzeri konuların Türk Silahlı Kuvvetlerine kaldığını belirtmenizi, Albayım özellikle bu bilgilere ulaşmak için Mahkeme Kararı çıkartmak gibi bir çözüm şeklinden asla bahsetmemenizi, bu hak ve yetkilerin Devletimizin Kurulduğu gün Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk Ordusuna verildiğini belirtmenizi,
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her bilgi ve belgeye istediği anda ulaşmasının Devletimizin günümüzde getirildiği durum nedeniyle önemli olduğunu, Türk Ulusunun Türk Silahlı Kuvvetlerine güvendiğini ancak katkılarının beklendiğini ifade etmenizi önemle istirham ediyorum…“Not: Albayım toplantıdan önce Güner A. ve konuyla ilgili düşüncelerimi öğrenmek konusunda emrinize amadeyim. Dahili telefonumdan rahat konuşma imkanım bulunmaktadır.” Şeklinde çalıştığı kurumdan öğrendiği sırları ile TSK’nın kişiler ve kurumlar üzerindeki gücünü kullanarak yasadışı olarak örgüt adına bazı bilgilere ulaşmaya çalışmaktadır.

Ergenekon Terör Örgütünün, değişik kurumlar içine sızması ve kadrolaşması bağlamında, şüphelinin el konulan belgeler, alınan telefon kayıtları ve ifadesinden emniyet, yargı, üniversite, MİT, bakanlıklar vb. kurumlarda birçok kişi ile irtibatlı olduğu, bu çerçevede yardımcısı Neriman Aydın’ın örgüt mensubu olan kişileri koruduğu, haklarındaki soruşturmalardan kurtardığı, kurum ihalelerinin örgüte destek veren kişilerin üzerinde kalmasını sağladığı, iş bağlantıları kurduğu tespit edilmiştir.

Ergenekon Terör Örgütünün, değişik kurumlar içine sızması bağlamında, şüphelinin el konulan belgeler, alınan telefon kayıtları ve ifadesinden emniyet, yargı, üniversite, MİT, bakanlıklar vb. kurumlarda birçok kişi ile irtibatlı olduğu, bu çerçevede örgüt mensubu olan kişileri koruduğu, haklarındaki soruşturmalarda kurtardığı, kurum ihalelerinin örgüte destek veren kişilerin üzerinde kalmasını sağladığı, iş bağlantıları kurduğu görülmektedir. Bu kapsamda şüphelinin yardımcısı Neriman’ın kendileriyle birlikte hareket ettiğini ve kendilerine çalıştığı kurumun içine ait çok önemli bilgileri aktardığını söylediği İçişleri Bakanlığında Mülkiye Başmüfettişi olan C.E. isimli bir kişinin aldığı disiplin cezasının iptal ve Zonguldak Vali Yardımcılığına yapılan tayininin durdurulması için Ankara 10. ve 11. İdare Mahkemelerinde açılan davaların lehlerine sonuçlanması amacıyla şüpheli M.Şener Eruygur’a ve onun talimatıyla bu işle ilgilenmesi için görevlendirildiği anlaşılan J.Alb. Cengiz Y.’a mektuplar yazmıştır. Bu mektuplarda Türk Milleti adına bağımsız yargılama yapan mahkeme hakimlerinin, Jandarma Genel Komutanı olan ancak Ergenekon Terör Örgütünde lider kadrosunda görev yapan şüpheli M.Şener Eruygur’un vereceği talimatla Adli Müşavirler tarafından aranarak baskı yapılması istenmektedir:
17.08.2004 tarihinde dönemin Jandarma Genel Komutanı olan şüpheli M. Şener ERUYGUR’a yazdığı mektupta; “Paşam, emirleriniz üzerine komutanlığınız yetkililerinden Alb. Cengiz Y. Sayın Candan E. ile irtibata geçmişlerdir. ..söz konusu Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile “Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması” şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler. Sayın Candan E.’in Komutanlık Yetkililerinizin de dinledikleri üzere inanılmaz ölçüde bilgilere sahip olduğu düşünülürse, Bakanlıkta kalmasının sağlanmasının Asıl Devletimiz açısından fayda temin edeceğini ifade etmişlerdir…Konuyu Yüksek Makamlarınıza iletmenin gereğine inanmaktayım Paşam. Sayın Candan E.’in Ankara’da bulunması ASIL Devletimizin menfaatleri için önemlidir, vazgeçilmezdir” , bundan bir gün sonra 18.08.2004 tarihli J.Kd.Albay C.Y. isimli kamu görevlisine yazdığı iki mektupta benzer olarak; “…söz konusu Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile “Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması” şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler…Not: Albayım, konuyla ilgili aynı bilgiyi içeren bir notu Paşa’ya iletilmek ve bilgilenmesini sağlamak üzere Yaveri Yarbay Müfit Beyin odasındaki faksa da geçtim…Albayım, Sizleri aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Sayın C.E. beyin T. C. ANKARA 11.İdare Mahkemesinde açılmış bulunan 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili dava 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. lehine sonuçlanmış bulunmaktadır…söz konusu dava mesnet tutularak yine Ankara 11.İdare Mahkemesinde açılan “Zonguldak Vali Yardımcılığına tayin konulu 2004/2001 sayılı ikinci davanın da Sayın C. E. lehine sonuçlanmasına bu davanın dayanak ve örnek teşkil edeceği hususunu bilgilerinize arz eder …C. E.in Ankara’daki görevinde kalması için ikinci davada yardımlarınızı beklediğimizi belirtiyorum…” şeklinde taleplerde bulunmaktadır.
Bu talepler sonucunda şüpheli M.Şener Eruygur tarafından gerekli talimatların verildiği ve hakimlere davanın istedikleri gibi sonuçlanması için baskı yapıldığı şüpheli Neriman Aydın tarafından daha sonra yazılan teşekkür mektuplarından anlaşılmaktadır: 06.09.2004 tarihinde şüpheli M. Şener ERUYGUR’a yazdığı mektupta; “Paşam, Sizleri, Yüksek Makamlarınızı hayati aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Mülkiye Baş Müfettişi, Sayın Candan E. Beyin, Ankara 11.İdare Mahkemesinde 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili açılmış bulunan dava, 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. Beyin lehine sonuçlanmış bulunmaktadır. … söz konusu dava mesnet tutularak yine Ankara 11.İdare Mahkemesinde açılan “Zonguldak Vali Yardımcılığına tayin konulu 2004/2001 sayılı ikinci davanın da, bu durumda Sayın Candan E.Beyin lehine sonuçlanmasına dayanak teşkil edeceği hususunu bilgilerinize arz ediyor…Yüksek Makamlarınızın malumları olduğu üzere, Sayın Candan E.’in Ankara’da Mülkiye Başmüfettişliği görevinde kalmasının Asıl Devletimizin ayakta ve hayatta kalması için önemine ve gereğine inandığımızı belirtirken, Müfettiş olması nedeniyle inanılmaz bilgi ve belgelerin sahibi Sayın Candan E. Beyin bildiklerinin, Türk Ulusunun bir gün gereğini yapmak üzere Yüksek Makamlarınız nezdinde kayda alınmasının ehemmiyetine bir kez daha dikkatinizi çekmenin Türklük görevimiz olduğunu hatırlatmak istiyoruz Paşam. Arz ederiz…NOT: 1- paşam, bundan sonra elime ulaşacak bilgi ve belgeleri yine size mi yoksa Org.sayın F. T. paşamıza mı iletmeliyim, bunu izninizle öğrenmek istiyorum” , 18.01.2005 tarihinde yazılan bir diğer mektupta da; “…şahsınıza arz ettiğim Sayın Mülkiye Başmüfettişi C. E. Beyin Ankara İdare Mahkemesindeki iki davasının da Siz değerli ve duyarlı Türk Komutanının katkıları sayesinde lehine sonuçlandığını ve İçişleri Bakanlığındaki Başmüfettişlik görevine başladığını Yüksek Makamlarınıza iletmekten sevinç duymaktayız. Sayın C. E.’in Yüksek Makamlarınıza iletilmek üzere şahsıma ilettiği belgeler mektubum ekindedir. (Ek no: 3 C. E.) ) Arz ederim.” şeklinde ifadeler kullanılmakta ve mektup ekinde C.E. tarafından elde edilen belgeler bir teşekkür aracı olarak şüpheli M.Şener Eruygur’a sunulmaktadır.

Ergenekon Terör Örgütünün amacına ulaşabilmek ve askeri bir müdahale ile hedefine ulaşabilmek için ülkede bu zemini hazırlayacak kaos ve anarşi ortamı hazırlama gayreti içinde olduğu soruşturmanın bugün itibarıyla ulaştığı noktada net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ülkemizin son yıllarda Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerine başlaması, komşularıyla ve ABD başta olmak üzere büyük devletlerle milli çıkarlarımızı gözetecek iyi ilişkiler kurma çabalarının Ergenekon Terör Örgütünü rahatsız ettiği şüphelilerin konuşmalarında görülmektedir. Örgüt bir yandan ülkemizde her fırsatta ve sahip olduğu tüm olanaklarla AB ve ABD düşmanlığını körüklemekte öte yandan bunun başarılması için bir aşama olarak gördüğü Rusya ile daha da yakınlaşılmasını savunmaktadır. Bu bağlamda şüphelinin yardımcısı Neriman AYDIN’ın 01.02.2006 tarihinde Akhmed A. isimli şahsa gönderilen e postada; “Bu göreviniz Türk Ulusunun Rusya ile gelecekte bizlerin yönetiminde kuracağı ilişkilerde temel teşkil edecek... Kemal Abimin önderliğinde, Türk Ulusunu uyandırma ve bilgilendirme faaliyetlerimiz son hızıyla ve büyük coşkular ve katılımlarla devam etmektedir,” yine şüpheli Neriman Aydın şüpheli M.Şener Eruygur’a gönderdiği bir mektubunda; “Türk Ulusunu emperyalist, siyonist AB ve ABD ye sömürge yapmaya yemin etmiş siyasi zihniyetlere...” şeklinde ifadeler kullanmaktadır.

Şüpheliler Siyami YALÇIN ile Muhammet Murat AVAR’ın Ankara’ya Neriman Aydın ve Kemal Aydın ile toplantı yapmak üzere geldikleri bir sırada diğer şüpheli Neriman AYDIN’ın “Burada bize Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili bir işiniz olursa beni arayın.” demesi üzerine, şüpheli Siyami YALÇIN’ın Neriman AYDIN’a askeri ihalelerle alakalı olarak bilgi verdiği, Erzurum’da yapılan bazı ihalelerin şüpheli Siyami Yalçın tarafından kaybedilmesi üzerine Neriman Aydın vasıtasıyla iptal girişimlerinde bulunduğu anlaşılmaktadır.

Açıklanan tüm bilgi ve belgeler ile bütün soruşturma işlemlerinden şüpheli Kemal Aydın’ın olarak Ergenekon Terör Örgütünde yönetici konumunda görev aldığı, TSK ve diğer terör örgütleri içine sızma faaliyetlerini yönettiği, bir yandan yönlendirme, emir ve talimatlarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri içine sızma faaliyetleri kapsamında Kara Harp okulu içinde hücre şeklinde oluşturulmuş örgütsel bir yapılanma meydana getirdiği ve bu yapılanmayı personelin okuldan mezun olduktan sonra da muvazzaf subay olarak görev yaptıkları sırada da TSK içinde devam ettirdiği, onları örgütsel anlamda yetiştirip eğittiği, cebir ve şiddet kullanarak yürütme organını ortadan kaldırmaya yönelik olarak faaliyette bulunduğu, bunun gerçekleştirilmesi için ülkede askeri müdahale zemini yaratma çalışmalarının olduğu, örgüt üyelerini devamlı olarak Yürütme ve Yasama organına ve bu kapsamda Cumhurbaşkanına karşı bilinçli bir şekilde kışkırttığı ve hükümetin silahlı bir müdahale ile ortadan kaldırılması gerektiği hususunda sürekli propaganda yaptığı, askerleri Anayasa gereği başkomutanları olan Cumhurbaşkanına ve kanunlara karşı itaatsizliğe teşvik ettiği, bunun dışında üniversiteler, emniyet, basın ve ticari anlamda faaliyet gösteren kişilerle de örgütün amaçları doğrultusunda irtibatlı olduğu, değişik terör gruplarıyla bağlantı halinde bulunduğu, yurt dışı istihbarat toplama görevleri üstlendiği, topladığı bilgi ve belgeleri hiyerarşik yapı içerisinde üstlerine aktardığı anlaşılmakla,

Şüpheli Kemal Aydın’ın üzerine atılı ERGENEKON Terör Örgütünün ara yöneticisi olmak suçundan eylemine uyan TCK’nun 314/1,
Cebir ve şiddet kullanarak TBMM’ni ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs suçundan eylemine uyan TCK’nun 311/1,
Cebir ve şiddet kullanarak yürütme organını ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçundan TCK’nun 312/1,
Askerleri kanunlara karşı itaatsizliğe teşvik etmek suçu nedeniyle TCK’nun 319/1, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nun 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.



43- Şüpheli Neriman AYDIN
a-Savunmaları,
Emniyet beyanında;
Şüpheli Neriman AYDIN emniyette alınan ifadesinde susma hakkını kullanmıştır.
Savcılık beyanında;
Ziraat Bankası Ankara Kurumsal Bankacılık Şubesi’nde bankacı olarak çalıştığını, üniversite mezunu olduğunu, bekar olup 1500 TL. gelirinin bulunduğunu, yeşil pasaportunun olup Almanya Köln şehrinde Ziraat Bankası şubesinde 3 yıl görev yaptığını, herhangi bir derneğe sendikaya veya siyasi partiye üye olmadığını,
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden Ergün POYRAZ, Sevgi ERENEROL, Durmuş Ali ÖZOĞLU, Hamza DEMİR, Ercüment OVALI ve Kemal AYDIN'ı tanıdığını, diğerlerinden hiçbirini tanımadığını, bir irtibatının olmadığını,
Kemal AYDIN’ın abisi olduğunu, Sevgi ERENEROL'u ilk defa 3 Mart 2006 tarihinde Ankara'da abisi Mevlüt AYDIN'ın bürosunda tanıştığını, Ercüment OVALI’nın aile dostu olup kök hücre üzerinde araştırma yapan bir profesör olduğunu, Ercüment’in kendisine Sevgi ERENEROL'u kök hücre konusunda konuşmacı olarak davet etmek istediğini söylediğini, cepten kendisini arayarak, Mevlüt AYDIN'ın ofisine davet ettiğini, yanında Azerbaycan'dan Tenzile RÜSTEMHANLI, Ergün POYRAZ ve Gazi Üniversitesinden ÖNDER isminde soy ismini hatırlayamadığı profesör olduğu halde ofise geldiklerini, Ercüment OVALI’nın teklifini Sevgi hanıma ilettiğini, onun da kabul ettiğini, 2000 yılından beri abisi Kemal AYDIN'ın tavsiyesi üzerine okuduğu kitaplardan aldığı notları ve yaşamdan edindiği bilgileri not ettiğini, Ergün POYRAZ'ı da o gün tanıdığını, Durmuş Ali ÖZOĞLU'nu kitabını okuduktan sonra tanıdığını, Şifre Çözüldü, Ermeni Fransa ilişkileri isimli kitaplarını beğendiğini, daha sonra kendisiyle Cağaloğlun’da kendi bürosunda Toplumsal Dönüşüm yayın evinde buluştuğunu, Hatice BAHTİYAR ile de orada tanıştığını, Hatice hanımın onun editörü ve yazarı olduğunu, Durmuş ALİ ve Hatice ile yemek yediklerini, Hamza DEMİR'in daha önce bir kere abisi ile birlikte kaldığı eve geldiğini,
İstanbul’a geldiğinde Hatice'nin evinde kaldığını, Durmuş Ali ÖZOĞLU ile ilk defa İstanbul'a geldiğinde Cağaloğlu’ndaki büroda tanıştığını, onların da yaz aylarında eve geldiklerini, bir seferinde Liva Pastanesinde Sevgi ve Ergün ile birlikte buluştuklarını, yanında abisinin de olduğunu, Ergenekon Silahlı Terör Örgütüüyesi olmadığını, Örgüt içersinde hiç bir faaliyette bulunmadığını,
26 Ocak 2006 tarihinden 2-3 gün sonra Sevgi ERENEROL, Kemal AYDIN, Zeki Yakut (Müdür Bey), Yunus ŞAHİN, Aslı AYDIN, Remiye ERYILMAZ, Nesrin (C) cucur, Mevlüt AYDIN ve Ergun Poraz ile Farabi sokak Riva Pastanesinde (saat:16:00) toplandıklarını, genelde memleket meseleleriyle ilgili konuştuklarını, Sevgi’nin patrikhaneden bahsettiğini, Ergün’ün kitaplarından bahsettiğini, Kıbrıs konusunun konuşulduğunu, evinde yapılan aramada bulunan ajanda içersine; Sevgi ERENEROL Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi ve adreslerinin yazdığını, yine hemen alt kısmında Ergenekon Silahlı Terör Örgütüüyesi olmaktan tutuklu bulunan Kemal KERİNÇSİZ’ in isim ve telefonunun yazdığını kabul ettiği, patrikhane aleyhine yapılan bir eylemde kendilerine faks çekerek katıldığını belirttiği,
Toplumsalhaber.com sitesinde 2007 Ağustos ayından itibaren genelde Mustafa Kemal üzerine yazılar yazdığını, 30 Mart 2006 tarihli mail içeriğindeki 2 tane Türk subayı sivil mahkemenin kararıyla hapiste. ne zamandan beri Türk subaylarını sivil mahkeme yargılıyor şeklindeki yazıyı Şemdinli davası ile ilgili yorum olarak yazdığını,
Ergun POYRAZ’ın TSK’nın yardım ve korumasıyla kitap yazdığını, belgelere ulaştığını,
Necip HABLEMİTOĞLU'nu çok yakın bir arkadaşının öldürdüğünü ERGÜN POYRAZ söylediğini, Sevgi Hanımın da teyit ettiği,
Ergün POYRAZ’ın Tuncer KILIÇ, YAŞAR BÜYÜKANIT; ERTUGRUL ÖZKÖK, HİLMİ ÖZKÖK'ün akraba ve dönme sebatayist-yahudi olduklarını söylediğini, Genel Kurmay başkanlığı sırasında bekleyenlerin de mason olduğunu, dolayısıyla TSK'nın devletin ve ülkenin meselelerine hakim olamıyacağı fikrini Sevgi ve Ergün söylediğini, yine Ergun’un, Turan YAZGAN'ın Fettullahçı, Deniz BAYKAL'ın annesinin arap, babasının çerkez, Erdoğan'ın ermeni, Bülent ARINÇ'ın Yahudi, Kemal UNAKITAN'ın yahudi olduğunu söylediği, Sevgi hanım ve Ergün POYRAZ'ın düşünceleri ve kanaati "Köyümüze gidip silahımızda beklemek" şeklinde ortaya çıktığını,
26.03.2008 günü saat:13.18 sıralarında Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinin Ergenekon operasyonu yapıldığı zaman olduğunu, Durmuş Ali'nin niye kaçmak istediğini bilmediğini, nezaketen ‘Ben emirlerinizi bekliyorum’ dediği, Asena operasyonundan espiri olarak bahsettiğini, Bir numara olarak bahsettiğinin Genel Kurmay Başkanı olduğunu,
Askeriye içindeki İllegal yapılanma ve Karargah evleri ile herhangi bir ilgisinin olmadığını, sıkça Askeri öğrencilerle ve yeni mezun teğmenlerle telefon görüşmeleri yaptını, bunların tanıdığı ailelerin çocukları olup, zaman zaman evine geldiklerini, yemek yediklerini, Bu şekilde gelip gidenlerin Noyan ÇALIKUŞU, Mehmet Ali ÇELEBİ, Yaşar, Murat, Emre, Emrah, Nusret isimli Askeri öğrenciler olduğunu, Noyan ve Çelebi’nin teğmen olduklarını, diğerlerinin Kara Harb okulunda öğrenci olduklarını, Kemal Abisini dinlemek için gelip uzun uzun sohbet ettiklerini,
Bazen sorunları olduğundan buları Ali ÖZOĞLU'na bildirdiğini, 03.01.2008 günü saat:21.06 sıralarında Mehmet Ali ÇELEBİ ile yaptığı telefon görüşmesindeki açıklamasında, Gizli Savaşın Şehitleri isimli yazıyı ÇELEBİ’nin yazdığını, Kemal abinin kontrol ettiğini, Genç subaylar derkende ÇELEBİ ve arkadaşlarını kastettiği,
06.01.2008 günü saat:13.00 sıralarında Mehmet Ali ÇELEBİ’nin isteği üzerine disiplin kuruluna verilecek askeri öğrenci Emre’nin durumunu Ali ÖZOĞLU'na ilettiğini, Mehmet Ali ve Emre’nin bu konuyu abisi Kemal ile de konuştuklarını,
Mehmet DUMLU’nun Kütahya'da büyüğü olan mübarek bir zaat olduğunu, ara sıra uğrayıp duasını aldığını, şahsın silahlı kuvvetler ile ilgili herhangi bir ilgisinin olup olmadığını bilmediğini,
Siyami YALÇIN’ın kamu kurumlarına kömür sattığını, Ahmet Yarbayın Erzurum kolorduda Kemal abisinin arkadaşı olan Av. Hakan'ın abisi olduğunu, ihale için onunla görüşmesini tavsiye ettiğini, ona yardımcı olduğunu,
Noyan'ın özel kuvvetler şeklindeki özel kuvvetler bölümünü kazanamadığını öğrendiğini, bunların ailenin çocukları olduğunu, silahlı kuvvetler içerisinde örgütün amaçları doğrultusunda sızma girişiminin bulunmadığını, onların Özel kuvvetlerin önemli olduğunu, oraya girmek için çalıştıkların, tanıdık olup olmadığını sorduklarını,
04.04.2008 günü saat:12.57 sıralarında Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde 1 numara olarak sayın Genel Kurmay Başkanını kastettiğini, konuşma içinde geçen Volkan Kaplama’nın Ercüment Ovalı'nın şirketinde görevli olan paşa olduğunu,
Bir taksicinin çocuklara Hizbut Tahrir dergisi verdiğini, konferansa çağırdığını kendisinin de onlara gitmesini söylediğini,
11.05.2008 günü saat:14.00 sıralarında Abuzer T.’ nın bankadan ağabeyi olan Yusuf Ş.'nin Adıyaman'da serbest çalıştığını bildiği bir arkadaşı olduğunu, çekmiş olduğu mesajda, gömü bulduğunu, Kültür Bakanlığında tanıdığının olup olmadığını sorduğunu yine,
Diyarbakırda petrol işletme ruhsatı ile ilgili konuştuklarını, saçma bir görüşme olduğunu, kendisine jandarmadan bir üst düzey yetkili bulması halinde 1 milyar dolar vereceğini söylemesi üzerine namuslu insanlarsanız Kültür Bakanlığına müracaat edin, usulüne uygun çıkarın dediğini, Abuzer’ in yurtdışından ince zarif bir cep telefonu getirerek –önderim- dedi ağabeyine verdiğini
18.06.2008 günü saat:10.23 sıralarında Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptı telefon görüşmesinde; içerisinde, o.. çocukları hepsi düzeltilecek hepsi hesap verecekler derken bireysel muhalefet ettiğini, Askeri öğrenciler ile ilgili kurmay olurlarsa daha iyi olur dediğini, Ben de sivil kumandanım derken hiçbir şey kastetmediğini, Hilmi Özkök de paşaydı, Doğan Güreş , Kenan Evren çakallar sözü ile bireysel eleştiride bulunduğunu, Kahramanı bekliyoruz derken hiç kimseyi beklemediğini,
19.01.2008 günü saat:16.52 sıralarında Kemal AYDIN’ ın telefonundan Mehmet Ali ÇELEBİ ile yaptığı telefon görüşmesi içeriğinin Emre'nin disiplin cezası ve nasıl savunma vermesi gerektiği ile ilgili olduğunu,
31.3.2006 tarihinde, … tekrar söylüyoruz bu vatanın bekası için görevinin yapan astsubaylar sivil mahkeme tarafından yargılanmakta, bu utançta size yeter… şeklinde Adem Acarlı ismindeki arkadaşı yarbaya gönderdiğini,
Evinde Askeri öğrencilere ait olan kişisel dokümanları Mehmet Ali Çelebi’nin bıraktığını. Diğer belgelerin de eve gelip giden askeri öğrencilere ait olduğunu,
Toplumsal Dönüşümde yazar olan Cengiz Yücak’ın kendisine iki tane kitap bırakarak, kitapları Fevzi Türkeri ve Mehmet Şener Erguygur'a göndermesini istediğini,
Yarbay Adem Acarlı’nın fakülteden arkadaşı olduğunu, kantin ihalesi açıldığını herkese duyurmasını istediğini, kimlerin katıldığını bilmediğini,
Kalelerin tek tek düşürüldüğü sözünün Cengiz Yücak'ın yorumu olduğunu,
Hizbüt Tahrir ile ilgili doküman ve kitabın evinden ele geçirildiğini, taksicinin bu kitabı Mehmet Ali Çelebi'ye verdiğini, Bu kitap hakkındaki toplatma kararı olduğunu bilmediğini, Bilgisayarında ele geçen Hizbut Tahrir üyesi olan kişilerin listesini yüklemediğini,
06.06.2008 günü saat:22.41 sıralarında Aslı ile yaptığı telefon görüşmesinde; Eskişehir yolunu tanklar kapatabilir sözünün bir espri olduğunu, Tankların hazır olduğu konusunun art niyet olmadan espri amaçlı olduğunu,
İkametinde yapılan aramada el konulan kareli ajandaların içersinde; Prof. Oktay FİSUNOĞLU' na bir köşe verilmesi, Ekonomik makalelerini yazan Beyefendi bol bol Prof. Dr. Erol MANİSALI, Metin AYDOĞDU okumalı, Türk Ortodoks kilisesi Sayın Temsilcisi Sevgi ERENEROL Gündeme getireceğiniz konuları o kanunun uzmanları dilinden... şeklinde notların yazıldığı hatırlatıldığında, bir arkadaşıyla yeni bir gazete çıksa kimlere görev verilirdi şeklinde aldığı not olduğunu,
El konulan ajandalar incelendiğinde, Kanun maddesi, önerge, Kanun teklifi, anayasa şeklinde yazdıktan sonra ....yapılacak ....değiştirilecek şeklinde notlar tutulduğu, bunların birinde yazılı ve görüntülü basın yayın araçlarının tamamı devletin idaresi ve murakabesi altında bulunacak, özel girişimciye ait bütün yayın araçları tv ve gazeteler devletleştirilecek, Anayasa maddesi, Anayasanın ve değişmez kılınacak bir Anayasa maddesi ile hukuki konumu belirlenecektir. Neriman AYDIN 25 Mayıs 2006 yazdığı hatırlatıldığında, bunların kişisel düşünceleri olduğunu,
Ajandaların yapılan incelemesinde; Devletimizin yeniden sahibi olduğumuzda Büyük Türk milleti olarak yapacaklarımız 10 Temmuz 2005 Çankaya yazdığı ile ilgili soruda, ve devam eden incelemelerde; Kuvayi Milliye meclisinin açıldığı binayı açacağı, Anayasaya'nın ön sözüne ekleme yapacağı, Kanun teklifleri ile bazı kişilerin vatanı terk etmemeleri durumunda çıkarılacak kanun ile yargılanacağı, Hıyaneti Vataniye Kanununun Anayasa maddesi yapılacağı, Yapılacaklardan hiçbir ecnebinin, Hıristiyan, Yahudi ve masonun haberdar olmamsı gerektiği, özel üniversitelerin ve dershanelerin kapatılacağı, Dr. Doç.Prof. olma koşulları v.s öğrenim şekli ve içeriği bizzat taraflarından belirleneceği gibi değişiklikler yapılacağını yazdığı sorulduğunda, yine bunların kişisel düşünceleri olduğunu,
14.01.2008 günü saat: 14.42 sıralarında Durmuş Ali ÖZOĞLU' na gönderdiği iki mesajda; "E@ X) @ABLASİ SANA E POSTA ATTİM AMA CEVAP GELMEDİ. KURTCULUK YAPANLAR BU AKSAM KOLN DE BUYUK KATİLİMLİ BİR TOPLANTİ YAPIYORLAR. AYTEKİN KATİLACAK EMİRLERİNİ BEE@ X)I@KLİYOR.DEMİN SANA SÖYLEMEYİ UNUTTUM. MÜSAİTSEN BU KONUYA DAİR EMİRLERİNİ ALALİM .SEVGİ VE DUALARİMİZLA" şeklinde yazdığı hatırlatıldığında, Köln'de A.G. isimli bir işçi kardeşinin, yapılacak bir toplantıya gidip gitmeme konusunu kendisine danıştığını,
14.01.2008 günü saat: 18.38 sıralarında Gülsen ÖZOĞLU ile birlikte Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Bir süre hal hatır sorduktan sonra D.A.ÖZOĞLU' nun A. ile ilgili gönderdiğiniz mail ile ilgili görüştüğünüz, kendisini "Biz ona abin dediki sadece arşivlik görevini yap dedi A. bende öyle yazdım ona, yani o tür toplantılarda zaten amaç belli olduğu için dedi size saldırabilirlerde dedi…Sadece yerinde ve zamanında belki belki bir soru sorabilirsen dedi akılları karışsın o kadar fazla dedi üstüne gitme bende böyle yazdım ona…Görüntü alacaklar kayıt tutacaklar" dediği, D.A.ÖZOĞLU' nun not almasını, dağıtılan bir şeyler varsa yollamasını, A.'in cengaver biri olduğundan bahsederek "Melihde öyle..." dediği, kendisinin de "...bir emrin varsa ileteyim yerine getirsinler beyler" dediği, D.A.ÖZOĞLU' nun "...zaten yapıyor varya fazlasıyla yapıyor" dediği hatırlatıldığında; A. o toplantıda görüntü ve kayıt alacaktı ama yaptırmadılar.’ Diye cevap verdiği,
15.01.2008 günü saat: 11.20 sıralarında Ali SADAN'a gönderdiği iki mesajda; "E@ (* @CUMA GÜNÜ BERLİN EYALET PARLAMENTOSUNDA KÜRTÇÜLÜK YAPANLAR ALMAN DOSTLARIYLA BİR TOPLANTİ YAPACAKLAR. BU TOPLANTİNİN İZLENMESİ VE KONUSULANLARİN TÜRKÇE ME@ (*I@ETNİ VE GÖRÜNTÜLERİNE MUTLAKA ULASMAMİZ GEREKİYOR. YARDİMİN GEREK KARDEŞİM. ÜSEVGİLERİMLE NERİMAN AYDİN" yazdığı hatırlatıldığında; A.Ş. benim Berlin'de Türk Hava Yollarında çalışan bir arkadaşımdır. A.'in isteği üzerine onun bilgi toplamasını istediğini,
20.02.2008 günü saat: 12.05 sıralarında Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde; "Ercüment hocayı 10 gün önce Trabzon MİT görevlisi aramış" diyerek 3-4 saat görüştüklerini, gelenlerin Trabzon bölge sorumlusu olduklarını söyleyerek "Hocaya sadece ve sadece abimle ilgili çok ilginç ve dehşet sorular sormuşlar işte Kemal bey bu gücünü nerden alıyor kime güveniyor Kemal bey bu kadar çevreyi nerden edindi nasıl edindi vesair böyle dehşet sorular onları şimdi kaleme alıyor ki bana göndersin bende sana göndereyim eee ben çekindim korktum şöyle korku korku derken endişem şuydu abi Ercüment hocaya birşey yaparlar endişem ee sana aktaralım" dediği, görüşmenin devamında düşmanın faaliyette olduğunu, Ercüment'in konu ile ilgili rapor hazırladığını, rapor geldikten sonra Durmuş Ali ÖZOĞLU' na ileteceğinizi söylediği hatırlatıldığında; “Ercüment Hoca ile MİT arasında görüşme geçmiş ağabeyim Kemal ile ilgili sorular sormuşlar, Ağabeyim de sana zarar verirler, uzak dur diye Ercüment'i uyarmış. Düşman faaliyeti derken emperyalist güçlerden bahsediyoruz, Ercüment Ovalı MİT görevlileri ile yapmış olduğu konuşmayı not olarak yazıp ağabeyime verdi, kendisiyle görüşen görevliler Çınar KIZILTAŞ ve Coşkun ARDA 'ymış ben de not alıp ağabeyime ilettim” dediği,
15.01.2008 günü saat: 12.48 sıralarında Füsun ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; FÜSUN' un "...kızım biz senin gibi devlet işiyle uğraşmıyoruz" dediği, bir süre kızı ile ilgili konuştuktan sonra FÜSUN' un "... Cumartesi günü sultanım biliyor musun tüm Valilere ondan sonra Belediye Başkanı Vali Yardımcısı Emniyet Müdürü bütün erkan geldi şeye neydi Konağa konağın yanındaki yeri istimlak ettik aldık ya biz…He oraya da böyle kurs yerleri açılacak…Ondan sonra ama Belediye yapsın istiyorduk Belediye oralı olmadı Vali üstlendi şimdi"dediği, kendisinin de "Aldılar derslerini yani" dediğin, FÜSUN' un "vallahi ora ne zannediyorlar biliyor musun orayı biz yaptık halvefi tarikatı olarak M.D. nun etrafındakiler gelecek başkaları gelemeyecek" diyerek kursuyerlerin toplanacağını, Tezhip ve Ney grubunun olacağı, Zara' nın da geldiğinden bahsettiği, akabinde kendisinin "Ya arşivine ulaşmak istiyorum engelliyorlar beni emir verdiği halde ekim ayında benim yanımda Mücahit beye hiç bir CD yi alamıyorum siteye şey koyacam Video hazırlayacaz…O sohbetleri ve özellikle devletin önünde...Sen biliyorsun bunu, bunu Genelkurmay Başkanımız bekliyor ve ben bunu Mücahit e söyledim Mücahit beye ve benim yanımda abimin yanında Mücahit beye emretti..." dediği hatırlatıldığında; ‘Bu görüşmeyi ben Füsun Ö. isimli arkadaşımla yaptım. Ben devlet işiyle uğraşmıyorum, ben kitap okuduğum için bana bu konuda şaka yapıyor. Kütahya'da Evliya Çelebi Konağı var, kültürel faaliyetlerde bulunuyor. Halveti tarikatının ne olduğunu bilmiyorum. Tezhip ve Ney grubu kursları açılacak, Zara da konser verecekmiş. Mehmet D.'nun Mustafa Kemal ile ilgili güzel bir konuşma CD'si var. Ben onu edinmek için Evliya Kültür derneğinin genel sekreteri olan Mücahit D.'ten istedim ama edinemedim’ dediği,
28.05.2008 günü saat: 12.17 sıralarında Kemal AYDIN ile yaptığı telefon görüşmesinde; kendisinin "odasına aldı beni diyorki Neriman I Seni biliyoruz nekadar zarar verildiğini sana ı şimdi Alanyada bir Almanya adına çalışacak bir insana ihtiyacımız var ı onun için seni değerlendirmek istiyoruz" dediği, K.AYDIN' in "Devlet Görüşü onu, onu BAŞKOMUTAN bilsin" dediği hatırlatılınca; ‘Ziraat Bankası tarafından Almanya adına ben Alanya'da görevlendirilmek istendim. Ağabeyimin devlet görüşü onu başkomutan bilsin sözünü yorumlayamıyorum’ dediği.
19.01.2008 günü saat: 11.38 sıralarında Nuriye K. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; N.K.' nun "Ablacığım bu hafta Erol M. gelemiyor o sanıyorum önümüzdeki hafta gelecek" "Bu haftada ben Sabih beyle konuştum KANADOGLU’yla çarşamba günü bir aksilik olmazsa o geliyor" dediği, kendisinin de "Sabih KANADOĞLU geliyor çarşamba günü" dediğiniz, Nuriye'nin de azınlık vakıfları ve 301 hakkında konuşacağından bahsettiği, kendisinin de "Neler konuşmanız gerektiği üzerinde" "O önemli Sabih bey önemli tamam" dediğiniz, Nuriye' nin "...bizim burda altını çizmemiz gereken şeyler neler onları konuşmamız lazım" dediği hatırlatılın; ‘Kemal Abim, Sabih Kanadoğlu'ndan Toplumsal Haberde yazı yazmasını istemişti, fakat o kabul etmedi. bununla ilgilidir’ şeklinde cevap verdiği,
13.02.2008 günü saat:22.15 sıralarında Kemal AYDIN ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; H.B.' in sizi aradığını, patronla görüşmek için istanbul'a gittiğini söyleyerek "Yanlız patron şunu söylüyor bu grubun patronu iç muhalefetle ilgili her türlü şeyi yayınlayabilirsin ama Israil’e, Amerika’ya dokunmayacaksın diye" "O da tabi reddetti şuanda Malatyadaymış üniversitedeymiş bugün Malatyaya gitmiş H.B. bey bu konuyu sana iletmemi istedi ikinci konu şuymuş e bunlar 9 yıl önce Toplumsal Dönüşümden Din ve Laiklik Çatışması diye bir kitap çıkarmış Toplumsal Dönüşüm 9 yıl önce" diyerek kitaptan 100 bin adet yapılmasını, bu şekilde borç yükünün kaldırılacağını, şifre çözüldü kitabından bahsederek kitabın yazarının ne kadar büyük bir adam olduğundan bahsettiğiniz devamında K.AYDIN' m "Yani kardeşim o gün ne dedi Karamehmetlerle ilgili onlarda yahudi dedi değil mi" "Ne diyor şart İsrail ve Amerikanın aleyhinde" "Hiç dokunmayacağız iç muhalefetle ilgili ne yaparsan yap diyor değil mi" "...H.B. kardeşimde bu vesileyle herşeyin gerçeğini öğrenmiş oldu ama ne yazıktırki H.B.’ye yuh olsun yanlarında beraber ortaklık yaptığı insanları anlamadı ya iş işten geçtikten sonra anladı değil mi bokları yedikten sonra anladı şimdi anladı ben ne bok yedim diye" dediği, devamında H.B.' in Malatya'ya gittiğini söyleyerek "Çok güzel bir dergiye çok güzel bir yazı yazmış sana unuttu söylemeyi Mehmet Ali komutan ama ne ifadeler kullanmış bana giderken arabada anlattı bacı ne eğitim almış sen..." dediği hatırlatıldığında; ‘H.B.'in Olaylara Tercüman gazetesinde hem eserleri ve hem de kendisine kütüphane kurulması ile ilgili bir görüşmesini Kemal Abime iletmesi ile ilgili görüşmedir, benimle ilgisi yoktur’ dediği.
İkametinde yapılan aramada el konulan ajandalar incelendiğinde, Ergenekon Silahlı Terör Örgütüüyesi olmaktan tutuklanan Vedat YENERER' in isim, telefon ve adreslerinin bulunduğu, “M.BALBAY söylüyor bunu ART artık bizden çıktı. Ahmet Ö. ART de her şey değişiyor TOLON PAŞA ile Mustafa ÖZBEK yan yana, Nuriye ART de programa devamı sağlanmalı” yazdığı hatırlatılınca; ‘Bu notlar N.'nin abime danışmak için iletmek üzere verdiği notlardır.’ dediği
16.06.2008 günü saat: 12.36 sıralarında X ŞAHIS/HİKMET ile yaptığı telefon görüşmesinde; X ŞAHSIN "Ben bir maruzatım var arz edebilirmiyim" dediği, kendisinin "Estağfurullah emredin emredin emriniz olur sultanım ne demek" dediği, X ŞAHSIN telefonu Hikmet'e verdiği, HİKMET' in İstanbul Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuyan akrabası Canan dan bahsettiği, bu kişinin başka bir bölüme geçiş yapmak istediği, bunun da ancak YÖK senato kararı veya yüzde elli Bedrettin DALAN'ın elinde olduğundan bahsettiği, kendisinin "Bence yüzde yüz Bedrettin DALAN in elinde" dediği, bir süre ders notlarından bahsettikten sonra “…gerekirse başka yerlere emir verdiririz sultanımın içi rahat olsun" dediği hatırlatılınca; ‘Mehmet D.'un yeğeni C. D. Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2.sınıf öğrencisi, dersleri kötü olduğundan aynı üniversitede Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne yatay geçiş yapmak istiyor. Bunun için dedesi Mehmet D., Bedrettin Dalan Bey'e söyleyebilirmisiniz, Kemal beyin tanıdığı var mı diye soruyor, ben de kendisine Bedrettin Beyi, Ercüment hoca ve Kemal abim tanıyor, ikisi de size yardım edebililer diye cevap veriyorum ve konuyu Bedrettin Dalan beye ilettik, Bedrettin Dalan bey de Canan'ın Hukuk fakültesine devam etmesini istiyor, Canan da buna razı oluyor. Mehmet Dumlu benim değer verdiğim bir ulu zattır. Ben Bedrettin Dalan'ı tanımıyorum, Ercüment Ovalı ve ağabeyim Kemal Aydın tanıyor. Gerekirse başka kimlere emir verdiririz cümlesinden herhangi bir kastım yoktur’ demesi üzerine, 19.06.2008 günü saat: 16.22 sıralarında Hikmet/Mehmet D. ile yaptığı telefon görüşmesinde Canan ile ilgili Ercüment OVALI vasıtasıyla Bedrettin DALAN'dan randevu aldığı hatırlatılınca; ‘Bedrettin bey C.'ı ikna etti, Hukuk fakültesinde öğrenimine devam edecek. Ercüment Ovalı ile Bedrettin bey arasındaki ilişki kök hücre ile ilgili ticari bir ilişkidir’ dediği,
04.04.2008 günü saat: 13.39 sıralarında Kemal AYDIN ile yaptığı telefon görüşmesinde; kendisinin "Abi şu Devrimci Murat kardeşimizle bi görüşsene BİZİM AJANSA VEREBİLECEĞİ İŞ FALAN OLUR MU Acil durum acil durum biraz önce Kahraman la konuştuk çok acil" dediği hatırlatılınca; ‘Devrimci Murat beni değil ağabeyim Kemal'in tanıdığıdır, o lakapla çağırdığı için ben de öyle yazdım, benim hiçbir ilişkim yoktur. Kendisi hazır yemek işleri ile uğraşır.’ dediği,
29.12.2007 günü saat: 14.59 sıralarında Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde; Bir süre yayın evinin durumu ile ilgili konuştuktan sonra D.Ali ÖZOGLU' nun "Bu şey kargo gelmiş bana haber ettiler" dediği, kendisinin "Heh o Ercüment hocanın şeyleri dava dosyalarının" dediğiniz, D.Ali ÖZOGLU' nun "...kopyaları ben avukata verdirttireyim mi yoksa ben bana ulaştırsınlar ben inceleyeyim mi" dediği, kendisininde "Sen bilirsin yani onlar senin için hazırlandı" diyerek TEKELİOĞLU soyisimli profesörün dosyayı çaldığı ile ilgili itirafını söyledikten sonra "ikinciside dün akşam hoca abini aradı dediki Bedrettin DALAN aradı dedi ki bize ancak Türk çocuklarına yardım etmek düşer, hoca gel sözleşmeyi imzalayalım…Kök hücre kurduracak Yeditepe de labratuar” dediği, D.Ali ÖZOGLU' nun "hocanın şeyi ney durumu ne bakış açısı ne meyili ne ablacım…Yani ürün alacaklarda tamam da para kazanacak mı o …Eee ablacım ben bunu o zaman eee şeye aktarım bi Ankara ya" dediği hatırlatılınca; ‘Ercüment hocanın davalarına Av. Yusuf Erikel'in bakması ile ilgili dosyaların Av. Hakan Erdem'den alınarak kargo ile Av. Yusuf Erikel'e gönderilmesine ilişkin bir görüşmedir. Ercüment Ovalı ile D.Ali Özoğlu arasındaki ilişki Kemal Aydın bağlantılıdır, onları tanıştıran ağabeyimdir. Ercüment Ovalı hakkında açılan tıbbi davalarla Av. Yusuf Bey ilgilenecekti, benim bir ilgim yoktur. Yukarıda da belirttiğim gibi Bedrettin Dalan ile Ercüment hoca arasındaki ilişki iş ilişkisidir. D.Ali Özoğlu çevresinden yararlanarak hisselerin satımı konusunda Ercüment hocanın isteği olmuştur.’ şeklinde cevap verdiği,
-(1) adet 07.03.2007 11.34 gönderi tarihli mailde, ... tekrar söylüyorum, sivil toplum kuruluşlarının adı Kuvayi Milliye ve ADD olmak üzere tamamının ecnebi emperyalist devletler olan Amerika, İngiltere, İsrail, Almanya ve diğer Avrupa Birliği ülkelerinin bizzat doğrudan kontrolü altında olduğu hala bilmemekle ne büyük bir gafletin sahibisin... yazan doküman ile ilgili sorulduğunda,
‘Adem Acarlı kendi mailinde yazmıştı, millete hakaret ediyordu ben de sen kendine bak’ dediği,
-Üzerinde Paper Note ibaresi bulunan blok notun içersinde, Fuat VEZlROĞLU' nun kitabı alınacak, Yeniden Kuvayi Milliye Fuat VEZlROĞLU, Osman PAMUKOĞLU yazan ve Tunalı teğmenler 93 2. kat 6 numara Pınar Unutulanlar dışında yeni bir şey yok Osman PAMUKOĞLU, notlar ile ilgili sorulduğunda,
‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti eski dışişleri bakanının kitabını alacaktım onunla ilgili notlardır.’ Dediği,
Hatırlatma: H.B. , Toplumsal dönüşüm yayınları olarak her üç ayda bir yayınlanacak bir dergi, siyasi, ..., edebi yanı ağırlıklı çıkarmak, yazılarını makalelerini Metin A. beyden, Erol MÜTERCİMLER, Prof, Erol M., Doç. Şengül H.’nin , Prof. Oktay ... yazan doküman ile ilgili sorulduğunda,
‘Burada H.’nin yazacağı kitapla ilgili yazmasını istedikleri yazarların listesi dedi. Bu kişilerle benim hiçbir ilişkim yoktur, sadece Metin Aydoğan'ı kitaplarından dolayı tanırım’ dediği.
Ajandaların incelemesinde; Milli Eğitime bağlı tüm okullar, ortaokullar, liseler devlet kontrolü altında bulunacak yazdığı, hatırlatılınca,
‘Bu benim kişisel görüşümdür’ diye cevap verdiği,
Şüpheli Kemal AYDIN' in HP-CNf651148QH- seri numaralı bilgisayarından (4) sayfa sonunda Neriman AYDIN yazan dokümanın bir bölümünde, Değerli büyüğüm, talip olduğumuz görevin ağır-zor ve tehlikeli olduğunu biliyoruz. Ulusal mücadeleye atılanların ortadan kaldırılması için hükümet, yasancı devletler kuşkusuz ilk andan itibaren harekete geçecekler. Akla hayale gelmeyen olaylarla karşılayacağız. Yolumuz ölmek ve öldürmek ihtimalleriyle doludur. Bu tehlikeyi biz göze aldık, siz de alıyorsanız başlayalım deriz, yazdığı hatırlatılınca,
‘Ben Kemal Aydın'a ait bu notlardan haberdar değilim, yorumlayamıyorum, dolayısıyla ölmek ve öldürmekten kasıt nedir bilemiyorum’ dediği.
El konulan laptop bilgisayarın yapılan incelemesinde; CAHİL Mİ HAİN Mİ?
Başlıklı dokümanın sonunda; Fahrettin YOKUŞ' un tavrı, bir vatanseverin, bir ulusalcının
haklı ve cesur tepkisidir. Bundan sonra vatanın savunulması, hainlerin anlayacağı dilden yapılacaktır. yazdığı hatırlatıldığında,
Bunlar teğmen çocuklar tarafından yüklenmiştir, bana ait değildir’ dediği,
Ergenekon terör örgütünü tanımadığını, üyesi olmadığını, Ergün Poyraz, Sevgi Erenerol, Kemal Aydın, Ercüment Ovalı, Durmuş Ali Özoğlu, dışında Örgüt mensupları ile herhangi bir ilgisinin olmadığını, Durmuş Ali Özoğlu ile sadece okur yazar ilişkisi bulunduğunu belirtmiştir.

Sorgu beyanında;
Ağabeyi Kemal AYDIN ile hemen hemen her gün görüştüğünü, ağabeyinin temel hareket noktasının Üniter Devlet düşüncesi olduğunu, evlerindeki yoğunluğun misafirperverliğin dışında başka bir açıklaması olmadığını, Harp okulu dışında yeğenlerinin okuldan arkadaşlarının da zaman zaman gidip geldiklerini, insani dürtülerle harp okulu öğrencilerinin mezuniyet sonrası da problemleriyle ilgilendiğini, herhangi bir örgütsel bağlantısının olmadığını beyan etmiştir.
b-Elde Edilen Dokümanlar
Şüpheli Neriman AYDIN’ın Ankara İli Çankaya İlçesi Birlik Mahallesi 14. Sokak No:7 sayılı adresinde yapılan arama işleminde çok sayıda doküman, ajanda, videokaset, CD ve not kâğıtları bulunarak el konulmuştur. El konulan dokümanların yapılan incelemesinde;
-(3) adet yazar ismi olmayan kitaplar incelendiğinde, “HİZB-UT TAHRİR TERÖR ÖRGÜTÜ ile ilgili yayınlanan kitaplar” dokümanlar olduğu,
-(1) adet not kağıdı üzerinde; “*Özgür ŞENER (12.Bölük) Bölüğe III. Sınıfta katıldığında 117 puanı varmış, Jandarma Özel Harekat olmak istiyormuş. Takım Komutanı Üstgm. …… seni bu okuldan atacağım ifadesini kullamış, -40 puanla Nisan ayında atılmış” “Nusret MEMİÇ (4 üncü bölük) 2006-2007 eğitim-öğretim yılında kasıtlı olarak disiplin puanı düşürülmüş” “*Necdet YÜCEL(19. bölük) Babası Cumhuriyet gazetesinde yazılar yazmış, 19 uncu bölükse (Ali ÇAKAY) bu yılbaşından itibaren disiplin puanı düşürülmeye başlanmış” “Aykut ÖZTÜRK(19. bölük)” “+Atılanlar” yazdığı, arka kısmında ise “*Emrah ERVERDİ Disiplin puanı -30, kredisi 3.400, asker olmak subay olmak isteyen bir Harbiyeli, kısaca hayata askerlikle tutunduğu ifade ediyor, 9 uncu Bölük” “*Önay MAY Kredisi 3.500 civarında, Beden eğitimi ve spordan askeri eğitim sınavlarından sorunu yok, Harp okulunu kaldıramayacak biri değil. 9 uncu Bölük” “*Kur. Yzb. ….’in bölüğündeki 2006-2007 eğitim-öğretim yılında birinci sınıf kısmı, yıla 29 mevcutla başlamış, şu anda söz konusu kısmın mevcudu 20’dir. Yukarıda ismi geçen Emrah ERVERDİ ve Onay MAY da aynı bölüktedir” “*Barışcan ŞAHİN, Erdem GÜRKAN(9. bölük), Baha CANGÖREN (15. bölük), Bayram Burak GÜZELCİK (gönderilen)” yazan doküman olduğu,
-(1) adet not kağıdı üzerinde, “Hizbut Tahrir –Süleyman, -ulus kiler karşısı girişindeki Türksel Telefoncu Rıza arkadaşı, Keçiören senatoryum konuşma yeri, her hafta toplantı yapılıyor, ayda bir büyük toplantı, aşama aşama hazırlık, “Senin bu kitaba geçmen için 6 ayın var” “Bu iş için hiçbirşey talep etmeyen hocalarımız var” CDler kalabalık ortamda izleyin” Telefonda kayıtları sayı olarak yapıyorlar 11 numara 7 numara gibi” yazan doküman olduğu,
-(1) sayfa, 25.12.2007 22:33 gönderi tarihinde Mehmet Ali ÇELEBİ’nin Neriman AYDIN’ a gönderdiği mail de; Neriman teyze bunun üzerine ayrılma dilekçesi vermiş babası sanırım iptal ettirmiş belli değil. Emre’nin bölük komutanı ile Emre komutanım bana “seslerini yükselttiler saygısızlık yaptılar alt sınıflarım” demiş, Bölük komutanı “bu normal sen de bana yükseltebilirsin” diye karşılık vermiş. Yani göndermeyi kafalarına koymuşlar. Bir bölük komutanı böyle saçma konuşamaz tabi maksatlı değilse. Savunmasına şikayet edenlerin yalanlarını ispatlayacak şeyler yazması kar etmemiş Emre’nin” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,
-(1) sayfa 07.08.2006 11.14 gönderi tarihinde Duran A.’ ün Neriman AYDIN’ a gönderilen mailde, “…emperyalist güçler emrindeki iktidar sahipleri milletimizin ve devletimizin can damarlarını, temel iktisadi direklerini yıkmak için olanca kuvvetleriyle vurmaktalar. Bu temel taşlardan biridir Ziraat Bankası. Kuruluşunu, kuruluş amacını ve cumhuriyetin ilanıyla birlikte üstlendiği görevleri ve eylemleri okuyunca ve günümüzle karşılaştırınca insanın kanı doluyor inanın…”yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,
-(1) sayfa 07.08.2006 15.22 gönderi tarihinde Neriman AYDIN’ dan Duran A.’ e gönderdiği mailde, “… Zübeyde Abla kendisininiletinizi okurken Sevgi ERENEROL aradı, kendisini tanıyorsunuz Türk-Ortodoks Basın Sözcüsü……Prof Dr Ercüment Ovalı isimli kardeşimiz Trabzon’da milletimizin fedakar evlatlarıyla birlikte kurduğu kök hücre laboratuarının açılısını muhteşem bir kongre ile açaçak…”yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,
-(1) sayfa 09.08.2006 11.59 gönderi tarihinde Neriman AYDIN’ ın Zübeyde A.’e gönderdiği mailde, ülkeyi yönetenlerin Türk olmadığından bahsederek tehlikeden Türk milletini haberdar edilmesi gerektiğinden bahsettikten sonra “… önderimiz konumundaki insan Kemal AYDIN bey her an bizlere şunu söylemektedir…” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,
-(1) sayfa 07.03.2007 11.34 gönderi tarihinde Kemal AYDIN’ ın aacarli63@gmail.com kullanıcısına gönderdiği mailde, … tekrar söylüyorum, sivil toplum kuruluşlarının adı Kuvayi Milliye ve ADD olmak üzere tamamının ecnebi emperyalist devletler olan Amerika,İngiltere,İsrail,Almanya ve diğer Avrupa Birliği ülkelerinin bizzat doğrudan kontrolü altında olduğu hala bilmemekle ne büyük bir gafletin sahibisin…” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,
-(1) sayfa 31.3.2006 10.15 gönderi tarihinde Neriman AYDIN’ ın aAcarli@kho.edu.tr kullanıcısına gönderdiği mailde, Hulki C.’ nin yazı ve programları izlenerek hi bir yeş yapılamayacağından bahsettikten sonra “… tekrar söylüyoruz bu vatanın bekası için görevinin yapan astsubaylar sivil mahkeme tarafından yargılanmakta, bu utançta size yeter…” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,
-(1) sayfa 01.04.2006 01.26 gönderi tarihinde Adem A.’ nın Neriman AYDIN’ a gönderdiği mailde, …sizler ülke insanını yönetecek geleceğin komutanları Harbiyelileri boş sanmayınız… …sizler oy vererek sivil yönetimi seçip yönetime geriyorsunuz. Vatanı seviyorsunuz. Ama lafla herhalde… …sanki Siyonizm silahlı kuvvetlerin desteklediği bir şeymiş gibi konuşuyorsun ya, olur tüm sivillerin hatalarını yükleyin TSK’ya… …Asker geldi mi biliyorsun tüm şartlar her kes için farklı yaşanır. Bu o tür sistemlerin gereğidir…” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,
-(1) sayfa 30.03.2006 11.43 gönderi tarihinde Neriman AYDIN’ ın Adem A.’ ya gönderdiği mailde, “… iki tane Türk subayı sivil mahkemenin kararıyla hapiste….Ne zamandan beri Türk subaylarını sivil mahkeme yargılıyor…” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,
-(1) sayfa 08.08.2006 11.09 gönderi tarihinde Neriman AYDIN’ ın Zübeyda A.’ e gönderdiği mailde, “… Sevgi ERENEROL genelde Aytunç A. ile birlikte TV programlarına ve toplantılara katılır… …yurdun her köşesine ulusalcı mücadele güçleri tarafından davet edilen ve Fener Rum Patriğinin ihanetlerini bir bir anlatan, misyoner faaliyetlerinin amacını ve gayesini ihanetlerini ortaya koyan bir Hıristiyan olarak ortaya koyan bir Türk kadınıdır…” yazan bilgisayar çıktığı doküman olduğu,
-(1) sayfa A4 kağıdı üzerine el yazısı ile askeri öğrenci oldukları değerlendirilen (23) kişinin sabit ve cep telefonlarının yazılı bulunduğu ve sonunda denize gidenler İ. G.G., B.D. yazılı doküman olduğu,
-(1) sayfa A4 kağıdı üzerine el yazısı ile PKK Aachen Stolberk oluşum ile başlayan …İstanbul Beylikdüzü’nde dükkanları var, H.Ç. Kesin dönüş yapmış Tunceli de “Bakkal” işletiyor, Bunların hepsi örgüte eleman toplamak, örgütün propagandasını yapmak ve mali destek yaratmakla uğraşıyorlar yazan doküman olduğu,
-(1) sayfa A4 kağıdı üzerine el yazısı ile Fetullah cemaati, daha önce e-posta ile gönderdiğim 4 sayfalık listeden özellikle V. Y. Ç. ve İ. G. isimli kişiler cemaate para toplamak ve üyeler arasındaki iletişim konusunda oldukça etkinler şeklinde bir çok ismin bulunduğu doküman olduğu,
-(1) sayfa not kağıdı üzerine el yazısı ile, “9 şubattan sonra 15- şubatta emekli edilen karargah subayı M.A. F. Ç. mecliste danışmanı olarak özel statüyle 4 Milyar lira ile göreve başladı yanınada ordudan müstavi edilen bir binbaşıyı da yanına almış. –Büyüğümüz …gittiğinde bu aracı …altına sokuyorlar ve bununla dinleme yapıyorlar M. A.; Karaim Yahudisi Uçuşyolu kanada Oradan F.Gülen’in yanına gidip geliyor. Uçak biletleri incelenirse Fetullaha gidiş yolu” yazdığı, arka sayfasında “Trilya Restoran sahibi= S.Ü. emekli subay tanımı M.Ü., C.Ü. emekli Havacı başçavuş elektronikci (MOSSAD ilişki Elektronikle ilgili her türlü dinleme işini yapabilen bir adam Bu lokantanın sahibi Fikri sağların aile dostu. 6 ay dinleniyor görüntü ve ses kayıtları bunlarda 2 jip donanımlı her türlü dinleme bunlardan yapılıyor. İsrail büyük elçiliğinin sivil C plakalı diğer araç Süreyya üzmez üzerine kayıtlı” Elektronikle ilgili her türlü dinleme işini yapabilen bir adam Bu lokantanın sahibi Fikri sağların aile dostu. 6 ay dinleniyor görüntü ve ses kayıtları bunlarda 2 jip donanımlı her türlü dinleme bunlardan yapılıyor. İsrail büyük elçiliğinin sivil C plakalı diğer araç S.Ü. üzerine kayıtlı” yazan doküman olduğu,
-Üzerinde Paper Note ibaresi bulunan kareli blok not defteri içersinde, “Fuat V.’ nin kitabı alınacak, Yeniden Kuvayi Milliye Fuat V., Osman P.” yazdığı,
Başka bir sayfasında, “Tunalı teğmenler 93, 427 43 63, 2. kat 6 numara Pınar Unutulanlar dışında yeni bir şey yok Osman P.” yazdığı,
Başka bir sayfasında, “Hatırlatma: H.B., Toplumsal dönüşüm yayınları olarak her üç ayda bir yayınlanacak bir dergi, siyasi, …, edebi yanı ağırlıklı çıkarmak, yazılarını makalelerini Metin A., Erol MÜTERCİMLER, Prof, Erol M., Doç. Şengül H.’den , Prof. Oktay …” yazdığı,
-(1) adet üzerinde notebook yazan ajandanın içeriğinde, “…Tuncer Günay SEMDİN SAKIK anlatıyor Banu Avar-Sınırlar arasında… …27.08.2007 14:20 Ali ÖZOĞLU: Ablacım sağsalimen topraklarımızdayız. Kandilde patlatırlar ve üst düzey hainler gider” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, mk.nefer@googlemail.com A.Gülen Nuriye A. Halil K. (1949 İSTANBUL) (ÖLÜ) Alb. Ahmet Subni K. 60 ihlalde-Doğuda görv (karacı) Antalyalı Gülgün (T.)K. ABD Büyükelçiliğinde (Halil’in ilk eşi) görevde... ...Dava:Şubat 2006 Gölbaşı Asl Sulh Mahkemesinde tazminat ve nafaka talebi yok yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “eltisi-Nihan K. MİT-de çalışıyor ABD-Nihan ve Gülgün eliyle Nuriye A.’nın açtığı dava ABD kontrol altında Not:Belli ki Nuriye kontrol altında tutulmak üzere (0 535 391 19 38) Halil K. Dava Eylül’e ertelendi Davayı Nuriye açtı…” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Gülgün T. =Antalyalı ev:266 32 65 0532 373 50 24 babası asker- öldü annesi Antalya da oturuyor Askeri Yargıtay Başkanlığıyapmış, Amiral Hakim Yusuf E.’ın kızı Nihan K.- Mit’de çalışan CIA-/Paşa kızlarının aracılığı ile…” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Nuriye ile evlenme hadisesi bir amaca dayalı Emniyette de bir K … …Senai+Olgaç-Sezai Olgaç Halil K.’nın dayıları Yargıtay üyesi…” şeklinde istihbarı bilgilerin yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Aziz Ü. Melika O.’nun amcasının kızı ile evli…” şeklinde yazdığı, devamında T. ailesi ile ilgili istihbarı bilgilerin yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Küçük Hüseyin Efendi …türbesi …Kahyaoğlu Üzeyir Garih … Hz.Küçük Hüseyin Efendi …Alparslan Türkeş …Kahyaoğlu Üzeyir Garih …” şeklinde yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Turan Çömez? Haydar Baş?” yazdığı, karşı sayfasında ise “R.Tayyip Erdoğan henüz Yahudilerin ve CIA’nın övgülerine mazhar olmadığı 1991 yılında…” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “… M.ali Çelebi 1625 (0505 432 19 40) Tuncer G. (Nuriye atabey) …. +H.B. Mehmetçiğe mektuplar” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “1. Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk’den 10. Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet SEZER’ e kadar olan Cumhurbaşkanlarımızı asker sivil ayrımı yapılarak yazıldığı”, karşı sayfasında ise, “Rauf Denktaş àNoyan’da SuikastàÇelebi’de, Tehdit àYeliz’de 3 kitap Çelebi’de Türkiye’nin 5. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay 1968 yılında: Bugünkü okullarda yetişen gençlere ülke yönetimi teslim edilemez…” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Tepkimiz. Net Muammer K., Sevgi Erenerol: Ergun Poyraz için :Muzaffer Bey’e yapılan Ergun’a yapıldı. 5 Temmuz 2007 Pazar…” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “HanP.==>karma sistem Amerikan devreciliği bitirdi. Dört sınıf taburda karma birbirlerini tanımadan mezun oldular…” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “…Önce Ordu, sonra Devlet 3 ayda meclis…” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “…Mustafa Balbay: ART için 4,5 sene AKP iktidar olduğuna göre AKP’ye bu kadar görmeyelim” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Bir milyar 300 milyon $ Ahmet Özbek Mustafa Özbek’in oğlu ART artık devletin TV.sen daha çok güzel şeyler göreceksin ART yayın politakısın değiştirebilirler… …Prof.Dr.Ercüment Ovalı … Taki D.’nin adamı: lazım…” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Oğlu Amerika’ya gidip geldikten sonra ART’de yayın …değişecek. M.Balbay söylüyor bunu ART artık bizden çıktı. Ahmet Özbek. ART de her şey değişiyor Tolun Paşa ile Mustafa Özbek yan yana- Nuriye ART’de programa devamı sağlanmalı, Koyulan …haberi yok Ali Özoğlu tarafından manaya koyulan …ortada yok … Ankara Mitingi ile ilgili Mustafa Özbek yayın yapmak istememiş, Öğleden sonra Bayrak alındı saat 14.00 den sonra” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Hasan Kundakçı+Ha.Ba.+M.Tekin…”yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Vedat Yenerer, Arslan Bulut, Avukat Salim S. Fettulah’ın adamı Adana Aydın Tunkgücü… Yiğit Bulut –cnn’de proğram (Sule Zeybek Bulut) damadı-Şule… O zurnanın son deliği dedi Vedat Yenerer Arslan Bulut+ Vedat Yenerer Lale S. AndıçàTeves SS.in kızkardeşi Namık K.Zeybek-Aydın Doğan bacanak TESEV-masum dedi Vedat Yenerer N.Atabayın programında” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “M.B.: Bütün Abdullah Gülleri savunak zorundayız artık… …M.Ali Çelebi Alay komutanı- A.Gülen :0049 157-714-13 73 …VATANDAŞIN GELİRİ DENETİM ALTINA ALINACAK. TESPİT EDİP MERSEDESDEN VİLLALAR V.S. DEVLETİN MEMURLARINI ÜZERİNE SALIP BİR DE DEVLETE BORÇLANDIRACAĞI K.AYDIN…”yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “LÜKS OTOMOBİL SATIŞ TESPİTİ VİLLA YAZLIK GAYRİ MENKUL TESPİTİ YAPILACAK… … Ümit K. Bilgisayar 0 538 890 74 07…”yazdığı, karşı sayfasına ise, “… Aydoğan Aksüngü …İzmir Ege Ordu Erkan Başkanı Sancağın Başkanını Ağustos emekli Personel loj… yabancı dili …” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Rovanşında siz çalışacaksınız biz uyuyacağı Ama biz tilki uykusunda olacağız- Yakın zamanda Ali Özoğlu 17 Ağustos Volkan kaplama yakında gidiyor- àYarın öğleden sonra Celil B. Albay 0 532 495 37 24 …” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Naydin@toplumalhaber.com Ali A. SSK sicil no: ... Ahmet Yarbay ... Hamza-Mehmet çocuklarına Üzeyir Garih öldürülme olayı?” yazdığı, karşı sayfasında, “Cumhurbaşkanlığı meselesi Cumhuryiet meselesidir …Fatma Ü. : 280 250 20 346…” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “…Plazma ile ilgili hiç bir toplantı da bulunmamasın +Haluk P.(Avukat)… E.Ovalı Nedim Ayhan B.-nükleer Tıp …Bir/iki sene önce Plazma da biyi bir yerdeydik TSK ortak oldu.” Yazdığı, karşı sayfasında, “Volkan Kap. TSK olarak vazgeçiyoruz der (önemli) (1)Onay gidecek (2)İsim değişecek (3)Plazma da TSK-Kızılay-Ercüment yıldız Çelik 29 Ağustos 2007 …:Arkadaşın yakın zamanda devlet yönetecek yıldız: 60 yıl sonra mı? Neriman aydın 28.08.2007” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “…Ben E. Ovalı yerimde olsaydım TSK’ni temsilen gelen V.Kaplama’ya güvenmemelik eder mıydınız?” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Hamza Demir (1) Mehmet K. –Tunceli doğ Raina ve Galatasaray adasının işletmesi- PKK ile işbirliğinde İstanbul’u ayakta tutanlardan biri (2) (Paşa) Halen görevde olan bir paşadan – Erdoğan Polat Irak’dan ABD doları getirerek Avro’ya dönüştürüp piyasaya sürüyorlar Paranın %20’sini de Mehmetçik Vakfına verildiğniden de bahsediyor. (3) Edirneli Albay- Oğlu ve gelini teğmen Tayyip Erdoğan hayranı TSK ndan rahatsızlık duyan Bu dönemde TSK nin üst düzeyinin emekli edilerek bunlar dan kurtulacakmış T.C. Devleti Bu 3 Tırı vramış, Bulgaristan’da basılan dolarları kaçak yollarla Türkiye’ye sokuyorlarmış” yazdığı,
-(1) adet bordo renkli üzerinde NOTES ibaresi bulunan ajanda içersinde; “ÖNEMLİ Yazan Ali ÖZOĞLU… Konu;Yargıya … istiklal mahkemelerinde … Mayıs 20-2005 Şifre Çözüldü S123 ali ÖZOĞLU …Ali özoğlu Belge S.125” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Bu mücadeleler uzun süreli yapılacağından… … Neriman Aydın Gaziosmanpaşa 16 Haziran 2005 (14:13)” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “İyi de olmuş, aksi halde… …Bu konudaki uyanıklığını devam ettirmesiyle… Neriman aydın 01 Temmuz 05 GOP” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Neriman Aydın adına DSİ’nin yanında Karayolları Genel Müdürlüğünün misafirhanesi Tel:415 89 00 Bayındırlık Şaban Özel Kalemi Müdürü Fatih C. iki kişilik bir oda ayırttı. 0 538 328 87 00 (iki kişilik) yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “…ÖNEMLİ Türkiye Cumhuriyeti Devletinin idaresini elimize aldığımızda, 1995 yılında DYP-CHP ortak imzalı Gümrük Birliği antlaşmam nedeniyle Türkiye’ye Avrupa Birliği’nin Gümrük Birliği nedeniyle yapmaya söz verdiği bedeli ödememiş olması nedeniyle onların söz de Avrupa insan hakları mahkemesinde bir dizi davlaar açılacaktır. Devamı sayfasında, Benzeri davalar yurt içinde hem Devlet tarafından hem de tüzel kişiler tarafından açılacaktır. Zararı anlaşıldığında, idarecilerin tedbir almamaları haklarında dava açılmasını karara bağlayacak me… ve yapı kararı ile hesap sorulacaktır. Gerekli kanuni düzenlemeler yapılarak Türk … zararımıza sebep olan uygulama ve anlaşmalar ulusal ve uluslar arası ortamlarda tartışmaya ve hesap sormaya açılacaktır. 27 Mayıs 2005 Neriman Aydın 0 274-2164599Kamuran D.” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “5 Haziran 2005 Ankara’da bir toplantı düzenleyelim Atatürk ve Din konulu konuşmacılar Mehmet D. (Hz.) Metin A. Atilla İlhan Rauf Denktaş Şener ERUYGUR Kemal Aydın- Ara:Konser Kerkük Türkleri Abdurrahman K. Cengiz Y. H. B. Araz f… Meydan/ Stefan Bu toplantının alt yapısı hazırlayalım Hakan ve Neriman” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Kanun Teklif: Anlaşma yıl dönümlerinde öncelikle Türkiye’de Türkiye Cumhuriyeti Devleti nezdinde; sonra da ulus-devlet olan uluslar arası düzeyde kutlanmalı Bu vesile ile bir kanunu düzenleme yapılacak ve 1 gün resmi izin ile tarihe geçecek” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Kanun: Lozan antlaşması yıl dönümleri her yıl 1 gün resmi tatil ile yurt içinde yurtdışındaki temsilciliklerimizde… …etkinliklerle kutlanır. ANAYASA’YA KANUN MADDESİ OLARAK EKLENECEK” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “Turizm Bakanı Atilla Koç (2005-30 Haziran) (Kurtuluş Bayramı kafayı çekme bayramı… Benim başka görüşüm var. O tarihlerin birçoğu palavra zaten) gereği yapılmak üzere kayıtlarımıza geçmiştir. Kurtuluş törenlerinde sergilenen ÖNEMLİDİR temsili düşman gösterilerinin kaldırılmasının zamanı geldi Atilla K.” yazdığı,
-(1) adet siyah renkli kareli ajanda içersinde; “Kütahya Öğretmen evi Ahmet K. Candan E. Mülkiye Başmüfettişi) Vali Yardımcısı Metin Bey 0505 466 51 01 Valilik konutuna yakın 0 274-223 62 49 Öğretmen evi İnanç bey” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Hakan E. Piyade Binbaşı 1. Hudut Tabur Komutanlığı Çaldıran/Van Cep : 0542-6457771 İş:0432-4122087 0432-412 24 87 0432-412 20 07 E-mail= hakaneroğlu23@mynet.com” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Sevgi Erenerol Necatibey cad. alipaşa Değirmen sk. No:2 Karaköy/İstanbul 0212 244 28 10 Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın ve Halkla ilişkiler sorumlusu yazdığı, karşı sayfasında Merdan G. 0542 768 40 49…” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Sevgi Erenerol Necatibey cad. alipaşa Değirmen sk. No:2 Karaköy/İstanbul Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın ve Halkla ilişkiler sorumlusu”, “Patrikhane Yunanistan’a 0212-521 91 11 523 18 18 0532-214 33 54 Bg:0212-523 18 30… …Av:Kemal Kerinçsiz 0532-214 3354 Ziraat ATM 5521 Garanti Bonus Sıf:7382 mus:6521262” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “0505 576 17 55 Behiye Vedat Yenerer İnfo@intermetajans.com” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; zubeyde@kendinlebarış.com erenerol@mynet.com... ...holmez@nettemail.com yazan mail listesi,
-Başka bir sayfasında; “S. H. Danıştay 11. Daire üyesi Danıştay Başkanlığı 0 312 424 08 46 …0532-463 74 17 Sıhhıye-Ankara” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Cumartesi günü Keçiören/İncirli Yunus Emre Kültür Merkezi Cumratesi (13:30) Cuma- Zara-hamının ailesinde kalacak Cuma/(Saliha) (DSİ) sosyal tesislerinde (19:30-20:00) (Selçuk) us şekilde Özel bir sohbet Cumartesi 13:30 Akşam:6:00 Kocatepe Camisi (0274-2239247) Kamuran Bey (Afyonlular evin) de Proğram (Cuma) için (Selçuk Bey’den bilgi) Mehmet D. hz Ankara’da Zara hanımın annesinin evinde” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “26 Ocak 2006 Sevgi Erenerol Kemal Aydın, Zeki Y.(Müdür bey) Yunus Ş. Aslı A. Neriman Aydın Remiye E. nesrin © … Mevlüt Aydın Farabi Sk Kiva Pantaneri (saat:16.00) yazdığı,
-Başka bir sayfasında; M.H.- Cumhurbaşkanı olarak düşünülüyor” yazdığı,
-(1) adet siyah renkli karele ajanda içersinde; “Devletimizin yeniden sahibi olduğumuzda büyük Türk Milleti olarak yapacaklarımız 10 Temmuz 2005 Çankaya ile başlayıp Türkiye Büyük Millet meclisinin yeniden açılacağından, Anıtkabir özel defterine ilk ziyaret anında yazacaklarım ile devam ettiği, Büyük önder… …Neriman Aydın 12 Şubat 2004” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “ANAYASA Fertlerin… …hale getirilecektir” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Lozan antlaşmasının imza günü Türkiye de resmi tatil günü ilan edilecek… Neriman aydın 10 Temmuz 2005” yazdığı,
-Başka bir sayfasında: “Lozan Antlaşması, emperyalizm… 31 Ocak 2005 Çankaya Neriman Aydın” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Kanun Teklifi= Türkiye’deki Hıristiyanlar Türkiye’de bulunan ve kilise sahibi tüm dini görevliler (Hıristiyan-Yahudi) en kısa zamanda (Süre konulacak) … …Türk Ortadoks Kilisesi dışında …” “Tüm Jandarma il/İlçe komutanlıkları yetkilidir gereği millet adına Çankaya 8 Ocak 2005 Neriman Aydın Türkiye deki Hıristiyanlar Türk Ortadoks Kilisesi’ne bağlıdırlar. Aksi olanlar Türkiye’yi verilen sürede terk edeceklerdir. Hıristiyan Kilisesi olarak ülkemizde geçerli tek kilise ve otorite TÜRK ORTADOKS KİLİSESİDİR Çankaya, Neriman Aydın 10 Temmuz 2005” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “(*) Hıyaneti Vataniye Kanunu önce kanun olarak çıkarılacak, sonra Anayasa maddesi yapılacak …” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “ÖNEMLİ yapacaklarımızdan hiçbir ecnebinin hiçbir hıristiyanın özellikle hiçbir yahudinin ve masonun haberdar olmamasına azami özen ve titizlik gösterilecek MİLLİ EĞİTİM KANUN: …” yazdığı,
-(1) adet siyah renkli çizgili ajanda içersinde; “Sevgi Erenerol erenerol@ttnet.net.tr 5 Aralık 2005’de Ankara’ya geliyor. ART’de programı var …”yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Kanun Çankaya 23 aralık 2005 Gizli Önerge:… kendisi vatandaşın ayağına gidecek” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “ANAYASA MADDESİ: Yabancılarla yapılan veya yapılacak anlaşma maddeleri Türk milletinin mutabakatı sağlanmadan TBMM’den geçirilmeyecek ve yürürlüğe giremeyecek …Neriman Aydın Çankaya 23 Aralık 2005” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “GİZLİ ÖNERGE VE GİZLİ OTURUM: Dışişleri Bakanlığı, iç işleri bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığının mevcut kadroları ile sosyal güvenceleriyle görevden el çektirilmeleri …Neriman Aydın 23 Aralık 2005 Çankaya yazdığı, devamında GİZLİ ÖNERGE VE GİZLİ OTURUM: Mustafa Kemal Atatürk’ün kabri ile ilgili notların” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “ÖNERGE AÇIK OTURUM: 10 Kasım 1938 esas alınarak geriye (başlangıç noktası alınarak) geriye dönük olmak üzeri …özür dilemelerin sağlanması ve bedeli ne ise onu ödemeleri” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “KANUN TEKLİFİ: Başta İstanbul olmak üzere… başlayıp bazı Büyükşehirlerin isimleri yazılıp nüfus yapısının” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “KANUN: Milli Güvenlik Genel Sekreterliği lav edilerek yeni baştan mason olmayan… …paylaşılacaktır 18 Şubat 2006 Neriman Aydın yazdığı, devamında KANUN: Devletimiz, Vatanımız ve Milletimizin aleyhine… …cezalandırılacaktır 18 Şubat 2006 Neriman Aydın” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Kanun: Kozan-Dilekkaya köyü Sit alanı olduğundan aileler ev yapamadıklarında çocukları evlenememektedirler. …Eruygur paşa’ya bildirilecek” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “İstihbarat Albay S. İ.” yazdığı
-(1) adet kahve renkli kareli ajanda içersinde; “KANUN TEKLİFİ: Türk milleti nüfus kayıt işlemleri sırasında gerek nüfus kaydı düzenlemesinde, ve andından bu isimle yapılacak her tür vatandaşlık işlemlerinde çift isim alan vatandaşlarımız bu isimleri arasına nokta ve bu isimler kısaltma olarak kullanılmayacaktır…”yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “03 Mart 2006 Sevgi Erenerol, Ergun Poyraz, Tenzile R., Önder Bey, (Ercüment ovalı Mevltü Aydın 30 dak.) Saat 17:30’da 9:30’a kadar bir sohbet Kemal abim toplantıya katılamadı, Antalya seyahati nedeniyle –Unutmadan konuşulanları kayda geçirmekteyim (1) Ergun Poyraz’ın en son sarfettiği cümlelerden başlamak istiyorum, H.B.’in kendisini kazıkladığından Necip Bey’in kitaplarının trilyon liralar tuttuğundan, kendisine kazık atıldığından bahsetti. Bunları neden söyledi? Sevgi hanım Toplumsal Dönüşüm Yayınevinde neler oluyor insanlar (Hüseyin M. vs) kimseler paralarlını alamadılar Galiba devirler falan olmuş dedi Ergun Poyraz da bunun üzerine (O kadın devredildi dedi) (H. evden bile çıkmıyormuş) dedi” devamındaki sayfa da “(2) Paşalardan ve Türk ordusunun paşa …Yahudiler elinde olduğundan bahsedildi. –T.K, Y.B., E.Ö.-H.Ö.’ün akraba ve (dönme) Sabatyist-Yahudi olduklarından bahsedildi- …Bu fikirlerin ısrarlı sahibi Ergun Poyraz Ya şimdi E.Poryraz’ın bu düşüncesini yorumlamak istiyorum; Bu adam TSK’nın yardım ve korumasıyla kitap yazıyor, belgelere ulaşıyor, ama adam ordu aleyhinde propaganda ya ısrarla devam ediyor- Bu adam gerçekten Ordunun mu yoksa ordudaki din ağırlıklı kesimin mi yoksa ordudaki mason ağırlıklı kesimin mi emrinde?” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Sorular çok fazla şüphelerim yüksek boyutlarda. Bir de Kemal ağabeymin yanında konuşmadığı hususları o yokken bu Kemal ağabeyimden korkuyor mu? Çekimi yok mu/ Bir diğer konu N.HABLEMİTOĞLU’nun çok yakın bir arkadaşı tarafından onu tanıyan biri tarafından öldürüldüğünü ifade etti, Sevgi hn. Da teyit etti. Bu konuda abimin düşüncelerini alalım Bir de hep o Yahudi bu mason falanca ermeni gibi bir muhabbet yapıldı, *Onun Yahudi bunun mason falancanın ermeni olmasını değiştiremeyeceğimize göre, biz Türk milletinin evlatları Devletimizi nasıl elde ederiz diye gayret ve çalışma yapmak zorundayız” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “TSK inanılmaz boyutlarda halk nezdinde itibar ve güven kaybetmekte buna orduya yakın insanlar zemin hazırlamaktadırlar…” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Yeni Hayat Dergisi yönetici kadrosunun Fethullah’ın emrinde olduğundan Hanefi-vs. insanlardan bahsettiler Av. Hüseyin vs. Şahsi Kanaatlerim: Sevgi Erenerol bizim aynı düşüncede En küçüğü de dahil her tüzel kişilik (Vakıf dernek örgüt) tamamen emperyalizmin kontrolü altında siyonizmin kontrolü altında- Onun için bireysel çalışma ve mücadele ile ilgili tek tek insanlarımıza ulaşmak ve Türk milletinin kutsal değerlerimizdeki fikir ve amaç birlikteliğini sağlamak” yazdığı,
-Başka bir sayfasında, “T. Y., Turan Y. Ali Ç.- daha bir çok isim zikrettiler- Turan Y.’nin da Fethullahçı olduğunu Er. Poyraz söyledi. Deniz Baykal’ın anne Arap baba Çerkez, Erdoğan’ın Ermeni Bülent Arınç‘ın Yahudi, Kemal Unakıtan’ın Yahudi olduğunu söyledi, Kemal Unakıtan’ın karısının adının Ahsen değil Aysen olduğunu” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Sevgi hanım Tenzile Hanım Hariç Ergün Poyraz’ın düşünceleri ve kanaatim (köyümüze gidip silahımızla beklemek) şeklinde ortaya çıktı Ümitsiz … karamsar ve Türk milletinin, Türk milletinin gücü feraseti öz değer ve düşünceleri birşey sayılarak yok sayılarak ifadelerine devam etti E.Poyraz” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Önder Bey’in doktora öğrencilerinden biri yarbaymış Hoca bunu ele geçirince ver yansın ediyormuş Yarbayın Hoca’ya Generallerle ilgili söylemi: Hocam Paşalara siyaset deseki meclise kadar köpek gibi dört ayak üzerinde gideceksiniz Paşalar köpek gibi dört ayak giderken daha gerçekçi olsun diye tek ayaklarını kaldırıp yoldaki ağaçlara da çişlerini yaparak giderler” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “organisation-Örgütlenme, Örgütleme, Teşkilatlandırma, Teşkil, Teşekkül, Teşkilat, Düzen, örgüt, tanzim ve tertip etin, tertiplemek, düzenlemek” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “KANUN TEKLİFİ-KANUN: Yabancı Devletlerin ülkemize atadığı greek elçilik konsolosluk mensupları gerekse ticari ateşelik askeri ateşelik gibi mensupları Türk istihbarat Bakanlığınca takip edilecek… Neriman Aydın 11/04/2006” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Askeri Yüksek idare Mahkemesinde teblig tarihinden itibaren 60 gün içerisinde dava açılacak. (Yazı suretini bana gönderecek!) MSB dilekçeye cevap verecek! O dilekçe ile dava açılacak. Dava açıp kazananlar var. Cevabın sureti ile Balü abime gideceğim” yazdığı,
-(1) adet üzerinde NOTES ibaresi bulunan bordo renkli kareli ajanda içersinde; “ERKUT ERSOY :0543 533 17 69 DÜZCE-” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “KUVAYİI MİLLİYE O.OZANSOY KUVAYİ MİLLİYE ULUSAL GÜÇLER DERN. GEN.SEKRETERİ” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Kantal Kaymakamı D.A.Ş. İstiklal marşımızın ve Andımızın okunmasını yasaklamak istediği talep yazısı: 30.11.2004-966 sayılı yazı gereği günü geldiğinde yapılmak üzere Neriman Aydın 2 Eylül 2005” yazdığı,
-(1) adet kahve rengi kareli ajanda içersinde; “7.000 EUR 636 05 30 25.000 EUR 5.000 2.000 N.aydın 18.000 EUR…” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “S.17. Rabıt ve Kumandan ile Hasbihal …Çev’in başkanı ile ilgili Eruygur Paşa’ya uyarı –Yeni Hayat Dergisinde yazılarına son vermesi, yazılarını kitap haline getirmeli –Aslı Fethullahçı E.POYRAZ hizmet etti Türkan Salyan ÇEV Çağdaş yaşanı destekleme derneği Buzoğlu, H.B., H.Altaş Uygur O. …Arkamızda Jand. Gen. Kom.” Yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Ayhan K. Başbakanlık (müştarı) müşavir MHP kökenli- istihbarat tanışmanı yaparak Add’de kürkçülük yapanlara karşı değerlendirilecek. Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurulu Başkanlığı Yurt içi ve Yurt dışı ilişkiler Daire Başkanlığında Şube Müdürü –hırsız-menfaatsiz-fedakar-“yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “A.S.P. (Elektrik Elektronik San.) Erzurum Şb. Çek-sorgusu Her türlü demirbaş gelmesin rağmen teminat mektubu alamıyor. İrfan Bey’e bilidirilecek (Hümettin-)…”yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Yapılacak ve yapılacak olan faaliyetlerimizde öncelik büyük İsrail devletinin kurulması projesinde olmalıdır. Bizler şimdiye kadar hiçbir oyunu kaybetmedik ve asla kaybetmeyeceğiz Çünkü bizler yahudiyiz masonuz…. (Ali Özoğlu Şifre çözüldü. S.35” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Sevgi hanıma (Erenerol) söyleyeceklerdeni Türk Ortodoks Kilisesi kuruluş yıldönümlerine katılmadığımızın sebebi sizin Amerika İngiliz ve İsrail ile … haber aldığımızdan bunu niçin yazdık…” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Karadeniz Teknik Üniversitesinden gelen şikayet edilen Ercüment Ovalı şikayet eden Tahsin kopuz, mağdur Erdal kopuz luzumu muhakeme olmadığına ilişkin kararın denetimi Danıştay 1. Daire Talebimize dosyamıza gayri kanuni bir müdahalenin olmasıdır. Dosyamızın zalimce sonuçlanması konusudur. Dosyamıza gayri kanunu bir müdahale olmasını önlemek Selçuk H.” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Mehmet D. (hz) ile irtibata geçilecek konu ve konuk için Erol D. ve eşi Zara ve eşi İbrahim E.+…Konuklar Şener Eruygur, Ali Özoğlu konuk” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Ahmed Ahmedov ile sazlı semaver Hoca M.D.Konu+Türkçe … Ercüment Ovalı … Banu A.” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Hoca M.Dumlu’nun düşünceleri ve önerileri alınacak Zara ile ilgili düet için görüş sorulacak yazı yazılacak Şener Eruygur, Ali Özoğlu konuk” yazdığı,
-(1) adet üzerinde NOTES ibaresi bulunan siyah renkli kareli ajanda içersinde; “Prof Dr. Ercüment Ovalı Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Tıp Fakültesi Hemtoloji Bölüm Başkanlığı Trabzon 0 462- 325 12 46” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “0543-533 17 69 özel buro@mynet.com Erkut Ersoy” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Sn. Org.Hurşit Tolon 1. Ordu Komutanı Sn. Tolon Emperyalist emrindeki… …hizmetinizden” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Sorunun çözümü ABD ve AB ile olan ilişkilerimizi gözden geçirmektir. PKK bu güçlerin güdümünde eylemlerini sürdürüyor. Batının talepleri devam ettiği müddetçe terör konusunun sorun olmaktan çıkacağını da zannetmiyorum. Prof. Erol M. Org. Veli Küçük: Gerekirse silahlanıp dağa çıkarız Yeniçağ 12 Ağustos 2005” yazdığı,
-(1) adet kahve renkli üzerinde NOTES ibaresi bulunan kareli ajanda içersinde; “Kütahya öğretmen evi: Ahmet K. Candan E. adına ayrıldı. (Vali yardımcısı Metin Bey) 0505 466 51 01 Valilik konutuna yakın Pazar/Pzt./Salı yer ayrıldı” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Türkiye’nin Rum Patrikhanesi… …Yeniçağ 28.10.2005”yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “T.İş Bankası Çağaloğlu Şubesi şube kodu 1095 Hesap no:0719596 Yeşim Yurter” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “18 Ekim 2005 (12:44) maalesef kaleler tek tek düşüyor düşürülüyor Arkadaşımızın kardinalin adamları ile görüştüğü ve bir takım ekonomik teklifler aldığı konusunda ciddi duyumlar almış ama inanmamıştım. Çok üzgünüm saygılar Cengiz Y. Cengiz Bey bahsettiğimiz arkadaşımız H. mi? 18.10.2005 Neriman Aydın Maalesef Cengiz Y. (12:48) Beni bağışlayın inanmakta zorlandım. Önemli değil Mustafa Kemal de hep yalnızdı Biz onun evlatları beraber başarırız dedik” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “İstanbul düştüyse Ankara var Siz varsınız, siz Biz olacağız vatan Türk’ün devlet Türk’ün Biz de bir gün nutuk yazarmıyız? İhanet edenleri ve korkup kaçanları sevgiler Neriman Aydın 18.10.2005 Kemalizmle kalkıyorum. Lakin bizimkiler de vatan evlatlarına sahip çıkamamakta ve çil yavrusu haline dönüşmelerine adeta seyirci kalmaktalar. Cengiz Y. (13:07) 18.10.2005 Savunduğu cepheyi asla terk etmeyecek olan Türk çocuklarını korumak ve emirlerini almak zorunda kalacaklar” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Bugün bizden haberi olmayanları tanrı Türkü zaferle buluşturuncaya kadar mücadeleye ant içtik seviler 18.10.2005 Neriman Aydın Ergun Poyraz Kemal Yavuz paşadan sonra şimi de Yekta G. Ö. hakkında karalayıcı bir kitap hazırlıyormuş! Bu doğru bir eylem mi? Bizler bu olayı nasıl değerlendirmeliyiz? İzahatlarına ihtiyacım var Kemal hocama ve sizlere saygılar 18.10.2005 (22:18) Cengiz Y.” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “yarın sizi bilgilendirelim Kahraman Türk sevgilerimizle Neriman aydın 18.10.2005 üzücü olan ve de kafamı karıştıran bu şahsın halen bizlerin safında ve korunuyor olması H.Beye yaptığı haksızlıklar ve hakaretler için dün bu şahsa şerefsiz diyen bir zat bugün yeni kitabı için katkı sunuyor, ama aynı katkıcı zat yayıncımızın kayıp gitmesine seyirci kaldı! Cengiz Y. 18.10.05 (22.48)” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Feridun Ö. ->(bu şahıs suç örgütü lideri Sedat PEKER ve adamlarına yönelik KELEBEK operasyonunda gözaltına alınmıştır) Başkent iktisatçılar Derneği Başkanı” yazdığı,
-(1) adet kahve renkli üzerinde herhangi bir ibare bulunmayan kareli ajanda içersine; “Tayip Erdoğan’ın 1980’li… ünlü yemini …” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; Timurberk@gmail.com Koray gürbüz 417 23 44-0 312 Gaziler vakfı Güneydoğu gazisi 0505 466 60 00... yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Salı-Cuma 1 Mayıs 18:00-21:00 arası… …Şili Devlet Başkanı’na Sanriago V. Belediye Başkanına mektup yazılacak…”yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “A.Türkiye de kilise inşaatlarıyla ilgili kısıtlamalar-? Hıristiyan ve kilise sayımı? Sevgi Hanım aranacak-…”yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “417 51 90- 2742 Hakan B. B. /Yüzb. Harp okulunun kantini özel girişimciye açılıyor. İçinde bir de kitaplık ver kitap satış bölümü harp okulu öğrenci sayısı (4000 bin) hem kantin hizmeti hem de kitap satışı yapabilecek. (işletme esasları ve bedel için Hakan B. (Yüzb) ile görüşülecek) (Yrb) Adem A. haber verdi” yazdığı,
-(1) adet siyah renkli üzerinde herhangi bir ibare bulunmayan kareli ajanda içersinde; “(E.Org. M.Şener Eruygur) yazdığı,
-Başka bir sayfasında; kemalkerincsiz@mynet.com 0212-523 18 18 521 91 27 521 91 11 Bs: 0212-533 18 30 Vatan cad. Emlak Bankası Blokları 111 Blok K:4 D:9 Fatih/İst. Büyük Hukukçular Birliği Yönetim Kurulu Başkanı yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Kanun :15 Eyülden 30 Mayıs’a kadar gerek (kamu) devlet dairelerinde gerekse özel girişimde Cuma günleri öğlen tatili 11:30 ile 14.00 arası olup Cuma günü mesai saait bitimi:16:30’dur …Neriman Aydın 05 Ağustos 2006 Çankaya” yazdığı, bu şeklide kanunlar üzerinde değiştirmeler düşünüldüğü,
-(1) adet siyah renkli üzerinde CAST memo pad B5 100 heets/size:175x246 mm ibare bulunan kareli ajanda içersinde; “ (6) Türk Ortodoks kilisesi Sayın Temsilcisi Sevgi Erenerol:” yazdığı,
-Başka bir sayfasında; “Org. Fevzi Türkeri Org. (E) M.Şener Eruygur /Kitap 0216-345 28 07 Cengiz Yıldırım 223 00 16 Vahdettin Gerecek: 456 20 50 Fenerbahçe Orduevi Fenerbahçe korumalı konutları Fenerbahçe/İstanbul” yazdığı tespit edilmiştir.
Neriman AYDIN isimli şahsa ait, LENAVO marka Diz Üstü Bilgisayar içerisinden çıkan, Toshiba marka ve 36091775T seri numaralı hard disk’te;
“Belge11.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Neriman AYDIN adıyla yazılan Mehmet D. isimli şahsın tanıtıldığı ve övücü beyanların yer aldığı 10.08.2007 tarihli belgenin bulunduğu,
“Belge 8.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Sazlı Semaver isimli bir programa katılacak olan şüpheliler Mehmet Şener ERUYGUR, Ercüment OVALI, Ali ÖZOĞLU nunda aralarında bulunduğu şahıslar ve konuşulacak konular ile ilgili notların yazılı olduğu,
“emreçelebi.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; “Harbiye ruhunu Harbıyede gecırdıgım 4 yıl boyunca goremedım ..”“Harbıyelılerın MUSTAFA KEMAL'den sonra örnek alabilecek en yakın unsuru bence bölük komutanının davranışlarıdır. Şu zamana kadar benım ornek alabilecegim komutanım olmadı. sebebi ise bölük komutanlarının harp okuluna gonderılırken kısılıklerınden cok alaverelerle yaptıkları karıyerlerı olmasıdır..” “Her gelen komutan (okul k.) Harp Okulundakı sıstemde degıssıklık yapıyor. Dolayısıyla Harbıyelıler neyın dogru neyın yanlıs oldugunu degerlendıremıyor. Yaptıklarınıda inanarak degıl yapmak için yapıyorlar.” şeklinde beyanlarının yer aldığı,
“harbiye.doc..” isimli MSword dosyası içerisinde; şüpheli Neriman AYDIN adıyla Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT’a hitaben, Harp Okullarındaki müfredat ve eğitim sistemi ile ilgili eleştiri ve önerilerin yazıldığı mektup olduğu ve ayrıca söz konusu mektubun aynı veya benzer içerikli olarak şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun incelemeye konu dijital verilerinde de kayıtlı olduğu,
“mali.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; “…Hepimiz Kemaliz Hepimiz Türküz yürüyüş kararı izne tabidir. Normal olan Türk diline saygı neredeyse takdir konusu halini almıştır. Üst rütbedeki birçok komutan Atatürk adını ağzına almamaktadırlar…Askeri eğitim birçoğu kalıplaşmış, zamanı geçmiş, günümüzün ihtiyaçlarından uzak programlardan oluşmakta ayrılan zaman verimli geçmemektedir...Harbiyede korku kültürü lider yetiştiremez, liderliğini ispat etmiş çok yönlü komutanlar Harbiye de bulunmalıdır… Taburumuzdaki kimi kurmay subayımız ise bizlerin onur ve şerefini ufacık bile olsun düşünmeyerek bizlere karşı hakaret dolu sözler sarf edebilmekte Harbiyelileri geliştirmektense kendi bireysel çıkarları için her türlü fedakarlığı yapmakta olup Harbiyelilere sürekli onur kırıcı cezalar vermektedir...Verilen konferanslara harbiyelilerin ilgisi! Videoda nettir. Bunda yoğun programlarda savrulmalarının da etkisi vardır.” İfadelerinin bulunduğu,
“konferansta uyuyan harbiyeliler.DAT” isimli video dosyası içerisinde; Harp Okulu öğrencilerinin konferanslarda uyurken çekilen görüntülerin bulunduğu, görüntü kaydının “mali.doc” isimli belgede Kara Harp Okulunun eğitim sistemi hakkında ileri sürülen iddiaları doğrulamak için çekildiği,
“NER 2 1.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Neriman AYDIN isimli şahsa değişik tarihlerde gelen ve gönderilen epostalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili açık kaynaklardan alınan belgelerin yer aldığı, belgenin tamamının 134 sayfadan ibaret olduğu, söz konusu belgede;
-Neriman AYDIN adıyla 12.10.2004 tarihli H.B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Sayın B., malumlarınız olduğu üzere, her türlü elektronik haberleşmemiz kolaylıkla takip edilmektedir. Bu nedenle telefonda ayrıntılı soramadığım için bağışlayınız.
Jand. Korg.İbrahim A. ve Jan.Korg.Mehmet Ç. ile ilgili olarak Şener ERUYGUR Paşanın onayını ya da yardımlarını talep edebilmemiz için, geçerli bir mesnedimizin olması gerekmektedir. Konuyla ilgili bana yönelteceği sorulara olumlu, dayanağı olan ve ne için olduğunu anlatabilmem için bilgi sahibi olmam gerekmektedir. Sizce bir mahsuru yoksa beni aydınlatmanızı rica ediyorum Sizden. Ancak bu şekilde etkili sonuç almayı sağlayabiliriz. Aksi taktirde kendisinden nasıl yardım talebinde bulabileceğimi düşünmekteyim ve işin içinden çıkmakta zorlanmaktayım… KIRMIZI BEYAZ da çalışan kızımız Fatma ile henüz yüz yüze bir görüşme yapamadım, çünkü babası dışarı çıkmasına izin vermemekte, telefon görüşmesinin tehlikeli olabileceği ve aramızda sır kalması gereken bazı hadiselerden karşı tarafın istifade etmemesi için bu konuda çok geciktiğim için özür diliyorum….”şeklinde beyanların yer aldığı,
- Neriman Aydın adıyla 03.05.2005 tarihli Erdoğan K. isimli şahsa hitaben yazılan e postada; “Cihan P. döneminde Yurtdışı görevi yaptım, döndüğümde ünvanlarım verilmediğinden, Bankanın yükselme sınavlarına çağrılarını red ettim... Ben bir Türk'üm....... Mesleğimle ilgili özellikle Bankamızın satılmaması konusunda ASIL DEVLETİMİZ (TSK) nezdinde önemli çalışmalara katılmaktayım... (Bu bir sırdır..Size saklı kalsın)...” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla Erdoğan isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “… inanıyorum ki Devletimin ve Vatanımın geleceğinde söz sahibi, etkin bir görevin sahibiyim... Tanrı yardımcımız olsun...NOT: Size yazdıklarımı ve Sizinle paylaştıklarımı okuduktan sonra lütfen Bilgisayarınızdan kalıcı olarak siliniz... İsterseniz saklamak için döküm alabilirsiniz... dostlarınızla paylaşabilirsiniz ... amaa Ama bilgisayarınızda tutmamanızı istirham ediyorum... Bu talebim önemlidir Değerli Türk...Teşekkür ederim...” şeklinde beyanların yer aldığı,
“NER 8.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Neriman AYDIN isimli şahsın değişik tarihlerde birden çok şahsa yazmış olduğu mektupların bulunduğu, belgenin tamamının 226 sayfadan ibaret olduğu, bu dosyanın ilk 136 sayfası ile Kemal AYDIN’ın bilgisayarından elde edilen “NER.DOC” isimli MSword dosyanın aynı olduğu görülmüştür.
-Neriman AYDIN adıyla 11.07.2003 tarihli Sevgi ERENEROL isimli şahsa hitaben yazılan mektupta;“…kısaca ali Türkiye Cumhuriyeti Devleti için duyduğumuz endişelerin ortak oluşunda Türk Ortadoks Kilisesi temsilcisi olarak göstermiş olduğunuz mücadeleyi şahsım, necip Türk Milleti ve büyük Türk Mustafa Kemal Atatürk adına takdir ve şükranlarımızla karşılıyor, mücadelenizin uyanmakta olan Türk Milletinin gözünden kaçmadığını ifade ediyor, sizleri tebrik ediyor, teşekkürlerimi sunuyor huzurlarınızda saygıyla eğiliyorum…Sayın Erenerol, Türk Milleti olarak ikinci bir kurtuluş mücadelesi başlatmak zorunda kalacağımızı hiç düşünmemiştik doğrusu… Vatanımız ve devletimiz işgal altındadır. Türk Milletinin birlik olma mecburiyeti vardır… Türk Milletini yeniden bağımsız yapacağımız mücadele günlerinde buluşmak üzere Türkün Tanrısı Sizi korusun.” şeklinde beyanların yer aldığı,
- Neriman AYDIN adıyla 23.07.2003 tarihli Hüseyin M. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Sayın Mümtaz, Vatanımız ve Devletimiz işgal altında, Milletimiz ise sömürgedir. Türk Milletinin birlik olma mecburiyeti vardır…gereğini yapmak üzere ayağa kalktığımızı ifade ediyorum...Türk Ordusunun kıymetli mensubu Sayın M., …Türk Milletinin yapacağı ikinci kurtuluş mücadelesinde Türk Milleti ile birlikte olmanızı ümit ederken, emekleriniz için teşekkür ediyor huzurlarınızda saygıyla eğiliyorum.” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 29.09.2003 tarihli Nuh Mete Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Sayın Y., …yerli işbirlikçilerin bu sömürü sürecini hızlandırmaktaki emeklerinin karşılığını, Türk Milleti olarak yapacağımız 150 likler değil, 15 binlik listelerde değerlendirmek üzere örgütlenme ve bir araya gelme zamanıdır… ali Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Ülkesi Türkiye’yi yeniden bağımsız kılacak büyük mücadele günlerinde birlikte olmayı ve yeniden kurmak zorunda kalacağımız Türk İstiklal Mahkemelerinde Sizi Savcı olarak görmeyi diliyoruz.” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 27.08.2003 tarihli Jandarma Genel Komutanlığı Yrb. Müfit isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “İRAN İSLAM CUMHURİYETİ sınırları içerisindeki Güney Azerbaycan Türklerinin ABD’de yaşayan ve bu ülke vatandaşı olan sürgündeki Türk Lideri MAHMUT ALİ ÇÖHREGANLI, bu sabah eşi ve çocuğu ile ziyaret için geldiği Ülkemizde, İstanbul’da Ülkemize giriş izinleri bulunduğu halde eşi ve çocuğu sınır dışı edilmek üzere Türk Emniyet Birimlerince gözaltına alınmışlardır. Değerli Komutan Org.Şener Eruygur’un “Bildiklerinizi bize her zaman ulaştırabilirsiniz” cümlesinden hareketle…konuyla ilgili yardımlarınızı Türk Tarihi ve Türk Milleti minnetle hatırlayacaktır.” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 19.08.2003 tarihli Bilgi notu başlıklı alt kısmında “paşa ile yapılan görüşmeye hatırlatma notu” ifadesi yer alan notta; “Bu, Türk Milleti ile Türk Ordusunun 65 yıl aradan sonra ilk buluşması, Türk Tarihinin bu anlardan hoş bir gülümseme ile bahsedeceği inancındayım. Sanırım daha önce ne Siz Türk Silahlı Kuvvetleri ne de Biz Türk Milleti hazırdık… Benim Ülkemde toplumun hemen her kesiminden kendisine hizmet eden, kendisine mensup olduğu ülkesinden daha bağlı insan yetiştiren ABD’ye ve AB ülkelerine karşı; Siz asli unsur Türk Soyunu ülkemiz için, devletimiz için ayakta ve hayatta tutmayı başaramadınız. Değerli Büyüğüm, Biz 65 yıldır Sizi bekliyoruz.... Ama ortada yoksunuz... Yolumuz ölmek ve öldürmek ihtimalleriyle doludur. Bu tehlikeyi Biz göze aldık, Siz de alıyorsanız başlayalım deriz …Değerli büyüğüm Türk Milleti gerçekleri ve gerçek olmayanları bilmektedir. Farklı düşünüyorsanız bu düşüncenizden vazgeçmenizi tavsiye ederiz. 150 likler listeleri hazırlayan Türk Milleti, 150 binlikler, 15 milyonluklar listeleri de hazırlayabilecek idrak ve şuurdadır” Şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 14.10.2003 tarihli Jandarma Genel Komutanı Org. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Değerli Büyüyüm, işbirlikçi siyasi kadroların sömürge anlaşmalarına parti adı fark etmeksizin korkusuzca, uyarı şeklindeki beyanlarınıza rağmen hiç çekinmeksizin imza atmalarını Siz Türk Silahlı Kuvvetlerinin her seferinde “Türk Silahlı Kuvvetleri AB’ne karşı değildir” sözlerinde buldukları cesarette ararız. Bu şekildeki ifadelerinizi Türk Milleti olarak koyacak yer bulamadığımızı itiraf etmeliyim. Çünkü Türk Ulusu bu şekildeki sözlerinizle “demek ki korkulacak bir durum yoktur rehavetine ve yanılgısına” kapılmakta ve ihanetleri 65 yıldır ispatlanmış biri diğerini aratmayan soysuzlara desteklerini sürdürmeğe devam etmektedirler. Paşam, Başkent Ankara’da Karanfil Sokakta, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı-Sahil Güvenlik Komutanlığı binasının tam karşısındaki Eyüboğlu Otelde, Otel sahibinden misafirlerine kadar günün 24 saati Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine azınlık ruhlu, molla zihniyetli kafalar tarafından inanılmaz bir propaganda yapılarak kitleler etki altına alınmakta ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin dayanak noktası inceltilerek altı oyulmaktadır. Türk Milletinin gözleri önünde bölücülük, Türk Silahlı Kuvvetleri, Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti düşmanlığı yapılmaktadır. Türk Milleti henüz bu ihanete ve şer odaklarına karşı koyacak güçte, uyanıklık ve duyarlılıkta değildir…Paşam, Birlik Mahallesi, 14. Sokak, 11 nolu konut Doğu illerimizden bir Şahıs, İşadamı ve Siyasetçiye ait olup, İlçi İnşaat tüzel kişiliği altında faaliyet göstermektedir. PKK-Kadek terör örgütü ile ilişkisinden başlamak üzere uyuşturucu kaçakçılığına kadar Türk Milleti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine bölücü faaliyetlerde bulunduklarını, terör örgütü elemanlarına yardım ve yataklık yaptıklarını tahmin ediyoruz. Konuta girip çıkan insan sayısı bir hayli fazla olup, çoğunluğunu Doğu ve Güneydoğu Anadolu kökenli vatandaşlarımız oluşturmaktadır. Gelip gidenlerden bazılarının asker kıyafeti taşıdıkları malumlarımız olup, asker üniforması ile konuta girenler dışarı sivil olarak çıkmaktalar, konuta gelip giden insanların sokaktaki davranışları ile bindikleri son model otomobiller duyarlı her vatandaşın dikkatini çekebilecek boyutlardadır…Bu tür girişimlerinizin Ulusal Güçlerin bir araya gelmesinde büyük katkıları olacağı inancını taşımaktayız. Bu ailelerin ve aşiretlerin, işbirlikçi ve satılmış mevcut siyasi partilere yönlenmelerine ve emperyalist ülkeler güdümünde çeşitli yollarla istismar edilmelerine yol açan tutumlar karşısında Türk Milletini ve Türk Devletini temsilen Devletimizin yegane teminatı Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve değerli komutanlarının bu boşluğu doldurmasını beklemek bunca ihanetten sonra hakkımız diye düşünüyoruz. Türk Ulusunun Milli olan her kafasından faydalanmanızı bekliyoruz….Türk Ulusu olarak amacımız zamansız harekete geçmemek, ama geç de kalmış olmamaktır. Örgütlenmemizde ve uyanmamızda bize katkıları olacak yegane milli güç Siz Türk Silahlı Kuvvetleri’nin olduğuna inanıyoruz. Türk Milleti bu konuda ısrar etmektedir Paşam. Plan ve program yapma, karşı düşünce üretme ve bu düşünceleri icraata dönüştürme zamanıdır. Tek bir sömürge anlaşmasının imzalanmasını ve yürürlüğe girmesini, hiç edilen tek bir Kamu kurumunun satışını durduramadığınız, durduramayacağınız içindir ki, tam bağımsızlığımızı kaybetmiş bulunuyoruz. Bu konudaki ihmalkarlıklarınızın devam etmemesi için acilen tedbir almanızı bekliyoruz. Durdurmak için kafalar koparılması gerekiyorsa, o da yapılmalıdır. Türk Ulusunun düşünceleridir. .. Türk yurdunda Türk ulusuna yakışır bir hayat istememizi bize çok görmeyeceğinizi ümit ediyor ve biz Türk Milletine gizli öncülük görevinizi yerine getirmenizi bekliyoruz. İzninizle; Vasiyet gayet açıktır, gereğini yapmak üzere Sizi bekliyoruz.” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 10.10.2003 tarihli Veli Küçük isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Paşam, 65 yıldır ihanette sınır tanımayan 65 yıllık Ankara Hükümetlerinden aksi bir tavır ve davranış beklememiz Türk ulusu olarak gaflette olduğumuzu gösterir. Bunun bilincindeyiz. Türk Ulusu olarak bütün beklentilerimiz Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapacaklarına yöneliktir….Bizi yanıltan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihanette sınır tanımayanlar üzerinde etkin ve etkili olamama duruşudur.” Şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 05.03.2004 tarihli Jandarma Genel Komutanı Org. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Değerli Büyüğüm, 2003 Ağustos ayında şahsımı kabulünüzde Yüksek Makamlarınıza bir iki cümle ile açıklamaya çalıştığım, tedbir alabileceğiniz düşüncesiyle, özellikle Devlet-Millet ve Ülke güvenliğimizle doğrudan alakalı olan, şahsınızda Türk Silahlı Kuvvetlerinin birçok bilgi ve belgeye kolaylıkla ulaşabileceği konuyu ayrıntılı olarak bir kez daha Asıl Ellere iletmenin bir Türk Evladı olarak görevim olduğu inancındayım…Türk Ulusu bu konuda endişelidir Paşam. Bir tarikat sapığının henüz Başbakan değilken bile Kıbrıs’ı, Kıta Sahanlığını, Ermenistan, Kürdistan tavizlerini emperyalist babalarına söz vermiş icraatlarının yanında, Menderes’in yaptıkları solda sıfır kalmaktadır. Kaybettikten sonra kelle alınması Kıbrıs’ı geri getirmeyecektir Paşam. Türk Ulusunun düşünceleridir. Türk Ulusuna açıklamalarınızda, endişelerinizde dış merkezlerin saldırılarını, yerli maşaların azgınlıklarını göğüsleyebilecek güçte olduğunuza şüphemiz yoktur. En önemlisi Türk Ulusu emrinizdedir Paşam. Kıbrıs’ı ilhak ettiğinizi açıklamazsanız ilk cephemiz düşmüş olacak ve arkası çorap söküğü gibi gelecektir…Bunu durdurun Paşam, lütfen durdurun..” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 10.11.2003 tarihli Sinan AYGÜN isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…Ulusal güçlerin birlikte hareketi kaçınılmazdır, yardımlarınızın önemini ve anlamını Türk Tarihi altın sayfaları arasında sonsuza kadar saklayacaktır Sayın Başkan..”şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 08.01.2004 tarihli H.B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…hizmetlerinizin yeniden elde edeceğimiz ikinci bağımsızlık mücadelemizi anlatan tarih sayfalarındaki yerini alacağını ifade etmek istiyorum…” Şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 10.02.2004 tarihli Metin A. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “.. Türkeli Dergisi ile ilgili Kemal Ağabeyimin yapmış olduğu araştırmada; Taner Ünal’ın Sizin de bahsettiğiniz üzere MHP kökenli olduğu, kooperatifçilik yapmış olduğu, hatta MHP nin son kongresinde aday olduğu, pek düzgün olmayan bir geçmişi ile bilindiği gibi verilere ulaşılmıştır…(Kemal ağabeyimin ve Sizlerin) her ikinizin de takip edildiği ve telefonlarınızın dinlendiği gerçeğini göz ardı etmememiz ve sürekli uyanık ve tedbirli olmamız gerektiğinden Sizlere konuyu belge geçer yolu ile iletmeyi uygun gördük. Hatta birkaç yıl sonra Çankaya’da yükselen bir ateş ve tüten bir duman görürseniz, sakın şaşırmayınız... O bağımsızlığımızın dünyaya duyurulması kutlamalarının işareti olacaktır, o ateşi yakmak için sabırsızlanıyoruz.” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 18.03.2004 tarihli H.B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…geçen hafta sonu Jandarma Genel Komutanlığın’da Paşa’nın emriyle bir toplantıya çağrıldım... konuşulan ve paylaşılan konuları ancak karşılaştığımızda Size aktarabilirim.” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 21.04.2004 tarihli Jd.Kd.Albay Cengiz Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Ziraat Bankası Dış İşlemler Operasyon Daire Başkanı Güner A Beye malum konudan Türk Silahlı Kuvvetlerinin uzun zamandır haberdar olduğunu, bu vesile ile Türk Ulusunun Devleti ile birlikte ayakta kalabilmesi için her bir bireyin katkısının vazgeçilmez olacağını, malum konudan tarafım sayesinde değil de, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bizzat haberdar olduğunu hissettirmenizi, bu bilgilere dünya durdukça ulaşmanın geleneksel Türk Devleti bekasının bir gereği olduğunu Batılı Ülkeler Almanya, Fransa, İngiltere örnekleri vererek ifade etmenizi, bu konuyu Batılı ülkelerde Mali Polisin yaptığını, ülkemizde her kurumun Siyasi iktidarlar elinde istismar edilmesi nedeniyle ülkemiz bakımından hayati öneme haiz bu ve benzeri konuların Türk Silahlı Kuvvetlerine kaldığını belirtmenizi, Albayım özellikle bu bilgilere ulaşmak için Mahkeme Kararı çıkartmak gibi bir çözüm şeklinden asla bahsetmemenizi, bu hak ve yetkilerin Devletimizin Kurulduğu gün Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk Ordusuna verildiğini belirtmenizi,
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her bilgi ve belgeye istediği anda ulaşmasının Devletimizin günümüzde getirildiği durum nedeniyle önemli olduğunu, Türk Ulusunun Türk Silahlı Kuvvetlerine güvendiğini ancak katkılarının beklendiğini ifade etmenizi önemle istirham ediyorum…“Not: Albayım toplantıdan önce Güner Arslan ve konuyla ilgili düşüncelerimi öğrenmek konusunda emrinize amadeyim. Dahili telefonumdan rahat konuşma imkanım bulunmaktadır.” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 20.07.2004 tarihli M. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…Türk Ulusuna Bildirge niteliği taşıyacak bir Gazetenin acil olarak ihtiyacımız olduğunu belirtmek isterim. …Söz konusu Gazeteye gönüllü olarak ve bundan büyük bir haz duyarak makale verecek Ulusalcı araştırmacı yazarlarımızın artık var olduğunu bilmek büyük bir imkan olup, Türk Ulusunu uyandırmak yolunda önemli mesafeler aldıracağı, siyonist emperyalistlerin Türk Ulusuna kolay kolay etki edemeyeceklerini, Türk Ulusunun uyandırılma süresini kısaltacağı düşüncelerini taşımaktayız. Paşam, bu konuyla ilgili olarak Türk Ulusunun ve Türkiye Cumhuriyetinin geleceği için yapacağınız hizmetin Türk Ulusunun bir an evvel yönetimde hakim olmasına imkanlar, fırsatlar hazırlayacağı muhakkaktır... Türk Ulusunu emperyalist, siyonist AB ve ABD ye sömürge yapmaya yemin etmiş siyasi zihniyetlere bu gazete ile ya da bir TV kanalı ile Türk Ulusunun layık göreceği tokatı atma fırsatı doğacak ve Türk Ordusunu yıpratacak bir ihtilale gerek kalmayacaktır düşüncesindeyiz. Çünkü bu kez yapacağınız bir ihtilalin Ulusal Tam Bağımsızlıktan, Ulus Devlet varlığımızdan yana olmasını, Vatan ve Devlet hainlerinin ise kafalarını almasını bekleriz… Candan E. bir Türk çocuğudur, günümüz İstanbul Valisi ve Devletimin en tepesindeki diğer bir çok zevat gibi Süryani değildir. Bunun için de korunmasını, kollanmasını beklemenin hakkımız olduğunu bilmenizi isteriz. … Türk Ulusunun Devlet kadrolarından bir bir tasfiyesine ve öldürülmelerine dur demek zamanı gelmedi mi Paşam ? Siyonist emperyalistler ve işbirlikçileri tarafından öldürüldüklerinden sonra mı kendilerine selam duracaksınız…? Onlar hayatta iken kendilerine ulaşmanızın anlamı, ehemmiyeti, öldürüldükten sonraki milyonlarca selama bedel diye düşünüyoruz Paşam….Değerli Büyüğüm, 30 Ağustos’da Orgenerallikteki sürenizin dolduğunu biliyoruz. …Temenni ederiz ki zati âlinizden boşalacak Makama emperyalistlerin emrinde olmayacak değerli bir Türk Subayının Sizi aratmaksızın gelmesi ve Sizin kadar Türk Ulusuna güven vermesidir. Acaba böyle mi olacak diye endişelerimizi zati alinize iletmek, Sizinle paylaştığımız düşünce ve tespitlerimizi kendileri ile de paylaşıp paylaşamayacağımızı bilmek ve sormak isteriz.” Şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 17.08.2004 tarihli M. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Paşam, emirleriniz üzerine komutanlığınız yetkililerinden Alb. Cengiz Y. Sayın Candan E. ile irtibata geçmişlerdir. ..söz konusu Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile “Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması” şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler. Sayın Candan E.’in Komutanlık Yetkililerinizin de dinledikleri üzere inanılmaz ölçüde bilgilere sahip olduğu düşünülürse, Bakanlıkta kalmasının sağlanmasının Asıl Devletimiz açısından fayda temin edeceğini ifade etmişlerdir…Konuyu Yüksek Makamlarınıza iletmenin gereğine inanmaktayım Paşam. Sayın Candan E.’in Ankara’da bulunması ASIL Devletimizin menfaatleri için önemlidir, vazgeçilmezdir.” Şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 18.08.2004 tarihli J.Kd.Albay Cengiz Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…söz konusu Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile “Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması” şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler…Not: Albayım, konuyla ilgili aynı bilgiyi içeren bir notu Paşa’ya iletilmek ve bilgilenmesini sağlamak üzere Yaveri Yarbay Müfit Beyin odasındaki faksa da geçtim” Şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 18.08.2004 tarihli J.Kd.Albay Cengiz Y. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; ““Albayım, Sizleri aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Sayın Candan E. beyin T. C. ANKARA 11.İdare Mahkemesinde açılmış bulunan 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili dava 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. lehine sonuçlanmış bulunmaktadır…söz konusu dava mesnet tutularak yine Ankara 11.İdare Mahkemesinde açılan “Zonguldak Vali Yardımcılığına tayin konulu 2004/2001 sayılı ikinci davanın da Sayın Candan E. lehine sonuçlanmasına bu davanın dayanak ve örnek teşkil edeceği hususunu bilgilerinize arz eder …Candan E.in Ankara’daki görevinde kalması için ikinci davada yardımlarınızı beklediğimizi belirtiyorum…” Şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 06.09.2004 tarihli M. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Paşam, Sizleri, Yüksek Makamlarınızı hayati aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Mülkiye Baş Müfettişi, Sayın Candan E. Beyin, Ankara 11.İdare Mahkemesinde 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili açılmış bulunan dava, 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. Beyin lehine sonuçlanmış bulunmaktadır. … söz konusu dava mesnet tutularak yine Ankara 11.İdare Mahkemesinde açılan “Zonguldak Vali Yardımcılığına tayin konulu 2004/2001 sayılı ikinci davanın da, bu durumda Sayın Candan E.Beyin lehine sonuçlanmasına dayanak teşkil edeceği hususunu bilgilerinize arz ediyor…Yüksek Makamlarınızın malumları olduğu üzere, Sayın Candan E.’in Ankara’da Mülkiye Başmüfettişliği görevinde kalmasının Asıl Devletimizin ayakta ve hayatta kalması için önemine ve gereğine inandığımızı belirtirken, Müfettiş olması nedeniyle inanılmaz bilgi ve belgelerin sahibi Sayın Candan E. Beyin bildiklerinin, Türk Ulusunun bir gün gereğini yapmak üzere Yüksek Makamlarınız nezdinde kayda alınmasının ehemmiyetine bir kez daha dikkatinizi çekmenin Türklük görevimiz olduğunu hatırlatmak istiyoruz Paşam. Arz ederiz…NOT: 1- paşam, bundan sonra elime ulaşacak bilgi ve belgeleri yine size mi yoksa Org.sayın F. T. paşamıza mı iletmeliyim, bunu izninizle öğrenmek istiyorum” Şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 18.01.2005 tarihli M. Şener ERUYGUR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…şahsınıza arz ettiğim Sayın Mülkiye Başmüfettişi Candan E. Beyin Ankara İdare Mahkemesindeki iki davasının da Siz değerli ve duyarlı Türk Komutanının katkıları sayesinde lehine sonuçlandığını ve İçişleri Bakanlığındaki Başmüfettişlik görevine başladığını Yüksek Makamlarınıza iletmekten sevinç duymaktayız. Sayın Candan E.’in Yüksek Makamlarınıza iletilmek üzere şahsıma ilettiği belgeler mektubum ekindedir. (Ek no: 3 Candan E.) ) Arz ederim.” Şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 06.09.2004 tarihli Tümgeneral Sabri D. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…Türk Ulusuna 85 yıl önce biçilen sömürge gömleğini 1923- 10 Kasım 1938 den beri 66 yıldır yeniden ısrarla giydirmeye çalışan emperyalistler ve işbirlikçilerine gerekli dersi bir kez daha olmak üzere yine Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Ulusu birlikteliği vereceğine inancımız tamdır. Gizli Öncülüğünüz kaçınılmazdır.” Şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 16.09.2004 tarihli H.B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…biraz önce bir büyük Türk çocuğu Sayın Candan E. bey ziyaretlerime geldiler. Meşrutiyet’te yaşanan hadiselerden bahsettiler. Değerli İnsan, Türk Yurdu ve Türk Devleti için gerekli insan Siz neden bana bu konudan bahsetmediniz… Meşrutiyet, Türk Ulusunun Ankara’dan yön ve yol bulmasında bir karargah merkezidir. Meşrutiyet, içeri giren insanı kendiliğinden etkileyecek zaman ve mekanüstü bir yer olmalı, havası büyülemeli, hatiplerinin söylemleri ise özellikle ilk kez gelen insanı kalbinin en hassas yerinden vurmalı, yerinde oturtmamalı, heyecanlandırmalı, ayağa kaldırmalı. Meşrutiyet kuralları sıkı, insanları sadık, Önderi’nin ışığında tüm Anadolu’yu sallamalı, depremleri şiddetli olmalı…. Tabii emperyalizme karşı dikkatli ve kendini korumalı. Meşrutiyet’in sırları olmalı…. Fikirler ve eylemleri sadece kurmay heyeti bilmeli…. Kurmay heyet arasında sır ve soru işareti olmamalı. Az insanla çok iş yapılmalı…Sayın Ergün POYRAZ bey ile de Kemal Bey’den konuşmasını isterseniz…. Kendisinin olaya çeki düzen vereceğine şüphem yoktur. ..Sizinle paylaştığım her cümle bir sırdır ve sadece Kemal Beyle paylaşılır. Karargahın sırları sırlarımızdır. Sadece dikkat etmemiz gereken husus sırlarımızı kimlerle paylaştığımızdır…NOT: …Meşrutiyet’te çalışmasına vesile olduğum Türk kızının yaptığı hatadan dolayı beni bağışlayınız lütfen. Dünya’daki hadiselerden habersiz olmasının, karargah merkezimize gelebilecek olumsuz amaçlı insanların anında tespitine yarayacağını ve emperyalistlerin ilişki kurmada zorlanacakları bir çocuk olacağını düşündüğümdendi. Sizlerin bu manada üzülmesine sebep olmamdan dolayı özür diliyorum, lütfen kabul buyurunuz. Kendisine ulaşıp, edindiğim bilgileri en kısa zamanda Şahsınıza aktaracağım. Bilgilerinize… Telefonla paylaşma imkanımız olmayan konulardı.” Şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 14.01.2005 tarihli H.B. isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Sayın E.Poyraz ve Sizin birlikteliğinizin ölçülerini, boyutunu, derinliğini bilmiyoruz, onun için de gerek dostluğunuzu gerekse Ulusal Birliktelikteki beraberliğinizi yanlış anlamış olmaktan çekiniriz….Sayın E.Poyraz’ın etrafında son senelerde olan şahıslar ve ilişkileri son derece önemli. Size karşı düşünce ve tavır manasında yaşadığı tedirginlik ve saldırganlığının arkasına iyice bakmamız gerekiyor…Bu yön iki senedir Sayın Kemal Aydın Bey’in yurt çapında ulusal kafa taşıyan Türklerle yaptığı görüşmelerdir. (ki bayağı yol almış bulunuyoruz, bunları Size açıklamak ve Sizinle paylaşmak fırsatımız olmadı, inşallah olacak ) Birlikteliğimizin Yönetim Kadrosunun, Beyin Heyetinin bir elin parmakları kadar kişiyle devamı, istihbarat servislerinin sırlarımızı, hedeflerimizi uzun süre öğrenmelerine engel olacaktır diye düşünüyoruz…düşüncemiz odur ki her üç ayda bir Kurmay Heyet olarak bir araya gelip hadiseleri, kat edilen yolları, yapılması gerekenleri görüşmemiz ve bunları zabta geçirmemiz geleceğe dair yolumuz için son derece faydalı olacaktır diye düşünüyoruz. (Bu şahsi düşüncemdir, henüz Sayın Kemal Aydın Beye söylemedim, şu anda mektubu yazarken aklıma geldiği için Sizinle paylaşmak istedim)” şeklinde beyanların yer aldığı,
-Neriman AYDIN adıyla 19.10.2005 tarihli Hatice BAHTİYAR isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “Aylardan beri müthiş zorluklar yaşadığınızı biliyoruz, fiziken yanınızda olamamamız nedeniyle Sizlerden uzak olduğumuzu, halinizden anlamadığımızı zannetmeyiniz. Tanrı şahittir ki her günümüzde Size TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARINA maddi olarak yardım edememenin hüznünü yaşadık. ..Üstlendiğiniz görevin kutsiyetini ve Türk Milletinin hak ettiği idarecilere kavuşması için ULUSAL MÜCADELEDEKİ yerini kalemimiz yazmakta aciz kalmaktadır.” Şeklinde beyanların yer aldığı,
Neriman AYDIN adıyla 09.11.2005 tarihli Sevgi ERENEROL isimli şahsa hitaben yazılan mektupta; “…Türk Milletinin Ulusal uyanışında bir büyük mücadeleyi zaferle sonlandırmak üzere tarihi bir sorumluluğu üstlenen Sayın Kemal Aydın Bey’in Size ulaştırmamı rica ettiği sözlerini mektubum vesilesi ile Sizlere ve Erenerol Ailesine iletmek istiyoruz: “TÜRKLÜK MÜCADELESİNDE SEVGİ ERENEROL HANIMEFENDİYE TÜRK’ÜN TANRI’SINDAN BİTMEK TÜKENMEK BİLMEZ BİLGİ VE GÜC DİLİYORUM. BU BÜYÜK TÜRK’ÜN MÜCADELESİ GÖGÜSÜMÜZÜ KABARTMAKTADIR. BU ASİL MÜCADELEYİ YAPANLARIN EMRİNDE OLMAK BİZLER İÇİN BÜYÜK BİR ŞEREFTİR. TAŞIYACAĞIMIZ EN BÜYÜK ŞEREF MADALYASIDIR. ŞARTLAR GEREĞİ FİZİKSEL OLARAK YANLARINDA OLAMIYORUZ. ANCAK ULUSAL MANADA,YENİDEN TAM BAĞIMSIZ DEVLET FİKRİNDE, İŞTE VE EYLEMDE KENDİLERİYLE HER AN BİRLİKTE OLDUĞUMUZDAN HABERDAR OLSUNLAR. SEVGİ HANIMA SAYGIMIZ VE TEŞÜKKÜRLERİMİZ VARDIR. Kemal Aydın 05332369786)…” Şeklinde beyanların yer aldığı,
Neri adıyla Günaydın ablası hitabı ile başlayan mektupta; “Dün Merdan ile beraberdik, 3-4 saat sohbet ettik, kulaklarını çınladı mı..Cumartesi Kemal Abimle Kütahya'da bir toplantıdaydık... Merdan aramasaydı Pazar günü de görüşemeyecektik... Eskişehir'de küçük bir toplantı ve bilgilendirmemiz oldu...sonra Kütahya'da.. gece de döndük ve Merdan'a yetiştik...Kemal abim, Merdan'a çok değerli bilgiler verdi, sana aktaracaktır, sanıyorum... Bunu her toplantıda yaşıyoruz: Türk insanı her şeyi ama her ihaneti biliyor... alt alta koyabiliyor.... Yalnız bunları bilmesine rağmen hala aynı konuları paylaşmak istiyor... Bu bize zaman kaybettiriyor... Oysa madem ihanetler ve hainleri biliyoruz...O zaman şunu konuşmalıyız Bize ne görev veriyorsunuz ? Biz ne yapmalıyız ? Bizden vatanımız ve devletimiz için ne istiyorsunuz..? …Mesela Kemal abinle gittiğimiz toplantılarda biz bu konuya - zaten insanlar ulusal manada hazır oldukları için- en fazla 30 dakika ayırıyoruz...Hemen yapacaklarımıza, birlikteliğimizin nasıl sağlanacağına, eylemlerimize geçiyoruz...” Şeklinde beyanların yer aldığı,
“NER-AY 7.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Neriman AYDIN isimli şahsa değişik tarihlerde gelen ve gönderilen epostalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili açık kaynaklardan alınan belgelerin yer aldığı, belgenin tamamının 169 sayfadan ibaret olduğu,
neaydin@ziraatbank.com.tr isimli e posta adresinden 24.11.2005 tarihinde holmez@ttnet.net.tr isimli e posta adresine gönderilen e postada; “.. KEmal AYDIN benim ağabeyim... üç bucuk yıldır muhteşem bir hareketin önderliğini yapmaktadır... Sadece bu kadar söyleyim...Çünkü e mail ortamında daha derin bilgilerimizi paylaşmanın sakıncaları malumlarınızdır ... inşallah Sizleri karşılaştıracağım... bir İzmir seyahatimiz olacak inşallah...” Şeklinde beyanların yer aldığı,neaydin@ziraatbank.com.tr isimli e posta adresinden 24.11.2005 tarihinde holmez@ttnet.net.tr isimli e posta adresine gönderilen e postada; ““Çünkü Türk Milleti fikren büyük bir taarruza hazırlanmakta...Bu taarruz Türk Milletinin cevheri aslisi TÜRK OLANLARIN yeniden TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNE idaresi ile neticelenecek inşallah... Çok çalışıyoruz Sayın Ölmez, çok çalışıyor, çok bilgileniyor, ve bilgilerimizi TÜRK MİLLETİNİN her ferdi ile paylaşıyoruz... Tanrı hızlandırsın ....Tanrı Türk Milletini birbirinden haberdar etsin..... mesela, İzmir'de çok değerli bir Yazarımız var Sayın Metin A. Biz kendileri ile sık sık biraraya geliyoruz... Harika eserleri var... BİTMEYEN OYUN, AVRUPA BİRLİĞİNİN NERESİNDEYİZ, KEMALİZM , TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI , TÜRKİYE ÜZERİNE

Hiç yorum yok: