11.8.09

2. ERGENEKON İDDİANAMESİ 1151 - 1200 SAYFALAR

2. ERGENEKON İDDİANAMESİ 1151 - 1200 SAYFALAR

Tape No: 4882 de, 21.05.2008 günü saat 15: 53’de X Erkek Şahıs ile yapmış olduğu görüşmeden özetle; X ERKEK ŞAHSIN “Dünkü yazına bir tepki geldi mi bişey” dediği, EROL M’in“Ya yok bişey gelmedi askeriyeden bakıyoruz Genel Kurmay Başkanının önüne yazıyı koydular” dediği, X ERKEK ŞAHSIN “Haa yalnız ben” dediği, EROL M’in“(Bir kelime anlaşılmıyor) tepkisini öğreniyorum” dediği, X ERKEK ŞAHSIN “Ben şeyi anlamıyorum o yazının bir bomba olup herkes tarafından konuşuluyo olması gerekirdi dün” dediği, EROL M’in“Çünkü onlar Türk medyasının hali üpürmeli hali diye benden bir yazıyı herkes hak etmiş durumda” dediği, X ERKEK ŞAHSIN’ ın “İmkansız yani manşet olması lazım yani her yerde” dediği, EROL M’in“Hıı tabi çünkü şeyi biliyorum ordunun kendi içindeki ya o çalkalanmayı biliyoruz onları öğreniyoruz Genel Kurmay Başkanının henüz daha tepkisini öğrenmedim” dediği, EROL M’in“Şeye baktığı zaman okey bu böyle de hani bu kim diye düşünecek tabi kim biliyodu bunları diye” dediği, X ERKEK ŞAHSIN’ ın “(İki kelime anlaşılmıyor)tabi ama çok ee önüne rahatlattın şeyin ee Genel Kurmay Başkanının” dediği, EROL M’in“Evet abiciğim evet” dediği, X ERKEK ŞAHSIN’ ın “Görülseydi rahatlatmış olacaktında” dediği,
Tape No:4884 de, 24.05.2008 günü saat 15.38’de Gülcan F. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M.’in “Buyur buyur müsaitim” dediği, GÜLCAN F.’nın “Şimdi Hürriyet’in internet sitesine girdim bizim Saygı Öztürk Büyük Birlik Partisi ee Genel Başkanı ile bir röportaj yapmış işte” dediği, EROL M.’in “Hah” dediği, GÜLCAN F’nın “Adam diyor ki çok (bir kelime anlaşılmıyor) şeyi ziyaret etmiş İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı ve aynı zamanda o girerken Etien Mahçupyan’da ba Atalay’ın makamından çıkıyormuş” dediği, EROL M.’in “Muhteşem” dediği, GÜLCAN F.’nın “O da kaygılarını söylemiş olabilir diyo ya Etien’i ya bu Büyük Birlik Partisi liderini çağıralım mı bi haberi olsun” dediği, EROL M.’in “Çağıralım” dediği, GÜLCAN F.’nın “Müthiş bir şey var orda” dediği, EROL M.’in “Çağıralım” dediği, GÜLCAN F.’nın “Bir siyasi cinayetler çıkacak” dediği, EROL M.’in “Hı hı çağıralım abi” dediği, GÜLCAN F.’nın “Ben sizi onun için aradım onun üzerinde çalışayım” dediği,
Tape No:4885 de, 26.05.2008 günü saat 18.13’de Tuncay ÖZKAN ile yapmış olduğu görüşmede özetle; TUNCAY ÖZKAN’ nın “İstanbul’da ee sen müsait olursan bi telefon görüşmesi yapacağım öğleden sonra” dediği, EROL M.’in “Tamam” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Nerde olduğumu söyleyeceğim baba bi buluşalım konuşalım istiyorum” dediği, EROL M.’ in “Tamam tamam bende istiyorum ya” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Çarşamba günü Çarşamba günü” dediği, EROL M.’in “Okey” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Ama ben her yerde deklare ediyorum beni kusurumu bağışla ne olur özür diliyorum senden” dediği, EROL M.’in “Yok ne demek ya” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Diyorum ki onun yüreği bizimle birlikte biz birlikteyiz” dediği, EROL M.’in “Kardeşim benim sağol” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Yeni televizyonda biz beraberiz diyorum” dediği, EROL M.’ in “Tamam” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Yani öyle konuşuyorum haberin olsun” dediği, EROL M.’in “Tamam kardeşim tamam benim yüreğimde senin yanında” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Sağolasın çok teşekkür ediyorum” dediği, EROL M.’in “Böyle devam etmeyecek” dediği, TUNCAY ÖZKAN’ nın “Ellerinden öptüm” dediği,
Tape No:4886 de, 28.05.2008 günü saat 16:26’da Bülent A. ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M.’ in “Bülent’ciğim şimdi valla ne yapayım iyiyim şimdi Cuma günü Ankara’ya geleceğim o akşamda Ankara’da kalacağım zaten bu mahkeme dosyası için geliyorum bir de orda bi televizyon programına katılacağım” “İşte Cumartesi’de yine bir konuşma yapacağım bir konferansa katılacağım Cumartesi şeyden dönüş o Cuma günü geldiğimde Ankara’da bu misafirhanelerden birisinde kalma şansım var mı” dediği, BÜLENT A.’nın “Tamam, biz ayarlarız abi” dediği, EROL M.’ in “Tamam okey” dediği, BÜLENT A.’nın “Tamam abi” dediği, EROL M’ in “Uzun uzun konuşuruz ondan sonra” dediği ,
Tape No:4887 de, 28.05.2008 günü saat 21:49’de Nejat isimli şahısla ile yapmış olduğu görüşmede özetle; EROL M.’in “Nejat paşam” dediği, NEJAT’ ın “Evet merhaba (bir kelime anlaşılmıyor)” dediği, EROL M.’in “Ne deyim hay Allah, şimdi Gülgün Feyman konuşmuş sizle” dediği, NEJAT’ ın “Hı hı” dediği, EROL M.’in “Öyle bi ricamız oldu sizden yarında şöyle bir ufuk turu yapmak istiyorum yani yani çok uzun zamandır yapmadığımız bişey bir bir geniş bir ufuk turu ne oluyo yani yeni oluşumlar ne oluyo ne hesaplar yapılıyo ne senaryolar var” dediği, NEJAT’ ın “Ben bunun teşhisini koydum yani” dediği, EROL M.’in “Biliyorum biliyorum” dediği, NEJAT’ ın “Türkiye yani bu Türkiye’de bir (bir kelime anlaşılmıyor) mücadelesi var Jeopolitik (bir kelime anlaşılmıyor) mücadelesi” dediği, EROL M.’in “Hı hı” dediği, NEJAT’ ın “Bu bu Türkiye’nin Jeopolitik ekseni ile ilgili” dediği, EROL M.’in “Tamam paşam tamam (anlaşılmıyor)” dediği, NEJAT’ ın “Türkiye’nin stratejisi yok hala” dediği, EROL M.’in “Tamam tamam siz” dediği, NEJAT’ ın “Bi de biraz derin devlet konuşalım komplo teorisi” dediği, EROL M.’in “Olur harika” dediği, NEJAT’ ın “Dün Türkiye’de iki tane derin devlet var” dediği, EROL M.’in “Ha ha” dediği, NEJAT’ ın “Kimler söyleyim biri Tarikatçılarla Fethullahçılar” dediği, Erol M.’ in “Ha ha” dediği, NEJAT’ ın “Halis muhlis Derin Devlet” dediği, EROL M.’in “Tamam” dediği, NEJAT’ ın “Devletin kılcal damarlarına kadar girdiler” dediği, EROL M.’in “Ha ha” dediği, NEJAT’ ın “İkincisi de Genel Kurmayın avlusunda ee şeklini çizdiği Can Paker ve etrafındaki derin devlet” dediği, EROL M.’in “Yani anladım sivil toplum örgütleri Sorosçu gruplar” dediği, NEJAT’ ın “Evet evet” dediği, EROL M.’in “Anladım tamam” dediği, NEJAT’ ın “Ergenekon falan değil yani Ergenekon sanal” dediği, EROL M.’in “Tamam tamam” dediği, NEJAT’ ın “Üç beş aptaldan derin devlet mi olur” dediği, EROL M.’in “Çok yaşayın valla aynen böyle söyleyin” dediği, NEJAT’ ın “Tamam” dediği, EROL M.’in “Tamam Gülgün onu ayarlayacak” dediği, NEJAT’ ın “Tamam” dediği,
Tape No:4888 de, 30.05.2008 günü saat 10.14’de X BAYAN ŞAHIS ile yapmış olduğu görüşmede özetle; X BAYAN ŞAHIS’ ın “Şimdi ee uygun bulursanız ee direk bize buyurun” dediği, EROL M.’ in “Hah” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Burdan bir iki telefonlarımızı yapalım çünkü şu anda sabah onların duruşmaları oluyo” dediği, EROL M.’in “Tamam tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Bi strateji belirleyelim” dediği, EROL M.’in “Tamam çünkü şöyle bi endişem var yani bugün bu Cuma sizin bi çok karışıklığınız var yani nasıl deyim hani hemen gel olmak istemem hem programlarınız aksasın istemem falan onun için (iki kelime anlaşılmıyor)” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Yo hayır hayır benim şu an ben her şeyimi ayarladım siz ne zaman isterseniz gelebilirsiniz ben olsam da olmasam da burası sizin ofisiniz ama (iki kelime anlaşılmıyor)” dediği, EROL M.’ in “Sağolun varolun sağolun varolun” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Ha bana ulaşmadan gelin lütfen protokole hiç gerek yok lütfen” dediği, EROL M.’in “Şimdi anladığım kadarıyla şey için ee öğleden sonra daha iyi dimi karşı taraf için” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Evet 4’ten sonra ee Eren hanım 4’ten sonra uygun oluyo” dediği, EROL M.’in “Süper süper tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Duruşmaları bitmiş oluyo” dediği, EROL M.’in “Tamam ben (bir kelime anlaşılmıyor) ayarlarım” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Ama bu genel bişey sizin için ne yapacağını bilmiyorum” dediği, EROL M.’in “Tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Devremi arayınca siz ee bi falan falan en azından bir iki telefon boş olur sanki” dediği, EROL M.’in “Tamam tamam tamam tamam sorucağız” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Tamam oldu efendim” dediği,
Tape No:4893’de, 30.05.2008 günü saat 15.26’da X Bayan Şahıs ile yaptığı görüşmede özetle; X BAYAN ŞAHIS’ın “Tabi çok mutlu olurum yalnız şimdi bi Anayasa Mahkemesi üyemizin bi nikâhına gidiyoruz biz servislerle ee saat şu anda kaç 4 nikâhı ee ben saat 5’te yerimde olacam” dediği, EROL M.’in “Peki rahatsız ederim” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Evet 5’te sizi bekleyecem” dediği, EROL M.’in “Uygunsanız rahatsız ederim” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Estağfurullah estağfurullah” dediği
Tape No:4895’de, 30.05..2008 günü saat 18:18 de Bülent A. ile yaptığı görüşmede özetle; Erol M.’in “Hah şimdi şeyden çıktım başka bir şey dost Ostim’e geldim bi toplantıdayım ondan sonra ar ben arabayı (bir kelime anlaşılmıyor) oraya bırakmıştım tamam mı onu alacağım bu neydi o Bakanlıkta ki bi çocuklar vardı Cihangir işte o bişey bi organizasyon yapıyordu” dediği,Bülent ARI’nın “Ne organizasyonu ya haberimiz” dediği,Erol M.’in “Bilmiyorum seni de arayıp söyleyecekti işte bu bi yemeğe bu Dış Ticaret Hazine Müsteşarlığında bi bürokrat çocuklar var” dediği, Bülent A.’nın “Ha genç uzman çocuklar var orda bir iki tane ha” dediği,Erol M.’in “Ha ha ha işte onlar öyle bir yer bişeyler ayırtıyorlardı”dediği,
Tape No:4896’de kayıtlı 31.05.2008 günü saat 11.57 de X ERKEK ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; X ERKEK ŞAHIS’ ın “Ondan sonra zaten önümüzdeki hafta televizyonu alıyorum” dediği, EROL M.’in “Hangisi ha onu konuşacağım nedir bu televizyon” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Bu televizyon iyi babacığım, çok ucuza alıyoruz” dediği, EROL M.’ in “Nedir üstad hangi televizyonu aldın ne yaptın?” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Halk Tv var ya ya, bu CHP’nin Halk Tv” dediği, EROL M.’in “Ee onu mu sattı CHP?” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Satıyor evet” dediği, EROL M.’in “Ya tövbe, tövbe neyse” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Altından kalkamıyor bunlar geri zekâlı abi” dediği, EROL M.’in “Peki kaça alıyorsun?” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Kaç liradır sence, yani ama tesisleri falan yok böyle siktir boktan” dediği, EROL M.’ in “Anladım abi tesisin olmasının önemi yok ki kaç kuruş Allah’ın aşkına onlar zaten 50.000 – 100.000 lira para değil ki onlar bir şey söyleyeceğim peki sana iki buçuğa mı alıyorsun, peki bu kabloluda mı?” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Bu Dijitürkt’te” dediği, EROL M.’in “Evet” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Uyduda, kablo müracaatı var” dediği, EROL M.’in “Evet, abi kablo da olmadığı müddetçe 2,5 çok para be, ben sana söyleyeyim valla çok para” dediği, EROL M.’in “He peki benden istiyeceğin bir şey olacak mı?” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Seni isteyeceğim başına geçireceğim Ülkem Tv bu” dediği, EROL M.’in “He, he konuşuruz abi” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Gelişen olaylar var, belki Salı günü bir strateji çizme açısından, çünkü Türkiye’de çok ciddi oluşumlar başladı artık çok ciddi. CHP ile falan bu işler olmayacak” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Tam bir geri zekalı, haber türk’ten ayrılanlar tv 10 diye bir şey mi kurmuşlar internette” dediği, EROL M.’in “Hayır Haber Türk’ten ayrılanlar değil onlar, 10 Tv haber Atılgan BAYAR, o çocuk Haber Türk’te değildi” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Ha öylemi” dediği, EROL M.’ in “Yok, yok ama şeyde Haber Türk’ün haber sitesinde yazılar yazıyor, danışmanlık yapıyor, ama Haber Türk’te haberci falan değildi o çocuk” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “He” dediği, EROL M.’in “Çok başarılı bir iş yaptı” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Öylemi” dediği, EROL M.’in “Aa ben şimdi onlara yardım da yapıyorum, zaten Gülgün on iki – iki arası haber sunuyor falan filan çünkü” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Nerde sunuyor bunu internet üzerinde mi” dediği, EROL M.’ in “Bu 10 Tv internet üzerinde tabi, tabi” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “10 Tv internet üzerinden mi?” dediği, EROL M.’ in “10tvhaber.com” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “10tvhaber.com” dediği, EROL M.’ in “haber.com Sen o CHP’nin televizyonu yani o yeni televizyonu yaparsan, zaten internet üzerinden bu habercilik meselesini de yapmak zorundasın” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Onları ben bilmem onları sana bırakırım” dediği, EROL M.’ in “Tamam ben onları anlatırım sana” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Çünkü bütün paraları şimdi 18 Haziran hızıyla harekete geçiriyorum, hiçbir sorun yok abi” dediği, EROL M.’ in “İnşallah” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Mecburlar artık böyle yapmaya” dediği, EROL M.’ in “Ne diyeyim, ne diyeyim arkadaş üç senedir geçiyor bu para hareketi” dediği, EROL M.’ in “Hı, hı anladım” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Ondan sonra bu birde şey asker silahsız kuvvetlere bıraktı işi bakalım siz ne yapıyorsunuz gibilerinden” dediği, EROL M.’in “He, he zaten iyi yaptı bir şey söyleyeceğim sana konuşmanın yapılacağı yer neresi ben nereye geleceğim ya” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Ben seni alayım geçerken” dediği, EROL M.’ in “Bu Varan’ın orada okey. Orada beklerim o zaman” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “10 dk. Sonra gelirim” dediği.
Tape No:4897’de, 31.05.2008 günü saat 12:06 da Bülent A. ile yaptığı görüşmede özetle; EROL M.’ in “tabi tabi , dedi ki kızacak dedi bana şimdi o dediği, BÜLENT A.’ın “çok korkuyormuş benden ha, dehşet korkuyor, şimdi biz akşam program yaptık biz bu Ali Küçük falan çok değişik adamdır” dediği, EROL M.’ in “enteresan bir adam peki bu televizyon meselesini falan o adam şey yapabilir mi kıvırabilir mi” dediği, BÜLENT A.’ın “özellikle çağırdım” dediği, EROL M.’in “hı” dediği, BÜLENT A.’ın “kendi yokta bu tür işlerden finansman, minansman dır şey yapıyor biliyor bu adam yani” dediği, EROL M.’in “a yapalım o zaman be Bülent’ciğim zaman çok kısıtlı yani” dediği, BÜLENT A.’ın “bu Temel ERYILMAZ’ lar falan onlar bunlar hakkaten çok geniş etki alanı var” dediği, EROL M.’in “hı hı” dediği, BÜLENT A.’ ın “bir de bu İstanbul’da filan şey telif hakları filan yapmış …….falan” dediği, EROL M.’in “hı hı gördüm zaten şeyi sivisini gördüm canım” dediği, BÜLENT A.’ın “yani bu işlerle ilgilenen herkesi biliyor bu para………işleri filan” dediği, EROL M.’in “hı hı, mesela şöyle bir şey de yapabiliriz hani bu televizyon işini gerçekleş yani gerçekleşme durumu varsa nebiliyim yine ben atlar gelirim İstanbul’dan yani sırf özel olarak bunun toplantısını ve konuşmasını yaparız, bende tek bu iş nasıl anlatılır nasıl yapılır bu birikimi mi onu anlatır onu ederim” dediği, BÜLENT A.’ ın “evet” dediği, EROL M.’in “abi yapalım bunu yapalım ya bunu yapalım cumhuriyet halk par…CHP televizyonunu satıyormuş bunu 2.5 milyon dolara alıyorlarmış şimdi o televizyonu da , az önce Abidin AYDOĞDU aradı beni bu eski TRT spikeri var ya” dediği, BÜLENT A.’ın “evet evet” dediği, EROL M.’in “o aradı” dediği, BÜLENT A.’ ın “hı” dediği, EROL M.’in “iş te devlet bilmem ne para o az……….sonra gelecek bana anlatmayı meseleyi” dediği,BÜLENT A.’ın “evet” dediği, EROL M.’in “devlet çıkarmış bu parayı güya devlet nasıl bu parayı çıkartıyor” dediği, BÜLENT A.’ın “abi devletin kimseye para filan çıkarttığı yok” dediği, EROL M.’in “bende ben de anlamıyorum o zaman birisi bu parayı veriyor ama ismini vermiyorlar devlet veriyor diyorlar o zaman” dediği, BÜLENT A.’ ın “evet” dediği,
Tape No:4901’de, 05.06.2008 günü saat 18:02 de X BAYAN ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; Erol M.’in “ tamam, ben sana bir şey söyleyim mi, bu Rüzgar böyle devam etmeyecek , bu rüzgar işte böyle dönecek”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ya” dediği, Erol M.’in “ bunun başkaları da var dur, aaa dur bakalım”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ oo Anayasa Mahkemesinin canına okudular, ben bir açıklama bekliyorum Anayasa Mahkemesinden”dediği, Erol M.’in “sen gör ne yapacak Anayasa Mahkemesi bir, iki bir de şeyi söyleyim sana parti kapatma 9’a 2 çıkıyor”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ya ya”dediği, Erol M.’in “tabi 9’a 2 çıkıyor karar…………”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ biri o Anayasa Mahkemesi başkanı türbanlı karısı ile oturuyor Haşim, bir de ötekisi çok iyi oldu”dediği, Erol M.’in “girdimi bir yerlerine bunların şimdi”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ ya” dediği, Erol M.’in “ aynen girdi” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ya işte demokratik kurallar içinde rejimi koruma altına aldı, ha asker değildi rejimi koruyan, Demokratik kurallar geçerlidir deniyordu alın işte demokratik kural size”dediği, Erol M.’in “tamam işte bitti abi ……………bütün kurumlar süper ya çok sevindim,.”dediği,
Tape No:4902’de, 06.06.2008 günü saat 10:09 da X ERKEK ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; X ERKEK ŞAHIS’ın Sonra bunlar dijitürk’e girmişler önce bunlar şeyde yoklar”dediği, Erol M.’in “Kabloda yoklar”dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Kabloda yoklar”dediği, Erol M.’in “Haa” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Bunlar dijitürk’e girmişler dijitürk’e her ay 40 bin dolar ödüyorlarmış” dediği, Erol M.’in “Ödüyorlar evet” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Bunu da ödeyen şey CHP ee CHP ödüyo işte 10 12-13 bin dolarda uyduya ödüyorlar şeyede müraacat etmişler” dediği, Erol M.’in “Evet” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Neydi adını söyleyim kabloya” dediği, Erol M.’in “Ha ha” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Kablo müracaatlarını hükümet biraz geçiştiriyormuş” dediği, Erol M.’in “Tabi geçiştiriyo evet” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Anladığımız kadarıyla zaten çalışanı görüşeni falan yok dört kişi bi 90 metre karelik bi apartman dairesinde cd’leri koyup koyup çıkartıyorlar işte bi tane de kız”, “Tabi bu türban kararının böyle çıkmış olması bir takım şeylere de gebe oldu özelliklede (anlaşılmıyor) Erol Mütercimler’in o gün verdiği konferansta MHP üzerindeki söylediği şeyleri (iki kelime anlaşılmıyor) geri alıyorum”dediği, Erol M.’in “Yaa” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Neden dolayı geri alıyo o çünkü o grup şeye karşıydı bu türbanın böyle şey yapılmasına MHP’den ama eğer bunu 4. maddeyle yorumlarsa şey ee Anayasa Mahkemesi oraya imza atan bütün milletvekilleri 309’luk olur biliyor musun” dediği, Erol M.’in “Evet abi Anayasa’yı ihlal ya babacığım ya” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Tabi ki ihlal” dediği, Erol M.’in “Anayasa’yı ihlal abi ya Anayasa’yı ihlal abi ya” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Yani böyle bişey olabilir mi şimdi sana bir haber” dediği, Erol M.’in “Haa” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “6 Temmuz’a bak yaz bir tarafa 6 Temmuz’da Türkiye’nin 20 ilinde hukuka saygı adı altında inanılmaz bir şey hazırlanıyo aa protesto ondan sonra Ağustos’un 28’inde de yepyeni bir oluşum kuruluyo oraya bakacaksın 28 Ağustos” dediği, Erol M.’in “Ağustos (bir kelime anlaşılmıyor) anladım” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Oraya bakacaksın tamam mı eğer orda ki isimlere baktığın zaman senin aklına kafana yatarsa (iki kelime anlaşılmıyor) bana haber ver”, “6 Temmuz Pazar zaten ister istemez (bir kelime anlaşılmıyor) ama onu bi daha dikkatli bi gözle izlersen sana ihtiyacımız olacak o konuda” dediği, Erol M.’in “Yani nasıl bişey ne oluyo ne bitiyo valla benim o gün işte o konferansta söylediğim bişey vardı abi o türbanlı kızlara”, “İşte ha ders anlatmak Anayasadan çıkarsa hocalığı bırakırım” , “Abi ben dün on tv’de de söyledim Ahmet Taşgetiren’le birlikte katılıyorduk o İslamcı gazeteci ile ona da söyledim herifin kanı dondu yapmayın Erol bey ya dedi sizde mi sizi mizi yok dedim ben laik Cumhuriyet’in öğretmeniyim ben hocalığı bırakırım bunu dedim ben kararlıyım Anayasa Mahkemesi’nden çıksın karar ben bırakcam”dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “(Gülüyor) o şeyin eee internet üzerinde yayın yaptığı şeyi bulduk”dediği, Erol M.’in “Hı hı on tv evet”dediği,X ERKEK ŞAHIS’ın “Evet on tv üzerinden bakıyorum bi de bazı televizyonlarda da onun reklamlarını görüyorum”dediği,Erol M.’in “Ha Sky Türk veriyo reklamlarını”dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Hı hı Sky Türk veriyo evet”dediği, Erol M.’in “İşte öyle bir mücadele sürdürüyoruz bizde yani”dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Anladım”dediği, Erol M.’in “O da o da bir mücadele zemini işte”dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “Tabi canım sen ne diyorsun ya iki satır yazmak mücadeleye katılmak nerde olursa olsun”dediği,
Tape No:4903’de, 06.06.2008 günü saat 10:56 da ÖZNUR ile yaptığı görüşmede özetle; Erol M.’in “var tabii hocam 6 Temmuzu bekleyin”dediği, ÖZNUR’un “ 6 Temmuz”dediği, EROL M.’in “ Evet hocam 6 Temmuz da dikkat edin”dediği, ÖZNUR’un “ olağan üstü bir durumu yok sa regülasın da mı”dediği, EROL M.’in “abi bir, bir bak bakalım 6 Temmuz da sokaklar da ne Olacak”dediği, ÖZNUR’un “ e.. çok merak ediyorum ya”dediği, EROL M.’in “ 6 temmuz önemli bir tarih”dediği, EROL M.’in “ ip koptu tabi canım”dediği, ÖZNUR’un “ bu saatten sonra artık yapacak bir şey yok, baksanıza o KARAALİOĞLU savaş başladı diyor, mütareke sona erdi diyor böyle laflar ediyor ya”dediği,
Tape No:4904’de, 13.06.2008 günü saat 22:48 de X ERKEK ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; X ERKEK ŞAHIS’ın “Ama genelkurmayı yıpratmaya çalışma vakit gazetesi ile diğer şerefsizlerinkini”dediği, EROL M.’in “ Canlarına okuyucam canım”dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “ Bekliyorum”dediği, EROL M.’in “ Canlarını okuyucam canlarını”dediği, X ERKEK ŞAHIS’ın “ Bekliyorum”dediği,
Tape No:4905’de, 13.06.2008 günü saat 23.15’de ZEYNEL isimli şahıs ile yaptığı görüşmede özetle; ZEYNEL’in “ Bunu Harp Akademileri ilkokuldan başlatır rütbeyi aldığı güne kadar devam ettirir. Bunu değiştirmek mümkün değildir. Ama burda bir astsubay müessesesi diye bir”dediği, Erol M.’in “Yaa evet”dediği, ZEYNEL’in “Rezil, sefil, satılmış,”dediği, Erol M.’in “ Maalesef öyle”dediği, ZEYNEL’in “ Ve DNA sı bozuk”dediği, Erol M.’in “Malaesef öyle”dediği, ZEYNEL’in “Sınıf vardır”dediği, Erol M.’in “ Maalesef öyle”dediği, ZEYNEL’in “ Bunlar fevkalade cami cami tarikat tarikat”, “ İmam imam dolaşıp puştluk yapmaktadırlar”dediği, Erol M.’in “Ne yazıkki öyle”dediği, ZEYNEL’in “Ya bu işin çabuk olması lazım artık bişiyler olmalı”dediği, Erol M.’in “Olucak ben size söyliyim dedim ya şiddetli olucak karşılığı”dediği, ZEYNEL’in “Yani Anayasa Mahkemesi kararını vermeli. Olacaksa olacak olmayacaksa olmayacak herkes işini bilmeli.”dediği, Erol M.’in “Olucak olucak”dediği,
Tape No:4906’da, 16.06.2008 günü saat 11.22’de Sinan AYGÜN ile yaptığı görüşmede özetle; SEKRETER ‘in “Sinan AYGÜN başkanım görüşmek istemişti” dediği, Erol M.’ in “Lütfen” dediği, EROL M.’in “Atışa devam” dediği, SİNAN AYGÜN’ün “Devam durmıycaz” dediği, EROL M.’ in “Gülüyor kesinlikle öyle şimdi Ankaraya geliyorum uygun olursa bi yüzünü görmek isterdim senin proğramın nasıl bilmiyorum” dediği, SİNAN AYGÜN’ün “Şimdi ben saat üçe ka üçe çeyrek kalaya kadar buradayım” dediği, EROL M.’ in “ Tamam o zaman şöyle bişiy yapim şimdi ben Ankara’ya girdiğim zaman sana geliyim o zaman” dediği, SİNAN AYGÜN’nün: Peki direk gel bana abi aramana gerek yok abi tamam abi hadi görüşürüz dediği,
Tape No:4907’de, 16.06.2008 günü saat 11:25 de A.N.S. ile yaptığı görüşmede özetle; A.N.S.’in “Ne zaman isterseniz bugün yoğunum da yarın için, sizin durumunuza ben uyarım” dediği, EROL M.’in “ Şöyle peki sayın cumhurbaşkanım şöyle sabahleyin bir orda da mahkemem var benim geldim zamanda anlatırım gene bi siyasi mahkeme”dediği, A.N.S.’in “Öğleden sonra”dediği, EROL M.’in “Öğleden sonra peki anlaşıldı saat on üç civarı siz uygun olur musunuz”dediği, A.N.S.’in “13 14 desek” dediği, EROL M.’in “14 anlaşıldı sayın cumhurbaşkanım” dediği,
Tape No:4908’de, 17.06.2008 günü saat 12.37 de X BAYAN ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; X BAYAN ŞAHIS’ın “ Yalnız ee şöyle bişiy var bunların yani benim şimdi eşim onbirinci ticaret hukukundan ayrılma”dediği, EROL M.’in “Evet efendim”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Yani orda on yıl görev yaptıktan sonra ticaret mahkemesi başkanı oldu”dediği, EROL M.’in “ Hı hı”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Ee onun yanındaki arkadaşta öyle isterseniz avukatlarınıza bunlardan bahsetmeyin çünkü”, “Ee ama biz dost biz dost olarak burda üstümüze düşen görevi yapalım”dediği,
Tape No:4909’da, 17.06.2008 günü saat 12:45’ de X BAYAN ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; EROL M.’in “Efendim ben şeyi Sayın Cumhurbaşkanı SEZER için saat on dörtte randevum var” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Evet” dediği, EROL M.’in “Kendilerini ziyarete gidiyorum Gölbaşına gidicem galiba demi ben” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Evet şimdi Gölbaşına doğru yola çıkın Haymana yoluna dönün” dediği,
Tape No:4910’da, 17.06.2008 günü saat 18:27 de X BAYAN ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; EROL M.’in “ Gülüyor bende o zaman uyandım dedim ki valla dedim sevgili savcım anlaşılmıyor bu şeylerde bir bir tören ama benim aklıma böyle geldi dedim yine o çocukların da etkinliğinde”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Tamam şimdi ben size bi takım bilgileri vericem” , “Şöyle şimdi karşısı bi ee yazışma çizişme olacaksa zaten şöyle” , “Şimdi sizin bütün gelen bu belgeleri ee Işıl hanım inceledi” dediği, EROL M.’in “ Tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Yani Işıl hanım kim diyeceksiniz şöyle söyliyim size şindi sizin bu şeyiniz ee fikri sanatlar mahkemesinde görüldü” dediği, EROL M.’in “ Evet efendim” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Ee buda fikri ne dedin Müfit hı hı bu bizim Işıl hanım dediğimizde ee patent mahkemesinde bu konulara bakan yargıç bi arkadaşımız eşimin de bürosunda birlikte çalışıyorlar” , “Ee şimdi tabi konu çok spesifik ve bu kadar spesifik konuda da çok konuyu iyi bilen biri” dediği, EROL M.’in “ He he” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Ee son derece de yani prezantabldır. Görüş açısından ee kafalaraynı zaten tanışıcaksınız inşallah” “ Siz he şu şindi şöyle yapıcaksınız onlar yazıcaklar dilekçeyi eşimle beraber”dediği, EROL M.’in “He he”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Size vericekler siz diceksinizki buna ek dilekçe olarak (anlaşılmıyor) devreye hiç bahsetmeden incitmemek için çocuğu şey yapmayalım çünkü bu yapıyorlar evet”dediği, EROL M.’in “ İncinsin zararı yok zararı yok”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Ee duyarlı bakıyorlar ee sanki görevi de eksik yaptı anlamında değilde ee ama oralarda çalışan dostlardan aldım derseniz siz”dediği, EROL M.’in “ Tamam”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Onu bir ek dilekçe olarak temiz dilekçesi ile beraber on birinci hukuka sunacaksınız”dediği, EROL M.’in “ Tamam olur”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Fakat bugünkü girişiminde onbirinci hukuta şöyle bi bakılmış bu davanın adli tatilden önce çıkmasına imkan yokmuş “, “Ee yakın bir süre içerisinde siz nasılsa Ankaraya sık gelip gidiyorsunuz”dediği, EROL M.’in “Gelicem gelirim gelirim gelirim”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Tabi tabi o geldiğinizde ee biz beraber bi ee hep ben zaten kaç sefer söyledim sizi Müfit beye sizinde sıkışık proğramınız ama ee hem tanışıcaksınız hemde zaten” dediği, EROL M.’in “ Öyle öyle öyle” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Ee bu sizi ferahlatıcaktır ee ve bide tabi şuda sizi şey yapsın ee biraz daha da rahatlatsın ee benim eşim de on birden ayrılma olduğu için ee dairenin geleneklerini gidişatını hepsi dostları çok iyi bilir” dediği, EROL M.’in “ Tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Ee o nedenle üslubu da çok iyi bilir içtihatları bilir e oda sizi ferahlatcak bi konu şimdi size göndereceğimiz bi zahmet dilekçeyi” EROL M.’in “ Tabi tabi tabi tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Ee siz şimdi yani onun için yolculuğunuzu ertelemeyin” dediği, Erol M.’in “ Tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Bizden haber bekleyin” dediği, EROL M.’in “ Tamam efendim” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ İki gün içerisinde bu sizin elinize ulaşıcak” , “ Onu avukatınıza verin on birinci hukukta numarasını da ben içine yazıcam sizin”, “On birinci hukuktaki numarayı” dediği, EROL M.’in “ He tamam” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Ek dilekçe de dilekçemizde temiz dilekçesine diye verirsiniz” dediği, Erol M.’in “ Tamam efendim” dediği,
Tape No:4911’de, 18.06.2008 günü saat 19.42’de X ERKEK ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; X ERKEK ŞAHIS’ ın “Efendim hocam” dediği, EROL M.’ in “Selam sevgi abi rektörlük belli olmuş seçimler” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “İki yüz on bir ben aldım benden sonra yüz otuz yedi var” dediği, EROL M.’ in “Süper süper şimdi şeye umarımki şeye ee köşke gittiği zaman ikinci üçüncü tercihleri kullanmayacak bu adam umarız” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Hı Boğaz içinde Ayşe hanım kaybetti” dediği, EROL M.’ in “Ona nasıl mutluyum biliyor musun o kadının kaybetmesine” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Evet yani bişey söyleyimmi içten içe bende sevindim” dediği, EROL M.’ in “Hayır abi ben sana söyliyim şerefsiz o türbanlı kızları soktuya ilk gün kaybetmesine inanılmaz mutluyum şerefsiz” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Ve ee sana başka bişey söyliyim boğaziçinde yapılan rezilliklerin hadi hesabı yok” dediği, “… Dökümanlarla götürüyo sekretere veriyo hepsi çöp şeye atıyorlar çöpe atıyorlar” dediği, EROL M.’ in “Allah kahretsin” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “İnternetten adam ulaşamıyo bizde her şey ulaştı neler küfürler bile geldi” dediği, EROL M.’ in “Şerefsizler ya” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Evet evet” dediği, EROL M.’ in “Ona da çok mutlu oldum inanın eğer Kocaeli’ndeki kadın da gerçi bu yıl değil tabi onu da o da abi kaybederse varya nasıl sevinicem bilemezsin çok mutlu oldum” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Onun yalnız bi senesi var onun bi senesi var” dediği, EROL M.’ in “Evet ben onu diyorum ya ağabeycim” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Evet” dediği, EROL M.’ in “Bi senesi var” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Akdenizde de şey aymış Mustafa ee” dediği, EROL M.’ in “Yine Mustafa hocamı almış” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Evet” dediği, EROL M.’ in “İyi iyi iyi” dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Doksan altı oy farkla” dediği, EROL M.’ in “Süper iyi dur bakalım abi tercihler nolcak sizde umuyorumki yukarıda bi oyun oynamıycak ama bu duruma geldikten sonra memleket oralarda oyun ayabileceğini artık o cesareti göstereceklerini zannetmiyorum dediği, X ERKEK ŞAHIS’ ın “Öyle sanıyorum öyle sanıyorum” dediği, EROL M’in “Abi yüz yüze geliyoruz görüşmek üzere” dediği,
Tape No:4912’de, 24.06.2008 günü saat 16.44’ de X BAYAN ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; X BAYAN ŞAHIS’ ın “Şimdi havaalanında şey Dengir Mir bilmem ne FIRAT bişey demiş dün galiba” dediği, EROL M’in “Maalesef öyle” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Vay nasıl demiş niye demiş iyi demiş kötü demiş ay allahım dedim canım sıkıldı” dediği, EROL M.’ in “Şerefsiz herif nolucak dede dedesi de vatan hainiydi kendisi de hain nolucakki bunlar kürt hain köpekler bunlar” dediği, X BAYAN ŞAHIS ’ın “Öyle alışmıştım ki Erolcum böyle layt yaşamaya” dediği, EROL M’in “Tabi tabi canım doğru burası son derece lanet” dediği, EROL M’in “Tabi tabi üç gün kapanıyo kapanıyo okullar ee nolucak Türkiyeyi bırakmadığın zaman bıraktığın farklı bişey çıkmaz ki bu memlekette” dediği, X BAYAN ŞAHIS’ ın “Yok ya evet böyle tuhaf tuhaf şeyler böyle bişiyler bişeyler oluyo ama neyse umarım ee ben şeyin konuşmasını artık istiyorum yavaş yavaş bizi görünce de artık konuşuyo. Bak falan filan dedi eski yazılarına bak işte Cumhuriyet gazetesinin açılışına gidiyo bilmem kimin evine gidiyo heralde şeyimiz eski cumhurbaşkanı SEZER çok güzel şeyler biliyo. Söylemesi gereken şeyleri kısa bi zaman sonra söyler umuyorum” dediği, EROL M.’ in “Söylicek söylicek umarım söylicek tabi tabi umarım umarım inşallah yani bu iyi olur Cumhurbaşkanı olarak epeyi bi deneyimi var yani söylerse iyi olur söylerse hoş olur” dediği,
Tape No:4913’de, 28.06.2008 günü saat 09.31’ de Murat isimli şahıs ile yaptığı görüşmede özetle; MURAT’ ın “Bu o şeyi sorucaktım size haberiniz varmı diye ee Genel şey Kara Kuvvetleri ile” dediği, EROL M.’ in “Başbakanın konuşması” dediği, MURAT’ ın “Başbakanın ani buluşması eee yemek gayesi” dediği, EROL M’in “Yok hiç bişeyim yok bende işte bende bi haber gönderdim ki bulmaya çalışıyorum” dediği, MURAT’ ın “Yani aslında” dediği, EROL M’in “Bulamadık yani bulamadık. Yalnızca genelkurmay başkanlık seçim meselesi için konuşulduğu ifade ediliyo ne kadar doğru bilmiyorum ama bakalım öğreneceğiz” dediği, MURAT’ ın “Genelkurmay başkanlığı meselesi ile ilgili konuşuyorlarsa normal şartlar altında genelkurmay başkanın da o sofrada veyahutta o toplantıda olması gerekmezmi” dediği, EROL M.’ in “Yok genelde olmuyo olmuyo de …Geçen seferde olmadı yok hayır …Geçen seferde olmadı Hilmi ÖZKÖK zamanında da olmadı” dediği, MURAT’ ın “Ama bu yöntem yani eee asla görüşme yöntemi o zaman dipsiz kuyu yarında kalkıp ee bi bölük bilmem nesi ile bi çağırıp konuşabilir o zaman hiyerarşi söz konusu değil ise” dediği, EROL M’in “Olabilir olabilir” dediği, MURAT’ ın “Değimli” dediği, EROL M’in “Olabilir olabilir her şey olabilir artık” dediği, MURAT’ ın “Yani ben” dediği, EROL M’in “Artık her şey olabilir” dediği, MURAT’ ın “Doğrusu burda hiyerarşi en azından ee Kara Kuvvetleri komutanının normal bişeyse eğer görüşme yani ortada eğer bi ee baskı söz konusu değilsi ki ben doğrusunu isterseniz ben bunun genelkurmayın meselesi olduğu kanaatinde değilim doğrusu doğrudan doğruya siz Ahmet ALTAN’ın yazdığı yazıyı okudunuz mu” dediği, MURAT’ ın “İki gün önce sen ne biçim generalsin diyo dürüst olsana diyo” dediği, EROL M.’ in “Tamam abi” dediği, MURAT’ ın “Adam asker gibi asker ol diyo” dediği, EROL M’in “Süper” dediği, MURAT’ ın “Demediği lafı bırakmamış” dediği, EROL M’in “Bravo” dediği, MURAT’ ın “Gidip diyo kokteyde diyo bu para şeyin parası nerden geliyo diye adamları kışkırtıcağına diyo açıkla diyo elinde istihbarat var diyo bilmem ordu istihbaratı var diyo devlet istihbaratı var diyo açıklamazsan diyo işte diyo nerdeyse diyo namertsin demeye getiriyo” dediği, EROL M.’ in “Vay vay vay vay” dediği, MURAT’ ın “Şimdi genelkurmay başkanı ya bu adam yanında yani bi yığın or generale komuta ediyo” dediği, EROL M’in “Tamam abi işte bunlarla muhatap olmasınlar” dediği, MURAT’ ın “Yani” dediği, EROL M’in “Tamam abi bunlarla muhatap olmasınlar” dediği, MURAT’ ın “Şimdi bişey söyliyim muvazzaf olsanız naparsınız” dediği, EROL M.’ in “Ya işte bunlara muhatap olmasınlar abi” dediği, MURAT’ ın “Şimdi bunun emrindemiyim demezmisiniz” dediği, EROL M’in “Tabi” dediği, MURAT’ ın “Onun için yani bana kalırsa bu yani sadece genel kurmay başkanı yani normal bi prosedür olduğu kanaatinde değilim ben Çünkü benim anladığım kadarıyla talep şeyden gelmiş eee” dediği, EROL M’in “Başbakandan” dediği, MURAT’ ın “Yok talep Kara Kuvvetlerinden gelmiş davet başbakandan gelmiş” dediği, EROL M’in “Hıı” dediği, MURAT’ ın “Yani ııı kara kuvvetleri görüşmek istemiş gerekçe başka bişey ama görüşmek istemesinin gerekçesi işte terör merör bilmem ne falan ama yani şimdi böyle bir ortamda sonra yani yapılanlar Genel Kurmay karargahının belgeleri leblebici dükkanlarında külah oluyo bilmem ne oluyo yani burda gidip de Genel Kurmay Başkanı geriye Genel Kurmay Başkanlığı konusunda ne konuşucak ki yani işte prosedür olmuş bitmiş zaten” dediği, EROL M’in “Bakalım Murat Beycim çıkıcak kokusu” dediği, MURAT’ ın “Sonra daha da önemlisi tam bu Dengir Mir FIRAT’ın Atatürk travmaya uğrattı Türk milletini eee dediği gün oluyo bu yani” dediği, EROL M.’ in “İşte dün ben de herife çok ağır cevap verdim dedeleri vatana ihanet edenlerin torunu da ahindir diye” dediği, MURAT’ ın “Değilmiş ama ya onun dedesi şeymiş” dediği, EROL M.’ in “Kimmiş?” dediği, MURAT’ ın “Bilmem Hacı Bedir Ağa diye bi adammış Atatürk’ ün de en yakın adamıymış” dediği, EROL M.’ in “Hoppala buyurun” dediği, MURAT’ ın “Bide Birinci Meclis’ te üstelik te altı kişiye verilmiş olan sadece altı kişiye verilmiş olan İstiklal Madalyasıyla taltif edilmiş … Evet yani ama önemli olan şu yani Kara Kuvvetleri Komutanının böyle bir ortamda gidip te yok bilmem duvar dibindeki resmini konuştuğu söyleniyo yok bilmem şeyi söyleniyo” dediği, EROL M’in “Yok yok duvar dibindeki resmini konuşmaya gitmez abi yok yani o kadar o da palavra boşver” dediği, MURAT’ ın “Bana kalırsa hocam ben şöyle yorumladım bilmiyorum siz ne dersiniz ee bu işler aşağıdan iyice bastırmaya başladı yani bu artık böyle taşınmaz bu iş dediler Genel Kurmay Başkanı da benim bi buçuk ayım kaldı bu işlere artık girmek istemiyorum Ordu evine gidicem dedi, sen yarın Genel Kurmay Başkanı olcaksın sen napıcaksan yap dedi benim anladığım kadarıyla” dediği, EROL M.’ in “Muhtemeldir ki bu bu” dediği, MURAT’ ın “O da kalktı” dediği, EROL M’in “Tabi” dediği, MURAT’ ın “Gitti şeye senin AKP’ den şikayetçiyiz patlamak üzere dedi tutamam valla bunları sonra dedi falan gibi geliyo bana” dediği, EROL M’in “Muhtemeldir ki öyle konuşma olmuştur hocam” dediği, MURAT’ ın “Valla yani bi başka olay daha var yani bu bu artık geriye dönüşü olmayan bi noktaya geliyo hocam yani her yerde artık şey çok açık olarak söyleniyo Cumhuriyet tasfiye ediliyo diye” dediği, EROL M.’ in “Abi valla bilmiyorum ben Temmuz seçimlerinin bir gün sonrası yazdım bi gün sonra Temmuz seçimlerinden bi gün önce de değil Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı’ n aday gösterildiği gün yazdım bu Cumhuriyet tasfiye edilmiştir diye” dediği, MURAT’ ın “ Aynen öyle işte” dediği, EROL M’in “Yazdım daha o zaman yazdım işte kitapta da var Akıl Oyunu kitabında da var abi napıyım” dediği, MURAT’ ın “Kaosa gidiyo ama işte şimdi kaosa gidiyo işte benim anladığım kadarıyla alt kademe artık tutalmıycak duruma geldi gibi geliyo hocam” dediği, EROL M.’ in “Hı hı inşallah” dediği, MURAT’ ın “Yani alt kademenin de ötesinde o Ahmet ALTAN’ ın yazısından sonra yani bi Paşa’ nın gidipte Genel Kurmay Başkanı’ nın karşısında esas duruş göstermesi valla tartışılır yani o yazı o yazıdan sonra benim diyo dedem diyo Paşaydı diyo Paşa gibi paşaydı diyo öyle diyo kıvırtmak mıvırtmak bilmem ne yoktu cephede gitti savaştı diyo yani öyle laflar var onu bi bulun da okuyun hocam” dediği,
Tape No:4914’de, 28.06.2008 günü saat 18.08 de X BAYAN ŞAHIS ile yaptığı görüşmede özetle; X BAYAN ŞAHIS’ın “Yerle ilgili bir daha teyit alayım dedim ee Tandoğan ve Sıhhiye arasında çünki şey vardı ee henüz kesinleşmemişti ee Tandoğan ağırlıklı gidiyo”dediği, EROL M.’in “Tamam”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Ama ee Sıhhiyede olabilir”dediği, EROL M.’in “ Sıhhiye de olabilir”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Yani kesinleşmemiş hala henüz kesinleşmemiş”dediği EROL M.’in “Tamam ben şimdi şeyden sizden telefonu kapattıktan sonra”, “ Şimdi bu konuda işte yardım alacağımız işte en yüksek yargıçlardan birisini aradım söyledim”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “Hı hı”dediği, EROL M.’in “Şimdi aralarında üç dört tane isim kararlaştıracaklar”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Hı hı”dediği, EROL M.’in “ Söyledim dedim ya özellikle ama bir kadın olursa çok tercih ederiz”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Evet”dediği, EROL M.’in “Çok iyi olur dedim şimdi onlar bana bi üç dört tani isimle dönecekler”dediği, X BAYAN ŞAHIS’ın “ Tamam oldu”dediği,
d-Örgütsel İrtibatlar
Şüpheli Bekir ÖZTÜRK’ün dijital incelemelerinde;
Bekir ÖZTÜRK’ ün ana postaya esas olan cevaplarından;
22 Şubat 2007 tarihinde Ümit SAYIN’ın aralarında Bekir ÖZTÜRK, Behiç GÜRCİHAN, Erol MÜTERCİMLER ve Emin GÜRSES’in de bulunduğu gruba kendisine gelen bir e-posta ile ilgili olarak ‘Türk İntikam Birliği’ni sorduğu anlaşılmıştır.
Tape:1052 19.11.2007 tarihinde Erol MÜTERCİMLER ile Veli Küçük’ ün görüşmesinde özetle; Erol’un “Paşam bu vakfın adı neydi?” diye sorduğu, Veli’nin “TESAV Vakfı Türk Devletleri ve Toplulukları Kardeşlik ve Dayanışma Vakfı.” “He ben aradım. Bakü’de yarın döneceklermiş.” “Yanlız cebi kapalı, cebine ulaşamazsın. Burdan şey yap.” dediği, Erol’un “He tamam şimdi benim kızdan ben bi haber göndereyim tamam.” “Paşam çok teşekkür ediyorum. Esat Aslan Albayın selamı var size.” dediği,
Tape :1484 28.12.2007 tarihinde Nejat …..? ile Güler KÖMÜRCÜ ‘nün görüşmesinden özetle; Nejat’ın “Şimdi size bir evrak yolladım” “CFR’nin 4 Aralık tarihli” “Bir politika teklifi kağıdı önemli bir kağıt” “Bu günkü bana özellikle sonunu okursanız Butto’nun ne için öldürüldüğünü anlayabilirsiniz” dediği ve Pakistan’ın enerji yolu üzerinde olması, Jeopolitik konumu ve Nükleer bombalarından dolayı Amerika’ nın hedefinde olduğu, Amerika’ nın nükleer bombaları Müşerref ile kontrol edemediği ve bu yüzden Müşerref’ in gitmesini istediği, onun gitmesini sağlamak için de iç karışıklıklar çıkartılacağını anlattığı, ilerleyen konuşmada, Nejat’ın “Bakın şimdi Türkiye de Karadeniz de Kafkasya’dan gelenler Balkanlardan gelen şu etnik gruplar var” “… Boşnaklar” “..Çerkezler bakın Erol MÜTERCİMLER bir program yaptı Çerkezlerle ilgili” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’nün de Erol MÜTERCİMLER’in 111 denilen özgür mason locasında olduğunu anlattığı, Nejat’ın “Şimdi bakın Erol MÜTERCİMLER ajan” dediği, Erol MÜTERCİMLER’in ulusalcı geçinmesine rağmen, yazdığı kitapların kafa karıştırmak için yazdığını anlatarak “…bakın şimdi Çerkezlerle Türklerin arasını açma misyonu nu vermişler onu” “Çok kötü yani çok ajan var şuan” “…. Erol MÜTERCİMLER’ i deşifre etmek lazım” dediği, Güler KÖMÜRCÜ’ nün de “Aynı görüşteyim efendim” dediği,

Şüpheli Ümit OĞUZTAN ‘a ERGENEKON veya LOBİ adı ile bilinen illegal örgütlenme hakkında tüm bildiklerini anlatması istendiğinde, Ergenekon ismini, EROL M’in yapmış olduğu araştırmalar neticesinde yayınladığı kitabında, söyleşilerinde, televizyon ve gazetelerde 1997 yıllarında dile getirmesi ile duyduğunu,
Erol MÜTERCİMLER in konu ile ilgili beyanlarını ve yayınlarını kaynak alarak hazırladığı raporda Türkiye deki GLADYO benzeri yapılanmanın ERGENEKON adı altında olabileceğini düşündüğünü, ERGENEKON ismini Erol MÜTERCİMLER in kitaplarından ve söylemlerinden tespit ettiğini, EROL M’in eserlerinde kaynak olarak emekli bir generalin adını verdiğini, kaynağa göre ERGENEKON’ un ordu içerisinde, silahlı kuvvetler içerisinde GİZLİ BİR GRUP, GİZLİ BİR CUNTA OLDUĞUNU iddia ettiğini, daha sonraki yıllarda öğrendiği kadarıyla söz konusu cunta grubunun kurucusunun Necabettin ERGENEKON isimli bir subay olduğunu öğrendiğini, bu bilgileri derleyerek SUSURLUK komisyonuna gönderdiğini, susurluk kazası öncesinde sıkça yaşanan faili meçhul cinayetlerin böyle bir oluşum tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğine işaret ettiğini, konunun üzerine gidilmesi gerektiğini belirttiğini,
O dönem Erol MÜTERCİMLER, Can DÜNDAR, kendi kitaplarından ve diğer basın yayın organları aracılığı ile ERGENEKON’un telaffuz edilmeye başlanıldıktan kısa bir süre sonra hiç ismi geçmeyen JİTEM isimli bir oluşumun tüm medyada kamuoyuna sunulmaya başlandığını, Nefes Dergisinde de bu konuya değindiğini, derginin bu yayınından sonra, dergi binasının kapısında bir ses bombası patladığını, dağıtıcı firmanında hiçbir gerekçe göstermeden dergiyi dağıtamayacağını söylediğini, JİTEM ismi ortaya atıldıktan sonra kamuoyunda ve araştırma komisyonunda ERGENEKON’un unutulduğunu, aynı dönemlerde Cem ERSEVER’in öldürüldüğünü, bu şekilde gündemin dağıldığını, olayların sorumlusu olarak JİTEM gösterilmeye başlandığını, JİTEM kavramının ERGENEKON’un unutturlması için o dönemde sıkça dile getirildiğini, her olayda sorumlu olarak gösterilmeye çalışıldığını düşündüğünü, komisyona sunduğu raporda ERGENEKON ismini kullandığını, bu örgütün varlığına ilişkin EROL M’in bilgi ve yayınları dışında herhangi bir kaynağı olmadığını, 2001 yılına kadar da böyle bir örgütün varlığına dair eline bir belge geçmediğini, ERGENEKON örgütü ile ilgili herhangi bir isim duymadığını, örgütün gerçekleştirdiği somut bir eylem ispat edemediğini, şu anda da edemeyeceğini,
Tuncay GÜNEY’in kaset çözümünde, Veli Küçük ve ekibinin Doğu PERİNÇEK’i rahatlıkla kullandığını, DOĞU PERİNÇEK in yanında emekli Deniz Binbaşısı Erol BİRBİLİK – Erol MÜTERCİM ler gibi subay ve albayların bulunduğunu beyan ettiği,
Tape:1547 22.01.2008 tarihinde X Şahıs (Necmi Ç.) ile Emin GÜRSES ‘in görüşmesinde özetle; X Şahsın “Bi kısmını Hırant DİNK meselesinden gözaltına almışlar.” Dediği, Emin’in “Tamam Hrant DİNK meselesi olursa onu anlarım.” “... Erol MÜTERCİMLER beni aradı. Böyle bişey var dedi. Ben aradım tabi Veli Paşayı aradım cevap vermedi telefonu.”
Tape:3754 04.02.2008 tarihinde Erol MÜTERCİMLER ile Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU görüşmesinde özetle; E.MÜTERCİMLER'in "…işte üniversiteler siyasileşme müdehale işte profösörler siyaset konuşmamalı diye çok konuşuluyor ya ortalıkta şimdi üniversiteler ve siyasileşme müdahale diye bir konu başlığı altında bir tartışma yapmak istiyorum" diyerek yapacağı televizyon programına davet ettiği, programda Prf.Nevzat YALÇINTAŞ, Mümtaz SOYSAL ve Hüsamettin CİNDORUK'un da çağırılacağından bahsettikten sonra K.ALEMDAROĞLU'nun teklifi kabul ettiği şeklinde görüşme olduğu,
Şüpheli Adnan AKFIRAT’ın Fatih İlçesi Çakırağa Mahallesi Cerrahpaşa Caddesi No:5/9 sayılı adresinde yapılan aramada;
1’den 95’e kadar numaralandırılan il yönetim kurulunun örgütlenmesi ile başlayan S.Kamil YÜCEDIRAL TC Başbakan Baş Müşaviri ile biten doküman incelendiğinde;
50–58 sayfalar arası; İşçi Partisi imzalı basın açıklamaları, 1 Eylül 1997 tarihli Adnan AKFIRAT tarafından İşçi Partisi Genel Merkezine sunulmuş Yurt ve Dünya Dergisi ile Analiz-Araştırma grubu ile ilgili teklif ve bilgiler olduğu, Analiz ve Araştırma grubu Üyeleri Kısmında…. Fikri SAĞLAR, Ferid İLSEVER, Hasan YALÇIN, Turan YAVUZ, Enis BERBEROĞLU, Suphi KARMAN, Erol BİLBİLİK, Erol MÜTERCİMLER, ..Emcet OLCAYTU, Hikmet ÇİÇEK, Adnan AKFIRAT, Soner YALÇIN, ve sazı isimlerin yazılı olduğu,
Şüpheli İlhan SELÇUK ‘un Beşiktaş ilçesi Kültür mahallesi Barış Sokak Gazete Muhabirleri sitesi B6 Blok No:2/2 sayılı adresinde yapılan arama neticesinde ele geçirilen;
(1) Adet “M. Pamukoğlu “ ibaresi ile başlayan, “Rapor…” ile son bulan el yazması doküman
El yazması üzerinde: M. Pamukoğlu, Erol Mütercimler, Erdal Avukat, Mustafa Ha…
M Pamukoğlu, Bir ekip kurdum sana yardımcı olacak, Büyük Klüp’Halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silahlı isyana tahrik etmek, Pamukoğlu, M.Hüs….güray var, …………Mütercimler, Sonradan,Gölcük’te buluşacağız, Erdal’la birlikte ………..,Erol Mütercimler de geliyor, Oral Çelik’le birlikte, İzmit Gölcük’te toplanırız, M.Pamukoğlu o toplantıda yok, Erol Mütercimler, Erdal’a …, Erol mütercimler, Arabada 500 bin dolar verirsen bu işi yaparız, Erol’un dağıtıldığı rapor” şeklinde yazı bulunan doküman, olduğu tespit edilmiştir.
Erol MÜTERCİMLER isimli şahsa ait; Sony Ericsson Marka K750İ Model IM:35785000992299-5-08 numaralı cep telefonu rehber bilgilerinde Cihangir 5338175050 şeklinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
“07/MM/2008 hh:mm: 09+905338175050 ORG. TOLON GOZALTINDA Emekli Orgeneral Hursit Tolon, Istanbul Cumhuriyet Bassavciligi talimatiyla Ankara da gozaltina alindi
07/MM/2008 hh:mm:09 +905338175050 BALBAY VE ERUYGUR GOZALTINDA Ergenekon sorusturmasi kapsaminda ADD Baskani emekli Org. Sener Eruygur ve Cumhuriyet Ankara temsilcisi Mustafa Balbay gozaltinda.” Şeklinde mesajların olduğu görülmüştür.
Tape No: 7724’ de, 23.06.2008 günü saat 13.08’de Ahmet Tuncay ÖZKAN ile Ebru...... isimli şahsın yaptığı görüşmede özetle;
Ebru ‘nun “Şey Tuncay bey bu şeyle ilgili olarak 6 Temmuzla ilgili olarak ben belirli yerlerin isimlerini belirlerdim ancak şey şöyle bir şey var belirlenmeyen yerler var mesela Kayseriye Artvine ve ve şuanda bulamadığım hani konuşmacı bulamadığım isimler var” “Yani gün içerisinde belli olacak aslında şey mesela Merdan Yenerde Yalova’ya gidiyor İstanbul Erol Mütercimler başka bi yere gidemeyeceğini söyledi” “Ümit Zileli ye Burhaniye yi ayarlıyacam Mersin Süheyl Batum Alemdar Yalçın Eskişehir zaten Şahin Filiz Antalya Erzurum Aydeniz Tuskan işte .... Türkan Saylandan bi not var yani bi onu arayıp konuşsanız çok iyi olucak sanki sizin arayacağınızı dönüp arayacağınızı söylemiş söyledi” dediği, Ahmet Tuncay ÖZKAN ‘ın “Ha ne zaman çıkar Türkan Saylan oradan” dediği, Ebru ‘nun “Öylemi tamam mı hı ama destek veriyor kesinlikle Vural Savaşta Süheyl beyden telefonunu verdi Süheyl bey baya bu konuda şey yapıyor ya astsubayla görüşüyorum daha doğrusu birde Arman Güler dönecek Bedri Baykan da aynı şekilde yani bugün net belli olacak bununla ilgili bir rapor istiyor musunuz” dediği,
Tape no: 4986’ da, 17.06.2008 günü saat 11.11’de Sinan Aydın AYGÜN ile Mustafa ÖZBEK isimli şahsın yaptığı görüşmede,
Sinan AYGÜN’ ün “İyi misin Mustafa ağabeyciğim” dediği, Mustafa’ nın “Hamdolsun çok şükür iyiyiz ne yapalım siz nasılsınız Sinan bey” dediği, Sinan AYGÜN’ ün “Valla ne yapalım abi işte ya görüyor musun işte Türkiye böyle gidiyo yani yanıp tutuşuyoruz abi” dediği, Mustafa’ nın “Efendim” dediği, Sinan AYGÜN’nün “Şimdi ee bu Erol MÜTERCİMLER var tanır mısın” dediği, Mustafa ‘nın “Erol MÜTERCİMLER” dediği, Sinan AYGÜN’ün “Ha bu Haber Türk’te program yapıyordu kel kafalı adam” dediği, Mustafa ‘ nın “Evet” dediği, Sinan AYGÜN’ ün “Onu kanalına düşünür müsün" Mustafa’ nın “Onu Ahmet beyle görüşmek lazım” dediği,
Basın Açıklamalarından elde edilen görüntülerde;
Güvenlik Şube Müdürlüğünün 06.03.2008 tarih ve 2008/3640 sayılı yazısı ile gönderilen dosya içeriğinde yapılan incelemede;
Törene katılan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf DENKTAŞ, General Necati ÖZGEN, Sakarya Ün. Doç.Dr. Emin GÜRSES, İst. Üniver. Eski Rektörü K. ALEMDAROĞLU, İ.Ü. Doç.Dr. Hacı SALİHOĞLU, Prof. Dr. Yaşar Nuri ÖZTÜRK, Sadettin TANTAN, İnönü Üniversitesi Prof. Dr. Fatih HİLMİOĞLU, Bilgi Üniv.Erol MÜTERCİMLER, CNN TÜRK ve Radikal Gazetesi yazarı Yiğit BULUT, İs. Üniver. Prof. Dr. Erol MANİSALI, TV8 Programcısı Pınar TÜRENÇ, AKUT Başkanı Nasuh MAHRUKİ, ATO Başkanı Sinan AYGÜN ayrıca Türk Ortodoks Patriği Paşa ERENEROL kız kardeşi Sevgi ERENEROL, eski rahip Konstantin KOSTOF, Yeniçağ gazetesi icra kurul üyesi Ahmet YABULOĞLU, gazeteci yazar Orhan CAN, gazeteci yazar Lütfü AKDOĞAN adına kızı eğitimci Erol ALTACA, DYP Gen, Başkanı Mehmet AĞAR adına DYP İst. İl Başkanı Faik İÇLİ, yazar Hasan PULUR adına Pınar TÜRENÇ, Hürriyet gazetesi yazarları Tufan TÜRENÇ, Bekir ÇOŞKUN, Yalçın BAYER ve Atilla İLHAN adına da yine Tufan TÜRENÇ ödül verildiği,
Şüpheli Erol MÜTERCİMLER’ in İlimiz Kadıköy İlçesi Göztepe Mahallesi Server İskit Sokak No:2/18 sayılı adresinden elde edilen, Seagate marka seri numarası 5JX14T3H olan bilgisayar hard diskinin Unallocated Clusters “işletim sisteminin görmediği alan” alanda bulunan dosyaların yapılan incelemesinde;
“edilen tecrübeler ışığında organizasyon sistemini yeniliyor.Ergenekon ile alakalı ilk ciddi çalışma Can Dündar ve Celal Kazdağlı'ın '40 dakika' belgeselinde ve programın kitap versiyonu olan Ergenekon'da ortaya kondu. Ancak kitap belki bilgi yanlışları olmamasına rağmen son derece ciddi değerlendirme eksikliğine sahip. Ergenekon'u netice itibarı ile Alparslan Türkeş, Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, Korkut Eken, Mehmet Ağar gibi çoğu ülkücü kökenlilerin kurduğu bir mekanizma olarak ortaya koyuyor. Ve filmin perde arkası kahramanları çok iyi saklanıyor!
Örneğin MİT'teki iktidar kavgası anlatılırken siyasilerin MİT'i ele geçirme mücadelesi sanki illegal bir hareketmiş gibi ortaya konuyor. Askerin ise Başbakanlığa bağlı MİT üzerindeki hakimiyeti de normal kabul ediliyor! Bizce (haksızlık ettiğimizi düşünecek ama) Can Dündar, Ergenekon'un asıl unsurlarına hiç dokunmadan figüranlar üzerinden yorumlarla işi geçiştiriyor. Celal Kazdağlı'ya Ergenekon'un sol ayağının eksik olduğunu söylediğimizde, bu eleştiride haklılık payı bulunduğunu belirterek, "Ergenekon ismini bize Erol Mütercimler verdi. Dört seneden beri bu örgütü ortaya çıkarmak için uğraştığını anlattı. Örgütün sağ ayağı olduğu gibi sol ayağı da vardı ama biz eldeki belge ve bilgiler ışığında ancak sağ tarafını ortaya koyduk. Sol kesimin bulgularına ulaşsa idik onuda yazardık ama olamadı." diyor.
Kazdağlı Ergenekon'daki Kemalist, sağcı ya da solcu tabirlerinin dikkatli kullanılması gerektiğini ifade ederek, doğru anlatımın 'devletin solcu, sağcı ya da Kemalist olma rolünü verdiği insanlar' şeklinde olacağını, esasta Ergenekon'a mensup isimlerin ideolojisi olmayacağını, devletin adamı olduklarını kaydediyor.
Gazeteci Fehmi Koru da geçtiğimiz hafta önemli bir rapora dayanarak Ergenekon adlı örgütün yeniden yapılanması konusundaki çalışmaları ve dünya görüşü hakkında Yeni Şafak gazetesindeki Taha Kıvanç köşesinde etraflı bilgi verdi.
Aydınlatılması gereken pekçok nokta, sorulması gereken birçok soru var. Ortada kolları yurt içinde ve yurt dışında birçok yere uzanabilen bir yapının var olduğu açık bir gerçek. Fakat bu yapıyı harekete geçiren refleksler neler? Mesela yasalarda yeri olmayan 'ulusal operasyonları' yapanlar kimlerin menfaatini koruyor?
İddia edildiği gibi NATO'nun ya da başka bir kökü dışarıda yapılanmanın parçası mıdırlar yoksa tamamen yerel, milliyetçi, solcu ya da Kemalist bir yapılanma mı söz konusu? Birincil amaçları, stratejileri, hedefleri nelerdir; kimlerden oluşur? Bu zamana kadar ne tür faaliyetlerde bulunmuşlardır? Son durumları nedir? Bu soruları daha çok uzatabiliriz.
İÇİMİZDEKİ ERGENEKON
Ergenekon'un teknik olarak faaliyet alanları yurt dışı ve yurt içi olmak üzere ikiye ayrılıyor. Yurt dışındaki çalışmaları —bazıları tartışmalı bulunsa bile— Türkiye devletinin çıkarları doğrultusunda. Balkanlar, Ortadoğu, Kuzey Irak ve Orta Asya ülkelerindeki birçok askeri, siyasi ve ekonomik çalışmanın arkasında dolaylı olarak Ergenekon yapılanması var. Vatan menfaatleri doğrultusunda yapılan bu çalışmalara büyük ölçüde kimsenin pek bir itirazı olamaz!
Ergenekon'u Türk halkı ve Türk siyasi hayatı açısından asıl önemli kılan içerideki, Türkiye'deki operasyonları. Ergenekon, Türkiye'deki mevcut rejimin gerçek hâmisi olduğuna yürekten inanıyor. Ve bu inanç güç ile birleşince belirlediği 'iç düşmanları' yok etmek, pasifize etmek hatta ortadan kaldırmak için yapmayacağı ve yapamayacağı hiçbir faaliyet yok. Tertip, komplo, iftira, suikast vs...Onlara göre amaç meşru ise yöntemin legal ya da illegal olması önemli değil. Örneğin şimdiye kadar legal ve illegal karton İslami örgütler kurdurmakta, bunların legal olanını sokak hareketlerinde, illegal olanını da birtakım gizli operasyonlarda kullanmakta bir beis yok. Burada kilit nokta Ergenekon'un kimi, hangi kriterlere göre düşman ilan edeceği.
ERGENEKON TEK DEĞİL
Ergenekon dünyada tek değil, Devletin olduğu yerde bir 'derin devlet' öyle ya da böyle mutlaka var. Birçok NATO ülkesinde Gladio, Rüzgar Gülü, Süper Nato, Gehlen Harekatı gibi isimlerle karşımıza çıkıyor. Ergenekon'un İtalya'daki benzer yapılanması Gladio, 24 Eylül 1989'da deşifre edildi. İtalya'da Gladio'nun ortaya çıkışı ile başlayan süreç Mafya—Kilise—P2 Mason Locası—Parlamento—Emniyet örgütleri arasındaki gizli ve kirli ilişkilerin öğrenilmesi ve devletin Temiz Eller adı verilen bir dizi operasyonu ile sonlandırıldı. Gladio'nun soğuk savaş döneminde NATO tarafından kurdurulmasının arkasında SSCB'nin sol fikir ihracına karşı milliyetçi unsurların savaş gücü olarak oluşturulması vardı. Ama İtalya bu yapılanmayı meşru kabul etmedi ve büyük mücadelelerle tasfiye etti ya da tasfiye etmek zorunda bırakıldı.Aynı paralelde 1960'lı yıllarda Türkiye'de de benzeri bir yapılanmaya gidildi. 1983 seçimlerinde Ergenekon ilk başbakanını Türkiye'den çıkarmış olacaktı ki olmadı. Halk Turgut Özal demişti.
ERGENEKON YOK OLMAK İSTEMİYOR
İtalya'daki Gladio tasfiyesinin ardından Türkiye'de de benzeri bir tasfiyenin yaşanacağı, çünkü NATO'nun böyle bir örgüte ihtiyacı kalmadığı fikirleri savunuldu. Bu fikirlerde haklılık payı da vardı. Ama Ergenekon kendi dinamiklerini ve gücünü bulduktan sonra kendi kendisini yok etmeye yanaşmayacağı ve savunma refleksleri göstereceği es geçilen bir husustu. Ergenekon yaşamak istiyordu ve kendi hayatiyetini devam ettirebilmek için içeride tükenen sol fikriyatın yerine ikame edeceği yeni bir düşmana, yeni bir hayat eğrisine ihtiyaç vardı. Bu düşman kısa zamanda tespit edildi: Kemalizm'i reddeden İslamcı akımlar!
1996 yılında kurulan Refahyol hükümeti döneminde şimdilerde sokakta özgürce gezen Ali Kalkancı, Emire Kalkancı, Fadime Şahin, Müslüm Gündüz ve Sincan olayları döneme damgasını vurmuş ve nerede ise 28 Şubat Süreci'nin gerekçeleri haline gelmişlerdi. Bu olaylar hep fare kaç—kedi tut oyunu idi. Şimdilerde Ali Kalkancı'nın tekstil işi ile uğraştığını, Emire Kalkancı'nın bambaşka bir yaşantı içinde olduğunu, Fadime Şahin'in de restorant işlettiğini söylersek ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.ERGENEKON YENİDEN YAPILANIYOR
Dünya değişiyordu ve ülkeye ve dünyaya hükmetmenin metodlarında da ciddi yenilikler ortaya çıkıyordu. Globalleşmenin bir neticesi olarak 1999 yılında Ergenekon yeni bir yapılanma hamlesi içine girdi. Asker, bürokrat, sanayici, sivil toplum örgütleri, güvenlik şirketleri, nakliyat şirketleri, çeşitli vakıf—derneklerin etkin üyeleri ve basın mensuplarından birçok yetkilinin içinde bulunduğu bu yapılanma elde edilen tecrübeler ışığında organizasyon sistemini yeniliyor. 21. yüzyılda ülkelerin kaderlerini, siyasi aktivitelerden daha çok ve kesin olarak ekonomik güçlerin belirleyeceğini görüldü. Öyle ki; silahlı güçlerin hareket olanakları bile ekonomik koşulların kilitlenmesiyle kontrol altına alınabilecek.
Bu nedenle Ergenekon'un Lobi adını verdiği program, ilk adımlarını ekonomik alanda atması ve ekonomik alanda giderek güç kazanıp denetleyici ve belirleyici unsura dönüşebilmesini en önemli ve birincil amaç kabul ediyor.
İkinci (meşru) hedefi de, Türk toplumunun Kemalizm ve ulusal çıkarlar doğrultusunda yeniden yapılandırılması çalışmalarına ağırlık verilmesi.
SİVİL UNSURLAR GÖZDEN GEÇİRİLDİ
Gelişen ve değişen siyasal, ekonomik, bilimsel ve toplumsal dünya koşulları ile bölgesel coğrafyasında ve kendi içinde Türkiye'nin özgür iradesi dışına ve ulusal çıkarlarına aykırı biçimde içine sürüklenmek istendiği çeşitli oluşumlar göz önüne alındığında; "Ergenekon"a bağlı olarak, "Sivil Unsurların" örgütlenmesi zorunluluğu kaçınılmaz bir gerçek olarak kabul ediliyor.
'Lobi' adı verilen gizli örgütsel çalışmanın sonuçları Ergenekon'un Türkiye ve dünya gerçeklerine nasıl baktığını ortaya koyması açısından çok önemli ipuçları veriyor. Elde edilen raporun hemen giriş bölümünde, İngiltere, Almanya, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, SSCB gibi ülkelerin; kendi ideolojileri doğrultusunda, "sivil unsurlardan" sonuna değin yararlanmayı bildiği, emperyalist emelleri adına tüm dünya ülkelerinde her alanda çeşitli faaliyetler sonucunda kültürel, siyasal ve ekonomik çıkarlar elde ettiği ifade ediliyor.
Günümüzde değişen değil, giderek daha da geliştirilen sivil unsur etkinlikleri ile sürdürülmekte olan bu çalışmalar; sayıları giderek artan "sivil toplum örgütleri", "insani yardım kuruluşları", P—2 Mason Locası, Bilderberg Grubu vb. gibi çeşitli gizli ve örtülü adlar altında, dünyanın dört bir yanında ideolojik, siyasal, ekonomik, kültürel ve bilimsel çalışmaları örgütsel olarak yürüttüğü belirtildikten sonra raporda şu özeleştiri yapılıyor: "Türkiye ise; bu alanlarda çalışmalar yapmak yerine, siyasi parti kuruluşları ile onlara bağlı örgütlerin şemsiyesi altında kalmakla yetinmiştir. Böylelikle yalnızca siyasi liderlerin sultası altındaki siyasal otorite gruplarının kısır iç hesaplaşmaları içinde tıkanıp kalmış, dünyaya ve sınırkomşularına ideolojisini tanıtıp kabullendirememişlerdir."
Haberin bundan sonraki kısmında kendi görüşümüze fazla yer vermeden, içerden kendilerini nasıl gördüklerini yine onların ifadeleri ile ortaya koyacağız. Ancak bütün tarafsızlığımıza rağmen ortaya çıkan mekanizmanın, yurt içindeki kısmı dikkate alındığında, şeffaflık, demokrasi, milletin iradesini konuştuğumuz şu dönemde kökünün nerede olduğu bilinmeyen sistemin ne denli ürkütücü olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı?
'Türk halkı Kemalizm'den soğudu!' Ergenekon'un Türk halkının Kemalizm hakkında ne düşünüyor sorusuna verdiği cevap şöyle: "Toplum, Kemalist ideolojiyi gerçek anlamda özümseyememiş, emperyalist devletlerin 'sivil unsurlarının' ve yerli işbirlikçilerinin çabaları sonucunda —buna fırsat bulamamış— kaçınılmaz olarak, yabancı ideolojilerin cazibesine kapılmıştır. Gelişen dünya ülkelerindeki geniş halk kitlelerinin erişebildiği koşulları göz önüne alan Türk toplumu; gerçekte siyasi liderler ve yandaşlarının çıkarları adına hareketlerinden kaynaklanan hatalardan ötürü, Kemalizm'i sorumlu tutarak yargılamaya yönelmiştir. Türk halkı, toplumsal geri kalmışlık, mutsuzluk ve umutsuzluğun kaynağı olarak Kemalizm'i sorumlu tutar hâle gelmiştir. Ve bugün çeşitli ideolojiler doğrultusundan hareketle toplum düşünsel ve inançsal alanlarda parçalara bölünmüş, etnik ayrımcılık dünya platformunda kendisine yer edinebilmiş, toplum "yeni rejim" arayışlarının kaosuna sürüklenmiştir."
Yaşlara göre rejim analizi
Çarpıcı tespitler devam ediyor. Türk toplumunun bugün; koskoca bir ömür boyunca kendisini sosyal güvence ve manevi tatmine ulaştıramayan, mutlu edemediği gibi umut verileri de ortaya koyamayan rejime karşı ümitlerini yitirdiğinin vurgulandığı rapora göre; "yaşlı insanlar(50 yaş üzeri); tümden güvenini yitirmiş, düş kırıklığı içindedir. Orta kuşak (35—50 yaş arası) olarak ele alınacak nesil için de durum böyledir. Genç kuşak ise (18—30) kendilerinden önceki kuşakların yaşamak ve katlanmak zorunda kaldıkları koşullar ile gelişmiş ülke insanlarının eriştikleri koşullar arasında muhasebe yapmakta ve mevcut rejimin kendilerine bir geleceksağlayabilecek güç ve dinamiğe sahip olmadığını peşinen görmektedir. Geniş halk kitleleri umutsuzluğun ivmesi ile kaosu yaşamaktadır."
Bir tür acı itiraf denebilecek değerlendirmelerin ardından halkın kaderci yapısının patlamaları engellediği anlatılıyor: Onca kötü ve adaletsiz eğitime karşın; Türk insanı kendisini içinde bulunduğu koşullara direnç gösterebilecek bir biçimde eğitebilmiştir. Bu nedenle —dış güçlerin onca emperyalist çabalarına karşın— Türkiye Cumhuriyeti'nde geniş halk kitlelerine dayalı sosyal ve siyasal patlamalar bir türlü gerçekleştirilememiştir. Türk toplumu hangi görüş ve inanca sahip olursa olsun, —tarihsel birikim sonucu— bilmektedir ki; ülke ayakta kalamadığında, birey olarak kendisi de var olamayacaktır. Bu nedenle bir yandan varlığının devamını sağlamak, diğer yandan "zulüm rejimi" olarak tanımlar hale geldiği mevcut düzeni değiştirmenin yollarını aramaktadır.
Bu sosyolojik saptamalardan sonra "Ergenekon"un kontrolünde, sivil usur olarak çalışması planlanan Kemalist/sivil "Lobi"den sözediliyor ve lobinin yapacağı çok yönlü yararlı faaliyetlerle yeniden dirilişe geçileceği savunuluyor. Aksi halde emperyalist güçler, özellikle orta ve genç kuşağın içinde bulunduğu arayış ve kaos ortamında, Türkiye'nin geleceğini büyük bir rahatlıkla kendi çıkarları doğrultusunda biçimlendirebileceği tehtidi savruluyor.
Tezlerini güçlendirmek için raporda bazı legal/sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına değiniliyor. Örneğin: Federal Alman Friedrich Eber Stiftung Vakfı ile Konrad Adenauer Vakfı'nın çalışmalarından yalnızca birkaçına bakılacak olduğunda, "Türk Gençliği 98— Suskun Kitle Büyüteç Altında", "Avrupa Birliği'nin Akdeniz Politikası ve Türkiye", "Enformel Sektör ve Sosyal Güvenlik: Sorunlar ve Perspektifler", "Türkiye'de Sendikacılık Hareketleri" ve "Türk Medya Sektöründe Yoğunlaşma Hareketleri ve Beklenen Etkileri" gibi çeşitli araştırma raporları hazırladıkları görülüyor. "Bu çalışmaların pek çok benzerlerinin Avrupa ve ABD'nin sivil unsurları tarafından gerçekleştiriliyor oluşu; Türk sivil toplum örgütleri içinde etnik, fundamentalist, kültürel, siyasal ve ekonomik faaliyetlerde belirleyen faktör olarak etkin ve yoğun bir biçimde yer alabilmeleri ise; küçümsenecek bir unsur olamaz" deniliyor.Sivil unsurlarla temasa geçilecek Mevcut rejimin, "Harp Akademileri"nden yetişen, yalnızca silahlı kuvvetler mensuplarının savunduğu ve dayatmaları ile ayakta tutmaya çalıştıkları bir rejim ve "izm" olarak gösterilmeye devam edileceğine dikkat çekilen rapora göre insanlarının "köşe dönücülüğe" koşullandırılarak, paraya ve çıkarlara endekslenmiş, tüm manevi değerleri yıpratılarak dejenere edilmiş bireylerden oluşan bir topluma dönüştürülen kitleleri, sivil unsurların etkinlikleri birleştirecek, özüne sarılması gereğini motive edecek, moral ve umut kaynağı olacaktır.
Bu faaliyetlerin sonucunda işbirlikçilerin de dize gelebileceği düşüncesine hakimler. Bu sayede Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı sivil toplum örgütleri, önlerinde ilk kez bir sivil kontra hareketin direncini bulacaktır. Karşılaşacakları bu sivil direnç, etkinliklerini sıfır noktasına çekecektir. Yetişkin ve yetişmekte olan gençlik, özüne uygun platformlarda kendisini ifade edebilecektir. Lobi'nin faaliyetleri, siyasi otorite grupları ile dış kaynaklı, işbirlikçi, sözde sivil toplum örgütlerinin bölücü ve yıkıcı girişimleri etkisiz kılınacaktır. Lobi'nin kontra direnci ile karşılaşan siyasi otorite grupları, doğal olarak Kemalist sivil "Lobi" ile işbirliğine yönelme zorunluluğu duyacaklardır. (Örneğin: benzer dış güç odakları arasında yer alan Mason locası ve Bilderberg grubu ile iş birlikçiliğe yönelinmesi gibi) Aksi halde halklabütünleşmeleri mümkün olmayacaktır. Mevcut Medya yapılanması ise; Kemalist sivil "Lobi"nin faaliyetleri karşısında, çıkarlar adına, halkı siyasi otorite gruplarına yönlendirmeyi ve bütünleştirmeyi başaramayacaklardır.
Lobi'nin amacı
Ergenekon, 20. yüzyılın son dönemlerinde giderek sayıları artan, çalışmaları yoğunlaşarak geniş halk kitlelerini hedef alan ve Türk sivil toplum örgütleri ile bütünleşerek, siyasi otorite grupları üzerinde etkin baskı unsuru haline dönüşen yabancı ülkelerin sözde sivil toplum örgütleri, gerçekte siyasi ve emperyalist ideolojik çalışmaların örtüsü olarak kabul ediyor.
Yabancı ülkelerin Türkiye'de faaliyet gösteren Sivil Toplum Örgütlerinin amacı:
Türkiye Cumhuriyeti'ni etnik/fundamentalist/siyasal/ekonomik faktörlerinden yararlanarak; bölerek yıkmayı, başarılamaz ise de çıkarlara yönelik yönlendirmelerle bir anlamda yönetebilmeyi hedef aldığının belirtildiği raporda, ilk adımlarının kültürel ilişkiler düzeyinde atıldığı söz konusu kuruluşların bugün ulaştığı nokta, mevcut rejimi tümüyle kontrol altına alma aşamasına eriştiği gibi; ülkenin bölünmenin eşiğine getirilebilmiş olmasıyla da ne denli büyük sakıncalar yaratılabileceklerinin son 15 yılda yaşanılan olaylar ile ortaya çıktığına işaret ediliyor;
"Her birinin ardında görünen sözde vakıf kuruluşlarının finanse ettiği söz konusu sivil toplum örgütleri, bilindiği üzere, gerçekte ait oldukları ülkelerin hazine kasalarından karşılanan milyarlarca dolarla finanse edilmektedirler. Atacakları her adım ise; yine ait oldukları ülkelerin gizli istihbarat örgütlerinin son derece deneyimli araştırmacı teorisyenlerince planlanmaktadır. Türkiye'de faaliyet göstermekte olan yabancı sivil toplum örgütleri, kültürel, ekonomik, bilimsel ve siyasal olmak üzere her alanda her türden argümandan yararlanmaktadır. Yabancı sivil toplum örgütleri, Türk halkının demokratik haklarını kullanabilmek amacıyla kurdukları, sözde sivil toplum örgütleri, dernekler, vakıflar, medya ve benzer faaliyetlerini de finanse ederek, kendilerine yerli işbirlikçiler oluşturmaktadırlar."
28 Şubat Ergenekon eseri
Rapor, "Milletlerarası pek çok anlaşmalar ve ait oldukları ülkelerin resmi misyonlarının koruma şemsiyesi altında rahatlıkla ve örtülü olarak "istihbarat", "provokasyon" ve "yıkıcı/bölücü faaliyetler" yürütebilen bu kurumların çeşitli alanlarda kendi ülke çıkarlarına uygun biçimde düzenledikleri raporlar, Türkiye'nin uluslararası platformlarda atacağı her adımın belirleyici etkeni haline gelmiştir" cümlesine yer verdikten sonra şöyle devam ediyor: "Siyasi otorite grupları, salt oy kaygısı ile —tarihsel süreç içinde— "tarikat liderleri" ile işbirliğine yönelmişlerdir. Cumhuriyet yasalarıyla men edilmiş olmasına karşın; dergâhların faaliyetlerine göz yummuşlardır. Çıkara dayalı bu sorumsuz tutum sonucunda ise; rejim karşıtı fundamentalist görüş iktidar olabilmiştir. Bu iktidara son veren koşulların oluşturulabilmesi için, büyük ve olağanüstü bir karşı çaba gereği doğmuş ve sonucunda dış ülke otoriteleri ile yerli işbirlikçilerinin tarih önünde "sivil darbe tezgâhı", "Türk Silahlı Kuvvetleri dayatması" olarak tanımlama cüretini gösterebildikleri 28 Şubat süreci yaşanmıştır.
Mafya siyasete hakim
Raporda, siyasi otorite gruplarının çıkarları adına MAFYA grupları oluşturduğu ve bu yolla pek çok devlet ihalesi, bankalar, stratejik öneme sahip enerji üretim tesislerinin yanı sıra; çeşitli üretim birimlerini adeta "ele geçirme" operasyonları sonrasında yandaş kartellerin eline geçtiği iddia edilerek, uyuşturucu, silah ve kumarın, her dönemde ve her grup tarafından finans kaynağı olarak kullanıldığına dikkat çekiliyor.
"Kamuoyunu etkileyen, yönlendiren ve biçimlendiren medya organları, ülke çıkarlarını hiçe sayarak, salt kendi çıkarlarına uygun hareket eden mekanizmalar haline
getirilmiştir. Direnenlerin ise; önüne çeşitli setler çekilerek ayakta kalıp varlıklarını sürdürmeleri olanaksız kılınmıştır. Türkiye'de 1995 yılından 1999 yılına değin oldukça kısa bir süreçte, küçük ama bağımsız tek bir yayınevi kalmamıştır. Çünkü medya kartelleri ile banka sektörü kitap yayıncılığına —üstelik kâr oranı çok düşük olmasına karşın— yönelmiş, her türlü düşünce üretimine bu yolla çok kolayca, zahmetsizce ve topluma hissettirilmeksizin sözde kültür hizmeti gerçekleştirilerek son verilmiştir."Kemalist yazar yetişmiyor!
Raporun ilginç analizlerinden birisi de kuşak değişimi ile ilgili değerlendirmede karşımıza çıkıyor. 1950—1960 doğumluların ardından gelen kuşaklar arasında varlığından söz edilebilecek tek bir yazar yetişmemiş olması, faaliyetlerin ne denli sindirici, yok edici ve zararlı olduğunun en belirgin kanıtı olduğu belirtiliyor.
Finans kaynakları kurutulacak!
Türk sivil toplum örgütlerinin finans kaynaklarının, yabancı ortaklı karteller ve dış ülkelerin vakıf veya sivil toplum kuruluşları olduğu, derneklerden başlayarak vakıf ve sivil hareket örgütleniş biçimlerinin her aşamasında ülke dışı kaynaklarca finanse edildiği iddia edilen raporda, programlanan kamu örgütlenişinin, ulusal çıkarlara uygun olmasının beklenemeyeceği, "Lobi"nin göstereceği faaliyetler ile yukarıda işaret edilen alanlarda çok daha kolay ve sağlıklı istihbarat toplayabileceği ve değerlendirme ile analizini gerçekleştirebileceği, kontra senaryolar üretilip, etkinlikler tasarlayarak uygulamaya koyulacağı, kamuoyunun Kemalist ideolojiye ve ulusal çıkarlara uygun sivil hareketi sahiplenerek katılımını sağlayabilecekleri anlatılıyor.
Gençler örgütleniyor
Bir çok kişinin Siyaset Meydanı ve Ateş Hattı programında Çağdaş, İlerici derneklere gidip gelen 1930'lu yıllardaki ideolojileri savunan gençlerin nerede yetiştiğini merakettiklerini biliyorum. Raporun bu bölümü konuyu yeterince aydınlatacak doneleri veriyor: "Lobi, geniş halk kitlelerine yönelik çalışmalarında özellikle gençlerinKemalist ideoloji ve ülke çıkarları doğrultusunda yeniden örgütlenmelerini sağlamayı tasarlamaktadır. Dış ülke istihbarat örgütlerinin uzantıları olan kuruluşların,finans ve kontrolünde etkinlikler sergileyen, mevcut sivil toplum örgütlerinin ulusal çıkarlara aykırı faaliyetlerini sağlıklı biçimde belirleyerek bu faaliyetlerin kamuoyunu etkilemesinin önüne geçilmesini sağlamak için; gerekli önlemleri alıp kontra teori ve senaryolar üreterek uygulama alanları yaratılması ve yaşama geçirilmesini sağlayacaktır. Bir merkezde toplanacak olan bilgiler ışığında analiz ve değerlendirme yapacak, teori ve senaryolar üreterek, iletişim ve propaganda yoluyla ulusal çıkarlara aykırılıklar karşısında sivil direnç odakları oluşturacaktır."
Engenekon holdingleşmek istiyor
Ergenekon, Lobi yapılanması ve tüm faaliyetleri mevcut hukuk platformu ile çerçevelemek istiyor. Örgütlenme, yapılanma ve faaliyetlerinde legal sınırlar içindekalarak böylece temiz toplumun özlemi içindeki kamuoyunun, özlemini duyduğu, kendi yapısına uygun sivil toplum örgütlerine kavuşmuş olacağı düşünülüyor. Lobi'nin her girişimi kendi içinde oluşturulan hukuk birimi tarafından yasal koşullara uyumlu hale getiriliyor.
Lobi'nin Kemalist ideolojiye bağlılığı ve bağımsızlığı, kendi içinde uygulamaya koyacağı ticari faaliyetler ile sağlanacak. Lobi, çeşitli alanlarda kuracağı ticari şirketlerin faaliyetleriyle giderlerini karşılayacak, projelerini uygulama olanağına kavuşacak ve mevcut rejim karşıtı yapılanmaların oluşturduğu ekonomik güçlerin faaliyet gösterdikleri alanlarda rekabete yönelerek, ülke ekonomisinin rejim karşıtı güçlerin denetim ve kontrolüne geçirilmesi çabalarına engel olacak.
Lobi, tasarım, girişim ve uygulamalarında toplumun temiz toplum özlemi arayışına örnek sivil toplum örgütlenmelerinin oluşturulmasında önderlik edecek. Girişimlerinin mevcut anayasal düzenin kurallarına uygunluğu ilkesi ön planda tutulacak. Sivil toplum örgütlerinin ulusal çıkarlara uygun tepkisel eylemlerde bulunması sağlanacak ve kitlesel tepkiler organize edilerek kontrolde tutulması sağlanacak. İşlev ve misyonunu tamamlamış çeşitli işçi sendikalarının, sivil toplum örgütlerinden etkilenmeleri sağlanarak, mevcut sendikaların tepkisel ve kitlesel eylemlerinin endirekt metodlarla yönlendirilmesi sağlanacak.
Lobi, prensip olarak hiçbir zaman doğrudan doğruya toplumsal eylemler içinde yer almamaya titizlikle riayet etmek istiyor. Oluşturacağı sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve eylemler düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalmaya çalışıyor. Aynı şekilde ticari ve kültürel faaliyetlerde de doğrudan doğruya girişim ve etkinlikler içinde yer almayıp, tüm faaliyet alanlarında organizasyon çatısı altında oluşturduğu kuruluş ve örgütleri amaçları doğrultusundaharekete geçiren bir mekanizma olarak kalmaya özen göstermeyi planlıyor.Ekonomi ön planda
Ergenekon'un yeni yapılanmasında ekonomik faaliyetlere verilen önem hemen dikkat çekiyor. Günümüz dünyasında tüm güçler ekonomik güçten kaynaklanan hareket ve yaptırım gücü elde edebilmektedir. Bu nedenle amaçlanan girişimlerin uygulanabilmesi ve sonuca ulaşılabilmesi için, ekonomik faaliyetler ön planda tutulmalıdır.Lobinin amaçlarından saptırılmaması için, ekonomik olarak güçlü olabilmesi esastır. Faaliyete geçirilmesi planlanan Lobi, öncelikle ticari şirketler aracılığı ile ekonomik güç kazanmalı, ardından kuracağı vakıf ile de ekonomik gücünü artırma çalışmalarına yönelmelidir. Bilginin para kaynağına dönüşebilirliği gözden kaçırılmamalı, mevcut istihbarat birikimlerinden ekonomik güç elde edebilmek için yararlanılmalıdır.
Vakıfları vakıflarla durdur!
Mevcut pek çok sivil toplum örgütü ile çeşitli alanlarda faaliyet gösteren pek çok vakıf bulunmakta. Ergenekon, bunların finans kaynakları ve amaçlarını saptayıp kontrafaaliyetler ile önlerinde güçlü dirençler oluşturmayı tasarlıyor. Mevcut sendikaların yönetim kadrolarının ilişkiler ağı yeniden gözden geçirilerek, siyasi ve ekonomik güç odaklarıyla ilintileri ele alınacak, tabanları bu ilişkiler hakkında bilgilendirilerek, işçi kitleleri üzerindeki etkinlikleri kırılıp güçleri zayıflatılacak.
Ergenekon'a göre ülke ekonomisini elinde tutan ve kişisel çıkarları adına ulusal çıkarları hiçe sayabilen, çok uluslu şirketler ile ortakları olan güçlü holdinglerin faaliyetleri kontrol altına alınmalıdır. Bu türden holdinglerin faaliyet ve planlamaları hakkında istihbarat sağlanmalı, engelleyici kontra önlemler üretilmeli ve uygulamaya konulmalıdır. Gereğinde bu holdinglerin ihtiyaçlarına cevap verecek ticari şirketler kurularak, müşterek ilişkiler geliştirilmeli ve işbirliği içinde olunmalıdır. İnsan kaynaklarına dayalı ticari bir danışmanlık ve hizmet şirketi kurularak, güçlü ticari kuruluşlarda kadrolaşma sağlanabilmelidir. Yine aynı amaçla bir güvenlik şirketi kurularak, işadamlarının güvenliği sağlanabilmeli ve böylece her alanda kadrolaşma gerçekleştirilebilmelidir. Mafya grupları tümüyle yeniden gözden geçirilmeli, deneyimli mevcut grupların karşısında yeni ve güçlü bir grup oluşturularak, denetim ve kontrol altına alınmaları sağlanmalıdır. Lobi, çalışmalarında medya kuruluşları ile doğrudan temasta bulunmamaya azami özen göstermelidir. Daha çok organizasyonun şemsiyesi altında yer alacak sivil toplum örgütleri ile vakıfların faaliyetleri doğrultusunda bağlantı kurdurulması sağlanmalıdır.
Ergenekon'un Lobi çalışmasının etraflıca anlatıldığı raporda altı çizilen bir konu da Lobi'nin prensip olarak hiçbir girişim ve eylemin içinde yer almaması ve tümüyle yasal düzenleme içinde hareket etmesi, toplumsal prensiplere saygılı olması, örnek bir sivil toplum kuruluşu olarak, siyasetten tümüyle uzak bir yapı olarak faaliyet göstermesi.
Emir ve tensiplerinize...
Raporun sonuç ve önerilerin yer aldığı son kısmında ilginç bir hitap tarzı dikkat çekiyor: 'Emir ve tensiplerinize sunulan bu çalışma' dendikten sonra rapora masonik Bilderberg örgütü, Alman Nazi örgütlenmesi, İngiliz İstihbaratının örtülü örgütlenme modelleri ve bazı Avrupa ülkelerinin sivil toplum örgütlenişleri ile Doğu kaynaklı bazı istihbarat ve siyasal örgütlenmelerinin kaynaklık ettiği kaydediliyor
Türkiye'nin Efendileri'nin durmayacağını, dahada ileri gitmek istediğini raporun şu son cümlesi çok net ortaya koyuyor: "Geleceğin dünyasında "sanal ortam" büyük önem ifade edecek olmakla birlikte, katı gerçekler belirleyici ve sonuçlandırıcı unsurlar olmaya devam edecektir.
Ergenekon'un Lobi adını verdiğimiz örgütsel organizasyonun faaliyetlerine önümüzdeki zaman dilimi içinde çok daha fazla gereksinimi olacağı görüşünde haddimizin sınırlarını zorlayan ısrarcılıktaki ifade ve işaretlerimizin amacı, konunun öneminden kaynaklanmaktadır."
ORGANİZASYON PLANI
9 departmandan oluşan Lobi'nin organizasyon planı, aşağıdaki birimlerden oluşmaktadır: Departmanlar, Ergenekon tarafından örgütün merkez üyeliğine atanmış güvenilir yöneticiye doğrudan bağlı olarak yönetilecek. Beş sivil yönetici personelin Ergenekon ile teması ise; atanmış ve güvenilir iki sivil personel ile sağlanacaktır. Departman başkanları merkezdeki beş yönetici tarafından seçilecek ve yönlendirilecektir.
1. MERKEZ
Lobi'nin merkezden görev alması için, Ergenekon tarafından atanmış güvenilir beş sivil yönetici bulunacaktır. Yönetici personelin görevi elde edilen veriler ışığında organizasyonu gizlilik prensiplerine sadık kalarak sağlıklı biçimde yönetmek olduğu kadar, her alanda gelişim ve tekniğini de artırmaktadır. Bunun yanısıra, birimlerin oluşturulması ve birimlerin sağlıklı, düzenli ve etkin biçimde işleyişini sağlamaktır.
2. ARAŞTIRMA VE BİLGİ TOPLAMA
Araştırma ve Bilgi Toplama Departmanı, merkez üyelerince seçilmiş bir başkan ve on kişilik bir yardımcı kadrodan oluşmaktadır. Lobi'nin amaçları doğrultusunda istihbarat verileri toplamak, arşivlemek ve merkeze sunmaktır.

3. ANALİZ VE DEĞERLENDİRME
Analiz ve Değerlendirme Departmanı, bir başkan ve beş kişilik yardımcı bir kadrodan oluşmaktadır. Elde edilen istihbarat verilerinin analiz raporlarının hazırlanması çalışmalarını yürütmekle sorumludur.
4. FİNANS VE TİCARET
Finans ve Ticaret Departmanı, bir başkan ve altı kişilik yardımcı personelden oluşmaktadır. Ticari koşulları yakından izlemek, ticari faaliyet ve yardım alanlarının belirlenmesi çalışmalarının yürütülmesinden sorumludur. Ayrıca, ülkenin içinde bulunduğu ticari ve ekonomik koşulların belirlenmesi çalışmalarını yürütür. Bu birimin başkanı örgütün ticari şirketlerinin kuruluş, organizasyon ve denetimini kontrol eder.
5. KÜLTÜR VE BİLİM
Kültür ve Bilim Departmanı, bir başkan ve altı yardımcı personelden oluşmaktadır. Bilimsel ve kültürel gelişmeleri yakından izlemek ve yararlanılabilecek alanların tespiti çalışmalarını gerçekleştirir. Kültürel ve bilimsel faaliyetlerde bulunarak kamuoyunu ulusal çıkarlar doğrultusunda aydınlatıp yönlendirme çalışmalarını yürütür. Ülke çıkarlarına aykırı kültürel faaliyetleri tespit eder ve karşı argüman üreterek kamuoyunu ve sivil toplum kuruluşlarını karşı bilinçlendirme ile gereğinde karşı eylemlere yöneltir. 6. TEORİ VE SENARYO
Teori ve Senaryo Departmanı, bir başkan ve beş senaristten oluşmaktadır. Bu departmanın görevi, ihtiyaç duyulması halinde elde edilen analiz raporlarından yararlanarak kontra teori ve senaryolar üretmektir. Ulusal çıkarlara aykırı teori ve senaryoların çürütülmesinde belirleyici rol oynar. Uygulamaya konulması düşünülen senaryoların sağlıklı sonuçlara ulaşmasını sağlamak amacı ile, karşılaşılacak kontra senaryoları belirleyerek önlem alınmasını sağlar.Kültürel, bilimsel senaryo kurguları ile kamuoyunun ajite edilmesinin önüne geçecek argümanlar üretir. Medya kuruluşlarını yönlendirme çalışmalarına katkıda bulunur.
Şeklinde biten yazı olrduğu, şüpheli bu yazıdan haberinin olmadığını beyan etmiştir.
Ayrıca şüphelinin bilgisayarından,
MESUT YILMAZ İÇİŞLERİ BAKANLIĞI´NDAKİ GİZLİ GÜCÜNÜ KULLANDI MI?...KOMPLO İÇİNDE KOMPLO!
14 Mayıs 2002 tarihinde Milliyet gazetesinde Tuncay Özkan imzasıyla yeralan “komplo” başlıklı haberle Türk kamuoyunun gündemine gelen Abdurrahman Yakupreisoğlu'nun 1999 yılında yaşadığı bir dizi gelişme sonucunda ciddi bir "polis travması" geçirdiği belirlendi. İnternet yayıncılığı yapan, DigiMedya'ya Yakupreisoğlu ile ilgili bilgi veren çok özel kaynaklar, 1999 yılında yaşanılanlara ilişkin şunları anlattılar: "Abdurrahman Yakupreisoğlu, esasen işletme mezunu, diğer kardeşleri yasal işlerle uğraşan güçlü bir aileye mensup, yaklaşık 20 yıl mali müşavirlik yapmış bir insandır... Tutuklanması, Trabzon limanında yapılan bir hayali ihracat olayı nedeniyledir... Bu tutuklama sonrasında, o dönem bazı yetkililere toplam 100 bin Dolar vererek kurtulmayı denemiştir... Bu olayla ilgili soruşturmalar sürerken, 1999 yılının mayıs ayında, Acıbademde'deki yazıhanesine kendilerinin polis olduğunu belirten üç kişi gelmiş, Trabzon'da vermiş olduğu 100 bin dolara ek olarak 50 bin dolar daha vermesi gerektiğini söylemişlerdir... Yakupreisoğlu, bu isteğe karşı çıkınca, bu üç kişi tarafından feci şekilde dövülmüştür... Dövdükleri şahsın öldüğünü sanan bu kişiler, Yakupreisoğlu'nu, üçüncü kattaki yazıhanesinden aşağıya atmışlardır... Fakat Abdurrahman Yakupreisoğlu kaldırıldığı hastanede kurtarılmış, her yeri kırıldığı için bir çok kemiğine platin takılmış, aynı yıl Bayrampaşa Cezaevi'ne konulmasına karşın, cezaevi yaşamı, sürekli kanayan yaraları nedeniyle Bayrampaşa Cezaevi Reviri'nde geçmiştir... Olaya adı karışan üç polis, aynı dönemde yargılanmış, sahte kimlik ve irtikap suçlarından mahküm olmuşlardır..." Abdurrahman Yakupreisoğlu'nun mali müşavirlik döneminde düzenlediği evraklar nedeniyle, pek çok büyük sermaye grubunun hayali ihracat vakalarını çok iyi bildiğini, bu nedenle, İzmir'de vermiş olduğu ifadelerin çok önemle dikkate alınması gerektiğini de belirten kaynaklar, " Yakupreisoğlu'da, 1999 yılında yaşadığı ve pek çok polisin adının karıştığı olaylar
nedeniyle büyük bir polis korkusu vardır... Bir çeşit travma yaşamaktadır... Bu nedenle, polise alındığı anda, ne denirse onu imzalar, herşeyi, sadece polisin elinden kurtulabilmek için kabul eder... Bu nedenle, İzmir'de verdiği ifadeleri, İstanbul'da küçük bir baskı sonucunda reddetmesi çok normaldir...Fakat STAR yazarına ulaştırdığı mektup poliste verdiği ifadeden çok daha önemlidir..."dediler.
Avrupa Birliği'nin Ankara Temsilcisi Karen Fogg'un gizli e-mail yazışmalarını ortaya çıkararak kamuoyunda fırtınalar yaratan, İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek'in kontrolündeki AYDINLIK dergisi, Mesut-Turgut Yılmaz kardeşlerin adının karıştığı bir skandalın giderek bir "hükümet komplosuna" dönüştüğünü ileri sürdü. Milliyet gazetesinin 14 Mayıs 2002 tarihinde, Tuncay Özkan imzalı KOMPLO manşetiyle çıktığını hatırlatan dergi, "Balina Operasyonu sanıklarından Abdurrahman Yakupreisoğlu, 16 ay önce İzmir'dei verdiği ifadede, Mesut-Turgut Yılmaz aleyhine konuşması için zorlanmıştı. "Zorla" verdiği "ek ifade" deavletin kurumlarından gizlenmişti! Aynı gün, Kanal D'de Yakupreisoğlu'nun sorgu kaseti yayınlandı. Ertesi gün kampanyaya SABAH Gazetesi de katıldı" denildi. Yılmaz'ın iddiası ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın, Milliyet'te haberin yayınlandığı gün jandarma, polis ve savcıları suçlamasına da dikkat çeken dergi, bu gelişmelerin öncesini şöyle aktardı: "26 Nisan 2002 tarihinde yapılan son MGK toplantısına, "çıkar amaçlı suç örgütleri ve organize suçlarla" ilgili kapsamlı bir dosya sunuldu. Cumhuriyet tarihinin en büyük hayali ihracat operasyonu olan Örümcek Ağı'yla ortaya çıkarılan gerçekler de dosyada yer aldı. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 16 Mayıs'ta partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında, "Örümcek Ağı soruşturmasıyla ortaya çıkarılan Maliye müfettişleri ve Hesap Uzmanları'nın incelemeleriyle kanıtlanan, Turgut Yılmaz'ın hayali ihracatı 26 Nisan 2002 günü yapılan Milli Güvenlik Kurulu'nda görüşüldü" dedi. Perinçek, Turgut Yılmaz'ın, GSD adlı şirketi hakkında dört yönlü; gümrük, kambiyo, kara para ve vergi mevzuatı açısından soruşturma başlatıldığını, "KOMPLO" tezgahının bunun üzerine yapıldığını açıkladı" dedi. "Komplo başlıyor" AYDINLIK, bu gelişme üzerine, nisan ayında, Mesut Yılmaz'ın bazı üst düzey emniyet yetkilileriyle konuşarak, yeni bir "komplo"nun başladığını savundu: " 28 Nisan'da Balina Operasyonu sanıklarından Abdurrahman Yakupreisoğlu, İstanbul Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan tarafından gözaltına alındı. (...) Saçan'ın yaptığı yeni sorgulamanın amacı, bu ifadeleri değiştirmekti. İstanbul emniyetinde sorguyu bizzat yapan Adil Serdar Saçan, Yakupreisoğlu'nun daha sonra çıkarıldığı DGM'de belirttiğine göre, yalan ifade düzenledi ve imzalattı." Adil Serdar Saçan'ın, baskıyla aldığı ifadeyi Milliyet ve Kanal D'ye verdiğini de savunan dergi, böylece ortada olan bir suçun ört-bas edilmesi operasyonuna bazı basın-yayın organlarının da karıştırıldığını ileri sürdü. Doğu Perinçek, "Adil Serdar Saçan, Kanal D'ye verdiği sorgu kasetini DGM'ye vermemişti. Böylece Saçan'ın polis memuru olmaktan önce, Yılmazlar'ın memuru olduğu bir kez daha kanıtlandı" diyordu. Dergi, Yakupreisoğlu'nun, STAR Gazetesi yazarı Saygı Öztürk'e gönderdiği mektupta, İstanbul Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'ın "ölüm t ehditiyle kendisinden ifade aldığını" belirtti.
Şüpheli Erol MÜTERCİMLER’ in İlimiz Kadıköy İlçesi Göztepe Mahallesi Server İskit Sokak No:2/18 sayılı adresinden elde edilen, 81 numara ile numarandırılan disketin yapılan incelemesinde;
“senaryo.doc” isimli dosya içeriğinde
1-Derin Devlet yapısı
2- Kahraman....TV programcısı....Yakup Cemil (teşkilatı mahsusa)
3- Sevgilisi medya grubunda çalışan gazeteci kız, Banu. Babası emekli albay Mitçi, emekli olurken öldürülecek. Albay Talat bu örgüte üye... Örgüt uykuda...uyandırılması gerekiyor, büyük tehlike var. BOP, PKK- Kürdistan-Ermeni (11, 13 veya 17 kişi, numeraloji, düşün)
4-Bu örgüt üyeleri uykudayken babadan oğula devrediliyor. Uyandıran oğullar olacak, aktifleşmek için dışardan üyeler alınacak. Aynı zamanda faaliyetler için finans bulunması tartışmaya açılıyor, finans gizlenmiş, dizini ortalarına doğru ekrandaki olaylardan hissedecek (finans kaynakları bir kısmı örtülü ödenekten, bir kısmı devlet ihalelerinden komisyon, altın olarak olarak depolanmış, özel bankalar kurdurtulacak ve boşaltılacak. Örgütün eski yıllara ait toplantılarında görüntüler. 1955, 6-7 Eylül olayları, örgüt toplantılarında alınan kararlar birisi,
5- Banu babası öldürülünce örgüte girmek istiyor. Banu iki kardeşten birisidir, erkek olan üsteğmenken PKK tarafından öldürülüyor. Öteki erkek coçuk Amerika’da Bill Gates şirketinde bilgisayar mühendisi olarak çalışıyor, aynı zamanda hacker, babası öldürülene kadar Türkiyeyi aşağılayan, halkı ile alay eden, babası ile çatısıp küsmüş olan bir karakterdir.
6-Banu araştırıp önüne koysun. Gazeteci çocuk önce haberdar olmayacak, bir süre sonra haberdar olacak. Banu babasının öldürüldüğü trafik ışıklarında garip bir adam görüyor, aynı adamı evdeki çay götürmesi sırasında evinde görüyor. Toplantılarda o adam da var. Evdeki toplantılarda üstteğmen bulunuyor. Çayları üstteğmen alıyor, içeri sokmuyor. Banunun kaşkollu adam dikkatini çeker. Bu adam babasının öldürüldüğü yerdeki adamdır. Yurtdışı gizli örgütleri tarafından satın alınmıştır.
7- Banu kaşkollu adamı Yakup Cemile anlatır. Ancak evdeki toplantı konusunda yalan söyler. Buna karşın görmüş olduğu sembolü YC’ye tarif eder. YC de gizli örgütlerle ilgili araştırma yapıyor. Evde sembomler kitabı vardır. Atkıdaki bu sembolü Banu ile araştırırlar. YC Banunun ısrarı üzerine bu sembolü kitaptan araştırır ama onu komplo teorisyeni olmakla suçlar.
8- Ölen üsteğmen Kemal’in bir defterini mayına basıp sakat kalmış olan ve ordudan emekli edilen sınıf arkadaşı Murat getirir. Banu defteri karıştırıken yine farklı sembollere ve anlatım tarzına rastlar. Bir kaç sayfa sonra, babasıyla kardeşinin ait oldukları örgütü ordan öğrenir. Ancak ne yapacağını şaşırır. YC’ye bundan söz etmeme kararı alır. Ama bir yandan da babasının kim tarafından öldürüldüğünü merak eder. Annesi Banu 28 yaşında annesi o 15 yaşındayken ölmüş.
9- Banu Kemalle konuşup onun ne bilip bilmediğini sorgular. Öğrenebildiği tek şey, Kemalin kısa bir süre sonra Muratı çok özel bir toplantıya davet edeceğini ve kutsal bir amaç için bir örgüte gireceğini söylemesidir. Banu ile Murat bu konuda konuşmamak için birbilerine söz verirler.
10- Yan öykü: Muratın sakat kalışı, iş arama serüveni başka çarpıcı olaylar yaşanışı anlatılacak. Harp Okuluna girdiğinde sözlüsünden ayrılmış olacak. Doğuda görevdeyken bir eşraf kızıyla evlensin. Kız Akdeniz Hummasıdır, ancak bu Murata söylenmemiştir. Gerdek gecesi problem yaşanır, sonra boşanırlar. Murat İstanbula dönünce ağır depresyon geçirir, ailevi sorunları olur. Bu sırada daha önce ayrılmış olduğu sözlüsü psikiyatr olmuştur. Muratı arar konuşurlar ama ancak biraraya gelmezler. Murat bir iki iş arama denemesi başarısızlıkla sonuçlanır. Ama son başvurduğu hızlı taşımacüılık yapan şirketin insan kaynakları müdürü, asteğmen kardeşini güneydoğuda kaybetmiş bir genç kadındır. 7 yabancı dili (4 Türk lehçesi bilen) mükemmel konuşan Murat’a iş bulur.
11-Banu’nun ABD’deki kardeşi Levent babalarının gömüldüğü akşam ablasıyla hem babasıyla olan ilişkisi hem de ülke sorunlarına bakışlarındaki farklılık nedeniyle çok ağır bir tartışmaya girerler. Banu babasının etkisiyle çok açık biçimde yurtsever yanı ağır basan klasik ulusalcı diyaloglara sahiptir (ara verilecek). Levent ise bunların modası geçmiş, konuşmalar olduğunu küreselleşme, YDD çizgisinde jargon kullanan diyalogları olacak. Vahşi kapitalizmi savunacak. Babaları 13 Eylül 2003’te (numeralojik tarih koy, örgüte mesaj olan bir tarih koy) öldürülsün. Tartışmalar 15 Eylül 2003 akşamı oluyor. Bu sırada kafası karışık Amerikada olan olaylar sonucunda 11 Eylül saldırısının Amerikan derin devleti tarafından yapıldığını duyuyor ama üzerinde durmuyor, işleri kötü gitsin, Amerikalı Jane ile evliliği de kötü gitsin. Hackerlık yapmak hobisi, geceleri hackerlık yaparken, FBI veya Pentagon dosyalarına giriyor ve Aynanın Arkası Şubat 2005’te gösterilen Pentagon fotoğraflar görüyor. Kafası dalgalı, ABD’de işler kötü, Evlilik kötü (karısı boynuzlatıyor, o kültüre ait soğuma vurguları, doğu Batı çelişkileri, İslam ve Türk olarak Amerika’da yaşaması zorlaşsın, bu da 11 Eylül’le bağlantılı, 11 Eylüle olan ilgisiniğ arttırıyor). Şubat 2005’te Türkiye’ye geliyor, Banu YC ve Levent Habertürk izlerken, birden karşılarında 11 Eylül görüntüleri beliriyor. Gizli dosyalarda görünen görüntüleri merak ediyor, araştırıyor, programa ulaşıyor. Bu olayla Şubat 2005’ten sonra Türkiye’ye dönmeye karar veriyor ve Levent geliyor. Banu ile ilişkileri düzeliyor. Ergenekon örgütünün lideri Genelkurmay istihbaratından emekli Korgeneral Turan bey (Turk Silikon Vadisi şirketinin yönetim kurulu başkanı) Leventle La Bohemi (şirketin sponsorluğunda) izlemeye gitsin, Banu aracılığı ile bilet ulaştırıyor. İş teklifi yapacak. Asıl niyet Ergenekona almak. La Bohemden çıkınca bir bara gitsinler, Leventin dünyaya bakışıyla ilgili sorguluyorlar. Kazanılabilir olduğunu görüyorlar. Leventin kafası halen karışık, çelişkide.
12- YC TV programcısı 35 yaşında ve yapmış olduğu bir programdan dolayı ödül kazanmıştır. Ödül töreninin yapıldığı akşam albay Talatın da emeklilik törenin yapıldığı akşamdır. Bu nedenle Banu babasının törenindedir. 13 Şubat 2003 saat 18:00’de Suadiye’de hayal meyal seçebildiği atkılı adam ve cinayet. Çapraz ateş 2 kişi. YC bu törende çok etkilenir. ‘Bundan sonraki meslek yaşantımda, toplumu ilgilendiren sorunları araştırıp, ekrana getirmeye söz veriyorum’.
13-YC karakterinin avantaji şudur: haftada bir program yapan bir televizyoncu olmuş olması nedeniyle, Türkiye ve dünya olaylarını hem arşivlerde araştırıp, hem de günümüzde olanları ekrana getirme şansına sahiptir. Bu nedenle dizinin izleyicisi çok dinamik olarak, kendisinin de içinde yaşadığı aynı haftanın olayını da önemli siyasi sosyal ya da eknomik olayın gizli kalmış yönlerini de YC kişiliğinde öğrenmektedir. Önemli not: mafya, istihbarat örgütü, Irak Suriye olayları, Gizli örgütler, gibi konularda her hafta onun programından görüntüler izleyeceğiz.
14- YC ile Banu birbirine ilgisi olan ama henüz sevgili boyutunda ilişkisi olmayan iki kişidir. Banu babasının öldürülmesi konusunda yardım istemesi sırasında ilişkileri başlayacak.
15- YC ve Banu bu cinayetin sır perdesini aralamaya çalışırken, derin devlet denen olguyla karşılaşacaklar. YC’nin araştırmalarında Türkiye’deki askeri darbeler, gençlik hareketleri, sendikalar, sağ-sol örgütler ve yabancı bağlantıları, Nato-P2 bağlantıları.
16-Ergenekon adını verdiğimiz örgüt yanlızca emekli subayların yer aldığı subayların yer aldığı bir örgüt değil, içinde işadamı, bankacı, gazeteci, doktor, akademisyen, emekli MIT ve emniyet mensublarının yer aldığı ve yer alacağı.
17-Mit içinden bir grup, kompartman Ergenekonun uyanışının istihbaratını alıyor. Bu hücrenin içinde Ergenekonun kösteği Kenan onlar izlerken o da MİT’i izler Turan beye bilgi verir. Kenan Mossad ve Mit arasında bağlantıdadır. CIA’e ve Mossad çift taraflı çalıştığı izlenimi verir, ama koyu Türkçüdür. CIA’in üstündeki gizli bir örgüt Ergenekonu farkeder. Talat beyi öldürür. Talat beyin kim tarafından öldürüldüğünü net olarak anlamaz. Ama kafalarında bir dış bağlantı imajı yerleşecektir.
18-Mahir Çayanların maltepeden kaçması, M. Ali Ağca’nın Kartal cezaevinden kaçmaları. Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Barış Gönüllüleri, Dev Gençin Amerikalıları denize dökmesi. 15-16 Haziran işçi olayları, Nihat Erimin öldürülmesi, Memduh Ünlütürk cinayetleri. 24 Ocak kararları, Banker Kastelli skandalı. 12 Mart, 12 Eylül, 27 Mayıs. Cumhuriyet tarihini tümü...Kahramanlar bu bağlantıların bir kısmını çözebilecek.
19.Mind Control meselesi ve bunla ilgili yapılan seanslar. Ergenekon çok güçlü Hasan Sabbahtan gelme özel hiç bilinmeyen halüsinojenlerle zihin kontrolü yapan bir örgüt. Sağlamlığı ve insanların satın alınaması ordan geliyor.
Yeklindeki yazıları senaryo olarak yazmış olması da ERGENEKON u bildiğini ve propagandasının yapıldığı senoryoları yazmak suretiyle örgütün propagandasını yaptığı anlaşılmaktadır.
Şüpheli Erol MÜTERCİMLER’ in dosya kapsamındaki diğer şahıslarla yapmış olduğu görüşmelere bakıldığında,
1 Coşkun UMUR 1
2 Durmuş Ali ÖZOĞLU 39
3 Doğu PERİNÇEK 3
4 Erbay ÇOLAKOĞLU 1
5 Ercüment OVALI 47
6 Emin GÜRSES 66
7 Güler KÖMÜRCÜ 364
8 Gürbüz ÇAPAN 155
9 Habib Ümit SAYIN 326
10 Halil Behiç GÜRCİHAN 4
11 Hatice BAHTİYAR 38
12 Halis Yavuz IŞIKLAR 28
13 Hüseyin Vural VURAL 32
14 Halil Kemal GÜRÜZ 1
15 Hasan Ataman YILDIRIM 7
16 İlyas ÇINAR 13
17 Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU 2
18 Mehmet Şener ERUYGUR 14
19 Mustafa Ali BALBAY 18
20 Sinan Aydın AYGÜN 126
21 Ahmet Tuncay ÖZKAN 15
22 Ümit OĞUZTAN 12
23 Vedat YENERER 43
24 Veli KÜÇÜK 152
25 Yalçın KÜÇÜK 3
26 Adnan TÜRKKAN 1
27 Evrim BAYKARA 13
28 Merdan YANARDAĞ 1
Örgüt üyeleriyle yoğun irtibatlarının bulunduğu. Savunmasında birkaç kez görüştüm dediği kişelerle yüzlerce görüşme yapmasından da örgütsel konumunu gizlemeye çalıştığı anlaşılmıştır.
e-Delillerin Ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi
Her ne kadar şüpheli Erol MÜRTERCİMLER ‘in aşama beyanlarında Ergenekon Silahlı Terör Örgütüüyesi olmadığını, bu örgütle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını belirtmiş ise de;
ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlarını bilebilecek konumda olduğu ve bu sebeple de ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amacına hizmet etmek için şüphelilerden Tuncay ÖZKAN, Gürbüz ÇAPAN, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU, Sabih KANADOĞLU, Hüseyin Vural VURAL, Sinan AYGÜN ve Veli Küçük ile sürekli irtibatlı oldukları belirlenmiştir.
Şüpheli Emin GÜRSES 22.01.2008 tarihli görüşmesinde EROL MÜTERCİMLER’ in, VELİ Küçük' ün gözaltına alınmasını kendisine sorduğunu, akabindeki görüşmede kendisinin bilgi almak için YAKAN C. isimli Kıbrıs Türk Konfederasyonları Başkanı' nın sekreteri ile bu konuyu görüştüğünü söylemiştir.
Şüpheli savcılık beyanlarında kendisine ERGENEKON la alakalı sorular sorulduğunda ısrarla Memduh Ü.’ün ERGENEKON sağcıları da solcuları da kullandı ve misyonu tamamlandı diyerek örgütün aktif olmadığını belirterek, ek ifadesinde de yine aynı cümleleri kullanmak suretiyle ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN gerçek vasıflarını gizlemeye çalışmıştır. Şüphelinin bilgisayarından ERGENEKON ve Lobi dökümanları ile ayrıntılı olarak ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN yapılanmasını detaylı olarak anlatan (yukarıda ayrıntıları bulunan) uzun bir yazının çıkmıştır. Yazı içeriğinde ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN detaylı olarak anlatıldığı,
Şüpheli beyanında Memduh Ü.’ün ERGENEKON’ u yapan kişilerin yaşlandığını ve içindeki kişilerin öldüğünü, hiç bir yazılı belgesinin bulunmadığını ve her türlü şeyin imha edildiğini söylediğini, söyleşiden çıkardığı sonucun NATO da olan GLADYO yapılanmasının birebir aynısını Türkiye de ERGENEKON adı altında yapılandığı şeklinde olduğunu, daha sonra bu konu ile ilgili hiç bir şey duymadığını, Memduh ÜNLÜTÜRK’ ün ERGENEKON’ a giren kişilerin vatana ihanet değil, hizmet etmeye çalıştıklarını anlattığını ifade etmiştir.

CAN DÜNDAR VE CELAL KAZDAĞLI nın yazmış olduğu bilgilerin ile şüphelinin beyanları ile örtüştüğü, ancak bilgilerin eksik olduğu kitaptaki metinden sorulduğunda kitapta anlatılanların kendi ağzından çıkan şeyler olup eksik bir şey olmadığını; kitabın 2. Baskısında 73. sayfasının adının ERGENEKON olduğu yazılı,
79. Sayfasında "tam 13 yıldır bu konu üzerinde araştırma yapan EROL MÜTERCİMLER sonunda ilginç bir örgüt ile karşılaştığını söylüyor", MÜTERCİM’lere göre ülkeyi darbeye sürükleyen ve bu gün çete diye anılan örgütün gerçek adı ERGENEKON ve bu ismi Memduh Ü.' ten öğrendiğinde anlayamadığını, Memduh Ü.’ e göre ERGENEKON adlı üst örgütün olduğu, yıllar sonra kendisinin de içinde yer aldığı bir Vatanseverler örgütünün ayrıntılarını anlatıyordu. "MÜTERCİMLER başta dinlediklerine inanamadı. Memduh ÜNLÜTÜRK paşa kendisininde ERGENEKON içinde olduğunu söyledi."
Bu husus kendisine sorulduğunda, doğrudur kendisi bana ERGENEKON un daha sonradan içinde yer aldığını söyledi “ERGENEKON Genel Kurmayın da, hükümetlerin de, bürokrasinin de her kesin üstünde bir örgüttür. Yasa ile falan kurulmuş değildir. 27 Mayıs darbesinden sonra Cihar PENTOGAN tarafından kurulmuş, bunun içinde bulunan insanlar buraya hizmet eden insanlardır. Ama bunlar vatana ihanet olsun diye ihanet etmezler. Biz vatanı kurtarıyoruz. Vatana yararımız dokunuyor." diye yer almışlardır, Özellikle Amerika da Kontr Gerilla eğitimi almış Generallerin bir bölümü yeri geldiğinde Kontr Gerillanın içinde yer alır” dediğini, beyan ettiği halde ısrarla savunmasında bu hususları anlatmadığı müşahade edilmiştir.
Yine şüphelinin beyanında ayrıntılarını söylemediği ancak bahsi geçen kitaptaki beyanlarına bakıldığında, "bunun içinde Subaylar var, emniyetçiler var, profesörler var, gazeteciler var, iş adamları var, sıradan insanlar var bu gün çeteler dediğimiz bu küçük birimler var ya işte bu birimler ERGENEKON un içindeki birer bölüm birer parça, adını saydığımız kişilerde ERGENEKON adı verilen bu üst örgüt tarafından kullanılan tetikçilerdir.” şeklindeki beyanların kitapta yer almasına rağmen şüphelinin “Şu an içinde ben ERGENEKON un varlığına inanmıyorum. Geçmişte kalmış bir örgüt olarak düşünüyorum. Şimdi çeteleşmeler olduğunu ısrarla söylüyorum. Çetelerin de darbe yapacağına ihtimal vermiyorum .” diyerek ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN varlığını inkar ederek gizlemeye çalıştığı görülmektedir.
Ancak 1997 yılında söylediği sözlerin kitaplarda yer aldığı zamana bakıldığında 28 Şubat sürecinin en hızlı olduğu dönemde yaptığı ERGENEKON açıklamalarıyla o tarihlerde örgütün güçlü olduğu ve her zaman istediğini yapabileceği şeklinde örgütün propagandasına yönelik beyanlar olduğu anlaşılmaktadır.
Örgütün içinde bulunduğunu söylediği Subaylar, emniyetçiler, profesörler, gazeteciler ve iş adamlarının tarifi ile soruşturmamıza konu iddianamede yer alan sanıkların profillerinin birebir örtüştüğü, hatta çeteler var demesinden de halen yargılaması devam eden çıkar amaçlı suç örgütü liderlerinin ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN MAFYANIN Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu) çerçevesinde organize edildiği ve halen de bu irtibatların devam ettiği, çıkar amaçlı suç örgütü kurup yönetmekten yargılanan Semih Tufan GÜLALTAY’la Türk ordusunun en üst kademelerinde KOMUTAN OLARAK görev yapmış örgütün üst düzey yöneticisi konumunda olan Mehmet Şener ERUYGUR ve Ahmet Hurşit TOLON’un birlikte gizli toplantılar yapması hususlarının buna örnek teşkil ettiği anlaşılmaktadır.
Şüphelinin; “Darbe yapılması için mutlaka provakatörlere ihtiyaç olduğunu biliyorum. Bu provakatörlerinde değişik zamanlarda darbe sonucu bir makam ve köşe kapmak için bu işlere girdiklerini düşünüyorum.” şeklindeki beyanını doğrulayacak delilerin de dosyamızda mevcut olduğu birçok görüşmede şüphelilerin darbe olacağı ve kendilerinin de değişik makamlara geleceği hususlarında konuşmalar yaptıkları, hatta orduya yeni girmiş teğmenlerin dahi yapılan operasyonlara karşı yakında bunların hepsinin hesabı sorulacak şeklinde telefonlarda görüşme yaptıkları anlaşılmaktadır.
Ayrıca, şüpheli her zaman kendisinin Türkiye’ de 1990 dan sonra darbe yapılamayacağını ısrarla söylediğini beyan etmiş ise de, 1997 yılında 28 Şubat olarak adlandırılan ve yürütme organının yasal olmayan yollarla devrilmesiyle sonuçlanan süreçle alakalı soruya, kendisinin “28 Şubatta yapılan eylemi darbe olarak gördüğünü” söyleyerek cevap vermesi, darbe çalışmalarının sosyal ve toplumsal şartlar oluştuğunda değişik zaman ve zeminde sonuç verdiğini göstermektedir.
Şüphelide ele geçirilen notlar içinde, AKP nasıl devrilir başlıklı stratejik çalışmaların bulunduğu, yine 1997 yılına ait olan ajandasının 22 Mayıs tarihli sayfasında “Darbe Olacak!” şeklinde el yazısı ile not aldığı görülmüştür.
SONUÇ OLARAK,
Şüpheli Erol MÜRTERCİMLER’in ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN gizli yapılanmasını en iyi bilen ve Türkiye’de bu örgütün adını deşifre eden kişi olmasına rağmen, beyanlarında özellikle ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN tarihe karıştığını ısrarla vurguladığı.
ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üst yapılanmasının varlığını bildiği ve bu yapılanma içinde yeralan sanıklardan Veli Küçük, Mehmet Şener ERUYGUR, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ile irtibatlarının bulunduğu gibi örgütün askeri yapılanmasından, medya yapılanmasına kadar, üniversite yapılanmasından sivil toplum kuruluşları yapılanması içinde yeralan birçok şüpheli ve sanık ile irtibatlarının bulunduğu, şüphelinin hangi kanalda program yapacağı hususlarını Sinan Aydın AYGÜN’ün takip ettiği, mevcut telefon görüşmelerinden anlaşıldığı, şüphelinin sözde yazdığı senaryonun bile ERGENEKON yapılanmasını anlattığı,
Şüpheli Erol MÜRTERCİMLER’ e ait Seagate marka seri numarası 5JX14T3H olan bilgisayar hard disk içerisinde yapılan incelemede, “İÇİMİZDEKİ ERGENEKON” başlığı altında “Ergenekon'un teknik olarak faaliyet alanları yurt dışı ve yurt içi olmak üzere ikiye ayrılıyor. Yurt dışındaki çalışmaları — bazıları tartışmalı bulunsa bile Türkiye devletinin çıkarları doğrultusunda. Balkanlar, Ortadoğu, Kuzey Irak ve Orta Asya ülkelerindeki birçok askeri, siyasi ve ekonomik çalışmanın arkasında dolaylı olarak Ergenekon yapılanması var.” Şeklinde yazılarında ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN hali hazırdaki faaliyetlerini de bilerek bu konuda kamuoyu oluşturmaya çalıştığı anlaşılmaktadır.
Şüpheli Erol MÜRTERCİMLER’ in 14.01.2008 tarihinde Hülya OKUR’ la yaptığı söyleşi içinde,
HÜLYA OKUR’ un Emekli Tümgeneral Memduh Ünlütürk’ün size anlattığı Ergenekon adlı derin devlet örgütünün sırrını ölene kadar taşıyacağınızı söylüyorsunuz. Birçok NATO ülkesinde Gladio, Rüzgâr Gülü, Süper Nato, Gehlen Harekâtı gibi isimlerle karşımıza çıkan Ergenekon'u İtalya'daki benzer yapılanması Gladio gibi bir deşifre beklemiyor mu?
Şeklindeki soruya şüpheli EROL MÜTERCİMLER ‘in “Ya bekliyor ama o Gladio yapılanması içindeki insanların bunu anlatması en doğru. Benim gibi kulak tanıklarının anlatması doğru değil. Benim gibi kulak tanıkları anlattığında, en büyük kötülüğü ülkesine yapıyor. Ülkeme hain olmam. Bunun birincil tanıkları, kurucuları, benim bildiğim iki kişi var hayatta, bu insanlar konuşursa olur. Bunlar da ölecek bir gün ama devletin arşivleri ortada. Ben ölmeden önce bu arşiv ortaya dökülürse, bende bana anlatılanlardan not ettiğim kısımları söylerim. Olmazsa duyduklarım, bana tebliğ edilenler benle birlikte mezara gidecekler.”
Şeklindeki beyanlarına rağmen savunmasında ısrarla örgütü bilmediğini ve hafızasının zayıfladığını beyan ederek bildiği sırları açıklamadığı gibi bu konudan da hiç bahsetmemesinden beyanlarında samimi olmadığını anlaşılmaktadır. ERGENEKON örgütüyle alakalı, "bunun içinde Subaylar var, emniyetçiler var, profesörler var, gazeteciler var, iş adamları var, sıradan insanlar var bu gün çeteler dediğimiz bu küçük birimler varya işte bu birimler ERGENEKON un içindeki birer bölüm birer parça, adını saydığımız kişilerde ERGENEKON adı verilen bu üst örgüt tarafından kullanılan tetikçilerdir.”
Şeklindeki beyanları kitaplara geçmiş olmasına rağmen bu örgütün üst yapısında yer alan birçok şüpheli ile irtibatlı olması da şüphelinin bilerek ve isteyerek ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN strateji ve propaganda bölümünde yer aldığını göstermektedir.
Ayrıca yargılanan sanıklardan elde edilen ULUSLAR ARASI SUSURLUK KONFERANSI başlıklı yazı içeriğinde bizzat şüpheli Erol MÜRTERCİMLER in konferansta söylediği sözler göz önüne alındığında şüphelinin ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜ her yönüyle bildiği ve akabinde örgütün tehlikeli olduğunu örgütün yapısı hakkında çok şey bilenlerin bizzat örgütün tarafından öldürüldüğünü, darbeleri de bizzat ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN yaptığını canlı şahitlerden duyduğu kadarıyla anlattığı halde savcılığımızdaki beyanlarında ısrarla bu hususlara hiç değinmemesi ve kitapta yazılı söyleşiyle alakalı kendi cümlelerini dahi ısrarla kitaptan okunarak sorulduğu zaman cümlelerin kendine ait olduğunu söylemesi diğer hususları hatırlamadığını beyan etmesi bizi yine aynı sonuca götürmektedir.
Tüm bu açıklamalar ile şüpheli Erol MÜRTERCİMLER’ in ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyesi olduğu, örgütün birçok üyesi ile örgütsel irtibatları bulunduğu, Veli Küçük’ün göz altına alınmasıyla ilgili olarak sanık Emin GÜRSES'le yaptığı görüşme içerikleri ve örgüt üyelerinden, Habip Ümit SAYIN’ın, Güler KÖMÜRCÜ, Veli Küçük, Gürbüz ÇAPAN, Tuncay ÖZKAN, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU, Hüseyin Vural VURAL, Halil Kemal GÜRÜZ, Halis Yavuz IŞIKLAR, Durmuş Ali ÖZOĞLU, Erbay ÇOLAKOĞLU, Hasan Ataman YILDIRIM, İlyas ÇINAR, Mustafa Ali BALBAY ve Mehmet Şener ERUYGUR’la yoğun irtibatları göz önüne alındığında aktif olarak ERGENEKON yapılanmasında görev aldığı,
Şüpheli Erol MÜTERCİMLER’in ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyesi olduğu, eylemleri gereğince TCK. 314/2, 3713 sk 5., TCK. 53, 58/9 ve 63 maddeleri gereğince cezalandırılması gerekmektedir.

11- Şüpheli Emin ŞİRİN
a-Savunmaları,
Emniyet beyanı
İfade tarihinde operasyon kapsamında gözaltına alınan kişilerden sadece (4) şahsı tanıdığını, diğer şahıslarla hiçbir ilişkisinin olmadığını, DERİN DEVLET ile hiçbir alakasının olmadığını, Ankara’da Milletvekilliği yaptığı dönemde “Bırakın derin devleti, devleti dahi bulamıyorum” dediğini, hiçbir örgütün içerisinde olmadığını, ..Türk Ortodoks Kilisesinde bahsedilen toplantılara gelince, çok az bir cemaati olan ve Papa Eftim dolayısı ile Atatürk’ün bir emaneti olarak kabul ettiği bu kilisenin basın sözcüsü Sevgi ERENEROL’ un daveti üzerine ağabeyi olan ve ismini hatırlayamadığı patrik ile kendilerini ziyaret ederek görüştüğünü, Patrikhanenin sıkıntılarını, Rum Fener Patriği Bartelemeos’ un baskısını, otonom olması gereken Bulgar Kilisesinin Bartelemeos’ tan gördüğü baskıları anlattıklarını, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile olan bazı problemlerinden bahsettiklerini, Patrikhanenin problemlerine bir Milletvekili olarak eğildiğini ve 2004–2005 Noel’ inde ki ayin ve yemek daveti olmak üzere birkaç davetlerine de katıldığını, Patrikhanenin siyasete karışmamak kaydı ile duruşunu desteklediğini Ancak özellikle Sevgi ERENEROL ile dini bir tavırdan ziyade siyaset kokan ve aşırı üsluplu demeçleri dolayısı ile de son 2 senedir görüşmediğini, Adı geçen Muzaffer TEKİN, Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM, Kuddusi OKKIR, İsmail PAKER ile hiçbir ilişkisinin olmadığı, Yukarıda bahsettiği bu toplantıya bu şahısların da katılmış olabileceği, Hatta yemek sırasında aynı masada ve aynı ortamda bulunmuş olabileceklerini, burada çekilen fotoğraflarda aynı karede çekilen fotoğrafların tanıştıkları anlamına gelmediği, tamamen tesadüf olduğunu,
İsmail YILDIZ ve Ergün POYRAZ isimli şahıslarla yüz yüze görüştüğünü,
Soru önergelerinin tümü TBMM’ nin internet sitesinde bulunmakta olduğunu, yapılan bütün çalışmalar pek tabii basında çıkan haberlerle beraber özellikle Meclis arşivlerinde yapılan araştırmalara dayanmakta ve danışmanıyla kendisi tarafından hazırlanan çalışmalar olduğu, ihbar mektubunda ismi geçen KÜRŞAT dahil, hiçbir şahıs veya kurumdan hazırlanmış bir bilgi veya belgenin kendisine verilmediği, KÜRŞAT diye bahsedilen kişinin emekli bir albay olduğu, Gerçek isminin Atilla UĞUR olduğunu, kendisini görevli olduğu sırada 2002 senesinde tanıdığını, kendisini SAMA şirketinin sahibi Hakan ŞANLI’ nın da tanıdığının doğru olduğunu, Hakan ŞANLI’ yı 2001 senesinde Caddebostan’ da klasik arabalar satan müşterek bir dostu sayesinde tanıdığını, 2002’da Ankara’ya gittiğinde kendisi ile bir süre dostluğunun olduğunu, Kendisinin özellikle uçak yedek parçaları üzerine çalıştığını bildiğini, Zira son 3 senedir Hakan ŞANLI’ yı görmediği ve konuşmadığı, KÜRŞAT Albay olarak bilinen Atilla UĞUR’ un Mayıs 2007 içerisinde emekli olduktan sonra Milletvekili olmak üzere GENÇ PARTİ adına kendisine getirdiği bir müracaatı olduğunu, Ancak emekli subayları aday göstermek istemediklerinden kendisini aday yapmadıklarını, Hakan ŞANLI’ nın bürosunda gizli toplantı yapmalarını gerektirecek ortada hiçbir konunun bulunmadığını, Gizli bir toplantı da yapılmadığını, Atilla UĞUR’ un verdiği hiçbir gizli bilgi ve belge olmadığı, Ergün POYRAZ ile ilişkisi varsa onu bilmediğini, Ergenekon’a ait olduğu değerlendirilen dokümanlar hakkında kendisine okunan dokümanı görmediği ve duymadığı bu dokümanın anti demokratik ve illegal bir örgütlenmeyi gösteren, aklı başında bir insanın ne yazacağı ne de dinleyeceği bir evrak olduğunu,
İsmail YILDIZ isimli şahsı SESAR’ ın sahibi olarak tanıdığını, kendisi ile ilişkisinin SESAR’da çalışan Hayrullah Mahmut’ un takriben 2-3 sene kadar evvel aleyhine yazdığı bir yazıyı tenkit etmek üzere telefonla olduğunu. Sonra 1-2 kere daha görüştüğünü, “Güya stratejik araştırmalar yapan, askerlerle iyi teması olan” bir kişi olarak kendini tanıttığını,
ERGENEKON konusunda Can DÜNDAR ve Fehmi KORU’ nun yazılarından yazdıkları kadar ve şekli ile bilgisinin olduğunu, bu bilgiye göre ERGENEKON Amerika ve NATO tarafından organize edilmiş, ordu içerisinde bir örgütlenme modeli olduğu, şahsi olarak herhangi bir araştırma yapmadığı, bu bilgiler sadece okumuş olduğu gazete haberleri ve yazılardan kaynaklı bilgiler olduğu,
Muzaffer TEKİN’ i basından, Danıştay Cinayeti ile ilgili bir sanık olarak tanıdığı, ne yüz yüze ne de telefon ile herhangi bir konuşma ve irtibatının bulunmadığı,
Halil Behic GÜRCİHAN’ ı, açık istihbarat.com. sitesinin sahibi ve bir gazeteci olarak yaklaşık 2 yıldır tanıdığını, Milletvekili olarak bir röportaj yapmak istediğini, Moda Deniz Klubünde bir ön görüşme yaptıklarını, Sonra yazılı olarak sorduğu sorulara yazılı olarak cevapladığını ve sitesinde yayınladığı, Sonra da 1 veya 2 kere talebi üzerine görüşmelerinin olduğunu,AKP’nin bazı mensuplarının yurt dışında bulunabilecek paraları ile ilgili malumatının olup olmadığını sorduğunu, bilgisinin olmadığı için cevap vermediğini, konuşmalarında ayrıca Hrant DİNK cinayetinde kendi yaptığı analizlerin gazetelerde yayınlanan bulgularla çeliştiğini de söylediği Yakın bir dostluğunun ve irtibatının bulunmadığı
Hayrullah Mahmut ÖZGÜR’ ü, Milletvekili olduktan sonra 2002 senesinde Ankara’ da STAR Gazetesinin temsilcisi olarak tanıdığını, kendisinin Milletvekili onun da gazeteci olması dolayısıyla bir müddet sık görüşmelerinin olduğunu, kendisi hakkında övücü yazılar yazdığı Sonra STAR’ dan ayrılıp SESAR ile çalışmaya başladığı, Ondan sonra komplo teorileri üreten megaloman bir edaya büründüğü ve aleyhine AKP ajanı olduğuna dair bir yazı yazdığını, takriben 3 senedir hiçbir görüşme ve temasının olmadığı, bu şahıslar haricinde kendisine ismi okunan ve fotoğrafları gösterilen diğer şahısları tanımadığı,

Savcılık beyanı
Emniyette verdiği ifadeyi aynen tekrar ettiğini, ihbar mektubu ve fotoğrafların gösterildiği, Bir kısım fotoğraflarda görünen kişinin kendisi olduğunu, Fotoğrafların bir kısmının Türk Ortodoks Kilisesinin Karaköy’deki merkezinde çekildiğini, Fotoğrafların bir kısmının ise 2004-2005 yılı Noel ayini fotoğrafları olduğunu. Mektup zarfı üzerindeki isim sorulduğunda; Ahmet YILMAZ isimli şahsı tanımadığını, ekte gönderilen on beş adet fotoğrafta bulunan şahısların kim olduğu sorulduğunda; fotoğrafta ki kişilerin Paşa, Canan ve Sevgi ERENEROL olduğu,diğer fotoğrafta ki kişilerin Muzaffer TEKİN, Ergün POYRAZ ve İsmail YILDIZ olduğu, Ergün POYRAZ ve İsmail YILDIZ isimli şahısların kendisine görüşme talebinde bulundukları ve kendisinin de bu şahıslarla görüştüğü bahse konu fotoğrafların buluştukları yerlerde çekildiğini şimdi gördüğü,buluşma yerlerini ismi geçen şahıslar ayarladığı için muhtemelen onlar vasıtasıyla fotoğrafının çekildiğini tahmin ettiğini,
Ergün POYRAZ’ı Hakan ŞANLI vasıtası ile tanıdığını, kendisi ile daha önce bir kaç sefer görüştüğü, ancak İsmail YILDIZ ile görüşmesinden kısa bir süre sonra Ergün POYRAZ’ ın da kendisini telefonla arayarak randevu istediği ve fotoğrafın bulunduğu pastaneye çağırdığı, Maddi durumunun iyi olmadığını, kitap yazdığını, parasız kaldığını ve memleketi Aydın' a gitmek istediğini anlattığını Bundan önce kendisi ile bir kaç sefer Hakan ŞANLI' nın bürosunda ve mecliste görüştüğünü, Hakan ŞANLI’ yı 2001 senesinden beri tanıdığını, kendisini KARADAYI' nın yeğeni olarak tanıtan, sempatik, yedek parça işleri ile uğraşan bir kişi olduğunu, kendisini 2001 senesinde Caddebostan’ da klasik arabalar satan bir galeri sahibi arkadaşı vasıtası ile tanıdığını, Ankara' ya gittiğinde dostluk gösterdiği, Ergün POYRAZ yazmış olduğu bir kitapta şahsını Tayyip ERDOĞAN' ın belediye ihale yolsuzluklarında çiçek ihale yolsuzluğuna karıştığı şeklinde iddialar bulunduğu, Hakan ŞANLI’nın kendisine "Ergün POYRAZ' ı tanıdığını, kendisi ile tanıştırabileceğini söylediği, tanıştığın da kendisine neden böyle yazdığını sorduğunu zira bahsettiği davada hakkında takipsizlik kararı verildiği, o da sürecin DGM' de başladığını, ancak değişen kanun ile Ağır Cezaya intikal ettiğini ve o sırada ek takipsizlik aldığını söylediği, bunun için kitabında bu şekilde suçladığı, sonraki görüşmelerinde de kendisine AKP hakkında bilgi verip veremeyeceğini sorduğunu, kendisine “benden fazla bilgi senin kitaplarında var” dediğini, Bu anlattığı hadisenin milletvekili olduğu dönemde gerçekleştiği, Hakan ŞANLI’nın bildiği kadarı ile Ergün POYROZ ile görüştüğü,
Sevgi ERENEROL ile sonbahar 2004 ve ilkbahar 2005 arası 10 defaya yakın görüşmelerinin olduğu, Görüşmelerinin çoğunun patrikhanede gerçekleştiğini, Zaman zaman da kendisini ziyarete geldiğini, tanışmalarının kendisinin talebi üzerine olduğunu, Fener Rum Patrikhanesi hakkında televizyondaki konuşmalarını dinleyip şahsı ile konuşmak istediğini söylediğini, ziyaretine gittiğinde PATRİK PAŞA bey ile beraber tarihçelerini, vakıflar idaresinden olan bazı sıkıntılarını, ama özellikle Bulgar Kilisesi problemleri ile Fener Rum Patriği Bartalomeos'dan olan şikâyetlerini dile getirdiklerini, Ayrıca özellikle Gagavuz Türklerini kiliseye çekmek için bir faaliyet içinde olduğunu ve Fener Rum Patrikhanesine kaptırmak istemediğini söyledikleri, Türk Ortodoks Patrikhanesini Atatürk' ün bir emaneti gibi mütalaa ettiğinden kendilerine bir müddet yardımcı olmaya çalıştığını, Ancak zaman içinde Türk Ortadoks Patrikhanesinin basın sözcüsü SEVGİ hanımın dini konulardan ziyade siyasi konularla meşgul olması ve üslubunun sertliği, patrikhane ile olan münasebetini yavaşlatmaya sebep olduğunu, Son 2 seneye yakın bir süredir de kendileri ile görüşmediğini, Danıştay saldırısının Türkiye’ ye çok zarar verdiğini ve bu saldırıyı yapan güçlere karşı tepkiler vermiş ve bu tepkilerimi kamuoyu ile paylaşmış bir kişi olduğunu, kaldı ki milletvekili olduğu süre içinde hakkında hiç bir şekilde adli ve idari işlem yapılmadığı, Milletvekilliği dokunulmazlığını kullanacak bir insan olmadığını, iddia edildiği gibi soru önergelerini örgüt üyesi olduğu iddia edilen tutuklu şahıslardan alınan evrakların soru önergesi şekline gündeme getirdiği şeklinde ki beyanların iftira olduğu, çünkü bütün önergelerin Meclisin internet sitesinde yer aldığı, soru önergelerini kendisinin ve danışmanının birlikte hazırlayıp sunduğu medyaya da mal olmuş konular olduğunu, Orada belirtildiği gibi Hakan ŞANLI'nın bürosunda gizli toplantı yapmadıkları Yaklaşık 3 yıldır da kendisi ile görüşmediğini, Kürşat isimli şahsın Atilla UĞUR isimli şahıs olduğunu bildiğini, Bu şahsı da HAKAN ile olan yakınlığından tanıdığını, Millet vekili seçilmek için müracaat ettiği, asker kökenlileri partide düşünmedikleri kabul etmediklerini, Bu şahıs ile başka bir irtibatı olmadığını, Bayramlarda falan belki telefonlarda görüşmüş olabileceğini,
b-Telefon Görüşmeleri
Tape no:4159, 28.08.2007 tarihinde saat: 09.36 da Serdar isimli şahısın yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Günaydın Serdarcım nassın” dediği, Serdar’ ın “Teşekkür ederim abi sağolun dün akşam aramıştınız beni ama maalesef ben sesi kısmıştım çok arayan oldu Fatih’ten dolayı hiç fark edemedim” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Ne dedi Fatih” dediği, Serdar’ ın “Ya bu Aydın DOĞAN’ ın kaçakçılıkla ilgili ben dedim ki bu POAŞ’ la ilgili vergi indirimi aldılar o yüzden de hükümet DOĞAN grubunun üzerine gitmiyor dedim. O da dedi ki onun dışındada işler var isterse her zaman Doğan grubunu bitirebilir mesela akaryakıt kaçakcılığıyla ilgili dosyalar var dedi ben dedim ki bu Vahit ERDİL’ in başında olduğu konusunda rapor mu? Hayır, hayır o değil dedi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Vahit KİLER, KİLER”dediği, Serdar’ ın “Pardon Vahit KİLER’in raporu mu hayır dedi onunu dışında dedi sadece doğan grubu POAŞ’ ın dedi bütün akaryakıt kaçakçılıkla ilgili operasyon yapılmıştı onun raporları var hatta Emin ŞİRİN’de dedi benim bildiğim kadar dedi bu raporlardan bi tanesi var dedi cümle bu bilmiyorum var mı sizde tabi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Ben de var da bunu konuşması ters. Serdar bu ara herkes beni hedef gösteriyor ya. Şu başıma gelenlerden sonra basının ilgisizliğine hayret ettim. … 30 Ağustos mu 28 Ağustos muydu geçen sene bi şey yapıldı genel bir neydir adı bir baskınlar filan yapıldı. Ondan sonra Gümrük Müsteşarlığı jandarma İçişleri Bakanlığı ayrı ayrı raporlar tanzim etti bunların bi tanesi bende var bu 38 milyar dolarlık kaçak var lafını da şey ediyor zaten ona dayanarak gitti şey başbakan, …şeklinde görüşmenin devam ettiği,
Tape no:4160, 28.08.2007 saat: 10.10 da G. HATİCE Ü. ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “E canım sıkılıyor tabi bütün bunlara ya bunların bi tanesini şimdi bulcam ya Fatih ALTAYLI’ yı ya Serdarı bi konuşcam onlarla diyecem ki bütün evraklarımı veriyorum bütün doğru dürüst bi tetkik edip bi kitap yazın bakıyım”dediği, G. Hatice Ü.’ nün “Evet mantıklı senden gitsin artık bunlar Nerde ki evraklar bunlar” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Hepsini özel evraklarım hariç” dediği, G. Hatice Ü.’ nün “Evet mantıklı diğer gazeteciler ne diyor emincim”dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Hiç kimsenin başına gelmeyen benim başıma geliyor peki niye sesiniz çıkmıyor çok baskı var” dediği,
Tape no:4161, 28.08.2007 tarihinde saat:10.14 de X Bayan Şahıs ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Aynı mektubu üçünü de yazıyorsun üçü de birbirinin ismini görsün Serdar AKİNAN, Fatih ALTAYLI. Satır başı Sevgili dostlar dün akşam SKY Türk’teki bi programda Fatih ALTAYLI bende bulunabilecek bir dosyadan bir dosyadan bahsetmiş satır başı. Akaryakıt kaçakçılığı hakikaten üzerine gidilen halledilen bir konu olmaktan ziyade hükümetin hem bazı yandaşlarına gelir sağlattığı hem de baskı unsuru olarak kullandığı bir araç haline geldiği bu konuda EPDK, Sahil Güvenlik, Gümrük Müsteşarlığı ve Hükümet tam manasıyla suç ortağı bu konuyu şimdilik bir köşeye bırakalım başka bi meseleye dönelim benim geçen hafta sonu başıma gelenler herhalde 1983’ ten beri (HADEP)’ liler hariç hiçbir siyasetçinin başına gelmemiştir ama bakıyorum basında tık yok. Basın bu kadar duyarsızken ben hangi mücadeleyi nasıl yapacam satır başı. Size başbakana yolladığım basına da kopyasını verdiğim mektubu yeniden yolluyorum satır başı. Yapıver sizlere bir teklifim var size milletvekilliğim sıradaki ancak o zaman sizlerden yazdırırsanız da sizlerin seviyesindeki gazetecilerin satırbaşı sevgi selamlar emin şirin buyurun bi tane rapor değil hepsini alın ne varsa bi de kitabını yazın varsa cesaretiniz görüyim bakıyım satırbaşı şöyle de hedef gösterilmek veya kullanılmak istemiyorum ama milletvekilliği dönemimim komple bir kitabı yazılacaksa istisnasız her şey buyurun emrinizde tamam.” dediği, X Bayan Şahıs’ın “ Tamam Emin bey” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Bunu yollayıver üçünü de Fatih ALTAYLI’ yı Yavuz SEMERCİ’ den bulabilirsin Yavuz SEMERCİNİN telefonu var mı?” dediği, X Bayan Şahıs’ ın “Iııı bulurum serdarın kilanıda olmazsada söyleyebilirim” dediği,
Tape no:4162, 30.08.2007 tarihinde saat:13.40 da Suzan isimli şahısın yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “İyiyim sağolun Suzan hanım siz nasılsınız” dediği, Suzan’ ın “İyiyim bende sayın başkanım sağolun Altındağ ilçe başkanının yanındayım Mustafa beyin onun da size çok selamı var” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Ne yapıyor Bülent ÇOLAKOĞLU” dediği, Suzan’ ın “Valla Ankara dışındaymış başkanım ama döncekmiş herhalde pazartesi Salı sizi sordu o da bana ben hiç göremedim seçimden sonra dedim”, “Eet başkanım biz sizi bekliyoruz sizinle görüşmek istiyoruz Bülent beyde aynı şekilde Tamam başkanım saygılarımı sunuyorum” dediği,
Tape no:4163, 03.09.2007 de saat:12.07 de X Bayan Şahıs/Gündüz A. ile yaptığı görüşmede özetle; X Bayan Şahıs’ ın “Ha iyi günler efendim müsaitseniz Gündüz A. beyle görüştürmek İstiyorum” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Tabi çok memnun olurum” dediği, Gündüz A.’ nın “Yani böyle bize nasıl çaktırmadan böyle bi iş yaptınız tebrikler vallahi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Dimi bakın Danıştay Saldırısını Organize eden benim”, “Bakın size o şeyleri yollayayım”dediği, Gündüz A.’ nın “Lütfen yollayın görüyim böyle bi rezillik ben hayatımda görmedim”, “Peki bu evinizi aramaları tabi bu şeyden korkuyorlar sizin yolsuzluk dosyanız vardır filan diye galiba” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Valla var” dediği, Gündüz A.’ nın “Anladım da şeyi kaldırdılar hayır bunu duyduk daha evvel de e yani inşallah tahrip olmadı şey bilgisayarınız” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Ha yo bilgisayar atıldı canım atıldı hiç derdinde değilim onun bilgisayarın sonra diskini geri iade ettiler ben üzerine çekici vurup attım içine ne koyduklarını bilmiyorum ki” dediği, Gündüz A.’ nın “Gayet tabi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Onun için kırıp şey edip attık” dediği, Gündüz A.’ nın “Dinleme cihazı dahil olmak üzere” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Hepsini onlara attım telefonu mu tuttular i hafta tuttum onu da attım”, “Ben şimdi sizi yolluyorum Cumhurbaşkanına ve Başbakana yazdım mektubu”, “Valla çok akıllılar ekonomiyi falan Nazım EKREN’len falan gayet iyi yönetecekler ama öbür taraftan Beşir ATALAY, Hüseyin ÇELİK ve Mehmet Ali ŞAHİN beraber de sistemi ele geçiriyorlar bitti” dediği, Gündüz A.’ nın “Öyle tabi doğru haklısınız” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Hiç öyle bi şeylim yok heyecandan falan işim yok bi kere platformların düzenlenmesi lazım, düzelmesi lazım. Yani size çok samimi bi şey söyliyeyim. Türkiye’ de üç tane parti kaldı AKP, CHP ve MHP başka parti yok. Bu çerçevede MHP’ nin yüzde 35–40 a çıkacağı kampanyayı bu günden başlatması lazım. başka hiç bi iş yok siyasette siyaset bu. Eğer MHP önümüzdeki seçimin kampanyasını bu günden başlatmazsa ve yüzde 35 leri hedeflemezse vay Türkiye’nin haline” dediği, Gündüz A.’ nın “Çünkü bunu Cumhuriyet Halk Partisi yapamaz”, “Yapacak bi şeyi olsaydı ben oraya giderdim zaten” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Türkiye’deki siyası çıkış yüzde otuz beşi hedefleyecek organizasyonu kurmanızdır oldu görüşmek üzere gündüz beycim” dediği,
Tape no:4164, 04.09.2007 tarihinde saat:08.40 de Gürbüz ÇAPAN ile yaptığı görüşmede özetle; Gürbüz ÇAPAN’ ın “Siz faşizmi tanımıyosunuz ya faşizm neki bunlar bunların yanında faşizim müjde kalır yaa”dediği, Emin ŞİRİN’ in “İslam soslu faşizim diyorum ben” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Ya şeye bi git bak şimdi bu din kadar dehşet yakıcı yakan öldüren bişey yoktur yani” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Doğru” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Zayıf zamanda toleranslıdır, yaltakdır, yavşaktır ve kaltakdır; iktidara geldiğinden sonrada tam tersidir. İsrail devleti nedir yaa” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Tabi tabi tabi aynen aynen” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Ya ne diye yani nasıl anlatıyosun bunu” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Aynı” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “ …(anlaşılmadı)… orosbu çocuğu kin birikmiş amına koyum içinde sende yağ su kemik et var onda kin var” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Doğru” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Şimdi her noktada kin kusuyo orosbu çocuğu ya normal değil ya bundan şey ne var yaa” dediği,Emin ŞİRİN’ in “Doğru çok doğru söylüyosun” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “İran devriminden sonra adam ya beş altı yılda İran cennet” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Hı doğru” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Komünistler temizlemiş demekki iyi gelmiş” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Bu kadar..” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Ana bacı tanımıyor falan filan bunlar diye …(anlaşılmadı)… başlatmış ufak ufak türban çoğalıyo çoğalıyo çoğalıyo seksen dokuzda diyoki bundan sonra türbansız dolaşanı sikerim diyo” dediği,Emin ŞİRİN’ in “O kadar ya fakat olacak iş değil ya bu yaptıkları sen gasteye intikal edenin haricinde bunlar benim evi aradılar” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Ya ben bilmiyomuyum sanıyosun bunların hepsini haber alamadığımı mı sanıyosun biliyorum ben ya benim bi sürü arkadaşım var polis molisin içinde” dediği, Emin ŞİRİN “Eh işte ne diyolar onlar” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Ya diyolar ki rezalet yaa talimatla şey yapıyolar diyo ya” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Talimatla iş yaptırıyolar diyo” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Ha tabi yani adam diyoki bunuda katıcan onuda katıcan diyo bide nerden veriyo talimatı biliyomusunuz, Fatihteki imam veriyo” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Yapma yaa” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Vallayi diyor onunda sanki hiç haberi yokmuş gibi diyor” dediği, Emin ŞİRİN’ in “He” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Ya bu Ahmet İLHAN vardı İstihbarat Müdürü” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Evet” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Ee bu şey patlamadan evvel ıı.. Hrant işi patlamadan onun için demişki nereye tayin istiyosun demiş Ankara hariç neresi gönlünden geçerse burdan git demiş” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Yapma yaa” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “E tabi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ya bunlar” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “İmam imam, imam söylüyo diyoki bak kardeşim diyor gel buraya aziz kardeşim demi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Evet” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Ankara hariç demiş nereye istiyosun gönderiym seni demiş burdan git demiş” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Buradan git” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “He” dediği,.. Gürbüz ÇAPAN’ ın “ Yahu dedi Mustafa, yahu sağcı.. git dedim lan yavşak sen solcumusun amına kodumun oğlu gavat” , “Şimdi yav bence din bu ya. Bütün şifresi burda şimdi buradan çıkıp da deki ey kulum de dayan seni Allah bu dünyada deniyo ö.teki dünyada öbürlerinin cezasını vercek, sikimi vercek bu dünyada versin baba cezamızı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Doğru” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Şimdi hikaye basit geliyo onlara basit basit” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Cezamızı verdi. Egolara hakim olunamayınca cezamızı verdi” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Şimdi yapacamız basit işler var. Ya bunları yapalım mı yapmayalım mı arkadaşlar yani yapalım, ya bunda kim ne yapabiliriz bunda herkesi yapabiliriz orta halli esnafı katabiliriz sanayiciyi katabiliriz herkesi katabiliriz buna” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Doğru doğru” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Burda bi sorun var sanayici manayici bizim gibi dallamalara güvenmez amına koyum. Derki bu ibneler bizim malımızı alır kamulaştırır” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Yok ya sanayici felan bunlardan çok memnun ya” dediği, Gürbüz ÇAPAN’ ın “Hayır hayır ben bizim için söylüyorum ya bunlar uygun bunlar sanayici düzgün durduğu müddetçe disiplinde durduğu müddetçe onları büyütüyo”, “Kaldık ortada”, “Bu son söz sikilmiş götün hesabı görülmez ağabeyler” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Aynen” dediği,
Tape no:4166, 10.09.2007 tarihinde saat:16.01 de X Erkek Şahıs ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Bu Başbakanlık Müsteşarlığına getirilen Efgan ALA var” dediği, X Erkek Şahıs’ ın “Evet Diyarbakır” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Diyarbakır valisi”, “O adamla ben eee Erkan MUMCU’nun evinde tanıştım”, “Erkan MUMCU’ ya “PKK gerilladır” dedirten adam ve adamdan bi saat konuştuktan sonra yarım saat”, “Bu devletin Diyarbakır valisi sensen bu devlet bitmiş zaten deyip kapıyı vurup çıktım” dediği, X Erkek Şahıs’ ın “Allah Allah” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Evet bu adam şimdi Başbakanlık Müsteşarı oldu”, “Şeyi dedirten bu PKK geriladır dedirten”, “Erkan MUMCU’yla da nasıl danışıklı dövüş içinde olduklarını da gösteriyo şu (Anlayılmıyor) çıkmazdı ikisin Antaraya geldiğinde Erkan” dediği,
Tape no:4167, 12.09.2007 tarihinde saat:17.21 de ŞABAN K. İle yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Cem beyle görüşmek istiyo muhakkak” dediği, Şaban K.’ nın “Evet beyefendi ile görüşmek istiyo yani” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Ben şimdi yarın görücem heralde” dediği, Şaban K.’ nın “ Görüyosun bizim üzerimizden Konyadan uçaklar gidiyo kalkıyo Suriye’yi bombalıyo kimsenin gıkı çıkmıyo ee” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Evet” dediği, Şaban K.’ nın “ Bundan daha büyük bi taşeron ne Amerika bulabilir ne İsrail bulabilir” dediği, Emin ŞİRİN’ in” Dünyada kimse bulamaz” dediği, Şaban K.’ nın “Evet bunlar da güçlü oldu maddeyi de ellerine geçir” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Hoca benim başıma gelenlerin tam farkında mı ne oldu bana” dediği, Şaban K.’ nın “Ee hocam yani ben hocamla tam görüşmedim Altınoluktaydı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Evet” dediği, Şaban K.’ nın “Hani genç subaylar isyan edi isyan ediyorlar ya” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Evet” dediği, Şaban K.’ nın “Genç subayları bunlar ele geçirmiş durumda abi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Evet” dediği, Şaban K.’ nın “ Ve şu anda hızla MİT’e doğru ilerlemeye çalışıyorlar” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Yav MİT te ellerinde” dediği, Şaban K.’ nın “Ellerinde mi abi he yani bilmiyorum da” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Ee bana bu komployu kuran MİT” dediği, Şaban K.’ nın “ He mesela dün şeyle ilgili bu üç yüz kilogram nitrat bulundu diye” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Hikaye ya geç komedi” dediği, Şaban K.’ nın “ Bundan da ben bu Tayip denilen adamı da çok iyide tanırım yani mesela Erhan GÖKSEL. Mesut YILMAZ’ ın o zaman danışmanıydı ama 94 öncesi parayı bastırıyordu VERSO ya Erhan GÖKSEL’e, seçimlerde hep Refah Partisini birinci gösteriyordu veyahut ikinci üçüncü gösteriyordu ki potaya girsin diye” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Parayı veren de Ahmet ERGÜN” dediği, Şaban K.’ nın “ Ahmet ERGÜN bu James bond çantayla veriyordu bende resimleri var.” dediği,
Tape no:4168, 15.09.2007 tarihinde saat:08.40 da Can A. ile yaptığı görüşmede özetle; Can A.’nın “ Ha şimdi ama çok enterasan bi şey oldu ııı.... kanalın arkasında bir herif daha var Hayrettin ERTEKİN diye”dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Evet” dediği, Can A.’nın “ Ha bu adam Genel Kurmay Başkanının Danışmanı sırdaşı ııı.... arkadaşı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ evet” dediği, Can A.‘nın “Ama özünde dolandırıcı ahlaksız bir herif”, “Bu işte bu, Ali BARANSEL, Rıza KüçükOĞLU bi kaç bir iki paşa daha var”, “Bunlar ııı.... bu oğlana şantaj yapıyorlar.” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Hayrettin ERTEKİN’e?” dediği, Can A.’nın “ Hayrettin ERTEKİN bizim patrona…….(anlaşılmıyor)” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Patrona evet” dediği,
Tape no:4169, 15.09.2007 tarihinde saat:11.29 da G. HATİCE Ü. ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “ Eski Generaller patrona gitmişler Can ATAKLIyı çıkar burayı biz idare edelim AKP ile aranızıda biz düzeltiriz “ , “ Bu emekli Generallerin pisliğini anlatacak yani bu emekli Generallerin beşte dördü hakikaten yani inanılmaz bir şeyler pislikler”, “ Canım isimlerini verdi dört tane Ali BARANSELle beraber üç tane general Rıza KüçükOĞLU, Yalçın ERTEKİN bide Ceyhun paşa diye üç tane biri Korgeneral emekli iki de Tümgeneral AKP ile aranızı düzeltiriz bu herifi işten çıkart diye buna geliyolar yavv inanılır gibi değil yani bu eski paşaların boklukları”, “ Böylede bi ülkede yaşıyoruz yani Genel Kurmay Başkanı herkimse evvela şu eski Generalleri çeki düzen verip bi ara Kıvrıkoğlu düşünmüştü öle burda bi ara oda veriyimde siz bi yere ayrılmayın kıvrıkoğluydu o galiba” dediği,
Tape no:4170, 15.09.2007 tarihinde saat: 13.37 de Can A. ile yaptığı görüşmede özetle; Can A.’ nın “ Şimdi bu bizdeki paşalardan biriyle buluşmaya gidiyorum” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Hah yapabileceğim bir şey var mı” dediği, Can A.’nın “ …(anlaşılmıyor)bizim haberimiz yok diyor Fehmi KORU mehmi koru hepsi öğrendi yani böyle bi şaşkınlık da var” dediği
Tape no:4171, 15.09.2007 tarihinde saat:15.40 da AYTUNÇ ….isimli şahısın yaptığı görüşmede özetle; AYTUNÇ’un “ Ben şuna inanıyorum bak Ambarlıyı hatırlıyorsun dimi abi o Mısırlı sahip çıkmıştı hani Ukraynalıların şeyine”dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Evet” dediği, AYTUNÇ’un “ Aynı beş yüz kilo TNT de öylede kapattılar olayı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Tabi tabi” dediği, AYTUNÇ’un “ Kapattılar adamlar öyle belgeler var geldi bana belgeleri de geldi şimdi şey belgeleri ne dir onun adı MKA nın bunlara verdiği şey belgeleri Pigmente verdiği ihalenin belgeleri geldi ama önemli oldu beş yüz kilo Avrupadan beş yüz kilo patlayıcı bomba ...(anlaşılmıyor) hammaddesi elini kolunu sallaya sallaya Türkiye ye geliyo abi”, “Böyle bişey var mı var mı böyle bi şey PKK onu yolda çevirse alsa tam Genel Kurmayın önünden geçerken patlatsa ne olur” dediği, Emin ŞİRİN’in “Korumalı geliyo korumalı ğeliyo” dediği, AYTUNÇ’un “ Yav korumalı haha korumalı geliyo evet hıhı hahahahahah” dediği, Emin ŞİRİN’in “ Korumalı geliyoooor. Efkan ALA başbakanlık müsteşarı” dediği, AYTUNÇ’un “ Evet haklısın abi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Efkan ALA başbakanlık müsteşarı” dediği, AYTUNÇ’un “ Cana noldu ya” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Can eski emekli Generaller çetesine kurban gidiyo galiba”, “ Yani Can’da hükümet mükümet felan yok”, “Bu şey ıı ... Hayrettin ERTEKİN diye bi hıyar varmış dolandırıcı bi hıyar”, “ İsimleri al istersen”, “Rıza KüçükOĞLU emekli General” dediği, AYTUNÇ’un “ Evet Subaylar Derneği Başkanı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Hangi subaylar” dediği, AYTUNÇ’un “ Türkiye Subaylar Derneği başkanı var Emekli Subaylar Derneği Başkanı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Tamam Rıza KüçükOĞLU, Yalçın ERTEN” , “Bide Ceyhun paşa varmış yanlarında”, “Bu ibneler ııı ... Hayrettin ERTEKİN bide Ali BARANSEL” dediği, AYTUNÇ’un “ Ali BARANSEL haa” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Sahibine gitmişler Semih SADİye Business Channel’in sahibine sahibine, AKP senin üstüne gelecek Can ATAKLI’ yı at, biz yönetim kuruluna gelelim senin işlerini ayarlayalım demişler hadise bu kadar basit. Emekli askerler çetesi yani” dediği, AYTUNÇ’un “ Anaaaaa aynen” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Ve bu Hayrettin denilen ibne başlarında ki şey bide bu esik ÖZAL’ ın kuyumcusuymuş bu Hayrettin ERTEKİN, “ O da ben şeyin ııı ... BÜYÜKANIT’ ın bir numaralı danışmanıyım bi tak bennen konuşur felan” dediği, AYTUNÇ’un “ Bababa” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Yani olan hadise Emekli Subaylar Çetesi” dediği, AYTUNÇ’un “ Abi nedir bu etrafımızda böyle manyaklardan” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Sana bişey söyleyim bu emekli subayların onda sekizi onda yedisi zır deli” dediği, AYTUNÇ’un “ Evet hasta ruh hastası hepsi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Ve bunlarda askerler buysa terekesini s….yim böyle işin yav” AYTUNÇ’un “ Anladım abi anladım” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Yüzde kırk yedi alması az herifin yüzde yetmiş beş alır herif” dediği, AYTUNÇ’un “ Doğru diyosun doğru diyosun” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Bi KIVRIKOĞLU bunları kontrolda tutmak için gayret sarf etmişti. Bu emekli askerlerin bi yere kapatmak lazım ya pezevenkleri.” dediği, AYTUNÇ’un “ Evet abi KIVRIKOĞLU çok uğraştı biliyosun sende o dönemleri sen daha iyi biliyosun tabi ama yani ııı.... peki Hakan geliyomuş Hakan AYGÜN’ü getiriyorlarmış” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Kim ?” dediği, AYTUNÇ’un “ Şeyi …(anlaşılmıyor) hakanı getirecekler” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Kim geti bunlar mı getiriyomuş” dediği, AYTUNÇ’un “ Yani ııı.... şimdi Hakan AYGÜN özelliği şudur abi GÜL’ün GÜL Gül çok sever onu biliyosun” dediği,
Tape no:4172, 16.09.2007 tarihinde saat: 14.36 da Can A. İle yaptığı görüşmede özetle; Can A.’nın “ Genel Kurmay’dan da şey var aman bi şey söylemesin diye”dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Nası bi şey söyle yani bi şey söylemesin gereğini yapacaz manasında” dediği, Can A.’nın “Yani ben onu anladım yani basın toplantısı falan yapmasın aman Pazartesiyi beklesin ya pazartesi bunlar çökecekler oraya yada bu şeyi falan bu paşaları çağıracaklar Ankara’ya siz ne bok yiyorsunuz diye” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Valla çağırmaları lazım ben şimdi telefonda detay veremem iki yerden daha paşaların ismiylen ilettim bunu” , “Ve ben size samimi söyleyim dedim ortada bi emekli ıı emekli paşalar çetesi var” dediği, Can A.’nın “ Evet bu çıkıyo ortaya” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Yani ortada bi emekli paşalar çetesi var” dediği,Can A.’ın “ Ve bunlar farkında değil biliyor musun en fenası o ben dün konuştum” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Farkındalar abi bunlar daha evvel söylendi ee ama yeterli şeyi gösteremiyorlar basireti daha ileriye gittim yani KIVRIKOĞLU’ ndan sonra KIVRIKOĞLU bunun farkındaydı onun için emekli paşaları oda veriyordu dedim İ ii İnterbankı’ın idare heyetinden Eti Bank’ın idari heyetine kadar başlayan rezalet şimdi çete olarak devam ediyor dedim” dediği,Can A.’nın “ Abi bak dün o Rıza Paşa mı ne o geldi böyle gayet kendi dedim paşam ya dedim sen ne anlatıyorsun bana yani dürüstlüğünü yarın pazartesi kamuoyuna anlat sen bunu dedim bana dedi ki bu sizin çok aleyhinize olur tehdit mi ediyorsun dedim senin ne işin var dedi … (Bir kelime anlaşılmadı )” , “Ya rezil olacaklar tabi canım ben bunların canını okuyıcam ya ya Genel Kurmay Başkanı bunları çağıracak ağır bir fırça ya bu bu TESUD mudur ne poktur be emekli paşalar derneği burayı dağıtmaları lazım onun için yayın yapacam zaten yani çekin bu paşaları buradan… (üç kelime anlaşılmadı 04.44) pezevekler ya” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Sana bi şey söyleyim mi ben bu emekli emekli paşalar emeklilik maaşları kesilsin bişi yaparlarsa” dediği, Can A.’nın “: Evet evet kesilmeli ya maaşını keseceksin… (İki kelime anlaşılmadı )” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Samimi söylüyorum maaşını keseceksin terekesini sikiyim ya ben bunların” dediği, Can A.’nın “ Adama dedim ki senin bu adamla ne işin var diyorum böyle bi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Ben sana söyleyim mi istisnalar hariç mesela işte Hilmi ÖZKÖK ıı Yaşar BÜYÜKANIT, KIVRIKOĞLU gibi istisnalar hariç albaylıktan generalliğe aklı aklı olan adamı terfi ettirtmiyorlar valla ettirtmiyorlar” dediği, Can A.’nın “ Valla galiba doğru ha yani paşa olmak için geri zekalı olmak gerikiyor yani” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Hayır bi kere itaat edeceksin şimdi onun içinde fazla akıllı olmayacaksın” dediği, Can A.’nın “ Abi adam kendine Türkiye’nin entelektüeliyim ben kamuoyu beni çok seviyor diyo ya ulan ben seni … (İki kelime anlaşılmadı )” , “ Bunların bütün derdi ne biliyor musun diyo ki sizin kanal ne zaman çağırsa geliyorum hemen araba gönderiyorlar diyo bunların derdi o araba göndersin alsın o fik ben senin fikrini falan sormuyorum lan dangalak. Yarım saat boş vaktim var oraya işte bi tane paşa koyuyorum anlamıyo” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Abi ortada ortada tamamen bi taraftan AKP’yi bi taraftan Genel Kurmayı kullanan bir emekli generaller çetesi var başları da bu Hayrettin” dediği, Can A.’nın “ Evet” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Onları dağıtmak ve paramparça etmek lazım” dediği, Can A.’nın “ Abi bu Hayrettin bunları efsunlamış neden bu böyle her şeyi yapıyor gidiyoruz onu yapıyoruz bunu yapıyoruz işte anlattım ya sana ya bu böyle telefon etti dedi ki bütün emekli generaller şeyi ziyaret edecekler bu deniz kuvvetleri paşasını hani hapisteki dedim ki Hayrettin rüya görme dedim yani bu gün hiçbir silahlı kuvvetler mensubu topluca” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Ha bana bak bi kere yapsınlar da şu askerin afra tafrası tamamen bitsin”, “Bitsin abi bitsin yani bu emekli paşalardan da bıktım yav. Sana bi şey söyleyeyim mi bini gözaltına almaları se bi de üç tane emekli albayın zibidiliği terekesini sikiyim ben bunların hepsinin ya” dediği, Can A.’nın “ Hakkaten öyle ya yani olacak şey değil” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Ümraniye’de bi tane binbaşı bilmem nerde bi tane bilmem ne Allah belalarını versin bunları ya terekesini s….yim ben bunların hepsinin” , “ Evet bu emekli generaller çetesini çökertmek lazım” dediği, Can A.’nın “ Öbür taraftan şimdi başka şeye bu bunu değerlendirmem lazım tabi yani bu durumu öbür kanallar için çünkü burda müthiş bi yayıncılık oldu abi sonuçta on beş gün” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Se sen onu değerlendir başka yere … (Üç dört kelime anlaşılmadı 08.47)” dediği, Can A.’nın “ Ya … (Üç dört kelime anlaşılmadı 08.48) tabi ya benim derdim o gece bi kanala gidiyim yeter bana”, “ Dalacaklar içeriye böyle bizim adımızı kullananları biraz silkeleyin diye girecek içeri …. (İki kelime anlaşılmadı)” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Hiç merek etme onun ben yaptırtırım” dediği,
Tape no:4174, 19.09.2007 tarihinde saat:15.47 de X BAYAN ŞAHIS / Serhan BOLLUK ile yaptığı görüşmede özetle; Serhan BOLLUK’un “Sayın Emin ŞİRİNLE mi görüşüyorum”dediği, Emin ŞİRİN’in “ Benim evet buyurun” dediği, Serhan BOLLUK’un “ Merabalar emin bey Aydınlık dergisinden Serhan BOLLUK ben” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Buyurun Serhan bey” dediği, Serhan BOLLUK’un “ Nasılsınz” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Saolun siz nasılsınz” dediği, Serhan BOLLUK’un “ Teşekkür ederim ııı.... istanbulda mısınz” dediği, Emin ŞİRİN’İn “ İstanbuldayım evet” dediği, Serhan BOLLUK’un “ Iıı....bi görüşmemiz mümkün müdür acaba yarın müsait misiniz?” dediği, Serhan BOLLUK’un “ Iıı.... iş yerindeyim ben Beyoğlunda” dediği, Emin ŞİRİN’in “ Beyoğluna ğeçmem çok zor benim bugün” dediği, Serhan BOLLUK’un “ Siz nerdesiniz efenim” dediği, Emin ŞİRİN’in “ Ben beyko kavacıktayım beykozda” dediği, Serhan BOLLUK’un “ Oooo uzakmış evet” dediği, Emin ŞİRİN’in“ İsterseniz kanyonda felan filan biyer de buluşalım bu gün” dediği,Serhan BOLLUK’un “ Eee kaç gbi efendim” dediği,
Tape no:4175, 19.09.2007 tarihinde saat:19.35 de G. HATİCE Ü. ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’in “ İyiki bu valla hiç bu Anayasa darbe getirir Türkiye’de”dediği, G. Hatice Ü.’nün “ Hadi ya” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Eğer anayasada bu kadar ısrar ederse şey ee nedir adı ee” dediği, G. Hatice Ü.’nün “ Tayip”dediği, Emin ŞİRİN’in “ Tayip bu bu” dediği, G. Hatice Ü.’nün “ Hı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Şeylen biter darbeyle biter yani” dediği, G. Hatice Ü.’nün “ Hıı” dediği, Emin ŞİRİN’in “ Darbeyle biter çok sert. Tayip yani çok münasebetsiz bi asabiyet içerisinde” dediği, G. Hatice Ü.’nün “ Hı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Ya geri adım atacak yada geri adım atmazsa bu iş darbeye gider” dediği, G. Hatice Ü.’nün “ Hıı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Hiç kaçarı yok yani üstelikte anayasa yüzünden darbeye hiç kimse bi laf edemez” dediği,
Tape no:4176, 20.09.2007 tarihinde saat:12.46 da FİKRET A. İle yaptığı görüşmede; FİKRET A.’nın “ Merabalar FİKRET A. ben Ulusal Kanal’dan” dediği, Emin ŞİRİN’in “ Nasılsınız Fikret bey” dediği, FİKRET A.’nın “ Sağ olun Emin Bey siz nasılsınız” dediği, Emin ŞİRİN’in “ İyim Allaha çok şükür” dediği, FİKRET A.’ın “ Saat ikide ee” dediği, Emin ŞİRİN’in “ Buyurun” dediği, FİKRET A.’nın “ Bi randevu almışlar sizden” dediği, Emin ŞİRİN’in “ Evet” dediği, FİKRET A.’nın “ Tekrar teyit için aradım ben” dediği, Emin ŞİRİN’in “ Evet” dediği, FİKRET A.’nın “ İkide Bas Omsstorda” Emin ŞİRİN’in “ Tamam on iki ge iki de görüşelim orda” dediği,
Tape no:4177, 25.09.2007 tarihinde saat:11.19 da Turan ÇÖMEZ ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “ Turancım Emin ŞİRİN”dediği, Turan ÇÖMEZ’in “ Ha abi ne var ne yok” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ İyilik sağlık sende ne var ne yok canım” dediği, Turan ÇÖMEZ’in “Sağ olasın abi bende iyiyim ne yapıyım işte uğraşıyorum” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Hayırlı olsun” dediği, Turan ÇÖMEZ’in “ Sağ olasın” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Allah kolaylık versin” dediği, Turan ÇÖMEZ’in “ Sağ olasın abi sağ ol” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Uzun ömürlü olması temennisiyle” dediği, Turan ÇÖMEZ’in “ Yani tabi onu zaman gösterecek ama sana da gecen birazcık bahsetmiştim yani her tarafımızdan sıkıştırılmış durumdayız bi yerde hem hakkaten çalışmam lazım emekli olamadım bilmem ne yapamadım bi taraftan kendimizi ifade edebilmemiz lazım yani böyle berbat bi durum yani onun için geldik böyle burda başladık” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Senin orda olman bizim için hepimiz için çok önemli bi şeydir” dediği, Turan ÇÖMEZ’in “ Ya burası işte sizlere dostlara açık kendimizi ifade edebilecemiz bi alan oluşturuyoruz zaman içerisinde abi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Aynen öyle yani ben televizyona çıkıyım çıkmıyım o ikinci plandaki meselede senin orda olman bi güvencedir o bakımdan çok memnun oldum orıya olmana” dediği,
Tape no:4178, 25.09.2007 tarihinde saat:11.28 de İsmail K. ile yaptığı görüşmede özetle; İsmail K.’nın “ Valla iyi işte dün bu İlker BAŞBUĞ’a gittik falan ondan sonra biraz o oralarda biraz” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Ne diyo? Boşuna konuşuyo ya” dediği, İsmail K.’nın “ Yo İlker BAŞBUĞ biliyor abi biliyo”dediği,
Tape no:4179, 25.09.2007 tarihinde saat:11.55 de MURAT… isimli şahıs ile yaptığı görüşmede özetle ; Emin ŞİRİN’ in “Ettirecekler Tabi askeri yıpratıcaklar Anayasayı değiştiricekler Arkasından hemen kamu…..(bir kelime anlaşılmadı ) reformu yasasını getiricekler hepsini teker teker yapıcaklar Askerde bu kadar konuştukca sadece kendini yıpratıyo”dediği, MURAT’ın “ Evet” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Yani zaman konuşma zamanı değilki ya harekete geçersin ya susarsın kardeşim” dediği, MURAT’ın “ Birazcık Ertuğrul ÖZKÖK kendi şeyini de kurtarmaya çalışıyor” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Canını kurtarmaya çalışıyo” dediği, MURAT’ın “ Bunlar Akaryakıt kaçakçılığından çok zor durumdalar” dediği, Emin ŞİRİN “ Tamamen” dediği, MURAT’ın “ Yalnız o maliyedeki hani vergiyi sıfırladıkları o diil bu hani” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Ya Murat bunları ben iki senedir söylüyorum Fatih Altaylı da çıkmış demiş televizyonda Emin ŞİRİN de de var bu rapor diye bu raporun bi kısmı bende de var bu Aydın DOĞAN, ömrünün sonuna kadar hapis yatar bütün malları da müsadere edilir.” dediği, MURAT’ın “ Hııı” dediği, Emin ŞİRİN’in “ Şimdi sorulması gereken en üzerine gidilmesi gereken konu ların başında şey geliyor ıı nedir adı bu akaryakıt kaçakçılığına niye mani olmuyorlar.” dediği, MURAT’ın “ O şey dimi yani hani bi dokuz milyar dolar gözüküyoda aslında yirmisekiz milyar yirmiyedi milyar dolar o dimi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Aynen O şeyden başladı hadise bu akaryakıt komisyonu kuruldu da ben devamlı bunlara mektup yazdım” dediği, MURAT’ın “ Tamam” dediği, Emin ŞİRİN’in “ Dedimki şey varmı vaktin iki üç Dakka” dediği, MURAT’ın “ Tabi var tabi tabi olmazmı” dediği, Emin ŞİRİN’in “ Sen bi bi kere sana şeyi söylemiş olim bu vakıf meselesini bilin” dediği, MURAT‘ın “ Tamam onu anladım” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Bi tetkik ederseniz iyi olur ikincisi bu akaryakıt kaçakçılığı sevgili kardeşim şeylen yapılmadı güneydoğudaki akaryakıt kaçakçılığı işin trişkadan nameleri. Niçin Türkiye de akaryakıt tüketiminin yüzde 50-60 ı Marmara bölgesinde. Dolayısıyla kaçakçılık yapıcaksan da bu malı orda satıcaksın şimdi Marmara bölgesinde sen hiç bidonlan akaryakıt satıldığını gördünmü” dediği, MURAT’ın “ Yok” dediği, Emin ŞİRİN’in “ Hıh bir iki Güneydoğu Anadolu dan her gün tankerlerle mal geldiğinide gördünmü onuda görmedin” dediği, MURAT’ın “ Yok onuda görmedim” dediği, Emin ŞİRİN’in “ Bu malın nasıl geldiğini anlattık dedikki bakın bu mal Türkiye de Tüpraş ta mal üretildiği halde bazı firmalar Tüpraştan mal alıcaklarına ithal etmeyi tercih ediyorlar” dediği, MURAT’ın “ Hı hı” dediği, Emin ŞİRİN’in “ Üstelik te üzerine Deniz nakliyesi ödemek suretiyle daha pahallı bi malı ithal etmeyi tercih ediyorlar bunun mantığı yoktur siz bunu şunu yapmanız lazım bu malların önemli bir kısmı Gümrükten deklare edilmeden geliyor”, “Emin ŞİRİN’in “ Böyle kaç tane kayıt var 25 bin ton yüklüyo Türkiye ye geldiğinde 5 bin ton resmen boşalttım gibi gösteriyo geri kalan 20 bin tonda açıktan boşaltıyo” dediği, MURAT’ın “ Yani bu şey bile diil hani karasularında işte dışarıda sularda aktarma falan filanda diil basbayağı giriyo boşaltıyo” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Bunun tespiti içinde şunu yapıcaksın bir rafineride ne kadar mal yüklenmiş burda ne kadar mal boşaltılmış iki iki Bunlanda yetinmiceksin malın sigortası kaç ton üzerinden yapılmış” dediği, MURAT’ın “ Hı hı” dediği,Emin ŞİRİN’in “ Ve bu sigortanın parasını hangi firma ödemiş” dediği, MURAT’ın “ O neyi gösteriyo” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ O şunu gösteriyo mal kime ait” , “Yok canım Türkiye nin en zengin adamlarından biri olarak emekli oluyo o da. Ahmet ERTÜRK kardeşimiz gibi. öyle bi durum var ama yani ben sana söylim Aydın DOĞAN sonunda biraz sonra döner.” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ İki üç geminin ismi var ama çıktığı yer itibariyle veremem” dediği, MURAT’ın “ Anladım anladım” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Sıkıntı çıkıcak sonra anlatabildimmi” dediği, MURAT’ın “ Anladım anladım” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Sana da Ergun POYRAZ muamelesi yapmasınlar sonra. Gülme” dediği, MURAT.’ın “ Napıyosunuz” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Ben hiç bişey naapim ben e işte girdik çıktık gözaltına alındık gözaltıda imzasız ihbar mektubundan gözaltına aldılar aynı gün evime girdiler” dediği, MURAT’ın “ Biliyorum” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Aynı gün partiye geldiler ben o günden sonra Türkiyeylen siyasetlen uğraşmamaya karar verdim neden biliyormusun bunları yaptıkları için değil bu konuda basının ve siyasetin duyarsızlığı dolayısıyla kendimi nadasa çekmeye karar verdim. Yani bu duyarsızlık bu şekilde olduğu zaman neyine uğraşıyoruz Muratçım” dediği, MURAT’ın “ Bu peki şeyde bu özel sektörde böyle niye TÜSİAD da filan Aydın DOĞAN şeyimi yoksa birazda güç merkezi kendilerinden alındı veya başka bişey” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Küstahlaşmak bak onun bitek sebebi var bugün ee Anadolu em şey Anadolu sermayesi filan trişkadan nameler. Dikkate almazlar. Ankara kendilerini dinniyomu dinlemiyo mu Ecevit dinlemediği zaman Ecevit e karşı çıkarlar. Ecevit dinlerse tutarlar. Tayyip ERDOĞAN kendilerini dinlediği zaman Tayyip ERDOĞANa destek çıkarlar ama küstahlaştığı ve dinlemediğini gördüğü zaman da karşı çıkarlar.” , “ Bir haftada ben İstanbuldan geldiğim iş dünyasını bildiğim için söylüyorum, iş dünyası ideolojiye filan bakmaz iş dünyası Ankara beni dinliyo mu benim benim istediklerimi yapıyomu yapmıyo mu ona bakar ECEVİTe de öyle bakmıştır DEMİRELe de öyle bakmıştır. ERBAKAN a da öyle bakmıştır. 28 Şubatın sebebi ideolojik filan değildir Erbakan ın bunları dinlememesidir. Tayyip ilk 4 sene dinledi çok sevdiler. Şimdi dinlemezse diye aba altından sopa gösteriyolar. Başka hiçbişeye bağlama Murat.” dediği, MURAT’ın “ Hmmm” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Ben içlerinden gelen biri olarak söylüyorum. İsterse herkes başörtülü olsun hiç umursamazlar. Umursadıkları tek şey iş dünyası olarak dediklerini yapıyolar mı yapmıyolar mı?” dediği,
Tape no:4180, 10.10.2007 tarihinde saat:09.23 de AYTUNÇ… ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Sana iki şey da ekleyim bu sana bilgiyi verdim yüzmilyonla ilgili milyarla ilgili” “Yüzmilyar anormal bi rakam gibi katiyen gelmesin eee.. İranın şu anki revzervleri ikiyüzelli milyar doların üstünde” “İkincisi türkiyenin kamp değiştirmesi için bu konuşuyuyo, üçüncüsü ermeni tasarıyla beraber zaman tam uygun” “Yani şu anda bütün kamuoyunu yanına alır Tayyip amerikaya karşı” “Yani birincisini bilgi olarak veriyorum öbürlerini kendi analizim olarak veriyorum” dediği, Aytunç’ un “Tamam abi tamam ağabeycim anlaşılmıştır” dediği,
Tape no:4181, 15.10.2007 tarihinde saat:12.04 de E. Rezzan A. İle yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “şimdi bunlara nolur bişey toplayalım ne zaman vercek takipsizliği” dediği, E.Rezzan A.’ nın “bi başka savcıya etmişler zaten o bi, Süleyman beye etmişler şikâyet Süleyman beyin dosyasındaki mektubu görünce ya aşa yukarı aynı olduğunu anlayınca bu onların şikâyetidir dedi ben zaten daha önce gidip sölemiştim. bu Adnan hocanın müritlerinin işidir diye sonra o da gidip Süleyman beyin dosyasına bakmış orda aynı mealde bi mektubu görünce ya anlamış ki onların şikayeti. Zaten o resimlerde hep cep telefonuyla çekilmiş siz gördünüz heralde resimleri” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Şimdi bakın bu Adnan hocacıların işi olduğunun üstüne gidilirse” “Adnan hoca bu yaptırdığı konu yüzünden hapse girer” dediği, dediği, E.Rezzan A.’ nın “Tamam bizde geri gitmiyoz benide şikayete ge… yani çete olarak benide anneleride hiç kimse şey yapmıyor o zaman ben bunları toplayım sizinle bi gün görüşelim ona göre..” dediği,
Tape no:4182, 16.10.2007 tarihinde saat:15.06 da Gül… İsimli şahıs ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Şimdi evvela Süleyman beye mektup yazıcaz Süleyman DEMİRELe, Sayın Süleyman Demirel dokuzuncu cumhurbaşkanı” “Emin ŞİRİN yirmi ikinci dönem milletvekili. Şimdi şöyle bi mektup yazıyosunuz BÜYÜKANIT’a ” “Yok Malezyaydı yok İrandı yok mahalle baskısıydı tartışmalarının yapıl.. yok mahalle baskısıydı virgül yok yeni anayasaydı tartışmalarının yapıldığı bu günlerde” “Bu bölüm herhalde özellikle ilginizi çekicektir.” “Üçüncü mektup İlker BAŞBUĞA yazılacak Kara Kuvvetleri Komutanı” “Evet, Yaşar BÜYÜKANIT’ın kinin tam aynısı” dediği,
Tape no:4183, 01.11.2007 tarihinde saat:09.26 da AYTUNÇ… isimli şahs ile yaptığı görüşmede özetle; Aytunç’ un “Dikkat edersen 8 asker olayına dikkat ettin mi abi açıklamıyolar” “Ama yani aldılar onları pazarlıkla almışlar.” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Pazarlıkla almışlar demi” dediği, Aytunç’ un “Ben öyle biliyorum bana gelen aslında Özel Kuvvetler” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Fatihte öyle yazdı” dediği, Aytunç’ un “Yo Özel Kuvvetler bana şey dedi eee catışma ufak süreli bir çatışma oldu kısa ama. Ama yine BARZANİ nin ekibi beraber yani Barzaninin ekibiyle yapılmış operasyon. Ee peşmerge kıyafetinde girmiş bizimkiler, Kürtçe şarkı söylemişler Kürtçe türkü söylerken çay içiyolarmış o sırada dört tanesinin kafasına sıkmışlar ama Barzanicilerle yapmışlar bunu kılavuz Barzani. Köyün adı da Kandil köyü ufak bir köy PKKnın sığınağı yani bunu ama açıklamıyo Genel Kurmay bundan dolayı” “Barzaniyle ittifak varmış gibi görüntü” “Dışarıya ha dışarıya şimdi Barzani düşmanıyız ya güya” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Şimdi bak burda en önemli konu neydi biliyomusun geçen hafta BARZANİyi tabi kabul edecekler bunlar önemli olan şuydu geçen hafta DTP özerklik ve bayrak istedi” dediği, Aytunç’ un “İkinci alternatif mesela dediki Amerika ben bunu isteyemem ben böyle kardeşim bunun içinde yokum bu bunu ...(anlaşılmıyor)” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Demez” dediği, Aytunç’ un “İran konusu?” dediği, Emin ŞİRİN’ in “E valla işte para istedikleri ve o konuşma tarafı ortada o olur ise Amerika o zaman bu hükümeti tasfiye eder” dediği, Aytunç’ un “Tasfiye eder” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Eder” dediği, Aytunç’ un “Artı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Darbede olur yani” dediği, Aytunç’ un “Darbede olur üçüncü dünya savaşı tarzında Rusya hattı var çünkü artık” dediği, Emin ŞİRİN’ in “E üçüncü dünya savaşı fi lan olmaz lani darbe olur” dediği, Aytunç’ un “Anladım abi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Altı ay içinde darbe olur” “Çünkü o zaman ekonomi şimdi bunların darbe yapamaz .... (anlaşılmıyor) sevgili askerin ekonomi den korkması” dediği, Aytunç’ un “Anladım anladım” “Doğru doğru” dediği, Aytunç’ un “Bişey diycem sen bana hani bişey verecektin ya varmı zamanı geldimi onun” dediği, Emin ŞİRİN’ in “İstanbula geliyim veririm” “Gel onu unuttum esasında veririm ben sana onu” dediği,
Tape no:4186, 18.11.2007 tarihinde saat:20.42 de Cem U ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Valla sana bi kere şunu görüyorum bu herif hakikaten çıldırmış çünkü beş sene hiç bi televizyon bunu çağırmak aklını gelmedi, çağrılsa da gitmedi” “Bi Fethullahçı öbür Fethullahçı Melih MERİCe çıkarttırıyo kendini” dediği, Cem U.’nun “He he” “Hı hı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Konuşacakları aynı şeyler iki şey sorulabilinir, birincisi; Türkiyenin karşısındaki on veya onaltı milyar dolarlık tahkim sizi niye alakadar etmiyo” “İkincisi; ee. bu onu bilemiyorum ama yani sormak lazımmı değilmi yeni kanunla olur filan hikayesi var ya oraya girmemem lazım” dediği, Cem U.’ nun “Yok canım hiç ya” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Ona girmemek lazım ona girme.. bu onaltı milyar dolarlık tahkim” dediği, Cem U.’ nun “Onsekiz onsekiz” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Onsekiz ha şunu sormak lazım …(anlaşılmadı)……bütün bu mallar ve mülkler değerler bedelsiz olarak alınması makul mü?” dediği, Cem U.’ nun “Ya tabi ya hiç makul niye de değil ya yani makul bile değil onseki milyar dolar Türkiyenin karşı karşıya olduğu tahkim var bedelini ödemediği için Türkiye bu mallara el koydur” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Hah aman lütfen onun altını çizmek lazım bedelini ödemediği için” dediği, Cem U.’ nun “ Hah bedelini ödemedi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Ben öbür lafı onun için söyledim” dediği, Cem U.’ nun “Tabi tabi bedelini ödemediği için …(anlaşılmadı)…..” dediği, Emin ŞİRİN’ in “İstiyolar, bedelini istiyolar” dediği, Cem U.’ nun “Evet” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Bedeli ödenmeden mal alınır mı bunu sordurmakta fayda var bi düşün ben bunu sordurulması taraftarıyım” dediği,
Tape no:4187, 20.11.2007 tarihinde saat:15.24 H. Şahin D. ile yaptığı görüşmede özetle; H. Şahin D’nin “Kusura bakma rahatsız ediyorum, şikâyetçiler, Tarkan YAVAŞ” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Kim?” dediği, H. Şahin D’nin “Tarkan YAVAŞ” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Hee Adnan Hocacılar” dediği, H. Şahin D’nin “Burak ….(anlaşılmadı)…. evet …(anlaşılmadı)…. KARATEPE Adnan hoca grubu bilim araştırma vakfı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Hıı, ne diyolar” dediği, H. Şahin D’nin “Necmettin ERBAKANa yazdığı mektupla ilgili olarak işte ee.. kendilerine hakaret edildiğini iddia ediyolar” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Hassiktirsinler, sen onu alabildinse o şey vardı neydi bizim avukat bi hanım vardı ya onu yollamıştım daha evvel” dediği, H. Şahin D’nin “Rezzan hanımlar” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Rezzan hanım he” “Bunu Rezzan hanıma bi yolla şeye gittiğimde de Ankara’ya geldiğinde de bi konuşurum, ordada bi analarına avratlarına terekelerine de bi küfür ederim” “Ulan onlarla alakası ne onun yani savcı ne diye çağırıyo beni eşşoğleşek, heriflere ben Adnan hocadan bahsetmişim bu adamlardan mı bahsetmişim” dediği, H. Şahin D’nin “….(anlaşılmadı)…. Adnan hoca ve Adnan hoca grubu demişsin” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Hayır ben şimdi savcıyı şikayet edicem beni niye rahatsız ediyo diye ben savcıyı savcılar hakimler yüksek kuruluna şikayet edicem” dediği, H. Şahin D’nin “Anlıyorum başkanım” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Bunu bilsin yani savcı konuşabilirsen, ulan..” dediği, H. Şahin D’nin “Konuştum ben kendisiyle” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Konuşuver kendisiyle şunu söyle; evimde gelmeye hazır de” dediği, H. Şahin D’nin “Hı hı” “Ben dosyanın tam bi fotokopisini alırım başkanım” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Hıh, ona göre bi mektup hazırla Şaylan beyle de bi görüş” dediği, H. Şahin D’nin “Tamam başkanım” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Benim özetle söy… Rezzan hanımla da bi görüş benim özetle söylediğim şu dur; bu üç tane şikayette bulunan adamların benim yazdığım mektupla ilgileri yok evveal savcı ifademe başvurucaksa bu ilgiyi tespit etmek mecburiyetinde” dediği, H. Şahin D’nin “Hı hı tamam başkanım ben o şekilde hazırlarım size de bilgi veririm” dediği,
Tape no:4188, 20.11.2007 tarihinde saat:17.12 de A. Aydın T. ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Yok TMSF’nin dinleme hakkı katiyen yok mahkeme kararı olmadan ha mümkün değil değil yapar her puştluğu yapıyorlar” dediği, A. Aydın T.’nin “Nasıl yapabilir mahkeme kararı olmadan”dediği, Emin ŞİRİN’ in “Mahkeme kararı olmadan Telsimdeki arkadaşları vasıtasıyla girerler çok rahat girerler” dediği, A. Aydın T.’nin “Türkcell?” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Telsimden Türksele de girerler” dediği, A. Aydın T.’nin “Emniyet üzerinden mi yapar bunu” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Yok canım Türk Telekom üzerinden yaparlar Emniyet te dinliyor Türkiye de Asker dinliyor Emniyet dinliyor MİT dinliyor” dediği,
Tape no:4189, 26.11.2007 tarihinde saat:09.43 de Cem U. ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Günaydın” dediği, Cem U.’ nun “Günaydın gelsene kahveye” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Geliyorum” dediği,
Tape no:4190, 27.11.2007 tarihinde saat:11.40 da X Bayan Şahıs ile yaptığı görüşmede özetle; X Bayan Şahsın “Nazım EKREN’in makamı buyurun ” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Acil olarak görüşme ihtiyacımız var yani konu benden fazla onu alakadar ediyor” dediği,
Tape no:4191, 27.11.2007 tarihinde saat:17.33 de Murat.. ile yaptığı görüşmede özetle; Murat’ ın “Abi ben Murat Ordudan nasılsın” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Teşekkür ederim Murat sen nasılsın” dediği, Murat’ ın “Sağol abi abi siyaset bugün olur yarın olur ama ben ebediyete intikal etcek bi dostluk adına bugün arama gereği duydum” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Teşekkür ederim Murat sen nasılsın” dediği, Murat’ ın “Emirlerini bekliyorum abi senin” dediği,
Tape no:4192, 05.12.2007 tarihinde saat:12.28 de Aytunç… ile yaptığı görüşmede özetle; Aytunç’ un “Şimdi zaten şöyle bi şeye yaratacaklar kampanyada şu abi doğan grubunun karşısına bir medya kuvveti doğdu doğan rahatsız oldu falan diye şey var şimdi tamam mı? yok böyle bir şey Doğan Grubu niye rahatsız olsun. Kavga yine şey kavgası olur yani göstermelik kavga olacak. Böyle bir şey var mı ya DOĞANı bitir” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Başyazar zaten orda oturuyor Nazlı ILICAK” dediği,
Tape no:4193, 06.12.2007 tarihinde saat:15.51 de Cem U. ile . yaptığı görüşmede özetle; Cem U.’ nun “ne haber nassın” dediği, Emin ŞİRİN’ in “iyilik Cemciğim sen nassın” dediği, Cem U.’ nun “bi beş dakka bi şey söyliyecem sana da” dediği, Emin ŞİRİN’ in “uğruyacam tamam canım uğruyıcam” dediği, Cem U.’nun “bu arada telefon gelebilir teflonlara dikkat et ağabeycim” dediği, Emin ŞİRİN’ in “anladım anladım, anladım” dediği,
Tape no:4196, 04.01.2008 tarihinde saat 18:59 de A. Serdar S. İle yaptığı görüşmede özetle; A.Serdar S.’ nin “Sayın Başbakan olacak eski milletvekilim” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Hiç ne milletvekilliği ne hiç siyaset kapandı” dediği, A.Serdar S.’ nin “Yav iyi olmuş abi boşver napcan siyaseti zaten bu memlekette siyaset hırsızların mesleği ya” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Aynen doğru söylüyosun, aynen doğru söylüyosun” dediği, A.Serdar S.’ nin “Nasılsın abi ne yapıyosun geçmiş olsun alındın malındın bi aralar ben de hastaydım o sıralar” dediği, Emin ŞİRİN’ in “İstanbuldayım. Haftaya istersen bir telefon et de bir çay içelim” dediği, A.Serdar S.’ nin “İçelim abi tamam” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Oldu” dediği, A.Serdar S.’ nin “Benim numaram bu, bunu kaydederseniz A.Serdar S.’ nin ben tanımışsınızdır” dediği,
Tape no:4197, 05.01.2008 tarihinde saat:11.04 de Ayşe A. ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Ayşecim nassın?” dediği, Ayşe A.’ nın “Valla iyi değilim Emin be seni onun için aradım nerdesin sen?” ..Emin ŞİRİN’ in “Benlen konuşmuyo bile Kara Mehmet” dediği, Ayşe A.’ nın “Artık lekelendiniz siz yani lekelisiniz Can'la sen” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Öle öle” dediği, Ayşe A.’ nın “Lekeli iki adam var Türkiyede Emin ve Can” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Şimdi telefonla konuşmayalım da yarın sabah geleyim ben size” dediği,
Tape no:4198, 14.01.2008 tarihinde saat:19.14 de Aytunç ile yaptığı görüşmede özetle; Aytunç’ un “Ya bu kapatma davası zor iş ya” “Yani yani benim aldığım izlenim, yani benim gördüklerim bildiklerim, duyduklarım son dönemde yaptığım temasların hepsinde herkesin bir geri çekilme süreci Amerika’ nın inisiyatifine bıraktığını görüyorum yani …“E BÜYÜKANIT kendini sattı da ondan” dediği Aytunç’ un “Onu bilmiyorum ama” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Ya sattı bu icraatına bak kardeşim herifin yaptığı icratat bak yav sana ben bi şey söylim” “Bitsin ben sana bi şey sorıyim ben şimdi Büyükanıt benden randevu istese Büyükanıt’a randevu verir miyim ya” dediği Aytunç’ un “Ya ben” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Büyükanıt iki Cumhuriyet tarihinde bütün Cumhuriyet tarihinde Türk ordusunu manda ordusu durumuna geldiğini ve ancak başka ülke istihbaratından savaş edicek hale sokulduğunu teşhir eden başkomutandır. Benim için Büyükanıt budur” dediği Aytunç’ un “Çok canım sıkılıyo benim abi ben onun bunu geçtim seninle ilgili niye Mehmet Emin KARAMEHMET şey yapmıyo kardeşim” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Görüşmek istemiyo” dediği Aytunç’ un “Dijitürktü Türkseldi yönetim kuruluna sokucaktı bizi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Bana sadece bi şey kısmını anlattı işte Emin Beye Emin ŞİRİN’ e yapılan da çok ayıp yaptınız yapıldı imzasız ihbar mektubundan adam gözaltına alınır mı filan hiç haberi yokmuş gibi davranmış Pezevenk” “Sizi eskiden beri milletvekili eski milletvekilleri bizim gözümüzde bugün de milletvekilidir öyle şey olur mu filan diye konuşmuş sonra da dönmüş demiş ki ama demiş Emin’in bize verdiği Emin Beyin bize verdiği zararı kimse vermedi hadi Cem UZAN’ ı biliyoruz Cem UZAN eskiden beri bizim karşımızda ama Emin Beyin yaptığını kimse yapmadı demiş tutamamış kendini Pezevenk” dediği Aytunç’ un “Sizin Öğretim üyesi olmanız şart aslında biliyo musunuz” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Niye oliyim Bedrettin DALAN koptu” dediği Aytunç’ un “E işte koptu” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Bak sana söylim HABERAL cevap vermedi” “Bu Pezevenklerin kalitesizliğini gör bak bil bunları” dediği Aytunç’ un “Ticaret Üniversitesiyle görüştünüz mü” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Tabi hiç biri istemiyo onla görüşmedim ama ben HABERAL’la Bedrettin DALAN’ lan BİLGİ’ylen görüştüm” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Aytunç’cum benim yüzde üç alan partimin yüzde üç oyunun yüzde ikisi benim yüzde biri Cem’in” “Mehmet AĞAR zaten partiyi tavsiye etme programını uyguladı ve bitirdi” dediği Aytunç’ un “Hı Erkan da öyle yaptı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “İşte ikisi de Erkan para aldı öbürü işte bak ulan Korkut EKEN yattıysa bu herifin altı aydır dokunulmazlığı yok hapse girmesi lazımdı öyle diğil mi?”.., Emin ŞİRİN’ in “Yani o gün için konuşuyorum bu yerel seçimlerden sonraya kadar zaten hiç alakadar etmiyo etmez. Beni bir platform var mı yok mu diye ben bakarım. iki, bana bi görev düşüyo mu diye görev olarak bakarım anlatabiliyo muyum” “Yani mesela ben Sadettin’ e ondan kızdım ulan görev zamanı çık eşek ortaya anlatabildim mi” “Yani bir görev düşerse evet yaparım. iki, bir platform varsa çıkarım bu iki şartım ikisinden şimdi ikisi beraber yerine gelmediği takdir de” dediği Aytunç’ un “Emin abi platform olmalı ama başında genç bi lider olmalı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “E pek tabi yani kırk ile elli arası karizma açısından da propaganda da açısından da Tayyip ERDOĞAN’ la başa çıkabilecek bir adam lazım çünkü Tayyip ERDOĞAN’ ın dünyada ki en sayılı halka dönük propaganda uzmanlarından biri olduğunu unutmamak gerekiyor” “Yani bu lider ne ben olurum ne Sadettin TANTAN olur ne Ahmet olur ne Mehmet olur” dediği Aytunç’ un “Hiç bi şey çıkmaz abi yani hani siz bana bi demiştiniz onu da hatırladım onu da söyliyim ben Şener ERUYGUR ile ilgili yani bu Kürtlerle mürtlerle hani bilmem ne falan diye hatırladınız mı ?” “Şener ERUYGUR’ un Kürtlerle görüşmesi falan hani ADD’ nin Kürtlerle ilişkisi kurduğu bu tür ilişkiler” dediği,
Tape no:4199, 15.01.2008 tarihinde saat:10.07 de Can A. ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “he kesildi o zaman onun davasının tekrar görülerek kazanılan haklarının iade edilmesi lazım. Bi mana ifade eder etmez değil hukuk bunu gerektiriyo” dediği, Can A.’ nın “tabi ona veremiceklerine göre buna kapatma davası açmaları lazım. Yani durup dururken ülke çok gerdiriyo yav” dediği, Emin ŞİRİN’ in “hayır şeyoldu bi dakka faziletin refahın felan eee müracatları oldu değişen kanunlar çerçevesinde bizim kapatma davalarını yeniden görün diye” “Anayasa Mahkemesi onu geri çevirdi o talebi, onu tekrar ele alsın o zaman görelim bakalım ya yirmi sekiz şubatla da tam hesaplaşılsın o zaman ya o, ya o. anlatabildim mi ne demek istediğimi” “ee bunu yani kapma davası açıp bugünkü sana, of tırakırt yani kesin söyleyim. Eğer bu günkü kanunlar geçerli ise bu dava kesin kapatma sebebidir çünkü, yeni yapılan kanunda odak haline gelme tarifini başkanın konuşmasına da bağlandığı, yani başkanın parti başkanının konuşması otomatik olarak partiyi odak haline getiriyo” dediği,
Tape no:4201, 15.01.2008 tarihinde saat:10.52 de Vural S. ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “bişey sorcam, neden dava açılmıyo bu adam hakkın yaa, Tayyip hakkında” dediği, Vural S.’nin “valla işte (gülüyor) bende bu konuda iki makale birden yazdım” “ondan sonra biliyosun sözcüde yazmaya başladım” “aslında bugünde bi yazım varda yanlışlıkla Yekta Güngör ÖZDEN yazmış gibi basmışlar, o da oraya yazıyo” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Sözcüde?” dediği, Vural S.’nin “bu SÖZCÜ iyi muhalefet yapıyo” “ondan sonra bu değindiğiniz konuları ayrıntılarıyla yükleniyorum yani” dediği, Emin ŞİRİN’ in “olacak iş değil hayır madem bu böyle buna dava açılmıyo o zaman Fazilete açılma davası tekrar görülsün ve Faziletin kapatma davası geri alınsın ya yanlış mı söylüyorum” “Nazlı ILICAK niye yasaklandı o zaman” “eğer o yasaklandıysa bu adamın ee.. derhal mahkemeye çıkması lazım ya” dediği, Vural S.’nin“o doğru zaten ıı..” “evet doğru” “onu söyleyim bu günlerde ee.. Sinan AYGÜN de yazmaya başladı bende yazıyorum” “bu Sözcü en iyi muhalefet yapan gastelerden biri oldu” “ondan sonra tabi ben bugün gönderdim yazılarımı ama Cuma günü çıkacak ayrıca bugün SKY Türk’ede birazdan bağlanıyorum on bir yirmi civarında” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ama o zaman hakkaten ıı.. mahkemeyide ordan sıkıştırsanıza, Fazilet çünkü Refah gibi değil” dediği, Vural S.’nin“ooo.. ben şimdi daha ileri gidiyorum” “o iki makalemde böyle bi Anayasa değişikliği yapma bunu Anayasa Mahkemesi kararına rağmen serbest bırakmanın anayasayı ihlal suçunu oluşturaca..” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Kesin, sizin o teziniz yüzde yüz tutuyo burada” “yapıcam, bide şeyi sıkıştırmanızı rica… yani şöle bi fikrim var; o zaman faziletin kapatma davasını tekrar görün kardeşim bunu dava etmiyosanız” “hakkaten tekrar görün böyle saçma sapan şey olurmu yaa” “emsal var ortada yani Refahta hadi başka sebeplerde vardı ama” dediği..Emin ŞİRİN’ in “işte bak onu söylüyorum size aynı teyiden söylüyorum tek başına adamın konuşması bu işe yeter” dediği, Vural S.’nin“Yani bunları intikal ettirmek lazım yinede başsavcılığa. Bu gerekçelerle” dediği, Emin ŞİRİN’ in “sizin yazılarınızı toplayım da başsavcılığa ben bi yazı yazıyım bunlar hakkında ne düşünüyosunuz diye” dediği
Tape no:4203, 15.01.2008 tarihinde saat:14.33 de Ayşe A. ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Efendim Ayşecim” dediği, Ayşe A.’ nın “Emincim” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Valla sana bi şey söylim şu konuşma bile darbe sebebi ya” dediği, Ayşe A.’ nın “ Aynı şeyi Can söyledi aynı şeyi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Kesin darbe sebebi yani olacak iş değil herifin bu söylediği olacak iş değil” “Söylüyo o küstahlığa geldi herif bunu Cem UZAN’ ın da dikkatli değerlendirmesi lazım bu kadar küstahlaşan adam tahkimi kazanmasına rağmen o herifi mahveder” dediği.., Emin ŞİRİN’ in “O zaman bunu deniyor ise Başbakan da bunu söylediyse bu parti için kapatma davası açılması şart. Bu kadar açık. Yoksa ne Fazilet’ in ne Refah’ ın kapatılmasının hukuksal zemini yoktur demektir.” dediği, Ayşe A.’ nın “Emin Türkiye’ nin çalışması lazım. Rahmi Koç’ mu oturcak kardeşim seçme adamlar atıyorum Emin ŞİRİN e Nuri BAYAR” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Şimdi benim milletvekili olmuş olmam lazım” dediği, Ayşe A.’ nın “Aynen böyle toplıcak seçme adamları atıyorum Bahattin YÜCEL, Emin ŞİRİN ne adamlar var ne BAYAR dı o? Onda toplayan toplu adam mı yok ya” dediği,
Tape no:4204, 22.01.2008 tarihinde saat:12.27 de Can A. ile yaptığı görüşmede özetle; Can A.’ nın “Nerdesin abi ?” …, Emin ŞİRİN’ in “Yo evde oturuyorum” dediği, Can A.’ nın “Ha iyi tamam abi hayır yani Üç kuruşluk davanın intikamı ha” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Üç kuruşluk davanın intikamı bunları şey içerde o herif Muzaffer TEKİN altı aydır onun davasının açılmadığını ve mahkemeye çıkmadığı için şikâyet etmişti gastede okuduğum kadarıyla” dediği,
Tape no:4205, 22.01.2008 tarihinde saat:12.31 de Can A. ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Yok .yok benlen hiç alakası yok yani bu hadisenin ne olduğunu benim gözaltına alınmam sürecinden biliyorum. Ben iki şeyi görüyorum bu gözaltına alınanlardan bi tanesini hakkaten deşmeleri lazım Sevgi ERENEROL Onu bi sonuna kadar deşmeleri lazım. ne yapıyı ne ediyo o bi şey bi garip bi hezeyan içinde bir kadın o” “Bende iki buçuk senedir onun için her türlü ilişkimi kestim o kadınlan” “Yani bu insanları toplayan bi araya getiren falan o bir o var ikincisi de, adam bunları gözaltına şeye aldılar ya tevkif edip attılar tutukladılar Muzaffer TEKİN, Emin ŞİRİN’ in “Bunların içinde bu adamlar şu anlattığım meselelerle ilgili benim gördüğüm kadarıyla o çapta insan yok yani KERİNÇSİZ idi bilmem neydi o işler le uğraştığını zannetmiyorum ama SEVGİ ERENEROL’u bide o Gülay KÖMÜRCÜ’ nün bi flörtü var manyak bi herif onlara bu hakkaten lazım” “Saygı bi şey çıkmayacak diyo dimi” dediği, …
Tape no:4207, 30.01.2008 tarihinde saat:14.35 de Vural S. ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Allah kolaylık versin. Ben size bi şey söylemek sormak için aradım” “Şimdi bu anayasada teklif ettikleri değişikliklerin hiç bi manası olduğu kantinde değilim” “Bu Ek 17 de bunlar şekil getirirlerse yani çene altından bağlama meselesini” “Bu esas itibariyle şunun manaya gelmiyo mu ee çenenizin altından bağlarsanız ananevi veya geleneksel bir şekilde bu geleneksel bu usuldür geri kalan bağlama şekilleri de siyasi ve dini simgedir ve Laikliğe aykırıdır manası çıkmıyo mu?”dediği, Vural S.’nin “Aşa yukarı öyle zaten onun için türbanı değil böyle” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Peki o zaman şuna geliyorum bu kanun çıkarttılar diyelim anayasa mahkemesi iptal eder etmez o yarı konu ki edecektir muhtemelen etmediği takdirde” “Bunların o ek on yedi de tarif ettikleri şekilde başlarını bağlamayan kadınlar AKPnin siyasi parti toplantılarına giderlerse bu ne mana ifade eder?” dediği, Vural S.’nin “Valla o kolay, kolay bi şey ifade etmez biliyosun yani işte destekleyenler sempati duyanlar vesaireler hiç bi zaman bu parti kapatma davalarında falan esas alınmıyo ancak işte yetkililerin partinin önemli kişilerinin söylediği şeyler oluyo” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Yoksa bi şey ifade etmiyo öylemi” dediği,
Tape no:4211, 08.02.2008 tarihinde saat:10.43 da Ayseli G. ile yaptığı görüşmede özetle; Ayseli G.’nin “Biliyoruz şimdi sizinde kaset almıştık ya neydi kızcaazın ismi Üniversitede” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Nur SERTER” dediği, Ayseli G.’ nin “Nur SERTER ile geçen gün elime o kaset başka bi şey yapıyordum elime geri koymuş oldum bi kısmını dinledim inan sanki onu bugün televizyonu koysak bugün konuşuluyormuş gibi” dediği… Emin ŞİRİN’ in “Evet biliyorum” dediği, Ayseli G.’nin “Ha orada programa başladım ilk önce Kemal ALEMDEROĞLU, Semra ÖZAL iki kişi iki kişi yönetiyoruz yani iki kişi de konuğumuz geliyor” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Aysel gelirim de sizden bi çay içerim İstanbul da bazı şeyleri size telefon dışında anlatayım iler ki bir tarihte gelirim şimdi zaten televizyona çıkmıyorum” dediği, Ayseli G.’nin “Çıkmak istemiyorsunuz” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Hayır, hayır çıkmıyorum anlatacam sebeplerini. Zamanı gelince de kimse durduramaz biz o ayrı konu ama ortam yok”
Tape no:4214, 22.02.2008 tarihinde saat:16.40 da Özgür P. ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Ne benim hiç git onlarlan konuş benim ne alakam var bunlarlan yav” dediği, Özgür P.’nin “Nasıl senin ne alakam var baba sen ee” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Sen ne işin varsa sen beni tehdit etmek için mi telefon ediyorsun be” dediği, Özgür P.’nin “Hayır” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Sen beni tehdit etmek için mi telefon ediyorsun” dediği, Özgür P’ nin“Hayır kesinlikle hayır kesinlikle” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Bir daha sakın ha bana telefon melefon etme ne bok yersen de ye” dediği,
Tape no:4216, 24.02.2008 tarihinde saat:02.26 da Özgür P. ile Emin ŞİRİN’ in yaptığı görüşmede özetle; Özgür P.’nin “Alo Emin Dayı ben Özgür. Emin Dayı kusura bakma da seni rahatsız ediyorum ben cezaevinden yeni çıktım üç tane çocuğumla sokakta kalmışım. Gerçekten sana ihtiyacım var bir zamanlar senin bana olduğu gibi. İnan ki bak çok zor durumdayım. Sadece beni bi ara seninle konuşmam gerekiyo hadi hayırlı akşamlar kusura bakma rahatsız ettim.” dediği,
Tape no:4219, 29.02.2008 tarihinde saat:09.54 de Fırat… ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “şimde ııı.. Taksim Hayt Oteli biliyo musun ?” “Taksimde” “saat beşte orda buluşuruz ben cem beyle beraber oraya gelecem” dediği,
Tape no:4220, 03.03.2008 tarihinde saat:00.01 de Cem U. ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “bağcıyı da dövcez” dediği, Cem U’nun “abi yok ya” dediği, Emin ŞİRİN’ in “peki” dediği, Cem U’nun “hayat hayatta bazı şeyler şereftir haysiyettir” dediği, Emin ŞİRİN’ in “kesinlikle” dediği, Cem U’nun “her şey para pul değil kardeşim” dediği, Emin ŞİRİN’ in “dostum sonuna kadar da beraberim seninle” dediği, Cem U’nun “valla yani ben” dediği, Emin ŞİRİN’ in “dinleyende dinlesin ” dediği, Cem U’nun “içime sindiremiyom ha ben ne hırsızım ne benim ailem hırsız” dediği, Emin ŞİRİN’ in “nede ahlaksızsın” dediği, Cem U’nun “ne ahlaksızım” dediği, Emin ŞİRİN’ in “hayır” dediği, Cem U’nun “beş senedir ağzıma sıçtılar benim, etmedikleri küfür etmedikleri hakaret atmadıkları iftira kalmadı ya eğer ben bu yolda canımı nefesimi son nefesimi vereceksem verecem abicim” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Allah korusun öyle bişey olmıycak” dediği, Cem U’nun “haftaya şenlik var abi” dediği, Emin ŞİRİN’ in “(gülüyor) yarın sabahtan itibaren” dediği,
Tape no:4222, 15.03.2008 tarihinde saat:15.08 de SERDAR… ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Nazlı’ da Türkiye’ de ağaçtan düşmüş nadir insanlardan bi tanesi biliyosun”dediği, SERDAR’ın “Hı,hı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Şimdi Nazlı’ nın dün çığlık çığlığa hemen atmış dokuzuncu maddeyi değiştirin demesi e onun bu durumu anladığını gösteriyo yani atmış dokuzuncu madde orda dururken sekiz tane Sezer’in hakimi orda dururken bu parti kapatılır” , “Yani kapatılmaz filan diye bi şey ya kapatılmaması sürpriz olur ben bunu kapatmanın olucağı kanaatini taşıyorum o orada ben o süreçte şeyi çok yakından takip etmiştim Anayasa Mahkemesinin kendisinin bi iç tüzüğü yok Serdar” dediği, .., Emin ŞİRİN’ in “Şimdi yine aynı şeye dönücem Anayasa Mahkemesinin karar verme şekilleri aşa yukarı sonsuz anayasa mahkemesi normal olarak şu kararı da verebilir Türkiye’ de. Çünkü beş bin yirmi de filan gördük (anlaşılmıyor) kanunlar da çıktı Anayasa Mahkemesi siyasi yasağı getirdin Cumhurbaşkanı bi tek cümle koyar Cumhurbaşkanı’ nın da görev süresi kararın yayınlandığı gün bitmiştir diye bi cümle koyarsa bunun temyizi yok”, “Hatta Cem’len falan konuşurken bunu bi kaç kişiylen de konuşurken açık , açık söyledim Abdullah’ a yüzde yüz verirler mahkemenin vereceği kararda da mahkeme arzu ederse diyebilir ki Cumhurbaşkanı içinde siyasi yasak veya görev yasağı siyasi yasak şey itibarıyla başlamıştır der yayınlandığı tarih itibariyle başlamıştır der”
Tape no:4223, 15.03.2008 tarihinde saat:17.27 de Zeki G. ile yaptığı görüşmede özetle; Zeki G.’nin “Şimdi çok önce yıllar hatırlarsanız bi şey konuşmuştuk siz demiştiniz ki bakım istemeyen güller var” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Evet” dediği, Zeki G.’nin “Ve bunlara şu zaman böyle yirmi gün on beş gün falan şey yapılır” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Aylarca sürüyo ben şimdi Zeki Bey” dediği, Zeki G.’nin “Bize baya bundan temin edecektiniz” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Edicem unuttum kusura bakmayın şimdi sizin telefon numaranız bu” dediği, Zeki G.’nin “Bu” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Ben bunu pazartesi günü meşgul olup size yollattıracam” dediği, Zeki G.’nin “Bana ama yirmi tane lazı” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Yirmi tane yollattıracam” dediği, Zeki G.’nin “ Tamam” dediği,
Tape no:4224, 17.03.2008 tarihinde saat:09.20 de G. HATİCE Ü. İle yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “ Ciddi bi kamplaşmaya gidiyo Türkiye” dediği, G. Hatice Ü.’nün “ Evet” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Çok ciddi bi kamplaşmaya gidiyo ne olcağını kimsenin öngörebileceği kanatinde değilim çok ihtimaller var yani şu olucak diyemem bunlar hukuklan oynamaya çalışacaklar o hukuklan oynamaya çalışmalarını Anayasa Mahkemesi kabul eder mi etmez mi bilmem ee hukukla fazla oynarlarsa e bu askeri bi darbeyi daha da meşru gibi gösterecek bir zemin hazırlayabilir çok sıkıntılı bi döneme giriyo Türkiye” dediği… Tayyip ERDOĞAN’ı bi beş sene geriye çekersen Tayyip ERDOĞAN’ın canlanması çok zordur. Süleyman DEMİREL’i 12 Eylülde geriye çekip beş sene yasakladıktan sonra Süleyman DEMİREL’in geri gelmesi kaç sene sürdü anlatabiliyo muyum”, “ Bilmiyorum yaşanacak bi ülke ha şunu bilmiyorum siyaseten ne olcağını bilmiyorum hukuken ne olcağını bilmiyorum ama sosyolojik olarak ne olucağını çok iyi biliyorum bu ülkede yaşanmaz”. “Erkan MUMCU haber yollamış bana Emin Abi tekrar bize döner mi diye Hahaha (Gülüyor)” dediği,
Tape no:4225, 17.03.2008 tarihinde saat:16.13 de GÜL … İle yaptığı görüşmede özetle; GÜL’ün “ Ha bugün yani biz savcının arkasındayız gibi açıklama yaptılar ikinci dediğim benim o yani cumadan sonra bugünkü açıklama” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Ha onu biliyorum bugünkünü biliyorum yine bide usturuplu yaptılar valla bunlar biraz daha azgınlığa devam ederlerse istemesekte hiç tasvip etmesekte darbeye zemin hazırlarlar” dediği, GÜL’ün "Yani ya valla ya ben hiç bu kadar bunlardan sıyrılacağımı zannetmiyordum ama ben bile çok rahatsızım yani bu konuda çok rahatsızım nasıl olsa diyodum kriz gelecek iki ay önce gelceğine iki ay sonra geleceğine bir ay önce gelsin yani her ihtimale karşı” dediği,
Tape no:4226, 17.03.2008 tarihinde saat:16.17 de Cem U. ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “Geyik tabi canım şeyde ya kaparlar ya darbe olur diyo onun görüşü öyle. Biz darbeyi tasvip etmediğimizi tabi söyledik” dediği, Cem U.’nun “ Siyaset pek seni ihya etmiyor boşver” dediği,
Tape no:4227, 23.03.2008 tarihinde saat:10.01 de G. HATİCE Ü. İle yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “ selçuğu bırakmışlar biliyosun” dediği, ... Bu arada tek korkutan onları bir darbenin olması darbeye karşıda erken seçim yapılması ıı.. Darbenin önünü keser diye ümit ediyolar bu arada da şeyi tavsiye edicektim, ılımlı insanlarla gidin böyle bu iş kavgayı götürmüyo felan diye”, “yok canım geçen sefer olmadı beş senede oldu da, olur italyada da oluyodu iki senede bir seçim oluyodu İngiltere’nin de böyle dönemleri var olur böyle şeyler bunların hiçbiri Türkiye’nin yaşanabilecek bi ülke yani bunların hepsi birden yaşanabilecek bi ülke olmadığı gösteriyor” dediği,
Tape no:4228, 27.03.2008 tarihinde saat:16.39 da Can A. ile yaptığı görüşmede özetle; Can A.’nın “ Veli Küçük şeyinde burada böyle çok sayıda gasteci”, “Bunların hepsine şeyler işaret koymuşlar işaretler konmuş”, “ İşte bana da haber veriyolar işte biz bunu yayınlıcaz e bana ne diyolar efendim gazetecilik mesleğini MİT ilişkileri nedeniyle meslekte tutulanlar sınıfında. E dedim ki ne diyim ya dedim ben şimdi size ne diyim dedim ya e kendi vicdanınıza yani ben bu sınıfa giren bi adamıyım diyosanız ama ne diyim dedim yani şimdi demek işi buralara getirdiniz dedim. Kız tabi bozuldu o zaman ya dedi işte benim şey anlıyorum dedim ben zaten size söylemiyorum yani neticede iş bu noktaya geldi dedim artık yani yüz kişilik liste yayınlayıp herkesi birden karalama yani bir iki yetmedi herkese birden gerginlikse gerginlik senin lafının üzerine olunca bu” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Hiç lafa bak ya ben niye geri bi kere memmun oldum Veli Küçük’ te böyle bi şey çıkmasına senin hiç bi şeyle alkan olmadığın tescil edildi” dediği, Can A.’nın “ Ha en azından tabi onu gösteriyo yani Allah’ tan hani dese ki mesela işte her an faydalanacak yada işte MİT ama MİT’ e çalışan gasteci diğil ordan zaten boku yiyo”, “MİTe çalışan gasteci dese gene kötü ama” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Ömründe yirmi beş senedir MİT’in yerine bi kere gitmişsindir gitmemişsindir ya da bi brifinge” dediği, Can A.’nın “ Listede şimdi yarın listeyi görücez o listede on beş yirmi tane adam vardır onlar işte böyle bi takım şey bağlantıları CUNTA’ dır orda yazıyodur. İşte işte ne biliyim Generallere yakın diyodur şudur budur hani ama herkesi birden yapıyodur esas o on on beş kişiyedir iş işte burdan, burdan böyle gidiyo yani bunlar bokunu çıkardı zorla darbe olsun istiyo ya” dediği, Emin ŞİRİN’ in “İstiyolar hakkaten zorluyolar hiç istemediğimiz halde zorluyorlar bak şeyde bunlar hakkaten bide öbür tarafı var işin. Ben gözaltına alındıktan sonra çıkarken Zekeriya ÖZ bana özellikle tembih etti Emin Bey dedi soruşturma gizli sizden rica ediyorum sonra sıkıntılı bi durum çıkmasın bu soruşturmayla ilgili gözaltına alınmanızla ilgili lütfen konuşmayın dedi ulan bu soruşturma gizliyse Veli Küçük’ün donunun rengi sabaha nasıl geliyo he” dediği, Can A.’nın “Gene gitti bi an” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Geldimi sesim dinleyenlerin makinası kötü demek ki” dediği, Can A.’nın “Ha geldi”dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Dinleyenlerin makinası kötü demek ki” dediği, Can A.’nın “ Bokunu artık çıkardılar yav yani böyle Savcılık olur mu abi ya” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Olmaz” dediği, Can A.’nın “ Yani Fetullah’ın emrinde bi savcı demek ki. İşte ondan sonra tabi o çıkıyo o orospu şeyler karılar profesör unvanlı efendim işte devlet çöktü yargıya şey kaldı kalmaz ulan tabi kalmaz tabi orospu karı çıktı şeye Bahçeşehir şeye dedi çöktü ha diyo ki Güner’i diyo AKP’ nin elinden aldı diyo elinden alıyodu diyo” dediği, Emin ŞİRİN ‘in “Uzlaşma olamıyacağını görüp geri çekiliyorum Siz evvela Tayyip ERDOĞAN’ı terbiye edin LAN”, “Nedir bu ortak akıl neresi ortak akıl lan herkesi geri adım at diyen bi gerzek sonra bu memleketin kardeşim Laik Cumhuriyet temelleri yıkılıyo. Sen bundan hiç bahsetmiyeceksin işsizlik işte onları ama geri adım atalım hassiktir lan” dediği
Tape no:4229, 02.04.2008 tarihinde saat:18.33 de SERDAR … ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “ Böyle bi şey referanduma götürürlerse darbe olmayacağını mı düşünüyolar ya” dediği, SERDAR’ın “Evet abi aynen öyle düşünüyorlar” dediği, Emin ŞİRİN’ in “Bunlar delirmiş bunlar Türkiye’ ye hakkaten darbeye götürüyorlar ya” dediği,
Tape no:4230, 10.04.2008 tarihinde saat:13.22 de Ali I. İle yaptığı görüşmede özetle; Ali I.’nın “ Nasıl havadisler son çıkan havadis pekiyi olmadı ama” dediği, Emin ŞİRİN’in “ Hangisi ?” dediği, Ali I.’nın “ Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulundan” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Ha evet ben şimdi telefondayım telefonda fazla dinleyenler var” dediği, Ali I.’nın “ Anladım” dediği, Emin ŞİRİN’ in “ Ankara’ dayım beni pazartesi ararsanız Salı Çarşamba bi çay içeriz olur mu?” dediği,
c-Örgütsel İrtibatlar
Şüpheli Hakan ŞANLI 20.08.2007 tarihli emniyet ifadesinde;
“Emin ŞİRİN isimli şahsı 2001 veya 2002 yıllarında yine bir davette tanıdığını, Kendisini milletvekilliği öncesinde tanıdığını, Kendisinin birkaç kez ofisine geldiğini, Bu gelişlerin öğle yemeği veya bir çay içmeği kapsadığı, Zaten kendisinin meşgul birisi olduğunu ve yoğun programları olduğunu bildiği, Ofisine geldiğinde genel konulardan konuştuklarını, Hem kendisinin hem de şahsının işlerinin yoğunluğundan dolayı son üç yıldır ne telefonla ne de yüz yüze bir görüşmelerinin olmadığını,
Şüpheli Sinan AYGÜN 04.07.2008 tarihli emniyet ifadesinde;
Emin ŞİRİN’ i Kendisini Milletvekili olduğu dönemlerde tanıdığını, TBMM’nin 23 Nisandaki resepsiyonunda da karşılaştıklarını, Flash TV de Sabahattin ÖNKİBAR’IN Programında karşılaştıklarını, Bazen de Protokoller de karşılaştıklarını,
Şüpheli Adil Serdar SAÇAN 26.09.2008 tarihli savcılık ifadesinde;
2007 seçimleri öncesinde kendisine telefon açtığını ve Cem Uzan’ın milletvekili adayı yapmak istediğini söylediğini bu teklifi kabul etmediğini, Emin Şirin, Ankara’da gözaltına alındıktan sonra tüm irtibatını kopardığı, Emin ŞİRİN’ in şahsımın yaptığı açıklamalarla ilgili İstanbul Başsavcılığına ve Adalet Bakanlığına başvuruda bulunduğu sekreterinin de bunları kendisine faks çektiğini, Üzerindeki “Sayın Adil Serdar SAÇAN, gelişmelerle ilgili ilgi, bilgi, selamlar” şeklindeki yazının Emin ŞİRİN’ e ait olduğunu,
Sanık Ergün POYRAZ ‘ın Bilgisayarında bulunan "Notlar" isimli 7 sayfalık notların ana hatları ile kendisine ait olduğunu ama kelimesi kelimesine hatırlayamadığını, söylediği notları içinde,
Notlar' ın 7. sayfasında bulunan “Levent Ersöz Jandarma İstihbarat Başkanı emekliliğinin ardından Kayseri grubu AKP'liler ile diyaloga giriyor, MİT müsteşarlığı için tavassutta bulunmalarını istiyordu. Öyle ki emekli olur olmaz bana söz verdiği kitap yazım işini unuttuğu gibi uzun bir süre telefonlara da çıkmıyordu. 2007 Ocağında piyasaya çıkıyor, daha önce Aslan Bulut ve Emin Şirin " verdiği bunlar tarafından açıkça yazılamayan Aksu'nun Ermenilik belgesini yazmamı istiyordu. Celal Yarbay ve ekibinin İhsan GÜVEN' in öldürülmesi olayında beni de satmalarının ardındaki sırda aralanıyordu" şeklindeki notlardan şüpheli Emin ŞİRİN Bazı Bakanlara ait olan köken araştırmasıyla alakalı bilgileri örgüt üyelerine verip yayınlatmaya çalıştığı anlaşılmıştır.
Yine dava açılan dosya içine konulmuş delilerden,
Sanık Veli Küçük’ün Gayrettepe Mahallesi Gönenoğlu Sokak Fidan A Blok No:14/9 BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada elde edilen;
Haki renkli “2005” ibaresi bulunan ajanda,
19 Kasım Cumartesi tarihli sayfasında; Veli Paşa Can Ataklı işten çıkarıldı. Çıkartanlar senin adamınmış. Haberin var mı? (emin şirin)
(1) adet Şeffaf dosya içerisinde (56)’ya kadar numaralandırılan doküman,
05- Emin ŞİRİN’ in Veli Küçük’ e hitaben yazmış olduğu, Nazlı ILICAK’ ın 11.12.2004 yılında Tercüman gazetesinde yazdığı yazı ve ekinde bahse konu gazetedeki yazının fotokopisi
06-Emin ŞİRİN tarafından yazılmış Zamanlamanın Bir Özel Manasımı var Başlıklı, çeşitli konularda yazı
Emin ŞİRİN İstanbul Milletvekili şeklinde başlayan ve Emin ŞİRİN tarafından Veli Küçük”e hitaben yazıldığı görülen dokümanın içeriğinde;
“Sevgili Veli Paşam, Nazlı ILICAK”ın 11.12.2004 tarihinde yazdığı yazıyı bir yardımcım dikkatime getirdi” şeklinde başlayarak basın kanunun 19 ve 26 maddelerinin belirtildiği ve devamında “…birileri bu kanunun uygulanması için acaba savcılığa müracaat etmeyecek mi? Sevgiler, selamlar 21.12.2004 Emin ŞİRİN İstanbul Milletvekili” şeklinde son bulduğu anlaşılmıştır.
Nazlı ILICAK’ın 11.12.2004 tarihli “Bugünü Tanzim Edelim” başlıklı yazısının içeriğinin Cem ERSEVER ve Veli Küçük gibi jitemci subaylar PKK itirafçılarını asker kimliği vererek bazı cinayetlerde onları kullandığı, konunun Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesine yansıdığı şeklinde bilgiler içerdiği ve belirtilen bu iddianameye atıfta bulunularak bilgiler verildiği, jitem Hizbullah gibi konularda yazıldığı görülmüştür.
Emin ŞİRİN’ in Veli Küçük’ e yazmış olduğu 21.12.2004 tarihli yazıda “…birileri bu kanunun uygulanması için acaba savcılığa müracaat etmeyecek mi?” ibaresiyle Emin ŞİRİN ve Veli Küçük arasında bir ilişki olduğu,
Şüpheli Emin ŞİRİN’ in o dönemde milletvekili olmasına rağmen bahse konu yazı ile ilgili yasal müracaatının yapılması hususunda Veli Küçük’ü yönlendirdiği ve bu durumun örgüt içi yazışma ve ilişkiyi ortaya koyduğu anlaşılmaktadır.
(1) adet kırmızı renkli klasör içerisinde “Hatay Meselesi” ibaresi ile başlayıp “Tanrı Türk’ü Korusun” ibaresi ile son bulan dokümanları,
28–07.04.2006 tarihli İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılmış AKPnin kapatılması talebi ile ilgili dilekçesi
29-…04.2006 tarihle İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN tarafından Genelkurmay Başkanlığına hitaben yazılmış Finansbankın yabancılara satışı ile ilgili bilgi istediğine dair dilekçesi
Şüphelinin Veli Küçük Türkmen Köyü Gölpazaı/BİLECİK adresinde yapılan aramada;
-emınsırın@habex.com isimli internet sitesinden indirildiği değerlendirilen yine Emin ŞİRİN tarafından yazıldığı değerlendirilen 8 sayfalık yazı
14.08.2003 tarihli Emin ŞİRİN’ in yazmış olduğu “EKONOMİ” hakkında düşüncelerini içeren 8 sayfadan ibaret bilgisayar çıktısı
Sanık Sevgi ERENEROLun Arnavutköy Mahallesi Adalı Sokak No:5 sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen dokümanlar içinde ;
El yazısı ile “Sayın Sevgi ERENEROL Bilginize sevgi ve selamlar Emin ŞİRİN” ibareleri yazılmış, TBMM Başkanlığına başlıklı İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN imzalı İçişleri Abdulkadir AKSU tarafından cevaplandırılmak üzere verilen 2 sayfalık soru önergesi metni,
TBMM Başkanlığına başlıklı İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN imzalı Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK tarafından cevaplandırılmak üzere verilen 2 sayfalık soru önergesi metni,
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN tarafından cevaplandırılmak üzere TBMM Başkanlığına TBMM Başkanı Bülent ARINÇ’ın cevaplandırması üzerine verdiği 1 sayfalık soru önergesi,
TBMM Başkanı Bülent ARINÇ tarafından cevaplandırılmak üzere Emin ŞİRİN’in vermiş olduğu soru önergesine verilen yazılı cevap metni ve üst yazısı 2 sayfa,
TBMM Başkanlığına başlıklı İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN imzalı Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK tarafından cevaplandırılmak üzere verilen 2 sayfalık soru önergesi metni.
Haber Yazarlar-Emin Şirin soran milletvekilinin Fatih Altaylıya cevabı ibareli 2 sayfalık yazı,
TBMM Başkanlığına başlıklı İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN imzalı Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK tarafından cevaplandırılmak üzere verilen 2 sayfalık soru önergesi metni. Bulunduğu.
Sevgi eren eroldijital İnc. Tut51 adet cd İnceleme tut..doc isimli dosyada
44 nolu CD içerisinden; Emin ŞİRİN ve Sevgi ERENEROL’un olduğu bir etkinlikte çekilen resimler
-1 sayfa 14.02.2005 tarihli İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN tarafından imzalı olarak Gazeteci-Yazar Ergün POYRAZ hitaben yazmış olduğu, mektubun bulunduğu.
Ulusal KANAL’da yapılan aramada elde edilen,
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.03.2008 tarih ve Değişik İş No:2008/420 Soruşturma No:2007/1536 sayılı kararına istinaden Beyoğlu İlçesi Asmalı Mescit Mahallesi Deva Çıkmazı No:7 sayılı adreste bulunan Ulusal KANAL’da yapılan aramada elde edilen, dokümanların aynı karara istinaden yapılan incelemesinde;
6.Nolu Ajanda:
11.06.2006 tarihli ajanda sayfasında;
Emin Şirin, Ufuk Söylemez
ABD- Demirel yemeği
- Tayyip eylemi / Emin Şirin şeklinde yazı bulunduğu,
Şüpheli SERHAN BOLLUK
Kadıköy ilçesi Adem Sokak Belediye Evleri A4 Blok No:65/18 İçerenköy adresinde;
5 Şubat ve 19 Şubat tarihli sayfasında Emin ŞİRİN’ in ibaresi bulunan el yazmasının olduğu,
İşçi Partisi Genel Merkezi Ankara
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.03.2008 tarih ve Değişik İş No:2008/420 Soruşturma No:2007/1536 sayılı kararına Ankara İli Çankaya İlçesi Maltepe Eti Mahallesi Toros Sokak No:9 Sayılı Yerde Faaliyet Gösteren İşçi Partisi Genel Merkezi, Aydınlık Dergisi Genel Merkezi Ve Ulusal Kanal Merkezlerinde sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen, dokümanların aynı karara istinaden yapılan incelemesinde;
Sekreter odasındaki masada elde edilen;
(2) sayfa Ulusal Strateji Merkezi Genel Kurulu ibaresi ele başlayıp Ersoy Bulut ibaresi ile biten doküman içeriğinin; Ulusal Strajesi Merkezi Genel Kurulu Milli Hükümet Programı Kurutmayı 30 Eylül-1 Ekim 2006 (Taslak) OTURUM KONULARI
1-Partinin Temel Nitelikleri,
2- Devletin Yeniden Yapılandırılması,
3-Güvenlik ve Dış Politika
4-Ekonomik ve Sosyal Güvenlik
5-Kültür ve Eğitim başlıkları altında yapılacak faaliyetlere katılacak şahısların isimlerinin yer aldığı, bu isim listesi içerisinde Emin ŞİRİN, Prof. Dr. Kemal ALEMDAROĞLU isimlerinin de olduğu ,
Halil behic gürcihandöküman inc. Tutdoküman inc.tut.(çanta).doc dosyada,
(94-95) ile numaralandırılmış, “Emin ŞİRİN İstanbul Milletvekili” ile başlayan, “ Emin ŞİRİN İstanbul Milletvekili” ile son bulan SESAR başkanına muhatap iki sayfa yazı,
Mustafa hüseyin buzoğludöküman inc. Tutkasadan çıkan döküman İnc.tut..doc
-1 sayfa İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN tarafından Jandarma Genel Komutanı Şener ERUYGUR’ a 12.07.2004 tarihinde hitaben yazılmış İçişleri Bakanlığına yönettiği Soru Önergesiyle alakalı, kurşun kalemle Sayın Ufuk Söylemez’ in dikkatine yazılı bilgisayar çıktısı dilekçe olduğu,
-1 sayfa 30.07.2004 tarihinde İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN imzalı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA başlıklı İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU tarafından cevaplandırılması istenen Soru Önergesi olduğu arka yüzünde İçişleri Bakanlığının TBMM BAŞKANLIĞINA hitaben İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU imzalı 28.09.2004 tarihli yazılı soru önergesi bilgisayar çıktısı olduğu,
Mevcut bilgilerden şüphelinin Veli Küçük Sevgi ERENEROL Doğu PERİNÇEK, Mustafa Hüseyin BUZOĞLU, Ergün POYRAZ, Sesar ve İsmail YILDIZ ile Halil Behiç GÜRCİHAN yazılı evrak alış verişinde bulunduğu, ve kilisedeki örgütsel toplantılara katıldığı anlaşılmaktadır.
e-Delillerin Ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi
Şüpheli Emin ŞİRİN’ in dosyamız şüphelilerinden ve dava açılan sanıklardan, Adil Serdar SAÇAN, Doğu PERİNÇEK, Erhan GÖKSEL Ferit İLSEVER, Güler KÖMÜRCÜ, Gürbüz ÇAPAN, Habip Ümit SAYIN, Hasan Atilla UĞUR, Hakan ŞANLI, Halil Behiç GÜRCİHAN, Hikmet ÇİÇEK, İbrahim ŞAHİN, İsmail YILDIZ, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU, Mehmet Şener ERUYGUR, Muammer KARABULUT, Mustafa Ali BALBAY, Sinan Aydın AYGÜN, Sevgi ERENEROL, Turan ÇÖMEZ, Tanju GÜVENDİREN, Ufuk Mehmet BÜYÜKÇELEBİ, Ünal İNANÇ, Vedat YENERER, Veli Küçük ve Yalçın Küçük ile örgütsel irtibatlarının bulunduğu, şüphelinin 2002/2007 yılları arasında Milletvekili olduğu, daha sonra ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN' un siyasi partileri bölüp parçalama veya farklı partilerin tek merkezden yönetilmesi prensiplerinin uygulanması çerçevesinde bulunduğu partiden ayrılıp farklı bir grup kurma girişimleri içinde olduğu, ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN şüphelilerinin propagandasını yaptıkları güncel, siyasal, dini ve siyasi içerikli görüşlerinin tartışılması için sürekli olarak TBMM inde soru önergeleri verdiği belirlenmiştir.
Görüşme içeriklerinde; şüphelinin “milletvekili olduğu dönemde T.B.M.M çatısı altında kurulmuş bulunan akaryakıt kaçakçılığı komisyonunda çalışmalar yaptığı sırada devamlı olarak mektuplar yazdığını bu komisyon çalışmaları sırasında yapılmış olan dosyanın bir kısmının halen kendisinde olduğunu, bu dosyaların açıklanması durumunda bazı kişiler ve kurumların ağır cezalar alacağını” söylemesine rağmen bu dosyaları devletin ilgili kurumlarına vermesi ve yapılan aramalarda da bu dosyalara rastlanılmamasından şüphelinin ulaşılmayan gizli bir yerinin olduğu ve burada birçok bilgi ve belgenin saklanıyor olabileceği anlaşılmıştır.
Şüphelinin, Ergün POYRAZ ve İsmail YILDIZ’ la gizli görüşmeler yaptığı, Hasan Atilla UĞUR ve Hakan ŞANLI ile yoğun görüşmelerinin bulunduğu, şüpheli ye ait birçok soru önergesinin İsmail YILDIZ, Muammer KARABULUT ve Veli Küçük’ten elde edilen dokümanlar arasında ele geçirildiği, verilen soru önergeleri ile ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN faaliyet ve propaganda yaptıkları konular arasında paralellik bulunduğu tespit edildiğinden, belirtilen yoğun görüşme trafiğinden örgütsel irtibatlar ortaya çıkmaktadır.
Şüpheli Emin ŞİRİN’ in Milletvekilliği sona erdikten sonra da aynı örgütsel faaliyetlerini devam ettirdiği, yapılan teknik takip çalışmalarından, sanık Serhan BOLLUK, Adil Serdar SAÇAN, Turan ÇÖMEZ ve Gürbüz ÇAPAN’la irtibatlarının bulunduğu anlaşılmıştır.
“Tape no:4201, 15.01.2008 tarihinde saat:10.52 de Vural S. ile yaptığı görüşmede özetle; Emin ŞİRİN’ in “bişey sorcam, neden dava açılmıyo bu adam hakkın yaa, Tayyip hakkında” ..Vural S.’nin“o doğru zaten ıı..” “evet doğru” “onu söyleyim bu günlerde ee.. Sinan AYGÜN de yazmaya başladı bende yazıyorum , Emin ŞİRİN’ in “Kesin, sizin o teziniz yüzde yüz tutuyo burada” “yapıcam, bide şeyi sıkıştırmanızı rica… Vural S.’nin“Yani bunları intikal ettirmek lazım yinede başsavcılığa. Bu gerekçelerle” dediği, Emin ŞİRİN’ in “sizin yazılarınızı toplayım da başsavcılığa ben bi yazı yazıyım bunlar hakkında ne düşünüyosunuz diye”
Şeklindeki görüşme içeriklerinden kapatma davası açılmadan önceki süreçte davanın açılmasını temin için gerekli faaliyetlerde bulunduğu, sanıklar İlhan SELÇUK’ ve Doğu PERİNÇEK ile diğer şüphelilerin bu konudaki faaliyetleri göz önüne alındığında şüpheli Emin ŞİRİN’in de kapatma davasının açılacağını önceden bildiği,
Yine görüşme içeriklerinden; “kapatma davasının açılması gerektiği, yeni bir siyasi oluşum için Platformların düzenlenmesi lazım diyerek” siyasi hayatta siyasal yollardan değil, şüphelilerin oluşturdukları sivil toplum kuruluşlarının tek merkezden yönetilmesi hususlarını konuştukları, şüphelinin bu oluşumlardan haberdar olduğu anlaşılmıştır.
Gürbüz ÇAPANla yaptığı görüşmede, Gürbüz ÇAPAN’ ın Şimdi yapacamız basit işler var. Ya bunları yapalım mı yapmayalım mı arkadaşlar yani yapalım, ya bunda kim ne yapabiliriz bunda herkesi yapabiliriz orta halli esnafı katabiliriz sanayiciyi katabiliriz herkesi katabiliriz buna” diyerek yaptıkları örgütsel faaliyetlerin genişletilmesini konuştukları tespit edilmiştir.
Şüphelinin görüşmelerinde sürekli ülkenin çatışma ortamına doğru sürüklendiğini, kapatma davasına mukabil anayasa da değişikliklerin yapılması halinde darbe olacağını, ayrıca ekonomik krizin çıkacağı şeklindeki görüşmelerinden ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlarına uygun faaliyetlerde bulunduğu, Sevgi ERENEROLun organize ettiği kilisede yapılan gizli örgütsel içerikli toplantıların büyük bir çoğuna iştirak ettiği, tanımadığını söylediği (Zafer kod) Muzaffer TEKİN’le aynı ortamda gizli kilise toplantılarında fotoğraflarının dosyada bulunduğu, şüpheli Hasan Atilla UĞUR, Hakan ŞANLI, Ergün POYRAZ ve İsmail YILDIZ ile örgütsel gizli görüşmeler yaptığı ayrıca birçok konuyu telefonunun dinlendiği gerekçesiyle yüz yüze konuşmayı teklif ettiği anlaşılmış olup, örgüt üyeliği suçunun temadi eden suçlardan olması ve şüphelinin milletvekilliği sona erdikten sonra da örgütsel faaliyetlerini sürdürdüğü hususları göz önüne alındığında,
Şüpheli Emin ŞİRİN’ in örgüt üyesi olduğu eylemleri gereğince TCK, 314/2, 3713 sayılı kanunun 5.md., TCK. nun 53, 58/9 ve 63. maddeleri gereğince cezalandırılmasının talep edilmiştir
12- Şüpheli Hakan ŞANLI
a-Savunmaları,
Emniyet beyanı
1963 yılında Ankara ili Beypazarı ilçesinde doğduğu, 1985 yılında Ankara merkez de bulunan Menekşe Sokakta Şanlı Spor isimli spor malzemeleri satan mağaza açarak ticaret hayatına başladığı, 1995 yılına kadar bu adreste ticaret hayatını sürdürdüğü, bu adreste 1991-1993 yılı arasında Şanlı döviz bürosu açarak işlettiği, 1995 yılından sonra sektörün girdiği krizden sonra bu sektörden uzaklaşarak Savunma Sanayi ihalelerine girerek ufak çapta ticaret yapmaya başladığı, halen bu sektörde ticaret faaliyetlerine devam ettiği, 1987 yılında Mamak Muharebe Okul Komutanlığı’nda yurtiçi bedelli askerlik hizmetini tamamladığı,
1976 yılında Ankara ilinden pasaport aldığı, bu pasaport ile Almanya da ikamet eden abisi Efe ŞANLI’nın yanına ziyaret amaçlı gittiği, Rusya’ya 2003 yılında ticari amaçlı gittiği, Belerus (Beyaz Rusya) ya turistik amaçlı gittiği, 2002-2003 yılında Ukrayna’ya turistik amaçla gittiği, 2000 yılında Azerbaycan’a ticari amaçlı gittiği, 2001 ve 2003 yıllarında Fransa’ya ailesi ile turistik amaçlı gittiği, 2004 veya 2005 yılında İsrail’e ticari amaçlı gittiği, 2000, 2003, 2005, 2007 yıllarında ABD’ye ticari amaçlı ve turistik olarak gittiği, 2005, 2006, 2007 yıllarında Pakistan’a ticari amaçlı gittiği, 1989 yılında Çekoslavakya’ya Fenerbahçe maçına gittiği ve illegal olarak yurt dışına çıkış yapmadığı,
ihbar mektubunda geçen iddiaları kabul etmediği ve tamamen gerçek dışı olduğunu, herhangi bir oluşum içerisinde yer almadığı, mektupta ismi geçen şahıslardan sadece Şüpheli Emin ŞİRİN ve Ergün POYRAZ’ı tanıdığı; Ergün POYRAZ isimli şahsı 2002 veya 2003 yıllarında yine bir resepsiyon da veya yemekte tanıdığı, kendisine kartvizitini verdiği, resepsiyondan üç-dört hafta geçtikten sonra Ergün POYRAZ’ın kendisini telefonla arayarak on-onbeş dakika ziyarette bulunup bulunamayacağını sorduğu, kendisinin de kabul ettiği, Ergün POYRAZ’ın işyerine geldiği, maksimum on beş dakikalık bir görüşmeleri olduğu, görüşmelerinin konusunun genel konular olduğu, daha sonrasında ise bu tarihe kadar kendisini ne gördüğü ne de bir konuşması olduğu, Ergün POYRAZ’ın kendisine yazar olarak tanıttığı, kartvizitini ise Ergün POYRAZ’a mesleğinden dolayı verdiği, son olarak ise basından tutuklandığını duyduğu;
Emin ŞİRİN isimli şahsı 2001 veya 2002 yıllarında yine bir davette tanıdığı, kendisini milletvekilliliği öncesinde tanıdığı, kendisi birkaç kez ofisine geldiği, bu gelişler öğle yemeği veya bir çay içmek için olduğu, zaten Emin ŞİRİN’in meşgul ve yoğun bir programı olduğu, ofisine geldiğinde genel konulardan konuştukları, hem Emin ŞİRİN’in hem kendisinin işlerinin yoğunluğundan dolayı son üç yıldır ne telefonla ne de yüz yüze bir görüşmesi olmadığı; işyerinde hiçbir suretle gizli örtülü olarak toplantı yapılmadığı, Lobi isimli oluşum hakkında hiçbir bilgisinin olmadığı ve ilk defa burada duyduğu, belirttiği gibi hiçbir oluşum içerisinde yer almadığı, vatanını milletini seven bir insan olduğu, çalıştığı ve kendi hayatını yaşadığı; Bu mektubu gönderen Ahmet YILMAZ isimli şahsı tanımadığı,


Savcılık beyanı

Şüpheli Hakan ŞANLI’nın 20.08.2007 tarihli savcılık ifadesinde; Emniyette verdiği ifadesinin tekrar ettiği, şüpheli Emin ŞİRİN’i 2001 yılından beri tanıdığı, şüpheli Ergün POYRAZ’ı da 2002-2003 yıllarında bir resepsiyonda tanıdığı, daha sonra şüpheli şahsın, kendine ait olan iş yerine bir kere geldiği, kendisi ile onbeş dakika görüştüğü, daha sonra bir daha hiç görüşmediği; emniyet ve askeriyenin uçak ve yedek parça ihalelerine girmekte olduğu, bunun dışındaki şüpheli şahıslardan hiçbirini tanımadığı ve diğerlerinin hiç birini tanımadığı; kendisine ait işyerinde bulunan Genel Kurmay yazılı CD ve disket kendisinin yanımda çalışan Hakan ARISÜT isimli şahsın özel projesi olduğu, bu konuda Genel Kurmay ile görüşmelerinin olduğu, Gizli bir belge olmadığı, şüpheli Emin ŞİRİN' in beyanına cevaben; iddia edildiği gibi şüpheli Emin ŞİRİN ile Ergün POYRAZ'ı tanıştırmadığı, telefonunu vermiş olabileceği, kendisine ait işyerindeki askeri bilgilerin Hakan ARISÜT’ün notları olduğu, Hakan ARISÜT’ün bilgisayarından çıkmış notlar olduğu ve elde edilen disketlerin ise ona ait olduğu, kendisine ati olan işyerinde iddia edildiği gibi gizli toplantı yapılmadığı, kendisinin cep telefonu numarasının 0532 253 30 30, işyerinin numarasının 0312 438 49 21-22-23-24-25-26 olduğu; Kürşat isimli şahsı tanımadığı ancak Atilla UĞUR isimli şahsın albay olduğu dönemde askeri ihale ve toplantılardan tanıdığı, suçlamaları kabul etmediği,

Şüpheli Hakan ŞANLI’nın 10.02.2009 tarihli savcılık ek ifadesinde; Kendisinin daha önce verdiği ifadeyi aynen tekrar ettiği, daha sonra yakalanan ve tutuklanan şüphelilerden hiçbirini tanımadığı, Aytaç YALMAN ve şüpheli Şener ERUYGUR, Levent Ersöz'ü tanımadığı, şüpheli Levent Ersöz'ü bir sefer gördüğü, iş ile ilgili kendisiyle beş dakika görüştüğü ve başka bir görüşmesinin olmadığı,
Şüpheli Hasan Atilla ile gözaltına alındıktan sonra görüşme yapmadığı, şüpheli Barbaros Hayrettin ALTINTAŞ'ı tanımadığı, Hasan Atilla UĞUR'u 2001 veya 2002 tarihinde askeri malzeme satış işlemlerinde tanıştığı, önceki ifadesinde belirttiği gibi o zaman şüpheli Şener ERUYGUR'un jandarma komutanı olduğu dönemde internet takip sistemi sattığı, tahminine göre 4 tane sattığı, birisinin ODTÜ'ye, birisinin Mecidiyeköy'e birisinin de Ankara Ulus çıkışına takıldığı, bu cihazların tanesinin yaklaşık 300.000$(üçyüzbindolar) olduğu ve ek aksesuarlarının da olduğu,
Aytaç YALMAN’ı zamanında herhangi bir alışveriş yapmadığı, tahminine göre şüpheli Şener ERUYGUR ile yaptığı ticaret 1.050.000$(birmilyonellibindolar) civarında olabileceği, kendisinin o tarihlerde sattığı malzemeler için herhangi bir fatura düzenlemediği, kendisine malzemelerin örtülü ödenekten alındığı, gizli olduğu ve ulusal güvenliği ilgilendirdiğinin söylendiği, herhangi bir fatura kesmediği, kendisinin banka hesabına bu paraların nereden aktarıldığını bilmediği, ancak İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan Recep Başçavuş isimli bir astsubayın olduğu, para işleriyle ilgilendiği, havaleleri ise bu şahsın yaptığını bildiği, Jandarma Genel Komutanlığı hesabından yapıldığını düşündüğü, kendisinin o tarihlerde REM (Research ....) isimli şirketten yaptığı ve şirketin isminin tam olarak açılımını hatırlayamadığı,16.08.2008 günü İstanbul cumhuriyet Başsavcılığı’na gelen bir ihbar mektubu ve 02.07.2008 günü saat 12.02 sıralarında kardanadam111@gmail.com isimli e-mail kullanıcısının göndermiş olduğu mail ihbarı ile ilgili sorulan soruya vermiş olduğu cevapta; kendisinin ihbarı kabul etmediği, şüpheli Emin ŞİRİN’in kendisine ati olan ofise zaman zaman geldiği, şüpheli Emin ŞİRİN’i sevdiği, hoş sohbetli olduğu, Meclis'deki soru önergeleriyle ilgili kendisine bilgi vermediği; kendisine Kürşat Albay’ın bu tür bilgiler vermediği, şüpheli Ergün POYRAZ ve İsmail YILDIZ'a bilgi aktarmadığı, şüpheli Ergün POYRAZ'la bir kere resepsiyonda tanıştığı

Hiç yorum yok: