11.8.09

2. ERGENEKON İDDİANAMESİ 1551 - 1600 SAYFALAR

2. ERGENEKON İDDİANAMESİ 1551 - 1600 SAYFALAR

ya " dediği İbrahim'in “Hocayı da alman lazım Burhan ı Burhan ı” , “Enstürümanlarla bir gün kaytarır ya " dediği Durmuş Ali'nin “Okulu var onun “ " dediği İbrahim'in “Enstürümanları varmı " dediği Durmuş Ali'nin “Şoparların onlar " dediği İbrahim'in ” Tamam hafta sonuna denk getirelim " dediği Durmuş Ali'nin ” Hafta içinde giüik mi sakata geliriz " dediği İbrahim'in “O zaman bu hafta dışarı çıkmazsak İstanbul dışına bu hafta sonuna programı yapalım “, ” Gider geliriz hafta sonu gelmeyecezmi “, “Bugün var ya bugün sen gelmiyorsun diyorlar gitmiyorsun diyorlar dedim valla belli değil ki o gün diyor gelseydin ne güzel olacaktı Ali yi de alıp gelecektin”, ” Yav gidelim işte şimdi Ankara ya giüik geldik hafta sonu Ankara da kalacak halimiz var mı " dediği Durmuş Ali'nin “Var abi belki öteye de gidecez yani " dediği İbrahim'in “Doğu da oluruz o zaman bize o senin dediğin gibi olursa biz burdan bir çıktık mı 20 gün İstanbul a gelemeyiz zaten “, “Şu Emniyetçilerin konusunu ihmal etme onlar şimdi onlar tutuşmuş bazı şeylere " dediği Durmuş Ali'nin “Oğlum onlar bak şey yapacaklar yani yazı verecekler ki ben onu düzenleyecem koyacam onu " dediği İbrahim'in “Yok yazı değil bak şimdi bu Ankara ya giüiğimizde bu Emniyet Müdürü vardı ya konuştuğumuz “, “O bir kaç tane onları bir toplayacaz tamam mı abicim onlardan bir çerçeve çıkarüıracaz yani taslak nasıl bir taslak o ne yapılır ne olur " dediği Durmuş Ali'nin “Olmaz onlar Fethullahçı ... " dediği İbrahim'in “Şimdi çoğunu deşifre edecez " dediği Durmuş Ali'nin “Tamam pazartesi günü erken gel ya " dediği İbrahim'in “Erken gelim ne yapım sen aşağı olmayacaksın " dediği Durmuş Ali'nin “He bir bak hele bir ayar yap " dediği İbrahim'in “Yav ben zaten yani en son var ya kendimi şey dedim Emniyete git ayar Askeriye de ayar Mitçi ayar birde kendi içimiz de bunlar ayar ayar kendime artık şey dedim yani şey” , “Şey hani birşey vardır ya saatin kollar her taraf ... Emniyetçiler Ankara da zaten Emniyet Müdürüne aynı bunlara şimdi konuşacaklarımız da var bir yazı hazırlamamız lazım ya Pazartesi ne “, “Bak Emniyetle ilgili bir araştırma yaptım o 4 tane tarikat yapıları var bu dinleyen i… dinlesin çünkü onlarda bu işin içinde “, “Aynısı dinleyen i… dinlesin aynen o dinleyen i… başındaki dinlesin onların da hepsi aynı, o Tayyip e birileri hakkında bunlar dosyaları vermişler şişmanın evine gidiyor ya hafta sonları bu “, “Bunu mahsustan söylüyorum ki telefonda dinlesinler diye sanatçı neydi Yağmurdereli " dediği Durmuş Ali'nin “He Osman Yağmurdereli " dediği İbrahim'in ” He o evde olan o Çarmıhlı nın jipiyle gidiyor not alsınlar i… bide şey etsinler Çarmıhlı nın jipiyle orda bir görüşmeler yapıyorlar anahtar orası bütün işler orda bitiyor pazarlıklar orda oluyor pazarlıklar hep orda oluyor " dediği Durmuş Ali'nin “Ergenekon hikayesi filan var ya “, “Onu Amerika Bush emir vermiş”, İbrahim'in “O izin verdi de peki Veli Küçük ün o ... soruşturma yapılması iznini kim verdi abi " dediği Durmuş Ali'nin “Hocam s… et şimdi sen onu ya asıl mesele burda o bu operasyonu Bush un istemesi Tayyip ten Tayyip te gelip burda onu yapması " dediği görülmüştür.
Tape No:6835, 20.3.08 günü Neriman AYDIN-X bayan ile yaptığı telefon görüşmesinde; Neriman’nın “Yoksa Başkomutanla başka plan mı yapıyorsun " dediği Durmuş Ali'nin “Vallahi işte o da başka bir plan yapıyor üçünün arasında bir pinpon topu " dediği Neriman'nın “Abin de diyor ki bu fotoğrafları bir türlü göremedik dedik yok " dediği Durmuş Ali'nin “Ama ablacım sen de desene ki görevedir ... “,”“Noyan falan döndü mü abla " dediği Neriman’nın “Noyan Eğirdir de amcası Özel Kuvvet " dediği Durmuş Ali'nin “Bu hafta sonu falan dönüyor herhalde önümüzdeki hafta " dediği Neriman’nın “Amcası çok selamları var dünde Mehmet Ali Çelebi nin var selamı “ , “Ondan sonra dediler ki o dedi ki Çelebi amcama mesaj atamıyorum beni bağışlasın hani saygısızlık yapmak istemiyorum dedi siz iletirmisiniz dedi aslında ben çok isterim dedi ben dedim peki hadi öyle olsun hiyerarşiye uyalım ellerinden öpüyorlar senin çok " dediği Durmuş Ali'nin “Sağolsunlar gözlerinden öpüyorum onların " dediği Neriman’nın “Noyan da Özel Kuvvet seçmelerin de bunu epeyce bir sıkıştırmışlar aradı bizi Pazar günü valla diyor dayandım Kemal amcana “ . “İnşallah sayende amcaları valla sayende hep sen onlara idol oldun örnek oldun gıptayla seni izliyorlar " dediği görülmüştür.
Tape No:6836, 20.3.08 günü Cengaver ile yaptığı telefon görüşmesinde; Cengaver’in:” Abi bu Veysel iti ben takip ediyor yanında iki tane çakal var” , “Depoya gidemiyorum abi ne yapayım emrini bekliyorum üstlerine mi gideyim yoksa " dediği Durmuş Ali'nin “Yok çık yukarı geri oğlum sen " dediği Cengaver’in: “Depoya girmiyim demi abi” , ” Deponun önüne hiç gitmiyim oralarda dolaşıyorum o zaman senden emir bekliyorum abi " dediği görülmüştür.
Tape No:6837, 20.3.08 günü Kemal AYDIN ile yaptığı telefon görüşmesinde; Kemal 'in ” Devletin devlet işbaşında olunca işler kolay. " dediği Durmuş Ali'nin ” Evet Abi öyle aynen öyle baba.” " " dediği Kemal 'in ” Herkes nöbetini tutunca esas devletin görevlilerinin yaptığını herkes yapınca işler güzel oluyor. Devlet zaten böyle bişeydir yani devlet soyut bir kavramdır aynen melekler gibi Cebrail var mıdır vardır ama biz Cebrail i görmeyiz ama Cebrail Allah tan emirleri peygamberlere getiren melektir. " dediği Durmuş Ali'nin ” Cebrail bizi görüyor ama. " dediği Kemal 'in “Bütün işler bütün işler sizin üzerinize kaldı. " dediği Durmuş Ali'nin ” Kalsın abi kalsın ... gelen yapacak. " dediği Kemal 'in “Canım benim Başkomutandan en aşağıya kadar herkese sonsuz minnettarlığımız var. " dediği Durmuş Ali'nin “Eyvallah abi. Ercüment ne yapıyor Abi haber alıyor musun? " dediği Kemal 'in “Tamam mı? Canım benim öbür hafta heralde gideceğim Ercüment e. " dediği görülmüştür.
Tape No:6838, 20.3.08 günü Neriman AYDIN-X Bayanile yaptığı telefon görüşmesinde; Neriman’nın Siz dediniz biz boynumuz kıldan incedir “ , ” Siz durursan dururken başka yerden de avukat bulacak halimiz yoktur böyle birşey zaten abin diyordu ki kardeşlerim birini bize işaret etseler di vekaletlerimiz onlarda bulunsa hani herhangi birşey olur " dediği Durmuş Ali'nin ” Bir yandan da şey sıkıştırıyor en üstteki sıkıştırıyor " dediği Neriman’nın “Evet durması gerekiyor " dediği Durmuş Ali'nin “Yani bütün ihalelerde bana kaldığı için “ , “İşte ajans orası baya bir zor duruma düştü bu sıralar “, “Yani onu biraz kalkındırmaya çalışıyoruz “ , “Çünkü ajans elimiz ayağımız bizim " dediği Neriman’nın “Şu Fenerbahçe menerbahçe azıcık birşey vermiyor mu ?” , ” Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihalelerinden paraları götürdüler " dediği Durmuş Ali'nin “Ablacım malesef vermezler " dediği Neriman'nın ” Sıcak mısınız soğuk musunuz " dediği Durmuş Ali'nin “Islak ve soğuk " dediği Neriman'nın “İ"nşallah ben de o güne kadar 200 lira ... abini abine dedim ki yani 200 lira adama 1 Trilyon borcu var öbürü sen şu hocaya söyle dedim adam gibi çalışsın ürünleri üretsin çabuk ay ay nasıl gülüyor diyor ki doğru söyle parayı ihtiyacımız var dedim Allah ım yarabbim Ajans ihtiyacı var herkesin yayın evi battı yetişin " dediği görülmüştür.
Tape No:6840, 21.3.08 günü Şuayip Ö… ile yaptığı telefon görüşmesinde; Şuayip’in” Valalan ben işte dün bi arkadaşlarla 30 kadar arkadaşla toplantı yaptık " dediği Durmuş Ali'nin ” Hı toplantı iyi geçmiş her halde anladığım kadarıylada Şuayip “Evet arkadaşlar bu iş bitti başkanım bittireceğiz diyorlar o kadar azimliler işte sende gerekeni yap diyorlar bizde gerekeni yapalım dedim tamam müsterih olun sizde bi sıkıntı olmaz dedik " dediği Durmuş Ali'nin ” Evelallah evelallah yani bu iş bitti başkanım " dediği Şuayip” Bizde o gözle bakıyoruz " dediği Durmuş Ali'nin :” Bu iş bitti yani bu iş bitti Türkiye de artık böyle birileri. Yapmayacak oturduğu yerden " dediği Şuayip” Valla ondan sonrada alıp götürmesinler sonra “, ” Ergenekona dâhil diye " dediği görülmüştür.
Tape No:6842, 24.3.08 günü Aycan ile yaptığı telefon görüşmesinde; Durmuş Ali'nin “Bu şeyi diyorum ki şu hani bahsettiğim dosya varya “, ” Onu böyle kısa başlıklar halinde vermeye başlasak mı acaba hani o şeyin korktuğu dosyalar diye “, " dediği Aycan’ın “Yedi dosyayı mı " dediği Durmuş Ali'nin “Tayyip in korktuğu dosyalar Aycan’ın “Şuan da beklet onu " dediği Durmuş Ali'nin “Bekletelim tamam abi " dediği Aycan’ın “Beklet " dediği Durmuş Ali'nin “Biraz daha beklesin o " dediği Aycan’ın“Yakında seninle beni de alacaklar zaten içeriye " dediği Durmuş Ali'nin “Abi zaten ben kıyıdan kıyıdan gidiyorum yani bekçiye bile denk gelmeyim tuttuğunu götürüyorlar sen karşıdasın heralde abi " dediği görülmüştür.
Tape No:6843, 26.3.08 günü Neriman AYDIN ile yaptığı telefon görüşmesinde; Neriman'nın “Ankara da da çok koşturuyorlar yargıtay falan herkes " dediği Durmuş Ali'nin “Hı herkes koşturuyor abla ya İstanbul da da çok koşturuyorlarmış “ , “Ergenekon mergenekon diye " dediği Neriman'nın : “Öyle mi ergenekon onları çarpsın " dediği Durmuş Ali'nin “Yav hükümeti yiyecek bu fos hikaye ya " dediği Neriman'nın ”Eyvallah aynen öyle canım benim ne var ne yok yakında mısın uzakta mısın " dediği Durmuş Ali'nin “Yani şeyin durumuna bağlı işte bir numaranın durumuna bağlı “ , “ “Seyahatte biliyorsun “ , “Muhtemelen herhalde döneriz biz eğer dönersek uğrarız zaten de yanına “ , “Kaçıcam firarimi verin dedim yani “ , ” Ama Kıbrıs yerinden oynadı biliyor musun Paşa gelince yani " dediği Neriman'nın “Sonra derler ki şey neydi o asena operasyonu " dediği Durmuş Ali'nin “Aman abla onların gücü yetmez öyle şeylere aklı da yetmez “ , “Aytekin ne yapıyor Aytekin den ses soluk yok " dediği Neriman'nın “Evet Alman bankacılığı ve Alman mali sistemini inşallah kurmak istiyoruz burda da “ , “Onlarla ilgili çalışmalarını sonuna getirdi çok özür diliyor senden çok sevgileri var orada diğer faaliyetlerine devam ediyor herkesi alt üst ediyor yani haberin olsun “ ,” “Aleyküm selam çocuklarda öpüyor teğmenlerde öpüyorlar sizleri ellerinizden " dediği Durmuş Ali'nin “Geleceğin komutanları onlar ya valla yani " dediği Neriman'nın “Eyvallah valla bilmem artık görevleri çok ağır diyorum ki bu işte benim de emeğim var size habire çay kahve taşıyorum vallahi hesabını sorarım sizden gülüyorlar " dediği görülmüştür.
Tape: 6844, 27.3.08 günü İsmet Z… ile yaptığı telefon görüşmesinde; İsmet’in “Abi piyadenin kabesi orda biz bizim amacımız ne yani AMAÇ ŞEY DEĞİL Mİ TEĞMENLERİMİZ DEĞİL Mİ SUBAYLAR DEĞİL Mİ?”, ” Yani orası önemli abi ben onun için orayı istiyorum " dediği Durmuş Ali'nin “Tabiki anladım " dediği İsmet’in ” O TEĞMENLER HARP OKULUNDAN BOŞ GELİYORLAR DOLDULAR BİLİYORSUN SİSTEMİ”, “Orda biraz toparlamak onları onlara biraz idealist yapmak o işte " dediği Durmuş Ali'nin “Doğru doğru İsmet yani hakkaten bu tarafıyla çok haklısın abiciğim “, “Tamam bütün düşüncem değişti yani " dediği İsmet’in: “EVET YANİ YOKSA BAŞKA YANİ HEP YAZIYORSUN İŞTE SUBAY SUBAY SUBAY HARP OKULUNDA BOZULANI ORDA DÜZELTECEĞİZ EN ÖNEMLİSİ DE PİYADE SUBAYI ABİ " dediği Durmuş Ali'nin “Kesinlikle doğru söylüyorsun " dediği İsmet’in “KEŞKE ELİMİZDE OLSA BİR TANE TANKÇI BİR TANEDE TOPÇU ARKADAŞIMIZ OLSADA ONLARIDA ORALARDA İŞTE GÖREVLENDİRSEK “, ” Yani öyle aynı bilinç aynı bilinç düzeyinde olsa yani bu öbür numara orda bozulsa yani “ , “Tabi abi yani ben onun için istiyorum yani söylemeyecektim ama yani asıl amacım o benim abi " dediği Durmuş Ali'nin “Yani biz o zaman yakın oluruz abiciğim " dediği İsmet’in “O zaten abi yoluna girdi gidiyor bir şekilde gider yani “, “Ama bir taşla iki kuş vurmak lazım yani demi hem o görevi yapmak lazım hemde bu görevi yapmak lazım " dediği Durmuş Ali'nin “Doğru söylüyorsun kesinlikle abi İsmet’in “Ben 1. Orduda olursam teğmenlere ulaşamamki " dediği Durmuş Ali'nin “Doğru söylüyorsun " dediği İsmet’in “Astsubaylara ulaşamamki “, “Tabi tabi yani orda bizzat orda işte o konferanslar monferanslar işte bir hazırlığımızda biliyorsun sizin orda yazıyoruz çiziyoruz yani bir dosyamız oluştu orda “, ”Bir arşivimiz oluştu onları uygun bir dille yani orda daha rahat yazıyoruz ama onlara biraz daha siyaset bölümünü şey edip gerçekleri yani anlatmak o şekilde herhalde biraz düzeltiriz gibime geliyor abi " dediği Durmuş Ali'nin “Kesinlikle abiciğim biraz değil bayağı yani bayağı ya " dediği İsmet’in: “Yani o konuda gönüllüyüm anlatacağız öyle teğmenlere yani “, “Yo ben yine dersime geldim abi öğrencilerimi bırakmıyorum “ , “Burda ölçüyorum kapatılsınmı kapatılmasınmı “, ” Önce bir soruyorum şu bir gerçek yüzde 50 yüzde 50 çıkıyor bak hep " dediği Durmuş Ali'nin “Vallaha mı? " dediği İsmet’in “Sayıyorumda yani vallahi sınıfları 15 sınıfım var sonra bir konuşma yapıyorum yüzde 10 a düşüyor abi “ , “İyi iyi yüzde 40 bak abi her konuşmam yüzde 40 etkisi var bak “, “Olmazmı abiciğim ya yani benim üzerimde yüzde 100 oldu şuan”, " dediği Durmuş Ali'nin “Ya bu gezi güzel oldu değil mi İsmet? " dediği İsmet’in “Güzel oldu birde indi havaalanından mı indi toplantıdan mı çıktı senin sloganlarla karşıladı vatandaşların bir kısmı 50 kişilik bir grup “, “Ordu Milletin Namusudur diyorlar " dediği Durmuş Ali'nin ” Evet abi ya İsmet acayip şeylere öncülük yapıyoruz ya bakma yani “, “Yani hep birlikte çok güzel şeyler yapıyoruz aslında ya” , “Yani bu Mustafa Kemalin askerleriyiz varya acayip herkesin diline dolandı artık “, “ “Evet afişler o keza şeye ÖZKÖK Paşayada şey yaptılar “, ”Bizim o Mustafa Kemalin askerleriyiz afişi varya " dediği görülmüştür.
Tape No:6845, 27.3.08 günü Fikret G… ile yaptığı telefon görüşmesinde; Fikret’in “ Hatice hanım şey posterleri göndermiş oraya afişleri “, “Abi diyor sizin afişler diyor kapışılıyor burda dağıttık diyor yarın imza günü varmış demin aradı beni ee o çok bayağı bi zeki bir çocuktu o şey diyor kalemide kuvvetli benimde çok sevdiğim bir insandır Zonguldaklı hemşerim üstelik " dediği Durmuş Ali'nin ” Şimdi o çok teşekkür ederim abi o afişlerden bugün yine yolladık biz " dediği Fikret’in“Ferit beye üzüldüm ya Ferit bey bizim bu Talat Paşa Komitesinde bir Ferit bey vardıya bizim " dediği Durmuş Ali'nin ” Evet evet abi evet " dediği Fikret’in “Yani bu nereye varacak artık bunu bilmiyorum bizim arkadaşlar diyorki sıra sana geliyor diyorlar " dediği Durmuş Ali'nin “Abi hergün bizi sevenlermi sevmeyenlermi diyeyim onlar neyse “ , “Arıyorlar ya almadılar mı daha filan diyorlar " dediği Fikret’in “Keşke alsalar keşke alsalar “, “Bir laf vardır hani galip sayılırım yolda mağlup diye bir laf var hani biliyormusun “ , “KELLE KOPARACAĞIZ " dediği Durmuş Ali'nin “Kesinlikle abi " dediği Fikret’in “Koparacağız inşallah kelle " dediği Durmuş Ali'nin ”YANİ AZ KALDI ABİ “ , “E bugün bir yazı yayınladık abi yazdım bir yazı Lozan laik ee Laiklik Lozanı Delmek mi diye " dediği görülmüştür.

Tape No:6847, 31.3.08 günü Ümit S… ile yaptığı telefon görüşmesinde; Ümit’in” He ya akşam bide şeyle görüştüler ya Şeyh le meyhle “, “Haşim baba da ordaydı ulen dedim ne oluyor bir ayak oyunu mu çıkacak burda " dediği Durmuş Ali'nin : “Basılıyor muyuz ne oluyoruz " dediği ümitin “Vallahi billahi yarın şeyde yetmiyor bize türban da yetmiyor çarşafa gireceğiz anasını satayım " dediği görülmüştür.
Tape No:6850, 4.4.08 günü Ümit S… ile yaptığı telefon görüşmesinde; Ümit’in” Değil mi valla şimdi Turan Çömez beni arar nerden biliyorsun bu Avşar dövüşünü şerefsiz gece gitmiş yurda Tayyip kızdı niye bana haber vermedin diye " dediği Durmuş Ali'nin “Tabi kızar " dediği Ümit’in “Bende gelirdim bende gelirdim “, “Ondan sonra havluları attılar birbirine “, ” Ya o… çocukları o kız yurdundan gece kız alıp götürüyorlar hocam ya “, ” Biliyorum ya haberim var benim yani haberim var derken tahmin ediyorum Tayyip çok sinirlendi " dediği Durmuş Ali'nin “O… çocuğu bunlar ya hemde resmi plakalı araçlarla ya " dediği Ümit’in” Yaparlar abi yaparlar şerefsizler " dediği Durmuş Ali'nin “Şimdi onların fotoğraflarını daha dökmedik ortaya hele dur”, “Duruyor duruyor adam bir tekme yiyor nerden geldiğini anlayamıyor tam rahat ettim dediği anda " dediği Ümit’in ” Evet bakınıyor etrafa buna kim gaz veriyor hakkaten diyorum biri gaz veriyor haa " dediği Durmuş Ali'nin “Ya buna gaz veren yakınındaki o Amerikanın danışmanları var ya “, “Sen diyor konuş Tayyip diyor biz askeriyeyi sıkıştırırız onlara diyor uçak vermeyiz bilmem ne vermeyiz mühimmat vermeyiz filan ayağına yatıyorlar hocam bilmiyorlar ki Türk Ordusuna hiç birinin iplediği yok “ , ” Bitkileri daha doğrusu onlardan çay yaptırıyordum turist otobüsleri orda kuyruktaydı ya vallahi ya " dediği ümit’in “Baba ne işin vardı senin matbaaya döndün orda devam edeydin haa " dediği Durmuş Ali'nin “Abi işte o da atamayla geldik oraya da rotasyona uğradık anasını satayım " dediği görülmüştür.
Tape No:6851, 9.4.08 günü Neriman AYDIN-X Bayan ile yaptığı telefon görüşmesinde; Neriman’nın “ Bizi satıyorsunuz derler buna onun ayaklarından öpüyoruz kurban oluruz ona Allah onu bu memlekete baş etsin bu devlete “ , ” Çok ediyşor inşallah bir ilaç milaç işte tedavi uygularlarsa durdururuz seni sorup duruyor tabi orda çarşaflı hanımlar sağlık hizmeti almaya gelmişler Hacettepeye bunlar ne dedi annem bunlar Atatürke başkaldıranlar dedim anne dedim yakında BUNLARI KESECEĞİZ DEDİM ”, ” Çelebi çok önemli bir bilgi verdi onu kaleme alacağım ama alıyorum bir iki sayfa tutacak ablası kahramanım ona sana gönderdiğimiz en son Harbiye ile ilgili şeye ekleyeceğiz ama çok dehşet bir şey rezalet yani rezalet yani ne sen duy nede ben söyleyim rezalet bir şey belkide biliyorsunuzdur " dediği Durmuş Ali'nin “Şimdi elindeki ürünler kaç ürün var abla " dediği Neriman'nın “Ablası çok slayt gönderdi bana o slaytı sana vereceğim Flaş Diske almış onu sana gönderebilinim verdikleride var geleceksen elden vereyim nasıl istersen birde onlar ile birlikte sana birde bu işi abin söyleyecek işte bunu hazırlayalım dedik yazım olarak bir yol çizelim dedik nasıl olursa nasıl olacak bunda kimi bulundurmamız lazım Ercümentin yanında siz Devlet olarak yani " dediği Durmuş Ali'nin “Yani şu aşamada onun yanında birini bulundurmak çok riskli " dediği Neriman'nın “Kablama Kablama gibi değil yani Volkan KABLAMA gibi değilde " dediği Durmuş Ali'nin “Değil değil bunu geldiğimizde daha detaylı konuşalım telefonda şey değil “, “Çalışsın ablacım sırası gelen çalışacak öyle tekneye binerim diye beklemeyecek “ , ” Çocuklardan ne haber ablam iyilermi " dediği Neriman'nın ” çocuklar iyiler hafta sonu Noyan aradı " dediği Durmuş Ali'nin “Ne yapmışlar " dediği Neriman'nın “Biz iyi iyiyim dedi öbür bizim bir Teğmen vardı o da kazanamamış Eren “, O Deha Paşa ile onun şelyi vardı iritibatı var Reha Paşa aynı zamanda hemşerisi Trabzonlu “ , ” Çok da çalışmış dedim olsun gene çalışmasına devam etsin Noyana sende o da ikiniz de Noyan biliyormu sonucu bilmiyormu bilmiyorum hiç “ , “Bende söylemedim hiç bir şey o Ereni sordum teyze kazanamadı dedi olsun çalışmaya devam etsin dedim ben Çelebide çalışıyor amcası o çok çalışıyor Çelebi bir şey söylemedi bende söylemedim “ , " dediği Durmuş Ali'nin “Yanlış anlamayın hemen ev değiştireceğiz pozisyon değiştireceğiz " dediği görülmüştür.
Tape No:6848, 31.3.08 günü Aycan ile yaptığı telefon görüşmesinde; Aycan’ın “Valla iyim sağol sen dosyaları yayınlamaya başlayabilirsin artık " dediği Durmuş Ali'nin ”Yani bugünden itibaren koyayım onu diyorsun " dediği Aycan’ın “Evet Durmuş Ali'nin “Tamam abi ona başlıkla Tayyip i bekleyen tehlike mi diyeyim “, “Yoksa Tayyip in korkuları mı " dediği Aycan’ın “Tayyip in 7 korkusu de " dediği Durmuş Ali'nin “Tamam abi hiç yorum filan katmıyorum “, “Sadece başlığı Tayyip i bekleyen Tayyip in korktuğu dosyalar diye " dediği Aycan’ın “Tayyip in dosyaları de " dediği Durmuş Ali'nin “Aynen onları yayınlamaya başlayım " dediği Aycan’ın “Anladım bu Lozan hikayesi ne oldu tuttu mu baya “, ” Evet ama yargılanmaları kelimesi var bir tane de o işte onun için diyorum dosyayı aç artık diye " dediği Durmuş Ali'nin “Tamam bugünden itibaren yayınlamaya başlayalım o zaman " dediği görülmüştür.
Tape No:6852, 10.4.08 günü Yılmaz D… ile yaptığı telefon görüşmesinde; Yılmaz’ın” Şuan da onunla vakit ayıracak durumum yok bir de bir de size şöyle bir şey sorayım son AKP nin üç hükümet kurdu biliyorsunuz “, “Birisi Abdullah GÜL ikisi de Tayyip ERDOĞAN ın “, ” Benim gördüğüm kadarıyla ulaşabildiğim kadarıyla bu son üç hükümette mason bakan yok “, “Bilderberg üyesi olduğunu biliyoruz işte Amerika nın onu geleceğin başbakanı olarak Türkiye de yetiştirdiğini biliyoruz “ , ” Falan filan onların hepsini tam biliyoruz da söylenti başka mesela Abdüllatif ŞENER in de işte Rotaryanlara gidip oradan plaket falan aldı işte masonlağa mı alıştırılıyor falan dedi bu öylenti başka “, “Sanki Türkiye de ki son dönemde gördüğümüz laik antilaik türban kavgaları vesaire bu içinde bulunduğumuz kavgalar sanki altında bir masonlarla mason olmayanların kavgası var gibi gözüküyor bana çünkü biliyoruz ki CHP hep şundan şikayet ediyor ve doğrudur inanıyoruz başka kaynaklarda gösteriyor “ , “Şimdi acaba diyorum bu benim görüşüm tezim bu Tayyip ERDOĞAN ın hükümetleri yalnız kendileri mason bakan koymadıkları gibi hükümete acaba devletin içindeki üst düzey bürokrat masonlarıda mı işlerinden ettiler bu kavganın altında yatan asıl o mu " dediği Durmuş Ali'nin 2”Hocam bu kavganın altında yatan asıl o olduğunu ben pek düşünmüyorum sebebine gelince de şu şimdi bu adamlar zaten mason localarının desteği ile geldiler " dediği Yılmaz’ın “Şunda Ali bey müttefikiz yani mason olsun olmasın bunlar ABD nin AB nin emrindeki kişiler “, ” Oradan kaynaklanıyorlar oradan destek alıyorlar ve onların buyruklarını yerine getiriyorlar onda hiçbir kuşkumuz yok ama bundan öncekiler de öyleydi Ecevit de öyleydi Mesut YILMAZ da öyleydi “, ” Öyleydi ama onlarda ABD ciydi ve son dönemde AB cide oldular ama üstüne üstlük birde resmen kanıtlanmış masonlar kabinede hükümette yer alıyordu şimdi bunlarda ABD ci AB ci ama bunların hükümetlerinde mason gözükmüyor bunların hükümetlerinde tarikatçılar var işte nakşibendi tarikatı yok bilmem ne tarıkatının adamları var " dediği Durmuş Ali'nin ” Hocam bunların bence masonlar bu şeyi şöyle kurduklarını düşünüyorum ben bu oyunu bir Osmanlıcılık projeleri var “ ,”Malum şimdi tıpkı o Osmanlı sarayı gibi bir şey oluşturacaklar bunlar ve hatırlarsanız Bush Türkiye ye geldiğinde Dolmabahçe Sarayında ben o görüntüleri bulucam da televizyon kanallarındaki arkadaşlarımdan istettim onu Bush şeye dedi ki Tayyip ERDOĞAN a sen neden burada çalışma ofisi yapmıyorsun burayı burada neden oturmuyorsun dedi ve Tayyip ERDOĞAN sadece bir tebessüm ederek sustu ama o hani beden dili diye tutturuyor ya habire şey Tayyip ERDOĞAN o beden dili sanki yav Bush bunu şimdi söylemenin ne gereği vardı zamanı geldiğinde söyleseydik gibiydi " dediği Yılmaz’ın “Yani ona da sıra gelecek " dediği Durmuş Ali'nin “Evet şimdi masonlar böyle bir sanki bir saltanat hazırladılar ama kendileri bu işin içinde görünmemekle birlikte kendi ellerindeki adamları oturtturdular biliyorsunuz sonradan da o padişahların şeyhülislarım filan hepsi masondu " dediği Yılmaz’ın ” Evet ama neden yakın zamana kadar hep etkileri vardı resmen mason olanları bakan yapıyorlar başbakan yapıyorlardı da son 7-8 senedir neden devlet yönetiminde resmen masonlar yok " dediği Durmuş Ali'nin “Hocam bunun nedenini de ben şöyle düşünüyorum 7-8 sene öncesine kadar devleti tasviye etmek gibi bir din devletine kaymak gibi yani İslam Türkiye ye kaymak gibi bir aleniyet yoktu o zamana kadar biz hep zannediyorduk ki bu başımızdakiler mason mason ama bunlar Cumhuriyet i koruyan adamlar işte “, “En azından devleti koruyorlar filan diye düşünüyorduk biz aslında bu 7-8 yıldır da geldiğimiz noktada bir gördük ki bu adamlar devleti yani Türkiye Cumhuriyet ini tasviye edip bir İslam Türkiye yaratmak Cumhuriyet i ve devleti söküp atacaklar Cumhuriyet ve devletin olmadığı bir İslam Türkiye oluşturacaklar bunun isminin de böyle olduğunu bu hükümettekilere ve dergahlara çok yakın olan birkaç insanın zikrettiğini duydum ben İslam Türkiye Türkiye nin adının bu olacağı söyleniyor yani o Anadolu federe devleti filan diyorlardı İslam devleti filan diye bunlar değil Cumhuriyet i ve devleti çıkarıyorlar İslam Türkiye olarak koyacaklarını söylüyorlar Türkiye nin adını şimdi bunlar bu Türkiye yi Cumhuriyet i tasviye etmede doğal olarak ta bunları getirdiler masonlar daha bir geri plana çekildiler hem kendilerini garantiye aldıklarını düşünüyorum ben " dediği Yılmaz’ın “Türkiye de masonlara karşı hiçbir tavır olmadı " dediği Durmuş Ali'nin “Tabi tavır olmadı ama " dediği Yılmaz’ın “Bakma siz kitap yazdınız işte bunlar onlar için çok ta önemli değil onları ürkütecek olaylar değil Türkiye çapında halkın dikkatini çekecek halkın nefretini çekecek masonlara karşı bir duyarlılık yok çünkü bunu muhalefette seslendirmedi çünkü muhalefetin içinde de masonlar vardı hep hala da vardır “ , “Ben onu çözmeye çalışıyorum sizin elinizde yakın zamanda ki masonlarla ilgili devlette bulunan hükümette bulunanlarla ilgili belge yok öyle mi " dediği Durmuş Ali'nin “Hocam var ben onları derleyip size yollayabilirim isterseniz de “, “Tayyip in hükümetinde var hocam " dediği Yılmaz’ın” Şimdi aklınıza gelen isim var mı mesela Ali BABACAN ı söylediniz şüpheleniliyor diye " dediği Durmuş Ali'nin “Yani o çok güçlü ihtimal olduğu söyleniliyor da ama Abdullah GÜL ün mason olduğu bunun kayıtları var “, “Abdullah GÜL ün hiç düşünülmeyen bir adam " dediği Yılmaz’ın “Yani CFR nin üyesidir diyeceksiniz Bilderberg üyesidir diyeceksiniz o küresel çetenin üyesi olduğunu göstereceksiniz yoksa Hintli olsa ne olacaktı peki Hint asıllı olsa ne olacaktı ki değil mi " dediği Durmuş Ali'nin “Yani Türkiye ye ne kaybettirir yada ne kazandırır " dediği Yılmaz’ın “Veya ben geçenlerde bir yerde de söyledim toplantıda dedim ki çok iyi incelemeler yapıldı bağımsız bilim adamları tarafından Tayyip ERDOĞAN ın anne ve baba tarafından 7 değil 77 göbek Türk oğlu Türk olduğu kanıtlandı “, “Saf kan Türk ee ne değişirdi Ali bey " dediği Durmuş Ali'nin “Hiçbir şey değişmezdi " dediği Yılmaz’ın “Ben gene aynı söylemimi söyleyecektim kendisi AB nin uşağıdır ABD nin uşağıdır " dediği Durmuş Ali'nin “Ha mesele bu yani " dediği Yılmaz’ın “Yani o Türk olmuş Yahudi olmuş Hintli olmuş banane yani onun için Ergun POYRAZ ın araştırmalarına asla ciddiye almadım almıyorum ama şu nedenle sözünü ettim o böyle bulaştıracak birşey söyleyip duruyor ya işte Musa nın çocuklarında yok evvela Rum diyor sora Yahudi diyor ne diyeceğini de bilmiyor “ , “Ve çok abuk subuk bir kitaptır yani onun araştırmayla ilgisi yok “ , “O kitap nasıl çok sattı onu da sizden öğrenmek isterim ayrıca fakat orada mason demiyor öyle bir bilgisi olsaydı onu kullanırdı veya ona kim yazdırtmışsa öyle 3 ayda da 1 ayda da 3 kitap çıktı 1 ayda da biliyorsunuz siz yazarsınız 3 kitap yazmak mümkün mü " dediği Durmuş Ali'nin “4 kitap filan çıktı 4 kitap filan çıktı hocam yani 1 ay içerisinde mümkün değil " dediği Yılmaz’ın “Çıkar mı siz yazarsınız o yazdığınız araştırma kitabını 1 ayda yazın bakalım bir tane nasıl oluyor " dediği Durmuş Ali'nin “Yani süper zeka olsanız da bunlar mümkün değil yani öyle bir yetenek yok " dediği Yılmaz’ın “Onları okuyacaksınız notlar çıkartacaksınız sonra bir araya getireceksiniz kurgulayacaksınız olur mu öyle şey “, ”... adamı kimin adına çalışıyor ne yazıyor da o abuk subuk kitapların amacı neydi fakat çok sattırdılar Ali bey o kitabı o kitapları " dediği Durmuş Ali'nin “Biz zaten 2. kitaptan itibaren ben dedim ki artık Ergun POYRAZ ı buraya sokmuyoruz yayın evine ve bizim yayın eviyle ismi zikredilmeyecek bu adamın yani bize de onu öneren bir çok sevdiğimiz bir dostumuz vardı sizden iyi olmasın onu kırmadığımız için biz o kitapları yayınladık ve sonra Ergun POYRAZ la ben biraz incelediğimde altından milli görüşün çıktığını gördüm “, :” Şimdi ben bunu anlatamıyorum Amerikancılarla birlikte Ankara da bir böyle bir grup var buna o buzoğlu filan hani avukat Buzoğlu dahi Hablemitoğlu nun avukatıydı biliyorsunuz “, “O gruplar böyle güya MHP ..... bu adamlar ama şiddetli bir Amerikacı olan olduklarına emin olduğum ve somut şeylerini bildiğim adamlar bunlar böyle işte Ergun POYRAZ ı kahraman bir adam gibi aman ne de güzel şeyler yazıyor gibi el birliğiyle bir yerden bir şeyler geliyor yazıyorlar ve yayınlıyorlar bu hükümetle de AKP ile de çok sıkı ilişkileri olan adamlar bunlar " dediği Yılmaz’ın” Bakın işe bakın bu o zaman Ergun POYRAZ zavallı bu oyunları da görmedi belki de " dediği Durmuş Ali'nin “Hayır Ergun POYRAZ bu bizzat iyi oyunların içinde ve gören adam " dediği Yılmaz’ın “Gören adam bilerek oo " dediği Durmuş Ali'nin “Tabi yani bu bilerek o işin içinde ve ben şuna şahidim Ergun POYRAZ Türklere de Türk ordusuna da çok afedersiniz ana avrat söven adam “ , ” Hocam şeyin Erbakan tayfasının milli görüşçüler bu kitabı her tarafa adam saldılar ve bütün kitap evlerine özellikle gidip soruyorlar alıyorlar bu adamlar “, “Evet aynen onlar ve şeye Tayyip ERDOĞAN a yani aba altından sopa gösterdiler bir nevi bunu bir tehdit unsuru olarak kullandılar bizim ulusalcıyım diyenlerde bu tezgaha düşüyor aman şeyi aldılar da nasıl da Ergun POYRAZ ı içeride Ergenekondan tutuyorlar filan diyorlar yani ne alakası var " dediği Yılmaz’ın: “Bağlasalardı diyecektim ki bu senin yaptığına dünyada ve heryerde Türkiyede de antisemitizm derler Yahudi düşmanlığı derler bunun bizimle ne işi var bir insan hem Rum hem Yahudi nasıl oluyor nasıl sen böyle saçmalıyorsun soracaktım ama çok ta canım sıkkındı bağlamadılar " dediği Durmuş Ali'nin “Hocam evet dediğim gibi bu adam bile Avrupada ki milli görüşün para kaynaklarından sorumlu ekonomisinden sorumlu onların toparlanmasından sorumlu bir adamdı bu “, “Evet ve aslında bütün bunların müsebibi Şener ERUYGUR dur “, “Aynen öyle oldu hocam fakat orada bir sanıyorum belki fark etmişsinizdir başka birşey daha oldu Ergun POYRAZ ı bu Şener ERUYGUR yazı yazmıştı ve koruma altına almıştı " dediği Yılmaz’ın” Ergun POYRAZ ı " dediği Durmuş Ali'nin ” Evet Şener ERUYGUR koruma altına almıştı yani askerler koruyordu bunu " dediği Yılmaz’ın ” Evet öyle söylendi Jandarmalar koruyormuş " dediği Durmuş Ali'nin “Tabi Jandarmalar koruyor onu 24 saat nöbet tutuyorlar “ , :” Hocam yani bunların aslında böyle kahraman yapıyorlar dediğiniz gibi ve habire işte başka şeyleri çıkarıyorlar ortaya ama asıl ben her yerde de bütün konuşmalarımda da tekrar ediyorum bunu eğer bu hükümet bu kadar babayiğitse bu adamın hiçbir şeyine bakmayalım sadece banka hesaplarına bir bakalım " dediği Yılmaz’ın “Peki bu niye yapılmıyor Ali bey sizce bu şeyin görevi yargının görevi Savcının görevi " dediği Durmuş Ali'nin ”Bence de yazıklar olsun onların görmemesi mümkün değil eğer bu banka hesapları kontrol edilirse Türkiye de şu milli görüşçüyüm diyenlerin hükümette dahil buna hepsinin ipliği pazara çıkacaktır " dediği Yılmaz’ın “Yani onun için zaten kendilerine karşı bir harekette yok öyle bir şeyde yok eleştirende yok onun için öyle bir endişeleri kaygıları yok ben sanki böyle bir kavga varmış gibi alttan aldı böyle bir kavga varmış gibi hissediyorum yani ne oldu birden bakıyoruz diğer bakanlar kuruluna yarısı mason yarısı mason geliyor geliyor geliyor birden ney kesiliyor ve şeyde de durmadan tabi onu elimizde belge yok o aranırsa bulunur da fakat şunu biliyoruz kabataslak kendi adamlarını getirdiler devlete kendi adamlarını koydular diye Deniz BAYKAL bas bas bağırıyor canı yanmış gibi “ , “Demek ki o eski bürokratlar gitti müsteşarlar gitti daire başkanları genel müdürler gitti bu gidenler büyük bir olasılıkla çünkü eskilerini biliyoruz onların bazılarının listeleri de var bizde “ , :” Onlar da mason demek ki bunlar masonları temizlediler “, “Çünkü birden nasıl oluyor birden Abdüllatif ŞENER i sanki Tayyip e alternatif olarak ortaya çıkarma çabaları ve Abdüllatif ŞENER in de masonculuk oynaması bana sanki bu tezi güçlendiriyor demek ki bu masonları temizledi öyleyse onun karşısına bir mason çıkartacakları mı gibi geliyor “, “Bilmiyorum yani oyun içinde bu çok basit bir laik antilaik işi değil ama Ali bey “, “Yani bu türban mürban işin hikayesi de altta neler oluyor hangi çıkarlar bölüşülemedi hangi paylaşım yapılamadı nerede kavga çıktı çünkü bakın şu önemli değil mi Ali bey TÜSİAD bile TÜSİAD bile bu hükümete karşı laflar söylemeye başladı olacak şey değil “, “Seçimlerden önce AKP ye oy vereceğini söyledi “, “Seçim olalı daha 5 ay var 5 ay da ne oldu da neler değişti de hükümete karşı laflar etmeye başladı TÜSİAD eğer TÜSİAD ki onların kimlerden oluştuğunu siz biliyorsunuz onlar hep o güçlü merkezlerin adamları doğal olarak " dediği Durmuş Ali'nin “Bu TÜSİAD Tayyip ERDOĞAN a karşı ama Yunanistan la iyi olması KOÇ un çok işine yarayan bir adam “, “Acaba Koçla TÜSİAD ın arasında da bir kopukluk mu başladı " dediği Yılmaz’ın “Yo onlar bölünmezler biliyorsunuz bilmiyorum ama bakın şimdi sizin bu söylediğiniz de ilginçtir TÜSİAD şeyin bu hükümetin Yunanistan la iyi ilişkiler kurması " dediği görülmüştür.
Tape No:6853, 14.4.08 günü Neriman AYDIN ile yaptığı telefon görüşmesinde; Neriman'nın “Çelebi komutan vardı diyoki Neriman teyze kötü şeyler oluyo harbiyede niye oğlum kötü şey oldumu Neriman teyze iyi şey demek bizim için diyo " dediği Durmuş Ali'nin ”Ne olmuş ne olmuş " dediği Neriman'nın “Ne oldu diyo komutanlar diyo baş bu paşa habire ba harbiyeye baskın yapıyo diyo yalnız ortalıkta öğrencileri kaçırıyomuş komutanlar birini görürde bişey sorar diye valla paşa girer biyerden bu öğrencileri bulur çıkarır dedim bilemem artık " dediği Durmuş Ali'nin “Sanki onların gittiği yeri o bilmiyor " dediği Neriman'nın “ Bilmiyolar sanki dedim öyle biraz güldük senin kulaklarını çınlattık " dediği Durmuş Ali'nin “ Bide yani kardeşinin üstüne yıktıkları işler " dediği Neriman'nın ” Okudum kandili kandile fitili kandil olursan dedi fitil olursun aşkolsun ya şu kandili bide ben göriyim ya oraya turistik gezi düzenlemiyor musunuz ya turizim acentası olarak yokmu sizin turizim acentası falan " dediği Durmuş Ali'nin “Paşa okumuş ya bugün sabah çekti hemen beni ya “, “Bu ne dedi koordinatları vermemişsin dedi " dediği görülmüştür.
Tape No:6854, 14.4.08 günü Nilgün A… ile yaptığı telefon görüşmesinde; Durmuş Ali'nin “ Eee bu önümüzdeki günlerde Türkiye ye gelecek “, “ Kendi işlemleriyle de ilgili bakaya kalmış " dediği Nilgün’ün” Üniversite mezunu mu " dediği görülmüştür.
Tape No:6855, 14.4.08 günü Nilgün A… ile yaptığı telefon görüşmesinde; Durmuş Ali'nin “ Şimdi eee bir yıllık anlaşmalar var bir de hazırlık yaptık Mehmetcik Vakfı yararına konserler yapacağız çeşitli illerde “, “ Eee yani onun için istedik bir yıl erteleyebilirmiyiz acaba diye " dediği Nilgün’ün” Ee tamam onu getirdiği takdirde ertelemesi olur zaten yurtdışında çalışma izni ve oturma izni olduğuna dair yani bi yerde çalışıyormu peki “ " dediği Durmuş Ali'nin “ Eee orada işte çalışıyor gözüküyor evet " dediği Nilgün’ün” Onu getirdiği takdirde ertelemesi olur " dediği görülmüştür.
Tape No:6856, 14.4.08 günü İbrahim ÖZCAN ile yaptığı telefon görüşmesinde; Durmuş Ali'nin “İbrahim bu çocuğun gelişi tamam gelsin kimse " dediği İbrahim'in “Havaalanında sorun yok değil mi " dediği Durmuş Ali'nin “Hayır yok işte kaldırüırdım şimdi onu " dediği İbrahim'in “Geldiği zaman şubeyemi gelecek direk " dediği Durmuş Ali'nin “Yok bana gelecek direk İbo " dediği İbrahim'in “Şimdi onun ertelenme durumu asla olamıyor yani o bir ertelenme olayı asla olamıyor sadece eee şeyden yaptırmaya çalışacağız onu o orada çalışma izin belgesi alma ne yapıp yapıp alsın alsın onunla bi şeyler yapma ihtimalimiz var yani tamam mı Ankara ya gideceğim onun için " dediği Durmuş Ali'nin : “Ha yani gerekli sıkıyı ver oradan o şeyi alsın o belgeyi alır almazda ben Ankara ya gideceğim yani onun hiç yapılma ihtimali yok yani “ , “Yani hiç yaptık Ankara dan yapacağız başka altarnatifi yok yapabilm " dediği görülmüştür.
Tape No:6858, 15.4.08 günü Hüseyin ile yaptığı telefon görüşmesinde; Hüseyin’in” İyi yiyim iyi geldimi sana o şeyler " dediği Durmuş Ali'nin ” Ben henüz geldim daha yok gelmedi şimdi onları arayacağım " dediği Hüseyin’in”Bi baskı yap “, “Organize et toplantılar var " dediği Durmuş Ali'nin Tamam ben şimdi " dediği görülmüştür.
Tape No:6860, 15.4.08 günü Hüseyin ile yaptığı telefon görüşmesinde; Durmuş Ali'nin “Tamam şimdi şey yapacam verecem telefonu " dediği Hüseyin’in “Yani bugün kitap mitap satma abi boş ver bu işlere bak " dediği Durmuş Ali'nin “Tamam kitap mitap satmıyorum onla uğraşmıyorum zaten yak ne diyeceğim sana bu Can PAKER i biliyormusun " dediği Hüseyin’in” O… çocuğunun teki SOROS un adamı " dediği Durmuş Ali'nin “Hah tamam şimdi bunun fotoğrafları geldi bana” , Şu içeri alınan herifler varya hani Ergenekon diye " dediği Hüseyin’in “Tamam mı manşete çektik hiç olmazsa devam ettiriz onu " dediği Durmuş Ali'nin “Hani şeyin hani o Kuvai Milliye çalışması filan yapıyorlar bunlar şeyde Maltepe de bir barakada”, ” Bu heriflerin hepsi böyle karenin içinde hocam bütün o SOROS çular " dediği Hüseyin’in “Notuda varmı notu " dediği Durmuş Ali'nin “Notlarını ben yazacağım onun " dediği görülmüştür.
Tape No:6861, 15.4.08 günü Hüseyin ile yaptığı telefon görüşmesinde; Durmuş Ali'nin “Tamam şimdi fotoğrafları yolluyorum size bakabiliyor musun " dediği Hüseyin’in” Şeyden haber geldi mi " dediği Durmuş Ali'nin ” Nerden? Çubukludan " ,” Çubukluyu bekliyorum birazdan gelecek o da " dediği Hüseyin’in “Tamam ali bey tamam Ali bey " dediği Durmuş Ali'nin ” Bi kaç fotoğraf yolluyorum bakın enteresan " dediği görülmüştür.
Tape No:6862, 15.4.08 günü Hüseyin ile yaptığı telefon görüşmesinde; Durmuş Ali'nin “İnşallah, şey Ankaradaki şeyden onay çıktı Kıbrısla ilgili “, “Kıbrıs Kıbrıs abi o Kızılay " dediği Hüseyin’in “Yaşa be Ali bey büyük iş becerdin ha, vallahi billahi “Onaylamışlar yazısını yazmışlar “ , “Bir iki güne şeyde olur dedi Kıbrısta dedi yazı " dediği Hüseyin’in “Tamam fiyatları nasıl alacağız Ali bey " dediği Durmuş Ali'nin “Bir de şey var Hüseyin BEYAZIT duydunmu bu ismi " dediği Hüseyin’in “Duymadım abi konuşuruz onu bir ara yüzyüze gelince tamam " dediği görülmüştür.
Tape No:6863, 15.4.08 günü İsmet Z… ile yaptığı telefon görüşmesinde; İsmet’in “Evet evet ya ama bunların artık birazda şuna benzetiyorum artık heralde gidecekleri kapı açacakları .... kalmadı “, “Ne oldu konuştunuz mu abi konuştunuz mu şeyle kim o çocuğun " dediği Durmuş Ali'nin “İşte o bakacak vaziyete çokta ilgilendi sağol ya o da sağolsun çok ilgilendi yani sağolsun kızcağız " dediği İsmet’in: “Çok iyi bir arkadaştır istersen seni şeyle de görüştürür ben de görüşeyim o yani kendini aşan birşey varsa Askerlik Şube Başkanıyla da görüşür ama yapılacak birşey varsa zaten o yapacak yani " dediği Durmuş Ali'nin ”Projeler hayata geçecek abicim “, ” Geçen gün dediğin oldu biliyor musun ?”, “Hani demiştin ya böyle böyle Emniyet İçişleri Bakanlığından soracaklar hani Kuvayi Milliye filan hikayesi " dediği İsmet’in “Ya ben onu valla hocanın şeyi gibi bindiğin dalı keserler diye benim içime mi doğdu ne oldu hayırdır abi “,” Ne bileyim ben abicim 1000 tane müfettiş yollamışlar gene “, “Bize yayın evine gelmişler " dediği İsmet’in “Hı ne yapmışlar yayın evinde “, “Yani bu şey davasıyla mı ilgili malum davayla mı ilgili " dediği Durmuş Ali'nin “Hayır oranın kuruluşuyla ilgili " dediği İsmet’in “Evet evet işte sen o kendi büyüklerine sor abi onların amacı ne diye haber ver “, ”Haber vermeden gitme yani " dediği Durmuş Ali'nin “Yok canım tabi ki ya yok yani öyle birşey yapmam zaten yapamam da “, ” O susacak bu susacak ne olacak abicim ya yani sadece cepheye sürülürken mi biz olucaz " dediği İsmet’in” O adamlar birşeylere bulaşmışlar bu milletten devletten öne geçip kendilerince birilerinin adına bir iş yapmaya kalkışmışlarsa " dediği Durmuş Ali'nin ” Çeksinler cezalarını abicim " dediği İsmet’in ” Hesabını verirler ama tabi ben kullanıldıklarını tahmin ediyorum yani “ , “Vallahi malum oluyor e bir de biliyorsun artık ben sahipsiz değilim yani sana söylemiştim en son gelişimde “, “Götürmüştük ya Ayteni için yerlere insan denize düşen yılana sarılır diye “ , “Ondan sonra habire şimdi haldır haldır arıyormuş gelsin falan diye tamam mı bizim arkadaş söylüyor devre arkadaşı şeyde ki “ , “Ya dedim ben nereye gideyim şey için yetiştiririm abi ya diyor ben on senedir gidiyorum diyor beni bir gün diyor muhabbete çağırmadı seni her gördüğünde seni soruyor muhabbete isterim ben onu diyor diyor” , “Yalnız Rıfat ..... gibi bir adam heralde ha böyle şeyi yok yani konuşmuştuk o Ayten i götürdüğümüzde işte vatandaşların hepsine çok kızıyor çok şey ediyor yani küfür eder derecesinde küfür etmez de onlar yani Rıfat hoca gibi Ankara lı Rıfat hoca varya ..... öyle bir adam yani aydın bir adam yani öyle şeyi yok yani öyle ucuz bir şey değil yani öyle bir insan sonra bir ara sana bahsederim geldiğinde bakarız abi nedir ne değildir arkasında kim var nedir “ , “Ama ben bazen merak etmiyorum değilim ama en başında ben sana söyledim abi ben hiçbir şeyi merak etmiyorum dedim canın sağolsun insan bazen ama öyle yazı yazmışsın ki abi nerelere gidiyorsun oralara buralara falan birilerini uçaklara bindirip alıyorsun götürüyorsun bir yerlerde kahve içiriyorsun lan kime çatmışız acaba dedim “, “Yok abi hani ifade tarzı böyle şey ki .... oraya gidiyoruz işte ..... ediyoruz falan alla Allah diyorum ya bu adam arada bir şey diyor falan filan ama acaba dedim bilmediğim birşey mi var " dediği Durmuş Ali'nin “Bilmediklerini gelince anlatırım İsmet im ayıpsın " dediği İsmet’in “Yok be abi yok hiç hiç anlatma abi boş ne kadar az kişi ne insanı bilirse o kadar iyi yanlış mı düşünüyorum abi “ " dediği Durmuş Ali'nin “Doğru söylüyorsun " dediği İsmet’in “Doğru söylüyorum abi bu ülkede çünkü her an herşey olabilir " dediği görülmüştür.
Tape No:6864, 16.4.08 günü İbrahim ÖZCAN ile yaptığı telefon görüşmesinde; Durmuş Ali'nin ” Bu şeyin Cezanın işini kısmen halleüik şimdi o ya bugün geliyormuş “, “Tamam ben şeyle görüştüm Yeşilköydeki gerekli olanlarla “ , “Tamam mı rahatlıkla giriş yapacak " dediği İbrahim'in “Tamam çocuklar alır zaten havaalanından onu " dediği Durmuş Ali'nin ” Ya çocukların alması birşey değil girerken alırlarsa nah alırlar onu " dediği İbrahim'in “Ya sen demedinmi daha önce sıkıntı yok diye " dediği Durmuş Ali'nin ” Tamam işte halleüim onu " dediği görülmüşütür
Tape No:6865, 19.4.08 günü Neriman AYDIN ile şüphelinin yaptığı telefon görüşmesinde; Neriman'nın “Ablası Deniz bana bir ileti atmış, Neriman teyze şey burda bir sigorta şirketinden ben bir teklif aldım ama benim işimle ilgili bir gelişme varmı, dedimki biraz beklemeni istiyorum çünkü Kızılayın Avrupa yakasındaki şubelerden birine koyacağız seni, gerekli girişimleri yaptık şimdi onun görüşmeleri yapılıyor, sonucunu bildireceğim ben sana ama olumlu olacak inşallah “, ” İyiyim iyiyim ablam sağolasın, çok teşekkür ederim, akşama seninkiler vardı Çelebi ile " dediği Durmuş Ali'nin “Kim, Çelebi ile Noyan mı? " dediği Neriman'nın “Yok Çelebi ile Kemal abin " dediği Durmuş Ali'nin ”Ablacım, onlar bak bide Askeri hiyerarşiyi bilen insanlar, eşşeklik yapmasın Çelebi kalkıp servisi kendi yapsın, çömeze bak ya " dediği Neriman'nın “ İşte o ekmek olmamış, o susamlıymış, bunu verin falan, olur dedim Kandildede böyle seçiyor insanlar şimdi ekmeği Gabarda " dediği Durmuş Ali'nin “Susamın tanesini bulamıyor insanlar orda " dediği Neriman'nın “Bende dedim can atıyorum gideyim Gabara Kandile bende şu çocuklara yardım edeyim diye siz burda ekmek beğenmiyorsunuz, eğer bunu söylemezsem Kahramana görürsünüz ne olur söyleme diyorlar “ , ” Yok dedim Kahraman benden her hafta rapor alıyor dedim bunların durumu nasıl diye, şimdi dedim ben nasıl rapora yalan yazayım, hiç yalan olurmu dedim, yoksa hemen tespit ederler dedim zaten dinliyorlar minliyorlar, en iyisi dedim onlar tespit etmeden ben doğrusunu yazayım dedim, ya canım benim işte böyle ya ablası “ , “İşte o ha o Remiye ERYILMAZ neyse biraz bununla konuştuk sohbet ettik Remiye teyze neler oluyor dedim biraz anlatsana dedim koskoca amiral eşisin dedim “ , ”Ne var ne yok dedim ne yapıyor bizim nöbetçimiz dedim nasıl durum bu nöbetçilerin emekli hanımları ne yaparlar dedim emekli hanımlar ... hiç bi işe yaramaz nasılsa dedim şu gün şu toplumsal haberi okuyacaklar dedim ... daki Ali ÖZOĞLU Hatice BAHTİYAR sırayla aşağıya doğru bir güzel insanlar yazıyor ki dedim orayı okuyacaklar dedim bak bizde dedim emek veriyoruz çalışıyoruz dedim” , “Ne kadar rahatsızlar dedim Yaşar Paşadan he ne yapsın dedim neler yapıyo dedim her anda bir iş yapıyo her anda her dakikada evinde uyumuyo dedim 30 Ağustos 2006 dan beri belki daha öncesinden de beri he neden rahatsızlar bana bi söyler misin işte ne bileyim çok yumuşak diyolar işte çok güzel mones huylu diyolarda nasıl olması gerek bir askerin dedim hiç yazılarını okuyo musunuz dedim Türk Silahlı Kuvvetlerinin sitesine girip bu paşa eşleri bu asker eşleri bunların çocukları buralara hiç bakmazlar mı dedim Paşa ne diyo Türk Silahlı Kuvvetleri ne diyo bu siyaset karşısındaki tavrı tarzı nedir devleti nasıl koruyor hiç bakmazlar mı yok Nerimancım dedi oralara bakmazlar dedi onlar” , “Evet evet evet dua ediyorum Nerimancım Allah muvaffak etsin hepinizi bu yolda mücadele veren herkesi en çok dedim duayı paşaya gönder başkomutana gönder o çok muhteşem bi insan Allah onu milletimize saş etsin dedim bütün dualarınız bu yolda olsun dedim onu Allah dedim bir istiridyede inciyi koruduğu gibi büyüttü korudu dedim o müthiş bi ilmin sahibi dedim ona çok dua gönderin paşa kadınlarına da aynen böyle söyleyebilirsin dedim yakında hiç boş vakitleri olmayacağını harıl harıl çalışacaklarını böyle o okul bu okul gezeceklerini oma bilen insan gezer yapar bunu dedim onlara görev verecez dedim hepsi yüksek okul mezunu dedim hep yazacaklar çizecekler dedim kitap hazırlayacaklar biraz onu fiştikledim " dediği Durmuş Ali'nin ” Bu hipapçılar falan var abla biliyosun hani “ , “Şimdi bu çocuklarla buraya geldiğimden beri biraz vakit geçiriyorum öyle “ , ” Yalnız bu çocukların yaptığı parçaları filan dinliyo musun?” " dediği Neriman'nın ” Yok dinlemiyolar anlamı " dediği Durmuş Ali'nin ” Anlamıyormuş anlamaya niye çalışmadın kardeşim ortaokul mezunu anlıyor sen niye anlamıyorsun " dediği Neriman'nın “Yetişmemiz lazım Çelebi diyoki Neriman teyze okuyan subaylar diyo yazınızı son yazınızı işte aaa İnönü de mi diye böyle olurmu Çelebi buda mı falan burda yazılanlar doğru mu diye yorum yapmışlar Çelebi de demişki orda yazan insan yolda gösteriyor hangi kitapları okuyacağınızı da mesala suikasti alın okuyun Hatay meselesini alın okuyun orda bakın yolda var aslında size yolda gösteriyo birer birer alın bunların hepsi nutukta da var dedim diyor çıkarın bakın ne yapmış Atayla İnönü İnönü ne yapmış " dediği Durmuş Ali'nin “Hiç bişey okumalarına gerek yok Nutuğu okusunlar o senin yazdıklarının ne anlama geldiğini anlarlar " dediği Neriman'nın “Yani bütün şeyimiz çabamız buyda milleti orda haşlıyoduk biliyosun bide kitap okusunlar Noyan diyoki ablası amcası Kırmızı Beyaz okuyorum dağda " dediği Durmuş Ali'nin ” Ooo ne güzel aferin .. " dediği Neriman'nın “Dedimki ya amca a ya şu amcanın şimdi gözüne girdin ha dedim Eğridir in dağlarında kitap okuyasan Kırmızı Beyaz tamam mesele yok valla okuyom Neriman teyze dedi herkese de okutturuyom dedi " dediği Durmuş Ali'nin “Valla okuyorsa güzel işte tamam valla Noyan yırttı yani şimdilik " dediği Neriman'nın “ Kitap okuyan lazım bana kitap okumuyosanız arkadaşlık yapma " dediği Durmuş Ali'nin “VALLA BENİM ÇOCUKLARA HEPSİNE MECBUR KOŞUYORUM ya en az iki kitap olacak çantasında “, “İlkinde mırın kırın ettiler abi yani o şartları biliyosun filan öyle yok dedim yok yok yok sıçtırmayın şartına vurulduğunuzda yaralı yatacaksınız kitap okuyacaksınız kitap okuyacaksınız o zaman " dediği görülmüştür.

Tape No:6866, 21.4.08 günü Maruf Ş… ile yaptığı telefon görüşmesinde; Durmuş Ali'nin “ Ceza işte o geldi onunla konuştuk biraz, ne yapmaları gerektiğini falan anlattık onlara, ondan sonra konser verdi o” , “ Çok güzel güzelde sloganlar attırda valla milltet” , “ Dedimgüzel ya oooo, yanri bardaki konserinde bile o ordakilerin hepsi abi giriş 300 dolar adambaşı yani para babası abicim, o heriflere bile varya Tayyibe küfür ettirdi ya “ " dediği görülmüştür.
Tape No:6868, 7.5.08 günü Durmuş Ali ÖZOĞLU-İbrahim ile Mehmet K…arasındaki telefon görüşmesinde; Durmuş Ali'nin “Şimdi bizim şu hani Size Güveniyoruz afişleri var ya”, “Onlardan Türkiye’nin her tarafına dağıtıyoruz “, “Eııı şeylere duvarlara yapıştırıyoruz “, “Duvarlara duvarlara afiş yapıştırıyoruz onları “ , “1000 tane de sana yolluyoruz Urfa sana ait " dediği Mehmet'in “1000 tane çok ya " dediği Durmuş Ali'nin “500 tane “ , “Antepte var haa İbrahim diyor ki Antep’te ona ait diyor " dediği Mehmet'in “Antep o zaman şeye gönderin bizim Siyami hoca var ya " dediği Durmuş Ali'nin “Peki Diyarbakır’da kim var mı kimse bak İbrahim diyor ki orda da var diyor Mehmet'in “Orda da arkadaşlarımız varda biraz aktif değiller “, “Yani bu son durumlardan dolayı aktif değiller “, ” Valla uzun boylu bir şey olmaz uzun boylu bir şey bu bölgede olmaz yapma şansımız sıfır” , “Tabi tabi yani bayağı bir çekiniyo millet telefon açmaya dahi korkuyo " dediği İbrahim'in “Haa sen şimdi bak sana Urfa’ya gönderecem tamam mı o askeri afişler var ya hani tankın üstünde bayrakla beraber tamam mı ondan 1000 tane ilk önce sen ordan falan başla Gürsele gidecen emniyet müdürüne “, “Yardımcı değil onlara diyeceksinki bunlar oraya afişler asılacak haberin olsun bu kadar birşey konuşmayacan”, “Sadece bu kadar haberin olsun biüi Muraüa yardım eder sana eleman zaten sorun olmaz Savcıyla Savcıyla görüştünmü sen " dediği Mehmet'in “Tabi tabi onlarla görüşüyorum “, “Onların bi şeysi yok yani bu işte” " dediği İbrahim'in ” Biliyorum Mehmet hepsini biliyoruz “, “Sende sağol bütün doğuya sen dağıtacan ondan sonra senden isteyecekler bütün bütün 14 vilayete senden isteyecekler " dediği görülmüştür.
Tape No:7444, 26.5.08 günü Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun telefonundan Hatice BAHTİYAR’ın Kenan ile görüşmesinde; Kenan’ın ”Ben o binada üst üst katlar falan zannediyordum ” dediği , Hatice'nin " ” Yok yok yukarı dediğim şeyde Valilikte bi ayrı bi ofisimiz var yani yayınevi hakkıda orda ”, ” Ha ha tabi burası özel yani kimse bilmiyo ya burayı “, ”Burası karargah Hı hı ” dediği , kenanın ” Anladım tamam o zaman” dediği görülmüştür.
Tape No: 6869, 29.05.08 günü Hatice BAHTİYAR–Atilla Ç… ile yaptığı telefon görüşmesinde; Atilla’nın “Ha şey Denktaş bey ayın 7 sinde geliyo haberin olsun " dediği Durmuş Ali'nin “Dün burdaydı " dediği Atilla’nın” Ha dün ART nin Çırağanda şeyi vardı ben gidemedim işte o kuruluş 10 cu kuruluş yıldönümü ondan sonra fenada olmamış işte bazı şeyler söylemiş etmiş falan hikaye tabi gerisi Mustafa ÖZBEK zaten iyiki gitmedim gitsem zaten sikecem o eşekoğlu eşeğin ağzını " dediği Durmuş Ali'nin “Mustafa ÖZBEK şeyle GTP ye yakınız destek veririz filan demiş Kıbrısta verir " dediği Atilla’nın “Ee verir görmedin mi biz ordayken gazte... “ , “Oğlunada şey burdaki şeyin yönetim kurulu başkanlığını vermiş işte ART nin " dediği Durmuş Ali'nin “Şimdi o yaptığı antlaşmaları ben bi yayınlıyacam durun komtanım “, “Mecliste yaptığı antlaşmaları,Komtanım o telefonları kapalı ya arayamıyo “, “Telefonları kapalı ya arayamıyoruz komtanım " dediği Atilla’nın “Hazır kart alsın bitane canım Allah Allah odamı yasak “ , ” Çatalcadan alırız dur ben birazı önümüzdeki ayın ... Kıbrısa söylim ordanda şey gelsin yanlız o şeye Kıbrısa şeye kitap gönderecez söyle “, ” Yani daha netleşmedi işte 1 hafta sonra bi muayeneye daha gidicez yani o şeyinizi ayarlayında bana söyleyin bikaçgün önceden bende şeye söylim açayım Çatalcayada o adamdan birazcık kitap satalım ona”, “20 Temmuz önceside zaten tam dik oturur kitapta şey zaten sözüde var onun “, ” Bide o şey neydi Aylin hanıma telefon telefon edecem aklında olsun oraya kitap gönderelimde o seninde konştuk bi 100-200 tane oda birazcık şey yapsın “, : “Kıbrısa dağıtım yapıp sattırıp işte 1-2 ay sonra parası dönüyo garanti onlar nasıl olsa " dediği görülmüştür.
Tape No:6870, 31.5.08 günü Kemal AYDIN, Noyan, Mehmet Ali ile yaptığı telefon görüşmesinde; Kemal 'in ” Şimdi bende çıktım komutanlada oturdular beni bekliyorlar “, ” Mehmet Ali Komutanla Noyan Komtan beni bekliyorlar “ , “Bende yeni geldim şimdi onlarda çayları söylemiş beni bekliyorlar “ , “Yok evde değil dışardayız akşam evde “ , “Bizzat bizim yaşamamız Devlet için elzemdir aynen Ömer Kenan kardeşime aynen söylesin dedim hiç bir mahsuru yok sende tabi sen ordaysan bi görüşsün bi mahsuru yok “ , “Şimdi ben Ömere Ömere anlayacağı dilde söyledim “ , “Anlayacağı dilde burda söyledim o zeki bir oğlandır o Tayyip Erdoğana yakın bir oğlan “, ” Aa şeyi ama ben ona söyledim o akıllı bir oğlandır benide sever bizi ben ona söyledim o anladı “ , “Tamam tamam Ömer anlatır ben onun için dün sana ulaşamadım sen önce seni aradım sonra Hatice kardeşimi " dediği Durmuş Ali'nin “Şimdi Kenan felan ordaki arkadaşlarımız biraz şey çekimser konuşabilirler yani açık vermemek adına “ , ” Ben oluyum orda tamam abi " dediği Kemal 'in “ Ablasıda diyor ablasıda diyor ona ki Neriman ablası Jetle falan uçabilirmisin her şeyle uçarım diyo gene gene Fatih stadında 10 Binlerce insana Mustafa Kemali anlattı ve Ne Mutlu Türkim Diyene bağırttırttı statta !” " dediği noyannın “Yani yani bu tabi yaptığınız şeyler çok kutsal şeyler Ali amca " dediği Durmuş Ali'nin “Sağol sağol " dediği Noyananın “Bizde bizde sizin izinizden gelemeye çalışıyoruz Kemala amcamın sizin ellerinizde yorularak Hakkaten müthiş bir konuma geldiğimizi düşünüyoruz " dediği Durmuş Ali'nin “Dahada dahada geleceksiniz sizler akıllı ve zekisiniz vatanseversiniz her şeyden öte Mustafa Kemalin Askerisiniz “, “Biz nöbeti devredecez onun için sağlam ve sıkısınız yani noyanın “Nöbeti devralmaya hazırız biz Ali amca Hatice ablam nasıl iyimi " dediği Durmuş Ali'nin “İyi oda oda çalışıyo koşturmaca içinde oda yani işte mulum acayip bir yoğunluk içinde oda " dediği noyanın “Kurslar iyi Ali amca 27 Haziranda işte kurayı çekiyoruz bakalım ilk defa heyacanımız var " dediği Durmuş Ali'nin “Öylemi hadi hayırlısı olsun noyanın “Tabi nereye olsa nereye olsu tabi can atıyoruz gitmek için ...” , “Yok yok şöyle değil şimdi Özel Kuvvetlere hazırlanıyoruz tabi Özel Kuvvetler için rahat bi şekilde hazırlanacağımız bi yer yani kafamın hem sadece Tankçılıkla ilgili görevleri yapılan bi yer mesala Komtanlarım bahsediyorlar işte bazı yerlerde rahat edemiyoruz diyorlar ekstra görevler oluyo diyorlar “, , “İlmen ... hem Özel Kuvvetlere hemde inşallah Kurmaylık için çalışacaz yani " dediği Durmuş Ali'nin “Kurmaylığa hazırlanıyorsun demi " dediği noyanın : “Tabi kesinlikle " dediği Durmuş Ali'nin “Kurmaylığı ihmal etmeyinde " dediği noyanın “Kesinlikle yani Kemal amcamında şeyi var iki elim yakanızda olur diyo " dediği Durmuş Ali'nin “, “Doğru söylüyo valla “, “Yani siz kurmay olmazsanız olamazsanız biz nöbeti kime devredecez " dediği noyanın ” Evet biz onun için zaten onun için olmak durumundayız hem hemde onun için olmak durumundayız " dediği Durmuş Ali'nin “Yani yani mutlaka olmanız gerekiyor olursunuzda " dediği noyanın ” Sizde vaktiniz olduğu zaman geliyosunuz uykunuzdan feregat ediyorsunuz " dediği Durmuş Ali'nin ” Ya ne demek ne demek " dediği noyanın “Ailenizden sosyal ... feragat ediyorsunuz " dediği " dediği Durmuş Ali'nin “Onlar feda olsun " dediği noyanın “Bize müthiş evet müthiş bazı tabi geliştik yani bunu görüyoruz çünkü yaptığımız arkadaşlarla diyalog yapıyoruz kimi zaman oturup insanlarla anlatıyoruz bazı şeyleri onlarda farkına varıyorlar bazı şeylerin " dediği Durmuş Ali'nin ” Evet " dediği noyanın “Hissediyoruz biraz hazır olduğumuzu hissediyoruz " dediği Durmuş Ali'nin ” Şimdi Noyan şunu asla unutmayın ve bunu arkadaşlarınızada mümkün olduğuncada anlatın hissettirin askerlik sadece üniformaylada olmuyo " dediği noyanın bunu tasdiklediği Durmuş Ali'nin “ Kışlada görev yapmakla olmuyor yani sizler Kurmay olacaksınız en iyi asker olacaksınız günü geldiğinde o üniformayı üzerinizden çıkartmanız gerektiğinde çıkartıp gene askerliğe devam edeceksiniz " dediği noyanın tasdiklediği Durmuş Ali'nin ” Bu devlet ve bu " dediği noyanın ” Onu kesinlikle yaparız yani ona günüllüyüz en günüllülerden en önde gidenleriz biz yani öyle olmak isteriz biz zaten vatan için evet " dediği Durmuş Ali'nin “Çünkü bu Devlet bu Devlet ve bu ordu böyle ayakta durur böyle yaşar bu millet böyle yaşıyor " dediği noyanın tasdiklediği Durmuş Ali'nin “Yani sadece Kışladakilerle yürümüyo bu iş “ , “Elbette orası çok önemli ama böyle bu tarafıda önemli çok önemli görevler verilecektir " dediği noyanın “Evet Kutsal vatan görevini en meşekkatli şekilde ayakta en güzel şekilde ayakta tutacak şekilde bunla yapıyorlar dediğini gibi onlar yapıyorlar " dediği Durmuş Ali'nin “Elbette elbette yani Devletin bir çok unsuru var " dediği noyanın ”Onlar varki Devlet var Ali amca onlar varki Devlet var onlar varki vatan var yani " dediği Durmuş Ali'nin ” Bütün Dünyada bu değişmez kural Noyancım bütün Dünyada değişmez kural niye bu hainler habire saldırıyo Derin Devlet Derin Devlet hikayelerine işte bunun için çünkü " dediği noyanın “Evet kesinlikle çünkü onu çökertmeye çalışıyorlar o zaman zaten bizim sonumuz olur “, “Evet Ali amca zaten şöyle deyişte var Devlet derin olduğu kadar Devlettir öyle bir iş var yani " dediği Mehmet alinin “Sağolun bizde sizden feyz alıp gereğini yapacağımızdan emin olabilirsiniz Ali amca " dediği Durmuş Ali'nin ” Sizin içinizde var zaten bize hiç gerek bile yok " dediği Mehmet alinin ” Bizim içimizde vardı ama biraz kirletmişlerdi Ali abi sayenizde " dediği Durmuş Ali'nin “Biz bizler elimizden geleni yapacaz sizde yapacaksınız sizden sonrakileri yetiştireceksiniz " dediği Mehmet alinin “Evet siz bizim şansımız oldunuz bizde başkalarının şansı olacaz Ali amca " dediği Durmuş Ali'nin “Kesinlikle ona inanıyorum " dediği Durmuş Ali'nin “Gözlerinden öpüyorum Memet Alicim Noyanı sana emanet ediyorum " dediği Durmuş Ali'nin ”Özellikle emanet ediyorum " dediği Mehmet alinin “Baş üstüne " dediği Durmuş Ali'nin “ Noyan’ın biraz daha böyle ayaklarının yere basması lazım " dediği görülmüştür.
Tape No:6872, 4.6.08 günü Kemal AYDIN ile yaptığı telefon görüşmesinde; Kemal 'in “Ders çalışıyorduk Mehmet ali de gelmiş de hafta çarşamba içinde çıkıyor,”, : “Çıktık işte onu da bıraktım okula bende öyle geldim yeni 15 dakika oldu " dediği Durmuş Ali'nin “Oh ne güzel ya ne güzel vallaha ya " dediği Kemal 'in “Gene ders çalıştık geldi işte " dediği Durmuş Ali'nin : “Abi Allah kolaylık versin ya " dediği Kemal 'in “Amin görevlerimiz, bizim ki, bizim ki kolay zoru işi olanların ki " dediği Kemal 'in ” Lozan anlaşmasını yok mu sayacaz, Türkiye Cumhuriyeti Devletini yok mu sayacaz, onu saymaya kalkanların a… koyacaz, ben bana bir görev düşerse ben amlarına koyacam " dediği Durmuş Ali'nin Büyük görev sana düşecek abi " dediği Kemal 'in ” Yok başka bir şey anlatmıyordu onun için Mustafa Kemal in devletini yıktırtmayacağız, Mustafa Kemal in kurallanını bozdurtmayacağız yemin olsun, yoksa mezar taşı arama " dediği Durmuş Ali'nin “Kemal abi dünkü şeyde brifingde bir raporlar koydum ortaya,”, , “evet abi birinde diyor ki 15 milyon kürt vatandaşımız var diyor, tayyip erdoğan söylüyor bunu, " dediği Kemal 'in ”a… koyduğumun i… " dediği Durmuş Ali'nin “6 ay sonra diyor ki 25 milyon ee, kütr vatandaşımız var diyor, " dediği Kemal 'in bir 6 ay daha geçerse 50 milyon " dediği Durmuş Ali'nin “ananı avradını s… nasıl arttı be i… " dediği Kemal 'in “a... kodumun oğlu " dediği Durmuş Ali'nin “hadi bunu söyledi bunu kabul ettik,bu kadar bunu dinleyen pezevenkler, " dediği Kemal 'in “onu dinleyenlerin a… koyayım,”,” hep trt de 24 saat yayın falan bu işler o zaman ulus devlet nerde, lozan antlaşması nerde, o zaman türkiye cumhuriyeti devleti nerde, mustafa kemal in devletini başka türlü ortadan kaldıramadılar değil mi öyle ilkeler öyle esaslar koydu ki,onu ona kurban olayım,tamam üniter devlet,ulus devlet,laik devlet sonra anayasaya koyduğu değiştirilemez maddeler,sonra da türk silahlı kuvvetleridir iç ve dış düşmanlara karşı koruyacak demesi ilahi taraftan aldığı şeylerle nasıl yaptı bu işi onu yıkamıyorlar deyim o… dölleri anasını s… oğulları o avrupa birliğini onların başına geçirmek bizim boynumuzun borcu olsun " dediği Durmuş Ali'nin “Amin dün Paşa şey diyor bu çocuğu iyi koruyun öyle bir Brifing verdim ki abi “, “ Hepsinin gözleri fal taşı gibi açıldı” , , “Dün orda bir sürü Generaller var onlara en son dedim ki Köye gidip te sandalyeyi Köy meydanına atıp nasıl Türk olduğunu anlatmayacaksınız kimseye " dediği Kemal 'in “ bu nasıl iş ya hı o…. dölleri diye diye kürt sorunu kürt kardeşlerimis kürt realitesi güneydoğu meselesi anasını s… oğulları 69 yıldır o büyük adamın ölümünden beri diye diye bu hale getirdiler bunların hepsinin anasını s… bizim boynumuzun borcu olsun " dediği Durmuş Ali'nin “Ben olayım çünkü yani bizim çocuklar mütavizidir onlar kibar davranır ve yani şey yapmazlar çok renkte vermezler çok değil hiç renk vermezler onlar " dediği Kemal 'in “Ben sana söyledim Ömer anladı beni o Zeki bir oğlandır ben ona Hasan ile beraber Hasan yanımdaydı beraber ben Ömere Devlet olmazsa hiç birşey olmaz Devlet yaşamalıdır dedim “ , “Devleti yaşatmak herkesin görevidir Ömer dedim Tamam abi dedi Sen o ol sen söyleyeceklerini söylersin " dediği Durmuş Ali'nin “Yani işi şansa bırakmayalım çünkü bizim çocuklar nerde duracaklarını bilmezler " dediği Kemal 'in ” Devlet yaşamalı " dediği Durmuş Ali'nin “Birde benim baskım var üstlerinde yani her taraftan eziliyor çocuklar ne bileyim işte böylede olmazsa başka türlü olmuyor abi benimde üstümde başka baskı var işte " dediği Kemal 'in “İnşallah canım benim bundan sonrası hep aydınlık 30 Ağustos 2006 " dediği Durmuş Ali'nin “Eyvallah abi eyvallah " dediği Kemal 'in “Hiç güneş doğmuştur şimdi parlıyor çok parlak güneşli günleri göreceğiz " dediği Durmuş Ali'nin “Şimdi bu Kızılay ile ilgili bazı şeyler geldi bana bilgiler onları geldiğimde paylaşırız Hasan Kardeşim ile de paylaşırız
Tape No:6873, 10.6.08 günü Okan B…. (binbaşı) ile yaptığı telefon görüşmesinde; Durmuş Ali'nin “ İsterseniz ALMAN VAKIFLARINDAN da üzerini tamamlayabiliriz onun " dediği Okan’ın” Alman Vakıflarından diyorsunuz " dediği Durmuş Ali'nin “YİNE HAPLEMİTOĞLUNUN EVET " dediği Okan’ın “O da aynı fiyata olacak her halde " dediği Durmuş Ali'nin “Tabi tabi tabi ki " dediği Okan’ın” Peki biraz daha bir şey yapamayız çünkü bayağı yüklü kitap ala..şimdi biz bu tür kitapları tespit ettiğimiz kitapları toplu halde alıyoruz çünkü bunun peşi sırada gelecek özellikle gittiğimiz yerlerde ve şeyde yani maddi durumu kötü olan yerlerde özellikle dağıtıyoruz " dediği Durmuş Ali'nin “Anladım şimdi onu ben size on üç yapayım " dediği Okan’ın:” Ben bir Komutanımın emrini alim şimdi söylediğiniz fiyatı bir iletiyim ona göre şimdi tabi size karşı da mahçub olmamak da şey değil " dediği görülmüştür.
Tape No:6874, 23.6.08 günü Mehmet K… ile yaptığı telefon görüşmesinde; Mehmet'in “Şimdi 19 Mayıs üniversitesinde “, ”Orda Rektörlük seçimi olmuş üç tane aday giren varda biri iki üç birin sicili bozuk bana gelen bilgi “, “Bir tanesi Doktor kendisi üçüncü sırada “ , “Erzurum lu millet .... “ , “Bu adama yardımcı olma durumuz olabilir mi ? " dediği Durmuş Ali'nin “Ne zaman bunların şeyleri seçimleri " dediği Mehmet'in “Bunların seçimleri olmuş daha Cumhurbaşkanına gitmemiş “, “Not almadım araçtaydım iki üç sefer beni aradılar “, ” Şimdi birinci adamın sicili bozuk onun olması ...” , “Şimdi olacak olan iki veya üçtür bizim desteklediğimiz aday üçüncü sırada " dediği Durmuş Ali'nin ” Üçüncü sıradamı o “ , “Eee peki onun ismini felan bana bir şey yapsana Mehmet " dediği Mehmet'in “ERDAL AĞAR " dediği görülmüştür.
d-Örgütsel İrtibatlar
Şüpheli Neriman AYDIN’dan el konulan 7 nolu CD incelendiğinde;
bel1.doc isimli word dosyasında; Neriman AYDIN isimli şahsa değişik tarihlerde gelen ve gönderilen epostalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili açık kaynaklardan alınan belgelerin yer aldığı, belgenin tamamının 130 sayfadan ibaret olduğu görülmüş olup,
Neriman Aydın tarafından 29.01.2007 tarihinde Noyan ÇALIKUŞU isimli şahsa gönderilen e postada;
Teyzesi Merhaba,
Öncelikle ilk dönemi başarıyla bitirmene sevindik, tebrik ediyoruz seni .. Aile fertlerine özel selamlarımızı gönderiyoruz...
Tereddütlerini geldiğinde Kemal Amcanla, benimle paylaşabilirsin...Ancak ekteki bilgilerin eksiği var fazlası yok... Hepsi doğru...
Yalnız Büyük İsrail demeği unutmuş sunumu hazırlayan.. Teyzesi bütün amaç Büyük israil için...
Bu düşünceyi yaşanan bir hadise ile anlatalım:
İsrail kurulduğunda israil Cumhurbaşkanı Weizmann Amerikayı ziyaret eder, Trumanla bir görüşmesinde aynen şu sözleri sarfeder:
"Sayın Başkan siz 170 milyonluk amerikan halkının başkanısınız,
Ben başkanların başkanıyım"
bu cümle her şeyi anlatmaya yeterli değil mi Teyzesi ..?
Evet Teyzesi, minicik bir sunum... ama gerçeklerden bahsediyor... Şimdi bu kadar deşifre olmalarının sebebi de artık bu işi bitirdiklerine, tüm devletleri teslim aldıklarına inandıklarından... Irak'da Afganisten'da düştükleri berbat hale rağmen hala oralarda kalabilmeleri de bu işi bitirdiklerine inandıklarından..
Türkiye'ye savaş ilanları ise...Büyük İsrail için tetiğe bastıklarında ilk vuracakları ülke olmasına rağmen, Türk Ordusunun ne yapacağını kestiremediklerindendir..
Türk ordusunun üst rütbedeki amerikancı -mason paşalar alt rütbedeki Atatürk neferi subaylar tarafından saf dışı bırakılırsa emperyalist halim ne olur diye tereddüt ettiğinden Türkiye'ye vurmayı geciktirmişlerdir... Yoksa Türk Milletini sindirmeyi çoktan başarmışlardır... hem de Atatürk'e sövdürerek..
Canım Teyzesi, bu savaş ahirete kadar devam edecek onun için her Türk bu savaşa karşı kendini hazırlamakla görevli, bu önce Allah'ın emri,Sevgili Peygamberimizin emri, Kuran'ın emri...
Sonra Mustafa Kemal'in emri.... Bu dört Kutsalımızın kutsal emirleri için canlar feda olsun bu cennet vatana, bu ecdada... gelecek Türk nefeslerine...nesillerine..
dolayısıyla bu insanlık dışı siyonist planı anlamak için Peygamberler tarihini, Peygamberimizin hayatını, Türkçe Kuranı Nutuk'u başucu kitabı yapmak gerek...
Ancak bu kitapları okuman mesleğinin geleceği açısından sana zarar verebilir Teyzesi... Onun için çok dikkatli olmalısın... Ne demek istediğimi anlıyorsun..
Biz Noyan 'ın Kuvvet Komutanı olduğunu görmek istiyoruz, Genel Kurmay Başkanı olduğunu yaşamak istiyoruz... Hedefin bu makamlar olmalı Teyzesi...
Genel Kurmay Başkanı olan general olan subaylarımızın Türklükten başka mensubiyet duyduğu teşkilatlar aramasın istiyoruz.. Türklük en yüce kurum değil mi ? Bu her subay için yeterli değil mi ? mustafa Kemal Neferi olmak en şerefli ünvan değil mi ?
İnsanlığı kirleten bu alçakça düşünceye er geç insanlık karşı durmayı öğrenecektir... Unutma teyzesi, Allah'ın insanlık için yeryüzünde kurduğu düzeni hiç bir beşer değiştiremez... Allah Kuran'da "Galip gelen Allah'ın taraftarları olacaktır." buyuruyor...
Ama en önce bu karşı duruşu Allah'ın kılıcı Allah'ın yeryüzündeki eli Türk Mİlleti gerçekleştirecek, en önce Türk Mİlleti başaracaktır...Her zaman olduğu gibi masum ve mazlum insanlık Türk Mİlletine bakarak ayağa kalkacaktır...
Senden talebimiz, sivil halde Türk Milleti ile iç içe olman, mesleğini söylemeden, sohbet esnasında ben garsonum diyerek konuş, ben işçiyim diyerek konuş, onların düşüncelerini öğrenmen için , Türk Milletinin nasıl bir ferasetin nasıl bir yüksek insanlık değerinin olduğunu görmen için sana yol gösterecektir, her zaman her zaman... Mustafa Kemal neferlerine de bu yakışır...
Milletinin özelliklerini ve değerlerini bilen yarın öncülük ettiği değerin ne düşündüğünü bilmek gibi bir şansın sahibi olacaktır. Tıpkı Mustafa Kemal gibi...
Ve öncülük önderlik yaparken asla yanılmayacaktır, ne Kumandanlığında ne Devlet önderliğinde , Türk Milleti önderini asla yanıltmaz, ama onu tanıyan önderini... !!!!
İstanbul'dan misafirlerimiz vardı, Şifre Çözüldü Kitabının yazarı Ali Özoğlu Bey... Sabahladık... ama ne sohbet Teyzesi... 10 gün öncede Kemal Amcan Karadeniz de özel bir TV kanalında 1 saat konuştu, yalnız o konuştuktan sonra programı yayından kaldırdılar, bütün Karadeniz ayakta...
Seni sevgiyle kucaklıyoruz,Selda'ya da selamlar gönderiyoruz... Kemal Amcanın bugün cenazesi var, Kayınbiraderi vefat etti, bugün onunla meşgul,,
sevgilerimizle
Neriman Aydın tarafından 20.02.2007 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahsa yazılan mektupta;
Kahraman Türk,
Sevgili Kardeşim Ali Özoğlu,
Bugün Önderimiz Kemal Aydın Bey ile bir telefon görüşmesi yaptık. Selamınızı ve sağlık haberlerinizi ilettiler şahsımıza. Sevgi ile aldık kabul ettik. Gönlümüzdeki özel yerinizden sizi selamlıyoruz, sevgilerimizi gönderiyoruz.
Canım Kardeşim, Mesaj ve ART televizyon yayınlarında Büyüğümüzle program yapmak olanağının bulunduğunu ilettiniz kendisine. Aslında bunu çok istiyoruz. Ancak bununla ilgili doğabilecek tehlikeleri sevgili kardeşimle tespitlerimizi paylaşmak istiyoruz.
Sevgili kardeşim;
Büyüğümüzün tespit ve söylemleri emperyalistler ve işbirlikçileri için tamamının sonunu getirecek nitelikte olduğu malumlarınızdır.
Bu tespitlerin Türk Milleti tarafından eyleme dönüşmesinde geç kalmaktır tüm endişemiz. Bu tespitleri millet davasına dönüştürüp başarıya taşımakta yarım kalmaktır tüm endişemiz. Büyük davalar , büyük mücadele haline ancak millet gücüyle ulaşır. Taktir edersiniz ki dava adamı olmak kolaydır ama davayı yürüten olmak zordur, çok zordur. 10 Kasım 1938 den beri yaşadıklarımız buna yeterli delildir Sevgili Kardeşim.
İşte bir Önder’in varlığı bunun için gereklidir. Nefer olmak kolay ama Önder olmak güç iştir. Bizler nefer olarak bu büyük millet davasının söylem ve eylemlerini elbetteki layıkıyla yine milletimiz nezdinde, milletimizin huzurlarında yapmaktayız Biz neferler söylediğimizde belki milletimizi harekete geçiremeyiz, ama, Önder’in söylem ve eylemleri milletimizi harekete geçirecek güç ve kuvvettedir.
Böyle bir Önder, işte bu durumda hem emperyalistler hem de işbirlikçileri için büyük korkular yaratacağından , erkenden tedbirler almalarının yolunu açacaktır. Bizim düşüncemiz ise millet bu büyük davayı bir güç halinde konuşuncaya kadar Önder’i bu tür emperyalist tedbirlerden ve yaratacakları bilinçli ve amaçlı tehlikelerden uzak tutmaktır.
Onun içindir ki , ulusal yayın kuruluşlarında şimdilik program yapmasını milletimizin geleceği için sakıncalı görmekteyiz benim Sevgili kardeşim.
Ancak millet davasını geniş kitleler halinde Önderi’nin öncülüğünde konuşmaya başladığında , milletimiz büyük davası ile ayağa kalktığında bir büyük güç olduğunda milletimiz için endişe veren durumlar artık söz konusu olmayacaktır. Çünkü o zaman Önder’e herhangi bir kötülük yapılmasından emperyalist ecnebinin muhakkak çekineceğini biliriz..
Sevgili Kardeşim, bildiğiniz üzere millet öğle bir güçtür ki, onun arkasında durduğu dava, onun taraf olduğu cansız varlıklar taş toprak dahi cana gelir. Taşlar kayalar akarsular nehirler denizler kısaca her zerre her yaratılmış geçit vermez bu düşmana, düşmanlara; Allah’ın düşmanlarına, Sevgili Peygamberimizin düşmanlarına, Türk Milletinin, Mustafa Kemal’in Türk Ordusunun , Türk Vatanının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanlarına.
Canım kardeşim, davamızın büyük bir millet gücüne dönüşme öncesinde; Türk Milletini bu güzellikten yoksun bırakmamaktır tüm emelimiz, amacımız . Onun içindir ki bugünlerde bir tv programı kendisine sizin de bizim de engel olamayacağımız zararlar verebilir.
Ama aynı düşüncenin neferleri olarak sizler , Büyüğümüzün yerine ortak tespit ve düşüncelerimizi tv programlarına katılarak milletimize duyurabilme fırsatlarınız olursa bunlar milletimizin geleceğini emin ellerde gördüğümüzün işaretleri olacaktır.
Büyük millet davasının yine milletimizin gönlündeki tuğlaları olacaktır.
Ayrıca aynı endişelerimiz siz değerli kardeşimiz için de söz konusudur. Düşünce ve tespitlerinizi Önderimiz ve Sizlerin yörüngesinde aktarabilen Türk Milletinin cesareti yüksek evlatları bu hazırlıkları televizyon yayınları aracılığı ile yapabilirler. Tabii sizlerin güvenmeniz koşuluyla.
Biz sizin de tv yayınlarına çıkmanızı sakıncalı görmekteyiz…
İlmi irfanı cesareti yüksek Türklük erdemleri ile bezenmiş , kahramanlık timsali sevgili kardeşime düşünce ve tespitlerimizi iletmekle, tarihi bir görevi yerine getirmek istedik.
Ancak yine karar Önderimizin ve sizindir. Düşüncelerimiz ve tespitlerimiz tamamen milletimizin geleceğine ve bağımsızlığına ilişkin önemle üzerinde durmamız gereken tedbirlerdir .
Tedbirden başka bir düşünce ve niyet taşımamaktadır canım ablası… Bu düşünceler de tamamen ablana ait düşüncelerdir..
İletmekle sorumluluk duymaktayım. Davamızın Yüce Allah’ın korumasında olduğuna şüphemiz yoktur , ancak tedbir almak biz iman etmiş kullarının görevidir. Çünkü Allah’ın emri böyledir.
Sevgili kardeşim Hatice’ye ve Kahraman Kardeşime Ankara’dan sevgilerimizi gönderiyoruz. Kemal Aydın’dan ve Ali Özoğlu’ndan birer tane daha olsaydı keşke, ama yok … yok yok.. Öncelikli görevimiz sizi gücümüzün yettiğince korumaktır … Allah’a emanet olunuz.
Neriman aydın 20 şubat 2007
Neriman AYDIN isimli şahsa ait, LENOVO marka bilgisayar içerisindeki, Toshiba marka hard diski üzerinde yapılan incelemede; “Belge 8.doc” isimli bir MSword dosyasının bulunduğu tespit edilmiş, belgenin tamamının 25 sayfadan ibaret olduğu görülmüş olup söz konusu belgede Sazlı Semaver isimli bir programa katılacak olan operasyon kapsamında göz altına alınan Mehmet Şener ERUYGUR, Ercüment OVALI, Ali ÖZOĞLU nunda aralarında bulunduğu şahıslar ve konuşulacak konular ile ilgili notların yazılı olduğu görülmüş, belge içerisinde;
“Tarihçi Muhittin Nalbantoğlu ile Kemalizm’in esasları konuşulurken millet ordu devlet birlikteliğinin Cumhuriyet’i nasıl kutsal ve dokunulmaz yaptığı konuşulmalı.
Emekli Org. (eski) Jandarma Genel Komutanı M.Şener ERUYGUR ile Ordu Millet konusu milletimizi yönlendirmekte ve bilgilendirmekte etkin olacaktır
Gazeteci Yazar Düşünür Ali Özoğlu ile millet -Türk Silahlı Kuvvetler ilişkisini ve bağını Şifre Çözüldü eseri ile birlikte konuşmalı” yazdığı görülmüştür.
Şüpheli İbrahim ÖZCAN’a ait CURSOR marka 06 nolu CD üzerinde yapılan incelemede muhtelif sayıda resim dosyaları tespit edilmiştir. Resim dosyalarında; operasyon kapsamında göz altına alınan İbrahim ÖZCAN, Kemal AYDIN ve Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahısların fotoğraflarının yer aldığı görülmüştür.
Şüpheli Doğukan YORULMAZ’ın İstanbul Emniyet Müdürlüğünde alınan ifadesinde; Durmuş Ali ÖZOĞLU’nu medyadan yazar olduğunu bildiğini ve bu şekilde tanıdığını, herhangi bir görüşmesinin olmadığını,
Şüpheli Ercüment OVALI’nın İstanbul Emniyet Müdürlüğünde alınan ifadesinde; Durmuş Ali ÖZOĞLU’nu tanıdığını, bir defa yüz yüze, 2-3 defa da telefonla görüştüğünü, kendisini Durmuş Ali ÖZOĞLU ile Kemal AYDIN’ın tanıştırdığını, Kemal AYDIN’la Ankara’daki bir görüşmesinde Kemal AYDIN’ın yanında D. Ali ÖZOĞLU’nun da bulunduğunu, hatta orada Hatice BAHTİYAR isimli bir bayanın da bulunduğunu, Durmuş Ali’nin telefonunu orada aldığını, Durmuş Ali’nin kendisine matbaası olduğunu ve şirketleri için iş yapabileceğini söylediğini, orada bu şekilde tanıştığını, daha sonra çeşitli sebeplerle 1 veya 2 kez telefonla görüştüğünü,
Şüpheli Eren MUMCU’nun Savcılıkta alınan ifadesinde; Ali ÖZOĞLU’nu kitap fuarında gördüğünü, soyadının ÖZOĞLU olduğunu da bilmediğini,
Şüpheli İbrahim ÖZCAN’ın Savcılıkta alınan ifadesinde; Durmuş Ali ÖZOĞLU'nu tanıdığını, Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun Kuvayi Milliyenin kuruluşunda yer aldığını, hakkında Kuvayi Milliyenin motorize istihbarat ekipleri kurulduğu şeklindeki beyanlarının basında yer almasından sonra istifa ettiğini ve bu haberler konusunda dava açtığını da bildiğini,
Şüpheli Kemal AYDIN’ın İstanbul Emniyet Müdürlüğünde alınan ifadesinde; Durmuş Ali ÖZOĞLU’nu 2007 yılı ocak ayından bu zamana kadar tanıdığını, bu şahsın ŞİFRE ÇÖZÜLDÜ isimli kitabın yazarı olduğunu, kendisini bu kitapla ilgili olarak tebrik etmek için araması nedeni ile tanıdığını, bu şahsın Toplumsal Dönüşüm yayınlarının sahibi olduğunu bildiğini, bunun haricinde kendisi ile bir ilişkisinin olmadığını,
Şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ’nin Savcılıkta alınan ifadesinde; Durmuş Alî ÖZOGLU'nu kitaplarını okuduğu için tanıdığını, "Şifre çözüldü", " Ermeni Fransız ilişkileri" gibi kitaplarını okuduğunu, bir keresinde KEMAL AYDIN'nın evine gittiğinde kendisini gördüğünü, kendisine ALÎ ÖZOGLU'nun bu şahıs olduğunu söylediklerini, kitabını aldığını,
Şüpheli Neriman AYDIN’ın Savcılıkta alınan ifadesinde; Durmuş Ali ÖZOĞLU'nu kitabını okuduktan sonra tanıdığını, Şifre çözüldü, Ermeni Fransa ilişkileri isimli kitaplarını beğendiğini, kendisine teşekkür içeren bir faks gönderdiğini, Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun da kendisine 2007 yılı Ocak ayında cevap gönderdiğini, ilk defa yüzyüze görüşmesinin abisi olan Kemal AYDIN'la İstanbula kendisini ziyaret için özel olarak geldiklerinde görüştüklerini, Cağaloğlu’nda kendi bürosunda Toplumsal Dönüşüm yayın evinde buluştuklarını, Hatice BAHTİYAR ile de orada tanıştıklarını, Hatice BAHTİYAR’ın onun editörü ve yazarı olduğunu, Kemal AYDIN’ın da ilk defa Durmuş ALİ ve Hatice ile bahsettiği 2007 yılı Şubat veya Mart aylarında İstanbul'a geldiğinde tanıştığını,
Şüpheli Hatice BAHTİYAR’ın savcılıkta alınan ifadesinde; ALİ ÖZOGLU ile Kuvayı Milliye'ye üye olduğunu,, bir seferinde Kadıköy'deki Genel Merkezi'ne gittiklerini, DURMUŞ ALİ OZOGLU ile kuruluş aşamasında dernek işleri ile ilgilendiklerini, daha sonra istifa ettiklerini, KEMAL ve NERİMAN AYDIN ile DURMUŞ ALİ ÖZOGLU'nu tanıştırdığını, Kuvayı Milliye'nin kurulmasından sonra motorize ekiplerin kurulması konusunun gündeme geldiğini, MEHMET FİKRİ KARADAĞ ve HÜSEYİN GÖRÜM’ün bu konuya "Özel Büro" isimli bir internet sitesi sahibi olan ERKUT ERSOY'a söylediklerini, onunda internet aracılığı ile bu konuyu yaydığını, açıklayıcı bilgi için MEHMET FİKRİ KARADAĞ ve HÜSEYİN GORÜM'ü aradığını, bu konuda FİKRİ KARADAĞ ve HÜSEYİN GÖRÜM’ün yetkilinin ALİ ÖZOGLU olduğunu söylediklerini, onun da TEMPO Dergisi'ne kurtulmak için beyanda bulunduğunu, TEMPO Dergisi'nden TUTKUN AKBAŞ isimli muhabirin gelip, Toplumsal Dönüşüm Yaymevi'nin Sirkeci'deki bürosunda bu röportajı yaptıklarını,, roportaj da kendisinin de hazır olduğunu, daha doğrusu başından sonuna durmadığını, ancak konuştuklarının bir kısmını duyduğunu, bu röportajda DURMUŞ ALİ ÖZOGLU’nun, TUTKUN AKBAŞ'a şaka mahiyetinde iddia edildiği gibi "1 milyon değil 2 milyon motorize ekip kurabilsek te ihtiyacı olanlara yardımcı olabilsek" şeklinde beyanlarda bulunduğunu, ancak bunlar gerçek sözlermiş gibi daha sonra TEMPO Dergisi'nde yayınlandığını, buna ilişkin tekzip gönderildiğini bildiğini, bu röportaj iddia edildiği gibi e-mail yolu ile soruların gönderilip cevaplanması şeklinde olmadığını, Daha sonra DURMUŞ ALİ ÖZOGLU ile birlikte dernekten istifa etiklerini, KEMAL KERİNÇSİZ ile DURMUŞ ALİ ÖZOGLU’nun Meltem Televizyonunda bir programa birlikte katıldıklarını,. Kendisinin de DURMUŞ ALİ ÖZOGLU ile birlikte gittiğini, DURMUŞ ALİ ÖZOGLU ile birlikte Ankara'ya gittiklerinde iki defa Neriman ve Kemal AYDIN’ın evlerine gittiklerini,. Bu gidişlerimde evde NOYAN ve MEHMET ALİ isimli asker öğrencileri gördüklerini, Burada Atatürk üzerine konuşmalar yaptıklarını, 02.01.2008 günlü KEMAL AYDIN ile CANDAN isimli kişi arasındaki telefon görüşmesi okundu sorulduğunda; Bu görüşmede Başkomutandan kasıt DURMUŞ ALİ ÖZOGLU’nun olabileceğini, Durmuş ALİ ÖZOGLU ile aralarında SABIH KANATOGLU'nun Toplumsalhaber sitesinde yazı yazması konusu geçtiğini,.
Şüpheli Noyan ÇALIKUŞU’nun Savcılıkta alınan ifadesinde; Durmuş Ali ÖZOĞLU'nu Toplumsal Dönüşüm Yayınlarının sahibi, genel yayın yönetmeni ve yazarı olarak bildiğini, hatırladığı kadarıyla Ankara Atatürk kültür merkezindeki kitap fuarında Kemal AYDIN vasıtasıyla tanıdığını, o esnada Kara Harp okulunda öğreniminin devam etmekte olduğunu, ayrıca yaklaşık 1 yıl önce tam zamanını hatırlamadığı bir tarihte Neriman AYDIN'ın evinde görüştüğünü, bu görüşmenin sosyal ilişkiler çerçevesinde olan bir görüşme olduğunu, ayrıca telefonla da birkaç defa görüştüğünü, görüşme konularının hal hatır sormaktan ibaret olduğunu, bunun dışında herhangi bir ortak faaliyetlerinin olmadığını, en fazla 3 defa görüşmüş olabileceğini beyan etmiştir.
Şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun telefon irtibatları ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda;

1 Adnan TÜRKKAN 6
2 Emin GÜRSES 6
3 Hatice BAHTİYAR 3377
4 İbrahim ÖZCAN 638
5 Kemal AYDIN 304
6 Neriman AYDIN 615
7 Noyan ÇALIKUŞU 77
8 Yalçın KÜÇÜK 4
9 Erol MÜTERCİMLER 39
10 Levent TEMİZ 2 kez görüştüğü tespit edilmiştir.
e-Delillerin Ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Durmuş Ali ÖZCAN Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu, Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı “Sivil Unsurların” kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı “Lobi” adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı “Lobi Yapılanmasının” kararı ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı “Dinamik” adı verilen örgüt dokümanında gösterilen “Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür” hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinin kurulmasında etkin rol oynadığı, ERGENEKON Terör Örgütünün propagandasını yapmak ve örgütün amaçları doğrultusunda kamuoyu oluşturulması için medyanın kontrol altına alınmasının zorunluluğu, ERGENEKON ve Lobi belgelerinde sıklıkla tekrar edilmiştir. Şüpheli sahibi olduğu toplumsal dönüşüm yayınevinin ve internet sitesi vasıtasıyla ERGENEKON terör örgütünün propagandasını yapmak, ve örgütün amaçları doğrultusunda kamuoyu oluşturulması medyanın kontral altına alınması amacı doğrultusunda basın sözcüsü olarak görevlendirildiği, bu görevi kapsamında da örgüte eleman kazandırdığı, yine örgüte kazandırdığı elemanlar aracılığı ile örgüt amaçları doğrultusunda istihbarat topladığı, legal faaliyetleri çerçevesinde sivil demokratik tepki görüntüsü ve kamuoyu oluşturmak amacı ile yönetim aleyhine olan sivil toplum hareketlerini organize ettiği veya içerisinde yer aldığı iddiası ile itham edilmektedir.
Yukarıda geniş olarak özetlenen telefon görüşmelerinden de ve savcılıkta verdiği ifade diğer ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜşüphelilerinin ifadelerinden, şüphelinin Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanması ve hiyararşisi icerisinde şüpheli İbrahim ÖZCAN’ın hiyeraşisi altında ERGENEKON terör örgütüne eleman kazandırmak, sahibi olduğu internet sitesi ve yayınevi vasıtasıyla propagantasını yapmak, örgüte adam kazandırma, örgüte gelir temin etme adına tahsilât, askeri ihaleleri takip ve örgüte gelir temini, askeriye ve bürokrasi içerisinde yapılanma,örgütün düzenlediği mitinglerde afiş ve pankart hazırlanması ve hazırlıklarını organize etme, kamu kurum kuruluşları ile irtibatı sağlama faaliyetleri yürüttüğü anlaşılmaktadır. Ayrıca Kemal AYDIN ve Neriman AYDIN ile irtibatlı olarak ordu içerisine sızma girişiminin de yönetici konumunda olduğu anlaşılmaktadır.
Kuvayı Milliye Derneğinde kuruluş aşamasında rol aldığını ve basın sözcüsü olarak görevlendirildiğini savcılıktaki soruşturması esnasında itiraf etmiştir. Daha sonra istifa etse de şüphelinin Fikri KARADAĞ’a bağlı olarak başkan yardımcısı ithamı ile soruşturulan diğer şüpheli İbrahim ÖZCAN’ ın hiyerarşisi içerisinde olduğu telefon konuşmalarından ve evinde ele geçirilen fotoğraflardan anlaşılmaktadır. (Tape 6881, 6883, 6813, 6868, 6802) nitekim İbrahim özcan ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde Fikri KARADAĞ’ı yasadışı sivil yapılanmanın başı olarak kabul ettiği ve ona bağlı olarak çalışmayı devam ettikleri (tape 6883) anlaşılmaktadır. Ayrıca telefon görüşmelerinde Ergenekon soruşturması nedeniyle her an tutuklanacakları endişesi içerisinde oldukları ( tape 6823, 6842) ve özellikle şüpheli Kemal AYDIN ile yapmış oldukları konuşmalarda sürekli derin devlet dedikleri yapılanmadan bahsettikleri anlaşılmaktadır.
Yukarda geniş özetinin verildiği 6802,6795, nolu telefon tapelerinde Urfa’daki temsilcileri olan M.K gönderilen afiş kitap ve dokümanları Adliye Emniyet ve Jandarmaya, tanıdıkları hâkim ve savcılara, vali yardımcılarına iletilmesi ve dağıtılması istenmektedir. Ayrıca örgütün Urfa temsilcisi, elemanlarının siyasi partilere veya derneklere üye olunmasını dahi kendisine sordukları yapılan işlemlerden dolayı ropor verdikleri ve kendisinin de talimat verdiği görülmüş olup, bu bağlamda İbrahim ÖZCAN hiyerarşisi içerisinde yönetici pozisyonunda olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar savcılık aşamasında kendisine komutanım diye hitap edilmesini asker tanıdığının fazla olmasına bağlasa da, S ile yapmış olduğu konuşmalarda sürekli Komutanım diye hitap edilmesini istediği ve emir komuta zinciri içerisinde talimat verildiği, kendi başına hareket edilmemesi gerektiği ve toplantı sonrası alınan kararların uygulanmasının istendiği, S nin de bu talimatları uyacağını bildirdiği , belli periyotlarla bir araya geldikleri anlaşılmakta olup, bu bağlamda şüphelinin örgüt hiyararşisi içerisinde şüpheli İbrahim ÖZCAN’ ın, yardımcısı olarak yönetici pozisyonunda olduğu ve toplantıları organize ettiği ( tape 6858 )anlaşılmaktadır. (tape, 6801, 6808, 6815 )
ERGENEKON terör örgütünün yapılanması içerisinde askeri yapılanmanın çok önemli bir yeri olduğu anlaşılmaktadır. Bu örgütün üst yöneticileri içinde asker kökenli kişilerin bulunduğu ve bu kişilerin ellerindeki imkân ve yetkilerini örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda kullandıkları anlaşılmaktadır. Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun TSK mensupları ile yakın ilişki içerisinde olduğu, bu ilişkiler sayesinde bir çok kişinin askerlikle ilgili problemlerini çözdükleri ve istedikleri yerlerde askerlik yapmalarını sağladıkları ayrıca bu ilişkileri örgütün farklı amaç hedefleri için kullandıkları görülmüştür. Bu konuda örnek verilecek olursa bir rap sanatçısın bakaya suçundan dolayı ülke içine girmesi esnasında tutuklanmaması için TSK içerisindeki nüfuzlarını kullanarak bu problemlerini çözdükleri anlaşılmaktadır.(tape, 6863, 6856, 6864, 6854, 6855) Bundan başka bu ilişkileri kullanarak askeri ihaleleri takip ederek hem kendisine hem de örgüte gelir temin ettiği anlaşılmıştır.( tape 6819, 6820) Hatta alınan bu ihalelerden kendilerine fazla pay düşmediğinden yakınmaktadırlar. ( tape 6838 )Ayrıca bu nufuzlarını kullanarak yayınevinin basmış olduğu kitapları askeri birliklere satarak ve bedava dağıtarak hem örgüte gelir temin ettiği ve propagandasını yaptığı görülmektedir. ( tape . 6873, 6869)
Şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun birçok asker kişi ile irtibat içerisinde olduğu ve kendi sorumluluk bölgesinde hem teşkilatlanmak amacıyla yapmış olduğu gezilerde jandarma, emniyet, adliye ve kamu kurum ve kuruluşlarını sürekli olarak ziyaret ettikleri ve temsilcileri sayesinde buralara hediyeler gönderilerek bürokrasi içerisinde yapılandıkları anlaşılmaktadır(tape, 6802,9795, 6794 ). Hatta örgüt elemanlarının yanında başkaları nazarında itibarını ve etkinliğini artırmak ve örgüt amaçları doğrultusunda kullanmak amacıyla o kişiler general rütbesindeki askeri kişilerle birlikte ziyaret edilerek askeriye içerisinde ne kadar güç sahibi olduklarını bu suretle kendilerini askeri bünye içerisinde imiş gibi göstererek taban kazanmaya ve örgütün hâkim konumunda olduğunu göstermek için TSK ‘nın bu işin içinde olduğunu vurgulamaktadır. ( tape 6802, 6795). Başka bir zaman da ise o ile yeni gelen örgüt elemanları yine örgüt mensubu subaylarla özellikle resmi kıyafetlerle ziyarete gidilerek eleman kazanmaya çalıştıkları görülmektedir. (tape 6794. 6795 )
Şüpheli özellikle kendi bölgesinde teşkilatlanma bağlamında Erzurum Denizli İstanbul Kızılay şubesini kendi elemanlarının tayini için çalışma yapmaktadırlar. (tape 6794, 6802, 6865, 6812, 6830, 6795). Ayrıca 19 Mayıs Üniversitesi Rektörluk seçiminde kendilerine yakın olan 3. sıradaki adayı seçtirmek amacıyla çalıştıkları ve üniversite içerisinde de yapılanmaya çalıştıkları görülmektedir. (tape 6874
Şüphelinin Toplumsal Dönüşüm Yayınlarının hissedarı olduğu, bu yayınevinin 2003 yılında Ergün POYRAZ ‘ın “Patlak Ampul, Hilafet Ordusundan Arap Türk Partisine, Misyonerler Arasında Altı Ay” isimli kitaplarını yayınladığı, şüphelinin asker kişilerle ilişkileri sayesinde Türk Silahlı Kuvvetleri içinde birifing verdiği, kendisini arayan kişilerin komutanım diye hitap ettiği görulmektedir.
Şüphelinin evinde ve işyerinde yapılan aramalarda ele geçirilen bilgisayar ve hard disklerde birçok istihbarat belgesinin bulunduğu görülmüştür. Her ne kadar kendisi inkar etsede basına da yansıyan ve Tutkun AKBAŞ ve Erkut ERSOY’un ifadelerine göre Kürt mafyasına karşı joplu motorize ekip kurulacağı, bu sayede istihbarat toplayacakları bu konuda da Kuvayı Milliye Derneğinde Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun vazifelendirildiği anlaşılmaktadır. Şuphelinin MK ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde (tape 6818) Gaziantepte 60-70 kişilik gençten oluşan istihbarat timi kurdukları ve bunlardan birisinin öldüğü anlaşılmaktadır. Ayrıca istihbarat amaçlı takiplerinden birisinde telefondan direk rapor verilmekte ve talimat alınmaktadır( tape 6803, 6836, 6827 ). Evinde geçen belge ve dijital kayıtlar birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin illegal olarak istihbarat faliyeti yürüttüğu kişisel verileri kaydettiği anlaşılmaktadır.
Şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU Kemal AYDIN ve Neriman AYDIN ile bağlantılı olarak Harp Okulunda okuyan öğrencileri örgüte kazandırmak amacıyla faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Bu öğrencilerle tanışıp örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirmektedirler. Bu öğrencileri özellikle kurmaylık ve özel kuvvetlere girmeleri konusunda yonlendirmektedirler.Evinde aramalarda ele geçirilen 24 saatlik günlük programın öğretmen olan eşine ait olabileceğini belirtmiş ise de, program seyrinde elbiseleri değistirme olduğu bu askeri öğrencilerin gidecekleri yere resmi elbiselerini degiştirerek gittikleri ve bu programın onlar için hazırlandığı anlaşılmaktadır. Bundan başka askeri öğrecilere Toplumsal Haber sitesinin takip edilmesi önerilmekte ve Toplumsal Dönüşüm Yayınları kitapları okutulmaktadır. (tape , 6804, 6835, 6851, 6853, 6865, 6812, 6870, 6872,)
Örgüt kendi amaçları ve görüşlerine uymayan, Devlet adına yapılan tüm icraatları ihanet olarak algılamakta ve suçlamaktadırlar.(tape 6798 ) Bu amaçla örgüt üye ve dernekleri kamuoyu oluşturup ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜamaçları doğrultusunda toplu eylem ve gösteriler yaptıkları ve ülke içerisinde kargaşa ortamı yaratıp halkta panik ve kutuplaşmaya yol açacak eylemleri yapmayı benimsedikleri ve bilfiil organize ettikleri anlaşılmaktadır. Şüpheli İbrahim ÖZCAN kendisine bağlı olarak çalışan ve Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun başında bulunduğu Toplumsal Dönüşüm Yayınevinde bu tür mitinglerde kullanmak üzere afiş, bayrak, poster ve pankartlar hazırladıkları, bu pankartlıların hazırlanmasında mali destek sağladıkları, kullandıkları, toplu gösterileri organize ettikleri, bu hadiseleri telefonda şifreli şekilde konuştukları ve bu pankart ve afişler mitinglerde esnasında kullandıkları anlaşılmaktadır( tape 6794, 6795, 6868,). Bu afişleri 1000 kadar bastırarak yurt çapına dağıttıkları bunların asılmasında da emniyet görevlileri başsavcı, hakim ve jandarmayıda bu afişleri asılması aşamasında yardım için çağırdıkları anlaşılmaktadır. (tape 6868,6795, 6802)
Örgütün amacı ve hedefi doğrultusunda kanlı eylemler gerçekleştirmeyi planladıkları, şüpheli İbrahim ÖZCAN ile onunla bağlantılı olarak çalışan D. Ali ÖZOĞLU ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde örgüt içindeki ikili uygulamaların ve döneklerin bulunduğundan yakınarak çürük elmaların temizlenmesi gerektiği bu konuda örgüt üyesi yıldız sahibi üst düzey askeri kişilerin öldürülmesi gerektiği, bu eylemlerin bir kısım kişileri uyandıracağı ve yazı ve konuşma zamanının geçtiğini ve artık eylem zamanının geldiğini, bu işi Alinin yapması için talimat vermektedir. D. Ali ÖZOĞLU telefonların dinlenme ihtimalinin de verdiği rahatsızlık ile bu konunun kendisinin işi olmadığını bu işin başka bir birimin işi olduğunu belirterek bu öldürme işine karşı çıkması üzerine örgüt dışındakilere nasıl uygulama yapılıyorsa örgüt üyelerine de aynı uygulama yapılması ve bu konunun ülke problemi olduğundan dolayı dışarıdaki kimselere nasıl işlem yapıldıysa örgüt içindeki kimselerde aynı uygulamanın yapılması gerektiği belirtilmektedir (tape 6881). Görüşmenin devamında ise D. Ali ÖZOĞLU’nun örgüt işlerine yeterince önem verilmediğinden toplantılara gelmemesinden dolayı uyarılarak kendi emirlerine kesin itaat edilmesi gerektiği hatırlatılmaktadır. Böylece darbe zemini hazırlanması için birilerinin uyanması amacıyla örgüt üyesi üst düzey subayları dahi öldürülmesinden kaçınmayacak kadar gözlerini kararttıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca telefon görüşmelerden silahlı eğitim icin dağa çıktıkları bu konuda eğitim aldıkları anlaşılmaktadır.(tape, 6833) bundan başka darbe zemini hazırlamak amacıyla hükümeti yıpratacak yayınların bir merkezden hazırlandığı ve talimatlar doğrultusunda haber yapıldığı, bu konuda da şüphelinin kendisine gelen talimatlara uyduğu anlaşılmaktadır. (tape 6860, 6842, 6848 )
Şüphelinin evinde ve işyerinde yapılan aramalarda ele geçirilen dijital kayıtlardan darbe sonrası yapılacak işler ayrıntısı ile sayılmıştır. Bu belgelere göre darbe sonrası kurulacak kabinenin belirlendiği ve ilk yapılacak işlerin tesbit edildiği görülmektedir. Bu bağlamda tüm belediye başkanlıklarına makama girişin yasaklanacağı, tüm siyasi partilere girişin yasaklanacağı. Hemen mali ve hukuki inceleme başlatılacağı, tüm özelleşen firmalara yeni bir amir atanacağı, RTÜK’ün kanalları kordine edeceği bazılarının yayınını men edeceği Merkez Bankasına verilecek talimatla tüm bankalara talimat geçilecek günlük 800 YTL dışında kimsenin bankadan para çekemeyeceği internetten dahi işlem yapamayacağı belirtilmiştir. Tüm C. Başkanlarının ve Başbakanların makam kazanımları ile milletvekillerin vekillik, belediye başkanlarının başkanlık sebebiyle kazanımları iptal edilecek, VİP hakları kalkacak ve maaşları artık asgari ücretten ödenecektir. 65 yaş üstü olan vekillere % 50 artışla maaş ödenecektir. C. Başkanı ve Başbakanların yapılacak inceleme sonucunda gerekirse maaşları Bakanlar Kurulu kararıyla 10 asgari ücrete kadar yükseltilebilir. Zorluk çıkaran hastane müdürü ve başhekim derhal görevden alınacak, doktor derhal memuriyetten atılacak, eczane kapatılacak ve eczacılık ruhsatı iptal edilecektir. Tüm uçuşlar iptal edilecektir. Havalimanı kapatılacaktır. Tüm seferler ve tüm vizeler iptal edilecektir. Tüm illerde valiler görevden alınacaktır. Yenileri atanıncaya kadar bu görevi İl Jandarma Alay komutanları yapacaktır. Böylece darbe sonrası ayrıntılı bir şekilde belirlendiği hazırlıkların tamamlandğı görülmüştur.
Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı “Sivil Unsurların” kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı “Lobi” adı verilen gizli-örgütsel çalışmasının “Yöntem” alt başlığında yazılı “Lobinin tüm çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınmalıdır” prensibine uygun olarak faaliyetlerini gizli yürüttüğü anlaşılmaktadır.
Şüpheli telefon görüşmelerinde gizlilik ve şifreli konuşmaları dikkat ettikleri örgütle ilgili önemli konuları karşılıklı görüşmeleri gerektiği ihtar edildiği açıktan yapılan görüşmeler konusunda rahatsızlığını belirttiği bu bağlamda da şüpheli önemli örgütsel görüşmelerini telefondan yapmayıp muhataplarını bu konuda uyararak, örgütün faaliyetlerindeki gizlilik prensibine uyduğu anlaşılmaktadır (tape 9839, 6830, 6833, 6861). Ayrıca şüpheli telefonlarda şifreli konuşmakta ( tape 6862) ve Kahraman kod ismini kullanmaktadır. ( tape 6835 )26, 5 , 2008 tarihli telefon görüşmesinde ise toplantı yerini ameliyat şifresi ile ifade edilmekte ve bu yerleri karargah olarak nitelemektedirler.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda;

Şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU’ nun üzerine atılı ERGENEKON Terör Örgütünün ara yöneticisi olmak suçundan eylemine uyan TCK’nun 314/1,
Cebir Ve Şiddet Kullanarak TBMM’ ni Ortadan Kaldırmaya, Kısmen Veya Tamamen Görevlerini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs suçundan eylemine uyan TCK’nun 311/1,
Cebir Ve Şiddet Kullanarak Yürütme Organını Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etmek suçundan TCK’nun 312/1,
Askerleri Kanunlara Karşı İtaatsizliğe Teşvik Etmek suçu nedeniyle TCK’nun 319/1, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nun 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.
41- Şüpheli İbrahim ÖZCAN
a-Savunmaları,
Emniyet beyanında;
1977 yılında yaralama – silah suçlarından dolayı cezaevine girdiğini, 1992 yılına kadar değişik cezaevlerinde kalarak cezasını infaz ettiğini, 2003 yılından beri serbest olarak kahvecilik pazarcılık, günü birlik işlerde çalıştığını, günü birlik işlerde yevmiye usulü çalışarak geçimimi sağladığını, bunun dışında herhangi bir yerden gelirinin olmadığını, herhangi bir yerde ticari şirkete ortaklığının ya da hissesinin olmadığını,
Mehmet Zekeriya Öztürk’ü 2005 yılında Karacabey anma törenlerinde tanıdığını, Mehmet Fikri Karadağ ile hapishane arkadaşı Hüseyin GÖRÜM tarafından tanıştırıldığını, kendisini Kuvayı Milliye derneğini kuruluşunda davet edildiğini, kendisinin de davete icabet ettiğini resmi olarak üyeliğinin olmamasına rağmen bir süre dernekte çalıştığını, Sevgi Erenerol’u Hüseyin Görüm ile gittiği Türk Ortodoks kilisesinde tanıştığını, Raif ve Yusuf Görüm ile Kuvayı Milliye derneğinde tanıştığını, Kemal KERİNÇSİZ ile taksim meydanındaki Kıbrıs anma törenlerinde tanıştığını, Taner Ünal ile Sırrı Erkuş vasıtasıyla tanıştığını, Vatansever biri olarak tanıdığını, çıkarmış olduğu dergisini satışını yapmak için görüştüğünü, Durmuş Ali ÖZOĞLU ile Kuvayı Milliye derneğinde tanıştığını, fikirlerinin uyuştuğundan dolayı halen görüşmeye devam ettiğini, sahibi olduğu toplumsal dönüşüm yayınlarında çalıştığını, Alparslan Aslan ile Muzaffer Tekinin ofisinde tanıştığını,
Toplumsal dönüşün yayınlarında çalışırken yayınevinin yayınlarını emniyet jandarma, Hakim ve savcılara kamu kurum ve kuruluşlara bedelsiz olarak dağıttıklarını beyan etmiş, ifadesinin bu bölümünde susma hakkını kullanmıştır.

Savcılık beyanı
Belirli bir işinin ve sabit bir ikametgâhının olmadığını, yaralama ve silah suçundan hapishanede yattığını, Hüseyin GÖRÜM ile cezaevinde tanıştığını, kendisini Muzaffer Tekin'in Kadıköy’deki bürosuna götürdüğünü, büroda Muzaffer TEKİN ve orada bulunan Mehmet Fikri KARADAĞ, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve soy ismini bilmediği Nedim isimli asker emeklisiyle tanıştırdığını, bu kişilerinde geleceğini söyleyerek kendisini Şile'de yapılacak olan Karacabey'i anma törenine çağırdığını, burada Oktay YILDIRIM, Kuddusi OKKIR ‘da bulunduğunu, bu etkinlikte yemekler yendiği ve konuşmalar yapıldığını,
Hüseyin GÖRÜM'ün kiraladığını söylediği İstanbul Maltepe'deki prefabrik fabrikası olduğunu, ilk başlarda aktif olduğunu ve üretim yapıldığını, Hüseyin GÖRÜM burada zaman zaman toplantılar düzenlediğini, bunlardan 8-10 tanesine kendisinin de katıldığını, toplantılarda günlük konular, ekonomik mevzularla birlikte o zaman gündemde olan Vatansever Kuvvetler Güçbirliği hareketi hakkında da konuşulduğunu, bu toplantılara hatırladığı kadarıyla Muzaffer TEKİN, Mehmet Fikri KARADAĞ, Kuddusi OKKIR, İsmail PAKER, Yasin (Rasim) GÖRÜM, Raif GÖRÜM, Yusuf GÖRÜM ve ismini hatırlamadığı birçok kişi katıldığını, O dönemde Rasim GÖRÜM Hüseyin GÖRÜM'ün yanına sık gelip gittiğinden bu toplantılarda da kendisini gördüğünü, bu toplantılarda diğer konuların yanında Vatansever Kuvvetler Güç birliği Hakaretinin İstanbul temsilciliğinin açılması konuşulduğunu, bu işi de Hüseyin GÖRÜM veya Mehmet Fikri KARADAĞ'ın üstleneceğinden bahsedildiğini,
Alparslan ASLAN ile Hüseyin GÖRÜM vasıtasıyla tanıştığını, Hüseyin’in onu eskiden beri tanıdığını, kendisinin avukatlığını yaptığını, kendisine vatansever bir avukat olarak tanıttığını, avukatla beraber savcılığa gittiğini burada kayıp dosyalarının bulunmasını istediklerini, savcının yardımı ile arşivde mübaşirle beraber 4 gün boyunca dosya aradıklarını, Alparslan ARSLANIN 3–4 defada Muzaffer Tekin’in bürosunda görüştüğünü,
Muzaffer TEKİN'in bürosunda ayrı bir bölümde bazen gizli toplantılarda yapıldığını, bu toplantılara kedisinin giremediğini genelde Muzeffer TEKİN, Hüseyin GÖRÜM, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ayrı bir yerde konuştuklarını ve ne konuştuklarını bilmediğini,
Alparslan ARSLAN'ın aynı zamanda Muzaffer TEKİN'in hissedarı olduğu Doğuş Factoring şirketinin de avukatlığını yaptığını sonradan basından öğrendiğini, Muzaffer TEKİN ile Yasin olarak tanıdığı Rasim GÖRÜM ile tanıştıklarını ve görüştüklerini, zaten 8-10 defa Maltepe’de ki toplantılarda bir araya geldikleri, karşılıklı konuştuklarına da şahit olduğunu,
Hüseyin GÖRÜM ile birlikte TÜRKİYE ORTODODOKS patrikhanesine gittiklerini, orada Hüseyin GÖRÜM, Mehmet Fikri KARADAĞ, Muzaffer TEKİN, İsmail PAKER’in de bulunduğunu, burada Sevgi Erenerol ile tanıştıklarını,
Hüseyin GÖRÜM aracılığı ile tanıştığı Nihat GÜRKAN ile VSGB derneğinin kuruluş aşamasına genel kurula katıldığını, burada Muzaffer TEKİN Hüseyin GÖRÜM ve Mehmet Fikri KARADAĞ’ ın da bulunduğunu, ayrıca burada Halit BOZKURT ve Taner ÜNAL ile tanıştıklarını, daha sonra Taner ÜNAL’ın dolandırıcılık yaptığını öğrendiğini, bu bilgileri emniyet istihbarata ve genelkurmaya vermesi için Halit BOZKURTA verdiğini,
İstanbul da Kuvayı Milliye derneğinin kuruluş aşamasında bulunduğunu, ancak resmi olarak kurucu üyesi olmadığını daha sonda Burhan OMAY ile fikri ayrılığa düştüğünden dolayı ayrıldığını, dernekte iken Kahraman ŞAHİN, Raif GÖRÜM, Yusuf GÖRÜM Rasim GÖRÜM tanıştığını, Durmuş Ali ÖZOĞLU ile burada tanıştığını, Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun da Kuvayı Milliye derneğinin kuruluşunda yer aldığını, hakkında kuvayı milliyenin motorize istihbarat ekipleri kurduğu seklindeki beyanları basında çıkması üzerine istifa ettiğini,
Arkadaşlarının askeri kişilerden çok tanıdığı bulunduğu için kendisine şaka olarak JİTEM olarak hitap ettiklerini, Türkiye’deki yöneticilerin etnik kökenleri ile ilgili bilgilerin VSGB derneğinde dağıtılan bilgiler olduğunu, kendisine gelen istihbarı bilgileri jandarmaya bildirmek istediğini, Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun başında olduğu toplumsal dönüşüm yayınevinin cumhuriyet mitinglerinde afiş ve posterleri bastığını, yazarların içerisinde birçok asker bulunduğunu,
Ergenekon Silahlı Terör Örgütüile bir ilgisinin olmadığını, böyle bir örgütün varlığını bilmediğini, Kuvayı Milliye derneğinin bu örgütün sivil toplum alanındaki bir kuruluşu olduğu yönünde bir bilgisinin olmadığını beyan etmiştir.

Sorgu beyanı
Kolluk ve savcılık beyanlarının doğru olduğunu, son olarak Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun Toplumsal Dönüşüm adlı yayınevinde geçici olarak çalıştığını, aylık gelirinin 700 YTL civarında olduğunu, gelirinin zaman zaman masraflarını karşılamasa da bulduğu ek işlerle bütçesini denkleştirmeye çalıştığını, el konulan çantasının geçici olarak uğradığı ve kaza yapılan araçların çekildiği Burak Bey Yediemin otoparkı olduğunu, İçerenköy'deki komşusunun çocuğu Mehmet Bilgin’in kazada vefat ettiği için o sırada Burak Bey otoparkında bulunduğunu, bu yer mahallesinde olduğu için sık sık gittiğini, burayla ticari bir ilişkisinin olmadığını, Hüseyin GÖRÜM'ü yaralama suçundan cezaevinde yatarken tanıdığını, önceden bir tanışıklığının olmadığını, cezaevinden çıktından 15 sene sonra yani 1998 -1999 yıllarında yine cezaevinden tanıdığı kişinin cenaze merasiminde Hüseyin Görüm ile tekrar karşılaştığını, o günden sonra diyalogunun devam ettiğini, kendisine gösterilen 9 Nolu Cd'de Ortodoks Kilisesinde çekilen fotoğraflar olduğunu, sırayla sağdan sola; kendisinin, İsmail Peker, Muzaffer Tekin, Hüseyin Görün, emekli subay olduğunu bildiği ismini hatırlamadığı birisi, Mehmet Fikri Karadağ, Karacabey adlı zatın torunlarından olduğunu bildiği Ahmet Bey, öğretmen Binvar Bey, yine öğretmen olduğunu bildiği bir şahıs, oturanlardan ortadaki veya sağ baştakinin ismi Adem olduğu, bu kişi minibüs şoförü olabileceğini, herhangi bir silahlı eğitim almadığını, yurt dışına resmi veya gayri resmi olarak çıkmadığını, av merakının olduğunu, Durmuş Ali Özoğlu'nu Ali Özoğlu olarak bildiğini, Kuvay-i Milliye derneğinden tanıdığını, birikimini cezaevi günlerinde tanıştığı insanlardan edindiği bilgilere ve kitap okumaya borçlu olduğunu, Fikri Karadağ’ın kendisin kabul etmediği yönündeki beyanlarını bilemediğini, Kuvayl-i Milliye derneğinin kuruluşuna katıldığını, ancak daha sonra orada bulunan Burhan Onay adlı kişinin din hakkındaki çarpık düşüncelerinden dolayı bu dernekten soğuduğunu, 24.01.2008 günü Kadir isimli şahısla yaptığı görüşmedeki Kenan'ın kim olduğunu hatırlamadığını, o sırada hastaneye gelen Binbaşı Talay bey olduğunu, kendisi Drager Medikalin sahibi olduğunu, yalnız kendisinin iki hastane olayı olduğu için bu olayı karıştırmış olabileceğini, Fikri Karadağ'a ait elinde bulunan emanetler yalnızca fotoğraflar olduğunu, Generallerle ilgili dediğinin olacağı yönündeki beyanlar abartılı beyanlar olduğunu, Danıştay sanıklarından Av. Alparslan Arslan'ı tanıdığını, bunun yanında yine Danıştay saldırısı dosyasındaki Osman'ı da bir akrabasının dosyaya bakarmısın demesi sebebiyle tanıdığını, bu kişi Seyfettin isimli birisi olabileceğini, şimdi hatırlamadığını,
Kendisine 04.07.2008 saat 00.23 tarihli Sinan Aygün ile ilgili tutanağa bağlanan sözleri sorulduğunda, Bu sözleri söylemiş olabileceğini, kendisinin bu konudaki finansörlüğünü birisinden duymuş olabileceğini, şüphelilerden tanıdığı kelleri önceki ifadelerinde beyan ettiğini, infaz işime yardımcı olan adli görevliyi hatırlamadığını, Sinan Aygün ile herhangi bir husumetinin olmadığını beyan etmiştir.
b-Elde Edilen Dokümanlar,
Şüpheli İbrahim ÖZCAN’ın Kadıköy ilçesi İçerenköy Mahallesi. Güneş Sok. Sarıoğlu Kardeşler Apt. No.4 D.2 sayılı adresinde yapılan arama işleminde;
1-) Tarafımızdan 1 den 200 e kadar numaralandırılmış fotoğraflar incelendiğinde;
2 numaralı fotoğrafta M.Fikri KARADAĞ’ın fotoğrafı,
3 numaralı fotoğrafta Kuvayı Milliye çelenginin resmi,
4 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM’ün konuşma yaptığı ve kendisinin yanında bulunduğu fotoğraf,
5 numaralı fotoğrafta Kemer Country in çekilmiş fotoğrafı,
6 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM ün ödül verirken çekilmiş fotoğrafı,
7 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM ve 2 şahsın birlikte çekilmiş fotoğrafı,
8 numaralı fotoğrafta Kemer Country de çekilmiş fotoğrafı,
9 numaralı fotoğrafta Kemer Country nin girişinin bulunduğu fotoğraf,
10 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında çekilmiş sadece kendisi bulunan fotoğraf,
11 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM’ün ödül verirken çekilmiş fotoğrafı,
12 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM ile birlikte tribünde çekilmiş fotoğrafı,
13 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında çekilmiş fotoğrafların küçük resimlerinin bulunduğu indeks,
14 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında çekilmiş resimlerin bulunduğu indeks,
15 fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM’ün ödül verirken çekilmiş fotoğrafı,
16 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında çekilmiş fotoğraf,
17 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında çekilmiş fotoğraf,
19 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında çekilmiş fotoğraf,
20 numaralı fotoğrafta Kemer Country de 4 şahısla birlikte çekilmiş fotoğrafı,
21 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında çekilmiş fotoğraf,
22 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM’ün ödül verirken çekilmiş fotoğrafı,
23 numaralı fotoğrafta Kemer Country de çekilmiş fotoğraf,
24 numaralı fotoğrafta Kemer Country de 3 kişiyle birlikte çekilmiş fotoğrafı,
25 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM ile birlikte tribünde çekilmiş fotoğrafı,
26 numaralı fotoğrafta Kemer Country de 4 şahısla birlikte çekilmiş fotoğrafı,
27 numaralı fotoğrafta Kemer Country de Hüseyin GÖRÜM’ün 4 şahısla birlikte çekilmiş fotoğrafı,
28 numaralı fotoğrafta 4 şahısla çekilmiş fotoğrafı,
29 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM’ün konuşma yaptığı ve kendisinin yanında bulunduğu fotoğraf,
30 numaralı fotoğrafta X şahısla çekilmiş fotoğrafı,
31 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında çekilmiş fotoğraf,
32 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında çekilmiş fotoğraf,
33 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM ile birlikte tribünde çekilmiş fotoğrafı,
34 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında çekilmiş fotoğraf,
35 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM’ün konuşma yaptığı ve kendisinin yanında bulunduğu fotoğraf,
36 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM’ün plaket verirken çekilmiş fotoğrafı,
37 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında yanında bulunan Hüseyin GÖRÜM’ÜN konuşma yaptığı fotoğraf,
38 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında yanında bulunan Hüseyin GÖRÜM’ün konuşma yaptığı fotoğraf,
39 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM ile birlikte tribünde çekilmiş fotoğrafı,
40 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM ile birlikte tribünde çekilmiş fotoğrafı,
41 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM ile birlikte tribünde çekilmiş fotoğrafı,
42 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM ile birlikte tribünde çekilmiş fotoğrafı,
45 numaralı fotoğrafta Hüseyin GÖRÜM ve birçok şahsın 40 tane küçük resimlerinin bulunduğu indeks,
47 numaralı fotoğrafta Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM ile birlikte çekilmiş fotoğrafı,
48 numaralı fotoğrafta M.Fikri KARADAĞ’ın 2.sınıf Emniyet müdürüyle Taksim meydanında çekilmiş resmi,
49 numaralı fotoğrafta M.Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM’ün ismi bilinmeyen 2.sınıf Emniyet Müdürüyle çekilmiş fotoğrafı,
55 numaralı fotoğrafta M.Fikri KARADAĞ’ın Kuvayı Milliyeçelengi önünde çekilmiş resmi,
56 numaralı fotoğrafta M.Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM’ün Kuvayı Milliyeçelengi önünde birçok kişiyle çekilmiş resmi,
57 numaralı fotoğrafta M.Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM’ün Kuvayı Milliyeçelengi önünde birçok kişiyle çekilmiş resmi,
58 numaralı fotoğrafta M.Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM’ün ismi bilinmeyen 2.sınıf Emniyet Müdürüyle çekilmiş fotoğrafı,
59 numaralı fotoğrafta M.Fikri KARADAĞ’ın resmi,
60 numaralı fotoğrafta M.Fikri KARADAĞ’ın Kuvayı Milliyeçelengi önünde çekilmiş resmi,
72 numaralı fotoğrafta M.Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM’ün Kuvayı Milliyeçelengi önünde birçok kişiyle çekilmiş resmi,
74 numaralı fotoğrafta M.Fikri KARADAĞ’ın resmi,
88 numaralı fotoğrafta M.Fikri KARADAĞ’ın resmi,
187 numaralı fotoğrafın Mehmet Fikri KARADAĞ’ın Kuvayı Milliyeçelengi önünde A4 ebadındaki kâğıda basılmış resmi,
188 numaralı fotoğrafın Mehmet Fikri KARADAĞ’ın Kuvayı Milliyeçelengi önünde A4 ebadındaki kâğıda basılmış resmi,
189 numaralı fotoğrafın Mehmet Fikri KARADAĞ’ın A4 ebatındaki kağıda basılmış resmi,
190 numaralı fotoğrafta Kuvayı Milliyeçelenginin A4 ebatındaki kağıda basılmış resmi,
191 numaralı fotoğrafta M.Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM’ün Kuvayı Milliye çelengininde bulunduğu birçok çelenkin önünde 3 şahısla birlikte çekilmiş A4 ebatındaki kâğıda basılmış resmi,
192 numaralı fotoğrafın Mehmet Fikri KARADAĞ’ın A4 ebadındaki kağıda basılmış resmi,
193 numaralı fotoğrafın Mehmet Fikri KARADAĞ’ın A4 ebadındaki kağıda basılmış resmi,
194 numaralı fotoğrafta Kuvayı Milliyeçelenginin A4 ebadındaki kağıda basılmış resmi,
195 numaralı fotoğrafın Mehmet Fikri KARADAĞ’ın A4 ebadındaki kağıda basılmış resmi,
196 numaralı fotoğrafın Mehmet Fikri KARADAĞ’ın A4 ebadındaki kağıda basılmış resmi,
197 numaralı fotoğrafın Mehmet Fikri KARADAĞ’ın Kuvayı Milliyeçelengi önünde A4 ebadındaki kâğıda basılmış resmi,
198 numaralı fotoğrafın Mehmet Fikri KARADAĞ’ın Kuvayı Milliyeçelengi önünde A4 ebadındaki kâğıda basılmış resmi,
2- Toplam 5 sayfada birçok isim hakkında istihbarı not içeren numaralandırılmış doküman incelendiğinde Hakan G., Fatih T., Şükrü E., Ercan Y., Bahaüin S., Yüksel B., Av.Hasan B., Av.Aydın Ç., Nezihe D., Mefkure Y., Adnan Y., Nursal T., Metin D., Ufuk E., Cemil E., Anjel, Cevat T., Hacı Seyit A., Aydın O., Doğan Y., Şeyma Ö., Abdurrahman A. ve Taner K. isimli şahıslar hakkında istihbari notların yazılı olduğu görülmüştür.
3-) Mavi renkli üzerinde Fihrist yazılı telefon Rehberi incelendiğinde
Ali ÖZOĞLU isminin yanına (genel yay.yön) notunun düşüldüğü
Av.Alparslan ASLAN
Ali KUTLU (mersin)
Ali Çevik YİĞİT isminin yanına (Çerkezköy ADD bşk) şeklinde notun düşüldüğü
1.in.ORDU.İSTB.Baş.
Can ÖZERAY isminin yanına (komutan) şeklinde notun düşüldüğü
Deniz POYRAZ isminin altında (Türkeli Gen.Sekr.) şeklinde notun düşüldüğü
Doğukan GÖNÜZ isminin altına (Teğmen-Tuzla) şeklinde notun düşüldüğü
Emin Ersöz isminin altında (Piyade Yarbay) notunun düşüldüğü
E.BİN.BAŞI EROL ÇETİNKAYA
Hatice BAHTİYAR isminin altında genel müdür şeklinde notun
Hasan KUNDAKÇI isminin altına (Onursal Başkan) şeklinde notun düşüldüğü
Hasan ALAGÖZ isminin yanına (Murat komutanı) şeklinde notun düşüldüğü
İsmail PAKER isminin yanına (Hoca) şeklinde notun düşüldüğü
Kuddisi OKKIR isminin altına (Teknopark Gn.Md.) şeklinde notun düşüldüğü
Kemal KERİNÇSİZ isminin yanına (Av.) şeklinde notun düşüldüğü
M. K. isminin altına (Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Harek.Dern.) şeklinde notun düşüldüğü
Laz Nizam isminin yanına (Aytemiz) şeklinde notun düşüldüğü
Oktay YILDIRIM isminin altına (Çekmeköy komutanı) şeklinde notun düşüldüğü
Sadettin T.
Yasin GÖRÜM isimli şahısların telefon numaralarının yazıldığı görülmüştür.
Osman UÇAR isminin altına (Jandarma Yarbay-Şırnak) notunun yazılı olduğu,
4-) Bir adet kapağının arkasında yazarın imzası bulunan Şifre Çözüldü isimli kitap incelendiğinde;
Şifre çözüldü isimli kitabın kapak kısmında “İsimler semboldür herkes bize hizmet eder” “MASONLARDAN TÜRKİYE’YE KANLI HEDİYE” ve ASALA PKK yazılarının yer aldığı, yazarının 01.07.2008 günü yakalanarak gözaltına alınan Ali ÖZOĞLU olduğu, ŞİFRE ÇÖZÜLDÜ isimli kitabın kapak sayfasın arkasında el yazısıyla “Birlikte ölüme koştuğum can yoldaşım İbrahim Özcan’a en içten sevgimle” notunun altında Ali Özoğlu 02/01/2006 tarihinin ve Ali ÖZOĞLU’NUN imzasının yer aldığı görülmüştür.
5-) Bir Adet Kuvayı MilliyeFlamasının incelendiğinde, A5 kağıt ebadında beyaz zemin üzerine iki yüzünde de Kuvayı Milliye logosunun yer aldığı görülmüştür.
6-)Toplam3 ayfadan oluşan numaralandırılmış TÜRKİYEYİ YÖNETENLERİN ETNİK KÖKENLERİ başlıklı yazının bulunduğu doküman incelendiğinde; Recep Tayyip ERDOĞAN, TBMM Başkanı Bülent ARINÇ, Dışişleri Bakanı Abdullah GÜL, İçişleri Bakanı Abdulkadir AKSU, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK, Başbakan Yardımcısı Dengir FIRAT, Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki ERGEZEN, Başbakanın Danışmanları, 1.Danışman (isim belirtilmemiş), 2.Danışman Cüneyd ZAPSU, 3.Danışma (isim belirtilmemiş), 4.danışman (isim belirtilmemiş), Namık TAN, Baki İLKİN ve Uğur ZİYAL hakkında hukuka aykırı olarak kişisel verilerinin kaydedildiği görülmüştür.
7-) 11 sayfadan oluşan ajanda sayfasına yazılı not defteri incelendiğinde;
1 numaralı (1 Ocak ibareli) sayfanın ön yüzünde Hüseyin B. isminin altında 0533 …… numaralı telefonun yer aldığı, telefon numarasının altında Askeri strateji uzmanı, adres alınacak şeklinde notun bulunduğu,
2 numaralı sayfanın ön yüzünden başlayıp 5 numaralı sayfanın önyüzüne kadar devam eden yazıda;
“Bizler ülkenin içinde bulunduğu dünyada seyreden hızlı gelişmeler karşısında kendimize ülke genelinde oluşan sıkıntılı gelişmelerin ve bölgesel gelişmelerin ileride ülkemize ve bütün Türk camiasına uzun vadede çok büyük sıkıntılar ve çok büyük sıkıntılar ve üniter yapı hızı yok edecek gelişmelerin dış güçler ve işbirlikçilerinin planlı koordineli çalışmalarını endişeyle takip etmekteyiz. İçinde bulunduğumuz 2000 li yılda hızlı bir şekilde ülkemizi dış güçler yerli iş birlikçileriyle beraber ekonomik-siyasi-kültürel-sosyal alanda yoğun bir şekilde kuşatmaktadır. Nihat G., Arif İ. K., rahmetli Muzaffer Ö. gibi birçok insanlarımızla beraber Kuvayı Milliye ruhunu ülkemizin içinde bulunduğu durum göz önüne alındığında halkımızın bu konularda şuur sahibi yapmak ve duyarlı kılmak için tüm Marmara genelinde kadrolar kurarak çalışmaya başlanmıştır. Hüseyin GÖRÜM alarak Ankara’ya ilk götürüldüğümde bazı değerli büyüklerime şunu söyledim. Beni ve bazı arkadaşlarımın akademik hiçbir kariyerimiz ve unvanımız yok ama bizler halkın ve sokağın dilini. Bazı arkadaşlarımızla beraber Ankara’daki bazı toplantılarda akademik ve üst düzey üsHü
büyüklerimize bu konuları muhtelif defalar dile getirdik. Çünkü bizler sokakları dinliyorduk, İst – muhtelif semtlerinde Kuvayı Milliyetabelaları astık, o kadar çok olumlu reaksiyon aldık ki bir ara Türkiye’nin sanki tüm bilgileri bizde toplanıyordu, bu bilgilerimizi paylaşmak istediğimiz büyüklerimiz bizlerden uzaklaşmaya başladı çünkü onlar gerçekle yüzyüze gelmeye korkuyorlardı, bizler ta o zaman ülkemizi de ve bölgemizdeki gelişmelerin bugünkü çok sıkıntılı gelişme ve hareketlerin cereyan edeceğini kendilerine muhtelif defalar anlaüık. 2005 yılı itibariyle bölgesel ve ülkemizin karşı karşıya kaldığı sıkıntılar bizlerin o zaman yaptığımız çalışmanın ne kadar zaruri olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.
Not: Bize sizleri destek veriyoruz diye gelen kişiler dr. Askr, prof. – polis- işçi-mühendis-öğrenci-esnaf ve bazı kamu yöneticileri bütün çarpık ve yozlaşmış ilişkileri bizlerle belgeli olarak paylaşıyorlardı. Paylaşmalarının yegane sebebi tabelalarda Kuvayı Milliye yazmasıydı. Bizler her yerde Kuvayı Milliye olarak Türkiye Cumhuriyeti devletini yeniden yapılandırmak, zaman aşımını dikkate almadan geçmişte yolsuzluk yapanlardan, soygun çetesi oluşturarak yada tek başlarına kamu yada siyasi güç kullanarak devleti kurumları ve / veya milleti soyan gasp edenlerle bunlara her ne amaçla olursa olsun göz yumanlardan. Siyasi iktidar uğruna yanlış politika uygulayarak devletin ve toplumun bu duruma düşmesine sebep olanların tamamından hesap sormayı sebepsiz ve haksız kazançların millet adına geri alınmasını sağlayacak düzenlemelerin yapıp derhal uygulanmasını sağlamak ve bağımsızlık savaşımızın olmazsa olmazlarından olan hıyaneti vataniye kanunu yeniden yürürlüğe koymak için biz Kuvayı milliyeciler son nefesimize kadar çalışacağız. Katılmaktan ve içine katılmaktan onur duyduğumuz VATANSEVER KUVVETLER GÜÇ BİRLİĞİ HAREKETİ içerisinde de aynı inanç ve azimle çalışmaya son nefesimize kadar devam edeceğimizi milletimize arz ederiz.” Yazısının yer aldığı, yazının altında üzeri çizilmiş Hüseyin GÖRÜM, İbrahim ÖZCAN, Yasin GÖRÜM, Ersin P. isimlerinin yer aldığı, bu isimlerinde altında Hüseyin GÖRÜM, İbrahim ÖZCAN, toplantıya F.B liler vakfı A. Y. yazısının yer aldığı, .
8-)Kuvayı Milliye Harekatı içerikli toplam 2 Yaprak 4 sayfadan oluşan numaralandırılmış doküman incelenmesinde Binnar K.isminin ve imzasının yer aldığı, el yazısıyla yazılmış, Kuvayı Milliye hareketi hakkındaki notlar olduğu,
9-) Bir sayfadan oluşan VATAN TÜRKÜSÜ başlıklı Şiir incelenmesinde;
Üzerinde 8.5.2005 tarihi bulunan, VATAN TÜRKÜSÜ başlıklı şiirin sonunda “gönül dostlarımla kalp kalbe beraber olduğum bu bahar günün anısına Hüseyin GÖRÜM ağabeyime en kalbi duygularımla” Oktay YILDIRIM isminin ve imzasının bulunduğu anlaşılmıştır.
10-) 12 sayfadan oluşan numaralandırılmış ULUSA ÇAĞRI başlıklı yazının bulunduğu doküman incelenmesinde;
1.sayfada I.HEDEF başlığı altında “Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, egemenliğini ve ulus esasına dayalı üniter yapının bütünlüğünü koruyarak, Türkiye’yi çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmış güçlü ve müreffeh bir ülke yapmak” yazısının yer aldığı,
12.sayfanın son kısmında ise Kuvayı Milliye ruhuyla yendine topyekün bir milli kurtuluş duyarlılığı ve stratejisi yaratılmalıdır. Ve cumhuriyet yeniden “bilhassa kimsesizlerin kimsesi” olmalıdır yazısıyla son bulduğu anlaşılmıştır.
11-) numaralandırılmış 6 Adet kartvizit incelenmesinde;
2 numaralı kartvizitin Kuvayı Milliye Mehmet Fikri KARADAĞ Kuvayı MilliyeGenel Başkanı yazdığı
3 numaralı kartvizitin Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği Nihat GÜRKAN Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı yazdığı
12-) Numaralandırılmış Toplam 12 Adet Not Bandı incelenmesinde;
9 numaralı Not kağıdının üst kısmında Fikri KARADAĞ P.Kur.Kd.Alb. 6.ncı.P.Tug.K.Yrd. antentinin yer aldığı not kağıdı olduğu anlaşılmıştır.
13-) Numaralandırılmış 3 Adet zarf içerisinde fotoğraf negatifleri incelenmesinde;
1 numaralı fotoğraf negatifleri tab ettirildiğinde, tarafımızdan 253 den 290 a kadar numaralandırılan fotoğraflarda Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM ile çektirilmiş fotoğrafların olduğu,
2 numaralı fotoğraf negatifleri tab ettirildiğinde, tarafımızdan 218 den 252 ye kadar numaralandırılan fotoğraflarda,240-249 arası ve 219,220,221,222,224,225,226 numaralı fotoğrafların Mehmet Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM, Durmuş Ali ÖZOĞLU, İbrahim ÖZCAN ve yanındaki bir grup insanın yayınevinde çektirdikleri fotoğraflar olduğu, (Kuvayı Milliye bez flaması yanındaki tabelada Genel Yayın Yönetmeni ibareli levhanın bulunduğu), diğer fotoğraflarda ise Mehmet Fikri KARADAĞ, Durmuş Ali ÖZOĞLU, Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN’ın çektirmiş oldukları fotoğraflar olduğu,
3 numaralı fotoğraf negatifleri tab ettirildiğinde, tarafımızdan 211 den 217 ye kadar numaralandırılan fotoğraflarda Kemer Country de düzenlenen at yarışında Hüseyin GÖRÜM ile çektirilmiş fotoğrafların olduğu görülmüştür.
Ayrıca Kadıköy ilçesi Atatürk Cad.Deniz Sok. No.1 Burakbey otoparkı sayılı adreste 01.07.2008 tarihinde yapılan aramada;
-(1) adet çanta içerisinde (1) adet telefon defteri bulunarak el konulmuştur. Söz konusu telefon defteri incelendiğinde; yukarıdaki fihriste yer alan şahısların isimlerinden farklı olarak;
Anıl Ç.
Binnar K. isminin yanında “K.Hal.Eg.
Doğukan U. isminin ve telefonunun yazıldığı, ismin yanına teğmen olarak not düşüldüğü, Prof.Emin GÜRSES, Fikri KARADAĞ, Cenk B.Başı, Hasan KUNDAKÇI, Halil M. Top. Bin.2.inci Zırh Tug. İsmail D. isminin yanına Kuvayı Milliye Koordinatörü, Kahraman ŞAHİN, Mehmet Vakıf DÖVÜŞÇÜ, Oktay YILDIRIM isminin yanına Çekmeköy yazıldığı, Sezayi K. İsimli şahısların telefonlarının bulunduğu görülmüştür.
Aynı çanta içerisinde kapak kısmında Hukukun Üstünlüğü Platformu yazan 1 adet küçük yeşil kapaklı ajanda incelendiğinde
*08–09 Şubat tarihli sayfalarda;
Şahin Y. Diyarbakır isminin altında 0535………–0544……. numaralı telefonların bulunduğu,
Mehmet K. Urfa isminin altında 0544…… numaralı telefonların bulunduğu,
15-16 Şubat tarihli sayfalarda; “Sultanbeyli Ersoy hastanesinin arkası yurt olarak kullanıyorlar, Adıyaman tarikat eğitimi veriliyor, beyin yıkama yeri” şeklinde notun bulunduğu, bu notun altına çizgi çekilerek yeni bir notun yazıldığı, söz konusu notta Yaşar D. ev 576….- 535……. telefonlarının altında Fethullah cemaat toplantıları düzenliyor dergi…..
Hasan K. Alb.(kaplan lakabı) Dr. Abdullah S. Barzaninin sağ kolu, görüşür, para işini Not edin, Pienef te sondan üçüncü albay,
17-19 Şubat tarihli sayfalarda Özel kuvvetlerden kovulan başçavuşlar güvenlik yapıyorlar,
Ajandanın NOT yazan en son sayfasında Ali ÖZOĞLU isminin altında 02125264969-519 84 85 numaralı telefonun yer aldığı anlaşılmıştır.
Aynı Çanta içerisinde 22 Adet Kartvizit incelenmesinde,
4 numaralı kartvizitin Vatan Halkın Günlük gazetesi Abdullah A. yönetim kurulu başkanına ait telefon ve adresin yazılı olduğu kartvizit,
5 numaralı kartvizitin Anadolu Aydınlar ocağı Aynur S. Başkan Yardımcısına ait telefon ve adresin yazılı olduğu kartvizit
8 numaralı kartvizitin Üsküdar gazetesi şirketler grubu Adnan O. yönetim kurulu başkanına ait telefon ve adresin yazılı olduğu kartvizit,
12 numaralı kartvizitin Toplumsal Dönüşüm Yayınları Ali ÖZOĞLU Genel Yayın Yönetmenine ait telefon ve adresin yazılı olduğu kartvizit,
Aynı Çanta içerisinde 11 adet not alınmış kağıt incelenmesinde;
Tarafımızdan (1) numarası verilen not kağıdında Ali ÖZOĞLU yazdığı, ismin.
-Tarafımızdan (2) numarası verilen not kağıdında Halil M. Topçu Binbaşı Hrk.Eğt.Sb. 2 nci Zırhlı Tugay Topçu Tabur Komutanlığı Maltepe yazdığı görülmüştür.
Şüpheli İbrahim ÖZCAN’ ın el konulan 15 Adet CD’lerin yapılan incelemede;
1 numara CD içersinde toplam 10:00 dakikalık video bulunmakta olup, 31 Temmuz 2005 tarihinde Kemer Country de düzenlenen Kuvayı Milliye Kupasında, Hüseyin GORUM konuşma yaparken ve plaket verirken İbrahim Özcan yanında bulunduğu video,
3 numaralı CD içersinde toplam 53.09 dakikalık video bulunmakta olup, 31 Temmuz 2005 tarihinde Kemer Country de düzenlenen Kuvayı Milliye Kupasında, Hüseyin GORUM konuşma yaparken ve plaket verirken İbrahim Özcan yanında bulunduğu video,
6 numaralı CD içersinde Ankara FOTOLAR adında bir klasör bulunmakta olup, İbrahim ÖZCAN'in Berk Yayım Dağıtım ibaresi bulunan yerde, Ailesi ile ve Anıtkabir Cumhuriyet yürüyüşü görüntüleri bulunan toplam 229 resim,
8 numaralı DVD içersinde Ali ÖZOĞLU’nun konuk olarak katıldığı ART TV'DE yayınlanan düşünme zamanı isimli programdaki konuşmaları bulunduğu,
Şüpheli İbrahim ÖZCAN’ın ikametinde yapılan aramada el konulan 20 Adet CD’nin yapılan incelemelerinde;
6 numaralı CD içersinde toplam 10:00 dakikalık video bulunmakta olup, 31 Temmuz 2005 tarihinde Kemer Country de düzenlenen Kuvayı Milliye Kupasında, Hüseyin GORÜM konuşma yaparken ve plaket verirken İbrahim Özcan yanında bulunduğu video,
8 numaralı CD içersinde toplam 53.09 dakikalık Video bulunmakta olup, Kuvayı Milliye Konferansında Prof. Dr. Anıl C. ve M. Fikri KARADAĞ'IN konuşmaları,
9 numaralı CD içersinde toplam 6 klasör bulunmakta olup,
Birinci Klasör adi Ortodoks kilisesi olarak adlandırıldığı, klasörün içerisinde kilisede Pas. a Ümit ERENEROL ile birlikte M. Fikri KARADAG, Hüseyin GORUM, Muzaffer TEKİN İbrahim ÖZCAN ve ismi bilinmeyen birkaç şahıs ile birlikte çekilmiş, toplam 48 adet resim,
ikinci Klasor 080505 ŞİLE gezisi olarak adlandırıldığı, klasörün içerisinde M. Fikri KARADAG, Hüseyin GORUM, Oktay YILDIRIM, Muzaffer TEKiN, İbrahim ÖZCAN ve isimi bilinmeyen birkaç. Şahıs ile çekilmiş toplam 190 adet resim,
Üçüncü Klasör 190505 FABRİKA olarak adlandırıldığı, klasörün içerisinde Hüseyin GORUM, Muzaffer TEKİN, İbrahim ÖZCAN ve ismi bilinmeyen birkaç şahısla çekilmiş. Toplam 16 adet resim,
Dördüncü Klasör 210505 ONUR KONFERANS olarak adlandırıldığı, klasörün içerisinde Türk Dünyası Araştırmalar Vakfında yapılan "Arizona Kızılderileri dilleri ve Kültürleriyle Türk Kültürünün Benzerlikleri" ile alakalı olarak yapılan panelde konuşmacı, Hüseyin GORUM, Muzaffer TEKİN, İbrahim ÖZCAN ve ismi bilinmeyen birkaç şahıs ile çekilmiş, toplam 44 adet resim,
Beşinci Klasör 280405 ANITKABİR olarak adlandırıldığı, klasörün içerisinde Hüseyin GORUM ile İbrahim ÖZCAN traş olurken ve Anıtkabirde yan yana çekilmiş görüntüleri içeren toplam 58 Adet resim,
Altıncı Klasör Kemer Country olarak adlandırıldığı, klasörün içerisinde Kemer Country de düzenlenen Kuvayı Milliye Kupamda Hüseyin GÖRÜM konuşma yaparken ve plaket verirken IBRAHİM ÖZCAN yanında bulunduğu, ismi bilinmeyen birkaç şahıs ile birlikte çekilmiş toplam 51 adet resim,
10 numaralı CD içersinde toplam 59.04 dakikalık video bulunmakta olup, içerisinde Kuvayı Milliye Konferansında Prof. Dr. Anıl CECEN ve M. Fikri KARADA6'in konuşmalar yer almakta,
11 numaralı CD içersinde 58.17 dakikalık video olup, başlangıçta Kuvayı MilliyeKonferansı 08 Ekim 2005 yazısı geçmekte, Hüseyin GÖRÜM ve Prof. Anıl ÇECEN' nin konuşmaları yer almakta,
12 numaralı CD içersinde, toplam 58.17 dakikalık video olup, başlangıçta Kuvayı Milliye Konferansı 08 Ekim 2005 yazısı geçmekte, Hüseyin GORÜM ve Prof. Anıl CECEN' nin konuşmaları yer almaktadır.
c-Telefon Görüşmeleri
Tape No:6876, 29.12.2007 tarihinde Mehmet...? ile yaptığı telefon görüşmedesinde özetle; İ. ÖZCAN’ ın “Mehmet paketlerin yola çıkmış” “... Ali söylemiş listeyi ben yapmıştım onlara” “Zaten Savcıya Jandarmaya, Emniyete” dediği, Mehmet’in “Tamam ben gerekenin hepsini yaparım tamam” dediği, İ. ÖZCAN’ ın “Muratı ziyaret ettiniz mi” dediği, Mehmet’ in “görüştüm daha karşılaşma yapamadım haftaya görüşür kendisini ... Asayiş bölge komutanı gelmişti” “Ondan dolayı gidemedim” dediği, İ. ÖZCAN’ ın “Tamam Binbaşıdan onu ziyaret ette” “Çocuğu boş bırakma Memet” dediği,
Tape No:6877, 31.12.2007 tarihinde YAŞAR ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; YAŞAR’ın “Hani bir nokta yapan şeyimiz var ya” “Onu buraya alalım bir ara sende bi gel yav” “Yav gel bizim dağlar güzel” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Güzeldir sizin oralar güzeldir, sen bi git gelde dışarı oraya biz Karargah kuralım yav sizin oraya” dediği, YAŞAR’ın “Ha kuralım da bi yukarı karargah kuralım Şenpazara kuralım” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Valla kuralım hiç şey değil sen bir dışarı git gel hele” “…orası istiklal savaşında silah cephanesinin en iyi güzergahı orasıydı” “İstiklal savaşının zafer yolu denilen bir yolu vardır o ,Ankara üzeri üzerinden savaşta zafer yolu üzeri o yoldan taşınmıştır zaten bütün cephanelik” dediği, YAŞAR’ın “…gizli yerler tanımaya çalışıyorum,” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Geliriz gezeriz dolaşırız kurumları dolaşırız Hakimini Savcısını Belediye başkanını Jandarmasını hepsini bir dolaşırız Emniyetini” dediği, YAŞAR’ın “Tabi Jandarmayı bir dolaş yani” dediği,
Tape No:6878, 03.01.2008 tarihinde M. K. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN'ın “M. ne var ne oldu ya Diyarbakırda bu nedir yav”, ”Şeyi bir arasana bi Şahini ben arıyorum telefonları şey etmiyo” dediği, M.K.’in “Tabi tabi Muratın yanındaydım” dediği, İ. ÖZCAN'ın “Kimlen gittin” dediği, M.K.’in “Yanlız gittim öbür çünkü denetleme var diye haftaya gidecez” “Orda orda yanında bir şey olsun diye Kundakçı paşayıda aradım görüştüm” dediği, İ. ÖZCAN'ın “Kundakçı paşayla iyi yaptın” dediği, M.K.’in “Birkişi daha vardı bilinçli yaptım yani” dediği, İ. ÖZCAN'ın “İyi yaptın güzel yaptın, Memet şeylerini gönderiyorum” “bak Başsavcıya” “Albaya, Jandarma komutanına Emniyete” “Tamam sen işte kafana göre şey et” “Bide bizim çocuğa şey olarak götür bana bunu, bunları gönderdi ben size intikal eüirmekle görevliyim” dediği,
Tape No:6802, 05.01.2008 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Durmuş Ali'nin “O malzemeleri” “He o bişeyden bahseüi bu Kızılayla ilgili” “Seninlede konusmuş galiba” “Dedim ben İbrahimden öğrenirim detayları" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Tamam şimdi bak Erzurumdaki vatandaşlar konuştular diyalog a geç ara” “He ara bana haber eüiler ara” “Ara tamam hepsiyle konuşmuş bide şey söylicem bugün bu Özalla ilgili Çekmece de o tarafta Silivride oturan adam var dedim ya Hoca” “He ne zaman istersen Silivriden geçelim istersen onu bi görüşelim he" dediği, Durmuş Ali'nin “O arada Mehmet şey yapmış olur onlarıda vermiş olur onunlada görüşürüz” “O şeyleri afişleri filan" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Vermiş mi" dediği, Durmuş Ali'nin “Yok verecek ya pazartesi günü" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Asayiş emniyet müdürlüğü vercek ben Mehmet e kime vereceğini söyledim Asayiş emniyet müdürlüğü” “İl Jandarma alayı, başyardımcısı” “Vali yardımcısı hakim” “Bunlara verilecek bide Alfetiye göndericek alfetideki binbaşıya gönderecek" dediği, Durmuş Ali'nin “Sende Muratlan bi görüş" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Zaten görüştürmüş o Mehmet dedi ki ben dedi Hasan paşaylada görüştürdüm onu dedi” “Ya rahat konuş çocuk tabi rahat konuş Kundakçıyla görüştüm demin iyi dedi iyi yapmışsın aferin” “İyi yapmışın albayıda alıp gelicem dedi ... tamam iyi yapmışsın" dediği, Durmuş Ali'nin “Bu kızılay meselesi o çocuğu tanıyormusun sen kim o" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Tamam sen ara abicim görüşün zaten bi geçeriz biz bugüne geçicez o tarafa” dediği,
Tape No:6879, 06.01.2008 tarihinde M. K. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN'ın “…geldimi malzemeler” “Emniyet Müdürüne bak Emniyet müdürüne vermeyeceksin, G.. vereceksin Asayiş Emniyet Müdürüne” “Ha G.. götürüyorsun selam söylüyorsun” “Yarin onları sen dağıtırsın o zaman” dediği,
Tape No:6880, 08.01.2008 tarihinde V. U. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; V.U.’ın “İbrahim yav, bizde iyi bir iş düştü işte hep beraber yiyelim şu işten paramızı“ dediği, İ. ÖZCAN’ın “Yarin ben yarin bölge komutanlığına gidecem bende yani...” “Bölge komutanlığına Jandarma bölge komutanlığına” dediği, V.U.’ın “Yav bizimde işimiz bölge komutanlığında o zaman bir akşam görüşelim” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Sen cezalısın abi kuzuyu getirmeden gelme” “Telefonda konuşmayak” dediği, V.U.’ın “Konuşmayacaz senin telefonunu bir arkadaşıma verecem ben” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Yok verme kimseye sende kalsın” dediği, V.U.’ın “O zaman nasıl görüşecez...” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Arkadaşınla beraber gelirsin görüşürüz doğrusu öyle olur” dediği, V.U.’ın “Bizden et istediler et ilen ilgili kasaptan” dediği,
Tape No:6813, 10.01.2008 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “Erzurum u ara abi” “Erzurum da kini aradın mı" dediği,
Tape No:6881, 12.01.2008 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “…senle Urfa dan geldiğimizden beri birşey konuştuk hiç senden bir ses gelmedi ben diğerleriyle konuştum baktım sigara operasyonları başlamış Muratti 1 milyondu ya” “Hı şimdi operasyonları başlamış yine yüzbin karton ellibin karton beşyüzbin karton neymiş maddi geliri PKK ya kaynak sağlıyormuş biz söylerken bu ibneler bizi niye dinlemiyor ki” “Ya ne demek yani şimdi bu a.. k.. i… biz anlattık gittik gezdik gördük hepsini birşeyler dinledik hı birileriyle konuştuk bir kaç kişilerle konuştuk” “Sesin nereden geleceğine baktık şimdi sesler farklı yerden geliyor her ne yapıyorsa sen ne yapıyorsun” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Sen boşver şimdi ses doğru yerden mi geliyor yanlış yerden mi geliyor onu söyle” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Yok sesler benim ummadığım yerden gelmeye başladı hiç ummadığım yerden” “Bak mıknatısta bir grup var biliyorsun MS grubu onun” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Ya İbo sorduğum soruya bir cevap ver ya” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Doğru yerden cevap gelmiyor gelmiyor” “Ha birini denemek için bu muhabbeti konuştum o da bir noktada götünün altında da bir güzel koltuk var biliyor musun” “Hı neyse hiç ummadığım yerden cevap geldi neyse dedi ki bir gün sonra duyarsın dedi bazı şeyleri duyduk ama şimdi insanı üzen ne biliyor musun” “Bitmiş çok adam bitmiş grubun başındakilerin çoğu yavşak ibne menfaat ve çıkarları için bu ülkeyi satan orospu çocukları konumu ne olursa olsun bir dünya adam var öyle bir gün bir tanesi de oturuyorum böyle karşımda amcık beni de tanımıyor bir yerde de işte bir üst düzeyde oturuyor ben de ..... bu kadar garip işte bu işler bunun içinde bazı bağlantılarına da baktığın zaman bir yerlere kadar gidiyor .... ..... kadar gidiyor bunlar üzücü şeyler biliyor musun” “Ben üzülmüyorum bundan sonra kimseye acımak yok” “Ya babamın oğlu olsun acımak yok yemin ediyorum acımak yok” “Albayı niye tevkif ettiler albayı Jandarma albayını niye tevkif ettiler” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Ya İbo bu iktidarla edecekler hepsini yapacaklar bunlar” dediği, İ. ÖZCAN’ın “İktidarla değil o ibne bir dünya bilmem kim ha o iktidara da yakın adamlarla çok iyi biliyor musun onu da biliyor musun” “Dün akşam Tayyip ERDOĞAN bak yerini söylüyorum sana iyi dinle Tuzla Tuzla Aydınlı köyü gizlibahçe villa numarasını da söyleyeyim mi saat kaçta kimlerle olduğunu da dün” “Değiştirmiyor da bizim işte şimdi beni konuşturma öbür tarafına birşey değişmesi lazım herkes tavrını koyacak şeklini rengini belli edecek götünü yiyeyim ayağı yok ikili politika yok dansöz politikası yok kıvrak politika yok ya varsın ya yoksun” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Kaç kişi bulacağız böyle” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Fark etmez 4 kişi çok” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Vurmayan bir sen varsın bir ben varım lan beni konuşturma” dediği, İ. ÖZCAN’ın “4 kişi çok çok bak dediğim lafı iyi anla 4 kişi çok gerisini sen hesap et 4 kişi çok” “Dediğimi anladın mı” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Anladım İbo” dediği, İ. ÖZCAN’ın “İşi çok gerisini sen hesap et” “Bak başını senin yazını burada bak ben sana açık söylüyorum dün akşam senin yazını kimler okudu biliyor musun” “Tayyip ERDOĞAN bu Terörle Mücadeleyi kapattı biliyor musun haberin var mı Emniyet Terörle Mücadele fes haberin var mı senin var mı” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Peki onun yerine ne koydular abicim” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Bak ben dün akşam bu işin uzmanı 3-4 tane insanla oturuyordum bu işe 20 yılını vermiş insanlar örgüt işte örgütler üzerine çalışmış uzman insanlarla senin dün akşam ki yazını okutturdum biliyor musun onlara” “Dayı diyorlar konuşmak yok bundan sonra icra gerisi yalan” “Sorgulayanda buraya geldi anlattı bazı şeyleri anlattı tabi bazı şeyleri anlattı şimdi Tayyip ERDOĞAN dedi eğer Başbakan olduğu zaman en başta yok edeceği kurum bizdik dedi abi bizi yok etti dedi Terörle Mücadele Terörle Mücadele Emniyet teşkilatı ıiçerisinde ki ben sana geçen gün birşey söyledim Emnietçilerin cep telefonu ile ilgili” “Senin bu ben bazen ben sana birşey söylüyorum da senin bir kulağından giriyor bir kulağından çıkıyor bana öyle geliyor artık” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Şimdi ben sana birşey söyleyim bir kulağımdan girip bir kulağımdan çıkıyor diyorsun da ne yapacaz abi o heriflerin” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Alıp gerekli yerlerle paylaşacaksın gerekli insanlar gerekli şekilde hareket edecek etmiyorsa birileri hareket eder birileri hareket ettiği zaman birilerini çok fena bağlar direk bağlar direk bağlar direk demek istediğimi iyi anlıyorsun direk bağlar aracı falan yok direk bağlar” “Konuşma devri bitti yazılar artık bundan sonra kağıtta hani bir laf varya laf havada yazı kağıtta bundan sonra da eylem zamanı icraat zamanı şimdi oydu buydu falanı filanı yok bu ibnelere yol verildiği sürece her kim yol veriyorsa her kim ki bak kim ki her kim ki yani hangi konum da” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Bir dakika birşey söyleyecem kardeş bir dakika birşey söyleyecem şimdi diyorsun ki bir kulağından giriyor bir kulağından çıkıyor bu adamlar dert yanıyor bunu fes edildi filan diye iki tanesi gelsin de bir anlatsın şunları ya icraat yapalım o zaman” “Olup biteni şu bahsettiğin şeyi anlatsın abi nasıl fes ettiler onu anlatsında bir icraat yapalım o zaman ya” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Emniyet teşkilatının terörle birimleri fes edildi bunu bil başbakanın emriyle yaz istersen ne kadar emniyetçi tanıyorsan sor İstanbul Vali Yardımcısına sor kime sorarsan sor hepsini asayişin muhabbetine bağladılar bunu özellikle bağladılar bu adamı terör de sorgulayan adamlar buradaydı sor bakayım ara o vali yardımcısını sor deki İstanbul da Terörle Mücadeleye bir tane sembolik ekip kaldı Terörle Mücadele ne iş yapar kaç tane ekibi var bir sorsana” “Adamlar karakolda nöbet tutuyor nöbet 20 yıl terörle mücadele işinde çalışan adamlar karakolda nöbet tutuyor şimdi 20 yaşında 30 yaşında gelen o körpe Fettullahçı anasının a.. k.. çocuğu mu terörle mücadelede iş yapacak” “...şimdi bu gelen zaten bakan o Abdülkadir AKSU dandaha sinsi bir o.. çocuğu” “Şimdi ama bir de birşey var biliyor musun kim kime nasıl güveniyor merak ediyorum” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Kimse kimseye güvenmiyor İbo fark etmiyor musun hala” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Fark etmiyor hı o zaman şimdi Emniyetten Jandarmanın arasına muhabbet koymak istiyorlar” “Hı aynen öyle sen o senin o yukarıdaki varya bodurun altındaki” “Hı bodurun altındakine de ki bir gün seninle toplantı ayarla biz bir konuşalım bazı şeyleri İstanbul a adam gibi adam 3-5 tane adam gelmesi lazım bazı işler konusunda” “Vede bazı konuları bir konuşalım bakalım o ne yapacak” “Ben pazartesi salı buna gidecem” “Samandraya” “o albayın yanına ben daha gitmedim ona bir gitmedim o bende duruyor onlar” “Gidicem ben birşeyleri bekliyorum bir yerden bir haber bekliyorum ona göre gidecem bir noktadan daha birşey gelecek ona göre gidecem her neyse” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “İyi tamam İbo birşey diyor musun” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Birşey demiyorum ama bu işlere birşey yap .... bak birşey demiyorum” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Onlar telefonda değil ya yan yana geldiğimizde konuşuruz” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Yok yan yana geldik mi de o ibneler de duysun biliyor musun böylesi daha güzel bugün bana telefon ediyor abi albay falan filan her neyse anladın mı” “Ben sana birşey söyleyim mi bak dediğim iş aynı herkes varya yemin ediyorum bak sana birşey söyleyim mi Allaha büyük konuşmayım da birilerinin hemde o ya o metal parlak yıldızı ya sarı yıldızlı birilerinin canı yanması lazım ki birileri birşeye hareket etsin başka türlü hareket olmuyor biliyor musun” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Ya İbo iyi de yani bu bizim şeyimiz değil yani” “Problemimiz değil abi” “O onların problemi” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Onlar derken kim” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Ya abi kimi kastediyorsan onların problemi ya koyayım a… hepsinin ya” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Ülkenin problemi bizim problemimiz mi” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Ya ülkenin problemi tabi bizim problemimiz” dediği, İ. ÖZCAN’ın “O zaman mesele yok öbür tarafa gelince geri vites yok” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Geri vites yapacam İbo yani a.. koyayım ben mi öldürecem adamları biri harekete girişsin diye manyak mısın nesin ya” “Yok kimsenin öldürmesine gerek yok onlar aşive edilecek” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Abi banane a… koyayım onlar benim mi yetkimde benim mi şeyimde ya” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Sen istersen yaparsın” “Sen istersen aşive edersin çürük elmalar ayrılsın hı” “Çürük elmalar ayrılması lazım dimi doğru mu” “Sen istesen ayıklarsın” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Ya iyi de nasıl yapacağımı bir söylesene” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Ben nasıl yapacağını sana tarif etmeme gerek yok ki sen ustasın sen bilirsin nasıl yapacağını onu ben tarif edersem yanlış olur” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Şu söylediğin yanlış zaten İbo” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Nasıl söylediğim yanlış ya çürük elmalar ayrılacak kanaat geldiğin zaman sen sistem içerisinde şimdi beni konuşturma şimdi ben kanaat geldim mi Ahmet efendi böyle Mehmet efendi böyle muhabbeti çürük elmayı ayıklamıyor musun” “Evet oraya gelince evet de bu tarafa gelince niye hayır” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Ne tarafa gelince lan ben mi öldürecem adamları manyak mısın sen” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Gerek yok ki sen öbür türlü de elimine edersin sen öbür türlüde elimine edersin” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “A… kodumu telefonunu 50 kişi dinliyor zannedecek ..... ......” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Dinlesin dinleyenin a.. koyayım dinleyende bu ülkenin çocuğu s… anasını dinlesin herkes dinlesin” “Yarın birinin başına saksı düşse bizden bilirler” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Zaten o yani g… kabak bağlı her delikten geçemiyoruz manyak mısın ya” “Başına iş gelen korkudan mı geliyor başına bir sürü kahpe dolu a.. kodumu memleketinde” dediği, İ. ÖZCAN’ın “dolu daha yenimi anladınız bunu” dediği, D. A. ÖZOĞLU’nun “Ya iyi güzelde yeni anlamadım sen anladıysan eğer bunlar bu telefonda konuşulmaz İbo” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Ben hepsini iyi biliyorum s.. et ya işte işin en güzel tarafı da bu telefonla konuşan icraata geçecek” “Ondan sonra da kimin geleceğini bekleyecen gelen de gereğini yapacak Erzurum la konuştun mu sen” “Konuş Erzurum la konuş birde o şeyle konuş o Murat a şey Murat a bir konuş ya Murat la” “Pazartesi şu şeyide çağırsana yarbayı” “… Atilla yı” dediği,
Tape No:6882, 18.01.2008 tarihinde Hatice BAHTİYAR ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “...Ali nerede” dediği, H. BAHTİYAR'ın "Ali dışarıda ne oldu” dediği, İbrahim'in “Bu şimdi bir tane pankart var bizde bu Valencia maçına tamam ben geçen fener maçındayım onu aradım herhalde telefonu hiç cevap vermedi” “Şimdi bu Valencia maçına o bizde ki afişler varya” “Artık 1000 tane afiş gidecek Fenerbahçe stadına” dediği, H. BAHTİYAR'ın “Kim götürecek kim bastıracak” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Tamam ben astıracam gelecek onlar alacaklar” dediği, H. BAHTİYAR'ın “Parası” dediği, İbrahim'in “Parası sana verdirecem” dediği H. BAHTİYAR'ın “Ney ben nereden ayarlayacam ben yol parası bulamıyorum ya” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Hı parasını sen ayarlayacan” dediği, H. BAHTİYAR'ın “Ayarlayamam abi para yok ben de ya bilmiyon mu .... ??..... ya kesat” dediği, H. BAHTİYAR'ın “(durmuş ali )Yok gelecek 1 saat kadar gelir” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Tamam o zaman geldiğinde arasın bir de afişe ne yazdıracağız onu bir düşünsün bir düşün” “O bizde ki asker afişleri varya” “Ben o gün staddaydım Sefa falan o tribüncülerin hepsini topladım biliyor musun” “Hı dedim bu maça bir tane afişlerden abi dedi gönder astıralım biz tanıdık bize söyle nerden alacağımızı ben dedi bunu Türkiye maçlarına o maç iyi bir maç Avrupa bütün Avrupa” dediği, H. BAHTİYAR'ın “Tamam asker elimizde var 250-300 tane olanı verelim ama bastıramayız diyorum sana” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Şey için düşün afiş için ne yazarız” dediği, H. BAHTİYAR'ın “Tamam Kemal in askerleriyiz işte afiş bitti” dediği,
Tape No:6883, 22.01.2008 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon olduğu görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “İyim ne yapayım bu taraftayım Kadıköy deyim de” “Amcamları hı toparlıyorlar” dediği, D. A. ÖZOĞLU'nun “Hı Fikri yi de almışlar” “Fikriyi de almışlar” dediği, İ. ÖZCAN’ın “E alacaklar tabi başı” dediği, D. A. ÖZOĞLU'nun “Hıhı derin ağabeyler” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Hı şeye ben albayın şeyleride bende de lan adama bir türlü gidemedik ya daha vermedim bile onları biliyor musun” dediği,
Tape No:6884, 22.01.2008 tarihinde HASAN ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Hasan’ın “İyi Allaha şükür ya ne oluyor bu haberlerde albayları generalleri” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Ya abi yanlış yapanı alırlar” dediği, Hasan’ın “Yanlış mı yaptılar diyorsun” dediği İ. ÖZCAN’ın “Öyle şimdi birileri bu işle uğraşıyor” “Yanlışları var abi çok yanlış” dediği, Hasan’ın “İçlerinde tanıdığımız birisi var galiba içinde onların” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Albay mı o Fikri KARADAĞ” dediği, Hasan’ın “Beraber gitmiştik değil mi” “Alla Allah” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Yanlış hesapta ya biz ....” dediği, Hasan’ın “Niye Hrant DİNK in işi yanlış mı sence” dediği, İ. ÖZCAN’ın “O konu farklı bir olay abi” dediği,
Tape No:6885, 24.01.2008 tarihinde M. A. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “Afişler zaten ben afişi de hazırlaüırıyorum o şeylerde gelecek ya oturalım bir ara hafta içi bir konuşalım nasıl program yapıcaz" dediği, M.A. de “Tamam abi” dediği,
Tape no:6886 24.01.2008 tarihinde K. D. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; K.D.’in “Ne bu iş hepsini topladılar 14 ünü birden” dediği İ. ÖZCAN’ın “Toplanıcak tabi yanlış hesap Bağdat biz sana birşey dedik yanlışlar var dedik” dediği, K.D.’in “ Biz varmıyız lan biz varmıyız oğlum bizi de götürmesinler” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Seni de alalım mı alalım mı seni de çok meraklısın alalım istersen” dediği, K.D.’in “Hepsini topladılar lan" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Alalım seni de" dediği, K.D.’in “Hayır baktım Fikri KARADAĞ ı minübüse bindiriyorlar dedim lan Alla Allah" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Seni de alalım mı" dediği, K.D.’in “Hı ben ne ben zaten JİTEM im oğlum hayret bir şeysin ben zaten şeye çalışıyorum bilmiyor musun oğlum güzel askeriyeden güzel ihaleler bulun ya güzel ihaleler çıkartın işte" dediği İ. ÖZCAN’ın “Ya bulduysan ben sana dedim ki çıkar bak gir milli savunma bakanlığı" dediği, K.D.’in “Ya milli savunmadan çıkart askeriyeden çıkart” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Şeyden çıkar bak gir milli savunma bakanlığı iç tedarik bölge komutanlığı yaz oraya" dediği, K.D.’in “Tamam peki burdan biz seçelim seni mi arayalım ondan sonra" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Sen çıkar de ki şu ihale zamanı biz bu işi yapalım dosyayı hazırla” “O zaman gereken görüşürüz" dediği, K.D.’in “Yok oğlum hiç biri yok onların içinde peki bu şeyler ne olacak şey Hüseyin falan hepsi toplandı mı" dediği, İ. ÖZCAN’ın “.... daha operasyon sürüyor" dediği, K.D.’in “Lan bize gelmesinler de" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Herkes beni arıyor dayı" dediği, K.D.’in “Kenan abi falan ne yapıyor şimdi" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Generali alıyorlar dayı diyor sana kimse birşey demiyor lan bana kimse diyecek devlet benim" dediği, K.D.’in “Valla sen varya büyük adamsın abi ya " dediği, İ. ÖZCAN’ın “Devlet benim lan bana ne diyecek" dediği,
Tape No:6887 24.01.2008 tarihinde X ŞAHIS ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “Karşıdasın bir not alma imkanın var mı” “Yoldasın olsun önemli değil botaş nehir tekstil Çerkezköy senin bölgen” “Hı bu Botaş Nehir tekstil kimdir nedir ne değildir” “Hayır bir görüşelim senle bir şey yapalım bir araştırmasını yap bakalım nedir ne değildir birşey konuşacam seninle tamam” “Haspel kader biliyorsun da biraz daha ince detaylı bir iki konu varda" dediği, X Şahsın “Neyini istiyorsun sen onun tam olarak" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Sahibi konumu kimdir nedir nasıl bir adamdır” “Şişman bir adam M. K. tamam seninle konuşacaz o zaman iyi bir fizibilite seninle bazı şeyleri konuşucam" dediği,
Tape No:6888, 04.02.2008 tarihinde Hatice BAHTİYAR ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “Dışarda mısın iyi o zaman H. I. orgeneral nerede şimdi görevli” dediği, Hatice'nin "Yok yok pardon 2. ordu 2.ordu Malatya” dediği,
Tape No:6889, 13.02.2008 tarihinde Mustafa ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Mustafa’nın “Abi sana ben birşey söyleyim esasında ben sana sen döküm alanı bulabilir misin" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Şimdi bak döküm alanı bulabilir misin değil döküm alanı biz de arıyoruz bak şimdi eğer adamın işi var döküm yapacaksa döküm yerlerinin sahipleri ile görüştürebilirim bir ikincisi o anlamda kiralık öyle büyük alanlar çok zor Mustafa adamlar milyon” “Hı yani benim de şuan aradığım o bende uğraşıyorum haüa bir askeri bölgeden açmak için uğraşıyorum yarında Ankara ya gidiyorum" dediği, Mustafa’nın “Aynen öyle e öyle bir durum olursa en azından bizi devreye sokta bari kendi adamlarımızı devreye sokalım bizde ekmek yiyelim" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Yani bak şimdi ben yarın Ankara ya gidiyorum Mustafa sırf bu iş için” “Biz tepeden inme tepeden inme hiç birine gerek yok ben açık söylüyorum ben alay komutanı falan hepsiyle ben görüşüyorum bu konularda” “Bak bu adam geldi bize Ankara dan alır almaz daha S. E. geldi bize ben açık söylüyorum terörle mücadelede PKK nın bu maddi kaynakları kesilme noktasında biz bir çoğunun önünü kestik burada İstanbul da bak iyi dinle bunu başkan yardımcısının şeyi bilir Süreyya ..... varya” “Süreyya komutan beni iyi tanır o konularada vakıftır belli konulara" dediği, Mustafa’nın “Bunu telefonda değil de yani konuşursak yüz yüze gelir oturur konuşuruz" dediği,
Tape No:6891, 08.03.2008 tarihinde E.Ö. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; E.Ö.’nın “Tamam ben şimdi sen ne zaman müsait olursan bende o zaman müsait olurum bak Yukap abiyide alalım” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Tabi ya bizim zaten eski o satışmış Baki TUĞ un” “Yiğeni falan hepsini alacağız” “Biz eskileri toplanacak bi araya” “Hee eskiden artık bazı şeylere” “El koyma zamanı geldi” dediği,
Tape No:6896, 11.03.2008 tarihinde X Şahıs ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN'ın “Ne yapıyor mernmi biüimi” “Atı bi ses duyum bakıyım" dediği, X Şahsın “Dur birazdan dur hadi görüşürüz hadi" dediği, İ. ÖZCAN'ın “Atarken sesi duyum ama atarken" dediği, X Şahsın “Olmaz ya bu telefon telefondan olurmu abi bu ya" dediği, İ. ÖZCAN'ın “Bi otomatik at bakıyım bi seriye tak bakıyım" dediği,
Tape No:6833, 16.03.2008 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Durmuş Ali'nin “...bir operasyon yapmaya hazırlanıyor zaten ..." dediği, İ. ÖZCAN’ın “Efendim" dediği, Durmuş Ali'nin “..diyorum bir operasyon yapmaya hazırlanıyor bana" dediği, İ. ÖZCAN’ın “İyi sana bir operasyon lazım zaten" dediği, Durmuş Ali'nin “Şeyden Ankara dan aradılar lan” “Hee izlemişler” “Mashar aradı bide asıl merkezden aradılar” “Şerefsizim izlemişler bugün şeye izletecekler” “Malum yere izletecekler" dediği, İ. ÖZCAN’ın “De ki ona şey Ankara da de bir konser vermiş ... Ankara dakine" dediği, Durmuş Ali'nin “Söyledim söyledim onu" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Şu Selime işini ihmal etme ..." dediği, Durmuş Ali'nin “Bir şekilde çözecez kafanı yorma sen tek bir yere bağlı değiliz yani kafanı yorma" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Sınıra geldik artık başka birşey yok satılmışların selamı var onlarda bugün o Emniyetçiler falan da ordaymış şey hafta için diyor bir gidelim diyor öbür tarafa ormana doğru” “Fatih geldi mi geldiği zaman benim o emaneti getirsin o şeyler viski göndermiş bir tanesi İngiltere den bak nerden geliyor bak İngiltere den geliyor İskoçya dan geliyor vatandaşlar valla geliyor” “Ya ne bilim sağolsun sevenler birşey gönderiyor şey diyor işte bir gidelim dağ diyor ormana bugün onlarda silahları temizliyorlarmış silahlara bakım yapıyorlardı” “Bir gidelim dağ" dediği, Durmuş Ali'nin “Olur bir gün gidelim ya" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Hocayı da alman lazım Burhan ı Burhan ı” “Enstürümanlarla bir gün kaytarır ya" dediği, Durmuş Ali'nin “Okulu var onun" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Enstürümanları varmı" dediği, Durmuş Ali'nin “Şoparların onlar" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Tamam hafta sonuna denk getirelim" dediği, Durmuş Ali'nin “Hafta içinde giüik mi sakata geliriz" dediği, İ. ÖZCAN’ın “O zaman bu hafta dışarı çıkmazsak İstanbul dışına bu hafta sonuna programı yapalım” “Gider geliriz hafta sonu gelmeyecezmi” “Bugün var ya bugün sen gelmiyorsun diyorlar gitmiyorsun diyorlar dedim valla belli değil ki o gün diyor gelseydin ne güzel olacaktı Ali yi de alıp gelecektin” “Yav gidelim işte şimdi Ankara ya giüik geldik hafta sonu Ankara da kalacak halimiz var mı" dediği, Durmuş Ali'nin “Var abi belki öteye de gidecez yani" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Doğu da oluruz o zaman bize o senin dediğin gibi olursa biz burdan bir çıktık mı 20 gün İstanbul a gelemeyiz zaten” “Şu Emniyetçilerin konusunu ihmal etme onlar şimdi onlar tutuşmuş bazı şeylere" dediği, Durmuş Ali'nin “Oğlum onlar bak şey yapacaklar yani yazı verecekler ki ben onu düzenleyecem koyacam onu" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Yok yazı değil bak şimdi bu Ankara ya giüiğimizde bu Emniyet Müdürü vardı ya konuştuğumuz” “O bir kaç tane onları bir toplayacaz tamam mı abicim onlardan bir çerçeve çıkarüıracaz yani taslak nasıl bir taslak o ne yapılır ne olur" dediği, Durmuş Ali'nin “Olmaz onlar Fethullahçı ..." dediği, İ. ÖZCAN’ın “Şimdi çoğunu deşifre edecez" dediği, Durmuş Ali'nin “Tamam pazartesi günü erken gel ya" dediği İ. ÖZCAN’ın “Erken gelim ne yapım sen aşağı olmayacaksın" dediği, Durmuş Ali'nin “He bir bak hele bir ayar yap" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Yav ben zaten yani en son var ya kendimi şey dedim Emniyete git ayar Askeriye de ayar Mitçi ayar birde kendi içimiz de bunlar ayar ayar kendime artık şey dedim yani şey” “Şey hani birşey vardır ya saatin kollar her taraf ... Emniyetçiler Ankara da zaten Emniyet Müdürüne aynı bunlara şimdi konuşacaklarımız da var bir yazı hazırlamamız lazım ya Pazartesi ne” “Bak Emniyetle ilgili bir araştırma yaptım o 4 tane tarikat yapıları var bu dinleyen ibnelerde dinlesin çünkü onlarda bu işin içinde” “Aynısı dinleyen ibnelerde dinlesin aynen o dinleyen ibne başındaki dinlesin onların da hepsi aynı, o Tayyip e birileri hakkında bunlar dosyaları vermişler şişmanın evine gidiyor ya hafta sonları bu” “Bunu mahsustan söylüyorum ki telefonda dinlesinler diye sanatçı neydi Yağmurdereli" dediği, Durmuş Ali'nin “He O. Y." dediği, İ. ÖZCAN’ın “He o evde olan o Çarmıhlı nın jipiyle gidiyor not alsınlar i… bide şey etsinler Çarmıhlı nın jipiyle orda bir görüşmeler yapıyorlar anahtar orası bütün işler orda bitiyor pazarlıklar orda oluyor pazarlıklar hep orda oluyor" dediği, Durmuş Ali'nin “Ergenekon hikayesi filan var ya” “Onu Amerika Bush emir vermiş” dediği, İ. ÖZCAN’ın “O izin verdi de peki Veli Küçük ün o ... soruşturma yapılması iznini kim verdi abi" dediği, Durmuş Ali'nin “Hocam siktir et şimdi sen onu ya asıl mesele burda o bu operasyonu Bush un istemesi Tayyip ten Tayyip te gelip burda onu yapması" dediği,
Tape No:6897, 19.03.2008 tarihinde M. E. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; M.E.’ın “Abi M. E. Urfa Tedaş” dediği İ. ÖZCAN’ın “Takip ediyorsun sitelerden zaten” dediği, M.E.’ın “Ediyorum Toplumsal Haberdeyim devamlı hergün zaten” “Ya benim büroyu biliyorsun odayı yanlışlıkla elimde silah patladı bir arkadaşı bacağından vurdum” “çıkardılar onu işte sağolsun bizim müdür emniyet müdürünü tanıdı yardımcı oldular savcılık hemen bıraktı” dediği, İ. ÖZCAN’ın “yusufta orda yusufta iyidir” dediği, M.E.’ın “valla bilmiyorum gürsel biraz yardım eüi” dediği, İ. ÖZCAN’ın “he gürsel ben arıyayım istiyorsan bir şey varsa” dediği, M.E.’ın “yok ogün gürsel yardım etti sağol ben hiç senden bahsetmemiştim geçen burda tayyip geldiğinde gürselle beş dakika konuştuk İbrahim abiler gelmişti sana dedim İbrahimin takımdanız misali dedim İbrahimi tanıyorum filan dedi bir ara ararsanız yada aratırsanız bu bizim kardeşimizdir derseniz hoş olur” ”çünkü gürsel baya aktif bir emniyet mensubu burda herkes seviyor sayıyor ” dediği, İ. ÖZCAN’ın “güzel bir çocuktur makamada yakışan biri” dediği, M.E.’ın “evet bilsin beni onun için dedim o gün bizim müdür araya girdi kutlay beyi tanıyordu sağolsun onun için yardımcı oldu ben pek muhabbete giremedim” dediği, İ. ÖZCAN’ın “böyle şeyler olduğu zaman biliyorsun mehmetle konuşuyorsun benim 24 saat telefonum açık ulaşamazsan yine beni ara” dediği,
Tape No:6898, 22.03.2008 tarihinde S. K. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “Bir yerdeydim bir toplantı vardı biraz hararetliydi anladın mı” “bizim ordu hareretliydi” “artık bundan sonra işin filmi farketmiyor bu iş artık giüiği yere kadar gidecek" dediği, S.K.’in “film koptu zaten görmüyormusun eşkiya gibi adamları alıyorlar" dediği, İ. ÖZCAN’ın “zaten dedik bunlar emniyet içinde mit içinde bu yapılanmayı yaptılar boşuna yazmadık üç gün önce dedik bu emniyetin mitin içindeki bu tarikatçı yapıların yaptıkları bu bu grubun işleri” “Hepsini yazdık ya hepsini yazdık her şeyin şeceresi belli” “Ha meydan bundan sonra farketmez hiç farketmez kim olursa olsun” “Hiç öyle eşkiyaya çakala i.. a… koyayım tarikata her b.. var bu i.. şimdi yazılacak çıkacak yazılacak 76 tane dosyası var i…" dediği, S.K’in “Doğu PERİNÇEK zaten 3 gün önce demişti dosyaları bende" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Var herkeste var bizdede 76 tane dosya var kalpazanlık dosyaları bile var hemde kimsenin tuüuğu değil yani mülki müfeüişlerin tuüuğu raporlar bunlar ben uykusuzdum hala uyuyorum sonra konuşuruz biraz yatayım gece biraz anla işte gece bazı şeyler vardı" dediği,
Tape No:6899, 03.04.2008 Selahattin...? ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Selahattin’in “Bu şimdi beni aradı Almanyadan yedisinde gelecekmiş abi” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Aradı bir sıkıntısı varmış onu çözmeleri lazım” dediği, Selahattin’in “Ne sıkıntısı abi” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Onu söylerim ben sana TELEFONDA DEĞİL TAMAM” “yarın ben uğrarım o zaman şeyi ne yaptın bu i.. Ş. Ö.” “O İ… ARIZA YAPARSA BİLİYORSUN NE YAPACAĞINI” dediği, Selahattin’in “BİLİYORUM ABİ BİLİYORUM” dediği,
Tape No:6856 14.04.2008 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Durmuş Ali'nin “İbrahim bu çocuğun gelişi tamam gelsin kimse" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Havaalanında sorun yok değil mi" dediği Durmuş Ali'nin “Hayır yok işte kaldırüırdım şimdi onu" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Geldiği zaman şubeyemi gelecek direk" dediği, Durmuş Ali'nin “Yok bana gelecek direk İbo" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Şimdi onun ertelenme durumu asla olamıyor yani o bir ertelenme olayı asla olamıyor sadece eee şeyden yaptırmaya çalışacağız onu o orada çalışma izin belgesi alma ne yapıp yapıp alsın alsın onunla bi şeyler yapma ihtimalimiz var yani tamam mı Ankara ya gideceğim onun için" dediği, Durmuş Ali'nin “Ha yani gerekli sıkıyı ver oradan o şeyi alsın o belgeyi alır almazda ben Ankara ya gideceğim yani onun hiç yapılma ihtimali yok yani” “Yani hiç yaptık Ankara dan yapacağız başka altarnatifi yok yapabilm" dediği,
Tape No:6857, 15.04.2008 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “Ben geçeceğim karşıya” “Şu ANAP lı vatandaş iki de karşıya geçeceğim o toplantı vatandaşla görüşeceğim oradan uğrarım ben sana" dediği, Durmuş Ali'nin “Hayır hayır onlarla ilgili bir şey yapacağımda" dediği, İ. ÖZCAN’ın “O savcı A. G. lye beraberdi o" dediği,
Tape No:6900, 15.04.2008 tarihinde S. K. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; S.K.’in “bugün alinin oraya çıkmayacakmısın" dediği, İ. ÖZCAN’ın “onu konuştuk onu aliye devreüik biz ali gereğini yapacak onun" dediği, S.K.’in “adamın telefonu yok onda bir şeyi yok bir şeyi yok nasıl gereğini yapacak" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Z. E…." dediği S.K.’in “Albay” “Emekli ama eski JİTEMCİ mitemciyim ben adamı oyarım koyarım" dediği, İ. ÖZCAN’ın “He telefonlarını ver abi" dediği, S.K.’in “Bu S. D. zaten şey ediyor yani" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Onu KORUYOR" dediği, S.K.’in “S. D. tefeci anladın mı" dediği, İ. ÖZCAN’ın “O mevzulardan dolayı onu koruyor değimli" dediği, S.K.’in “S. D. tefeci başka vatandaşları koparıyor" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Tamam bana lazım olan o albay tamam oldu tamam sağolasın" dediği,
Tape No:6901, 16.04.2008 tarihinde S. K. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “Akşam geç dukuz buçuk on gibi çıktık verdik biz hepsini yani... verdik biz gerekli yere gerekli şeyi ... verdik konuyuda anlaüık ben onu tanıyorum galiba ya” “Sen bi hafızanı bi yokla bakayım bindokuz ikibiniki yılında bizle Bostancıya bi toplantıya bu adam gelmişti ama sen varmıydın yokmuydun isim bana yabancı gelmedi” “Hakan ile gelmişti heralde H. S. yokmu Binbaşıydı önemli değil biz gereğini söyledik verdik ..... yapmak... bu işi takip ediyoruz onuda bilin dedik" dediği,
Tape No:6864, 16.04.2008 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Durmuş Ali'nin “Bu şeyin Cezanın işini kısmen halleüik şimdi o ya bugün geliyormuş” “Tamam ben şeyle görüştüm Yeşilköydeki gerekli olanlarla” “Tamam mı rahatlıkla giriş yapacak" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Tamam çocuklar alır zaten havaalanından onu" dediği, Durmuş Ali'nin “Ya çocukların alması birşey değil girerken alırlarsa nah alırlar onu" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Ya sen demedinmi daha önce sıkıntı yok diye" dediği, Durmuş Ali'nin “Tamam işte halleüim onu" dediği,
Tape No:6902, 23.04.2008 tarihinde Şahin...? ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Şahin’in “Bu ihale Bakkalköyde olacak değilmi” dediği, İ. ÖZCAN’ın “he sen Selamiyle konuşacaksın işte söyledim ya sana o olacak ... orda olacak” dediği, Şahin’in “Sen orda olucan mı abi” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Ben yarın sabah dokuz onda orda olurum eğer dışarı çıkmazsam ya ben Selamiye gerekeni söyledim abisi sana yardımcı olacak” “Hani Selamiye söyledik ihaleye gireceklere bile Selamiye senin mal sahibi olduğunu söyleyecekler” “Senin çünkü sen mal sahibi olduğun için ihaleye kimsenin girmesini Selami engeller” dediği,
Tape No:6903, 24.04.2008 tarihinde X Şahıs-Şahin...? ile yaptığı telefon görüşmede özetle; Şahin’in “Sağ olun teşekkürler” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Aldın yani” dediği, Şahin’in “He İbrahim abi” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Yani ben orda olmayışım benim söylediğim yerine gelmiyecek anlamına aklına bi şey gelmesin” dediği, Şahin’in “Ben onu biliyorum başkanım onrun içinde sana teşekkür ediyorum” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Kimsede giremez öyle bi ihaleye kimsenin girme hakkıda yok” “Hepsine gerekeni söyledim” dediği,
Tape No:6904 02.05.2008 tarihinde M. A. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “Yarın maç kaçta" dediği, M.A.’in “Yarın ne maçı ya" dediği, İ. ÖZCAN’ın “İyi maça gitmeden gündüz seninle görüşelim" dediği, M.A.’in “Nerdesin abi" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Kadıköy deyim" dediği, M.A.’in “Ne yapıyon abi Kadıköy de ya" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Ne yaparım ben biliyorsun Kadıköy de oturduğum zaman" dediği, M.A.’in “Tamam abi" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Tribüne şimdi o yukarı taraf varya sizin” “Oraya beş tane sana tişört verecem hepinize gider alayına gider diye bir yazı var güzel sarı lacivert yapmışlar anladın mı" dediği, M.A.’in “Olur olur anladım abi" dediği, İ. ÖZCAN’ın “.... boşver giydireceksin çocuklar ta orada” “O Serkan la Serkan ın ufağını da alırsınız Serkan varya bizim” “Onun ufağı varya" dediği,
Tape No:6868, 07.05.2008 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU-İbrahim ile M. K.’nın yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; Durmuş Ali'nin “Şimdi bizim şu hani Size Güveniyoruz afişleri var ya” “Onlardan Türkiye’nin her tarafına dağıtıyoruz” “Eııı şeylere duvarlara yapıştırıyoruz” “Duvarlara duvarlara afiş yapıştırıyoruz onları” “1000 tane de sana yolluyoruz Urfa sana ait" dediği, M. K.’nın “1000 tane çok ya" dediği, Durmuş Ali'nin “500 tane” “Antepte var haa İbrahim diyor ki Antep’te ona ait diyor” dediği, M. K.’nın “Antep o zaman şeye gönderin bizim Siyami hoca var ya" dediği, Durmuş Ali'nin “Peki Diyarbakır’da kim var mı kimse bak İbrahim diyor ki orda da var diyor” dediği, M. K.’nın “Orda da arkadaşlarımız varda biraz aktif değiller” “Yani bu son durumlardan dolayı aktif değiller” “Valla uzun boylu bir şey olmaz uzun boylu bir şey bu bölgede olmaz yapma şansımız sıfır” “Tabi tabi yani bayağı bir çekiniyo millet telefon açmaya dahi korkuyo" dediği, İbrahim'in “Haa sen şimdi bak sana Urfa’ya gönderecem tamam mı o askeri afişler var ya hani tankın üstünde bayrakla beraber tamam mı ondan 1000 tane ilk önce sen ordan falan başla Gürsele gidecen emniyet müdürüne” “Yardımcı değil onlara diyeceksinki bunlar oraya afişler asılacak haberin olsun bu kadar birşey konuşmayacan” “Sadece bu kadar haberin olsun bitti Muratta yardım eder sana eleman zaten sorun olmaz Savcıyla Savcıyla görüştünmü sen" dediği, M. K.’nın “Tabi tabi onlarla görüşüyorum” “Onların bi şeysi yok yani bu işte” dediği, İbrahim'in “Biliyorum Mehmet hepsini biliyoruz” “Sende sağol bütün doğuya sen dağıtacan ondan sonra senden isteyecekler bütün bütün 14 vilayete senden isteyecekler" dediği,
Tape No:6905, 14.05.2008 tarihinde X Şahıs ile yaptığı telefon görüşmesinde; X Şahsın “Kıbrıs la ilgili ben sana haber verecemde” “Başka bişey sormak istiyorum sana ya” “Üsküdar Ağır cezada varmı Hakim tanıdığın” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Bilmiyorum niye böyle şeyleri bana soruyosun hep” “Ben öyle şeyleri kusura bakmıycan konuşacak değilim” “Anladın mı ne demek istediğimi” “YÜZ YÜZE SÖYLERSİN” dediği,
Tape No:6906 14.05.2008 tarihinde A.Ç. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “Gidecen yeri mesajlaN o elinde kağıt varya Kıbrıs a gitcen yerin” “Onu mesajla geç bana şimdi hemen acil" dediği,
Tape No:6907, 14.05.2008 tarihinde X Şahısın “mekanize piyade tümeni çamlıbel ordan dagıtım olacak galiba” şeklinde mesaj yazdığı,
Tape No:6908, 14.05.2008 tarihinde X Şahıs ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; X Şahısın “Bitane daha benim burdan Kartal dan arkadaşım var aynı yere gidiyoz onla aynı yere düşme şansımız olabilir mi" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Sen şimdi napacan ben senin ismini oraya sen gidince birilerine verilecek seni çağırıp konuşacaklar zaten seni alıp konuşacaklar seni alacaklar ordan" dediği, X Şahısın “Tamam bide benim arkadaşımda gelebilir mi aceba aynı bölüğe falan" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Nası bi adam yapısı ney kim nası biri ne demek istediğimi anlıyosun sen” “Ne demek istediğimi anlıyosun nası biri" dediği,
Tape No:6909, 15.05.2008 Adem ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “Ha tamam seni orda orda şuan zaten bizim arkadaşımız var orda” “Sen napacan senin ismin verilecek sen birinin yanına verileceksin orda rahat edeceksin" dediği,
Tape No:6910, 15.05.2008 tarihinde Adem ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “Tamam bak seni o iç güvenlik komutanlığından arıyacaklar seni ordan alacaklar” “Ya sen sen napcan Ali Ali bey orda bak Ali ÖZOĞLU tamam mı bak ismini unutma” “He şuan o Kıbrıs da Yarbayla beraber se......”, ” Sen napcan sen bırak orda bi Paşanın yanına verileceksin tamam mı üst düzeyi bi komutanın yanına verecekler" dediği,
Tape No:6912 07.06.2008 tarihinde Mustafa ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “Orda isterse ben ona dedim ya istersek bazı şeyleri kitleriz yani" dediği, Mustafa’nın “Kitlersin anasınıda kendi kontrolü altında olmuycakmı problemi yaşadım." dediği, İ. ÖZCAN’ın “O orda o orda o orda farkına varmadı en son uyandırdım ben onla Şile Jandarma komutanı falan dedi ya” “Ulan bilmiyoki bölge komutanı şimdi Alay komutanlarından bi trafiği kuruyumda bak ben adamı nası sıkarım bi görecek o" dediği, Mustafa’nın “Abey E. T. nın yeğeni bu" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Biliyorum farketmez" dediği, Mustafa’nın “E. T. da başbakanın çantacısı” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Biliyoruz biliyoruz baş farketmez bizim işimiz” “Ben biliyorum yarın bir gün buraya güzel bi ....... komutanı gelir bak işler nasıl oluyo bi gör” dediği, Mustafa’nın “Sen onu halledersin senin burdan bize bi ekmek yedirde başka bişey istemiyom" dediği, İ. ÖZCAN’ın “İşte bende onun derdindeyimde ama uçuk olmuycak işte devretsen a şimdi oturüuracağım adamların alıcılarıyla" dediği, Mustafa’nın “Hay yav şimdi benim müdürüm var hem alacaklarından bize oturüurup para kazanacağız hem onların alıp saüıklarından para kazanacağız" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Masus yapıyo bunu masus o ibne masus yapıyo onu ben şimdi sıkacam onu varya başka taraftan komple devre zorlaüıracağım bak şimdi göreceksin sen bu iş aynen öyle olacak” dediği, Mustafa’nın “Sen onu nası nası yapmak istiyosan yap kardeş sen daha iyi bilirsin o piyasayı iyi bilirsin sen" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Ya ibni bizde biliyoruz 67 lere nereye masrafın var lan senin oraya yalan söylüyosun ben bilmiyomuyum” “Önümüzdeki ay önümüzdeki ay bir kaç gün içinde İl Jandarmadayım zaten bi toplantı var ben biliyorum orda napacamı sen kafanı yorma” “Yav iyilikle söylüyoruz yapar yapmaz yapmassa yarın nerden ne olduğunuda kendi düşünsün ben o gece ordan en son aradıydımya çok gerekirse" dediği, Mustafa’nın “Sen fazla fazla kendini belli etmeden halletde" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Yo bişey olmaz farketmez ben yaptım diyim gelsin bana bana bişey yapamazlar adamın ruhunu alırım ben ruhunu bizde bişeylerin çalışmasını yapıyoz rahat ol sen" dediği,
Tape No:6913, 11.06.2008 tarihinde X Şahıs ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; X Şahsın “benim müdürüm var Moda daki mal sahibi biraz tırsaç En azından bu insanlara kaça alabiliriz ...... en azından söylemiş yani 26 milyon Euro demiş biz bunu ne şekilde pazarlıya bilirsek alıcı tamam olduktan sonra biz adamlara deriz kardeşim paraysa para kendisine verilecek bankayla ...... halinde gelsin görüşelim diyelim" dediği İ. ÖZCAN’ın “Tamam " dediği, X Şahsın “Bu vaziyet bu vaziyeüe devreye girelim başka türlü bu adamı gidelim edelim medelim çünkü büyük parsel olduğu için biliyosun Küçük MAFYA piyasada dolu ondan adam kaçıyo demekki" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Ya onlar önemli değil geç onlardan sık bi kalemde zaten çıkaracağız" dediği, X Şahsın “Ya adam ........ mal sahibi korkuyo ya herşeyden" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Ya ne alaka mal sahibi ne korkacak senin orda misafir ederiz” “Resmi bi yerde misafir ederiz onu o mafya kim ne mafyayı geçte" dediği, görülmüştür.
Tape No:6915, 17.06.2008 tarihinde Selami ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Selami’nin “JİTEM nerdesin” “He bu Belediyeden Metin filan geldide” “Bu zabıtalar diyo ki ne durumdadır yani biz" dediği, İ. ÖZCAN’ın “Şeyde dosya Bülent beyde de sen karışma" dediği,
Tape No:6916, 18.06.2008 tarihinde Hakan ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Hakan’ın “senin o elemanların soyadı neydi ya” “Rize deki” “Şey lazım bize abi HEM MAKİNA HEMDE SİGARA” dediği, İ. ÖZCAN’ın “BENİM ÖYLE İŞLERLE İŞİM OLMAZ BENİ ÖYLE İŞLERLE TELEFONDAN ARAMA” dediği, Hakan’ın “Ha tamam abi görüşürüz” dediği,
Tape No:6917, 30.06.2008 tarihinde M.Ş. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; M.Ş.’in “Abi şey diyecem ya ben Ali abiye ulaşamıyorum telefonları kapalı şeyde ofiste cevap vermiyor” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Dışarıda Maslakta şeyde olabilir Akademide olabilir belki bilmiyorum” “He oraya girdiler mi telefonları kapatırlar” dediği, M.Ş.’in “Anladım ya şimdi şöyle bir konu var ben bizim burda hani bu Büyükçekmece’de bir festival var ya” “Şimdi bizim Metin Yarbay da bunları böyle dağıtayım falan demiş ordaki bir gurup da demiş işte biz bunu dağıtalım demişler fakat daha sonra o guruptaki elemanların şey olduğunu öğrendik biz şu hani biz kaç kişiyiz com falan muhabbeti var ya o elemanlar olduğunu öğrendik Metin Yarbay dedi ki ya Maruf Başçavuş dedi böyle böyle dedi biz dedi bunları şimdi bilgi vermeden dağıtmayalım ki onlarla terstir muhtemelen dedi onu konuşacaktık yani onlara vermemizde bir mahsur olur diye düşünüyorum ama bilmiyorum” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Metin Yarbay kime vermek istiyorsa versin sorumluluk Metin Yarbayındır yani bizim için o karşıdakiler için olduğu önemli değil önemli olan biliyorsun astsubayım ... onların dağıtılması önemli olan ne kadar insana ulaşması yani” dediği, M.Ş.’in “Ya şimdi onlar hani kendi standlarına da koyacaklar ya” dediği, İ. ÖZCAN’ın “…dağıttırırız öyle yok bizim işimizi başkasının standında biz ona müsaade etmeyiz” dediği, M.Ş.’in “…Metin Yarbayda aynı o şekilde düşünüyor” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Onu işte fatura şeklinde bir şey yapacaz tamam” dediği, M.Ş.’in “Tamam abi ben şimdi beraber geldiğimiz arkadaş vardı ya yani o arkadaşa numaralarınızı verecem zaten Ali abiyle tanıştırdım konuştuk öyle yani o organizasyonu falan takip işlerini falan o yapacak yani orda” dediği, İ. ÖZCAN’ın “Tamam o astsubay demi arkadaş” dediği, M.Ş.’in “Keşfe ne zaman gelirsiniz” dediği, İ. ÖZCAN’ın “İşte sen gel buraya programı yapalım tarihini belirleyelim ondan sonra Kışlaya gideriz” dediği,
d-Örgütsel İrtibatlar
Tape No:3420, 28.11.2007 tarihinde Raif GÖRÜM ile görüşmesinde özetle; İ. ÖZCAN’ın “…sıkıntılı işler o işler ve doğru işler değil yani” dediği, R. GÖRÜM’ün “Gel abi düzeltelim her şeyi birlikte biz yapalım ya siktiret onu yani biliyor musun yani onu iptal edip kovarız ya mahveüi a… koydu hepsinin abi ya” dediği, İ. ÖZCAN’ ın “O B.O.var ya B. O. dediği, R. GÖRÜM’ün “Onun a… koydu biliyor musun” dediği, İ. ÖZCAN’ın “O evet B. O.’ı onun a… koyduğumun o i.. var ya o i…” “A… koyduğumun çocuğunun Müslüman bile değil biliyor musun Raif” “Diş geçiremediği bir tek bendim onun” dediği, R.GÖRÜM’ ün “…abi sana yanlış yaptı biliyonmu ya yüz sefer konuştuk bunu yani anladın mı” dediği,
Tape No:3421, 28.11.2007 tarihinde Raif GÖRÜM ile görüşmesinde özetle; İ.ÖZCAN’ ın “…bunu oturuz sonra yüz yüze konuşuruz bazı şeyleri ben sana bazı şeyler anlatacam” “Telefonda olmaz telefonda olmaz” dediği, R.GÖRÜM’ün “Devam etcek miyiz abi” dediği, İ.ÖZCAN’ın “Ben sana söyliyecem ne olacağını da söyliyecem iş finalini de söyliyecem” “Ben sana o zaman karar bak o zaman bir karar verdik zaten yürüyoruz” “Onlar yokken biz yürüyorduk yine de devam edeceğiz çünkü bizim millet içimizi herkes biliyor” “Devleüe biliyor bunu hiç aklından çıkarma Devleüe bizim ne yaptığımızı biliyor bir çok insanda biliyor anladın mı” dediği, R.GÖRÜM’ ün “Tamam İbrahim abi o zaman biz doğru yoldayız tamam bizim öbür tarafta hiç alakamız yok gel bir tane toplanacağımız yer kuralım buralarda bir yerde tamam mı abi, Okey” dediği,
Tape No:6794, 05.01.2008 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU ile M. K.’nın yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; Durmuş Ali'nin “Geldi mi malzemeler" dediği, M. K.’nın “Onlar geldi birazdan gidip alacam” “Valla çok şükür bu biz İbrahimle konuştuk da bizim Urfa Kızılay için” “Şimdi bizim orda arkadaşımız var ... güvendiğimiz kendisi avukaüır,Üniversite mezunu kendisi" dediği, Durmuş Ali'nin “Avukat kendisi demi" dediği, M. K.’nın “Yok avukat değil avukat kardeşi Osmandır ... inşaat teknikeri” “Evet tamam burda bizim Kızılayın olması büyük avantajdır bizim içinkendisi şartlar uyuyo şey olarak" dediği, Durmuş Ali'nin “Ya orda yok yani demi" dediği, M. K.’nın “Tabi tabi elimiz orda güçlenir yani” “Ha bide kitapları şeye götürecem bizim genel sekretere" dediği, Durmuş Ali'nin “Nerenin genel sekreteri bu” “Ha Vali muvani" dediği, “Ha Adanalı sağlam" dediği,
Tape No: 6795, 08.01.2008 tarihinde Durmuş Ali ÖZOĞLU ile M. K.’nın yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; M. K.’nın “He ben aradım sonra İbrahimle görüştüm sana ulaşamayınca çok aradım bugün giüim” “Müdüre giüik, Binbaşıyla beraber” “Gitdık çok sevindi Emniyet Müdürüne giüim” “Onlarada selamlarını ileüim kendisi baya bir ilgilendi" dediği, Durmuş Ali'nin “Şeyle görüştün mü Vali yardımcısıyla" dediği, M. K.’nın “Yanımızda bir ... 1-2 Hakim felan Başsavcı var duruma göre, Başsavcıya onlara gideceğim" dediği, Durmuş Ali'nin “Tamam nasıl ilgilendiler demi şeyler arkadaşları" dediği, M. K.’nın “Bunun yazarları asker dedi, Evet dedim asker polistir ne fark eder" dediği, Durmuş Ali'nin “Kızılayla ilgili haber verecekler Memet bana” “İyi diyosun maddi olarak" dediği, M. K.’nın “Tabi tabi maddi olarak iyi, ... kardeş gibiyiz yani" dediği, Durmuş Ali'nin “Kasinlikle abicim o Binbaşıyla mı giüiniz siz" dediği, M. K.’nın “Tabi biz barabar giüik, Binbaşı resmi geldi yani bilinçli olarak" dediği, Durmuş Ali'nin “Çok güzel çok iyi yapmışsınız ya, çok iyi yapmışsınız şeyi de ben yarin arayacam Vali yardımcısını" dediği,

Şüpheli Raif GÖRÜM’ün emniyet ifadesinde; 28.11.2007 tarihinde İbrahim ÖZCAN ismine kayıtlı X şahıs ile yaptığı görüşmedeki, İbrahim ÖZCAN’IN kim olduğu, şahısla olan bağlantısını anlatarak görüşmede geçen konularla ilgili detaylı bilgi vermesi istendiğinde; amcası Hüseyin GÖRÜM'ün FOX Tv'de çıktığı programdan sonra Kuvayı Milliye üzerindeki olumsuz etki ve toplumun görüşü hakkında konuştuklarını, tekrar toparlamak ve bu olumsuzlukları giderebilmek, Kuvayı Milliye gerçeğini çevrelerine anlatabilmek için ne yapmaları gerektiğini, bir araya gelerek bu konuları konuşmak için sohbet ettiklerini, çevrelerinden bu programla ilgili olumsuz telefon aldıklarını, İbrahim ÖZCAN’ı amcası Hüseyin GÖRÜM'ün arkadaşı olduğundan dolayı tanıdığını, KENDİSİNİ ASKERİYEYE BAĞLI İSTİHBARAT ELEMANI OLARAK TANIDIĞINI beyan etmiştir.
Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ’ın emniyet ifadesinde; Hüseyin GÖRÜM’ü, hatırladığı kadarı ile 2005 yılı içerisinde Muzaffer TEKİN’in daveti üzerine gittiği Kadıköy Fenerbahçe’de bulunan Tesadüf Kafede tanıdığını, Muzaffer’in yanına gittiğinde Kelebek İbrahim ve Hüseyin GÖRÜM’ün de bulunduğunu, arkadaş çevresinin kendisine çocukluğundan beri İmam Hüseyin olarak hitap ettiğini söylediğini, kendisini öyle tanıttığını, ayrıca kendisini Kuvayı Milliyeci ve bu davaya kendisini adamış bir vatansever olarak anlattığını, vatansever insanları sevdiği için takdir ettiğini ve lanse ettiği şekilde kabul ettiğini, kendisi ile görüşmek için telefon açtığını ancak buluşup görüşemediklerini, daha sonra Hüseyin GÖRÜM’ün Vatansever Kuvvetler Güç Birliği’nin kurucusu Taner ÜNAL’la görüştüğünü, hatta Taner ÜNAL’ın yayınladığı Türkeli dergisinde İstanbul Kuvayı Milliyede bize katıldı diye haber yayınladığını, bu yazıda Hüseyin GÖRÜM’ün İstanbul Kuvayı Milliye sorumlusu diye lanse edilmiş olduğunu öğrendiğini, kendisinin haftada veya onbeş günde bir Muzaffer TEKİN’in bürosuna giderek sohbet ettiğini, yine böyle bir günde Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN’ın VKGB broşürlerini getirdiklerini gördüğünü, bu görüşmede broşürleri ve dergiyi göstererek VKGB hakkında bilgi verdiklerini, bu esnada yanında Muzaffer’in de bulunduğunu, o günlerde VKGB başkanı olarak bilinen Taner ÜNAL’ın İstanbul’a geldiğinde konferansına davet edildiğini, kendisinin de bu konferansa gittiğini, orada Taner ÜNAL ile tanıştıklarını, o gün içerisinde kendisini Ankara’daki yapılacak genel kurula davet ettiğini, kendisinin de davet eüiği tarihte giderek genel kurula katıldığını, genel kurula Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN’ın da geldiğini, ancak nasıl geldiklerini bilmediğini,orada Taner ÜNAL’ın genel başkan seçildiğini, kendisinin de teşkilattan sorumlu başkan yardımcısı olarak isminin yazıldığını, 7-10 gün sonra tekrar bir toplantı için Ankara’ya gittiğinde genel kurula katılan bazı şahısların kendisine Taner ÜNAL’ın aynı evi birkaç kişiye sattığını söyleyerek noter belgelerini gösterdiklerini, Taner ÜNAL’ın daha önceki görüşmelerinde kendisine teröristler tarafından vurulduğunu bunun için ayaklarının kısaldığını söylemiş olduğunu,ancak şahsın dolandırdığı insanlar tarafından vurulduğunu öğrendiğini,öğrendiği bilgiler üzerine VKGB ile ilişkisini kestiğini ve bir daha toplantılarına katılmadığını, Taner ÜNAL’ın ikinci toplantıya Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN ile birlikte bazı şahısları çağırmadığını,şahısların da bu nedenle Taner ÜNAL’a kızdıklarını öğrendiğini, İstanbul’a döndükten sonra birkaç ay kadar hiç kimseyle görüşmek istemediğini,ancak şahısların bir ara at yarışları dalında Kuvayı Milliye kupası adı ile turnuva düzenlediklerini duyduğunu ve şahısları yaptıkları etkinlik için tebrik ettiğini, Ayvalık’tan İstanbul’a geldikten sonra şahıslarla görüşmeye başladığını,yaşanan bu olaylardan sonra İbrahim ÖZCAN ve Hüseyin GÖRÜM’le birlikte Kuvayı Milliye Derneğini kurmaya karar verdiklerini ve gerekli çalışmalara başladıklarını,
Kuvayı Milliye Derneğini 11 Kasım 2005 tarihinde İl Dernekler Müdürlüğüne müracaat edip alındı belgesinin alınmasıyla kurmuş olduklarını, kendisinin VKGB’den ayrıldıktan sonra uzun bir süre herhangi bir girişimde bulunmadığını,yukarıda da beyan ettiği üzere Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN ile birlikte çekirdek kadro ve düşünceyi oluşturduklarını, tam bağımsız ve bağlantısız Kuvayı Milliyeadında bir dernek kurmayı planladıklarını, kendisinin Binvar KURBANOĞLU, Türkan GÖRÜM, Sezin ALPER, Nevzat ÇETİN, Savaşan TOSUN ve Mehmet BEŞLİOĞLU isimli şahıslarla kurucular kurulunu oluşturup derneği kurduklarını, Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN sabıkalı olduklarından dolayı kurucular kurulunda yer almayı uygun bulmadıklarını, hatırladığı kadarıyla kendisi ayrılmadan önce üye kayıt defterindeki üye sayısının 280 civarında olduğunu, şu an net üye sayısının kaç olduğunu bilmediğini, üyelerin görev ve sorumluluklarının dernek tüzüğünde yazdığını beyan etmiştir.
Şüpheli Hatice BAHTİYAR’ın savcılık ifadesinde; İbrahim ÖZCANIN Kuvayı Milliye derneğinde gayrı resmi yöneticisi olduğunu beyan etmiştir.
Şüpheli ihsan göktaş kullandığı isaakhimmelstein@hotmail.com ismi ile irfanyildiz1964@hotmail.com ismini kullanan İrfan YILDIZ isimli kişi ile yaptığı 16.12.2007 tarihli görüşmede; ihsan, “abi burda İbrahim demirhan/kan diye birisi geldi!!,arabasında silah bulunmuş gazeteye cıkmış ve bir kerede ayağından vurulu KM ye gelmiş”, “şimdi Hüseyin ile yukarda kulis yapıyorlar, kısa boylu evet ve agresif birisi, bilgi varmı?, 2kişi geldiler..”, “bilgi varmı abi”, İrfan’ın evet hüseyinin yanında idi daha önce ve kavgalı ayrıldı”,İhsan: “burada bu ölüm kalım olayı, ve mevzubahis Kuvvayı Milliye dir...,anladım,anları bana karşı kurma ihtimali ne kadar? , İBRAHİM neci, neyapar ”, İrfan: “bir yazar var Ali ÖZOĞLU diye onunla beraber hareket eder bu İBRAHİM. geçinmesi zor biridir”, İhsan: “durşu?MHP mi?,nerden kilitleye bilirim yani”,İrfan’ın “orayı ele geçirmeye çalışacaklardır.,sol”, “şimdi Ali ÖZOĞLU ile beraber. bu Ali yazar. orada kitapları vardır, ben uzun zamandır görmüyorum, valla İçerenköyde takılıyordu ama takip etmedim”, İhsan: “Devlet de görevi varmı!!,polis, asker, vesaire...,diğer kanaldan haber verdim ben,duruma göre ekip hazırlandı”, “ipini çekeceğin burda mesihin az kaldı.”., İrfan: “İbrahim oralarda mı”,İhsan: “ yok kayboldu, bir daha gelmedi”, İrfan: “o fazla gözükmez oralarda. Aralarında ne problem var bilmiyorum. ama bir değişiklik olursa çıkar herhalde piyasaya”, İhsan: “bana onun adresini versene abi .”, İrfan: “içerenköyde yeşil kunduranın arkasında öğretmen evi nin oralarda biryerde ama adresini bilmiyorum samimi değilim onla haüa kapıştık”,İhsan: “ANLADIM ABİ O ULUSAL KANALDAKİ PERİNCEK İLE ORTAMI VAR MI”, İrfan’ın “VAR”,İhsan: “Ne derece,Perincek İhsan’ı iyi bilir”,İrfan: “Ama çok bilmiş birisi. kendini beğenmiş.,PERİNÇEK’ LE BU YAZAR ALİ ÖZOĞLU VASITASI İLE BAĞLANTISI VAR SANIRIM, belki direkt olabilir, orada o yazarın kitabı vardır adı ŞİFRE ÇÖZÜLDÜ olması lazım”,İhsan: “Perincek’in cebi cebimde..abi..,onun la bağlantısı varsa bu Perincek’ i bağlar” dediği anlaşılmıştır.
Şüpheli Neriman AYDIN’dan el konulan 7 numaralı CD içersindeki bel1.doc isimli word belgesi içeriğinde; 7 ocak 2006 yer İlk San öğretmen evi tesisleri, Ankara Kalesi Altı Ulus.. başlığı altında; “6 ocak 2006 gecesinden misafirimiz olan Ali Özoğlu ve Hatice Bahtiyar ile birlikte baba evimizde Çankaya ‘da kahvaltı sohbetinden sonra malum mekana intikal ettik, İbrahim Beyle kahve içtik, sohbet ettik . ilk 5-10 dakika sükunetini muhafazadan sonra Vatansever Güçler Birliğinin tüzüğünü hazırladığından ve memleketimize dair bir takım endişelerden bahsetti İbrahim Bey.
Ali Özoğlu Beyle tanışmasını istediğim Hakan E. kardeşimiz de bu sohbete katıldı. Bir saate yakın bir zaman sonra sohbet esnasında aslında İbrahim Bey(ÖZCAN) ilginç ifadelerde bulundu………….. şeklinde ifadelerin bulunduğu,
Şüpheli İbrahim ÖZCAN’a ait 0505 658 86 53 nolu telefonu sim kartı üzerinde yapılan incelemesinde;
Mesaj 4 :sevgılı ve kıymetlı kardesımız. t ünal ıle yasal z planı tamam. sevgıler ve saygılar. h bozkurt.
Mesaj 6 :ız ayyıldızlar dertlerle hedefe varanlardanız. hedef tertemız geçmısı olan bır genel baskanla vkgb harekâtıdır. bu hedefe ulasmak bızlere farz oldu. hb.
Mesaj 7 :t ünal olayına ankara valısı el koydu. elınde bulunan belgelerle bendekılerı bırlestırnek ve hepsını valıye ıntıkal eüırnek ıstıyorum. sevgı ve saygılar. hb.
Mesaj 10 :taner ünalın durumu genelkurmay ıstıhbarat daıresı baskanına ve emnıyet genel müdürüne belgelerle ıletıldı. sevg ve saygılar. h bozkurt yazdığı,
Şüpheli İbrahim ÖCZAN’ ın telefon irtibatlarının tespit edilmesiyle ilgili yapılan çalışmalar sonucunda;
1 Durmuş Ali ÖZOĞLU 638
2 Hatice BAHTİYAR 504
3 Hüseyin GÖRÜM 634
4 Kuddusi OKKIR 54
5 Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK- 30
6 Mehmet Fikri KARADAĞ 109
7 Muzaffer TEKİN 44
8 Raif GÖRÜM 11
9 Rasim GÖRÜM 8 kez görüştüğü tespit edilmiştir.
e-Delillerin Ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli İbrahim Özcan’ın Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı “Sivil Unsurların” kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı “Lobi” adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı “Lobi Yapılanmasının” kararı ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı “Dinamik” adı verilen örgüt dokümanında gösterilen “Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür” hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı MilliyeDerneğinin kurulmasında etkin rol oynadığı, Ergenekon Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda yönetilmesine yardımcı olması için teşkilattan sorumlu başkan yardımcısı olarak görevlendirildiği, bu görevi kapsamında da örgüte eleman kazandırdığı, örgüte kazandırdığı elemanların profillerinden de yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak örgüte gelir temin ettiği, yine örgüte kazandırdığı elemanlar aracılığı ile örgüt amaçları doğrultusunda istihbarat topladığı, legal faaliyetleri çerçevesinde sivil demokratik tepki görüntüsü ve kamuoyu oluşturmak amacı ile yönetim aleyhine olan sivil toplum hareketlerini organize ettiği veya içerisinde yer aldığı iddiası ile itham edilmektedir.
Yukarıda geniş olarak özetlenen telefon görüşmelerinden de, şüphelinin Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneğindeki yapılanması hiyerarşisi içerisinde bulunduğu ve doğrudan Mehmet Fikri KARADAĞ’a bağlı olarak faaliyet gösterdiği, bizzat veya örgüt hiyerarşisi içerisinde kendisine bağlı olan örgüt üyeleri Durmuş Ali Özoğlu Urfa da Mehmet Diyarbakır’da Şahin… Kastamonu da Yaşar ve Hatice BAHTİYAR ile örgüte adam kazandırma, örgüte gelir temin etme adına tahsilât, askeri ihaleleri takip ve örgüte gelir temini. Usulsüz ihaleleri örgüt üyelerine kazandırma, teşkilatlanma ve karargâh kurma, askeriye ve bürokrasi içerisinde yapılanma. Örgütün düzenlediği mitinglerde afiş ve pankart hazırlanması ve hazırlıklarını organize etme, kamu kurum kuruluşları ile irtibatı sağlama ve istihbarat toplama faaliyetleri yürüttüğü anlaşılmaktadır
Her ne kadar İbrahim ÖZCAN kollukta vermiş olduğu ifadesinde resmi veya gayrı resmi olarak dernekte herhangi bir vazifesinin olmadığını beyan etse de, dernekte gönüllü olarak çalışmaya başladığını ancak daha sonra çıkan anlaşmazlık sonucu dernekten ayrıldığını belirterek üstü kapalı olarak dernek üyeliğini itiraf etmiştir Kuvayı Milliye Derneği kurucusu ve başkanı Mehmet Fikri Karadağ’ın 25.1.2008 tarihli kollukta alınan ifadesinde derneğin kuruluşunda çekirdek kadro olarak İbrahim ve Hüseyin birlikte kurmaya karar verdiklerini ve kuruluşunda İbrahim Özcan’ın da kurucu olarak alacakları ancak sabıkalı olduğundan dolayı alamadıklarını belirtmiştir. Şüpheli bu konuda kollukta vermiş olduğu 3.7.2008 tarihli ifadesinde kendisinin derneği kurmak için Fikri KARADAĞ tarafından davet edildiğini kabul etmiştir. Ayrıca evinde yapılan aramalarda Kuvayı Milliye flaması, ev ve işyerinde yapılan aramalarda bulunan CD ‘lerde ve Ergenekon Silahlı Terör Örgütüşüphelileri M. Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM, Oktay YILDIRIM , Muzaffer TEKİN ile çekilmiş birçok fotoğraf ele geçmiştir. Şüpheli dernekten ayrıldığını ifade etse de Raif GÖRÜM’ ün emniyetteki ifadesinde ve İbrahim ile yapmış oldukları telefon görüşmelerinden tutuklanma tarihine kadar dernekle olan ilgisini kesmediği ve bozulan itibarını kurtarmaya çalıştığı, şüpheli Hatice BAHTİYAR’ ın savcılık aşamasındaki ifadesinde İbrahim ÖZCAN Kuvayı Milliye Derneğinde gayrı resmi yönetici olduğunu belirtmesi karşısında İbrahim ÖZCAN’ ın Fikri KARADAĞ ile bağlantılı olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.
Durmuş Ali ÖZOĞLU ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde Fikri KARADAĞ’ ı yasadışı sivil yapılanmanın başı olarak kabul ettiği ve ona bağlı olarak çalışmaya devam ettikleri (tape 6883), eleman kazanmak amacıyla Fikri KARADAĞIN yanına eleman götürdükleri ve M. Fikri KARADAĞ’IN yakalandığı esnada panik içinde kendisini arayan örgüt elemanlarının Ergenekon Silahlı Terör Örgütüsoruşturmasının kendilerine de ulaşacağının endişesiyle kendisin aramaları esnasında yakalananların aslında yanlış yapanlar olduğu, yanlış yapanların cezalarını çekeceklerini belirterek onları teselli ettiği, kopmaların önüne geçmeye çalıştığı bu arada kendilerinin asıl devlet veya derin devlet oldukları ve kendilerine bir şey olmayacağı inancını yaymaya çalıştığı, kazandıkları tabanı kaybetmek istemedikleri anlaşılmaktadır.
Yukarda geniş özetinin verildiği 6876, 6875, 6879,6794,6795 ve 6897 nolu telefon tapelerinde Urfa’daki temsilcileri olan Mehmet’e gönderilen afiş kitap ve dokümanları adliye emniyet ve jandarmaya tanıdıkları hakim ve savcılara iletilmesi ve emanetlerin örgüt adına dağıtıldığının vurgulanması istenmektedir. Urfa’ya tayin edilen örgüt elemanı ile ilgilenilmesi talimatı verilmekte ve takibi yapılmakta ve bu kişiye 24 saat telefonun açık olduğu ve gerektiğinde temsilcisi Mehmet’le de irtibat kurarak her türlü ihtiyacının karşılanacağı garantisi verilmekte, Murat’ta başına silahla yaralanma ilgi bir olay geldiğinde emniyet içerisindeki bağlantılarına ulaşılmasını ve kendisinin de aynı takımın içinde olduğunu bildirilmesini istemektedir ki bu durum da bürokrasi içerisinde yapılanma faaliyetlerini kanıtlamaktadır. 6879 nolu telefon tapesinde Mehmet ve Murat’ın kendi takımından olduğunu belirterek kendi hiyerarşisi içerisinde hareket ettiği anlaşılmaktadır. Ayrıca elemanlarına oradaki askeri kişilerle tanıştırılmasına özel önem verilmekte ve Toplumsal Dönüşüm internet sitesini takip etmesi tavsiye edilmektedir.
Tape no 6877 nolu tele1efon görüşmesinde Kastamonu’daki kişi ile görüşmesinde şüpheli örgütün faaliyetleri nedeniyle özellikle sıkıntılı olduğu için güneydoğu bölgesini dolaştığı ancak baharda Kastamonu’ya gelerek buralara karargâh kuracaklarını ve her yerde kurduklarını ifade etmektedir. Hatta Yaşar’ın gizli görüşmeler yapabilmeleri için yer aradığı, buraya geldiğinde de adliye emniyet ve jandarma ve kamu kurum ve kuruluşlarını dolaşacaklarını belirtmektedir. Bu bağlamda şüphelinin örgüt içinde kendi bölgesinde özellikle güneydoğuda teşkilatlanarak bu konuda da özellikle gizli yerleri tercih ettikleri ve gittikleri her yerde kamu kurum ve kuruluşlarını ziyaret ettikleri, devlet ve bürokrasi içerisinde teşkilatlandıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca şüpheli İbrahim Özcan’‘nın kendi bölgesinde afiş dağıtılacağı zaman kendisine 14 ilin bağlı bulunduğu Erzurum’daki örgüt üyesini göndermektedir. ( tape 6795, 6802, 6868)
ERGENEKON terör örgütünün yapılanması içerisinde askeri yapılanmanın çok önemli bir yeri olduğu anlaşılmaktadır. Bu örgütün üst yöneticileri içinde asker kökenli kişilerin bulunduğu ve bu kişilerin ellerindeki imkân ve yetkilerini örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda kullandıkları anlaşılmaktadır. İbrahim ÖZCAN sabıkalı, geliri ve işi hatta sabit ikametgahı olmamasına rağmen TSK mensupları ile yakın ilişki içerisinde olduğu, bu ilişkiler sayesinde bir çok kişinin askerlikle ilgili problemlerini çözdükleri ve istedikleri yerlerde askerlik yapmalarını sağladıkları ayrıca bu ilişkileri örgütün farklı amaç hedefleri için kullandıkları görülmüştür. ( tape 6906,6908, 6909, 6910).bundan başka bir rap sanatçısın bakaya suçundan dolayı ülke içine girmesi esnasında tutuklanmaması için nüfuzlarını kullanarak bu problemlerini çözdükleri anlaşılmaktadır.(tape, 6856, 68649 Bundan başka bu ilişkileri kullanarak askeri ihaleleri takip ederek hem kendisine hem de örgüte gelir temin ettiği( tape 6880, 6886, 6902)) hatta bu nüfuzunu baskı aracı olarak da kullandığı görülmektedir( tape 6889). Nüfuzunu kullanarak askeri bölgede hafriyat döküm sahası olarak kullanmak için Ankara gittiğini ve bu işi komutanlarla görüşerek tepeden inme şeklinde halledeceğini daha sonra çıkacak problemleri de jandarma bölge komutanlığındaki nüfuzunu kullanarak halledeceğini belirtmektedir(tape 6889). Şüpheli İbrahim Özcan‘ın birçok asker kişi ile irtibat içerisinde olduğu ve kendi sorumluluk bölgesinde hem teşkilatlanmak amacıyla yapmış olduğu gezilerde jandarma, emniyet, adliye ve kamu kurum ve kuruluşlarını sürekli olarak ziyaret ettikleri ve temsilcileri sayesinde buraları hediyeler gönderilerek bürokrasi içerisinde yapılandıkları anlaşılmaktadır(tape, 6876, 6878, 6879, 6794, 6795 ). Hatta örgüt elemanlarının yanında başkaları nazarında itibarını ve etkinliğini artırmak ve örgüt amaçları doğrultusunda kullanmak amacıyla o kişiler askeri kişilerle birlikte ziyaret edilerek ve yanında general rütbesindeki kişiler aranarak çevresine askeriye içerisinde ne kadar güç sahibi olduklarını bu suretle kendilerini askeri bünye içerisinde imiş gibi göstererek taban kazanmaya ve örgütün hakim konumunda olduğunu göstermek için TSK ‘nın bu işin içinde olduğunu vurgulamaktadır. ( tape 6878 ). Başka bir zaman da ise o ile yeni gelen örgüt elemanları yine örgüt mensubu subaylarla özellikle resmi kıyafetlerle ziyarete gidilerek eleman kazanmaya çalıştıkları görülmektedir. (tape 6794. 6795 )
Şüpheli özellikle kendi bölgesinde teşkilatlanma bağlamında Erzurum Kızılay şubesin kendi elemanlarının tayini için çalışmakta ve kondu çalışmalar yapmaktadırlar. (tape 6794, 6802) Şüpheli telefondaki görüşmelerinde kendisini kimi zaman devlet olarak kimi zamanda jitem olarak tanıtmakta ve kendisine de zaman zaman jitem olarak hitap edilmektedir.
Şüpheli İbrahim ÖZCAN’ın Kadıköy ilçesi İçerenköy Mahallesi. Güneş Sok. Sarıoğlu Kardeşler Apt. No.4 D.2 sayılı adresinde yapılan aramalarda :
Toplam 5 sayfada birçok isim hakkında istihbarı not içeren numaralandırılmış dokümanlar.
Toplam 3 Sayfadan oluşan numaralandırılmış TÜRKİYEYİ YÖNETENLERİN ETNİK KÖKENLERİ başlıklı yazının bulunduğu doküman
11 sayfadan oluşan ajanda sayfasına yazılı not defterinde;”… bir ara Türkiye’nin sanki tüm bilgileri bizde toplanıyordu, bu bilgilerimizi paylaşmak istediğimiz büyüklerimiz bizlerden uzaklaşmaya başladı…”, “…: Bize sizleri destek veriyoruz diye gelen kişiler dr. Askr, prof. – polis- işçi-mühendis-öğrenci-esnaf ve bazı kamu yöneticileri bütün çarpık ve yozlaşmış ilişkileri bizlerle belgeli olarak paylaşıyorlardı…” bilgi notu,
İşyerinde bulunan çanta içerisinde kapak kısmında Hukukun Üstünlüğü Platformu yazan 1 adet küçük yeşil kapaklı ajanda içerisindeki istihbari not .
24.1.08, tarihli 6887 nolu, İbrahim Özcan – x şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesinde özetle;
İbrahim’in “Karşıdasın bir not alma imkânın var mı? “botaş nehir tekstil Çerkezköy senin bölgen”, ” Botaş Nehir tekstil kimdir nedir ne değildir” , ” Sahibi konumu kimdir nedir nasıl bir adamdır” , “… biraz daha ince detaylı bir iki konu varda”, ”: Şişman bir adam Muzaffer KILAVUZ tamam seninle konuşacaz o zaman iyi bir fizibilite seninle bazı şeyleri konuşucam” şeklinde ismi bilinmeyen şahsa kendi bölgesinde bulunan bir kişi ve şirketle ilgili olarak araştırma yapması talimatı vermektedir. Bu konuşmadan da örgüt içinde istihbarı dinlemelerle alakalı olarak bölgesel olarak yapılandıkları görülmektedir.
3.1.2008 tarihinde, 6878 nolu İbrahim Özcan – Mehmet Kalın ile yapılan telefon görüşmesinde; İbrahim telefonda “: Mehmet ne var ne oldu ya Diyarbakır da bu nedir yav “ , “ Şeyi bir arasana bi Şahini ben arıyorum telefonları şey etmiyor”, dediği tespit edilmiştir. Tüm bu bilgilerin birlikte değerliğinde İbrahim Özcan’ın örgüt amaçları doğrultusunda istihbarat toplayıp kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine ve benzeri özelliklerine ilişkin bilgileri hukuka aykırı olarak kişisel veri olarak kaydettiği anlaşılmaktadır. Kendisi bu konuda emniyette verdiği ifadede kendisine gelen istihbarat bilgilerini kendi uygun gördüklerini ilgili kuruluşlarla paylaştıklarını belirtmektedir. Nitekim Taner Ünal ile elde edilen bilgilerin Hüseyin BOZKIR vasıtasıyla Valiliğe verildiği telefonuna gönderilmiş mesajlardan anlaşılmaktadır.
Örgüt kendi amaçları ve görüşlerine uymayan Devlet adına yapılan tüm icraatları ihanet olarak algılamakta ve suçlamaktadırlar. Bu amaçla örgüt üye ve dernekleri kamuoyu oluşturup Ergenekon Silahlı Terör Örgütüamaçları doğrultusunda toplu eylem ve gösteriler yaptıkları ve ülke içerisinde kargaşa ortamı yaratıp halkta panik ve kutuplaşmaya yol açacak eylemleri yapmayı benimsedikleri ve bilfiil organize ettikleri anlaşılmaktadır. Şüpheli İbrahim ÖZCAN kendisine bağlı olarak çalışan ve Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun başında bulunduğu Toplumsal Dönüşüm Yayınevinde bu tür mitinglerde kullanmak üzere afiş, bayrak, poster ve pankartlar hazırladıkları, bu pankartların hazırlanmasında mali destek sağladıkları, kullandıkları, bu toplu gösterileri organize ettikleri, bu hadiseleri telefonda şifreli şekilde konuştukları ve bu pankart ve afişler mitinglerde kullandıkları anlaşılmaktadır( tape 6885, 6904 ve 6882). Bu afişleri 1000 kadar bastırarak yurt çapına dağıttıkları , emniyet görevlileri başsavcı, hakim ve jandarmayı da bu afişleri asılması aşamasında yardım için çağırdıkları anlaşılmaktadır. (tape 6868,6795, 6802)
Şüpheli İbrahim ÖZCAN ile bağlantılı olarak çalışan D. Ali ÖZOĞLU ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde örgüt içindeki ikili uygulamaların ve döneklerin bulunduğundan yakınarak çürük elmaların temizlenmesi gerektiği bu konuda yıldız sahibi üst düzey askeri kişilerin öldürülmesi gerektiği, bu eylemlerin bir kısım kişileri uyandıracağı ve yazı ve konuşma zamanının geçtiğini ve artık eylem zamanının geldiğini belirterek bu işi Alinin yapması için talimat vermektedir. D. Ali ÖZOĞLU telefonların dinlenme ihtimalinin de verdiği rahatsızlık ile bu konunun kendisinin işi olmadığını, bu işin başka bir birimin işi olduğunu belirterek bu öldürme işine karşı çıkması üzerine örgüt dışındakileri nasıl uygulama yapılıyorsa örgüt üyelerine de aynı uygulama yapılması ve bu konunun ülke problemi olduğundan dolayı dışarıdaki kimselere nasıl işlem yapıldıysa örgüt içindeki kimselerde aynı uygulamanın yapılması gerektiği belirtilmektedir (tape 6881). Böylece darbe zemini hazırlanması için birilerinin uyanması amacıyla üst düzey subayların dahi öldürülmesinden kaçınmayacak kadar gözlerini kararttıkları anlaşılmaktadır. İbrahim ÖZCAN örgütün gidişatından memnun olmadığından dolayı eski elemanlarla toplantı yaparak işe el koyduğu anlaşılmaktadır. (tape 6891)
Ergenekon Silahlı Terör Örgütükapsamında yapılan soruşturmalarda M. Fikri KARADAĞ ve ekibinin tutuklanma kararlarından sonra örgüt içinde yeni kararlar alındığı artık eylem zamanı geldiği ve bunları uygulamaya koyacakları anlaşılmaktadır.( tape 6898 )
Bunlardan başka İbrahim ÖZCAN’ın yasadışı arsa alım satımı yaptığı ( tape 6903 )ve konuda resmi kurumları kullandıkları, bunları yaparken de diğer mafya gruplarını küçük mafya olarak nitelendirdikleri ve çekinmedikleri, yasa dışı tahsilât yapmaları için bağlantılı elemanlarına talimat verdiği ( tape 6900), örgüt elemanları kendisinden açıkça silah ve sigara istedikleri ve bu konularda da kaçakçılık yaparak örgüte gelir temin ettiği anlaşılmaktadır. ( tape 6906) Ayrıca telefon görüşmelerden silahlı eğitim için dağa çıktıkları bu konuda eğitim aldıkları anlaşılmaktadır.(tape , 6833)
Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı “Sivil Unsurların” kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı “Lobi” adı verilen gizli-örgütsel çalışmasının “Yöntem” alt başlığında yazılı “Lobinin tüm çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınmalıdır” prensibine uygun olarak faaliyetlerini gizli yürüttüğü anlaşılmaktadır.
Şüpheli telefon görüşmelerinde gizlilik ve şifreli konuşmaları dikkat ettikleri örgütle ilgili önemli konuları karşılıklı görüşmeleri gerektiği ihtar edildiği açıktan yapılan görüşmeler konusunda rahatsızlığını belirttiği bu bağlamda da şüpheli önemli örgütsel görüşmelerini telefondan yapmayıp muhataplarını bu konuda uyararak, örgütün faaliyetlerindeki gizlilik prensibine uyduğu anlaşılmaktadır.(tape:6877,6881,6880,6881,6904,6886,6889, 6896,6899,6905, 6906 ve 6880 )
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Şüpheli İbrahim Özcan’ın üzerine atılı ERGENEKON Terör Örgütünün ara yöneticisi olmak suçundan eylemine uyan TCK’nun 314/1,
Cebir Ve Şiddet Kullanarak TBMM’ ni Ortadan Kaldırmaya, Kısmen Veya Tamamen Görevlerini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs suçundan eylemine uyan TCK’nun 311/1,
Cebir Ve Şiddet Kullanarak Yürütme Organını Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etmek suçundan TCK’nun 312/1,
Askerleri Kanunlara Karşı İtaatsizliğe Teşvik Etmek suçu nedeniyle TCK’nun 319/1,
Kişileri aynı suç işleme kararı altında siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine ve benzeri özelliklerine ilişkin bilgileri hukuka aykırı olarak kaydetmek suçu nedeniyle TCK.nun 135/1-2, 43,
3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nun 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

42- Şüpheli Kemal AYDIN
a-Savunmaları,
Emniyet beyanında;
Ankara Üniversitesi Bankacılık bölümünü bitirdikten sonra 1973 yılında Ziraat Bankasında memur olarak göreve başladığını, 1977 yılında Ziraat Bankasından ayrılarak Tarım ve Köy İşleri Bakanlığına geçtiğini, 1978 yılı sonunda Diyarbakır iline tayini çıkınca gitmek istemediğinden Tarım ve Köy İşleri Bakanlığından ayrıldığını, kısa bir zaman geçtikten sonra Türkiye Kızılay Derneği genel merkezinde Müfettiş olarak göreve başladığını, 2001 yılında Kızılaydan emekli olduğunu, ayağından sakat olduğu için askerlik görevini yapmadığını, 1970’li yıllarda ruhsatsız silah yakalatma olayından para cezası aldığını, Gölcük depremi sırasında Kızılay Genel Koordinatörü tarafından hakkında dava açıldığını, beraat ettiğini, 0533 236 97 86 numaralı cep telefonu 2001 yılından bu zamana kadar kullandığını,
2002 yılı Haziran ayında Büyük birlik Partisine üye olduğunu,
Mehmet Şener ERUYGUR ve Ahmet Hurşit TOLON’u medyadan tanıdığını, Bunun haricinde kendileri ile herhangi bir görüşmesinin olmadığını,
Ercüment OVALI’yı babasının Tabip Albay olması nedeniyle tanıdığını, telefon irtibatının bulunduğunu,
Neriman AYDIN’nın kardeşi olduğunu, Kendisinin toplumsalhaber.com isimli kime ait olduğunu bilmediği sitede makaleleri olduğunu,
Mustafa Ali BALBAY ile 2008 yılı Mart-Nisan aylarında Ankara’da bulunan fuarda tanıştığını, bunun haricinde kendisi ile herhangi bir görüşmesinin olmadığını,
Sinan AYGÜN’u hemşerisi olması nedeni ile tanıdığını, bir yıl kadar önce Av.A. E. ile yanına gittiğini,
Durmuş Ali ÖZOĞLU’nu 2007 yılı ocak ayından beri tanıdığını, bu şahsın ŞİFRE ÇÖZÜLDÜ isimli kitabının yazarı olduğunu, kendisini bu kitapla ilgili olarak tebrik etmek için araması nedeni ile tanıdığını, Toplumsal Dönüşüm Yayınlarının sahibi olduğunu bildiğini, dostluklarının olduğunu,
Hamza DEMİR’i avukat arkadaşı A.E.’ in bürosunda 2 yıl kadar önce tanıdığını, bu şahsın ne iş yaptığını bilmediğini, görüşmelerinin olduğunu,
İbrahim ÖZCAN’ı 2007 yılı Mart ayında Ankara ilinde kitap fuarında Durmuş Ali ÖZOĞLU’ na ait Toplumsal Dönüşüm Yayınlarının fuarında tanıdığını, birkaç sefer görüştüğünü,
Muhammet Murat AVAR’ı 1 yıl kadar önce Erzurum 9. Kolorduda görev yapan Yarbay A.E. vasıtası ile tanıdığını, A.E. isimli şahıs Muhammet Murat AVAR isimli şahsı yanına gönderdiğini, Erzurum ilinde yerel gazetecilik yaptığını söylediğini, bu şahsa iş bulmasını istediğini, bu vesile ile şahsı tanıdığını, irtibatı olduğunu,
Siyami YALÇIN isimli şahsı Muhammet Murat AVAR isimli şahsın vasıtası ile tanıdığını, şahsın halen ne iş yaptığını bilmediğini, irtibatının olmadığını,
Sevgi ERENEROL’u görüşlerini tebrik etmek için aradığını, kendisi ile 2-2,5 yıl kadar önce bu vesile ile tanıştığını, kendisinin Türk Ortodoks Kilisesinin basın sözcülüğü yaptığını bildiğini, daveti üzerine Türk Ortodoks Kilisesinin tarihten 2 yıl kadar önce 80. kuruluş yıl dönümü törenlerine katıldığını, bu törende Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri olan Tuncer KILIÇ’ ı hatırladığını,
Kemal KERİNÇSİZ isimli şahıs Rum Ortadoks Patrikhanesinin Türkiye’nin dışarısına çıkarılması için kampanya başlattığını, kendisinin de kampanyaya dilekçe ile katıldığını, daha sonra Kemal KERİNÇSİZ ‘in kendisini arayarak katıldığı için teşekkür ettiğini,
Ergün POYRAZ’ıı yazdığı kitaplardan dolayı tanıdığını, birkaç sefer aynı ortamlarda bulunduklarını ve telefon irtibatı olduğunu,
Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahsın Kuvvai Milliye Derneğinde yöneticilik yapıp yapmadığını bilmediğini,Mehmet Ali ÇELEBİ isimli şahsın pilot teğmen olduğu, yanına gelip gittiğini, bu şahsın taksi ile giderken taksi şoförü olan bir kişinin Hizb-ut Tahrir isimli bir yere kendisini davet ettiğini, Mehmet Ali ÇELEBİ kendisine bunu anlattığını, kendisine görüşmesini söylediğini, taksici olan

Hiç yorum yok: